tuncelİlİnİn afet tehlİke ve rİsklerİ · 1 yrd.doç.dr.,f.Ü.,fen-edebiyat fakültesi, ......

18
TMMOB AFET SEMPOZYUMU 213 TUNCELİ İLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ İlknur Öner 1 SUMMARY This study focuses on risks which Tunceli province have been facing through historical process. Evaluations will be based on gathered secondary data. Study consists of three sections. The First section, strucunizes general definition of risks with examples from the literature from world and Turkey. The second section, emphasizes on discussion through the summary of disaster experiences of the Tunceli province with its linked districts in historical process. The evaluation will be focusing on possible transition of natural events to disaster and their linked risks in Tunceli province and through its neighbouring settlements. This study, will be indicating the possibility of usage of the the present background accumulations of a province in disaster process. And, possibility of them to be able to create risk at the same time will be indicated with examples. Conculusion will be focusing on diversity of the risks in disaster processes and recommendations ÖZET Bu çalışma, Tunceli ilinin tarihsel süreç içinde karşı karşıya kaldığı afet riskleri üzerine odaklanmaktadır. Değerlendirmeler toplanan ikincil veriler üzerine temellenmektedir. Metin, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, afet risklerinin genel anlamda, Dünya’da ve Türkiye’de nasıl tanımlanıp yansıtıldığı kaynaklara dayalı olarak örneklerle tartışılmaktadır. İkinci bölümde ise, Tunceli ilinin ilçeleriyle beraber bugüne kadar karşılaştığı afet örnekleri tarihsel süreç içinde incelenerek özetlenmeye çalışılmaktadır. Tunceli ilinin ve diğer komşularıyla olan ilişkileri çerçevesinde karşı karşıya kalabileceği doğa olaylarının afete dönüşme riskleri tartışılmaktadır. Burada il’de mevcut birikimlerin afet sürecinde farklı yönlere kaydırılarak kullanılabileceği, kimi zaman risk oluşturabileceği örneklenecektir. Sonuç kısmında ise, risk konusunun afet sürecinde çok yönlülüğü vurgulanarak, önerilere yer verilecektir. 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,Elazığ

Upload: others

Post on 23-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 213

TUNCELİ İLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ

İlknur Öner1

SUMMARY

This study focuses on risks which Tunceli province have been facing through historical process. Evaluations will be based on gathered secondary data. Study consists of three sections.

The First section, strucunizes general definition of risks with examples from the literature from world and Turkey.

The second section, emphasizes on discussion through the summary of disaster experiences of the Tunceli province with its linked districts in historical process. The evaluation will be focusing on possible transition of natural events to disaster and their linked risks in Tunceli province and through its neighbouring settlements. This study, will be indicating the possibility of usage of the the present background accumulations of a province in disaster process. And, possibility of them to be able to create risk at the same time will be indicated with examples.

Conculusion will be focusing on diversity of the risks in disaster processes and recommendations

ÖZET

Bu çalışma, Tunceli ilinin tarihsel süreç içinde karşı karşıya kaldığı afet riskleri üzerine odaklanmaktadır. Değerlendirmeler toplanan ikincil veriler üzerine temellenmektedir. Metin, üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde, afet risklerinin genel anlamda, Dünya’da ve Türkiye’de nasıl tanımlanıp yansıtıldığı kaynaklara dayalı olarak örneklerle tartışılmaktadır.

İkinci bölümde ise, Tunceli ilinin ilçeleriyle beraber bugüne kadar karşılaştığı afet örnekleri tarihsel süreç içinde incelenerek özetlenmeye çalışılmaktadır. Tunceli ilinin ve diğer komşularıyla olan ilişkileri çerçevesinde karşı karşıya kalabileceği doğa olaylarının afete dönüşme riskleri tartışılmaktadır. Burada il’de mevcut birikimlerin afet sürecinde farklı yönlere kaydırılarak kullanılabileceği, kimi zaman risk oluşturabileceği örneklenecektir.

Sonuç kısmında ise, risk konusunun afet sürecinde çok yönlülüğü vurgulanarak, önerilere yer verilecektir.

1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,Elazığ

Page 2: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 214

1.GİRİŞ Bu çalışma, Tunceli ilinde yapılması planlanan, afet konulu alan araştırmasının

sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde, materyal taramasında duyulan veri eksikliklerinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Bu sebeple, ilin afet tehlike ve riskleri yaşanmış afet kayıtlarının incelenmesinden takip edilmeye çalışılmaktadır.

Kentler, afetler ve risk konularının, mevcut olan yabancı yayınlarda yoğun olarak yer almakla birlikte son yıllarda, Türkiye’deki araştırmalarda da belirmeye başladığı görülmektedir. Bireysel ve örnek olay incelemelerine yoğunlaşmalar, yerini; genelde ilişkiler, konular arası geçişler, sosyal dokuda, yapıda işleyen süreçler ve onların dönüşümleri odağına bırakmak durumunda gibidir. Bu tür örnekleri IJMED, Disasters gibi afet konusu odaklı dergilerden takip etmek mümkündür. 1999 depreminden sonra Türkiye’de konuya ilişkin benzer, olumlu değişimler olduğundan söz edilebilir. Afet veri tabanı bulunmayan, afet konusuyla ilgili ilişkiler ağının ve kurumsallaşmanın oluşum sürecinde, düşünsel vakumun aktifliğinin ve odağının çeşitlenmesinin önemi yadsınamaz. Düşünsel vakum ve çalışmalar, Bourdieu, Foucault ve Habermas’ın farklı şekillerde değişik aşamalarda sorguladıkları, güce kim sahip, kim kullanıyor, nasıl, hangi alanlarda, ne ölçüde kullanılıyor, meşru mu ? Gibi sorularıyla bağlantılı olarak farklı yansıyabilmektedir [1,2,3,4,5]. Bu yansımalar Bauman’ın ve Bourdieu’nun kavramlarıyla ifade edildiğinde, “dar” veya “geniş” “alanlarda” söz konusu olabilmektedir[6,1].

Afet risk ve tehlikeleri konusuna, yazılı malzemelerden hareketle, risk analiz ve araştırmalarında ilk ifade edilen sigortacılık manasından [7] geniş bakış açısıyla çok yönlü yansımalar olabileceği düşüncesiyle yaklaşılmaktadır. Uygulamalı sosyoloji bakış açısından Tunceli ili’ne odaklanılarak konu, daha çok, ikincil veri örnekleri içerik incelemesiyle dönemlere ayrılarak değil, genel olarak tartışılmaya çalışılacaktır.

Tunceli İli’ni ve risk konusunun seçilme sebepleri şöyle özetlenebilir: 1.Farklı afet tanım ve sınıflama tartışmaları bulunmaktadır. Kimi araştırmacılar,

afetin kapsamında deprem terör, salgın hastalıklar, sel vb faktörleri sıralarken; kimileri bunların bir kısmına karşı çıkmakta, doğal ve doğal olmayan afetler gibi sınıflamalar da yapılmaktadır. Bunlardan hareketle tarihsel sürecinde, sosyal dokusunda, doğal ve doğal olmayan afetlerin ikisinin de başlatıcı sebeplerini, ilgili süreçlerinin izlerini taşıyan bir il olduğu için [8,9,10,11,12,13,14],

2.Afet konusunun sosyal yapıdaki diğer süreçlerle beraber, onlarla ilişki, etkileşimleriyle ve ilişki düzey farklılıklarıyla irdelenmesine dikkat çekilmesi gerektiği düşünülmüştür. Afet konusundaki organizasyonlardaki kurumsallaşma ve yeniden yapılanmada zamana karşı yarışın söz konusu olduğu bir konuda, düşünce vakumunda gereken katkı kısmen de olsa sağlanmaya çalışılmaktadır [8,9,10,11,12,13,14],

3.Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ana fay zonları ve Malatya-Ovacık fayları arasında, Komşusu Elazığ İli ile beraber, depremselliği açısından önemli bir alanın ortasında bir il olduğundan. İlin kapladığı alanda yaşananlardan veya komşularından dolayı afetlerin etkilerini yaşamak, taşımak, destek olmak zorunda olduğu için gücünün, dokusunun, hassasiyetlerinin çok yönlü araştırılması gerektiği için [9,13],

4.Bu ile ait genel yayımlanmış çalışmaların sayıca sınırlılığı, 5.İlin gelişiminin, içeriden ve dışarıdan gözlemci olarak yıllardır takip

edilebildiğinden,

Page 3: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 215

6.Risk konusunda yapılan çalışmalarda gereken çeşitliliğin henüz sağlanamadığı, yerleşim yeri incelemelerinde halen ağırlıklı olarak hissedilen bir yerleşim birimi (Kent), bölge (Marmara) ve konu (yapısal, fiziksel) yanlılığının aşılması gerektiği için [9,11].

7.Yanlı da olsa daha önce incelenmiş konuları çevreleyen, dokuya gömülü sosyal süreçlerin görünmezliğini kısmen de olsa görünür kılabilmek ve afet süreçlerine yönelik öneriler geliştirebilme çabasıyla çalışma bu şekilde sınırlanmıştır.

2.RİSK Afetler konusu ile bağlantılı birçok çalışmada risk’le ilgili farklı yaklaşım ve

çalışmalar bulunmaktadır. Bunların birkaçı şöyle örneklenebilir: Endüstri toplumundan risk toplumuna geçiş [15] Tehlike ve risk arasındaki fark; dışsal risk ile imal edilmiş risk arasındaki farklar [7], bireylerin veya grupların bağlı olduğu değerlere göre risk tanımının değişebileceği [16], riskin farklı yönlerinin olabileceği[17] ifade edilmiştir.

