3.karayolu güvenliği sempozyumu bildiri_ozetleri

121
T.C. ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI 3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ 16 - 18 Mayıs 2012 Congresium (ATO Kongre Merkezi) / ANKARA BİLDİRİ ÖZETLERİ www.karayolutrafiksempozyumu.com İŞBİRLİĞİ YAPAN KURUMLAR T.C. ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI

Upload: orhaba

Post on 05-Aug-2015

208 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

TRANSCRIPT

Page 1: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

T.C.ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VEHABERLEŞME BAKANLIĞI

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİSEMPOZYUMU VE SERGİSİ

16 - 18 Mayıs 2012 Congresium (ATO Kongre Merkezi) / ANKARA

BİLDİRİ ÖZETLERİ

www.karayolutrafiksempozyumu.com

İŞBİRLİĞİ YAPAN KURUMLAR

T.C.ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VEHABERLEŞME BAKANLIĞI

Page 2: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİSEMPOZYUMU VE SERGİSİ

BİLDİRİ ÖZETLERİ

Page 3: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

AJANSFA Basım Yayın Dağ. Org. San. ve Tic. Ltd. Şti.Kore Şehitleri Cad. Yonca Apt. K:1 D: 5 Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBUL

Tel: 0212 272 61 06 Faks: 0 212 272 61 07www.ajansfa.com • [email protected]

SAYFA ve KAPAK TASARIMIAJANSFA

BASKIAjans ES Görsel Sanatlar

Litros Yolu 2. Matbaacılar Sit. No: ZC7 Topkapı-İSTANBUL Tel: 0212 493 24 84

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI SPONSORU

Sempozyum Bildiri Özetleri Kitabı Emniyet Genel Müdürlüğü’nünizni alınmadan basılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz.

Bu kitap ücretsiz olup, satılamaz.

Page 4: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

3

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

TAKDİM

Değerli Katılımcılar,

2010 ve 2011 yıllarında Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı ve Po-lis Akademisi Başkanlığı işbirliği ile gerçekleştirilen “Karayolu Trafik Güvenliği Sempoz-yum ve Fuarı” beklenilenin üzerinde bir katılım ve ilgi görmüştür. Geleneksel hale gelen ve bu yıl daha geniş bir katılım ve profesyonel bir organizasyonla “Karayolu Trafik Güven-liği Sempozyum ve Sergisi” adı ile üçüncüsünü düzenlediğimiz sempozyuma hoşgeldiniz.

Karayolu trafiğinde meydana gelen çarpışmalar sonucunda oluşan ölüm ve yaralanma-lar ile bunların sosyal ve ekonomik maliyeti, trafik sorununun bütün yönleriyle sistematik bir şekilde ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Trafik güvenliğinin sağlanması; resmi ku-rumların, sanayi sektörünün, sivil toplum örgütlerinin ve uluslararası kuruluşların kararlılı-ğını ve sağlıklı kararlar almalarını; bilim adamları, yol mühendisleri, motorlu taşıt tasarım-cıları, yasaları uygulamakla görevli olanlar, sağlık alanında çalışanlar ve yol kullanıcıları gibi çeşitli kesimlerin katılımlarını gerektirmektedir. Bu doğrultuda, trafik güvenliğinin bilimsel bir platformda, bütün paydaşların katılımıyla çok yönlü olarak analiz edilmesi ve bilimsel öneri ve değerlendirmelerin ele alınarak çözüm önerileri geliştirilmesi sempozyu-mun ana hedefidir.

Sempozyuma sunulan bildirilerin sayı ve kalitesindeki belirgin artış, düzenleme kuru-lu olarak bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Bu yıl sempozyuma sunulan toplam (153) bildiri özetinden (85) tanesi sözlü sunum için, (65) tanesi de poster sunum için seçilmiştir. Her biri kendi alanında değerli bildiriler arasından seçim yapmanın zorluğu ve kısa sem-pozyum süresi içerisinde mümkün olduğunca çok bildirinin sunulmasını istediğimizden, içerik açısından zengin ve doyurucu bir program oluştuğu kanaatindeyiz. Bu bağlamda, oturumların ilgiyle takip edilerek bilgi alış-verişine imkan sağlanmasını ümit etmekteyiz.

Sempozyuma bildiri özetlerini göndererek çalışmalarını, araştırma sonuçlarını ve biri-kimlerini ortaya koyan bütün katılımcılara ve sempozyum programının düzenlenmesinde ve yürütülmesinde emeği geçen herkese düzenleme kurulu adına teşekkür ediyoruz.

İsmail BAŞEmniyet Genel Müdür Yardımcısı V.

Düzenleme Kurulu Başkanı

Page 5: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

4

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU

DÜZENLEME KURULU

İsmail BAŞEmniyet Genel Müdür Yardımcısı

Prof. Dr. Hasan Hüseyin ÇEVİKPolis Akademisi Başkan Vekili

Yusuf AVANTrafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanı

Yılmaz BAŞTUĞTrafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanı

Yüksel ÇELİKTrafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanı

Prof. Dr. Remzi FINDIKLIPolis Akademisi Güvenlik Bilimleri.Enstitüsü Müdürü

Dr. Emin SEMİZTrafik Araştırma Merkezi Müdürü

Yrd. Doç. Dr. Orhan FİLİZPolis Akademisi Başkanlığı

Yılmaz KILAVUZUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,

Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü

Prof. Dr. Mustafa ILICALIBahçeşehir Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. İhsan KELEŞGazi Üniversitesi

N. Sabri YILDIZUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü

Koray ÖZCANTÜVTURK

Page 6: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

5

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

III. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUM VE SERGİSİBİLİM KURULU LİSTESİ (2012)

1 Prof.Dr. H.Hüseyin ÇEVİK Polis Akademisi Başkanlığı Bilim Kurulu Başkanı

2 Yılmaz BAŞTUĞ Trafik Planlama ve Destek Dairesi BaşkanıBilim Kurulu Başkan Yrd.

3 Prof. Dr. Remzi FINDIKLI Polis Akademisi Başkanlığı

4 A.Alper DURMUŞ Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkan Yardımcısı

5 Prof. Dr. Hayri SEVER Hacettepe Üniversitesi

6 Yılmaz KILAVUZ Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü

7 Yaşar ASİLER Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü

8 Kamil PEKER Karayolları Genel Müdürlüğü

9 Osman ÖZTÜRK Teftiş Kurulu Başkanlığı

10 Mustafa IŞIK Karayolları Genel Müdürlüğü

11 Ahmet BULUT TÜVTURK

12 Prof Dr. Nebi SÜMER Ortadoğu Teknik Üniversitesi

13 Prof.Dr. Ö.Mete KOÇKAR Anadolu Üniversitesi

14 Prof.Dr. Turgut GÖKSU Polis Akademisi Başkanlığı

15 Prof.Dr.Ertan BEŞE Polis Akademisi Başkanlığı

16 Prof.Dr.Arif KÖKTAŞ Polis Akademisi Başkanlığı

17 Prof.Dr.Ahmet Hamdi AYDIN Sütçü İmam Üniversitesi

18 Prof.Dr. Mustafa ILICALI Bahçeşehir Üniversitesi

19 Prof.Dr.Nail ÜNSAL Gazi Üniversitesi

20 Prof. Dr. M. Akif ÇUKURÇAYIR Selçuk Üniversitesi

21 Prof. Dr. Ali Osman ATAHAN Mustafa Kemal Üniversitesi

22 Prof. Dr. Turgut ÖZDEMİR Balıkesir Üniversitesi

23 Prof.Dr.Kemal BAŞLAR Polis Akademisi Başkanlığı

24 Doç.Dr.Yeşim YASAK TŞOF Psikoteknik Değ.Merkezi

Page 7: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

6

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

25 Doç.Dr.Hülagü KAPLAN Gazi Üniversitesi

26 Doç.Dr.Metin ŞENBİL Gazi Üniversitesi

27 Doç.Dr.Erten GÖKÇE Ankara Üniversitesi

28 Doç.Dr.Abdulkerim SÖNMEZ Hacettepe Üniversitesi

29 Yrd.Doç.Dr.İbrahim ATILGAN Gazi Üniversitesi

30 Yrd.Doç.Dr.Seda HATİPOĞLU Gazi Üniversitesi

31 Yrd. Doç Dr. Murat ÖNDER ÇASGEM Başkanı

32 Yrd.Doç.Dr.Ebru A. ÖZTÜRK Gazi Üniversitesi

33 Yrd.Doç.Dr.Kürşat ÇUBUK Gazi Üniversitesi

34 Yrd.Doç.Dr.M.Vefa AKPINAR Karadeniz Teknik Üniversitesi

35 Yrd.Doç.Dr. Hediye Tüydeş Orta Doğu Teknik Üniversitesi

36 Yrd.Doç.Dr.Orhan FİLİZ Polis Akademisi Başkanlığı

37 Yrd.Doç.Dr.Ahmet HASKÖSE Erciyes Üniversitesi

38 Yrd.Doç.Dr.İhsan KELEŞ Gazi Üniversitesi

39 Yrd.Doç. Dr.Mesut DÜZGÜN Gazi Üniversitesi

40 Dr. Nilgün ÇAMKESEN Bahçeşehir Üniversitesi

41 Yrd.Doç.Dr.Tuncay DURNA Polis Akademisi (TUGAM)

42 Dr. Muammer BUÇAK Personel Daire Başkanlığı

43 Dr. Bedrettin MURAT Sivas Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü

44 Dr. Sibel CANDAN Ulaştırma Bakanlığı

45 Dr. İlhami ARSEVEN Traf. Eğit. ve Araş. Dair. Başkanlığı

46 Dr. Murat ÖZYABA Uludağ Üniversitesi

47 Mete ORER Gazi Üniversitesi

48 Serap ŞENER Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi

49 Hitay GÜNER Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı

50 Yasemin BAYRAKKAYA Balıkesir Üniversitesi Bigadiç Meslek Yüksek Okulu

51 Şafak FİDAN Mersin Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu

Page 8: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

7

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

III. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUM VE SERGİSİYÜRÜTME KURULU LİSTESİ

Yusuf AVANTrafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanı

Yılmaz KILAVUZUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,

Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü

A. Alper DURMUŞTrafik Eğitim ve Araştırma Daire Başkan Yardımcısı

Ufuk GÖKSELTrafik Uygulama ve Denetleme Daire Başkan Yardımcısı

İsmail ULAŞTrafik Planlama ve Destek Daire Başkan Yardımcısı

Yrd. Doç. Dr. Tuncay DURNAPolis Akademisi Öğretim Üyesi

Dr. Fatih VURSAVAŞTrafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü

Page 9: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

8

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

III. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUM VE SERGİSİSEÇİCİ KURUL LİSTESİ

Yılmaz BAŞTUĞTrafik Planlama ve Destek Dai. Başkanı (Bşk.)

Yüksel ÇELİKTrafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanı

A. Alper DURMUŞTrafik Eğitim ve Arş. Dai. Bşk. Yrd.

Dr. Emin SEMİZTrafik Araştırma Merkezi Müdürü

Yrd. Doç. Dr. İhsan KELEŞGazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yrd. Doç. Dr. Nilgün CAMKESENBahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yrd. Doç. Dr. Tuncay DURNAPolis Akademisi Başkanlığı Öğretim Üyesi

M. Kamil EKMEKÇİTrafik Eğitim ve Araştırma Dai. Bşk.’lığı

Dr. İlhami ARSEVENTrafik Eğitim ve Araştırma Dai. Bşk.’lığı

Page 10: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

9

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

İÇİNDEKİLER

BİLDİRİ NO: 101 Türkiye’nin Yol Güvenliği Açısından Mevcut Durumunun Turizm Sektörü Açısından Değerlendirilmesi .......................................................................................14

BİLDİRİ NO: 102 Karayollarındaki Güvenlik Önlemlerinin Otomotiv Sektörüne Bağlı İthalatı Azaltıcı Etkisi .....................................................................................................................15

BİLDİRİ NO: 103 Trafik Kültürünün Cinsiyet, Yaş ve Yaşanılan Bölgeye Göre Farklılıkları .......16

BİLDİRİ NO: 104 Dini Müeyyide Bakımından Trafik Suçları ...............................................................17

BİLDİRİ NO: 105 Güvenli Trafik Projesi ......................................................................................................18

BİLDİRİ NO: 106 Kentsel Yaşam Kalitesi ve Trafik Sorunsalı, Erzurum Örneği .............................20

BİLDİRİ NO: 107 Ulusal Stratejik Kararların İstanbul Trafiği ve Yaşam Kalitesine Etkileri ........21

BİLDİRİ NO: 108 Karayolu Tasarımı Ve Toplum-Devlet-Trafik Döngüsü ........................................22

BİLDİRİ NO: 109 Bir Kentiçi Ulaşım Modu Olarak Kablolu Sistemler ve Trafik Güvenliği Açısından Değerlendirilmesi .......................................................................................24

BİLDİRİ NO: 110 Outdoor Reklamların ve Yol Kenarlarındaki Diğer Görsellerin Sürüş Güvenliği Üzerindeki Etkileri .......................................................................................26

BİLDİRİ NO: 111 2012 İl Emniyet Müdürleri Bilgi Paylaşım Toplantısı Trafik Hizmetleri, Ulaşım Güvenliği Çalıştayının Karayolu Trafik Güvenliğine Etkisi .................................27

BİLDİRİ NO: 112 Büyükşehir Trafik Denetim Hizmetlerinde Personel İstihdamında Tahsisli Verimlilik İlkesinin Uygulanması ................................................................................28

BİLDİRİ NO: 113 Hız Kavramları ve Trafik Güvenliği .............................................................................29

BİLDİRİ NO: 114 Hız ve Alkol Denetimlerinin Trafik Kazaları Üzerindeki Etkilerini İnceleyen Bir Alan Araştırması ........................................................................................................30

BİLDİRİ NO: 115 Karayolu Trafiği ve Trafik Psikolojisi ...........................................................................31

BİLDİRİ NO: 116 Kişilik Yapısının Kaza Yapma Olasılığı Üzerine Etkisi ...........................................33

BİLDİRİ NO: 117 Türkiye’deki Uzun Yol Otobüs Şöförlerinde Obstrüktif Uyku Apne Riskinin Belirlenmesinde Dört Soru Anketinin Karşılaştırılması ......................................34

BİLDİRİ NO: 118 İlkyardım Hizmetleri .......................................................................................................35

BİLDİRİ NO: 201 Konya’daki Bazı İlköğretim Okullarında Trafik Güvenliği Eğitiminin İncelenmesi .......................................................................................................................36

BİLDİRİ NO: 202 Kara Yolları Trafiğinin İlköğretim Öğrencilerinin Yaşam Kalitesinde Etkisi ..37

BİLDİRİ NO: 203 Trafik Bilinci Ve Duyarlılığının Kazanılmasında Medya Ve Kitle İletişim Araçlarının Etkisinin Üniversiteli Öğrenciler Açısından Değerlendirilmesi 39

Page 11: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

10

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

BİLDİRİ NO: 204 Plc Tabanlı Bir Scada Programı Kullanarak Bir Trafik Kavşağı Sinyalizasyon Uygulaması ........................................................................................................................40

BİLDİRİ NO: 205 Koridor Hız Denetim Sistemi .......................................................................................41

BİLDİRİ NO: 206 Trafik İhlalleriyle Mücadele Teknolojiden Faydalanma ......................................42

BİLDİRİ NO: 207 Otobüslü Kazalar Sebep Sonuç İlişkileri ve Çözüm Önerileri ..........................44

BİLDİRİ NO: 208 Araç İçinde Çocuk Güvenlıgi - Çocuk Oto Koltukları Alanında Yeni Gelişmeler ..........................................................................................................................46

BİLDİRİ NO: 209 Ankara’da Bir İlçe Esnafının Çocuk Oto Güvenliği Koltuğu Kullanımı Davranışları ve Bilgileri ..................................................................................................47

BİLDİRİ NO: 210 Bitkisel Tasarımın Karayolu Trafik Güvenliğinde Önemi: Çanakkale Örneği ............................................................................................................49

BİLDİRİ NO: 211 Akıllı Ulaşım Sistemleri Yardımıyla Karayolu Trafiğinde Taşıt ve Yol Güvenliğinin Artırılması ................................................................................................50

BİLDİRİ NO: 212 3N Ağır Hizmet Otokorkuluğunun Çarpışma Davranışının Bilgisayar Simülasyonu ve Çarpışma Testiyle Belirlenmesi...................................................51

BİLDİRİ NO: 301 Türkiye Karayolları Tünellerinin Tarihçesi ve Güvenliği ......................................52

BİLDİRİ NO: 302 Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Seyrüsefer Yani Trafik................................................54

BİLDİRİ NO: 303 Tip Onayı Belgelendirme Süreci Ve Önemi ............................................................56

BİLDİRİ NO: 304 Trafik Sicili Rejimi .............................................................................................................57

BİLDİRİ NO: 305 Modern Dönel Kavşak Özeti ........................................................................................58

BİLDİRİ NO: 306 Trafik Ve Yol Güvenliği Sektöründe Çalışanların Meslek İçi Eğitimi ve Güvenlik Tedbirleri ..........................................................................................................59

BİLDİRİ NO: 307 Tüvturk Araç Muayene İstasyonlarında Karma Öğrenme .................................60

BİLDİRİ NO: 308 Trafik Birimlerinde Çalışan Polislerin Öz Anlayışları ile İletişim Becerileri Arasındaki İlişkinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi ..........................61

BİLDİRİ NO: 309 Üniversite Öğrencileri Arasında Emniyet Kemeri Kullanımı .............................62

BİLDİRİ NO: 310 Polis – Halk Elele Trafikte Sorunsuz Günlere ..........................................................63

BİLDİRİ NO: 311 Otobüs Durakları Çevresinde Yaya Güvenliğinin Coğrafi Bilgi Sistemleri Kullanılarak Değerlendirilmesi ...................................................................................64

BİLDİRİ NO: 312 Neden Hız Yaparız? .........................................................................................................65

BİLDİRİ NO: 313 Türkiye’de Motosiklet Kültürü: Betimsel Bir Çalışma...........................................66

BİLDİRİ NO: 314 Trafik Kazalarının Azaltılmasında Alan Analizi Uygulaması ..............................67

BİLDİRİ NO: 315 Mobil-Smart Trafik Uygulamaları ...............................................................................68

BİLDİRİ NO: 316 Trafikte Kameralı Denetime Karşı Sürücü Tepkileri: Bursa Örneği .................69

Page 12: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

11

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

BİLDİRİ NO: 317 Ankara Kent Merkezindeki Hız Kameralarının Ölüm ve Yaralanmaların Önlenmesindeki Etkililiği..............................................................................................70

BİLDİRİ NO: 318 Elektronik Kimlikli Güvenilir Trafik Denetimi .........................................................71

BİLDİRİ NO: 319 Karayolu Ulaşımında Kapasite Kullanımının İyileştirilmesi ve Trafik Güvenliğinin Arttırılması İçin Akıllı Sistem Çözümleri .......................................73

BİLDİRİ NO: 401 Açıklamalı Trafik İşaret Levhalarının Gerekliliği İle Örnekler ve Konya Uygulamaları .....................................................................................................................74

BİLDİRİ NO: 402 Hız Yönetimi ......................................................................................................................75

BİLDİRİ NO: 403 Ankara’daki Mevcut Otobüs Güzergahlarının Tespiti ve Çayyolu-Çankaya Hattı İçin Düzenleme Önerileri ...............................................76

BİLDİRİ NO: 404 Trafik Zabıtasının Görev ve Yetkileri Açısından Türkiye ve İngiltere Karşılaştırması ...................................................................................................................77

BİLDİRİ NO: 405 Araç Sürücülerinintehlikeyi Önleme Yükümlülüğü (Garantörlüğü) ve Trafik Kazası Sonrasında Ortaya Çıkan Sürücü Davranışlarının Ceza Hukuku Bakımından İncelenmesi ..............................................................................................78

BİLDİRİ NO: 406 Karayolu Trafik Güvenliğini Kasten Tehlikeye Sokma Suçu (Türk Ceza Kanunu Madde 179) .......................................................................................................80

BİLDİRİ NO: 407 Trafikte Sorumluluk Hareketi Projesi ........................................................................81

BİLDİRİ NO: 408 Trafik Denetlemede Gönüllülük İflas mı Ediyor? ..................................................83

BİLDİRİ NO: 409 Kentıçı Yol Güvenliği’nin Sağlanmasında Emniyet, Belediye, STK İşbirliği ..84

BİLDİRİ NO: 410 Konya İlinde 0-15 Yas Grubu Çocukların Karıştığı Trafik Kazalarının Coğrafi Bilgi Sistemi Yardımıyla Mekansal Analizi ve Halk Sağlığı Açısından Önemi .....................................................................................85

BİLDİRİ NO: 411 Trafikte Denetim ve Kaza İlişkisi .................................................................................86

BİLDİRİ NO: 412 Karayollarında Gerçekleşen Tehlikeli Madde Kazalarının Araştırılmasında Karşılaşılan Güçlükler ve Bir Yöntem Önerisi .........................................................88

BİLDİRİ NO: 501 Trafik Güvenliğini Sağlamada Dinin Rolü ...............................................................89

BİLDİRİ NO: 502 Trafik Ahlâkı (Dini Değerler Bağlamında Bir Yaklaşım) .......................................90

BİLDİRİ NO: 503 Trafik Güvenliğinde Bir Eğitim Faktörü Olarak Din Eğitimi ...............................91

BİLDİRİ NO: 504 Eğitim Düzeyine Göre Emniyet Kemeri Kullanımı ve Kaza İlişkisinin İncelenmesi .......................................................................................................................93

BİLDİRİ NO: 505 Yerleşim Yeri ve Yerleşim Yeri Dışındaki Ölümlü Trafik Kazalarına Etki Eden Faktörlerin Lojistik Regresyon Modeli İle İncelenmesi: Türkiye 2011 Örneği .......................................................................................................94

BİLDİRİ NO: 506 Trafik Kaza Analizlerindeki Kare ve Sınıflandırma Analiz Yöntemlerinin Kullanımı .............................................................................................................................95

Page 13: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

12

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

BİLDİRİ NO: 507 Motorlu Taşıt Sürücü Kursları ve Konya Örneği ....................................................96

BİLDİRİ NO: 508 Trafik Güvenliği Dersinde Edebî Metinlerden Yararlanma ................................97

BİLDİRİ NO: 509 Türkiye’de Sürücü Eğitimi ve Sorunları ....................................................................98

BİLDİRİ NO: 510 Trafik Güvenliğini Kasten Tehlikeye Sokma Suçu.................................................99

BİLDİRİ NO: 511 Trafik İş Kazalarının İş Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi ..................... 100

BİLDİRİ NO: 512 Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ve Alkollü Araç Kullanma Kabahati .............................................................................. 101

BİLDİRİ NO: 601 Sürdürülebilir Güvenlik - Hollanda......................................................................... 102

BİLDİRİ NO: 602 Evrensel Trafik Uygulamaları Çerçevesinde ABD Trafik Uygulamalarının Değerlendirilmesi ......................................................................................................... 103

BİLDİRİ NO: 603 İnsan Odaklı Trafik Anlayışı Kapsamında Trafik Etiğinden Trafik Ahlakına ............................................................................................................... 104

BİLDİRİ NO: 604 Ankara İlinde Meydana Gelen Trafik Kazalarının Birliktelik Analizi İle İncelenmesi .................................................................................................................... 106

BİLDİRİ NO: 605 Kadın Sürücülerin Trafik Kazaları Üzerindeki Etkilerini İnceleyen Bir Alan Araştırması ...................................................................................................................... 107

BİLDİRİ NO: 606 Bayram Tatillerinin Trafik Kazalarına Etkisi........................................................... 108

BİLDİRİ NO: 607 Polis Vatandaş Temasında Vatandaş Memnuniyetini Etkileyen Temel Faktörler ........................................................................................................................... 109

BİLDİRİ NO: 608 Karayolu Trafik Güvenliği Kampanyalarının Değerlendirme Ölçütleri ...... 111

BİLDİRİ NO: 609 İlköğretim Birinci Sınıf Çocuklarına Uygulanan Trafik Eğitimi Projesinin Değerlendirilmesi ......................................................................................................... 112

BİLDİRİ NO: 610 Can Dostları Hareketi Projesi .................................................................................... 113

BİLDİRİ NO: 611 Türkiye’de Trafik ve Yol Güvenliğinde STK’nın Yetersizliğinin Mevzuatta ve Uygulamada İrdelenmesi .......................................................................................... 114

BİLDİRİ NO: 612 Trafik Hayattır! ............................................................................................................... 116

Page 14: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

13

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

SUNUM ÖZETLERİ

Page 15: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

14

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 101

TÜRKİYE’NİN YOL GÜVENLİĞİ AÇISINDAN MEVCUT DURUMUNUN TURİZM SEKTÖRÜ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ömer Zafer GÜVENMehmet ERDEM

Ulaştırma, turizm pazarlamasının en önemli unsurlarından birisidir. Turizm pazarlamasında turistlerin turistik ürünlerin üretildiği bölgeye getirilmesi söz konusudur. Bu nedenle, turizm pazarlamasında ulaştırma işlevi, doğrudan doğruya turistlerin taşınması ile ilgili faaliyetleri içeren bir insan taşımacılığıdır. Bir ülkenin turizm zenginliklerinin değerini arttırmak, ulaştırma sisteminin iyi bir şekilde kurulup işletilmesine bağlı olmaktadır.

Coğrafi konumu itibariyle Türkiye, dünyanın her bölgesinden turistlerin geldiği, bunun yanı sıra Avrupa’dan Asya’ya karşılıklı karayolu transit geçişlerinin olduğu önemli bir kavşak noktası konumundadır. Bu bağlamda transit geçişlerle birlikte yabancı uyruklu vatandaşların Türkiye’ye giriş sayısı yıllık yaklaşık 30 milyonu bulmakta, bu rakam Türkiye nüfusunun yak-laşık %40’na karşılık gelmektedir. Türkiye’ye turist olarak gelen veya transit geçen yabancı uyruklu kişilerden yaklaşık 200 kişi her yıl trafik kazalarında yaşamını yitirmekte ve binlercesi de yaralanmaktadır.

Trafik güvenliği açısından ülkemizin mevcut durumu özellikle Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında “ileri düzeyde bir sorun” olarak değerlendirilebilir. Bu olumsuz durumun turizm sektörünü de olumsuz yönde etkilediği bilinen bir gerçektir. Trafik kazaları özellikle dış basında geniş yankı bulmakta ve uluslararası kamuoyundaki Türkiye imajını lekelemekte-dir. Bunun sonucunda dış turistik talebin rakip ülkelere kayması ve turizm gelirlerin azalması söz konusu olabilmektedir. Türkiye’nin turizmde geldiği nokta ve yıllar itibarıyla sürekli artan yabancı turist sayısı dikkate alındığında turizm sektörünün en önemli sorunlarından biri olan ulaşım konusundaki aksaklıkların bir an önce giderilmesini artık zorunlu hale gelmiştir.

Bu çalışmada, ülkemizde ağırlıklı olarak tercih edilen karayolu ulaşım sistemindeki mevcut durum analiz edilerek özellikle yol güvenliği açısından yaşanan sorunların turizm sektörüne olan etkileri tartışılmıştır. Ülkemizdeki dış turizmin daha da iyi seviyelere çekilebilmesi için yol güvenliği anlamında alınması gereken önlemler ve çözüm önerileri ortaya konulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Karayolu, Güvenlik, Turizm

Page 16: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

15

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 102

KARAYOLLARINDAKİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİNİN OTOMOTİV SEKTÖRÜNE BAĞLI İTHALATI AZALTICI ETKİSİ

Y. Doç. Dr. Oğuz KAYMAKCI, Sakarya Üniversitesi İİBF

Uzman. Okan ÖZTUTKAN, Kamu Yönetimi

ÖZET

Ülkemizde özellikle 1950’den günümüze uygulanan ulaştırma sektörüyle ilgili politikalar sonucunda karayolu ulaşımı, hava, deniz ve demiryolu ulaşımına kıyasla çok daha yaygın bir hale gelmiştir/getirilmiştir. Karayolu ulaşımının, diğer ulaşım türlerine gerek dünyada gerek-se ülkemizde ulaştırma maliyetleri açısından ekonomik etkinliği tartışılabilecek bir konudur. Bu çalışmada 1950’lerde oluşan bu politikanın geçerliliği sorgulanarak, hem maliyet hem de karayolundaki araç yoğunluğuna bağlı olarak oluşabilecek güvenlik zafiyetlerine etkisi incele-necektir.

Çalışmanın diğer boyutunu ise; ülkemizin dış ticaretinde ithalatın sürekli ihracat hacminin üzerinde oluşu nedeniyle, kazaların yedek parça ve yeni araç ithalatını körükleyen etkisi de ele alınarak, güvenlik zafiyetlerinden kaynaklanan dışa “döviz transferi” olgusu oluşturacaktır.

Çalışma, süreç içindeki datalara dayanarak ampirik bir analizle ve sonuç önerileri ile des-teklenerek karayolundaki güvenlik artırıcı tedbirlerin makro ekonomik açıdan ortaya çıkaracağı değer kazancını vurgulamayı amaçlamaktadır. Şüphesiz bu faydanın yanı sıra can kaybı, yara-lanma ve iş görememe (kalıcı ve geçici) risklerini azaltıcı boyutu ise ilk etkiden daha da önemli bir durumdur.

Anahtar Kelimeler: Karayolları ve Güvenlik, Karayollarındaki Güvenliğin Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri

Page 17: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

16

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 103

TRAFİK KÜLTÜRÜNÜN CİNSİYET, YAŞ VE YAŞANILAN BÖLGEYE GÖRE FARKLILIKLARI

Dr. Leyla ÜNAL1

Nuray ÜNAL, Y. Mühendis

ÖZET

Ülkemizde trafik kazaları önemli toplumsal problemlerimizden biri olarak yıllardır çözüm-lenmesi ve üzerinde daha yoğun çalışılması gerekli bir alan olarak beklemektedir. Her yıl ülke-mizde 8.000-10.000 kişinin yaşamını yitirdiği trafik kazaları sadece teknik bir olay olmaktan öte pek çok disiplinden (mühendis, plancı, psikolog, sosyolog, iletişimci, felsefeci, vb.) uzman-ların üzerinde ciddi zaman harcaması gerekli bir konudur. Trafik kazalarının en önemli nedeni (%99 mertebesinde) insan ve insan hatasıdır. Ancak insanın neden hata yaptığı, neden hata yapmaya meyilli olduğu, üzerindeki etkiler, neler hata yaptırıyor, hangi önlemler hata yapma-sını engeller, sosyal ve demografik farklılıkların etkileri, hata mı yapıyor yoksa kasıtlı ihlal mi, bilerek mi davranış sergiliyor, bilgi eksikliği mi var ve hepsinden önemlisi kültürel farklılıklar ve etkileri daha sıkça ele alınmalıdır. Bu etkilerin ele alınabilmesi için ise daha sık ve geniş kapsamlı anketler uygulanmalıdır.

Bu çalışmanın amacı trafik kültürü, diğer bir deyişle trafikteki davranışlar ve bilgi konusunda cinsiyet farklılıklarının etkileri, yaşın etkileri ve bölgesel farklılıkların etkileri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu nedenle bu bildiride, 2010 yılında Nuray Ünal tarafından 1246 kişi üzerinde “Toplumda Bazı Sürücülerde Trafik Kültürü” konulu yüksek lisans tezinde (2011) uyguladığı anketin verileri, bölgesel, cinsiyet, yaş vb. girdiler açısından değerlendirilerek, özellikle; Ankara, İstanbul ve İzmir’de yaşayan ve trafikte araç kullananların trafikte sergiledikleri davranışlarında kültürel farklılıklarının olup olmadığı yönlerinden ele alınarak analiz edilecektir.

Konu kültür kavramının karmaşıklığı çerçevesinde eldeki anket verileri ile değerlendirilme-ye çalışılacaktır. Özellikle erkeklerin ve gençlerin riskli araç kullandıkları, eğitim gibi bazı fak-törlerin etkili olup olmadığı, yaşanılan bölgenin etkileri, gelir seviyelerinin etkileri, sürücülük tecrübeleri, vb. faktörler açısından sürücü tutumları ele alınacaktır.

1 Karayolları Genel Müdürlüğü, Ankara

Page 18: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

17

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 104

DİNİ MÜEYYİDE BAKIMINDAN TRAFİK SUÇLARI

Yasin KURBAN1

Nüfusun ve taşıt sayısının her geçen gün artmasına bağlı olarak trafik suçları da artmakta-dır. Söz konusu trafik suçlarının azaltılmasına yönelik, gerek yol standartlarının gerekse araç güvenlik standartlarının artırılmasına rağmen özellikle insan kaynaklı trafik suçları azaltılama-maktadır. Bu problemin çözümünde kanaatimizce takip edilmesi gereken metotlardan biride insanların inancına ve vicdanına hitap etmektir. Öyle ki trafik suçu işlemiş birine uygulanan hukuki yaptırımların yanında dini sorumluluklarında önemli olduğu vurgusunun yapılması in-san kaynaklı trafik suçlarının azaltılmasında etkili olacaktır.

Hak konusunda orijinal diyebileceğimiz bir nazariye geliştiren İslam hukuku özellikle kul hakkı konusunda evrensel ilkeler koymuştur. Bu bağlamda bilerek yasal hız sınırlarını aşıp trafik kazalarında ölen veya ölüme sebep olanların intihar etmiş sayılma veya dini literatür açısından katil olarak sayılıp sayılmamaları konusunda son dönemde ortaya çıkan tartışmalar oldukça manidardır. İçkiyi bilerek ve kendi iradesiyle eline alıp içen birinin işlediği suçların cezasında hafifletici neden aranmaksızın bu fiili iradi işlemiş gibi cezalandırılabileceği meselesi etrafında yapılan tartışmalar yine trafik suçlarının azaltılması ekseninde yeni açılımlar yapabi-lecek zemine sahiptir.

Bu çalışma trafik suçlarına yönelik dini müeyyide bağlamında farklı bir yaklaşım getirmeyi hedeflemektedir.

1 Yrd. Doç. Dr., Muş Alparslan Üni. İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümü öğretim üyesi.

Page 19: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

18

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 105

GÜVENLİ TRAFİK PROJESİ

Serap ŞENER1, Fatih VURSAVAŞ2, Sinem AYDIN3

1,3Dünya Sağlık Örgütü, Güvenli Trafik Projesi Koordinatörü2EGM, Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Ankara, Türkiye

Başta Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmak üzere, uluslararası kuruluşların yaptığı istatistik-sel çalışmalar, trafik kazaları nedeniyle her yıl dünyada 1.3 milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiğini ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, yine tüm dünyada trafik kazlarında yılda 20 – 50 milyon kişi yaralanmakta ve bu kişilerin önemli bir bölümünde kalıcı hasarlar meydana gelmektedir. Günümüz koşulları sürdüğü durumda, trafik kazalarının 2030 yılında tüm dünyada ilk beş ölüm nedeni arasında yer alması beklenmektedir. Bu nedenle Yol Güvenliği, DSÖ tara-fından öncelikli halk sağlığı sorunları arasında ele alınmaktadır.

Ülkemizde ise yılda 8 – 10 bin kişinin trafik kazalarında hayatını yitirdiği tahmin edilmekte-dir. Ayrıca, her yıl trafik kazaları nedeni ile 200.000 insan yaralanmaktadır. 2009 yılında yayın-lanan bir rapora göre, Türkiye’deki trafik kazalarının 2002 yılındaki maliyeti yaklaşık 9 milyar Avro’dur. Türkiye’de yol trafiğinde meydana gelen olaylar ve yol açtığı sorunlar gerek kamuo-yu gerekse yönetsel mekanizmalarda ilk sıralarda yer alan önemli sorunlardır. Güvenli bir trafik ortamının oluşturulması amacıyla, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, özel kuruluşlar ve üniversitelerin ilgili birimlerinin yaptığı çeşitli çalışmalarla toplumsal farkındalığı artırma ve bilgilendirmeyi amaçlamaktadırlar.

DSÖ, önemli bazı uluslararası ortaklarıyla birlikte 10 ülkede, ‘Yol Güvenliği Projesi’ni 2010 yılında başlatmıştır. Ülkemizin de aralarında yer aldığı on proje ülkesinde karayollarında meydana gelen trafik kazalarına bağlı ölüm ve sakatlanma vakalarının azaltılması için model programlar geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Projenin koordinasyon görevi DSÖ Ülke Ofisinde, yürütülme sorumluluğu ise İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ile. Sağlık Bakanlı-ğı’ndadır. Proje kapsamında kurulan yönlendirme komitesi ve çalışma grupları tarafından, em-niyet kemeri kullanımının düşük olması ve hız limitlerinin ihlal edilmesi ülkemiz için en önemli ve öncelikli iki risk faktörü olarak belirlenmiştir. Yine proje kapsamında yapılan çalışmalar için iki pilot il, Afyonkarahisar ve Ankara seçilmiştir.

Birinci uygulama dönemi 2010 – 2011 ikinci uygulama dönemi ise 2012 – 2014 olan proje-nin temel uygulama alanları söyle belirlenmiştir:

• “Yol Güvenliği” ile ilgili çok sektörlü bir işbirliği mekanizması oluşturulması,

• Hız yönetimi ve emniyet kemeri kullanımının yaygınlaşması ile ilgili önlemler geliştiril-mesi ve uygulanması,

• Seçilen risk faktörlerine ilişkin mevzuatın gözden geçirilmesi, iyileştirme iş planı yapıl-ması ve uygulanması,

Page 20: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

19

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

• Ulusal ve yerel düzeylerde, profesyonellerin bilgi ve becerilerini arttıracak eğitim prog-ramları geliştirilmesi ve uygulanılması,

• Proje bölgelerinde sosyal pazarlama kampanyaları geliştirilmesi ve uygulanılması,

• Proje bölgelerindeki müdahalelerin etkilerinin izlenilmesi ve değerlendirilmesidir.

