İbn kesİr ve tefsİrİ -...

26

Upload: others

Post on 24-Jan-2021

48 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn
Page 2: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ

Prof. Dr. İsmail CERRAHOGLU

Hicretin beşinci asrından itibaren Mutezile mezhebiniıi hızı kesil-miş, Ebu Bekl el-Bakıllanı (Ö. 403/1013), İıriamu'l-Haremeyn (Ö. 478/1085), İmam el-Gazali (Ö. 505/1I1I) gibi zevat fikirlerini fıkıh ve kelametrafında toplamaya gayret gö~termişlerdi. Eserlerinde şeriatle hikmetinbirleştiği görülmekteydi. Yine aynı devirde mütekellimlerden olan hadis-cilerin ortaya çıktığını görürüz. Ebu Bekr ibnu'l-Arahı (Ö. 543/1I48), el-Maziri (Ö. 536/1I42), ve el.Kadı 'İyad (Ö. 544/1I49) gibi şahsiyyetler dinimaarifle, hikemi maarifi birleştirdiler. Felııefe dine hizmet edecek şekil-de gelişti. Fahrudilin er-Razi (Ö. 606/1209) bu devrin en orijinal örne-ğini teşkil eder. cr-Razinin açtığı çığır, kendinden sonra gelen rivayetve dirayet tefsircilerine tesir etmiş, artık islami ilimierin bir çoğundaeserler yazarak şöhrete ulaşmış kişilerin, tefsir alanında da eserleri görül-meye başlar. İslamı ilimIerin çeşitli alanlannda eserler yazıp şöhreteulaşanlardaJ~ biri de şüphesiz İbn Kesır'dir.

'İmaduddin Ebu'l-Fida İsma:il b. Ümer b. Kesir, Dıı:naşk civarın-daki Busra'llIn köylerinden birinde 701/1301 senesinde doğdul• BabasıköYu'nün hatibi idi. İba Kesir çok küçük yaşta iken (703/1303 senesin-de) babasını kaybetti. Küçük yaşta yetim kalan 1bn KeEir'i, ağabeyiAbdulvahhah terbiyesine aldı. 706/1306 senesinde ağabeyi ilc birlikteDımaşk (Şam) a yerleşti2• İlk ibtiMü bilgileri büyük kardeşinden aldı.Daha sonra, Burhanuqdin el-Fezari (Ö. 729/1329), Kemaluddin, b, Kadı(Şahba) Şıhne (Ö. 726/1326) den fıkıh öğrendi. el-Kasım b. Asakir(Ö. 723/1323), İshak .el- A-midi (Ö. 725/1325), Muhammed b. Zirad,

1 Doğum tarihi hakkında 700/1300 senesi veya pek az zaman sonra rivayetleri de mev-cuttur. Fakat bazı kaynaklarda onun 705 senesinde doğduğu zikredilmektedir. Kanaatıınce, butarih doğru değildir. (bkz. İsmail Paşa el-Bağdadi, Hediyyetu'I-Arifin, İstanbul 1951, 1.215; ez..Zurklinı, Mennhilu'l- İrfan fi Uhimi'j-Kur'nn, Mısır 1372, i. 498; Abdullah-Mahmut Şahata,Tarihu'l-Kur'an ve't-Tefsir, 1392/1972, s. 176-177; Menn5u'I-Kattan, Meb5lıis fi IDfuni'l-Kur'arı, 1393/1973, s. 386':'387.) ,

• 2 .el-'Alam sahibi cz-Zrikli, İbn Keslrin 706 senesinde babası ile birlikte Dımaşka geldi-ğini söyler. Burada bir zuhul 'olsa gerek. Zira babası '703 senesinde vefat etmiştir.

Page 3: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

46 İSMAİL CERRAHOC'LU

İbnu'r-Radi ve İbn Teymiyye (Ö. 728/1328) .gibi alimlerden i-lim aldı ve kendini yetiştirdi. Genç yaşından itibaren eserleryazmaya ı,aşlamış, Hadis, Fıkıh, Tarilı ve Tefsir sabalanndayazdığı eSt,rler sağlığında insanlar arasınd" dolaşmakta idi. Teh.zibu'I-Kemiil sahibi cl- Mizzi (Ö. 742/1341) ye millazemet etti venihayet onun kızı ile eylenerek ona damat oldu. Mısırdan cl-Karafi,ed.Debbusi, el-Vani ve el-Huteni gİbi alimler müellifimize ieazet ver-diler. İbn Teymiyye ile çok bulunmuş ye ona bağlanmıştı. Birçokfikirlerinde hoeasına tabi olduğu için, İbn Teymiyyenin maruz' kaldııiıta7.yiklere o da maru7. kaldı. Hadis ve Tefsir ilimIerinde çok geniş birkültüre sahip,ti. Böyle bir kiiltüre sahip olması sebebiyle, Şamda birç{,ky{ııar, çeşitli medreselerde islami ilimIeri ve bilhassa hadis okutmuştur.İbn Tangrıberdi, onun el-Medresetu'n.Nc~ibiyye'dc ders verdiğinPzikredcr. ed-Dımaşki, en-Nuaymive ed.Davudi'de, c7.-Zehebi (Ö. 748/1347) nin vefatından sonra Üm mü Salih meşihatma tayin edildiğini,es-Sübki (Ö, 771j1370)nin vefatından sonra.da Eşrefiyye Daru'I-Hadi-sinde az bil' müddet ders verdiğini kaydederler4• Kendisini yetiştirib,tedris hayatına atıldıktan sonra pek çok taleb e yetiştirmiş, İbn Hacergibi alim bir zatın hocalığı payesine erişmişti~ .

. Şam civarında doğan, orada yetişen ve büyük bir üne kavuşmuşolan müellifimiz, 7.amanında islami ilimler alanında iyi bir mevki sahibiidi. İlminin genişliğine devrindeki alimler ve talebeleri şehadet ederler.e7.-Zehebi: "O, imam, miifti, sağlam bir muhaddis, alim, mütefennin birfakih, nakilei bir müfessir idi. Onun faydalı tasnifleri vardır" demekte-dir. İbn Hacer: "O, Iı~dislerin rical ve metinlerini tetkİk ile meşguloldu.Pek çok faydalı şeyler hazırladı. Sağlığında eserleri yayıldı. Ölümündensonra da ini'anl,ar onlardan istifade ettiler. Ali ve nazil insadları temyizhususunda ınuhaddislerin yolundan ayrıldı. Fakat o muhaddis fakilı-lerdendi" ş'.,klinde 7.ikretmektedir. es.Suyuti'de onun hakkında: "O,hadis ilminde, hadislerin sabilıini sahih oluıayanından, ilelini, ihtilafyollarını gö~,tcrmede, eerh ve t/dil de, rİcal ilmİnde bir temel idi. Alive nazil isnadlara ve bunun gibilere gelince, bu hususta mühim esaslar-dan olmayan bazı fa,.;lalıklar yapmıştı" şeklinde söylemektedir. İbnTangrıberdi de: "O, daima çalıştı yazdı,fıkıhta, tefsirde, hadiste alimoldu, cem etti, tasnif etti, ders verdi tahdis etti, telif etti. Onun tefsir,hadis, tarih, fıkıh ve diğer ili~lere büyük bir yukMu vardır. Ölünceye

3 en-Nücfımu'z.Zôhire, Mısır 1361/1942, IX .. 148.4 Zey1u Tezkircti'l-lluffilz, Dımaşk 1347, s. 57-59; ed.Dıiris fi Tilrihi'i-Medaris, Dımaşk

1948/1367, ı. 36-37; Tabakiltu'I-l\lüfcssiıiıı, jI1ısır 1972/1392. I. HO-H2.

Page 4: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ 47

kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn Hicci'de hor.anhakkında şu sözleri söyler: "O, had'is metinleri için idrak ettiğim enhafız kimse, cerh, rical, sahih ve sakim yönlerinden en alimi idi", İbnu'l.İmad'da" O, eserleri çok, niSyanı az, anlayışı iyi bit kimse idi" demek-tedir. Kısacası onun ilmi, değeri, eserlerini okuyanlar için kendiliğindenortaya çıkacaktır.

İbn Kesir, akide yönünden/Eş'ari, fıkıh yönünden Şiifi'i olmasınarağmen, İbn Teymiyyeye çok bağlanmış, bazı meselelerde ve bilhassataliik meselesinde İbn Teymiyyenin ictihad ve kanaatına göre fetvavermiş ve bu yüzden İbıi Teymiyyenin maruz kaldığı tazyiklere, o damaruz kalmıştı.

İbn Kesİr'in, eş-Şeyh İbrahim/b. el-Hiifız b. el.Kayyım ilc çekişti-ğine dair haberlere de rastlanmaktadır. İbrahim, Onun Eş'ari olmasımkerih görmüş, başından ayağına kadar saçın olsa sana kimse inanmazdemiştir. Onun, İbn Teymiyyeden aldığı bazı fikirlerinin, gençlerin dü-şüncelerini karıştırdığı ve fitne husule getirebileceği duşüncesi ile, bufikirlerin alınmaması )iizım g~ldiğine dair haberler de görülmektedirs.Öyle zannediyorum ki, bu gibi endişeler, Onların fikirlerinin iyi anlaşı-lamamasından ileri gelmektedir.

. ,

İslami ilimIerin, tarih, hadis, tefsir gibi yönlerinde şöhrete ulaşanbu zatın, genç yaşlarda eserler yazmaya başladığım ve bu eserlerinin sağ: 'lığında insanlar tarafından kullanıldığını, öldükten sonra da istifade edil-me bakımından değerinden bir şey kaybetmediğini söylemiştik. Bu ba.kımdan, müellifimizin eserlerine göz atmakta fayda /Vardır.

1) Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim ( ~i 0T;ı1 ~,4j) hakkında ile.

ride bilgi vermeye.çalışacağımız bu tefsirin, kütüphanelerde yazm ••.nüs-haları pek çoktur. 1302, 1307, 1342, 1345, 1~56 ve 1376 senelerinde mü-teaddid defalar Mısırda basılmıştır6•

2) el-Bidaye ve'n-Nihaye fi't.Tarih' (~.,;l::ııJ ~l~l-, ~\.y\)Genel tarih mahiyeti/ıde olan bu eser, başlıca kaynaklardan sayılır. Ya-ratılıştan başlayarak, ~iiellifin hayatının son senelerine kadar .olan devriihtiva eder: 767 H366 senesi vukuatına kadar ele alır. Bu eserin, 738/1337 senesine kadar olan kısmı el-Birzaü'nin tarihine dayanmaktadır7•

5 ed-Dımaşkl, Zeylu Tezkireti'l.HuIfaz, Dımaşk 1347, 's. 57-59 (dip notlar).6 YIlzma nüshalan ve basunları için bkz. Brockelmann, Geschichte der Arabischen

Litteratur, G.II. 49, S.II. 48.7 Bkz. Aynı yer, İslam Ansiklopedisi, V2. 762.

