soĞuk savaŞ dÖnemİ avrupa gÜvenlİk …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1....

113
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI SOĞUK SAVAŞ SONRASI AVRUPA GÜVENLİK YAPILANMASI VE TÜRKİYE Yüksek Lisans Tezi Şenol Sevim Ankara-2006

Upload: phungkhanh

Post on 07-Feb-2018

245 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ANABİLİM DALI

SOĞUK SAVAŞ SONRASI AVRUPA GÜVENLİK YAPILANMASI VE TÜRKİYE

Yüksek Lisans Tezi

Şenol Sevim

Ankara-2006

Page 2: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ANABİLİM DALI

SOĞUK SAVAŞ SONRASI AVRUPA GÜVENLİK YAPILANMASI VE TÜRKİYE

Yüksek Lisans Tezi

Şenol Sevim

Tez Danışmanı

Prof.Dr. Mustafa Aydın

Ankara-2006

Page 3: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ANABİLİM DALI

SOĞUK SAVAŞ SONRASI AVRUPA GÜVENLİK YAPILANMASI VE TÜRKİYE

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Prof.Dr. Mustafa Aydın

Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası

……………………………………………. ………………………

……………………………………………. ………………………

……………………………………………. ………………………

……………………………………………. ………………………

……………………………………………. ………………………

……………………………………………. ………………………

Tez Sınavı Tarihi …………………………..

Page 4: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

GİRİŞ ............................................................................................................ 1

Soğuk Savaşın Anlamı ....................................................................................... 1

Soğuk Savaşın Kaynakları ................................................................................. 1

Soğuk Savaşın Kökenleri ................................................................................... 3

1. SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİĞİ............................... 8

1.1. Soğuk Savaşın Başlaması ................................................................. 8

1.2. İki Kutuplu Dünya Düzeninin Kurulması ........................................ 10

1.2.1. Truman Doktrini ............................................................................... 10

1.2.2. Marshall Planı (Avrupa Kalkınma Programı).................................. 11

1.2.3. Avrupa’nın Bölünmesi ..................................................................... 17

1.2.3.1. Brüksel Paktı .................................................................................... 17

1.2.3.2. Almanya’nın Bölünmesi .................................................................. 21

1.3. Soğuk Savaş Süresince Avrupa Güvenlik Yapılanması ............... 23

1.3.1. Avrupa Merkezli Oluşumlar............................................................. 25

1.3.1.1. Schuman Planı ................................................................................. 25

1.3.1.2. Pleven Planı ve Avrupa Savunma Topluluğu (AST) ...................... 28

1.3.1.3. Batı Avrupa Birliği (BAB)................................................................. 30

1.3.2. Atlantik Savunma İşbirliği ve NATO ............................................... 32

2. SOĞUK SAVAŞ SONRASI AVRUPA GÜVENLİK YAPILANMASI ..35

2.1. Soğuk Savaşın Sona Ermesi........................................................... 36

2.1.1. Soğuk Savaş Ne Zaman Sona Erdi?............................................... 36

2.1.2. Soğuk Savaşı Kim Kazandı? ........................................................... 37

2.2. Yeni Dünya Düzeni........................................................................... 38

2.2.1. Bush Doktrini ve ABD’nin Dış Politikası ........................................ 39

2.2.2. Atlantikötesi İlişki............................................................................. 43

2.3. NATO’nun Dönüşümü...................................................................... 50

Page 5: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

2.4. Avrupa Merkezli Oluşumlar............................................................. 56

2.4.1. BAB ve ODGP................................................................................... 57

2.4.2. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP)........................... 60

2.4.2.1. St.Malo Anlaşması ........................................................................... 61

2.4.2.2. Köln Zirvesi ...................................................................................... 64

2.4.2.3. Helsinki Zirvesi................................................................................. 65

2.4.2.4. Nice Zirvesi...................................................................................... 66

2.4.2.5. Laeken Zirvesi .................................................................................. 67

2.4.3. AGSP Bağlamında AB-NATO İlişkileri............................................ 67

2.4.3.1. Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) .............................. 72

2.4.3.2. Berlin Plus Düzenlemeleri ............................................................... 73

2.4.4. Avrupa Güvenlik Stratejisi .............................................................. 77

2.4.5. Avrupa Birliğince Gerçekleştirilen Görevler.................................. 81

3. TÜRKİYE VE AVRUPA GÜVENLİĞİ................................................. 84

3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden Dışlanması .................................... 84

3.2. Ankara Mutabakatı ........................................................................... 89

SONUÇ .......................................................................................................... 95

KAYNAKÇA ....................................................................................................... 98

ÖZET ........................................................................................................ 107

SUMMARY ....................................................................................................... 108

Page 6: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

GİRİŞ

2. Dünya Savaşından sonra neredeyse yarım yüzyıl Dünya’daki uluslararası

ilişkileri şekillendiren sistemi kamu önünde ilk kez “Soğuk Savaş” olarak

adlandıran kişi Amerikalı maliye uzmanı Bernard Baruch’tur. Baruch, 1947

yılında, Türkiye ve Yunanistan’a yapılacak yardımla gündeme gelen Truman

Doktrinine ilişkin bir tartışmada bu terimi dile getirdi. Birkaç hafta sonra da

Amerikalı gazeteci Walter Lippmann, aynı terimi yazdığı makalelerde ve

kitabında kullandı.1

Soğuk Savaşın Anlamı

Uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından Soğuk Savaşla ilgili çeşitli tanımlar

yapılmış olsa da, bu tanımlar temel olarak birbirlerine benzerler. Bir tanıma göre

Soğuk Savaş, 2. Dünya Savaşı’ndan galip çıkmış iki büyük devlet ve bu

devletlerin çevresinde kümelenmiş küçük devletler arasında doğrudan silah

kullanmaksızın devam eden anlaşmazlık ve çatışma dönemidir.2 Bir başka

tanıma göre ise Soğuk Savaş, iki güç arasında yaşanan ve total silahlı

çatışmaya dönme tehlikesi taşıyan kısa istikrarsızlık dönemleri ile bezenmiş

uzun süreli bir düşmanlık durumudur.3

Soğuk Savaşın Kaynakları

Soğuk Savaşın tanımlanmasında görülen uzlaşıdan, içeriğinin ne olduğu, bir

başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar arasındaki düşmanlığı besleyen

kaynakların ne olduğu konusunda söz etmek güçtür.

1 Andre Fontaine, History of the Cold War: From the October Revolution to the Korean War, 1917–1950, çev. D.D.Paige, New York, Pantheon Books, 1968, s. 4. 2 Oral Sander, Siyasi Tarih: 1918-1994, 4.B., Ankara, İmge Kitabevi, 1994, s. 191. 3 Bernard A.Weisberger, Cold War Cold Peace: The United States and Russia Since 1945, New York, American Heritage, 1985, s. 89.

1

Page 7: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Mueller, ‘3. Dünya Savaşı’ olarak nitelediği Soğuk Savaşın, esasen ideolojik bir

içerik taşıdığını ve SSCB’nin komünizm ideolojisini terk etmesiyle birlikte Soğuk

Savaşın sona erdiğini belirtir.4 Gaddis ve Schlesinger de hemen hemen aynı

çizgidedir. Gaddis, ideolojinin oynadığı rolü vurgulayarak Soğuk Savaşın

gerçekte otokrasinin dayatılması ve özgürlüklerin inkârı hakkında olduğunu ve

bunları yapmanın imkânsızlaşması ile birlikte sona erdiğini ifade eder.5

Schlesinger ise, ABD ve SSCB arasında eskiden beri süregelen jeopolitik

çekişmenin Soğuk Savaşa dönüşmesinin ideolojik nedenli olduğunu ve iki ülke

arasındaki temel farklılığın insan hakları, bireysel ve kültürel özgürlükler ve sivil

toplumun rolü konularında olduğunu belirtir.6

Öte yandan Steel, ideolojinin, Sovyet dış politikasına nazaran Amerikan Dış

politikasında çok daha ağırlıklı bir rol oynadığını düşünmektedir. Steel’e göre

ABD, Soğuk Savaşı küreselleştirmek üzere çevreleme stratejisi ve anti-

komünizm olgusundan yararlanmış, “komünist tehdit” söylemi Sovyetler

Birliği’nde olup bitenlerin anlaşılmasını zorlaştırmıştır.7 Garthoff benzer bir

analizle, Batı’nın komünist ideolojiye yüklediği “tüm dünyayı hükmetmeye dönük

genişlemeci” anlamın abartılı olduğunu ve iki güç arasında yaşanan Soğuk

Savaşın ideolojik bir çerçevede geleneksel güç dengesi politikalarıyla

yürütülmüş jeopolitik bir çatışma olduğunu belirtir.8

Filitov Soğuk Savaşın ideolojik bir mücadele ile ilgisinin bulunmadığını, 4 John Mueller, “Quiet Cataclysm: Some Afterthoughts on World War III,” Michael J. Hogan (der.), The End of the Cold War: Its Meanings and Implications, New York, Cambridge University Press, 1992, s. 40–42. 5 John Lewis Gaddis, “The Long War, the Long Peace, and the Future,” Hogan (der.), The End of the Cold War, s. 24. 6 Arthur Schlesinger,Jr.,“Some Lessons from the Cold War,”Hogan (der.), The End of the Cold War,s. 54. 7 Ronald Steel, “The End and the Beginning,” Hogan (der.), The End of the Cold War, s. 105–106. 8 Raymond L. Garthoff, “Why Did the Cold War Arise, and Why Did It End ?,” Hogan (der.), The End of the Cold War, s. 127-128.

2

Page 8: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

süper güçler arasında yaşanan askeri ve jeopolitik bir çatışma olduğunu ifade

ederken,9 Artaud, ideolojik boyutu yok saymaksızın, Soğuk Savaşı Avrupa

üzerinde süregiden çıkar çatışmasının bir parçası olduğunu ve Sovyetler

Birliğinin dağılmasından sonra da bu çatışmanın sürebileceğini belirtir.10

Ortodoks bir yaklaşımla sorumluluğu SSCB’ne yükleyen Halle ise Soğuk

Savaşta kutuplaşmanın gerçekleşmesinde ideolojinin -komünizmin- ikincil rol

oynadığını düşünür. Halle’ye göre Çarlık Rusyası ya da komünist Rusya fark

etmezdi, nasılsa ikisi de aynı biçimde davranacaktı.11

Soğuk Savaşın Kökenleri

Soğuk Savaşın kökenleri konusunda temel olarak iki yaygın görüşten söz etmek

olasıdır. Bunlardan biri, Soğuk Savaşın kökenlerinin 2. Dünya Savaşı sonrası

koşullarda yattığını; diğeri ise, Soğuk Savaşın kökenlerinin 2.Dünya Savaşından

çok daha geriye uzandığını savunur. Schlesinger, Soğuk Savaşın kökenlerinin

2. Dünya Savaşı sonrasında dünya güç dengesinde meydana gelen büyük

boşlukların (mihver devletlerinin ezilmeleri, Batı Avrupalı bağlaşıkların güçlerini

tüketmeleri ve sömürge imparatorluklarının çözülme sürecine girmeleri sonucu)

doldurulmasına yönelik gayretlere dayandığını belirtir. Schlesinger’e göre bu

boşlukları doldurabilecek askeri güce, ideolojik olgunluğa ve siyasal iradeye

sahip sadece iki ülke vardı: Sovyetler Birliği ve ABD.12 Gaddis, 2. Dünya Savaşı

sonrası Avrupa’da beliren koşulların komünizmin genişlemesi için uygun

9 Alexei Filitov, “Victory in the Postwar Era: Despite the Cold War or Because of It?,” Hogan (der.), The End of the Cold War, s. 79–83. 10 Denise Artaud, “The End of the Cold War: A Skeptical View,” Hogan (der.), The End of the Cold War, s. 185–193. 11 Louis Joseph Halle, The Cold War as History, New York, Harper&Row, 1967, s. 11. 12 Schlesinger, Jr., “Some Lessons,” s. 54.

3

Page 9: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

olduğuna değinir.13 Halle ise, Soğuk Savaşın temelinin Ocak 1943’te

müttefiklerin Almanya, İtalya ve Japonya’nın kayıtsız şartsız teslim olmaları

yolunda karar aldıkları zaman atıldığını öne sürer. Bu karar, Avrupa’da

doldurulması olanaksız bir güç boşluğu yaratmıştır.14

Öte yandan LaFeber, Rusya ve Batılı ülkeler arasında ideolojik ve ulusal

güvenlik ile ilgili konulardaki düşmanlığın 1890’lara dek uzandığını ifade eder.15

Leffler, ABD’de anti-komünizm olgusunun Bolşevik Devriminden itibaren var

olduğunu ancak, ideolojik karşıtlığın, savaş sonunda ortaya çıkan Sovyet

korkusu ile birleşmesi sonucu Soğuk Savaşın ortaya çıktığını belirtir.16 Fontaine

ise, iki ülke arasındaki çekişme ve düşmanlığın köklerinin, ABD’nin savaşa

girdiği ve Rusya’da devrimin olduğu 1917’ye kadar geri gittiğini belirtir.17

Soğuk Savaşın kökenlerini yorumlamayan yaklaşımlar genel olarak dört

başlıkta toplanabilir: ortodoks, revizyonist, post-revizyonist ve “güvenlik”çi

yaklaşımlar.

Ortodoks yaklaşım, savaştan sonra “Büyük Koalisyonun” dağılmasının esas

sorumluluğunu Sovyetler Birliğine yükleme eğilimindedir. Yorumlarını bu

yaklaşım çerçevesinde yapan uzmanlara göre, Stalin’in Yalta hükümlerine

uymayı reddetmesi ve komünizmi yaymaya çalışması, Büyük Koalisyon’un

yıkılmasını kaçınılmaz kılmıştır. Bu durum karşısında, Truman ve ekibinin

Sovyet yayılmacılığını engellemeye çalışmaktan başka çaresi kalmamıştır.18

13 John Lewis Gaddis, “The Long War,” s. 26–27. 14 Halle, The Cold War as History, s. 32. 15 Walter LaFeber, “An End to Which Cold War?,” Hogan (der.), The End of the Cold War, s. 18. 16 Melvyn P. Leffler, The Specter of Communism: The United States and the Origins of the Cold War, 1917–1953, New York, Hill and Wang, 1994, s. vii. 17 Fontaine, History of the Cold War, s. 11. 18 Ronald E. Powaski, The Cold War: The United States and the Soviet Union, 1917–1991, Oxford, Oxford University Press, 1998, s. 92.

4

Page 10: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Öte yandan, Revizyonist yaklaşıma göre, yayılmacı politika izleyen ülke

ABD’dir. Sovyetler Birliği ise daha dikkatli bir dış politika çizgisinde hareket

etmiştir.19 Ataöv, revizyonist bir yaklaşımla, Soğuk Savaşın sorumluluğunu

ABD’ne yükleyerek yayılmacı devletin Sovyetler Birliği değil ABD olduğunu ve

değişime karşı olan ABD’nin 1890’lardan beri dünyayı bütünüyle kendi yararına

düzenleme peşinde olduğunu ifade etmiştir.20 Ataöv’e göre, savaş sonrasında

zaten harap hale gelmiş olan Sovyetler Birliği’nin Batı için herhangi bir tehdit

oluşturması mümkün değildir. ABD, sahip olduğu atom silahı tekelinin de verdiği

güvenle kendi isteklerini dayatmaya yönelmiştir.21

Revizyonist yaklaşım dört temel önermeye dayanır:22 1) Savaş sonrası

Amerikan dış politikası, klasik Leninist emperyalizm modelini uygulamaya

koymuştur; 2) Amerika’nın iç politika kaynaklı “imparatorluk” olma süreci,

Sovyetler Birliği’nin makul güvenlik endişelerini gidermeye yönelik girişimlerini

engellemiş, böylece savaş zamanı dayanışması yıkılmıştır; 3) ABD genellikle,

bir imparatorluk olarak diğer ülkelere gücünü askeri paktlar, ekonomik

bağımlılık, rüşvet, gizli servis faaliyetleri gibi yollarla dayatmıştır; 4) Tüm bu

olaylar ABD halkının iradesi dışında gerçekleşmiştir. Halkın desteği, bir takım

aldatıcı teknikler kullanılarak komünizmin ülke güvenliği için bir tehdit olduğu

temasının işlenmesi yoluyla sağlanmıştır.

Bir başka yaklaşım olan post-revizyonist yaklaşım hem ortodoks hem de 19 David S. Painter ve Melvyn P. Leffler, “Introduction: The International System and the Origins of the Cold War,” Melvyn P. Leffler ve David S. Painter (der.), Origins of the Cold War: An International History, London, Routledge, 1994, s. 2. 20 Türkkaya Ataöv, “Marshall Planından NATO’nun Kurulmasına kadar ‘Soğuk Harb’,” Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, cilt: XXIII, no: 3 (Eylül 1968), s. 309. 21 Türkkaya Ataöv, “’Soğuk Harb’in Doğuşu: San Francisco’dan Mihver Barış Toplantılarına,” Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, cilt: XXIII, no: 1 ( Mart 1968), s. 309-358. 22 John Lewis Gaddis, “The Emerging Post-Revisionist Synthesis on the Origins of the Cold War,” Diplomatic History, vol.7, no.3 (Yaz 1983), s. 172–173.

5

Page 11: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

revizyonist önermelerden esinlenerek ortaya yeni bir sentez koymuştur.

Revizyonist önermelerden yola çıkılarak bu sentezin ana öğeleri şu şekilde

ortaya konabilir:23

1) Savaş sonrası kapitalizmin bir durgunluk dönemine girmesine ilişkin

endişeler olmasına rağmen, bu durum daha büyük bir endişenin alt parçası

sayılabilir. Savaş sonrası gelişmelere şekil veren esas önemli unsur “ulusal

güvenlik”tir.

2) İç politikayı yönlendirenler arasında sıkı bir işbirliği olmamıştır. ABD’nin

izlediği imparatorluk siyaseti sonucu Sovyetlerin ulusal güvenlikleri için hareket

alanlarının kısıtlandığı tezi bir araştırma bulgusu olmaktan ziyade bir inançtır.

Ağırlık olarak Sovyet kaynaklarından yararlanarak yazdığı kitabında Mastny,

Stalin’in, ülkesinin güvenlik gereksinimlerine ait sınırları, Batı tarafından kabul

edilebilecek şekilde belirlemekte son derece gönülsüz davrandığını

vurgulamaktadır.24

3) Revizyonist modelde kabul edildiği gibi, ABD, Ödünç Verme ve Kiralama,

Marshall Planı vb. ekonomik yöntemleri belirli politik hedefleri gerçekleştirmek

üzere kullanmıştır. Ama buradan yola çıkarak bunun Leninist emperyalist

modelin bir gereği olduğunu söylemek doğru olmaz. Ayrıca, ABD’nin diğer

ülkelere zorlamalar suretiyle nüfuz ettiği de yapılan araştırmalar sonucu

yanlışlanmış, bunun daha çok Sovyetler Birliğini tehdit olarak algılayan ülkelerin

daveti sonucu olduğu ortaya konmuştur.

4) Post-revizyonistler iç etkenler ile dış politika arasındaki etkileşimi ayrıntılı

23 ibid, s. 173-180. 24 Vojtech Mastny, Russia’s Road to the Cold War: Diplomacy, Warfare, and the Politics of Communism, 1941–1945, New York, Columbia University Press, 1979, s. 224.

6

Page 12: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

incelememiş olsalar da, genellikle, Sovyetlerin izlediği politikaların diğer ülkeleri

yeterince alarma geçirmiş olmasından ötürü, hükümetlerin bu konuda fazla bir

şey yapmalarına gerek olmadığı görüşündedirler.

Post-revizyonist okula meydan okuyan bir başka yaklaşım da Soğuk

Savaş’ın kökenlerini “ulusal güvenlik” arayışlarına bağlayan yaklaşımdır.

Güvenlik yönelimli yaklaşımın başını çeken Leffler’e göre, henüz 2. Dünya

Savaşı bitmeden önce, 1943–1944 yıllarında, ABD, “ulusal güvenlik anlayışı”

gereği küresel bir savunma sistemi kurmak üzere tek taraflı inisiyatif

kullanmıştır. Bu girişimi şekillendiren etkenler arasında Sovyetlerin davranışları

çok düşük bir öncelik derecesindedir.25

Leffler, Amerikalı uzmanları, 2. Dünya Savaşından edindikleri derslerin

ışığında, ulusal güvenlik anlayışlarını net olarak belirlediklerini iddia etmektedir.

Fakat ortaya konan bu ulusal güvenlik yaklaşımı Sovyetler Birliği’nin stratejik

çıkarları ile çelişmekteydi. Leffler, savaş sonrası Amerikalıların Sovyetlerin

niyetleri ve yeteneklerine ilişkin algılamalarını inceledikten sonra şu yargıya

varmıştır: ABD’nin ulusal güvenlik anlayışı gereği uluslararası bir düzen kurmak

amacıyla başlattığı girişimleri tetikleyen etkenler, Kremlin’in davranışlarından

çok sosyo-ekonomik çöküntü, İngiltere’nin zayıflaması ve Avrasya’da beliren

güç boşluğudur. Buradan hareketle Soğuk Savaşı da, bir ülkenin kendi ulusal

güvenliğini sağlamlaştırmak üzere aldığı önlemlerin karşı tarafı ulusal güvenliği

açısından endişelendirdiği bir güvenlik açmazı olarak tanımlar.26

25 Anders Stephanson, “The United States,” David Reynolds (der.), The Origins of the Cold War in Europe: International Perspectives, New Haven, Yale University Press, 1994, s. 45. 26 Melvyn P. Leffler, “National Security and US Foreign Policy,” Leffler ve Painter (der.), Origins of the Cold War, s. 16.

7

Page 13: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

1. SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİĞİ

Avrupa güvenlik kompleksi,27 son beş yüzyılın büyük bir bölümünde uluslararası

ilişkiler tarihinin esasını oluşturmuştur. 1945’e değin bu kompleksi, dostluk,

düşmanlık ve güç dengesi öğelerine dayalı, sıkı bir iç ilişkiler yumağı şeklinde

tanımlamak olasıdır. 1945–1989 arasındaki dönemde, Avrupa güvenlik

kompleksi, kendi iç dinamiklerince belirlenen bir varlık olmaktan fiilen çıkmış ve

Soğuk Savaş’ın iki başat gücü arasında yaşana gelen küresel rekabetin bir

unsuru haline dönüşmüştür.28

Bunun doğal bir sonucu olarak, Soğuk Savaş süresince Avrupa Güvenlik

İşbirliği, dış dinamiklerden kaynaklanan gelişmelere yanıt vermek üzere bir araç

olarak gelişmiştir.29 Başka bir deyişle iki kutuplu dünya düzeninde Avrupa kıtası,

ABD ve SSCB’nin ileri savunma sahaları haline dönüşmüş ve Doğu-Batı

çekişmesi, iki blok haline dönüşmüş eski kıtada Avrupa güvenlik meselelerinin

zeminini oluşturmuştur.30

1.1. Soğuk Savaşın Başlaması

2. Dünya Savaşı sonrasının en belirgin görünümü, Almanya’nın kesin yenilgisi

sonucu, Orta Avrupa’da yer alan ülkelerin politik ve askeri açıdan önemli bir güç

haline gelmelerini sağlayacak olanaklardan yoksun kalmış olmalarıydı. Fakat

Savaş sadece Almanya tehdidini yok etmekle kalmayarak Orta Avrupa’da derin

27 Buzan güvenlik kompleksinin tanımını şu şekilde yapmıştır: Temel güvenlik algılamaları ve çıkarları içiçe girmiş ve bu nedenle ulusal güvenlik sorunlarının tek tek incelenmesinin yeterince anlamlı olmayacağı devletler topluluğudur. Barry Buzan, et.al., The European Security Order Recast: Scenarios for the Post-Cold War Era, London, Pinter Publishers, 1990, s. 13. 28 Ibid, s. 31. 29 Gülnur Aybet, The Dynamics of European Security Cooperation, 1945-1991, London ve New York, MacMillan Pres Ltd. ve St.Martin’s Pres Inc., 1997, s. 1. 30 Buzan, The European Security Order s. 57.

8

Page 14: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

bir güç boşluğu da yaratmıştır. Bu boşluk, Elbe nehrinde birleşen iki ülkenin

güçlü askeri varlıkları ile doldurulmuştur. Böylece, bağımsızlığa kavuşan

Avrupa’nın, süper güçler arasında etki alanlarına bölünmesi, daha Almanya’nın

çökmesi anında oluşan askeri durum tarafından şekillendirilmeye başlanmıştır.31

Churchill’in 10 Şubat 1946 tarihinde, Sovyet tehdidine karşı uyarılarda

bulunmak amacıyla Beyaz Saray’ı ziyaret etmesinden bir gün önce Stalin,

gelişmelerindeki dengesizliklerden ötürü kapitalist ülkeler arasında savaşın

kaçınılmaz olduğunu iddia eden bir seçim konuşması yapmıştır. Churchill ise, 5

Mart’ta Fulton-Missouri’de yaptığı tarihî konuşmasında, Baltık’ta Stettin’den

Adriyatik’te Trieste’ye kadar kıtanın ortasından bir demir perde indiğini ileri

sürmüştür. ‘Demir perde’ nitelemesi ile ün kazanan bu konuşmanın esas önemi,

Anglo-Amerikanların, Avrupa’da hiç bir ülkenin dışarıda bırakılmayacağı bir

birlik oluşturma yönünde getirdiği öneride yatmaktadır. LaFeber, Stalin ve

Churchill’in bu konuşmalarını Soğuk Savaş ilanı olarak tanımlar.32

1946 sonbaharında, ABD’de Soğuk Savaş uzlaşısı sağlanmıştı.

Kamuoyunda egemen düşünce, Sovyetler Birliğinin ideolojik düşman olduğu ve

yönetimin bu yönde izlediği politikaların yerinde olduğuydu. Soğuk Savaş artık

başlamıştı.33

31 William R. Keylor, The Twentieth Century World: An International History, 2.baskı, New York, Oxford University Press, 1992, s. 262. 32 Walter LaFeber, America, Russia, and the Cold War 1945-1996, New York, McGraw-Hill, 1997, s. 39. 33 Melvyn P. Leffler, A Preponderance of Power: National Security, the Truman Administration, and the Cold War, Stanford, Stanford University Press, 1992, s. 138–140.

9

Page 15: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

1.2. İki Kutuplu Dünya Düzeninin Kurulması

1.2.1. Truman Doktrini

Leffler, dışarıda ve içeride baş edilmesi zor problemler ile karşı karşıya kalan

ABD’li yöneticilerin, Sovyetler Birliğini düşman olarak tanımlamaya

başladıklarını ifade eder. Leffler’e göre, bu düşünce tarzını benimsemiş

Truman, tehdidi basitleştirmek, dünya olaylarına iki kutuplu bir pencereden

bakmak ve Sovyetler Birliğini ideolojik düşman ilan etmek yoluyla uluslararası

sistemdeki belirsizlikleri çözmenin ve Amerikan ulusal güvenlik çıkarları için

gerekli önlemleri almanın daha kolay olacağını düşünmüştür.34

ABD Başkanı Truman, 12 Mart 1947 günü Kongre huzurunda yaptığı

konuşma ile Amerikan halkını komünizme karşı topyekûn bir mücadeleye

çağırmıştır. LaFeber bu konuşmayı, Stalin ve Churchill’den sonra Truman’ın

Soğuk Savaş ilanı olarak değerlendirir. 35

Truman’ın kurmayları, Truman’ın Kongre’de yapacağı konuşma üzerinde

günlerce çalıştılar. Truman, hayli dramatize edilmiş konuşmasında, ABD ile

SSCB arasındaki çatışmanın iki uzlaşmaz ideoloji arasındaki savaş olduğunu ve

ulus olarak iki alternatif yaşam tarzından birini seçmek zorunda olduklarını

vurgulayan sözleriyle kamuoyunu derinden etkilemiş ve izlenecek daha sert

politikalar için gereken desteği elde etmiştir.36

Truman Doktrininin kabul edilmesi ile ABD’nin Sovyetler Birliğini çevreleme

politikası başlatılmıştır.37 Sander, bu politikayı, Sovyet askeri tehdidi altında

34 ibid, s. 100. 35 LaFeber, America, Russia, s. 49. 36 Leffler, A Preponderance of Power, s. 145–146 ve John Lewis Gaddis, The United States and the Origins of the Cold War, 1941–1947, New York, Columbia University Press, 1972, s. 317. 37 John Spanier ve Steven W. Hook, American Foreign Policy since World War II, 14.baskı, Washington, Congressional Quarterly Inc., 1998, s. 46.

10

Page 16: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

bulunan ya da komünist bir devlet tarafından desteklenen iç savaşların hüküm

sürdüğü tüm devletlere yardım yapmak biçiminde özetler. Sander’e göre, bu

tutumun ilk belirtisi Türkiye ve Yunanistan’a yapılan yardımlardır.38

LaFeber, “Amerikalılar, Truman Doktrininde açıklanan anlaşılabilir nedenler

ile anlayamadıkları gerçek nedenlerden ötürü Soğuk Savaş’a girişmişlerdir”

şeklinde bir değerlendirme yaptıktan sonra, Truman ve Acheson’un amaçları

doğrultusunda bu doktrinin, ABD’nin, hem Batının politik-ekonomik sistemini

yeniden inşa etmek hem de radikal sol hareketlerden korumak üzere gerekli

faaliyetleri yürütecekleri bir ideolojik kalkan görevi gördüğünü ifade eder.

Böylece 1947’den sonra, Batı sistemine yönelen herhangi bir tehdidin sistemin

içerisindeki problemler ile bağlantılı olduğunu söylemektense, kolaylıkla

komünistlerden kaynaklandığını ileri sürmek mümkün kılınmıştır. LaFeber’e

göre, Truman Doktrininin en kalıcı ve trajik sonucu budur.39

1.2.2. Marshall Planı (Avrupa Kalkınma Programı)

Gaddis’in saptamasıyla, Avrupa Kalkınma Programının dayanağını oluşturan

varsayım, Sovyetler Birliği’nin etki alanını genişletmek amacıyla savaşı göze

alamayacağı; ancak, asıl tehlikenin bunu başarması için, savaşın yol açtığı

büyük maddi yıkımın oluşturduğu ruh halinden istifade etmesinin yeterli

olabileceği idi.40

Amerikan yetkililer, Marshall Planı ile Amerikan ekonomisine katkı

sağlamanın yanı sıra Avrupa’da güç dengesi kurmayı ve Amerikan ulusal

38 Sander, Siyasi Tarih, s. 219. 39 LaFeber, America, Russia, s. 57–58. 40 John Lewis Gaddis, The Long Peace: Inquiries Into the History of the Cold War, New York, Oxford University Press, 1987, s. 56.

