prof. dr. fuat sezgin’in aziz hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/g00827/2019/2019_cakirtasm.pdf ·...

13
I II. INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON INTEGRITY OF TRADITION AND KNOWLEDGE IN SOCIAL SCIENCE İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi 11-12 Temmuz 2019 July 11-12 2019 İstanbul Editörler Prof. Dr. Mehmet BULUT, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Aydın KUDAT, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi المؤتمر الدوليلثاني اتكاملل ل المعرفي والتجربة في الع لومجتماعية اII. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLERDE GELENEK VE BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜ SEMPOZYUMU BİLDİRİ KİTABI Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasına

Upload: others

Post on 31-Mar-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

I

II. INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON INTEGRITY OF TRADITION AND KNOWLEDGE

IN SOCIAL SCIENCE

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi

11-12 Temmuz 2019

July 11-12 2019

İstanbul

Editörler Prof. Dr. Mehmet BULUT, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Aydın KUDAT, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

الثاني الدولي المؤتمر الاجتماعية لومالع في والتجربة المعرفي للتكامل

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLERDE GELENEK

VE BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜ SEMPOZYUMU BİLDİRİ KİTABI

Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasına

Page 2: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

190

EMEVİLER DÖNEMİNİN ŞİDDET MERKEZLİ OKUNMASININ TARİHSEL

TEMELLERİ

Mehmet ÇAKIRTAŞ1

ÖZET

Emeviler Dönemi, geleneğimizde daha çok olumsuzluklarla birlikte anılmıştır. Özellike

Kerbela hadisesi, doksan yıllık Emevi tarihini adeta esir almıştır. Kerbala’da Hz.

Peygmaber’in torunu Hz. Hüseyin’in şehit edilmiş olması, bu algının ana sebeplerinden biridir.

Emevi Tarihine yönelik bu yaklaşım doğrusu Kerbela olayının Müslümanları tarih boyunca

kapanmayan bir yara ile karşı karşıya bırakmasıyla izah edilebilir. Halbuki Emevi tarihinde İkinci

Halife Yezid zamanında gerçekleşen bu hadise, tarihi olarak Emeviler Döneminin sadece bir

parçasını teşkil etmektedir. Oysa bu dönemde İslam Tarihinin sonraki dönemlerine çok olumlu etkiler

yapan çok kıymetli gelişmeler de olmuştur. Özellikle Ömer b. Abdülaziz dönemi bu yönüyle temayüz

etmiştir.

Emeviler Dönemi, genelde siyasi olarak çalkantılı dönemlere sahne olmuştur. Bu döneme odaklanan

tarih yazıcılığı ve tarih okumaları, dönemi tamamen bu hadiseler ışığında anlamaya çalışmış ve bir

yönüyle yerel bakış açısının handikaplarını tarih okumalarına mahkum etmiştir.

Bu bildiride Muaviye b. Ebû Süyfan döneminden başlayarak Emeviler döneminin tarihimize olumlu

katkıları bütüncül bir yaklaşımla ele alınmaya çalışılacaktır. Bu yaklaşım asla bu dönemin acılarını

gölgelemek gibi bir hedefe sahip değildir.

Anahtar Kelimeler: Emeviler, Şiddet, İsyan, Hariciler, Şiiler

1 Dr.

Page 3: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

191

GİRİŞ

Hz. Osman Döneminin ikinci yarısından itibaren siyasi olarak sarsılmaya başlayan İslam toplumu,

yaklaşık on yıl boyunca derin bir krize girmiştir. Hz. Ali’nin şehadeti sonrası rekabet zemininin

kaybolması ve Hz. Hasan’ın liderlik talebinden feragati ile Muaviye b. Ebi Süfyan iktidara gelmiş

böylece İslam dünyasında nispeten bir sükunet hasıl olmuştur. Birlik yılı adı verilen bu süreç

Muaviye’den sonra kriz döneminden beslenen reflekslerle Emevî tarihi boyunca istikrarını

koruyamamıştır. Bunda hiç şüphesiz Emevî iktidarının siyasi ve ekonomik hatalarının da payı vardır.

Emevîler denildiğinde gerek tarihçilerin gerekse toplumsal algının tahayyülünde olumsuz bir imaj

olduğu bir vakıadır. İslam tarihinin en büyük krizine ev sahipliği yapan Emevîlerin bu hadiselerin

gölgesinde kaldığı söylenebilir. Özellikle Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in şehid edilmesi,

sadece bu hadisenin sorumlularını değil bütün bir dönemi mahkûm edecek kadar büyük bir cürmün

ortaya çıkmasına neden olmuştur. Akabinde gelişen ve devam eden olaylar, bu algıyı pekiştirmekten

öteye gitmemiştir.