Anahtar Kelimeler: Farkındalığı Artırma, Sosyal Pazarlama Kampanyaları, Risk Faktörler

Page 21: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

20

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 106

KENTSEL YAŞAM KALİTESİ VE TRAFİK SORUNSALI,ERZURUM ÖRNEĞİ

Senem Çınarbaş AKIN, Şehir Plancısı-Emniyet AmiriFatih TERZİ, 4. Sınıf Emniyet Müdürü

Suat ÖZDEMİR, 3. Sınıf Emniyet Müdürü

Kentsel yaşam kalitesi; toplum, ekonomi ve çevre ekseninde, yaşam kalitesi ve çevre ka-litesinin karşılıklı etkileşiminde gerçekleşen nesnel ve öznel değerlendirme ölçütleri ile ifade edilebilen bir kavramdır. Kentsel yaşam kalitesinin algıya dayalı, esenlik, sağlık, güvenlik, hu-zur vb. değerleri öznel bileşenlerini oluştururken; yapılı çevre, doğal çevre, ekonomik ve sosyal fonksiyon alanları gibi somut değerler ise nesnel bileşenlerini oluşturmaktadır. Çevresel kalite, kalite ile nitelendirilebilen bir bölgenin parçalarının birleşimi yada bu parçaların toplamıdır. Birleşen parçalar içerisinde her biri kendi özelliklerine ve kalitelerine sahip olan doğa, açık ve yeşil alanlar, altyapı, yapılı çevre, doğal kaynaklar vb. yer almaktadır.

Kentsel yaşam kalitesi fiziksel çevre, sosyal çevre ve ekonomik çevre kalitesine yönelik bi-leşenlerden oluşmaktadır. Ekonomik çevre kalitesi yaşam maliyeti ve alım gücü gibi özellikler ile tanımlanırken; Sosyal çevre kalitesi yaşam biçimi (life style), eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim (ulaşılabilirlik/ödenebilirlik), örgütlülük ve gönüllülük esasına dayalı toplumsal faali-yetler, güvenlik, bir yerde topluma ait olma duygusu, kimlik (fiziksel ve sosyal çevrenin kesiş-me noktası), yerellik (bağlılık açısından) vb. özellikler ile tanımlanabilir. Fiziksel çevre kalitesi ise açık ve yeşil alan varlığı, ulaşım ağı (erişebilirlik) - ulaşım türü - toplutaşım, altyapı ve belediye hizmetleri, iletişim (erişebilirlik), sosyo-kültürel aktiviteler, doğal ve tarihi değerlerin korunması, konut ve yaşam çevresinin planlı olması, konut tipi ve kalitesi, çalışma alanlarının çevresel etkilerinin azaltılması, rekreasyon alanlarının varlığı gibi özellikler ile tanımlanabilir.

Bu çalışmada devlet memuru olarak Erzurum’a atanan ve yaşayanların Erzurum ili kent-sel yaşam kalitesinde trafik sorununun yeri hakkında bilgi, düşünce ve davranışlarını ölçmeye yönelik anket sonuçlarının değerlendirilmesi ve kentsel yaşam kalitesine ulaşmak için öneriler geliştirilecektir.

Page 22: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

21

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 107

ULUSAL STRATEJİK KARARLARIN İSTANBUL TRAFİĞİ VE YAŞAM KALİTESİNE ETKİLERİ

Fahrettin ELDEMİR, Fatih Üniversitesi, İstanbul, TürkiyeTufan AKTULGALI, Fatih Üniversitesi, İstanbul, Türkiye

Özgür UYSAL, Fatih Üniversitesi, İstanbul, Türkiye

Cumhuriyetimiz 100. yılına yaklaşırken, belirlenen ulusal hedefler, bölgede güç ve den-ge unsuru olmanın gerektirdiği şartlar ve ülkemiz ekonomisinde görülen iyileşmeler en çok İstanbul’u etkilemektedir. Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki ağırlığı arttıkça, buna paralel olarak, İstanbul’un cazibesi ve kente olan ilgi de hızla artmaktadır. Nüfüs yoğunluğu artan ken-tin problemleri de katlanarak büyümektedir.

Şehrin, hava kirliliği, temiz içme suyu temini, evsel, endüstriyel ve tıbbi atıklar gibi prob-lemleri önemli ölçüde çözülürken; ulaşım, kentte çözüm bekleyen en önemli problem olarak öne çıkmıştır. Metrobüs hattı, karayolu tünelleri, kavşak düzenlemeleri, yol genişletme ve şerit arttırma çalışmaları v.b. iyileştirmeler İstanbul trafiğinde kısmi rahatlama sağlasa da yeterli ve kapsamlı bir çözüm olmaktan hala uzaktır.

Bir yandan İstanbul ulaşımına çözüm aranırken, diğer yandan, ulusal ölçekteki dev projele-rin İstanbul trafiği üzerinde oluşturabileceği negatif etki göz ardı edilmektedir.

Bu çalışmada, kenti doğrudan etkileyecek, eğitim, ekonomi ve kentleşme ile ilgili ulusal stratejik kararlar detaylı olarak ele alınmıştır. Bu karaların, kentteki ulaşımı nasıl etkileyece-ği tartışılmıştır. Yaşam kalitesi, trafik yoğunluğu ile sayısal olarak ilişkilendirilmiştir. İstanbul Ulaşım Master planı çerçevesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 2008 an-ket sonuçlarından elde edilen O-D (Origin-Destination: Başlangıç veVarış) seyahat verileri, gün içindeki şehiriçi yapılan toplam yolculuk sayısı olarak kullanılmıştır. Bu verilerden yola çıkarak ve 2008 ten 2011’e yolculuk artışları göz önünde bulundurularak 2011 verileri tahmin edil-miştir. Şebeke Akış Algoritmaları kullanılarak ulaşım sistemi hizmet performans kriteri ortaya konmuştur. Trafik sistemindeki darboğazlar belirlenmiş ve bu bölgelerde yapılan çalışmaların trafik hizmet performans değerine olan katkıları hesaplanmıştır. Mevcut alt yapıda değişiklik yapılmadan, ulusal stratejik kararaların uygulamaya konulmasının trafiğe etkisi sayısal olarak değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Şebeke Akış Algoritmaları, İstanbul Trafik Ağı, Trafik Performans Kriteri

Page 23: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

22

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 108

KARAYOLU TASARIMI VE TOPLUM-DEVLET-TRAFİK DÖNGÜSÜ

Mahir DEMİRKarayolları Genel Müdürlüğü 9.Bölge Müdürlüğü Yol Etüt Proje Başmühendisliği

DİYARBAKIR

İnsan-Ulaşım İlişkisi, insanlık var olduğu günden bu yana süren bir durumdur. İnsanın Te-kerleği keşfetmesinden çok daha önce yaratıcının insana verdiği ulaşım araçları olan bacakları ve ayakları ile gerçekleştirilen ulaşım olayı yaratıcının Dünyayı ve insanı yaratırken kullandığı mantığın temelinde yer almaktadır.

Zaman içerisinde artan ihtiyaçlar, insanların hem göçebe yaşantılarında ve daha sonra yer-leşik yaşamlarında ,yaratılan dünya üzerinde iki nokta arasında ulaşma ihtiyacını farklı canlı ve nesneleri kullanma zorunluluğunda bırakmıştır. ve nihayetinde bugünün dünyasında mo-dern şehirler toplumların farklı ihtiyaçları için birbirleri ile ilişki içinde olmalarına gereksinim duymaları ulaşım ihtiyacının bir bilim dalı olmasına yol açmış ve hemen hemen tüm bilim dalları ulaşım bilimi için direkt ya da dolaylı olarak planlı bir biçimde çalışmaya başlamışlardır. Yazımızın devamında Karayolu ulaşımının Şehirlerde yaşayan insanların psikolojilerinde ve Toplumsal hareketlerde nasıl bir etki yarattığı ve Toplum-Trafik arasında oluşan döngünün so-nuçları Devletin Trafiği kontrol altına alarak Toplum üzerinde nasıl bir adalet ve varlık duygusu oluşturacağı konuları işlenecektir.

Karayolu Tasarımı ve Toplum-Devlet-Trafik Döngüsü

Devlet-İnsan İlişkisinde Devletin varlığını en çok hissettirdiği alanlardan birisi olan Ulaşım ihtiyacında devletin insanları karmaşayı ve can güvenliğini riske etmeyi önlemek için belli kurallara uymaya zorlaması ve bunu yaparken hem belli kurallar koyması hem de Karayollarını Kurallara uymaya zorlayacak şekilde tasarlaması olarak tanımlanabilir. Sonucunda ise Toplu-mun devletin varlığını hissetmesi ve Kişinin Aile yaşantısına kadar etki edecek Bir toplum-dev-let-trafik döngüsü oluşur.

Ülkemizde Karayolu Tasarımı ve Toplum-Devlet-Trafik Döngüsü

Ülkemizdeki Karayolu Ulaşım Politikası herkesi memnun etme politikasına dayandığı için Bu döngünün ülkemiz için anlatılması çok zordur. Ulaşım Politikası devletin Karayolu içeri-sinde hareket eden araçlara iki nokta arasında ulaşımı sağlarken geçişi ve kullanabildiği hız için verdiği izin olarak tanımlanabilir. Devlet Trafik düzenini oluştururken elbette belli kurallar koymuştur.ancak kurallara uyma zorunluluğunu insanlara bırakmış ve özellikle şehir içlerinde-ki ulaşım ihtiyaçlarında insanlara en kısa yoldan ulaşma imkanı vermiştir.

Ülkemizde karayolu ulaşım politikası farklı kurumlarca birbirlerine bağlı görünmekle be-raber tamamen bağımsız bir biçimde düzenlenmektedir. Şehirler arası yol ağı ve Şehir geçişleri Karayolları Genel Müdürlüğü kontrolünde Şehir içi yollar ise Belediyelerce düzenlenmektedir. Karayolları Genel Müdürlüğü kontrolündeki yollar tasarım açısından nispeten daha iyi ancak belediyelerce düzenlenen ve insanların daha çok kullandığı şehir içi yollar tamamen kendi hali-

Page 24: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

23

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

ne bırakılmış durumdadır. Şehir içi yollarda Belediyeler herhangi bir kurala bağlı kalmadan ta-mamen kendi ihtiyaçlarına göre ve insanları memnun etmek anlayışına bağlı kalarak yol düzen-lemelerini yapmışlar ve sonuç olarak ta şehirlerdeki belediyelerin çalışmalarına göre karmaşık ve adına bilimsel anlamda yol denemeyecek modern patikalar hazırlanmıştır.Bu tasarımdan ve bilimden mahrum yollar üzerinde ise milyonlarca insan her gün bir karmaşa içerisinde ulaşım ihtiyaçlarını gidermektedir.Bunların yanında bir de belediyelerin ve devletin kontrolünde olma-sı gereken toplu taşıma araçları ve kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan araçların disiplinsiz araç kullanma ve kural ihlalleri gelince insanlar için ulaşımda devletin varlığını hissetme ola-nağı ortadan kalmış olmakta ve Toplum-Devlet-Trafik Döngüsüne Devlet unsuru olayın dışına itilmektedir.Olay Toplum-Bozuk Trafik döngüsüne döndüğü içinde insanların aile yaşantılarına kadar ulaşan bir travma oluşmaktadır.Yazımızda Bu durum ayrıntılarıyla işlenecek ve çözüm için alınabilecek önlemler belirtilecektir.

Anahtar Kelimeler: Yol, Araç,Toplum,Ulaşım

Page 25: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

24

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 109

BİR KENTİÇİ ULAŞIM MODU OLARAK KABLOLU SİSTEMLER VE TRAFİK GÜVENLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Mustafa ILICALI, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, TürkiyeNilgün CAMKESEN, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, TürkiyeMehmet KIZILTAŞ, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, Türkiye

Günümüzde her geçen gün artmakta olan kentiçi yolcu hareketliliğinin karşılanması için, gerek çevre etkilerinin az olması gerekse de yatırım ve işletme maliyetlerinin diğer ulaşım modlarına nazaran düşük olması sebebiyle, kablolu sistemler tüm dünyada yaygın olarak kul-lanılmaya başlanmıştır. Kentiçinde her geçen gün artan trafik sıkışıklığının azaltılması, yol gü-venliğinin ve kaza sayılarının azaltılması açısından kablolu sistemler, güvenli,hızlı,konforlu bir ulaşım modu haline gelmiştir. Kablolu Sistemlerin tarihine baktığımızda; binlerce yıl öncesin-de, Ulaştırma Problemleri çoktan iplerin yardımıyla çözülmüştü. Yüzyıllar öncesinde kablolu hatların insanları ve eşyaları taşımak üzere şaşılacak derecede ilerlemiş düzeyde kullanılmış olmasına karşı, Modern Kablolu Sistem ilk deneyimini henüz 19.yüzyılın ortalarında gösterdi. Bunun için gerekli ivmelenme; Endüstri Devrimi sürecinde buhar mühendisliği, demiryolları ve tel halatlar ile sağlandı. 1900’ lerle birlikte; yüksek performanslı teleferikler aynı zamanda yolcu taşımacılığı içinde üretilmeye başlandı ve kendilerini esas olarak Alpler ve çevresinde gösterdiler. ABD’ de 1920’ lerde ve Avrupa’ da 1945’ lerde otomobilin keşfi ile birlikte kablolu sistemler şehir dışına taşındı. Yinede, dağlık alanlarda kış turizminin gelişmesinin bir sonucu olarak; takip eden on yıllarda teleferik teknolojisi hızlı teknik gelişimler kaydetti. Bugün kablo-lu sistemler ulaşımda; oturmuş, verimli ve konforlu bir araçtır. Esneklik ve maliyet verimliliği gibi özel karakteristikler ve kentsel planlama ile gelişim bağlamında; teleferikler şehir içi ula-şımında önemini tekrar kazanıyorlar. Kentiçinde; gün geçtikçe artan trafik sıkışıklığı ve kaza oranlarına karşı ‘kablolu sistemler’ güvenli,dik eğimleri rahatlıkla aşabilen, kendi güzergah trafiğini bir başka ulaşım modu ile paylaşmak durumunda olmayan bir ulaşım kompozisyonu sunmaktadır.

Günümüzde; özellikle büyükşehirlerde artan ulaşım talebi, Karayolu üzerindeki yükü art-tırmakta, bu durum tıkanmaların yanında trafik güvenliği üzerinde de olumsuz etki oluşturarak, ölümlü ve yaralanmalı kazaların sayısını arttırmaktadır. Bu kazaların araştırmasında; büyük bir payın yol üzerinde yolcu,yaya,sürücü olarak bulunan insana ait olduğu görülmektedir. Olumsuz hava koşulları; kar,buz, sis v.b. trafik kaza sayılarını daha da arttırmaktadır. Trafik Güvenliği’ nin sağlanmasında; Karayolu üzerinde alınacak çok sayıda tedbirin yanı sıra daha güvenli ula-şım sistemlerinin kullanılmasınında önemli bir katkısı olacaktır. Burada; teknolojik gelişmelere açık, güvenli, yakıt tüketimi çevreci ve düşük maliyetli, kendi güzergahını başka bir ulaşım modu ile paylaşmak durumunda olmayan ‘Kablolu Sistemler’ alternatif bir kentiçi toplu ulaşım modu olarak ön plana çıkmaktadır. Mümkün olan en üst düzey sistem güvenlik ve emniyetini sağlamak için; kablolu sistemdeki bütün ana sürüş elemanları kapsamlı bir sistemde donanım-lıdır. Örneğin üç sürüş sistemi vardır: (1) bir yada iki elektrik motorlu bir ana sürüş sistemi, (2) Güç şebekesinden bağımsız çalışan yardımcı bir sürüş sistemi ve aynı zamanda (3) Direk sondaj çarkına bağlanan ve kendi motoruyla çalışan bir acil sürüş sistemi. Vitessiz sürüm imkanı da

Page 26: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

25

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

mevcuttur ki; motor vites olmaksızın direk sondaj çarkına bağlanarak kablo çekim sürüşünü sağlar. Aynı zamanda frenlerde farklı tasarım imkanlarına sahiptir. İşletim boyunca; frenleme – işlevini jeneratörler yada elektrik kaynaklarınca sağlayan – elektrik motorlarınca yapılır. Ayrı-ca; direk sondaj çarkınca çalıştırılan bir servis freni ve acil sürüş freni vardır. Kablolu Sistemler; modern trafik mühendisliği talepleri ile örtüşmektedir, bunun için birçok toplu taşıma sistemine uyarlanabilirler.

Toplu ulaşım araçlarının erişilebilirliği; hatlar ve ağlar boyuncadır ve bu, büyük zonlar arası optimum düzeyde bir hizmet doğurur. Modern Kent Gelişimi ve Planlamasında; karma ulaşım kullanımı ön plana çıkmıştır. Çünkü; eğer şehrin nüfusu yakın çevresindeki bütün işletmele-re rahat ulaşabiliyorsa, bu sadece mesafelerin kısa olması demek değildir ve aynı zamanda şehrin hayat kalitesinde artış demektir. Yerel bir toplu taşıma sisteminin kurulumunda; gerekli olan ulaştırma kapasiteleri ana faktördür. Emniyet ve dakiklik bağlamında kablolu sistemler; güzergahını başkalarıyla paylaşmak zorunda olmadığı için otobüs ve tramvaylara üstündürler. Tırmanma kabiliyeti bağlamında; kablolu sistemler- raya monteli yada yol üzerinde giden – sis-temlere nazaran çok daha üstündürler. Genel şartlarda; bütün kıyaslamalarda bir ana kural var-dır: ‘iyi’ yada ‘kötü’ sistem yoktur. Belirli ihtiyaçlara binaen; ‘yeterli’ yada ‘az yeterli’(yetersiz) sistemler vardır. Sonuç olarak; Kablolu Sistemler dik eğimleri rahatlıkla aşabilen, teknolojik gelişmelere açık, maliyet ve taşıma yönünden elverişli, geniş kullanım alanlı olup ‘trafik güven-liği’ açısından ‘kentiçi toplu taşıma’ da çığır açıcı olacaktır. Ülkemiz özelinde; ‘trafik güvenliği’ başta olmak üzere, çok yönlü bir uygulanabilirliği vardır.

Bu bildiride; bu sistemlerin Dünya ve ülkemizdeki uygulamaları, kentiçi yol güvenliğine getirdikleri ve trafik kazalarının azaltılmasındaki etkilerine ait bilgiler verilip, diğer ulaştırma modlarıyla karşılaştırılması yapılacaktır.

Page 27: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

26

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 110

OUTDOOR REKLAMLARIN VE YOL KENARLARINDAKİ DİĞER GÖRSELLERİN SÜRÜŞ GÜVENLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Prof. Dr. Osman ÖZSOYHaliç Üniversitesi

İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanıİstanbul Etiler Polis MYO Hocası

ÖZET

Sürüş güvenliği artırmaya ve trafik kazalarını azaltmaya yönelik çalışmalar tüm dünyada devam etmektedir. Konu tüm yönleriyle ele alınmaya çalışılmaktadır.

Sürücünün emniyetli sürüş için kurallara uyması, aracın teknik özellikleri ve yol kalitesi gibi temel etkenlerin yanısıra, çevreden sürücüye ulaşan görsel ve işitsel mesajların da sürüş güvenliğini ekileyen temel faktörler arasında olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur.

Üstelik karayolları kenarındaki outdoor reklamların ve diğer görsellerin sürücüler üzerinde-ki etkilerinin sürücünün cinsiyetine, reklamın niteliğine, mesajın içeriğine ve sürücünün o anki psikolojisine göre farklı etkiler ortaya koyduğu tespit edilmiştir.

Bildiride, karayolları kenarındaki görsel unsurların sürüş güvenliği üzerindeki etkileri yapı-lan araştırmalar ışığında tüm yönleri ile ele alınacaktır.

Anahtar kelimeler: Outdoor Reklam, sürüş güvenliği, karayolları, algılama, dikkat kaybı.

Page 28: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

27

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 111

2012 İL EMNİYET MÜDÜRLERİ BİLGİ PAYLAŞIM TOPLANTISITRAFİK HİZMETLERİ, ULAŞIM GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYININ KARAYOLU

TRAFİK GÜVENLİĞİNE ETKİSİ

Dr. Emin SEMİZ EGM, Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Ankara, Türkiye

Giriş:

Ülkemizde günde ortalama 360 ölümlü veya yaralanmalı trafik kazası meydana gelmekte-dir. Bu kazalar sonucunda olay yerinde yaklaşık bir günde 11 kişi hayatını kaybetmekte, 649 kişi yaralanmakta veya sakat kalmaktadır. Ülkemizde, 30 günlük tedavi sürecindeki ölümler dâhil, bir yılda 8.000 civarında kişinin hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.

Ülkemizde yaşanan trafik kazaları ve bu kazalar sonucunda meydana gelen ölüm ve yara-lanmaların azaltılması için yapılması gerekenleri tartışmak ve karayolu trafik çarpışmalarını azaltma çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla 20–22 Şubat 2012 tarihleri arasında “İl Emniyet Müdürleri Bilgi Paylaşımı” toplantısı yapılmıştır. Bu toplantı içerisinde ise Trafik Hizmetleri, Ulaşım Güvenliği ile ilgili çalıştayda; Yaşanan trafik kazaları ve bu kazalar sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmaların azaltılması için yapılması gerekenler ele alınmıştır.

Sonuç:

Toplantı sonucunda aşağıdaki konular öne çıkarak bu başlıklar ile ilgili yapılması gereken-ler eylem planına çevrilecek ve karayolu trafik güvenliğine katkısı tartışılacaktır.

1. Trafik denetimlerinin daha etkin hale getirilmesi,

2. Trafik hizmetlerinde görev yapmanın özendirilmesi,

3. Trafiğin tüm süreçlerinde uluslar arası taahhütlerden ve uygulamalardan yararlanılması,

4. Araç tescil ve sürücü belgesi işlemleri ile denetleme hizmetlerinin birbirinden ayrılması,

5. Sürücü adayı eğitiminin ve sınav sisteminin daha iyi sürücüler yetiştirecek şekilde de-ğiştirilmesi,

6. Muayene istasyonlarında ağır kusur verilen araçlarla ilgili önleyici tedbirler alınması

7. Halkın bilinçlendirilmesi için, her türlü yerli film ve dizilerde trafik kurallarına riayet edilmesi.

Anahtar kelime: trafik güvenliği, mevzuat, trafik denetimleri

Page 29: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

28

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 112

BÜYÜKŞEHİR TRAFİK DENETİM HİZMETLERİNDE PERSONEL İSTİHDAMINDA TAHSİSLİ VERİMLİLİK İLKESİNİN UYGULANMASI

Prof. Dr. Hasan Hüseyin ÇEVİK, Dr. Muammer BUÇAK

Kentsel alanlarda trafik hizmetleri beş kategoride sunulmaktadır. Bu işlevlerden üç tanesi trafik ışıklarının düzenlenmesi, trafik levhalarının düzenlenmesi ve yolların yapımı belediye-lere aittir. Diğer iki işlev trafik denetimi ve tescil işlemleri ise polis teşkilatı tarafından sağlan-maktadır. Vatandaşların bu hizmetlerde en çok yüz yüze geldiği alan trafik denetleme alanıdır.

Trafik hizmetlerinde denetim ayrı bir öneme sahiptir. Günlük araç trafiğinin işleyişinin ve trafik park alanlarının denetimi vatandaşın trafik düzenine uymasındaki algısını etkilemektedir. Gelişmiş Batı ülkelerinde trafik denetiminin iyi ve sıkı yapıldığına dair kanaat bu ülkelerin vatandaşlarının trafik kurallarına uyulması noktasına katkı yapmaktadır.

Trafik denetimi iki şekilde olmak üzere personel eliyle ve teknolojik araçlar yoluyla ya-pılmaktadır. Bu çalışmada personel marifetiyle yapılan denetim konusu ele alınacaktır. Trafik denetleme hizmetlerinde personel istihdamı ve planlaması bu hizmetlerin verimli ve etkili ya-pılması için önemlidir. Verimli hizmet sunmada denetime ihtiyaç duyulan yere göre personel görevlendirilmesi tahsisli verimlilik tersi ise tahsisli verimsizlik olarak tanımlanabilir. Bu yö-nüyle Türkiye’de merkez ilçeleri olan Büyükşehirlerde trafik denetleme görevlilerinin sevk ve idaresi, planlaması, motivasyonu ve diğer ilgili faaliyetlerde sorunlar denetleme hizmetlerinin kalitesini, halk memnuniyetini ve hizmetin niteliklerini olumsuz etkilemektedir.

İşte bu bildiride özellikle merkez ilçesi olan trafik denetleme hizmetlerinin merkezi olarak sunulduğu Büyükşehirlerdeki personel istihdam sorunlarının verimlilik ve etkililik ilkeleri bağ-lamında tartışılması ve çözüm önerilerinin yapılması amaçlanmaktadır. Çalışmada verimlilik, etkililik, kalite, personel istihdamı ve trafik denetleme ile ilgili önemli kavramlar tanımlanacak, özellikle Büyükşehirlerdeki trafik denetleme hizmetlerindeki mevcut durum ortaya konarak so-runlar saptanacak ve sonuçta çözüm önerileri ortaya konacaktır.

Page 30: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

29

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 113

HIZ KAVRAMLARI VE TRAFİK GÜVENLİĞİ

Yıldız TERZİOĞLU

ÖZET

Hız sadece trafik güvenliğini etkilemez aynı zamanda yakıt tüketimini, emisyon düzeyini, trafik gürültü seviyesini ve yola yakın yerde çalışan veya yaşayan insanların yaşam kalitelerini kısaca çevreyi de etkiler. Bu nedenle hız istatistikleri çok farklı açılardan değerlendirilebilinir. Ancak genelde hızın hareketlilik ve trafik güvenliğine olan etkisi dikkate alınır ve incelenir.

Yeni bir karayolu yol kullanıcıları tarafından zaman, konfor, güvenlik ve tasarruf edilen para açısından değerlendirilir. Hız, seyahat edenlerin alternatif güzergah seçerken veya taşıma türünü seçerken dikkate aldıkları en önemli faktördür. Trafik hızları hemen hemen herkesin ilgi alanında olan bir husustur. Bir sürücü olarak bir yolcu olarak veya bir yaya olarak tercih ettiği-miz hızlar birbirinden oldukça farklıdır. Yüksek hız, seyahat süresinin azalmasına neden olur bu da ekonomik yönden ve hareketlilik açısından pozitif etki yapar. Seyahat süresinin belirgin bir şekilde azalması ulusal ekonominin, bölgesel ekonominin gelişmesine katkıda bulunur. Mal ve hizmetin çabuk ve kolay ulaştırılması eğitimden, ticarete, turizme kadar birçok faaliyetin gelişmesine ve istihdamın artmasına neden olur. Ancak yüksek hız trafik güvenliği açısından da risk oluşturabilir. “Çoğu karayolu güvenliği uzmanı karayolu ölümlerinde en önemli etmenin hız yapma olarak yorumlanan aşırı hızdan (hız sınırının üzerinde araç kullanma) veya uygun olmayan hızdan (yasal hız sınırına uygun ancak şartlara göre çok hızlı araç kullanma) kaynak-landığı konusunda görüş birliği içindedir. Karayolu trafiğindeki kayıplarda hız, hem karayolun-da meydana gelen çarpışma ihtimalini hem de bunlardan kaynaklanan kayıpların vahametini etkileyen kilit risk etmenlerinden biri olarak tanımlanmaktadır” (Küresel Karayolu Güvenliği Ortaklığı, 2008:3,6).

Bu çalışmada hız ile ilgili tanım ve kavramlar verilmiş, hız tanımları arasındaki farklılıklar açıklanmış, tasarım hızı, işletme hızı ve yasal hız sınırları arasındaki ilişkiler incelenmiş ve makul (mantıklı) hız sınırı tespit edilmesinde dikkat alınan kriterler değerlendirilmiştir. Ayrıca hız ve trafik güvenliği arasındaki ilişki irdelenmiş ve Devlet Yolları üzerinde gerçekleştirilen noktasal hız etüdü sonuçları değerlendirmiş ve hız yönetiminin önemi vurgulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: İşletme hızı, tasarım hızı, yasal hız sınırı, noktasal hız etütleri

Page 31: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

30

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 114

HIZ VE ALKOL DENETİMLERİNİN TRAFİK KAZALARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİ İNCELEYEN BİR ALAN ARAŞTIRMASI

Murat DELİCE, Yavuz BALErzurum İl Emniyet Müdürlüğü

Trafik kazaları hem ülkemizde hem de dünyada büyük kayıplara sebep olan ciddi bir prob-lemdir. Dünyada bir milyonu aşkın kişi, ülkemizde ise on bini aşkın kişi her yıl trafik kazala-rında ölmektedir. Dünyada milyonlarca, ülkemizde ise yüz binlerce kişi yine trafik kazalarında yaralanmakta ve sakat kalmaktadır. Ayrıca trafik kazaları ülke ekonomileri için büyük kayıplara sebep olmaktadır. TUIK verilerine göre trafik kazalarının en önemli nedenlerinden birisi hız limitleri üzerinde araç kullanmak ve bir diğeri de alkollü araç kullanmaktır. Trafik kazlarına sebep olan bu ihlalleri önlemek için önerilen çözümlerin en etkililerinden birisi trafik denetim-leridir. Trafik denetimlerinin kuramsal alt yapısı suç teorilerinden Caydırıcılık Teorisine dayan-maktadır ve sayısız ampirik çalışma trafik denetimlerinin ve denetimlerde uygulanan cezaların trafik kazalarını ve kazaların olumsuz sonuçlarını azaltmakta etkili olduğunu göstermiştir. Ül-kemizde de trafik polisleri bu iki trafik kuralı ihlaline karşı denetimlerini sürdürmektedir. Ancak bu denetimlerin etkili olup olmadığına ve gerçekten trafik kazalarını önlemede bir rolü olup ol-madığına ilişkin bilimsel çalışmalar yeterince yapılmamıştır. Bu araştırmada korelasyon analizi kullanılarak polislerin 81 ilde yaptıkları hız denetimleri ve alkol denetimleri sayıları ile illerdeki trafik kazaları sayıları arasındaki ilişki incelenecektir. Bu ihlallere karşı uygulanan denetimler arttıkça trafik kazalarında bir azalma olacağı varsayılmaktadır. Bu araştırmada bu varsayım test edilecek ve sonuçlarını paylaşılacaktır. Bu araştırma her bir ilin 2010 ve 2011 yıllarına ait uy-gulanan hız ve alkol denetimleri sayılarını, meydana gelmiş trafik kazaları sayılarını ve sürücü sayılarını veri olarak kullanılacaktır. Araştırmadan elde edilen bulguların trafik denetimlerinde kaliteyi artırmak ve alternatif denetim mekanizmaları geliştirmek konusunda yararlı olacağı değerlendirilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Trafik Kazası, Denetim, Alkol Denetimi, Hız Denetimi, Caydırıcılık Teorisi

Page 32: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

31

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 115

KARAYOLU TRAFİĞİ VE TRAFİK PSİKOLOJİSİ

Mesut BAŞ, Seğmenler Mesleki Yeterlilik Merkezi, Ankara, TÜRKİYESerdar MEMİLİ, Seğmenler Mesleki Yeterlilik Merkezi, Ankara, TÜRKİYE

Trafik psikolojisi, Psikolojinin uygulamalı alt dallarındandır. Yaya ve sürücülerin trafikteki davranışlarının altında yatan psikolojik süreçleri inceler. Başlıca amacı trafik kazalarını ve bu kazaların sonucu olan ölümleri azaltabilmektir.

Sürücülerin araç sürme eylemi sırasındaki algı, dikkat ve biliş süreçleri, sürücü kişiliği, risk alma davranışı, sürücülerin tutumları ve duyguları trafik psikolojisinin çalışma alanlarındandır.

Trafik psikolojisi, trafik tanımı altında belirtilmiş yerlerdeki en başta sürücülerin, yaya-ların ve yolcuların üzerinde etkide bulunan içsel ve dışsal psikolojik ve fiziksel faktörlerin çaprazlama etkisi altında kalan bireyin ön düşünme süreçleriyle birlikte ortaya çıkaracağı veya çıkarabileceği potansiyel davranışların o an için birey tarafından yansıtılmamış (ama her an yansıtılabilecek) halidir. (1)

Sürücülerin duygularını ölçmek ve değerlendirmek için Psiko-Teknik Viyana Trafik Test Sistemi (2005 Normları) uygulanmaktadır. Sürücüleri izleme, algılama, değerlendirme uygula-malarını psikologlar yapmaktadırlar.

Psikologların, Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezlerinde (PDM) uygulama yapmaları için öncelikle “Viyana Test Sistemi” hakkında eğitime katılmaları gerekmektedir. (2) Psiki-Teknik Değerlendirme Testi; sürücülerin güvenli araç kullanmasını sağlayan zihinsel ve psikomotor yetenek düzeylerinin belirli testler aracılığı ile ölçülmesidir. (3)

Psiko-Teknik Değerlendirme Raporları önceleri sadece 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayalı Karayolu Trafik Yönetmeliği (Madde 79) kanunun ilgili maddelerinde tanım-lanan nitelikteki trafik suçlarını işleyen sürücüler için verilmekteydi. Buna ilaveten günümüzde Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin (KTY), 36-d maddesi kapsamındaki sürücülerinde her 5 (beş) yılda bir Psiko-Teknik Değerlendirme Raporlarını almaları gerekmektedir.

Psiko-Teknik Değerlendirmede değerlendirilen yetenekler şunlardır:

Zihinsel Yetenek ve Beceriler • Dikkat• Anlama ve Değerlendirme Yeteneği(Muhakeme)• Hız ve Mesafe Algılama• Geniş Görüş Alanı İçinde Uyaran Fark Etme• Şekil Algılamada Görsel Süreklilik

Psikomotor Yetenek ve Beceriler • Tepki Hızı• Koordinasyon Düzeyi (2) (2) Viyana Test Sistemi 2005 Normlarına Dayalı Değerlendirme

Psiko-Teknik Değerlendirmeye dayalı olarak Psikiyatrik Muayene Raporları düzenlenerek

Page 33: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

32

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

ilgili Sağlık Müdürlüğüne tasdik ettirilmektedir.

Bu raporların, ülke ve trafik güvenliği bakımından istenen ve beklenen amaca uygun olduğu söylenemez.

Çünkü Psiko-Teknik Değerlendirme Sistemi Hakkında eğitim alan ve sürücüye uygulayan Psikologun olumlu ya da olumsuz raporunun geçerli olması Psikiyatri Doktorunun onayına bağlıdır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Sürücüyü birebir olarak gözlemleyen, onun eksikleri-ni gören, şoförlük mesleğine uygun olup olmadığını değerlendirecek kişi psikologlar olmalıdır. Ya da Psikiyatri doktorlarıyla da görüşme yapılması gerekmektedir.

Psiko-Teknikle Değerlendirme ile ilgili yönetmelikte Psikologların, Psikiyatri Uzmanları gözetiminde çalışacaklarına ilişkin bir hüküm yoktur.

Fakat, Psikologların tek başlarına çalışmalarına engel olan 1928 yılında çıkarılmış <tababet ve şuabati san’atlarinin tarzi icrasina dair kanun> Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanmakta ve Psikiyatri Uzmanlarını şart koşmaktadır.

Psiko-Teknik Değerlendirme hakkında Psikologlar Meslek Yasası çıkartma gayretindedir-ler. Hızla gelişen, değişen ilerleyen bir çağda 84 yıllık yasanın en kısa zamanda TBMM tarafın-dan değiştirilmesini ummaktayız.

YÖNTEM1. Karayolu Trafiği ve Trafik Psikolojisinin Türkiye’de ve Dünyadaki durumu nedir?2. Türkiye’deki Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezlerinin (PDM) durumu ile olumlu ve

olumsuz yanları3. Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezlerine gelen sürücüler • Yaş • Cinsiyet • Eğitim Düzeyleri • Sürücü Belgeleri4. Bilgi Toplama Araçları5. İşlem Yolu6. Tablolar

SONUÇLAR1. Bulgular2. Tablolar3. Tartışma ve Yorum4. Öneriler5. Özet

KAYNAKÇA1. http://tr.wikipedia.org/wiki/Trafik_psikolojisi2. Viyana Test Sistemi 2005 Normlarına Dayalı DeğerlendirmeSağlık Bakanlığı (Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü)

Page 34: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

33

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 116

KİŞİLİK YAPISININ KAZA YAPMA OLASILIĞI ÜZERİNE ETKİSİ

Fatih ÇİPİL1, Adnan SÖZEN2

1Emniyet Müdürlüğü , Elazığ2Gazi Ü. Teknoloji Fakültesi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Teknikokullar, Ankara

ÖZET

Türkiye gibi gelişmekte ve genç nüfusa sahip olan ülkeler nüfus artış hızına bağlı olarak sosyal refah çerçevesinde artan araç sayısı ile birlikte trafik kazalarındaki artış doğru orantı-lı olarak artmaktadır. Trafik kazaları ülkemizde en önemli ölüm sebeplerinden birisidir. Her yıl ortalama 4000 dolaylarında kişi trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Bu duruma yol açan birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar trafik planlaması, dizayn ve inşaat, yol şartları, meteorolojik şartlar sayılabilir. Ölümcül faktör ise insan hatalarıdır. Literatür verilerine göre trafik kazalarının %95’inin sürücü davranışı, sürücü becerileri ve kazaya yatkınlık gibi insan hatalarından meydana geldiğini belirtmektedir. Bunlar trafik kurallarını ve yol şartlarını bilme-me, sürücü becerisinin kötülüğü, kötü karar verme, değişen koşullara ayak uyduramama ve en önemlisi sürücünün kişilik yapısıdır. Bu çalışmanın temel amacı sürücü davranışlarını trafik içerisindeki değişimini gözlemek ve bu davranışların trafik güvenliği ve trafik kazalarındaki etkilerini belirlemektir. Bununla beraber sürücü tiplerini incelemek ve tüm bu bilgiler ışığında trafik kazalarını azaltıcı çözümler üretmek çalışmanın kapsamında yer almaktadır. Sürücülerin sürücülük deneyimleri, geçmişleri, alkol kullanma alışkanlıkları, kaç defa kazaya karıştıkları ve demografik özellikleri belirlenerek Ki-kare Bağımsızlık Testi ile değerlendirilmiş, değişkenler arasındaki ilişki katsayıları saptanmıştır. Ayrıca değişkenler arasındaki ilişki uyum analizi ile incelenmiştir.

