tanzimat tan once sivas ta gayrimuslimler non muslims in sivas before tanzimat

146
TANZMATTAN NCE SVASTA GAYRMSLMLER SERAP BOZPOLAT Cumhuriyet niversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü E%itim, %retim ve Snav Ynetmeli%inin Tarih Anabilim DalYakna% Tarihi Bilim Dalin ngrdü%ü YKSEK LSANS TEZ olarak hazrlanm’1tr. TEZ DANI4MANI Prof. Dr. mer DEMREL SVAS Eylül 2007

Upload: scavusbasili

Post on 02-Jul-2015

230 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

TANZİMAT’TAN ÖNCE SİVAS’TA GAYRİMÜSLİMLER

SERAP BOZPOLAT

Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı İçin Öngördüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ

olarak hazırlanmıştır.

TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Ömer DEMİREL

SİVAS Eylül 2007

Page 2: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

1

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne Serap BOZPOLAT tarafından hazırlan bu çalışma jürimiz tarafından Tarih Anabilim dalı/Yakınçağ Tarihi Bilim dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan: Prof. Dr. Ömer DEMİREL Üye: Doç. Dr. Adnan GÜRBÜZ Üye: Yrd. Doç. Dr. Galip EKEN Onay Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. 04/09 /2007 Prof. Dr. Zafer CİRHİNLİOĞLU Enstitü Müdürü

Page 3: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

I

ÖZET

Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan gayrimüslimler, son dönemde hız kazanan sosyal tarih çalışmalarının önemli ve ilgi çekici konuları arasında yer almaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar, millet sisteminin sorgulanmasının da önünü açmıştır. Bu bağlamda, Osmanlı devleti tarafından öngörülen kuralların ne kadar ve nereye kadar uygulama alanı bulduğu ve Müslümanlar ile Gayrimüslimler arasındaki sosyal ilişkileri ne şekilde etkilediği belli ölçüde gözlemlenebilmiştir. Bu çalışmada, Osmanlı devletinin Gayrimüslimlere olan genel bakışından ziyade, Osmanlı döneminde, bir Anadolu şehrinde yaşayan Gayrimüslimlerin yaşam koşullarını ve Müslümanlarla olan ilişkilerini değerlendirmeye çalışılmıştır.

“Tanzimat’tan Önce Sivas’ta Gayrimüslimler” adlı tez çalışmamızda, temel kaynak olarak, tarih araştırmalarında en önemli kaynak grubu durumunda olan, kente ait 11 şer’iyye sicil defteri ile diğer arşiv vesikaları kullanılmıştır. Bu çalışmada, kaynakların ve imkânların elverdiği ölçüde, Sivas’ta yaşayan gayrimüslimler, hemen her yönleriyle ve kentin Müslüman sakinleriyle karşılaştırmalı olarak ele alınmaya çalışılmıştır. Kentin gayrimüslimleri nüfus açısından tanıtıldıktan sonra, yaşadıkları fiziksel çevre, ekonomik ve sosyal hayatları, aile yaşantıları, dinî ve kültürel yapıları hakkında belgelere yansıdığı ölçüde bilgiler ve değerlendirmeler verilmiş, sosyal ilişkiler bakımından dinin ayırt edici rolü tartışılmıştır. Böylece millet sistemi de Sivas örneğinde gözden geçirilmiştir.

Araştırmada, aynı kent kültürünün parçaları olan Müslüman ve gayrimüslimlerin birçok noktada ortaklıkları göze çarpmıştır. Bununla beraber farklı dinlere mensubiyetin bazı durumlarda belirleyici bir unsur olduğu da gözlenmiştir. Osmanlı geneline ait gözlemler edinebilmek noktasında, bu konuda ve farklı kentler üzerinde karşılaştırmalı olarak yeni çalışmalara ihtiyaç duyulacaktır.

Page 4: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

II

SUMMARY

Non-Muslims who have lived in Otoman Empire's administration, is one of the charming and important subject in social-historical research area which has been speeded up lately. The researchs which have been made about this subject, has brought up the interrogation of Ottoman “millet system”(social system) In this context, it has been slightly observed that the prescribed rules of Ottoman Empire was how capable to find area of application and how it has affected the relationship between Muslims and Non-Muslims. In this study, rather than how Ottomans approached to them, it has been tried to assess that the living conditions of a Non-Muslim society and their relations with the Muslims, whom have lived in an Anatolian city together.

11 Şer'iyye record book and the other record samples have been used as main source for this thesis study, named "Non-Muslims in Sivas before Tanzimat (Administrative Reforms)". In this study, as far the sources and facilities enabled to make it happen, Non-Muslims have been discussed completely and as comparatively to the Muslim habitants. Right after the Non-Muslims has been introduced demographically, it has been discussed that the religions's distinguishing role on their physical conditions, economical and social conditions, family lives, religious and cultural structures.Thus, "millet system" has been overwieved in Sivas sample.

Many common points between Non-Muslims and Muslims have been greet in this research. Nevermore, it has been observed that belonging to the other religions was a determining factor. To gather the general observations about Ottomans, new comparative researches will be required about the other cities in Ottoman Empire.

Page 5: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

III

İÇİNDEKİLER ……………………………………………………………… III

TABLO, GRAFİK, PLAN VE RESİMLER ………………………………… V KISALTMALAR ................................................................................................ VII

ÖNSÖZ ………………………………………………………………………… VIII

GİRİŞ ……………………………………………………………………….….. 1

A. Konu, Metod, Kaynaklar ...……………………………………………….….. 1

B. İslam Hukukunda Gayrimüslimler ………………………………………….... 5

C. Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Durumu ...………………………….. 7

D. Sivas Şehrinin Tarihçesi ………………………………………………….…... 13

BİRİNCİ BÖLÜM: ŞEHİR HALKI İÇİNDE GAYRİMÜSLİMLER ….…….... 19

A. NÜFUS VE ETNİK YAPI …………………………………………….…….. 19

1. Hıristiyan Nüfus (Ermeniler Ve Rumlar) …………………………….………. 19

2. Yahudiler ………………………………………………………………….….. 22

B. MAHALLELER ……………..………………………………………………. 23

İKİNCİ BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE EKONOMİK HAYAT .……….. 28

A. TİCARÎ HAYAT …………………………………………………………..... 28

B. MESLEKLER ……………………………………………………………….. 30

C. MAL VARLIKLARI …………………………………….………………….. 33

D. BORÇ - ALACAK İLİŞKİLERİ ………………………….……………….... 39

E. MÜLK ALIM-SATIMI ……….…………………………….………………. 45

F. GAYRİMÜSLİM VAKIFLARI .………………………….……………….... 46

Page 6: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

IV

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE GÜNDELİK HAYAT …….... 49

A. ÖZEL YAŞAM ALANLARI: EVLER …………………….……………….. 49

B. EV EŞYALARI ………………………………………………….………….. 51

C. KİŞİSEL EŞYALAR: Kıyafetler, Aksesuar ve Mücevherat …….…………. 53

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE AİLE HAYATI ……….... 56

A. EVLENME ve BOŞANMA …………………………………………….…... 57

B. ÇOCUK SAYISI ………………………………………………………….… 59

C. MİRAS VE VARİSLER …………………………………………………..... 62

BEŞİNCİ BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE DİNÎ HAYAT ……………… 78

A. DİNÎ YAPILANMA …………………………………………………..……. 79

B. KİLİSELER VE MANASTIRLAR ……………………………………….... 81

C. MEZARLIKLAR…………………………………………………………..… 90

D. İHTİDA ……………………………………………………………………… 94

ALTINCI BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE EĞİTİM-KÜLTÜR HAYATI … 96

YEDİNCİ BÖLÜM: MÜSLİM-GAYRİMÜSLİM İLİŞKİLERİ ……………... 102

SONUÇ ………………………………………………………………………..... 107

KAYNAKÇA ………………………………………………………………….... 108

BELGELER …………………………………………………………………….. 116

Page 7: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

V

TABLO, GRAFİK, PLAN VE RESİMLER TABLO I : Sivas Nüfusu ……………………………………………... 22 TABLO II : Sivas Mahalleleri ………………………………………… 26 TABLO III : Tereke Kayıtlarına Göre Ticaret Yapılan Merkezler …….. 33 TABLO IV : Servet Dağılımı ………………………………………....... 37 TABLO V : Terekelere Göre Sahip Olunan Mülk Tipleri Ve Nakit…… 41 TABLO VI : Sivas Gayrimüslimlerinin Mal Varlıkları İle Borç-Alacak İlişkileri (1810–1840) ……………………………………………………………... 46 TABLO VII : Mülk Satışlarının Dinî Dağılımı …………………………. 51 TABLO VIII : Mülk Satışları ……………………………………………. 54 TABLO IX : Osmanlı Genelindeki Ailelerde Çocuk Sayısı Ortalaması .. 73 TABLO X : Sivas Şehrindeki Ailelerde Çocuk Sayısı Ortalaması ……. 73 TABLO XI : Çocuk Sayıları …………………………………………… 74 TABLO XII : Cinsiyet Ve Yaş Ortalaması Bakımından Çocuklar ……… 75 TABLO XIII : Mirastan Pay Alan Diğer Varisler ………………………... 76 TABLO XIV : Tereke Sahiplerinin Varisleri …………………………….. 77 TABLO XV : 1884’te Usul-Ü Atikle Eğitim Veren Sıbyan Mektepleri ..100 TABLO XVI : 1886’da Sivas Rüştiyelerindeki Öğrenci Sayısı …………101 TABLO XVII : Sivas Merkez İlçe’nin Okulları (Vital Cuinet Seyahatnamesi – 1890) …………………………………………………………………………….101 TABLO XVIII : Sivas Merkez İlçedeki Gregoryen Ermeni Okulları (Vital Cuinet Seyahatnamesi – 1890) ……………………………………………………102 TABLO XIX : Sivas Merkez İlçedeki Protestan Ermeni Okulları (Vital Cuinet Seyahatnamesi – 1890) …………………………………………………….102 TABLO XX : Sivas Vilayet Genelinde Gayrimüslim Okulları (İstatistik-İ Umumiye İdaresi, Devlet-i Aliyye-i Osmaniyenin 1313 Senesine Mahsus İstatistik)………………………………………………………………………….. 103

Page 8: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

VI

TABLO XXI : 1899-1900 Yıllarında Gayrimüslimlerin Devam Ettikleri Okul Sayısı Ve Talebe Sayısı ……………………………………………………..103 GRAFİK I : Mal Varlıklarının Dağılımı ………………………………. 39 GRAFİK II : Mal Varlıklarının Borç-Alacak Dağılımı ………………… 44 GRAFİK III : Tek Katlı Ve İki Katlı Evler ……………………………… 59 GRAFİK IV : Evlerde Odalar …………………………………………… 59 GRAFİK V : Evlerde Oda Sayıları …………………………………….. 60 GRAFİK VI : Evlerin Bölümleri ………………………………………… 61 GRAFİK VII : Çocuk Sayıları ……………………………………………. 74 GRAFİK VIII : Çocukların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı ………………... 76 PLAN I : Sivas Mahalleleri (1800–1839) ………………………….. 29 PLAN II : Sivas’ta Gayrimüslim Mabetleri Ve Mezarlıkları (1800–1839) ………………………………………………………………………………. 90 RESİM I : Kırk Şehitler ……………………………………………... 84 RESİM II : Sivas 1902 – Ana Kilise ………………………………….. 86 RESİM III : Temeltepe Kışlasındaki Ermeni Kilisesi …………………. 91 RESİM IV : Temeltepe Kışlasındaki Ermeni Kilisesi …………………. 92 RESİM V : Sivas Ermeni Mezarlığı ………………………………….. 94 RESİM VI : Sivas Ermeni Mezarlığından Bir Görünüm ……………… 94 RESİM VII : Sivas Ermeni Mezarlığından Bir Görünüm ………………. 95 RESİM VIII : Sivas Ermeni Mezarlığından Bir Görünüm ………………. 95 RESİM IX : Aziz Vlas’ın Kabri (Gökmedrese Mahallesi) …………….. 96

Page 9: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

VII

KISALTMALAR

SŞS : Sivas Şer’iyye Sicili

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

İA : Millî Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi

TDVİA : Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

HR : Hariciye Nezareti

MKT : Mektubî Kalemi

UM : Umumi

İ : İradeler

SYS : Siyasî

MVL : Meclis-i Vala

v. : veled

b. : bin / bint

s. : Sayfa

C. : Cilt

bkz. : Bakınız

Page 10: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

VIII

ÖNSÖZ

Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren Müslüman ve gayrimüslimlerin birlikte yaşadıkları bir devlet yapısı oluşturmuştur. Osmanlı’nın kurduğu sistem, temelini çeşitliliğin oluşturduğu Osmanlı milletinin, uzun yıllar boyunca karmaşadan ve yabancılık hissinden uzak ve uyum içinde yaşamasını sağlamıştır. Sivas da coğrafi ve kültürel dokusu bakımından tarih boyunca farklı kültürlerin buluşma noktalarından biri olarak, Osmanlı’nın sistemini anlamak ve uygulanırlığını gözlemlemek açısından konumuza iyi bir örnek oluşturmuştur.

Çalışmamızda, şer’iyye sicilleri ışığında Osmanlı Sivas’ında, gayrimüslimlerle gayrimüslimler ve gayrimüslimlerle Müslimler arasında geçen her türlü davayı ele alarak, dönem içinde gayrimüslimlerin sosyal yaşantılarını, dolaylı da olsa devletle olan ilişkilerini, Müslim ve gayrimüslimlerin bir arada yaşama tecrübelerini anlamaya, yorumlamaya ve anlatmaya çalıştık. Bu yolla, Osmanlı toplumunun kültürel hayatını bir ölçüde aydınlatmak istedik. Dönem olarak, Müslim ve Gayrimüslimlerin ortak bir kültürün sorunsuz ve pürüzsüz parçalarını oluşturdukları bir dönemi seçtik. Gerginliklerin yoğun olarak yaşandığı dönemlere ilişkin ayrıntılı ve çok sayıdaki araştırmanın yanında, henüz gerginliklerin ve ayrılıkların varolmadığı dönemlerin de aydınlatılması yönünde yapılacak çalışmaların çoğalması gereğine inanıyoruz. Bu yöntemin, incelenen dönemin sosyo-ekonomik yapısı, insanî ilişkileri ve kişisel yaşantıları hakkında bilgi edinmek, en azından fikir sahibi olabilmek için en doğru yöntem olduğunu düşünüyoruz ve çalışmamızın bu noktada faydalı olmasını umuyoruz.

Çalışmamızın vücuda gelmesini sağlayan, her safhada bilgisini, birikimini, emeğini ve ilgisini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Ömer DEMİREL’e, ihtiyaç duyduğumuzda yardımcı olan ve zaman ayıran Adil BOZPOLAT’a, Minas DURMAZGÜLER’e, Agop Arman DURMAZGÜLER’e ve Kadir ÜREDİ’ye, maddi desteğinden dolayı Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Proje Birimi’ne ve çalışmamız süresince maddi ve manevi katkısı bulunan aileme ve dostlarıma; bilhassa bana katlandıkları için ve çalışmamızı okuyan herkese; gösterdikleri sabır için binlerce teşekkürler…

Page 11: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

1

GİRİŞ

A. KONU, METOD, KAYNAKLAR

Osmanlı Devleti, tarihinin önemli bir kısmında farklı dil, din, ırk ve kültürlere mensup toplulukların bir arada ve barış içerisinde yaşayabildiği bir zemin olmuştur. Bu barış ortamı sadece alınan askeri tedbirlerle değil, hem devletin hem de mevcut etnik toplulukların karşılıklı özverisiyle gerçekleşmiştir. Devlet, sınırları içerisindeki her türlü farklı millete kendi teb’ası olarak yaklaşmış ve onlara belli ölçüde haklar tanıyarak yaşamlarını sorunsuz ve mümkün olduğunca müdahaleden uzak bir şekilde sürdürmelerini sağlamaya çalışmıştır. Böylece etnik gruplar da kimliklerini kaybetmeden Osmanlı Devletinin bir parçası olarak yaşayagelmişlerdir.

Osmanlı Devleti, çoğulcu toplum modelinin en doğru örneği olmuş, içinde barındırdığı farklı unsurları eritmeye ya da yok etmeye çalışmamış, hatta tercihi, kendi kültürlerin muhafaza edilmesi yönünde olmuştur.1 Böyle bir sosyo-kültürel yapı içindeki Osmanlı yönetiminin teb’asıyla ve özellikle Gayrimüslimlerle olan ilişkilerin incelenmesi şüphesiz önemli bir konudur. Buna rağmen yakın zamana kadar Osmanlı toplumunun bir parçası olan Gayrimüslimler hakkında fikir verebilecek çalışmaların varlığı oldukça kısıtlıdır. Bu konu üzerinde yapılan çalışmalar genellikle yakın tarihimizde Ermeni ve Rum milletleri ile Türkiye arasında yaşanan birtakım siyasî sorunlar nedeniyle araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Bu doğrultuda sorunların araştırılması gayesiyle sözü edilen milletlerin kökeni ve Osmanlı Devleti içindeki durumları irdelenmeye başlanmıştır.2 Yapılan çalışmalarda en çok üzerinde durulan konular Müslüman olmayanların Osmanlı

1 Bilal Eryılmaz, Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, İstanbul 1996, s.17; İlber Ortaylı, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Millet Sistemi”, Türkler, X, Ankara 2002, s.216-220; Ziya Kazıcı, “Osmanlılarda Hoşgörü”, Türkler, X, Ankara 2002, s.221-232; Yavuz Ercan, “Osmanlı Devleti’nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, s.197-207; Gülnihal Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumu: 1839-1914, Ankara 1989, s.7-14 2 Ercan, “Millet Sistemi”, s.197

Page 12: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

2

Devleti içindeki sosyal, ekonomik, kültürel, dini hakları ve Osmanlı’nın onlara karşı olan tutumları ve muameleleridir.

Konuyla ilgili araştırmacıların başında Bilal Eryılmaz, Yavuz Ercan ve Gülnihal Bozkurt gelmektedir. Bu araştırmacıların eserleri Osmanlı yönetimindeki Gayrimüslimlerin genel durumunu ve devletin Gayrimüslimlere karşı belirlediği siyaseti ve bakış açısını ihtiva etmektedir. Bilal Eryılmaz, ilgili kitabında bu konuya ilişkin yeterli bilgiler vermiş, Yavuz Ercan da bir bakıma bu bilgileri arşiv malzemesiyle desteklemiş, Gülnihal Bozkurt da Alman ve İngiliz kaynaklarına dayanarak konuya yaklaşmıştır. Bu kaynakların dışında konuyla ilgili çeşitli makale ve tezler de mevcuttur. Tezlere baktığımızda, yapılan çalışmaların bir kısmının sadece genel yargılara dayalı olduğunu, bu yargıları destekleyecek nitelikteki birincil elden kaynaklara yer vermediğini görüyoruz. Birincil kaynaklara dayalı çalışmalarda ise sadece metnin çevirileri kullanılmış fakat bu belgeler üzerinden yeterli bir değerlendirmeye ya da sonuca varılmamıştır. Bununla beraber konuyla ilgili son dönemde yazılmış birkaç makalenin örnek teşkil edebileceğini düşünüyoruz.3

“Şer’iyye Sicillerine Göre Tanzimat Öncesinde Sivas’ta Gayrimüslimler” adlı bu çalışmamızda Osmanlı Gayrimüslimleri konusunu şehir ekseninde, Osmanlı tarihinin ana kaynağı durumunda bulunan şer’iyye sicillerini kullanarak özelden genele doğru ele almaya çalıştık. Şer’iyye sicillerinin yanında, Ömer Demirel’in Osmanlı Dönemi Sivas Şehri ve Esnaf Teşkilatı, Sivas Şehir Hayatında Vakıfların rolü ve Osmanlı Döneminde Sivas Şehri – Makaleler isimli kitapları şehir hakkında son derece yeterli bilgi vermesi bakımından ilk ve sürekli başvuru kaynağımız oldu. Bunun yanında Rıdvan Nafiz ve İsmail Hakkı’nın Sivas Şehri, Ahmet Gökbel’in İnanç Tarihi Açısından Sivas, Adnan Mahiroğlulları’nın Seyyahların Gözüyle Sivas, Arman Çuhacıyan’ın Uluslararası Üne Sahip Sivaslı Aziz Vlas ve Kevork Pamukciyan’ın Ermeni Harfli Türkçe Metinler isimli kitapları bazı noktalarda ciddi anlamda faydalandığımız kaynaklardı. 3 Örneğin; Abdullah Saydam, “Trabzon’da Cemaatler Arası İlişkiler ve Din Değiştirme Olayları / 1794–1850”, “Trabzon Şer’iyye Sicillerindeki Fermanlar Işığında Katolik Ermeniler ve Mezhep Değiştirme Yasağı”; Ömer Demirel, “Sosyo-Ekonomik Açıdan Sivas Ermenileri”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri, Sivas 2006

Page 13: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

3

Çalışmamızın amacı, devletin Gayrimüslim teb’a için belirlediği kuralların, Anadolu’nun bir kentinde ne şekilde ve ne kadar uygulama alanı bulduğunu gözlemlemektir. Bu noktada Müslim-Gayrimüslim ilişkilerinin niteliği de önemli ölçüde belirecektir. Özellikle Şer’iyye sicillerinin temel alınmasının nedeni ise bu tür belgelerin sosyal, ekonomik, dinî, ailevî ve sair hayatı örnekleyebilecek çok çeşitli bilgiler içermesi ve bilgilerin gerçeği yansıtmasıdır. Nitekim sosyal ve kültürel hayata ilişkin daha detaylı bilgi edinebileceğimiz ikinci bir kaynak da bulunmamaktadır. Zaman olarak XIX. yüzyılın tercih etmemizin sebebi; XIX. yüzyılın ikinci yarısıyla beraber Osmanlı Devleti ile Osmanlı Gayrimüslimleri arasındaki, yüzyıllardır sorunsuz süren ilişkilerin, dış kaynaklı etkenler sebebiyle bozulmaya başlamasıdır. Bizim ele aldığımız dönem ise, bu gerginliklerin hemen öncesi, yani yüzyılın ilk yarısıdır. Kısaca, XIX. yüzyıl, Osmanlı Gayrimüslimleri için bir dönüm noktası ve geçiş süreci olmuştur. XIX. yüzyıl, bu konuyu, öncesi, meydana gelen değişimler ve sonrasıyla en iyi şekilde tahlil edebileceğimiz dönemdir. Ayrıca çalışmamızda özel olarak Sivas şehrinin seçilmesinin sebebi ise payitahttan uzak olması ve yoğun bir Gayrimüslim nüfusa sahip olduğunun tespit edilmesidir. Bu bağlamda ana kaynak olan şer’iyye sicilleri vasıtasıyla, sorunların eşiğindeki bir dönem ele alınmak kaydıyla Sivas Gayrimüslimlerinin çeşitli yönleri irdelenerek genel bir yargıya ulaşılmak hedeflenmiştir.

Tez çalışmamız için, 1800–1840 yılları arasında Sivas kadı sicillerine yansımış kayıtları konu doğrultusunda taradık ve toplam 11 defterden faydalandık. Bunun yanında Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden kısıtlı da olsa elde ettiğimiz Tahrir ve Kilise defterleri kayıtlarından da faydalanmaya çalıştık. İncelenen belgelerde ağırlıklı olarak tereke kaydı, borç-alacak, mülk satışı, veraset, kilise tamiri, nikâh feshi gibi konular tespit ettik.

Defterlerde Gayrimüslim reayayı ifade etmek için erkeklerde zimmî, kadınlarda zımmiye ve nasraniye kelimeleri kullanılmıştır. Osmanlı Devleti, her ne kadar bünyesinde bulundurduğu etnik gruplara hoşgörülü bir tutum içinde olmuşsa da sicil kayıtlarında, Gayrimüslimlerin, Gayrimüslim olduklarını belirten kavramların özellikle kullanıldığını görülmüştür. Bu ünvanlardan hâlik (helâk olan), mürd (gebermek), lâşe (leş), nâpaki (temiz olmayan), mesfur, veled kelimelerinin

Page 14: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

4

anlamlarından da anlaşılacağı üzere devletin, Gayrimüslimlere, ikincil unsur olduklarını unutturmadığı açıktır.

Özetle, XIX. yüzyıl başlarında, dünyada değişen şartlar içinde ve yayılan yeni fikirlerin etkisinde, Osmanlı toplum yapısı içindeki Gayrimüslimlerin nüfus potansiyellerinin, yaşam standartlarının, sahip oldukları hakların, devletle ve Müslüman teb’ayla olan ilişkilerinin, sosyal, siyasî, ekonomik, kültürel ve dinî yaşamlarının, şer’iyye sicilleri ve diğer arşiv kaynakları temel alınarak dönem içinde Gayrimüslim nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerden biri olan Sivas şehri örneğiyle değerlendirilmesi, çalışmamızın konusunu ve kapsamını oluşturmaktadır. Konuya ilişkin yeni ve farklı tespitler yapabilmek, bu noktada sosyal tarih çalışmalarına katkıda bulunabilmek ve bundan sonra yapılacak çalışmalara ışık tutabilmek, çalışmamızın hedefi olmuştur. Çalışmamızın amacına ulaşacağına inanıyoruz.

B. İSLAM HUKUKUNDA GAYRİMÜSLİMLER

Müslümanlarla Gayrimüslimler arasındaki hukukî münasebetlerin başlangıcı 622 yılında Hz. Muhammed’in Medine’ye göç etmesi ve böylece buradaki Yahudi topluluğu ile temasa geçilmesi ile başlar. Bu andan itibaren başlayan süreçte İslam hukuku, insanları genelde Müslim ve Gayrimüslim olmak üzere ikiye ayırır.4

İslam’ın, dolayısıyla İslam hukukunun esasını oluşturan Kur’an-ı Kerim’in “İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla mücadeleni en güzel yol hangisiyse onunla yap” (Nahl 125), “Dinde zorlama yoktur” (Bakara 253), ve “Rabbin isteseydi yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O halde sen mi insanları inanmaları için zorlayacaksın” (Yunus 99) ayetleri, İslam’ın ve Müslümanların başka din, sistem ve anlayışlara sahip olan insanlara karşı tutumlarının nasıl olması gerektiğini göstermektedir. Yine Hz. Peygamber’in ölüm döşeğinde söylediği “Benim Gayrimüslimlere verdiğim emana (himayeye) ihtimamla

4 Önder Kaya, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, İstanbul 2004, s.13

Page 15: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

5

riayet edin” sözleri de İslam Peygamberi’nin bu konudaki hassasiyetini göstermektedir.5

İslam hukukuna göre Müslüman olmadığı halde, İslam topraklarında dinlerinin gereğini yerine getirerek, devletin güvencesi altında hayatlarını serbest bir şekilde devam ettiren kişiler “zimmî” diye isimlendirilmiştir. Zimmet kavramı ahid, teminat ve güvenlik anlamına gelmektedir. “Zimmet ehli” ifadesi, Gayrimüslimlerin, İslam Devletinin himayesinde güvenlik içinde yaşamalarını sağlayan anlaşmaya sahip olduklarını ifade eder. Yalnız bir Gayrimüslimin zimmet ehli olarak kabul edilmesi için onun ehl-i kitab olması şarttır. Bu anlaşmaya göre zimmîler, bazı siyasî haklar ve inançla ilgili farklı uygulamalar dışında kalan medeni haklar ve kamu hakları alanlarında Müslümanlarla eşittirler.6 Zimmet anlaşması ile zimmîler, can, mal ve namus dokunulmazlığı, vicdan ve ibadet hürriyeti ve İslam ülkesinde oturma hakkı kazanırlar. Düşmana karşı ve her tür tehlikeye karşı onları artık İslam Halifesi koruyacaktır. İcap ederse onların güvenliği için savaşa dahi gidecektir. Bu hakların karşılığında zimmî, Müslüman idareye bağlılık ve sadakat göstermek ve cizye7 ödemekle yükümlüdür.8.

Zimmet hukukuna göre Gayrimüslimlerin yaşayışlarını belirleyen bazı hak, kural ve sınırlamaları kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür:

Zimmîler, özel hukuk alanında, kendi aralarında mensubu bulundukları din ve toplulukların sosyal hayata ait kurallarına, kamu hukuku alanında ise İslam hukukunun Müslüman olmayanlara ilişkin kurallarına tabidirler.9

5 Kazıcı, “Osmanlılarda Hoşgörü”, s.221; Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.21-23 6 Ufuk Gülsoy, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, İstanbul 2000, s.13 7 Cizye, Gayrimüslim halk içinde belli şartları taşıyan kimselerden, kişi başına alınan vergi idi. Şartlar ise, belli bir yaşta olmak (14-75), hasta, sakat ve işsiz olmamak, ehl-i zimmet olmaktı. Bkz. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler, Ankara 2001, s.251 8 Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşları, s.8; Cevdet Küçük, “Osmanlı Devleti’nde Millet Sistemi”, Osmanlı, C.IV, s.208; Gülsoy, Askerlik Serüveni, s.13 9 Kaya, Azınlıklar, s.15

Page 16: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

6

Zimmîlerin kamu hizmetinde çalıştırmalarında bir sakınca yoktur. Devlet başkanlığı, ordu komutanlığı ve hâkimlik gibi doğrudan doğruya egemenlikle ilgili üst düzeydeki görevler hariç, Gayrimüslimler herhangi bir idari göreve tayin edilebilir ve kendilerine Müslüman memurların maaşlarına eşdeğer ücret ödenir. Bakan olarak atanmaları da meşru görülürdü.

Gayrimüslimlerin çalışma, diledikleri yerde ikamet etme, seyahat etme ve toplanma hürriyetleri vardır. İnanç, ibadet ve öğrenim hürriyetlerine dokunulmaz. Her türlü sosyal ilişkilerde ayrım gözetilmez. Bununla beraber özel hukuk alanında Gayrimüslim topluluklara bazı kısıtlayıcı müeyyideler getirildiği de görülmektedir. Örneğin; Müslüman kadınların zimmî erkeklerle evlenememesi, zimmîlerin ata binememesi, evlerinin Müslüman evlerinden yüksek olmaması, Müslüman ve Gayrimüslimlerin giyim kuşamda birbirlerine benzememesi, Ramazanda göstererek yiyip içmemeleri, Müslüman mabetleri etrafında yerleşmemeleri, haç ve domuz göstermemeleri, Müslümanlarla şarap ticareti yapmamaları, umuma açık yerlerde şarap içmemeleri, çan çalmamaları gibi. Bütün bu tavırlar ve kurallar çerçevesinde, Gayrimüslimlerin kişisel haklarının korunması hususunda İslam, mümkün olduğu kadar titiz davranmıştır diyebiliriz.10

Osmanlı’da da İslam hukukunun esasları birtakım değişikliklerle beraber büyük ölçüde benimsenmiş olmasına rağmen pratikte tam manasıyla uygulama alanı bulması söz konusu olmamıştır. Buna ilişkin örnekleri çalışmamızın değerlendirme kısmında göreceğiz.

C. OSMANLI DEVLETİ’NDE GAYRİMÜSLİMLERİN DURUMU

Osmanlı Devleti’nin Gayrimüslim topluluklara karşı politikasını ve onlara tanıdığı statüyü iyi değerlendirmek için, devletin kuruluş öncesi şartlarını dikkate almak gerekir.11

10 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.173-178 11 Eryılmaz, “Osmanlı Devleti’nde Farklılıklara ve Hoşgörüye Kavramsal Bir Yaklaşım”,Osmanlı, C.IV, s.240

Page 17: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

7

Selçuklu Türkleri, Anadolu’yu kendilerine yurt edinmek maksadıyla bölgeye akınlar düzenledikleri andan itibaren Anadolu’da yaşamakta olan Ermeni azınlık tarafından olumlu karşılanmışlardı. Ortodoks Bizans ve Gregoryen Ermeniler arasındaki gerginlik ve Bizans’ın saldırgan tavırları, Ermenilerin Türk akınlarına bir ölçüde destek olması sonucunu doğurmuştur. Selçuklu da bu durumu iyi değerlendirmiş ve Ermenilerle olan ilişkilerini her fırsatta geliştirmek istemiştir. Kilise yapımına izin vermesi, çan çalma yasağını dikkate almaması, Hıristiyan kadınlarla evlenmenin yaygınlaştırılması, Ermenilerin önemli devlet görevlerine getirilmeleri gibi yaklaşımlar Türklerle Ermenilerin yakın ilişkiler kurmasını sağlarken birlikte yaşama becerilerini de geliştirmiştir.12

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında da iyi ilişkiler devam etmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması ve bölgedeki Moğol hâkimiyetinin zayıflaması sonucunda Beylikler Dönemi başlamıştır. Bu dönemde de Gayrimüslimler için farklı ve olumsuz bir durumun meydana geldiği söylenemez. Başlangıçta Anadolu beyliklerinden biri olan Osmanlı beyliğinde de bu durum farklı değildir. Zira Osmanlıların mensubu bulunduğu din, onların başka türlü hareket etmelerine mânidir.13

Osmanlı İmparatorluğunda kuruluştan itibaren uzun yıllar Müslüman-Gayrimüslim ilişkileri uyumluluğunu korumuş, ancak ilk dönemlerde devlet ile Gayrimüslim reaya arasındaki ilişkiler hukukî bir zemine oturtulamamıştır. Orhan Bey’in, Ermenileri himaye altına almasına ve beyliğin başkenti Bursa’da bulunan Ermeni kilisesi ve patrikliğini resmen tanımış olmasına rağmen bu konudaki ilk hukukî düzenlemeler Fatih zamanında yapılacaktır. İstanbul’un fethinden hemen sonra “millet sistemi” genel çizgileriyle doğmuş, II. Mehmed, Rum, Yahudi ve Ermenilere, yani imparatorluğun dini anlamda tanımlanmış topluluklarına (ehl-i kitap), sırasıyla o zaman hüküm süren Yunan Ortodoks kilisesinin patriği Gennadios 12 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.26; Ercan, Gayrimüslimler, s.24; Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.182; Ahmet Hikmet Eroğlu, Osmanlı Devletinde Yahudiler (19.yüzyıl sonuna kadar), Ankara 1997, s. 3 13 Kaya, Azınlıklar, s.23-25; Kazıcı, “Osmanlılarda Hoşgörü”, s.224; Eryılmaz, “Kavramsal Bir Yaklaşım”, 240

Page 18: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

8

Scholarias, başhaham Moses Capsali ve Ermeni kilisesinin piskoposu Joachim vasıtasıyla özerklik bahşetmiştir. Nitekim Fatih’in siyaseti ve hedefi, din, dil, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün teb’asının sevgi ve teveccühünü kazanmak olmuştur. Bu bağlamda Osmanlı Devletinin zimmîlerle ilgili getirdiği en önemli yenilik “millet sistemi” denilen yapı içinde Gayrimüslim teb’aya özel bir konum sağlamış ve adeta bu gurupları her birini kendi içinde ve devlete bağlı biçimde örgütlemiş olmasıdır.14 Millet sistemi ifadesindeki “millet” kavramı, etnik, ırkî bir farklılığı değil, dini bir aidiyeti ifade etmektedir. Millet sistemi, esas itibariyle İslam’daki zimmî hukukuna dayanmaktaydı.15 Zimmîler, özel idari-mali düzenlemelerle idare edilirdi. Ruhani sınıfları ve yöneticileri belliydi, inançları açıktı ve sadece dinî değil dünyevî işleri de ruhani liderlerine bırakılmıştı.16 Her milletin başında, o cemaatin seçtiği ve Osmanlı devletinin bir beratla onayladığı bir dinî lider bulunmaktaydı. Dini liderler, cemaatleriyle ilgili bütün işlerden dolayı hükümete karşı sorumlu sayılmışlar, devletle cemaatleri arasında aracı ve temsilci görevini yürütmüşlerdi. Her cemaat belli bir hiyerarşi içinde en küçük yerleşim birimine kadar örgütlenmişti. Her millet eğitim, din, toplumsal güvenlik gibi görevleri yerine getirmek için kendi kurumlarını yaratıp idare etmişlerdi.17

İslâm anlayışında din, kişilerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarını da içerdiğinden, Gayrimüslimlere bu konuda bir yaptırım uygulanmamıştır. Bunun sonucu olarak özellikle dini kuralların yakın etkisi altında bulunan kişi, aile ve miras hukuku alanlarında Gayrimüslimler, kendi hukuk kurallarını yine kendi mahkemelerince uygulama imkânı bulmuşlardır. Öte yandan

14 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.175; Ortaylı, “Millet Sistemi”, s.216; 15 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.173-176 16 Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğu’nda İktisadi ve Sosyal Değişim-Makaleler I, Ankara 2004, s.339 17 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.186; Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.44; Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşları, s.17

Page 19: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

9

Gayrimüslimler dilerlerse Şer’iyye mahkemelerine başvurma hakkına da sahiptirler ki bu durumda kendilerine İslâm hukuku hükümleri uygulanır.18

Millet sistemi içinde zimmîler geniş bir din ve vicdan hürriyetine sahiptirler. İslâm hukukunun Gayrimüslimlere tanıdığı ve Osmanlı Devleti’nin de kabul edip uyguladığı din ve vicdan hürriyeti; inanç hürriyetini, dini ayin ve ibadet hürriyetini, öğretim ve eğitim hürriyetini, hukukî ve kazai muhtariyeti kapsamaktadır.19

Usul hukuku açısından baktığımızda zimmîlerin kendi aralarındaki davalarını cemaat mahkemelerine götürme haklarının bulunduğunu biliyoruz. Ancak taraflardan biri Müslümansa davaya mutlaka şer’iyye mahkemesinde bakılır ve şer’i hükümler uygulanırdı. Böyle bir durumda cemaat mahkemesine gitmek söz konusu değildi. Zimmîler şer’iyye mahkemelerindeki davalarda davacı ve davalı olabilmekteydiler. Ayrıca herhangi bir sınırlama olmadan Divan-ı Hümayun’a başvurabilirlerdi. Usul hukuku açısından Gayrimüslimlere getirilen en önemli kısıtlama Müslümanlara karşı Gayrimüslimlerin şahitliğinin kabul edilmemesi idi. Eğer bir davada taraflardan biri Müslümansa şahitlerin de Müslüman olması gerekirdi. İki taraf da zimmî ise şahitlikte bir problem yoktu.20

Borçlar hukuku ve ticaret hukuku alanlarında, zimmîlerin kendi aralarında yaptıkları sözleşmelerde İslam hukuku kurallarına bağlı olma zorunluluğu yoktu. Mesela içki ve domuz alışverişi yapabilirler, bu malları hibe edebilirlerdi. Fakat bu tip malların ticaretini Müslümanlarla yapmaları kesinlikle yasaktı.21

18 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.178; Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.44; Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşları, s.17; Ercan, Gayrimüslimler, s.244; Ortaylı, “Millet Sistemi”, s.217 19 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.178; Nuri Adıyeke, “Islahat Fermanı Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda Millet Sistemi ve Gayrimüslimlerin Yaşantılarına Dair”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 255-261; Eryılmaz, a.g.e., s.44; Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşları, s.17; Küçük, “Millet Sistemi”, s.209 20 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.181 21 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.181,182,186

Page 20: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

10

Ceza hukukunda, Müslümanlarla zimmîler arasında fark gözetilmez, aynı suç aynı cezayla karşılanırdı. Örneğin, kısas ve diyet gibi cezalar her durumda iki taraf için de geçerliydi.22

Vergilendirme konusunda bilindiği üzere zimmîlerden hukukî ve toplumsal statülerini belirleyen ve Müslüman reayadan toplanmayan iki ayrı vergi alınırdı ki bunlar, haraç ve cizye idi. Buna mukabil askerlik hizmetinden ve kamu görevlerinden muaf tutulurlardı. Zimmîler, Müslüman reayanın ödediği diğer vergileri ödemekle de yükümlü idiler. Dini niteliği bulunan zekât yerine de bir tür gelir vergisi ödemekteydiler.23

Kamu hizmetlerinde görev alma açısından konuya yaklaştığımız zaman, yukarıda da belirttiğimiz gibi, zimmîler cizye vergisi ödemek suretiyle askerlik hizmetinden muaf tutulmuşlardır. Bununla birlikte XIV. ve XV. Yüzyıllarda Osmanlı Devletinde Hıristiyan tımarlı sipahilerin bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca zimmîler doğrudan askere alınmasalar bile askeri inzibat görevi yapan voynuk, martolos, eflak, derbentçi gibi zimmî guruplar olduğu, donanmada kürekçilik yaptıkları, baruthanenin korunmasının zimmî ailelere verildiği de malumdur. Özellikle Ermeniler ve Fenerli Rumlar resmi ya da yarı resmi pozisyonlarda devlete hizmet vermişlerdir. Ermeni Amire sınıfı, darphane ve baruthane sorumluluğunu taşırken, Fenerli Rumlar, Divan-ı Hümayun tercümanlığı yaparak dış politikaya etki edebilmişlerdir. Bu durum, devletle Gayrimüslimler arasında herhangi bir güven probleminin olmadığını göstermektedir.24

Son olarak, sistem içinde Gayrimüslimlere ikametgâh, giyim, binit ve silah taşıma konusunda getirilen kısıtlamalara göz atalım. Zimmîler esas itibariyle seyahat ve ikâmet hürriyetine sahip olmakla birlikte Hicaz (Mekke, Medine ve civarı) bölgesinde ikâmetleri yasaktı. Bunun dışında bir kısıtlama bulunmamaktadır.

