cumhurİyet dÖnemİ edebİyati -...

49
1 CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI Yeni Türk Edebiyatı araştırmalarında öteden beri kullanılan “Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı” terimini, kendi içinde tam bir bütünlüğe sahip bir edebiyat sürecini veya başlangıcı ve sonu belli bir edebiyat dönemini ifade eden bir adlandırma gibi düşünmemek gerekir. Edebî değişmeden çok siyasî ve sosyal değişmeyi ifade eden bu terim, birçok edebiyat tarihinde veya edebiyat araştırmasında Tanzimat’tan sonra başlayan “Yeni Türk Edebiyatı”nın büyük bir alt döneminin adı olarak, Cumhuriyet’in ilânından günümüze kadar gelen yaklaşık seksen yıllık bir süreçte ortaya çıkan edebî hareket, kişilik ve olguları ifade etmek için kullanılır. Tam bir edebî adlandırma olmasa da bu döneme “Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı” denmesinin yine de anlamlı ve geçerli bir tarafı vardır. Gerçekten de Cumhuriyet’in 1923’te ilânından sonra Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen devrimler ve bu devrimler doğrultusunda ortaya çıkan büyük sosyal, siyasî ve kültürel değişme, edebiyatımızı büyük ölçüde şekillendirmiş, varlığına önceki dönemlerden farklı bir yön ve biçim vermiştir. Yine de Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, edebiyatımızda Tanzimat’tan sonra başlayan modernleşme akımının son ve en büyük halkası veya atılımı olmaktan başka türlü ele alınamaz. Başka deyişle bu edebiyatın oluşumunda Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde ortaya çıkan yeni edebiyat hareketlerinin ihmal edilemez bir yeri vardır. Bilindiği gibi edebiyatımızda yenileşme, Tanzimat Fermanı’nın 1839’da ilânından yaklaşık yirmi yıl sonra başlamıştı. Yeni şiir ilkin Şinasi’nin 1856’dan itibaren Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kasidelerle başlamış, modern tiyatronun ilk eseri yine Şinasi‘nin 1859’da yazdığı Şair Evlenmesi olmuş, roman türünün ilk örneğini de Şemsettin Sami, 1872’de yayımladığı Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat’la vermişti. Böylece başlayan Yeni Türk Edebiyatında Şinasi ve Namık Kemal’in eserleriyle gelen yeni fikir ve görüşler, Abdülhak Hamit’in şiirde denediği yeni şekiller, çeşitli yollardan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatına sızarak daha modern ve ileri fikir veya şekillere ulaşmışlardır. Modern roman ve tiyatro türleri de yine bu dönemde basit örnekler halinde de olsa kendini göstermiş ve bu türler, daha sonraki dönemlerde gelişerek üstün örneklerini Cumhuriyet Dönemi edebiyatında bulmuşlardır. 1896-1901 yıllarında edebiyatımıza hakim olan Servet-i Fünûn edebî anlayışının büyük temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil, romana has bir dil oluşturmuş ve yazdığı Mai ve Siyah ve Aşk-ı Memnu gibi eserler, bu türün zirve eserleri olarak Cumhuriyet’ten sonra sürekli hatırlanmış ve örnek alınan modeller olmuştur. Kısa hikâyenin de onun usta kaleminden çıkan eserlerle ayrı bir edebî tür haline geldiği söylenebilir. Servet-i Fünun’un ünlü şairi Tevfik Fikret ise şiirinde dile getirdiği fikirler, özellikle yeni insan fikrî ve istibdat karşısındaki duruşuyla Cumhuriyet döneminde sık sık hatırlanmıştır. II. Meşrutiyet yıllarında gelişen edebî hareketlerin ise Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında elbette daha büyük etkileri olmuştur. 1910-1912 arasında kendini gösteren Fecr-i Âti grubunun en önemli ismi olan Ahmet Haşim’in izlenimci ve yer yer sembolik bir karakter gösteren parıltılı şiiri, Cumhuriyet devri şairlerinde büyük bir hayranlık uyandırmış ve 1926’da Piyale adlı şiir kitabının yayımı geniş yankılara yol açmıştır. “Halis şiir” ya da “saf şiir” yolundaki anlayışıyla Haşim’e yakın bir çizgide duran Yahya Kemal’in 1921’de çıkan Dergâh’ta dile getirdiği şiir ve edebiyat konusundaki görüşleri -ki bu görüşler “mektepten memlekete dönen edebiyat” formülüyle özetlenebilir- birçok Cumhuriyet dönemi şair ve yazarı üzerinde derin izler bırakmıştır. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in şiirleri, Cumhuriyet devrinde şairler için ya örnek alınan ya da aşılması hedeflenen, başka deyişle her iki şekilde de önemsenen şiir modelleri olmuştur. 1911 nisanında Selânik’te çıkan Genç Kalemler dergisinde Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip’in (Yöntem) hikâye, şiir ve makaleleriyle başlayan sade dile ve eski Türk tarihine dönüş hareketi Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı üzerinde daha yaygın ve kalıcı izler bırakmıştır. 1914’ten sonra birçok ismin katılımıyla daha da genişleyen ve bazı araştırmacıların ifadesiyle bir “Millî Edebiyat Akımı” haline gelen bu hareket, bir yandan İslâm öncesi Türk tarihine, bir yandan da halk edebiyatı ve folklora yönelişiyle adeta Cumhuriyet döneminin ilk devresindeki edebiyatın bir çeşit programını ortaya koymuştu. II. Meşrutiyet döneminin ideologu olan Ziya Gökalp’ın daha sonra Atatürk devrimlerinde de etkili olan fikir ve teklifleri ve bunların yanı sıra “tehzip” fikrine uygun olarak halk masal ve destanlarını modernize etme yolundaki denemeleri, modern edebiyatın halk edebiyatıyla yakınlaşmasına ve birçok noktada birleşmesine yol açmıştı. Bu denemelerin yanı sıra 1914’ten sonra yoğunlaşan aruz-hece tartışmalarının önemli bir sonucu olarak aruz vezni terk edilmeye yüz tutmuş, Orhan Seyfi (Orhon), Enis Behiç (Koryürek), Halit Fahri (Ozansoy) ve Faruk Nafiz (Çamlıbel) gibi genç şairler; Türk Yurdu, Yeni Mecmua, Şair ve Büyük Mecmua adlı

Upload: others

Post on 20-Sep-2019

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

1

CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI Yeni Türk Edebiyatı araştırmalarında öteden beri kullanılan “Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı” terimini, kendi içinde tam bir bütünlüğe sahip bir edebiyat sürecini veya başlangıcı ve sonu belli bir edebiyat dönemini ifade eden bir adlandırma gibi düşünmemek gerekir. Edebî değişmeden çok siyasî ve sosyal değişmeyi ifade eden bu terim, birçok edebiyat tarihinde veya edebiyat araştırmasında Tanzimat’tan sonra başlayan “Yeni Türk Edebiyatı”nın büyük bir alt döneminin adı olarak, Cumhuriyet’in ilânından günümüze kadar gelen yaklaşık seksen yıllık bir süreçte ortaya çıkan edebî hareket, kişilik ve olguları ifade etmek için kullanılır. Tam bir edebî adlandırma olmasa da bu döneme “Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı” denmesinin yine de anlamlı ve geçerli bir tarafı vardır. Gerçekten de Cumhuriyet’in 1923’te ilânından sonra Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen devrimler ve bu devrimler doğrultusunda ortaya çıkan büyük sosyal, siyasî ve kültürel değişme, edebiyatımızı büyük ölçüde şekillendirmiş, varlığına önceki dönemlerden farklı bir yön ve biçim vermiştir. Yine de Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, edebiyatımızda Tanzimat’tan sonra başlayan modernleşme akımının son ve en büyük halkası veya atılımı olmaktan başka türlü ele alınamaz. Başka deyişle bu edebiyatın oluşumunda Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde ortaya çıkan yeni edebiyat hareketlerinin ihmal edilemez bir yeri vardır. Bilindiği gibi edebiyatımızda yenileşme, Tanzimat Fermanı’nın 1839’da ilânından yaklaşık yirmi yıl sonra başlamıştı. Yeni şiir ilkin Şinasi’nin 1856’dan itibaren Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kasidelerle başlamış, modern tiyatronun ilk eseri yine Şinasi‘nin 1859’da yazdığı Şair Evlenmesi olmuş, roman türünün ilk örneğini de Şemsettin Sami, 1872’de yayımladığı Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat’la vermişti. Böylece başlayan Yeni Türk Edebiyatında Şinasi ve Namık Kemal’in eserleriyle gelen yeni fikir ve görüşler, Abdülhak Hamit’in şiirde denediği yeni şekiller, çeşitli yollardan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatına sızarak daha modern ve ileri fikir veya şekillere ulaşmışlardır. Modern roman ve tiyatro türleri de yine bu dönemde basit örnekler halinde de olsa kendini göstermiş ve bu türler, daha sonraki dönemlerde gelişerek üstün örneklerini Cumhuriyet Dönemi edebiyatında bulmuşlardır. 1896-1901 yıllarında edebiyatımıza hakim olan Servet-i Fünûn edebî anlayışının büyük temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil, romana has bir dil oluşturmuş ve yazdığı Mai ve Siyah ve Aşk-ı Memnu gibi eserler, bu türün zirve eserleri olarak Cumhuriyet’ten sonra sürekli hatırlanmış ve örnek alınan modeller olmuştur. Kısa hikâyenin de onun usta kaleminden çıkan eserlerle ayrı bir edebî tür haline geldiği söylenebilir. Servet-i Fünun’un ünlü şairi Tevfik Fikret ise şiirinde dile getirdiği fikirler, özellikle yeni insan fikrî ve istibdat karşısındaki duruşuyla Cumhuriyet döneminde sık sık hatırlanmıştır. II. Meşrutiyet yıllarında gelişen edebî hareketlerin ise Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında elbette daha büyük etkileri olmuştur. 1910-1912 arasında kendini gösteren Fecr-i Âti grubunun en önemli ismi olan Ahmet Haşim’in izlenimci ve yer yer sembolik bir karakter gösteren parıltılı şiiri, Cumhuriyet devri şairlerinde büyük bir hayranlık uyandırmış ve 1926’da Piyale adlı şiir kitabının yayımı geniş yankılara yol açmıştır. “Halis şiir” ya da “saf şiir” yolundaki anlayışıyla Haşim’e yakın bir çizgide duran Yahya Kemal’in 1921’de çıkan Dergâh’ta dile getirdiği şiir ve edebiyat konusundaki görüşleri -ki bu görüşler “mektepten memlekete dönen edebiyat” formülüyle özetlenebilir- birçok Cumhuriyet dönemi şair ve yazarı üzerinde derin izler bırakmıştır. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in şiirleri, Cumhuriyet devrinde şairler için ya örnek alınan ya da aşılması hedeflenen, başka deyişle her iki şekilde de önemsenen şiir modelleri olmuştur. 1911 nisanında Selânik’te çıkan Genç Kalemler dergisinde Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip’in (Yöntem) hikâye, şiir ve makaleleriyle başlayan sade dile ve eski Türk tarihine dönüş hareketi Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı üzerinde daha yaygın ve kalıcı izler bırakmıştır. 1914’ten sonra birçok ismin katılımıyla daha da genişleyen ve bazı araştırmacıların ifadesiyle bir “Millî Edebiyat Akımı” haline gelen bu hareket, bir yandan İslâm öncesi Türk tarihine, bir yandan da halk edebiyatı ve folklora yönelişiyle adeta Cumhuriyet döneminin ilk devresindeki edebiyatın bir çeşit programını ortaya koymuştu. II. Meşrutiyet döneminin ideologu olan Ziya Gökalp’ın daha sonra Atatürk devrimlerinde de etkili olan fikir ve teklifleri ve bunların yanı sıra “tehzip” fikrine uygun olarak halk masal ve destanlarını modernize etme yolundaki denemeleri, modern edebiyatın halk edebiyatıyla yakınlaşmasına ve birçok noktada birleşmesine yol açmıştı. Bu denemelerin yanı sıra 1914’ten sonra yoğunlaşan aruz-hece tartışmalarının önemli bir sonucu olarak aruz vezni terk edilmeye yüz tutmuş, Orhan Seyfi (Orhon), Enis Behiç (Koryürek), Halit Fahri (Ozansoy) ve Faruk Nafiz (Çamlıbel) gibi genç şairler; Türk Yurdu, Yeni Mecmua, Şair ve Büyük Mecmua adlı

Page 2: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

2

dergilerde hece vezniyle birçok şiir yayımlamışlar ve bu şairler, artık Mütareke yıllarında “Hece Şairleri” olarak adlandırılmaya başlamışlardı. II. Meşrutiyet’in sonunda ve Mütarekede oldukça yaygın bir şöhret kazanan, sonradan edebiyat tarihlerinde “Beş Hececiler” veya “Hecenin Beş Şairi” olarak değerlendirilen bu şairlerin şiir birikimi, Cumhuriyet döneminin ilk devresinin şiirinde özellikle vezin ve dil açısından önemli bir zemin oluşturur. Tanzimat’tan sonra Yeni Türk Edebiyatının iki ana çizgide yürüdüğü söylenebilir. Bunlardan birisi Namık Kemal, R. M. Ekrem ve Hamit’in eserlerinde beliren romantik edebiyat çizgisi, diğeri de Beşir Fuat’ın tesiriyle Nabizade Nazım, Sami Paşazade Sezai ve Hüseyin Rahmi’nin (Gürpınar) eserlerinde beliren gerçekçi (realist) edebiyat çizgisi. Tanzimat döneminde peşpeşe ortaya çıkan bu iki ana çizgi, Servet-i Fünun Edebiyatı döneminde gerçekçi edebiyat tekniklerinin yine de ağır bastığı bir senteze ulaşmakla birlikte, II. Meşrutiyet döneminde yeniden bir ayrışmaya uğramıştır. Romantik çizgi, izlenimci ve yarı sembolist bir çizgiye dönüşerek Fecr-i Ati yıllarında özellikle Ahmet Haşim’de ve kısmen Yahya Kemal’de devam etmiş; gerçekçi çizgi ise Mehmet Emin (Yurdakul) ve Mehmet Akif’in (Ersoy) şiirlerinde ve Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) ile Refik Halit’in (Karay) hikâyelerinde daha baskın bir şekilde yeniden ortaya çıkmıştır. Bu iki çizgi daha sonra Cumhuriyet döneminde hem şiirde hem de hikâye, roman ve tiyatroda dönem dönem çeşitli değişmelere uğrayarak kendini gösterir ki bu duruma yeri geldiğinde işaret edilecektir. Böylece önceki edebiyat dönemlerinden şekil, dil ve fikir bakımından bazı özellikleri devralan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının oluşumunda, elbette ki Cumhuriyet’in ilânından sonra gerçekleştirilen büyük siyasî, toplumsal ve kültürel değişmenin daha yaygın ve esaslı bir rolü vardır. Devam eden bazı çizgilere rağmen bu edebiyatın geçmişin edebiyatından çok farklı bir şekilde oluşmasında, Atatürk ilke ve devrimleri kuşkusuz büyük ölçüde belirleyici bir rol oynamıştır. Bu bakımdan Cumhuriyet dönemi şiir, hikâye, roman ve tiyatrosundaki gelişmelerin ayrıntısına girmeden önce yeni bir şekilde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısıyla edebiyat arasındaki ilişkiyi ana çizgiler halinde ortaya koymak yerinde olacaktır. Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasından sonra kuracağı yeni devletin yapısını hızla şekillendirmeye başlayan Atatürk, Birinci Büyük Millet Meclisinin kararlarına dayanarak 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırır ve 29 Ekim 1923’te de yeni devletin ve rejimin temeli olan Cumhuriyet’i ilân eder. Arkasından 3 Mart 1924’te hilâfet kurumu kaldırılır. Aynı tarihte Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabulüyle medreseler, arkasından gene bir kanunla 25 Kasım 1925’te tekke, zaviye ve türbeler kapatılır. 11 Nisan 1928’de de anayasada lâik doğrultuda bazı değişiklikler yapılır. Bütün bunlar İslâmcı bir dünya görüşünün çatısı altında toplanmış çok milletli bir siyasî yapıdan millî ve üniter bir yapıya geçişi gerçekleştiren düzenlemelerdir. Her biri başlı başına bir devrim niteliği taşıyan bu büyük yapısal değişmeler, toplumda İslâmcı ve Osmanlıcı görüşlerin büyük ölçüde önünü keser, mistik ve tasavvufî eğilimlere de büyük ölçüde set çekerek birçok aydın ve yazarın dünyaya bakış tarzı veya hayat felsefesinde köklü değişmelere yol açarlar. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatını fikrî açıdan çok etkileyen ve yönlendiren bu düzenlemelerin yanı sıra 3 Kasım 1928’de gerçekleştirilen harf devrimi, yeni kurulan devletin geçmişe ait kültürel değerlerle ilişkisini büyük ölçüde keserek yüzünü tamamen batıya ya da Lâtin alfabesi yoluyla batıdan gelen etkilere çevirmesine yol açar. Böylece lâik yoldan gelecek etkilere, daha doğru bir ifadeyle aklın ve modern bilimin ve Avrupaî sanatın etkilerine kapılarını tamamen açan yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde edebiyat açısından önemli bir başka değişme de 13 Ekim 1923’te kabul edilen bir kanunla devletin merkezinin İstanbul’dan Ankara’ya taşınmasıdır. Bu değişme, edebiyatımızın içerik, dil ve biçim bakımından halk edebiyatına ve folklora yönelmesinde ve uzun bir süre boyunca Anadolu coğrafyası ve insanını temel bir konu olarak ele almasında önemli bir rol oynamıştır. 10 Nisan 1931’de Türk Ocaklarının kapatılması ve bu kurumun yerine 19 Şubat 1932’de halkevlerinin açılması da Anadolu ve Anadolu insanının öncelikle ele alınmasında rol oynayan diğer bir toplumsal ve kültürel değişmedir. Ocakların kapatılarak halkevlerinin açılması, bir anlamda da o zamana kadar edebiyatımız üzerinde etkili olan Turancı görüşlerin hızının kesilmesine yol açmıştır. Bunlardan başka 1931 haziranında bir yandan Türk Tarihi Tedkik Cemiyetinin, 1932 temmuzunda da Türk Dili Tedkik Cemiyetinin kurulması, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının fikir dünyasının şekillenmesinde ve özellikle dil anlayışının değişmesinde çok önemli roller oynamış olan iki büyük olaydır. Daha sonra Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumuna dönüşen bu dernekler, sık sık düzenledikleri kurultaylarda Türk tarihi ve Türk dilinin çeşitli problemlerini tartışmışlar, Atatürk’ün çoğuna bizzat katıldığı bu tartışmalarda bir yandan “Türk tarih tezi” ve “güneş-dil teorisi” oluşturulurken bir yandan da Türkçe’nin özleştirilmesi ve aslî kaynaklarına döndürülmesi

Page 3: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

3

yolunda radikal adımlar atılmıştır. Bu tarih tezini ve güneş dil teorisini kısaca şöyle özetleyebiliriz: Türkler Moğollar gibi sarı ırktan olmayıp Arî ırka mensupturlar ve kökleri milâttan 9000 yıl önceye, hatta daha önceki dönemlere gitmektedir. Türk dili dünyadaki diğer büyük diller üzerinde etkili olmuştur. Dilin kökünde tabiatın gücü vardır ve insan ilk gücünü güneşten, dolayısıyla dil de ilk gücünü güneşten almıştır. Türk tarihi Osmanlı’yla başlamamıştır, Türk milleti Osmanlı ve İslâm öncesinde kurduğu 18 devletle siyasî varlığını çok önceden ispatlamıştır. Osmanlı Devleti, yanlış idaresiyle çok eski çağlardan beri bir medeniyete sahip olan Türklere zarar vermiştir. Bu bakımdan Türk’ün siyasî ve kültürel kimliğinde Osmanlılığı esas almak yanlıştır. Tarih ve dil alanlarında ortaya atılan bu görüşler, daha sonraki yıllarda farklı gelişme çizgileri izlemekle birlikte, özellikle Atatürk ve İnönü dönemlerinde yazılan birçok şiir, tiyatro ve romanda çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Estetik değeri az olmakla birlikte bu yoldaki eserler, sayı itibariyle oldukça fazladır. Atatürk ve İnönü dönemlerinde ateşli bir millî dava halinde heyecanla sürdürülen dilde millî kaynaklara veya halk kaynağına dönme ya da “Öztürkçecilik” hareketi, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında kuşkusuz daha somut sonuçlar doğurmuştur. Bu hareket sonucunda dilden ve tabiî edebî eserlerin dilinden Arapça, Farsça kökenli unsurlar atılırken, halk deyim ve ifadeleri edebiyata geniş ölçüde girmiş ve böylece edebî dil büyük bir değişmeye uğramıştır. Ancak bu hareket, bir yandan da şair ve yazarların ilhamını dar bir kelime kadrosu içinde sıkıştırmak ve bireysellik imkânını azaltmak gibi olumsuz sonuçları da beraberinde getirmiştir. Böylece geçmişten gelen bazı çizgiler ve ondan daha fazla da Cumhuriyet’in ilânından sonra görülen siyasî, toplumsal ve fikrî değişmelerle şekillenen Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında elbetteki batıda ortaya çıkan edebiyat ve fikir akımlarının da sürekli ve kalıcı etkileri olmuştur. Daha sonra yeri geldikçe değineceğimiz bu etkiler, yüzünü tamamen batıya çeviren yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür politikaları doğrultusunda edebiyatımızda gitgide artan bir seyir izlemektedir. Seksen yıllık tarihine bir bütün olarak baktığımızda Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, büyük bir çeşitlilik gösteren çok zengin ve dinamik bir edebiyattır. Birçok edebî türde verilmiş çok sayıda eser ve eserlerdeki değişmeler, bu edebî dönemin belli başlıklar altında sınıflandırılıp değerlendirilmesini adeta imkânsız bir hale getirir. Tasnif ve değerlendirmeyi zorlaştıran başka bir olgu da bazı ortak hareket ve modaların görülmesine rağmen, edebî kişiliklerin çoğu zaman bunların önüne geçmiş olması, başka bir deyişle Servet-i Fünûn edebiyatında olduğu gibi şair ve yazarlar arasında ortak bir çalışmanın yokluğu ve birçok yazarın şöhretini tek başına yapmış olmasıdır. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında siyasî ve toplumsal değişmelere bağlı olarak bazı önemli değişmeler görülmekle birlikte, edebî değişmeleri yalnızca bu etkenlerle açıklamak ve değerlendirmek mümkün değildir. Edebî değişmede siyasî ve toplumsal olayların önemli bir rolü olmakla birlikte, batıdan gelen edebî etkilerin ve ayrıca tekrara düşmesi ve yeniliğini yitirmesi dolayısıyla edebiyatımızın kendi içinden gelen değişme ihtiyacının da rolü vardır. Gerçekten de Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında siyasî ve toplumsal değişmeler, edebî etkiler ve türlerin kendi tarihiyle ilgili nedenler dolayısıyla şiir, hikâye, roman ve tiyatro türlerinde hem kronoloji hem de nitelik açısından farklı çizgilerde seyreden gelişmeler ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan edebiyatı 1923-1940 arası, 1940 sonrası veya 1940-1960 arası, 1960 sonrası ve 1980 sonrası gibi siyasî değişmelere bağlı yuvarlak yirmi yıllık dilimlere bölmek, özellikle türler dikkate alındığında her zaman anlamlı ve tutarlı sonuçlar vermemektedir.

ŞİİR 1923 - 1940 DÖNEMİ

MEMLEKET ŞİİRİ

Atatürk’ün hayatta bulunduğu bu ilk devrede şiirin manzarasına baktığımızda ilk olarak şöhretini önceki dönemlerde yapmış şairlerin şiirleriyle karşılaşırız. Şiir dünyamızda Tanzimat’tan bu yana her devirde büyük bir şair olarak kabul edilen Abdülhak Hamit (Tarhan), Servet-i Fünûn Edebiyatının önde gelen şairlerinden Cenap Şahabettin, Ali Ekrem (Bolayır), Hüseyin Siret (Özsever), asıl şöhretini II. Meşrutiyet döneminde yapmış olan Ahmet Haşim, Yahya Kemal (Beyatlı), Mehmet Akif (Ersoy) ve Mehmet Emin (Yurdakul) bu dönemde ya son şiirlerini yazarlar ya da eski şiirlerin yeni baskılarını yaparlar. Önceki kuşaklardan özellikle Ahmet Haşim ve Yahya Kemal, hem bu dönemin hem de sonraki dönemlerin şiirinde sürekli bir etkiye sahip olmuş isimlerdir. Topluca yayımlanmamakla birlikte yine de şiirleri dillerde dolaşan Yahya Kemal (1884-1958), özellikle şiir ve edebiyat konusundaki görüşleri ve edebî sohbetleriyle yeni nesiller üzerinde çok etkilidir. Onun özellikle 1921

Page 4: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

4

nisanında Dergâh’ta çıkan “Üç Tepe” ve 1936 ocağında Kültür Haftası’nda çıkan “Memleket’ten Bahseden Edebiyat” yazıları sembolik bir değer taşır. İlk makalede kastedilen üç tepe, Çamlıca, Tepebaşı ve Metristepe’dir. Burada şair Cumhuriyet’ten sonra edebiyatın artık İstanbul’daki Çamlıca veya Tepebaşı yerine Afyon’daki Metristepe’den konuşacağını anlatmak ister. Şiirde konuşulan Türkçe’yi, “beyaz lisan” dediği Türkçe’nin kendine mahsus ses ve ahengini arayan büyük şairin şiir ve edebiyat konusunda geliştirdiği formüller ve farklı zamanlarda yayımladığı şiirler, birçok şair ve yazarın zihninde yer eder ve büyük bir şair olarak da sık sık hatırlanır. Şiirini devrinin sorunlarından ve gündelik konulardan uzak tutan Ahmet Haşim (1887-1933) ise hiç değişmeyen bir kelime kadrosu etrafında dönen ve sessiz bir şarkıya benzeyen kapalı şiiriyle Cumhuriyet dönemi şairleri üzerinde daha çok etkili olmuştur. Onun özellikle Piyale adlı şiir kitabının 1926’da yayımlanışı edebiyat dünyasında büyük bir olay olur. Şiirleri ve kitabının önsözündeki şiire dair fikirleriyle Haşim, Cumhuriyet’in bütün dönemlerinde ya hayranlık duyulan ya da karşı çıkılarak bir alternatif oluşturulmaya çalışılan vaz geçilmez bir isim olarak daima hatırlanmış ya da tartışılmıştır. O kadar etkili olmalarına rağmen gerek Yahya Kemal’in gerekse Ahmet Haşim’in şiiri, Atatürk devrinde ortaya çıkan genel şiir manzarasının gene de dışında kalır. Bu dönemde benimsenen şiir, hece şairlerinden Faruk Nafiz Çamlıbel’in (1898-1973) Anadolu’yu ve millî heyecanları anlatan şiiridir. Yahya Kemal’i çok beğenmekle birlikte Atatürk devrinin destanî havasının tesirine kapılarak bu dönemin özlediği şiirin dikkate değer örneklerini veren Faruk Nafiz’in bu yoldaki en önemli şiiri, dönemin klâsikleşmiş şiir örnekleri arasında sayılan “Han Duvarları”dır. 1922’de Ankara’ya geçtikten sonra Kayseri’ye öğretmen olarak tayin edilmesi dolayısıyla buraya yaptığı yolculuğun bir hikâyesini veren Han Duvarları, Türk Yurdu dergisinde 1925 ocağında yayımlanır. Hece vezniyle yazılan şiir, ilk defa Anadolu coğrafyası ve insanıyla karşılaşan bir İstanbullu şair veya aydının uğradığı şoku ve onun gözünden Anadolu’nun şaşırtıcı manzarasını verir ve şiirimizin Anadolu’ya yönelişini ifade etmesi bakımından sembolik bir değer taşır. Sert ve acımasız Anadolu tabiatı, her biri bir gurbet ve ayrılık hikâyesinin kahramanı olan hüzünlü ve dalgın Anadolu insanları ve kendisi de gurbete çıkmış olan şairin bu insanlarla birleşen kaderi şiiirin esasını oluşturur. Han Duvarları, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış adlı bir halk şairinin kendi dramını veren bir koşması -ki bu koşmanın her bir kıtası konakladığı hanların duvarında şairin karşısına çıkar- etrafında örülmüş estetik açıdan da değerli bir şiirdir. Böylece modern şairin şiiriyle halk şairinin şiiri, başka deyişle yüksek edebiyatla halk edebiyatı birleşir. Han Duvarları bu bakımdan da önemlidir. 1926-1929 arasında Atatürk’ün yakın ilgisi ve Maarif Vekâletinin desteğiyle İstanbul’da basılıp Ankara’da dağıtılan Hayat dergisi, bu yılların fikir ve edebiyat hayatında önemli bir rol oynar. Milliyetçilik ve çağdaşlık ilkelerine inanmış bir kadronun çıkardığı ve dönemin önde gelen bütün fikir ve sanat adamlarının toplandığı dergide yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin fikrî ve felsefî temelleri oluşturulmaya çalışılırken bir taraftan da Atatürk ilke ve devrimlerine uygun millî ve sosyal bir edebiyatın nasıl olması gerektiği tartışılır. Memleketçi edebiyat eğilimine sahip birçok şair ve yazarın eserlerinin yayınlamdığı Hayat’ta Faruk Nafiz’in de “Sanat” başlıklı bir şiiri çıkar. Bu şiir Cumhuriyet’ten sonra ortaya çıkan yeni şiirin veya Anadolu coğrafyası ve insanını anlatacak “Memleket Şiiri”nin bir çeşit bildirisi gibi kabul edilebilir. Yabancı sanatlar karşısında millî zevk ve sanata, daha doğrusu halk zevkine ve sanatına dönüşü ifade eden Sanat’ın son kıtası şöyledir: Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz. Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz! Şairin bu yolda yazdığı şiirlerin önemli bir kısmı 1926’da yayımlanan Çoban Çeşmesi’nde ve diğer kitaplarında toplanmıştır. Memleketçi şiirin dikkate değer örneklerini Faruk Nafiz’den başka Millî Mücadele’ye bizzat katılan Kemalettin Kamu (1901-1948) ve Ömer Bedrettin Uşaklı (1904-1946) gibi lirik şairlerin eserlerinde de buluruz. Genel olarak memleket manzaralarını ve insanlarını tasvir eden ve gördükleri karşısındaki izlenim ve duygularını dile getiren bu şairlere, şiirlerinde folklor ve halk edebiyatı unsurlarına daha çok yer veren isimleri de katmak gerekir. Bunlar arasında en önde gelen isim Ahmet Kutsi Tecer’dir (1901-1967). Aslında II. Meşrutiyet döneminde Ziya Gökalp’ın makale ve şiirleriyle başlayan halk edebiyatına ve folklora yöneliş, Cumhuriyet döneminde özellikle 1932 Şubatında halkevlerinin açılışıyla büyük bir ivme kazanır. Ülkenin birçok şehir ve kasabasında açılan ve 1951