Page 35: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

34

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 117

TÜRKİYE’DEKİ UZUN YOL OTOBÜS ŞÖFÖRLERİNDE OBSTRÜKTİF UYKU APNE RİSKİNİN BELİRLENMESİNDE DÖRT SORU ANKETİNİN

KARŞILAŞTIRILMASI

Dr. Hikmet FIRAT*, Dr. Melike YÜCEEGE*, Dr. Ahmet DEMİR**, Dr. Sadık ARDIÇ**SB Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim&Araş. Hast. Göğüs Hast Kliniği

**Hacettepe Ünv Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

ÖZET

Amaç: Türkiye’ de 45 yaş üzeri ve Beden kitke indeksi (BKİ) > 25kg/m2 olan ağır vasıta sürücü adaylarına polisomnografi yapılması zorunludur, ancak kanundaki bu madde başvuru sayısının çok fazla olması nedeniyle göz ardı edilmektedir. Bu çalışmada daha önce standardize edilmiş olan 4 anket formu “Berlin, STOP, STOP-BANG ve OSA50” kullanılarak uzun yol otobüs şöförlerinde Obstrüktif Uyku apne (OUA) riski belirlenmeye çalışıldı.

Materyal-Metod: 90 uzun yol otobüs şöförüne 4 anket doldurulup hepsine polisomnografi uygulandı. Ayrıca olası diabet, hipotroidi gibi ek hastalıkların belirlenmesi için kan tetkikleri yapılıp kulak burun boğaz tarafından endoskopik muayeneleri yapıldı.

Bulgular: Boyun çevresi, BKİ, göbek çevresi, OUA ve metabolic sendrom sıklığı, oksijen desaturasyon indeksi ve uykuda oksijen saturasyonunun %90 ın altında olduğu sure 45 yaş üzeri şöförlerde 45 yaş altındaki şöförlere göre belirgin olarak yüksekken, uykuda olan orta-lama oksijen saturasyon ise belirgin olarak düşük bulunmuştur. STOP-BANG anketi hastalığı belirlemekte en yüksek sensitiviteye (% 87) ve negative prediktif değere (%76) sahip olduğu bulunmuştur.

Sonuç: Uzun yol otobüs şöförlerinde OUA riskini taramak için 45 yaş sınırı uygundur. 4 anket içinde STOP-BANG anketi uzun yol otobüs şöförlerinde OUA riskini belirlemekte en yüksek sensitiviteye ve negative prediktif değere sahip olması nedeniyle bu grup kişilerde gü-venli olarak tarama amaçlı kullanılabilir.

Page 36: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

35

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 118

İLKYARDIM HİZMETLERİ

İlknur KUBİLAYSağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

ÖZET

Toplumda ilkyardım bilincinin geliştirilmesi, ilkyardım eğitimi almış kişilerin sayısının artırılması ve konuya gereken duyarlılığın gösterilmesi amacıyla; 2002 yılında İlkyardım Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesinden sonra, İlkyardım Eğitici Eğitimlerine başlanmıştır. İlkyardım ve eğitici eğitimlerinde standardizasyonu sağlamak, farklı uygulamaları ortadan kal-dırmak için uluslar arası standartlar doğrultusunda eğitim konuları belirlenerek yayınlanmıştır. Bu çalışmalarla birlikte; sertifikalı ilkyardım eğitimlerine başlanmış olup; 2011 yılsonu itiba-rıyla 138 İlkyardım eğitici eğitmeni, 1199 ilkyardım eğitmeni ve 343885 ilkyardımcı yetişti-rilmiştir. Bakanlığımız hedefleri doğrultusunda kurum ve kuruluşlarla yapılan eğitim işbirliği protokolleri, özel ilkyardım eğitim merkezleri açılışları ile ilkyardımcı sayılarının artırılması planlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Toplum, ilkyardım, ilkyardımcı, İlkyardım Eğitmeni, İlkyardım Eği-tici Eğitmeni

Page 37: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

36

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 201

KONYA’DAKİ BAZI İLKÖĞRETİM OKULLARINDA TRAFİK GÜVENLİĞİ EĞİTİMİNİN İNCELENMESİ

Osman Nuri ÇELİK1 Mehmet Ali LORASOKKAY2 M. Levent AĞIRDIR3

ÖZET

Trafik sorunları ve trafik kazaları ülkemizde çözülmesi gereken öncelikli sorunlardan bir tanesidir. Ülkemizde yapılan istatistikler incelendiğinde trafik kazalarındaki kusur oranlarında birinci sırada insan faktörü gelmektedir. Trafik güvenliğinin bilinçlendirilmesinde trafik eğitimi en önemli unsurdur. Eğitim, insanların tüm yaşam boyunca muhtaç olduğu bir süreçtir. Eğitim eksikliği trafik kazalarının meydana gelmesinde en önemli faktördür. Trafik eğitimine sadece sürücüler değil tüm yol kullanıcıları için sürdürülebilir bir eğitim verilmelidir. Bu çalışmada; ülkemizdeki trafik eğitimi ile gelişmiş ülkelerdeki trafik eğitimleri karşılaştırılmıştır. Ayrıca, Konya’da bazı İlköğretim okullarında okul yöneticilerine ve öğrencilere okulda trafik eğitimine yönelik anket çalışması yapılarak trafik güvenliği eğitimindeki eksiklikler ve sorunlar saptana-rak, trafik eğitimine yönelik öneriler sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Trafik Güvenliği, Eğitim, Konya, İlköğretim, Anket

1 Prof. Dr. Selçuk Üniversitesi Mühendislik – Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, 42031, Konya.2 Öğr. Gör., Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler M. Y. O., İnşaat Teknolojisi Bölümü, 42031, Konya.3 Öğr. Gör. Dr. Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, İnşaat Müh. Bölümü, 42031, Konya.

Page 38: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

37

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 202

KARA YOLLARI TRAFİĞİNİN İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN YAŞAM KALİTESİNDE ETKİSİ

Morteza GHASEMY AQDAMYHacettepe Üniversitesi

Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Doktora Öğrencisi

İnsan eğitimsiz yaşayamaz Yaşamını devam etmek için, insanın doğuştan getirdiği davranışlarıyla sınırlıdır İnsan davranışlarının çoğunluğunu başkalarının etkisiyle öğren-diğinden başkalarınca eğitiliyor demektir Bu eğitim yaşam boyu sürmektedir

Eğitim sisteminin belli bir düzene göre işlemesine karşılık, hayat okulu düzensiz ve karışıktır. Bu da, eğitimin ne güçlü bir siyasal araç olduğunu, açıkça ortaya koyuyor.

Çağımızda gelişen ülkelerde eğitim ön safhadadır ve bütün başarıların temellinde güçlü ve başarılı bir eğitim görünmektedir Günümüzdeki teknolojiyi geliştiren insan, aldığı eği-tim bilginin doğrultusunda kullanmaktadır İnsan dünyanın gelişmesine yaptığı çalışmalar sonucu yön vermektedir Bu çalışmaları yapabilmeleri için belirli bir zaman içerisine o çalışmalarla ilgili bilgilendirilme eğitimi almaktadır. Şüphesiz en iyi eğitim vermek yeri okullardır. Okullar arasında da İlköğretim okulları yeni nesilli eğitilmek için çok ama çok önem taşımaktadır. İyi bir yurttaş yetiştirmek için bu noktadan hareket etmek gerekir. Yaşadığımız hayatta küreselleşme ve teknolojinin getirisi daha hızlı ulaşımın çeşitli araçla-rıdır. Bu teknolojinin sonuçlarının biriside kara yollar trafiğidir. Trafiğin temelinde kurallar vardır. Kuralsız trafik asla düşünülemez Kuralsız yaşanan trafik, trafik değil bir korkunç canavardır

2001 yılında trafik kaza sayısı 66243 olurken 2010 yılında 116804 sayıya ve Sadece 2010 yılında ölü sayısı 4045 ve yararı sayısı 211496 kişiye ulaşmıştır.

Okullarda her konunun kitap olarak zorunlu eğitimi verildi müzik resim beden eğitimi elişi beceri dersleri zorunlu olarak okutuldu eğitimi verildi Fakat geleceğin meslek sahibi olacak bu insanların karayollarında trafiği kullanacağı unutularak trafik eğitimi o insanlara zorunlu ders olarak okutulmadı eğitimi verilmedi, o insanlar karayollarında trafik nasıl kullanacaklarını bilmediklerinden dolayı bir çoğu hayatını trafik kazalarında karayolla-rında kaybettiler Türkiye’de nice değerli ve kariyer sahibi, ülkeye faydalı olacak insanlar trafik kazalarında hayatlarını kaybettiler Bu ülke için bir yetişmiş insan gücü kayıplarıdır Bu tür üzücü örnekler Türkiye’de yaşanmıştır ve hala yaşanmaktadır Ülkenin her konuda gelişmişliğini sağlamak için ileri geleceği şimdiden görmek gereklidir Bu özellik trafik içinde geçerlidir Bu güne kadar ülkenin her bireyini trafik konusunda bilinçlendirmek için okullarda trafik bilgisi dersi eğitimi yapılmadığından dolayı karayollarında ister yaya ister sürücü olarak kuralları uygulamadan kurallardan yoksun olarak trafiği kullanmaya kalkı-şıyoruz ve sonuç kazalara neden oluyoruz Türkiye bu eğitimsizliğin nedeni ile bir trafik bilinçsizlikle karşı karşıya kalmaktadır Bu durumun düzeltilmesi ancak okullarda zorunlu olarak verilmesi gerekli olan trafik bilgisi dersi eğitimi ile başarılabilinir Trafik İnsanlar

Page 39: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

38

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

için atlanacak geri plana itilecek bir konu değildir Çünkü trafiği içeriği insan faktörüdür insan varlığıdır Dahası trafik insan özellikle ilköğretim öğrencilerinin yaşam kalitesini etkilemektedir.

Bu Çalışmada İlköğretim ders kitaplarının konuları inceleyecek ve bir anket hazırlaya-rak kara yollarında trafiğin ilköğretim öğrencilerinim yaşam kalitesinde etkisini değerlen-direcektir.

Anahtar Kelimeler: Kara yolları trafiği, Eğitim, İlköğretim öğrencileri, Yaşam kali-tesi

Page 40: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

39

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 203

TRAFİK BİLİNCİ VE DUYARLILIĞININ KAZANILMASINDA MEDYA VE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ETKİSİNİN ÜNİVERSİTELİ ÖĞRENCİLER

AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yaşar Ahmet KURTBEYOĞLU, Rize Çayeli İlçe Emniyet Müdürlüğü,Rize-Türkiye

Özet

Kitle iletişim araçları, eğitimde önemli bir role sahiptir. Özellikle ekonomik kaynakların sınırlılığı nedeniyle, toplumun her kesiminin eğitim sunusundan yararlanması, istenilen ölçüde olanaklı olamamaktadır. Ayrıca, ulaşım, nüfus ve coğrafi koşullar da eğitimin yeterli ölçüde sağ-lanmasını engelleyen etmenler arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, toplumun belli konularda aydınlatılmasında ve eğitsel yayınlarla bilgi sahibi olmasında kitle iletişim araçlarının önemi gözardı edilemez. Bu nedenle karayolu kullanıcılarının eğitimi ve trafik bilincinin kazandırıl-masında kullanılan kitle iletişim araçlarının önemi çok fazladır. Günümüzde medya faktörünün insanların bilinç algılama düzeylerine etkisinin olduğunu, herkes tarafından aynı farkındalığa sebep olmadığı bilinmektedir. İnsanların görsel, işitsel ve yazımsal medyatik araçların etkisine maruz kaldığı görülmekte olup; bilinç duyarlılığının oluşmasında iletişim araçlarının etkisi ve önemi her geçen yenilenen teknolojiyle beraber artmaktadır. Kitle iletişim araçlarının (gazete, televizyon, internet) Trafik bilinci ve duyarlılığının sağlanmasında, üniversite öğrencileri tara-fından nasıl algılandığı ve en çok hangi iletişim aracının farkındalık ve etkileşim yarattığının belirlenmesi bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Araştırmada nicel betimsel yöntem kullanılmış ,veriler SPSS 16.0 paket programı girilerek sonuçlar analiz edilmiştir. Rize ili Çaye-li Eğitim Fakültesinde okuyan üniversite öğrencilerine yönelik geliştirilmiş olan, Kitle İletişim Araç Algılama Ölçeği ( KİAAÖ ) uygulanmıştır. Örneklem ilköğretimde trafik dersi 4 ve 5 sı-nıflarda temel oluşturduğundan 150’si sınıf öğretmenliğinde okuyan toplam 250 üniversite öğ-rencisinden oluşmaktadır. Bu çalışmanın ışığında öğretmen adayları karayolu trafik eğitiminde kitle iletişim araçlarından bilgisayar etkileşimi ile oluşturulan slayt ve televizyonlarda yer alan spot filmlerin trafik bilinci ve duyarlılıklarının kazanılmasında diğer kitle iletişim araçlarına göre daha fazla etkili olduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.

Anahtar Kelimeler: Kitle iletişim araçları, Medya, Trafik Bilinci ve Duyarlılık

Page 41: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

40

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 204

PLC TABANLI BİR SCADA PROGRAMI KULLANARAK BİR TRAFİK KAVŞAĞI SİNYALİZASYON UYGULAMASI

İlhan TARIMER – Muğla ÜniversitesiMehmet ÖĞÜN – Muğla İl Emniyet Müdürlüğü

Kadir CENGİZ – Muğla ÜniversitesiUğur ARDIÇ – DHMİ Muğla Dalaman Havalimanı

Günümüzde trafik sinyalizasyonu için birçok kontrol yöntemi geliştirildiği bilinmektedir. Bu kontrol yöntemlerinden sabit periyotlu kavşak sinyalizasyonu, ülkemizde de yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Ancak trafik yoğunluğunun artması, trafik denetiminde sabit peri-yotlu kavşak sinyalizasyonunu yetersiz bırakmaktadır. Kavşakta oluşan trafik yoğunluğunun durumuna göre farklı gün ve saatlerdeki geçiş süreleri ayarlanarak trafikte tıkanıklık meydana gelmesi ve olası gecikmelerin azaltılması, trafik akışını daha rahat ve güvenli hale getirebilir.

Bu çalışmada, haftanın üç farklı zaman diliminde (hafta içi, hafta sonu, gece) trafik yoğun-luğuna göre çalışan trafik ışıkları noktası, bir programlanabilir mantık denetleyicisi ile kontrol edilmek ve izlenmek istenmektedir. Çalışma kapsamında herhangi bir nedenle trafik sinyalizas-yonu kontrol ve onun izlenmesine müdahale edilmesi gerektiğinde bu iş, bilgisayar üzerindeki bir görsel yazılım sistemi olan denetimli kontrol ve veri toplama sistemi (SCADA) vasıtasıyla yapılmaktadır. Yapılan çalışmada kavşağa bağlı her bir yoldan geçen araç sayısı, trafiğin yoğun-laştığı saatler göz önünde bulundurularak çıkartılmıştır. Araç yoğunluğunun daha fazla olduğu yollardaki araçlar için geçiş hakkı diğerlerine göre uzun tutularak daha fazla aracın geçişi sağ-lanabilecektir.

Tasarlanan ve prototip uygulaması yapılan sistemin üstünlüğü, herhangi bir yolda çalışma olduğunda bu yol ve dolayısıyla sistem, yeniden optimize edilebilmektedir. Bu tür değişiklikler, uzun bir çalışma yapılmadan, hazırlanan SCADA yazılımı üzerinden kolaylıkla yapılabilecek-tir. Böylece diğer yoldan gelen araçların gereksiz yere beklemeleri önlenmiş olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik sinyalizasyon, PLC, SCADA, kavşak.

Page 42: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

41

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 205

KORİDOR HIZ DENETİM SİSTEMİ

K. ŞENSOY, A. ÜNAL, M.N. ERTAŞ - İstanbul Büyükşehir Belediyesi – İstanbul - Türkiye

Karayolu trafik güvenliğinin maksimum seviyeye yükseltilerek can ve mal kayıplarının mi-nimuma indirilmesi için trafik mühendisliği hizmetlerinin gelişimi ve trafik eğitim hizmetleri-nin yani sıra, etkin bir trafik denetim hizmetinin de yürütülmesi gerekmektedir.

Ülkemizde sadece 2010 yılda meydana gelen trafik kazalarına sebep olan unsurlara dair ya-pılan incelemede, sürücü kusurları oranının % 87 değerlerine ulaştığı görülmüştür. Kazalara ne-den olan sürücü kusurları incelendiğinde ise yapılan 14 ana sınıflandırma içerisinde Hız kusuru yani “Araç hızını yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak”, % 34 gibi bir orana denk gelmektedir. Bu nedenle karayolu trafik güvenliğinin sürekliliği için hız kusurlarının farklı denetim ve azaltılma yöntemleri ile kontrol altına alınması gerekmektedir.

Şehir içi yollarda hız kusuru (Araç hızını yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurma-mak) nedeni ile meydana gelen kazaları önleyerek mal ve can güvenliğinin sağlanması. Birim zamanda yolun kapasitesi üzerinde taşıt geçişini engelleyerek trafik akışının optimize edilmesi amacı ile şehir içi yollarda noktasal bazlı hız denetimi yerine belirlenen bölgelerde uzun mesa-feli Koridor Hız Denetimi yapmak.

Denetimin temel amacı, daha fazla ceza yazarak sürücüleri cezalandırmak değil, yol kulla-nıcılarının “yakalanma riski algısını” arttırarak, trafik güvenliği açısından tehlike yaratan dav-ranışlar üzerinde caydırıcı etki yaratmaktır. Koridor Hız Denetimi uygulaması diğer yöntemlere göre daha uzun bir mesafede sürekli, standart ve adil bir denetimi mümkün kılan elektronik bir sistemdir.

Page 43: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

42

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 206

TRAFİK İHLALLERİYLE MÜCADELE TEKNOLOJİDEN FAYDALANMA

Yavuz ÖZBARANŞanlıurfa Emniyet Müdürlüğü

Kırmızı ışık ihlalleri, hatalı parklar, hatalı şerit değiştirmeler ve hız ihlalleri sürücüler tara-fından sıklıkla hissedilen can sıkıcı ve üzücü neticelere yol açan trafik ihlalleridir. Ekonomik iyileşmeye paralel olarak hızla artan araç sayısı ve bu artışa paralel olarak artış göstermeyen yol ve otopark alanları, hepsinden önemli olarak trafik bilincinden yoksun olan sürücüler yaşanan ihlallerin temel nedenleridir. Bu sorunların çözümünü mühendislik ve eğitim alanlarında ara-mak gerekirken bu çözümler uzun bir süreç ve büyük para kaynakları gerektirdiğinden bunların yerine trafik deneticilerini kullanarak çözüm üretme yoluna gidilmektedir. Bu noktada sorul-ması gereken soru trafik denetçilerinin çözüm için öngörülen denetim hizmetlerini ne kadar etkili bir şekilde gerçekleştirebildikleridir. Kabul etmek gerekir ki gerek şehir içinde gerekse şehirlerarası yollarda trafik denetçilerinin sayısı kontrol etmeleri gereken alanın büyüklüğüne ve ihlal sayılarına nazaran çok düşük seviyede kalmaktadır. Kolluk kuvvetlerinin elindeki trafik personelini ihtiyacı karşılayacak kadar artırması mümkün olmadığından yapılması gereken de-netlemeyi trafik personeli yerine yapacak teknolojilerden faydalanmaktır.

Günümüz trafik denetleme birileri trafik kural ihlallerinin önüne geçebilmek adına ‘algı-lanan yakalanma riskinin artırılması’ stratejisini benimsemektedir. Özellikle trafik kültürünü benimsememiş sürücülerle mücadele açısından bu stratejinin kabul edilebilir ve etkili olduğu öngörülmektedir. Bu noktada bilinmesi gereken bu strateji için ulaşılabilinecek son noktanın elektronik denetleme sistemlerinin yaygınlaştırılması ve bu sistemlerin varlığının bütün sürü-cüler tarafından bilinmesinin sağlanması olduğudur. Elektronik denetim sistemlerinin kullanım amacı sürücü davranışlarını hem genel caydırıcılık yaparak hem de ferdi kural ihlalcileri ce-zalandırarak şekillendirmektir. Bu sistemlerle hem ihlali yapan cezalandırılmakta hem de tra-fik kurallarına uyma bilinci güçlendirilmektedir. Bu konuyla alakalı olarak Feldman, Farmer, Williams ve Retting in 1998 yılında Oxnard California da yaptıkları çalışmada kırmızı ışık ihlal tespit sistemlerinin kırmızı ışık ihlalleri üzerine etkisinin incelemişlerdir. Araştırmacılar 9 kameralı 3 kamerasız ve 2 kontrol kavşağında yaptıkları çalışmada kırmızı ışık ihlal tespit kameraları kullanılmaya başlamadan 1 ay öncesi ve kameralar kullanılmaya başladıktan sonra 4 aylık süreçte yapılan kırmızı ışık ihlallerini saymışlardır. Sonuçlar göstermiştir ki kamera konu-lan kavşaklarda ihlaller %42 oranında azalmıştır. Ayrıca ilgi çekici bir şekilde kamera konma-yan kavşaklarda da kırmızı ışık ihlallerinde %40 azalma olduğu tespit edilmiştir. Benzer şekilde Retting, Allan, Williams, Farmer ve Feldman1999 yılında Virginia eyaletinin Fairfax şehrinde KİTS in kırmızı ışık ihlallerine etkisi hakkında çalışma yapmıştır. Araştırmacılar 6 kameralı 3 kamerasız kavsak alanında bu çalışmayı gerçekleştirmiştir. Bu 9 alanda kırmız ışık ihlal tespit sistemi uygulamaya geçmeden önceki 1 aylık zaman diliminde gerçeklesen kırmızı ışık ihlal sayıları sistem çalışmaya başladıktan 3 ay ve 1 sene sonraki ihlal sayılarıyla karsılaştırmıştır. Çalışma kameralı kavşaklarda ilk 3 ay içerisinde %9 bir yıl içerisinde %40 oranında kırmızı ışık ihlallerinin azaldığını göstermiştir. Ayrıca kamera bulunmayan kavşaklarda da bir yıl sonra %14 oranında bir ihlal azalması olduğu tespit edilmiştir.

Page 44: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

43

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bahsedilen 2 çalışmadan da anlaşılabileceği gibi kavşaklarda kamera olduğu algısı yaygın-laştıkça hem kameralı hem de kamerasız kavşaklarda ihlal oranları azalmaktadır. Benzer şekilde yasak alanlara park eden araçlar için geliştirilecek yasak park tespit sistemi, hız ihlali için kuru-lacak otomatik radar sistemleri, hatalı şerit değişimleri için kurulabilecek yol izleme sistemleri, tek yon yol uygulamalarını ihlal eden araçlar için kullanılabilecek kamera sistemleri de kural ihlalleri yapan sürücülerin yakalanma riskini artıracağından kural ihlallerini azaltacaktır. Buda denetleme birimlerimizin ‘algılanan yakalanma riskinin artırılması’ stratejisi için kullanılabi-lecek en uygun aracın elektronik denetim sistemlerinin olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.

Page 45: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

44

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 207

OTOBÜSLÜ KAZALAR SEBEP SONUÇ İLİŞKİLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Mehmet ERDOĞAN; TOFED (Türkiye Otobüsçüler Federasyonu) İstanbul-Türkiye

Amaç:

Bu bildirinin amacı ve içeriği; sektörümüzün, dolayısıyla yolcularımızın ve genel karayolu/trafik güvenliği için sorunları, boyutlarını, etkilerini ve çözüm önerilerini sunmak olacaktır.

Giriş:

Otobüs denildiğinde, sektörümüzün anladığı; yapısı, kapasitesi vb özellikleri ile şehirlera-rası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerdir. Halen 355 firmaya kayıtlı 21.599 otobüsümüze rağ-men, tanım karmaşasından; trafiğe kayıtlı 200 bine yakın otobüs tanımlı (9 koltukdan itibaren) taşıtların karıştığı her kaza; medyada ve istatistiklerde veriliş biçemiyle sektörümüzün olumsuz algılanmasına/etkilenmesine yol açmaktadır.

Ayrıca, otobüslü kazaların genel ve özgün sebeplerini ayırarak meseleye bakmakta ve çö-zümleri doğru yakalayabilmekte kaçınılamazlık bulunmaktadır. Yol kusurları ayrı ve acı bir ulusal gerçeğimiz iken, bu etkenlerle karışılan kazalarda, bunlar yerine –sürücü kusuru- ile başlayan otobüs(cü) suçlaması da hem sektörümüzü kötü etkilemekte olduğu kadar, -yol ku-surlarının ve tehlikelerinin sürdürülebilirliğini – sağlamaktadır. Otobüs yangınlarının ortaya koyduğu bir gerçek de, üretim teknolojilerindeki yanlışlıklar ve eksikliklerdir.

Yöntem:

Sektörümüzün en üst kuruluşu TOFED’ in iç çalışmaları, –kaza yeri inceletme- özel rapor-ları yanı sıra, medya haberleri taranarak, resmî ve özel kurumların verilerinden yararlanılmıştır.

Öneriler:

• Güvenli otobüs üretim teknolojisi için; yeni, sağlam, aleve dayanıklı iç malzemeler, do-nanımlar, otomatik yangın söndürme sistemleri, kamera kayıt ve ileti sistemleri (dış ön-arka-yanları ve içeriyi, motor ve yolcu bölümlerini, sürücüyü görerek) donanımları için yeni yasal düzenlemeler,

• 0-7 yaş grubu için “Zorunlu Koltuk Sigortası” kapsamında, çok yönlü (Çocuk, Aile, Oto-büs/cü) mevcut mağduriyetleri giderici yasal düzenlemeler,

• Yol kusurlarının bütün donanımlarıyla giderilmesi (viraj yokken bile, komple sağa/sola yü-zey yatıklığı, zemin bozuklukları, yatay/düşey işaretleme, aydınlatma, kenar bariyerleme, yola çamur/su akmalarını engelleme, bitki sulamalarında yolların ıslak/kaygan edilmesini engelle-me, su birikmelerini engelleme, kavşak tehlikelerinin giderilmesi ) ve kaza tespit tutanaklarının gerçekçi olması ve yol sunanların/denetleyenlerin sorumlulukları için yasal düzenlemeler,

• Sektörümüzün iç ve kamu adına denetim görevleri yapabilmesi için yetkili kılınma mev-zuatı düzenlemeleri,

• “Otobüslü Kaza” intibaı veren vd karışıklıkların çözümü için, Trafik, Karayolu Taşıma,

Page 46: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

45

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Karayolları Genel Müdürlüğü Yasalarında, Yönetmeliklerinde (9, 9-27, 27 koltuklu ve üzeri gibi taşıtlara, mini bus, midi bus, otobüs gibi) ayrıştırma tanımlarının getirilmesi düzenlemeleri,

• Tünellerdeki otomatik Yangın Söndürme Sistemlerinin yaygınlaştırılması/sayı artırılması düzenlemeleri vb.

Anahtar Kelimeler: Otobüs ve yolcu güvenliği, yol güvenliği, tüneller, sektör otobüsleri, üretim güvenliği, çözüm vardır.

Page 47: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

46

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 208

ARAÇ İÇİNDE ÇOCUK GÜVENLIGİ - ÇOCUK OTO KOLTUKLARI ALANINDA YENİ GELİŞMELER

Ayşe SÜMER, ANEC, Brüksel, BelçikaRonald VROMAN, Consumentenbond, Lahey, Hollanda

Bu çalışmanın amacı çocuk oto koltukları alanında Avrupa’daki güncel gelişmeleri ve uy-gulamaları tanıtarak trafik kazalarında meydana gelen çocuk ölümlerin azaltılması konusunda cocuk koltukları kullanımının önemini paylaşmak ve Türkiye’de de kullanılmasını yaygınlaş-tırmaya yönelik teşvikler sunmaktır.

Bu koltuklar doğru şekilde kullanıldıkları/monte edildikleri takdirde çocuk ölümlerinin yak-lasık % 75, agır yaralanmaların % 67 oranında azaltılmasına katkı sağlar.

Avrupa Birliği ülkelerinde bütün çocukların, boyları 1.35 metre veya 1.50 metreye ulaşana kadar (ülkeye göre degismekte), Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) Standardı olan ECE R44.03 veya ECE R44.04 ile uyumlu çocuk oto koltuğunda seyahat etme zorunluluğu kanunla teminat altına alınmıştır.

Çocuk oto koltuklarının kullanımı zorunlu ve yaygın olması nedeniyle trafik kazalarında çocuk ölüm ve yaralanmaları Avrupa Birliği ülkelerinde önemli ölçüde azalmıŞtır. Avrupa Birliği’nin CARE veritabanına göre çocuk ölümleri 1999-2008 yılları arasında, 19 Avrupa Bir-liği ülkesinin toplamında %55 gibi büyük bir oranda azalmıştır. Kazalarda yaşamını kaybeden çocuk sayısı 1999 yılında 2155 iken, 2008 yılında bu rakam 980 olarak kaydedilmiştir (15 yaş altı çocukları kapsar). Avrupa Komisyonunun 2010-2020 yol güvenliği eylem planı ise bu sa-yıyı yarıya indirmeyi hedeflemektedir.

İsveç bu konuda Vizyon Sıfır stratejisi (trafik kazalarında sıfır ölüm) ile bir çok Avrupa ülkesine öncülük yapmaktadır. İsveç’in bu stratejisi diğer ülkelerde de uygulandığı takdirde, trafik kazalarında çocuk ölümlerinin yarıya indirilebileceği öngörülmektedir. Son 20 yıldan bu yana İsveçliler çocuklarını en az dört yaşına ulaşana kadar araç içinde geriye dönük monte edilmiş koltuklarda seyahat ettirmektedirler.

İsveç örnegi ve son yıllarda yapılan bir çok sayıda arastırmalar sonucu, çocukların güvenliği için araçlarda en az dört yaşına kadar geriye dönük oturtulmaları gerektiği konusunda sağlık uzmanları ve diger araştırmacı kurumlar mutabık kalmışlardır. Bu doğrultuda çocukların daha uzun süre geriye dönük oturtulmalarını zorunlu hale getirecek yeni bir çocuk oto koltuğu stan-dartın uzmanlarca gelistirilmiş olup, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu Pasif Güvenlik Sistemleri Çalışma Grubu (UNECE GRSP) tarafından Aralık 2011’de kabul edilmiş-tir. Bu yeni standartın Ocak 2013’de yürürlüğe girmesi beklenmektedir.

Türkiye’de trafik kazalarında yaşamını kaybeden çocukların sayısına baktıgımız takdirde (2010 yılında Türkiye’de ölen 14 yaş altı çocuk sayısı 308, yaralı 15335) Avrupa’da halihazırda uygulanmakta olan kanun ve yönetmeliklerin başarılı uygulanmasından elde edilen tecrübele-rinden faydalanarak acil bir eylem planının geliştirilmesinin ve uygulamaya konulmasınının elzem olduğu gözlemlenmektedir. Çocuk oto koltuğu kullanımı halen 1 Haziran 2010 tarihli yasayla zorunlu hale getirilmiş olsada, çocuk oto koltuklarının sağladığı güvenlik hakkında bilincin yeterli düzeyde yaygın olmadığı gözlemlenmektedir.

Anahtar Kelime: Çocuk oto koltuğu, trafik kazaları

Page 48: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

47

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 209

ANKARA’DA BİR İLÇE ESNAFININ ÇOCUK OTO GÜVENLİĞİ KOLTUĞU KULLANIMI DAVRANIŞLARI VE BİLGİLERİ

B. KÜÇÜK BİÇER*, H. ÖZCEBE*, H. KACEMER**, E. KARAAĞAÇ**, U. İLGEN***Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

** Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

Amaçlar: Her yıl trafik kazalarında yüksek sayıda çocuk yaralanmakta ve/veya hayatını kaybetmek, çocukları motorlu araç içi trafik kazalarında korumanın en etkili yolu çocuk oto koltuğu sistemi kullanmaktır. Bu nedenle ÇOGK kullanımının zorunluluğu çoğu ülkede oldu-ğu gibi ülkemizde de Haziran 2010’da yasa çıkarılarak sağlanmıştır. Ebeveynler, araç içinde bebek ve çocukların güvenli yolculuk yapmasını sağlamak için öncelikle ÇOGK’yi tanıma-lı, ÇOGK’nin önemini kavramalı ve ÇOGK kullanmanın gerekli olduğuna inanmalıdırlar. Bu araştırma ÇOGK hakkında bilgi, kullanım sıklığı, kullanımı etkileyen faktörlerin ve yasa hak-kındaki farkındalığın saptanması amacıyla yapılmıştır.

Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırma; Keçiören İlçesi Fatih Caddesi, 2. Cad-de ve Ahıska Caddesi esnafının bazılarıyla yüz yüze anket uygulanması yöntemiyle yapılmıştır. “Sosyodemografik özellikler”, “ÇOGK kullanımını etkileyen faktörler”, “ÇOGK kullanımı” ve “ÇOGK kullanımı ile ilgili bilgiler” bölümlerinden olmak üzere toplam 32 soruluk bir anket formu kullanılmıştır. Anket formu, soruların bazılarının daha iyi anlaşılması için görsel mater-yal ile desteklenmiştir Toplam 300 kişiye ulaşılmıştır. Analizlerde PASW Statistics 18.0 Paket Programı; frekans dağılımları, ortalama, ortanca, standart sapma değerleri ve Ki - kare testi kullanılmıştır.

Bulgular: Araştırmaya 83 işletmede bulunan toplam 300 kişi katılmıştır. Katılımcıların %67’si erkek, %47’si 30 yaş altı ve %52’si lise mezunudur. Katılanların emniyet kemeri kulla-nım durumlarına bakıldığında şehirlerarası yolculuklarda emniyet kemeri kullanımının belirgin arttığı görülmektedir. Sürücüler sürücü olmayanlarla karşılaştırıldığında, ön koltukta yolcuyken daha az emniyet kemeri takmaktadır. Kadın sürücülerin erkek sürücülere göre sürücüyken ve ön koltukta yolcuyken emniyet kemerini takma yüzdeleri daha fazladır. Arka koltukta yolcuy-ken emniyet kemeri takma yüzdeleri cinsiyete veya sürücü olmaya göre değişmemektedir ve oldukça düşüktür.

Araştırmaya katılan kişilerin çocuklarında ÇOGK kullanımı düşüktür. 1-4 yaş grubu çocuk-ların %56’sı ön koltukta ve anne kucağında seyahat ederken 5-12 yaş grubu her iki çocuktan biri arka yan koltukta tek başlarına ve emniyet kemeri kullanmadan seyahat etmektedirler.

Çalışmaya katılanların sahip oldukları 113 çocuktan yalnızca 11’i halen ÇOGK kullan-maktadır. ÇOGK kullanan 11 kişinin, 10’u güvenlik sebebiyle ÇOGK kullanıyorken, 1’i yasal zorunluluk olduğu için kullanmaktadır. ÇOGK hakkındaki bilgi düzeyi 36 yaş ve üstü olan grubun daha yüksektir. Öğrenim düzeyi yükseldikçe bilgi düzeyi de artmaktadır. Sürücü belgesi

Page 49: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

48

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

olanların, sürücüyken ve ön koltukta emniyet kemeri kullanım sıklığı yüksek olanların ÇOGK hakkındaki bilgileri daha fazladır. Kişinin 12 yaş altı çocuğunun olması bilgi düzeyini arttırma-maktadır (p<0,05).

Çalışmamızda araba kullanmayanların ÇOGK kullanımının araba kullananlara kıyasla daha fazla olduğu, bununla beraber araba kullanan kadınların kullanmayan kadınlara göre daha çok ÇOGK kullandığı bulunmuştur (p<0,05).

Sonuç ve Öneri: ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımının artırılması için toplumun bu ko-nudaki bilgisinin artırılması gerekmektedir. Bu amaçla medya etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Sağlık personelinin de çocuk izlemleri sırasında bu konuyu gündeme getirmesi trafik güvenliği açısından önemlidir. .

Anahtar Kelimeler: Çocuk oto güvenlik koltuğu, ÇOGK hakkında bilgi, ÇOGK kullanımı, kullanım sıklığı

Page 50: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

49

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 210

BİTKİSEL TASARIMIN KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİNDE ÖNEMİ: ÇANAKKALE ÖRNEĞİ

Alper SAĞLIK, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi/Çanakkale/TürkiyeFüsun ERDURAN, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi/Çanakkale/Türkiye

Elif SAĞLIK, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi/Çanakkale/Türkiye

Kent içi yaya ve taşıt sirkülasyonunu sağlayan yollar, caddeler, meydan ve bulvarlar; ula-şım, mekanları birbirine bağlama veya ayırma gibi işlevlerinin yanı sıra, kent açık yeşil alan sisteminin en önemli parçasıdır.

Kent içi yollarda güvenli bir sirkülasyon sağlanması ve kentli sağlığını tehdit eden unsurla-rın minimal orana indirilebilmesi için bu yollarda bitkisel tasarım ilkeleri doğrultusunda uygu-lamalar yapılması zorunludur. Kent içerisindeki yol ağaçlandırmaları trafik tekniği yönünden; yönlendirme, kimi noktaların vurgulanması, sürücünün ilgi alanını sınırlama, duran trafiğin gölgelenmesi, yayaların güvenliği, dikey ve yatay yöndeki olumsuz görünümleri önleme, yol boyunca yapı ve mekanları bağlama/ayırma konularında işlevler üstlenirler.

Bu çalışmada, güvenli bir trafiğinin sağlanmasında bitkisel tasarımın taşıdığı önem ve ta-sarım ilkeleri örneklerle açıklanmıştır. Bu doğrultuda Çanakkale kent içindeki mevcut yollar kullanımlarına göre sınıflandırılarak, bitkisel potansiyelleri, tasarım ilkeleri, işlevsel ve estetik kullanımları açısından irdelenmiştir. Çanakkale kenti 928 km2 yüz ölçümünde olmakla beraber kent içinde 200 km uzunlukta yollara sahiptir. Bu yolların trafik güvenliği, kent-kentli sağlığı ve kent ekoloji açısından kalitesinin artırılabilmesi için tasarım önerileri geliştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Bitkisel Tasarım, Çanakkale, Güvenlik, Karayolu, Trafik.