22 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.182 23 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.186; Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.51; Ercan, Gayrimüslimler, s.251-272; Ahmet Turan Alkan, “Sivaslı Ermenilere Dair”, Revak 98, Sivas 1998, s.7 24 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.186; Ercan, Gayrimüslimler, s.283-286

Page 21: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

11

Zimmîlerin evlerinin Müslümanlarınkinden yükseklik ve renk olarak farklı olması gerektiğine dair birtakım kurallar ve fermanlar mevcuttu. Bu fermanlardan III. Selim’in fermanı dikkate değerdir. III. Selim zimmîlerin evlerinin siyaha boyanmasını, Müslümanlarınsa evlerini siyaha boyamamalarını böylece zimmîlerin evlerinin ayırt edilmesini istemiştir. Hatt–ı Hümayuna göre bu evlerin Müslümanların evlerine bakan pencereleri de olmayacaktır.

Zimmîlerin kıyafetleri açısından Osmanlı toplumunda İslâm hukukuna uygun olarak çeşitli kısıtlamalar getirilmiştir. Bu düzenlemelerle zimmîlerle Müslümanların birbirlerine benzemesi önlenmek istenmiştir. Buna göre Müslümanların kavuk ve ayakkabıları sarı, Ermenilerin şapka ve ayakkabıları kırmızı, Rumların siyah, Yahudilerin ise mavidir. Ubicini de zimmî kadınların feracelerinin kahverengi, gri gibi koyu renk kumaştan olduğunu, Müslüman kadınlar sarı pabuçlar giyerken, Ermeni ve Yahudi kadınların siyah ve kahverengi pabuçlar giydiğinden bahsetmektedir. 1630 tarihli bir fermanla da zimmî kadınların ferace ve yaşmak takmaları yasaklanmıştır. Hamamda bile Müslümanlarla zimmîleri ayırt edebilmek için zimmîler farklı havlu almış ve takunya giymemişlerdir.

Zimmîlerin zaruret olmadıkça bineğe binmekten men olunmaları gerektiği, zaruretten dolayı hayvana bindiklerinde de Müslümanların toplantı yerlerine uğradıklarında derhal inmeleri gerektiğinden söz edilmektedir. Ayrıca zimmîlerin silah taşıması ve evlerinde silah bulundurmaları da yasaktır.

Saydığımız bütün bu sınırlamalar daha çok simgesel nitelikte olup, kendilerine teklif edildiği halde hak dinini kabul etmeyen zimmîlerin, Müslüman bir devletteki ikincil nitelikteki konumlarını vurgulamak üzere getirilmiş sınırlamalardır.25 Ayrıca biz de, incelediğimiz belgelerde, bu kısıtlamaların uygulanırlığı ile alakalı herhangi bir kayda rastlamadık. Bu durum da, bu sınırlamaların sembolik olduğu yönündeki görüşü desteklemektedir.

25 Eryılmaz, Gayrimüslimler, s.54-56; Ercan, “Osmanlı İmparatorluğunda Gayrimüslimlerin Giyim, Mesken ve Davranış Hukuku”, OTAM, 1-1, Ankara 1990, 117-125; Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.188

Page 22: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

12

Özetle diyebiliriz ki, bütün imparatorluk tarz-ı siyasî düzenler gibi Osmanlı gündelik hayatı da farklılıkların ahengini temin eden bir hukuk üzerine bina edilmiş ve bu hukuk zamanla görgüye, insanlık tecrübesine dönüşerek tabii ve sıradan bir ayrıntı haline gelmişti. Gayrimüslim topluluklar, vaktiyle Anadolu’nun beşeri coğrafyasını zenginleştirdi. Gayrimüslimler, sanat ve zanaatleriyle, kendilerine mahsus içtimai kurumları ile, lisanları, musikileri, gelenekleri ve hepsinden önemlisi inançları ile Osmanlı’nın Müslüman ahalisi için farklılıklara hürmet pratiği veren unsurlardı.26

D. SİVAS ŞEHRİNİN TARİHÇESİ

Sivas, tarihi dönem içinde evvela MÖ 1800–1200 yılları arasında Hititlere ev sahipliği yapmıştır. Hitit egemenliğinin azalmasının ardından Sivas’a Frigler hâkim olmuştur ve bu hâkimiyet MÖ VII. yüzyıla kadar devam etmiştir. MÖ 550 yılına geldiğimizde Sivas’ta MÖ 330’a kadar devam edecek olan Pers egemenliği başlayacaktır. Persler, bir yönetim anlayışı olarak Anadolu’yu Satraplıklara27 ayırmışlardı. Sivas, önce Daskyleion Satraplığı içinde yer almış, daha sonra satraplıklarda yapılan değişiklik sonucu güney bölgesi ve büyük bir kısmı Kappadokia, kuzey bölgesi ise Hellespontos satraplığına dâhil olmuştur. Ardından MÖ 334’ten itibaren Büyük İskender’in Anadolu’ya gelmesiyle kısa süre içinde bütün Anadolu’da yaklaşık üç asırlık Helenistik Dönem başlamıştır. Bu dönem içinde Sivas, Pontus ve Kappadokia krallıklarının egemenliğinde kalmıştır.28

Romalılardan önce Sivas’ın bulunduğu yerde Kabeira adında bir kale bulunuyordu, daha sonra da aynı isimle bir şehir meydana gelmeye başladı. VI. Mithridates buraya bir saray yaptırmış, Pompeius da Mithridates’i yenilgiye uğratıp bu bölgede Roma egemenliğini kesin bir biçimde kurmuş, bundan sonra da şehre Diopolis veya Diospolis (Tanrı Şehri) adını vermiştir. Pontos kralı Polemon’un ölümünden sonra, eşi Pythodoris, Diopolis’i onararak, şehre Sebasteia adını

26 Alkan, “Sivaslı Ermenilere Dair”, s.6-8 27 Satraplık, bir tür eyalet sistemidir. 28 Ahmet Gökbel, İnanç Tarihi Açısından Sivas, İstanbul 2004, s51–. 57

Page 23: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

13

vermiştir.29 Bu doğrultuda, Sivas’ta Roma hâkimiyetinin MÖ 65’li yıllardan itibaren yerleştiği tahmin edilmektedir. Anadolu’da Hıristiyanlığın yayılışına kadar olan bu dönem, çok tanrılı dinlerin, kültlerin kabul edildiği bir dönem olmuştur.30

M. 50’lerden sonra Romalı paganların büyük bir hızla Hıristiyanlığı kabul etmeleri sonucunda, Hıristiyanlık Anadolu’da yayılmaya başladı. Fakat Hıristiyanlık, bir süre ciddi manada baskı altında kalmıştı. Hatta 320’li yıllarda, Roma İmparatoru Licinius zamanında, Hıristiyan oldukları için Sivas’ta kırk kişi buz gibi bir göle sokularak şehit edilmiş ve bu olay çeşitli kaynaklarda Kırk Sivas Şehidi, Kırk Azizler ve Kırk Şehidler olarak geçmiştir. Yine Hıristiyanların önemli azizlerinden olan Sivaslı Aziz Vlas (280-316)da Roma’nın yaptığı katliamlar neticesinde şehit edilmiştir. Bu bakımdan Sivas, Hıristiyanlar için özel bir yere sahiptir.31

M. 313’te Konstantin’in başa geçmesiyle baskı, önemli ölçüde azalmış ve Hıristiyanlık, 380 yılında imparatorluğun resmi dinî olmuştur. Böylece Hıristiyanlığın yayılma süreci hızlanmıştır.32

Sivas, 395 yılından itibaren Bizans idaresi altına girmiştir. Bu dönem içinde VI. yüzyılın son çeyreğinden sonra, önce Bizans-Sasani, sonra da Bizans-İslam mücadelelerine sahne olmuştur.33

XI. Yüzyılın başlarında Anadolu’ya Türk akınları başlamıştır. Vaspuragan (Van) bölgesinde hükümdarlığını sürdüren Arçeroni Hanedanı hükümdarlarından sonuncusu olan Johan Senekerim M. 1021 yılında Selçuklu Türkleri tarafından sıkıştırılmaya başlanmış, bu sırada Van, Bizans imparatoru II. Basil tarafından ilhak edilmiş ve buna karşılık Ermenilere Sivas Şehri verilmiştir. Böylece Sivas ilginç bir

29 Rıdvan Nafiz, İsmail Hakkı, Sivas Şehri, Sivas 2005, s.18 30 Gökbel, Sivas, s.59 31 Arman Çuhacıyan, Uluslar arası Üne Sahip Sivaslı Aziz Vlas, İstanbul 2004; Gökbel, Sivas, s.61-64 32 Gökbel, Sivas, s.61-64 33 Gökbel, Sivas, s.64-72

Page 24: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

14

takas olayına sahne olmuştur34 ve Senekerim, hanedanı ve yaklaşık 15.000 vatandaşı ile beraber Sivas’a yerleşmek suretiyle hâkimiyetini buraya taşıdı.35

Sivas’ta, sırasıyla Senekerim, oğlu David ve onun oğulları Adom ve Abusahl hükümdarlıklarını sürdürdüler. Bu sülalenin Sivas üzerindeki hâkimiyeti 1080 yılana kadar devam etti. Böylece bu tarihlerde Sivas Ermenistan krallığının merkezi olmuştu.36 Hatta Sivas’ı da içine alan bölge, Armenia Parva (Küçük Ermenistan) ismiyle anılmıştı.37

Sivas’a yönelik Türk akınları, Ermeni takvimine göre 508, M.1059, H.452 yılında gerçekleşmiştir. Türkmenlerin Sivas’a ilk gelişleri, 4 Temmuz 1059’a rastlamış ve 8 gün süren yağmayla noktalanmıştır. Türklerin gelişini önceden haber alan Ermeni prensleri, Sivas’ın güneybatısında bulunan Kavadanek kalesine iltica etmişlerdi. Gregoryen Ermeniler üzerinde şiddetli bir politika izleyen Ortodoks Roma, şehrin surlarını yıktırmıştı. Bu bakımdan Türkler şehri zaptetmekte zorlanmadılar. Sivas’a giren Türkler, çok sayıda esir ve ganimet alarak döndüler.

Mateos, vekayinamesinde, Bizans İmparatoru Diogenes Romanos’un, 1071 yılında Selçuklu hükümdarı Alparslan’la savaşmak üzere Sivas’a geldiğinde Ermeni prensleri tarafından törenle karşılandığını, fakat imparatorun, bölgedeki Rumların şikâyet ve kışkırtmalarına kapılarak Ermenilere kızdığını ve şehri yağmalayarak halkını katlettirdiğini yazmıştır. Adom ve Abusahl’ın 1080 yılında, İmparator Nikephor tarafından öldürülmesi üzerine Sivas ve çevresi yeniden Doğu Roma Devleti’ne intikal etmiştir.38

34 Urfalı Mateos Vekayı-namesi(952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli(1136-1162), Ankara 1987, s.12; R.Nafiz, İ.Hakkı, Sivas Şehri, s.18 35 Ömer Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.182 36 R.Nafiz, İ.Hakkı, Sivas, s.19; Demirel, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri ve Esnaf Teşkilatı, Sivas 1998, s.1 37 Çuhacıyan, Aziz Vlas, s.1 38 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.2; Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.182; R.Nafiz, İ.Hakkı, Sivas Şehri, s.20; Besim Darkot, “Sivas”, İ.A., C.X

Page 25: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

15

Bizanslılar zamanında Sebasteia, bir vilayet, VIII. yüzyıldan itibaren bir tema merkezi, aynı zamanda Kapadokya’da kurulan üç metropolitlikten birinin de merkezi idi.39

Sivas’ta Türk hâkimiyeti Danişmendli Devleti ile birlikte anılmaya başlamıştır. Danişmendli Beyliği’nin merkezi olan Sivas, 1175 yılında kesin olarak Selçuklu hâkimiyetine girdi. Bu tarihlerde dünya ticaret yollarının Anadolu’da yoğunlaşması üzerine Sivas da bu ticaret yollarının kavşak noktası durumuna geldi. XII. asırda Sivas, muhtelif milletlere mensup tüccarların yerleştiği ve dünyanın her tarafına kervanlar hazırladıkları bir merkezdi.40

Selçuklular zamanında en parlak dönemini yaşayan Sivas, ilk olarak 1231–1232 yılında Çermagon Noyan kumandasındaki Moğol ordusunun yağmasıyla karşı karşıya kalmıştır. Moğollar yapılan anlaşma gereği şehri üç gün boyunca yağmalamışlardır.

XIV. asrın başından itibaren Anadolu, İlhanlılar’ın gönderdikleri valiler tarafından idare edilmeye başlamıştır. Bu valiler merkez olarak kendilerine Sivas’ı seçmişlerdi. İlhanlı hâkimiyetinin sonlarına doğru 1343’te Sivas, Emir Eratna’nın idaresinde idi. Moğol valilerinin merkezle bozuşmasından istifade eden Eratna, 1343’te bir Moğol ordusunu mağlup etmiş ve ardından sultanlığını ilan ederek 1344 yılında Orta Anadolu’ya hâkim olmuştu. Fakat Eratna Devleti uzun ömürlü olmamış, 1381 yılında, Eratna Devleti’nin veziri olan Kadı Burhaneddin, Sivas’ta tahta çıkarak kendi adıyla anılan devleti kurmuştur. Kadı Burhaneddin’in mücadelelerle geçen hükümdarlığı, yaklaşık on sekiz yıl devam etmiştir.41

Anadolu’da Timur tehlikesinin baş gösterdiği sırada, Kadı Burhaneddin, 1398’de Sivas yakınlarında Akkoyunlu Karayülük Osman Bey ile yaptığı savaşta yenilerek, önce esir düşmüş sonra da öldürülmüştür. Sivaslılar, Karayülük Osman Bey’e karşı önce Kara Tatar’dan yardım istedilerse de, onların yenilmesi üzerine 39 R.Nafiz, İ.Hakkı, Sivas Şehri, s.20 40 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.2-3; Osman Turan, Selçuklular ve İslamiyet, İstanbul 1980, s.199-200 41 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.4-6; O. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, İstanbul 1984, s.431-437, 454-493, 552-556, 624-625

Page 26: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

16

Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’e haber göndererek şehri teslim almasını istemişlerdir. Bunun üzerine Sultan Bayezid’in oğlu Süleyman Çelebi Sivas’ı teslim aldı. Fakat bu durum, Timur tehlikesini ortadan kaldırmadı. Erzincan üzerinden Sivas’a gelen Timur ordusu, Sivas’ı on sekiz gün boyunca muhasara etti. 27 Ağustos 1400 tarihinde daha fazla direnme imkânı kalmadığı için şehir Timur’a teslim edildi. Buna rağmen Timur, şehirde asker ve sivil olmak üzere binlerce insanı diri diri gömerek, atlara çiğneterek katlettirdi. 1401 yılında Yıldırım harekete geçerek Sivas’ı tekrar almıştır. Ankara bozgunundan sonra Sivas’a, bir müddet Mezid Bey hâkim olmuşsa da kısa zamanda Osmanlı kuvvetleri Sivas’ı tekrar ele geçirmişlerdir. Böylece Sivas ikinci kez Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.42

Sivas, bu dönemde de mevcut önemini korumuştur. XV. Asrın ortalarına kadar Osmanlı şehzadelerinin oturduğu sancak merkezlerinden biri olan Sivas, yüzyılın sonlarında Fatih ve Uzun Hasan’ın mücadelesine de sahne olmuştur.

XVI. Asır, Sivas bölgesi için iç karışıklıklar, isyanlar ve yağmaların yaşandığı bir dönem olmuştur. II. Bayezid döneminde başlayan bu tür hareketler, hükümdarın şehzadeleri arasındaki taht mücadeleleri sebebiyle yayılma eğilimi göstermeye başlamıştır. Mücadele sırasında meydana gelen Şah Kulu isyanı, Antalya’dan Sivas’a kadar olan bölgede büyük bir katliam ve tahribata sebep olmuştur.

XVII. yüzyılda da Sivas, benzer olaylara sahne olmuş, hemen bütün Anadolu’yu sarsan Celali İsyanları, Sivas’ı da olumsuz yönde etkilemiştir.

XVIII. ve XIX yüzyıllarda da bu tür karışıklıklar, eşkıyalık hareketleri şeklinde devam etmiştir. 43

Osmanlı ordularının doğuya yönelik seferlerinde, Sivas genellikle toplanma ya da konaklama ya da en azından uğrak yeri olmuştur.

42 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.5-6; R.Nafiz, İ.Hakkı, Sivas Şehri, s.106-112 43 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.9-14

Page 27: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

17

Özetle, ilk dönemlerde Bizans’a ve Küçük Ermenistan’a ev sahipliği yapmış olan Sivas, Ortaçağda da önemini yitirmemiş, Danişmendliler’e, Selçuklular’a, İlhanlılar zamanında Eratna ve Kadı Burhaneddin devletlerine merkez olmuş, Osmanlı idaresine geçtikten sonra da eyalet ve vilayet merkezi olarak önemini korumuştur.44 Sivas, İpek Yolu üzerinde, doğu-batı yönünde, tacirlerin geçiş yeri ve batı-doğu arasında dinlerin ve kültürlerin karşılaşma mekânı olmuştur.45 Osmanlı döneminde Sivas, Rum eyaletinin merkezi ve paşa sancağı olmanın yanında, ticaret yollarının kesiştiği bir merkez olmuş, gerek ticarî gerek askerî gerekse ilmî açıdan önemini korumuştur. Bütün bunlara rağmen, en parlak dönemini Selçuklu hâkimiyetinde yaşayan Sivas, özellikle Moğol ve Timur saldırıları sonrasında eski görkemini devam ettirememiştir.46

44 R.Nafiz, İ.Hakkı, Sivas Şehri, s.22 45 Çuhacıyan, Aziz Vlas, s. 1 46 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.11-14

Page 28: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

18

I. BÖLÜM: ŞEHİR HALKI İÇİNDE GAYRİMÜSLİMLER

A. NÜFUS VE ETNİK YAPI

3. Hıristiyan Nüfus (Ermeniler ve Rumlar)

Hıristiyanlıkla çok erken zamanda, MS I. yüzyılda tanışan Sivas, ilk kiliselerden birinin de kurulduğu yerdir. Roma hâkimiyeti sırasında Hıristiyanlara yapılan toplu katliamları gören Sivas, buna rağmen birçok piskopos yetiştirmiştir. Gerek Kırk Şehidler gerekse dünyanın pek çok yerinde bir kült olarak kabul edilen Aziz Vlas dolayısıyla Sivas, Hıristiyanlar için önemli bir şehir olmuştur.47

Bundan evvel şehir tarihçesinde de bahsettiğimiz üzere, MÖ 65’ten itibaren Sivas’ta Roma hâkimiyeti yerleşmeye başladı. Böylece şehrin nüfusu da büyük ölçüde Romalı idi.

Ermeniler ise, 1021 yılında, İmparator II. Basil’in Van (Vaspuragan) bölgesini ilhak etmesi ve burada yerleşik Ermenilere yurt edinmeleri için Sivas (Sebasteia)’ı vermesi sonucunda, Kral Johan Senekerim önderliğinde, hanedanları ve yaklaşık 15 bin kişilik nüfuslarıyla Sivas’a geldiler ve yerleştiler ve hakimiyetlerini buraya taşıdılar. Böylece Sivas Armenia Parva adıyla Gregoryen Ermenilerin merkezi oldu.48 Bu zamandan itibaren Sivas’ta Roma hâkimiyeti boyunca, Ermeniler, sürekli olarak Greklerin baskı, işkence ve katliamlarına uğramış olmalarına ve daha sonra da şehir pek çok devlet arasında ve pek çok kez el değiştirmesine rağmen, bölgede Ermeniler varlıklarını daima korudular. Rum nüfusu ise bölgede Türk hakimiyetinin sağlanmasından sonra zaman içinde giderek azaldı. Yine de az da olsa Osmanlı’nın sonuna kadar bölgede Rumlar yaşamaya devam etti.

XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yoğunlaşan Türk akınları sırasında, surları daha önce Roma tarafından yıkılmış olan Sivas, Hıristiyanlar için güvenli bir yerleşim yeri olma özelliğini kaybetmişti. Bölgede Türk hâkimiyetinin başlamasıyla, Hıristiyan nüfus önemli ölçüde azalmasına rağmen yine de azımsanamayacak kadar

47 Çuhacıyan, Aziz Vlas, s.2; Gökbel, Sivas, s.61-64 48 Ömer Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.182; Gökbel, Sivas, s.70

Page 29: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

19

çoktu. Bu dönemde Sivas’taki Hıristiyan nüfusun çoğunluğunu Ermeniler oluşturmaktaydı.49

Şehre Türklerin gelmesi ve uluslararası kervanların getirdiği ticarî canlılık, Türklerin yanında pek çok etnik ve dinî topluluğun, şehir sakinleri arasına katılmasını sağladı. Böylece Sivas XII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren farklı dil, din ve ırk mensubunu barındıran kalabalık kent olmaya başladı.

Selçuklular ve Beylikler döneminde Sivas, gerek dini gerekse etniki açıdan oldukça renkli bir sosyal yapı görünümü vermekte idi. Bu sosyal yapı içinde, Müslüman Türkler, Ermeniler, Rumlar, diğer unsurlar ve sayıları az da olsa Yahudiler mevcuttu.

Selçuklular devrinde Anadolu’nun nüfusuna dair istatistikî bilgiler verebilmemiz için ne yazık ki döneme ilişkin mevcut kaynaklar yeterli olmamaktadır. Dolayısıyla dönem içindeki nüfus yoğunluğu ve oranları hakkında kesin bilgiler vermek söz konusu olmayacaktır. XIII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Sivas’ta toplam nüfusun 40.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu nüfus yoğunluğu içinde de Müslim-Gayrimüslim nüfus oranlarının birbirine yakın olduğu da söylenebilir. Bu Gayrimüslim nüfusun da çoğunluğunu pek tabii ki Ermeniler oluşturmakta idiler.50

Osmanlı idaresindeki Gayrimüslim nüfusu hakkındaki ilk bilgiler, 1454’ten itibaren sık sık yazılmış olan Tahrir defterlerinden (nüfus ve vergi kaydı) öğrenilmektedir. Bu sayımlardan ilki olan 1454 tahririnde şehirde toplam 567 hane (yaklaşık 3000 kişi) kayıtlı olup bu sayının yarıdan fazlasını Gayrimüslimlerin, Gayrimüslimlerin de büyük kısmını Ermenilerin oluşturduğu anlaşılmaktadır.51 1553 yılına ait Tapu Tahrir defterindeki kayıtlara göre Sivas’ta mevcut Gayrimüslim nüfusta hızla artış olduğu gözlemlenmiştir. Bu kayıtlara göre, 11.651 Müslim, 13.663 49 Gökbel, Sivas, s.76 50 Gökbel, Sivas, s.77-78; Mehmet Ersan, “Bizans İmparatorluğu’nun İskan Politikası ve Sivas’ta Ermeni Varlığı”, Selçuklular Döneminde Sivas-Sempozyum Bildirileri (29 Eylül-1 Ekim 2005), Sivas 2006, s.377 51 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.183

Page 30: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

20

Gayrimüslim nüfus yaşamaktadır.52 Bu tarihe kadar Müslim ve Gayrimüslim nüfus arasındaki denge Gayrimüslim nüfus lehinedir. Bu tarihlerden itibaren ise şehirdeki nüfus dengesinin Müslim nüfus lehine değişmeye başladığı görülmektedir.53 1574 tahririnde ise toplam nüfusları 2085 hanedir, yani yaklaşık 10.500 kişi. XVII. yüzyılın başlarında Celali İsyanların meydana getirdiği tahribatı gören Polonyalı Simon, seyahatnamesinde, Anadolu’da gördüğü şehir ve kasabalarda yaşayan Ermeni ve Rum nüfusuna dair sayısal bilgiler vermiştir. Simon’a göre, Sivas’ta Ermeni nüfusu 2000 hane iken, Celali İsyanları sonrasında XVII. yüzyıl başlarında bu sayı 600 haneye düşmüştür. Rum nüfusu ise 9–10 haneyi geçmez.54

Bizim incelediğimiz dönem olan XIX. yüzyılın ilk yarısına geldiğimizde ilk dikkatimizi çeken şehrin nüfusu hakkında bilgi veren Adrien Dubre Seyahatnamesidir.55 Seyyaha göre Sivas’ta 16.000 civarında bir nüfus yaşamaktadır ve bu nüfus, Türkler, Ermeniler ve Rumlardan oluşmaktadır.56 1826 tarihli Victor Fontanier da Voyages en Orient isimli seyahatnamesinde Mehmet Paşa’nın avlusunda gördüğü, Müslümanlığı kabul etmiş genç Rum uşaklardan bahsetmektedir. Ayrıca Tapuda kayıtlı bulunan 40 bin nüfustan 3 bininin gayrimüslim olduğunu belirtmektedir.57 Fakat bu nüfus verisi aldatıcıdır. Şehirdeki gayrimüslim nüfus bu sayının çok üstündedir. Osmanlı istatistiklerine baktığımızda, 1831’de Osmanlı genelinde yapılan ilk nüfus sayımına göre Sivas şehir merkezinde Müslimlerin sayısı 1721 hane yani aşağı yukarı 8605 kişi ve çoğunluğu Ermeni olan Gayrimüslimlerin sayısı 1782 hane, yani yaklaşık 8910 kişidir.58 XIX. yüzyılın geneline baktığımızda ise şehir merkez nüfusunun 15.000 ile 43.000 arasında, bu nüfus içinde çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu Gayrimüslim nüfusun ise 6.000 ile 9.000 arasında

52 Ersan, “Ermeni Varlığı”, s.378 53 Galip Eken, “Tanzimat Döneminde Sivas’ın Sosyo-Ekonomik Yapısı Üzerine Bazı Bilgiler”, Revak, Sivas 1999, s.15 54 Ersan, “Ermeni Varlığı,” s.378 55 Voyages en Perse dans les Années, 1807,1808,1809 56 Adnan Mahiroğulları, Seyyahların Gözüyle Sivas, İstanbul 2001, s.51 57 Mahiroğulları, Sivas, s.59 58 Bu sayıma askeri nüfus dâhil değildir. Bu durumda gerçekte Müslim nüfusun 8600 kişiden fazladır.

Page 31: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

21

değiştiğinin belirtildiğini görmekteyiz.59 6 Mart 1834 (25 Şevval 1249) tarihli bir Şer’iyye Sicil kaydına göre Sivas’ta bulunan 59 mahallede toplam 1869 Müslim haneye karşılık 1804 Gayrimüslim hane bulunmaktadır.60 Buna göre yaklaşık 18.500 nüfusluk kentte, 9345 civarında Müslim ve 9020 civarında da gayrimüslim yaşamaktadır.61

XIX. yüzyılın sonlarına doğru geldiğimizde nüfus bilgileri ile ilgili olarak Sivas’ta çıkan ve 1882 tarihli Felek Mecmuası62 göze çarpmaktadır. Bu dergide Sivas ahalisi için “Şehr-i mezburda takriben 5 bin hane olup, 3 bini İslam ve 2 bini Hıristiyan menzilleri hisab olunur ve mezkûr 2 bin haneden, 1900’ü Lusavorçagan ve 40 kadarı Katolik ve Protestan Ermeni, 10’u Elekçi ve 50’si Rum haneleridir” demektedir.63 Bu döneme ilişkin nüfusla alakalı olarak başvurabileceğimiz diğer bir kaynak da yine bir seyahatnamedir. 1890 tarihli Vital Cuinet Seyahatnamesinde yer alan bilgilere göre Sivas merkez sancağının 547.015 kişilik nüfusunun 42.579’unu Gregorienler, 31.933’ünü Ortodokslar, 14.193’ünü Protestanlar ve 7.096’sını Katolikler oluşturmaktaydı. Bununla beraber Sivas merkez ilçe nüfusu ise 43.122’dir ve bunun 8.823’ü Gregorien, 1.529’u Ortodoks, 173’ü Katolik ve 93’ü Protestan nüfustan oluşmuştur.64

59 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.184 60 Sivas Şer’iyye Sicili, 17/8-9; Eken, “Sivas’ın Sosyo-Ekonomik Yapısı”, s.26-27 61 Nüfusa ilişkin saptamalar hane sayısının 5 ile çarpımından elde edilmektedir. 62 Felek Mecmuası, Sahibi Ohannes Balıkcıyan, Yılı 1882, Matbaası Cancik Aramyan. 63 Kevork Pamukciyan, Ermeni Harfli Türkçe Metinler, İstanbul 2002, s.44 64 Mahiroğulları, Sivas, s.133

Page 32: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

22

TABLO I SİVAS NÜFUSU

Yıl ve Kaynak Müslüman Gayrimüslim TOPLAM 1553 Tahrir Kaydı 11.651 13.663 25.314 1574 Tahrir Kaydı ? 10.500 ? 1831 Nüfus Sayımı 8.605 8.910 17.515 1834 Şer’iyye Sicili 9.345 9.020 18.365 1882 Felek Mecmuası 15.000 10.000 25.000 1890 Vital Cuinet 32.504 10.618 43.122

XX. yüzyılda kentteki Gayrimüslim nüfusa bakacak olursak, 1903 tarihli Vilayet Salnamesinde Sivas’ın toplam nüfusunun 340.584 olduğunu görürüz. Bu sayının %22’sini Gayrimüslimler, gayrimüslim nüfusun ise %90’ını Ermeniler, %7’sini Rumlar oluşturmakta idi. 1907 Vilayet Salnamesine göre Sivas genelinde 19 kilise bulunmaktaydı.65

1908 Sivas Salnamesine göre, vilayette 240 bin Müslüman, 24 bin Ermeni ve 14 bin Rum yaşamaktaydı.66

Justin McCarthy’nin verdiği 1911–1912 yıllarına ait nüfus bilgilerine göre Sivas vilayeti genelinde 1.196.300 Müslüman (%81.22), 182.912 Ermeni (%12.42), 90.419 Rum (%06.14) ve 407 Yahudi (%00.03) bulunmaktaydı.67

1914 resmi istatistiklerine göre Sivas vilayetinin genel nüfusu 939.735 ve bunun 147.099’u Ermeni idi. 1915’te I. Dünya Savaşı’nın yarattığı sıkıntılı süreç çerçevesinde yaşanan tehcir olayı neticesinde Sivas’ta yaşayan Ermeni nüfusu da oldukça ciddi bir kayıp yaşamıştır. Resmi verilere göre 9 Haziran 1915’ten 8 Şubat 1916 tarihine kadar Sivas’tan yeni yerleşim bölgelerine taşınan Ermeni nüfusu

65 Ramazan Özey, “20. Yüzyılın Başlarında Sivas’ın Tarihi Coğrafyası”, www.ramazanozey.net 66 Cevdet Akyan, www.bianet.org/2005/09/26/67761.htm 67 Justin McCarthy, Müslümanlar ve Azınlıklar, İstanbul 1998, s.112, s.47

Page 33: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

23

136.084’tür. Bununla beraber Sivas’ta kalan Ermeni nüfusu ise 6.055’dir.68 Ancak bu tarihten sonra da göçlerin devam ettiği anlaşılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti dönemine geldiğimizde 1927 tarihli ilk nüfus sayımında Türkiye genelinde 140 bin civarında Ermeni yaşamaktaydı. Ancak 29.700 nüfuslu Sivas şehrindeki Ermeni nüfusunu kesin olarak bilemiyoruz.69 1945 tarihine geldiğimizde Sivas’ta yaşayan Ermeni nüfusu 3477 olarak kaynaklarda yer almaktadır.70 Fakat bundan sonraki döneme ilişkin Ermeni nüfusuna dair kesin bilgilere ulaşmak mümkün olmamıştır. Bu noktada 1945–2007 yılları arası Sivas’ta Ermeni nüfusuyla ilgili tahmini bilgilere yer verebileceğiz. Tehcirin ardından Sivas’tan ilk yoğun Ermeni göçü 6–7 Eylül 1955 olaylarından sonra yaşanmıştır. Buna rağmen 1960’lı yıllarda 3 bin civarında bir Ermeni nüfus halen burada yaşamakta idi. Tabii bununla beraber çeşitli sebeplere bağlı olarak göç de devam ediyordu. 1980’lere geldiğimizde Ermeni nüfusu 700–800 civarında idi. Bu tarihlerde gerek yurt dışında birtakım Ermenilerin gerçekleştirdiği Türk büyükelçilerine yönelik saldırıların ülke içinde yarattığı tedirginlik, gerekse ekonomik güçlükler sebebiyle nüfus oldukça azaldı. Ermeni nüfusu, 90’lı yıllarda 150–200 iken bugün sadece 72’dir.71

4. Yahudiler

Sivas’ta belirli dönemlerde Yahudilerin de yaşadığı belirtilmektedir. Fakat bununla beraber Yahudiler gerek Anadolu’da gerekse Sivas’ta dikkate değer bir sayıya hiçbir zaman ulaşmamışlar ve çok önemli bir etkinlikleri de olmamıştır.

Yahudilerin Sivas’a ne zaman ve ne yolla geldikleri tam olarak bilinmemekle beraber, XII. yüzyılın sonu, XIII. yüzyılın başında bölgede ticari faaliyetlerin artması ile geldikleri tahmin edilmektedir. Bu dönemde, Sivas’ta ticaret yapan bir miktar Yahudi’nin ve bunların ikamet ettiği bir Yahudi mahallesinin oluştuğu, Sivas’ta

68 BOA.DH.EUM. 2.Şb. 68/84 (Ek-XXVII) 69 McCarthy, Müslümanlar ve Azınlıklar, s.127 70 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.185 71 Minas Durmazgüler, Sivas Ermeni Cemaati Başkanı

Page 34: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

24

bulunan bu Yahudilerin başta kuyumculuk olmak üzere, önemli ticari faaliyetlerde bulundukları kaynaklarda yer almaktadır.

Selçuklu ve Beylikler döneminde Sivas’taki Yahudi varlığı, sayıları da az olsa Osmanlı zamanında da korunmuştur. XIX. yüzyılın sonunda ve XX. yüzyılın başında Sivas’taki Yahudi nüfusuna ilişkin sayısal verilere ulaşmak da mümkün olmaktadır. Bu verilere göre, Sivas’ta 1881’de 209, 1895’te 247, 1896’da 245, 1897’de 253, 1906’da 299, 1912’de 407 Yahudi nüfusu yaşamaktadır.72 Yalnız bu veriler, Sivas Vilayetinin geneline ait olduğundan, bu nüfusun Sivas şehrinde ikamet etmiyor olma ihtimalini unutmamalıdır.