Emevîler döneminin olumsuz bir şiddet imajı ile anılmasının tarihi köklerini araştırmak, bunları

tespit etmek aynı zamanda diğer hadiselerden tefrikini de mümkün kılacak, böylece bu dönemin

tarihe ve topluma sirayet eden olumlu yönlerini de görmemizi mümkün kılacaktır.

EMEVİLERİN ŞİDDETLE ANILMASININ NEDENLERİ

Emevî Devletinin, Sıffın sonrası gelişen Hakem olayı ve bu olayda ortaya konan kurnazlık akabinde

Hz. Ali’nin şehid edilmesiyle oluşan rekabetsiz ortamda iktidara gelmesi, onların meşruiyetini

sorgulanır hale getirmiştir.2 Her ne kadar birlik yılı şeklinde kaynaklara yansıyan bir değerlendirme

mevcut ise de siyaseten birliğin bu dönem boyunca tam olarak sağlanabildiğini söylemek istisna

yıllar hariç olmak üzere mümkün değildir. Takip eden yıllar boyunca siyasi erki temsil edenlerin bu

meşruiyeti daha da sorgulayacak icraatlara imza atmaları ve bu icraatlara karşı konan refleksler,

Emevî Döneminin bir bütün halinde olumsuz bir şiddet hareketleri dönemi olarak anılmasına neden

olmuştur. Şüphesiz bu konunun detaylarına inildiğinde muhtelif nedenlerle karşılaşmak mümkündür.

Bu nedenleri, siyasi, sosyal ve dini olarak tasnif etmek mümkündür.

1. Siyasi Nedenler

2 Ali Hatalmış, Emevî Halifelerinden Kaynaklı Ayrışmalara Karşı Ömer b. Abdülaziz’in İslam Toplumunu Yeniden İnşa

Çabası, Mukaddime, 2017, 8(2), 135-154.

Page 4: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

192

Emevî Devletinin siyaseten meşru bir tarihsel arka plana sahip olamadan kurulmuş olması daha

başlangıçta bir muhalefet atmosferine maruz kalmasına neden olmuştu. Bunun sonucu olarak Emevî

tarihi boyunca önemli bir sorun olarak şiddet nitelikli isyanlardan kurtulmak mümkün olmamıştır.

Emevilere yönelik siyasi muhalefetin şiddete varan nitelikte ortaya çıkmasında iki önemli kanat

belirgin olmuştur. Bunlardan biri Hariciler diğeri ise Ali Taraftarlarıdır. Harici isyanları bağlamında

Kufe, Basra ve Musul-Cezire hattı merkez olmuştur. Kufe’de altı isyan meydana gelmiştir. Basra’da

ise onun üzerinde isyan olmuştur. Musul ve Cezire hattında ise yedi isyan meydana gelmiştir. Ali

taraftarlarınca gerçekleştirilen isyanlara gelince; bunlar iki kategoride incelenebilir. Birinci

kategoride Ali taraftarları etkin iken diğerinde Ali soyundan gelenlerin bizzat içinde olduğu

faaliyetler söz konusudur. Taraftar mahiyetindeki isyanlar dört tanedir. Bunlar içinde Tevvabün ve

Muhtar es-Sakafi hareketleri doğurduğu etki bakımından meşhur olmuştur. Ali soyundan gelenlerin

isyanı ise üç tanedir.3

Emeviler dönemi boyunca tezahür eden Harici ve Ali Taraftarlarının isyan gerekçeleri, siyaseten

hilafet vazifesinin Emevilerin elinde bulunmasının meşru zeminine dair tereddütlerden ve bu

tereddütlere olan muhalefetten beslenmekteydi. Bu durum özellikle Hz. Ali’ye muhabbet besleyen

ekollerin mensuplarınca tesis edilen yapıların da algısına sirayet etmiş ve bütünüyle bir Emevi tarihi

şiddetle özdeşleşmiştir.

Siyasi nedenler muvacehesinde değerlendirilmesi gereken bir başka husus ise bu uygulamalara

kaynaklık eden zihniyetle alakalıdır. Kabile zemininde bir siyaset anlayışı şüphesiz ki İslam öncesi

cahiliye kültüründen besleniyordu. Hilafetin Kureyşiliği, Hz. Osman’ın kanının talebi, hutbelerden

Hz. Ali aleyhine lanet okutulması bu bağlamda zikredilebilecek hususlardır. Bu tarz usullere karşı

gelenler ise sert bir şekilde cezalandırılıyorlardı. Hucr b. Adiy’in öldürülmesi böyle bir zemine

sahipti. Meşruiyet çabası içindeki Emeviler’in Allah’ın halifesi kavramını kullanmaları da bu

manada şayanı dikkattir.