Page 51: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

50

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 211

AKILLI ULAŞIM SİSTEMLERİ YARDIMIYLA KARAYOLU TRAFİĞİNDE TAŞIT VE YOL GÜVENLİĞİNİN ARTIRILMASI

Hakkı SOY, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, KaramanMehmet BAYRAK, Mevlana Üniversitesi, Konya

GirişKarayollarında ulaşımı daha güvenli hale getirmek için kullanılan çeşitli sensor ve haber-

leşme teknolojileri üzerindeki araştırma ve geliştirme çalışmaları her geçen gün artarak devam etmektedir. Ana yollarda trafik sıkışıklığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan trafik kazalarının önlenmesi çoğu zaman trafik yönetiminde çözüm bekleyen problemlerin başında gelir. Bugün otomotiv teknolojisinde gelinen noktada karayollarında seyreden taşıtlara sensorlar, radar, ka-mera gibi gelişmiş teknolojiler entegre edilerek çevresel ortamı algılayabilme yeteneği kazandı-rılmıştır. Bunun ötesinde son yıllarda kablosuz haberleşme sistemlerinde yaşanan hızlı gelişim sonucunda taşıt haberleşme sistemlerinin otomotiv teknolojisinde kullanımı da büyük bir ivme kazanmıştır. Yakın gelecekte taşıt haberleşme sistemleri (Vehicular Communication Systems, VCS) sayesinde üretilecek taşıtların yol kenarlarında bulunan haberleşme alt yapısı ile (Road-to-Vehicle Communication, RVC) ve hatta kendi aralarında haberleşmesi (Inter-Vehicle Com-munication, IVC) planlanmaktadır.

YöntemAkıllı ulaşım sistemleri (Intelligent Transportation Systems, ITS); kablosuz haberleşme tek-

nolojileri kullanılarak karayolunda seyahat eden taşıtlar arasında veya taşıtlar ile karayolu ha-berleşme alt yapısı arasında bilgi alış verişine imkân sağlayan, bu şekilde karayollarında trafik güvenliğini, ulaşım etkinliğini ve seyahat konforunu artırmak hedefiyle gerçekleştirilmiş, aynı zamanda çevre korumasına katkıda bulunmayı amaçlayan gelişmiş trafik yönetim sistemleridir. Karayolu ve birbirleri ile bağlantılı araçlar akıllı ulaşım sistemlerinin temel yapı taşı olup bu şekilde sürüş konforu ve güvenlik artışı amaçlı çok sayıda uygulama sağlanabilir. Uygulamalar karayolu güvenliğini artırma amaçlı ve sürüş konforunu artırma amaçlı olmak üzere iki grupta incelenir. Güvenlik amaçlı uygulamalara örnek olarak yol koşullarının ve yakın araçların görün-tülenmesi, çarpışma uyarısı, otomatik frenleme gibi sistemlerle kaza önleme, kaza uyarısı, acil durum taşıtlarına (ambülans, itfaiye, vb.) öncelik sağlama verilebilir. Konfor amaçlı uygulama-lara örnek olarak ise aktif trafik yönetimi, trafik bilgisi izleme, yol planlama, çeşitli multimedya servisleri verilebilir. Standardizasyon çalışmaları sonucunda, fiziksel (PHY) ve ortam erişim kontrolü (MAC) katmanları IEEE 802.12p çalışma grubu tarafından belirlenen DSRC (Dedi-cated Short Range Communications) standardı haberleşme tabanlı otomotiv uygulamaları için yaygın olarak yol gösterici teknoloji olarak kabul edilmektedir.

SonuçlarBu bildiride karayollarında seyahat eden taşıtlar için yol ve sürüş güvenliğinin artırılma-

sına yönelik kablosuz haberleşme teknolojilerinin yeni uygulamaları hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Taşıt haberleşme sistemleri, yol-araç haberleşme, akıllı ulaşım sistemleri.

Page 52: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

51

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 212

3N AĞIR HİZMET OTOKORKULUĞUNUN ÇARPIŞMA DAVRANIŞININ BİLGİSAYAR SİMÜLASYONU VE ÇARPIŞMA TESTİYLE BELİRLENMESİ

Ayhan Öner YÜCEL, Mustafa Kemal Ü. İnşaat Müh. Bölümü Hatay, TürkiyeAli Osman ATAHAN, Mustafa Kemal Ü. İnşaat Müh. Bölümü Hatay, Türkiye

Orhan GÜVEN, ALKA San. İnş. ve Tic. A.Ş. Gebze-Kocaeli, Türkiye

ÖZET

Karayollarımızda kullanılacak her türlü güvenlik tertibatının Avrupa Çarpışma Test Stan-dardı EN1317’deki şartları sağlaması 1.1.2011 tarihinden itibaren zorunlu hale gelmiştir. Bu se-beple, karayollarımızda halen kullanılmakta olan 3N AHO kodlu ağır hizmet otokorkuluğunun çarpışma davranışının belirlenmesi zaruri hale gelmiştir. Bu davranışı elde edebilmek için iki aşamalı bir çalışma yapılmıştır. İlk aşamada 3N AHO sistemi bilgisayar ortamında modellen-miş ve dinamik çarpışma simülasyonları literatürde bu analizleri yapabilen LS-DYNA progra-mı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu simülasyonlar gerçek çarpışma testlerinde kullanılacak olan 900 kg. lık otomobil ve 13 tonluk otobüs ile yapılmıştır. Simülasyon sonuçlarına göre başarılı olduğu belirlenen 3N AHO sistemi gerçek çarpışma testlerinde denenmiştir. 900 kg. ve 13 tonluk araçlarla yapılan testler de başarılı olmuş ve sonuçların yapılan simülasyonlarla uyumlu olduğu belirlenmiştir. Sistem EN1317 standardındaki H2 seviyesi için CE belgesi al-maya uygun bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Karayolu Güvenliği, Ağır Hizmet Otokorkuluğu, H2 Seviyesi, Çarpış-ma Testi, EN 1317, Sonlu Elemanlar Analizi, LS-DYNA, CE Belgesi

Page 53: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

52

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 301

TÜRKİYE KARAYOLLARI TÜNELLERİNİN TARİHÇESİ VE GÜVENLİĞİ

Ahmet İrfan ÜNAL/ Karayolları Genel Müdürlüğü / Ankara / Türkiye

Tüneller sayesinde karayolları üzerindeki coğrafi engeller aşılarak ulusal ve uluslararası ulaşımda çok büyük avantajlar sağlanmaktadır. Coğrafi yönden dağlık bir arazi yapısına sahip olan Türkiye’de tünel sayısı diğer ülkelere nazaran oldukça fazladır ve 2023 yılına kadar bu sayı ve uzunluklar önceki yıllara göre daha da fazla artacaktır. Karayolları Genel Müdürlüğü ve ilgili tüm kurum kuruluşlar için tünel güvenliği bundan sonra daha fazla önem kazanacağından gerekli minimum güvenlik kriterleri tünellere uygulanmalıdır.

Türkiye’deki tünellerin yapımına 1950’li yıllarda başlanmış, ilk inşa edilen tüneller kısa tulde olup çığlardan ve heyelanlardan korunmak amaçlı inşa edilmiştir. 1980’lerin sonların-da otoyolların yapımına hız verilmesiyle; tünel yapımında yeni ekipmanlar ve Yeni Avusturya Tünel Metodu (NATM) gibi yapım teknolojileri ile tanışılmıştır. Bu gelişmeler, Karayolları Genel Müdürlüğünü ve Türk Müteahhitlerini yeni ve daha uzun tünellerin yapımı konusunda cesaretlendirmiştir. İlk defa uluslararası olarak İstanbul’da gerçekleştirilen 10. Ulaştırma Şura-sında 2023 yılına kadar Karayolları Genel Müdürlüğü hedefleri arasında Türkiye’nin ve hatta Avrupa’nın en uzun tünelini yapmak ve yeni tünel açma ekipmanı olan Tünel Delme Makinesi (TDM) ile daha uzun tüneller açılarak Kuzey-Güney koridorlarını oluşturmak bulunmaktadır.

Tüneller, karayollarının bütünleyici parçasını oluşturan büyük sanat yapılarındandır. Ka-rayollarında ulaşımı kolaylaştıran, uzun mesafeleri kısaltarak geçmeye olanak sağlayan tünel-lerde yeterli güvenlik önlemleri alınmadığında çok ağır sonuçlar doğuran kazalar meydana ge-lebilmektedir. Özellikle tehlikeli madde taşıyan araçların sebep olduğu yangınlı kazalarda bu önlemlerin gerekliliği daha iyi anlaşılmaktadır. Karayollarında tünel güvenliğinin sağlanması, altyapı önlemlerinin alınması yanında, güvenlik ekipmanlarının oluşturulmasından, kamuo-yunun bilinçlendirilmesine kadar çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi 29 Nisan 2004 tarihinde 2004/54/EC sayılı Direktif ile Trans-Avrupa Karayolu Ağı Tünelleri için minimum güvenlik gereksinimlerini belirlemiştir. Türkiye’de ise bu Direktife karşılık olarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 08 Mart 2005 tarihli ‘Tünellerin Asgari Gü-venlik Gereksinimlerine İlişkin Proje Kriterleri” ile ilgili bir Genelge hazırlanmıştır. Tünellerin projelendirilmesinde birinci safhada jeolojik etütler ve etüt sonuçlarına göre güzergah tespiti yapılır. İkinci safhada ise Karayolları Genel Müdürlüğünce onaylanan Genelge doğrultusunda tünel projelerinde güvenlik kriterleri dikkate alınarak projelendirmesi tamamlanır. Tünel gü-venliği için belirlenen güvenlik kriterlerini sıralarsak: eğim, yaya yolları, acil çıkışlar, enine ge-çişler, refüj geçişleri, sığınma cepleri, aydınlatma cihazları, havalandırma bacaları, acil durum istasyonları, su temini, kontrol merkezi, izleme sistemleri, tünel kapatma ekipmanı, haberleşme sistemleri, acil güç kaynağı ve trafik işaretleridir.

Avrupa Birliği müktesebat çalışmalarında ortak ulaştırma politikası kapsamında karayolu tünel güvenliği konusu mevzuata girmiştir. Bundan sonra atılacak adım Avrupa Birliği Direktifi ile Türkiye’de hazırlanan Genelgenin farklılıkları ve eksikliklerinin bir an önce belirlenip tek-

Page 54: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

53

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

nik çalışmanın bitirilmesidir. Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de malların değişimi ve insanların güvenli seyahat etmesi ekonomik gelişme ve medeniyet için temel faktördür. Bu mümkün olan en iyi koşullarda güvenlik ve uygun trafik akışını tünellerimizde de gerçekleştirmekle müm-kündür. 2023 yılına kadar daha uzun tünellerin sayısının artması ile tünellerin işlevleri ve tünel güvenliği daha da önemli olacaktır. Bu nedenle Karayolları tünellerinde çalışanlar görevlerinin önemini bilerek sürekli, dikkatle ve güvenlik önlemlerini uluslararası standartlarda gerçekleş-tirmeye çalışmalıdır.

Anahtar Kelimeler:Tünel Güvenliği, Avrupa Birliği, Direktif, TDM (Tünel Delme Makinesi)

Page 55: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

54

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 302

OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E SEYRÜSEFER YANİ TRAFİK

Eyüp ŞAHİN / EGM. Arşiv Dairesi Başkanı

İlk ölümlü trafik kazası 1821 yılında ilk buharlı posta aracı ve sonradan buharlı yangın söndürme aracı olarak kullanılan araçla yapıldı. Bu aracın sebep olduğu ölüm, karayollarındaki motorlu trafik döneminin ilk ölümlü kazası olarak tarihe geçti1. Karayolları üzerinde kontrollü ve güvenli geçişin yapılması için ilk trafik lambası, otomobillerin yoğun olarak kullanılmasın-dan önce, 1868 yılında Londra’da kullanıldı.

OSMANLI DÖNEMİNDE SEYRÜSEFER YANİ TRAFİK

Osmanlı Devletinin en parlak yılları olan devirde, başkenti olan İstanbul’un nüfusu 850 000 binle-re dayanmıştı. Böylesine büyük bir kentin seyrüsefer yani trafik hareketleri de o oranda yoğun ve kar-maşık haldeydi. Bu dönemde payitahtı ikiye bölen boğaz üzerindeki deniz sey-rüseferi yani trafiği her iki kıtaya iki taraflı geçişlerin mutlaka bir deniz aracıyla yapılması zo-runluluğunu getiriyordu. Bu dö-nemin İstanbul’unda, kent içi ulaşımda iki farklı ulaşım biçimi vardı. Birincisi deniz ulaşımı, diğeri ise, kara ulaşımıydı2.

DENİZDE SEYRÜSEFER YANİ TRAFİK

Osmanlı Devletinin payitahtında da, fethi takiben kayık ve motorlarla boğazın her iki ya-kasına yük ve insan taşımacılığı yapılmaya başlandı. Zamanla artan deniz araçlarının belli bir kural içinde seyrüseferlerini yani trafiğini, güven içinde yerine getirebilmeleri için düzenleme-ler yapıldı. On altıncı yüzyıldaki seyrüsefere yani trafiğe ait belgelerden, İstanbul’un o sıralarda Boğaz ve Haliç kıyıları arasında yolcu ve yük taşıyan gemilerin, seyrüsefer ya da trafik güven-liği bakımından ciddi bir disiplin altına alındığı anlaşılmaktadır.

KARADA SEYRÜSEFER YANİ TRAFİK

Osmanlı Devletinin Payitahtı, fethi takiben, Bizanslılardan aldığı mirasın üzerinde fazla oyna-madı. Geçen zamana bağlı olarak gelişen İstanbul’da çok da geniş olmayan caddelerin yapılmasına karşılık, Arnavut kaldırımı olarak tabir edilen dar sokaklar da yapıldı. Yaya kaldı-rımsız olarak inşa edilen yollarda, yayalar serbestçe dolaşırlardı. Bunun yanında, sokak orta-sında seyyar berberlik yapan-lar da vardı. Bunlar, tıraş esnasında herhangi bir aracın geçmesi durumunda müşterisini, oturduğu san-dalyesiyle birlikte kaldırıp kenara çeker ve araçların geç-mesini takiben aynı yere gelerek işine devam ederdi3.

Diğer seyyar esnaf da aynı davranış içerisinde düşünüldüğünde, kazalara sebebiyet verme-mek için, tramvayların önünde, elinde boru olan ve “Vardacı” adıyla adlandırılan görevliler bulunurdu. Vardacılar, hızlı koşan delikanlılardan seçilirlerdi. Bu vardacılar, ellerindeki boruyu gerektiğinde öttü-rüp “Vardaa” diye bağırarak yolu açarlardı4.

1 Trafiğin Kısa Tarihi.2 Hüseyin Şimşek, “Osmanlı Dönemi Eğitim Sorunları: Yol Güvenliği (Trafik) ve Okul Servisçiliğine Dair Tarihsel Bir İnceleme”, www.kes.aku.edu.tr, Ulaşım Tarihi: 11 Şubat 2012.3 İhsan Birinci, “İstanbul’da İlk Trafik” Hayat Tarih Mecmuası, y.12, c.2, s.9, İstanbul, 01 Eylül 1976, Sf: 91.4 İhsan Birinci, a g m Sayfa: 91.

Page 56: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

55

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

SONUÇ

Bilimin ve onun üretimi olan teknolojinin sürekli olarak gelişmesi; karayolları üzerinde hareket eden otomobillerin çeşitlenmesini ve hızlanmasını sağladı. Bu araçların hareket edebi-leceği karayol-larının da aynı gelişmeye paralel olarak modernize edilmesi istenmeye başlandı. Bu konuda sorumlu konumunda olan yönetimler, çözüm için arayışlara başladılar.

Bu arayışlar sonucunda; seyrüseferin yani trafiğin, günün ihtiyaçları doğrultusunda sürekli olarak yenilenmesi sağlandı. Aynı şekilde, üzerinde seyrüseferin yani trafiğin hareket halinde bulunduğu ka-rayollarında da önemli değişiklikler yapıldı. Öncelikli olarak, tek şeritli ve gi-diş-gelişli olarak inşa edi-len yollar, daha sonraları duble yol olarak tabir edilen biçimde inşa edildiler. Duble yolları, otobanlar takip etti. Bu yollar üzerinde hareket eden araçların hızları da yollar oranında değişikliğe uğradı.

Page 57: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

56

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 303

TİP ONAYI BELGELENDİRME SÜRECİ VE ÖNEMİ

Süfyan EMİROĞLU, Mustafa Zuhurat ÇAYCI, Gülderen OĞUZ, Ayşe Feyza DİNLERSanayi Genel Müdürlüğü

Otomotiv sektörü ülkemizde ve dünyadaki en önemli sektörlerden birisidir. Otomotiv sana-yi ve yan sanayisi ile birlikte ekonomiye ve isdihdama büyük katkı sağlamaktadır. Demir-çelik, petro-kimya, hafif metal, tekstil, cam, elektrik-elektronik gibi temel sanayi kollarından sağla-dığı hammadde ile turizm, altyapı, inşaat, ulaştırma ve tarım sektörlerinin ihtiyaç duyduğu her çeşit motorlu aracı nihai ürün olarak sunan kendi gelişimi ile ilişkili sektörlerinde gelişmesine katkı sağlayan ve bu süreçte yenilikleri, teknolojiyi yakından takip eden en büyük yatırımların yapıldığı büyük sektörlerden birisidir. Bu nedenlerle de günümüzde ülkemizde ve diğer ülke-lerde birçok kamu kurumu ve özel sektör, otomotiv sanayinde birlikte hareket etmek durumun-dadır. Üretilen nihai ürünlerin insanların hizmetine sunulması ve insanlar tarafından güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için çeşitli kanun, yönetmelik ve standartlara uyması gereklidir.

Bu çalışmada otomotiv sanayi nihai ürünlerinde can ve mal güvenliğinin sağlanması ama-cıyla, söz konusu ürünlerin standartlara uygunluğunu gösteren tip onayı belgelerinin önemi vur-gulanmaktadır. Ayrıca, Tip Onayı Belgelendirmesinin önemi ile birlikte ülkemizde onaylama süreci hakkında bilgiler, belgelendirmenin trafik güvenliğine etkileri belirtilmekte, karşılaşılan problemler ve çözüm önerileri sunulmaktadır. Sonuç olarak, Ülkemizde, 2011 yılında 1192726 adet araç tescil edildiği düşünüldüğünde bu araçların yasal mevzuat gereklerine uygun üretil-mesini sağlamak ve insanların hizmetine sunmanın ne kadar önemli bir unsur olduğu ortaya çıkmaktadır.

Page 58: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

57

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 304

TRAFİK SİCİLİ REJİMİ

Yrd. Doç. Dr. Ekrem KURTKadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul, Türkiye

Trafik sicili de, tıpkı tapu sicili, nüfus sicili gibi, devletin yetkili organları tarafından tutulan resmi bir sicildir. Ancak tapu sicilinin aksine bu sicil kamuya açık olmayıp yalnızca yetkili makamlar ve mahkemeler bu sicili görebilir.

Trafik sicili aslında kendisine güvenlik, mülkiyet, mülkiyet kısıtlamaları, idari cezaların tatbiki, icra takibi, vergilendirme gibi genellikle birbirinden çok farklı işlevlerin yüklendiği bir resmi kayıtlar sistemidir. Bununla birlikte trafik siciline yapılacak tescilin, mülkiyeti yahut diğer hakları kurucu bir rolü bulunmamakta, yalnızca açıklayıcı bir rol oynamaktadır. Acaba böylesine yüklüce bir görev yüklenmiş bir sicilin kamuya açık olmamasının nedeni nedir? Di-ğer söyleyişle, gündüz plakasını aldığımız bir aracı, akşam eve gittiğimizde internet üzerinden sorguladığımızda, bunun kime ait olduğunu, modelini, vb. bilgileri öğrenmemizde bir sakınca var mıdır? Aslında bu bilgilerin bir kısmı herkesçe sorgulanabilmektedir: Aracın üzerinde rehin, haciz gibi bir hak kısıtlamasının yahut bir vergi borcunun veya tahakkuk etmiş bir trafik cezası-nın bulunup bulunmadığı hususları bugün bilgi mahiyetinde de olsa sorgulanabilmektedir. Yine aracın kaza-sigorta tazminatı geçmişi internetten veya mobil telefonların kısa mesaj servisleri aracılığıyla sorgulanabilmektedir. Ancak yetkili makamların dışındaki kişilerin sorgulamaları bununla sınırlıdır. Aracın kime ait olduğu, adresi vb. bilgilere ulaşılamaz. Bu bilgileri kolluk güçleri, trafik zabıtası, noterler, mahkemeler ve icra daireleri elektronik ortamda görebilmekte ve işlem yapabilmektedirler. Böylece trafik sicillerinin bir de elektronik kopyası ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ancak hukuk düzeni burada yer alan bilgilerin her isteyen tarafından kolayca görülebilmesini çeşitli nedenlerle uygun bulmamıştır. Bu sakıncalar muhtemelen sahtecilik, kopya belge ve plaka üretme, “change” tabir olunan motor/şasi numaraları ile ilgili yolsuzluk-lar, kişisel bilgilerin gizliliği, güvenlik gibi unsurlar olmalıdır.

Sistemimizde tescilli motorlu araçların satış ve sair devir amacı güden trampa, bağışla-ma gibi sözleşmelerin münhasıran noter tarafından re’sen düzenlenmesi gerekmektedir. Son yıllardaki düzenlemelerle noterlere, satışı yapılan motorlu aracı ile elektronik ortamdaki sicil bilgilerini karşılaştırma ve aracın tescil belgesi ile elektronik bilgilerin uyumsuzluğu halinde sözleşmeyi yapmama görevi verilmiştir.

Sicilin önemli bir işlevi de aslında bir taşınır mal olan motorlu araçların rehninin sicile yapılacak bir tescil ile gerçekleşebilmesidir. Bu yöntem sayesinde normalde alacaklıya yahut üçüncü kişiye teslime gerek kalmadan rehin işlemi gerçekleşecektir; ancak burada bir sorun vardır, o da sicilin kamuya açık olmaması nedeniyle rehinden haberi olmayan bir şahsın aracı devralması durumunda, aracın rehinli olarak alıcıya geçmesi ihtimalidir. O halde rehin kaydının aracın tescil belgesine de (ruhsat) işlenmesi gerekir.

Motorlu araçların taşınır birer mal olması nedeniyle intifa hakkı dışındaki bir irtifak hakkı-nın kurulmasına ve dolayısıyla da trafik siciline işlenmesine imkan yoktur.

Anahtar Kelimeler: Trafik sicili, motorlu araç, tescil, mülkiyet

Page 59: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

58

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 305

MODERN DÖNEL KAVŞAK ÖZETİ

Orhan YÜCE, Ulaştırma Bakanlığı Karayolu Trafik Güvenliği Genel Müdürlüğü

Avrupa Komisyonun yayınladığı 2004 Yılı altyapı Güvenlik Yönetimi Raporunda karayol-ları üzerinde meydana gelen trafik kazalarının % 27’si, toplam ölümlü kazalarının ise %10’nun kavşaklarda meydana geldiği belirtilmektedir. Benzer şekilde ülkemizde de sürücülerin algıla-masını güçleştiren kavşakların karayolları üzerinde önemli kaza noktaları olduğu bilinmektedir. Genel olarak kavşak çatışma noktaları dikkate alındığında 4 kollu hemzemin kavşaklarda 32 adet taşıt-taşıta çatışma varken benzer modern dönel bir kavşakta)MDK) bu değer 8’e düşmekte ve potansiyel kaza noktası %75 seviyesinde azalmaktadır. Böylece MDK’ların projesi teknik elemanlar tarafından uygulanması özellikle kaza noktalarının azaltılması açısından faydalı gö-rülmektedir.

Bu kapsamda “Modern Dönel Kavşaklar”; yol kullanıcıların temel beklenti ve ihtiyaçları-nın öncelikle ortaya konulması ile kapasite, trafik güvenliği ve maliyet parametrelerinin den-gelenmesine uygun bir kavşak tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern Dönel Kavşakların uygulandığı pek çok ülkede uygulama sonrası yapılan gözlemlerde ölümlü kazalarda %80’ler düzeyinde bir azalma olduğu görülmüş olup, bu kavşaklar eşdüzey kavşaklar içinde oldukça güvenli bir tür olarak kabul görmektedir.

Türkiye’de Pilot uygulamalarından biri olan ve 2005 yılında işletmeye açılan ve Y.O.G.T’si 37 345 araç olan Gaziantep İli Başpınar kavşağının Modern Dönel Kavşak yapılmadan önceki 3 yıllık verileri ve Modern Dönel Kavşak yapıldıktan sonraki 5 yıllık kaza verilerini içeren su-numdaki tablolardan anlaşılacağı üzere kaza sayısı 11’den 4’e, ölü sayısı 1’den 0’a ,yaralı sayısı ise 22’dan 0’a ve maddi hasarlı araç sayısı ise 16’den 6’ya düştüğü görülmektedir.

Page 60: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

59

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 306

TRAFİK VE YOL GÜVENLİĞİ SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLARIN MESLEK İÇİ EĞİTİMİ ve GÜVENLİK TEDBİRLERİ

Ahmet TÜRKOĞLU, Yüksek Trafik Güvenliği Kurumu Derneği-İSTANBUL-TÜRKİYE

Amaç: Bu çalışmanın amacı; şehir içinde ve dışında yol yapım, sunum/işletim, bakım, onarım çalışmalarındaki hizmetler sırasında meydana gelen aksaklıkların/yanlışlıkların ve bunların ürettik-leri kötü sonuçları, boyutlarını, etkilerini, sonuçlarını ve çözüm önerilerini tespit ederek sunmaktır.

Giriş: İnsanların yaşadıkları, pek çoğunun çalıştıkları alanlar, yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları kapsamındadır. Bu bağlamda, ülke genelinde bir standardizasyon çerçevesinde uygulama birliğiyle Trafik ve Yol Güvenlikleri sağlanması, her insan için ihtiyaçtır. Trafik de çok ciddi bir bilim dalıdır. Bu alanda yapılacak olanlar da bilimsel olması gerektiğinden, yerel yönetimlerin de bu konuda ciddî kadroları olması gereklidir. Kadroların kurulmasında ve çalış-tırılmasında her ne kadar, “bir takım yasal engeller”den bahsediliyorsa da; güvenlik, söz konusu olunca - ki insanlar içindir-, tüm engeller geçerliliklerini yitirmelidirler.

Yöntem: Mevcut durumun, yol açtıkları sorunların, boyutlarının, etkilerinin, sonuçları-nın tespitinden sonra, önerilere geçilmiştir. K.yolları Gn. Md. nün Yol Çalışmalarında Geçici İşaretleme El Kitabından, iş yaptırdığı yüklenicilerle yaptığı yazışmalardan, şartnamelerden, proje örneklerinden, olumsuzlukların sonuçlarına dair medya yayınlarından, ilgili mahkeme safhalarından, kararlarından, modern ülkelerin yol çalışmalarındaki uygulama örneklerinden yararlanılmıştır.

Yazar, otobüslü kazaların olay yerlerini inceleyip, olay yeri ve şekli ile ilgili görüşlerini, tra-fikzede ve sektörün diğer mensupları otobüsçülere, mesleki üst kuruluşa rapor ederek; KAZA SONRASI HUKUKUNA ve YOL KUSURLARININ GİDERİLMESİNE katkı için çalışmalar yapmaktadır.

Öneriler: Yapım, bakım, onarım çalışmaları yap(tır)ılırken, kadro ve ekipman ihtiyaçları tam tespit edilerek, gerekli organizasyon şemalarını kurmak, bunlara göre kadroları oluşturmak ve çalıştırmak zorunluluğu yanısıra, çalışacakları konuya ilişkin temel eğitimlerden geçir(t)erek, ser-tifikalandırarak, yetki ve sorumluluk altında çalıştırmak; gerekli ve modern ekipmanları sağlayıp, çalışma ve denetim alanlarına göndermek, çalışma alanlarını da sürekli denetim altında bulundur-mak gerekmektedir. Çalışanların, periyodik eğitimlere alınmaları da gerekecektir.

Yol çalışmaları, “Geçici Zorunlu İşaretlemeler” , yolların YOGT (Yılda Ortalama Günlük Trafik) sayılarına göre proje-onay-uygulama-onay sonrasında başlatılmalı, işi yaptıran kurum, yüklenicisince/kendisince yapılan çalışmalar süresinde de 7/24 kesintisiz denetimini yap(tır)malıdır. Geçici İşaretleme; Geçici Sinyalizasyonu da kapsamalıdır.

Bu alanda da AR – GE çalışmaları yapılmalıdır. Bunlar için de gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. (…)

Bildirinin bütününde; yararlanılan kaynaklara da yer verilerek, somut bazı iyi ve kötü so-nuçlarla, konunun ciddiyeti vurgulanacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik/Yol Güvenliği Hizmetleri, Meslekiçi Eğitim, Sertifikalı Personel

Page 61: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

60

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 307

TÜVTURK ARAÇ MUAYENE İSTASYONLARINDA KARMA ÖĞRENME

Erman KÖSETÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. İstanbul, Türkiye.

Emre BÜYÜKKALFATÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. İstanbul, Türkiye.

TÜVTURK olarak, araç muayenelerine yönelik bir kamusal zorunluluğu, mutlak müşteri memnuniyetini ve kaliteli hizmet vermeyi hedefleyerek faaliyet göstermekteyiz. Bu amaçla, Türkiye çapında 81 ilde, 193 sabit, 73 gezici istasyonumuz ve yaklaşık 3000 çalışanımız ile hiz-met vermekteyiz. Verdiğimiz hizmetteki temel hedeflerimiz, sürekli öğrenen, yenilikleri yakın-dan takip eden ve TÜVTURK’ün kurumsal vizyonunu benimsemiş çalışanlarımız ile beraber muayene kalitesini artırmaktır.

TÜVTURK bu bağlamda tüm Araç Muayene İstasyonlarında çalışan ve aday personeli-ne teknik eğitimleri kendi bünyesinde sınıf eğitimleri ve elektronik eğitimler olarak iki fark-lı yöntemle vermektedir. Sınıf eğitimleri Teknik Eğitmenler, İstasyon Amirleri veya İstasyon Amirinin belirlediği eğitici Teknisyenler tarafından aday personele ve mevcut çalışan personele verilmektedir. Elektronik eğitimler ise web tabanlı bir yazılım üzerinden eğitim konularının öğ-renci tarafından bilgisayar ortamında izlenmesi ile verilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere TÜVTURK’te karma bir öğrenme sistemi uygulanmaktadır.

Bu bildiride karma öğrenme uygulamaları incelenecek ve TÜVTURK’te karma öğrenmenin nasıl kullanıldığı ve uygulamaya alındığı belirtilecektir.

Anahtar Kelimler: E-Öğrenme, Karma Öğrenme, Harmanlanmış Öğrenme.

Page 62: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

61

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 308

TRAFİK BİRİMLERİNDE ÇALIŞAN POLİSLERİN ÖZ ANLAYIŞLARI İLE İLETİŞİM BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BAZI DEĞİŞKENLER

AÇISINDAN İNCELENMESİ

Dr. Ruhi YİĞİT, Konya, İl Emniyet Müdür YardımcısıAbubekir ERDOĞAN, Polis Memuru

Özet

Bu araştırmanın amacı trafik birimlerinde çalışan polislerin öz anlayışları ile iletişim be-cerileri arasındaki ilişkinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırma genel tarama modeline uygun olarak yapılmıştır. Araştırmanın çalışma evreni Konya il Emniyet Müdürlüğü-ne bağlı Bölge Trafik, Trafik Denetleme ve Trafik Tescil Şubelerinde çalışan personelden oluş-maktadır. Öz anlayış bireylerin yaşantılarında gündeme gelen en önemli kavramlardan biridir. Bireyler yaşamın belirli dönemlerinde acı, üzüntü, tükenmişlik ve başarısızlık gibi olumsuz duyguları yaşarlar. Bireyin bu olumsuz duygularla başa çıkabilmesi için, kendilerini rahatlat-maları, sakinleştirmeleri ve en önemlisi de kendilerine zarar vermeden bu negatif duygulardan kurtulmaları gerekmektedir. Bireyleri bu olumsuz duygulardan kurtaran ve hayatlarını daha yaşanılabilir ve daha anlaşılabilir hale getirmek için onların öz-anlayışları (Self –Compassion ) geliştirilmelidir. İnsan ilişkilerinin yoğun olarak yaşandığı mesleklerden birisi de polislik-tir. Polisler arasında da vatandaşlarla en çok iletişime giren guruplardan biri trafik polisleridir. Kişilerarası iletişimde etkili olma, yardım etme ve danışmanlık becerileri her polis tarafından öğrenilmeli ve mesleki yaşama geçirilmelidir. Kişiler arası iletişimde başarılı olabilmek için iletişim becerilerinin kullanımına gereksinim duyulur. İletişim becerileri, kişiler arası ilişkilerde düşünce ve duygu alışverişin de mesajların doğru olarak algılanmasıdır. Yapılan bu çalışma ile trafik birimlerinde çalışan personelin öz anlayışları ile iletişim becerileri arasındaki ilişki ince-lenerek elde edilen bulgular ortaya konacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik Birimleri, Trafik Polisleri, Öz anlayış, Kişilerarası ilişkiler, İle-tişim Becerileri

Page 63: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

62

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 309

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ARASINDA EMNİYET KEMERİ KULLANIMI

Prof. Dr. Hilal ÖZCEBEProf. Dr. Bahar Güçiz DOĞANDr. Dilek HAZNEDAROĞLUProf. Dr. Münevver BERTAN

Trafikte güvenli davranışların en önemlilerinden birisi de sürücü ya da yolcu iken emniyet kemeri kullanmadır. Gençlik dönemi ise otomobil kullanma izninin yasal olarak başladığı ve sürücüyken emniyet kemeri kullanma davranışının yerleşmesi gereken bir dönemdir. Bu araştır-mada dokuz üniversitedeki birinci ve dördüncü sınıflar arasından toplam 5.227 öğrenci ile yüz yüze görüşme yapılmıştır.

Araştırmada sürücü belgesine sahip olma ve otomobil kullanma yaş ile beraber artmakla beraber sürücü belgesiz otomobil kullanma davranışının olduğu belirlenmiştir. Otomobil kul-lanırken ve yolcu iken emniyet kemeri kullanma yüzdeleri oldukça düşük olup, ailenin sosyal yapısı (özellikle anne) güvenli davranışları artırmaktadır. Kadınlar ve sürücü belgesine sahip olanlar arasında hem sürücü iken hem de yolcu iken emniyet kemerinin kullanımı artmaktadır.

Gençler arasında emniyet kemeri kullanımının artırılması için öncelikle bu davranışın aile içinde kabul edilen ve uygulanan bir davranış haline gelmesi gerekmektedir. Gençlere yönelik mesajların iletilmesi de doğru davranışların benimsenmesini sağlayacaktır. En önemli müdaha-le ise toplumun sosyal olarak gelişmesine yönelik yapılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Gençler, Emniyet Kemeri Uygulama, Sürücü, Yolcu

Page 64: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

63

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 310

POLİS – HALK ELELE TRAFİKTE SORUNSUZ GÜNLERE

Hakan KIRMACI, Emniyet Müdürlüğü, Ordu, TürkiyeFuat TOPRAK, Emniyet Müdürlüğü, Ordu, Türkiye

Faruk GÖK, Emniyet Müdürlüğü, Ordu, Türkiye

PROJE

1.TANIM

1.1 Projenin Başlığı:

POLİS-HALK ELELE TRAFİKTE SORUNSUZ GÜNLERE

1.2 Projenin Uygulanacağı Yerler:

Ordu İl Merkezi Polis Sorumluluk bölgesi.

1.3 Proje Maliyeti:

Projenin Toplam Uygulama Maliyeti Projede Çalışacak Personel Sayısı5.500 TL 11

1.4 Özet :

Ordu il merkezinde son yıllarda fiziki şartların yetersizliği, araç sayısının artması ile birlikte kuralsız araç parkları nedeniyle belli bölgelerde trafik akışı engellenmekte ve vatan-daşlarımızın trafik kuralları konusunda duyarsız olmaları nedeniyle trafik sorunları büyüyerek hayatı olumsuz etkilemektedir.

Bu amaçla; Toplum Destekli Polislik alt görev alanlarında görevlendirilen trafik gö-revlileri vasıtasıyla; Cezalandırıcı değil de vatandaşı bilinçlendirip, desteğini sağlayarak özel-likle trafik sorununun yoğun olarak yaşandığı bölgeler başta olmak üzere çalışma yaparak va-tandaşın güvenini kazanıp, bilinçlendirerek sorunları en aza indirmektir.

Projenin Süresi 1 (Bir) YılProjenin Hedef Kitlesi Ordu İl Merkezindeki Tüm Vatandaşlar

Ortaklar

Ordu Emniyet MüdürlüğüOrdu Belediye Başkanlığı

Ordu Milli Eğitim MüdürlüğüOrdu Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı

Page 65: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

64

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 311

OTOBÜS DURAKLARI ÇEVRESİNDE YAYA GÜVENLİĞİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KULLANILARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

İrem YÜKSEKOL- Hediye TÜYDEŞ YAMAN

Yayalar, trafik güvenliği açısından en hassas kara yolu kullanıcıları olarak tanımlanabilirler. Özellikle yaya-araç kazalarında kazaların şiddetinin (ölümlü ya da yaralanmalı kaza oluşması) yüksek olması ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek sürdürülebilir ulaşım odak-lı çalışmalar ve gerekse trafik güvenliği çalışmaları özellikle kentsel bölgelerde toplu taşıma sistemlerinin kullanımının ve yaya erişiminin arttırılmasını önermektedirler. Bu iki kavramın bir başka ilişki noktası da toplu taşıma kullanıcılarının, toplu taşıma yolculuğundan önce ya da sonra genellikle yaya olarak yolculuk etmeleridir. Bu nedenle, toplu taşım durakları yaya aktivitesinin doğal çekim ve oluşum bölgeleridir. Bununla birlikte, toplu taşım duraklarının, tasarımının yeterli düzeyde yapılmaması durumunda, durak ve çevresinde yayalar için güvenlik problemi oluşturabilmesi bu çalışmanın ana odağını oluşturmaktadır.

Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu (KTGK) gündeminde ele alınan kent içi trafiğinde oto-büs durakları civarında yaya güvenliğinin incelenmesi için kurulan alt komisyon çalışmala-rından birisi Ankara ili merkezinde seçilecek ana arterler üzerindeki yaya kazalarının otobüs duraklarıyla ilişkisinin incelenmesi ODTÜ Ulaşım Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştiril-miştir. Geliştirilen analiz yönteminde önce seçilmiş koridorlar boyunca yapılan bir dizi Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) analizi ile koridorların kaza karakteristikleri çıkarılmıştır. Kaza sayıları, kaza yoğunluğu ve kaza şiddetini gösteren tematik haritaların karşılaştırılması, yaya güvenli-ği açısından kazaya meyilli noktaların tespit edilmesi için kullanılmıştır. İkinci aşamada yaya kazaları, otobüs duraklarıyla, duraklarda etki alanları farzedilerek ilişkilendirilmiştir. Otobüs duraklarının GPS koordinatları ve tasarım özellikleri bizzat toplanıp durak etrafında seçilen etki alanları (tampon bölgeler) içine düşen kaza sayısına göre yoğunluk haritaları çıkarılmıştır.