B. MAHALLELER

Osmanlı şehrinde mahalle, sadece fiziki bir mekân değil, aynı zamanda birbirini tanıyan, bir ölçüde birbirinin davranışlarından sorumlu, Sosyo-kültürel, ekonomik, dinî ve hatta siyasî dayanışma içinde olan kişilerden oluşmuş bir topluluğun yaşadığı bölgedir.73

Öyle görünüyor ki Osmanlı’nın ilk dönemlerinde Müslimler ile Gayrimüslimler çoğunlukla ayrı mahallelerde oturmakta idiler. 1454 tarihli ilk kayıtlarda Sivas’ta toplam 16 mahalle kaydedilmiş, Ermeniler Palas, Meksat Keşiş, Zilkar, Bazar, Keşiş Mehtar, Nurmuş Keşiş isimli 6 mahallede yoğunlaşmıştır.74 1574 tahririne kadar bu altı mahallede sakin olan Ermenilerin nüfusları büyük bir hızla artmış, mahalle isimlerinden bazıları Kaleardı, Kepenek ve Köhne Civan olarak değişmiştir. Osmanlı merkezi otoritesinin Sivas dâhil Anadolu’nun diğer şehirlerinde de sağlanmasından sonra ayrı ayrı oturduğu gözlenen Türkler ve Ermeniler komşu olmuşlar ve aynı mahalleyi paylaşmışlardır. Özellikle Celali isyanları sırasında kırsal yöreden şehir merkezine gelen Müslim ve Gayrimüslim nüfus, yeni karma mahalleler oluşturarak birlikte yaşamaya başlamışlardır. Sivas şehrinin en kalabalık 72 Gökbel, Sivas, 78-79, 112 73 Demirel, Osmanlı Vakıf-Şehir İlişkisine Bir Örnek: Sivas Şehir Hayatında Vakıfların Rolü, Ankara 2000, s.16 74 Demirel, “Osmanlı Dönemi Sivas Şehrinde Sur, Saray, Mahalleler ve Sosyo-Kültürel Eserler”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri, Sivas 2006, s.41; Demirel, “Sivas Ermenileri”, s. 185

Page 35: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

25

Gayrimüslim mahallesi ise, bazı dönemler haricinde Bazar mahallesi75 olmuş ve mahalle bu özelliğini yaklaşık 4 asır boyunca devam ettirmiştir.76 Bununla beraber Küçük Bengiler ve Kinise mahalleleri de ağırlıklı olarak Gayrimüslim nüfusun yaşadığı mahalleler olarak görülmektedir.

1648 tarihinde Sivas’ı ziyaret etmiş olan Evliya Çelebi, Sivas’ta 40 adet mahalle bulunduğunu ve Bab-ı Kayseri Mahallesinin Ermeni mahallesi olduğunu söylemiş, ayrıca burada bulunan bir Rum mahallesinin varlığından bahsetmiş, fakat bu mahallenin adını ya da mevkiini belirtmemiştir.77

1831 tarihine geldiğimizde kayıtlara göre Ermeniler, Bazar (178 hane), Kinise (143 hane), Ece (129 hane), Üryan-ı Zimmî(119 hane), Temürcüler Ardı (110 hane), Akdeğirmen (105 hane), Küçük Bengiler(98 hane), Kösedere-i Zimmî(97 hane), Baldır Bazarı(96 hane), Örtülüpınar (87 hane), Ağca Bölge(80 hane), Bâb-ı Kayseri(79 hane), Cami-i Kebir(72 hane), Üryan-ı Müslim(64 hane), Hoca İmam(58 hane), Köhne Civan (49 hane), Sarı Şeyh(42 hane), ve Küçük Minare(23 hane) mahallelerinde yoğun olmak üzere toplam 35 mahallede ikamet etmişlerdir. Bu tarihte toplam mahalle sayısı ise 59’dur.78

Sivas mahalleleri tablosundan da anlaşılacağı üzere, Gayrimüslimlerin yoğunlaştığı mahallelerdeki Müslim-Gayrimüslim oranı genellikle dengededir. Ayrıca mülk satış kayıtlarından hareketle, mahalle içinde bir kutuplaşmanın var olmadığını, aynı mahallenin sakini olan Müslim ve Gayrimüslimlerin bitişik hatta zaman zaman ortak bahçesi veya çeşmesi olan evlerde oturduklarını ve dolayısıyla komşuluk ilişkilerinde herhangi bir sınırlamanın bulunmadığını söylemek mümkündür.

75 Bugünkü Bankalar caddesi ve Aynalı çarsı arasıdaki bölge 76 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.185 77 Evliya Çelebi Seyahatnamesi, III.C., İstanbul 1314, s.94-99 78 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.185; Demirel, “Sur, Saray, Mahalleler”, s.64-65

Page 36: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

26

TABLO II SİVAS MAHALLELERİ*

1454-55 1519-20 1528 1553-54 1574 1827 1831 Mahalleler M Z M Z M Z M Z M Z M Z M Z 1 Ulubeğ 27 - 26 - 15 - 25 - 9 - - - - - 2 Hoca İmam 35 - 36 - 15 - 54 - 60 - 13 28 13 58

3 Hacı Emir Mahmud 9 - - - - - - - - - 24 10 24 10

4 Paşabey 32 - 30 - 21 - 28 - 24 - 36 2 34 2 5 Cami 25 - 12 - 6 - 48 - 39 - 27 72 25 72 6 Tokmak 12 - 17 - 13 - 41 - 24 - 27 20 27 20 7 Hoca Hüseyin 14 - - - - - 20 - 30 - 39 24 27 19 8 Palaslu 33 - 19 - 16 - 49 - 36 - - - - - 9 Medrese 10 - 14 - 11 - 15 - 33 - 61 - 57 - 10 Şeyh Çoban 19 - 42 - 27 - 80 - 36 - 31 - 30 - 11 Palas - 67 - 195 - 150 - 233 - 412 - - - - 12 Meksat Keşiş - 43 - - - - - - - - - - - - 13 Zilkar Dülger - 20 - 169 - 200 - 184 - 226 21 - 20 - 14 Bazar - 37 - 157 - 100 - 215 - 319 2 178 2 178 15 Keşiş Mehtar - 26 - - - - - - - - - - - - 16 Nurmuş Keşiş - 39 - - - - - - - - - - - - 17 Billur - - 34 - 25 - 80 - 90 - 59 - 59 - 18 Himmet Sofu - - 29 - 18 - 41 - 29 - 30 - 29 - 19 Ganem - - 32 - 22 - 86 - 49 - 35 - 34 - 20 Emir Hacı Ali - - 26 - 17 - 48 - 20 - 14 - 14 - 21 Kara Gedik - - 11 - 9 - 114 - 32 - - - - - 22 Yenice Mescid - - 5 - 3 - - - - - - - - - 23 Köhne Civan - - - 122 - 100 - 226 - 367 4 40 4 40 24 Kepenek - - - 118 - 200 - 146 - 209 - - - - 25 Kaleardı - - - 240 - 100 - 215 - 291 50 - 50 - 26 Mescid-i Şems - - - - - - 29 - 51 - - - - - 27 Ferraş - - - - - - - - 20 - 73 - 70 -

28 Şahkulu Mescidi - - - - - - 17 - 8 - - - - -

29 Yahyabey - - - - - - 65 - 71 - 55 2 43 2 30 Hamırkesen - - - - - - 39 - 33 24 34 - 32 - 31 Hacı Zahid - - - - - - 31 - 185 - 36 16 34 16

32 Mahalle-i Cedid - - - - - - 12 - 19 - - - - -

33 Hacı Mehmed - - - - - - 46 - 74 - 54 - 52 - 34 Hoca Karaca - - - - - - 45 - 60 - - - - - 35 Ahmed Subaşı - - - - - - 55 - 34 83 - - - -

* Demirel, “Sur, Saray, Mahalleler”, 64-65

Page 37: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

27

36 Mescid-i Musa - - - - - - 18 - 48 - - - - - 37 Veled Bey - - - - - - 7 - 14 - 24 - 19 - 38 Abdulkerim - - - - - - 114 - 45 - 31 - 30 - 39 Kerim Çavuş - - - - - - - - 24 - - - - - 40 Sirkeli Mescidi - - - - - - - - 24 - - - - - 41 Alibaba - - - - - - - - 9 56 44 3 43 3

42 Zaviye-i Alibaba - - - - - - - - - - 29 - 28 -

43 Cancun - - - - - - - - - 98 - - - -

44 Mescid-i Firdevs - - - - - - - - 21 - - - - -

45 Baba Üryan - - - - - - - - 46 - - - - - 46 Sarı Şeyh - - - - - - - - X X 55 62 50 42 47 Üryan- Müslim - - - - - - - - - - 35 64 32 64 48 Üryan-ı Zimmî - - - - - - - - - - 54 119 48 119

49 Kösedere-i Müslim - - - - - - - - - - 49 2 48 2

50 Kösedere-i Zimmî - - - - - - - - - - 27 97 27 97

51 Akdeğirmen - - - - - - - - - - 51 105 49 105 52 Osman Paşa - - - - - - - - - - 18 15 17 15 53 Kinise - - - - - - - - - - 10 143 7 143 54 Kurt Mescidi - - - - - - - - - - 5 2 3 2 55 Ağca Bölge - - - - - - - - - - 33 80 31 80 56 Çavuşbaşı - - - - - - - - - - 60 - 58 - 57 Ece - - - - - - - - - - 136 129 108 129 58 Örtülüpınar - - - - - - - - - - 22 79 15 87 59 Baldır Bazarı - - - - - - - - - - 6 96 6 96

60 Küçük Bengiler - - - - - - - - - - 7 98 3 98

61 Kale-Atik - - - - - - - - - - 32 - 20 62 Kale-i Cedid - - - - - - - - - - 16 4 4

63 Abdulvahab Gazi - - - - - - - - - - 8 - 5

64 Kılağuz - - - - - - - - - - 31 - 30 - 65 Hacı Veli - - - - - - - - - - 28 3 27 - 66 Kabala - - - - - - - - - - 35 - 33 - 67 Gökçebostan - - - - - - - - - - 28 3 28 3 68 Bahtiyarbostanı - - - - - - - - - - 42 5 41 5 69 Oğlan Çavuş - - - - - - - - - - 47 7 25 7 70 Hamamardı - - - - - - - - - - 24 22 24 7 71 Küçük Minare - - - - - - - - - - 92 23 87 23 72 Temürcülerardı - - - - - - - - - - 26 110 26 110 73 Kırcuk - - - - - - - - - - 9 20 9 20 74 Ferhatbaostanı - - - - - - - - - - 20 18 21 18 75 Keçibula - - - - - - - - - - 27 11 25 11

Page 38: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

28

76 İmaret - - - - - - - - - - 41 - 40 - 77 Bab-ı Kayseri - - - - - - - - - - 89 79 89 79 78 Gök Hüsam - - - - - - - - - - 14 - 14 - 79 Hoca Hüsam - - - - - - - - - - 12 - 11 -

80 Cemaat-i Gariban - 119 - - - - - - - - - - - -

81 Cemaat-i Mescidi - - - - - - 3 - - - - - - -

82 Mustahfızan-ı Kal’a - - - - - - 48 - - - - - - -

83 Cemaat-i Sipahsan - - - - - - 5 - - - - - - -

TOPLAM 216 351 333 994 218 850 1119 1230 1291 2085 2042 1798 1861 1782 GENEL 567 1327 1068 2349 3376 3840 3643 MAHALLE 16 20 20 32 41 59 59

Bizim tezimizde kullandığımız sicillerden alınmış Gayrimüslimlerle alakalı toplam 148 kayıttan 16’sı Bazar, 10’u Üryan-ı Zimmî, 10’u Küçük Bengiler, 9’u Üryan-ı Müslim, 8’i Kösedere-i Zimmî, 6’sı Cami-i Kebir, 5’er tanesi Ferhatbostan, Sarı Şeyh, Temürcülerardı ve Ece, 4’er tanesi Hoca İmam, Akdeğirmen ve Baldır Bazarı, 3’er tanesi Bab-ı Kayseri, Oğlan Çavuş, Kinise ve Gayrıcık, 2’şer tanesi Osman Paşa, Şah Hüseyin ve Hacı Mahmud ve 1’er tanesi de Hamamardı, Veled Beğ, Hacı Zahid, Köhne Civan, Bahtiyarbostan, Osman Paşa, Paşa Beğ, Tokmak, Örtülüpınar ve Kösedere-i Müslim mahalleleriyle ilişkilidir.

Page 39: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

29

PLAN I: Sivas Mahalleleri (1800–1839)79

79 Demirel, Sivas Şehri, s.30, Plan VII’den uyarlanmıştır.

Page 40: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

30

1. Hoca İmam 2. Köhne Civan 3. Cami-i Kebir 4. Paşabey 5. Hoca Hüssam 6. Tokmak 7. Gök Medrese 8. Zilkar / Dülger 9. Şeyh Çoban 10. Gök Hüssam 11. Sarı Şeyh 12. Yahyabey 13. Kale-i Cedid 14. Bazar 15. Baldır Bazarı 16. Üryan-ı Müslim 17. Hamamardı 18. Örtülüpınar 19. Üryan-ı Zimmî 20. Abdulkerim 21. Veledbey 22. Osman Paşa 23. Kilise 24. Emir Hacı Ali 25. Kaleardı 26. Ganem 27. Ferraş 28. Ağcabölge 29. Billur

30. Kabala 31. İmaret 32. Temürcülerardı 33. Hoca Hüseyin 34. Kırcuk 35. Hamırkesen 36. Ferhadbostanı 37. Hacı Veli 38. Hacı Zahid 39. Himmet Sofu 40. Hacı Mehmed 41. Bahtiyarbostanı 42. Oğlan Çavuş 43. Alibaba 44. Zaviye-i Alibaba 45. Gökçebostan 46. Ece 47. Abdulvahabgazi 48. Küçük Minare 49. Küçük Bengiler 50. Kösedere-i Müslim 51. Kösedere-i Zimmî 52. Akdeğirmen 53. Kurd Mescidi 54. Bab-ı Kayseri 55. Çavuşbaşı 56. Kılavuz 57. Keçibula 58. Kale-i Atik

Page 41: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

31

II. BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE EKONOMİK HAYAT

G. TİCARÎ HAYAT

Coğrafi bakımdan, İç Anadolu’nun doğusunda bir iç şehir görüntüsünde olan Sivas, Selçuklu ve İlhanlı dönemlerinde önemli bir ticaret merkezi idi. Bu önemin başlıca sebebi, şehrin ticarî trafiğinin önemli yollar üzerinde yer almasıydı. Sivas Anadolu’yu baştanbaşa kateden doğu-batı ve kuzey-güney ticaret yollarının kavşak noktasında bulunmaktaydı. Böylece Sivas, güneyde Antalya, Şam, Halep, Mısır, kuzeyde Samsun ve Trabzon limanları aracılığı ile İstanbul ve Kırım’a, doğuda Erzurum ve Tebriz’e ve batıda İzmir ve diğer pek çok Anadolu şehrine bağlanıyordu. Üstelik İstanbul’dan İran ve Bağdat’a giden batı-doğu yönündeki tarihî menzil80 ve posta-yol ağı da Sivas’ta bulunmaktaydı. Sivas, Osmanlı menzil sistemi içerisinde bulunan en önemli kol olan Ortakolda idi. Bu yol avantajının yanı sıra, vilayet merkezi olması, Sivas’ın gerek idarî bakımdan gerekse ticarî bakımdan önemini artırmaktaydı.81

Dönem içinde Sivas ve çevresindeki ticarî faaliyet iki grup tarafından gerçekleştirilmekteydi: Sivaslı tüccarlar ve yabancı, Sivaslı olmayıp şehir dışından gelen tüccarlar. Sivas dışından gelen bu tüccarların bir kısmı kiraladıkları dükkân veya han odalarında ticaretlerini yaparken, bir kısmı da misafir olarak geliş-gidiş yaparken alış-verişlerini de yapmakta idiler. Yine bu yabancı tüccarların bir kısmı iç ve dış ticaret ağlarıyla bağlantılı olup, yabancı malları Sivas’a getirmiş ve pazarlamışlar, bir kısmı ise işlemek veya dışarıda pazarlamak üzere Sivas ve çevresinden hammadde ve mamul ürünleri satın almışlardır. Bu çok yönlü ticarî ilişki, Osmanlı ülkesinden 59 farklı merkezle ve Osmanlı dışından Asya, Avrupa ve Amerika’da olmak üzere kıtalar arası 15 farklı merkezle veya ülkeyle bağlantılı idi.

80 Tüccarların yol güvenliği ve diğer bazı ihtiyaçların karşılanması için menziller faaliyet göstermekte idi. Menzil teşkilatı için bakınız, Demirel, Sivas Şehri, s.109-110 81 Demirel, Sivas Şehri, s.108; Demirel, “Osmanlı Dönemi Sivas Menzilhanesi”; Demirel, “Sivas Esnaf ve Tüccarı”, s.168

Page 42: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

32

Sivas’ın, Sivas hariciyle kurulan ticarî bağları, yani yurtiçi ve yurtdışı ithalat ve ihracatı, Gayrimüslim (Ermeni) tüccarlar vasıtasıyla sağlanmaktaydı.82

Esnaf terekelerindeki detayları dikkate aldığımızda ürünlerin ve herhangi bir terekede rastlayabileceğimiz birtakım kişisel eşyaların isimleri, bize hangi merkezlerle ticaret yapıldığı, özellikle de şehre hangi merkezlerden ürün aktarıldığı konusunda bilgiler verebilir. Örneğin Bezzaz Toros v. Toros’un terekesinde geçen İngilizkâri şal, Tokatkâri şal, Tosyakâri şal, Selanikkâri peştamal, Merzifon tire, Antepkâri aba, Halepkâri şitari, Şamkâri şitari, Bursakâri gömlek, Amerikan bezi ve Arapgir tiresi gibi mallar, bölgedeki ticarî faaliyetlerin boyutu hakkında fikir verebilecek niteliktedir. Diğer terekelerde rastladığımız İngiliz çiti, İngilizkâri saat, Maraş yorgan yüzü, çit bürük Bursa, Diyarbekrkâri döşek, Avrupa çuha cübbe, Kütahiyye, Amasyakâri, İstanbulkâri, Üsküdarkâri gibi isim ve ifadeler de bölgede iç ve dış ticaretin yoğunluğunu ve yaygınlığını göstermesi bakımından önemlidir.83 II. Mahmud dönemine ait kapsamlı bir araştırma, bölgedeki ticarî ürün zenginliği hakkında zengin bilgiler vermektedir. Buna göre, Osmanlı ülkesi içinden Halep malları 22 çeşitle ilk sırada yer alırken, Şam malları 10, İstanbul malları 9, Tokat malları 9, Maraş ürünleri 6, Selanik ürünleri 5, Kıbrıs ve Hama malları 4’er çeşitle sıralarını almaktadırlar. Ülke dışından, İngiliz malları 15, İran (Acem) malları 13, Hint malları 11, Fransız ve Leh ürünleri 4’er, Amerikan malları ise 1 çeşitle Sivas pazarlarlarındaki yerlerini almışlardır.84

82 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.165-167; Demirel, “Sivas Esnaf ve Tüccarı”, s.169-170; Ali İhsan Bağış, Osmanlı Ticaretinde Gayrimüslimler, Ankara 1983 83 SŞS 19, s.49; 19, s.197; 14, s.70; 19, s.147; 19, s.128; 9, s.43; 19, s.224 84 Demirel, Üretim-Tüketim İlişkileri, s.165-167

Page 43: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

33

TABLO III TEREKE KAYITLARINA GÖRE TİCARET YAPILAN MERKEZLER

Ülke İçi Ülke Dışı Halep Şam İngiliz İstanbul Tokat İran (Acem) Maraş Selanik Hint Kıbrıs Hama Fransız Arapgir Bursa Leh Antep Diyarbekir Amerikan Amasya Kütahya Merzifon Tosya

H. MESLEKLER

Osmanlı toplumu, vergilerden muaf olan askerî tabir edilen, padişah beratına sahip olan beraya ve vergi mükellefi olan çiftçi, esnaf ve tüccarlardan oluşan reaya olmak üzere iki ana gruptan meydana gelir. Osmanlı’da millet teşkilatı, bir sosyal sınıflama esasına da müstenit değildi. Her millet grubu içinde Osmanlı toplumunun imtiyazlıları olabilirdi. Genellikle askerî zümre her millet grubundan kimseleri barındırırdı. Örneğin, martolos denilen Hıristiyan askerler, çeşitli dinlerden derbendçiler veya bir Rum metropolit, bir Ermeni piskopos veya bir haham ve hahambaşı tıpkı bir Müslüman müderris, mütevelli ve sair gibidir.85 Bu durumu elimizdeki belgelerle de örneklendirmemiz mümkündür. Elimizdeki 1835 tarihli bir sicil kaydı, Bartoğmiyos’un 5500 akçeyle Sivas Ermeni Murahhasası olarak atandığını bildiren fermandır.86 Sicil kayıtlarında geçen ve Edirne’den bütün illerin kadılarına, naiblerine ve cizyedarlarına gönderilmiş olan 1814 tarihli diğer bir fermanda ise, Mardıros v. İyam’ın birkaç senedir Orduy-u Hümayûn maiyetinde

85 Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile, İstanbul 2004, s.11 86 SŞS 17, 128

Page 44: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

34

olduğu ve muharebelerde sadakat göstererek emek verdiği ve bu sebeple bütün vergilerden muaf olduğu bildirilmektedir.87

Askerî sınıfın dışında reaya dediğimiz, vergi veren, angarya yükümlüsü ve silah taşıyamayan geniş zümreye Müslüman, Hıristiyan, Yahudi herkes dâhildir.88 Bu bağlamda Gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının çoğunluğu da reayadır. Sivaslı Ermeni ve Rumlar da ekseriyetle esnaf idiler.89

II. Mahmud dönemiyle ilgili yapılan bir araştırmaya göre, sicil kayıtlarında tespit edilen 915 esnaftan 507’si Müslüman, 408’i Gayrimüslimdir.90 Sivas’taki meslek gruplarını 3 kısımda değerlendirmek mümkün; tamamını Gayrimüslimlerin oluşturduğu meslekler, Müslim ve Gayrimüslimlerin paylaştığı meslekler ve sadece Müslümanların oluşturduğu meslekler.

Bu ayrıma göre şehirde bulunan Balmumcu, Basmacı, Cezveci, Çadırcı, Çizmeci, Dülger, Fişekçi, Hekim, Kalaycı, Kayakçı, Kılıççı, Kilitçi, Kuyumcu, Kireççi, Nakkaş, Odabaşı, Şevbci, Tireci (pamuktan yapılan iplik), Yemenici ve Zurnacı esnafının tamamı Gayrimüslimdir. Görüldüğü üzere Gayrimüslimlerin faaliyet gösterdiği mesleklerin hemen hepsi zanaatkârlık veya hekimlikte olduğu gibi uzun süreli eğitim gerektiren meslek kollarıdır. Bu konuda, Gayrimüslimlerin askere alınmamasının, onların mesleklerinde ustalık veya zanaatkârlık becerilerin artırdığını, ayrıca Müslümanların askeri olma, beratlı olma arzusunun da bu hususta etkili olduğu belirtilmiştir.91

Gayrimüslimler ile Müslümanlar tarafından paylaşılan meslek kollarına baktığımızda Gayrimüslimlerin çoğunlukta oldukları, Müslümanların çoğunlukta oldukları ve esnaf sayısının yakın olduğu gruplar görürüz. Attar, Bakkal, Berber, Bezirci, Bezzaz, Boyacı, Dellak-Tellak, Göncü, Haffaf, İşçi, Kasap, Kavukcu, Kürkçü, Saatçi ve Temürcü-Demircilerin çoğunu Gayrimüslimler oluştururken, 87 SŞS 10, 18 88 Ortaylı, Aile, s.11 89 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.185 90 Demirel, Esnaf Teşkilatı, s.63 91 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.186

Page 45: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

35

Arpacı, Bostancı, Çubukçu, Duhancı-Tütüncü, Eskici, Hurdacı, Kaltakçı, Katırcı, Kazaz, Mumcu, Oturakçı, Penbeci, Sarraç, Terzi, Tuzcu, Abacı, Aşçı, Kahveci, Merkepçi, Oduncu ve Tüccarların çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır. Arabacı, Bacacı, Bahçıvan, Balıkçı, Baltacı, Barutçu, Pekmezci, Börekçi, Camcı, Canbaz, Celeb, Cübbeci, Çerikçi, Çıkrıkçı, Çorapçı, Debbağ, Dellal-Tellal, Dibekçi, Ekmekçi, Hamamcı, Hancı, Hızarcı, İcarcı, Kazancı, Kelleci, Kebapçı, Kiracıbaşı, Kundakçı, Küllükçü(Höllükçü), Leblebici, Lüleci, Mataracı, Mismar(Çivici), Mutaf, Mücellid, Nalband, Paspan, Soğancı, Şerbetçi, Tüfenkçi, Yağcı, Yoğurtçu ve Zenbilcilerin tamamı Müslüman esnaflardır.92

İncelediğimiz Kadı Sicillerinde bulunan her türlü dava içerisinde, gerek dava sahipleri gerekse şahitler arasında rastladığımız kişilerin mesleklerine baktığımızda da Gayrimüslim sakinlerin Kuyumcu (13), Bezzaz (12), Kalaycı (22), Bezirci (5), Kürkçü (5), Çilingir (8), Dülger (11), Attar (7), Derzi (13), Kasab (10), Boyacı (13), Temürcü (11), Bakkal (6), Çizmeci (6), Duhancı (3), Basmacı (5), Berber (4), Balmumcu (4), Katrancı (4), Taşçı (4), Çadırcı (4), Kahveci (4) gibi esnaf kollarında yoğunlaştıklarına şahit oluyoruz. Bununla beraber rastladığımız diğer Gayrimüslim esnafın meslekleri şöyledir: Döğmeci, Sarraf, Natur, Zanturcu, Hayvancı, Kireççi, Demirci, Tüccar, Papuccu, Tellak, Reşber, Körükçü, Kılıçcı, Kebecci, Keçeci, Kayıkçı, Odabaşı, Merkebci, Oturakcı, Tahtacı, Açcı, Semerci, Zurnacı, Dirbab, Katırcı, Enfiyeci, Kazaz, Hallac, Penbeci, Mumcu, Kavukcu, Abacı, Oduncu, Fesci, Kafesci, Saatci, Kömürcü. Bunların dışında 14 kişi de Keşiş, 1 kişi de Karabaştır.

Bütün bu saydığımız meslek kollarının yanında elimizde mevcut 3 kayıtta farklı mesleklere rastladık. Bunlardan ilki şahitler arasında gördüğümüz Onbaşı Kalukoğlu Balik’tir93. Bu ifade, Kalukoğlu Balik’in askeri sınıfa mensup olma ihtimalinin yanında, bunun kendisine verilmiş bir lakap olma ihtimalini de düşündürmektedir. Diğer iki resmi görevli ise Baldır Bazarı Mahalle Muhtarı Çizmeci Ovanis94 ve Bazar mahallesinde Muhtar Kömürcü Ohan v. Ovanis’tir. Bu

92 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.186-187 93 SŞS 19, s.183 94 SŞS 19, s.245

Page 46: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

36

kayıtlar Gayrimüslimlerin şehirdeki resmi görevleri rahatlıkla üstlenebilmelerinin sicillere yansımış örneklerindendir. Bu noktada her iki mahalle nüfusunun ağırlıkla Gayrimüslimlerden oluşması, Gayrimüslim olmasında etkili olsa gerektir. Son olarak bir vekil tayini kaydında geçen Rum milletinden Vasile Ağa da askerî sınıfa mensuptur.95 Zira ağa ünvanı kullanılan kişinin askerî sınıfa mensubiyetini ifade etmektedir.

Bunlardan başka, Victor Fontanier, 1826 tarihli seyahatnamesinde Napolili İtalyan bir hekimden ve Galip Paşa’nın (Erzurum valisi) konağının avlusunda gördüğü Müslümanlığı kabul etmiş genç Rum uşaklardan ve Fred Burnaby, 1876 tarihli seyahatnamesinde bölgede başmühendisken ölen bir Leh’ten ve onun İtalyan eşinden bahsetmektedir.96

İ. MAL VARLIKLARI

Osmanlı Devleti’nde şehir halkı içinde askeri zümrenin ardından en varlıklı kesimin ticaretle meşgul esnaf ve tüccardan oluştuğu biliyoruz.97 11 farklı sicil defteri içinden seçtiğimiz toplam 73 tereke kaydından edindiğimiz izlenim de bu doğrultudadır.

Elimizdeki tereke kayıtları arasında tespit ettiğimiz en zengin kişi 72.879 kuruşluk servetiyle Bezirgân Odabaşıoğlu Agob v. Garabet’tir.98 Onu 29.143 kuruşluk servetiyle Bezzaz Tataroğlu Toros v. Vardihan takip etmektedir.99 Üçüncü sırada bulunan Bezzaz Toros v. Toros’un serveti 21.984 kuruştur. Kayıtlarımız arasında mal varlığı açısından en fakir olan üç kişi ise sırasıyla 40 kuruşu bulunan Kivrik, 54,5 kuruşu bulunan Döğmeci Mardıros ve 95,5 kuruşu bulunan Seridar oğlu Yanik’tir.100

95 SŞS 18, s.24 96 Mahiroğulları, Sivas, s.57; 59; 88; 108 97 Demirel, “Sivas Tüccar ve Esnafının Mal Varlıkları ile Borç-Alacak İlişkileri”, Tuncer Baykara Armağanı - Tarih Yazıları, İstanbul 2006, s.159 98 SŞS 19, s.214 99 SŞS 19, s.231 100 SŞS 14, s.123; 9, s.47; 9, s.162

Page 47: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

37

Daha genel bir yaklaşımla, elimizde bulunan 73 tereke kaydı, mal varlığı 0–1000 kuruş arasında olan 31 kişi, 1001–2000 arasında olan 16 kişi, 2001–5000 arasında olan 12 kişi, 5001–10.000 arasında olan 5 kişi ve serveti 10.000’in üzerinde olan 9 kişiden oluşuyor. Bu servet grupları içinde, bir grubun üyelerinin herhangi bir meslek kolunda yoğunlaştıklarını söyleyemeyiz. Elimizdeki belgelere bakarak şu esnaf grubu daha varlıklıdır veya daha yoksuldur demek çok zor. Burada sayıları az da olsa kadınların mal varlıkları üzerine bir değerlendirme yapabiliriz. Tereke kayıtları dolayısıyla tanıdığımız 8 kadından 5’inin mal varlığı 1000 kuruşun altında101, 3’ününki 1000 ila 2000 kuruş arasında102 bulunmaktadır. 8 kayıtla kesin yargılara varmak tam anlamıyla mümkün değilse de, kadınların mal varlığı açısından çok doyurucu bir seviyede olmamakla birlikte, dönem şartları içerisinde ve terekeleri mevcut birçok erkeğe kıyasla çok da yoksul olmadıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Küçük Minare mahallesiyle ilgili yapılan bir çalışma, mahalle sakini olan kadın ve erkeklerin mal varlıkları arasında abartılı bir dengesizliğin olmadığını bununla birlikte kadının mal varlığının, erkeğin mal varlığına kıyasla daha az olduğunu göstermiştir.103 Bu tespiti şehir geneli için de söylemek mümkün olabilir.

TABLO IV

SERVET DAĞILIMI

0-1000 1001-2000 2001-5000 5001-10.000 10.000+ Toplam Kişi % Kişi % Kişi % Kişi % Kişi % Kişi %

31 42 16 22 12 16 5 7 9 12 73 100

Mal varlıkları açısından Sivas, başka şehirlerle kıyaslandığında, örneğin Kayseri’nin, -bilhassa tüccar ve esnafının- zenginlik açısından belirgin bir farka sahip olduğu görülecektir. Yine Çorum’da, benzer şekilde, zenginlik yüzdelerinin

101 SŞS 9, s.161; 12, s.107; 12, s.119; 13, s.72; 19, s.256 102 SŞS 14, s.48; 17, s.64; 19, s.94 103 Demirel, “Kuruluşundan Günümüze Çeşitli Yönleriyle Bir Osmanlı Mahallesi: Sivas Küçük Minare Mahallesi”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri –Makaleler-, Sivas 2006, s.32

Page 48: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

38

Sivas’a oranla yüksekliği dikkat çekicidir. Mardin’le Sivas’ın ise bu konuda birbirine yakın olduğu söylenebilir. 104

Borç ve alacak meselelerini bir sonraki başlığa bırakarak, tereke sahiplerinin mal varlıklarını, farklı bir açıdan değerlendirerek, servetlerinin nelerden oluştuğunu gözlemlemeye çalışalım. Bu noktada öncelikle dikkatimizi çeken husus şüphesiz ki ev105 sahipliğidir. Elimizdeki 73 tereke kaydına baktığımızda ev sahipliği oranının %45,2 olduğunu görüyoruz. Bu orandan genellikle ev sahibi olmayan, babalarının veya kocalarının evlerinde ikamet eden kadınları çıkarırsak daha doğru bir değerlendirme yapabiliriz. Bu durumda erkekler arasında (64 kişi) ev sahipliği oranı %51,6 olmaktadır. Kirada oturma alışkanlığının pek sık rastlanmadığı bir dönemden bahsettiğimiz düşünülürse, ev sahipliği konusunda bu oranın da oldukça düşük olduğu söylenebilir. Bu durumda elbette tereke kayıtlarında “ev” geçmeyen kimselerin ikamet durumlarıyla ilgili sorularımız olacaktır. Fakat ne yazık ki bu konuda gerekli verilere sahip olmadığımızdan, sorularımız şimdilik cevapsız kalacaktır. Evlerin değerleri ise tabii ki kişilerin servetleriyle orantılı ve evin çeşitli özelliklerine ve bulundukları mahallelere bağlı olarak değişmekte ve 250 kuruş ile 15.000 kuruş arasında seyretmektedir.

Mal varlıkları içinde yer alan diğer bir grup dükkânlardır. Terekeleri elimizde bulunan kişilerin tamamının meslekleri belirtilmemekle beraber, 31 kişinin esnaf olduğu kesindir. Burada dikkatimizi çeken nokta, bu 31 kişiden biri nısıf (yarım) olmak üzere sadece 6’sının dükkân sahibi olmasıdır ki bu durum dükkân sahipliği oranının %19,3 olduğunu gösterir. Geri kalan 25 esnafın bu durumda seyyar olabilecekleri ihtimali de göz önünde tutulmakla beraber, terekelerinde bilgi verilmemesine rağmen büyük ihtimalle dükkânlarında kiracı oldukları anlaşılmaktadır. Maddi koşullar göz önüne alındığında aslında bu sonuç pek de şaşırtıcı değildir. Esnaf terekeleri içinde dükkân kirasına ilişkin bir borç kaydına rastlamayışımız ise dükkân kiralarının çok yüksek olmadığını ve esnafın kiraları 104 Demirel, “Osmanlı Şehir Hayatından Bir Kesit: Kayseri Tüccar ve Esnafı’nın Borç Alacak İlişkileri”; Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Çorum Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak İlişkileri”; Demirel, “Sosyo Ekonomik Açıdan Mardin Tüccar ve Esnafı (19. Yüzyıl)” 105 Sicil kayıtlarında “mülk-ü menzil” olarak geçmektedir.

Page 49: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

39

Dükkân8%

Ev45%

Diğer26%

Nakit21%

ödemekte zorluk çekmediğini veya en azından bu konuda titiz davrandıklarını düşündürmektedir.

GRAFİK I: MAL VARLIKLARININ DAĞILIMI

Mal varlıkları arasında bahsetmemiz gereken bir grup da esnafların ticari mallarıdır. Hemen her esnafın terekesinde mesleğine ait alet ve edevat ve ticari malların ayrıntılı bir dökümü değerleriyle birlikte kaydedilmiş bulunmaktadır. Örneğin, Dülger Artin v. Horik’in terekesinde 200 kuruş değerli dülger takımı kaydedilmişken, benzer şekilde Attar Artin v. Morsef’in terekesinde; Besni üzümü, kavurma leblebisi, Haleb sabunu, zeytinyağı, yemiş, Arap sabunu, pirinç, kil, bakla, kayısı… şeklinde, Kürkçü Babil v. Mihail’in terekesinde; 12 re’s sansar sırtı, 12 re’s sansar göğsü… şeklinde ticari malları kaydedilmiştir106. Ticari malların dökümü noktasında en zengin ve ayrıntılı kayıtların ise bezzazlara ait olduğu görülmektedir. Örneğin Bezzaz Toros v. Toros’un ticarî malları, 66 kalem olarak verilmiştir. Örnek olarak bir kısmını burada sıralayabiliriz: şeytan bezi endaze, perdahlı bez top, boğma kuşak, Tosyakâri şal top, İngilizkâri şal, Tokatkâri peştamal, Selanikkâri beyaz peştamal, mai bez top, Merzifon tireli top, neftî entari, Antepkâri aba, Şamkâri şitari 106 SŞS 19, s.158; 14, s.14

Page 50: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

40

top, Halepkâri kutnu top, duhan kesesi, akçe kesesi, işleme havlu, kakmalu havlu, Amelikan bezi bir top, Bursakâri gömlek, işlemeli uçkur, Arapgir tiresi, dülbend top, yazma değirmi, kadife miltan, büyük küçük fes ve sair.

