haber gazetesi - nr.19

17
KURBANLARINI NE YAPACAKLAR? Hollanda'da helal kesim yasaklanmasına ramak kaldı. Parlamento'da onanan kanun Senato'dan da geçerse 'helal kesim' tamamen yasaklanacak. Müslümanların konuya duyarsız kalması anlaşılamıyor. MÜSLÜMANLARIN TEPKİLERİ YETERSİZ 400. Yıl hazırlıklarının Hollanda tarafı » 9’da VEYİS GÜNGÖR İki elin sesi var! » 16’da A. SUAT ARI Okurlarımız için kurban kesimini sorduk Ramazan ayı boyunca Meram Restoranların Rotterdam ve Amsterdam'daki 5 şubesi ile Nazar ve Sarnıç res - toranlar; rama- zan ayı boyunca işyerlerine koy - dukları yardım sandıkları aracılığıyla Afrika'ya toplam 51 bin Euro yardım topladılar. MERAM, NAZAR VE SARNIÇ'TAN SOMALI'YE DERMAN İŞTE BiR YENiLiK DAHA: MODA & HAYAT HOLLANDA'DAKI KÜÇÜK GIRESUN Medyanın gücü » 4’te İBRAHİM KARAMAN Hollanda siyasetinin çöküşü » 5’te ERDİNÇ SAÇAN Sahipleniyor muyuz? » 7’de ÖZLEM KESKİN Sıcak sonbahar AYHAN TONCA » 11’de SAYFA 2'de Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ SAYFA 4'de 50.000 euro'yu aştılar. CORDAID 150 bin euroya tamamlayacak. SAYFA 23'de SAYFA 11'de SAYFA 9'da SAYFA 4'te Ayın okuru: Erdoğan Yüce Bu aydan itibaren her sayımızda 'ayın okuru'nu seçiyoruz. Ayın okuru olabilmek için iyiliksever bir pro- fil, topluma faydalı işler yapma ve fikir üretme ile insanlarımızın be- ğenisini kazanmak gibi kriterlerimiz var. Ekim ayının okuru olarak Erdoğan Yüce'yi seçtik. Meram Restoran'da gazetemiz konusunda yaptığımız bir sohbet esnasında HABER'e 50 abone ka- zandıracağını ilan eden Sevgili Erdoğan Yüce, geçtiği - miz günlerde Somali'ye yardım için bizzat gitti ve yaptığı açıklamada: "Değerli dostlar, hepini - zi temsilen Somali'ye git - tim. Somali'de insanlar açlık ve susuzluk içinde bizlerden yardım bekli - yorlar, hastaneler, okullar, evler perişan ve kullanıla- mayacak bir halde. Tüm sehirde hayat felç olmus. Allah yaptığınız ve yapacağınız yar- dımlarınızı kabul etsin. Oradaki insalara dua edelim." dedi. Zuid Holland eyaletinin 24 bin nüfuslu yerleşimi Sliedrecht'te 400 civarında Giresunlu yaşıyor Saadet Kara'nın katkılarıyla hazırladığımız bu ilginç haberi 4. sayfada okuyabilirsiniz. ESEN ALTUĞ: "SIZLER, TOPLUMUMUZ ADINA ÇOK IYI BIR HIZMETI IFA EDIYORSUNUZ." Türkler zorunlu uyum yasasından muaf Veda ziyareti kapsamında büromuzu ziyaret eden Başkon- solos Esen Altuğ'la görüşlerimizi paylaştık. "Okurlarımıza ulaşma- da önemli gördüğümüz 3 alanda destek ve hizmet vermeye devam edeceğiz. Bunun için de 3 slogan geliştirdik. 1.si "Haber Gazetesi spor faaliyetlerini destekler", 2.si "Haber Gazetesi sanatsal etkinlikleri destekler" ve 3.sü "Haber Gazetesi eğitime yöne- lik tüm çalışmaları destekler". Eğitim dediğimiz şey, hayat boyunca hiç bitmeyecek bir olgu." Ejder Köse Ali Durmuş IOT Başkanı Aydın Akkaya, Türklerin 2007 yılında yürürlüğe giren "Zorunlu Uyum Yasası"ndan muaf olduklarını söyledi. Uyum Yasası konusunda dava - ları takip eden Hukukçular Ejder Köse ve Ali Durmuş açıklamalarda bulundu. SAYFA 19'da dil kursu ve sınavına katılma zorunluluğu kalktı Kurban kesecek misiniz? Nerede? Daha önce kurban parası yolladınız mı? Helal kesim yasağı yürürlüğe girerse ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yasak konusunda birşeyler yapmayı düşünüyor musunuz? Yasağa karşı yeterince tepkiler var mı? YENİ SAYFALAR SAYFA 14'te Hollanda'da Devlet ile Müslü- manlar Arası İletişim Kurumu CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid) yakında Hollanda Senato Meclisi'nde görüşülecek şoksuz kesim olan 'helal kesim' konusunun, Hollanda Müslü- man Toplumu tarafından gündemde tutulması ve ilgili yerlere "sürekli re- aksiyon yazıları yazılmasını" istedi. Ülkede uzun süredir tartışılan ve haziran ayında mecliste yapılan oylamada kabul edilen yasa teklifi, hayvanların elektrikle veya gazla sersemlendikten sonra kesilmesini mecburi hale getiriyor. D a h a s o h b e t e s n a s ı n d a 3 a b o n e k a z a n d ı r d ı . UMMON Afghaanse Culturele Vereniging OSV LIR IVBN DOR STIPU CMO'YA BAĞLI 20 MÜSLÜMAN KURULUŞ GÜNDEMDE ' ' MUSLUMANLARIN EYLEM PLANI YOK! SAYFA 2'de Devamı SAYFA 2'de SAYFA 7'de EKİM OKTOBER 2011 Yıl/Jaar:2 Sayı/Nr: 19 H O L L A N D A N I N E N İYİ G A Z E T E S İ HABER haber nl ISSN:1879-9981 HABER'DEN ABONELERİNE BÜYÜK HİZMET! Artık Hollandaca ve İngilizce öğrenmek çok daha kolay! Yıllık 19 euro posta ücreti karşılığı Abone ol, CD seti ücretsiz adresine gelsin + her ay gazeten posta adresine gelsin HEM DINLEYIN HEM ÖĞRENIN Haber, bildiri ve fotoğraflarınızı gönderin, yayınlayalım... e-mail: [email protected]

Upload: haber

Post on 17-Mar-2016

292 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

Haber Gazetesi nr. 19 - Ekim 2011

TRANSCRIPT

Page 1: Haber Gazetesi - Nr.19

KURBANLARINI NE YAPACAKLAR?

Hollanda'da helal kesim yasaklanmasına ramak kaldı. Parlamento'da onanan kanun Senato'dan da geçerse 'helal kesim' tamamen yasaklanacak. Müslümanların konuya duyarsız kalması anlaşılamıyor.

MÜSLÜMANLARIN TEPKİLERİ YETERSİZ

400. Yıl hazırlıklarının Hollanda tarafı » 9’da

VEYİS GÜNGÖR

İki elin sesi var!

» 16’da

A. SUAT ARI

Okurlarımız için kurban

kesimini sorduk

Ramazan ayı boyunca Meram Restoranların Rotterdam ve Amsterdam'daki 5 şubesi ile Nazar ve Sarnıç res-toranlar; rama-zan ayı boyunca işyerlerine koy-dukları yardım sandıkları aracılığıyla Afrika'ya toplam 51 bin Euro yardım topladılar.

MERAM, NAZAR VE SARNIÇ'TAN SOMALI'YE DERMAN

İŞTE BiR YENiLiK DAHA: MODA & HAYAT

HOLLANDA'DAKI

KÜÇÜK GIRESUN

Medyanın gücü

» 4’te

İBRAHİM KARAMAN

Hollanda siyasetinin çöküşü » 5’te

ERDİNÇ SAÇAN

Sahipleniyor muyuz?

» 7’de

ÖZLEM KESKİN

Sıcak sonbahar

AYHAN TONCA

» 11’de

SAYFA 2'de

SAYFA 5'te

Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ

SAYFA 4'de

50.000 euro'yu aştılar.

CORDAID 150 bin

euroya tamamlayacak.

SAYFA 23'de

SAYFA 11'de

SAYFA 9'da

SAYFA 4'te

Ayın okuru: Erdoğan YüceBu aydan itibaren her sayımızda 'ayın okuru'nu seçiyoruz. Ayın okuru olabilmek için iyiliksever bir pro-fil, topluma faydalı işler yapma ve fikir üretme ile insanlarımızın be-ğenisini kazanmak gibi kriterlerimiz var. Ekim ayının okuru olarak Erdoğan Yüce'yi seçtik. Meram Restoran'da gazetemiz konusunda yaptığımız bir sohbet esnasında HABER'e 50 abone ka-zandıracağını ilan eden Sevgili

Erdoğan Yüce, geçtiği-miz günlerde Somali'ye yardım için bizzat gitti ve yaptığı açıklamada: "Değerli dostlar, hepini-zi temsilen Somali'ye git-tim. Somali'de insanlar açlık ve susuzluk içinde

bizlerden yardım bekli-yorlar, hastaneler, okullar, evler perişan ve kullanıla-mayacak bir halde. Tüm

sehirde hayat felç olmus. Allah yaptığınız ve yapacağınız yar-dımlarınızı kabul etsin. Oradaki insalara dua edelim." dedi.

Zuid Holland eyaletinin 24 bin nüfuslu yerleşimi Sliedrecht'te 400 civarında Giresunlu yaşıyor

Saadet Kara'nın

katkılarıyla hazırladığımız bu

ilginç haberi 4. sayfada

okuyabilirsiniz.

ESEN ALTUĞ: "SIZLER,

TOPLUMUMUZ ADINA ÇOK IYI

BIR HIZMETI IFA EDIYORSUNUZ."

Türkler zorunlu uyum yasasından muaf

Veda ziyareti kapsamında büromuzu ziyaret eden Başkon-solos Esen Altuğ'la görüşlerimizi paylaştık. "Okurlarımıza ulaşma-da önemli gördüğümüz 3 alanda destek ve hizmet vermeye devam edeceğiz. Bunun için de 3 slogan geliştirdik. 1.si "Haber Gazetesi spor faaliyetlerini destekler", 2.si "Haber Gazetesi sanatsal etkinlikleri destekler" ve 3.sü "Haber Gazetesi eğitime yöne-lik tüm çalışmaları destekler". Eğitim dediğimiz şey, hayat

boyunca hiç bitmeyecek bir olgu."

Ejder Köse Ali Durmuş

IOT Başkanı Aydın Akkaya, Türklerin 2007 yılında yürürlüğe giren "Zorunlu Uyum Yasası"ndan muaf olduklarını söyledi. Uyum Yasası konusunda dava-ları takip eden Hukukçular Ejder Köse ve Ali Durmuş açıklamalarda bulundu.

SAYF

A 19

'da

dil kursu ve sınavına

katılma zorunluluğu

kalktı

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Daha önce kurban parası yolladınız mı? Helal kesim yasağı yürürlüğe girerse ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yasak konusunda birşeyler yapmayı düşünüyor musunuz? Yasağa karşı yeterince tepkiler var mı?

YENİSAYFALARSAYFA 14'te

Hollanda'da Devlet ile Müslü-manlar Arası İletişim Kurumu CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid) yakında Hollanda Senato Meclisi'nde görüşülecek şoksuz kesim olan 'helal kesim' konusunun, Hollanda Müslü-man Toplumu tarafından gündemde tutulması ve ilgili yerlere "sürekli re-aksiyon yazıları yazılmasını" istedi.

Ülkede uzun süredir tartışılan ve haziran ayında mecliste yapılan oylamada kabul edilen yasa teklifi, hayvanların elektrikle veya gazla sersemlendikten sonra kesilmesini mecburi hale getiriyor.

Daha sohbet esnasında 3 abone

kaza

ndırd

ı.

UMM

ONAfghaanse

Culturele Vereniging

OSV

LIRIV

BN

DOR STIP

U

CMO'YA BAĞLI 20 MÜSLÜMAN KURULUŞ GÜNDEMDE

'

'MUSLUMANLARIN EYLEM PLANI YOK!

SAYFA 2'de

Devamı SAYFA 2'de

SAYFA 7'de

EKİM OKTOBER2011 Yıl/Jaar:2 Sayı/Nr: 19

HOLLANDA’NIN EN İYİ GAZETESİ

HABERhaber•nl ISSN:1879-9981

HABER'DEN ABONELERİNE BÜYÜK HİZMET!

Artık Hollandaca ve İngilizce öğrenmek çok daha kolay!

Yıllık 19 euro posta ücreti karşılığı Abone

ol, CD seti ücretsiz adresine gelsin +

her ay gazeten posta adresine gelsinHEM DINLEYIN

HEM ÖĞRENIN

Haber, bildiri ve fotoğraflarınızı gönderin, yayınlayalım...

e-mail: [email protected]

Page 2: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER2 3OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011

Buralarda bulunur:

#Download gratis tot 300MB per kalendermaand per klant. Deze aanbieding wordt geactiveerd na ten minste één (1) opwaardering tijdens de promotieperiode en is geldig van 01/07/2011 tot en met 31/10/2011. Bel gratis met de klantenservice op 1200 en u zult een sms ontvangen met de instellingen voor mobiel internet voor uw mobiele telefoon. Wanneer de gratis 300MB zijn verbruikt geldt een tarief van 13 cent per mb. * Deze aanbieding is geldig van 01/07/2011 tot en met 31/10/2011. Deze tarieven zijn van toepassing nadat u ten minste eenmaal heeft opgewaardeerd in de promotieperiode. Deze actie geldt alleen voor vaste lijnen, tenzij anders vermeldt. Een starttarief van 19 cpg is van toepassing.

Daha cok bilgi ve fiyat tarifesi icin www.lycamobile.nl adresini ziyaret ediniz yada 020 754 3030 arayınız

/dakSevdiklerinizi ister evlerinden,

ister ceplerinden arayin !

ct 1Türkiye

InternetBedava

Ayda 300 MB’ta kadar

#

Sabit Hatlar ve Cep telefonlari aramak

ÜcretsizKredi100%

Her Kontör Yüklemede

€ 20 = € 40€ 10 = € 20

Belhuizen

postkantoor

R

KONYALI OTANTIK RESTAURANT'TAAçık büfe geleneksel Türk usulü

KAHVALTI KEYFİ

Unutulmaz lezzetler yaşatır

Cumartesi ve Pazar: 10:30 - 14:00

Putsebocht 1133073 HE Rotterdam

010-484 63 [email protected]

O T A N T İ K

Hafta sonları bekleriz...

Öte yandan DSDF tarafından Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ onuruna veda programı düzenledi. Rotterdam Meram Restoran’da düzenlenen veda programı çerçevesinde STK, işadamları, siyasiler ve basın mensupları hazır bulundu. Rotter-dam Başkonsolosu Esen Altuğ için düzen-lenen veda yemeğine Hollanda Demokra-tik Sosyal Dernekler Federasyonu DSDF Zeki Baran, Rotterdam Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Aslin Savran, Feijeno-ord İlçe belediye başkanı Seyit Yeyden ve yardımcısı Marit van der Riet, Hollan-da Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) üyeleri, siyasiler ve STK temsilcilerinden oluşan seçkin bir davetli topluluğu katıldı.

Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ Hollanda’ya veda etti

Başkonsolos Esen Altuğ'un ev sa-hipliğinde Rot-

terdam'daki başkonsolos-luk konutunda gerçekleşen veda resepsiyona, Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen, Hollanda Mil-letvekilleri Nebahat Albay-rak, Fatma Koşer Kaya ve Metin Çelik, İOT Başkanı Aydın Akkaya, HOTİAD Başkanı Turgut Torunoğul-ları, Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcı-sı Hamit Karakuş, Feijeno-ord Belediye Başkanı Seyit

Yeyden, STK temsilcileri, işadamları, politikacılar, ABD ve Fransa'nın da bu-lunduğu çok sayıda ülkenin başkonsoloslarıyla Türk ve Hollanda toplumunun ileri gelenleri katıldı. Davetlilere hitaben bir konuşma yapan Esen Altuğ, görev süresi içinde kendisine ve çalış-ma arkadaşlarına gösteri-len yakınlık, dostluk, sevgi, işbirliği ve dayanışma için teşekkür etti. 3 saat süren resepsiyonda davetlilerle tek tek ilgilenen Altuğ, mi-safirleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Hollanda’daki görev süresi içerisinde özellikle TSK temsilcileriyle çok iyi çalıştı-ğının altını çizen Esen Altuğ şunları söyledi: “Bu tür vedalar bizi duygulandırıyor. Ancak mesleğimiz bunu gerektiriyor. 4 yıl az bir zaman değil, sizlerle çok güzel günlerimiz

oldu, önemli çalışmalara imza attık. Göre-vim boyunca özellikle eğitim, kadınlarımı-zın sorunları ve gençlerimiz ile ilgili bütün konularda hassas davranmaya çalıştım. Ben Ankara’ya döndüğüm esnada da siz-lerle olan irtibatımı devam ettirip, sizlerin

yaptıklarını takip etmeye çalışacağım. Ben şahsen güzel dostluklar edinerek dönüyo-rum, Hollanda’yı sizler sayesinde iyi hatırla-yacağım. 1 Ekim tarihi itibariyle göreve baş-layan meslektaşım ile de uyum içerisinde çalışacağınıza bütün kalbimle inanıyorum.”

MUSLUMANLARIN EYLEM PLANI YOKHELAL KESIM YASAĞINA KARŞI SESIMIZI DUYURALIM

Rotterdam Meram Restoran'da basın toplantısı düzenleyen CMO Yönetim Kurulu üyeleri, meseleye duyarlılık gösterilmesinin son derece önemli olduğunun altını çizdiler. Toplantıya, CMO Müdürü Ebubekir Öztüre, CMO Başkanı Yusuf Altuntaş, CMO yöne-tim kurulu üyeleri; Yücel Aydemir, Mücahid Sağsu, Barbara Chalghaf (hukukçu), Jerven Schilder (sosyolog) katıldı.

CMO Müdürü Ebubekir Öztüre, geçti-ğimiz Haziran ayında meclisten geçen şok-suz kesimin (helal kesim) yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısının Senato'nun günde-mine geldiğini belirterek, "Müslümanlar bu yasanın önüne geçmek istiyorlarsa seslerini

daha çok çıkarmalılar. Hollanda'da yaşayan 1 milyondan fazla Müslüman ile Musevileri yakından ilgilendiren bu yasanın yürürlü-ğe girmesi Senato'da yapılacak oylamaya bağlı. En geç yıl sonuna kadar karar alması beklenen Senato'da yapılacak oylama ha-yati önem taşıyor. Bu çerçevede Hollanda Müslüman Toplumunun tüm katmanları-nın destek vereceği etkili bir lobi çalışması gerekiyor. Yasanın yürürlüğe girmesi halin-de Hollanda'da helal et bulmak nerdeyse imkansız hale gelecek. CMO senatörlerle görüşerek, onları bilgilendirme çalışmaları başlattık." dedi.

İslami usullere göre kesimle ilgili tar-tışmalar bu zamana kadar maalesef yan-lış ve bazen de kasıtlı yönlendirmelerle ve

argümanlarla yapılmıştır. Bilgi eksikliği, yeterince bilimsel araştırmaların yapılma-mış olması ve konuyu bilen uzmanların ol-maması, bu tartışmanın dengeli ve düzeyli yapılamamasının başlıca sebeplerindendir. Yasa şu anda onanmak üzere Hollanda Se-natosuna gelmiştir ve yıl sonundan önce gö-rüşmelerin sonuçlandırılması planlamakta-dır. CMO siyasi partilerle görüşmelerini bu defa Senato düzeyinde tekrar başlatmıştır. Görüşmelerden istenilen sonucun alınabil-mesi için, bilim adamları, anayasa hukuk-çuları, din ve vicdan hürriyeti uzmanları ve medya mensuplarıyla çalışmalar sürdürü-lüyor. Ayrıca arzu edilen neticeye ulaşmak için Hollanda'da yaşayan Müslümanların bu konuya duyarlı olduklarını demokratik yol-

larla duyurmaları büyük önem arz etmekte.1 Eylül 2011'den itibaren CMO müdür-

lüğüne getirilen Ebubekir Öztüre ve Başkan Yusuf Altuntaş CMO’nun tarihsel gelişimi-ni aktarırken 2001 yılında 50'yi aşkın ku-rumun CMO’yu oluşturmak için biraraya geldiğine değindiler. 2004’te resmi olarak tanınan CMO'ya, 2007’de Adalet Bakanlığı tarafından verilen yetki neticesinde CMO, halen 70 imam çalıştıran bir kurum hali-ne gelmiş ve 2009’dan itibaren ‘openba-re school’ olarak adlandırılan genele açık okullarda İslami ders vermeleri yönünde yetkilendirilmiş durumda. Başkan Yusuf Al-tuntaş CMO’yu oluşturan 20 çatı kuruluşu, dernek ve federasyonlarıyla, Hollanda’daki müslümanların %85ini temsil ettiklerini

söyledi. Geri kalan %15 ise herhangi bir şe-kilde temsil edilmeyi beklemiyor.

Düzenlenen basın toplantısında, basın mensupları CMO üyelerine ısrarla Türk veya diğer müslüman milletvekilleriyle görüşüp görüşmediklerini, görüştülerse bu konuda kendilerine herhangi somut bir cevap ve-rip vermediklerini sordular. Bu konuda çok dikkatli hareket etmek isteyen CMO üyeleri “stratejik hareket etmeyi” ilke olarak be-nimsediklerini, bu yüzden milletvekillerini birebir markaja alacak bir çalışma içinde olmadıklarını ifade ettiler. HABER Gazetesi olarak başvurduğumuz farklı görüş sahibi fikir ve kanaat önderleri Türk siyasilerin bu konuda çok öne çıkmak istemediklerini or-taya koyuyor.

CMO üyelerinin en çok üzerinde durduk-ları meselenin, müslümanların bu tarz kendi-lerini yakından ilgilendiren konulara kayıtsız olduğuydu. Helal kesim meselesinde de “na-sılsa Yahudiler işin içinde olduğu müddetçe helal kesimin de yasaklanması söz konusu olmaz” rehaveti içine girdi müslümanlar. Bu bağlamda CMO üyeleri Hollanda’daki tüm müslümanlara çağrıda bulunarak, sağlıklı ve duyarlı tepkilerin parti tavanlarına ve ilgili kurum ve kuruluşların en üst noktalarına kadar ulaştırılmasını ve bu konuların ısrarla takip edilmesini ve bilhassa gençlerin sürekli e-mail ve sosyal medya gibi kanalları kullan-maları gerektiğini gündeme getirdiler. Basına da bu konuda çok önem düştüğünü belirten CMO üyeleri ilerleyen dönemlerde basına müslümanların haklarını koruyacak şekilde yayın yapmalarını beklediklerini söylediler.

Yasanın Senato'da da onaylanarak yü-rürlüğe girmesi durumunda Müslüman-larla Yahudileri helal et konusunda büyük zorluklar bekliyor. Hollanda'da yaşayan 1 milyonda fazla Müslüman ve yaklaşık 50 bin Musevi'nin bu durumda helal et ihtiyaç-larını ülke dışından karşılama yoluna gide-cekleri belirtiliyor. Hali hazırda Hollanda'da gerçekleştirilen irili ufaklı tüm kesimlerin toplamı 500 milyon adet. Bunlardan sadece 1 milyon adedi müslümanlar tarafından helal usüllere uygun biçimde kesiliyor.

Page 3: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER4 5OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011 HABER5

MEDYANIN GÜCÜ EDITORYAL

KONYALI DEYİNCE AKLA

ETLİ EKMEK GELİR

Putsebocht 1133073 HE Rotterdam

010-484 63 [email protected]

Etli ekmek mideyi yormaz. Besler, tok tutar, sindirim sistemini çalıştırır, enerji

ve mutluluk verir.

KONYALIO T A N T İ K

Ingiltere eski başbakanı Churchill, avam kamarasında konuşurken, mu-halif partiden bir kadın milletvekili, Churchill'e kızgın kızgın şöyle sesle-nir:

"Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."

Churchill, oldukça sakin ka-dına döner ve lafı yapıştırır: - "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."

Kişinin konuşma biçimi, seçtiği sözcükler, onları kul-lanmadaki becerisi, ko-nuşurken takındığı tavır ve ses tonu çok önemlidir. İyi bir konuşmada, kullanılan söz-cükler açık ve yerinde olmalı, ifade edilmek iste-nen fikirleri tam verebil-melidir. Kendimi-zi başkalarına en iyi biçimde anlatmanın ve başkalarını da en iyi biçimde anlama-nın yolu dili iyi kul-lanmadan geçer.

Etkili konuşabil-me, büyük ölçüde bilgi ve genel kültü-re bağlıdır. Kendi-sini önceden hazır-lamayan insanlar, sohbetlerinde hep aynı hikaye ve sözleri tekrar-lamak suretiy-le, konuşmayı çekilmez hale getirirler. Ay-rıca, her şeyi bilirim id-diasında b u l u -

nan ve bilgiçlik taslayan kişinin kafa-sı, başkalarının fikirlerine kapalıdır. Tesadüfen önüne çıktığı mevzuları birer vesile yaparak ve bunları fırsat bilerek, üzerinde uzun uzun konuşan kimseler, sıkıcı bir tablo sergilerler.

Bazı insanlar boşboğaz, saygısız, alaycı, itirazcı, kibirli, geveze ve de-

dikoducudur. Bazıları da toplum karşısında konuşurken heyeca-nını kontrol edemez ve kendisi-ne hakim olamadığı için çabuk sinirlenir, hiddete kapılır, doğru dürüst konuşamaz.

Kısa zaman önce Hol-landa Parlementosun-

da buna benzer bir olay yaşandı. Baş-bakan Rutte ve Wil-

ders arasındakı seviyesiz konuş-

mayı hepiniz te-levizyonlardan izlemişsinizdir. Hollanda’daki

siyasi hoşgörü-nün, seviyeli konuş-

manın çöküş anını canlı yayında izlemek toplum-da şaşkınlık yarattı. Haf-talardır bu konu üzerin-de tartışmalar oldu.

Hollanda’da bir ko-nuşma uzmanı, Başba-kan Rutte’ye dünyada “Dog Whisperer” olarak bilinen Cesar Millan’ın televizyon programlarını

izlemesini tavsiye etti: Ce-sar Millan çok ilgi isteyen köpeklerin sahiplerine şu tavsiyede bulunur: “Yüz vermeyin! Görmemezlik-ten gelin”. Köpek eninde

sonunda sakinleşir.

HOLLANDA SIYASETININ ÇÖKÜŞÜ

Erdinç Saçan was werkzaam als internet coördinator bij Corendon / Gomundo. Momenteel is hij in dienst bij Fonyts Hogescholen Eindhoven als docent ICT & Business. Daarnaast is hij voorzitter van Stichting De Nieuwe Generatie.

İbrahim Karaman, HABER Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

Kısa zaman önce Hollanda Parlementosunda buna benzer bir olay yaşandı. Başbakan Rutte ve Wilders arasındakı seviyesiz konuşmayı hep-iniz televizyonlardan izlemişsinizdir. Hollanda’daki siyasi hoşgörünün, seviyeli konuşmanın çöküş anını canlı yayında izlemek toplumda şaşkınlık yarattı. Haftalardır bu konu üzerinde tartışmalar oldu. Hollanda’da bir konuşma uzmanı, Başbakan Rutte’ye dünyada “Dog Whisperer” olarak bilinen Cesar Millan’ın televizyon programlarını izle-mesini tavsiye etti: Cesar Millan çok ilgi isteyen köpeklerin sahiplerine şu tavsiyede bulunur: “Yüz vermeyin! Görmemezlikten gelin”. Köpek eninde sonunda sakinleşir.

ERDİNÇ SAÇAN [email protected]

Medya, bir devletin yönetiminde ve uluslararası dengelerde, Yasama, Yürütme ve Yargı üçlemesinin ardın-dan geleneksel anlamda 4. güç ola-rak bilinir. Farklı ülkelerin ve farklı kültürlerin söylemlerinde 4. güç olarak belirtilmesine karşın, hem gelişmiş ülkelerde, hem de gelişmekte olan ülke-lerde, medya kendi-sine biçilen misyon-dan daha güçlü bir fiiliyat durumu arz eder. Hatta öyledir ki, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde medya yıllar boyunca iktidarları oluş-turan ya da deviren güç olarak varolagelmiştir. Batı'da belki Türkiye’deki kadar belirgin bir rol oy-namıyor görünür medya, toplumun ve güç odakla-rının gidişatında. Ama perde arkasında farklı şeylerin döndüğünü rahat-lıkla söyleyebiliriz.

Bunun en belirgin öğe-lerinden birisi Batı medyası-nın milletleri ve uluslararası konjünktürü etkileme yolunda kullandığı “kavram oturtma-sıdır”. Kapitalizmin güdümün-deki Batı medyası gerçekleri tarafsız ve bağımsız dile getir-me yerine, kendi hakimiyetine aldığı bilgiyi kendi yöntemleriyle harmanladıktan sonra, yine kendi-ne özgü sunuş biçimiyle milyonları etkisine alabilmek adına kullanmayı yeğler. Perde önünde her zaman de-mokratik ve özgürlükçü yansımala-

rını görürsünüz, ama perde arkasında genelde tahmin edilemeyen çapraşık ilişkiler ve çıkar çatışmaları mevcuttur. Derin ve karanlık ilişki-ler tam da adına layık biçimde, gözlerden ırak icra edilir ve tarihin yazılmasında en önemli etkenlerden biri olur.

'İslami terörizm' ya da 'müslüman te-rörist' bu betimlemelerden sadece ikisi.

İslam bir din olarak her zaman te-rörizmin karşısında olduğu halde,

doğu kökenli hareketlerde ya da manipülatif eylemlerle ortaya çı-kan vahşetlerde, Batı medyası yıllardır “İslami terörizm” kav-ramını global olarak kullanmış ve İslam’ı şiddetle ve vahşetle özdeşleştirme yolunu seçmiş-tir. Buna analog olarak, müs-lüman dünyası kalkıp mese-la Norveç’e tam bir vahşet yayan ve farklı saldırılarda 100’e yakın insanın canına kasteden caniyi “Hıristiyan Terörist” olarak niteleme yolunu seçmez. Çünkü biz inancımızdan dolayı biliriz

ki terörün dini olmaz.Dünyanın önde gelen medya

devlerinden Ruppert Murdoch’un sahibi olduğu, İngiltere’de yayın yapan 168 yıllık NOW (News of the World) gazetesinin, maliki olduğu güçle yetinmeyip, farklı noktalardaki polislere rüşvet ver-mesi ve illegal telefon dinleme ve bu bilgileri kullanarak haksız çıkar elde etmedeki becerisi, medyanın güç kullanmaya nasıl da şehvetle yaklaştığının en önemli gösterge-

lerinden birisidir. Gerçi bu şehvet aynı zamanda NOW’un da sonunu

getirmiştir, ama 2 asra yakın sü-ren bir “bilgi düzenleyiciliği ve sunuculuğu” sahibinin

emrine olağanüstü güçleri amade etmiştir.Gecen hafta Wall Street karşıtı olup, devletin

daha adil olması yönünde New York'un bir böl-gesinde toplanan göstericilerin, haberini verir-ken, The New York Times’in web sitesi, öncelik-le göstericilerin haklı olduğu temasını işlerken, aradan gecen 20 dakika içinde bu yazıyı çıkartıp, tam tersinde bir tezi websitesine taşıması da çok düşündürücüdür.

Hollanda Parlamentosu'nda Başbakan Rutte’ya “doe eens normaal man” demeyi önce-den planlayıp, medyatik yönüyle bunu başarılı bir şekilde icra eden ve başbakanı bile ofsayta düşüren şahıs, medyayı kendi kötü emellerine alet ederek kullanmasını bilmiştir.

Son olarak geçenlerde Het Gouden Kalf (Altın Kuzu) ödülünü almaya hak kazanan Faslı Nasr-din Dchar, yaptığı olağanüstü duygusal konuş-mayla, dinleyicileri kendine bağlamayı başarmış-ken ve “Çok kültürlülük iflas etmiştir diyen Verhagen’a sesleniyorum. Çok kültürlük bir kazanım ve zenginliktir, ben de bir müslü-manım. Bir Hollandalı olarak, Faslı geçmişim-le gurur duyuyorum” dediği mesajın verdiği; halkları “birbirine yaklaştırma isteği”, daha ertesi günü De Volksrant tarafından yapılan yayımda, sadece kullandığı 1-2 sözcüğün yanlışlığını öne çıkararak asıl verilmek istenen mesajı gölgeleme çabası ve kısmen bunda başarılı olması da, medya-nın; toplumların gidişatında en önemli güçlerden biri olduğunun göstergesidir ve bu daha yıllarca sürecektir. Olay sadece eldeki enstrümanın hangi yönde kullanılacağı ile ilgilidir. Bir bıçak düşünün. Bu bıçağı ekmeği ortadan ikiye bölerek, 2 kişi ara-sında bir 'adalet aracı' kılacağınız gibi, birinin canını alma maksadıyla, vahşet aracı haline de dönüştürebilirsiniz. Elinizdeki medyumu hangi niyetle kullandığınızla alakalıdır tüm olay.