Çalışma alanı, Ankara içerisindeki yaya kaza yoğunluğunun yüksek olduğu ana koridorlar ve bölgelerden seçilmiş ve Merkezi İş Alanı (MİA) ve MİA dan değişik bölgelere hizmet ve-ren 4 ana arteri içermektedir. Motorize ve yaya akışının yüksek olduğu koridorlardaki otobüs durakları diğerlerine göre daha kritik bulunmuştur. Bulanan sonuçlar KTGK aracılığı ile diğer belediyelerle paylaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Otobüs durakları, Yaya güvenliği, CBS analizleri

Not: Sözlü sunum yapılacaktır.

Page 66: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

65

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 312

NEDEN HIZ YAPARIZ?

Pınar BIÇAKSIZ1; Burak DOĞRUYOL1; Prashanti PUVANACHANDRA2; Türker ÖZKAN1;H. Connie HOE.2; Timo LAJUNEN1; Adnan HYDER2

1Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye2Johns Hopkins University Bloomberg School of Public Health, Baltimore MD, ABD

Trafik kazalarının en önemli sebeplerinden biri de aşırı hızda araç kullanma davranışıdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2011 Eylül tarihli ve Karayolu Trafik Yaralanmaları (Road Traffic Injuries) başlıklı bilgi notunda, ortalama hızdaki artışın çarpma olasılığı ve çarpma sonucu olu-şacak yaralanmanın ciddiyetiyle doğrudan ilişkili olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, sürücülerin aşırı hız yapma eğilimlerinin sebeplerinin araştırılması, bu eğilimin önüne geçilebilmesi ve dolayısıyla meydana gelen kazaların ve can kaybının önlenmesi açısından çok önemli ve ge-reklidir. Bu amaç doğrultusunda, Afyon ve Ankara illerindeki karayolu kullanıcılarının trafikte hız yapma sıklıkları ve bu eğilimin sebepleri uluslararası çok paydaşlı bir işbirliği projesinin Türkiye ayağında (RS-10: Türkiye) incelemiştir Çalışma dahilinde Ankara’da toplam 672 ve Afyon’da toplam 307 katılımcıyla mülakatlar yapılmıştr. Betimsel istatistiklere göre, Ankara ilinde katılımcıların % 11.7’si her zaman; %17.8’i ise neredeyse her zaman belirtilen hız limi-tinden en az 10 km daha hızlı araç kullandığını ifade etmiştir. Afyon ilinde ise katılımcıların %15’i her zaman; % 8.1’i ise neredeyse her zaman hız limitinden en az 10 km daha hızlı araç kullandığını belirtmiştir. Ankara ilindeki katılımcıların % 17.5’i geçtiğimiz sene hız cezası al-dıklarını belirtirken, Afyon ilinde bu oran % 27’dir. Ankara ilindeki katılımcıların % 3.7’si, Afyon ilinde ise katılımcıların % 2.9’u geçtiğimiz yıl içinde aşırı hız nedeniyle kaza geçirdiğini belirtmiştir. Lojistik regresyon analizi sonuçları göstermiştir ki eğer dikkatli/güvenli araç kulla-nılıyorsa hız sınırını aşmanın sakıncalı olmadığına inananların geçtiğimiz yıl içinde hız cezası almış olan grupta yer alma olasılığı daha fazladır. Ayrıca, katılımcıların yaşı arttıkça geçtiğimiz yıl aşırı hızdan dolayı kaza yapmış olma olasılığı artmaktadır. Aynı şekilde, geçtiğimiz yıl top-lam araç kullanılan kilometre sayısı arttıkça geçtiğimiz yıl aşırı hızdan dolayı kaza yapmış olma olasılığı artmaktadır. Son olarak, çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre katılımcıların yaşı arttıkça hız limitinden en az 10 km daha hızlı araç kullanma davranışı artmıştır. Bununla bera-ber, hızlı araç kullanmanın kaza nedenlerinden biri olduğu fikrine katılmayan katılımcıların, hız cezalarının hükümetin gelirlerini artırma amacı taşıdığına inanan katılımcıların ve eğer dikkatli/güvenli araç kullanılıyorsa hız sınırını aşmanın sakıncalı olmadığına inanan katılımcıların hız limitinden en az 10 km daha hızlı araç kullandıklarını daha çok beyan ettikleri bulunmuştur. Çalışmanın bulguları ilgili literatür ışığında tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Hız, Sürücü Davranışları

Page 67: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

66

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 313

TÜRKİYE’DE MOTOSİKLET KÜLTÜRÜ: BETİMSEL BİR ÇALIŞMA

Oktay ÇELİK, E.G.M. Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı

Araştırmanın genel amacı Türkiye’de motosiklet dernek, kulüp ve gruplarına üye olan mo-tosiklet sürücülerinin profilleri, trafik eğitim ve sürüş alışkanlıkları ile ilgili tutumlarının genel olarak ortaya konulmasıdır.

Bu çalışma ile Türkiye’de ki motosiklet kültürünün bir kesit olarak resminin ortaya çıkarıla-rak, kazların azaltılması, motosiklet eğitimlerinin yeniden yapılandırılması ve yeni çalışmalara ışık tutması açısından önemli olacağı inancındayız.

Araştırmada ihtiyaç duyulan veriler anket tekniğiyle toplanmıştır. Katılımcıların, motosiklet durumları, eğitim, motosiklet alma sebepleri, sürüş alışkanlıkları, güvenlik, risk ve trafik konu-larına ilişkin görüşleri alınmıştır.

Çalışma grubunu; motosiklet dernek, kulüp ve gruplarına üye olan motosiklet kullanıcıları oluşturmaktadır. İnternette web sayfası bulunan motosiklet gruplarına üye olan yaklaşık 2500 hobi amaçlı sürücü tespit edilmiştir. İnternetteki gruplarla temasa geçilerek 300 motosiklet sü-rücüsüne ulaşılmış, 260 adet geri bildirim alınmıştır.Anket yoluyla elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. Veri çözümlemede frekans, yüzde ve ki-kare testi kullanılmıştır.

Çalışmamızın demografik sonuçlarına baktığımızda,(motosikleti hobi amaçlı kullanan) ka-tılımcıların özellikle büyük şehirlerde yaşadıkları, motosiklet kullanıcılarının büyük bir çoğun-luğunun 20 ile 40 yaşları arasında olduğu, gelir seviyesi bakımından Türkiye standartlarının biraz üzerinde oldukları çok büyük bir oranının ise eğitim düzeyinin yüksek olduğu gibi veriler tespit edilmiştir.

Anket sonuçları incelendiğinde; Kadınların daha çok, düşük hacimli motosikletleri tercih et-mekteyken, erkeklerin daha büyük hacimli motosikletler tercih ettiği, katılımcıların motosiklet alırken olumsuz pekiştirmeler ve olumsuz duygular ile karşı karşıya kaldıkları, Türkiye’deki moto-siklet eğitimlerini ve A2 ehliyeti alma kıstaslarını yetersiz buldukları gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmada katılımcıların eğitim seviyelerinin yüksek oluşu; motosiklet ve yol güvenliği açısından aldıkları tedbirlerin yeterli olduğunu bu sebeple aynı zamanda bilinçli olduklarını da bizlere göstermektedir. Cinsiyete göre alınan çıktılar incelendiğinde ise; kadınların erkeklere göre trafik kurallarına uyma konusunda daha hassas olduğu sonucu dikkat çekicidir. Her konu-da olduğu gibi, eğitimin önemi, bu çalışmada da ortaya çıkmıştır. Trafik güvenliğinin artması için, motosikleti kullanım amacı ne olursa olsun, gelir seviyesi veya eğitim durumu ne olursa olsun, tüm motosiklet kullanıcıları elinden geleni yapmalıdırlar. Trafik kurallarına tam anla-mıyla herkes uymalı bunun yanında üniversiteler, sivil toplum örgütleri, motosiklet şirketleri, medya ve devlet taşın altına elini sokarak, bu kültürü layık olduğu yere getirmelidirler.

Page 68: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

67

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 314

TRAFİK KAZALARININ AZALTILMASINDA ALAN ANALİZİ UYGULAMASI

Mustafa ILICALI, Nilgün CAMKESEN, Mehmet KIZILTAŞBahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, Türkiye

Trafik kazaları, günümüzde uygulanan tüm azaltma önlemlerine rağmen artan boyutlarda ülke gündeminin önemli bir parçası olmaya devam etmektedir. 2011 yılı istatistiklerine göre, meydana gelen 277.976 trafik kazasında 2586 kişi hayatını kaybetmiş, 193.096 kişi yaralan-mıştır. Bu rakamlar sadece kaza raporlarına yansıyan değerler olup gerçek sayıların bunların üzerinde olduğu da bilinmektedir. Meydana gelen trafik kazalarının istenildiği oranda azaltı-lamamasının en önemli nedenlerinden birisi de, kazaların gerçek oluşum nedenlerinin yeterin-ce incelenmemesi, hazırlanan düzenli istatistiklerle kazaların azaltılacağının sanılması ve bu konuda çalışan kurum ve kuruluşlar arasında yeterli işbirliğinin sağlanamaması, kamuoyunda istenen bilinç düzeyinin tam olarak oluşturulamaması yatmaktadır. Trafik kazalarının azaltıla-bilmesi için, bu işin bir mühendislik çalışması gerektirdiği ve sadece ulaştırma mühendislerinin değil tüm ilgili disiplinleri biraraya getirmesi gerektirdiği gerçeğine göre hareket edilmelidir.

Bu bildiride öncelikle, trafik kazalarının azaltılmasına yönelik olarak tüm dünyada kullanı-lan , kaza nedenlerini kaza sonrasında tutulan raporlar yardımıyla, fiziksel ve geometrik özel-likler açısından ortaya cıkaran bir analiz yöntemi olan KAZA ALAN ANALİZİ hakkında bilgi verilecektir. Analiz için çalışılacak alanın belirlenmesi, bu alana ait veri tabanının oluşturulma-sı, oluşturulan verilerin yardımıyla oluşan kazaların analizi, analiz sonuçlarına göre yapılacak iyileştirme türlerine nasıl karar verileceği ve iyileştirme sonuçlarının nasıl değerlendirileceği anlatılacaktır. Daha sonra bu analiz yönteminin İstanbul Beşiktaş ilçesinde belirlenen bir alanda yapılan uygulaması, bu uygulama sonucunda elde edilen kaza nedenleri ve kazaların azaltılma-sına yönelik yapılması önerilen iyileştirmeler hakkında bilgi verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Karayolu güvenliği, trafik kazaları, analiz

Page 69: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

68

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 315

MOBİL-SMART TRAFİK UYGULAMALARI

A. ÜNAL, M.N. EERTAŞ - İstanbul Büyükşehir Belediyesi – İstanbul - Türkiye

“Anlık Trafik bilgisine her zaman ve her yerde ulaşılması” konseptinden hareketle günü-müzün en etkin ve yaygın iletişim araçlarının en başında yer alan TV ve İnternet platformunun kullanımı kaçınılmaz olmuştur. Kent geneli güncel trafik bilgisinin web tabanlı Mobil ve Smart uygulamalar aracılığı ile sürücü yolcu ve yayaların anlık olarak iletilmesi hedefinden hareketle İBBCepTrafik ve İBBSmart Trafik adlı iki adet uygulama geliştirilmiştir.

Trafik ve yol bilgilerine, seyahat öncesinde sahip olma imkânı tanıyan İBBCepTrafik ve İBBSmart Trafik uygulaması ile, sürücü yolcu ve yayaların, cep telefonlarını ve Smart TV sis-temini kullanarak, günün her saatinde anlık trafik durum bilgilerine ulaşmaları sağlanmaktadır.

İstanbul kent genelindeki yolculuklara rehberlik eden ve trafik yoğunluğuna göre alternatif güzergah sunulan programda, kullanıcılar trafik kamera görüntülerini canlı olarak izleyebilir ve trafik ölçüm dedektörü ile hazırlanan Trafik Yoğunluk Haritası’ndan, yoğunluk bilgilerine anlık olarak erişmektedirler.

Page 70: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

69

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 316

TRAFİKTE KAMERALI DENETİME KARŞI SÜRÜCÜ TEPKİLERİ: Bursa Örneği

Abdülkerim SÖNMEZ1, Yüksel ÇELİK2, Fatih VURSAVAŞ3, Senem ÇINARBAŞ AKIN4 1Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Ankara, Türkiye

2EGM, Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı, Ankara, Türkiye2EGM, Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Ankara, Türkiye

3Erzurum Emniyet Müdürlüğü, Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü

Trafikte kameralı denetim fiili denetim düzeyi ile sürücüler tarafından algılanan denetlenme olasılığı arasındaki mesafeyi ortadan kaldırarak bütün sürücü kategorilerinin sürekli ve eşit dü-zeyde denetlenmesine imkân tanımaktadır. Ancak kameralı denetim bir kentin ya da güzergâhın belli bölge veya noktaları ile sınırlı bir uygulama olarak kaldığında denetleme yapılan bölge veya nokta içindeki sürücü davranışları ile bunların dışındaki nokta veya bölgeler arasındaki sürücü davranışları arasında bir farklılık oluştuğu genel bir gözlem olarak sıkça ifade edilmek-tedir. Öte yandan, bir denetleme sisteminin yürürlüğe konulması teknolojik yapısı ve uygulan-ma biçimine bağlı olarak farklı sürücüleri farklı derecede etkileme gücüne sahip bir girişimi temsil eder ve bu etkilerin ve bunlardan hareketle oluşan sürücü tepkilerinin neler olduklarının gözetlenmesi de etkinlik değerlendirmesinin önemli bir veçhesini oluşturur. Bu tebliğ, Bursa’da 1 Ocak 2011’de altı kavşakta kırmızı ışık, dokuz noktada da hız denetimi yapmak amacıyla uygulamaya konulmuş olan kameralı denetim uygulamasının etkinliği hakkında yürütülmekte olan bir ampirik araştırmanın bazı ön sonuçlarını sunmak amacındadır. Tebliğde, taşımacılık faaliyetleri ya da olağan ulaşım güzergâhları bu denetim noktalarından geçen 1200’ü aşkın sürücüyle Kasım 2011’de yapılan mülakat sonuçlarından hareketle dört temel konuya ilişkin sürücü tepkileri incelenecektir. Bunlar:

(1) Kameralı kırmızı ışık ve hız denetiminin başlamasından önceki ile kıyaslandığında sürü-cülerin kendilerinin belli trafik kurallarına uyma davranışlarının, trafikte kendilerini güvende his-setme duygularının ve diğer yol kullanıcılara karşı bazı tutum ve tavırlarının ne yönde değiştiği,

(2) Kameralı kırmızı ışık ve hız denetiminin başlatılmasının trafik ortamı ve sürücü davranış-ları üzerinde doğurduğu iddia edilen kimi olumlu etkileri ne derece doğru ve yerinde buldukları,

(3) Kameralı kırmızı ışık ve hız denetiminin başlatılmasının trafik ortamı ve sürücü dav-ranışları üzerinde doğurduğu iddia edilen kimi olumsuz etki ve sonuçları ne derece doğru ve yerinde buldukları ve

(4) Sürücülerin, kameralı kırmızı ışık ve hız denetimi uygulamasının bundan sonra alması gereken biçimin ne olması gerektiği hakkındaki görüşleri.

Sürücülerin bu konu başlıkları altında sorulan sorulara verdikleri cevaplar kameralı deneti-me karşı tepkilerin tek biçimli ve tek yönlü olmadıklarını, aksine onların demografik, toplum-sal nitelikleri, trafik ortamına dâhil olmakta yatan iktisadi çıkarlarına ve genel anlamda trafik güvenliğine karşı tavır alışlarına bağlı olarak önemli farklılıklar olduğuna işaret etmektedir. Bu tebliğde söz konusu farklılıkların sadece toplumsal cinsiyet, sürücü sınıfı ve trafik güvenliğine karşı genel tavır alışları eksenine bağlı olarak gözlemlenen farklılıklar ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Elektronik Denetim Sistemleri, Algılanan Yakalanma Riski

Page 71: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

70

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 317

ANKARA KENT MERKEZİNDEKİ HIZ KAMERALARININ ÖLÜM VE YARALANMALARIN ÖNLENMESİNDEKİ ETKİLİLİĞİ

Bünyamin POLAT, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Ankara, TÜRKİYE

TÜİK verilerine göre 2010 yılında 4045 vatandaşımız trafik kazalarında yaşamını yitirmiş-tir. Son on yılda (2001 ve 2010 yılları dahil) ülkemizde 43.691 vatandaşımız trafik kazalarında hayatını kaybetmiş; 1.595.802 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu sonuçların oluşmasında hızlı ya da uygun olmayan hızda araç kullanma ile düşük emniyet kemeri kullanımı iki önemli etken olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda Kent Güvenlik Yönetim Sisteminin (KGYS) ve dene-tim yapan hız kameralarının etkililiğinin trafik kazalarından kaynaklanan ölüm ve yaralanma-ları önlemede önemli olduğu değerlendirilmektedir. Ancak bu hususlar bilimsel çalışmalarla yeteri olarak değerlendirilmemiştir.

Bu çalışmada, 25 Ekim 2010 tarihinde hizmete giren Ankara Kent Güvenlik Yönetim Sis-temi bünyesinde Ankara kent merkezinde hız ihlal denetimi yapan kameraların yer aldığı ana arterlerde (Mevlana Bulvarı, Eskişehir Yolu, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı, 19 Mayıs Bulvarı vb.) belirtilen tarihten önce ve sonraki ölümlü ve yaralanmalı trafik kazaları, meydana gelen ölümler ve ciddi yaralanmalar incelenmektedir. Elde edilen istatistiksel verilerin analizi sonu-cunda ortaya çıkan bulgular doğrultusunda, hız kameralarının trafik kazalarını ve bu kazalar sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanmaları önlemedeki etkililiği tartışılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Hız kameraları, denetim, trafik kazası, ölümler ve ciddi yaralanmalar.

Page 72: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

71

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 318

ELEKTRONİK KİMLİKLİ GÜVENİLİR TRAFİK DENETİMİ

Mustafa GEÇİN1, Rıza BOZABALI1, Selçuk ÇÖMLEKÇİ1, Mehmet Erol ÜLGEN2

1Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü, Isparta, TÜRKİYE

2 Emniyet Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, Isparta, TÜRKİYE

Mevcut uygulamalar ile trafik denetiminde pek çok sorunlar yaşanmaktadır. Kameralı oku-ma ve işleme sistemlerinde gecikme, hata payı ve kullanımında istenmeyen zorluklar gibi du-rumlar bulunmaktadır. Trafiği kontrol altına almak amacıyla oluşturulmuş tamamen görüntü işlemeye dayalı çalışan bu sistemlerin çevresel etkenlerden etkilenmeleri ve sürücülerin bu ek-siklikleri bilerek bunlardan faydalanmaları, bu eksiklikleri ortadan kaldıracak yeni bir sistem kurulması gerektiğinin göstergesidir.

Yeni oluşturulacak olan sistemin çevresel faktörlerden etkilenmemesi için çalışması görün-tü işlemeye yönelik değil tamamen elektronik olması gerekmektedir. Böylece karar aşamasında insan hataları en aza inecektir. Mevcut durumda RFID (Radyo Frekanslı Tanıma) tekniği pa-ketleme, okuma ve diğer kimliklendirme alanlarında başarıyla uygulanmaktadır. Bu çalışmada karayollarındaki tüm araçların RFID etiket ile etiketlenerek plaka değerlerinin ve ruhsat bilgile-rinin etiket üzerinden okunması amaçlanmaktadır. Belirlenecek yerlere yerleştirilerek oluşturu-lacak olan kontrol noktalarda RFID okuyucular ile etiket değerleri okunarak araçların geçişleri denetim altında tutulabilecektir.

Şu an yaklaşık 16 milyon araç karayollarımızda bulunmaktadır. Bu araçlara ait ruhsat bilgi-leri; ortalama bir bilgisayarın işleyebileceği hacmi geçmemektedir. Her araç yaptırması gereken ilk muayenede birkaç noktasından ve aracın kolay ulaşılamayacak yerlerinden etiketlenecektir. RF okuyucu/yazıcı cihaz ile bir kez yazılıp genel veri tabanına kaydedilecektir. Karayollarının muhtelif bilinen ve bilinmeyen noktalarına yerleştirilmiş okuyucular araçlardaki pasif RFID etiketi uzaktan okuyabilecek biçimde yerleştirilecektir.

Özellikle şehirlerarası yollarda yapılan denetimlerde kullanılacak olan bu sistem ile kontrol noktasına gelen araçların plaka bilgileri daha önceden belirlenen bir uzaklıkta RFID okuyucu-lar ile okunarak bu bilgiler kontrol noktasına iletilecektir. Daha sonra bu noktada gelen plaka bilgileri ile aracın durumu incelenerek çevirmeler bu bilgilerle birlikte daha doğru bir şekilde yapılabilinecektir. Bu sayede denetimler rasgele çevirmelere göre değil aracın önceki verilerine dayanarak yapılacaktır. Hız limiti kontrolünde de kullanılabilecek bu sistem ile karayollarında iki farlı noktaya yerleştirilecek olan RFID okuyucular ile araçların ortalama hızları tespit edile-bilecek ve bu bilgiler de plaka bilgileriyle birlikte kontrol noktalarına iletilebilecektir. Ya da iki RFID okuyucu arası mesafe kısa tutularak araçların anlık hızları da tespit edilebilecektir. Ayrıca günümüzde geceleri yapılan denetimlerde ortamın karanlık olması gibi şartlardan yaşanan zor-luklar ortadan kalkacaktır. Kırmızı ışık ihlallerine yönelik alınan tedbirlere ek olarak araçların yaya geçitlerine yaptıkları ihlaller de bu sistem ile ortadan kaldırılabilecektir. Trafik ışıklarında kırmızı ışık yandığında araçların ışıkları geçerek yaya geçitleri üzerilerinde durmaları sistem üzerinde kırmızı ışık ihlali sayılacaktır. Edinilen bu verilerin hepsi merkeze gönderilerek cezai

Page 73: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

72

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

işlemler daha hızlı ve daha doğru bir şekilde yapılabilinecektir. Şu an kullanılan sistemlere göre ortam şartlarından ve araçlarda meydana gelebilecek görsel etkenlerden etkilenmeyen günün her saatinde doğru şekilde çalışabilecek bu sistem ile günümüzde var olan eksiklikler ortadan kalkacaktır.

Önerilen sistemin başarı çıktıları; mevcut trafik veri tabanı altyapısının daha hızlı ve güvenli işlemesi olacaktır. Sonuçta elde edilecek hizmet kalitesi veri tabanının çok hızlı yenilenmesi ile gerçekleşmiş olacaktır. Bunun için yapılan ön çalışmalar, aynı kavşağın mevcuda göre de-netimi, önerilen yöntem ile maliyeti yarı yarıya azalacaktır. Hatalı okuma ve insan hataları da düşünüldüğünde önerilen sistem daha da cazip olmaktadır.(Sunum sözlü yapılacaktır.)

Page 74: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

73

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 319

KARAYOLU ULAŞIMINDA KAPASİTE KULLANIMININ İYİLEŞTİRİLMESİ VE TRAFİK GÜVENLİĞİNİN ARTTIRILMASI İÇİN AKILLI SİSTEM ÇÖZÜMLERİ

Ahmet AKBAŞYalova Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Özet: Ekspres yollar ve oto yollarda yaşanan trafik sıkışıklıkları bir taraftan bu yolların kapasite kullanım oranlarını azaltarak, bir taraftan da bu yollardaki trafik güvenliğini azalta-rak çok sayıda toplumsal ve ekonomik sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunlardan kapasite kullanımı ile ilgili olanlar, özellikle kentsel alanlarda; trafik güvenliği ile ilgili olanlar ise, hem kentsel alanlarda hem de kırsal alanlarda sıklıkla yaşanan ulaşım sorunlarını oluştur-maktadır.

Bu sorunların oluşum nedenleri ve sonuçlarına ilişkin çok sayıda istatistiksel analiz ve sa-yısal veri, ulusal ve uluslar arası basım ve yayın organlarında sıklıkla kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır. Bununla beraber, ülkemizde bu istatistiklerin ortaya koyduğu üzücü sonuçları azaltmak amacıyla yapılan çalışma ve yatırımların, bu sorunların çözümünde süreklilik arz ede-cek şekilde tatmin edici bir ilerleme sağladığını söylemek oldukça güçtür.

Bu durumda, yolların arazi şartları ve fiziki yapı faktörlerine bağlı olarak belirlenen hizmet düzeylerini verimli bir şekilde kullanabilmek ve trafik güvenliğini arttırılabilmek için, teknolo-jik çözümlerin daha etkin bir şekilde kullanılması zorunlu gözükmektedir. Bu çözümler günü-müzde Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) başlığı altında sunulmaktadır. AUS kapsamında yuka-rıda anılan sorunlarla başa çıkabilmek amacıyla önerilebilecek çözüm önerileri, esasen katılım noktaları gibi şişe boynu etkisinin oluşabileceği yol kesimlerinde kullanılan Katılım Denetimi ve ana yollar boyunca oluşabilecek şok dalgalarını önlemek amacıyla kullanılan Değişken Hız Sınırı Denetimi uygulamalarından ibarettir.

Bu çözümleri hayata geçirmek ve denetimi sürekli ve etkin kılabilmek ise, gereken yol ke-simlerinde trafik akımlarının dinamiğini yansıtan makroskopik parametrelerin gerçek zamanlı olarak ölçülmesi ile mümkün olmaktadır. Buna göre, gerçek zamanlı olarak ölçülen bu paramet-reler trafik akımlarının dinamiğini temsil eden uygun matematiksel modellere göre oluşturul-muş algoritmalar çerçevesinde değerlendirilir. Bu yolla belirlenen kontrol değişkenleri, Trafik Işıkları ve Değişebilir Mesaj Panoları gibi uygun araçlarla trafik sistemine aktarılır. Kontrol süreci böylece oluşturulur.

Başta İstanbul olmak üzere ülkemizde yoğun trafik sorunlarının yaşandığı kentsel alanlar-da bu anlamda bir kontrol sürecinin henüz uygulanmadığı bir gerçektir. Bu çalışmada, anılan tespitten hareketle, ekspres yollar ve oto yollarda yol kapasitelerinin daha etkin kullanılması ve trafik güvenliğinin arttırılması için AUS çözümlerinden Değişken Hız Sınırı Denetimi ve Katılım Denetimi uygulamalarının sağlayacağı katkıların dikkate sunulması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda İstanbul kent içi ulaşımı ile ilgili sorun örnekleri ele alınacak ve bunların çözümü için kullanılabilecek çözüm önerileri tartışılacaktır.

Page 75: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

74

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 401

AÇIKLAMALI TRAFİK İŞARET LEVHALARININ GEREKLİLİĞİ İLE ÖRNEKLER VE KONYA UYGULAMALARI

Neyhan ERGENE, Refik SOYLUKonya Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri

Meram, Konya, Türkiye

İlk trafik işaretlemesi olarak kabul edilen yol taşlarının Roma İmparatorluğu döneminde kullanıldığı belirtilmektedir. Daha sonra bu işaretler istikamet ve menzil işaretleri olarak de-vam etmiş ve ilk modern Trafik İşaretleri 1879 yılında İngiltere’de bisiklet sürücüleri için kul-lanılmaya başlanmıştır. 1895 yılında İtalya Touring Kulubü tarafından genel amaçlı işaretler hazırlanmıştır. 1901 yılında İngiltere’de Gloucester şehrinde araçlara yönelik ilk işaretler kul-lanılmaya başlanmıştır. İlk ulusal uygulama ise 1903 yılında İngiltere ve Fransa’da başlamıştır. Günümüzde kullanılan modern trafik işaretlerinin temelleri ise 1908 yılında Roma’da Ulusla-rarası Yol Kongresinde atılmış ve 1909 yılında dokuz Avrupa ülkesi ilk olarak bazı semboller Trafik İşareti olarak kullanma konusunda anlaşmışlardır. Yıllar içinde bu işaretler artmış ve gelişmiş ve en son 1968’de Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (UNECE) tara-fından Viyana’da düzenlenen Yol Trafiği Konvansiyonunda trafik işaretleri standartlaştırılmış ve Türkiye de bu sözleşmeye katılmıştır. 2004 yılında ise Avrupa Birliği uygulamaları ülkemiz için de esas alınmıştır.

Trafik işaretleri düşey ve yatay olarak iki tiptir ve bunlar Tehlike Uyarı, Trafik Tanzim, Bil-gi, Duraklama ve Park Etme, Otoyol, Yapım Bakım ve Onarım ile Paneller olarak gruplandırılır.

Trafik işaretlerinde amaç trafiğin güvenli ve düzgün akışını sağlamaktır ve dolayısıyla ilk bakışta anlaşılacak şekilde dizayn edilmişlerdir. Ancak yurdumuzda yapılan bazı anket çalışma-ları sürücülerin büyük çoğunluğunun zaman içinde bu işaretlerin anlamlarını unuttuklarını veya yapılan değişim ve eklemeleri öğrenemediklerini göstermektedir. Muhtemelen birçok ülkede aynı sorun söz konusu olduğundan özellikle şehir içi yollarda bazı düşey Trafik İşaret levha-larının altına ve yanına işaretin anlamı, yatay olarak da yollara yol çizgileri ile birlikte uyarı yazıları yazılmaktadır. Bu uygulama Konya şehir içi yollarda son yıllarda arttırılmıştır. Böyle uygulamaların unutulan Trafik işaretlerinin hatırlanmasını temin ettiği yani bir tür Trafik Eğiti-mine katkı sağladığı kanısındayız. ABD, Avrupa Birliği Ülkeleri ve hatta Japonya gibi ülkelerde örneklerini gördüğümüz bu uygulamanın yurdumuzda özellikle şehir içlerinde yaygınlaştırıl-masının yararlı olacağını düşünüyoruz.

Anahtar Kelimeler: Trafik İşaretleri, Yatay ve Düşey İşaretler.

Page 76: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

75

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 402

HIZ YÖNETİMİ

Oğuz SEHTİYANCI, Kenan KAYACIKarayolları Genel Müdürlüğü, Ankara, Türkiye

Ülkemizda Karayolları şehirlerarası devlet, il yolları ve otoyollar; şehiryolları, köy, orman, turistik, baraj vb. yollar değişik kuruluşların sorumluluğunda yer almaktadır. Bu yolların her bir türünde hız konusunda sürücü davranışları değişmektedir. Son yıllarda otomotiv sektörü ile karayolları fiziki-geometrik standartlarında görülen gelişmeler sonucunda hızlar sürekli artmaktadır. Artan taşıt hızları seyahat süresine bağlı olarak bir yandan yaşam kalitesini ve ekonomik gelişmeyi artırmakta diğer yandan ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kaza-ları ile özellikle kentsel alanlarda gürültü ve eksoz emisyonlarındaki artış ile yaşam kalitesini düşürmektedir.

Yasal hız sınırlarının üzerinde araç kullanma tüm kazaların en önemli, ölümlü ve yaralan-malı kazaların ise üçte birinin sebebidir. Araç sürücüleri ve yolcular için düşük ve orta hız-lar çarpışmaya bağlı kinetik enerji etkisini azaltmak için en uygun hızlardır. Taşıt hızı arttıkça meydana gelen kinetik enerji sürücü ve yolculara verdiği hızlar artmaktadır. Çoğu Avrupa Ül-kesine yasal hız sınırlarında görülen ihlaller % 40-50 mertebesindedir. Ülkemizde de benzer seyir göstermektedir. Hız yapma davranışı, toplumsal anlayış, yol kullanıcı davranışları, taşıt performansı, karayolu tasarım ve özellikleri, yasal hız sınırları ve denetim stratejileri gibi birçok etkileşimli faktörü içeren karmaşık bir problemdir. Buna göre mühendislik, denetim ve eğitim konularını içeren disiplinler arası bir yaklaşım, hızlara bağlı ölümlü ve yaralanmalı kazaları azaltmak için gerekli olup bu kapsamlı yaklaşım hız yönetimi olarak isimlendirilmektedir.

Hız yönetimi; altyapının fiziki ve geometrik standartları ve işletme özelliklerinin artırılma-sı, yolun fonksiyonel sınıflandırmasına bağlı güvenli hız ve işaretlemelrin düzenlenmesi, affe-den yol uygulamasının yaygınlaştırılması, aşırı hız yapan veya yapmaya eğilimli sürücülerin kaza üretme potansiyelinin en aza indirilmesine yönelik denetim çalışmaları, yüksek kaza riskli sürücüleri eğitici kampanya ve mesajlar konusundaki çalışmalar, otomotiv sektöründe sürücü-nün hız kontrolüne imkan sağlayan gelişmeler gibi disiplinler arası koordinasyonu gerektiren proaktif bir yaklaşımdır.

Bugün için bir çok Avrupa ülkesinde özellikle trafik kazalarının yoğunluğunu fazla olduğu kentsel yollarda uyguladığı hız yönetim sistemi trafik güvenliğindeki hedeflere ulaşmak için hızı azaltmak yönünde yapılacak koordine bir yaklaşım olup sonuçları çok kısa sürede görüle-bilecektir.

Anahtar Kelimeler: hız yönetimi, fonksiyonel sınıflandırma, affeden yollar

Page 77: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

76

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 403

ANKARA’DAKİ MEVCUT OTOBÜS GÜZERGAHLARININ TESPİTİ VE ÇAYYOLU-ÇANKAYA HATTI İÇİN DÜZENLEME ÖNERİLERİ

Savaş ÇITLAK, Yrd. Doç. Dr. Seda HATİPOĞLU

Ankara’daki mevcut trafik yapısında, ana arterlerin az olması ve bölgeler arasındaki toplu ulaşımın Kızılay ve Ulus üzerinden aktarmalı yapılması, var olan kısıtlı kaynakları daha da verimsiz hale getirmiştir. Çayyolu - Çankaya ulaşımında kullanılan Eskişehir Yolu, İsmet İnönü Bulvarı ve Atatürk Bulvarı incelendiğinde, şehir merkezi Kızılay ve Ulus’a yakın olması, kamu kuruluşlarının, alışveriş merkezlerinin, büyükelçiliklerin, özel şirketlerin ve üniversitelerin bu hat üzerinde bulunması, kısıtlı yol olanaklarını verimsiz hale getirmiştir. Bu verimsizlik, Eskişehir Yolu, İsmet İnönü Bulvarı ve Atatürk Bulvarı üzerinde trafik sıkışıklığına, zaman ve enerji kaybına neden olmaktadır. Bu çalışmada, mevcutta Çayyolu’ndan Çankaya’ya otobüsle gitmek isteyen yolcuların Eskişehir Yolu üzerinden Kızılay veya Ulus’a gidip oradan aktar-mayla ya da Eskişehir Yolu’nu kullanarak aktarmasız Çankaya’ya gitmesi yerine, İncek Bulvarı üzerinden aktarmasız hizmet verecek bir otobüs hattıyla Çankaya’ya ulaşmasının hem zaman, hem kısıtlı kaynaklar, hem de işgücü açısından daha verimli olacağı tartışılmıştır.

Page 78: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

77

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 404

TRAFİK ZABITASININ GÖREV VE YETKİLERİ AÇISINDAN TÜRKİYE VE İNGİLTERE KARŞILAŞTIRMASI

Engin SAYGINAtatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İdare Hukuku Anabilim Dalı Erzurum/TÜRKİYE

GİRİŞ

Romalılar, hukukun toplumsal yaşamın ve düzenin sağlanması için vazgeçilmez olduğu gerçeğini “ubi societas ibi jus” yani “nerede toplum varsa orada hukuk vardır” sözü ile özetlemişlerdir. Devletin ortaya çıkışından günümüze kadar toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar arasında hukuk kuralları en önemli yeri tutmaktadır. Toplumsal yaşamın özellikle bil-imsel ve teknolojik anlamda değişmesi ve gelişmesi ile birlikte hukuk kuralları da değişmekte ve gelişmektedir. Bu gelişmeler arasında motorlu taşıtlar, hem insan yaşamını son derece kolaylaştırması hem de bir o kadar sorunların ortaya çıkmasına neden olması açısından dik-kat çekicidir. Dolayısıyla artan motorlu taşıt sayısına bağlı olarak ortaya çıkan ve dinamik bir süreç olan trafiğin olduğu yerde de hukukun varlığı ve gerekliliği açık bir konudur. Bununla birlikte, ülkemiz açısından hukukun varlığı ve gerekliliği ile hukuk uygulaması arasındaki fark, kendisini en çok trafik hukuku alanında göstermektedir diyebiliriz. Ancak, aradaki bu farkın trafik denetimi yani trafik kurallarının uygulaması ile kapatılabileceği bir gerçektir. Bu denetim sırasında ise trafik zabıtasının görev ve yetkisi önemli bir yeri tutmaktadır. Bu çalışmamızda trafik hukuku ile uygulaması arasındaki farkın azaltılabilmesi için, trafik hukuku uygulaması bakımından iyi örnek olarak alınabilecek bir ülke olan İngiltere ile Türkiye açısından trafik zabıtasının görev ve yetkileri karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır.

YÖNTEM

Trafik hukukunun etkin uygulaması ile trafik zabıtasının görev ve yetkileri arasındaki ilişki açıktır. Bu nedenle, yapılacak karşılaştırmalı çalışma için ve Türkiye açısından önce-likle 1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 1997 tarihli Karayolları Trafik Yönetmeliğindeki düzenlemelere değinilecektir. Ardından İngiliz mevzuatındaki Traffic Road Act gibi temel düzenlemelerde İngiliz polisinin trafik ile ilgili görev ve yetkilerine değinilecektir.