Kentsel ve risk odaklı afet çalışma örneklerinden bahsedilebilir. Kalaycıoğlu ve arkadaşlarının, Eskişehir’de 1500 hane üzerinde afet risklerini, sosyal incinebilirlik unsurlarını çalışmaları önemlidir[18]. Eskişehir çalışması, 2000 yılından beri afet konulu önerilerin uygulamaya dönüştüğü, disiplinler arası bir çalışmaya ve afet süreciyle ilgili uygulamalara daha yatkın bir biçimde haritalarla görünür şekilde örneklediği için de önemlidir [19,20].

Barka ve Er, afet yönetimi açısından riski, bir tehlikenin gerçekleşmesiyle bağlantılı olarak ortaya çıkabilecek kayıplar olarak tanımlarlar. Onlara göre risk unsurları ise, İstanbul’u irdeledikleri için olsa gerek, kentsel alanlardaki nüfus yapısı, yapı stoku, altyapı, önemli ve kritik tesisler ve sosyo-ekonomik aktivitelerdir[21].

Bu çalışmada, bir risk tanımıyla başlangıç yapmak yerine, edindiğimiz deneyimlerden hareketle bir ilin afet risklerinin neler olabileceğinin sorgulanması gerektiği yaklaşımı benimsenmiştir. Çünkü afeti afet yapan, süreçte etkin olan unsurların, birbirine karşı aldığı pozisyonlardaki risklere karşı kullanılan stratejiler, uygulamaları ve bunlara alınan cevaplardır. Riske girebilecek unsurların yapılanmış çevre birimleri, toplumsal organizasyonlar, ilişkiler, bireyler, gruplar, topluluk ve devletler olabilir [11]. Değişik örneklerle, Tunceli ilinin afet tehlike ve riskleri’nin neler olabileceğinin teorik değil ama, uygulamadan izlencesel olarak, çerçevesinin kısmi tanımına ulaşılmaya çalışılacaktır. Teorik risk tanımı, belki incelenen ile ait veri analizi ve karşılaştırmalar tamamlandıktan sonra, daha sağlıklı olarak bir başka çalışmada yapılabilecektir.

Afet konusunda kentlerin gündeme gelişinde uluslararası organizasyonların rolü yadsınamaz. Hong Kong Deklarasyonu, Radius Girişimi (İzmir yer almış), Avrupa Birliğinin 2007 programındaki güvenlik başlığındaki düzenlemeler, Sürdürülebilir Sağlıklı Kentler Girişimi (WHO) ve çalışmalar, bu tür girişimlerin sonuçlarıdır [22,23,24,25].

N.Karancı ve B.Akşit’in Bursa, Bingöl örnekleriyle [26]., M. Ecevit ve A. Kasapoğlu’nun Marmara Bölgesinden [27], S. Kalaycıoğlu ve arkadaşlarının ise Eskişehir’den [18], afetlerin sosyal boyutlarına farklı illerden örneklerle dikkat çekmeye çalıştıkları görülmektedir. Mitchell’e göre, çalışmaların odağı son dönemde kentlere kaymıştır. Ancak, kentlerle ilgili bilgiler gri kaynaklar olarak adlandırılabilecek ve

Page 4: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 216

potansiyel kullanıcılara kapalı kaynaklar olduğundan, verilere ulaşılmasında ve çalışılmasında güçlükler mevcuttur [28].

Kurumsallaşmış kapsamlı bir afet organizasyon ağı ve çok yönlü verilerin toplandığı bir merkez olmadığı da düşünülünce, geçici tedbirlerle yapılan uygulamalar yetersiz kalabilmektedir. Deprem Şurasının 2004’te toplanması ve faaliyetleri, diğer deprem, Afet kavramlarını içinde taşıyan merkezlerin bireysel çabaları dikkat çekicidir. Sınırlı sayı ve nitelikteki çalışmalara rağmen, karar vericilerin aldığı, kurumları açma ve kapama gibi bazı kararlara rastlanmaktadır. Bu tür kararların bazıları, ilişki ve ilgili politikalarda kurumsallaşma olmadığından, farklı faktörlerin etkisiyle süreçte tahakküm girişimlerine dönüşebilmektedir (Ulusal Deprem Konseyinin 2000-2007 kapatılması gibi) [29,30]. Oysaki UDK, kısmen 2004 Şurasına da yansıyan farklı yaklaşımı ile depremle ilgili araştırma alanlarını 2005 de şöyle sınıflamaktadır: Yer bilimleri alanı; inşaat bilimleri alanı ve sosyal bilimler alanı. Sosyal bilimler alanında tanımlanan 7 madde bulunmaktadır: Özellikle 7. maddedeki tespitler ve önceki maddelerde incelenmesi öngörülen konuların araştırma çerçevelerinin oluşturulmasının gerekli ilişkisi dikkate değerdir. Bu 7 madde şunlardır:

1-Zarar azaltma ve hazırlıklı olmak için psiko-sosyal kaynaklar araştırması, 2-Toplumda zarar azaltma ve hazırlıklı olma davranışları araştırmaları, 3-Eğitim programları tasarımı: Yerel yöneticiler, afet çalışanları, yetişkin ve çocuk

eğitimi ve medya, 4-Afet yönetim süreci: Mevcut sistem modelinin değerlendirilmesi ve iyileştirilme

yöntemleri araştırmaları, 5-Depremlerin yol açtığı ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıpları belirleme

yöntemleri araştırmaları, 6-Deprem zararlarının azaltılmasında maliyet-yarar analizleri ve ekonomik yarar

araştırmaları, 7-Kentsel risklerin tespiti ve azaltılması, [31]. Bahsedilen kentsel riskler, senaryolar ve uygulama planlama araştırmaları şöyle

tanımlanmaktadır “Karmaşık mekansal ve toplumsal sistemler oluşturan kentlerin, yerbilimsel veriler, fiziki varlıklar ve sosyal özelliklerinin ve bunlar arasındaki etkileşimli ilişkilerin yarattığı risk türlerinin ve risk düzeylerinin belirlenmesi, çok disiplinli araştırmalar gerektiren bir alandır. Türkiye’de yerleşim yerlerinin gerek yer seçimi, gerekse fiziki biçimlenme ve yapılaşma açılarından incelenmesi ve oluşmuş mevcut risklerin azaltılması konusunda yöntem geliştirme ve uygulama araştırmaları” olarak tanımlanmakta ve 21 maddeye yer verilmektedir [31].

Sayıştay Başkanlığının “İstanbul Depreme Nasıl Hazırlanıyor” adlı raporu, organizasyon, hizmetsel, personel ve idari yönlerden söz konusu olabilecek riskleri gündeme alan bakış açısını iki soru başlığıyla İstanbul’la örnekleyerek özetlemektedir. İstanbul’u depreme hazırlamakla görevli örgütsel yapı ihtiyaçları karşılamaya elverişli mi? İmar planları, imar uygulamaları, yapı denetimi ve binaların güçlendirilmesi çalışmaları deprem zararlarını azaltacak şekilde yürütülüyor mu? [32].

İl ve kent odaklı afet süreç çalışma örnekleri arasında sayılabilecek çalışmaların işlenişinde farklılıklar göze çarpmaktadır. Özellikle, 13 Mart 1992 Erzincan Depremini; deprem öncesi, deprem olayı ve sonrası diye bir süreç olarak işleyen ancak depremden sonra yayımlanan Erzincan Valiliğinin ve Bayındırlık İskan Bakanlığının benzer yaklaşımla yayımladığı kitapları, depremden sonra yayımlanmış olsalar da konuyu çok yönlü, süreç olarak irdelediklerinden önemlidirler. [33,34]. Bayındırlık ve İskan

Page 5: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 217

Bakanlığının 1999 depremi ile ilgili İzmit Körfezi, Düzce depremleri raporları yine doğa bilimlerine yanlılıklarıyla ön planda yer almaktadırlar [35,36]. Ancak konunun diğer bilim dallarındaki çalışmaları da ayrı çalışmalar olarak ortaya çıkmaya başlamış ve bir dönüm noktası olmuştur.

Bölgeleri farklı derecelerde deprem tehlikesiyle yüz yüze olan Sivas ili, yerel yöneticilerinin duyarlılığıyla, Tunceli ili ile Kuzey Anadolu Fayı ve bu faya yakın olan Ovacık Fayı bağlantısı sebebiyle deprem konusunu, ilin hazırlık programları ve değerlendirmeleri arasına almış illerdendir. [37].

