tanzİmat - foruq.com

1504

Upload: others

Post on 17-Nov-2021

23 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

40 (Tanzimat)Sultan Abdülmecid’in yaymlad mülkî slahat program ve bunun uyguland dönem.
Sözlükte “düzenlemek, sraya koymak, slah etmek” anlamndaki tanzîm kelimesinin çoulu olan tanzîmât literatürde “mülkî idareyi slah ve yeniden organize etme” mânasnda kullanlr, ayrca bu düzenlemelerin yapld dönemi nitelendirir. Son aratrmalar genellikle, 3 Kasm 1839’da ilân edilen Gülhane Hatt- Hümâyunu ile (Tanzimat Ferman) balatlan dönemin ilk icraatlarnn 1830 ylna kadar geri götürülebileceini ortaya koymutur. Ne zaman sona erdii ise tartmal olup bunun için Sadrazam Âlî Paa’nn öldüü 1871, Midhat Paa’nn sürgüne gönderildii 1877, Meclisi Meb‘ûsân’n kapatld 1878 veya Düyûn- Umûmiyye daresi’nin kurulduu 1881 gibi tarihler verilir; ancak 1878’de meclisin kapatlmasyla dönemin sona erdii yönünde genel bir fikir olumutur.
II. Mahmud, Yeniçeri Oca’n kaldrdktan sonra 1830’larn bandan itibaren Osmanl merkez tekilâtn tamamen deitirdi. 1831’de sarayda önemli bir müessese olan silâhdarl lavetti; sr kâtipliini Mâbeyin bakâtipliine dönütürerek saray sekreteryasn meydana getirdi. ki yl sonra Mâbeyin Müirlii’ni kurdu ve Enderûn- Hümâyun’un oda nizamn yeniden düzenledi. Bunun yannda Bâbâli’deki kurumlarn isimlerini deitirdi ve görev alanlar daha açk biçimde tanmlanm uzmanlk birimleri olan nezaretleri tekil etti. Meclisi Vâlâ gibi yüksek meclislerin yannda nezaretlere gördükleri ilerde yardmc olmak üzere baz meclisler kurdu. 24 Mart 1838’de tekil ettii Meclisi Vâlâ’nn kurulu amacn, yapmay düündüü ve Tanzîmât- Hayriyye (Tanzîmât- Mülkiyye) diye nitelendirdii slahat tesbit ve müzakere ekli olarak belirledi (Takvîm-i Vekyi‘, nr. 163, 11 Muharrem 1254, s. 2). Bu adlandrma onun tasarlad reformlarn genel adyd. Mays 1838’de biri ulemâ, dieri memurlar için iki ceza kanunu hazrlatt.
ngilizler’le yaplan Baltaliman Ticaret Muahedesi ve ardndan dier Avrupa devletleriyle imzalanan benzer antlamalar neticesinde gümrük gelirleri azald gibi yabanclarn ülke içinde ticarete dahil olmalaryla birlikte yabanc tüccar says artt ve bunlarla ilgili davalar önemli bir sorun meydana getirdi. 24 Mays 1839’da ticaret, sanayi ve tarm gelitirmek amacyla çalmalar yapmak üzere Ticaret Nezâreti
ve ayn yl içerisinde bir mahkeme-i ticâret kuruldu. Bakanln Ticaret nâzrnn yapt mahkemede tüccar temsilcileri de bulunuyordu. II. Mahmud döneminin sonlarna doru, yaklak sekiz yldan beri devleti uratran Kavalal Mehmed Ali Paa’nn yol açt Msr meselesi tekrar ortaya çkt ve isyanla uraan ordunun masraflar hazineyi skntya soktu. 24 Haziran 1839’da Msr kuvvetlerinin Osmanl ordusunu Nizip’te ar bir yenilgiye uratmasnn ardndan 1 Temmuz’da II. Mahmud vefat etti ve yerine olu Abdülmecid geçti.
Tanzimat’la ilgili literatürde Gülhane Hatt- Hümâyunu’nun hazrlanp ilân edilmesi sürecinde Mustafa Reid Paa’ya çok merkezî bir yer verilmektedir. Bunda gerçek pay bulunmakla birlikte saray, ulemâ, sivil ve askerî bürokrasi arasnda ciddi bir mutabakat olmakszn genç bir bürokratn
giriimiyle böyle önemli bir dönüümün salandnn iddia edilmesi inandrc deildir. Nitekim Sultan Abdülmecid’in 17 Temmuz 1839’da yaymlad cülûs hatt- hümâyununda bütün devlet ilerinde kanuna ve hakkaniyete uyulmas, rüvet ve zulümden kaçnlmas, ülkede yaayan müslim- gayri müslim bütün halkn güvenliinin salanmas, canndan, malndan ve meskeninden emin klnmas, saraya hediye gönderilmemesi ve bürokratlarn bu tür hediyeleri kabul etmemesi gibi Tanzimat Ferman’nn önemli ilkeleri mevcuttu; ayrca rüvet alanlarn cezalandrlacana vurgu yaplmaktayd (Takvîm-i Vekyi‘, nr. 182, 16 Cemâziyelevvel 1255, s. 2). Padiah taraya gönderdii dier bir hatt- hümâyunla vali, vezir, ferik, mütesellim ve mübâir gibi görevlilerden yol masraflarn kesinlikle halka yüklememelerini, cerîme, câize gibi isimlerle halktan hiçbir ey talep etmemelerini ve kimseye angarya yüklememelerini istedi. Mustafa Reid Paa’nn bu hatt- hümâyunlardan yaklak bir buçuk ay sonra Londra’dan stanbul’a dönmesi, söz konusu ilkelerin Osmanl baehrindeki dier bürokratlarn mutabakatyla ortaya konduunu göstermektedir. Bunun dnda, Reid Paa’nn dönmesinin ardndan Tanzimat’n ilânndan önce Sultan Abdülmecid’in emriyle Sadrazam Koca Hüsrev Paa’nn bakanlnda Bâbâli’de bir meveret meclisi topland. Otuz sekiz yüksek bürokrat ve ilmiye mensubunun katld bu mecliste kabul edilen ilkeler padiah tarafndan da onayland. Meclis mazbatasnn altnda mührü bulunanlarn yars ulemâdand. Sras deimekle beraber mazbata ile Gülhane Hatt- Hümâyunu’nda yer alan ilkeler hemen hemen ayndr (TSMA, nr. E 3084/2). Bu da Tanzimat Ferman gibi önemli bir slahat programn tek bana Mustafa Reid Paa’ya nisbet etmenin doru saylmadn ve fermann d etkilerden ziyade Osmanl Devleti’nin iç dinamiklerinin ürünü olarak ortaya çktn göstermektedir.
Hariciye Nâzr Mustafa Reid Paa 3 Kasm 1839’da Gülhane meydannda vükelâ, ricâl, ulemâ, Rum ve Ermeni patrikleri, hahamba, esnaf temsilcileri, sefirler ve dier hazr bulunanlarn önünde Tanzimat Ferman’n okudu. Sultan Abdülmecid töreni Gülhane Kasr’ndan izledi. Ferman, kurulduundan itibaren Kur’an hükümlerine ve eriata uyulduu için devletin güçlü, ülkenin mâmur ve halkn refah içinde olduu; ancak 150 yldan beri bunlara riayet edilmediinden bu durumun zaaf ve fakirlie dönütüünü; corafî konumu, arazilerinin verimlilii ve halknn çalkanl göz önünde tutulduunda gerekli tedbirlerin alnmas halinde devletin be on yl içerisinde eski durumuna kavuaca tesbitiyle balar. Bunun için hazrlanmas gereken yeni kanunlarn esas can güvenlii, mal, rz ve namusun korunmas, vergilerin düzenlenmesi, asker almnn slah eklinde belirlenir. Bu arada halk ve hazineyi zarara uratan iltizam usulünün
sakncalarndan söz edilerek kaldrlacana dair iaret verilir. Verginin herkesin gücü nisbetinde tahsil edilmesi ve kimseden fazladan bir ey istenmemesine vurgu yaplr. Askerlik süresinin belirsizliinden ve askerlerin bir nisbet dahilinde deil geliigüzel alnmasndan ikâyet edilir. Bu uygulamann tarm, ticareti ve nüfus artn olumsuz yönde etkilediine, dolaysyla askerlik süresinin dört veya be yl olarak belirlenmesi gerektiine vurgu yaplr. Hiç kimse için yarglanmadan ölüm hükmünün verilmemesi, herkesin malna mülküne istedii gibi tasarruf edebilmesi, bu haklardan müslim-gayri müslim bütün tebaann ayn ekilde yararlanmas, bu konular görümek üzere görevlendirilen Meclisi Vâlâ’nn üye saysnn arttrlmas, vükelâ ile ricâlin de zaman zaman meclisin toplantlarna katlmas, askerî düzenlemelerin Dâr- ûrâ-y Askerî’de müzakere edilip belirlenmesi, ülkenin harap olmasna yol açan rüveti önlemek amacyla etkili bir kanun hazrlanmas ve bu fermann bütün iç ve d kamuoyuna duyurulmas kararlatrlr (Düstur, Birinci tertip, stanbul 1289, I, 4-7).
Reid Paa’nn hatt- hümâyunu okumasnn ardndan toplar atld ve kurbanlar kesildi. Sultan Abdülmecid ilân edilen hususlara uyacana dair Hrka-i erif Dairesi’nde, “Hatt- hümâyunumda münderiç olan kavânîn-i er‘iyyenin harf-be-harf icrasna ve mevâdd-i esâsiyyenin fürûâtna dair ekseriyyet-i ârâ ile karar verilen eylere müsaade eyleyeceime ve hafî ve celî hâricen ve dâhilen taraf- hümâyunuma ilk olunan eyleri kavânîn-i müessiseye tevfik ve tatbik etmedikçe kimsenin lehine ve aleyhine bir hüküm ve ferman etmeyeceime ve vazolunmu ve olunacak kavânînin tayîrini tecviz buyurmayacama, vallahi!” eklinde yemin etti (TSMA, nr. E 3084/1). Fermana göre vükelâ, devlet memurlar ve ulemânn da yemin etmesi, buna uymayanlarn rütbesine baklmayp cezalandrlmas gerekiyordu. Fermann ilânndan be gün sonra yaplan bir düzenlemeyle vükelâ, büyük ulemâ ve önde gelen devlet ricâlinin padiah, sadrazam, eyhülislâm, serasker, darphâne müiri ve hariciye nâzrnn huzurunda yemin ederek görevlerine balamalar kararlatrld.
Tanzimat Ferman, Osmanl idarî geleneinde öteden beri uygulanan, tahta çkan sultanlar tarafndan ilân edilen ve “adaletnâme” ad verilen hatt- hümâyunlar içinde deerlendirilebilir; ancak bu ferman geleneksel yapy kökten sarsacak yenilikler getirmekteydi. Müslim-gayri müslim eitlii, Yunan ve Srp isyanlaryla birlikte milliyetçi bir tutum sergileyen gayri müslimlerin imparatorluktan ayrlmasn önlemek amacyla ortaya atlan ve daha sonra sk sk vurgu yaplan bir Osmanl milleti tekil etmeyi hedefleyen önemli projenin ilk admyd. Tanzimatçlar bu metnin ilân edildii yere bir âbide dikmeyi düündüler, hatta eklini de belirlediler. Fakat saray snrlar içinde kalacandan halkn ziyaretinin zor olaca gerekçesiyle bundan vazgeçildi. Bir ara gündeme gelen âbidenin Beyazt Meydan’na dikilmesi düüncesi de gerçeklemedi. Tanzimat Ferman d kamuoyunda farkl tepkilerle karland. ngiliz ve Fransz kamuoyu ferman olumlu, Avusturya ve Rusya olumsuz karlad. Bu düzenlemeyle padiahn ve üst düzey yöneticilerin yetkilerinin snrlandrldn gören Avusturya Babakan Prens Metternich ülkesinde de benzer taleplerle karlaabilecei endiesiyle reformlar eletirdi. Rusya ise iç ve d siyasette devlete güç kataca ve ngiltere ile Fransa’nn Osmanl Devleti üzerindeki etkinliklerini arttraca kaygsyla yeni kararlara kar olumsuz bir tavr taknd.