Emeviler döneminin şiddetle ve olumsuz yönleriyle anılmasında kimi halifelerin özel hayatlarında

İslam’la bağdaşmayacak tavırlar içinde olmalarının payı büyüktür. Özellikle Yezid b. Muaviye bu

yönüyle dikkat çekmiştir. İslam toplumları nezdinde hiçbir zaman da itibar sahibi olamamıştır. Yine

Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri bu hususa

kaynaklık etmiştir.

2. Sosyo-Ekonomik Nedenler

3 Krş. Mehmet Çakırtaş, Emeviler Dönemi Şiddet Hareketleri, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2007.

Page 5: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

193

Sosyo-ekonomik olgular, Emeviler dönemi açısından önemli bir toplumsal ve siyasal değişim ayağı

konumundadır. Müslüman toplumun dışa açılması, dış dünyayı tanıması beraberinde seküler bir

gelişimin söz konusu olduğunu düşünmemize neden olacak tespitleri barındırmaktadır. Bizans ve

İran kültürlerinin İslam toplumunun yaşam ve hayat algısını değiştirip şekillenmesinde etkili

olduğunu söylemek bir dereceye kadar mümkündür. Doğaldır ki bu durum karşılıklı bir etkileşim

meydana getiriyordu. Bu durum hayata dair beklentilerin yükselmesine ve kanaatsizliğe neden

oluyordu. Kabile otoritesinden devlet otoritesine geçiş, göçebelikten yerleşik hayata evriliş geniş

ölçüde uyumsuzluk, güvensizlik oluşturabiliyordu. İlk ayaklanmalar ile bu durum arasında bir ilişki

kurmak mümkündür. Bu gelişmelerde göç unsurunu unutmamak gerekiyor. Asabiyet olgusu da buna

bağlı olarak mikro durumdan makro seviyeye geçiş yapıyordu.

Sosyal hayattaki krizi tırmandıran hususlardan biri de ekonomik olgulardı. Vergilerin artırılması,4

muhaliflerin maaşlarına yönelik kısıtlamalar bu meyanda zikredilmelidir. Hz. Ali taraftarlarının bu

anlamda tahsisatlarının kısıtlandığı bilinmektedir. 5 Bütün bunlara ek olarak iktidar yanlısı olan ve

yönetim ailesinden olan kişilerin mal varlıklarında gözle görülür ölçüde artışların olması özellikle

Medinelileri rahatsız etmeye başlamıştı.6 Bu ekonomik yaklaşımlar üretimin azalmasına ve enflasyonun

yükselmesine neden olmuştu. Piyasada fiyatlar artmış, insanlar geçimlerini sağlamakta zorluk çekmeye

başlamışlar, haklarını alamamışlar ve ellerindeki malları iktidar ailesi mensuplarına satmak zorunda

kalmışlardı. Bunun yanında savâfî (sahipsiz arazi)’den sorumlu olan İbn Mina’nın toprak gelirlerini

toplamak için gittiği Belharis b. Hazrec kabilesi mensupları, Kureyş ve Ensarla birlik olarak ödeme

yapmayı redetmişler,7 vali de bunu zor kullanarak tahsil etmek istemiş, fakat bir sonuç alamamıştı.

Nihayet bazı isyanların gelişmesinde ekonomik unsurların tetikleyici rol oynadığı görülmektedir.

Haricîlerden Şebib’in isyanının nedenlerinden biri de aynı şekilde bazı ekonomik uygulamalardan

duydukları rahatsızlık olmuştur. Bunu, Haccac’ın üzerlerine gönderdiği komutan Mutarrif b. Muğire ile

yaptığı konuşmalardan anlamak mümkündür. Mutarrif, insanları neye çağırdıklarını ve niçin

ayaklandıklarını sorduğunda; “Bizler Allah'ın Kitabı'na ve Rasûlü'nün sünnetine davet ediyoruz. Bizi

bunlardan intikam almaya iten şey, onların gelen ganimet gelirlerini kendilerine ayırmaları, Allah'ın

suçlar için koymuş olduğu cezaları uygulamamaları ve zorbalıkla davranmalarıdır”8diye cevap

vermişlerdir.