Zaman içinde, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesince yayımlanan Deprem Araştırma Bülteninin doğa bilimleri yönündeki araştırma yanlılığı hazırlanan projelerle kırılmaya başlanmıştır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Valilik, Karabük Belediyesi ve Bayındırlık il müdürlüğünce organize edilen “Karabük İlinin afet tehlikesi ve riskinin belirlenmesi” konulu toplantı yapılmıştır. Karabük İlinin afet Tehlikesi ve Riskinin Belirlenmesi Projesi, 1999 depremlerinin yarattığı can ve mal kaybından dolayı kentsel odağında ve afet çalışmalarına duyulan gereksinimden dolayı başlatıldığından söz edilmektedir. Proje Kastamonu, Karabük, Bartın ve Zonguldak illerini kapsamaktadır. Bu kapsam, havza türü çalışmalara yönelimin olduğunu düşündürmektedir. Projenin tanımlanan hedefi: “afet tehlike ve risk durumlarının belirlenmesinin, afet acil yardım planlarına esas olacak bilgilerin hazırlanması ve bölgesel çevre düzeni planlarının hazırlanması için plancılara gerekli olabilecek afetle ilgili bilgilerin düzenlenmesi, karar verici ve uygulayıcı mekanizmaya doğru, hızlı, güvenilir ve güncel sonuçları aktarmak, pratik uygulamayı sağlamak” şeklinde ifade edilmektedir. Afet Tehlike ve Risk Değerlendirme Grubu adlı bir çalışma grubunun bakanlık içinde mevcudiyeti ve projeden sorumlu olması önemli bir adımdır. 2004’te başlayıp 2 yıl süren proje, ile ait bir deprem senaryosu üzerine kurgulanmıştır. Sonuç olarak, heyelan duyarlılık haritasının, 4 yerleşim bölgesi için kaya düşmesi potansiyel haritası hazırlandığı; ilin jeolojisi, tektoniği, depremselliği, heyelan duyarlılığı, kaya düşmesi potansiyeli, jeofizik çalışmaları, taşkın, afet yönetim ve proje sonuçları ile binaların depreme dayanıklılığı konularında bilgiler sunulduğu görülmektedir. Sonuçlar, fiziksel unsurlar yönünde yanlılık taşısa da, idarecilerin konuşmalarında izlenen risk yönetimi, afet yönetimini, hazırlıklı toplum vurguları ve farkındalıklar, ileride riskler açısından daha geniş yelpazeli çalışmalar yapılabileceğine işaret eder görünmektedir. [38,39,40]. Karabük örneği, yerel birim ile merkezi teşkilat arasındaki ilişkilerin, bilgi akışının çift yönlülüğüne ve bu akış doğru olduğunda ortaya çıkması engellenebilecek afet risklerine, afete dirençli toplum oluşum sürecine kısmen işaret etmektedir .

MERM (Deprem Riskini Azaltmak İçin Mikro-bölgeleme) projesi sonucunda belediyelere “Mikro-bölgeleme El Kitabı”nın hazırlanarak dağıtılmış [41]. Yapılan Mikro-bölgeleme çalışmaları mevcut verilerden değerlendirildiğinde halen 1960’lardaki sismik odak veya yapı bağlantılı konuların dışına açılım sağlayamamıştır. Günümüzde çoğunlukla sismik, jeolojik fiziki unsurların özelliklerinin haritalanması üzerinde durulduğu dikkatleri çekmektedir [42]. Sosyal dokuya ait bulgu taramaları tamamlanmadığı ve tamamlananlarında kullanılabilir haritalara dönüştürülememiş olması, afet çalışmalarına başlarken, yeniden detaylı karşılaştırmalar yapılarak bir araştırma hedef başlık ve veri listesine ulaşılmasına veya belli hataların kabul edilerek çalışmalara başlanılmasını gerektirmektedir. Birçok konuda, araştırmaya başlamak için ihtiyaç duyulan temel verilerin eksiklikleri dikkat çekicidir. Her il afet konusunda, Eskişehir, İstanbul kadar bilgi donanımlı görünmemektedir.

Page 6: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 218

3.TUNCELİ’NİN AFET DENEYİMLERİ VE MUHTEMEL AFET RİSKLERİ Tunceli ilinin tüm afet riskleri değil, ulaşılabilen örneklerden kısmi içerik

değerlendirmesi ile mevcut riskleri tanımlanmaya çalışılacaktır. İçerik değerlendirmeleri şu temeller üzerine odaklanmıştır: İlin afet deneyimleri ve muhtemel afet risk-tehlikeleri çoklu yaklaşımla ele alınarak ve tanımlanmaya çalışılmaktadır. Bu yaklaşımla, il yerel yönetim birimleri ve idarecilerinin bilgisinden ve mevcut verilerden faydalanılmıştır. Ankara, Bayındırlık İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünden, Sivil Savunma Genel Müdürlüğünden temin edilen veriler ve ikincil kaynaklar taranmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi’nden, Tunceli ili ve afet konulu belgeler taranmış özellikle TBMM Genel Kurul Tutanakları ve dijital ortama aktarılmış gazete haberleri incelenmiştir. Ulaşılabilen tüm kaynaklardan bir alan araştırmasının çerçevesi oluşturulurken gereken alt yapı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada, eldeki verilerin kısıtlı zamanda incelenebilen verilerin kısmi özet bulguları yer almaktadır. Bu kısıtlı çalışmada, özellikle Tunceli yerel birimlerinin güncel bulgularına pek fazla yer verilememektedir. Verilerin farklı kaynaklardan toplanmasının gerekçesi, sosyal dokuya gömülü farklı risk unsurlarını mevcut kayıtlardan açığa çıkarabilmektir. Bir diğer yön ise, yerel ve merkezi kurumlar arasındaki bilgi akış ve dönüşünü görerek, eldeki veri ve bulguların eşgüdüm ve koordinasyonla çalışma esnasında ne kadarına ulaşılabileceğini görme çabasıdır. Afet konusunun yansıyan, farklı yönlerinden risk tanımlarının farklılaşabileceğini ve bu tanımlardan yola çıkılarak elde edilen bulguların koordinasyon ve eş güdümüyle ancak risk ve incinebilirliğe bakış çerçevesinin tamamlanabileceği vurgulanmaya çalışılmaktadır. Bir diğer deyişle daha önce bahsedildiği üzere, Bourdieu ve Bauman’ın kavramlarıyla afet ‘alanlarına’ bakışın ‘dar’ veya ‘genişliği’ bu veri eksiklikleri şartlarında çalışmalarımıza yaklaşımlarımızda saklı görünmektedir. Farklı kaynaklardan bu çalışma için elde edilen bulguların bir kısmı aşağıdaki gibi özetlenebilir:

3.1. TBMM Genel Kurul Tutanakları ve Tunceli

TBMM Tutanak Bilgi Bankası verileri tarandığında, 1984-2007 tarihleri arasında,

‘Tunceli’ isminin geçtiği 127 adet kayda rastlanmıştır. İlgili kayıtları tablo 1 deki alt gruplarda sınıflamak mümkün görünmektedir. Tablodaki veriler incelendiğinde, deprem, yangın gibi afet doğal sebeplerin azınlıkta kaldığı; terör, güvenlik olayları, gibi insan kaynaklı afet sebeplerinin öncelikli olduğu görülmektedir. Bunlarla beraber, kamu hizmetlilerin ve onlara yönelik uygulamaların da sosyal dokuda yarattığı hassasiyetlerin, ulaşım, gibi insan kaynaklı durumların kendi başlarına veya doğal afet zamanlarında başka afet türlerini tetikleme veya onlara dönüşme riski taşıyabilecekleri ve araştırılması gereken konular olduklarına işaret etmektedir. Bu konuya ilişkin farklı örnekler IJMED, Disasters gibi yabancı dergilerde ve Toplum ve Hekim, Cogito gibi ulusal dergilerde, değişik meslek odalarının sitelerinde yer almaktadır. Tablo 1’de doğa kaynaklı afet kayıt sayısı az görünmektedir. Ancak ilin sadece Tunceli ilindeki depremlerden dolayı değil Erzincan, Bingöl gibi komşu iller ve Gümüşhane, Hakkari gibi uzak illerle beraber konu olarak kayıtlara, kanun teklif ve tasarıları olarak yansıdığı görülmektedir.

Page 7: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 219

Tablo 1: Tunceli İle ilgili TBMM Genel Kurul Tutanak Kayıtlarının Konularına Göre Dağılımı (1984-2007)

Konu Sayı Olağan Üstü Hal Tarih Uzatımı ve ilgili Konular 52 İlde Hizmet Veren Personel ve İlgili Uygulamaları 18 Eğitim ve Öğretmenlere Yönelik Uygulamalar 6 Güvenlik Olayları 9 Ulaşım 4 Tunceli’nin Genel Sorunları 9 İhale 3 Bakanlar Kurulu ve ilgili İşlemler 3 Diğerleri 3 Deprem + Yerel Sorunlar 7 Deprem+Yangın 1 Yangın 1 Yangın (Yakılma İddiaları) 5 Uzun Kış Şartları+ Mahsul Zararları+ Yardım 1 Toplam 127

Kaynak: [43].

3.2. Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı (BİB) Etüt Raporları Afet Bilgi Envanterleri projesi çerçevesinde kaydı yapılan BİB Etüt Raporlarından

Tunceli’ne ilişkin kaydedilmiş 800 veri irdelendiğinde çok detaylı bulgular mevcuttur [44]. Kayıtların % 80 inin tamamlandığı ve kesin olmadığı göz önünde bulundurularak veriler, il bazında geçmişte yaşanmış afet olayları tarihleri dikkate alınarak tarandığında şekil 1 de olduğu gibi özetlenebilir.

Şekil 1:BİB Etüt Raporlarından 2007 Kasımına Kadar Kaydedilmiş Verilere Göre Tunceli İli Afet Olaylarının Dağılımı (1950-2007)

Şekil 1 Tunceli ilindeki afet etütleri kayıtlarının yerleşimlerde anılma sayıları

tarihlere göre ayıklanınca heyelan ve deprem ağırlıklı görülmektedir. Çığ, kaya düşmesi, su baskınları da karşılaşılan afet türleridir. Özellikle, ikili üçlü afet türlerinin beraber ifade edilmiş olması, afetlerin Tunceli ilinde birbirine dönüşebildiği veya

TUNCELİ

Deprem 123 (66 tarihsiz)

Heyelan 189 (2 kayıt tarihsiz)

Kaya Düşmesi 39

Su Baskını 21

5 farklı afet türünün ikili, üçlü grupları 60

Afet Türü yazılmamış 12

farklı tarih

Çığ 55 (1 tarihsiz)

Page 8: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 220

beraber meydana gelebildiklerine işaret etmektedir. Kayıtlardaki eksiklikler verilerde insan hatalarına da işaret etmektedir. Ancak, risk konusunun mevcut kayıtlardan, sadece afet olayının meydana geldiği tarih ve tekrar sayısıyla değil, aynı zamanda, verdiği zarar ölçüsüyle de değerlendirilebileceği bunun ise başka bir çalışmada değerlendirileceği unutulmamalıdır.