Valilere gönderilen sûretleri ve Takvîm-i Vekyi‘ vastasyla Tanzimat Ferman bütün ülkeye duyuruldu. Valilerden halkn ileri gelenlerini meydanlarda toplayp ferman okumalar, herkese içeriini “güzelce” anlatmalar ve ayrntlar daha sonra belirlenecek olan vergi ve askerlik dndaki maddelerini hemen uygulamaya koymalar istendi. Zira hükümet fermann yanl yorumlanp ülkede isyanlarn çkmasndan endie etmekteydi. Nitekim Osmanl tebaasn meydana getiren her zümre ferman kendi açsndan yorumlad; müslümanlar gayri müslimlere verilen yeni haklardan holanmad; gayri müslimler ise büyük bir beklenti ve ümide kapld. Öte yandan çkarlar zedelenen ulemâ, âyan ve hatta valiler eriatn çinendiini ve müslümanlarn “gâvurlar”la ayn seviyeye getirildiini söyleyerek halk tahrik etti. Hükümet Tanzimat reformlarn uygulama balamnda bu duruma hazrlkl deildi. Dolaysyla öngörülen slahat ülkenin tamamnda deil öncelikle Edirne, Bursa, zmir, Ankara, Aydn, Konya ve Sivas gibi nisbeten merkeze yakn, yaplanlarn kolaylkla denetlenebilecei yerlerde uygulamaya konuldu. Trabzon eyaleti önce bu kapsamda deerlendirildi, ancak ortaya çkan tepkiler yüzünden uygulama ertelendi. Merkezle ciddi sorunlar yaayan Msr eyaleti de çok uzak olmasna ramen uygulama kapsamna alnd ve 6 Aralk 1839 tarihli fermanla Mehmed Ali Paa’dan Tanzimat’ Msr’da uygulamas istendi. Paa ferman ilân edeceini, idaresi altndaki yerlerde bu ilkeleri zaten bir süreden beri uyguladn bildirdi. ki tarafn birbirine kar bu tavr aslnda bir güç gösterisine ve rekabete iaret etmekteydi.
Tanzimat’n en önemli maddelerinden biri iltizamn kaldrlmasna ve çeitli isimler altnda alnan vergilerin yerine herkesten geliri orannda bir verginin tahsiline
yönelikti. Merkezde malî bir yönetimin kurulabilmesi, yani gelirlerin hazinede toplanp harcamalarn da buradan yaplabilmesi için merkez ve tara tekilâtnn buna göre düzenlenip öncelikle halkn gelir seviyesinin belirlenmesi gerekiyordu; ancak II. Mahmud’un balatt malî slahat henüz istikrar bulmamt. Nitekim 28 ubat 1838’de Hazîne-i Âmire ile Mansûre Hazinesi’ni Umûr- Mâliyye Nezâreti adyla birletiren ve müsâdereyi kaldrp memurlara maa balayan II. Mahmud’un ölümünden iki ay sonra 2 Eylül 1839’da Maliye Nezâreti lavedilip Hazîne-i Âmire ile Hazîne-i Muktaât defterdarlklar kuruldu. Böyle istikrarsz bir ortamda valilere sadece eyaletin güvenliiyle ilgili hususlar braklarak iltizam usulü kaldrld; vergi toplama görevi merkezden geni yetkilerle gönderilen muhassl- emvâllere verildi. Bu düzenlemelere göre 19 Ocak 1840’ta Tanzimat’n uyguland yerlerin malî ileriyle ilgilenmek üzere Maliye Nezâreti yeniden kuruldu; eski usulün tatbik edildii alanlar ise Hazâin-i Âmire defterdarlnn sorumluluunda kald. Fakat bu iki bal yönetim malî kargaay daha da arttrd ve Nisan 1840’ta defterdarlk kaldrlp nezâret tekrar maliyenin yegâne sorumlusu oldu. Bu arada 9 Eylül 1840’ta nezâretin maiyetinde Meclisi Muhâsebe-i Mâliyye tekil edildi.
25 Ocak 1840 tarihli nizamnâme ile muhassllarn çalma esaslar belirlendi. Sancak merkezlerinde kendilerine yardm edecek bir muhassllk meclisinin (büyük meclis) kurulmas ve yerel yöneticilerle müslim-gayri müslim bütün halkn bu meclislerde temsil edilmesi, eyalet merkezlerinde müirin bakanlnda meclislerin tekili, muhassl bulunmayan kaza, kasaba ve köylerde be üyeden oluan küçük meclislerin kurulmas, iltizamn kaldrlmasyla meydana gelecek vergi kayb için halktan pein bir vergi alnp bu meblan daha sonra belirlenecek gerçek vergiden düülmesi kararlatrld. Cizye tahsilinde ise daha önce yerel biçimde uygulanan maktû bir meblan alnmas usulü Tanzimat’la birlikte bütün ülkeye yaygnlatrlp cizyedarlk memuriyeti kaldrld. Böylece düük gelirli (ednâ), orta halli (evsat) ve zengin (âlâ) olmak üzere merkezde düzenlenen cizye defterlerinin muhassllara verilmesi, onlarn kocabalar vastasyla bu vergileri tahsil edip merkeze göndermesi usulü benimsendi. Nâibler maaa baland; vali ve dier tara görevlilerinin halktan çeitli isimler altnda aldklar aynî veya nakdî bütün vergi ve aidatlar kaldrld. ltizamn lav ve yeni sistemin kurulmas sürecinde hazine gelirlerinde büyük düüler görüldü. Hükümet maliyede ortaya çkan aç kât para emisyonuyla kapatmak istedi ve Ocak 1840’ta %12,5 faizli ilk kât paralar piyasaya sürüldü.
Tanzimat Ferman’na göre yeniden düzenlenerek üye says ve yetkileri arttrlan Meclisi Vâlâ, Tanzimat döneminde Hariciye Nezâreti’yle birlikte reformlar için önemli bir görev üstlendi ve ilk on be ylda yaplan hemen bütün yenilikler bu iki kurumun öncülüünde gerçekletirildi. Tüzüklerin uygulanp uygulanmadn denetleme yetkisine sahip olan meclis ayn zamanda bir yüksek mahkeme görevini yerine getiriyordu. Nitekim meclis Hüsrev Paa, Âkif Paa, Nâfiz Paa, Tâhir Paa ve Hasib Paa gibi üst düzey bürokratlar ve muhalifleri Tanzimat’a aykr hareket ettikleri gerekçesiyle yarglayp cezalandrd. Kanun ve nizamnâmelerin çkarlmasndan arazi anlamazlklarna kadar her konuyla ilgilendi. Tarada yaplan reformlarn teftii Tanzimat’n ilk aylarndan itibaren gündeme geldi. 28 Mart 1840’ta Meclisi Vâlâ üyesi Ârif Hikmet Bey Rumeli’yi ve Meclisi Nâfia müftüsü Çerkeî Mehmed Efendi Anadolu’yu teftile görevlendirildi. Müfettiler hazrladklar geni raporlar hükümete sundular. 3 Mays 1840’ta krk bir maddelik ceza kanunu yaymland. Daha ziyade
ta‘zîr cezalarn düzenleyen bu kanunda mürtedlere verilen ölüm cezasnn kaldrlmamas Avrupallar’n tepkisine yol açt. Bu kanun içeriiyle yerli hukuktan mülhem olsa da yöntemi bakmndan Avrupa etkisi tamaktadr. Hükümet yapt düzenlemeleri resmî Takvîm-i Vekyi‘ ve 31 Temmuz 1840’tan itibaren W. Churchill tarafndan devlet desteiyle çkarlan Cerîde-i Havâdis’le halka ve yetkililere ulatryordu. Bunun dnda önemli düzenlemeler “varaka-i mahsûsa” denilen tek yapraklk eklerle halka bildiriliyordu. Daha geni kesimlere hitap etmek amacyla Takvîm-i Vekyi‘de olduu gibi Cerîde-i Havâdis’te Ermeni harfleriyle Türkçe ve Arapça saylar neredildi. 23 Ekim 1840’ta Ticaret Nezâreti’ne bal bir müdürlük eklinde Posta Nezâreti kuruldu; böylece Anadolu ve Rumeli’ye gönderilen resmî yazmalarla birlikte ilk defa mektup vb.nin kabulüne baland. Tarada önemli merkezlere posta müdürleri tayin edildi.
lk yllarda kurulu amacna uygun faaliyetler yapamayan Ticaret Nezâreti, stanbul Gümrük Emaneti’ne ilhak edildi. Hazine gelirlerinin mahallî idareciler elinde telef olmasn önlemeyi amaçlayan yeni sistemden çkarlar zedelenen vali, mütesellim, eraf, âyan, sarraf, mültezim, voyvoda gibi zengin zümreler Tanzimat’ baarszla uratmak için halk kkrtp çeitli engellemelere bavurdular. Zira bunlar, vergi orannn gelire göre tesbitiyle birlikte daha fazla vergi verecekleri gibi öteden beri kendilerine tannan muafiyetleri de kaybetmilerdi. Bulgarlar 1841 Nisannda Ni’te ciddi bir isyan çkard; Tokat’ta ise bir muhassl öldürüldü. Taradaki meclisler düzenli toplanamad gibi merkezî hükümetin tara yönetiminden uzaklatrmak istedii âyan ve eraf bu meclislerde etkinlii ele geçirerek statükonun deimesine kar direndi. Bu skntlara nitelikli eleman yokluu da eklenince muhassllktan beklenen yarar salanamad ve baarszla mahkûm edilen yeni sistem 1842 ylnn banda kaldrlarak iltizam usulüne geri dönüldü. Eyaletlere geni yetkilere sahip defterdarlar gönderildi. Muhassllk meclisleri memleket meclisi adyla faaliyetlerini sürdürüp daha sonra eyalet meclisi ismini ald. Tanzimat dönemi malî reformlar baarl olamad. Etkili bir tahsilât sisteminin kurulamamas, iltizamn kaldrlamamas, gelirlerin mültezim ve görevliler elinde telef olmas ve maliyenin salam bir yapya kavuturulamamas baarszl beraberinde getirdi.
Tanzimat Ferman’nn en önemli maddelerinden biri olan askerlikle ilgili meselelere üç yl el atlamad. Yeniçeriliin kaldrlmasndan beri asker almlar geliigüzel yapld gibi askerlik süresi de belirlenmemiti. Askere alnan gençlerin vazifesi sa kaldkça ve gücü kuvveti yerinde oldukça devam etmekteydi. 1843’te Hassa Müiri Rzâ Paa bu sorunu çözmekle görevlendirildi; yeni düzenlemeler seraskerlikte ümerâ, ulemâ, vüzerâ ve ricâlden oluan geçici bir meclis tarafndan görüüldü. 6 Eylül 1843’te askere alnacak kiilerin kura ile tesbiti, Mart 1844’ten itibaren fiilî askerlik süresinin be ve redifliin yedi ylla snrlandrlmas, mevcut askerlerin %20’sinin her yl yenileriyle deitirilmesi kararlatrld. Ayrca ordu sistemine geçildi ve Hassa, Dersaâdet, Rumeli, Anadolu, Arabistan olmak üzere be ordu kurularak her birinin bünyesinde birer meclis tekil edildi (Takvîm-i Vekyi‘, nr. 258, 24 âban 1259, s. 2-3). Bu düzenlemeler srasnda öteden beri seraskerlikçe salanan stanbul’un güvenlik ilerinin slah da gündeme geldi. stanbul, Üsküdar ve Boaziçi’nin güvenliiyle ilgilenmek üzere 1845’te Zaptiye Müirlii kuruldu
(Takvîm-i Vekyi‘, nr. 297, 11 Safer 1262, s. 3).