Değerli okurlarımız...HABER Gazetesi bu sayısın-

da yine yeniliklerle çıkıyor kar-şınıza. Aramıza yeni redaktör olarak katılan Sevgili Çiğdem Yüksel'e hoşgeldin diyoruz. Çiğ-dem bundan sonra her sayımız-da hem sizler için ilginç olacağını düşündüğümüz başarılı röportaj-lar gerçekleştirecek, hem de her ay Photo-story adını verdiğimiz bölümle bir fotoğraf ve o kare-ye dair fotoğrafın hikayesiyle karşınıza çıkacak. Üniversitede master düzeyinde 'journalistiek' okuyan Çiğdem kendine ait ba-şarılı websiteleriyle de sizin be-ğeninizi kazanacaktır umuyorum. (www.turksmind.com'u inceleme-nizi tavsiye ederim).

Diğer bir yeniliğimiz Moda ve Hayat adını verdiğimiz daha çok kadınlara yönelik bir köşe. Hollanda'da birliktelikleri ve yaşam tarzlarına dair özgün dü-şünce ve uygulamalarıyla, çevre-lerinde sevilen 4 yeni arkadaşı-mızı size tanıtmak isterim. Güneş Çobanoğlu, Nilgün Şahin, Elif Çe-tinkıl ve Petek Nas önümüzdeki sayılarda dikkatlerinizi çekecek bir köşeye imza atacaklar. Daha çok saha çalışması olacak çalış-malarıyla, her zaman olduğu gibi interaktiviteyi önde tutan bir bi-çimle sunacağız sizlere, yaşam tarzlarını, moda ve hayata dair farklı şeyleri. Bu arkadaşlarımı-zı daha yakından tanımak için hemen 23. sayfaya bir göz atabi-lirsiniz. Okudukça seveceksiniz, sevdikçe müptelası olacaksınız bu çalışmaların.

Sevgili okurlarımız, ilk defa bu Ekim sayımızla başladığımız yeni

çalışmamızla, artık Yemekname gibi köşelerimizi, size video gö-rüntüleriyle sunmayı düşünüyo-ruz. Renkli köşelerimizi ileride sık sık video çekimleriyle de sunaca-ğız sizlere ve sizden beğeni ya da eleştiri bekleyeceğiz.

Son 2 sayıdan beri mini-blog adı altında yayımladığımız kısa ama etkili yazı türü, siz okuyu-cularımızdan olağanüstü be-ğeni gördü. Bu sayımızla bir-likte mini-blog yazarı olarak 2 kişi daha katıldı aramızda. MVO Başkanı Willem Lageweg (www.willemlageweg.nl) ve Taş-kan Consultancy sahibi sevgili Ah-met Taşkan. Her ikisine de aramı-za hoşgeldin diyoruz. Siz değerli okurlarımıza da, zaman zaman köşe yazarlarımızla ve blog yazar-larımızla e-maille haberleşmenizi tavsiye ediyoruz. Network'unu-zun ve yeni imkanlarınızın geniş-lemesi adına katkıda bulunacaktır bu tür yazışmalar.

Bitirmeden önce değineyim: Son aylarda en çok eleştiriyi web-sitemiz hakkında aldık. Tabii ki bu eleştirilerin çoğu haklı eleş-tirilerdi. Aylık gazete olmamız nedeniyle güncellemeyi de çok geç yaptığımızı bizi yakından ta-kip eden tüm dostlarımız eleştiri olarak ilettiler bize. Bu eleştirile-re kulak veriyoruz ve bir sonraki sayımızda modern ve dinamik görünümlü yeni websitemizi hiz-metinize sunacağımızı şimdiden ilan ediyoruz. Bizden görmeye alıştığınız içerik zenginliğini de pek yakında websitemizde bizzat bulabilirsiniz.

Bütün okurlarımızı selamlıyo-rum. Sizi seviyoruz. :)

Hollanda Diyanet Vakfı Doetinchem Merkez Camii te-

meli düzenlenen törenle atıldı. Temel atma merasimine Doetinc-hem Belediye Başkanı H.J. Kaiser, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Bü-lent Şenay, Deventer Din Hizmet-leri Ataşesi Mustafa Kahraman, Doetinchem Belediye Başkan Yar-dımcıları O. van Dijk, P. Drenth, L. van der Meijs, S. Kroon, belediye görevlileri, çevre illerden gelen STK temsilcileri, cami cemaati ile Türk ve Hollandalılar katıldı.

Doetinchem Merkez Camii adı-na Ercan Koçyiğit şunları söyledi: “Puur Mimar bürosundan Furkan

Köse’nin yapmış olduğu ta-sarım kabul edildi. Bu sene Noel tatilinden önce bina-nın karkası bitmiş olacak. 2012 yılı Ocak – Nisan ayla-rı arası binanın dış cephesi tamamlanarak, bina kapalı

hale gelecek ve 2012 sonunda bi-tirilecek. Şimdiden Doetinchem’e yakışan, güzel mekân kazandıracak olmanın heyecanının yaşıyoruz. Bina 4 katlı olup, alanların büyük kısmı çok amaçlı olarak kullanıla-bilecek. Binanın bodrum katında toplantı salonu, zemin katında bir market ve çeşitli guruplar için sos-yal aktivite alanları, 1. katta erkek-ler, 2. katta bayanlar için ibadet ala-nı olacak. Binanın 65 arabalık park yeri ve bina dışına oyun bahçesi olacak. Binada derslik, kütüphane, mutfak, yönetici odası ve asansör de yer alacak. Ayrıca binaya imar planındaki yükseklik değişikliği yapıldıktan sonra minare de inşa edilecek.”

Foto: Atelier PUUUR

MODERN MIMARISIYLE DOETiNCHEM MERKEZ CAMII GÖZ KAMAŞTIRIYOR

Zuid Holland eyaletinin 24 bin nüfuslu yerleşimi Sliedrecht'te 400 civarında Giresunlu yaşıyor

HOLLANDA'DAKi KÜÇÜKZuid Holland'da bulunan ve 24 bin nüfus-

lu Sliedrecht kasabasında 400 civarında Gi-resunlu yaşıyor. Giresunun Eynesil ilçesinin Belen Köyünden 60lı yılların başında çalış-mak için gurbete gelen bu insanlarımızdan geride kalan 50 yıl içerisinde nerdeyse toru-nunun torununu dahi görebilecekler bile var. Özellikle Kara soyadlı ailenin fertleri ilk başta Sliedrecht'e gelip yerleşmişler. Şimdilerde 90 haneye ulaşan, Giresun'un çeşitli ilçelerinden gelen bu insanlar gurbette memleket özlemi-ni birbirlerine tutunarak gidermişler. Burada yetişen çocuklarının eğitimine katkı sağlamak için çeşitli kültürel faaliyetlerde de bulunuyor-lar. 9 kişiden oluşan folklor ekibinin hepsinin soyadı Kara mesela.

Sliedrecht'e ilk gelen erkekler 70'li yılların başında Sliedrecht van Beest Demir Çelik fab-rikasında işe başlamışlar. Yıllarca orada çalışıp oradan emekli olmuşlar ve kimisinin oğulları veya damatları hala o fabrikada çalışmakta. Kadınların çoğu ise Victorya bisküvi fabrika-sında ve tekstil fabrikalarında çalışmışlar ve çoğu hala çalışmaktalar.Sliedrecht'e gelen ilk Türkler ve şu anki hane sayıları şöyle:Eynesil Ilçesi, Belen Köyü: Ramazan Kara (8 hane), Rasim Kara (4 hane), Rasim Kara-2 (10 hane), Hasan Hüseyin Kara (6 hane), Kemal Çakır (9 hane), İsmail Çakır (11 hane), Yunus Tuzcu (6 hane), Kemal Gürsoy (6 hane), Ah-met Torun (12hane).

Bu 66 hane dışında daha sonradan ayrı gelenlerde olmuş. Bunlar dışında 'Nereden baksanız 50 tane Eynesilli hane daha var' diyor görüştüğümüz Sliedrecht Camii Gençlik Kolları Başkanı Saadet Kara.

Diğer ilçelerden gelenler ise şöyle:Görele Ilçesi: Talip Emanet (7 hane), Tahir Se-fer (5 hane) Dereli Ilçesi :Halil Teke (6 hane).

GiRESUN

Mehmet Çakır: 32 yıldır Hollanda'dayım. Bu kadar

Giresun'lular arasında olmak çok güzel bir duygu. Yar-

dımlaşma bizim toplumda çok var, çoğumuz aynı köylü

ve akraba olduğumuz için yardımlaşmada önemli bir

rol oynuyor aramızda. Mem-leketi özlemiyoruz desem

doğru olur, çünkü Giresun'a da gitsek aynı insanlarla orda

da karşılaşıyoruz.

Fatma Kara: 1971 yılın-da geldim ben Hollanda'ya.

Baya kalabalık bir aileyiz biz burda. Hane olarak 90 civa-

rında hanemiz var. Tabii çok fazla gurbette değiliz burada

ama yine de hemen hemen her sene memlekete gitmeye

çalışıyoruz. Birbirimizi çok seviyoruz, hele bayramlarda

evlerimiz arı gibi işler. Bura-ya Küçük Giresun desek yeri

olur gerçekten.

Şükrü Semerci: Hollanda'ya 65 yılında gel-

dim ve 1969'da Sliedrecht'e geldim. Niyetimiz bi bakkal

dükkanı açıp dönmekti, ama tabii geri gidemedik kaldık.

Huzurumuz burda iyi o yuzden geri donmeyi de hiç

düşünmedim. Emeklilikteyim şu an, boş vakitlerimde cami-

ye gelirim Kur'an okurum. 4 çocuğum ve 3 torunum var,

onlarla vakit geçiririm.

Ramazan Yılmaz: Ben aslen Konyalıyım, ama Gire-

sun'lular beni de kendilerine benzettiler. Kendime soruyo-

rum, Konyalı mıyım yoksa Gire-sunlu muyum diye, ama onları

çok iyi bilirim. Çok sıcakkanlılar, misafirperverler. Aile dostlukla-

rı mükemmel, yemekleri de çok güzel. Pancar çorbasını özellikle

çok severim. Onlardan çok memnunuz, inşallah onlar da

bizden memnundur.

Nuray Kara: Vatanımız-dan ayrılmış gibi değiliz bur-

da, hep aynı köylüyüz hep aynı ailedeniz. Babalrımız

60lı yıllarda buraya gelip çocuklarını da buraya aldık-

tan sonra haneler de doğal olarak çoğaldı. Acı tatlı her-

şeyimizi paylaşıyoruz. Başka illerden gelen insanlarımızı

da biz aileden gibi görüyoruz, Birbirimizin kültürlerinden

istifade edip öğreniyoruz.

Yoksul ve kimsesiz in-sanlara yardım mak-

satlı kurulan Hollanda Medet (HMİ) İnsani Yardım Vakfı (Hulp Medet Intercontinental - HMI), Rotterdam’daki STOR binasında yaklaşık 100 kadını

kahvaltıda buluşturdu.Fakir ülkelerde yaşayan

yoksul insanlara yardım eli-ni uzatmak gayesinde olan HMİ yönetimi tarafından ha-zırlanan kahvaltıda konuşan Eğitimci Betül Keskin, “Hayır

işinde kadınların da aktif ol-ması çok önemli. Bu bakım-dan HMİ’nin bundan sonraki yardım çalışmalarında kadı-nınlarımızın da gönüllü olarak yardım elini uzatmalarını arzu ediyoruz. Hollanda genelinde

gönüllü kadın temsilcilerimi-zin olmasını istiyoruz.” dedi.

Hollanda’nın değişik kent-lerinden gelen kadınlar kah-valtı sofrasında, birbirleriyle tanışıp, sohbet etme olanağı da buldular.

Hollanda Medet Insani Yardım Vakfı kadınları kahvaltıda buluşturdu

Rotterdam’da Türkçe dersleri tekrar başladıRotterdam’da 70 velinin in-

siyatifiyle Türkçe dersler tekrar başladı. Versam Derneği Eğitim Komisyonu, velilerden gelen yo-ğun istek üzerine 55 öğrencisi ile birlikte 2011-2012 eğitim sezo-nuna start verdi.

Versam Derneği, “Diline ve Ülkene” sahip çık projesi altında 4 ve 16 yaş çocuklar için Türkçe dersleri başlattı. Sadece dernek

üyelerinin çocukları değil Rot-terdam genelinde 75 öğrencinin müracaat ettiği Türkçe derslerine sınıf yetersizliğinden bu yıl sade-ce 55 öğrenci alındı. 15 çocuğun yedek listede bekletilmesine tep-ki gösteren bazı Türk veliler der-nek yönetiminin bir an önce yeni bir sınıf daha açması gerektiğini söylediler.

Hollanda Türkiye Dostluk Vakfı, 400. Yılı konferansı düzenledi

Türkiye ile Hollanda arasındaki resmi ilişkilerin 2012'de 400. yıl dönümünün kutlanması kapsamında Hollanda Türkiye Dostluk Vakfı (NTFF), HOGİAF işbirliği ile her iki ülkenin büyükelçilerinin iştirak ettiği “Türkiye-Hollanda: Birlikte kuvvetli bir kombinasyon” başlıklı bir konferans düzenlendi.

Amsterdam Ticaret Odasının ev sahipliğinde gerçekle-sen programa, Ben van de Vrie (Dutch Trade Board Turkije Başkanı), Dr. Gürkan Çelik (NTFF Başkanı), Mehmet Kabak-yer (HOGİAF Başkanı), Jan Paul Dirkse (Hollanda Ankara Büyükelçisi), Uğur Doğan (T.C. Lahey Büyükelçisi), Age Flu-itman (Amsterdam Ticaret Odası Başkanı), işadamları, aka-demisyen ve siyasetçilerden oluşan 200’u aşkın kişi katıldı.

Jan Paul Dirkse (Hollanda Ankara Büyükelçisi): “Yaklaşık 4 asırdır bir birimizi tanıyoruz. İlişkilerimizde inişler çıkışlar oldu. Ancak Türkiye ile Hollanda hiçbir zaman ciddi sorun-lar yaşamadı. Hollanda’da çalışan, Hollanda ekonomisine katkı veren işadamı Türkler de var. Hollanda’da 400 bin Türk yaşıyor. Göçün gerçekleşmesinin üzerinden geçen 50 yılda çok şey değişti. Çok sayıda Türk Hollanda'da iyi pozisyonlarda bulunuyorlar.”

Page 4: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER6 7OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 6

bir yapı vardı. Devlet kurum-larına erişmek oldukça güçtü. Sizin gelme-nizle devletin sıcak yüzünü hissettik. Siz-den öğrendi-

ğimiz, ‘Ilk şart, insanları sevmek’, (Haber'in 1. sayısının manşeti. Red.) biz bunu kendimize düstur, ilke edindik. Bunu da her yerde uygula-maya çalıştık.

Esen Altuğ – İnsanları ve işinizi seve-rek, sevgiyle iletişim kurduğunuz takdirde daha hoşgörüyle bakabiliyoruz birbirimi-ze. Mutlaka hatalarımız oluyordur; ancak anlayışla, birbirimize tolerans gösterme-miz gerekir. Görevler geçici, makamlar geçici, biz bugün varız yarın yoğuz. Ancak sizler burada kök saldınız. Dile kolay 45 yıl oldu. Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin 400. yılı kutlamaları, 2012 se-nesinde inşallah iyi şekilde kutlanacaktır. Buradaki Türk ve Hollanda toplumuna bir mesaj vermek gerekir. Bu fırsatı eko-nomik, kültürel, sportif v.s alanlarında iyi kullanmak lazım. 2 ülke arasında üst dü-zey ziyaretler olacaktır, bu da çok önemli.

Bizim görevler böyle, bir yerde başlı-yor, başka yerde bitiyor. Önemli olan göre-viniz bittiğinde en iyi şekilde ayrılabilmek.

Haber – Siz, toplumla bütünleşmeyi çok iyi başardınız, umarız sizden sonra da aynı alaka devam eder.

Esen Altuğ – Gerek toplumumuz ge-rekse benden sonra gelecek olan meslek-taşım, 2 taraflı uyum içerisinde önemli çalışmalara imza atarsınız umarım, ben buna inanıyorum. Ben hatırlıyorum da, 4 yıl evvel göreve başladığımda farklıydı, şimdilerde ise çok daha iyi gelişme sağla-dı. STK, işadamları, öğrenciler Hollanda toplumunda her geçen gün grafiği daha da yükseltiyorlar. İş dünyamız güçlendik-çe saygınlığımız daha da artıyor.

Haber – Türkiye Cumhuriyeti’nin katettiği yol, izlediği politika, Avrupa’da dikkatle takip ediliyor.

Esen Altuğ – Sizler elbette bundan güç alıyorsunuz, moraliniz düzeliyor, Türkiye’de aynı şekilde sizlerden güç alı-

yor. Avrupa’da Türk insanının ekonomik gücü arttıkça o da manevi destek oluyor. İlerde inşallah daha da iyi olacaktır. So-runlar olacaktır, ancak onlarla baş etme yolunu bulmak önemli.

Haber – Vatandaş olarak ta şuan resmi kurumlara (büyükelçilik, konso-losluk v.s) baktığımızda, varolan ilgi, va-tandaşa yakın davranış biçimi sürdüğü müddetçe insanımızın da kendine gü-veni gelecektir. Arkasında devletimizin varlığını hissetmesi müspet sonuçlar doğuracaktır.

Esen Altuğ – Ben hep söylüyorum, konsolosluğa gelmekten çekinmeyin, korkmayın. Biz mümkün olduğunca sizlere yardımcı olmaya özen gösteri-yoruz. Ancak yapılması imkânsız olan bir işi de yaparız, diye beklenmesin. Önemli olan vatandaşımızın istekleri-ni çekinmeden bize iletmesidir. Tekno-lojik gelişmeler de bizim çok işimize yaradı. İnternet üzerinden web sitemizi okuyan vatandaşımız, hangi evrakları getireceğini öğrenince o zaman her iki taraf için de kolay oluyor. Sizlerle olan işbirliği de çok önemli, ben buna çok önem veriyorum. Birçok duyuruları siz-ler sayesinde gerçekleştiriyoruz.

Haber – Rotterdam Başkonsoloslu-ğu kayıtlarında ne kadar Türk nüfusu var?

Esen Altuğ – Bizim kayıtlarımıza göre hemen hemen 320 bin. Deventer dâhil değil. Deventer Konsolosluğumu-za kayıtlı ortalama 100-120 bin civa-rında vatandaşımız yaşıyor. Hollanda İstatistik Kurumu’yla bizdeki kayıtlar birbirini tam tutmuyor. Çünkü biz otu-rumu olmadan yaşayan vatandaşları-mızı da kayıt ediyoruz. Onlar da işlem yaptırmaya geliyorlar. Her sene kayıt-lar artıyor. Artık Türkiye’den evlilikler azaldı, hala var ama azaldı. Hollanda Türkiye’den evliliği istemiyor, onların da kendilerine göre argümanları var. Ama yine de evliliği bu yolla kısıtlama-mak lazım.

Esen Altuğ – Sizin başka projeleri-niz var mı? Günümüzde insanların yazı-lıdan ziyade görsel, internet üzerinden haberleri takip etme alışkanlığı daha arttı. Türkler arasında Iphone kullanma

Özlem Keskin hukukçu olarak bir avukat bürosunda çalışmaktadır. Yeni Nesil Vakfı’nda (Stichting De Nieuwe Generatie) yönetim kurulu üyesidir. Sosyal ve özellikle eğitim üzeri projelerde gönüllü aktif yer almaktadır.

26 Eylül Türk Dil Bayramı günüy-dü ve bu gün ilk olarak 1932 yılında kutlandı.

Türk Dil Bayramı’nın anlamını ayrıntılı bir şekilde araştırıp okudu-ğumda aslında her zaman her yerde Türkçemizin kıymetini iyi bilmemiz gerektiğini bir kez daha anladım ve kendime Türkçemizi yeterince sahipleniyormuyuz diye sor-dum. Çünkü Türkçemizin geçmişi, zenginleştirilmesi ve değeri bizlerin bir top-lum olmasında eşsiz bir katkı sağlamıştır.

Görüyoruz ki aynı dili konuşan insanlar birbir-leriyle daha iyi anlaşa-biliyor, ortak amaçlarda buluşabiliyor ve geleceğe yönelik birlikte çalışabili-yorlar. Dil bir milletin birlik ve beraberliğini sağlayan en büyük unsurdur. Bir şekilde dayanışma duygusuyla bir arada kalmamızı sağlıyor. Düşüncelerimizi, kültürü-müzü ve geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi yeni nesillere aktarıyor. İletişi-min güçlü ve önemli oldu-ğu çağımızda öğrenmede ve öğretimde bir aktarıcı rolü üstleniyor.

Geniş bir coğrafyada yaygın olan Türkçemiz dün-yada konuşulan en zengin dil-lerden biri olmasından dolayı bizler kendimizi çok şanslı hissetmeliyiz. Ayrıca Türk-çemiz dünya üzerinde Türk tarihinin ve kültürünün izle-rini taşıyor. Böylelikle dilimi-zi sahip çıkmamız tarihimizi ve kültürümüzü de sahiplen-memiz anlamına geliyor.

Büyüklerimizden bizlere mirası kalan Türkçemizi ge-leceğe taşıyabilmeliyiz. Bizler için geçmişle gelecek arasın-

da güçlü bir bağ kuruyor. Bunun için de Türkçemizi olabildiğince doğru öğren-meyi ve kullanmayı çalışmalıyız. Hak ettiği değeri verelim ki, gelecek nesil-lerde dil bilincine sahip bireyler yetiş-sin. Özellikle Avrupa’da yetişen gençler olarak Türkçemizi ne kadar zor olsa da

iyi sahiplenmeyi çalışmalıyız. Hollanda’da doğup büyüyen genç nesil ailesinin desteği ve kendi çabaları ile Türkçe-yi öğreniyor ve geliştiriyor. Ne yazık ki bir kaç yıldır ana okullarında Türkçe eğitimi verilmiyor. Bu yüzden artık Türkçe öğrenme konusun-da ailenin payı çok büyük

olmalıdır. Aile çocuğunun küçüklüğünden itibaren

Hollandacanın olduğu kadar, Türkçenin de çocuğun geleceği ve gelişimi için önem-li olduğunu çocu-

ğuna anlatmalıdır ve onu bu konuda yollar göstermelidir diye düşü-nüyorum.

Türkçemizi ne kadar iyi tanırsak ve bilirsek, Hollandacayı ve diğer dilleri de o kadar iyi öğrenebiliriz. Hem Hollanda toplumun-

da (iş ve sosyal hayat-ta) Türkçemizin avantaj-

larını fark ediyor, hem de kendi açımızdan benliğimi-zi ve kimliğimizi kaybetmi-

yoruz. Yani Türkçemizi sahiplen-

diğimizde bu mirasımıza ya-tırım yaptığımızı ve gelecek için değer kazandırdığımızı göreceğiz!

SAHIPLENIYOR MUYUZ?Aile çocuğunun küçüklüğünden itibaren Hollandacanın olduğu kadar, Türkçenin de çocuğun geleceği ve gelişimi için önemli olduğunu çocuğuna anlatmalıdır ve onu bu konuda yollar göstermelidir diye düşünüyorum.

ÖZLEM KESKİN [email protected]

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offic

eHollanda’da en büyük Türk avukatlık bürosu.

5 avukat ve 3 hukukçusuyla hizmetinizde. Her avukatımızın kendine özel uzmanlık alanı vardır. Ankara Antlaşması'ndan doğan ek oturum hakları, (ağır)ceza davaları, boşanma davaları, sosyal sigortalar hakları, iş davaları, ticari davalar vs.

Merkezimiz Rotterdam’da. Amsterdam şubemizde ise ayriyeten randevu verilmektedir.

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

Hollanda’ya 4 yıl evvel gelen ve görev sü-resini tamamlayarak Ankara’ya geri dönen Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, Haber Gazetesi merkezine veda ziyaretinde bulundu. Yaklaşık 2 saat süren ziyarette Başkonsolos Esen Altuğ, Hollanda yaşama dair redaksiyon kurulumuzla çok samimi ve sıcak bir sohbette bulundu.

Haber – Ulaşılmak istenen yere ancak med-ya gücü ile ulaşabiliyorsunuz, medyanın gücü burada öne çıkıyor. Öyle ki toplum her katma-nıyla bizim ilgi alanımıza giriyor. Kullandığı-mız sloganda, ‘Hayata Dair Herşey’ diyoruz, gerçekten de medya olarak sürekli toplumla iç içeyiz.

Esen Altuğ – Ha-tırlıyorum da, 2 yıl önce söyleşi için konsolosluğumuza gelmiştiniz. Zaman ne çabuk geçiyor.

Haber – İlk sa-yımıza sizinle baş-lamıştık ve yarın Türkiye’ye dönüyor-sunuz ve siz yine ga-zete sayfalarımızın misafirisiniz. Uğurlu geldiniz bize. Toplamda 18 sayı çıkardık ve şimdi 19. sayımız yayınlanıyor.

Esen Altuğ – Aylık gazetelerin, günlük ga-zetelerin formatı gibi değil, orta büyüklükte, tabloid olması rahat okunması bakımından çok güzel. Ancak tüm insanlarımıza ulaşması önemli bir mesele.

Haber – Bu hedeflerimiz arasında tabii. Ga-zetemizi bütün Hollanda genelinde dağıtıyoruz. Posta yöntemiyle abonelerimize gönderiyoruz. Gazetemiz ücretsiz. Toplumumuzun uğrak yeri olan her mekâna gazetemizi ulaştırmaya özen gösteriyoruz. Haber Gazetesi, yayın politikası bakımından toplumumuzun beğenisini kazan-dığı için ilgiyle takip ediliyor. Gazetemiz her-hangi bir kuruma, siyasi görüş veya cemaate ait olmayıp, bağımsız olduğu için her tarafa girebiliyor.

Esen Altuğ – Sizler, toplumumuz adına iyi bir hizmeti ifa ediyorsunuz. Tarafsız ve özgür yayın yapmak çok önemli. Türk toplumu olarak bugün gelinen nokta ümit vericidir.

Haber – Biz bu bağlamda okurlarımıza ulaşmada önemli gördüğümüz 3 alanda des-tek ve hizmet vermeye devam edeceğiz. Bunun için de 3 slogan geliştirdik. 1.si "Haber Gazete-si spor faaliyetlerini destekler", 2.si "Haber Gazetesi sanatsal etkinlikleri destekler" ve 3.sü "Haber Gazetesi eğitime yönelik tüm çalışmaları destekler". Eğitim dediğimiz şey, hayat boyunca hiç bitmeyecek bir olgu.

Esen Altuğ – Hepimiz sürekli öğreniyoruz. Nerede, hangi makamda olursanız olun, hep birbirimizden öğreneceğimiz çok şeylerimiz var.

Haber – Türkçe ortak kaygımız. Bir son-raki nesiller için Türkçe önemli. Türkçe'nin öğretilmesi birkaç faktöre de bağlı. Sadece bi-zim sahiplenmemizle de olmuyor. Bütün Türk toplumu elbirliği yaparak sahiplenmemiz şart.

Esen Altuğ – Bu konuda size katılıyorum, Türkçe'ye gereken hassasiyeti göstermek ge-rekiyor. Aile, Sivil Toplum Kuruluşları, eğitimci-ler, işadamları, politikacılar; ortak adım atarak, kurslar düzenlemek suretiyle çocuklarımıza Türkçe öğretilmelidir.

Haber – Siz, göreviniz süresince toplumun her kesiminin teveccühünü kazandınız. Bunu toplumun her platformunda sürekli duyuyo-ruz. Sizin olmadığınız ortamlarda da biz sürekli duyuyoruz; sizin gibi bir diplomatın nadir bu-lunduğu şeklinde...

Esen Altuğ – İşadamları, siyasiler, basın, STK temsilcileri olarak bana hep destek oldu-nuz. Ne yaptıysak sizler sayesinde oldu. Hepsi bana yakın davrandı. Hiç birşey tek taraflı ol-muyor, karşılıklı iletişimle oluyor.

Haber – Sizden evvel alışılmış, klasik, hantal

alışkanlığı baya artmış mesela farkettim ki. Haber – Evet, farklı medya projelerimiz

var. Son 1,5 yıldır görsel prodüksiyon işiy-le de uğraşıyoruz. Zaman içerisinde pro-mosyonel şirket tanıtım filmleri, klipler de çektik, çekmeye de devam ediyoruz. Web televizyonculuğu alanında da çalışmala-rımız olacak. Ürünleri de çeşitlendirelim istiyoruz. Sadece yazılı değil, görsele de ağırlık vermek istiyoruz. Önümüzdeki ay-larda sosyal medyaya ağırlık vererek de-vam edeceğiz. Şu an itibariyle aylık belli sayıda haber üretme hacmimiz var. He-defimiz haftalık sayıyı artırmak ve günlük haber üretebildiğimiz bir sisteme geçmek. 2012 yılı bitmeden de, haftalık bir gazete olmayı hedefledik.

Kütüphaneler, hapishaneler, sağlık merkezleri, huzurevleri gibi yerlere, he-nüz dar kapsamlı olsa da, postayla gazete

ulaştırıyoruz. Gazetemizin bazı köşeleri artık markalaşmaya başladı. Özellikle ‘Ye-mekname’ köşemiz oldukça ilgi görüyor. Ekim'den itibaren bilhassa kadınlarımıza yönelik "Moda ve Hayat" başlıklı yeni bir köşe başlıyoruz.

Esen Altuğ – Bundan sonraki yayın ha-yatınızda sizlere başarılar diliyorum.

Haber – Biz de size yaşamınızda ba-şarılar, mutluluklar ve sağlıklı bir ömür temenni ediyoruz.

ESEN ALTUĞ: "Sizler, toplumumuz adına çok iyi bir hizmeti ifa ediyorsunuz."

HABER'in Aralık 2009'da 1. sayısındaki manşete Esen Altuğ ilham vermişti.

Page 5: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER8 9OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 8

LASTMINUTEFırsat dediğin böyle olur

✆023-751 06 06

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLA

BAŞLAYAN FİYATLARLA

BAŞLAYAN FİYATLARLA

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

VERGİLER DAHİLDİR

VERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLA

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

VERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLAVERGİLER DAHİLDİR

BAŞLAYAN FİYATLARLA

İnanılmazFırsatlar

€59’dan

.com

Şimdi ÜcretsizCorendon App

Meram, Nazar ve Sarnıç'tan Somali'ye derman

Son 60 yılın en büyük kuraklığının yaşandığı ve her gün çok sayıda insanın öldüğü Afrika için bir anlamlı yardım da Hollanda’daki işadamlarımızdan geldi.

Ramazan ayı boyunca Meram Resto-ranların Rotterdam ve Amsterdam'daki 5 şubesi ile Nazar ve Sarnıç restoranlar; ramazan ayı boyunca işyerlerine koyduk-ları yardım sandıkları aracılığıyla Afrika'ya toplam 41 bin Euro yardım topladılar.

Rotterdam Meram Restoran'da dü-zenlenen basın toplantısında, Meram Restoranlar zinciri Yönetim Kurulu Baş-kanı Erdoğan Yüce, Nazar Restoran Sahi-bi Murat Bayka, Sarnıç-Osmanlı Restoran Sahibi Burak Erkan, Hollanda Somali Vakfı (NEDSOM), Rotterdam Anakent Belediye Meclis Üyesi Zeki Baran, işadamları, STK temsilcileri, Güney Hollanda Eyalet Meclis Üyesi Bahattin Erbaş, Meram temsilcileri Ahmet Saygı, Cemal Şimşek, Hasan Tanyeri, Fuat Özdemir ile çalışanları hazır bulundu.

Meram Restoranlar zinciri Yönetim Ku-rulu Başkanı Erdoğan Yüce, "Meram resto-ran çalışanları olarak 41 bin olan rakamı 51 bin Euro’ya tamamladık. Yardım inisiyatifi-ni bizlere Yusuf Öztürk ve Harun Duran adlı arkadaşlar verdi. Biz de bu yardım projesini işyerlerimizde hayata geçirdik. Emeği ge-çen ve yardımda bulunan herkese buradan teşekkür etmek istiyorum.” dedi.