3.3. Tunceli İlinin Afet Risk Örnekleri

Bir başlangıç olarak yukarıda bahsedilen afet sebeplerinin örnek detaylarına

girildiğinde takip eden şu örnek bulgulara rastlanmaktadır:

Ulaşım-Çığ Tünelleri ve Feribotlar Tunceli’nin ilçelerinin il merkezine uzaklıkları şöyledir: Çemişgezek 120 Km,

Pülümür 67, Ovacık 60 Km, Hozat 51, Pertek 50, Nazımiye 35 Km ve Mazgirt 31 Km’dir [45]. Bu ilçelerden Çemişgezek ve Pertek’te ulaşımın bir kısmı feribotla sağlanmaktadır [46,47]. Özellikle 1968 yılında yapılan Pülümür yolu üzerinde 26 çığ tünelinin varlığı dikkat çekicidir. Ulaşımın ve en kısa zamanda ulaşılabilirliğin önemi 1999 depremleriyle gündemimize gelmişti. Ulaşımda söz konusu olabilecek aksaklıklar, mesafeler, hizmetler düşünüldüğünde, doğal bir afetin yaratacağı etki ve risklerin boyutlarını, etki alanını etkileyerek sosyal bir afete de dönüştürebilecek yapıdadır. Bu açıdan, 05.04.2005 yılında Karayolları Genel Müdürlüğünden gelen bir heyetin Pertek köprüsünün yapımı konusunu düşündürmesi önemli bir adımdır [48]. Tunceli’nin eski Valisi Akyüz, döneminde ulaşımla ilgili problemlere dikkat çekmektedir [49]. Çevre illerle yaşanabilecek ulaşım problemleri bir risk unsuru yaratabilmektedir. 2003’de Gemi Mühendisleri Odası tarafından GAP için hazırlanan bir rapor için, yöredeki feribotlar gezilmiş. Baskil Kaymakamlığının, 29.08.2002 tarihinde Karakaya baraj gölünde alabora olarak 11 kişinin ölümü, 2 kişinin de kaybıyla sonuçlanan bir kazada kullanılan feribot; Pertek ve Çemişgezek feribotları da incelenmiş. Bu bir meslek odasının, yapabileceği ek risk tespit kontrollerine fonksiyon örneğini ortaya koymaktadır. Genel sonuç bulguları: Teknik yetersizliklerin yanı sıra projelerde, evraklarda, idari eksiklikler bulunduğu, yük ve yolcu taşımacılığının emniyetsiz, sağlıksız ve ilkel ortamda yapıldığı ve araştırılması gerektiğidir [50]. Bu ulaşım örneği, kısmi riskleri artıran insan faktörünün önemine de dikkatleri çekmektedir.

Hozat

Çığ, deprem, heyelan, sel, kaya düşmesi, terör afetleri ildeki yerleşim birimlerinin çoğunda söz konusudur. İl geneline ait karşılaştırmalı bilgi analizi tamamlanmadığı için kısmi örnekler verilecektir. Hozat’ta 1987-88 yılında yapılan 24, 2005-2007 de yapımı devam eden 28 afet konutunun köylere düşen çığ sebebiyle yapıldığı alanda tespit edilmiştir. 1970’lerin sonlarında yaşanan, katılımlı gözlemle izlenen, ancak kaydına ulaşılamayan ciddi bir sel felaketinin yaşandığı, selin toprak ve kaya kütlesinin yoğunluğuyla, sudan çok debris taşıyarak konutları imha ettiği bilinmektedir. İlçenin hazırlanan Afet Acil Planında böyle bir riske yer verilip verilmediği konusu takip edilmeye çalışılmış ancak alanda kayıtlardaki veri eksikliğinden detayı incelenememiştir. 2007 yılı içinde o büyüklükte olmasa da bir sel felaketinin yaşandığı ve çarşı kesiminin etkilendiği bilinmektedir [51]. Sivil savunma dergileri, en eski dergilerden olduğu için, tüm sayıları taranmasına rağmen, Hozat’la ilgili böyle bir

Page 9: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 221

bilgiye rastlanamamıştır. Tunceli’yle ilgili rastlanabilen bilgiler: Sivil Savunma Grubu olarak Diyarbakır’a bağlı olduğu, çığ düşme haberleriyle nadiren gündeme geldiği ve Sivil Savunma kutlamaları yapıldığı, Sivil Savunma Tatbikatlarına katılımının olduğudur [52]. Ancak BİB’in Tunceli-Hozat’a ait envanter etütlerinde ve yerel birimlerinde konuya ilişkin kayıtlar bulunmaktadır[44].

Deprem

Bölgenin depremselliğini özellikle Ovacık fayı ve Erzincan havzasına yoğunlaşarak vurgulayan Barka ve grubunun çalışmaları Tunceli ili bölge ve ülke geneli için önemlidir. Özellikle şekil 1 deki veriler düşünülürse, heyelan riski öncelikli görünen afet çerçevesinde bu kez, fay zonlarıyla ilişkiler açısından, bakış açısı değişince önceliği deprem afet riski almak ister gibi görünmektedir. Bu tür çalışmaların devamına önemle ihtiyaç olduğunu tablo 2’deki sınırlı sayıda özetlenen veriler desteklemektedir.

Tablo 2:Tunceli İlinin Tarihte, Bölgede Yaşanan Depremlere Göre Depremsellik Risk

Alan Bağlantıları

Deprem Tarihleri Deprem Yeri 04/12/1905** Malatya 28/09/1908** Malatya 15/12/1934* Çapakçur-Bingöl 26/12/1939* Erzincan 12/11/1941* Erzincan 31/05/1946** Varto Hınıs 17/08/1949** Kiğı 04/02/1950* Kığı-Bingöl 07/07/1957* Büyüksu-Kığı-Bingöl 19/08/1966** Varto 26/07/1967** Kiğı-Pülümür 24/09/1968* Kığı-Karakoçan 22/05/1971* Bingöl 05/05/1986** Sürgü 13/03/1992 *,** Erzincan 15/03/1992* Pülümür-Tunceli 05/12/1995* Kığı-Tunceli 27/01/2003*,** Pülümür-Tunceli 01/05/2003*** Bingöl 11/08/2004*** Sivrice-Elazığ 12-14/03/2005*** Karlıova-Bingöl 06/08/2005*** Karlıova-Bingöl 26/01/2007*** Karakoçan-Elazığ 09/02/2007*** Sivrice-Elazığ 21/02/2007*** Sivrice Elazığ

Kaynak:*[53], **[54], ***[55] Tablo verilerinden de anlaşıldığı üzere, Tunceli ili, çevresindeki iki ana fay

kolundan ve ara faylardan dolayı, zaman içinde, ilçeleri veya komşu illerde yaşanan önemli depremler dolaysıyla deprem riski yüksek illerden birisi konumundadır. Depremi ilinde yaşayan veya depremi yaşayanlara (Bingöl, Erzincan, Elazığ, Malatya

Page 10: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 222

vb) en erken ulaşılabilecek illerden olduğu için, il olarak verdiği hizmetler açısından her yönüyle güçlü ve hazırlıklı olmak durumundadır.

1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi Ön Raporunda, depremin eş şiddet haritasında, aynı depremi Nazimiye’nin VII’lik ve Pülümür’ün de VI’lık halkanın içinde hissettiğinin, Bingöl ve civarının depremsellik açısından oldukça aktif oluşu ve özellikle son yüzyılda Erzincan, Tunceli ve Bingöl kaynaklı depremlerin bölgede önemli etkileri, bu gücün gerekliliğini bir kez daha vurgulamaktadır [53].

Pülümür depremi Erdik ve arkadaşları tarafından 27 ocak 2003 depremi tanımlanırken, fay zonlarının pozisyonlarından kaynaklanan ve deprem üreten, dünyaca tanınan bir üçlü kesişme noktasından ve bu noktada olan ve olabilecek depremlerden bahsedilmektedir. Ancak, önemli bir başka vurgu ise, il dışında komşu ildeki, 1967 Kiğı depreminin Pülümür ve Kiğı’da hasar oluşturarak yaklaşık 100 kişinin ölümüne sebep olması gösterilmektedir. Barkanın 1992 de bahsettiği, 1939 Erzincan ve 1949 Kiğı depremleri kırıkları arasındaki sismik boşluk konusu ise güncel ve her yönüyle dikkate alınması gereken çok önemli bir bulgudur [54].