11

Page 17: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

güvenlik çıkarlarını korumayı umuyorlardı. Yetkililer için ABD’nin temel stratejik

çıkarı, Avrupa’daki askeri-ekonomik potansiyelin ABD aleyhine saldırgan

niyetlerle harekete geçirilmesinin engellenmesi idi. Bu bakış açısıyla, Marshall

Planı ile sağlanmak istenen ana jeopolitik hedefler, Batı Almanya’yı kazanmak,

Batı Avrupa’da istikrarı tesis etmek ve bu ikisi kadar önemli olmamakla birlikte,

bunlarla ilintili olarak Doğu Avrupa’daki Sovyet etkisini sulandırmaktı.41

Sovyet Birliği ve Doğu Avrupa ülkeleri görünürde Marshall Planı dışında

tutulmadılar.42 Fakat gerçekte Amerikalı yetkililer bunu istemiyordu. Sovyetlerin

programa katılmaları Programın maliyetini birkaç kat arttırabilir ve komünizm43

ile mücadele edilmesi gerektiğine inanan Cumhuriyetçilerin ağırlıkta olduğu

Kongre’den tasarının geçme olasılığını neredeyse sıfırlayabilirdi. Zaten,

programa katılacak ülkelerin ekonomik kayıtlarını incelemeye açmalarının talep

edilmesiyle, Sovyetlerin programa katılması neredeyse olanaksız kılınmıştı. 5

Haziran 1947’de Harvard üniversitesinde yaptığı bir konuşma ile Marshall, kendi

adıyla anılan planı, resmi adıyla Avrupa Kalkınma Programını açıklamıştır.44

Batı Avrupa’nın karşısındaki asıl tehdidin giderek kötüleşen ekonomik

durum olduğuna inanan İngiltere Dışişleri Bakanı Ernest Bevin için bu konuşma

yaşamsal önemdeydi. Gecikmeksizin harekete geçen Bevin, Fransa Dışişleri

Bakanı Georges Bidault ile birlikte, Batı Avrupa’nın söz konusu öneriye vereceği

41 Melvyn P. Leffler, “The United States and the Strategic Dimensions of the Marshall Plan,” Diplomatic History, vol.12, no.3 (Yaz 1988), s. 277, 283. 42 Gaddis’e göre bu ülkelere öneri götürülmesinin nedenlerinden biri geleneksel etki alanı politikasından uzak durma eğilimidir. Başka bir neden, Avrupa’nın bölünmesinin sorumluluğunu öneriyi reddedecek Sovyetler Birliğine yükleme isteğidir. Bir diğeri ise, Doğu Avrupa ülkelerini Kremlin’in kontrolünden uzaklaştırma arzusudur. Gaddis, The Long Peace, s. 56 ve 60. 43 Reynolds da bu girişimin ideolojik yönü ile ilgili olarak, Avrupa Kalkınma Programı yasa tasarısının kabul edilmesini mümkün kılan politik gücün gerçek ya da abartılı “komünizm korkusu” tarafından sağlandığını vurgular. David Reynolds, “The European Response,” Foreign Affairs, vol.76, no.3 (Mayıs/Haziran 97), s. 7. 44 LaFeber, America, Russia, s. 59.

12

Page 18: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

cevabın hazırlanmasında başrolü oynamıştır.45

Marshall’ın genel ifadelerle kaleme alınan ve bu yüzden yorumlanması

kolay olmayan konuşmasına karşı ihtiyatlı ama reddedici olmayan bir tutum

benimseyen Sovyetler Birliği46, yapılan daveti ne ölçüde ciddiye aldığını

gösterircesine, Haziran 1947 sonunda Paris’te gerçekleşen görüşmelere

Molotov’un liderliğinde kalabalık bir ekip gönderdi. Molotov, görüşmelerde iki

hassas konuyu gündeme getirdi. Birincisi, Marshall Planının katılımcı ülkelerin

ulusal egemenliklerini zedeleyebileceği uyarısında bulunarak Avrupa ülkelerinin

kendi gereksinimlerini ayrı ayrı hesaplamasını ve sonra bunların topluca ABD’ye

verilmesi önerisidir.47 İkincisi ise, Planın Almanya’nın endüstriyel durumu ve

tazminat ödemelerini nasıl etkileyeceğinin incelenmesi konusudur. Sovyetler

Birliği bu konuda Almanya üzerinde yeni kontroller uygulanmasını önerdi.

Fransız ve İngilizler, Sovyet yaklaşımlarına sıcak bakmadılar. Molotov,

Batılıların tek yanlı girişiminin Avrupa’nın iyileştirilmesi bir yana, bölünmesine

yol açacağını dile getirerek konferansı terk etti. ABD ve İngiliz yetkililerine göre

Molotov, Marshall Planını sabote etmek istemişti.48 Amerikalı yetkililere göre

Sovyetlerin tepkisi doğalarında var olan saldırganlığın bir belirtisiydi ve Marshall

Planı Sovyetlerin Batı Avrupa’ya yayılmalarını önlemek üzere atılmış savunma

amaçlı ve zorunlu bir adımdır.49

45 John Baylis, “Britain, the Brussels Pact and the continental commitment,” International Affairs, vol.60, no.4 (Güz 1984), s. 618–619. 46 Scott Parrish, “Soviet Reaction to the Marshall Plan: Opportunity or Threat,” Problems of Post-Communism, vol.42, no.5 (Eylül/Ekim 95), s. 18-24. 47 Parrish, Sovyet liderlerin yardım programının çok uluslu bir komite marifetiyle yapılmasından endişelenmelerini iki nedene bağlar: a) Sovyet karşıtı bir ittifak oluşumu için bir çerçeve oluşturabilir. b) Doğu Avrupa ülkelerinin endüstriyel gelişimlerini sekteye uğratabilir. ibid, s. 4 48 Leffler, A Preponderance of Power, s. 184–185 49 Scott D. Parrish ve Mikhail M. Narinsky, New Evidence on the Soviet Rejection of the Marshall Plan, 1947: Two Reports, CWIHP, Working Paper No. 9, Washington, Mart 1994, s. 1-2.

13

Page 19: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Soğuk Savaşın kökenleri ile ilgili bölümde değinilen bakış açıları Avrupa

Kalkınma Programının yorumlanmasında da geçerlidir. İlkin ortaya çıkan ve

ortodoks bakış açısıyla konuya yaklaşan yazarlar, yukarıda belirtilen görüşleri

paylaşırlar. Daha sonra beliren revizyonist açıklamalar, bu girişimlerin arkasında

yatan ve savunma amacını aşan güdülere işaret ederler.50

İngiltere ve Fransa’nın istediği haliyle yürürlüğe konacak yardım

programının Doğu Avrupa ülkelerinin ekonomilerine bir müdahale olacağını

düşünen Sovyet liderler için Marshall Planı, Sovyet etki alanını zayıflatmaya

dönük bir girişimdi. Marshall Planı, hedef kitle olarak -görünürde de olsa- Doğu

Avrupa ülkelerini içermeyip sadece Batı Avrupa ülkeleri ile sınırlı kalsaydı,

Sovyetler Birliği için daha az tehdit edici sayılabilirdi.51

Sovyetlerin Marshall Planı ile ilgili olarak uyguladığı politikaların daha

savunma amaçlı olduğunu Soğuk Savaş sona ermeden önce dile getiren

incelemeler de söz konusudur. Örneğin Leffler, Sovyetlerin Marshall Planına

tepkisinin sert ama ölçülü olduğu düşüncesindedir. Batıda yeni kazançlar elde

etmektense kendi etki alanında Sovyet gücünü takviye etmek amacını güden

Stalin savunma amaçlı tepki vermiştir.52

Soğuk Savaşın bitmesinin ardından açılan eski Sovyetler Birliği arşivleri,

1947 yılındaki Sovyet politikasının daha ziyade savunma amaçlı ve tepkisel

olduğuna ilişkin görüşleri desteklemektedir. Bununla birlikte, büyük olasılıkla ne

ABD Marshall Planını hayata geçirirken ne de Sovyetler Birliği bu planı

reddederken saldırgan bir amaç güdüyorlardı. Savaşın ardından yaşanan politik

50 ibid, s. 2. 51 Parrish, “Soviet Reaction,” s. 6. 52 Leffler, A Preponderance of Power, s. 186.

14

Page 20: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

çalkantılar ve ekonomik darboğazlardan ileri gelen kaygıları gidermek amacıyla

bir tarafın attığı adım, belki de diğer taraf ile çatışmayı kaçınılmaz kılıyordu.53

Sovyetler Birliğinin Marshall Planını reddetmesi, Soğuk Savaşın gelişiminde

bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Ulam’ın belirttiği gibi, “Soğuk Savaş,

Marshall Planının uygulamaya konulması ile birlikte konumsal savaş niteliğine

bürünmüştür.”

Marshall Planını savaş sonrası güç dengesini şekillendirmek üzere atılmış

dev bir adım olarak değerlendiren Leffler bu girişimin, uzun vadeli stratejik ve

jeopolitik yansımaları olan bir dizi reaksiyonu tetiklediğinden söz eder. Bunlar

arasında, Batı Birliği (Western Union) ve Kuzey Atlantik Antlaşmasının

gerçekleşmesi, kapsamlı bir Amerikan askeri yardım programının başlatılması,

Almanya Federal Cumhuriyetinin kurulması ve dönüştürülmüş NATO’ya dâhil

edilmesi vardır. Leffler, özetle Marshall Planının Almanya ve Avrupa’nın nihai

bölünmesinin gerçekleşmesinde ve Eski Kıta’da istikrarlı bir güç dengesinin

kurumsallaşmasında hızlandırıcı unsur olduğunu belirtir.54 Reynolds ise,

Marshall Planının Avrupalıları tutacakları tarafı belirlemeye zorladığını ifade

ettikten sonra, Paris, Londra ve Moskova’da Plana verilecek tepkilerin

kararlaştırılması ile Marshall Planının ve bir anlamda Soğuk Savaşın coğrafi

sınırlarının çizildiğine dikkati çeker.55

Bir yandan Avrupa’nın bölünmesine giden süreci hızlandıran Marshall

Planının öte yandan etki ettiği süreçlerden birisi de ironik bir şekilde [Batı]

Avrupa’nın bütünleşmesi sürecidir. Mart-Nisan 1947’de Moskova’da yapılan

53 Parrish ve Narinsky, New Evidence on the Soviet Rejection, s. 3–4. 54 Leffler, “The United States and the Strategic Dimensions,” s. 278. 55 Reynolds, “The European Response,” s. 9.

15

Page 21: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Dışişleri Bakanları görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından

Avrupa’nın kalkındırılmasına dönük çabaların aynı anlayışla sürmesi halinde

başarıya ulaşacağından umudunu kesen ABD’li yetkililerin gözünde Avrupa’nın

bütünleşmesi en azından ekonomik bütünleşmesi, Avrupa’nın toparlanması,

Alman sorununun çözülmesi, komünizmin yayılmasının durdurulması ve çok

yanlılığın özendirilmesi yolunda bir yöntem olarak görülmeye başlandı. Ülke

temelinde yapılacak yardımların boşa gideceğine ikna olan ve ekonomik

bütünleşmeyi Avrupa ekonomisini canlandırmanın ve Almanya’nın ayağa

kaldırılmasını Fransızlara kabul ettirmenin tek yolu olarak gören ABD’li

yetkililerin Avrupa’nın ekonomik bütünleşmesine dönük fikirleri, bu ortam

içerisinde kaleme alınan Avrupa Kalkınma Programına haliyle yansımıştır.56

Genelde soyut bir dille ifade edilen Plana iliştirilen tek resmi koşul yardım

alacak ülkelerin, Plandan azami yarar elde etmek üzere ekonomik faaliyetlerini

koordine etmeleri gereğiydi.57 Gaddis’in yorumuyla, Avrupalı devletler,

aralarında süregelen çekişmeleri bir yana bırakacaklar ve Almanya’nın da içinde

olacağı politik ve ekonomik bir bütünleşme sürecine yöneleceklerdi.58 Fakat bu

olgudan yola çıkarak, Marshall Planının iki büyük hedefinden birisi Avrupa’nın

bütünleşmesiydi demek (diğeri ekonomik kalkınma) yanıltıcı olabilir.59 Çünkü

burada söz konusu olan “Avrupa bütünleşmesi” ideali değil, Planın başarılı

olması için Avrupalıların en azından işbirliği yapmalarının gerekliliğidir.

56 Michael J. Hogan, “The Search for a ‘Creative Peace’: The United States, European Unity, and the Origins of the Marshall Plan,” Diplomatic History, vol.6, no.3 (Yaz 1982), s. 267-285. 57 Derek W. Urwin, A Political History of Western Europe Since 1945, 5.baskı, London and New York, Longman, 1997, s. 33. 58 John Lewis Gaddis, We Now Know: Rethinking Cold War History, New York, Oxford University Press, 1997, s. 50. 59 Örneğin, Reynolds, “The European Response,” s. 10.

16

Page 22: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Savaş sonrası kurulmakta olan düzende Sovyetler Birliği ile farklı saflarda

yer aldığını düşünen ABD, ulusal güvenlik çıkarları açısından Batı Avrupa’nın

ekonomik ve endüstriyel potansiyelinin Sovyetler Birliği’nin denetimine

geçmesini engellemek ve ekonomik olarak yeniden kalkındırılmış Batı

Avrupa’nın (Batı Almanya dâhil) kendi yanında yer almasını sağlamak üzere

Avrupa Kalkınma Projesini hayata geçirmiştir.60

Batı Avrupa’nın iktisaden toparlanmasına ve belki de daha önemlisi Soğuk

Savaşa giden yolda politik safların belirlenmesine yaptığı katkı göz önüne

alındığında, Marshall Planının, ana hedefleri açısından girişimin sahibi ABD

nezdinde başarıya ulaşmış bir proje olduğu söylenebilir. Sovyetler Birliğinin

Doğu Avrupa’daki etkisini azaltma konusunda ise istenin aksine Sovyetlerin sert

tepkiler vermesine zemin hazırlayarak Avrupa’nın bölünmesini pekiştirmiştir.

1.2.3. Avrupa’nın Bölünmesi

1.2.3.1. Brüksel Paktı

1948 yılı başında İngiliz yetkililer, Avrupalıların bir şekilde, bir araya gelmeleri

gerektiğini düşünüyordu. Bu fikirler ABD’de memnuniyet uyandırsa da,

Benelüks devletleri ile Almanya’ya yönelik ikili antlaşmalar imzalamanın daha

doğudan gelecek asıl tehdidin göz ardı edilmesine neden olabileceği ve Batı

Avrupa devletleri arasında çok taraflı bir savunma paktı oluşturulmasının daha

uygun olacağı konusunda telkinler gelmiştir. Ek olarak, ABD’nin bu tip

oluşumlara katkı sağlaması için Avrupa ülkelerinin kendi ayakları üzerinde

durma konusunda kararlılık göstermeleri gerektiği vurgulanmıştır. Benelüks

60 Leffler, “The United States and the Strategic Dimensions,” s. 281.

17

Page 23: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ülkeleri, savaş çıkması halinde ABD ve İngiltere’nin yardıma gelmeleri

konusundaki ısrarlarının yanı sıra, Dunkirk61 modeline dayalı ikili anlaşmalar

yerine bölgesel bir Batı Avrupa organizasyonunu tercih etmişlerdir.62

Gelen iki yanlı baskı İngilizlerin bu fikre yakınlaşmalarını sağlamıştır. Yine

de, Fransa’nın tutumu nedeniyle İngilizlerin bölgesel pakt planını kabul etmesi

zor görünüyordu. Fransa, Dunkirk modelini benimsiyordu ve Almanya

konusunda çok hassastı. İleride yeniden silahlanmış bir Almanya olasılığını

dikkate almaksızın doğrudan Sovyetler Birliğine yöneltilmiş bölgesel bir pakt

fikrini kabul edilir bulmuyordu. Fransa ile İngiltere arasında yapılan fikir alışverişi

sonucu, Benelüks ülkeleri ile yapılacak görüşmelerde Dunkirk modelinin

savunulması benimsenmesine karşın, İngiltere için Amerika’nın yalnızcılık

politikasına dönmesini engellemek için çok taraflı bir antlaşma daha tercih edilir

bir seçenek olarak görünüyordu. Ayrıca, 22 Şubat 1948’de gerçekleşen Çek

darbesi, Fransa’nın daha esnek bir tutum almasına yol açmıştır.63

Bu gelişmeler sonucu, hem İngilizlerin hem de Fransızların çok taraflı pakt

fikrine sıcak bakmaya başladıkları bir atmosferde 4 Mart günü başlayan 5’li

(Fransa, İngiltere, Benelüks ülkeleri) görüşmeler sonucu 17 Mart 1948’de

antlaşma imzalandı.64

Truman’ın aynı gün Kongre’de yaptığı konuşmada Avrupa’daki gelişmelerin

ABD’nin tam desteğini hak ettiğine ilişkin değerlendirmesi ve Avrupalı özgür

ulusların kendilerini koruma yönünde gösterdikleri kararlılığın, ABD’nin onlara

vereceği destek söz konusu olduğunda karşılığını bulacağına olan inancı ifade

61 Dunkirk Antlaşması, Fransa ile İngiltere arasında Almanya’ya karşı Mart 1947’de imzalanmıştır. 62 Baylis, “Britain, the Brussels Pact,” s. 620–625. 63 ibid, s. 625–626. 64 Bu organizasyon Batı Birliği olarak da adlandırılır. Halle, The Cold War as History, s. 156.

18

Page 24: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

etmesi, bir savaş patladığında Amerikalıların orada olmasını sağlama peşindeki

İngilizlerin içine su serpmiştir.65

Truman, Avrupa’da barış güvence altına alınmadıkça Almanya’daki

Amerikan askeri varlığının süreceğini dile getirdiği konuşmasında, Avrupa

Kalkınma Programı, Evrensel Askeri Eğitim ve Zorunlu Askerlik yasa

tasarılarının kabul edilmesini ve Brüksel Paktının desteklenmesini talep etmiştir.

Bu konuşma, sadece Marshall Planı ve Zorunlu Askerlik yasasının Kongre’den

geçmesini hızlandırmakla kalmamış, Amerikan dış politika çizgisinde ciddi bir

sapmanın da habercisi olmuştur. Yeni politikanın etkisi en çok yönetimin, hem

askeri oluşumları destekleyecek, hem de Batı dünyasını yeni politik

düzenlemeleri kabul etmeye zorlayacak sistemler yaratmada gösterdiği

kararlılıkta görülmüştür. Bu yöndeki önemli gelişme NATO girişimi olmuştur.66

Brüksel Antlaşması imzalandıktan sonra ABD’nin Batı Avrupa güvenliğine

doğrudan katılıp katılmayacağı konusundaki belirsizlik bir süre daha sürdü.

Bununla birlikte Pakt, Amerikan bakış açısından Atlantik sistemi için

önkoşullardan birini sağlıyordu: Batı Avrupa devletlerinin Amerikan yardımı

geleceği şüpheliyken bile, kendi savunmaları için sorumluluk almaya istekli

olmaları.67 Birçok tarihçi de benzer bir yaklaşımla, Brüksel Paktı’nın NATO’nun

hayata geçirilmesinde hayatî önemi olduğu görüşündedir.68

Esasen Almanya’ya karşı imzalanan Brüksel Paktı’nın temelini oluşturduğu

süreçlerden birisi de ileride değinilecek olan Batı Avrupa Birliği sürecidir.69

65 Baylis, “Britain, the Brussels Pact,” s. 626-627. 66 LaFeber, America, Russia, s. 73. 67 Baylis, “Britain, the Brussels Pact,” s. 627. 68 Örneğin Fontaine, History of the Cold War, s. 357; Urwin, A Political History, s. 58. 69 Rob de Wijk, NATO on the Brink of the New Millennium, London/Washington, Brassey’s, 1997, s. 6.

19

Page 25: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

LaFeber, Soğuk Savaşın sona ermesinden sonra açığa çıkan belgelere

dayandırarak yaptığı değerlendirmesinde, Truman’ın yukarıda değinilen

konuşmasının konusu olan 1948 buhranının büyük kısmının gerçek olmaktan

ziyade kurmaca olduğunu, yetkililerin ciddi bir askeri yapılanmaya Kongre’de

destek sağlamak ve yansızlık eğilimindeki Avrupalıları ABD liderliğindeki askeri

ittifakın korumasını arzular hale getirmek amaçlarıyla bilinçli olarak bir savaş

korkusu yarattıklarını ve bu taktiğin Evrensel Askeri Eğitim yasasının geçirilmesi

dışındaki konularda işe yaradığını iddia eder.70

Öte yandan Keylor’a göre, Çek darbesinden kısa bir sonra, 17 Mart 1948

tarihinde, Atlantik’in iki kıyısında, Batılı ulusların, yeni belirmekte olan

atlantikötesi ekonomik işbirliğini kolektif bir savunma anlayışı ile destekleme

konusunda ne denli kararlı olduklarını gösteren iki olay olmuştur. Bunlardan biri

İngiltere, Fransa ve Benelüks devletleri arasında imzalanan Brüksel Paktıdır.

Diğeri ise Truman’ın yukarıda değinilen konuşmasıdır.71

Keylor, bu iki olayın ilişkisiz olmadığını ve Batı Avrupa uluslarının [aslında

burada İngiltere denmesi daha doğru olabilirdi], oluşturdukları Brüksel Paktı ile

kendi savunmalarında üzerlerine düşeni yapmaya ne kadar istekli olduğunu

göstererek, ABD’nin bu savunma faaliyetlerine katılmasını kolaylaştırmak

amacını güttüğünü ifade eder.72

Sorumluluğu ABD’ne yükleme eğilimindeki LaFeber ile Sovyetler Birliği’ne

yükleme eğilimindeki Keylor’un yorumları birbirleri ile çelişir gözükmesine

rağmen aslında çelişmemektedir. Her iki değerlendirmede yer alan hususlar

70 LaFeber, America, Russia, s. 73. 71 Keylor, The Twentieth Century World, s. 278–279. 72 Ibid, s. 279.

20

Page 26: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

eksik olmakla birlikte doğru sayılabilir. Yorumların çelişir gözükmesinin nedeni

kanımca Keylor’un yorumundan o dönemde ABD’de hiç yalnızcılık yanlısı

çevrenin olmadığı gibi bir izlenim çıkarken, LaFeber’in yorumundan bunun tam

tersi bir izlenimin elde edilebilir olmasıdır.

1.2.3.2. Almanya’nın Bölünmesi

ABD için Alman endüstrisinin canlandırılması, Batı Avrupa’da istikrarın

sağlanması ve Amerikan ekonomisinin iyileştirilmesi açısından Almanya’nın

birleştirilmesi ve tazminat konularından çok daha önemliydi. Doğu Alman

endüstrisini denetimi altına almış Kremlin’in tazminat almasına ya da Ruhr’un

yönetimine katılmasına onay vermek, Sovyet etkisinin Almanya’nın endüstriyel

kalbine kadar ilerlemesi demek olurdu. Oysa bunlar, Sovyetler Birliği için de

ödün verilmesi olanaksız olan konulardı.73

Başlangıçta Almanya’nın lehine her türlü girişime karşı olan Fransa’nın,

Anglo-Amerikan baskılarına dayanamayarak Almanya’nın kalkındırılması ve

Batı ile bütünleştirilmesine ilişkin konularda yumuşaması sonucu Batı

Almanya’da ekonomik ve politik bir varlık oluşturma girişimleri hızlanmıştır.74

Sovyetler Birliği, Batı Almanya’da ekonomik ve politik bir varlık kurmaya

dönük bu girişimlere yanıt olarak Batı’nın zayıf karnı Berlin’den baskı yapmaya

karar vermiştir. 24 Haziran 1948’de, Sovyetler Birliği, Berlin’in Batı kontrolündeki

bölgelerle bağlantısını sağlayan ulaşım yollarını trafiğe kapattı. Stalin, bu

şekilde Batılıları Berlin’den çıkarmayı amaçlamaktaydı.75 Ancak, Berlin ablukası

73 Leffler, A Preponderance of Power, s. 151–154. 74 ‘Trizonia’ oluşturulması ve ‘deutche mark’ uygulamasına geçilmesi gibi. Ibid, s. 201–202, 213–217. 75 Keylor, The Twentieth Century World, s. 282.

21

Page 27: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

12 Mayıs 1949’da başarısızlıkla bitmiştir. Moskova’nın ablukaya son vermesinin

nedeni, durdurmak istediği, Batı’nın kendi bölgelerini bir devlet çatısı altında

birleştirmeleri sürecinin tam aksine hızlandığını görmesidir.76

Keylor, bu abluka sonucunda, Truman Doktrini ve çevreleme politikasının

kabul edilmesiyle retorik olarak başlatılmış bulunan ABD’nin Avrupa

Savunmasına etkin olarak katılması sürecinin hızlandığını ifade eder. Keylor’a

göre, Berlin ablukasının önemli bir sonucu, NATO’nun kurulmasına ve

Almanya’nın resmen bölünmesine ivme kazandırmasıdır.77 Gaddis de benzer

bir değerlendirmeyle, Berlin ablukasının Sovyetler Birliği açısından olumsuz

nitelikte iki önemli sonucu olduğunu belirtir: Batı Birliğinin NATO’ya dönüşmesi

için itici gücü sağlaması ve Almanya sorununun Sovyetler Birliği ile anlaşılarak

çözülebileceğine ilişkin umutları yok etmesi.78

Ablukanın son haftası yaşanırken, Mayıs 1949’da üç Batılı devlet Almanya

Federal Cumhuriyetinin kurulmasına izin verdi. Sovyetler Birliğinin kontrolündeki

bölgede ise, Ekim 1949’da Alman Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Böylece,

Hitler’in tüm Avrupa’yı Almanya önderliğinde birleştirmek amacıyla uygulamaya

koyduğu politikalar, Avrupa’nın, Almanya’nın ve ordularını komuta ettiği kent

olan Berlin’in bölünmesiyle sonuçlanmış oldu.79 Almanya’nın ve Avrupa’nın

bölünmesi ile iki karşıt süper gücün etki alanları açık bir şekilde ayrılmıştır.80

76 Powaski, The Cold War, s. 75. 77 Keylor, The Twentieth Century World, s. 282-283, 285. 78 John Lewis Gaddis, Russia, the Soviet Union and the United States: An Interpretive History, 2.baskı, New York, McGraw-Hill, 1990, s. 193. 79 Keylor, The Twentieth Century World, s. 285-286. 80 Powaski, The Cold War, s. 75.

22

Page 28: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Artık Moskova ve Washington, etki alanlarının sınırlarını ve bu sınırları ihlal

etmenin tehlikelerini açıkça bilmekteydiler.81

Spanier ve Hook, Almanya’nın bölünmesinin her iki tarafın da amaçlarına

hizmet ettiğini ve yirminci yüzyılda Avrupa’nın yaşadığı en uzun barış döneminin

temelini oluşturduğunu savunur.82

1.3. Soğuk Savaş Süresince Avrupa Güvenlik Yapılanması

Amerikalılar, 2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki güç dengesini pek

önemsememişlerdi. Ancak, 1940’ların başında cereyan eden olaylar, eski kıtada

olanların ABD güvenliğini olumsuz etkilemeyeceğine dair yalnızcı argümanların

geçerliliğini yitirmesine neden olmuştur. Bunun sonucunda uyanan genel kanı,

ABD’nin savaştan sonra ana çıkarının, Avrupa’da tek devletin başat bir güç

haline gelmesinin engellenmesi olduğu yolundadır. Savaş bitime yaklaşırken,

Avrupa’da potansiyel olarak sadece Sovyetler Birliği tarafından doldurulabilecek

olan bir güç boşluğu oluşacağının farkında olmakla birlikte, ABD’li yetkililer

denge sağlamak üzere izlenecek politikalar konusunda henüz bir fikir birliğine

varamamışlardı. İngiltere’nin aksine ABD Avrupa’daki askeri varlığını arttırmak

ve kıtanın etki alanlarına bölünmesini istemiyordu. Washington’un Avrupa’da

“etki alanı” oluşturma politikasına başlangıçta soğuk kalmasının belli başlı

nedenleri, ABD kamuoyunda yeniden canlanan yalnızcılık ve Sovyetler

Birliği’nin etki alanı arayışlarının ardındaki motivasyonuna ilişkin var olan

belirsizliktir. Savaş boyunca egemen olan düşünce, bu arayışların savunma

amaçlı olduğu yönündedir. Dolayısıyla, Batı’nın barışçıl olduğuna dair Moskova 81 Spanier ve Hook, American Foreign Policy s. 67. 82 Ibid, s. 67.

23

Page 29: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ikna edilirse, etki alanları araması için ortada bir neden de kalmayacaktır.83

Roosevelt’in ölümü ve Almanya’nın geleceği ile ilgili görüş ayrılıklarından

dolayı azalan işbirliği olasılığı tamamen ortadan kalkmış; bunun yerini meydan

okuma almıştır. ABD, Avrupa’da sürekli bir Amerikan askeri varlığı bulundurmak

yerine aynı sorumluluğu Batı Avrupalıların bir birlik olarak yüklenebilmesi için

çaba göstermiştir. Bu yolda atılan ilk önemli adım Marshall Planıdır. Gaddis,

ABD’nin etki alanı anlayışının Sovyetlerin etki alanı anlayışından farklı olduğunu

dile getirmiş ve Washington’un tercihinin, eski kıtada dengeyi koruyabilecek ve

kendi ayakları üstünde durabilen bağımsız bir güç merkezi oluşturmaya

çalışmak olduğunu belirtmiştir.84

Burada sözü edilen üçüncü güç (Batı Avrupa bütünleşmesi) kavramı de

Gaulle’in ve bazı diğer Avrupalıların anladığından doğal olarak farklıdır. Burada

sözü edilen üçüncü güç, ABD bakış açısını anlatmakta olup ‘birlikten güç doğar’

ilkesini gerçekleştirmeye dönüktür ve ABD’nin Soğuk Savaş kutuplaşmasında

Avrupa’daki yükünü politik etkisini eksiltmeksizin azaltmayı amaçlar.85

Gaddis, ABD’nin Avrupa bütünleşmesin sağlamaya yönelik çabalarının

gerekçelerini şöyle sıralar: Bunlardan biri, ABD yönetiminin, dünyada

üstleneceği süper güç rolünün gereği olarak ihtiyaç duyacağı kaynak ve halk

desteğinden yoksun olmasıdır. Diğer bir neden Almanya’nın Batı savunma

sistemine dâhil edilmesinin sağlanmasıdır. Batı Almanya’ya mutlak ihtiyaç

vardır. Ancak Fransa Batı Almanya’nın tekrar güçlenmesine şiddetle karşı

çıkmaktadır. Bu iki ülkenin karşılıklı bağımlı kılınmasının en iyi yoludur Avrupa

83 Gaddis, The Long Peace, s. 49–51. 84 Ibid, s. 57. 85 Soğuk Savaş boyunca üçüncü güç oluşturmaya dönük farklı girişimler hakkında ayrıntılı bilgi için bknz. Aybet, The Dynamics of European Security, s. 57–68.