Mal varlıkları içinde diğer bir kalem, hayvanlardır. Örneğin, Sihak v. Mosis’in 250 kuruş değerinde 10 adet koyun ve keçisi kaydedilmiştir. Bezirgan Odabaşıoğlu Agop v. Garabet’in ise 2 kardeşiyle ortak olmakla beraber, 4 arı kovanı, 2 sığır ineği, 3 camızı, 5 kısrağı, 3 tayı ve 160 kuruş değerinde koyun ve keçisi kayıtlıdır. Göğdin karyesinde yaşayan ve hayvancılıkla uğraştığı anlaşılan Kaço v. Mekir’in ise 6 kardeşiyle ortak olduğu halde, toplam 7800 kuruş değerinde hayvanları bulunmaktaydı.107 Bunlardan başka Demirci Kevork v. Ovanis’in 1 kara sığır ineği, Sarrafoğlu Babik v. Mıgırdıç’ın nısıf değeri kendisinin olmak üzere 1 kısrağı ve 1 tayı bulunmakta idi. 108 Hayvancılıkla uğraştığı kesin olan Kaço v. Mekir’in dışında kalanların hayvan sahibi olması konusunda, bunu bir gelir kaynağı olarak değerlendirmediklerini, daha çok hane halkının ihtiyaçlarını gidermek üzere hayvan beslediklerini söylemek mümkün görünüyor.109 Zira Küçük Minare mahallesindeki her üç evden birinde süt veren hayvanlar bulunmaktaydı.110 Bu durum bu hayvanların hane halkı için beslendikleri kanaatini kuvvetlendiriyor.

Son olarak bahsedeceğimiz kalem, mal varlıkları içinde az rastladığımız nakit paradır. 73 tereke içinde, 15 kayıtta nakit para bulunmaktadır. Miktarları ise 19 para ile 666 kuruş arasında değişmektedir. Nakit sahiplerinin az ve nakit miktarlarının bu kadar düşük olması dikkat çekicidir. Bu noktada bazı varislerin, ölen kişinin nakit mevcudunu, kadıdan ve hatta diğer varislerden saklamış olabilecekleri akla gelen bir ihtimaldir.111 Nihayetinde dönem içinde nakit oldukça az kaydedilmiş olmasına rağmen, borç-alacak ilişkilerindeki yoğunluk fazladır. Bu durumda paranın ticaret için kullanılmış olma ihtimali de akla gelebilir. Nitekim terekelerdeki toplam

107 SŞS 19, s.256; 19, s.214; 19, s.231 108 SŞS 19, s.43; 13, s.58 109 Demirel, “Sivas Esnaf ve Tüccarı”, s.163 110 Demirel, “Küçük Minare”, s.33 111 Demirel, “Sivas Esnaf ve Tüccarı”, s.164; Demirel, “Çorum Tüccar ve Esnafı”, s.4

Page 51: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

41

320406,97 kuruşluk mal varlığının 140376,49 kuruşunu bu borç ve alacaklar oluşturmaktadır.

TABLO V TEREKELERE GÖRE SAHİP OLUNAN MÜLK TİPLERİ VE NAKİT

EV DÜKKÂN MESLEK VE İSİM Adet Değer Adet Değer

NAKİT MAL VARLIĞI

1. Bezirgân Odabaşıoğlu Agob v. Karabet 1 15.000 1+mal 8567 - 72.879 2. Bezzaz Tataroğlu Toros v. Vardihan - - - - 29.143 3. Bezzaz Toros v. Toros - - - - 21.984 4. Melikoğlu Oturakçı Ovanis v. Kapril 1 9000 - - 15.648 5. Hayvancı Kaço v. Mekir 1 4000 - - 15.250 6. Kuyumcu Hampartsum v. Serkiz 1 6000 - 200 14.346,5 7. Attar Naturoğlu Babik v. Mosis - - - 642 13.765 8. Dülger Artin v. Mesfur Horik 1 4500 1 500 - 12.974 9. Attar Artin v. Morsef - - - - 10.099 10. Bezzaz Samil v. Agob - - - 10 9147 11. Bezzaz Ohan v. Ovanis 1 1500 - - 8789 12. Kuyumcu Babik v. Ovanis 1 6000 - - 7962 13. Demirci Ohan v. Garbis 1 5000 1 600 300 7275 14. Sarrafoğlu Babik v. Mıgırdıç 1 1600 - - 6776,33 15. Bezzaz Kapsar v. Kapril 1/3 1300 - 1/3:1000 4157 16. Demirci Kevork v. Ovanis - - - - 4086 17. Mihail v. Kivrik 1 2500 - 144 4067 18. Bogos 1 3000 - - 4019 19. Eşbaboğlu Muğdis Ohan v. Kirkor - - - - 3885 20. Varteris v. Babaga - - 1 671 - 3200 21. Kuyumcu Agob v. Simon - - - 666 2736 22. Pabuççu Muğdis Kivirk v. Milkon 1 2000 - - 2391 23. Karabet v. Ohan 1 1750 - - 2275 24. Zanturcu Derbab v. Haçador 1 1500 - - 2106 25. İstefan v. Varteris - - - - 2076 26. Mıgırdıç 1 1500 - - 2028 27. Derzi Ovanis v. Habeş 1 1250 1 405 - 2000 28. Çilingir Artin v. Ehron 1 1500 - - 1809 29. Anasdas - - - - 1728

Page 52: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

42

30. Kalaycı Milkon v. Kalok 1 600 - - 1584 31. Marmiye binti Mosis - - - - 1564 32. Karabet v. Bogos 1 1000 - - 1370 33. Kalaycı Bayu v. Kivrik - - - - 1294 34. Çiçek binti Kirakos - - - - 1241 35. Attar Agob - - - - 1227,10 36. Sihak v. Mosis 1 690 - - 1200 37. Bezzaz Haçok v. Agob - - - - 1084 38. Kuyumcu Ehron - - nısıf 200 - 1055 39. Mosis 1 500 - - 1050 40. Serkiz v. Manuk 1 250 - - 1032 41. Kürkçü Babil v. Mihail 1 700 - - 1027 42. Bogos v. Serkiz - - - 655 1018 43. David v. Mihail 1 600 - - 998 44. Agob v. Haçok 1 400 - - 965 45. Serkiz v. Simon 1 650 - - 951 46. Kirkor v. Ovanis 1 700 - - 934 47. Hurdor - - - 361 875,33 48. İstefan v. Artin - - - - 825 49. Anna binti Karabet - - - - 768 50. İstefan v. Haçok - - - - 711 51. Korogos v. Hampartsum 1 350 - - 697 52. Bogos 1 250 - - 690 53. Hurmüsemmi binti Muğdis Kapril - - - - 650 54. Ovanis v. Elya 1 400 - - 636 55. Evamiş v. Artin - - - - 607,5 56. Ağbab v. Haçor - - - - 565 57. Kireççi Mekir v. Artin - - - - 527 58. Kevork v. Haçador 1 450 - - 515,5 59. Dülger İnik v. Ebraham - - - - 485 60. Nanpa binti Muğdis Artin - - - - 455 61. Yanik oğlu Kirkor 1 400 - 17,5 417,5 62. Kazar v. Haçador - - - - 415 63. Diyarbekirli Mardik v. Bogos - - - - 403 64. İsrail - - - - 349 65. Serkiz v. Bogos - - - 153,21 338,21 66. Ohan v. Agob - - - 19 para 275

Page 53: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

43

67. Tüccar Darendeli Sihak v. Bogos - - - 20 akçe 239 68. Muğdis Yanik v. Simon - - - - 228 69. Çürükoğlu Kalbik - - - 60 226 70. Kasabet binti Mesfur Artin - - - - 124 71. Seridar oğlu Yanik - - - - 95,5 72. Döğmeci Mardıros - - - 70 54,5 73. Kivrik - - - - 40 TOPLAM

33 76.840 6 10.943 4278,71 +19 para +20 akçe

320.406,97

J. BORÇ - ALACAK İLİŞKİLERİ

Borç-alacak ilişkileri Osmanlı toplum hayatı içinde sosyal, dini ve iktisadi ilişkilerin bir sonucu olarak çeşitli boyutlarda ve şekillerde ortaya çıkmıştır. Özellikle tereke kayıtları, bu ilişkilerin sık ve zengin olarak rastlandığı önemli bir kaynak gurubu olarak değerlendirmeye açık bilgiler sunmaktadır.112 Biz de elimizdeki 73 tereke kaydı içinden borç ve alacakların yazılı olduğu 28 kaydı ve ayrıca mahkemeye yansımış olan 2 dava kaydını kullanarak çeşitli sonuçlara ulaşmaya çalışacağız.

Kayıtlarda borçlar genellikle duyunât, alacaklar ise genellikle zimemât veya der zimmet şeklinde ifade olunmuştur. Elimizdeki tereke kayıtlarındaki toplam mal varlığı, yukarıda da belirttiğimiz üzere, 320.406,97 kuruştur. Bu toplam servetin 72.891,49 kuruşunu borçlar kalemi (116+ kişiye), 67.495 kuruşunu alacaklar kalemi (154+ kişiden) oluşturmaktadır.

112 Demirel, “Sivas Esnaf ve Tüccarı”, s.164; Demirel, “Kayseri Tüccar ve Esnafı”, s.3; Demirel, “Mardin Tüccar ve Esnafı”, s.632

Page 54: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

44

Alacaklar21%

Borçlar23%Diğer

56%

GRAFİK II: MAL VARLIKLARININ BORÇ-ALACAK DAĞILIMI

İyi gözlemleyebilirsek, borç-alacak ilişkileri, bize toplum yapısı hakkında, özellikle Müslümanlar ile Gayrimüslimler ve kadınlar ile erkekler arasındaki ilişkilerin, bu grupların toplum içindeki yerlerinin ve imkânlarının değerlendirilmesi noktasında, oldukça zengin bilgiler verebilir. Tabii bu noktada borç miktarlarının yanında, borçların kimlerden alındığının ve kimlere borçlanıldığının da değerlendirilmesi gerekecektir.

Borçlanmanın bir türü olarak ilk bahsedeceğimiz örnek, bir veya birden fazla ortak arasından birinin ölümü sonucunda, sermayenin bölünmesi ile ortaya çıkan borç ve alacaktır. Bu tip borçlanmalara elimizdeki kayıtlar içinde de rastlamak tabii ki mümkün. Örneğin, Attar Naturoğlu Babik v. Mosis’in 2 ortağı vardır ve sermaye içindeki hisseleri toplam 6176 kuruştur. Bu hisse miktarı Attar Babik’in terekesine borç olarak kaydedilmiştir. Bundan başka Bezzaz Samil v. Agop’un bir ortağının olduğu “halik-i mesfurun karındaşı mesfur Bogos ile olan maliye-i müşterekeleri marifet-i şer’ ve sagir-i mersumanın vasileri marifetiyle takvim baha olunarak tahrir ve terkim ve halik-i mesfurun nısıf hissesinin varislerine tevzi’ ve taksim defteridir…” şeklinde terekesinde belirtilmiş ve ortağının hissesi olan 4573 kuruş da borç hanesine yazılmıştır. Bezzaz Toros v. Toros için de aynı durum söz konusudur. Sarrafoğlu Babik v. Mıgırdıç’ın ise diğerlerinden faklı olarak ortağı Garabet’ten,

Page 55: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

45

sermayede geçen 300 kuruş ve onun haricinde 1000 kuruş alacağının olduğu belirtilmiştir.113

Borç-alacak ilişkilerinde rastladığımız diğer bir tür ise en yakınlar arasında olan alışveriştir. Bu yakınlık ise genellikle kardeş, zevce, anne, kayınvalide olmak üzere birinci derecedendir. Örneğin, Hurmüsemmi b. Muğdis Kabril’in kocasından 100 kuruş alacağı vardır. Kürkçü Babil v. Mihail’in de eşine 26 kuruş borcu vardır. Yukarıda adı geçen Bezzaz Samil v. Agop’un ortağı Bogos, aynı zamanda kardeşidir. Yine Diyarbekirli Mardik v. Bogos’un eşine 24 kuruş, David v. Mihail’in eşine ve kayınvalidesine 265 kuruş borcu kayıtlıdır. Demirci Kevork v. Ovanis de eşinden alacağı olanlardandır.114 Borç alıp verme konusunda esas olan eğer güven unsuruysa, ticari ve ailevi yakınlığın borçlanmada tercih sebebi olması da gayet doğaldır ve muhtemelen bu borçlar süresiz olarak verilmiş veya alınmıştır. Müslüman terekelerine baktığımızda, eşler arasındaki borçlanmanın hemen her terekede rastladığımız en yaygın şekli “mehr-i müeccel”dir. Birçok Gayrimüslimin de aile işlerini kadı sicillerine kaydettirme eğilimi vardır. Bu durum Gayrimüslim aile düzeni üzerinde Müslüman etkisini artırmış olmalıdır. Zira kadı mahkemelerinde ele alınan davalar ancak şer’i hukuka göre karara bağlanabilmekteydi. Gayrimüslimler, şer’i mahkemelere en çok, ölen yakınlarının mirasını paylaşırken başvururlardı.115 Bir kısmının evliliklerini de kadı mahkemesine kaydettirmiş olması muhtemeldir. Gayrimüslimler bunu yapmakla, şer’i hukukun aileye ilişkin hükümlerinden faydalanmak istemiş olabilirler. Elimizdeki Gayrimüslim terekeleri içinde rastladığımız 2 kadının alacak hanesinde, 7 erkeğin de borç hanesinde yazılı olmak üzere toplam 9 mehir kaydı, bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Üstelik bu terekelerde eşlerin her ikisi de Gayrimüslimdir. Mehir miktarları ise 12,20 ile 24 kuruş arasında değişmektedir.116

113 SŞS 19, s.128; 19, s.52; 19, s.49; 13, s.58 114 SŞS 12, s.107; 10, s.167; 19, s.52; 14, s.69; 13, s.110; 19, s.43 115 Halil İnalcık, Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, İstanbul 2004, c.2, s.724 116 SŞS 12, s.107; 9, s.161/2; 13, s.110; 9, s.162/2; 9, s.162/3; 9, s.161/1; 13, s.24; 8, s.69; 10, s.105

Page 56: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

46

Terekelere yansıyan borç-alacak ilişkilerinde bahsetmemiz gereken diğer bir husus da az rastlanmakla beraber, iflas eden esnaflardır. Burada bazı esnafın mal varlıklarını aşacak miktarlarda borç edinebildiklerini görüyoruz. Bu durum esnafın güvenilir bulunmasıyla ilgili olabilir. Neden bu kadar borç paraya ihtiyaç duyduğu da ayrıca merak konusudur. Öldüğünde, arkasında 1227,10 guruşluk mal varlığı ve 2466 kuruşluk borç bırakan Attar Agop’un terekesi mahkeme tarafından müzayede yoluyla satılmış ve tutarı, 10 kişiyi bulan borçluları arasında, “garâmeten”, yani alacaklarının miktarıyla orantılı olarak yüzde hesabı paylaştırılmıştır.117 Aynı şekilde borçları mal varlığından fazla olan Sarrafoğlu Babik v. Mıgırdıç’ın mallarının tutarı da borçlandığı 30 kişiye garâmeten paylaştırılmıştır. (6776,33 kuruş – 7622,37 kuruş)118 Diğer bir iflas eden esnaf ise bahsettiğimiz iki esnafa kıyasla oldukça zengindir. Mal varlığı 29.143 kuruş olan Bezzaz Tataroğlu Toros v. Vardihan’ın toplam 24 kişiye tam 32.503 kuruş borcu vardır.119

TABLO VI SİVAS GAYRİMÜSLİMLERİNİN MAL VARLIKLARI İLE

BORÇ-ALACAK İLİŞKİLERİ (1810–1840) BORÇLAR ALACAKLAR MESLEK VE İSİM

Kişi Miktar Mehir Kişi Miktar MAL VARLIĞI

1. Bezirgân Odabaşıoğlu Agob v. Karabet - - - ? 35.435 72.879 2. Bezzaz Tataroğlu Toros v. Vardihan 24 32.503 - 6 705,5 29.143 3. Bezzaz Toros v. Toros 1* 10.992 - 56 1104,5 21.984 4. Melikoğlu Oturakçı Ovanis v. Kapril 3 3378 24 1481 15.648 5. Hayvancı Kaço v. Mekir - - - - - 15.250 6. Kuyumcu Hampartsum v. Serkiz - - - ? 3057 14.346,5 7. Attar Naturoğlu Babik v. Mosis 2* 6176 - 4 371 13.765 8. Dülger Artin v. Mesfur Horik - - - 1 6300 12.974 9. Attar Artin v. Morsef 10 1388 - 34 811 10.099 10. Bezzaz Samil v. Agob 1* 4573 - ? 5273 9147 11. Bezzaz Ohan v. Ovanis - - - 1 5500 8789

117 SŞS 10, s.81 118 SŞS 13, s.58 119 SŞS 19, s.224 * Ortaklarına ait hisseler borç olarak kaydedilmiştir.

Page 57: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

47

12. Kuyumcu Babik v. Ovanis - - - - - 7962 13. Demirci Ohan v. Garbis - - - - - 7275 14. Sarrafoğlu Babik v. Mıgırdıç 30 7622,37 - 7 3835 6776,33 15. Bezzaz Kapsar v. Kapril - - - - - 4157 16. Demirci Kevork v. Ovanis - - - 2 582 4086 17. Mihail v. Kivrik - - - - - 4067 18. Bogos - - - - - 4019 19. Eşbaboğlu Muğdis Ohan v. Kirkor - - - 2 1058 3885 20. Varteris v. Babaga - - - - - 3200 21. Kuyumcu Agob v. Simon - - - 4 356 2736 22. Pabuççu Muğdis Kivirk v. Milkon 2 z. 554 - - - 2391 23. Karabet v. Ohan - - - - - 2275 24. Zanturcu Derbab v. Haçador - - - - - 2106 25. İstefan v. Varteris 2 2000 - - - 2076 26. Mıgırdıç - - - - - 2028 27. Derzi Ovanis v. Habeş - - - - - 2000 28. Çilingir Artin v. Ehron - - - - - 1809 29. Anasdas - - - - - 1728 30. Kalaycı Milkon v. Kalok - - - - - 1584 31. Marmiye binti Mosis - - - 1 20** 1564 32. Karabet v. Bogos - - - - - 1370 33. Kalaycı Bayu v. Kivrik - - - - - 1294 34. Çiçek binti Kirakos - - - - - 1241 35. Attar Agob 10 2466 - 1 400 1227,10 36. Sihak v. Mosis - - - - - 1200 37. Bezzaz Haçok v. Agob - - - - - 1084 38. Kuyumcu Ehron - - - - - 1055 39. Mosis ? 100 - ? 60 1050 40. Serkiz v. Manuk - - - 2 732 1032 41. Kürkçü Babil v. Mihail 1 26 - - - 1027 42. Bogos v. Serkiz - - - - - 1018 43. David v. Mihail 2 z. 265 22 - - 998 44. Agob v. Haçok - - - - - 965 45. Serkiz v. Simon - - - - - 951 46. Kirkor v. Ovanis 1 141 - - - 934

** Borç, Receboğlu’nda 20 rubla hınta şeklinde kaydedilmiştir.

Page 58: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

48

47. Hurdor - - - - - 875,33 48. İstefan v. Artin - - - - - 825 49. Anna binti Karabet - - - - - 768 50. İstefan v. Haçok - - 16 3 270 711 51. Korogos v. Hampartsum - - - - - 697 52. Bogos - - - - - 690 53. Hurmüsemmi binti Muğdis Kapril - - 20→ 1 100 650 54. Ovanis v. Elya - - - - - 636 55. Evamiş v. Artin 1 120 22 - - 607,5 56. Ağbab v. Haçor - - - - - 565 57. Kireççi Mekir v. Artin - - - - - 527 58. Kevork v. Haçador - - 24 - - 515,5 59. Dülger İnik v. Ebraham - - - - - 485 60. Nanpa binti Muğdis Artin - - 24→ - - 455 61. Yanik oğlu Kirkor 14 325,27 12,20 - - 417,5 62. Kazar v. Haçador - - - - - 415 63. Diyarbekirli Mardik v. Bogos 1 z. 24 - - - 403 64. İsrail - - - - - 349 65. Serkiz v. Bogos - - - - - 338,21 66. Ohan v. Agob - - - - - 275 67. Tüccar Darendeli Sihak v. Bogos - - - - - 239 68. Muğdis Yanik v. Simon 4 77,15 22 1 20 228 69. Çürükoğlu Kalbik - - - - - 226 70. Kasabet binti Mesfur Artin - - - - - 124 71. Seridar oğlu Yanik 2 20 12,5 - - 95,5 72. Döğmeci Mardıros 4 10 - - - 54,5 73. Kivrik - - - - - 40 TOPLAM 116 72.891,49 174,7 154 67.495 320.406,97

Mahkemeye yansıyan diğer davalara baktığımızda, kadınların sadece aile içinde değil, dışardan birtakım kimselerle de borç-alacak ilişkisi içine girebildiklerini görüyoruz. Bu konuda elimizdeki tek örnekte, bazı durumlarda, borca karşılık birtakım malların rehin bırakıldığını da görmekteyiz. Bu dava, Eyin kasabasında sakin Seyron v. Ohan’ın, 4 yıldan beri kendisine borçlu olan Molla Halil oğlu Seyyid Mehmed’ten 3100 kuruşluk alacağını istemesi üzerine açılmıştır. Bunun üzerine

Page 59: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

49

Seyyid Mehmed savunmasında, Seyron’dan Kayalızade Seyyid Ömer Efendi için 500 kuruş ve Kenanzade120 Seyyid Ahmed Ağa’nın halilesi Hafize Hatun için 1525 kuruş aldığını ve bu borçlar karşılığında Hafize Hatun’a ait olan 1 çift zümrüt küpe, 3 adet elmaslı iğne, 1 adet elmas kaşlı gerdanlık, 1 adet basma saat ve 280 dirhem, 1 adet sim diviti kendisine rehin verdiğini bildirmiştir. Dava sonunda borç ödenerek rehinler alınmıştır121. Bu dava, elimizdeki tek örnek olmasına rağmen, kadınların bir yabancıdan, aracılar kullanarak da olsa, borç almalarında sakınca görülmediğini gösterebilecek niteliktedir. Bu yabancının bir gayrimüslim olması da bir farklılık yaratmamış, belki de hiçbir önem arzetmemiştir. Burada Hafize Hatun’un, Sivas’ın en varlıklı ve seçkin ailelerinden birinin mensubu olmasına rağmen, neden değerli pek çok eşyasını rehin vererek, aile dışından bir kimseden borç alma ihtiyacı hissettiği sorusu aklımıza gelmekle beraber, ne yazık ki bu soruya cevap verebilecek bilgilere sahip değiliz.

Borç-alacak ilişkilerine terekeler dışından diğer bir örnek de, Kürkçüoğlu Agop’un açtığı davadır. Agop, çeşitli karyelerin ihtiyarlarından olan 11 Müslimi, salyâne ve tekâlif-i saire için borç verdiği 11.500 kuruşu aldıklarını inkâr etmeleri üzerine dava etmiştir. Dava sonunda Agop haklı bulunmuş ve taraflardan 2500 kuruşun sulh bedeli olarak Agop’a ödenmesi istenmiştir. Şer’i mahkemede, karar verilirken tarafların dini özelliklerinin fark yaratmadığı açıktır. Alacak davalarına son bir örnek olarak Ovanis’in yazdığı arzuhale bakabiliriz. Ovanis 1835 tarihli arzuhalinde, “Sivas kasabası sükkanından Araboğlu Hacı Osman’da 4324, Kınalıoğlu Ömer’de 528, Lütfullah’ta 3781, Merzifon’da sakin Hasan’da 275, Gümüşhacıköy’de sakin Karacanikoğlu zimmide 611, Hacı Mardıros’ta 1566, Derzibaşı Agob ve babası Kirkor ve oğlu Menon’da 20.200 guruş alacağının tahsilini…” istemiştir. İadesi istenen borçların miktarları ve coğrafî çeşitliliğine bakılırsa, Agob’un ve Ovanis’in tüccar veya tefeci olma ihtimalleri kuvvetlidir. Netice itibariyle, örneklerden anlaşılacağı üzere, Müslümanlar ve Gayrimüslimler her zaman yoğun bir borç-alacak ilişkisi içinde olmuşlardır. 120 Kenanzâde ailesi 40 yılı aşkın bir süre “bazarbaşılık” görevini ellerinde bulundurmuş, Sivas’ın en güçlü ailelerindendir. Bkz. Demirel, Sivas Şehri, s.70 121 SŞS 14, s.28

Page 60: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

50

Borç-alacak ilişkilerinde aklımıza gelebilecek bir soru, şüphesiz, bu konuda dinin ayırt edici bir rol oynayıp oynamadığı sorusudur. Mevcut örneklerden hareketle bu soruya evet cevabı vermemiz mümkün değil. Hatta Gayrimüslimlere ait terekelerdeki borçlu ve alacaklı listelerine baktığımızda, her iki kalemde de Müslim isimlerinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.122 Örneğin Bezzaz Toros v. Toros’un borç verdiği 16’sı kadın olmak üzere toplam 56 kişiden sadece 6’sı Gayrimüslim, geri kalan 50 kişi ise Müslümandır. Aslına bakılırsa din, ne sosyal yaşamda ne de ticari yaşamda ayırt edici olmuştur. Müslimler ve Gayrimüslimler arasında yüksek miktarlarda rastladığımız borç-alacak ilişkileri ticari bakımdan, aralarında herhangi bir güven probleminin olmadığını gösterir niteliktedir. Elbette ki bu karşılıklı güven duygusu, sosyal hayata ait ilişkileri de etkilemiştir. Ya da tam tersi, sosyal hayattaki iyi ilişkiler, ticari anlamda da bir güven ortamını doğurmuştur.

E. MÜLK ALIM-SATIMI

Müslüman ve Gayrimüslimlerin, şehir içerisinde herhangi bir mahalden gayrimenkul edinmelerini engelleyecek engeller yoktu. Müslüman ve Gayrimüslim sakinler dinî ya da etnikî farklılıklardan kaynaklanan gerginliklerin yaşanmadığı aynı şehir kültürünün parçalarıydı.123

Elimizdeki sicil kayıtları arasında mülk satışlarına ilişkin 52 kayıt bulunmakta. Bu kayıtlardan 40 tanesi bir Gayrimüslimden bir gayrimüslime, 7 tanesi bir Gayrimüslimden bir Müslime ve 5 tanesi de bir Müslimden bir Gayrimüslime yapılan satışlardan oluşmaktadır.

122 Osmanlı’da, özellikle vergi dönemlerinde bu türden karşılıklı borçlanmalar çoğalırdı. Bkz. İnalcık, “Eyüp Sicillerinde Toprak, Köy ve Köylü”, 18. Yüzyıl Kadı Sicilleri Işığında Eyüp’te Sosyal Yaşam, İstanbul 1998, s.9-14 123 Suraiya Faroqhi, Men of Modest Substance: House Owners and House Property in Seventeenth Century Ankara and Kayseri, Cambridge 1987, s.218

Page 61: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

51

TABLO VII

MÜLK SATIŞLARININ DİNÎ DAĞILIMI

Gayrimüslim→Gayrimüslim Gayrimüslim→Müslüman Müslüman→Gayrimüslim

Miktar % Miktar % Miktar % Toplam

40 76 7 13 5 9 52

Mahallelerin dağılımına baktığımızda mülk alım-satımlarının Bazar(7), Cami-i Kebir(5), Üryan-ı Müslim(4), Üryan-ı Zimmî(4), Baldır Bazarı(4), Sarı Şeyh(3), Kösedere-i Zimmî(3), Ağcabölge(3) mahallelerinde yoğunlaştığı görülmektedir.

Mülk alım satımına ilişkin bu kayıtlarda evlerin fiziki özellikleri tarif edilmiş ve mahalle içindeki yeri belirtilmek üzere komşularının ismi verilmiştir. Komşuluklardan anladığımıza göre bu mülk satışlarının gerçekleştiği mahallelerde Gayrimüslim ve Müslimler karma halde yaşamaktaydılar. Farklı olarak ise Bazar mahallesinde herhangi bir Müslim ismine tesadüf etmeyişimizden hareketle, buranın tamamen Gayrimüslimleri barındırdığını söyleyebiliriz. Tabii bizim rastlamamış olmamız, burada hiç Müslüman aile bulunmadığı anlamına gelmez. Nitekim bu mahalle 1800 yılından itibaren en az 2 Müslüman aileyi barındırıyordu.124

Evin satışını gösteren kayıtlarda, satıcıların evlerini devretmelerinin altında yatan sebeplerin üzerinde durulmamış, alıcı ve satıcılar arasında var olan özel sebeplerden de genellikle bahsedilmemiştir. Bununla beraber, ev satışlarının neden yapıldığı konusunda, evlerin genellikle kiraya verilmek için alınmadığını, ev alıcılarının genellikle şehirde ikamet etmek isteyen kişilerden oluşabileceğini söylemek mümkün olsa da, şehri terk edip etmedikleri veya şehrin başka yerlerine taşınıp taşınmadıkları bilinmediğinden evlerini satanlar için benzer bir değerlendirme yapmanın mümkün olmayacaktır.125 Bunun yanında istisnai de olsa satışın sebeplerinin belirtildiği belgeler de bulunmaktadır. Örneğin, miras yoluyla varislere 124 Bkz. Sivas Mahalleleri tablosu. 125 Faroqhi, Men of Modest Substance, s.155

Page 62: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

52

kalan evlerin genellikle ya varislerden tamamı tarafından bir başkasına ya da varislerden biri tarafından diğerine veya diğerlerine satıldığına şahit oluyoruz. Bu şekilde gerçekleşen davaları örneklendirecek olursak, Harus b. Markos’un Paşa Beğ mahallesindeki evinin varisleri olan zevcesi, 2 oğlu ve 1 kızı tarafından 1700 kuruşa Hacı Mustafa Ağa’ya satılışından bahsedebiliriz.126 Benzer bir örnekte Kalaycı Babik v. Mesik’in varislerinin de (zevcesi, annesi, 2 kızı ve kız kardeşi) ondan kalan evi 2600 kuruşa sattıklarını görüyoruz.127 Yine Temürcü Haçor v. Ovanis Sarı Şeyh mahallesinde bulunan, kardeşi ile müşterek olan ve muhtemelen babalarından kalan evin kendine ait olan hissesini kardeşi Bogos’a 200 kuruşa satmıştır.128 Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür.129 Bunlardan başka elimizde satış sebebinin açık olarak belirtildiği iki belge bulunuyor. Bunlardan ilkine göre Derzi Babaga İstanbul’da oturduğu için Akdeğirmen mahallesinde bulunan evini, kardeşi Muğdis Yanbek v. Asadur vekâletiyle Derzi Davitoğlu Sarkiz’e 550 kuruşa satmıştır.130 İkinci örneğe göre, Beyros v. Serkiz’in evi, ölümünün ardından varisleri olan zevcesi, 3 oğlu ve 1 kızı tarafından, ihtiyaçlı oldukları belirtilerek, komşuları Katrancı Muğdis Garabet’e 1100 kuruşa satılmıştır.131

Ev satış fiyatlarına bakarak, evlerin pahalılık oranını değerlendirebilir ve oranların çeşitli ölçütlere göre karşılaştırmasını yapmak, dönemin emlak piyasası ve alım gücü hakkında fikir verebilir. Elimizdeki mülk satışlarını değerlendirdiğimizde ev fiyatlarının daha çok yıllara göre değil de evin bulunduğu mahalleye, evin fiziki özelliklerine ve eskilik-yenilik durumuna göre değiştiğini söyleyebiliriz. Fakat buna rağmen 1818 ve 1827 arasında ciddi olmasa da bir miktar zamana bağlı artışın yaşandığını söylemeliyiz. Mülk satışı kayıtlarına göre 20 ile 6700 kuruş arasında, tereke kayıtlarına göre ise 250 ile 15.000 kuruş arasında değişen ev fiyatları, bir

126 SŞS 19, s.257 127 SŞS 19, s.258 128 SŞS 14, s.129 129 SŞS 19, s.245; 19, s.119; 15, s.70; 10, s.196; 19, s.139; 19, s.237; 9, s.112 130 SŞS 10, s.249 131 SŞS 19, s.21

Page 63: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

53

bakıma alım gücünde bir dengenin söz konusu olmadığının göstergesi olarak kabul edilebilir.

Her şeyden önce, evin fevkanî ya da tahtanî odasının bulunması, yani iki katlı olması -ki bu durum aynı zamanda evin oda sayısının artması anlamına geliyordu- evin fiyatını artıran unsurlardan biriydi. Yine evin havlusunda bulunan çeşmeler veya bostan ya da bağçeler ev fiyatlarında az da olsa bir artış sağlıyordu. Bazı durumlarda büyüklük ve genişlik açısından oldukça zengin bir evin, ona kıyasla çok daha küçük bir evden daha ucuza satıldığı olurdu. Örneğin 1839 tarihli bir kayıtta rastladığımız Oğlan Çavuş mahallesindeki toplamda 7 odalı, kilerli, eşcar-ı müsmireli (meyve ağaçlı), harem kapulu ve harem bağçeli, çeşmeli, kahve ocaklı, ahurlu ve taşra havlulu132 bir ev 5500 kuruşa satılırken133, 1838’te Bazar mahallesindeki 1 odalı, 2 sekülü, odunluklu, bir miktar havlulu ve çeşmeli bir evin 5750 kuruşa134, 1833 tarihli bir satış kaydında Cami-i Kebir mahallesindeki toplam 5 odalı, ahurlu, bir miktar havlulu ve cari çeşmeli bir ev ise 6700 kuruşa alıcı bulduğunu gördük135. Bu durum içerisinde her ne kadar Bazar ve Cami-i Kebir mahallerinin merkezî ve önemli oluşu ev fiyatları üzerinde etkili olmuşsa da Oğlan Çavuş mahallesindeki evin, büyüklüğüne rağmen diğerlerinden ucuza satılmış olması, evin eski olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

Pahalılık oranını mahallelere göre değerlendirmemiz gerekirse, diğerlerine göre daha pahalı olan evlerin, genellikle Cami-i Kebir, Bazar, Kösedere-i Müslim, Küçük Bengiler, Baldır Bazarı ve Kinise mahallerinde bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Verilen bu bilgilerin yanı sıra pahalı evlerin satış fiyatlarından yola çıkarak, bu evleri satın alan kimselerin maddi imkânlarının iyi olduğu yönünde fikir sahibi olmamızı sağlamaktadır.

