haber gazetesi nr.5
DESCRIPTION
Haber Gazetesi Nr.5TRANSCRIPT
» 3’teKulüp Başkanı Fikri Demirtaş
NAFİZE ŞENER
Eyvah! Yeni bir hareket: PARTIJ ÉÉN
» 11’de
VEYİS GÜNGÖR
Hedonist ve narsist gençlik!
SEDAT ÇAKIR
Yaklaşan seçimler ve politikacıların etik düşüncesi
» 13’te
» 21’de
A. SUAT ARI
Estetik ve Entellektüel Boyut
KEMAL ŞAHİN
TD-Plattform’da Yeni Bir Dönem Başladı
» 9’da
» 10’da
» 3’te
Ayşegül Yener, 23 yaşında. Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde doğmuş ve şu an Hogeschool Rotterdam’da halka ilişkiler okuyor. Daha önce üç yıl boyunca SPW (Sociaal Pedagogisch Werk) okuyup, aynı zamanda da üç sene boyunca kuaför okuluna gitmiş ve halen de Rotterdam- Kralingen’de kuaför olarak çalışıyor.
Hollanda Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu (DSDF), yeni yönetim kurulunu belirledi ve gelecek dönemde yapılacak olan faaliyetleri takvime bağladı. Rotterdam NH Otel’de, delegelerin tamamına yakınının katıldığı ve 2 gün seminer halinde gerçekleşen genel kurulda, Zeki Baran başkanlığa getirildi. Genel kurulun ilk gününde, DSDF’nin vizyon ve misyonu üzerinde duruldu ve delegeler görüşlerini belirttiler. Yeni yönetim kurulunun belirlendiği ikinci günde ise değişik konularda çalışma grupları oluşturuldu.
Amersfoort’ta yeni başlayan ve haftalık olarak düzenlenen ‘Goedemorgen Nederland’ projesi kapsamında, 20’ye yakın Türk bayanı bir araya toplanıp gündemdeki çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunuyor. Bu bağlamda HABER Gazetesi ve içeriği de kurs materyali olarak kullanılıyor.
Kocatepe Camii’nin gençlik kollarından kulü-bümüz 2003 mart ayın-da kurulmuştur. Ama-cımız gençliğe spo-ru sevdirmek ve on-ları sokaklardan çe-kip spora yönlen-dirmektir, ve bunu güzel bir şekilde gerçekleştirdiği- mizi inanıyoruz.
ALMAN OTOBANINDA
HIZ YAPMIŞ270 km
Fuar Faaliyetleri
Bu yıl Müşavirliğimizce katıldı-ğımız etkinlikler arasında en dik-kat çekici olanı kuşkusuz 12-17 Ocak tarihleri arasında gerçeke-leşen 2010 Utrecht Turizm Fuarı-dır. Bu fuara 750 m²’lik alanda 38 kuruluş katılmıştır. Türkiye bu bü-yüklükteki katılımıyla, Utrecht Tu-rizm Fuarı’nın en büyük 10 katı-lımcısı arasında yerini aldı.
Kültür ve Sanat Faaliyetleri
2010 yılında Müşavirliğimiz-ce Türk Sinemasının tanıtımı-na katkı sağlanması amacıyla 1. Amsterdam Türk Filmleri Festi-valine sponsor olduk. Söz konu-su festivalin gerek burada yaşa-yan Türk toplumu gerekse Hol-landalıların büyük ilgisini çek-tiğini gözlemledik. 3 gün süren film festivali boyunca 15 adet Türk filmi izleyici ile buluştu.
SiyaSi KatIlIM yeterSiZ
Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin 2010 Yılı Faaliyetlerinde büyük atılım
Zeki Baran; DSDF’ye yeni başkan
HABER Gazetesi kurslarda
“Amacımız önce temiz ahlaklı ve disiplinli gençler yetiştirmektir”
Merkezi Rotterdam’da bulunan Türk
Müziği Korosu’nun elemanları, her
hafta düzenli olarak bir araya
gelerek yaptıkları çalışmalarla, Türk müziğini herkese
sevdirmek için çalışmalarına
hız verdiklerini kaydettiler.
Selma Taşpınar ve Rahime Okumuş
Hollanda Diyanet Vakfı(HDV)’nın ön-cülüğünde düzen-
lenen ve sekiz fark-lı kesime ait fede-
rasyonun destekle-diği ‘Avrupa Kutlu
Doğum 2010’ prog-ramını, Hollanda’nın yanı sıra Avrupa’nın değişik ülkelerinden
gelen yaklaşık 40 bin kişi izledi.
» 3’te
» 20’de
» 12’de
» 14’te
» 11’de
» 23’te
» 22’de
» 4’te
Rotterdam korosu yeni sesler arıyor
“ÖneMli olAn Motor sAHibi olMAk değil, Motorun üstünde
kendine sAHiP olMAktIr”
COŞK
UN Ç
ÖRÜZ
’LE
PARL
AMEN
TO’DA
SÖY
LEŞİ
HABERÖZEL
Siyasi katılım olarak örnek bir ülkeyiz ama bunun mücadelesini de verdik. Bazen yerel seçimlerde kahve kahve dolaşıyoruz adam orda “fayans döşüyor” ve gidip bir oyunu vermiyor. Ondan sonra bir derdi olduğu zaman sitem eder veya “bir oy ne fark edecek?” diyor. Ama o oy için çok mücadele verildi 1985-1986’da. Herkes kendi çevresinden başlayıp, etrafındaki insanları bu hususta daha bilinçli hale getirmesi lazım. Aynı zamanda vakıf ve derneklere önemli roller düşüyor, toplumu daha aktif hale getirmek için.
‘ ‘
BESTE KRANT VAN NEDERLAND
APRIL 2010 NİSAN Yıl:1 sayı: 5
HOLLANDA’NIN EN İYİ GAZETESİ
HABERhaber•nl ISSN:1879-9981
HABER 2APRIL / NİSAN 2010
Arena’da 40 bin kişi Kutlu Doğum’u kutladı
HABER3 APRIL / NİSAN 2010
Arena’da 40 bin kişi Kutlu Doğum’u kutladı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun da iştirak ettiği ‘Pey-gamber Sevgisinde Buluşalım’ isim-li programa, Türkiye’nin Lahey Bü-yükelçisi Uğur Doğan, Deventer Baş-konsolosu Nihat Erşen ile Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Diyanet Vakfı Başkanı Bülent Şenay’ın yanı sıra di-ğer Avrupa ülkelerinde görev yapan Din Hizmetleri Müşavirleri de katıl-dı. Din hizmetleri ataşeleri, din gö-revlileri ve sivil toplum temsilcileri-nin de hazır bulunduğu programda yaklaşık 40 bin kişi hazır bulundu.
Her iki ülke milli marşlarının okunması ve Kura’n-ı Kerim tila-vetiyle başlayan programda Hol-
landa Diyanet Vakfı Başkanı ve La-hey Din Hizmetleri Müşaviri Bü-lent Şenay, “Camiler Avrupa’da hu-zurun, minareler ise birliğin simge-sidir. Kutlu Doğum coşkusunun bu-gün Avrupa’nın göbeğinde, Ams-terdam Arena Stadı’nda yaşanışı, Hollanda’da var olan din özgürlü-ğünün en güzel ifadesidir. Bu top-lantı, yarınlar için bir ümit kaynağı-dır. Günümüzde Peygamber sevgi-si, modern topluma samimiyetin, in-san sevgisinin, dostluğun, ‘yaratıla-nı sev yaratandan ötürü’ anlayışının, iyiliğin ve ihlasın hatırlatılmasıdır. ‘Birbirinizi sevin, buğzetmeyin, sırt dönmeyin, küçüklere merhamet bü-yüklere saygı gösterin, kolaylaştırın güçleştirmeyin’ diyen Peygamberin izinden giden insanlardan hiç kim-seye zarar gelmez. Bugün bu prog-ramla Müslümanlar özel bir gün ya-şadı. Barış, huzur ve kardeşlik iste-yen Müslümanlar ve Türk Toplumu, Hollanda’nın garantisidir. ” dedi.
ORTAK BAŞARI“Hollanda’daki Türk sivil toplum
kuruluşlarının, böylesi anlamlı bir gün ve organizasyonda birlikte ha-reket etmeleri ortak başarıdır” di-yen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “Peygambere bağlı-lık deyince herkesin bir araya geldi-ğini büyük bir mutlulukla gördüm. Huzur ve barış içinde, 40 bin kişi,
Hollanda ile uyum içinde, ortak duy-gu içinde hareket ediyor. Bundan bü-yük mutluluk olabilir mi?” şeklin-de konuştu.
“ANTİ-İSLAM VE ÖNYARGI-NIN TEK ÇARESİ, ÖZGÜRLÜKLERİ DAHA DA ARTIRMAKTIR”
İyilik ve güzelliğin adı ve simgesi olan Peygamber Efendimizin bir ah-lak abidesi olduğunu belirten Diya-net İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğ-lu, Arena Stadını dolduran yaklaşık 40 bin kişiye, “Bu toprakların asli un-surlarısınız, geri gidecek değilsiniz” şeklinde hitap ederek, Hollanda’yı da verdiği özgürlüklerden dolayı teb-rik etti. İslam ve Müslümanlara kar-şı zaman zaman ön yargıların orta-ya çıktığına değinen Bardakoğlu, bu
gibi durumlarda tek çarenin özgürlükle-ri daha da artırmak olduğunu ifade etti. Bardakoğlu, bir ara-da sulh içinde yaşa-manın yolunun öz-gürlüklerden geçti-ğine temas etti.
Prof. Bardakoğlu, programdan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlaya-rak, Hollanda toplu-munda giderek yay-gınlaşan hoşgörüsüzlüğe karşı “Kö-tülüğe kötülükle değil iyilikle karşı-lık vermeliyiz.” dedi.
Yaklaşık 4 saat süren program-
da İsmail Coşar, Fatih Koca ve Ekibi, Kur’an ziyafeti, Grup 571 Çocuk İla-hi Korosu, Diyanet İlahi Korosu Ta-savvuf Musikisinden seçkin örnek-ler sundular.
diyanet işleri başkanı Prof. bardakoğlu: “Herkesin özgürlüğüne saygı gösteriyoruz. bizim özgürlüğümüze de saygı gösterilmesini bekliyoruz”
doçent dr. bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı(HDV)’nın öncülüğünde düzenlenen ve se-kiz farklı kesime ait federasyonun desteklediği ‘Avrupa Kutlu Doğum 2010’ programını, Hollanda’nın yanı sıra Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen yaklaşık 40 bin kişi izledi.
Arena’da 40 bin kişi Kutlu Doğum’u kutladı
HABER 4APRIL / NİSAN 2010
Genel kurulun ilk gününde, DSDF’nin vizyon ve misyonu üze-rinde duruldu ve delegeler görüş-lerini belirttiler. Yeni yönetim kuru-lunun belirlendiği ikinci günde ise değişik konularda çalışma grupla-rı oluşturuldu.
DSDF’in 11. Genel Kurul çalış-malarında Hollanda’daki son siya-si gelişmeler ve Türklerin konumu masaya yatırıldı. Yeni yöneticilerin seçildiği genel kurula Helmond Be-lediyesi PvdA partisi grup başka-nı Seyit Yeyden, Roermond Bele-
diyesi meclis üyesi Selçuk Öztürk, Feijenoord Belediye meclis üyesi Serdar Çiçek gibi siyasetçiler de ka-tıldı. İşçi Partisi PvdA’nın geçen dö-nem Rotterdam lideri olan Peter van Heems’in konuşmacı olarak ka-tıldığı birinci günde Irkçı PVV Parti-
Hollanda Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu (DSDF), yeni yönetim kuru-lunu belirledi ve gelecek dönemde yapılacak olan faaliyetleri takvime bağladı. Rotterdam NH Otel’de, delegelerin tamamına yakınının katıldığı ve 2 gün semi-ner halinde gerçekleşen genel kurulda, Zeki Baran başkanlığa getirildi.
Schiedamseweg 2133026 AN Rotterdam
www.adacams.nl
010-462 35 69
Subsidie-aanvraag voor uw veiligheidsystemen kunt U via ons regelen. Bel Hüseyin Kızgın, onze expert op dat gebied voor alle informatie: GSM: 0624-367064
2010 yılında da güvenlik
sistemlerinde devlet desteği
devam ediyor. Resmi işlemlerinizin
kolayca yürütülmesi
için bizi araya-
bilirsiniz.
GÜVENLİK SİSTEMLERİNDE DOĞRU ADRES
BEVEILIG UW WONING OF KANTOOR MET HET BEVEILIGINGSSYSTEEM VAN ADACAMSMaak vrijblijvend een afspraak met één van onze beveiligingsadviseurs. Hij helpt u bij het samenstellen van een ADACAMS beveiligingssysteem dat speci� ek is afgestemd op uw werk en/of woonsitutatie.
Mot
toM
edia
DOĞRU ADRES
Schiedamseweg 2133026 AN Rotterdam
Bezoek onze stand
stand nr:84
Bezoek onze stand
Bezoek onze stand
stand nr:84stand nr:84stand nr:84
Bezoek onze stand
stand nr:84stand nr:84stand nr:84
Zeki Baran; DSDF’ye yeni başkan
Başkan : Zeki Baran (Rotterdam Anakent Belediye Meclis üyesi)Sekreter: Feyza Albayrak (İletişim uzmanı)Muhasip: Okan Öztürk (EUR Ekonomi yönetimi ikici sınıf öğrencisi)Üye: Yasemin Kaya (Grafik Lisesi İngilizce öğretmeni)Üye: Murat Karaaslan (Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi)Üye: Nevzat Cingöz (HAN Yüksek Okulu öğretim üyesi)
Genel Kurul çalışmalarında Hollanda’daki son siyasi gelişmeler ve Türkler’in konumu masaya yatırıldı.
nin gelişmesine karşı yerli Hollan-dalı kişi ve kurumlarla ortak çalış-malara ağırlık verilerek, ırkçıların toplumsal yaşamda izole edilme-sinde DSDF’nin örnek çalışmalar yapmasına karar verildi.
Yaklaşık 40 delegenin katıldığı genel kurul toplantısının ikinci gü-nünde son dört yıllık faaliyet rapo-runu okuyan eski Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Gültekin; Politi-
kaya aktif katılım, ırkçıkla ve radi-kallerle mücadele yanında namusa dayalı ve aile içi şiddete karşı ba-şarılı çalışmalar yaptıklarını anlat-tı. Rotterdam’da TRT yayınlarının kabloya geri dönüşü konusunda et-kin olduklarının altını çizen Ertuğ-rul Gültekin DSDF’nin önermesi ile başlayan yabancı işçi anıtı projesin-de son noktaya gelindiğini belirtti.
DSDF’nin iki yıllık çalışmalarını yürütmek üzere 6 kişi yönetime seçildi.
DSDF’nin 2 yıllığına seçilen
yeni yönetim kurulu üyeleri
Hollanda Karamanlılar Vakfı Genç-lik Gurubu tarafından organize edilen bowling turnuvası, Hollanda’nın deği-şik şehirlerinden gelen 50 civarında-ki gencin katılımıyla Rotterdam Bowlin-gen partycentrum’da gerçekleştirildi.
Karamanlı gençlerin tanışma ve kaynaşmasını geliştirme amacıyla dü-zenlenen turnuvada, çekişmeli ge-çen müsabakalar sonucu finale kalan 8 gence, Hollanda Karamanlılar Vakfı ta-rafından özel ödül ve bütün katılımcı gençlere de bazı hediyeler takdim edil-di. Konu ile ilgili olarak Hollanda Kara-manlılar Vakfı Gençlik kolları yönetici-leri Ülkü Şen ve Osman Baş, “İlk kez düzenlediğimiz bu etkinliğimize katı-lım beklediğimizin üzerinde oldu. Za-
man içerisinde bu tür etkinlikleri daha da çoğaltarak Hollanda da yaşayan ve vakfımızdan haberi olmayan tüm Kara-manlı gençlerimizi bu çatı altına bek-liyoruz. Sporun, insanları birçok kötü alışkanlıklardan uzak tutacağını da dü-şünürsek, gençlerimizin kahvelere ayı-racakları zamanlarda bu tür etkinlikle-re katılmalarının daha doğru ve sağlıklı olacağını düşünüyoruz.” dediler.
Hollanda Karamanlılar Vakfı baş-kanı Uğur Şen de konu ile ilgili olarak, “Vakfımız gençlerinin, böyle bir orga-nize düzenleme teklifi ile geldiklerin-de çok hoşumuza gitti. Gençlerimizin bu tür yararlı etkinliklerinde her zaman yanlarındayız.” şeklinde konuştu.
Gençler Bowling Turnuvasında Coştu
Dereceye giren gençler: Nadir Öz, Ahmet Öztoprak, Hidayet Çetintürk, Tuğba Çetintürk, Mevlüt Uysal, Muhammed Aslan, Sacit Aksüt, Fatoş Sarı, Veli Aksüt.
HABER5 APRIL / NİSAN 2010
UETD 3 Mart Yerel ve 9 Haziran Genel Seçimleri’ni tartıştıTürkler açısından seçimle-
re baktığımızda, seçimler bi-zim için katılımı arttırmaktı. Bu noktadan baktığımızda se-çimlerde başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Tabii ki biz çıta-yı, yani katılım oranını yüksek tutmuştuk, yüzde yetmiş he-deflemiştik. Yüzde yetmişi ya-kalayamadık ama, Hollandalı-
lardan daha fazla katılımı sağ-ladığımız ortada. Bir çok şe-hirde, listeler delindi. Türk-ler listeleri delerek, alt taraf-tan üst sıralara çıkarak mec-lislere girmeyi başardı. Sırası ne olursa olsun, bu siyasi ola-rak bir kazanımdır.
DEĞİŞİMLERİ OKUMAKİşçi Partisi lideri Wouter
Bos’un yine ailevi gerekçelerle istifası gündeme bomba gibi düştü. Ancak, önceden yapıl-mış bir takım çalışmaların ol-duğunu öğrendik. Yerine gele-cek şahsın kim olduğunu tes-pit etmiş. Benim gözümde se-çilebilecek en iyi kişiyi seç-miştir, en iyi bir zamanda bu istifa olayını gerçekleştirmiş-
tir. Önceden adının başbakan-lığa çıkması, ancak özel se-beplerden dolayı bu görevi o zaman kabul etmeyen, Job Cohen’in İşçi Partisinin başına gelmesi, siyasetteki tüm he-sapları altüst etmiştir. Bu ko-nuları katılımcılarla birlikte irdelemek istiyoruz.
Moderatör: Veyis Güngör
Ahmet Suat Arı: Şimdi bu noktada dikkat-
li olmak gerekir. Gerçekten iyi okumak lazım. Bence Sa-dık beyin üçüncü şıkta vur-gulamaya çalıştığı, diğer siya-si partileri de kendi çizgisine çekmeye çalışmasıdır. Diğer partilerinde onun dümen su-yuna katılmasıdır. Partilerin, Wilders’in toplum içinde gör-düğü ilgiden dolayı bu parti-lerinde böyle davrandıkları-nı gördük, biz. Yani bu ne de-mektir. Dolaylı olarak aslın-da, amacına yavaş yavaş ulaşı-yor. Düşünebiliyor musunuz? Ortada bir parti yok. Yönetim yok. Denetim yok. Tek kişilik bir hareket. Bunca ilgi gö-rüyor toplumda. Bu insanın ülkeyi yönetmekle ilgili her hangi bir projesi de yok orta-da. Müslümanları ülkeden çı-kartmakla iş bitmiyor ki. Bir çok şey var yapılacak daha. Müslümanlar gidince, esas iş o zaman başlıyor. Onun istedi-ği ilgiyi ona göstermekle, do-laylı olarak ona hizmet edi-yoruz. Benim şahsi görüşüm Wilders’e karşı tavır alan si-yasiler desteklememizdir. Bi-zim ona karşı tavır almamız bir şey ifade etmiyor. Ama ona karşı tavır alan yerlileri mese-la bir Cohen’i desteklememiz gerekmektedir. Gönlümüz is-ter ki diğer siyasi partilerde de, ilkeli siyasiler otaya çıksın.
Hacı Karacaer: Cohen’in özelde Hollanda’nın ve genel-de Avrupa’nın şu anda ihti-yaç duyduğu bir liderlik tip-lemesine sahiptir. Çünkü Avrupa’da revaçta olan şey, özellikle son yıllarda, daha çok insanları birbirinden ayırmak, sınıflara ayırmak, kamplara ayırmak, çatışma-yı körükleyen ideolojilerin revaçta olması. Bunun kar-şısında da, insanların birlik ve beraberliğini vurgulayan ve bunu inatla yapan insan-ların olması. Cohen de bun-ların en tanınanıydı. Düşü-nebiliyor musunuz, bir insa-na beş yıldır şunu söylüyor-lar: “İşin gücün yok müslü-manlarla çay içiyorsun. Baş-ka bir şey yaptığın yok.” Bir çok siyasetçi bundan alınmış olabilir. Gitmiyorum. içmiyo-rum demiş olabilir. Ama Co-hen inatla, evet müslüman-larla çay içiyorum ve gö-rüşüyorum diyerek, kendi inandığını yapan ve sürdü-ren birisi. Şartlar değişti di-yerek görüşlerini değiştiren bir insan değil. Ben bu geliş-melerin bir dönüm nokta-sı olduğuna inanıyorum. Sa-dece Hollanda‘da değil. Tüm Avrupa’da bir dönüm nokta-sı. Cohen mevcut siyasi du-ruşları alt üst eden, kıran bir şahsiyet.
Sadık Yemni: Wouter Bos’un yerine bay Cohen’nin gelmesi, Cohen’in yabancılar tarafından daha olumlu görülmesi ve aslında şu andaki konjünktüre daha uygun olması, bence aslın-da bir değişimin işaretidir. Yani değişim Job Cohen’in gelmesiyle değil, değişim nedeniyle Job Cohen’in gel-mesi şeklinde yorumluyo-rum ben. Dünya düzeni ken-dine has bir rotasyonla ken-dini değiştirecek. Bu deği-şimle birlikte, parti başkan-ları hatta parti söylemleri de değişecek. Bay Bos bana göre ortalama başarılı bir li-derdi, bana sorarsanız. Bay Wilders’in rolünü belki biz layıkıyla pek iyi göremiyo-ruz. Ben bay Wilders gibi bi-risinin olmasının, ona bu ka-dar oy verilmesinin, bir şe-yin işareti olduğunu düşü-nüyorum. Her ülkede olduğu gibi Hollanda’da da insanlar, yetmişli, seksenli yılları, o yılların düzenini özlemekte-dir. Bu düzenin elden kaçtığı ve bir daha geri gelmeyece-ğinden oluşan hayal kırıklı-ğı insanları daima bir hede-fe yöneltir. Bu hedefe yöne-lenlerde toplumun en zayıf takımı olur. İkincisi, bazı po-litikacıların mesleğinde iler-lemesi için söyleyemediğini bu insanın söylemesidir.
Kaya Turan Koçak:Bence arkadaşlarımız söy-
lenecekleri en güzel şekilde şöyledir. Eklenecek pek fazla bir şey yok o manada. Sadık Bey’in yorumu benim dikka-timi çekti. Olaylara geniş bir perspektiften bakıyor. Onun yorumuna katılıyorum. Bir de şu var. Den Haag’ın bazı mahallerine bakınız, bugün ben bu mahallelerden biri-ni gezdim. Bu mahallenin Hollanda’da mı yoksa başka bir ülkede mi olduğunu sora-bilirsiz kendinize. Yani nos-talji budur. Bir Hollandalı bu mahallede yaşıyorsa, yirmi yılda bu mahallenin değişti-ğini görüyorsa, bu mahalle-de bakkallarımız, manavları-mız, berberlerimiz varsa, Hol-landalı eskiyi özlüyor... 3 Mart mahalli seçimleri, 9 Haziran seçimleri için önemli bir sı-navdı. Sadece seçilenler de-ğil, seçmen açısından da bir sınavdı. Yüzde 40 ile 50 ara-sında bir katılım oranı bence iyi bir katılım oranıdır. Her ne kadar geçmiş seçimlere göre biraz düşük olsa da, millet-vekili seçimlerinde bu oran geri gelir, biraz daha yüksek olur kanaatindeyim. 9 Hazi-ran seçimleri oldukça heye-canlı geçeceğe benziyor. Bi-zim toplum için de bu böyle olacak. Daha katılımcı olacak-larını düşünüyorum.
Osman Elmacı: 125.000 oyun kullanılma-ması, çöpe gitmesi çok va-him bir durum. Genel se-çimlere bu durumu vurdu-ğumuzda, bizim her kullan-madığımız oy, Wilders’e ya-rayacak. O partinin üç dört tane sandalye fazla çıkar-masını sağlayacak. Dolayı-sıyla bu işin önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Cohen’den bahsedildi. Ben-ce Cohen’in elinde bir sihirli değnek yok. Öyle görmemek lazım. Hollanda şu anda be-yin göçü kaybediyor. 9 Ha-ziran seçimlerine gelirsek; Cohen’in şu anda yakaladı-ğı trend devam ederse, başa-rılı olacağı söylenebilir. Baş-bakanlık yarışının Balkenen-de, Cohen ve Wilders arasın-da geçeceğini düşünüyorum. Balkenende önümüzdeki haftalarda istifa etmezse. Di-ğer partilerde bir kan değişi-mi yaşandı. Ama CDA’da he-nüz böyle bir şey yok. Yerel seçimlerde dikkatimi çeken nokta, tercih oylarıydı. Ter-cih oyları artık konuşulmaya başlandı. Yüzde yirmi beşlik tercih oylarını kaldırsak mı kaldırmasak mı gibi sorular da sorulmaya başlandı. Çün-kü yabancılar oy kullanmayı keşfettiler diye. Öyle yerler var ki, 144 oyla meclis üyesi olabiliyorsunuz.
Ahmet Talan: 3 Mart seçimlerinin bele-diyelere yansıması üzerine bir araştırma yapıyoruz, bu araştırma sonuçların müte-madiyen kamuoyuyla payla-şacağız. Birinci ve ikinci sı-rada olanlar hariç Türklerin bir çoğu tercihli oylarla seçi-lebildiler. Ancak biz bu ter-cihli seçilen arkadaşlarımı-zın geçmiş dönemde kalite-sinin ne olduğunu göreme-dik. Burada kimlerin kaliteli veya kalitesiz olduğunu tar-tışacak değiliz. Ancak bu in-sanlar Hollanda Türk toplu-muna ne fayda getirdi? Listelere konulan adayların yaş oranında, genel anlamda bir gençleşme görüldü. Tec-rübesiz gençlerin, Hollan-dalı veya Türk fark etmiyor, Hollanda’ya ne hizmet yapa-cağını da iyi hesap etmemiz gerekiyor. Genel seçimlere gelince, Hollanda’da parti-lerde iki kutuplaşma görül-mekte, bu her ne kadar hal-ka yansımamış olsa da, böy-le. Önümüzdeki seçimlerde, yıllarda sadece Hollanda’da değil bir çok Avrupa ülke-sinde durum böyle. Benim tahmin ettiğim belki de önü-müzdeki on yıl içinde bir sağa doğru eğilim olacak, ya da biraz daha bir toparlan-mayla daha sosyal bir Hol-landa ve Avrupa olacak.
Dünyayı etkisi altına alan ekono-mik kriz Hollanda’da hissedilmeye de-vam ederken, 9 Haziran erken genel se-çimlerinden sonra iș bașına gelecek olan Hükümeti de zor günler beklediğinin sin-yallerini vermeye bașladı. IV.Balkanende Hükümeti, geçtiğimiz Eylül ayında bütçe açığının kapatılması için yapılacak olan tasarruflar konusunda ve bütçeye ek kay-nak getirici önlemler üzerinde bir rapor hazırlanmasını istemiști. Yaklașık yirmi kișilik üst düzey memurdan olușan gru-bun, altı aydır üzerinde çalıștıkları tavsiye raporu geçtiğimiz günlerde açıklanırken, Hollanda’nın kemer sıkma politikası uy-gulayarak ek kaynak olușturması gerek-tiği vurgulandı. Hükümetin, bütçe açığının kapatılması için yaklașık 30 milyar Euro ek kaynağa ihtiyaç olduğunu belirterek hazırlattığı rapora göre , birinci yıl 18 mil-yar Euro, ikinci yıl ise 12 milyar Euro ta-sarruf yapılması öngörülüyor.Ayrıca dev-letin küçülmesi gerektiği ifade edilen tav-siye raporunda, bazı yönetim kademele-
ri ve memur sayılarının da azaltılarak ya-pılacak olan tasarruflardan ise 4 milyar Euro ek kaynak hedeflediklerini belirtti-ler. Sosyal devlet ödenekleri kapsamında da bir dizi değișikliklerin olması gerektiği vurgulanan raporda, Íșsizlik kanunların-dan yararlanan kișilere verilen ödeneğin maksimum bir yılla sınırlandırılması, as-gari ücretin düșürülmesi ve çocuk bakım ödeneğin de yapılacak olan kısıtlamay-la birlikte yaklașık 4 milyar Euro tasarruf elde edileceği belirtildi.
Açıklanan tavsiye raporunun ardın-dan bir durum değerlendirmesi yapan Bașbakan Jan Peter Balkanende, dün-yanın ve Hollanda’nın içinde bulunduğu ekonomik krizin bazı önlemler alınarak yapılacak olan tasarruflarla kontrol altına alınabileceğini ifade etti. Wouter Bos’tan boșalan Maliye Bakanlığı koltuğuna ge-çen Jan Kees de Jager ise bütçe açığını kapatabilmek için öngörülen tavsiyelere, ileride daha büyük sıkıntı olmaması uyul-ması gerektiğini belirtti.
Tavsiye Raporu: Yeni gelen Hükümet, Hollanda’da kemer sıkmak zorunda
“It’s Always Prime Time”
´s-Gravelandseweg 3653125 BJ Schiedam
Tel.:+31 (0) 10 2451051Fax:+31 (0) 10 4158101
www.primecargo.nl [email protected]
İrtibat: Levent Sarılmışer [email protected]
Deniz yolu nakliyatı
Hava yolu nakliyatı
Karayolu nakliyatı
Depolama
Gümrükleme
Tekstil bakımı ve
satış öncesi işlemleri
HAFTALIK PARSİYEL TIR ÇIKIŞI
HABER 6APRIL / NİSAN 2010
KARAMAN TAM BİR YATIRIM CENNETİDİR
Bir önceki sayımızda merke-zi Karaman’da bulunan Paşa Da-nışmanlık isminde şirketinizin faaliyetlerine başladığını söyle-miştiniz. Şirketiniz ve hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Paşa Danışmanlık, Türkiye’ye dönüş yapmamızla beraber, 2009 yılının son aylarında Karaman ili-miz başta olmak üzere Türkiye’nin sunduğu yatırım imkanlarını en iyi şekilde Hollandalı müteşebbisle-rin hizmetine sunmak hedefiyle kurulan şirketimizdir. Hizmetleri-miz arasında yatırım danışmanlı-ğı, pazar ve piyasa araştırmaları, ihale süreçleri yöneticiliği, (ulusla-rarası) insan kaynakları hizmetle-ri, ürün tedariği, ve işletme deste-ği yer almaktadır. Kısaca söylemek gerekirse, yatırım öncesinde, es-nasında ve sonrasında yatırımcıla-rımızın bölgede karşılaşabilecekle-ri bütün zorlukları ortadan kaldır-maktayız.