Page 5: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

4S İSMAıL CERRAHOGLU

Bu eserde geçmiş milletlerin ve Rasullerin kıssaları Kur'ilndaki ve sahihhaberlerdeki şekliyle anlatılmaktadır. Sonra da. Hazreti Peygamberin'sıretini ve tslilm tarihini zamanına kadar ele alır.

3) eı-tctihild fi Talebi Fadü'l-Cihiid (.~\i-J:-i~ ~11J ~~)i\)

4) Fediiilti'l-Kur'iin ve Tarihu Cem'ihi (~~J~ J' Jr,;ıı JL.,a;)5) Ahiidis et-Tevhid ve'r-Reddu ale'ş-Şirk ~} J ~~J:L\ ~~L>-\)

(!,\J.tJI Jç.6) el-Biii'su'l-Hasis Şerhu thtisiirı Uiumi'l-Hadis 4::J\ ~ç.~\)

(~...L:l\ iJ1? Jl...a.:>\ c..f~ Bu eser tbn Saliihın' Ulumu'l-Hadis adlıeserinin muhtcsarıdır. "thtısaru Ulumi'l-Hadis" olarak ta tanınır. tbnHacer bu eserde pek çok faidelerin bulunduğunu söylemektedir.

7) et-Tek mü fi Ma'rifeti's-Sikilt ve'd-Duafa ve'l-Meciihil:

8) el-Hedyu ve's-Senenu,fi Ahadisi'l-Mesiinid ve's-Sünen.

(J-lI J ~W.\ ~~L>-\ ~ J-lI J L>~\) Bu eser, Ciimiu'l-

Mesanid diye de maruftur. Ahmed b. Hanbel'in müsnedi, el-Bezziir,Ebu Ya'lii, İbn Ebi Şeybenin eserleri ile Kütübü sitteyi cem eder veonları bablara göre tertih eder.

9) Taba~atu'ş-Şafi'iyye (~,.j~\ ...:ıl~ı,)

10) Menilkibu'ı-tmiim eş-Şafi'i (~l.;.1I iL.)ıl~L:...)

ll) Edilletu't-Tenbih fi Fıkııi'ş-Şiifi'iyye (4:,.j~\ .w J ",:~:l\ 4bl)

12) Muhtasaru İbnu'l-Hiicib

13)Şerhu'I-Buharı ( L>Jl»\ c...J- ) tamamlanamamıştır.

14) el-Ahkam alii Ebvilbi't-Teııbih (~::ll ~\y.1 Jç. itS::>)ii) bu

eserde tamamlanmamış, ancak hac bahsin!' kadar gelinmiştir.

15) Müsnedü'ş-Şeyheyn

(R.A) in müsnedleri.

Ebu Bekr ve Ömer

Page 6: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ 49

Bu eserlerin bir kısmı matbu, bazıları yazma halindedir.JJunlardanbaşka daha pek çok risaleleri vardır.

j .Kaynakların beyanına göre müellifimiz, ömrünün sonlarına doğru

gözlerini kaybetmiş, 774/1373 senesi Şaban ayının 26. Perşembe günü74 yaşında iken Şamda vefat etmiştir. Sofiler (Sufiyye) mezarlığındabulunan hocası İbn Teymiyyenin yanına' defnedümiştir8

TEFSIRl:

Bir müfessirin tefsirini ve tefsirdeki yerini, tefsir görüşlerini, başka-larının onun hakkında dedikleri sözlerden ziyade, bizzat eserini tetkiketmek ve eserindeki mukaddimesini iyi anlamakla en sağlam neticeyeulaşabileceğimizi müteaddid yazılarımızda zikretmiştik. Zira, yazarınlehinde ve aleyhinde olan kişilerin görüşleri, araştırıcıyı objektif bir so. ,nuca ulaştırmayı engelleyebilir. Elbette müdlifin tefsiri hakkında deni.lenleri göz' önünde bulunduracak, bunların doğru olup olmadıklannıtayin etmeye çalışacağız. Fakat burada yapacağımız en mühim iş veyaüzerinde durulması icab eden en mühim nokta, eserine uzun bir mukad.dime yazmış olan İb~ Kesirin bu yazısını açık bir şekilde terceme ederekokuyuculara sunmak olmalıdır. Böylece okuyucu, müellifin eserinindeğerini ve tefsirdeki yerini-şunun bunun sözlerinden değil de- bizzatvasıtasız olarak kendi ifadesinden değerlendirmiş ulacaktır. Bn bakım-dan biz de, okuyucuların İbn Kesirin tefsiri ve tefsirdeki değeri hakkındadoğrudan doğruya bilgi edinmeleri için, tefsirine yazdığı uzun mukaddi-meyi açık ve özlü bir şe'kilde sunmaya çalışacağız.

\

8 İbn Kesir'in hayatı, şahsiyyeti ve eserleri hakkında daha fazla bilgi için bkz: İbn Ha-cer, ed-Dürerü'I-Kamine, (ikinci tabı 1385/1966), i. 399--400; es-Suyu tl, Zeylıı Tabakati'l-HuffazDımaşk 1347, s. 361-362; en-Nuaymi ed-Dımaşki, ed-Daris ci Tarihi'l-Medaris, Dımaşk 1367/1948, i. 36-37; el-Huseyui. ed-Dımaşki, Zeylu Tezkireti'l-Huffilz, Dımaşk 1347, s. 57-59; ed-Davudi, Tabakatu'l-MüCessirin, Mısır 1392/1972, i. HO-ll2; tbnu'l-İmiid el-llanbeü, Şezeriitu'-z-Zeheb, Beyrut, VI. 231-232; Yusuf Elyan Serkis, Mu'cemu'I-Matbuiiti'I-Arabiyye,lIlısır 13.l6/1928, I. 221-226; Muhammed Huseyn ez-Zehebi, et-Tefslr ve'l-Müfessirfın, el.KaJıire 1381/1961,I. 242-247; Muhammed Abdulazım ez.Zürkani, Meniilıilu'ı-trfan fi ffifımi'l.Kur'an, Mısır 1372:J. 498; Omer Rıza Kabhale, Mu'cemu'I.Müellii"'m, Beyrnt, II. 283-284; ez-Zrikü, el-A'lam, Bey.rut (3. tabı), 1. 317-318; Mennau'l-Kattan, Mebahis fi Ulumi'l-Kur'an, Menşuratu'l-Asri'l-Ha.dis 1393/1973, s. 386-387; eş-Şeyh Muhammed Abdurriizık Hamza, tbn Kesir, (el-Bfıisu'l-IIasisMukaddime.i), s. 14-18; Dr. Abdullah Mahmut Şahata, Tarihu'l.Kur'iin ve't-Tçf.Ir, Mısır 1392/1972, •. 176-177; lIIuhammet Behçetu 'I. Bay tar, Umdetu 't- Tefsir ani'l-Hafız b. Kesir, (""Iecelle-tu'l-Mccmai'l-llmiyyi'I-Arabi bi Dımaşk), XXXII. 367-369; C. Brockelmann, Geschiehte derArabischen Litteratur, G. II. 49, S. II. 48; C. Brockelmann, tbn Kcsir (i.Hım Ansiklopedisi) V2.762; Cevdet Bey, Tefsir Tarihi, tstanbul 1927:5. 116-117; Omer Nasfıh1 Bilmen, Tefsir Tarilıi,Ankara. 1960, s. 392-393.

Page 7: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

50 İSMAİL CERRAHOGLU

eş-Şeyhu'ı.tmamu'l-Evhad, el-Bari, hafız, muttaki olan tmaduddinEbu'l-Fida tsmail b. el-Hatib Ebi Hafs Ömer b. Kesir eş-Şafi'i (Allah, onarahmet eylesin ve ondan razı olsun) Şöyle demektedir: Hamd, Kitabınaşu hamd ibaresiyle başlayan "Hamd alemlerin Rabbı; Rahman ve Rahimolan, din gününün sahibine9;' "Hamd O Allaha mahsusdur ki, kuluna(Hz. Muhammede) kitabı (Kur'rmı) indirdi. Onda (mana ve lafızlarında)bir eğrilik yapmadı. Dosdoğru olarak, imansızları şiddetli bir azab ilekorkutmak ve iyi ameller işleyen inü'minlere güzel bir ecir olduğunumüjdelemek için yaptı. (Onlar) orada ebediyyen kalacaklardır. Bir deAllah, evlat edindi diyenleri korkutmak için yapmıştır. Allahın evlatedindiğine dair ne kendilerinin bir bi!gisi vardır ve ne de babalarının,ağızlanndan çıkan o söz ne büyük .. , onlar ancak yalap söylüyorlarlo."Yaratma işine de hamd ile başlayıp "Hamd, gökleri ve yeri yaratan,karanlı.kları ve aydınlığı yapan Allaha ~ah~usdur. Öyle iken inkar eden-ler Rablerine başkalarını eşit tutuyorlarll." ayetini indiren Cennet veCehennem elılinin ulaşacakları yeri zikrettikten sonra ha.md ile tamam-layıp "Melekleri arşınetrafını çevirmiş oldukları halde Rablarını ham dile överken görürsün. Artık insanların aralarında adaletle hük~ olun-muştur. Hamd alemlerin Rabbı olan Allah içindirız" şeklinde buyuranAllaha mahsusdur.

Bunun içindir ki Yüce Allah: "O öyle Allahdır ki kendinden başkabir Tanrı yoktur. Önünde de sonunda da hamd onundur. Hüküm deonundur. Siz ancak ona di>ndürilleeeksinhı;lJ." "Hamd göklerde olanlarve yerde bulunanlar kendisinin olanAllaha mahsustur. Hamd Ahirettede ona mahsusdur. O, hakimdir her şeyden haberdardır14." buyurmak-tadır. .

Bidayette ve nihayette, yani yarattığı ve yaratacağı bütün herşeydeham d Ona mahsusdur. Bütün bunlarda ham d olunmuş olan O'dur. Ni-tekim namaz kılan bir kiınsenin dediği gibi !'er- Rabbimiz olan Allah,gökler, yer ve bunların dışın~aki dilediğin bütün şeylerin dolusu hamdsana mahsusdur". Bundan dolayıdır ki O, cennetliklere kendisine tesbihve hamd etmelerini ilham eder. Onlar da Allahın tükenmez nimetlerini,onun yüce kudret ve saltanatını, O'nun kendilerine bağış ve ihsanınındevamını gördükleri için nefesIeri sayısınca O'nu tesbih ve O'na hamde-

i •

9 el.Fat\ha 2-4.10 el.Kehf 1-5.II el.En'am ı.12 ez,ZÜIner 75.13 el.Kasa. 70.14 Sebe 1. ')

Page 8: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

tBN KESİR VE TEFSİRi 51

derler. Nitekim Yüce Allah Kur'anı Keriminde "İman edip iyi işler iş-leyenleri Rabları imanlarısebebiyle hidayete iletir, nimetlerle dolu cen-lerde altlarından nehirler akar. Onların orada duaları, seni tesbih vetenzih ederiz Allahım, sözüdür. Biribirlerini tanımaları, seıam, etmek-tir. Son duaları ise, bütün varlıkları vareden Allaha hamd olsun, sözü-düriS" gerçeğini ifade etmektedir.