24

Page 30: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

bütünleşmesi. Bir diğer neden ise, ABD’nin Avrupa’daki bölünmenin ilelebet

sürmeyeceğini düşünerek Doğu Avrupa ülkelerini Kremlin’in kontrolünden

çözmek için Avrupa bütünleşmesini bir cazibe merkezi olarak görmesidir.86

2. Dünya Savaşının ardından yaşanan kısa süreli belirsizlik döneminden

sonra Soğuk Savaş saflarının iyice belirlenmesiyle birlikte kurumsallaşan iki

kutuplu dünya düzeninin dinamikleri doğrultusunda, Avrupa güvenliği

oluşumlarının daha ziyade atlantikötesi bir eksende şekillendiği söylenebilir.

Gaddis, 2. Dünya Savaşı sonrasında tesadüfen ve yapay olarak etki alanlarına

bölünen dünyanın, sözgelimi 1. Dünya Savaşı kılı kırk yararak kurulan

uluslararası sistem ile kıyaslandığında çok daha uzun bir süre büyük bir savaş

ile yüz yüze gelmediğine dikkat çeker.87

1.3.1. Avrupa Merkezli Oluşumlar

1.3.1.1. Schuman Planı

9 Mayıs 1950’de Fransa Dışişleri Bakanı, Robert Schuman, Dışişleri

Bakanlığında yaptığı basın toplantısıyla, Avrupa ülkelerinin kömür ve çelik

kaynaklarını bir havuzda toplayarak aralarında savaşmayı sadece düşünülemez

değil, fiziksel olarak da imkânsız kılmayı önerdi.88

Schuman Planı 1951’de altı ülke (Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg,

İtalya ve Batı Almanya) arasında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun

kurulmasına yol açtı ve AET’nin kurucu belgesi olan Roma Anlaşmasının

çerçevesini çizdi. Aynı zamanda ABD’nin savaş sonrası ana amaçlarından

86 Gaddis, The Long Peace, s. 58-60. 87 Ibid, s. 24. 88 William I. Hitchcock, “France, the Western Alliance, and the Origins of the Schuman Plan, 1948-1950,” Diplomatic History, vol.21, no.4 (Güz 1997), s. 603.

25

Page 31: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

biriyle de uyum içerisindeydi: Bir ekonomik ve politik çerçeve içerisinde Fransa

ve Almanya’nın yakınlaşması. Fransa, kömür-çelik havuzu ile üretim üzerinde

ulusal haklarından vazgeçerek Almanya’ya bir zeytin dalı uzatırken Almanya’nın

zengin doğal kaynaklarına sürekli müdahil olmayı garanti ediyordu.89

Almanya’yı Avrupa kurumlarına bağlamak beklentisiyle, ABD ve İngiltere’ye

ters düşmemeyi tercih ederek egemenlik konularında Almanya’ya ödün

vermekten kaçınmayan Schuman’ın 1948’de göreve gelmesinden 1950

baharına kadar geçen süre içerisinde izlediği bu ‘uyumlu’ politikaların fazla

başarıya ulaştığı söylenemez. Üstelik, ABD-Sovyetler birliği ilişkilerinin iyiden

iyiye bozulması sonucu Amerikalıların ve İngilizlerin önceliği, Avrupa’nın

ekonomik kalkınmasından Avrupa’nın (Almanya dâhil) silahlandırılmasına

kaymıştı. Fransa’ya rağmen Almanya’nın silahlandırılması an meselesiydi. 1950

yılına gelinceye değin Almanya’nın birleşmesine yönelik Sovyet hamlelerini

püskürtmeyi ve Almanya konusunda aralarındaki temel görüş ayrılıklarını

gidermeyi başaran üç ülke 1950 Mayısında Almanya ve Avrupa Savunması

dâhil bir dizi konuyu ele almak üzere bir konferans düzenlemişlerdir. İngiltere ve

ABD’nin Almanya’nın silahlandırılması konusunda birlikte hareket edeceğini

sezen Fransa hamle üstünlüğünü yitirmemenin bir yolunu arıyordu. Bu koşullar

altında gerek Schuman dış politikasını kurtaracak gerekse Fransa’nın

Avrupa’da azalan etkisini artıracak can simidi Monnet’ten gelmiştir: Fransa ve

Almanya’nın kömür ve çelik endüstrilerini uluslararası ortak bir rejim altına

almak. Böylece, Fransa diplomatik üstünlüğü alabilir ve Almanya ile karşılıklılık

89 Ibid, s. 603.

26

Page 32: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

esasında pazarlık yapabilirdi: Güç dengesi karşılığı eşit haklar.90

Schuman Planı olarak adlandırılan bu plan ABD’den övgü almıştır. Çünkü

ABD’nin birincil amacına yani Fransa ve Almanya’nın bir Avrupa girişimi ile

siyasi yakınlaşmasına hizmet ediyordu.91

ABD için nihai hedef Alman silahlı kuvvetlerinin Avrupa savunmasına

katılmalarını sağlamaktı. Fakat henüz Almanya’nın silahlandırılmasından söz

etmek için erkendi. Avrupa bütünleşmesi çabaları, silahlanmış bir Almanya’yı

dizginleyecek kadar ilerlememiş ve Almanlar ise henüz güvenilir bir ortak

olduklarını kanıtlamamıştı. Almanya’nın batıyla olan bağları henüz değişen

şartlara ya da zekice yapılmış bir Sovyet hamlesine cevaben Doğu ile

anlaşmamalarını temin edecek denli güçlenmemişti. Bu arada Almanya’yı

Batıya daha sıkı bağlayacak adımlar atılabilirdi. Schuman Planı bunlardan

biriydi. Bu tip girişimler başarıyla sonuçlanırsa Fransızlar Almanya’nın askeri

statüsünü değiştirmeye sıcak bakabilirlerdi. Üstelik Avrupa’ya ilave ABD

güçlerinin gönderilmesi de Fransa’nın endişelerini azaltacaktı.92

Bu hamle 1958’de Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi

Kurumunun kurulması ile daha da ileri götürülmüştür. Avrupa Toplulukları

ilerleyen yıllarda birleştirilerek etki alanı genişletilmiştir. Fakat birleşik bir Avrupa

yaratma sürecinde politik anlaşmazlıklar da yaşanmıştır. Anlaşmazlık yaratan

tipik konulardan birisi Fransa’nın Almanya’nın ABD’ye gereğinden fazla bağımlı

olduğuna ilişkin kuşkusudur. Atlantikötesi uyuşmazlıkların iki baş aktörü Fransa

ve ABD, temel değişken ise Batı Almanya olmuştur. Bu durum Avrupa

90 Ibid, s. 605–606, 616–628. 91 Ibid, s. 628–629. 92 Leffler, A Preponderance of Power, s. 351.

27

Page 33: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Topluluklarının dışındaki işbirliği girişimlerinde de önemli çatışmalara yol

açmıştır. Bunların en belirgin olanı 1950–54 yılları arasında yaşanan Avrupa

Savunma Topluluğu (AST) girişiminde görülmüştür.93

1.3.1.2. Pleven Planı ve Avrupa Savunma Topluluğu (AST)

1950 yazına gelindiğinde Avrupa savunmasının zayıflığı ve Almanya’nın Batıya

sadakati gibi konularda endişe duyan ABD, iç içe geçmiş bu sorunları aşmak

üzere NATO’yu güçlendirmeye ve Almanya’yı üye yapmaya çalışıyordu.

Ulusüstü nitelikte olmayan NATO’ya alınması halinde Batı Almanya ordusunun

denetim dışı bir şekilde güçleneceğinden çekinen Fransa Ekim ayında buna

seçenek olarak bir AST oluşturmaya dönük Pleven Planını gündeme getirmiştir.

Bu plan, 100.000 kişilik bir Avrupa ordusunun teşkilini öngörüyordu. Almanya

dahil tüm katılımcı ülkeler bu güce katkı yapacaklardı. Yalnız Alman birlikleri

Schuman Planı üzerindeki görüşmeler tamamlanmadan teşkil edilmeyecekti.94

ABD’li yetkililer Pleven Planını (kamuoyu önünde belirtmeseler de)

kesinlikle kabul edilemez buldular. Plan, Almanya’nın silahlandırılmasını bir dizi

yeni Avrupa kurumunun kurulması şartına bağlıyordu. Planda öngörülen ortak

bütçe, Avrupa Meclisi gibi federatif oluşumların gerçekleşmesi (eğer

gerçekleşecekse) yıllar sürebilirdi. Plan, NATO’yu işlevsiz kılıyor, Amerika’nın

Avrupa savunma gücüne katılmasını öngörmüyor ve Almanya’nın

silahlanmasını belirsiz bir şekilde geciktiriyordu. Pleven Planının Avrupa’da

sürdürdüğü ön alma gayretlerini sekteye uğratmasından ve bundan Sovyetler

Birliğinin yarar elde etmesinden çekinen ABD ikili bir yaklaşım izlemiştir. Bir 93 Buzan, The European Security Order, s. 145–146. 94 Ayrıntılı bilgi için bknz. Leffler, A Preponderance of Power, s. 383–389.

28

Page 34: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

yandan Fransa, Avrupa ordusu ve bir dizi yeni politik kurumun olurluğunu

araştırırken, diğer yandan ABD, NATO’nun en kısa zamanda güçlendirilmesine

ve Alman birliklerinin oluşturulması ve eğitimine dönük girişimleri

yönlendirecekti. İlk şıkta ne gelişme olursa olsun, er geç Almanya’nın da dâhil

olacağı bütünleşik bir NATO savunma gücü oluşturulması sürecine zarar

verilmesine izin verilmeyecekti.95

Batı Avrupa güvenlik işbirliğini organize etme amacıyla başlatılan Avrupa

Savunma Topluluğu girişiminin başlangıçta Fransa’dan başka destekçisi yoktu.

Diğer tüm ülkeler Batı Almanya’nın Batı savunmasına iliştirilmesi konusunda

NATO seçeneğini tercih ediyorlardı. Fakat Fransa’nın Batı Almanya’nın

NATO’ya üyeliğini kabul etmemekte izlediği inatçı tutum nedeniyle ABD dâhil

diğer ülkeler zaman kaybetmemek düşüncesiyle tavır değiştirdiler ve 27 Mayıs

1952’de Fransa, Belçika, Almanya, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda arasında

AST antlaşması imzalandı.96

AST antlaşmasının onaylanması aşamasında sorunlar yaşanmış ve süreci

bitiren ülke, başlatan ile aynı olmuştur. Fransa parlamentosu, iç siyasal ortam

ve İngiltere’nin antlaşmayı imzalamaması gibi nedenlerle Ağustos 1954’de

antlaşmayı onaylamayı reddetmiştir.97 Ayrıca, ABD’nin Avrupa’daki askeri

varlığı ve kıtanın savunulmasına uzun erimli katkı sağlama taahhüdü de

girişimin başlatılmasına neden olan güvenlik gereksiniminin ortadan kalkmasına

yol açmak suretiyle AST’nin reddedilme sürecinde etkili olmuştur.98

95 Leffler, A Preponderance of Power, s. 389–390. 96 Aybet, The Dynamics of European Security, s. 71–76. 97 Ibid, s. 78–82. 98 Seth G. Jones, “The European Union and The Security Dilemma,” Security Studies, vol.12, no.3 (Bahar 2003), s. 126.

29

Page 35: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ABD için Avrupalıların kendi savunmalarına etkin katılımı açısından son

derece önem taşıyan AST’nin onaylanması o kadar öncelikliydi ki ABD Dışişleri

Bakanı Foster Dulles Paris’te yapılan Kuzey Atlantik Komitesi kapalı

oturumunda Avrupa Savunma Topluluğu projesi hayata geçirilmezse ABD’nin

Avrupa savunmasına bağlılığının gözen geçirileceği tehdidinde bulunmuştur.99

AST yaratma girişiminin başarısızlıkla bitmesi, hedeflenenin aksine Batı

Almanya’nın önce Brüksel Paktına sonra 1955 yılında NATO’ya girme sürecini

hızlandırmış ve böylece Atlantik işbirliğinin güçlenmesine katkı sağlamıştır.100

1.3.1.3. Batı Avrupa Birliği (BAB)

Batı Avrupa ülkeleri arasındaki güvenlik işbirliğini geliştirmeye yönelik diğer bir

girişim olan Batı Avrupa Birliğinin çekirdeğini Brüksel Paktı oluşturur. AST

girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, daha AST resmen

reddedilmeden önce seçenekler aramaya başlayan İngiltere’nin çabalarıyla

1954 yılında Batı Almanya ve İtalya Batı Birliğine dâhil edilmiş ve revize edilen

Brüksel Antlaşmasına imza koyan yedi ülke arasında BAB kurulmuştur.101 Bu

oluşumun amacı Batı Almanya’nın NATO’ya girmesinin önünü açmaktır. İşlevini

yerine getiren BAB, 1980’lerde yeniden canlanana kadar etkisiz kalmıştır.

1980’lerde yeniden gündeme geldiğinde artık atlantikötesi işbirliğinden ziyade

Avrupa güvenlik işbirliği arayışlarında önemli bir platformdur.102

BAB’ın etkisiz kaldığı uzun yıllar boyunca tamamen sahneden çekilmesini

99 Bu olay literatüre “sancılı gözden geçirme” adıyla geçmiştir. Ayrıntılı bilgi için bknz. Kevin Ruane, “Agonizing Reappraisal: Anthony Eden, John Foster Dulles and the Crisis of European Defence, 1953-54,” Diplomacy & Statecraft, vol.13, no.4 (Aralık 2002). 100 Buzan, The European Security Order, s. 137, 146. 101 Aybet, The Dynamics of European Security, s. 83–85. 102 Buzan, The European Security Order, s. 145.

30

Page 36: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

engelleyen etken, Fransa’nın BAB’ı Avrupa savunmasının gelecekteki

oluşumları için bir seçenek olarak muhafaza etmekte gösterdiği kararlılıktır.103

Kuruluşunun ardından NATO BAB’ın askeri işlevini üstlenmiştir. Böylece

işlevsiz kalan BAB anlamını yitirmiştir. 1980’li yıllarda Avrupa Topluluğu (AT)

üyesi devletlerin yürüttüğü bütünleşme faaliyetleri sonucu ortak dış ve güvenlik

politikasının yeniden ele alınması yüzünden BAB uzun uykusundan uyanmıştır.

Bu politikanın savunma yönünü yükleme görevi ise BAB’a verilmiştir.104

Ekim 1984’de BAB Dışişleri ve Savunma Bakanları Roma toplantısında

BAB’ın canlandırılması kararı alınmıştır. Ancak yapılan birkaç toplantıdan sonra

BAB’ın NATO’yla ilişkisi hususunda tıkanma yaşanmıştır. Fransa’nın aksine

çoğu ülke BAB’ın NATO ile yarışacak değil onu destekleyecek ve güçlendirecek

bir nitelik taşıması gerektiğini savunmuştur. Bu görüş ayrılıkları nedeniyle BAB,

Soğuk Savaş sona erene kadar somut kurumsal gelişme gösterememiştir.105

AST ve BAB girişimlerine ek olarak 1960’lı yıllarda de Gaulle’in, ABD ve

Sovyetler Birliği ile aynı statüde birleşik bir Avrupa oluşturmayı hedefleyen ve

her iki devletin askeri varlıklarını ve politik etkilerini Avrupa’dan uzaklaştırmak

amacını güden politikaları ve Avrupa Siyasi İşbirliği kapsamında güvenlik

politikalarının tartışılmaya başlanması, Batı Avrupa güvenlik işbirliğini

geliştirmeye dönük girişimler arasında sayılabilir. Ancak tüm bu girişimler askeri

alanda Atlantik egemenliğine ciddi bir alternatif oluşturmakta başarısız

kalmıştır.106 Öte yandan, Brüksel Paktı gibi BAB’ın de Almanya’nın NATO’ya

103 Stanley R. Sloan, NATO’s Future: toward a New Transatlantic Bargain, Washington, National Defense University Press, 1985, s. 174. 104 de Wijk, NATO on the Brink, s. 6. 105 Buzan, The European Security Order, s. 149. 106 Buzan, The European Security Order, s. 137–138.

31

Page 37: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

üye olmasını ve Anglo-Amerikan askeri birliklerinin Avrupa’da sürekli

konuşlanmasını sağlaması bakımından esasen atlantikötesi ilişkinin

gelişmesine yönelik atılmış bir adım olduğunu söylemek de mümkündür.107

1.3.2. Atlantik Savunma İşbirliği ve NATO

İlgili bölümde değinildiği gibi ABD’nin Marshall Planını tasarlaması ve

uygulamaya koyması için kendi ulusal çıkarları açısından birçok nedeni

olduğunu unutmamakla birlikte, Marshall Planı çerçevesinde Avrupalı devletlerin

sıkıntılarını aşmak amacı ile işbirliği yapmaları ve üzerlerine düşen

sorumlulukları yerine getirme doğrultusunda irade sergilemeleri, ABD’de bu

programın uygulanmasına karşı kendini gösteren dirençlerin kırılmasında belirli

bir rol oymanıştır. Aynı şekilde, Brüksel Paktının kurulmasının da, Avrupalıların

kıtalarının savunmasında üzerlerine düşeni yapmaya ne kadar istekli olduklarını

göstererek, atlantikötesi ilişkinin NATO aracılığı ile kurumsallaşmasında önemli

bir rol oynadığına ilişkin görüşler mevcuttur.108

ABD’nin bir anlamda Brüksel Antlaşmasına verdiği yanıt ise yalnızcılık

politikasını terk ettiğini gösteren Vandenberg kararı olmuştur.109 Senatör Arthur

Vandenberg tarafından, Atlantik Paktına giden yolda Brüksel Paktı ülkeleri ile

görüşmeler yapma olanağı yaratılması amacıyla hazırlanan yasa tasarısı 11

Haziran 1948’de 4’e karşı 64 oyla kabul edilmiştir.110

Batı Birliğinin oluşturulmasından sonra Batılı devletlerin bir Kuzey Atlantik

İttifakı şekillendirmeye yönelik çalışmalarına Sovyetler Birliğinin tepkisi, ABD ve

107 Sloan, NATO’s Future, s. 29. 108 Keylor, The Twentieth Century World, s. 279. 109 Sloan, NATO’s Future, s. 4. 110 Leffler, A Preponderance of Power, s. 211-212 ve LaFeber, s.74..

32

Page 38: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

İngiltere’yi dünyaya egemen olma amacı güden saldırgan bir siyaset

sürdürmekle suçlamak ve Birleşmiş Milletlerin geriye itilerek küçümsendiğini

iddia etmek olmuştur.111

Kuzey Atlantik Antlaşması, Brüksel Paktı ülkelerine ek olarak Danimarka,

İzlanda, İtalya, Norveç, Portekiz, Kanada ve ABD arasında 4 Nisan 1949’da

Washington’da imzalanmıştır. Türkiye ve Yunanistan ise 18 Şubat 1952’de

İttifaka üye olmuştur.

Keylor’a göre Atlantik ittifakının ortaya çıkaran temel unsur, ortak inançlara

duyulan kolektif bağlılık değil, Avrupalıların Sovyetler Birliği tehdidi karşısında

duydukları korku ve Amerika’nın sağlayacağı güvence ile bu tehdide karşı

koymak konusunda gösterdikleri kararlılıktır.112

De Wijk’e göre ise, Avrupalı liderler kalkınma, güvenlik ve istikrar için

Amerika ile işbirliğini bir önkoşul olarak görmüşlerdir. Amerikan ekonomik

yardımı zayıf düşmüş Batı Avrupa’nın toparlanması için elzemdi. Her ne kadar,

ABD’nin o dönemde Batı Avrupa’nın serbest Pazar ekonomisini benimseyerek

kalkınmasında hayati çıkarı olsa da, ABD’nin savaş öncesi yalnızcılık

politikasına dönebileceğine ilişkin korkular da rol oynamıştır. Ayrıca, ABD

nüfusunun çoğunluğunun Avrupalı köklerden gelmesi nedeniyle Avrupa ve ABD

arasında mevcut kültürel bağların da gözden kaçırılmaması gerekir.113

Atlantik İttifakının ortaya çıkış gerekçesinin esas olarak Avrupalıların

Sovyetler Birliği tehdidi karşısında duydukları korku ve bu tehdide karşı

kendilerini savunma gayreti olduğuna vurgu yapan yorumlar olsa dahi, genelde

111 Ataöv, “Marshall Planından,” s. 300. 112 Keylor, The Twentieth Century World, s. 285. 113 de Wijk, NATO on the Brink, s. 6.

33

Page 39: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

uzlaşıldığı üzere Antlaşmaya imza koyan devletlerin amaçlarını üç başlık altında

toplamak mümkündür: Batı Avrupa’ya yönelik olası bir Sovyet tehdidine karşı bir

kolektif savunma organizasyonu olarak işlev görmek, askeri açıdan Almanya’yı

dizginlemek ve ABD’nin Avrupa güvenliğine sürekli taahhüdünü temin etmek.

Ya da NATO’nun ilk Genel Sekreteri olan Lord Ismay’a atfedilen veciz deyişle

“Sovyetleri dışarıda, Almanları aşağıda ve Amerikalıları içeride tutmak”.114

Bu düşüncenin Amerikan bakış açısıyla ifadesi şöyle olsa gerektir: “Kırk yılı

aşkın bir süreyle Atlantik İttifakı, üç sorunun eşzamanlı olarak çözülmesini

sağlamıştır: SSCB’nin çevrelenmesi, Almanya’nın Batı dünyasına eklemlenmesi

ve ABD’nin Avrupa’da liderliğini sürdürmesi".115

Esasen bir kolektif savunma örgütü olarak kurulmuş olan NATO şemsiyesi

altında gerçekleştirilen işbirliğinin en önemli özelliği Kuzey Atlantik

Antlaşmasının 5nci maddesinde dile getirilmiştir: Müttefiklerden birine karşı

girişilecek bir saldırı üyelerin tamamına yapılmış sayılacaktır.

114 Mustafa Aydın, “Amerika Dünyadan Ne İstiyor? ABD'nin Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi ve Dış Politikası,” Stradigma.com, Aylık Strateji Analiz E-dergisi, Sayı 4, Mayıs 2003. http://www.stradigma.com 115 John W. Holmes, The United States and Europe after the Cold War: A New Alliance?, Columbia, University of South Carolina Press, 1997, s. 1.

34

Page 40: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

2. SOĞUK SAVAŞ SONRASI AVRUPA GÜVENLİK YAPILANMASI

Güvenlik fikri, 17nci yüzyılda yaşanan buhranlardan bu yana, Avrupa siyasal

düşüncesinin kalbinde yer alır. Taşıdığı anlam ve siyasal önem ise zaman

içerisinde farklılıklar göstermiştir. 1990’larda genişletilmiş güvenlik yanlıları

tarafından yeniden gündeme getirilen çoğulcu güvenlik anlayışı, devletlerin yanı

sıra bireylerin ve toplulukların kovaladığı bir amaç olarak, genel anlamda 17nci

yüzyılın ortalarından Fransız devrimine değin süren dönemin bir özelliği

olmuştur. Devrim zamanı ve Napolyon savaşları sırasında güvenliğin askeri

boyutu ağırlık kazanmıştır. 1815 Viyana Kongresini izleyen dönemde büyük

güçler arasındaki karşılıklı ilişkiler ve krallıkların güvenliği asıl ilgi alanını

oluşturmuştur.116 İki dünya savaşı arasındaki dönemde ise “savaştan kaçınma”

temel amacına ulaşılmaya çalışılmıştır. Ardından yaşanan Soğuk Savaş

döneminde güvenlik fikri istikrarın korunması formatına bürünmüştür. Büyük

güçler arasında doğrudan bir savaşın yaşanmadığı Soğuk Savaşın arkasından

terörizm ve kitle imha silahlarının yayılması gibi küresel tehditlerin öne çıktığı bir

döneme girilmiş ve yumuşak güvenlik unsurları uluslararası ilişkilerde gündemin

önemli bölümünü kaplamaya başlamıştır.

Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte, Almanya’nın birleşmesi, Sovyetler

Birliğinin ve Varşova Paktının dağılması gibi gelişmeler nedeniyle uluslararası

sistemde köklü değişiklikler yaşanmıştır. Soğuk Savaşın cereyan ettiği asıl

cephe olan Avrupa doğal olarak bu değişimden en çok etkilenen bölge

olmuştur. Soğuk Savaş sırasında iki süper gücün etrafında kurumsal bir yapıya

116 Emma Rothchild, “What is Security? (The Quest for World Order),” Daedalus, vol.124, no.3 (Yaz 1995), s. 53.

35

Page 41: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

bürünen Avrupa Güvenlik mimarisi Soğuk Savaş dengelerinin alt üst olmasının

ardından kaçınılmaz olarak yıllar süren bir belirsizlik dönemine girmiştir.

Uluslararası kurumlar, bu belirsizlik döneminde yoğunlaşan arayışlar

sırasında önemli bir yer tutmuştur. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve

İşbirliği Konferansı (AGİK), ve BAB gibi uluslararası kurumların aralarındaki

ilişkileri düzenlemek üzere ‘iç içe geçmiş kurumlar’ kavramı ortaya atılmıştır.

Kavramın amacı, yetki veren kuruluşlarla (BM ve AGİK) icracı kuruluşları

(NATO, BAB) birbirinden ayırmaktır. Böylece adı geçen kuruluşların açıkça

tanımlanmış işlevlerinin olması ve birbirlerini tamamlayacak şekilde faaliyet

göstermeleri öngörülmüştür.117

Yeni güvenlik mimarisindeki taşların yerine oturmasının ardından iç içe

girecek sayıda etkin kurum ortada kalmadığından adı geçen kavram

kendiliğinden gündemden uzaklaşmıştır.

2.1. Soğuk Savaşın Sona Ermesi

2.1.1. Soğuk Savaş Ne Zaman Sona Erdi?

Kamuoyundaki genel kanının aksine Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Soğuk

Savaşın sona ermesi, yakından ilintili olmalarına rağmen ayrı olgulardır.118

Soğuk Savaşın tam olarak hangi gün bittiği belirsizdir. Belki de birden fazla

günde sona ermiştir demek daha doğru olabilir. Kimine göre resmen sona erdiği

tarih Sovyetler Birliğinin kendi varlığına son verdiği 25 Aralık 1991’dir. Kimine

göre, Gorbaçov’un Aralık 1988’de BM’de yaptığı ünlü konuşma ideolojik olarak

117 de Wijk, NATO on the Brink, s. 52. 118 Geir Lundestad, “’Imperial Overstretch’, Mikhail Gorbachev and the End of the Cold War,” Cold War History, vol.1, no.1 (Ağustos 2000), s. 2

36

Page 42: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

teslim olduklarının bir ifadesidir. Kimi için ise Soğuk Savaşın sonunu en iyi

sembolleştiren olay 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarının yıkılmasıdır. 119

Dolayısıyla, Soğuk Savaşın bitmesi ne kadar ani gerçekleşmiş olursa olsun

bir zaman dilimi içinde meydana gelmiştir. Yukarıda sayılanlara ek olarak Aralık

1989’da Malta’da yapılan Sovyetler Birliği-ABD zirvesi, 1989’da Doğu Avrupa

ülkelerinde yaşanan rejim değişiklikleri, 3 Ekim 1989’da Almanya’nın birleşmesi,

Kasım 1990’da Paris’te imzalanan Paris Şartı ve Avrupa Konvansiyonel Kuvvet

Antlaşması gibi olaylar bu sürecin kilometre taşları olarak düşünülmelidir.

2.1.2. Soğuk Savaşı Kim Kazandı?

Büyük güçler arasında sıcak bir savaş yaşanmamış da olsa, Soğuk Savaşın

bitimiyle kimin diğerine üstünlük sağladığı sorusunun akıllara gelmesi doğaldır.

Bu konuda yazarlar arasındaki genel kanı, kendine özgü kuralları olan bu

savaşın, ABD’nin zaferi ve Sovyetler Birliğinin yenilgisiyle bittiğidir.120 Öte

yandan Filitov, iki süper gücün mevcut durumlarının Soğuk Savaştan önceki

durumları ile kıyaslandığında Soğuk Savaşın bir galibi olmadığını savunur.121

Soğuk Savaşı kimin kazandığı konusunda görülen genel uzlaşıdan, Soğuk

Savaşın nasıl kazanıldığı konusunda söz etmek güçtür. Soğuk Savaşın sona

ermesini esasen Batının askeri üstünlüğüne bağlayan görüşler olduğu gibi

Sovyet lider kadrosunun yeni düşünme tarzına bağlayanlarda vardır. Sözgelimi

Brzezinski 40’ı aşkın yıldır süren siyasi nitelikli de olsa bir savaştan söz

119 Spanier ve Hook, American Foreign Policy, s. 247. 120 Örneğin, Robert Jervis, “A Usable Past for the Future,” Diplomatic History, vol.16, no.1 (Kış 1992); Zbigniew Brzezinski, “The Cold War and Its Aftermath,” Foreign Affairs, vol.71, no.4 (Güz 1992); Arthur Schlesinger, Jr., “Some Lessons from the Cold War,” Diplomatic History, vol.16, no.1 (Kış 1992). 121 Alexei Filitov, “Victory in the Postwar Era: Despite the Cold War or Because of It?,” Diplomatic History, vol.16, no.1 (Kış 1992), s. 54.