Bunu yaparken, Karaman’ın menfaati söz konusu olduğunda son derecede duyarlı olan, Kara-man idarecileri ve millet vekilleri-nin yatırımcılara duyduğu özel ilgi-den destek almaktayız. Sizin aracı-lığınızla idarecilerimize ve vekille-rimize buradan teşekkür etmek is-tiyorum.
Karaman hakkında bilgi ve-rir misiniz?
Karaman ilimizi yatırıma cazip kılan birçok özellik sıra-layabiliriz. Bunların en başında Mersin limanına ve Konya ha-valimanına yakınlığından do-layı ulaşım problemi olmama-sı, Türkiye’de en az deprem riski bulunan ilimiz olması, Türkiye’nin en az suç işlenen illeri arasında ol-ması, ikliminden dolayı tarım ve enerji yatırımları için çok uy-gun olması gelmektedir. İli-miz ayrıca son yıllarda eği-timde Türkiye birincisi ol-makla da dikkat çekmek-tedir. Tabi burada Kara-man insanının yatırımcı-lara duyduğu özel ilgi-de göz ardı edilemez. Yani tam bir yatırım cenneti.
Karaman sizce neden yatırım cen-netidir?
Türkiye’nin bir-çok bölgesinden daha fazla Karaman ilimiz tam anlamıy-
la bir yatırım cennetidir. Dikkat çe-ken yatırım alanlarının başında elma yetiştiriciliği, soğuk muhafazası ve ti-careti, süt hayvancılığı ve enerji sek-törü gelmektedir.
KARAmAn elmASıKaraman’ın, Isparta’dan sonra
Türkiye’nin en büyük elma üreten ili olduğunu biliyor muydunuz?. Tarım İl Müdürlüğünden almış ol-duğumuz bilgilere göre 2009 yı-lının elma rekoltesi 450.000 ton-dur ve 2010 yılında hava koşul-larının iyi olması ve son yıllarda yeni bahçe tesisleri sayesinde bu rakamın artması beklenmektedir. Buna karşılık ilimizde bulunan so-ğuk hava depolarının kapasitesi-nin 70.000 ton olması bu alanın ne kadar cazip bir yatırım alanı ol-duğunu ortaya koymaktadır. Elbet-te böyle bariz bir farkın oluşmasın-daki sebepleri sorgulamalıyız, ama durum ortada. Elma bahçesi tesi-si ve soğuk hava depoculuğu için geçerli olan hibeler, uygun koşul-larda kredi imkanları ve elma ih-racatı için geçerli olan teşviklerde eklenince ‘yatırım cenneti’ tanımı-nın ne kadar geçerli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Süt HAYvAncılığıGeçtiğimiz yıllarda
Türkiye’nin önde gelen firmalarının
Karaman’a yap-mış oldukları entegre süt te-sisleri, ilimizde süt hayvancılı-ğını çok cazip hale getirmiştir. 1000 tonu aş-
kın günlük
Voor alle functies in de Techniek bent u bij ons welkom!
lasser
ben jij op zoek naar die uitdagende job in de MetAAl?neem dan nu contact met ons op!
010 - 477 33 77
IJzerwerker / Metaalbewerkerde functie
Wil je als lasser aan de slag bij een leuk bedrijf of ben je toe aan een nieuwe uitdaging? Dan komen wij
graag met jou in contact!
Maliflex is continue op zoek naar ervaren en gemoti-veerde lassers op verschillende niveaus en met vers-
chillende lasprocessen:- Co2
- Elektrode- Argon
Je werkt langdurig of projectmatig bij bedrijven in de regio. Projectmatig betekent regelmatig wisselen van
opdrachtgever. Op deze manier doe je ontzettend veel ervaring op in een korte tijd.
de vraag
Je bent in het bezit van een geldige lascertificaat.VCA Basisveiligheid is een pré.
Wij zijn continue op zoek naar gemotiveerde lassers met enige jaren ervaring en die zijn beroep met ple-
zier beoefent!
de functie
De ijzerwerker / metaalbewerker voert zelfstandig op instructie en/of aan de hand van tekeningen gecomp-liceerde werkzaamheden uit ten behoeve van repa-ratie of vernieuwing van delen of onderdelen aan
schepen en staalconstructies die ter reparatie liggen aan de werf.
Het afschrijven, maken van secties, aanbrengen en samenstellen van delen van secties aan boord van
schepen behoort tot de werkzaamheden.
Wil je als ijzerwerker aan de slag bij een leuk bedrijf of ben je toe aan een nieuwe uitdaging? Dan komen
wij graag met jou in contact!
Je werkt langdurig of projectmatig bij bedrijven in de regio. Projectmatig betekent regelmatig wisselen van
opdrachtgever. Op deze manier doe je ontzettend veel ervaring op in een korte tijd.
de vraag
Technisch tekeninglezen is een pré..VCA Basisveiligheid is een pré.
Wij zijn continue op zoek naar gemotiveerde ijzer-werkers met enige jaren ervaring en die zijn beroep
met plezier beoefent!
beukelseweg 45 a - 3022 Gd rotterdam - www.maliflex.nl - Fax: 010 477 49 94 - email: [email protected]
kapasitesi olan, bu kapasitenin sa-dece %45’ini, yani 450 tonunu işle-yen tesislerden söz ediyoruz. İlginç olan, günlük 450 ton işlenen sütün sadece 120 tonu Karaman’da üreti-lirken arta kalan 330 tonun Antalya ve Isparta dahil olmak üzere uzak il-lerden tedarik edilmesi. Hızla kuru-lan dev süt ve süt ürünleri entegre tesisleri arasında süt alımı konusun-da başlayan rekabet, tüketicilerin katkısız sütü daha fazla tercih eder hale gelmesi, tarım ve hayvancılık alanında verilen hibe, teşvik ve kre-diler bu alanı çok cazip bir hale ge-tirmektedir.
eneRJiGelişen Türkiye’mizde ener-
ji tüketimindeki artışlardan dolayı büyüyen enerji ihtiyacı ve bunun-la beraber enerji piyasasının özel-leştirilmesi Türkiye’yi enerji ya-tırımları için çok cazip kılmakta-dır. Bu oluşumda Karaman ilimize büyük vazifeler düşmektedir. Ya-pılan araştırmalara göre, Türkiye genelinde, güneş enerjisi için en yüksek potansiyele sahip olan ili-miz Karaman’dır. Bununla beraber ulusal politikalar enerji yatırımları-nı kolaylaştırmaktadır.
Tabi yatırım alanları yukarıda bahsi geçen alanlar ile kısıtlı değil-dir. İlimiz küçük ve orta düzeyde de birçok alanda yatırım imkanları sunmaktadır. Özellikle, Hollanda
başta olmaz üzere, Avrupa’yı pa-zar olarak değerlendirirsek imkan-lar baş döndürücü.
Gördüğünüz gibi, yatırım cen-neti Karaman yatırımcılarını bekli-yor. Bizde Paşa Danışmanlık ola-rak ilimizin ilerlemesi adına yatı-rımcılarımıza en iyi şekilde destek vermek için hazırız.
PAŞA DANIŞMANLIK:
türkiye’ye yatırım yapmak isteyenler size nasıl ulaşabilirler?Hem Rotterdam’daki hem de Karaman’daki ofislerimizden ya-tırımcılarımız bize ulaşabilirler. Hollanda iletişim bilgilerimize www.maliflex.nl websitemizden, Türkiye iletişim bilgilerimize de www.pasadanismanlik.com web sitemizden ulaşabilirler. Ayrıca [email protected] olan özel adresimi de kullanabilirler.
merkezi Karaman’da bulunan Paşa
Danışmanlık şirketi sahibi Abdullah Özel, kurduğu bu dinamik şirketin, kısa sürede ulaştığı başarılarının
arkasındaki sırları bizlerle paylaştı
HABER7 APRIL / NİSAN 2010
HABER 8APRIL / NİSAN 2010
GE
CERTIFICEERD
GECERTIFICEER
DHACCPH 268
NACE 51.3
Fast Food - Catering - Gedroogde producten Groente & Fruit - Vlees Verpakkingen - Pizza dozen
bedrukte Verpakkingen - Horeca Artikelen Aliminium bakjes & schalen - Zuivelverpakkingen
ei dozen & schalen en Isolatiemateriaal
Waalhaven N.z 65 3087 BJ Rotterdam The Netherlands Tel.: +31 (0)10 495 35 03 Fax.: +31 (0)10 495 53 30
www.lmctrade.com [email protected]
Kısa adı HOTIAD olan Hollanda Türk İşadamları Derneği, yeni mer-kez binasına taşınması sebebiyle, üyeleri ve basın mensuplarına bir resepsiyon verdi.
Rotterdam’daki Rivium İşmerke-zinde, toplantı ve görüşme salonla-rının da yer aldığı HOTİAD’ın yeni merkez binasında gerçekleşen re-sepsiyona Hotiad üyeleri, bazı sivil toplum örgüt temsilcileri ile basın mensupları katıldı.
Resepsiyonun başlangıcında, HOTİAD’ın kuruluşundan bu yana yapılan çalışmalar hakkında, dia eş-liğinde başkan ve sekreter tarafın-dan katılımcılara bilgi verildi.
Hollanda Türk İşadamları Der-
neği Başkanı Turgut Torunoğulla-rı, 2004 yılında kurulan derneğin, kısa zamanda, büyük mesafeler ka-tettiğini belirtti.
Başkan Torunoğulları, “Kurum olarak ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine burs vermek gibi bir misyonumuz var. Derneğimiz bünyesine Türk üyelerimizin yanı-sıra Hollandalı üyeler de dahil olu-yor. Üyelerimize, her 2 ülkede yatı-rım yapmak konusunda danışman-lık destek hizmeti veriyoruz. Üye-lerimizle beraber, Türkiye’de ortak bir yatırım gerçekleştiriyoruz. Hol-landa ve Türkiye’deki yapılan gi-rişimlerle, 2 ülke arasında, büyük köprüler kuruldu. Bu yıl 4.sünü dü-
HOTIAD yeni
zenleyecek olduğumuz Maastricht Ekonomi Zirvesi’nin ilk üçünde bü-yük başarı elde edildi. Bu yıl 19 – 20 Haziran tarihlerinde gerçekle-şecek olan zirvemize Kültür ve Tu-rizm Bakanı Ertuğrul Günay, Dev-let Bakanı Faruk Çelik, TOBB Rıfat Hisarcıklıoğlu gibi isimlerin katıl-ması bekleniliyor. Öte yandan bi-
zim de içinde olduğumuz DEİK, bu yıl içinde Brüksel’de bir zirve dü-zenleyecek ve HOTİAD olarak zir-vede yeralacağız. HOTİAD olarak, Hollanda’daki iş çevreleri ve iş der-nekleriyle sürekli irtibat halinde olup, katıldığımız bütün platform-flarda lobi çalışmalarını sürdürme-ye devam ediyoruz.” dedi.
bürosuna taşındı
HOTİAD yeni bürosunun özellikleri165 m24 odalı (başkan odası, sekreterlik. küçük toplantı odası, büyük toplantı odası (rezervasyonla kullanılabilir). Profesyonel sunum imkanları. Kart girişli özel otopark. Yıllık kira giderleri: ±30.000 EURO. Komşuları: Eneco, Vodafone vs.
Selçuk Öztürk Genel Sekreter
Metin YılmazÜye
Şahin Güneş Üye
Faruk Halıcı Başkan Yardımcısı
Celal Oruç İkinci başkan
Turgut Torunoğulları Başkan
Recep Doğanyiğit Muhasip
Ali Bekdur Üye
İlhan Döne Başkan Yardımcısı
2010 YILI HOTİAD YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
{ }19 – 20 Haziran tarihlerindeki Maastricht Zirve’sine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Bakanı Faruk Çelik ve TOBB Rıfat Hisarcıklıoğlu gibi isimlerin katılması bekleniyor.
HABER9 APRIL / NİSAN 2010
Bir toplumun gelişip kalkınma-sı için bir takım maddi ve mane-vi şartların oluşması gerekir. Bu şartlar oluşmadan saygın bir ko-numa gelmek hemen hemen im-kansızdır. Bu bir bina inşa etme-ye benzer. Önce düşündüğünüz binayı inşa etmek için uygun bir arsa bulmalısınız. Ondan sonra bir mimardan istediğiniz özellikte ve bütçenize uygun bir plan cizmesi-ni istersiniz. Plan hazır olunca da inşaat için gerekli malzemeleri ya kendiniz alacaksınız ya da bir mu-teahhide gideceksiniz. Bina inşaa-tına geçilince ilk iş temel atma ola-caktır. Temelin de sağlam olması gerekir ki bina ayakta kalabilsin. Temelin üzerine istenilen ve mü-saade edilen ölçüde kat veya kat-lar inşa edilir ve doğrama, sıva, boya, elektrik, su, kalorifer tesi-satları döşenir. Mutfak ve banyo kullanıma hazır hele getirilir. Bu arada elektrik,su, gaz, telefon v.s. bağlantıları için ilgili kurumlarlar-la ilişkiye geçilir. Bir müddet son-ra da bina hazır olur. Ancak bu içi-ne hemen girilip oturulacağı anla-mına gelmez. Daha içini döşeme-niz de gerekecektir.
Bu dedikleriniz normal yollar-dan olan bir süreçtir, bir de nor-mal olmayan süreçler vardır di-yenler olacaktır. Doğrudur! Az ge-lişmiş ülkelerde bunu gecekondu halinde gözlemlemekteyiz. Ayrıca yukarıda bahsedilen inşaat süreci ve işlemleri istek ve ihtiyaca göre de değişiklik arz edebi-lir. Kimisi sadece temel ihtiyaç malzemeleriy-le yetinirken kimisi de estetik kaygılarla bir takım ekleme ve çıkar-malar yapabilir. İşte benim işaret etmek iste-diğim nok-ta da tam bu farklı-lıklardır.
Y a z ı -mın giri-şinde “bir toplumun gelişip kal-k ı n m a s ı ” ifadesini kul-landım. Bu ifa-de hem temel hem de kül-türel, estetik ve entellek-tüel zaruret-lere işaret et-mektedir. Gelişip kal-kınmanın en temel za-ruretleri eğitim, sağlık ve ekonomidir. Bunlar olmadan ne gelişme ne de kalkınma mümkün olur. Ancak bu temel şartlara haiz olmak ne gelişmenin ne de kal-kınmanın garantisidir. Bu temel şartlara ilave-ten bir de manevi şart-ların oluşması gerekir.
Özgür bir birey veya toplum ola-rak hoşgörülü, saygı ve sevginin temel değerler olarak algılandı-ğı bir toplumda yaşamak da çok önemlidir.
Yukarıda belirtilen bütün şart-ların var olduğundan yola çıkarak gelişme ve kalkınmanın olduğu-nu düşünülebilir. Ancak maalesef bunlar yeterli değildir. Bina örne-ğinde de belirttiğimiz gibi, bunlar temel şartlardır. Bir de estetik ve entellektüel ihtiyaca bakmak ge-rekir. Zira gecekondu da bir ko-nuttur nihayetinde, ama bir sürü eksiği vardır.
Konuya Hollanda Türk toplumu açısından bakarsak, bir çok maddi şartların var olduğunu söyleyebi-liriz. Ancak estetik ve entellektüel şartlar söz konusu olunca pek de iyimser olamıyoruz. Tabii ki ancak yarım yüzyıllık bir geçmişe sahip, ilk nesli geçicilik temelinde, ikin-ci nesli de neye uğradığını anla-yamamış bir halde olan bir top-lum söz konusu. Bütün bunlara ilaveten bir de eğitim seviyesinin düşüklüğü söz konusu olunca ta-bii ki bir entellektüel veya estetik kaygıdan bahsetmek zor olacaktır. Ancak şu son 20 yılda kat edilen mesafe bizleri estetik ve entellek-tüel düzeyde de kafa yormaya it-mektedir.
Hem eğitim seviyesi bakımın-dan hem de toplumun değişik katmanlarında değişik düzeyler-de temsil bakımından oldukça iyi gelişmeler söz konusudur. Kısa-
ca, bir orta sınıfın yavaşa yavaş teşkil etmeye başladığını söyle-yebiliriz. Ancak bu orta sınıfın toplumsal çıkarlar (maddi, ma-nevi) için gerektiğinde hareke-
te geçebildiğini söylemek biraz zor. Bundan son-
ra yapılması gereken bu sınıfın da toplu-mun gelişme ve kal-kınma sürecinde et-kin rol oynamasını sağlamak olmalıdır. Bunun için bir çok girişim yapılmış-tır ve yapılmak-tadır. Bu ülkede yaşayan fertler olarak, özellik-le entellektüel-lerin hem kendi
mensubu olduk-ları (ya da içinden geldikleri) top-lum hem de yaşa-dığımız ülke toplu-munun geneli için enerjilerini ortaya koymaları kaçınıl-mazdır. Aksi tak-dirde 20 yıl sonra da aynı teraneleri terennüm etmeye devam ederiz.
EstEtik vE EntEllEktüEl Boyut tov Arnhem biriken yorgunluğu aile ortamında attı
Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.
advertorialadvertorial
Endolazer nedir?Endolazer içten lazer demektir. Önceden va-ris tedavilerinde eko yapılır. Eko yapılınca en içteki damarlarda varis var mı yok mu ona bakarız. Dıştan bunu göremezsiniz. Eğer onda varis varsa kasık bölgesinden ve diz bölgesin-den bir kesik açılır, hasta narkoza yatırılıp ame-liyat yapılırdı. Bu teknik artik geride kaldı. Şimdi bize hasta geliyor, yatağa yatıyor, görülen şekliy-le damara giriliyor, damar içerisinden fiber, yani lazerin ucu, buraya kadar geliyor, daha son-ra burası lokal olarak uyuşturuluyor, daha sonra lazer ile yakılarak çekiliyor. Hasta bir-şey hissetmiyor. Bunun tedavinin ismi-ne endolazer diyoruz, hasta ameliyattan kurtulmuş oluyor. Bu tekniği Hollanda’da en iyi yapanlardan birisi Dr. Daan der Kinderen’dır ve kendisi halen Utrecht şubemizde görev almaktadır.
Kliniğimizin başka kliniklerden farkı şu: Bu klinik Hollanda sağlık bakanlığı tarafından ta-nınmış bir dermatoloji kliniği. aynı zamanda diğer kozmetik hizmetleri de veriyor. asıl önemli olan bütün tedavilerin ziekenfonds tarafından karşılanması, bu önemli bir özel-
lik. Böyle bir klinik, şu ana kadar Hollanda’da türk kökenli olarak sadece biz varız ve üç senelik deneyimimizle herbiri kendi alanında uzman doktorlarla hizmet veriyoruz
Huidkliniek şimdi Utrecht ve Arnhem’de
Eko aleti
Dermatolog Coşkun Birinci,
Türkiye’de 1998 yılında Ankara Hastanesi’nde
dermatoloji uzmanı oldu. Ankara Hastanesi’nde
4 yıl çalıştıktan sonra Hollanda’ya yerleşti
ve Rotterdam’da HUIDKLINIEK ZUID’ü
kurdu.
Dermatolog Dr. Coşkun Birinci: Akne ve kozmetik tedaviDr. Van Wateren: Deneyimli ve kıdemli dermatologDr. İbro Beciri: Varis tedavisinde uzmanDr. Daan der Kinderen: Endolazer uzmanı, deri kanseri uzmanı
Huidkliniek Zuid Sağlık Bakanlığı tarafından tanınmış bir dermatoloji
kliniğidir. Tüm sigortalarla anlaşması vardır ve hastalar buraya geldiğinde
kontant para ödemezler, anlaşmalarımız gereği ücretleri sigortalar karşılar.
• Varis tedavisi• Cilt hastalıkları• Lazerle epilasyon• Alerji testleri• Botox
Müşterilerimize Türkçe, Hollanda, Boşnakça, Sırpça, Arnavutça,
İngilizce ve Almanca olarak da yardımcı oluyoruz.
ZBC / Zelfstandig behandel-centrum
Lazer
HUIDKLINIEK ZUID’TE YAPILAN TEDAVİLER
Toplam 16 kişilik ekibimizle Rotterdam, Utrecht ve Arnhem gibi şubelerimizde kaliteli hizmet veriyoruz
Eko ile varislerin yeri-ni ve şiddetini ölçüyo-ruz ve ona göre teda-
vi planlıyoruz. Va-risli hasta geliyor, hemen tedavi ya-pılmaz. Önce bir
ekoyla bakılır. Hangi şiddette varisi vardır, ona göre tedavi planlanır. Dışarıdan lazerle mi yapılacak, yok-sa endolazer ile mi yapılacak, fon terapi mi yapıla-cak, sade iğneleme tedavi mi yapılacak, önce mu-
hakkak bu yapılması gerekiyor. Sağlık bakanlığınca da zaten bu şart koşuluyor.
ROTTERDAM:Utenhagenstraat 1873083 VP RotterdamTel: 010-293 90 91
UTREchT:Dr. Max Euwestraat 603554 Utrecht030 –244 27 81
ARnhEM: Raapopseweg 826824 Arnhem026 –443 35 00
Internet: www.huidkliniekzuid.nle-mail: [email protected]
TOV Arnhem işadamları derneği mensubu olan işverenler ve üyeleri için, Arnhem ve çevresindeki yerel politikacı-ların da katıldığı bir akşam yemeği dü-zenledi. Üyelerin çoğunluğunun eşleriy-
le katıldığı proğramda, yoğun bir çalış-ma yılının ardından, aile atmosferinde bir eğlence düzenlediklerini açıklayan Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Gemril, hızla büyüyen TOV bünyesindeki üye-
lerin birbirleriyle daha iyi tanış-ma ve kaynaşma olanağı bulma-ları için bu tür etkinlikleri ileriki aylarda, daha sık düzenleyecekle-rini belirtti. Türk halk ve Türk sanat müziği-nin canlı icra edildiği ge-cenin ilerle-yen saatle-rinde onlarca sürpriz hedi-ye çekilişi ya-pıldı. Sadece TOV üyeleri-nin ve Türk kö-kenli belediye meclis üyele-
rinin davetli olduğu proğramda, yerel po-litikacılar birer birer kendilerini tanıttılar.
TOV Başkanı Rahmi Gemril
Arnhem ve çevresindeki yerleşim birimlerinde yeni seçilen belediye meclis üyeleri kendilerini birer birer tanıttılar.
HABER 10APRIL / NİSAN 2010
TD-Plattform’un tüzüğüne göre, iki yıl süren görev süresi-ni tamamlayan Yönetim Kurulu ve Başkan, bu sürecin ardından görevini yeni ellere teslim edi-yor. Bu çerçevede TD-Plattform, geçtiğimiz günlerde Köln Üniversitesi’nde yapılan Ola-ğan Genel Kurul Toplantısı’nda, Yeni Yönetim Kurulu ve Başka-nını seçti. Böylece yepyeni umut-lar ve hedeflerle dolu bir dönem daha başlamış oldu.
TD-Plattform üyeleri, 22 aday arasından 18’ini seçerek, yeni Yönetim Kurulu’nu belirle-di. Seçimlere birlik ruhuyla ha-reket edilmesi damgasını vurdu. 10 asil ve 8 yedek üyeden oluşan Yönetim Kurulu da oy birliği ile TD-Plattform Başkanı olarak En-gin Olguner’i seçti. Sonuca oy bir-liğiyle varılmış olması, Başkan’ı olduğum TD-Plattform Danışma Kurulu’ndaki tüm üyeleri çok se-vindirdi.
Yeni yönetimle birlikte ar-tık TD-Plattform’un Yönetim Kurulu’nda NRW dışından da üyeler görev yapacak. Bu ge-lişme, TD-Plattform’un Alman-ya sathında genişlemesi ve daha çok üye kazanma-sı açısından önem taşı-maktadır.
TD-Plattform, ku-ruluşunun ardından 4 yıl kadar kısa bir süre geçmesine rağ-men Almanya’da res-mi merciler tarafın-dan da ciddi bir mu-hatap olarak kabul edilir hale gelmiştir. Almanya’daki sivil top-lum örgütleri açısından baktığımızda bu, büyük bir başarıdır. TD-Plattform, bugüne dek yaptığı yüzün üzerindeki organizasyon-la; Türk toplumuna, enteg-rasyona çok önemli katkılarda bulundu. Hayata geçirdiği başa-rılı projeler, hem iş hem de siya-set dünyasında da takdirle kar-şılandı. Federal Almanya Başba-kanı Sayın Merkel tarafından dü-zenlenen uyum zirvesinin daimi üyesi olan TD-Plattform, geçtiği-miz ay gerçekleştirdiği organi-zasyonda Almanya eski Başbaka-nı Schröder’i ağırladı.
Ciddi bir sorun olan staj ve iş bulma konularında, gençleri-mize büyük destek vererek, onla-ra staj yapabilme ve iş bulabilme
imkanı hazırladı. TD-Plattform, kuruluşundan itibaren; üniver-site öğrencileri ve akademisyen-lerin, iş ve siyaset dünyasıyla ko-lay iletişime geçmelerine yö-nelik ciddi bir network sunma-ya devam ediyor. Bu çerçevede partnerleri ve Danışma Kurulu Üyeleri’nin bilgi ve birikimlerin-den de faydalanıyor.
TD-Plattform, yeni yönetimle birlikte çıtayı biraz daha yükselte-rek, büyük başarılara imza atmaya devam edecektir. Bizler de Danış-ma Kurulu olarak, TD-Plattform’un finansal ve kurumsal altyapısının iyileştirilmesi için gereken deste-ği vermeye devam edeceğiz. Avru-palı Türkler‘in şu ana kadar oluş-turduğu en büyük gençlik platfor-mu haline gelen TD-Plattform, as-lında Avrupa çapında örnek göste-rilecek bir öğrenci hareketidir. Bu yönüyle de her zaman takdiri ve
desteği haketmek-tedir.
tD-PlAttFoRM’DA yEni BiR DÖnEM BAŞlADI
Kemal Şahin, Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı
NASIL YARIŞACAKSINIZ?Aşağıdaki 10 fotoğraf gazetemizin farklı sayfalarından alındı. Bu fotoğrafların kime ait olduklarını bulun; yanındaki boşluklara yazın ve numaraladığınız bu cevapları [email protected] adresine mailleyin. Aboneler arasından yapılacak çekilişteki şanslı abonemiz 25 EURO kazanacak!
FOTOĞRAF YARIŞMASI
25 EURO
Gandi'nin 7 ölümcül günah listesi:
Yarışmaya en son katılma tarihi: 10 Mayıs 2010
.......................................... .......................................... .......................................... .......................................... ..........................................
......................................... ....................................... .......................................... .......................................... ..........................................
1
6
2
7
3
8
4
9
5
10
tel: 010 - 241 04 00
Suavi Westelijk Handelsterrein
Van Vollenhovenstraat 15 (unit 30)
3016 BE Rotterdam 010-241 04 00
14 ve 15 mayıS 201020:00 -- 22:00Giriş: 65,-- EurO (3 çEşit yEmEk)
Hollanda’nın en iyi künefesi
Ancyra’da yenir
* İlkesiz siyaset *(Politics without Principal) * Emeksiz zenginlik *(Wealth without Work) * Vicdansız haz *(Pleasure without Conscience) * Niteliksiz bilgi *(Knowledge without Character) * Ahlaksız ticaret *(Commerce without Morality) * İnsaniyetsiz bilim *(Science without Humanity) * Özverisiz ibadet *(Worship without Sacrifice)
HABER11 APRIL / NİSAN 2010
Hollanda’da çok parti yok mu za-ten, yenisine ne gerek var? Türk-lerin partisi mi, yoksa ‘allochtoon’ bir parti mi? Mevcut partilere niye girmiyorlar?
Bir kere birileri denemişti parti kurmayı, ama başarılı olamamıştı, diyerek eskiden yaşanan hayal ki-rikliği yeni inisiyatiflere yansıtıl-makta. Kurulma aşamasında olan bir potansiyel partiyi henüz tanı-madan tepkiler duyulmakta. Yeni bir gazete çıkınca da aynı eleştiri-ler verilmekteydi: ‘Onlarca gazete var, ne diye yeni başlatılır’ diye. Ge-lin yeni bakkalları da açmayalım, yeni fikirler de üretmeyelim, yete-rince var zaten.
“Demokratik bir ülkede başara-bilen her insan örgütlenme, der-nek ve parti kurmada serbesttir”. En son haberlere göre ‘Kiesraad’a’ geçen ay 50’ye yakın yeni parti ya-zılmış. İnsanlar koşulları, zorluğu ve zorunluluğu çok olan bir çalışma olmasına rağmen bir çaba içinde. En azından bu 50 potansiyel parti imkansız, gereksiz, lüzumsuz, daha önce de olmamıştı diye baştan ye-nik düşmemişler ve 9 haziran için yarışıyorlar. Finişe varıp varama-yacakları 27 nisanda belli olacak. O zamana kadar adaylar belli ola-cak ve Hollanda’nın 19 bölgesin-deki ofislere toplam 570 imza tes-lim edilecek. Her destekleyici pasa-portunu gösterip, destekli-yorum diye imza atacak. Yolun sonunda belki üç parti ayakta kalır fakat bir yarışmada da ol-duğu gibi katılmakta bir marifettir. Çünkü bırak parti kurmayı zahmetine katla-nıp oy bile atma-yanlar var.
Hollanda’da 12 milyon civa-rında insanın seç-me hakkı var. Di-yelim ki yüzde 60ı seçse gene kalıyor 5 milyon sandığa git-meyen insan. Ör-neğin en son bele-diye seçimlerinde Hollandalı-Türklerden 125.000 kişi oyu-nu kullanmamış. Bu yılın başında 800.000 kişi 18 yaşını doldurmuş, ilk defa seçecek-ler. Yabancı kökenli Hollandalıların ka-tılımı halen genel-den daha az. Yani po-tansiyel çok, oy bölü-necek diye korkmak gerekmiyor. Önemli olan çok insanın doğ-ru bulduğu, inandığı en
çok benimsediği yere oyunu ver-mesi, topluma katkısı olması. Çok seçenekten değil, asıl yokluğundan korkmalı.
Üç, dört yıl önceye kadar PVV yoktu. Bu şahıs demedi büyük par-tiler beni yer yutar başlamayım ben bu işe diye? Yalan yanlış sürdürü-yor sefasını ve negatif bir rüzgar estirmeyi biliyor. Ayrımcılığı içe-ren bir parti negatif bir rüzgar es-tirmeyi biliyor da, içeriği iyi olan bir hareket neden pozitif ses du-yuramasın?
Büyük partileri okyanusa ve çöle benzetiyorum. İçinde kayıp olabili-yor insan. Ayakta kalana bravo. Bü-yük partide yer almak elbette iyi ve her zaman opsiyon olarak kalır, zira bunu yapınca her şey güzel olaca-ğının da garantisi yok. Bu yerlerde yıllarını harcamış olan vatandaşla-rımız vardı, ama çıkartıldılar. Baş-ka türlü çözümlenemez miydi so-run? O yılların emeği ne oldu? He-def okyanusta damla değil dalga olmak, çölde kum tanesi değil ku-mul olmak.