Allaha hamdolsun ki, elçilerini "Biz peygamberleri müjdeleyiei vekorkutucu olarak gönderdik. Taki Peygamberlerden sonra insanlarınAllaha karşı ileri sürülecek bir bahaneleri olmasın ... 16" diye gönderdi

. ve onları en açık biryola yönelten ,Mekkeü Ümmı arap Peygamberletamamladı. Allah onu, Peygamber olarak gönderdiği günden kıyametekadar, ins ve cinden olan bütün mahlukata gönderdi. ~itekim YüceAllah Kur'anı Keriminde: "(Ey Muhammed) de ki: Ey İnsanlar, mu-hakkak ki ben, göklerle yerin saltanatına sahip olan, Ondan başka tapa-cak bulunmayan, yaşatan, öldüren Allahın, hepinize gönderdiği elçiyim.Siz de Allaha ve Allahın sözlerine inanın, okuyup yazması olmayan Pey-gamberime inanın, uyun ki hidayete eresiniz17" ve yine Yüce Allah" ... Bu Kur'an, size ve her kime erişirse onu korkutmak için bana vah-yolundu ... 18" buyurmaktadır. Kur'atıı Kerim arap olsun, arabın gayrıolsun, siyah olsun, kırmızı olsun, ins olsun cin olsun, kendisine ulaştığıher kimse için biI; korkutucudur. Bunun için Yüce Allah şöyle buyur-maktadır: " Her hangi bir topluluk onu inkar ederse, ona vadolunanyer ateştir 19" Zikrettiklerimizden her hangi biri Kur'anı inkar eder-se, Allahın nassı gereği olarak gideceği yer cehennemdir. Allah Taaladiğer bir ayetinde: "(Ey Muhammed) artık bu sözü (Kur'ilnı) yalanla-yanları bana bırak. Biz onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş azabayaklaştıracağız2o" buyurmaktadır.

Bu mesele ile ilgili olarak, Hazreti Peygamber de şöyle demektedir:"Ben kızıla ve siyaha gönderildim21" Mücahid, burada kızıl ve siyahdankasdedilenlerin ins ve cin olduğunu söylemektedir. Allah, elçisini, buaziz kitapta peygamberine vahycttiklerini, ins ve cin'e tebliğ edici olarakgönderdi ki, bu kitab"ne önünden ne ard~ndan ona hiç bir hatıl (yanaşıb)

15 Yunus 9-10.16 en-Nisu 165.17 el-A'raf 158.18 el-En'am 19.191Hıd 17.20 el-Kalem 44.21 Sahihu Muslim, Mesacid 3; MUSllCduAhmed b. Hanbel, i. 250, 301; LV. 416, V.145,

148, 162; cd.Darimi. Siyer 28.

Page 9: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

52 İSMAİL CERRAHOGLU

gelemez. O, hakim ve övülmeye layık olan Allah katından indirilme-dir22." Onun böyle bir vasfa sahip olduğu Allah tarafından belirtilmiştir.Peygamber, Kur'tında mevcud olanları anlama işini, Yüce Allahın onlarabıraktığım bildirmişti. Nitekim Allah Taala Kur'am Kerimde: "Onlar,hala Kuı:'amn Allah Kelamı olduğunu düşünüp taşınmıyorlar mı? Kur'.an Allahtan başkası tarafından indirilnıiş olsaydı, Onda birbirini tut-mayan birçok şeyler bulurlardı23" ve "Ey Muhammed, Sana indirdiğimiz •bu kitab mubarektir, ayetlerini. düşünsünler, aklı olanlar da öğüt alsin-Iar24" ve keza "Bunlar Kur'am düşünmezler mi? Yoksa kalbIeri kilitlimidir ?25"buyurmaktadır.

Allah Kela~ının manalarını ortaya koymak, bunun tefsirini yap-mak, onu öğrenmek ve öğretmek alim olan kimselere düşen bir vazife-dir. Nitekim Yüce Allah: "Allah, Kitab verilenlerden, onu insanlaraaçıklayacaksımz Ye gizlemeyeceksiniz diye ahid alİnıştı. Onlar ise, Onuarkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alış verişleri ne kötüdfu26." ve"Allahın ahdini ve yeminlerini' az bir değere değişenlerin, işte onlarınahirette bir payları yoktur. Allah onlara kıyamet günü hitab etmeyecek,

, onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azabonlar içindir21" buyurmaktadır. Yüce Allah (bu ayetlerle) bizden öncegelen kitab ehlini, kendilerine indirilen .Aıı~hın kitabı~a yüz çevirdikle-rinden, dünya malına yönelip ,onu toplamakla meşgulolduklarından,Allahın kitabına uymama ve emrolundukları şeylerin gayrısı ile meşgulolduklarından dolayı yermiştir.

Ey Müslümanlar, bize indirilen Allahın kitabını öğrenip öğretme,anlayıp anlatma bakımından emrolunduğumuz şeylere uymamız gere-kir. Allah Taala Kur'am Kerimde: "İman edenlerin, Allahı ve Hakdanineni zikr için, kalbIerinin saygı ilc yumuşaması zamanı hala gelmedimi? Onlar, daha evvel kendilerine kitab verilip de üzerlerinden uzunzaman geçmiş, artık kalbIeri kararmış hulunanlar gibi olmasınlar. On-lardan bir çoğu (dinlerinden çıkmış) fasıklardı. Şu hakikatı bilin ki,Allah yere ölümünden sonra can verir. Muhakkak ki bi;>:aklınız ersin di-ye, size ayetleri ~çıkça bildirdik2s" buyurdu. Yüce Allahın, bir öncekiayetten sonra, bu ayeti zikretmesinde, Allalun, öldükten sonra arzı tekrıu

22 Fussilet 42.23 en-Nisa 82.24 Sa'd 29.25 Muhammed 24.26 Ali İmran 187.27 Ali tmran 77.28 el.Hadid 16-17.

"

Page 10: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

,İBN KESİR VE TEFSiRi 53

canlandırdığı gibi, günah ve fenalıktan ötürü kalbIeri katılaştıktan son- ,ra, iman ve hidayet ,ile yuınuşatacağına ıJir işaret ve ikaz vardır. Bunubize bahşedecek olan, yegane ümit bağlanan ve keİıdisinden istenen an-cak Yüce Aııahtır. O, cömert ve Kerimdir.

Eğer biri tarafından tefsir yollarının en güzeli nedir? diye sorula- ,cak olursa, ona verilecek cevap şudur: Bu hususta engüzel yol, Kur'anıKur'an ile tefsir etmektir. Bir yerde mücmcl olan, diğer yerdc başka bir.ayetle açıklanmıştır. Şayet Kur'anı Kur'an ile tefsir etmekten aciz ka-lırsan Onu sünnet ilc tefsir ı;:tmen gerekir. Çünkü, hadis Kur'anı açık.layı cı ve izah edicidir. el-tmam Ebu Abdillah Muhammed b. İdris eş-Şafi'i (Allah ona rahmet etsin) Allahın elçisinin verdiği bütün hükümler,Kur'fından çıkardığı hükümlerden ibarettir, dedi. Yüce Allah Kur'anıKerimde: "(Ey Muhammed) Doğrusu insanlar arasında Allahın sana gös-terdiği gibi hükmedesin diye Kitabı sana hak olarak indirdik. Hakkıgözet, hi'ıinlerden taraf 01ma29" ve " ... (Ey Rasulüm) Sana da Kur'anıindirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın Olur ki iyice düşü-nürler30" ve "Sana Kitabı, ayrılığa düştii,kleri şeyleri onlara açıklamaniçin, ipanan kimselere dc doğru yol rehberi ve rahmet olarak indirdik>!."Bu sebebden dalayı ı\llahın elcisi "Bana Kur'an ve onunla birlikte onunbenzeri verildi32" buyurmaktadır. Yani hadis de Kur'anı Kerim gibi Hz.Peygambere vahy yolu ile gelmiştir. Ancak hadis Kur'anı Kerim gibiokunmaz. 'cl-İmam eş-Şafi'i ve diğer alimIerden bazıları, bu hususta bir-çok dcliller getirmişlerdir, onları burada zikretmek mümkün değildir.

Bu hususta esas olan Kur'anı Kur'an ile tefsir etmektir. Eğer tef.sirini _onda bulamazsan, sünnete başvurursun. Nitekim Allahın elçisiMuaz h. Cebel'i Yemene gönderdiğinde: Ona,

Ne ile hükmedersin?

Allahın kitabı ile,

Şayet onda bulamazsan,

Allahın elçisinin sünneti ile,

Şayet onda da bulamazsan,

Re'yimle ictihadda bulunurum, dediğinde,

29 en-Nisa 105.30 en.Nahl 44.31 cn.Nahl 64.32 SüneniEbl Daviııl, :Ilısır 137lj1952, II. 505; :llümcdu Ahmet, LV. 131; İlın Teymiyyc,

Mukaddimc fi Uşııli'ı.Tcf,ir, Dımaşk B55j1936, s. 25; Tcfsiru'I.Kurtııbl, ,\Iısır i369j1950, i. 3l!

Page 11: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

54 İSMAİL CERRAHOGLU

\Allahın elçisi Muazın göğsüne vurarak "Allah elçisini memnun

edecek Allahın elçisinin elçisini muvaffak kı~an Allaha hamdolsun33" de-diğini nakletti. Bu hadis Müsnedde ve Sünenlerde sağlam bir işnatlasabittir. Bu durumda aradığımız ayetin tefsirini n~ Kur'anda ve ne dehadiste bulamazsak, bu konuda sahabenin sözlerine müracaat ederiz.Çünkü onlar, ilgilendikleri durum 've delilleri müşahedeye, tam anlayışniteliğine, doğru bilgi ve iyi amellere sahip bulunmaları bakımından,bu konuyu daha iyi bilen kimselerdir. Özellikle dört halife, hidayeteeren imamlar ve Abdullah b. Mes'ud gibi alimler ve büyükler, bu ko-nulara tam olarak hakim olan l'.evattır. el-İmam Ebu Ca'fer b. Cerirşöyle demektedir: Ebu Kureyb-Ciibir b. Nı1h-el.A'meş-Ebi'd.Duha-M:esruk'tan rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Mes'udun şöyle dediğinisöyledi: "Kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki, AllahınKitabında inen her ayetin nerede ve kim hakkında indiğini biliyorum.Eğer bilsem ki, Allahın Kitabı hakkında benden daha iyi bilen vardırve ona ulaşmak mümkündür, hemen ona gelir onu bulurdumW' el-A'meşde Ebu Vail'den rivayetle İbn Mes'udun şöyle dediğini nakledcr: "Bil'.-den herhangi bir kimse, on ayetin manasını ve amelini öğreninceye ka-dar çalışır. Onları'öğrenmedikçe başkasını öğrenmeye geçmezdPs." EbuAbdirrahman es-Sülemi'de şöyle demektedir: "Allahın elçisinden öğre-nip, ~onrada bize öğretenler, bize anlattılar ki, on ayet öğrendiklerindeamel edilmesi ieab edenlerle hemen amel ederlermiş. Biz de böylece hemKur'anın manasıhı, hem de onunla amel etmeyi öğrenmiş olurduk36."