Erdik ve arkadaşları Pülümür depremindeki hasarlar coğrafi detayları, ile mesafelerden, yerleşim şekli ve nüfus yoğunluğundan söz edilmektedir [54]: İlçeye yakın 10 büyük ve 49 küçük köy bulunduğu; nüfus yoğunluğunun bu bölgede 11 kişi/km2 olduğu, yerleşimlerin küçük ve seyrekliğinden, ilçenin depremin merkez üssüne yaklaşık 11 km mesafede olduğundan bahsettiği görülmektedir. Küçük ve seyrek yerleşim risk açısından hem iyi hem kötü sonuçlar doğurabilir. Canlı yaralanma oranı düşük olabilir, çünkü yerleşimler dağınık ve küçük olunca depremin afetin kırsala denk gelme, az insanı etkileme ihtimali yükselebilmektedir. Bir diğer yandan canlı zarar görme oranı başka unsurlarla birleşirse risk yaratarak yükselebilir ve afete dönüşebilir, çünkü ulaşımın verilebilecek hizmetlerin dağınık yerlere ulaştırılabilme ihtimalleri personel, iklim şartları, zemin koşulları, terör gibi sebeplerle düşmesi mümkündür.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı verilerini baz alarak, Pülümür ilçesinde 645 adet konut ve 70 adet işyerini kapsayan toplam 355 adet bina; ilçeye bağlı köylerde ise, toplam 543 adet bina, 554 adet konut ve 21 adet işyeri bulunduğundan söz edilmektedir. Bu verilerden hareketle hasar dağılımının detaylarına ağır orta hafif ayrımına girilmeden özetlendiğinde şu verilere rastlanmaktadır: 146’sı Pülümür’de, 146’sı ise civar köylerde toplam 292 konutun; 320’si Pülümür’de, 146’sı civar köylerde toplam 466 işyerinin ve 32’si Pülümür’de, 6’sı civar köylerde 38 binanın hasar gördüğünden söz edilmektedir [54]. Bu konuya ilişkin rakamsal veri detaylarına başka çalışmada yer verilecektir.

Radikal gazetesi depremin başka risk boyutlarına dikkat çekmektedir – 10 derecede ısı, kilitlenen telefonlar; Erzincan, Sivas, Bingöl, Muş, Malatya, Bayburt, Gümüşhane, Trabzon, Rize ve Giresun’da hissedilen deprem alanı genişliği. İlk büyük depremin Pülümür’de 26 Temmuz 1967 de 1282 konutun yıkılarak 97 kişinin hayatını kaybettiği vurgulanmaktadır. 15 Mart 1992’de ise 439 bina yıkılırken can kaybının olmadığından, ancak çok sayıda hayvanın telef olduğundan Erzurum, Elazığ ve Erzincan’dan kurtarma ve Kızılay ekiplerinin geldiği, kriz masasının oluşturulduğu 150 çadırın Meydan ve Hiver mahallelerinde kurulduğundan söz edilmektedir. O dönemin belediye başkanının açıklamalarına göre afet konutlarının ve YİBO inşaatının terör korkusu yüzünden yeterince denetlenememesi, Bayındırlık İl Müdürlüğü’nden kontrolörlerin, terörü bahane ederek Pülümür’e gidememesinden inşaatların müteahhitlerin insafına kaldığı vurgulanmaktadır [56].

Page 11: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 223

Deprem Konutları da Hasarlı, Pülümür ilçesi Meydanlar Mahallesinde deprem konutları 1983-1993 yılları arasında yapılarak 48 konut hak sahiplerine teslim edilmiş. Ancak, yaşanan depremlerle konutlar oturulamaz hale gelmiş. Haberde, ilçedeki afet konutlarından köydeki evine dönmek isteyenler, artık afet konutu istemeyenler olduğundan bahsediliyor. Benzer sorunlara, Pülümür Belediye Başkan Vekili, kamu binalarının deprem sonrası şartlarında zor hizmet verildiğine dikkatleri çekmektedir. Mahallelinin devam eden 40 afet konutunun yapımının, inşaat sezonunun ilçede kapandığını belediye Bayındırlık Müdürlüğüne bildirmesine rağmen, inşaatların durdurulmamasından yakınıldığı, haberde yer almaktadır. İşi üstlenen müteahhitlerin soğuk havaya uygun beton kullandıklarından sorun olmayacağını ifade etmiş olmaları de önemlidir [57].

“Doğal Afetlere Karşı Alınacak Önlemler ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi İçin Yapılacak Düzenlemeler” hakkında Yetki Kanununun verdiği yetkiyle, 587 sayılı “Zorunlu Deprem Sigortası Dair Kanun Hükmünde Kararname” 27.12.1999 tarihinde resmi gazetede yürürlüğe girmiştir. DASK istatistiklerine göre 27.01.2003 tarihli Tunceli-Pülümür depreminde 168 dosyaya 291.355 YTL ödenmiştir. Yürürlükteki poliçelerin dağılımlarına bakıldığında Tunceli’de konut sayısı 10.344, sigortalı konut sayısı 1.434 ve sigortalılık oranı % 13,9’dır. Sigortalılık oranına göre DASK verileri yorumlandığında, Tunceli sözü edilen 14 il arasında, Erzincan (% 23,5), Elazığ (% 23,1), Bingöl (% 17,1) den sonra % 13,9’la dördüncü sırada yer almaktadır [58].

Kriz Yönetiminin esas alındığı, Valilikler de yer alan Kriz Merkezleri de önemlidir. Kriz yönetimini gerektiren haller şunlardır: dış tehdit, yaygın şiddet hareketi, tabii afetler, iltica ve büyük nüfus hareketleri, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli kimyasal ve teknolojik olaylar, ağır ekonomik bunalımlar, diğer haller. Tabii afetlerde kriz yönetimi yapılacak haller: Deprem, sel, çığ düşmesi, toprak kayması, büyük yangınlar (bina ve tesis yangınları, orman yangınları) [59]. Ancak Tunceli Valiliğinin sitesinde ilgili merkezin detaylarına, 1999 depreminde kurtarma aracı ve malzemeleriyle birlikte Tunceli Arama Kurtarma Ekibini gönderdiği Yalova Valiliği İl Kriz Merkezindeki kadar yansımadığı görülmektedir [60]. Bilgilendirmesi yansımayan bir suskunluk göze çarpmaktadır. Oysa ki, Elazığ Valiliğinin düzenlediği Doğal Afet Yardım Seminerine ve tabikatlarına, takip eden diğer bazı etkinliklere Tunceli ilinden katılımcıların olduğu bilinmektedir [12].

Tunceli eski Valileri A.C. Akyüz [41] ve M. Erkal’ın [61] kendi dönemlerinde, Tunceli ili ile ilgili tespitleri, mevzu olabilecek afet risklerini uygulamadan örneklerle özetlemektedir. Bunların bir kısmı şöyle sıralanabilir:

Akyüz, Tunceli’nin sorunlarının o dönemde çokluğunu, istihdamının sıfır, nüfusu yüzde elli oranında terör ve depremler dolayısıyla azalmış bir il olduğunu vurgulamaktadır. Seksenli yıllarda 186 bin olan nüfusun, 93 bin civarına indiğini… Vergisini düzenli ödeyen illerimiz içerisinde de 2. sırada olduğundan bahseder [41]. Bu açıklamanın yansımaları kontrol edildiğinde, Tunceli Defterdarlığının yerine Kırşehir defterdarlığının sitesinde ve [62] Akşam gazetesi bunu “Yoksul Tunceli’nin Vergi Dersi” başlığıyla 2005’de ilin kişi başına düşen bin beş yüz dolarlık milli gelirinin yoksul kentler arasında sayılabilmesine rağmen vergi borcuna sadık il olarak yer aldığı görülmektedir [63]. Akyüz; Berk, Üstündağ ve ekibinin iki istasyon kurduğundan bahseder. Bu istasyonların detayı araştırıldığında İstanbul Teknik Üniversitesinden bir grubun, çoğunluğu Marmara bölgesinde olan istasyonlarından ikisini, Tunceli

Page 12: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 224

Valiliğinin desteği ile Tunceli’ye deneme mahiyetinde yerleştirdiği tespit edilmiştir (biri Tunceli’ne diğeri Pülümür’e) [64,65].

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve DAE’nin istasyonlarla ilgili verilerine bakıldığında, Tunceli’ne en yakın istasyonların Erzincan, Malatya, Darende olduğu görülmektedir. Tunceli ilindeki Pertek Deprem İstasyonun ise, Eylül 2003 yılında kurulduğu ve bu tarihten sonraki önemli depremleri kaydettiği dikkatleri çekmektedir [66]. Keban Barajının yapımı aşamasında, 1960’larda, o yıllarda güç olan, baraj gövdesine sismografik cihaz yerleştirebilmeyi başarabilen, kayıtlarını o dönemdeki sıkıntılara rağmen okutabilen bir öngörülü planlama ve aktivite söz konusu olabilmiştir. Ancak, günümüzde Fırat ve kolları üzerine yapılan önemli barajlar silsilesinin, enerji oranlarının büyük kısmını karşıladığı ve baraj göllerinin aşağı kesiminde, baraj havzalarında yaşayan önemli bir nüfusa sahip bir bölgede, böylesi önemli depremlerin yer aldığı bir üçgen içinde, bu kadar az sayıda istasyonla takip etmeye çalışılması dikkat çekicidir [67]. Oysa ki, İstanbul afetten ne kadar incinebilirse bu bölgenin incinebilirliği de azımsanmamalıdır.