İnsanlar doğru bulduğu şeyi yapsın, yeter ki bir şey yapsın! Ken-di yolunda yürüyebilir, yeter ki yü-rüsün! Destek yerine köstek olun-masın. Başlarını kaldıran insanla-rı, inisiyatif alanı, cesaretlendire-rek daha ileriye itmeli. İmkânsızın mümkün olabileceğine, rüyaların gerçek olabileceğine inanıp şans
tanımalı. Jim Carry’nin YES Man fil-
minde monoton bir hayat ya-şarken, Jim arkadaşlarının zo-ruyla ilk defa bir pozitif ener-ji hakkında seminere gidi-
yor ve konuşmacının her şeye YES dediğini bel-leğine yerleştiriyor. O günden sonra önü-
ne çıkan her fırsata YES diyor. Hayatın-da her şey değişi-yor, sevdiği işi ve aşkıyla tanışıyor.
İyi ni-yetleri olan,
Hollanda’daki nega-tifleşmeye karşı po-zitif rüzgar estirmek isteyen, rizikoya gi-ren tüm insanlara ‘YES’ demek cesa-retini göstermek dileğiyle..
YES, YOU CAN!
Eyvah, yEni bir harEkEt: Partij één
Nafize Şener consultancy (danışmanlık) ve proje yöneticiliği yapmaktadır. Şu an Çalışma Bakanlığı’nın finanse ettiği Landelijk Netwerk Diversiteitsmanagement projesinde çalışmakta. İş ve ticarette paylaşım için kurulan The NetworKing Turkey uluslararası organizenin lisans sahibesidir.
HABER Gazetesi kurslarda
Amersfoort’ta yeni başlayan ve haftalık olarak düzenlenen ‘Goedemorgen Neder-land’ (Günaydın Hollanda) projesi kapsamında, 20’ye yakın Türk bayanı bir araya toplanıp gün-demdeki çeşitli konularda gö-rüş alışverişinde bulunuyor. Bu projeyi yürüten ve haftalık konu-ları ve konuşma içeriğini belirle-yen Selma Taşpınar, neler yaptık-larını şöyle açıkladı:
“Haftalık gazeteleri okuyup güncel veya toplumsal konular arasından, bu gruba uygun olan ve ilgilerini çekecek olan konula-rı seçiyorum. Bu konular hakkında grupla beraber bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Değindiğimiz konu-lar genellikle eğitim, Hollanda’da yabancıların konumu ve siyaset. Ayrıca bayanlardan gelen talep doğrultusunda aile ve çocuk eği-timi hakkında konular seçiyoruz”.
Bayanların bir çok konuda bu sayede bilgilendiğini belirten Sel-ma Taşpınar “bu şekilde toplum ve olaylar hakkında hem bilgi sa-hibi oluyorlar, hem de olaylara ön-yargısız bakış açısını geliştiriyor-lar. Sosyal bir faaliyet için gelen
bayanlar fikirlerini rahat bir şekil-de ifade edebilecekleri bir ortam oluşturabildiğimiz için bu yönde bayanlar çok memnun kalıyorlar. Bayanlar, ilerleyen haftalarda za-man içinde daha geniş bir bakış acısı ile fikirler üreterek, proje-nin akışında çok önemli katkılar oluşturarak kendi fikir ve istekleri doğrultusunda projenin içini, ken-di ihtiyaç ve istekleriyle doldur-maktalar ve ortam da buna ola-nak sunduğundan dolayı çok güzel fikirler ortaya çıkabiliyor. Bayan-ların bir çoğu evlilik dolayısıyla Türkiye’den gelmiş ve Türkiye’de tahsil yapmış. Hollanda’da kapasi-telerini kullanma imkanını yakala-
yamamış ve bu yüzden grup içinde bu ortamı buldukla-rı için hem çok memnunlar, hem de çok istekliler. Sun-dukları fikirler arasında ay-lık kitap okuma proğramları ve bazı konuları özellikle ken-
dileri araştırıp grupla paylaş-mak istemeleri, grubun seviye-
si konusunda memnuniyet verici durumlar oluşturmaktadır” dedi.
HABER Gazetesi’nin, Türk ka-dınlarına Hollanda toplumunda olan olayları ve analizleri ana dil-lerinde okuyabilme fırsatı verdi-ğini ve bunun da HABER Gazete-sinin en büyük avantajı olduğu-nun altını çizen Selma Taşpınar, “HABER Gazetesi sayesinde bir de Hollanda’daki Türk toplu-mun içinde olan olayları ve ge-lişmeleri aylık takip edebilme imkanına sahip oldukları içinde bayanlar çok memnunlar” dedi.
NVA Centrum Duurzame Inbur-gering Amersfoort kuruluşu yöne-timinde, Rahime Okumuş liderli-ğinde yürütülüyor ve Dea-Dia Vro-uw en Kind tarafından da destek-leniyor.
Goedemorgen Nederland ‘GÜNAYDIN HOLLANDA’
Politik ve idari katılımcılık kursunda HAber ders materyali
IOT ve SES Training & Advies’in ortaklaşa düzenledi-ği “Politik ve idari katılımcılık” konulu panel Doorn’da yapıldı. Çeşitli dernek ve kurumlardan katılan 30 kursi-yere, düzenlenen panelde farklı kişiler tarafından kurs-lar verildi. SES Training & Advies, kurslarında HABER Gazetesi’ni de ders materyali olarak kullanıp, kursi-
yerlere politik ve idari katılımcılık konularında bilgiler sundu. Derslerde, bilgi, farklı tutumlar ve beceriler gibi
3 farklı öğrenim düzeyi üzerinde çalışmalar yapıldı. Daha çok pratiğe yönelik olan derslerde, teorinin yanısıra, rol üst-
lenme ve uygulama ödevleriyle kursiyerler kendilerini geliştir-meye çalıştılar.
Selma Taşpınar ve Rahime Okumuş
doğan Yüksel ve niyazi bahadin sunum esnasında
HABER 12APRIL / NİSAN 2010
rotterdam korosu yeni sesler arıyorMerkezi Rotterdam’da bulunan Türk Müziği Korosu’nun elemanları, her hafta düzenli olarak bir araya gelerek yaptıkları çalışmalarla, Türk müziğini herkese sevdirmek için çalışmalarına hız verdiklerini kaydettiler.
Amaç türk müziğini Hollanda’da yaşatmak
Rotterdam’da Türk müziğine gö-nül verenler tarafından oluşturu-lan ve kurulduğu günden beri bü-yük beğeni toplayan Türk Müziği Korosu hafta sonu verdikleri kon-serlerin dışında kalan zamanların-da yaptıkları çalışmalarla repertu-arlarını da genişleterek gönüllerde taht kurmayı hedefliyor.
Ud, ney, kanun, darbuka gibi enstrumanlar da koroya ayrı bir renk katıyor. Koronun çalışmaları ile ilgili olarak açıklamalarda bu-lunan Ayfer Ataman şunları söyle-di: “Hollanda’da Türk müziğine gö-nül veren arkadaşlar biraraya gele-rek bu koromuzu oluşturduk. Ama-cımız Türk müziğini Hollanda’da yaşatmak . Bunda da başarılı olu-yoruz. Korumuzu, vatandaşlarımı-zın yanında Hollandalılar da gele-rek takip ediyorlar. Artık bize eşlik eden Hollandalıların da bulundu-
ğunu söylemek isterim. Başlanğıç-tan buyana koromuza dahil olan ar-kadaşların bir kısmı işleri nedeniy-le korodan ayrılmak zorunda kalı-yor. Tabi bu zaman zaman bizi zor-
lasada yeni katılan arkadaşlarla iyi bir yol aldık. Hollanda da aranan bir koro olduk. Koromuza yeni ka-tılmak isteyen arkadaşlarada kapı-mız herzaman açık.”
Hollanda´da farklı çalışmaları ile gerek Hollandalıların ve gerek-se Türklerin sevgisini kazanan Rey-han Coşkun, Türkiye’de görüp tanı-dığı 9 yaşındaki Ebubekir’e yardım amaçlı bir eğlence gecesi düzenle-di. Geceye Türkiye’den sanatçı Ekin, Hollanda’dan Yeşim katıldı.
Rotterdam’da yardımsever Rey-han Coşkun tarafından düzenlenen ‘Yardım Amaçlı Eğlence Gecesin-de’ kadınlar hem eğlendiler, hem de Gaziantep’te ayağa kalkmak için
maddi destek bekleyen Ebubekir’e yardım ettiler.
Reyhan Coşkun şunları söyledi: “Gaziantep’te yaşayan ve Türkiye’ye gidişimde karşılaştığım, 9 yaşında he-nüz yürüyemeyen, Ebubekir’in yü-rümesini sağlamak amacıyla, doktor masraflarına ilişkin yardım amaçlı bir gece yaptık. Buradan elde ettiğimiz gelir ile onun tedavisini başlatacağız. Bu çalışmalar bize ayrı bir huzur ve-riyor. Buna benzer programlar düzen-lemeye devam edeceğiz.”
yardIM geceSinde eKin SaHne aldI
Benelüks ülkelerindeki berber ve kuaförler için Rotterdam Ahoy Spor ve Sergi Sarayında organize edilen ‘2010 Saç Stili Modası’nı on bin kişi ziyaret etti. Rotterdam’da yapılan ve kuaför dergisi Style tarafından da desteklenen 2010 ilkbahar-yaz saç modasının tanıtıldığı organizasyona SCOP hairexentions’un sahibi Sedat Dursun adlı Türk kuaförde iki stant-la iştirak etti.
Mankenleri Özlem, Kim, Silviya ve Margarita ile Hairstyle 2010 fuarına katılan Dursun, “İlkbahar-yaz saç mo-dasına bu yıl yeni geliştirilen kaynak sitemi damgasını vurdu. Artık saçlar eskisi gibi ilaçlı ve yapıştırma siste-miyle değil kıstırma sistemiyle yapı-lıyor. Bu hem daha pratik hem daha sağlıklı. Standımızda en son teknolo-jik gelişmelerden biri olan kıstırma-lı kaynak sisteminin tanıtımını yapı-yoruz.” dedi.
2010 sAÇ stili FuArInA Yoğun ilGi
Adres:Contactweg 40
1014 AN Amsterdam
Telefoon:(+31) 020 616 94 78(+31) 06-24801072
Tüm fırınlara en uygun fiyatlarla her türlü un ve un mamülleri veriyoruz
Servis ağı ve kalitemizle hizmetinizdeyiz...
Moon Star’ın kalitesi, 20 yıllık birikim ve tecrübesiyle sabittir
‘Anılarla Çanakkale Geçilmez’Çanakkale zaferinin 95. yılı dolayısıyla, 18 Mart 2010 Çanakkale Zaferi Günü ne-deniyle Bülent Türker ‘ANI-LARLA ÇANAKKALE GE-ÇİLMEZ’ adlı 280 sayfalık bir kitap yayımladı. Kitap-ta Türkiye’den Atatürk’ü gör-müş ve elinden leblebi ye-miş en büyük koleksiyon-cu Hanri Benazus ve Ahmet Gürel in birlikte hazırladıkla-rı ve hiç bir yerde olmayan resimlerle söyleşileri yer al-makta.
Iue´de resim kursları başladıDr. Yasemin Sözer Sarac öncülüğünde IUE´de resim atölyesi çalışmalarına baş-ladı. Resim sanatını, hem akademik platformda anlata-bilme yetisine hem de başa-rılı bir ressamın özgeçmişi-ne sahip bir isimden öğren-mek isteyenler, IUE´deki re-sim kurslarına yazılabilirler.
HABER13 APRIL / NİSAN 2010
RESTAURANT OTTOMAN SARNIC ROTTERDAM & RESTAURANT LA CUISINE OTTOMAN UTRECHT
RESTAURANT OTTOMAN SARNIC ROTTERDAMVIJF WERELDDELEN 1053071 PS - ROTTERDAM TEL: 010 2900 3800WEBSITE: WWW.SARNIC.NL
RESTAURANT LA CUISINE OTTOMANJUTFASEWEG 2193522 HS - UTRECHTTEL: 030 214 82 68WEBSITE: OTTOMAANSRESTAURANT.NL
Hafta sonları canlı müzik organizelerimiz ile muhteşem gruplarla eğlencenin tadına varacaksınız! Ottoman restoranlarının büyüleyici
atmosferinde sizlerle görüşmek dileğiyle..
Hollanda’nın ilk alkolsüz aile restoranı
Uzun sayılacak bir zaman-dır siyasi konular hakkına yazı-lar yazmaya gayret ediyorum. Hollanda’da seçimlerin bir türlü bitmemesi ister istemez üzerin-de durulması gereken konuları da belirlemekte. Ancak bu sayı-da, bir süredir yazmayı planladı-ğım, mesleğimle ilgili bir konuda siz değerli okuyucularımla hem-hal olmak istiyorum. Gerçi siya-si yazılarda elbette toplumu çok yakından ilgilendiren konulardır. Üstelik 10 Haziran’da yine olağa-nüstü milletvekili seçimleri ya-pılacak. Hem de Hollanda Türk toplumu için oldukca önem ar-zeden seçimler yapılacak. Bu ko-nuda görüşlerimi gelecek sayıya saklayarak esas konumuza gel-mek istiyorum.
Toplumun önemli bir kesimi-ni gençlik oluşturur. Hatta genç-ler geleceğin yöneticileri oldu-kalrı için, ülke için, toplum için hatta insanlık için çok önemlidir. Anlaşılması, üzerinde durulması, bilinmesi belki yönlendirilmesi yani yatırım yapılması gerekir.
Gençlik dosyamda yer alan araştırma sonuçlarına şöylebir göz attığımda, insanın içini da-raltan verilerle karşı karşıya ka-lıyorum. Her yeni gelen nesil, bir öncekine göre daha sıkıntılı, ge-lecekten ümitsiz, umursamaz, dayanışmasız, saygısız, hayal kı-rıklığına uğramış, sınırları bel-li olmayan bir nesil. Araştırmacı-lar ve uzmanlar günümüz genç-ligine `sınırları olmayan narsist gençlik‘ tabirini kullanmakta-lar. Motivaction araştırma büro-sunun yapmış olduğu 25 yaş mentalite araştırma sonuç-larına göre gençlik, hedo-nist ve narsist olarak ta-nımlanırken, özellikleri şöyle sıralanmakta: alışve-rişe düşkün, statüye önem veren, dış görünüşün her olduğu, çok çabuk bıkan v.b. Araştır-manın bazı ilginç bölümleri şöyle: Günümüz sınır ta-nımayan gençli-ğinde yanlış olan nedir sorusu-na; `daha çok öf-keli, tahriş, bunalan, canı sıkılan ve daha az iyimser bir genç-lik‘ cevabı verilmek-te. Sorumluluk, si-yasi ve sosyal olay-lara ilgi, gönüllü-lük özelliklerinin oldukca düşük ol-duğu günümüz gençliğinde, ken-dine güven oranı-nın ise yüzde 40’larda olduğu belirtilmekte. Ama önemli bir oranda gençlik ise kendine gü-venin dışında kalmakta. Bu kesimde okulu bırak-mak, uyuşturucu ve hap kullanmak, şiddete me-yil daha yüksek. Dayanış-ma olmadığından bölün-me ve parçalanma hakim gençlikte.
Araştırmacılar gençli-ğin bu halini patlamaya ha-zır bir `sosyal bomba’ ola-
rak görürken, patlaması halinde Hollanda’nın tamamen değişece-ğini, toplumun Amerikanlaşaca-ğını söylemekteler.
Gerçi günümüz aileleride, as-lında toplumun komleks olması, acımasız olması, şimdiki gençle-rin kendine güvenen, inatçı ye-tiştirilmelerini istemektedirler. Ancak böyle bir nesil, beraberin-de bir takım çatışmaları ve ay-rışımları da beraberinde getirir. Araştırma sonucundanda görü-leceği gibi her genç kolay kolay kendine güven duyamaz. Böyle-likle bir kısım gençlik toplum-dan dışlanmış olur. Peki bunun yerine ideal bir gençlik nasıl ye-tiştirilmelidir sorusuna uzman-ların verdikleri cevaplar ise şu şekildedir. Özellikle gençlere, bü-yüklerin, yetişkinlerin bir yaşam tecrübelerinin olduğu, saygının toplum ilişkileri için kaçınılmaz bir değer olduğu vurgulanmalı-dır. Aileler gençlere belirli sınır-lar koymalı. Aileler çocuklara za-man ayrılmalı. Zaman ayırama-ma suçluluğundan çocukların her istediklerine evet denilme-meli. Günümüz gençliğinin bir bölümündeki canlılık, kendine güven, ilişkiler kurma becerisi hem gençlerin kişisel gelişmele-ri hem toplum yararına kullanı-labilir diyen uzmanlar, gençliğin diğer bölümüne farklı yaklaşıla-rak yeni metodlar geliştirilmeli-dir önerisinde bulunmaktalar. Yukarıdaki tesbitler ve yorumlar Hollanda gençliği için yapılmış bir araştırma sonuçlarıdır, ancak bu sorunların bir bölümü elbet-
te Hollanda’daki Türk genç-lerinide yakından ilgilen-dirmektedir. Türk genç-lerinin bir de göçmenlik ve farklılıktan kaynakla-nan diğer sorunları var-dır. Gençlerin mümkün
mertebe bir sosyal gruba ait olmaları kişisel gelişmeleri açın-
dan kaçınılmaz-dır.
HEDonist vE nARsist gEnçlik!
Veyis Güngör is advisuer van SMHO (Samenwerkende Moslims Hulp Organisaties) in Amsterdam. Tevens is hij voorzitter van UETD Nederland (Union of European Turkish Democrats).
THY Hollanda ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, THY Orta Avrupa Bölgesi Sorumlusu Baş-kan Yardımcısı Ziya Taşkent, THY Hollanda Müdürü Metin Gözüaçık, THY Hollanda ekibinin yanı sıra Hollanda’da Türk Hava Yollarının yetkili acenteleri katıldı.
THY Hollanda Müdürü Metin Gözüaçık şunları söyledi: “Ocak ve Şubat aylarında uygulamaya başla-dığımız erken satış uygulamaları-mızda satışlarımız çok arttı. Satış-larımız iyi bir seviyede. Yolcu ar-tışımız oldu.15 Mayıs 2010 itiba-rı ile Ankara seferlerimize Anado-
lu Jet ile başlıyoruz. Ankara’dan sabah saat dokuzda kalkacak.Amsterdam’dan ise 12:55’te kal-kacak. Bu uçuş saati Ankara’ya ulaşımı daha kaliteli ve daha ra-hat bir uçuş ile gerçekleştireceğiz. Ankara’dan açılan yerleri daha çok transit yolcu yönünde çalışmala-rımız devam ediyor. Satışlarımız THY Hollanda olarak oldukça çok iyi. Geçen yılki satışlarımızı geçece-ğiz. Anadolu’da özellikle Kayseri’ye yönelik sefer sayımızı arttıracağız. Haftada iki olan seferimizi üçe çı-karacağız. Anadolu’nun başka nok-talarına uçmaya çalışıyoruz. Satış
ağımızı yükseltme-ye çalışıyoruz. Sabi-ha Gökçen Avrupa’da en fazla sefer yaptı-ğımız yerlerin ba-şında geliyor. Bura-dan Anadolu nok-talarına daha kolay ulaşılabiliniyor. Ata-türk Havaalanı’nda yaşadığımız yoğun-luğu Sabiha Gökçen Havaalanı’nda daha az yaşıyoruz. Yaz se-zonunda Sabiha Gök-çen ve Anadolu Jet seferlerimiz devam
edecek. Bunun yanın-da Anadolu Jet kış se-
ferinde de devam edecek ve gün-düz beş defa olacak. Rotterdam THY uçuşları ile ilgili bir gelişme yok.Uçuşlarımız şimdilik Amster-dam Schiphol Havalimanı’ndan olacak. Yolcu artışımız sürekli ar-tıyor.”
Program daha sonra THY Hol-landa yetkili acentelerin karşılık-lı soru ve cevapları ile devam etti.Özellikle acenteler sektörde kar-şılaştıkları zorluklar ve rekabet-ler konusunda THY yetkililerine bilgiler verdiler. Ardından THY Hollanda’nın yemek ikramı ile program sona erdi.
THY AMSTERDAM UÇUŞLARI TAMAM, ROTTERDAM’DA GELİŞME YOK
Türk Hava Yolları Hollanda Genel Müdürü Metin Gözüaçık Amsterdam Meram Restoranında acenteler ile Türk basınına yaz uçuşları ve THY’nin hedefleri hakkında bilgiler verdi.
Amsterdam Türk Hava Yol-ları (THY) – Lebara Mobile ve Akajans işbirliğiyle ‘Konuşan Bilet’ adlı kampanyada, İstanbul gidiş-dönüş uçak bileti kazanan talihli-lere, düzenlenen törende biletleri hediye verildi.
Amsterdam’da düzenlenen tö-rende Türk Hava Yolları Müdü-rü Metin Gözüaçık, Lebara Mobi-le Genel Müdürü Marcel Timmer-huis, Pazarlama Müdürü Ayşe Ça-lışkan, Akajans Yöneticisi Adil Akal-tun ile kampanyada İstanbul bile-ti kazanan talihlilerin bazıları ha-zır bulundu. Amsterdam Türk Hava Yolları Müdürü Metin Gözüaçık, “Amsterdam’da göreve henüz 6 ay evvel başladım. THY bu yıl yeni hat-lar açıyor. Şu anda Avrupa’da 4.du-rumdayız. Geçtiğimiz Kasım ayında Sabiha Gökçen’e Amsterdam’dan başlayan seferlerimizi daha iyi ta-nıtmak için, bilet kampanyası baş-
tHY kazandırıyorlattık. Bu konuda Akajans bize bir öneri getirdi. Bizde bunu Lebara işbir-liğiyle bunu kam-panyaya dönüştür-dük. Ayda 2 bilet-le sözkonusu kam-panya devam ede-cek.” şeklinde ko-nuştu. Projenin mimarı olan, Akajans Yö-neticisi Adil Akaltun ise kampanya ile ilgili olarak: “Konuşan Bilet” kampanyamız, ge-çen yıl Mayıs ayında KomFly - Komfor To-urs seyahat şirketi işbirliği ile başlamıştı. Bu yıl THY ile, İstanbul Sabiha Gökçen des-tinasyonu için kampanya tekrar hayata ge-çirildi ve satılan her Sabiha Gökçen uçuşu-na birer sim kart hediye edilmesine devam edildi. Böylelikle toplam hediye sim kart sayısı 10.000’e ulaştı ve Lebara’nın ofisin-de talihlilere takdim edildi. Sözkonusu bi-let kampanyamız devam edecek ve her ay 2 talihliye bilet verilecek.” dedi.
THY Müdürü Metin Gözüaçık (solda) talihli vatandaşımıza
hediye çekini takdim etti
HABER 14APRIL / NİSAN 2010
www.anadoluline.nl Türkiyeyıldırım reizen
KOALİSYONUN BOZULMASI
Coşkun bey, HABER Gazetesi ola-rak geçen sayımızda yazdığımız de-ğerlendirme yazımızda, “Afganistan bahane, koalisyon bozmak şahane” diye bir değerlendirmemiz oldu. Hü-kümeti bozan asıl gerekçenin Afga-nistan olmadığı kanaatindeyiz ve biz bunu irdelemek istiyoruz. Siz bu ko-nuda ne düşünüyorsunuz?
Gerçekten üzülerek hükümetin dü-şüşünü yaşadık, hele hele böyle bir eko-nomik krizde hükümeti bu konu üze-rinden düşürmek bence büyük sorum-suzluk. Çünkü bunu Hollanda halkına anlatmanız cidden zor olacak. Ondan önce de bazı sürtüşmeler oldu, özellik-le İşçi Partisinden, Sosyal Demokratlar-dan, Irak konusunda vesaire. Ama ger-çekten yaşadığımız olay üzücü, o gece tartışmalara ben de bizzat şahit ol-dum. Bir başbakan yardımcısı bakan-lar kurulu dışında Afganistan konusu hakkında yaptığı ifadelerle dışarı çı-kıp bizi ortada bıraktı. Anlaşmamıza göre Uruzgan’dan çıkabilecektik ama Afganistan’da kalacaktık. Onu kendileri de ifade ettiler. Afgan halkına zeval ver-meden, kaosa sürüklemeden, eğitim, polis teşkilatı konusunda orada bir şey-ler yapacaktık. Ama buna rağmen hiç bir şey yokmuş gibi Wouter Bos çekil-di. Sizin dediğiniz gibi ‘Uruzgan bahane, koalisyon bozmak şahane’. Tabi bunun yani sıra başka sürtüşmeler de vardı.
Koalisyonun bozulmasının arka-sında muhtelemen o gözükmeyen sebepler de vardı. Bu finans krizi mi-dir yoksa PvdA’nın son araştırma-larda ortaya çıktığı gibi bir oy kaybı mı var, geleceğe ait bir kaygı mı bu?
Hepsinin bir rol oynadığına inanı-yorum. Wouter Bos istifasından sonra artık bu finans krizinde yok ortada. Bi-liyorsunuz burada araştırma komisyo-nu neticeleri cıktı, ama şimdi mecliste kimle tartışacağız bu dosyaları? Banka-lara verilen milyarlar doğru bir şekilde yönlendirildi mi? Oluşan 29 milyarlık bütçe açığını kapatmak için bir yerden kaynak bulmamız lazım. Maliye bakanı sayın Wouter Bos, yine yok. Bir ülkeyi bu şekilde hükümetsiz bırakmak ben-ce büyük sorumsuzluk.
Diğer yandan Irak konusunda biz gerçekten farklı düşünüyorduk ve dü-şünüyoruz. Biz inandığımız için yap-tığımız icrayı yaptık ve bunu bugü-ne kadar da savunuyoruz. Araştırma komisyonu istemiyorduk, İşçi Partisi istediği için “Comissie Davids” geldi.
Oradan çıkan somut neticele-
rin bazılarıyla ayni fikirde değildik, bu hususta İşçi Partisinin istediğini yeri-ne getirdik. Bos uyanık bir siyasetçi, kamuoyu araştırma sonuçlarına baktı ve şu anda koalisyonu bozmak için iyi bir fırsat dedi.
Bunun bir süredir planlandığını mı düşünüyorsunuz?
Zaman gösterecek her şeyi. Bu şe-kilde ifade etmek istemem ama tesa-düfler çok ilginç. Durum şu: Bos komis-yon araştırmasından, bankaların ve 29 milyarlık tasarrufun sorumluluğundan kurtuldu, Cohen hazırdı. Afganistan ve Irak konusunu halletti, güya dik duruş sergilemiş oldu, araştırmalarda oyla-
rı yükseldi. Eğer stratejik bir şekilde değerlendi-
rirsek, satranç oyunu gibi, iyi bir hamle ola-rak görülebilir.
CDA ve GÖREVLERİTÜRKLER ve KİMLİK MESELESİ
Siz CDA’nın güvenlik birimi sözcü-süsünüz. Şimdi kamuoyunda bilinen şu ki; suç işleyen yabancı gençlerin Hollandalı gençlere göre “farklı ele alınması ve cezai işlem uygulanma-sını” savunuyorsunuz. Bunun arka-sında ne yatıyor?
Yok şimdi şu iyi anlaşılsın, o yüz-den sevindim bu soruya. Hollanda ceza kanununda “şu yabancıdır şu yerlidir” diye bir ceza farklılığı söz konusu de-ğil. O benim savunduğum konu da de-ğil. Hollandalı’ya ne kadar ceza veri-yorsanız, Türk’e Faslı’ya da o kadar vermelisiniz. Ama şunu ben araştıra-rak ön plana getirdim: Bazı cezalar var özellikle bu toplumda, toplumun fay-dasına yapılacak bazı hizmetler, diye-lim parkları temizlemek, “taakstraffen” (toplum hizmeti) dediğimiz. Bu cezalar, yabancı gençlerde fazla etkili olmuyor; adam bunu ceza olarak görmüyor. Bi-zim gençlerimiz, özellikle Faslı ve Türk gençlerimiz neyi ceza olarak görüyor-lar bunu incelemek lazım. Bizim genç-lerimiz özellikle utanç kültüründen et-kilendiği için ve bunu bildiğimiz için verilen cezaların daha fazla bu şekil-de olması lazım.
Peki bu bile ayrımcılık değil mi-dir, neye göre veriliyor bu cezalar?
Kesinlikle değil, çünkü verilen ce-zaların gerçekten etkili olması lazım. Araştırmalar etkili olmadığını söylüyor. Her hakim ceza vereceği kişiye o kişinin özgeçmişini göz önünde bulundurarak verir cezayı. Çünkü Hans’a da Ahmet’e
de istediği cezayı verebilir. Ama Hans aynı suçu işlediğinde ona 3 ay, Ahmet’e 5 ay vermesi yasak. Zaten ben bunu sa-vunmuyorum, o açık. Bizim ceza ka-nununda amaçladığımız, bir taraftan ceza verilsin ama ikinci amacımız da, bir daha gencimiz bunu yapmasın.
Ama kamuoyunda böyle algı-lanmamışsınız. Dışarıda, “Coşkun Çörüz’ün bunu savunmuş olması, yabancı kökenli gençlere ayrımcılık demek” diye düşünülüyor. Toplum-da niye böyle bir izlenim var? Siz mi yeterince açıklayamadınız?
Artık tabi basın deyince sizlere ba-kıyorum ben, siz basınsınız. Artık ne yazıldı ne edildi, ben her metnin ar-dından gitmem mümkün değil. Daha doğrusu bakan bunu takdirle karşıla-yıp uyguluyor. Çünkü eskiden gençle-rimiz oraya veya buraya hiç bir şey ge-tirmeyecek yerlere gönderilip ‘zamanı-nı doldur’ denirdi. Bu gencimiz bir şey öğrendi mi, davranışını düzeltti mi, bir şey yaptı mı, ders aldı mı denmiyor. Asıl o önemli benim için.
Yabancılar arasındaki krimina-lite oranı yerlilerden daha yüksek. Bu bilinen bir gerçek. Şimdi bu oran nerelerdedir ve Türk ve Faslı genç-lerde bu nasıl?