132 Evlerin bölümleri ve bölümlerin işlevleriyle ilgili bilgiler Gündelik Hayat bölümünün Evler kısmında verilmiştir. 133 SŞS 19, s.223 134 SŞS 19, s.93 135 SŞS 17, s.18

Page 64: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

54

TABLO VIII

MÜLK SATIŞLARI

Satıcı Alıcı Mahalle Fiyat Tarih

Kasabbaşı Agob İstefan ve Agob veledan Bezirci Markır Cami-i Kebir 6700 1249

İstefan v. Agob ve oğlu Ovanis

Çadırcıoğlu Balik v. Ohannes Bazar 5750 1254

Berber Aleksan v. Mosis Oğulları Ovanis Vehron, Kirkor ve Hamparsum Oğlan Çavuş 5500 1255

Boyacıoğlu Agop v. Kırbik ve kardeşioğlu Kivrik v. Serkiz Üveys ve kardeşi Karabet Bazar 5500 1242

Kuyumcu Artin v. Kapril Tütüncü Toros v. Kirkor Küçük Bengiler 5500 1255 Körükçübaşı Sonus oğlu Kapril ve kardeşleri Bedros ve Bogos Attar Kiziroğlu Baldır Bazarı 4500 1255

Kirkor v. Bogos Ağbab v. Babik Cami-i Kebir 4000 1253 Agob v. Osib ve 2 kız kardeşi Serkiz v. Manuk Gayrıcık 3000 1255 Kuyumcu Sinan v. Mesik Kardeşi Artin Kinise 3000 1255 Kalaycı Babik v. Mesik’in varisleri: zevcesi, annesi, 2 kızı ve kız kardeşi

Keşiş Haçor v. Bakkal Kaçor Bazar 2600 1255

Bezzaz Melikoğlu Bogos v. Mihail Kardeşi Ohan v. İsa Küçük Bengiler 2500 1253

Temürcü Muğdis Banik v. Avanis Kılıçcı Zeman v. Artin Şeyh Hüseyin 2250 1242

Çilingir Artin v. Ehron’un varis- leri: zevcesi, 3 kızı, erkek kardeşi Ovanis v. Kirkor Ferhatbostanı 2100 1255

Muğdis Mıgır v. Manuk Temürcü Karabet v.Babik Üryan-ı Zimmi 2100 1250 Dülger Karuk v. Dakis Çilingir Kivrik v. Artin Bazar 2000 1254 Çilingir İstefan v. Payu Odabaşı İstefan v. Haçik Ağcabölge 2000 1253 Ohan v. Kapril Artin’in zevcesi Zümrüt Bazar 1950 1221 Çadırcıoğlu Nazar v. Asadur Artin v. Bedros Sarı Şeyh 1500 1254 Artin v. Agobin Odabaşı Haçor v. David Bazar 1330 1229 Marmiye b. Hazer ve kızı Üskük b. Mıgırdıç

Mihail v.Kabril ve zevcesi Manye b. Agob Baldır Bazarı 1300 1249

Page 65: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

55

Mekir v.Karabet ve kardeşleri Ohannes, Ahsabert, Zagon ve … Kevrok v. Derbab Baldır Bazarı 1300 1226

Çilingir Muğdis Mosis ve kardeşi Muğdis Mihail

Keşişoğlu Artin veBeyros ve kız kardeşleri Eyron Ağcabölge 1275 1232

Kuyumcu İstefan v. Seyrob Komşusu Taşcı Sogun v. Papu Bazar 1250 1254

Derzi Mıgırdıç v. Vartun Kılıçcı Muğdis Mesik ve kardeşi gaib Kirkor

Kösedere-i Zimmi 1200 1245

Beyros v.Serkiz’in varisleri: Zevcesi, 3 oğlu ve 1 kızı

Komşusu Katrancı Muğdis Karabet Üryan-ı Zimmi 1100 1253

Temürcü Bogos v. Kevkebin ve kardeşi Maryem

Derzi Babik v. Dülger Karabet Temürcülerardı 1000 1243

Balmumcu Evamiş v. Karabet Boyacıoğlu Muğdis Simon ve Bogos ve Artin Üryan-ı Müslim 900 1231

Natur Mesik v. ? ve kardeşi Artin Amcası Karabet v. Palus Kösedere-i Zimmi 900 1255

Boyacı Karabet v. Artin M. Artin v. Kasab Bedik Hoca İmam 700 1243 Reşber Artin v. Kaluk Toros v. Kirkor Ece 600 1254 Derzi Babaga Derzi Davit oğlu Serkiz Akdeğirmen 550 1232

Çilingir Mekir v. Kivrik Kalaycı Beyros v. Elibüyük Agop Örtülüpınar 500 1242

Agob v. Kalok Manuk v. Ovannes Cami-i Kebir 500 1239 Banik v. Emirhan Mardıros v. Ağya Üryan-ı Zimmi 400 1225 Agob v. Bedros Mekir v. Kirkor Temürcülerardı 400 1239

Kuyumcu Mardıros v. Ağya Agob Keşiş v. Ovannes Keşiş Üryan-ı Zimmi 350 1226

Kevrok v. Derbab Ağayık v. Derbab Baldır Bazarı 250 1226 Temürcü Haçor v. Ovanis Kardeşi Bogos Sarı Şeyh ½ 200 1242 Vesne b. Manuk Nonik b. Markır Hoca İmam 200 1242 Nigos v.Mıgırdıç’ın varislerinden zevcesi, annesi, 2 kızı Babik v. Agob Kösedere-i

Müslim 72/37 2600 1254

Eyron b. Kabril Hazinedar Rüstem Raşid Ağa Üryan-ı Müslim 2700 1233

Haros b.Markos’un varisleri zevcesi, 2 oğlu ve 1 kızı Hacı Mustafa Ağa Paşa Beğ 1700 1255

Maniya b. Kapril Hazinedar Rüstem Raşid Ağa Üryan-ı Müslim 900 1233

Page 66: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

56

Evamiş v. Sahek Ozanlıoğlu Osman Ferhatbostanı 870 1233 Zagatil v. Ohannes Mehmed Efendi b.Osman Cami-i Kebir 100 1226 Kaltakçı Artin Mehmed Efendi b. Ali Ağcabölge 100 1227 İbnik ve kardeşioğlu Nükas Koloğlu İbrahim b. Ali Ece 20 1242

Ahmed b. Abdullah Hamparsum v. Agob Kösedere-i Zimmi ½ 600 1254

Hacı İsmail b. İbrahim Boyacı Karabet Sarı Şeyh 885 1243 Osman Ağa b. Abdullah İstefan v. Agob Tokmak 825 1227 İlyas b. Abdullah Kasbar v. İstefan Akdeğirmen 750 1233 Es-seyyid Hüseyin Efendi b. Hasan Mardıros v. Manas Cami-i Kebir 400 1226

F. GAYRİMÜSLİM VAKIFLARI

Vakıflar, maddi bir karşılık beklemeksizin, başkalarına yardım gayesiyle kurulmuş, dini, hukukî ve sosyal müesseselerdir. Başka bir deyişle vakıf, bir kişinin menkul veya gayr-ı menkul malını sadece Allah rızasını kazanmak amacıyla, dinî ve sosyal kurumlar ve işler için sonsuza kadar kendi mülkünden ayırıp hizmete sunmasıdır. Vakıflar, sadece yoksul durumdakilere yardım etmek çerçevesinde kalmamış, aynı zamanda fikir, kültür, eğitim, sağlık, din, imar gibi kurumlar üzerinde de derin izler bırakmıştır. Her türlü amme hizmetleri, sosyal yardım, ilmî, dinî, medenî ve iktisadî hayatın her türlü yansımaları, vakıflar kanalıyla düzenlenmiştir. 136

Sivas şehrinde Osmanlı döneminde kurulan vakıfların %50,7’si başta vezir olmak üzere askerî zümreye, %26,3’ü Müslim ve Gayrimüslimlerin kurduğu vakıflardan oluşan reayaya ve %23’ü kurucusu veya mesleği tespit edilemeyen vâkıflara aittir. Reayanın kurduğu 84 vakıftan 3’ü Gayrimüslimlere aittir. Bu vakıflardan 2’sinin kurucusu erkek, 1’i kadındır.137 Bunlardan biri, Yıldızeli kazasına bağlı Pirkinik Karyesinden Arok oğlu Keşiş ve Tokat’tan Hindistan oğlu Bedros kızı

136 Saim Savaş, “18. Asrın Sonlarında Sivas’ta Kurulan Vakıflar Hakkında Bazı Bilgiler” Revak/90, Sivas 1990, s.58 Müjgan Üçer, “Sivas’ta Vakıf Kuran Kadınlar”, Revak/91, Sivas 1991, s.73 137 Demirel, Vakıfların Rolü, s.120, 123

Page 67: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

57

Mariyye Vakfiyesidir.138 Bundan başka, kurucusunu tespit edemesek de, 1838 tarihli bir mülk satışı belgesinde Dülger Karuk v. Dakiz’in evinin iki taraftan bir kinise vakfıyla çevrili olduğu yazılıdır. Ev Bazar mahallesindedir ve bu vakıf da mahalle de mevcut kilisenin bitişiğindedir.139 Yine Haziran 1800 tarihli bir kayıtta Zarikoğlu Simon v. Serkiz’in Temürcülerardı mahallesindeki evini ve içindeki bir miktar malını “…senevi Küçük Kiniseye otuz akçelik şem’ ve rugan vermek üzre vakf” ettiğini görüyoruz. Belge, “…hayatta oldukça kendisi, halik olunca damadı Parsih v. Kivirk nam zimmî, ba’del-inkıraz kızı, ba’del-inkıraz kilise-yi mezkur mütevellileri mütevelli olsunlar…” şeklinde devam etmiştir.140 1800 tarihli diğer bir kayıtta ise Hoca İmam mahallesinde “Kudüs-i Şerif vakıf menzili” ifadesi kullanılmıştır. Bu vakıfların fonksiyonlarının neler olduğuna dair bilgi verebilecek dokümanlarımız ne yazık ki bulunmamaktadır. Müslim vakıflarının faaliyetlerini, Gayrimüslimlerle ilişkili olarak, sosyal yapıya ilişkin söz söyleyebilmek adına değerlendirmek istersek, vakıflar eliyle yoksulların ihtiyaçları için toplanan sadakaların dağıtımında din farkı gözetilmediği sonucuna varırız. Zira arşivde, Ramazan ayında Müslim vakıfları tarafından, Gayrimüslim yoksulları için de sadaka toplandığına ilişkin belgeler bulunmaktadır.141

138 H.1197, Üçer, “Vakıf Kuran Kadınlar”, s.74 139 SŞS 19, s.121 140 SŞS 6, s.37 141 Salih Şahin, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi personeli

Page 68: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

58

III. BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE GÜNDELİK HAYAT

D. ÖZEL YAŞAM ALANLARI: EVLER

Ev, bütün kültürlerde toplumun en küçük birimi olan ailenin barınağı olarak işlev gören kültür ünitesidir.142 Evler bir bakıma medeniyetlerin küçük temsilcisi durumundadırlar.143

Osmanlı evinin şekillenmesinde, tarihî kültürel tecrübeler, iklim, coğrafî mekân, malzeme, ekonomik güç, mimarî bilgi ve ustalık gibi öğeler önemli rol oynamıştır.144 Bu bağlamda evlerin yapımında, kireç, toprak ve kerpiç gibi kısmen dayanıksız malzemeler kullanılmış olması, evlerin süsten uzak sade görünmesi, sade döşenmesi ve çok amaçlı kullanıma açık olması Osmanlı evlerinin ortak özellikleridir.

Mülkiyeti kişiye ait olan evler, belgelerde mülk menzil olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada incelenen belgeler, yapı malzemeleri, binaların genel görünüşleri veya mimarî dekor hakkında bir bilgi vermemektedir. Bununla birlikte evleri oluşturan odaların dağılımı ve şekli konusunda önemli bilgiler yansıtmaktadır. Bu özelliğiyle bu tarihî belgeler, XIX. yüzyıl başında Sivas’ta, bir Ermeni evinin, daha doğrusu bir Anadolu evinin çeşitleri ve özellikleri hakkında fikir sahibi olmamızı sağlayabilir.

İlk olarak evlerin oda sayılarına bakalım. Evlerin 11’i tek odalı olup (%29,7), 10’u 2 odalı (%27,02), 9’u 3 odalı (%24,3), 3’ü 4 odalı (%8,1), 2’si 5 (%5,4), 1’i 6 ve 1’i de 8 odalıdır (%2,7). Evlerin birinde 2 bab olmak üzere toplam 33 tanesinde kış evi (%89,1), 5 tanesi 2 bab, 2 tanesi 3 bab, 1 tanesi de 5 bab olmak üzere toplam 24 tanesinde fevkani oda (%64,8) vardır. Bu durumda iki katlı evlerin yaygın 142 İbrahim Bakır, “Ailenin Yaşama Mekanı Ev”, Türk Aile Ansiklopedisi, C. II, Ankara 1991, s.462; Turan Alkan, “Ev ve Ailenin Değişimi”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C. II, Ankara 1992, s. 786 143 Dilaver Cebeci, Tanzimat ve Türk Ailesi – Sosyal Değişme Açısından Tanzimat İstanbul’unda Türk Ailesi Üzerine Bir İnceleme, İstanbul 1993, s.101 144 Demirel, Muhiddin Tuş, Adnan Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam (XVI-XIX. Yüzyıllar)”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C. II, Ankara 1992, s. 703

Page 69: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

59

% 842 katlı

% 16Tek katlı

olduğunu söyleyebiliriz. Zira fevkani odaların varlığı en azından evin tek katlı olmadığını göstermektedir. Yani ikinci bir katı ifade etmektedir. Bunlara ek olarak oda içinde bilhassa cam kenarında oturulacak bir yükselti olarak düşünebileceğimiz seki ye toplam 10 evde rastlamaktayız (%27,02). Bunlardan başka yaz evi (2), fevkani yaz evi (3), tahtani oda (3) tanımları da birkaç belgede bulunmaktadır. Bunların hepsinden farklı olmak üzere bir evde de “kiracı damı” vardır.

GRAFİK III: TEK KATLI VE İKİ KATLI EVLER

GRAFİK IV: EVLERDE ODALAR

64,8

8,1

89,1

13,5

0 20 40 60 80 100

Fevkanî oda

Tahtanî oda

Kış evi

Yaz evi

Page 70: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

60

10,8

8,1

24,3

27,02

29,7

0 5 10 15 20 25 30

5+ odalı

4 odalı

3 odalı

2 odalı

1 odalı

GRAFİK V: EVLERDE ODA SAYILARI

Evlerin dışardan bakıldığında ilk göze çarpan özelliği, yüksek ve sağır duvarlarla çevrili olması idi. Bu duvarlardan iki büyük kanatlı kapı ile avluya ya da bahçeye geçilerek eve ilk adım atılmış olurdu. Havlu ve bağçe, Osmanlı ailesinin yoğun olarak kullandığı bir mekândır.145 Elimizdeki belgelerde eve ait bir bağçe ifadesinin kullanımı istisna olmakla birlikte, evlerin çoğunluğunun bir miktar havlusu bulunmaktaydı. Bu bölümde incelediğimiz 37 belgeden 3’ünün gayr-i müsmireli (ağaçsız) bağçesi varken, 3’ünün eşcar-ı müsmiresi (meyve ağaçları), 3’ünün ekilip biçilen bostanı, yani toplamda 9’unun bahçesi ve 35’inin havlusu vardır. Avlu ya da havluyu, ev ile sokak kapısı arasındaki geçiş yeri, kısa açık bir mekân olarak tanımlamak doğru olacaktır. Bazı evlerin tarifinde hem bahçe hem de havlu ifadelerinin geçmesi, bizi böyle bir tanımlamaya götürmektedir. Buna rağmen havluyu bahçeden tamamen ayrı tutmak doğru olmaz. Anlaşılacağı üzere, havlu da bir nevi bahçe izlenimi vermektedir. Bu durumda havlu, evin tamamlayıcı bir parçasıdır. Sundurmaların açıldığı yer burasıdır. Eğer evin kendine ait bir çeşmesi varsa burada bulunur. Ayrıca ahır ve ambarlara havlu vasıtasıyla geçilir.146 Bununla beraber 2 evde örtme dediğimiz mekânlar bulunmaktaydı. Örtme, kısmen çardağa

145 Demirel, Tuş, Gürbüz, “Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam”, s.704 146 Faroqhi, “Şehir Evinin Fiziksel Şehri”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, Cilt 3, Ankara 1992, s.1166

Page 71: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

61

94,5

32,4

10,8

40,5

27

5,4

24,3

0 20 40 60 80 100

AhırGelgeç arkı

ÇeşmeAralıkÖrtmeBahçeHavlu

benzer, çardaktan farklı olarak ise muhkem bir çatıya sahip olan yarı-açık mekânlardır.147

Çeşme, 37 evden 15’inde bulunmaktadır ki bunların 8 tanesi nısıf (yarım) yani komşularıyla ortaktır (%40,5). Çeşmeler, belgelerde lüle mai cari çeşme şeklinde geçmektedir.148 Bunun yanında 4 evde gelgeç arkı bulunmaktadır. Gelgeç arklardan kasıt, bahçelere uzanan ve muhtemelen sulama amaçlı olarak kullanılan su yollarıdır. Belgelerde çeşmelerden sonra yaygın olarak rastladığımız yer, evin müstakil bir parçası olan ahırdır. 37 evden 12’sinde ahır bulunmaktadır(%32,4). Tabii ki birçok evde hayvanlara ait bir yerin olması normaldir. Ahır kelimesi çok geniş bir kapsama sahip olduğundan burada barındırılan hayvanların türlerini bilemiyoruz. Fakat tereke kayıtlarından yola çıkarak, ailelerin süt, yoğurt ve yumurta gibi ihtiyaçlarını karşılamak için hayvan beslediklerini, bu durumda beslenen hayvanların çoğunun süt ve yumurta veren hayvanlardan oluştuğunu söyleyebiliriz.

Evin diğer bir özel kısmı aralık idi. Aralık, bugünkü ifadesiyle sofa ya da hol tarzı bir işleve sahip, evin odalar arası ve odalar ile diğer mekânlar arası geçişi sağlayan kısmıydı. İncelediğimiz evlerden 10’unda aralık bulunmaktadır (%27,02).

GRAFİK VI: EVLERİN BÖLÜMLERİ

147 Faroqhi, “Şehir Evinin Fiziksel Şehri”, s.1152 148 Lüle: musluk; mai cari: akar su

Page 72: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

62

Geleneksel Anadolu evinde yemek ve uykuya ayrılmış özel odaların olmadığı bilinmektedir. Bu anlamda evlerde mutfak bulunmaz, yemekler mangal ya da ocak tabir edilen yerlerde pişirilirdi. Bununla beraber elimizdeki kayıtlarda nadiren, yiyecekleri saklamak ve ekmek pişirmek için oluşturulmuş bir-iki bölümden bahsedilmektedir.149 Elimizdeki kayıtlardan 1 tanesinde kiler bulunmaktadır. Bu noktada bahsedebileceğimiz diğer bir özellik de ev fırınlarının varlığıdır. Evlerden 5 tanesinin fırını bulunmaktadır(%37,5). Bu fırınlardan muhtemelen komşular da faydalanmaktadır. Dönem içinde ekmeklerin evde kadınlar tarafından yapılmasının yaygın olduğu düşünüldüğünde fırın sayısındaki azlık dikkat çekebilir. Fakat bölgede tandır denilen yerlerde de ekmek yapılıyor olması, fırın sayısının azlığını açıklamaktadır. Bu bölümlerden farklı olarak gördüğümüz bir mekân da, sadece 1 kayıtta rastladığımız kahve ocağıdır. Bütün bu saydıklarımızın dışında, 3 evde birer bab odunluk ve 1 evde anbar ve otluk bulunmaktadır.

Son olarak şehrin fizikî genel görünüşüne göz atmak istersek; şehirdeki “binaların büyük payı ahşap, bazı mahaller de harab ve sokakları istikametsiz ve bihisab ise de pek çok göze vurur atik ebniyeleri, yani İslamiyetin mükellef camileri, medreseleri ve tekkeleri ve Ermenilerin meşhur mektep ve kiliseleri vardır.”150

E. EV EŞYALARI

İnsanın toplumsal ve kişisel yaşantısının şüphesiz en önemli cephesi, gününün büyük bir kısmını geçirdiği ev hayatıdır. Burada bizim yapacağımız iş, belgelere yansıdığı ölçüde evde kullanılan eşyaları sınıflandırarak sıralamak olacaktır. Ev eşyalarının en az, barınma ihtiyacını karşılayan ev kadar önemli olduğu muhakkaktır. Eşyaların sayısı ve çeşitliliği, ailenin sosyal, ekonomik ve kültürel durumunu ve hayat tarzını yansıtır.151 Şanslı olduğumuz nokta ise evlerde kullanılan mevcut eşyaların, 9 sicil defterinden seçtiğimiz 70 tereke kaydının tamamında ayrıntılı olarak sunulmuş olmasıdır.152

149 Faroqhi, “Şehir Evinin Fiziksel Şehri”, s.1163 150 Pamukciyan, Ermeni Harfli Türkçe Metinler, s.44 (Felek Mecmuası, Sivas 1882) 151 Demirel, Tuş, Gürbüz, “Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam”, s.706 152 SŞS 8; 9; 10; 12; 13; 14; 15; 17; 19.

Page 73: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

63

Öncelikle ailenin yemek içmek için kullandıkları gereçlere bakalım: yemekler evane-i nühas adı verilen bakır kap-kacakta pişirilmekteydi.153 Bu bakımdan evane-i nühas, bütün terekelerde bulunmaktadır. Kap-kacak ocak başlarında bulunan tahta raflarda veya açık ve kapalı gömme dolaplarda (gözlerde) saklanmaktaydı.154 Bunun yanında mutfak gereçleriyle ilgili birtakım detayları birçok terekede görebiliyoruz: Maşraba, kazgan, billur bardak, su takımı, tabak, çini tabak, billur kâse, kâse takımı, kaşık, bakraç, bıçak, havan, şişe, yağlı tavası, süzgeç, kevgir, turşu küpü, sofra bezi, çanak, billur tas kayıtlarda geçen mutfak eşyası çeşitleridir. Evlerin bir köşesini oluşturan ocak ve ocaklıklar, hem ısınmak hem de yemek ve ekmek pişirmek için kullanılmıştır. Ocakla ilgili eşyalar arasında sac ayağı, mangal, maşa vardır.

Osmanlı toplumundaki zengin kahve kültürünün yansıması olarak fincan (takımı), kütahiyye tabağı ve fincanı, sim zarf, kahve ibriği, cezve gibi eşyalar da terekelerde yerini almıştır.

Osmanlı’da tütün ve enfiye kullanımının yaygın olduğu bilinmekle beraber, belgelerde bunlarla ilgili eşyalar oldukça seyrek olarak yer bulmuştur. Sadece 2 belgede enfiye kutusu ve 1 belgede duhan kesesi ve 1 belgede çubuk maa takımları geçmektedir.155 Ayrıca belgelerde, Gayrimüslimlerin kullanımına özgü olarak gördüğümüz eşyalar da bulunmaktadır. Bunlar yaygın olmamakla birlikte şarap takımı ve şarap kadehi fincan’dır.156

Kişisel temizlik için kullanılan eşyalar da doğal olarak belgelerde görülmektedir. Hemen her terekede leğen ve ibrik yazılıdır. Bunlardan başka çamaşır leğeni, el leğeni, hamam takımı ve peşkir bazı belgelerde bulunmaktadır.

Her evin tabii ve zaruri ihtiyaçlarından ve aile bireylerinin geceleri yatıp uyumak için kullandıkları, gece serilip gündüz toplanarak dolaplarda muhafaza edilen eşyalar, döşek, yorgan, yastık, mitil ve yüzleri ve çarşaflardır. Bunlar terekelerde genellikle eskilik ve yenilik durumları (cedid, müsta’mel, köhne) ile 153 Demirel, Sivas Şehri, s.76 154 Demirel, Sivas Şehri, s.76 155 SŞS 14, s.48; 19, s.52 156 SŞS 19, s.51; 19, s.52

Page 74: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

64

yapıldıkları malzemeler belirtilerek yazılmıştır. İçleri genellikle yünle dolu olan döşeklerin yüzleri, bez, kutnu, çit, dimi, basma, tire ve beldar gibi pamuklu ve keten dokuma kumaşlarla kaplıdır. Bazı yastıkların yüzleri kadife ve işlemelidir. Yatak takımlarının sayısı ise ailenin durumuna göre değişmektedir. Renkleri ise genellikle alaca, kırmızı, mai ve beyazdır. Yatak takımları, akşam serilip sabah kaldırılmaktadır. Bu tip eşyalar açısından da Müslim ve Gayrimüslim evler arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.

Evlerde kullanılmakta olan bir başka eşya grubu, yaygı olarak tabir edilen halı, kilim, minder, şilte, yastık, çul, kaliçe ve cecimdir. Bunlardan en yaygın kullanılanı ve her terekede en az 1 tane bulunan kilimdir. Kilimler, belgelerde kullanıldığı yere göre yan kilim, orta kilim, malzemesine, büyüklük-küçüklük, eskilik-yenilik gibi özelliklerine ve çeşitlerine göre çul kilim, kebir kilim, sagir kilim, cedid kilim, köhne kilim, Türkmen kilimi, renklerine göre kırmızı kilim, alaca kilim şeklinde yazılmıştır. Kilimler yünden mamüldür. Kilim kadar yaygın olmasa da diğer bir yaygı türü de halıdır. Halılar da yine kilimler gibi özellikleriyle beraber kaydedilmiştir. Yaygılar üzerine konulan minderler ve tamamlayıcısı olarak yaslanmak üzere duvara dayanan yastıklar evin oturma düzenekleridir. Bunların dışında sadece 2 terekede iskemleye rastlanmaktadır.

Aydınlatma aracı olarak kullanılan kandil, şişe kandil, fener ve şamdanlardan en az biri hemen her evde bulunmaktadır.

Evlerde kullanılan eşya listesini tamamlamak için, yaptığımız sınıflandırmaların dışında kalan eşyaları da yazmamız gerekecek. Bunlar, hırdavat, çuval, dakik, hatab araba, heybe, yün tarağı, makas, bıçak kını, kilit, kürek, balta, keser, kazma, nacak, zenbil, iplik, buhurdan, çıkrık, evadanlık, çekmece, sanduka ve tulum olarak sıralanabilir. Bunların dışında, dikkati çeken ve Gayrimüslimlere özgü bir eşya olan ve sıkça rastladığımız kinise minderleridir.

Bütün bu saydıklarımızdan başka Müslim-Gayrimüslim ilişkileri açısından önemli olabilecek bir eşya grubu da seccadeler ve tesbihlerdir. 3 terekede rastladığımız tesbih, boncuk tesbih, kehribar imame ve tesbih kutuları ile 3 terekede rastladığımız ikişer seccadenin varlığı (biri cedid seccade), bu eşyaları, Ermeni

Page 75: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

65

ailelerin Müslüman komşuları için evlerinde bulundurduklarını göstermekte ve bir bakıma yakın, anlayışlı, saygılı ve iyi ilişkilerin sembolünü oluşturmaktadır.

F. KİŞİSEL EŞYALAR: Kıyafetler, Aksesuar ve Mücevherat

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, insanların kişisel ve sosyal yaşantılarının yansımalarını kullandıkları eşyalarda bulmaktayız. Kadı sicillerinde yer alan tereke kayıtları, ev eşyalarının yanı sıra kişisel eşyalar olarak nitelendirebileceğimiz giyim-kuşam, buna bağlı olarak aksesuar ve mücevherat konusunda da zengin bilgiler sunmaktadır. Bu bilgileri aktarmak yoluyla belki, dönemin kişisel gündelik hayatı hakkında da fikir sahibi olabilmemiz mümkün olacaktır.

Terekelerde sıralanan giyim kuşam eşyaları, isimlerinin yanında eskilik ve yenilikleri, renkleri, türleri ve ne tür kumaştan yapıldıklarıyla beraber verilmiştir.

Müslüman erkeklerin terekelerinin çoğunluğunda sarık, kavuk veya fes ifadeleriyle mutlaka bir başlık yazılıdır. Osmanlı toplumundaki yaygın başlık kullanma kültürü göz önünde tutulduğunda, Gayrimüslim erkeklerin de mutlaka bir tür başlık kullanıyor olmaları gerekirdi. Bu bakımdan Gayrimüslim erkeklerin terekelerinde herhangi bir başlık isminin anılmasının seyrek olması ilginçtir. Üstelik 1827 tarihle bir sicil kaydında Gayrimüslimlerin “…yeşil ve kırmızı esvab giyinmeyip, başlarına beyaz sarmamaları”nın istendiğini görmekteyiz157. Yani bir tür başlığın kullanıldığı şüphesiz olmasına rağmen, ne yazık ki kullanılan başlıkların ismi terekelerde sık olarak yer almamıştır. Sadece 3 terekede müsta’mel fes, keçe fes ve börk yazılı bulunmaktadır.

Kadın terekelerine baktığımızda başları için kullandıkları örtülerin ve aksesuarların yazılı olduğunu görüyoruz. Bunlar, baş örtüsü, değirmi, çevre, makrama, yazma ve bürük ve ayrıca pullu başlık ve sim tepelik şeklinde yazılmış olup, bütün kadın terekelerinde bulunmaktadır. Bunlar ise genellikle kırmızı bürük, mai yazma, işlemeli makrama, beyaz değirmi, mücessem baş örtüsü, bürüncük değirmi, hindî değirmi, işlemeli çevre şeklinde renkleri, türleri ve malzemeleri ile birlikte ifade edilmişlerdir. 157 SŞS 15, s.66

Page 76: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

66

Kadın ve erkeklerin iç kıyafetlerini, belden yukarı giyilen içlik, zıbun, gömlek ve belden aşağı giyilen don oluşturmaktadır. Bunların da bez dizlik, ipekli don gömlek, ibikli gömlek, Bursa kari gömlek gibi çeşitleri bulunmaktadır. Bunların üzerine, kalçalara kadar uzanan mintan ve boydan diz kapaklarına kadar uzanan, aynı zamanda dış kıyafet olarak da kullanılan entari giyilirdi. Belki görünen kıyafet olmasından dolayı en çok çeşitliliğe entari sahipti.158 Dökmeli harî entari, canfes zenne entarisi, Şam kutnusî entari, işlemeli ipekli entari, penbe ipekli entari, mai kaftanlı entari, kırmızı entari, alaca entari, siyah entari, basma entari, çuka entari en çok rastlanan türleridir.

Mintanın ve entarinin üzerine hırka veya yelek giyilirdi. En üste ise mevsime göre cübbe, aba veya kürk giyilmekteydi. Cübbe, yünlü bir tür kumaş olan çuka veya yün-ipek karışımı şaldan yapılırdı.159 Avrupa çuka cübbe, Antep kari aba gibi çeşitleri mevcuttu. Bu dış kıyafetler zaman zaman üst urba olarak da anılmaktaydı.

Dış kıyafetler arasında sayılan şalvar, bilindiği gibi belden aşağı giyilen bol kesimli kıyafettir. Çuka şalvar ifadesine sıkça rastlanmaktadır. Çukanın sık kullanımının bölgenin iklim şartlarından kaynaklandığı düşünülebilir. Yine bunun yanında ipekli şalvarlar da vardır. Şalvarlar muhtemelen belden uçkurla bağlanmaktaydı.

Bütün kıyafetlerle birlikte bele uçkur, kuşak veya kemer bağlanmaktaydı. Uçkur, belden aşağı giyilen don ve şalvar gibi giyecekleri, kemer uzun ve vücudun en dışına giyilen bol kıyafetleri bel kısmından sıkıp tutmak için kullanılmıştır. Kuşaklar ise bel kısmını sıkı ve sıcak tutmak için sarılmıştır.160 Bu bakımdan kuşak ve kemerlerin çeşitleri de oldukça zengindir. Basma şal kuşak, Tosya kuşak, ipekli kuşak, kırmızı kuşak, dökme sim kemer, sim kemer, soflu kemer terekelerde rastlanan çeşitlerdendir.

158 Demirel, Tuş, Gürbüz, “Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam”, s.721 159 Demirel, Sivas Şehri, s.73; Demirel, Tuş, Gürbüz, “Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam”, s.721 160 Demirel, Tuş, Gürbüz, “Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam”, s.721

Page 77: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

67

Bunlardan başka tereke kayıtlarında çorap, çizme, peştamal, Selanik kari peştamal, hamam esvabı ve özellikle kadın terekelerinde önlük ile çocuk boğazlığı ve uşak esvabı kayıtları bulunmaktadır.

Kıyafetlerin pir parçası olmamakla birlikte, insanların vazgeçemedikleri bir tutku olan ziynet eşyalarından da burada bahsetmek gerekir. Maddi durumu ne olursa olsun her kadın terekesinde mutlaka çeşitli mücevherat bulunurdu. Bu mücevher ve mücevherli aksesuarların çeşitleri ise şöyle idi: Sim kemer kulağı, incili zer küpe, sim küpe, zer incili küpe, çekirdek inci, ufak inci, sim zincir, yüzük, akik yüzük, yakut yüzük, zer yüzük, gümüş bilezik, zincirli ve parası, sim yakalık, pullu başlık, sim tepelik, incili alınlık, sim dökme saç bağı, saç bağı, simli göz boncuğu...

Bütün bunların dışında özel eşyalar arasında sayabileceğimiz sanduka, cilbend, sim divit, sarı divit, kehribar takımı, saat, İngiliz kâri saat, saat Farisî de anılmaya değerdir. Mevcut divitlerden hareketle divit sahiplerinin yazı yazdıklarını söyleyebiliriz. Ayrıca Bezzaz Samil v. Agop’un terekesinde İncil olduğunu tahmin ettiğimiz Ermeni Kitabı bulunmaktadır. Bunun yanında Kevork v. Haçok’un terekesinde bulunan Kitab-ı Tûba’nın da İncil olma ihtimali de vardır.161 Görüldüğü üzere, kitap sahipliğine oldukça seyrek rastlanmaktadır. Fakat şehirdeki Ana Kilise’nin ve Surp Nişan Manastırı’nın kapsamlı birer kütüphanesinin bulunduğu, bu yolla kitap ihtiyacının karşılanabileceği de unutulmamalıdır.162

161 SŞS 19, s.52; 9, s.161 162 Durmazgüler

Page 78: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

68

IV. BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE AİLE HAYATI

Toplumun doğal ve temel öğesi olan aile, insanlığın başlangıcından beri var olagelmiş, toplumun devamında önemli görevler üstlenmiş, ekonomik hayata yön vermiş, sosyal ve siyasî hayatı düzenlemiş, dinî ve kültürel devamlılığı geliştirmiş, bunların da ötesinde insanlığın varlığı ve yeni nesillerin oluşumunda başlıca unsur olmuştur.163

Bu bölümde, toplum içindeki dinî farklılıkların aile yapısında dolayısıyla toplum ve kültür yapısında bir farklılık yaratıp yaratmadığı şüphesiz aklımıza ilk gelen soru olacaktır. Bir Müslüman aile ile bir Hıristiyan aileyi ayıran belirgin özellikler var mıdır? Aslına bakılırsa farklı dinî cemaatlerin varlığının aile yapısını çok etkilediğini söylemek mümkün değildir. Çünkü farklı dinlerden insanların oluşturduğu toplum, benzer yapıya sahip ailelerden oluşuyor. Mesela dünyada pederşahîlik, ırz ve namus mefhumları ve iki cins arasındaki ayırım yönünde Ermeni ve Türk ailesi arasındaki benzerlik başka hiçbir milletle karşılaştırılamayacak ölçüdedir. Büyük ölçüde Rum-Ortodoks ve Musevi aileler de bundan farklı değildir. Çünkü aile yapısı daha çok, dinin değil kültürel çevrenin etkisiyle şekillenmiştir. Nitekim dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan fakat aynı dinin mensubu olan kişilerin yaşam tarzları birbirinden faklıdır. Aynı coğrafyada ve bir arada yaşayan farklı dinî toplulukların ise, ortak kültür değerlerini ve ortak yaşam tarzını benimsemeleri doğaldır. Bu değerler şüphesiz aile yapısını da kapsar. Buna göre Anadolu’da yaşayan Müslüman ve Gayrimüslimler arasında, önemli yaşam farkı ve aile yapısında derin ayrılıklar olduğu konusundaki yaygın kanaat hatalıdır. Millet sistemi, farklı dinlere mensup insanların evlilik bağı ile akrabalık kurarak kaynaşmasına manidir fakat kültürel etkileşim ve yaşamın temel kurumlarındaki ortaklık şaşılacak derecede yüksektir.164 Bu benzerlik günümüzde de aynı şekilde devam etmektedir.165

163 Demirel, Adnan Gürbüz, Muhittin Tuş, “Osmanlılarda Ailenin Demografik Yapısı”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C.1, Ankara 1992, s.97 164 Ortaylı, Aile, s.6 165 Durmazgüler

Page 79: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

69

Zaman, mekân ve toplumsal değerlere ve kültürel öğelere bağlı olarak aileler bazen, çok sayıda bireyden oluşan geniş aile, bazen de anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden ailenin demografik yapısı, ailenin toplumsal fonksiyonundan dolayı ve toplum yapısı hakkında değerlendirme yapabilmemize imkân sunduğu için önemlidir.166 Ailedeki fert sayılarını ayrıntılı şekilde bulabildiğimiz kaynaklar tereke kayıtlarıdır. Tereke kayıtlarında ölen kişinin hayatta olan varislerinin ismi mirastan paylarına düşen miktarlarla beraber kaydedilmiştir. Birçok Gayrimüslimin de aile işlerini kadı sicillerine kaydettirme eğilimi vardır. Gayrimüslimler şer’i mahkemelere en çok ölen yakınlarının mirasını paylaşırken başvurmuşlardır.167 Biz de bu bölümde konuyu, tereke kayıtlarından toplam 66 aile üzerinden değerlendirme yapmaya çalışacağız.

D. EVLENME ve BOŞANMA

Farklı hukukî mevzuata bağlı cemaatler, daha doğrusu millet kompartımanları sosyal ve kültürel hayatta adeta ortak kurumlar ve adetler etrafında biçimlenir. Yaşamın sosyal ve kültürel kalıpları, her din mensubu için ortak geçerli kurallardır. Bu keyfiyet ortak hatları olan bir hayat tarzı yaratmıştır. Bu kültürel çerçeve bir aile tipi ortaya çıkarmıştır. Ailelerin kendilerine ait bölgesel renkliliği her dini cemaat için söz konusudur.168

Osmanlı’da evlenme, boşanma gibi ailevi işler dinî cemaatlere bırakılmıştır. Bu durumda, Gayrimüslimlerin nikâhları, kendi dini mabetlerinde ve kendi din adamları tarafından ve pek tabii ki kendi dinî ayinlerine uygun olarak kıyılmaktaydı. Buna göre evlenecek kadın ve erkek kesinlikle Hıristiyan olacaktı. Hatta mezhep ayrılıkları bile evlenmeye engeldi.169 Ayrıca nikâhı kıyılacak tarafların vaftizlerin yapılmış olması şarttı. Zira vaftizi yapılmamış kişilerin dinî nikâhı kıyılamazdı.170 166 Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”, s.97 167 İnalcık, Sosyal Tarih, s.725 168 Ortaylı, Aile, s.59 169 Buna karşılık Müslümanlar Gayrimüslimlere kız vermez fakat onlardan kız alabilirlerdi. Kız ehl-i kitap olmak şartıyla dinine bağlı kalabilirdi. 170 Vaftiz, kişinin rahip tarafından kutsal suyla yıkanarak kutsanmasıdır. Normal şartlarda buluğ çağına gelmeden yapılmalıdır. Durmazgüler.

Page 80: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

70

Nikâh, mutlaka kilisede ve bir dinî başkanın gözetimi altında kıyılarak ve tören için belirli birtakım dualar okunarak nikâh rahip tarafından kutsanmaktaydı.171 Nikâh, Kilise mahkeme defterlerine kaydedilmeliydi. Aslında çoğunlukla nikâhların mahkeme siciline de kaydedilmesi gerekiyordu fakat bu tip kayıtlara -Müslümanlara ait olanlara bile- sicillerde bolca rastlanmıyor. Bununla birlikte birçok yerde Hıristiyanların, nikâh kayıtlarında mehr tayini yapıldığı görülüyor.172

Burada bizim de dikkatimizi çeken nokta tereke kayıtlarında rastladığımız mehr kayıtları oldu. Elimizdeki Gayrimüslim erkeklere ait 7 terekenin borç hanesinde ve Gayrimüslim kadınlara ait 2 terekenin de alacak hanesinde mehr kaydı bulunmaktadır.

İslam hukukunda var olan mehr, evlilik akdinin bir gereğidir ve erkek tarafından kadına mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel olmak üzere iki kısımda ödenmelidir. Mehr, kadının kendisine ait olup daha çok boşanma ve eşinin ölümüyle ortaya çıkan dulluk halinde ekonomik güvencesini sağlamaya yönelik bir edimdir. Bu yönünden dolayı, mehrin Hıristiyanlarca da tercih edilen bir yöntem olması mümkündür. Kadı mahkemeleri, Gayrimüslimlerin sahip oldukları hakları koruma konusunda oldukça titizdi.173 Bu durum, Gayrimüslimlerin aile meselelerinde de kendilerini güvence altına almak istemeleri noktasında, şer’i mahkemeleri ve şer’i yöntemleri tercih etmiş olmalarını belli ölçüde açıklayabilir. Öte yandan mehr, özellikle kadın için bir güvence olduğundan, mehr tayinini, kadının veya kadının ailesinin talep etmiş olması da muhtemeldir. Bu arada Gayrimüslimlerin bu uygulamayı tercih etmesi bu durumu dinî olmaktan çok kültürel ve resmî bir olay olarak algıladıklarını da gösterebilir. Gerçek sebebi tam olarak bilmemiz tabii ki mümkün değil. Bütün söylediklerimiz elbette tahminden ibaret. Fakat sonuç olarak bu durum şüphesiz kültürel etkileşimin bir sonucu olarak yabancılık hissinden çok bir aynılaşmanın varlığını göstermektedir.