37

Page 43: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

edildiğine göre doğal olarak savaşın bir galibi (ABD) ve bir mağlubu (Sovyetler

Birliği) olduğunu vurgularken122, Garthoff, Batı’nın ‘zafer’inin, jeopolitik

çevreleme ya da askeri caydırıcılık yoluyla kazanılmadığını, izledikleri

politikanın işe yaramadığını kavrayan yeni nesil Sovyet liderlerinin varlığı ile

geldiğini öne sürer.123 Howard da benzer bir yaklaşımla, galip taraf olan Batının

askeri üstünlüğünün yengiye ortam hazırlamakla birlikte, esas sebebin

Sovyetler Birliğinin uygulamaya çalıştığı ekonomik ve politik sisteminin

işlememesi olduğunu belirtir.124 Sonuç olarak, söz konusu Soğuk Savaş

döneminin en ayırt edici niteliklerinden birisi, Soğuk Savaşa eşlik eden iki

kutuplu dünya düzeni olduğuna göre, tarafların birbirlerini etkilemiş olmaları son

derece doğal olsa gerektir.125

2.2. Yeni Dünya Düzeni

Soğuk Savaşın sona ermesinin hemen ardından iki kutuplu düzenin ömrünü

doldurduğu konusunda fikir birliği oluşmuş ve daha ziyade güç dağılımı ve

uluslararası politikanın alacağı şeklin ne olacağı sorusu üzerine kafa

yorulmuştur. Bu soruya, “sadece eski düzenin başka bir şekli”nden, “tamamen

yeni bir düzen”e kadar geniş bir yelpaze içinde yanıt vermenin mümkün olduğu

o dönem içerisinde konuyla ilgili birçok çalışma yapılmış ve değişik senaryolar

üzerinde durulmuştur.126 Bununla birlikte, özellikle askeri güç açısından rakipsiz

122 Brzezinski, “The Cold War,” s. 31. 123 Raymond Garthoff, The Great Transition, American-Soviet Relations and the End of the Cold War, Washington DC., Brookings, 1994, s. 753. 124 Michael Howard, “Lessons of the Cold War,” Survival, vol.36, no.4 (Kış 1994/1995), s. 162-163. 125 Lundestad, “’Imperial Overstretch’, Mikhail Gorbachev,” s. 12. 126 Örneğin, Joseph S. Nye, Jr., “What New World Order ?,” Foreign Affairs, vol.71, no.2 (Bahar 1992); Robert E. Harkavy, “Images of the Coming International System,” Orbis, vol.41, no.4 (Güz, 1997) ve Christopher Layne, “The Unipolar Illusion,” International Security, vol.17, no.4 (Bahar 1993).

38

Page 44: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

kalan ABD’nin uluslararası alanda bir hegemonya oluşturmasıyla bu konudaki

arayışlar sona ermiştir.

Bu nedenle, bu çalışmada yeni dünya düzeni ile ilgili olarak 1990’lı yılların

başlarında yoğun olarak yapılan tartışmalar üzerinde durulmamış; onun yerine

kendilğinden oluşan tek kutuplu dünya düzeninin motoru konumunda olan

ABD’nin davranışlarını yönlendiren etmenlerin neler olduğu ve bu etmenlerin

ışığında Avrupa güvenlik yapılanmasına doğrudan etki eden atlantikötesi

ilişkinin durumuna daha ayrıntılı biçimde değinilmiştir.

2.2.1. Bush Doktrini ve ABD’nin Dış Politikası

Bush doktrini kısaca, güvenlik açısından tehdit olarak algılanan odakları, ön

alarak ve karşı taraf harekete geçmeden önce (gerekirse) tek başına veya

geçici ve gönüllü koalisyonlar vasıtasıyla bertaraf etme niyetine dayanır.127

Bush’un 11 Eylül sonrasında izlediği Amerikan dış politikasının çerçevesi

2002 Eylülünde açıklanan Ulusal Güvenlik Stratejisi (NSS) ile çizilmiştir. Strateji

belgesinde yer alan bazı dikkat çekici ifadeler aşağıdadır:

“ABD, dünyada eşi görülmemiş – ve eşidi olmayan – bir güç ve etkiye

sahiptir... Bu ulusun büyük gücü, özgürlüğü savunan bir güç dengesini geliştirmek

üzere kullanılmalıdır.”128

“ABD, ... teröristlere karşı bir savaş yürütmektedir... Önceliğimiz küresel

erişimli terörist kuruluşları yok etmek ve lider kadrosuna; komuta, kontrol ve

muhaberesine; malzeme ikmaline; ve mali kaynaklarına saldırmak olacaktır...

Terörist organizasyonları şu şekilde yok edeceğiz:

• ulusal ve uluslararası gücü kullanarak doğrudan ve sürekli eylem ile,

127 John Peterson, “America as a European power: the end of empire by integration?,” International Affairs, vol.80, no.4 (2004), s. 621. 128 “The National Security Strategy of the United States of America,”The White House,17 Eylül 2002, s.1 http://www.whitehouse.gov/nsc/nss.pdf

39

Page 45: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

• tehdit sınırlarımıza varmadan önce onu tespit edip yok etmek

suretiyle… ABD, uluslararası toplumun desteğini almak üzere durmaksızın çaba

gösterecek olmaka birlikte, gerekirse, bu tür teröristlere karşı, halkımıza ve

ülkemize zarar vermelerini önlemek için ön alıcı bir şekilde hareket etmek üzere

...tek başına eyleme geçmekte duraksamayacaktır...”129

“Hareketlerimizin sonuçlarını tartarak her zaman dikkatli bir şekilde

ilerleyeceğiz. Ön alıcı seçenekleri desteklemek üzere:

• ...daha iyi, daha tümleşik istihbarat yetenekleri tesis edeceğiz;

• ...bağlaşık ülkelerle yakın eşgüdüm gerçekleştireceğiz;

• belirleyici neticeler elde etmek için ... askeri güçlerimizi

yenileştirmeye devam edeceğiz.”130

“...Savunmamızı meydan okunamayacak bir şekilde inşa ve muhafaza

etmeliyiz. Ordumuzun en yüksek önceliği Birleşik Devletleri savunmaktır. Bunu

etkin biçimde yapabilmek için, silahlı kuvvetlerimiz:

• Dost ve müttefiklere güvence vermeli;

• Gelecekteki askeri rekabeti azaltmalı;

• ABD’nin çıkarlarına... ve müttefiklerine dönük tehditleri caydırmalı ve

• Caydırıcılık başarısız olursa düşmanı kesin olarak yenmelidir.”131

Başkan Bush’un izlediği dış politikanın ayırt edici olguları ön alma, tek

yanlılık ve askeri üstünlüktür. Bush doktrinine ilişkin eleştiriler de zaten bu

olgular üzerinde yoğunlaşmaktadır.

George W.Bush’un 11 Eylül sonrası izlediği dış politika, ilgili çevrelerde

epey tartışma yaratmıştır. Hem olumlu hem de olumsuz eleştirilerin ana

temaları genellikle söz konusu politikanın ‘özgün’ niteliği üzerine inşa edilmiştir.

Politikanın savunucuları, daha öncekilere hiç benzemeyen tehditlere karşı cesur

ve yaratıcı bir tavır takınıldığını savunurken, karşıtları maceraperest ve tahrik

129 Ibid., s. 5-6. 130 Ibid., s. 16. 131 Ibid., s. 29.

40

Page 46: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

edici bir yol izlendiğini ileri sürmektedirler.132

Bununla birlikte, Bush doktrini ile uygulamaya konulan dış politikanın

geleneksel dış politika çizgisinden ani ve keskin bir sapmaya işaret ettiğini

savunanlar olduğu gibi, bu görüşe katılmayıp söz konusu politikanın ana

çizgisinin geçmiş ile süreklilik gösterdiğini ileri sürenler de vardır.

Hoffmann, Soğuk Savaş dönemindeki dünya düzeninin önceden

görülemeyen iki etmenden ötürü dönüşüme uğradığını savunur. Bunlardan ilki,

devletlerin egemenliklerini zayıflatan küreselleşmedir. Diğeri ise Washington’un

1945’den bu yana başarıyla yürüttüğü işbirliği ve çok yanlılık odaklı rolü bir

kenara bırakmasıdır.133

Öte yandan Leffler, Bush yönetiminin politikalarına değişimden daha çok

sürekliliğin egemen olduğunu ileri sürer. Bush’un gerek söylemleri gerekse

davranışlarının kökleri Amerikan dış politikasının geçmişine dek uzanır. Askeri

üstünlük, tek yanlılık ve ön alma olgularının hiçbiri yeni değildir. Soğuk Savaş

boyunca önemli ittifaklar kurulmuş olsa da tek yanlı davranma hakkı her zaman

saklı tutulmuştur. Soğuk Savaşın sona ermesi elbette tek yanlı davranma

eğiliminin –bağlaşıkları kızdırma pahasına da olsa- katlanarak büyümesine

neden olmuştur.134

Soğuk Savaş sonrası izlenen Amerikan dış politikasının geçmişten ani bir

sapma içermediğini belirten Aydın’a göre ABD’nin 2. Dünya Savaşından bu

yana izlediği politikaların ana çizgisini belirleyen eğilim şudur: Kendi

132 Melvyn, P. Leffler, “9/11 and American Foreign Policy,” Diplomatic History, vol.29, no.3 (Haziran 2005), s. 395. 133 Stanley Hoffmann, Force, Legitimacy, and Order, U.S.-Europe Analysis Series, The Brookings Institution, 2005. http://www.brookings.org/fp/cuse/analysis/hoffmann20050201.pdf 134 Leffler, “9/11 and American,” s. 395, 405.

41

Page 47: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

üstünlüğüne kafa tutması olası büyük güçlerin önünü tıkamak. Ancak, Soğuk

Savaştan sonra bir adım daha ileri giderek uluslararası alanda kurduğu

hegemonyanın ötesine geçerek mutlak egemenliğini kabul ettirmeye

çalışmaktadır.135

Soğuk Savaştan sonra izlenen dış politikanın devamlılık arz ettiğini ileri

süren yazarlar da özellikle 11 Eylül olaylarından sonra Amerikan dış

politikasında tek yanlılık öğesinin baskın niteliğinin bariz biçimde arttığını

saptarlar.

Geçtiğimiz yıllarda İklim Değişikliği ile ilgili Kyoto protokolünü, Kara Mayını

Yasaklama antlaşmasını, Kapsamlı Nükleer Denemelerin Yasaklanmasına

ilişkin antlaşmayı vs. imzalamayı reddetmesi ve daha da önemlisi açık bir BM

kararı ve önde gelen bağlaşıklarının desteği olmaksızın Irak’a karşı başlattığı

savaş ABD’nin tek yanlı tutumlarının açık göstergeleridir.136

Sözgelimi Skidmore’a göre, ABD dış politikasında giderek artan tek yanlılık

eğilimi, Soğuk Savaşın bitişine ve Sovyetler Birliğinden yönelen büyük tehdidin

ortadan kalkmasına bağlı yapısal etkenlerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle,

ABD başkanının değişmesinin Amerikan dış politikasının çok yanlı bir istikamete

çevrilmesi için yeterli olduğunu düşünenlerin yanılmaları kuvvetle

muhtemeldir.137

Aydın ise, tek yanlılık eğiliminin artmasında 11 Eylül saldırılarının etkisine

dikkat çeker. Bu sayede belki de bir grup strateji uzmanının uzun zamandır

135 Aydın, “Amerika Dünyadan”. 136 David Skidmore, “Understanding the Unilateralist Turn in U.S. Foreign Policy,” Foreign Policy Analysis, vol.2 (2005), s. 207. 137 Ibid, s. 208.

42

Page 48: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

beklediği fırsat doğmuş ve 15 Eylül 2002’de açıklanan ABD yeni güvenlik

stratejisi gereği ‘mutlak egemenlik’ yaklaşımı benimsenmiştir.138

Çok yanlı bir dış politika katılımcı ülkelere iki konuda yükümlülük getirir:

Eşgüdümü kolaylaştıracak uluslararası kurumların oluşturulmasına çalışmak ve

bu kurumların ortaya koyduğu kural, ilke ve izleklere (prosedürlere) uymak.139

Günümüzdeki tek yanlılığı eleştirenler genellikle 2. Dünya Savaşı sonrası,

başarıyla yapılan çok yanlı uygulamalara dikkati çekerler. Fakat bu konu

abartılmamalıdır. Çünkü o dönem görülen çok yanlı uygulamalar aslında sözü

edilen iki yükümlülükten ikincisini karşılamamaktadır. Bu haliyle bu uygulamalar

tipik birer çok yanlılık örneği olarak değerlendirilmemelidirler. Başka bir deyişle,

ABD’nin önderliğinde kurulan kurumsal düzen diğer devletlerin davranışlarını

yönlendirmek üzere tasarlanmıştır; ABD’nin davranışlarını değil. Bu yüzden, bu

oluşumu çok yanlılık yerine hegemonluk kavramı ile tanımlamak daha

uygundur. Buradan şu sonuca varılabilir ki, ABD’nin çok yanlı geleneğe doğru

bir ‘dönüş’ yapma olasılığı hakkında iyimser olmak için elde fazla kanıt yoktur.140

2.2.2. Atlantikötesi İlişki

Soğuk Savaş döneminde atlantikötesi ilişkinin bilinçli adımlarla geliştirilen bir

ilişki olduğunu söylemektense, tarafların güvenlik endişelerinin diğer alanlardaki

anlaşmazlıkları bastırmasına neden olan de fakto bir anlayışın ürünü olduğunu

söylemek mümkündür.141

138 Aydın, “Amerika Dünyadan”. 139 Skidmore, “Understanding the Unilateralist,” s. 208–209. 140 ibid, s. 209. 141 François Heisbourg, “The European-US alliance: valedictory reflections on continental drift in the post-Cold War era,” International Affairs, vol. 68, no.4 (1992), s. 670.

43

Page 49: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Atlantikötesi ilişkide yaşanan sorunların en az NATO kadar eski olduğunu

belirten Boniface ana temayı şöyle özetler: Amerikalılar gücü paylaşmayı

istemezler ama yükü paylaşmayı umarlar. Avrupalılar daha fazla sorumluluk

isterler ama savunma harcamalarını yükseltmede ayak sürürler.142

Atlantikötesi ilişkide Soğuk Savaşın bitiminden bu yana giderek

belirginleşen ve Irak savaşı ile doruğa çıkan ve muhtemelen şimdiye kadar

yaşanan gerginliklerin en ciddisi yaşanmaktadır. Bundan ötürü, bu konu

araştırmacılar için bir çekim merkezi oluşturmuş ve yapılan çok sayıda

çalışmada atlantikötesi ilişkide gerginlik yaratan hususlar ele alınmış ve ilişkinin

geleceği hakkında öngörülerde bulunulmuştur.

2001 yılından sonra Avrupalılarca tenkit edilen hususlardan birisi ABD’nin

Bush doktriniyle uygulamaya koyduğu ‘tek yanlı’ uygulamalar olmuştur.

Washington’da “ABD’nin çıkarına olan bir durum dünyanın da çıkarınadır” gibi

bir inanış söz konusudur. Bu da doğal olarak ‘tek yanlılık’ olgusunu

pekiştirmektedir. Kamuoyu yoklamalarının gösterdiği gibi, ABD’nin sergilemekte

olduğu tek yanlı uygulamalardan ötürü tüm dünyada anti-Amerikancılık eğilimi

yükselmektedir.143 Avrupa uluslarında ABD hakkındaki olumlu izlenimlerin tüm

zamanların en düşük seviyelerine gerilemesinin önde gelen nedenlerinden birisi

de Başkan Bush’un kendisidir. Sözgelimi, yapılan bir kamuoyu yoklamasında

Fransız ve Almanların %74’ü problemin esasen Başkan Bush’un kendisi

olduğunu düşündüklerini ifade etmişlerdir.144

142 Pascal Boniface, “European Security and Transatlanticism in the Twenty-first Century,” Alexander Moens, Lenard J. Cohen ve Allen G. Sens (der.), NATO and European Security: alliance politics from the end of the Cold War to the age of terrorism, Westport, Praeger Publishers, 2003, s. 56. 143 Ibid, s. 62–63. 144 Jolyon Howorth, “Transatlantic Perspectives on European Security in the Coming Decade,” Yale Journal of International Affairs, vol. 1, no.1 (Güz 2005), s. 11-12.

44

Page 50: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Dikkat çeken diğer önemli bir nokta da ABD’nin hemen her sorunu askeri

vasıtalar kullanarak halledebileceğine inanmasıdır.145 Bu ise, sorunların daha

demokratik yaklaşımlarla ve ‘bataklığı kurutma’ ilkesi doğrultusunda

çözülmesinden yana olan Avrupa ile ilişkilerde başka bir problem alanı

yaratmaktadır.

Peterson, 2.Dünya Savaşından sonra gelenekselleşen ABD-Avrupa

dayanışmasının George W.Bush’un başkan seçilmesi, 11 Eylül saldırıları ve

Irak savaşından sonra ciddi biçimde yara aldığını ve ABD’nin 11 Eylül’den

sonraki davranışlarının, Avrupa’daki gücünü ve etkisini gerekirse ‘böl ve yönet’

yaklaşımı ile korumaya kararlı olduğunu gösterdiğini düşünmektedir.146

Bununla birlikte, Atlantikötesi ilişkiye verdiği zarar açısından Peterson’a

göre Soğuk Savaşın sona ermesinin Irak Savaşına nazaran daha etkili

olduğunu belirtir. Soğuk Savaştan sonra çeşitli girişimlere karşın ortak bir

atlantikötesi gündem yaratılamamıştır.147

Bunda önemli etkenlerden birisi, Soğuk Savaştan sonra ABD’nin, Avrupa

Birliği gelişim sürecinin desteklenmesine kıyasla NATO’nun Avrupa güvenliği

konularındaki belirleyici konumunun korunmasını daha öncelikli bir hedef olarak

saptamasıdır. Zaten ABD’nin 2.Dünya Savaşından sonra Avrupa’nın

bütünleşmesi ya da daha anlaşılır bir deyim olan ‘birlikten kuvvet doğar” ilkesi

çerçevesinde Avrupalıların bir araya gelmesi sürecine ilişkin Marshall Planı,

Clinton’un ‘Yeni Transatlantik Gündemi’ gibi sergilediği ‘olumlu’ davranışlara

bakıldığında, doğal olarak hemen hepsinde Avrupa’nın bütünleşmesine verilen

145 Angela Stent ve Lilia Shevtsova, “America, Russia and Europe: A Realignment?,” Survival, vol. 44, no.4 (Kış 2002/03), s. 121-122. 146 Peterson, “America as a European power,” s. 614. 147 Ibid, s. 618.

45

Page 51: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

desteğin esasen ABD’nin ulusal çıkarlarının gerçekleştirilmesine dönük bir katkı

elde etme beklentisinden kaynaklandığı görülebilir.148

Ayrıca Avrupa bütünleşmesinin desteklendiği Soğuk Savaş dönemlerinde

bu oluşumun ABD’ye meydan okuması gibi bir olasılığın bulunmadığını da

unutmamak gerekir. Soğuk Savaştan sonra birlik olma sürecine ivme

kazandıran Avrupa Birliği AGSP oluşturma faaliyetlerini de hızlandırarak bir

anlamda politik açıdan rüştünü ispatlama gayretine girmiştir. Bu durumda Bush

doktrini ile tek yanlı politikaları tercih eden ABD’nin, Avrupa bütünleşmesi

konusunda son yarım yüzyılda izlediği ana yaklaşımdan ayrılmamasını

beklemek gerçekçi olmayabilir.

Yeni atlantikötesi ilişkinin hangi eksende şekillendiği incelenirken şu

unutulmamalıdır: ABD artık Avrupa ile ilgili olduğundan daha çok terörizm,

kitlesel silahların yayılması gibi küresel sorunlarla yapacağı mücadelelerde

kullanmak üzere Avrupa’nın kendisine sağlayabileceği askeri ve askeri olmayan

olanak ve yeteneklerle ilgilidir. Soğuk Savaş dönemindeki ile sonrasındaki

uluslararası düzenler arasında gözlenen belirgin bir fark ABD’nin dikkatinin

Avrupa’dan Orta Doğu’ya kaymış olmasıdır.149

Dassù ve Menotti, atlantikötesi ilişki açısından Irak krizinden doğru dersler

çıkarılabilirse yeni bir uzlaşının söz konusu olabileceği görüşünü taşımaktadır.

Bu yeni uzlaşı için gerekli önkoşullar Avrupalı bir bakış açısından şu iki yapısal

önerme üzerinde oluşturulabilir. İlki, 2003’te Irak konusunda yaşanan gerginlik

1989’dan bu yana var olan ama yeterince su yüzüne çıkmamış olan bir noktayı

ortaya çıkarmıştır: Geleneksel Atlantikçilik olgusunu yeşerten uluslararası 148 Ibid, s. 615–616. 149 Ibid, s. 622.

46

Page 52: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

şartlar artık mevcut değildir. İkinci önerme ise Avrupa’nın yüzyıllardır ilk kez

dünya siyasetindeki merkezi konumunu ve ABD’nin dış politika ilgi alanındaki

önceliğini yitirmiş olmasıdır.150

Avrupa içi tartışmanın odağında Atlantikçi-Avrupacı yandaşları arasında

yaşanan fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Her iki grup da AB’nin daha güçlü bir rol

üstlenmesini savunmakla beraber ABD’ye karşı Avrupa’nın konumu konusunda

birbirinden ayrılmaktadırlar. Atlantikçilere göre ABD ile ortaklık ilişkisini daha da

anlamlandırmak üzere AB güçlendirilmeliyken, Avrupacılara göre bundan

güdülen amaç ABD’yi dengelemek olmalıdır. İlk yaklaşımda takviye edilen tek

kutuplu sistemde çok yanlılık ön plana çıkarılırken, diğerinde tek kutupluluktan

çok kutupluluğa geçiş öngörülmektedir.151

Atlantikötesi ilişkinin geleceğinde belirleyici olacak etkenlerden birisi AB’nin

geleceğidir. Dassù ve Menotti bu konuda üç senaryodan söz eder. İlki,

‘başarısız AB, yalnız ABD’dir. Düşük olasılıklı bu senaryonun olması halinde

anlamlı bir atlantikötesi ilişkiden söz etmektense, ABD’nin tek yanlı politikalar ile

‘seçmece’ müttefik belirleme yaklaşımının pekiştirilmesi söz konusu olacaktır.

İkincisi, ‘işlevsel işbölümü’dür. AB’nin askeri boyutla ilgilenmemesi ve sivil bir

güç olmayı tercih etmesi halinde söz konusu olabilir. Bu durumda, AB’nin temel

güvenlik politikası genişlemeye vurgu yapmak olacaktır. Bunun sonucunda

yumuşak ve sert güvenlik konuları atlantikötesi ilişkide işbölümünün asli

unsurları olacaktır. Üçüncü senaryo ise küresel etkiye sahip bölgesel güç olarak

Avrupa’dır. Bazı çevrelerce en istenilir seçenek budur. AB, Avrupa ve

150 Marta Dessù ve Roberto Menotti, “Europe and America in the Age of Bush,” Survival, vol. 47, no.1 (Bahar 2005), s. 105–106. 151 Ibid, s. 107.

47

Page 53: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

çevresindeki güvenlikten sorumlu olacak, gerekirse askeri güç kullanarak

güvenliği sağlayacaktır. Böylece ABD dünyanın ‘geri kalanı’ ile daha çok

ilgilenebilecektir. AB ve çevresi arasındaki bağ, yeni üye kabulleriyle, özellikle

de Türkiye tam üye kabul edildiği takdirde daha da sıkılaşacaktır. 152

ABD ile İttifakın diğer üyeleri arasındaki askeri kapasiteleri arasındaki

uçurumun giderek artması, atlantikötesi ilişkiyi yıpratan önemli bir unsur olarak

kendini göstermektedir. Böyle bir fark Soğuk Savaş döneminde de var olmuş ve

klasik yük paylaşımı tartışmalarının bir parçasını teşkil edegelmiştir. Fakat

günümüzde bu fark giderek açılmakta ve ABD’nin savunma harcamaları

artarken diğer bağlaşıkların savunma harcamaları azalmaktadır.153 Söz konusu

uçurumun giderilememesi halinde bağlaşıkların birlikte operasyon icra etme

olasılığı azalmaktadır.154

Öte yandan Peterson, atlantikötesi ortaklığının karşısındaki en büyük

engelin Avrupa ve ABD askeri güçleri arasındaki farkın açılması değil, AB’nin

politik bir aktör olarak ne kadar zayıf veya güçlü olacağı konusu olduğunu

belirtir.155

AB-ABD arasında belki de şimdiye kadar yaşanan en ciddi krizin

yaşanmakta olduğunu belirten Jones ise konuya daha iyimser yaklaşmakta ve

ciddi biçimde teste tabi tutulacağı bu sürecin sonunda atlantikötesi ilişkinin, ilke

152 Ibid, s. 112–115. 153 SIPRI Askeri Harcamalar Veritabanına göre, ABD’nin Soğuk Savaştan sonra 1999 yılına değin azalma eğilimi gösteren askeri harcamaları bu yıldan başlayarak tekrar artma eğilimine girmiştir. Öte yandan, 1990 yılında Almanya’nın 35 milyar avro, Fransa’nın 35,3 milyar avro ve İngiltere’nin (Kuzey İrlanda dahil) 22 milyar pound dolaylarında seyreden askeri harcama miktarları 2000’li yıllara dek aynı seviyede seyretmiştir. Ancak, aynı dönem için söz konusu harcamaların gayri safi milli hasılaya oranları düzenli olarak düşmüştür. 2000’li yıllardan itibaren adı geçen ülkelerin askeri harcamaları yükselmeye başlamıştır. http://www.sipri.org/contents/milap/milex/mex_database1.html 154 Allen G. Sens, “The Widening Atlantic, Part II: Transatlanticism, the ‘New’ NATO, and Canada ,” Moens, Cohen ve Sens (der.) NATO and European Security, s. 26–27. 155 Peterson, “America as a European power,” s. 618.

48

Page 54: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

değil irade eksikliğinden kaynaklanan sorunların daha esnek ve çok yanlı

işbirliği çerçevesinde çözülmesiyle daha da olgunlaşacağını düşünmektedir.

Jones’a göre atlantikötesi ilişkide şimdiye kadar yaşananların en büyüğü olan

bu buhran ‘gerçek’ olmaktan ziyade retoriktir. Bu bağlamda hatırlanması

gereken en önemli söylemlerden birisi AB Savunma Bakanının dile getirdiği

‘görev koalisyonu belirler’ savıdır. Bu görüş zamanla Amerikan tek yanlılığının

özünü temsil eder hale gelmiştir.156

Bush’un dış politika çizgisinin sürekliliği konusundaki yaklaşım farklılığı

tabiatı ile 11 Eylül olaylarından sonra hayli gergin bir tonda seyretmeye

başlayan atlantikötesi ilişkideki kötüleşmenin nasıl giderileceği konusuna da

yansımıştır. Bush yönetimi ile birlikte geleneksel dış politika çizgisinde ani bir

sapma olduğunu düşünenler çok yanlılığa dönüşün de bir yönetim değişikliği ile

mümkün olacağına inanmaktadırlar. Öte yandan, Bush dönemi dış politikasının

geçmişte izlenen dış politikalarla aynı ruhu taşıdığını düşünenler, Soğuk Savaş

sonrası oluşan yapısal değişikliklerle pekiştirilen Amerikan tek yanlılığının

süreceğini ve bunun da atlantikötesi ilişki için sıkıntı yaratmaya devam

edeceğini öngörmektedirler.

Öte yandan, 2005 yılında eski kıta ile yeni dünya’nın atlantikötesi ilişkilerde

en azından bir ölçüde yere daha sağlam basmasına neden olacak gelişmeler

yaşanmıştır. Yine de Irak’ta yaşanan sorunların Amerikalılara tek yanlılığın

sınırlarını ne kadar gösterdiği ve Fransa ile Hollanda’nın Avrupa anayasasını

156 Erik Jones, “Debating the transatlantic relationship: rhetoric and reality,” International Affairs, vol. 80, no.4 (2004), s. 595-598.

49

Page 55: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

reddetmelerinin çok kutupluluk peşinde olanların heveslerini ne kadar etkilediği

konusunda tahminde bulunmak kolay değildir.157

2.3. NATO’nun Dönüşümü

Soğuk Savaşın bitimiyle anlam ve amacını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya

kalan NATO, yeni koşullara ayak uydurarak varlığını sürdürmeye yönelik

çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda öncelikle Avrupa kıtasındaki

görevlerini genişletmiş, üye ülkelerin tüm NATO etkinliklerine katılması kuralı

yumuşatılmış ve Avrupa güvenliği ile ilgili bazı durumlarda kendisi yerine AB’nin

söz sahibi olmasına imkân tanımıştır.158

NATO, askeri ve politik olarak yapısal dönüşüm çalışmalarına 1990’ların

hemen başında girişmiştir. Kasım 1991’deki Roma Zirvesinde yayımlanan yeni

stratejik konseptin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar uzun görüşmelere

sahne olmuştur. Avrupa güvenlik kimliği, NATO’nun geleceği ve alan dışı

harekât gibi konularda Avrupacı-Atlantikçi yaklaşım farklılığından beslenen çetin

tartışmalar yaşanmıştır.159

Roma Zirvesinden sonra İttifakın ne yöne gideceği konusunda belirsizlik

yaşanmıştır. Paris’in tutumu bu süreçteki belirleyici unsurlardan birisi olmuştur.

Fransa, NATO ve BAB’ın işlevlerinin ayrışmasını savunan başlangıçtaki

tutumunu, İttifakın eski Yugoslavya’daki savaşa müdahil olması ve BAB’ın

umulan ölçüde bir seçenek olmayacağının anlaşılması üzerine değiştirerek

157 James Dobbins, “Friends Again?” Marcin Zaborowski (der.) Friends Again? EU-US relations after the crisis, European Union Institute for Security Studies, Paris, 2006, s. 21, 27. 158 Ronald D. Asmus, Robert D. Blackwill ve F. Stephen Larrabee, “Can NATO Survive?,” The Washington Quarterly, vol.19, no.2 (Bahar 1996), s. 86. 159 Ayrıntılı bilgi için bakınız, de Wijk, NATO on the Brink, s. 23–31.

50

Page 56: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

NATO içerisinde bir ‘Avrupa Savunma Kimliği’ şekillendirme seçeneğine ağırlık

vermiştir.160

10–11 Ocak 1994 tarihlerinde yapılan Brüksel Zirvesinde alınan kararlar bir

önceki Roma Zirvesine nazaran çok daha geniş bir yelpazeye yayılmıştır.