En başta maalesef Faslı ve Antilyan-lı gençler, ondan sonra Türk ve Hollan-dalı gençler geliyor. Ama son dönem-lere kadar, Türk gençlerin durumu az çok olumluydu, yani kriminal olayda Hollanda’lı gençlerden pek fark yoktu. Ama maalesef son 1,5-2 senede Türk gençlerin pozisyonu, olumsuz şekil-de Faslı gençlerin durumuna benze-yiş gösteriyor. Bunun en büyük sebep-
lerinden biri eğitimi yarıda bırakmak, okula gitmemek. Her sene Hollanda’da 50bin civarında genç diplomasız oku-lu bırakıyor. Ve bunların arasındaki en büyük grup da Türk gençler. Şimdi ben buna baktığım zaman kültürümüze uy-gun olmayan, dinimize uygun olmayan, yaşam tarzımıza, aile yapımıza uyma-yan davranış biçimleri nasıl nema bul-muş. Nasıl oluyor da en büyük grup ola-rak, bu ‘drop out’ dediğimiz olay bi-zim gençlerde bu kadar yüksek? Ve tabi oradan başlıyor. Şehirde dolaşıyor yan-lış arkadaş ediniyor, bunun içinde tabi hafif uyuşturucu ve alkol de var. Aile yapısı da dengeli, sağlıklı olmadığı za-man bu sebepler aslında açık, garip se-bepler değil. Başka ne var? Tabi ki aile yapısı. Eğitimle ilgilenmemek, çocuğa ilgi vermemek, çocuğun arkadaş edin-me konusunda yardımcı olmamak, tabi bunlar bilinen sebepler. Bu konudaki rizikolardan birisi de ‘soft drugs’, hat-ta bana göre hard drugs bunlar. Mese-la biz ‘coffee shop’ların okullara yakın olmasını istemiyoruz, en az 200 metre uzakta olması gerek. ‘Coffee Shop’tan uyuşturucu almak Albert Heijn’den çi-kolata almak kadar kolay. Tabi bu ço-cuk kriminal olur.
Türkler arasında da yaygın mı?Evet, gittikçe de yükseliyor. Beni bu
konuda birçok aile arıyor ve mail gön-deriyor. Bu hususta toplumda belirli bir önyargı var. Geçen seçim zamanın-da bir tartışma yapıyorum, bir dernek toplantısında. Orta yaşlı, çocukları olan biri diyor ki: “Çörüz Bey siz bu ‘koffıe shop’lara niye o kadar karşı geliyorsu-nuz? Orada bir şey yok, orada sadece kahve içiyor gençlerimiz. Başkalarını
RÖPORTAJ |İBRAHİM KARAMAN / MUZAFFER BOZASLAN
FOTOĞRAF | MEHMET FATİH KARAMAN
“Güvenli bir toplum, güvenli bir aileden başlar”
COŞKUN ÇÖRÜZ, CDA MİLLETVEKİLİ
HABER15 APRIL / NİSAN 2010
’dan başlayan fiyatlarla
İkram dahildir
49€www.yildirimreizen.nlyıldırım reizen konYA - elAZIğ - siVAs
DİREKT UÇUŞLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR
MottoM
edia
rahatsız etmiyor”. Dedim ki: “Amca ora-da kahve hariç her şey içiliyor.” Bu bü-yük bir problem. Bana bir çok mail ge-liyor, bunalıma giren gençlerimiz mah-vetmiş kendilerini, geleceğini, istikbali-ni, ailesini. Annesini döver, babasını dö-ver, para ister. Aslında sebepleri açıkla-mak o kadar zor değil. Güvenli bir top-lum, güvenli bir aileden başlar. Güven-li bir toplum daha fazla polis teşkila-tı, savcı veya hapishane ile çözülmez. Ama maalesef daha oraya gelemedik.
Peki siz CDA’ da güvenlik birimi sözcüsüsünüz. Bu konulara da ha-kimsiniz, rakamlar itibariyle olsun olaylar itibariyle olsun. Bu konuda bilhassa Türk toplumunu bilgilen-dirici bir takım çalışmalarınız oldu mu?
Birçok toplantıda bana çok yerden sorular geliyor. Ben de arkadaşlara di-yorum ki, “ben de size birkaç tane soru sorayım. Belediye başkanının ismini biliyor musunuz? 50 kişiden ancak 10 kişi çıkar bilen. Çocuğunuzun okulu-nun ismini biliyor musunuz? Çocuğu-nun okulunun ismini bilmeyen veliler var. Siyasete sitem edebilirsiniz ama artık iğneyi kendimize batırmamız la-zım. Uyum iyi bir eğitimden geçer. Bu 50bin gencin büyük oranı Faslı değil de Türk gençler. Diplomasız okuldan ayrılıyorlar, 25 yaşına gelince mi eğiti-me başlayacak?
Peki siz problemi teşhis etmişsi-niz, bu ‘drop out’ un çözümü nedir?
Evet problemi teşhis ettik ve çözü-münü de getirdik. Kanunlar değişti, ar-tık 27 yaşına kadar ya okuyacaksın, ya çalışacaksın, ya da ikisini kombine ede-ceksin (‘werk en leren’). Hani eskiden 18 yaşında artık okula gitmek istemi-yorum, 17’de ödenek al, ondan sonra senelerce yat, öyle yok artık. Çünkü o yaşta birisine ödenek vermek demek, bu gencin 25-30 yaşına girdiği zaman iş hayatına atılacak hiç bir imkanı ol-maması demek. Bu kanunu geçen sene değiştirdik. Mecburi eğitimi 18 yaşına kadar çıkardık, bu 16 idi.
18 yaşına çıkarılması, bu “drop-out” dediğiniz olayı engelli-yor mu?
Tabi, takip ediyoruz, müfettiş de bunu araştırıyor. Eskiden bir çocuk günlerce okula gelmezdi, ama hiçbir yerde kırmızı ışıklar yanmazdı. Eğitim görevlileri (leerplichtambtenaar), mü-fettişler, belediyeler bütün okulları sıkı şekilde takip ediyorlar. Bunu eğitimi teşvik için yapıyoruz. Bakınız 16-17 ya-şındaki çocukların eğitim kitapları be-dava, bu devletin bütçesinden çıkıyor, bu da değişti.
Diyelim ki birisi okulu gene de bırak-mak isterse bunu engellemek için icra-da olan yaptırım gücü var mı? 18 yaşına gelmiş okulu bırakmış.
Ödenek yok. Eskiden ödenek veriliyor-du artık yok. Afedersin adam sabah yata-ğından kalkmıyordu bir de ödenek alıyor-du üstelik, sen o adama ödenek verirsen yatağından hiç kalkmaz. 27 yaşına kadar ödenek yok. Ya okuyacak -ama herkes oku-mak istemiyor- o zaman git çalış veya ikisi-ni kombine et.
Peki geçen yıldan beri bunun sonuçla-rı veya etkisini görüyor musunuz?
Görüyoruz. 60 binden 50 bin’e kadar düştü ve daha da aşağıya düşecek yavaş ya-vaş. Etkisini görüyoruz.
Sizce kaç senede Hollanda ortalama-sına gelir, 20 sene alır mı?
İnşallah 20 sene sürmez. Geçenlerde Kanada’dan bir gazeteciyle görüşüyordum 50 bin sayısı çok geldi ona. “Kanada’da böyle bir şey olsa iç harp çıkar” dedi. Ya dedim sen onu bırak bu daha fazlaydı 50 bine düştü ve daha iyi haber olarak aşağıya doğru düşüyor.
Peki neden Kanada modeli aranma-mış hükümet tarafından. Bu yılların bi-rikimi, 45 yıldır buradayız Faslılar’ın ve Türkler’in buna muhakkak bir etkisi ol-muştur. Hollanda çok modern bir top-lum, diyebilirdi ki ‘biz Kanada gibi bir ül-keyi örnek alıyoruz. Oradaki modele ba-kacağız ve aynısını biz de uygulayacağız’. Niye böyle bir şey olmamış?
Hollanda modern ülke ve altyapısı da sağlam. Ama senelerce biz Hollanda’da beni sokmayan yılan bin yaşasın mentalitesin-den devam etmişiz. Hükümet, insanlar, par-tiler hep böyle yaşamışlar. Bakınız ‘coffee shop’lar senelerdir tek biz sert tepki göste-riyoruz, Christen Unie ve SGP ile, öbürleri bunu serbest bırak kardeşim diyorlar. Sen bunu yarın öbürgün serbest bıraktığın za-man tersi gelecek.
TÜRK PARLEMENTERLER, İCRAATLAER VE SEÇMENLERİN BEKLENTİLERİ
Siz Türk kökenli bir parlamenter olarak, Türk halkının sizden beklen-tileri var. Verilen oylar karşılığında bir şeyler yapmanız isteniyor. Siz bu-radaki Türk toplumu adına bir şey-ler yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Sözgelimi daha yakınlar-da Arnhem’den gelen iş adamları der-neği ile sohbet edip sorunlarını din-leyip, gereken kişilere isteklerini ilet-tim. Tabi benim uğraştığım bu güven-lik, polis teşkilatı, insan hakları ve di-ğer konular bir hayli vaktimi alıyor. Uğ-raşamadığım konuyu da arkadaşlara iletiyorum. Gerektiği yerlerde gereken bilgilerin raporlara girmesini sağlıyo-rum. Mesela “Türk şirketleri Hollan-da toplumuna ne kadar gelir sağlı-yor?” sorusu hususunda bizim uyum sözcülüğü yapan arkadaşımıza verdi-ğim rakamlar metine giriyor ve bu da olumlu anlamda topluma yansıyor. Bu-nun yani sıra tabi camilere gidip bire bir insanlarla görüşüp özel problem-leriyle bile uğraştığım oluyor.
Vatandaşın “biz sadece seçimler-de hatırlanıyoruz” görüşüne ne di-yorsunuz?
Kesinlikle katılmıyorum, o zaten standart bir şey olmuş, çünkü benim birkaç sefer gittiğim yerler var, sevdi-ğim yerler var orda bile “Coşkun bey sizi az görüyoruz” deniliyor. Bir hesap-lama yaptığınızda, yani camileri, der-nekleri, gençlik kolları ve yabancı ka-dın kollarını her hafta bir tanesini do-laşsanız en azından on sene milletveki-li olarak kalmanız gerekiyor. Bu sade-ce yabancı kökenli kurum ve kuruluş-lar ama ben bir tek yabancılar için bu-rada değilim ki. Bütün halk için bura-dayım. Gittiğim yerlerde verdiğim bazı mesajlar herkesi mutlu etmiyor. Ger-çekten kıran kırana tartışmalar yapıyo-rum, ama ben bunu burada söylemem lazım. Bazıları Türklerin uyum konu-sunda hiç bir sorunu yok diyor, bu ko-nuda o kişilerin resmen kendini kan-dırdığını düşünüyorum. Çok iyi giden şeyler de var tabi, mesela eğitim kalite-
si, işadamlarımız nisbeten güzel yerle-re gelmesi. Ama gerçekçi olmak lazım.
Türklerin siyasi katılımı sizce ye-terli mi yoksa daha iyi olabilir mi?
Daha iyi olabilir diye düşünüyorum, ama mesela bir Almanya ile kıyasladığı-nızda, 3 milyon Türk var ve sadece iki tane milletvekili çıkarmışlar. Burada 400 bine yakın Türk var ve dört tane Türk kökenli milletvekili var meclis-te. Siyasi katılım olarak örnek bir ül-keyiz ama bunun mücadelesini de ver-dik. Bazen yerel seçimlerde kahve kah-ve dolaşıyoruz adam orda “fayans dö-şüyor” ve gidip bir oyunu vermiyor. On-dan sonra bir derdi olduğu zaman si-tem eder veya “bir oy ne fark edecek?”
diyor. Ama o oy için çok mücadele ve-rildi 1985-1986’da.
Bizim tespitimize göre yerel se-çimlerde 190 civarında Türk aday seçildi ama her şeye rağmen genel itibariyle katılım gene de umulan-dan çok azdı, bunu artırmak için ne-ler yapılmalı?
Herkes kendi çevresinden başlayıp, etrafındaki insanları bu hususta daha bilinçli hale getirmesi lazım. Aynı za-manda vakıf ve derneklere önemli rol-ler düşüyor, toplumu daha aktif hale ge-tirmek için.
Müslümanlar koruyucu aile konusun-da biraz daha teşvik edilmeleri için neler yapılabilir? Bu konuda çok zayıflar.
O tespiti ben de yaptım, çünkü bizim toplum ola-rak hem kültürümüze uy-gun hem dinimizin teş-vik ettiği bir konu koru-yucu aile olmak, yetim-
lerle ilgilenmek. Böyle di-yelim, herhangi sebep-
ten problem yaşamış çocuklar ve genç-ler Hollanda’da “pleegzorg” adı altında ailelere gönderiliyor, ge-çici olarak veya sürekli olarak da olabilir. Ama şunu gördüm ben, bizzat ya-şadım ve şahit oldum ve bir-
kaç farklı kanal-dan da duydum. Bu grupların arasın-da problemi olan gençlerde Türk ve
Faslı oranı büyük. Şimdi diyorum ki bu genç-leri bir bakım evine göndermekten ziyade ai-lelerin yanına yerleştirmek daha uygun. Çün-kü Hollanda aileleri yapıyor bunu ve çok uy-gun da. Müslümanlığa yakışan da bir hadise, ama hiç bilinmemiş. Veya öyle adlandırılma-mış. Bunu biz Türkiye’de yapardık zaten, ha-lanın oğlunun bir işi olduğu zaman dayının yanında bir süre kal orda, ismini vermemi-şiz ama bunu yapıyoruz zaten. Bunun şim-di Hollanda’da gerekli olduğunu görüyoruz, özellikle Türk ve Faslı gruplarda da bunu daha fazla yaydığımız zaman, bu konuda daha çok bilgi verdiğimiz zaman, daha olumlu ve daha sağlıklı olur. Daha fazla teşvik gelir ve bu des-teğin hem maddi hem de manevi yeri de var. Çünkü bunu yapan aileler de var. Masrafları-nı da çoğunlukla kurum karşılıyor zaten. As-lında çok güzel bir konu, her zaman bir gence veya çocuğa yardımcı olmuş olursun.
Biz HABER Gazetesi olarak bunun ar-kasındayız, ileride de bu konu hakkında dosya açmayı düşünüyoruz. Bu konuda ileride yapacağımız workshop ve toplan-tılarda konuşmacı olarak katılmayı ister misiniz?
Hay hay, tabi ki isteriz, o problem değil, yaparız. Yeni dönemde de bu konu hakkında çalışmalarımız olacak.
“nebahat Albayrak’ı seçtik, ama bize destek olacak yerde köstek oluyor” düşüncesine ne diyorsunuz?
Bunlar çok basit ifadeler. Çünkü siyaset birebir olan bir hadise değil. Vaatler üzerinde politika yapmayı sevmem. Yap-tığımız daha iyi olabilir belki, bu konuda açığım. Tabi müm-kün mertebe istekleri, sitemle-ri, problemleri analiz edip, be-nimseyip, bunu herkes kendi parti rengine göre analiz etme-si lazım. Herkesi siyasette mem-nun etmek mümkün değil. Yok-
sa siyasete ha Hasan böyle di-yor, Mehmet böyle diyor, Fatma böyle diyor dediğimiz zaman bunu ancak iki hafta sürdürebi-lirsiniz. Bu gerçekçi bir siyasetçi tavrı olmaz.
Siz nebahat Albayrak’ı ba-şarılı buluyor musunuz?
Buluyorum. Evet çok iyi yap-tı bence. Gerçekten Türk kö-kenli olmasına rağmen o sevi-yeye gelmek büyük başarı. İyi iş yapan siyasetçiyi takdir etmek gerek. O şu renktendi bu renk-tendi, böyle bir tavrım yok.
KORUYUCU AİLEGünde kaç tane mail geliyor
size ve bunların hepsini cevap-lama fırsatı buluyor musunuz?
Günlük 150 ila 200 mail geliyor, ve bunların yüzde 15-20’si yabancılardan geliyor. Di-ğer yüzde 85’i Hollandalılar-dan geliyor, genelde kurum-lardan, teşkilatlardan ve örgüt-lerden de farklı mailler geliyor. “Oturum”dan ailenin çocuk problemlerine, başka ülkede hapishaneye düşmüş, ödeneği kesilmiş gibi basit normal gün-lük problemler de mail yoluy-la soruluyor. Aslında bu kadar mail çok fazla, bunların hepsi-ni cevaplandırmak çok vakit alı-yor. Asistanım da Türkçe oku-madığı için bunları teker teker benim cevaplandırmam lazım.
“Bizim toplum olarak hem kültürümüze uygun, hem dinimizin teşvik ettiği bir konu, koruyucu aile
olmak, yetimlerle ilgilenmek.”
Coşkun Çörüz’le yaptığımız bu röportajın ayrıntılı versiyonunu websitemizden okuyabilirsiniz.www.haber.nl
HABER 16APRIL / NİSAN 2010
Fermed International Medical Assis-tance firması, Rotterdam-Zuid Meram Restoran’da, kuruluş tanıtım toplantı-sı gerçekleştirdi. Çoğunluğu Türk kö-kenli hekim olan misafirler Fermed’in
faaliyet planlarını büyük ilgiyle izledi. Hollanda’da pahalı ve bekleme süresi fazla olan 9 ayrı tıbbi müdahaleyi, 7 ge-lişmiş ve 78 orta ölçekli hastanede ger-çekleştirmeyi planlayan şirket yetkilile-
ri oldukça iddialı. Şirketin yapısı ve işleyişi hakkında şir-
ket yetkilisi Ebubekir Öztüre şunları söy-ledi: “Türkiye’de, eski sağlık hizmet anla-yışı son 15 yılda büyük çapta de-ğişmiştir. Ülkemizde yaşayan has-taların beklentileri yükselmiştir. Sağlık sektöründeki hareketliliğin böyle artmasıyla dünyanın en ge-lişmiş pazarlarında görülen son teknolojiye yatırım ya-pan sağlık kuruluşları, et-kin ve profesyonel sağlık hizmetleri yönetimi saye-sinde verimliliklerini artı-rarak, Türk sağlık sektörü-nün niteliği hızla değişmiştir.
Bu süreçte nitelikli hekimler, tanı ve te-davide kullanılan ileri teknoloji ve tıbbi standartların en üst seviyeye çekilme-siyle birlikte başarılı tıbbi sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Eğitim has-
taneleri ile rekabet edebilir hale gelen nitelikli özel hastaneler, re-kabetçi fiyatların da katkısıyla,
son yıllarda yurtdışın-da bu standardın yerleşmiş ülke-lerin vatandaş-larının da baş-
vurduğu bir ad-res haline
gelmiştir.”
Dia eşliğinde davetlilere Fermed hak-kında bilgiler veren, sigorta danışmanı Mutlu Erçelik Türkiye’de MARM Asistan-
ce şirketi ile anlaşma aşamasında ol-duklarını söyledi. Rotterdam’da Ni-san ayından itibaren faaliyetlerine başlayacak olan Fermed, şu anda
Hollanda’da 3 hastane ile anlaş-ma aşamasında. Yaklaşık 3 saat süren yemekli toplan-tıda, sağlık mesleği erba-bı davetliler, birbirleriyle tanışma ve sohbet etme imkanı da bulurken, Fermed’in büyük bir açı-ğı kapatacağına inandık-larını da söylediler.
FERMED Hollanda Türk sağlık sektöründe iddialı
Melbournestraat 46b 3047 BJ Rotterdam Tel: 010 - 467 48 11
GSM: 0644-180834Web: www.ntel.nl E-mail: [email protected]
Her türlü güvenlik sistemi
SAFETY & SECURITY
Kamera güvenliği
Yangın güvenliği
Giriş kontrolü
Kablosuz alarm sistemi
Acil çıkış aydınlatması
Netwerk
Her türlü elektrik işleri
N-TEL techniek is een snelgroeiend VEB erkend beveiligingsbedrijf met zowel zakelijke als particuliere klanten. Naast het
leveren en installeren van inbraakbeveiliginssystemen is N-TEL Techniek actief op het gebied van brandbeveiliging, camera
en videobewaking (CCTV), toegangscontrolesystemen, telecommunicatie, noodverlichting en elektrotechnische installatie.
PAZARTESİ ÇARŞAMBASALI PERŞEMBE
1722 - De Nederlandse zeevaarder Jacob Roggeveen ontdekt Paaseiland.
1961 - Sovyetler Birliği, uzaya ilk insanı gönderdi. Vostok 1 ile uzaya giden Yuri Gagarin, uzayda 108 dakika kaldı.
1960 - Bert Haanstra wint een Oscar met zijn korte documentaire Glas.
1980 - Ajda Pekkan, Eurovision Şarkı Yarışması’nda ‘Petrol’ adlı şarkıyla 16 yarışmacı arasında 15’inci oldu.
2009 - AZ wordt voor de tweede keer in de clubhistorie kampioen van de Nederlandse Eredivisie.
1453 - İstanbul’un fethi
1896 - İlk modern Olimpiyat Oyunları Atina’da başladı.
1953 - Türkiye Genç Milli Futbol Takımı dünya üçüncüsü oldu.
1672 - Frankrijk valt Nederland aan. Dit jaar staat bekend als ‘Het Rampjaar’.
1992 - Aardbeving bij Roermond met een kracht van 5,8 op de schaal van Richter.
571 - Hz. Muhammed (s.a.v) dün-yaya geldi.
1924 - 1924 Anayasası yürürlüğe girdi.
1960 - De Nederlandse regering besluit tot het zenden van troepen naar Nederlands Ni-euw- Guinea.
1994 - Almanya, sivil halka karşı kullanıldığı iddiasıyla Türkiye’ye silah ambargosu koydu.
2003 - Bağdat, tümüyle ABD bir-liklerinin kontrolüne geçti.
1987 - Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na tam üyelik için resmen başvurdu
1994 - İlk Güneş dışı gezegenler Polonyalı gökbilimci Alex-ander Wolszczan tarafından keşfedildi.
2003 - Kıbrıs Cumhuriyeti ile ser-best geçişler çerçevesinde 25 binden fazla Rum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçti.
1982 - Uluslararası Atatürk Barış Ödülü’nün Güney Afrikalı lider Nelson Mandela’ya verilmesi kararlaştırıldı. Man-dela, Türk hükümetine yönelik insan hakları ihlali suçlamaları nedeniyle ödülü kabul etmedi.
1564 - İlk “1 Nisan” şakaları Fransa’da yapılmaya başlandı.
1979 - Humeyni, İran İslam Cumhuriyeti’ni ilan etti.
1912 - 2340 yolcusuyla ilk yolculuğuna çıkan Titanik transatlantiği, bir buzdağına çarparak battı, olayda 1.513 kişi öldü.
1970 - Japonlar ilk elektronik hesap makinesini üretti.
1962 - Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hakimler Kurulu’nun kurulmasına karar verildi.
2005 - Suriye, 29 yıl süren işgalin ardından Lübnan’dan tama-men çekildi.
TarİhTe bu ay
05 0706 08
29 3130 01
12 1413 15
19 2120 22
26 2827 29
Anadoluline Türkiye’ye yeni
seferler başlatıyor
Anadoluline Türkiye des-tinasyonlu yeni uçuşlar
aldı.Yaz döneminin yaklaşma-sı nedeniyle, Türkiye desti-nasyonuna gidecek yolcular-dan gelen yoğun talebe kar-şılık vermek isteyen Anado-luline 22 Mayıs 2010 tarihin-den itibaren salı ve cumar-tesi günleri direkt ve tarife-li seferler başlatıyor. 22 Mayıs – 30 Ekim arasındaki uçuşlar Antalya -Amsterdam 07.00 ve Amsterdam- Antalya 11.00 olarak belirlenmiş durumda. Ayrıca yeni sezonda yemek ve içecek ikramını da dahil eden Anadoluline, önümüzdeki dö-nem taleplerin daha da arta-cağı beklentisinde.
İmar, İskan ve Çevre Bakanlığı 2010 yılında işçilerin entegrasyo-nu ve Hollandaca öğrenmeleri için işverenlerine 7 milyon euro öde-nek vereceğini açıkladı. Verilecek ödeneğin işyerinde sınıf oluştur-mak, ders için bilgisayar almak ve işçiye iş saatlerinde dil öğrenme imkanı sağlayıcı önlemler için kul-
lanılması gerekiyor. Hollandacanın işçilerin birbirleri ile anlaşabilme-leri, güvenlik önlemlerini anlama-ları ve müşteri hizmetlerinde fay-dalarına olumlu etkilerinin yanın-da, işçinin gelecekteki kariyerine de faydası var. Ödenek için başvu-rular 31 Ekim 2010 tarihine kadar yapılabilecek.
Utrecht üniversitesi yüksek öğretim görevlisi Guus Schrijvers, vergi ya da ödeneklerle finanse edilen toplantılarda alkol kullanı-mının yasaklanmasını istedi. Do-çent Schrijvers Financieel Dagbald gazetesine verdiği demeçte şunla-rı söyledi: “İçen politikacılar ya da memurlar yanlış örnek oluyorlar. Alkolun halk sağlığı için uyuşturu-cudan daha zararlı olduğunu yıllar-dır biliyoruz. Bir belediye başkanı ya da yöneticinin resepsiyonlarda
sigara içmesi yasaklanırken alko-lün yasaklanmaması büyük çeliş-ki.” Alkol ile ilgili ikiyüzlü davra-nıldığını söyleyen Schrijvers’a des-tek Hollanda Alkol Politikalari Ens-titüsü başkanı Wim van Dalen’dan geldi: “ödediğimiz vergilerle çalış-ma ortamında alkol içilmesi nor-mal değil.” Sağlık Bakanlığı ise pla-nı desteklemediklerini belirterek, kutlamalarda ölçüyü kaçırmadan içki içilmesini yasaklamayacakla-rını söyledi.
“Politikacılara ve yöneticilere alkol yasaklansın”
Hollanda’nın yabancı devletler-deki büyükelçilik ve konsoloslukla-rına ayırdıkları bütçe her yıl daha da artıyor. Hollanda’nın Ankara bü-yükelçisi en masraflı büyükelçilik-ler sıralamasında 2,7 milyon euro ile 9. sırayı alıyor. Istanbul konso-losluğu ise New York konsoloslu-ğundan sonra 1,6 milyon euro ile
en masraflı konsolosluk. Istan-bul konsolosu 40 bin euro, Anka-ra büyükelçisi ise 54 bin euroluk masraf göstermiş. Şampiyonluğu ise Hollanda’nın Paris büyükelçisi kazanmış: 180 bin euroluk masraf beyanı ve bunun 14 bin eurosu ise şampanya masrafları.
Devletin malı deniz
İşverenlere entegrasyon ödeneği
Mutlu Erçelik Ebubekir Öztüre
HABER17 APRIL / NİSAN 2010
Srebrenitsa’da 1995 yılında 8000 Boşnak erkeğin Bos-nalı Sırp güçler tarafından
öldürülmesini Sırbistan Parlamen-tosu resmen kınadı.
Sırbistan cumhurbaşkanı Boris Tadic, Sırbistan parlamentosunun iş-lenen suçu değerlendiren siyasi bir karar aldığını, bu kararla Sırp halkı-nın ve devletinin bu korkunç suçla il-gisi olmadığını ve bu olayı destekle-mediğini açıkça ortaya koyduğu dü-şüncesinde: “Bu tarihimizi, kimliği-mizi gölgeleyen bir olaydır, bu kara-ra karşı çıkanlar aslında kendi ulus-larını lekeliyorlar. Ben bu kararın en büyük vatanseverlik olduğuna ve bu ulusun kurbanlarına saygımızı gös-terdiğimize inanıyorum” dedi.
Alınan kararda Srebrenitsa’da ya-şanan olaylar kınanıyor ve “Sırbis-tan daha fazla çaba harcayabilirdi” deniyor.
Fakat kararda bu trajedinin bir soykırım olduğu yazmıyor. Halbuki Birleşmiş Milletlere bağlı Uluslara-
rası Adalet Divanı yaşanan olayların soykırım olduğunu dile getirmiş, fa-kat Sırbistan’ı sorumlu tutmamıştı.
BBC Sırpça Servisi Başkanı Aleksi Zoric’e göre bu kararın iki nedeni var. Birincisi Sırp halkının vicdanına ses-lenmek, ikincisi ise Sırbistan’ı hem fi-ziksel hem de psikolojik ve siyasi ola-rak Avrupa Birliğine biraz daha yak-laştırmak.
Kocalarını ve çocuklarını kaybe-den bazı Boşnaklar ise bu kararda soykırım sözcüğünün geçmemesi-ne öfkeli: “Onbeş yıl sonra bile soykı-rımdı diyemiyorlar! Biz anneler ola-rak ne olduğunu çok iyi biliyoruz!”
Bazı Boşnaklara göre bu konunun konuşulması bile çok iyi bir şey: “Sır-bistan bir şekilde sorumluluk duydu-ğunu söylüyor, bunu yıllardır bekli-yorduk.”
Sırplar ise bu kararın çok erken olduğu düşüncesinde: “Son sözü ta-rih söyleyecek, henüz o aşamaya gel-medik. Bu yüzden bu kınama bir şey değiştirmeyecek.”
‘Soykırımdı diyemiyorlar!’
Hollanda’da yaşayan hayırsever işadamlarımızdan Tugay Osanmaz, Bülent Türker, Vedat Kement ve Metin Demirci’den oluşan ekip İzmir Konak Belediyesi’ne 70 motorlu, 9 motorsuz, 21 yürüme arabası ve 34 aküden oluşan 136 parça malzemeyi tırla Türkiye’ye gönderdiler. Konuyla ilgili açıklama yapan Tugay Osanmaz önümüzdeki günlerde Hollanda’daki Türk özürlü çocukları Hollandalılarla birlikte Türkiye’ye tatile götürüp oradaki engelli çocuklarla kaynaştıracaklarını söyledi.
02 03 04
09 10 11
16 17 18
23 24 25
30 01 02
CUMA CUMARTESİ PAZAR
1453 - Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u kuşatma harekâtına başladı.
1906 - Lumiere Kardeşler renkli fotoğrafı icat etti.
2007 - Fransa’da hızlı tren, deneme sürüşünde saatte 574,8 km hıza erişerek dünya rekoru kırdı.
1968 - Martin Luther King Jr. Memphis’te öldürüldü.
1949 - NATO kuruldu. Washington’da ABD, Belçika, Danimarka, Fran-sa, Lüksemburg, Norveç ve Portekiz, NATO kuruluşunu onaylayan antlaşmayı imzaladı.
1609 - Begin Twaalfjarig Bestand tussen Spanje en de Repub-liek der Zeven Verenigde Nederlanden (in de 80-jarige oorlog).
2002 - Het Nederlandse Kabinet-Kok II (Paars II) valt over de nasleep van ‘Srebrenica’.
1920 - TBMM ilk kez toplandı.2008 - Amsterdam wordt voor één
jaar Wereld Boekenhoofd-stad.
1945 - Adolf Hitler ve iki gün önce evlendiği Eva Braun intihar etti.
2009 - Koninginnedag 2009 wordt afgebroken na een aanslag die aan acht mensen, onder wie de dader, het leven kost.
1996 - Nederland gaat over op de ti-encijferige telefoonnummers.
2002 - De NIOD presenteert een 3400 pagina’s dik rapport over de val van de Moslimenclave Srebrenica.
1985 - Omroepstaking in Nederland: geen radio- en tv-uitzendingen.
1993 - Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal hayata gözlerini kapadı.
1920 - Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Reisliğine seçildi.
1713 - De Vrede van Utrecht wordt getekend door de Republiek der Zeven Verenigde Nederlanden.
1951 - Paris Antlaşması imzalana-rak günümüzün Avrupa Birli-ği temellerini oluşturacak olan ilk adım Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurul-muştur.
1953 - Cambridge Üniversitesi’nde iki bilim adamı, kalıtsal özellikleri ebeveynden çocuğa taşıyan deoksiribonükleik asit (DNA) adını verdikleri molekül yapısını buldular.
