halk ulaşım Şubat sayısı
DESCRIPTION
Halk Ulaşım Şubat SayısıTRANSCRIPT
151 YILLIK HAYAL GERÇEK OLUYORMARMARAY
TÜRKİYE’NİN İLK BAYAN OTOBÜS ŞOFÖRÜGÜLERYÜZ COBRA ALÇAK TABANYÜKSEK KALİTE, EN UYGUN FİYAT
Şub
at
2011
Yıl:
1
Say
ı:9
Fiy
atı:
5TL
Türkiye Özel Halk Otobüsleri
www.ha
lkulas
im.co
m
??????
OTOBÜS A.Ş. BİLMECESİOTOBÜS A.Ş. BİLMECESİ
için
deki
ler
KAYSERİ ESNAFI DOĞALGAZDAÖTV MAĞDURUHalk otobüsleri belediyelerimiz denetiminde çalışan ve “kamu hizmeti” veren toplu taşıma araçlarıdır.
DARISI TÜM ESNAFIN BAŞINAANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDE ÖRNEK ADIM12
14
18
2
İmtiyaz SahibiMurat Uzun
Gsm: 0555 553 20 72
Sorumlu Yazı İşleri MüdürüAhmet Erğun
Gsm: 0505 423 12 17
EditörAhmet Erğun
Halkla İlişkiler MüdürüMelek Altundaş
Grafik TasarımHalil Kurt
MuhabirKadir Tanıl
Yönetim YeriAynalı Çeşme Cad. No:2 Kat:3
Tepebaşı / Beyoğlu / İstanbul
Tel: 0212 253 07 57
e-mail: [email protected]
Basım YeriANKA Matbaacılık LTD. ŞTİ.
Yayın TürüYerel Süreli Yayın - Aylık
Türkiye Özel Halk Otobüsleri
ESKİŞEHİR HALK OTOBÜSÇÜLERODASI’NDAN TAM GAZ HİZMETBiz 4 Ağustos 2010 tarihinde yapılan Olağanüs-tü Genel Kurul neticesinde göreve seçilmiş yeni bir yönetimiz.
3
içindekiler
TOFED Başkanı Rüştü Terzi:‘‘Halkımızı otobüsle hacca götürmeyi arzuluyoruz’’
KADİR TOPBAŞ: ‘‘HAVARAY’I
MİNİBÜSÇÜLER YAPSIN’’TOPBAŞ HALK OTOBÜSÇÜYÜGÖZDEN Mİ ÇIKARDI ?
KÜLTÜR SANAT(AYIN OYUNLARI)(AYIN KİTABI)(AYIN DVD’Sİ)
20
28
21
29
25
editörden
“Türkiye Özel Halk Otobüsçüleri” nin gür sesi
Halk Ulaşım Dergisi mazeret üretmeden, ba-
hanelerin arkasına sığınmadan yalnızca esnaf
ve çalışanlardan aldığı güç ve moralle büyü-
meye devam ediyor. Halk otobüsçülerinin sesi
artık Türkiye’nin dört bir yanında yankılanıyor.
Esnafın eline ulaşan tek yayın olan dergimiz,
en tepedeki yöneticilerden şoförlere, sektö-
re teknolojisini aktaran üretici firmalara ka-
dar bütün kesimler arasında köprü misyonunu
üstlenmiş ve başarıyla yerine getirmektedir.
Hedefimiz ülke insanımızın hak ettiği kalite-
li ulaşım koşullarının oluşmasına katkı sunar-
ken, esnafımızın yaşadığı sorunları cesurca
gündeme getirebilmek. Bunları yaparken kim-
se bizden insanları zan altında bırakmamızı,
karalama kampanyaları düzenlememizi bekle-
mesin. Ancak gazeteciliğin bize yüklediği sor-
gulama, her kesime söz hakkı verme ilkelerin-
den de vazgeçmeyiz.
İstanbul Otobüs A.Ş ihalesinde de sınavımı-
zı başarıyla verdiğimizi düşünüyoruz. Dergimi-
zin basım aşamasına kadar Belediye ve Otobüs
A.Ş yetkililerinden sorularımıza tatmin edici
cevaplar vermelerini bekledik. Ancak cılız çı-
kan birkaç sesten sonra elimizdeki bilgilere
dayanarak habere yer verdik.
Otobüs A.Ş. ihalesi İstanbul Özel Halk Oto-
büsü esnafı için hayati önem taşımaktadır.
172 hat ile başlayan ihalenin kısa sürede 1500
araçlık bir filoya dönüşecek olması esnafın ek-
meğinin yarısını kaybetmesi demek. Milyonlar-
ca lirasıyla beraber geleceğini sektöre bağla-
yan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bele-
diye Başkanlığı dönemini her fırsatta altın dö-
nem olarak ifade eden insanların tatmin edici
cevaplar beklemeleri en doğal haklarıdır.
Ahmet ERGUN
HALK ULAŞIM KÖPRÜSÜ
4
İstanbul özel halk otobüsü şirket yöne-ticileriyle “Marmaray Boğaz Geçiş” ça-lışmalarına yaptığımız ziyarette 151 yıl-lık hayalin hayata geçmek üzere olduğunu gördük. Bizler dev proje çalışmalarına ta-nıklık etmenin heyecanı yaşarken, çalışan-ların gözlerinde ise asırlık bir düşü gerçek yapmanın gururunu gördük.
İstanbul Boğazı’nı deniz altından geç-me fikri ilk olarak 1860 yılında Sultan Ab-dülmecid tarafından ortaya atılmıştı.
Tünel-i Bahriye olarak adlandırılan bu projede o günün teknolojisinde deniz ta-banında bir batırma yada delme yapmak mümkün olmadığından, deniz dibine o-turtulmuş 16 ayak üzerinde bir platfor-ma yerleştirilen su borularıyla tünel inşa-sı planlanmıştı. 1902 yılında da Sultan II. Abdülhamid döneminde benzer bir proje gündeme gelmiş ancak yine bir sonuç al-mak mümkün olmamıştı.
Boğazın iki yakasını deniz altından bağlama fikri hep gündemde kaldı. Bugün uygulanmakta olan Marmaray Projesi’nin fizibilite etüdleri ve avan projeleri 1984-1987 yıllarında tamamlanırken 1997 yılın-da revize edildi. 1999 yılında kredi anlaş-maları imzalanan projenin temelleri 2004 yılında atılarak inşaat başlatıldı.
Üç bölümden oluşan Marmaray Projesi’nin “Demiryolu Boğaz Tüp Ge-çişi, Tüneller ve İstasyonlar İnşaatı” 2004 yılında başlatıldı ve çalışmalar Türk – Ja-pon ortak girişimiyle hızla devam ettiril-mekte.
“Gebze – Haydarpaşa, Sirkeci – Halka-lı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi, İnşa-at, Elektrik ve Mekanik Sistemler” başlığı altında toplanan ikinci bölüm çalışmaları Fransız – Japon – Türk konsorsiyumu ta-rafından 2007 yılında başlatılırken, 2010 yılında Bakanlık tarafından sözleşme ip-tal edildi ve yeni ihale için hazırlıklar devam ediyor.
151 YILLIK HAYAL151 YILLIK HAYAL GERÇEK OLUYORMARMARAYMARMARAY BUNDAN 151 YIL ÖNCE
SULTAN ABDÜLMECİDTARAFINDAN ORTAYAATILAN BOĞAZI DENİZ ALTINDAN GEÇME HAYALİ MARMARAY PROJESİ İLE GERÇEKLEŞMEK ÜZERE.