Page 5: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

5

yılında kapanışına kadar çok önemli toplumsal ve kültürel faaliyetler gerçekleştiren halkevlerinin çıkardığı dergilerde çok sayıda memleket şiiri yayımlanır. Doğrudan doğruya devlet yardımıyla çıkarılan ve sayı olarak yetmişe ulaşan halkevi dergileri içinde 1932 Şubatında bizzat Atatürk’ün verdiği isimle çıkarılan Ülkü dergisi diğerlerinin öncüsü durumundadır. Ülkü’nün yönlendirdiği halkevi dergileri arasında yer alan Yeni Türk, Halk Bilgisi Haberleri (İstanbul), Fikirler (İzmir), Ün (Isparta), Kaynak (Balıkesir), Taşpınar (Afyon), Konya (Konya), Karacadağ (Diyarbakır), İnanç (Denizli), 19 Mayıs (Samsun), Gediz (Manisa), Başpınar (Gaziantep) dergileri oldukça uzun süre çıkmış ve çevrelerinde çok etkili olmuşlardır. Çoğunlukla yörede çalışan öğretmenlerin yönettiği bu dergilerde Atatürk’ü ve devrimleri yücelten şiirlerin yanı sıra Anadolu şehir, kasaba ve köylerini romantik ve idealist bir bakışla anlatan çok sayıda şiir çıkmıştır. İnönü döneminde ise bu şiirlerin biraz karamsar, gerçekçi ve eleştirici bir nitelik kazandığını söyleyebiliriz. Bunlar memleketçi şiirin bütün bir Anadolu coğrafyasına yayıldığını gösteren örneklerdir ve çoğunluğu öğretmen şairler tarafından yazılmıştır. 1930-1934 yılları arasında Sivas’ta öğretmenlik yapan Ahmet Kutsi de buraya geldikten sonra halk şiir ve folklorunu, kendi şiirine yön verecek yeni bir kaynak gibi keşfetmiş ve halk edebiyatı geleneğinin çok canlı bir şekilde yaşadığı Sivas’ta, 1931’de bir “Halk Şairleri Bayramı” düzenlemiş, ertesi yıl da “Halk Şairlerini Koruma Derneği”ni kurmuştu. Bu sırada keşfettiği Âşık Veysel (Şatıroğlu) (1894-1973), daha sonra gene onun çabalarıyla bütün ülke çapında tanınan ve sevilen bir halk ozanı olmuştu. Birçok şiirinin yayımlandığı Ülkü dergisini 1941-1945 yıllarında yönetmiş olan Ahmet Kutsi Tecer’in memleket sevgisini anlatan hece şiirleri, şiirinin önemli bir kısmını oluşturur. Bu şiirler, halkevi dergilerindeki diğer şairlerin şiirleriyle kıyaslandığında estetik açıdan çok ileridedir. Ahmet Kutsi, heceyi kendine özgü bir şekilde kullanmak bakımından da devrin diğer hece şairlerinden farklı bir konuma sahiptir. Folklorik unsurları şiirinde Ahmet Kutsi gibi başarılı bir şekilde kullanan ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bazı şiirleri de bu çerçevede değerlendirilebilir. 1933’te Paris’ten döndükten sonra dönemin şiirinde de etkili olan, d Grubu ressamları arasına katılan Eyüboğlu’nun şiirleri çoğunlukla 1940’tan sonra yayımlanmıştır ve onun şiiri resmiyle birlikte yürür. Bazı şiirlerini Ankaralı Âşık Ömer takma adıyla yazan Behçet Kemal Çağlar (1908- 1969)da güzel yurt köşelerini anlatan ve âşık gelenekleriyle beslenen bir kısım şiiriyle memleket şairleri grubuna dahil edilebilecek bir şairdir. Ancak onun şiirlerinin büyük kısmı, Türk devrimlerini ve Atatürk’ü retorik oyunların ağır bastığı hamasî tonda bir hitabet üslûbuyla anlatan şiirlerdir. Bu şiirler dolayısıyla o, çoğu zaman “devrim şairi” veya “Atatürk şairi” olarak nitelendirilmiştir. Çağlar, Ankara’dan yürütülen halkevi çalışmalarına zaman zaman yönetici olarak katılmış ve bir kısım şiirlerini Ülkü’de yayımlamıştır. Özellikle Atatürk döneminde heceyle yazan birçok şairin Memleket Şiiri çerçevesine sokulabilecek şiirleri vardır. Bu şairler arasında, Haluk Nihat Pepeyi, Orhan Şaik Gökyay, Şükufe Nihal Başar ve Arif Nihat Asya’yı sayabiliriz. Genel olarak bu çerçeve içinde düşünülmesi gereken Salih Zeki Aktay (1896-1970), Ali Mümtaz Arolat (1897-1967) ve Mustafa Seyit Sutüven (1908-1969) de memleket şiirleri yazmakla birlikte, Anadolu’nun antik çağlarına yönelmeleri ve bu çağlara, daha doğrusu Yunan mitolojisine ait unsurlara şiirlerinde yer vermiş olmalarıyla bir farklılık gösterirler. Şiirde çok başarılı olamayan bu şairlerden günümüze Mustafa Seyit Sutüven’in “pitoresk içinde lirizmi eritmesini” bilen ünlü Sutüven şiiri kalmıştır. Anadolu’yu ve Anadolu insanını, Anadolu’nun çeşitli cephelerinde yürütülen Millî Mücadeleyi, başta Atatürk olmak üzere bu mücadelenin büyük kahramanlarını ve Türk devrimlerini heyecanlı ve zaman zaman destanî bir üslûpla anlatan Memleket şiiri, özellikle 1929’dan sonra Nâzım Hikmet Ran’ın (1902-1963) elinde farklı bir çehre kazanır. Nâzım Hikmet ve onu takip eden şairlerin elinde memleket şiiri, Anadolu’yu ve Anadolu insanını çeşitli yönleriyle tasvir etmekle yetinmeyerek ülkenin ve halkın problemlerini Marksist bir perspektiften sergileyip bunları gene Marksist bir reçeteye göre çözüme kavuşturmak davasını üstlenir. Böylece memleket şiiri farklı bir siyasî ve ideolojik mahiyet kazanır. Ancak burada şekil ve üslûp bakımından da önemli değişmeler karşımıza çıkar ki bizi daha çok ilgilendiren husus budur. Başlangıçta kafiye ve vezne dayanan memleket şiirleri ve millî heyecanları dile getiren şiirler yazan Nâzım Hikmet, 1921’de Ankara’ya geçip buradan ilgi duyduğu Sovyet devrimi dolayısıyla sosyoloji ve ekonomi okumak üzere Moskova’ya gitmiş ve orada tanıdığı Fütürist şair Mayakovski’nin etkisiyle Moskova’dan 1924’te farklı bir şiir görüşüyle dönmüştü. Aydınlık dergisinde yayımlanan yeni tarzdaki siyasî şiirleri dolayısıyla hakkında başlatılan

Page 6: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

6

soruşturma yüzünden 1925’de Moskova’ya kaçan şair, siyasî şartları elverişli gördüğü bir zamanda, yani 1928’de Türkiye’ye tekrar döner ve Zekeriya Sertel’in çıkardığı Resimli Ay dergisinde eski şairler ve eski şiir aleyhinde açtığı bir kampanyadan sonra şiir kitaplarını peşpeşe yayımlamaya başlar. Resimli Ay dergisinin haziran, temmuz 1929 sayılarında şairin “Putları yıkıyoruz” başlığı altında Abdülhak Hamit ve Mehmet Emin Yurdakul’un şiirlerini şiddetle eleştiren ve özellikle Abdülhak Hamit’in dâhi şair olmadığını ve bunların şiirinin dönemin özlediği, aradığı şiiri hiçbir zaman temsil edemeyeceğini iddia eden imzasız iki yazısı çıkar. Kendisinden önceki bütün şiir anlayışına, dolayısıyla bu şiirin esasını oluşturan bütün şekil, içerik ve üslûp normlarına karşı şiddetli bir tepkiyi ifade eden bu yazılar edebiyat dünyasında bir tartışmaya yol açar. Yakup Kadri, Ahmet Haşim ve Hamdullah Suphi (Tanrıöver) eski şairlere karşı bir haksızlık olarak niteledikleri bu saldırıya karşı çıkan yazılar yazarlar. Nâzım bu yazıları her üç şahsiyeti de hicveden şiirlerle karşılar. Bunun arkasından aynı yıl ilk şiir kitabı olan 835 Satır’ı yayımlar. Bundan başka şairin 1929-1936 arasında sekiz şiir kitabı daha yayımlanır ve bunlar dönemin edebiyat dünyasında geniş yankılar uyandırır. Bu şiir kitaplarında yer alan şiirlerde Nâzım Hikmet, çağının diğer şairlerinden çok farklı bir yol izler. Serbest nazma geçişi gösteren bu şiirlerde, eski mısra, beyit ve kıta biçimleri çeşitli basamaklara bölünerek yeni mısralar, yeni “satır”lar oluşturulur. Bunlarda vezin ve kafiye tamamen reddedilmemekle birlikte, vezinli her mısra bölünerek birkaç mısraya dönüşmüş, kafiyeler de sürpriz etkisi uyandıracak bir şekilde şiirin çeşitli noktalarına dağılmıştır. Bir çeşit grafik şiire dönüşen bu şiirlerde Türkçe’nin bütün ses imkânlarından geniş şekilde yararlanılır. Şairin kendi terimleriyle söylersek bunlar, o dönem şiirinin ve halk şiirinin “üç telli saz”ı yerine bir “orkestra”nın gür ve zengin sesli ahengini vermeyi amaçlayan ve geniş halk kitlelerine hitap etmek için yazılan meydan şiirleridir. Ahmet Haşim, “marş nevinden birtakım heyecanlı havalar çalan” bu zengin orkestranın bir keman telinin “titrek, uzak ve mahrem sesini” duyurmadığını söylese de bu şiirler, gerek şekil gerekse ses alanında getirdiği yeniliklerle birçok şair ve yazar tarafından heyecan ve hayranlıkla karşılanır. Nâzım’ın şiirinde modern resmin ve sinemanın da önemli bir rolü vardır. Türkiye’de bulunduğu yıllarda sinema sanatıyla uğraşan, senaryolar yazan ve birçok filmin çekiminde ünlü tiyatro adamı ve yönetmen Muhsin Ertuğrul’la birlikte çalışan şair, konu ve kişilerini uzak ve yakın plânlar hâlinde kelimelerle resmeden gelişmiş bir manzum hikâye tarzını özellikle Salkım Söğüt ve Bahri Hazer gibi karakteristik şiirlerinde çok başarılı bir şekilde uygular. Bir bütün olarak bakıldığında, onun şiiri şekil ve içerik bakımından çok zengindir. Bu durum, şairin yaratma gücünden,, dünyayı bütün duyu organlarıyla kavrama ve hemen her şeyi şiire sokma çabasından ve gözlem ve tasvir yeteneğinden ileri gelir. Bütün bu yeniliklerine rağmen bu şiir, şiiri fazlasıyla nesrin emrine vermek ve birçok örneğinde Marksist fikirlerin bir propoganda âleti haline getirmek bakımından eleştirilmiştir. Sert ve keskin Marksist fikirleri de şiiri edebiyat dışı ölçütlerle değerlendiren eleştiriler de en fazla üzerinde durulan başka bir husus olmuştur. 1938’de Komünizm propagandası yapmak ve rejimi yıkmak iddiasıyla tutuklandığı mahkeme tarafından 28 yıl hapse mahkûm edilen Nâzım Hikmet’in şiiri, bu tarihten sonra fazla duyulmamış, Türk okuru onun yeni şiirleriyle ancak ölümünden sonraki bir tarihte, yani 1965 yılında yayımlanan şiir kitaplarıyla yeniden karşılaşmıştır. Bu tarihten günümüze kadar şiir dünyamızın gündeminde kalan, lehinde ve aleyhinde birçok şey söylenen Nâzım Hikmet’in şiiri, özellikle hapishane yıllarından itibaren daha çok iç dünyasına yönelerek bazı değişmelere uğramıştır. Devrinde büyük gürültüler koparmasına rağmen Nâzım Hikmet’in şiiri, Türkiye’de eser verdiği yıllarda çağdaşları ve genç nesiller üzerinde sanıldığı kadar etkili olmamıştır. Başka bir deyişle bu tarz şiir, Ercüment Behzat Lav, İlhami Bekir Tez, Nail Vahdeti Çakırhan ve Hasan İzzettin Dinamo gibi ikinci plânda kalan şairler tarafından devam ettirilmekle birlikte, söz gelişi Orhan Veli’nin şiiri gibi döneminde yaygın bir etkiye sahip olan bir şiir hareketi veya modası hâline gelememiştir. Bu şiir, daha çok dile getirdiği fikirlerle bazı hikâye ve roman yazarlarını etkilemiş ve onlara bir yol açmış görünmektedir.

Page 7: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

7

ŞİİRDE BİREYCİ EĞİLİMLER VE BAĞIMSIZ ŞAİRLER Cumhuriyet dönemi şiirinin bu ilk döneminde Yeni Türk Edebiyatının başlangıcından beri görülen gerçekçi (realist) çizginin bir çeşit devamı gibi kabul edebileceğimiz “Memleket Şiiri” ve onun değişik versiyonlarının yanı sıra romantik çizginin değişik bir devamı sayılabilecek ikinci bir çizgi daha belirir ki bu, Yedi Meşaleciler adıyla çok kısa bir süre devam etmiş şiir hareketinde ve şiiri kendi beni etrafında oluşturan nisbeten bağımsız şairlerde görünür. Edebiyat tarihlerinde Yedi Meşaleciler adıyla tanınan genç şairler grubu, bu ismi, 1928’de Meşale adıyla çıkardıkları dergiden ve ortaklaşa yayımladıkları Yedi Meşale adlı şiir kitabından alırlar. Üstad kabul ettikleri Ahmet Haşim’in de etkisiyle Muammer Lütfi (Bahşı), Sabri Esat (Siyavuşgil), Yaşar Nabi (Nayır), Vasfi Mahir (Kocatürk), Cevdet Kudret (Solok), ve Ziya Osman (Saba) şiirlerini -Kenan Hulusi (Koray) ise nesirlerini- topladıkları bu kitabın ön sözünde “Ayşe-Fatma terennümü” dedikleri ve bir “beylik edebiyat” olarak niteledikleri Memleket Şiirine karşı çıkarlar. Hülyanın ağır bastığı gerçek şiirin, sanat yönü ağır basan şiirin örneklerini verme iddiasında bulunurlar. Ancak bu ortak şiir hareketini fazla devam ettiremeyen genç sanatçılardan her biri daha sonra ayrı bir yol takip ederek edebiyat ve kültürün başka alanlarında kendilerine ün kazandıran çalışmalar yapmış veya eserler vermişlerdir. Bunlardan Sabri Esat, çeviriye yönelerek Türkçesiyle de değer taşıyan çeviriler yapmış, Vasfi Mahir ve Cevdet Kudret edebiyat tarihi ve edebiyat araştırmaları alanında değerli eserler vermiş, Yaşar Nabi ise yayıncılıkta karar kılarak, 1933’te edebiyat dünyamızın çok önemli ve sürekli dergilerinden Varlık’ı çıkarmaya başlamış, başta yıllıklar olmak üzere birçok değerli eserin yayımlanmasında önemli hizmetler yapmıştır. Kenan Hulusi ise asıl şöhretini hikâye alanında yapar. Yedi Meşale şairleri içinde şiire bağlı kalan yalnızca Ziya Osman Saba (1910-1957) olmuştur. Eserlerinin çoğu Varlık’ta yayımlanan şairin şiiri, daha çok kendine dönüktür. Çocukluk özlemi, hatıraların değeri, ev-aile sevgisi, tanrıya kulluk, kadere boyun eğiş, küçük mutluluklarla yetinme, kader ve ölüm karşısında teslimiyet ve hatta öte dünya özlemi gibi temalara ağırlık veren Saba’nın şiiri, ev içi şairi olarak bilinen Behcet Necatigil’in adeta bir müjdecisi gibidir. Yakın dostu Cahit Sıtkı Tarancı gibi hece vezninin imkânlarını kullanmada ısrarlı olmakla birlikte 1940’tan sonra şiirinde serbest şekilleri de kullanmıştır. Şiirini kendi patetik ve mistik mizacının ve mistik eğilimlerinin etrafında oluşturmuş olan Necip Fazıl Kısakürek (1904-1983) ise bu dönemin büyük şairleri arasındadır. Hem şiir anlayışı hem dünya görüşü bakımından Nâzım Hikmet’in karşı kutbunda yer alan ve fikirleri ve aksiyonuyla onun kadar sonraki kuşaklar üzerinde etkili olmuş olan Necip Fazıl’ın şiiri, saf şiir ya da Yahya Kemal’in deyimiyle “halis şiir” anlayışına yakındır. 1923’ten sonra çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanan şiirleri 1925’ten itibaren Örümcek Ağı, Kaldırımlar ve Ben ve Ötesi gibi kitaplarında toplanmıştır. Halk ve tekke şiiri unsurlarıyla, özellikle Yunus Emre’nin şiiriyle beslenen, hece vezniyle yazılmış bu şiirlerde sıkı bir şekil endişesi dikkati çeker. Şairin kurtuluşu metafizik kaynaklarda arayan huzursuz, muztarip ve trajik ruh hali, şiirlerin fikir ve anlam örgüsünü oluşturur. Bunlarda kaynağı meçhul bir korku, yalnızlık, vehim, sayıklama ve hastalık motifleri çok belirgindir. “Meçhul semtlerden gelip meçhul semtlere giden meçhul sahıslara karşı duyulan anlatılmaz bir korku” şiirlerinin, hatta tiyatrolarının esasını oluşturur. Bu dönem şiirinin karakteristik bir örneği olan Kaldırımlar’da çok belirgin olarak görülen bu trajik ruh hali, şairin 1934’te nakşibendî şeyhi Abdülhakim Arvasî ile tanışmasından sonra nisbeten bir huzura kavuşmuş görünür. Bu nedenle sonraki yıllarda yazdığı şiirlerde mistik veya dinî motif ve fikirler gitgide kuvvetlenerek toplumun bütün problemlerine doğru genişleyen bir seyir izler. 1943’te Büyük Doğu dergisini çıkarmasından sonraki yıllarda ise Necip Fazıl’ın şiiri tamamen dinî ve siyasî ideallerin emrine verilmiş gibidir. Tıpkı Nâzım Hikmet gibi siyasî iktidarlara karşı çıkan ve bu yüzden birçok kovuşturmaya uğrayan, hapsedilen Necip Fazıl Kısakürek, fikirleriyle gençliğin bir kesiminde çok etkili olmuş; Sezai Karakoç ve İsmet Özel gibi sonraki dönemlerin önde gelen şairlerini de etkilemiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) da Cumhuriyet döneminin bu ilk devresinde, şiirini kendi rüya ve hayalleri etrafında ören ve bütün ömrünce “halis şiir”in peşinde olan büyük şairler arasındadır. Başlangıçta şiirde Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in etkisinde olan, ancak ünlü Fransız şairi Valery’yi tanıdıktan sonra kendi yolunu bulan Tanpınar, “mükemmeliyet” ideali dolayısıyla üstad tanıdığı Yahya Kemal ve Haşim gibi fazla şiir yazmamış, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren çeşitli dergilerde yayımladığı şiirlerini oldukça geç bir tarihte bir araya getirmiştir: Şiirler, 1961.

Page 8: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

8

Çok yönlü sanatı ve zengin kültürü dolayısıyla roman, hikâye, deneme ve eleştiri alanlarında da Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının çok değerli eserlerini kaleme almış olan Tanpınar’ın şiiri, rüya ve masal unsurlarıyla, daha doğrusu renkli ve zengin bir hayaller silsilesiyle yüklü, zengin çağrışımlar uyandıran aydınlık bir şiirdir. Devrin birçok şairlerinden farklı olarak folklordan uzak duran Tanpınar, yine de şiirlerinin çoğunu hece vezniyle yazmış ve Mehmet Emin (Yurdakul) veya Orhan Veli gibi şiir tarihimizde büyük değişmeler gerçekleştirmiş olmamakla birlikte, 1900-1950 yılları arasında heceyle meydana getirilen şiirin şaheser sayılabilecek örneklerini vermiştir. Bu bakımdan o, Necip Fazıl, Ahmet Kutsi, Ahmet Muhip ve Cahit Sıtkı’yla birlikte hecenin önde gelen şairleri arasındadır. Cumhuriyet dönemi şiirinin bu ilk devresinde halis ya da saf şiirin peşinde koşan bir diğer bağımsız şair de Ahmet Muhip Dıranas’tır (1908-1980). Şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanan Dıranas, halk şiiri geleneğinden de beslenmekle birlikte daha çok sembolist şiirin büyük temsilcisi Baudelaire’den etkilenmiştir. Onun şiiri, lisede okurken öğretmeni olan Tanpınar’ın şiirine yakın bir çizgide durur ve şiirlerinde aşk, tabiî güzellikler, hayat ve ölümle ilgili duygular imajlarla yüklü nisbeten kapalı bir dille ifade edilir. Samimî, küçük duygulanışların ve mutluluk hülyalarının şairi olan Cahit Sıtkı Tarancı (1910-1956) da gerçek şiirin peşinde olan bağımsız şairler arasındadır. Tek ihtirası “güzel şiirler söylemek” olan şairin şiir anlayışında Fransız şiirinin, özellikle Baudelaire’in önemli bir yeri vardır. Belki de bu etkiyle o, Türkçe’nin sesine, şekil mükemmelliğine ve hece veznine çok önem vererek Necip Fazıl, Tanpınar ve Dıranas’ın şiirine yakın bir şiir meydana getirir. Onun şiirleri Tanpınar ve Dıranas’a göre daha geniş bir okur kitlesinin severek okuduğu şiirlerdir. Şairin mizacı da büyük ölçüde şiirine yansımıştır denilebilir. Gerçekten de birçok şiirinde kendini bir türlü kurtaramadığı “ölüm” fikrî sabiti yaşama sevinciyle birlikte yer almış, bu temler etrafında Türkçe’nin güzel şiirleri onun dilinden doğmuştur. Cumhuriyet’in bu ilk döneminde Memleket Şiirinin yanı sıra genel olarak kendi mizaçlarına uygun bir halis şiirin peşinde olan bu şairlerde dikkati çeken başka ortak noktalar, şiirde Türkçenin sesine ve şekil mükemmelliğine önem vermek ve aruzun yerine geçen hece vezni üzerinde ısrarla çalışarak bu veznin imkânlarını genişletmeye çalışmak olmuştur. Vezinde durakları kaldırarak yeni ahenk kalıpları oluşturmak yönündeki bu çalışmalar ne yazık ki fazla uzun sürmemiştir. Nitekim bu şairlerin çoğu sonraki şiirlerinde serbest manzumeye yönelerek heceden uzaklaşırlar.

1940 SONRASI GARİP HAREKETİ

1938’de Atatürk’ün ölümü ve İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesinden sonraki yıllarda Türk edebiyatındaki destani ve devrimci hava coşkusunu kaybeder ve memleket şiirinin hızı kesilir. Bu ilk dönemdeki Osmanlı, İslâm tarihi ve din karşısındaki olumsuz tutumun doğurduğu boşluk duygusu ve yaklaşan büyük savaşın genç şairlerin ruhunda uyandırdığı karamsarlık da şiir ve edebiyatın değişmesinde önemli bir etkendir. Şiirin tekrara düşmesi ve bir bıkkınlık yaratması da bu değişmede önemli bir rol oynamıştır. Ankara Erkek Lisesi’nde birlikte okumuş olan Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’ın 1941’de Garip adıyla yayımladığı ortak şiir kitabı işte böyle bir ortamda çıkar. Orhan Veli’nin yazdığı bir ön sözle edebiyat dünyasının karşısına çıkan bu şiirler, Türk şiirinde önemli bir değişmeye, önemli bir dönüm noktasına işaret eder. Aslında bu değişme Orhan Veli’nin 1937’den itibaren Varlık dergisinde yayımladığı şiirlerle, özellikle de 1938’de çıkan Kitabe-i Seng-i Mezar‘la başlamıştır denilebilir. Her üç şairin bu tarihten sonra yayımlanan ve daha sonra “Bu kitap, sizi alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir” şeklindeki bir takdim cümlesiyle Garip adı altında toplanan şiirleri, başlangıçta birçok kimse tarafından reddedilmek ve şiir üzerinde geniş bir tartışmaya neden olmakla birlikte bir süre sonra genel bir kabul görerek Türk şiirinde yeni bir şiir hareketinin, yeni bir şiir modasının doğmasına yol açmıştır. 1950’li yıllarda da devam eden bu hareketin ana çizgilerini Garip ön sözünde bulmak mümkündür. Buna göre, şiiri eski şiirin şairane modalarından kurtararak tabiîleştirmek ve basitleştirmek, bunun için de bilinçaltına açılmak ve ondaki saflığı, çocuksuluğu, tabiîliği yakalamak gerekir. Vezin, kafiye, mecaz, istiare ve abartma şiir için gereksizdir. Zekânın bir oyunu olan bu unsurlar tabiîliğe engeldir ve tabiatı ya da gerçeği olduğundan farklı gösterirler. Şiir bir söz, bir anlam sanatıdır. Bu yüzden “sanatlar arası tedahüle” meydan vermemek, yani şiiri resim ve müzikle karıştırmamak gerekir. Bu nedenlerden dolayı eski şiir cümlesini de terk etmelidir. Şiirde kelime veya mısra güzelliği yerine bütünün güzelliği ön planda olmalıdır. Ayrıca zevk mutlaka değişmeli; şiire dindarların, feodal zümrenin, burjuvazinin değil, çalışan insanların zevki hakim olmalıdır.

Page 9: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

9

Bu görüşler, bir taraftan şiirde sesi, müzikaliteyi esas alan Yahya Kemal ve özellikle de Ahmet Haşim’e karşı bir tepkiyi ortaya koyarken -Garip ön sözü esasen Piyale ön sözüne bir cevaptır-, bir taraftan da en güzel örneklerini Faruk Nafiz’de bulan retorik oyunlara ve geleneksel şekillere dayalı idealist Memleket Şiirine karşı çıkıyordu. Başka bir açıdan bakıldığında Garip ön sözü, çalışan insanın, sokaktaki insanın zevkini şiire hakim kılmak istemekle birlikte, ses oyunlarından veya istiare ve mecazdan geniş şekilde yararlanan Nâzım Hikmet’in ihtilâlci, siyasî ve ideolojik şiirinin de karşısında yer alıyordu. Her üçünün de gerek bu kitaba alınan gerekse daha sonra yayımlanan şiirlerinde dünyaya ya küçük bir çocuğun saflığı ya da yetişkin, fakat rahatına düşkün, sıradan ve bön bir kimsenin basit tedirginliği içinden bakarlar. Okura garip gelen şaşırtıcı şeylerden söz ederler. Bu şiirde anlatılan sıradan insan, ince duyarlılıklara yabancı, zekâya ve metafiziğe kapalıdır. Kullanılan üslûp genel olarak sıradan gerçekliği birtakım edebî sanatlarla değiştirmeksizin olduğu gibi veren, “Fenomenolojik Üslûp” diye adlandırılacak üslûptur. Garipler, söz konusu insanları, onların her zamanki hallerini, zevklerini anlatırken zaman zaman zekânın bir ürünü olan ironiye başvururlar. Garip’te nükte ve şaka önemli bir yer tutar. Garip şiiri, Fransız edebiyatından ve batıda gelişen sanat ve fikir akımlarından geniş ölçüde etkilenmiştir. Bu konuda Varoluşçuluk ve Gerçeküstücülüğün etkilerini, 1938’de Türkçe’ye Dünya Nimetleri adıyla çevrilen eseriyle Andre Gide’i ve fikirleri ve şiirinden sık sık söz edilen Andre Breton ve Paul Eluard’ı zikredebiliriz. Özellikle Andre Gide, Dünya Nimetleri’ndeki duyularla yaşama ve zevkçiliği telkin eden görüşleriyle devrin şairleri ve genç kuşaklar üzerinde çok etkili olmuştur. Garip şiiri 1940-1950 arasında genç şairleri büyük ölçüde etkileyerek bir moda yaratır. Bu yıllarda çıkan edebiyat dergilerinde bu yolda yazılmış çok sayıda şiir vardır. Nâzım Hikmet’in yaptığı şekil yeniliklerini çok ileri bir noktaya götürerek gerçek anlamda “serbest manzume”yi getiren bu şiir, sonradan bazı büyük şairlerin bile ilgisini çekmiş, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı, hatta hapisanedeyken Nâzım’ın kendisi bile bu tarzda şiirler yazmışlardı. Garip şiirinin önde gelen şairi Orhan Veli Kanık (1914-1950), son şiirlerinde geleneksel anlatım araçlarını kullanmış olmakla birlikte hayatının sonuna kadar bu tarz şiiri sürdürmüştür. Bütün şiirleri dikkate alındığında onun gerçekten de Türk şiirinde büyük bir yenileşmeye yol açtığı söylenebilir. Oktay Rifat Horozcu (1914- 1988) sonradan bu şiirden uzaklaşarak bir süre II. Yeni Şiirine katılmış, bu arada sosyalizme ve toplumcu sanat ilkesine bağlı olarak halk edebiyatı ve folklor unsurlarından yararlanan taşlamalar ve toplumcu şiirler yazmıştır. Garip’in üçüncü önemli ismi olan Melih Cevdet Anday (d. 1915) da sonradan bu şiirden uzaklaşarak toplumcu ve zihnî bir şiire doğru kaymıştır.

GARİP DIŞINDA KALAN BAĞIMSIZ ŞAİRLER Atatürk’ün ölümünden sonra ortaya çıkan Garip hareketi, kuşkusuz dönemin bütün şairlerini kendi çatısı altında toplayabilmiş değildir. 1940’tan sonra ün kazanan birçok şair, Garip şiirine katılmayarak şiirlerini kendi çizgilerinde bağımsız bir şekilde sürdürmüş ya da Memleket Şiirini kendilerine özgü bir şekilde devam ettirmişlerdir. Şiire Garip şairlerinden daha önce başlayan Asaf Halet Çelebi (1907-1958), mistik ve dolayısıyla esrarlı bir hava taşıyan tamamen içe dönük şiiriyle 1940 sonrasının en orijinal şairleri arasındadır. Doğu ve batı kültürünü ve felsefelerini çok iyi tanıyan Çelebi’nin He (1942), Lâmelif (1945) ve Om Mani Padme Hum (1953) gibi kitaplarında toplanan şiirleri masallardan, dinlerden veya şairin rüya ve hayallerinden gelen, dolayısıyla büyülü bir hava yaratan sembollerle yüklüdür. Şiiri bir bilmeceye dönüştüren bu semboller, ses tekrarları ve özellikle doğu dillerinden alınma kelimeler şairin ruh dünyasına veya bilinçaltına ait gizli duygulara tekabül ederler. Doğum tarihi bakımından Orhan Veli ve arkadaşlarıyla aynı kuşaktan olan Fazıl Hüsnü Dağlarca (d. 1914) da şiire onlardan önce başlamış ve 1935’de Havaya Çizilen Dünya adlı ilk şiir kitabını yayımlamış olmakla birlikte, 1940’tan sonra peşpeşe şiir kitapları çıkarmış ve ününü de bu tarihten sonra yapmıştı. Çok verimli bir şair olan ve seksenden fazla şiir kitabı bulunan Dağlarca, gerçeküstücü şairlerin sık sık başvurduğu, bizde ise 1950’den sonra yaygınlaşan serbest çağrışım yöntemini ilk kullananlar arasındadır. Başlangıçta esasen kendi beniyle ilişkisini yakından duyduğu kozmik âlem ve bunun esrarı etrafında dönen şiirler yazan Dağlarca, sonraki kitaplarında Türk tarihinin büyük zaferlerini, batı emperyalizmini ve bu emperyalizm altında ezilen Vietnam ve Cezayir halklarının dramını ve daha birçok konuyu destansı bir havada anlatan uzun şiirler ve ayrıca çocuk şiirleri kaleme almıştır. O Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin kendi yolunu kendisi bulan ve tek başına yürüyen en güçlü şairleri arasındadır. Şiirde asıl benliğini 1940’tan sonra bulan Behçet Necatigil (1916-1979) de Garip dışında kalan önemli şairler arasındadır. Ömrü boyunca halis şiirin peşinde olan Necatigil’in içe dönük ve çekingen mizacıyla şiiri arasında yakın

Page 10: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

10

bir ilişki vardır. O, ilk şiirlerinde dış âlemin çirkinlikleri ve içi dışı farklı insanlar karşısında daima huzur bulduğu ailesine ve evine sığınan bir şairdir. Bu bakımdan da “ev içi şairi” olarak tanınmıştır. Bazı şiir kitaplarının adlarında bile (Kapalı Çarşı, 1945; Çevre, 1951; Evler, 1953) bu özellik görülür. Şiirinde kendine özgü, tutarlı bir dünya kuran Necatigil, daha sonraki eserlerinde Divan şiirinin cinas ve tevriye gibi anlatım araçlarından ve mitolojik unsurlardan çağdaş şekilde yararlanan kapalı bir şiire yönelmiştir. Bu orijinal ve çok ilgi çekici şiirler, şairin batı ve doğu şiirini yakından tanıyan zengin kültürünün ürünüdür. İlk şiirlerindeki Garip etkisinden bir süre sonra kurtulmuş olan Cahit Külebi (1917- 1997) de 1940 sonrasında ün yapmış şairler arasındadır. Memleket Şiirine yeni bir hava getiren şiiri, saz şiirinin daha modern bir biçimi gibi kabul edilebilir. Bu şiirde halk edebiyatı geleneğinin rolü kadar şairin yetiştiği çevreyle yakından ilgili çocukluk izlenimlerinin de önemli bir yeri vardır. Bu dönemde kendine özgü bir şiir dünyası oluşturan başka tanınmış şairler de vardır. Bunlar arasında ironiye kaçan bir anlatımla sıradan insanların günlük yaşayışından kesitler veren Salah Birsel’i (1919-1999), bir süre Garip tesirinde kaldıktan sonra bireyin hayatın akışı içerisindeki sevinç ve mutluluklarını anlatan şiirden insanın evrendeki yerini arayan felsefî bir şiire kaymış olan Sabahattin Kudret Aksal’ı (1920-1993) ve romanlar ve oyunlar da yazmakla birlikte Batı Anadolu’yu ve yaşama sevincini anlatan yaşantı şiirleriyle ün kazanmış olan Necati Cumalı’yı (1921-2001) sayabiliriz.

NAZIM HİKMET'TEN SONRA: TOPLUMCU GERÇEKÇİ ŞAİRLER Nâzım Hikmet’in 1938’deki mahkûmiyeti dolayısıyla şiir dünyasından çekilmesinden sonra, daha önce yayımlanmış şiirlerinden fikir ve nâzım tekniği bakımından etkilenmiş bazı şairler, onun şiirdeki yolunu değişik bir şekil ve üslûpta devam ettirirler. Yanıltıcı bir şekilde “Toplumcu Gerçekçi Şairler” diye adlandırılan, kimi zaman da “1940 Kuşağı” adı altında toplanan bu şairler arasında Rıfat Ilgaz (d. 1911-), Cahit Irgat (1916-1971), Suat Taşer (d. 1919), Ömer Faruk Toprak (1920- 1979), Arif Damar (d. 1925), Mehmet Başaran (d.1926), Hasan Hüseyin Korkmazgil (1927-1984) ve Ahmed Arif (1927-1991) dikkati çekerler. Marksist fikirler doğrultusunda toplumun sorunlarını ön plâna çıkaran bu şairler, 1940-1960 arasında ve daha sonraki yıllarda birçok şiir kitabı yayımlamışlardır. Siyasî iktidarlara karşı çıkan ve bu yüzden birçok kovuşturmalara uğrayan bu şairler, şiirlerinde yoksulluk, siyasî baskılar, hürriyetsizlik, faşizm, emperyalizm, kapitalist sömürü, sosyal adaletsizlik, mutlu azınlık gibi temaları sık sık işlemiş olmakla birlikte katı ideolojik kalıplardan ve sloganlardan mümkün mertebe uzak dururlar. Dolayısıyla bunların eserlerinde kendi kişisel sorunları, özlemleri, duyguları, hayalleri de önemli bir yer tutar. Bu yolda yazan şairler arasında özellikle Ceyhun Atuf Kansu ile Attilâ İlhan ön plâna çıkan iki önemli isimdir. Önceleri halk şiiri geleneğine bağlı şiirler yazan Ceyhun Atuf Kansu (1919-1978), daha sonra yukarıda adları sayılan toplumcu gerçekçi şairlere katılarak Anadolu’nun dertlerini, acılarını, sevinç ve mutluluk özlemlerini dile getiren şiirler yazmıştır. 1946’da CHP Şiir Yarışmasında bir şiiriyle Cahit Sıtkı Tarancı ve Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi iki ünlü şair arasında ikincilik ödülünü alarak beklenmedik bir ün kazanan Attilâ İlhan (d. 1925) ise gerek şiiri gerekse şiir ve edebiyata yeni bir yön vermeyi amaçlayan eleştirel yazılarıyla 1950 sonrasında dikkati çeken bir isim olmuştur. Şiirinin karakteristik örneklerini 1954’te yayımladığı Sisler Bulvarı’nda ortaya koyan Attilâ İlhan’ın şiiri, hem toplumsal hem bireysel, hem batılı hem de Türk olma iddiası güden imajist bir şiirdir. Ancak onun şiir tarihimizdeki asıl önemi, 1952’de çıkmaya başlayan Mavi dergisinde 1954’te Garip şiirine yönelttiği eleştirilerinden ileri gelir. Bu dergide hem Garip şiirinden hem de diğer toplumcu gerçekçi şairlerden farklı “sosyal realizm” adını verdiği bir edebiyat hareketi uyandırmaya çalışan Attilâ İlhan’ın yazıları, amacına ulaşamamakla birlikte, özellikle Garip şiirine yönelttiği eleştirilerle etkili olmuş ve bir bakıma II. Yeni Şiirinin yolunu açmıştır. İlhan, aslında hissî bir hava taşıyan bu eleştirilerinde Garip şiirini batıyı taklit etmek, yerli bir sanat görüşüne dayanmamak ve dolayısıyla toplumun gerçeklerinden uzak olmakla suçlamış ve sadece bir anlam şiiri olmayı hedefleyen Garip Hareketi’nin imajı yok ederek şiiri bir söz oyunu, bir şaka haline getirdiğini ileri sürmüştür. Ancak buna benzer eleştiriler, Attilâ İlhan’dan daha önce Hisar şairleri tarafından dile getirilmiş olmakla birlikte, edebiyat dünyamızda fazla bir yankı bulmamıştı.