Sultan Abdülmecid, reformlarn uygulanmasn yerinde görmek ve halkn ikâyetlerini bizzat dinlemek amacyla 1844’te zmit, Bursa, Çanakkale ve Adalar’a seyahatte bulundu. Ayn tarihte genel
nüfus saym yapld ve Osmanl nüfusu yaklak 35 milyon olarak tesbit edildi. 1844’te çkarlan Tashîh-i Ayâr Ferman’yla sikke konusu düzene konularak 1 altn lira = 100 gümü kuru esas getirildi ve çift metal sistemine geçildi. Yl sonuna doru gerçekletirilen bir düzenlemeyle hazineye yeni gelir kaynaklar salamak için “evrâk- sahîha” denilen ve damga pulunun ilk ekli olan deerli kâtlarn basm kararlatrld. Bunlar borçlanma, kefalet, sözleme gibi muamelelerde kullanlmakta ve üzerinde yazl deerden satlmaktayd. Mart 1845’ten itibaren Erzurum ve Diyarbekir eyaletlerinin Tanzimat kapsamna alnmas üzerine Van ve civarnda isyanlar çkt. Cizre yöresinde ba gösteren Bedirhan Bey isyan bastrlarak bölgenin idaresi yeniden düzenlendi. Bölgede Tanzimat’a tepkiler daha ziyade yurtluk-ocaklk sistemiyle topraa tasarruf eden gruplardan kaynaklanyordu. Diyarbekir’de bunlara maa baland ve ellerindeki topraklar hazineye aktarld, bir ksm da kaza müdürlüklerine getirildi.
1845’te Meclisi Vâlâ Bakan Süleyman Paa’nn giriimiyle taradaki sorunlarn belirlenmesi için her eyaletten müslim-gayri müslim birer temsilci stanbul’a davet edildi. Bunlarn Meclisi Vâlâ’da dile getirdikleri hususlar vergi ve ulam konularnda younlamaktayd. Sonuçta Meclisi Vâlâ’ya bal olarak Anadolu ve Rumeli’ye beer geçici imar meclisinin gönderilmesi kararlatrld. Meclisler yaptklar çalmalar rapor halinde Meclisi Vâlâ’ya sundu. Süleyman Paa’nn görevden alnmasyla bu önemli proje yarm kald gibi imar meclisleri vastasyla yapmna balanan Trabzon-Erzurum ve Bursa-Gemlik yollar da uzun süre tamamlanamad. Bu arada stanbul Gümrüü’ne ilhak edilen Ticaret Nezâreti, gümrüün ilerinin çokluu dolaysyla 1845’te buradan ayrlp tekrar müstakil hale getirildi. Ancak nezâret ülkede ticaret, tarm ve sanayinin gelitirilmesi balamnda fikir üretme ve gerekli ortam hazrlama yönünde beklenen çalmalar yapamad ve tüccarlarn davasna bakan bir ticaret mahkemesinden ibaret kald. Reformlarn baars için en önemli unsur olan eitim konusuna ise Tanzimatçlar geç el att. Sultan Abdülmecid, 1845’te mekteplerin yaygnlatrlmas gerektiini belirterek reformlarn baarsyla eitim arasndaki ilikiye dikkat çekti. Bunun üzerine kurulan Meclisi Muvakkat sbyan mektepleri ve rüdiyelerle bir dârülfünun açlmasna dair tasarlar hazrlad. 27 Haziran 1846’da Meclisi Vâlâ ile Hariciye Nezâreti’nin denetimi altnda Meclisi Maârif-i Umûmiyye’nin tekiliyle birlikte eyhülislâmln kontrolündeki eitim ileri hükümetin denetimine girdi. Meclisin kararlarn uygulamak için 13 Kasm 1846’da Mekâtib-i Umûmiyye Nezâreti kuruldu.
Sultan Abdülmecid 29 Nisan 1846’da tefti amacyla Edirne’ye ve Varna’ya gitti; seyahati esnasnda uygulamada gördüü eksikliklerle halkn ikâyetlerini hükümete bildirdi (Lutfî, VIII, 93-98). Msr Valisi Kavalal Mehmed Ali Paa 1846 Austosunda stanbul’a gelerek padiaha itaatini sundu. Ayn yl tara tekilât düzenlenip eyalet says arttrld. 28 Eylül 1846’da Mustafa Reid Paa sadârete getirildi. Bâbâli’de bir devlet arivi (Hazîne-i Evrâk) kurularak belgelerin tasnifine ve muhafazasna ön ayak olundu. 1847’de ilk defa devlet salnâmesi çkarld; ilk rüdiye mektebi açld. Ticaret Mahkemesi on dört üyesinin yarsn sefirlerin seçtii karma bir mahkeme haline getirildi. Bu tarihte Trabzon eyaleti Tanzimat kapsamna alnd. 23 Nisan 1847 tarihli padiah iradesi ve ardndan hazrlanan Tapu Nizamnâmesi’yle erkek ve kz çocuklarnn babalarnn mirasndan eit pay almalar saland. 1848’de ortaya çkan ve Avrupa’y sarsan ihtilâller Osmanl ülkesini de etkiledi. Voyvodalarn kötü idaresine kar isyan eden Eflak ve Bodan’n baz yerlerini Rusya’nn igal etmesi üzerine Osmanl kuvvetleri Eflak’a girdi ve ertesi yl imzalanan Baltaliman Muahedesi’yle konu çözüme kavuturuldu. Rusya ve Avusturya’ya kar yapt mücadeleyi kaybeden Macarlar Osmanl Devleti’ne snd. Snmaclar iade edilmeyince mesele Osmanl Devleti’yle Avusturya ve
Rusya arasnda siyasî bir krize dönütü. 1850’de Mektebi Tbbiyye tarafndan ilk Türkçe dergi olan Vekyi-i Tbbiyye çkarld; tara tekilât esasl bir düzenlemeye tâbi tutuldu.
Osmanl Devleti, özellikle Ermeniler arasnda yaplan misyonerlik faaliyetleri neticesinde belli bir sayya ulaan Protestanlar’ ngiltere’nin basksyla 1850’de ayr bir “millet” olarak tand. Yine hassas iç dengeleri sebebiyle o zamana kadar Tanzimat’a dahil edilemeyen Bosna-Hersek eyaleti Tanzimat kapsamna alnd. Bu tarihte Tanzimat’n uygulanmasnda yaplan hakszlklarla ilgili gelen ikâyetler üzerine eski Filibe valisi smet Paa Anadolu, eski Trhala mutasarrf Sâmi Paa Rumeli taraflarn teftile görevlendirildi (Takvîm-i Vekyi‘, nr. 437, 26 Muharrem 1267, s. 3). Tanzimat döneminde Avrupa devletlerinin hukukundan yaplan aktarmlarn ilki olan ve 1807 tarihli Fransz Ticaret Kanunu’nun birinci ve üçüncü kitaplarnn tercüme ve adapte edilmesiyle meydana getirilen Knunnâme-i Ticâret neredildi. Avrupa ve özellikle Fransz hukukundan bu adaptasyonlar faiz konusunda olduu gibi zaman zaman slâm hukukuyla çatt (bk. BATILILAMA). 1850’nin sonlarna doru ehir içi ulamda önemli bir adm atld ve Boaziçi’nde vapur iletmecilii yapmak üzere irket-i Hayriyye kuruldu. 1851’de telif ve tercüme kitaplarn hazrlanmas amacyla Encümen- i Dâni oluturuldu. Ancak bu kurum, Târîh-i Cevdet gibi bir iki eser dnda verimli çalmalar yapamadan siyasî çekimelere kurban edildi. Mevcut ceza kanununun eksikliklerini gidermek için Knûn-i Cedîd hazrland; bu kanunun en önemli yan kamu davas anlayn getirmesiydi. Msr Valisi Abbas Hilmi Paa’nn, skenderiye’den balayp Kahire üzerinden Kzldeniz’e ulaacak bir demiryolu ina imtiyazn stanbul’u aradan çkarp dorudan ngilizler’e vermesi Osmanl Devleti’yle ngiltere arasnda diplomatik krize yol açt. Devletin kararl tutumu karsnda ngiltere ve Abbas Hilmi Paa geri adm att; neticede imtiyaz padiahn fermanyla verildi. 1856’da tamamlanan skenderiye-Kahire demiryolu Osmanl snrlar içinde yaplan ilk demiryoludur.
Hazinenin maalar ödeyemeyecek duruma gelmesi üzerine hükümet Fransa’dan 55 milyon frank borç almay kararlatrdysa da Sultan Abdülmecid buna kar çkt ve hazine 2,2 milyon frank tazminat ödeyerek bu ii kapatt. Ancak devletin Avrupa piyasalar ve siyasal çevrelerinde itibar kaybna yol açan krize sebebiyet veren Sadrazam Mustafa Reid Paa görevinden alnd. 1852’de sadâretin dört defa el deitirmesi malî ve siyasî krizin iddetini göstermektedir. Bu tarihte yaplan bir düzenlemeyle valilerin yetkileri arttrld. D politikada ise asl amac Osmanl ülkesinde nüfuzunu ve çkarlarn pekitirmek olan Rusya, Kudüs ve civarndaki kutsal yerlerle ilgili baz taleplerde bulundu; ayrca Ortodoks tebaann hâmisi olarak tannmas için Osmanl Devleti’ne ültimatom verdi. Ültimatomun reddedilmesi üzerine 1853’te iki devlet arasnda
sava balaynca Osmanl Devleti ngiltere, Fransa ve Sardunya’nn ittifakn temin etti. 1854 ylnda sava devam ederken ilk d borçlanma gerçekleti. D borçlanma, daha sonra Osmanl devlet adamlarnn çok sk bavuraca bir finansman arac haline geldi. Sava neticesinde Rusya malûbiyeti kabul etti. Bu arada stanbul’a gelen müttefik ordularnn yol açt nüfus younluu ehrin alt yap sorunlarn ortaya çkard. 25 Temmuz 1855 tarihinde ehremaneti kuruldu.
26 Eylül 1854’te Meclisi Âlî-i Tanzîmât tesis edildi; Meclisi Vâlâ’nn yarg ve yasama olarak belirlenen faaliyet alanlarndan yasama görevini üstlendi. Ertesi yl Meclisi Tanzîmât’ta bir medenî kanunun hazrlanmas amacyla kurulan komisyon, Metn-i Metîn isimli kanun çalmasnn sadece, metni bugün elde bulunmayan “Kitâbü’l-Büyû‘” ksmn hazrlayabildi ve görevini tamamlayamadan dald. Ayrca Fransz Ticaret Kanunu’nun ikinci kitab flâs Kanunnâmesi adyla yürürlüe kondu.
1837’de icat edilen telgraf Krm sava esnasnda Osmanl ülkesine girdi. Sultan Abdülmecid, 1847’de iki Amerikal’nn telgraf tantmasnn ardndan stanbul ile Edirne arasnda bir hat döenmesini emretti, umnu’ya kadar uzatlan hat 1855’te açld. Bu arada ngilizler Varna-Krm ve Varna-stanbul, Franszlar, Varna-umnu-Rusçuk-Bükre arasnda askerî telgraf hatlar ina etti. Telgrafn yaygnlamasyla 29 Mart 1855’te sadârete bal bir telgraf müdürlüü kuruldu. Balangçta Franszca olan haberleme dili yaklak yedi ay sonra Türkçe’ye çevrildi. 17 Austos’ta kad yetitirmek için Muallimhâne-i Nüvvâb kuruldu. 1855 Milletleraras Paris Sergisi’ne Osmanl Devleti de katld. Burada devletin kurduu fabrikalarn yannda ülkenin deiik yerlerinden getirilen yaklak 2000 ürün sergilendi. Bu dönemle ilgili kaydedilmesi gereken hususlardan biri de özellikle Âlî Paa’nn çabalaryla bürokrasi dilinin sadeletirilmesi gayretidir.