5
Üçüncü bölüm olan “Demiryolu Çe-ken ve Çekilen Araçların Temini” kapsa-mında bir Güney Kore firmasıyla sözleş-me imzalanmış olup toplam 440 adet a-racın imalatı Güney Kore ve Sakarya’da devam etmekte.
Marmaray Projesi’nde Gebze – Halka-lı arası 76,3 km’lik güzergahın 13, 6 km’si yer altından geçmekte. Bu bölümde yer a-lan ve boğaz geçişi sağlanan “Batırma Tüp Tünel” in uzunluğu ise 1,4 km. Proje-de 37 adedi yer üstünde, 3 adedi yeraltın-da olmak üzere toplam 40 istasyon bulu-nuyor ve istasyonlar arası ortalama mesa-fe 1,9 km.
Üsküdar – Sirkeci’yi birbirine bağlaya-cak 1,4 km. lik batırma tünelleri 11 tüpten oluşuyor. Tüp tüneller, iki demiryolu hat-tının geçeceği şekilde iki gözlü, 8,60 m. yüksekliğinde ve 15,30 m. genişliğinde. Tüp tünellerin uzunlukları 135 m. ile 110 m. arasında değişiyor.
Proje tamamlandığında; Ayrılıkçeşme – Kazlıçeşme arasındaki tünel geçişi trafiğin yoğun olduğu saatlerde sadece Marmaray Proje trenleri tarafından kullanılacak.
TCDD’nin şehirlerarası yolcu trenleri boğaz geçişini trafik yoğunluğu yaşanma-yan saatlerde kullanabilirken, yük trenleri ise gece saatlerinde hattan faydalanacak.
Marmaray Projes ile Avrupa – Asya kı-taları arasında demiryolu bağlantısı sağla-nırken İstanbul’un ulaşım sorununa uzun vadeli çözüm getirilmiş olacak.
Her gün 1 milyondan fazla insanın se-yahat süresi kısalacağından zaman ve e-nerji tasarrufu sağlanacak. Saatte 75 bin
yolcu taşıma kapasitesine sahip pro-jeyle insanlara yüksek kapasiteli, gü-venli, kaliteli ve ucuz ulaşım hizmeti verilecek. İstanbul genelinde ve köp-rülerde trafik azalırken trafiğin çev-reye verdiği olumsuz etkiler azaltıl-mış olacak. Proje sonrasında Gebze – Halkalı arası 105, Bostancı – Ba-kırköy arası 37, Söğütlüçeşme – Ye-nikapı arası 12 ve Üsküdar – Sirke-ci arası ulaşım süresi 4 dakikaya dü-şecek.
Proje kapsamında yapılan kazılar-da birçok tarihi eser günışığına ka-vuşturuldu. Özellikle Üsküdar, Ka-dıköy İbrahimağa, Sirkeci, Yenikapı ve Yedikule bölgelerinde uzman ar-keologların yaptığı kazılarda önem-li buluntular ortaya çıkarıldı. Halen Yenikapı ve Sirkeci bölgelerinde kazı çalışmaları sürdürülüyor.
TCDD’nin şehirlerarası yolcu trenleri
151 YILLIK HAYAL GERÇEK OLUYORGERÇEK OLUYORMARMARAY
6
LİDERLİKLİDERLİK VEVEYÖNETİCİLİK
Sevgili arkadaşlar günümüzde liderlik-le yöneticilik genelde birbirine karıştırılan kavramlardır. Liderlik bir sanattır. Sonradan lider olmak çok zordur. Liderlik genlerde o-lan bir şeydir. Çoğu insan lider görme şansı-nı yakalayamaz; bir lideri tanımadan ömrü-nü tamamlayanlar çoktur.
Çevremizde gördüklerimiz, bir siyasi parti başkanı, bir işletmenin müdürü, bir ba-kan vs. Bunlar lider değil yöneticidir. Her-kes yönetici olabilir. Yöneticilik, yeteneksiz de olsanız bir gün sizi oturtacakları koltuk-tur… Ama liderlik başka bir şeydir. Yöneti-ciler; liderlerin gösterdiği hedeflere bir ülke-yi veya kuruluşu sektörü kazasız belasız bir şekilde götüren kişilerdir.
Birinci grup yöneticiler yoktan var et-mek için uğraşan, az kaynakla çok iş yap-maya çalışan, risk alabilen, pratik zekalı, çö-züm üreten, değişen ortamlara çabuk uyum sağlayan, sorumluluk sahibi, inisiyatif kulla-nabilen, çalışkan, cesur ve müteşebbis ruhlu insanlardır. Bu grup yöneticilere az rastlan-makta. Bunlar, öncelikle sektörünü ve takı-mını düşünen yöneticilerdir. Bu insanlar işi-ne âşık insanlardır.
İkinci grup yöneticiler paylaşmayı sev-meyen, şeffaflıktan hoşlanmayan, hesap ver-meyi ve denetlenmeyi sevmeyen, hesap sor-masını beceremeyen, profesyonellik yeri-ne amatörlüğü ön plana çıkartan, aceleci ve tez canlı olan insanların oluşturduğu yöne-
ticilerdir. Maalesef bu tür yönetici grubu bir önceki yönetici grubuna göre çok daha faz-ladır. Bu tür yöneticiler tırnaklarıyla toprağı kazıyarak o makamı elde etmiş değillerdir. Devlet kademelerinde iseler siyasi ayaklar-la veya büyük torpillerle buralara gelmişler. Özel sektörde ise; ya bazı değerleri çok iyi kullanarak kendileri patron yönetici olmuş veya bir patrona çok iyi yağ çekerek, kendi-sinin ikinci kimliğini ön plana çıkararak yö-neticiliği ele geçirmiştir. Bu tür yöneticiler “öküzün kuyruğunu kaptırmamak” için her türlü yola başvururlar.
İşte Türk kültür, ekonomik ve aile haya-tında geri kalmışlığımızın temel nedenini bu yönetici sorunları oluşturur. “Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz” ifadesini niçin “siz nasıl yönetilirseniz öyle olursunuz” diye algıla-mıyoruz? Yönetemeyenler niçin yönetilen-leri suçluyor. Hep vur abalıya mı olacak. Şu denebilir. Eee bu yöneticiler de bu halktan yetişiyor, sektörden yetişiyor, halk ne ise yönetici de odur. Evet, bu görüş bir bakıma doğrudur. “Bu halktan hiç mi iyi insan çık-mıyor kardeşim?!” diyenler mutlaka olacak-tır. Çıkmaz mı kardeşim! Ancak adaleti her-kese aynı uyguladığımızda, emaneti ehline verdiğimizde göreceğiz ki o yanlış felsefeler ağzımızda sakız olmaktan uzaklaşacak, yö-netişim birinci gruptakilerin eline geçecek.
Evet dostlar. Temel hastalığımız yöneti-ci hastalığıdır diye düşünüyorum. Görüşle-rime katılmayanlar olabilir. Ailede yönetici (anne-baba), bir şirkette yönetici, dernekler-de yönetici, partilerde yönetici… Yönetici yönetmeyi beceremezse, altındaki çalışanla-rın huzurlu olması, verimli olmaları bekle-nebilir mi? Yöneticilerin basiretsizliği temel problemlerin asıl kaynağını teşkil eder. Bir yerde yönetişim sorunu varsa orada işlerin yürümesi mümkün olmaz, verimlilik dibe vurur, dedikodu hastalığı kansere dönüşür. O yüzden bir ülke sorunlarını çözmek, kal-kınmış müreffeh bir toplum haline gelmek
istiyorsa işe yönetici yetiştirmeden başlama-lı. Osmanlıdaki Enderun sistemi gibi çağ-daş, dünyayı bilen yüksek ahlak sahibi yö-neticiler yetiştiren kurumlarımız olmalı.