Herşeyden önce, NATO içinde Avrupa sütunu oluşturmak üzere Maastricht

Antlaşması ile kararlaştırılan AGSK’ya ve NATO’nun Avrupa sütununu temsil

eden BAB’a etkin destek verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, NATO

imkânlarının ODGP çerçevesinde Avrupalı müttefiklerce gerçekleştirilecek BAB

harekâtında kullanılabileceği ifade edilmiştir. De Wijk’e göre Brüksel Zirvesi son

20–30 yılın en önemli zirvesidir. Zirvede doğacak bir başarısızlık NATO’nun

etkin bir organ olarak varlığını sürdürmesini olanaksız kılabilirdi. Fakat Soğuk

Savaş sonrası hızla değişen uluslararası ortamın gerektirdiği dönüşüme taze bir

soluk vermiştir.161

1999 Washington Zirvesinde ele alınan temel konular Kosova’daki askeri

operasyon, üç yeni üyenin (Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti) kabulü ve

Savunma Yetenekleri girişimi olmuştur. Bu girişim ile kolektif güvenlik

operasyonlarına yönelik olarak NATO’nun mevcut askeri yeteneklerinin gözden

geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, AB’nin Avrupa

güvenliği konularında BAB’ın yerini aldığının ve müstakil bir yeteneğe sahip

olması gerektiği kabul edilmiştir.162

160 Ibid, s. 72, 83. 161 Ibid, s. 80–81. 162 Gülnur Aybet, NATO’s Developing Role in Collective Security, SAM Papers No 4/99, Ankara, Ministry of Foreign Affairs Center for Strategic Research, 1999, s. 43.

51

Page 57: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

2002 Prag Zirvesi ile biraz daha ileri gidilerek NATO’nun askeri olarak

içinde bulunmadığı operasyonlarda AB’nin NATO olanak ve yeteneklerinden

yararlanması benimsenmiştir.163

Yeni koşullara göre kademe kademe başarılı bir dönüşüm geçiren NATO

öncelikle varlık nedenini kolektif savunmadan çatışma önleme ve alan dışı kriz

yönetimi olarak değiştirmiş ve eski Varşova Paktı ülkeleriyle yakın ilişkiler

geliştirmiştir. Ayrıca, askeri yapısında yıllar süren yeniden yapılanma

sonucunda Soğuk Savaş sonrasına özgü (5nci madde ortak savunma ve 5nci

madde dışı kriz yönetimi vb.) tüm görevleri icra edecek noktaya ulaşmıştır.164

Aybet, NATO’nun kolektif güvenlik görevlerinde giderek artan bir rol

üstlendiği 2000’li yılların başında vardığı noktaya taşınmasında dört önemli

adım olduğunu belirtir. Bunlardan ilki sahip olduğu bütünleşik askeri yapıdır.

1991 Körfez savaşında gayri resmi olarak yararlanılan NATO tümleşik askeri

yapısı Bosna Hersek’te resmen devreye girmiştir. İkinci adım NATO’nun 1999

Kosova krizindeki konumu olmuştur. NATO’nun olağanlaşan benzer kolektif

güvenlik görevleri ile Kosova görevi arasında önemli bir fark vardır. NATO bu

kez güç kullanma yetkisi tanıyan açık bir BM Güvenlik Konseyi kararı

olmaksızın harekete geçmiştir. Üçüncü adım, NATO’nun askeri açıdan kendisini

bu tip görevleri ifa edebilecek bir yapıya dönüştürmesidir. Yeni kuvvet yapısı

esneklik, hareketlilik ve çokulusluluk üzerine inşa edilmiştir. Dördüncü adım ise

Nisan 1999’da ilan edilen güncelleştirilmiş Stratejik Konsept olmuştur. Yeni

Stratejik Konsept NATO’nun kolektif güvenlik operasyonlara ilişkin rolünü, eski

163 Richard G. Whitman, “NATO, the EU and ESDP: An Emerging Division of Labour?,” Contemporary Security Policy, vol.25, no.3 (Aralık 2004), s. 441. 164 de Wijk, NATO on the Brink, s. 116–117 ve Paul Cornish, “European security: the end of architecture and the new NATO,” International Affairs, vol.72, no.4 (1996), s. 768-769.

52

Page 58: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Doğu Bloğu devletler ile ilişkileri, üç yeni üyenin kabulünü ve NATO’nun gelişen

AGSK’ya katkısını dikkate almıştır.165

Uygulama açısından dramatik bir dönüşüm geçiren NATO, hâlâ 5nci

maddede yazılı kolektif savunma ilkesine dayalı bir kuruluş olmayı sürdürse de,

zamanının ve enerjisinin büyük bir bölümünü, Bosna’daki SFOR ve Kosova’daki

KFOR gibi, 5nci madde dışı etkinliklere ayırmaktadır.166

Yarım asırdan fazla bir süredir atlantikötesi ilişki ile özdeşleşen NATO,

Soğuk Savaştan sonra iki kutuplu düzeninin sona ermesinden kaynaklanan

yapısal gerekçelerden ötürü varlığını sürdüremeyeceğine ilişkin genel kanının

aksine, yeni koşullara ayak uydurarak hayatta kalmayı başarmıştır. Bu haliyle

atlantikötesi ilişkide önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.

Öte yandan şu da bir gerçektir ki Sovyetler Birliğinin dağılması sonucu

temel görevini yitirmiş olan NATO, ABD ile Avrupa ülkeleri arasında ulusal

güvenlik ve politik öncelikler konusunda giderek büyüyen görüş farklılıkları

nedeniyle yıpranmıştır. Bunun nedeni ABD’nin uluslararası güvenlik konularıyla

küresel bir yaklaşımla ilgilenmesi, Avrupalı bağlaşıklarının ise daha çok

kıtalarının istikrarsızlıklardan arındırılmasına önem vermesidir.167

11 Eylül’den sonra birlik ve dayanışmanın bir göstergesi olarak NATO

tarihinde ilk kez 5nci maddenin çalıştırılmasına rağmen ABD’nin terörizme karşı

ilan ettiği savaş NATO’nun güç kaybetmesine neden olacak eğilimleri

besleyebilir. Terörizme ile savaşta sağlanan siyasal birliktelik, NATO’ya mutlaka

destek verilmesi anlamına gelmemektedir. Üye devletler tehdit algılamalarına

165 Aybet, NATO’s Developing Role, s. 6–9. 166 Sens, “The Widening Atlantic,” s. 23. 167 Asmus, Blackwill ve Larrabee, “Can NATO,” s. 79.

53

Page 59: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

uygun yükümlülüklere gireceklerdir. ABD’nin küresel girişimleri Avrupa’da sahip

olduğu siyasi desteği de azaltabilecektir.168

11 Eylül olayları, atlantikötesi ilişkiyi olduğu kadar bu ilişkinin lokomotif

kurumu olan NATO’yu da önemli ölçüde etkilemiştir. Soğuk Savaşın bitimiyle

asıl varlık nedenini yitiren ama yeni koşullar gereğince kendini yenilemeyi

başarmış olan NATO, 11 Eylül olayları ile adeta bir yol ayrımına gelmiştir.

Soğuk Savaşın ardından dikkati zaten Avrupa’dan uzaklaşan hegemon güç

ABD’nin önceliği uğradığı saldırılardan sonra başlattığı terörizme karşı savaşa

kaymıştır. Bu bağlamda da hegemon güç ABD, ‘Soğuk Savaş’ döneminin

anahtar kurumu olan NATO’nun ‘terörizme karşı savaş’ döneminde de bu

niteliğini sürdürmesine çalışmıştır.

Öte yandan Avrupalı bağlaşıkları, hegemon gücün terörizme karşı başlattığı

savaşta siyasi olarak yanında olduklarını 11 Eylül olaylarından hemen sonra

NATO Antlaşmasının 5nci maddesini devreye sokarak göstermekle birlikte,

terörizme karşı savaş yöntemlerinde yaşanan görüş farklılıkları nedeniyle

sağladıkları askeri desteğin boyutu sınırlı kalmıştır. Fakat ABD, uygulamaya

koyduğu Bush Doktrini gereği eski bağlaşıklarının rızasını almak için uzun

uzadıya uğraşmaktansa tek yanlı uygulamalarını destekleyen gönüllü ve geçici

ortakların yardımıyla küresel politikalarını yürütmeyi tercih eder gözükmektedir.

Yine de Avrupalıların küresel güvenlik konularında Amerikalıların genellikle

kabul ettiğinden daha fazla destek verdiğini söylemek mümkündür. 2002 yılı

itibariyle Afganistan’daki görev kuvvetinde fiilen çalışan Avrupalı asker sayısı

Amerikalı asker sayısına denktir. Hatta daha fazlasını vermeleri de

168 Sens, “The Widening Atlantic,” s. 26–30.

54

Page 60: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Amerikalıların kendileri tarafından – karar süreçlerinde tıkanmalara yol

açabileceği düşüncesiyle – engellenmiştir. Bu yüzden Afganistan savaşının ilk

aşaması bir NATO harekâtı olmaktansa ABD önderliğinde oluşturulan bir

koalisyon eliyle yürütülmüştür.169

Erhan, Soğuk Savaşın ardından küreselleşen dünyada tehditlerin de artık

küreselleştiğini belirttikten sonra bunlarla en iyi baş edecek kurumun NATO

olduğunu ileri sürmektedir. NATO’nun gerek sahip olduğu kurumsal birikim

gerekse Birleşmiş Milletlerin güvenlik konularında etkin roller üstlenememiş

olmasından dolayı küresel güvenlik örgütü olmaya en uygun kurum olduğunu

savunur.170

Ayrıca, AB’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politika geliştirme konusunda başarılı

olması halinde bir süre sonra NATO’nun varlığını yitirebileceğini öngören Erhan,

uzak bir ihtimal olmasına karşın NATO’nun küresel bir güvenlik örgütü haline

dönüşmeyi başarması durumunda kendi varlığına ilişkin olası tehditlere karşı ön

alacağını ileri sürmektedir.171

NATO’nun en azından daha küresel bir rol üstlenmesine ilişkin benzer

yorumlar Bosna’da sağlanan başarının ardından ABD’li yetkililerce de dile

getirilmiştir. Fakat NATO’nun küresel müdahale aracı olmasın yönelik bu ima

Avrupa başkentlerinde kabul görmedi. Avrupalı üyelerin gözünde İttifakın ana

amacı Avrupa’yı ABD’nin küresel yükümlülüklerine bağlamak değil, ABD’ni

Avrupa güvenliğine bağlamak olduğundan NATO’nun bu anlamda rolünün

169 Christina M. Schweiss, “Sharing Hegemony: The Future of Transatlantic Security,” Cooperation and Conflict, vol.38, no.3 (2003), s. 213. 170 Çağrı Erhan, “NATO Niçin Küresel bir Örgüt Haline Gelmelidir?,” Stradigma.com, Aylık Strateji Analiz E-dergisi, Sayı 12, Ocak 2004. <http://www.stradigma.com> 171 Ibid. Yazara göre NATO’nun küresel bir güvenlik örgütü olmasını şunlar engelleyebilir: BM’nin yeniden yapılanması, NATO’ya başka kıtalardan üye alınması, mali sorunlar ve küreselleşme karşıtları.

55

Page 61: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

genişlemesine ilgi göstermediler. Atlantikötesi çıkarlardaki bu uzaklaşma

bundan sonra da süreceğe benzer. Ayrıca, NATO için biçilecek bir küresel rol,

küresel bir NATO’ya katılmalarının karşılığında ABD’nin İttifak liderliğini

Avrupalılarla paylaşması söz konusu olabilir ki bu ABD için kabul edilemez

gözükmektedir. Bu nedenle, alan dışı müdahalelerin gönüllü koalisyonlar eliyle

yürütülmesi kuvvetle muhtemeldir.172

Soğuk Savaşın bitiminden bu yana gelinen nokta dikkate alındığında

NATO’nun, geniş tabanlı Avrupa ve atlantikötesi güvenlik mimarisinde asıl

kurum olarak öne çıktığını söylemek mümkündür. Whitman’ın deyimiyle NATO

günümüzün AGİT’i durumundadır. Atlantik’ten Vladivostok’a kadar geniş bir

alanda farklı ilişki biçimleriyle birçok ülkeyi kucaklamış ve askeri güvenlik

konularında geniş tabanlı bir diyalog zemini oluşturmuştur.173

2.4. Avrupa Merkezli Oluşumlar

Soğuk Savaşın sona ermesiyle baş gösteren yapısal değişiklikler Avrupa

güvenliğinde etkisini hissettirmiştir. Soğuk Savaş boyunca Avrupa’daki

Amerikan askeri varlığı Almanya’nın potansiyel bir hegemon olmasına ilişkin

kaygıları bastırmıştır. Seth G.Jones bu durumun Soğuk Savaşın ardından iki

neden ötürü değiştiğini öne sürer: 1) Almanya 1990’da birleşmiştir. 2) Sovyetler

Birliğinin dağılması sonucunda hem ABD’nin Avrupa’da bulundurduğu

kuvvetlerin sayısında önemli azalma olmuş; hem de Amerika’nın kıtaya uzun

dönemli bağlılığı hakkında kuşkular belirmiştir. Jones, bununla bağlantılı olarak

172 Sens, “The Widening Atlantic,” s. 26–28-29. 173 Whitman, “NATO, the EU,” s. 440.

56

Page 62: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

AB bünyesinde bir güvenlik kanadı oluşturmaya dönük çalışmaların hız

kazandığını dile getirir.174

2.4.1. BAB ve ODGP

Kurulduğundan beri NATO’nun gölgesinde kalan BAB 1984 Roma Bildirgesi ile

yeniden sahne alarak Soğuk Savaş sonrası güvenlik tartışmalarında yerini

almıştır. Bu bildirgeyle, Avrupa Toplulukları ve NATO’ya üye devletler arasında

güvenlik alanında işbirliği yapılarak ortak bir AGSK oluşturulması ve NATO’nun

Avrupa kanadının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Ancak, Avrupa Toplulukları

üyeleri arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden bu konularda Maastricht

Antlaşmasına kadar ciddi bir gelişme sağlanamamıştır.175

Politik birlik konusunda çalışmalar yapmak üzere 1990 Aralığında

hükümetler arası bir konferans toplanmasına karar verilmiştir. AB’nin kurucu

antlaşması olan Maastricht Antlaşması ile sonuçlanacak olan Politik Birlik

görüşmelerinden önce Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerin Avrupa güvenlik yapısı

ile ilgili fikirleri netleşmeye başlamıştır. Fransa, BAB’ın savunma ve güvenlik

amaçlı olarak içine girdiği bir Avrupa Topluluğunu 90’lı yıllarda Avrupa güvenlik

ortamının baş aktörü olarak görmek istiyordu. İngiltere, NATO’nun Avrupa

güvenlik ve savunması için esas forum olmasını, BAB’ın ise onun Avrupa

ayağını oluşturmasını istiyordu. Almanya ise, NATO ve ABD’nin Avrupa’da

varlığını sürdürmesi, AT’nin savunma ve güvenlik boyutunun güçlendirilmesi ve

nihai hedef olarak AGİK etrafında tamamen Avrupalı bir güvenlik yapısının tesis

174 Seth G. Jones, “The European Union,” s. 115, 139-142. 175 Barış Özdal ve Mehmet Genç, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının Türkiye-AB İlişkilerine Etkileri, Aktüel Yayınları, İstanbul, 2005, s. 126.

57

Page 63: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

edilmesinden yanaydı. Bu farklılıkların sonucu olarak görüşmelerde en hararetli

tartışmalar AGSK’nın niteliği ve BAB’ın geleceği hakkında yaşanmıştır.176

Avrupa güvenlik mimarisinin Soğuk Savaşın ardından yeniden

yapılandırılması sürecinde etkin rol oynayan Avrupa Birliğinin günümüzdeki

örgüt yapısı 1991 Maastricht Antlaşması ile üç sütun üzerine inşa edilmiştir.

Birinci sütun ‘Avrupa Toplulukları’177, ikinci sütun ‘Ortak Dışişleri ve Güvenlik

Politikası (ODGP)’, sonuncu sütun ise ‘Adalet ve İçişlerinde İşbirliği’dir.

Avrupa Siyasi İşbirliği ile somutlaşmaya başlayan, 1986’da imzalanan Tek

Avrupa Senedi ile kurumsal bir kimlik kazanan Avrupa ‘siyasi’ serüveni, 1991

Maastricht Antlaşması gereği ‘Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası’ adıyla

AB’nin temel sütunlarından birisi olarak yeni bir evreye geçmiştir.

ODGP’nin üzerine kurulu olduğu zemin Avrupa Siyasi İşbirliği (ASİ)

oluşumudur. Avrupa Siyasi İşbirliği, 1969 yılında yapılan Avrupa Ekonomik

Topluluğu (AET) Lahey Zirvesi ile başlatılmıştır. AET bu girişim ile ekonomik

konuların ötesinde siyasi meselelerle de ilgilendiklerini dünya kamuoyuna

göstermek istemiştir. Düzenli toplantılar yoluyla fikir alışverişini öngören bu

girişimin ilgi alanı dış politika ile sınırlı tutulmuş; atlantikötesi ilişkilerin

zedelenmesi konusunda hassas ülkeleri incitmemek için savunma konuları

kapsam dışında bırakılmıştır.178

ODGP de ASİ gibi hükümetler arası işbirliği temelinde düzenlenmiştir.

Maastricht Antlaşmasının getirdiği temel yenilikler ise Avrupa Toplulukları için

176 Aybet, The Dynamics of European Security, s. 172–174. 177 Avrupa Toplulukları ile 1951 Paris Ant. ile kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, 1957 Roma Ant. ile kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu kastedilmektedir. 178 Simon Duke, The Elusive Quest for European Security: from EDC to CFSP, Palgrave Macmillan, 2000, s. 56–57.

58

Page 64: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

yaşamsal öneme sahip konularda ortak eylem mekanizmasının oluşturulması

ve BAB’ın canlandırılmasının öngörülmesidir. Özellikle BAB’ın faal kılınmasına

yönelik getirilen düzenlemeler önemlidir. Zira Avrupa Toplulukları içinde

Almanya ve Fransa’nın başını çektiği Avrupacılar ile İngiltere’nin başını çektiği

Atlantikçilerin mücadelesi şeklinde geçen görüşmelerden sonra kabul edilen

Avrupa Birliği Kurucu Antlaşmasında BAB’ın AB’nin ayrılmaz bir parçası olduğu

vurgulanmıştır.179

BAB’ın geleceği ve AB ile ilişkisi Maastricht Antlaşmasında da

netleştirilememiştir. Bununla birlikte BAB’a ODGP’nin NATO ilkelerine uygun

olarak ve NATO üyeleriyle yakın işbirliği içerisinde hayata geçirilmesi görevi

verilmiştir. Bu arada tüm AB ülkelerine BAB’a üye olma hakkı verilmiştir.180

Haziran 1992’de BAB Bakanlar Konseyi toplantısında Petersberg görevleri

ismiyle bilinen güvenlik ve savunma görevlerini tanımlanmıştır. Bunlar, insani ve

kurtarma görevleri, barışı koruma görevleri gibi 5nci madde dışı görevlerden

ibarettir. Petersberg Bildirgesinin imzalanmasıyla bir anlamda AB’nin 1990’lı

yıllar boyunca dışişleri politikası bakımından gündemi de belirlenmiştir.

Petersberg görevleri Amsterdam Antlaşması (1997) içerisine dâhil edilmiştir.

Böylece AB dış politikası üye ülkelerin diplomasilerine eşgüdüm sağlamaktan

öte geçerek kriz yönetimi görevlerini benimsemiştir.181

Cornish’e göre, BAB’ın 1990’lardaki asıl rolü, Avrupa güvenliğinde söz

sahibi büyük oyuncular arasında bir uzlaşı vesilesi olmak olmuştur. BAB her ne

kadar bir Avrupa güvenlik kurumu gibi görünse de üyeleri ve rolleri farklı olduğu

179 Özdal ve Genç, Avrupa Güvenlik ve Savunma, s. 126–128. 180 Aybet, NATO’s Developing Role, s. 47. 181 Rory Keane, “European Security and Defence Policy: From Cologne to Sarajevo,” Global Society, vol.19, no.1 (Ocak 2005), s.91.

59

Page 65: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

sürece NATO ve AB arasındaki sürtünmeyi azaltmıştır.182

BAB’ın Avrupa güvenlik tartışmalarında yoğun biçimde yer aldığı Maastricht

Antlaşması ile başlayan bu süreç çok uzun sürmemiş ve 2000 Nice Zirvesi ile

BAB’ın savunma ve güvenlik ile ilgili görevleri AB tarafından devralınmıştır. Bu

gelişme, AB üyesi olmayan NATO üyelerince hoş karşılanmamıştır.

2.4.2. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP)

Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası, ODGP’nin temel ögelerinden biridir.

AGSP, Petersberg görevleri bağlamında gelişmeye hazır bir ODGP çerçevesi

belirleyen Amsterdam Antlaşmasının ilgili hükümleri ile başlatılmıştır.183

Etkili bir ODGP ve AGSP’nin geliştirilmesinin önündeki en büyük engel

Fransa ve İngiltere’nin temel unsurlar üzerinde bir uzlaşıya varamamalarından

kaynaklanmıştır. Bu sorun Dunkirk (1947) ve Brüksel (1948) antlaşmalarına dek

uzanır. Paris ve Londra arasında yaşanan temel fikir ayrılıklarından birisi

AGSP’nin Washington’da yaratacağı etkiyle ilintilidir. Paris, güçlü bir AGSP’nin

daha dengeli ve daha kuvvetli bir Atlantik İttifakına yol açacağını savunurken,

İngiltere tam tersi bir yaklaşımla Avrupa’nın savunma imkânlarının ciddi biçimde

ilerlemesi halinde Washington’un yalnızcılık politikasına geri dönebileceğine ve

bu yüzden NATO’nun dağılabileceğine ilişkin korkularını dile getirmiştir. 1998

yılı sonunda her iki tarafın geleneksel yaklaşımlarında tarihi olarak

nitelendirilebilecek dönüşümler yaşanmıştır. Bunu sağlayan önemli etmenlerden

birisi Kosova krizinde yaşananlardır. Avrupa Birliğinin yetersiz kalması ve

182 Cornish, “European security,” s. 767–768. 183 European Communities, Treaty of Amsterdam Amending the Treaty on European Union, the Treaties Establishing the European Communities and Certain Related Acts, Amsterdam, 2 Ekim 1997, Başlık V http://www.unizar.es/euroconstitucion/Treaties/Treaty_Amst.htm

60

Page 66: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ABD’nin kriz ile gerektiği gibi ilgilenmekte ayak sürümesi, İngiltere’nin Avrupa

savunmasına dönük projelere ilişkin uzun zamandır koruduğu ‘ihtiyat’

politikasını değiştirmesine yol açmıştır.184

Kosova krizi Avrupa’nın askeri sınırlılıklarını ve ABD’nin uluslararası

konumundaki çelişkileri gözler önüne sermiştir. Avrupa’nın askeri yeteneklerini

artırmadıkça ABD’nin uygulayacağı stratejiler üzerine yapacağı etkinin son

derece kısıtlı kalacağını ve Amerika ile yan yana savaşmanın giderek

zorlaştığını düşünen Haine’ye göre Avrupa’nın özerkliği İttifaktan kopma

anlamına değil İttifak içerisinde Avrupa’nın hareket imkanlarının geliştirilmesi

anlamına gelmektedir ve Fransa ile İngiltere arasındaki St.Malo görüşmesinin

temelini bu düşünce oluşturmuştur.185

Avrupa güvenlik yapılanması bakımından 1998’dan sonraki birkaç yılda

yapılanlar yarım yüzyıldır yapılanlardan daha fazladır. AB kriz yönetiminde

doğrudan sorumluluk sahibi bir kurum haline dönüşmüştür. Askeri bir komitesi

ve askeri personeli vardır. Askeri operasyon yürütebilmektedir. Terörist bir

saldırıya karşı dayanışma içinde olacağını beyan etmiştir. Ayrıca, ortaya

koyduğu Avrupa Güvenlik Stratejisi bağlamında, tehditlere ve bunlara nasıl

karşılık verileceğine ilişkin ortak bir görüş söz konusudur.186

2.4.2.1. St.Malo Anlaşması

Avrupa’nın ayrı bir savunma kimliği edinmesinde hızlı gelişmelere sahne olacak

süreç, AGSP’nin kurucu antlaşması sayılabilecek St.Malo anlaşmasıyla 184 Jolyon Howorth, “Britain, France and the European Defence Initiative,” Survival, vol.42, no.2 (Yaz 2000), s. 33. 185 Jean-Yves Haine, “An Historical Perspective,” Nicole Gnesotto (der.) EU Security and Defence Policy: The First Five Years (1999-2004), Paris, Institute for Security Studies, 2004, s. 41-42. 186 Javier Solana, “Preface,” Nicole Gnesotto (der.) EU Security and Defence Policy: The First Five Years (1999-2004), Paris, Institute for Security Studies, 2004, s. 5.

61

Page 67: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

başlamıştır. Fransa ile İngiltere arasında 4 Aralık 1998’de St.Malo’da yapılan

görüşmeler sonucunda yayımlanan bildirge ile AB’nin uluslararası alanda

ağırlıklı bir rol oynamasını sağlamak üzere Amsterdam Antlaşmasının hayata

geçirilmesi ve adı geçen antlaşmanın ODGP’ye ilişkin hükümlerinin süratle ve

tam olarak uygulanmasının önemi vurgulanmıştır.187

Bu çerçevede ayrıca şu hususlara değinilmiştir: 188

“Bu amaca yönelik olarak, güvenilir askeri güçlerle, bu güçleri

kullanmaya karar verecek unsurlarla ve bunu yapmak için gerekli hazırlık derecesi

ile desteklenmiş AB, uluslar arası buhranlara karşılık verebilmek üzere özerk

hareket etme yeteneğine sahip olmalıdır… Avrupa’nın dünyadaki olaylarda sesini

duyurabilmesi için AB üye devletleri arasındaki dayanışmayı güçlendirmek üzere,

NATO içindeki yükümlülüklerimize de uygun hareket ederek, üyelerinin ortaklaşa

savunmasının temeli olan modernleşmiş bir Atlantik İttifakının hayatiyetine katkı

sağlamaktayız.”

Burada üzerinde durulması gereken noktalardan biri “özerk” sözcüğüdür.

Avrupa güvenliği ilgili bir belgeye ilk kez özerklikle ilgili bir ifade konmuştur.

Özerklikten nihai olarak hangi hedefin gözetildiği doğal olarak merak

uyandırmıştır. Sözcüğün salt anlamı düşünüldüğünde ABD ile siyasi olarak

hemfikir olunmadığı durumlarda ABD imkânlarına başvurmaksızın

askeri/güvenlik görevleri icra etme gibi bir nihai amacın söz konusu olması akla

yatkın gibi görünmekle beraber özerklik kavramından genel olarak bu anlam

anlaşılmamaktadır. En Avrupa yanlısı kişiler dahi AB’nin ABD tarafından

kınanan bir görevi üstlenmesini mümkün görmemektedirler. Avrupa Birliğinden

çoğunlukla beklenen ya NATO’yu tamamlayıcı biçimde ya da ABD’nin onay

187 France-UK Summit, Joint Decleration on European Defence, Saint-Malo,4 Aralık 1998, Md. 1. http://www.bits.de/CESD-PA/8e-f.html, http://www.ambafrance-us.org/news/statmnts/1998/stmalo.asp188 Ibid, Md. 2.

62

Page 68: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

verdiği ama içinde yer almak istemediği bir eylemi gerçekleştirecek şekilde

sorumluluklar yüklenmesidir. Tüm bunlara karşın, Washington’un baskısı

sonucu İngiltere eliyle yürütülen politikalar sonucunda Helsinki sonuç

bildirgesinde özerklik sözcüğünün yanına “NATO’nun bir bütün olarak içinde

bulunmadığı” durumların kastedildiği eklenerek sözcüğün anlamı daraltılmaya

çalışılmıştır.189

St.Malo anlaşması iki gelişmenin buluşma noktası niteliğindedir. Bunların

biri Bosna deneyiminin ardından Fransa’nın NATO’ya karşı takındığı tavırda

görülen yumuşama; diğeri ise İngiltere’nin yeni bakış açısıdır. İngiltere, 1994

Ocağında ileri sürülen AGSK yaklaşımı gibi Atlantik İttifakını dengeleme

çabalarının –bu tip girişimlerin ABD tarafından sadece Avrupa savunmasında

üstlendiği yükü azaltmak için bir araç olarak görüldüğü sürece– istenen sonucu

vermeyeceğinin farkına varmıştır.190

Boniface’ye göre, St.Malo Fransa-İngiltere görüşmeleriyle her şeyden önce

iki ülke arasında güven tazelenmiştir. Fransa İngiltere’yi ABD’nin Avrupa

içindeki Truva atı olarak görmekten vazgeçmiş; İngiltere de Fransız

diplomasisinin nihai amacının ABD’yi Avrupa’dan kovmak olmadığını

anlamıştır.191

Bu noktada AB’nin “en Atlantikçi” üyesi konumundaki İngiltere’nin savunma

işbirliği konusundaki tutumunda yaşanan bu çarpıcı değişme sürpriz sayılabilir.

Biscop, bu tutum değişikliğini yararcı bir gerekçeye dayandırmaktadır: AB, kendi

savunmasına yönelik gayretlerini artırmaz ise, Avrupa savunmasının ağırlıklı

189 Howorth, “Britain, France,” s. 43–44. 190 Haine, “An Historical,” s. 42–43. 191 Boniface, “European Security and Transatlanticism,” s. 58–59.