Page 11: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

11

HİSAR ŞAİRLERİ Gerçekten de 1940 sonrasında Garip şiirine ilk tepki, 1950’de çıkmaya başlayan Hisar dergisi etrafında toplanan bir grup şair tarafından ortaya konmuştur. Hisar, Mehmet Çınarlı (1925-1999) ve İlhan Geçer’in (d. 1917), 1950-1957 ve 1964-1980 arasında olmak üzere yaklaşık yirmi dört yıl çıkardığı önemli dergilerden birisidir. Bu iki isimden başka, dergide en çok şiirleri yayımlananlar arasında Munis Faik Ozansoy, Yahya Benekay, Gültekin Samanoğlu, Mustafa Necati Karaer ve Nevzat Yalçın vardır. İkinci devrede bu isimlere Nüzhet Erman, Talat Sait Halman, Bekir Sıtkı Erdoğan ve Yavuz Bülent Bakiler gibi şairler de katılmıştır. İlk sayıdan itibaren belli bir çizgiyi tutturmayı ve sonuna kadar götürmeyi hedefleyen Hisar şairleri, gerek yazılarında gerekse diğer edebiyat dergileriyle yaptıkları tartışmalarda birkaç nokta üzerinde ısrarla dururlar. Bunları şöyle sıralamak mümkündür: Başka milletlerin, özellikle Fransızların edebiyat ve sanatını taklit etmekle millî bir sanat yaratılamaz. Yeni bir şiir meydana getirmek için mutlaka eskinin reddedilmesi gerekmez. Yenilik eskinin içinden doğmalıdır. Sanat ideolojinin baskısı altında olmamalı, belli bir dünya görüşünün propagandasını yapmamalıdır. Şiirde öztürkçeci veya tasfiyeci bir anlayışı sürdürmek onu okunmaz ve anlaşılmaz bir hale getirdiği için bu yolu da terk etmek gerekir. Hisar şairlerinin uyandırmaya çalıştıkları şiir hareketini, II. Meşrutiyet’le başlayan Millî Edebiyat Hareketinin ve bir açıdan da Cumhuriyet’in ilk döneminde yaygın olarak gözüken “Memleketçi Şiir”in bir devamı gibi görebiliriz. Edebiyatımızın geçmişten gelen kültürel ve edebî geleneklerine bağlı olan bu hareket, geleneği reddeden Garip hareketine ve yine geleneği reddetmekle kalmayıp siyasî ve ideolojik bir şiire yönelen Nâzım Hikmet ve takipçilerinin şiirine karşı şiddetli bir tepkiyi ifade eder. Bu hareketin önde gelen şairlerinden Mehmet Çınarlı, heceyi de kullanmakla birlikte esasen aruzla yazan bir şairdir. Diğer şairler de hece veznine, kafiyeye ve geleneksel nâzım şekillerine önem verirler, ancak serbest bir tarzda şiirler yazan Hisar şairleri de vardır. Grubun dikkate değer şairlerinden Mustafa Necati Karaer’in şiiri, sese verdiği önem ve zengin çağrışımlarıyla öne çıkar.

1955 SONRASI II.YENİ ŞİİRİ

1940-1950 arasında şiir dünyamızı yaygın bir moda halinde hükmü altına alan Garip şiiri, 1950’den sonraki örneklerinde yavaş yavaş kendini tekrarlamaya ve yozlaşmaya başlar. Bu şiire karşı 1950’de Hisar şairleri, 1954’te Attilâ İlhan tarafından yöneltilen eleştiriler ve daha çok da İlhan’ın imaja yeniden dönen şiirleri sonucunda Türk şiirinde yeni bir hareket doğar. 1954’te başlayarak 1960’lı yılların ortalarına kadar devam eden, daha doğrusu on yıllık bir süreci kapsayan bu hareket, Garip şiirinden sonra gelen ikinci önemli yenilik gibi düşünüldüğü için esasında yanlış bir şekilde II. Yeni Şiiri olarak adlandırılmış, bu ad sonradan yaygın bir şekilde kullanılır olmuştur. Bu harekette şiir hem kendi içinde önemli bir değişmeye uğrar hem de alanını genişletir ve dışa açılır. II. Dünya Savaşının sona ermesinden sonra Türkiye’nin batıya, özellikle de Amerika’ya yaklaşması ve 1950’den sonra gerçek anlamda çok partili hayata geçiş ve Demokrat Parti iktidarını deviren askerî hareket sonucunda kabul edilen 1960 anayasasının getirdiği geniş özgürlük ortamı II. Yeni Şiirinin genişleme ve dünyaya açılmasında önemli rol oynayan siyasî ve toplumsal etkenler arasındadır. Yeni tarzdaki şiir, 1954’ten itibaren Yedi Tepe, Pazar Postası, Salkım, Kimsecik ve Köprü gibi dergilerde, 1960’tan sonra da Yeni Dergi ve Papirüs’te kendini göstermiştir. Bu dergilerde herhangi bir bildiri veya ortak hareketle kendilerini takdim etmeksizin Cemal Süreya, İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Sezai Karakoç, Ece Ayhan ve Ülkü Tamer’in benzer doğrultuda şiirleri yayımlanır. 1956’da yayımladığı Perçemli Sokak kitabıyla harekete katılan Oktay Rifat, kitabına II. Yeni Şiirinin teorik temellerini ortaya koymayı amaçlayan bir ön söz koyar. Diğer şairler de şiirlerini daha sonraki yıllarda kitaplaştırırlar. Böylece 1957’de Edip Cansever’in Yerçekimli Karanfil, 1958’de Cemal Süreya’nın Üvercinka ve İlhan Berk’in Galile Denizi, 1959’da da Turgut Uyar’ın Dünyanın En Güzel Arabistanı, Sezai Karakoç’un Körfez, Ece Ayhan’ın Kınar Hanım’ın Denizleri ve Ülkü Tamer’in Soğuk Otların Altında adlı kitapları ard arda şiir okurunun karşısına çıkmış olur. Garip şiirine bir tepki olarak doğan, 1960’lı yılların ortalarına kadar güçlü bir şekilde devam eden, hatta bazı çizgileri günümüz şairlerinde de yaşayan II. Yeni Şiiri, Garip şiirinden daha çok tartışılmış, lehinde ve aleyhinde çok şey söylenmiştir. Esasen serbest çağrışıma dayanan ve bir bakıma Tanzimat’la başlayan romantik çizgiyi değişik bir biçimde yeniden canlandıran bu harekette şiir, bir anlam sanatı olmaktan çıkar ve bir görüntü sanatı haline gelerek

Page 12: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

12

imajist bir karakter kazanır. Kelime ve kelimenin diğer kelimelerle ilişkisinden doğan karmaşık çağrışımlar alışılmadık görüntüler yaratır. Şairlerin kelimelerle çok oynaması, cümle yapısındaki bozmalar, mantık dışı söyleyişler ve soyutlamalar bazan aşırıya giderek ortaya “anlamsız şiir” denebilecek örnekler çıkar. Bununla beraber II. Yeninin önde gelen şairleri kapalılığı daima önemsemekle birlikte, anlamsız şiire hiçbir zaman prim vermemişler ve bu şiirin aslında değişen toplumsal ve kültürel şartların ortaya çıkardığı karmaşık insanı, onun karmaşık ruh halini ve başta kadın ve cinsellik olmak üzere çeşitli sorunlarını anlatabilmek için böyle bir anlatıma yöneldiğini haklı olarak belirtmişlerdir. Gerçekten de II. Yeni Şiiri, Garip Şiiri’nden daha ileri bir yeniliği gerçekleştirerek dilin anlatım imkânlarını olabildiğince genişletmiş, şiir cümlesinde büyük yenilikler yapmış ve sıradan gerçekliğin, görünen gerçekliğin ifadesi olmanın ötesine geçerek şiiri yeniden sanat kutbuna döndürmüştür. Bu şiirin var oluşunda Gerçeküstücülüğün, Freud’un bilinçaltıyla ilgili görüşlerinin ve Marksizmin Garip Şiiri’ne kıyasla daha güçlü etkileri bulunduğunu belirtelim. Cemal Süreya (1931-1989), zarif ve parıltılı şiirinin yanı sıra yazıları ve değerlendirmeleriyle de bu şiirin niteliğini en iyi ortaya koyan isimdir. Şiire daha önce başlamış olmakla birlikte bir öncü olarak bu hareketi başlatan İlhan Berk (d. 1918) anlamsız şiire yaklaşan şiirleriyle bir farklılık gösterir. Edip Cansever’in (1928-1986) ve Ece Ayhan’ın (1931-2002) şiirleri de kapalılıkta İlhan Berk’in şiirine yakındır. Son şiirlerinde Behçet Necatigil gibi Divan şiiri geleneklerinden de yararlanan Turgut Uyar (1927-1985) ise bu dönem şiirlerinde daha çok toplum ve törelerle çatışarak yenilgiye uğrayan insanın acılarını nisbeten açık bir dille anlatır. Siyasal Bilgiler Fakültesinde okurken Cemal Süreya ile birlikte şiire başlayan Sezai Karakoç (d. 1933) da II. Yeninin güçlü ve etkili şairleri arasındadır. Dünya görüşü bakımından diğer şairlerden farklı olan Karakoç, İslâmî düşünceyi gerçeküstücülükle kaynaştıran, çarpıcı benzetme ve imajlarla yüklü kapalı bir şiir oluşturmuş ve din duygusunu taze bir ilhamla yeniden dirilterek birçok genç şairi etkilemiştir. Bu etki, şiirimizde Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt ve Alaattin Özdenören gibi şairlerin elinde 1960’lı ve 1970’li yıllarda İslâmcı şiir denilebilecek bir şiir çizgisine yol açmıştır. 1950’li yılların sonlarında Hilmi Yavuz (d. 1936) ve Özdemir İnce (d. 1936), 1960’lı yıllarda da Ataol Behramoğlu (d. 1942), İsmet Özel (d. 1944), Süreyya Berfe (d. 1943) ve Refik Durbaş (d. 1944) gibi şairler genel olarak II. Yeninin etkisinde veya izinde kendilerine özgü bir şiiri geliştirirler. Bu isimler 1980’li ve 1990’lı yılların da önde gelen şairleri arasındadır. Şiirlerini esasen 1965’ten sonra yayımlayan Can Yücel (1926-1999) ve Osman Türkay (1927-2001) da devrin II. Yeni dışında ün kazanmış şairleri arasındadır. Bu iki şairden Can Yücel, siyasî şiirleri ve zaman zaman küfre kaçan ironik üslûbuyla, Osman Türkay ise Kıbrıs üzerine yazdığı şiirlerle dikkati çeker.

II.YENİ ŞİİR SONRASI: İDEOLOJİK ŞİİR 1961 anayasasıyla birlikte toplumun çeşitli kesimlerine getirilen özgürlükler ve bunun sonucunda çeşitli siyasî ve meslekî kuruluşların ortaya çıkması, siyasî ve ideolojik tartışmaları gitgide arttırarak 1970’li yılların sonunda ülkeyi bir kaosa sürüklemişti. Bu dönemde kurulan Türkiye İşçi Partisi, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Türkiye Öğretmenler Sendikası ve onların karşısında yer alan meslek kuruluşları ve derneklerin faaliyetleri ve aralarındaki çatışmalar ve bunun paralelinde ortaya çıkan 1968 öğrenci olaylarıyla oluşan gergin siyasî-ideolojik ortam, edebiyat üzerinde de etkili olmuş ve şiir, siyasî ve ideolojik bir yöne kaymaya başlamıştı. Yön, Papirüs, Diriliş, Ötüken, Hisar, Ant, Yeni Dergi, Edebiyat, Türk Edebiyatı, Töre, Devlet, Halkın Dostları, Yansıma, Sanat Emeği, Milliyet Sanat gibi sağ veya sol eğilimli fikir ve sanat dergilerinde yapılan tartışmalar ve yayımlanan şiirlere bakıldığında, özellikle II. Yeninin bir durgunluk içine girmesinden sonra şiirin ideolojik bir renk kazandığı ve giderek bir çeşit “slogan şiiri”ne dönüştüğü açıkça görünür. Nâzım Hikmet’in 1965’ten sonra yayımlanan ve yeniden aktüel bir hale gelen şiirleri de bu gelişmeyi besleyen, özendiren önemli bir etken olmuştur. Böylece 1960’lı yılların ortalarından sonra ve özellikle 1970’li yıllarda Türk şiiri, sosyalist şiir, İslâmcı şiir ve Türkçü şiir diye ifade edebileceğimiz üç kolda bir gelişme gösterir. 1. Daha önceki dönemlerde tanınmış olan Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, Suat Taşer, Hasan İzzettin Dinamo ve A. Kadir

gibi sosyalizme inanan şairler bu yoldaki yeni şiirlerini kitaplaştırırlar. Ahmed Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim (1968) adlı kitabı ile Hasan Hüseyin’in 60’lı ve 70’li yıllarda peşpeşe çıkan kitapları bu yılların en çok yankılanan eserleridir. Özgürlük, tam bağımsızlık, faşist baskılar, proleteryanın ezilmişliği ve egemenliği, sınıf kavgası bu yıllardaki şiirin başlıca temalarını oluşturur. Oktay Rifat da dahil olmak üzere birçok II. Yeni şairi de bu havanın etkisinde kalarak sosyalist bir mahiyet taşıyan toplumcu şiirler yazarlar ve bunları çeşitli kitaplarında toplarlar.

Page 13: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

13

2. Necip Fazıl ve Sezai Karakoç çizgisine bağlı bir grup şair ise aynı yıllarda İslâmî fikir ve temlere ağırlık veren

şiirler yazarlar. Bunların içinde Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt ve İsmet Özel gibi isimler dikkati çekerler.

3. Çeşitli dergilerde ve şiir kitaplarında Türkçü temaları işleyen şairler arasında ise Abdürrahim Karakoç ve Niyazi

Yıldırım Gencosmanoğlu gibi isimler vardır.

1980 SONRASI ÇAĞDAŞ ŞİİRİN MANZARASI

Türk şiiri 1980 sonrasında ülkeyi içine düştüğü siyasî kaostan kurtaran 12 Eylül askerî müdahalesinden sonra bu ideolojik ve siyasî havanın etkisinden kurtularak yeniden kendi yatağına döner. 1980 sonrasında çıkan şiir ve edebiyat dergilerinde kendini gösteren birçok yeni şair vardır ve bunların şiir çalışmaları oldukça dağınık bir manzara göstermektedir. 1980’li ve 90’lı yılların şiirinde geçmişte Yedi Meşaleciler ya da Garip şiirinde görüldüğü gibi dikkate değer bir grup çalışması, bir ortak şiir hareketi oluşmuş değildir. Sadece bir grup şair, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra “açıklık politikası”nın bir sonucu olarak “Yenibütüncü“ adını verdikleri yeni bir yapılanmaya doğru gitmek istemeleriyle dikkati çeker. Seyit Nezir, Veysel Çolak, Hüseyin Haydar, Metin Cengiz, Tuğrul Keskin’in imzaladığı “Yenibütün: Kendini Biriktiren Bireyin Şiiri” başlıklı bildiri Broy dergisinde çıkar. Ancak bu hareket şiirimizde esaslı bir değişmeye yol açamamıştır. Açıktır ki 80’li ve 90’lı yılların şairleri daha eserlerini tamamlamış ve zamanın ayıklayıcı süzgecinden geçmiş değildirler. Bu bakımdan haklarında yapılacak değerlendirmeler ister istemez eksik kalmak durumundadır. Bununla birlikte yine de bu yılların şiiri hakkında bazı genel değerlendirmeler yapılabilir. 80’li ve 90’lı yılların şiirinde dikkati çeken önemli noktalardan birisi şairlerin şiirimizin bütün geçmişine, hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun şiirin büyük ustalarına sahip çıkmaları, şiirin esasen bir araç olmayıp bir amaç olduğuna ve esas konusunun birey olduğuna inanmalarıdır. Bu yıllarda çıkan dergilerde görülen önemli bir başka ortak nokta da şiiri teorik planda ele alan tartışmaların oldukça fazla oluşudur. Bu döneme ait belirtilmesi gereken başka bir önemli olgu, özellikle 1990’lı yılların sonunda medyanın, daha doğrusu radyo ve televizyonun şiir üretimiyle yakından ilgilenmeye başlamasıdır. Bunun sonucunda son yıllarda şiir klipleri, şiir kasetleri ve CD’leri yapma ve bunları medyada tanıtma modası doğmuştur. Bazı televizyonların şiir saatlerinde, hatta haber programlarında yeni çıkan şiir kitapları tanıtılmakta ve kitapları daha çok satmanın yolları aranmaktadır. Sansasyonel çıkışlarla gazete sayfalarını günlerce meşgul eden şairler de dikkati çeken başka bir olgudur. Bütün bunlar bir açıdan şiirin dergilerin dünyasından çıkarak daha geniş bir okuyucu kitlesinin karşısına çıkması, başka bir açıdan da pazarlanacak ticarî bir metaya dönüşmesi olarak değerlendirilebilir. Günümüzde bu ticarîleşme modasının dışında kalan gerçek şiir işçileri çalışmalarını sürdürmekte ve şiirimize yeni yollar açmaktadırlar. 1980’li ve 90’lı yılların şiirinde en önde gelen isimler arasında “1960 Kuşağı Şairleri” diye de nitelenen 1935-1945 arasında doğmuş Hilmi Yavuz, Özdemir İnce, Ataol Behramoğlu, İsmet Özel ve Süreyya Berfe; 1950’li yıllarda doğan Enis Batur, Ebubekir Eroğlu, Murathan Mungan ve Haydar Ergülen ise daha sonraki kuşağın parlayan isimleri arasındadır.

1980 SONRASI ŞİİRİN ÖZELLİKLERİ: 1. Medya şiir üretimine ve sunumuna katkı yapmıştır. 2. Şiir popüler kültürün parçası haline gelmiştir. 3. Şiir klipleri, şiir kasetleri ve CD/DVD’leri yapma ve bunları medyada tanıtma modası doğmuştur. 4. Şehirli kimliği öne çıkmıştır. 5. Çocukluk, temel izleklerden biridir. 6. Varoluş şiir aracılığıyla sorgulanmıştır. 7. Medyada, yeni çıkan şiir kitapları tanıtılmakta ve kitapları daha çok satmanın yolları aranmaktadır. 8. Sansasyonel çıkışlarla gazete sayfalarını günlerce meşgul eden şairler dikkati çekmektedir. 9. Şiire şiir dışında bir ödev yüklenmemiş, estetik kaygı ön plana çıkmıştır. Şiir politikadan, ideolojiden, mesajdan

soyutlanarak kendi içine yönelmiştir. 10. Şiirin esasen bir araç olmayıp amaç olduğu savunulmuştur.

Page 14: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

14

11. Şairler bireysel anlayışlar sergilemiş, önemli bir ortak şiir hareketi oluşmamıştır. 12. Bu dönem şairleri geleneksel birikimin önemine vurgu yaparlar. En eskisinden en yenisine kadar Türk şiirine

katkıda bulunmuş şairlerin eserlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini savunmuşlardır. 13. Bu dönem şiirinde, Türk şiir birikimini yeniden ve bir bütün olarak değerlendirme çabası vardır. Farklı şiir

anlayışlarının temsilcileri bulunmaktadır. 14. Yapı ve söyleyişe içerikten çok fazla önem verilmiştir. İkinci Yeni şiirine özgü uzak çağrışımlara yeniden değer

verilmiştir. Yeni imgeler yaratılmaya çalışılmıştır. 15. Düz yazıya yaklaşan bir şiir anlayışı egemendir. 16. Özellikle büyük metropollerde yaşayan kişilerin şehre ve insana yabancılaşması, gelenek ve teknoloji arasında

sıkışıp kalmaları, geçmişte var olan ama kendilerini ifade edemeyen alt kültür gruplarının bir kimlikle ortaya çıkmaları en belirgin temaları oluşturmaktadır.

17. Yer yer tasavvuftan da yararlanılmıştır.

1980 SONRASI ŞİİR HAREKETLERİ İMGECİ ŞİİR: Ahmet Haşim ve İkinci Yeni şairlerini örnek alan şiirdir. Tuğrul TANYOL, Haydar ERGÜLEN, Enver ERCAN, Metin Celal, Mehmet Müfit, Seyhan ERÖZÇELİK, Oktay TAFTALI, Ahmet GÜNTAN, Sina AKYOL, Sami BAYDAR, Adnan AZAR, Nilgün MARMARA, Turgay KANTÜRK, Engin TURGUT, Akif KURTULUŞ. . . ANLATIMCI ŞİİR: Başı sonu belli bir hikayesi olan, sunuluşunda olay örgüsüne, neden-sonuç ilişkisine, olay kahramanlarının veya olayın geçtiği yerin tasvirine de yer veren şiirdir. Şavkar ALTINEL, Roni MARGULİES, Turgay FİŞEKÇİ gibi şairlerce temsil edilmiştir. Bu şairler Anglo sakson geleneğini sürdüren bazı İngiliz şairlerini, Yahya Kemal ve Attila İLHAN’ı önemsemişler, kendilerine örnek almışlardır. FOLKLORİK VEYA MİTOLOJİK ŞİİR: Halk şiirinden, destanlardan ve mitolojik metinlerden beslenen; Yahya Kemal, Behçet NECATİGİL, Hilmi YAVUZ gibi ustaların izinden giden şiirdir. Yaşar Miraç, Adnan Özer, Hüseyin Ferhad, Murathan Mungan, Müslim Çelik gibi şairlerce temsil edilmiştir. Bu eğilimin öncülüğünü “Yaşar Miraç ve Adnan Özer” yapmıştır. “Yeni Türkü” hareketiyle görünürlük kazanmıştır. MİSTİK-METAFİZİKÇİ ŞİİR: Dergah, Yönelişler, Kaknüs gibi dergileri izleyen; Şeyh Galip, Cahit ZARİFOĞLU, İsmet ÖZEL, Sezai KARAKOÇ ve Ebubekir EROĞLU gibi şairleri örnek alan şiirdir. İhsan Deniz, Lale MÜLDÜR, Hüseyin ATLANSOY, Gülseli İNAL, Ali GÜNVAR, Mehmet OCAKTAN, Arif DÜLGER, Osman KONUK. . . GELENEKSELCİ ŞİİR: Türk edebiyatının bütün birikimini önemseyen; Şeyh Galip, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Behçet NECATİGİL gibi sanatçıları örnek alan şiirdir. Vural Bahadır BAYRIL, Osman Hakan A. , Sefa KAPLAN. . . TOPLUMCU GERÇEKÇİ ŞİİR VE “YENİBÜTÜN”: 1980 öncesi toplumcu gerçekçilerin izinden giden şiirdir. Nevzat ÇELİK, Ahmet ERHAN, Salih BOLAT, Şükrü ERBAŞ, Metin CENGİZ, Hüseyin Haydar, Orhan ALKAYA, Ali CENGİZKAN, Ali Asker BARUT. . . BEATNİK-MARJİNAL ŞİİR: 1950’lerin sonlarıyla 60’ların başlarında Amerika’da gelişen “Beat Genaration” hareketi uçlarda yaşayanların dünyaya bakışlarını, kurallara karşı çıkışı, isyankarlığı, aykırılığı temel alan alternatif bir yaşam biçimi ve edebiyat anlayışı getirmiştir. Şiirin bir ruh çarpıntısı, bilinç akışı, kuralsızlık olduğuna inanan beatnikler bizim şiirimizde 1980’lerden önce Ece AYHAN’ın ve Can YÜCEL’in şiiri üzerinde etkili olmuştur. 1980 sonrası şiirinde bu eğilim özellikle “Küçük İskender” tarafından temsil edilmiştir. YENİ GARİPÇİ ŞİİR: Garip’in espriye, ironiye, sokak diline dayalı kolay söyleşi benimseyen tutumu, şiirin günlük konuşma biçimiyle yazılabileceğini düşündüren karakteri bu anlayışı benimseyen şairlere yol gösterici olmuştur. 1950’lerden sonra Can YÜCEL, Metin ELOĞLU, Salah BİRSEL gibi şairlerce temsil edilmiştir. 1980 sonrasında ise bu eğilimin öncüleri Sunay AKIN, Oğuzhan AKAY, Metin ÜSTÜNDAĞ, Akgün AKOVA gibi şairler olmuştur. Bu dönem yalnızca şiirin öne çıkarıldığı, asıl olan üründür anlayışının egemen olduğu bir dönemdir. Bu dönemde şiirle yeniden yüzleşilir. İnsani duyarlılık ve evrensel deneyimler şiirin gözde değerleri olur.

1980 SONRASI ŞİİRİN TEMSİLCİLERİ

Ahmet ERHAN, Ebubekir EROĞLU, Haydar ERGÜLEN, Hüseyin ATLANSOY, Murathan MUNGAN, Küçük İskender, Sunay AKIN, Tuğrul TANYOL, Enver Ercan, İhsan Deniz, Şavkal ALTINEL, Yaşar Miraç, Adnan ÖZER, Lale MÜLDÜR, Vural Bahadır BAYRIL, Osman Hakan A. , Nevzat ÇELİK, Salih BOLAT, Metin CENGİZ, Necat ÇAVUŞ, Metin Celal, Arif Ay, Ali Günvar, Birhan Keskin. . .

Page 15: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

15

AHMET ERHAN (1958-. . . ) İlk kitabı “Alacakaranlıktaki Ülke” ile Behçet NECATİGİL Şiir Ödülü’nü aldı. Toplumsal gerçekçi şiir anlayışını benimsemiştir. Söylemini, imgelerini, temalarını yaşamın kendisi kadar çeşitlendirebilmiştir. Bu nedenle şiiri devingendir. Zamana, duyarlılığa, sevgiye, acılara, doğaya, gelişmeye yürür. Şairin şiiri, “anlatıcı” özelliği de taşır. Bu nedenle şiir sözlüğünü genişletir. “Anlatıcı” gibi gözüken, ama kelime dağarcıkları sınırlı olan şairlerden değildir. Şiirlerinde hemen hemen her kelimeye rastlanılabilir. İzlekleri belli, daha doğrusu belirli olsa da konu zenginliğiyle insanı şaşırtır. ESERLERİ: Akdeniz Lirikleri, Alaca Karanlıktaki Ülke, Yaşamın Ufuk Çizgisi, Ateşi Çalmayı Deneyenler İçin, Sevda Şiirleri, Zeytin Ağacı, Kuş Kanadı Kalem Olsa, Ölüm Nedeni Bilinmiyor, Deniz, Unutma Adını, Öteki Şiirler, Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi. . .

EBUBEKİR EROĞLU(1968-. . . ) Orta öğrenimini Malatya’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi(1975). Yüksek öğrenimini yaparken bir süre çalıştığı kamu kurumlarında, yıllarca müfettiş ve müşavir olarak görev yaptı. İlk şiiri (Aralık, 1965) Yeni Adım dergisinde çıktı, Diriliş dergisinde yayımladığı şiirlerle (1969-79) adını duyurdu. Şiir ve yazıları çoğunlukla Diriliş, Edebiyat, Yönelişler, Gergedan, Kitaplık dergilerinde yayımlandı. İlk kitabı, Kuşluk Saatleri 1974 yılında çıktı. Yönelişler dergisinin kurucularından biri olarak yönetimini üstlendi. (1981-90, 53 sayı) Zaman gazetesindeki Açık Sayfalar adlı sütununda (1986-2001) düzenli olarak haftalık denemeler yazdı. Ayrıca Yeni Devir (1978-80) ve Yeni Şafak (1996) gazetelerinde de her hafta yazılar yayımladı. Kayıpları Şarkısı dolayısıyla 1985 yılında şiir dalında, Modern Türk Şiirinin Doğası dolayısıyla 1994 yılında deneme dalında, Ona Türkiye Yazarlar Birliği ödülü verildi. Hakkında Sombahar (sayı 12, Ağustos 1992) ve Yedi İklim (sayı 39, Haziran 1993 ve sayı 141, Aralık 2001) dergileri özel dosyalar hazırladı. Cine 5 televizyonu, Şair hakkında İstanbul görüntüleri ağırlıklı bir belgesel yayınlandı(2012). ESERLERİ: ŞİİR: Kuşluk Saatleri(Yenisanat Yayını, 1974), Kayıpların Şarkısı(Bürde Yayını, 1984), Yirmidört Şiir(İz Yayıncılık, 1991), Şahitsiz Vakitler(YKY, 1998), Berzah-Toplu şiirler(YKY, 2001), Sınır Taşı(YKY, 2006), Sesli Harfler (YKY, 2011) DENEME-İNCELEME: Sezai Karakoç’un Şiiri(Bürde Yayını, 1981), Yenileme Bilinci(Nehir Yayınevi, 1988. Sufi Kitap, 2006), Sevap Defteri(İz Yayıncılık, 1992), Modern Türk Şiirinin Doğası(YKY, 1993, 2005), Sabit ve Değişken(İz Yayıncılık, 1994), Muğlak Ölçekli Harita(İz Yayıcılık, 1997. Timaş Yayınevi, 2009), Kelimeler Çınladıkça(İnsan Yayınevi, 1997), Hayat Mükemmel Değil(İnsan Yayınevi, 2000), Salınımlar(Sufi Kitap, 2005), Çalkantı ve Dalga(Timaş Yayınevi, 2008), Geçmişin İçindeki Geçmiş (YKY,2013), (Şi'r-i Kadim Üstüne deneme) DERLEME- ÇEVRİMYAZI: Genel Çizgileriyle İslam/B.Ahmed Naim(Çığır Yayınevi, 1975), Allahı İnkâr Mümkün mü?/Filibeli Ahmed Hilmi(Çığır Yayınevi, 1977), Seçmeler/Necip Fazıl Kısakürek(YKY, 1993)

HÜSEYİN ATLANSOY(1962) İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü bitirir. İstanbul’da öğretmenlik yapar. Şiirlerini 1982’den itibaren Diriliş, Yönelişler, Yedi İklim, İkindi Yazıları, Dergah, Hece dergileri yayımlanır. Renklere, yollara, metropollere, akıp giden uygarlığa ve tarihe ilişkin duygularını yansıtır. Şiirlerinde özellikle ilaç isimlerini bolca kullanır. Mistik-metafizikçi şiiri kendi kuşağı içinde en iyi temsil eden şairdir. “Şiir yazmasaydım bir hayatım olmazdı. “ diyecek kadar şiire sıkı sarılır. ESERLERİ: İntihar İlacı, Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi, Şehir Konuşmaları, İlk Sözler, Kaçak Yolcu, Karşılaşma Töreni, Su Burcu

HAYDAR ERGÜLEN(1956) 1980 sonrası Türk şiirinin önemli isimlerindendir. İstanbul’da reklam yazarlığı yapar. Üç Çiçek ve Şiir Atı dergilerini çıkarır. Klasik ve çağdaş şiirimizin birikimlerini bilinçle ustaca özümser. İmgeci şiiri yansıtan şiirlerinde aşk, acı, hüzün, dostluk, kardeşlik, kimsesizlik, çocukluk gibi temaları işler. Türk şiir geleneğini iyi inceler. Saf şiiri andıran zengin kelimelerle hikmetli bir söyleyişe ulaşır. ESERLERİ: ŞİİR: Karşılığını Bulamamış Sorular, Sokak Prensesi, Sırat Şiirleri, Eskiden Terzi, Kırk Şiir ve Bir Karton Valiz, Nar, Hafız ile Semender, Keder Gibi Ödünç, Üzgün Kediler Gazeli DENEME: Haziran, Tekrar, Üvey Sokak

MURATHAN MUNGAN(1955) Yazı hayatı boyunca şiir, öykü, roman, deneme, tiyatro, senaryo, masal ve şarkı sözü gibi pek çok türde eser verir. Sahnelenen ilk oyunu Orhan Veli’nin şiirlerinden kurgulayarak oyunlaştırdığı “Bir Garip Orhan Veli”dir. Özellikle “Metal” adlı eseriyle 1980 kuşağının en çok okunan şairleri arasında yer alır. Başlangıçta Attila İlhan ve Hilmi Yavuz

Page 16: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

16

etkilenmelerinin olduğu oldukça ağır ve özentili şiirler yazar. “Kum Saati”nden itibaren dili yalınlaşır. Başarılı senaryolarıyla da dikkat çeker. ESERLERİ: ŞİİR: Kum Saati, Sahtiyen, Yaz Sinemaları, Eski 45’likler, Mırıldandıklarım, Yaz Geçer, Metal; Oyunlar, İntiharlar, Şarkılar; Mürekkep balığı, Başkalarının Gecesi, Timsah Sokak Şiirleri, Eteğimdeki Taşlar ÖYKÜ: Cenk Hikayeleri, Kırk Oda, Lal Masalları, Kafdağı’nın Önü, Üç Aynalı Kırk Oda, 7 Mühür, Yedi Kapılı Kırk Oda, Kadından Kentler ROMAN: Yüksek Topuklar, Şairin Romanı OYUN: Mahmud ile Yezida, Taziye, Bir Garip Orhan veli, Kağıt Taş Kumaş

SUNAY AKIN(1962) 1980 sonrası Türk şiirinin öncü şairlerindendir. İlk şiir kitabı 1989’da yayımlanan ve adını Cemal Süreya’nın koyduğu “Makiler”dir. “Yeni Yaprak” ve “Olmaz” adlı şiir dergilerini çıkarır. Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri Orhan Veli’nin şiirlerindeki bazı özellikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögeleri kullanmadaki rahatlığıyla dikkat çeker. Cemal Süreya’nın etkisiyle sürdürdüğü şiirlerinde dil oyunlarına dayalı bir alaycılık ve şaşırtma vardır. Çocuklar ve hüzün de ilgisini çeken temalardır. Yapılarını günlük dildeki kullanımlarını bozmadığı sözcüklerle bir düşünce cambazı gibi oynar. Ayrıca tek kişilik oyunlar da hazırlayıp sunar. Yakın tarihteki bazı önemli ve özel olayların araştırılmasına yönelik eserleriyle de dikkat çeker. ESERLERİ: ŞİİR: Makiler, Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı DÜZ YAZI: İstanbul’un Nazım Planı, Ayçöreği ve Deniz Yıldızı, İstanbul’da Bir Zürafa, Önce Çocuklar ve Kadınlar, Kız Kulesi’ndeki Kızılderili, Onlar Hep Oradaydı, Kule Cambazı

KÜÇÜK İSKENDER(1964) Asıl adı Duman İskender Över’dir. 1980 sonrası Türk şiirinin “marjinal şairi” olarak tanınır. Temalarında alışılagelmişin kimi kez tam karşısında yer alan, polemikçi, başkaldırıcı şiirleriyle Türk şiirinin en gözü pek şairi olarak kabul edilir. Fazlaca karışık ve yer yer fazlaca uzun şiiri özgün ve çarpıcıdır. Gelenekten yararlanarak yazdığı divan tarzı şiirleri ve özellikle gazelleriyle dikkat çeker. ESERLERİ: ŞİİRLERİ: Gözlerim Sığmıyor Yüzüne, Periler Ölürken Özür Dileriz, Suzidilara, Güzel Annemin Hayal Gücü, Papağana Silah Çekme, Alp Krizi Gözyaşlarım Nal Sesleri, İpucunu Bırakma Sanatı, Kahramanlar Ölü Doğar, Çürük Et Deposu, Eski Kral Deposu, Dicle ve Fırat, Bir Daha Bana Benzeme Anjel ELEŞTİRİ: Şiirli Değnek, Eflatun Sufleler, Rimbaud’ya Akıl Notları ROMAN: Cehenneme Gitme Yöntemleri, Zatülcenp

ROMAN VE HİKAYE Seksen yılı kapsayan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında roman ve hikâye türleri de şiirde olduğu gibi büyük bir zenginlik gösterir. Çok sayıda yazarın çeşitli sınıflara ayrılabilecek yüzlerce eseri yayımlanır. İlk büyük örneklerini 1922’de Halide Edip’in Ateşten Gömlek, Yakup Kadri’nin Kiralık Konak ve Reşat Nuri’nin Çalıkuşu romanlarıyla veren Cumhuriyet romanı, 1940’lı yılların sonuna kadar fazla bir değişme göstermeden gelişir. 1946’da Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinden sonra 1949’da Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur ve Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu romanlarının ve arkasından Orhan Kemal, Kemal Tahir ve Yaşar Kemal’in toplumcu gerçekçi eserlerinin peş peşe yayımlanmaya başlamasıyla Türk romanı, -tabiî hikâyeyle birlikte- önemli bir değişim geçirir. Üçüncü büyük değişme ise Oğuz Atay’ın 1971-1972’de yayımlanan Tutunamayanlar romanıyla ortaya çıkar. Bu bakımdan Cumhuriyet romanını kabaca 1922 veya 1923-1950, 1950 sonrası ve 1970 sonrası olmak üzere üç döneme ayırarak incelemek daha uygun görünmektedir.