Yönetici olmak “Ateşten gömlek giy-mek” gibidir. En fazla kul hakkına tecavü-zün olabileceği yerler yönetim makamları-dır. Yönetici olmak: bir mevki-makam sa-hibi olmanın, toplumda bir kariyer elde et-menin, çok kazanç sağlamanın kapısı ola-rak algılanır oldu. Bazı kurumlarda da işten kaçmak, insanlardan uzaklaşmak için kapa-lı bir mekânda şatafatlı ve rahat koltuklar-da vakit geçirme aracı olarak kullanılmakta-dır. Ne yazık ki kimileri de eşe dosta, hanım ve çocuklara hava atma aracı olarak kullanı-yor bu makamı. Oysa işleri verimli kılma, i-yilik ve güzellikleri başka insanlara ve kuru-luşlara transfer etme, insanları üretken hale getirmek, onları üretirken bir ibadet aşkıyla işini yapmalarını sağlama ve adaleti tesis et-mek için yöneticiliğe talip olunmalı. Bu has-letlerden yoksun yöneticilerimiz sadece ka-os ortamı yaratırlar.
Geri kalmışlığımızın nedenlerini düşün-düğümde baş sorun olarak bunu görüyorum. “Emaneti ehline vermek” bizim inancımızın temelidir. Görev alınmaz ama verilir diye bir şey vardır. Bizde hak etmeyenler göreve talip olurken, hak etmediği halde kendileri-ne görev verildiğinde, “hayır kardeşim ben bu işi yapamam” denilmiyor. İkisi de sonuç-ta işlerin mahvolmasına neden oluyor.
Önümüzdeki sayılarımızda devam et-mek niyetiyle, selam ve saygılarımla…
Sedat ŞAHİNÖZULAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
ş ğ y
7
8
İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş. ö-zel halk otobüsçülerinin tepkisine rağ-men 172 hattı 10 yıllığına kiralama iha-lesini gerçekleştirdi. Beklenenin üze-rinde ilgi gören ihaleye, İstanbul’daki özel halk otobüsü şirketleri katılmaz-ken bağımsız hareket eden esnafın ya-nı sıra şehir dışından ve farklı sektör-lerden yatırımcıların katılımı göz-lendi. Ortaya çıkan fiyatlar kimi-lerine göre çok yüksek kimileri-ne göre ise makul olarak değer-lendirildi.
İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş. tarafından 3 ayrı bölge için gerçekleştirilen 3 farklı ihaleye 340 geçerli teklif verildi. Firmanın Dolmabahçe’deki binasında ger-çekleştirilen ilk ihale Beyoğlu Dar Bölge’de 43 adet otobüs için ger-çekleştirildi. 61 geçerli teklifin ve-rildiği ihalede ortalama hat bedeli 220 bin lira olarak belirlendi. Ana-dolu Dar Bölge için yapılan ikinci
ihalede ise 62 adet otobüs için 105 ge-çerli teklif verildi ve ortalama hat be-deli 264 bin Lira’yı buldu. En son ya-pılan ihaleye ise ilgi büyük oldu. Üçün-cü ihale olan İstanbul Avrupa Dar Böl-ge ihalesinde 67 otobüs için 174 geçer-li teklif verilirken ortalama hat bedeli 331 bin Lira’ya kadar yükseldi.
İstanbul Otobüs A.Ş’nin 189 hat-ta 1500 otobüsü kapsayacak ihaleler zincirinin ilk halkası olarak gerçekle-şen 172 otobüsün kiralama ihalesine i-se halk otobüsü esnafı tepki gösterdi. İstanbul’un özel taşımacılığı özelleştir-me adı altında bu alanda deneyimi ve geçmişi olmayan bir şirket aracılığıyla
pazarlandığını savunan İstanbul O-tobüs, Özel Halk Otobüsü Sahiple-ri ve İşletmecileri Esnaf Odası ya-yınladığı bildiriyle “İETT İşletme-leri Genel Müdürlüğü İdari Encü-meni kararıyla, 2009 yılına kadar İstanbul Konut Hizmet ve Yöne-tim İşletmeciliği A.Ş. olarak faali-yet gösteren İstanbul Otobüs İşlet-meleri A.Ş.’ne 172 adet otobüs hat-tı işletme hakkı, sessiz sedasız tah-sis edilmektedir. Bu husus yasaya aykırıdır” diyerek ihalenin iptalini istiyor.
İETT kanunundaki “işletir, iş-lettirir” değişikliği 1947 yılına çı-
y y g ç
‘‘
’’
OTOBÜS A.Ş.
CEVAP BEKLEYEN
SORULARLA BİRLİKTE
172 OTOBÜS HATTI
KİRALAMA İHALESİNİ
GERÇEKLEŞTİRDİ VE
KASASINA 40 MİLYON
LİRANIN ÜZERİNDE PARA
AKTARDI.
OTOBÜS A.Ş. BİLMECESİOTOBÜS
??????
9
karılan bir yönetmeliğe dayandırıla-rak herhangi bir ihale ilan ve çağ-rısı yapılmadan doğrudan İstan-bul Otobüs İşletmeleri A.Ş.’ne ve-rildiğini savunan Oda yaptığı a-çıklamada “Bu şirketin ortakla-rı arasında İBB-KİPTAŞ-İSTON-İstanbul Ulaşım A.Ş.-İSFALT bu-lunmaktadır. Yaklaşık 140 yıllık bir ulaşım altyapısına sahip olan İETT İşletmeleri ise bu şirketin ortakları a-rasında dahi yer almamaktadır. Bu-nun özel bir anlamı var mıdır?” diye soruyor.
Ulaşımın yeni aktörü olarak ortaya atılan Otobüs A.Ş.’nin hizmete yönelik bütün işlerinin ihale şartnamesine gö-re İETT altyapısı ve personelinden kar-şılanacağını belirten Oda “Her açıdan deneyimsiz olan bu yeni aktör 140 yıl-lık bir kurum olarak İETT’yi nasıl yö-netecektir? Parasal işlemler ise her aşa-mada Otobüs A.Ş.’ye aktarılmaktadır. Buradaki sır kamuoyuna açıklanmalı-dır” diyor.
İhaleye katılmayan Halk Otobüsü esnafı ise durumdan kaygılı. Özellikle kendi hatlarında araç sayısının artırıldı-ğını belirten esnaf “zaten mevcut hatla-rımız iyi değilken bu ihale ile daha kö-tü olacağına inanıyoruz” diyor. Statü o-
larak da endişesi bulunan esnaf, yeni a-raçların kendilerine yaratacağı akıbeti karamsarlıkla yorumlamakta. Esnaf o-luşan mevcut durum ile ilgili hem Bü-yükşehir Belediyesi, hem İETT hem de İstanbul Otobüs A.Ş.’den tatmin edici açıklama bekliyor.
OTOBÜS A.Ş. BİLMECESİA.Ş. BİLMECESİ
10
Halit Çağlı Beyoğlu bölgesinden 321 kodlu hattı aldım. İhale-
lerin yapılması iyi bir şeydir, ancak bu rakamlar çok yüksek. Kimse bu rakamların altından kolay kolay çıkamaz. Hat ve otobüsün toplam maliyeti 500 bin lirayı aşıyor. İnsanların 10 yılda bu maliyeti dahi kar-şılamaları zordur. Ben aynı zamanda Öztaş şirketi-ne ait B bölgesindeyim. Bu ihalenin yapılması as-lında bize zarardır. Biz istemezdik ama sürpriz şe-kilde ortaya çıktı.