63

Page 69: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

yükünü çeken ABD’nin fikir değiştirebileceği korkusu.192 Heisbourg da benzer bir

yaklaşımla, Atlantik çerçevesinden dışarı çıkılmadığı sürece, NATO’nun

Avrupalı üyelerinin Avrupa savunmasında daha çok söz sahibi olmasının

Avrupa-Amerika arasında daha dengeli bir yük paylaşımı ile sonuçlanabileceğini

dile getirmektedir.193

Öte yandan Özdal ve Genç, adı geçen iki ülkenin geleneksel tezlerinde

görülen bu yakınlaşmanın önde gelen nedeninin ABD’nin tavrı olduğuna dikkati

çekmektedir. Soğuk Savaş sonrasında savunma harcamalarını kısan194 ABD,

Avrupalı bağlaşıklarının AGSP benzeri bir oluşumla kendi savunmalarında daha

fazla sorumluluk yüklenmelerini desteklemiştir.195

2.4.2.2. Köln Zirvesi

St.Malo ikili anlaşmasının Avrupa’da geniş bir zemine yayılmasına yönelik

çalışmalar sonucunda Haziran 1999’da Köln’de yapılan AB zirvesinde üye

ülkeler, AB’nin uluslararası olaylarda güvenlik ve savunma konularında ortak bir

Avrupa politikası geliştirerek daha etkili bir rol oynayabilmesi için gereken

araçları ve yetenekleri edinmeye dönük niyet beyanında bulunmuşlardır. Bunun

yanı sıra, Petersberg görevleri ile ilintili yeni yükümlülüklerini yerine getirmek

için gereksinim duyulacak olan BAB’ın işlevlerinin 2000 yılı sonuna kadar AB

bünyesine taşınması öngörülmüştür. Bu bağlamda adı geçen tarih itibariyle

192 Sven Biscop, “In Search of a Strategic Concept for the ESDP,” European Foreign Affairs Review, vol.7 (2002), s. 474-475. 193 François Heisbourg, “American Hegemony? Perceptions of the US Abroad,” Survival, vol.41, no.4 (Kış 1999-2000), s. 4. 194 SIPRI Askeri Harcamalar Veritabanına göre, ABD’nin 1988 yılında 456 milyar dolar civarında olan askeri harcama tutarı, 1998 ve 1999 yıllarında yaklaşık 310 milyar dolar ile en düşük seviyeyi gördükten sonra tekrar yükselmeye başlayarak 2005 yılında 478 milyar doları bulmuştur. http://www.sipri.org/contents/milap/milex/mex_database1.html 195 Özdal ve Genç, Avrupa Güvenlik ve Savunma, s. 185–186.

64

Page 70: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

BAB’ın görevini tamamlamış olacağı, ama ortaklaşa güvenlik güvenceleri

bakımından üye ülkelerin sahip olduğu farklı statülerin bundan etkilenmeyeceği

belirtilmiştir.196

Ayrıca, AB önderliğinde düzenlenecek operasyonların icra edilmesi

sırasında, AB tarafından durumun özelliğine bağlı olarak NATO olanaklarından

yararlanılıp yararlanılmayacağının belirlenmesi kararlaştırılmıştır. NATO olanak

ve yeteneklerinden yararlanılması halinde NATO Washington zirvesinde ortaya

konan düzenlemeler doğrultusunda AB’nin NATO planlama yeteneklerine

kendiliğinden erişim ve önceden belirlenmiş NATO imkân ve araçlarının AB’nin

kullanımı için hazır kılınması konularındaki beklenti dile getirilmiştir.197

İstenen hedeflere ulaşmak üzere, Javier Solana’nın ODGP Yüksek

Temsilcilik görevine getirilmesi, haftada iki kez Brüksel’de toplanan üye ülkelere

mensup büyükelçilerden oluşan Politika ve Güvenlik Komitesinin kurulması ve

bir AB Askeri Komitesi oluşturulması gibi bir dizi kurumsal değişiklik

yapılmıştır.198

2.4.2.3. Helsinki Zirvesi

Avrupa Birliği, Köln’de beyan edilen irade gereği elde edilmesi gereken somut

yeteneklerin altının çizildiği Helsinki zirvesinde NATO’nun bir bütün olarak

müdahil olmadığı durumlarda uluslararası buhranlara yönelik askeri

operasyonlar icra etme konusundaki kararlılığın dile getirmiştir. Köln zirvesinde

ortaya konan ilkeler çerçevesinde, AB önderliğindeki operasyonlara gönüllülük

196 European Council, Presidency Conclusions, Köln, 3-4 Haziran 1999, Ek III. http://ue.eu.int/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/kolnen.htm, http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/kolnen.htm. 197 Ibid. 198 Haine, “An Historical,” s. 44.

65

Page 71: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

esasına göre katılacak üye ülkelerin 2003 yılı sonuna kadar, Petersberg

görevlerinin tamamını yerine getirme yeteneğine sahip, 50–60 bin kişiden

oluşan ve 60 gün içerisinde istenilen yerde konuşlanabilecek ve bir yıl süreyle

görevini idame ettirebilecek askeri güçler tertiplendirmeleri konusunda

uzlaşılmıştır.199

Köln zirvesinde Petersberg görevlerinin çatışma önleme ve kriz yönetimi ile

ilgili görevlere ait tüm yelpazeyi kapsadığı dile getirilmiştir. Helsinki’de ise bu

görevleri yerine getirecek olan araçlara odaklanılmıştır.200

2.4.2.4. Nice Zirvesi

Zirve sonuç bildirgesinde Köln, Helsinki ve Feira zirvelerinde AGSP sürecine

ilişkin sarf edilen çabaların amacının, uluslararası alanda ağırlıklı rol

oynayabilmesi için Avrupa Birliğinin gerekli araçlarla donatılması olduğu

vurgulanmış ve AB’nin Petersberg görevlerini icra etmeye dönük özerk

yeteneklere sahip olmasının bir Avrupa ordusu kurmak anlamına gelmediği,

aksine atlantikötesi bağı güçlendireceği yinelenmiştir. Nice Zirvesinde alınan

önemli kararlardan biri de Avrupa Birliğinin BAB’ın kriz yönetimine yönelik

işlevlerini devralmasıdır.201

Böylece BAB’ın AGSP’de rolü kalmamış ve bu vesileyle NATO ile kurmuş

olduğu ilişki sona ermiştir. Bu gelişmenin diğer bir sonucu da AB üyesi olmayan

fakat BAB üyesi olan NATO ülkelerinin bu konumlarından ötürü bir parçası

oldukları AGSP sürecinden dışlanmaları tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarıdır.

199 European Council, Presidency Conclusions, Helsinki, 10-11 Aralık 1999, II.bölüm, Madde 1 ve 2. http://presidency.finland.fi/doc/liite/conen.rtf 200 Haine, “An Historical,” s. 44–45. 201 European Council, Presidency Conclusions, Nice, 07–09 Aralık 2000, Ek VI. http://europa.eu/european_council/conclusions/index_en.htm

66

Page 72: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

2.4.2.5. Laeken Zirvesi

14–15 Aralık 2001 tarihlerinde gerçekleştirilen Laeken Zirvesinde, AGSP’nin

operasyonel olduğu ilan edilmiştir. AGSP’nin ara verilmeksizin geliştirilmesi,

gerek askeri gerekse sivil yeteneklerinin güçlendirilmesi ve ihtiyaç duyulan

kurumsal yapıların oluşturulması sonucu AB’nin bazı kriz yönetimi

operasyonlarını yürütebilecek durumda olduğu saptandıktan sonra sahip olduğu

olanak ve yetenekler geliştikçe daha zorlu operasyonlar üstlenecek bir konuma

geleceği vurgulanmıştır.202

2.4.3. AGSP Bağlamında AB-NATO İlişkileri

Avrupa devletleri Maastricht Antlaşması ile 1992’de Avrupa Birliğini kurarlarken

Birliği üzerine inşa ettikleri üç sütundan birisi olarak ‘Ortak Dışişleri ve Güvenlik

Politikası’nı belirlemişlerdir. AB üyesi ülkelerin dışişleri ve savunma konularına

atfettikleri önemin işareti olan bu tutumun sonucunda daha somut ve kurumsal

bir yapı oluşturma yönünde ilgili bölümlerde açıklanan gelişmeler kaydedilmiştir.

AGSP, başlangıcından bu yana atlantikötesi ilişki üzerine çok önemli

yansımaları olan bir konudur. ABD ve Avrupa arasındaki ilişkilerin [daha da]

kötüleşmesine mi yol açacağı yoksa sorumlulukların taraflar arasında daha eşit

dağıldığı yeni bir tür ortaklık mı yaratacağı merak edilmektedir. Konuyla ilgili

yapılan bir çalışmada söz konusu olasılıklar bir tablo aracılığıyla

özetlenmiştir.203

202 European Council, Presidency Conclusions, Laeken, 14–15 Aralık 2001, Madde 6 ve Ek II. http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/68827.pdf 203 Anthony Forster, Gunilla Herolf ve ark., “The ESDP in the transatlantic context – between alienation and new partnership,” 2001. http://www.politik.uni-koeln.de/wessels/DE/PROJEKTE/ESVP/ESDP.HTM

67

Page 73: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Tablo 1 – AGSP bakımından atlantikötesi ilişkiye dair senaryolar.

ABD politikasının yönü

AGSP’nin gelişimi

ABD Politikası Tek yanlılık eğilimi

AGSP’ye karşı tutum: ilgisizlik ile ret arası

ABD Politikası Çok yanlılık eğilimi

AGSP’ye karşı tutum: kuşku ile şartlı destek arası

Zayıf AGSP Stratejik dengesizlikten kaynaklanan soğuma

1

Süren ABD hegemonyası altında (gevşek) ortaklık

3

Güçlü AGSP Özerk AGSP’den

kaynaklanan soğuma 2

Yeni avro-atlantik güvenlik ortaklığı

4

Tablo’da dört senaryo söz konusudur. Seçenekler, tarafların tutumlarındaki

olası farklılıklardan türetilmiştir. AB açısından temel soru AGSP’nin ne denli

güçlü olacağıdır. Burada söz konusu olan yelpazenin bir ucunda AGSP’nin üye

devletlerin tamamının katılımıyla kurumsallaşmış bir zemin üzerinde etkili ve

güçlü bir yapıya dönüşmesi, öbür ucunda işlevsel ve kurumsal bir yapıya

kavuşamaması ve üye devletler arasındaki ciddi görüş ayrılıklarından ötürü

göreli zayıf bir unsur olarak kalması öngörülmüştür.

ABD açısından ise yeni [ikinci kez] işbaşına geçen Bush yönetiminin

izleyeceği savunma ve güvenlik politikasının belirleyici olacağı

değerlendirilmiştir. Burada temel seçenekler, Avrupalılarla eşgüdüme çok az

önemin verildiği tek yanlı bir yaklaşım ile ana konuların karşılıklı danışılarak ele

alındığı çok yanlı bir yaklaşımdır.

Tablo incelendiğinde, zayıf bir AGSP ile tek yanlılığı benimsemiş bir

ABD’nin buluşması, atlantikötesi ilişkilerde soğumaya işaret etmektedir (senaryo

1). Burada, sorumluluk paylaşımı açısından Avrupa’nın ABD’nin beklentilerine

cevap verememesi sonucu stratejik bir dengesizlik söz konusudur. Bundan

68

Page 74: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ötürü de Amerikalılar Avrupalı bağlaşıklarına yeterince güvenememekte ve

kendi işlerini kendileri yapmak durumundadırlar.

Göreceli olarak daha güçlü ve özerk bir AGSP, Amerikalıların gözünde

doğurabileceği sakıncalar yüzünden NATO’ya seçenek olarak algılanacaktır

(senaryo 2). Bu şık Washington’da AGSP’ye ilişkin duyulan korku ve endişelerle

örtüşmekte ve dolayısıyla bu çevrelerde oluşan direncin temel yapı taşını

oluşturmaktadır.

Amerikalılar için sözü edilen sakıncalar veya kısaca 3D olarak adlandırılan

ve kaçınılması gereken olası sorun sahaları şunlardır: ABD’yi Avrupa’dan

koparmak (de-coupling), NATO alt yapı ve yeteneklerinin yinelenmesi

(duplication) ve AB üyesi olmayan bağlaşıkları -özellikle kastedilen Türkiye’dir-

dışlamak (discrimination). Avrupalılar, AGSP geliştirme sürecinde özellikle

Avrupa’yı Amerika’dan koparmak gibi bir anlaşılmaya meydan vermemek için

çok dikkatli davranmaktadırlar. Bu nedenle tüm resmi AB belgelerinde

NATO’nun önemi vurgulanmakta ve AGSP’nin Atlantik İttifakının Avrupa

sütununu güçlendirmeyi amaçladığı belirtilmektedir.204

Öte yandan nispeten zayıf bir AGSP, ABD’nin NATO içerisindeki başat

konumunu pekiştirebilir (senaryo 3). ABD’nin Avrupa’ya ilişkin taahhüdünün

sürdüğü bu seçenekte Amerika’nın liderliği ile boy ölçüşebilecek siyasi irade ve

askeri yeteneklerden yoksun bir AGSP’nin gelişiminin daha ziyade NATO

içerisinde bir ‘Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK)’ çizgisinde

gerçekleşmesi olasıdır. Kendisinden liderlik etmesi beklenen ABD, bunun

verdiği rahatlıkla ‘çok yanlı’ denebilecek bir tutum benimseyebilir. 204 Esra Çayhan, “Towards a European Security and Defense Policy: With or Without Turkey?,” Turkish Studies, vol.4, no.1 (Spring 2003), s. 43–44.

69

Page 75: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

İdeal senaryo, Amerika’nın taahhüdüne ilişkin tereddüt doğurmak bir yana,

NATO içinde yeniden bir iş dağılımı tanımlayan ve aktörler arasında işbirliğine

dayalı bir düzene yol veren güçlü bir AGSP’nin varlığı olabilir (senaryo 4). Bu

seçenekte AGSP’nin güçlendirdiği Avrupa olanak ve yetenekleri, İttifak

tarafından sağlamlaştırılmış atlantikötesi bir yapının oluşturduğu daha geniş bir

çerçeve içerisinde konumlandırılmıştır.

Daha önce değinildiği üzere, AB’nin uluslararası buhranlarda etkin bir rol

oynayacak konuma gelmesine ait Avrupalılarda başlıca iki yaklaşım görülür.

Bunlardan biri güçlü bir AGSP’nin NATO’yu tamamlayacağı ve böylece

uluslararası güvenliği pekiştireceği, diğeri ise NATO’ya seçenek konumuna

gelerek NATO’nun varlık nedenini zayıflatacağı ve atlantikötesi ilişkiyi

yıpratacağıdır. Günümüzde, her iki yaklaşımın savunucuları genellikle,

atlantikötesi ilişkiyi güçlendirmek veya ABD ile rekabet edebilmek gibi farklı

amaçlarla da olsa güçlü bir AGSP’den yanadır.

Günümüzde güçlü bir AGSP’ye ilişkin görülen uzlaşı geçmişte sık görülen

bir olgu değildir. Howorth, konuya farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak yaptığı

saptamasında, 2.Dünya savaşından bu yana atlantikötesi ilişkinin belirleyici

niteliklerinden birisinin Avro-Atlantik güvenlik açmazı olduğunu belirtir. İngiltere

ve Fransa’nın başını çektiği iki temel yaklaşım arasındaki ciddi uyuşmazlık

nedeniyle AB güvenlik politikası üzerinde uzlaşmakta sorunlar yaşanmıştır.

Orijinal açmaz, Amerika’nın Avrupa güvenliğine ilişkin sorumluluk üstlenmesini

sağlamanın en etkili yolunu bulmakta yaşanmıştır. Fransa, güçlü bir ‘Avrupa

sütunu’nun ABD tarafından memnuniyetle karşılanacağını öne sürerken,

İngiltere böyle bir gelişmenin NATO’nun konumunu sarsacağını ve ABD’nin

70

Page 76: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Avrupa’ya olan ilgisinin azalmasına neden olacağından endişe duymuştur.

1947’den 1997’ye kadar bu açmaz sürmüştür. ABD’nin Avrupa’nın askeri

açıdan güçlenmesine ilişkin talepleri 1990’lı yıllar boyunca yoğunlaşmıştır. 1998

sonunda Fransa ve İngiltere arasında yapılan St.Malo görüşmelerinde söz

konusu yerleşik tavırlarda köklü değişimler ortaya konarak AGSP süreci

başlatılmıştır.205

AGSP şekillendikçe orijinal güvenlik açmazı nitelik değiştirmiştir. Howorth’a

göre, 2002 Kasımında Prag’da yapılan NATO zirvesinde, Amerika’nın Avrupa

güvenliğine bağlanması İttifakın can alıcı konusu olmaktan çıkmış, onun yerini

Avrupa’nın Amerika’nın küresel stratejilerine bağlanması konusu almıştır.

Bunun sonucunda oluşan yeni Avro-Atlantik güvenlik açmazı, artık Avrupa

Birliğini dağıtmaksızın Amerikan küresel stratejisi ile ilişki kurma hakkındadır.

Irak’ta bu ilk kez sınanmış ve başarısızlıkla sonuçlanmıştır.206

Öte yandan, Amerikalılarda da iki yaklaşım söz konusudur ve bunlar

Avrupalıların yaklaşımlarıyla genel anlamda örtüşmektedir. Birincisi, güçlü bir

AGSP’nin, Avrupa Birliğinin Avrupa’daki sorunlarla ABD’ye gerek duymaksızın

baş etmesine olanak sağlaması ve böylece ABD’nin asıl enerjisini Orta Doğu ve

Uzak Doğuya kaydırmasını kolaylaştıracak olması nedeniyle ‘iyi’ olduğunu

belirtir. İkincisi ise, AB’nin bağımsız bir şekilde askeri açıdan da güçlenmesinin

kısa dönemde olmasa dahi ileride yol açabileceği – ABD’nin rakipsiz başat güç

olarak sahip olduğu konumu tehdit etme olasılığı gibi – sakıncalardan ötürü söz

konusu gidişatın ‘kötü’ olduğuna işaret eder. Amerikalılar, genel olarak

205 Howorth, “Transatlantic Perspectives,” s. 8-9. 206 Ibid., s. 9.

71

Page 77: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

AGSP’nin güçlenmesini desteklemişler ama bunu yaparken AGSP’nin gelişimini

NATO aracılığıyla -kısmen de olsa- denetlemeye gayret etmişlerdir.

2.4.3.1. Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK)

BAB’ın çeşitli güvenlik operasyonlarını icra etme yeteneğindeki gelişmeye

NATO, bünyesinde bir AGSK oluşturmak ile komuta-kontrol yapısını ve askeri

planlarını günün koşullarına uyarlamak suretiyle karşılık vermiştir. 207

1994’te Brüksel’de yapılan NATO zirvesinde NATO içerisinde bir AGSK

geliştirme kararı alınmıştır. Buna bağlı olarak 1996 ve 1997 yıllarında, BAB’ın

icra edeceği askeri operasyonların İttifak tarafından desteklenmesini mümkün

kılacak pratik düzenlemeler ortaya konmuştur. Bu düzenlemeler arasında, İttifak

imkânlarının BAB kullanımına sunulması ve Birleşik Müşterek Görev Kuvveti

konsepti gibi konular vardır ki bu konseptin amacı İttifakın yeni görevlerinin

gerektirdiği esneklik ve hareketliliğe sahip birlikler ve BAB tarafından

yararlanılabilecek ‘ayrılabilir ama ayrı olmayan’ karargâhlar oluşturmaktı.208

1994 NATO Brüksel zirvesinden itibaren gündeme gelen ‘Barış için

Ortaklık’, ‘ayrılabilir ama ayrı olmayan’ (seperable but not seperate) ve ‘Birleşik

Müşterek Görev Kuvveti (Combined Joint Task Forces-CJTF) gibi kavramlarla

Avrupa’daki buhranlarda NATO’nun etkinliğini artırmak için alan dışı harekâtın

gerektirdiği komuta ve kuvvet yapılanmasını gerçekleştirmek hedefleniyordu. Bu

kavramın hayata geçirilmesi ile üye ülkelere ek olarak ortak (partner) ülkelerin

207 Alexander Moens, Lenard J.Cohen ve Allen G.Sens, “Introduction: NATO in Transition,” NATO and European Security: alliance politics from the end of the Cold War to the age of terrorism, Alexander Moens, Lenard J.Cohen ve Allen G.Sens (der.), Westport, Praeger Publishers, 2003, s. xx. 208 NATO Handbook, Brüksel, 2006, s. 245.

72

Page 78: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

de barışı destekleme operasyonlarına katılmaları ve NATO kuvvetleri BAB

şemsiyesi altında görev yapabilmeleri mümkün kılınmaya çalışılmıştır.209

1996’da Berlin’de yapılan NATO Bakanlar toplantısında AGSK oluşumuna

tam destek verilmiştir. Toplantıda NATO içerisinde Avrupalı bağlaşıkların daha

fazla sorumluluk almalarını sağlayabilecekleri bir AGSK oluşturulması

vurgulanmış ve CJTF konseptinin kazandırdığı esneklikten yararlanarak NATO

olanak ve yeteneklerinin BAB önderliğinde yürütülecek operasyonlarda

kullanılabilir kılınması üzerinde anlaşılmıştır.210

2.4.3.2. Berlin Plus Düzenlemeleri

Berlin Plus düzenlemeleri, NATO’nun 1999 Washington Zirvesi, 2000 AB Nice

Zirvesi ve 16 Aralık 2002’de açıklanan AB-NATO ortak bildirgesinde yer alan

hususlar üzerine inşa edilmiştir. Adı geçen düzenlemeler operasyonlarla

doğrudan ilintili ve birbirleriyle yakından ilgili olduğu için birleştirilebilir üç ana

ögeyi kapsar: AB’nin NATO’nun planlama olanaklarına erişimi, NATO Avrupalı

komuta seçenekleri ve NATO olanak ve yeteneklerinin kullanılması. İlk olarak

NATO, AB’nin NATO planlama olanaklarına erişimini garanti eder. İkincisi, AB,

NATO’dan AB önderliğindeki bir harekât için bir NATO Avrupalı komuta

seçeneğinin mümkün kılınmasını talep edebilir. Bu durumda, Müttefik Kuvvetler

Avrupa Komutan Yardımcısı (DSACEUR), AB harekâtının komutanlığı için ilk

adaydır. Üçüncüsü ise, AB NATO olanak ve yeteneklerini kullanmayı talep

edebilir.211

209 Rob de Wijk, NATO on the Brink , s.74-75, 127. 210 Ministerial Meeting of the North Atlantic Council, Final Communiqué, Berlin, 3 Haziran 1996 http://www.nato.int/docu/pr/1996/p96-063e.htm 211 EU-NATO: The Framework for Permanent Relations and Berlin Plus http://ue.eu.int/uedocs/

73

Page 79: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Adının işaret ettiği gibi Berlin Plus düzenlemelerinin kökeni 1996’da

Berlin’de yapılan NATO Bakanlar toplantısına dek uzanır. BAB önderliğindeki

operasyonlarda NATO olanak ve yeteneklerinin ‘ayrılabilir ama ayrı olmayan’

ilkesi gereği kullanılması dâhil 1996 Berlin’de alınan kararlar 1999 NATO

Zirvesinde ayrıntılandırılmıştır. Zirvede, St.Malo toplantısının ardından

ivmelenen, güvenlik ve savunma konularında ortak bir Avrupa politikası

oluşturma sürecinin İttifak açısından yansımaları olduğu belirtilerek daha güçlü

bir Avrupa’nın İttifakın hayatiyetine katkı sağlayacağı ifade edilmiş ve aşağıdaki

hususlar saptanmıştır:212

“a. İttifakın bir bütün olarak dışında kaldığı durumlarda, kararlar almak

ve askeri harekâta olur vermek üzere Avrupa Birliğinin özerk hareket edebilme

yeteneğine sahip olma kararlılığını not ederiz.

b. Bu süreç ilerledikçe, NATO ve AB, NATO ile BAB arasında mevcut

mekanizmalar temelinde etkin karşılıklı görüş alışverişi, işbirliği ve şeffaflığın

gelişimini sağlamalıdır.

c. AB üye devletlerinin … savunma yeteneklerini güçlendirmek

amacıyla gerekli önlemleri almaya dönük iradelerini övgüyle karşılarız…

d. BAB içerisindeki mevcut görüş alışverişi düzenlemeleri temelinde,

AB üyesi olmayan Avrupalı bağlaşıkların AB önderliğindeki krize müdahale

operasyonlarına mümkün olan en üst düzeyde katılımının sağlanmasına son

derece önem veririz…

e. 1996’da Berlin’de alınan kararların … daha da ileriye götürülmesi

konusunda kararlıyız.”

Ayrıca, yukarıda yazılı ilkeler ve Berlin kararları ışığında, Konsey Daimi

Oturumunda görüşülmek üzere aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:213

- AB’nin NATO planlama yeteneklerine garanti edilmiş erişimi,

212 North Atlantic Council, Washington Summit Communiqué, Washington, 24 Nisan 1999, Md. 9 http://www.nato.int/docu/pr/1999/p99-064e.htm 213 Ibid., Md. 10.

74

Page 80: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

- Önceden belirlenmiş NATO olanak ve yeteneklerinin AB önderliğindeki

operasyonlarda AB’nin kullanımına hazır bulundurulması,

- AB önderliğindeki operasyonlar için Avrupalı komuta seçeneklerinin

belirlenmesi,

- NATO’nun savunma planlama sisteminin, askeri güçlerin AB

önderliğindeki operasyonlarda kullanılmasını daha etraflıca kapsayacak şekilde

uyarlanması.

Bu hususların aynı zamanda Berlin Plus düzenlemelerinin özünü

oluşturduğunu söylemek mümkündür. Bunların yanı sıra Berlin Plus

düzenlemelerini oluşturan ana unsurlara şunlar eklenebilir:214

- Gizli bilgilerin değişimin ilişkin bir NATO-AB anlaşması

- NATO olanak ve yeteneklerinin verilmesi, izlenmesi, geri alınmasına

ilişkin prosedürler,

- NATO olanak ve yeteneklerinin kullanıldığı AB önderliğindeki bir

operasyonda NATO-AB arasında görüş alışverişine ait düzenlemeler.

Avrupa Birliği, Köln, Helsinki ve Nice zirvelerinde alınan kararlar ile askeri

operasyonlar için gereken siyasi çerçeveyi ve yapısal düzenlemeleri yapmıştır.

2000 yılı sonunda BAB’ın savunma ve güvenlik yükümlülükleri AB’ye

devredilmesiyle birlikte AB-NATO ilişkileri yeni bir evreye girmiştir. İki kurum

arasında 2000 yılı Ekim ayında başlayan görüşmeler Ocak 2001’te kurum

başkanlarının, krizlere en etkili müdahale biçimlerinin belirlenmesi amacıyla

yapılacak danışma ve işbirliğinin şartlarını ve kapsamını belirlenmesi

214 NATO Handbook, s. 249.

75

Page 81: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

konularının ele alındığı mektup değişimi ile sonuçlanmıştır.215

Bununla birlikte, bu konuda asıl gelişme, 16 Aralık 2002’de imzalanan

‘AGSP’ye dair NATO-AB Bildirgesi’ ve bununla bağlantılı olarak 17 Mart 2003’te

kabul edilen ‘Berlin Plus’ düzenlemeleri ile sağlanmıştır.

1999 ile 2002 Aralığı arasındaki dönemde bu uzlaşının resmiyet kazanması

Türkiye ve Yunanistan’ın engellemeleri nedeniyle mümkün olmamıştır. 2002

Kasım ayında yapılan AB Brüksel zirvesine kısa bir zaman kala uzlaşılması

sonucu yukarıda değinilen ‘AGSP’ye dair AB-NATO Bildirgesi” üzerinde

mutabakata varılmasına olanak tanımıştır.216 Adı geçen bildirge, AB’nin

düzenleyeceği askeri operasyonlarda NATO’nun planlama yeteneklerine

erişimini dile getirmekle kalmamış, stratejik ortaklığa ilişkin aşağıdaki siyasi

ilkeleri de teyit etmiştir:217

- Ortaklık: AB ve NATO’nun iki farklı doğada kurum olduğunu

unutmaksızın her iki kurumun kriz yönetimi etkinliklerinin karşılıklı destekleyici

olmasının sağlanması,

- Karşılıklı danışma, diyalog, işbirliği ve şeffaflık,

- Eşitlik ve AB ve NATO’nun karar verme özerkliklerine saygı,

- AB ve NATO üye devletlerinin çıkarlarına saygı,

- BM Şartının ilkelerine saygı,

- Her iki kurumun ortak ihtiyaç duyduğu askeri yeteneklerin tutarlı, şeffaf

ve karşılıklı destek sağlayacak şekilde geliştirilmesi.

215 NATO Handbook, s. 247–248. 216 Gerrard Quille, “What does the EU agreement on Operational Planning mean for NATO,” isis europe – NATO Notes, vol. 5, no. 8 (Aralık 2003), s. 7. 217 EU-NATO declaration on ESDP, 16 Aralık 2002, Brüksel http://www.europa-eu-un.org/articles/en/article_1871_en.htm http://www.nato.int/docu/pr/2002/p02-142e.htm

76

Page 82: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

17 Mart 2003’de kabul edilen Berlin Plus düzenlemeleri ile Avrupa Birliğinin,

NATO’nun bütünüyle müdahil olmadığı durumlarda NATO olanak ve

yeteneklerinden yararlanması mümkün kılınarak, kriz hallerinde

gerçekleştirilecek NATO-AB işbirliğinin temeli belirlenmiştir.218

2.4.4. Avrupa Güvenlik Stratejisi

Avrupa Birliğince Aralık 2003 Brüksel zirvesinde onaylanan Avrupa

Güvenlik Stratejisi (ESS) belgesi üç ana bölümden oluşur. İlk bölümde kitle

imha silahları, terörizm, bölgesel çatışmalar, başarısız devletler ve organize

suç, küresel güvenlik tehditleri olarak sıralanmıştır. İkinci bölümde, AB’nin

güvenliğini sağlamak üzere belirlediği stratejik hedefleri yer almaktadır. Bu

hedefler şunlardır: Güvenliğe yönelik tehditleri bertaraf etmek, AB’nin yakın

çevresinde güvenlik sağlamak ve çok yanlılığa dayalı uluslararası bir düzen

kurmak. Üçüncü bölümde, kriz yönetimi ve dış politika konularında

değerlendirmelere yer verilmiştir. 219

11 Eylül olaylarına tutarlı ve tek vücut bir tepki veren AB, ABD’nin terörizme

savaş açması ve Irak savaşında bunu başaramamıştır. Bir yanda ABD’nin

önderliğinde oluşturulan koalisyona gönüllü olarak katılan İspanya, İngiltere ve

Polonya’nın başını çektiği grup, öbür yanda BM’den yetki alınmadan ve diğer

tüm seçeneklerin tüketilmesini beklemeden güç kullanımına karşı çıkan Belçika,

Fransa ve Almanya’nın başını çektiği grup AB’nin tutarlı bir dış politika

218 NATO-EU: A Strategic Partnership http://www.nato.int/issues/nato-eu/policy.html 219 Javier Solana, “A Secure Europe in a better world: European Security Strategy,” Brussels, 12 December 2003, s. 2–14. http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cmsUpload/78367.pdf

77

Page 83: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

sergilemesini engellemiştir. Bu olayda bariz olarak ortaya çıkan bu sıkıntının net

bir stratejinin varlığı ile aşılabileceğine ilişkin beklentiler nedeniyle Mayıs

2003’de Javier Solana taslak bir strateji belgesi hazırlamakla

görevlendirilmiştir.220

Avrupa Güvenlik Stratejisinin amacı AB içerisinde var olan farklı stratejik

gelenekleri kapsayacak kadar geniş, fakat uluslararası müdahalelerin motorunu

oluşturacak; diğer belli başlı uluslararası aktörlerin –özellikle ABD’nin– gözünde

itibarını koruyacak ve Birliğin mevcut kimliğini zedelemeksizin yeni tehditlere

karşılık verecek kadar belirgin bir anlaşma zemini yaratmaktır. Burada yazılı son

hedef kapsamında AB’nin, uluslararası hukuka ters düşmeksizin, geleneksel

‘yumuşak’ güç yaklaşımını bazı yeni ‘sert’ güç unsurlarıyla dengelemeye dönük

bir dönüşüm ortaya koyduğu söylenebilir.221

ESS ile NSS yapısal özellikleri açısından kıyaslandığında üç husus öne

çıkar: ESS daha kısa (NSS’nin yaklaşık yarısı kadar), daha analitik ve daha

geneldir. Giriş bölümü dâhil üçte biri günümüzde tehdit olabilecek hususların

çözümlenmesine ayrılmıştır. Bunun nedeni, Avrupa’nın genel olarak

başkalarınca paylaşılan bir tehdit değerlendirmesi yapmayı amaçlamasıdır.