171 Ercan, Gayrimüslimler, s.204 172 Ortaylı, Aile, s.63 173 İnalcık, Sosyal Tarih, s.726; Ortaylı, Aile, s.63

Page 81: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

71

Bilinen yaygın kanaatin aksine Osmanlı toplum yapısı içinde poligami (çok kadınla evlilik, çok eşlilik) pek iltifat görmemiştir. Müslim Osmanlılar arasında bile oldukça seyrek rastlanan poligami, Gayrimüslimler arasında yok denecek seviyedeydi.174

Boşanma mevzuuna gelince, sicillerde boşanma davalarına nadiren rastlanmaktadır. Faroqhi, Osmanlı’da boşanmanın sık rastlanan bir durum olduğunu fakat bu durumun genellikle kayıt altına alınmadığını ifade etse de175 biz bu görüşe katılmıyoruz. Çünkü Osmanlı toplumunda eşlerden birinin dul kalması çoğunlukla ölümle olurdu. Boşanma, her dinden cemaat içinde nadiren görülür, mevcut dinler açısından ve toplum tarafından hoş karşılanmaz ve tasvip edilmezdi.176 Yine Hıristiyanlıkta boşanma, çok özel bir durum olmadığı sürece kabul görmezdi, boşanmayı zorlaştıran şartlar vardı ve boşanma nedenleri çok sınırlı olduğundan kolay kolay yaşanmazdı.177 Elimizde konuyla alakalı 4 belge bulunuyor. Bunlardan ilki bir tereke kaydı ve Bezirgân Odabaşıoğlu Agop v. Karabet’e ait. Konuyla ilgili detay olmamasına rağmen yine de bahsedilebilir. Agop’un varisleri arasında eşinden bahsederken zevce-i metruke ifadesi kullanılmış. Bu durum Agop ve eşinin daha evvelden boşanmış olduğunu gösteriyor (1839).178 İkinci kayıt Anna b. Ohan tarafından eski kocası Muğdis Matos v. Manuk’a karşı açılmış bir nafaka davasıdır. Anna’nın nafaka-i iddet talebi sonunda mahkeme, Matos’un Anna’ya 200 kuruş nafaka vermesini karara bağlamıştır (1810).179 Üçüncü ve dördüncü kayıtlar ise birer boşanma davasıdır. İlkinde Haçoroğlu Ohan, kızı İrena ile damadı Manuk v. Markır’ın 12 yıl önce evlendiğini fakat Manuk’un kayıp (gaib) olduğunu belirtmiş, bu sebeple aralarındaki nikâhın feshini talep etmiştir. Bu boşanma için geçerli bir sebeptir. Mahkeme de bu talep karşısında İrena ile Manuk’u boşamıştır.180 Son dava 174 Osmanlı genelinde birden fazla kadınla evlilik oranı ortalama %8,5’dir. Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”, s.117; Ortaylı, Aile, s.58, 61 175 İnalcık, Sosyal Tarih, s.721 176 Ortaylı, Aile, s.74 177 Ercan, Gayrimüslimler, s.205; Durmazgüler 178 SŞS 19, s.214 179 SŞS 9, s.101 180 SŞS 8, s.55

Page 82: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

72

ise Karabet v. Mesik ile Azize b. Muğdis’in sebebi belirtilmeyen boşanma davasıdır.181

E. ÇOCUK SAYISI

Aileyi oluşturan unsurlardan biri olan çocuk, evliliğin önemli gayelerinden biri olmanın yanı sıra ailenin mutluluğunu ve huzurunu bütünleyen, aile ve toplum varlığının devamını ve sürekliliğini sağlayan parçasıdır. Hiç kuşku yok ki, ailenin geleceğine yönelik ana unsuru ve bütün kültürel ve ekonomik faaliyetlerinin amacı çocuklardır. Osmanlı ailesinde çocuk, babanın hukukî denetim ve velayeti altındadır ve çocuk üzerinde ailenin, akrabaların, mahalle ve cemaatin kontrolü vardır.182

Aile içindeki çocuk sayıları, ailenin ve dolayısıyla toplumun niteliği ve demografik yapısının tespiti konusunda ayrı bir öneme sahiptir. Çocuk sayıları tespitinde ise en sağlıklı verileri tereke kayıtları vermektedir. Tereke kayıtlarında çocuk sayılarının yanında, çocukların kız-erkek ve büyük-küçük olma durumları da belirtilmiştir. Bu noktada ilk söyleyebileceğimiz şey, eldeki bilgilerimizin doğrultusunda, bilinen kanaatin aksine Osmanlı toplumunda geniş ailenin değil, çekirdek ailenin yaygın olduğu gerçeğidir. Yapılan araştırmaya göre Osmanlı genelinde çocuk sayılarının genel ortalaması 2.33’tür. Müslümanlar açısından bu ortalama 2.31, Gayrimüslimler açısından 2.49’dur. Sivas şehrinde ise Müslüman ailelerin çocuk sayısı ortalama 2.52 iken, Gayrimüslim ailelerin çocuk sayısı ortalama 2.46’dır. Dolayısıyla genel ortalama 2.51’dir.183 Görüldüğü gibi genelde de özelde de Gayrimüslim ailelerde çocuk sayısı, Müslüman ailelere oranla daha fazladır. Eğer bu oran daha fazla olsaydı, sebepleri irdelenmeye değerdi. Ancak biz aradaki bu oran farkının çok da ciddi olmadığını düşünüyoruz.

181 SŞS 9, 144 182 Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”, s.107; Ortaylı, Aile, s.83-84 183 Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”, s.118

Page 83: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

73

TABLO IX OSMANLI GENELİNDEKİ AİLELERDE ÇOCUK SAYISI ORTALAMASI MÜSLİM % GAYRİMÜSLİM % GENEL ORT. % KÖY % 2.62 2.69 2.64 ŞEHİR % 2.30 2.47 2.32 GENEL ORT. % 2.31 2.49 2.33

TABLO X SİVAS ŞEHRİNDEKİ AİLELERDE ÇOCUK SAYISI ORTALAMASI

MÜSLİM % GAYRİMÜSLİM % GENEL ORT. % SİVAS 2.52 2.46 2.51

İncelediğimiz kayıtlara göre Sivas’taki 66 tereke kaydı sahibi ailenin 59’u evli, 1’i boşanmış ve 5’inin eşi vefat etmiş olmak suretiyle 6’sı dul ve 1’i de bekârdır. Bu 65 aileden 4’ünün hiç çocuğu yokken, 12’sinin 1 çocuğu, 14’ünün 2 çocuğu, 21’inin 3 çocuğu, 5’inin 4 çocuğu ve 8’inin de 5 çocuğu bulunmaktadır. Bunun dışında 1 aile 6 ve 1 aile de 7 çocukludur. Toplam çocuk sayısı ise 173’ü bulmaktadır.

Page 84: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

74

2 çocuk21%

3 çocuk31%

4 çocuk8%

5 çocuk12%

6 çocuk2%

7 çocuk2% çocuksuz

6% 1 çocuk18%

TABLO XI ÇOCUK SAYILARI

AİLE % Sayı Çocuksuz 6,06 4 1 çocuklu 18,18 12 2 çocuklu 21,21 14 3 çocuklu 31,81 21 4 çocuklu 7,57 5 5 çocuklu 12,12 8 6 çocuklu 1,51 1 7 çocuklu 1,51 1

Toplam Aile Sayısı 66 Toplam Çocuk Sayısı 173

GRAFİK VI: ÇOCUK SAYILARI

Page 85: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

75

Çocukları cinsiyetlerine ve yaşlarına göre değerlendirdiğimizde kız çocukların sayısının erkek çocukların sayısından fazla olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte küçük (sagir, reşit olmayan, buluğa ermemiş) çocuklar, büyük (kebir, reşit olmuş, buluğa ermiş) çocuklardan sayıca fazladır. Osmanlı geneli için yapılmış bir araştırma da bu veriyi doğrulamaktadır.184 Elimizdeki toplam 65 aileye ait 173 çocuktan 90’ı kız ve 83’ü erkektir. 90 kız çocuğun 57’si küçük, 33’ü büyükken, 83 erkek çocuğun 48’i küçük, 35’i büyüktür. Yani toplamda 173 çocuktan 105’i küçük, 68’i büyüktür. Belgelerde geçen sagir ve kebir ifadeleri için bir yaş sınırlaması belirtilmemiş olmasına rağmen sagir diye nitelendirilen çocuklara genellikle vasi tayin edilmesi, bu çocukların kendi başlarına karar veremeyecek bir yaşta olduğunu yani henüz reşit sayılmadığını göstermektedir.185 Bunların yanında 2 tereke sahibi eşleri hamileyken vefat etmişlerdir. Bunlar mirasa konu oldukları için terekelere kaydedilmiş olmalarına rağmen, çalışmamızda bunları, henüz doğmadıkları için çocuk sayısı toplamında değerlendirmeye almamayı doğru bulduk.

TABLO XII: CİNSİYET VE YAŞ ORTALAMASI BAKIMINDAN ÇOCUKLAR

KIZ ERKEK Küçük (sagir) Büyük (kebir) Küçük (sagir) Büyük (kebir)

ÇOCUK

% Sayı % Sayı % Sayı % Sayı 63,3 57 36,6 33 57,8 48 42,1 35

% Sayı % Sayı TOPLAM 52 90 47,9 83

TOPLAM ÇOCUK SAYISI 173

184 Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”, s.111 185 Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”, s.111

Page 86: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

76

KIZ52%

ERKEK48%

GRAFİK VIII: ÇOCUKLARIN CİNSİYETLERİNE GÖRE DAĞILIMI

F. MİRAS VE VARİSLER

Bu bölümde mirasa konu olan diğer aile fertlerine bakalım. Bu kişilerin başında kuşkusuz ebeveynler gelmektedir. Bu kayıtlardan hareketle tereke sahiplerinin ebeveynleriyle aynı evi paylaşıyor olma ihtimali aklımıza gelmekle beraber bunu tam olarak tespit edebilmek ne yazık ki mümkün değildir. Fakat yaşlı anne-babanın evlatları tarafından himaye edilmesinin köklü geleneklerin önemli bir parçası olması, anne-babanın evladın yanında kalıyor olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. İncelediğimiz 66 tereke sahibinin vefatı sırasında 11’inin annesi hayattayken, sadece 4’ünün babası hayattadır. Bu durum kadınların ömrünün erkeklere göre nispeten daha uzun olduğunu gösterebilir. Bu tespit Osmanlı geneli için de böyledir.186

TABLO XIII MİRASTAN PAY ALAN DİĞER VARİSLER

ANNE BABA KARDEŞ % Sayı % Sayı % Sayı

16,6 11 6,06 4 34,8 23

186 Bkz. Demirel, Gürbüz, Tuş, “Ailenin Demografik Yapısı”

Page 87: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

77

Ebeveynlerden sonra mirasa konu olan ikinci kişiler kardeşlerdir. Şayet vefat eden kişinin erkek çocuğu yoksa erkek kardeşlerine ve bekâr olan kız kardeşlerine de mirastan pay düşmekteydi. Buna göre elimizdeki tereke sahiplerinden 9’unun sadece erkek kardeşi, 2’sinin sadece kız kardeşi ve 4’ünün de hem kız hem erkek kardeşleri varistir. Ayrıca ölen kişinin, erkek evladının ve erkek kardeşinin bulunmaması ve babasının da hayatta olmaması halinde amcası, amca oğlu veya erkek olan yeğeni de mirastan pay alabilmektedir. Durum aşağıdaki tabloda ayrıntılı bir şekilde gözlenebilir.

TABLO XIV TEREKE SAHİPLERİNİN VARİSLERİ

VARİSLER Çocuklar

Kardeşler

TEREKE SAHİBİ Eş

Kız Erkek

Anne Baba

Kız Erkek

Amca Kardeş çocuğu

Amca çocuğu

1. Bezirgân Odabaşıoğlu Agob v. Karabet

+m 1 3 + - - 2- - - - 2. Bezzaz Tataroğlu Toros v. Vardihan

+ 3 - - - - 2 - - - 3. Bezzaz Toros v. Toros + 3 - - - - 2 - - - 4. Melikoğlu Oturakçı Ovanis v. Kapril

+ 3 3 - - - - - - - 5. Hayvancı Kaço v. Mekir + 1 2 - - - 6- - - - 6. Kuyumcu Hampartsum v. Serkiz

+ 2 3 - - - - - - - 7. Attar Naturoğlu Babik v. Mosis

+ 1 2 - - - - - - - 8. Dülger Artin v. Mesfur Horik

+ 1 2 - - - 1- - - - 9. Attar Artin v. Morsef + - - + - 2 1 - - - 10. Bezzaz Samil v. Agob + 1 1 - - - 1- - - - 11. Bezzaz Ohan v. Ovanis + 3 - - - - - 1 - - 12. Kuyumcu Babik v. Ovanis

+ 3 2-k - - - - - - - 13. Demirci Ohan v. Garbis + - 3-k - - - - - - - 14. Sarrafoğlu Babik v. Mıgırdıç

+ 2 - + - - - 1 - - 15. Bezzaz Kaspar v. Kapril + 1 1 - - - 1- - - - 16. Demirci Kevork v. Ovanis

+ 2 - + - - 1 - - - 17. Mihail v. Kivrik +h 2 3-ö + - - - - - -

Page 88: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

78

18. Bogos + 2 2 - - - - - - - 19. Eşbaboğlu Muğdis Ohan v. Kirkor

- 1 - - - - - - - - 20. Varteris v. Babaga - 1 1 - - - - - - - 21. Kuyumcu Agob v. Simon

+h 3 - - - - - - - - 22. Pabuççu Muğdis Kivirk v. Milkon

+ - 1 - - - - - - - 23. Karabet v. Ohan + 1 1 - - - - - - - 24. Zanturcu Derbab v. Haçador

+ 2 3 - - - - - - - 25. İstefan v. Varteris + 3 2 - - - - - - - 26. Mıgırdıç + 1 2 - - - - - - - 27. Derzi Ovanis v. Habeş + - 3 - - - - - - - 28. Çilingir Artin v. Ehron + 3 - - - - 1 - - - 29. Anasdas - - - - - 1 - - 1 - 30. Kalaycı Milkon v. Kalok + 1 2-k - - - - - - - 31. Marmiye binti Mosis +k - - - - - - - - - 32. Karabet v. Bogos + 1 1-k - - - - - - - 33. Kalaycı Bayu v. Kivrik + 2 3-k - - - - - - - 34. Çiçek binti Kirakos - 2 1 - - - - - - - 35. Attar Agob + 1 - - - - - - - - 36. Sihak v. Mosis + 1 2 + - - - - - - 37. Bezzaz Haçok v. Agob + 2 1 - - - - - - - 38. Kuyumcu Ehron + 1 - - - 1 - - - - 39. Serkiz v. Manuk + 1 1 + - - - - - - 40. Kürkçü Babil v. Mihail + 3 - - - - 1 - - - 41. Bogos v. Serkiz + 1 1 + - - - - - - 42. David v. Mihail + - 2 - + - - - - - 43. Agob v. Haçok + 3 2 - - - - - - - 44. Serkiz v. Simon + 1 2 - - - - - - - 45. Kirkor v. Ovanis + 1 3 - - - - - - - 46. Hurdor + 1 2-k - - - - - - - 47. İstefan v. Artin + 1 - - - - - - - 1 48. Anna binti Karabet + - 4 + - - - - - - 49. İstefan v. Haçok + 1 2 - + - - - - -

Page 89: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

79

50. Korogos v. Hampartsum + - - + - - - 2-k - - 51. Bogos - 2 3 - - - - - - - 52. Hurmüsemmi binti Muğdis Kapril

+ 1 2 - - - - - - - 53. Evamiş v. Artin + 2 - - - - 1 - - - 54. Ağbab v. Haçor + 2 - - - 1 1-k - - - 55. Kireççi Mekir v. Artin + - 1 + - - - - - - 56. Kevork v. Haçador + 1 - - - 1 1 - - - 57. Dülger İnik v. Ebraham + 5 2 - - - - - - - 58. Nanpa binti Muğdis Artin

+ 1 - - - - 1 - - - 59. Kazar v. Haçador + 1 1 - - - - - - - 60. Diyarbekirli Mardik v. Bogos

+ - 1 - - - - - - - 61. İsrail + - - - - - 1-k - - - 62. Serkiz v. Bogos + 1 - - - 2 2 - - - 63. Ohan v. Agob + 1 3 - + - - - - - 64. Tüccar Darendeli Sihak v. Bogos

+ 1 - - + - 1 - - - 65. Çürükoğlu Kalbik - 1 - - - - - - 1 - 66. Kasabet binti Mesfur Artin

+ 1 1 - - - - - - - TOPLAM 59 90 83 11 4 8 26 4 2 1

m: metruke (eski, terkedilmiş) k: kayıp (bulunduğu bölmedeki kişilerden yalnızca biri için geçerlidir). h: hamile ö: ölmüş -: erkek kardeşler bölümünde yanında – bulunan rakamlar terekede ismi geçtiği halde varis olmayan erkek kardeşleri ifade etmektedir.

Page 90: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

80

V. BÖLÜM: GAYRİMÜSLİMLER VE DİNÎ HAYAT

Osmanlı’da gayrimüslimler, özel hukuk alanında mensup bulundukları din ve cemaatin sosyal hayata ilişkin kurallarına, kamu hukuku alanında ise İslam’ın zimmet hukuku kurallarına tabii idiler.187 Osmanlı Devleti’nde yapılan birtakım hukukî düzenlemelerle, gayrimüslimlerin, özellikle eğitim, ibadet ve aile hukuku alanlarında özerk olmaları sağlanmıştı. Böylece gayrimüslim topluluklar kendi kimliklerini her zaman koruyabilme ve kültürlerini yaşatabilme imkânı bulmuşlardı.

Gayrimüslimlere, Müslümanları rahatsız etmemek kaydıyla, kendi dinî inançlarının gereğini yerine getirme, ibadet ve ayinlerini serbestçe yapabilme imkânı sunulmuştu. Bununla birlikte mabetlerinin korunması da devlet güvencesinde idi. Dinî anlamda tanınan bu hürriyetin doğal bir sonucu da, gayrimüslimlerin, kendi aralarındaki nikâh akdi ve feshi, veraset ve vasiyet gibi işlerini, mensubu oldukları dinin kurallarına göre ve kendi cemaat mahkemelerinde görmeleri idi.188

Osmanlı devleti, dinî hak ve hürriyetlerin korunması ve gayrimüslim hukukunun uygulanması konusunda oldukça titizdi ve bu konuda herhangi bir müdahaleye hoş bakmazdı.189

Devletin, gayrimüslim tebaasını, özellikle din adamlarını, ne sıklıkta olduğunu bilmesek de, toplum içinde karşılaştıkları rahatsız edici tavırlardan da korumaya çalıştığını biliyoruz. Elimizdeki 1853 tarihli bir arzda, Sivas’ta İslam çocuklarının Ermeni papazlarının kalpaklarını taşladıkları ve bazen de na-saz sözler söyledikleri, papazların da bu duruma tahammül edemeyerek, kalpaklarını çıkarıp sarık sardıkları bildirilmiştir.190 Bunun üzerine Sivas valisine hitaben yazılan cevapta, Ermeni papazlarına yapılan bu tip hakaretlerin pek yakışıksız olduğu belirtilmiş “bu keyfiyet ve millet-i merkume hakkında hakareti merkum papasların 187 Ali Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 2000, s.8 188 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.178; Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.21; Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşları, s.17 189 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.21; Aktan, “Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaa”, s.20 190 HR.SYS 80-51

Page 91: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

81

kesr-i namusunu mucib görünmüş olduğundan men’i hususuna bu kerre Ermeni Patriği191 ve millet meclisi tarafından ba-takrir istidaa olunmuş olub tarife hacet olmadığı üzere” şeklinde ilgili kimseler hakaretten men edilmişlerdir. Belgenin devamını da burada aynen vermek devletin bakış açısını göstermesi bakımından faydalı olacaktır: “Saye-i ma’delet-varide-i hazret-i padişahîde […] nişin-i emn ü refah olan her sınıf tebaa ve zi-destanın ez her cihet muhafaza-i emniyet-i can ü namusı lazımeden olacağı halde işbu papasların bu vechle muamele-i tahrikiyyeye duçar olmaları doğrısı pek yakışıksız şey olarak tecviz olamayacağından keyfiyyet bila-taraf tahkik olunarak müdahale-i vakıanın men’ ü def’iyle bir daha ol makule harekât-ı na-makule zuhura gelmemesi esbabının istihsaline himmet buyurmaları siyakında şukka”192 Burada bu nahoş hareketlerin birkaç çocuk tarafından yapılmış olması, devletin korumacı tavrı için bir şeyi değiştirmemiştir. Elbette çocukları sergiledikleri tavır hiç de hoş değildir ve Osmanlı devleti bu konuyu gerektiği kadar ciddiye almıştır.

Burada dikkat çeken diğer bir nokta da, devletin, Noel Yortusu (Doğuş ve Vaftiz Yortusu)193 ve Paskalya Yortusu (Kızıl Yumurta Yortusu)194 gibi dinî bayram ve törenler için ilgili cemaatlere çeşitli yardımlarda bulunmasıdır. Bu, Osmanlı devleti için alışılagelmiş bir uygulamadır.195

A. DİNİ YAPILANMA

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden hemen sonra, aynı yıl içinde Georges Scholorios’a Genadios adıyla Patriklik makamına getirmekle Ortodoks

191 Bu tarihte Ermeni Patriği Balatlı Hagopos III Seropyan’dır. 192 HR.SYS 80-51 193 Gregoryenler için Hz. İsa’nın vaftizinin kutlanmasıdır. 6 Ocak’ta başlar ve 3 gün devam eder. 194 Şubat sonunda başlayan ve 48 gün devam eden büyük orucun bitimindeki bayramdır. Kızıl yumurta Hz. Meryem’in saflığını simgeler. Bayramın ilk üç günü yalnızca erkekler ziyarete giderler. Ardından aile ziyaretleri başlar ve 40 gün devam eder. Sivas’ta diğer yerlerden farklı olarak Paskalya’da paça ve çörek ikram edilir. Ayrıca her iki bayramda da evde hazırlanan şarap ve likör ikram edilir. Durmazgüler 195 Ali Güler, “Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Din-İbadet, Eğitim-Öğretim Hürriyetleri ve Bu Bakımdan “Kilise Defterleri”nin Kaynak Olarak Önemi”, OTAM, C.IX, Ankara 1998, s.159

Page 92: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

82

Rumları, dinî anlamda özerklik tanıyarak, örgütledi. Patrikler Osmanlı Devleti’nde vezirliğe eşit bir payede tutuldu. Diğer yandan Rumeli ve Anadolu’nun yanında, Mısır, Suriye, Filistin, Kıbrıs ve Rusya Ortodokslarının yönetimi İstanbul Rum Patrikhanesine verildi. Öte yandan 1461’de Fatih, İstanbul’da Gregoryen Ermeni Patrikliğini kurdurdu. Patrikhanenin başına Bursa Ermeni Metropoliti Ovakim (Hovagim I) patrik seçildi. Ovakim’e verilen fermanla, Osmanlı topraklarında Ortodoks Rumların dışında kalan bütün Hıristiyan toplulukların devletle olan ilişkileri bu patrikhaneye veriliyordu. Fatih’in bu bağlamda verdiği beratlar, sonraki padişahlar tarafından da sürekli yenilenmişti. Millet liderleri, temsil ettikleri toplulukla padişah arasında resmî bir konuma sahipti.196 Devlet Gayrimüslim halkla olan ilişkisini patrikhaneler aracılığıyla yürütüyordu. Bu bakımdan Gayrimüslim tebaa hem dinî özerkliğe hem de yönetim özerkliğine sahip idi. Patrikler de hem dinî görevlerini yerine getirmekle hem de başında bulundukları cemaati yönetmekle yükümlü idiler.197 Patriklerin ataması devlet tarafından yapılmaktaydı. Ancak atanacak patrik kendi cemaati tarafından seçilir ve bu seçime devlet müdahale etmezdi.198

Patrikler kendileri ile cemaatleri arasında ilişki kuracak vekiller ve memurlar görevlendirebilirlerdi. Patrik, kilise içinde metropolit, piskopos ve diğer din adamlarının atanması veya görevden alınması hususlarında tamamen özgürdü. Yalnız bu atamalar –müdahale olmasa da- padişah tarafından onaylanmalıydı.199 Patrik, idaresi altında bulunduğu halde rızasına aykırı hareket eden din adamlarının sürgün edilmesini sağlayabildiği gibi affedilmelerini de isteyebilirdi. Kendi dinlerine karşı gelerek, dinî nitelikte suçlar işleyen gayrimüslimlerin cezalandırılmaları da patriklere bırakılmıştı ve devlet bu konuda hiçbir şekilde müdahalede bulunmazdı.

Metropolit, piskopos veya diğer adıyla murahhasalar, rütbe bakımından patrikten sonra gelirlerdi. Patrik tarafından atanan veya görev yapacakları bölgedeki cemaatleri tarafından seçilen bu vekiller, özellikle vergi toplamak için gittikleri ve 196 Ercan, Gayrimüslimler, s.103, 109; Aktan, “Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaa”, s.8-9 197 Ercan, Gayrimüslimler, s.241 198 Ercan, Gayrimüslimler, s.237 199 Ercan, Gayrimüslimler, s.237-243

Page 93: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

83

görev yaptıkları bölgelerde iş başında bulundukları sürece, patriğin bütün yetkilerine sahip idiler.200

Kayıtlara baktığımızda 1832’de İstanbul’da bulunan ve Katolik reayasının piskoposu olan Agop tarafından Sivas ve Pirkinik havalisinde yerleşik Katoliklere Dimoniyus v. Avetis adlı rahip murahhasa olarak atanmış ve bu atama padişah tarafından onaylanmıştır.201 Aynı tarihte Sivas ve tevabii murahhasası Garabet iken birkaç yıl sonra şikâyetler üzerine patrik tarafından azledilmiştir. Bunun üzerine 1835’te Patrik İstefan’ın arzuhali üzerine Sivas ve tevabii murahhasalığına Bartoğmiyos atanmıştır. Bartoğmiyos’un evvelki murahhasaların yetkilerine sahip olduğu bildirilmiş ve murahhasalık tabiiyetindeki bölgelerde bulunan rahiplere, papazlara, karabaşlara, keşişlere ve keşişe avratlara atamanın bildirilmesi ve hepsinin Bartoğmiyos’a tabii olmaları istenmiştir.202

Bir kilisede yönetici rahip veya papazdır.203 Keşiş ve karabaş tabirleri de yine kilise papazı manasındadır. (Mevcut kayıtlarımız içindeki şahitler de dâhil olmak üzere toplam 231 kişiden 14’ü keşiş ve 1’i karabaştır.) Rahip veya papazdan sonra diyagos gelir. Diyagostan başka, âyin ve ibadet işlerine yardım etmek üzere koro şefi ve koro, zangoç (çancı), hademe ve bekçiler bulunur.204

B. KİLİSELER VE MANASTIRLAR

Osmanlı Devleti, bilindiği üzere, başlangıçtan itibaren Gayrimüslimlerin ibadet ve ayin hürriyetlerine büyük önem vermişti. Her cemaat kendi mezhebine göre dinî ibadet ve ayinlerini serbesti içinde yapabilme hakkına sahipti. Durumları fermanlarla belirlenen ibadethanelerin bütünüyle dokunulmazlığı vardı. Devlet, bu ibadethanelerin iç teşkilatına ve idaresine hiçbir şekilde karışmamış, ibadet yerlerinin idaresi bütünüyle cemaatlerin yönetimine bırakılmıştı. 200 Ercan, Gayrimüslimler, s.243-244; Aktan, “Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaa”, s.17 201 SŞS 16, s.18 202 SŞS 17, s.128 203 Evlenmiş din adamına papaz, evlenmemiş papaza rahip denir. 204 Ercan, Gayrimüslimler, s.114; Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 2002, s.511, 873

Page 94: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

84

Gayrimüslim cemaatlerin pek tabii ki kendilerine ait kilise, manastır ve mezarlıkları vardı. Kiliselere ve kiliselere ait vakıf arazilere kimse karışamazdı ve bu konu dinî liderlere verilen tayin beratlarında ısrarla belirtilmekteydi. Ayrıca kiliseler, sürekli olarak devlet güvencesi altındaydı.205

Polonyalı Simeon’un ve seyahatnameyi neşredenin belirttiğine göre 1610 yılında Sivas’ta, Surp Asdvadzadzin ve Surp Sarkis adlarını taşıyan iki Ermeni kilisesi vardı. Kilise papazları âlim fakat mağrur kimselerdi. Halk ise çok dindar, halim kimselerdi. Bu kiliselerden başka, Surp Vilas206 ve Surp Minas adlı mabetler vardı. Yine bugünkü Çayırağzı denilen bölgede bulunan Kırkşehitler207 de, kurumuş bir göl olsa da, oldukça önemliydi. Burası RESİM I: KIRK ŞEHİTLER Kırkşehitler yortusu208nda Hıristiyanlarca ziyaret edilirdi. Ayrıca şehre bir günlük mesafede Hıreşdagabet adlı muhteşem bir kilise ile üç manastır vardı.209 Macarius da Hıristiyanların St. George adına atfedilmiş yüksek kubbeli taş bir kiliseleri olduğunu, bu kilisenin Sultan Murat’ın son zamanlarında yapıldığını, geniş avlusunun son derece büyük duvarlarla çevrili olduğunu ve etrafında da kendi sülalelerinin ve Ermenilerin mezarlarının bulunduğunu yazmıştır(1659).210 Ainswort, Kırk Şehitler anısına yapılmış bir

205 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.45; Güler, “Kilise Defterleri”, s.158; Ercan, Gayrimüslimler, s.233 206 Sivaslı Aziz Vlas (280-316), Hıristiyanların önemli azizlerindendir ve Roma’nın yaptığı katliamlar sonucunda şehit edilmiştir. Çuhacıyan, Sivaslı Aziz Vlas 207 320’li yıllarda Roma İmparatoru Licinius zamanında Hıristiyan oldukları için Sivas’ta kırk Hıristiyan buz gibi bir göle sokularak şehit edilmişti. Gökbel, Sivas, s.61 208 Kırk Şehit yortusu bugün, Ermeni takviminde büyük orucun dördüncü haftasının cumartesi gününe denk gelmektedir. 209 Mahiroğulları, Sivas, s.20-21 210 Mahiroğulları, Sivas, s.47

Page 95: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

85

manastırdan bahsetmiştir(1839).211 Mordtmann’ın belirttiğine göre 1851’de Ermenilerin şehirde halen iki kilisesi bulunmaktaydı.212 Fred Burnaby, 1876 tarihli seyahatnamesinde, Sivas’a 3 km uzaklıkta bir bayıra inşa edilmiş bulunan Nişan veya Haç Manastırı adlı Ermeni manastırının beş yüz yıldan daha eski gotik kuleleri olduğunu, yüksek kerpiç duvarlarla çevrili otuz dönümden fazla bir bahçesinin bulunduğunu yazmış ve şöyle devam etmiştir; “Manastıra ait şapelleri görmeye gittim. Bir tanesindeki sunak bol miktarda altın ve süslerle bezenmişti. Yaklaşık 1500 yıl önce paganlar tarafından öldürülen Sivaslı Kırk şehidin anısına yapılmıştı bu sunak.”213 Son olarak Sivas’a 1890 yılında gelen Vital Cuinet ise Gregoryenlerin dört, Katoliklerin bir, Cizvitlerin bir, Protestanların iki, İskoç Misyonerlere ait bir ve Ortodoksların bir kiliselerinin olduğunu belirtmiştir. Yine Cuinet de, Surp Nişan manastırını anlatmış, bu manastırla ilgili yaygın bir efsaneye de yer vermiştir. Bu efsaneye göre; bu manastırın mihraplı bölümlerinden biri Havari Thaddée tarafından yapılmıştır. Bundan başka “Sivas’ın yakınında, şehri çevreleyen çok sayıdaki boğazların birinde, hoş manzaralı bir alanda Auabat Manastırı bulunur. Karşısındaki tepenin üzerinde, Aziz Jagues (Surp Agop) adına yapılmış küçük bir manastır daha yükselir.214 Manastırın yakınında, dağın yamacında küçük bir Ermeni köyü tutunmuştur. Bu köyün kilisesi kayaların içerisine yapılmıştır. Orada Hıristiyanlığın ilk zamanlarına kadar varan mağaralar da görülür. Yolu 8 km takip edip, oradan sağa dönünce, tabanında, yöresel adıyla Huykesen215 denilen eski Meryem Ana Manastırının bulunduğu güzel bir vadiye inilir. … Bu manastırın antik ünü ve manzarasının hoşluğu, bayram günlerinde çok sayıda ziyaretçi çeker.”

211 Mahiroğulları, Sivas, s.82 212 Mahiroğulları, Sivas, s.88 213 Mahiroğulları, Sivas, s.111-112 214 Muhtemelen Tavra boğazındaki kilisedir. 215 Bugün havaalanının bulunduğu bölge

Page 96: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

86

RESİM II: SİVAS 1902 – ANA KİLİSE

Sivas’taki kiliselerle ilgili en detaylı bilgili Sivas’ta yayınlanmış olan 1882 tarihli “Felek”216 mecmuasından ediniyoruz. Mecmuadaki kiliselerle ilgili verilmiş olan bilgileri aynen aktarmayı uygun bulduk:

“Lusavorçagan Ermenilerin altı kilisesi olup, en meşhuru Surp Asdvadradzin namına olan Ana Kilisedir.217 Bu kilise 1808 tarihinde ise Kayseriyeli merhum ressam Simon marifetiyle ve sekiz taş direk üstüne ve mükellef kubbesi olmak üzere inşa olunmuş ve cesameti ve hüsn ü letafeti cihetiyle mahalli Ermenilerce mücibi şeref u iftihar bulunmuştur.

Mezkûr kilisenin dâhilen mermer döşeli üç adet mihrabı, iki minberi, bir vasi avlusu ve iki bab dahi şapeli vardır. Ve haricen ise iki kat üzerine bina olunmuş 216 Felek Mecmuası, Sahibi Ohannes Balıkcıyan, Yılı 1882, Matbaası Cancik Aramyan 217 Bu kilise bugün Sümerbank’ın bulunduğu yerde idi. Fakat burada kilisenin yapımıyla ilgili verilen tarih (1808) hatalıdır. Nitekim elimizde bu kilisenin tamirine ilişki 1797 tarihli bir kayıt mevcuttur: SŞS 4, s.79. Ayrıca bu kilisenin 1600’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Durmazgüler

Page 97: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

87

mükemmel bir murahhasahanesi, geniş havlisi ve kadim akar leziz sulu ikişer pöhrekli iki aded dahi çeşmesi vardır. İkinci kilisesi dört direk üzerine kâgir olarak Surp Sarkis; üçüncü, işlenmiş taşlar ile yapılmış Surp Pirgiç; dördüncü, Surp Minas; beşinci, ahşap olarak Ana kiliseye muttasıl Surp Hagop ve altıncı, kâgir bir şapel olup Surp Vılas isminedir.

Katolik Ermenilerinin kilisesi Surp Vılasios ve Rumların kilisesi Ayios Yeorgios namınadır.218 Aslında Sivas’da Rum olmayıp, bir aralık Canik tarafından 5-10 hane halkı hicret etmiş olduğu ve mezbur kiliseyi Ermenilerden isticar edip (kiralayıp) müruru zaman ile yedlerinde kalmış bulunduğu rivayeti, delâili saireden başka, zikr olunan kilisenin Ermeni Kabristanının deruninde olmasıyla müsbetdir.

Şehrin taraf-ı şimalisinin yarım saat badinde ve bir ovanın yüksecik yerinde ve divarlar ile ihata olunmuş bir güzel bağçe deruninde Surp Nişan ismine bir mükellef Ermeni manastırı ve 40 kadar odasıyla mikdar-ı kâfi dahi mensubu vardır.

Mezkur manastır deruninde üç aded kilise olup, Surp Nişan ismine olan, dört köşe ve cilalı taşlar ile kemerleri bulunması ve bir mükemmel kubbesi olduğu gibi, iç duvarlarının yarısına kadar sırlı ve çiçekli çiniler ile kaplı olması cihetleriyle meşhurdur. İkincisi Surp Garabed ismine olup, bu da yüksek kubbeli ve Surp Lusavoriç’in Kayseriye’den avdetinde inşa olunduğu mervidir. Üçüncü Surp Asdvadzadzin Kilisesi’dir. Bunun da duvarları ve dehlizi sırlı çini kaplı ve mihrabın sağ tarafında Bedros Kedatartz’ın ve sol tarafında şehid Teodoros rahibin mezarları vakidir.”219

218 Bu kilise Sarı Şeyh Mahallesinde bulunmaktaydı. Kilisenin varlığı 1500’lere dayanmaktadır. Bkz. Demirel, “Kadiriye Tarikatı’nın Anadolu’daki İlk Temsilcilerinden Hoca Sarı Şeyh ve Zaviyesi”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri –Makaleler-, s.69 219 Pamukciyan, Ermeni Harfli Türkçe Metinler, s.44-46

Page 98: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

88

Bunlardan başka Ali Cevat’ın eseri Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügati’nde de 1897’de, Sivas’taki kilise sayısı 7 olarak verilmiştir.220 Bu durumda 1882’den sonra Sivas’a bir kilise daha inşa edilmiş olmalıdır.