1923 - 1950 DÖNEMİ MEMLEKET ROMAN VE HİKAYESİ

Atatürk ve İnönü dönemlerini kapsayan bu ilk devrede roman ve hikâye yazarları, şiirdekine benzer şekilde ülkenin geçirdiği siyasî ve toplumsal değişmelerle yakından ilgilenirler. Bir yandan yakın devrin tarihiyle bir hesaplaşma içine girerken bir yandan da devrimlerle şekillenen yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli sorunlarına eğilirler. Bu yüzden çoğunun eserlerinde eski devrin tipleri, değişen tipler ve yeni devrin idealist tipleri yan yana bulunur. Batılı ve doğulu değerleri temsil eden kuşaklar arasındaki çatışma ve yeni gençlik fikrî birçok romanın örgüsünü oluşturur.

Page 17: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

17

Bu dönemde şöhretini önceki dönemlerde yapmış roman ve hikâye yazarları eser vermeye devam ederler. Servet-i Fünun’un usta romancısı Halit Ziya (1865-1945), romana girmemekle birlikte hikâyeler yazar ve eserlerini, bazılarını topluca olmak üzere yeniden yayımlar. 1931’de ölen Servet-i Fünun romancısı Mehmet Rauf (1875- 1931), Cumhuriyetten sonra sekiz roman ve üç hikâye kitabı çıkarır. İlk romanını 1888’de yazan Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) 41 romanından 24’ünü bu devrede verir. 1919’da yayımladığı Memleket Hikâyeleri’yle hikâyemizin Anadolu’ya açılmasında büyük bir rol oynayan Refik Halit Karay (1888-1965) ise Yüzellilikler’in affedilmesiyle 1938’de Türkiye’ye döndükten sonra devrin havasına uygun çok sayıda roman kaleme almış ve en önemli eseri olan Gurbet Hikâyeleri’ni de 1940’ta yayımlamıştır. Bununla beraber ilk devrede roman ve hikâye alanını, bu alana daha önceki yıllarda girmiş olan üç büyük yazarın eserleri doldurur. Bunlar Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin’dir. Bu yazarların eserleri hem çok okunması ve etkili olması hem de estetik bir değer taşıması açısından devrin popüler hikâye ve romancılarına kıyasla bir üstünlük taşır. Her üç yazarın birçok hikâye ve romanını, edebiyatımızın Anadolu’ya açılışı, yani “Memleket Edebiyatı” kapsamında değerlendirmek mümkündür. Halide Edip ve Yakup Kadri’nin Millî Mücadeleye fiilen katılmış olmaları, Reşat Nuri’nin Anadolu’da uzun süre öğretmenlik yapmış olması dolayısıyla bu yazarlar, Millî Mücadeleyi, bu mücadelenin cereyan ettiği Anadolu’yu ve insanını roman ve hikâyelerinde sıklıkla ele alırlar. II.Meşrutiyet döneminde yazdığı romanlarla haklı bir ün kazanmış olan Halide Edip Adıvar (1882-1964), Millî Mücadeleye katıldıktan sonra eserleriyle de Anadolu’ya açılır ve Ateşten Gömlek (1922) romanı, Dağa Çıkan Kurt (1922) ve İzmir’den Bursa’ya (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Mehmet Asım’la birlikte, 1923) adlı hikâye kitaplarıyla devrin aydınları ve gençleri üzerinde büyük bir hayranlık uyandırır. Türk’ün Millî Mücadeledeki mucizevî iradesini ve direniş gücünü anlatan bu eserlerden Ateşten Gömlek İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça ve Rusça gibi birçok dile çevrilmesi ve filme alınan ilk romanlardan olması bakımından da önemlidir. Taassup yüzünden acımasızca öldürülen Aliye Öğretmenin hikâyesini veren Vurun Kahpeye (1923, kitap halinde 1926) romanı da Millî Mücadeleyle ilgilidir. Sırası gelmişken bu eserlerin romanımızda “Millî Mücadele Romanı” diye sınıflandırabileceğimiz bir grup romanın öncülüğünü yaptığını söyleyelim. Yakup Kadri ve Reşat Nuri’den başka 1950’ye kadar Aka Gündüz, Mehmet Rauf, Burhan Cahit, Peyami Safa, 1950’den sonra da Kemal Tahir, Fikret Arıt, İlhan Tarus, Samim Kocagöz ve Tarık Buğra tarafından yazılmış birçok Millî Mücadele romanı vardır. Diğer roman ve hikâyelerinde Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin gençlerini ve kadınlarını anlatan, eğitim konusuna ve iradeli, güçlü kadın tiplerine ön planda yer veren Halide Edip Adıvar’ın Sinekli Bakkal (1936) romanı da Türkçe’nin klâsikleşmiş eserleri arasındadır. Sinekli Bakkal Sokağı etrafında bütün bir II. Abdülhamit dönemi İstanbul’unu güzel taraflarıyla birlikte veren ve buradan batılı ve doğulu değerlerin bir sentezine gitmeye çalışan roman, Osmanlı’ya karşı o dönem eserlerinde, söz gelişi Yakup Kadri’nin Sodom ve Gomore (1928) ve Mithat Cemal’in Üç İstanbul (1938) romanlarında, mahkûm edici bir şekilde görülen olumsuz bakışı değiştirmesi ve geçmişe daha hoşgörülü bakması açısından edebiyatımızda bir dönüm noktası gibi kabul edilebilir. Bu olumlu bakış, daha sonra Abdülhak Şinasi Hisar ve Safiye Erol gibi romancıların eserlerinde, söz gelişi Fahim Bey ve Biz (1941) ve Ciğerdelen’de (1947) daha güçlü bir şekilde görülür. Halide Edip gibi aktif bir şekilde Millî Mücadeleye katılan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun (1889-1974) da eserlerinin önemli bir kısmı Millî Mücadele ve Anadolu’yla ilgilidir. Zaten daha II. Meşrutiyet döneminde hikâyemizin Anadolu’ya açılmasını sağlayan iki yazardan -diğeri Refik Halit Karay- birisi odur. Romanlarının çoğunda II. Abdülhamit, Meşrutiyet ve mütareke dönemlerini ve bu dönemlerin İstanbul’unu anlatan yazar, özellikle Millî Savaş Hikâyeleri (1947) ve Hikâyeler (1985) gibi kitaplarında toplanan hikâyelerinde ve Yaban (1932), Ankara (1934) ve Panorama (1953-1954) romanlarında Millî Mücadeleyi, Millî Mücadele sonrasının Ankara’sını ve ülkedeki siyasî çekişmeleri mesafeli ve zaman zaman da keskin ve kötümser bir eleştirel bakış açısıyla gözler önüne serer. Eserlerini kendine özgü bir sanatkârane üslûpla yazan ve mizacından kaynaklanan bir özellikle halkıyla kaynaşamamış aydının psikolojisi üzerinde yoğunlaşan Yakup Kadri’nin özellikle Yaban romanı, Cumhuriyet döneminde köy romanının ilk örnekleri arasında olması bakımından önemlidir. Anadolu köylerinin sefaleti, köylünün cahilliği, geriliği ve aydınların bu konudaki sorumluluğu etrafında dönen romandaki bazı önyargılı yaklaşımlar hem döneminde hem de sonraki yıllarda çeşitli tartışmalara ve dolayısıyla başka köy romanlarının yazılmasına yol açmıştır.

Page 18: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

18

Bu ilk dönemin üçüncü önemli yazarı olan Reşat Nuri Güntekin’in (1889-1956) roman ve hikâyeleri ise İstanbul’un yanı sıra bütün Anadolu’yu kapsayan geniş bir anket gibi yorumlanabilir. Anadolu kasaba ve şehirlerinin hayatı, bu çevrelerin sorunları ve dikkate değer insan tipleri (dini istismar eden softalar, vicdanı ile geçim sıkıntısı arasında bocalayan memurlar, öğretmenler, doktorlar, subaylar, lüks hayatın özlemini çeken gençler) onun roman ve hikâyelerinin dünyasını doldururlar. Yabancı bir okuldan yetişmiş modern bir İstanbul kızının sevdiği adamdan bir çeşit intikam almak amacıyla da olsa Anadolu’ya geçişini ve idealist bir öğretmen olarak kendini Anadolu insanının hizmetine adamasını romantik bir havada anlatan Çalıkuşu, hem okuru zorlamayan kurgusu hem de temiz ve pürüzsüz üslûbu dolayısıyla Türkçenin en çok okunan klâsik romanları arasındadır. Reşat Nuri, birçok romanının ana örneğini teşkil eden Çalıkuşu’ndan sonra yazdığı roman ve hikâyelerde, zaman zaman duygusal aşkları öne çıkarmakla birlikte Anadolu’nun gerçeklerine daha çok dikkat etmiş ve bunları yer yer Atatürk devrimlerinin paralelinde çok keskin olmayan eleştirel bir bakışla sergilemiş ve bir bakıma kendisini Anadolu’daki cahillik ve gerilikle savaşmakla görevli saymıştır. Bu üç yazardan Halide Edip özellikle Sinekli Bakkal, Yakup Kadri Kiralık Konak, Reşat Nuri de Yaprak Dökümü (1930) ve Eski Hastalık (1938) gibi romanlarında Tanzimat’la başlayan uygarlık değişimini, çatışan eski ve yeni değerleri ve bunları bir senteze ulaştırma sorununu ele alırlar. Bu konu, Cumhuriyet’in ilk döneminin önde gelen romancılarından olan Peyami Safa’nın (1889-1961) birçok eserinde daha büyük bir önem kazanır. O, 1922’den itibaren yazdığı romanların çoğunda mekân olarak genellikle İstanbul’u seçmekle birlikte ülkenin en önemli sorunu olarak gördüğü batı-doğu çatışmasına ön planda bir yer vermiştir. Modern ve geleneksel değerler arasındaki çatışma ilk olarak onun iki ayrı dünyayı sembolik mekânlar etrafında veren Fatih-Harbiye (1931) romanıyla başlar ve Bir Tereddüdün Romanı (1933), Biz İnsanlar (1939), Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (1949) ve Yalnızız (1951) romanlarında gitgide daha derinleştirilmek suretiyle işlenir. Aslında Peyami Safa’nın bu romanları, Cumhuriyet dönemindeki benzerleriyle birlikte Tanzimat’tan sonra Ahmet Mithat’ın romanlarıyla başlayan ve Hüseyin Rahmi’yle devam eden “alafrangalık” teminin daha geniş bir çerçevede devamıdır. Bu konuyu ele alan eserlerin çoğunda dikkati çeken ortak yapısal özellik, kahramanların çoğunun belirli değerleri veya toplum kesimlerini temsil eden tipik kişilikler olması, dolayısıyla olay örgüsünün de bu zıt kişilikler arasındaki çatışmaya dayanmasıdır. Romanlarında kişilerin iç dünyasına, psikolojisine de önem veren, hatta bazan aşırı şekilde psikolojik açıklama ve yorumlara yer veren Peyami Safa’nın 1930’da yayımlanan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı ise yeni anlatım tekniklerini denemesi açısından ayrı bir değer taşır. James Joyce, Virginia Woolf ve William Faulkner tarafından geliştirilen “Bilinç akışı romanı”nın iç monolog gibi bazı tekniklerini burada deneyen yazar, bu yolu sonraki romanlarında daha da geliştirir. Özellikle Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, roman kahramanı Ferit’i romanın merkezine bir “yansıtıcı merkez” ya da “bilinç aynası” gibi yerleştirmesi ve dünyayı bu aynadan yansıtması bakımından Türk romanında yapısal açıdan önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yol daha sonra gerçeküstücü özellikler taşıyan romanlarda farklı şekillerde karşımıza çıkacaktır. Eserlerinde ülkenin ve Anadolu’nun sorunlarına girmemekle birlikte, Abdülhak Şinasi Hisar’ın Fahim Bey ve Biz (1941) romanı da Peyami Safa’nınkiler gibi geleneksel roman anlayışına getirdiği yenilikle dikkate alınması gereken bir eserdir. Yazarın “Boğaziçi medeniyeti” diye adlandırdığı Osmanlı’nın yüksek tabakasının yaşayışıyla ilgili hatıra, duygu ve izlenimlerini, belli bir olay örgüsünden çok bir kişiliğin etrafında verdiği bu romanı, Cumhuriyet dönemi romanının alanında tek kalmış örnekleri arasındadır. Bu özelliği dolayısıyla roman, 1942’de yapılan CHP roman yarışmasında üçüncülük ödülüne lâyık görülür. Hayranlık duyduğu Marcel Proust’un Geçmiş Zaman Peşinde adlı ünlü roman serisinin etkisiyle oluşturduğu bu roman tarzını Abdülhak Şinasi Hisar, Çamlıca’daki Eniştemiz (1944) ve Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği (1952) romanlarında da sürdürür. Olay örgüsünden çok duyguyu ön plana çıkaran bu anlatım yolu, Cumhuriyet dönemi hikâyesinin büyük isimlerinden Memduh Şevket Esendal ve Sait Faik tarafından da uygulanmıştır. Cumhuriyet’in ilk büyük hikâye yazarları arasında yer alan Memduh Şevket Esendal (1883-1952), romanlar da yazmış olmakla birlikte, ülkenin büyük sorunlarına ancak geri planda yer veren, buna karşılık küçük, sıradan insanların duygu ve düşüncelerini, yaşama sevincini iddiasız bir gerçekçilik içinde anlatmayı tercih eden bir hikâyecidir. Çeşitli gazete ve dergilerde 1908’den itibaren yayımlanan hikâyeleri, oldukça geç bir tarihte 1946’da Hikâyeler adıyla kitaplaşır. O, özellikle 1920’den sonra yazdığı hikâyelerde etkisinde kaldığı ünlü Rus yazarı Çehov’un hikâye tarzını Türkçe’de başarıyla uygular ve bu tarz hikâyelerinde sanatsız, rahat ve temiz bir dille hareketli olaylardan çok duygulara yer vererek sıradan insanların hayatlarından ilgi çekici kesitler sunar.

Page 19: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

19

Memduh Şevket’in bu hikâye tarzıyla eserlerini aynı tarihte veren Fahri Celâlettin Göktulga (1875-1975) ve Yedi Meşale grubunun nesir yazarı Kenan Hulusi Koray’ın (1906-1943) hikâyeleri arasında temel bir fark vardır. Bu yazarlar hikâyelerinde olay örgüsü unsuruna, başı sonu belli olaylara ağırlıklı bir yer verirler. Bir asabiye doktoru olan Fahri Celâlettin hastanelerde tanıdığı ruhen hasta kişilerin, eski devir tiplerinin küçük, dar dünyalarını başarıyla anlatırken Kenan Hulusi masalımsı aşk hikâyelerine ve E. A. Poe’nunkileri andıran korku hikâyelerine yönelir. İlk devrenin tanınmış hikâyecileri arasında bulunan bu yazarların eserlerinde şüphesiz İstanbul’un ve taşra şehir ve kasabalarının hayatından gelen canlı sahneler de yer alır. Abdülhak Şinasi Hisar dışarda tutulursa, genel olarak “Memleket Edebiyatı” kapsamı içinde değerlendirilebilecek olan bu önde gelen roman ve hikâye yazarlarının yanı sıra dönemin ikinci, üçüncü sınıf yazarları da aynı çerçeveye sokulabilecek eserler vermişlerdir. Bunlar arasında ilk olarak Atatürk devrimlerinin ülkede benimsenmesi ve yaygınlaşması yolunda heyecanla çalışan Aka Gündüz’ü (1886-1958) sayabiliriz. Bir çeşit tezli eser sayılabilecek roman ve hikâyelerin yanı sıra popüler aşk romanları da yazan Aka Gündüz’ün yanı başında Mahmut Yesari (1895-1945), çarpık batılılaşmayı ve toplumsal sorunları ele alan popüler roman ve hikâyelerle dikkat çeker. Aka Gündüz ve Mahmut Yesari gibi yazı hayatına Cumhuriyet öncesinde başlayan Sadri Ertem’in (1900-1943) roman ve hikâyeleri de bu çerçevede görülebilir. Sadri Ertem’in farklı tarafı, tasvirci olmaktan çok eleştirici bir bakış açısını tercih etmesi ve konularını daha çok köylünün ve işçilerin hayatından seçerek, bunları sanat endişesi gözetmeksizin çok keskin bir gerçekçilik anlayışıyla vermesidir. Onun özellikle kumaş fabrikaları yüzünden dokuma tezgâhlarını kapatmak zorunda kalan köylülerin isyanını anlatan Çıkrıklar Durunca (1931) romanı, bizde toplumcu gerçekçi romanın ilk örnekleri arasında sayılır. Toplumun alt tabakalarına inerek toplumsal ve ahlakî sefaletleri natüralistlere has keskin ve acı bir dille anlatan Reşat Enis Aygen’in hikâye ve romanlarında da benzer bir durum vardır. Bunlarda toprak reformu gibi toplumsal konular ve köylülerle köy ağaları arasındaki ezen-ezilen ilişkisi eleştirel bir bakış açısından verilmiştir. Köyü ve kasabayı toplumcu ya da sosyalist gerçekçi bir bakış açısıyla ele alan yazarlarımız içinde Sabahattin Ali’nin (1907-1948) hikâye ve romanları, estetik açıdan daha büyük bir değer taşır. Üç tane de roman yazmış olmakla birlikte o, asıl başarısını hikâye alanında göstermiştir. Memleket gerçeklerini ekonomik yapının doğurduğu toplumsal çelişkiler, giderek sınıf çatışmaları perspektifinden gören yazarın hikâyelerinde Anadolu köy ve kasabalarının ezilen, horlanan insanları, düşkün kadınları, yoksul emekçileri, çaresiz memurları etkileyici bir trajik atmosfer içinde anlatılır. Yazar sanatı bir nevi araç gibi görmekle birlikte, bir propagandacı düzeyine inmeksizin fikir ve mesajlarını kurduğu hikâye dünyası içinde ustalıkla eritir. Bu hikâyeler, 1935-1947 yılları arasında Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya ve Sırça Köşk kitaplarında toplanmıştır. Onun 1937’de yayımlanan Kuyucaklı Yusuf romanı da toplumcu gerçekçi bir perspektifle yazılan romanların ilk başarılı örneğidir. Hareketli bir olay örgüsüne sahip olan bu romanında yazar, bir Anadolu kasabasındaki -Edremit- trajik bir aşk hikâyesinin etrafında fabrikatör, kaymakam ve jandarma komutanı arasındaki çıkar ilişkilerine ve bu gücün ezdiği insanların trajedisine geniş yer vermiştir. Cumhuriyet döneminin bu ilk devresinde köy ve kasaba hayatını, diğer yazarlardan farklı bir eleştirel bakışla ortaya koyan bu eserler, “Memleket Şiiri”nde de gözlemlendiği gibi, Memleket Roman ve Hikâyesinin değişik bir versiyonu gibi görülebilir. Özellikle Sabahattin Ali’nin bu yolda yazdığı eserler, daha sonra yaygın bir şekilde devam edecek olan toplumcu gerçekçi roman ve hikâyenin örnek alınan eserleri olmuştur.

POPÜLER AŞK ROMANLARI: KADIN YAZARLAR Cumhuriyet roman ve hikâyesinin bu ilk döneminde genel olarak ülkenin sorunlarını, Anadolu’yu ve Anadolu insanının durumunu veren eserlerin yanı sıra, daha çok kadın yazarların eserleriyle ortaya çıkan bir “Popüler Aşk Romanları” modasıyla karşılaşırız. Sevgi, aşk ve ihtiras konularını, mutlu bir aile yuvasında ideal bir hayatı veya bunun özlemini anlatan bu romanlar, geniş bir okuyucu kitlesinin ilgisini çekmiş ve çok okunmuşlardır. Bazıları tefrika halinde gazetelerde kalmış olan popüler aşk romanları, estetik açıdan fazla bir değer taşımayan, ancak orta sınıf okuyucunun özlem veya beklentilerine cevap veren eserlerdir. Bu tarzda eser veren yazarlardan Aşk Bahçesi adlı romanı 1924’te çıkan Burhan Cahit Morkaya (1882-1949) ile Yaban Gülü adlı romanı 1925’te çıkan Güzide Sabri Aygün (1886-1946) tarih bakımından bir önceliğe sahiptir. Sonraki yıllarda Esat Mahmut Karakurt, Selâmi İzzet Sedes, Etem İzzet Benice, Şükufe Nihal, Halide Nusret

Page 20: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

20

Zorlutuna, Nezihe Muhittin, Muazzez Tahsin Berkant, Mükerrem Kâmil Su, Cahit Uçuk, Peride Celâl ve Kerime Nadir gibi yazarlar peş peşe popüler aşk romanları yazarlar. Kadın yazarlardan Güzide Sabri, Muazzez Tahsin Berkant (1900-1984) Mükerrem Kâmil Su (1906-1984) ve Kerime Nadir’in (1917-1984) aşk romanları çok okunmuş, bunların bir kısmı filme de alınmıştır. Peride Celâl (d. 1915) ise daha sonraki romanlarında yeni anlatım tekniklerini denemek suretiyle sanat romanı yazmaya yönelmiştir. Aslında kadın yazarlar olgusu, Cumhuriyet’in ilânından sonra kadına tanınan haklara paralel olarak gitgide genişleyen ve güçlenen bir olgudur. Kısaca belirtmek gerekirse, Halide Edip’ten sonra yetişen birçok kadın yazar, roman ve hikâyelerinde romantik bir aşk hikâyesinin etrafında da olsa “kadının eğitimi, hakları ve toplumdaki konumu” gibi temalara geniş yer vermiş ve böylece Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında çok sık bir şekilde ele alınan kadın konusu, bu yazarların elinde yeni duyarlılıklar, yeni bakış açıları kazanmıştır.

TARİHİ ROMANLAR Cumhuriyet’in ilk döneminde popüler aşk romanlarının yanı sıra “tarihî roman” başlığı altında toplanabilecek romanlar da yazılmıştır. Aşk romanlarında olduğu gibi fazla bir estetik değer taşımayan ve çoğu gazetelerde tefrika halinde kalan tarihî romanlar, konularını genellikle eski Türk tarihinden, bazan da Osmanlı tarihinden alırlar. Çok okunan, daha doğrusu geniş bir okur kitlesinin roman ihtiyacını karşılayan bu eserler, Atatürk döneminin tarihî ve destanî havasından, bu devirde ortaya atılan Türk tarih tezinden beslenirler ve bu taraflarıyla Millî Mücadele romanlarına yakındırlar. Bununla birlikte bu romanların ortaya çıkışında daha çok Romantik akımın bir sonucu olarak Walter Scott’ın romanlarıyla başlayan ve bütün Avrupa edebiyatlarına yayılan “Tarihî Roman Modası”nın etkisi vardır. Cumhuriyet döneminin ilk tarihî romanları Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun (1906- 1966) kaleminden çıkmıştır. Onun 1923’te yayımlanan Kızıltuğ romanından sonra bu tarzda yazdığı yirmiden fazla roman vardır. 1928’de ilk romanı Kara Davut’u yayımlayan Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu ile yine aynı yıl Cehennemden Selâm romanını yayımlayan M. Turhan Tan da tarihî roman sahasında birçok eser vermiş yazarlar arasındadır. İskender Fahrettin ise daha çok Türk tarih tezine uygun romanlar yazmıştır. Bu dönemin sonuna doğru yazılan tarihî romanlardan özellikle ikisi, hem kurgusal yapısı hem de üslûbuyla diğer romanlara göre estetik açıdan büyük bir üstünlük gösterir. Bunlardan ilki Nihal Atsız’ın 1946’da çıkan Bozkurtların Ölümü, ikincisi Safiye Erol’un 1947’de yayımlanan Ciğerdelen romanıdır. Halihazırdan geriye dönerek geçmişi bir destan veya masal atmosferi içinde anlatan bu romanlardan ikincisi mistik tarafının yanı sıra halihazır ile geçmişi birleştiren iç içe geçmiş hikâyeleriyle kurgusal açıdan da bir farklılık gösterir.

1950 SONRASI TOPLUMCU GERÇEKÇİ YAZARLAR: KÖY ROMAN VE HİKAYESİ

Birinci dönemde Sadri Ertem, Reşat Enis ve Sabahattin Ali’nin eserleriyle ortaya çıkan ve esasen Anadolu köy ve kasabalarının sorunlarını konu edinen toplumcu gerçekçi roman ve hikâye, 1930’lu yılların sonunda Samim Kocagöz ve Kemal Bilbaşar gibi yazarların elinde alanını genişletir ve 1950’den sonra büyük yazarların elinde yaygın bir hareket haline gelir. Bu devrede Salim Şengil’in 1947-1957 arasında çıkardığı Seçilmiş Hikâyeler Dergisi, köyü konu alan hikâyelere veya köy hikâyeciliğine yeni bir hız kazandırır. Köy konusunun 1950’li yılların yanı sıra 1960’lı ve 70’li yıllarda da yaygın bir şekilde ele alınmasında Nâzım Hikmet’in şiirleriyle güçlenen Marksist fikir ve inanışların da kuşkusuz önemli bir rolü vardır. İlk romanı olan İkinci Dünya’yı 1938’de, ilk hikâye kitabı olan Telli Kavak’ı da 1941’de yayımlayan Samim Kocagöz (1916-1993), konularını çoğunlukla Söke ovası ve Menderes vadisi dolaylarında yaşanan olaylardan seçerek toprak sorununu, sınıflar arası çıkar çatışmalarını, ekonomik etkenlerle ortaya çıkan değişmeleri anlatır. Eserlerinde Samim Kocagöz gibi daha çok Batı Anadolu köy ve kasabalarını anlatan Kemal Bilbaşar (1910-1983) da ilk hikâye kitabını Anadolu’dan Hikâyeler adıyla 1939’da, ilk romanını da Denizin Çağırışı adıyla 1943’te yayımlamıştır. Onun özellikle Doğu Anadolu bölgesindeki zalim ağa-yoksul köylü ilişkisini ve hazin bir aşkı masalımsı bir dille anlatan Cemo (1966) romanı, yayımladığı dönemde çok yankı uyandıran bir eser olmuştur.

Page 21: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

21

Sonraki yıllarda da Marksist fikirler doğrultusunda eserler veren bu yazarlardan başka, Orhan Kemal, Kemal Tahir ve Yaşar Kemal gibi büyük yazarların elinde toplumcu gerçekçi roman ve hikâye, daha geniş bir alana yayılır ve edebiyat dünyamızda büyük yankılar uyandıran ve geniş bir okur kitlesi tarafından okunan örneklerini verir. Ekmek Kavgası adlı ilk hikâye kitabını ve Baba Evi adlı ilk romanını 1949’da yayımlayan Orhan Kemal (1914-1970) de Kocagöz ve Bilbaşar gibi hikâye ve romanı birlikte yürüten yazarlardandır. Roman konularını bizzat gördüğü ve yaşadığı olaylardan çıkaran Orhan Kemal, birçok eserinin konusunu yakından tanıdığı Çukurova bölgesinden almıştır. Bunlarda tarlada ağır şartlar altında çalışan ırgatların, dokuma fabrikalarındaki işçilerin, büyük şehre göç eden gurbetçilerin acıklı hikâyeleri yaşanmışlıktan gelen bir kuvvetle anlatılır. Özellikle Bereketli Topraklar Üzerinde (1954) ve Murtaza (1962) romanları çok sözü edilen ve beğenilen eserleri arasındadır. Son romanlarında aynı başarıyı yakalayamayan yazarın hikâye ve romanlarında yapı ve üslûp endişesi çoğu zaman geri planda kalmıştır. Nâzım Hikmet’le birlikte 1938’de on beş yıl hapse mahkûm edilmiş olan Kemal Tahir (1910-1973) ise daha çok roman üzerinde yoğunlaşmış ve bu türde verdiği eserlerle Orhan Kemal’e kıyasla daha yaygın bir üne kavuşmuştur. Onun 1955’te Sağırdere’yle başlayan romanlarının bir kısmında köy konusu, hapisteyken yakından ilgilendiği Çankırı ve Çorum yöresinde geçen olaylara ağırlık verilerek ele alınır ve buralardaki mülkiyet ilişkileri, ağalık kurumu ve eşkiyalık hareketleri tarihî köklerine dikkat çekilerek anlatılır. Önemli bir kısım romanı da konularını doğrudan doğruya tarihten alır. Yakın tarihe ait çeşitli olaylar Esir Şehrin İnsanları (1956), Esir Şehrin Mahpusu (1962) ve Yol Ayrımı (1971) gibi başarılı romanlarında, farklı bir tarih görüşüyle Osmanlı Devletinin kuruluşu da çok yankılanan ve tartışılan Devlet Ana (1967) romanında anlatılmıştır. Tarihî maddeciliğe farklı bir bakış getiren romanlarında yazar, daha çok toplumların tarihini ön plana çıkardığı için genel olarak kahramanlarına oldukça mesafeli ve olumsuz bir açıdan bakar. Kemal Tahir’in romanları, diyaloglara aşırı derecede ağırlık veren objektif anlatım yöntemi ve kendine özgü üslûbuyla çağdaşlarına nazaran bir farklılık ve üstünlük taşır. Kemal Tahir gibi daha çok roman türünde yoğunlaşan Yaşar Kemal (d. 1923) de yurt içinde ve yurt dışında çok yankılanan romanlarıyla büyük bir ün kazanmış toplumcu gerçekçi yazarlardandır. Onun 1955 yılında yayınlanan Teneke ve İnce Memed romanlarından başlayarak günümüze kadar yazdığı yirmiden fazla romanı çeşitli dillere çevrilmiş, bunlar yurt içinde ve dışında birçok ödüle lâyık görülmüştür. Sınıfsal bir bakış açısıyla romanlarında, genellikle Çukurova köylüsünün, Güney ve Doğu Anadolu insanının ekonomik ve toplumsal değişimden kaynaklanan sorunlarını, buralardaki ekonomik sömürüyü, yoksul köylü-zalim ağa çatışmasını, düzene başkaldıran köylüleri, töreleri ve kan davalarını ele alanYaşar Kemal, bu olayları anlatırken halk türkü, masal, efsane ve destanlarından hem konu hem de üslûp açısından geniş ölçüde yararlanmıştır. Bu durumun bir sonucu olarak üslûbu da lirik ve şiirsel bir niteliğe bürünmüştür. Karakteristik bir şekilde İnce Memed romanında görülen bu üslûp, yazarın hemen bütün romanlarında karşımıza çıkmaktadır. Toplumcu gerçekçi ya da sosyalist gerçekçi roman, daha sonra yetişen köy enstitülü yazarlar kuşağında çok daha şematik kalıplar içerisinde devam ettirilmiştir. Bunlar arasında Sarı Traktör (1959) romanıyla Talip Apaydın’ı (d. 1926) Yılanların Öcü (1959) romanıyla da Fakir Baykurt’u (1929-1999) sayabiliriz. Kendisi de bir köy enstitüsü mezunu olan Mahmut Makal’ın 1950’de yayımlanan ve köye dair ilgi çekici mektup ve notları içeren Bizim Köy kitabının köy romanı üretimine bir hareket, bir hız kazandırmış olduğunu da bu vesileyle belirtelim. Yazı hayatına Sabahattin Ali’yle birlikte çıkardığı Markopaşa adlı mizah gazetesiyle başlayan Aziz Nesin (1915-1995) de 1948’den itibaren yayımlanan mizahî hikâye ve romanlarıyla toplumcu gerçekçi edebiyatta önemli bir yer işgal eder. Toplumdaki aksayan yönleri, yergiye elverişli tarafları, türedi, zıpçıktı tipleri abartılı, paradoksal, zaman zaman da ironik bir dille anlatan bu hikâye ve romanlar Türk okurunun en çok okuduğu eserler arasına girmiş, yazarın böylece genişleyen ünü sonradan yurt dışına da yayılmıştır.