Servet Eren Beyoğlu bölgesi için yapılan ihalede 1 araç
almak için teklif verdik. İhalelerin yapılması hem iyi hem kötü oldu. Açıkçası, süreç kapalı kutu gibi, ne olacağını bilemiyoruz. Ayrıca, iha-lede fiyatlar çok fazla yükseldi. Ben o fiyatlara, araçları almak istemem. Bu ihaleleri ancak bü-yük paralarla oynayanlar alabilir. Yoksa bu iha-le, orta bütçelileri mahveder, batırır.
Fahrettin ÇiçekFiyatlar yüksekti ama ihale çok güzel geçti. Ve-
rilen fiyat 314 bini buldu. Rakamların bu kadar yükselmesini beklemiyorduk. Ancak işsizliğin faz-la olduğu bu dönemde ihaleye talep de fazla olun-ca rakam biraz şişti. 180 binden gidecek hatlar, 300 bini aştı. Ama yine de hayırlı olsun. Yeter ki, vatandaş iş bulsun. İBB Başkanı’na da teşekkür ediyorum. Bu şehirde herkese iş var. İhale süreci de hiçbir sürtüşme yaşanmadan gerçekleşti.
Muzaffer Vural Bu sektörün içinden değilim. Normalde tekstil işi
yapıyorum. Bu işe girmek bireysel bir tercih değil. Ailece aldığımız karar doğrultusunda ihaleye giriyo-ruz. Avrupa bölgesinde 1 araç almak için ihaleye gir-dik. İhale sistemi hatalıydı. Yüksek verilen tekliften aşağıya doğru sıralama yapılmalıydı. Ancak burada, verilen tekliflerin ortalaması alınması yolu tercih edil-di ve buna belediye çanak tuttu. İhalenin iyi yönleri ise, halka açık olması ve kapalı zarf usulü olmasıydı.
Mustafa TuranBen balıkçılık işiyle uğra-
şıyorum. Hatlar konusunda fazla birikimim yok. Arka-daşımın tavsiyesi ile ihaleye katıldık.
Belediyenin hatları kirala-ma ihalesini de değerlendir-mek gerekirse, bu olumlu bir şeydir. Bundan halkımız isti-fade ediyor.
Böylece insanlara istih-dam imkanı sağlanmış olu-yor. Bu da faydalı bir şeydir.
Eyüp Balcı 2 aracın alımı için ihaleye girdim. İhalede fi-
yatlar çok yükseldi. Ben normalde 160’la 170 bin arasında bir rakam bekliyordum ama 226 bin liraya kadar çıktı. İhalelerin yapılması çok iyi oldu. Artık belediye bu işlerden elini çeke-cek. Önümüzdeki dönemin çok harika olacağı-na inanıyorum. 10 ya da 20 araba için ihaleye giren şirketler var.
Yücel Aktürk İstanbul çift katlılarda şoförüm. Bu ihaleye
katılma kararı verdim. Ancak fiyatı yüksek bul-dum. 170 ila 180 bin arası fiyat beklerken, or-taya çıkan rakam bunu çok aştı. Fiyatların bu kadar yükselmesinde sektörü tanımayan insan-ların ihaleye ilgi göstermesi etkili oldu. Şartna-meyi okumadan, hattın sadece 10 yıllık kira ol-duğunu görmeden ihaleye girenler fiyatları şi-şirdi. İnsanlar bu işten çok zarar görecek.
Mustafa TuranBen balıkçılık işiyle uğra-
şıyorum. Hatlar konusunda fazla birikimim yok. Arka-
İHALEYE GİRENLERMEMNUNİstanbul Otobüs A.Ş.’nin düzenledi-
ği 172 hattın ihalesi, toplu taşıma sek-törüne ilk defa adım atanlar ve sektörde gücünü arttırmak isteyenler tarafından memnuniyetle karşılandı. İhalenin usulü ve fiyatların 300 bin lirayı aşmasına ise tepki gösterildi.
11
Şefik ÇİÇEK B-005
Bundan böyle pastayı paylaşanlar artacak. Pastayı payla-
şanlar 5 kişiyse artık bu 8 kişiye çıkacak. Ben şoförüm ama
yine de sektörün ne kazandırdığını biliyorum. Aracın gelirini,
giderini görüyoruz. Aracın mazotunu karşılayamıyor insan-
lar. İhaleyi alanlar araç da aldıklarında maliyetleri 600 bin li-
rayı bulacak ve 10 yılda bu parayı çıkartıp kara geçmek du-
rumundalar. Ben olsam bu şartlarda hat almazdım. Sektör
kar edemiyor artık. Şirketler ihaleye iptal davası açtı. Uma-
rım, ihale iptal olur.rım, ihale iptal olur.
Bekir CAN A-404
İhaleyi alanlar belki 600 bin lira harcamış olacak ama
bu parayı çıkartabilirler. Ayda 10 bin lira kar etse, maliye-
tini 10 yılda da rahatça çıkartabilir. İhalenin iptali için dava
açıldı. İhalenin iptali bizim için iyi olur. Ama halkın gözüy-
le bakarsan, yeni hataların ortaya çıkması olumlu bir ge-
lişmedir. Sonuçta olaylara herkes kendi gözüyle bakıyor.
İhaleyi yapanların farklı fikirleri olabilir. Belki de ilerde bizi
aynı çatı altına toplamaya çalışırlar.
Ali YOLUM C-050
İhalenin yapılmış olması bizi her yönden olumsuz et-
kileyecek. Bizim hatlarımız 1 yıllığına kiralanıyor. Yapılan
ihalede ise, hat için 10 yıllık güvence veriliyor. Bu anlam-
da ihaleden hat alanlar kardadır. İETT ihale yoluyla elin-
deki hatları elinden çıkararak bu işten elini ayağını çek-
mek istiyor. İhalenin iptali için dava açıldı ama iptal ola-
cağını sanmıyorum.
Ahmet TOPÇU A-230
İhaleler, bizim için kötü olur. Daha ilk etap olmasına
rağmen sektöre 172 araç katılıyor. Zaten yolcu da yok.
Kazancımız düşük. Sektör artık para kazanamıyor. İhale-
ye girenlerin 600 bin lira maliyeti olacak. Bu maliyetlerin
10 yılda çıkarılabileceğini tahmin etmiyorum. İhaleye iptal
davası açıldı ama iptal olacağını sanmıyorum. Çok boyutlu
bir mesele bu. Daha geniş bakmak gerekir.
Bahattin KANZAK B-008
İstanbul Otobüs A.Ş. adıyla kurula şirket, önümüzde-
ki dönemin şekillenmesinde belirleyici olacak. Bu şirke-
tin tutumu katı olursa, vatandaş içinde, bizim içinde iyi
olmaz. Bizim için durum pek olumlu gözükmüyor. İha-
le sebebiyle sektörde gelirlerin düşeceğini zannetmiyo-
rum. İhaleye sektör dışından insanların girmesi, kalitenin
de düşmesine neden olacak. İhaleyi alanlar aracı ile bir-
likte 600 bin lira harcamış olacak. Ancak bu parayı 10
yıl içinde çıkarmak imkansız. İhaleye girenler de bu yüz-
den mağdur olacaktır. Bu ihale her yönüyle olumsuzdur.
y c ğ
11
Emrah EKİNCİ A-392
Sektörün gelirlerini düşecektir. Dolayısıyla bu ihale bizi
olumsuz etkiliyor. Şirketlerimizin toplanarak ihalenin ip-
tali dava açması olumlu bir gelişme. Hem sektöre dışa-
rıdan da insanlar girecek. Bu insanlar sektörü tanımıyor.