SONUÇLAR

Böyle bir çalışma sonrası, Türkiye açısından trafik hukuku uygulamasındaki yaşanan sıkıntıların, trafik zabıtasının görev ve yetki azlığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı sonucuna ulaşılacaktır. Bu tespit ardından, Türkiye’de trafik zabıtasının görev ve yetkileri ile tavsiye ve önerilerde bulunulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Karayolları Trafik Hukuku, Trafik Zabıtasının Görev ve Yetkileri, Türkiye, İngiltere

Page 79: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

78

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 405

ARAÇ SÜRÜCÜLERİNİNTEHLİKEYİ ÖNLEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ (GARANTÖRLÜĞÜ) ve TRAFİK KAZASI SONRASINDA ORTAYA ÇIKAN

SÜRÜCÜ DAVRANIŞLARININ CEZA HUKUKU BAKIMINDAN İNCELENMESİ

Fatih BİRTEK, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı, KAYSERİ

Bir kimsenin kanunen yükümlüğü olduğu bir davranışı yerine getirmemesi (ihmal) sebe-biyle kanun koyucunun suç olarak tanımladığı neticenin meydana gelmesine sebep olması durumunda cezalandırılması söz konusudur. Tehlikeyi önlemek konusunda kanunen belirli bir yükümlülük altında bulunan kimsenin kasten veya olası kast (neticenin doğrudan istenmeyip kabullenilmesi) ile hareket olanağı olduğu halde bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi ga-rantörsel ihmali suç başlığı altında incelenmektedir.

Bu bağlamda, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında, araç sahiplerine (veya aracı fiilen eli altında bulunduran kimselere) ve araç sürücülerine bazı yükümlülükler yüklenmektedir. Araç sahipleri bakımından söz konusu olan en önemli ve belirgin yükümlülük, araç kullanmayı bil-meyen bir kimseye aracın kullanma izninin verilmemesidir. Şu halde, araç kullanmayı bilmeyen bir kimseye kasten veya olası kast ile aracını teslim eden bir kimsenin, aracını teslim ettiği kim-senin işleyeceği suçlar bakımından sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bu sorumluluk ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan eylemler bakımından TCK m. 83 (kasten ihmali davranışla öldürme), 88 (yaralamanın kasten ihmali davranışla işlenmesi) kapsamında değerlendirilecektir.

Araç sahipleri (veya fiilen aracı kullanan kimseler) bakımından söz konusu olan ikinci yükümlülük ise, aracını fiilen güvenli bir biçimde sevk ve idareye elverişli olarak bulundur-ma yükümlülüğüdür. Bu noktada araç sahibi ya da sürücünün yağışlı bir havada silecekler çalışmaksızın yola devam etmesi, farı bozuk olarak gece vakti araç kullanması, freni veya aracın güvenli bir biçimde sürüşünü etkileyen diğer unsurlarının bozuk ya da kullanışlı olmadığı halde araç kullanmaya devam etmesi ve bu sebeple de ölümlü ya da yaralanmalı bir kazaya sebebiyle vermesi halinde de yine kastının varlığı halinde TCK 83 ve 88 ve kastın yokluğu durumunda da taksirle öldürme ve taksirle yaralama suçları bakımından sorumluluğu söz konusudur.

Aracı fiilen kullanan kimseler bakımından söz konusu olan diğer bir yükümlülük ise, trafik kazası sonrasında ortaya çıkan tehlikeyi önleme yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük, sürücünün durumuna göre, kaza yerinde bulunan trafik güvenliğini engelleyen unsurları ortadan kaldırma, uyarıcı işaret koyma biçiminde olabileceği gibi, kaza sonrasında yaralanan kimselere hal ve koşulların elverdiği yardımı yapma biçiminde de olabilir. Bu yardım yapılmaksızın olay yerin-den uzaklaşılır ise, TCK m. 98 bağlamında yardım ve bildirim yükümlülüğünün ihlali suçu söz konusu olacaktır.

Bununla birlikte, eğer sürücü, kusurlu ya da kusursuz bir biçimde bizzat kendisinin karıştığı bir kaza sebebiyle yaralanan bir kimseye hiçbir yardımda bulunmaz veya o kimsenin durumunu yetkili makamlara bildirmeksizin olay yerini terk ederse bu halde kasten ihmali davranışla öldürme suçunu işlemiş olacaktır. Araç sürücüsünün kendi tehlikeli davranışı ile (ön gelen teh-

Page 80: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

79

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

likeli eylem) ortaya çıkan tehlikeyi bertaraf etmesi konusunda TCK m. 83 anlamında belli bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan tehlikeyi önleme yükümlülüğünün kasten ihmal edilmesi ile TCK’nın 83 ve 88. maddelerinde yer alan kasten ihmali davranışla öldürme veya yaralama suçları söz konusu olacaktır.

Özellikle ülkemiz bakımından karayolunda meydana gelen trafik kazaları bakımından yaralıların %90’ının hayatını kazadan sonraki ilk 30 dakika içerisinde kaybettiği göz önüne alınır ise, trafik kazası sonrasında yaralanan kimselere bizzat kazaya karışan ve durumu yardım etmeye veya yardım edilmesini sağlamaya elverişli bulunan sürücüler tarafından gerekli yardım veya bildiriminin yapılmamasının TCK m. 83 ve 88 bağlamında ciddi bir yaptırıma bağlanmış olmasının haklılığı ortaya çıkmaktadır.

Çalışmamızda özellikle sürücülerin araçlarını güvenli bir biçimde sevk ve idareyi sağlayacak bakım ve kontrolleri yapma yükümlülüğü ve bu yükümlülüğün ihmalinin (kas-ten veya taksirle) sürücülerin ceza sorumluluğuna etkisi ve nihayet araç kontrollerini yapan firmaların (TÜVTÜRK vs.) ceza hukuku açısından sorumlu tutulup tutulamayacağı ve trafik kazaları sonrasında gerek kazaya karışan araç sürücüleri ve gerekse diğer sürücüler ve yol kullanıcıları bakımından ortaya çıkan yardım ve bildirim yükümlülüğünün ceza hukuku boyutu ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Sürücü Davranışı, Tehlikeyi Önleme Yükümlülüğü, , Ceza Sorumluluğu

Page 81: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

80

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 406

KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİNİ KASTEN TEHLİKEYE SOKMA SUÇU ( TÜRK CEZA KANUNU MADDE 179)

Dr. Yavuz ERDOĞANTürk Silahlı Kuvvetleri - Erzurum

Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçu Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) özel hükümler kitabında topluma karşı suçlara ilişkin üçüncü kısmında “Genel Tehlike Yaratan Suçlar” başlıklı birinci bölümünün 179’ncu maddesinde düzenlenmiştir. TCK’nın 180’nci maddesinde ise kara ulaşım araçları hariç tutularak eylemin taksirli hali düzenleme altına alınmıştır. Ancak bu mad-delerin tatbiki bakımından önemli olmasına rağmen TCK’nın 179 ve 180’nci maddeler kaleme alınırken ne madde metninde ne de gerekçe metninde trafik, trafik işaret ya da ulaşım aracının ne olduğu belirtilmemiştir.

Kanaatimizce TCK’nın 179’ncu maddesinin her fıkrasında ayrı bir suç düzenleme altına alınmıştır. Bu nedenle biz çalışmamızda her fıkrayı ayrı ayrı değerlendirme konusu yapacağız. Değerlendirmemizi yaparken, klasik inceleme yöntemi çerçevesinde, suçun unsurları, özel görünüş halleri ve yaptırımı ile soruşturma usullerinin her biri ayrı ayrı başlıklar altında ince-lenecek ve doktrinde tartışılan hususlar ile Yargıtay kararları da inceleme konusu yapılacak ve ayrıca her bir tartışma konusu hakkında fikrimizde belirtilecektir.

İnceleme konusunun düzenlendiği bölüm dikkate alınarak, tehlike suçları da kısaca açıklanacaktır.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 34’üncü maddesinde irade dışı alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalan kişilere ceza verilmeyeceği düzen-lenirken; TCK’nın 179’ncu maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisinde araç kullanmanın yaptırım altına alınması, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 48’inci maddesinde de alkol kavramının yanı sıra içki kavramına da yer verilmesinin ve ayrıca uyuşturucu mad-denin yanı sıra keyif verici maddelere de yer verilmesinin, diğer bir deyişle kanunlar arasındaki terminoloji farklılığının sonuçlarının değerlendirilmesinin gerektiğini düşündüğümüzden ve ayrıca bu maddelerin vücutta bulunup bulunmadığının tespiti için kullanılacak teknik araçların yasal dayanaklarının değerlendirilmesinin gerektiğini düşündüğümüzden çalışmamızda üçüncü fıkra değerlendirilirken bu hususlar özellikle tartışma konusu yapılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik suçu, trafik güvenliği, alkol.

Keywords: Traffic crimes, traffic safety, alcohol.

Page 82: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

81

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 407

TRAFİKTE SORUMLULUK HAREKETİ PROJESİ

Koray ÖZCAN

Proje Koordinatör Kuruluşu: TC Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı

Proje Yürütücü Kuruluşu: TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim AŞ

Proje Danışmanı: Benchmark Danışmanlık

Proje Başlangıcı: 4 Mayıs 2010 (Devam ediyor)

Projenin Amacı: TC Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının koordinasyo-nunda, TÜVTURK’ün desteğiyle hayata geçirilen Trafikte Sorumluluk Hareketi, trafikte can güvenliğini artıracak önlemler almayı ve toplumda farkındalık yaratarak sorumluluk bilin-cini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Proje konumlandırılırken, trafikte can güvenliği konusunda sürdürülebilir çözümler üretebilmenin konuyla ilgili paydaş kuruluşların katılımıyla mümkün olabileceği gerçeği temel alınmıştır.

Projenin Ulaştığı Kişi Sayısı: Eğitim ve bilinçlendirme etkinlikleriyle 435 bin kişiye doğrudan, 2 milyon kişiye de çeşitli eğitim içerik ve araçlarıyla ulaşıldı. TSH kapsamında çekilen televizyon spotları, Türkiye nüfusunun yüzde 80’i tarafından en az 1 izlendi.

Proje İletişim ve Uygulama Araçları: TV tanıtım filmleri, radyo spotları, trafik işaretleri posterleri, projeyi tanıtıcı posterler ve billboard’lar, Güvenli Taşıt Kartı, Güvenli Yolculuk Kartı, Ailemi Koruyorum Kartı, Güvenli Servis Kartı, Trafik Günlüğü, Proje Paydaş Toplantısı Raporları, ölçme ve değerlendirme araçları.

Proje Katmanları: Trafikte Sorumluluk Hareketi, 3 alt proje ile yürümektedir. Can Dostları Hareketi, ilköğretim okullarında trafik güvenliği dersi veren öğretmenleri, 5’nci sınıf öğrencilerini, onların velilerini ve okulların servis sürücülerini hedeflemektedir. Güvenli Taşıt Hareketi ile tüm ticari araç sürücüleri, Sorumlu Vatandaş Hareketi ile de Halk Eğitimi Merke-zleri öğretmenleri, usta öğreticileri ile kursiyerler, üniversite öğrencileri ve genel olarak tüm vatandaşlarımız proje kapsamına alınmıştır.

Projenin Ödülleri: Toplumsal Sorumluluk Kategorisinde TV Alanında En İyi Reklam Filmi (Kristal Elma Ödülleri, 2011), SABRE Mükemmeliyet Ödülü (SABRE Awards, 2011), Yılın En İyi Roadshow’u (Türkiye Doğrudan Pazarlama Derneği, 2010), Aktif Destek Alanında Büyük Başarı Ödülü: www.trafikhareketi.org (Interactive Media Awards, 2011), Çocuk Alanında Büyük Başarı Ödülü: www.candostlarihareketi.com (Interactive Media Awards, 2011)

TRAFİKTE SORUMLULUK HAREKETİ

Trafik kazaları nedeniyle Türkiye’de her yıl ortalama 10 bin kişi hayatını kaybediyor. Kazaların ülkemize ekonomik maliyeti ise yıllık ortalama 20 milyar dolar. Trafik kazaları,

Page 83: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

82

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

dünyada genel insan ölümü nedenleri arasında 9’uncu sırada bulunuyor. Ama Birleşmiş Mil-letler raporuna göre 2030 yılında 5’inci sıraya yükselecek. Dünyada 15-29 yaş arası kişilerin ölüm sebepleri arasında 1’inci sırada yine trafik kazaları bulunuyor.

Türkiye genelinde yapıtlığımız “Trafikte Sorumluluk Algı Araştırması”nda, “Trafikte so-rumlu olduğunuzu düşünüyor musunuz” sorusuna katılımcılar yüzde 98,5 oranında “Evet” cevabı verdiler. Oysa trafik kazaları ile ilgili acımasız tablo, bireylerin trafik kazalarının önüne geçmek konusunda yeterince sorumlu davranmadıklarını ortaya koyuyor. Dünya Sağlık Örgütü verileri de bunu destekliyor. Türkiye, 10,000 araç başına kaza oranlarında üçüncü dünya ül-keleri ile aynı klasmanda bulunuyor. Bireyler, kendilerini değil, kendileri dışındakileri sorumlu tutuyorlar.

TC Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı koordinasyonunda, TÜVTURK’ün desteğiyle toplumda trafikte sorumluluk konusunda farkındalık yaratmak için hayata geçirilan Trafikte Sorumluluk Hareketi, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Eylem 10 Yılı (Decade of Ac-tion) içinde, Türkiye’de özel sektör tarafından desteklenen projelerden biri olarak yer alıyor.

4 Mayıs 2010’da başlayan ve şimdiye dek Türkiye’de yapılan en kapsamlı kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden biri olan TSH, paydaş katılımını esas alarak yola çıktı. Proje, 6 farklı bakanlık ve bunlara bağlı kamu kurumları ile birlikte 6 üniversite, 2 büyükşehir belediyesi, sivil toplum ve medya kuruluşlarının desteğiyle yoluna devam ediyor.

Paydaş katılımıyla etki alanı giderek genişleyen TSH, Türkiye için bir ilk olarak, rekabet üstü bir yaklaşımla, trafik güvenliği konusunda çalışmalar yapan özel sektör kuruluşlarını, oluşturduğu İş Dünyası Platformu’yla bir araya getirdi. Trafik güvenliği konusunda deneyim-lerini paylaşan ve görüş alışverişinde bulunan özel sektör kuruluşları, aynı zamanda ortak bir Trafik Güvenliği Deklarasyonu’na imza atmak üzere bir araya geldi.

Projenin geliştirilmesi safhasında trafik sorunun çok katmanlı ve geniş boyutlu doğası karşısında, kurumsal sosyal sorumluluğun temel ilkelerinden olan çoklu paydaş katılımı esas alındı ve sorunun çözümünde pay sahibi olacak birçok kurum ve kuruluş projeye dahil edildi. Bunun yanında ölçülebilir fayda sağlamak amacıyla ölçme-değerlendirme araçları geliştirildi ve bilimsel içerikler üretildi. Projenin sürdürülebilirliğini ve yaygınlaştırılmasını sağlamak da stratejik hedef olarak belirlendi ve bu doğrultuda farklı kuruluşlarla iş birliği yapma yoluna gi-dildi. Örneğin, Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokol sayesinde hazırlanan proje içerikleri ders programına dahil edildi. Türkiye’de ilk kez iş dünyası rekabet üstü bir anlayışla bir araya getirildi ve trafik güvenliği sorununun kurumsal politikalara dahil edilmesi konusunda öncülük yapıldı.

Anahtar Kelimeler: Trafik güvenliği, trafikte sorumluluk, trafik eğitimi

Page 84: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

83

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 408

TRAFİK DENETLEMEDE GÖNÜLLÜLÜK İFLAS MI EDİYOR?

Nihat AYCAN, Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Muğla/TÜRKİYEYunus KURCAN, Muğla Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü, Muğla/TÜRKİYE

Alınan önlemlerin nicel ve niteliğine göre ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de, bütün ülkel-erin; özellikle de gelişmekte olan ülkelerin önemli sosyal sorunlarından biri, trafik güvenliğidir. Gelişmiş Avrupa ülkelerinden daha az araç olmasına rağmen, onlardan yedi kat daha fazla trafik kazası olan Türkiye’de, 18–26 yaş erkek sürücüler için birinci ölüm nedeni trafik kazalarıdır. Ülkenin en büyük ekonomik kaybı, yine bu kazalar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Halen trafik kazaları gündemin ilk sıralarını alırken, ana sorunlardan birisini trafik güvenliği oluşturmakta, bu durum kendini somut şekilde ölümle, yaralanmayla ya da en azından maddi hasarla sonuçla-nan olaylarda ifadesini bulmakta ve yüksek rakamlarla da trafik istatistiklerine yansımaktadır.

Türkiye yukarıda kısaca bahsedilen acil soruna bir an önce çözüm bulmak için bir yan-dan, kamusal alanda Emniyet Müdürlüğü bünyesinde oluşturduğu trafik denetleme birimi ile diğer yandan, halkın doğrudan trafik denetimine katılmasını sağlayacak bir yola, Fahri Trafik Müfettişliği’ne başvurmuştur. Bunun için trafikte deneyimli, toplumda akil kişiler olarak kabul görenleri kamusal alandaki trafik görevlilerine yardımcı olma esasına dayalı ve hiçbir çıkar gözetmeksizin onlarla gönüllü çalışma esasına göre iş gören Fahri Trafik Müfettişleri kurumunu oluşturmuştur. Böylece Fahri Trafik Müfettişleri’nin de desteği ile terörden daha büyük teh-like oluşturan, sürekli kanayan sosyal yaraya, trafik sorununa topyekûn toplumu kapsayacak yaklaşımla çözüm getirmek istenmiştir.

Çalışmamız Fahri Trafik Müfettişleri’ni makro düzeyde, bütünü parçalamadan ele alıp değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Bu çerçevede, Muğla ilinde beş yıldır görev yapan Fah-ri Trafik Müfettişleri evrenimizi oluştururken; bunların yaş, cinsiyet, meslek ve İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen Fahri Trafik Müfettişleri toplantılarına katılmaları ile rutin tutanak düzenleme durumları gibi kriterlere göre değerlendirilmeleri örneklemimizi oluşturmuştur. Araştırmamızın sınırı beş yıllık süreyi kapsamakta ve Muğla İl Emniyet Müdürlüğünde kayıtlı olan Fahri Trafik Müfettişlerini dâhil etmektedir. Bulgularımız beş yıldır hiç tut-anak düzenlemediği gibi, İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen Fahri Trafik Müfettişleri toplantılarına da katılmamış beş Fahri Trafik Müfettişi ile yapılmış derinlemesine mülakattan sağlanan veriler ile Fahri Trafik Müfettişleri ile en fazla tutanak düzenlemiş ve İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen Fahri Trafik Müfettişleri toplantılarına katılmış beş Fahri Trafik Müfettişi ile yapılmış derinlemesine mülakattan sağlanan verilerden oluşmuştur.

Bulgulardan elde edilen veriler, benzer çalışmalardan sağlanan yerel ve evrensel bulgu-larla karşılaştırılıp, Fahri Trafik Müfettişlerinin çalışma motivasyonlarını kaybetmelerine yol açan etkenler somut maddeler şeklinde verilmiştir. Söz konusu etkenlerden bazıları şunlardır: Trafik polisleri ve trafik birimi kurumu ile iletişim yetersizliği, Fahri Trafik Müfettişliğinin profesyonelleşememesinin yol açtığı sorunlar, yaptıkları işlerin takdir edilmemesinin yol açtığı heyecan yitimi, mahkemelerin uzun süreli olması nedeniyle hem deşifre olmaları, hem saygınlıklarını kaybetmeleri, ayrıca basından yer alan Bakan ifadesine dayalı “Fahri Trafik Müfettişliği kaldırılacak” beyanları ile kişisel Fahri Trafik Müfettişlerinin hatalarının amacını aşacak şekilde yer almasıdır.

Anahtar Kelimeler: Trafikte Gönüllülük, Fahri Trafik Müfettişleri, Muğla İli.

Page 85: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

84

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 409

KENTIÇI YOL GÜVENLİĞİ’NİN SAĞLANMASINDA EMNİYET, BELEDİYE, STK İSBİRLİĞİ

Sibel BÜLAYSürdürülebilir Ulaşım Derneği, İstanbul

Yol güvenliği denildiğinde aklımıza ilk gelen, genellikle akla araç kazaları oluyor. Otoyol-larda aşırı hız, yanlış sollama, uykusuzluk gibi nedenlerden kaynaklanan çok ölümlü kazalar.

Kent içinde trafik akışını iyileştirme amacıyla yapılan alt geçitler, üst geçitler yaya erişimini zorlaştırmakla beraber kentiçinde trafiği hızlandırdığından yayaların yol güvenliği konusunda da riski arttırıyor. Bu nedenle kent içi ulaşımda yaya güvenliği konusunu önem-siyor, çalışmalarımızı bu konu üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Bu çalışamaları yaparken STK olarak da kullanıcı görüşünü kolayca benimsediğimizden, konulara yaklaşımımız Emniyet veya belediye mensuplarından daha f arklı olabiliyor.

Istanbul’da BRT koridorunun erişilebilirliliği ve yol güvenliği konusunda çalışma yaptık. Antalya’da kavşaklarda yaya güvenliği konusunda çalışmamız var. Sakarya’da bisiklet alt yapısı tasarımı geliştirildi. Bu 3 çalışmayı örnek alırsak, her üç çalışmada belediyelere iyileştirme için öneriler sunuyoruz. Fakat elimizde veri olmadığından, önerilen iyileştirmelerin etkilerini raka-msal olarak vermek, önerilen çözümlerin fayda maaliyet analizini yapmak mümkün olmuyor. Bu durumda da karar vericilere eksik bilgi vermiş oluyoruz.

Bu çalışmaları yerel Emniyet birimleriyle beraber yürütecek olursak doğru çözümlerin bir an önce hayata geçmesini sağlayabiliriz. Örneğin çok sayıda kavşak incelemesi yapıldığında, Emniyet biriminin vereceği kaza verileri ışığında üzerinde çalışılması gereken kavşakları ve önerilen iyileştirmeleri önceliklendirmek mümkün olacaktır. Böylece sunulan bilgiler, önerilen iyileştirmeler belediyeler için çok daha kullanılabilir, uygulanabilir olacaktır.

Anahtar Kelimeler: yol güvenliği, STK, iş birliği

Page 86: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

85

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 410

KONYA İLİNDE 0-15 YAS GRUBU ÇOCUKLARIN KARIŞTIĞI TRAFİK KAZALARININ COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ YARDIMIYLA MEKANSAL ANALİZİ

VE HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ

S.Savaş DURDURAN1, Cevdet ALKAYA2, Yasemin DURDURAN3, Ceren AVCI1, 1Selçuk Üniversitesi,Müh-Mim.Fak., Harita Mühendisliği Bölümü,Selçuklu Konya

2Konya Trafik Şube Denetleme Müdürlüğü,Selçuklu/Konya3Konya Üniversitesi, Meram Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Meram/Konya

Özet

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de trafik kazaları, ekonomik ve sosyal yönden ciddi kayıplara neden olabilen halk sağlığı sorunlarından birisidir. Gelişen teknoloji, hızlı kentleşme ve artan nüfus nedeniyle trafik kazalarının sebep olduğu olumsuz etkiler de artmaktadır. Bu nedenle karayolu trafik kazaları ölümlü veya yaralanmalı sonuçlara yol açan kentsel gelişim sorunudur.

Kentsel alanlarda trafik kazalarından en çok etkilenenler arasında çocuklarda yer almaktadır. Trafik kazalarının en aza indirilmesi için Coğrafi Bilgi Sisteminden yararlanılarak, trafik planlaması ve uygulamasında stratejik kararlar verilmesi sağlanmalıdır. Bu durum, hem yöne-tim anlamında hem de sosyal boyutta halk sağlığının korunması amacıyla kentsel alanda yönet-imi kolaylaştıran ve acil çözümler sunan bilgi alt yapısı gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. CBS uygulamaları, trafik planlaması ve sürdürülebilir kentleşme için önemli bir araç konumundadır.

Bu çalışmada, Konya ilinde 0-15 yaş grubu çocuklar kapsamında trafik kazalarının dağılımı belirlenerek CBS ile mekânsal analizi yapılacak, aynı zamanda kazaya neden olan durumların irdelenmesi ile kazalardan korunmada neler yapılabileceği üzerinde tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik Kazaları, Coğrafi Bilgi Sistemi, 0-15 yaş çocuk

Page 87: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

86

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 411

TRAFİKTE DENETİM VE KAZA İLİŞKİSİ

*Feyzullah ARSLAN

Kurallara uymayan sürücü ve yayalar, kural ihlali durumunda kesinlikle denetimde yaka-lanacaklar ve gerekli müeyyide (ceza) uygulanacağına inandıkları takdirde. İşte o zaman kural ihlali ve kazalar azalacaktır. Bu çerçevede, bu sempozyum bildirisinde, denetim, ceza ve kaza ilişkilerinde, Türkiye ile İskandinav Ülkeleri (Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya) kıyaslama yoluyla bir sonuca varılmaya çalışılacaktır. Burada sihirli anahtar denetim ve ceza ilişkisidir. Hem denetimler mutlaka kural ihlalini görecek, hemde ceza caydırıcı olacaktır ki, kazalar ön-lensin. Elbette ki ceza adaleti gündeme getirilebilecektir trafik cezaları ağır diye. Oysa ki trafik kuralına uyulmamasının sonucu ölüm veya ömür boyu sakat kalma olabiliyor. Buda trafik cezalarının ağır olmasının ceza adaletsizliği doğuracağı iddiasını bertaraf etmektedir. Hiçbir ceza ölüm veya hayat boyu sakat kalmak kadar ağır olamaz.

Ülke adı ve Nüfusu Yıl Araç sayısı Trafik

kazasıÖlü

sayısı Yaralı sayısı Araç sayısına göre ölüm oranı

Türkiye74.724.269 2010 15.095.603 126.804 3215 211.496 0,020 %

Danimarka5.432.335 2010 2.846.699 4408 255 4153

(ağır yaralı 2063) 0,008 %

İsveç9.325.429 2010 5.203.862 45.000 314 26.000

(ağır yaralı 4000) 0,006 %

Norveç4.885.240 2011 2.900.000 8976 169 8569

(ağır yaralı 644) 0,005 %

Yukarıdaki çizelgede de anlaşılacağı üzere Ülkelerdeki araç sayısıyla trafik kazasındaki ölü sayısı oranlandığında İskandinav Ülkelerinde ölümlerin araç sayısına oranının Türkiye’ye göre çok düşük olduğu gözükmektedir (Türkiye onbinde 20, Danimarka onbinde 8, İsveç onbinde 6 ve Norveç onbinde 5).

Denetim – kaza ilişkisi bildiride verilen kaza, yaralı ve ölü sayıları ile, kural ihlalinden dolayı alınan sürücü belgesi sayıları ve kesilen cezalarla ilişkilendirilip anlamlı hale getirilmeye çalıştırıldı. Denetim farklılıkları, denetim yol ve yöntemleri ve denetimin etkin hale getirilmesi için yapılan çalışmalar ve vatandaşların kuralsızlık yapanlarla ilgili çalışma ve tepkileri in-celenip irdelenmeye çalışılacaktır. İskanvinav Ülkelerinde vatandaşlar kural ihlali yapanlara kesinlikle müsamaha etmemekte ve ilgili yerlere de ihbar etmektedirler. Trafik kurallarına uyma konusunda toplumsal duyarlılık oldukça yüksektir. Son zamanlarda Ülkemizde özellikle büyük Şehirlerde kurulan MOBESE kameralarında trafik kazalarının nasıl ve neden işlendiği açık açık görülmektedir. MOBESE kamera kayıtlarının takip edildiğini ve gerekli cezayı müeyyidenin

Page 88: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

87

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

uygulandığını bilen vatandaşlar, kurallara daha çok riayet etmektedir. Burada da trafik kazasıyla denetimin birbiriyle çok ilişkili olduğu ve etkin denetimin kazaları azalttığı apaçık ortadadır. Emniyet Müdürü olarak görev yaptığım Elazığ, Kocaeli, Gaziantep ve Antalya da MOBESE kameralarının konulması sonucu, trafik istatikleri incelendiğinde, kameraların bulunduğu kavşak, cadde ve sokaklarda kazalar azalmıştır.

Sonuç olarak trafik denetimi ve onun sonucu verilecek cezalar trafik kazalarını önlemekte oldukça önemlidir ve trafik kurallarına uymanın ana sebebidir.

Anahtar Kelimeler: Denetim – Kaza

* Kopenhag Emniyet Müşaviri

Page 89: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

88

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 412

KARAYOLLARINDA GERÇEKLEŞEN TEHLİKELİ MADDE KAZALARININ ARAŞTIRILMASINDA KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER

VE BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

Merve ERCAN KALKAN, Veli DENİZKocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü

Karayolu taşımacılığı, ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığında en çok tercih edilen yön-temdir. Yolcu taşımacılığının yaklaşık %95’i, yük taşımacılığının da yaklaşık %90’ı karayo-lu üzerinden gerçekleşmektedir (İGEME, 2009). Aynı zamanda, karayolu ile tehlikeli madde taşımacılığı da yapılmaktadır. Ancak söz konusu maddelerin kendi doğasından kaynakla-nan veya dış etkenlerin etkisiyle ortaya çıkan birtakım özellikleri nedeniyle tehlikeli madde taşımaclığı sıradan taşımacılık olaylarından ayrı incelenmelidir. Bu çalışmada, Kocaeli ili başta olmak üzere karayollarında yaşanan tehlikeli madde akış ve kaza verileri araştırılmış ve bu araştırma sürecinde yaşanan zorlukluklara değinilerek çözüm önerileri sunulmuştur.

Literatür incelendiğinde, tehlikeli madde taşımacılığına bağlı risklerin belirlenmesinde tehlikeli madde kazalarının kayıtlı olduğu çeşitli veri tabanlarından yararlanıldığı, kazalara ilişkin olasılık ve sıklık bilgilerine kolayca ulaşılabildiği görülmektedir. Ne yazık ki ülkemizde karayollarında gerçekleşen tehlikeli madde kazaları özel bir kayıt sistemine tabi değildir ve bu anlamda yararlanılabilecek veri tabanları da bulunmamaktadır. Diğer yandan itfaiye birimlerince arşivlenen yangın ihbar formları ve yangın raporları incelenerek tehlikeli madde kaza kayıtları araştırılmıştır. Ancak aynı ildeki farklı itfaiye birimlerinde bile kazaların farklı duyarlıklarla kaydedildiği, bazılarında olaylar ile ilgili ayrıntılı bilgiye yer verilirken bazılarında ise sadece gereken önlemlerin alındığı yönünde ifadeler bulunduğu görülmüştür.

Çalışma esnasında karşılaşılan en büyük güçlüklerden biri tehlikeli madde akış ve kaza verilerinin kayıt altına alınmaması olmuştur. Kazaların kayıt altına alınmasında itfaiye birim-leri, karayollarının ilgili birimleri ve emniyet müdürlükleri arasında ortak bir çalışma yürüt-ülmesi gerektiği düşünülmektedir. Tehlikeli madde kazalarına ilişkin özel bir kayıt sistemi oluşturulması, mevcut kaza bilgilendirme formlarına da kazaların tehlikeli madde içerip içermediği ve kaza sonuçlarını içerecek bölümler eklenmesi önerilmektedir. Böylece konunun farklı paydaşları arasında olayların farklı duyarlıklarla kaydedilmesinin önlenebileceği ve ortak bir veri tabanı oluşturulabileceği düşünülmektedir. Tehlikeli madde geçişlerinin başta büyük endüstrileşmiş kentler olmak üzere kayıt altına alınmasının, kentlerin karşı karşıya olduğu risklerin belirlenmesi ve konunun ciddiyetinin kavranması açısından oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Karayolunda tehlikeli madde taşımacılığı, kaza kayıt sistemi

Page 90: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

89

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 501

TRAFİK GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMADA DİNİN ROLÜ

Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞKonya Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.

DİB, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi.

Aklın güzel gördüğünü din de güzel görür. Bu bağlamda insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır. Dolayısıyla din, iyi insan yetiştirme projesidir. İslam insanı, kendisi güvende olduğu gibi, çevresindeki insan, bitki, hayvan nevinden bütün varlıklara da güven veren bir kimse olmalıdır. Çünkü İslam’da insan, mükerrem bir varlık olarak yaratılmıştır. Her insanın yaşama hakkı vardır. Bu sebeple, insana saygıyı temel alan kamu haklarına riayet etmek hem Müslümanlık ve hem de vatandaşlık görevidir. Yol güvenliğini sağlamak da kamu hakları içeri-sine girmektedir. Yol güvenliğini korumada gözetilmesi gereken ilkelerin başında sürücülerin trafik kurallarına uygun hareket etmeleri gelmektedir. Kamunun eşit bir şekilde yararlanma hakkı olan yollarda araç kullanmak hem bilgi, hem sabır, hem saygı ve hem de kuralları gözet-me gibi birçok unsuru içinde barındırır. Sorumluluk, bir erdemdir. Bundan dolayı, trafiğe çıkan her sürücü duygudaşlık yapmalı, başta kendisi olmak üzere akıl, can ve malı korumada gerekli tedbirleri almalıdır. Hala trafik kazalarının yüzde 60’ının sebebi, alkol yüzündendir. İslam, akıl emniyetini korumada her türlü zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır. Bütün bunlara rağmen günümüzde, yasal alkol sınırlarını ihlal eden, hız sınırına uymayan, geçiş hakkına saygı duymayan, kırmızı ışık ihlali yapmada bir beis görmeyen pek çok sürücü, maalesef yaralamanın da ötesinde can ve mal kayıplarına neden olucu kazalara sebebiyet vermektedir. Bu saydığımız tüm hususlar, doğrudan trafik kültürüyle ilgilidir. Ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının kahır ekseriyetinin trafik kültüründen yoksunluktan kaynaklandığı da unutulmamalıdır. İşte biz bu bildirimizde Trafik Güvenliğini Sağlamada Dinin Rolü üzerinde durmaya çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: Din, Can ve Mal Güvenliği, İnsana Saygı, Trafik Kuralları, Vazife Ahlakı, Zararlı Alışkanlıklar.

Page 91: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

90

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 502

TRAFİK AHLÂKI(Dini Değerler Bağlamında Bir Yaklaşım)

Prof. Dr. Saffet KÖSE

Tebliğ özeti

Trafik düzeni bir medeniyetin dışarıdan görünüşüdür/aynasıdır. Bir ülkede veya bölgede insanın ne kadar saygıya değer olduğunu trafiğin işleyişiyle ölçmek mümkündür. Bu açıdan aynaya baktığımızda ülkemiz açısından görüntü hiç de iç açıcı gözükmemektedir.

Seyrü seferin insan / hayvan gücü yerine makine ve motor kuvvetine taşındığı günden iti-baren yol yapımından araçlarına varıncaya kadar modern trafiğin bütün unsurlarını tamamen teknolojik gelişmelere borçlu olduğumuzu öncelikle ifade etmeliyiz. Bu gün kara, deniz, hava ve demir yolu ulaşımı bir düzen içinde devam etmektedir. Bu açıdan yaşadığımız boyutlarıyla trafik sorunu modern bir problem olsa da trafik kurallarının oluşturulması ve uygulanmasında dini ilke ve kuralların önemli ölçüde rol oynayabileceğini belirtmek gerekir. Kur’ân ve Sün-netin yol adabıyla ilgili öngördüğü evrensel ilkeler günümüz trafik sorununa yön verecek bir derinliğe ve kurallara uyma hususunda motive edici güce sahiptir. Her işin kendi tabii kurallarına göre yapılmasına işaret eden ayet; her türlü zararı yasaklayan ve yoldan insanlara eziyet verecek şeyleri kaldırmanın imanın en alt derecesini oluşturduğunu bildiren hadis; can ve mal güvenliğini korumayı hedefleyen kuralların bu cümleden trafik kaidelerinin ihmalinin ya da ihlalinin kargaşa ve kaos doğurması sebebiyle Kur’ân ve hadislerde yasaklanan fesâd kavramına dahil olması; Hz. Peygamber’in suları, yolları ve insanların dinlendikleri alanların (mola yerleri, park alanları, piknik yerleri…) kirletilmesini lanete vesile bir davranış olarak ni-telemesi; Hz. Peygamber’in yolun hakkının verilmesini emretmesi ve bu hakları ayrıntılı şekilde açıklaması; Kur’ân-ı Kerîm’in yolda seyir halinde iken şımarık ya da laübali davranışlardan sakındırması; yine seyir halinde sakin biçimde hareket edilmesi gerektiğini bildiren had-isler; Kur’ân ve hadislerde gürültü kirliliğine yol açan davranışlara izin verilmemesi; taşıyıcı esnafının araçlarındaki müşteri ve eşyayı emanet bilinciyle taşıması gerektiğini bildiren had-islerin yanında trafik kurallarının ihlalinin kul hakkı kapsamına girdiği ve hakkı ihlal edilen kişi dışında bu hakkın affının bulunmadığı hükmü trafik bilinci oluşturacak bir derinliğe sahiptir.

Bu tebliğde bahsi geçen hususlar detaylı şekilde ele alınacaktır.

Page 92: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

91

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 503

TRAFİK GÜVENLİĞİNDE BİR EĞİTİM FAKTÖRÜ OLARAK DİN EĞİTİMİ

Doç. Dr. Tahsin DELİÇAY

Trafik, dünyanın görünmeyen ama istenilmemesine rağmen ilk sıralardan düşmeyen önem-li bir problemidir. Ancak bu problem, ülkemizde her gün meydana gelen kazalarda onlarca insanın hayatını kaybettiği veya yaralandığı haberlerinin medyada yer aldığı kadarıyla bilin-mektedir. Trafik terörünün Türkiye’de aldığı can, terör örgütlerinin aldığı candan daha fazladır. İstatistikler, ülkemizde yıllık ortalama 5-6 bin vatandaşın trafik kazalarında öldüğünü, binlerce-sinin sakat kaldığını göstermektedir.

Bu konunun, insan can kaybı olarak değerlendirilmesinin yanı sıra milyonlarca liraya ulaşan milli servet kaybı olarak da ele alınması gerekmektedir.

Yetkili kurumlar her ne kadar meseleyi çok ciddi olarak ele aldıklarını söyleseler de eğitim noktasındaki eksiklikler gözden kaçmamaktadır. Birçok konuda olduğu gibi sorumlu insan fak-törü, bu konuda da en önemli etkendir. Konulan kanun ve kuralların eğitiminin yanında caydırıcı tedbirler, azami derecede önem arz etmektedir. Çünkü bu caydırıcı tedbirler de eğitimin bir parçasıdır.

Sorumlu bir fert olma şuuru noktasında yoldaki taşın kaldırılmasının, iman adına bir kıymet ifade ettiği bildirilen bir dinin mensuplarının çoğunlukta bulunduğu ülkemizdeki insanlarda, bu gibi hassasiyetlerin öne çıkartılması gerekmektedir. Zira karşıdaki insana herhangi bir şekilde zarar vermeme düşüncesi, kul hakkına riayet etme hassasiyeti bilinçaltındaki önemli inanç basamaklarındandır.