Törende bir konuşma yapan UETD Hol-landa Başkanı ve CORDAID Vakfı yöneticisi Veyis Güngör, “Köklü bir medeniyetin ço-

cukları ve temsilcileri olan Türk insanı, dünyanın ne-resinde olursa olsun, yar-dıma muhtaç insanlara her zaman yardıma koşar. Hol-landa'daki Türk toplumu, Afrika'daki yardıma muh-taç insanlara yardım elini uzatarak, örnek bir davra-nış sergilediler. CORDAİD yardım kurumu, toplanan yardımı üçe katlayarak, 150 bin Euro’ya tamam-layacak. Toplanan yardım Afrika'ya gönderilecek” açıklamasında bulundu.

Meram, Sarnıç-Osmanlı ve Nazar restoranların yanı sıra Dünya Süper-market, Ado Zorg, Sultan Fırını, Şehzade

Restoran, kitaplarının gelirini tamamen Afrika'ya bağışlayan Bülent Türker de ay-rıca katkıda bulundular.

HOLLANDA'DA "TERÖRE LANET, ASKERE DESTEK" GÖSTERISI

Her geçen gün ve Anavatan Türkiye’de hain bölücü terör saldırıları sonucunda ve-rilen şehitlerimiz için ‘Teröre Lanetliyoruz’ adında miting düzenlendi. Rotterdam Vis-serijplein Meydanı’nda düzenlenen ‘Terörü Lanet Mitingi’ne yağmura rağmen, çok sayıda vatandaşımız katıldı.

Program, şehitlerimiz için 1 dakika saygı duruşu ve dua edilmesinin ardından İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan proğram esna-sında polis geniş güvenlik önlemleri alırken, gösteriler sırasında vatandaşlar, soğukkanlı-lıklarını korudu. BARIŞ GÜVERCINLERI UÇURULDU

Hatice Keklik, Nuray Murat, Gülhan Kay-han, Nermin Tecim adlı vatandaşlarımızın ini-siyatifiyle düzenlenen ve yaklaşık 2 saat süren mitingde, ‘Terörün sona ermesi, masum as-kerlerimizin şehit edilmemesi temennisiyle’ gökyüzüne güvercinler bırakıldı.

Delfshaven ilçe belediye meclis üyesi Burhan Koçak mitingde yaptığı konuşmada, “Türk milleti olarak hiç kimseye boyun eğ-medik. Terörün dini, rengi olmaz. Bu şekilde hareket etmekle bizleri yıldıramazlar. Nor-veç’teki terör olayında hayatını kaybedenleri buradan anmak istiyorum.” dedi.

50.000

euro'yu aştılar

Hollanda yardım kuruluşu CORDAID,

toplanan yardımı üçe katlayarak

150.000 euro'ya çıkaracağını ilan etti.

Somali'ye yardım konusunda maddi ve manevi her türlü yardımda bulunan

ve HABER Gazetesi'nin 'Ekim ayının Okuru' ilan ettiği Erdoğan Yüce, bunun daha ötesine gitti ve Somali'de muhtaç insanlara bizzat yardıma koştu. Bu ha-

reketi Hollanda'daki vatandaşlarımız tarafından takdirle karşılanan

Erdoğan Yüce, Somalili çocuklara gıda yardımını bizzat yaparken görülüyor.

Somali'de pek yakında Somali Cumhurbaşkanlığı himayesinde kurulacak bir hastane için de Meram CEO'su Erdoğan Yüce'nin finansal katkıları konuşuluyor.

Veyis Güngör is advisuer van SMHO (Samenwerkende Moslims Hulp Organisaties) in Amsterdam. Tevens is hij voorzitter van UETD Nederland (Union of European Turkish Democrats).

Uzun bir zamandır hazırlıkları yapılan Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. Yıl kutlamaları hemen hemen baş-ladı. Gelişmeleri yani hazırlıkları başın-dan bu yana takip etmeye gayret ettim. Kutlamalarla ilgili, bir çok kurum, kuru-luş ve kişinin gayretleri, soruları hatta sorunlarıyla muhatap oldum. Bize ula-şan tüm bilgileri, 400. Yıl kutlamalarına gönül veren Türk ve Hollandalı dostlarla zaman zaman değerlendirdik. Özellik-le Hollanda cephesinde yapılan 400. Yıl kutlamalarına hazırlık toplantıları ve etkinlikleri yakından takip edip, rapor-ları analiz ettik. 400. Yıl kutlamalarında bir sendengeçti olan Mehmet Tütüncü ile, Hollanda resmi makamlarının 400. Yıl kutlamaları ile ilgili en üst düzeydeki bürokratıyla yüz yüze görüştük. Zaman zaman Lahey Büyükelçiliğimizin ilgili bü-rokratıyla telefonla fikir alışverişi yaptık. 400. Yıl kutlamaları hazırlıkları çerçeve-sinde Türkiye’den Hollanda’ya gelen özel teşebbüs temsilcileriyle de birlikte olduk. Bütün bunlara rağmen, 400. Yıl kutlama-larının hazırlık çalışmalarında, hem Hol-landa hem Türkiye tarafındaki hazırlıklar esnasında cevaplamakta zorlandığımız bir çok soru var.

Önce bir tesbit. 400. Yıl kutlamalarının hazırlık çalışmalarının ilk başlarında, Hol-landa tarafı, Hollanda’da yaşayan ve sayı-ları 400 bine ulaşan Türklerin sözkonusu kutlamalara etkin katılmaları yö-nünde bir hayli zorlandı. Ancak iki ülkenin, özellikle Ankara’da yapılan dışişleri bakanları gö-rüşmelerinde, Türkiye tarafı, Hollanda’daki Türk vatan-daşlarının kutlamalara katıl-ması hususunda ısrarcı oldu. Zorakide olsa, proto-kola ‘kutlamalara Hollanda’da ya-şayan Türklerin etkin katılım-larının sağlan-ması’ ibaresini koydurdu. Tür-kiye bu cümleyi koydurdu koy-durmasınada, pratikte bu uygulama nasıl gerçekleşiyor? Hollandalı Türkler etkinliklere aktör olarak mı, seyirci ola-rak mı katılacaklar, iler-leyen aylarda göreceğiz.

Şimdi gelelim 400. Yıl etkinliklerinin kut-lanmasına. 400. Yıl kut-lamaların genel olarak iki yönü görünmekte. Birincisi, resmi prog-ramlar; Hollanda-Türkiye arasında yapılacak resmi programlar ve etkinlikler. Diğeri ise, sivil toplum örgütlerinin de yer ve rol aldığı kutlamalar. Birinci bölüm, bizi çok fazla ilgi-lendirmiyor. İki devlet ne yaparsa zaten göreceğiz

ve duyacağız. Ancak kutlamaların ikinci yönü bizi çok yakından ilgilendirmekte.

Evet hep birlikte, 400. Yıl kutlamaları-nın ikinci bölümünün Hollanda’daki ha-zırlık çalışmalarına bir göz atalım. İkinci grupta, yani devlet programları dışında yapılacak etkinlikleri yönetmek için kar-şımıza iki ana kurum çıkmaktadır. Bunlar: Türkiye Enstitüsü ve kısa adı SICA olan, Uluslararası Kültürel Etkinlikler Vakfı. Her iki kurumda Hollanda hükümeti tarafın-dan 400. Yıl kutlamarıyla görevlendirilmiş kurumlardır. Hatta bünyelerinde, 400. Yıl kutlamaları için mi bilmiyorum, Türkçe konuşan görevliler de var.

Kutlamalarda Türkiye Enstitüsü’nün rolü, sosyal girişimleri koordine etmek, planlama, tavsiyelerde bulunma, kuruluş-lar ve benzer projeler arası ilişkiler kurma olarak tanımlanmakta. Mevcut ve gele-cekteki Türkiye Hollanda ilişkileri 400. Yıl kutlamalarının odağını oluşturmakta. Bir başka nokta ise, Hollanda’da Türklerin de var olduğunu görünür hale getirmek.

SICA’nın kutlamalarda üstlendiği gö-rev, daha çok kültür, sanat projelerinin fi-nansı, gerçekleşmesi yönündedir. SICA’nın elinde kutlamalarla ilgili yaklaşık 200 pro-je müracatı bulunmakta. Ortada doğru dürüst fon olmadığı için, bu projelerin ancak 30 veya 40’ı fonlanabilecek. Bu-nun için aktif bir şekilde proje duyurusu yapılmamış.

Elimize ulaşan yazışmalarda Hollanda’nın 400. Yıl kutlamaları için yak-

laşık 1.7 milyon euro ayırdığı, ancak bu-nun önemli bir bölümünün resmi prog-ramlar için harcanacağı yazmaktadır. Bunun haricinde Utrecht’teki FORUM:

Çok Kültürlü Toplum Kurumu’nun ida-re edeceği ve küçük ölçekli projeler için

de bir fon oluşturulmuştur.Bilindiği gibi, 2005 Fas-

Hollanda, 2006 Avusturalya – Hollanda ve 2009 yılı ise Amerika-Hollanda iliş-kilerinin 400. Yılı olarak

görkemli bir şekilde kutlanmıştı. Bizim şan-sızlığımız, iş başındaki hükümetin dışarıdaki ortağının bu işlere sı-cak bakmaması ve Avrupa genelinde bir

ekonomik krizin yaşan-masıdır. Siz buna bir de,

Hollanda’da hibelerin da-ğıtılmasında eş, dost yani modern uslupla netwerk çalışmasını eklerseniz, bizim kurum ve kuruluş-larımızın var olan imkan-lardan yararlanmaları bir hayli zor görünüyor. İşte 400. Yıl kutlamalarının Hollanda tarafı özetle böyle. Kutlamaların bir de Hollanda’daki Türk tarafı var. Orada durum nasıl? Netwerk sistemi orada da var mı? İsterse-niz bu soruların cevabını bir başka yazımızda ele alalım…

400. YIL HAZIRLIKLARININ HOLLANDA TARAFI

Bilindiği gibi, 2005 Fas-Hollanda, 2006 Avusturalya – Hollanda ve 2009 yılı ise Amerika-Hollanda ilişkilerinin 400. Yılı olarak görkemli bir şekilde kutlanmıştı. Bizim şanssızlığımız, iş başındaki hükümetin dışarıdaki ortağının bu işlere sıcak bakmaması ve Avrupa genelinde bir ekonomik krizin yaşanmasıdır. Siz buna bir de, Hollanda’da hibelerin dağıtılmasında eş, dost yani modern uslupla 'netwerk' çalışmasını eklerseniz, bizim kurum ve kuruluşlarımızın var olan imkanlardan yararlanmaları bir hayli zor görünüyor.

VEYİS GÜNGÖR [email protected]

Page 6: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER10 11OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011

Bütün bunlar hazırlanırken IOT başta olmak üzere bizim özörgütlerimiz bizleri ve bizim haklarımızı nasıl savunuyorlar. Hiç ses ve seda yok maalesef. Bu kuruluşlarımızı canlandırmak ve çalıştırmak bizim vatandaşın işi. Onları tekrar eski heyecana döndürmek bizden geçecek. Kendi iç sürtüşmelerini bir yana bırakıp kendilerini yenileyip insanlarımızın haklarını savunmaya geri dönsünler. Bizleri zor günler bekliyor ve zor günlerde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Haydi IOT iş sizde başlıyor.

AYHAN TONCA [email protected]

Sizlere geçen yızımda sıcak bir son bahar olacağını söylemiştim. Amma bu kadar da sıcak olacağını hiç tahmin edememiştim. Bu eylül ayının son günlerinde ve ekime gire-ken yaz günlerinde yaşamadığımız sıcak günleri yaşıyoruz. Tabii ki ben bu sıcaklığı kastetmemiştim. Ben si-yasette gelecek olcan sıcak günler-den bahsetmiştim. Bu sıcak günler de bize bedavadan geldi. Bu günleri iyi değerlendirdik sanıyorum. Biraz da olsa ruhumuza sıcaklık ve neşe ge-tirdi. Belki de bu gerekiyordu bizlere; çünkü güneş görmeye görmeye in-sanlar bir depresyona doğru gidi-yor. Hele hele bu siyasetteki sı-cak günlere doğru yaklaştıkça.

Sıcak günlerin startı geçen-lerde hükümet programının açıklanmasıyla verildi. Önü-müzdeki yıl yani 2012'de Hollanda'da herkes ortalama alım gü-cünde bir gerileme yaşayacak. Bu tabii hükemetin 18 mil-yar euro kemer sıkma politakasın-dan dolayı. Ekono-mik ve Euro krizi bu kemer sıkmayı belki de daha da ço-ğaltabilecek. Bunu da önümüzdeki ay-lar gösterecek.

Bu hükümetin kısıtlamalarına bir de yerel belediye-lerin kemer sıkma politikaları eklene-cek. Belediyelerin bü-yüklüğüne göre kısıtla-nacak rakamlar az veya çok. Bu kemer sıkma politikalarının tamamı 2012 yılının zor bir yıl olacağını gösteriyor. Bir de her yerde krizden dolayı işten çıkarmalar eklenince in-sanlarda gelecek için karamsar bir tablo görünüyor.

Bu karamsar tablo bizim toplumumuz daha da etkileye-cek. Çünkü bizler dar gelirli ve ödenek alanlar arasında oran olarak daha çok temsil ediliyo-ruz. Bu kısıtlamalar bizim öde-

nek alan ve çalışan insanımızı daha çok etkileyecek. Birkaç örnek verelim. Hastalık sigortalarının primleri 10 ile 30 euro arası yükselecek eigen risico diye adlandırılan kendimizin ekstra ödeyeceğimiz meblağ € 170'den, € 220'ye yükselecek. Dar gelirlilere vergiden dönen hastalık sigorta primi ödeneği azaltılacak. İkinci çocuktan sonrası çocuk parası ve vergiden alı-cak ek masraflar ve Türkiye'de çocu-ğu olanlara kısıtlamalar var. Yaşlıların yeterli ödenek alamayanlara yapılan ek yardım ödeneklerinde kısıtlamalar

var. Yurt dışına gönderilen ek öde-neklerin kesilmesi gündemde.

Bunlar yürürlüğe konulması istenilen bazı kararlar.

Bütün bunlar hazırlanır-ken IOT başta olmak üzere bizim özörgütlerimiz biz-

leri ve bizim haklarımızı nasıl savunuyorlar.

Hiç ses ve seda yok maalesef. Bu kuruluşlarımızı canlandırmak ve çalıştırmak bizim vatandaşın işi. Onları tekrar eski heyecana döndür-

mek bizden geçecek. Kendi iç sürtüşme-lerini bir yana bı-rakıp kendilerini yenileyip insanla-rımızın haklarını savunmaya geri dönsünler. Biz-leri zor günler bekliyor ve zor

günlerde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Haydi IOT iş sizde

başlıyor.Unutmadan kurba-

nınızı Hollanda'da kes-miyorsunuz değil mi? Bu

sene Hollanda'da kur-ban kesimi yok , ku-rum ve kuruluşlar aracılığıyla Türkiye,

Somali, Kırım gibi ül-kelere gönderiyoruz! Herkese bu kampan-yayı yayın lütfen !!!

SICAK SON BAHAR

Drs. Ayhan Tonca is Programmaleider Grote Steden Beleid Provincie Overijssel. Tevens is hij CDA raadslid Gemeente Apeldoorn. Daarnaast actief (geweest) in vele landelijke zelf organisaties.

GSM

:+31 624 20 51 02

MİNİ-BLOG

Kendini geliştirmeli insan. Hem kendisi için hem başka-ları için hem de dünya için iyi bir insan olmak istemeli. Siz teksiniz ama bu dünyanın ve insanlığın bir parçasısınız yani aslında bunu yapmanız, şart olmasa da bir görev. Ben deği-şemem, ben zaten böyleyim, can çıkar huy çıkmaz gibi cüm-leler kuru kalabalık. Kendini geliştirmek istemek, bunun için çabalamak ve bunu yapabilmek başlı başına bir yürekliliktir aslında. Çünkü kendinizi geliştirmek istiyorsanız kendininiz ve çevrenizin kıymetini biliyorsunuz demektir. Hz. Ali şöyle der: Sen, kendini ufak bir nesne sanırsın, halbuki sende koca bir nesne dürülmüşsündür.

Kendinizi geliştirmek istiyorsanız ilk önce kendinizi ta-nımalısınız. Çünkü kendini tanımadan kendini bilemez in-san. Benim kalitelerim neler, yeteneklerim neler, ya da zayıf noktalarım nedir diye düşünüp kendini analiz etmeli insan. Ardından karakterinizi bir derleyip toparlamalısınız. Kötüyü iyiye çevirmek için gayret etmelisiniz. Kendinizi iyi tanımadan, istediğiniz ve severek yapacağınız bir uğraş veyahut iş bula-

mazsınız; kendiniz ve insanlık için iyi bir in-san olamazsınız. Peygamber efendimiz s.a.v. boşuna ‘kendini bilen rabbini bilir’ dememiştir. Başkalarının sizi yargılama-sını istemiyorsanız, mükemmel insana yani İnsan-ı Kamile ulaşmak istiyorsanız ilk önce kendi kendiniz yargılayın. Yani aynayı kendinize, her zaman kendiniz tutun!

bütün hayatın boyunca kendi aynanı kendin tutMakbule Orman

Vijf dagen per week tussen 7.00 en 19.00 uur 52 weken per jaar

Kinderopvang mogelijk voor één of meer dagdelen.

Binnen onze opvang doen we veel aan muziek en dans, lezen en taalontwikkeling.

Ook besteden we veel tijd aan buitenspelen en sporten.

Vers fruit, Halal voeding, broodmaaltijd en activiteiten zijn bij de opvang inbegrepen.

Indien gewenst geven we opvoedingsondersteuning.

Gratis hulp en advies bij het invullen van aanvragen voor belastingdienst en

sociale dienst.

Kinderopvang voor kinderen van 0-13 jaar

INFORMATIE:

Afdeling Kindplaatsing, Aelbrechtskade 200

(010) 244 58 74 / [email protected]

www.kinderopvanghefgroep.nl

0-13 Yaş Grubu Çocuk Bakımı

52 hafta boyunca, (Pazartesi’denCuma’ya kadar) haftada 5 gün, saat 07.00 ile 19.00 arası.

Çocuk bakımı günün degişik saatlerine ayarlanabilir.

Çocuk bakımında ağırlıklı olarak müzik, dans, okuma ve dil gelişimi dersleri verilmektedir.

Ayrıca çocukların dışarıda oynamasına ve spor eğitimine çok (önem veriyoruz) zaman ayırıyoruz.

Taze meyve, helal gıda ve ekmek arası yiyecek, tarafımızdan karşılanmaktadır.

Gerektiğinde ebeveynlere ‘Terbiyeli Çocuk Yetiştirme’ desteği de veriyoruz.

Vergi Dairesi (belastingdienst) ve belediyeye, Sosyal Ödenek (sociale dienst) için başvuru formülü ile alakalı yardımda bulunuyoruz.

Sizi tanıyabilir mi-yiz?

Ingo Veels.Nerede çalışıyor-

sunuz?Büyükşehir Beledi-

yesi Sosyal Güvenlik Ku-rumu (Refah politikası) ve çocuk bakım sektö-ründe Rotterdam’da büyük bir kuruluş olan Hefgrup da genel mü-dürlük görevini sür-dürmekteyim.

Ekonomik kriz sebebiyle her alanda kemer sıkma politika-sı var, siz bu konuda nasıl tedbir uygulu-yorsunuz?

Devlet çocuk bakı-mı masraflarına daha az destek verdiği için çocuk bakımı, çalışan ve eğitim yapan ebeveynler için daha da pahalı oluyor. Rotterdam’da, refah po-litikası (Welzijn) yönünde 50 milyon euroluk kısıtlama yapıl-maktadır. Ne gariptir ki 50 mil-yon euronun üçte ikisi mahalle evlerinde verilen temel hizmet-lerden kesilecektir.

Rotterdam Belediyesi, 2013 senesinde, bakım ve refah po-litikası için yapılacak hizmetle-rin organizesi için, kurum veya şirketler tarafından sunulacak teklifler doğrultusunda iş yapa-caktır. Burada dikkati çeken iki şey vardır:

Birincisi: Bu teklifler daha iki sene öncesinden toplu taşı-ma araçlarında ve evde bakımda daha iyi hizmet vermek yerine büyük sorunlar oluşmuştu.

Ikincisi: Semtlerdeki halk ev-leri, yapılan hizmetlerin/faliyet-

lerin organizesini üstlenecektir. Halbuki halk refahı konusunda senelerdir tecrübe sahibi olan refah kurumları (halk ile iç içe olmalarından dolayı), kültür farklarını bilme konusundaki tecrübeleri yok olmaya yüz tut-maktadır.

Evde bakımın kötü tecrü-belerini gördük, peki vatan-daşlar için refah politikasında neler değişecek ?

Genç ve yaşlı için daha az aktiviteler olacak. Peki Delfsha-ven’daki iyi organize olmuş ya-bancı kuruluşlarına ne demeli? Bunlar artık bazı aktivitelerinde destek görmeyecekler. Artık halk evleri (buurthuizen) olmazsa, çocuklar ve gençlerle yapılan bir çok faaliyet dışarıda yağmur al-tındamı yapılacak? Refah demek, sorunları önlemek demektir. Ne demişler, ‘Sorunları önlemek te-davi etmekten daha iyidir.’ Ve ben buna tamamen katılıyorum.

ADVERTORIAL

HOLLANDALILARA MEVLANA HOŞGÖRÜSÜ

Her yıl Eylül ayının son haftası dü-zenlenen ‘Rotterdam Zuidwijk Sokak Festivali (Zuidwijk Spektakel)’ne ilgi beklenenin üstünde oldu.

Festivalin Türklere yönelik organi-zasyonunu üstlenen İsmail Erdurmuş, “Son 4 yıldır sürekli tertip edilen festi-valde, değişik milletlerden müzik, dans, tiyatro grupları, 2 gün boyunca hüner-lerini sergilediler. Bu seneki festivale Hz. Mevlana’nın höşgörüsünü Hollandalı dostlara da yaşatmak adına semazen gösterisi sergiledik. Öte yandan kaside ve ilahi seslendiren Yusuf Meral’da Türk ve Hollandalılardan beğeni topladı.” şeklinde konuştu.

Dordrecht Kütüphanesi’nde, 11.11.2011 tarihinde ‘Şiir Akşamı’ dü-zenlenecek. Stichting Wezenlijk- Gönül Vakfı aynı zamanda dünya göğüs kanse-rine de aynı akşam özel desteklerini ilan edeceklerini duyurdu. 10 Euro gibi cüzi katkı payının talep edileceği akşama yak-laşık 50 ile 75 kişinin katılımı bekleniyor. İşadamları ve Rotary Kulübü üyelerine de sunulan projeye destek isteyen Stich-ting Wezenlijk Başkanı Hülya Çelik şunları söyledi:

“Biz, sanatsal faaliyetler yaparak vakfa gelir elde etmek istiyoruz. Önü-müzdeki günlerde yapacak olduğu-muz kampanya ‘Göğüs Kanseri’ ile alakalı. Bu faaliyete katılan insanlar 10 – 15 euro katılım payı ödeyecek-ler. Elde edilen gelirler ‘Stichting Pink Ribbon aracılığıyla değerlendirilecek.”

“Öte yandan şirket sahiplerine spon-sorluk teklifi de götürüyoruz. Yapacağımız çalışmalarda o şirketin tanıtımını yapmış olacağız. İlk projemizde şiir kitabı çıkar-maya karar verdik. ‘Sultanların Aşkı’ adın-da yayınlanacak olan şiir kitabında Demet Adıgüzel’in fotoğraflarından yararlanaca-ğız. Yayınlanacak olan bu kitabın gelirleri de Pink Ribbon’a aktarılacak.”

“Sosyal bağlantıyı güçlendirmek istiyoruz”

Hülya Çelik Demet Adıgüzel

[email protected]

NE DEDILER?HOLLANDA'DA KURBAN IÇIN

LATİFE UĞUR (44) Hukukçu, Leiden

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Kurban parasını Diyanet aracılığıyla fakirlere gönder-meyi düşünüyorum. Oğlum içinde İslamic Relief diye bir kurum aracıyla bir fakir memlekete göndermeyi düşünüyorum.Daha önce kurban parası yolladınız mı? Nereye?Kurbanımı her sene hemen hemen kestim. Dini göre-vimizi yaşamak, aileme ve çocuklara bu güzel havayı tattırmak için. Dinimiz unutulmasın ve dini görevimizi biz büyükler yapıyoruz..Siz küçükler bizden örnek alıp ve dinimizi bizden sonrada yaşatsınlar diye.Helal kesim yasağı yürürlüğe girdiğinde ne yapmayı düşünüyorsunuz?Hükümetin getirdiği helal kesim yasaklanmasından etkilenmedim çünki İslam kurumları buna bir çare bulacağından eminim. Bir yolunu bulup, kurbanları-mızı mutlaka kestirebileceğimizi ümit ediyorum. Bu sene 1 kurban bedelinin kac euro oldugunu biliyor musunuz? Kurban bedeli bu yıl Diyanet’ten duyduğum ka-darıyla 150 euro.

ŞÜKRAN SUNA (38) Araba Kurs Hocası, Rotterdam

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Her sene olduğu gibi bu yılda kurban keseceğiz inşallah. Kıtalararası İnsani Yardım Vakfı (HMİ), Medet Vakfı aracılığıyla dünyada ihtiyacı olan ülkelere göndereceğiz. Helal kesim yasağı yürürlüğe girdiğinde ne yapmayı düşünüyorsunuz?Hükümetin helal kesim konusundaki yasak politikası bizi asla etkilemedi, bunun bize etkisi olmadı. Bu sene 1 kurban bedelinin kac euro oldugunu biliyor musunuz? Dünyadaki ekonomik krizden dolayı bu yıl kurban fiyatlarının artmış olabileceğini düşünüyorum. 120 euro diye biliyorum. Başka yerlerde 150 euro ve daha fazla ra-kamlar olduğu duyumunu alıyoruz. Kurban bir ibadet, bu yüzden değer veriyoruz. Bu yüzden kendimize kestiğimiz gibi çocuklarımıza da kesiyoruz.

BİRCAN BİLGİ(42) Menajer, AlmeloKurban kesecek misiniz? Nerede? Burada kurban kesmiyorum, hiçbir zamanda kesmedim, israf olarak görüyorum. Daha önce kurban parası yolladınız mı? Nereye?Kurban parasıını Türkiye’ye gönderiyorum çünkü orada sadece kurbandan kurbana et yiyebilenler var. Kurbanımı tabiki kendi memleketime, Türkiye’ye göndereceğim. Kendi vatandaşımın ihtiyacı var iken başka ülkeye göndermeyi düşünmüyorum. Helal kesim yasağı yürürlüğe girdiğinde ne yapmayı dü-şünüyorsunuz?Hükümetin helal kesim yasağıyla ilgili politikası aslında bu soru bana geçerli değil ama, eğer burada kesseydim helal kesim ya-saklaması bana göre etkili olmazdı. Bu sene 1 kurban bedelinin kac euro oldugunu biliyor mu-sunuz? Kurban parası gönderdiğin ülkeye göre değişiyor. Somali’de 50 eurodan başlarken diğer ülkeler 150 eu-roya kadar çıkabiliyor.

ALİ ARSLAN (32) Turizmci, Utrecht

Kurban kesecek misiniz? Nerede?Evet. Kurban bayramı için Türkiye gideceğim, orda ailemle beraber kurban kesmeyi dü-şünüyorum.Bu sene 1 kurban bedelinin kaç euro olduğunu biliyor musunuz? Türkiye’de 250 euro civarında olduğunu biliyorum. Burada kur-ban parasını gönderirsen 100 euro civarındaymış.

AYŞE BARAN (38) Maliye Müfettişi, Barendrecht

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Kendimiz kesmeyeceğiz, ama göndereceğiz, bü-yük bi ihtimalle HMİ’ye vereceğiz. Kurbanımızı bugüne dek Hollanda’da hiç kestirmedik. Sade-ce büyüklerimiz kestiklerinde gördük. Daha önce kurban parası yolladınız mı? Nereye? Bazen Türkiye’ya gönderdiğimiz oldu, yakın-larımızdan, ihtiyacı olanlara kurban gönderdi-ğimiz oldu. Ama yardıma muhtaç ülkelere de çoğunlukla gönderdik. Bu yıl da büyük olasılıkla yoksul ülkenin birine göndereceğiz. Helal kesim yasağı yürürlüğe girdiğinde ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Helal kesim yasağı bizi etkilemedi, daha once de hep yurt dışına gön-derdiğimiz için. Bu sene 1 kurban bedelinin kac euro oldugunu biliyor

musunuz? Bu yıl yoksul ülkelerde kurban

fiyatlarında artış olduğunu duy-duk. Bu nedenle bu yıl kurban parasının 120 euro olduğunu duyduk.

SELAMİ KAPLAN (51) İşçi, Hilversum

Kurban kesecek misiniz? NeredeBu sene Hollanda'da burada kurban kesmeyi düşünmüyorum. Kurban parasını göndermeyi düşünüyor musunuz? Hangi ülkeye gön-dermeyi düşünüyorsunuz?Kurban parasını Somali’ye göndermeyi düşünüyorumKurban parasını gönderme konusunda, hükümetin ge-tirdiği helal kesimi yasaklaması etkili oldu mu?Oldu tabii, ama o yasa tam yürürlüğe girdi mi bilmiyorum. Zannedersem henüz yürürlüğe girmedi.Bu sene 1 kurban bedelinin kaç euro olduğunu bi-liyor musunuz? 110 euro civarında sanırım, ülkeden ülkeye değişiyor.

HACI BAYRAM SAVRAN (51)İşsizlik ödeneği alıyorum, Arnhem

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Evet kurbanı Hollanda’nın Arnhem şehrinde kesi-yorum. Daha önce kurban parası yolladınız mı? Nereye? Daha önceleri Afganistan, Pakistan ve Azerbay-can gibi ülkelere yolladım.Helal kesim yasağı yürürlüğe girdiğinde ne yapmayı düşünüyorsunuz? Türkiye’ye akrabalarıma yollamayı düşünü-yorum.Yasak konusunda birşeyler yapmayı düşü-nüyor musunuz? Birşeyler organize edilip protesto edilse güzel

olur. Ben de desteklerim. Yapıl-ması gerekiyor. Yasağa karşı yeterince tep-

kiler var mı? Maalesef kimseden

tepki göremiyorum ve üzülüyorum. Birşeyler yapılması gerekiyor.

MAHMUT YAZICI (48) Ibn-i Sina thuiszorg/Zorggroep Solis, DeventerKurban kesecek misiniz? Nerede? Kurban elbette keseceğim ve IHH kurumuyla Somali’de kes-meyi istiyorum.Kurban parasını göndermeyi düşünüyor musunuz? Elbette, Somali’de kestirmeyi düşünüyorum ve inadına So-mali diyorum.Hükümetin getirdiği helal kesimi yasaklaması etkili oldu mu? Ben ne pahasına olursa olsun kurbanın bu ülkede değil de daha fazla ihtiyaç sahibi olan ülkelerde kesilmesi taraftarıyım.Bu sene 1 kurban bedelinin kaç euro olduğunu biliyor musunuz? Biliyorum ama hangi kurum ne fiyata kesebileceği önemli değil. Bugüne kadar hep IHH ile gönderdiö ve memnun kaldım. Mavi Marmara’dan sonra inadına IHH diyorum.

İBRAHİM ÇİTİL (45) Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı, Amsterdam

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Evet, imkanlarım elverdiği müddetçe her yıl üzerime vacip olan Kurbanı keseceğim. Vekalet verip kurbanımı Somali'de kestireceğim .Kurban parasını göndermeyi düşünüyor musunuz? Evet, düşünüyorum hatta IHH’nın Kurban kampanyası başlar başlamaz hemen hesaplarına yatırdım.Hangi ülkeye göndermeyi düşünüyorsunuz? Bu yıl ilk defa Somali’deki ihtiyaç sahiplerine göndereceğim.Kurban parasını gönderme konusunda, hükümetin getir-diği helal kesimi yasaklaması etkili oldu mu? Mutlaka onunda etkisi oldu. Diğer taraftan inancımız gereği ihtiyaç ve muhtaçları düşünerek, onların sıkıntılarınıgidermek amacıyla vekalet verip ora-da kesilmesinin daha uygun olacağını ailecek kararlaştırdık. Bu sene 1 kurban bedelinin kaç euro olduğunu biliyor musunuz?Biliyorum ama kurban kesmek dini-mizin bir emri olduğu için bedelinin ne kadar olduğunu önemsemiyorum. Önemli olan ihtiyaç sahibi kardeşleri-mizin yanında olmak, onları anlaya-bilmek.