Bu anlamda da işlerin yolunda gidip gitmeyeceği belirsiz.
Adem ŞAHİN C-067
Yapılan ihale sonucunda zarar göreceğiz. Fakat sonuç
halka faydalı olacaksa yapılması hoş görülebilir. Ancak bu
ihale ile çözüm getirmemiştir. Daha farklı bir yolla çözüm
aranmalıdır. Ama yolcu gözüyle bakıldığında sektörde re-
kabetin artması iyidir.
Faruk ÇERŞİT C-220
İhalelerde rakamlar 300 bin lirayı aştı. Buna bir de
araç maliyeti eklenirse, ihaleye girenlerin maliyeti 600 bin
lirayı buluyor. Zaten bu şartlarda, 10 yıl içinde bu paranın
çıkarılması mümkün değil. Sektöre yeni isimler katılma-
sı rekabeti de arttıracağından, bizim gelirlerimiz de düşe-
cektir. Araçların artması yolcu bulmayı zorlaştırır. İhalenin
iptal edilmesi çok iyi olur.
Yeterince rakibimiz var, daha da artması kötü olur.
Rıfat GÜL D-019
İhale sonucunda sektöre katılan yeni oyuncular, gelir-
lerimizi önemli oranda düşürecektir. İhale sonucunda 300
bin lira para ödeyen bu yeni oyuncuların, bu parayı 10 yıl-
da amorti etmeleri de çok zor gözüküyor. Bu yeni gelen-
ler sektörü tanımıyor. Aldığı hattın daha nerden geçtiği-
ni bilmiyor, maliyetinin ve kazancının ne kadar olduğu-
nu bilmiyor.
ESNAF İHALEYE TEPKİLİESNAF İHALEYE TEPKİLİİstanbul Otobüs A.Ş. öncülüğünde, ilk etapta 172 hattın ihalesinin yapılmasına esnaf da tepki
gösterdi. Mevcut durumlarının zaten sıkıntılı olduğunu ifade eden sektör mensupları, ihalenin sonucunda şartların daha da zoraşacağını vurguladı.
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK ADIM
“Hayatı Daha İyi Taşıyabilmek” sloganıyla yola çıkan ve “Toplu Ta-şımacılıkta Devrim” niteliğinde ye-niliklere imza atan Ankara Özel Halk Otobüsü Esnaf Odası Ankara Bü-yük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’ten gelen müjdeli habere çok sevindi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başka-nı Melih Gökçek’in talimatıyla yönet-meliklerde yapılan bir değişiklik, şehir-de kaliteli ulaşım açısından meyveleri-ni gecikmeden vermeye başladı. Yapılan değişikliğe göre; araçlarını kriterlere uy-gun sıfır araçlarla değiştiren esnafın üç yıl yüzde elli indirimli durak katılım payı ödemeleri ön görülüyordu. Yeni düzenle-meye esnafın olumlu tepki verdiğini be-lirten Ankara Özel Halk Otobüsleri Odası (ÖHO) Başkanı Mustafa Ali Şişman “Be-lediye Başkanımız Melih Gökçek’e esna-fım adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Getirdikleri kolaylık sonrasında kısa sü-rede araçlarımızın yüzde 30’u Euro 4 kali-tesinde, duman atmayan, klimalı, Avrupa standartlarında araçlarla değiştirildi. Bu o-ran bir yıl içerisinde yüzde 80’e ulaşacak. Bu sayede Ankara’da toplu taşıma kalitesi arttı. Vatandaşlara daha kaliteli hizmet ver-menin yolu açılmış oldu.” diyor.
2005 yılında ÖHO’ da göreve gelen Mustafa Ali Şişman ve ekibi Türkiye’ye bir ilk niteliğinde uygulamalara imza at-tı. ÖHO’ nun hayata geçirdiği birbirinden değerli projeler arasında “Çevre Dostu A-raçlar, Psikoteknik Testler, Eğitim Semi-
nerleri, Gps Tabanlı Canlı Araç Takibi, Bilgi Ekranı ve Kamera İzleme Sistemi” bulunuyor.
Hayata geçirdikleri uygulamaların tü-münün değerli olduğunu vurgulayan Mus-tafa Ali Şişman “Özellikle personele ti-yatro anlatımlı olarak verdiğimiz eğitim çok etkili oldu. Bütün uygulamalar sonra-sında yolcu şikayetlerinde yüzde 80’e va-ran bir azalma gözlemledik. Amacımız belediyemize ve kentimize yakışır bir ula-şım hizmeti vermek. Bizler çağımızın ge-reklerini yerine getirerek Ankara’da toplu taşımacılığın olumsuz görünümünü değiş-tirmek için yola çıktık” diyor.
‘‘
’’
ANKARA BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYESİ KRİTERLERE
UYGUN SIFIR ARAÇLARI
TERCİH EDEN ÖZEL
HALK OTOBÜSÜ
ESNAFININ DURAK
KATILIM PAYLARINI 3
YILLIĞINA YÜZDE ELLİ
İNDİRDİ. ŞİMDİDEN
OTOBÜSLERİN YÜZDE
30’UNU YENİLEDİ.
-
-
an y-
ayı e- nerleri, Gps Tabanlı Canlı Araç Takibi,
ED
12
13
KAYSERİESNAFIDOĞALGAZDAÖTV MAĞDURU
Halk otobüsleri belediyelerimiz de-netiminde çalışan ve “kamu hizmeti” veren toplu taşıma araçlarıdır.
Kamu hizmeti yapan halk otobüsçü esnaf olarak da birçok sorunla uğraş-mak zorundayız. Bu sorunlarımızdan ön plana çıkanları ise dört başlık altın-da toplayabiliriz.
Vergiler, yasal dayanağımız, ser-best binişler ile güzergâhlar ve çalış-ma zamanları. Bu sorunları biraz aça-cak olursak:
Bizler Kayserimiz ve tüm illerimiz-de çalışan esnaflar olarak gelirlerimiz tamamen kontrol altında olup hiçbir kaçağımız ve kayıt dışımız yoktur.
Ancak en çok gider kalemimiz olan yakıt giderlerimizden ÖTV’nin kaldı-rılması ve biletlerimizdeki KDV’nin diğer işletmelerde olduğu gibi %18 den %8 e çekilmesi talebimizdir. Bu uygu-lama hayata geçirildiğinde çalışan es-naflarımız da bir nebze rahatlamış ola-caktır.
Kayseri de doğalgazlı araçlarda hiz-met etmekte olan esnaflar olarak; doğal-gaz kullandığımız için mağdur oluyoruz.
Oysaki; konutlarda, sanayide ve başka hiçbir sektörde Doğalgaz da ÖTV yoktur. Bu nedenle ÖTV’nin top-
lu taşıma araçlarından kaldırılarak mağduriyetimizin giderilmesini ta-lep etmekteyiz.
Öğrenci servislerindeki %8 KDV’nin de indirimli biletlerde uy-gulanmasını istiyoruz.