NİsaN/april Hollanda'nın Başkenti Amsterdam’da bulunan Mescidi Aksa Camii tarafından düzenlenen bir prog-ramla, Milliyetçi Hareket Partisi'nin eski genel başkanı Alparslan Türkeş, ölümünün 13'üncü yılında anıldı.
Hollanda'nın Başkenti Amsterdam’da bulunan Mescidi Aksa Camii ve Bozok Gençlik teşkilatı tara-fından düzenlenen bir programla, Milliyetçi Hareket Partisi'nin eski genel başkanı Alparslan Türkeş, ölümü-nün 13'üncü yılında anıldı. Mescidi Aksa Camii 'ne ait binada düzenlenen anma programı, dernek binasın-da bulunan mescitte gerçekleştirilen mevlitle başla-dı. Mescitte toplanan çok sayıda cemaat, 13 yıl önce kaybettikleri başbuğları için dua ettiler. İki ayrı hoca tarafından okunan Kuran-ı Kerim ve mevlitlerin ar-dından, Alparslan Türkeş'in ruhu için indirilen hatim-ler ve dualar yapıldı. Amsterdam Mescidi Aksa Camii
başkanı Necmi Çelik ve Hollanda Türk Federasyon Genel Başkan Yardımcısı Nedim Doruk, salonu dol-duran ve çoğunluğu gençlerden oluşan kalabalığa, Al-parslan Türkeş'in yaşamı ve ideallerini anlatan konuş-malar yaptılar. Daha sonra Amsterdam Mescidi Aksa Camii tarafından verilen yemekli ikramın ardından, anma etkinliği sona erdi.
Nükleer güvenlik zirvesi için ABD’de bulunan Recep Tayyip Erdoğan başkan Obama ve Erme-nistan cumhurbaşkanı Sarkisyan ile bir araya geldi. Başbakan Erdoğan CNN’e yaptığı açıklamada Iran’ın nükleer çalışmaları konusunda diplomatik çözüm bulmak için gayret ettiklerini söyledi ve Nükleer Silahların Yayılmasının önlenmesi Antlaşmasını (NPT) tanımayan Israil için neden aynı şeylerin söylenmediğini sordu. Orta Doğuda barışının sağlanması için bütün tarafların çabasının gerekli olduğunu da ifade etti. 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi.
AMerikA
Emekli bir Italyan piskoposu Gi-acomo Babini (81), bugünlerde hı-ristiyan kilisesine yönelik; çocukla-rın papazlar tarafından cinsel tacize uğratılması eleştirilerinin yahudilerin ürünü olduğunu söyledi. The Guar-dian Gazetesi’nin haberinde pisko-posun “Kiliseye ve Papa’ya yönelti-len sübyancı suçlamalarının boyutu, bunun yahudilerin parmağının al-tından çıktığını gösteriyor. Onlar ki-lisenin doğal düşmanları; yahudiler tanrı öldürücülerdir.” dediği belirtil-di. Amerikan Yahudi Komitesinin ve İtalyan gazetelerinin konuyu günde-me taşıması üzerine piskopos böyle ifadeler kullanmadığını söyledi.
KatoliK KiliSeSi SüByancIlIğI Koruyor Mu?
Katolik kilisesi son günlerde gün-deme gelen sübyancılık suçlamala-rı ile sarsılıyor. Çocukları cinsel ola-rak kullandığı ortaya çıkan birçok
papazın hala görevde bulunma-sı, Vatikan’ın bu sübyancılara kar-şı önlem almaması, çeşitli kesimler-den tepki topluyor. Bir Ingiliz yazar olan Richard Dawkins Papa’nın In-giltere gezisi sırasında tutuklanması-nın araştırılması için avukatlara baş-vurdu ve Papa’nın bir devlet baş-kanı gibi dokunulmazlığı bulunma-sına karşı çıkıyor. Dawkins’e göre Papa’nın kanunların üstünde olma-sı doğru değil ve çocukların tecavüz edilmesine gözyummaktan tutuklan-ması gerekir. The New York Times’ın bildirdiğine göre Amerika’da sadece bir papaz 200’den fazla sağır çocu-gu istismar etmiş ve Papa kardinal-ken bunu bilmesine rağmen hiçbir hukuki işlemde bulunmamış, hatta kilise hakkında olumsuz haberlerin çıkmaması için istismarcı papaza kol kanat germiş.
Piskoposa göre kilisenin düşmanları yahudiler”
ChildRight Vakfı (Çocuk Hakla-rı Vakfı) tarafından toplanan ba-ğışların eski müdürü Raymond Chevalier tarafından kumarha-nelerde harcandığına dair yetki-lilerin elinde bilgi olduğu ifade edildi. Elsevier dergisinin verdi-ği habere göre yıllardır fakir ço-cuklar için toplanan paraların çok büyük bir bölümü çocuklara git-memiş. Tsunami’den etkilenen çocuklar için toplanan paranın %95’i, Lionsclub’un bu vakıf için topladığı paranın da yarısı yeri-ne ulaşmamış. Eski müdürün or-
tadan kaybolduğu ifade ediliyor. Şimdiki müdür R. Brochard ise araştırmadan ve olaylardan ha-beri olmadığını söylüyor. Bir çok ünlünün ChildRight’ı destekledi-ği iddiasının yalan olduğunun or-taya çıkması ve finansmanındaki çelişkiler üzerine CBF (Centraal Bureau Fondswerving) 2007 yı-lında bu vakfa bağışta bulunul-maması için çağrıda bulunmuş.
Vakıf müdürü bağış paralarını kumarda harcamış
Erdoğan ve Obama bir araya geldi
Alparslan türkeş Amsterdam’da Anıldı
Bir İsveç süt ürünleri üre-ticisinin yoğurt paketinin üzerinde kullandığı resim
dava konusu oldu. Athanasios Varzanakos isimli Yunan vatan-daşı, kendi fotoğrafının bir “Türk yoğurdu” diye satışa sunulan yo-ğurdun paketinin üzerinde res-mini gören arkadaşının uyarısıy-
la olayın farkına vardı. Fotoğrafı-nın kullanılması için izin alınma-dığını söyleyen Varzanakos, ayrı-ca Türk gibi gösterilmesinden do-layı da 5 milyon euroluk manevi tazminat istedi. Fabrika yetkilile-ri ise fotoğrafın bir fotoğraf acen-tasından satın aldıklarını söyledi.
Türk olmak 5 milyon euro
Hollanda’da geçtiğimiz Mart ayından itibaren yürürlüğe giren yeni sınav sistemi ehliyet almayı zorlaștırırken, her geçen gün yeni kurallar eklenmeye de devam edi-yor. Merkezi Ehliyet Sınav Dairesi (CBR), yazılı ve pratik testlerde ka-zaları daha aza indirme ve sürücü-leri daha çok bilinçlendirmek için yaptıkları bir dizi değișikliklerin ardından, alkollü araç kullananlara da ağır cezalar getirilmesini ve eh-liyetlerinin iptalini isteyen önerge-ler sunmuștu.
Ulaștırma ve Su İdaresi Bakanı Camiel Eurlings geçtiğimiz günler-de Bakanlar Kurulu’nda alkollü araç kullanan sürücüler için yeni kabul
edilen madde hakkında bilgi verir-ken, bundan sonra 5 yıl içerisinde iki kez alkollü araç kullanarak yaka-lanan sürücülerin ehliyetlerinin ta-mamen iptal edileceğini beyan etti. Bakan Eurlings yapmıș olduğu açık-lamada, trafik kurallarını hiçe sayan bu küçük grubun, trafik ölümlerinin yüzde 25’ ini olușturduğunu ifade etti. Trafiğe tekrar çıkmak isteyen sürücülere, Merkezi Ehliyet Sınav Dairesi’nin yazılı ve pratik testleri-ni alma mecburiyetinin getirildiği-ni belirten Bakan Eurlings, “İki sarı kart bir kırmızı kart eder. Bu kural artık futbolla sınırlı değil, trafik ku-rallarında da geçerlidir.” açıklama-sını yaptı.
Alkollü araç kullananlara ağır cezalar geliyor
Öte yandan ehliyetini kaybeden sürücüleri ise yazılı testlerde es-
kiye göre daha farklı olan yeni sınav sistemi bekliyor. Eskiden tek bölüm olan yazılı sınav kısmı, yeni sınav sis-teminde ikiye ayrılırken, daha önce 50 olan sınav sorusu yerine birin-ci bölümde 25, ikinci bölümde ise 40 soru olarak yapılandırıldı. Ehli-yet almaya hak kazanmak için birin-ci ayak olan yazılı sınav kısmının bi-rinci bölümünde sürücü adayları, ani reflekslerin kontrol edildiği ve tehli-keli durumların fotoğraf kareleriyle anlatıldığı 25 sorudan en az 12’sine doğru cevap, ikinci bölümünde ise eski sistemdeki 50 soru yerine so-rulan 40 sorudan en az 35’ine doğru cevap vermesi șartı getirildi.
Hayırda yarıştılar
HABER 18APRIL / NİSAN 2010
BURHAN CARLAK
terSine göç“Hollanda`da yaşarken
Türkiye`de yaşlanmayı ve ora-da vefat etmeyi isterdim. Şimdi Türkiye`de yaşıyorum ama öldü-ğümde Hollanda`da defnedilme-yi istiyorum.”
1972 yılında yerleştiği Hollanda`dayı 3 yıl kadar önce, kendi deyimi ile sıkıldığı için terk etmiş Hikmet Raziye Acar sürek-li `yabancı`kelimesini duymak kronik bir rahatsızlık vermeye başlamış. Kişiliğimle, mesleğim-le tanınmak yerine illa `yaban-cı kelimesi` ile anılmak, her keli-menin önünde standart bu takı, -ne olursan ol, `yabancı` kala-caksın hissini veriyor.
Amasra`da genç bir kız-ken mühendis olan tanıştığı Hol-landalı eşi ile evle- nir ve Hollanda`ya ge- lir. İngilizce bil-diği için Hol-landaca öğ-renmesi daha kolay olur. Ama dil pratiğini ge-liş-
tirmek için sürekli iş ve okul ara-yışında olur. Psikolojik rehber-lik okur ve özellikle göçmen ba-yanlara yönelik çalışmalarda bu-lunur.
Bazı kültürel faaliyetlerde rol alır. Hollandalı ev doktoru Arı Faas ile birlikte bir Türk Sanat Müziği Korosu kurar.
Türkiye`ye dönme kararı-nı nasıl verdiğini kendi ağzından dinleyelim.
“Kendi ayakları üzerinde du-rabilen yetişkin 3 çocuğum var. 50 Yaşındayken politik atmos-ferinden bıktığım Hollanda’yı terk etme kararı aldığımda ver-diğim kararda çocuklarımın da beni cesaretlendirmeleri önem-li rol oynadı. Beni daha da ce-saretlendirdiler. Başka ülkele-re de pekala gidebilirdim. Hat-ta ABD`den iş teklifi de almıştım ancak kendi ülkemde kendim olabileceğimi anladım. Zaman zaman tereddütlerim oldu ama
kararımdan memnu-num.
Bana Hollanda`da Türk Hik-met diye baksalardı, bu beni rahatsız etmezdi ancak `yabancı`adlandırması
kabul edilir cinsten değil.”Bodrum`dan ev almış, ta-
mir ve bakım işleri için sık sık Türkiye`ye geliyordum. Derken doğası, insanların sıcaklığı ile kendimi burada evimde hisset-tiğimi anladım. Mesleğimi bu-rada icra edebilmenin yollarını aradım. Belediye başkanı ile gö-rüştüm. Meşhur yel değirmenle-rini madde bağımlıların rehabi-litasyon için mekan olarak kul-lanabilecekleri projelerim vardı ancak bürokratik engeller karşı-ma çıktı. Yeni bir fikirle geldiği-niz zaman burası Türkiye, bura-da işler Hollanda`ya benzemez veya size Hollandalı diyenle-ri çok sık duyuyorsunuz. Yani bir dışlanma her yerde var. Bu iş-ler için başvuru yapan kimseler-den illa doktor olmasını istiyor-lar. Bir ara bir turizm acentesin-de rehber olarak çalıştım. Şimdi-lerde aralarında Hollandalıların da olduğu ailelere psikolojik te-davi uyguluyor, çeşitli alanlarda rehberlik ve danışmanlık yapıyo-rum. Kendisini elit sayan sosye-telerin dahi ruhsal rahatsızlıkları için fala başvurmaları dikkatimi çekti. Ayrıca Yoga ve Reiki rağ-bet görüyor. Profesyonel yardım
alma kültürü o bölgede dahi he-nüz yaygın değil. Dolayısı ile za-man zaman ücretlerin tahsilinde sorunla karşılaşıyorsunuz.
Hollanda`ya yılda bir kaç kez geliyorum. Çocuklarım bana geliyor ama yine de bazı şeylere özlem duyuyorum: Stampot`u, V&D`de kahve içmeyi, pazar-da ayaküstü balık yemeyi özlü-yorum. Çiçeklerim, meyvelerim yani üç tane çocuğum burada öldüğümde mezarımı ziyaret et-melerini isterim. Dolayışı ile son nefesimi burada vermeyi ve bu-rada defnedilmeyi isterim. Ama ölümden önce yapmak istediğim çok şey var. Bu arada Bodrum`a gelen-leri çaya bek-lerim bana www.hik-metraziye-acar.com web sitem-den, [email protected] Mail adre-simden ula-şabilirsi-niz..
Türklerin Hollanda`daki ha-yatı dahi iyi anlamaları için gidip Türkiye`de en az 1 yıl yaşamış
olmaları bence gerekli. Farklı bir kıyaslama imkanınız olu-şuyor.
Kesin dönüş yapmak isteyenler içinse gelir ga-rantisi bakımından sıkıntı çekebilme riskleri yüksek
olduğundan birikmiş paralarının rezerv-
lerinin olması, şart.
Ergun KULA (Amsterdam)
Hollanda TEMA Vakfı, Hollan-da Çevre Vakfı IVN ve HDV Ams-terdam Fatih camii tarafından or-ganize edilen Bisikletle çevre ge-zisi büyük ilgi gördü.
HDV Amsterdam Fatih Camii önünden başlayan ve Amsterdam kentindeki parkları ve bazı çevre kuruluşlarını gezen 50 kişilik grup Amsterdam’daki çevre ve doğa ça-lışmaları hakkında bilgi aldılar. 10 km lik bir güzergah izleyerek 2,5 saatten fazla bisiklet süren katı-lımcılar hem spor yaptı, hem de Amsterdam’daki çevre çalışmala-rıını gözlemlediler.
Gezi sırasında bir konuşma ya-pan Hollanda TEMA Vakfı Müdürü Serdar Köker, “TEMA vakfı olarak Hollanda’da bir dizi çalışmalar ya-pıyoruz. İçinde yaşadığımız ülke-de bizler de duyarlı vatandaş-lar olarak, çevreye ve doğa-ya büyük önem veriyoruz. Bilindiği gibi son yıllarda insanlar arasında tüke-tim alışkanlıklarında hız-lı bir artış gözlemleniyor. Elimizdeki kaynakla-rı çok bilinçizce ve düşünme-den harcıyo-
ruz. Daha temiz bir çevreye sahip olmak ve daha sağlıklı bireyler ol-mak için bisiklet kullanmayı teş-
vik ediyoruz. Bisiklet kul-lanarak hem spor yapıyor-sunuz, hem de daha sağ-lıklı kalıyorsunuz. “ dedi.
Çalışma ile ilgili olarak konuşan HDV Amsterdam Fatih Camii Din Görevli-
si Mehmet Yürek İs-lam dini çev-
reye büyük önem veri-
yor. İslam’da kul hakkı önemli, bu bağlamda da biz buna riayet etme-liyiz. Yüce Allah bizlere sayısız ni-metler ihsan etmiştir. Bunların kıy-metini bilmeliyiz. Hollanda’da ya-şayan müslümanlar olarak bizler-de doğaya büyük önem veriyoruz. Çevreyi daha az kirlettiği ve insa-na spor yapma olanağını sağladığı için bisiklet kullanımını teşvik edi-yor ve bunu da uyguluyoruz.” dedi.
Bisiklet turu ile Amsterdam’da güzel bir gün geçiren katılımcılara daha sonra içecek ikramı yapıldı.
DAHA TEMİZ BİR ÇEVRE İÇİN PEDAL ÇEVİRDİLER
Hikmet Raziye Acar
Hikmet Raziye Acar’ın
Hikayesi
Tülay Arslan tarafından düşü-nülüp gerçekleştirilen Türkiyem Pazıl, ‘Türkiye’yi keşfet ve öğren’ sloganıyla Hollanda’da satışa su-nulmaya başlandı. Türkiye’nin her bölgesinin ve ilinin bilinen yönle-riyle resimlenen pazıl, çocuklar için de bir oyun niteliğinde; hem eğitici ve öğretici hem de eğlence-
li. 104 parçadan oluşan Türkiyem Pazıl, Hollanda’da bu açıdan bir ilk. Tülay Arslan pazıla gösterilen ilgiden gayet memnun olduğunu belirtti ve tasarımladığı bu pazı-lın ‘Türkiye illerinin kendine has meşhur yemeklerini, ürünlerini, tarihi eser ve doğal güzelliklerini örnek vererek tanıtacaktır’ dedi.
Türkiye’yi keşfet ve öğren
HABER19 APRIL / NİSAN 2010
Maxpromo adına çalışacak temsilciler
aranıyor. Başvuru: 078-618 44 42
Seri ilanlarKaMPanyaKaMPanya
teMiZ Su HayattIr.evinizde, işyerinizde ücretsiz, Su arıtma cihazı tanıtımı için arayınız. Hollanda’nın her yerinde sunum yapılır.
Saadet Hanım 0644-653 [email protected]
Stor mekanı düğün ve kınaya kiraya verilir.
yemek, müzik, kamera, fotoğrafçı, düğün paketi
ayarlanır!
Mustafa Bayram0623-905078
graafstroomstraat 713044 aP rotterdam
SATIŞ TEMSİLCİSİ ARANIYOR
Websites vanaf €399 Webshops vanaf: €999Bel voor een afspraak
www.itnt.nl0653 53 33 58
BETAALBARE WEBSITE MET
WEBSHOP
SU ARITMA CİHAZI
Etap Financieel Advies, ”koopsubsidie” hakkında bütün bilmek istediklerinizi sorabileceğiniz güvenli bir finansal danışma kuruluşudur.
Zafer Apak & Cengiz Şimşek Etap Financieel Advies www.etapfinancieeladvies.nl
Koopsubsidie
ELFİ Letselschade & Advies
Murat özkurttel: 0653 87 58 19
deuren ramen
Kozijnen Wand- & Plafondafwerking
Meerpunt sluiten aan- & opbouw
aftimmerenrenovatie dakkapel
KLUSSENBEDRIJFMUFA
Hollanda’nın her yerinde satış temsilcileri aramaktayız. Başvuru: 06 - 223 87 882 (İbrahim Efetaşkın)[email protected]
AQUA SU ARITMA
Boşanan çiftler için arabuluculuk ve HuKuK danışmanlık hizmetleri verilir. geniş bilgi için:
Mediation @ Potentia legiswww.potentialegis.nltenzile erdal, mediatortel: 0650-520 457
HUKUKİ ARABULUCULUK HİZMETİ
Vleutenseweg 2303532 HR Utrecht
tel : 030 - 66 68 168fax: 030 - 66 68 167
aldemMakelaardij OG
AAN- EN VERKOOP WONINGEN
TAXATIES
HYPOTHEKEN
SPAREN EN BELEGGEN
VERZEKERINGEN
Kazadelere Kendi Dilinde ve Kültüründe Hukuksal YardımMaddi & manevi hasarınız varsa bizi hemen arayın! Masraf almaksızın biz sizi evi nizde ziyaret ediyoruz! Bu bir trafik kazası, iş kazası veya tibbi hata olabilir!
Ethem Emre : 0639 11 02 43 [email protected]: WTC (World Trade Center)Beursplein 37 kamer 339A3011 AA Rotterdam
er is nog een kamer beschikbaar (voor een dame)
op 2 minuten loopafstand naar Zuiderpark in den Haag
van 13m2 voor 350 euro incl. gas/water/elec. en
wireless internet. Kamer kan eventueel gemeubuleerd
gehuurd worden voor dezelfde prijs.
Kamer te huur in Den Haag
GSM: 0623686249
Hasan KaramanYetkili Acenta
7/24 hizmetinizdeyiz...
Tel: 077-354 82 56GSM: 0628-494 308
e-mail: [email protected]
Hollanda ve Almanya’dan Türkiye’nin her noktasına
uçak bileti temin edilir
Kampanya boyunca 2010 Yaz ayına kadar, her türlü ilanınızı ücretsiz yayınlıyoruz. Mail: [email protected]
Düğün fotoğraflarınızı, sabah saatlerinden
başlayan ve tüm gün devam eden bir çalışmayla, özenle ve profesyonelce çekiyoruz. Fotoğraflarda belgesel ya da
özgün tarzlar kullanarak, çiftin doğal anlarını yansıtıyoruz.
NE YAPIYORUZ? WHAT WE DO?
06 28 59 69 61
GSM
tel: 010-423 04 24
Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır.
Posta adresi:HABER Laan op Zuid 4743071 AB Rotterdam
[email protected]: 010 -2 900 900
HABER Gazetesi Abone FormuAdı - Soyadı / (Naam): Cep Telefonu / (Mobiel):
Adres / (Adres): Doğum Tarihi / (Geboortedatum):
E-posta / (E-mail):Posta Kodu / (Postcode):
Şehir / (Woonplaats):
Banka no / (Rekeningnummer):
Tarih / (Datum):
İmza / (Handtekening):
Yıllık abone bedeli olan 19,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere yanda yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim.
Ondergetekende verleent hierbij tot
wederopzegging machtiging aan:HABER om een bedrag af te schrijven van 19,- EURO
indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u
binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.
Schade herstelAPKTaxatieLaswerkBandenSpuitwerk
Garage Zwarte Zee
Fatih nas
0681-818594
garage: 070-380 50 30
HABER HABERhayattır
Hayat
Sanat
Me
dya
MedyaFotoğraf
Mü
zik
Sö
yle
şi
Gazete Ya
rışm
a
Top
lum
ÜlkeHollanda
Manşet
Türkiye
Politika
Ekonomi
Sinema
Sp
or
Eğle
nce
Ma
ga
zin
Mekan
Futbol
Bulmaca
Reklam
ArkadaşAbone
Ba
rış
Dü
nya
HABER 20APRIL / NİSAN 2010
Fuar Faaliyetleri:
Türkiye’yi tanıtmaya yöne-lik son yıllarda çeşitli etkinlik-lere aktif bir şekilde katılıyor-sunuz. Bunların başında çeşitli fuarlardaki etkin varlığınız dik-kat çekiyor. Bu fuarlar ve içerik-leri hakkında bize bilgi verebi-lir misiniz?
Bu yıl Müşavirliğimizce katıldı-ğımız etkinlikler arasında en dik-kat çekici olanı kuşkusuz 12-17 Ocak tarihleri arasında gerçeke-leşen 2010 Utrecht Turizm Fuarı-dır. Bu fuara 750 m²’lik alanda 38 kuruluş katılmıştır. Türkiye bu bü-yüklükteki katılımıyla, Utrecht Tu-rizm Fuarı’nın en büyük 10 katılım-cısı arasında yerini aldı. Toplam altı gün süren fuar süresince Müşavirli-ğimiz standında Türk yemeklerin-den örneklerin sunulduğu kokteyl ve ikramların yanı sıra çeşitli yö-relerimizden folklor gösterileri ile birlikte geleneksel ebru, tezhip ve cam sanatına da yer verilerek hem kültümüzün tanıtılması ve hem de standımıza olan ilginin canlı tutul-ması sağlanmıştır.
Son iki yıldır katıldığımız bir diğer önemli fuar ise Amsterdam RAI’de gerçekleşen Fiets en Wan-delbeurs - Bisiklet ve Yürüyüş Fuarı’dır. Fuar süresince 30 m²’lik standımızda bisiklet, yürüyüş, doğa sporları ve alternatif turizm ola-nakları gibi konularda tanıtım fa-aliyetleri gerçekleştirmiş bulunu-yoruz.
Standlarınızda tanınmış sima-lara da yer veriyorsunuz. Bu si-maların katkıları nasıl oluyor?
Bu yıl özellikle Nasuh Mahruki, Yılmaz Sevgül ve Sedat Çakır gibi “outdoor” dünyasının tanınmış si-maları da standımızda bulunarak
dağcılık, kaya tırmanıcılığı ve yürü-yüş gibi doğa sporları alanlarında-ki birikim ve deneyimlerini Hollan-dalı tüketiciler ile paylaştılar. Na-suh Mahruki ve Yılmaz Sevgül’ün Türkiye’de Outdoor Sporları ko-nulu sunumları ile Sedat Çakır’ın Hollanda’dan Türkiye’ye gerçekleş-tirdiği yürüyüşüne dair izlenimleri paylaştığı Sultan’s Trail başlıklı su-numlarıyla katılımcıların dikkatini çekmeye çalıştık.
Çeşitli alternatif turizm projele-rine ve doğa tatillerine katkılarıy-la da tanınan “Kadir’s Tree Houses” – Kadir’in Ağaç Evleri’nden Kadir Kaya ile Çoruh Vadisi Doğu Anado-lu Turizm Geliştirme Projesi’nden Egemen Çakır da standımızda tü-keticiler ile biraraya gelerek ülke-mizdeki outdoor spor olanakları, rafting, ekolojik turizm gibi konu-larda bilgi verdiler.
Kültür ve Sanat Faaliyetleri
Fuara gelen ziyaretçiler dışın-daki kitleler için de tanıtım faa-liyetleriniz var mı?
Tabii ki hedef sadece fuara ka-tılan insanlar değil. Bu bağlamda İstanbul 2010 Avrupa Kültür Baş-kenti Projesi çerçevesinde tanıtım çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Bu kapsamda mayıs ve haziran ayla-rında altı önemli yayın kuruluşun-dan gazeteciler için düzenlenen ba-sın gezileri yoluyla, kentimiz ile il-gili genel kent turizminin yanı sıra golf ve güzel sanatlar gibi uzmanlık alanlarını da kapsayan çeşitli yayın-lar yoluyla kamu oyuna ulaşılması sağlanmaktadır.
Türkiye’nin turizm ve spor im-kanları açısından keşf edilme-yi bekleyen çok yönleri var tabi.
Ancak Türkiye’nin sanat ve kül-tür alanlarında da çok zengin bir mozayiği var. Bu konu-da çalışmalarınız oldu mu?
2010 yılında Müşavirliği-mizce Türk Sinemasının ta-nıtımına katkı sağlanma-sı amacıyla 1. Amsterdam Türk Filmleri Festivaline sponsor olduk. Söz ko-nusu festivalin gerek bu-rada yaşayan Türk top-lumu gerekse Hollan-dalıların büyük ilgisini çektiğini gözlemledik. 3 gün süren film festi-vali boyunca 15 adet Türk filmi izleyici ile buluştu. Ayrıca geçti-ğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da Ulusla-rarası Rotterdam Film Festivali’nde filmleri yarışan veya gösteri-mi gerçekleşen Türk sinemacılarının festivale katılım-larına destek ol-muştuk. Bir diğer önemli sanat etkinliği olan Turkey Now Festivali’nin tanıtım faaliyet-lerine de destek olunarak söz konu-su etkinliğin Hollanda kamuoyuna duyurulmasına katkı sağlanmıştır.
reKlaM Faaliyetleri
Türkiye ile ilgili ilanları Hollanda’nın bir çok şehirle-rinde panolarda görüyoruz. Bu-nun dışında ne gibi reklam fa-aliyetleriniz var? Mesela bura-daki tur operatörleri ile birlik-te çalışmalar yapmayı düsünü-yor musunuz?
Müşavirliğimizce 2010 yılında-ki reklam faaliyetlerimize Utrecht turizm fuarı ile start verdik. Rek-lam kampanyamız, TV, gazete ve dergi, internet ile outdoor (açıkha-va) reklamları olmak üzere 4 ayrı mecrada gerçekleştirilmekte olup reklamlarımızda ülkemizin kıyı tu-rizmi ile birlikte tarih ve kültür ile birlikte alternatif turizm ürünle-rini de öne çıkaran temalara ağır-lık veriyor.
Ekonomik kriz birçok ülkenin turizmini ve turizm gelirlerini olumsuz yönde etkiledi. Bu kri-zin Türkiye turizmine etkisi na-sıl oldu?
Ülkemiz bilindiği üzere dünya-da turist sayısı bakımından 8., tu-rizm gelirleri açısından 9. sırada
bulunmakta. Bu yönüyle Tür-kiye, dünya turizm sektö-ründe küresel bir aktör
konumundadır. Ülkemiz, İspanya, Yunanistan ve
Mısır gibi rakip ülke-lerle karşılaştırıldı-ğında 2009 yılını kü-resel ekonomik krizin tüm olumsuz etkile-rine rağmen % 2,4 lük bir artışla kapat-mıştır. Hollanda açı-sından bakıldığında ise bu rakam % -2 ci-varındadır. 2009 yı-lını, Yunanistanın -16%, İspanyanın -14%’le kapadığı dikkate alındığın-da elde ettiğimiz sonuç sevindiri-cidir. Hollanda’da
tatil istatistik-lerini yayın-layan GFK adlı kurumun son verileri-ne göre 2010
yılı yaz rezervasyonlarında 2009 yılına göre %10 lük bir artış kay-dedildiği görülmektedir. 2010 yılı süresince bu artışların artarak de-vam edeceğini ve fiyat-kalite reka-bet avantajımızı kullanarak ülkemi-zin daha da üst sıralarda yer alaca-ğını umut ediyoruz.
AHMET TEMURCİKüLTüR vE TANITMA ATAŞESİ
Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin 2010 yılı faaliyetlerinde büyük atılım
“Söz konusu reklamlar haziran ayı sonuna kadar devam edecektir. Ayrıca, Hollanda’dan en fazla ziyaretçiyi ülkemize
götüren büyük tur operatörleri ile birlikte reklam kampanyası yürütmekteyiz. Bu reklam kampanyaları ile ülkemize olan
ilginin canlı tutulması ve gelen ziyaretçilerin sayısının nitelik ve nicelik bakımından arttrılması ana hedeflerimizdendir.”
HABER21 APRIL / NİSAN 2010
Politikacılardan etik düşünme-sini veya çalışmasını bekleyebi-lir miyiz? Beklemeli miyiz? Poli-tikacıları etik düşünmeye ve ça-lışmaya zorlayabilir miyiz? Zorla-malı mıyız?
Politikacı; politika ile uğraşan kimse, siyasetçi. Karşısındakinin duygularını okşayarak çıkar sağla-yan (kimse), siyasetçi, siyasi.
Politikacının sözlük anlamı bu, sizin duygularınızı okşayarak ken-dine çıkar sağlayan kişi.
Garip bir durum değilmi? Siz patron olarak birini işe alıyorsu-nuz. Kendinize vekil tayin ediyor-sunuz ve bu kişi sizin çıkarınızı de-ğil de kendi çıkarını düşünüyor.