Gayri müslimlerden cizye alnmasn Tanzimat Ferman’yla ilân edilen eitlik ilkesine aykr bulan Avrupa devletleri öteden beri hükümet üzerinde ciddi bir bask kurmulard. Neticede, konuyu müzakere eden Meveret Meclisi’nin görüüne istinaden Sultan Abdülmecid’in 28 Mart 1855 tarihinde çkan iradesiyle cizyenin iâne-i askeriyye ad altnda tahsili kararlatrld. Osmanl Devleti ayrca Krm savann ardndan toplanacak olan Paris Kongresi’nden önce Sadrazam Âlî Paa, Hariciye Nâzr Fuad Paa ve eyhülislâm Mehmed Ârif Efendi ile ngiltere, Fransa ve Avusturya sefirlerinin de yer ald bir komisyon kurup Avrupa devletlerinin gayri müslim tebaaya haklar tannmas yönündeki taleplerini deerlendirdi ve 18 ubat 1856’da Islahat Ferman ilân edildi. Burada gayri müslimlere vatandalk hukuku açsndan müslümanlarla tam eitlik salayan önemli haklar tannd; böylece yabanc güçlerin devletin iç ilerine müdahalesi önlenmek istendi. Yeni fermanla, Tanzimat Ferman’yla tebaaya verilen haklar ve daha önceki dönemlerde gayri müslimlere verilen muafiyetler teyit edildii gibi bunlarn yeni ihtiyaçlara uyarlanmas için hükümetin kontrolünde patrikhânelerde meclislerin kurulmas öngörüldü. Patriklerin kaydhayat artyla görevlendirilmesi esas ve patriklerle ruhbana devlete ballk yemini ettirilmesi art getirildi, kendilerine de maa baland. Gayri müslim cemaatlere hükümetin izniyle mâbed, hastahane, mektep gibi kurumlar tamir etme ve yenilerini yapma imkân tannd. Bunlarn ilerinin ruhbann ve halkn temsilcilerinden oluan karma meclislerce yönetilmesi kararlatrld. Kiilerin din ve mezheplerini deitirmeye zorlanmamas ve bütün tebaann devlet memuriyetine kabul edilmesi esaslar benimsendi. Müslümanlarla gayri müslimler arasnda veya her iki tarafn kendi aralarndaki davalara bakmak üzere karma mahkemelerin kurulmasna karar verildi. Bu hususlar Tanzimat Ferman’nn bütün tebaann, Islahat Ferman’nn bilhassa gayri müslimlerin durumunu iyiletirmeyi amaçladn göstermektedir. Öte yandan Paris Antlamas’nn 9. maddesinde fermann söz konusu edilmesi devleti taahhüt altna soktuu gibi d müdahaleyi davete zemin hazrlad (ayrca bk. ISLAHAT FERMANI).
Krm sava hazineye büyük bir maliyet yükledi, malî dengeleri bir daha düzeltilemeyecek derecede bozdu ve maliyeyi d borç batana sürükledi. Savan ardndan 30 Mart 1856’da imzalanan Paris Antlamas ile Osmanl Devleti’nin bütünlüü ve bamszl antlamay imzalayan devletlerin ortak garantisi altna alnd; ayrca Karadeniz tarafszlatrlp silâhszlandrld. Osmanl devlet adamlarnn beklentisinin aksine, Islahat Ferman’nn ilânyla birlikte büyük güçlerin devletin iç ilerine daha fazla müdahale ettii yeni bir sürece girildi. Mustafa Reid Paa buna dikkat çekerek ferman eletirdi. Müslümanlar d basklar sonucunda neredeyse sadece gayri müslimlere yönelik haklar salad, gayri müslim cemaat önderleri, cemaatleri üzerindeki güçlerini snrlandrd için fermana kar tavr aldlar. Hristiyan ahali ise genelde ferman olumlu karlad; fakat kendilerine askerlik yapma veya askerlik bedeli ödeme yükümlülüünün getirilmesi holarna gitmedi. Öte
yandan yahudi ve Ermeniler’le ayn düzeye getirilmeleri öteden beri imtiyazl durumda bulunan Rumlar’ tedirgin etti. Islahat Ferman’na göre, bütün tebaay ilgilendiren konularn müzakere edildii toplantlara katlmak üzere gayri müslim gruplarn temsilcileri bir yllna Meclisi Vâlâ üyeliine kabul edildi; dâimî üyelik için 1864 ylna kadar beklemeleri gerekiyordu. Bâbâli’de bir komisyon kurularak fermann maddelerinin uygulanmaya balanmasyla deiik tarihlerde Mara, Halep, am, Lübnan, Cidde, Girit, Bosna-Hersek gibi yerlerde fermana tepki göstermek veya daha fazla hak talep etmek amacyla isyanlar çkarld. Merkezde de gelimelerden rahatszlk duyuldu. Nitekim 1859’da stanbul’daki baz devlet görevlileri ve siviller padiah tahttan indirmek için Kuleli Vak‘as diye adlandrlan suikast planladlar, fakat eyleme geçemeden yakalandlar.
14 Mart 1857’de Maârif-i Umûmiyye Nezâreti’nin tekiliyle birlikte eitim ileri kabinede bir temsilciye kavutu. Bu dönemin eitim politikalarnda göze çarpan bir husus medreselere dokunulmamasdr. Bunun sebebi, Tanzimat bürokratlarnn medreselerin slahyla urap ulemây karlarna alma yerine yeni mekteplerin önünü açarak medreseleri etkisiz hale getirme yöntemini benimsemeleriydi. Dier taraftan eitimde ve hukukta yeni oluturulan mekteplerle mevcut dinî müesseselerin beraberce varlklarn sürdürmeleri ikili bir yap meydana getirdi. 1858’de ilk kz rüdiyesi açld. Belediye tekilât stanbul’un semtlerine yaygnlatrlmaya baland. 1810 tarihli Fransz Ceza Kanunu esas alnarak yeni bir ceza kanunnâmesi yaymland. Meclisi Âlî-i Tanzîmât’ta Ahmed Cevdet Paa’nn bakanlnda kurulan bir komisyon, Tanzimat döneminde çkarlan yerli kanunlarn en önemlilerinden biri olan Arazi Kanunnâmesi’ni hazrlad; bu kanun mevcut uygulamalarn modern yöntemlerle bir araya getirilmesiyle oluturuldu. Avrupa devletlerinin 1859’da ferman hükümlerinin uygulanmad gerekçesiyle Osmanl Devleti’ne bir muhtra vermeleri üzerine Rumeli’ye müfettiler gönderildi; fakat bu tedbir ikâyetleri ve basklar önleyemedi. Bâbâli basklar hafifletmek için ubat 1861’de adalet ve vergi sistemini
slah edeceini ilân etti. Tanzimat’tan sonra karklk çkan ve isyanlara sahne olan Lübnan’da Mârûnîler’le Dürzîler arasnda meydana gelen olaylara Avrupa devletleri müdahale etti ve 1861’de Lübnan için özel bir nizamnâme çkarlarak burann mutasarrflna ilk defa vezir pâyesiyle bir hristiyan paa tayin edildi. ki reform meclisinin varl yetki kargaasna yol açtndan 14 Temmuz 1861’de Meclisi Âlî-i Tanzîmât ile Meclisi Vâlâ, Meclisi Ahkâm- Adliyye adyla birletirildi.
Islahat Ferman’nda ülkede yeni yollarn yaplmas da söz konusu edilmiti. 23 Eylül 1856’da zengin bir ticaret ve tarm potansiyeline sahip olan Bat Anadolu’da zmir’le Aydn’ demiryoluyla birbirine balama imtiyaz ngiliz sermayedarlarna verildi ve ortaya çkan pek çok probleme ramen Anadolu’da inasna balanan bu ilk demiryolu (zmir-Kasaba hatt) 1866’da iletmeye açld. 2 Eylül 1857’de Dobruca ovasnn zengin tarmsal imkânlarn deerlendirmek isteyen ngilizler’e Köstence-Boazköy (Cernavoda) hattn ina imtiyaz verildi. 4 Ekim 1860 tarihinde iletmeye açlan bu hat Osmanl Rumelisi’nde yaplan ilk demiryoludur. Rumeli’de ngiliz sermayesiyle ina edilen dier bir hat 12 ubat 1859’da imtiyaz verilip 7 Kasm 1866’da tamamlanan Rusçuk-Varna hattdr.
1860’ta bir Türk vatanda tarafndan çkarlan ilk özel Türkçe gazete olan Tercümân- Ahvâl ile basn hayat hareketlendi ve gazetelerin çevresinde yeni bir aydn grubu olutu. Fransz Ticaret Kanunu’nun mahkeme tekilâtyla zarar ve ziyana dair IV. cildi Ticaret Kanunu’na Zeyil adyla yaymland. On bir yerde yeni ticaret mahkemeleri kuruldu ve yetkileri bütün ticarî davalar kapsayacak biçimde geniletilerek Fransz örneine göre tekilâtlandrld. 1861’de Cem‘iyyet-i
lmiyye-i Osmâniyye tekil edildi ve cemiyetin yayn organ Mecmûa-i Fünûn’da modern ilimlerle ilgili bilgi ve gelimelere yer verildi. 25 Haziran 1861’de Sultan Abdülmecid’in vefat üzerine tahta kardei Sultan Abdülaziz geçti. Sultan Abdülmecid, padiahlarn yabanc elçilere muhatap olmama yönündeki uygulamay terkederek onlarla dorudan temas kurmu, ngiltere’nin stanbul elçisi Stratford Canning bata olmak üzere elçilerle bir araya gelmi, hatta Krm savandan sonra sefaretlerde düzenlenen balolara katlmtr.
Sultan Abdülaziz reformlar sürdüreceini açklad. Ticaret davalarnda takip edilecek usul hakkndaki mevzuat eksiklii, Fransz Ticaret Usul Kanunu’nun 1861’de Usûl-i Muhâkeme-i Ticâret Nizamnâmesi adyla tercüme edilmesiyle giderildi. Tanzimat’n ardndan piyasaya sürülen ve skntlara yol açan kât para 1862’de tedavülden kaldrld. 2 ubat 1862’de Maârif-i Umûmiyye Nezâreti’ne bal Matbuat Müdürlüü kuruldu. Ertesi yl halka açk dersler eklinde eitime balayan Dârülfünun’un iki yl sonra çkan Hocapaa yangnnda binasnn yanmas yüzünden faaliyetlerine ara verildi. 1860 ylndan itibaren Rumlar’a, 1863’te Ermeniler’e ve 1865’te yahudilere verilen cemaat nizamnâmeleri âdeta birer anayasa hükmündeydi. Böylece her üç cemaat, cemaatlerinin dinî ilerini görecek ruhanî meclislerin yannda idarî ilerle uraan ikinci birer meclise kavutu. Ancak tebaa arasnda oluturulmaya çallan yaknlk ve birlik tam aksi bir yönde geliti ve cemaatler birbirinden daha çok uzaklat. Islahat Ferman’na göre devlet memuriyetine alnmaya balanan gayri müslimler askerlik yükümlülüklerini yerine getirmemek için direndiler ve bedel ödeyerek devletin de uygulanmasn pek mümkün görmedii askerlikten muaf oldular.
13 Ocak 1863’ten itibaren posta pulu kullanlmaya ve stanbul’un deiik yerlerine posta kutular konulmaya baland. Fransz Ticaret Kanunu’nun deniz ticaretine dair II. cildi tercüme ve adapte edilerek Ticâret-i Bahriyye Kanunnâmesi adyla yaymland. Sultanahmet’te Sergi-i Umûmî-i Osmânî düzenlendi; sergide 15.000 civarnda tarm ve sanayi ürünü yer ald. 1856 ylnda tekil edilen ngiliz sermayeli Osmanl Bankas tasfiye edilip ngiliz ve Fransz ortak sermayesiyle Bank- Osmânî-i âhâne kuruldu; yeni banka otuz yl süreyle kât para çkarma imtiyazn elde etti. Hükümet, saylar giderek artan gazete ve dergileri denetim altnda tutabilmek amacyla 1864’te Fransz Basn Kanunu’ndan yararlanp Matbuat Nizamnâmesi’ni neretti. Yine Fransz sistemi esas alnarak Vilâyet Nizamnâmesi çkarld ve tara tekilât ciddi bir düzenlemeye tâbi tutuldu. Vilâyetlere geni yetkili valiler tayin edildi. Vilâyetler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar köylere bölündü. Vilâyet, sancak ve kaza merkezlerinde birer idare meclisi oluturuldu. Bu meclislerde mahallî yöneticiler ve cemaat önderlerinin yannda müslüman ve gayri müslim halkn seçtii ikier temsilci bulunmaktayd. Nizamnâme belediye tekilâtlarnn tarada da kurulmasn öngörüyordu. Yeni sistemi uygulamak üzere Tuna valiliine getirilen Midhat Paa çiftçiyi desteklemek için tarm kredi sandn (Memleket Sand) kurdu ve bu daha sonra Ziraat Bankas’nn temelini tekil etti. 1865’te ilk
vilâyet gazetesi olan Tuna Türkçe ve Bulgarca neredildi. Ardndan dier vilâyetler kendi gazetelerini çkard. Tuna vilâyetinde baarl sonuçlar alnnca 1867’de sistem Yemen ve Badat’n dndaki bütün ülkede yaygnlatrld. Midhat Paa’nn valiliine gönderildii Badat 1869’da sisteme dahil edildi. 1871’de çkarlan dâre-i Umûmiyye-i Vilâyet Nizamnâmesi nahiyenin statüsünü daha belirgin duruma getirdi. Girit, Bosna, Lübnan gibi yerler özel durumlar göz önünde bulundurularak ayr nizamnâmelerle idare edildi. Yemen, Hicaz ve stanbul genel vilâyet düzenlemesinin dnda brakld.