Serbest binişler konusuna gelin-ce. Burada özellikle Sayın Başba-kanımıza sesimizi duyurmak istiyo-rum:
Sayın Başbakanım; engin görüş-lerinize sığınarak, tüm olumsuzluk-lara çözüm üreten bir lider olarak bizlerinde bu sorunlarımızı çözece-ğinize inanıyoruz.
Sorunun çözümü için de 28,01,2002 tarihli ve 2002/3654 sa-yılı kararnamenin 8-1-2001 tarihli ve 4736. 1. maddesinin aynen uygu-lanması önemlidir.
Halk otobüsçü esnaf olarak “Ya-sal Tanım” konusunda da ciddi mağ-duriyet yaşamaktayız. 4925 sayılı kanunda 4. maddesinde yer alan halk otobüsü tanımının yapılması gerekti-ğini düşünüyoruz.
Ayrıca “Meslek Kuruluş Temsilcileri-ne” UKOME ‘ye üye olarak temsil yetkisi verilmesi ve “Hat, Güzergah tespitinde” meslek temsilcilerinin görüşü dikkate alı-narak ortak karar alınması önemlidir.
Sonuç olarak halkımıza daha güzel hizmet edebilmek adına taleplerimizin dikkate alınarak sorunlarımıza çözüm ge-tirilmesi büyük önem taşımaktadır.
SaygılarımlaKAYSERİ OTOBÜSÇÜLER ESNAFI ODASI BAŞKANI
NİYAZİ USLU
14
A B A NİS T A N B U L Y O L L A R I N D A
15
HALKA HiZMET HAKKA HiZMET
ALÇAK TABANDAEN UYGUNFiYAT
COBRA GD 272 LF ALÇAK TABAN ŞEHiRiÇi
TOPLU TAŞIM SANAYi TiCARET LTD.ŞTi.
MARMARATurgut Özal Caddesi Esenler
Oto Sanayi Sitesi 16.Blok No:6İkitelli - Başakşehir İSTANBUL
Tel.: (0212) 671 02 62671 02 63 671 02 64
Fax: (0212) 671 02 66
GÜLERYÜZ COBRA
G Ü L E R Y Ü Z C O B R A A B A NA L Ç A K T A B A NGG ÜÜ LL E RR YYY ÜÜÜÜ ZZZZZ CCC OO BB RR AA AA LLL ÇÇ AA KKİS T A N B U L Y O L L A R I N D AİS T A N B U L Y O L L A R I N D A
16
GÜLERYÜZ COBRA ALÇAK TABAN Y
Güleryüz Cobra’nın yetkili satıcısı
Marmara Toplu Taşım’ın Yöne-
tim Kurulu Başkanı Naci Kayın
esnafın alçak tabanlı araçlarına
gösterdiği ilgiden son derece mem-
nun. Naci Kayın ile yüksek kalite,
üstün teknoloji ve 142 bin Euro’luk
sınıfındaki en uygun fiyatıyla esnafın
can simidi olan GD 272 LF Alçak
Taban üzerine konuştuk.
Yüksek kalitenin fiyatı: 142 bin
Euro
Avrupa ülkelerinde ortalama
yüzde 4 enflasyon var. Avrupa’da
zamlar yılda bir kere yapılıyor, o da
yılbaşında gerçekleşiyor. Motora,
şanzımana, defransiyele ciddi bir
zam yapılıyor. Bu bizi de etkiledi.
Buna rağmen otobüs satıcıları
arasında, yüksek kaliteyi en uygun
fiyata sunan Güleryüz COBRA’dır.
Araçlarımız 142 bin Euro’dan
satılıyor.
COBRA ile yüzde 39 daha düşük
yakıt tüketimi
Güleryüz COBRA’nın yakıt tüket-
imi yüzde 39 daha düşüktür. Kendi
müşterimiz, bir meslektaşıyla aynı
anda yakıt aldığını, arkadaşı dizel
yakıt alırken kendisinin daha pahalı
olan Euro dizel almasına rağmen
aynı parayı ödediklerini söylüyor.
Normal dizel ile Euro dizel ciddi fiyat
farkı var. Yani bizim müşterimiz, 150
litre benzin aldığında 30 lira daha az
yakıt ücreti ödüyor.
MAN motorun yüksek teknolo-
jisi sayesinde Gülerüz COBRA
araçlarında amonyak ihtiyacı ol-
madan Euro 5 normlarında du-
man çıkarıyor. Bu teknolojiye sa-
hip olmayan firmalar, bu maliyeti
müşterilerine ödetiyor. Biz de ise
böyle bir sıkıntı yok.
MAN motor ile ZF şanzıman Gül-
eryüz COBRA’da buluştu
Güleryüz COBRA araçlarında Euro
5-MAN motor kullanılmaktadır.
Bu motor, 290 beygir gücüne sa-
hiptir. Araçta, ekomat 4, 6 ileri ZF
Şanzıman kullanılıyor. Ön dingil
ZF’den alınıyor. Fren sistemi de
MAN’ın kullandığı fren sistemidir.
Biz bunları zaten 5 yıldır çift katlı
araçlarda kullanıyoruz.
Avrupa yakasının tek yetkili ser-
visiyiz
İstanbul’da Güleryüz COBRA sat-
maya 2000 yılında başladık. Avrupa
yakasının tek yetkili servisiyim.
Türkiye’de yetkili satıcı olarak ben
varım. Bir de fabrikanın kendisi var.
Fabrika ile de iletişimimiz çok
iyi. Toplantılarda olumlu, olumsuz
ve dikkat edilmesi gereken şeyleri
rapor ediyoruz.
Onlarda gerekeni yapıp arkamızda
duruyorlar. Bir arabada herhangi
bir sıkıntı olduğu zaman duyarsız
kalmayıp hemen gerekli adımları
atıyorlar. Bu sayede de hizmet kali-
temiz daha da artıyor.
NACİ KAYIN’I
TANIYALIMUrfalı. Güleryüz Cobra Marmara Toplu
Taşım San. Tic. Ltd’nin Yönetim Kurulu Baş-
kanı. 1983 yılından beri camianın içerisinde.
2000 yılından bu yana Gülüryüz Cobra’nın yetki-
li bayii olarak hizmet veriyor. Sektörümüzün her
dalında görev aldı. Yöneticilik, işletmecilik, şo-
förlük ve biletçilik yaptığı için sıkıntıları, ih-
tiyaçları iyi biliyor, ona göre çözümler
üretmeye çalışıyor. Başarısının
sırrı burada yatıyor.
17
YÜKSEK KALİTE, EN UYGUN FİYAT
Bu günlerde ciddi bir yoğunluk
yaşıyoruz. Hem ihalenin etkisi-
yle hem de yurtdışı siparişleri
yoğunluğu arttırıyor. Ama herhangi
bir sıkıntı yaşamadan süreci yöneti-
yoruz.
Servisimiz Pazar günü de açık
50’nin üzerinde personelimiz var.
Kaporta, boyama, mekanik, cam,
yağlama, pres ve motor bölüm-
lerimizin hepsi mevcut. Servislerimiz
gece 12’ye kadar açık.
Esnafın büyük çoğunluğu beni
tanır. Karakter olarak da yumuşak
bir insanım. Benim karşıma otu-
rup da anlaşamadan kalkan daha
olmamıştır. Mesela şoförün biri
arıyor ‘‘Kapının biri kırıldı, kaynak
olacak’’ diyor. Her ne şartta olur-
sak olalım her şeyi erteleyerek işi
hallediyoruz. Buradaki amaç, işi
halletmektir. Para kazanmak değil.