4 Aycan, Saltanata Giden Yolda Muâviye b. Ebi Süfyan, 170. 5 Aycan, “Emevî İktidarının Devamında Sakif Kabilesinin Rolü”, 127-128; Bozkurt, Nebi, “Hucr b. Adi”, DİA, XVIII,

s.277. 6 Yakubî, II, 164 7 Yakubî, II, 164 8 Taberî, V, 107; İbnu’l-Esîr, III, 125

Page 6: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

194

3. Dini Nedenler

Emevîlerin, genel olarak şiddet ve olumsuz bir imajla anılmasında dini olguların da payının

olduğunu düşünmek gerekir. Bunun zihinlerdeki meşruiyet algısıyla alakalı olduğunu söylemek

mümkündür.9 Tahkim hadisesiyle gelişen olayların Hz. Ali’nin şehadetiyle sonlanması, Hz. Ali ve

etrafında olanları ayrıca genel olarak İslam toplumunu derinden sarsmıştır. Dolayısıyla gerek iktidara

yönelik eleştiriler gerekse isyanlar manevi olarak bu meşruiyetin sağlanamamış olduğundan destek

almış olma durumları yüksek bir ihtimaldir. Muaviye iktidara geldiğinde bunun toplumda bir

hoşnutsuzluk yarattığının farkındaydı. Bir konuşmasında bunu açık bir şekilde ifade etmişti. "Allah'a

yemin ederim ki, yönetimi elime aldığım zaman, iktidara geçmiş olmamdan hiç hoşlanmadınız. Bunu

bilmiyor değildim. Hatta bu hususta kalplerinizdeki kuruntuları da biliyorum. Fakat ben bu makamı

kılıcının kuvveti ile elde ettim. Devlet işlerini belki istediğiniz gibi yürütemem. Siz de yapabildiğim

kadarıyla yetininiz"10

Emevîler döneminin meşruiyetine halel getiren hususlardan biri de halifelerin toplum nezdinde

benimsenmeyen özel ve genel yaşantılarıydı. Dönem açısından henüz tecrübe edilmemiş refah ve

yüksek zenginlik tezahürü hayat tarzı, bir rahatsızlık meydana getirmek için yetiyordu. Muaviye’nin

artık korumalarla gezmesi, Bizans ve Sasani geleneklerinde olduğu gibi saraylarda ikamet etmeye

başlamaları toplum tarafından yadsınmıştır. Bunlar toplumda ileri geri konuşmalara neden olmuştur.

Zahidane geleneğin geçirdiği değişim kolay kabullenilmemiştir.11 Bundan dolayı çeşitli grupların,

Emevîlere karşı gösterdikleri muhalefet, çoğunlukla dini bir mücadele olarak gösterilmeye çalışılmıştır.

Bu mücadelede, Yezid b. Muâviye, Yezid b. Abdulmelik ve Velid b. Yezid’in gayr-ı ahlaki hareket

tarzları üzerinde özellikle durulmakta, Yezid b. Muâviye döneminde Medine’ye gösterilen saygısızlık,

Mekke’nin Abdulmelik orduları tarafından işgali ve Kâbe’nin yakılması onların dini duyarlılıktan uzak

olduklarına bağlanmaktadır. Emevî halifeleri bunların dışında, camilerde minberi halktan ayırmak için

maksureler ve mahfiller yapmış olmakla, Cuma hutbesini Hz. Peygamber ve ilk halifeler tarafından

tesbit edilen uygulamanın aksine, cemaat dağılır korkusuyla namazdan önceye almakla

suçlanmışlardır.12

İbnu’l-Esîr’in Ömer b. Sübeyne’den aktardığına göre, Yezid b. Muâviye halife olmadan önce hacca

9 lbn Abdirabbih, eJ.lkdü'l-Ferid, Kahire 1953, 293-297. 10 lbn Kesir, Bidadye, Vlll, 132. 11 Fazlurrahman, İslam, çev. Mehmed Dağ- Mehmet Aydın, Ankara 2004, s. 144. Emevî halifelerinin halk tarafından

tasvip edilmeyen yaşantıları ile ilgili bkz. İrfan Aycan, “İslam Toplumunda Eğlence Sektörünün Ortaya Çıkışı” AÜİFD,

XXXVIII, s.155-193 12 Vloten, Gerlof Van, Emevîler Devrinde Arab Hâkimiyeti, Şia ve Mesih Akideleri Üzerine Araştırmalar, çev. M.Said

Hatiboğlu, Ankara 1986, s.46

Page 7: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

195

giderken uğradığı Medine’de içki sofrasına oturmuştur.13 Diğer kaynaklarımızda da onun devamlı

olarak içki içtiği belirtilmekte,14 hatta bu yüzden lakabının “Yezid el-Humûr” olduğunu söylemektedir.15

İbn Haldun, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da katledilişi ile Yezid’in yaşantısı arasında ilişki kurarak şunları

söylemektedir; “Yezid’in fasıklığı herkes tarafından anlaşılıp ortaya çıkınca, Kûfe’deki Ehl-i Beyt

taraftarları Hz. Hüseyin’e haber göndererek Kûfe’ye gelmesini, (Yezid’e karşı) onu destekleyeceklerini

söylediler. Hz. Hüseyin de fasıklığından dolayı Yezid’e isyan edilmesi gerektiğine inanıyordu. Kişisel

ehliyeti ve toplumsal gücü ile buna güç yetirebileceğini zannetti. Kişisel ehliyeti konusundaki zannı

doğruydu fakat toplumsal gücü konusunda hata etmişti.”16 Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak

mümkündür.,

OLUMLU YÖNLERİYLE EMEVÎLER

İslam tarihinin en zorlu dönemlerinden biri Emeviler dönemidir. Özellikle İslam toplumunun

yaşadığı derin travmalardan sonra kurulmuş olması, zenginleşmeyle birlikte yerel kontrolden çıkan

bir toplum yapısının gelişmesi beraberinde bu döneme dair kapsamlı eleştirilerin gelişmesine neden

olmuştur.