1865’te stanbul’da ehir içi posta hizmetleri iltizama verildiyse de iki yl sonra faaliyetlerini nihayete erdirdi. Yine bu tarihten itibaren, Yeni Osmanllar diye adlandrlacak olan bir grup aydn, kamuoyu oluturmada basn bir araç eklinde kullanp özellikle d politika konusunda hükümeti eletirmeye balad. Bunlar, Fuad Paa ve Âlî Paa gibi Tanzimatçlar’n Avrupa merkezli d politikalarn beenmedikleri gibi onlar fazla asrî ve otoriter buluyordu. Ocak 1863’te Msr valisi olan smâil Paa ile birlikte Msr sorunu farkl bir boyut kazand. Abdülaziz ayn yl Msr’a gitmi ve görkemli biçimde arlanmt. smâil Paa, Sultan Abdülaziz’e ve devlet adamlarna zengin hediyeler vererek Bâbâli’den imtiyazlar koparmay baard. 28 Mays 1866’da Msr’n vergisini çoaltp ekberiyet esasna dayanan veraset usulünü deitirdi ve Msr idaresinin babadan oula intikalini salad. Bu düzenlemeden be gün sonra kendisine hidivlik unvan verilerek yetkileri daha da arttrld.
Âlî Paa 1867’de çkard bir kararnâme ile basn üzerinde ciddi snrlamalar getirdi ve gazete kapatmay kolaylatrd. Ayn yl Âlî Paa’ya kar bir suikast planladklar gerekçesiyle hükümetin basklarna mâruz kalp Avrupa’ya kaçan Yeni Osmanllar, Msr’da veraset usulünün deitirilmesiyle haklarn kaybeden Prens Mustafa Fâzl Paa’dan destek gördüler. Mustafa Fâzl, bu srada Paris’te Sultan Abdülaziz’e hitaben kaleme ald mehur mektubunu neretti. Avrupa’nn çeitli yerlerinde çkardklar gazetelerle muhalefetlerini sürdüren Yeni Osmanllar, Âlî Paa’nn ölümünün (1871) ardndan stanbul’a döndüler. Bu dönemde Avrupa edebiyatndan Türkçe’ye tercümeler yapld; ayrca tiyatronun giriiyle birlikte stanbul’un kültürel hayat canland. 1812 Bükre Antlamas’ndan beri imtiyazl konumda bulunan ve daha sonra özerk bir statüye kavuan Srbistan’daki son Osmanl askerleri de geri çekildi ve Belgrad’da Osmanl hâkimiyetinin alâmeti olarak sadece kaledeki Srp bayrann yannda dalgalanan Osmanl bayra kald. Yine büyük devletlerin basklar sonucu Islahat Ferman’na istinaden yabanc uyruklulara Hicaz vilâyeti hariç Osmanl ülkesinde serbestçe mülk edinme hakk tannd.
Sultan Abdülaziz, Fransa mparatoru III. Napolyon’un kendisini Milletleraras Paris Sanayi Sergisi’ne davet etmesi üzerine 21 Haziran 1867’de yannda ehzadeler ve Hariciye Nâzr Fuad Paa olduu halde Avrupa seyahatine çkt. Seyahatin asl amac, hem Girit konusunda zaman kazanmak hem de Avrupa kamuoyundaki Osmanl imajn düzeltmekti. Yaklak bir buçuk ay süren bu seyahat esnasnda Sultan Abdülaziz Paris, Londra, Brüksel, Koblenz, Viyana ve Budapete’yi ziyaret etti; III. Napolyon, ngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika Kral II. Leopold, Prusya Kral I. Wilhelm, Avusturya-Macaristan mparatoru Franz Joseph’le görütü ve Avrupa’y ziyaret eden ilk Osmanl padiah oldu. Askerî kurulular, eitim ve sanayi kurumlarn da ziyaret edip sanayici ve giriimcileri kabul eden padiah 7 Austos 1867’de Varna üzerinden stanbul’a döndü.
Meclisi Ahkâm- Adliyye 5 Mart 1868 tarihinde ûrâ-y Devlet ve Dîvân- Ahkâm- Adliyye adyla ikiye ayrld. ûrâ-y Devlet’in bakanlna Midhat Paa, Dîvân- Ahkâm- Adliyye’nin bana Ahmed Cevdet Paa getirildi; gayri müslimler her iki mecliste temsil ediliyordu. ûrâ-y Devlet, Fransa’daki Conseil d’Etat esas alnarak oluturuldu. Öte yandan Sadrazam Âlî Paa, Fransa’nn stanbul sefiri De Bourrée’nin etkisiyle 1804 tarihli Fransz Medenî Kanunu’nun tercüme ve adaptasyonunu gündeme getirdi; ancak bata Fuad Paa ve Ahmed Cevdet Paa olmak üzere baz devlet adamlarnn kar çkmalar neticesinde 1868’de Ahmed Cevdet Paa’nn bakanlnda Mecelle Komisyonu kurularak yaklak sekiz yl süren bir çalma sonucunda Mecelle-i Ahkâm- Adliyye hazrland. Hanefî fkhna göre düzenlenen Mecelle’nin miras ve aile hukuku ksm eksiktir.
1868’de Âlî Paa ile Fuad Paa’nn çabalar ve Franszlar’n basksyla Avrupa usulünde eitim yapmak üzere Galata Saray Mektebi Sultânîsi açld; mektebin ilk örencileri arasnda müslümanlarn oran %50’nin altndayd. ûrâ-y Devlet’in çalmalar neticesinde çkan 1869 tarihli Maârif-i Umûmiyye Nizamnâmesi ile, merkez ve tara tekilâtlaryla içerii esasl bir ekilde düzenlenen eitim sbyan, rüdiye, idâdîye, sultâniye ve yüksek örenim olmak üzere be kategoride ele alnd. Bunlardan ilk ikisi hzla yaygnlatrlrken sadece birkaç idâdî açlabildi; Mektebi Sultânî ise uzun yllar tek örnek olarak kald. 1870’te ikinci defa tedrisata balayan Dârülfünun’da dersler ancak 1873 ylna kadar devam edebildi.
1869’da Osmanl ordusunda önemli bir slahat yapan Serasker Hüseyin Avni Paa, Osmanl askerlerini yedi orduya ayrd ve askerlik süresini dört ylla snrlandrd; tâlim usullerini yeniledi. Öte yandan Sultan Abdülaziz’in çok önemsedii donanmann güçlendirilmesi için büyük paralar harcand. Bu dönemdeki imar faaliyetleri arasnda dikkat çeken bir hadise de Süvey Kanal’nn Avrupa devletlerinin hânedan mensuplarnn katld görkemli bir törenle açlmasyd. Sadrazam Âlî Paa, Rumeli’de demiryolu yapmn çok mühimsemekteydi; zira bu sayede Avrupa ile daha rahat balant kurulacak ve ilikiler artacakt. Fakat üç deiik grupla anlama yaplmasna ramen bir sonuç elde edilemedi. Bunun üzerine Avrupa’ya gönderilen Nâfia Nâzr Dâvud Paa, 17 Nisan 1869’da Macar yahudisi Baron Hirsch ile bir anlama imzalad. 2000 km. uzunluunda olmas tasarlanan bu hat yedi senede tamamlanabildi. Hirsch çeitli oyunlarla, uzun yllar devletin bana dert olan bu demiryolundan elde ettii kazanç sayesinde Avrupa’nn en zengin kiileri arasna girerken devlet bütün fedakârlklarna ramen belirlenen hedeflere ulaamad. Ayn yl çkarlan Tâbiiyyet-i Osmâniyye Kanunu ile vatandalktan çkma hükümetin iznine baland ve Osmanl ülkesinde yaayan müslim-gayri müslim herkes Osmanl kabul edildi. 1870’te Bulgar kilisesi Rum patrikliinden ayrld. Bu arada Almanya-Fransa savan frsat bilen Rusya, Paris Antlamas’nn Karadeniz’le ilgili hükmünü tanmadn bildirdi. Bunun üzerine toplanan konferansn sonunda imzalanan 13 Mart 1871 tarihli Londra Antlamas ile Karadeniz için öngörülmü olan yasaklar kaldrld ve Bâbâli dost devletlerin sava gemilerine Boazlar’dan geçi izni vermesi hususunda serbest brakld.
Mustafa Reid Paa’nn ölümünden (1858) sonra genelde Bâbâli’ye hâkim olan Fuad Paa’nn 1869’da, Âlî Paa’nn 1871’de vefat etmesinin ardndan saray ve Bâbâli arasndaki iktidar mücadelesi yeniden balad. 1871-1875 yllarnda sekiz defa sadâret deiiklii yaplmas bu mücadelenin ciddiyetini göstermektedir.
Sultan Abdülaziz’in 8 Eylül 1871’de sadârete getirdii Mahmud Nedim Paa, tensîkat gerekçesiyle Âlî Paa’nn ekibini tasfiye edip merkez ve tara bürokrasisini kartrd; memurlarn bir ksmn görevinden ald, bir ksmnn yerlerini deitirdi, ayrca vilâyetlerin tahsisatn kstlad. Posta Nezâreti ile Telgraf Müdürlüü, 21 Eylül 1871 tarihinde Posta ve Telgraf Nezâreti adyla birletirilerek Dahiliye Nezâreti’ne baland. D siyasette Fuad ve Âlî paalarn Avrupa eksenli çizgisinden sapld ve Rusya’ya meyledildi. Ancak çkan tepkiler üzerine Mahmud Nedim Paa 31 Temmuz 1872’de görevden alnd ve yerine Midhat Paa getirildi; fakat o da Bâbâli’yi savunmas yüzünden birkaç ay sonra azledildi. Hükümet bir ara demiryollarn yabanc sermaye yerine kendi imkânlaryla yapmak istedi. 1871’de inasna balanan Haydarpaa-zmit demiryolu 3 Mays 1873’te, 1873’te balanan Mudanya-Bursa demiryolu 1875’te tamamlandysa da düzgün ve salam ina edilemedii için bu hatlardan verim alnamad. Yaplan hukukî bir düzenlemeyle vakflarn satlmas
kolaylatrld. Öte yandan Anadolu’da yaanan ktlk, kuraklk ve ar k artlar yüzünden binlerce insan öldü, hayvanlar telef oldu, vergi gelirleri dütü.
1875’te balayan Hersek isyann önleyebileceini söyleyen Mahmud Nedim Paa ikinci defa sadârete getirildi; bütçedeki 5 milyon liralk aç kapamak ve yeni gelir kaynaklar bulabilmek amacyla Rus büyükelçisi gnatiev’in etkisi altnda bir plan hazrlad. Planda, devletin düzenli borçlarnn faizi ve ana paras için ödenmesi gereken yllk 14 milyon lirann yarsnn ödenmesi, dier yarsnn 5 milyonuyla bütçe açnn kapatlmas ve 2 milyon lira ile ordunun giderlerinin karlanmas öngörülüyordu. Be yl süreyle borç ve faizlerin yarsnn nakit, yarsnn %5 faizli senetle ödenmesine dair 6 Ekim 1875 tarihli hükümet kararnn ilân edilmesi tahvil fiyatlarnda hzl bir düüe, içte ve dta büyük tepkilere yol açt. Bu arada Hersek’teki isyan Bosna’ya sçrad. Ardndan Bulgarlar hareketlendi; yakalanan elebalar gnatiev’in devreye girmesiyle serbest braklnca âsiler daha da cesaretlendi. Balkanlar’daki isyanlar Rusya’nn etkisiyle güç kazand. Fransa ve Almanya konsoloslarnn ölümüyle sonuçlanan Selânik olay devleti iyice zora soktu; bütün bunlar Avrupa kamuoyunu tamamen Osmanl Devleti aleyhine çevirdi. ktidar ele geçirmek isteyen Midhat Paa ve Hüseyin Avni Paa’nn yönlendirmesiyle stanbul’daki medrese talebeleri ayakland. 11 Mays 1876’da Mahmud Nedim Paa sadâretten azledilip yerine Mütercim Rüdü Paa getirildiyse de ortalk durulmad.