Politikayı kendine bir kariyer basamağı olarak görüyor. Daha da kötüsü politikayı son basa-mak olarak görüp oradan ne ka-dar menfaat elde ederim diye dü-
şünüyor ve o yönde çalışıyor. Politikacılardan ve biz
Hollanda’da yaşayan Türkler olarak Türk kökenli politika-cılardan etik düşünmelerini ve çalışmalarını beklemeli-
yiz ve onları bu yönde zorla-malıyız.
Seçilene kadar bizim çıkar-larımız için çalışacağına söz
verenler, seçildikten sonra yalnız bizim değil tüm Hollandalıların çı-karlarını düşünmeleri gerektiğini vurgulayarak bizimle birlikte de-ğil neredeyse bize karşı çalışmaya başlıyorlar ve Türkiye ve Türkle-re karşı olan kararlara umarsızca imzalarını atıyorlar.
İstisnai örnekler yok mu? Bir Fatma Koşer Kaya örne-ği var. Adı gibi , Kaya gibi, sağlam durabilen bir kadın. Erdinç Saçan var. Türklere ve bizim çıkarlarımıza karşı olan kararlarda tavır alabilen ve sonuçlarına katlana-bilen. Çok uzun olma-yan bu listede ilk ola-rak aklıma gelenler.
Seçildikten sonra bi-zim çıkarlarımıza kar-şı olacak olanların se-çim heyecanı içinde bize gelmemeleri ge-rekir. Geliyorlarsa ya-zılı bir açıklamayla se-çildikten sonra Türk ve azınlıklar haklarını so-nuna kadar savunacak-larını belirtmeleri ve bi-zimde seçmen olarak bu yazılı belgeleri takip et-memiz gerekir.
Bu Hollanda’da bulu-nan genel haklara tacavüz edilmesi anlamına gelme-sin. Hakkımız olmayanları istemememiz gerekir ama hakkımız olanın da o mevki-ide olan kişiler tarafından ta-nınmasını ve uygulanmasını is-tememizde en doğal ve kanuni hakkımızdır.
Adalet bakanı eski müsteşarı olan Nebahat Albayrak’ın oturum harçları ile ilgili fazladan ödenen har(a)çların otomatik olarak ia-desinin yapmaması çok üzücü ve Nebahat Albayrak hanesi-
ne yazılmış bir kayıp belgeselidir.Bizim Ankara anlaşmamızla ka-
zanılmış haklarımıza rağmen hak-sızca alınan bu har(a)çların geri ödenmemesine de neden olarak bütçeye yük olacağı gerekçesi de tamamen ahlaksız bir tekliftir. Bu herhangi bir konuda doğuştan Hollandalılara yapıldığında aynı kişi, kurum ve partilerin refleks-lerini hemen harekete geçip va-veyla koparanlar neden bu konu-da sessiz kalmayı tercih ediyorlar?
Türkler ikinci sınıf vatandaş sa-yıldığından mı acaba? Bu seçim-lerde oyumuzu kullanmalıyız ama bizim çıkarlarımızı koruyacakları-na inandıklarımıza oylarımızı ver-memiz bizim Hollanda’daki gele-ceğimiz için önem arzetmektedir.
Şu anda parlementoda olanlar-dan, Fatma Koşer Kaya dışında ka-lanların, bizim çıkarlarımızı ko-rumadıkları gerçeğini görmüş ol-mamız gerek. Başka bir gerçek de bize karşı olan kişilerin parti liste-lerinde, bize ihtiyaç olmadan, ge-rekli rollerini oynamak üzere üst sıralarda olduğu. Diğer bir gerçek de D66 gibi geçen seçimlerde bi-zim oylarımızla ayakta kalmış olan partilerin bile rüzgarı sırtına al-dıktan sonra Türk adayları listeye almadıkları. Acımasız bir ayrımcı-lık ve Türk düşmanlığının olduğu bir ortamdayız.
Biz geleçek seçimlerde ve de-vamlı olarak politikacıları sorgu-lamadığımız sürece politikacılar bize karşı dürüst olmayacaklardır
ve kendi çıkarlarını bizim ve toplumun çıkarları üstün-de göreceklerdir.
Kendinizi sorgulayın ve seçtiğiniz politikacıla-rı da işe aldığınız eleman-lar gibi sorgulayın ve on-
ların sizin menfa-atiniz için etik çalışmalarını sağlayın.
Unutma-yın siz ne isterseniz politikacı onu yap-mak zo-r u n d a ,
seçimler-de sizin eli-
nizdeki poli-tikayı ve poli-tikacıyı yön-l e n d i r m e maşası.
O y u n u kullan, po-
litikacını takip et, sonuna kadar hakkını ara.
Size uygun poli-tikacılarla yönetil-meniz dileklerimle.
YAkLAŞAN SEÇİMLER VE POLİTİkAcILARIN ETİk DüŞüNcESİ
Sedat Çakır, göçebe aile yapısından kaynaklanan genetik yapıyla Sultanlar Yolu’nu hazırladı ve yürüdü, yine aynı genetik yapının değiştirici etkisiyle deği-şim danışmanlığı yapıyor.
Rotterdam Kosmopolis Wil-lem de Kooning Academie
ve Zadkine Eğitim Merkezi tarafın-dan düzenlenen ‘Roterdam – İs-tanbul 2010 Motada defilesi’ bü-yük beğeni kazandı.
Türkiye’nin tanınmış modacı-larından Hatice Gökçe tarafından, tamamı Rotterdam’daki Moda Okulu öğrencilerine yaptırılan giy-siler yine ayı öğrenciler tarafın-dan teşhir edildi. Defileye Rotter-dam Büyükşehir Belediye Başka-nı Ahmed Aboutaleb, T. C. Rot-terdam Muavin Konsolosu Günay Babadoğan-Ertan, Rotterdam Be-lediye Meclis Üyesi Zeki Baran ve Türkiye’den tasarımcı Hatice Gök-çe katıldı. Defilede kısa bir konuş-ma yapan Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmed Abou-taleb, 2010 yılının Türkiye – Hol-landa ilişkilerinin 400. Yıldönü-mü olduğuna vurgu yaparak, bu gibi sanatsal faaliyetlerin, 2 ülke
arasında köprü görevi gördüğü-nü belirtti. Erkek giyim konusun-da Türkiye’nin tanınmış modacıla-rından Hatice Gökçe ise “Zadkine okulunun projesi kapsamında geldi-ğim Rotterdam’da, 15 gün içerisin-de öğrenciler, büyük özveriyle ken-di kreasyonlarını tamamladılar. Ül-kemizin modacılarını, Hollanda’da iyi şekilde temsil ettiğime inanıyo-rum.” şeklinde konuştu.
Rotterdam’da, İstanbul Moda Rüzgarı Esti
Hollanda’nın Vlaardingen kentinde bulunan Mozaik Futbol Kulübü, yeni yönetim kurulu üyelerini belirledi. Üyelerin tamamına yakının işti-rakiyle gerçekleşen genel kurulda yönetim kurulu şu isimlerden oluştu:
Başkan : Zekeriya ArslanBaşkan yardımcıları : İrfan Ertuğrul ve İsmail Kızılkaya Sekreter : İsmail Sarı,Muhasip : Kasım Altın,Halkla ilişkiler : Haceli Dülger - İsa Balcı, Denetleme Kurulu : Ali Algın - Mustafa Yıldız - Süleyman Şim-
şir - İzzet Akdağ.Yönetim kurulu üyelerinin belirlendiği gün, Hollanda’nın bazı kent-
lerinden ve Belçika’dan gelen Kılbasanlı gençlerden oluşan takımlar, futbol turnuvası da yaptılar. Mozaik Kulübü Başkanı Zekeriya Arslan, amaçlarının, gençlerin spor yapmalarını ve olabildiğince kötü alışkan-lıklardan uzak tutulmaları adına bu turnuvayı düzenlediklerini, bütün yönetim kurulu üyelerinin, gençler için gönüllü hizmet ettiklerini söy-ledi. Hollanda Karamanlılar Vakfı (HOKAV) Başkanı Uğur Şen ise, bu or-ganizasyonun diğer köy derneklerimize örnek olmasını temenni eder-ken, yeni göreve seçilen yönetim kurulunu da tebrik etti.
MOZAİK KULÜBÜNDE YÖNETİM BELİRLENDİ
Bakıma muhtaç kişilere yardım ko-nusunda faaliyet yapan ADO Zorg şir-keti, hizmet alanını genişletti. Şirket, üyelerine daha iyi hizmet vermek için Larende adını verdiği vakfı hizmete açtı. ADO Zorg (bakım) şirketi yöne-tim kurulu başkanı, genç işadamı Neşet Ayhan, Rotterdam’da böylesi bir vakfı vatandaşlarımıza kazandırmış olmak-tan büyük mutluluk duyduklarını söy-ledi.160 civarında insana, haftanın her günü hizmet vermek amacıyla açılan Larende Vakfı, sabah 09.00 ile 17.00 arası açık tutulacak, diyen ADO Zorg (bakım) şirketi yönetim kurulu başka-nı Neşet Ayhan, burada aynı zaman-da Hollandalılara da hizmet verecek-lerini söyledi.
Neşet Ayhan, “Bakıma muhtaç in-sanlarımızı sabah evinden alıp, Laren-de Vakfı’na getireceğiz. Bakıma muh-taç insanlarımızın yanı sıra gençleri-mize de saz, gitar kursları da düzenle-yeceğiz. Kültürel ve sosyal faaliyetle-rin yanı sıra gezi programları da orga-nize edeceğiz.” dedi.
lArende VAkFI HiZMete Girdi
Hüseyin Eraslan Eyalet kuruluna seçildiPvdA Noord-Holland eyaleti genel kurulu
Haarlem'de yaptığı toplantıyla yönetim ku-rulunu oluşturdu. Toplam 21 adayın yarış-tığı ve 210 oyun kullanıldığı genel kurulda, Hüseyin Eraslan 156 oy alarak genel yöne-tim kuruluna seçildim.
22APRIL / NİSAN 2010HABERSPOR
21 yaşın-dan sonra motor sürmeye başladığını belirten Ayşe-gül, “Ağır motorlara bin-mek için 21 yaşında ol-mak gerekiyor. 18 yaşın-da ders almaya başlaya-biliyorsun ve eğer mo-torun 600 cc’nin altında
ise, 21 yaşına gelmeden de bunla-rı kullanabiliyorsun. Ama 600 cc’nin üzerindeki motorlara binmek için minimum 21 yaşında olman gereki-yor” diyor ve kendi motorunun 127 beygir gücünde olduğunu belirtiyor Ayşegül bize. Önümüzdeki yıl baba-sıyla birlikte, baba-kız motorlarıyla, doğduğu memlekete gitmek istedik-lerini anlatıyor ve bunun için baba-sına da yeni bir motor alacaklarını anlatıyor. “Bana 1000 cc'lik motor ağır gelir, ona babam biner. Ben bu-nunla giderim. “ diyor gururla gös-terdiği kendi motoru için. Yamaha marka ve R6 2007 model. Bir önce-ki motoruyla Alman otobanında 270 km hız yapmış. Şimdiki motoru Amerika'dan import, ama Japon üre-timi. Amerika’ya yapılan motorların renkleri Avrupa’nınkinden farklı olu-yormuş. “Avrupa'da gri rengini bula-mazsınız. Avrupa’da sadece mavi kır-mızı siyah var ama grisi yok.”
Motorun teknik aksamından an-layıp anlamadığını soruyoruz. “Mo-torunun tamirini yapabilecek kadar teknik değilim, ama bir ara arkadaş-la beraber sürerken arkadaşım kork-muş pek iyi gitmiyor motoru diye. Ben tekerinin havası olmadığını an-layınca sorunu çözdüm. Çok teknik olmasam da ufak tefek eksiklikleri çözebiliyorum”. diye neşeyle anlatı-
kenan sofuoğlu Portekiz’de şampiyon olduPortekiz’in Portimao Pisti’nde
düzenlenen Dünya Supersport Şampiyonası’nın bu sezonki ikin-ci ayağında Kenan Sofuoğlu zafere ulaşmayı başardı.
2007 yılının şampi-yonu Kenan yarışa kötü başlasa da yarış boyun-ca temposunu arttır-dı ve son turda Ka-wasaki pilo-tu Lascorz’u geride bı-rakarak son çizgi-yi ilk geçen pilot oldu. Kenan Sofu-oğlu bu za-
Sonuçlar1 Sofuoglu K. Honda 2 Lascorz J. Kawasaki 3 Pirro M. Honda
“Önemli olan motor sahibi olmak değil, motorun üstünde kendine sahip olmaktır”
SERAP TORREMANS
Aykut Torunoğulları: “Buradaki amaç gençlerimizi sigara dumanından ve
kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp temiz havanın bol olduğu yeşil sahalara
yönlendirmektir.”
“bizler her zaman beşiktaş’ımıza bir şeyler vermek için hazırız”
Hollanda beşiktaş derneğine yeni yönetim
2004 yılında Hollanda’da kurul-dunuz, kuruluşunuzdan bu yana Hollanda’da yaptığınız faaliyetler nelerdir?
Derneğimiz 2004 yılında kuruldu, 2007 yılında daha faal ve aktif hale
geldi. Kısa za-manda web sitesi kurarak bir çok üye-yi derneğimi-ze kazandır-dık. 2008 de Avrupa’da ilk sayılabilecek yaklaşık 800
kişinin katıldığı Beşiktaşlılar gece-sini düzenledik ve bu yılda ikinci bir gece düzenleme planı yapıyoruz. Ra-mazan aylarında üyelerimize birlik ve beraberlik mesajları verilen iftar yemekleri düzenledik. Beşiktaş Kar-tal yuvalarından resmi lisanslı for-ma, kaşkol, bayrak ve rozet gibi ta-raftar ürünlerini üyelerimize ve ta-raftarlarımıza ulaştırdık. Şampiyon-lar ligi Liverpool, Marsilya, Porto dep-lasmanlarına, basketbolda Köln’de oynanan ULEB Cup maçına yöneti-ci arkadaşlarım otobüslerle düzen-li olarak taraftarlarımızı götürdüler. Geçen yıl Haziran ayında futbolcu-muz İbrahim Toraman’ın Hollanda’da geçirdiği ameliyatında Türkiye’ye dö-
nünceye kadar dernek olarak yanın-da olduk ve çok başarılı bir ameli-yat geçirdi. Bu da bizleri mutlu etti tabi. Derneğimiz 2009 mayıs ayında Beşiktaş Camiasının en önemli yayı-nı olan Serencebey tarafından Şeref Bey Özel ödülüne layık görüldü, buda bizlerin çalışmalarına karşılık ayrı bir anlam ve mutluluk kattı. Bundan sonraki çalışmalarımız, aktiviteleri-miz ve faaliyetlerimiz, ben ve yöne-tim kurulundaki arkadaşlarımız tara-fından daha da heyecan ve arzu içe-risinde devam edecektir.
Hollanda’daki Beşiktaşlılara yö-nelik İstanbul’da nasıl organizas-yonlar yapıyorsunuz?
Geçen yıl Nisan ayında ilk defa bu-radaki üyelerimizi Beşiktaş’a daha yakın olma amaçlı İstanbul gezisi dü-zenledik ve çok ta güzel geçti. Müze, İnönü stadyumunu, Ümraniye tesis-lerini gezme fırsatı bulduk. Aynı za-manda Beşiktaş - Bursaspor maçını izleyebildik. Beşiktaş çarşısında çok güzel anılarımız oldu ve bu yüzden bu yıl 22 Nisan’da bu gezimizi tek-rarlayacağız.
Beşiktaş Hollanda altyapı oku-lunu gecen ay ziyaret ettik, altya-pı çalışmalarına katkınız ne bo-yutta ve beraber yapacağınız ça-lışmalar var mı?
Rotterdam’da Feyenoord stad-
yumunun hemen arkasında bulu-nan Beşiktaş Spor Okulumuz Baş-kan Kibar Hıra ve arkadaşları tara-fından başarılı bir şekilde çalışma-larına devam etmektedir. Buradaki amaç gençlerimizi sigara duma-nından ve kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp temiz havanın bol olduğu yeşil sahalara yönlen-dirmektir. Beşiktaş’ımız ahlakı-na, kültürüne yakışır yetenekli gençlerimizi kazanmaktır.
Futbol kulübü derneği olarak Hollanda’da ve Türkiye’de kim-lerden destek gö-rüyorsunuz?
Dernek ola-rak üyelerimiz ve zaman za-man yapılan eğ-lence gecele-rinde katkısı olan sponsor-larımız dışın-da maddi ola-rak destek al-mıyoruz. Üye-lerimizin des-teklerini art-tırmaları ve derneklerine sahip çıkmala-rı beklentileri-
mizdir ve her zaman bunun dışında Türkiye’den kulübümüzden maddi bir beklentimiz olamaz zaten. Biz-ler her zaman Beşiktaş’ımıza bir şey-
ler vermek için hazırız. Kulü-bümüz yurtdışında oyna-
nan Avrupa kupa maçla-rında ve İnönü’de oyna-nan maçlarımızda tale-bimiz üzerine gereken maç biletleri konusun-da yardımcı oluyor ve
her zaman Beşiktaş kapılarını
dernekle-rine açık tutarak destek oluyor zaten.
Hollanda Beşiktaş Dernegi Yöne-ticileri ve Başkan Aykut Torunoğulla-rı T.C. Den Haag büyük elçisi Uğur Doğan’ı ziyaret ederek hoş geldin dediler. Görüşmede, T.C. Büyükelçi-si Uğur Doğan, T.C. Den Haag Büyü-kelçiliği Müsteşarı Cem Utkan, Elçilik 3. Katibi Muammer Hakan Cengiz’e, Hollanda Besıktas Dernegi Aykut To-runoğulları Dernek çalışmaları hak-kında bilgi verdi. Ziyarete Dernek Yöneticileri Vahidin Acıöz, Coşkun Anez, Mehmet Abacı, İsmail Öztürk ve Şiho Perkgöz’de hazır bulundu.
Aykut Torunoğulları yaptığı ko-nuşmada “Yurt dışında din, dil, ırk ve siyasi görüşleri ne olursa olsun spor bizleri birleştirmektedir. Biz de bu bağlamda çalışmalarımızı sür-dürmekteyiz. Hollanda Beşiktaşlılar Derneği olarak başta sosyal, kültürel
ve eğitim olmak üzere çalışmalar-da bulunmaktayız” dedi. Buna karşı-lık Büyükelçi Uğur Doğan yaptığı ko-nuşmada, kendisinin de Beşiktaş’a yakın ilgisinin olduğunu ve gençle-rimize yönelik yapılan bu güzel ça-lışmalardan dolayı dernek üyeleri-ni tebrik etti. Görüşme sonunda Ay-kut Torunoğulları, büyükelçiye Ata-türk portresi ve Beşiktaş forması he-diye etti.
Ayşegül Yener, 23 yaşında. Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinde doğmuş ve şu an Hogeschool Rotterdam’da halka ilişkiler okuyor. Daha önce üç yıl boyunca SPW (Sociaal Pedagogisch Werk) okuyup, aynı zaman-da da üç sene boyunca kuaför okuluna gitmiş ve halen de Rotterdam- Kralingen’de kuaför olarak çalışıyor.
HOLLANDA BEŞİKTAŞ DERNEĞİ BÜYÜKELÇİ UĞUR DOĞAN’I ZİYARET ETTİ
ferle kariyerinin 15’inci Supersport zaferini kazanarak şampiyonada da liderlik koltuğuna oturdu. Ke-nan Sofuoğlu yarış sonrası yaptığı açıklamada, yarışı kazandığı için çok mutlu olduğunu ama kendisi-ni asıl mutlu edenin motosikletinin bu yıl çok daha güçlü olmasının ol-duğunu belirtti. Eleme turları sıra-
sında takımla konuşurken bu motosiklet için kendisinin bile yetersiz kaldı-
ğını belirtti-ğini söyle-
yen Ke-nan Sofu-oğlu gele-cek yarış-
lar için ne kadar iddialı
olduğunun ipuçlarını vermiş oldu.
Hollanda Beşiktaş Derne-ğinin 3.Olağan Genel Kuru-lu 29 Mart 2010 pazar günü Dernek merkezinde yapıldı. 3 yıllık bir süre zarfında görev yapacak olan yeni yönetim kurulunda şu isimler yer aldı:
Aykut Torunoğulları (Baş-kan), Hacı Murat Aslan (As-başkan), Coşkun Anez (As-başkan), Şiho Perkgöz (Ge-nel Sekreter), Vahidin Acı-öz (Veznedar), Yusuf Tekne-çukur (lokal sorumlu),Allatin Akturan(Yönetim Kurulu Üye-si), Mehmet Abacı (Yönetim Kurulu Üyesi), Selma Kazmaz (Yönetim Kurulu Üyesi), Mu-rat Yaşar(Yedek Üye), Tonguç Y.Oksal (Yedek Üye), Dursun Geneş (Yedek Üye).
Ayşegül
bir motor
tutkunu
2011 yılının yaz aylarında
Türkiye’ye tatile motoruyla gidecek...
HABER23 APRIL / NİSAN 2010
MAGAZIN
yor. Motorun arabadan daha fark-lı olduğunu söyleyen Ayşegül, daha önce bir scooter’u olduğunu ve bu-nunla çok uğraştığını anlatıyor: “Ora-sını burasını sökerdim. Mesela sinyal lambalarını kendim taktım, görünü-mü daha güzel olsun diye ve bunu yaptığımda henüz 16 yaşındaydım. Onun hız limitini de açtırmıştım. Sco-oterlar ortalama 50 km hızla gider-ken ben “opvoeren” yaptırdım. Saat-te 100 km gidiyordu; ama tabi böyle yapınca polise yakalandığım da olu-yordu ve bunun yüzünden çok ceza ödedim. Cezalar alırdım, annemin ba-bamın haberi olmasın diye kaç se-fer inerdim posta kutusuna, kimse görmeden alayım ve hemen ödeyim kimse görmeden diye. Gelen ceza ka-ğıtlarını İngilizce-Hollandaca sözlü-ğümün içerisine saklardım. Hepsi-ni kendim öderdim, ailemin haber-leri olmasın diye, çalışırdım bu yüz-den”. Birgün kardeşi sözlüğü alınca, arasındaki tüm ceza evrakları dökül-müş ve foyası ortaya çıkmış. Birlikte gülüşüyorlar.
Motor sevgisini kendisine baba-sının aşıladığını belirten Ayşegül, “İlk defa babam beni teşvik etti-ğinde çok küçüktüm. Babam çok hevesliydi motora. Bunu bana da aşıladı. Arabada oturuyorduk, ben arkada otururdum. Oto-banda giderken “Ayşegül bak motorlara!” derdi. Pazar günleri babam-la koltukta oturup te-levizyonda yarışları iz-lerdim. İşin enteresan
tarafı babalar normalde böyle şeyle-ri oğullarıyla paylaşır, beraber sürat yapalım filan diye. Babam da erkek kardeşimden ziyade, daha çok bana anlatır ve gösterirdi. Benim babam-la aram anlatılmaz zaten, bir tanedir babam. Çoğu konularda babama ben-zerim. Mesela duygularımdan fazla bahsedemem, kelimelere dökemem ama birbirimizi bazen sadece bir an-lık bir bakışla bile çok iyi anlarız. ”.
Havalar güzel ve açık olduğu za-manlar motoruna binip geziyor-muş. Bunun çok rahatlatıcı olduğu-nu söylüyor ve bu sayede stres atıyor. Motorun üzerindey-ken hissettiği özgürlüğü bu-lunmaz bir nimet olarak ta-nımlıyor. Bazen yaptığı ola-ğanüstü hızlarla adrenali-ni de çok iyi yaşıyor ve e k - liyor: “Bunlar
nadir
turkey now! Şevval sam ile sona erdi
Şevval Sam
Kulsan Vakfı Başkanı Adnan Dalkıran, “İki ay boyun-ca Hollanda’da devam eden, dünya müziğinden Caz’a, kla-sikten popüler müziğe, tiyat-rodan dansa kadar, çok sayı-da etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinliklerle de, Türkiye’nin tanıtımına da katkı verdiğimi-ze inanıyorum.” açıklamasın-da bulundu
Türkiye’nin çağdaş kültür ve sa-nat değerlerini Hollanda’da tanıt-mak amacıyla Kültür ve Sanat Vakfı Kulsan tarafından bu yıl 3. kez dü-zenlenen veKibariye ile başlayan, ‘‘Turkey Now’’ Festivali, Şevval Sam’ın Amsterdam ve Rotterdam’da verdiği konserlerle sona erdi.
Rotterdam ‘De Doelen’ Kong-re ve Sergi Sarayında 4 Şubat akşa-mı başlayan ve 4 Nisan’a kadar de-vam eden festivalde, klasik müzik-ten dünya müziğine, cazdan pop’a, danstan tiyatroya uzanan program-larla bugünün çağdaş ve dinamik Türkiye’sinin bir panoraması sunul-du. Şevval Sam, Amsterdam ve Rot-terdam konserlerinin bir bölümünde Kürtçe, Süryanice, Ermenice, Arap-ça ve İbranice parçalar da okudu.
Ben BarIş için SöylüyoruM
“Ben Barış için söylüyorum. Müzik, evrenseldir. Dini, dili olmaz. Parçalarımın, siyasi bir yanı yoktur; Anadolu bir mozaiktir. Her grubun parçasını seslendirmeye çalıştım” dedi.
“Amacımız önce temiz ahlaklı ve disiplinli gençler yetiştirmektir”Kocatepe Spor Kulübü olarak ne zaman ve hangi amaçla kuruldu-nuz?
K o c a t e -pe Camii’sinin gençlik kolla-rından kulübü-müz 2003 mart ayında kurul-muştur. Ama-cımız gencli-ğe sporu sev-dirmek ve
onları sokaklardan çekip spo-ra yönlendirmektir, ve bunu güzel bir şekilde gerçek-leştirdiğimizi inanıyoruz. Çocuklarımız haftanın üç-dört günü okuldan sonra kulübe gelip bu-
rada hem
spor yapıp hem de güzel vakit geçir-mektedirler. Bu şekilde kulüp yöne-timi olarak bu gençlerin dört günü-nü kurtarmış olduğumuzu düşünü-yoruz ve geriye kalan üç gün de aile-ler çocuklara sahip olurlarsa çocukla-rın kötü yollara gitme şanslarını bera-ber azaltabiliriz.
Hollanda veya Türkiye’den des-tek gördüğünüz kulüpler oldu mu?
Hollanda’dan tabiî ki işadamla-rımızdan ve bazı kuruluşlardan des-tek alıyoruz, fakat bu destekler yeter-
siz kalıyor. Bizim insanımız futbo-lu, şampiyonluklar geldiği zaman kaliteli olduğunu sanıyor maale-
sef. Şampiyonluklar geldiği zaman güzel destek alıyoruz, ama asıl amaç sadece şampiyonluklar değil; ama-cımız önce temiz ahlaklı ve disiplin-
li gençler yetiştirmektir. Şampiyon olununca kendiliğinden gelip biz
bu kulübe nasıl katkıda bulunabiliriz diye soruyorlar halbuki spor ve futbol sadece şampiyonluk değildir. Biz sa-hada Kocatepe kulübüne yakışır bir vaziyette mücadele etmek ve ismimi-zi ve halkımızı güzel bir şekilde tem-sil etmek istiyoruz ve burada bizlerin istediği halkımızın bizleri her zaman maddi ve manevi desteklemeleridir. Her şey sadece maddiyatla olmuyor manevi olarak da desteğe ihtiyacımız var. Onlar desteklerini esirgemediği sürece çok güzel gençlik bizleri bek-liyor inşallah. Türkiye’den görüşmele-rimiz bir çok kulüple oldu ve de olu-yor, inşallah onu da en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. 2010/2011 yılın-da Türkiye’den büyük bir kulüple bü-yük bir ihtimalle beraber çalışacağız ve buradaki amaçta şimdiye kadar ol-duğumuz gibi gençlerimize köprü ol-maktır.
Proğramlarınız bir futbol oku-lu olarak mı yoksa yetişkinlere yö-nelik futbol mu?
Bizim proğramımız öncelik-le gençlere yönelik olup, cumarte-si günleri 18 yaş altı gençlere; pa-zar günleri 18 yaş üstü gençlere hiz-met ediyoruz. Bunun haricinde pa-zar saat 9 ile 12 arası futbol okulu fa-aliyeti gösteriyoruz. Şuanda kulübü-müzün yaklaşık 650 oyuncusu bu-lunmaktadır ve bu hizmetlerin dışın-da kulüp olarak daha değişik aktivite-lerde yapıyoruz. 23 Nisan Dünya Ço-cuk Bayramını, Hollanda Diyanet Vak-
fı önderliğinde, kulübümüzde 24 Ni-san Cumartesi günü hep beraber kutlayacağız. Burada parantez içeri-sinde Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı sayın doç. Dr. Bülent Şenay hocamı-za ve yönetim kuruluna şahsım adı-na ve yönetimim adına çok teşekkür ediyorum.
Altyapı programınız var mı?Tabiî ki altyapı programımız
var. 5-18 yaş arası çocuk ve genç-lere yöneliktir.
Futbolda altyapı sizce ne kadar önemlidir? Bunun fut-bolculara etkisi ne kadardır?
Futbolun en önemli tara-fı altyapıdır, onun için bizlerin en çok önem verdiğimiz tarafı-dır. Son iki senedir altyapıya dı-şarıdan profesyonel antrenörler getirdik. Öyle ümit ediyorum ki 2-3 sene sonra bunların yetiştirdiği ço-cuklar ve gençler çok güzel başarıya imza atacaklar, bu da bizlerin amaçları-mıza ulaşmasını sağlayacaktır.takımın en iyi
oyuncularından biri Ali Altın, maç esnasında
Turan Atmaca
SERAP TORREMANS
RVV Kocatepe futbol kulübü başkanı Turan Atmaca:
RVV Kocatepe futbol kulübü takımlarından biri
toplu halde
rastlanan şeylerdir, bütün sorunla-rı sanki arkada bırakıyorum gibi”.
İleride ne yapacağına henüz ka-rar vermemiş. Haftasonları kuaför-lük yapıyor. “İleride Türkiye dönüş var mı?” sorumuza “Türkiye’ye dön-mek isterim ama oraya alışmam zor olur bence. Burada okumuşum, ar-kadaş çevrem burada, ailem bura-da. Oraya gitsem nereye gideceğim? Büyük şehir de olsa yapamam ben orda. Buranın kültürüne alıştım. Ta-tillerde giderim ama, çok severim, insan memleketini sevmez mi?” di-yor.
Kendini azimli ve seçici olarak ta-nımlıyor Ayşegül. Tanıdıklarının çok olduğunu anlatıyor, ama çok samimi olduğu kişilerin sayısını az veriyor. İnatçı olduğunu da kabul ediyor.
Son olarak halen hangi öğrenimi gördüğünü soruyoruz. “Üç sene ku-aför okuluna gittim aksamları. Gün-düz başka okula gidiyordum. İkisi-ni de bitirdim o zaman. Daha son-ra SPW okudum (sociaal pedago-
gisch werk). Orası 3 sene sür-dü. Ondan sonra HBO ya geç-tim.“ Halen yüksekokul öğ-
renimine devam eden Ay-şegül Halkla İlişkiler ola-
rak bilinen Personeel & Arbeid okuyor.