Sicillerde kiliselerle ilgili bilgilere, ya bitişiğinde evlerle ilgili mülk satışı belgelerinde ya da kilise tamiri ile ilgili verilen izinlere ilişkin kayıtlarda rastlıyoruz. 1840 yılına kadar yapılan mülk satışlarına ilişkin belgeleri incelediğimizde, Bazar Mahallesinde Ana Kilise’nin ve bu kiliseye ait vakfın ve Kilise Mahallesinde Küçük Kilise’nin ve bu kiliseye ait vakfın bulunduğunu söyleyebiliriz.221

Osmanlı yönetimi yeni kiliseler yapılmasına, çok sınırlı düzeyde müsaade etmiş, mevcut kiliselerin tamiri noktasında da Padişah ya da Babıâli iznini şart koşmuştur. Aslına bakılırsa Osmanlı devleti zimmet hukukuna uygun olarak yeni kiliseler yapılmasına karşıdır. Tamirine izin verilen kiliselerde bile yeni eklemeler veya değişiklikler yapılmamasına dikkat edilmiştir. Fakat Gayrimüslimlerin yerleşik bulunduğu bölgelerde yeteri kadar ibadethanelerinin bulunması, bu yasaktan dolayı mağdur olmalarını önlemiştir. Öte yandan, 18. yüzyıldan itibaren yeni kiliselerin yapımına da izin verilmeye başlanmıştır.222

Mevcut kiliselerin tamirinin izne bağlı olduğunu söylemiştik. Bu iznin verilmesi konusunda herhangi bir zorluk yaşanmadığını bu konuda verilen fetva ve fermanlardan anlıyoruz. Bu konuda “Bir beldede sakin zimmî taifesinin kiliselerinin bazı mevâzıı harabe olub, muhtac-ı meremmet olsa, taife-i mezbûre, kilisenin vaz’-ı kadimi üzere harab olan mevâzide tamir ve meremmet etmeğe kadir olurlar mı? el-Cevab: Olurlar.” şeklinde verilen hüküm her zaman geçerliliğini korumuştur.223

Sivas’ta da genel anlayışa uygun olarak kiliselerin tamiri hususunda herhangi bir sorun yaşanmadığı açıktır. 1797 yılına ait bir buyruldu, Bazar mahallesindeki büyük kilisenin tamir edilmesiyle ilgilidir. Bu izin buyruldusu Sivas kadısına 220 Güler, “Kilise Defterleri”, s.175 221 SŞS 19, s.121, 258; 6, s.37 222 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.45; Güler, “Kilise Defterleri”, s.160; Aktan, “Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaa”, s.12 223 Kayseri Şer’iyye Sicili 55, s.99: Aktan, “Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaa”, s.12

Page 99: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

89

hitaben, “…sagir ve kebir iki oda, tahtı beş hayvan alur ahur olmak şartıyla ve maada bina olunacak odaların tarik-i amm’e ve canib-i şarka olan divarı müceddeden bina olunmak üzre tarafımızdan ruhsat niyazında olmalarıyla, zikr olunan iki aded fevkani oda ve tahtı yalnız beş hayvan alur ahur olmak üzre bila terfi’ ve la tevsi’ bina ve divar-ı mezburu dahi heyet-i kadimesi üzre müceddeden bina olunmak babında tarafımızdan izn ve ruhsatı havi işbu buyruldu tahrir ve i’ta olundu…” şeklinde yazılmıştır.224

Sivas’a bağlı Darende kazasının Aşudi karyesinde bulunan 1 bab kilisenin tamiri için gönderilen hatt-ı hümayun 1832 tarihlidir.225 Yine 1849 yılında Divriği kazasındaki Meryem Ana adlı kilisenin226, 1852’de Divriği’ye bağlı Arşun karyesindeki Ermeni kilisesinin227, 1857’de Kazmağra karyesindeki Ermeni kilisesinin228 tamirine izin verildiğini görüyoruz. Tabii ki bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bunlardan başka 1856 ve 1858 yılarında Sivas’ta birer Ermeni kilisesi inşa edilmesine izin veren iradelerin varlığını görmekteyiz.229

224 SŞS 4, s.79 225 SŞS 19, s.139 226 HR.MKT. 33/63 227 HR.MKT. 59/18 228 İ..HR.. 150/7918 229 İ..HR.. 144/7563; İ..HR.. 167/9003

Page 100: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

90

PLAN II: SİVAS’TA GAYRİMÜSLİM MABETLERİ VE MEZARLIKLARI (1800–1839)230

Ermeni Kiliseleri Rum Kilisesi Manastır Ziyaretgâh Mezarlık

230 Demirel, Sivas Şehri, s.30, Plan VII’den uyarlanmıştır.

Page 101: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

91

1.Hoca İmam 2.Köhne Civan 3.Cami-i Kebir 4.Paşabey 5.Hoca Hüssam 6.Tokmak 7.Gök Medrese 8.Zilkar / Dülger 9.Şeyh Çoban 10.Gök Hüssam 11.Sarı Şeyh 12.Yahyabey 13.Kale-i Cedid 14.Bazar 15.Baldır Bazarı 16.Üryan-ı Müslim 17.Hamamardı 18.Örtülüpınar 19.Üryan-ı Zimmi 20.Abdulkerim

21.Veledbey 22.Osman Paşa 23.Kilise 24.Emir Hacı Ali 25.Kaleardı 26.Ganem 27.Ferraş 28.Ağcabölge

29.Billur 30.Kabala 31.İmaret 32.Temürcülerardı 33.Hoca Hüseyin 34.Kırcuk 35.Hamırkesen 36.Ferhadbostanı 37.Hacı Veli 38.Hacı Zahid 39.Himmet Sofu 40.Hacı Mehmed

41.Bahtiyarbostanı 42.Oğlan Çavuş 43.Alibaba 44.Zaviye-i Alibaba 45.Gökçebostan 46.Ece 47.Abdulvahabgazi 48.Küçük Minare 49.Küçük Bengiler 50.Kösedere-i Müslim 51.Kösedere-i Zimmi 52.Akdeğirmen 53.Kurd Mescidi 54.Bab-ı Kayseri 55.Çavuşbaşı 56.Kılavuz 57.Keçibula 58.Kale-i Atik

RESİM III: TEMELTEPE KIŞLASINDAKİ ERMENİ KİLİSESİ

Page 102: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

92

RESİM IV: TEMELTEPE KIŞLASINDAKİ ERMENİ KİLİSESİ

C. MEZARLIKLAR

Daha önce de belirttiğimiz üzere Gayrimüslim cemaatlerin kendilerine ait ibadethaneleri olduğu gibi pek tabii ki kendilerine ait mezarlıkları da vardı.

Sarı Şeyh mahallesinde bir Ermeni mezarlığının bulunduğunu, hatta bu mezarlığın Rum kilisesi etrafında olduğunu, bu kilise ve mezarlığın tarihinin en azından 1500’lere dayandığını, Sarı Şeyh Mahallesi’ne ait bir araştırmadan öğreniyoruz.231 Ermeni mezarlığının Rum kilisesi etrafında bulunması sebebiyle iki millet arasında uzun süreli bir mezarlık anlaşmazlığının yaşandığını belgelerde görüyoruz. Mezarlıkla ilgili iki millet arasında vuku bulan bu anlaşmazlık 1840’larda başlamış ve 1876’ya kadar devam etmiştir. Rumlar mevcut mezarlığın kiliseleri etrafında kurulmasından dolayı mezarlıkta hak iddia etmişler ve bu durum iki millet arasında ciddi bir anlaşmazlığa dönüşmüştür. Bu sorunun çözülmesi için önce, mezarlık iki millet arasında taksim edilmiştir. Fakat bu çözüm Ermenileri memnun 231 Demirel, “Hoca Sarı Şeyh ve Zaviyesi”

Page 103: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

93

etmemiştir. Bunun üzerine meseleyi tahkik etmek ve uygun bir çözüm getirmek için Rum ve Ermeni patrikhaneleri tarafından görevlendirilen birer memurdan oluşan bir komisyon kurulmuştur. Komisyon tarafından Ermenilerin burada dört-beş kıt’a kilise ve maşatlıkları olduğu fakat Rumların ise bundan başka kilise ve maşatlıklarının olmadığı belirtilmiştir. Anlaşmazlığın ve ısrarların devam etmesi ve hatta şiddete varması, Ermenilerin makbere taşlarının Rumlar tarafından şuraya buraya kaldırdığının iddia edilmesi üzerine, nihayetinde, bu “makberenin müşterek kullanılması ve yahut bir tarafa tahsisiyle diğerine yer gösterilmesi veya bunun taksimi yoluna gidilmesi münasib olamayacağından mezkur makbereye işbu milletlerin hiç birisi tarafından mevta defn itdirilmeyüb bu suretle iki tarafın dahi alakası kat’ ve haliyle terk olunarak gerek Ermeni ve Rum milletlerine arazi-i haliyeden intihab idecekleri münasib mevkiden lüzumı derecede yeniden makbere mahalli tahsisi” uygun görülmüştür ve mesele bu şekilde çözüme kavuşturulmaya çalışılmıştır.232

Ermenilerin, bahsi geçen bu mezarlıktan başka Surp Nişan Manastırı yanında da bir mezarlıklarının olduğundan bahsedilmektedir. Ayrıca Surp Nişan Manastırı’na bağlı kiliselerden biri olduğunu tahmin ettiğimiz bir kilise ve bu kilisenin aşağısında bulunan bir Ermeni Mezarlığı, bugün halen varlığını korumakta ve Ermeniler tarafından kullanılmaktadır.

232 HR.MKT. 32/5; A.}MKT.UM.. 413/6; 366/16; 427/63

Page 104: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

94

RESİM V: SİVAS ERMENİ MEZARLIĞI

RESİM VI: SİVAS ERMENİ MEZARLIĞINDAN BİR GÖRÜNÜM

Page 105: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

95

RESİM VII: SİVAS ERMENİ MEZARLIĞINDAN BİR GÖRÜNÜM

RESİM VIII: SİVAS ERMENİ MEZARLIĞINDAN BİR GÖRÜNÜM

Page 106: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

96

RESİM IX: AZİZ VLAS’IN KABRİ (GÖKMEDRESE MAHALLESİ)

D. İHTİDA

İhtida, gerçeğe ulaşmak, doğru yolu bulmak, hidayete ermek manasındadır ve İslam dinini kabul etme anlamı taşır. İhtida eden kişiye mühtedi denir.233 İslam’a dönüş basit bir prosedürdü. Bir insan kolaylıkla şeref-i İslam ile müşerref olabilir ve batıl dini, din-i Muhammed için din-i İslam için veya din-i hakk için bırakabilirdi.234

Osmanlı Devleti, Gayrimüslimlere yeterli ölçüde dinî ve vicdanî kanaat hürriyeti tanımasına rağmen, zaman zaman bazılarının ihtida ederek Müslüman oldukları görülmüştür.235 İhtidaların birçok sebebi olmakla birlikte bunların hiçbiri

233 Ali Köse, “İhtida”, TDVİA, s.554 234 Ronald Jennings, Zimmîs in Ottoman Judicial Records, s.360 235 Abdullah Saydam, “Trabzon’da Cemaatler Arası İlişkiler ve Din Değiştirme Olayları / 1794–1850”, s.15

Page 107: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

97

devlet eliyle zorla gerçekleşmemiştir.236 Hiç kimse bir Gayrimüslimi, Müslüman olma konusunda zorlama hakkına sahip değildir.237

Gayrimüslimlerin din değiştirmelerinde birçok neden bulunmaktadır. Bunların sebebi dini, ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel olabilmektedir.238

İhtida, kadı huzurunda ve iki Müslüman eşliğinde gerçekleşmekte ve kayda geçmekte idi. İhtida eden kişi eski ismini terk ederek, İslam büyüklerinin isimlerinden seçilen bir isim edinmekteydi. Osmanlılar, Arapça isim edinmeyi İslam dininin bir gereği sanmakta ve saymaktaydılar.239

İhtida, Osmanlı döneminde mevcut olan fakat sık rastlanmayan bir olguydu. Nitekim, oldukça yoğun bir Hıristiyan nüfusu barındıran Sivas’ta, 1800-1840 yılları arasında incelediğimiz sicil kayıtlarında sadece iki ihtida kaydına rastladık. Bunlardan ilki, Bahtiyarbostanı Mahallesinde sakin Agop v. Zurnacı’nın, Müslüman olarak Ahmed adını aldığını bildiriyor (1818)240. İkincisi de “Osman Paşa Mahallesinden Taşçı Mıgırdıç’ın sulbi oğlu Kivrik zimmîye hidayet-i rabbani irüşüb şeref-i İslam ile huzur-ı şer’de batıl dininden rücu’241 idüb hakk dini kabul iderek kelime-i şahadeti dil ile ikrar ve kalb ile tasdik eylediğinden Mehmed ismiyle tesmiye olunduğu kayd şud” şeklinde ifade olunmuştur.242

İhtida olaylarına Gayrimüslimler arasında hoş karşılanmadığı kesindir. Hatta mezhep değişiklikleri bile ciddi sorunlara yol açabilmekteydi. Bu sorun kendisini özellikle İstanbul ve Trabzon’da göstermişti. Trabzon’da, Ermeni Gregoryen 236 Ahmet Yaşar Ocak, “ Anadolu (Tarih)”, TDVİA, C. III, İstanbul 1991, s.115 237 Aktan, “Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaa”, s.21 238 Ayrıntılı bilgi için bkz. Esra Karadağ, XIX. Yüzyılın İlk Yarısında (1800-1850) Anadolu’da İhtida Hareketleri, C.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2005 239 Ercan, Gayrimüslimler, s.198-202 240 SŞS 10, s.2 241 Rücu’ kelimesi bilindiği gibi “geri dönmek, caymak” anlamına gelmektedir. Bu ifadenin kullanılması ile kişinin İslam iken Hıristiyanlığa geçip tekrar İslamiyet’e döndüğü manası çıkarılmamalıdır. Böyle bir ifadenin kullanılması ile kişilerin doğuştan Müslüman olduğu, daha sonra yaşadığı çevrenin etkisiyle İslam dışı bir dini seçmekle birlikte, bilahare İslam’ı kabul ederek “asıl dinine” döndüğü kastedilmektedir. Saydam, “Din Değiştirme”, s.15 242 SŞS 17, s.1

Page 108: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

98

mezhebinden bazı kişilerin Katolik mezhebini seçmeleri iki cemaat arasında huzursuzluklara yol açmıştı. Öyle ki konu, gittikçe bir asayiş ve güvenlik meselesi haline gelmişti.243 Bu bakımdan, Sivas’ta Ermeni ve Rumlar arasındaki, daha önce de bahsettiğimiz anlaşmazlıkların da, büyük ölçüde mezhep farklılığından kaynaklandığı düşünülebilir. Bundan başka, Divriği’de sakin Ermenilerin Protestan ahaliye yaptıkları zulmün bir an evvel önlenmesini ve Agop adlı Protestanı döverek ölümüne sebep olan Hohanoğlu Manuk’un muhakeme edilmesini emreden kayıt da244, Hıristiyanlar arasındaki mezhep farklılığının ne derece huzursuzluk yarattığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

243 Saydam, “Trabzon Şer’iyye Sicillerindeki Fermanlar Işığında Katolik Ermeniler ve Mezhep Değiştirme Yasağı”, s.7 244 HR.MKT. 95/47, yıl 1854

Page 109: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

99

VI. BÖLÜM: EĞİTİM VE KÜLTÜR HAYATI

Osmanlı Devleti, diğer bazı alanlarda olduğu gibi, eğitim sahasında da Gayrimüslimleri serbest bırakmıştır. Devlet önceleri eğitimi, din ve mezhep ayrıcalıklarının bir parçası olarak kabul etmiştir. Gayrimüslim milletler, mabetlerinde olduğu gibi mekteplerini de kendileri idare ediyorlardı. Her cemaatin mabetlerinin yanında, bunlara bağlı birer mektebi vardı. Eğitimin ilk kademesinde yer alan mektepler, mahallî cemaatler tarafından; orta dereceli mekteplerle öğretmen yetiştiren okullar ise, millet teşkilatları tarafından idare edilmekteydi.

XIX. yüzyıla kadar her cemaat, daha çok dinî eğitim çerçevesinde okullarını kurmuştu. Müslüman çocuk, mahalledeki hocanın öğrettiği sıbyan mektebine; Musevi çocuk, sinagogun yanında bulunan “heder” denen küçük okula, Hıristiyan çocuk, papazların eğitimine bırakılıyordu. Hıristiyan ilköğretim kurumları, diğer iki dine göre daha örgütlü ve çağdaş eğitime yakındı. Her kilise, ruhanî reislerinin denetim ve gözetimi altında, gerçek bir eğitim kurumu olarak hizmet vermekteydi.245

Gayrimüslim milletlerin idare ettikleri okullar, tamamen müstakil bir niteliğe sahipti. Gayrimüslimler, kendi cemaat okullarında millî dillerinde eğitim yapmakta ve ders programlarını diledikleri gibi düzenlemekte özgürdü. Öyle ki devlet, bu okulları denetlemeye lüzum görmezdi. Gayrimüslim milletler, din ve mezhep alanında olduğu gibi eğitim alanında da, özerk bir konum içinde hareket edebilme imkânına her zaman için sahipti.246

Eğitim, Osmanlı toplumunda her din mensubunun önem verdiği bir kurumdu. Tanzimat’a kadar her dinî topluluk, çocuklarının ilk eğitimini kendi örgütleyip kurardı. Bütün geleneksel toplumlarda olduğu gibi, çocuğa verilecek ilk eğitim dinî idi.247

Tanzimat’tan önce, cami, mescit, kilise ve havraların bünyesinde oluşturulan, mahalle mekteplerinin dışında, gerek Müslümanlar gerekse Gayrimüslimler 245 Ortaylı, Aile, s.94; Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.168; Güler, “Kilise Defterleri”, s.164 246 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.168; Güler, “Kilise Defterleri”, s.164-165 247 Ortaylı, Aile, s.84

Page 110: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

100

açısından ciddi ve resmî bir okullaşmadan bahsetmek mümkün değil. Tanzimat’tan sonra ise okullaşma hareketi bütün ülkede yaygınlaşmaya başlamıştır. Bilhassa “1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi”, bu okullaşmayı hızlandıran bir rol oynamıştır.248 Nitekim Maarif Nizamnamesi, “her mahalle ve köyde en az bir mektep; Müslüman ve Hıristiyan karışık yerlerde her toplum için ayrı bir mektep açılmasını” emrediyordu. Osmanlıların bir arada okuyabileceği okullar ise yine Tanzimat’tan sonra ve yüksek okullar olarak kuruldu.249

Sivas’ta Maarif Nizamnamesi’ne uygun olarak, bir vilayet müdürlüğünün kurulması 1879, Sivas’a bir maarif müdürünün atanması 1881 ve il merkezinde bir maarif meclisinin oluşması 1882 tarihlerine rastlamıştır. Yine Sivas’ta, Maarif Nizamnamesi’nin yeni usulle (usul-ü cedid) eğitim vermesini öngördüğü “iptidaî” denilen ilk mekteplerin yapımına 1880 yılında biri kız biri erkek olmak üzere başlanmıştır. Bununla beraber 1884 yılında eski usulle (usul-ü atik) eğitim veren sıbyan mekteplerinin sayısı şöyledir:250

TABLO XV: 1884’TE USUL-Ü ATİKLE EĞİTİM VEREN SIBYAN MEKTEPLERİ Müslim Gayrimüslim Toplam Mektep Adedi 114 15 129 Erkek Talebe 2693 1121 3814 Kız Talebe 1063 366 1429

Sivas’ta ilk mekteplerden başka 1886’da Rüştiye mektepleri ve 1890’da yatılı idadî mektebi açılmıştır. 1886 yılında Sivas Rüştiye’lerindeki öğrenci sayısı ise şöyledir:251

248 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.172; Güler, “Kilise Defterleri”, s.166-168 249 Örneğin, Mülkiye ve Tıbbiye yüksek mekteplere 3/2 oranında Müslüman, 3/1 oranında Gayrimüslim talebe alınırdı. Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, İstanbul 1994, s.141; Ortaylı, Aile, s.95 250 Demirel, “1876-1909 Yıllarında Sivas’ta Eğitim”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri –Makaleler-, s.162; 1302 Sivas Vilayet Salnâmesi, s.9 251 Demirel, “Sivas’ta Eğitim”, s.164; 1304-5 Sivas Vilayet Salnâmesi, s.125

Page 111: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

101

TABLO XVI: 1886’DA SİVAS RÜŞTİYELERİNDEKİ ÖĞRENCİ SAYISI

Müslim Gayrimüslim Toplam 1. Sınıf 104 - 104 2. Sınıf 90 2 92 3. Sınıf 44 3 47 4. Sınıf 42 4 46 Toplam 280 9 289

1890 yılında Sivas’ta bulunan okulların geneli hakkındaki ve özellikle Gayrimüslim okulları hakkındaki detaylı bilgileri Vital Cuinet Seyahatnamesi’nde gözlemleyebiliyoruz. Buna göre, 1890’da Sivas’ta Müslümanların okuduğu 30 Mahalle mektebi ve Maarif Nezaretine bağlı 5 ilkokul bulunmaktadır. Bunların yanında 1 Medrese, 1 Muallim mektebi, 1 Sivil Rüştiye ve 280 Müslüman ve 9 Hıristiyan öğrencinin okuduğu 1 Askerî Rüştiye mektebi vardır.252

TABLO XVII: Sivas Merkez İlçe’nin Okulları(Vital Cuinet Seyahatnamesi – 1890)

Okullar Öğrenci Sayısı Öğretmen Sayısı 1 Medrese (İslamî din ve hukuk okulu) 20 3 1 Askerî Rüştiye Mektebi 289 13 1 Sivil Rüştiye Mektebi 454 5 5 İlkokul (ilk ve temel eğitim) Erkek Kız

811 236

6 4

30 Mahalle Mektebi (temel eğitim) 501 30 1 Öğretmen Okulu (Darü’l-Muallimin) 60 10 Toplam 2071 71

Vital Cuinet’in verdiği bilgilere göre Gregoryen Ermenilerin Sivas’ta 9 erkek ve 3 kız okulu, Protestanların ise 7 erkek ve 1 kız okulu bulunmaktadır. Katoliklerin Sivas’ta okulu yoktur. Fakat Cizvit Papazlar, 200 öğrenciye iyi bir eğitim verdikleri

252 Mahiroğulları, Sivas, s.134-135

Page 112: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

102

bir ilkokulla bu eksikliği giderirler. Rum Ortodoks toplumu ise, 60 öğrencinin devam ettiği küçük bir okul düzenlemişlerdir ve burada Rumca öğrenim yapılmaktadır.253

TABLO XVIII Sivas Merkez İlçedeki Gregoryen Ermeni Okulları

(Vital Cuinet Seyahatnamesi – 1890) Öğrenci Okul Adı Eğitim

Düzeyi Erk. Kız

Öğretmen Yıllık Masraf

Öğrenci Katkısı

Hazine Desteği

Yönetim

Tarkmantch Temel 110 … 6 140 -- 140 Milli Kon. ------------ İlk 150 … 3 40 -- 40 ………… Aramyan …….. 200 … 3 40 -- 40 Aramyan Nersesyan Temel 15 … 4 45 11 34 Nersesyan Sahagyan Temel 20 … 3 55 43 12 Sahagyan Torkhomyan Temel 80 … 2 27 15 12 Torkhom Purkçyan Temel 60 … 3 50 50 -- Purkçyan Rupenyan İlk 100 … 2 20 11 9 Rupenyan Surp Minas Temel 50 … 1 10 -- 10 Surp Minas Lusinyan İlk … 120 3 25 -- 25 Milli Kon. Horopsimyan …….. … 60 1 10 -- 10 ………… Beghekyan …….. … 50 1 6 -- 6 Nersesyan Toplam 1020 230 32 468 130 338

TABLO XIX Sivas Merkez İlçedeki Protestan Ermeni Okulları

(Vital Cuinet Seyahatnamesi – 1890) Okullar Öğrenciler Öğretmenler Yıllık Masraf (TL) 1 Temel erkek okulu 34 2 79 1 Temel kız okulu 37 3 27 6 İlkokul 360 6 62 Toplam 431 11 168

253 Mahiroğulları, Sivas, s.134-135 (Vital Cuinet Seyahatnamesi, 1890)

Page 113: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

103

1895 senesinde Sivas’ta bulunan Gayrimüslim okulları şu şekildedir:

TABLO XX Sivas Vilayet Genelinde Gayrimüslim Okulları

(İstatistik-i Umumiye İdaresi, Devlet-i Aliye-i Osmaniyenin 1313 Senesine Mahsus İstatistik)254

İbdidaiye Rüşdiye İdadiye Toplam Okul Öğrenci Okul Öğrenci Okul Öğrenci Okul Öğrenci 154 9722 - - 3 227 157 9949

Sivas’ta Gayrimüslimlerin devam ettiği okul sayısı Maarif Nezareti Salnâmesine göre 1899’da 10 iken 1900’de 14’e çıkmıştır. Bu 14 okuldan 1’i Rüştiye, geri kalanı ise iptidaidir. 255

TABLO XXI 1899-1900 Yıllarında Gayrimüslimlerin Devam Ettikleri

Okul Sayısı ve Talebe Sayısı

Okul Sayısı Erkek Talebe Kız Talebe Toplam Talebe

1899 10 951 290 1241

1900 14 1495 760 2257

Sivas’ta Ermenilerin eğitimin yanında diğer kültürel faaliyetlerinin de oldukça yoğun olduğu söylenebilir. XIX. yüzyıl itibariyle Ermenilerin şehirde 2 matbaaları bulunuyordu. 12 adet günlük gazete ve dergilerinin yanı sıra sayıları binleri geçen kitap basım faaliyetleri sürmekteydi. II. Meşrutiyet’ten itibaren yayın organlarının sayısı 15’i bulacaktı.256

254 Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaa, s.179-180 255 Demirel, “Sivas’ta Eğitim”, s.166; 1317-1318 Maarif Salnâmesi, s.1408 256 Demirel, “Sivas Ermenileri”, s.189

Page 114: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

104

VII. BÖLÜM: MÜSLİM-GAYRİMÜSLİM İLİŞKİLERİ

Bu bölümde, sicil kayıtlarına ve arşiv vesikalarına dayanarak, XIX. Yüzyılın başında Sivas’ta yaşayan Gayrimüslimleri kentin Müslüman sakinleriyle karşılaştırmalı olarak ele almaya, yaşanılan fiziksel çevre, maddi kültür ve sosyal ilişkiler bakımından dinin ayırt edici rolünün olup olmadığını tartışmaya çalıştık. Böylece millet sistemi değerler dizisini Sivas örneğinde bir ölçüde gözden geçirmiş olduk.

İncelediğimiz dönemde Gayrimüslim nüfusu şehir nüfusu içinde ortalama %49’du. Yoğunlaştıkları mahalleler zaman zaman değişse de gayrimüslimler ve Müslimler ekseriyetle aynı mahallelerde ikamet ederek bir arada yaşamayı tercih etmişlerdi.

Şehirde, Ermenilere ve Rumlara ait kiliseler, Ermenilere ait okullar ve yayın organları bulunmaktaydı.

Farklı dine mensup kent sakinleri arasındaki ekonomik ilişkiler, şüphesiz kentin toplumsal yapısını aydınlatabilecek niteliktedir. Bu noktada şer’iyye sicilleri arasında Müslim gayrimüslim ilişkileri üzerinde değerlendirme yapma imkânı bulabileceğimiz kayıt gruplarından biri çok sayıdaki mülk satışlarıdır. Elimizdeki sicil kayıtları arasındaki mülk satışlarına ilişkin 52 kayıttan 40 tanesi bir Gayrimüslimden bir gayrimüslime, 7 tanesi bir Gayrimüslimden bir Müslime ve 5 tanesi de bir Müslimden bir Gayrimüslime yapılan satışlardan oluşmaktadır. Gayrimüslimlerin kendi aralarında yaptıkları alım-satımların sayısı fazla olsa da, mülk alım satımı noktasında Müslümanlar ve Gayrimüslimler arasında dine dayalı bir ayrım yapıldığı söylenemez. Nitekim hiçbir mahalle sakini bitişikteki evin farklı dinden bir kimseye satılmasından rahatsızlık duymamıştır. Mülk satışı kayıtlarında aynı zamanda satılacak evin komşularının isimleri de belirtilmiştir. Bu durum, mahallelerdeki kozmopolit yapıyı göstermesi bakımından da önemlidir. Örneğin; Hacı İsmail b. İbrahim “Sarı Şeyh Mahallesinde bir taraftan Hurdacı Apo Ağa mülkü ve bir taraftan Hacı Feyzi Ağa çırağı Halil mülkü ve bir taraftan Kör Minas mülkü ve bir taraftan tarik-i amm ile mahdut mülkünü” Boyacı Karabet’e 885 kuruşa

Page 115: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

105

satmıştır (1827).257 Mülk satışı belgelerinde zaman zaman yan yana evlerde oturan Müslüman ve Gayrimüslim komşuların ortak bir çeşmeye ve hatta ortak bir avluya sahip oldukları görülüyor ki bu durum, Müslüman ve Gayrimüslim kent sakinlerinin yoğun ve sorunsuz bir komşuluk ilişkisi içinde olduklarını gösteriyor.

Toplumsal yapı içerinde her kesimden fert arasında gözlenen diğer bir ilişki türü de kuşkusuz borç alıp verme olmuştur. Borç-alacak ilişkileri, şüphesiz ki, gerek Müslimlerle Gayrimüslimler ve gerekse kadınlarla erkekler arasındaki sosyal ilişkilerin değerlendirilmesi noktasında, bize oldukça zengin bilgiler vermektedir. Tabii bu noktada borçların miktarlarından ziyade, borçların kimlerden alındığı ve kimlere borçlanıldığı hususları ön plana çıkmaktadır. Borç ve alacaklara ilişkin kayıtları -özel davaların dışında- tereke kayıtlarında buluyoruz. Sicillere baktığımızda da gayrimüslimlerin ölen yakınlarının terekesini kaydettirmek ve dolayısıyla mirasını paylaşmak için kadı mahkemesine sıkça başvurduklarını görüyoruz. Bu konudaki belge sayısının çokluğu, değerlendirmeleri de daha sağlıklı kılıyor. Borç-alacak ilişkilerinde dinin ayırt edici bir rol oynayıp oynamadığı sorusu, incelediğimiz konu bakımından şüphesiz cevaplamamız gereken ilk soru olacaktır. Gayrimüslimlere ait terekelerdeki ve diğer dava kayıtlarındaki borçlu ve alacaklı listelerine baktığımızda, her iki kalemde de kadın ve erkek Müslim isimlerinin, kadın ve erkek gayrimüslim isimlerinden daha fazla olduğunu görüyoruz. Aslına bakılırsa din, sosyal yaşamda da ticari yaşamda da etkili oranda ayırt edici olmamıştır. Müslimler ve Gayrimüslimler arasında yüksek miktarlarda rastladığımız borç-alacak ilişkileri maddi anlamda, aralarında herhangi bir güven probleminin olmadığını gösterir niteliktedir. Elbette ki bu karşılıklı güven duygusu, sosyal hayata ait ilişkileri de etkilemiştir. Ya da tam tersi, sosyal hayattaki iyi ilişkiler, ticari anlamda da bir güven ortamını doğurmuştur.

Tereke kayıtlarının borç ve alacak hanelerinde dikkatimizi çeken bir nokta rastladığımız mehr kayıtları olmuştur. Elimizdeki erkeklere ait 7 terekenin borç hanesinde, kadınlara ait 2 terekenin de alacak hanesinde mehr geçmektedir. İslam hukukunda var olan mehr, evlilik akdinin bir gereğidir ve kadının kendisine ait olup

257 SŞS 15, s.74

Page 116: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

106

daha çok boşanma ve eşinin ölümüyle ortaya çıkan dulluk halinde ekonomik güvencesini sağlamaya yönelik bir edimdir. Bu yönünden dolayı, mehrin Hıristiyanlarca da tercih edilen bir yöntem olması mümkündür.258 Bu konuda elbette farklı tahminler yürütebiliriz. Fakat sonuç olarak bu durum, şüphesiz kültürel etkileşimin bir sonucudur ve yabancılık hissinin olmadığını, daha çok bir aynılaşmanın varlığını göstermektedir.

Şehirde dinî farklılıkların ilişkileri olumsuz etkilemediğine ve kısıtlamadığına diğer bir örnek de, Müslim vakıflarının faaliyetleridir. Vakıflar eliyle yoksulların ihtiyaçları için toplanan sadakaların dağıtımında din farkı gözetilmediğini biliyoruz. Zira arşivde, Ramazan ayında Müslim vakıfları tarafından, Gayrimüslim yoksulları için de sadaka toplandığına ilişkin belgeler bulunmaktadır. 259

Müslim-Gayrimüslim ilişkileri açısından önemli olabilecek diğer bir bilgi türü bizi tekrar tereke kayıtlarına götürüyor. Bilindiği üzere terekelerde ölen kişiye ait eşyalar sıralanmaktadır. Elimizdeki gayrimüslim terekelerinde rastladığımız bir eşya grubu da gündelik ev eşyalarından ve kişisel eşyalardan farklı olarak seccadeler ve tesbihlerdir. 3 terekede rastladığımız tesbih, boncuk tesbih, kehribar imame ve tesbih kutuları ile 3 terekede rastladığımız ikişer seccadenin varlığı (biri cedid seccade), Ermeni ailelerin, bu eşyaları, Müslüman komşuları için evlerinde bulundurduklarını düşündürmekte ve bir bakıma samimi, anlayışlı, saygılı ve iyi ilişkilerin sembolünü oluşturmaktadır.

Öte yandan Osmanlı devletinin Gayrimüslimlere ülke içinde ikincil unsur olduklarını hatırlatacak bir takım uygulamaları olduğunu ve zaman zaman gayrimüslimler üzerine kısıtlayıcı hükümler getirdiklerini biliyoruz. Sicillerde bir kimsenin Gayrimüslim olduğunu işaret eden özel ifadeler vardı. Örneğin sicil kayıtlarında ölen bir kimseden bahsedilirken Müslümanlar için çoğunlukla fevt olan (vefat eden) ve mütevefa (vefat eden) ifadeleri, Gayrimüslimler içinse çoğunlukla halik olan (helak olan) ifadesi kullanılırdı. Hatta Trabzon ve Kayseri gibi bölgelerde Gayrimüslimler için mürd olan (geberen), nâpaki (temiz olmayan) ve lâşe (leş) gibi 258 İnalcık, Sosyal Tarih, s.726 259 Salih Şahin, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi personeli

Page 117: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

107

ifadelerin kullanıldığını biliyoruz. Fakat bu tip ifadeler Sivas’ta kesinlikle kullanılmamış, hatta bazı belgelerde Müslümanlar için kullanılan fevt ve mütevefa ifadeleri Gayrimüslimler için de aynı şekilde kullanılmıştır.260 Devlet tarafından Gayrimüslimlere getirilen kısıtlamalara bir örnek, usul hukuku açısından Müslümanlara karşı Gayrimüslimlerin şahitliğinin kabul edilmemesidir. Eğer bir davada taraflardan biri Müslümansa şahitlerin de Müslüman olması gerekir. İki taraf da zimmi ise şahitlikte bir problem yoktur.261 Fakat bunun Sivas’ın kadı mahkemesinde uygulama alanı bulduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü taraflardan biri Müslüman olsa dahi gayrimüslimlerin şahitliğin kabul edildiğini görüyoruz. Üstelik bu, sıklıkla rastladığımız bir durum. Yine diğer bir örnek kısıtlamaya da 1243 tarihle bir sicil kaydında rastlıyoruz. Bu kayıtta Gayrimüslimlerin “…yeşil ve kırmızı esvab giyinmeyip, başlarına beyaz sarmamaları”nın istendiğini görmekteyiz262. Fakat bunun da uygulandığını söyleyemeyiz. Nitekim bu tarihten sonraki gayrimüslim terekelerinde sıklıkla “kırmızı entari” bulunmaktadır. Yine kadınların “beyaz bürük”, “beyaz yazma” kullandıklarını da terekelerinden öğreniyoruz. Üstelik bu durumla ilgili herhangi bir şikâyet de mahkemeye yansımamıştır. Yani bu durum rahatsız edici bulunmamıştır. Benzer bir kısıtlama bilindiği üzere Gayrimüslim evlerinin Müslümanların evlerinden yüksek olmaması yönündedir. Mülk satışı kayıtlarından yola çıkarak bu kısıtlamanın da asla dikkate alınmadığını söylemek mümkündür. Bir bakıma, halk arasındaki yoğun yakınlaşma ve benzerlik, bu tip farklılıkların oluşumunu engellemiş ve dolayısıyla bu kısıtlamaların uygulanmasını gereksiz kılmıştır.

Aynı kentte yaşayan, dolayısıyla aynı kent kültürünün parçası olan farklı dinlerin ve mezheplerin mensubu olan sakinlerin arasında oluşan ortak benlik dikkat çekicidir. Müslümanlar ve Gayrimüslimler aynı kentte bir arada yaşamanın bir sonucu olarak birbirlerinin dinî geleneklerinden yüksek oranda etkilenmişlerdir. Bu etkileşimin bir sonucu, yukarıda da bahsettiğimiz üzere Hıristiyanların mehr

260 “Rum milletinden iken fevt olan Dimitri…” SŞS 18, s.1; “Rum milletinden iken fevt olan Vasile Ağa…” SŞS 18, s.24; “Ermeni milletinden Maryem ve Çiçek’in mütevefa babaları…” SŞS 18, s.2 261 Cin, Akyılmaz, Hukuk, s.181 262 SŞS 15, s.66

Page 118: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

108

uygulamasını kullanmaları gösterilebilir. Öte taraftan Hıristiyanların dinî ritüellerinin bir parçası olan mum yakmak, yakınlarının ölümünün yedinci ve kırkıncı gününde özel olarak dua okumak gibi âdetler de Müslümanlar tarafından benimsenmiştir. Etkileşimin bir başka sonucu, ortak isimlerin kullanılması olabilir. Murat, Aslan, Şahin, Toros, Meryem/Maryem, Çiçek, Sultan… vs., Ermeniler ve Türkler tarafından ortak olarak kullanılan isimlerdir.

