haber Şehir gazetesi sayı 2

16
17 TIP 20 HUKUK 36 FİNANS 5 BOĞAZİÇİ 19 DİŞ HEK. ECZ. 33 MÜH. Sonuçları 2012 LYS Onlar Çınar’la Başardılar www.cinarkoleji.k12.tr Bahçeşehir- Esenyurt TEM yolu törenle açıldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırımlarından olan Sarıyer-Ça- yırbaşı tüneli ile İstanbul genelinde yapımı tamamlanan 20 kavşak ve yol, Başbakan Erdoğan tarafından hizmete açıldı. Sayfa 09’da << Türkiye'nin en büyük OSB'si... Başkan Vekili Nihat Tunalı ile İOSB'nin Türkiye ve Başakşehir'e etkileri üzerine sohbet ettik... Sayfa 12’de << Masaj; koruyucu bir tıbbi tedavi. Masaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıb- bi tedavidir diyen Masaj Uzmanı Mustafa Oğuz'dan masaj hakkın- daki bilgi aldık. Sayfa 10’da << Mahmutbey gişeleri ne zaman kalkacak? İstanbul Boğazı'na kurulacak üçüncü köprü için Poyrazköy'de çalışmalar başladı. Ağaçlar kesildi, iş makineleriyle yol ya- pım ve genişletme çalışmaları sürüyor. Sayfa 09’da 4+4+4 yeni eğitim yılı dönemi başladı Yeni düzenleme ile 5 yaşındaki çocuklar da artık okullu oldu. Anne babalarda varolan tedirgin bekleyiş yerini duygusal bir heyecana bıraktı. Sayfa 06’da << Başakşehir Belediyesi evlendiriyor Başakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah töreni için kayıtlar başladı. Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasında başvuruda bulunmaları gerekiyor. Sayfa 03’de << Yerel seçimler 27 Ekim'de 2013'te AK Parti ile MHP anlaşarak önümüzdeki yerel seçimlerin tarihini 27 Ekim 2013 olarak belirledi. << Üçüncü köprü için ilk kepçe vuruldu Yıllardır süren trafik sıkıntılarına bir nebze çözüm için Başakşe- hirliler, Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınmasını istiyor. Yıllar önce bu taşınma işlemine karar verilmesine rağmen halen uygulamanın devam etmesini Başakşehir sakinleri bir türlü an- layamıyor. Devletin bu konuda kararı da var Halbuki 8 Aralık 2006 tarihinde yapılan Ulaştırma Zirvesi'nde, Mahmutbey ve Çamlıca gişelerinin daha ileriye taşınması kararı alınmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Kadir Top- baş bir açıklama yaparak gişelerin ötelenmesi Başbakanımızın da arzusu bu konudaki çalışmalarımızı belirli bir noktaya getirdik kendisine arz edeceğiz demişti. Ancak aradan geçen bunca yıla rağmen gişelerin ötelenmesi konusunda hiçbir gelişme olmadı. İlçe sakinleri tepkili Olan tek şey ise her geçen gün artan trafik yoğunluğu sebebiyle Başakşehirlilerin evlerine giderken her gün trafik çilesine devam etmesi oldu. Başakşehirliler gişelerin ötelenmesi için her türlü girişimde bulunacaklarını belirttiler. Sayfa 09’da << DÜNYA'NIN YENİ ÇEKİM MERKEZİ BAŞAKŞEHİR Türkiye'nin ilk LİVİNG-LAB'ı Başakşehir'de Başakşehir, iş merkezleri, akademik ve Ar- Ge ortamları ile modern yaşam alanlarını bir araya getirerek dünyanın yeni çekim merkezi olma yolunda. Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurulacak merkez zemin + 2 kattan oluşuyor .... >> Haberi Sayfa 08’de CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FAİK TUNAY BAŞAKŞEHİR'DE Ezber bozan çıkışlarıyla çok farklı bir CHP Millevtekili portresi çizen Faik Tunay meclisin hem en genç hem de en çalışkan vekillerinden. O bir Özal hayranı. Sanki seçim varmış gibi durmadan seçim bölgesinde çalışıyor ve Başakşehir bölgesinde de gazetemizi ziyarete geldi kendisiyle düşünceleri ve CHP hakkında söyleştik... >> Haberi Sayfa 07’de BAŞAKŞEHİR'E YENİ BİR STADYUM DAHA Başakşehir, Türkiye'nin en büyük stadyumu olan Olimpiyat Stadyumu'ndan sonra gözkamaştıran yeni bir stadyuma daha kavuşuyor. Yeni stadyum UEFA 2016 kriterlerine uygun olduğu gibi içinde de yok yok... >> Haberi Sayfa 15’de SAYFA: 04 SAYFA: 11 Yeniden Merhaba Yusuf Taş SAYFA: 08 Okul Fobisi Fatih Kılıçarslan SAYFA: 09 Müslüman Gıybet Etmez Mustafa Karataş Niyaz Mehmet Ali Sel SAYFA: 07 Başakşehir Kültürü Mehmet Can Eylül 2012 Sayı: 02 Fiyatı 1 TL’dir. Altınşehir-Kayabaşı yolunda altyapı çalışması İSKİ'nin bölgede devam eden atık su çalışmaları sebebiyle, Altınşehir-Kayabaşı yolunun bir bölümü trafiğe kapatıldı. Sayfa 12’de << Başakşehirliler gibi bu metro istasyon tabelası da yıllardır metroyu beklemekten yorgun düştü... Başakşehir'de hayırlı olsun ziyaretleri Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen ve yönetim kurulu üyeleri Gazetemize hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. << Haberşehir Gazetesi olarak yeni Emniyet Müdürümüz Murat Başıbüyük’e hayırlı olsun ziyare- tinde bulunduk. << Ak Parti Başakşehir İlçe Bşk. Ay- han Özgürel ve Yön. Krl. Üyeleri Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü ve İş-Kur’u ziyaret etti. Sayfa 02’de <<

Upload: bah-medya

Post on 15-Mar-2016

237 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Başakşehir İlçesi'nin Yerel Yayın Organıdır... Tasarımı Bülent Erguvan tarafından yapılıyor...

TRANSCRIPT

Page 1: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

17 TIP

20 HUKUK

36 FİNANS

5 BOĞAZİÇİ

19 DİŞ HEK.

ECZ.

33 MÜH.

Sonuçları2012 LYS

OnlarÇınar’la Başardılar

www.cinarkoleji.k12.tr

Bahçeşehir-Esenyurt TEM yolu törenle açıldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırımlarından olan Sarıyer-Ça-yırbaşı tüneli ile İstanbul genelinde yapımı tamamlanan 20 kavşak ve yol, Başbakan Erdoğan tarafından hizmete açıldı. Sayfa 09’da << Türkiye'nin en

büyük OSB'si...Başkan Vekili Nihat Tunalı ile İOSB'nin Türkiye ve Başakşehir'e etkileri üzerine sohbet ettik...Sayfa 12’de <<

Masaj; koruyucu bir tıbbi tedavi.Masaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıb-bi tedavidir diyen Masaj Uzmanı Mustafa Oğuz'dan masaj hakkın-daki bilgi aldık. Sayfa 10’da <<

Mahmutbey gişelerine zaman kalkacak?

İstanbul Boğazı'na kurulacak üçüncü köprü için Poyrazköy'de çalışmalar başladı. Ağaçlar kesildi, iş makineleriyle yol ya-pım ve genişletme çalışmaları sürüyor. Sayfa 09’da

4+4+4 yeni eğitim yılı dönemi başladıYeni düzenleme ile 5 yaşındaki çocuklar da artık okullu oldu. Anne babalarda varolan tedirgin bekleyiş yerini duygusal bir heyecana bıraktı. Sayfa 06’da <<

Başakşehir Belediyesi evlendiriyorBaşakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah töreni için kayıtlar başladı. Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasında başvuruda bulunmaları gerekiyor.Sayfa 03’de <<

Yerel seçimler 27 Ekim'de 2013'teAK Parti ile MHP anlaşarak önümüzdeki yerel seçimlerin tarihini 27 Ekim 2013 olarak belirledi. <<

Üçüncü köprü içinilk kepçe vuruldu

Yıllardır süren trafik sıkıntılarına bir nebze çözüm için Başakşe-hirliler, Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınmasını istiyor. Yıllar önce bu taşınma işlemine karar verilmesine rağmen halen uygulamanın devam etmesini Başakşehir sakinleri bir türlü an-layamıyor.

Devletin bu konuda kararı da varHalbuki 8 Aralık 2006 tarihinde yapılan Ulaştırma Zirvesi'nde, Mahmutbey ve Çamlıca gişelerinin daha ileriye taşınması kararı alınmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Kadir Top-baş bir açıklama yaparak gişelerin ötelenmesi Başbakanımızın da arzusu bu konudaki çalışmalarımızı belirli bir noktaya getirdik kendisine arz edeceğiz demişti. Ancak aradan geçen bunca yıla rağmen gişelerin ötelenmesi konusunda hiçbir gelişme olmadı.

İlçe sakinleri tepkiliOlan tek şey ise her geçen gün artan trafik yoğunluğu sebebiyle Başakşehirlilerin evlerine giderken her gün trafik çilesine devam etmesi oldu. Başakşehirliler gişelerin ötelenmesi için her türlü girişimde bulunacaklarını belirttiler. Sayfa 09’da <<

DÜNYA'NIN YENİ ÇEKİM MERKEZİ BAŞAKŞEHİRTürkiye'nin ilk LİVİNG-LAB'ı Başakşehir'deBaşakşehir, iş merkezleri, akademik ve Ar-Ge ortamları ile modern yaşam alanlarını bir araya getirerek dünyanın yeni çekim merkezi olma yolunda.Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurulacak merkez zemin + 2 kattan oluşuyor....>> Haberi Sayfa 08’de

CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİFAİK TUNAY BAŞAKŞEHİR'DE

Ezber bozan çıkışlarıyla çok farklı bir CHP Millevtekili portresi çizen Faik Tunay meclisin hem en genç hem de en çalışkan vekillerinden. O bir Özal hayranı.Sanki seçim varmış gibi durmadan seçim bölgesinde çalışıyor ve Başakşehir bölgesinde de gazetemizi ziyarete geldi kendisiyle düşünceleri ve CHP hakkında söyleştik...>> Haberi Sayfa 07’de

BAŞAKŞEHİR'E YENİ BİR STADYUM DAHABaşakşehir, Türkiye'nin en büyük stadyumu olan Olimpiyat Stadyumu'ndan sonra gözkamaştıran yeni bir stadyuma daha kavuşuyor. Yeni stadyum UEFA 2016 kriterlerine uygun olduğu gibi içinde de yok yok...>> Haberi Sayfa 15’de

SAYFA: 04 SAYFA: 11

YenidenMerhabaYusuf Taş

SAYFA: 08

OkulFobisiFatih Kılıçarslan

SAYFA: 09

MüslümanGıybet EtmezMustafa Karataş

NiyazMehmet Ali Sel

SAYFA: 07

BaşakşehirKültürüMehmet Can

Eylül 2012 Sayı: 02Fiyatı 1 TL’dir.

Altınşehir-Kayabaşıyolunda altyapı çalışmasıİSKİ'nin bölgede devam eden atık su çalışmaları sebebiyle, Altınşehir-Kayabaşı yolunun bir bölümü trafiğe kapatıldı.Sayfa 12’de <<

Başakşehirliler gibi bu metro istasyon tabelası da yıllardır metroyu beklemekten yorgun düştü...

Başakşehir'de hayırlı olsun ziyaretleriSaadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen ve yönetim kurulu üyeleri Gazetemize hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. <<

Haberşehir Gazetesi olarak yeni Emniyet Müdürümüz Murat Başıbüyük’e hayırlı olsun ziyare-tinde bulunduk. <<

Ak Parti Başakşehir İlçe Bşk. Ay-han Özgürel ve Yön. Krl. Üyeleri Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü ve İş-Kur’u ziyaret etti. Sayfa 02’de <<

Page 2: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

<<<<<<< GÜNDEM >>

CHP İstanbul 3.Bölge Milletvekilleri Başakşehir’deki Resmi Yetkilileri ve İş Dünyası Temsilcilerini Ziyaret Etti.

CHP İstanbul milletvekilleri TBMM Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Süleyman Çelebi, Başakşehir’deki resmi kurum yetkililerini ve iş dünyası temsilcilerini

ziyaret etti. Ziyaretlerde milletvekillerine CHP İlçe Başkanı Özgür Karabat ve ilçe yöneticileri de eşlik etti.Ziyaretlerin ilk durağı Başak-şehir İlçe Emniyet Müdür-lüğüydü. Emniyet müdü-ründen ilçe hakkında bilgi alan milletvekilleri, emniyet mensuplarının özlük hakları-nın iyileştirilmesine yönelik meclis ve parti çalışmaları hakkında bilgi verdi. Daha sonra Başakşehir Kaymakamlığına geçen heyet Kaymakam Sn. Cevdet Can’dan ilçe hakkında bilgi

aldı. Kaymakamlıktan ayrılan heyet İkitelli Organize Sanayi Bölge Başkanlığının yeni hizmet binasında Başkan Vekili Sn. Nihat Tunalı ile buluştu. Yeni hizmet binasını hayırlı olması dileğinde bulunuldu. 30.000 işyerinin bulunduğu OSB’nin sorunlarını dinleyen heyet problemlerinin çözü-mü için gayret sarf edileceği sözünü verdi. Heyet daha sonra sırasıyla Triko Center, Deparko ve İstoç site yönetim-leri ziyaret etti . Bu sitelerin yönetim kurulu başkanları Sn.

Zeynel Altunay, Sn. Mehmet Zengin ve Sn. Nihat Kemalbay sitelerinde yerleşik işyerlerinin sorunlarının yanı sıra ülke si-yaseti ve CHP’den beklentileri konusunda bilgi verdi.

Ziyaretlerin son derece verimli geçtiğini söyleyen milletvekilleri daha sonra CHP ilçe başkanı Özgür Ka-rabat tarafından ilçemizden uğurlandı. <<

SAADET PARTİSİ'NDENGAZETEMİZE ZİYARETSaadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen ve yönetim kurulu üyeleri Gazetemize hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Öncelikle yerel basının önemini belirten Güşen halkın ve yetkililerin yerel basına gerekli desteği vermesi gerekir derken bir yandan da basının da tarafsız, adil ve herke-se aynı mesafede olması gerektiğini söyledi. Başakşehir, İstanbul ve Türkiye gündemi hakkında sohbet şeklinde geçen ziyarette siyaset gündemi konuşuldu. Başkan Güşen ‘her ne kadar son seçimlerde çok az oy alsak da teşkilat olarak en güçlü ve seçime en hazır partiyiz dedi. <<

YENİ EMNİYET MÜDÜRÜNÜ ZİYARET ETTİKHaberşehir Gazetesi olarak yeni Emniyet Müdürümüz Murat Başıbüyük’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk.Daha önce İstanbul Emniyet Müdürlüğün Çocuk bürosun-da görev yapan Başıbüyük böyle güzel bir ilçeye göreve geldiği için çok memnun olduğunu söyledi. Göreve başladıktan sonra ilçe hal-kı ve emniyet yetkilileri ile çok sıcak bir diyalog kurulmuş olduğunu gördüğünü belirten Müdürümüz bu sıcak ilişkinin kendi görev süresinde de devam etmesini dilediğini belirtti. Ba-şakşehirin yeni kurulan ve hızla büyüyen bir ilçe olmasına rağ-men asayiş açısından İstanbul’un

en güvenli ilçelerinden biri oldu-ğunu anlatan Başıbüyük ‘bütün vatandaşlarımız bana ve emniyet yetkililerine 24 saat ulaşabilirler, ne zaman bize ihtiyaç duyarlarsa çekinmeden bana ya da diğer emniyet yetkililerine lütfen ula-şın. Kapımız 24 saat açık’ dedi. Güleryüzlü müdürümüzle ol-

dukça sıcak bir ortamda geçen görüşmede Murat Başıbüyük, çocukların ve gençlerin eğitiminin çok önemli olduğunu tekrar tekrar hatırlattı. Ve özellikle bu konuyla ilgili olarak bölgede bulunan STK lar ve muhtarlıklarla ortak prog-ramlar yapmayı arzuladıklarını söyledi. <<

Başakşehir'de hayırlı olsun ziyaretleri

AK PARTİ BAŞAKŞEHİR İLÇE BAŞKANI AYHAN ÖZGÜREL’DEN EMNİYET MÜDÜRÜ'NE ZİYARETİlçe yöneticileri ile birlikte ziyareti gerçekleştiren Ayhan Özgürel görevine yeni atanan Başakşehir ilçe emniyet müdürü Murat Başıbüyük’ü tebrik ederek, yeni görevi-nin hayırlara vesile olması dileğinde bulundu. Başak-şehir ilçemizin asayişinin görüşüldüğü ziyarette;“Bir bölgenin huzuru ve asayişi ancak o yerde yaşayan tüm insanların katkılarıyla gerçekleşebilir” anlayışıyla hareket edeceğini söyleyen Başıbüyük, bölgede huzur ortamında güzel günler yaşanacağını dile getirerek ilçe başkanına ve beraberindekilere teşekkür etti ve ziyaret-ten çok memnun kaldığını belirtti. <<

İŞKUR BAŞAKŞEHİR'EHAYIRLI OLSUNAk Parti Başakşehir İlçe Başkanı Ayhan Özgürel İş-Kur’un Başakşehir Şubesi’ne hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdi.İşkur Başakşehir şubesi ziyaretine; ilçe başkanı Ayhan Özgü-rel ile birlikte ilçe yöneticileri de katıldı.İşkur Başakşehir şubesi müdürü Köksal Tanış’ı makamın-da ziyaret eden Ayhan Özgürel, hızlı bir şekilde gelişen Başakşehir’de açılan önemli kamu kuruluşlarından biri olan iş-Kur şubesinin hayırlara vesile olacağına inancını dille getir-di. Başkan Özgürel İş-Kur Başakşehir Şubesi Müdürü Köksal Tanış’a görevinde başarılar diledi.İş-Kur Başakşehir şubesi müdürü Köksal Tanış Ak Parti Başakşehir ilçe başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ziyaret ile ilgili memnuniyetlerini dile getirerek teşekkür etti. <<

02

CHP İstanbul 3. BölgeMilletvekilleri Başakşehir'de

Page 3: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

03<< GÜNDEM >>>>>>>

Belirtilen güzergâhlarda vatandaşlar zamandan büyük tasarruf sağla-yacak. Uygulamanın vatandaşlar tarafından benimsenmesi halinde yaygınlaştırılacak.

Toplu taşımayı rahat-latmak ve arttırmak için başlatılan uygulama için pilot bölge seçilen Aksa-ray-Millet Caddesi-Top-kapı ve Şirinevler-Mah-mutbey yolunda başlayan uygulama, daha sonra Topkapı-Aksaray-Taksim, Kızıltoprak-Bostancı-

Tuzla, Beşiktaş-Maslak ve Yenikapı-Başakşehir şeklinde genişletilecek.Hafta içi trafiğin yoğun olduğu 07.00-10.00 ile 16.00-20.00 saatlerinde yapılacak uygulama göre, toplu taşıma araçlarına tahsis edilen sağ şeridi yalnızca İETT ve Halk otobüsü, minibüs ve tak-siler kullanacak.Bus line uygulamasını ihlal eden araçlar, Elekt-ronik Denetleme Sistemi ile tespit edilerek para cezası ile cezalandırıla-cak. <<

Başakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah tö-reni için kayıtlar başladı.

Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasın-

da başvuruda bulunmala-rı gerekiyor.Toplu nikah başvuruları, Başakşehir Belediyesi’nin süper hizmet masaları ile bağlı bulundukları muhtarlıklardan yapabi-lecekler.

Çiftlerin evlilikleriresmileşiyorToplu nikah töreni için başvuruda bulunanlar arasında, bu mutluluğu ilk defa yaşayacak olan çiftlerin yanında, seneler-dir birlikte yaşayan çiftler de bulunuyor. Çeşitli sebeplerle resmi nikahını yaptıramamış olan bu çiftlerin evlilikleri, toplu nikah töreni ile devlet güvencesine alınıyor.Başakşehir Belediyesi

yetkilileri, toplu nikah töreniyle ilgili yoğunluğu önlemek ve evrak eksik-liği olanların işlemleri-nin tamamlanması için, başvuruları günlere ve gruplara bölerek gerçek-leştirecek. Başakşehir Belediyesi ta-rafından çeşitli nedenlerle resmi nikâhını ertelemek zorunda kalan çiftlere yönelik gerçekleştirilen “Toplu Nikâh Töreni” ile ilçede son üç yılda 610 çift evlendirildi.

Vatandaşlar, toplu nikahla ilgili daha kap-samlı bilgiye, Başakşehir Belediyesi’nin çağrı mer-kezi numarası olan 444 0 669 numaralı telefonun-dan da ulaşabilecekler.<<

İstanbul'a "bus line" geldi...

Başakşehir Belediyesi evlendiriyor..