ESS’de öne sürülen siyasi reçeteler tamamen genel (generic) bir tabiattadırlar.

Öte yandan NSS tam tersi bir yaklaşımla, değiştirilmesi gereken hususları ve

taktik düzeyde izlenecek hareket tarzlarını açık bir dille ortaya koymuştur.222

ESS, ABD tarafından belinlenmiş olan ‘yeni tehditlere’ ait gündemi önemli

220 Sven Biscop, “The European Security Strategy: Implementing a Distinctive Approach to Security,” Royal Institute for International Relations (IRRI-KIIB), Brüksel, Mart 2004, s. 6-8. www.irri.kiib.be 221 “European Defence,” EU Institute for Security Studies, Report of an independent Task Force, Paris, Mayıs 2004, s. 26. www.iss-eu.org 222 Alyson J. K. Bailes, “The European Security Strategy: An Evolutionary History,” SIPRI Policy Paper No.10, İsveç, Şubat 2005, s. 14.

78

Page 84: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ölçüde kabul etmekle birlikte, taşıdığı karakter itibari ile önemli farklılıklar arz

etmektedir. En dış halkada ABD ile benzer amaçların (demokrasi, serbest pazar

vs.) paylaşıldığını teyit etmiştir. Geleneksel devlet merkezli güvenlik

politikalarının ve kurumlarının yetersizlikleri konusunda ABD ile kısmen hemfikir

olmakla birlikte, özellikle kurumların bir kenara bırakılmasından değil tam tersi

geliştirilmesinden yana tavır koymaktadır. Bunun dışında, güç kullanımı ve tek

yanlılığa dayalı Amerikan yöntemlerini açıkça reddetmektedir.223

ESS’den yer alan aşağıdaki sözler, kendisinden yaklaşık bir yıl önce

yayımlanan Amerikan Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinin tamamına egemen

olan tek yanlı yaklaşıma genel bir yanıt niteliğindedir:224

“Birleşik Devletler, özellikle NATO aracılığıyla, Avrupa bütünleşmesine ve

Avrupa güvenliğinde kritik bir rol oynamıştır. Soğuk Savaşın sona ermesi, Birleşik

Devletleri askeri aktör olarak başat bir konumda bırakmıştır. Bununla birlikte,

bugünün karmaşık sorunlarını hiçbir ülke tek başına alt edemez.”

NSS belgesinin zeminini oluşturan varsayım, Amerika’nın dünyadaki

tartışılmaz hegemonyasına vurgu yapmaktadır. Bu konum, diğer ulusları

ABD’nin gücüne meydan okumaktan alıkoymak üzere muhafaza edilmesi

gereken bir gerçektir. NSS’nin ortaya koyduğu amaç, diğer devletlerin ABD’nin

gücüne yetişmesini engellemek üzere Amerika’nın mutlak askeri üstünlüğünü

sürdürmesidir. Fakat bu hegemonyaya paradoksal bir şekilde eşi görülmemiş ve

istismar edilmiş bir hassasiyet eşlik etmektedir. Karşı karşıya olunan tehditler

terörizm, tiranlık ve teknolojinin karışımından oluşur. Bush doktrinin temelini şu

223 Ibid, s. 18. 224 Solana, A Secure Europe, s. 1.

79

Page 85: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

olguların bileşimi oluşturur: Rakipsiz kalması gereken mutlak üstünlük ve yeni

[küresel] tehditlere dair algılamalar.225

Bu nedenle, Amerikan ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi’ belgesine savaş halinde

olan bir tarafın öznel dili egemendir. Bir yanda özgürlük, adalet vb. yüce

değerlerin temsilcisi ABD, öte yanda kötülüklerin temsilcisi teröristler, amansız

bir savaşa tutuşmuşlardır. NSS, zaten uygulanmakta olan taktiğe uygun bir

stratejinin ortaya konmaya çalışıldığı bir belge izlenimi uyandırmaktadır. Belki

de bundan ötürü odağı sınırlı/belirli, işbirliğine kapalı ve ‘askeri’ bir niteliktedir.

Oysa ESS’de egemen olan bakış açısı daha geniş, daha nesnel, daha ‘sivil’ ve

daha işbirliği yönelimlidir. Bu yaklaşım farklılığını belki de en iyi yansıtan olgu,

NSS’de düşman sözcüğü 7 kez, düşmanlar sözcüğü 19 kez geçerken, aynı

sözcüklerin ESS’de bir kez bile kullanılmamış olmasıdır.

Yaklaşım farklılığına bir başka örnek de terörizmi ele alış biçimleridir.

Amerika Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde konuyla ilgili “Amerika Birleşik

Devletleri, küresel erişimli teröristlere karşı savaşmaktadır. Düşman tek bir

siyasi rejim veya kişi veya din veya ideoloji değildir. Düşman – masumlara

yönelik önceden planlanmış, siyaseten desteklenen şiddet – terörizmdir”226

ifadeleri yer alırken Avrupa Güvenlik Stratejisi belgesinde terörizmin daha genel

bir tanımı verildikten sonra Avrupa için tehdit olduğu saptanmıştır. Paragrafın

devamında terörizmin karmaşık nedenleri arasında “modernleşmenin baskıları,

kültürel, sosyal ve siyasi buhranlar ve yabancı toplumlarda yaşayan genç

nüfusun dışlanması” sayılmıştır.227

225 “European Defence,” s. 30. 226 “The National Security Strategy,” s. 5. 227 Solana, A Secure Europe, s. 3.

80

Page 86: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

2.4.5. Avrupa Birliğince Gerçekleştirilen Görevler

AB’nin 2003 yılından itibaren uygulamaya konulan AGSP kapsamında yürüttüğü

askeri operasyonlara ilişkin özet bilgi aşağıdaki tabloya çıkarılmıştır.

Tablo 2 – AGSP askeri görevleri

Adı Yeri Tipi Yılı

Concordia Makedonya Kriz yönetimi – askeri (Berlin Plus uygulanmıştır). 2003

Artemis Kongo Kriz yönetimi – askeri (Berlin Plus uygulanmamıştır). 2003

Althea Bosna-Hersek Kriz yönetimi – askeri (Berlin Plus uygulanmıştır). 2004

AB-NATO ilişkisinde yaşanan ve Türkiye’nin bir parçası olduğu sorunlar

aşıldıktan sonra AGSP çerçevesinde gerçekleştirilen ilk iki operasyon olarak

NATO’dan Ocak 2003’te Bosna-Hersek’teki uluslararası polis görevi (EUPM) ve

Nisan 2003’te Makedonya’daki Operation Concordia görevi devralınmıştır.228

Haziran 2004’de yapılan NATO İstanbul Zirvesinde Bosna’daki SFOR görevi de

AB’ye devredilmiştir. Whitman bu gelişmeleri NATO ve AB arasında, AB’nin

bölgesel ABD’nin küresel sorumluluklar üstlenmesiyle açıklanabilecek

işbölümünün bir ifadesi olarak değerlendirmektedir.229

Artemis operasyonu, Haziran 2003’te Kongo Demokratik Cumhuriyetinde

başlatılmıştır. Fransa’nın liderliğinde yaklaşık 2000 kişilik bir kuvvetle

yürütülmüştür. Hem NATO’dan yardım alınmadan yapılan ilk operasyon, hem

de Avrupa kıtası dışında gerçekleştirilen ilk operasyon olma özelliklerini taşır.230

228 Frank Umbach, The Future of the ESDP, Reports & Analyses 20/03, Center for International Relations, s. 2-3. www.dgap.org 229 Whitman, “NATO, the EU,” s. 442. 230 Gustav Lindstrom, “On the ground: ESDP operations,” Nicole Gnesotto (der.) EU Security and Defence Policy: The First Five Years (1999-2004), Paris, Institute for Security Studies, 2004, s. 119.

81

Page 87: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Berlin Plus düzenlemeleri, Concordia operasyonunda komuta zincirinde

yaşanan bazı aksaklıklar dışında genel anlamda başarıyla iş görmüştür.

Burada elde edilen deneyimlerden Althea operasyonunda yararlanılmıştır.

Bosna’daki operasyonun önemi, NATO’nun Bosnalı yetkililerin talebi üzerine

görevi AB’ye devretmesinden sonra bir karargâh bırakmış olmalında yatar. Bu

durum, her iki kurumun birlikte çalışmaları açısından deneyim kazanmalarını

sağlamıştır.231

AB ve NATO arasında birlikte çalışma alışkanlığı açısından önemli bir

gelişme NATO’nun Bosna Hersek’teki SFOR görevini sonlandırması; onun

yerini 2 Aralık 2004’te AB’nin önderlik ettiği Operation Althea’nın almasıdır. Bu

operasyon, Berlin Plus anlaşmaları gereği NATO olanak ve yeteneklerinden

yararlanılarak yapılan ikinci operasyondur – ilki Makedonya’da icra edilen

Operation Concordia’dır.

Üç askeri görevin dışında sivil nitelikte icra edilen görevlerden bazıları

şunlardır:

- 2003’te Makedonya’da Proxima polisiye görevi,

- 2004’te Gürcistan’da ve 2005’te Irak’ta ‘Hukukun Üstünlüğü’ görevleri

- 2005’te Endonezya Aceh’te ‘İzleme’ görevi

Benzer görevleri icra etmeye devam edecek görünen AB halen, 10 Nisan

2006’da oluşturulan AB Planlama Timi aracılığıyla Kosova’da yürüteceği

muhtemel bir kriz yönetim görevine hazırlıklar yapmaktadır.

231 Annalisa Monaco, “NATO-EU Relations State of Play as the EU Takes Over in Bosnia: Organisations face a crucial window of opportunity,” BASIC’s NATO E-Mail Series, British American Security Information Council, 7 Aralık 2004. http://www.basicint.org/update/NATO041207-PF.htm

82

Page 88: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

AGSP’nin uygulamaya konulmasına ilişkin özetlenen olumlu gelişmelere

karşın AGSP sürecini yavaşlatabilecek bir takım engellerin olduğu da bir

gerçektir. Konuyla ilgili karar alma izleğinin hükümetler arası oybirliği

yaklaşımına dayalı olması bunlardan birisidir. AB bünyesinde diğer birçok

alandaki karar alma izleklerinde sağlanan ilerlemenin savunma ve güvenlik

alanında sağlanamamış olmasında, üye devletlerin bu konulara bakışında

görülen ‘egemenlik’ kaygılarının önemli bir etkisi olsa gerektir.

Bunun yanı sıra, Irak’ta ‘birlik ve beraberlik’ adına kötü bir sınav vermiş olan

Avrupa Birliğinin, geliştirdiği güvenlik stratejisi ile ileride karşılaşılacak

uluslararası krizlerde bu tip engelleri aşacak somut ve herkesçe kabul görecek

politikalar geliştirmesi AGSP’nin varlığını sürdürebilmesi için son derece

önemlidir.

AGSP’nin başarası açısından en az bu kadar önemli başka bir nokta da,

AGSP’ye aktarılacak mali destektir. Savunma bütçelerinde yapılacak kısıntılar

AGSP’nin etkin gelişimini engelleyecektir.232 Özellikle AB üyesi büyük

devletlerin AGSP’ye yeterli yatırım yapmamaları bir zafiyet doğurmaktadır.233

232 Ibid, s. 447. 233 Peterson, “America as a European power,” s. 623.

83

Page 89: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

3. TÜRKİYE VE AVRUPA GÜVENLİĞİ

Soğuk Savaşın bitiminden sonra hızlı bir değişim sürecine giren uluslararası

genel durum içerisinde Türkiye’nin güvenliğini yakından ilgilendiren gelişmeler

yaşanmıştır. İstikrarsızlıkların sıkça görüldüğü bir bölgede yer alan Türkiye,

gerek uluslararası örgütlerde yaşanan yapısal ve işlevsel dönüşümlere müdahil

olmak, gerekse uluslararası sistemin başat oyuncuları arasında gelişen yeni

ilişki türlerinin dışında kalmamak gibi zorlu bir durumla karşı karşıya kalmıştır.

Türkiye, Avrupa Güvenlik mimarisinin yeniden şekillendiği bu ortamda özellikle

AB bünyesinde konuyla ilgili yaşanan gelişmelerin içinde etkin olarak

bulunmaya gayret etmiştir.

3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden Dışlanması

Söz konusu gayretler, 1999–2001 yıllarında büyük bir süratle gelişen AGSP

sürecinin tamamen dışında kalmama yönünde yoğunlaşmıştır. Ciddi sorunların

yaşandığı bu zaman diliminde yapılan AB zirve toplantıları sonuç bildirgelerinde

AGSP’ye ilişkin ifadeler, Türkiye’nin yaşadığı sorunlarla yakından ilgili

olduğundan aşağıya çıkartılmıştır:

— Köln zirvesi:234

• AB önderliğinde icra edilecek kriz yönetim operasyonlarında

NATO olanak ve yeteneklerinden yararlanma konusuyla ilgili olarak AB,

operasyonun etkili biçimde uygulanması bakımından NATO olanak ve

yeteneklerinden yararlanıp yararlanmayacağını belirleyecektir. NATO

olanaklarından yararlanmaksızın yürütülen operasyonlarda AB, üye devletlerce

234 European Council, Presidency Conclusions, Köln.

84

Page 90: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

daha önceden saptanmış ulusal ya da çok uluslu araçlarından

faydalanabilecektir.

• NATO olanaklarından yararlanılarak yapılan operasyonlarda

aşağıdaki hususlar üzerine odaklanılacaktır:

o 1996 Berlin ve 1999 Washington zirve kararlarına dayalı

düzenlemelerin uygulanması

o Washington zirvesinde belirlenen ilave düzenlemeler

özellikle şu konulara seslenmelidir: 1) AB’nin NATO planlama yeteneklerine

garanti edilmiş erişimi, 2) Önceden belirlenmiş NATO olanaklarının AB’nin

kullanımına hazır olduğunun kabul edilmesi.

• Ayrıca, AGSP’nin başarılı bir yörüngeye oturtulması için özellikle

yapılması gereken hususlardan Türkiye’yi ilgilendirenler şunlardır:

o AB üyesi olmayan Avrupalı NATO ülkelerinin, BAB

içerisinde var olan fikir alışverişi usulleri temelinde, söz konusu operasyonlara

mümkün mertebe katılımlarının sağlanmasına dönük doyurucu düzenlemeler,

o AB’nin karar verme özerkliğini etkilemeksizin, tüm

katılımcıların operasyonun icrası açısından eşit haklara sahip olması,

o NATO ve AB arasında etkin bir karşılıklı danışma, işbirliği

ve şeffaflık geliştirilme gereksinimi.

— Helsinki zirvesi:235 Helsinki’de de AGSP ile ilgili Köln zirvesindekine

benzer ifadeler yer almış, AB’nin karar verme özerkliği saklı olmak koşulu ile

NATO üyesi ama AB üyesi olmayan devletler ile gerekli fikir alışverişi ve

işbirliğinin yapılacağı vurgulanmıştır. Ayrıca, Konseyin NATO olanak ve

yeteneklerinden istifade ile bir operasyon başlatma kararı almasından sonra,

arzu ettikleri takdirde AB üyesi olmayan NATO üyelerinin operasyona

katılabileceği; NATO olanak ve yeteneklerinden yararlanılmadığı durumlarda ise

235 European Council, Presidency Conclusions, Helsinki.

85

Page 91: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

adı geçen ülkelerin katılmalarının Konseyin daveti ile olabileceği belirtilmiştir.

— Nice zirvesi:236 Nice Zirvesinde de AGSP yaklaşımı açısından önceki

zirvelerden farklı bir yaklaşım sergilenmemiştir. AB üyesi olmayan NATO

üyelerinin katkılarından yararlanmak isteği belirtilirken yine karar verme

özerkliğine vurgu yapılmıştır. Bunun yanı sıra, vurgulanan başka bir konu da

AB’nin gerektiğinde NATO’nun planlama imkanlarına garantili erişimi ve

Washington Zirvesinde belirtildiği gibi NATO olanaklarının kullanıma hazır

kılınmasının kabulü konularının önemi olmuştur.

— Laeken zirvesi:237 AGSP’nin operasyonel olduğunun açıklandığı

Laeken’de ise, daha önceki zirvelerde üzerinde durulan NATO planlama

yeteneklerine garantili erişim ve önceden belirlenmiş NATO olanaklarının

kullanıma hazır kılınmasının kabulü konularına ilişkin düzenlemelerin

bitirilmesine dair niyet belirtilmiştir.

Söz konusu AB zirve toplantılarında AGSP ve özellikle AB’nin NATO

olanaklarından yararlanması konularına ilişkin ifadeler irdelendiğinde şu

noktalar dikkat çekmektedir:

— Avrupa Birliğinin karar verme özerkliğinin korunması. Burada, ülkelerin

BAB üyeliklerinden kaynaklanan hakları BAB’ın varlığını yitirmesinden sonra

ileriye yürütülmemiştir.

— AB’nin NATO olanak ve yeteneklerinden yararlanması. AB, NATO’nun

gerek planlama gerek icra imkânlarından yararlanma konusunda sınırları

önceden belirlenmiş ve garanti edilmiş haklar elde etmeye çalışmıştır. Türkiye,

236 European Council, Presidency Conclusions, Nice. 237 European Council, Presidency Conclusions, Laeken.

86

Page 92: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

BAB ortak üyeliğinden doğan hakları ortadan kalkınca Berlin Plus olarak bilinen

süreci, NATO’da sahip olduğu veto kartını kullanarak geciktirmiş; fakat daha

sonra uğradığı baskılar sonucu, sınırlı bazı kazanımlar karşılığında AGSP

operasyonları kapsamında AB karar mekanizmasının dışında bırakılmaya rıza

göstermek zorunda kalmıştır.

— NATO ile işbirliğine önem verildiği çeşitli kereler vurgulanırken, İttifak

içerisinde bir AGSK geliştirilmesi konusuna hiç değinilmemiştir.

— AB üyesi olmayan ama NATO üyesi olan devletlerle sıkı bir diyalog

öngörüldüğü belirtilmiş ama bu ülkelerin BAB’tan kaynaklanan haklarına binaen

karar mekanizmalarına katılması konusunda Washington zirvesinde belirtilen

temenni doğrultusunda herhangi bir niyet belirtilmemiştir.

Bu noktalar hepsi Türkiye’nin arzu ettiği istikametin tersi bir gidişin

göstergesidir. Aslında, Türkiye Washington zirvesinde de sıkıntılı dakikalar

geçirmiştir. Diğer ülkeler NATO’nun AB önderliğinde yürütülecek harekât

çerçevesinde otomatik olarak devreye sokulabilmesini uygun görürken,

Türkiye’nin son dakika ısrarlarıyla NATO imkânlarının ancak NATO’nun bir

bütün olarak müdahil olmadığı durumlarda AB operasyonlarında

kullanılabileceği sonuç metnine koyulmuştur. Washington’da günü kurtardığına

inanan Türkiye, müteakip AB zirvelerinde elde ettiği sonucu alamamıştır.238

Türkiye, başından beri NATO bünyesinde bir AGSK geliştirilmesinden yana

tavır koymuş ve NATO’nun Avrupa güvenliği dâhil ortaklaşa güvenlik

konusunda temel kurum olması gerektiğini savunmuştur. Fakat AGSK sürecinin

238 Bill Park, “Turkey, Europe, and ESDI: Inclusion or Exclusion,” Defense Analysis, vol. 16, no.3 (2000), s. 319-320.

87

Page 93: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

St.Malo görüşmelerinden sonra yerini AGSP sürecine bırakması ile birlikte karar

mekanizmalarının dışında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkiye için

sıkıntılı bir dönem başlamıştır.

Bu süreçte AB üyesi olmayan NATO üyesi ülkelerin AGSP sürecine

katılımlarının nasıl olacağı konusunda net bir karar alınamamış; bu ülkeler ile

yalnızca yüksek düzeyde yoğun bir danışma süreci öngörülmüştür. Söz konusu

ülkeler Norveç, İzlanda, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Türkiye’dir.

Fakat yukarıda değinilen gelişmelerden en olumsuz etkilenen ülke Türkiye

olmuştur. Çünkü, Norveç ve İzlanda ulusal tercihleri sonucu AB sürecinin

dışında kalmışlar; Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya ise [1999 yılı

itibariyle] AB’ye aday ülkeler kuyruğunda Türkiye’nin önünde yerlerini zaten

almıştır.239

Türkiye, NATO imkânlarının kullanıldığı bir AB harekâtı ile fiilen kuvvet

vererek katıldığı bir AB harekâtının karar mekanizmalarında yer almayı talep

etmiştir. Bu konuda bir uzlaşma olmadığı takdirde NATO’nun imkân ve

kabiliyetlerine sınırsız erişim yaklaşımına karşı çakmış, her operasyonun ayrı

ayrı ele alınması gerektiğini savunmuştur.240

Helsinki zirvesinde 2000 yılı sonundan itibaren BAB’ın Petersberg Görevleri

ile ilgili işlevlerinin AB bünyesine taşınması kararlaştırılmıştır. Oluşturulan bu

yeni kurumsal yapı, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu BAB’da ortak üyelik

statüsüne sahip devletler açısından sorun yaratmıştır. Bu durumdan en çok

etkilenmesi olası Türkiye için daha da ilginç olan AB’ye tam üyelik için adaylık

239 Ibid., s. 323-324. 240 Hasret Çomak, “Yeni Güvenlik Anlayışı Çerçevesinde AGSP’de Meydana Gelen Gelişmeler ve Türkiye’nin Uyumu,” Stradigma.com, Aylık Strateji Analiz E-dergisi, Sayı 4, Mayıs 2003. http://www.stradigma.com

88

Page 94: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

bağının resmen kurulduğu Helsinki Zirvesinde aynı zamanda BAB üzerinden

AGSP ile kurduğu ‘ortaklık’ bağının kesilmesi olmuştur.

Türkiye’nin ASGP dışında kalmaya ilişkin ana endişelerinden biri,

Yunanistan’ın, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili anlaşmazlıklara AB’yi

müdahil etme olasılığından kaynaklanır. Bu nedenle Türkiye, yakın çevresinde

meydana gelen veya yaşamsal çıkarlarını ilgilendiren NATO olanaklarından

yararlanılmaksızın yürütülecek bir AB operasyonun tüm aşamalarında yer

almayı istemiştir.

3.2. Ankara Mutabakatı

AGSP konusunda Türkiye-AB arasında Köln zirvesi ile başlayan sıkıntılı

dönem Helsinki, Feira ve Nice zirvelerinde de sürmüştür. Adı geçen zirvelerde

Türkiye’nin beklentileri karşılanmamış ve AB üyesi olmayan NATO üyeleri için

sadece bir danışma-görüşme ilişkisi öngörülmüştür. Sorunun uzamasından

rahatsızlık duyan ABD 2001 yılında meselenin çözülmesi için baskısını

artırmıştır. ABD’nin sorundan duyduğu rahatsızlık iki yönlüdür. ABD, hem AB

üyesi olmayan NATO üyelerinin AGSP’den dışlanmasın istememiş; hem de 11

Eylül olaylarından sonra enerjisini daha küresel konulara yoğunlaştırabilmek için

AGSP’nin bir an önce gerçekleştirilmesinden yana tavır almıştır.

Sorunlara neden olan AGSP’nin karar alma mekanizmasına ilişkin konular

2001 yılının son döneminde İngiltere, ABD ve Türkiye arasında gündeme

gelmiştir. Üç devlet arasında yapılan toplantılar sonunda 21 Kasım 2001

89

Page 95: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

tarihinde Ankara’da bir mutabakata varılmıştır. “Ankara Mutabakatı” olarak

anılan bu mutabakatın ana başlıkları şu şekilde özetlenebilir:241

- NATO’nun olanak ve yetenekleri stratejik ve stratejik olmayan

şeklinde ikiye ayrılmıştır. AB’nin stratejik olmayan askeri operasyonlar için

NATO’dan onay alma zorunluluğu kaldırılmıştır.

- Bir AB operasyonunun Türkiye’nin çıkarlarını doğrudan ilgilendirmesi

halinde Ankara’nın görüşü alındıktan sonra AB tarafından nihai karar

verilecektir.

- Türkiye AB operasyonlarına belirli bir miktardan fazla askeri güç ile

katılırsa, eşit şekilde karar mekanizmalarında yer alacaktır.

- AB ordusu bir AB üyesi ile AB üyesi olmayan bir NATO müttefikinin

taraf olduğu bir çatışmaya müdahale edemeyecektir. Başka bir deyişle Avrupa

ordusu, Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs, Ege vs. konulardan doğacak bir

anlaşmazlıkta Türkiye’ye karşı kullanılamayacaktır. Özellikle önemli olan bu

nokta ile AB’nin NATO planlama imkânlarına erişebilmesi için Türkiye’ye bir

güvenlik garantisi verilmiştir.

- Bu gücün sadece kendi olanaklarını kullanacağı operasyonlarda

Türkiye gibi NATO üyesi olup da AB üyesi olmayan ülkelerin katılımında Avrupa

Birliği Konseyinin daveti esas alınacaktır.

Ankara Mutabakatına ilişkin değerlendirmeler birbirinden hayli farklıdır.

Çomak, Ankara Mutabakatı ile Türkiye’nin ulusal çıkarlarında ödün vermez bir

tutum takınarak önemli bir başarı elde ettiğini ve bunun sonucunda Yunanistan

241 Çomak, “Yeni Güvenlik Anlayışı” ve Gülden Ayman, “Yunanistan’ın Stratejik Çıkmazı ve AGSP”, Stratejik Araştırmalar Dergisi, sayı 1, Şubat 2003, s. 71.

90

Page 96: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ile diğer AB devletlerinin karşı karşıya bırakıldığını belirtirken,242 Gözen, AB

operasyonlarına katılımın AB davetine bağlandığı Nice formülünün esasen

korunduğu ama Türkiye’ye bazı ilave hakların verildiği Ankara Mutabakatının

minimal bir çözüm olduğu kanaatindedir. Türkiye, AB’ye tam üye oluncaya dek

çıkarlarını güvence altına almıştır. Fakat bu hal tarzı, kurumsal

düzenlemelerden ziyade siyasi bir ara yol olduğundan nihai bir çözüm olarak

düşünülmemelidir. Çünkü Türkiye’nin AGSP karar alma süreçlerinde yer alma

arzusuna yeterince yanıt vermemektedir.243

Öte yandan Özdal ve Genç, Türkiye-AB ilişkilerini yaklaşık üç yıl kadar

olumsuz etkileyen sorunların, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda çözülmüş

olduğu yorumunu yapmanın mümkün olmakla birlikte, daha geniş çerçeveden

bakıldığında durumun çok olumlu olmadığını öne sürer. Çünkü Ankara

Mutabakatı ile Türkiye, uzun zaman önce başlayan AB tam üyelik sürecine çok

önemli etkisi olabilecek NATO üyeliğinden doğan veto kartını rafa kaldırarak

pazarlık gücünü zayıflatmıştır. Oysa bu kartı daha etkin kullanması halinde

Türkiye’nin AB’nin ilk genişleme süreci içine alınması çok güçlü bir olasılıktı.244

Ankara Mutabakatı Yunanistan hariç diğer AB üyelerince kabul edilmiştir.

Yunanistan’ın güvenlik garantisi içeren maddeye karşı çıkan tutumu sonucu

anlaşma resmiyet kazanamamış ve AGSP’nin uygulanması gecikmiştir.

Bu durum 24–25 Ekim 2002’de yapılan AB Brüksel Zirvesine kadar

sürmüştür. Burada varılan uzlaşmaya göre “…[üye ülkelerin] AB askeri kriz

yönetimi çerçevesinde sorumluluk üstlendikleri eylem ve kararlar, her zaman

242 Çomak, “Yeni Güvenlik Anlayışı” 243 Ramazan Gözen, Turkey’s Delicate Position Between NATO and the ESDP, Ankara, SAM Papers 1/2003, 2003, s. 119–129. 244 Özdal ve Genç, Avrupa Güvenlik ve Savunma, s. 207–208.

91

Page 97: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

NATO müttefikleri olarak Antlaşmadan doğan yükümlülükleri ile uyum içerisinde

olacaktır. Bu aynı zamanda şu anlama gelir ki hiçbir koşul altında ve hiçbir kriz

esnasında AGSP bir Müttefike karşı kullanılmayacaktır...” Bu noktada ifade

edilen başka bir husus da karşılıklılık ilkesinden hareketle NATO’nun da AB

veya üye devletlerine karşı kriz yönetimi kapsamında herhangi bir eyleme

girişmeyecektir.245

Brüksel zirvesinde ayrıca şunlar belirtilmiştir:246

— NATO olanaklarından yararlanılmayan AB operasyonlarına AB üyesi

olmayan Avrupalı Müttefik ülkelerin Konseyin daveti ile katılacağı,

— Katılım konusunda karar alırken Konseyin söz konusu ülkelerin güvenlik

değerlendirmelerini dikkate alacağı,

— Söz konusu ülkelerin, coğrafi olarak yakın çevresinde düzenlenecek

özerk bir AB operasyonunun ulusal güvenlik çıkarlarını etkileyebileceğine ilişkin

endişe taşıdıklarını dile getirmeleri halinde, Konsey ilgili Müttefik ülkeyle

görüşecek, bu görüşmelerin sonuçlarını dikkate alacak ve yukarıda verilen 2nci

maddede ifade şartları göz ardı etmeksizin operasyona katılması hakkında

karar verecektir.