O dönemin Valisinin röportajına dönüldüğünde [49], Karot olarak bilinen binaların depreme dayanıklılığını ölçen cihazlardan alındığından…ihtiyaç sahiplerine hemen teslim edilebilecek şekilde prefabrik konutlara sahip olunduğundan söz edilmektedir. İlin Pülümür Bölgesinin birinci derece, diğer bölgelerin ise ikinci derece deprem kuşağında yer aldığından söz eder. Gerek terör, gerekse depremler nedeniyle büyük göç veren nüfusun son 15 yılda yarı yarıya azaldığı, hiçbir sanayi tesisi bulunmadığı, ekonomik hayat ve vatandaşın geçiminin güçleştiği vurgulanmaktadır. İşsizliğin had safhada olduğu, Belediyenin personel masraflarını dahi ödemekte zorlandığını, son depremin, il merkez ve ilçelerini mağdur ettiği ifade edilmektedir. Uygun görüldüğü takdirde tüm Tunceli’nin afet kapsamına alınarak değerlendirilmesi ve iller Bankası paylarından ilin belediyelerine özel statü uygulanması istenmektedir. Tunceli ilinin Karadeniz-Akdeniz arasında en kısa geçiş yolu olmasına rağmen, Tunceli-Erzincan karayolunun yıllardır süren yapım çalışmaları sembolik ödenek aktarımlarının yolun bir an önce işlerlik kazanmasını engellediği söylenmektedir. O dönemde sadece 5 trilyon TL.’ye tamamlanacak olan yolun bir an önce bitirilmesi, yol güzergahında akaryakıt istasyonları, restoran açılmasına ve birçok vatandaşın istihdamına yol açacağından bu yola öncelik verilmesi gerektiğinden söz edilmektedir Hozat-Karaoğlan-Ovacık yolunun toprak oluşundan dolayı standardının düşüklüğüne Uzunçayır Barajının suları altında kalan yolların yenilerinin yapılmasının gerekliliğine işaret edilmektedir. Yardımcı hizmetler personeli mevcut olan devlet hastanesinde, uzman doktor bulunmaması veya rotasyon ile 45’er günlük periyotlarla görev yapmalarının büyük sıkıntılara yol açtığı vurgulanmaktadır. Bunun neticesinde, vatandaşların, kamu görevlilerinin sevk yaptırarak Elazığ iline gittiğinden, zaman kaybına ve büyük meblağlara ulaşan harcırah ödemelerine yol açtıklarından, bu sürecin, vatandaşların devlete güven ve itibarının sarsılmasına neden olduğundan söz edilmektedir. Bu nedenle sağlık konusunda il’e has tedbirler uygulanmasının gerektiği vurgulanmaktadır. Çemişgezek-Elazığ arasında Keban Baraj Gölü üzerinde, feribotlarla yaklaşık 30-40 dakika su üzerinde seyahat ederek can ve mal nakillerinin yapıldığı ifade edilmektedir. Hava şartları müsait olmadığında hareket eden, seyahat eden vatandaşların can ve mal emniyeti büyük risk taşıdığı vurgulanmaktadır Terörün sona ermesiyle bağlantılı olarak verilen hizmetler olarak da o dönemde, 2001 yılı Çemişgezek Ulukale Köyünde 91, Pertek Sağman

Page 13: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 225

Köyü’nde 56 konut, kendi evini yapana yardım metodu ile Ovacık İlçesi Kandolar Mahallesi’nde 80 dairelik özel bir proje yaptırılmış olup, hak sahibi vatandaşlara dağıtılmıştır. 2004 yılında Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi kapsamında ilgili köylerdeki standart altına düşmüş hizmetleri geliştirici çalışmalar yapıldığı vurgulanmıştır. Köye Dönüş ve Rehabilitasyon ödeneklerinin yetersizliği ve kaynak sağlanması gerektiği ifade edilirken, Valilik bünyesinde ve diğer kamu kurumlarında personel sıkıntısı yaşandığından, personel açıklarının giderilmesi konusunda yetki verilmesi istenmektedir. Eğitim konusunda, kalifiye öğretmen ve yönetici görevlendirilmesinin özendirilmesini önermektedir. Pülümür depreminde kullanılamaz hale gelen Pülümür YBİO’nun, Pülümür Gazi Lisesi öğrencilerinin 2003 eğitim yılının 2. yarısında nakledildikleri, ağır hasar gören Hükümet Konağı ve İlçe Emniyet Amirliği hizmet binasının yeniden yapımının, diğer kamu kuruluşlarının tamir ve tadilatının yapılması için gerekli ödeneğin sağlanmasının istendiği. Heyelan ve deprem nedeniyle kullanılmayan, öğretimini Mazgirt Mimar Sinan İlköğretim Okulu’nun üst katında sürdüren Mazgirt çok Programlı Lisesi binası yapımının programa alınmasının beklendiği görülmektedir [49]. Bu bilgiler, TBMM tutanakları kayıtlarında sözü edilen konu ve dikkat çekmesi gereken risk örneklerini desteklemekte ve yerel verileri bir başka ağızdan örneklemektedir.

Akşit, 2006 Terör Çalıştayında Bourdieu’ya ve diğer sosyal bilimcilere atıflarda bulunarak şiddetin farklı görünümlerinde (fiziksel şiddet, ekonomik şiddet, sembolik şiddet) dönüşümlerine dikkat çekmektedir [68]. Yıllardır süregelen terör ve ilin ilgili deneyimleri, sosyal dokuda ağırlaşmış bir sosyo-ekonomik-psikolojik yorgunlukları söz konusu olabilir. Yörede devletin görünen yüzünü temsil eden memurların yansıması çok önemlidir. Çalıştay süresince farklı örneklerle vurgulandığı üzere sadece kolluk güçlerini görmek problemleri halledemiyor. Sosyal dokudaki kırılma ve gerginliklerde farklı görünümlerinin önemi dikkat çekmektedir. Vali Akyüz’ün tespitleri bu noktada önemlidir.

Eski Tunceli Valilerinden M. Erkal ise, döneminde Tunceli’ne ilişkin şunlardan bahsetmektedir: Tunceli ile çevre illerden görevlendirilen, inşaat mühendisleri ve teknikerlerden oluşan 15 hasar tespit komisyonunun, ilçe merkezinin tamamıyla 38 köy ve 28 mezrada hasar tespit çalışmalarının tamamladığından, kamuya ait binaların daha çok hasar gördüğünden bahsedilmektedir. Haberde, Erkal ın bu depremler sonucunda 701 afet konutunun yaptırılarak, hak sahiplerine dağıtıldığından gelen giyecek yiyecek yardımlarının miktarı ve farklı fonlardan valiliğe 190 milyar lira ödenek tahsisinden söz ettiği dikkatleri çekmektedir [61].

Yaşanan depremlerden ve Tunceli depreminden dolayı afet ve konutla ilgili yasalarda değişiklikler yapıldığı bilinmektedir. TOKİ’ nin bu çerçevede afet konutları yapma sorumluluğunu, bedelsiz arazi temin edebilme yetkilerini alması bu süreçlerin bir sonucudur. Afet İşleri Genel Müdürlüğü ile İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı ile Dünya Afet Risk Yönetimi Enstitüsü (DRM) işbirliğiyle yapılan Konut Seferberliği de Tunceli’den başlamış ancak, Tunceli’de yapılan afet konut sayıları ve uygulama süreçleri incelenince bu dönüşümlerin sayı olarak görünür hale gelişinden ve süreçlerin zamanında tamamlandığından söz etmek mümkün görünmemektedir. TOKİ’nin programları kontrol edildiğinde 7 adet uygulamayla toplam 656 adet konut yapımının listesine bakıldığında iki program dikkatleri çekmektedir. Birincisi, Pülümür’ de yapımı tamamlanan 48 konut diğeri ise, Afet konutu olarak Tunceli merkezinde planlanan 100

Page 14: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 226

afet konutu+huzurevi, cami minaresi kapsamında yapımı inşaat halinde kayda geçen 156 afet konutu bulunmaktadır [69,70,71,72,73,74].

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun “Araştırma-denetlemeye ilişkin açıklamaları”nın 2004/7. sayısında Tunceli ile ilgili şu tespitlere yer verilmektedir: “TOKİ Başkanlığının 2002, 2003 ve 2004 Yılları Eylem ve İşlemlerinin Araştırılıp Denetlenmesine ilişkin Rapor Özeti”nin Afet Bölgesinde yapılan Uygulamalar kısmında Tunceli ili ile ilgili şu bulgulara rastlanmıştır: Tunceli Pülümür’de 48 adet 2 katlı afet konutu inşasının tamamlanarak teslim edildiği, 340 konut için Tunceli merkezinde arsa talep işlemlerinin olduğu, Ovacık ilçesinde ise, 147 konutun proje hazırlıklarının yapıldığı kayıtlar arasında yer almaktadır. Tarım köy uygulamalarında köy mimarisinin geliştirilmesi, sağlıklı, yaşanabilir ortam sağlamak için Tunceli Ovacık Koyungölü’nde 304 konutun Köy hizmetleri, TOKİ işbirliğinde kayda girdiği görülmektedir [75]. Kayıtların detayları bir başka çalışmada gerekçeleriyle incelenecektir.

TBMM deki tartışmaların detayları afet konusunda bizlerin kısmen görmekte uzak kaldığımız sosyal risklere işaret eden önemli kayıtlardır. Hakkari depreminin tartışıldığı 30 Mart 2005 Çarşamba günü üçüncü oturumdaki tartışmalarda, Tunceli Pülümür’ün de gündeme geldiği oturum konuşmalarının detayları buna bir örnektir [76].