Vatandaşın işini görüp işine döne-
bilmesini sağlamaktır. Servislerimiz
Pazar günleri de açıktır. Elimizde
iş varsa, işi bitirene kadar açığız.
İş yoksa da gece 11-12’ye kadar
bekliyoruz. Ben de hemen hemen
12 yıldır, her Pazar günü buradayım.
Gelmediğim günleri toplasan 3-5
günü geçmez.
‘Yedek parça’ sorun değil
Servislerimizde yedek parça
sıkıntısı yoktur. Anadolu, Ergo
ve Allianz sigorta şirketleri ile
anlaşmalarımız var. Hasarlı bir
araç servisimize geldiğinde, en kısa
sürede gerekli orijinal yedek parçayı
bulup kullanabiliyoruz.
İstanbul’da çalışmaya devam
eden 650 civarında Güleryüz COBRA
otobüs var. Bunun içinde çift katlı
otobüsler, Taksim’deki turizm oto-
büsleri ve dokuz metrelik otobüsler
bulunmaktadır.
Güleryüz COBRA Alçak Taban
Avrupa yollarında
Alçak tabanlı Güleryüz COBRA
araçlarını, 2006 yılında Sofya’ya
satmak üzere 80 adet ürettik. Şu
an Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da
80 adet Güleryüz COBRA çalışmaya
devam ediyor. Mercedes’e de araç
üretiyoruz. Mercedes bu araçları
Avrupa’da kendi markasıyla satıyor.
Görüldüğü üzere alçak tabanlı oto-
büs üretiminde oldukça tecrübeliyiz.
Alçak tabanda 9.15 metre ve 10.5
metrelik otobüs üretimi yapıyoruz.
İETT genel müdürü fabrikamıza
yaptığı ziyarette, araçları inceledi ve
çok beğendi. Hatta belde belediyel-
erine ‘‘9 metrelik küçük araç tarifini
değiştirin de bu araçları kullanalım’’
diye talimat verdi. 10.5 metre-
lik araçları, şu anda Romanya’ya
satıyoruz.
İşimizi severek yapıyoruz
Güleryüz COBRA olarak bu
sektörde çalışmaktan zevk alıyor
ve işimizi seviyoruz. Zaten bu iş,
sevmeden yapılabilecek bir şey
değil. Ailemle bir yere gitsem de,
‘‘Aracımızda bir sıkıntı var’’ diye
gelen bir telefonla hemen harekete
geçerek, sorunları çözmeye
çalışıyorum. Çünkü önemli olan
esnafın işinin halledilmesidir. Biz
de bunu yapabilmek için özveri ile
çalışıyoruz.
Güleryüz Cobra Çok Yolcu Alıyor
Güleryüz COBRA’ya güven duyuy-
oruz. Sektörü bilen biri olarak bunu
rahatça söyleyebilirim. Aracın sürüş
keyfi de çok yüksek. Ben iddia edi-
yorum ki, alçak tabanlı bu aracımız
basamaklı kadar yolcu almaktadır.
Fabrika yöneticileri sektörü çok iyi
tanıdığından, mühendisleri doğru
yönlendirip esnafın arzu ettiği
biçimde otobüs ürettiriyor. Ben de
zaman zaman ‘‘şuraya bir koltuk
daha yerleştirilebilir’’ gibi önerilerde
bulunuyorum. Eğer kurtarıyorsa bu
bir avantajdır. Güleryüz COBRA bu
tavsiyeleri dikkate alıyor ve ortaya
hoş bir otobüs çıkıyor.
Markalar etik davranmalı
Bizim markamız hakkında kimi
olumsuz söylemler ifade ediliyor.
Biz kendi aracımızın meziyetlerini
anlatıyoruz. Diğer araçları kötül-
eme gayretine girmiyoruz. Diğer
otobüs yetkililerin de daha etik
davranmasını bekliyoruz. Sonuçta
markalar farklı olsa da kalite hep-
sinde yüksek. Kötü araç yok. Burada
herkes kendi hizmetini sunmalı
ve müşterilerin tercihine saygı
duymalıdır. Başka markaları kötül-
emek şık olmuyor.
GÜLERYÜZ COBRA’NIN ALÇAK TABANLI ARACI GD 272 LF, YÜKSEK KALİTESİ, ÜSTÜN TEKNOLOJİSİ VE 142 BİN EURO’LUK
SINIFINDAKİ EN UYGUN FİYATIYLA ESNAFIN İLGİ ODAĞI.
18
Biz 4 Ağustos 2010 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul neticesinde göreve seçilmiş yeni bir yönetimiz. Halk otobüs iş-leticileri olarak zor ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde üyelerimizin hak ve menfaatlerini savunmak için elimizden ge-len tüm çabayı sarf ediyoruz. Göreve geleli kısa bir süre olmasına rağmen önemli başa-rılara imza attığımızı da buradan belirtmek isterim. Bunlardan bazılarını kısaca özetle-mek gerekirse:
Araçlarımızın arka cam ve kaput bölü-müne reklam almak suretiyle üyelerimize ek gelir kapısı açtık.
Yıllardır kullanmak zorunda bırakıldı-ğımız “validatör cihazlarının” modern ci-hazlarla değiştirilmesi ve kazanç şeffaflığı-nın sağlanması adına yaptığımız girişimler olumlu sonuç verdi.
En kısa zamanda cihazların değişmesi ile hem kazancımızın ne olduğunu daha net görebilecek ve hem de veri aktarma istas-yonlarında kaybettiğimiz vakit ve paradan tasarruf edebileceğiz.
Ayrıca bu cihazlarda tüm kredi kartla-rıyla ödeme yapılabilmesi de var olan “bi-let bulamama” sorununu ortadan kaldırmış olacaktır.
Büyükşehir Belediyesinin “imtiyaz be-deli” adı altında her araçtan tahsil ettiği be-dellerin iptali için mahkemeye başvurduk ve davamız halen sürmektedir.
Araçlarımıza “elektronik tabela” takıl-ması için yaptığımız girişimler neticesinde şubat ayı sonu itibariyle bu tabelalar bedel-siz olarak monte edilmeye başlanacaktır.
Büyükşehir Belediyesinin toplu taşıma sözleşmesinde yer alan “Toplu taşıma araç-ları 5 yaşından büyük olamaz” maddesi-nin iptali için açtığımız davada yürütmeyi durdurma kararı aldık ve davamız hala sür-mektedir.
Çalışan personele “yaka kartı” uygula-ması getirdik Böylelikle Odamızın onayı alınmadan hiçbir şoför araçlarda çalıştırıl-mayacaktır. Disiplini sağlamak adına aldı-
ğımız bu kararın olumlu yansımalarını şim-diden görmüş bulunmaktayız.
Bu ve bunun gibi pek çok uygulamaya imza attık. Esnaflarımızın kronikleşen so-runlarının üzerine cesaretle gittik, gidiyo-ruz. Amacımız hem Eskişehir halkına mo-dern ve kaliteli hizmet vermek, hem de kentimizin marka değerini daha yukarılara taşımaktır. Bundan sonraki süreçte de üye-lerimizin kazancını artırmak adına projele-rimiz tüm hızıyla sürecektir. Halk Ulaşım Dergisi vasıtasıyla burada tüm otobüsçü es-nafına hayırlı işler kazasız belasız bol ka-zançlar diliyorum. Her zaman halkçının ya-nında olan derginize de bir kez daha teşek-kür ediyorum. Saygılarımla…
Ramazan BEŞTAŞEskişehir Halk Otobüsçüler
Odası Başkanı
ESKİŞEHİRESKİŞEHİRHALKHALKOTOBÜSÇÜLEROTOBÜSÇÜLERODASI’NDANODASI’NDANTAM GAZTAM GAZHİZMETHİZMET
19
Temsa’nın ilk özel halk otobüsü
yetkili satıcısı Coşkunlar Otomotiv
teslimatlarına devam ediyor. Geçen
ay gerçekleştirdiği teslimatların ar-
dından, Yeni İstanbul Halk Otobüs-
leri A.Ş. ve ÖZULAŞ filolarında kul-
lanılmak üzere 2 adet daha Temsa
Avenue teslimatına imza attı.