12–13 Aralık 2002 tarihlerinde yapılan AB Kopenhag Zirvesinde ise AB ile

NATO arasında, bir önceki Brüksel zirvesinde belirtilen ilkeler ve Nice

zirvesinde alınan kararlar uyarınca [NATO imkân ve yeteneklerinin kullanılması

konusunda] kapsamlı bir mutabakata varılmasındaki gayretlerinden ötürü

245 European Council, Presidency Conclusions, Brüksel, 24–25 Ekim 2002, Ek II, Madde 2. http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/72968.pdf 246 Ibid., Ek II, Madde 12.

92

Page 98: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Solana tebrik edilmiştir. Ayrıca, Kıbrıs [Rum Kesimi] ve Malta AGSP dışında

tutulmuştur.247

AB ile NATO arasındaki kurumsal ilişkide yaşanan ve AGSP’nin etkin olarak

hayata geçirilmesini uzun süre geciktiren bu sorun bir şekilde giderildikten sonra

AB’nin Petersberg tipi görevler üstlenmesi mümkün olmuştur.

AB ülkelerinde yaşayan çok sayıda insan, Türkiye’nin AB’ye kabul

edilmemesi gerektiğine ilişkin çok sayıda gerekçe ileri sürmektedir. Bu

gerekçeler, Türkiye’nin Avrupa değerlerini benimsemiş demokratik bir ülke

sayılamayacağından kalabalık bir nüfusa sahip olduğuna, konumu itibariyle açık

olduğu ciddi tehditler nedeniyle güvenli olmadığından ekonomisinin zayıflığına

başka bir kültüre ait olduğuna kadar geniş bir yelpazede yer almaktadır. Üstelik

AB macerasında Türkiye’yi, Gümrük Birliği gibi ‘özgün’ bir konuma mahkûm

etmeyi fazla zorlanmadan başarmış AB, benzer yaklaşımlarını, değişik

ortamlarda öne sürdüğü imtiyazlı ortaklık vb. kavramlarla katılım

görüşmelerinde de sürdürmektedir.

AB, Türkiye’ye demokratikleşme, yasaların uygulanması, sivil-asker işbirliği,

tarihle hesaplaşma vs. konularda henüz istenen düzeyden epey uzakta

olduğunu söylemekle kalmamakta, Türkiye’nin hazmedilmesinin ne kadar zor bir

lokma olduğu değişik ifadelerle dile getirmekten çekinmemektedirler. Bu

göstergeler, Avrupalılarda Türkiye’yi hemen hiçbir koşulda eşit haklarla AB’ye

kabul etmeyeceklerine ilişkin yaygın bir kanının varlığına işaret etmektedir. Bu

göstergeler AB’nin AGSP sürecinde BAB ortak üyeliğinden doğan haklarını hiç

dikkate almayarak Türkiye’ye karşı sergilediği ‘olumsuz’ tutumu da eklemek 247 European Council, Presidency Conclusions, Kopenhag, 12–13 Aralık 2002, Md. 27 ve Ek II Md. 3. http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/73842.pdf

93

Page 99: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

mümkündür.

Tüm bunlara karşın, Türkiye-AB arasında 3 Ekim 2005 tarihinde katılım

müzakerelerinin başlamasında yine de AB’nin AGSP sürecini önemsemesinin

belirleyici etkisi olsa gerektir. Çünkü sahip olduğu jeopolitik konum ile

Türkiye’nin AGSP açısından önemi ve sağlayabileceği katkılar ortadadır.

94

Page 100: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

SONUÇ

Soğuk Savaşın ve dolayısıyla iki kutuplu düzenin sona ermesi tüm dünyada

köklü değişikliklere yol açmıştır. Yumuşak güvenlik öğeleri önem kazanmış,

güvenlik tehditleri nitelik değiştirmiş, uluslararası kurumlar yeniden yapılanmış

ve devletlerin savunma mekanizmaları farklılaşmaya başlamıştır. Bu köklü

değişikliklerin etkisi en çok Soğuk Savaşın asıl cephesi olan Avrupa’da

hissedilmiştir.

Soğuk Savaşın bitimiyle köklü bir değişim geçiren uluslararası güvenlik

yapılanması 11 Eylül olaylarının ertesinde bir başkalaşım sürecine daha

girmiştir. ABD’nin terörizme tek yanlı bir savaş açtığı ve gönüllü koalisyonlar

vasıtasıyla tehdit algıladığı bölgelerde yürüttüğü savaşlar uluslararası istikrarı

olumsuz etkilemektedir.

Ne NATO ne atlantikötesi ilişki ne de Avrupa güvenlik yapısı eskisi gibidir.

Atlantikötesi ilişki şimdiye kadar görülmedik derecede sıkıntılı günler

geçirmektedir. Bu ilişkinin önemli unsuru NATO, alan dışı harekât ve ortaklaşa

güvenlik konularına yönelerek değişen koşullara ayak uydurmayı başarmıştır.

İlgi alanını ve görev sahasını tüm küreye yayan NATO, bu anlayışa uygun

olarak üye sayısını da artırmıştır.

Yaşanan Irak savaşı sadece atlantikötesi anlaşmazlığı tüm çıplaklığı ile

gözler önüne sermekle kalmamış, AB içindeki dağınıklığı da tüm yönleriyle

açığa çıkarmıştır. 1950’li yıllarda 6 üye ile yola çıkan AB, halen 25 üyeli

kocaman bir birlikti ve 2007 yılında Bulgaristan ve Romanya’nın katılımıyla daha

da büyüyecektir. Bu durumda gelecekte belirecek uluslararası krizlerde AB’nin

nasıl bir bütünlük sağlayacağı da merak konusudur.

95

Page 101: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Dış politika ve güvenlik konularında henüz tam anlamıyla birlik olmayı

başaramamış da olsa Avrupa Birliğinin AGSP hamlesi ile çok ciddi bir mesafe

kaydettiği aşikârdır.

50 yıldan fazla bir süredir Avrupalılar savunma yeteneklerini örgütleme ve

geliştirmeden söz edegelmişler; Amerikalılar ise Avrupalılardan savunma

yeteneklerini artırmasını ve kolektif savunmada daha adil bir yük paylaşımına

yanaşmasını talep ededurmuşlardır. Son 4–5 yıldır AGSP konusundaki

gelişmeleri gören bir kimsenin son yarım yüzyıldır konuşulanların ışığı altında

“evet, sonunda hemen herkesin istediği oluyor” diye düşünmesinden doğal bir

şey olmaması gerekir. Oysa şu an insanların merak ettiği konu AGSP’nin

NATO’yu ne kadar güçlendireceği değil ne kadar zayıflatacağı olmaktadır.248

Soğuk Savaşın bitmesi ve kuzey komşusu olan SSCB’nden algıladığı

tehdidin göreli azalması Türkiye’yi askeri açıdan rahatlatmasına rağmen,

güvenlik açısından daha istikrarsız bir ortam oluşmuştur. Bu karmaşık yapı

içinde, etnik milliyetçilik, terörizm, enerji güvenliği ve artan örgütlü suçlar ile göç,

bulaşıcı hastalıklar, çevre kirliliği gibi farklı ve ilk bakışta çok önemli

gözükmeyecek pek çok sorun Türkiye’nin tehdit algılamalarında ön sıralara

yükselmiştir. Bu yeni sorun alanlarının dışında, özellikle istikrarsızlıkların

egemen olduğu yakın çevresinde yaşanan önemli gelişmelerden de yeni

tehditler algılayan Türkiye, Soğuk Savaş dönemine göre güvenlik ve savunma

açısından çok daha hassas bir yapıyla karşı karşıya kalmıştır.

1950’lerin başından beri Türkiye’nin güvenlik ve savunma politikasının

belkemiğini oluşturan NATO, Türkiye için hâlâ vazgeçilmez olma özelliğini

248 Boniface, “European Security and Transatlanticism,” s. 55.

96

Page 102: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

sürdürmekle birlikte artık farklı bir örgüttür. Terörizm, kitle imha silahları gibi yeni

güvenlik tehditleri Soğuk Savaş dönemi tehditlerine kıyasla daha küresel ve

daha belirsizdirler. Farklılaşan NATO’nun farklılaşan güvenlik tehditleri için

kesin çare olmasını beklememek gerekir.

Türkiye’nin mevcut dünya düzeninde tek süper güç olarak kalan ABD ile

olan ilişkileri de güvenlik ve savunması açısından son derece belirleyicidir.

Soğuk Savaş süresince uyguladığı çevreleme politikası bakımından ABD’nin

güvenilir müttefiki olmuş Türkiye artık eskisi kadar ‘seçeneksiz’ bir ülke değildir.

Soğuk Savaştan sonra ana temasını yitirmiş Türkiye-ABD ilişkileri hâlâ yönünü

belirleme aşamasındadır.

Türkiye’nin AB ile ilişkisi de ABD ile olduğu gibi inişli çıkışlı bir seyir

izlemektedir. AB ile üyelik görüşmelerine rağmen ‘hazmedilmesi’ güç bir ülke

olan Türkiye’nin ne zaman ve nasıl üye olacağı belirsizliğini korumaktadır.

Türkiye geçtiğimiz yıllarda yoğun çaba harcayarak Avrupa ordusunun kendisine

karşı kullanılmış olmasını engellemek ile birlikte AGSP sürecinden fiilen

dışlanmış durumdadır.

Şu kabul edilmelidir ki Türkiye’nin halen karşı karşıya kaldığı tehditler Soğuk

Savaş dönemindekilere nazaran daha belirsiz, öngörülemez ve yönetilemez bir

nitelik taşımaktadır. Bu koşullar altında, Türkiye ulusal çıkarları doğrultusunda

ABD ile ilişkisini yeni bir düzleme oturtmalı ve kendine özgü Avrupa Birliği üyelik

sürecini her açıdan en avantajlı şekilde sonuçlandırmak üzere müzakerelere

ağırlığını koymalıdır. Bunları yaparken bulunduğu konum itibariyle Avrasya dâhil

farklı işbirliği seçeneklerini de göz ardı etmemelidir.

97

Page 103: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

KAYNAKÇA

Artaud, Denise, “The End of the Cold War: A Skeptical View,” Michael J. Hogan

(der.), The End of the Cold War: Its Meanings and Implications, New York,

Cambridge University Press, 1992.

Asmus, Ronald D., Blackwill, Robert D. ve Larrabee, F. Stephen, “Can NATO

Survive?,” The Washington Quarterly, vol.19, no.2 (Bahar 1996).

Ataöv, Türkkaya, “’Soğuk Harb’in Doğuşu: San Francisco’dan Mihver Barış

Toplantılarına,” Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, cilt: XXIII,

no:1 (Mart 1968).

Ataöv, Türkkaya, “Marshall Planından NATO’nun Kurulmasına kadar ‘Soğuk

Harb’,” Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, cilt: XXIII, no: 3

(Eylül 1968).

Aybet, Gülnur, The Dynamics of European Security Cooperation, 1945-1991,

London ve New York, MacMillan Pres Ltd. ve St.Martin’s Pres Inc., 1997.

Aybet, Gülnur, NATO’s Developing Role in Collective Security, SAM Papers No

4/99, Ankara, Ministry of Foreign Affairs Center for Strategic Research, 1999.

Aydın, Mustafa, “Amerika Dünyadan Ne İstiyor? ABD'nin Yeni Ulusal Güvenlik

Stratejisi ve Dış Politikası,” Stradigma.com, Aylık Strateji Analiz E-dergisi, Sayı

4 (Mayıs 2003).

Ayman, Gülden, “Yunanistan’ın Stratejik Çıkmazı ve AGSP”, Stratejik

Araştırmalar Dergisi, sayı 1, Şubat 2003.

Bailes, J. K., Alyson, “The European Security Strategy: An Evolutionary

History,” SIPRI Policy Paper No.10, Şubat 2005.

Baylis, John, “Britain, the Brussels Pact and the continental commitment,”

International Affairs, vol.60, no.4 (Autumn 1984).

Biscop, Sven, “In Search of a Strategic Concept for the ESDP,” European

Foreign Affairs Review, vol.7 (2002).

Sven Biscop, “The European Security Strategy: Implementing a Distinctive

Approach to Security,” IRRI-KIIB, Brüksel, Mart 2004. www.irri.kiib.be

98

Page 104: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Boniface, Pascal, “European Security and Transatlanticism in the Twenty-first

Century,” Alexander Moens, Lenard J. Cohen ve Allen G. Sens (der.), NATO

and European Security: alliance politics from the end of the Cold War to the age

of terrorism, Westport, Praeger Publishers, 2003.

Brzezinski, Zbigniew, “The Cold War and Its Aftermath,” Foreign Affairs, vol.71,

no.4 (Güz 1992).

Buzan, Barry, et.al., The European Security Order Recast: Scenarios for the

Post-Cold War Era, London, Pinter Publishers, 1990.

Cornish, Paul, “European security: the end of architecture and the new NATO,”

International Affairs, vol.72, no.4 (1996).

Çayhan, Esra, “Towards a European Security and Defense Policy: With or

Without Turkey?,” Turkish Studies, vol.4, no.1 (Spring 2003).

Çomak, Hasret, “Yeni Güvenlik Anlayışı Çerçevesinde AGSP’de Meydana

Gelen Gelişmeler ve Türkiye’nin Uyumu,” Stradigma.com, Aylık Strateji Analiz

E-dergisi, Sayı 4, Mayıs 2003.

de Wijk, Rob, NATO on the Brink of the New Millennium, London/Washington,

Brassey’s, 1997.

Dessù, Marta ve Menotti, Roberto, “Europe and America in the Age of Bush,”

Survival, vol. 47, no.1 (Bahar 2005).

Dobbins, James, “Friends Again?” Marcin Zaborowski (der.) Friends Again?

EU-US relations after the crisis, European Union Institute for Security Studies,

Paris, 2006.

Duke, Simon, The Elusive Quest for European Security: from EDC to CFSP,

Palgrave Macmillan, 2000.

Erhan, Çağrı, “NATO Niçin Küresel bir Örgüt Haline Gelmelidir?,” Stradigma.com, Aylık Strateji Analiz E-dergisi, Sayı 12, Ocak 2004.

EU-NATO declaration on ESDP, Brüksel, 16 Aralık 2002.

99

Page 105: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

European Communities, Treaty of Amsterdam Amending the Treaty on

European Union, the Treaties Establishing the European Communities and

Certain Related Acts, Amsterdam, 2 Ekim 1997.

European Council, Presidency Conclusions, Brüksel, 24–25 Ekim 2002.

European Council, Presidency Conclusions, Helsinki, 10-11 Aralık 1999.

European Council, Presidency Conclusions, Kopenhag, 12–13 Aralık 2002.

European Council, Presidency Conclusions, Köln, 3-4 Haziran 1999.

European Council, Presidency Conclusions, Laeken, 14–15 Aralık 2001.

European Council, Presidency Conclusions, Nice, 07–09 Aralık 2000.

Filitov, Alexei, “Victory in the Postwar Era: Despite the Cold War or Because of

It?,” Diplomatic History, vol.16, no.1 (Kış 1992).

Filitov, Alexei, “Victory in the Postwar Era: Despite the Cold War or Because of

It?,” Michael J. Hogan (der.), The End of the Cold War: Its Meanings and

Implications, New York, Cambridge University Press, 1992.

Fontaine, Andre, History of the Cold War: From the October Revolution to the

Korean War, 1917–1950, çev. D.D.Paige, New York, Pantheon Books, 1968.

Forster, Anthony, Herolf, Gunilla ve ark., “The ESDP in the transatlantic context

– between alienation and new partnership,” 2001. http://www.politik.uni-

koeln.de/wessels/DE/PROJEKTE/ESVP/ESDP.HTM

France-UK Summit, Joint Decleration on European Defence, Saint-Malo, 4

Aralık 1998.

Gaddis, John Lewis, The United States and the Origins of the Cold War, 1941–

1947, New York, Columbia University Press, 1972.

Gaddis, John Lewis, “The Emerging Post-Revisionist Synthesis on the Origins

of the Cold War,” Diplomatic History, vol.7, no.3 (Summer 1983).

Gaddis, John Lewis, The Long Peace: Inquiries Into the History of the Cold

War, New York, Oxford University Press, 1987.

100

Page 106: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Gaddis, John Lewis, Russia, the Soviet Union and the United States: An

Interpretive History, 2.baskı, New York, McGraw-Hill, 1990.

Gaddis, John Lewis, “The Long War, the Long Peace, and the Future,” Michael

J. Hogan (der.), The End of the Cold War: Its Meanings and Implications, New

York, Cambridge University Press, 1992.

Gaddis, John Lewis, We Now Know: Rethinking Cold War History, New York,

Oxford University Press, 1997.

Garthoff, Raymond L., “Why Did the Cold War Arise, and Why Did It End ?,”

Michael J. Hogan (der.), The End of the Cold War: Its Meanings and

Implications, New York, Cambridge University Press, 1992.

Garthoff, Raymond, The Great Transition, American-Soviet Relations and the

End of the Cold War, Washington DC., Brookings, 1994.

Gözen, Ramazan, Turkey’s Delicate Position Between NATO and the ESDP,

Ankara, SAM Papers 1/2003.

Haine, Jean-Yves, “An Historical Perspective,” Nicole Gnesotto (der.) EU

Security and Defence Policy: The First Five Years (1999-2004), Paris, Institute

for Security Studies, 2004.

Halle, Louis Joseph, The Cold War as History, New York, Harper & Row, 1967.

Harkavy, Robert E., “Images of the Coming International System,” Orbis, vol.41,

no.4 (Güz, 1997).

Heisbourg, François, “The European-US alliance: valedictory reflections on

continental drift in the post-Cold War era,” International Affairs, vol. 68, no.4

(1992).

Heisbourg, François, “American Hegemony? Perceptions of the US Abroad,”

Survival, vol.41, no.4 (Kış 1999-2000)

Hitchcock, William I., “France, the Western Alliance, and the Origins of the

Schuman Plan, 1948-1950,” Diplomatic History, vol.21, no.4 (Güz 1997).

Hoffmann, Stanley, Force, Legitimacy, and Order, U.S.-Europe Analysis Series,

The Brookings Institution, 2005.

101

Page 107: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Hogan, Michael J., “The Search for a ‘Creative Peace’: The United States,

European Unity, and the Origins of the Marshall Plan,” Diplomatic History, vol.6,

no.3 (Yaz 1982).

Holmes, John W., The United States and Europe after the Cold War: A New

Alliance?, Columbia, University of South Carolina Press, 1997.

Howard, Michael, “Lessons of the Cold War,” Survival, vol.36, no.4 (Kış

1994/1995).

Howorth, Jolyon, “Britain, France and the European Defence Initiative,”

Survival, vol.42, no.2 (Yaz 2000).

Howorth, Jolyon, “Transatlantic Perspectives on European Security in the

Coming Decade,” Yale Journal of International Affairs, vol.1, no.1 (Güz 2005).

Jervis, Robert, “A Usable Past for the Future,” Diplomatic History, vol.16, no.1

(Kış 1992).

Jones, Erik, “Debating the transatlantic relationship: rhetoric and reality,”

International Affairs, vol. 80, no.4 (2004).

Jones, Seth G., “The European and The Security Dilemma,” Security Studies,

vol.12, no.3 (Bahar, 2003).

Keane, Rory, “European Security and Defence Policy: From Cologne to

Sarajevo,” Global Society, vol.19, no.1 (Ocak 2005).

Keylor, William R., The Twentieth Century World: An International History,

2.baskı, New York, Oxford University Press, 1992.

LaFeber, Walter, “An End to Which Cold War?,” Michael J. Hogan (der.), The

End of the Cold War: Its Meanings and Implications, New York, Cambridge

University Press, 1992.

LaFeber, Walter, America, Russia, and the Cold War 1945-1996, New York,

McGraw-Hill, 1997.

Layne, Christopher, “The Unipolar Illusion,” International Security, vol.17, no.4

(Bahar 1993).

102

Page 108: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Leffler, Melvyn P., “The United States and the Strategic Dimensions of the

Marshall Plan,” Diplomatic History, vol.12, no.3 (Summer 1988).

Leffler, Melvyn P., A Preponderance of Power: National Security, the Truman

Administration, and the Cold War, Stanford, Stanford University Press, 1992.

Leffler, Melvyn P., The Specter of Communism: The United States and the

Origins of the Cold War, 1917–1953, New York, Hill and Wang, 1994.

Leffler, Melvyn P., “National Security and US Foreign Policy,” Melvyn P. Leffler

ve David S. Painter (der.), Origins of the Cold War: An International History,

London, Routledge, 1994.

Leffler, Melvyn, P., “9/11 and American Foreign Policy,” Diplomatic History,

vol.29, no.3 (Haziran 2005).

Lindstrom, Gustav, “On the ground: ESDP operations,” Nicole Gnesotto (der.)

EU Security and Defence Policy: The First Five Years (1999-2004), Paris,

Institute for Security Studies, 2004.

Lundestad, Geir, “’Imperial Overstretch’, Mikhail Gorbachev and the End of the

Cold War,” Cold War History, vol.1, no.1 (Ağustos 2000).

Mastny, Vojtech, Russia’s Road to the Cold War: Diplomacy, Warfare, and the

Politics of Communism, 1941–1945, New York, Columbia University Press,

1979.

Ministerial Meeting of the North Atlantic Council, Final Communiqué, Berlin, 3

Haziran 1996 http://www.nato.int/docu/pr/1996/p96-063e.htm

Monaco, Annalisa, “NATO-EU Relations State of Play as the EU Takes Over in

Bosnia: Organisations face a crucial window of opportunity,” BASIC’s NATO E-

Mail Series, British American Security Information Council, 7 Aralık 2004.

http://www.basicint.org/update/NATO041207-PF.htm

Mueller, John Mueller, “Quiet Cataclysm: Some Afterthoughts on World War III,”

Michael J. Hogan (der.), The End of the Cold War: Its Meanings and

Implications, New York, Cambridge University Press, 1992.

NATO Handbook, Brüksel, 2006.

103

Page 109: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Nye, Joseph S., Jr., “What New World Order?,” Foreign Affairs, vol.71, no.2

(Bahar 1992).

Özdal, Barış ve Genç, Mehmet, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının

Türkiye-AB İlişkilerine Etkileri, Aktüel Yayınları, İstanbul, 2005.

Painter, David S. ve Leffler, Melvyn P., “Introduction: The International System

and the Origins of the Cold War,” Melvyn P. Leffler ve David S. Painter (der.),

Origins of the Cold War: An International History, London, Routledge, 1994.

Park, Bill, “Turkey, Europe, and ESDI: Inclusion or Exclusion,” Defense

Analysis, vol. 16, no.3 (2000).

Parrish, Scott D. ve Narinsky, Mikhail M., New Evidence on the Soviet Rejection

of the Marshall Plan, 1947: Two Reports, Cold War International History Project,

Working Paper no.9, Washington D.C., 1994.

Parrish, Scott, “Soviet Reaction to the Marshall Plan: Opportunity or Threat,”

Problems of Post-Communism, vol.42, no.5 (Eylül/Ekim 95).

Peterson, John, “America as a European power: the end of empire by

integration?,” International Affairs, vol.80, no.4 (2004).

Powaski, Ronald E., The Cold War: The United States and the Soviet Union,

1917–1991, Oxford, Oxford University Press, 1998.

Quille, Gerrard, “What does the EU agreement on Operational Planning mean

for NATO,” isis europe – NATO Notes, vol. 5, no. 8 (Aralık 2003).

Reynolds, David, “The European Response,” Foreign Affairs, vol.76, no.3

(May/June 97).

Rothchild, Emma, “What is Security? (The Quest for World Order),” Daedalus,

vol.124, no.3 (Yaz 1995).

Ruane, Kevin, “Agonizing Reappraisals: Anthony Eden, John Foster Dulles and

the Crisis of European Defence, 1953-54,” Diplomacy & Statecraft, vol.13, no.4

(Aralık 2002).

Sander, Oral, Siyasi Tarih: 1918-1994, 4.baskı, Ankara, İmge Kitabevi, 1994.

104

Page 110: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Schlesinger, Arthur, Jr., “Some Lessons from the Cold War,” Diplomatic History,

vol.16, no.1 (Kış 1992).

Schlesinger, Arthur Jr., “Some Lessons from the Cold War,” Michael J. Hogan

(der.), The End of the Cold War: Its Meanings and Implications, New York,

Cambridge University Press, 1992.

Schweiss, Christina M., “Sharing Hegemony: The Future of Transatlantic

Security,” Cooperation and Conflict, vol.38, no.3 (2003).

Sens, Allen G., “The Widening Atlantic, Part II: Transatlanticism, the ‘New’

NATO, and Canada,” Alexander Moens, Lenard J. Cohen ve Allen G. Sens

(der.), NATO and European Security: alliance politics from the end of the Cold

War to the age of terrorism, Westport, Praeger Publishers, 2003.

Skidmore, David, “Understanding the Unilateralist Turn in U.S. Foreign Policy,”

Foreign Policy Analysis, vol.2 (2005).

Sloan, Stanley R., NATO’s Future: toward a New Transatlantic Bargain,

Washington, National Defense University Press, 1985.

Solana, Javier, “Preface,” Nicole Gnesotto (der.) EU Security and Defence

Policy: The First Five Years (1999-2004), Paris, Institute for Security Studies,

2004.

Solana, Javier, “A Secure Europe in a better world: European Security

Strategy,” Brussels, 12 December 2003. http://www.consilium.europa.eu/

uedocs/cmsUpload/78367.pdf

Spanier, John ve Hook, Steven W., American Foreign Policy since World War II,

14.baskı, Washington, Congressional Quarterly Inc., 1998.

Steel, Ronald, “The End and the Beginning,” Michael J. Hogan (der.), The End

of the Cold War: Its Meanings and Implications, New York, Cambridge

University Press, 1992.

Stent, Angela ve Shevtsova, Lilia, “America, Russia and Europe: A

Realignment?,” Survival, vol. 44, no.4 (Kış 2002/03).

105

Page 111: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

Stephanson, Anders, “The United States,” David Reynolds (der.), The Origins of

the Cold War in Europe: International Perspectives, New Haven, Yale University

Press, 1994.

“The National Security Strategy of the United States of America,” The White

House, 17 Eylül 2002. http://www.whitehouse.gov/nsc/nss.pdf

Umbach, Frank, The Future of the ESDP, Reports & Analyses 20/03, Center for

International Relations, 2003.

Urwin, Derek W., A Political History of Western Europe Since 1945, 5.baskı,

London and New York, Longman, 1997.

Weisberger, Bernard A., Cold War Cold Peace: The United States and Russia

Since 1945, New York, American Heritage, 1985.

Whitman, Richard G., “NATO, the EU and ESDP: An Emerging Division of

Labour?,” Contemporary Security Policy, vol.25, no.3 (Aralık 2004).

106

Page 112: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

ÖZET

Bu çalışmanın ana amacı Soğuk Savaşın ardından değişen temel koşullar

ışığında yeniden şekillenmekte olan Avrupa güvenlik mimarisini incelemektir.

Soğuk Savaş sonrasını daha iyi anlayabilmek için öncelikle Soğuk Savaşın ne

olduğu ve iki kutuplu düzenin nasıl oluştuğu ele alınmıştır.

2. Dünya Savaşından sonra iki süper güç arasında yaşanan güvenlik açmazının

kaçınılmaz bir sonucu olarak dünya iki kutup etrafında bölünmüştür. Berlin

duvarının inşası ile de iki kutuplu düzen adeta kurumsallaştırılmıştır.

Uzun barış olarak da adlandırılan Soğuk Savaşın sona ermesinin ardından hızla

değişen şartlardan tabiatı ile en çok etkilenen bölge Avrupa olmuştur. Tezin

ikinci kısmında Avrupa güvenlik yapısının yeniden inşa edilme sürecini etkileyen

belli başlı değişkenler üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda ele alınan temel

değişkenler yeni dünya düzeni, Bush doktrini, atlantikötesi ilişki, NATO, 11 Eylül

olayları, BAB, Avrupa güvenlik stratejisi ve AGSP’dir.

İlan edildiğinden bu yana önemli bir aşama kaydeden AGSP’nin gelecekte

varacağı nokta ve ABD’nin küresel politikalarını yerine getirirken izleyeceği

yöntem ve yaklaşımlar, tarihinin en sıkıntılı dönemini geçirmekte olan

atlantikötesi ilişkinin geleceğini belirleyecektir.

Tezin son bölümünde ise yeni gelişmelerden en çok etkilenen ülkelerden birisi

olan Türkiye’nin NATO ve AGSP çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler analiz

edilmiştir.

107

Page 113: SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ AVRUPA GÜVENLİK …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1269/1865.pdf · 3.1. Türkiye’nin AGSP Sürecinden D ... başka deyişle Soğuk Savaş süresince kutuplar

SUMMARY

The main purpose of the study is to investigate the ongoing process of

rebuilding the European security architecture according to the new conditions.

First of all, the definition of the Cold War and the dynamics of the world order

which has accompanied the Cold War were reviewed to be able to grasp better

its aftermath.

As an unavoidable consequence of the security dilemma experienced between

two super powers following the World War II, the world has been divided into

two camps. The virtual division between the two camps has been

institutionalized with the construction of Berlin Wall.

Europe has been the primary continent involved in the implications of sudden

and radical changes caused by the end of the Cold War, which is also called

‘the long peace’ by some historians. In the second part of thesis main variables

affecting the process of building European security structure are examined.

These variables are new world order, the Bush doctrine, transatlantic link,

NATO, 9/11 events, WEU, European security strategy and ESDP.

The future of the transatlantic solidarity which is now probably going through

one of the most problematic periods will be determined by the future direction of

ESDP which has already made a considerable progress since its inception, and

the US approaches and methods which will be preferred during the execution of

its global policies.

Türkiye’s defence and security policies regarding NATO and ESDP are

analyzed at the end of the study.

108