SANATI ÖN PLANA ÇIKARAN PSİKOLOJİK ESERLER: BAĞIMSIZ YAZARLAR 1950 sonrasında bazı roman ve hikâye yazarlarımız, neredeyse bir akım haline gelen toplumcu gerçekçi roman ve hikâyenin dışında kalarak kendilerine özgü bir roman ve hikâyenin peşinde olmuşlardır. Bunlar genellikle bireyin iç dünyasına, psikolojiye daha çok eğilmişler, bir sanat olarak romanın yapısı ve üslûbu üzerinde de daha çok kafa yormuşlardır.

Page 22: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

22

Daha önceki bir bölümde, Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (1949) ve Yalnızız (1951) romanlarında, romanın merkezine bir “bilinç aynası”, bir “yansıtıcı merkez” yerleştirmek suretiyle yeni bir teknik denediğinden söz etmiştik. Peyami Safa’yla aynı yıllarda eserlerini veren Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) da romanı öncelikle bir sanat eseri olarak kabul eden bir anlayışla karmaşık ve sanatkârane romanlar ve hikâyeler kaleme almıştır. Şiir ve deneme alanlarında da Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının en orijinal eserlerini veren Tanpınar, hikâyelerini Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943) ve Yaz Yağmuru (1955) kitaplarında bir araya getirmiş, daha sonra romana geçerek Cumhuriyet romanının zirve eserlerinden Huzur’u 1949’da, Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü de 1954’te (kitap halinde 1962’de) yayımlamıştır. Sahnenin Dışındakiler (1950, kitap halinde 1973) romanından sonra onun Mahur Beste ve Aydaki Kadın adlı yarım kalmış iki romanı daha vardır. Batı ve doğu kültürünü çok iyi tanıyan, romanın her şeyden önce kendisi olmasını isteyen ve bu açıdan Marcel Proust, Aldoux Huxley ve James Joyce gibi Fransız ve İngiliz yazarlarının roman tarzını üstün bulan Tanpınar’ın hikâyeleri, görünenin ardında görünmeyeni araştıran, yer yer fantastik özellikler taşıyan ve bu yönüyle gerçeküstücülüğe yaklaşan çok ilgi çekici hikâyelerdir. Bir huzursuzluğun romanı olan ve otobiyografik bir özellik taşıyan Huzur ise hayatı ve varlığı bir bütün olarak estetik bir açıdan algılamak isteyen kahramanı Mümtaz’ın sanatçı kişiliği ile hayatın gerçekleri arasındaki çatışmayı ve bu çatışmanın yarattığı bunalımı verir. Gerek Mümtaz’ın gerekse diğer roman kişilerinin yaşadığı huzursuzlukta batılı ve doğulu değerler arasındaki çatışma da önemli bir rol oynar. Batı müziği formlarına uygun bir tempoda yazıldığı düşüncesiyle bazı eleştiricilerin bir “müzikal roman” olarak nitelediği Huzur’dan sonra yazılan Saatleri Ayarlama Enstitüsü ise çok başarılı bir ironik eserdir. Roman, II. Abdülhamit, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini yaşayan kahramanı Hayri İrdal’ın anıları aracılığıyla iki uygarlık arasında bocalayan Türk toplumu ve devlet kurumlarındaki yanlışlıkları, saçmalıkları ince bir şekilde eleştirir ve alaya alır. Hikâye türünün büyük isimlerinden Sait Faik Abasıyanık (1906-1954) da eserlerinde toplumcu gerçekçi edebiyatın dışında kalarak bireye, bireyin iç dünyasına eğilen yazarlardandır. Aslında o, hikâyeye 1930’lu yıllarda başlamış, ilk hikâye kitabını Semaver adıyla 1936’da yayımlamıştı. Bu bakımdan onun eserini, 1950 sonrası içinde düşünmek çok da doğru olmayacaktır. Ancak onun hikâye kitaplarından çoğu 1948’den sonra yayımlanır ve bu tarihten sonraki hikâyeleriyle daha güçlü bir etkiye sahip olur. Özellikle 1954’te çıkan gerçeküstücü özellikler taşıyan Alemdağ’da Var Bir Yılan kitabı Türk hikâyesine yeni bir açılım getiren bir eser olmasıyla önemlidir. Bir İstanbul hikâyecisi olan Sait Faik, Orhan Veli ve Cahit Sıtkı’nın şiirde yaptığı gibi gibi küçük ve sıradan insanların yaşama sevincini, ada ve deniz insanlarını, tabiat güzelliklerini anlatmakla birlikte gerçekleri basit bir şekilde yansıtmanın ötesine geçerek gerçeğin taşıdığı ruh ve anlamı keşfetmeye çalışır. Güzel olanın peşinde koşan, konu ve olaydan çok yaşanan anları anlatan hikâyeleri, çoğu zaman çağrışımdan çağrışıma atlayan şiirli bir üslûba sahiptir. Sait Faik gibi hikâye ve romanlarında şiirli bir üslûp kullanan, denizi ve denizin insanlarını anlatmayı daha çok tercih eden Cevat Şakir Kabaağaçlı ya da Halikarnas Balıkçısı’nın (1886-1973) eserleri de bu dönem içinde ele alınabilir. Yazı hayatına çok önce başlamış olmakla birlikte onun eserleri de 1940’lı yıllardan sonra kitap haline gelmiştir. Biraz savruk bir şekilde olmakla birlikte, Ege ve Akdeniz’in denize tutkun insanlarını anlattığı hikâye ve romanlarında çağrışımlarla yüklü lirik ve tutkulu bir dil daima dikkati çeker. Bu eserlerde onun yakından tanıdığı eski Yunan ve Roma edebiyatından gelen unsurların da önemli bir rolü vardır. 1950 sonrasında hikâye alanının önde gelen isimlerinden olan Haldun Taner (1915- 1986) de gerçekçiliğe önem vermekle birlikte ideolojik perspektife iltifat etmeyen hikâyeciler arasındadır. Tiyatro alanında da çok dikkate değer eserler vermiş olan Taner’in hikâyeleri ironik bir nitelik taşır. Bunlarda köyden şehre göçen saf insanlar, görgüsüz türedi zenginler, kenar mahallelerden en zengin semtlere kadar çeşitli tipte görgüsüz ve bilgisiz kadınlar ironik ya da mizahî bir dille anlatılır. On İkiye Bir Var (1954) ve Sancho’nun Sabah Yürüyüşü (1969) adlı hikâye kitapları ulusal ve uluslararası ödüller alan eserleri arasındadır. Haldun Taner’le aynı kuşağa mensup olan Tarık Buğra (1918-1994) da 1950 sonrasının önde gelen bağımsız hikâye ve roman yazarlarındandır. Hikâye ve romanda kurgusal yapıya ve üslûba çok önem veren yazar, hikâyelerinde daha çok Türk entellektüelinin bunalımlarına, çelişkilerine yer verir. Buğra’nın özellikle 1963’te yayımlanan Küçük Ağa romanı getirdiği farklı perspektifle Millî Mücadele romanları içinde ayrı bir yere sahiptir. Bu eserde, Millî Mücadele sırasında halkın meşru otoritenin temsilcisi olan padişaha bağlılığını sürdürmek göreviyle Akşehir’e gönderilen kültürlü ve seciyesi sağlam bir medrese adamının, İstanbullu Hoca’nın, burada içten bir değişmeye

Page 23: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

23

uğrayarak Kuva-yı Milliyeye katılışı ve gösterdiği büyük yararlıklar anlatılır. Roman, hiç bir fikrî saplantıya yer vermeksizin büyük bir psikolojik değişimi tutarlı bir çizgide sergiler. Eser sağlam kurgusal yapısı ve konusuna uygun üslûbuyla da bir üstünlük gösterir. Tarık Buğra daha sonra yazdığı Dönemeçte (1980) ve Yağmur Beklerken (1981) gibi romanlarda da DP’nin kuruluşu ve Serbest Fırka olayı gibi yakın tarihin siyasî olaylarını farklı bir perspektiften ele almış ve bu olayları roman kahramanlarının iç dünyalarına önem vererek anlatmıştır.

1970 SONRASI MODERN VE POSTMODERN EĞİLİMLER

1970 sonrasında Türk romanında özellikle Oğuz Atay’ın (1934-1977) Tutunamayanlar (1971-1972) romanıyla birlikte kendini gösteren ve 1980’li yıllarda güçlenen yeni bir eğilim ortaya çıkar. Bu eğilimin iki önemli özelliğinden birisi romanın kendisini de bir roman konusu olarak ele alması, ikincisi de bireyin karmaşık iç dünyasına yönelerek bu dünyayı önceki romanlardan çok farklı anlatım teknikleriyle vermesidir. Tutunamayanlar romanı, bu özelliklere uygun olarak iç içe geçmiş veya üst üste binmiş üç hikâyeden oluşur. İnsanları ezen, yozlaştıran toplumsal düzen ve toplumun sahte değerleriyle uyuşamayarak sanata sığınan Selim Işık’ın intiharla sonuçlanan hayatı ilk hikâyeyi, Selim’in hayatını ve intiharını araştıran ve onun etkisiyle bir kişilik değişimine uğrayarak hayatı değişen Turgut Özben’in ruhsal dünyası ikinci hikâyeyi, bütün bu olayların yazılması ve kitap haline gelmesiyle ilgili gelişmeler de üçüncü hikâyeyi oluşturur. Böylece bu roman hem bir romanın doğuşu ve yazılışının hikâyesini hem de birbirine benzeyen iki kahramanın hikâyesini karmaşık bir anlatım yöntemiyle verir. Oğuz Atay bu yolla klâsik gerçekçi roman anlayışının anlatım tekniklerini yıkarak bu vesileyle hem geleneksel roman anlayışıyla hem de toplumun insanı ezen düzeni ve sahte değerleriyle alay eder. Bu, batıda gelişen modernist ve postmodernist roman anlayışlarının Türk romanına uygulanmasıdır. Açıkçası Tutunamayanlar’da James Joyce, Franz Kafka, William Faulkner gibi modernist romancıların ve Vladimir Nabokov ve A. Robbe Grillet gibi postmodern yazarların kullandığı anlatım teknikleri karmaşık bir şekilde kullanılmıştır. Atay’ın Tehlikeli Oyunlar (1973) romanı ve Korkuyu Beklerken (1975) adlı hikâye kitabında da uyguladığı bu teknikler, eserlerin yayımlandığı yıllarda lâyıkıyla değerlendirilememiş olmakla birlikte, özellikle 1980’den sonra büyük bir ilgi uyandırmış ve yazarı Tanpınar gibi gitgide artan bir ilginin odağı haline getirmiştir. Yusuf Atılgan’ın bir yalnızlığın bunalımlarını anlatan Anayurt Oteli de hemen hemen aynı tarihlerde (1973) ve benzer tekniklerle yazılmış diğer bir ilgi çekici romandır. 1980’den sonra eser veren birçok hikâye ve roman yazarı eserlerinde bu yeni teknikleri kullanmıştır. Bu yazarlar arasında özellikle Bir Düğün Gecesi (1973) romanıyla Adalet Ağaoğlu’nu (d. 1929), fantastik bir özellik taşıyan Kılavuz (1990) romanıyla Bilge Karasu’yu (1930-1995); daha sonraki kuşaklardan da dedektif romanının bir çeşit parodisi olan Bir Cinayet Romanı (1989) adlı eseriyle Pınar Kür’ü (d. 1945), Arzu Sapağında İnecek Var (1989) adlı fantastik romanıyla Nazlı Eray’ı (d. 1945) ve yeni bir biçim peşindeki Sevgili Arsız Ölüm (1983) romanıyla Latife Tekin’i (d. 1957) sayabiliriz. Çağdaş yazarlardan Orhan Pamuk (d. 1952) ise benzer özellikleri taşıyan romanlarıyla günümüzde çok sözü edilen ve medya aracılığıyla geniş bir kitle karşısında tartışılan bir romancıdır. Onun özellikle Kara Kitap (1990) romanı birçok bakımdan Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ını andırır. Klâsik gerçekçilik anlayışından uzaklık, anlatım yöntemleri, hikâye anlatıcılarının çeşitliliği, değişik üslûp ve söyleyiş özelliklerine sahip metinlerin varlığı iki romanın yapısal benzerlikleri arasındadır. Her iki romanda da bir arayış içinde olan kahramanlar, kişiliklerini bulduklarında kendi hikâyelerini yazmaya başlarlar. Bir roman veya hikâye yazmayı da konu edinmiş olan bu eserlerin farklı tarafı, Oğuz Atay’ın kahramanlarının Hamlet ve Don Kişot gibi batı edebiyatlarının büyük eserlerini, Orhan Pamuk’un kahramanlarının ise Binbir Gece Hikâyeleri, Mesnevi ve Hüsn ü Aşk gibi doğu edebiyatlarının büyük eserlerini kendilerine örnek almış olmalarıdır. Orhan Pamuk daha sonra yazdığı Yeni Hayat (1994), Benim Adım Kırmızı (1998) ve Kar (2002) romanlarıyla da büyük yankılar uyandırmış ve batı dillerine çevrilen eserleriyle dünya çapında ün kazanmış bir romancımızdır. Modern ve postmodern eğilimlerin roman ve hikâyeye hakim olduğu bu dönemde daha önceki dönemde yaygınlaşan toplumcu gerçekçi roman hareketine sokulabilecek eserler de elbette yazılmıştır. Özellikle 1971’de askerlerin hükûmete verdiği 12 Mart Muhtırası ve sonrasında gelişen olaylar birçok romana konu olmuş ve yazarlar, toplumcu gerçekçi bir bakışla halkı sömüren kapitalist burjuva düzenine karşı devrimci gençlerin isyanını anlatan romanlar yazmışlardır. Daha önceki romanlardan farklı olarak burada köylünün yerini halk, toprak ağasının yerini kapitalist burjuva sınıfı, dağa çıkan köylünün yerini de devrimci gençler alırlar.

Page 24: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

24

Erdal Öz’ün Yaralısın (1974), Fürüzan’ın 47’liler (1974), Sevgi Soysal’ın Şafak (1975) ve Samim Kocagöz’ün Tartışma (1976) romanları bu konuda yazılmış romanların örnekleri arasındadır. 1980’li yıllarda toplumcu gerçekçi roman çizgisini terk ederek bireye ve yeni anlatım yöntemlerine yönelen Türk roman ve hikâyesi, elbette ki bu saydığımız isim ve eserlerden ibaret değildir. Ününü önceki yıllarda yapmış birçok yazarın bu dönemde de eserler vermesinin yanı sıra 1940’lı, 50’li ve 60’lı yıllarda doğan birçok roman ve hikâye yazarı dikkate değer eserler vermiş ve vermeye de devam etmektedirler. Bu isimler arasında Tomris Uyar (d. 1941), Sevinç Çokum (d. 1943) Alev Alatlı (d. 1944), Mustafa Kutlu (d. 1947), Mehmet Eroğlu (d. 1948), Selim İleri (d. 1949), Ahmet Altan (d.1950), Nedim Gürsel (d.1951) ve İhsan Oktay Anar (d.1960) gibi yazarlar ön plana çıkmış görünmektedirler.

DENEME - EDEBİ ELEŞTİRİ Şiir, hikâye, roman ve tiyatro; edebiyatın esasını oluşturan ana türler olmakla birlikte, bu türlerin dışında kalan bazı yazı çeşitleri de edebî bir dille yazılmış olmaları ve yazarının kişiliğini veya kişisel duygu ve düşüncelerini yansıtmaları bakımından edebiyatla yakından ilgili görülerek bu sanatın kapsamı içine sokulurlar. Denemeler, eleştiriler, günlükler, anılar, gezi yazıları, mektuplar, hatta biyografik yazı ve eserler bu gruptadır. Bu tür yazılarla gerçek edebiyat arasında kesin bir ayırım yapmak zordur. Aynı zorluk bu yazı çeşitlerinin birbirinden ayrılması sırasında da karşımıza çıkar. Biz, kendi başlarına da ayrı bir tarihi bulunan bu gibi yazı çeşitlerinin tamamını ele almayarak, edebiyatla daha yakından ilişkili saydığımız deneme tarzındaki yazılar üzerinde kısaca duracağız. Deneme yazarları, diğer konuların yanı sıra temel konusu insan olan edebiyattan ve edebî eserlerden sık sık söz ettikleri ve böylece bir çeşit edebî eleştiri yaptıkları için, eleştiri tarihine girmeksizin bu yöndeki yazı veya eserlerine de işaret edeceğiz. Böyle bir ayırıma gitmemizin nedeni, bilimsellik iddiasında bulunmadan serbest bir şekilde edebiyat üzerinde duran bu eleştirilerin kendilerinin de edebî bir değer taşımalarıdır. Avrupa’da 16. yüzyılın ikinci yarısında Montaigne’in yazılarıyla kendini bulan deneme türünün bizdeki olgun örnekleri ancak Cumhuriyet döneminde ortaya çıkar ve deneme bu dönemde gelişmiş bir yazı türü halinde görünür. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ahmet Haşim’in özellikle Bize Göre’sinde (1928) ve Reşat Nuri’nin Anadolu Notları’nda (1936) toplanan bu tarz yazılarından sonra denemenin ilk büyük ismi olarak Nurullah Ataç’la karşılaşırız. Nurullah Ataç’ın (1898-1957) deneme ve eleştiri niteliği taşıyan yazıları 1946-1957 yılları arasında Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar, Günce, Prospero ile Caliban kitaplarında bir araya getirilmiştir. Kendi beninin kuvvetle hissedildiği bu yazılarda Ataç çeşitli konuların yanı sıra yakından izlediği Türk edebiyatının, özellikle şiirimizin temsilcileri ve eserleri hakkında etkili değerlendirmeler yapmış, genç şairleri yönlendirmiş ya da onların Orhan Veli örneğinde olduğu gibi edebiyat kamuoyunda tanınma ve ün kazanmalarında önemli bir rol oynamıştır. Yargılarında kişisel zevkini ölçü olarak alan, bu yüzden zaman zaman çelişkili değerlendirmeler yapabilen Ataç’ın yazıları 1940’lı ve 50’li yılların edebiyat dünyasında silinmez izler bırakmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar da Beş Şehir (1946) ve Yaşadığım Gibi (1970) adlı eserleri ile deneme türünün eşsiz denebilecek eserlerini vermiştir. Zengin bir kültür birikimi ve sanatkârane bir üslupla yazılan bu eserlerin ilkinde ünlü romancımız, Türk kültürünün bir aynası olarak gördüğü Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul ve Ankara’yı tarihin ve halihazırın ışığında bir sanatçı bakışıyla ele almış, bu uzun denemelerinde Türk tarih ve kültürüne dair orijinal ve ufuk açıcı değerlendirmeler yapmıştır. Yaşadığım Gibi ise onun tarih, coğrafya ve kültürümüzün çeşitli cephelerine değinen aynı orijinallikteki kısa deneme yazılarından oluşur. Aynı kuşağa mensup Suut Kemal Yetkin (1903-1980) de Ataç ve Tanpınar gibi 1940’lı ve 50’li yılların önde gelen deneme ve eleştiri yazarları arasındadır. Sağlam bir kültür ve ölçülü bir zihin çalışmasının ürünü olan bu yazılar Edebiyat Konuşmaları (1944), Edebiyat Üzerine (1952), Günlerin Götürdüğü (1958), Düşün Payı (1960), Yokuşa Doğru (1963), Denemeler (1970) gibi kitaplarında toplu olarak yayımlanmıştır. Deneme, sonraki kuşakların elinde daha geniş bir alana yayılan yazı tarzı haline gelir. 1960’lı ve 70’li yıllarda deneme ve eleştiri yazıları ile dikkati çeken yazarlar arasında Sabahattin Eyüboğlu, Salah Birsel, Mehmet Kaplan,

Page 25: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

25

Melih Cevdet Anday, Oktay Akbal ve Vedat Günyol ön plana çıkarlar. Montaigne’in Denemeler’ini 1943’te Türkçe’ye çeviren Eyüboğlu’nun (1908-1973) denemeleri ve edebiyatımızı hümanist bir bakışla değerlendiren eleştirileri Mavi ve Kara (1961), Sanat Üzerine Denemeler (1974) kitaplarında toplanır. 1970’te Türk Dil Kurumu deneme ödülünü alan Salah Birsel’in (1919-1999) deneme tarzına sokulabilecek yazı ve kitaplarının sayısı ise daha fazladır. Çok canlı, renkli ve ironik bir üsluba sahip olan ve anı özelliği de taşıyan bu kitapların ilki, Şiirin İlkeleri (1952), ikincisi ise Sen Beni Sev (1957) adıyla çıkar. Daha sonra yayımlanan on üç kitap ise 1001 Gece Denemeleri genel başlığını taşımaktadır. Akademik anlamda Yeni Türk Edebiyatı araştırma ve incelemelerinin öncü isimlerinden olan Mehmet Kaplan’ın (1915-1986) da okur üzerine çok etkili olan deneme ve eleştirileri vardır. Onun Türk tarih, kültür ve edebiyatının çeşitli konuları üzerindeki düşüncelerini berrak bir dille ortaya koyan bu yazılar, Nesillerin Ruhu (1976), Büyük Türkiye Rüyası (1969), Edebiyatımızın İçinden (1978), Kültür ve Dil (1982) gibi kitaplarda toplanmıştır. Garip şairlerinden Melih Cevdet Anday’ın, 1980 sonrasının önemli hikâye yazarlarından Oktay Akbal’ın (d. 1923) ve Vedat Günyol’un (d. 1912) da 1960 sonrasında yayımlanmış çok sayıda deneme yazısı ve kitapları vardır. Orhan Burian da denemeleri ile tanınmış bir başka önemli isimdir. Aslında deneme yazarları bu saydığımız adlardan ibaret değildir. Eserlerinin çoğunu 1980’li ve 90’lı yıllarda yayımlayan sonraki kuşaktan Memet Fuat ve Nermi Uygur, esasen bir eleştirici olmakla birlikte denemeler de yazan Asım Bezirci ve Ahmet Turan Alkan da sayılabilir.

SONUÇ Baştan beri verdiğimiz bilgiler açıkça göstermiştir ki Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı hemen bütün türlerde büyük değişme ve gelişmelere sahne olmuş dinamik ve zengin bir edebiyattır. Bu durum, elbetteki uzun bir süreye yayılan bu dönemde verilen eserlerin çokluğu, çeşitliliği ve bunlarda görülen değişmelerle yakından ilgilidir. Önceki edebî dönemlerden farklı olarak Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, toplumun sorunlarıyla yakından ilgili, toplumla adeta bütünleşmiş bir edebiyattır. Tanzimat’ta ortaya çıkan romantik çizginin değişik biçimlerde devamına rağmen, denebilir ki bu edebiyatın en kuvvetli akımı toplumsal ve bireysel gerçekçiliktir. Daha açık söylersek, ilk dönemlerde ve epey bir süre genel gerçeklik, yani Anadolu’nun, Anadolu köy ve kasabalarının, kadının, özellikle de köy kadınının gerçekliği üzerinde durulurken daha sonraki dönemlerde tek olanın, yani bireyin gerçekliğine ağırlık verilir olmuştur. Bu durumla yakından ilgili başka bir önemli özellik de Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının ülke çapında yaygınlaşmış bir edebiyat oluşudur. Atatürk ve İnönü dönemlerinde, halk evleri olgusunda belirgin olarak görüldüğü gibi devletin edebiyatı geniş ölçüde desteklemesi, edebiyatın ülke sathında yayılması ve genişlemesi, böylece de okur ve seyirci kitlesinin büyümesi sonucunu doğurmuştur. 1950 sonrasında ise devlet desteğinin azaldığı, buna karşılık yayınevlerinin, yazar ve aydınların oluşturduğu meslek kuruluşlarının, resmî veya özel vakıfların edebiyatı desteklediği söylenebilir. Bu durum yazarlara verilmek için düzenlenen ödül ve armağanlardan da açıkca anlaşılmaktadır. Gerçekten de 1950 sonrasında devlet kurumları tarafından yazarlara verilen sadece iki ödül vardır. Birisi 1955-1983 arasında verilmiş olan Türk Dil Kurumu ödülleri, diğeri ise 1979-1982 arasında verilen Kültür Bakanlığı Büyük Ödülüdür. Buna karşılık gerek büyük gazete ve dergiler gerek dernek ve vakıflar gerekse tanınmış yazarların aileleri tarafından kurulmuş olan birçok ödül ve armağandan söz edilebilir. Bir fikir vermek bakımından bunlardan birkaçının ismini veriyoruz: Yunus Nadi Armağanı (Cumhuriyet, 1946-1998), Yeditepe Şiir Armağanı (Yedi Tepe, 1955-1984), Abdi İpekçi Ödülleri (Milliyet Sanat, 1980-1996), Sanatseverler Derneği Ödülleri (1964- 1988), Türkiye Millî Kültür Vakfı Kültür Armağanları (1974-1987), Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülleri (1977-1996), Sait Faik Hikâye Armağanı (1955-1998), Orhan Kemal Roman Armağanı (1972-1998). Edebiyata devlet desteğinin azalması, yazarların ekonomik açıdan gitgide bağımsızlaşmasına ve zamanla daha güçlenen bir yazarlar ve aydınlar zümresinin doğmasına yol açmıştır. Aziz Nesin örneğinde olduğu gibi gitgide daha çok kalemi ile geçinen ve çeşitli meslek örgütlerinde toplanan yazarlar, 1950 sonrasında zaman zaman devletin veya hükümetlerin politikalarına ters düşmüşler, bu yüzden özellikle eserlerindeki siyasî ve ideolojik dozun arttığı ve siyasî ortamın gerginleştiği belirgin dönemlerde çeşitli soruşturma ve mahkûmiyetlere uğramışlardır. Cumhuriyet dönemi yazarlarında gözlenen başka bir farklı durum, orta tabakanın yanı sıra toplumun alt tabakalarından yetişmiş olanların da edebiyat dünyasına katılmış olmasıdır. Cumhuriyetin ilânından sonra Anadolu

Page 26: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

26

kendi yazarlarını yetiştirmiş, şehir ve kasabalardan gelen yazarlara özellikle 1950 sonrasında köyden gelen yazarlar katılmıştır. Bütün bu yazarların çoğu edebiyatın hemen her türünde eser vermişlerdir. Yazarlar konusunda belirtilmesi gereken başka bir özel durum da kadın yazarların sayısında görülen büyük artıştır. Belki de bu gelişmeler dolayısıyla edebiyatımızın en fazla ele aldığı iki konu, köy ve kadın konuları olmuştur. Son yıllarda edebiyat dünyamızda modern okullarda iyi bir öğrenim görmüş veya öğrenimini batılı ülkelerde yapmış yabancı dil formasyonu güçlü yazarların sayıca arttığı görülmektedir. Bu durum Türk edebiyatı ile batı edebiyatları arasındaki ilişkileri daha ileri noktalara götüren, edebiyatımızın batıda veya dünyada tanınmasının yolunu açan çok olumlu bir gelişmedir. Başka deyişle batıyla edebî açıdan Tanzimat’la başlayan temaslar Cumhuriyet döneminde büyük bir ilerleme kaydetmiş, birçok yazarın eseri batı dillerine çevrilmiş, bazı yazarlarımızın eserleri de batıda verilen ödüllere lâyık görülmüştür. Aslında bu sonuç, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının karakteristik bir yönüne işaret etmektedir ki bu da bu edebiyatın önceki dönemlere kıyasla batı edebiyatlarıyla, bir dönemde de Rus edebiyatıyla yakın bir ilişki içinde gelişmiş olmasıdır. 1940’tan sonra Millî Eğitim Bakanlığının çıkardığı Tercüme Dergisi ve yayımladığı “Dünya Klâsikleri” serisiyle hızlanan çeviri faaliyetinin arkasından, Türk yazarlarının dünyada tanınması ve eserlerinin batı dillerine çevrilmesi, artık batı ile edebî ilişkilerin tek taraflı olmaktan çıkarak bir alışverişe dönüştüğünü göstermektedir. Bu bakımdan özellikle son zamanlarda edebiyatımızın daha çağdaş bir düzeye yükseldiği ve dünya edebiyatları içinde kendine bir yer edinmeye başladığı rahatlıkla söylenebilir. Burada son olarak şunu belirtelim ki halihazırda edebiyatımız dinamik ve çok canlı bir manzara sergilemektedir. Orhan Pamuk örneğinde olduğu gibi eserleriyle çok tartışılan yazarlar, sayıları gitgide artan yayınevlerinin çıkardığı çok sayıda kitap, düzenlenen kitap fuarları, imza günleri ve medyanın ilgisi bu canlılığın somut göstergeleridir. Edebî eser üretimini arttırmış olan bilgisayarın, yazarların birbirleriyle ve okuyucularla iletişimini genişleten internetin imkânları da kuşkusuz edebiyatımıza yeni ufuklar açmaktadır. İnternetin ve küreselleşmenin edebiyatı olumsuz etkileyeceği yolundaki endişeler bu bakımdan tamamıyla yersizdir. Aslında küreselleşen bir dünyada kendini ve kendi dünyasını tanımak gereğini daha çok duyacak olan insanımızın, insanı en iyi ifade eden bir sanat olan edebiyata ihtiyacı gittikçe daha çok artacaktır.

TÜRK EDEBİYATINDA ÖNEMLİ DERGİLER 1. SERVET-İ FÜNUN DERGİSİ (1891 - 1944): 53 yıl çıkarılan dergi 2464 sayı yayımlanmıştır. Yayın hayatına

başladığında Tevfik Fikret, Halit Ziya UŞAKLIGİL ve Hüseyin Cahit YALÇINlara sayfalarını açmış, son sayılarına kadar “yeni”den yana olma niteliğini korumuştur. Sahibi ve yönetmeni Ahmet İhsan TOKGÖZ’dür.

2. GENÇ KALEMLER (1910 - 1912): Ömer Seyfettin ve Ali Canip YÖNTEM tarafından çıkarılan dergi Millî Edebiyat Dönemi'nin sesi olmuş, ilkelerini aktarmıştır.

3. TÜRK YURDU (1911 – 1931): Türk Yurdu Cemiyetinin yayın organı olarak yayımlanmaya başladı.Yayımını Yusuf AKÇURA üstlenmiştir. Daha sonra Mehmet Emin YURDAKUL ve Celal Sahir EROZAN bu görevi üstlenmişlerdir. Türkçülük üzerine yazılara ve Türkoloji araştırmalarına yer verilen dergide ağırlıklı olarak Ziya GÖKALP yazmıştır.

4. AKBABA (1922 - 1977): Haftalık siyasal mizah dergisidir. Yusuf Ziya ORTAÇ ile Orhan Seyfi ORHON tarafından çıkarılmıştır. Osman Cemal KAYGILI, Ercüment Ekrem TALU, Aziz NESİN gibi mizah yazarlarının yetişmesine ortam hazırlamıştır.

5. RESİMLİ AY (1924-1930): Zekeriya SERTEL’in çıkardığı dergi, “gerçekçi” bir halk dergisi, bir düşünce dergisi olmak amacındadır. Bir süre “Sevimli Ay” adı altında Mehmet Rauf, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, Reşat Nuri GÜNTEKİN gibi tanınmış imzalarla çıkmışsa da sonradan tekrar eski adına dönerek Suat DERVİŞ, Ercüment Behzat LAV, Sabahattin Ali gibi “toplumcu edebiyat” öncülerini kadrosuna almıştır.

6. MEŞALE (1928): Yusuf Ziya ORTAÇ tarafından çıkarılmıştır. “Yedi Meşaleciler” olarak tanınan sanatçılar bu dergide toplanarak ürünlerini sergilemişlerdir.

7. KADRO (1932-1935): Derginin sahibi Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU’dur. Savunduğu düşüncelerle bir yayın organının gücünü aşan siyasal ve düşünsel bir etki ortaya çıkarmıştır.