Bakan Dinçer'deneğitim müjdesiBaşakşehir, Ramazan bayramlaşmasında yeni milli eğitim sistemiyle ilgili önemli açıklamalara ev sahip-liği yaptı. Başakşehir Tunahan Camii’nde kılınan na-mazından sonra yeni eğitim-öğretim dönemiyle ilgili önemli açıklamalar yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sistemiyle ilgili müjdeler verdi. ‘’Çocukların seçtikleri bölümlerle ilgili ders saatleri arttırıldığını, hangi bölümü seçmiş ise o bölümle ilgi daha çok ders göreceğini söyleyen ve daha çok bilgi edinmiş olacağını da kaydeden Bakan Dinçer, ‘’ Tüm bu değişiklikten sonra çocukları sınavlardan kurtara-cağız. Dershaneler kapanacak. Herkes istediği liseye gidecek. Dershane bağımlılığı kalmayacak. Üniver-site sınavını da faklı bir mantıkla yaklaşıp sınavsız hale getireceğiz. Böylece tüm eğitim sistemimiz değişmiş olacak’’ diye konuştu.Bakan Dinçer, “Yeni sitemimiz ile insanlarımız tek tip olmaktan çıkacak. Farklı branşlarda başarılı in-sanlar yetiştireceğiz. Herkes istediği eğitimi ve yönel-mek istediği mesleği en iyi şekilde küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başlayacak’’ dedi.Seçmeli dersler konusunda da açıklama yapan Bakan Dinçer, ‘’Müfredatımıza din eğitimi ile din dersi saat-lerini arttırıyoruz. Öğrencilerimiz dersleri seçmeleri halinde din dersi alacaklar. Din eğitimi alıyor diye başka bölümlere geçemez durumu kalmayacak. İste-diği bölüme geçebilecek, tercih edebilecek‘’ şeklinde konuştu. <<

Başakşehir İŞKUR Hizmet Birimi açıldıBaşakşehir Atatürk caddesi üzerinde bulunan sicimoğlu iş mer-kezinde hizmete açıldı. Başakşehir İşkur hizmet biriminin şube müdürlüğüne Köksal Danış getirildi.Başakşehir İşkura 0212 407 07 95-98-99 numaralı telefonlar-dan ulaşılabilir.Adres: Organize sanayi Bölge-si Atatürk Bulvarı Sicimoğlu iş merkezi no:102 kat:1 <<

ADI SOYADI KAZANDIĞI ÜNİVERSİTE KAZANDIĞI BÖLÜMEMRE EKEN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ (İNGİLİZCE)İPEK ALAN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİECEGÜL AKTUĞ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ KİMYAMEHMET BURAK ATEŞ MARMARA TIPMUZAFFER ESAD DİKİCİ KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP ÖZNUR YUMURTACI TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIPÇAĞLA AYDIN NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ TIPNİMET ASLAN NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ TIP FEYZA BAŞIBÜYÜK RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNV. TIPMUHAMMED Y. ÇETİNKAYA BEZMİ ALEM ÜNİVERSİTESİ TIP(%50 BURSLU)BATUHAN BÜRHAN BEZMİ ALEM ÜNİVERSİTESİ TIPZÜLKÜF FURKAN AFŞİN FATİH ÜNİVERSİTESİ TIPBÜŞRA ÇALIŞ BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIPEBRU BOZ MARMARA DİŞ HEKİMLİĞİMİHRİBAN KARA BEZMİ ALEM ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ(TAM BURSLU)ELİF ÖZÖNEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ECZACILIKMUHAMMED Y. DEMİRCİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ECZACILIKRUKİYE GÜREL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYONŞULE TOPÇU YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYONESMEGÜL GÜRSES İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİAYDIN KANAT İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİZEYNEP EBRAR KELLECİ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİPINAR YÜKSEK ODTÜ SİYASAL BİLİMLERILGAZ DÖNMEZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUKGÖZDE TAN MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUKYUSUF ÇELİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUKMUHAMMED ZEKİ GÖKAY KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK(TAM BURSLU)HAZAL ASLAN BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ HUKUK(%50 BURSLU)YUNUS EMRE UÇAK FATİH SULTAN MEHMET ÜNİVERSİTESİ HUKUK(%50)AHMET CEMİL OKUR YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK(%50 BURSLU)SİNAN KAHRAMAN KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ HUKUKMELEK DURSUN BEYKENT ÜNİVERSİTESİ HUKUKTUBA AYDIN FATİH SULTAN MEHMET ÜNİVERSİTESİ HUKUKABDULLAH KEBAPÇI İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ HUKUKECE KORKMAZ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ(%50 BURSLU)ÇAĞLANUR ÜNAL İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ(%50 BURSLU)ALİ YEKTA KILIÇ BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ(İNGİLİZCE TAM BURSLU)ESRA SIĞIN ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIKHAYRİYE MELER MALTEPE ÜNİVERSİTESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK(%50 BURSLU)FATMA ERKENDOĞDU SABAHATTİN ZAİM ÜNİVERSİTESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK(%20 BURSLU)GÜLSÜM GÖZDE KAMACI MARMARA ÜNİVERSİTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ

Başakşehir Final İle Siz De Kazanacaksınız

41KERE

MAŞALLAHListeye

Yazamadığımız

280 Öğrencimize De

Üniversite Eğitimlerinde

Başarılar Dileriz

BAŞAKŞEHİR 1.ETAP GİRİŞİ

486 10 86

2012 LYS

BAŞARI LİSTEMİZfinal dergisi dershaneleri

“hiçbir başarı tesadüf değildir”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplu taşımayı rahatlatacak yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde uygulanan "Toplu Taşıma Yolu", başladı.

Başakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah töreni için kayıtlar başladı. Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasında başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Başakşehir Belediyesi'ndeyeni başkan yardımcısı

Başakşehir Belediyesi'nin kurul-duğu günden beri Fen İşleri Müdürlüğü görevini başarıyla yürüten Sinan Bedri Gül, Fen İşleri Müdür-lüğü ve Park-Bahçeler

Müdürlüğü'nden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. Yeni görevinde başarılar dileriz. <<

Başakşehir'de Okullar İlaçlanıyorBaşakşehir Belediyesi, 2012-2013 eğitim-öğretim yılı öncesinde, ilçe sınırları içe-risindeki devlet okullarında, sağlıklı bir eğitim-öğretim yılı geçirilmesi amacıyla periyodik ilaçlama ve dezenfeksiyon uygulaması başlattı. <<

Başakşehir Olimpa'da Alışverişe DevamBaşakşehir Olimpa’da alışveriş kaldığı yerden hızla devam ediyor. Geçen günlerde Başakşehir Olimpa AVM de gece yarısı çıkan yangının yaraları çok çabuk sarıldı.Üç gün içerisinde toparla-nıp tekrar kapılarını müşterilerine açan Olimpa AVM yetkilileri; başlarına gelen küçük çaplıda olsa yangından Allah’ın yardımıyla kurtulduklarını, zamanında fark edilmese ve itfaiye bu kadar kısa sü-rede olay yerine gelmese çok büyük bir felaket yaşanabilirdi derken, İBB İtfaiye ekiplerine çok teşekkür ettiklerini belirtti-ler. Ayrıca geçmiş olsun dileklerini ileten tüm dost ve müşterilerimize şükranları-mızı sunuyoruz, dediler. Bizde başakşe-hirmedya.com haber ailesi olarak Olimpa AVM ye geçmiş olsun dileriz. Allah daha büyük felaketlerden korusun. <<

Page 4: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

04 <<<<<<< TÜRKİYE >>

Allah bunları bize bir daha yaşat-masın. Ancak büyük, sorumlu ve güçlü bir devlet olarak da devleti-miz sınırlarını gerektiği gibi kontrol edebilmelidir. Eylemler olmadan

önleyecek istihbaratını güçlen-dirmelidir. Sadece eylem yapan terör örgütü elemanlarına değil onları kullanan diğer devletlere de haddini bildirecek işler yapmalıdır.

Kendi görevlileri arasında da sıfatı ve görevi ne olursa olsun görevini ihmal ya da kötüye kullanan biri varsa derhal tesbit etmeli ve ceza-landırmalıdır. <<

2012 yılı şehit haberlerinin üst üste geldiği yıl oldu. Bu durum Ağustos ayında zirve yaptı. Terör şehitlerinden sonra Afyonkarahisardaki patlama ve en son olarak da Ege’de batan gemide ölen 61 mülteci büyük bir sosyal infiale neden oldu.

Acı üstüne acı; içimiz yanıyorFELAKETLER BİTMİYOR

YENİDENMERHABA...Rahmet ve Bereket dolu bir Rama-zan geçirip ardından mutlu bir Bay-rama kavuşmayı beklerken acılarla defalarca sarsıldık. Terör saldırıları derken kaza mı ihmal mi yoksa başka bir şey mi olduğunu henüz anlayamadığımız cephanelik patla-masıyla birlikte nefes alamaz hale geldik. Aynı gün insan kaçakçıları-nın teknesinde ölen insanlarla insanlığımızdan utandık. Maalesef devlet yetkilileri ve medyada yine aynı manzaralar sergilendi. Yine hamasi nutuklar, medyada her konuyu bilen (!) uzmanlar…….Ancak hayat devam ediyor. Bize de düşen olayları sağlıklı bir şekilde değerlendirip bu olayların bir daha tekrar etmemesini sağlamak olacaktır. Ülkemiz mazlumların umudu olduğu güçlü ve sorumlu devlet olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bunun için gerekli tarihi arka plana sahibiz. Yeterli ve nitelikli nüfusumuz oluşmaktadır. Gerekli devlet tecrübesine sahip kadrolar yetiş-mektedir. Sanayimiz ve ekonomimiz yabancı etkilerden uzak olmamakla birlikte düzelme yolundadır. Ülke sınırları içine ka-patan psikolojik engellerimizden kurtulduk. Büyük devlet olma psikolojisine sahibiz. Bu arada Türkiye’nin büyümesini isteme-yenler ellerinden geleni yapacaklardır. Bunun için de en zayıf noktalarımızı kullanacaklardır. Bizim yapmamız gereken ise niye öyle yapıyorlar demek ya da tek şüpheli olarak terör örgütünü hedef tahtasına koymak olmamalıdır. Öncelikle en başta sayın başbakan olmak üzere hepimiz öfkeye kapılmadan, düşmanlık-ları besleyecek konuşmalar yapmadan bizi “ümmet” olmaktan alıkoyan “zayıflatılmış” yönlerimizi kuvvetlendirmemiz ge-rekmektedir. “Bunun yolu 20’ler ve 30’larda inşa edilen siyasal yapılanmanın tüm ideolojik öncülleriyle, milliyetçi tercih ve re-feranslarıyla, merkeziyetçi yapısıyla ve tüm vesayet anlayışıyla aşılması, Türkiye’nin tam anlamıyla demokratik ve çoğulcu bir anayasal düzene kavuşmasıdır" .Büyük devlet olmanın göstergelerinden biri de bir planlama yapılır-ken hem uzun vadeli planlamanın yapılması hem de bu süreçte ola-bilecek gelişmelerin hesap edilerek tedbirlerin alınmasıdır. Bu devlet görevlilerinde olduğu gibi vatandaşlarda da geçerlidir. Maalesef bu açıdan baktığımızda sınıfta kaldığımız gibi geçmeye de pek niyetli olmadığımız görülüyor. Başakşehir de ilk konutlar yapıldığında ge-lecekteki trafik, park, sosyal problemlerin neler olacağı hiç düşünül-memişti. Hem de Tüm Türkiye’ye yeni şehirleşme de örnek olarak gösterilirken. Yaşam başladıktan sonra sürekli sorunlar çıktı ve ‘ker-van yolda düzülür’ atasözüne sığınıldı. Ancak İstanbul’a yeni şehir merkezi sloganıyla yapılan Kayaşehir’de de hiçbir şeyin değişmedi-ğini maalesef gördük. Ben böyle uygun gördüm siz de buna uymak zorundasınız mantığı ile yapılan konutlar, her gün kaza olması bek-lenen yollar, beş metre ilerideki site girişinize ya güvenli dönüş için iki kilometre yol gitmeniz gereken ya da beş metrede girmek için her an kazayı göze almanız gereken girişler. Ancak bir sorun olup insan-lar ölünce kazılan, birkaç günlük alınan tedbirler……Sanırım henüz işin ehillerini yetiştiremedik. Allah’tan gerçekten kor-kan, insan hayatına ve emeğine değer veren, sadece yapmadığı iba-detlerden değil işini hakkıyla yapıp yapmadığından dolayı da hesap vereceğini düşünen Müslüman görevli ve yetkililere kavuştuğumuz gün İnşaAllah büyük devlet olmaya başladık demektir.Bütün bu olumsuzluklara rağmen yine de ülkemiz büyük, güçlü ve dünyadaki mazlumların umutlandığı bir devlet olma yolun-dadır vesselam ... <<

Yusuf TAŞ[email protected]

Yargının hızlandırılması için Yargıtay’ın yapısında önemli değişiklikler yapan hükümet şimdi de yerel mahkeme-lerdeki hakim ve savcıların iş yükünün azaltılması için harekete geçti. Adalet Bakanlığı’nın AB (Avrupa Birliği) ile birlikte yürüttü-ğü ‘Türkiye’de mahkeme yönetimi sisteminin güç-lendirilmesi projesi’ kapsa-mında, hakim ve savcıların doğrudan yargılama ile ilgili olmayan bazı işlerini üstle-necek “adli hizmet uzmanı” kadrosunun oluşturulması için çalışma başlatıldı. Yargısal olmayan işlerProjeye göre, örneklerine Avrupa ülkelerinde sıkça rastlanan uygulamayla, adli hizmet uzmanı hâkimlerle işbirliği içinde çalışacak. Hakim ve savcıların yargı-sal faaliyetlere daha fazla yoğunlaşmaları için yargısal olmayan işlerini adli hizmet uzmanları yürütecek. Buna göre hukuk mezunu veya hukuk dersleri ağırlıklı fakülte mezunlarından alınacak olan adli hizmet uzmanları, bir tür “hakim ve savcı yardımcısı” olarak gö-rev yapacak ve davaların ve duruşmaların hazırlığında hakim ve savcılara yardımcı olacak. Hakim ve savcıların kanunların Yargıtay’ca nasıl yorumlandığına ilişkin içti-

hatlarını da araştıracak olan adli hizmet uzmanları ayrıca mahkeme ve savcılıkla ilgili karar taslakları hazırlayacak. Hakim ve savcılara daha hızlı karar vermeleri için dava dosyaları ile ilgili rapor yazmaları da düşünülen adli hizmet uzmanları, büyük zaman kaybına neden olan dosyaya giren dilekçelerin havale edilmesi gibi işlerin yanı sıra yargılama giderle-rinin hesaplanması ve infaz işlemlerinin yürütülmesi gibi işleri de üstlenecek. Böylece hakim ve savcılar sadece yargısal faaliyetlerle ilgili işleri yürütecekler.

Hakim ve savcı açığıkapatılmadı - Hakim ve savcıların iş yü-künün azaltılarak yargının hızının artırılması düşünü-lürken, hakim ve savcı açığı konusundaki sorunlar ise sürüyor. HSYK’nın Haziran 2012 verilerine göre, Türkiye genelinde 5 bin 147’si hakim, 4 bin 34’ü savcı olmak üzere toplam 9 bin 181 hakim ve savcı görev yapıyor. AB üyesi ülkelerde her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı 18-20 iken Türkiye’de bu sayı 10.5 olarak hesaplanıyor. Yine AB ülkelerinde her 10 bin kişiye 10 savcı düşerken Türkiye’de her 100 bin kişiye 5.3 savcı düşüyor. <<

Avrupa’dan 3.5 milyon Euro fon alan Kerem Pekkan minik kalplere umut olacak, Mehmet Bayındır ise nanoteknolojiye yeni bir soluk getirecek.AVRUPA Birliği 7. Çerçeve Programı’nın bir parçası olan ve Avrupa’daki en iyi ve genç araştırmacıları destekleyen ERC programı, Türkiye’den iki projeye toplam 3.5 milyon Euro aktarıyor. Fonun 2 milyon Euro’luk bölümünü TÜBİTAK’ın desteğiyle alan Yrd. Doç. Dr. Kerem Pekkan, minik kalplere umut olacak. Fonun 1.5 milyon Euro’sunu almaya hak kazanan Doç. Dr. Mehmet Bayındır ise nanoteknolojide yeni bir üretim tekniği geliştirmeyi hedefliyor.Proje 5 yılda tamamlanacak ABD’de, doğumsal kalp hastalık-larının anne karnında önlenmesi için tavuk embriyoları üzerinde çalışan Yrd. Doç. Dr. Kerem Pekkan bu çalışmalarını artık Türkiye’de sürdürüyor. Geçtiği-miz yıl Koç Üniversitesi’ne trans-fer olan Pekkan’ın 5 yıl sürecek projesi başarılı olursa tıp dünya-sında adeta bir devrim yaşanacak ve doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya gelecek bebekler daha anne karnında, üstelik henüz bir aylık ceninken tedavi edilecek.“Bu ödülü kazanmak kolay ol-

madı” diyen Pekkan “Önce yazılı kısmı inceleniyor sonra sözlü yapılıyor. Nobel ödüllü bilim insanları benim sözlümü yaptı. İngiliz parlementosu gibi bir or-tamdı. Fon Avrupa’da istediğim okula gitmemi sağlıyor ama ben Türkiye’de kalacağım. Türki-ye’deki en iyi çocuk kalp cerrah-ları ve kardiyologları ile ortak çalışıyoruz” dedi. Fonun 1.5 mil-yon Euro’sunu almaya hak ka-zanan Bilkent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Bayındır ise, nanoteknolojide yeni bir üretim tekniği geliştirerek sonsuz uzun-lukta nanotel ve nanotüp dizileri üretmeyi hedefliyor.Kalp cerrahisi uzay mekiğiPekkan, 2003’ten beri üzerin-de çalıştığı biyomühendislik, biyomekanik akışkanlar ve katı hal mekaniği alt yapısını kulla-narak, embriyo damarlarının, cenin gelişirken nasıl şekil aldığı; nasıl büyüdüğünü bilgisayar ortamında simüle edecek araçlar geliştirecek. Embriyonik doku büyümesinin üç boyutlu tahmi-nini sağlayacak. Kerem Pekkan projesini şu sözlerle özetledi: “Bu projeyle, ceninin kalp damarları daha 1-2 milimetre aşamasınday-ken müdahalesini sağlayacağız. Çocuk kalp cerrahisi çok teknolo-jik bir şey, uzay mekiği gibi.” <<

Neden KARDEM ?KARDEM Çocuk Akademisi çocuklarımızın fiziksel, sosyo-duygusal, bilişsel ve dil gelişim alanlarının her birinde ihtiyaçlarını karşılamak ve onları çıkabilecekleri en üst seviyeye ulaştırmak için bütün ayrıntıları planlamıştır. Bu amaca en iyi şekilde hizmet edebilmek için; ulaşımın kolaylıkla sağlanabilmesinin yanı sıra merkezi bir mekânda trafiğe kapalı geniş oyun bahçeleri, hobi bahçesi, kapalı spor salonu ve yüz-

me havuzu içeren profesyonel binalarıyla eğitim alanında öne çıkacaktır. 0-6 yaştaki çocuklara yaş gruplarına ayrılmış şekilde nizami sınıflarda akıllı tahta eşliğinde interaktif eğitim olanakları sağlanmış ve Montessori sisteminde donanım-lı öğretmenler eşliğinde 3-6 yaş karma gruba İtalyan kökenli eğitim modeli mimarı olan Maria Montessori’nin eğitiminin uygulandığı bir sınıf hazırlanmıştır.Çocuklarımızın tamamı üniversite mezunu uzman öğretmenler eşliğinde güzel Türkçe kullanımını desteklemenin yanı sıra gelecekteki akademik yaşamlarına bir adım olması amacıyla yabancı eğitmen gözetmenliğinde İngilizce dersle-ri uygulanacaktır. Rehberlik ve danışmanlık hizmetlerimiz tam zamanlı uzman bir psikoloğumuz eşliğinde

kurumumuzda velilerimize ve çocuklarımıza su-nulacaktır. Binamızın güvenliğini en üst seviyede tutmak amacıyla 24 saat kamera sistemi ile izleme yapılmaktadır. Çocuklarımızın fiziksel gelişimle-rini ve sağlıklarını kontrol etmek üzere periyodik sağlık hizmetleri Medipol Hastanesi uzmanların-dan alınacaktır. Tüm bunlara ek olarak çocuklarımızın sosyal kültürel farkındalığını desteklemek için; ebru, satranç, bale, drama, folklor, jimnastik, sabun şekillendirme ve müzik gibi branş derslerimiz özel hazırlanmış atölyelerimizde uygulanacaktır. Profesyonelliğin başarısını aile sıcaklığıyla deneyimlemek isteyen tüm veli ve çocuklarımızı aramıza bekliyoruz. <<

Kardem Çocuk AkademisiYunus Emre cad. 4. etap 1. kısım No: 1/2Başakşehir / İstanbulTel: 0212 487 86 25 Fax: 0212 487 86 24Gsm: 0533 512 24 [email protected] .<<

Bu bir reklam haberdir.

Hakim ve savcıların doğrudan yargılama ile ilgisi olmayan işlerini üstlenmek üzere “adli hizmet uzmanı” kadrosu oluşturulacağı duyuruldu

Avrupa’dan 3.5 milyon Euro fon alan Kerem Pekkan minik kalplere umut olacak, Mehmet Bayındır ise nanoteknolojiye yeni bir soluk getirecek.

Başakşehir'de Çocuk Akademisi ismiyle yeni bir okul açıldı.Biz de merak ettik, nedir çocuk akademisi? Kardem Çocuk Akademisi eğitim kurumu yöneticilerinden Hacer Demir’e sizler adına sorduk.

Yargıda sürpriz kadroHakim ve savcıların angaryalarını üstlenmek için yardımcıları olacak

Türkiye'nin gururuiki bilim adamı Ve Çocukların da bir akademisi var!

9 Ağustos 2012 Yer : İzmirFoça’da PKK’lı teröristler askeri servis aracı-nın geçişi sırasında saldırı düzenledi.2 askerimiz şehit oldu, 11 asker yaralandı.

20 Ağustos 2012 Yer : GaziantepGaziantep’te Karşıyaka Polis Merkezi’ne düzenlenen saldırıda siviller öldü. Çoğu çocuk 10 kişi öldü

21 Ağustos 2012 Yer : UludereUludere’ye bağlı Gülyazı Köyünde askerleri taşıyan sivil minibüs şarampole uçtu10 asker şehit oldu

2 Eylül 2012 Yer : Şırnak BeytüşşebapPKK ilçeye saldırı düzenledi şiddetli çatışma sabaha kadar sürdü. 10 asker şehit düştü

07 Eylül 2012 Yer: AfyonkarahisarAskeri cephanelik patladı. 25 asker şehit, 5 asker yaralı

07 Eylül 2012 Yer: İzmirKaçak insan taşıyan gemi battı61 ölü

Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahra-man Güneş’in komuta ettiği ve tugaydaki askeri birliklerin katıldığı tatbikat, Öncüpınar sınır bölgesinde gerçekleş-tirildi. Sınıra sıfır mesafede yapılan tatbikata, geliştirilmiş zırhlı personel taşıyıcılarıyla desteklenmiş tankçı birliği

katıldı. Tatbikatta tankların mühimmat yüklü, gece görüş özellikli termal kameralarla donatıldığı görüldü.Ağır silahlı tank ve füze rampaları varKaideye monte edilmiş stinger (KMS) füze sisteminin bu-lunduğu atılgan araçlarının da yer aldığı tatbikat, yaklaşık

bir saat sürdü. Ayrıca 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan Suriye sınırındaki Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na tank, füze rampaları ve zırhlı muharebe araçları da sevk edildi. Daha önce de 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı’na ait ağır silahların bulunduğu askeri konvoy Kilis ve Karkamış’a

sevk edilmiş ve bu bölgede konuşlandırıldı. Önceki gün de Suriye’nin Halep kentine en yakın havaalanı olan Ga-ziantep Sazgın Havaalanı’nda oluşturulan özel bölgeye hava savunma sistemi ve füzeleriyle donanmış bir askeri birlik yerleştirildi. <<

Kilis'te, Türkiye-Suriye sınırına sıfır mesafede askeri tatbikat düzenledi:

Page 5: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

05<< DÜNYA >>>>>>>

Almanya’nın Hamburg eyalet hükümeti, Müslümanların yasal haklarını hukuki bir zemine oturtmak amacıy-la Müslüman cemaatlerle bir ‘devlet anlaşması’ imzalayacağını açıkladı.Almanya’da Müslümanlarla böyle bir anlaşmanın ilk kez imzalanacağını söyle-yen Hamburg Belediye Başkanı Olaf Scholz, Müslüman çocukların Ramazan ve Kurban bayramlarında okullarda

izinli sayılması, oku-larda İslam dini dersi verilmesi ve vefat eden Müslümanların İslami kurallara göre defnedil-mesinin hukuki bir zemi-ne oturtulacağını söyledi.Scholz: Onları resmen tanıyoruzDİTİB’den Dr. Zekeriya Altuğ, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’ndan Aziz Aslandemir, VIKZ’den Murat Pırıldar ve ŞURA’dan Daniel Abdin ile beraber dün basın top-

lantısı düzenleyen Scholz, “Hamburg olması gereken bir şeyi gerçekleştirdi. Müslümanların temsilcisi olan DİTİB, VIKZ, ŞURA ve Alevilerin temsilcisi AABF ile yaptığımız görüşmeler sonuçlandı. İslam’ın ve Aleviliğin de Hamburg toplumunun bir parçası olduğunu kent-eyalet olarak res-men tanıyoruz. Onlara diğer din ve inanç grup-larıyla eşit görüyoruz” dedi. Sosyal Demokrat Partili Belediye Başkanı

Olaf Scholz, Hamburg’ta Alevi dernekleri dahil, tüm Müslüman cemaat-lerle 2007 yılından beri bu konuda görüşmeler yürüttüklerini hatırlattı. DİTİB Kuzey Almanya Başkanı Dr. Zekeriya Altuğ, “Devlet Anlaşması tüm Almanya’ya hatta dünyaya veri-len bir mesajdır” dedi. Almanya’daki Katolik ve Protestan kilisesi, Hamburg eyaletinin Müslümanlarla yaptı-ğı ‘devlet anlaşmasını’ saygıyla karşıladıklarını açıkladı.Anlaşma önü-müzdeki ay mecliste oylanacak. Hamburg eyaletinde de 130 bin Müslüman bulunuyor.<<