HABER 24APRIL / NİSAN 2010
ŞİRKET ve ORGANİZASYON HABERLERİ
Krizin işciye etkisiIşveren bana vast kont-rat verdi diye kendinizi faz-la rahat hissetmeyin. Çün-kü yeni yasaya göre isçiyi çikartmak artık daha kolay ve tazminat miktarı ise dü-şük. Şimdi size kısa bir ör-nek sunuyorum. Yıllık ge-lir € 19.000 Doğum tarihi 01-01-1970 Işe giriş tarihi 01-01-2002 çıkış verilen ta-rih 01-01-2010. Alacağınız miktar sadece 10.292,-
Huur en ZorgtoeslagEğer maaşınızda
bir değişme söz konusu ise, başka bir işyerine geçmiş iseniz veya vergi dairesinden gelen “huurtoeslag” ve “zorgtoeslag” kağıtlarındaki miktarlar doğru değil ise bunu zamanında vergi dairesine bildirmeniz gerekir. Aksi takdirde yıl sonu vergi dairesi bunu kendisi düzeltecek ve faizi ile birlikte geri ödemeniz gerekecek. Bunu www.toesagen.nl sitesinden “toetsinkomen wijzigen” bölümünden yapabilirsiniz.
Farklı olanların online alışveriş sitesi
boobaaboo.com
Boobaaboo.com keyifli ve güvenli alışveriş imkanını
ayağınıza getirdi. MP3, MP4 oynatıcı,UsB hub,
UsB hafıza, MP3-MP4 ve GsM telefon saatlerimize
hayran kalacaksınız.
Hediyelik ve promosyonel ürün çeşitlerimiz ve toptan fiyatlarımız için bizi arayınız
FIC Peripheral Nederland B.V.www.ficpromotions.comTel: +31 (0)73 623 34 57
Web: www.boobaaboo.com
€14,99
€ 20,99
€ 54,99 € 19,99 € 23,99
Mp3 horloge Mickey mp3
GSM Horloge
10% KASSAKORTING VOOR HABER LEZERS
Bij bestelling per telefoon en e-mail dient u aan te geven dat u HABER lezer bent en op de website kunt u bij de coupon
code HABER invullen
€199
iŞ, MuHAsebe, VerGi
BMS Accountancy
Murat Kurt (Den Haag)IHH “Tanışma ve Tanıtım Toplantısını”nın Bu seferki ad-resi Den Haag Partycentrum’du. Hollanda Uluslararası İnsani Yardım Vakfı (IHH) “Tanışma ve Tanıtım Toplantıları”nın dör-düncüsünü Den Haag’da ger-çekleştirdi.
Hollanda’da geniş bir üye
ve gönüllüsü bulunan IHH yar-dım vakfı, üyeleri ve gönüllüle-ri ile tanışmak, yapılan ve yapıl-ması planlanan yardım projele-rini tanıtmak için Hollanda’nın çeşitli şehirlerinde “Tanışma ve Tanıtım Toplantıları” adı altın-daki programlarına Den Haag ile devam etti.
Bu programlardan ilk üçü ge-
çen günlerde Hollanda’nın Za-andam, Rotterdam ve Haarlem şehirlerinde gerçekleştirilmiş-ti. Programa Den Haag ve çev-resindeki şehirlerde oturan üye ve gönüllülerden oluşan yakla-şık 20 kişi katıldı. Programda IHH Hollanda yönetim kurulu tanıtıldı ve vakıf başkanı Şük-rü Karacabay katılımcılara kısa
bir selamlama konuşması yap-tı ve Sierre Leone Okul ve Ye-tim Yurdu projesini anlattı. Hollanda IHH sekreteri Hüse-yin Gündüz Pakistan Ramazan yardım çalışmalarını, Tanıtma Başkanı Murat Kurt Sudan Ra-mazan gıda yardım çalışmala-rını konusunda katılımcılara fotoğraflar eşliğinde bilgilen-dirmelerde bulundular.
Dizi programların başka şe-hirlerde devam edecek.
Osdorp’ta yeni oluşturduğumuz MGT Nieuw West Gençlik Lokalimiz ve Eğitim merkezimizin bulunduğu binamız 13 Nisan salı gününden itibaren tam gün hizmete girmiş olacaktır. 13 Nisan itibariyle gençlik lokalimizi her gün saat 12.00 -23.00 arası ziyaret edebilirsiniz. Resmi olarak 25 Nisan 2010 Pazar günü saat 17.30 da açılışımız olacaktır. Bu açılışa tüm kardeşlerimiz davetlidir.Adres : Groenpad 2 1068 EB Amsterdam
Uluslararası Network & TicaretInternational Network & Business
Web: www.hogiaf.nl - Tel.: 06 349 449 83Contactpersoon: Ahmet Ulusoy - Adres: Parkstraat 83, Den Haag
Konusmacı: Murat Saraylı
Tarih: 23 nisan 2010 Saat: 20:00Yer: Dialoog Konferans Salonu Rochussenstraat 221-223
3021 NT Rotterdam
Deelname: Leden gratis - Niet leden € 50,-
Murat Saraylı kimdir1967 yılında Ankara’da dogan, TED Ankara Koleji ve ODTÜ isletme bölümü mezunu olan
Murat Saraylı, çalısma yasamına 1989 yılında aile sirketinde basladı. 35 yıl önce babası Beycan Saraylı tarafından kurulan ve turizm otelcilik, isletme ve yatırımlar, saglık genetik bioteknoloji, insaat hizmetleri ve dıs ticaret sektörlerinde faaliyet
gösteren Saraylı Grubu’nda Murat Saraylı sırasıyla proje müdürlügü, bölge müdürlügü, genel müdürlük, proje gelistirme grubu direktörlügü görevlerini yürüttü. Saraylı halen grubun Yönetim Kurulu Baskan Yardımcılıgı görevini yürütüyor. Ayrıca AVRUPA Genç is adamları Dernekleri Konfederasyonu’nun (YES-Young Entrepreneurs Of Europe)
3 dönem baskanlıgını yürüttü. YES – Avrupa Genç Girişimciler Konfederasyonu,16 ülkeden 40,000 üyeyi temsil eden ve Avrupa'da genç girişimciliğin ekonomik ve
sosyal performansını artırmak amacıyla 1988’de kurulmus olan bir dernektir.
BULMACAUSTALARIİŞ BAŞINA!
Den Haag’da IHH Tanışma ve Tanıtım Toplantısı
Aankondiging conferentie: ‘canakkale Destani’. Naast deze conferentie zal er
tevens een unieke fototentoon-stelling gepresenteerd worden. Deze conferentie krijgt een bijzondere invulling door zeer prominente mensen waaronder twee uit Turkije overvliegen naar Nederland speciaal voor deze bijeenkomst.
De sprekers zijn als volgt:- Bulent Turker- Ahmet Gurel- Hanri BenazusWanneer: 21 april 2010Waar: Erasmus Universiteit Campus Woudestein, C-
gebouw; zaal B1Tijdstip: 18.30 – 22.00Voertaal: TurksEntree: gratisVoor meer informatie, kunt u
gerust contact op nemen met Se-mih Tuna 0615882241 of mailen naar [email protected]
Berk Kitabevi'nden
kampanya Berk Kitabevi taşınıyor ve bu
taşınmadan dolayı Türkçe kitap-larda % 70'lere varan indirimli kampanya başlattı. Kitaplığınız-da olmayan bir kitap mı var veya hediye mi almak istiyorsunuz?
Fırsatı kaçırmayın, uygun fi-yatlara hem kendinize hem de eşinize, çocuklarınıza ve arka-daşlarınıza hediye verebilece-giniz binlerce kitap!!! Adres: Groene Hilledijk 151c 3073 AA Rotterdam Pazar ve Pazartesi 12:00 - 17:30 Salı - Cumartesi 09:30 - 17:30KAMPANYA10 MAYIS 2010'A KADAR SÜRECEK.
EXACT in TURKIJE via TRIODOR Op 12 mei lanceren Exact en
Triodor Software Exact Online Turkiye op de Turkse markt. Exact Online is een webbased boekhoud-systeem, dat in SaaS (Software as a Service)- technologie in Turkije wordt geintroduceerd. Tijdens de media launch zullen Exact en Trio-dor Software de joint-venture we-reldkundig maken. Dat gebeurt op een speciaal georganiseerd event, waarbij Turkse en Nederlandse pers in ruime mate aanwezig is. De media launch vindt plaats in het Ciragan Palace te Istanbul. Het evenement zal op diverse sites via live streaming all over the world te volgen zijn. Het gehele programma zal live te volgen zijn op verschil-lende websites.
HABER25 APRIL / NİSAN 2010
BULMACAHazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Nasıl Oynanır?Toplamda 9x9 = 81 kare olan kümelere 1’den 9’a kadar rakamlar yerleştirilir. Her bir rakam, her bir satırda ve her bir sütunda sadece bir kez kullanılabilir. Her bir rakam, 3x3=9 kareden oluşan mini bloklarda da sadece bir kez kullanılabilir. Bulmacayı tamamlamak için tabloyu öyle bir şekilde doldurmalısınız ki; dokuz kareden oluşan her satır, her sütun ve her blok 1’den 9’a kadar bütün rakamları içersin, hiçbir rakam tekrarlanmasın ve eksik kalmasın. S
udoku
5 4 3 7
9 3 6 2
2 1 9
8 6 1 7
9 8
4 5 3
3 1 8 4
1 9 2
6 5
Kol
ay
4 8 3 9
1 8 4
4
7 2
6 2 9 7 8
4 8 3
5
5 3
7 4 6
Zor
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Bulmacayı çözün, anahtar kelimeleri bulun, ödülü kazanın!Yandaki bulmacayı çözdükten sonra çember işaretli numaraları uygun yerlerine yerleştirin. 2010 yılına dair bulduğunuz kelimeleri [email protected] adresine yollayın. Yapılacak olan çekilişte, aboneyseniz 25 EURO kazanabilirsiniz...Üçüncu sayımızdaki anahtar kelimemizi bilip çekilişte 50,- EURO kazanan şanslı okurumuz Barkın Özesen ödülünü aldı.
Abone olmak çok kolay!Abone formunu doldurun,
e-maille ya da postayla bize ulaştırın.
25 EUROKAZAN
BULMACAUSTALARIİŞ BAŞINA!
€19,- euroya abone olyarışmaya hak kazan!
Bir nota Sabit sayı İridyum simgesi
Babanın kardeşi
Kemanla ilgili
Ayıbalığı Kale duvarı Temiz Kibar olmayan İzleme
Bir çalgıKüçük
ambalajDemirin simgesi
Büro Küçük parça lara ayırma
Fenike halkından
Semanın en üst katı
Bir sebze
Arapçada insan
Hollanda Din Hizmetleri Müşaviri
Elekten geçirme Fikirler
Türk malı Hollandaca ‘birlik’
Ajax’ın stadı
Ansızın
İmalat yapanlar Abide Muavenet
İnce urgan
Bir sanat dalı
Sırlar Beyaz Uranyum simgesi
Taam
Arka karşıtıRutbesiz
asker
Altının simgesi
Allah sözü Bir meyve
Raflı dolap Peygamberin savaşlarından
biri
Deri malzeme
Bir nota
BaşkalarıKir İngilizcede
hava Bir zeka oyunu
Bir nota Sıçrama işini yapmak
Eski dilde güzel
Duman lekesi
Bir organımız
Amerikada bir ülke Margarin Bir erkek
ismi
Bir İlimiz
Antalya’nın ilçesi
Tirnak dibi iltihabı
Bir nota Fakat Güney Afrika ülkesi
Soru ekiAllah dostu Tesbih
başlığıTahıl tozu
T.C. Hollanda
Büyükelçisi
Kum falı Ulaşmış
16. harf Akşam.yemeği
Kasidenin ilk beyti
Bir tv kanalı Tahıl tozuSeryumun
simgesi
Nikap, yüz örtüsü Aylık
Bir aydınlanma
aracı
Küba’nın başkenti
1
2
7
3
4
8
9
6
10
5
HABER 26APRIL / NİSAN 2010
Wat doet Colourful Busi-ness precies?
Colourful Business is een landelijk platform en een za-kelijk netwerkorganisatie voor kleurrijke ondernemers. Wij staan voor positieversterking en een positieve zichtbaarheid van kleurrijke ondernemers in Ne-derland. We willen dit bereiken door krachten te bundelen zodat de professionele netwerken ge-richt op kleurrijke ondernemers een vertaalslag krijgt. Het pro-fessionele niveau van de kleur-rijke ondernemer is zich aan het ontwikkelen en is klaar voor een volgende fase, we willen dat het snel volwassen wordt. De afgelo-pen zes jaar hebben we daaraan gewerkt.
Momenteel hebben we een netwerk van 1800 kleurrijke ondernemers die bij Colourful Business zijn aangesloten. Het zijn allemaal ondernemers met een opleiding waarvan onder-nemen in het bloed zit maar die ook hun eigen kracht en afkomst gebruiken om beter te kunnen ondernemen.
Andere, nationale netwerken die zich op kleurrijke onderne-mers richten doen dit vaak van-uit een niet-zakelijke gedachte. De invalshoek is niet zakelijk maar meer een beetje paternalis-
tisch, en dus niet professioneel. Wij willen het hoogste segment organiseren en dat doen we op topaccomodaties met topspre-kers en topcatering.
Hoe ben je op het idee ge-komen om Colourful Business te beginnen?
We zijn in 2003 begonnen met een matching tussen be-drijven en afgestudeerd kleur-rijk talent. We merkten dat er behoefte bestond bij bedrijven hoe producten te ontwikkelen voor de kleurrijke markt, hoe een bedrijfsplan te maken. De kleurrijke ondernemer viel soms tussen wal en schip en wij wil-den die behoefte vervullen. We wilden dat het topsegment ook voor de kleurrijke ondernemers bereikbaar wordt.
De Kamer van Koophandel vond kleurrijke ondernemers wel belangrijk maar vond het lastig deze te bereiken. Die heb-ben er ook niet echt een aanbod voor. Omdat wij in de evenemen-tensector zitten, weten wij heel goed hoe we een evenement moeten organiseren en hebben we dit gebruikt om de kleurrijke ondernemers te bereiken. We hebben het vertaald naar de ondernemerskant en we beslo-ten om het mooiste congres op te zetten afgestemd op de be-
hoeften van de kleurrijke on-dernemers. Het mooiste congres met alle profes-sionele kaders en invullingen zonder ons af-hankelijk te ma-ken van derde partijen.
We wilden het zelf doen zodat we ook de kwaliteit konden borgen. We wilden een programma met topadviseurs en topsprekers allemaal op één dag aanbieden. Of ondernemers konden zelf onderdelen van hun programma samen stellen. Als je als onder-nemer behoefte hebt aan net-werken, nieuw boekhouden en media, dan stel je die com-binatie samen en doorloop je dat programma. De kleurrijke ondernemers krijgen dan ook exposure aan die kanten van het ondernemen die ze anders niet zouden krijgen. Hiermee kunnen zij ook weer hun krachten en netwerken bundelen. Daarnaast hebben we ook aandacht voor de wat ‘zachtere’ kanten van het programma. Hoe ontstress je? De balans tussen privé en werk en dat soort zaken. Dus niet alleen de ‘harde’ kanten van het onder-nemen zoals financiën komt aan de orde.
Vorig jaar kwam prinses
Maxima het programma openen. Het idee slaat eindelijk bij de rest van Nederland aan. De helft van de startende ondernemers in Nederland is een kleurrijke ondernemer. Kleurrijke onder-nemers zijn belangrijk voor de Nederlandse economie. On-dernemers zijn de ruggengraat van de economie. De kracht van de kleurrijke ondernemers willen we zichtbaar maken. Er moet veel meer samengewerkt worden en kruisbestuiving
plaatsvinden. Maar het feno-meen kleurrijk ondernemen met respect voor je achtergrond, cul-tuur en taal is enorm belangrijk. Dat willen we ook benadrukken. We willen dat ondernemers ook onderling zaken met elkaar doen naast dat ze zakendoen met Ne-derlandse ondernemers. Naast puur aanbod zijn we ook met bewustwording van de kleur-rijke ondernemers bezig.
Welke obstakels ben je op je weg tegengekomen bij het
“Droom en doe gewoon datgene wat je wilt”
Aysim DeveciINTERVIEW | SONGÜL ARSLAN
FOTOGRAFIE | MEHMET FATİH KARAMAN
HABER27 APRIL / NİSAN 2010
Het is 02:00 uur ’s nachts als we met een groep van 70 perso-nen bestaande uit journalisten, online marketeers en reisagen-ten op onze informatiefolder wachten bij de Corendon balie op Schiphol. Op het beeldscherm waar we informatie kunnen vinden over de vertrekkende vliegtuigen staat onze vlucht eerst aangegeven als Antalya-Ercan. Ercan is het internationaal vliegveld van Noord-Cyprus. We horen dat het door druk vanuit het Nederlandse Ministerie van Buitenlandse Zaken veranderd moet worden in Antalya-Toronto. Ercan wordt vervangen door Toronto. Natuurlijk vliegen we niet naar Toronto, maar blijkbaar wist Schiphol niet wat ze ermee moesten. Uiteindelijk hebben ze Toronto vervangen door een puntje.
Atilay Uslu had met Neder-landse instanties gesprekken ge-voerd over de gevoelig liggende bestemming, maar rekende op Schiphol niet op problemen voor de nieuwe route naar vliegveld Ercan bij Nicosia. „Zelfs indien het politiek lastig ligt kunnen we de vluchten uitvoeren. We maken een heel korte stop op de Turkse luchthaven van Antalya en wis-selen eventueel van vluchtnum-mer”, aldus Uslu. „Even het asfalt aanraken. Dat duurt nog geen minuut. Niemand hoeft het vlieg-tuig uit.”
Na ongeveer 4 uur vliegen landden we in Antalya. We heb-ben maar een half uur gewacht om dan weer op te stijgen rich-ting vliegveld Ercan. Zonder problemen zijn we aangekomen in Noord-Cyprus. Officieel: de Turkse Republiek Noord-Cyprus. We werden er ontvangen door cameramensen en we kregen bloemen.
„Het is een plek die in feite nergens op de kaart staat, maar op slechts vier uur vliegen van Nederland ligt. Met authentie-ke dorpjes, prachtige stranden én goedkoop”, aldus directeur en mede-oprichter Atilay Uslu, die de Nederlandse reistak van Corendon leidt. Dat klopt ook! We hebben in drie dagen tijd heel Noord-Cyprus rondgereisd en de indrukken waren fantas-tisch. Noord-Cyprus is authen-tiek, commercialisering is er nog lang niet toegeslagen. Mensen zijn erg hulpvaardig, gastvrij en je ziet amper toeristen. Cultuur en geschiedenis is behouden. Er zijn geen fastfoodketens. Auto’s rijden links (Cyprus is lange tijd een kolonie geweest van Enge-land) en het is altijd lekker weer.
In Nicosia, de verdeelde hoofd-stad van Cyprus konden we met ons Nederlandse paspoort ook naar het Griekse gedeelte reizen.
Het verschil tussen Turks-Cyprus en Grieks-Cyprus is meteen te zien aan de aanwezigheid van de McDonalds, KFC, Starbucks en andere internationale ketens. Mensen kunnen er vrij reizen en heel veel Griekse Cyprioten gaan naar het Noorden van Cyprus om te shoppen. Het is er vele malen goedkoper.
In Noord- Cyprus is er veel te doen. Vanwege de bijzondere flora en fauna zijn het tot nu toe vooral natuurliefhebbers die Noord-Cyprus weten te vinden.
Een stad maakte veel indruk op de groep. Maras (Grieks: Varosha) is een spookstad waar vroeger 50.000 mensen hebben gewoond. Sinds 1974 is het een militair terrein en mag niemand er komen. Je kunt wel ongeveer 20 meter buiten de stad de stad bezichtigen. Flatgebouwen en vijfsterren hotels staan er verla-ten bij.
Er is veel overgebleven uit de Kruisvaarderstijd. Zo bouwde de Franse Kruisridder Guy de Lusig-nan een aantal grote kastelen en abdijen waaronder het schitte-rende Bellapais Monastery. Zijn St. Hilarion Castle zou model hebben gestaan voor het kasteel van Disney’s Sneeuwwitje.
Het land heeft op toeristisch gebied veel te bieden. Maar de grootste attractie is misschien wel de afwezigheid van massa-toerisme. Noord-Cyprus is een echte aanrader om op vakan-tie te gaan.
nooRD-CyPRus
Erdinç Saçan was werkzaam als internet coördinator bij Corendon / Gomundo. Momenteel is hij in dienst bij Olezo als e-commerce manager. Daarnaast is hij voorzitter van Stichting De Nieuwe Generatie.
opzetten van Colourful Busi-ness?
Iets wat me erg opviel was dat als iets er nog niet is er nie-mand in gelooft. Men geloofde niet dat er behoefte was aan een platform of netwerk van kleur-rijke ondernemers. Die is er wel. Er was weinig bereidwilligheid en expertise zoiets op te zetten en ik kreeg vaak te horen dat aanbod specifiek voor kleurrijke ondernemers niet kon. Zelfs van instanties waarvan je zou verwachten dat die zich hiervoor zouden inzetten. Wat is nu het landelijk aanbod voor kleurrijke ondernemers in Nederland? Dat is nog steeds heel arm. Langzaam begint de bewustwording op gang te komen.
Kun je iets over het komen-de congres vertellen?
De eerstvolgende congressen zijn 10 en 11 november, in Ahoy. Vorig jaar duurde het congres één dag. We zijn nu gegroeid en hebben er nu twee volle dagen van advies en (kennis)netwerken
op topniveau voor ingeruimd, van 9 uur ’s ochtends tot 8 uur ‘s avonds. Er is een groter beurs-gedeelte met een uitgebreider programma. Wederom zijn er topsprekers aanwezig.
Er komen verschillende be-drijven op af, van het MKB tot grote instellingen maar ook de zzp-er. Deze mix is interessant. Wat nieuw is dit jaar is dat we kleurrijke ondernemers de mo-gelijkheid willen bieden om zich met hun business daar ter plekke te presenteren. Kleurrijke onder-nemers moeten zich juist bij dit soort events laten zien en tonen wat ze te bieden hebben, dat is ook een vorm van marketing van hun onderneming. Dus het con-gres is zowel vraag als aan-bod. Onze website biedt meer informatie over de inhoud.
Hoeveel deelne-mers verwacht je?
Rond de 1000 ondernemers.
Hoeveel is de
deelnameprijs?We hebben een laagdrem-
pelige entree voor deelnemers. Vergelijkbare congressen vragen rond de 3000 euro of meer. Voor 395 euro kun je bij ons de hele dag deelnemen. Let wel, als je een topadviseur inhuurt voor een uur, dan betaal je gemiddeld 500 euro. Je krijgt nu tien uur lang het topsegment en een kennis-netwerk en advies aangeboden dat geheel op je eigen behoeften als ondernemer is toegespitst. Dat is omgerekend rond 40 euro per uur wat een prachtige prijs is. Er wordt die dag ook nog eens heel goed voor je gezorgd met een goede catering en allerlei
faciliteiten. Je moet als on-dernemer ook
bereid zijn om in zoiets
te investe-ren zodat je daar later de vruchten van kunt
plukken. Bij het huren van
een pand kun je kiezen voor
een lelijk, vervallen gebouw. Je kunt ook kiezen voor een mooi onderhouden pand waarbij een bijkomend voordeel is dat je je goed kunt presente-ren. Als je de deelname gratis maakt, dan kun je niet het niveau aanbieden wat wij nu wel doen. Wij willen het volledige profes-sionele aanbod leveren. Zo hopen we een vertaalslag te kunnen ma-ken in het professionalisme van de kleurrijke ondernemers. Door de hoeveelheid mensen kunnen we het ook op een laagdrempeli-ge manier doen. Het zou natuur-lijk ook geen goed signaal zijn als je een topproduct aanbiedt tegen een lage prijs of gratis.
Komen er ook Turkse on-dernemers op zo’n event af?
Ja. Er komen heel veel ver-schillende nationaliteiten en culturen af op zo’n event maar de Turkse ondernemer is goed ver-tegenwoordigd.
Wat is het meest uitdagen-de van je werk?
Dat vind ik toch wel de diver-siteit van het brede netwerk en daarbij vind ik het ontzettend leuk om met ondernemers te werken. Ondernemers zijn toch mensen die risico’s durven ne-men, zowel privé als financieel. Ik heb respect voor ondernemers omdat die vaak hun dromen durven najagen en er helemaal voor gaan en er meestal iets voor opofferen.
8 Top ondernemers,4 Inspirators,
16 MasterclassesWij verwachten 1000
ondernemers voorbusIness InsPIrAtIe ConGres
op 11-12 november in Ahoy
ook benieuwd welke sprekers er dit jaar komen? kijk voor meer info of aanmelding als deelnemer of exposant: WWW.ColourFul-busIness.CoM
HABER 28APRIL / NİSAN 2010
Tel: 030-8890206E-fax: 0847-292120
E-mail: [email protected]: www.profa.nl
Becon nr: 490.532Tafelbergdreef 36
3564 AB Utrecht
Belastingadvies
Aangiften inkomstenbelastingAangiften vennootschapsbelasting
Opstellen jaarcijfers
Lid van College Belastingadviseurs
De legende van Lady Godiva spreekt na zoveel eeuwen nog steeds tot de verbeelding. Lady Godiva was een dame van adel in het Engelse Coventry die erom bekend staat naakt door de stra-ten te hebben gereden. Geen alle-daags verschijnsel. Dat deed deze adellijke dame niet zomaar, ze had er een zeer goede reden voor. Lady Godiva deed dat omdat de bevolking van Coventry erg leed onder de belastingdruk die door haar man genaamd Leofric was ingesteld. Ze wilde dat haar man de belasting zou verlichten.
Lady Godiva had haar man vaker gesmeekt om de zware belastingen te verminderen maar daar wilde haar man niets van weten. Bij wijze van een grapje zei hij dat hij de belastingen alleen zou verminderen als zij naakt op een paard door de straten zou rijden. Zoiets zou zijn vrouw toch niet doen, dacht hij. Never unde-restimate the power of a woman. Toen Lady Godiva inderdaad naakt te paard door de straten reed, was haar man sprakeloos maar hield hij als een echte gentleman wel zijn woord en verlaagde de belastingen. Een pracht van een legende.
Het grappi-ge is dat er wer-kelijk een vrouw met de naam Godiva heeft bestaan rond de 11e eeuw. Maar of zij zoals de legende gaat ook werkelijk naakt te paard door de straten heeft gere-den, is niet bekend. Wat
wel bekend is wat de naam Godiva betekent. Godiva bete-kent door God gegeven en er bestaat, heel toepasselijk, een exclusief chocolademerk met die naam. Ieder stukje chocolade is eigenlijk een door God gegeven geschenk omdat het lastig is een andere zoetigheid te bedenken die zoveel plezier verschaft en een feest is voor de smaakpapil-len als chocolade.
De goddelijke chocolade van Godiva was oorspronkelijk Belgisch. Het werd in 1926 in Brussel opgericht door meester chocolatier Joseph Draps. Bij de Belgen is chocolade in goede handen want België staat bekend om de chocoladebonbons. In Brussel is het heerlijk struikelen over de chocolatiers en bonbon-
winkeltjes. De Godiva chocola-de was ver buiten Brussel te verkrijgen: in Amerika, de rest van Europa en Azië.
Nog niet zo lang geleden had Yıldız, de
eigenaar van de Ül-ker groep, Godiva
gekocht. Ik kan ook wel begrijpen waarom. Choco-lade past perfect in het rijtje van zoetigheden die Ülker verkoopt en het past perfect in de
Turkse cultuur waar baklava,
kadayf en lokum de nationale helden zijn. De chocolade is de internationale heldin en dat allemaal door
lady Godiva.
Zou er vandaag de dag ook nog Godiva-durf
bestaan? Er is alle reden toe, zou je denken. De PvdA is van plan om de belastin-gen in het hoogste segment naar 60% te verhogen. Om daar tegenin te gaan is er een dosis Godiva-durf nodig. En dan is het niet eens nodig om naakt te paard door de straten te rijden maar dat mag wel. Alles voor lagere belastingen.
lADy goDIvA
[email protected]ül Arslan heeft een achtergrond in internationale en financiële projecten, marketing en communicatie en is nu werkzaam als beleidsmedewerker op de afdeling Buitenlandse Economische Betrekkingen van het ministerie van Economische Zaken.
HALIL YÜKSEL IS GEKOZEN TOT MOST VALUABLE PROFESSIONAL
MobileLayers is gekozen tot Preferred Partner Mobile” en oprichter Halil Yuk-sel heeft onlangs ook het “Most Valuable Professional” award toekend gekregen. MobileLayers is in 2009 tijdens de fi-nanciele crisis gestart en is een van de succesvolle IT bedrijven die gespeciali-seerd is in het adviseren en ontwikkelen van applicaties en services voor mobiele platformen zoals Windows Phone, iP-hone, Android en Symbian.
MobileLayers bestaat uit 7 personen en heeft gewerkt voor uitgevers zoals Sanoma Digital en VNU Media. Verder hebben ze voor het Windows Phone platform de populaire Trein applica-tie ontwikkeld die inmiddels meer dan 20.000 gebruikers heeft.
WERK EN NETWERK
Nauwkeurig Ambitieus
Vriendelijk Flexibel
Teamplayer Zelfstandig
Leidinggevende capaciteiten Maatschappelijk betrokken
Flexibel Doorzettingsvermogen
Resultaatgericht Organisatietalent
Representatief Humor
Waarnemer Ondernemend
Denker ..............................
Beslisser ..............................
Doener ..............................
Mini C.V.
Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten!
2008 juli- heden Sociotherapeut bij Symfora groep/ Prins Hendriksoord (Herstellingsoord)
2007 – 2008 Raadsonderzoeker bij Raad voor de Kinderbescherming
2003-2008 Hbo-opleiding Maatschappelijk Werk en Dienstverlening aan de Academie of
Social Work/ De Horst
In 2006 ben ik in dienst getreden bij Bureau Inburge-ring (Dienst Maatschappelijke Ontwikkeling) in Utrecht, als traject- en maatschappelijk begeleidster. Vervolgens ben ik overgestapt naar de functie van Raadsonderzoeker bij de Raad voor de Kinderbescherming. Daarna ben ik tijdelijk werkzaam geweest bij Spirit als ambulante hulpverlener. Na mijn studie te hebben afgerond in 2008, ben ik verder gegaan met de Coachingsopleiding.
Nu ben ik sinds juli 2008 werkzaam als Sociothera-peute bij Symfora Groep. Ik geef therapie aan cliënten die psychosociale problemen hebben, op individueel en groepsniveau, en realiseer een optimaal therapeutisch milieu. Vanuit mijn eigen professie lever ik in samen-werking met andere disciplines een bijdrage aan de tot-standkoming, uitvoering en evaluatie van het therapie-begeleidingsplan. Het is een leuke uitdagende baan met veel afwisseling. Iets kunnen betekenen voor mensen en werken aan hun herstel, levert mij een hoop voldoening en ervaring op.