Mütercim Rüdü Paa, Midhat Paa ve Hüseyin Avni Paa önderliinde bir grup yüksek rütbeli sivil ve asker 30 Mays’ta bir ihtilâlle Sultan Abdülaziz’i tahttan indirerek yerine V. Murad’ tahta çkard. Be gün sonra meydana gelen Sultan Abdülaziz’in üpheli ölümü ileri daha da kartrd. Bu arada 2 Temmuz’da Srbistan ve ardndan Karada otonom biçimde bal bulunduklar Osmanl Devleti’ne kar sava ilân ettiler. Rusya’nn âsileri kkrtmas yannda Rus gönüllüleri bizzat savata rol aldlar. Osmanl kuvvetleri bir haftalk sava neticesinde Srp ordusunu yendi, ancak d müdahalelerden çekindii için daha ileriye gidemedi. Öte yandan stanbul’da yeni padiahn cülûs hatt- hümâyununda Knûn- Esâsî’den bahsetmemesi Midhat Paa’y ve arkadalarn hayal krklna uratt gibi ksa sürede yaad kanl olaylar V. Murad’n ruh saln bozdu. V. Murad’a uygulanan tedaviler sonuç vermeyince Knûn- Esâsî’yi ilân etmesi artyla 31 Austos’ta II. Abdülhamid tahta geçirildi. Osmanl ordusu eylülde tekrar saldr balatan Srplar’ bozguna urattysa da Rusya’nn ültimatomu üzerine harekât durdurmak zorunda kald. Ardndan büyük devletler Balkan sorununu görümek için milletleraras bir konferansn toplanmasn kararlatrd.
Aralarnda Ziyâ Bey (Paa) ve Nâmk Kemal gibi aydnlarn da bulunduu Midhat Paa bakanlndaki komisyon 7 Ekim’de Knûn- Esâsî’yi hazrlama çalmalarna balad. Çalmalar devam ederken 19 Aralk 1876’da Midhat Paa sadârete getirildi; 23 Aralk’ta, yani Tersane Konferans’nn balad gün Merutiyet ilân edilerek Knûn- Esâsî yürürlüe konuldu. On iki balk altnda 119 maddeden oluan Knûn- Esâsî biri halkn temsilcilerinin seçecei üyelerden meydana gelen Meclisi Meb‘ûsan, dieri padiahn tayin edecei üyelerden meydana gelen Meclisi A‘yân olmak üzere iki meclisli bir parlamentoyu öngörüyordu (bk. KNÛN- ESÂSÎ). II. Abdülhamid henüz parlamento açlmadan 5 ubat 1877’de Midhat Paa’y sürgüne gönderdi. Osmanl Parlamentosu (Meclisi Umûmî) 19 Mart 1877’de Dolmabahçe Saray’nda yaplan törenle açld. Birinci faaliyet devresi 28 Haziran 1877’de sona eren Meclisi Meb‘ûsan’n ikinci dönemi 13 Aralk 1877’de balad. 1877-1878 Osmanl-Rus Sava ile iç ve d sorunlarn gölgesinde çalmalarn yürüten meclis bu ikinci devrede savataki hezimetin sorumlusu kabul ettii padiaha ve hükümete
kar daha sert bir üslûp kulland. Neticede Knûn- Esâsî’nin verdii yetkiye dayanan II. Abdülhamid 13 ubat 1878’de meclisi süresiz tatil etti; Meclisi A‘yân’n üyeleri kaydhayat artyla tayin edildikleri için parlamentonun feshinden sonra da sfatlarn muhafaza ettiler.
Genel olarak deerlendirildiinde Tanzimat reformlarnn planl ve programl olmaktan ziyade pratik ihtiyaçlara cevap verebilecek bir karakter gösterdii söylenebilir. Bunun sebebi Tanzimatçlar’n reformlar anlayp hayata geçirecek memurlara, salam bir malî yapya ve reformlar inceden inceye planlayp uygulayacak zamana sahip olmamalaryd. Ayrca eitim iine geç el attlar; eyhülislâmlk ve Evkf- Hümâyun Nezâreti gibi dinî kurumlarn denetiminde bulunan eitime müdahale etmeyi göze alamadlar. Bu ise reformlarn ksa vadeli pratik çözümler eklinde ortaya çkmasna yol açt. Öte yandan zaten iyi olmayan maliyenin durumu, uygulanan yeni malî programlarn baarya ulaamamas ve reformlarn fazladan getirdii masraflar neticesinde daha da bozulduu gibi etkili bir vergi tahsil sistemi gerçekletirilemedi. Malî buhran, bürokrasinin ve kadrolarn genilemesine ve artan israfa paralel olarak daha da arlat. Fiilî durumlar ve dünyadaki siyasî gelimeler Tanzimatçlar’ aceleci ve âni kararlar verip uygulamak durumunda brakt. Bir taraftan devletin varln tehdit eden d meselelerle ve iç isyanlarla urarken bir taraftan da reformlar uygulamaya çaltlar.
Büyük devletlerin stanbul’daki sefirleri bu dönemde sürekli devletin iç ilerine müdahale ederek durumu daha da zorlatrdlar. Esasen bu konudaki sorumluluun önemli bir bölümü Sultan Abdülmecid ile Mustafa Reid Paa’ya aitti. Zira Sultan Abdülmecid, önceki padiahlarn aksine ngiltere’nin stanbul sefiri Stratford Canning ile sk sk bizzat görütü ve bilgi alveriinde bulundu. 1846-1857 yllar arasnda alt defa sadârete getirilen Reid Paa da ngiltere’nin desteini ald. Bu durum, kendisinden sonra gelen devlet adamlarnn iktidarda kalmak veya iktidar ele geçirmek amacyla ayn yolu denemelerine yol açt. Nitekim Mehmed Emin Âlî Paa, Fuad Paa ve Rzâ Paa Fransa’nn ve Mahmud Nedim Paa Rusya’nn desteini ald. Reid Paa’nn, Âlî Paa’nn sadrazaml döneminde ilân
edilen Islahat Ferman’n d güçlerin devletin iç ilerine müdahale vastas sayp eletirmesi trajik bir çelikidir. Neticede bürokratlarn iktidar mücadeleleri, d güçlerin müdahalesi ve reform kartlarnn muhalefeti yüzünden reformlar zaman zaman yavalad, hatta bazan kesintiye urama noktasna geldi ve kurulan müesseselerde sk sk deiiklikler yaplmak zorunda kalnd.
BBLYOGRAFYA
Lutfî, Târih, VI, 59-65; VIII, 93-98; Tanzimat I, stanbul 1940; R. H. Davison, Reform in the Ottoman Empire: 1856-1876, Princeton 1963; a.mlf., “Tanmat”, EI² (ng.), X, 201-209; A. Cunningham, “Stratford Canning and the Tanzimat”, Beginnings of Modernization in the Middle East (ed. W. R. Polk - R. L. Chambers), Chicago 1968, s. 245-264; Ed. Engelhardt, Tanzimat (trc. Ayda Düz), stanbul 1976; Stanford J. Shaw - E. K. Shaw, Osmanl mparatorluu ve Modern Türkiye (trc. Mehmet Harmanc), stanbul 1983, II, tür.yer.; Reat Kaynar, Mustafa Reid Paa ve Tanzimat, Ankara 1985; Musa Çadrc, “Tanzimat’n Uygulanmas ve Karlalan Güçlükler (1840-1856)”,
Mustafa Reid Paa ve Dönemi Semineri, Bildiriler, Ankara 1987, s. 97-104; lber Ortayl, mparatorluun En Uzun Yüzyl, stanbul 1987; a.mlf., Tanzimat Devrinde Osmanl Mahallî dareleri (1840-1880), Ankara 2000; Thomas Scheben, Verwaltungsreformen der frühen Tanzimatzeit: Gesetze, Majnahmen, Auswirkungen, Frankfurt 1991; Nesimi Yazc, “Tanzimat Döneminde Osmanl Haberleme Kurumu”, 150. Ylnda Tanzimat (haz. Hakk Dursun Yldz), Ankara 1992, s. 139-209; a.mlf., “Tanzimat Dönemi Basn Konusunda Bir Deerlendirme”, Tanzimat’n 150. Yldönümü Uluslararas Sempozyumu, Bildiriler, Ankara 1994, s. 55-84; Ali Akyldz, Tanzimat Dönemi Osmanl Merkez Tekilâtnda Reform: 1836-1856, stanbul 1993; Gülnihal Bozkurt, Bat Hukukunun Türkiye’de Benimsenmesi, Ankara 1996, tür.yer.; Judy Upton-Ward, “Abdülaziz’in Avrupa Seyahati”, Osmanl, Ankara 1999, II, 119-129; Moshe Ma’oz, “Tanzimat’n lk Yllarnda Modernleme Hareketinin Suriye Siyaseti ve Toplumu Üzerindeki Etkisi” (trc. Hayrettin Pnar), Tanzimat: Deiim Sürecinde Osmanl mparatorluu (der. Halil nalck - Mehmet Seyitdanlolu), Ankara 2006, s. 187-203; Halil nalck, “Sened-i ttifak ve Gülhane Hatt- Hümayunu”, TTK Belleten, XXVIII/112 (1964), s. 611-622; a.mlf., “Tanzimatn Uygulanmas ve Sosyal Tepkileri”, a.e., XXVIII/112 (1964), s. 623-690; Mahir Aydn, “Ahmed Ârif Hikmet Beyefendi’nin Rumeli Tanzimat Müfettilii ve Tefti Defteri”, a.e., LVI/215 (1992), s. 69-165; Butrus Abu-Manneh, “The Islamic Roots of the Gülhane Rescript”, WI, XXXIV/2 (1994), s. 173-203; A. D. Noviçev, “1839 Gülhane Hatt- Hümayunu ve D Politikadaki Boyutlar” (trc. Darhan Hdrali), lmî Aratrmalar, sy. 5, stanbul 1997, s. 279-289; Mehmet Yldz, “1856 Islahat Fermanna Giden Yolda Meruiyet Araylar (Uluslararas Basklar ve Cizye Sorununa Bulunan Çözümün slâmî Temelleri)”, Türk Kültürü ncelemeleri Dergisi, sy. 7, stanbul 2002, s. 75-114; A. Cevad Eren, “Tanzîmât”, A, XI, 718-720. Ali Akyldz
TANZMAT EDEBYATI Tanzimat’n ilânndan yirmi yl kadar sonra Türk edebiyatnda balayan yenileme süreci
(bk. BATILILAMA).
Taoculuk (Taoizm, Daoizm), Konfüçyüsçülük’le birlikte 2000 yldan fazla bir süredir Çin’de hayatn her alann biçimlendirmi iki büyük yerel dinî-felsefî sistemden biridir. Temelinde “yol” mânasnda tao (dao) kavramnn yer ald Taoculuun Çince karl Dao-cia’dr (yolun nesli). Kökeni eski Çin amancl’na dayanan Taoculuk tabiatla uyum halinde olmay, müdahaleden kaçnmay, basitlii ve sadelii savunan bir düünce ve inanç sistemidir.