Yunan hükümetinin, ülkenin içinde bulunduğu mali krizin aşılması-na yönelik uzun vadeli kalkınma programı çerçevesinde Ege ve İyon Denizi'nde kamuya ait bazı ada ve adacıkları yatırımcılara açma kararı aldığı bildirildi. Yabancı yatırımcı-lara 40-50 yıllık sürelerle kiralan-ması kararlaştırılan 10 grup halinde belirlenen adaların yüzölçümlerinin 100 ila 3 bin 100 dönüm arasında

değiştiği ve İyon Denizi, Kiklades Adaları, Mora Yarımadası'nın doğusunda yer alan Saronikos ve Argolikos körfezleri, Eğriboz (Eyvia) Körfezi ve Kuzey Ege bölgelerinde bulunduğu belirtildi. Milli güvenlik-le ilgili kriterler, ulaşım kolaylığı ve ticari konumları göz önüne alınarak, uzmanlar tarafından hassasiyetle seçilen 30'un üzerinde adanın yaban-cı yatırımcıları Yunanistan'a yatı-rım yapmaya cezbederek ülkedeki atmosferi değiştirebileceği kaydedil-di.<<

Radikalizm ile mücadelede Almanya'nın türban ayıbıAlmanya İçişleri Bakanlığı’nın ülkede radikal hareketlere yönelik kampanya afişinde türbanlı bir kadın kullanması tepkilere neden oldu. Türkiye, kampanyanın derhal durdu-rulmasını istedi.Alman İçişleri Bakanlığı’nın radikal hareketlere yönelik kampanya afişindeki türbanlı kadın fotoğrafı hükümeti alarma geçirdi. Almanya ile Türkiye arasında sünnetten sonra şimdi de türban krizi patladı. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın radikal hareketlere yönelik kampanya afişindeki türbanlı kadın fotoğrafı hükümeti alarma geçi-çiriken, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya hükümetine kampanyayı durdurması, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e de olaya el koyması çağrısında bulundu.Merkel’e ‘harekete geç’ çağrısıAlmanya’da 21 Eylül’de billboard ve gazete ilanlarıyla start alması beklenen kampanya afişinde, türbanlı bir kadın fotoğrafıyla birlikte, “Bu bizim kızımız Fatma. Onu özlüyoruz çünkü artık onu tanıyamı-yoruz. Her geçen gün daha da radikalleşiyor. Onu dini fanatiklere ve terörist gruplara tamamen kaybetmekten korkuyoruz” ifadelerine de yer verilmesi hükümetin tepkisini çekti. Yurtdışı Türklerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Müslümanları rencide ettiği gerekçe-siyle Almanya’dan kampanyanın durdurulmasını istedi. Yakın takibe aldırdığı kampanyanın durdurulması için Alman hükümeti nezdinde girişim de başlatan Bozdağ, Almanya Başbakanı Merkel’e de olaya el koyması için çağrı yaptı. Bozdağ, Alman İçişleri Bakanlığı bünye-sinde oluşturulan ve kampanyayı organize eden Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi’nde yer alan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne de bu çatı örgütünden ayrılması önerdi.‘ANLAMSIZ’ AFİŞLER ALMAN DEVLETİNİ ALARMA GEÇİRDİAlmanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın radikal hareketlere yönelik kampanya afişindeki türbanlı kadın fotoğrafı hükümeti alarma geçi-çiriken, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya’ya ‘ dost uyarı-sı’ gönderdi.<<

STK'ların tepkileri sonuç verdi:İsrail şarap festivali'nicamide yapmak-tan vazgeçti.İsrail’de tarihi Beersheva Camisi’nin bahçesinde yapılması planlanan “Şarap Festivali” Türkiye'deki STK'ların yoğun

tepkileri ve hükümete baskıları neticesinde İsrail hükümetine geri adım attırdı. Türk hükümetinin baskıları neticesinde İsrail cami bahçesinde yapılacak içki festi-valini başka bir mekâna taşıdı. 5 Eylül’deki festivale, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in ardından Bozdağ da tepki verdi. Bozdağ, cami bahçesinde şarap etkinliği düzenlemesini pro-vakasyon olduğunu belirterek, İsrail’e “festivali düzenlemekten vazgeçin” dedi. Türkiye’nin bu

olaya yönelik tepkisini, İsrail ile ilişkilerin dondurulması nedeniyle diplomatik kanallar yerine medya aracılığıyla iletmesi de dikkat çekti.<<

Almanya’dan Müslüman haklarına devlet garantisi

Yunanistan, adaları kiraya verecek...

Almanya'nın kafası karışık

1992 yılından bu yana dünyanın her yerine insani yardım götüren ve insanları yardıma muhtaç hale getiren mesele-lere insan hakları perspekti-finden bakarak çözüm odaklı projeler geliştiren İHH İnsani Yardım Vakfı, yetim çocukların bakımını üstlenerek kendi ülkel-erinde, aileleri veya akrabaları yanında ya da yetimhanelerde en iyi şekilde yetişmeleri için katkı sağlamaktadır. İHH yetim çocukları sürekli ve dönemsel yardımlarla desteklemektedir. Sürekli yardımlar; Sponsor Aile Sistemi ile yapılan yardımlardır. Dönemsel yardımlar ise ihtiyaç bölgelerinde üç, dört, altı ay veya bir yıl gibi belirli zaman dilimler-inde ya da Ramazan ayı ve kurban bayramı dönemlerinde yapılan; eğitim, sağlık, barınma vb. projeler kapsamında gerçekleştirilen yardımlardır.Yetim çalışmalarının amacı:Yaşamını tek başına idame ettir-meye gücü yetmeyen yetimlere kendi ayakları üzerinde duracak yeterliliğe ulaşıncaya kadar destek olmak, eğitimlerini sağlamak

ve onları aile şefkati ile hayata hazırlamak.Bütün çocuklar gibi yetim çocukların da temel hak ve hürriy-etlerinin ihlal edilmemesine yöne-lik çalışmalarda bulunmak.Maddi ihtiyaçlarının yanı sıra man-evi ihtiyaçlarının da karşılandığı güvenli ortamlar hazırlamak.İHH yetim çalışmalarını savaş bölgeleri, mülteci kampları ve savaşın etkisinin devam ettiği bölgeler ile doğal afet bölgeleri, kronik açlık ve yoksulluk bölgeler-inde gerçekleştirmektedir. Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya 5 kıtada 135 ülke ve bölgede yetim/kim-sesiz çocukların, barınma, eğitim, sağlık, gıda ve giyecek gibi yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmaktadır.İHH, 2003 yılından bu yana dünyanın farklı ülke ve böl-gelerinde yetimhaneler inşa etmekte, mevcutların tamir ve tadilatlarını yapmakta ve buralara yönelik dönemsel yardımlarda bulunmaktadır. İHH’nın faa-liyet halinde olan yetimhaneleri şunlardır; İstanbul Yetimhanesi (Endonezya/Açe),

Haripur Eğitim Şehri (Pakistan), Msal Yetimhanesi (Pakistan), Rara Yetimhanesi (Pakistan)Daru’l-İman Yetimhanesi (Bangladeş-Arakan Mülteci Kampı), Togra Yetimhanesi (Bangladeş), Hacı Şerefoğlu Yetimhanesi (Filipinler/Moro), Şifa Yetimhanesi (Tayland/Patani), Konya Ayder Yetimhanesi (Tayland/Patani)Boğaziçi Yetimhanesi (Malavi)1992 yılından bu yana devam eden yetim çalışmaları 2007 yılında Sponsor Aile Sistemi uygulamasının hayata geçirilme-

siyle yeni bir ivme kazanmıştır. Yetimlerin himaye altına alınmasını amaçlayan bu sistemde toplanan düzenli bağışlarla yetim çocukların gıda, barınma, giysi, sağlık ve eğitim masrafları karşılanmaktadır. Bir kişi istediği kadar çocuğa Sponsor Aile Sistemi kapsamında sponsor olarak sürekli yardımda bulunabilir.Bir yetimin aylık gideri 90 TL’dir. Düzenli olarak bir yetimin bakımını üstlenmeyip yaptığı yardımların yetimler için kullanılmasını isteyen bağışçılar da Yetim Fonu’na imkânları ölçüsünde bağışta bulunabilirler.Bir yetime nasıl sponsor olabilirim?Sponsor Aile Başvuru Formu’nu doldurup İHH’ya teslim ederek bir yetime sponsor olunabilir. (Sponsor formuna www.yetim.ihh.org adresinden ya da vakıf merkezini 0212 631 21 21 (dahili 209) numaralı telefondan arayarak ulaşılabilir.)

İHH’nın bu çalışmalarla hedefi; öncelikle açlık ve yoksulluk çeken bölgeler ile savaş bölgel-erindeki yetim çocukları organ mafyalarından, insan tacirlerin-den, misyonerlerin tehlikelerin-den koruyarak güvence altına almak; onların yetişme çağında ihtiyaç duydukları güven ve sevgi ihtiyaçlarını bir nebze olsun karşılamaktır. Güvenlik sorunu olmayan savaş bölgeleri dışındaki yerlerde ise bu çocukların eğitimlerine destek olarak ülkel-erinin ya da yaşadıkları bölgelerin geleceğine katkıda bulunacak nesiller yetişmesinde payımızın olmasını istiyoruz. Bu, insanlığa yatırımdır ve dünyamız için bir kazanımdır. İHH şu anda dünyada 38 farklı ülke ve bölgede 27.000 yetim çocuğa sürekli; 75.000 yetim çocuğa da dönemsel olarak bakmaktadır.Sponsorluk sistemi hakkında www.ihh.org.tr/yetim/tr adresine

girerek detaylı bilgi edinebilir, bu site üzerinden sisteme kayıt yaptırabilir ve online bağışta bulunabilirisiniz.Yetimlere kısa mesajla katkı sağlamak da mümkün. YETİM yazıp 3072’ye gönderilecek her bir SMS mesajı ile İHH’nın tüm dünyada yürüttüğü yetim çalışmalarına 5 TL’lik bağışta bulu-nulabilir.

“Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar De ki: Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu en iyi bilir ”Bakara: 215Peygamberimiz, şehadet parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek şöyle buyurdu:

“Ben ve yetimi himaye eden kimse Cennette böyle yakın olacağız.” <<

İHH, 2003 yılından bu yana dünyanın farklı ülke ve bölgelerinde yetimhaneler inşa etmekte, mevcutların tamir ve tadilatlarını yapmakta ve buralara yönelik dönemsel yardımlarda bulunmaktadır.

"Yetim" deme "Yettim" de!

Mahir Esed gizlice Lazkiye'ye gömüldüSuriyede on binlerce sivili katleden Beşar Esed'in kardeşi ve acımasız-zalim bir katil olan Mahir Esed bombalı saldırıda ağır yaralandı Rusya'ya götürüldü ancak kurtarılamadı. Acımasızlığı ve işken-celeriyle ünlü Mahir Esed dedelerinin doğduğu yer olan Lazkiye'de gizli bir törenle gömüldü.

Armstrong öldüAy’a ilk ayak basanainsan olarak tüm dünyada tanınan astronot Neil Armstrong, 82 yaşında hayata veda etti. Armstrong’un ailesi tarafından yapılan açıklamada ağustos ayı başında kalp ameliyatı geçiren astronotun bazı komplikasyonlar nedeniy-le öldüğü belirtildi.<<

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan önemli bir adımİslam İşbirliği Teşkilatı, üye ülkelerdeki insan hakları ihlallerinin giderilmesi yolun-da önemli bir adım atıyor. Teşkilatın daha işlevsel hale gelmek için son dönemde gerçekleştirdiği reformların en önemli yapı taşlarından biri olan Daimi Bağımsız İnsan Hakları Komisyonunun Ankara›da yaptığı toplantıdan önemli kararlar çıktı. Komis-yon, Türkiye önemli bir çağrı yaparak İslam coğrafyasında insan hakkı ihlalle-rinin yaşandığı yerlere İİT›nin raportör göndermesini ve bu rapora göre müeyyide uygulanmasını teklif etti.<<

New York polisinden önemli itirafNew York Polisinden Önemli İtirafNew York polis teşkilatının 6 yıl boyunca şehirdeki Müslümanlara yönelik yürüt-tüğü gizli takip ve istihbarat çalışma-larında, soruşturmaya konu olabilecek tek bir terör vakası bile tespit edemediği belirtildi. New York polis teşkilatı bünye-sinde kurulan ve uzunca bir süre varlığı inkar edilen gizli ‘Nüfus Birimi’nin 6 yılllık istihbarat takibinin terör soruştur-ması başlatacak tek bir veri bile bulama-dığı, bir NYPD yetkilisinin mahkemeye yaptığı şahitliğin ardından ortaya çıktı. Associated Press haber ajansı tarafından ilk olarak yıl gündeme getirildiğinde NYPD, böyle bir birimleri olduğunu inkar etmişti. <<

Page 6: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

06 <<<<<<< EĞİTİM >>

Yeni bir eğitim yılına girerken, tartışılan anaokulu meselesini sizin için uzmanına sorduk. Başakşehir'in tanınmış anaokullarından Altınbaşak Anaokulu Yöneticisi Uzman Pedagog Mehmet Teber cevapladı.Mehmet Bey, öncelikle sizi tanıyalım.Kendimi çocuk ruh sağlığı alanında uzmanlaşmış bir eğitimci olarak tanımlıyorum. 1980 yılı İzmit doğumluyum. İşçi bir babanın oğluyum. 4 çocuk arasında en büyük çocuğum. İlk orta ve lise öğrenimini İzmit’te tamamladım. 1998 yılında kazandığım Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nden 2003 yılında Onur derecesi ile mezun oldum. Yüksek lisansımı yine Boğaziçi Üniversitesinde eğitim bilimleri alanında yaptım. Şu an eğitim bilimleri uzmanı ve peda-gog olarak görev alıyorum.

Sizi Haber 7’deki çocuk üzerine yazılarınızla ve çeşitli belediye çatısı altında verdiğiniz seminerlerle tanıyoruz.Evet Haber 7’de iki yıldır çocuk eğitimi üzerine makaleler yayınladım. Dediğim gibi

uzmanlık alanlarımdan birisi çocuk. Çocuk konusuna yönelmemin temel sebe-bi ise bir toplumu ihya etmenin yolunun çocukları iyi yetiştirmekten geçtiğini fark etmek. Çocuklarımızı iyi yetiştirdiğimizde daha sağlıklı bir gelecekle karşılaşacağımıza inanıyorum. Çocuklara ulaşmanın yolu ise anne-babalara ulaşmak. Makaleler, kitaplar ve seminerler anne-babalara ulaşmanın bir yolu. Diğer yollardan biri de özel görüşmeler. Ahenk adlı şirketimizde pedagog olarak sorunlu çocuklarla ve aileleri ile görüşüyorum. Ne kadar çok çocuğun hayatında iyileştirme yapabiliyorsam kendimi o kadar mutlu hissediyorum.

Birde Pedagoji Derneğinde Göreviniz var Mehmet bey birazda bu dernekteki görevinizden bahsedelim.Pedagoji Derneği çocuk

konusunda duyarlı arkadaşlarla kurduğumuz bir dernek. Çocuk konusundaki çalışmalarımıza resmi boyut kazandırdığımız bir çatı. Çocuk için üretilen her türlü çalışmayı, atılan her türlü adımı pedagojik açıdan değerlendirdiğimiz bir kurum. Ayrıca bu çatı altında anne-babalara yol gösterici makaleler ve tavsiyeler de yayınlıyoruz. Anne-babaları ve çocuk konusunda duyarlı olan herkesi bu çatıya bekliyoruz.

Başakşehir’deki Altınbaşak Anaokulu’nun da sanırım yöneticileri arasındasınız. Çocuklar üzerinde bu kadar çalışma yapıp da, tecrübelerimizi bir uygulama alanına aktarma-mak olmazdı. İşte Altınbaşak Anaokulu tecrübelerimizin pratiğe yansımış hali. Eğitimcilerimizin seçimi, müfredatımızın belirlenmesi, eğitimcilerimizin sürekli eğitimi gibi tüm konu-larla yakından ilgileniyorum.

Altınbaşak eğitimcilerinin uzmanlığı ile zaten ün yapmış durumda. Ticari kaygıları ikinci planda tutup çocukların pedago-jik olarak eğitimini ön planda tuttuğumuz bir çalışma. 8 yıllık bir birikime sahip. Öğretimden ziyade eğitim yaptığımız bir okul burası. Çocuk ruhunu ezmeden eğitimin yapıldığı bir okul üstelik. Eğitimin yanında anne şefkatini de verdiğimiz bir okul.Çocuklarımızın sosyalleşmesi sosyal bir çevre içerinde davranış ve kendilerini ifade etme becerilerini kazanmaları kurumumuz açısından önemlidir.

Sizi bulmuşken yeni 4+4+4 sistemi ile ilgili de görüşünüzü almak isteriz.Okulların ilk, orta ve lise diye ayrıştırılması güzel. Birinci sınıfla ergenliğe girmiş 8. sınıfın aynı okulda olması sakıncalıydı. Bu açıdan olumlu. Ancak yaşın erkene alınmasını getirdiği sıkıntılar var. Okul sıraları, tuvaletleri, merdiven-leri, sınıfların donanımı bu çocuklar için düzenlemedi ki. Hem müfredat bu çocukların zihinsel gelişimi için ağır. 5,5 yaş birinci sınıf olmak yerine zorunlu anaokulu olsa bence daha makul olurdu. Artık siste-

mi geri çevirmek zor. Burada velilere önemli görev düşüyor, o da okul yaşı erkene alındı diye hemen çocuğu okula kaydettirmemek. Çocuğun okula hazır olup olmadığını okul olgunluk ölçekleri ile kon-trol ettirmek ve hazır olmayan çocukları bekletmek.

Mehmet Bey, röportaj için teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim efendim. Yayın hayatında size başarılar dilerim. <<

Bu bir reklam haberdir.

Anaokulu EğitimiZorunlu Olmalı

Okullarda kitap ticareti mi yapılıyor?Okullarda her yıl olduğu gibi bu yıl da yardımcı kitap satışı sıkıntısı yaşanması bekleniyor.

Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Yeni düzen-leme ile artık 5 yaşında çocuklar da okullu oldu. Okulların açılması ile birlikte her sene tekrar eden bazı sorunlar da gündeme gelmeye başladı. Okul kitapları bedava dağıtılıyor ancak yine de yardımcı kitaplara ihtiyaç duyuluyor. Hemen hemen bütün öğretmenler çeşitli yardımcı kitapları öneriyor. Ve bunları kullanan öğrencilerin hem öğretmenleri ve hem de velileri genellikle sonuçlar-dan oldukça memnun oluyor. Ancak sorun da tam burada başlıyor. Her yıl öğretmenlerin çocuk-lara yardımcı kitaplar önerdiklerini söyleyen bazı veliler "öğretmenler listeleri biz veliler de gidip kitapçılardan satın alıyoruz. Ancak bazen ise kitapları okulda satın almak zorunda bırakılıyoruz. Bu durum da hem kitapların faturası alınmadığı için vergi kaybına yol açıyor. Hem de okulda ticaret yapılıyor algısını oluşturuyor. Bu da öğrencinin öğretmene ve okula olan güvenini zedeliyor" dedi. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz kitapçılar ise yardımcı kitap pazarının yaklaşık olarak bir milyar lira civarında bir cirosunun olduğunu söyleyerek faturasız satış halinde dev-letin ciddi bir vergi kaybına uğrayacaktır dediler. Zaman zaman uyanık satıcıların bazı öğretmenleri ikna ederek kitapları okulda doğrudan öğrencilere satıldığını söyleyen veliler bunun kesinlikle önlen-mesinin gerektiğini belirterek yetkilileri uyanık olmaya çağırdı. <<

28 şubat sürecinde orta kısımları kapatılan ve lise mezunlarının da üniversite yolu büyük ölçüde kapan-an imam hatip okulları öğrenci sayısı bakımından büyük sıkıntı yaşamıştı. Ak parti hükümeti tarafından yapılan yeni düzenleme ile imam hatiplerin önü açılınca bütün Türkiye’de imam hatip okullarına büyük teveccüh oldu. Başakşehirde de Sivil Toplum

Kuruluşlarının oluşturduğu Platformun öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde geçen yıl İmam Hatip Lise kısmı açılmıştı. Bu yıl da orta kısmı açıldı. Bu yıl hem orta kısmına hem de lise kısmına müthiş bir talep oluştu. Adeta bir talep patlaması yaşanıyor. Ortaokulun kapasitesi 600 kişi ve kapasite doldu ancak yetkililer başvuranları geri çevirmemek için

ellerinden geleni yapacaklarını belirttiler. Lise kısmının ise sadece 200 kişi kapasitesi var. Fakat başvuru yaklaşık 500 kişi. Öğrenci velileri kayıt yaptırmak için heryere başvuruyorlar (!) Yetkililer ise yapılacak bir şey olmadığını öğrenci seçiminin karne notlarına göre yük-sekten aşağıya doğru en başarılı 200 öğrencinin kaydının yapılacağını açıkladılar.<<

İmtiyaz SahibiBaşakşehir Medya Reklam Tanıtım Organizasyon Hizmetleri adınaFatih Mehmet YILDIRIM

Genel Yayın Yönetmenive Yazı İşleri MüdürüYusuf TAŞ

Haber SorumlusuAhmet Salih TEZCAN

Reklam SorumlusuNezih ZIRHLIOĞLU

Görsel Yayın YönetmeniBülent ERGUVAN

Hukuk DanışmanıAv. Talha ÖZCAN

Basım Yeriİhlas Yayıncılık A.Ş.Matbaacılık Tesisleri

Fiyatı: 1 TL'dir.

Başakşehir Mh. İstiklal Cd. No: 29/A Daire: 2 Başakşehir-İstanbulTel: +90 212 486 22 [email protected]/habersehirtwitter.com/habersehir

Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

Eylül 2012 Sayı: 02

İmamhatiplere talep patlaması!

Başakşehir Ziyagökalp Mahallesinde açılan İmam Hatip Ortaokulu eğitime başladı...

4+4+4 artık başladı...Yeni öğretim yılı zili çaldı 5 yaşındaki ço-cuklar da artık ilkokullu oldu. Yeni düzenleme ile 5 yaşındaki çocuklar da artık okullu oldu. Anne babalarda varolan tedirgin bekleyiş yerini duygusal bir heyecana bıraktı. Zaman zaman gözyaşlarını tutamayan annelerin gözlendiği ilk günde velilerin heyecanlarını yen-meleri için toplantılar düzenlendi. Başakşehirde de bütün okullarımız yeni döneme hazırlanmış şekilde yeni öğrencileri karşıladı. <<

Başakşehir Belediyesi de yeni öğretim yılına hazırlandıBaşakşehir Belediyesi, ilçe genelindeki okulların 2012-2013 eğitim-öğretim dönemini sağlıklı ve huzurlu bir şekilde sürdürülebilmesi için hazırlıklarını tamamlıyor.

Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın talimatıyla harekete geçen müdürlükler, ilçe genelindeki okullarda eksiklerin giderilmesi için çalışmalarda son aşamaya geldi.Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, belediye birim müdürlüklerinin yaz tatilinin başlangıcından bu yana, yeni eğitim-öğretim dönemi hazırlıklarını sürdürdüklerini kaydederek, ‘’Yeni eğitim döneminde çocuklarımızın sağlıklı, huzurlu ve temiz bir ortamda eğitim-öğretim imkanlarını elde etmek için tatil boyunca çalıştık. Şimdiden öğrencilerimizi yeni eğitim-öğretim dönemlerini tebrik ediyor, başarılar diliyorum’’ dedi.<<

Page 7: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

07<< GÜNDEM >>>>>>>

Meclisin en genç milletvekillerinden olan Faik Tunay Özal hayranı olduğunu ve bundan dolayı siyasete girdiğini söyledi. Aynı zamanda meclisin en çalışkan vekillerinden olan Tunay gazetemizi ziyaret etti.

Kendinizi nasıl tanımlarsınız?- Teşekkür ediyorum bana bu fırsatı verdiğiniz için. Basını özellikle yerel basını çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye’nin ana damarının hep yerel basın olduğuna inandım. Bugün Türkiye’de gazete okuma alışkanlığı ve sayısı belli. Herkes ulusal basını çok sıkı takip etmiyor fakat kendi ilçe-sinde yaşayan insan ilk olarak kendi yerel gazetesini tercih ediyor. Bu sebeple çalışmanızı önemsiyorum ve bundan sonra nice sayılarda beraber olmayı diliyorum. Ben Rumeli Balkan ve Trabzon kökenli bir ailenin ilk çocuğu olarak 1981 yılında İstanbul’ da doğdum. Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü’nden mezun oldum. Sonra dil eğititmi için yurtdışına gittim. Bugün ileri seviyede İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Boşnakça ve Hırvatça konuşmaktayım. Çeşitli iş tecrübelerimden sonra 1999 yılında siyasetteki adımıma Anavatan Partisi Beşiktaş İlçe Gençlik Kollarında başladım. Daha sonra partinin çeşitli kademelerinde görev yaptım.2002 yılında yapılan seçimler bütün partilerin tasfiye olması, süreçten uzaklaşması ve benim yurtdışı eği-timimim için yurtdışına gitmem dolayısıyla siyasete ara vermek zorunda kaldım. Geldikten sonra Cumhuriyet Halk Partisinde (CHP) başlayan değişim dönüşüm ve par-tinin üst yönetiminden gelen davet neticesinde önce CHP›nin parti meclis üyesi oldum daha sonra 12 Haziran 2011 seçimlerinde İstanbul 3. Bölge 7. sıradan Milletvekili oldum. Bugün TBMM›nin en genç Milletvekillerinden biri olarak görev yapıyorum. Milletvekili görevi-min yanında aynı zamanda TBMM Dışişleri Komisyonu üyesiyim. Bu da benim kısaca siyasi özgeçmişim.

Siz Siyasete Anap’la Başladınız. Nasıl Oldu da Oradan CHP’ye Geçtiniz?- İnsanların kafasında en çok merak uyandıran sorudur. Ben Turgut Özal hayranı olduğum için siyasete başla-dım. Ben ilk gün neleri söylüyorsam bugün de hep aynılarını söylüyorum. Benim çizgimde milim sapma yok.

Peki ben neden CHP’ye geldim? Türkiye’nin normalleşmesi gerektiğine inanıyorum. Keşke CHP içerisinde benim gibi merkez sağ geleneğinden gelen çok daha fazla insan yer alsa, aynı şekilde keşke Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) içerisinde daha fazla sos-yal demokrat, daha fazla alevi vatan-daşımız yer alsa böyle olduğu zaman Türkiye kamplaşmaz, bölünmez. Önemli olan sizin düşüncelerinizi değiştirmemenizdir. Siyasete başla-dığınız ilk gün neyi savunuyorsanız hangi ortamda olursanız olun onu savunmaktır. CHP’den bana bir davet geldi. Partinin değişim ve dönüşüm sürecine girdiği, partinin daha fazla halka açılma arzusu isteğinin olduğu söylendi, ben de kendi iç dünyamda, aileme, çevreme danıştığım zaman bu davetiyenin samimi olduğuna karar verdim ve bu sürece katkı sağ-lamak için CHP’nin bir üyesi oldum. CHP’nin üyesi olduktan sonra çalış-malarıma aynı hızla devam ediyorum. Anavatan Partisi zamanında neleri savunuyorsam bugün de aynılarını savunuyorum. Türkiye’nin normalleş-mesi açısından Faik Tunay gibi örnek-lerin CHP’de çoğalması gerekiyor ama Ertuğrul Günay gibi örneklerin de AKP içerisinde çoğalması gerekiyor. O zaman Türkiye normalleşir, o zaman Türki›ye bölünmez diye düşünüyo-rum.

Hakkınızda birçok iddialar, eleşti-riler ve şikayetler var. Yeni dünya düzeninde Amerika Türkiye’nin bölgesinde yarı güçlü bir ülke olma-sını istiyor ve bunun için iktidar ile muhalefetin ortak bir devlet man-tığında hareket edebilmesi ve bir-birine yaklaşması gerekiyor iddiası yer alıyor. Sizin de bu iddianın bir parçası olarak CHP’de yer aldığınız söyleniyor. Nasıl değerlendirirsiniz?- Benim hayatta bir alışkanlığım var. Bir Çin atasözü der ki: ‘’Bir insanın en güçsüz olduğu an aslında en güçlü olduğu andır.’’ Çünkü etrafınızda sizi hep öven, hep pozitif konuşan insan-lar vardır ve bu sizi hataya yönlendi-rir. Başta farkedemezsiniz ama zaman-la bir bakarsınız etrafınızdaki herkes olumlu konuşuyor, hep iyi yapıyorsu-nuz diyorlar ama siz yanlışa gidiyor-sunuzdur. Ben onun için hep eleştirile-ri önemsemişimdir. Benim hakkımda en ağır yazıları bile okurum ve yazan-lara da cevap veririm. Tabi bunlar komik iddialar. Eğer 31 yaşındaki bir Faik Tunay 90 yıllık bir Cumhuriyet Halk Partisini dönüştürmek için biri-leri tarafından buraya gönderildi deni-yorsa ben demek ki çok güçlüyüm-dür, çok büyük kudret sahibiyimdir. Bırakın kişileri, kurumları dünyanın süper gücü dünyayı yöneten Amerika Faik Tunay ve Faik Tunay gibilerini CHP’ye kendi amaçları ve hedefleri için sokuyorsa demek ki Faik Tunay çok güçlü bir insan. Tabi ki bunlara katılmak mümkün değil. Siyaset her zaman somut verilerle yapılır. Tabi ki iddiaları dinleyeceğiz, iddialar üze-rinden beyin fırtınaları yapacağız ama bunlara takılıp kalmayacağız. Bizim ülkemizdeki sıkıntı bir parti iktidara geliyor, ulaştırmadan milli eğitime içişlerine kadar kendi politikalarını uyguluyor, o parti iktidardan gittikten

sonra yerine gelen parti herşeyi yıkı-yor ve kendi politikalarını uyguluyor. Biz bu yüzden ilerliyemiyoruz. Evet biz çok yol aldık ama bizim potansiye-limiz çok daha fazla. Biz çok daha iyi yerlerde olmalıyız.

Size göre CHP sizin çizdiğiniz tablo-da bir parti oldu mu ya da olabilecek mi?- Bir partinin yenisi ve eskisi olamaz. CHP dün de aynı bugün de aynıdır. Sadece daha fazla halka inen, daha fazla gence yer veren, daha fazla kadı-na yer veren millete rağmen değil mil-letle beraber siyaset yapma anlayışına sahip olma yolunda ilerleyen bir parti

olduğu için insanlarımız bunu eski yeni olarak değerlendiriyor. Hayır, siyasette bir kıstas vardır. Hangi par-tinin mensubu olursanız olun millete rağmen değil milletle beraber siyaset yapacaksınız. Benim partim ve diğer partiler bu gerçeği ne kadar kavrarlar-sa o kadar başarılı olurlar. Dünya çok hızlı değişiyor. Değişmeyen tek şey değişimdir. Bu sözü kavrayamazsanız ne iş hayatında başarılı olabilirsiniz, ne siyaset hayatında ne de özel haya-tınızda. Ben CHP’nin son dönemlerde çok daha fazla halka yaklaşma çabası gösterdiğine ve halkın değerleriyle daha fazla barışma çabası içerisinde olduğuna inanıyorum. Bu samimiyete inandığım için bugün CHP’ de siyaset yapıyorum. Benim söylediğim kıstas-lara uymayan bir yapı ortaya çıkarsa tabi ki bunu savunmamız mümkün değildir. Eskiden CHP’ yi Sivas’ın öte-sine geçemeyen bir parti olarak eleşti-rirlerdi. Şimdi hiç kimsenin ağzından bunu duyamıyoruz. Bugün Türkiye’yi karış karış gezen bir partidir. İleriye doğru gitmiş ve daha da ileriye git-mek zorunda. Şimdi CHP için yapılan eleştiriler farklı eleştirilerdir.

Gençliğinizin verdiği dinamizim-den olsa gerek çok aktifsiniz. Seçim bölgesinde seçim yokken dahi ve seçim sonrası hemen çalışmalara baş-lıyorsunuz. İstanbul’da doğdunuz ve büyüdünüz. İstanbul’u nasıl görü-yorsunuz? - Beni kimse zorla milletvekili yapma-dı. Ben kendim istedim. Partim bana şans verdi ve milletvekili oldum. Ben seçim bölgemde olmak zorundayım. Seçimler bitti ve ben hemen muhtar-larımı gezmeye başladım. Haftada bir gece 12:00’dan 04:00’a kadar taksi duraklarını geziyorum. Okul zaman-larında okulları geziyorum. Sivil Toplum Kuruluşlarını çok yoğun bir şekilde geziyorum. İstanbul’un ilk on nüfus sayımını çıkardım ve hepsinin federasyonlarını ziyaret ettim. Şimdi alt derneklerini gezmeye başladım. Bu benim vazifem, bundan çok mut-luyum. Ben çalışmaya inanan bir insa-nım. Allah bana enerji ve güç verdiği takdirde benim aşamıyacağım hiç birşey yoktur. Gelelim İstanbul’a. Ben üç sene yurtdışında yaşadım. 40’ın üzerinde ülke gezdim inanın böyle bir şehir yok. Çünkü bu şehirde ruh var, tarih var, kültür var, kardeşlik var. Dünyada çok az şehir vardır ki iki imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu. Bu

şehrin neresini kazarsanız kazın tarih kokar. İşte size bir örnek; Marmaray projesi. Neden beklendiğinden daha geç bir zamanda bitiyor bunun birçok nedeni var. Ana temel nedenlerinden bir tanesi yapılan kazılarda tarihin bulunması ve bu yapılan kazılarda tarihi inşa çalışmaları engellemesi. Bir tarafta Bizans, bir tarafta Osmanlı İmparatorluğu ve sonra Cumhuriyetle de önem kazanmış bir şehirdir. Maalesef biz İstanbul’u çok hor kullandık. İstanbul’a yanlış yaptık. Burası İstanbul, gelinlik giymiş bir kız iken çok kötü durumlara getirdik. Geç kalınmış bir durum aslında yok. Herkesin ortak bir ideal ve vizyonla İstanbul için mücadele etmesi gereki-yor. İstanbul’lu olmak bir ayrıcalıktır. Boğaz köprüsünden geçtiğiniz zaman bambaşka duygular içerisine giriyor-sunuz. Dünyada başka bir şehir yok ki köprüyü geçiyorsunuz Avrupa kıtasına hoş geldiniz diyor, geri dönü-yorsunuz Asya kıtasına hoş geldiniz diyor. İstanbul›da yaşayan herkezin bu şehre karşı bir sorumluluğu vardır. Biz plansız yapıyla, pislikle, trafikle bu şehri yaşanmaz hale getiriyoruz. Buradaki problem vizyon eksikliğidir. İstanbul›da son zamanlar güzel ve düzgün hizmetler yapılıyor ama yeter-li değil, biz daha fazlasını istiyoruz.

Mahmutbey Gişelerinin Kaldırılması Konusunda Neler Söylersiniz?- Bu konuda koordinasyon eksikli-ği var. Muhattap yok, çözüm yok. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bölge-sindeki lider ülke, ilerleyen bir ülke 240-250 bin aracın geçtiği gişeleri kaldırdığı zaman oradan gelecek gelire sahip olamıyor diye batıyorsa vay haline... Ben kanun teklifini ver-dim. Kamuoyu oluşturmaya çalıştım ve bunu başardım. Bir milletvekili tek başına yasa yapamaz, kanun çıkartamaz. Bir muhalefet milletveki-linin görevi, olumlu pozitif şeylerle iktidarın dikkatini çekmek, vatandaşı da arkasına alıp taleplerini toplayıp iktidarın önüne gerçek resmi koy-maktır. Ben gişeler konusunda bunu yaptım. İnşaallah dinlerler, dinler-lerse hepimiz kazanırız. Benim söy-lediğim öneriyle sihirli deynek dey-mişçesine İstanbul trafiği bir günde rahatlamıyacak. Mahmutbey ve çamlıca gişelerinin kaldırılması tekli-fi gibi kilit 5-6 tane düzeltme, iyileş-tirme yaptığımız zaman İstanbul›un trafiği nefes alacak. Bunları yapmak zor değil. Elin Çinlisi, Amerikalısı, Fransızı yapıyor da benim Türk insanım neden yapamasın. Bunu yapacak gücü ve kuvveti var yeter ki koordinasyon sağlansın, yeter ki viz-yon ön plana çıksın bunların hepsi yapılır diye düşünüyorum.

Başakşehir kurulduğu zaman Tüm Türkiye’ye Yeni Yapılanmanın Yeni şehirleşmenin bir örneği olarak sunulmuştu. Sizce gerçekten böyle bir örnek olabildi mi?- Mesele Başakşehir meselesi de değil. Biz genel anlamda bir viz-yon eksikliğine sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadar yasa yapan ama bunları doğru düzgün uygulayamayan başka bir ülke yok. Biz yasa yapmakta birinciyiz, plan proje yapmakta birinciyiz ama o planın alt projesini yapıp hazırla-makta, ölçmekte, tartmakta yirmi yılı, otuz yılı, elli yılı düşünmekte sonuncuyuz. Yeni şehirler kurduk Ataşehir’i, Başakşehir’i, Anadolunun değişik yerlerinde kurduk ama biz buranın tam anlamıyla alt yapılarını, metrolarını, eğitimlerini, ibadethane-lerini, vatandaşı ilgilendiren şeyleri düşünmedik. Diktik binaları şimdi sıkıntı yaşıyoruz. Bir şeyi yapmadan önce iyi planlayacaksınız, araştıra-caksınız, yerini iyi belli edeceksiniz. Yaptığınız yollar kırk sene sonra elli sene sonra size yetecek yollar olma-lıdır. Bizim ülkemizde yolu yaparız, beş sene sonra o yollar bize yetmez çünkü yanlış yere kurmaktayız. <<

Milli birlik şuuru korunmalı BaşakşehirKültürü Nedir? Modern binalar, estetik yapılar, gü-venlik kulübeleri, bakımlı bahçeler, yeni oluşan kamu yapıları, markalı işyerleri, bankalar ve yeni yatırımlar. Bu göstergeler İstanbul’un parlayan ilçesi olmak için yeterli diyorsanız, benim söyle-yecek sözüm yok. Ancak gerçek ihtiyaçla-rın, yaşam kalitesine katkısı gözardı edil-meyecekse, bölge sakini olarak paylaşmak istediklerim var.-Bakımlı bir parkın yeşil örtüsü üzerinde, “yün yıkama” seansları yapılıp günlerce kurumaya bırakılıyorsa,-Apartman önlerinde kadınlı erkekli grupların, yürümeye mani toplanmaları, sosyalleşme ihtiyacı olarak görülüyorsa,- Sakinler arasında, evler arası metrekare savaşları, otomobil model-leri yada çocukların okulları yarıştırılıyorsa, -Komşuluk ilişkilerine dini ve hukuki sınır hükmetmiyorsa,- Sakinler kendilerini kentin aktif katılımcısı olarak görmüyor ve otel olarak bakıyorsa,- Topluluk içindeki rol ve modelleri , çıkar söz konusu olduğunda buruşturup çöpe atıyorsa,-Sürü halinde gezen sürüngenlere, doğalın bir parçası gözüyle bakı-yorsa,-Kentlileşme bilincinin oluşturulması için özverili ve sabırlı olmaları beklenen toplum yönlendiricileri, din adamları, yönetici ve aydınlar, “ az enerjili ve rant hedefli davranıyorlarsa,- Ve dahası bu, bölge sakinlerince fark ediliyor ama “ normal” kabul ediliyorsa, - Bir meclisin içinde “2. Kanaldan yayın ve konuşmanın” ayıp oldu-ğu unutuluyorsa,- Merkez şehrin uzağında olduğu gerçeğiyle esnaf, niteliksizi nitelik-li fiyatıyla satmaya kalkışıyorsa,- Şehir, dört bir yandan metro ağıyla örülürken, yeni inşa edilen ast-ronomik ücretli evlere ulaşımın nasıl olacağı düşünülmüyorsa,- Metro’nun hangi geçerli doğru sebeple bölgeye hala hizmet etmedi-ği anlatılmıyorsa ve bu talep edilmiyorsa,

* * *Üzgünüm ama modern bir şehir ve kentlileşme klütüründen değil, ancak köykentli bir nüfus kitlesinden bahsedilebilir... Vu bu kitle, kent kavramını algılayabilecek, irdeleyebilecek bilinç ve seviyeden çok uzaktadır...

[email protected]@hilaltv.net

Başakşehir'de Bedrettin Dalanismine tepkiler... Başakşehir’de Bedrettin Dalan ismi krizi. Başakşehir ilçesindeki sanayi içerisinde bulunan bulvarın isminin hala Bedrettin Dalan bulvarı olması rahatsızlık uyandırıyor. Bedret-tin Dalan’ın halen aranan bir kişi olduğunu belirten ilçe sakinleri bu ismin bir an önce değiştirilmesini istiyorlar. Bu konuda Başakşehir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına görüş bildiren Ali YE-NİYURT ‘’ Gerçekte bu proje rahmetli Turgut ÖZAL’ın projesiydi. Fakat İkitelli organize sanayi bölgesinin yapımına Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı döneminde yapımına başlandı. Bu yüzden de bulvara ismi verildi. Ancak bugün maalesef kendisi interpol tarafın-dan aranan kaçak . Hem de Türkiyenin başına bela olan Ergenekon davasında yargılanmaktadır. İstanbul Büyükşehir belediye başkanlı-ğı yapan birinin kaçak durumuna düşmesi affedilir bir şey değildir. Dolayısıyla bu ismin Başakşehir caddelerinden artık kaldırılması gerekir’’ dedi. <<

SİZDEN GELENLER... • Kuzey Marmara otoban ara bağlantı yolunu Başakşehir’in içinden geçiriyorlar, yola karşı değil güzergaha karşıyız. Esra Sungur 4. Etap

• İstoç Başaksehir yolunu Büyükşehir Belediyesi perişan etti. Gelsin gören yokmu, Ya köprülü kavşak yapılsın ya da eski haline çevirsin.... İbrahim Sınay / İstoç Esnafı

• Fenertepe’den ulaşım yok. Bu bizim için büyük bir sorun oluyor... Sami Turgut / Güvercintepe

• Başakşehir Şair erdem Beyazıt İ.Ö.okulu ve Milli Eğitim ilçe Müdür-lüğünün arkasındaki dev baz istasyonu çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor, bu baz istasyonu derhal kaldırılmalıdır, idarecilerimizden acil destek bekliyoruz. Ercan Sümer/ 2. Etap

• Oyakkentin içerisinde bulunan beton santrali çevre sağlığını tehtid ediyor, kesinlikle konutlara bu mesafede beton santrali olmaz kaldı-rılması lazım. Cemal Türkan/ Onurkent

Mehmet [email protected]

Page 8: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

Dünya'nın yeni çekim merkezi BaşakşehirTürkiye'nin ilk Living-Lab'ı Başakşehir'de

08 <<<<<<< GÜNDEM >>

Bu yıl başlatılan Başakşehir ICT City projesi kapsamında Türkiye’nin ilk ICT (Bilgi İletişim Teknolojileri) kenti Başakşehir olacak. İstanbul’un yeni yaşam merkezi olan Başakşehir, dünyanın gelişmiş ülkelerinde aynı sektör-de faaliyet gösteren şirketlerin bir araya gelmesi ile oluşturduğu verimli çalışma ortamını Türkiye’ye getirmek için önemli bir projeye imza atıyor. Başakşehir Belediyesi, bölgenin ve ülkenin makro ekonomisine katkı sağlayacak proje kapsamında ICT sektöründeki yerel ve global şirket-lerin geliştirme yapmalarını sağlaya-cak ICT Kenti Projesini programına aldı. Bu projeyle Başakşehir, İstanbul gibi dünyanın önde gelen bir kültür şehrinin sınırları içinde olmasının da katkısıyla, dünyanın yeni çekim mer-

kezi haline gelmeye aday olacak.Türkiye’nin ilk Living-Lab’i Başakşehir’deBaşakşehir Belediyesi’nin teknolo-ji kullanımı ve yaratıcılıkta dünya şehirlerini örnek alarak geliştir-diği projesi Living Lab (Yaşam Laboratuvarı) ile Başakşehir dünya genelinde az sayıda bulunan dik-kat çekici bir merkez kazandı. Başakşehir’de yaşayanlar ve çalışan-lara en ileri ve hayatı kolaylaştıran teknolojik hizmetleri bulabilecek-leri bir ortam sunacak olan Yaşam Laboratuvarı Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor.

Dünyada 318 Tane Var Başakşehir Belediyesi’nin alt yapı çalışmalarını uzun süredir devam ettirdiği ve birçok alanlarda inovas-yon ve uygulama ortamı sağlaya-

cak olan Merkezden Dünyada 318, Avrupa’da ise 269 tane bulunuyor. Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurula-cak. Zemin +2 kat ve terastan olu-şacak Merkezde vatandaşlar gelen ürünleri inceleyip deneyebilecekler. Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkez’inde pek çok ana başlıkta projede geliştirilecek. Merkez kuu-rumlar dışında yaratıcı fikri olup yeterli kaynağı olmayan birey ve küçük işletmelere projelerini geliştir-me imkanı sunacak. ICT Kenti, Organize Sanayi Bölgelerinden ve Teknokentlerden farklı olarak ‘yaşam’ konseptini için-de barındırıyor. İnsanla iç içe olması yönüyle inovasyona ve uygulamaya

dönük farklı bir çalışma ve yaşam şekli sunan ICT Kentleri, bu yönüyle ulusal ve global lider markaları ve üstün nitelikli insanları bu şehirlere çekme potansiyelini üzerinde taşıyor.Uluslararası alanda kentlerin reka-betinde ‘Akıllı Şehir’ olmaları büyük önem taşıyor. Akıllı Şehirler esas itibariyle 6 boyutta değerlendiriliyor. Buna göre kentler, akıllı ekonomi, akıllı mobilite, akıllı çevre, akıllı insanlar, akıllı yaşam, akıllı yönetim ve denetim (governance) faktörlerine göre yapılanmalı. Bu kentlerin en önemli rolü ise dünya toplumuna katma değer sağlayacak yaratıcı ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi, gerçek ortamda uygulanması ve ticarileşti-rilmesi için gerekli ortamı sağlamak olacak.