Genelde eğitim, özelde din eğitimi başlığı altında verilecek başlıklar şöyle sıralanabilir:

A. Doğrudan eğitimle ilgili olanlar:

1. Eğitimin ana sınıfı ve ilköğretim sıralarında başlaması

Bir insanın en fazla bilgi alıp bilinçaltına yerleştirdiği yaşın, ömrünün ilk 10 senesi olduğu düşünüldüğünde, her türlü eğitimin büyük çoğunluğunun, hayata ait temel taşların bu zaman dilimde verilmesinin ne derece önemli olduğu ortadadır. Bu yaşlarda büyüklere saygı, hakkına razı olma, ötekinin hakkını yememe gibi haklar ve kul hakkının bu yaşlarda verilmesi, işin eğitim anlamında büyük oranda çözülmesi anlamına gelir. Ailedeki sofra düzeninde, anne-babasından önce yemeğe başlamamada, babanın trafikte seyir halindeyken kırmızı ışıklara ri-ayet etme gibi fiillerdeki anne-babanın örnek statüsü eğitimin başlangıç noktalarıdır. Bunu, ana sınıfında ve ilköğretimdeki verilecek hak-hak yememe ve bunlara ilaveten eklenmesi gereken trafik eğitimleri takip etmelidir.

2. Cuma namazları

Ülkemizde büyük çoğunluğu Müslüman olan insanlar için gözden kaçırılan en önemli hu-suslardan bir tanesi de Cuma namazlarının eğitim fonksiyonlarıdır. Bu namazdaki ana rükun-lardan biri de hutbedir. Namaza gönüllü olarak gelen ve acaba dinimizin emirleri nelermiş

Page 93: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

92

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

diye dinleyen cemaat, aslında eğitime hazır ciddi öğrencilerdir. Din ‘Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın’ (ayet) diye buyururken bu insanlar bu kuralın dışına çıkamayacaktır. Alkol almayacaklardır. Eğer almışlarsa alkollü şekilde trafiğe çıkmayacaklardır. Kendi ellerinde olan hız sınırını aşmayacaklardır. Kırmızı ışıkta geçip başkalarının hakkına tecavüz etmeyeceklerdir.

B. Hem eğitim hem de trafikle ilgili olanlar:

1. Ehliyeti hak etme sürecinde deneme sürüşü uygulamalarındaki sürenin artırılıp daha uzun zamana yayılması. Böylece eğitimli, işini iyi yapan insanların yola çıkması sağlanmalıdır. Zira ‘Allah, kulunun işini en güzel şekilde yapanını sever.’ (Hadis-i Şerif)

2. Trafik kurallarının ihlali sonucundaki mağduriyetlerin kul hakkı kapsamında ele alınması gerekmektedir.

3. Sorumluluk duygusu ve otokontrol mekanizması bağlamında, bireysel ve sosyal sorumluluğun ayrı ayrı ele alınıp kolektif bilinç şuuru oluşturulmalıdır; kul hakkına riayet.

4. Yolcu taşımacılığının büyük bölümünün karayoluyla yapıldığı ülkemizde otobüs şoförlerinin eğitim seviyesi artırılmalıdır.

5. Trafik kazaları sebeplerine göre, trafik kazası sınıfından çıkarılarak cana, mala ve devlete kasıt gibi suçlar sınıfına sokulmalıdır. Alkol, aşırı hız, fazla tonaj, yakın takip, yorgun araç kul-lanma gibi kurallara uymayan insanlar aslında kaza yapmadığını, ölüme sebebiyet verirlerse katil olduğunu veya ölürlerse intihar ettiklerini bilmeliler.

Anahtar Kelimeler: Trafik eğitimi, din eğitimi

Page 94: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

93

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 504

EĞİTİM DÜZEYİNE GÖRE EMNİYET KEMERİ KULLANIMI VE KAZA İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Ahmet DEMİRER*, Aslan ÇOBAN*, Can HAŞİMOĞLU**, Mesut DURAT** Sakarya Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Makine Eğitimi Bölümü

** Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü

Yapılan çalışmada farklı eğitim düzeylerine ait bin sürücü üzerinde emniyet kemeri kul-lanma alışkanlıkları incelenmiştir. Çalışma Sakarya ili merkezinde yüzyüze anket yöntemi ile dört farklı eğitim düzeyindeki deneklere sorular yöneltilmiştir. Her eğitim düzeyi 250 denekten oluşmaktadır. Çalışmaya İlköğretim, lise, Üniversite ve lisansüstü eğitim düzeyinde 718 erkek ve 282 kadın olmak üzere bin kişi katılmıştır. Çalışmaya katılan deneklere kişisel bilgiler, alışkanlıklar ve düşüncelerinden oluşan üç grupta toplam 18 adet soru sorulmuştur. Çalışmanın sonucunda deneklerin eğitim düzeyine göre emniyet kemeri kullanma alışkanlıkları ve yapmış oldukları kazalar ele alınmıştır. Kazalar şehir içi ve şehir dışı olmalarına göre değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler MS Excel ve ayrıca SPSS istatistik programında analiz edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Emniyet kemeri, kaza, SPSS analiz

Page 95: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

94

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 505

YERLEŞİM YERİ ve YERLEŞİM YERİ DIŞINDAKİ ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINA ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN LOJİSTİK REGRESYON MODELİ

İLE İNCELENMESİ: TÜRKİYE 2011 ÖRNEĞİ

Aydın DAVARCI, İsmet TÜRKMENOĞLU, Tansel SİVRİKAYA, Hakan BENLİ

Türkiye genelinde 2011 yılı verilerine göre trafik kazalarında 3.821 kişi hayatını kaybetmiş ve 237.021 kişi ise yaralanmıştır. Polis sorumluluk bölgesinde meydana gelen ölümlü ve/veya yaralanmalı trafik kazalarında, ölümlerin %36,7’si yerleşim yerinde ve %63,3’ü de yerleşim yeri dışında gerçekleşmiştir. Yaralanmaların ise %69’u yerleşim yerinde ve %31’i yerleşim yeri dışında meydana gelmiştir. Maddi hasarlı kazaların ise %82,6’sı yerleşim yerinde meydana ge-lirken yerleşim yeri dışında bu oran %17,4’tür. Tüm bu trafik kazalarının ülke ekonomisine maliyeti 1 milyar liradan daha fazladır. Yerleşim yerinde meydana gelen kazalarda ise bu rakam yaklaşık olarak 670 milyon liradır.

Bu çalışmada Türkiye’de polis sorumluluk bölgesinde 2011 yılında yerleşim yeri içerisinde ve yerleşim yeri dışında meydana gelen ölümlü/yaralanmalı kazalara etki edebileceği düşünülen 19 faktör incelenmiştir. Bu faktörlerin parametre kodları ve sıklıkları verilmiştir. Ardından bu faktörler içerisinden, kazalara etkisi anlamlı olan değişkenleri belirlemek için lojistik regresyon analizi uygulanmıştır. Analizde kullanılan bağımlı değişken kaza sonucu olarak tanımlanmış; bu değişken ölümlü kazalar ile yaralanmalı kazalar şeklinde sınıflandırılmıştır. Bağımlı değişken ile 19 adet bağımsız değişkenin lojistik regresyon incelemesi sonucunda, bağımlı değişkene etki eden ve istatistiksel olarak anlamlı bulunan faktörlerin bağımlı değişken ile ilişkileri incelenmiş ve yorumlanmıştır. Yerleşim yerinde ve yerleşim yeri dışında meydana gelen ölümlü kazalara etki eden faktörlerin karşılaştırması yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Yerleşim yeri kazaları, yerleşim yeri dışı kazaları, Türkiye örneği, Lojistik regresyon analizi.

Page 96: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

95

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 506

TRAFİK KAZA ANALİZLERİNDE Kİ KARE VE SINIFLANDIRMAANALİZ YÖNTEMLERİNİN KULLANIMI

Cafer ERDOĞANŞanlıurfa Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü

Trafik kazaları, günden güne artan araç yoğunluğu ve nüfusla paralel olarak olumsuz et-kilerini artırarak ülkemizin kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Kural ihlalleri, ehliyetsiz araç kullanma, teknik bakımdan yetersiz ve elverişsiz araçların trafikte olmaya devam etmesi bu olumsuzlukların artmasındaki en büyük etkenlerden bazılarıdır.

Şanlıurfa ilimizde yoğun araç trafiği içinde yer alan motosikletlerin kullanımının yaygın olması da kaza sayısını arttırmaktadır. Motosikletlerin karışmış olduğu kaza sayısının fazla olması bu çalışmaya konu olmuştur.

Meydana gelen kazaların analiz edilmesi ve bu kazaların oluşumuna neden olan unsurların belirlenmesi, kazaların azalması ve olumsuzlukların giderilmesi açısından yapılan denetimler kadar önemlidir. Kazaların analiz edilmesinde birçok yöntem kullanılmaktadır. Ki kare bağımsızlık testi ve sınıflandırma(classification) analizi bu analizlerden bazılarıdır.

Ki kare bağımsızlık testi, iki veya daha fazla sınıflı nitel değişken arasında bağımsızlık olup – olmadığının araştırılmasında, diğer bir deyişle iki değişken arasında istatistiksel olarak bir ilişki olup – olmadığının araştırılmasında kullanılır. Kazaların oluş nedenlerinin ve kaza risk faktörlerinin belirlenmesinde, incelenen nedenlerin analiz edilmesinde kullanılır. Sınıflandırma analizi ise bağımlı değişkene etkisi olan bağımsız değişkenlerin belirlenmesi ve etki ölçül-erinin araştırılmasında kullanılır. Trafik kazalarına ait verilerden, bağımlı değişkenleri hangi bağımsız değişkenlerin etkilediği tespit edilerek çözüm aşamasında trafik güvenliğini olumsuz değişkenlerin etkisinden arındırmak hedeflenir.

Kullanılan istatistiksel yöntemler, gözle görülemeyen veya diğer yöntemlerle tespit edile-meyen neden – sonuç ilişkilerinin varlığını açıklar. Birbirinden tamamen farklı görülen ama aynı olay içindeki değişkenlerin ilişkilerini ve birbirlerine olan etkilerini ortaya koyar. Bu se-beple kaza analizleri uygulanırken istatistiksel yöntemlerden yararlanılması gerektiği açıktır.

Page 97: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

96

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 507

MOTORLU TAŞIT SÜRÜCÜ KURSLARI VE KONYA ÖRNEĞİ

Taner ÇAKAR, Tolga ÖZEK, Cevdet ALKAYAKonya İl Emniyet Müdürlüğü

Trafik kazalarının oluşumuna neden olan faktörler arasında bütün dünyada olduğu gibi ül-kemizde de sürücüler ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’ de sürücülerin kazalardaki nedensellik oranı her yıl % 90 lar seviyesinde seyretmekte iken, bu oran İngiltere’ de % 65.5, Amerika Birleşik Devletlerinde ise % 57 olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla sürücülerin eğitimlerinin ve yeterliliklerinin geliştirilmesine odaklanacak her türlü çalışma, trafik güvenliği için oldukça büyük önem taşımaktadır.

Ülkemizde Motorlu Taşıt Sürücü Kursları faaliyete geçinceye kadar sürücülük eğitimi usta-çırak ilişkileri başta olmak üzere özel ilişkiler yada tanıdık birilerinin yardımı ile alınan bir eğitim olmuştur. Motorlu Taşıt Sürücü Kurslarının 1987 yılından itibaren faaliyete geçmesi ile birlikte, sürücü adayları belli bir müfredat doğrultusunda eğitime tabi tutulmakta ve yapılan sınav sonunda sertifika almaya hak kazananlar sürücü belgesi alabilmektedirler. Bu uygulama, sürücü belgesi alacak kişilerin rastgele kişilerden eğitim almasını ve eğitim aldığı kişilerin yanlış bilgiler öğretmelerini ortadan kaldırmıştır.

Ancak ne yazık ki, temel felsefesi ile olumlu sonuçlar doğurması beklenen Motorlu Taşıt Sürücü Kursları beklenen olağanüstü etkiyi gösterememiştir. Sürücü olmak için belirlenen teorik ve uygulamalı eğitimlere rağmen, özellikle yeni sürücülerin trafikte güvenli sürme yeteneklerine sahip olmadıkları açıkça görülmektedir. Öyle ki 2011 yılında Konya kent merkez-inde trafik kazasına karışan sürücülerin sürücü belgesi geçmişleri incelendiğinde: % 28,5’inin beş yılın altında olduğu, bu grubun % 39’unun da üç yıl ve üç yıldan az süreli oldukları tespit edilmiştir.

Motorlu Taşıt Sürücü Kurslarının açılması ve işletilmesi için belirlenen kriterlere rağmen mevcut yapısı itibariyle sürücü kurslarının yeterince etkin bir şekilde denetlenememesi ve ger-ekli müeyyidelerin uygulanamaması hala ciddi bir sorundur. Motorlu Taşıt Sürücü Kurslarında verilen eğitimin kalitesi ise üzerinde durulması gereken en önemli konuların başında gelmekte-dir. Konya kent merkezinde yetmiş üç ve il genelinde yüz üç olan Motorlu Taşıt Sürücü Kursu sayısı ticari rekabetle birlikte eğitimin kalitesini de düşürmektedir. Dolayısıyla yeniden be-lirlenmesi gereken kriterlerle rekabetin, eğitimde rekabete dönüştürülmesi için gereken adımlar süratle atılmalıdır.

Bu çalışmada Konya Trafik Platformu’nda ele alınan Motorlu Taşıt Sürücü Kursları konusu üzerinde değerlendirmeler yapılacak ve Türkiye’deki Motorlu Taşıt Sürücü Kurslarınına ilişkin Konya örneği üzerinden önermelerde bulunulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Motorlu Taşıt, Sürücü Kursu

Page 98: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

97

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 508

TRAFİK GÜVENLİĞİ DERSİNDE EDEBÎ METİNLERDEN YARARLANMA

Hulusi GEÇGEL, Mustafa Aydın BAŞAR Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Çanakkale TÜRKİYE

2012-2013 öğretim yılından itibaren İlköğretim 5. Sınıflarda okutulacak olan Trafik Güvenliği dersi öğretim programının kazanımları ve etkinlikleri yoluyla, öğrencilere birtakım beceri ve değerlerin kazandırılması amaçlanmaktadır. Araştırmalar, bireylerin hayatlarının her evresinde trafik konusunda alacakları eğitimin, kendileri ve toplum için önemli bir kazanım olduğunu göstermektedir. Bu eğitim, çocukluktan itibaren verilen, sistemli bir eğitim olduğunda ise, kazanımlar günlük yaşamın yanı sıra geleceğe de yansıyacağından, sadece kısa vadeli bir yatırım olmayacak, çocuklarda trafik konusunda erken yaşlardan itibaren duyarlılık ve trafik güvenliği bilincinin oluşmasını ve onların gelecekte de trafik kurallarına duyarlı yetişkinler olarak trafikte yer almalarını sağlayacaktır.

Bu çalışmanın amacı, ilköğretim okullarında okutulacak olan “Trafik Güvenliği” der-sinde, öğretimi etkili kılacak hangi tür edebi metinlerden nasıl yararlanılabileceği irdelemek ve öğretmenlere yönelik öneriler geliştirmektir. Çalışma bu yönüyle tarama modelinde, belge ve metin çözümlemesine dayalı nitel bir araştırmadır.

Piatget’e göre, çocukların okudukları kitaplardaki karakterlerden etkilendikleri açıktır. Çocuklar yaşamı tanımak için edebiyata gereksinim duyarlar. Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir. Hoş vakit geçirtmeyi eğitimin başlıca amaçlarından biri olarak düşünmekten çekinilmemelidir. Öğrencilere Trafik Güvenliği dersi değerlerinin kazandırılmasında edebiyat metinlerinden -özellikle duyuşsal hedeflere ulaşmada- etkili bir eğitim aracı olarak yararlan-mak mümkündür. Duygular, değer yargıları, anlama tarzı, hisler kişiliğin parçalarıdır. Çocuk kitapları bunların şekillenmesinde etkili rol oynamaktadır. Kitaplar, ayrıca içerik, içeriğe day-anan etkinlikler ve tema aracılığıyla çocuğun öz kavram ve öz saygı gelişimini de destekler.

Kitaplar yeni kavramların kazanılmasında ve güçlenmesinde çocuklara yardımcı olur. Çocukların kendi kendilerine keşfedemedikleri birçok bilgi kitaplarda sunulur. Asıl amacı öğretmek olan kavram kitapları, bilgilerini resimleriyle destekleyerek sunarlar. Çocuk bilgiyi hem görerek, hem de dinleyerek alır. Kitap, çocukları konuyu hem anlamaları için teşvik eder, hem de çocuğun kendi deneyimleri vasıtasıyla kazandığı bilgilerin güçlenmesini sağlar. Bazı kitaplar sebep ve sonuç ilişkisi içerirler. Çocuğa bir öykünün giriş bölümü verilerek devam etmesi istenir. Çocuğa giriş ve gelişme bölümleri verilerek sonucu tahmin etmesi de istenebilir. Bazen de mantıklı veya saçma sebeplere dayanan bir hata verilir. Çocuklardan bu hatanın ne olabileceğini anlatmaları istenir. Sonuç olarak çocuklar bu kitaplarla dikkatlice planlanmış so-rular ve etkinlikler vasıtasıyla eleştirel düşünmeye ve problem çözmeye teşvik edilirler.

Dersin öğrenme-öğretme sürecinde “kazanımda edindirilmek istenen bilgi, beceri ve değerlere yönelik dikkat çekici, motive edici hazırlayıcı etkinlikler” ve “kazanıma dönük okul içi / okul dışı etkinlikler” arasında öykü, piyes, anı, şiir, mektup vb. yazma / okuma çalışmaları yapılabilir. Bu çalışmalara yönelik örneklemelere bildiri metninde ve sözlü sunumda yer verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Trafik eğitimi, edebi metinler, çocuk ve trafik.

Page 99: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

98

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 509

TÜRKİYE’DE SÜRÜCÜ EĞİTİMİ VE SORUNLARI

Fırat BALOĞLUKomiser Yardımcısı

Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi

Ülkemizdeki trafik kazalarına ilişkin istatistikler, her yıl binlerce insanımızın yaşamını yitirdiğini, on binlercesinin yaralandığını, hatta sakat kaldıklarını ve milyonlarca TL maddi kayıp yaşandığını gözler önüne sermektedir. Trafik kazalarına ilişkin kusur dağılımı incelendiğinde insan kusurları, taşıt kusurları, yol kusurları ve hava şartları olarak gruplandırılmaktadır. İstatistiklerde kusur dağılımında ana sorumlu insan olarak karşımıza çıkmaktadır. % 99’lık payı ile insan kusuru oranı sürücü, yaya ve yolcu hatalarını gözler önüne sermektedir. 2010 yılında içerisinde meydana gelen trafik kazalarında sürücülerin kusur oranı % 89,72 olarak istatistiklere yansımıştır. Ortaya çıkan tablo, trafik kazalarında sürücülere, sürücülerde ise verilmekte olan sürücü eğitimine gözleri çevirmektedir. Eğitim ile kaza ilişkisini açıklamaya çalışan literatürde-ki çalışmalar, eğitimin anahtar etkisini gözler önüne sermektedir. Bu araştırmada Türkiye’de mevcut sürücü eğitiminin durumu, sistemin sorunları, sürücü eğitiminde hedeflenen ile şimdiki durum karşılaştırması, sürücü eğitimi sistemine yönelik eleştiriler ve gerekçeleri, son olarak da sürücü kurslarının sürücü eğitiminde ne kadar gerekli olduğu hususlarına tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Sürücü Eğitimi, Trafik Kazası, Kusur, Eğitimin Önemi

Page 100: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

99

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 510

TRAFİK GÜVENLİĞİNİ KASTEN TEHLİKEYE SOKMA SUÇU

Abdulbaki GİYİK Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı, Kayseri

Türk Ceza Kanunu’nun 179. Maddesinde 3 fıkra halinde genel güvenliği tehlikeye düşüren bazı fiiller tanımlanmış ve yaptırıma tabi tutulmuştur. Madde başlığından da anlaşılacağı üzere bu suç bir zarar suçu olmayıp tehlike suçudur. Bunun bir sonucu olarak maddede belirtilen fi-iller neticesinde ortaya herhangi bir zarar çıkmasa dahi fail cezalandırılabilecektir.

Belirtilmelidir ki 179. maddede düzenlenen suçun bir tehlike suçu olması münasebetiyle belirtilen hareketlerin işlenmesi neticesinde tehlikenin de ötesinde bir zarar oluşmuşsa artık asli norm-tali norm ilkesi gereğince fail TCK m. 179 dan değil örneğin birisinin yaralanmasına sebebiyet vermişse sadece taksirle ya da yerine göre kasten yaralamadan sorumlu tutulacaktır.

Çalışmamızda özellikle m. 179 hükmünde yer alan suçun düzenleniş tarzı ve KTK ile aralarındaki ilişki, bilimsel değer taşıyan adli tıp verilerine göre trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu bakımından yapılması gereken yasal değişiklikler ve bu suçun diğer suçlarla işlenmesi halinde sadece bu suçtan mı yoksa diğer suçlardan mı ceza verileceği gibi hususlar üzerinde durulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik Güvenliği, Sürücü Davranışı, Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma

Page 101: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

100

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 511

TRAFİK İŞ KAZALARININ İŞ MEVZUATI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Abdurrahman AKMANİş Teftiş Ankara Grup Başkanlığı İş Müfettişi Yardımcısı

Dünya genelinde her yıl meydana gelen trafik kazaları nedeniyle, ortalama 1.2 milyon kişi ölmekte ve 20 ile 50 milyon arası kişi yaralanmakta ya da sakat kalmaktadır. Ülkemizde ise 2009 yılındaki 1.053.346 trafik kazasında, 4.324 kişi hayatını kaybetmiş, 201.380 kişi ise yaralanmış veya sakat kalmıştır. Trafik kazaları, 1996 yılında Türkiye’de 5 yaş ve üzeri ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer almaktadır.

Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan bir raporda (European Road Safety Programme) Avrupa Birliğinde 2005 yılında trafik kazalarından kaynaklanan ekonomik kaybın 200 Mi-lyar Avro olduğu ve bu tutarın Avrupa Birliği Gayri Safi Milli Hasılasının yaklaşık % 2’sini oluşturduğu belirtilmiştir. Ülkemizdeki sigorta şirketlerinin 2006 yılındaki kayıtlarına göre trafik kazalarındaki maddi hasar tutarı 2.778.000.000 TL olarak gerçekleşmiştir. Böylesine büyük sosyal ve ekonomik kayıplara yol açan bu olgu; ülkemiz için de gün geçtikçe büyüyen ve çözüm bekleyen ulusal bir problemdir.

İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu meydana gelen ölüm, sakat kalma ve maddi kayıplara bakıldığında ise rakamlar trafik kazalarındaki kadar olmasa da ürkütücü boyutlardadır. ILO istatistiklerine göre dünyada her yıl meydana gelen yaklaşık 250 milyon iş kazasında 350 bin; kirlilik, toksik materyal ve süreçler sebebiyle oluşan 160 milyon hastalıktan bir milyon insan ölmektedir. Ülkemizde ise, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına geçen iş kazası sayısı, son 10 yılda yıllık 70 binin altına inmemektedir. Meslek hastalıklarının % 99’u teşhis edile-memektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı araştırmalar, ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının sayısının yılda 500 binden fazla olabileceğine işaret etmektedir. Kaza ve hastalıkların sadece sosyal güvenlik sistemimize maliyeti 4 milyar TL’dir8. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamlarına göre, iş kazalarının toplam maliyeti yılda yaklaşık 35 milyar TL’yi bulmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiğine göre 2009 yılında ülkemizde taşıt kazalarından dolayı 2472’si erkek olmak üzere toplamda 2661 işçi iş kazasına uğramıştır. Trafik iş kazalarının bir yıl içerisinde tüm iş kazaları içerisindeki payı ise %4,1 dir. Her ne kadar trafik iş kazalarının diğer tüm iş kazalara oranı küçük gibi görünse de bu durumun kendi içerisinde önemli sosyal ve ekonomik kayıplara neden olduğu şüphesizdir.

Bu makalede trafik kazası şeklinde meydana gelmiş iş kazalarının sosyal güvenlik ve bi-reysel iş hukuku kapsamında iş kazası sayılıp sayılamayacağı, iş kazası kapsamına giren trafik kazaların önlenmesi için alınması gerekli tedbirlerin İş Kanunu kapsamında değerlendirilmesine çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik İş Kazaları, İş Güvenliği

Page 102: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

101

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 512

TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU VE ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMA KABAHATİ

Aydın BEDİRHANRüştü Ünsal Polis Meslek Yüksek Okulu Gürçeşme Buca-İzmir

Emniyet Genel Müdürlüğü 2001-2011 yılları arasında alkollü araç kullanma istatistiğine göre TCK 179-3 fıkrasında yazan alkollü trafiği tehlikeye düşürme suçu Trafik Kanunu 48. Maddesinde yer alan alkollü araç kullanma kabahata iarasındaki hukuksal farklar belirlenecek ve çoğu zaman karıştırılabilen bu iki hukuka aykırı davranış Yargıtay kararları ile ortaya konacaktır. Denetim yapan kolluğun bu yönde dikkatlerinin çekilmesi ve suçun unsurları hakkında eksik-siz bilgilendirilmesi, TCK 179-3 suçunu 2918 S.K 48. madde kabahati ile karıştırılmasını engelleyecek ve sürücüler hakkında kabahatten değilde cürümden işlem yapılması neticesi alkollü araç kullanma kabahat sayısı azalacaktır. Bu noktada trafik zabıtası tarafından tanzim edilen sürücünün hal ve hareketlerini ortaya koyan tutanaklar ve suçla ilgili tanık beyanlarının TCK 179-3 suçu için ne kadar önemli deliller olduğu hususu üzerinde durulacaktır. Diğer taraf-tan Trafik Kanunu 48. Maddesinin de ağırlaştırılarak değiştirilmesi tavsiye olunacaktır. Çünkü istatistiklere göre idari yaptırımın caydırıcılığı şu haliyle yoktur.

Ayrıca Hakim ve Savcıların Trafik Kanunu’na aykırı hareketlerinde nasıl evrak tanzim edileceği ve hangi prosedürün izleneceği de anlatılacaktır.

Page 103: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

102

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 601

SÜRDÜRÜLEBİLİR GÜVENLİK - HOLLANDA

Melih YEĞİN, Can SABUNCU, Ahmet ERBAY, Serhan KALELİPolis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Enstitüsü

Karayollarımızda yaşanan kazalardan dolayı ülkemizde kaybedilen hayatların sayısı old-ukça fazladır. Ülkemizde ölümlü ve yaralamalı kazaların bu denli çok vuku bulması karayolu trafik güvenliğimiz konusunda çok ciddi sıkıntılar olduğunu ve buna paralel olarak da bu ko-nuda yeterli çalışmaların olmadığını göstermektedir. Bu nedenle acilen bir karayolu güvenliği vizyonunun geliştirilmesi gerekmektedir. Birçok ülkenin ölümlü kazaları azaltmadaki genel yaklaşımı gösteriyor ki, buralarda geleneksel politikalardan daha ileri bir ölümlü kazaları azalt-ma yaklaşımı sınırlı durumdadır. Ülkelerin karayolu güvenliği konusunda yeni bir yaklaşıma ihtiyaç duymaları güvenli sistem yaklaşımını ortaya çıkarmıştır.

Güvenli sistem yaklaşımında karayolu çarpışmalarından meydana gelen tüm ölümleri ve ciddi yaralanmaları azaltmak hedeflenir. Güvenli sistem yaklaşımının özünde insan hatalarını daha iyi telafi edebilecek karayolu ulaşım sistemleri geliştirmeyi hedef olarak belirlemek vardır. Sistemin kullanımında çarpışma enerjisini azaltarak, insan hatalarını da kapsayacak şekilde ulaşım sisteminin bütün bileşenlerini (özellikle yol altyapısı, hız ve araçlar) yönetmek için bir ulaşım sistemi geliştirmeyi hedeflemek önemlidir. Ulaşım sisteminde bütün hükümet kurumlarının ve diğer organizasyonların rollerinin neler olacağı belirlenmelidir. Ayrıca bu yaklaşım; karayolu ulaşım sisteminde birçok aktörün ‘sorumluluk paylaşımı’ içerisinde olmasını bir etik anlayış olarak kabul eder. Bu sistemin en çok ulaşmayı istediği olgu, karayolu ulaşım sisteminden kaynaklanan travmaların asla kabul edilemeyeceği ve sistemin insan hatasını telafi edebilecek şekilde yeniden dizayn edilmesi olgusudur.

SUNflower (Sweden, Britain, Netherlands) ülkeleri kişisel güvenlik riskini azaltmada ve trafik güvenliğini sağlamak konusunda iyi durumdadırlar. Diğer ülkeler riski azaltmada henüz bu kadar ileri gidebilmiş değillerdir. Bu çalışmada trafik güvenliği konusunda güvenli sistem yaklaşımını iyi uygulayabilen ülkelerden biri olan Hollanda’nın trafik güvenliği vizyonu “Sürdürülebilir Güvenlik” incelenecektir.

Ülkenin genel durumu, nüfusu, motorlu araç sayısı, emniyet kemeri ve kask kullanma oranları, alkol sınırı vb. gibi konulardaki istatistiki bilgiler sunulacaktır. Bu vizyonun tarihsel gelişimi ve nasıl ortaya çıktığı üzerinde durulacaktır. “Sürdürülebilir Güvenlik” in beş temel prensibi olan; işlevsellik, homojenlik, tahmin edilebilirlik, affedicilik ve durum farkındalığı detaylı olarak anlatılacak ayrıca trafik kazalarının oluşum sürecinden bahsedilecektir. “Sürdürülebilir Güvenlik” in organizasyonundan yani lider kurumun ne olduğundan, gerekli koordinasyonu kimin sağladığından, denetim, eğitim ve Ar-Ge konularında hangi kurumların sorumlu olduğu anlatılacaktır. Son olarak da; bu vizyonun getirdiği uygulamalar ve alınan sonuçlar ile gelecek hedeflerin neler olduğundan bahsedilecektir.

Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Güvenlik, Güvenli Sistem Yaklaşımı, Karayolu Trafik Güvenliği.

Page 104: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

103

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 602

EVRENSEL TRAFİK UYGULAMALARI ÇERÇEVESİNDE ABD TRAFİK UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Dr. Sinan ÜLKEMEN, Mustafa ŞEKERBitlis Polis Meslek Yüksek Okulu

Bu karşılaştırmalı çalışmada, ABD gibi gelişmiş ülkeler standartlarında uygulanan ancak Türkiye’de uygulanmayan veya uygulanmaya başlamışta yerleşmemiş standartlara yer veril-ecektir. Burada amaç birçok can kaybının yaşandığı araç trafiğinde trafiğin akışını hızlandırmak, can ve mal kayıplarının önüne geçmek, doğru kuruluşları trafik uygulamalarında görev-lendirmektir. ABD’de sürücü belgesi almak için sürücü kursu olmaması, direksiyon sınavı har-icindeki sürücü sınavının çok basit ve bilgisayardan bireysel (toplu sınav değil) yapılması, araç plakalarının üç senede bir değiştirilmesi, araç sigortalarında kişinin mi yoksa aracın mı kaza riskinin sigortalanması, sürücü belgelerinin süreli olması, sürenin bitiminde yeniden sürücü bel-gesi sınavına girilmesi, otoyollarda HOV (high occupancy vehicle) şeridi uygulaması, otoyol-larda uyuklayarak yoldan çıkmayı engelleyen tırtıklı şerit uygulaması, şehirlerarası yolların zeminlerinin demirli beton atılarak üzerine asfalt yapılması, bebek koltuğu uygulaması, trafik cezalarına itirazların belediye hakimlerine yapılması, trafik ışıksız mahalle arası dört tarafa “DUR” levhalı kavşaklarda önce gelenin geçmesi, bozuk para ile çalışan kısa süreli park uygulamaları, park yeri uygulamaları, kavşaklarda “only” şeridi uygulamaları, kavşaklarda kırmızı ışıkta soldan araç gelmiyor ise sağa dönüşlerin serbest olması, araç geçmişi programı (car fax) uygulaması (internetten az bir ücretle her an her araç için ulaşılabilen; aracın hangi ki-lometrede kime satıldığı ve sahibinin kim olduğu, aracın hangi kilometrede kaza yaptığı, aracın hangi kilometrede fenni muayeneye girdiği, muayeneyi geçip gemediği, geçmedi ise hangi problemden geçmediği, ticari veya kiralık araç olarak kullanılıp kullanılmadığı gibi bilgileri içermektedir), araç tescil işlemlerinin polisçe yapılmaması gibi ABD trafik uygulamalarında ki hususlara yer verilerek, Türkiyedeki trafik uygulamaları benzerleri açısından irdelenecek ve Türkiye trafik uygulamalarına tavsiyeler yapılacaktır.

Page 105: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

104

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 603

İNSAN ODAKLI TRAFİK ANLAYIŞI KAPSAMINDA TRAFİK ETİĞİNDENTRAFİK AHLAKINA

Dr. Adnan ÇİMEN, İçişleri BakanlığıDr. Abdulkadir MAHMUTOĞLU, İçişleri Bakanlığı

ÖZET

Trafik, içinde yaşadığımız yüzyılda gelişmiş veya az gelişmiş bütün ülkelerin dolayısıyla Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. Kabul etsek veya etmesek, günlük yaşantımızın hatırı sayılır bir kısmı ya bizzat trafik içinde veya trafiğe maruz kalan alanlarda geçmektedir. Trafik, artık hayatımızın bir parçasıdır. Fakat kullandığımız araçlar, her ne kadar-da bizi varmak istediğimiz yerlere eski yöntemlere göre daha hızlı ulaştırsalar bile, yol açtıkları sorunlar nedeniyle her geçen gün biraz daha çekilmez hale gelmektedirler. İnsanlar, işlerini kolaylaştırsın diye kullandıkları araçlarla nedeyse koşar adım kendi kıyametlerine gitmekte-dirler.

Trafiğin yol açtığı sorunlara bakıldığında kıyamet tabirinin rasgele kullanılmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Örneğin, 2006 yılında Türkiye’de meydana gelen 728.756 kazada 4.633 kişi hayatını kaybetmiş, 168.550 kişide yaralanmıştır. Bu kazalarda meydana gelen maddi hasar ise 1.321.351.966 TL’dir. Bu haliyle bir yılda trafik kazlarında ölen kişi sayısı; Kurtuluş Savaşında şehit olan askerlerin yarısına, Kıbrıs Barış Hareketinde şehit olanların 9.5 katına, Kore Savaşında Şehit olanların 6.4 katına eşittir. Yine 2006 yılında trafik kazalarında yaralananların sayısı; Kurtuluş Savaşında yaralananların 5.4, Kore Savaşında yaralananların 78 ve Marmara Depreminde yaralananların 3.8 katına eşittir.

Yüzyılımızın yükselen değeri, “insan”a gösterilen saygı ve insan hak ve özgürlükleri-dir. Fakat Türkiye’deki trafik anlayışı içinde “insani” değerler adeta yok gibidir. Örneğin Karayolları Trafik Kanununda (sayılar birkaç eksik veya fazla olabilir) “insan” tabiri sadece 11 yerde geçmektedir. Bunlardan 7’isi karayollarında seyreden araçları tanımlanırken bu araçların “insan ve eşya” taşıma özelliğini belirtmek, 3’ü taşınan bir eşya türü olarak, 1’i de indirilen yolcu olarak geçmektedir. 3 yerde insan ve hayvan tabiri yan yana kullanılırken, 3 yerde de insan ve eşya tabiri beraber kullanılmaktadır.

Yine aynı Kanunun çeşitli maddelerinde “sürücü” tabiri 314, “ceza” tabiri 210 defa geçerken, “yaya” tabiri, 16’sı araçların tanımında olmak üzere 52 kez, “çocuk” tabiri eğitime konu yapılmak üzere 9 kez geçmektedir. Trafikte zayıf durumda olan yaşlı ve kadın gibi ke-limelere bir kez bile atıfta bulunulmamaktadır.

Görüldüğü gibi trafiği düzenleyen temel kanunda “insan”, hayvan ve eşyalarla beraber taşınacak bir varlık olarak ele alınmakta, araçları kullanan insanlar “sürücü” olarak görülmek-tedir. Trafikte düzeni sağlayacak şeyde sürücülere ceza kesmek olarak ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan Trafik etiği ile trafiğe ilişkin her türlü konunun felsefi ve düşünsel boyutları ile iyi, doğru, kötü, yanlış v.b. kavramlar anlatılmakta, bu alanda ne, niçin, neden, ne kadar gibi

Page 106: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

105

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

birçok sorunun yanıtı ele alınmaktadır. Trafik etiği soyut bir kavramken, Trafik ahlakı ise somut uygulamaları, yaşanan problemleri, günlük hayatın içinde görülen trafik akışı çerçevesinde tu-tum ve davranışları konu edinmektedir. Trafik ile ilgili doğrular bilinmesine rağmen sonuçta kötü bir tablonun olması, etiğin uygulanmasını ifade eden ahlak bakımından bir noksanlığa işaret etmektedir. Her alanda felsefi arka planı temsil eden etik iken, uygulamayı ise ahlak olarak tanımlamak mümkündür. Bu bakımdan trafik ahlakının oluşturulması ve hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Trafik bağlamında etik ve ahlak ilişkisi irdelenmeli ve trafik etiğine dair bilgilerin, trafik ahlakı olarak yaşanması sağlanmalıdır.

Bu çalışma mevcut trafik anlayışının sorgulanarak, araçların araç ve kuralların yerine insanın trafiğin odağına oturtulmasını, trafik etiğinin trafik ahlakına dönüşümünün sağlanmasını öner-mektedir. İnsan Odaklı Trafik Anlayışı” gereğince başta trafik mevzuatı olmak üzere, bu ko-nuda ortaya konan her türlü faaliyetin odağında “insan unsuru” yer almalı, trafik, insan hayatını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmeli ve yeni bir trafik ahlak ve anlayışı inşa edilmelidir.