Hazreti Peygamberin ameazadesi ve duası bereketi ile Kur'anınTercümanı olan o büyük alim Abdullah b. Abbas (R.A) onlardanbiridir.Altahın elçisi (S.A.S) O'nun için şöyle dua etmişti: "Ey Allahım, Onudinde fakih kıl ve Ona. te~vili öğret37". İbn Cerir'in, Muhammed b. Beş-şar-Veki'-A'meş-Müslim yoliyle rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Mes'-ud (R.A) şöyle demektedir: "Kur'amn en iyi tercümanı İbn Abbastır3R"Sonra et-Tab eri, aym haberi teyid mahiyetinde İbn Mes'uda. varan çe-

33 Süneni Tirmizi, Ahkiim 3; Süneni Ebi Diıviıd, Akdiye LL; Süneni iliesai, Kuzat LL;Süneni İbn Mnce Menasik 38; ed-Darimi, mukaddime 30; Müsncdi Ahmed. i. 37, V. 230, 236,242. '

31 İbn Sa'd. et-Tabakatu'I.Kübra, Beyruı 1376/1957, II. 342; el-Taberi, eamiu'I.Beyanan Te'vili Aye'l-Kur'nn (Tefsiru't-Taberi), MısıI" 1373/L954,'1. 36.

35 Tefsir.u't-Taberi, i. 35.36 Aynı eser, i. 36.

37 Sahihu'l-Buhılri, Vuılu' ıo; Sıılıihu Muslim, Fedailu's.Sahahe 138 (Bu iki kaynaktasadece "Ey Allahım Onu ~lind~ fakih kıl" ibaresi vardır.); Musnedu Ahmed, i. 266, 314, 328,335. '

38 Tefsiru 'ı- Taberi, J. 40.

Page 12: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

, İBN KESİR VE TEFStRİ 55

şitJi isnadları verir. İbn Abbas hakkında kullanılan bu ibarenin İbnMes'uda isnadı sahihdir. İbn Mes'ud (RA) sahih olan bu kavle göre hicri32/652 yılında vefat etti. Abdullah b. Abbas, İbn Mes'ud'dan sonra 36sene daha yaşadı. İbn Mes'ud'dan sonra, İbn Abbasın elde ettiği ilmi,sen takdir et artık. el-A'meş, Ebu Vail'deıi rivayet ettiğine göre Ali(RA) hac mevsimi dolayısı ile, Abdullah b. Abbiısı kendi yerine tem-silci ol~ak göndermişti. İbn Ab,bas (RA) insanlara (müslümanlJlra)hitabda bulunmuş v_ehutbesinde Bakara suresini okumuştu, bir riva-yete göre Nur suresini okumuş, onu mükemmel bir şekilde tefsir etmişti.RumIar, Türkler ve Deylemliler onu dinlemiş olsalardı müslüman olur-lardı" demektedir.

Bunun için İsmail b. Abdirrahmım es-Süddi cl.Kebir tefsirinde ek-seriyetle İbn Mes'ud ve İbn Abbas'dan rivayet etmektedir. Ancak ba-zen de onların Kitab ehline ait sözlerden, hikaye ettiklerini nakletmek-tedir. Allahın elçisi (S.A.S) kendisine yalan isnad etmeksizin kitabehli-nin sözlerini nakletmeye müsade etmiş ve şöyle b~yurmuştu: "Bir ayet'olsa bile benden tebliğ edin İsrail oğullarından da naklederseniz, bundabir beis yoktur. I-!e~kim kasıtlı olarak, hakkımda yalan uydurursa, ce-hennemdeki yerine hazırlansın39." Bunu el-Buhari, Ab~ullah b. Amr'.den rivayet etmiştir. Abdullah b',Amr, bu hadisten çıkardığı müsaedeyedayanarak Yermük vak'asında kitab ehline ait iki deve yükü kitab elegeçirmiş ve bunlardan hikayeler nakletmişti.

Ancak, İsrailiyyat ile ilgili olarak nakledilen hikayeler, bunlara da-yanmak ~e onlara bağl~mak için değiİ, fakat istişhad (veya bir misal)olarak anlatılır. İsrailiyyet ile ilgili olan kıssalar üç kısma ayrılır.

ı) Doğru olduğunu bildiğimiz ve elimizde mevcud olan delillerinde bunların doğruluğunu teyid ettiği nakiller ve kıssalardır ki, bu nevikıssa ve nakilıcı' sahihdir.

2) Elimizdeki delillere ters düşen ve yalan olduğunu bildiğimizkıssa ve nakillerdir.

3) Zikrettiğimiz her iki neviden olmayan, ne kendisine inanılan ve, ne de yalan olduğu söylenebileıı, hakkında sukut edilen nevidir ki, yu-

karıda olduğu gibi bunu da hikaye etmek caizdir. Bu kabil kıssalar,-umumiyetle dine hiç bir fayda sağlamaz. Bunun içindir ki, kitab ehli-nin bilginleri bu konuda çok defa ihtilafa düşmüşlerdir. Müfessirlerarasında bu yüzdcn ihtilaflar husule gelmiştir. Nitekim, Ashab-ı Kehf'-

39-Sahilıu'I-.Buhiiri, Mısır J345, IV. 207.

Page 13: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

56 İSMAİL CERRAHOGLU

in isimleri, köpeklerinin rengi ve sayıları, Hazreti Musanın asasının han-gi ağaçtanolduğu, Yüce Allahın Hz. İbrahim için dirilttiği kuşların ild- •ları, Ölü sığıra ne ile vurulduğunun tayini, Allahın, Hz. Musa'ya üze-;rinden seslendiği ağacın nev'i ve tayin edildiği takdirde, mükclleflerindünya ve ahiretleri için bir fayda temin etmeyen, Allahın Kur'anı Ke-rimde müphem bıraktığı hususlar gibi meseleler üzerinde ihtilaflarındoğmasııia sebep olmuştur. Bununla beraber, bu konuda aralarındavuku bulan fikir ayrılıklarını nakletmek cılİzdir. Nitekim Yüce Allah(C.C) Kur'imı Kerimde: "(Karanlığa taş atar gibi) mağra ehli üçtür,dördüncüleri köpekler~dir, derler, Yahut Beştir, altıncılarıköpekleridir.Yahut Yedidir, sekizincileri köpekleridir, dcrler. Deki, onların sayısınıen iyi bilen Rabbimdir. Onları pek az kimseden başkası bilmez. Buuuniçin (ey Muhammed) Onlar hakkında Lu kısaca anlatılamn dışında, kim-se ile tartışma ve onlar hakkında kimseden bir şey sorma40." Bu ayetiKerime bu makamda, layık olan edebi ve buna benzer hususlarda "gere-.keni öğretmeyi ihtiva etmektedir. Çünkü Allah (C.C), onlardan üç sözhikaye etti, ilk ikiEini çürüttü, üçüncüsünde~ sük6t etti. Bu da üçüncü-sünün doğru olduğunu göstermektedir. Eğer doğru (llmayıp batıl olsay-dı, diğer ikisini çürüttüğü gibi, onu da çürütürdü. Sonra bu ayeti keri-me, Ashab-ı Kehf'in sayısını bilmektc bir fı1ide mWahaza edilmediğineişaret etmekte ve " ... De ki, Onların sayısını en iyi bilen Rabbimdir ... "buyurulmaktadır. Zira, bunu ancak, Allalun kendilerine bilgi verdiğipek az kimseler ])ilir. Bunların dışında kimse bilemez. Bunun içindir ki,Allah (C.C) " ... Onlar hakkında bu kısaca anlatılanın dışında kimseyletartışma ... " buyurmaktadır. Yani faydasız şeyler için kendini yormave bu hususta onlara bir şey sorma. Çünkü onlar, gayb'için zanda bulun-maklan başka bir şey bilmiyorlar. İhtilafı mikletmekte takip edileceken gÜ7.e!yol, bu kaQil sö7.leri iyi kavramak, bunlardan sahih olanı bil-mek, batılolanı ayırmak, faide vermeyen işıe'rde münakaşa ve ihtilafınuzamaması için, ihtilafın fayda ve semerelerini zikretmek ve daha önem-li işlerle meşgulolmaktır. Ama, F.öylı:nen sözlerin hepsini iyi kavra-maksl7.ın bir mesel,~deki ihtilafı hikaye eden kimse hataya düşmüş vehikaye ettiği şey pksik aktarılmış olur. Zira bu durumda' doğru olan,belkide terkedilen kısnnda kalmış olabilir. Veya ihtilafın hangisi sahihhangisi batılolduğuna işaret etmeden ınutlak olarak hikaye ederse, budurumda 'da kusurludur, ve hikaye ettiği mesele eksiktir. Eğer doğruolmayanı kasten doğru olarak hikaye ederse, kasıtlı olarak yalan söyle-miş veya bu işi bilmeyerek yaparsa hataya düşmüş olu~. Keza, faidesiz

40 el.Kehf 22.

Page 14: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSiRİ 57

meselelerde ihtilaf çıkaran veya mana ba;kı'ınından bir veya iki söze raciolanı,lafız olarak birçok sözler halinde hikaye eden kimse ise, vaktiniboşa harcamış ve sahih olmayan meseleleri çoğaitmış olur. Aynı zaman-da onun durumu yalancı şahidin durumuna benzer .. Doğruya ulaşmayolunda muvaffak kılan Allah (C.C) dır.