Merkez Nasıl Çalışacak?Türkiye’de ilk olacak olan sistem herhangi bir bilim dalında yapılan bir geliştirmenin, gerçek doğal orta-mında, gerçek kullanıcılarla test edil-diği, iyileştirildiği ve uygulandığı bir teknoloji ortamı olacak. Ürün ve hiz-metin toplumda gerçek katma değe-rinin görülmesini sağlayan farklı bir araştırma ve inovasyon yöntemi ve tekrarlanabilir bir model olma özel-liğiyle Living-Lab, bir gerçek ortam laboratuvarı oluşturuyor.2023 İnovasyon VizyonuBaşakşehir Belediyesi çalışmalar kapsamında ‘’2023 Türkiyesi’nde İnovasyon ve Living-Lab’’ konu-lu bir konferans da düzenleyerek vatandaşlara Living-Lab’ı anlatacak. 12 Eylül 2012 tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleşecek kon-feransa, Türkiye ve Avrupa kamu ve özel sektörden önemli liderler katılacak. Başakşehir Living-Lab, İnovasyon, Geliştirme, Akıllı şehir-ler ve Akıllı Belediye Hizmetleri için Living-Lab’lerin Rolü konusu ile 13-14 Eylül 2012 de İstanbul’da gerçekleştirilecek ‘’Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi ve Fuar’ında’’ da yer alacak.<<

Başakşehir, iş merkezleri, akademik ve Ar-Ge ortamları ile modern yaşam alanlarını bir araya getirerek dünyanın yeni çekim merkezi olma yolunda.

OKUL FOBİSİ...Çocuğun okula başlaması, içinde yaşadığımız toplumda gelişimini sür-dürebilmesi açısından çocuk ve ailesi için bir sorumluluktur. Okula baş-lama sadece çocuklar için değil aileleri için de önemli bir olaydır.. Çocuk ebeveynlerinden ayrışarak farklı akran ve yetişkin olan öğretmenleriyle iletişime girer. Okul, çocuk için yeni sosyal çevredir ve doğal olarak çocu-ğun uyum sağlamasını gerektiren çok sayıda farklı özellikleri ve ilişkileri içerir. Çocuğun okula başlaması ile birlikte, korku ve kaygı hissedebilir ebeveynlerinin ihmal edebileceğini düşünebilir. Yeni arkadaş grubu ile ilişkilerinde uyum sorunu yaşayarak kabul edilmemekten, öğretmenin ta-rafından onaylanmamaktan endişele-nebilir. Çocuğun ve ailenin değişime hazırlan-ması gerekmektedir. Eğer değişim sağ-lıklı yönetilemezse kriz ve beraberinde çatışma faktörü olarak ortaya çıkar.Ebeveynler bu dönemde çocuklarının yanında olarak, duygusal yönden gü-ven vererek okula başlama sürecini uyum ve davranış sorunlarına yol aç-madan atlatabilmelidirler. Eğer, ebe-veynler desteğe ihtiyacı varsa; eğitim sistemi içersinde çocuk ve aileye uygun rehberlik hizmetleri verilerek, değişimin sağlık yönetilmesi hususunda yardım edilmelidir.Eğitim sürecinde çocuğun kişilik gelişimi için okul, öğretmen ve aile işbir-liği verimli kılınmalıdır.Okula başlama anında çocukların gösterdikleri tepkiler, onların o ana ka-dar geliştirdikleri ilişkilerin bir sonucudur.Aile, çocuğun okul sürecinde kazandırılan bilgiyi uygulamasına rehberlik ederek toplumsal yaşam içersinde çocuklarının “tüketen değil, üreten bir değer” olmasını desteklemelidir.Aile ve çevresine faydalı bir kişi olmasına katkı sağlanmalıdır.Okula başlamadan önce edinilen alışkanlıklar, beceriler ve duygular açısından güçlü bir kişilik sergileyen çocuk, okulun sosyal ve akademik sorumluluklarını rahatlıkla yerine getirir. Çocuklar dinamik varlıklardır.Yaşamın en hızlı gelişimi ve değişimi erken çocukluk yılları ya da okulön-cesi dediğimiz yıllarda yaşanır.Çocukların bu dinamikliğe uyum sağlaması, onun temel yaşamsal beceri-leriyle yakından ilişkilidir.Sağlam duygusal temeller üzerine kurulan kişiliklerde ki çocuklar, yaşa-mın bu yeni deneyimiyle baş etmeye hazırlanmış demektir.Kendine ve çevresine güvenen çocuklar, yaşam başarısı yüksek olmaya aday çocuklardır. Aksi durum, yani, bireysel gelişmesi için desteklenme-miş çocuklar “bağımlı” kişilikleriyle, okula başlamanın sorumluluklarıyla baş etmekte zorlanabilirler. Okula başlamanın, yeni sosyal çevrenin oluş-turduğu stres karşısında çocuk, okula gitmek istemeyebilir aşırı direnç gösterebilir.

Okul Korkusunda Ebeveynler YaklaşımlarıAçık iletişim içersinde, çocuklarının yaşadığını ve hissettiğini ifade etmesi sağlanmalıdır. Çocukları suçlayıcı ve eleştirici tutumlardan kaçınılmalı-dır. Çocuğa, bu durumun birçok çocukta görülebileceği anlatılmalıdır. Normal iz’e edilmelidir. Çocuğun benlik saygısını geliştirici, olumlu yaklaşımlarda bulunulmalıdır. Çocuğun okul devamlılığı sağlanarak, de-vamsızlık durumlarında kaygıyı arttırıcı yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.Çocuğun yanında veli refakat ederek güven verici, destekleyici olmalıdır.Okul rehberlik birimince, çocuk ve aileye danışmanlık hizmeti verilmeli-dir. Çocukta ruhsal sorun oluşursa, profesyonel yardım alınmalıdır.

Okul ve aile işbirliğiOkul, eğitim sürecine aileyi aktif olarak katmalıdır.Çocuk ve aile merkezli eğitim yaklaşımları geliştirebilmelidir. Aile eğitimle, danışmanlık ve rehberlik hizmetleri ile desteklenmelidir.Ana-baba çocuğunun duygusal, zihinsel, kişilik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayarak çocuğunun bilgiyi kullanabilme, uygulamaya dönüştü-rebilme yönünü geliştirir.Aile, çocuğunun gelecekte güvenle yer alabilmesine en önemli desteği sunmuş olur. <<

Fatih KILIÇ[email protected]

Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurulacak merkez zemin + 2 kattan oluşuyor....

Page 9: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

09<< GÜNDEM >>>>>>>

Mahmutbey gişeleri sabah ve akşam saatlerinde Başakşehir sakinlerine trafik çilesi çektirme-ye devam ediyor. Bilindiği gibi Başakşehir etaplar girişinden hemen sonra yer alan Mahmutbey gişeleri özellikle hafta sonra hafta içi akşam saatlerinde Başakşehir girişini tıkayacak şekilde Bazen Milliyet'e ve İkiz Kuleler'e kadar trafik yoğunluğuna sebep oluyor. Hemen herkesin kaldırılması gerektiğini söylediği halde neden-se yıllardır bir türlü şehir dışına doğru taşınamıyor konu ile ilgili ilk olarak 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Kadir Topbaş bir açıklama yaparak ulaşım koordinasyon

toplantısında Mahmutbey ve Çamlıca gişelerinin şehir dışına taşınması kararını aldıklarını ve yakın bir zamanda bu gişelerin kaldırılacağını söylemişti. Daha sonra Başakşehir sakinleri de bu konuda çeşitli dilekçelerle girişimlerde bulundular. Halen devam eden çeşitli yol yapımı çalışmaları da eklenince artık her gün Başakşehir'e gelmek bir eziyete dönüştü. Bugün 300 bin insanın yaşadığı ve sanayisine de günde 300 bin insanın girip çıktığı ve 1 milyon insanın yaşa-masının hedeflendiği Başakşehir'e bilindiği üzere sadece bir giriş var ve bu giriş gişelerden hemen önce. Ayrıca yakın zamanda

250 bin nüfusu olması planla-nan Kayaşehir, Güvercintepe, Altınşehir, Şahintepe'nin yolcula-rının da aynı gereksiz yere sanayi içersine aynı güzergahtan girerek hem sanayinin ciddi manada tıkanmasına, hem de Başakşehir'in trafik yoğunluğunun çileye dönüşmesine sebep vermektedir.İlçe sakinlerinin ayrıca sanayi mensuplarının neredeyse tamamı bu trafik çilesinden şikayet etmek-te ve buna bir çözüm bulunmasını talep etmektedirler. Bütün bunla-rın yanında Mall of İstanbul gibi büyük bir projenin de trafiğe geti-receği yoğunluğu şu anda hesap edemiyoruz. Mahmutbey gişeleri şehir dışına taşınırsa en azından

daha uzak bölgelere giden araç yoğunluğu Başakşehir girişini tıkamayacağı gibi Bahçeşehir'e, Kayaşehir, Güvencintepe, Altınşehir, Şahintepe mahalleleri-ne otobandan giriş verilerek hem kendi trafik çilelerini azaltıp hem de sanayinin ve Başakşehir etapla-rının yoğunluğunu azaltacaktır.<<

Yıllardır süren trafik sıkıntılarına bir nebze çözüm için Başakşehirliler, Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınmasını istiyor. Yıllar önce bu taşınma işlemine karar verilmesine rağmen halen uygulamanın devam etmesini Başakşehir sakinleri bir türlü anlayamıyor.

Kalksın artık bu gişeler...MÜSLÜMAN

GIYBET ETMEZ... ‘Ey iman edenler zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusuru-nu araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Sizden biri ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? ondan tiksinirsiniz değil mi? Allah’tan korkun şüphesiz ki Allah tövbeleri daima Kabul edendir, çok merhametlidir.’Müslüman elinde delil olmadıkça kesin bir bilgisi olmadan bir olay hakkında sû-i zanda bulunmaz. Bu zan üzerinde hüküm bina edemez. Bize bir ha-ber ulaştığında hemen inanmak ve kesin hüküm vermek yanlış olur. Halbuki haberin kaynağını ince-lememiz ve doğruluğuna kanaat getirdikten sonra hüküm vermemiz daha yerinde olur. Nitekim âyeti kerimede Cenabı Hakk, ey iman edenler size fasık birisi bir haber getirdiğinde onu araştırın hemen inanıp hüküm vermeyin. Bilmeden haksız yere bir kavme haksız-lık edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.’ buyuruyor.Müslüman bir kardeşimiz hakkında kötü bir söz söylendiğinde, aleyhinde konu-şulduğunda doğru değilse, O kardeşimiz böyle birşey yapmaz ben onu tanıyorum, diyerek gıybeti yapılan insanı gıyabında savunmamız kardeşlik gereğidir. Gıybet bir kimseyi arkasından hoşuna gitmeyecek şekilde anmaktır. Bazı zamanlar bir in-sanın kötülüklerini haber vermek zaruri hale gelebilir. Zaruretin ölçüsü ise dini-mizde belirlenmiştir. Bir kişi din ve dindarlara düşmanlık yapıyorsa, müslümanla-rı o tehlikeden haberdar etmek üzere onun durumu anlatılabilir. Fakat müslüman bir insan bir takım kusurlarından dolayı arkasından çekiştirilemez ve dedikodusu yapılamaz.Allah Teala gıybeti ölü kardeşinin etini yemeye benzetmiştir ki, çok büyük günah-tır. Allah Rasulu ise, konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: ‘gıybet zinadan daha büyük günahtır.’ Bu sözü duyan arkadaşları hayretle şöyle sordular: Ya Rasulal-lah gıybet zinadan nasıl büyük günah olur? Rasulullah şu cevabı verdi: Şayet kişi zina eder sonra pişman olur tevbe ederse, Allah da onun tevbesini kabul eder, onu bağışlar. Fakat gıybetini yaptığı kişi, kendisinin gıybet suçunu bağışlamadıysa gıy-betçi Allah tarafından bağışlanmaz (Mişkat, Âdab 1874).Hz. Aişe(r.a.) anlatıyor : Bir gün kumam Safiye’nin kısa boylu olduğunu peygam-bere ima ederek anlattım. Allah Rasulu Safiyenin hoşlanmayacağı şekilde anılma-sını tasvip buyurmadı, böylesine bir sözün günahını açıklamak içinde şöyle buyur-du: Yâ Aişe! öyle günah söz söyledin ki o sözler deniz suyuna karışsaydı denizin suyunu kirletirdi (İbn Kesir, Tefsir, Hucurat 12,3/365).Ashab-ı Kiram (r.a) birbirlerine rastladıkları zaman birbirlerini güler yüzle karşılı-yorlardı. Başkasının gıyabında konuşmayı münafıklık alameti sayarlardı. Ebu Hü-reyre der ki: ‘Kim dünyada müslüman kardeşinin etini yerse ahirette ona o müslü-manın eti yaklaştırılır ve kendine diri iken onun etini yediğin gibi ölü olduğu halde de ye! Denir. O da mecbur kalarak yer; böylece geveler, tiksinir, bağırır ve yüzünü buruşturur.Kadade derki: Bize anlatıldığına göre kabir azabı şu üç şey sebebiyle olur. Biri gıy-bet, biri nemime (laf getirip götürmek) biri de bevilden korunmamaktandır.Hasan-ı Basri (r.a.) de şöyle demiştir: Allah’a yemin ederim ki, gıybet mü’min ki-şinin dinini ifrad hususunda cüzzamın vucuddaki ifsadından daha da süratlidir.Âlimlerden bazıları ibadeti tarif ederken, oruç tutmak ve namaz kılmakdan öte dili tutmak derlerdi. Üç kişi iken iki kişinin aralarında gizli konuşması da gıybet sayılmıştır. Su-i zan gıybete sürükleyen en önemli hastalıktır. Bir çok dostluk ve kardeşlik önyargı sebebiyle zarar görmektedir. Ne yazık ki, insanoğlu başkasının gözündeki çöpü görürde kendi gözündeki merteği görmez. İnsanı Şeytan başkala-rıyla meşgul ederek aldatır. Hep başkalarının ayıbını kusurunu araştırır. Ne mut-lu kendi kusurlarıyla meşgul olmaktan başkalarının kusurunu araştırmaya vakti olamayanlara. Kendini düzeltmeden başkasına düzeltmeye kalkışmak nedeniyle daha çok gıybet yapılmaktadır. Halbuki salah olmadan ıslah olmaz. Başkalarının kusurları olabilir. Biz de bunları görmüş olabiliriz. Bunları düzeltmenin yolu gıybet ve dedikodu değildir. Kusurunu gördüğümüz kardeşimizin düzelmesini istiyor-sak gıyabında konuşmak yerine şu hususlara dikkat etmeliyiz:1. Kişiyi değil, davranışı eleştirmeli 2. Arkasından değil yüzüne söyleyebilmeli 3. Rencide etmeden ve incitmeden söylemeli 4. Başkalarının yanında söylememeli veya onu tanımayacakları şekilde söylemeli 5. İyi niyetli olup o kişinin hayrını ve düzelmesini istemeli <<

Mustafa KARATAŞDoç. Dr. - İlahiyatçı

Başak Mahalle MuhtarıÖMER ÖZKANMahmutbey Gişeleri, Başak-şehir sınırlarının hemen için-de. Bu gişeler ilçe içerisinde trafiği olumsuz etkiliyor. İn-sanlar bu gişelere girmemek için Başakşehir’i yoğunlukla kullanıyor. Bu nedenle trafi-

ğin içinden çıkılmaz hale geliniyor. Bahçeşehir Bele-diyesine giderken otobanı kullanıyoruz ve vatandaşla-rımız burası ne olacak, nasıl yapılacak diye söylemler dile getiriyor. Bu anlamda ben bu gişelerin kesinlikle tamamen yerleşim bölgesinin dışına taşınması gerek-tiğini düşünüyorum. <<

Başakşehir Mahalle MuhtarıFATİH MEHMET YILDIRIMMahmutbey gişelerinin kaldırılmasıyla alakalı biz zaten uzun zamandır gö-rüşlerimizi dile getiriyoruz ve yetkililer nezdinde de resmi girişimlerde bulun-duk. Mahmutbey gişeleri

TEM'in trafik yoğunluğuna sebep olmaktadır.Aynı zamanda da bir yıldır yerleşime geçmiş ve yakın zamanda nüfusu 250-300 bine ulaşacak olan Ka-yaşehir ve yakın mahalle sakinlerini de Mahmutbey gişeleri yüzünden sanayiden giriş yaparak ciddi tra-fik yoğunluğuna sebep olduğu aşikardır. <<

İOSB Başkan VekiliNİHAT TUNALIGünlük 278 bin araç girip çıkıyor ve bu korkunç bir rakam. Mesai saatlerinde bu girişte çok tıkanma oluyor. Bununla alakalı MASKO ile demircilerin karşısına yeni bir yoğunlaşma geliyor. 3. köp-

rüyle beraber yeni bir giriş çıkış söz konusu. Fakat bu da yükü kaldıramaz. Bizde bunu her platformda dile getiriyoruz. Metronun hayata geçirilmesiyle trafiğe büyük katkı sağlanacağının farkındayız. Gişe-lerin şehir dışına taşınması dahil yapılacak her türlü çözümler için girişimlerde bulunuyoruz. <<

CHP İstanbul MilletvekiliFAİK TUNAYBu konuda koordinasyon eksikliği var. Koskoca Türki-ye Cumhuriyeti bölgesindeki lider ülke, ilerleyen bir ülke 240-250 bin aracın geçtiği gişeleri kaldırdığı zaman ora-dan gelecek gelire sahip ola-

mıyor diye batıyorsa vay haline... Ben kanun teklifini verdim. Benim söylediğim öneriyle sihirli deynek dey-mişçesine İstanbul trafiği bir günde rahatlamıyacak. Mahmutbey ve çamlıca gişelerinin kaldırılması teklifi gibi kilit 5-6 tane düzeltme, iyileştirme yaptığımız za-man İstanbul›un trafiği nefes alacak. <<

Başbakan Erdoğan’ın, uydu bağlantısı ile gerçekleş-tirdiği açılışlardan biri de Bahçeşehirliler’in uzun za-mandır beklediği Bahçeşehir-Esenyurt TEM ilave köprü ve bağlantı yolları oldu.Açılış törenine, Ak Parti İstan-bul Milletvekili Harun Karaca, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Esenyurt Bele-diye Başkanı Necmi Kadıoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, Basaksehir Belediyesi Başkan Yardımcıları Mehmet

Şahin, Şenol Ercan, Yasin Kartoğlu, Bedri Sinan Gül ve vatandaşlar katıldı.

Trafikte büyük rahatlıkyaşanacakBahçeşehir-Esenyurt TEM ilave yolları projesi ile Bahçeşehir-TEM bağlantı köprüsünün yanına 106 mt uzunluğunda 3 şeritli köprü, 2 altgeçit, iki bağ-lantı yolu ilave edilerek, oluşan aşırı yoğunluk giderildi. Ayrıca altyapı ve aydınlatmaları da yenilendi. <<

Köprünün ayakları için Avrupa ve Anadolu yakasına 48 sondaj yapılacak. 50 günde tamamlanması hedef-lenen zemin etüdü çalışmaları devam ederken köprü karşıtla-rı ağaç kıyımı yapıldığı gerekçesiyle tepkili.İstanbul Boğazı'na ya-pılacak 3'üncü köprü-nün zemin etüt sondaj çalışmaları başladı. Sarıyer Garipçe-Beykoz Poyrazköy arasında yapılacak köprünün etüt sondajının 50 gün içerisinde bitirilmesi

planlanıyor.İstanbul trafiğine çö-züm olması planlanan 3. köprü için Boğaz'ın her iki yakasında iş makineleri ilk kepçele-rini toprağa vurdu. Her iki yakada, toplam 48 noktada yapılan sondaj çalışması sonucunda, yer altından veriler alı-narak zemin hakkında bilgi edinilecek. Elde edilen numuneler, özel sandıklarla üniversite-lerde incelenecek. Bilim adamları, zeminden elde edilen numune-leri inceleyerek köprü

ayaklarının ve istinat duvarlarının konulabi-leceği noktalar hakkın-da rapor hazırlayacak. Köprünün zemininde sondaj çalışmaları devam ederken bir yan-dan da Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, ağaç kesme çalışmalarına devam ediyor. 2015 yılında ta-mamlanması planlanan 3. köprünün, Kuzey Marmara Otoyolu ile entegre hale getirilerek Garipçe-Poyrazköy hattında geçiş sağlama-sı hedefleniyor. <<

İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırımlarından olan Sarıyer-Çayırbaşı tüneli ile İstanbul genelinde yapımı tamamlanan 20 kavşak ve yol, Başbakan Erdoğan tarafından hizmete açıldı.

İstanbul Boğazı'na kurulacak üçüncü köprü için Poyrazköy'de çalışmalar başladı. Ağaçlar kesildi, iş makineleriyle yol yapım ve genişletme çalışmaları sürüyor.

Bahçeşehir-EsenyurtTEM Yolu Törenle Açıldı

Üçüncü köprü için ilk kepçe vuruldu

Altınşehir-Kayabaşıyolunda altyapı çalışması İSKİ'nin bölgede devam eden atık su çalışmaları sebebiyle, Altınşe-hir-Kayabaşı yolunun bir bölümü trafiğe kapatıldı. Ulaşım, alternatif güzergahlardan sürdürülüyor.

İSKİ'nin bölgedeki atık su hatla-rının düzenlenmesi için başlattığı çalışma, İBB tarafından alınan UTK2012/32-2 sayılı kararla geçici olarak kapatıldı.Başakşehir'de altyapı sorunlarının giderilmesi, herhangi bir arızaya sebebiyet vermeden uzun yıllar il-çeye hizmet verilebilmesi amacıyla İSKİ tarafından başlatılan çalışma, Altınşehir-Kayabaşı yolunun bir bölümünü kapsıyor. Çalışma 50 gün sürecek. <<

Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınması hakkında görüşler...