Anahtar Kelimeler: insan odaklı trafik, trafik etiği, trafik ahlakı

Page 107: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

106

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 604

ANKARA İLİNDE MEYDANA GELEN TRAFİK KAZALARININ BİRLİKTELİK ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

Esra ATILGAN, Türkiye İstatistik Kurumu, Konya, Türkiye

1.GİRİŞ

Güvenli bir trafik ortamının sağlanabilmesi için; sorumlu kuruluşların olağanüstü çabaları yanında, basın ve yayın kuruluşlarının katkıları, toplumumuzdaki sürücü, yolcu yaya ve kurum-sal bilinçlenmeyi belirli bir düzeye getirmiştir. Bunun sonucunda, son yıllardaki kaza eğiliminde azalma görülmesine rağmen, trafik kazaları ülkemizin öncelikli problemleri arasında yerini halen korumaktadır. Ülkemizde trafik güvenliğinin sağlanabilmesi için; alınması gereken ön-lemler, yapılacak yatırımlar açısından önemli birer belirleyici olan ayrıntılı istatistiki bilgilere olan ihtiyaç kaçınılmazdır. Trafik kazalarının bu denli önemli olması sebebiyle ülkemizde ve yurtdışında bu konuda birçok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmaların birçoğunda analiz yön-temi olarak klasik istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. Fakat 2002 yılında Chen ve Jovanis tarafından gerçekleştirilen çalışmada, yol kazalarını analiz etmek için klasik istatistiksel yön-temleri kullanırken, büyük veri tabanlarında değişken sayısı arttıkça parametre sayısının üs-tel olarak artması ve olumsallık tablolarında yeterli sıklık olmamasından dolayı istatistiksel testlerin geçersizliği gibi belli problemlerle karşılaşılabileceğini ortaya çıkarmışlardır. Trafik kazalarına etki eden pek çok faktör olması sebebiyle veri boyutu düşünüldüğünde kaza anali-zlerinde “büyük veri kümelerinde ilginçliklerin, beklenmeyen ve değerli yapıların keşfi” olarak tanımlanan veri madenciliği yöntemlerini kullanmak bu tür istatistiksel yöntemlere alternatif olmaktadır.

2.YÖNTEM

Çalışmada Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’ndan alınan An-kara ilinde 2006 ve 2007 yıllarında meydana gelen trafik kazalarına ait veriler kullanılmıştır. Söz konusu veriler kaza mahallinde trafik polisi tarafından doldurulan kaza tespit tutanaklarından derlenmiştir. Analiz yöntemi olarak veri madenciliği yöntemlerinden birliktelik analizi kullanılmıştır.

Birliktelik analizi veritabanındaki bir dizi bilgi ya da kaydın diğer kayıtlarla olan bağlantısını açıklayan işlemler dizisidir. “Veritabanında bir kayıt varken, herhangi bir başka kaydın var olma olasılığı nedir?” ya da “Bu iki kayıt varken, diğer bir üçüncü hatta dördüncü kaydın veritabanına girme olasılığı nedir?” gibi soruların yanıtını verir ve verilerin birlikte olan kurallarını ortaya çıkarır.

3.SONUÇ

Birliktelik analizinde en yaygın kullanımı olan Apriori algoritması ile veriler analiz edilerek trafik kazası sonucunda sürücünün ve yayanın durumuna (ölü, yaralı ya da sağlam olma) etki eden faktörler belirlenerek sonuçlar tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Trafik kazaları, Veri Madenciliği, Birliktelik kuralları, Apriori Algoritması

Page 108: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

107

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 605

KADIN SÜRÜCÜLERİN TRAFİK KAZALARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİ İNCELEYEN BİR ALAN ARAŞTIRMASI

Murat DELİCE, Erzurum İl Emniyet MüdürlüğüHamza TOSUN, Şırnak Emniyet Müdürlüğü

Trafik kazaları hem ülkemizde hem de dünyada büyük kayıplara sebep olan ciddi bir prob-lemdir. Dünyada bir milyonu aşkın kişi, ülkemizde ise on bini aşkın kişi her yıl trafik kazalarında ölmektedir. Dünyada milyonlarca, ülkemizde ise yüz binlerce kişi yine trafik kazalarında yaralanmakta ve sakat kalmaktadır. Ayrıca trafik kazaları ülke ekonomileri için büyük kayıplara sebep olmaktadır. TUIK verilerine göre ülkemizde kadın sürücü sayıları her yıl katlanarak artmaktadır. Artan bu kadın sürücülerin trafiği ve daha önemlisi trafik kazalarını nasıl etkilediği konusunda yeterli bilimsel çalışmalar yapılmamıştır. Medya haberleri özellikle son günlerde fren yerine gazı basıp kaza yapan, köprüden uçan, kazalarda bireylerin ölümüne yol açan kadın sürücülerden bahsetmektedir. Ancak bu veriler bilimsel veriler değildir. Bilimsel literatür kadın ve erkeğin fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak birbirinden farklı olduğunu söylemektedir. Ayrıca bu farklılıklar kültürden kültüre değişmemektedir. Hayatın pek çok alanında da bu farklılıklar farklı davranışlara sebep olmaktadır. Bu sebeple erkek ve kadının trafikteki davranışlarının da farklı olacağı öngörülebilir. Bu araştırma kadın ve erkek arasındaki farkların trafik kazlarına bir etkisi olup olmadığını inceleyecektir. Bu araştırmada korelasyon analizi kullanılarak 81 ildeki kadın sürücü sayıları ile illerdeki trafik kazaları sayıları arasındaki ilişki incelenecektir. Bu iki sayı arasında bir ilişki çıkmaması durumunda erkek ve kadın farklılığının trafik kazaları üzerinde bir etkisi olmadığı açığa çıkacaktır. Bu araştırma her bir ilin 2011 yıllarına ait kadın sürücü sayıları ve meydana gelmiş trafik kazaları sayılarını kullanılacaktır. Araştırmadan elde edilen bulguların kadın ve erkek sürücülerin davranışlarını anlamada, bunlar üzerinde eğitim programları geliştirmede ve trafik kazalarını önlemede yararlı olacağı değerlendirilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Trafik Kazası, Kadın Sürücü, Erkek ve Kadın Farklılığı.

Page 109: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

108

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 606

BAYRAM TATİLLERİNİN TRAFİK KAZALARINA ETKİSİ

Ömür KAYGISIZ1, Şebnem DÜZGÜN2, Emin SEMİZ3

1,3EGM, Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Ankara, Türkiye2ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü, Ankara, Türkiye

Ülkemizde trafik kazalarının özellikle bayram tatili dönemlerinde arttığı görülmektedir. Trafik yoğunluğun (taşınan yolcu sayısının) 400-500 kat arttığının belirtildiği bu dönemlerde günlük trafik kazası sayısında da yaklaşık 1,5 kat artış olduğu görülmektedir[2 ve ].

Bu nedenle bayram tatili dönemleri, trafik güvenliğini arttırıcı önlemlerin arttırılması ge-reken dönemlerdir. Bu dönemlerde alınması gereken önlemlerin yerinin, zamanının ve türün belirlenmesinde, geçmiş yıllardaki bayram tatillerinde gerçekleşmiş trafik kazalarının or-tak özelliklerinin, sıklıkla gerçekleştiği zamanların ve yerlerin tespitine yönelik analizlerin gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Belirtilen analizlerin uygulanmasının hedeflendiği bu çalışmada, 2008-2011 yıllarında Ramazan veya Kurban Bayramı tatilinin olduğu toplam 50 günlük dönemde ülke geleninde polis sorumluluk alanında meydana gelen toplam 15.596 ölümlü veya yaralanmalı trafik kazası verisi kullanılarak mekânsal ve mekânsal olmayan anali-zler gerçekleştirilmiştir.

Mekânsal analizler sürecinde; trafik kazalarının sıklıkla gerçekleştiği yol kesimlerinin tespi-tine yönelik yöntemler coğrafi bilgi sistemi yazılımları aracığı ile gerçekleştirilmiş ve her il için kaza haritaları oluşturulmuştur. Mekânsal olmayan analizler sürecinde ise; bayram tatillerinin trafik kazalarının oluş sıklığına ve türüne olan etkileri araştırılmasının amaçlandığı çalışmada öncelikle kazalarının yıllar içinde gösterdiği farklılaşma incelenmiş, daha sonra tatil dönemi kazaları tatil öncesi ve sonrası meydana gelen kazalarla birlikte incelenerek tatil olmasının trafik kazalarını nasıl etkilediği ortaya konulmuştur. Pol-Net Kaza Veri Tabanı verilerinin kullanıldığı çalışmada, mekansal analizler Mapinfo 9.0 ile Google Earth, mekansal olmayan analizler SPSS 17 yazılımlarıyla gerçekleştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Bayram tatili, Mekansal Analizler, Önemlilik Testleri, Trafik Kazası

Page 110: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

109

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 607

POLİS VATANDAŞ TEMASINDA VATANDAŞ MEMNUNİYETİNİ ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER

Yusuf YÜKSELŞırnak İl Emniyet MüdürlüğüUludere İlçe Emniyet Amiri

Şırnak/Uludere

Tüm demokratik ülkelerde kamu kurumlarının en temel başarı göstergelerinden biri hizmet ürettiği kitlenin memnuniyetidir. Emniyet teşkilatı açısından polis hizmetlerinden duyulan vatandaş memnuniyeti en temel başarı kriterlerinden biri olması yanında, toplum destekli polis-lik anlayışı çerçevesinde suç önleme ve suçluları yakalama noktasında daha etkin ve kaliteli hizmet üretmenin de ön koşuludur. Bu nedenle, polis hizmetlerinde vatandaş memnuniyetini etkileyen temel değişkenlerin anlaşılması ve sorunlu alanlara yönelik politikaların üretilmesi gereklidir.

Vatandaş memnuniyeti üzerinde yapılan çalışmalar genel itibariyle, vatandaşın suç oranlarına yönelik algısı, güvenlik hissi, sosyal ve demografik özellikler ve polisle ilgili geçmiş tecrübeleri ve teması sırasında edindiği izlenim üzerinde durmaktadır.

Bu değişkenler arasında polis-halk iletişimi noktasında en öne çıkanı vatandaşın polis ile teması sırasında edindiği izlenimdir. TİK verilerine göre halkımızın polis hizmetlerinden duyduğu memnuniyet oranında yükselme olsa da, başta trafik ve polis merkezleri olmak üzere polis-vatandaş ilişkisinin birebir olduğu birimlerde iletişim odaklı eksiklikler yaşanmaktadır. İletişim aracılığıyla ortaya konan saygı, ilgi ve güven hissi temin etme ve dolayısıyla etkin bir kamu hizmeti vermekte zorlanıldığı gözlenmektedir.

Polis kaynaklı / vatandaş kaynaklı ya da gönüllü (155 çağrıları ve kaza ihbarları) / gönülsüz (trafik kontrolleri) gibi sınıflandırmalara tabi tutulan (Reisig & Correia, 1997) bu temaslarda, gönülsüz temas sınıfına giren trafik kontrolleri doğası gereği en sorunlu alanı oluşturmaktadır. Vatandaşın cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği ve isteği dışında ortaya çıkacak bu temasta iletişim sürecini yönetmek ve vatandaş memnuniyetini temin etmek diğer temas türl-erine göre çok daha zordur.

Gerek bu tarz gönülsüz temaslar gerekse gönüllü temaslarda vatandaş memnuniyetini et-kileyen temel değişkenlerin anlaşılması, bu tarz temaslarda polisin takınması gerektiği tutum ve davranış ve iletişim tercihlerine katkı sağlayacağı açıktır. Ancak, ülkemizde bu konularda herhangi bir araştırmaya dayanmayan, daha çok tek bir örnek olay üzerine yoğunlaşan, du-rumsal farklılıkları göz ardı ederek kuralcı (normative) ve statik (prescribtive) öğütler içeren, ya da popüler bilgiler türünden çalışmalar bulunmaktadır. Yurtdışında ise, polis ile vatandaşın temasını vatandaş memnuniyetini etkileyen en önemli değişkenlerden biri olarak kabul eden çok sayıda araştırma bulunmaktadır (Smith & Hawkins, 1973; Boggs & Galliher, 1975; Parks, 1976; Dean, 1980).

Bu noktadan hareketle, bu çalışmada polis ile vatandaş temasının vatandaş memnuniyeti

Page 111: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

110

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

üzerinde etkisi üzerine yapılmış ve hakemli dergilerde yayınlanmış olan araştırmaların içer-ik analizi yöntemiyle incelenmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla, birden fazla veri tabanı ta-ranacak, hakemli dergilerde bu konu ile ilgili yayınlanmış tam metin şeklinde makaleler be-lirlenecek, konuya en uygun olan asgari 10 adet makale içerik analizine tabi tutulacaktır. Bu analizde tüme varım (grounded approach) yaklaşımı esas alınacak, temel inceleme konuları ise bu çalışmalarda yer alan temel değişkenler, bu değişkenlerin ele alınış biçimi, bu değişkenlerle ilgili temel bulgular ve genel tartışma konuları şeklinde olacaktır. Sayısal bir analize girilmeden yapılacak sınıflandırma ve özetle analiz sonlandırılacaktır.

Bu tarz bir çalışma ile hem literatürde ki temel tartışma konuları, değişkenler ve bulguların ortaya konulması hem de ülkemizde bu konu üzerine ciddi bir araştırma yapmak isteyen-lere temel bir referans kaynağı olmak hedeflenmektedir. Ayrıca, temel bulgular ve tartışma konularının ortaya konması, polislerin, özellikle trafik polislerinin vatandaşla temas sürecinde dikkat etmesi gereken temel hususları da anlamasına katkı sağlayacaktır.

Anahtar Kelimeler: Polis vatandaş teması, memnuniyet, iletişim

Page 112: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

111

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 608

KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ KAMPANYALARININDEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ

Dr. İlhami ARSEVEN

ÖZET

Karayolu trafik güvenliğinin sağlanarak trafik kazalarının azaltılmasında, iyileştirilmesi ge-reken 4 temel unsur söz konusudur. Bunlar; denetim, mühendislik, ilk ve acil yardım hizmetleri ve eğitimdir. Bu unsurlardan eğitim unsuru, ülkemizde en eksik kalan ve yapısal olarak en sorunlu unsur olarak tanımlanabilr. Ülkemizin en önemli sorunlarının başında gelen trafik kazalarıyla ilgili olarak bu sorunun temel nedenini oluşturan insan unsuruna, yani sürücü ve yayalara yönelik olarak örgün eğitim sistemi içerisinde bazı sınıflarda verilen dersler ile sürücü kursları dışında geniş çaplı yaygın ve kitlesel bir trafik eğitimi verilememektedir. Karayolu trafik güvenliğinin sağlanmasında yasal olarak görev ve sorumluluğu bulunan Bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile üniversite, medya ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği ile sürücü ve yayalara yönelik bilgilendirme, doğru tutumlar kazandırma ya da olumlu yönde davranış değiştirmeyi amaçlayan geniş çaplı karayolu trafik güvenliği kampanyalarına rastlanılamamaktadır.

Bununla birlikte bir Karayolu Trafik Güvenliği Kampanyası düzenlenirken ve değerlendirilirken hangi temel ölçütlerin kullanılacağı konusunda da bilgi eksikliğinden söz et-memiz mümkündür. Avrupa Komisyonunca finanse edilen SUPREME Projesi kapsamında AB Üyesi Ülkelerde Karayolu Güvenliğinde En İyi Uygulamaların Özeti ve Yayını Konulu Rapo-run “Eğitim ve Kampanyalar” bölümünde En iyi Karayolu Trafik Güvenliği Kampanyalarının seçiminde aşağıdaki kriterler göz önünde bulundurulmuştur.

1- Karayolu güvenlik probleminin spesifik olarak tanımlanıp tanımlanmadığı, sorunun etkilediği hedef kitlenin belirlenip belirlenmediği,

2- Sorunun boyutunun istatistiksel analizlerle ortaya konup konmadığı, Örneğin kaza ve ceza sayıları, hedef kitlenin maruz kaldığı kazaların, ölüm ve yaralanmaların toplam kaza, ölü ve yaralı sayısına katkısı gibi istatistiksel analiz verilerinin tespit edilip edilmediği,

3- Önceki kampanya çalışmalarının incelenerek bu çalışmanın karayolu güvenliği üzerin-deki beklenen etkisinin tahmin edilip edilmediği,

4- Maliyet-fayda analizi yapılarak alternatif önlemlerin belirlenip belirlenmediği,

5- Kampanyanın halk tarafından kabul edilebilirliği yönünde bilgi toplanıp toplanmadığı,

6- Kampanyanın etkilerinin uzun sürmesi veya kalıcı olması yönünde ne gibi önlemlerin alındığı,

7- Kampanyanın hem yurt içinde hem de ülkeler arasında daha geniş ölçekte uygulanabilirliğinin bulunup bulunmadığı.

Bir karayolu trafik güvenliği kampanyasının düzenlenmesi ve değerlendirilmesinde yukarıda belirtilen kriterler, konuya önemli bir perspektif kazandırmakla birlikte diğer ek ölçüt-lerin neler olabileceği konusu bu bildirinin temel konusu olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Trafik Eğitimi, Karayolu Trafik Güvenliği Kampanyaları, Yaygın Trafik Eğitimi

Page 113: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

112

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 609

İLKÖĞRETİM BİRİNCİ SINIF ÇOCUKLARINA UYGULANAN TRAFİK EĞİTİMİ PROJESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

(AFYONKARAHİSAR İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ)

İsmail TÜRKMENLİ - Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürü

Halil DURGUN - Trafik Tescil Şube Müdürü

Münevver CAN YAŞAR - Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesiİlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı, Afyonkarahisar

Gözde İNAL - Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesiİlköğretim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı, Aydın

Halil İbrahim UGUR - Trafik Denetleme Şube Müdür Yardımcısı

Türkiye’de trafik probleminin yaşanmasının en önemli nedenlerinden biri trafik ko-nusundaki bilinç, sorumluluk ve eğitim eksikliğidir. Trafik kazalarının en aza indirilmesi için yapılması gereken en önemli işlem; trafik kuralları konusunda toplumun tüm kesimlerine yönelik iyi bir eğitim verilmesidir. Bu eğitimin erken yıllarda başlaması ve sürdürülmesi, bil-incin ve sorumluluğun oluşmasında önemlidir. Bu noktadan hareketle, ilköğretim birinci sınıf çocuklarının trafik konusundaki bilgi düzeylerini artırmak ve böylece çocuklarda farkındalık yaratmak amacıyla; Ailemin ve Ülkemin Trafik Polisiyim Projesi’nden yola çıkılarak Af-yonkarahisar İli’nde Trafik Eğitimi Projesi geliştirilmiş ve 2010-2011 eğitim öğretim yılında ilköğretim okullarının birinci sınıflarına devam eden çocuklara uygulanmıştır.

Trafik Eğitimi Projesi’nin etkililiğini ortaya koymak amacıyla yapılan araştırmanın evre-nini, 2010-2011 eğitim öğretim yılında Afyonkarahisar il merkezinde bulunan Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı ilköğretim okullarının (48 okul) birinci sınıflarına devam eden 2866 çocuk oluşturmaktadır. Veri toplama aşamasında 111 çocuk farklı nedenlerden (hastalık, devamsızlık vb.) dolayı örneklem dışında kaldığı için araştırmanın örneklemine 2755 çocuk dahil edilmiştir. Araştırmada, araştırmacılar tarafından geliştirilen “Demografik Bilgi Formu” ve “Trafik Eğitimi Değerlendirme Formu” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; Trafik Eğitimi Uygulamasına katılan çocukların Trafik Eğitimi uygulamasından sonra yapılan Trafik Eğitimi Değerlendirme Formu’ndan aldıkları puan ortalamalarının 12,33 ile 14,94 arasında değiştiği ve Trafik Eğitimi uygulamasına katılan çocukların Trafik Eğitimi Değerlendirme Formu puanlarının, üst sosyo-ekonomik düzeye göre anlamlı derecede farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Bu sonuçlar, Trafik Eğitimi Projesi’nin ilköğretim birinci sınıf çocuklarının trafik konusundaki bilgi düzeylerini artırmada etkili olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Trafik eğitimi, trafik güvenliği, ilköğretim.

Page 114: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

113

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 610

CAN DOSTLARI HAREKETİ PROJESİ

Fadile PAKSOY, Serdar YILMAZ

Trafikte güvenli davranışlar ve olumlu tutumlar, gelişimin erken döneminde yerleşecek ol-ursa gelecekte güvenli sürücü ve yayaların olduğu bir trafik ortamı yaratılabilir. Can Dostları Hareketi de okulların formal yapısından yararlanarak öğrencilerin trafik güvenliği konusundaki davranışlarının olumlu şekilde gelişimine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin 3 alt projesinden biri olan Can Dostları Hareketi, trafik güvenliği konusunda ilköğretim okullarının 5’inci sınıf öğretmenleri, öğrencileri, velileri ile servis şoförlerinin farkındalıklarını ve trafikte sorumluluk bilincini artırmayı hedeflemektedir.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ve TÜVTURK Kuzey Taşıt Muay-ene İstasyonları Yapım ve İşletim iş birliği ile hayata geçirilen proje kapsamında, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında 16 ve 2011-2012 eğitim öğretim yılında da 21 ilden yaklaşık 300 okulun Temsilci Öğretmenleri, eğitim toplantılarına katıldılar. Temsilci Öğretmenler için hazırlanan eğitim içeriği, ilköğretim okulları 5’inci sınıflarda okutulan ders içeriğini destekleyecek şekilde hazırlandı.

Eğitim programı, projenin okullarda uygulama sürecine yönelik yapılandırıldı. Öğretmen eğitimlerinde, ilköğretim 5’inci sınıf Trafik Güvenliği ders kitabının konuları üzerinde durul-du. Öğretmenlere, aldıkları bilgiyi diğer sınıf öğretmenleriyle paylaşma yöntemleri aktarıldı. Ailenin çocuk aracılığıyla eğitimi için yöntemler üzerinde bilgi paylaşımında bulunuldu ve veli bilgilendirme toplantılarının gerekliliği ve yöntemi paylaşıldı.

Çocukların çevrelerini etkilemelerini sağlamak için kullanılan proje araçları sayesinde yetişkinlerin de farkındalıklarının gelişmesine ve davranışlarında değişim yaratılmasına katkıda bulunan Can Dostları Hareketi projesiyle öğrenciler, çevrelerindeki eksiklik ve hataları fark ede-cek ve anne babalarının ya da kendileri için rol model olabilecek diğer kişilerin davranışlarını gözleyerek onları uyarabileceklerdir. Ailelerin ise çocuklarının okullarına güvenli gidip gelmesi için servisleri ve servis sürücülerini takip etme konusunda girişimci olmaları gerektiğiyle ilgili farkındalıkları artacak, aynı zamanda öğrenci, veli ve öğretmen etkileşiminin, öğrencinin can güvenliğini sağlama konusunda da işlemesi sağlanacaktır.

İlköğretim 5’inci sınıf öğretmenlerine yönelik gerçekleştirilen eğitimde yapılan ön test-son test arası doğru bilgi değişimi 2010 yılında yüzde 45,3’ten yüzde 72,8’e çıkarak 27,5 puan yükselmiştir. 2011 yılında yapılan çalışmalarda ise yüzde 53,1’den yüzde 85,6’ya yükselerek 32,5 puanlık artışa ulaşmıştır.

Anahtar Kelimler: Trafik güvenliği, trafikte sorumluluk, trafik eğitimleri

Page 115: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

114

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 611

TÜRKİYE’DE TRAFİK ve YOL GÜVENLİĞİNDE STK’NIN YETERSİZLİĞİNİN MEVZUATTA ve UYGULAMADA İRDELENMESİ

İhsan MEMİŞ

Trafik ve yol güvenliğinde insan,araç ve yol kombinasyonunda görülen can ve mala yöne-lik risk, yaklaşık 100 yıldan beri tüm devletlerin ve toplumların üzerinde durduğu en önemli bir olgudur.Bu riski minimize etmek için kamu otoritesi yapılanmasında çok önemli tedbirler geliştirilirken,diğer yönden toplumunda kendi içerisinde örgütlenmesine çok önem verilmiştir.

Bu riski en aza indirime mücadelesinde yerel,bölgesel ve ulusal anlamda NGO lar kuru-larak veya kurdurularak artan insan,araç ve taşımacılıktaki hızlı akıştan kaynaklanan can ve mal kayıpları için onlarda tabanda bu çabalarını maksimize etmektedirler.Bu mucadele de kamu otoritesi ve NGO lar iç içe çalışırken,gerek hukuk ve gerekse mali açıdan da desteklenerek NGO lar çok büyük yol alarak insan hayatının güvenliğini 24 saat kontrol altına almada başarılı olmuşlardır.

Bu başarı AB ülkelerinde,ABD,Kanada ve Japonya da kamu otoritesinin de ötesine geçerken, kimi devletlerde hiçbir paylaşma, pozitif hukuk ve mali destek verilmeden kendi haline terk edilmiş olduğundan STK nın başarı şansıda oldukça zayıftır.

Türkiye de motorlu araçların oluşturduğu can ve mal’a yönelik risk boyutu her zaman var olduğu gibi,daha da çok 1950 yıllarından sonra karayollarındaki ağırlık politikamız düzey-inde de katlayarak artmıştır.Bu risk boyutunda devlet (kamu otoritesi) kurumsal olarak mev-cut mevzuatını (Karayolu Trafik Kanunu,Karayolu Taşıma Kanunu ve yönetmelikleri) 1983 yılından itibaren hızla yenilemeye başlamıştır.Bu yenileme trafik hizmetlerinde modern araç ve gereçler,donanım,personel istihdamı ve onların hizmet içi eğitimleri,İçişleri Bakanlığının dışında bir çok kamu kuruluşları ile sistemi paylaşma,yollarda kör noktaların azaltılması,yolların daha güvenli ve bölünmüş çok şeritli hale getirilmesi ve yeni bir atılımla karayollarının akıllı yollara geçirilmesi çalışmaları, il ve ilçelerde kameralı denetim sistemlerinin tüm cadde ve bulvarlara konulması olayın ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Ancak (devlet) kamu otoritesi, tüm imkanlarını kendisi için kullanırken,toplumun tabandan bilinçlenmesi,onların örgütlenmesi,desteklenmesi ve geliştirilmesi içinde hukuk ve mali anlam-da hiçbir adım atmamış olduğundan,duyarlı bireyler tarafından il,bölge ve ulusal anlamda kuru-lan trafik ve yol güvenliği amaçlı Derneklerde yaşama ve gelişerek topluma ve kamu otoritesine yardımcı olma özelliklerini de çoğu kez kaybetmişlerdir. Böyle olunca da Türkiye’de dernek sayısı 229.861 iken, bununda ancak yaklaşık 100 tanesi trafik ve yol güvenliğine ait dernekler-dir.Bu 100 adet derneğinde ancak beş tanesinin web sitesi ,telefon ve adresi varken,diğerlerinin kağıt üstünde kaldıkları,adres ve telefonlarının dahi bilinmediği üzülerek görülmektedir.

Bu bağlamda Türkiye’de;

1- Yaklaşık 16 milyon motorlu araç varken,bunlarında sayısı ortalama % 6-8 arasında art-makta ve her beş kişiye bir motorlu araç düşmektedir.

Page 116: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

115

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

2- Ortalama trafik kazalarında yılda her 35 kişiden bir kişi hafif veya ağır yaralanmaktadır.

3- Yıllık resmi istatistiklere göre trafik kazalarında her 1875 kişiden bir kişi trafik kazasında ölmekte,olay yerinden sonra (yollarda,hastanelerde ve evlerinde ölenler) ölenleri de dahil ettiğimizde ortalama her 882 kişiden bir kişi trafik azasında ölmektedir.

4- Dünya Sağlık Örgütü raporlarında Türkiye trafik ve yol güvenliğinde en riskli 3.ülke olarak kabul edilmiş ve bununda rehabilite edilmesi için proje çalışmaları devam etmektedir.

5- Yıllık trafik kazalarındaki zaman ve işgücü kayıplarımız hariç, mali kayıplarımızda 600 milyon TL olmaktadır

Anahtar Kelimeler: Dernek, STK, karayolu, trafik, kamu bürokrasisi

Page 117: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

116

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 612

TRAFİK HAYATTIR!

İnci Çağla ŞENKARDEŞ, Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş., İstanbul, TürkiyeŞebnem Pınar KADAİFÇİ, Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş., İstanbul, Türkiye

Doğuş Otomotiv, 17 yıllık sektör deneyimi ve elde ettiği know-how ile otomotiv sektörünün öncü firmalarından biridir. Kurulduğu günden bu yana ekonomik, çevresel ve sosyal olarak toplumsal kalkınmaya katkı sağlamaktadır. Doğuş Otomotiv, kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımı olarak ekonomik ve sosyal paydaşlarıyla birlikte sürdürülebilir çözümler üretirken, doğrudan faaliyet alanıyla ilgili öncelikleri ve paydaşların beklentilerini dikkate alarak toplum-sal değer yaratmayı hedeflemiştir. Buradan hareketle, 2004 yılında hayata geçirdiği “Trafik Hayattır!” projesi, trafik güvenliği konusunda toplumun her kesiminin bilincinin artırılması ve bu yolla trafikte sorumlu davranma kültürünün gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlamıştır. “Trafik Hayattır!” projesi ile kurum içi ve kurum dışı paydaşlarının öncelik ve beklentilerini göz önüne alarak pek çok sorumlu uygulama gerçekleştirilmiştir. 2004-2011 yılları arasında; Emniyet Müdürlüğü’nün hazırladığı Sürücü Kursu kitabına sponsorluk, DOD’dan satılan ara-çlarda güvenlik kartı uygulaması, “Arka Koltuk Benim” ve “Kırmızı Işık” temalı TV reklam kampanyaları, halk konserleri, Trafi Rap Fest & Trafik Temalı Müzik Yarışmaları ve Trafik Haftası Yürüyüşü ve Etkinlikleri gibi organizasyonları hayata geçirdik. 2011 yılında faaliy-etlerimizi hızlandırarak, trafik güvenliği bilincinin, Doğuş Grubu çalışanlarından başlayarak topluma yayılması yönünde bir strateji izleyerek, 2011 yılında tüm Doğuş Grubu çalışanlarına yönelik trafik güvenliği konulu eğitimleri hayata geçirdik. Yetkili Satıcılarımıza yönelik trafik güvenliği konulu bir eğitim hazırladık ve online olarak tüm Yetkili Satıcılarımızın çalışanları ile paylaştık. Doğuş Otomotiv olarak, Yetkili Satıcı ağımız vasıtasıyla müşterilerimizle birebir iletişim kurarak toplumun geneline ulaşmayı hedefliyoruz. Çalışan gönüllülüğü kapsamında çalışanlarımız ile çektiğimiz viral filmlerle sosyal medya üzerinden trafik güvenliği konusun-da toplumsal bilinçlendirme çalışmalarına devam etmekteyiz. Trafik güvenliği olgusunun çalışanlarımız tarafından özümsenmesi amacı ile de kurumsal trafik güvenliği ilkeleri üzeri-nde çalışmalar yürütüyoruz. Çocuklara yönelik Hayatı Öğreniyorum! çalışmaları kapsamında birçok eğitici etkinlik düzenliyoruz. Türkiye Bilim Merkezi Vakfı ile 2011 yılında başlatılan iş birliği sonucunda, ilköğretim öğrencilerine trafik güvenliği konularında Trafik Güvenliği Ser-gisi oluşturarak bilinçlendime ve bilgilendirme eğitimleri veriyoruz. Kocaeli ilköğretim 2. sınıf öğrencilerine yönelik trafik güvenliği konulu eğitim için Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile protokol imzalayarak Hayat Bilgisi derslerine entegre edilecek içerikler hazırlayarak il genel-inde 12.000 öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz. Doğuş Yayın Grubu iş birliği ile radyo etkinlikler-inde “Trafik Hayattır!” çalışmaları ile yer alıyoruz. Radyolar ile birlikte okulları ziyaret ederek trafik güvenliği konulu canlı yayın aktiviteleri düzenliyor, ayrıca radyolarda trafik güvenliği mesajı veren Trafik Hayattır spotlarımızı yayınlıyoruz. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü işbirliği ile trafik güvenliğine dikkat çekecek kısa filmlerin hazırlıklarının tamamlanması ile filmleri kamu spotu olarak topluma ulaştırmayı hedefliyoruz. Doğuş Otomotiv ekonomik sürdürebilirliğini devam ettirdiği sürece içinde bulunduğu topluma karşı sorumluluğunu yer-ine getirerek, faaliyet alanıyla doğrudan ilgili sosyal konularda değer yaratmaya ve sorumlu

Page 118: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

117

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

uygulamalar gerçekleştirmeye devam edecektir. Kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımını iş süreçleri içine entegre ederek paydaşlarına karşı sorumluluk bilinci ile, kurumsal kaynaklarını etkili biçimde kullanarak, bulunduğu topluma, ekonomik, sosyal ve çevresel konularda pek çok yatırım yapmaktadır. Doğuş Otomotiv global standartlarda bir kurum olarak, Mart 2010 itibari-yle Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi imzalamış ve 2009 yılından bu yana Global Reporting Initiative endeksine uygun Kurumsal Sosyal Sorumluluk raporlarını tüm kamuoyu ile paylaşmaktadır.

Page 119: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

118

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 613

SÜRÜCÜ EĞİTİMİNE NEREDEN BAŞLAMALIYIZ?

Süleyman SERT, M.T. S.K BİRLİĞİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI

ÖZET:

Araç kullanma herkesin yapabileceği bir fiildir. İnsanlar yaratılış itibariyle farklı istidatlara sahiptirler. Bu farklılık mesleklerin doğuşuna sebep olduğu gibi aynı minvalde hareket eden-lerin sonuçları ve başarı yüzdeleri işin ehli olup olmadıklarını gösterir. Menfi durumlarda hata veya hataların kaynağı yönünde tedbir alınması gerekirken, müspet durumlar başarıyı artırma yönündeki çalışmalar hızlanır. Şevk ve heyecanı artırır. Pozitif etkisi ile yaşam güzelleşir. İşte sürücü eğitimine bu cihetle bakılmalı ve Hayat Boyu Öğrenme ile sürücüler farklı yaş dönem-leri ve duyarlılıkları sürekli, davranışa dönüşebilecek şekilde eğitilmelidir.

GİRİŞ:

Ülkemizde Sürücü Eğitimleri, 03.02.1987 yılında, 19361 Sayılı Resmi Gazetenin, yayınlanmasına müteakip, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden Yetki alınarak Sürücü Kurslarının açılması ile başlamıştır. Sürücü Eğitiminde çeyrek asrı doldurma arifesindey-iz. Geçen süre içinde, Sürücü Eğitimlerimiz sınav başarısına endeksli olmuştur,

İnsana mahsus olan tecrübe ile Öğrenme ve davranış değişikliği gösterememe de en büyük sorun bilgi eksikliğidir. Yasalarla düzenlenen Cezai yaptırımlar ikincil nedendir. Kural ihlalleri sonucu karşılaştığı durum işin nihai ve çözümün bittiği yerdir.

YÖNTEM VE SONUÇ:

Sürücü Belgesi alan kişilerin, belge almaya yönelirken hangi düşünce ile sürücü belgesi almaya niyetlendikleri bilinmeli. İşi mesleki olarak icra etmek isteyenler (ŞÖFÖR) ile özel aracını kullanacakların eğitim programları farklı olmalı ve Şoförlük yapacakların eğitim programlarında Sosyal Sorumluluk ve Meslek Bilinci oluşturacak konular yer almalıdır.

Özel araç sürücülerinin ise, yine yaş guruplarına eğitim programları yapılmalıdır.

İnsan yaşadığı sürece, Karayolunu Kullanma eğiliminde olacaktır. Her şey değişip yinelendiği gibi, Sürücü de değişimden nasibini alacaktır. Sürücünün sorumluluğunu duyarlılığını ve istidadını artıracak, bilgi akışı sağlanmalıdır. Hayat Boyu Öğrenme ihtiyacı ile eğitimler Davranış değişikliği gösterene kadar verilmelidir.

Page 120: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

119

3. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTAPÇIĞI

Bildiri No: 614

TRAFİK KAZALARINI ÖNLEYİCİ ELEKTRONİK SİSTEMLER

İlker ŞAFAK, OTARGE OTOMOTİV GÜVENLİK YAZILIMLARI

Araçlar günlük hayatımızın olmazsa olmazları arasına girmiş ve ülkemizdeki araç sayısı son yıllarda oldukça yaygınlaşmaya başlamıştır.

Günlük yaşantımızın önemli bir parçası olan araçlarda sürücü ve yayaların güvenliğinin sağlaması açısından araçlarda mevcut sinyalizasyon sistemleri bulunmaktadır. Fakat araç siny-alizasyon sistemlerinde hala bazı eksiklikler vardır. Bu eksiklikler saptanarak otomotiv üreti-cilerinin AR-GE Departmanlarında sürekli yenilenmekte ve geliştirilmektedir.

OTARGE Otomotiv Güvenlik Sistemleri olarak üzerinde çalıştığımız AR-GE projesi mev-cut sinyalizasyon sistemlerinde bulunan eksiklikler üzerinedir. AR-GE çalışmalarımızın sonucu olarak yapmış olduğumuz elektronik kart, dünya üzerinde arkadan çarpma ile oluşan trafik kazalarının önlenmesinde önemli rol alacaktır.

Üretmiş olduğumuz elektronik kart; Ege Üniversitesi tarafından test edilmiştir. Türkiye Patent Enstitüsü tarafından dünya çapında uygulanabilirliği araştırılıp patentlendirilmiştir. Pro-jemiz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenmektedir.(TGSD-2011) Tubitak tarafından patent desteği ile desteklenen projemizin yurtdışı araştırma raporu TPE tarafından yapılarak temiz çıkmıştır.

Kurulan AR-GE ekibi ile projenin tüm testleri yapılıp sonuç raporu tamamlanmıştır.

Hedefimiz; Türkiye’ de ve dünyada meydana gelen trafik kazalarının arkadan çarpma ile ölümlü ve yaralanma ile sonuçlanmasının önüne geçebilmek ve tamamen yerli üretim ile dünyadaki tüm otomobillerde bu sistemin çalışır haline erişebilmektir.

Anahtar Kelimeler: Araçların Sinyalizasyon Sistemleri, Arkadan Çarpma, Trafik Kazaları

Page 121: 3.Karayolu Güvenliği Sempozyumu bildiri_ozetleri

İŞBİRLİĞİ YAPAN KURUMLAR

T.C.ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VEHABERLEŞME BAKANLIĞI