Fasıl: Tefsir, ne Kur'an, ne hadis ve nc de sahabenin sözlerindebulunmayınca, bir~o~ imamlar (müf~ssirler)' bu hususta, Mücahid h.Cebr gibi Tabiilerden olan kimselerin sözlerine müracaat ederlerdi. Mü-cahid, tefsir ilminde büyük bir özeIIiğe sahiptir. Nitekim Muhammed h.İshak-Ebfm b. Salih bi?:eMücahidin: "Mushafı baştan başa İbn Abbasınönünde üç defa okudum, her ayetin sonunda durup, her birini ayrı aYrısorardım" dediğini anlattı4!. tbn Cerir-tbn Ebi Müleyke: "Mücahidin,üzerine Kur'anı Kerim ya?:ılı olan levhalar beraı,erinde olduğu halde,İbn Apbastan bunların tefsirlerini sorduğunu gördüm. İbn Abbas onaya?: der, O'da yazardı. Böylece bütün Kur'anın 1efsirini sormuştu" şek-linde rivayet eder"ı. Bu hususta Süfyan es-Sevri'deşöyle dem;ktedir:"Eğer MÜcahidin tefsiri eline geçersc, o sana yeterlidir4>." Müfessirlermücahidin tefsirini benimsemiş ve ondan istifade etmişlerdir. Aynı za-manda Tabii olan, Sa'id b. Cübeyr, tbn Abbasın kölesi 'tkrime, Ata b.Ebl Rabah, cl-Hasen c1-Basrl, Mesrfık b. cl-Eeda', Sa'id b. el-Müseyyib,Ebu'l-Aıiye, er-Rebi' b. Enes, Katade, ed-Dahhak b. Müzahim ve diğertabiiler ve bunlardan sonra gelen Tebei' Tabiinden olan büyük müfessir-leria sözlerini de ihmal etmemiş, Kur'anı tefsir ederken, bunların sözleri-ni kullanmışlardır. Bunların kullandıkları ibarelerde, lafız bakımındanbazı farklar bulunabilir. Fakat bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan-lar, bunlar arasında bir ihtilafın var olduğunu sanırlar ve değişik sözlerhikaye ederler. Halbuki gerçek olan bu değildir. Çünkü bunlardan bazı-ları, bir şeyin manasını dolaylı yollar veya müteradififadeler, diğer ba:l.l-lar~ ise nassa bağlı kalarak, manalan ifade eden lafızların aynısını kul-lanmak suretiyle ifade derler. Bütün bu ifadeler birçok yerlerde, aynımana etrı,ıfında toplanırlar. Akıl sahipleri hu konuda uyanık olmalıdır-lar. Hidayete erdiren yalnız Allah (C.C) dır. Şu'be b. el-Haccac ve diğerbazıları, TabiileI'in sözleri fer'i meseleIerde bir delil olarak kabul edilme-diği halde, tefsirde bir hüccet olarak nasıl kabul edilir? demektdüler.Yani şu demek oluyor, bazılarının sözleri, kendilerine muhalif olan bazı-

41 Tefsiru't-Tahcri, II. 395; Tczkiretu'I-Huffaz, Haydarahat 1375/1955, i. 92; ez.Zehebi,Tarihu'l-tsHim, .,ı.Kôhire 1367, iV. 190-191; cl-Itkan. Mım 1368. II. 225.

42 Tcf"iru't.Tahcr!, i. 40.43 Aynı yer.

• i

Page 15: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İSMAİL CERRAHOGLV

larına karşı bir hüccet olamaz. Bu görüşdoğr~dur. Ama, bunlar birmeselede aynı görüş etrafında birleşir, icma haline gelirlersc, sözleri birdelilolarak kabul edilm:esinde şüphe yoktur. Şayet aralannda görüş bir-liği olmayıp, ihtilafa düşerlerse, bu durumda bazılarının sözü, diğı:r bazı-larına karşı, hatta bunlardan sonra gelenlere karşı da bir huccet olamaz.İhtilaf edilen konuda, ya Kur'an, ya hadis diline veyahut arablannumuıni dillerine ~eyahutta sahabenin sözlerine müracaat edilir.

Sadece re'ye dayanarak Kur'anı tefsir etmek haramdır. Muhammedb. Cerir bu konuda bir rivayette bulunarak şöyle demektedir: "Bize Mu-hammed b. Beşşar -Yahya b. Sa'id-Süfyan- Abd,u'l-A'la b. Amir es-Sa'lebi-Sa'id b. Cübeyr-tbn Abbasdan rivayet ettiğine göre, Allahınelçisi (S.A.S) şöyle buyurdu: Her kim Kur'fm hakkında kendi görüşünübeyan eder veya bilmediğini söylerse, o kimse cehennemdeki yerine ha- .zırlansın44." Tirmizi ve en-Nesai çeşitli yollarla Süfyan es-SeYri'den buşekilde rivayet ettiler. Ebu Davut'da aynı hadisi, Müsedded-Eb6 Avane-Abdu'l-A'la yoliyle merfu olarak rivayet etti. et-Tirmizi bu hadisin ha-sen olduğunu söylemektedir. İbn Cerir'cle bu' hadisi çeşitli yollardanYahya b. Talha el-Yerbu'i-Şureyk-Abdu'l-A'la tarıkiyl~ merfu olarak;Melai-Abdu'I-A'la-Sa'id b. Cübeyr tarıkiyle İbn Abbasdan mevkUf ola-rak; Keza yine İbn Humeyd-Cerir-Leys-Bekr-Sa'id b. Cübeyr tarikiyle,İbn Abbasdan kendi sözü olarak, rivayet etti. En doğrusunu Allah bilir.

İbn Cerir;bize el-Abbas b. Abdi'l-Azim el-Anberi.Hibban b. Hilal-Ebi Hazmın kardeşi Süneyl-Ebu 'Imran cl-Cündeb'den rivayet ettiğinegöre Allahın ~lçisi(S.A.S)'nın şöyle buyurduğunu söyledi: "Her kimKur'an hakkında kendi görüşünü söylerse mutlaka hata etmiş olur4s".Bu hadisi Ebu Davud, et-Tirmizi, en-Nesai, Süheyl b. Ebi Hazm el-Kati'i nin rivayet ettiği bir hadis. olarak rivayet ~ttiIer46. et-Tirmi7j, buhadisi garib görür ve bazı ilim ehlinin Süheyl hakkında konuştuklannısöyler. Bunlara aİt olan diğer-bir rivayet lafzı da 'şöyledir: "Her ki~,Allahın Kitabı hakkında görüşünü söylese ve isabet etmiş olsa yine hataişlemiş olur". Yani, kendini, bilmediği bir şeyin külfetine sokmuş, ma-nayı isabetetse bile, emr olunmadığı bir işi işlemekle hat!1ya düşmüşolur. çünkü, konuya normal yoldan girmemiştir. Bu kimsenin durumutıpkı, cahil olduğu halde insanlar arasında hüküm veren kimsenin du-rumu gibidir. Bu kimse verdiği hükümde isabet etse hile cehennemliktir.

44 et-Tirmizi (Şerhu ibnu'I-Arabi) el-Kahire 1350-1353, XI. 67-68; Müsnedu Ahmedi. 269; Tefsiru't-Taberi, i. 34.

45 Tefsiru't-Tnberi, I. 35.46 et-Tirmizi, tefsir ı; Ebu Danıd, tım 5.

Page 16: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

iBN KESİR VE TEFStRi 59

Ancak şu kadar var ki, bu suç, verdiği hükümde isabet edemeyip hataişleyenin suçundan daha hafifdir. En doğrusunu Allah bilir. BöyleceAllah (C.C) kazf (iftira) edenlere yalancı adını vermiş ve Kur'anı Ke-rimde " ... Madem ki şahit getiremediler, o halde onlar, Allah katındayalancıdırlar"47 buyurmuştur. Kazf edeıt yalancıdır, velev ki, zina edenikazfetmiş olsun. Çünkü O, bildirilmesi kendisi için \ıelal olmayan birşeyi haber verdi. Hatta bildiği şeyi haber vermiş olsa hile, çünkü o, bil-me~iği bir yükün altına girdL Allah en iyi bilendir.

Bundan dolayı seleften bir grup, bilmedikleri şeyin tefsirini yapmak-tan kaçındılar. Nitekim, Şu'be-Süleyman-Abdullah b. Mürre-Ebu Ma-mer yoliyle rivayet ettiğine göre, Hz. Ebu Bekr (R.A)in şöyle dediğininakletti: "Eğer Allahın Kitabı hakkında bilmediğim halde söylersem,beni hangi toprak kabul eder ve hangi gökbeni gölgesi altına aIır48".

Ebu Ubeyd el-Kf\'sım b. Saııam da şöyle demektedir: Bize, Muhammedb. Yezid.rl-Avvam b. Havşeb-İbrahim et-Teymi'den rivayet ettiğine

göre, Hz. Ebu Bekr es-Sıddk "~iJ ~\j /' 49ayetinden sorulunca şu

cevabı vermişti: "Eğer Aıiahın kitabİ hakkında bilmediğim halde söz~öyleyeeek olursam, heni hangi gök altına alır ve hangi toprak beni kabuleder". Bu hadis munkatldir. Keza yine Ebu' Ubeyd şöyle dedi: BizeYezit-Humeyd-Enes'ten rivayet ettığine göre; Hz. Ömer (R.A) hir gün

, '1"1 -; . ('" t ~ , , 'minberde ~ J "+' UI J ayetini okudu ve: "Bu meyvenin ne oldu-

"LJI"ğu nu bildik ama . / nedir? Sonra kendi kendine hitab ederek, bulüzumsuz bir külfetin altına girmektir, dedi. Muhammed b. Sa'id'de şöyle

,demektedir. Bize Süleyman b. Harb-Hammad h. Zeyd-Sahit-Eneş'denrivayet ettiğine göre: Bir gün Ömer b. el.Hattah'm yanında idik, gömle-

ğinin .arkası dört yerinden yamalı idi ve "~ iJ 4fs'li /' ayetini okudu

"~'YI "nedir? sorusunu ortaya attı. Sonra da bu bir külfettir. Bunubilmem gcr~kmez mi? dedi. Hz. Ebu B~kr ile Hz. Ömerin bu söz ve dav.

ranışIarındaki gaye " ~'Y\ " i bilme keyfiyetini ortaya koy~aktır: Bu-

nun aksi düşünülemez. Çünkü "~'YI" in yerden biten bir bitki olduğunubilmernek imkansızdır. Nitekim Allah (C.C) Kur'anı Kerimde şöyle bu-yurdu: " ... ve orada taneli ekinler, i~zümler ... bitirdiks~".

47 clı.Nilr 13.48 Tef.iru't.Tllberi ı. 35.49 Abese 31.

50 Abese 27. (Zira •••••.:ıl kelimesini ihtiva eden ayet, bu ayetten sonra gelen 31. ayetolup, sıralanan bitkiler arasmda geçmcktedir).