Şüphesiz ki yaklaşık doksan yıllık Emevî tarihi sadece eleştirel yönlerinden ibaret değildi. İslam

tarihinin bu döneminin tarihe iz bırakacak derecede olumlu boyutları vardır. Hatta kimi tarihçiler

Emeviler dönemine dair bilgi kaynaklarımızın Abbasiler döneminde telif edilmesine bağlı olarak bir

karalama kampanyasından bahsederler ki bu hususta dikkatli olmak gerekmektedir.17

Emevilerin İslam toplumuna faydalarını üç ana başlık altında müzakere etmek mümkündür.

Fetihler

Bu dönemde İslam toplumu içinde sükunet kısmen sağlandıktan sonra, fetih hareketlerine yeniden

başlanması söz konusu olmuştur. Bu fetihler üç ayrı cepheye yöneliyordu. Suriye orduları Bizans

hâkimiyetindeki Anadolu ve Ermenistan, Irak orduları Horasan, Mâverâünnehir ve Sind, Mısır

orduları da Kuzey Afrika topraklarında savaştılar. Bu fetihler neticesinde özellikle Kuzey Afrikanın

fethi tamamlanmış oldu. Ardından Endülüs coğrafyası İslam topraklarına katıldı. Bu fetihlerin

13 İbnu’l-Esîr, II, 603 14 Belâzurî, Ensâb, V, 299; Mes’ûdî, III, 81 15 Hitti, I, 358 16 İbn Haldun, Mukaddime, I, 302 17 İrfan Aycan, “Cahız ve Emevî Dönemine Mutezili bir Yaklaşım”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.35

s. 286.

Page 8: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

196

devlete kattığı siyasi ve ekonomik güç, özelde Emevîleri genelde ise İslam’ı geniş bir coğrafyada söz

sahibi kılmıştır.18

Kurumsallaşma

Emeviler dönemi şüphesiz ki devlet kurumlarının oluşumu bakımından önemli basamaklardan birini

teşkil etmektedir. Özellikle bu süreç Muaviye ile başlamıştır. Devlet merkezinin teşkilatlandırılması,

protokol kurallarının geliştirilmesi ve güvenlik ve istihbarat sistemlerinin kurulması bu dönemde

başlamıştır. Haciblik sistemi bu yönüyle dile getirilmiştir. Yine berid sistemi hem istihbarat hem de

muhaberat açısından güçlendirilmiş ve yeni formlar kazandırılmış şekliyle Muaviye döneminde

geliştirilmiştir.19

Emeviler’in ikinci kurucusu olarak anılan Abdülmelik b. Mervan döneminde ise haraç divanlarının

Arapçaya tercüme edilmesi, para bastırılması gibi yenilikler İslam Toplumuna girmiştir. Fetihlerle

birlikte eş zamanlı olarak mimari kültür zenginleşmiş ve imar faaliyetleri artmıştır. Velid b.

Abdülmelik zamanı özellikle imar faaliyetleri bakımından temayüz etmiş ve Emeviler döneminin

altın çağı olarak tarihe geçmiştir.

Emeviler döneminde, devlet teşkilatından idari ve siyasi teşkilatlar zenginleştirildi. Askeri bir divan

kurularak iş ve işlemler daha sistematik hale getirilmiştir. Bu muvacehede adli teşkilatında yeni

formunu aldığı ifade edilebilir.

İlmi faaliyetler

Emeviler dönemindeki ilmi faaliyetler, İslam Tarihi açısından adeta bir inşa dönemi niteliğindedir.