8. VARLIK (1933 -): Yaşar Nabi NAYIR’ın her türlü sorumluluğu üstlenmesiyle çıkmış bir dergidir. “Bir yazın okulu”, “edebiyatımızda bir köşe taşı”, Cumhuriyet kültürünün sacayaklarından biri olarak nitelendirilen dergi, günümüzde “en çok okunan kültür ve edebiyat dergisi” olma özelliğini korumaktadır.

9. ÇIĞIR (1933-1948): Peyami Safa, Kemalettin Kamu, Enis Behiç KORYÜREK gibi isimler bu dergide yazdılar. Dergide, edebiyatın yanı sıra tarih ve toplum bilim dallarında inceleme ve araştırma yazıları yayımlandı. Hıfzı Oğuz BEKATA tarafından çıkarılmıştır.

Page 27: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

27

10. ÜLKÜ (1933 -1950): Halkevleri tarafından Cumhuriyet ilkelerini geniş halk kitlelerine benimsetmek ve bu doğrultuda bir kültür hareketi oluşturmak amacıyla yayımlanmıştır.

11. AĞAÇ (1936): Necip Fazıl KISAKÜREK tarafından çıkarılmıştır. Millî idealist felsefeye bağlı görünmesine karşın, sayfalarında yeni edebiyatın değişik eğilimlerine yer veren bir dergi kimliğindedir. Fakat yine de millî sanat anlayışı hâkimdir. Ahmet Hamdi TANPINAR, Ahmet Kutsi TECER de yazı yazanlar arasındadır.

12. KÜLTÜR HAFTASI (15 Ocak 1936 - 3 Haziran 1936): Peyami Safa ile İlhami Safa’nın yirmi bir sayı çıkardıkları bir dergidir. Çıkış amacı, sanat, bilim ve edebiyatı, tam bir kültür karakteri ve ahlakı ile birleştirmek, sağlamlaştırmaktır. Aydın niteliğini benimsemiş her insanın zihnini kurcalayan bütün kültür meselelerinde Türk zekâsının eserlerini yansıtmaya çalışır. En önemli “mesele”nin “memleket edebiyatı” olduğuna dikkat çekilir.

13. YENİ EDEBİYAT (1940 -1941): Suat DERVİŞ ve eşi Reşat Fuat BARANER’in yönetiminde çıkmış bir dergidir. Bu dergide ilk kez “toplumcu gerçekçi” edebiyat anlayışının estetik sorunları üzerinde yazılar yayımlanmıştır.

14. ÇINARALTI (1941 - 1944): Orhan Seyfi ORHON ve Yusuf Ziya ORTAÇ’ın birlikte çıkardıkları “Türkçü” fikir ve sanat dergisidir. Peyami Safa, Reha Oğuz TÜRKKAN gibi isimlere yer verilmiş, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Kırım Türkleri edebiyatının önemli ismi İsmail GASPIRALI’nın “Dilde düşüncede, işte birlik” kuralını ilke edinen Çınaraltı dergisinde “kültürel milliyetçilik” ülkü hâline getirilmeye çalışılmıştır.

15. BÜYÜK DOĞU (1943 - 1955): Sahibi Necip Fazıl KISAKÜREK’tir. Haftalık yayımlanan derginin, otuz sayı süren ilk evresinde “edebiyat” ağır basmış, daha sonra dergi, edebiyatı politika ile birlikte yürütmüştür. Mistik eğilimler dergide bir dünya görüşü çizgisine gelmiştir.

16. YAPRAK (1949 - 1950): Orhan Veli KANIK tarafından çıkarılmış hareketli ve yaygın bir dergidir. Gazete boyutunda tek yapraktan oluşan dergide sanat ve düşünce dünyasının çeşitli sorunlarını ele alan yazılar da yayımlanmıştır. Orhan Veli’nin ölümünden sonra arkadaşları, onu anmak için 1 Şubat 1951’de “Son Yaprak” adlı bir sayı daha çıkarmışlardır.

17. HİSAR (1950-1957/1964-1980): Munis Faik OZANSOY tarafından çıkarılmıştır. İlkesi “eski şiirimizden, millî kültür ve edebiyatımızdan kopmadan yeni ve güzel bir şiir sergilemek”tir. Hisar’ın kurucu şairlerinden Mustafa Necati KARAER, taklitçiliğe sapılmadan millî kültürümüzden güç alınmasını, bu derginin, geçmişle gelecek arasında bir köprü olmasının istendiğini belirtmiştir. Yazarların, yaşayan dili kullanmalarının gerekli olduğu, ölü kelimelerden doğan her eserin, nesilleri birbirinden ayıracağı belirtilmiştir. Dünden güç alan yenilikçi bir sanat amaçlanmış, sanatçıların “bağımsız” olmalarının gerekliliği vurgulanmıştır.

18. TÜRK DİLİ (1951 -): Türk Dil Kurumunun yayını olan dergide, Türkçe üzerine inceleme ve araştırmalar, edebiyat araştırma ve eleştirileri, yayın tanıtım yazıları çıkmıştır. 1961’den başlayarak gençlere de açılmış, roman, günlük, anı, mektup gibi konularda özel sayılar yapılmıştır. Düzensiz olarak yayımını sürdürmektedir.

19. MAVİ (1952 -1956): Önce sanat tutumları, dünya görüşleri karşıt olan imzalara yer verdi. Sonra ise Garip akımına ve daha önceki sanat anlayışlarına karşı çıkan Attilâ İLHAN’ın sosyal realizm ilkesine katılanlarla(Maviciler) yayınını sürdürdü.

20. a DERGİSİ (1956 - 1960): Edip ÖZYÖRÜK yönetiminde Edip CANSEVER, Ülkü TAMER, Hilmi YAVUZ, Cemal SÜREYA, Fazıl Hüsnü DAĞLARCA’dan oluşan bir kadro ile çıktı. Çağdaş sanat akımlarına, özellikle “İkinci Yeni” şiir akımına destek oldu.

21. DOST (1957 - 1973): Nezihe MERİÇ ve Salim ŞENGİL’in yönetiminde çıktı. Asım BEZİRCİ, Fethi NACİ gibi eleştirmenlere ve genç yeteneklere sayfalarını açtı. Soruşturmalar, özel sayılarla dikkat çekti.

22. YENİ DERGİ (1964 – 1975): Fuat Bengü (Memet Fuat) yönetiminde çıktı. Sanatımızın sorunlarına yönelik tartışma yaratacak nitelikteki yazılara yer verdi. Ayrıca başka dillerdeki sanat olaylarını, düşünce tartışmalarını dilimize aktardı.

23. DİRİLİŞ (1966- 1967): İslamın dirilişi genel konusunun işlendiği dergide Cahit ZARİFOĞLU ve İsmet ÖZEL’de yazı yazmışlardır.

24. PAPİRÜS (1966 - 1970): Cemal Süreya SEBER’in yönetiminde çıkmıştır. Eski ve yeni edebiyatımızı değerlendirmedeki başarısı, eleştirilerindeki nesnelliği ile dikkat çekmiştir. II. Yeni şiirinin dergisidir.

25. TÜRK EDEBİYATI (1972- ): Ahmet KABAKLI’nın kurduğu bir dergidir. “Yeniyi yapabilmek veya yapabileceklere ışık tutmak için geçmişe sık sık döneceklerini” ifade etmişlerdir. En çok, İnci ENGİNÜN, Cemil MERİÇ, Arif Nihat ASYA, İlhan GEÇER ve Munis Faik OZANSOY’un yazıları yayımlanmıştır.

26. MAVERA (1976 - ): Cahit ZARİFOĞLU, Adil Erdem BAYAZIT, Rasim ÖZDENÖREN, Aleaddin ÖZDENÖREN, M. Akif İNAN ve Nazif GÜNDOĞAN’ın kurucuları olduğu dergi, “Bir yaşama biçimi halinde öz uygarlığımızı yeniden yürürlüğe koyma davasını güdenlerin edebiyat alanındaki buluşma yeri.” olarak nitelenir.

27. YAZKO EDEBİYAT (1980 - 1986): Sınırlı Sorumlu Yazarlar ve Çevirmenler Kooperatifi (YAZKO) tarafından çıkarılmıştır. Memet Fuat, ilk sayıdaki sunuş yazısında, kooperatif üyesi yazarların dünya görüşleriyle sanat anlayışlarındaki çeşitliliğin dergiye yansıyacağını, derginin giderek bir “forum” havasına bürüneceğini söylemiştir.

Page 28: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

28

28. DERGÂH (1921 - 1923 - ): 1921 yılında Mustafa Nihat ÖZÖN yönetiminde çıkarılmış ve 42 sayı sürmüştür. Derginin başyazılarını Yahya Kemal BEYATLI yazmış, görüşleriyle dergiye yön vermiştir. Ulusal kaynaklara yönelinmiş, geçmiş yeniden değerlendirilerek bir bileşime varma düşüncesi ağır basmıştır. (1990’da çıkarılan Dergâh’ın sahibi Ezel ERVERDİ, Yazı İşleri Müdürü Mustafa KUTLU’dur. Yayınını sürdürmekte, genç yeteneklere sayfalarını açmaktadır.)

29. MARKO PAŞA (1946-: Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Mustafa Mim Uykusuz’un yazarlığını yaptığı Türk basın tarihinin en yüksek tirajlı yayınlarından biri olan cuma günleri çıkan haftalık mizah dergisidir. Sabahattin Ali başyazarlığını, Mustafa Mim Uykusuz da çizerliğini üstlenmiştir. Toplumcu ve gerçekçi halk mizahıyla, dudaklara tebessüm ettirirken düşündüren Marko Paşa, aynı zamanda da akıldan çıkmayan bir mizah anlayışıyla kuruldu. O dönemlerde adeta ana muhalefet gibi etki gösteren derginin yazarlarına karşı birçok dava açılmış, kimi sayılar toplatılmış ve hatta dergi ismindeki Paşa kelimesinden dolayı zamanın "Milli Şef"i İsmet Paşa ile alay ediyor diye kapatılmıştır. Bu tür olaylar yüzünden Markopaşa "Toplatılmadığı zamanlar çıkar" veya "Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar." gibi ibarelerle çıkardı. Kimi zaman yazarlar dergiyi elden dağıtmaya çalışmışlar, buna karşın çok sayıda satmayı başarabilmişlerdir ki derginin tirajı 60-70 binlere dek ulaşmıştır. O dönemlerde en çok satan gazetelerin tirajları bile 50 bini geçmemekteydi. Markopaşa kapatılınca sırasıyla; Merhumpaşa, Malumpaşa, Yedi-Sekiz Hasan Paşa, Hür Marko Paşa, Bizim Paşa, Ali Baba ve Kırk Haramiler adları altında yeniden çıkarıldı.

BAŞLICA SANATÇILAR VE ESERLERİ LİSTESİ

YAZAR ESER TÜR

Hacı Bektaş Veli Makalat

Hacı Bektaş Veli Kitabü’l Fevalit

Hacı Bektaş Veli Fatiha Tasviri

Yunus Emre Risaletü’n Nushiye Mesnevi

Yunus Emre Divan

Eşrefoğlu Rumi Müzekki’n Nüfuz

Eşrefoğlu Rumi Divan

Kaygusuz Abdal Divan

Kaygusuz Abdal Budalaname

Kaygusuz Abdal Miglataname

Kaygusuz Abdal Minbername

Kaygusuz Abdal Vücutname

Kaygusuz Abdal Dilgüşa

Kaygusuz Abdal Gevhername

Kaygusuz Abdal Sarayname

Kaygusuz Abdal Ceriye-i Kaygusuz

Kaygusuz Abdal Esrar-ı Huruf

Kaygusuz Abdal Gülistan

Yazıcıoğlu Mehmet Muhammediye

Aziz Mahmut Hüdai Mektubat

Aziz Mahmut Hüdai Divan-ı İlahiyat

Niyazı Mısri Mevaidü’l İrfan

Âşık Ömer Şairname

Ercişli Emrah Emrah ve Selvi Han Halk Hikayesi

Kayıkçı Kul Mustafa Genç Osman Destanı Destan

Bayburtlu Zihni Sergüzeştname

Bayburtlu Zihni Kitab-ı Hikaye-i Garibe

Hoca Dehhani Selçuklu Şehnamesi

Ahmet Fakih Çarhname

Şeyyad Hamza Yusuf u Züleyha

Mevlana Mesnevi

Mevlana Divan-ı Kebir

Mevlana Mecalis-i Seba

YAZAR ESER TÜR

Mevlana Mektubat

Mevlana Fihi Ma Fih

Sultan Veled Divan

Sultan Veled İbtidaname

Sultan Veled Rebabname

Sultan Veled İntihaname

Sultan Veled Maarif

Gülşehri Mantıku’t Tayr

Gülşehri Felekname

Gülşehri Gülşenname

Gülşehri Keramet-i Ahi Evran

Gülşehri Aruz-ı Gülşehri

Aşık Paşa Garipname

Aşık Paşa Vasf-ı Hal

Aşık Paşa Fakrname

Aşık Paşa Kimya Resalesi

Ahmedi İskendername

Ahmedi Cemşid ü Hurşit

Ahmedi Tervihü’l Ervah

Ahmedi Mirkatü’l Edeb

Kadı Burhaneddin Divan

Kadı Burhaneddin Enisü’l Kulüb

Ali Şir Nevai Hayretü’l Ebrar

Ali Şir Nevai Ferhat ile Şirin

Ali Şir Nevai Leyla ile Mecnun

Ali Şir Nevai Sedd-i İskenderi

Ali Şir Nevai Seba-i Seyyare

Ali Şir Nevai Muhakemetü-l Lügateyn

Ali Şir Nevai Mecalisün Nefais İlk Tezkire

Ali Şir Nevai Mizanü’l Evzan

Ali Şir Nevai Garaibü’s Sıgar

Ali Şir Nevai Nevadirü’ş Şebab

Page 29: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

29

YAZAR ESER TÜR

Ali Şir Nevai Fevaidü’l Kiber

Ahmedi Dai Çengname

Ahmedi Dai Türkçe Divan

Ahmedi Dai Ukudü’l Cevahir

Ahmedi Dai Mutayebat

Ahmedi Dai Tezkiretü’l Evliya Tercümesi

Ahmedi Dai Teressül

Ahmedi Dai Camasbname

Necati Divan

Şeyhi Harname Mesnevi

Şeyhi Hüsrev ü Şirin

Şeyhi Kenzü’l Menafî

Şeyhi Habname

Şeyhi Neyname

Şeyhi Divan

Süleyman Çelebi Vesiletü’n Necat Mevlit

Nizami Divan

Ahmet Paşa Kerem Kasidesi

Avni (Fatih Sultan Mehmet)

Divan

Adli (II. Bayezit) Divan

Sinan Paşa Tazarruname

Sinan Paşa Nasihatname

Sinan Paşa Teskiretü’l Evliya

Sinan Paşa Maarifname

Mercimek Ahmet Kabusname

Fuzuli Su Kasidesi Kaside

Fuzuli Şikayetname İlk Edebi Mektup

Fuzuli Leyla ile Mecnun

Fuzuli Sıhhat u Maraz Tıp Kitabı

Fuzuli Beng ü Bade

Fuzuli Hadikatü’s Süeda

Fuzuli Rind ü Zahit

Fuzuli Sohbetü’l Esmar

Fuzuli Tercüme-i Hadis-i Erbain

Baki Divan

Baki Fezail-i Mekke Düz Yazı

Baki Fezail-i Cihad Düz Yazı

Baki Kanuni Mersiyesi Terkib-i Bent

Bağdatlı Ruhi Terkib-i Bent

Taşlıcalı Yahya Bey Naz u Niyaz

Taşlıcalı Yahya Bey Şah u Geda

Taşlıcalı Yahya Bey Gülşen-i Raz

Taşlıcalı Yahya Bey Gecine-i Raz

Taşlıcalı Yahya Bey Esrarname

Taşlıcalı Yahya Bey Yusuf ü Züleyha

Güvahi Pendname Hikaye (Fabl)

Zati Şem ü Pervane

Zati Edirne Şehrengizi

YAZAR ESER TÜR

Hayali Divan

Muhibbi Divan

Babürşah Babürname Anı

Seydi Ali Reis Miratül Memalik İlk Gezi Yazısı

Seydi Ali Reis Mirat-ı Kainat

Seydi Ali Reis Kitabül Kainat

Seydi Ali Reis Kitabı Muhit

Latifi Tezkiretu’ş Şuara

Latifi Risale-i Evsaf-ı İstanbul

Latifi Subhatu-l Uşşak

Nef’i Divan

Nef’i Siham-ı Kaza Hiciv

Nabi Hayriye

Nabi Hayrabat

Nabi Tuhfetü-l Harameyn

Nabi Münşeat

Nabi Surname

Naili Divan

Neşati Divan

Neşati Hilye

Neşati Edirne Şehrengizi

Neşati Şehr-î Müşkilat-ı Ûrfi

Nedim Divan

Şeyhül İslam Yahya Divan

Evliya Çelebi Seyahatname Gezi Yazıs

Katip Çelebi Cihannüma Coğrafya

Katip Çelebi Fezleke

Katip Çelebi Keşfü’z Zünun

Katip Çelebi Mizanü-l Hak

Katip Çelebi Fezleketü-t Tevarih

Katip Çelebi Tuhfetü-l Kibar

Katip Çelebi Düsturu-l Amel

Naima Naima Tarihi

Koçi Bey Layha

Koçi Bey Koçibey Risalesi

Peçevi Peçevi Tarihi

Şeyh Galip Hüsn ü Aşk

Yirmisekiz Çelebi Mehmet

Sefaretname-i Fransa

Giritli Aziz Efendi Burgazi

Muhayyelat

Haliloğlu Yahya Fütüvvetname

Ebu’l Hayr Rumi Saltukname

Keçecizade İzzet Molla Mihnet Keşan

Keçecizade İzzet Molla Gülşen-i Aşk

Erzurumlu İbrahim Hakkı

İlahiname

Erzurumlu İbrahim Hakkı

Marifetname

Yenişehirli Avni Türkçe Divan

Sümbülzade Vehbi Lütfiye

Sümbülzade Vehbi Tuhfetü-l Vehbi

Enderunlu Vasıf Divan

Page 30: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

30

YAZAR ESER TÜR

Sehi Bey Heşt Behişt

BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI

İbrahim Şinasi Tercüme-i manzume Çeviri Siir

İbrahim Şinasi Şair Evlenmesi İlk Tiyatro

İbrahim Şinasi Müntehebat-ı Eş’ar Şiir

İbrahim Şinasi Durub-ı Emsal-i Osmaniye

Atasözü Derlemesi

İbrahim Şinasi Kamus-ı Türki Sözlük

İbrahim Şinasi Tercüman-ı Ahval Mukkaddimesi

İlk Makale

Namık Kemal Vatan Yahut Silistre Sahnele-nen İlk Tiyatro

Namık Kemal Zavallı Çocuk Tiyatro

Namık Kemal Akif Bey Tiyatro

Namık Kemal Gülnihal Tiyatro

Namık Kemal Celaleddin Harzemşah Tiyatro

Namık Kemal Kara Bela Tiyatro

Namık Kemal İntibah İlk Edebi Roman

Namık Kemal Cezmi İlk Tarihi Roman

Namık Kemal Tahrib-i Harabat Eleştiri

Namık Kemal Takip Eleştiri

Namık Kemal Renan Müdafaanamesi

Eleştiri

Namık Kemal Devr-i İstila Tarih

Namık Kemal Evrak-ı Perişan Tarih

Namık Kemal Silistre Muhasarası Tarih

Namık Kemal Barika-i Zafer Tarih

Namık Kemal Kanije Tarih

Namık Kemal Osmanlı Tarihi Tarih

Namık Kemal Büyük İslam Tarihi Tarih

Ziya Paşa Şiir ve İnşa Makale

Ziya Paşa Terci-i Bent Şiir

Ziya Paşa Terkib-i Bent Şiir

Ziya Paşa Eş’ar-ı Ziya Şiir Kitabı

Ziya Paşa Adem Kasidesi Şiir

Ziya Paşa Zafername Hiciv-Mizah

Ziya Paşa Harabat Antoloji

Ziya Paşa Rüya İlk Röportaj

Ziya Paşa Veraset Mektupları Mektup

Ziya Paşa Defter-i Amal Batılı Anlamda İlk Anı

Ziya Paşa Endülüs Tarihi Çeviri

Ziya Paşa Engizisyon Tarihi Çeviri

Ziya Paşa Emil Çeviri

Ziya Paşa Tartuffe Çeviri

Ahmet Mithat Efendi Hasan Mellah Hüseyin Fellah

Roman

Ahmet Mithat Efendi Dünyaya İkinci Geliş Roman

YAZAR ESER TÜR

Ahmet Mithat Efendi Felatun Bey İle Rakım Efendi

Roman

Ahmet Mithat Efendi Paris’te Bir Türk Roman

Ahmet Mithat Efendi Henüz On Yedi Yaşında

Roman

Ahmet Mithat Efendi Dürdane Hanım Roman

Ahmet Mithat Efendi Jön Türk Roman

Ahmet Mithat Efendi Karı Koca Masalı Roman

Ahmet Mithat Efendi Yer Yüzünde Bir Melek Roman

Ahmet Mithat Efendi Esrar-ı Cinayet İlk Polisiye Roman

Ahmet Mithat Efendi Yeniçeriler Roman

Ahmet Mithat Efendi Diplomalık Kız Roman

Ahmet Mithat Efendi Letaif-i Rivayet Hikaye

Ahmet Mithat Efendi Kıssadan Hisse Hikaye

Ahmet Mithat Efendi Avrupa’da Bir Cevelan Gezi Yazısı

Ahmet Mithat Efendi Eyvah Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Çengi Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Açık Baş Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Siyavuş Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Çerkez Özdenler Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Ahz-ı Sar Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Hükm-i Dil Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Zuhûr-i Osmaniyan Tiyatro

Ahmet Mithat Efendi Menfa Anı

Ahmet Vefik Paşa Kocalar Mektebi Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Kadınlar Mektebi Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Tartuffe Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Okumuş Kadınlar Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Azarya Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Zor Nikah Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Zoraki Tabip Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Dudu Kuşları Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Dekbazlık Tiyatro

Ahmet Vefik Paşa Lehçe-i Osmani Sözlük

Ahmet Vefik Paşa Şecere-i Türki Tarih (Çeviri)

Ahmet Vefik Paşa Hikmet-i Tarih Tarih

Ahmet Vefik Paşa Feleke-i Tarih-i Osmani

Tarih

Ahmet Vefik Paşa Müntehebat-ı Durub-ı Emsal

Atasözleri Ve Deyimler Sözlük

Şemsettin Sami Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat

İlk Yerli Roman

Şemsettin Sami Besa Yahut Ahde Vefa Tiyatro

Şemsettin Sami Gave Tiyatro

Şemsettin Sami Seydi Yahya Tiyatro

Şemsettin Sami Kamus-ı Türki İlk Türkçe Sözlük

Şemsettin Sami Kamus-ı Fransevi Sözlük

Şemsettin Sami Kamus-ı Arabi Sözlük

Şemsettin Sami Kamus-ı Alam Ansiklopedi

Page 31: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

31

YAZAR ESER TÜR

Şemsettin Sami Robinson Crusoe Çeviri

Şemsettin Sami Sefiller Çeviri

Şemsettin Sami Letaif Derleme

Şemsettin Sami Emsal Derleme

Ahmet Cevdet Paşa Kavaid-i Osmaniye Dil Bilgisi

Ahmet Cevdet Paşa Belagat-i Osmaniye Kuramsal Edebiyat

Ahmet Cevdet Paşa Mecelle-i Ahkam-ı Adliye

Hukuk

Ahmet Cevdet Paşa Kısas-ı Enbiya Tarih

Ahmet Cevdet Paşa Tarih-i Cevdet Tarih

R. M. Ekrem Nağme-i Seher Şiir

R. M. Ekrem Yadigar-ı Şebab Şiir

R. M. Ekrem Nefrin Şiir

R. M. Ekrem Zemzeme Şiir (eleştiri)

R. M. Ekrem Pejmürde Şiir

R. M. Ekrem Tefekkür Şiir

R. M. Ekrem Nijad Ekrem Şiir

R. M. Ekrem Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi

Hikaye

R. M. Ekrem Şemsa Hikaye

R. M. Ekrem Araba Sevdası İlk Realist Roman

R. M. Ekrem Talim-i Edebiyat Edebiyat Ders Kitabı

R. M. Ekrem Kudemadan Birkaç Şair

Eleştiri

R. M. Ekrem Takdir-i Elhan Eleştiri

R. M. Ekrem Afife Anjelik İlk Romantik Dram (Tiyatro)

R. M. Ekrem Atala Romandan Tiyatroya Çevrilen İlk Eser

R. M. Ekrem Vuslat Tiyatro

R. M. Ekrem Çok Bilen Çok Yanılır Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Ruhlar Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Garam Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Makber İlk Metafizik Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Ölü Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Sahra İlk Pastoral Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Belde Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Kahpe Şiir

YAZAR ESER TÜR

Abdülhak Hamit Tarhan

Baladan Bir Ses Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Validem İlk Kafiyesiz Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Tayflar Geçidi Şiir (aruz)

Abdülhak Hamit Tarhan

Yadigar-ı Harb Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

İlham-ı Vatan Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Yabancı Dostlar Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Bunlar Odur Şiir

Abdülhak Hamit Tarhan

Liberte Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Macera-ı Aşk Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Sabr ü Sebat Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

İçli Kız Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Duhter-i Hindu Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Tarık Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

İbn-i Musa Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Finten Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Nesteren Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Tezer Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Eşber Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Sardanapal Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Nazife Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Tarhan Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

İlhan Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Hakan Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Zeyneb Tiyatro

Abdülhak Hamit Tarhan

Kanuni’nin Vicdan Azabı

Tiyatro (basılmamış)

Sami Paşazade Sezai Sergüzeşt Roman

Sami Paşazade Sezai Küçük Şeyler Batılı Anlamdaki İlk Öykü

Sami Paşazade Sezai Hiç Hikaye

Sami Paşazade Sezai Pandomima Hikaye

Sami Paşazade Sezai Şir Tiyatro

Page 32: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

32

YAZAR ESER TÜR

Sami Paşazade Sezai Rumuzü’l Edeb Sohbet-Eleştiri-Anı

Sami Paşazade Sezai İclal Mektup

Nabizade Nazım Karabibik İlk Köy Romanı

Nabizade Nazım Zehra İlk Psikolojik Roman Denemesi

Nabizade Nazım Zavallı Kız Hikaye

Nabizade Nazım Bir Hatıra Hikaye

Nabizade Nazım Sevda Hikaye

Nabizade Nazım Hala Güzel Hikaye

Nabizade Nazım Haspa Hikaye

Nabizade Nazım Yadigarlarım Anı-Hikaye

Nabizade Nazım Heves Ettim Şiir

Direktör Ali Bey Lehçetü’l Hakayık İlk Mizahi Sözlük

Direktör Ali Bey Seyyareler Mizahi hikayeler

Direktör Ali Bey Seyahat Jurnali İlk Günlük

Direktör Ali Bey Misafiri İstiklal Tiyatro

Direktör Ali Bey Geveze Berber Tiyatro

Direktör Ali Bey Çıngırak Tiyatro

Direktör Ali Bey Letafet Tiyatro

Direktör Ali Bey Ayyar Hamza Tiyatro

Direktör Ali Bey Memiş Ağa Tiyatro

Direktör Ali Bey Kokona Yatıyor Tiyatro

Direktör Ali Bey Evlenme İster Bir Adam

Roman (çeviri)

Muallim Naci Köylü Kızların Şarkısı Köyden Söz Eden İlk Şiir

Muallim Naci Ateşpare Şiir

Muallim Naci Şerare Şiir

Muallim Naci Firüzan Şiir

Muallim Naci sümbüle Şiir

Muallim Naci Yadigar-ı Naci Şiir

Muallim Naci Muallim Şiir

Muallim Naci Demdeme Şiir (eleştiri)

Muallim Naci Müdafaaname Eleştiri

Muallim Naci Istılahat-ı Edebiyye Edebi Bilgiler

Muallim Naci Lügat-ı Naci Sözlük

Muallim Naci Ömer’in Çocukluğu Anı

Muallim Naci Medrese Hatıraları Anı

Muallim Naci Hamiyyet Manzum Destan

Muallim Naci Ertuğrul Bey Gazi Manzum Destan

Muallim Naci Heder Tiyatro

Muallim Naci İntikad Mektup

YAZAR ESER TÜR

Mehmet Murat Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı

Roman

Tevfik Fikret Nesrin Mensur Hikaye

Tevfik Fikret Hasta Çocuk Şiir

Tevfik Fikret Ramazan Sadakası Şiir

Tevfik Fikret Sancak-ı Şerif Huzurunda

Şiir

Tevfik Fikret Balıkçılar Şiir

Tevfik Fikret Rubab-ı Şikeste Şiir

Tevfik Fikret Tarih-ı Kadim Şiir

Tevfik Fikret Haluk’un Defteri Şiir

Tevfik Fikret Rübab’ın Cevabı Şiir

Tevfik Fikret Şermin Şiir

Tevfik Fikret Han-ı Yağma Şiir

Tevfik Fikret Bir Lahza-i Taahhur Şiir

Tevfik Fikret Doksanbeşe Doğru Şiir

Tevfik Fikret Sis Şiir

Tevfik Fikret Verin Zavallılara Şiir

Cenap Şehabettin Tamat Şiir

Cenap Şehabettin Elhan-ı Şita Şiir

Cenap Şehabettin Ve Şiir

Cenap Şehabettin Evrak-ı Eyyam Makale

Cenap Şehabettin Nesr-i Harp Makale

Cenap Şehabettin Nesr-i Sulh Makale

Cenap Şehabettin Tiryaki Sözler Özdeyiş

Cenap Şehabettin Hac Yolunda Gezi Yazısı

Cenap Şehabettin Suriye Mektupları Gezi Yazısı

Cenap Şehabettin Avrupa Mektupları Gezi Yazısı

Cenap Şehabettin Yalan Tiyatro

Cenap Şehabettin Körebe Tiyatro

Cenap Şehabettin Vilyem Şekspiyer İnceleme

Halit Ziya Uşaklıgil Mai ve Siyah Batılı Anlamda İlk Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Aşk-ı Memnu Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Kırık Hayatlar Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Bir Ölünün Defteri Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Ferdi ve Şürekası Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Sefile Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Nedime Roman

Halit Ziya Uşaklıgil Nesl-i Ahir Roman

Halit Ziya Uşaklıgil İzmir Hikayeleri Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Hikaye-i Sevda Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Kadın Pençesi Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Onu Beklerken Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Aşka Dair Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Bir Yazın Tarihi Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Solgun Demet Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Bir Şi’ri Hayal Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Hepsinden Acı Hikaye

Halit Ziya Uşaklıgil Saray ve Ötesi Anı

Halit Ziya Uşaklıgil Kırk Yıl Anı

Page 33: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

33

YAZAR ESER TÜR

Halit Ziya Uşaklıgil Bir Acı Hikaye Anı

Halit Ziya Uşaklıgil Mezardan Sesler Mensur Şiir

Halit Ziya Uşaklıgil Mensur Şiirler Şiir

Halit Ziya Uşaklıgil Fare Tiyatro

Halit Ziya Uşaklıgil Kabus Tiyatro

Halit Ziya Uşaklıgil Firuzan Tiyatro

Mehmet Rauf Eylül İlk psikolojik Roman

Mehmet Rauf Ferday-ı Garam Roman

Mehmet Rauf Karanfil ve Yasemin Roman

Mehmet Rauf Genç Kız Kalbi Roman

Mehmet Rauf Son Yıldız Roman

Mehmet Rauf Böğürtlen Roman

Mehmet Rauf Halas Roman

Mehmet Rauf Kadın İsterse Hikaye

Mehmet Rauf Aşıkane Hikaye

Mehmet Rauf Son Emel Hikaye

Mehmet Rauf Hanımlar Arasında Hikaye

Mehmet Rauf Bir Aşkın Tarihi Hikaye

Mehmet Rauf İntizar Hikaye

Mehmet Rauf Siyah İnciler Mensur Şiir

Mehmet Rauf Pençe Tiyatro

Mehmet Rauf Cidal Tiyatro

Mehmet Rauf Sansar Tiyatro

Mehmet Rauf Ferdi ve Şürekası Tiyatro

Süleyman Nazif Gizli Figanlar Şiir

Süleyman Nazif Fırak-ı Irak Şiir

Süleyman Nazif Malta Geceleri Şiir

Süleyman Nazif Çal Çoban Çal Düzyazı

Süleyman Nazif Batarya ve Ateş Düzyazı

Süleyman Nazif Tarihin Yılan Hikayesi Düzyazı

Hüseyin Cahit Yalçın Nadide Roman

Hüseyin Cahit Yalçın Hayal İçinde Roman

Hüseyin Cahit Yalçın Hayat-ı Muhayyel Hikaye

Hüseyin Cahit Yalçın Niçin Aldatırlarmış Hikaye

Hüseyin Cahit Yalçın Hayat-ı Hakikiye Sahneleri

Hikaye

Hüseyin Cahit Yalçın Edebi Hatıralar Anı

Hüseyin Cahit Yalçın Malta Adasında Anı

Hüseyin Cahit Yalçın Meşrutiyet Hatıraları Anı

Hüseyin Cahit Yalçın Kavgalarım Eleştiri

Hüseyin Cahit Yalçın Gave Destanı Şiir

Hüseyin Siret Özsever Bağ Bozumu Şiir

Hüseyin Siret Özsever Kıvılcımlı Kül Şiir

Hüseyin Siret Özsever Kargalar Şiir

Hüseyin Siret Özsever Leyal-i Girizan Şiir

Hüseyin Suat Yalçın Şehbal Tiyatro

Hüseyin Suat Yalçın Devayı Aşk Tiyatro

Hüseyin Suat Yalçın Teyyare Tiyatro

Hüseyin Suat Yalçın Yamalar Tiyatro

Hüseyin Suat Yalçın Kirli Çamaşırlar Tiyatro

YAZAR ESER TÜR

Hüseyin Suat Yalçın Lane-i Melal Şiir

Safvet-i Ziya Salon Köşelerinde Roman

Safvet-i Ziya Bir Tesadüf Hikaye

Safvet-i Ziya Kadın Ruhu Hikaye

Ali Ekrem Bolayır Ordunun Defteri Şiir

Ali Ekrem Bolayır Ana Vatan Şiir

Ali Ekrem Bolayır Vicdan Alevleri Şiir

Ali Ekrem Bolayır Şiir Demeti Şiir

Ali Ekrem Bolayır Baria Tiyatro

Faik Ali Ozansoy Fani Teselliler Şiir

Faik Ali Ozansoy Elhan-ı Vatan Şiir

Celal Sahir Erozan Beyaz Gölgeler Şiir

Celal Sahir Erozan Buhran Şiir

Celal Sahir Erozan Siyah Kitap Şiir

Ahmet Himet Müftüoğlu

Leyla Hikaye

Ahmet Himet Müftüoğlu

Haristan ve Gülistan Hikaye

Ahmet Himet Müftüoğlu

Çağlayanlar Hikaye

Ahmet Himet Müftüoğlu

Gönül Hanım Roman

Ahmet Şuayp Hayat ve Kitaplar İnceleme

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Şık Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Mürebbiye Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Metres Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Tesadüf Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Nimetşinas Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Şıpsevdi Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Gulyabani Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Cadı Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hakka Sığındık Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ben Deli Miyim? Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kokotlar Mektebi Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Utanmaz Adam Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Cehennemlik Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Billur Kalp Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Mutallaka Mektup Türündeki ilk Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Gelin Kaynana Çatışması