Tartışmaların çeşitliliği afet konusunda dikkat edilmesi gereken birden çok ve farklı kaynaklı riskler olabileceğini örneklemektedir. Bu bulgular, Jeoloji Mühendisleri Odasının (JMO) 2003 yılında, 1999 depreminin 4. yılında sorguladığı metni akla getirmekte ve önemli kılmaktadır. JMO, yapılanlar ve yapılması gerekenler yapılmadığı için Afyon, Sultandağ, Çankırı-Orta, Tunceli-Pülümür ve Bingöl depremlerinde yüzlerce insanın yitirilmesinden süren aymazlığa bağlamaktadır. Nedenlerinin sorgulandığı birçok ilgili konu mevcuttur. Kaldırılan Afet Fonu, Zorunlu Deprem Sigortası ile yürürlükteki 7269 sayılı yasa arasındaki afetzedelerin hak sahipliği konusundaki çelişkilerin giderilmemiş olması, eski müteahhitlerin denetçi olması, 1999 depremi sonrasında Marmara Bölgesinde yoğunlaşan imar planlarına esas jeolojik / jeoteknik etütler, deprem riski taşıyan diğer alanlarda neden yapılmamış; afet tehlike ve risklerinin yüksek derecelerde olduğu bilinen yerleşimlerdeki yurttaşların güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının unutulması gibi dikkat çekilen konular afetler için risk yaratır mı yaratmaz mı konusu önemsiz görünmemektedir, tartışılmalıdır [77].

4.SONUÇ VE ÖNERİLER Bu çalışmada temin edilebilen bulgular ışığında, Tunceli ilinin afet riskleri

tartışılmaya çalışılmıştır. İlgili bulgulardan hareketle, Tunceli ilinin karşı karşıya kaldığı risklerin birçoğunun sosyal dokuya gömülülüğü, diğer süreçlerle bağlantılı olduğu dikkatleri çekmektedir. Sosyal dokusundaki sosyo-ekonomik hassasiyetlere yönelik resmi tedbirler mevcut bir ildir: 1960’lardan beri kalkınmada öncelikli il olarak belirlenmiştir, DPT tarafından Elazığ, Malatya ve Bingöl illeri ile bir grup olarak değerlendirilmesine rağmen, grubundaki illerden yoksuldur, uzun yıllardır terörle, deprem, sel, heyelan olaylarıyla ve ilgili süreçlerle karşı karşıyadır. Bu unsurlar arasındaki geçişlerle risk yelpazesi, hizmet sunum sürecindeki risklerle daha genişleyebilmektedir. Belki tek başına risk olmayacak, gelişme, kalkınma ile bağdaştırılabilecek konular, afetler için risk unsuru olabilmektedir. Fazla detaya girmeden, hem afet riskleri konusunun tanımı, hem Tunceli ilinin afet riskleri, hem de

Page 15: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 227

afet kurumsallaşma sürecinin detaylı araştırılması, yapılanması ve denetlenmesi tartışılmalıdır. Acil bir afet çalışma grubu ve veri ağı oluşturulmak ve Türkiye’nin farklı illerine ulaştırılmak zorundadır. Sivil savunma dergileri, afet ve depremle ilgili sınırlı sayıda dahi olsa kaynaklar, yerel birimlere ulaştırılmalı; farklı senaryolara dayalı acil eylem planları, farklı bilim dallarının katkılarıyla hazırlanmalıdır. İllerden, İlçelerden merkeze gönderilen bilgi birikimi, yerel birimlere sınıflanmış, yorumlanmış olarak dönmek zorundadır. İletişim çift yönlü olmalıdır. Mevcut işlerin tamamlanması, düşünce vakumu yaratmaya da, tamamlamaya da, etkili sonuçlar almaya da yetmeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. İleriye dönük projeksiyon ve çabalar gerekmektedir. Tunceli ilinin afet riskleri ile ilgili bulguların tamamı zaman içinde dile getirilmeye çalışılacak olsa da tek başına ortaya çıkabilen terör, heyelan, deprem gibi afet örnekleri ve riskleri il için önemlidir. Ancak, onlar kadar, heyelan ve deprem çığ bileşkeleriyle ortaya çıkan afetler ve doğal afet, kamu personeli hizmet eksiklikleri gibi diğer sosyal faktör bağlaşıklarıyla afet risk yelpazelerinin genişlemesinin de kayıtlardan söz konusu olduğu ve önemli olduğu vurgulanabilir. Bu yönlerde araştırmalara yoğunlaşılabileceği düşünülmektedir. KAYNAKLAR 1-Bourdieu, P. (1998) The State Nobility: Elite Schools in the Field of Power, Çev. L.C. Clough.UK:Polity Press. 2-Bourdieu, P. Ve L.J.D.Wacquant (2007) Düşünümsel Bir Antropoloji İçin Cevaplar, Çev. Nazlı Ökten. İstanbul:İletişim Yayınları. 3-Çeğin,G;Göker, E.; Arlı,A;Tatlıcan,Ü. (2001) Ocak ve Zanaat:Pierre Bourdieu Derlemesi. İstanbul:İletişim Yayınları. 4-Foucault, (1981) The History of Sexuality, Harmonsworth:Penguin 5-Habermas,J. (1973) Legitimation Crisis, çev.T.McCharty.UK:Polity Pres. 6-Bauman, Z. (1976) Towards a Critical Sociology: An essay on commonsense and emancipation, London: Routledge & Kegan Paul. 7-Giddens, A. (2000) Elimizden Kaçıp Giden Dünya, Çev.,Alfa Yayınları. 8-Öner,İ (2002) “A Crossection of Disaster and Development:Theoretical and Practical Linkages in High Dam Related Studies”, XV’th World Congress of Sociology,RC-39,Session 7, Brisbane,Avustralya, Temmuz. 9-Öner,İ.(2002) “Disasters and Their Interwoven Multiple Aspects”, Ninth International Symposium on Natural and Human-Made Hazarda:Disaster Mitigation in the Perspective of The New Millenium, Türkiye:Antalya, Ekim. 10-Öner,İ. (2005) “Afetlere Hazırlıkta Koordinasyon İhtiyacı”, iç.Prof.Dr. Halil Narman Armağanı, (Yay.Haz.)Y.C.Çopuroğlu. Elazığ:Fırat Üniv.Yay. Ss:183-198. 11-Öner,İ.(2005) “Belediyeler Afete Hazırlık ve Çocuklar”, II.Türk Belediyecilik Sempozyumu: Çocuklar İçin Güvenli Kent,9-10 Mart.Ankara: Keçiören. Ss:271-285. 12-Öner,İ. (2004) “Afet Yönetimine Global ve Yerel Bakış, Doğal Afet Yardım Semineri Sunumu, Elazığ Valiliği İşbirliği ile 8.Kolordu Komutanlığı,Elazığ, 7 Haziran 2004. 13-Öner,İ.(2006) “Afetler ve Koordineli Hizmetler Açısından Elazığ ve Tunceli İlleri”, Ulusal Sosyoloji Kongresinde Poster olarak Sunulmuştur. Malatya,19-23 Eylül. 14-Öner,İ.(2006.) “Bir Veba Örneği ve Belediye Hizmetleri”, III. Türk Belediyecilik Sempozyumu Belediye ve Halk Sağlığı Hizmetleri, 26-27 Nisan,Ankara:Keçiören. 15-Beck,U.(1992) Risk Society, Londra:Sage. 16-Douglas,M. ve Wildavsky, A. (1982) Risk and Culture:An Essay on the Selection of Technical and environmental Dangers, Berkeley,CA:Univ.of California Press. 17-Franklin,J. (ed) The Politics of Risk Society, Cambridge:Polity Press.

Page 16: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 228

18-Kalaycıoğlu,S Rittersberger-Tılıç,H.,Çleik.K.Güneş,F.(2006) "Integrated Natural Disaster Risk Assessment: The Socio-Economic Dimension of Earthquake Risk in the Urban Area" in "Geohazards", Farrokh Nadim, Rudolf Pöttler, Herbert Einstein, Herbert Klapperich, and Steven Kramer Eds, ECI Symposium Series, Volume P7 (2006). http://services.bepress.com/eci/geohazards/23) . 19-Öner,İ. (2000) “Barajların Yaşam Seyri Sürecinde Yapılan Sosyal Çalışmalara Muhtemel Afetlere Hazırlık Açısından Bir Bakış”, Ulusal Sosyoloji Kongresi,Eskişehir,Ekim. 20-Öner,İ. (2001) “Barajların Yaşam Seyri Sürecinde Yapılan Sosyal Çalışmalara Muhtemel Afetlere Hazırlık Açısından Bir Bakış” Sosyoloji Dergisi,8 (1-2):1-34. 21-Barka,A. ve Er,A. (2002) İstanbul Depremini Bekleyen Şehir, İstanbul:Om yayınevi,s.81. 22-UN (2004) “ Hong Kong Declaration on Sustainable Development for Cities” http://un.org/esa/sustdev/csd/2/HK-declaration.pdf). 23- Radius (2005) “Project Information: Case Studies in Africa, the Middle East and Eastern Europe:Addis Ababa,İzmir,Skopje..” http://geohaz.org/radius/AfricaCont.htm) 24- E.U.Provisional Work Programme (2007) COOPERATİON,Theme 10:Security European Commission C (2006) 6839,Date 2006:12-21. 25-Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği (2007) www.sagliklikentlerbirliği.org.tr. 26-Karancı,N. Ve Akşit,B. (2000) “Building Disaster Resistant Communities: Lessons Learned from Past Earthquakes in Turkey and Suggestions fort he Future” International Journal of Mass Emergencies and Disasters, 18(3):403-416. 27-Kasapoğlu,A. ve Ecevit,M (2001) Depremin Sosyolojik Araştırması. Ankara:Sosyoloji Derneği Yayını. 28-Mitchell,J.K.(ed) (1999) Crucibles of Hazard: Mega Cities and Disasters in Transition. UNU. http://payson.tulane.edu:8085/cgibin/gw?e=t1c11misc-envl-1-T.1B.96.1-500-50-10e&q=&d=t.1-B.96/6&a=t. 29-Jeofizik Mühendisleri Odası (07.02.2007) “Basın Bülteni: Ulusal Deprem Konseyi”:www.jeofizik.org.tr/UDK_duyuru.htm. 30-Resmi Gazete (6 Ocak 2007) “Genelge 2007/1”//rega.basbakanlik.gov.tr/ eskiler/2007/01/ 20070106-10.htm). 31-UDK Şubat 2005 Ulusal deprem Araştırma Programı (UDAP) Strateji, Araştırma Alanları ve AR-GE Konuları Hazırlık Raporu,s.4,44-48. 32-T.C.Sayıştay Başkanlığı (……) “İstanbul Depreme Nasıl Hazırlanıyor: 832 Sayılı Sayıştay Kanununa 26.06.1996 tarih ve 4149 sayılı Kanunla eklenen EK 10 uncu maddesine göre hazırlanan rapor”, Ankara:Sayıştay Başkanlığı. 33-Erzincan Valiliği (1992) Deprem ve Erzincan. İstanbul:Mega Yay. 34-Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (1993) 13 Mart 1992 Erzincan Depremi, Ankara:BİB. 35- Özmen,B. ve Bağcı,G. (eds) (2000) 12 Kasım 1999 Düzce Depremi Raporu. Ankara: BİB,Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi. 36-Demirtaş, R.(ed) (2000) 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi Depremi Raporu. Ankara:BİB, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı. 37-Sivas İli (2007) www.google.com.tr. 38-Karabük Valiliği (2007) “Karabük İlinin Afet Tehlikesi ve Riskinin Belirlenmesi” www.karabuk.gov.tr. 39-Afet Bilgi Toplama ve Değerlendirme Grubu (2001) Kastamonu İlinin Afet Tehlikesi ve Riskinin Saptanması. Cilt I-II, Ankara: BİB, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı. 40-Kuterdem,K. Ve Nurlu,M. (eds) (2006) Karabük İlinin Afet Tehlikesi ve Riskinin Belirlenmesi. Ankara: BİB, BİB, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Raporu No:5606-1. 41-BİB (2005) Doğal Afetlerle İlgili Uluslar Arası Faaliyetler. Ankara: Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü. 42-Ergünay,O. (2006) “Mikrobölgeleme Çalışmaları ve Afet Senaryoları” JICA-İçişleri Bakanlığı Belediye Elemanları için Düzenlenen Zarar Azaltma Eğitim Kursu, 18-22 Eylül, www.prota.com.tr/prota_mühendislik/ images/yayin_makaleler/mikrobölge.pdf.