ADEM BAL (48) İşadamı, Arnhem

Kurban kesecek misiniz? Nerede? Evet tabii ki keseceğiz. Yurtdışına göndermeyi düşünü-yoruz. Oradaki insanların daha çok ihtiyaçları var. Somali ve ya Türkiye olur.Hükümetin getirdiği helal kesimi yasaklaması etkili oldu mu? Oldu. Bu karar Hollanda’dan çok para gitmesine sebep olur diye düşünüyorum.Hollanda’da helal kesim yasası yürürlüğe girince he-lal eti nerden temin etmeyi düşünüyorsunuz?Belçika ya da Fransa’yı düşünüyoruz.Yasağı engellemek için özörgütler yete-rince çaba saffettiler mi sizce?Biz burada hemen hemen herkese ulaştık ama öyle görünüyor ki, yine de yeterli değil. Tekrardan inanç hakkının te-mel bir hak olduğu bu parlamenterle anlatılmalı.

ERDAL AKTARAN (37) Hukukçu, Amersfoort

Kurban kesecek misiniz? Nerede?Bu sene kesmeyi düşünüyoruz, her sene yapmıyoruz, genelde kurban parası gönderiyoruz. Ancak bu sene Hollanda'da da kestirmeyi düşü-nüyoruz.Kurban parasını göndermeyi düşünüyor musunuz?Evet, aynı zamanda Yardim Eli Vakfi ile Sudan’a para göndereceğiz.Hükümetin getirdiği helal kesimi yasaklaması etkili oldu mu?Etkili olacağını sanmıyorum. Sembol politikası olduğuna inanıyorum, bunun özelliği de kısa vadede siyasetin bilhassa yabancılar politikası üzerinde ne kadar etkili olduğunu vurgulamak için yapılan bir yasak-lama. Göreceğiz ki; uzun vadede bunun bir çoğu istisnaları oluşacak. Helal ve koşer kesiminin belirli şartlar altında yine de mümkün olacağı muhtemeldir.Helal kesim yasağı yürürlüğe girdiğinde ne yap-mayı düşünüyorsunuz?Bu konuda rahatsız değilim. Güvendiğim İslami ka-saplardan et almaya devam edeceğim. Kolay kolay vejetaryen olacağımı sanmıyorum. Bu sene 1 kurban bedelinin kaç euro olduğunu biliyor musunuz?Bilmiyorum, sadece kurban bayramı sırasında çok yükseldiğini biliyorum. Yasaklar yürürlüğe geçtiğinde, fiyatların daha çok artacağını sanıyorum.

AHMET YILDIRIM (40) İpotek Uzmanı, RotterdamKurban kesecek misiniz? Nerede?Evet, nasip olursa keseceğim. Hollanda dışında.Kurban parasını göndermeyi düşünüyor musunuz? Hangi ülkeye göndermeyi düşünüyorsunuz?Önceki yılalrda Türkiye’ye göndermiştim, bu yıl Afrika ülkelerinden birine göndereceğim. Kurban parasını gönderme konusunda, hükümetin getirdiği helal kesimi yasaklaması etkili oldu mu?Yakından, uzaktan alakası yok. Hükümetin politikası benim dini ve-cibemi yerine getirmeme yasak getiremez. Öyleki, önceki yıllarda da Hollanda’da kesmiyordum. Çünkü burada kurbanı pay etme zorluğu var. O yüzden muhtaç olan insanlara gönderdim.Bu sene 1 kurban bedelinin kaç euro olduğunu biliyor musunuz? Farklı fiyatlar söyleniyor. 100 ile 150 euro arasında değişiyor.

Page 7: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER12 13OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 12

ELFI KAZA AVUKATINIZKaza mağdurlarına kendi dilindeve kültüründe hukuksal hizmet.Maddi & Manevi tazminat davanız varsa. Bu - Trafik kazası, - İş kazası veya - Tıbbi hata olabilir.

Sizden masraf almaksızın davanıza bakılır...

WTC (World Trade Center)Beursplein 37 kamer 339A

3011 AA ROTTERDAM

Tel. 010 - 2052630Mob. 06 - 3911 0243

Haftanın 7 günübizi arayabilirsiniz

[email protected]

Kaza Avukatı’nız

www.kazaavukati.nl

HOLLANDA’DA

ADACCOUNTANCY

A

mst

erda

men

Haa

g

rnhe

m

Mubarek Ramazan Bayramı’nın, herkese huzur, barış ve mutluluk getirmesini dileriz.

Bayramınız kutlu olsun.

www.ada-accountancy.nl

ADA Accountancy biedt een breed zakelijke diensten voor startende en reeds bestaande bedrijven.

Wij verzorgen de volgende werkzaamheden :

Vergi, muhasebe

ve danışmanlık

hizmetleri için all-in

fiyat garantisi

► Opstellen en bespreken van de jaarrekening

► Alle relevante belastingaangiften

► Controle van de administratie

► Opstellen en bespreken allerlei begrotingen

► Advisering belasting, investeringen

► Verwerking administratieve stukken

► Financiële en fiscale adviesgesprekken.

ADACCOUNTANCY

A

ADA AMSTERDAM t.t. Vasumweg 18 1033 SC AMSTERDAMT +31 (0) 20 – 694 66 00F +31 (0) 20 – 694 18 [email protected]

ADA DEN HAAGHoefkade 875 2525 HC DEN HAAGT +31 (0) 70 – 427 43 57F +31 (0) 70 – 363 80 [email protected]

ADA ARNHEMBroekstraat 32 6826 PZ Arnhem T +31 (0) 26 389 53 77 F +31 (0) 26 443 71 [email protected]

“Bizim gücümüz sizin gücünüzdür”

www.ada-accountancy.nl

ADACCOUNTANCY

A

ADA AMSTERDAM t.t. Vasumweg 18 1033 SC AMSTERDAMT +31 (0) 20 – 694 66 00F +31 (0) 20 – 694 18 [email protected]

ADA DEN HAAGHoefkade 875 2525 HC DEN HAAGT +31 (0) 70 – 427 43 57F +31 (0) 70 – 363 80 [email protected]

ADA ARNHEMBroekstraat 32 6826 PZ Arnhem T +31 (0) 26 389 53 77 F +31 (0) 26 443 71 [email protected]

“Bizim gücümüz sizin gücünüzdür”

www.ada-accountancy.nlUW Partner

op Financieel

administratief

gebied

ADACCOUNTANCY

A

ADA AMSTERDAM t.t. Vasumweg 18 1033 SC AMSTERDAMT +31 (0) 20 – 694 66 00F +31 (0) 20 – 694 18 [email protected]

ADA DEN HAAGHoefkade 875 2525 HC DEN HAAGT +31 (0) 70 – 427 43 57F +31 (0) 70 – 363 80 [email protected]

ADA ARNHEMBroekstraat 32 6826 PZ Arnhem T +31 (0) 26 389 53 77 F +31 (0) 26 443 71 [email protected]

“Bizim gücümüz sizin gücünüzdür”

www.ada-accountancy.nl

Zichtenburglaan 31 -62544 EA Den Haag

Welkom in de wereld van

Rotterdam Zuid’te açılan Avantage Supermarket, büyük kampanyalarla hizmetinizde

Groene Hillededijk 257 • 3073 AJ Rotterdam • 010 – 752 66 68www.avantagesupermarkt.nl • [email protected]

Helal kesim, günlük

taze ve kaliteli ürünlerin

güvenilir adresi!

Avantage Supermarket,

kurban kesimi siparişi alıyor

Amsterdam ve Rotterdam'daki 5 şubemizle hizmetinizdeyiz

Haftanın 7 günü açığız

Pazartesi’den Cumartesi’ye

kadar: 08.00 – 20.00

Pazar günü : 12.00 – 18.00

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi'nde

cazip eğitim olanaklarıOss İslam okulu

öğrencilerinden Somalili çocuklar için ornek davranış

Üniversitenin çalış-maları hakkında bilgi vermek ve

yurtdışından üniversiteye öğrenci kazandırma ama-cıyla Hollanda’ya gelen KMÜ heyeti, Haber Gazetesi’ne de ziyarette bulundu.

2007 senesinde kurulan Üniversitenin yönetiminde bulunan Prof. Dr. Mehmet Karataş (Rektör Yardımcısı), Prof. Dr. Kemal Esengül (Rek-tör Yardımcısı) ve Ahmet Tü-fekçi (Genel Sekreter)’den oluşan heyet; Hollanda’daki Karamanlı hemşerileriy-le bir araya gelip, projeleri hakkında bilgi vermek amacıyla Avrupa’ya gel-diklerini belirttiler.

Hollanda’da yaşayan çok sayıda Karamanlı vatandaşlarımıza ulaşmak adına gazetemiz yetkililerinden, ya-yınlarında yer vermesini isteyen Prof. Dr. Mehmet Karataş, “Hollanda Türk toplumuna yönelik yaptığı yayınlarla örnek olan Haber Gazetesi, üniversite-mizde öğrenim görmek isteyen genç-lere ulaşmamız adına doğru bir adres. Bu çerçevede heyet olarak gazeteyi ziyaret ettik. Ekonomi Bakanlığı KOBİ ve Kümelenme Destekleri Dairesinin

katkılarıyla gerçekleştirilen tanıtım çerçevesinde Hollanda ve bazı Avrupa ülkelerinde üniversitemizi tanıtıyoruz. Buna göre Hollanda’da lise eğitimi al-mış her genç üniversitemize kayıt yap-tırabilir. Bunun dışında özel bir şartımız yok. Karaman’da yeterli derecede yurt olanağı mevcuttur. Yıllık 250 TL harç alınıyor. Üniversitemiz 2010 – 2011 eğitim – öğretim yılında 4 fakülte, 2 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulu, 2 enstitü ve 4 araştırma merkezinde yak-laşık 7000 öğrenci ve 500 akademik ve idari personeli ile eğitim öğretim haya-tını sürdürmektedir. 2011 – 2012 öğ-retim yılında bu rakamların artmasını bekliyoruz. Bu yıl ortalama 70 yabancı öğrenci üniversitemize kazandırmayı hedefliyoruz. Hollanda’da yaklaşık 50 bin Karamanlı hemşerimizin olması önemli. Hemşerilerimizden ricamız, çocuklarını üniversitemize eğitim için yönlendirsinler.” şeklinde açıklamalar-da bulundu.

Haber Gazetesi yetkilileri İbrahim Karaman, Mehmet Ali Topcu ve Nur Öztürk ise bu konuda gereken yardımı yapacaklarını söylediler.

Oss şehrindeki ISBO üyesi Mozaik Islam Ilkokulu öğrencileri ve velileri, SOMALi'li çocuklar için 2080 euro topladılar. Oss Ulu Camii'nin ulaştırılması için aracılık edeceği toplam bağış miktarı yetkililere ulaştırıl-dığında, Islam okulu öğrencilerin sevinçleri yüzlerine böyle yansıdı.

Özellikle Rotterdam ve çevresin-de ilgi ile izlenen Rijmond TV geçti-ğimiz günlerde, Türk girişimcilerini ağırladı. Kısa adı Rogiad olan Rotter-dam Genç İşadamları Derneği’ne üye 50 işadamının katıldığı resepsiyon Rijmond TV merkez binasında ya-pıldı.

ROGİAD adına İsmail Meral prog-ramın içeriği hakkında kısa bilgi ve-rirken, davetlilere; Rijmond TV yö-neticileri Arjan Roos, Denis Mulder ve Leendert Hoogvliet rehberliğinde stüdyolar gezdirildi. Başta ana haber stüdyoları olmak üzere reji, yayın odası ve radyo ses montaj stüdyola-rının işlevleri ile ilgili bilgi alan genç işadamları, teknolojinin en son ürün-leri ile ilgili çeşitli bilgiler de verildi.

Farklı iş sektörlerinden girişimci-lerin katıldığı gezide girişimciler TV ve Radyo yayınları hakkında detaylı

Zevenaar kentinde, HDV Mevla-na Camii temeli, Kasım 2010 ayın-da Ceres şirketi tarafından atılması gerekirken, aradan 1 yıl geçmesine ragmen atılmadı.

Mali sıkıntıları yüzünden temeli atamayan Ceres şirketinden alınan proje Gemril Bouw şirketine verildi.

Cami inşaatının bir sene içe-risinde tamamlanması koşuluyla Mevlana camii yönetimi ve Hollan-da Diyanet Vakfı yöneticileri proje-yi Arnhem İşverenler Derneği Baş-kanı olan Rahmi Gemril'in şirketi Gemril Bouwbedrijf’e verdi.

Gemril Şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Gemril şun-ları söyledi: “Benim de ikamet etti-ğim kentime yapılacak olan Mevla-na Camii'ni1 yıl içerisinde bitirmek için elimizden geleni yapacağız. Ze-min katı 375 m2, üst katı 375 m2,

toplam kapalı alan 750 m2 olacak olan caminin içerisinde mescid, kül-tür merkezi, din görevlisinin lojma-nı ve ikinci kata çıkacak engelliler için asansör bulunuyor. Bütün im-kanlarımı seferber ederek tahmin edilenden fazla para harcamadan,

yönetimi fazla borçlandırmadan en makul fiyata mal edip, ibadet için kendilerine teslim edeceğiz.”

Temel atma törenine işadamla-rı, siyasiler, STK temsilcileri katıldı. Yapılan konuşmaların ardından in-şaatın temeli tamamlandı.

ZEVENAAR MEVLANA CAMII TEMELI ATILDI

RIJNMOND TV, TÜRK GIRIŞIMCILERI AĞIRLADI

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offic

e

Av. Rasim Küçükünal

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

Uzmanlık alanları: İş davaları; ticari davaları; sosyal

sigortalar hukuku; özel hukuk davaları

bilgi alırken, haber sunumları ve radyo reklam – spot ses-lendirmelerinde şir-ketlerinin tanıtımları için hatıra roller üst-lendiler.

Geboren in Groningen, getogen in Spijkenisse maakt mij niet een echte Rotterdammer. Sterker nog, totdat ik ging studeren op het HBO in de stad, mocht ik alleen geen stap zetten in Rot-terdam van mijn lieve, maar overbezorgde vader. Rotterdam was een grote gevaarlijke stad, waar kleine meisjes niets te zoeken hadden. De bezorgdheid van mijn vader maakte mij alleen maar nieuwsgierig. Toen ik ging studeren in Rotterdam Zuid, dienden mijn tussenuren vooral als op-onderzoek-uit-uren. Des te beter ik vooral Zuid begon te kennen, des te

meer groeide mijn liefde voor de havenstad. Inmiddels ben ik zo gehecht aan de stad, dat ik mij niet kan voorstellen dat ik er-gens anders in Nederland zou willen wonen. Ik mag dan wel geen geboren Rotterdammer zijn, maar een ieder die zijn/haar hart opent voor de stad, wordt er vanzelf één en wil dan ook nooit meer weg ;)

I Rotterdam Zuid Füsun Akay

MİNİ-BLOG [email protected]

Limburg Eyaleti’ne bağlı Belfeld kasabasın-da, 9 yaşında Müslűman bir çocuğun Hırıstiyan koruyucu ailesi tarafın-dan vaftiz edilmesi büyük tepki geldi.

Çocuğun annesi bu du-rum karşısında çok kızgın ve İşçi Partisi (PvdA) mec-lis üyeleri Arib ve Dijsselb-loem konuyla alakalı baka-na soru önergesi sundular.

Bu konuda SPIOR (Rijnmond Bölgesi Müslü-man Kurumlar Üst Platfor-mu) danışmanı Mesut Diş-li, bu durumun çok kaygı verici olduğunu belirterek, “Son zamanlarda bu gibi vakalar bize ulaşıyor. Bun-dan dolayı bu olayın mün-ferit bir olay olduğunu

düşünmüyorum. Çocuğun menfaati, sıhhatli yetişme-si ve ailenin, koruyucu aile (pleegzorg) kurumuna gü-veni için, bakımı yapılan çocuğun dinine saygı gősterilmeli ve başka bir dine girmesi için kesinlik-le zorlanmamalıdır. Bunun yanında Müslüman koru-yucu aile sayısı çok az. Bu-nun en büyük nedeni, Müslümanların böyle bir imkanın olduğunu bilme-meleridir.” dedi.

Müslüman çocuk vaftiz edildi, Müslümanların tepkisini çekti

Page 8: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER14 15OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 14

1 İ.C.M Watersysteem şirketinden Mehmet Ali Kıran ve Nermin Öztürk ga-zetemize ziyarette bulundular. Müşteri ve İnsan ilişkileri, sağlıklı yaşamın koşulları, suyun hayatımızdaki önemi gibi konular konuşuldu. Her yıl geleneksel hale getirdik-leri ve önümüzdeki haftalarda gerçekleşti-recekleri motivasyon toplantıları hakkında da bilgi veren Mehmet Ali Kıran ve Nermin Öztürk gazetemiz çalışanlarına başarı di-leklerinde bulundular.

2 Rotterdam West bölgesinde bu-lunan S.N.V Hobi Bahçeleri Derneği yö-neticilerinden Erkan Özçelik, gazetemize ziyarette bulunan bir başka konuğumuzdu. Boş zamanlarda bir uğraş veya meşgale edinmek için hazırlanan hobi bahçeleri kiralamak için neler yapmak gerektiği, ne gibi şartlar içerdiği konularının ele alındığı buluşmada, karşılıklı başarı temennisinde bulunuldu.

3 Numansdorp Mediq Eczanesi'nden Filiz Yeşil ve Colourfull Business şirketin-den Aysim Deveci’nin ziyaretinde moda, gençlik gibi konularda Türkçe ve Hollan-daca olarak yayın yapan Haber Gazetesi’ni ilgiyle okuduklarını belirten misafirler, önümüzdeki dönemde bazı konularda or-tak çalışma yapmak istediklerinin altını çizdiler.

4 Özel Selçuklu Hastaneleri Hollan-da koordinatörü Gülseren Kuş, gazetemize gerçekleştirdiği ziyarette; hastane olarak Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımıza daha kaliteli ve uygun şartlarda hizmet

vermek amacında olduklarını söyledi. Gül-seren Kuş, önümüzdeki aylarda vatandaş-larımızı bilgilendirme seminerleri serisi düzenleyeceklerini de sözlerine ekledi.

5 Hollanda Anamuhalefet Parti-si PvdA’nın, Amsterdam Temsilcisi Ellen van Koppen ile Basın Sözcüsü Simone van Geest, gazetemize ziyarette bulundular. Multifestijn'de standımıza da ilgi goste-ren yetkililer ilerleyen zamanda Haber Gazetesi ile ilişkilerini güncel tutmak iste-diklerini ifade ettiler. Öte yandan partinin ileriye yönelik çalışmalarını duyurmak için Hollanda’daki Türk basın mensuplarıyla biraraya gelmek istediklerini aktardılar. Zi-yarette, Haber Gazetesi'nin Hollanda’da yayın yapan Türk yayın organları içinde müstesna bir yere sahip olduğunu söyleyen PvdA yöneticileri, gelecek dönemde bir-likte çalışmak istediklerini de açıkladılar.

6 Gorinchem Süleyman Çelebi Ca-mii Başkanı İbrahim Tekir abone olmak için uğradığı gazetemizde, Gorinchem'deki caminin alanını 2 katına çıkaracak kadar yeni bir toprak alımı gerçeklestirdiklerini anlattı.

MottoM

edia

www.yildirimreizen.nl

Yıldırım Reizen’dan başlayan fiyatlarla

Atatürk

Havalimanı

Istanbul Onur Havayolları'yla 69€

...ver elini Türkiye

Somali'ye yardım için, ortak yardım oluşturan 3 Türk restoranı farklı kesimlerden

davetlileri Meram Zuid'te kahvaltıda buluşturdu.

Leiden Bölgesi Türk İşadamları Derneği (TOVER) tarafından üyeler ve eşlerine yönelik organize edilen gemi gezisinde, konukların rahat etmesi için bütün detaylar düşünülmüş. Öyle ki, katılan-lar kendilerini adeta evlerinde hissettiler.

Rotterdam Başkonsoloslu-ğu çalışanlarından bir grup,

Esen Altuğ'un verdiği perso-nele veda yemeğinde hoş bir

akşam geçirdiler.

Nihan Arı, son ayların en aktif networkçu-ları Benimsigor-tam yöneticileri Mehmet Keskin ve André van Aarden ile bazı projeler konusun-da görüşme gerçek-leştirdi.

Çetin Dirican nam-ı diğer Amigo Pala

tam bir Türk bayrağı aşığı. Gittiği her

yere bayrak lazım olur diye arabasında

taşıyormuş. 50 yaşındaki dinamik ve

genç ruhlu Amigo Pala, sicim gibi yağmur

yağarken, teröre lanet mitinginde otobüs

üzerinde komando kıyafetiyle hiç yorul-

madan bayrak salladığını anlattı.

Deniz Matbaası’nın gülen yüzleri: Ekrem Kaymakçı ve Orhan Sucu Multifestijn'de her yıl istikrarlı stand sahipleri olarak hatıralarda yer alıyorlar.

ARŞIVE BAKTIK NE VAR NE YOK...

Rotterdam’da diş hekimliği yapan Ahmet Kaya eşi Hülya

Hanım ile HABER çalışanları İbrahim Karaman ve Nur

Öztürk, Esen Altuğ'un veda resepsiyonunda tanışma

olanağı bulup kartvizit alışverişinde bulundular.

ROGIAD'ın

RTV gezisi esna-

sında farklı iş sektörlerin-

den bazı girişimciler 'medeni cesaret'

örneği gösterip haber sunumları ve radyo

reklam – spot seslendirmelerinde şirketlerinin tanıtımları

için hatıra roller üstlendiler.

Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb; Feijenoord Belediye Başkanı Seyit Yeyden ve Rotterdam Büyük-şehir Belediyesi Eski Belediye Meclis Üyesi Ahmet Yıldırım ile Charlois ve Feijenoord belediyelerinin durumu hakkında ayaküstü sohbet etti.

Utrecht Mahkemesi’nin, Uyum

Sınavı’nın Türklere uygulanama-

yacağı kararını almasında büyük

pay sahibi olan Köse Avukatlık

Bürosu’ndan Avukat Ejder Köse ve

Ali Durmuş; yakın bir gelecekte,

başka konularda da önemli dava-

ları kazanma ümidinde oldukları-

nı söylediler.

Kayseri ile Rotterdam Emniyeti arasında ‘gü-venlik’ konusunda işbirliği anlaşması imzalandı. İkili ilişkilerin geliştirilmesi amacı ile Kayseri He-yeti Hollanda'da temaslarda bulundu. Heyette Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Emniyet Müdürü Cuma Ali Aydın, Belediye Meclis Üyesi Oğuz Ortaköylüoğlu, Emniyet Müdür Yardımcısı Mu-ammer Tığlıoğlu, diğer emniyet mensupları Sefa Sarıkaya, Hilmi Aslaner ve Mehmet Tabak yeraldı.

Kayseri Heyeti ilk olarak Rotterdam Büyük-şehir Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb’i ma-kamında ziyaret ettiler. Daha sonra heyet Feije-noord ilçe belediyesinde görüşmelerde bulundu. Feyenoord İlçe Belediye Başkanı Seyit Yeyden ve yardımcısı Turan Yazır, heyetle yakından ilgi-lendiler. Buradaki toplantıda işadamları ve Fei-jenoord Belediyesi Türk kökenli meclis üyeleri hazır bulundular.

DOSTLUK KÖPRÜSÜ KURMAK ISTIYORUZFeijenoord Belediye Başkanı Seyit Yeyden,

“Bu bölge Avrupa standartlarına baktığımızda genç bir nüfusa sahip. Bu bölgede oturanların yüzde 66'sı yabancı kökenli insanlardan oluşuyor. Bazı semtlerde ise yüzde 80 ila yüzde 90 arasında değişiyor. Feijenoord 72 bin nufüslü bir ilçe. 160 çeşit farklı etnik grup ilçemizde yaşamaktadır. Kendimde Kayseriliyim.Çok sayıda Kayseri kö-kenli işadamımız mevcut.Burada genel itibari ile Kayserili vatandaşlarımız son derece girişimci ruha sahip. Bölgemiz, köprüleri ile meşhur. Bu amaçla Hollanda ile Kayseri arasında bir dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. ” şeklinde konuştu.

AVRUPA'NIN EN BÜYÜK KAYAK TESISINI KAYSERI'YE KAZANDIRACAĞIZ

Kayseri Valisi Bilici şöyle konuştu: “Kayak merkezimize herkesi davet ediyoruz. Bu tesis Avrupa'nın sayılı kayak tesisi olacak.” Rotterdam Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Aslin Savran ise şunları söyledi: “İki ülke arasında son derece dostane ilişkiler mevcut. Rotterdam Emniyeti ile Kayseri Emniyeti arasında ikili protokolün im-zalanması bizim açımızdan son derece önemli.”

ROTTERDAM ISTIKBAL MOBILYA’YA ZIYARET

Heyet aynı gün Kayseri orijinli olan ‘İstikbal Mobilya’nın Rotterdam magazasına ziyarette bulundu. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici ve bera-

berindeki heyet, magaza sahibi Zeynel Abidin Gümüş’ten bilgi aldılar. İkramda bulunulan zi-yarette Rotterdam İstakbal sahibi Zeynel Abidin Gümüş, heyetin gerçekleştirdiği ziyaretten son derece memnun olduklarını söyledi.

ROGİAD’ta düzenlenen konferansa Kayse-ri Valisi Mevlüt Bilici ve heyet HOGİAF Başkanı Mehmet Kabakyer, ikinci Başkan Vecih Er, RO-GİAD Başkanı Seyit Levent tarafından karşılan-dı. Buradaki toplantıya çok sayıda işadamı, sivil toplum ve basın mensupları katıldı.

GÜVENLIK PROTOKOLÜ IMZALANDIHeyet son olarak Rotterdam Emniyet Mü-

dürü Frank Paauw ile Kayseri Emniyet Müdü-rü Cuma Ali Aydın’ın imza koyduğu ‘Güvenlik İşbirliği’ anlaşması için World Port Centre’da hazır bulundu. Burada kısa bir konuşma yapan Rotterdam Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, ilerleyen zamanlarda 2 şehir arasında karşılıklı ziyaretlerin devam edeceğini söyledi.

Kayseri – Rotterdam arasında güvenlik alanında işbirliği imzalandıHABER BULUŞMALARI

PAYLAŞIMLARIMIZ...

Değerli okurlarımız, HABER Gazetesi olarak üstlendiğimiz bağımsız ve yenilikçi yayın politikamız

nedeniyle, son aylarda bize gösterilen ilgi ve sempatiden ötürü, çok farklı kesimlerden ziyaretçiler ağırlıyoruz. Iş dünyası, politikacı, vatandaş, sivil toplum

kuruluş temsilcisi, öğrenciler gibi toplumumuzun her katmanından dostlar gazetemizi ziyaret ederek bizlere güç veriyorlar. Hollanda ve Türkiye gündemi,

ekonomi, siyaset, spor, siyaset, eğlence gibi hayatımızda ne varsa tüm konuları konuklarımızla görüşüyoruz. Bu konulardan siz değerli okurlarımızı da haberdar etmek ve gidişatımızı birlikte izlemek için, sizler için de faydalı olabilecek bazı konuları zaman zaman bu sütunlarda sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.

1

2

3

4

56

Geçtiğimiz hafta Rotterdam Delfshaven ilçesinde, 3. şubesini açan Medicina Sağlık Merkezi, hizmet vermeye başladı. Sağlık merkezinin sahibesi Dr. Funda Hanım'ın ilk ziyaretçisi ise meslektaşımız Ergun Kula idi.

HABER bürosunu ziyaret eden Ton Verhoeckx (Head of Orverzekering) Türk

kültürünü o kadar beğeniyormuş ki 'bir sonraki yaşamında dünyaya Türk olarak'

gelmek istediğini söylüyor. Latifelerine devam eden Ton ehliyetindeki bıyıklı resmini göstererek buna ne kadar da

hazır olduğunu bize anlatmaya çalıştı. sevindirdiğin kadar

bayramdır

1. Kurban bağışımın Yardım Eline ulaştığı hakkında nasıl bilgi alabilirim? Kurban bağışınız Yardım Eli'nin hesabına geldiğinde bu size mesaj olarak bildirilecektir. Yardımeli Avrupa’nın bürosunu arayarak da bu bilgiye ulaşabilirsiniz.2. Kurbanımın kesildiği hakkında nasıl bilgi alabilirim? Kurbanınız kesildiğinde bu size mesaj ile bildirilecektir. Ayrıca internet sitemizden ve Hilal TV ‘Yardımeli Programı’ndan bu bilgi ve belgeleri izleyebilirsiniz.3. Kurban bağışımı en geç ne zamana kadar yapabilirim?Kurbandan bir gün öncesine kadar yani Arefe gününe kadar bağışlarınızı yapabilirsiniz.

Kurban kampanyası hakkında sıkça sorulanlarBayram

sevindiğin kadar değil

www.yardimeli.eu Tel: +31-416 79 53 22 Hoofdstraat 99a • 5171 DK • Kaatsheuvel

Hollanda:4977282 (ING BANK)

Almanya:Konto-Nr: 207252609

Bankleitzahl: 50010060(POSTBANK)

Belçika:363-0501162-03

(ING BANK)

Page 9: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER16 17OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER HABER16 17

TÜM YABANCILAR İÇİN

ŞİMDİ ABONE OLMA ZAMANI

*gösterilen dakikalar € 40,- abonelik değerinde ve 1 yillik sözleşmeye dayanmaktadır. Bunun içinde btw dahildır.

**gösterilen dakikalar € 126,05,- abonelik değerinde ve 1 yillik sözleşmeye dayanmaktadır. Bunun içinde btw dahil değildır .

1660440

Türkiye Türkiye

1660440

Hollanda Hollanda

1800500

Avrupa Avrupa

tot

minuten*

BireyselULUSLARARASI ÇAĞRILAR İÇİN ULUSLARARASI ÇAĞRILAR İÇİN

500dakikaya kadar*

Kurumsal

minuten*

1800

www.noreamobile.com

dakikaya kadar**

BUNDAN SONRA KONTÜR YÜKLEMENiZE VEYA 2 CEP TELEFONU TAŞIMANIZA GEREK YOK, ÇÜNKÜ NOREA MOBiLE’DE HEPSi BiR ARADA!

Yeni!

www.noreamobile.com

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offic

e

Av. Havva Yılmaz-Altındağ

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

Uzmanlık alanları: (Ağır) ceza davaları; çocuk ceza davaları;

ehliyet davaları; ceza temyiz davaları

CMO Müdürü Ebubekir Öztüre’nin babası Aşır Öztüre’nin, 04-09-2011 tarihinde Ankara’da vefat ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Mer-huma Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabr-ı cemil dileriz.

İşrehberi yöneticisi Sayın Sedat Çakır’ın kayınpederi, Fas’ta iken vefat ettiği haberini aldık. Merhuma Allah’tan rahmet, başta Sedat Bey olmak üzere tüm aile yakınlarına sabr-ı cemil diliyoruz.

Deventer Belediye Eski Meclis Üyesi ve HTİKDF Eski Başkanı Sayın Kasım Akdemir’in valideleri Sayın Fatma Akdemir’in vefat ettiğini öğ-rendik. Merhumeye Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyoruz.

HOTİAD Denetleme Kurulu Başkanı ve Koç Sucukları Şirketi sahibi Sayın Hikmet Gürcüoğlu’nun TOVER tarafından düzenlenen gemi turu es-nasında ciddi bir rahatsızlık geçirdi-ğini öğrendik. Başarılı bir ameliyattan sonra sağlığına kavuşan Hikmet Bey’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Pegasus Havayolları Hollanda Müdürü Kamil Saygı’nın baldızı Sayın Tülay Kayapınar ı̀n geçirdiği trafik kazası sonucu hastanede yoğun ba-kımda olduğunu öğrendik. Tülay Hanım’a Allah’tan acil şifalar diliyoruz.

I.C.M Watersysteem sahibi Mehmet Ali Kıran Bey’in rahatsızlık ge-çirdiğini öğrendik. Sağlığına tekrar kavuşan Mehmet Ali Bey’e geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.

Meslektaşımız Zeynel Abidin Kılıç’ın mahdumu 24 Eylül tarihinde dünya evine girdi. Haber Gazetesi olarak, Kılıç ve Bülbül ailesini tebrik eder, sevgili Oğuzhan ve Derya’ya ömür boyu mutluluklar dileriz.

Köşe yazarımız Ahmet Suat Arı 50. yaşını kutladı. Arkadaşla-rı tarafından hazırlanan sürprizi memnuniyetle karşılayan Ahmet Suat Arı'yı tebrik ediyor 'daha nice yıllara' diyoruz.

TAZIYE – TEBRIK – GEÇMIŞ OLSUN

21 Ekim Cuma günü Amsterdam'ın seçkin mekan-larından Planetarium`da sivil kuruluşların ortaklaşa organize ettiği Ahilik toplantısı düzen-leniyor. Anadolu'nun manevi önderlerinden Mevlana'nın şiir-leri Mesnevi`yi ve 7 nasihatının günümüz sorunları karşısında yeniden harmanlandığı Konya Kriterleri kitabından sonra Ab-dulwahid van Bommel Ahilik'i de Hollanda literatürüne kazandırdı.