Roman

Page 34: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

34

YAZAR ESER TÜR

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kadınlar Vaizi Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Namusla Açlık Meselesi

Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Katil Buse Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

İki Hödüğün Seyahati Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Melek Sanmıştım Şeytanı

Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hazan Bülbülü Tiyatro

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kadın Erkekleşince Tiyatro

Ahmet Rasim Gecelerim Anı

Ahmet Rasim Falaka Anı

Ahmet Rasim Muharrir Anı

Ahmet Rasim Şair Anı

Ahmet Rasim Şehir Mektupları Fıkra

Ahmet Rasim Eşkal-i Zaman Fıkra

Ahmet Rasim Gülüp Ağladıklarım Fıkra

Ahmet Rasim Muharrir Bu Ya Söyleşi

Ahmet Rasim Ramazan Sohbetleri Söyleşi

Ahmet Rasim İlk Büyük Muharrirlerdn Şinasi

Monografi

Ahmet Rasim İlk Sevgi Roman

Ahmet Rasim Güzel Eleni Roman

Ahmet Rasim Edip Anı

Ali Ekrem Bolayır Ordunun Defteri Şiir

Ali Ekrem Bolayır Ana Vatan Şiir

Ali Ekrem Bolayır Vicdan Alevleri Şiir

Ali Ekrem Bolayır Şiir Demeti Şiir

Ali Ekrem Bolayır Baria Tiyatro

Faik Ali Ozansoy Fani Teselliler Şiir

Faik Ali Ozansoy Elhan-ı Vatan Şiir

Celal Sahir Erozan Beyaz Gölgeler Şiir

Celal Sahir Erozan Buhran Şiir

Celal Sahir Erozan Siyah Kitap Şiir

Ahmet Himet Müftüoğlu

Leyla Hikaye

Ahmet Himet Müftüoğlu

Haristan ve Gülistan Hikaye

Ahmet Himet Müftüoğlu

Çağlayanlar Hikaye

Ahmet Himet Müftüoğlu

Gönül Hanım Roman

Ahmet Şuayp Hayat ve Kitaplar İnceleme

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Şık Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Mürebbiye Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Metres Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Tesadüf Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Nimetşinas Roman

YAZAR ESER TÜR

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Şıpsevdi Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Gulyabani Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Cadı Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hakka Sığındık Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ben Deli Miyim? Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kokotlar Mektebi Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Utanmaz Adam Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Cehennemlik Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Billur Kalp Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Mutallaka Mektup Türündeki ilk Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Gelin Kaynana Çatışması

Roman

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kadınlar Vaizi Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Namusla Açlık Meselesi

Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Katil Buse Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

İki Hödüğün Seyahati Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Melek Sanmıştım Şeytanı

Hikaye

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hazan Bülbülü Tiyatro

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kadın Erkekleşince Tiyatro

Ahmet Rasim Gecelerim Anı

Ahmet Rasim Falaka Anı

Ahmet Rasim Muharrir Anı

Ahmet Rasim Şair Anı

Ahmet Rasim Şehir Mektupları Fıkra

Ahmet Rasim Eşkal-i Zaman Fıkra

Ahmet Rasim Gülüp Ağladıklarım Fıkra

Ahmet Rasim Muharrir Bu Ya Söyleşi

Ahmet Rasim Ramazan Sohbetleri Söyleşi

Ahmet Rasim İlk Büyük Muharrirlerdn Şinasi

Monografi

Ahmet Rasim İlk Sevgi Roman

Ahmet Rasim Güzel Eleni Roman

Ahmet Rasim Edip Anı

Ahmet Haşim Göl Saatleri Şiir

Ahmet Haşim Piyale Şiir

Ahmet Haşim Bize Göre Fıkra

Ahmet Haşim Gurabahane-i Laklakan

Fıkra

Page 35: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

35

YAZAR ESER TÜR

Ahmet Haşim Frankfurt Seyahatnamesi

Gezi Yazısı

Emin Bülent Serdaroğlu

Kin Şiir

Emin Bülent Serdaroğlu

Hisarlara Karşı Şiir

Emin Bülent Serdaroğlu

Hatif Diyor Ki Şiir

Tahsin Nahit Ruh-ı Bi-kayd Şiir

Tahsin Nahit Kösem Sultan Tiyatro

Tahsin Nahit Jön Türk Tiyatro

Halit Fahri Ozansoy Edebiyatçılar Geçiyor Anı

Halit Fahri Ozansoy Eski İstanbul Ramazanları

Anı

Halit Fahri Ozansoy Rüya Şiir

Halit Fahri Ozansoy Cenk Duyguları Şiir

Halit Fahri Ozansoy Efsaneler Şiir

Halit Fahri Ozansoy Zakkum Şiir

Halit Fahri Ozansoy Bulutlara Yakın Şiir

Halit Fahri Ozansoy Gülistanlar-Harabeler Şiir

Halit Fahri Ozansoy Paravan Şiir

Halit Fahri Ozansoy Balkonda Saatler Şiir

Halit Fahri Ozansoy Sulara Dalan Gözler Şiir

Halit Fahri Ozansoy Hep Onun İçin Şiir

Halit Fahri Ozansoy Sonsuz Gecelerin Ötesinde

Şiir

Halit Fahri Ozansoy Aruza Veda Şiir

Halit Fahri Ozansoy Baykuş Tiyatro

Halit Fahri Ozansoy Sönen Kandiller Tiyatro

Halit Fahri Ozansoy On Yılın Destanı Tiyatro

Halit Fahri Ozansoy Hayalet Tiyatro

Halit Fahri Ozansoy Bir Dolaptır Dönüyor Tiyatro

Halit Fahri Ozansoy Aşıklar Yolunun Yolcuları

Roman

Halit Fahri Ozansoy Sabra Giden Köprü Roman

Enis Behiç Koryürek Miras Şiir

Enis Behiç Koryürek Varidat-ı Süleyman Şiir

Enis Behiç Koryürek Güneşin Ölümü Şiir

Enis Behiç Koryürek Gemiciler Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Göç Roman

Yusuf Ziya Ortaç Üç Katlı Ev Roman

Yusuf Ziya Ortaç Sarı Çizmeli Mehmet Ağa

Roman

Yusuf Ziya Ortaç Ocak Roman

Yusuf Ziya Ortaç Akından Akına Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Cenk Ufukları Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Aşıklar Yolu Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Şairin Duası Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Yanardağ Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Bir Selvi Gölgesi Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Kuş Cıvıltıları Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Bir Rüzgar Esti Şiir

Yusuf Ziya Ortaç Portreler Nesir

Yusuf Ziya Ortaç Binnaz Tiyatro

Yusuf Ziya Ortaç Name Tiyatro

YAZAR ESER TÜR

Yusuf Ziya Ortaç Kördüğüm Tiyatro

Yusuf Ziya Ortaç Latife Tiyatro

Yusuf Ziya Ortaç Nikahta Keramet Tiyatro

Yusuf Ziya Ortaç Kürkçü Dükkanı Hikaye

Yusuf Ziya Ortaç Şeker Osman Hikaye

Yusuf Ziya Ortaç Ahmet Hikaye

Orhan Seyfi Orhon Dün Bugün Yarın Makale

Orhan Seyfi Orhon Fırtına ve Kar Şiir

Orhan Seyfi Orhon Gönülden Sesler Şiir

Orhan Seyfi Orhon O Beyaz Bir Kuştu Şiir

Orhan Seyfi Orhon İşte Sevdiğim Dünya Şiir

Orhan Seyfi Orhon Çocuk Adam Roman

Faruk Nafiz Çamlıbel Şarkın Sultanları Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Gönülden Gönüle Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Dinle Neyden Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Çoban Çeşmesi Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Suda Halkalar Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Bir Ömür Böyle Geçti Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Elimle Seçtiklerim Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Akarsu Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Akıncı Türküleri Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Heyecan ve Sükut Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Zindan Duvarları Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Han Duvarları Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Tatlı Sert Şiir

Faruk Nafiz Çamlıbel Canavar Tiyatro

Faruk Nafiz Çamlıbel Akın Tiyatro

Faruk Nafiz Çamlıbel Özyurt Tiyatro

Faruk Nafiz Çamlıbel Kahraman Tiyatro

Faruk Nafiz Çamlıbel Yayla Kartalı Tiyatro

Faruk Nafiz Çamlıbel Yıldız Yağmuru Roman

Faruk Nafiz Çamlıbel Ayşe’nin Doktoru Roman

Musahipzade Celal Köprüler Tiyatro

Musahipzade Celal İstanbul Efendisi Tiyatro

Musahipzade Celal Lale Devri Tiyatro

Musahipzade Celal Macun Hokkası Tiyatro

Musahipzade Celal Yedekçi Tiyatro

Musahipzade Celal Kaşıkçılar Tiyatro

Musahipzade Celal Atlı Ases Tiyatro

Musahipzade Celal Demir Baş Şarl Tiyatro

Musahipzade Celal Fermanlı Deli Hazretleri

Tiyatro

Musahipzade Celal Bir Kavuk Devrildi Tiyatro

Musahipzade Celal Kafes Arkasında Tiyatro

Musahipzade Celal Aynaros Kadısı Tiyatro

Musahipzade Celal Mum Söndü Tiyatro

Musahipzade Celal Pazartesi-Perşembe Tiyatro

Musahipzade Celal Selma Tiyatro

Musahipzade Celal Balaban Ağa Tiyatro

Neyzen Tevfik Hiç Şiir

Neyzen Tevfik Azad-ı Mukaddes Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Türkçe Şiirler Şiir

Page 36: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

36

YAZAR ESER TÜR

Mehmet Emin Yurdakul

Türk Sazı Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Ey Türk Uyan Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Tan Sesleri Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Ordunun Destanı Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Zafer Yolunda Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Dicle Önünde Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Turana Doğru Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Hasta Bakıcı Hanımlar Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

İsyan ve Dua Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Aydın Kızları Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Ankara Şiir

Mehmet Emin Yurdakul

Mutafa Kemal Şiir – Düzyazı

Mehmet Emin Yurdakul

Fazilet ve Asalet Düzyazı

Mehmet Emin Yurdakul

Türk’ün Hukuku Düzyazı

Mehmet Emin Yurdakul

Kral Corc’a Düzyazı

Mehmet Emin Yurdakul

Dante’ye Düzyazı

Rıza Tevfik Bölükbaşı Serab-ı Ömrüm Şiir

Rıza Tevfik Bölükbaşı Uçun Kuşlar Şiir

Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Haristan ve Gülistan Hikaye

Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Çağlayanlar Hikaye

Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Gönül Hanım Roman

Ziya Gökalp Kızıl Elma Şiir

Ziya Gökalp Altın Işık Şiir

Ziya Gökalp Yeni Hayat Şiir

Ziya Gökalp Şaki İbrahim Destanı Şiir

Ziya Gökalp Malta Mektupları Düzyazı

Ziya Gökalp Türk Töresi Düzyazı

Ziya Gökalp Türk Medeniyeti Tarihi

Düzyazı

Ziya Gökalp Türkleşmek-İslamlaşmak- Muhasırlaşmak

Düzyazı

Ziya Gökalp Türkçülüğün Esaslar Düzyazı

Ziya Gökalp Doğru Yol Düzyazı

Ömer Seyfettin İhtiyar Olsamda Hikaye

Ömer Seyfettin Canlar ve Patlıcanlar Hikaye

Ömer Seyfettin Harem Hikaye

Ömer Seyfettin Yüksek Ökçeler Hikaye

Ömer Seyfettin Gizli Mabed Hikaye

Ömer Seyfettin Beyaz Lale Hikaye

YAZAR ESER TÜR

Ömer Seyfettin Asilzadeler Hikaye

Ömer Seyfettin İlk Düşen Ak Hikaye

Ömer Seyfettin Mahcupluk İmtihanı Hikaye

Ömer Seyfettin Dalga Hikaye

Ömer Seyfettin Nokta Hikaye

Ömer Seyfettin Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür

Hikaye

Ömer Seyfettin Bahar ve Kelebekler Hikaye

Ömer Seyfettin Primo-Türk Çocuğu Hikaye

Ömer Seyfettin Hürriyet Bayraktarı Hikaye

Ömer Seyfettin Başını Vermeyen Şehit Hikaye

Ömer Seyfettin Pembe İncili Kaftan Hikaye

Ömer Seyfettin Topuz Hikaye

Ömer Seyfettin Falaka Hikaye

Ömer Seyfettin Kurbağa Duası Hikaye

Ömer Seyfettin Yalnız Efe Hikaye

Ömer Seyfettin Kaşağı Hikaye

Ömer Seyfettin And Hikaye

Ömer Seyfettin Bomba Hikaye

Ömer Seyfettin Kızıl Elma Hikaye

Ömer Seyfettin Teke Tek Hikaye

Ömer Seyfettin Fon Sadriştayn’ın Oğlu Hikaye

Ömer Seyfettin Beyaz Lale Hikaye

Ömer Seyfettin Eski Kahramanlar Hikaye

Ömer Seyfettin Ashab-ı Kehfimiz Roman

Ömer Seyfettin Efruz Bey Roman

Ömer Seyfettin Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset

İnceleme

Ömer Seyfettin Yarınki Turan Devleti İnceleme

Ömer Seyfettin Türklük Mefkuresi İnceleme

Ömer Seyfettin Türklük Ülküsü İnceleme

Ali Canip Yöntem Geçtiğim Yol Şiir

Ali Canip Yöntem Milli Edebiyat Meselesi

Düzyazı

Ali Canip Yöntem Türk Edebiyatı Antolojisi

Düzyazı

Ali Canip Yöntem Ömer Seyfettin Hayatı Düzyazı

Ali Canip Yöntem Edebiyat (ders kitabı) Düzyazı

Ali Canip Yöntem Epope Düzyazı

Mehmet Fuat Köprülü Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar

Araştırma (tarih)

Mehmet Fuat Köprülü Türk Edebiyatı Tarihi Araştırma (tarih)

Mehmet Fuat Köprülü Türk Saz Şairleri Araştırma (tarih)

Mehmet Fuat Köprülü Divan Şairleri Antolojisi

Araştırma (tarih)

Mehmet Fuat Köprülü Malumat-ı Edebiyye Araştırma

Mehmet Fuat Köprülü Hayat-ı Fikriyye Araştırma

Mehmet Fuat Köprülü Bu Günkü Edebiyat Araştırma

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Kiralık Konak Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Nur Baba Roman

Page 37: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

37

YAZAR ESER TÜR

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Hüküm Gecesi Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Sodom ve Gomore Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Yaban Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Panorama Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ankara Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Bir Sürgün Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Hep O Şarkı Roman

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Erenlerin Bağından Mensur Şiir

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Okun Ucundan Mensur Şiir

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Bir Serencam Hikaye

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Rahmet Hikaye

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Milli Savaş Hikayeleri Hikaye

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Zoraki Diplomat Anı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Anamın Kitabı Anı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Vatan Yolunda Anı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Politikada 45 Yıl Anı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Gençlik ve Edebiyat Hatıraları

Anı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Nirvana Tiyatro

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ahmet Haşim Monografi

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Atatürk Monografi

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

İzmir’den Bursa’ya Makale

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Kadınlık ve Kadınlarımız

Makale

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Seçme Yazılar Makale

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ergenekon Makale

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Alp Dağları’ndan Makale

Halide Edip Adıvar Handan Roman (konusu aşk)

Halide Edip Adıvar Sinekli Bakkal Roman (toplumsal konulu)

Halide Edip Adıvar Ateşten Gömlek Roman (konusu kurtuluş savaşı)

Halide Edip Adıvar Vurun Kahpeye Roman (konusu

YAZAR ESER TÜR

kurtuluş savaşı)

Halide Edip Adıvar Seviye Talip Roman (konusu aşk)

Halide Edip Adıvar Yeni Turan Roman (konusu aşk)

Halide Edip Adıvar Mev’ut Hüküm Roman

Halide Edip Adıvar Kalp Ağrısı Roman

Halide Edip Adıvar Zeyno’nun Oğlu Roman (toplumsal konulu)

Halide Edip Adıvar Yol Palas Cinayeti Roman

Halide Edip Adıvar Tatarcık İlk Töre Romanı (toplumsal)

Halide Edip Adıvar Sonsuz Panayır Roman

Halide Edip Adıvar Akile Hanım Sokağı Roman (toplumsal)

Halide Edip Adıvar Heyula Roman

Halide Edip Adıvar Harap Mabetler Hikaye

Halide Edip Adıvar Dağa Çıkan Kurt Hikaye

Halide Edip Adıvar İzmir’den Bursa’ya Hikaye

Halide Edip Adıvar Kenan Çobanları Tiyatro

Halide Edip Adıvar Maske ve Ruh Tiyatro

Halide Edip Adıvar Mor Salkımlı ev Anı

Halide Edip Adıvar Türk’ün Ateşle İmtihanı

Anı

Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu Roman

Reşat Nuri Güntekin Damga Roman

Reşat Nuri Güntekin Dudaktan Kalbe Roman

Reşat Nuri Güntekin Akşam Güneşi Roman

Reşat Nuri Güntekin Bir Kadın Düşmanı Roman

Reşat Nuri Güntekin Yeşil Gece Roman

Reşat Nuri Güntekin Yaprak Dökümü Roman

Reşat Nuri Güntekin Kızılcık Dalları Roman

Reşat Nuri Güntekin Eski Hastalık Roman

Reşat Nuri Güntekin Değirmen Roman

Reşat Nuri Güntekin Miskinler Tekkesi Roman

Reşat Nuri Güntekin Harabelerin Çiçeği Roman

Reşat Nuri Güntekin Kavak Yelleri Roman

Reşat Nuri Güntekin Son Sığınak Roman

Reşat Nuri Güntekin Kan Davası Roman

Reşat Nuri Güntekin Gizli El Roman

Reşat Nuri Güntekin Acımak Roman

Reşat Nuri Güntekin Tanrı Misafiri Hikaye

Reşat Nuri Güntekin Sönmüş Yıldızlar Hikaye

Reşat Nuri Güntekin Leyla İle Mecnun Hikaye

Reşat Nuri Güntekin Olağan İşler Hikaye

Reşat Nuri Güntekin Anadolu Notları Gezi Yazısı

Reşat Nuri Güntekin Balıkesir Muhasebecisi

Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Tanrıdağı Ziyafeti Tiyatro

Page 38: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

38

YAZAR ESER TÜR

Reşat Nuri Güntekin Hançer Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Eski Rüya Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Ümidin Güneşi Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Gazeteci Düşmanı Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Şemsiye Hırsızı Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin İhtiyar Serseri Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Taş Parçası Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Hülleci Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Bir Köy Hocası Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Babür Şah’ın Seccadesi

Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Bir Kır Eğlencesi Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Ümit Mektebinde Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Felaket Karşısında Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Gözdağı Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Eski Borç Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin İstiklal Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Vergi Hırsızı Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin Bir Yağmur Gecesi Tiyatro

Refik Halit Karay Memleket Hikayeleri Hikaye

Refik Halit Karay Gurbet Hikayeleri Hikaye

Refik Halit Karay Dişi Örümcek Roman

Refik Halit Karay Bugünün Saraylısı Roman

Refik Halit Karay İstanbul’un İç Yüzü Roman

Refik Halit Karay Yezidin Kızı Roman

Refik Halit Karay Çete Roman

Refik Halit Karay Sürgün Roman

Refik Halit Karay Nilgün Roman

Refik Halit Karay Yer Altında Dünya Var Roman

Refik Halit Karay Kadınlar Tekkesi Roman

Refik Halit Karay Sonuncu Kadeh Roman

Refik Halit Karay Anahtar Roman

Refik Halit Karay Bu Bizim Hayatımız Roman

Refik Halit Karay 2000 Yılın Sevgilisi Roman

Refik Halit Karay İki Cisimli Kadın Roman

Refik Halit Karay Karlı Dağdaki Ateş Roman

Refik Halit Karay Dört Yapraklı Yonca Roman

Refik Halit Karay Yerini Seven Fidan Roman

Refik Halit Karay Ekmek Elden Su Gölden

Roman

Refik Halit Karay Ayın On Dördü Roman

Refik Halit Karay Yüzen Bahçe Roman

Refik Halit Karay Deli Tiyatro

Refik Halit Karay Kanije Müdafaası Tiyatro

Refik Halit Karay Kirpi’nin Dedikleri Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Agop Paşa’nın Hatıraları

Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Ay Peşinde Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Tanıdıklarım Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Guguklu Saat Mizah-Hiciv

YAZAR ESER TÜR

Refik Halit Karay Bir İçim Su Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Bir Avuç Saçma Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay İlk Adım Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Üç Nesil Üç Hayat Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Makyajlı Kadın Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Tanrı’ya Şikayet Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Sakın Aldanma İnanma Kanma

Mizah-Hiciv

Refik Halit Karay Minelbab İlelmihrab Anı

Refik Halit Karay Bir Ömür Boyunca Anı

Halide Nusret Zorlutuna

Geceden Taşan Dertler

Şiir

Halide Nusret Zorlutuna

Yayla Türküsü Şiir

Halide Nusret Zorlutuna

Yurdumun Dört Bucağı

Şiir

Halide Nusret Zorlutuna

Ellerim Bomboş Şiir

Halide Nusret Zorlutuna

Git Bahar Şiir

Halide Nusret Zorlutuna

Küller Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Sisli Geceler Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Gül’ün Babası Kim? Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Aşk ve Zafer Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Beyaz Selvi Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Büyük Anne Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Aydınlık Kapı Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Örümcek Dede Roman

Halide Nusret Zorlutuna

Bir Devrin Romanı Anı

Halide Nusret Zorlutuna

Benim Küçük Dostlarım

Anı

Falih Rıfkı Atay Niçin Kurtulamamak Fıkra

Falih Rıfkı Atay Çile Fıkra

Falih Rıfkı Atay İnanç Fıkra

Falih Rıfkı Atay Kurtuluş Fıkra

Falih Rıfkı Atay Zeytindağı Anı

Falih Rıfkı Atay Ateş ve Güneş Anı

Falih Rıfkı Atay Çankaya Anı

Falih Rıfkı Atay Atatürk’ün Hatıraları Anı

Falih Rıfkı Atay Atatürkçülük Nedir? Anı

Falih Rıfkı Atay Bizim Akdeniz Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Denizaşırı Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Tuna Kıyıları Gezi Yazısı

Page 39: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

39

YAZAR ESER TÜR

Falih Rıfkı Atay Taymis Kıyıları Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Yolcu Defteri Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Faşist Roma Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Kemalist Tiran Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Kaybolmuş Makedonya

Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Yeni Rusya Gezi Yazısı

Falih Rıfkı Atay Babamız Atatürk Monografi

Salih Zeki Aktay Persefon Şiir

Salih Zeki Aktay Asya Şarkıları Şiir

Salih Zeki Aktay Pınar Şiir

Salih Zeki Aktay Rüzgar Şiir

Salih Zeki Aktay Laton Şiir

Salih Zeki Aktay Titan Şiir

Mehmet Akif Ersoy Safahat Şiir

Mehmet Akif Ersoy Süleymaniye Kürsüsünde

Şiir

Mehmet Akif Ersoy Hakkın Sesleri Şiir

Mehmet Akif Ersoy Fatih Kürsüsünde Şiir

Mehmet Akif Ersoy Hatıralar Şiir

Mehmet Akif Ersoy Asım Şiir

Mehmet Akif Ersoy Gölgeler Şiir

Yahya Kemal Beyatlı Kendi Gök Kubbemiz Şiir

Yahya Kemal Beyatlı Eski Şiirin Rüzgarıyla Şiir

Yahya Kemal Beyatlı Rubailer ve Hayyam Rubaileri

Şiir

Yahya Kemal Beyatlı Aziz İstanbul Makale

Yahya Kemal Beyatlı Eğil Dağlar Makale

Yahya Kemal Beyatlı Edebiyata Dair Makale

Yahya Kemal Beyatlı Kurdun Dişisi ve Yavruları

Makale

Yahya Kemal Beyatlı Çocukluğum Anı

Yahya Kemal Beyatlı Gençliğim Anı

Yahya Kemal Beyatlı Siyasi ve Edebi Hatıralarım

Anı

Necip Fazıl Kısakürek Hac Anı

Necip Fazıl Kısakürek O ve Ben Anı

Necip Fazıl Kısakürek Bab-ı Ali Anı

Necip Fazıl Kısakürek Örümcek Ağı Şiir

Necip Fazıl Kısakürek Kaldırımlar Şiir

Necip Fazıl Kısakürek Ben ve Ötesi Şiir

Necip Fazıl Kısakürek Sonsuzluk Kervanı Şiir

Necip Fazıl Kısakürek Çile Şiir

Necip Fazıl Kısakürek Esselam Şiir

Necip Fazıl Kısakürek Kafa Kağıdı Roman

Necip Fazıl Kısakürek Aynadaki Yalan Roman

Necip Fazıl Kısakürek Siyah Pelerinli Adam Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Tohum Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Reis Bey Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Sabır Taşı Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Künye Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Bir Adam Yaratmak Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Para Tiyatro

YAZAR ESER TÜR

Necip Fazıl Kısakürek Ahşap Konak Tiyatro

Necip Fazıl Kısakürek Birkaç Hikaye Hikaye

Necip Fazıl Kısakürek Birkaç Tahlil Hikaye

Necip Fazıl Kısakürek Hikayelerim Hikaye

Cahit Sıtkı Tarancı Ömrümde Sükut Şiir

Cahit Sıtkı Tarancı Otuz Beş Yaş Şiir

Cahit Sıtkı Tarancı Düşten Güzel Şiir

Cahit Sıtkı Tarancı Sonrası Şiir

Cahit Sıtkı Tarancı Ziya’ya Mektuplar Mektup

Asaf Halet Çelebi He Şiir

Asaf Halet Çelebi Lamelif Şiir

Asaf Halet Çelebi Om Mani Padme Hum Şiir

Ahmet Muhip Dranas Serenat Şiir

Ahmet Muhip Dranas Kar Şiir

Ahmet Muhip Dranas Fahriye Abla Şiir

Ahmet Muhip Dranas Olvido Şiir

Ahmet Muhip Dranas Gölgeler Tiyatro

Ahmet Muhip Dranas O Böyle İstemezdi Tiyatro

Ahmet Muhip Dranas Çıkmaz Tiyatro

Ahmet Muhip Dranas Aptal Tiyatro

Behçet Kemal Çağlar Onuncu Yıl Marşı Şiir

Behçet Kemal Çağlar Erciyes’ten Kopan Çığ Şiir

Behçet Kemal Çağlar Burada Bir Kalp Çarpıyor

Şiir

Behçet Kemal Çağlar Benden İçeri Şiir

Behçet Kemal Çağlar Kur’an-ı Kerimden İlhamlar

Şiir

Behçet Kemal Çağlar Battal Gazi Destanı Şiir

Behçet Kemal Çağlar Çoban Tiyatro

Behçet Kemal Çağlar Atilla Tiyatro

Behçet Kemal Çağlar Deniz Abdal Tiyatro

Behçet Kemal Çağlar Bugünün Diliyle Ataatürk’ün Söylevleri

Düzyazı

Behçet Kemal Çağlar Hür Mavilikte Gezi Gezi Yazısı

Zeki Ömer Defne Denizden Çalınmış Ülke

Şiir

Zeki Ömer Defne Puyular Şiir

Zeki Ömer Defne Sessiz Nehir Şiir

Zeki Ömer Defne Kardelenler Şiir

Arif Nihat Asya İnikli Kapı Düzyazı

Arif Nihat Asya Terazi Kendini Tartamaz

Düzyazı

Arif Nihat Asya Onlar Bu Dilden Anlar Düzyazı

Arif Nihat Asya Kanatlar ve Gagalar Özdeyiş

Arif Nihat Asya Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor

Şiir

Arif Nihat Asya Kıbrıs Rubaileri Şiir

Arif Nihat Asya Heykeltıraş Şiir

Arif Nihat Asya Aynalarda Kalan Şiir

Arif Nihat Asya Dualar ve Aminler Şiir

Arif Nihat Asya Ayetler Şiir

Arif Nihat Asya Kökler ve Dallar Şiir

Arif Nihat Asya Yastığımın Rüyası Şiir

Page 40: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

40

YAZAR ESER TÜR

Ömer Bedrettin Uşaklı Deniz Sarhoşları Şiir

Ömer Bedrettin Uşaklı Yayla Dumanı Şiir

Ömer Bedrettin Uşaklı Sarıkız Mermerleri Şiir

Ahmet Kutsi Tecer Orda Bir Köy Var Uzakta

Şiir

Ahmet Kutsi Tecer Nerdesin Şiir

Ahmet Kutsi Tecer Baş başa Şiir

Ahmet Kutsi Tecer Koçyiğit Köroğlu Tiyatro

Ahmet Kutsi Tecer Köşebaşı Tiyatro

Ahmet Kutsi Tecer Bir Pazar Günü Tiyatro

Ahmet Kutsi Tecer Satılık Ev Tiyatro

Ahmet Kutsi Tecer Yazılan Bozulmaz Tiyatro

Ahmet Kutsi Tecer Sivas Halk Şairleri Bayramı

İnceleme

Ahmet Kutsi Tecer Köylü Temsilleri İnceleme

Ahmet Kutsi Tecer Orta Oyunu İnceleme

Ahmet Kutsi Tecer Karacaoğlan İnceleme

Orhan Şaik Gökyay Bu Vatan Kimin? Şiir

Orhan Şaik Gökyay Poems Şiir

Orhan Şaik Gökyay Makale Şiir

Orhan Şaik Gökyay Eski Yeni ve Ötesi Şiir

Orhan Şaik Gökyay Güçlük Nerede Şiir

Orhan Şaik Gökyay Destursuz Bağa Girenler

Edebi Eleştiri

Cahit Külebi Rüzgar Şiir

Cahit Külebi Sıkıntı ve Umut Şiir

Cahit Külebi Adamın Biri Şiir

Cahit Külebi Atatürk Kurtuluş Savaşında

Şiir

Cahit Külebi Türk Mavisi Şiir

Cahit Külebi Sevda Dolu Yolculuk Şiir

Cahit Külebi Yeşeren Otlar Şiir

Cahit Külebi Güz Türküleri Şiir

Cahit Külebi Hikaye Şiir

Necmettin Halil Onan Çakıl Taşları Şiir

Necmettin Halil Onan Bir Yudum Daha Şiir

Necmettin Halil Onan İşleyen Yara Kolejli Nereye

Roman

Necmettin Halil Onan İzahlı Divan Şiir Antolojisi

Düzyazı

Ali Mümtaz Arolat Bir Gemi Yelken Açtı Şiir

Ali Mümtaz Arolat Hayal İkliminden Dönen Diyor Ki

Şiir

Yaşar Nabi Nayır Kahramanlar Şiir

Yaşar Nabi Nayır Onar Mısra Şiir

Yaşar Nabi Nayır Bir Kadın Söylüyor Roman

Yaşar Nabi Nayır Adem ve Havva Roman

Yaşar Nabi Nayır İnkılap Çocukları Tiyatro

Yaşar Nabi Nayır Beş Devir Tiyatro

Yaşar Nabi Nayır Köyün Namusu Tiyatro

Yaşar Nabi Nayır BaşlangıcındanBugüneTürkŞiiri

Antoloji

Yaşar Nabi Nayır Edebiyatımızın Bugünkü

İnceleme

YAZAR ESER TÜR

Meseleleri

Yaşar Nabi Nayır Nereye Gidiyoruz İnceleme

Yaşar Nabi Nayır Sevi Çıkmazı Hikaye

Sabri Esat Siyavuşgil Odalar ve Sofalar Şiir

Sabri Esat Siyavuşgil İstanbul’da Karagöz ve Karagöz’de İstanbul

İnceleme

Sabri Esat Siyavuşgil Psikoloji ve Terbiye Bahisleri

İnceleme

Sabri Esat Siyavuşgil Cyrona De Bergerac Çeviri Tiyatro

Vasfi Mahir Kocatürk Tunç Sesleri Şiir

Vasfi Mahir Kocatürk Bizim Türkler Şiir

Vasfi Mahir Kocatürk Geçmiş Geceler Şiir

Vasfi Mahir Kocatürk Yedi Meşale Şiir

Vasfi Mahir Kocatürk Hayat Şarkıları Şiir

Vasfi Mahir Kocatürk 10 İnkılap Tiyatro

Vasfi Mahir Kocatürk Yaman Tiyatro

Vasfi Mahir Kocatürk Sanatkar Tiyatro

Vasfi Mahir Kocatürk Şaheserler Antolojisi Antoloji

Vasfi Mahir Kocatürk Divan Şiiri Antolojisi Antoloji

Vasfi Mahir Kocatürk Batı Edebiyatı Şaheserleri

Antoloji

Vasfi Mahir Kocatürk Tekke Şiiri Antolojisi Antoloji

Vasfi Mahir Kocatürk Fransız Edebiyatı Edebiyat Tarihi

Vasfi Mahir Kocatürk Yeni Türk Edebiyatı Edebiyat Tarihi

Vasfi Mahir Kocatürk Türk Edebiyatı Tarihi Edebiyat Tarihi

Vasfi Mahir Kocatürk Ergenekon Şiir

Kenan Hulusi Koray Bir Yudum Su Hikaye

Kenan Hulusi Koray Bahar Hikayeleri Hikaye

Kenan Hulusi Koray Bir Otelde Yedi Kişi Hikaye

Kenan Hulusi Koray Son Öpüş Roman

Kenan Hulusi Koray Osmanoflar Roman

Cevdet Kudret Solok Kalemin Ucu Deneme

Cevdet Kudret Solok Dilleri Var Bizim Dile Benzemez

Deneme

Cevdet Kudret Solok Birinci Perde Şiir

Cevdet Kudret Solok Yedi Meşale Şiir

Cevdet Kudret Solok Sınıf Arkadaşları Roman

Cevdet Kudret Solok Havada Bulut Yok Roman

Cevdet Kudret Solok Karıncayı Tanırsınız Roman

Cevdet Kudret Solok Tersine Akan Nehir Tiyatro

Cevdet Kudret Solok Sokak Hikaye

Ziya Osman Saba Sebil ve Güvercinler Şiir

Ziya Osman Saba Geçen Zaman Şiir

Ziya Osman Saba Nefes Almak Şiir

Ziya Osman Saba Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi

Hikaye

Ziya Osman Saba Değişen İstanbul Hikaye

Nazım Hikmet Piraye’ye Mektuplar Mektup

Nazım Hikmet Oğlum,Canım Evladım, Memedim

Mektup

Page 41: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

41

YAZAR ESER TÜR

Nazım Hikmet Kuvay-ı Milliye Destanı

Şiir

Nazım Hikmet Benerji Kendini Niçin Öldürdü?