Page 10: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

10 <<<<<<< SAĞLIK >>

Özel Başakşehir Cerrahi Merkezi dermatoloji ve estetik birimi hafta içi hergün 09:00 ile 18:00, cumartesi 09:00 arasında çalışıyor. Lazer epilasyon ve estetik hizmetler uzman bir kadroyla yapılıyor.Cildiye Uzmanı Dr. Sibel Ceylan hanı-mefendi ile estetik hizmetleri ve özel-likle lazer epilasyon çalışmaları üzerine

sohbet ettik. Doktor hanım, lazer epilasyonun ile büyük bir boşluğu doldurdunuz. Çalışmalarınız nasıl gidiyor?Öncelikle bize kendimizi iade etmek için fırsat verdiğinizden dolayı teşek-kür ederim. Gerçekten lazer epilasyon burada çalışmaya başladığım zaman-dan beri bana en çok sorulan şeydi. Etkisi güçlü ve güvenilir cihaz ve ekip ile çalışmaktan dolayı mutluyum.Size öncelikle lazer epilasyon nedir diye sorarak bu işlemi okurlarımıza tanıtmak istiyorum. Nedir bu epilas-yon?İstenmeyen kıllar, hem kadın hem de erkeklerin sıklıkla yardım aradığı yaygın bir problemdir. Bu sistem 800 nm dalga boyunda lazerle istenmeyen kılardan kurtulmanın en etkili yönte-midir. Bu lazerlerin özellikle kıl kökün-de bulunan ve kılın rengini oluşturan

melanin maddesine tutunduktan sonra enerji ısıya dönüşür. Isı ise kökün etrafında bulunan ve kılı üreten hüc-releri geri dönüşümsüz fonksiyon dışı bırakır. Lazer vücuda bir hasar verir mi?Lazer çoğu zaman radyasyon gibi değerlendirilip sağlığa zarar verme-sinden gereksiz yere korkulmaktadır. Oysa lazer ile radyasyon arasında bir ilişki yoktur. Lazerin deriye uygulan-ması sırasında deri altındaki doku ve organlara herhangi bir etkide bulun-duğuna dair bir bulgu da gözlenme-

miştir. Esasen, çok güçlü epilasyon lazerleri ile dahi, etkili dozlarda ancak kıl kökü seviyesine dek ulaşılabilirKaç yaştan itibaren uygulanabilir? İster kız olsun ister erkek, erken yaş-larda özellikle ergenlik öncesi yapılan lazer epilasyon tedavileri dirençli olan tüyler oluşturmaktadır. Bu nedenle 15-16 yaştan önce uygulanmamalıdır.Lazerli epilasyon hangi bölgelerde uygulanır?Göz çukuru, burun içi ve kulak içi dışında vücudun her yerine rahatlıkla bütün vücuda uygulanabilir. Lazer Epilasyon Kaç Seans sürer?Tek bir seansta bütün tüylerin ışığı aynı biçimde emerek köke ulaştırmala-rı olanaksızdır. Büyüme, dinlenme ve dökülme evreleri biçiminde kılların 3 döngüsü mevcuttur. Lazer ışınları kılların büyüme evresine etkilidir. Bu nedenle lazer epilasyon ile istemediği-

miz tüylerden birden fazla seansta kur-tulmak söz konusudur. Seanslar kök-ler büyüme fazına girdik-çe 4 -6 haftalık aralarla ya da tüyler çıktıkça 5-7 seans tek-rar edilir.Toplam seans sayısı vücut bölgesine göre değiştiği gibi, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, hormonal profil gibi özelliklerinize bağlı olarak da fark-lılıklar gösterir. Bu konusunda uzman bir ekip tarafından yapılabilecek doğru bir değerlendirmenin sonunda ancak müşahade ile görülerek öngörülebilir. Lazer epilasyonda ideal hasta tipi açık renk derili koyu renk kıllı kişilerdir. Kimlere lazer uygulanmaz?Beyaz kıllara etkisiz olacağı için uygu-lanmaz. Akut deri hastalığı olanlarda uygulama ertelenmelidir. Hormonal bozukluk olup olmadığı da araştırıl-malıdır. Lazer epilasyonu kimleruygulayabilir?Lazer epilasyon uygulamasının güven-li ve etkin bir şekilde yapılması için kişinin kıl ve cilt tipine göre değişen değerlerle yapılması büyük önem taşı-maktadır. Güvenli, kalıcı, ve kısa süre-de tamamlanan bir tedavi için cilde gönderilecek ışınının dokuya zarar vermeden kıl kökünde maksimum tahribat yapması gerekmektedir. Buna göre ışının jul cinsinden enerji değerle-ri ve milisaniye cinsinden gönderilme süresi ve sıklığı kişinin cilt rengi, kıl rengi, kalınlığı ve yoğunluğuna göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle, lazer uygulamaları uzman hekimler tarafından veya kontrolünde yapılma-lıdır.Sağlık Bakanlığımızda bu tip uygu-lamaları ancak sağlık kurumları bün-yesinde ruhsatlandırmaktadır. Başka kurumlarda ve ruhsatsız uygulamalar-da, dikkatsiz ve bilgisiz elllerde insan sağlığına zarar verilebileceği gerekçesi ile yasaklanmıştır. Bizi bilgilendirdiğiniz için biz teşek-kür ederiz. <<

Aileniz için Dermatoloji & Estetik Polikliniği yanınızda!

Başakşehir'de Lazer EpilasyonKimyasal Peeling ileSağlıklı bir cilde kavuşun

Bembeyaz ağızlarda, neşeli gülümsemeler...

Masaj bir koruyucu tıbbi tedavidirMasaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıbbi tedavidir diyen Masaj Uzmanı Mustafa Oğuz'dan masaj hakkındaki bilgi aldık.

Masaj Nedir Ne işe Yarar? Hasta yada yorgun bir organın teda-visi; yani yeniden eski durumuna dönebilmesi için organizmanın yüze-yine tatbik edilen sistemli ve belirli mekanik enerji ile derinlerde anatomik, fizyolojik, fonksiyonel en yüksek tesir meydana getiren manipulasyonlar top-luluğudur.İnsanın yaratılışı ile birlikte masaj da insan hayatına girmiştir.Masaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıbbi tedavidirMasaj Hangi RahatsızlıklaraUygulanırMasaj, yara dokuları ve yapışıklıkların çözülmesi ve giderilmesinde, kas spaz-mı, tendon iltihabı, uykusuzluk ve nev-rasteni durumlarında, kas krampları ve yaralanmalarda akut devreden sonra, migren, gerilim tipi ve hipertansiyona bağlı baş ağrılarında, ağrılı adet dönem-lerinde, kabızlıkta ve ağrılı noktalarda uygulanabiliyorMasaj Esnasında Vücutta Neler OlurMasaj uygulamaları sırasında iki etki ortaya çıkar. Bunlardan ilki uygula-ma bölgesinde, bazı durumlarda tüm vücutta bazı durumlarda ise belirli bölgelerde ısı artışı ile oluşan kan dola-şımı hızlanmasıdır, diğeri ise, belirli bölgelere yapılan baskı ile vücutta bazı hormonların salınmasının artması ve bu hormonların düzenleyici etkiler gös-termesidir. Masaj anında vena (toplar damar) sistemi 4 - 20 kat daha hızlı çalıştırıldı-ğından dolayı kirli kanın kalbe ulaştırıl-ması kolaylaştığından masajın kalbe ve toplar damarlara olan yardımı olağan üstüdür.Masaj ile lenfa sistemi ve hormonel sis-tem tetiklendiğinden, vücuttaki tedavi edici maddelerin masaj yapılan bölgeye iletilip çalışma yapması sağlanarak,

vücudun hastalıklara karşı direnci artırılmakta ve hasıl olan başlangıç aşa-masında olan pek çok ciddi hastalıklar tedavi edilebilmektedir.Masajın belki de gerekliliğini vurgula-yan en mühim nokta, masajın pek çok olası ciddi sağlık sorununun oluşmasını engelleyebilme özelliğidir.Masaj anında vücudun ürettiği doğal uyuşturucu olan ve morfinden daha etkili olan endorfin salgılanarak, masaj alan kişide olağan üstü rahatlama sağ-landığından; psikolojik anlamda masajı yan etkisi olmayan bir antidepresan ve psikolojik terapi olarak görmek de mümkündür.Masaj ÇeşitleriKlasik masajın sınıflandırmasında din-lendirme, tedavi ve spor masajı olmak üzere üç alt grubun tanımı yapılmıştır.• Dinlendirici Masaj: Günlük yor-gunlukların çıkarılması ve toksinlerin atılması için ister sauna sonrası istenirse günün herhangi bir saatinde yapılan masajlardır.• Tıbbi Masaj : Tedavi amacıyla yapı-lan masajlardır.Bir doktor tarafından yönlendirilen ve eğitim almış masör-ler tarafından yapılan masajlardır. Avrupa’da masaj, doktor tarafından hastanın reçetesine yazılabilen ve sigorta tarafından karşılanan bir tedavi şeklidir.• Spor Masajı: Sporcuların fizyolojik ve fizik gelişmelerinde etken olan bir masaj şeklidir. Spor masajı, klasik masajın bilinen beş temel hareketinden farklı amaçlara dönük planlanmasıyla oluşmuş bir kavramdır. Bu yönüyle spor masajı, hazırlık masajı, sportif akti-vite arası ve sonrası masajı olmak üzere üç grupta tanımlanabilir.Özel olarak ise çeşitli kültürlerden kaynaklanan ve farklı amaçlara yönelik İsveç (Klasik) Masajı, Thai masajı, Derin Doku Masajı, Refleksoloji, , Spor Masajı, Lenf Drenaj, Bölgesel Masajlar, Boyun ve Sırt masajı, Genel Masaj, , Yüz masajı vardır.Masaj denilince özellikle ülkemiz-de maalesef yanlış düşünceler akla gelmektedir. Dünyada yapılan araş-tırmalara göre sadece fantazi amaçlı alınan masaj %5 gibi ufak bir rakam iken,sağlık ve hastalık nedeniyle masaj alımı %70, turizm sektörü ise %20 gibi bir rakamdır. Avrupa›da masaj, doktor

tarafından hastanın reçetesine yazılabi-len ve sigorta tarafından karşılanan bir tedavi şeklidir. Masajın Etkileri FaydalarıMekanik Etkileri1-Terbezlerinin daha fazla çalışmasını sağlayarak üre ve diğer atık maddele-rin atılımını sağlar, deriyi yumuşatır, elastikiyetini arttırır ve enfeksiyonlara direncini sağlar. 2- akciğerlerde mukusun çözülmesini sağlar.3-sindirimi kolaylaştırır. kabızlık ve gaz problemlerini çözer. karın içi basıncı azaltır.

Fizyolojik etkileri:Dolaşım sistemine etkileri1- Kan akışını hızlandırır2-Kalbin hızını yavaşlatır ve rahatlatır.4-Kanın sulanmasına yardımcı olur. 5-Lenf direnajı artırarak ödemleri önler.Kas ve iskelet sistemine etkileri:1-Kan dolaşımını artırarak kasların daha fazla besin ve oksijen almasını sağlar.2-Yorgunluk ve ağrıları azaltır.3-Kas atrofisini önler.4-Atrofik kasların kanlanmasını sağlar.5-Kaslarda biriken toksik maddelerin lenfatik ve venöz dolaşıma katılımını sağlar.6-Laktik asitlerin kastan uzaklaştırılma-sını sağlar.7-Kramp ve spazmları çözer.8-Kemiğin beslenmesine yardımcı olur.9-Kireçlenmeleri önlemede etkilidir.Sinir sistemine etkileri-1-Sedasyon etkisiyle gevşeme sağlar.2-Otonom sinir sistemi ve endokrin sis-tem üzerinde refleks etkileri vardır. <<Bu bir reklam haberdir.

Sorularınız için:Masaj Uzmanı Mustafa OĞUZ 0537 880 39 22

Özel Başakşehir Cerrahi Merkezi cildiye polikliniği hafta içi hergün 09:00 ile 18:00, cumartesi 09:00 arasında Kimyasal peeling ile hizmet veriyor.

Kimyasal peeling cildin yıpranmış, tazeliğini ve parlaklığını kaybetmiş üst tabakasının soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak daha sağlıklı ve canlı taba-kanın ortaya çıkarılması işlemidir. Böylece peeling uygulaması sonrasında

cilt yüzeyi taze ve berrak bir görünüm alır. Matlığın giderilmesi ile canlı parlak bir ifade oluşur. Akne izleri azalır, tıkalı gözenekler açılarak cilt nefes alır ve yenilenir. İnce çizgiler aza-lırken dolgun bir görüntü oluşur.Güneş ve kalıtsal faktör-lerin deride oluşturduğu kırışıklar, güneşe ve yaşa bağlı lekeler, çiller, kanser potansiyeli taşıyan kabuklu kızarıklık veya yüzdeki koyu renkli lekeler, tedavi ediliyor. Deride oluşturu-lan soyulmanın ardından yeni deri gelir ve yeni gelen cildin dokusu ve rengi daha düzgün, daha homojendir. <<

Özel Başakşehir Cerrahi Tıp Merkezi Diş Kliniğinden Diş Hekimi Sevinç Çetinkaya hanım diş ağrısında yapılmaması gereken şeyler olduğunu söyledi.

Diş ağrısı başladığında vakit kaybetmeden bir diş hekimine gitmekte fayda vardır. Zira diş ağrısı nedenlerinden de anlaşıla-cağı gibi ağrı kendi kendi-ne geçme özelliği genellikle göstermez ve tedavi gerek-tirir. dedi.Diş Ağrısı Tedavisinde bizim yapacağımız bir şey-ler var mı?Ağrıyan diş üzerinde ve diş-lerin arasında bulunan gıda birikintileri, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli

ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave edilerek elde edilen tuzlu su ile ağız iyice çalkalanma-lıdır. Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulan-mamalıdır. Kimyasal yapıları nedeni ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevre yumuşak dokularda tahrişlere neden olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ikinci bir ağrının oluşmasına neden olacaktır. Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır. Dişhekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alı-nabilir. Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı (euge-nol) emdirilmiş pamuk koyulabilir. Eugenol

ağrının azalmasını sağla-yacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol fazla kullanılarak diş etine sız-masına neden olunmamalı-dır. Çünkü karanfil yağı da

yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir. Bir an önce dişhekimine başvurulmalıdır. <<

Bu bir reklam haberdir.

Page 11: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

11<< KÜLTÜR-SANAT >>>>>>>

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Başakşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen; adalet-sinema ilişkisini çok kapsamlı bir kültürel etkinlikle gündeme getirmeyi hedefleyen Uluslararası Suç ve

Ceza Film Festivali'nin ikincisi 27 Eylül - 4 Ekim tarihleri arasında İstanbul›da gerçekleşecek.Bu Yılki Tema Kadına Yönelik ŞiddetGeçen yıl ‘’Darbeler’’ olan festiva-lin bu yılki teması, toplumumuzda ve dünyada en önemli sorunlardan biri olması nedeniyle, ‘’Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık’’

olarak belirlendi. Türkiye’de ‘’Darbeler’’ konusunu ilk defa Üniversite ve akademisyenler boyutuna taşıyarak ses getiren Festival 2. senesinde de kapsamlı akademik programı ve zengin film seçkisi ile sinemanın dilini kul-lanarak, çok sayıda sanatsevere ulaşacak. İstanbul’un kültür-sanat ve akademik yaşamına yeni bir soluk katan festival kapsamında bu yıl da paneller, söyleşiler, atöly-eler, sergiler ve ünlü sinemacıların deneyimlerini aktaracakları sinema seminerleri düzenlenecek. Festival kapsamındaki filmlerin gösterim-leri Nişantaşı CityLife Sineması, Beyoğlu Sinepop Sineması ve İ.Ü. Hukuk Fakültesi Doktora salonu ve 1. Amfi’de yapılacak.

Filmler ‘’Altın Terazi’’ İçin Yarışacak Festival programı geçen yıldan farklı olarak bu yıl iki uluslararası yarışma ile genişletildi. Festivalin ana teması olan ‘’Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık’’ ile bağlantılı 01 Ocak 2011 tarihinden sonra çekilmiş kısa filmlerin katıldığı ‘’Uluslararası Altın Terazi Kısa Film Yarışması’’na 80 kısa film başvurdu. En iyi kısa filme 6.000 USD para ödülü verilecek olan yarışmada uzun metraj kat-egorisinde ise en iyi filme 20.000 USD ödül alacak. <<

NİYAZ...

İzninizle bu kez sadece dua etmek isti-yorum efenim. Dileyen âmin der ve bende dilerim ki Allah tüm dualarımızı kabûl etsin, hayırla, hayırlısıyla, âmin… Ey Allah'ım senden istemeye yüzüm yokLâkin kapından başka gidecek kapımda yok Başka ilâh bilmem tanımam istemem Sen her şeye güç yetirensin ve hazinen genişSenden her şeyin hayırlısını yine hayırla istiyorum. Hayırlı bir ömür ihsan et bana kalan yıllarımda Huzurlu bir aile ortamı nasip etVe asla kul hakkı olmasın üstümüzde Helâlinden ve yetecek kadar rızk istiyorum sendenBeni kimseye muhtaç etme yalvarırımKimseyi de bana muhtaç eyleme Ey büyük ve güzel Allah'ımSevgini lütfet bana âşkını nasip et Peygamberim Muhammed Mustafa (SAV)’inÜmmetim dediği kullarından eyle sadece Şânı yüce olan Allah’ımBenim ne ilmim ne kelâmım yetmez seni övmeye Kudretine her an artan hayretim ve muhabbetimleŞahidim şahidim şahidim Allah’ım arttır hayretimiEksik etme muhabbetini gönlümden Evlâtlarıma hayırlı imanlı huzurlu bir ömür verRahmetli babamın mekânını cennet kabrini cennet bahçesi eyleGüzeller güzeli anneme sağlıklı sıhhatli ömür bağışla ve koru, sevHem annemi hem kardeşlerimi sevdiğin kullar zümresinden eyle Dostlarımı komşularımı iş arkadaşlarımı hayırlı insanlardan etHayırlı dualarını kabul et fark etmeyi ve kemâle ermeyi nasip et bir bir Onuruyla, namusuyla, emeğiyle, alınteriyle çalışan tüm güzel insanlaraBol bol bereket ve saadet nasip et güzel Allah’ım koru onlarıZâlime fırsat verme mazlûma cesaret akıl ve birlik ver Sevgileri âşkları hayırlı eyleSevenlerin imtihanlarını kolay eyle Allah’ım Âmin âmin âmin ya Mûin…

AGD Başakşehir Şubesi Genç İstikbal Akademisi ile eğitim sezonuna mer-haba dedi. Yaz Okulu çalışmaları ile Başakşehirli velilerin beğenisini kazanan Anadolu Gençlik Başakşehir şubesi 4 yıl sürecek olan Genç İstikbal Akademi çalışmasının kayıtlarına başladı. İlköğretim 3. ve 4. Sınıfların kayıt yaptırabilecekleri akademi çalışması 10 kişilik sınıflarda uzman

hocalar eşliğinde verilmesi planlanıyor. Program içeriğinde Manevi eğitimlerin yanı sıra, sportif, sosyal ve kişisel gelişime yonelik dersler yer almaktadır. Akademi çalışması Başakşehir'de çocuk eğitimine yeni bir vizyon getirmesi bekleni-yor. 1 Ekimde başlayacak olan Akademi programı çocuklar ve veliler tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. <<

İsmek'in yeni dönem kayıtları başladı: İSMEK'te 2012 – 2013 eğitim ve öğretim döneminin kayıtları, 3 Eylül 2012 tarihinde başladı. İSMEK’in ücretsiz sanat ve meslek eğitimlerinden yararlan-mak isteyen ve ilköğretim yaşını doldurmuş kursiyer adaylarının İSMEK kurs merkezlerine kimlik fotokopisi ile başvurmaları yeterli oluyor. <<

Rasim Özdenören Kütüphanesiokuyucu bekliyorBu büyük yazarın adını taşıyan kütüphane Başakşehir 2. etapta bulunuyor. Yaklaşık 15 bin kitap ile hizmet veriyor. Hafta içi 09:00 - 17:30 ve cumartesi günü 09:00-18:00 arasında hizmet veren kütüphane ayrıca kitaplar için danışma hizmeti vermektedir. İsterseniz ödünç kitap servisi de bulunmaktadır. <<

VELÎCE

AGD'den bir ilk: Gençlik İstikbal Akademisi...

Mehmet Ali [email protected]

2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Başlıyor

Güvercintepe Bilgievi açıldı kayıtlar başladı Başakşehir Belediyesi, çocukların kültürel anlamda gelişimini sağlayan, sosyal kazanımlarını, özgü-venlerini yükselten, donanımlarını çoğaltarak hayata daha güçlü başlamalarına olanak sağlayan ilçe genelinde mevcut Bilgievleri’nin sayısını hızla artırıyor.Şu an ilçe de mevcut olan Şahintepe Bilgievi, Cevdet Kılıçlar, Cemil Meriç Bilgievlerine ilave ola-rak açılan Güvercintepe Bilgievi kayıt almaya baş-ladı. 2012-2013 Eğitim –Öğretim döneminde hizmet vermeye başlayacak olan Bilgievi çok amaçlı konfe-rans salonu, atölyeleri, sınıfları ve kütüphanesi ile bölge çocuklarına tamamen ücretsiz olarak hizmet verecek.Yine 2012-2013 Eğitim –Öğretim dönemine hazır hale getirilecek olan Fatih Caddesi ve Tuna cad-desi kesişimin de yer alan Bayramtepe Bilgievi ise 70 kişilik 106 m2 lik çok amaçlı salona sahip. Kütüphanesi, bilgisayar odası, 4 adet sanat atölyesi ve 5 dersliğiyle hizmet verecek olan Bilgievi aynı zamanda velilere de rehberlik hizmeti verecek. <<

Page 12: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

12 <<<<<<< EKONOMİ-TİCARET >>

Nihat bey kendinizi tanıtır mısınız?- Ben Nihat Tunalı olarak İkitelli Organize Sanayi Bölgesine yirmi yıl önce Tümsan Sanayi Sitesinin inşaatla-rının başladığı andan itibaren geldim. Oradan bir iş yeri alarak maceraya başladım. İkitelli Org. San. Bölgesi’nde Tümsanın onaltı yıldır başkanlığını yapıyorum. Bu dönemden önceki dönemde yönetim kurulu üyesi olarak İkitelli Org. San. Bölgesi yönetimine girdim. İkitelli OSB’yi kısaca anlatır mısınız?İkitelli OSB’de çıraklık okulunu açtık. Geçen ay Endüstri Meslek Lisesinin temelini attık. İkitelli OSB olarak Endüstri Meslek Lisesinin OSB’deki ve Başakşehir›deki herkesin hizmetine sunmanın gururunu yaşamak istiyo-ruz.- İkitelli OSB Türkiye’deki 268 OSB içerisinde sayısal veriler olarak en büyük bölgemiz. 30 bin işyerinden oluşuyor. 300 bine varan istihdamı var. İkitelli OSB ‹ye büyük bir bölüm Başakşehir dışından gelip gitmektedir. Taşımada, trafikte sıkıntılarımız var. 25 yıl önce çevremizde tek bir konut bile yokken bugün dört bir tarafımız çev-rildi. Atölye ve imalat gibi planlanmış olan yerlerin bugün itibariyle İkitelli’de yüzde elliye yakın kısmı ticarete yöne-lir.Mahmutbey Gişelerin sizin trafik probleminizle bağlantısı nedir?