Tarihsel Geliim. Gelenekte Taoculuun balangc milâttan önce VI. yüzylda yaayan Lao-tzu’ya (Laozi) dayandrlr. Taoculuk esasen bilgi ve hikmete ulamay amaçlayan felsefî bir sistem olarak dodu. Temel kavram ve ilkeleri srasyla Lao-tzu ve Zhuangzi’ye atfedilen Tao-te Çing (m.ö. VI-III. yüzyllar) ve Zhuangzi (m.ö. 350) adl klasik metinlerde yer alr. Taoculuk bu metinlerin yazarlarna atfla Lao-Zhuang felsefesi diye de anlr. Felsefî Taoculuk milâdî XIII. yüzyla kadar müstakil bir sistem halinde devam etmekle birlikte milâttan önce II. yüzylda atalara tapnma, tabiat tanrlarna yönelik inanç ve ölümsüzlük aray gibi eski Çin inançlarn da içine alacak ekilde dinî Taoculuun (Dao-ciav) douunu hazrlad. Huangdi, Sar mparator (m.ö. 259-210) ve Han hânedan (m.ö. 202- m.s. 220) dönemlerinde Taocu öretiler rabet gördü. Taoculuun tam bir din haline gelii, Zhang Daoling’in milâttan sonra 142’de, tanrlatrlan Lao-tzu’dan vahiy/öreti aldn iddia etmesiyle balad. Üstat olarak bilinen Zhang’n kurduu Tiani Dao (semavî üstatlar yolu) ölümünden sonra olu ve torununun önderliinde bamsz bir dinî harekete dönütü. Bu dinin rahiplerine yaplan batan dolay “be ölçek pirinç yolu” olarak da bilinen bu örgütlenme sonucunda siyasî ve dinî güce sahip, Tao kavramn merkeze alan bir topluluk olutu. Kuzey Çin’de Wei hânedan döneminde (220-265) Taoculuk hânedan tarafndan resmen tannan bir inanç durumuna geldi. Semavî üstatlar yolu mezhebiyle Güneydou Çin’in yerel dinî gelenekleri arasndaki en önemli birleme ise IV. yüzylda gerçekleti. Gelierek devam eden bu dine, Shangqing ve Mao an (Mao da) adlaryla bilinen Taocu ekol öncülüünde geleneksel büyü teknikleri ve simya öretisinin yan sra ölümden sonraki hayat ve cennete yükselip Tao’ya daha yakn olma fikri girdi. Zâhid keiler snf ortaya çkt. Ayrca bata cinsel törenler olmak üzere baz uygulamalarn önemi azaltld. Bu ekilde semavî üstatlar yolu akmnda gerçekletirilen yenilikler sayesinde Taoculuk üst snflar tarafndan benimsenen bir din haline geldi; Kuzey Çin’de resmî din statüsüne yükseldi.
T’ang hânedan döneminde (618-906) Taoculuk en parlak dönemini yaad. Hânedann ilk imparatoru Li Yuan, Lao-tzu’nun soyundan geldiini iddia etti. Song hânedan devrinde (960-1279) imparatorlar Taocu metinlerin derlendii, yaklak 5000 ciltten olutuu rivayet edilen Dao Zang’ (Tao yasalar) bastrd ve yeni birtakm mezhepler ortaya çkt. XIII. yüzyldan itibaren Taoculuk, Budist mezhepleri karsnda geriledi ve bölünmelere urad. Bu dönemde ortaya çkan mezheplerden en önemlisi uan en (yüce saflk/mükemmellik) ismiyle anlan mezheptir. Meditasyona arlk veren bu mezhep birçok Taoist ritüelini basitletirdi. Ming hânedan döneminde (1368-1644) bölünme sürecini durdurmak için gösterilen çabalara ramen XX. yüzyln sonlarna kadar klasik Taocu gelenekle çeitli alt gelenekler arasndaki kutuplama devam etti. 1849’daki halk isyan ülke genelindeki Taocu ve Budist mâbedlerinin ykmyla neticelendi. XX. yüzyln balarnda ortaya çkan ve ülkeyi tekrar Konfüçyüsçü çizgiye tamaya çalan “yeni hayat” hareketi de Taocu merkezleri ortadan kaldrmaya
çalt. 1949’da Mao Zedong liderliindeki din kart komünist devrimle birlikte dier dinî unsurlarn yan sra Taoculuk da tamamen bastrld. Fakat 1982’de iktidara gelen Deng Xiaoping liderliindeki yeni yönetimin hogörü yanls tutumuyla Taoculuk Çin’de yeniden itibar görmeye balad. Nitekim günümüzde çok sayda Taocu mezhep varln sürdürmekte ve Taoculuun Çin dnda bata Tayvan olmak üzere Malezya, Singapur, Kore, Japonya, Vietnam ve Tayland gibi Güney Asya ülkelerinde, ayrca Kuzey Amerika ve Bat Avrupa’da mensuplar bulunmaktadr.
Temel Kavramlar. Taoculuun en temel kavram olan tao basit anlamyla “yol” karlnda
kullanlmakla birlikte bu sistem içerisinde evrendeki dengeyi ve düzeni salayan yol, ilke veya ideali ifade eder. Tao’nun üç seviyesi vardr. Yüce Tao her eyin kayna olan mutlak ilk bütün yaratlmlarn ardndaki görülmeyen, yalnzca mistik yolla kavranabilen güce karlk gelir. Tao-te Çing’de yer alan ifadeyle onun tek ismi vardr: “Her eyin anas.” O bo bir kap gibidir. çini hiçbir ey dolduramaz. Dibi yoktur ve her ey varln ona borçludur. Her ey ondan doar. Tao’dan bir (Tai-çi), birden iki yani Yin ve Yang, ikiden üç yani su, toprak ve hava, üçten âlemdeki varlklar doar. kinci seviyede yer alan tabiatn Tao’su tabiatn özünü oluturan ve onu kontrol eden ritmi, üçüncü seviyedeki kiisel Tao ise her kiinin hayatnda etkili olan Tao’yu ifade eder. Taoculuun amac yüce Tao ile bir olmaktr.
Tao’ya bal dier bir kavram, “erdem” veya “güç” eklinde tercüme edilen tedir. Tao’nun görünüü ya da yansmas olarak bütün varlklarda bulunan te görünmez Tao’nun doadaki her eyi deitiren görünür yandr. Bu mânada te, “Tao’nun gerçek varlnn aydnla çk” veya “kii tarafndan alglanan biçimi” olarak tanmlanabilir. Varlnda bu yansmay farkeden kii arad huzuru yakalam, eyann gerçek niteliini kavram ve her eyi tabiilik içerisinde yapabilecek noktaya ulamtr. Ksacas kii, bu durumda içinde yaad kültür tarafndan ekillenmeden önceki ilk haline, yani yontulmam ta veya aaç (pu) durumuna dönmütür. Bu durum zihnin bilgi ve tecrübelerle ekillenmemi asl halidir; her türlü tanmlama ve nitelemeden uzak salt tecrübe ve bilinç halidir. Bu hal Tao örnek alnarak ulalabilecek sadelik ve tabiilik halidir. Bundan dolay Taocu büyük ustalar ve yöneticiler hiçbir zaman yontmaz yani yönlendirme yapmaz. Çünkü onlar bilirler ki evrenin tek yöneticisi Tao’dur. Tao’nun akn yöneten ise özündeki tabiilik ya da kendiliindenliktir. Dolaysyla Taocu yaam tam bir edilgenlik üzerine deil bu özü ifade eden tabiilik ve sadelik üzerine kuruludur. Taoculuk’ta her varlk mutlak gerçeklik olan Tao’dan kaynaklanr ve sonunda yine ona döner. Bu sistemde medenîleme yaygn kullanmyla tabii düzenin bozulmas eklinde yorumlanr ve gerçek toplumsal reform uzak geçmie dönü veya balangçtaki safla ulama eklinde tanmlanr.
Bir dier temel kavram “wu-wei”dir. Sözlük anlam “hiçbir ey yapmama, eylemsizlik” olan wu wei, eyann gerçek bilgisine ulat için arzularnn esiri olmaktan kurtulmu Taocu azizin durumunu veya onun eyleme yönelme tarzn ifade eder. Bu kii büyük bir sükûnet içindedir ve iin gereine uygun davranr. Bu sebeple hayal krkl ve hüzün yaamaz, hatta zorluklarla karlatnda bile telâa kaplmaz, gereksiz eylemlere girimez. Lao-tzu azizin sakin ve dingin halini suya benzetir. Su yeryüzündeki en yumuak ve içine girdii kabn eklini alan bir maddedir. Buna ramen en sert taa nüfuz edebilir ve onu sürükleyebilir. Eylem ve davranlarn Tao’ya uygun hale getirenler de böyledir. Zhuangzi ise bu durumu iinin ehli olan ve bundan dolay bça hiçbir zaman körelmeyen bir kasaba benzetir. Kasap elindeki karkasn kemik yapsn iyi bildiinden eti kemikten ayrrken
gereksiz hareketler yaparak bçann körelmesine yol açmaz; elinin hareketini eklem yerlerine göre ayarladndan iini kolayca yapar. Dolaysyla wu-wei, ii oluruna brakma veya zor kullanmadan kolayca baarabilme ya da iin doasna uygun davranma yöntemi eklinde anlalmaldr.
Taocu düüncenin bir dier temel kavram “ki” (çi) denilen evrensel enerjidir. Bu düüncede asl olan evrensel enerjinin farkna varmak ve onu koruma yollarn örenmektir. Zira bütün hastalk ve skntlarn sebebi insanda snrl olarak var olan bu enerjinin bedeni terketmesidir. Kinin kaybn önlemek ve geri dönüünü salamak için diyet, meditasyon, doru nefes alma ve duru arlkl baz teknikler gelitirilmitir. Geçmite semavî üstatlar yolu mezhebinde uyguland ekliyle en önemli yol tövbe ve pimanlktr. Sessizlik hücresinde belli bir süre kalan ve secdeye kapanan kii kaybettii enerjiyi yeniden kazanabilir. Ayrca belli yiyeceklerin üstat ve müridlerce paylald ziyafetler de hem söz konusu enerjiyi kaybetmeme hem de Tao ile birleme amaçlarna yönelik uygulamalardr. Nefeslerin birlii (He Ki) olarak bilinen tören ise bir rahip yönetiminde gerçekletirilen toplu cinsel iliki törenleri sonraki Budist metinlerinde ahlâk d uygulamalar olarak tanmlanm ve reform sürecinde önemini kaybetmitir.
nsanla evren arasndaki benzerlik Taoculuk’ta önemli yer tutar. Buna göre insan küçük bir evrendir ve bedeninde evrenin düzenini yanstr. Bunun en belirgin görünüü, Tao geleneindeki be ayr yönde yer alan be kutsal daa, gökyüzünün be bölümüne ve be mevsime (dört mevsim ve yaz sonu) denk gelen insan bedenindeki be bölgenin (karacier, kalp, dalak, akcier ve böbrekler) yer ald inancdr. nsanla doal düzenin birlii inanc açklanamayan büyülü bir duygudan kaynaklanr; bu birlii kavramann yolu da meditasyondur. Bunun yan sra oruç, riyâzet ve özel tantra uygulamalar ile simya ve tlsmlara da bavurulur. Ölümsüzlük iksirini bulmaya yönelik Taocu simyaclkla hem kimyasal deneylere (yvaidari) hem de içsel simyaya (neidan) önem verilir. Neidan araclyla normal yalanma sürecinin tersine çevrilebilecei, bunun ise kozmik dii-erkek, edilgen-etken, karanlk-aydnlk kartlklarn simgeleyen Yin ve Yang güçlerinin insan bedeninde birletirilmesi ve be unsurun (su, ate, toprak, metal ve tahta) dengede tutulmasyla salanaca düünülür. Be unsur teorisi Çin akupunktur tekniinin gelimesinde etkili olmutur.