Huidige status: Sociotherapeut bij Symfora groep/ Prins Hendriksoord
Naam: Mine durmazContact: [email protected]
Nauwkeurig Ambitieus
Vriendelijk Flexibel
Teamplayer Zelfstandig
Leidinggevende capaciteiten Maatschappelijk betrokken
Flexibel Doorzettingsvermogen
Resultaatgericht Organisatietalent
Representatief Humor
Waarnemer Ondernemend
Denker Zelfverzekerd
Beslisser Ondersteunend
Doener ..............................
Mini C.V.
Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten!
2008- heden Zo kinderopvang en BSO
2006-2007 Vrouwenopvang Pepita van Rijn
2000-2006 Opstap medewerker Stichting de Vaart
Mijn naam is Ayşe Yıldırım. Ik heb in 2007 mijn opleiding social work aan HU Utrecht afgerond. Ik ben zes jaar werkzaam geweest bij stichting “De Vaart” te Veenendaal in de functie van Opstap- en rugzakbegeleidster. Mijn werkzaamheden beston-den onder andere uit het begeleiden en onder-steunen van allochtone vrouwen bij het opvoeden en de schoolloopbaan van hun kind. Daarna heb ik een overstap gemaakt naar vrouwenopvang waar ik ruim een jaar gewerkt heb als hulpverlener. In deze functie heb ik de nodige kennis en ervaring opgedaan als maatschappelijk werker. Mijn hart ligt bij kinderen dus zocht ik een manier om me beroepsmatig met hen te gaan bezig houden. Zo ben ik na mijn afstuderen aan de slag gegaan bij “Zo kinderopvang” in Den Haag als groepleidster.
Huidige status: Leidster kinderopvang
Naam: Ayşe YıldırımContact: [email protected]
HABER29 APRIL / NİSAN 2010
In maart hebben de ambtelijke werkgroepen hun langverwachte bezuinigingsvoorstellen gepre-senteerd. Na maanden van voor-bereiding hebben zij een pakket aan mogelijkheden neergelegd. Alle beleidsterreinen zitten in de plannen.
Een kleinere overheid, opscha-ling en samenvoeging van lagere overheden, hogere eigen bijdrage in de zorg, afschaffing hypotheek-rente aftrek, minder voor inburge-ring, kortere duur werkloosheids-uitkering en langer doorwerken.
Er valt dus echt wat te kiezen, voor de politiek en de burger. Zo zie je dus ook dat in de verschillen-de gepresenteerde verkiezingspro-gramma’s harde keuzes gemaakt zijn door de verschillende partijen. Zowel links als rechts. De hypo-theekrente aftrek is onbespreek-baar voor het CDA en de VVD ter-wijl de linkse partijen als PvdA, GL en SP hierbij zweren.
Het is duidelijk: er gaat veel ge-beuren en dat moet ook. Op lange termijn moet flink bezuinigd wor-den en dat gaan wij allen merken.
Het openbaar bestuur met al haar bestuurslagen (het Rijk, de provincies, gemeenten en water-schappen) kunnen de vereisten voor de toekomst niet meer in deze huidige vorm aan. Natuurlijk is het op dit moment gedreven vanuit de financiële kant maar we moeten een veel fundamentelere discussie met het oog op de toekomst voe-ren in Nederland en keuzes maken. Bijvoorbeeld of het huis van Thor-becke de uitdagingen aan kan waar wij voor staan in deze mondiale samenleving en waar Europa een belangrijkere rol speelt.
Een sterk Europa is van es-sentieel belang voor onze mon-diale uitdagingen zoals het kli-maat, veiligheid en economie. Daar moeten wij ons op herbezinnen in Neder-land. De schaal waarop zaken geregeld wor-den is niet meer van deze tijd. Opschaling, samenwerking en effi-ciëntie is noodzakelijk. De dienstverlening aan burgers kan effici-enter. Beleid maken en de regie daarop moet strakker.
Dit betekent dat wij de taken van het Rijk kleiner kunnen maken, de provincies kunnen opschalen naar minder provin-cies, de gemeenten meer op regionale schaal laten samenwer-ken en de taken van de waterschappen herver-delen tussen gemeenten (regio’s) en provincies.
Deze keuzes zullen voor de toekomst gemaakt worden tijdens de verkiezin-gen van 9 juni. De uitwerking van deze keuzes zal niet direct zichtbaar zijn op korte termijn maar er moet hier wel een begin mee gemaakt worden.
Een andere maar doch zeer belangrijke keuze is de keuze
voor onze sociale verzorgings-staat. De verzorgingsstaat zoals wij deze kennen van vadertje Drees is niet meer van deze tijd. Wij worden allemaal steeds ou-der en gezonder. De sociale sa-menhang in wijken, steden en dorpen hoorde bij de toenmalige homogene samenleving. Nu met een zeer grote diversiteit aan nati-onaliteiten en culturen moeten wij naar een nieuw evenwicht. Naar een nieuw Nederland waar ieder-een mee doet en mee telt en erbij hoort. Deze discussie zal en moet ook uitdrukkelijk gevoerd worden. Iedere groep moet dan ook actief meedoen in deze discussie. Het gaat om de toekomst van ons land en de toekomst van onze kinderen.
Er valt dus veel te kiezen straks, niet alleen voor de korte termijn maar ook nadrukkelijk voor de lange termijn, voor straks, voor onze kinderen. Laten wij dan ook deze kans grijpen om ons te men-gen in deze discussie en nadruk-kelijk te gaan kiezen op 9 juni.
Ik wil afsluiten met een tekst uit prediker:
Alles heeft een bestemde tijd, en alle voornemen onder den he-mel heeft zijn tijd. Er is een tijd om geboren te worden, en een tijd om te sterven; een tijd om te planten, en een tijd om het geplante uit te roeien; Een tijd om te doden, en een tijd om te genezen; een tijd om af te breken, en een tijd om te bouwen; Een tijd om te wenen, en een tijd om te lachen; een tijd om te kermen, en een tijd om op te
springen; Een tijd om ste-nen weg te werpen, en
een tijd om stenen te vergaren; een tijd om te omhelzen, en een tijd om verre te blijven
van omhelzen; Een tijd om te zoeken, en een
tijd om verlo-ren te laten gaan; een tijd om te bewa-ren, en een tijd om weg te werpen;
Een tijd om te scheu-
ren, en een tijd om te naaien; een tijd om te zwijgen, en een tijd om te spreken; Een tijd om lief te hebben, en een tijd om te haten; een tijd van
oorlog, en een tijd van vrede.
Voor ons is het nu tijd om op te staan en onze stem te laten horen om
onze toekomst te be-palen.
ER vAlt wAt tE kIEzEn stRAks !!!
Drs. Ayhan Tonca is Programmaleider Grote Steden Beleid Provincie Overijssel. Tevens is hij CDA raadslid Gemeente Apeldoorn. Daarnaast actief (geweest) in vele landelijke zelf organisaties.
In 2009 was de omzet van de auto- en motorbranche bijna 17 procent lager dan een jaar eerder. Dat is vooral te wijten aan de economische crisis en het gebrek aan ver-trouwen bij consumenten en het bedrijfsle-ven. Reparatiebedrijven en bedrijven in on-derdelen zijn iets minder zwaar geraakt.
De omzet van de auto- en motorbranche begon in het tweede kwartaal van 2008 te krimpen. Het dieptepunt viel in het tweede kwartaal van 2009 toen de daling bijna 19 procent bedroeg. Inmiddels neemt de krimp weer wat af. In het vierde kwartaal van 2009 was de omzet 11 procent lager dan een jaar eerder. Wel is het zo dat het vierde kwartaal vergeleken wordt met dat van 2008, een kwartaal waarin het ook al slecht ging met de auto- en motorbranche.
Omzet auto- en motorbranche sterk gekrompen
Het op 1 oktober 2009 opgerichte Bel-me-niet-register krijgt de Top-per Award van de consumenten-bond. Mensen die zich met hun telefoonnummer hebben aange-meld, worden niet meer gebeld voor telemarketing. Bedrijven die toch bellen kunnen rekenen op een fikse boete. Consumen-ten hebben het als beste product gekozen met een overweldigende meerderheid van 65 procent , op plek 2 komt Windows 7 en op 3 de Iphone 3GS.
Er is ook gebleken dat er ook nadelen kleven aan het Bel-me-niet-register. Het schijnt dat bedrijven zelf adressen zoeken bij de lijst van mensen die te-lefonisch niet gestoord willen worden. Vervolgens worden er colporteurs op pad gestuurd om
bij deze mensen aan te bellen om pro-ducten te verkopen.
Bel-me-niet-register is Beste product 2009
CEO van BIM krijgt Lifetime Retail Award
Totaal aantal registraties
0
500.000
1.000.000
1.500.000
2.000.000
2.500.000
3.000.000
3.500.000
4.000.000
4.500.000
5.000.000
1-10-2009
1-11-2009
1-12-2009
1-1-2010
1-2-2010
1-3-2010
1-4-2010
� Metal raflar / Ahşap raflar � Vitrinler – vitrin tezgahları � Pasta / ekmek reyonları � Barkodlu elektronik kasa sistemleri � Duvar soğutucuları (sütlük-paket et) � Freezer / Meşrubat dolapları � Soğutuculu meyve/sebze dolapları � Et doplaları ve kasap malzemeleri � Döner ve mutfak ekipmanları � Klimalar, motor ve motor grupları � Soğuk ve derindondurucu odaları
[email protected] www.aclass.nl tel: 06 30 - 35 60 40
iç vE DIŞ MEkAn REklAM tAsARIMI yAPIlIR
Süpermarket, Döner Dükkanları, Elektronik ve Tekstil Mağazaları için Aradığınız Tüm Malze-melerin Gerçek Adresi
Jos Simons heeft van BIM in negen jaar tijd de grootste supermarktketen van Turkije gemaakt. Tijdens zijn bestuur heeft BIM het aantal win-kels uitgebreid van 620 naar meer dan 2700. Hij kreeg de Lifetime Retail Award voor
zijn succesvolle carriere in de retail. Hij heeft al meer dan 35 jaar gewerkt in de retail, waaronder voor SRV, Hema, Aldi en VendexKBB. De prijs is uitgereikt door Uğur Doğan, de Turkse ambassadeur in Nederland.
Het Duitse GTI Travel wil dit jaar een groei maken van 15% waarvan een belangrijk deel van de Nederlandse markt zal komen. GTI Travel verwacht dit jaar in Ne-derland uit te komen op 60.000 pax. De CEO, Talha Görgülü, ver-wacht een snelle groei. GTI Travel is de nummer tien van Duitsland. Vorig jaar bedroeg de omzet 246 miljoen euro, en het aantal pas-sagiers kwam uit op 550.000. De ambitie van de ceo is om tot de Europese top drie te horen.
Duitse GTI Travel richt zich op Nederlandse markt
HABER 30APRIL / NİSAN 2010
COLOFON
HABER Tel:010- 2 900 [email protected]
HABER verschijnt maandelijks
Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam010 - 2 900 900
website:www.haber.nl
abonnementen:[email protected]
Hoofdredactie:Ibrahim Karaman
Redactie:Songül Arslan Mehmet GüzelyurtDr. Hüseyin Keleş
Art Direction & fotografie:Mehmet Fatih Karaman
AdvertentiesNur Öztü[email protected] 04 03
Correspondenten:Suna FloretBurhaneddin CarlakSerap Torremans
Repr. AmsterdamMurat Taş
Repr. EindhovenAli Yücel
Repr. Arnhem en NijmegenKürşat Bal
Repr. LimburgMuzaffer Bozaslan
Rafjes:Rafih Berkane
HABERWandelen voor water
In 2002 zijn 8 islamitische ba-sisscholen in regio midden en oost Nederland gefuseerd tot SIMON (Stichting Islamitsich Onderwijs Midden Oosten Nederland). Doel was om beter islamitisch onderwijs te verzorgen door op regionaal ni-veau samen te werken.
Sindsdien is er hard gewerkt en niet zonder resultaat. De ge-middelde Citoscore van de SIMON scholen in 2010 is met 536 hoger dan de landelijke gemiddelde van 535. De scores zijn gecorrigeerd op
leerlinggewichten, welke door de inspectie wordt gebruikt om scho-len objectief te kunnen vergelijken.
Van de scholen die verbonden zijn aan SIMON steekt de basis-school Bilal te Amersfoort met een score van 538.8 er boven uit. “Een resultaat om trots op te zijn.” aldus de bestuursvoorzitter. “Al bij het begin was het doel onze minder presterende scholen te laten leren van onze betere scholen. Nu al zit-ten wij op het landelijk gemiddelde en de groei is er nog lang niet uit.”
Op vrijdag 26 maart hebben groep 7 en 8 van de islamitische basisschool Al-Bouchari in Leer-dam meegedaan aan de landelijke actie wandelen voor water. De leer-lingen kregen allemaal een rugzak en moesten daarin 6 flessen water doen. Vervolgens gingen zij 6 km
wandelen. Best zwaar, maar wel goed om te ervaren dat veel kin-deren in ontwikkelingslanden dit dagelijks doen om water te halen.
De leerlingen hebben zich laten sponsoren door familie, vrienden en bekenden en hebben zo geld op-gehaald voor Simavi. Deze stich-
ting zorgt ervoor dat er in arme landen steeds meer drinkwater-voorzieningen zoals waterputten en schone wc’s gebouwd kunnen worden.De kinderen hebben bij el-kaar €625,- opgehaald. De stichting Aqua For All verdubbelt dit bedrag, een mooi resultaat dus!
...en als beloning aten ze dit samen.
SIMON drijft Islamitisch basisonderwijs naar succes
Het team van Bilal in Amersfoort. Ze hebben samen gezorgd voor een score van 538.8 bij CITO-toets
De Ibn-i Sina op TV:Op dinsdag 5 april heeft
de Turkse televisiezender KON-TV opnames gemaakt op de Ibn-i Sina, de Nederlandse basisschool op islamitische grondslag in Rotterdam- Char-lois. In het Turks zijn leraren, leerlingen, ouders en conci-erge geïnterviewd. U kunt deze uitzending zien via de schotel op zondag 18 april om 11 uur op frequentie 11973 VSembol Oran: 2240 Fec 5/6.
Thema Ouderavond over opvoeding:
Op dinsdag 20 april is er weer een ouderavond over opvoeding op de Ibn-i Sina.
Het onderwerp is: “Opvoeding: een taak van
vrouwen? De rol van de vader in de opvoeding vanuit de Is-lam”. De gastspreker is dhr. Mustafa Talib, trainer en opvoedings-ondersteuner bij Stichting de Meeuw. De avond is voor vaders en moeders en begint om 19.00 uur tot 20.30 uur, Zegenstraat 120. Inloop vanaf 18.30 uur.
CITO: De uitslag van de Cito op de
Ibn-i Sina is weer bekend: 535.4. Uitgaande van de inspectienorm voor dit schooltype is dit een hele goede prestatie: net boven het landelijk gemiddelde. Vooral Begrijpend Lezen is dit jaar veel beter gemaakt. Daarmee bieden we onze leerlingen optimale kansen voor het voortgezet on-derwijs. Elk jaar zijn er kinderen die de hoogste score 550 halen. De drie hoogste scores van de Ibn-i Sina zijn 550, 549 en 547.
7 miljoen euro voor inburgering op de werkvloer
Minister Van Middelkoop wil werkgevers stimuleren om inbur-gering voor werknemers op de werkvloer te organiseren. Daar-voor stelt hij in 2010 in totaal €7 miljoen beschikbaar. Met de sub-sidie kunnen werkgevers voorzie-ningen treffen zodat werknemers kunnen inburgeren. Volgens het ministerie krijgen ze hierdoor meer kansen om aan het werk te blijven en zich verder te ontwik-kelen.
Voorlopig stemmen met verlopen id-bewijs
Gemeenten moeten stembu-reauleden zorgvuldiger selec-teren en beter instrueren. Om een grote groep mensen die een verouderde ID hebben te helpen, kunnen bij de verkiezingen op 9 juni 2010 en bij de Provinci-ale Statenverkiezingen in maart 2011 ook identiteitsdocumenten worden gebruikt die maximaal vijf jaar zijn verlopen.
Winterweer leidt tot nu toe tot 15 miljoen aan WW
Het Uitvoeringsinstituut Werk-nemersverzekeringen (UWV) heeft tot 18 maart van dit jaar ruim € 15 miljoen aan WW-uit-keringen toegekend in verband met het koude winterweer. Tot die datum hebben bedrijven 53.000 aanvragen voor WW in verband met ‘onwerkbaar weer’ ingediend. Aanvragen zijn niet alleen afkomstig van de bouw-sector, maar ook van metaal- en technische bedrijven, dakdek-kers, schilders, glazenwassers en hoveniers.
dure benzine verhoogt inflatie
De prijsontwikkeling van benzine heeft ervoor gezorgd dat de inflatie hoger kwam te staan. Benzine werd in maart duurder, waardoor de prijs nu 17 procent hoger is dan in maart 2009. In februari was de benzineprijs nog 13 procent hoger dan een jaar eerder. Benzine is na september 2008 niet zo duur geweest.
nieuwe regels voor gastouderopvang voortvarend opgepakt door gastouders
Naar verwachting worden in 2010 120.000 kinderen door circa 55.000 gastouders opgevangen onder de gewijzigde wet Kinderopvang. De ouders van deze kinderen komen in aanmerking voor een tegemoetkoming in de kosten voor kinderopvang. Uit gegevens van de Belastingdienst blijkt dat 75.000 vraagouders voor 2010 een tegemoetkoming voor gastouderopvang hebben aangevraagd. 25.000 vraagouders hebben hun toeslag stopgezet of gewijzigd naar een andere vorm van kinderopvang.
Inzending
Avicenna organiseert dit jaar in samenwerking met MSV Nijmegen weer een studiereis, en wel naar Andalucia!
Datum: 25 April tot 30 AprilPrijs: € 425,- Leden: € 395,-Inbegrepen:
- Vliegreis Weeze naar Almeria en Sevilla naar Charleroi
- 5 overnachtingen in 3 steden met ontbijt.
- Bustransfers tussen de 3 steden in Andalucia
- Openbaar vervoer in Andalucia- Entreeprijzen voor de belangrijkste
bezienswaardighedenHet aantal mensen dat meekan
naar Andalucia is beperkt, dus wilt u graag mee? Stuur dan snel een mail naar [email protected].
Wij van de Vereniging Bosnië Leeft! organiseren dit jaar, voor de 2e keer, een reis naar Bosnië Herzegovina. Wij bieden graag aan iedereen die geïnteresseerd is, de ge-legenheid om kennis te maken met dit prachtige land.
Deze 9- daagse reis per bus zal plaatsvinden tussen vrijdag 30 april (vertrek) en zaterdag 8 mei (terug-komst) 2010 . De kosten voor deze 9-daagse reis bedragen €425,-!
BOsNIë
AndAluCIA
HABER31 APRIL / NİSAN 2010
Flyers
A4 Flyers groot oplage
Visitekaartjes
Omvang: 4 pagina’sPapier: 60 gram houthoudend satineAlle 4 pagina’s Full Color
» Alle vermelde prijzen zijn in EURO’s» Prijzen exclusief BTW en verzendkosten» Vormgeving niet inbegrepen
*Wijzigingen en typefouten voorbehouden
1695,-
Tel:010-423 04 [email protected]
per 50.000 exemplaren
A5
249,-
210 x 148mm300 grams Mc MatAfwerking: + 1/1 UV-lakDubbelzijdig Full Colorper 5000 exemplaren
A4
199,-
210 x 297mm300 grams Mc GlossAfwerking: Glans VernisDubbelzijdig Full Colorper 1000 exemplaren
85 x 55 mm
85,-
300 grams SulfaatkartonAfwerking: GlanslaminaatDubbelzijdig Full Color
per 500 exemplaren
85 x 55 mm
85,-
85 x 55mm400 grams Mc MatAfwerking: MatlaminaatDubbelzijdig Full Colorper 500 exemplaren
We hebben onze abonnementsprijs verlaagd naar 19,- EURO.Wie nu een abonnement van 1 jaar neemt, krijgt HABER elke maand naar zijn/haar (post)adres per post verstuurd. Ook is het via de website mogelijk om abonnee te worden.
HAber Gazetesi abonelik ücretini gelen yoğun istek üzerine yıllık 19,- euro’ya indirmiştir. sadece bir defa ödeyeceğiniz bu miktarla HAber Gazetesi her ay posta adresinize ulaşacaktır.
HAber
“laat onze verschillen geen haat en nijd veroorzaken tussen ons”
Het ziet er naar uit dat we in een tijd beland zijn met welhaast onnavolgbare problemen. Een tijd van een diepe geestelijke crisis, ook nog weer gemaskeerd door veel van de moeilijke dingen waar we mee worstelen. Ondanks alle vooruitgang en ontwikkeling op elk denkbaar terrein van het le-ven, ondanks de briljante ver-worvenheden van de moderne cultuur, en ondanks de buitenge-wone vooruitgang op het gebied van de economie en wetenschap, ziet het er toch naar uit dat het ons ontbreekt aan de wijsheid om onze verschillen en onenigheden goed in de hand te houden en ze binnen veilige en toelaatbare grenzen te houden. We lopen hier-bij niet alleen het risico van een milieucatastrofe (halaak – shoah) omdat we de aarde niet meer zien als heilig, maar als een bron die
we leeg drinken. Maar ook
hebben we alle gevoel v e r -l o r e n v o o r
de
heilige onschendbaarheid van elk menselijk wezen. De don-kerste gebeurtenissen van onze eeuw zoals Auschwitz, Ruanda, Bosnië, Karabagh, de aanvallen op de Twin Towers (WTC), Irak, Palestina enzovoort, maken ons duidelijk dat ons vermogen om elkaar te beschadigen en te ver-minken gelijke tred gehouden heeft met onze ‘ontwikkeling’, zodat een dreigend gevoel van zelfvernietiging duidelijk wordt. Daarom hebben we een soort spi-rituele revolutie die theologische onenigheid te boven gaat nodig.
We kennen allemaal Nasrud-din Hodja 1): “ – Waarom”, zo vraagt iemand Nasruddin Hodja, “waarom gaan sommige mensen de ene kant op, en anderen de andere kant?“ ”Omdat”, zo ant-woordt Hodja, “als we allemaal de zelfde kant op zouden lopen de wereld uit balans zou raken en op zijn kop zou staan’. Hodja’s ant-woord is te simplistisch wanneer we zaken als Waarheid, Openba-ring, en hun manifestaties aan de orde stellen. Immers, dit zijn geen woorden die van gelijke waarde zijn.Waarheid overstijgt allerlei vormen, terwijl openbaring, of de overlevering (traditie) en de manier waarop deze traditie zich
manifesteert, altijd in een be-paalde vorm tot ons komt. En wanneer we spreken van een ‘vorm’ dan spreken we
direct ook van diversiteit, en zo ook van pluraliteit.
De overduidelijke ver-schillen tussen overleve-ringen en verschijnings-
vormen van ‘Waarheid’ hebben alles te maken met de verschillen in talen en symbolen. De tegenstrijdigheden
vinden we in de men-sen die de waarheid
dragen en overbrengen, niet in God. Als openba-
ringen, of veeleer hun ma-nifestaties elkaar min of meer uitsluiten, dan is dat noodzakelijkerwijs een ge-geven. Want God, wanneer
Hij spreekt, drukt zich uit op een absolute manier. Maar dit
absolute gegeven staat meer in verband met de universele inhoud dan met de vorm. Dit absolute gegeven heeft met de
vorm alleen op een heel relatieve manier te maken, omdat de vorm een symbool is van de inhoud. Het kan niet zo zijn dat God, alsof Hij een wetenschapper zou zijn, de verschillende openbaringen als een buitenstaander zou kunnen vergelijken. God houdt zich om zo te zeggen op in het centrum van elke openbaring. Openbaring spreekt een absolute taal, omdat God absoluut is, en niet de vorm. Met andere woorden: de abso-luutheid van de openbaring is absoluut in zichzelf, maar wat de
vorm betreft relatief. Dus laat onze verschillen geen
haat en nijd veroorzaken tussen ons. Laten we met elkaar wedij-veren alleen in rechtvaardigheid en goede werken. Laat we elkaar respecteren, eerlijk zijn, recht-vaardig en vriendelijk tegenover elkaar, en leven in oprechte vrede, harmonie en wederzijdse goede wil. God zegt in de Helige Kor’an: “En Wij hebben het boek met de waarheid naar jou neergezonden ter bevestiging van wat er voor-dien van het boek al was en om erover te waken. Oordeel dan tus-sen hen volgens datgene dat God heeft neergezonden en volg hun neigingen niet in afwijking van wat van de waarheid tot jou ge-komen is. Voor een ieder van jullie hebben Wij een norm en weg be-paald. En als God het gewild had, zou hij jullie tot één gemeenschap gemaakt hebben, maar Hij heeft jullie in wat jullie gegeven is op de proef willen stellen. Wedijvert dus in goede daden. Tot God is jul-lie terugkeer, gezamenlijk. Hij zal jullie dan dat meedelen, waarover jullie het oneens waren.” (al-Mai-
da, 5:48) We kunnen allemaal ten min-
ste het advies van Mohammed (vzmH )herinneren en herhalen: ‘ad-Deen Naseehah- Religie is oprechtheid’. En: ‘Je zal de hemel niet bereiken tenzij je gelooft, en je zult niet geloven tenzij je elkaar
liefhebt’.
Dr. Bülent Şenay Hoogleraar Geschiedenis
van de Religieuze Bewegingen en Attaché voor Religieuze
Zaken van Republiek Turkije in Nederland
Word abonnee en ontvang een jaar lang HABER voor maar 19,- EURO
Op 1 april 2010 hield Stich-ting Nieuwe Brabantse Academici in Tilburg
haar feestelijke bijeenkomst in het teken van de bestuursoverdracht. Het jonge bestuur heeft haar doe-len bepaald en gaat er het beste uit te halen. De afgelopen jaren waren moeilijk door dunne bezet-ting van het bestuur. Het vaandel is overgedragen door Yasin Sazak, die het afgelopen vijf jaar de rol van voorzitter heeft vervuld. Toch lukte het ook in die jaren om alle activi-teiten met succes voort te zetten,
waardoor nu het nieuwe bestuur weer met genoeg (14 academici) deelnemers haar doelstellingen waar kan gaan maken. Het werd een gezellige dag en avond waarbij ook de opkomst zeer goed was. On-der genot van een heerlijk dineer waren er op de avond meerdere optredens (bouzouki, saz, ney). Proficiat! Een knappe prestatie, met veel ambitie voor de toekomst, dat weer bewijst dat eendracht nu eenmaal macht maakt. Hieronder ziet u een korte impressie van een geslaagde dag.
Stichting NBA krijgt een nieuw bestuur
WIJ VERWACHTEN 1000 ONDERNEMERS
KARSU DONMEZ:
APRIL 2010 Jaar:1 Nr: 5 haber•nl
DE BESTE KRANT VAN NEDERLAND
HABER » 14’te
ERDİNÇ SAÇAN
» p.27
NOORD-CYPRUS
» 14’te
AYHAN TONCA
» p.29
ER vAlT wAT TE kIEzEN STRAkS !!!
SONGÜL ARSLAN
» p.28
lADY GODIvA
Momenteel hebben we een netwerk van 1800 kleurrijke ondernemers die bij Colourful Business zijn aangesloten. Het zijn allemaal ondernemers met een opleiding waarvan ondernemen in het bloed zit.” “Colourful Business is een landelijk platform en een zakelijk netwerkorganisatie voor kleurrijke ondernemers. Wij staan voor positieversterking en een positieve zichtbaarheid van kleurrijke ondernemers in Nederland. We willen dit bereiken door krachten te bundelen zodat de professionele netwerken gericht op kleurrijke ondernemers een vertaalslag krijgt.
Het ziet er naar uit dat we in een tijd beland zijn die door welhaast onnavolgbare problemen heen gaat. Een tijd van een
diepe geestelijke krisis, ook nog weer gemaskeerd door veel van de moeilijke dingen waar we mee worstelen. Ondanks alle
vooruitgang en ontwikkeling op elk denkbaar terrein van het leven, ondanks de briljante verworvenheden van de moderne
cultuur, en ondanks de buitengewone vooruitgang op het gebied van de economie en wetenschap, ziet het er toch
naar uit dat het ons ontbreekt aan de wijsheid om onze verschillen en onenigheden goed in de hand te houden en
ze binnen veilige en toelaatbare grenzen te houden.
Betaalbare website met webshop?
www.itnt.nl 0653-53 33 58
website v.a. € 399webshop v.a. € 999
Bel ons voor een afspraak!
Op 1 april 2010 hield Stichting Nieuwe Brabantse Academici in Tilburg haar fees-telijke bijeenkomst in het teken van de bestuursoverdracht. Het jonge bestuur heeft haar doelen bepaald en gaat er het beste uit te halen. De afgelopen jaren waren moeilijk door dunne bezetting van het bestuur. Het vaandel is overgedragen door Yasin Sazak, die het afgelopen vijf jaar de rol van voorzitter heeft vervuld.
“LAAT ONZE vERSCHILLEN GEEN HAAT EN NIjD
vEROORZAKEN TUSSEN ONS”
» p. 31
» p. 26
» p. 31
In 2002 zijn 8 islamitische basisscholen in regio midden en oost Nederland gefuseerd tot SIMON (Stichting Islamitsich Onderwijs Midden Oosten Nederland). Doel was om beter islamitisch onder-wijs te verzorgen door op regionaal niveau samen te werken.
Sindsdien is er hard gewerkt en niet zonder re-sultaat. De gemiddelde citoscore van de SIMON scholen in 2010 is met 536 hoger dan de landelijke gemiddelde van 535. De scores zijn gecorrigeerd op leerlinggewichten, welke door de inspectie wordt gebruikt om scholen objectief te kunnen vergelijken.
SIMON drijft Islamitisch basisonderwijs naar succes
Het op 1 oktober 2009 op-gerichte Bel-me-niet-regis-ter krijgt de Topper Award van de consumentenbond. Mensen die zich met hun te-lefoonnummer hebben aan-gemeld, worden niet meer gebeld voor telemarketing.
Bedrijven die toch bellen kunnen kunnen rekenen op een fikse boete. Con-sumenten hebben het als beste product gekozen met een overweldigende meer-derheid van 65 procent , op plek 2 komt Windows 7 en op 3 de Iphone 3GS.Er is ook gebleken dat er ook nadelen kleven aan het Bel-me-niet-register.
Bel-me-niet-register is Beste product 2009
Schiedamseweg 2133026 AN Rotterdam www.adacams.nl
Beveilig uw woning of kantoor met het
beveiligingssysteem van ADACAMS
Maak vrijblijvend een afspraak met één van onze beveiligingsadviseurs. Hij helpt u bij het samenstellen van een ADACAMS beveiligingssysteem dat specifiek is afgestemd op uw werk en/of woonsitutatie.
GSM: 0624-367064
HABER
Oplage:12.00032 pagina’sNr. 5
» p. 30
Stichting NBA krijgt een nieuw bestuur