Türbesi Kırşehir`de bulunan ve başta Kırşehir ve Kayseri ol-mak üzere bazı illerde anma ve kutlamaları yapılan Ahilik, bu kapsamda ilk kez Hollanda`da da

gündeme geliyor. Bazı tarihçilere göre gerek Anadolu Selçuklula-rında gerekse Osmanlı'nın kuru-luşunda felsefi dayanak olarak ve çok derin bir felsefi inanışı akset-tiren Ahilik, günümüzde de bir çok sosyal, ahlaki ve ekonomik sorun için panzehir olma niteli-ğinde.

Proje koordinatörlüğünü üst-lenen Burhaneddin Carlak yaptı-ğı açıklamada: “Anadolu erenleri-nin kültürle, sanatla ve toplumsal ilişki biçimleriyle büyük bir me-deniyet yarattıklarını, böylece Anadolu'nun barış ve esenlik yurdu, bir medeniyet havzası haline geldiğini" ifade etti.

AMSTERDAM'DA AHILIK ÇALIŞTAYI

Hollanda’daki Türk gıda sektörü kervanına katı-lan Avantage, 2012 yılı

sonunda şube sayısını 4’e çıkartma-yı hedefliyor. Rotterdam Zuid’teki Groene Hilledijk adresinde hizmet vermeye başlayan Avantage, yeni açtığı süpermarketle birlikte ma-ğaza yatırımlarına başladı.

Vatandaşların yoğun ilgi göster-diği açılışa Hollanda Genç İşadamla-rı Federasyonu (HOGİAF) Başkanı Mehmet Kabakyer, Avantage Su-permarket Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Sipahi, Feijenoord Belediyesi temsilcileri, toptancılar, sivil toplum

kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Açılış konuşmasında 2012 yı-

lında büyümeye odaklandıklarını vurgulayan Avantage Supermarket Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Si-pahi, “Sebze ve meyve uzun yıllara dayanan tecrübemiz var. Yönetim kurulumuz tarafından alınan ka-rar gereği ‘Süpermarketler Zinci-ri’ oluşturacağız. Planımız, 2012 sonunda şube sayımızı 4 yapmak. Amacımız, müşterilerimize gün-lük, taze ve uygun ürünler sunmak. Haftanın 7 günü açık kalacak olan Avantage’da yok yok. A’dan Z’ye her çeşit ürünün bulunduğu, 780 m2

alanda hizmet vermeye başlayan Avantage’da toplam 5500 kalem ürünümüz var. 25 personelle en iyi hizmeti sunmaya çalışacağız.” dedi.

Rotterdam'da Avantage Supermarket törenle hizmete açıldı

Başbakanlık Basın Yayın ve Enformas-yon Genel Müdürlüğü tarafından Anadolu Ajansı ve TRT'nin de katkıla-

rıyla düzenlenen 'Medya Buluşması'' toplantısı Brüksel’de gerçekleştirildi. Toplantıya, başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Belçika milletvekilleri Mahinur Özdemir ile Fatma Pehlivan ve AB daimi temsilcisi Büyükelçi Selim Kuneralp da katıldı. Anadolu Ajansı, 91. kuruluş yılında faaliyete başla-yan Avrupa Bülteni’yle başta Avrupa olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde yasayan Türkler ve Türk medyası ile Türkiye arasında haber köp-rüsü olacak. Brüksel’de Hollanda ve Belçika’da bulunan Türk medyası için düzenlenen “Medya Buluşması” programında konuşan Anadolu Ajans Genel Müdürü Kemal Ӧztürk, Avrupa'da yayın yapan Türk medyası için başlangıçta bir süreli-ğine ücretsiz haber verileceğini ve daha sonra uygun bir şekilde tarifelendirileceğini söyledi. Avrupa'daki Türk medyasının Türkçe içerikler konusunda yaşadığı soruna çözüm olacak bül-tende, Türkiye’den sıcak haberler ve görsel mal-zemeler, Avrupa’daki Türkleri ilgilendiren geliş-meler, onları etkileyecek siyasi, ekonomik, yasal ve hukuki gelişmeleri içeren haberler de sunulacak. Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan Ana-dolu Ajansı’nın yeni hizmeti Avrupa Bülteni’nin sağlıklı bilgi akışına yardımcı olacağını belirterek, “Avrupa'da bulunan Türk toplumunu yaşanan gelişmeler konusunda medya yoluyla haberdar etmeyi amaçlayan bu hizmetin çok faydalı ola-cağını düşünüyorum” dedi. Hollanda’daki Türk medyasının da büyük ilgi gösterdiği toplantının bir sonraki ayağı Hollanda olarak düşünülüyor.

BRÜKSEL'DE MEDYA BULUŞMASI GERÇEKLEŞTIRILDI

Hasan KaramanYetkili Acenta

7/24 hizmetinizdeyiz...

Tel: 077-354 82 56GSM: 0628-494 308

e-mail: [email protected]

Hollanda ve Almanya’dan Türkiye’nin her noktasına

uçak bileti temin edilir

Hollanda’nın Rotterdam kentinde Türk ve Hollandalı müşterilere hizmet verecek olan Medicina Health Center, geçtiğimiz günlerde

hizmete açıldı. Rotterdam’ın Medicina Bergweg, Medi-cina Hillevliet ve Medicina Lange Hilleweg adreslerinde de şubeleri bulunan sağlık merkezinin sahibi Ev Dok-toru Funda Başdoğan, uzun yıllar ev doktorluğu yapan ve emekli olan Hollandalı hekime ait Mathenesserlaan adresindeki kliniği devraldıklarını söyledi. Açılışa Türk ve Hollandalı iş ve siyaset dünyasının yanı sıra davetli kliniğin müşterileri katıldı. Merkez, esas olarak, Hollanda sağlık sisteminden dil güçlüğü sebebiyle istenildiği gibi yararlanamayan veya çeşitli sorunlarla karşılaşan Türk hastalara hizmet verecek.

2002 senesinden beri hekimlik yapan Funda Başdo-ğan, şube sayısını artırmak istediklerini belirterek, hizmeti vatandaşın ayağına götürmek istediklerini ifade etti.

Mathenesserlaan adresindeki Medicina Sağlık Merke-zinde, uzman doktorlar Turgay Polat, Nabila B. Raja ve bir-çok sağlık uzmanıyla hizmet verecek. Sağlık merkezinden yararlanmak isteyenler, merkezin internet sitesinden bilgi alabilirler: http://www.medicinahealthcenter.nl

MEDİCİNA SAĞLIK MERKEZİ ROTTERDAM WEST’TE AÇILDI

HOGIAF Başkanı Mehmet Kabakyer'iın kurdela kesmesiyle açılan supermarketi davetliler böyle gezdiler

“Bir elin nesi var, iki elin sesi var” demiş atalarımız. Bu, bize işbirliğinin önemini en yalın şekilde ifade eden bir sözdür. Bu atasözünden yola çıkarak Hol-landa Türk toplumunun işbirliği alanın-daki konumuna kısaca bir göz atacağımız bu köşe yazısıyla çuvaldızı da iğneyi de en gerekli yerlere batırmaya çalışacağız. Alınanlar olacaktır. Zaten maksat da bu-dur. Alınılması mesajın ulaştığı anlamına gelir, ancak yanlış anlaşılma olmamalıdır. Şayet yanlış anlaşılma olursa bana nasıl ulaşılacağı herkesin malumudur. Bu ve-sileyle konuyu etraflıca tartışma imkanı da bulmuş oluruz.

Her toplum gibi Hollanda Türk top-lumu da homojen bir grup değildir. Hem etnik, hem dini, hem de siyasi açıdan bir çok farklılıklar söz konusudur. Kimisi kendini Türk, Kürt, Çerkez, Türkmen

gibi etnik kökenle ayrıştırırken, kimisi de sünni, alevi gibi mezhepsel farklılık-lara vurgu yapmaktadırlar. Bunlara bir de siyasi farklılıkları eklediniz mi Türk toplumunun içinde onlarca alt gruplar (subgrup) olduğunu göreceksiniz. Tüm bu alt grupların da kendi aralarında ör-gütlendiğini görmekteyiz. Hatta bu alt grupların da kendi içlerinde ayrıştığı ve yeni alt grupların oluştuğunu bilmek-teyiz. Hal böyle olunca da herkes ken-di derdinin çaresine bakmakla meşgul olmaktadır. Halbuki herkesin kendine özel durumlarının yanında, daha geneli ilgilendiren asgari müşterekleri de vardır. Bunlar sözkonusu olunca bütün bu farklı grupların ortak hareket etmesi kaçınıl-mazdır. Aksi takdirde sonuca gidilmesi hemen hemen imkansızdır.

Hollanda’da farklı grupların işbirliğini

gerektirecek o kadar çok asgari müste-rekleri var ki, saymakla bitmez. Nitekim eğitim, istihdam, dil, kültür, temel hak ve özgürlükler her grubu doğrudan il-gilendirir. “Benim eğitim gibi bir derdim yok” diyen bir gruba rastlamak mümkün mü? Ya da “Türkçe’den bana ne?” diyen bir gruba? Etnik olarak kendini en aşı-rı bir şekilde ayrıştıranların bile kendi aralarında Türkçeyi iletişim aracı olarak kullandıklarını hepimiz biliyoruz. Yine dini alanda aynı durum söz konusudur. İbadet yerleri ile ilgili yaşanan problem-ler herkesi yakından ilgilendirmektedir. Kısacası kimsenin tuzu kuru değildir. Peki neden işbirliği konusunda bu kadar zayı-fız o zaman? Bu sorunun cevabı tabii ki öyle kolayca verilebilecek türden değildir. Öyle olsaydı zaten sorunun çözümü çok kolay olurdu. Burada üzerinde durulması gereken, bir sosyolojik olgu olan işbirliği yapamama özrünü nasıl giderebileceği-mizdir. Aksi takdirde hep serzenişte bu-lunmaktan öteye gidemeyiz.

Önümüzde işbirliği için o kadar çok alan var ki, insan neyi anması gerektiğini şaşırıyor. Hepsi birbirinden önemli alan-lar. Gel gör ki, bu alanların hiç birisinde ciddi bir işbirliği söz konusu değildir. İş-birliğinden azıcık da olsa söz edebilece-ğimiz durumlar ise hep zorlamayla ya da nemayla mümkün olmuştur. Aslında mümkün olduğunu söylemek de pek isa-betli olmaz. Zira nemadan pay kapma yüzünden çıkan anlaşmazlıklar işbirli-ğini gerektiren konuya zarar vermekten öteye gitmemiştir. Alın size bir kaç örnek: IOS, NMO, NIO gibi İslami yayın yapması gereken kurumlar hep iç kavgalar (nema kavgası) yüzünden kapanmışlardır. Aynı durum değişik amaçlar için tahsis edilen sübvansiyonların kullanımı alanında da söz konusudur. İslam okullarının istis-

marından ise hiç mi hiç bahsetmek istemiyorum!

Bir de oldukça başarılı çalışmalar yapan, ancak işbirliği konusunda inadına özürlü kuruluşlardan da bahsedebiliriz. Aslında tamamen işbirliği özür-lü demek biraz haksızlık olacak, zira Hollanda kurum ve kuruluşla-rıyla sürekli işbirliği yaptıklarına şahit olmaktayız. Özür, Türk kurum ve ku-ruluşlarıyla işbirliği konusunda kendisi-ni gösteriyor. İlla da her alanda aktif olma, hatta tek olma çabasına şa-hit olmaktayız. Eğitim, iş dünyası, fikir, sanat, sosyal hizmetler gibi her alanda varlar ve iyi de iş çıkarmak-tadırlar. Bu konuda onları eleştirecek son kişi ben olu-rum. Benim eleştirim yapılan işin kalitesine değil, illa da be-nim olsun yaklaşımınadır. Bir elin nesi var iki elin sesi var diye boşuna dememiş atalarımız. Bu söze kulak vermeleri buradaki gayemiz.

Son olarak işbirliği ko-nusunda heba edilmek üzere olan Hollanda Tür-kiye ilişkilerinin 400. Yılı kutlamaları konusuna değinmek isti-yorum. Böyle bir etkinlik bir-iki grubun

inisiyatifine verilmeye-cek kadar önemlidir. Bu, her iki devlet kurumla-rının toplumun her ke-

simini içine alacak bir programla

kutlanması gereken bir etkinlik ol-malıdır. Me-

seleyi hem akademik hem

de toplumsal dü-zeyde ele almak gerektiği gibi, iki

toplumu kaynaştı-racak görkemli kut-lamaların yapılması da gerekir. Bunun için de geniş kap-samlı bir işbirliği gerekir. Bize ge-len duyumlardan anlaşıldığı üzre, el altından konu

için tahsis edilen bütçeden pay kapma yarışıyla değil. Aslında yarış da değil, düpedüz paylaştırma ve peşkeş de demek mümkün.

Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.

IKI ELIN SESI VAR! Önümüzde işbirliği için o kadar çok alan var ki, insan neyi anması gerektiğini şaşırıyor. Hepsi birbirinden önemli alanlar. Gel gör ki, bu alanların hiç birisinde ciddi bir işbirliği söz konusu değildir. İşbirliğinden azıcık da olsa söz edebileceğimiz durumlar ise hep zorlamayla ya da nemayla mümkün olmuştur. Aslında mümkün olduğunu söylemek de pek isabetli olmaz. Zira nemadan pay kapma yüzünden çıkan anlaşmazlıklar işbirliğini gerektiren konuya zarar vermekten öteye gitmemiştir. Alın size bir kaç örnek: IOS, NMO, NIO gibi İslami yayın yapması gereken kurumlar hep iç kavgalar (nema kavgası) yüzünden kapanmışlardır. Aynı durum değişik amaçlar için tahsis edilen sübvansiyonların kullanımı alanında da söz konusudur. İslam okullarının istismarından ise hiç mi hiç bahsetmek istemiyorum!

AHMET SUAT ARI [email protected]

De experts van Everaert Advocaten en In-House Lawyers weten wat de beste manier is om u te adviseren op het gebied van het arbeids- en im-migratierecht.

Wij geven u onder andere tips om boetes te voorkomen die door de arbeidsinspectie worden

opgelegd. Deze boetes kunnen €8000,- per werk-nemer bedragen. Wij nodigen u van harte uit om langs te komen. U kunt zich tot uiterlijk 20 oktober aanstaande aanmelden via [email protected] of bel: +31 (0)20-7523248. Om zeker te zijn van een plaats raden wij u aan om u op tijd aan te melden!

'In House-Lawyers' ve 'Everaert' Avu-katlık Büroları olarak 27 Ekim 2011 Per-şembe günü düzenleyecek olduğumuz, “Türkiye’den Hollanda’ya işyeri açmak veya Hollanda’da işyeri bulunan ve Türkiye’den Hollanda’ya işçi getirmek” isteyen işadam-larımıza yönelik bilgilendirme seminerine sizleri de davet etmek istiyoruz.

Seminerimizin amacı, ‘Göçmenlik ve İş Hukuku’ alanlarında Hollanda’da bulu-nan Türk işadamlarımızı bilgilendirmek ve Türkiye’den Hollanda’ya işyeri açmak isteyen ve Türkiye’den Hollanda’ya işçi ge-tirmek isteyen işadamlarımıza yardımcı olmaktır.

TARIH / DATUM: 27 OKTOBER 2011, DONDERDAGYER / LOCATIE: ROKIN 69 (1012 KL) AMSTERDAM SAAT / TIJDSTIP: 18.00-20.00 GIRIŞ / TOEGANG: ÜCRETSIZ (GRATIS)

SEMINAR ARBEIDS- EN IMMIGRATIERECHT

GÖÇMENLİK VE İŞ HUKUKU BİLGİLENDİRME SEMİNERİ

Katılımınızı 20 Ekim tarihine kadar, maille [email protected] adresine ya da

telefonla +31 (0)20-752 32 48'e bildirebilirsiniz

• “Arbeidsinspectie” den bir ceza mı aldınız ve buna karşı ne haklarınız var bilgilendirilmek mi istiyorsunuz?

• Türkiye’den Hollanda’ya işveren olarak gelmek için oturum mu almak istiyorsunuz? • Türkiye’den Hollanda’ya işçi mi getirmek istiyorsunuz?• Türkiye’den işçi getirdiniz ve %30 vergi avantajından nasıl yararlanacağınızı mı öğrenmek

istiyorsunuz? • Çalışan eleman/elemanlarınızı işten çıkarmak mı istiyorsunuz?

Konuşmacılarımız: Bayan mr. Naime Tali - (İş ve Emeklilik Hu-

kuku Uzmanı / specialist arbeids- en pensioen-recht) telefon: +31 (0)20-3204096

Bay mr. Erik Scheers - (Ceza Hukuku Uz-manı / specialist in boetezaken) telefon: +31 (0)20-7523220

Bayan mr. Vera Kidjan - (Serbest Meslek ve İşçi Hakları Uzmanı / specialist in zelfstandigen en werknemers) telefon: +31 (0)20-7523217

Amsterdam’a bağlı Nieuw West Belediyesinde, 3-6 yaş çocukları için Hollandalı Türkler bir kreş daha açtı. Lieveschoot (Sevgikucağı) Kreşinin açılışında konuşan Amsterdam Ni-euw West Belediye Başkanı Ahmed Baddoud kreşin semt belediyesin-de çocukların eğitiminde örnek rol model olmasını istedi. Liveschoot Kreşini birlikte açan Türk kökenli bayanlardan Esin Doğan, uzun uğ-raşlar neticesinde bu kreşi faaliyete

geçirdiklerini ve bugün hizmete aç-tıklarını ifade etti. Kreşin diğer ortağı Yeşim Aslan ise, Lieveschoot Kreşi-nin açılması için ortağı Esin Doğan ile uzun bir süredir uğraştıklarını söyledi.

Amsterdam’da "Lieveschoot" Kreşi Açıldı

Page 10: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER18 19OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 18

Anadoluline iftarına acenteler ve kurumlardan yoğun katılım oldu

Rotterdam Charlois "Hayat Yolu" ağaçlarıyla donanıyor

Hollanda'nın yeni sigorta sistemi ele alındıAnadoluline şirketi Amsterdam

Birbey Restoran’da seyahat acente-lerine, kurum temsilcilerine ve basın mensuplarına iftar verdi.

Düzenlenen iftara THY Hollanda Müdürü Ahmet Şahin, HOGİAF İkin-ci Başkanı Vecih Er, HOTİAD Başkanı Turgut Torunoğulları, Corendon Mü-dürü Berk Güden, IOT Müdürü Ahmet Azdural,Komfortouurs Yönetim Kuru-lu Başkanı Osman Çelik, STK temsilci-leri ile 200 davetli katıldı.

Anadolu Line’nin sahibi Ahmet Karacadal, başarılı bir yaz sezonu gerçekleştirdiklerini söyledi. Ah-met Karacadal, ““Her sene değişik

destinasyonlar sunmaya gayret edi-yoruz. Uçulmayan destinasyonları portföyümüze katarak yolcularımızı mümkün olduğu kadar memleket-lerine direkt olarak götürmeye çaba sarf ettik. Üç senedir Corendon ile olan birlikteliğimize devam ederken, Onur Air’i de ilave ederek, sizlere daha geniş bir yelpazede yardımcı olmaya devam etmekteyiz. Geçen sene 100 bin kişiye hizmet verdik. Bu sayıyı 2011 sonunda 30 bin kişi daha artırmayı planlıyoruz. “Bu kış periyodundan itibaren Ankara, Kayseri hatlarımız devam ederken, Onur Hava Yolları’nın programlamış

olduğu Amsterdam, İstanbul Ata-türk Hava Limanı uçuşlarından da diğer iki Hollandalı tur opera-törleri ile beraber bizde Anadolu-line Grubu olarak koltuklar satın aldık. Anadolu Line bundan sonra da daha başarılı sezonlar getire-cektir. Siz acente temsilcilerimizin hiç şüphesi olmasın.” dedi.

Rotterdam Büyükşehir Be-lediyesi ve Hükümet, Güney (Zuid) Rotterdam’daki geri kalmışlığı ve sorunları çözmek için 20 yıllık ‘Milli Kalkınma Programı’nı hayata geçirmek için Klooster Semtevi’nde imza töreni düzenlendi.

Kalkınma Programının ha-yata geçirilmesi için düzenle-nen törene Hollanda İçişleri (OM) Bakanı Piet Hein Donner, Rotterdam Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı ve projenin sorumlularından Hamit Kara-kuş, Feijenoord İlçe Belediye Başkanı Seyit Yeyden, diğer ilçe belediye başkanları, Türk kökenli meclis üyeleri ile kon-sorsiyuma katkı sağlayacak ku-rum temsilcileri katıldı.

Hollanda İçişleri Bakanı Piet Hein Donner, “Güney (Zuid)

Rotterdam’ın kalitesinin artırıl-ması için bu kalkınma progra-mı Rotterdam için gelecek vaat etmektedir. Rotterdam genç ve dinamik bir nüfusa sahip, o ne-denle başlattığımız kalkınma programına inanılır ve sorun-ların üzerine gidilirse, mesele halledilir. Şu an her ne kadar Güney (Zuid) Rotterdam so-runlu bir bölge olarak görünse de, yapılacak çalışmalarla ‘Daha Yaşanılabilir Bir Rotterdam’ pe-kala mümkündür.” dedi.

Güney Rotterdam sınırla-rı içinde olan Feijenoord İlçe Belediye Başkanı Seyit Yey-den ise şu açıklamalarda bu-lundu: “Projenin somut hale gelmesinde Sayın Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı ve projenin sorum-lularından Hamit Karakuş’un katkısı çok fazla. Ülke genelin-de işsizlik yüzde 4,5 iken, 140 değişik milletten insanın yaşa-dığı, 72.000 nüfuslu ilçemizde (17.000 Türk) işsizlik oranı ise yüzde 9,5. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamıza rağmen gençlerimiz iş bulmakta zorla-nıyor. İşsiz gençlerimizin daha kolay iş bulmaları için meslek

edinmelerine olanak sağlıyoruz. Feijenoord ilçemizde; Afrikaan-derwijk, Bloemhof, Feijenoord ve Hille Sluis, Charlois ilçesinde ise, Oude Charlois, Tarwewijk ve Carnisse mahalleleri diğerleri-ne göre oldukça geri durumda. Bu mahallelerde konutlar eski, eğitim seviyesi düşük, işsizlik ol-dukça fazla, gelir seviyesi az. Bu projeyle 20 yıl içerisinde toplam 33.000 konut yenilenecek.”

Milli Kalkınma Programı-na İmza Atan Kurumlar: Dev-let, Rotterdam Büyükşehir Bel”ediyesi, Bewonersadvies-raad Rotterdam Zuid, Havens-teder, Boor, Vestia, Woonbron, Aafje, Calvijn, IkZitopZuid, Del-talinqs, Ticaret ve Sanayi Odası (KvK), Woonstad Rotterdam, Albeda College, Feijenoord İlçe Belediyesi, Charlois İlçe Bele-diyesi, IJsselmonde İlçe Bele-diyesi.

keuken express

Keuken Express bayilikler veriyor!

[email protected]

• Minimum düzeyde yatırım ve bol gelirli bir iş.• 4 hafta içerisinde Showroom'unuzu hazırlayıp teslim ediyoruz.• Showroom masraflarını 6 ay içerisinde ödeme imkanı.• Minimum 70 m2, maksimum 120 m2 işyeri büyüklüğü.• Personelinizi sektör bilgisi ve satışları için ücretsiz eğitiyoruz.

İletişim:

Monique Blok

010 291 08 44

Amsterdam'daki IBC 2011 fuarında Türk firmaları göz doldurdu

Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da RAI Fuar Merkezi'nde düzenlenen IBC 2011 Fuarı'nda Türk firmaları göz dol-durdu. 148 ülkeden 1750'den fazla firma, yayıncılık ve iletişim teknolojisi alanında yeni ürün ve hizmetlerini tanıttı. Önceki yıllara göre yüzlerce firma arasından çok sayıda Türk firmaları dikkat çekti. En çok öne çıkan Türk firmaları başta en büyük standı ile Türksat, Pals firması, 3G Signal Eng firması ve Vestel firması oldu.

EUROPLUS ŞARKI YARIŞMASI YENI YETENEKLERI BEKLIYOR

Yaşın avantaja dönüştüğü festivalde nesille-rarası şarkılarla köprüler kuruluyor. Euro song-festival hakkında Rotterdam’da basın toplantı-sı düzenleyen organizasyon komitesi üyeleri, Hollanda'da yaşayan 50 - 85 ve 15 - 25 yaş arası Hollandalı ve Türk amatörler için bir vokal müzik festivali olan EURO+ Şarkı Festivali’nin yeni yete-neklere kapı araladığını söylediler. Düzenlenen basın toplantısında Europlus Songfestival komi-tesi üyeleri Particia Nettenbreijer, Özlem Ateş ve Josje Theuns hazır bulundular. Şarkı yarışmasına katılmak için ilk müracaatta bulunan 50 yaş üstü yarışmacılar Fatma Çelik, Bülent Türker, Ali Ok-şak, Hülya Kınay, Mustafa Toga ve Şadiye Kırdere, “Önemli olan cesaret gösterip, sahnede yer almak. Dereceye girmeyi istiyoruz ancak giremez ise de üzülmeyiz. Sonuçta bu güzel projede yer alacağı-mız için mutluyuz.” dediler.

Rotterdam’da bulunan Charlois İlçe Belediyesi ilginç bir uygulama başlattı. Kişiler, ölen yakınlarının anısını yaşatmak için, onların isimleri, diktikleri ağaç-ların yanına yazıyorlar.

Rotterdam Charlois Belediye Başkan Yardımcısı Alattin Erdal ağaçlara yakınlarının isimlerini yazdı-ranlara plaketlerini verdikten şunları söyledi: “1 yıl içinde 400 ağaç diktik. Bu 400 ağacın 275 tanesine “ Hayat Yolu” denen proje kapsamında yakınlarını kaybedenlerin isimlerini verdik. Ben de bir tanesine babamın ismini verdim. Her hafta çocuklarımla ge-lip ağacı suluyor ve babamıza da dua ediyoruz". 100 davetlinin üzerinde katılım olduğu törende oldukça duygusal anlar yaşandı.”

TÜMSIAD Rotterdam’da iftar verdiKısa adı Tümsiad olan Tüm Sanayici ve İşa-

damları Derneği Hollanda şubesi tarafından Rotterdam’da STOR işmerkezinde tanıtım iftar yemeği verdi.

Türkiye’den TÜMSİAD Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, AKP Bursa Milletvekili Önder Matlı, Hollanda'dan HOGİAF Başkanı Mehmet Ka-bakyer, HOTİAD Genel Başkan Yardımcısı Celal Oruç, Lahey Ticaret Müşaviri Engin Ertekin, siyasiler, sivil toplum temsilcileri ve çok sayıda

işadamı katıldı.TÜMSİAD Hollanda Başkanı Ahmet Boz-

kurt “Hollanda’nın Rotterdam şehrindeki Türk Esnaflar Kulübü’nde TÜMSİAD Hollanda ola-rak düzenlemiş olduğumuz iftar yemeğine katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz. Siz saygı değer üyelerimizden, çev-renizdeki işadamı dostlarınıza kurumumuzu iyi şekilde tanıtmanızı rica ediyorum.” dedi

Lahey Ticaret Müşaviri Engin Ertekin, “Bu mübarek ayın birlik ve bera-berliğimi-zin kat-lanarak d e v a m etmesi-ne vesile olmasını, milletimiz tüm dün-ya millet-

leri Hollanda halkı ve tüm Türk toplumu için dostluk kardeşlik barış sağduyu ve hoşgörü-nün daha da kuvvetlenmesine Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Tüm Avrupa’da faaliyet gös-teren tüm işadamlarımız yapmış oldukları başarılı ve faaliyetler ve organizasyonlar ve Hollanda Toplumuna olan katkılardan dolayı kutluyorum.” ifadelerine yer verdi.

AKP Bursa Milletvekili Önder Matlı ise şun-ları söyledi: “Türkiye çok hızlı bir şekilde gelişi-yor. Sizler dışarıdan farkı net olarak algılayabi-liyorsunuz.Türkiye çok hızlı bir şekilde gelişti.Bu süre zarfında gayri safi hâsılamız birkaç kat arttı.Kişi başı milli gelirimiz 2000 dolardan 10 bin dolara gelmiş durumda.İhracatımız 25 ila 30 milyar dolarlar ile ifade edilirken 2008’de ki dünya krizinden önce 130 milyar dolarları aşmış.Biz Türkiye Cumhuriyetinin 100. Yılın-da 2023 yılında Türkiye hak ettiği yere gelsin. Kişi başına milli geliri 25 bin dolara taşımak istiyoruz. Dünyanın en büyük ilk 10 ekono-misi arasına girsin. Biz bunu hedeflerimizin arasına koyduk.”

Melkproducten

Tel : 010 290 72 77www.goremeayran.com

Doğal Lezzet

Doğal Lezzet

Türkler zorunlu uyum yasasından muafHollanda'da Türk toplumunu devlet

nezdinde temsil eden "Türkler için Da-nışma Kurulu (IOT)"nun Başkanı Aydın Akkaya, bu ülkede yaşayan Türklerin 2007 yılında yürürlüğe giren "Zorun-lu Uyum Yasası"ndan muaf olduklarını söyledi.

Rotterdam'daki Türk Esnaflar Kulübü STOR’da, Türkler için Danışma Kurulu (IOT) Başkanı Aydın Akkaya ve müdürü Ahmet Azdural, Uyum Yasası konusunda davaları takip eden Hukukçular Ejder

Köse ve Ali Durmuş, HTSKF Başkanı Sabri Kenan Bağcı ve HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı basın toplantısı dü-

zenlediler. Toplantıda ayrıca STK temsilcile-ri, işadamları ve politi-kacılar hazır bulundu.

Toplantıda söz alan İOT Başkanı Aydın Ak-kaya, 16 Ağustos'ta Hollanda Uyum

Bakanlığı'nın itirazını görüşen Utrecht Merkezi Yüksek İdari Mahkemesi'nin, “Türkler artık uyum kurslarına zorla-namaz” şeklinde kararın açık ve net ol-duğunu söyledi.

IOT Başkanı Aydın Akkaya şunları söyledi: “Uzun süredir devam eden top-lumsal ve hukuki mücadelede önemli bir aşamaya gelindi. Söz konusu uyum yasasının ayrımcı yönüne ilk gündeme geldiği günden bu yana dikkati çektik ve bu çerçevede şimdiye kadar toplam

6 bakanla görüştük. Hukuki alanda elde edilen başarıda emekleri bulunanlara buradan teşekkür ediyorum. Türk vatan-daşlarının dil kursu ve sınavına katılma zorunluluğu kalktı ancak Hollandaca öğ-renme gerekliliği devam ediyor. ”

ANLAŞMALAR, TÜRK INSANININ SIĞINACAĞI BIR LIMANDIR

Ejder Köse ve Ali Durmuş: “Türkiye ile AB arasında imzalanan 1963 tarihli Ankara Anlaşması ve 1980 tarihli Or-taklık Konseyi Kararları Türk vatandaş-

larına geniş imkânlar sunuyor. Bu anlaşma-lar Türk insanının sı-ğınacağı bir limandır. Mahkemeyi de bu çerçevede kazandık. Artık bundan böy-le insanlar kurslara zorlanamaz, isteyen uyum kurslarını bı-rakabilir. Herhangi bir yaptırım ya da

ceza alması mümkün değil. Avrupa'da-ki Türklere geniş haklar getiren bu an-laşmalar, Türkiye istemediği sürece bo-zulması mümkün değil. Hollanda Uyum Bakanlığı, mahkeme kararından sonra yerel yönetimlere (belediyelere), Türkle-rin yasadan muaf olduğuna dair talimat göndermiştir. ”

Uyum Bakanlığı'nın itirazını görüşen Utrecht'teki mahkeme, Türkiye ve AB arasındaki anlaşmalardan dolayı Türk vatandaşlarıyla AB vatandaşları arasında ayrım yapılamayacağına karar vermiş-ti. Hollanda'da 2007 yılın-da yürürlüğe giren Uyum Yasası, AB dı-şındaki göç-menlerin zo-runlu uyum kurslarına ta-bii tutulmasını öngörüyor. HTIB Hollanda ‘da

Türk gençlerinin durumu ele aldı

MOB'dan yeni atılım

Hollanda’da ki Türk gençlerinin durumu Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliğinde düzen-lenen bir toplantıda ele alındı. Toplantıya Amsterdam Belediye Başkan Yardımcısı André van Es, HTİB Başkanı Mustafa Ayran-cı, HOTİAD Başkanı Turgut Torunoğulları, IOT Müdürü Ahmet Azdural, UETD Hollanda Koordinatörü Mikail Güneş, Forum'dan Zeki Arslan, Amsterdam Oost Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Özütok, Komfortours Yöne-tim Kurulu Başkanı Osman Çelik, aralarında eğitimci, araştırmacı, işadamı ve gazetecile-rinde bulunduğu çok sayıda Hollandalı ve Türk vatandaşı katıldı.