Page 17: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

60 iSMAİl CERRAHOGlU..(

İbn Cerir: Bize Yakub b. İbrahim-İbn uı~yye-.Eyyub-tbn EbiMüleyke'den rivayet ettiğine göre İbn Abbasa bir ayetin tefsiri soruldu.Bu ayetin manası sizden birinize sorulsaydı, mutlaka birşeylersöyleme-,ğe kalkışırdl. Halbuki O, bu ayet hakkında bir şey söylemekten imtinaetti, dedi: Bu hadisin imadı sahihdir. Diğer taraftan Ebu Ubeyd de:Bize, İsmail b. İbrahim-Eyyuh-İbn Ebi Müleykenin şöyle dediğini nak-letti: Bir adam İbn Abhasa müddeti bin sene kadar uzun olan gün hak-kında soru sordu. İbn Abbas cevap olarak O'na, müddeti elli bin seneuzunluğunda olan gün nedir? dedi. Soru sahibi İbn Abbasa, ben sanasorumu eevapla'ndırırsııı diye sordum dedi. İbn Abbas O'na, bu günler,Allahın kitabında zikrettiği iki gündür, bu iki günün hakikatın Allahbilir, cevabını verdi. Allahın Kitabı hakkında bilmediğini söylemektenkaçındı. Keza yine İbn Cerir: Bana Yakub b. İbrahim-İbn Uleyye,Mehdi b). Meymfuı-el-Vdid b. Müslim'den rivayet ettiğine göre, Talkb. Habih, Cündeh h.Al.dillalıa gelerek Ona, Kur'andan bir ayet hak-kında soru sordu. Cündeb cevap olarak, sıkılmıyormusun? eğer müslü-mansan (Allah aşkına) benden uzaklaş - veya yanımda oturma dedP'.Malik-Yahya b. Sa'id-Said b.d-Müseyyib'den rivayet ettiğinegöre, Sa'-id'e K'ur'ilndan bir ayetin tefsiri sorulunca "biz Kur'itn hakkında birşeysöylemeyizS2" dediğini nakletti. d-Leys- Yahya b. Sa'id-S ••'id b. Mü-seyyib'den rivayet etti~;ine göre, Sa'id b. cloMüseyyeb'in, Kur'andaasadece malum olanlar hakkında konuştuğunu söyledis3• Şu'be,. Amrb. Mürre'den rivayet ederek, On'un şöyle dediğini söyledi: "Adamınbiri, Sa'id b. cl-Müseyyebe, Kur'andan bir ayetin tefsirini sordu. O da,band Kur'andan _sorma, Sen o soruyu, her şeyi bildiğini iddia ediıne-İkrimeye- sor, dedi54". İbn Şevzeb-Yezid b. Ebi Yezid bana şöyle anlat-tı dedi: Sa'id b. el-Müseyyeb'den helil1 ve haram hakkında sorular sorar-dık-insanlar arasında en iyi bilgiye sahipti, Bir defasında O'na Kur'an-dan bir ayetin tefsirini. sorduğumuzdCl, güya işitmemiş gibi sükut etti,scsi çıkmadıSS. İbn Crrir: bana, Ahmed b. Abede ed-Dabbi-Hammadb. Zeyd- Ubeydullah b. Ömer rivayet ettiğine göre, Ubeydullahın şöyledediğini anlattı: Medine fukalıasına ulaştım. Onlar tefsir hakkında söz ;'söylemeyi büyük bir iş (ağır bir iş) kabul ediyorlardı. Salim b. AbdiUalı,

. cl-Kasım b. Muhammed, Sa'id b. el-Müseyyib ve Niifi' bu müfessirler-dendir56• Ebu. Ubeyd hize Abdullah b. Şalih-Leys-Hişam b. Urve'den

\51 Tefsiru't-Taberi 1. 38,52 Aynı eser 1. 37053 Tefsiru't- Taberi,ı. 38.54 Aynı eser 1. 38; Mukaddime fi Usüli't-Tefsir So 31; Tefsiru'I-Kasımi55 Aynı yer.56 Aynı eser,ı. 370

1. 1640

Page 18: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ - 61

rivayet ettiğine göre, Hişam b. Urvanın şöyle dediğini anlattı: Babamın,Allahın Kitabından hiç bir ayet te'vil ettiğini katiyetle işitmedim, de-mektedir. Eyyub-tbn Avn ve Hişam ed-Dustuvainin, Muhammed b.Sirın'den rivayet ettiğine göre, tbn Sirin şöyle anlattı: Ubeyde es-Sel-maniye Kur'an ayetlerinden biri hakkında soru sordum ve bana şu ce-vabı verdi: Kur'amn iniş sebebIerini bilenler gittiler (öldüler). Allahtankork ve doğruyu ara, dedis7• Ebu Ubeyde: bize; Muaz-tbn Avn-Abdullahb. Müslim b. Yesar-Babasından rivayet ettiğine göre, babasının şöyledediğini anlattı: Allah hakkında bir söz söyleyeeeğin zaman, önce geçenive sonradan geleni gözden geçirinceye kadar sabret. Hüşeym-Mugire-İbrahim'den rivayet ettiğine göre İbrahim şöyle demiştir: Arkadaşları-mız Kur'anı tefsir etmekten sakınır ve ona açıklama yapmaktankorkarlardı. Şn'be-Abdullah b. Ebi's-Sefer'den şöyle rivayet eder: eş-Şa'bi, hakkında soru sormadığım hiç bir ayet yoktur. Fakat, onun rivayetiAllah (C.C) dandır. Ebu Ubeyd bize, Hüşeym-Amr b. Ebi Zilide-eş-Şa'bi-Mesruk'tan rivayet ettiğine göre, Mesrukun şöyle dediğini nakletti:Tefsirden sakının. Çünkü o, Allahtan gelen bir rivayettir.

Seleftan olan bazı insanlar (alimler) ın rivayet ettikleri bu sahihhadisler ve benzeri deliller, tefsir konusunda bilmedikleri şeyler üzerin-de söz etmekten kaçınmalarına hamledilmektedir. Ama bu konuda, lü-gat ve şeriat bakımından bilgiye sahip olanlar için bir sakınca yoktnr.Bunun içindir ki, tefsir mevzuunda bunların ve başkalarının sözleri ri-vayet edilmiştir. Bnnda bir tezat yoktur. Çünkü bunlar, bildiklerini söy-lemiş, bilmedikleri şeyler hakkında sü.kut etmişlerdir. Herkesin yapmasıgereken de budur. Çünkü, kişinin bilmediği bir mesele hakkında sükutetmesi gerektiği gibi, bildiği bir mesele hakkında soru sorulduğu zamanda bunu cevaplandırması icab eder. Nitekim Allah (C.C) bu hususta şöy-le buyurdu: " ... (kitabı) muhakkak insanlara açıklayıp anlataeaksınız,onu gizlemeyeeeksiniz ... 58". Aynea çeşitli yollardan rivayet edilenbir hadiste şöyle buyurulmaktadır: "Her kim ki, kendisine bildiği şeysorulunca onu saklarsa, kıyamet gününde ona ateşten bir gem vurula-eaktırs9." Ebu Ca'fer İbn Cerir'in-Abbas b. Abdi'I.Azim - Muhammedb. Halid (R.A) rivayet ettiği hadiste, Hz. Aişe şöyle demektedir: "Haz-reti Peygamber (S.A.S) Kur'andan hiç birşey tefsir etmezdi, ancak

57 Aynı eser i. 38.58 Ali İmran 187.59 Ebu Davud, tım 9; et.Tirmizl, İım 3; İbn Mace, Mukaddime 24; Müsncdu Ahmed II.

263, 305, 344, 353, 495.

Page 19: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

62 İSMAİL CERRAHOGLU

Cebrail (A.S) in kendisine öğrettiği ayetlerin miktarıııca tefsir ederdi60."

İbn Cerir sonra da bu hadisi, Ebu Bekr Muhammed b. Yezid et-Tarsusı-Ma'n b. tsa-Ca'fer b. Halid-Hişam yoliyle rivayet etti. Bu hadis mü,n-kerdir, garibdir. Rivayet zincirinde adı geçen Ca'fer, Muhammed b. Ha-lid b. ez-Zübeyr b. el-Avvaıp. el-Kureşi ez-Zübeyri'nin oğludur. el.Bu-hari, bu ravinin hadisine uyulmaz, demektedir. el-Hafız Ebu'l-Feth el-Ezdi'de, bu hadisin münker olduğunu söylemektedir. eı-tmam Ebu

'Ca'fer, bu konuya temas ederek şöyle özetlemektedir: Bu ayetler, Ceb-rail vasıtasıyle Allah tarafından bildirilen tevkifı ayetlerdir. Hadis doğrukabul edilecek olursa, bu doğru bir te'vildir. Çünkü Kur'an ayetlerininbazılarını Allah (C.C) kendi ilmine mahsus kılmıştır. Bazılarını alimlerbilmekte, bazılarım araplar kendi dilleri mahareti ile anlamakta ve di-ğer bazıları da herkes tarafından kolaylıkla anlaşılmaktadır. Nitekimbu hususu tbn Abbas şöyle izah etmiştir. İbn Abbasın bu izahım tbnCerir-Muhammed b. Beşşar-Müemmil-Süfyan yoliyle: Ebu'z-Zinad'danrivayet ederek, Ebu'z ..Zinadın şöyle dediğini nakletti, tbn Abbas, tef-sİl'in dört çeşİt olduğunu söylemektedir:

1) Dili bilen arabların bilebileceği tefsir,

2) Herkesin bilebileceği tefsir,

3) Alimlerin bildiği ve yaptığı tefsir,

4) Allahtan başk.a. hiç bir kimsenin yapamayacağı tefsir.

tbn Cerir, isnadı ü,zerinde düşünülmesi gereken benzeri bi~ hadisdaha rivayet etmiştir: Bana Yunus b. Abdi'l-A'la es-Sadefi-İbn Vehb-Arnr b.el.Hans-el-Kelbi-Ümmü Hani'nİn mevlası Ebu Salih-tbn Abbas'-dan 'rivayet ettiğine göre, Allahın elçisi (S.A.S) şöyle buyurdu: Kur'andört 'harf üzere indirildi:

1) Herkesin bilmesi gereken helal ve haram,

,2) Arapların yaptıkları tefsir.

3) Alimlerin yaptıkları tefsir.

4) Müteşabih olan ayetler ki, bunların tefsirini Allahtan başka kim-se bilmez. Allahtan başka, bu ayetler hakkında bilgi iddia edenler yalan-cıdır. tsnadı üzerinde durıılmasının lüzumuna işaret ettiği hadis, Mu-hammed b. Saib el-Kelbi'nin rivayet zincirinde bulunduğu hadistir.Çü.nkü o, metruku'l-Hadisdir. Belki de hadisin mel'fu oluşunda vehmc

60 Tefsiru't-Tabcrl, I, 37; Mukaddimetan fi Ulo.mj'l.Kur'an, s, 263; Tarihn Bağdat, XIII.253.

Page 20: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ 63

düşmüş olabilir. Umulur ki bu hadis, yukarıda ge'çtiği gibi İbn Abbas'ınsözüdür. En iyisi Allah bilir.