Gerek müspet ilimler gerekse dini ilimler bu muvacehede değerlendirilebilir. Bunun merkezinde ise

tercüme faaliyetleri bulunmaktadır.20 Bilinenin aksine tercüme faaliyetleri Abbasiler döneminde değil

Emeviler döneminde başlamıştır. Hatta bu faaliyetler devletin kurucusu Muaviye b. Ebi Süfyan

zamanında başlamıştır.21 "Emeviler döneminin ilk yıllarından itibaren müslümanlar tıp ve kimya gibi

ilimlere ilgi duymuşlardır. Bir yandan devlet adamlarının yabancı ilim adamlarını saraya daveti,

diğer yandan müslümanların bu ilimleri öğrenme merakı ve gayr-ı müslim ilim adamlarının bu ilim

dallarına dair yazmış oldukları Süryanice, Yunanca hatta Kıptice eserleri Arapçaya çevirmeleriyle

18 Adnan Demircan, İslam Tarihi 1, Bilay Yayınları, İstanbul 2018, s. 202. 19 Demircan, s. 216. 20 İrfan Aycan, Emeviler Dönemi Kültür Hayatında Bazı Beşeri İlimlerin Tarihsel Gelişimi, Dini Araştırmalar, Ocak-

Nisan 2000, C. 2, s. 6. 21 Aycan, Emeviler Dönemi Kültür Hayatında Beşeri İlimler, s 216.

Page 9: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

197

İslam dünyasında giderek hızlanacak olan bir bilimsel faaliyeti başlatmıştı"22 Halid b. Yezid buna

öncülük eden Emevî hanedan üyesidir. Halid, alternatif veliaht üye durumunda idi. Mervan b. Hakem

oğlu Abdülmelik’i tayin ettiği için bu hakkını kullanamamıştır. Bu dönemde müspet ilimler

anlamında ilgi duyulan ilim, Tıp ve Kimya idi. Özellikle fetihler dönemin tıp merkezlerinin ele

geçmesi İslam dünyasında bu alana olan ilgiyi de artırmıştır. Emevîler döneminde sarayda genelde

Cündişapur tıp merkezinde yetişen tabiplere yer verilmiştir. Muaviye'nin doktoru Ebu'l- Hakem, İbn

Asal, Haccac'ın doktoru Teyazuk ve Abdülmelik b. Ebcer bunlardandır. Emevîler döneminde

Cündişapur, yeni başlayan tercüme hareketinin merkezi olmuştur.23 Emeviler zamanında Mervan b.

el- Hakem'in emriyle Masercis, Alıron'un Kunnaş adlı eserini Arapçaya çevirmişti. Bu eserin tıp

sahasında Arapçaya tercüme edilen ilk eser olduğu söylenir. Bu eser otuz makaleden oluşur,

Masercis, bu esere iki makale daha ilave etmiştir.24

Muaviye pek çok sahada olduğu gibi tıp alanında da eserler yazılmasını istemiş, bunun üzerine İbn

Asal (46/666) Müfret ve Mürekkep İlaçlar ve Kuvvetleri isimli bir çalışma yapmış, bu çalışmasına

Yunancadan ve Süryaniceden pek çok eseri kaynak göstermiştir. Hatta Muaviye ondan bu eserlerden

birkaçını Arapçaya tercüme etmesini istemiştir.25 Irak valisi Haccac'ın doktoru Teyazuk'un da

Yunanca'dan tercümeleri vardır. Bu doktor, döneminde geliştirdiği Humma tedavi yöntemiyle şöhret

bulmuştur.26 Yine daha önceki sayfalarda belirtiğimiz gibi Mervan b. el-Hakem, Basralı Yahudi bir

tabib olan Masercis'ten tıp alanındaki eserlerden tercüme yapmasını istemiş, o da Yunanca'dan

tercüme yapmıştır.27 Muaviye'nin Kufe valisi Ziyad b. Ebihi'nin parmağı kangren olduğu zaman,

şehirdeki tabipler toplanmış ve cerrahi müdahaleye karar vermişlerdi. Bu da o esnada cerrahi

müdahalede bulunabilecek tabiplerin varlığına ve bu tıbbi tedavi yönteminin bilindiğine bir

işarettir.28

Emevî halifesi Velid b. Abdülmelik zamanında ilk hastane kurulmuştur. Bu konudaki en geniş bilgiyi

Makrizi verir ve onun bu hastaneye maaşlı doktorlar tayin ettiğini, cüzzam hastalarının ortalıkta

dolaşmamaları için onların hastanede toplanmasını emretmiş, bu hastalara ve amalara devlet

tarafından erzak tayini yapılmıştır.29 Yine bu dönemde bazı doktorların zehir ve dozları üzerinde

22 Bayraktar, Mehmet, İslam Felsefesine Giriş (T.D.V. Yay. Ankara, 1998. 23 S. Hüseyin Nasr, İslam ve İlim (Tre. İlham Kutluer, İstanbul, 1989), s.176. 24 Aycan, Emeviler Dönemi Kültür Hayatında Beşeri İlimler, 214. 25 Fazıl Halil İbrahim, 50. 26 İbn Ebi Usaybia, s.12. 27 İbn Nedim, Fihrist, s.88. 28 Belazuri (297/892), E•ısabü'l-Eşraf (thk. İhsan Abbas, Beyrut, 1979),IV,227. 29 Makrızi, Hıtat (1-11, Beyrut, ?), II, 405; Aycan, Emeviler Dönemi Kültür Hayatında Beşeri İlimler, 218.