Şiir

Nazım Hikmet Güneşi İçenlerin Türküsü

Şiir

Nazım Hikmet 835 Satır Şiir

Nazım Hikmet Portreler Şiir

Nazım Hikmet Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı

Şiir

Nazım Hikmet Memleketimden İnsan Manzaraları

Şiir

Nazım Hikmet La Fonten’den Masallar

Şiir

Nazım Hikmet Yeni Şiirler Şiir

Nazım Hikmet Sesini Kaybeden Şehir Şiir

Nazım Hikmet Gece Gelen Telgraf Şiir

Nazım Hikmet Taranta Babu’ya Mektuplar

Şiir

Nazım Hikmet Kafa Tası Tiyatro

Nazım Hikmet Ferhat İle Şirin Tiyatro

Nazım Hikmet Demokles’in Kılıcı Tiyatro

Nazım Hikmet Yusuf İle Menafis Tiyatro

Nazım Hikmet Bir Ölü Evi Tiyatro

Nazım Hikmet Sabahat Tiyatro

Nazım Hikmet İnek Tiyatro

Nazım Hikmet Yolcu Tiyatro

Nazım Hikmet Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim

Roman

Nazım Hikmet Kan Konuşmaz Roman

Nazım Hikmet Yeşil Elmalar Roman

Nazım Hikmet Hikayeler Hikaye

Nazım Hikmet Çeviri Hikayeler Hikaye

Nazım Hikmet İt Ürür Kervan Yürür Fıkra

Nazım Hikmet Sevdalı Bulut Masal

Ercüment Behzat Lav S.O.S. Şiir

Ercüment Behzat Lav Kaos Şiir

Ercüment Behzat Lav Açıl Kilidim Açıl Şiir

Ercüment Behzat Lav Mau Mau Şiir

Ercüment Behzat Lav Üç Anadolu Şiir

Ercüment Behzat Lav Karagöz Stepte Tiyatro

Ercüment Behzat Lav Altın Gazap Tiyatro

Orhan Veli Kanık Garip Şiir

Orhan Veli Kanık Vazgeçemediğim Şiir

Orhan Veli Kanık Destan Gibi Şiir

Orhan Veli Kanık Yenisi Şiir

Orhan Veli Kanık İstanbul’u Dinliyorum Şiir

Orhan Veli Kanık Karşı Şiir

Orhan Veli Kanık Nasrettin Hoca Hikayeleri

Düzyazı

Orhan Veli Kanık Fransız Şiiri Antolojisi Düzyazı

Orhan Veli Kanık La Fonten’in Masalları Düzyazı

YAZAR ESER TÜR

Oktay Rıfat Horozcu Denize Doğru Konuşma

Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Karga ile Tilki Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler

Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Yaşayıp Ölmek Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Dilsiz ve Çıplak Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Bir Cigara İçimi Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Çobanıl Şiirler Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Perçemli Sokak Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Elleri Var Özgürlüğün Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Aşağı Yukarı Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Aşk Merdiveni Şiir

Oktay Rıfat Horozcu Oyun İçinde Oyun Tiyatro

Oktay Rıfat Horozcu Birtakım İnsanlar Tiyatro

Oktay Rıfat Horozcu Atlar ve Filler Tiyatro

Oktay Rıfat Horozcu Yağmur Sıkıntısı Tiyatro

Oktay Rıfat Horozcu Kadınlar Arasında Tiyatro

Oktay Rıfat Horozcu Çil Horoz Tiyatro

Oktay Rıfat Horozcu Bir Kadının Penceresinden

Roman

Oktay Rıfat Horozcu Dana Burnu Roman

Oktay Rıfat Horozcu Bay Lear Roman

Melih Cevdet Anday Rahatı Kaçan Ağaç Şiir

Melih Cevdet Anday Telgrafhane Şiir

Melih Cevdet Anday Yan Yana Şiir

Melih Cevdet Anday Kolları Bağlı Odyseaus Şiir

Melih Cevdet Anday Teknenin Ölümü Şiir

Melih Cevdet Anday Ölümsüzlük Ardında Şiir

Melih Cevdet Anday Yağmurun Altında Şiir

Melih Cevdet Anday Aylaklar Roman

Melih Cevdet Anday Raziye Roman

Melih Cevdet Anday Gizli Emir Roman

Melih Cevdet Anday Yağmurlu Sokak Roman

Melih Cevdet Anday Buz Roman

Melih Cevdet Anday İçerdekiler Tiyatro

Melih Cevdet Anday Mikado’nun Çöpleri Tiyatro

Melih Cevdet Anday Dikkat Köpek Var Tiyatro

Melih Cevdet Anday Ölümsüzler Tiyatro

Melih Cevdet Anday Müfettişler Tiyatro

Melih Cevdet Anday Doğu Batı Deneme

Melih Cevdet Anday Akan Zaman Deneme

Melih Cevdet Anday Duran Zaman Deneme

Melih Cevdet Anday Sözcükler Şiir

Behçet Necatigil Yıldızlara Bakmak Radyo Oyunu

Behçet Necatigil Üç Turunçlar Radyo Oyunu

Behçet Necatigil Gece Aşevi Radyo Oyunu

Behçet Necatigil Pencere Radyo Oyunu

Behçet Necatigil Kapalı Çarşı Şiir

Behçet Necatigil Çevre Şiir

Page 42: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

42

YAZAR ESER TÜR

Behçet Necatigil Eski Toprak Şiir

Behçet Necatigil Divançe Şiir

Behçet Necatigil İki Başına Yürümek Şiir

Behçet Necatigil Evler Şiir

Behçet Necatigil En/Cam Şiir

Behçet Necatigil Yaz Dönemi Şiir

Behçet Necatigil Edebiyatımzda İsimler Sözlüğü

Araştırma-İnceleme

Behçet Necatigil Edebiyatımzda Eserle Sözlüğü

Araştırma-İnceleme

Behçet Necatigil Bile/Yazdı Düzyazı

Behçet Necatigil Tutiname Düzyazı

Fazıl Hüsnü Dağlarca Yavaşlayan Ömür Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Yedi Memetler Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Uzaklarda Giyinmek Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Havaya Çizilen Dünya Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Çocuk ve Allah Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Çanakkale Destanı Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Sakarya Kıyıları Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Hiroşima Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Mevlana’da Olmak Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Yunus Emre’de Olmak Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Çakırın Destanı Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Üç Şehitler Destanı Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Şeker Yiyen Resimler Şiir

Fazıl Hüsnü Dağlarca Vietnam Körü Tiyatro

Özdemir Asaf Lavinia Şiir

Özdemir Asaf Dünya Kaçtı Gözüme Şiir

Özdemir Asaf Sen Sen Sen Şiir

Özdemir Asaf Yalnızlık Paylaşılmaz Şiir

Özdemir Asaf Çiçekleri Yemeyin Şiir

Özdemir Asaf Bir Kapı Önünde Şiir

Özdemir Asaf Şakacı Şiir

Özdemir Asaf Yuvarlağın Köşeleri Düzyazı-Özdeyiş

Sabahattin Kudret Aksal

Şarkılı Kahve Şiir

Sabahattin Kudret Aksal

Duru Gök Şiir

Sabahattin Kudret Aksal

Gün Işığı Şiir

Sabahattin Kudret Aksal

Bir Sabah Uyanmak Şiir

Sabahattin Kudret Aksal

Bir Zaman Düşü Şiir

Sabahattin Kudret Aksal

Batıkkent Şiir

Sabahattin Kudret Aksal

Gazoz Ağacı Hikaye

Sabahattin Kudret Aksal

Yaralı Hayvan Hikaye

Sabahattin Kudret Aksal

Bir Dalda Üç Ayna Tiyatro

Sabahattin Kudret Aksal

Kral Üşümesi Tiyatro

Sabahattin Kudret Aksal

Şakacı Tiyatro

YAZAR ESER TÜR

Sabahattin Kudret Aksal

Bay Hiç Tiyatro

Sabahattin Kudret Aksal

Tersine Dönen Şemsiye

Tiyatro

Sabahattin Kudret Aksal

Kahvede Şenlik Var Tiyatro

Sabahattin Kudret Aksal

Evin Üstündeki Bulut Tiyatro

Sabahattin Kudret Aksal

Geçmiş Gelecek Deneme

Bedri Rahmi Eyüboğlu Yaradana Mektuplar Şiir

Bedri Rahmi Eyüboğlu Karadut Şiir

Bedri Rahmi Eyüboğlu Dol Karabakır Dol Şiir

Bedri Rahmi Eyüboğlu Tuz Şiir

Bedri Rahmi Eyüboğlu Deli Fişek Deneme

Bedri Rahmi Eyüboğlu Resme Başlarken Deneme

Bedri Rahmi Eyüboğlu Canım Anadolu Gezi Yazısı

Bedri Rahmi Eyüboğlu Tezek Gezi Yazısı

Mehmet Çınarlı Güneş Renginde Kadehler

Şiir

Mehmet Çınarlı Sonbahar Duyguları Şiir

Mehmet Çınarlı Gerçek Hayali Aştı Şiir

Mehmet Çınarlı Zaman Perdesi Şiir

Mehmet Çınarlı Söylemek Yaraşır Deneme

Mehmet Çınarlı Sanatçı Dostlarım Anı

Munis Faik Ozansoy Büyük Mabedin Eşiğinde

Şiir

Munis Faik Ozansoy Hayal Ettiğim Gibi Şiir

Munis Faik Ozansoy Zaman Saati Şiir

Munis Faik Ozansoy Yakınma Şiir

Munis Faik Ozansoy Kaybolan Dünya Şiir

Munis Faik Ozansoy Düşündüğüm Gibi Deneme

Munis Faik Ozansoy Andromak Tiyatro

İlhan Geçer Kahverengi Gözlerin Şiir

İlhan Geçer Büyüyen Eller Şiir

İlhan Geçer Belki Şiir

İlhan Geçer Bir Bulut Geçti Şiir

İlhan Geçer Yeşil Şiir

İlhan Geçer Hüzzam Beste Şiir

İlhan Geçer Topal Arkadaş Çocuk Kitabı

İlhan Geçer Yandım Ali Çocuk Kitabı

İlhan Geçer Sarı Köpek Çocuk Kitabı

İlhan Geçer Ömer Bedrettin Uşaklı Biyografi

İlhan Geçer Cahit Sıtkı Tarancı Biyografi

Gültekin Samanoğlu O Kadın Şiir

Gültekin Samanoğlu Alacakaranlık Şiir

Gültekin Samanoğlu Uzun Vuran Gölge Şiir

Gültekin Samanoğlu Kemalettin Kamu İnceleme

Gültekin Samanoğlu Cahit Sıtkı Tarancı İnceleme

Mustafa Necati Karaer Yurdumun Dağlarına Şiir

Mustafa Necati Karaer Güvercin Uçurmak Şiir

Page 43: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

43

YAZAR ESER TÜR

Mustafa Necati Karaer Sevmek Varken Şiir

Mustafa Necati Karaer Kuşlar ve İnsanlar Şiir

Mustafa Necati Karaer Karacaoğlan Hayatı ve Şiirleri

İnceleme

Mustafa Necati Karaer Kerem İle Aslı Destan

Yavuz Bülent Bakiler Yalnızlık Şiir

Yavuz Bülent Bakiler Duvak Şiir

Yavuz Bülent Bakiler Seninle Şiir

Yavuz Bülent Bakiler Harman Şiir

Yavuz Bülent Bakiler Üsküp’ten Kosova’ya Gezi Yazısı

Yavuz Bülent Bakiler Şiirimizde Ana İnceleme

Yavuz Bülent Bakiler Sivas’a Şiir İnceleme

Yavuz Bülent Bakiler Mehmet Akif’te Çağdaş Türkiye İdeali

İnceleme

Yavuz Bülent Bakiler Gidenlerin Ardından İnceleme

Niyazi Yıldırm Gençosmanoğlu

Kür Şad Destanı Şiir

Niyazi Yıldırm Gençosmanoğlu

Malazgirt Destanı Şiir

Niyazi Yıldırm Gençosmanoğlu

Kopuzdan Ezgiler Şiir

Niyazi Yıldırm Gençosmanoğlu

Destanlarda Uyanmak Şiir

Niyazi Yıldırm Gençosmanoğlu

Destanlar Burcu Şiir

Niyazi Yıldırm Gençosmanoğlu

Bozkurtların Ruhu Şiir

Bekir Sıtkı Erdoğan Birinci Gece Şiir

Bekir Sıtkı Erdoğan Binbirinci Gece Şiir

Bekir Sıtkı Erdoğan Bir Yağmur Başladı Şiir

Bekir Sıtkı Erdoğan Dostlar Başına Şiir

Bekir Sıtkı Erdoğan Kışlada Bahar Şiir

Bekir Sıtkı Erdoğan Marya Şiir

Atilla İlhan Cebbaroğlu Mehemmed

Şiir

Atilla İlhan Ayrılık Sevdaya Dahil Şiir

Atilla İlhan Kimi Sevsem Sensin Şiir

Atilla İlhan Yağmur Kaçağı Şiir

Atilla İlhan Sisler Bulvarı Şiir

Atilla İlhan Duvar Şiir

Atilla İlhan Ben Sana Mecburum Şiir

Atilla İlhan Bela Çiçeği Şiir

Atilla İlhan Elde Var Hüzün Şiir

Atilla İlhan Üçüncü Şahsın Şiiri Şiir

Atilla İlhan Aysel Git Başımdan Şiir

Atilla İlhan Divan Şiir

Atilla İlhan Böyle Bir Sevmek Şiir

Atilla İlhan Sokaktaki Adam Roman

Atilla İlhan Zenciler Birbirine Benzemez

Roman

Atilla İlhan Bıçağın Ucu Roman

Atilla İlhan Fena Halde Leman Roman

Atilla İlhan Sırtlan Payı Roman

Atilla İlhan Kurtlar Sofrası Roman

YAZAR ESER TÜR

Atilla İlhan Dersaadet’te Sabah Ezanları

Roman

Atilla İlhan Yaraya Tuz Basmak Roman

Atilla İlhan Gerçeklik Savaşı Deneme-Anı

Atilla İlhan Hangi Batı Deneme

Atilla İlhan Batı’nın Deli Gömleği Deneme

Atilla İlhan İkinci Yeni Savaşı Deneme

Ahmet Oktay Her Yüz Bir Öykü Yazar Şiir

Ahmet Oktay Gölgeleri Kullanmak Şiir

Ahmet Oktay Ağıtlar ve Övgüler Şiir

Ahmet Oktay Gizli Çekmece Anı

Ahmet Oktay Kurt Dişi Tiyatro

Ahmet Oktay Şairin Kanı Eleştiri

İlhan Berk Güneşi Yakanların Selamı

İlk Şiir Kitabı

İlhan Berk İstanbul Kitabı Şiir

İlhan Berk Sen Antoine’in Güvercinleri

Şiir

İlhan Berk Galile Denizi Şiir

İlhan Berk Çivi Yazısı Şiir

İlhan Berk Otağı Şiir

İlhan Berk Galata Şiir

İlhan Berk Pera Şiir

İlhan Berk Günaydın Yeryüzü Şiir

İlhan Berk Türkiye Şarkısı Şiir

İlhan Berk Aşıkane Şiir

İlhan Berk Kül Şiir

İlhan Berk Deniz Eskisi Şiir

İlhan Berk Avluya Düşen Gölge Şiir

İlhan Berk Çok Yaşasın Sayılar Şiir

İlhan Berk Atlas Şiir

İlhan Berk Akşama Doğru Şiir

İlhan Berk Güzel Irmak Şiir

İlhan Berk Eşik Şiir

İlhan Berk Şairin Toprağı Düzyazı

İlhan Berk Kanatlı Atı Düzyazı

İlhan Berk Poetika Düzyazı

Cemal Süreya Üvercinka Şiir

Cemal Süreya Göçebe Şiir

Cemal Süreya Beni Öp Sonra Doğur Beni

Şiir

Cemal Süreya Sevda Sözleri Şiir

Cemal Süreya Sıcak Nal Şiir

Cemal Süreya Güz Bitiği Şiir

Cemal Süreya Şapkam Dolu Çiçekle Düzyazı

Cemal Süreya Folklor Şiire Düşman Düzyazı

Cemal Süreya Günübirlik Düzyazı

Cemal Süreya 99 Yüz Düzyazı

Cemal Süreya 999.Gün Düzyazı

Edip Cansever İkindi Üstü Şiir

Edip Cansever Dirlik Düzenlik Şiir

Edip Cansever Yerçekimli karanfil Şiir

Page 44: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

44

YAZAR ESER TÜR

Edip Cansever Umutsuzlar Parkı Şiir

Edip Cansever Petrol Şiir

Edip Cansever Nerde Antigone Şiir

Edip Cansever Tragedyalar Şiir

Edip Cansever Çağrılmayan Yakup Şiir

Edip Cansever Kirli Ağustos Şiir

Edip Cansever Sonrası Kalır Şiir

Edip Cansever Ben Ruhi Bey Nasılım Şiir

Edip Cansever Şairin Seyir Defteri Şiir

Edip Cansever Bezik Oynayan Kadınlar

Şiir

Edip Cansever Masa da Masaymış Ha Şiir

Edip Cansever Düşünce Şiir

Edip Cansever Sevda İle Sevgi Şiir

Turgut Uyar Arz-ı Hal Şiir

Turgut Uyar Türkiye’m Şiir

Turgut Uyar Dünyanın En Güzel Arabistanı

Şiir

Turgut Uyar Tütünler Islak Şiir

Turgut Uyar Her Pazartesi Şiir

Turgut Uyar Divan Şiir

Turgut Uyar Toplandılar Şiir

Turgut Uyar Kayayı Delen Zincir Şiir

Turgut Uyar Büyük Saat Şiir

Metin Eloğlu Düdüklü Tencere Şiir

Metin Eloğlu Horozdan Korkan Oğlan

Şiir

Metin Eloğlu Ayşe Mayşe Şiir

Metin Eloğlu Dizin Şiir

Metin Eloğlu Yumuşak G Şiir

Metin Eloğlu Rüzgar Şiir

Metin Eloğlu Ekmek Şiir

Metin Eloğlu Ay Parçası Şiir

Metin Eloğlu Önce Kadınlar Şiir

Metin Eloğlu Sultan Palamut Hikaye

Metin Eloğlu Garip Şiirler Antolojisi Derleme

Ülkü Tamer Soğuk Otların Altında Şiir

Ülkü Tamer Gök Onları Yanıltmaz Şiir

Ülkü Tamer Ezra ve Gary Şiir

Ülkü Tamer Virgülün Başından Geçenler

Şiir

Ülkü Tamer Sıragöller Şiir

Ülkü Tamer Yanardağın Üstündeki Kuş

Şiir

Ülkü Tamer Ağıt Şiir

Ülkü Tamer Geceleyin Şiir

Ülkü Tamer Hançer Şiir

Ülkü Tamer Kışta Üşüyen Virgül Şiir

Ülkü Tamer Üşür Ölüm Bile Şiir

Ülkü Tamer Güneş Topla Benim İçin

Şiir

Ülkü Tamer Yazının Bittiği Şiir

Ülkü Tamer Alleben Öyküleri Hikaye

YAZAR ESER TÜR

Ülkü Tamer Yaşamak Hatırlamaktır

Hikaye

Ece Ayhan Kınar Hanım’ın Denizleri

Şiir

Ece Ayhan Bakışsız Bir Kedi Kara Şiir

Ece Ayhan Ortadoksluklar Şiir

Ece Ayhan Devlet ve Tabiat Şiir

Ece Ayhan Yort Savul Şiir

Ece Ayhan Zambaklı Padişah Şiir

Ece Ayhan Çok Eski Adıyladır Şiir

Ece Ayhan Korkusuz Bir Hayat Şiir

Sezai Karakoç Ruhun Dirilişi Makale

Sezai Karakoç Kıyamet Aşısı Şiir

Sezai Karakoç İslamın Dirilişi Makale

Sezai Karakoç Yitik Cennet Makale

Sezai Karakoç Körfez Şiir

Sezai Karakoç Şahdamar Şiir

Sezai Karakoç Hızırla Kırk Saat Şiir

Sezai Karakoç Sesler Şiir

Sezai Karakoç Taha’nın Kitabı Şiir

Sezai Karakoç Gül Muştusu Şiir

Sezai Karakoç Zamana Adanmış Sözler

Şiir

Sezai Karakoç Leyla ile Mecnun Şiir

Sezai Karakoç Mağara ve Işık Şiir

Sezai Karakoç Mona Rosa Şiir

Sezai Karakoç Ayinler Şiir

Sezai Karakoç Meydan Ortaya Çıktığında

Hikaye

Sezai Karakoç Tarihin Yol Ağzında Röportaj

İsmet Özel Geceleyin Bir

Koşu

Şiir

İsmet Özel Cinayetler Kitabı Şiir

İsmet Özel Evet İsyan Şiir

İsmet Özel Celladıma

Gülümserken

Çektirdiğim Son

Resmin

Arkasındaki

Satırlar

Şiir

İsmet Özel Erbain Şiir

İsmet Özel Bir Yusuf Masalı Şiir

İsmet Özel Şiir Okuma

Kılavuzu

Deneme

Page 45: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

45

YAZAR ESER TÜR

İsmet Özel Taşları Yemek

Yasak

Deneme

İsmet Özel Surat Asmak

Hakkımız

Deneme

İsmet Özel Tavşanın

Randevusu

Deneme

İsmet Özel Genç Bir Şairden

Genç Bir Şaire

Mektup

İsmet Özel Üç Mesele Düzyazı

Ataol Behramoğlu Bir Bayrak Rüzgar

Bekliyor

Şiir

Ataol Behramoğlu Bir Ermeni

General

Şiir

Ataol Behramoğlu Bir Gün Mutlaka Şiir

Ataol Behramoğlu Yaşadıklarımdan

Öğrendiğim Bir

şey Var

Şiir

Ataol Behramoğlu Aşk İki Kişiliktir Şiir

Ataol Behramoğlu Bu Aşk Burada

Biter

Şiir

Ataol Behramoğlu Hayata Uzun

Veda

Şiir

Ataol Behramoğlu Bebeklerin Ulusu

Yok

Şiir

Ataol Behramoğlu Mekanik

Gözyaşları

Deneme

Ataol Behramoğlu Kardeş Türküleri Deneme

Ataol Behramoğlu Yaşayan Bir Şiir Deneme

Ataol Behramoğlu Aziz Nesin’li

Fotoğraflar

Anı

Ataol Behramoğlu Başka Gökler

Altında

Gezi

Yazısı

Ataol Behramoğlu Yurdu Teninde

Duymak

Gezi

Yazısı

Ataol Behramoğlu GençBirŞairdenGe

nç Bir Şaire

Mektup

YAZAR ESER TÜR

Süreyya Berfe Kasaba Şiir

Süreyya Berfe Gün Ola Şiir

Süreyya Berfe Savrulan Şiir

Süreyya Berfe Hayat İle Şiir Şiir

Süreyya Berfe Ufkun Dışında Şiir

Süreyya Berfe Şiir Çalışmaları Şiir

Süreyya Berfe Ruhumun Şiir

Süreyya Berfe Kalfa Şiir

Nihat Behram Manastır Kuşçusu Şiir

Nihat Behram Hayatımız Üstüne

Şiirler

Şiir

Nihat Behram Hayatı Tutuşturan

Acılar

Şiir

Nihat Behram Militan Şiirler Şiir

Nihat Behram Yine De

Gülümseyerek

Şiir

Nihat Behram Her Çocuk Şiir

Nihat Behram Yalın Yürek Şiir

Nihat Behram Kundak Şiir

Nihat Behram Gurbet Roman

Nihat Behram Kız Ali Roman

Nihat Behram Lanetli Ömrün

Kırlangıçları

Roman

Nihat Behram Darağacında Üç

Fidan

Anı

(araştır

ma)

Nihat Behram Ser Verip Sır

Vermeyen Yiğit

Anı

Nihat Behram Yılmaz Güneyle

Yasaklı Yıllar

Anı

Refik Durbaş Kuş Tufanı Şiir

Refik Durbaş Hücremde Ayışığı Şiir

Refik Durbaş Çırak Aranıyor Şiir

Page 46: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

46

YAZAR ESER TÜR

Refik Durbaş Çaylar Şirketten Şiir

Refik Durbaş Nereye Uçar

Gökyüzü

Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Adsız Kitap Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Deniz Deneri Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Karacaahmet

Senfonisi

Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Özgürlük Türküsü Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Mapushanemden

Şiirler

Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Sürgün Şiirleri Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Gecekondumdan

Şiirler

Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Nazım’dan

Meltemler

Şiir

Hasan İzzettin

Dinamo

Ateş Yılları Roman

Hasan İzzettin

Dinamo

Öksüz Musa Roman

Hasan İzzettin

Dinamo

Musa

Mapushanesi

Roman

Hasan İzzettin

Dinamo

Kutsal Barış Roman

Hasan İzzettin

Dinamo

Kutsal İsyan Roman

Hasan İzzettin

Dinamo

6-7 Eylül Kasırgası Anı

Hasan İzzettin

Dinamo

Edebiyat Anıları Anı

Muharrem Niyazi

Akıncıoğlu

Haykırışlar Şiir

Muharrem Niyazi

Akıncıoğlu

Umut Şiirleri Şiir

YAZAR ESER TÜR

İbrahim

Abdulkadr

Meriçboyu

Tebliğ Şiir

İbrahim

Abdulkadr

Meriçboyu

Hoş geldin Halil

İbrahim

Şiir

İbrahim

Abdulkadr

Meriçboyu

Dört Pencere Şiir

İbrahim

Abdulkadr

Meriçboyu

Mutlu Olmak

Varken

Şiir

İbrahim

Abdulkadr

Meriçboyu

Bütün Şiirleri Şiir

Fethi Giray Sulha Selam Şiir

Fethi Giray Alacakaranlık Şiir

Enver Gökçe Çit Köyü Düzyazı

Enver Gökçe Sanat ve Sanatçı

Üzerine

Düzyazı

Enver Gökçe Aşık Veysel’e Dair Düzyazı

Enver Gökçe Yaşamı Bütün

Şiirleri

Düzyazı

Enver Gökçe Antil Masalları Çeviri

Enver Gökçe Hint Masalları Çeviri

Enver Gökçe Çin Masalları Çeviri

Enver Gökçe Mısır Masalları Çeviri

Enver Gökçe Kelile ve Dimne Çeviri

Ömer Faruk

Toprak

İnsanlar Şiir

Ömer Faruk

Toprak

Hürriyet Şiir

Ömer Faruk

Toprak

Dağda Ateş

Yakanlar

Şiir

Ömer Faruk

Toprak

Susan Anadolu Şiir

Page 47: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

47

YAZAR ESER TÜR

Ömer Faruk

Toprak

Ayışığı Şiir

Ömer Faruk

Toprak

Tuz ve Ekmek Roman

Ömer Faruk

Toprak

Karşı Pencere Roman

Ömer Faruk

Toprak

Gönen Öyküleri Hikaye

Ömer Faruk

Toprak

Duman ve Alev Anı

Arif Damar İstanbul Bulutlu Şiir

Arif Damar Edirne’de Akşam Şiir

Arif Damar Dayanılmaz Şiir

Arif Damar Hallaç Şiir

Arif Damar Günden Güne Şiir

Arif Damar Kedi Aklı Şiir

Arif Damar Saat Sekizi Geç

Vurdu

Şiir

Arif Damar Alıcı Kuş Şiir

Arif Damar Ölüm Yok Ki Şiir

Arif Damar Ay Ayakta Değildi Şiir

Arif Damar Eski Yağmurları

Dinliyordum

Şiir

Arif Damar Yağmurlu Sokak Roman

Cahit Irgat Bu Şehrin

Çocukları

Şiir

Cahit Irgat Rüzgarlarım

Konuşuyor

Şiir

Cahit Irgat Ortaklık Şiir

Cahit Irgat Geri Dönemezsin Roman

Cahit Irgat İnsan Kafesi Roman

Ahmet Arif HasretindenPrang

ala Eskittim

Şiir

YAZAR ESER TÜR

Ahmet Arif Yurdum Benim

Şahdamarım

Şiir

Şükran Kurdakul Tomurcuk Şiir

Deneme

si

Şükran Kurdakul Zevklerin ve

Hülyaların Şiiri

Şiir

Deneme

si

Şükran Kurdakul Giderayak Şiir

Şükran Kurdakul Nice Kaygılardan

Sonra

Şiir

Şükran Kurdakul Halk Orduları Şiir

Şükran Kurdakul Acılar Dönemi Şiir

Şükran Kurdakul Tanığın Biri Hikaye

Şükran Kurdakul Beyaz Yakalılar Hikaye

Şükran Kurdakul Onların Çocukları Hikaye

Şükran Kurdakul Zindandaki Şair Tiyatro

Ceyhun Atuf

Kansu

Bir Çocuk

Bahçesinde

Şiir

Ceyhun Atuf

Kansu

Bağbozumu

Sofrası

Şiir

Ceyhun Atuf

Kansu

Çocuklar Gemisi Şiir

Ceyhun Atuf

Kansu

Haziran Defteri Şiir

Ceyhun Atuf

Kansu

Sakarya Meydan

Savaşı

Şiir

Ceyhun Atuf

Kansu

Bağımsızlık Gülü Şiir

Ceyhun Atuf

Kansu

Ya Bağımsızlık Ya

Ölüm

Fıkra-

Deneme

Ceyhun Atuf

Kansu

Köy Öğretmenine

Mektuplar

Fıkra-

Deneme

Ceyhun Atuf

Kansu

Atatürk ve

Kurtuluş Savaşı

Fıkra-

Deneme

Page 48: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

48

YAZAR ESER TÜR

Hasan Ali Yücel Dönen Ses Şiir

Hasan Ali Yücel Sizin İçin Şiir

Hasan Ali Yücel Dinle Benden Şiir

Hasan Ali Yücel İçten Dıştan Düzyazı

Hasan Ali Yücel Goethe:Bir

Dehanın Romanı

Düzyazı

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Kavel Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Kızılkuğu Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Filizkıran Fırtınası Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Temmuz Bildirisi Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Kızılırmak Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Koçero Vatan

Şairi

Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Haziranda Ölmek

Zor

Şiir

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Öhööööö Hikaye

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Bıyıklar

Konuşuyor

Hikaye

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Bağdat Basra

Yollarında

Gezi

Yazısı

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Eşeğin Gözyaşları Çocuk

Kitapları

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Aşıcı Baba Çocuk

Kitapları

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Ormanın Öcü Çocuk

Kitapları

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Ressamın

Bıldırcınları

Çocuk

Kitapları

Hasan Hüseyin

Korkmazgil

Becerikli Çocuğun

Düşleri

Çocuk

Kitapları

YAZAR ESER TÜR

ehmet Başaran Çarığımı

Yitirdiğim Tarla

Hikaye

Mehmet Başaran Aç Harmanı Hikaye

Mehmet Başaran Zeytin Ülkesi Hikaye

Mehmet Başaran Sürgünler Hikaye

Mehmet Başaran Mehmetçik

Memet

Roman

Mehmet Başaran Boyalı Irmak Roman

Cahit Zarifoğlu Bir Değirmendir

Bu Dünya

Deneme

Cahit Zarifoğlu Sütçü İmam Tiyatro

Cahit Zarifoğlu İşaret Çocukları Şiir

Cahit Zarifoğlu Yedi Güzel adam Şiir

Cahit Zarifoğlu Menziller Şiir

Cahit Zarifoğlu Korku ve Yakarış Şiir

Cahit Zarifoğlu Ağaç Okul Şiir

Cahit Zarifoğlu İns Hikaye

Cahit Zarifoğlu Yaşamak Günlük

Cahit Zarifoğlu Savaş Ritimleri Roman

Cahit Zarifoğlu Serçe Kuş Roman

Cahit Zarifoğlu Ağaçkakan Roman

Cahit Zarifoğlu Motorlu Kuş Roman

Page 49: CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI - turkcetoplulugu.weebly.comturkcetoplulugu.weebly.com/uploads/2/3/9/9/23991985/cdte20182019.pdf · Gerçekten de Cumhuriyet’in í õ î ï’te

49