Fatihadan önce, Tefsirin başlangıcında zikredilen Faydalı Bir- Mu-kaddime.

Ebu Bekr b. el-Enbari, bize İsmail b. İshak el-Kadı-Haccac b.Minhal-Hemmam-Katade'den rivayet ettiğine göre, Katadenin şöyledediğini anlattı: Kur'anın el-Bakara, Ali İmran, en-Nisa, el.Maide, Be-rae, er-Ra'd, en-Nahl, cl-Hac, en-Nur, el-Ahzab, Muhammed, el-Feth,el-Hueurat, er-Rahman, cloHadid, el-Müeadile, el-Haşr, cl-Mümtehine,es-Saf, el-Cum'a, el-Münafıkun, et-Teğabfın, et-Talak, et-Tahrım, ez-Zilzal ve en-Nasr sureleri Medincde, bunların dışında kalan diğer sUrelerise Mekkede nazil olmuştur. '

Ama, Kur'an-ı Azım'in ayetlerinin sayısı altıbindir. Sonra da Kur'anayetlerinin bu sayıyı aştığı hususunda çeşitli,görüşleı ortaya çıkmıştır.Bazıları Kur'an' ayetlerinin bu sayıdan fazla olmadığını söylemekte,diğer bazıları da bu sayıya ikiyüz dört ayet ilave etmektedirler. Diğertaraftan bu sayıya on dört, ikiyüz ondokuz, ikiyüz yirmi beş veya' yir-mi altı, ikiyüz otuz altı gibi çeşitli rakamlar ihtiva eden ayetlerin ilaveedildiği söylenmektedir. Bu görüşleri Ebfı Arnr ed-Danı, cl-Beyan adlıeserinde zikretmiştir. Ama Kur'anın kelimelerine gelince, el-Fadl b.Şazan, Ata b. Yesar'dan naklederek, Kur'anda Yetmişyedi bin dörtyüzotuz dokuz kelimenin bulunduğunu söylemiştir. Kur'an harfleri ise bunuda, Abdullah b. KesIT,Mueahid'den şöyle nakletmektedir: Kur'an harf-lerini sayma neticesinde üçyüz yirmi bin yüz seksen olduğunu tesbit et-tik. el-Fadl b. Ata b. Yesar, Kur'an harflerinin üçyüz yirmi üç bin onbeş olduğunu söylemiştir. Sallam Ebu Muhammed cl-Hamminı de şöyledemektedir: cl-Haeeae, Kurl'a, hafız ve katibleri toplayarak onlara,bütün Kur'anda kaç harf olduğunu bana haJ:ıer verin dedi, KendisineKur'an harflerinin sayısı hakkında haber verilince, bu bilgi bize kafidirdedi, ve üçyüz kırk bin yediyüz kırk harf olduğun!! ittifak ettiler. Sonrada Kur'anın yarısı nereye kadardır, bana haber verin dedi. Bunun üze-

. nl K'A \ K hf A ' d I' " " '-l-J " k I' . drıne o ar, ur anın yarısı e suresın e il ~ ._J e ınıesın e

mevcud olan (,j) ye kadar, Kur'anın ilk üçte biri, Berae smesinin yü-

züncü ayetinin başına kadar, ikinci üçte biri, Şuara suresinin yüzüncüveya yüzbirinci ayetinin başına kadar, üçüncü üçtebirinin de, Kur'anınsonuna kadar olduğunu bildirdiler. Ayrıca Kur'anın ilk yedide biri, Al-

lah Taalanın "~:..:, 0" ~;...J ı:ı.J' ,y ~~j" ayetindeki "~" harfin~

Page 21: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

64 İSMAİL CERRAHOGLU

kadar, ikinci yedide biri a'raf sııresindeki "~.6..> .!.~LJI" ibare-

sindeki "..:,.." harfine kadar. Üçüncü yedi de biri, Ra'd sııresinin "\.,15" i""I"kelimesindeki ikinci e kadar. Dördüncü yedidebiri, hac suıesinde

bulunan "'/. tL " .. 1 ' d k' " i " k d b" d'd\>..-.A ~ eum esın e ı e a ar, eşıncı ye ı e

biri, Ahzab sııresindeki "~:...y ~J if j1ı:.ıt)L. /' kavlinde bulu-

"nan "/1> ye kadar, altıncı yedide biri, Fetih suresindeki

" :,.JI wL; ~40lkll" ayetindeki" J " a kadar ve yedinci yedi..;

de biri de Kur'anın sonuna kadar olduğunu kendisine bildirdiler.Sallam Ebu Muhammed, bu bilgiyi dört ayda elde edebildik dedi. Dedi-ler ki, Haecac her gece, Kur'anın dörtte birini okurdu. Birinci dörtte

biri, En' am suresinin sonuna, ikincisi Kehf suresindeki " Uık1::;:l J "

kelime sine üçiincüsü, Zümer suresinin sonuna ve dördüncu dörtte biri ise,Kur'anın sonuna kaddrdır. eş-Şeyh Ebu Amr 'ed-Danı "el-Beyan" adlıkitabında bütün bunların hilafını anlattı. En doğrusunu Allah bilir.

Kur'tinın Hızb ve Cüzlere ayrılması: Kur'an, okullar ve diğer yer-lerde bulunan rubuatta (mahal1e ve evlerde) olduğu gibi otuz eüz olarakmeşhıır olmuştur. Ashabı Kiramm, Kur'anı Kerimi bölümlere ayırma-ları ile ilgili hadisi imamı Ahmedin Müsnedinde, Ebu Davudun sünenin-de, İbn Maee ve diğer hadiscilerin, Evs b. Huzeyfe'den rivayet ettiklerihadisi yukarıda zikretmiştik, Evs b. Huzeyfe hayatta iken Resulullahmashabma Kur'anı bölümler haline nasıl getiriyorsunuz? diye sormuş,Onlar da kendisine, üçlü, beşli, yedili, dokuzlu, onbirli, onüçlü, bölümlereve hatim edilinceyedek mufassal bölume ayırırız, cevabını vermişlerdi.

Fasıl: Sure kelimesinin manası hakkında ihtilaf vuku' bulmuştur.Onun eı-tb ane (ayırmak), el-İrtifa' (yüksek mevki) manalarından işti-kak ettiği söylenmiştir. en-Nabıga bu' beytinde sure kelimesinin yüksekve şerefli mevki manasında kullanmıştır. "Görmüyormusun Allah sanaöyle bir mevki vermiş ki, o mevkinin altında bütün kıranarın boeala-makta olduğunu görürsün". Bu manaya göre, Kur'an okuyan kimsebir sııreden diğerine geçerken ,güya yüksek bir mevkiden diğer yüksekbir mevkiye geçmiş oluyor. Surenin, şerefli ve yüksek mevkiye sahipbulunması sebebiyle bu adı aldığı söylenmiştir. Nitekim şehrin etrafını

çeviren yüksek duvara sur adı verilmektedir. ",.li~l).J"kapta artan

su manasmda olan" } .••.i" dan olarak, Kur'andan bir parça ve ondan

Page 22: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ 65

bir cüz olması bakımından, sure adı aldığı da söylenmiştir. Bu görüşegöre kelimenin kökü hemzelidir. Hemze tahfif edilip, makabIl mezmum

olduğundan " J " a kalbedildi. Bu ad ona, tam ve kamil olduğundanverildi de denmiştir. Çünkü araplar tam olan bir deveye, sUre adı ver.mektedirler. Ben derim ki: ayetleri bir araya getirip ihata ettiği için,ona bu adın verilmesi muhtemeldir. Çünkü, şehrin ev ve katlarını birarada toplayan ve onları ihata eden duvara sur adı verilmiştir. Sureninçoğulu, vav'ın fethi ile suverdir. Surat ve Suvarat olarakta cem edile.bilir.

Ayet kelimesine gelince, O, kendinden önce geçen sözün kesilmesineve kendinden sonra gelen sözden ayrılmasına bir alarnettir. Yani diğerkardeşlerinden (benzerlerinden) ayrı ve tek kalmasıdır. Yüee Allah

" 6:1.•~r.:)l" ." (..padişahlığın-a alarnettir .. " buyurdu. Bu ayette-

ki "~T" kelimesi alamet manasında kullanılmıştır. en-Nabiga bir bey-

.!inde ayet kelimesini (alarnet) manasında kullanmıştır (O'nun alametlerihakkında vehme düştüm, halbuki onu altı seneden beri, bu yedinci se-nedir tanıyorum). Ayet, Kur'an harflerinden bir grup ve bi~ takım harf.

ler olduğu söylenmiştir. Nitekim arapların "tfj~ 4i JAlI c:::.J>-" kavimeemaatlarıyle (topluluklarıyle) birlikte çıktı, sözündeki ayet kelime-si eemaat (topluluk) manasında kullanılmıştır. Şair bir beytinde:(Nakbeynden? bizim mahalle gibi bir mahalle daha yoktur-zürriyeti-miz olan çocuklarımızı önümüze katarak eemaatımızla birlikte ayrıldık)demektedir. Bu beyitte geçen ayet kelimesi de eemaat manasında kulla.nılmıştır. Beşeri, mislini konuşmaktan aciz duruma düşüren bir fevka-ladeliğe sahip bulunduğu için, ayet adını aldı denildi. Sibeveyh bu keli-

. ".. -<"""ı" . " - \ " ,," .menın aslı (iJ:ı;o. .•.•• J Lu veznmde 4.::~ dür tS müteharrık

makabIi meftUh olduğu için' 'lS" elife kalb olundu, sonra da hemze

-"med kılındı Ye "~~ i şekline girdi demektedir. e1-Kisai, bu kelimenin

aslı "~AT" vezninde " ~T " dür. elife kalbedildi, sonra da iltihasmeydana geldiğinden hazfedildi demektedir. el-Ferra ise, Lu kelimenin

aslı, birinci" tS" nın şcddesi ile " ~if " dür. Burada şedde uygun

düşmediği için, elife kalbedildi ve " ~T" oldu, demektedir. Bu kelimeninçoğulu Ay yeya Ayat veyahut .Ayaydır. Kelime ise tek bir lafızdan iba-

rettir. Bazen "~ J \...,' ve benzerleri gibi iki harfli, bazen de iki harfden

Page 23: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

66 İSMAİL CERRAHOGLU

fazla olur. Bir kelime en çok on harfli olmaktadır. Mesela " r~"",,:J "" tAıJs:::.. 'J.;t " ClJf"l:...A....IJ lafızlarında oldugVugibi. Bazen

)" ."bir tek kelime bir ayet olur " 'r ' ~ ,.ı.k , ri '~\J"

, ~~JIJ '.J~I J ve. KMelilere göre "(..,~ r" gibi misallerdeolduğu gibi. Çünkü KMelilere göre ayet 'en az iki kelimeden meydanagelir. Aksi halde ayet adı verilemez. Yukarıda tek kelimeli ayetler içinverdiğimiz misaller fevatihu's-Suver (sureleri başlataıı) kelimelerdir,

demektedirler. Ebu Amr ed-Danl'de, Rahman suresindeki "ı)l::.ot..,L"

ayetinden başka tek kelimeli ayet bilmiyorum demektedir.