Page 10: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

198

uzmanlıklarının olduğundan bahsedilmiştir.30 Bu dönem müspet ilimlerdeki durumu ortaya koyan

İrfan Aycan şu yorumu yapmaktadır: “Netice olarak Emeviler dönemi müslümanların beşeri

ilimlerde bir hazırlık ve alt yapı oluşturma dönemidir. Fetihler sonucu ele geçen topraklardaki kurum

ve kuruluşlara zarar verilmediği gibi onların çalışmaları teşvik edilmiş, hatta alanlarında uzman olan

pek çok kişi devlet başkanından ve saraydan çok yakın ilgi ve alaka görmüştür. Ayrıca bu ilmi

çabaların yaygınlaşması yolunda çeşitli adımlar atılmıştır”

Emeviler dönemin dini ilimler açısından da önemli adımların atıldığı bir dönemdir. Kısacası

Emeviler döneminde Tefsir, Hadis, Fıkıh, Tarih, Arap Dili, Edebiyat, Kelam gibi dini ve edebi

ilimlerin yanında bazı müsbet bilimlerin de temeli atılmıştır. Gerçekten Emeviler döneminde bu

bilimlerin temeli atılmamış olsaydı ve bu malzeme birikimi bulunmasaydı, Abbasiler döneminde son

derece parlak ve hızlı gelişmelerle yoğun tasnif faaliyetinin gerçekleşmesi mümkün olmayabilirdi.31

Emeviler döneminde dini ilimler daha çok mevali dediğimiz Arap olmayanlar arasında yayılmıştır.

Bunun sebebi, Arapların daha çok idare ve askeri konulara odaklanmalarıdır. Camiler dini ilimlerin

tedrisinde önemli mekanlar olarak ön plana çıkmıştır. Bu dönem çalışmalarında Kur’an, Hadis, Tarih,

Hukuk ve Kelam gibi dallar ön plana çıkmıştır.

SONUÇ

Emeviler dönemi, İslam tarihinin en önemli dönemlerinden birini teşkil etmektedir. Bu dönem

genellikle ana hatlarıyla olumsuz yönleriyle hatırlanmıştır. Zira kuruluşundaki maşeri vicdanlarda

karşılık bulamamasının doğurduğu meşruiyet sorununa ek olarak İslam dünyasının en büyük krizi

diyebileceğimiz Hz. Hüseyin bu dönemde şehit olmuştur. Yine Medine’ye yönelik Harre vakası

olarak bilenen saldırı bu dönemin kayıtlarında yer almıştır. Müslümanların, on beş asır içerisinde

hazmedemediği bu büyük krizlerin gölgesinde bir tarih algısı Emeviler dönemini esir almıştır.

Bununla birlikte, Emeviler döneminin, bütün krizlerine rağmen önemli tarihi, kültürel ve ilmi

gelişmelerin yaşandığı da bir dönem olduğu dile getirilmelidir.

Emeviler dönemi, siyasi, sosyal ve dini nedenlerle daha çok olumsuz hikayeleriyle anılmıştır. Bu

hadiseler Emevî tarihinin başarılarını da gölgelemiştir. Şüphesiz ki eleştirel hususlar asla

küçümsenemeyecek cesamette ve vahamettedir. Ancak belirli bir tarihi sadece şiddet merkezli

algılama eğilimi yeni dönem tarihçilik anlayışının sosyal ve kültürel tarih, ilmi tarih gibi hususları

30 İbn Ebi Usaybia, s.171-172; Aycan, 219. 31 Aycan İrfan, Sarıçam İbrahim, Emeviler, s.125; İrfan Aycan, Bıneviler Dönemi Kültür Hayatında Dini İliınierin

Tarihsel Gelişimi, Dini Araştırmalar, Eylül-Aralık 1999, C. 2, sayı. 5, s.341.

Page 11: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

199

ihmal etme kusurunu ortaya çıkarmıştır.

Emeviler dönemi başarılarıyla da anılmaya değer hadiselere de de şahitlik etmiştir. İslam fetihleri

geniş bir coğrafyada Müslümanları hâkim konuma taşımıştır. Akdeniz hâkimiyeti pekişmiştir. İber

yarım adası Endülüs’ün fethi gerçekleşmiştir. Fetihler Müslümanların ekonomik ve siyasi

gelişimlerine olumlu katkılar sağlamıştır.

Emeviler döneminin bir başka zikre değer özelliği ilmi gelişmelerin temelinin atıldığı bir dönem

olmasıdır. Bilinenin aksine tercüme faaliyetleri bu dönemde başlamıştır. Temel İslami ilimlere dair

temeller bu dönemde atılmıştır. Kur’an, Hadis, Fıkıh, Tarih gibi alanlarda ilk çalışmalar yapılmıştır.