2008 yılında, Leiden ve çev-resinde aktif ticaret yapan Türk girişimciler tarafından kurulan Rijnland Bölgesi Türk Girişimci-ler Derneği TOVER, üyeleri ve eş-lerini gemi gezisinde buluşturdu.

Üyelerin birbirlerini tanıma ve kaynaşmaları amaçlı tertip edilen gemi turuna T.C. Lahey Büyükel-çiliği Ticaret Müşaviri Engin Er-tekin, TOVER Başkanı Durmuş Doğan, Rotterdam Ticaret ve Sa-nayi Odası bünyesinde bulunan İGEME Sorumlusu Beratiye Öncü, işadamları ve eşleri katıldı.

TOVER Başkanı Durmuş Do-ğan ise şunları söyledi: “Derne-ğimize farklı iş dallarında faaliyet gösteren üyeler kayıtlı. Farklı ça-lışma alanları oluşturmak, üye-lerimizi ilgilendiren toplantılara iştirak etmek, birlikte olmanın avantajlarını öne çıkarmak için

çalışmalar yapıyoruz. İlkini ge-çen yıl gerçekleştirdiğimiz ‘ai-lece gemi gezisi’, üyelerimizin beğenisini kazandığı için bu yıl tekrarını yapalım istedik. Üye-lerimiz arasında tanışma, işbir-liği ve kaynaşma ortamını tesis etmek için gerçekleşen gezimiz, yağmura rağmen beklediğimiz ilgiyi gördü. TOVER olarak biz-de 2012 Haziran ayında, 400. Yıl kutlamaları çerçevesinde etkinlik gerçekleştirmek istiyoruz ve şim-diden kolları sıvadık.”

“TOVER ÜYELERİ GEMİ TURUNDA BULUŞTU”

İjsselmonde İlçe Belediye Binası, Rot-terdam Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutalip tarafından törenle hizmete açıl-dı. İjsselmonde İlçe Belediye Başkanı Luuk Wilsin, Feijenoord İlçe Belediye Başkanı Seyit Yeyden, Rotterdam Anakent Belediye Başkan Yardımcısı Hamit Karakuş, İjssel-monde Belediye Meclis Üyesi Necat Kaya ve yaklaşık bin 500 kişilik kalabalık halk topluluğu açılışta hazır bulundu.

“Daha Yaşanılır Bir Rotterdam” için düğmeye basıldı

İjsselmonde Belediyesi yeni binasına kavuştu

Geçtiğimiz günlerde MOB Zorg’a bağlı olarak servis yapacak olan GGZ Plus Ruh Sağlığı Anabilim Bölümü, seçkin davetlile-rin katılımıyla açıldı. Çok sayıda doktorun, psikiyatrın ve psikologların da hazır bu-lunduğu açılışta, MOB sahibi İsmail Me-ral şunları söyledi: “Bilindiği üzere 2004 yılından itibaren farklı gruplar için çalış-malarımızı başlattık. İşimizi severek ve sıkılmadan yapmayı, üst düzey kalitede insanlara servis vermeyi, kendimize ilke edindik. Her insanın hem özel hayatında hem de iş alanında etrafına iyilik yapmak için çaba göstermesi şart. Bu anlamda yeni yapılanmamızda tam burada, iyilik yapma konusunda, güzel bir şekilde hayata geçti. GGZ Plus olarak uzmanlar tarafından, psi-kiyatrik tedaviye ek olarak, sosyal hizmet uzmanları tarafından kişisel denetim uy-gulanacak. Doktorlar, psikologlar ve sos-yal hizmet uzmanlarının beraber çalışması sonucunda, insanlarımıza daha kaliteli bir servis vermeyi hedefliyoruz” dedi.

HBTTKDD Yönetim Kurulu, muhtaç olan insanlara yardım elini uzatmak ve mesafeleri hiçe sayarak gönül köprüleri kurmak düşüncelerinden yola çıkarak “Afrika’daki kardeşlerimizin size ihtiyacı var” adı altında bir yardım kampanyası düzenledi. Kampanyasında toplanmış olan meblağ, Afrika’ya ulaştırılmak üzere, dernek Yönetim Kurulu tarafından Hol-landa Diyanet Vakfı’na (HDV) teslim edildi.

AFRIKA’YA BIR YARDIM ELI DE HOLLANDA’DAKI BATI TRAKYA TÜRKLERINDEN

FOTOHABER

MADE'DA ÖZGÜN BIR BRASSERIE-RESTAURANT

Seçkin davetliler eşliğinde Noord-Brabant'ın Made şehrinde açılışı gerçekleşen Made Brasserie –Restoran,

Türk – Hollanda mutfağını birlikte sunacak.Işyeri sahibesi Kamila Çiftçi şunları söyledi:

“Türk ve Hollanda mutfağını konseptini birlikte sunan ilk restoranız. Gündüzleri Hollanda, akşamları ise Türk mutfağından servis yapıyoruz. Amacımız, Made’da aranılan bir mekan olmak.

Iki haftada bir canlı müzik yapacağız. Düğün, iş yemeği, eğlence programlarına yönelik hizmet te veriyoruz. Haftanın belli günlerinde kurulan semt pazarına gelen insanları düşünerek, çay –kahve içebilmeleri için mekanımız açık tutulacak.”

Hollandalılar, Made’ya böyle bir restoranın açılmasından dolayı son derece mutlu olduklarını belirttiler.

Ejder KöseAli Durmuş

Hollanda'nın Leiden şehrinde bu-lunan Mimar Sinan Camii'nde, Benim Sigortam şirketi tarafın-

dan organize edilen toplantıda Hollanda sağ-lık sigortası sistemini bekleyen değişiklikler ele alındı.

Düzenlenen bilgilendirme akşamına Türkiye’nin Amsterdam Fahri Konsolosu ve aynı zamanda Achmea Kurumunun Yönetim Kurulu Başkanı Joost Peters, konuşmacı ola-rak katıldı. Benim Sigortam Yönetim Kuru-lu Başkanı Mehmet Keskin, sağlık sigortası alanındaki son değişiklikler konusunda ilk bilgilendirme toplantısına Leiden Mimar Si-

nan Camii’nde start verdik. 2012 yılı aylık sağlık sigortası primleri 3 euro ila 4 euro arasın-da primlerin yük-seltilmesi bekleniyor. Önümüzdeki günlerde sunacağımız sağlık sigortası prim indirim oranları kamuoyuna açıklayacağız. Bizim en büyük katkımız, en uygun prim indirimlerini sunarken, kendi-lerinin sağlık sigortası seçimi yapmalarında yardımcı oluyoruz.” şeklinde konuştu.

Benim Sigortam şirketinin ortağı André van Aarden ise şunları söyledi: “Sağlık ko-nusu ciddi bir konu.Yapılacak değişikliler konusunda süre dolmadan paketleri seçmek lazım.15 Kasım 2011 tarihinden itibaren evlere poliçeler ve paketler hakkında birer mektup gelecek. 31 Aralık 2011 tarihine ka-dar herkes sigortalarını değiştirmek konu-sunda serbesttir.”

Page 11: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER20 21OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 20

Bu ayki Yemek-name programı-mızı Meram Res-toranlarının yeni şubesi Amster-dam Meram’da yaptık. Bu Yemekname’de daha farklı bir konsept yapıp,

‘kendin pişir kendin ye’ teması üzerinde durduk. İlginç bir Yemek-name olacağını düşündüğümüz bu sayımızda, misafir ettiğimiz konuk-larımızı daha çok havacılık ve hukuk sektöründen belirleyip davet ettik. Katılan konuklarımız: THY Hollan-da Müdürü Ahmet Şahin, Müzisyen Murat Ay, Calsedon Genel Müdürü Mehmet Kaplan, Eski Eyalet Meclis Üyesi Songül Akkaya, Demsan Ser-vices şirketi sahibi Muhammet De-mirel, Potentia Legis Hukuk Bürosu sahibi Tenzile Erdal, Yıldırım Reizen ve Anadoluline sahibi Ahmet Kara-cadal, Kılıç Hukuk Bürosu sahibi Fa-dime Kılıç ve Pegasus Hollanda ve Fransa Müdürü Kamil Saygı. Meram Amsterdam West Şube Müdürü Ali Topal ise Meram Restoran'ın 'servis kalitesini' ıspatlarcasına misafirle-rimize olağanüstü ilgi gösterdi ve iyi bir ev sahipliği yaparak, hem ye-meğe hem de güzel sohbete katıldı.

Calsedon müdürü-yüm, Yıldırım Reizen ile beraber çalışıyoruz, kısaca turizmciyim. 1994 yılından itibaren Hollanda’da yaṣıyorum, aslen Karamanlıyım üstelik Kazım Karabe-kir'liyim, öyle de bir ayrıcalığımız var yani. Çok güzel bir program, bunun devamını dili-yorum.

Ben bu aksam buraya eski bir siyasetçi olarak davet edildim. 8 sene boyunca Kuzey Hollan-da Eyalet Meclisi'nde görev yaptım. Ṣu an için politikaya ara ver-dim. Ara vermemin sebebi de, bir asayiş ve güvenlik hizmetleri su-nan şirketimin olması.

Sivaslıyım, 37 yaşında-yım. 14 yıldır THY'de çalışıyorum. THY ope-rasyon ve bilet dahil bir çok farklı pozisyon-da görev aldım. 7 sene Kore'de kaldım, sonra 'sen git biraz medeni-yet gör' dediler; biz de buraya geldik. Burada olmaktan gayet mutlu-yum, şöyle bir şey var, aslında 400 Türk'ün yaşadığı bir ülkeden 400 bin Türk'ün yaşa-dığı bir ülkeye geliyor-sunuz tabii ki çok farklı bir atmosfer. Böyle or-tamlarda bulunmak keyif veriyor. Aynı dili konuşmak, aynı kül-türden olmak daha bir güzel. Şu anda bu-rada Yemekname'de bulunmaktan ayrı bir keyif aldığımı söyleye-bilirim, burada bulu-nan arkadaşların her birinin ayrı meslek dallarından ve her biri güzel bir konum-da çok güzel yerlere gelmiş olmaları ayrı bir zenginlik veriyor sohbete. Yemeğe ve tabii ki Yemekname'ye.

Amsterdam’da avu-katlık yapıyorum, yak-laşık 9 yıldır. Uzmanlık alanlarım iṣ hukuku ve yabancılar hukuku. Amsterdam merkez-de kendi ofisim var. Amsterdam’da doğ-dum ve burada oku-dum.

Yıldırım Reizen sahibi Ahmet Bey her zaman-ki gibi yine bizleri çok güldürdü sağolsun. Kendisini tanıtırken aynen şöyle dedi: "Ben Ahmet.. Yıldırım Reizen sahibiyim, biletçiyim sağ olsun arkadaşlar-da böyle beleş yemek ısmarladıklarında ge-liyorum. 1984 yılından beri insanlara hizmet et-mekteyiz Yıldırım Re i z e n olarak.

8 yıldır Hollanda’da yaşıyorum aslen Ka-ramanlıyım, Pegasus hava yollarında hem Fransa hem Hollanda müdürlüğünü yapıyo-rum. Enteresan bir şey de ben vejetaryenım.

Ahmet Bey yemek konusundaki ustalığını gösterdi.

Misafirlerimiz çok hoş bir sohbet gerçekleştirdiler.

Tenzile Hanım, halen Amsterdam'a alışamadığını ve ofisini Rotterdam'a geri taşımak istediğini belirtti

Tenzile Hanım, halen Amsterdam'a alışamadığını ve ofisini Rotterdam'a geri taşımak istediğini belirtti

Reklam müdiremiz Nur Hanım ve Fadime Kılıç Hanım ilk kez Yemekname'de tanışmalarına rağmen birbirlerine çok hızlı ısındılar ve zaten güzel olan sohbete ekstra renk kattılar.Havanın güzel olmasından dolayı, yemekten sonra misafirlerimiz sohbeti restoranın önündeki

teras bölümüne taşıdılar.

Meram Restoran'ın yeni açılan

şubesinde kendin pişir kendin ye

bölümü aşağıdaki gibi. Her masanın

ortasında grill yapmak için imkanlar var

Ahmet Şahin Ahmet Karacadal Fadime KılıçKamil Saygı Mehmet Kaplan Songül Akkaya

21 yıldır Hollanda’da yaṣıyorum, Ben yemek-le ilgili Türkiye’de bir kitap hazırlıyorum. Ṣu ana kadar 140 yemek derledim. Karaman ve bölgesinde unutulmuş ve unutulmaya yüz tut-muş yemekleri derliyo-rum. Önümüzde ki yıl bir aksilik çıkmazsa kitabı-mız piyasaya çıkacak.

Murat AyMüzisyen

Ali Bey bize ızgaraların altında yakılan kömürün aslında öğütülmüş ve özel olarak Türkiye'den getirilen fındıkka-buğu olduğunu anlattı. Fındık kabuklarının özelliği, ince bir şekilde öğütülüp ızgara kömürü olarak kullanıldığın-da 3 gün boyunca sürekli yanabilen bir hal almasıymış. Kömürün üzeri kül ile kapatılıp uyumaya alınıyormuş, daha sonra tekrar kullanmak istendiğinde sadece külleri karıştırmak yeterliymiş. Fındık kabukları böylece tekrar hazır hale geliyormuş.

Amsterdam'da üçüncü şubemi-zi açmış bulunuyoruz. Burada-ki konsept digerlerinden biraz farklı. Barbekü bölümünde ken-din pişir kendir ye konseptini uyguluyoruz. Müşterilerimiz gruplar halinde buraya gelip güzet vakit geçiriyor, daha farklı bir hava oluşuyor.

Ali TopalAmsterdam Meram Şube Müdürü

THY Hollanda Müdürü

12 yıldır uluslararası ti-caret hukukuyla ilgile-niyorum. 3 yıldır Ams-terdam da çalışıyorum burada ofisim var. Bun-dan önce Rotterdam’da idim. Umarım Rotterdam’a tekrar geri dönerim, çünkü Rotterdam'ı çok sevi-yorum, Amsterdam’a hiç alışamadım. Mü-vekkillerimin çoğu boşanma davaları. Yemekname'yi çok be-ğendim. Farklı meslek-ten insanlarla tanıştım, hoş sohbetler ettik, çok verimli bir program. Yemekname'nin deva-mını temenni ediyo-rum.

Tenzile ErdalPotentia Legis Hukuk Bürosu sahibi

Yıldırım Reizen ve Anadoluline sahibi

Kılıç Hukuk Bürosu sahibi

Pegasus Hollanda ve Fransa Müdürü

Calsedon Müdürü Eski Eyalet Meclis Üyesi

Ben Rize’de doğdum, 31 yıldır Hollanda’da yaşıyorum. Temizlik sektöründe faaliyet gösteriyoruz, bu ara-da Türkiye’de temizlik iṣi ile ilgileniyoruz. 3 yıldır THY uçaklarının temizliğini yapıyoruz. Amsterdam’da kalı-yorum şirketimizin ismi Demsam servi-ces. 31 yıldır bu iṣle uğraşıyorum. Ana-dolu jet Ankara’da hizmet vermekteyiz. Amsterdam’da ki şir-ketimizde 85 civarında çalışanımız var. Temiz-lik konusunda aklınıza gelecek her konuda hiz-met veriyoruz.

Muhammet DemirelDemsan temizlik şirketi sahibi

YEMEKNAMEMOB is een zorgorganisatie en biedt zorg en dienstverlening waarbij de cliënt centraal staat. Hierbij kunt u rekenen op onze vertrouwde diensten;

• Huishoudelijke verzorging • Verpleging en verzorging• Individuele begeleiding• Groepsbegeleiding• Ondersteuning Kind & Gezin• Psychiatrische hulpverlening

www.mob.nu [email protected] 010-476 08 18

Meer dan zorg alleen...Kompas İnternational’dan 400. Yıl Konferansı

Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 400’üncü yılı seneye kutlanacak. Bu çerçevede 2012’de iki ülkede çok sayıda prog-ram düzenlenecek. Bu programların hazırlık troplantılarından birisini Kompas İntarnational Den Bosch’da organize etti.

Programa Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan’ın, Hollanda eski senato başkanı Rene van der Linden , HOTIAD Başkanı

Turgut Torunoğulları ile çok sayıda Türk ve Hollandalı işadamı katıldı.

Büyükelçi Uğur Doğan şöyle ko-nuştu: “Gelecek yıl Türkiye ile Hol-landa arasındaki resmi ilişkilerin 400. yıldönümü kutlanacak. Dolayı-ıyla 2012’de her iki ülkede çok sayıda etkinlik düzenlenecek. Planlanan bu etkinlikler iki ülke arasında var olan iyi ilişkilere katkıda yapacaktır. İki ülke arasındaki ilişkiler zaten köklü.

400. yıl dolayısıyla sanatsal, kültürel, ekonomik ve siyasi olarak çok sayıda aktivite planlanmış durumda. Bu et-kinliklere her iki toplumdan da yük-sek katılım bekliyoruz.”

Rene van der Linden ise konuş-masında şöyle dedi: “Türkiye demek sadece İstanbul ve Ankara demek de-ğil. Türkiye dinamik nüfusu ve canlı ekonomisiyle AB ve Hollanda için son derece önemli. AB daha fazla ilgi göstermeli. Ben 400. yıldönümüne ilişkin Hollanda’da kurulan danışma kurulunun başkanlığını da yapıyo-rum. Seneye iki ülkeden üst düzey ziyaretler olacak.”

Kompas İnternational ‘ın Müdü-rü Hatice Can-Engin ise şunları söy-ledi: “Önümüzdeki yıl Venlo Çiçek-çilik Fuarında Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün de katılacağı büyük bir toplantı düzenlemeyi planlıyoruz.Kompas İnternational danışma kuru-lu Hollandalı eski Bakanlar ve siyaset dünyasında önemli kişilerden oluşur.”

Page 12: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER22 23OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011

Fatma Gümüş kimdir?3 yaşında Hollanda’ya geldim. Ailem

Hollanda’ya daha evvel geldiği için bende aile birleşimi yoluyla geldim. Trabzon do-ğumluyum. Bütün eğitimimi Hollanda’da tamamladım. Yüksek okul (Hoge School) mezunuyum.

16 sene GR üzerinde çalıştım. İnsan kaynakları (personel işleri) alanında uzun yıllara dayanan tecrübeye sahi-bim. İlk çalıştığım yer devlet kurumuy-du. Wageningen Üniversitesi bünyesinde bir kurumda (DLO) ise 10 yıl çalıştım. Daha bir temizlik şirketinde personel işleri bölümünde 6 ay çalıştım. Burada beni rahatsız eden durum, temizlik ele-

manlarına genelde çıkışlar veriliyordu ve işim gereği bu çıkışları ben hazırlamak zorunda kalıyordum. Bu yüzden bu şir-kette fazla kalmadım. Akabinde bir lojis-tik firmasında işe başladım. Burada da 5 ay personel işleri bölümünde çalıştım. Daha sonra bir Amerikan firmasına gir-dim. Burada Rotterdam, Veenendaal ve Benelüks ülkelerinde olmak üzere 2 yıl çalıştım. Akabinde Eindhoven şehrinde bir şirkette işe başladım ve 9 ay çalıştım.

Iş hayatına tamamen tesadüf so-nucu atıldım

Bir iş görüşmesine gittiğimde o şir-ket beni işe alıp almama konusunda kararsızdı. Daha sonra bu şirket beni tekrar konuşmaya davet etti. Şirket yet-kilisi, ‘Seninle çalışmak istiyoruz ancak, geçici’ şeklinde yanıt verdi. Bende o an hemen yanıt vermedim. Aynı gün o gö-

rüşmeden birkaç saat sonra bana telefon-la bir yakınım görüşmemiz gerektiğini söyledi. Biz görüşmeyi yaptıktan hemen sonra o gün mesai saati bitmeden Tica-ret Odası(KvK)’na giderek şirket kurma prosedürünü başlatmış oldum. Buradan anlaşılacağı üzere benim iş hayatına atıl-mam aslında bir tesadüften ibaret.

Werving en SelectieHaziran 2010 tarihi itibariyle resmi

olarak kurmuş olduğumuz TCG-Vision şirketimiz vasıtasıyla firmalara eleman buluyoruz. Ancak bildiğimiz işçi bulma firması değiliz. Biz, şirketlerden gelen ta-lepler doğrultusunda eleman arıyoruz ve ihtiyacı gideriyoruz. Firmalar ayrıca, personel ve iç yapılanmayla alakalı işle-rin organize edilmesi için bizim şirketi kiralayabiliyorlar. Örneğin herhangi bir firmayla güzel bir çalışma gerçekleştir-diğimiz zaman bu şirket başka şirketlere bizi tavsiye ediyor, referans oluyor. Bu bizim için güzel bir reklam.

Şirketiniz bünyesinde kaç eleman istihdam ediyorsunuz?

İçeride ve dışarıda çalışan toplam 6 personelimiz var.

Şirket olarak istediğiniz seviyeyi yakaladınız mı?

Şirketimiz henüz kurulalı bir yıl oldu. Ancak planladığımız ve beklediğimizin ötesinde çıta yükseldi. İlk başlarda biraz zorlandık ancak ilerleyen aylarda umdu-ğumuzdan da iyi performans yakaladık. Geçen yaz dönemi biraz durağan geçti an-cak bu aylarda tekrar hareketlilik başladı.

FC EDE GENÇLIK ‘90Uzun yıllardır Ede kentindeki genç-

lerimize spor yapmalarına olanak sağ-lamak için kurulan FC Ede Gençlik ’90 Kulübü, şirketimizin kendilerine spon-sorluk yapmasını istiyor. Bu bizim için gu-rur verici. Biz şirket olarak imkânlarımız ölçüsünde gençlerimize katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Çalışmak size göre neyi ifade edi-yor?

Gençlik dönemimizde şimdiki kadar Hollanda’da Tük yoktu. O dönemleri hatırlıyorum da, Türkler hep aşağılanıyordu. Hat-ta Hollandalılar zeka testi dahi yaptıklarını hatırlıyo-rum. Ancak şimdi durum tam tersi... Hollanda eski Hollanda değil. Üreten Hollandalı nüfus azaldı, göçmen nüfus ise artış kaydediyor. O bakımdan Hollandalılar (istemeseler bile) göçmenleri ciddiye almak zorunda kalıyorlar. İş ve eğitim ortamlarında çok fazla ayrımcılık yaşa-nıyordu. Biz Türkler çok çalışarak, iyi eğitim alarak toplumda ‘bizde varız’ di-yebiliyoruz. Ben bir göç-menim üstelik bayanım, başarmak için daha fazla çaba sarf ettim, çalıştım ve kabul gördüm. Çalışmak benim için özgürlüktür.

Yaşamdan ne anlı-yorsunuz?

Bana göre yaşam öncelikle sabahleyin uyandıktan sonra nasıl bir enerji ve psi-kolojiye büründüğünüze bağlı. Gün boyu neşeli ve moralsiz olabilirsiniz. Buradan hareketle pozitif veya negatif düşünce o günkü yaşamınızı etkiler. Günlük hatta anlık gelişmeler kişinin yaşamını belirler. Ben hayata her zaman neşeli bakmayı seviyorum. Önüme çıkan zorlukları tec-rübe olarak algılıyorum. Yaşam bana göre tecrübe demektir.

Sizin branşı yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Öncelikle çevre ve piyasa araştırma-sı yapmalarını tavsiye ederim. Rekabete açık olmaları önemli. Diğerlerinden farklı olmalısın.

3 cümleyle kendinizi anlatır mısınız?

Fatma Gümüş, öncelikle bir annedir. Ayrıca sosyal biriyim, in-sanlarla iletişim kurmaktan mutlu olurum. Öte yandan başarılı olmak benim için olmazsa olmazımdır.

En çok neye üzülürsünüz?Aileme veya dostlarıma olum-

suz bir şeyin olması beni çok üzer. Tiyatro ve sinemayla aranız

nasıl?Macera ve heyecan filmlerini

izlerim. Doğrusu romantik film-leri pek izlemem. Zaman bulduk-ça sinema ve tiyatroya gidiyorum. Mümkün oldukça çocuklarımla gidiyorum.

Gönüllü/toplumsal işler yap-tınız mı?

Ede şehrinde kısa süreli de olsa çocuklara gönüllü Türkçe dersleri verdim. Tekrar talep olursa yine vermek isterim. Toplumumuza yararlı olmayı çok seviyorum. Yine Ede şehrinde bulunan ‘Tarım’ bran-şında eğitim veren bir meslek oku-lu, ‘Türk Öğrenciler neden bu okula gitmek istemiyor’ diye bir araştırma yapılmak isteniyor. Bu araştırmayı Nilay Kulci adlı arkadaşımla yap-mak istiyoruz.

Gelecekle ilgili planınız var mı?

Hem Hollanda’da hem de Türkiye’de yaşamayı planlıyorum. Türkiye’de iş yapmak istiyorum. Za-manla şube sayısını artırmak istiyo-rum. İşler yoğunluğuna göre şube sayısını çoğaltmayı isterim. Hatta Franchise olarak ta olabilir.

FATMA GÜMÜŞ:

Röportaj: Mehmet Ali Topcu Fotoğraf: Fatih Karaman

Laan op Zuid 480 • 3071 AB • Rotterdam

Ing. Bekir Özalp • Tel: 010-4230513

“Önüme çıkan zorlukları tecrübe olarak algılıyorum

...Iftar sofraları devam...Geçen ayki sayımıza yetişmeyen, ga-

zetemiz yayınlandıktan sonra gerçekle-şen iftar sofralarına da yer vererek, siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. Ra-mazan ayının bu yıl yaz tatiline denk gel-mesine rağmen STK ve işyerleri değişik kentlerde iftar programları düzenlediler.

Rotterdam-West´te bulunan S.N.V. Hobi Bahçeleri yönetimi tarafından or-ganize edilen iftar akşamına ilgi fazlaydı. Bu yıl ilk defa düzenlene hobi bahçeleri iftarını Türkler, Hollandalı komşularıyla birlikte yaptılar.

Rotterdam ve Dordrecht kentlerinde şubesi bulunan İzah Zorg (Bakım) Şirketi, Rotterdam Meram Restoran’da davetlile-re iftar verdi.

Hollanda’nın Türk tur operatörlerin-den Anadolu Line, Amsterdam Birbey Restoran’da acente temsilcilerini iftar sofrasında buluşturdu.

Hollanda Türk İslam Kültür Dernek-leri Federasyonu (HTİKDF), Rotterdam Gültepe Eğitim Merkezi’nde, HDV şube yöneticilerine ve STK temsilcilerine yö-nelik iftar programı düzenledi.

Tüm sanayici İşadamları Derneği (Tümsiad) Hollanda şubesi tarafın-dan Rotterdam Türk Esnaflar Kulübü STOR’da, işadamları ve üyelerine iftar verdi.

Arnhem bölgesinde aktif çalışmalar yapan Türk işverenler tarafından kurulan Türk İşadamları Derneği TOV, Maksim Eğlence ve Düğün Salonu’nda 200 da-vetliye iftar verdi.

Hollanda Türk İslam Kültür Dernek-leri Federasyonu (HTİKDF) tarafından Den Bosch kentinde düzenlenen iftar programına üyeler, cemaat ve STK tem-silcileri katıldı.

Ben Hollanda kültürüne alı-şık biri olduğum için yaşayacağım yer sıkıcı olmayacak, tabiatla iç içe, orman ve deniz olan yeri tercih edi-yorum.

Türkiye’de İstanbul’da ya-şamayı isterim. Ancak Trabzon’da kısa süreli yaşamak tercihimdir. Çok kültürlü bir toplumda yetiş-miş olmamdan dolayı Trabzon’da uzun süreli yaşayacağımı sanmıyo-rum. Ancak Hollanda’da ise küçük şehirde yaşamak isterim.

Asla vazgeçemeyeceklerimi sıralamak gerekirse çocuklarım internet ve telefon. Öncelikle ai-lem daha doğrusu…Eşim kızar sonra. :))

İş yaşamımda profesyonel olarak tanınmak isterim. Dürüst ve toplumda sevilen bir kişi olarak anılmak ve bilinmek isterim.

Web sitesi yapmayı, bisiklet sürmek, arkadaşlarla eğlenmek, yüzmeyi seviyorum.

Bizim evde favori yemek La-zanya (Makarna Pilav). Ben ise en çok Karnıyarık yemeğini yapmayı ve yemeyi seviyorum. Bunun yanı sıra değişik malzemelerle farklı ye-mekler yapmayı da çok severim.

Bir iş görüşmesine giderken, orada yaşananlar beni haddinden fazla heyecanlandırır. Sürpriz bir te-lefon veya posta yine aynı heyecanı verir. Örneğin Türkiye’ye her gidişim bana ayrı bir heyecan verir.

Kitap okumayı seviyorum. En son okuduğum kitap Atilla Aytekin’in “Atilla’s Dutch Dreams” adlı eseri. Bu kitap beni oldukça etkiledi. Bizden bir örnek! Hollanda’da yetişmiş, eği-timini burada tamamlayan Aytekin şimdi ‘Triodor’ adlı holdingin CEO’su.

1 Heb je een favoriet make up merk?

2Is er een najaarstrend op beautygebied waar je hele-maal hyper van wordt?

3 Je kunt niet zonder je ..................

4 Wat is je favoriete fashion quote?

5 Wat is je favoriete kledingstuk/accessoire?

6 Hoe zou jij je persoonlijke stijl nu omschrijven?

7 Hoe ziet jouw garderobekast er uit?

8 Wat is typisch Elif/Güneş/Nilgün/Petek?

1. Mijn favoriete merk voor oog make-up is Lancôme; Hypnôse mascara en de Crayon Kohl oogpotlood & Yves Saint Laurent en voor de schitterende kleu-ren lippenstiften de lijn Rouge Volupte. 2. Ponytail Power! De paardenstaart die weer terug is en de back to black eyeliner die hot is in het najaar.3. I-phone & high heels.4. ‘’Dressing is a way of life‘’ Yves Saint Laurent.5. Blazers! Ik hou zowel van classy als boyfriend blazers, het maakt je outfit af! 6. Elegant (&) hip 7. Ik heb een veelzijdige garderobe waar-in allerlei stijlen terug te vinden zijn maar de donkere kleuren overheersen. Black is classy en hoort bij mijn business look! 8. Spontaan, zachtaardig, eigenwijs & last but not least a workaholic!!!

1. Ik ben een grote fan Yves Saint Laurent (YSL). Ik gebruik nu ruim 10 jaar de Volume mascara van YSL. Mijn oogpotlood is van M•A•C en mijn lipgloss is van Chanel. 2. Black Diamonds! Na het afgelopen sei-zoen van Color Blocking is zwart weer he-lemaal b(L)ack.3. Blackberry, mascara, Chi-tang en mijn auto.4. ‘A girl should be two things: classy and fabulous’, Coco Chanel.5. Jeans! Jeans is mijn basis kledingstuk, waarmee ik met verschillende schoenen/pumps gecombineerd met mijn handtassen mijn look creëer. 6. Fancy & Funky!7. Zwaar geordend! Alles hangt (bijna) op kleur, mouwloos, korte- en lange mouw, zo-mer- en winter, jurkjes, colberts etc. 8. Ik ben een agendatrut, prettig gestoord en gedreven!

1. Zijn jullie er klaar voor? Ik gebruik Dior voor mijn foundation, oogschaduw, mascara, YSL voor mijn lippen en de concealer, Hema voor mijn eyeliner, blush van Sisley en Goldenrose voor mijn oogpotlood en nagellak. En M•A•C voor mijn nepwimpers en poeder. 2. We zullen in de herfst en winterseizoen veel 'fake fur' (nepbont) zien. En ik ben hier absoluut een voorstander van. Het geeft aan je meest sim-pele outfit een glamour touch. Ook moet ieder-een tweed in de kledingkast hebben. Bij Chanel en Chloe kon je deze stof al tegenkomen in de col-lectie, maar bij Zara kun je deze stof terugvinden in blazers, rokken, jurken etc. Een tweed-jasje gecombineerd met skinny jeans en geweldige pumps zorgen voor een betaalbaar glamour look.3. Mijn Blackberry!!! Ik krijg bij de gedachte er-aan al een hyperventilatie aanval.4. "You never get a second chance to make a first impression"5. Mijn Frans Molenaar pailletten jurk. Het is zeker een eye catcher en ook betaalbaar. 6. Je kleding is een onderdeel van wie je bent en ik ben up – to – date, all the way en trendy sjiek7. Investeren in de juiste garderobe is misschien wel de beste investering die je kunt doen. Mijn moeder zal het hier absoluut hier niet mee eens zijn en zal ik straks wel een slipper naar mij ge-gooid krijgen. Mijn garderobekast zit overvol en wat duidelijk opvalt is dat ik heel veel blazers be-zit. Onderin de kast zijn er heel veel shoptassen die ik er gelijk inprop zodat mijn moeder deze niet ziet (veel meisjes zullen zich hierin herken-nen). Ik heb volgens mening veel kleren maar op een of ander manier hoor ik altijd het zinnetje 'Ik heb geen kleren'. 8. Chaotisch, gevoelig, humoristisch, aanwezig, creatief, (groot) gat in de handen en al zeg ik het zelf, ik vind me een topvriendin.