Fasıl: el-Kurtubi, Kur'anda a'cemi (arapların dilinin dışında)terkiplerden hiç bir terkibin bulunmadığına, Onda, İbrahim, NUh, Lutgibi a'eemi özel isimlerin bulunduğuna ittifak ettiler. Bunların dışındaa'cemi olarak hcl' hangi bir şeyin bulunup bulunmadığı hususunda ihti-laf ettiler. el.RI.killani ile et-Taberi, bütün bunları kabul etmeyerek,Kur'anda a'cemiye benziyenler, dillerde bazı yönlerin biribirİne uygundüşmeşi ve benzerlikteD başka bir şey olmadığmı söylediler.

Yukarıda tercemesini vermeye çalıştığımız İbn Kesir'in tefsİr mu-kaddimesinden anlaşılacağına göre, O, daha çok rivayet tarikine itinagöstetmiş, bununla beraber dirayet yönünü de ihnıaİ etmemiştir. Çokkerre bir surenin birçok ayetlerini veya sureyi yazar, sonra bunları sırasıilc tefsire çalışır. Tefsirinde cerh ve ta'dile, tarihi malumata daha büyükbir yer vermiştir. Kısacası yalnız nakl ile iktifa eden bir müfessir değildir.Tenkid fikrine sahip, ihatası geniş, muktedir, itimada şayan bir mü.fessir olduğunu, tefsirİnin her sahifesinde isbat etmektedir. Bu tefsir, me'-sUr tefsirlerin en sahih olanlarındaııdır. Tefsirde en güzel yololan, Kur'.anı Kur'an ile tefsir etme yolunu tercih etmiştir. Daha sonra, HazretiPeygamberden, sahabe ve Tabiilerin ileri gelenlerinden nakillerde bulu-nur. Bir ayet hakkındaki çeşitli görüşleri mukayese eder, sahih olanlarınıilletli olanlarından ayırt ederdi. İbn Cerir, Fahruddin er-Razi veya diğermeşhur müfessirlerden bir söz nakledildiğinde, mücerret taklidle onlarıkabul etmez, belki DU hususta doğru olan görüşü tercih ederdi. Doğrugörmediklerini ıep'deder ve tenkid ederdi. Teı~ih edileni tercih edilmiş-ten, sahihi, zayıftan ayırt edecek kabiliyete sahipti. Bunlar onun, ilmimelekesini gösteren ,delillerdir.

Selef müfessirlerinden rivayet edilen tefsir kitabıarının, en meşhur-larından olan İbn Kesir, ayetlerden hüküm-ler çıkarmada bey~,husu-

Page 24: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

tBN KEStR VE TEFStRt 61

Bunda en önde gelen tefsirlerdendir. Kur'anın va'z ve fıkıh yönlerindenanlaşılmasına ihtiyaç duyulmayan ve pek çok kimselerin ele aldıklarıirab hahisleri, belagi fenlerin nükteleri ve diğer ilimIere ait .istinbatlaryapmamayı tercih eder. Kur'anı Kur'an ile tefsir ederken, mana yönün-den uygun ayetleri serdetmekle, diğerlerine nisbetle daha fazla rağbetkazanır. Sonra ayete taalluk eden merfu hadisleri alır ve onlardan eldeettiği delilleri beyan eder. Daha sonra da,. sahabe, tabiin ve selef alim-lerinin sözlerini alır. Yine bu tefsirde, me'sur tefsirlerdeki israiliyyatın kö-tillüklerinden okuyucuları genelolarak koruma vardır. Onlan tahkik ede-rek, bunların kötülüklerini tayin eder. Tefsir, bu meziyyetlerinden başka,arap dilini açık, anlayışlı bir şekilde kullanması, manaları, müfredatı veilmi üslubu ile birlikte öğretip okuyucuyu amele davet etmesi, en güzelhususiyetlerinden birini teşkil eder. Okuyucuyu, adeta ayetin nazil oluşzamanına yaklaştırır. Onun nazil oluşunun yüce maksatlarını bildirir.Manalan açıklar, irab acaibliklerindcn uzaklaştınr. Vecihleri ve muhte-mellafızları çoğaltır, ilim ve araştırmalannı sadece ayeti kerimeyi anla-maya teksif eder.

İbn Kesir'in bu tefsiri, Taberi tefsirinden sonra rivayet tefsirlerininen meşhuru olduğunu söylemiştik. Yukarıda tercemesini verdiğimizuzun mukaddimesinde müel1if, Kur'an ve tefsire taalluk eden birçokmeSeleleri ele almıştır. Fakat bu mukaddime de ağir basan husus, İbnkesir'in, hocası İbn Teymiyyenin "Mukaddime fi Usuli't-Tefsir" adlıeserinin' tesiri altında kalmış olmasıdır61•

Bu tefsir okunduğunda, evvela ayet zikredilir, sonra kolay ve kısabir ibare ile zahire göre tefsir edilir. Eğer ayeti başka bir ayede izah et-mek imkanı bulursa onu zikreder . .Ayetin manasının beyan ve mura~nıaçıklayıncaya kadnr iki ayeti k~rşılaştırır. Bu genel manadan sonra,ayete taalluk eden merfu hadisleri serdeder. Bunlara ilave olarak, saha-be, tabiin ve selefaHmlerinin sijzlerine de tercihli olarak yer verir.

ibn Kesir, haberleri e1-Cerh ve't-Ta'dile tabi tutar, bazılarını bazı-larına tercih eder. Bazılarını sağlam bazılarını zayıf bulur. Mesela el-Ba~ara suresinin 185. ayetinin tefsirinde geçen Ebu Ma'şer Necih b.Abddirrahman el-Medeni'yi zayıf görür62• Keza el-Bakara suresnin 251.

. ayetinin tefsirinde geçen Yahya b. Sa'id'i de zayıf bulur63•

61 Bkz. ıbn Teyrniyye, Mukııddime fi Usfı1i't.Tefsir, Dımaşk 1355/1936 (Allah kısrnetederse, bu eserin de yakında tereemesini okuyuculanınıza sunmayı düşünmekteyiz).

62 Bkz. Tefsİru ibn Kesir, el.Kiihirc 1376/1956, ı. 216.63 Aynı eser, ı. 303.

/

Page 25: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

68 İSMAİL CERRAHOGLU

ıbn Kesır çok kerre İbn Cerir, İbn Ebi Hatim, İbn Atİyye gibi ken-disinden önce gelen birçok müfessiderin tefsiderinden nakillerde bulu-nur. İsrailiyYata dikkatı çekerek onun kötülüğünü anlatmaya çalışır.Bazı Kur'an kıssalarım, mesela, el-Bakara 67. ayetindeki, yahudilerininek kesme kıssasını ele alarak, bu husustaki görüşleri uzun uzun anlatır.Bu husustaki görüşlerin İsrail oğullarımn kitabJarından alınmış oldu-ğunu, onları tasdik veya tekzib etmeksizin, nakillerinin caiz olabileecğini, onların hakka muvafık olduğu kadarına itim ad edilebileceğini söy-ledikten sonra, en doğrusunu Allah, bilir ibaresini kullanmaktadır64•

Yine müfessirimiz Kaf suresinin evvelinde, bu harfin manasım ver:rnek için şöyle demektedir.: ... Bazı seleften rivayet olundu ki, onlarka! arz ile çevrili olan dağdır. Ona kaf dağı denilir dediler. Muhakkak kibu (Allah en doğrusunu bilir) i.,rail oğulları hurafelerinden biridir ... Be-nim indimde bu Ye bunun gibiler, onların zındıklarımn uydurduklarışeylerdir. Onları insanlar •• dinlerinin emri olarak giydirider. Şu ümme~tin yüksek derecede hafızIarı, alimJerİ, imamları olduğu halde, kısa müd.det içerisinde hadiste Peygambere iftira ederlerse, uzun müddet geçtiğihalde israil oğulları, aralarında iyiyi kötüden ayırt edecek alimlerin az-hğı, şarap içme/eri, Allahın Kelamım yerinden oynatmaları, AllahınKitab ve ayetlerini tebdiI etmeleri gibi hususlar nasılolmasın 'der? Budurumda Şari' onlardan rivayete ceva~ vererek "İsrail oğullarından ri-vayet edin, onda beis yoktur" der. Eğer akılonu hayalolarak görür, buhususta batılolduğuna hükmederse, onun 'yalan olduğu zannı galebeçalarsa, böyle bir rivayet kabul edilmez. Allah en doğrusunu biHr65•

İbn Kesir'in fıkhl münakaşalara giriştiğini de görürüz. O, ahkamayetlerinden bir ayeti şerhederken, çeşitli alimlerin sözlerini ve delille-rini zikretmeyi ihmal etmez. Mesela, el-Bakara suresinin 185. ayetinitefsir ederken bu ayete taalluk eden dört meseleyi zikreder ve alimlerinbu konudaki, sözlerini de delillerini ortaya koymaya çalışır66• Keza el-Bakara suresinin 230. ayetinde, hulleli olan kişinin nikahımn şartlarınıortaya koyar ve hu konuda, alimlerin görüşlerini ve deliIJerini zikreder67•

İbn Kesir, fakihlerin ihtilaflarına da temas eder,bazen onlar(n mez-heplerine dalar ve delillerini zikreder. Bunlar daha ziyade ahkam ayet-lerinde olur. Bununla beraber, diğer fakih müfessirler gibi, sözü uzatıpisrafa götürmez.

61 Aynı eser, l. 108-110.65 Aynı eser, IV. 22ı.66 ,Aynı eser, i. 216-217.67 Aynı eser, i. 277-279.

Page 26: İBN KESİR VE TEFSİRİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00001/1981_C25/1981_c25_CERRAHOGLUI.pdfİBN KESİR VE TEFSİRİ 47 kadar ders ve fetva .verdi" diye nakleder. Talebesi İbn

İBN KESİR VE TEFSİRİ 69

Netice olarak: Bu tefsir, rivayet (me'sur) tefsirlerin en faydalı olan-larındandır. Her yönü ile özlü, kendisini anlayabilecek seviyede olankültürlü tabakanın kalbIerine din sevgisini aşılar. Onların ruhi neşele-rini artmr. Okuyucuıarını Kur'an hükümleriyle amel etmeye yöneltir,emir ve nehiyler üzerinde durmaya alıştırır" Bu yönleriyle, İlahiyat öğ-rencileri için çok faydalı bir tefsirdir.