- Günlük 278 bin araç girip çıkıyor ve bu korkunç bir rakam. Mesai saatle-rinde bu girişte çok tıkanma oluyor. Bununla alakalı MASKO ile demircile-rin karşısına yeni bir yoğunlaşma geli-yor. 3. köprüyle beraber yeni bir giriş çıkış söz konusu. Fakat bu da yükü kaldıramaz. Bizde bunu her platform-da dile getiriyoruz. Metronun hayata geçirilmesiyle trafiğe büyük katkı sağlanacağının farkındayız. Yapılacak her türlü çözümler için girişimlerde bulunuyoruz.Hemen yanınızda eğlence merkeziyle, konutlarıyla olsun oldukça büyük bir yapılanma var. Yeterince trafik sıkıntısı olmasına rağmen böyle bir yapılanma sizi daha da çok sıkıntıya sokmaz mı?- Bunu biz de dile getiriyoruz. Bu konuda oldukça sıkıntılıyız. Bununla ilişkin geçidin etrafında yol çalışmaları yapılıyor. Tabi yoğunluk getireceği aşikar. Bu tür bizim dışımızdaki plan-lamalarda bizim herhangi bir etkinliği-miz olmuyor. İtiraz etmek istesek dahi kaale alınmıyor.Yaklaşık 30,000 işyerinden bahsedi-yorsunuz. Bu insanların ne kadarı Başakşehir’de ikamet ediyor?Yaptığımız tespitlere göre işyeri sahip-leri ve çalışanların yaklaşık üçte biri Başakşehir ilçesinde ikamet ediyor. Ancak arzumuz daha çok insanımızın Başakşehirden buraya gelmesi. Bu birçok açıdan iyi olacaktır. Hem trafik sorunu azalacak hem de insanların daha verimli çalışmalarına katkıda bulunacaklardır.Geçenlerde Sayın Bakanımız Faruk Çelik bir demecinde 100 iş olduğunu ancak bu işlere uygun işçi buluna-madığından bahsetmişti. Bu durumla ilgili bilgi verir misiniz?Evet Türkiye’de önemli oranda işsiz-lik var. Ancak bir yandan da ciddi bir kalifiye işçi sorunumuz var. Türkiye’de iş arayanlar çoğunlukla herhangi bir

vasfa sahip değildirler. Bu biraz eğitim sistemimizden kaynaklanmaktadır. Bu sorunu biz de yaşamaktayız. Bu yüz-den biz de bölgemizde ihtiyaç duyulan kalifiye işçi yetiştirmek için Meslek lisesi kurma kararı aldık. İnşaallah hem biz de hem de Türkiye’de meslek lise-leri çoğaltılarak bu sorun çözülecektir.Sanayi bölgesinde olduğunuz için bir takım şikayetler de geliyor. Gürültü kirliliği, hava kirliliği gibi sorunlara yol açtığınız iddia ediliyor. Bu sorun-lar ile ilgili ne tür çalışmalarınız var?- 25 yıl önce burada devlet dökümcüle-re yer verdi. O zamanlar bir tane konut yoktu. Dökümcüler yatırımlarını yaptı ve dört bir yanımız konutlarla çevrildi. Doğal olarak dökümcülerden şikayet-ler alınmaya başlandı. Filitreler takıldı, gerekli denetimler yapıldı. Hükümetin İstanbul ile ilgili turizm ve finans kenti yapma stratejisi var. Bu stratejide büyük üretim tesislerinin İstanbul dışı-na taşınması var. Bu yüzden yeni fab-rika açamıyoruz. Yine bu sebeplerden sıkıntı oluşturan işyerlerinin de taşın-ması gündemde. Tokiden yer talebimiz oldu. İki kez Bakan ve Bakan yardımcı-

sıyla toplantılar yaptık ve son aşamaya getirdik. İstanbul›a yakın bir çevrede bu yıl içinde onlara yapılacak yer tah-sisinden sonra çevreye zarar verecek olan bölümlerinin buradan taşınma-sının programlanması ve sağlanması çalışmalarımız hızla sürmektedir. Tabi burada şunu unutmamak gerekiyor. Elbette halkın yoğun yaşadığı yerler-de gürültü ya da hava kirliliği yapan işyerleri olmaması gerekiyor. Ama bir yandan da bu işyerlerinin istihdam sağladığını, ülkenin ihtiyaçlarını karşı-ladığını ve ekonomiye önemli katkıları-nın olduğunu unutmamak gerekiyor.Başakşehir sakinlerine vermek istedi-ğiniz bir mesajınız var mı?- Başakşehir’li ile buradaki sanayici iç içe olmak zorunda. Onlar bizimle iç içe beraber ve bizim yolumuzdan gelip geçiyorlar, biz de onlarla bir-likte burada çalışıyoruz. Dolayısıyla bir Başakşehir’liyle, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ni ayrı tutmak mümkün değil. İkisi birbirinin bütünü ve parçası şeklinde. Bundan sonrada daha koor-dineli bir şekilde çok daha iyi şeyler olabileceğini umut ediyoruz. <<

Başakşehir İkitelli OSB, Türkiye’deki 268 OSB içerisinde sayısal veriler olarak en büyük bölgemiz. 30 bin işyerinden oluşuyor. 300 bine varan istihdamı var. İOSB'nin ikinci dönem Başkan Vekilliği görevine seçilen Nihat Tunalı ile İOSB'ninTürkiye ve Başakşehir'e etkileri üzerine sohbet ettik.

Türkiye'nin en büyük OSB'si

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İş Kurumu’nun özel sektörde çalıştırılmak üzere 100 bin kişi aradığını; ancak bulamadığını söyledi.Açık iş sayısının 100 bine ulaştığını belirten Çelik, “İş var, çalışan yok. Üstelik meslek danışmanlarının yön-lendirmesiyle isteyenleri meslek sahibi yapıyoruz, üste para veriyoruz. İşsizlerimiz uzun süreli bir çalışma eği-liminde değiller.” dedi. Her iş ve meslek danışmanının elinde hem işveren hem de işsiz portföyünün bulunduğunu hatırlatan Bakan Çelik, “İşadamlarımızı ziyaret ederek onların talep ettiği iş gücünü belirliyorlar. Diğer taraftan da buna uyumlu işsizleri, bu işyerleriyle buluşturuyor-lar. Bu çalışma iki aydır Türkiye’de yoğun bir şekilde devam ediyor. Ve hemen bunun neticelerini görmeye başladık. Şu anda açık iş sayısı Türkiye’de 100 bin. 100 bin açık iş var. Bunlar, işçi bekliyor. Onun için biz diyoruz ki iş var, çalışan yok. Sanayicimiz, aranan nite-lik ve vasıfta elemanın olmayışından yakınıyor.” diye konuştu. İşsizliğin diğer Avrupa ülkelerinde artmaya devam ettiğini, Türkiye’de bu oranın yüzde 8,2’ye geri-lediğine işaret eden Faruk Çelik, “2013 yılında işsizlik yüzde 8’ler dolayında kalacaktır’’ dedi. <<

Avrupa'da artık hiçbir şey eskisi gibi değilEuro Bölgesi’nde artık eğitimden sağlığa, savun-madan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kap-sayan tasarruf önlemleri halkın hayatını olum-suz etkiliyor. Psikolojik tedavi görenlerin sayısı hızla artıyor. Özellikle ismi krizle beraber anılan Yunanistan’dan dramatik haberler geliyor. Bu ülke-de intihar olaylarının yüzde 24 arttığı belirtiliyor. Yoksulluk, bir yandan da dikkat çekici çözümleri beraberinde getiriyor. Önceden sadece yoksulların kullandığı bisiklet, başkent Atina’da en çok tercih edilen ulaşım vasıtası haline geldi. Avrupa borç krizi yaklaşık üç yıldır altüst olan borsalar, iflas eden bankalar ve yükselen faiz oranlarıyla gün-demde. Krizle boğuşan ülkelerde hayatın birçok alanında meydana gelen önemli değişiklikler ise söz konusu rakamların hayata yansıması. Sosyal devlet anlayışında dünyaya örnek gösterilen Avrupa ülkelerinde eğitimden sağlığa, savunmadan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf önlemleri halkın hayat standartlarını önemli ölçüde etkiliyor. Öyle ki aile hayatından yeme içme alışkanlıklarına ve eğitim hayatına kadar her şey gözle görülür bir değişim içinde. İşsizlik ve borç batağından bunalan halkta psikolo-jik tedavi görenlerin sayısında artış tespit edilen Yunanistan’dan gelen intihar haberleri durumun ciddiy-etini ortaya koyuyor. Aç kalmamak için balık tutuyorlar. Bunlar hobi için değil hayatını sürdürmek için balık tutuyor.” diyor. Temel gıda masraflarında kesintiye giden Avrupalılar, kahve tüketi-mini de azalttı. Dünyada üretilen kahvenin yarısını tüke-ten Avrupa’da kafeler birer birer kapanıyor. Eski sömürgelerine yerleşiyorlar Yunanistan, İrlanda, İtalya ve Portekiz gibi borç krizinden etkilenen diğer Euro Bölgesi ülkeler gibi İspanya’daki genç kabiliyetler de evlerini terk ediyor. Bu kişiler sadece güçlü Avrupa ülkelerine değil Avrupa’nın sömürgesi durumundaki Afrika, Asya ve Amerika ülkelerine de gidiyor. İspanya gibi Portekizler de sömürgeleri olan Brezilya ve Angola’ya çalışmaya gidiyor. Dış göçün yıldan yıla arttığı diğer bir ülke ise borç batağındaki İrlanda. Geçen yıl 76 bin kişinin, yani nüfusun yüzde 1,7’sinin terk ettiği ülkeden 2008’den beri 200 bin kişi ayrıldı. Söz konusu göçmenlerin ise çoğunlukla tercih ettiği ülkelerin başında Avustralya, Kanada ve Amerika geliyor. Eğitimdeki tasarruf ‘beyin göçü’ başlattı Terk edilen bebek sayısı arttı İşsizlik çığ gibi büyüyor Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya’nın çökmesine sebep olan Euro krizinin bugüne kadar mali yükünü çeken Fransa ve Almanya’yı da kriz korkusu sardı.<<

Küresel Endeks Raporu ve Türkiye Türkiye, «rekabetçi ekonomi» olarak Rusya›nın çok önünde yer almaya devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu, 2012-2013 Küresel Rekabet Endeks raporunu açıkladı. Buna göre Türkiye 7 üzerinden 4,5 puanla 43. sırada yer alırken, Rusya 4,2 puanla 144 ülke arasında 67. sırada yer bulabildi. Türkiye geçen yılın raporunda 142 ülke arasında 4,3 puanla 59’uncu, bir önceki yılda 149 ülke arasında 4,2 puanla 61’inci olmuştu. Rapora göre 74,3 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’nin gayri safi milli hasılası 2011’de 778,1 milyar doları buldu. Kişi başına düşen milli gelir ise 10,522 dolar. Ekonomik büyüklük açısından ABD 15 trilyon dolarla listede ilk sırada yer alıyor. 7,2 trilyon dolarla Çin’in ikinci olduğu listede Rusya 1 tri-lyon 850 milyar dolarla 18’inci, Türkiye ise 778 milyar dolarla 9’uncu sırada bulunuyor. Nüfus açısından Çin 1 milyar 367 milyonla ilk sırada. Hindistan’ın 1 milyar 250 milyonla ikinci olduğu listede, Rusya 147 milyonla dokuzuncu. Rapora göre Türkiye 74,3 milyon nüfusu ile listede 18’inci sırada yer alıyor. Kişi başına düşen gelir açısından Rusya’nın 52. olduğu listede, Türkiye 59. Dünya gayrisafi milli hasılasındaki payları açısından ABD 144 ülke arasında yüzde 19,13’le en büyük orana sahip. Çin yüzde 14,13’le ikinci olurken, Rusya yüzde 3’le altıncı. Türkiye ise yüzde 1,36 katkı ile 16. sırada bulunuyor.

Türkiye'de En Büyük Sorun FinansTürkiye’de iş yapma açısından sorunlar listesinde yüzde 14,1 ile finans ilk sırada yer alıyor. Vergi oranları yüzde 13,2 ile ikinci sırada. İşe Başlamak İçin Türkiye'de 6,Rusya'da 30 Gün GerekiyorRaporda ülkelerde işe başlama açısından geçirilen süre de değerlendirildi. Yeni Zelenda’da 1, Gürcistan’da 2 günün yeterli olduğu listeye göre, Türkiye’de işe başlamak için en az 6 gün gereki-yor. Rusya’da bu rakam 30 günü buluyor. Venezüella ise 141 günle listenin sonlarında yer alıyor. - Cihan

Satır satır tercüme edilen teşvik yabancı CEO’ların başucu kitabı 140 ülkeden 15 bin odanın oluşturduğu Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Başkanı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, yabancı CEO’ların teşvik sistemini tercüme ettirerek, masalarının üzerine koyduğunu söyledi. Yırcalı, bazılarının Başbakan Erdoğan’ın teşvikle ilgili açıklamasını da deşifre ettirdiğini belirtti.Türk işadamlarının ‘mucize’ olarak nitelendirdiği teşvik paketi yabancı şirketlerin CEO ve patronlarının başvucu kitabı oldu. Yatırımlarda SGK primi muafiyetinden büyük vergi indirimlerine kadar geniş kapsamda destek veren teşvik paketinin yer aldığı Resmi Gazete’nin tercümesi uluslararası holdingleri yöneten CEO ve yönetim kurulu başkanlarının çalışma masalarının en görünür yerinde yer alıyor dedi. <<

Page 13: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

13<< BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ >>>>>>>SEDAT LAÇİNER:

Suriye ve İran'ıkandırdık mı?

OSMAN CAN:

Terörün hedefi ya da Türklere de özgürlük!

Barışa en büyük tehdit İsrail'dir...

LEVENT GÜLTEKİN:

Başbakan'ın siyasi özyıkımı, Türkiye'yi tuzaktan kurtarır mı?

Türkiye’nin İran ve Suriye ile ilişkileri son 1 yılda adeta tepe taklak oldu. Dostluk ve işbirli-ği mesajlarının yerini tehdit ve çatışma dolu bir dil aldı. Hem Tahran, hem de Şam yönetimleri değişim konusunda Türkiye’yi taraf değiştirmekle suçluyor. Bazı Türk siyasetçiler ve yazarlar bile Türkiye’yi tamamen Batı’nın (hatta İsrail’in) yanına geçmekle itham ediyor. Bu bağlamda yeni Türk dış politikasının tutarsızlı-ğından bahsedenler de var.Öncelikle Suriye ve İran politi-kalarının eleştirilebilecek yönleri olduğunu kabul etmek gerekir. Bazı haller var ki öngörmek gere-kirdi. Ayrıca İranlıların iyi polis-kötü polis oyununu ne kadar iyi oynadığını yeryüzünde en iyi bilmesi gerekenler Osmanlı’nın

çocuklarıdır herhalde. Diyeceğim o ki ne Suriye’deki çöküş, ne de İran’la ilişkilerde yaşanan sami-miyet sorunları Türkiye için çok da sürpriz olmamalıydı, ihtiyat payı bırakılmalıydı. Ancak tüm bu gerçeklere rağmen yine de Türkiye’nin taraf değiştirdiğini, Türk dış politikasının bu iki ülke ile ilişkilerinde 180 derecelik bir sapma yaşadığını söylemek mümkün değildir.

* * *Suriye ile başlarsak, Türkiye Suriye’yi Batı’nın hışmından koruyabilmek için ciddi riskler almıştır. Irak’tan sonra Suriye de Bush ordularınca işgal edil-memişse bunun en önemli nedeni Türkiye’nin Suriye’nin arkasında tavizsiz bir şekilde durmasıdır.......İran’a gelirsek, mevcut hükü-met İran konusunda beni dahi hayrete düşürecek kadar sabırlı ve şefkatli davranmıştır. Türkiye,

İran’ı Batı karşısında nükleer çalışmalar konusunda hep koru-muştur. Üstelik bu kadar riskli bir kollama İran’ın bu konudaki sözlerinde samimi olmadığını bilinmesine rağmen gerçekleşti-rilmiştir. Çünkü Türkiye İran’ı kazanmayı ve bölgesel işbirliği-ni İran’ın nükleer güç olmasın-dan daha hayati bir konu olarak görmüştür. Türkiye, İran için risk almada o kadar ileri gitmiştir ki, BM Güvenlik Konseyi’nde bu uğurda Brezilya ile birlikte tüm dünyaya meydan dahi okunmuş-tur......Ancak asıl mesele barışa ve bölgenin birleşmesine bir şans verebilmekti. Türkiye bu şekilde Müslüman ülkelerin çatışma kültürüne bir son vermek isti-yordu. Ne yazık ki ne İran, ne de Suriye bu şansı iyi kullanamadı ve döndük yeniden başa. Star - 16 Ağustos 2012 <<

Türkler de asimilasyon kurbanıKürt sorunu özü itibariyle, milliyetçilik ve merkeziyet-çilik sayesinde bir toplum-sal iyiliği gerçekleştirmenin aracı olmaktan çıkarılıp bizatihi kendinden bir değere ve amaca dönüştü-rülen devletin ürettiği bir sorun. Bu devlet kendisine layık olduğuna inandığı bir “ulus”u laboratuvarda üretmeye kalktı. Bunun için asimilasyon şarttı. Hem Türkler, hem de Kürtler bu asimilasyon politikasının kurbanı oldular. Ancak yaratılmak istenen kimlik, yapay da olsa, son tahlilde “Türk” kimliği olduğun-dan, 90 yıllık milliyetçilik zehirlenmesi sayesinde

kendini Türk olarak kabul edenler, kaçınılmaz olarak devletin yedeğine çekilebil-di. Katı laiklik uygulamala-rı nedeniyle muhafazakâr Türkler ara sıra yabancılaş-ma yaşasa da bu kural pek değişmedi. Devletin üret-tiği totaliter, özgürlük ve demokrasi karşıtı özü, Kürt Kimliğini zehirlediği kadar, Türk kimliğini de zehirledi. Her iki kimliği kuşatan milliyetçilik, her ikisinin de vesayet altına alınmasını zorunlu kıldı. Bu durum-dan doğan milliyetçilikler birbirinden beslendi, biri ötekinin varlık nedeni hali-ne geldi.Türkler 100 yıldırvesayet altındaYani Kürt sorunu kadar aslında bir Türk sorunu da var ve bu, Türklerin “Kürtlerden nefret etmesi” ile ilgili olmayıp, Türklerin de vesayet altında olmasıy-la, onların tarihsel gerçek-

liklerinin yüz yıldan beri esaret altına alınmasıyla ilgili......Elbette ki Kürt milliyet-çiliğinin arzusu demokra-tik bir Türkiye değil. En azından buna inanmak için elde çok güçlü kanıtlar yok.Türk milliyetçiliğinin de demokrasi gibi bir arzusu yok. Bugün için demokrasi-ye yakın durmasında, ülke sınırları içinde çoğunluğa sahip olmanın rahatlığının etkisi oldukça yüksektir. Bu nedenle demokrasi tale-bi genellikle çoğunlukçulu-ğun ötesine taşamıyor...

...Çözüm: Çoğulcu Anayasal düzenDolayısıyla Türkiye’nin demokratikleşmesi yalnızca Kürtlere değil, Türklere de özgürlük tanınmasıyla, onun kendi kültürünü, dilini, inancını özgürce yaşaması ve kendi tarihini

bilmesiyle ve onunla yüz-leşmesiyle mümkündür.Bunun yolu 20’ler ve 30’larda inşa edilen siyasal yapılanmanın tüm ideolo-jik öncülleriyle, milliyetçi tercih ve referanslarıyla, merkeziyetçi yapısıyla ve tüm vesayet anlayışıyla aşılması, Türkiye’nin tam anlamıyla demokratik ve çoğulcu bir anayasal düzene kavuşmasıdır. Kürt Milliyetçiliği demokratik süreci baltalamakla Türk milliyetçiliğini palazlandı-racağını, Türkleri devletin resmi söylemine itmekle bu imkânı ortadan kaldıra-bileceğini ve kendini kur-taracağını biliyor. Siyasal aktörlerin devletin resmi söylemine sarılmayla da başarılı olacağını biliyor.Bu menfur saldırılarla ilgili analizler yaparken, biraz da bu yönden bak-makta yarar var. Star - 22 Ağustos 2012 <<

NOAM CHOMSKYArap ülkeleri ve Avrupa nezdinde, barışa en büyük tehdit, İsrail’dir. Arap ülkelerinde barışa tehdit sıra-lamasında ABD ikinci gelirken, ne kadar hazzedilmese de İran’dan daha az korkulmakta. Gün be gün bize sunulduğu şeklin-den farklı olarak dünyayı görebilmek için insanın kendi derisinden soyun-ması kolay değil. Fakat denemekte yarar var. Haydi birkaç örneğe baka-lım... İran ’la ilgili savaş davulları her zamankinden daha gümbürtüyle çalıyor. Bu durumu ters yüz edilmiş olarak tasavvur edin. İran , büyük güçlerin de katılı-mıyla, İsrail ’e karşı öldürücü ve düşük yoğunlukta savaş yürütüyor. İran liderleri, müzakerelerin hiçbir işe yaramadığını söylüyor. İsrail,

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nı (NPT) imzala-mayı ve nükleer denetimlere izin ver-meyi reddediyor, tıpkı İran ’ın yap-mış olduğu gibi.* İsrail , Ortadoğu ’nun nükleer silahlardan arındırılmış bölge olması yönünde uluslararası toplumun galebe çalan çağrılarına kulak asmamayı sürdürüyor. Tüm bunlar olurken, İran , süpergüç hami-sinin desteğine sahip olmanın keyfini sürüyor. Bu sebepten İranlı liderler, İsrail ’i bombalama niyetlerini duyu-ruyor ve önde gelen İranlı askeri analistler, saldırının ABD başkanlık seçiminden önce gerçekleşebileceğini bildiriyor. İsrail keyfi güç kullanıyor İran , kudretli hava kuvvetlerinin yanı sıra Almanya ’nın gönderdiği, nükleer füze donanımlı ve İsrail sahili açıklarında demirli yeni denizaltıla-

rını da kullanabilir. Nasıl bir takvi-me uyulursa uyulsun, İran , süper güç destekçisinin saldırıya öncülük etmese bile katılacağına güveniyor. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, “Böyle bir saldırıdan yana olmasak da İran , egemen bir ülke olarak çıkarlarına en uygun biçimde hareket eder” diyor. Elbette bunları tahayyül etmek bile imkânsız ama gerçekte oluyor, sadece oyundaki karakterler tersi rollerde. “Teşbihte hata olmaz” derler, oysa böyle bir analoji İran ’a haksızlık oluyor. Hamisi gibi, İsrail de keyfi güç kul-lanıyor.

Not: İran NPT’nin imzacısıdır ve nükleer denetimlere izin vermektedir. Ortadoğu ’da bunları kabul etmeyen tek ülke İsrail ’dir.) Radikal <<

Dünya kontrolü kaybetti“Dünyanın, bütün cep-helerde “Arap Baharı” karşısında kontrolü kay-bettiği bir dönemden geçiyoruz.” Bu sözler, Sovyetler Birliği’nin “efsanevicasusu” ve bir numaralı Ortadoğu (Batı

Asya) uzmanı Yevgeni Primakov’a ait. Soğuk Savaş yıllarının bu önem-li isminin Rossiyskaya Gazeta’ya yaptığı açıkla-mada, “Amerika’nın elinin Arap Baharı’nın üzerinde olduğu fikri saçmadır. Şu anda yaşanılanlar Amerika’nın çıkarlarını zorlar nitelikte. Mısır’da değişim yaşandıktan sonra Hillary Clinton’un bütün Arap ülkelerindeki Amerikan büyükelçilerini Washington’a çağırıp, raporlarınızı oturduğunuz yerden yazıyor, soka-ğa çıkmıyorsunuz diye azarlaması bunun işareti-

dir” demesi dikkat çeki-ci. Primakov, bir noktanın daha altını çiziyor: “Arap ülkelerinde başlayan muhalefet hareketinin bu noktaya geleceğini hiçbir zaman düşünemedik!”Bu açıklama, Amerika ve Rusya gibi ülkelerin de bölgemizde yaşanılan gelişmelere hazırlıksız yakalandıklarını gösterme-si açısından önemli.Her türlü sürprize açık olmalıyız!..Bu ölçüde çok bilin-meyenin biriktiği, son derece stratejik bir böl-gede, aramızdan, Alevi yurttaşlarımızla Suriyeli

Nusayriler’i“akraba”kılan, PKK gibi bir örgü-tü de“bölgesel aktör”konumunda gören“bazı beyin-ler”(!) çıkabilir...Oysa bugünlerin açık gerçeği ortada: Alevi dostlarımız üzerlerinde oynanan bütün oyunları boşa çıkaracak büyük bir olgunluk içindeler, kendi işi gücündeki Kürt kar-deşlerimiz de PKK’nın son macerasını uzaktan seyrediyorlar. Tunceli’nin Aygün’e sahip çıkması, Şemdinli çatışmalarında Diyarbakır başta güney-doğuda yaşanılan“sokak sessizliği” anlamlıdır...Sağolsunlar...16 Ağustos 2012 <<

Başbakan Erdoğan terör olaylarının artması üzerine yaptığı açıklamalardan birin-de “Bizi çekmek istedikleri tuzağa gelmeyeceğiz” diye-rek bir tuzağın varlığına dik-kat çekmişti.Türkiye’de aklıselim sahibi birçok aydın, yazar, bilim adamı da PKK terörünün son dönemdeki tırmanı-şını benzer bir gerekçeye, Türkiye’nin bataklığa çekil-mek istenmesine bağlıyorlar.Ben de bu görüşü pay-laşanlar arasındayım. Ortadoğu’da çeşitli hesap-ları olanların, Başbakan Erdoğan’ın direncini kırmak için Türkiye ile örtülü bir savaşa girdiklerini düşünü-yorum.Fakat Başbakan Erdoğan’ın Çarşamba günü yaptığı konuşmayı dinleyince tuzağı kimin kime kurduğu konu-sunda kafam fena halde karıştı.