Het meervoud van leven is lef! Daar-om besloten we om de redactie van HA-BER aan de tand te voelen, waarom er tot op heden geen mode & lifestyle item was in deze krant. Binnen no time werd een brainstormsessie gepland op het hoofd-kantoor van HABER.

Wie zijn deze jonge dames? Elif Çetinkıl (29) heeft Personeel &

Arbeid gestudeerd aan de Hogeschool InHolland. en is werkzaam bij de Hoge-school Rotterdam. Mode is voor haar een levensstijl en ze is erg enthousiast om aan de slag te gaan voor HABER.

Güneş Çobanoğlu (28) heeft Sociolo-gie gestudeerd aan de Erasmus Univer-siteit en is sinds kort begonnen aan de opleiding Toegepaste Psychologie. Daar-naast is zij werkzaam bij Nationale- Ne-derlanden. Mode is voor haar H2o en laat haar hart sneller kloppen.

Nilgün Şahin (27) heeft Farmakun-de gestudeerd aan de Hogeschool van Utrecht en is momenteel werkzaam voor de farmaceutische industrie . Ze is mode-bewust en volgt graag de laatste trends.

Petek Nas (28) studeerde Internatio-nal Business and Languages aan de Hoge-school Inholland. Zij is werkzaam in het onderwijs. Tussen neus en lippen door brengt ze ook haar modekennis door aan haar leerlingen. Zij vindt dat mode een krachtige weerspiegeling van karakter is.

WE ♥LIFE(STYLE) MODE & LEVEN

Elif

Çetin

kil

Nilg

ün Ş

ahin

Güne

ş Çob

anoğ

lu

1. Alles van het merk Clarins vind ik mooi.2. Een van mijn favoriete trends voor het najaar is less is more. Vooral neutrale make-up zag je veel bij de modeshows. 3. I-Phone4. “Attitude is everything” Diane von Furstenberg5. Met mijn metallic-look Dutch van Zara ben ik erg blij. Je lach is je beste acces-soire. 6. Elegant chiq7. Mijn garderobekast ziet er altijd net-jes uit. Ik vind het fijn als er overzicht is. 8. Open, positief en behulpzaam.

What2wear & where2be

Voelen wij nieuwsgierigheid?

Uiteraard blijft het hier niet bij.

Wat kunnen jullie de volgende

editie verwachten?

Pete

k Na

s

Foto's: M. Fatih Karamanwww.fatihkaraman.nl

www.facebook.com/fatihkaraman

Page 13: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER24 25OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 24

Lebara, 1.000.000 €’luk hedefine ulaşana dek yükleyeceğiniz her 20 €’luk kontör için UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) veya IFRC’ye (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu), Fas, Filipinler, Gana, Hindistan, Kolombiya, Nijerya, Pakistan, Polonya, Romanya ve Türkiye’deki çocukların eğitimlerine yönelik projelerine destek vermek amacıyla Lebara Vakfı aracılığıyla 20 sent bağışlayacaktır. Her ülke 100.000 €’luk bağış alacaktır.

Kontör yükleyerek siz de Lebara’nın yapacağı 1 milyon €’luk bağışa destek olun.

1 MİLYON €10. YILDÖNÜMÜMÜZ sebebiyle

bağışlayarak 10 ülkeden 100.000 çocuğun eğitiminedestek oluyoruz

Her 20 € veya üzeri kontör yükleyişinizde hedefimize ulaşmak amacıyla ödediğiniz tutarın belirli bir yüzdesini bağışlayacağız.Daha fazla bilgi için: www.lebara.nl/1million

Desteklenecek örgütler:

Kontör yükleyerek yardım elini uzat!

LG1941P_77a_Charity_(Haber)_Turkish Ad_275(W)mmx385(H)mm_20-9.indd 1 20/09/2011 13:13

Wat doe je eigenlijk als je Histo-ricus en Turkoloog bent?

Als Historicus en Turkoloog ben je eigenlijk een onderzoeker. Als onder-zoeker lees ik veel over de Turkse/Os-maanse historie en de taal . Daarnaast schrijf ik en toets ik of bevindingen van anderen kloppen. Maar ik beoordeel bijvoorbeeld ook de resultaten van on-derzoeken die andere onderzoekers hebben gedaan.

Hoe ben je op het idee gekomen om het Instituut voor Turkse Studies op te richten?

Dat kwam eigenlijk doordat de stu-die Turkologie werd opgeheven bij veel universiteiten in Nederland. De studie werd alleen nog in Leiden gegeven sa-men met Arabisch en Perzisch. Ik ben van mening dat je de Turkse geschiede-nis niet kan bestuderen met de Arabi-sche en Perzische geschiedenis. Je pakt Nederland ook niet samen met Frank-rijk en Spanje. Ik vond toen al dat dit anders moest. Nadat ik was afgestu-deerd heb ik uiteindelijk het instituut opgericht.

Wat doet het Instituut voor Turk-se Studies?

We willen nu in het eerste jaar, vooral proberen om een solide basis te vormen door PhD- studenten aan te trekken. Dit zijn studenten die de hoog-ste academische graad hebben behaald, namelijk de graad van Doctor of Phi-losophy. Ons doel is om Nederlandse

PhD-studenten aan te trekken en hen te helpen met hun onderzoek waar en wanneer dat nodig is. In het vervolg wil-len we mensen aannemen en zelf on-derzoeken verrichten gerelateerd aan alles wat met Turkije en de geschiede-nis van Turkije te maken heeft.

Een belangrijk doel van het insti-tuut is “het schetsen van een realis-tisch beeld over Turkije.” Is dat nu niet het geval?

Ik zal dit toelichten aan de hand van een voorbeeld. Ik las de afgelopen week in een krant dat Turkije na 29 jaar mili-taire dictatuur eindelijk een democratie heeft. Dan vraag ik mij af hoe zij aan 29 jaar komen? Dat is namelijk niet het ge-val. In Turkjie hebben alle staatsgrepen slechts een of twee jaar geduurd. Feit blijft wel dat dit in de krant staat en dat heel veel lezers foutieve informatie lezen over Turkije. Zo verschijnen er geregeld nieuwsberichten van de NOS met gegevens over Turkije die niet juist zijn. Ik vraag vaak aan mijn collega’s om even te reageren op een nieuwsbericht van de NOS, omdat het gewoon fout is. Zo schreven ze bijvoorbeeld een keer dat Istanbul de hoofdstad van Turkije is, terwijl Ankara de hoofdstad is.

INFORMATIEGEBREKIk denk dat het ontstaan van een

onjuist beeld over Turkije ook te ma-ken heeft met het feit dat er heel weinig informatie is te vinden over Turkije. Er

komen vaak journalisten, programma-makers en documentairemakers bij ons met vragen, omdat ze gewoonweg geen informatie kunnen vinden over het-geen waar ze naar op zoek zijn. Het is allemaal erg Eurocentrisch. Er is meer onderzoek nodig en er moet meer in-formatie over beschikbaar komen. Er zijn bijvoorbeeld nog steeds mensen die denken dat ze in Turkije Arabisch spreken!

De afgelopen weken is Turkije, en met name premier Erdogan, veel in het nieuws geweest. In hoeverre speelt de media een rol in het creë-ren van een al dan niet realistisch beeld over Turkije?

De media speelt hierin de grootste rol. Maar los van dat is er een heel groot gat geweest in informatie overdracht. Al vanaf 1964 zijn er Turken in Neder-land, destijds werd het eerst verdrag tussen Nederland en Turkije onderte-kend om gastarbeiders naar Nederland te halen. Dat waren dorpelingen van het plattenland, die waarschijnlijk niet eens wisten dat Ankara de hoofdstad van Turkije was. Vervolgens kwamen er in de jaren ’70 en ’80 vluchtelingen als gevolg van de ingrepen van het leger in Turkije. Het probleem met asielzoekers was dat zij soms dingen overdrijven om hier te kunnen blijven. Omdat er nooit tegenwicht van informatie geboden is zijn al die beweringen doorgesijpeld als zijnde de waarheid. En zo krijg je dus taferelen als 29 jaar een dictatuur hebben.

Er zijn mensen die schrijven dat hij een gevaarlijke extremist is en een bedreiging vormt voor Europa. Is dat echt zo?

Turkije is moeilijk te begrijpen voor iemand die de Turkse cultuur en taal niet machtig is. Daarnaast is het con-cept van de Westerse politiek van links, rechts, liberaal, niet liberaal, fascistisch en nationalistisch niet toe te passen op Turkije. Dat hele concept is anders. Als je dat niet begrijpt of niet snapt dan geef je er een draai aan waardoor je het beter snapt maar waardoor het niet meer de werkelijkheid is.. Dan krijg je kromme redeneringen. Met Erdogan is dat ook zo. Bij hem wordt de laat-ste tijd inderdaad de nadruk gelegd op het feit dat hij toenadering zoekt tot de Arabische wereld en dat hij soms erg negatief is over Europa. Maar Erdogan is niet in te delen in links of rechts zoals wij die kennen. Daarom is het bijvoor-beeld ook zo dat CHP, de Republikeinse Volkspartij, in Turkije geldt als soci-aal- democratisch maar in Europa als rechts-nationalistisch. Turkije vanuit

FOTO EN INTERVIEW | ÇIĞDEM YÜKSEL

INTERVIEW ARMAND SAĞ – HISTORICUS & TURKOLOOG"Turkije is moeilijk te begrijpen voor iemand die de Turkse cultuur en taal niet machtig is"

Het zal niemand ontgaan zijn dat de afgelopen weken veel geschreven is in de media over de houding van Turkije, en in het bijzonder premier Erdogan. In diverse kranten verschenen er verontruste opiniestukken en zelfs in de politiek wist Erdogan oorzaak te zijn van de “doe eens normaal” conversatie tussen Rutte en Wilders. Armand Sag is Historicus en Turkoloog en tevens oprichter van het Instituut voor Turkse Studies. In dit interview vertelt hij over zijn werk en geeft hij een verklaring voor de berichtgevin-gen in de media.

ARMAND SAĞ: "Zo verschijnen er geregeld nieuwsberichten van de NOS met gegevens over Turkije die niet juist zijn. Ik vraag vaak aan mijn collega’s om even te reageren op een nieuwsbericht van de NOS, omdat het ge-woon fout is. Zo schre-ven ze bijvoorbeeld een keer dat Istanbul de hoofdstad van Turkije is, terwijl Ankara de hoofdstad is. "

MİNİ-BLOGDe afgelopen jaren is groene stroom steeds populairder geworden.

Maar wat is groene energie eigenlijk en waarom is deze anders dan andere energie?

Traditionele energie wordt vooral gewonnen uit fossiele brandstof-fen zoals olie. Deze zijn echter erg vervuilend en worden op termijn steeds duurder. Groene energie komt van duurzame energiebronnen zoals zon, water, wind en biomassa. Niet alleen is groene energie beter voor het milieu, op de lange termijn is het ook goedkoper omdat duur-zame energiebronnen niet opraken zoals dat wel het geval is bij fossiele

brandstoffen. Daarnaast wordt het produceren van groene energie steeds goedkoper, bijvoorbeeld omdat de prijs

van zonnepanelen sterk aan het dalen is. Het is voor mensen met een eigen huis of een bedrijfspand dan

ook steeds voordeliger om te investeren in groene energie. Samen inkopen levert daarbij nog eens

extra voordeel op. Voor ondernemers die veel energie gebruiken liggen hier kansen voor

flinke kostenbesparing. Voor meer informa-tie: zie www.milieucentraal.nl

Willem Lageweggroene energie

[email protected]

Directeur MVO Nederland

een Nederlands perspectief bestuderen kan niet, dat is krom. Ik bestudeer Kroa-tië toch ook niet vanuit een Marokkaans perspectief? Turkije bestudeer je vanuit een Turks perspectief. Veel mensen in Nederland doen dan niet, waardoor je een onrealistisch beeld krijgt over Er-dogan en over Turkije in het algemeen.

Hoe zou je de houding van Tur-kije kunnen verklaren? Is het zo erg zorgwekkend als in de media wordt geschreven?

Onlangs zijn de economische groei-cijfers bekend geworden en Turkije was voor de zesde keer op een rij, na China, het land met de grootste economische groei. Naarmate je meer macht en meer geld krijgt, laat je je tanden ook meer zien. Dan durf je ook meer. De enige re-den dan Amerika zich overal mee be-moeit is, omdat ze het rijkste land zijn. Turkije krijgt dat ook steeds meer. Of dat nu Israël is of Cyprus, zodra je meer

geld hebt durf je meer. Dat geldt voor personen maar ook voor landen. Ik snap dat dat sommige mensen bang maakt, omdat ze natuurlijk een machtiger Tur-kije zien opkomen. De mensen weten niet echt wat ze kunnen verwachten van een sterker Turkije. Er is nog altijd het beeld dat de Turken wraak willen nemen en Europa willen bemachtigen.

Het is een beeld waar Turkije te-genop moet boksen. Erdogan pakt het soms niet slim aan, omdat hij niet snapt dat mensen in Europa bepaalde senti-menten hebben tegenover Turkije. Aan de andere kant is het vrij logisch dat Turkije nu wat feller is gezien de toe-nemende macht. De omliggende landen zien Turkije nu ook steeds meer als een regionale grootmacht. In Europa heerst er nog altijd de angst wat Turkije zal doen als het machtiger wordt.

Page 14: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER26 27OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 26

Kom langs en laat direct uw woonlasten berekenen door een hypotheekadviseur. Kijk voor meer informatie over de WoonExperience op www.atta.nl.

E 2.000.000,-

E 1.000.000,-

E 900.000,-

E 800.000,-

E 700.000,-

E 600.000,-

E 500.000,-

E 400.000,-

E 300.000,-

E 200.000,-

E 100.000,-

E 75.000,-

E 2.000,- (huur)

E 700,- (huur)

Verhuisplannen? En willen weten wat er te koop én te huur staat? Kom dan naar de woonbeurs in de Euromast. Wij informeren u graag over nieuwbouw, bestaande bouw, verhuur en taxaties.

Kom langs en laat u inspireren!Elke eerste maandag van de maand.Altijd in de Euromast van 17:00 - 20:00 uur. Parkhaven 20 in Rotterdam.

Daar zat ik dan. Tussen de BBC-, RTL-, Sky tv-reporters, cameramannen en tientallen fotografen. Allemaal op de loer om een glimp op te vangen van Sebastian Vettel. Voor degenen die Formule 1 volgen klinkt deze naam bekend in de oren. Sebas-tian Vettel is de jongeste Formule 1 winnaar van vorig jaar en ook dit jaar staat de jonge coureur aan top. Het is daarom ook niet zo gek dat we met een grote groep journalisten, cameramannen en fotografen wachten om de jonge kampioen te pak-ken te krijgen. We zijn in België, op de paddock bij het Spa circuit. Het weer is erg wisselvallig, om de tien minuten valt er een regenbui gevolgd door een paar minuten zon. Terwijl we wachten proberen we onze camera’s droog te houden, we verbergen ons onder een afdakje en komen weer tevoorschijn als de zon doorbreekt. Na bijna twee uur wachten slaat de verveling en vermoeidheid toe. De came-ramannen hebben inmiddels hun apparatuur op

de grond gelegd, met pijn aan hun schouders pro-beren zij hun verstijfde nekspieren los te krijgen. De journalisten kijken voor de zoveelste keer naar de vragen op hun notitieboekje en de fotografen lopen vermoeid rond op de paddock. Ook ik begin moe te worden en hoop ondertussen innig dat Sebastian snel naar buiten komt. Mijn innige ge-hoop lijkt gehoord want niet lang daarna verschijnt Sebastian Vettel op de paddock! Er ontstaat lichte paniek. Cameramannen die snel hun camera op de schouders nemen, journalisten die Vettel proberen bij te houden en fotografen die elkaar onder de voeten lopen om een mooi moment vast te leggen. Nog voordat iedereen bij Sebastian Vettel is ren ik als een van de eersten naar hem toe. Ik sta precies tegenover Vettel en maak achter elkaar een aantal foto´s om dit moment vast te leggen. Terwijl hij met snelle passen naar mij toe loopt kijkt hij recht in mijn camera. KLIK!

Hallo Nordin, welkom thuis! Nu speel je in Kayserispor maar voor het trainingskamp kwam je naar Nederland, hoe voel je je?

Ja goed, lekker om in mijn thuis-land te zijn, lekker om te vertoeven, lekker hard getraind, mijn vrienden komen ‘s avond om iets te drinken en bij te praten. Het is een goed trai-ningskamp.

Waar heb jij gevoetbald?Bij Ajax en bij de amateurclub

SV Huizen.Bij PSV ben je in januari wegge-

gaan naar Turkije. De Turkse Liga is anders dan de Neder-landse competitie.

Wat is het grootste ver-schil volgens jou?

In Neder-land wordt verzorgd van achteruit opge-bouwd. In Turkije is het meer oppor-tunistisch met lange ballen en meer kracht, snel-heid en power. In Nederland den-ken we in een-twee keer raken. In Turkije is het voetbal meer fysiek.

Wat vind je het systeem van de trainer, Shota Arveladze?

Goed. Wij spelen een beetje vanuit het Nederlandse systeem, net als het systeem van Ajax, AZ en Nederland vier-drie-drie, rustig opbouwen van achteruit. Arveladze heeft natuurlijk ook bij Ajax en AZ gevoetbald.

Hoe was jouw aanpassings-periode?

Het ging vrij simpel, bij Kayseris-por zijn het lieve mensen en is alles goed geregeld. Wij hebben aardige jonge jongens.

Wat denk jij over het leven in Turkije? Jij woont in Kayseri, Kayseri is anders dan Istanbul. Wat doe je in jouw vrije tijd?

Ik ben veel thuis, ik ga af en toe naar de moskee om te bidden, ik eet soms buiten, neem mijn rust. Ik mis alleen mijn vrienden en familie. Maar ik ben relaxed en Kayseri is goed om te wonen.

Kayseri was nummer zes in het afgelopen seizoen. Was dat ook jullie target?

Nee, eigenlijk is het te laag. Maar wij hadden een minder goede pe-riode waarin we zes wedstrijden

achter elkaar ver-loren. Maar nu het nieuwe sei-zoen begint met nieuwe jongens, hebben we tijd genoeg om ons voor te bereiden

omdat de compe-titie pas zes septem-

ber begint. Wij moeten gas geven, goed voetballen

en hopen dat wij hoger kunnen eindigen in het nieuwe seizoen en dat we Europees voetbal kunnen halen.

Ik heb gehoord dat je een aan-bieding hebt gehad van een an-dere club die ook in het geel en rood speelt.....

Ik kan daarover niks zeggen, ik heb geen aanbieding gehad. Ik heb een contract voor vier jaar bij Kay-serispor. Ik ben er net zes maanden, ik ben de club dankbaar dat zij mij die kans hebben gegeven. Ik wil lek-ker voetballen en een goed seizoen draaien.

In het Algemeen Dagblad zegt Fred Rutten (trainer van PSV) dat ‘Nu Dudzsak weg is, had jij daar kunnen spelen.’ Heb jij dat gele-zen?

De trainer was altijd tevreden over mij. Dudzsak speelde links buiten en deed het altijd goed. Ik zat op de bank, de trainer zag dat ik het goed deed en zei dat ik geduldig moest zijn. Maar ik wilde voetbal-len, niet op de bank zitten, daarom kwam ik naar Turkije. Ik speel, het is goed voor mijn ontwikkeling als voetballer. Een jonge speler moet voetballen.

Wat denk je over de clubs uit Istanbul?

Ik ben hier net een paar man-

den. We hebben bij hun stadions uitwedstrijden gespeeld. Het zijn mooie en grote stadions en ze heb-ben veel supporters. Van de buiten-kant ziet alles er goed uit. Ik had het chaotischer verwacht. Maar in Kay-serispor is alles op en top geregeld. Ik heb niks te klagen hier.

Wat denk je over andere jon-ge talenten in Kayseri?

In Nederland zijn er weinig Turkse jongens die in de eredivisie spelen. Bij ons hebben we veel jonge jongens die goed kunnen voetbalen. Maar die hebben tijd nodig.

Wat mis je nog meer van Ne-derland?

Nederlands eten! Koekjes, snoepjes...

Jij bent ook populair bij de supporters van andere clubs, waarom is dat denk je?

Ik doe mijn best, ik ben niet ar-rogant en zoals je ziet ben ik relaxed tegen iedereen. Mijn stijl is acties te maken, daar houden mensen van, iets meer dan alleen balletje breed.

Voel jij druk vanuit de Turkse media?

Ik doe mijn best voor de club, voor mijn medespelers en voor de supporters. Als de media positieve kritiek heeft, is dat mooi. Negatieve kritiek, tja, voor mij is het belangrijk dat de club tevreden is.

Je zegt dat jij nog vier jaar een contract hebt bij Kayseri, maar als je een aanbieding krijgt van een Europese club, bedenk je je dan misschien?

Je weet nooit wat er kan gebeu-ren in de voetbalwereld, maar het is mijn bedoeling om bij Kayseri te blijven, een goed seizoen te draaien en te presteren.

"Mijn stijl is acties te maken, daar houden mensen van, iets meer dan alleen balletje breed"

INTERVIEW: SERAP TORREMANS

135x190_Haber.indd 1 25-5-2011 9:55:13

PHOTOSTORY Çiğdem Yüksel

Allereerst wil ik mijn dankbaarheid uitspreken over het feit dat mij de ruimte geboden wordt om in dit bijzondere medium mijn gedachten en gevoelens met u te delen. Dit beschouw ik echt als een voorrecht.

Des te meer omdat we op dit moment aan de vooravond van grote veranderingen staan die zich in de wereld voltrekken. Opkomende economieën, het ontstaan van nieuwe wereldmachten, technologische ontwikkelingen, op-standen van volkeren tegen dictators, het opkomend nationalisme - met name in het Westen -, de economische crisis, en de aanval op het systeem wat na de tweede wereldoorlog is opgebouwd, zijn voortekenen van deze transformatie. Al deze ontwikkelingen die wereldwijd effect hebben, zijn uiteraard ook van invloed op de verhoudingen binnen onze samenleving in Nederland. De vraag is hoe deze ontwikkelingen zich op wereldschaal zullen voltrekken en wat voor effect dit op microniveau zal hebben. Hoe zullen we met onze buren omgaan? Vele volkeren leven tegenwoordig namelijk met en door elkaar, met uiteenlopende loyaliteiten en verschillende levensovertuigingen en bindingen.

De wereld is feitelijk een dorp geworden en dit brengt belangrijke consequenties met zich mee. We kunnen het ons steeds moeilijker permitteren ontwikkelingen in Verweggi-stan naast ons neer te leggen. Vroeg of laat en steeds sneller ondervinden we ook hier in het Westen de gevolgen daarvan.

Tot slot ben ik van mening dat het managen van deze nieuw ontstane situatie een andere grondhouding vergt en wellicht ook een andere bestuursstructuur en -cultuur.

De veranderingen zullen zich voltrekken. De vraag is hoe stroef of hoe soepel dit proces zal gaan. Dit hebben wij namelijk zelf in de hand. Ik wens iedereen hierbij veel wijsheid, niet in de laatste plaats ook aan mijzelf …

Ahmet Taşkantransformatie

MİNİ-BLOG [email protected]

In de week van de alfabetisering (5 tot en met 11 september) was PvdA Tweede Kamerlid Ahmed Marcouch op werkbezoek in Alphen aan den Rijn. De PvdA afdeling Alphen aan den Rijn had Ahmed Marcouch uitgenodigd om het belang van het lezen en schrijven te onderstrepen. ‘Gelet op het verleden van Ahmed Marcouch is hij een belangrijke spokesman voor het aangrijpen van kansen en het vormgeven van je eigen leven’, al-dus PvdA-raadslid Gülhan Keskin-Akdemir.

Werkbezoek Ahmed Marcouch in Alphen aan den Rijn

SHOP UNTIL YOU DROP DEAD! letterlijk & figuurlijk…

Güneş Çobanoğlu heeft Sociologie gestudeerd aan de Erasmus Universiteit en is dit jaar begonnen met de opleiding Toegepaste Psychologie. Zij is werkzaam op de HR afdeling van Nationale-Nederlanden.

Samen met mijn vriendinnen zijn we een fenomeen geworden. Men heeft ons benoemd als ‘üçlü’. Zitten we heel de vakantie in een winkelcentrum? Absoluut niet! 34 is zo veelzijdig, dat we meestal twee volle shopdagen pakken voor vertrek naar Nederland. Een wereldwijde quote voor het winkelen is ‘Shop until you drop’. Voor deze column heb ik er DEAD aan toegevoegd. Waarom?

GÜNEŞ ÇOBANOĞLU gü[email protected]

Istanbul is een wereldstad van 1002 nachten! Echt genoeg krijg ik er niet van. De afgelopen tien jaar kom ik jaarlijks inIstanbul (hierna: 34) om even te winkelen, te eten en te genieten van de sfeer.

In het begin moest ik wel wennen als ik ergens in een restaurant zat. Waarom? Nou, als ik eten be-stelde, dacht men vaak dat ik voor iedereen had be-steld. Men was op dat moment nog niet klaar voor deze Turks-Nederlandse boerin, die ook vier magen heeft net als onze koeien.

Ook met winkelen moest ik wennen in 34 - het integratieproces om in een samenleving naar beho-ren te participeren achtervolgt je grenzeloos – aan de cultuur tijdens het winkelen. In 34 (eigenlijk bijna alle steden in Turkije) heerst er een aparte cultuur tijdens het winkelen, je krijgt er namelijk gratis een schaduw erbij (lees: personeel die je achtervolgt en je bij elke aanraking van een kledingstuk com-plimenteert). Ik denk dan weer, als het niet mooi zou zijn zou ik het toch ook niet pakken? DaHHH!!!! En nu heb ik juist een allergie tegen schaduw. Mijn immuunsysteem toont per direct verschijnselen. In-middels ben ik wel een bekende shopper in bepaalde zaken waar ik jaarlijks kom. Ik word er nu vriende-lijk begroet en kan rustig winkelen (enigszins wel logisch…..ik inves-teer mijn bonus, 13de maand, vakantiegeld en de mogelijkheid om nog meer rood te staan…..ja, ze houden wel van me!).

In de zomer van vorig jaar heb ik 34 natuurlijk bezocht! On-danks dat ik een ‘vaste klant’ ben van bepaalde zaken, verwachtte ik niet dat ze me onthouden als ik elk half jaar weer binnenkom. Maar niks is minder waar....Samen met mijn vriendinnen zijn we een fenomeen geworden. Men heeft ons benoemd als ‘üçlü’. Zitten we heel de vakantie in een winkel-centrum? Absoluut niet! 34 is zo veelzijdig, dat we meestal twee volle shopdagen pakken voor vertrek naar Nederland. Een wereldwijde quote voor het winkelen is ‘Shop until you drop’. Voor deze column heb ik er DEAD aan toegevoegd. Waarom?

Mijn laatste dag/avond is 34 is altijd hec-tisch. Snel even winkelen, snel nog even af-scheid van vrienden nemen en natuurlijk snel inpakken! Deze beruchte avond, bracht ik sa-men door met mijn vriendin Patty (onderdeel van üçlü’). Samen op de dag Istinye Park en Cevahir nog even bezocht voor de laatste ‘din-getjes’.

Elke dag tijdens ons verblijf in 34 sprak ik met Patty af dat een van ons altijd moet opletten in de taxi. Het blijft een stad met 1002 nachten, waar soms je avond je ochtend wordt. Mijn laatste avond had ik de verantwoording aan Patty gegeven om wak-ker te blijven in de taxi. Normaliter ben ik ALTIJD de eindverantwoordelijke met levensafhankelijke kwesties. Ik was deze avond zo moe! ZZzzzzzz Patty viel ook in slaap ZZZZZZZzzzzzz….. Eenmaal in onze ‘straat’ (paar km. lang), gaf Patty het sig-naal aan de chauffeur te stoppen. Ik klapte een

oog open en vroeg gelijk ‘weet je het zeker Patty’? Zij was overtuigd van het feit, dat we VOOR ons ap-partement waren afgezet.

Enfin, eenmaal uitgestapt lopend richting onze ‘ingang’, keek ik Patty aan. ‘Weet je het zeker? Volgens mij lopen we verkeerd’. Ik had dus gelijk, waardoor we van koers veranderden. In de tussentijd zag ik dat onze taxichauffeur met volle gas achteruit reed, richting onze kant. Intuïtief dacht ik dat de taxichauf-feur ons ging lastigvallen. Hij stond nu naast ons en schreeuwde tegen ons: ‘Goooşşşşuuuunnnn, goşşşşşuuunnnn’. Patty en ik – beiden armen vol met winkeltasjes, high heels aan, haar geföhnd – keken hem beiden aan met een blik WHA’EVER? Mijn lin-kerwenkbrauw staat nog steeds 45 graden omhoog sinds deze avond, omdat ik die man niet begreep. De chauffeur smeekte inmiddels of we alsjeblieft in de auto terug wilden stappen. Natuurlijk hebben we dat NIET gedaan! Zo laat in de nacht, stille straat, niemand om ons heen. Hij schreeuwde nu voor het laatst ‘gooosssuuunnn TINERCILER geliyor’. Op dat moment, begonnen onze hersencellen dit woord te screenen en analyseren. Een tinerci staat bekend in Turkije als een psychopaat, verslaafde of een der-gelijk crimineel. Ieder ander had in onze situatie de high heels uitgetrokken, tasjes op de grond gegooid en gerend voor haar leven. Wij daarentegen, hiel-den onze tasjes nog strakker vast, hoofd een beetje omhoog zodat het geföhnde goed bleef zitten en

renden op onze tenen zodat we geen schade aan onze hakken kregen. Tijdens het rennen dacht

ik alleen maar aan Forrest Gump. RUN!!! RUN !!! Als ik op dat moment ook nog mee

zou doen aan de Olympische Spelen, zou ik de dames uit Ethiopië en Eritrea ver

achter me laten. Geen van ons beiden keek noch naar achteren, noch naar

elkaar. Het was rennen voor je leven. Even dacht ik in een flits, welke foto zou mijn moeder insturen

voor Müge Anlı? Wie zou voor mij bellen naar de uitzending? Zou ik ook een fan krijgen

uit het publiek? Zouden ze ook mijn voetmaat (mijn voetjes zijn niet conform Turkse maatstaven) be-noemen? Welke vriendin zou alvast mijn tassen- en schoenencollectie meenemen? Eenmaal

de deur achterons dichtge-slagen, realiseerden we dat we

een beschermengeltje op onze schou-der mee hadden laten rennen. Patty kon haar emoties niet meer bedwingen en

barstte in tranen van angst uit. Ik deed nog even stoer, totdat ik naar buiten

keek (inmiddels was de politie gear-riveerd) en hoorde de meldkamer

‘verdachte X wordt gezocht voor poging tot moord, verkrach-

ting, beroving….’. Shop until you drop DEAD!

Page 15: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER28 29OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 28Agis ilanlar270x396.fh11 7/28/11 3:32 PM Page 2

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Kös

e

Adv

ocat

en Law

Offic

e Av. Dilek AbotayUzmanlık alanları:

Boşanma davaları; nafaka davaları; çocuk esirgeme kurumuna karşı davalar, medeni kanun davaları

Tel: 010 - 215 13 11www.koselaw.nl

Bir tasarım beğenin Bilgileri girin Siparişi verip, ödeyin Kapınıza getirelim

Süper flyer135 gram kuşe

4/0 veya 4/410000 adet

renkli baskı

A4€239

Süper flyer135gram kuşe

4/0 veya 4/410000 adet

renkli baskı

> A5 katlama

€139A5

€269

Süper flyer90gram kuşe

4/0 veya 4/410000 adet

renkli baskı

€229 €249

A5

Süper flyer90 gram kuşe

4/0 veya 4/410000 adet

renkli baskı

€129A4

> A5 katlama

halinde geçerlidir. Fiyatlar avro dur. Gönderi ücreti dahil olmayıp sadece 1 avrodur. tarihine kadar geçerlidir. Printurk.eu kampanyayı durdurabilir Bu kampanya sadece online tasarım yapımı veya basılacak dosyanın yüklenmesi

veya fiyatları değiştirebilir. Printurk.eu yüklenen veya aktarılan dosyalardan kaynaklanan sorunlardan dolayı sorumluluk kabul etmez.