Özetle diyebiliriz ki, farklı hukukî mevzuata bağlı cemaatler, sosyal ve kültürel hayatta adeta ortak kurumlar ve adetler etrafında biçimlenir. Yaşamın sosyal ve kültürel kalıpları, her din mensubu için ortak geçerli kurallar oluşturmuştur. Bu keyfiyet ortak hatları olan bir hayat tarzı yaratmıştır.263 Bilhassa sosyal ve kültürel bakımdan, Ermeniler ve Türkler arasındaki benzerlik oldukça yoğundur. Bu benzerlik elbette sosyal ilişkilerin düzenlenmesinde de etkili olmuştur. Dinî farklılıklar, kabul edilen yaygın kanaatin aksine, kesinlikle gergin ilişkilere sebep olmamış, aksine toplum içerisinde saygı pratiği veren bir unsur oluşturmuştur. Kültürel ve tarihî yakınlık ve bunun yanında dinî farklılık belki de inanılmaz uyumun temelini oluşturmuştur.

263 Ortaylı, Aile, s.59

Page 119: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

109

SONUÇ

Sonuç olarak bu çalışmada, XIX. Yüzyıl başlarında, dünyanın değişen şartları içinde, Osmanlı gayrimüslimlerinin yaşam koşullarını, sahip oldukları hakları, nüfus potansiyellerini, Müslümanlarla olan ilişkilerini, sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel faaliyetlerini, şer’iyye sicilleri ve Osmanlı arşivi içindeki diğer belgeleri göz önünde bulundurarak Sivas şehri örneğinde değerlendirilmeye çalıştık. Öncelikle araştırmamıza zemin olması bakımından İslam hukukunun ve Osmanlı devletinin Gayrimüslimlere bakışına ve Sivas şehrinin tarihçesine değindik.

Sivas şehir halkı içindeki gayrimüslimleri nüfus açısından değerlendirdiğimizde, gayrimüslim nüfusla Müslüman nüfusun birbirine yakın olduklarını gördük. Bununla beraber genellikle Müslümanlarla Gayrimüslimlerin aynı mahallelerde ikamet etmeyi tercih ettikleri sonucuna vardık. Bu durumun şehir yaşantısında herhangi bir gerginliğe yol açmadığını, aksine birlikte yaşama tecrübesini artırdığını ve uyumun temelini teşkil ettiğini gözlemledik. İyi komşuluk ilişkilerine vurgu yapan ayrıntılara da rastladık.

Gayrimüslimlerin ekonomik hayatları üzerindeki incelememiz sonucunda, şehir içindeki çeşitliliğin ve uyumun ticarî hayata yansıması, tabi bir sonuç olarak karşımıza çıktı. Mal varlıkları açısından, Müslümanlarla Gayrimüslimler arasında bir farklılık olmadığı, zenginlik-fakirlik durumunun dine değil mesleklere bağlı olduğu sonucuna vardık. Meslek edinme açısından, Müslümanlarla Gayrimüslimlerin paylaştığı mesleklerin yanında, bazı meslek kollarında Müslümanlar veya Gayrimüslimler yoğunlaştıkları görülmüştür. Bunun yanında ticari ilişkilerde, mülk alım-satımında ve borç-alacak ilişkilerinde dinî aidiyet ayırt edici olmamıştır.

Gayrimüslimlerin gündelik hayatlarının fiziksel ayrıntılarını gözlemlediğimizde temelde Gayrimüslimlerle Müslümanlar arasında pek çok ortaklık bulunduğunu gördük. Yalnızca, şarap kadehi, Ermeni kitabı, kilise minderi gibi dinî mensubiyeti ifade eden eşyalar farklılık olarak göze çarpan ayrıntılardır.

Dinî aidiyetin aile hayatında farklılıklara yol açıp açmadığını tartıştık. Nikâhlar, her din mensubunun kendi kuralları çerçevesinde kıyılırdı. Fakat aile içi

Page 120: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

110

ilişkiler dine göre değişiklik göstermiyordu. Aile yapısı, ortak kültürün bir sonucuydu. Ailedeki çocuk sayısı, Gayrimüslimlerde Müslümanlara oranla biraz daha fazla olsa da bu, ciddi oranda fark yaratacak düzeyde değildi. Aile yaşantısını dinî farklılıklar değil, ortak kültür değerleri biçimlendiriyordu.

Gayrimüslimler, dinî anlamda inanç ve ibadet özgürlüğüne sahipti. Sivas’ta da şehir içinde, yeterli miktarda kilise ve manastırları ile kendilerine ait mezarlıkları bulunmaktaydı. Müslümanlar ve Gayrimüslimler sınırsız sosyal ilişkilerini, birbirlerinin dinî yaşantılarına müdahale etmeden ve birbirlerini engellemeden sürdürmekteydi. Zaman zaman olumsuzluklar yaşansa da bunlar, toplum hayatını etkileyecek boyutta değildi.

Eğitim ve kültür hayatı bakımından da Gayrimüslimleri kısıtlayıcı uygulamalar bulunmuyordu. Tanzimat’la beraber değişen şartlar ve genişletilen haklar, Sivas’ta da Gayrimüslimlerin eğitim faaliyetlerine hız kazandırmış ve okul sayısını artırmıştır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, bütün bu yaşam ayrıntıları kapsamında Gayrimüslimler, Osmanlı kültürünü oluşturan değerler içinde önemli bir unsurdu. Bu bakımdan Gayrimüslimleri, Osmanlı’nın içinde ayrı ve yabancı bir kitle olarak değil, Osmanlı’nın vazgeçilmez bir parçası olarak görmek ve bu şekilde değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacak ve Osmanlı kültürünün bir bütün halinde daha iyi anlaşılmasına imkân sunacaktır.

Page 121: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

111

KAYNAKÇA Arşiv Kaynakları: Sivas Şer’iyye Sicili 4, 8, 9, 10, 12, 13, 14, 15, 17, 18, 19, 28 Hariciye Nezareti, Mektubî Kalemi, 95/47 HR.MKT. 32/5 HR.MKT. 33/63 HR.MKT. 59/18 A.}MKT.UM.. 413/6 A.}MKT.UM.. 366/16 A.}MKT.UM.. 427/63 İradeler, Hariciye 150/7918

İ..HR.. 144/7563

İ..HR.. 167/9003

HR.SVS 80-51

İradeler, Meclis-i Vala 253/9337

İ.MVL 258/9641 Basılı Kaynaklar: ADIYEKE, Nuri, “Islahat Fermanı Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda Millet Sistemi ve Gayrimüslimlerin Yaşantılarına Dair”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 255-261 AKTAN, Ali, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 2000 AKYAN, Cevdet, www.bianet.org/2005/09/26/67761.htm AKYÜZ, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, İstanbul 1994 ALKAN, Ahmet Turan, “Sivaslı Ermenilere Dair”, Revak 98, Sivas 1998

Page 122: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

112

ALKAN, Turan, “Ev ve Ailenin Değişimi”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C. II, Ankara 1992 BAKIR, İbrahim, “Ailenin Yaşama Mekânı Ev”, Türk Aile Ansiklopedisi, C. II, Ankara 1991 BOZKURT, Gülnihal, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu: 1839-1914, Ankara 1989 CEBECİ, Dilaver, Tanzimat ve Türk Ailesi – Sosyal Değişme Açısından Tanzimat İstanbul’unda Türk Ailesi Üzerine Bir İnceleme, İstanbul 1993 CİN, Halil-Gül Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, Konya 2003 ÇUHACIYAN, Arman, Uluslar arası Üne Sahip Sivaslı Aziz Vlas, İstanbul 2004 DEMİREL, Ömer, “1876-1909 Yıllarında Sivas’ta Eğitim”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri –Makaleler-, Sivas 2006 DEMİREL, “Kadiriye Tarikatı’nın Anadolu’daki İlk Temsilcilerinden Hoca Sarı Şeyh ve Zaviyesi”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri –Makaleler-, Sivas 2006 DEMİREL, “Kuruluşundan Günümüze Çeşitli Yönleriyle Bir Osmanlı Mahallesi: Sivas Küçük Minare Mahallesi”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri –Makaleler-, Sivas 2006 DEMİREL, “Osmanlı Dönemi Sivas Menzilhanesi” DEMİREL, “Osmanlı Dönemi Sivas Şehrinde Sur, Saray, Mahalleler ve Sosyo-Kültürel Eserler”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri, Sivas 2006 DEMİREL, “Osmanlı Şehir Hayatından Bir Kesit: Kayseri Tüccar ve Esnafı’nın Borç Alacak İlişkileri” DEMİREL, “Sivas Tüccar ve Esnafının Mal Varlıkları ile Borç-Alacak İlişkileri”, Tuncer Baykara Armağanı - Tarih Yazıları, İstanbul 2006 DEMİREL, “Sosyo Ekonomik Açıdan Mardin Tüccar ve Esnafı (19. Yüzyıl)” DEMİREL, “Sosyo-Ekonomik Açıdan Sivas Ermenileri”, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri -Makaleler, Sivas 2006

Page 123: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

113

DEMİREL, “Tereke Defterlerine Göre Çorum Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak İlişkileri” DEMİREL, Adnan Gürbüz, Muhittin Tuş, “Osmanlılarda Ailenin Demografik Yapısı”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C.1, Ankara 1992 DEMİREL, Muhiddin Tuş, Adnan Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, Eşya ve Giyim-Kuşam (XVI-XIX. Yüzyıllar)”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C. II, Ankara 1992 DEMİREL, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri ve Esnaf Teşkilatı, Sivas 1998 DEMİREL, Osmanlı Vakıf-Şehir İlişkisine Bir Örnek: Sivas Şehir Hayatında Vakıfların Rolü, Ankara 2000 DEMİREL, “Ankara’da Ailenin Niceliksel Yapısı”, Belleten, LIV, Ankara 1991, s.945–961 DEMİREL, “Çankırı Tüccar ve Esnafının Borç Alacak İlişkileri (1815–1875)”, II. Çankırı Kültürü Bilgi Şöleni, Çankırı 2004, s.1–8 DEMİREL, II. Mahmud Döneminde Sivas’ta Esnaf Teşkilatı ve Üretim-Tüketim İlişkileri, Ankara 1989 DEMİREL, Ömer-Muhittin Tuş-Adnan Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev Eşya ve Giyim Kuşam”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, Ankara 1992, s.703–729 DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 2002 EKEN, Galip, “Tanzimat Döneminde Sivas’ın Sosyo-Ekonomik Yapısı Üzerine Bazı Bilgiler”, Revak, Sivas 1999 ERCAN, Yavuz, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler, Ankara 2001 ERCAN, “Osmanlı Devleti’nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 197-207 EROĞLU, Ahmet Hikmet, Osmanlı Devletinde Yahudiler (19.yüzyıl sonuna kadar), Ankara 1997

Page 124: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

114

ERSAN, Mehmet, “Bizans İmparatorluğu’nun İskan Politikası ve Sivas’ta Ermeni Varlığı”, Selçuklular Döneminde Sivas-Sempozyum Bildirileri (29 Eylül-1 Ekim 2005), Sivas 2006 ERYILMAZ, Bilal, Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, İstanbul 1996 ERYILMAZ, “Osmanlı Devleti’nde Farklılıklara ve Hoşgörüye Kavramsal Bir Yaklaşım”,Osmanlı, C.IV Evliya Çelebi Seyahatnamesi, III.C., İstanbul 1314 FAROQHİ, Suraiya, “Şehir Evinin Fiziksel Şehri”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, Cilt 3, Ankara 1992 FAROQHİ, Suraiya, Men of Modest Substance: House Owners and House Property in Seventeenth Century Ankara and Kayseri, Cambridge 1987 GÖKBEL, Ahmet, İnanç Tarihi Açısından Sivas, İstanbul 2004 GÜLER, Ali, “Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin Din-İbadet, Eğitim-Öğretim Hürriyetleri ve Bu Bakımdan “Kilise Defterleri”nin Kaynak Olarak Önemi”, OTAM, C.IX, Ankara 1998 GÜLSOY, Ufuk, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, İstanbul 2000 İNALCIK, Halil, “Eyüp Sicillerinde Toprak, Köy ve Köylü”, 18. Yüzyıl Kadı Sicilleri Işığında Eyüp’te Sosyal Yaşam, İstanbul 1998 İNALCIK, Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, İstanbul 2004 JENNİNGS, Ronald, Zimmîs in Ottoman Judicial Records KARADAĞ, Esra, XIX. Yüzyılın İlk Yarısında (1800-1850) Anadolu’da İhtida Hareketleri, C.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2005 KAYA, Önder, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, İstanbul 2004 KAZICI, Ziya, “Osmanlılarda Hoşgörü”, Türkler, X, Ankara 2002, 221-232 KÖSE, Ali, “İhtida”, TDVİA, XIII, İstanbul 1996 KÜÇÜK, Cevdet, “Osmanlı Devleti’nde Millet Sistemi”, Osmanlı, IV, 208-216

Page 125: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

115

MAHİROĞULLARI, Adnan, Seyyahların Gözüyle Sivas, İstanbul 2001 McCARTHY, Justin, Müslümanlar ve Azınlıklar, İstanbul 1998 OCAK, Ahmet Yaşar, “ Anadolu (Tarih)”, TDVİA, C. III, İstanbul 1991 ORTAYLI, İlber, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Millet Sistemi”, Türkler, X, Ankara 2002, 216-220 ORTAYLI, Osmanlı İmparatorluğu’nda İktisadi ve Sosyal Değişim-Makaleler I, Ankara 2004 ORTAYLI, Osmanlı Toplumunda Aile, İstanbul 2004 ÖZEY, Ramazan, “20. Yüzyılın Başlarında Sivas’ın Tarihi Coğrafyası”, www.ramazanozey.net PAMUKCİYAN, Kevork, Ermeni Harfli Türkçe Metinler, İstanbul 2002 Rıdvan Nafiz, İsmail Hakkı, Sivas Şehri, Sivas 2005 SAVAŞ, Saim, “18. Asrın Sonlarında Sivas’ta Kurulan Vakıflar Hakkında Bazı Bilgiler” Revak/90, Sivas 1990 SAYDAM, Abdullah, “Trabzon Şer’iye Sicillerindeki Fermanlar Işığında Katolik Ermeniler Ve Mezhep Değiştirme Yasağı” Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, Kayseri 2007 SAYDAM, Abdullah, “Trabzon’da Cemaatler Arası İlişkiler ve Din Değiştirme Olayları / 1794–1850” TURAN, Osman, Selçuklular ve İslamiyet, İstanbul 1980 TURAN, Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, İstanbul 1984 Urfalı Mateos Vekayı-namesi(952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli(1136-1162), Ankara 1987 ÜÇER, Müjgan, “Sivas’ta Vakıf Kuran Kadınlar”, Revak/91, Sivas 1991

Page 126: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

116

BELGELER

Page 127: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

117

SŞS 12, s.107:

Page 128: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

118

Sivas Şer’iyye Sicili 12, s.107: Medine-i Sivas mahallatından Köhnecivan Mahallesi mütemekkinlerinden

iken bundan akdem halike olan Hurmüsemmi bint-i Muğdis Kabril nam halikenin veraseti zevci Aleksan veled-i Milkon ve sadriye sagir oğulları Ohannes ve Mıgırdıç ve sadriye sagire kızı Mariya’ya inhisar-ı ‘inde’ş-şer’i’l-enver zahir ve nümayân oldukdan sonra müteveffiye-i mesfurun terekesi ma’rifet-i şer’le tahrir ve beyne’l-verese bi’l-farizeti’l-şer’iyye tevzi’ ve taksim defteridir ki ber vechi ati’z-zikr olunur. Fi 9 Şevval sene 1238

Cedid bez halebî 5, keten halebî 5, kırmızı önlük 1, don 1 :13 guruş Kırmızı iplik 50 dirhem, şal(?) yarım çile 1 :2 guruş Keten kapud … top 1 :8 guruş Siyah makrame 1 :1 guruş Müsta’mel … şalî cübbe 1, alaca entari 1 :14 guruş Alaca halebî 2, siyah makrame 1, cedid gömlek 1 :10 guruş Köhne gömlek 1, sülüklü(?) çorap 1 çift :3 guruş Beyaz bez halebî 1, işleme 1, keten uçkur 1 :3 guruş Çiçekli parça 1, maa boğça 1 :2 guruş Müsta’mel önlük 1, köhne melez(?) gömlek 1 :3 guruş Bez tob 1 :7 guruş Alaca tob 1 :25 guruş … bez Halebî 1 :2 guruş Köhne alaca entari 1 :3 guruş Mücessem değirmi 7(?), kırmızı işleme boğça 1 :15 guruş … 1 :3 guruş Saç bağı sim 31 dirhem :25 guruş Örülü pareli saç bağı :50 guruş Sim pareli simli sagir bucak 1 :15 guruş Simli göz boncuğu 1 :5 guruş Gümüşlü tansif :5 guruş Sagir don sim kemer 1 :5 guruş Sim zincir ve paresi :5 guruş Sim döğme sac bağı 80(?) dirhem :50 guruş

Page 129: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

119

Sim depelik 1 :10 guruş Eski pare 18 dirhem :10 guruş …1, …1, …1, yüzük :25 guruş Don, ayarlı pare 14 dirhem ve sim hurda :10 guruş Ufak inci 4 miskal :120 guruş İncüli alınlık :50 guruş Sırça ve sair hurda ve sandık :10 guruş Zevci üzerinde mihri :20 guruş Zevci üzerinde alacağı :100 guruş Dolama kemer 1 :20 guruş Cem’an yekun :650 guruş Minha el-ihracat: Resmî kısmet :16 guruş 10 para Katibiyye, çukadariyye, ihzariyye :8 guruş 5 para Sahhü’l-baki :625 guruş li-taksim beyne’l verese: li’z-zevcü’l-mesfur Aleksan :156 guruş 17 para li-ibnü’l-mesfur Ohannes :187 guruş li-ibnü’l-mesfur Mıgırdıç :187 guruş li-bintü’l-mesfur Mariya :93 guruş 14 para

Page 130: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

120

SŞS 15, s.74:

Page 131: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

121

SŞS 15, s.74: Maici Karabet veled-i Boyacı Eyin zimminin iştira eylediği mübaya

hüccetidir. Sarı Şeyh Mahallesi sakinlerinden Hacı İsmail bin İbrahim nam kimesne

meclis-i şer’i-şerif-i Ahmedî ve mahfel-i din-i münif-i Muhammedîde işbu baisü’s-sefer mai boyacı Karabet veled-i Boyacı Eyin nam zimmi muvacehesinde ikrar-ı tam ve takrir-i kelam edüb akdi ati’z-zikrin suduruna değin yedimde mülküm olan mahalle-i merkumede kain etraf-ı erbaası Hurdacı Apoli(?) Ağa ve Hacı Feyzi Ağa çırağı Halil mülkleri ve Kör Minas mülkü ve tarik-i amm ile mahdud bir bab fevkâni oda tahtları bir bab kış evi ve bir bab ahur ve iki bab kagir anbar bir mikdar arsay-ı hâk bir mikdar avluyu müştemil mülk-ü menzilimi bi-cümleti’t-tevabi ve’l-levahık tarafeynden icab ve kabul-ü havi şurut-u müfsideden ari bey’i bat sahih-i şer’ ile müşteri-i mesfur Boyacı Karabet zimmiye sekiz yüz seksen beş guruşa bey’ ve teslim ve temlik eyleyüb ol dahi ber minval-i muharrer iştira ve teslim ve temellük ve kabz-ı kabulünden sonra semeni olan meblağ-ı mezbur sekiz yüz seksen beş guruşu müşteri-i mesfur Karabet yedinden tamamen ve kamilen ahz ve kabz eyledim fî-mâba’d salifü’z-zikr menzil-i mahdudda benim asla ve kat’a alaka ve medhalim kalmayub müştemilatıyla müşteri-i mesfur Karabet zimminin mülk-ü müşterası ve hakk-ı sarihi olmuşdur. Keyfe mâ yeşa ve yehtar mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdik-i şer’i ma-hüvel vaki bi’t-taleb ketb olundu. Hurrire fi’l-yevmi’s-sâbi’ min şehr-i Zi’l-ka’deti’ş-şerife sene sâlis ve erbain ve mieteyn ve elf.

Şuhudü’l-hal: Mahalle-i merkum Küçükzade Hasan Efendi Ve Seyyid Ömer Efendi bin Emin Ve Derzi Ali zade Seyyid Ali Ağa Ve Berber Osman Ağa ve Halil

Page 132: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

122

HR.SYS 80-51:

Page 133: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

123

HR.SYS 80-51: Ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir ki Sivas’da sakin İslâm çocukları Ermeni papasları kullarının Der-saadet

papasanı misillü iktisa itmiş oldukları kalpaklarını taşlamak ve ba’zı mertebe na-saz sözler söylemek misillü harekât-ı na-marziyyeye cür’et itmekde olmalarından dolayı papasan-ı merkume dahi tahammül idemeyerek her kalpaklarını çıkarub başlarına sarık sarmış oldukları bu kerre istihbar ü tahkik kılınmış ve etfal-i merkumenin işbu harekâtı millet-i abidanemiz hakkında hakareti ve papasan-ı merkumenin kesr-i namusunı mu’di bulunmuş olduğundan men’ ü def’i zımnında icab-ı halde icrası irade-i aliyyesini şamil Sivas valisi devletlü paşa hazretlerine bir kıt’a emr-name-i sami-i hazret-i sadaret-penahinin tasriri babında ve her hâlde emr ü ferman hazret-i men lehü’l-emrindir

Fi 26 Safer Sene 69 [ ... ] [Mühür] [Mühür]

Page 134: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

124

HR SYS 80 51:

Page 135: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

125

HR SYS 80 51: Sivas Valisine Sivas’da sakin İslâm çocukların Ermeni papasanın kalpaklarını taşlamak ve

baz’ı mertebe na-seza sözler söylemek misillü harekât-ı na-marziyyeye cür’et itmekde olduklarından merkum papaslar dahi tahammül idemeyerek kalpaklarını çıkarub başlarına sarık sarmış bu keyfiyyet ve millet-i merkume hakkında hakareti ve merkum papasların kesr-i namusunı mucib görünmüş olduğundan men’i hususını bu kerre Ermeni patriği ve millet meclisi tarafından ba-takrir istidaa olunmuş olub tarife hacet olmadığı üzere 11

11 Saye-i ma’delet-variyye-i hazret-i padişahide [ ... ] nişin-i emn ü refah olan

her sınıf tebaa ve zir-destanın ez her cihet muhafaza-i emniyyet-i can ü namusı lazımeden olacağı halde işbu papasların bu vechle muamele-i tahkiriyyeye duçar olmaları doğrısı pek yakışıksız şey olarak tecviz olamayacağından keyfiyyet bila-taraf tahkik olunarak müdahale-i vakıanın men’ ü def’iyle bir daha ol makule harekât-ı na-makule zuhura gelememesi esbabının istihsaline himmet buyurmaları siyakında şukka

Page 136: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

126

A.MKT.UM 413/6:

Page 137: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

127

Page 138: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

128

A.MKT.UM 413/6: 586

Sivas Mutasarrıfına Sivas’da Sarı Şeyh Mahallesi’nde vaki Rum kilisesi etrafında olub hayli

senelerden beri Rum ve Ermeni milletleri beyninde münazaaun-fih olan makbereye dair altmış bir ve altmış beş tarihlerinde Ermeni milletine ita olunan iki kıt’a emr-i alide mezkûr kilisenin Rum ve makberenin Ermeni milletlerine mahsus olması ve ba’d-ezin bir gûne dava ve niza vuku’ bulur ise istima olunmaması münderic ü mestur yetmiş [ ... ] tarihiyle müverrah olub Rum milleti canibinden ibraz ü irae olunan tahrirat-ı resmiyyede dahi makbere-i mezkûrenin nısfı Rum ve nısf-ı diğeri Ermenilerin mevtalarına medfen olmak üzere meclis ma’rifetiyle tevzi’ ü taksimiyle mikdar-ı zira’ ü hududını mutazammın mazbatalarının irsali münderic ü mezkûr olarak iki taraf dahi iddialarında ısrar ile beynlerinin ıslahı kabil olamaması ve bundan maada kilise-i mezkûrun tevsiini amir Rumlar ve makbere-i mezkûrda üzerine müceddeden kilise inşasını havi Ermeniler yerlerinde başka başka emr-i ali olarak bu emr-i alide makbere-i mezkûrede milel-i sairenin iştiraki olmadığı ve mevkice bir gûne mahzurı bulunmadığı kaydlı musarrah olduğından bunların dahi şimdilik infaz ahkamı tevkif kılınmış olduğı ve bu babda olan evamir ü evrak suretleri irsal kılındığı beyaniyle bu babda tevaliyle hareket olunmak lazım geleceği Sivas meclisinde mukaddem varid olan mazbatasında istizan olunmakdan naşi keyfiyyet Meclis-i Valâ’ya lede’l-havale bu husus içün Rum ve Ermeni milletleri patrik-haneleri tarafından birer me’mur celbiyle teşkil olunan komisyon-ı mahsusda icra kılınan tedkikatda vakian tevarih-i muhtelife ile murafaat-i şeriyye üzerine mukaddema tarafeyne ol surette evamir-i aliyye ita kılındığı kayden dahi anlaşılmış olub ancak muahharan yani almışdokuz tarihinde hey’et-i şeriyye ve nizamiyyesine tevkıfen bu madde hakkında Meclis-i Valâ’dan virilen kararı mutazammın tanzim olunan mazbatada bu hususa dair tarafeynin mukaddema mahallinde ve burada mahkeme-i teftişte icra kılınan murafaasını havi virilen i’lamlar ve tevarih-i muhtelife ile sadır olan emr-i aliler suretlerine nazaran Rumların oraca icra-yı ayin eyledikleri kiliseden maada maşatlık-ı mezkure müdahale ve muarazalarının men’inine eğerçi hükm olunmuş ise de canib-i fetva-haneden beyan olundığına göre mezkur maşatlığın minel kadim Hıristiyana mahsus oldığına dair emr-i ali

Page 139: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

129

olmadığından zikr olunan i’lamlar şayan-ı itibar olmamakla salifü’l-beyan emr-i aliler kayıtları terkin olunması ve Rumların orada kiliseleri olub meyyitlerini dahi maşatlık-ı mezkure defn idegeldiklerinden ve iki taraf dahi tebaa-i devlet-i aliyyeden bulunduklarından başka Ermenilerin yine orada dört beş kıt’a kilise ve maşatlıkları oldığı kendü ifadelerinden anlaşılub ve Rumların ise bundan maada ne kilise ve ne maşatlıkları olmadığından ta’dil ü tesviye-i maslahat içün maşatlığın ikiye taksimiyle nısfı Rumların ve nısf-ı diğeri Ermenilerin olmak ve kilise dahi kema-kân Rumlar tarafında kalmak üzere tarafeyn yadlerine müceddeden ferman-ı ali i’ta kılınması sureti ol zaman Meclis-i Valâ’da tezekkür olunmuş ve münasafa kararı üzerine gidilmesi münasip olub fakat bu suret karışıklığı mucib olacağı mesmu’-i ali buyurulmuş olmasıyle ol emrde keyfiyyet mahallinden istilam olunarak gelecek cevaba nazaran işbu maşatlığın ikiye taksiminden sarf-ı nazarla Rumlara yüz ve hali münasib bir mahall gösterilmesi ve yahud ber-minval-i muharrer münasafa kararı üzerine gidilmesi şekillerinden birinin ihtiyarı hususına irade-i seniyye-i hazreti padişahi müteallik ü şeref-sudur buyurulmuş olduğından bu cihetce tahrirat tastir kılınmış ise de sureti görilen tahrirat-ı istilam yolunda olmamak ve kalemlerde kaydı buldırılamamak hasebiyle mahallinden aslı getürdilüb lede’t-tatbik eğerçi surete muvafık görinüb işbu irade-i seniyyenin mantuk-ı münifine dair mahallinden beyan-ı ma’lumat olunmamasına ve bir sene sonra patrikhane takriri üzerine makbere-i mezkurenin ikiye taksimi hakkında kat’iü’l-makarr olarak işbu tahrirat istihsal olunub beş sene müddet dahi Rumlar nezdinde tevkif olunmasına ve ber-minval-i muharrer kaydı buldırılamamasına nazaran bu suret irade-i ahirenin isti’lam ciheti hatırlardan çıkarmak üzere Rumlar tarafından ihtiyar ü iltizam olunmuş bir [ ... ] olduğı anlaşılub ma’mafih bu maddeye irade-i ahirenin haricinde re’y olunmak maslahatca kabil ü mümkin olamayacağından bunun yine bu karara tevfikan iktizasına bakılması lazım geleceği tarafeyne ifade olundukda Rumlar münasafa suretine evvel ü ahir muvafakat idüb Ermeniler ise mezkûr makberenin müştereken ve muhteliten kullanılması [ ...ince] dahi uyamayacağı ve salifü’z-zikr makbere mahalli kadimden kendülerinin olduğı asliden salifü’z-zikr altmış bir ve altmışbeş tarihlerinde virilen ferman-ı ali ahkamının infazında ısrar eylediklerinden ve [ ... ] makbere-i mezkûre mahalinin tasarrufunı havi iki tarafda dahi bir gûne sened olmadıkdan başka bu emr-i alilerin ahkâmı münsarih olduğı ve Ermenilerin didiği

Page 140: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

130

vechle eyleyince dahi bir gune mümanaat olmadığı tahkik kılındığı misüllü bu kerre meydana konulan mazbatasına nazaran bu kilise kasabanın vasatında ve makbere dahi kilisenin cevanib-i erbaasında ve havalisi makamında bulunması ve bir müddet tarafeynden bila-münazaa müşterek ü muhtelit olarak mevta defn olunması ve Ermenilerin yine kasaba-i mezkûre civarında müteaddid kilise ve maşatlıkları olması suretlerine bakılınca bu babda vuku bulan ısrar bir nevi haksızlık ve sırf taannüdden ibaret olarak bu dahi bu meselenin hayli müddet hall-i işkâli hasıl olamamasından naşi tarafeyn beyninde tekevvün iden zıddiyyetin kesb-i şiddet eylemesinden neş’et eylediği anlaşıldığından tarafeynin hoşnud olacağı bir suretin icrası ve bir de Rumların makbere-i mezbureye men’-i müdahaleleri hakkında virilen ferman-ı ali üzerine bunların kiliseye mürurı’çün küşad olunan yolun etrafına inşa kılınan divar muahharen Rumlar tarafından hedm olunmak ve makbere taşları şuraya buraya kaldırılmak gibi Ermeniler tarafından vuku’ı ifade olunan evza ü harekât mukarin-i sıhhat ise yolsuz ve çirkin şey olduğından bunun dahi tahkiki hakkında mezkûr komisyondan tanzim olunan mazbata Meclis-i Valâ’da lede’l-mütalaa işbu cereyan iden muamelata ve bunlar beyninde vuku bulan tezadda nazaran makberenin müşterek kullanılması ve yahud bir tarafa tahsisiyle diğerine yer gösterilmesi veya bunun taksimi yoluna gidilmesi münasib ve [sizleri] ve [ ... ] olamayacağından mezkûr makbereye işbu milletlerin hiç birisi tarafından mevta defn itdirilmeyüb bu suretle iki tarafın dahi alakası kat’ ve haliyle terk olunarak gerek Ermeni ve gerek Rum milletlerine arazi-i haliyeden intihab idecekleri münasib mevkiden lüzumı derecede yeniden makbere mahalli tahsisi ve i’tası şu niza’ın fasl u tesviyesini ve tarafeynin iskâtını istilzam eyleyeceğinden işbu karar üzerine mezkûr milletler rüesasından iktiza idenler ile [ ... ] makbere içün başka başka işbu milletlere münasib mikdar arazi tefrik [Metin buradan aşağıdaki “A-MKT.UM 1276-2-17”ye bağlanıyor.]

Page 141: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

131

A.MKT.UM 1276-2-17:

Page 142: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

132

A.MKT.UM 1276-2-17: 11 Ve tahsis olunarak buraca muamele-i lazımesi icra olunmak üzere usulüne

tevfikan kemmiyyet ü keyfiyyetinin ve mezkûr divar ve taş maddelerinin dahi bi’t-tahkik sathının ba-mazbata izahen iş’arı hususı [ ... ] savb-ı saadetlerine bildirilmesi Meclis-i Valâ’da tensib olmakda mukteza-yı dirayet-i zatiyyeleri üzere tafsilat-ı muharrereye tevfikan icabının hüsn-i icrasıyle keyfiyyatının serian inhası hususına himmet eylemeleri siyakında kaime

17 [ ... ] 1276 fi 17 Cumade’l-ula Sene 76

Page 143: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

133

A. MKT. UM 366-16:

Page 144: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

134

A. MKT. UM 366-16: Sivas Valisine Sivas’da Sarı Şeyh Mahallesi’nde kâin olub Ermeni ve Rum milleti beyninde

münazaaun-fih olan maşatlığın millet beyninde tensikı kararlaşdırılarak iktizası der-dest-i icra iken Ermeni milleti tarafından vaki’ olan istid’a üzerine husus-ı mezkûr Meclis-i Valâ’ya havale olunarak bi-r-rüye verilen karar ve ol baba müteallik ve şeref-sudur buyurulan irade-i seniyye-i hazret-i padişahi-i mantuk-ı münifi üzere şu kararın def’aten icrasından sarf-ı nazarla Rum milletine düz ve hali münasib bir mahall gösterilmesi veyahud ber-minval-i muharrer-i münasafeten kararı üzerine gidilmesi şekillerinden birinin ihtiyarı hakkında keyfiyyetin ber-vech-i tedkik ü hakkaniyyet mütalaa ve müzakeresiyle icabının izahen iş’arı fi gurre-i Rebiü’l-ahir Sene 69 tarihinde ba-tahrirat ol tarafa bildirilmesi ile de henüz çok vürud itmemesi ve husus-ı mezkûrun tesviyesi ile cevabın vüruduna mütevakkıf bulunmuş olacağından ve ma’lumat-ı cedide olmak üzere mezkûr tahriratın ihrac itdirilen sureti leffen irsal kılındığından ber-mu’cib-i irade-i seniyye ber-vech-i tedkik ü hakkaniyet mütalaa ve müzakeresiyle icabının izahen ve serian ba-mazbata inhası hususunun savb-ı valâlarına te’kidi Meclis-i Valâ’da tezekkür olmasına olmağla iktizasının sür’at-i icra ve inhası hususuna himmet buyurulması siyakında şukka...

Page 145: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

135

A.MKT.UM 427/63:

Page 146: Tanzimat Tan Once Sivas Ta Gayrimuslimler Non Muslims in Sivas Before Tanzimat

136

A.MKT.UM 427/63: Sivas Mutasarrıfına Ma’lum-ı saadetleri olduğı üzere Sivas’da Sarı Şeyh Mahallesi’nde vaki’

Rum kilisesi etrafında olub hayli senelerden berü Rum ve Ermeni milletleri beyninde münazaaun-fih olan makberenin def’-i münazaası hakkında Meclis-i Valâ dairesinde teşkil olunan komisyon-ı mahsusdan tanzim olunan mazbata ve ol babda meclisce cereyan iden müzakere üzerine işbu makberenin tasarrufuna dair iki tarafın birinde dahi bir gûne sened olmamak hasebiyle münazaa-i vakıenin külliyyen def’i zımnında işbu makbereden iki tarafa dahi kat’-ı alaka itdirilerek Rum ve Ermeni milletlerine arazi-i haliyyeden intihab idecekleri münasib mevkiden lüzumı derecede yeniden makbere mahalli tahsisi ve itası kararlaşdırılarak bu karar üzerine oraca iktizasının icrasıyle usulüne tevfikan tahsis olunacak mahaller mikdar ü kemmiyyetinin ve hedm olunan divar ile taş maddelerinin sathının serian ba-mazbata iş’arı fi 17 Zilhicce Sene 1276 tarihinde ber-tafsil taraf-ı şerifinize iş’ar kılınmış olduğı halde henüz bir gûne cevab vürud itmemiş ve bu makule te’hiri münasib olmayan mevaddın değil her bir iş’arat-ı vakıanın serian icab-ı icra olunarak kararının heman iş’arı lazım gelür iken aradan bu kadar vakit mürur eyleyüb de henüz bir cevab bile gönderilmemesi doğrıcası pek uygunsuz ve taraf-ı saadetlerine mes’uliyeti mucib görünmüş ve böyle şeylerde kaydsızlık iden me’murin haklarında tamamen icab iden muamelenin icra olunacağı daha geçenlerde tarafınıza bildirilmiş olduğından bir dahi te’cile hacet olmaksızın mukaddemki iş’ar hükmünün tamami-i infazı ile keyfiyetin serian ve acilen ba-mazbata inhası hususunun taraf-ı şeriflerine te’kidi Meclis-i Valâ’da tezekkür olunmuş olmağla ol vechle iktizasının sür’at-i icra ve inhasına himmet eylemeleri siyakında şukka...

Ermeni Patriğine Sivas’da Ermeni ve Rum milletleri beyninde münazaalı olan mezarlık

maddesi’çün Der-saadet’de bulunan Sivas murahhasasının iadesi zımnında icra-yı icabına dair tezkireleri Meclis-i Valâ’ya havale olunarak bu madde mukaddem mahalline havale olunarak işbu iki millete yeniden mezarlık tahsis olunacağı [ ... ] dahi te’kidi havi Sivas mutasarrıfı saadetlü paşaya bu def’a ... tahrirat ... kılındığı beyanıyla tezkere meclisi terkim kılındı.