Kutsal Metinler. Taoculuun en önemli eseri Lao-tzu’ya atfedilen Tao-te Çing’dir (Daodecing/Yol ve erdem kitab). Toplam 5000 Çin yaz karakterinden olutuu için “Lao-tzu’nun be bin kelimesi” diye de anlan bu kitap birçok uzmana göre bugünkü biçimini milâttan önce 350-250 yllar arasnda alm derleme bir kitaptr. ki ksmdan oluan kitabn ilk bölümünde (1-37), Tao ile Tao’yu hissedebilmek ve mahiyeti hakknda bilgi edinebilmek için gerekli ruhî dönüüm konu edinilir. kinci bölüm (38- 81), Tao’nun tezahürü veya ona ulamann yolu ya da mutlak arnmlk halini ifade eden “te” hakkndadr. Tao-te Çing, esasen yöneticiler için tasarlanm ksa ve özlü bir el kitab niteliindedir. Burada öngörülen ideal hükümdar/yönetici eylemleriyle emri altndaki insanlar üzerinde bask ve korku oluturmayan, ileri büyük bir sükûnet ve tabiilik içerisinde gerçekletirdii için varl bile hissedilmeyen bilge kimsedir. Böyle yöneticiler halkn eylemleri için hiçbir snrlama ve yasak getirmez. Tabiilii, sükûneti ve sadeliiyle idaresi altndaki bütün canllarn huzurlu olmasn, dolaysyla bar salar. Yöneticiye tabiatla uyumlu olmann önerildii metinde Çin düüncesinin çok eski kavramlarna yer verilir. Yin ve Yang örneinde olduu gibi bunlarn bazsn deitirmeden kullanrken Tao’ya ayr bir anlam ve ilev yükler. Nitekim Çin düüncesinde evrenin, hükümdarn, insanolunun ve her felsefe okulunun bir Tao’su yani yolu, yüce ilkesi vardr. Tao-te Çing’de ise mutlak Tao’yu kavrama ve
evrensel Tao’nun birliine ulama toplumsal ve bireysel bir ideal olarak sunulur.
Taoculuun ikinci önemli kitab eseriyle ayn ad tayan müellife atfedilen Zhuangzi’dir. Ksa ve özlü Tao-te Çing’den farkl olarak hikâyeler toplamndan ibaret olan bu kitap kiisel hayat felsefesine yer verir. Toplumsal yaama katlmn tümüyle reddedildii Zhuangzi’nin Tao yorumunda Tao-te Çing’deki basit ve tabii toplumsal uyum düüncesinden farkl olarak gelimi, aydnlanm, metafizik bir kadercilik dikkati çeker. Meseller yoluyla bütün deerlerin aslnda izâfî olduunun ortaya konduu eserde hayatla ölüm arasnda ayrm yaplmaz; ölüm halindekiler yaklaan dönüümlerini Tao ile birleme olarak sevinçle karlarlar. Zhuangzi’de kusursuz veya üstün insandan söz edilir. nsanolunun frtnal dünyasndan ayr yaayan, uçarcasna hareket eden bu ruhanî varlklar hiç çaba göstermez, hiç yalanmaz, her zaman özgürlüün ve doalln verdii mutluluu temsil ederler. Bu ruhsal varlklar sonraki kuaklar tarafndan ölümsüzler adyla anlm, çeitli yöntemlerle onlarn niteliklerine kavumak pratik bir amaç olarak görülmütür.
Bir dier temel eser de yine kitabyla ayn ad tayan müellife ait olan Lie-tzu’dur (Liezi). Zhuangzi gibi bütün insanlara eksiksiz özgürlüün yollarn gösteren Lie-tzu’da bireyin kendi yaamn her eyden üstün tutmas ve topluma yarar salamak uruna hiçbir fedakârlkta bulunmamas gerektii belirtilir. Milâdî II. yüzylda ortaya çkm Taiping (büyük bar) akmnn klasii olan Taiping Jing’de ise ölümsüzlüe ulamak için gerekli olan tekniklere yer verilir. Huainan-tzu (Huainanzi) usta büyücülerin yazlarndan oluan bir derlemedir. Taoculuun ortaya çkndan önceki dönemlere ait olan Çin klasii I-Çing de (Yijing) Taocu gelenek tarafndan gelecek tahmini için kullanlan bir kitaptr.
badet. Taoculuk mâbedleri, rahipleri, âyinleri ve tanrlar olan bir inanç sistemidir. Âyinler daha ziyade mâbedlerde rahipler eliinde veya evlerde ibadete ayrlm mekânlarda icra edilir. Bu âyinlerde ilâhî tarznda arklar söylenir, çeitli dualar okunur, Tao üzerine meditasyon yaplr, özel nefes alma teknikleri ve hareketler uygulanr, Tao-te Çing üzerine konuulur, tütsü yaklr ve bata ang-ti olmak üzere çeitli tanr ve tanrçalara dua edilir. Bir Tao âyininin en temel özelliklerinden biri tanrlardan yardm istemek amacyla sunulan arap ve yiyecek takdimesidir. Takdimeler özellikle azizlerin doum günleri veya tanrlarn isim günlerine adanm kutsal günlerde mâbedlerde yahut ata ruhlar için evlerde sunulur. En önemli günlerden biri Çin ay takvimine göre ocak sonu veya ubat bana denk gelen Çin yeni ylnn balangç günüdür. Bugün bütün tanrlarn yeryüzüne inme günü diye de anlr. Bugünün evrendeki olumlu gücün (Yang) yeniden douunu temsil ettiine inanlr. Çin’deki birçok kutsal mekân komünist devrimi srasnda yklmakla birlikte biri merkezde, dierleri dört ayr yönde yer alan be kutsal da bata olmak üzere özel kutsallk atfedilen yerler mevcuttur. Ruhun ölümsüzlüü inancna sahip olan Tao geleneinde ölen kiinin bedeniyle birlikte muhteris ruhunun da topraa gömüldüüne, saf ruhun ise yaamaya devam ettiine inanlr.
BBLYOGRAFYA
T. Izutsu, Celestial Journey: Far Eastern Ways of Thinking: Comperative Studies in Buddhist, Taoist and Confucian Philosophy, Ashland 1988; E. Wong, The Shambhala Guide to Taoism, New Delhi
1997; J. C. Cooper, Taoculuk Nedir? Eski Çin Bilgelik Öretisine Giri (trc. smet Zeki Eyubolu), stanbul 2003; M. Eliade, Dinsel nançlar ve Düünceler Tarihi (trc. Ali Berktay), stanbul 2003, II, 31-45; P. Ball, Tao Gizli Öretisi (trc. Tolga Bakanay), stanbul 2007; L. Tzu, Bilinmeyen Öretiler (trc. smail Tapnar - Amine Gülah Cokun), stanbul 2007; M. J. O’Neal - J. S. Jones, “Daoism”, World Religions: Almanac, Detroit 2007, I, 177-206; M. P. Fisher, Living Religions, New Jersey 2008, s. 186-199. Ali hsan Yitik
TAPDUK EMRE XIII. yüzylda yaayan Babaî-Haydarî dervii.
Horasan’dan Anadolu’ya geldii tahmin edilmektedir. Yaad dönem hakknda kaynaklarda farkl rivayetler yer alr. Âkpaazâde onun Orhan Gazi zamannda (1324-1362) yaadn ve Yldrm Bayezid devrinde (1389-1402) öldüünü kabul ederken (Târih, s. 199-200) Mecdî onu Yldrm Bayezid dönemi dervileri arasnda sayar. Saltuknâme yazar Ebülhayr Rûmî de Tapduk Emre’yi Orhan Gazi devrinde yaad bilinen Karaca Ahmed’in çada olarak gösterir. Fakat gerek müridi Yûnus Emre’nin gerekse eyhi Barak Baba’nn dönemleri göz önünde tutulursa Tapduk Emre’nin bundan elli yl kadar önceki bir tarihte, yani XIII. yüzyln ikinci yarsnda yaad söylenebilir. Tapduk kelimesinin onun ad m yoksa lakab m olduu konusu belirsizdir. Bektaî gelenei kendisine Tapduk adnn verilmesini Hac Bektâ- Velî ile olan ilikisine balar ve bu hususta yaygn bir menkbeyi esas alr (Vilâyetnâme, s. 21). Öte yandan Tapduk Emre’nin Bektaîlik’le ilgisinin olamayacandan hareketle son dönemde yaplan baz aratrmalarda Yûnus Emre’nin iirlerinde geçen “tapduk” kelimesinin Tanr’y nitelemek için kullanld, dolaysyla Tapduk isminde bir ahsn mevcut olmad ileri sürülür (Kabakl, s. 12-14). Babaî zümrelerine mensup pek çok dervi gibi Tapduk Emre’nin de baba unvann tad Yûnus Emre’nin baz msralarndan anlalmakta, ayrca Tapduk Emre’nin yaad dönemde Anadolu’da bu ismi kullanan ahsiyetlerin varl bilinmektedir. Mecdî, onun Sakarya nehri yaknlarnda bulunan köyünde münzevî bir hayat sürdüünü ifade eder (ekik Tercümesi, s. 78). Tapduk Emre’nin dönemindeki birçok dervi gibi çiftçilikle urat ve müridlerinin eitimiyle megul olduu tahmin edilebilir. Onun Sakarya nehri yaknlarnda bugün kendi adyla bilinen köyde yaad konusunda kaynaklarn büyük çounluu ittifak etmekle beraber Manisa’da Kula ile Salihli arasnda bir köyde yaadna dair baz rivayetler de vardr. Hatta Tapduk Emre’nin Saruhan Bey’in kz Hac Fatma Sultan’la evlendii rivayet edilir; fakat bu görü akademik çevrelerce pek kabul görmemitir.
Tapduk Emre’nin mensup olduu tarikat ve müridinin kimliine dair bilgiler de birbirinden farkldr. Vilâyetnâme-i Hac Bektâ- Velî’de, onu Sar Saltuk ve Barak Baba ile birlikte Hac Bektâ- Velî’nin müridleri arasnda gösterilerek Bektaî geleneine dahil edilir. Vilâyetnâme’de (s. 21) Tapduk Emre’nin Hac Bektâ- Velî’nin üstünlüünü tandna, hatta kendisine Tapduk adnn aralarndaki bir görüme srasnda verildiine iaret edilir. Ancak bizzat müridi Yûnus Emre, “Yûnus’a Tapdug u Saltug u Barak’tandur nasib/Çün gönülden cû kld ben nice pinhân olam” msralaryla (Risâlat al-Nushiyye ve Dîvân, s. 100) Tapduk Emre’yi Barak Baba’nn müridleri arasnda gösterip konuya daha somut delillerle yaklalmasna imkân verir. Yûnus Emre’nin bu ifadelerinden Tapduk Emre’nin Barak Baba’nn müridi olduu kesin biçimde ortaya çkar. M. Fuad Köprülü’ye göre Tapduk Emre, Babaî çevreleriyle yakn iliki içerisinde bulunduundan tpk eyhi gibi bir Türkmen babas hüviyeti göstermektedir (Türk Edebiyatnda
lk Mutasavvflar, s. 266). Onun silsilesi eyhi Barak Baba vastasyla Sar Saltuk’a ular. Barak Baba’nn bir Haydarî dervii olduu bilinmektedir (Ocak, Sar Saltk, s. 76). Bu durum Tapduk Emre’nin de bir Babaî-Haydarî dervii olabileceinin delilidir ve baba unvann tamas da bunu desteklemektedir. Baba unvan onun ayn zamanda abdalân- Rûm zümresiyle bir ilgisinin bulunabileceini düündürmektedir. Nitekim Abdülbaki Gölpnarl onun “tâife-i abdalân”dan olduu
kanaatindedir (Yûnus Emre, s. 28). Saltuknâme müellifi Barak Baba’dan bahsetmeden Tapduk Emre’yi dorudan Sar Saltuk’un müridlerinden sayar. Rivayete göre zikir meclisinde kadn ve erkekleri bir arada toplayan Tapduk Baba balangçta Sar Saltuk tarafndan eletirilse de daha sonra onu ikna etmeyi baarr ve müridi olur (Saltuknâme, vr. 302a-304a). Ayn ekilde Hzrnâme’de Sar Saltuk ile Tapduk Emre’nin isimleri birlikte zikredilir. smâil Hakk Bursevî ise onun eyhi olarak, Mool istilâs öncesinde Buhara’dan Anadolu’ya göç eden ve Sinan Efendi yahut Sinan Ata adyla bilinen Orta Asyal Nakibendiyye tarikat mensubu bir Türkmen eyhinin ismini zikreder.
Tapduk Emre’nin ailesi hakknda verilen bilgiler menkbevî rivayetlerle bezenmitir. Bir kznn Yûnus Emre ile evlendii rivayet edilmekteyse de bu rivayet gerek Yûnus’un divannda gerekse dier çada kaynaklarda yer almamaktadr. Ankara Nallhan yaknlarndaki Emre Sultan köyünde mezar bulunan Bac Sultan