Şüphesiz ki bu döneme damgasını vuran halife Ömer b. Abdülaziz faktörü de zikredilmelidir. Ömer

b. Abdülaziz örneği, maneviyata önem veren, adaleti tekrar tesis etmeye çalışan bir kişi olarak bu

dönemin aydınlatılması için en önemli figür durumundadır.

Page 12: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

200

KAYNAKLAR

Aycan İrfan, Sarıçam İbrahim, Emeviler, TDV Yayınları, Ankara 2014.

Aycan, İrfan, “Emevî İktidarının Devamında Sakif Kabilesinin Rolü”, Ankara Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, 1997, cilt: XXXVI, s. 119-141.

Aycan, İrfan, “İslam Toplumunda Eğlence Sektörünün Ortaya Çıkışı” AÜİFD, XXXVIII, s.155-193

Aycan, İrfan, Saltanata Giden Yolda Muâviye b. Ebi Süfyan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2014.

Bayraktar, Mehmet, İslam Felsefesine Giriş T.D.V. Yay. Ankara, 1998.

Belazûrî, Ebi’l-Abbas Ahmed b.Yahya b. Cabir, Ensâbü’l-Eşraf, Süheyl Zekkar-Riyad Ziriklî,

Mektebetü’l-Buhûs ve’d-Dirasat, Beyrut 1996.

Bozkurt, Nebi, “Hucr b. Adi”, DİA, XVIII, s.277.

Çakırtaş, Mehmet, Emeviler Dönemi Şiddet Hareketleri, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2007.

Demircan, Adnan, İslam Tarihi 1, Bilay Yayınları, İstanbul 2018.

Fazlurrahman, İslam, çev. Mehmed Dağ- Mehmet Aydın, Ankara 2004.

Hatalmış, Ali, Emevî Halifelerinden Kaynaklı Ayrışmalara Karşı Ömer b. Abdülaziz’in İslam

Toplumunu Yeniden İnşa Çabası, Mukaddime, 2017, 8(2), 135-154.

İbn Abdi Rabbih, Ahmed b. Muhammed, Ikdu’l-Ferîd, thk. Ahmed Emin, Kahire 1946.

İbn Haldun, Abdurrahman, (1332/1406), Mukaddime, Trk. Trc. Zakir Kadiri Ugan, MEB Yay. İst.

1991.

İbn Kesîr, Ebû’l-Fida İsmail b. Ömer b. Kesir el-Kureşî, öl: 774, el-Bidaye ve’n-Nihaye, thk.

Abdullah Abdülmuhsin et-Türkî, Beyrut 1997.

İbnü’l-Esîr, Ebû’l-Hasan İzzettin Ali b. Ebi’l-Kerem Muhammed eş-Şeyban el-Cezerî (Ö: 630 H.) el-

Kâmil fi’t-târîh, thk. Ömer Abdüsselam Tedmüri, Daru ihyai’t-türasi’l-Arabî, Beyrut 1997/1417.

İrfan Aycan, “Cahız ve Emevî Dönemine Mutezili bir Yaklaşım”, Ankara Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, c.35 s. 286.

Page 13: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Aziz Hatırasınaisamveri.org/pdfdrg/G00827/2019/2019_CAKIRTASM.pdf · Abdülmelik dönemi Mekke saldırısı, Yezid b. Abdülmelik dönemi kimi hadesileri

201

İrfan Aycan, Emeviler Dönemi Kültür Hayatında Bazı Beşeri İlimlerin Tarihsel Gelişimi, Dinî

Araştırmalar, 2000, cilt: II, sayı: 6, s. 213-222.

İrfan Aycan, Emeviler Dönemi Kültür Hayatında Bazı Beşeri İlimlerin Tarihsel Gelişimi, Dini

Araştırmalar, Ocak-Nisan 2000, C. 2, s. 6.

S. Hüseyin Nasr, İslam ve İlim, Trc. İlham Kutluer, İstanbul, 1989.

Taberî, Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd el-Âmülî et-Taberî el-Bağdâdî, Tarihu’l-Ümem ve’l-

Mülûk, Beyrut: Daru’l-fikr, 1987.

Vloten, Gerlof Van, Emevîler Devrinde Arab Hâkimiyeti, Şia ve Mesih Akideleri Üzerine

Araştırmalar, çev. M.Said Hatiboğlu, Ankara 1986, s.46

Yakubî, Ahmed b.Ebi Yakup b.Cafer b. Vehb b. Vazıh el-Katibî el-Abbasî, Tarihu’l-Ya’kûbî, 2.bs.

Beyrut: Daru sadır, 1995.