Başbakanın konuşmasını dinlerken zihnim allak bullak oldu. İlk verdiğim tepki “Bu; ülkesine, halkına ve kendisine tuzak kurulan bir başbakanın yapacağı türden bir konuşma mıdır Allah aşkına?” oldu.Başbakan Erdoğan gücünün zirvesine çıktıkça daha müş-fik, daha birleştirici, daha bağışlayıcı, daha kucaklayıcı, daha sorumlu olacağına daha fazla kızıyor, bağırıyor, eleştiriyor ve ötekileştiriyor.Zaman zaman tam da tuzak kuranların işine yarayacak bir ‘dil’e teslim oluyor. Sanırım, başbakan bu dil ile Türkiye’yi, tuzak kuranların istediği yöne itti-ğinin farkında değil.Tamam, BDP’lilerin PKK’lılar ile kucaklaşması hepimizi sarstı. O fotoğraflar canımızı sıktı ve bütün ayarı-mızı bozdu.Buna rağmen BDP konusun-

da öfke ile atılacak adımın fazlasıyla zarara sebep olaca-ğını düşünüyorum.Dokunulmazlıklarını kaldı-rıp BDP’lileri hapse atmak birçok kimseye iyi bir fikir gibi görünebilir.Fakat bu cezanın öfkeyi dindirmekten başka neye yarayacağını kimse bilmiyor. Başbakan Erdoğan gibi dira-yet sahibi bir lidere yakışan, sıradan vatandaşın bile aklı-na gelen bir yöntemi uygula-mak değil, sağlam argüman-lar ve üzerinde düşünülmüş bir tutumla bu sorunun üste-sinden gelmesidir.Çünkü Ortadoğu kan gölüne dönüştürülmüş durumda... ...İçeride durum daha vahim. Her gün onlarca genç ölüyor. Toplumun sinirleri harap oldu. Umutsuzluk had saf-hada. Kimse olayların nereye varacağını bilmiyor.İşte hem bu tablodan dolayı hem de Başbakan Erdoğan’ın

dikkat çekti-ği ‘tuzaklar-dan’ yüzü-nün akı ile çıkması için tatlı dilli, müşfik, merhametli, öfkesini değil aklını kullanan bir liderliğe ihtiyaç var.Türkiye’nin içinden geçtiği sürece, yaşadığı olayla-rın vahametine bakın-ca, Erdoğan’ın siyasetine hakim olan bu dil ile siyasi anlamda intihar ettiği hissine kapılıyorum.Başbakan Erdoğan bilmeli ki kendisi siyaset sahnesini kırıp dökerek bu kaotik ortamdan geçip gidebilir. Ama Türkiye’yi belalardan kurtaramaz.Halbuki bu toplum ondan kendini değil ülkeyi kur-tarmasını bekliyor. Bugün - Levent Gültekin <<

Osm

an T

urha

n - Z

aman

Aleviler... PKK... Gerçekler...

Page 14: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

14 <<<<<<< YEREL >>

Başakşehir çok hızlı gelişen bir ilçe; öyle ki 2011 yılında yerleşime açılan Kayaşehirde altı ayda 10000 bin aile yaşama başladı. İstanbul gibi hayatın hızlı yaşandığı bir yerde insanlar yaşadıkları yeri tanıyamadan yaşıyorlar. Biz Başakşehirimizin her yerini bilmek ve tanımak istiyoruz. İlk olarak ismiyle çok müsemma olmayan ama Başakşehirdeki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Altınşehir’den başladık. Mahalleyi en iyi kim bilir?

Tabi ki Muhtarı. Biz de Altınşehir mahalle muhtarımız sayın Abdullah Kenan TURHAN’a Altınşehir’i sorduk,

Sayın muhtarım, mahallenin genel yapısı hakkında neler söylersiniz?- Efendim, bizim mahallemizin bir asra dayalı çok uzun bir geçmişi var. Vukuat açısından emniyetten aldığımız bilgilere göre sorunsuz bir mahalledir. Mahallemizde çoğunluk olarak başta Karslılar olmak üzere Malatyalılar, Aksaraylılar, Niğdeliler yer alıyor. Ancak bir yandan da Türkiye’nin her yöresinden insanla-rın yerleştiği bir yöredir mahallemiz.Belediyeden beklentileriniz neler-dir? Mahallenin sorunları hakkında bilgi verir misiniz?- Biz dört gelişmiş mahallenin tam ortasında bulunmaktayız. Biz bunlar gibi gelişmişlik düzeyine sahip deği-

liz. En azından sosyal imkanlardan yararlanmak istiyoruz. Altınşehir’i, ismine münhasır bir yer olacak diye umut ediyoruz. Bunun kolay oluş-ması mümkün değil. Altyapımızın büyük bir bölümü yeni başladı. Sosyal donatı açısından çok fakiriz. Biz uzun vadeli olarak diğer mahal-leler olamasak dahi en azından onla-ra yaklaşacağımızı umut ediyorum. Dört mahallenin ortasında bulu-narak kendinizi dışlanmış görüyor musunuz? - Altınşehir daha önce yöneticiler tarafından unutulan, programa dahi alınmayan bir bölgeydi. Başakşehir ile beraber Altınşehir’in önemi anla-şıldı. Şimdiye kadar Altınşehir’de ihmal edilen hizmetlerin bundan sonra ihmal edilemeyeceğini düşü-nüyorum. Çünkü E-5 in yanında, olimpiyat stadının dibinde, biraz önce saydığım dört yerin tam mer-kezinde, omurgasında yer alan bir mahalledir. Başakşehir Belediyesi de biliyor ki burası ihmal edilecek bir bölge değil. Nereye giderseniz gidin

Kayaşehir’de olsun, Başakşehir’de olsun Altınşehir güzergahını kulla-nacaksınız. O halde Altınşehir'i süs-lemek zorundasınız.Kentsel dönüşüm hakkında neler düşünüyorsunuz? Sosyo-Ekomik faa-liyetler olarak beklentiniz nelerdir?- Kentsel dönüşüm dediğimiz zaman bütün imkanlara sahip olan bir top-lumun dönüşümünü konuşuyoruz. Okuluyla, kültür alanlarıyla, her şeyi ile. Kentsel dönüşüm uygulan-saydı burada üniversite bile olurdu. Ne yazık ki okulumuz bile yok. Biz imar planını çok önemsiyoruz. Büyükşehirden bir onay gelmedi. Buranın üçte biri inşaat ustasıdır. Geri kalanı boyacı, cilacı vs. İş imka-nı olarak burada ufak konfeksiyon dükkanları dışında başka bir imkanı-mız yok. Altınşehir’i kendi yazdığım şu dizelerle dillendireyim.

*Altınşehir seni nasıl anlatsam,Altınşehir seni nasıl tanıtsam,Terkedilmiş, unutulmuş, okunma-yan bestemsin... Yazdığım daha nice şiirler var. Şunu da söylemeden geçmek istemem.* Hani benim garip sevgilim benden mehir ister,Başakşehir›de ağların, paşaların kız-larına sular vadisini vermişler,Bahçeşehir›e göleti, marinayı ver-mişler, Benim garip sevgilim benden mehir ister,Yoktur senin kelli felli zenginlerin...Orta Mahalle'nin suç oranının yüksek olduğuna dair birtakım söylentiler var mahallenizin asayiş durumu nedir?- İlçe Emniyet Müdürünün istatis-tiklerine göre burası en sorunsuz mahalledir. Altınşehir’de imkan-

sızlıklara rağmen burada çok güzel insan profili var.Belediye Başkanı, Kaymakam gibi üst makamlara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?- Başkanımız çok iyi insan. Etrafındaki insanlar her şeyin çok güzel olduğunu söylüyor. Bu neden-le başkanımız birçok olumsuzluğu göremiyor. Bir sokaktaki asfalt çalış-ması için iki sene beklemek zorunda kaldık. Belediyemize şikayetleri-mizi iletiyoruz. Sonuç olarak bize süslü cevaplar geliyor. Orada şunu yapıyoruz, burada onu yapıyoruz vs. Lütfen başkanlarım, amirlerim etrafınızdaki çemberlere bakma-yın, buyurun gelin kendiniz görün mahallemizi.

Sayın Muhtarım bu sıcak sohbeti-niz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz. <<

Başakşehir'i tanıyalım yüz yıllık mahalle Altınşehir İstanbul'un en eski insan yerleşiminin bulunduğu Yarımburgaz

Mağaraları Altınşehir Mahallesi sınırları içerisinde yer alıyor. Günümüz öncesi 730 bin ile 130 bin yılları arasını kapsayan dönemde insanların

buraları bir süre barınaklar olarak kullandıkları biliniyor. Ancak bu mağaralar henüz turizme açılmadığı gibi bölge halkı dahi bu mağaraların

hem önemini, hem de kendi ilçelerinde olduğunu maalesef bilmiyor...

Türkiye'nin en büyük stadı olan Olimpiyat Stadyumu, Altınşehir mahallesi ile Ziyagökalp Mahallesi sınırında yer alıyor.

Page 15: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

15<< SPOR >>>>>>>

Dördüncü etapta bulunan İETT otobüs son duraklarının arkasında kalan boş-luğa yapılacak olan stadyum İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılacak.Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak 2013 U20 Dünya Kupası’nın Logo Lansmanı için İstanbul’a gelen FIFA Heyeti, İstanbul Büyük-şehir Belediyesi tarafından ağırlandı. FIFA Heyeti, 2013 U20 Dünya Kupası’nda kapsa-mında İstanbul’daki müsabakalarının yapılaca-ğı statlarda inceleme yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ev sahipliğinde hizmet verecek olan Başakşehir Stadyumu, 2013 U20 Dünya Kupası öncesi incelemelerde bulunmak üzere İstanbul’a gelen FİFA Heyeti’nden tam not aldı.

FİFA Heyeti Saraçhane’de…FIFA Heyeti’nin ikinci durağı İstanbul Bü-yükşehir Belediyesi oldu. İstanbul Büyükşe-hir Belediye Meclis II. Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ’ın hazır bulunduğu toplantıda, Başakşehir Stadyumu Projesi’nin sunumu

yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ev sahipliğinde hizmet verecek olan Başakşehir Stadyumu, 17 bin 8 seyirci kapa-sitesi ile Türkiye’de UEFA 2016 Kriterleri’ni sağlayan ilk stadyum olacak.

Teknik altyapı UEFA 2016 Kriterleri’nde…Teknik altyapısı, UEFA 2016 Kriterleri ve en son teknolojik sistemler göz önünde bulundu-rularak projelendirilen stadyum, antrenman sahaları, otopark, yaya dolaşım ve ticaret alan-larının ayrı ayrı planlandığı 162 bin metrekare üzerine inşa edilecek. Alt ve üst olarak ayrılan tribünlerde toplam 34 loca ve 1.800 metreka-relik VIP ağırlama alanı bulunuyor. Bütün tri-bünlerde sağlık odaları, yeme-içme, dinlenme, genel ihtiyaç ve ibadet alanları yer alıyor.

İstanbul’da yapılan Türkiye’nin UEFA 2016 Kriterleri’ndeki ilk stadyumu göz kamaştırıyor.

Başakşehir Stadı’nda yok yok….Stadyum içerisinde UEFA/FIFA delegeleri için 2 oda, 2 hakem soyunma odası, içerisinde ısın-ma havuzu ve kondisyon salonu da bulunan 4 sporcu soyunma odası, toplantı odası, sporcu

sağlık merkezi, doping kontrol merkezi ve doktor odası da bulunuyor. Ayrıca flash röpor-taj alanı, karma röportaj alanları, 3 TV Stüdyo-su, saha içi basın çalışma alanları, simültane çeviri de yapılabilecek 169 kişi kapasiteli basın merkezi, resmi ve özel güvenlik dinlenme ve bekleme alanları, gözaltı odaları ve seminer salonları, aydınlatmalı ve alttan ısıtmalı saha ile 3 antrenman sahası yer alıyor.Projede, stadyumun yanı sıra yaklaşık 6 bin 100 metrekarelik kapalı alana sahip, aynı anda tüm teknik kadro ve takımın konaklayabileceği 19 yatak kapasiteli konaklama tesisi, dinlenme sa-lonları, yemekhaneler, TV ve oyun odaları, kon-disyon salonu, soyunma odaları, teknik heyet ve yönetim ofislerinden oluşan kamp ve antrenman tesisleri binası da bir arada bulunuyor.

Dünya Kupası Anadolu Şehirlerinde...FIFA’nın Dünya Şampiyonası’ndan sonraki en önemli etkinliği olan U20 Dünya Kupası, önümüzdeki yıl Trabzon, Antalya, Bursa, Gaziantep, İstanbul, Kayseri ve Rize’nin ev sa-hipliğinde yapılacak. 2013 U20 Dünya Kupası organizasyonunun FIFA tarafından Türkiye ve İstanbul’a verilmesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın daveti önem-li ölçüde etkili oldu. <<

Başakşehir'e yeni bir stadyumBaşakşehir, Türkiye'nin en büyük stadyumu olan Olimpiyat Stadyumu'ndan sonra göz-kamaştıran yeni bir stadyuma daha kavuşuyor. Yeni stadyum UEFA 2016 kriterlerine uygun olduğu gibi içinde de yok yok.

29 Ağustos'ta başlayan Paralampik Oyunları'na 2'si davetli toplam 69 sporcuyla katılan Türkiye, 2 madal-yayla ayrıldığı Atina 2004 ve Pekin 2008 Oyunları'na göre büyük bir çıkış yaptı ve madalya sayısını 10'a yükseltti.

Nazmiye'den rekorlar...Oyunların ilk gününde milli halterci Nazmiye Muslu, tarihi bir başarıya imza attı. Kadınlar 40 kiloda mücade-le eden Muslu, 109 kiloluk kaldırışıyla dünya ve paralimpik rekoru kırarak Türkiye'ye oyunlardaki tek altın madalyasını kazan-dırdı.Aynı gün milli atıcı Korhan Yamaç, 10 metre havalı tabanca kategorisinde altın madalyayı kılpayı kaçırdı ve Gümüş madalyanın sa-hibi oldu. 1995 yılındaki bir

operasyon sırasında mayına basması sonucu sağ ayağını kaybeden Yamaç, Atina 2004'te de altın ve bronz madalya kazanma başarısı göstermişti.Oyunların ikinci gününde kadınlar 44 kiloda podyu-ma çıkan Çiğdem Dede, 105 kiloluk kaldırışıyla Gümüş madalya kazanırken, kadın-lar 57 kiloda mücadele eden milli judocu Duygu Çete de bronz madalyaya uzandı.Üçüncü günde madalya kazanan tek sporcu Nazan Akın oldu. Milli judocu, ka-dınlar artı 70 kilo finalinde Çinli Yanping Yuan'a yeni-lerek Gümüş madalyanın sahibi oldu.Milli halterci Özlem Bece-rikli, kadınlar 56 kiloda 118 kiloluk kaldırışıyla bronz madalyaya uzandı. Türkiye, halterde 1 altın, 1 Gümüş ve 1 bronz madalya kazandı.Milli sporcular, oyunların beşinci gününde okçuluk ve masa tenisinde kürsüye çık-tı. Milli okçu Doğan Hancı,

makaralı yay kategorisinde bronz madalyaya ulaşırken, masa tenisinde de Neslihan Kavas, finalde Çinli Lina Lei'ye finalde yenilerek kürsünün ikincilik basama-ğında yer aldı.

Takım sporlarında ilkTarihinde ilk kez takım sporlarında Paralimpik Oyunları'nda temsil edilen Türkiye, golbol ve masa tenisinde kazanılan Gümüş ve bronz madalyalarla da yine bir ilk yaşadı.Finlandiya'ya 2-0 yenile-rek finali kaçıran Golbol Milli Takımı, bronz ma-dalya maçında Litvanya'yı 4-1 mağlup etti ve takım sporlarında Türkiye'ye ilk madalyasını kazandırdı.Neslihan Kavas, Ümran Ertiş ve Kübra Öçsoy'dan oluşan masa tenisi milli takımı da finalde Çin'e 3-0 yenilerek Gümüş madalya-nın sahibi olurken, Türkiye takımlarda ikinci madalya-sını elde etti. <<

Londra Paralimpik Oyunları'nda tarihinin en kalabalık kafilesiyle mücadele eden Türkiye, madalya sayısını da önceki oyunlara göre 5'e katladı.

2012 Londra Paralimpik Oyunları

Page 16: Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

Untitled-1 1 10.09.2012 15:45

Şaka değil anket sonucu: “Rusya’da halkın en mutlu olduğu yer” Çeçenistan imiş! Bu haberi duyanlar çok şaşırdı: NewsEffector adlı araştırma şirketinin “mutluluk endeksi” araştırmasından ilginç bir sonuç çıktı. Buna göre Rusya Federasyonu’nda halkın en mutlu olduğu kent, Çeçenistan’ın başkenti Grozni. İnterfaks ajansının bildirdiğine göre, araştırmada Rusya’da halkın genel anlamda hayatından en mutlu olduğu kentler belirlendi. Başkent Moskova’nın 52’nci sırada yer aldığı listenin zirvesinde Grozni var. Bu kenti Tümen ve Tataristan’ın başkenti Kazan izliyor. Araştırmayı yürüten şirketin müdürü Sergey Moroz, “Bu oldukça beklenmedik bir sonuç. Bunun, son yıllarda Groznı’da yaşanan olumlu gelişmelere bağlı olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni, Grozni’nin son yıllarda ciddi şekilde değişerek modern kent haline gelmesi ile ilgili” şeklinde konuştu. Araştırmada, Moskova’nın ise başkentteki yüksek gelir ve kentsel refah seviyesine rağmen alt sıralarda yer alması, başta çevre kirliliği ve güvenlik gibi faktörlerin halkın mutluluğuna olumsuz yansıması gösterildi. Söz konusu araştırma Rusya’nın 100 kentinde ve 29 bin 600 kişi ile görüşülerek gerçekleştirildi. (İnterfaks, Cihan) <<başörtülü olduğu için bugüne kadar kamera karşısında görünmediğini dile getirdi. Bakan Abdulmaksud başörtülü spikerleri eleştirenlere de şu şekilde cevap verdi: ‘Neden Mısır’da başörtüsünü beğenmiyorlar? Oysa Mısırlı bayanların yüzde yetmişi başörtülü! Arap kanallarında ve uluslararası kanallarda başörtülülerin spikerlik, sunuculuk yapıp da Mısır’da yapmaması ayıptır!’ <<

Mısır televizyonunda ilk başörtülü spiker Artık Mısır Televizyonu’nda ve Nil Haber Kanalı’nda yayınlanan haber bültenlerinde başörtülü spikerler göreve başlıyor. Spikerler aynı şekilde bazı tartışma programlarında da sunuculuk yapacak. Mısır Enformasyon Bakanı Salah Abdulmaksud başörtülülerin Mısır televizyonunda spikerlik yapmaları kararı aldığını açıkladı. Bakan yaptığı açıklamada Fatıma Nebil’in ilk başörtülü spiker olarak Pazar günü saat 12’deki haber bültenini sunacağını belirtti. Bakan kararın, 25 Ocak Devrimi’nin ruhunu teyit adına alındığını vurgulayarak her mağdura hakkının iade edilmesinin anayasal ve kanuni bir görev olduğunu belirtti. Ayrıca Nebil’in bundan önce haber sunumu için bir denemeden geçirildiğini ve birinci sırayı aldığını ancak sırf başörtülü olduğu için bugüne kadar kamera karşısında görünmediğini dile getirdi. Bakan Abdulmaksud başörtülü spikerleri eleştirenlere de şu şekilde cevap verdi: ‘Neden Mısır’da başörtüsünü beğenmiyorlar? Oysa Mısırlı bayanların yüzde yetmişi başörtülü! Arap kanallarında ve uluslararası kanallarda başörtülülerin spikerlik, sunuculuk yapıp da Mısır’da yapmaması ayıptır!’ <<

Rusya’da yabancı evliliklerindeTürkler lider!

Moskova Merkez Evlendirme Dairesi (ZAGS) son 10 yılın verilerini açıkladı. Buna göre Moskovalıların BDT dışı ülkelerden evlendikleri yabancıların başında Türkiye vatandaşları geliyor. Son 10 yılda Moskova’da 10 bin 731 bin uluslararası evlilik yaşandı. Moskovalıların dünya evine girdikleri yabancı ülke vatandaşlarının başında Ukraynalılar (35 bin 774), Moldovalılar (9 bin 784), Ermeniler (8 bin 593), Özbekler (7 bin 50), Azeriler (6 bin 684) geliyor. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) dışı ülkeler arasında ise bin 635 evlilik ile Türkiye lider. Almanya (bin 496), ABD (bin 294), İsrail (964) ve İngiltere (897) vatandaşları Moskovalıların en fazla eş olarak seçtikleri diğer yabancı ülke vatandaşları.<<

Rize’de ilginç sokak: ‘’Ölü Gezer’’Rize’nin Çayeli İlçesi Karaağaç Köyü’nde, göç nedeniyle nüfusun azalmasına tepki gösteren 60 yaşındaki Gürhan Demir, evine giden sokağa, ‘Ölü Gezer Sokak’ yazılı tabela astı.Karaağaç Köyü Bozemirli Mahallesi’nde yaşayan Gürhan Demir, köylülerin ilçeye göç ederek yerleşmesi ile nüfusun azalmasına tepki göstermek amacıyla ilginç bir tabela hazırlattı. Demir, ‘Ölü Gezer Sokak’ yazılı tabelayı evine giden sokağa astı. Köy nüfusunun iyice azaldığını belirten Gürhan Demir, “Yeni nesil köye gelmiyor. Yaşlı insanlarımız da 15- 20 gün köyde durup gidiyor. Burası ölü gezer değil de başka ne olabilir? Köy eskiden olduğu gibi canlı değil. Köye gelenler de birçok yol ayrımı olduğu için aradıkları adresi bulmakta zorlanıyor. Bu tabela adres arayanlara da yardımcı olacak” dedi.Bu arada köye ziyarete gelenlerin tabela önünde hatıra fotoğrafı çektirmesi dikkat çekti.<<

ABD şokta: “Rus nükleer denizaltı Amerikan kıyılarında bir ay dolaştı, fark edilmedi”ABD, bir Rus denzailtısının yarattığı “güvenlik boşluğu”nu tartışıyor. Uzun menzilli füze kapasiteli Rus nükleer deni-zaltının Amerikan kıyılarında bir ay kadar dolaştığı, Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin herhangi bir alarm durumuna geçmediği

iddia edildi. İnternet üzerinden yayın yapan Pentagon’a yakın Washington Free Beacon’da yer alan Bill Gertz imzalı habe-re göre, Meksika Körfezi ve Amerika’nın stratejik sularında bir ay kadar dolaşan Rus denizaltıdan bölgeden ayrıldıktan sonra haberdar olundu. 2009’dan bu yana ilk kez Amerikan kara sularına yaklaşan Rus denizaltının, Suriye

krizi ile birlikte Akdeniz’de artan Rus savaş gemileri ile eş zamanlı faaliyette bu-lunmasına dikkat çekiliyor. Rusya’nın en sessiz saldırı gücü Akula tip denizaltının Meksika Körfezi’nde Haziran ve Temmuz aylarında dolaştığı bilgisini doğrulayan Amerikalı yetkili, “Bu endişe verici. Bir ay boyunca radara yakalanmadan faaliyette bulunmuşlar” dedi. <<

Uzaydan karıncayı izleyen (!) ABD: “burnunun dibindeki koca denizaltıyı görmemiş"