Süper starter1000 antetli 1000 C5 zarf

100 gr ofset, 4/090 gr, ofset, 4/01000 kartvizit300 gr bristol, 4/4+ +€280

Süper kampanya

Kargo/Posta sadece Kampanya 31/12/2011

€1

www.printurk.eu

Ik hou van lezen, vooral Turkse boeken en ro-

mans. Ik hou van Turks. Het boek wat ik laatst las is

Eat. Pray. Love. Toen ik in Istanbul was dacht ieder-

een dat ik in Turkije woonde. Mijn moeder vindt dat

wij de taal goed moeten spreken. Het is erg belang-

rijk. De laatste tijd heb ik geen tijd voor lezen omdat

ik stage loop bij vluchtelingenwerk in Den Bosch, ik

ben dan erg moe als ik thuis kom.

FOTO-INTERVIEW In deze editie van HABER hebben we wederom een kleurrijke persoonlijkheid te gast. Wij willen de lezers kennis laten maken met de diverse kwaliteiten van iemand middels een foto-interview. In deze editie hebben we Şeyma Altınkaya te gast.Şeyma Altınkaya

Foto's: M. Fatih Karaman

www.fatihkaraman.nl • www.fb.com/fatihkaraman

Mijn naam Seyma Al-tinkaya, ik ben 24 jaar en kom uit Oss. Ik heb Fa-shion and Design gestu-deerd op de MBO, en nu ben ik aan het studeren voor Maatschappelijk werk en Diensverlening op de HBO, in mijn derde jaar (ik heb een jaartje gewerkt tussen MBO en HBO). Nu loop ik naast mijn studie stage bij vluchtelingenwerk in Den Bosch. Ik heb een tijdje gewerkt als cosmetica ad-viseur. Tegenwoordig doe ik ik verschillende dingen zoals hoofddoek-styling en henna make-up voor speciale dagen.

Ik ben een tijdje actief geweest in politiek, maar ik heb gemerkt dat poli-tiek niets was voor mij. Ik ben nog wel lid van de PvdA. Als hobby doe ik aan fotografie, maar ik wil daarlater heel graag mijn werk van maken.

Vriendinnen

Hobby enzo

Vakanties

Shoppen

Mijn moeder is mijn rolmodel, als zij het niet was, zou het Mevlana, zijn. Op school maakte ik spreekbeurten over Mevlana. Ik heb zeer zeker bewondering voor hem. Oprah zou ook een rolmo-del kunnen zijn omdat ze openhartig speekt, ook over haar eigen leven. Sunay Akın’s kijk op het leven vind ik heel erg mooi, zijn boeken en gedich-ten spreken mij ook erg aan. Het meeste informatie in het leven vind ik uit hadis. Dat geeft mij ook houvast als alles mis gaat. Ik zie geloof ook niet als een verplichting daarom ben ik altijd gemotiveerd om te geloven.

Ik hou van winkelen, zoals elke

vrouw . Maar ik ben niet uren

bezig met shoppen, ik weet

wat ik wil, dus ben dan ook

erg snel klaar met shop-

pen. Binnen een uurtje

heb ik alles wat ik wil en

ondertussen heb ik bin-

nen dat uurtje ook meerdere winkels bezocht.

Kleding pas ik niet in winkels. Omdat ik een

mode achtergrond heb, heb ik genoeg inzicht in

wat mij bij past. Ik vind ook dat mode bijhouden

niets te maken heeft met mode, het is meer wat je

goed past. Je eigen mode creëren dus.

Rolmodellen

Kleding en mode

Reizen

Laatst ben ik naar Turkije geweest, naar Istanbul. Vaak ga ik twee keer per jaar. Ik

wil wel graag een wereldreis maken. Ik weet niet of het lukt nu omdat ik verloofd ben,

maar later wanneer we getrouwd zijn zou ik graag met mijn partner een rondreis wil-

len maken. Ik heb twee keer in het buitenland stage gedaan, in Istanbul. Dat was in

2007 en 2008. Ik ging met mijn vriendin en het was erg gezellig en leuk.

Ik heb een kast vol kle-ren en schoenen. Ik gooi niet snel iets weg. Omdat ik dagelijks iets anders aan heb is mijn kleding ook niet snel oud. Ik vind dat de kleding kwalitatief moet zijn. Ik ben geen merk-junkie en vind ook dat je je met een budget heel goed kan kleden.

Naast mijn studie en werk ga ik veel naar bruiloften. Dat komt waarschijnklijk door het feit dat ik veel vriendinnen heb. Mijn familie is ook groot; ik heb vijf zussen en veel neven en nichten. Samen met hen tijd doorbrengen vind ik fijn.

Ik had tot een aantal jaar terug geen belangstelling voor koken en daarom bracht ik weinig tijd door in de keuken, maar sinds twee jaar kook ik wel. Ik ben goed in het maken van Kısır en Mercimek Köftesi. Ik krijg ook wel goede reacties dat het lekker was.

Keuken en koken

De laatste tijd zijn we niet bij elkaaar geweest, maar vroeger waren we elke week bij elkaar.

Ik ben lid van de Turkse Ouderen Schoolraad. Dat houdt in dat wij

voor de Turkse gemeenschap dingen organiseren, daarnaast geven

leraren bijles en Turkse les. Daarnaast organiseren we ook culturele

avonden en events voor moederdag.

Page 16: Haber Gazetesi - Nr.19

HABER HABER30 31OKTOBER / EKİM 2011 OKTOBER / EKİM 2011HABER 30

COLOFON

Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam Nederland

Hoofdredacteur(Genel Yayın Yönetmeni)İbrahim Karaman / [email protected]

Redacteur(Yazıişleri Müdürü)Mehmet Ali Topcu / [email protected]

Redactie:(Yayın Kurulu)Songül Arslan Mehmet GüzelyurtZeynep TaylanMerve KaramanMelih Günay

Art Direction & Fotografie:M. Fatih Karaman / [email protected]

Advertenties / (office: 010-2 900 900)Nur Öztü[email protected] 68 79

Interviews & Correspondenten:İffet Subaşı, Çiğdem Yüksel, Serap Torremans, Suna FloretBurhaneddin Carlak

Columnisten:Erdinç Saçan, Ahmet Suat Arı, Sedat Çakır, Veyis Güngör, Nafize Şener, Güneş Çobanoğlu, Songül Arslan, Özlem Keskin, Ayhan Tonca, Kemal Şahin,

Bloggers:Esengül Birler, Makbule Orman,Füsun Akay, Tülay Demir, Melek Usta, Müge Alaçam, Willem Lageweg, Ahmet Taşkan

Repr. EindhovenAli Yücel, Zeki Ekici

Repr. Arnhem en NijmegenKürşat Bal

Repr. LimburgMuzaffer Bozaslan

Repr. AnkaraDr. Hüseyin Keleş

Rafjes:Rafih Berkane

abonnementen:[email protected]

e-mail & website:

[email protected]

HABER

HABER zoekt vrijwilligers voor allerlei kantoorwerkzaamheden o.a. vormgeving,

fotografie en redactionele zaken. Belangstellenden kunnen per mail of

telefonisch contact opnemen [email protected] 900 900

FilmCinemaLichtCameraRegieMontageDe Turkse filmindustrie heeft de afgelo-

pen jaren honderden films geproduceerd. Dit zijn vaak komische of drama films die het altijd goed doen bij het grote publiek. De filmindustrie in Turkije gaat sterk voor-uit. Met Hollywood is het niet te vergelij-ken, maar de Turken hebben zeker wel een

goed gevoel voor drama. De Turkse kaskrakers

worden tegenwoordig zelfs in de Nederlandse bioscopen vertoond.

Jammer genoeg zijn dit vaak de mainstream

populaire films, die alle aandacht krij-

gen. Van de

films die ik de afgelopen jaren heb

gezien, zijn de films uit de jaren

‘80 en ‘90 mij het meest bijgebleven. De films uit die tijd

weerspiegelen de politieke toestanden in het land. Het communisme en de economie waren de voornaamste onderwerpen in bijna elke film. De onderwerpen werden op een heel dramatische en tragische manier in beeld gebracht. Een hoog kwalitatieve film kan je niet verwachten uit de jaren ‘80. Van films uit de jaren ‘90 zie je al een ver-schil in kwaliteit.

Mijn favoriete films uit deze jaren zijn Ucurtmayi vurmasinlar (Dont let them shoot the Kite) uit1989 en Eşkiya (The Bandit) uit 1996. Uçurtmayı Vurmasınlar vertelt het verhaal van vrouwelijke gevan-genen vanuit het perspectief van een kleine jongen genaamd Barış, die geboren is in een vrouwengevangenis. Hij brengt zijn tijd grotendeels door met de gevangene İnci waarmee hij een hechte vriendschap creëert. In zijn kleine wereld tussen vier muren ziet hij op een dag een vlieger buiten die hem hoop geeft over vrijheid, waar hij zo graag naar verlangt. Inci heeft namelijk Barış verteld over een vlieger, en indien zij vrij zou zijn terug zou komen als een vlieger.

Eşkiya is een dramafilm dat het leven van de bandiet Baran (Şeren Şen) verteld. Het verhaal in het kort is dat Baran na 35 jaar vrijgelaten uit de gevangenis op zoek gaat naar zijn geliefde in Istanbul. Hij komt te weten dat zijn vroegere vriend hem heeft verraden en zijn geliefde in beslag heeft genomen. Het is zoeken naar een naald in een hooiberg. Ondertussen leert hij een jongen kennen die hij helpt en als zijn zoon gaat beschouwen. De karakters, situaties en omstandigheden maken Eşkiya een enorm spannende film omdat elementen van Westerse en Turkse Cinema door el-kaar worden gemixt.

Turks drama! was het eerste waar ik aan dacht toen ik weer allerlei mails kreeg over het Turkse film festival. Ik ben geen grote fan van Turkse drama films, omdat ik me vaak gedwongen voel om er wat bij te gaan voelen en begin met huilen. Na een beetje rondkijken ben ik de film Bizim Büyük Çaresizliğimiz tegengekomen. Een mooi diepgaand verhaal over twee vrienden Ender en Çetin die Nihal, de zusje van een vriend als huisge-noot krijgen. De vriendschap van de twee mannen bereikt een heel nieuw niveau wanneer ze allebei een aparte relatie opbouwen met Nihal en beiden gevoelens voor haar ontwikkelen. Niet het soort film waar je drie da-gen nog een bad feeling aan over houdt.

Regisseur Seyfi Teoman heeft in de film het dagelijk-se leven in Turkije en de diepe gevoelens die elk in zich herbergt duidelijk weten te vertalen zonder clichés. Heel anders dan de com-

merciële troep die we vaak te zien krijgen in de bioscopen (begrijp me niet verkeerd, heb ook wel een paar goede commerciële Turkse films gezien in de bioscoop). Deze film is heerlijk om in een keer te kijken, drama en komedie is goed gecombineerd en de karakters zijn goed te begrijpen.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz is de twee-de lange film van Seyfi Teoman. Zijn eerste lange film Tatil Kitabı heeft het in 2008 ook goed gedaan tijdens het film festival in Berlijn. Teoman werkt momenteel aan zijn derde

film Evliya.

Vanaf 7 oktober 2011

zijn er Turkse films

te bewonderen tijden

de 2e Turkish Film

Festival Amsterdam.

Eşkiya (1996): 'Wees niet bang, je gaat naar de bodem, dan word je aarde, dan zul je lopen naar het lichaam van een bloem met water. Vanaf daar kom je bij de essentie. Een bij zal doordringen tot de es-sentie van de bloem. Misschien zal ik die bij zijn.'

Quote van de maand:

Neslihan Keser Aysun Keser

Iffet: Heren, welkom! Wat was jullie 'doe-eens-normaal' moment van de maand?

Tunahan: Ik was afgelopen week op va-kantie met heel veel Turkse mensen in mijn omgeving. Vlak na het avondeten in het hotel waar we zaten werd er Turkse thee gezet. En toevallig op die dag had ik een wit shirt aan, net als het personeel van het hotel. Toen kwam er een vrouw naar me toe en vroeg of de thee al klaar was. En ik zei “Nee, helaas nog niet.”

Ik wachtte zelf ook op de thee. Toen zei ze “Ja maar waarom dan niet?” met een toon alsof ze me wilde aanvallen. En ik dacht van tja, weet ik veel! Het duurde even voordat ze snapte dat ik daar niet werkte. Dat was mijn ‘doe-eens-normaal’ momente van de maand!

Mustafa: Va daag nog. We stonden voor de moskee voor het vrijdagsgebed en je zag mensen gewoon dingen op de grond gooien, zoals lege colablikjes. Ik geef heel vaak rond-leidingen waar ik probeer uit te leggen dat het in de Islam verboden is om het milieu te vervuilen en dat je rekening moet houden met het milieu en je omgeving. Juist vandaag zag ik mensen echt van alles uit het raam gooien. Dit zijn mensen die gewoon voor de moskee staan, die straks ook zouden bid-den waarschijnlijk. Vervolgens dacht ik, wat nou als iemand naar me toe komt en vraagt wat dit dan te betekenen had. Ik dacht er-aan wat er zou kunnen gebeuren bij zo ‘ n confrontatie.

Iffet: Goed, we gaan over naar de apb. Dan gaan we het niet hebben over de inhoud maar ..

Mustafa: Welke inhoud bedoel je?Iffet: Gelijk heb je! We gaan het hebben

over de bestuurders van ons land. De omgang tussen deze o-zo-geweldige leiders.

Tunahan: Ja. In Nederland zie je de laatste jaren een trend onstaan waarbij de inhoud niet meer belangrijk is maar de vorm van het debat belangrijker wordt. Het gaat een

stukje richting Amerika op.

I f f e t : W a a r k o m t

d a t

door?Tunahan: Mensen willen na 2002 -na

het moment van Pim Fortuyn - in de poli-tiek iets zien van een stukje entertainment.

Iffet: Hoe was het voor die tijd?Mustafa: Erg saai?Tunahan: Ja, en de politiek had toen

meer een imago van grijze oude mannen die eindeloos met elkaar zaten te verga-deren. Fortuyn was toch wel de eerste die een beetje kleur bracht aan het debat door harde stellingen te nemen. Je ziet dat vanaf dat moment het steeds erger is geworden. Ik ben benieuwd waar het de komende jaren naartoe gaat.

Iffet: Die debatten van vroeger lijken me niets. Is de vorm van het debat van nu dan niet leuker om te zien? Nederland heeft er met plezier naar zitten kijken.

Mustafa: Nee kijk, dat is het. Dat er kleur in zit betekent niet per definitie dat het ook schofferend moet zijn. Ik vind politiek so-wieso al grappig. Als je kijkt naar de bloopers van de Tweede kamer bijvoorbeeld. Dat is prachtig om te zien. Naar ruzie kijken is altijd leuk. Het is ongewenst natuurlijk maar als er een steekpartij is dan kijkt ook iedereen. Het is net een actiefilm. Het is wel interessant maar of het leuk is, is maar de vraag.

Tunahan: Het hangt er vanaf met welk beeld je ernaar kijkt. Wil je de inhoud vol-gen, dan is het totaal waardeloos. Maar wil je een beetje actie en spanning zien waarbij mensen tegen elkaar ingaan, dan is het ge-woon prachtig. En de gedachte van, wil je de burger betrekken bij de politiek, nou de burger was aardig betrokken. Terwijl je de burger op andere manieren moet betrekken.

Mustafa: Dat kon ook alleen met de stek-ker van Jolande Sap. Dat vond ik ook heel erg interessant. Alleen moet je dan persé een sexueel getinte grap maken zoals “Ik kan concluderen dat bij u nooit de stekker erin is geweest” dat zeg je niet tegen een dame. Maar goed, de grap van de stekker vond ik wel een goede. De gemiddelde Nederlander zou zulke grappen wel leuk vinden. Als ‘be-drijfspoedel’ of ‘doe eens normaal’ er niet was geweest dan zou de stekker van Jolande Sap het gespreksonderwerp zijn.

Iffet: Wie is de winnaar en de verliezer van dit debat?

Mustafa: Inhoudelijk gezien vond ik Emile Roemer de winnnaar. Hij heeft geprobeerd

het debat inhoudelijk op een laag pitje te houden. En af en toe een Brabants accent is wel leuk.

Tunahan: Rutte! Zonder al te veel kleer-scheuren te maken heeft hij zijn plannen door de Tweede ka-mer weten te lansen. Hij is de grote winnaar

van het debat qua inhoud. De grootste verlie-zer? Dan ben ik toch bang dat dat de PvdA is.

Mustafa: Ik zag het CDA niet en dat vond ik wel jammer. Het CDA waar ik destijds lid ben van geworden is niet het CDA van nu.

Iffet: Jij als CDA-lid hebt nee gestemd te-gen dit kabinet. Je bent erg kritisch tegenover het CDA. Wat hoop je dat er verandert binnen het CDA?

Mustafa: Ik mag dan wel erg kritisch zijn maar ben en blijf een CDA’er. Ik ken geen andere partij. Om het kabinet te willen laten vallen, ik weet niet of dat gezond is voor het land. Dat zou misschien een PvdA’er ook niet willen.

Tunahan: Nou, dat weet ik niet hoor .Iffet: Want? Tunahan: Wat mij betreft mag het kabinet

snel vallen. Ik denk dat er genoeg andere mogelijkheden zijn die ervoor zorgen dat we een beter bestuur krijgen.

Iffet: Een mogelijkheid zoals?Tunahan: Dit is het meest rechts ekabinet

dat denkbaar is. Erger dan dit kan gewoon niet.

Iffet: Hoe zou jij het willen hebben?Tunahan: Het liefst zou ik een absolute

meerderheid voor de PvdA hebben maar daar is geen meerderheid voor. Maar dat gaat natuurlijk niet. Dat heeft alles te maken met wat we tegenwoordig belangrijk vinden in dit land. Ik heb ook naar stukken gekeken uit de apb. Ook als je gaat kijken naar het verleden dan zie je inderdaad dat de vorm en de toon van het debat van Cohen vergeleken met Wilders of een Pechtold minder is, maar dat de inhoud wel heel erg sterk is. En dan

moet je volgens mij een goede balans weten te vinden tussen de inhoud en de vorm van het debat. Ik ga niet over Cohen maar ik kan hem wel de tip geven dat hij wat meer kleur mag brengen in zijn vorm. En terug te komen op je vraag welke coalitie ik het liefst zou wil-len hebben is een linkse coalitie. Dat zou denk ik goed zijn voor het evenwicht voor het land. Na bijna 2 jaar een rechtse coalitie van VVD, CDA en PVV zou het misschien goed zijn om een linkse coalitie te hebben.

Iffet:Dan zou je kunenn denken aan, wat realistisch is op dit moment, de VVD, CDA en de PVDA. Je kan de PVV inwisselen voor de PvdA.

Mustafa: Maar moeten we nu stoppen? De PvdDA was degene die zei “Ik ga niet samen met de VVD en de CDA regeren.”

Tunahan: Twee jaar geleden was de situ-atie zo dat D66 en GroenLinks ook enorm hadden gewonnen. En het voorstel van de PVDA was als we het gaan doen laten we dan op z’n minst één van die twee partijen ook erbij betrekken.

Mustafa: Dat klopt. Ik zeg eerlijk, paars plus was veel beter geweest dan nu. Maar PvdA heeft echt z’n kans laten liggen.

Tunahan: Dat is inderdaad een cruciale inschattingsfout geweest van Job Cohen. Niemand had gedacht dat dit kabinet er zou komen.

Mustafa: Precies. Zelfs Hare Majesteit niet. Het was echt een verrassing.

Iffet: Ja, maar goed, nu is het er. Hoe loopt dit af?

Tunahan: Ik denk dat we hiermee opgezadeld zitten tot aan 2015. Ik

RECHTSE RAKKERS, DOE EENS NORMAAL JO!

Interview | İffet Subaşı

Wie bent U?Ingo VeelsWaar werkt u?Ik ben algemeen directeur HefGroep (een organi-

satie voor welzijn en kinderopvang in een groot deel van Rotterdam)

Er wordt overal bezuinigd. Hoe wordt er in de kinderopvang en binnen welzijn bezuinigd?

De kinderopvang wordt duurder voor werkende en studerende ouders. Omdat de belastingdienst/ de overheid minder bijdraagt aan de Kinderopvangkosten.

In Rotterdam wordt er voor 50 miljoen op Welzijn bezuinigd. En vreemd genoeg zal 2/3 van die 50 miljoen worden bezuinigd op basisvoor-zieningen in buurten zoals bijvoorbeeld de buurthuizen. Ook heeft de gemeente Rotter-dam besloten dat Zorg en Welzijn vanaf 2013 in de 'aanbesteding' gaat. Dit bete-kent dat per gebied door instellingen/bedrijven een offerte kan worden uitge-bracht om het werk uit te voeren.

Twee zaken zijn opmerkelijk:Ten eerste: Aanbestedingen in de Zorg

(bijvoorbeeld de Thuiszorg, weet u nog twee jaar geleden!!) of in het Openbaar vervoer hebben juist eerder ellende opgeleverd dan gezorgd voor betere dienstverlening.

Ten tweede: Zorginstellingen worden aangewe-zen als hoofdaannemer van Welzijnsdiensten. Terwijl Welzijn een jarenlange ervaring heeft met deze werk-zaamheden en, niet onbelangrijk, een jarenlange band heeft met buurtbewoners van jong tot oud, van welke culturele achtergrond dan ook.

De slechte ervaringen met de Thuiszorg kennen we nog, wat gaat er voor de burgers veranderen bij Welzijn?

Veel minder activiteiten voor jong en oud. En wat te zeggen van bijvoorbeeld de goed georganiseerde mi-grantenorganisaties in Delfshaven?? Deze organisaties

worden dan niet meer ondersteund in hun activi-teiten.

En als er geen buurthuizen meer zijn? Moe-ten de activiteiten met kinderen en jongeren dan in de regen worden gehouden?

Welzijn staat voor: Het voorkomen van proble-men. Een gezegde wil: 'Voorkomen is beter dan genezen'. En daar ben ik het helemaal mee eens!

ADVERTORIAL

denk dat deze rechtse rakkers el-kaar de handen vast zullen houden.

Mustafa: Geen idee, ik wacht op een verrrassing van Wilders. Ik denk over een jaar of twee, net voor de verkiezingen, dat hij het kabinet zou laten vallen.

Tunahan: Als het hem uitkomt wel ja.

Iffet:Wat hebben we geleerd van deze algemene beschouwingen?

Tunahan: Wat we hebben gezien is de vorm van het voeren van een debat en dat dat steeds belangrij-ker wordt. Als je de opinies erop naslaat zie je dat mensen zich af-vragen of een grens bereikt is. Wat mij betreft wel. Zo ga je niet in het

hoogste orgaan van het land waar democratie plaatsvindt met elkaar om. We hebben een klein beetje een inzage gehad in hetgeen hoe ze normaal gesproken met elkaar omgaan. En ik kan me nauwelijsk voorstellen dat Pechtold, want he die is sterk in het debat en Sap die kan er ook wel wat van, dat zij nooit die toon zullen aanslaan.

Mustafa: Laat het nooit meer ge-beuren. Ik begrijp dat politiek dicht bij de burger moet staan maar dan hoef je het ook niet direct in de kroeg te zetten. Er zijn nog mensen

die inhoudelijk wat verwachten. Iffet: Laten we daar maar

niet aan beginnen, erg saai. Be-dankt voor dit gesprek heren. Het was kort maar krachtig.

Bij deze gooi ik de stekker er weer uit!

Tunahan KuzuMustafa Aykut Emili

Ik had al tijden geen Turks boek meer gelezen. Totdat laatst een vriendin het nieuwste boek ‘Iskender’ van Elif Safak uit Turkije voor mij had meegenomen. Mijn to-do-list was lang voor dat weekend. Ik had gepland naar kantoor te gaan om daar geconcentreerd aan een aantal voor-stellen te werken en wat administratie te doen. Maar dat is er allemaal niet meer van gekomen. Eenmaal in het boek begonnen heb ik het niet meer weg kunnen leggen. Ik werd meegezogen in een wereld die heel herkenbaar was. De migratiegeschiedenis van een familie, de beknellende restricties vanwege familie-eer en zedigheid, de stoere macho jongens die op afstand woest aantrekkelijk lijken en waar je heimelijk naar verlangt en altijd het melancholische gevoel dat op de loer ligt. Toen ik eenmaal het boek uit had tikte de klok middernacht . Het was 1.30u en was ik één brok emotie en ook niet meer in staat om te slapen. Het boek zette mij terug in de tijd naar lang vervlogen tijden. Gek genoeg weet ik dat gevoel wel weer snel op te roepen. Zet één van de betere nummers van Neşe Karaböcek of Ferdi Tayfur op en ik wentel mij in een gemoedstoestand dat alleen Turken kunnen hebben. Janken om je eigen dieperliggende emotie. Doe dat maar na met nummers van Marco Borsato of André Hazes. Dat lukt dus gewoon niet. Ik zeg daarom

niet voor niets: mijn emotie is Turks en mijn ratio is Nederlands!

MİNİ-BLOG [email protected]

Melek Ustaemo turk

Page 17: Haber Gazetesi - Nr.19

Reparaties klaar terwijl u wacht!!!Reparatie van al uw goud en zilver (Eigen attelier)..

Ook reparatie van al uw uurwerk.

Kontant geld!!! voor al uw oude gouden sieraden tot €30,- p/g

Ook mogelijk om uw oude sieraden in te ruilen.

Bosporus JuwelierBeijerlandselaan 97 3074 EC Rotterdam Tel: 010 484 56 71 Fax: 010 485 75 51 Email: [email protected]

www.bosporusjuwelier.nl

p.29Beijerlandselaan 97 • 3074 EC • Rotterdam Tel: 010-484 56 71 Fax: 010-485 75 51

E-mail: [email protected] www.bosporusjuwelier.nl

Potansiyel müşteri imkanı sağlıyor

p.31

p.22

p.24

FilmCinemaLichtCameraRegieMontage

In dit nummer van Haber spreek ik 2 jonge politici over de Algemene Politieke Beschou-wingen van afgelopen maand. Een kort ge-sprek onder het genot van Turkse thee. En nee, doe toch normaal jo, natuurlijk gaan we

het niet hebben over de in-

houd van de Rijksbegroting maar we gaan het hebben over de vorm van het debat. Moet dat nog zou u denken?! Nee. Maar is het leuk? Jaaahaa, absoluut! De ‘doe eens normaal’ de ‘kleuter’ en de ‘bedrijfspoedel’ termen ken-nen we inmiddels al. Meer dan vijftienhon-

derd krantenknipsels gingen over deze quotes. Nu is het aan Haber. Aan tafel zijn aangeschoven Mustafa Emili en

Tunahan Kuzu. Twee gedreven politici van het CDA en de PVDA. Hierbij stop ik de stekker in het stopcontact en het gesprek kan beginnen!

DONMEZ: Jaar:2 Nr: 19

DE BESTE KRANT VAN NEDERLAND

HABERISSN:1879-9981OKTOBER 2011 haber•nl

RECHTSE RAKKERS, DOE EENS NORMAAL JO!

" Turkije is moeilijk te begrijpen voor iemand die de Turkse cultuur en taal niet machtig is "

Mijn moeder is mijn rolmodel, als zij het niet was, zou het Mevlana zijn!

p.27p.26 p.26

SHOP UNTIL YOU DROP DEAD! LETTERLIJK & FIGUURLIJK…

Samen met mijn vriendinnen zijn we een fenomeen geworden. Men heeft ons benoemd als ‘üçlü’. Zitten we heel de vakantie in een winkelcentrum? Absoluut niet! 34 is zo veelzijdig, dat we meestal twee volle shopdagen pakken voor vertrek naar Nederland. Een wereldwijde quote voor het winkelen is ‘Shop until you drop’. Voor deze column heb ik er DEAD aan toegevoegd. Waarom?

Daar zat ik dan. Tussen de BBC-, RTL-, Sky tv-reporters, cameramannen en tientallen fotografen. Allemaal op de loer om een glimp op te vangen van Sebastian Vettel. Voor degenen die Formule 1 volgen klinkt deze naam bekend in de oren. Sebastian Vettel is de jongeste Formule 1 winnaar van vorig jaar en ook dit jaar staat de jonge coureur aan top.

FOTO-INTERVIEW

Şeyma Altınkaya heeft Fa-shion and Design gestudeerd op de MBO en nu is ze aan het studeren voor Maatschappelijk Werk en Diensverlening op de HBO. Ze zit in haar derde jaar. Daarnaast heeft ze een tijdje gewerkt als cosmetica advi-seur en ze is gespecialiseerd in hoofddoek-styling.

"Mijn stijl Is acties te maken, daar houden mensen van, Iets meer dan alleen balletje breed"

Nordin Amrabat:

In het Algemeen Dagblad zegt Fred Rutten (trainer van PSV) dat ‘Nu Dudzsak weg is, had jij daar kunnen

spelen.’ Heb jij dat gelezen?De trainer was altijd tevreden

over mij. Dudzsak speelde links buiten en deed het altijd goed. Ik zat op de bank, de trainer zag dat ik het goed deed en zei dat ik ge-

duldig moest zijn. Maar ik wilde voet-ballen, niet op de bank zitten, daarom

kwam ik naar Turkije. Ik speel, het is goed voor mijn ontwikkeling als voetballer. Een jonge speler moet voetballen.

p.29

PHOTOSTORYdoor Çiğdem Yüksel

door Serap Torremans

INTERVIEW ARMAND SAĞ – HISTORICUS & TURKOLOOG

Ik denk dat het ontstaan van een onjuist beeld over Turkije ook te maken heeft met het feit dat er heel weinig informatie is te vinden over Turkije. Er komen vaak journalisten, programma makers en documentaire makers bij ons met vragen, omdat ze ge-woonweg geen informatie kun-nen vinden over hetgeen waar ze naar op zoek zijn. Het is allemaal erg Eurocentrisch. Er is meer on-derzoek nodig en er moet meer informatie over beschikbaar komen. Er zijn bijvoorbeeld nog steeds mensen die denken dat

ze in Turkije Arabisch spreken!Turkije is moeilijk te begrij-

pen voor iemand die de Turkse cultuur en taal niet machtig is. Daarnaast is het concept van de Westerse politiek van links, rechts, liberaal, niet liberaal, fas-cistisch en nationalistisch niet toe te passen op Turkije. Dat hele concept is anders. Als je dat niet begrijpt of niet snapt dan geef je er een draai aan waardoor je het beter snapt maar waardoor het niet meer de werkelijkheid is. Dus dat gaat erg krom. Met Erdogan is dat ook zo. Bij hem

wordt de laatste tijd inderdaad de nadruk gelegd op het feit dat hij toenadering zoekt tot de Arabische wereld. En dat hij soms erg negatief is over Europa, maar Erdogan is niet in te delen in links of rechts zoals wij die kennen. Daar-om is het bijvoorbeeld ook zo dat CHP, de republikeinse volkspartij, in Turkije geldt als sociaal- democraat maar in Europa als rechts-nationa-listisch. Turkije vanuit een Nederlands perspectief be-studeren kan niet, dat is krom.

WE ♥LIFE(STYLE)

MODE & LEVEN

De Turkse filmindustrie heeft de afgelopen jaren hon-derden films geproduceerd. Dit zijn vaak komische of dra-ma films die het altijd goed doen bij het grote publiek. De filmindustrie in Turkije gaat sterk vooruit. Met Hollywood is het niet te vergelijken, maar de Turken hebben zeker wel een goed gevoel voor drama.

De Turkse kaskrakers worden tegenwoordig zelfs in de Nederlandse bioscopen vertoond. Jammer genoeg zijn

dit vaak de main-stream populaire

films, die alle aandacht

krijgen.

Turks drama! was het eerste waar ik aan dacht toen ik weer allerlei mails kreeg over het Turkse film festival. Ik ben geen grote fan van Turkse drama films, omdat ik me vaak gedwongen voel om er wat bij te gaan voelen en begin met huilen. Na een beetje rondkij-ken ben ik de film Bizim Büyük Çaresizliğimiz tegengekomen. Een mooi diepgaand verhaal over twee vrienden Ender en Çetin die Nihal, de zusje van een vriend als huisgenoot

krijgen. De vriendschap van de twee man-nen bereikt een heel

nieuw niveau wan-neer ze allebei een

aparte relatie opbouwen met Nihal en beiden gevoelens voor haar ontwik-kelen. Niet het soort film waar

je drie dagen nog een bad fee-ling aan over houdt.

Lees verder op pagina 30