Page 17: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 229

43-Tutanak Bilgi Bankası (1984-2007) “Tunceli” TBMM Genel Kurul Tutanak Kayıtları. Ankara: TBMM Kütüphane Müdürlüğü. 44-Demir,A. (2007) Afet Etüt Raporları (1950-2007) Ankara:BİB, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Afet Etüt ve Hasar Tespit Dairesi Başkanlığı. 45-Karayolları Genel Müdürlüğü (2007) Mesafe Cetvelleri www.kgm.gov.tr/ilçe2.asp. 46-Pertek Kaymakamlığı (2007) “Feribot Saatleri” www pertek.gov.tr; 47-Savuklu Köyü (2007) “Çemişgezek-Elazığ Feribot Geçiş Saatleri” Çemişgezek Belediyesinin Bildirgesi, //savuklu.com/haberler.htm. 48-Pertek Kaymakamlığı (2007) “Haberler” www.pertek.gov.tr. 49-Tunceli İlinin Acil Sorunları (2007) www.tunceli.org/v3.0/MakaleOku.php? artid=50 50-Koncavar,M.; Kolay,O.; Fırtına, H.(2003) “Gap Bölgesi İç Su Ulaşım İnceleme Gezisi Raporu” TMMOB,Gemi Mühendisleri Odası Rapor No:03.001 GMO, (www.gmo.org.tr). 51-Hozat Belediyesi; Hozat Kaymakamlığı, (2007). 52- Sivil Savunma Genel Müdürlüğü (-2007) Sivil Savunma Dergisi, Ankara: Sivil Savunma Genel Müdürlüğü. 53-Kalafat,D. vd.(2003) “Bingöl Depremi Ön İnceleme Raporu pdf.dosyası” B.Ü. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Sismoloji Servisi www.koeri.boun.edu.tr.. 54-Erdik,M; Şeşetyan,K.; Demircioğlu,M.B; Salkın,A.,KAYA,Y. (2003) “27 Ocak 2003,Pülümür-Tunceli Depremi”,Beşinci Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, 26-30 Mayıs 2003, www.prota.com.tr/probina/5UDMK/PDF/AT129_FP.Pdf. 55-B.U.Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü (2007) (www.koeri.boun.edu.tr) 56-Radikal (28 Ocak 2003) “..” www.radikal.com.tr haber no= 64298. 57-Topaç,E. (2006) “Deprem Konutları da Hasarlı”, NTV Ercan TOPAÇ12/12/2006,www.yapi.com.tr/turkce/haber_detay.asp?newsID=50178. 58-DASK (2007) “DASK-İstatistikler-Tazminat Ödemeleri-Yıllar Bazında” www.dask.gov.tr/istatistik21.htm; “DASK-İstatistikler-Yürürlükteki Poliçelerin Dağılımları-Bölge ve il Bazında” www.dask.gov.tr/internetrapor/ hasargenel?SID=1&YIL=2003). 59-Yalova Valiliği İl Kriz Merkezi Başkanlığı (2007) www.yalova.gov.tr. 60- Tunceli Valiliği (2007) www.tunceli.gov.tr 61-Yapi (2007)Pülümür’de Hasar Tespiti Tamamlandı, Zaman 31,10,2003;www.yapi.com.tr. 62-Kırşehir Defterdarlığı (2007) “İller Bazında Vergi Gelirleri Tahsilat Oranı Sıralaması Aralık-2004-2005”www.kirsehirdefterdarligi.gov.tr/vergelsir.htm. 63-Akşam 02,15,2005 “Yoksul Tunceli’nin Vergi Dersi” www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/02/15/. 64-Ulueren,Ö. (2007) http://haber. mynet com/haber/yorum/rop7.asp. 65- Kayaç Gerginlik Yöntemi ile Deprem Tahmini Projesi (2007) www. Deprem,cs.itu.edu.tr/?file=eskisismo. 66-B.U, Kandilli Rasathanaesi ve DAE Ulusal Deprem İzleme Merkezi (2004) Pertek-Tunceli Genişbantlı Deprem İstasyonu Kuruluş Raporu, Pertek, www.koeri.boun.edu.tr/sismo/default.htm). 67-Öner,İ. (2004) Kadınların Kırdan Kente Yeniden Yerleşime Cevabı:Elazığ’da Keban Barajı Kadın Göçmenleri Örneği, F.Ü.Sosyal Bililer Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı. Yayımlanmamış Doktora Tezi. 68-Akşit,B. (2006) “What are Social Dynamics of Global and Local Violence and Terror:Can Civil Society be Effective in their Reduction” Workshop Papers, 6-7 Nisan Ankara: Sosyoloji Derneği,pp:1-9. 69-(TOKİ (2007) “Teslim Edilen ve Teslim Aşamasındaki Konut Projeleri” www.toki.gov.tr/programlar/uygulatakip/ilharita.asp. 70-Hürriyet (Arşiv) “Konut Seferberliği Mayısta Başlıyor”, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.asp?viewid=244089, 71-DPT (2007) “Kamu Yatırımları Konut Sektörü” www.dpt.gov.tr/kamuyat/sektörler/2004_08konut.xsl. 72-Konut Dergisi (2007) “Konutta Referans Noktası” //konutdergisi.com/yazdir.asp?bolum=348&katid=20.

Page 18: TUNCELİLİNİN AFET TEHLİKE VE RİSKLERİ · 1 Yrd.Doç.Dr.,F.Ü.,Fen-Edebiyat Fakültesi, ... afet konulu alan araştırmasının sosyal dokuya uygun alt başlıklarının belirlenmesinde,

TMMOB AFET SEMPOZYUMU 230

73- 4123 (2007) “Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanun” www.tarim.gov.tr/mevzuat/kanun_son/TKB_Kanunlar/ TaBİİAFETNEDENİYLEMEYDANAGELENHASARVE.doc. 74-Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli İllerinde Vuku Bulan Deprem (2007) www.hukuki.net/kanun/3838.15.text.asp. 75- Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu “Araştırma-denetlemeye ilişkin açıklamalar www.cankaya.gov.tr/tr_html/DDK/tkonut.htm.s.19,25. 76- TBMM77. Birleşim (30 Mart 2005 Çarşamba) “Üçüncü Oturum: V.Kanun Tasarı ve Teklifleri İle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler,3-Hakkari İli ve Çevresinde 25.1.2005 Tarihinde Meydana Gelen Deprem Afeti Hakkında Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar,Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/990) (s.Sayısı:838) (x)”, TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:22 Cilt:79 Yasama Yılı:3 (http://tbmm.gov.tr/tutanak/donem22/yil3/bas/b077m.htm. 77-JMO-Basın Açıklamaları (16/08/2003;17/08/2003;12/11/2003) “Basına Kamuoyuna 17 Ağustos 1999 Depreminin 4. Yıl Değerlendirmesi (Takdir-i İdariden Tahsil-i Vergi’ye!!; 16.08.2003, Doğa olaylarının acı sonuçları Kaderimiz Değil, 17 Ağustos 2003, Basına ve Kamuoyuna 12 Kasım 2003) www.jmo.org.tr/resimler/ekler/1bfebe18c668925_ek.pdf?dergi=HABER.