Coşkunlar Otomotiv tesislerin-
de Temsa yöneticileri, Coşkunlar
Otomotiv’den Kani Coşkun ile Ö-
zel Halk Otobüsü Dernek Yöneti-
cilerinin katıldığı törende, Temsa
Avenue’lar
Tekin Akın ve Ahmet Arıcı’ya tes-
lim edildi. Teslim edilen Temsa
Avenue’ler İstanbul Anadolu ve Av-
rupa yakasında hizmet verecek. Ö-
zulaş A.Ş.’den Tekin Akın’a teslim
edilen Avenue, Anadolu yakasın-
da çalışan ilk tam alçak tabanlı o-
tobüs olma özelliğini taşıyor.
Coşkunlar Otomotiv sahibi Ka-
ni Coşkun teslimatta yaptığı konuş-
mada; “İstanbul halkına hizmet ve-
ren Euro 5 motor ve tam
alçak tabanlı Temsa Avenue’lerin
sayısının artması bizleri gurur-
landırıyor. Hizmet verecek olan
Avenue’ler tüm İstanbul’a hayırlı
olsun” dedi.
Teslimat törenine katılan İstan-
bul Halk Ulaşım ikinci başkanı Lok-
man Akhan; “Avrupa yakasında ça-
lışan Temsa Avenue araçları yakın-
dan takip ettim ve araçlardan duyu-
lan memnuniyet sonrasında ben de
Coşkunlar Otomotiv’e Temsa Ave-
nue siparişi verdim” dedi.
İstanbul’da Temsa -İstanbul’da Temsa - AVENUEAVENUE sayısı sayısı COŞKUNLAR OTOMOTİV İLE ARTIYOR
cilerinin katıldığı törende, Temsa
Avenue’lar
CoşkunlarOtomotiv, Teslim ettiği
Euro 5 motor ve tam alçak tabanlı Avenue’lar ile İstanbul şehiriçi toplu
taşımanın kalitesini yükseltiyor
20
Otobüs taşımacılığı sektörünü,
ülkeler arası taşımacılığa açmak
istediklerini vurgulayan Terzi,
‘‘Dünyada en iyi yaptığımızı
düşündüğümüz karayollarıyla,
şehirlerarası ve uluslararası
yolcu taşımacılığını, bölgemizdeki
diğer ülkelere taşımak, sınırları
problem olmaktan çıkararak,
sınırların ötesinde de taşımacılığın
yapılabileceğini göstermek istiyor-
uz’’ diye konuştu.
2 senedir Azerbaycan’ın ka-
rayolu ile hac taşımacılığını Türk
taşımacıların yaptığını ifade eden Ter-
zi, bunu Türkmenistan’a Kazakistan’a,
birçok ülkenin taşımacılığından
pay alarak geliştirmek istediklerini
söyledi. Ülkeler arası taşımacılığı,
Türk toplu taşıma sektörüne açmayı
en büyük hedefleri haline getir-
diklerini dile getiren Terzi, Türkiye’de
de 1992 yılında malum güvenlik
sorunları sebebiyle kapanmış olan
karayolu ile haccın, güvenlik prob-
lemlerinin ortadan kalktığı bu gün-
lerde yeniden açılmasını arzu et-
tiklerini belirtti.
Sektörün birçok sorunu yer-
inde görmek ve yerinde çözüm
önerileri bulmak için faaliyetlerde
bulunduğuna dikkat çeken Ter-
zi, TOFED olarak yapılan bölge
toplantılarında sektörü bilin-
çlendirmek ve yeni çıkan kanun,
yönetmelik konusunda aydınlatmak
veya sektörün menfaatine olmayan
durumlarda sektörün menfaatini ko-
rumak ile ilgili çalışmalar yaptıklarını
söyledi.
Otobüsçünün kendi kredi kartı
olacak
Federasyonun ekonomik
konuların ön plana çıktığı son
dönemde, sektörün menfaatleri
doğrultusunda maliyetleri aşağıya
düşürmeyi hedefleyen çalışmalar
yaptıklarını belirten Terzi, bu
kapsamda, 2009 yılında Shell
firmasıyla anlaşma yaptıklarını ve
akaryakıtı sektör mensuplarına
daha indirimli verdiklerini ifade
etti. Çeşitli bankalarla indirim
konusunda görüşmelerin de devam
ettiğini dile getiren Terzi, TOFED
adına özel kredi kartı çıkartılacağını
müjdeledi. Bu kredi kartına da diğer
alanlarda indirim sağlayarak sek-
töre maliyetten kazanma dönemini
açacaklarını vurguladı.
TOFED’in hem yurtdışında hem
içeride sektörün temsilciliğini
üstlendiğini belirten Terzi,
TOFED’in uluslararası yapılan
‘Bus World’ fuarını Türkiye’de 3
defa gerçekleştirdiğini dile getirdi.
TOFED’in bu yönüyle, üretici firma-
lar ve tüketici olan firma sahiplerinin
buluşmasında tampon görevi
gördüğüne dikkat çekti.
Hızlı tren bizim rakibimiz
Hava yolu taşımacılığının kara
yolu taşımacılığı için bir rekabet
unsuru olmadığına işaret eden
TOFED Başkanı Rüştü Terzi:TOFED Başkanı Rüştü Terzi:‘‘Halkımızı‘‘Halkımızıotobüsleotobüslehaccahaccagötürmeyigötürmeyiarzuluyoruz’’
Türkiye’deki arz-talep den-gesinin boyutunu büyüte-rek sınırları aşmayı planladı-ğı belirten TOFED ( Türkiye Otobüsçüler Federasyonu ) ve Türkiye Karayolu Taşıma-cılığı Meclisi Başkanı Rüştü Terzi, ‘‘1992 yılında malum güvenlik sorunları sebebiy-le kapanmış olan karayolu i-le haccın, güvenlik problem-lerinin ortadan kalktığı bu günlerde yeniden açılmasını arzu ediyoruz.’’ dedi.
21
Terzi, önümüzdeki dönemde
yaygınlaştırılacak olan ‘hızlı
tren’lerin sektör için rekabet
kapsamına gireceğini vurguladı.
Bunun sektörün potansiyelini biraz
daha düşüreceğini belirten Terzi,
‘Uluslararası Yolcu Taşımacılar
Birliği’nin kurulmasının hızlı trenin
sektöre olan olumsuz etkisini
azaltacağına dikkat çekti.
Son yıllarda deniz ulaşımında
ÖTV’siz yakıt döneminin başladığına
işaret eden Terzi, TOFED olarak kara
yolu taşımacılığında da ÖTV indirimi
beklediklerini, bunu da Ulaştırma
Bakanlığına aktardıklarını ifade etti.
Kısa mesafede daha iyi para
kazanılıyor
‘‘Özel halk otobüsçüleri en iyiyi en
ucuza mal etmekle ilgili bir reka-
bete girmeliler.’’diyen Terzi, İETT
hantal ve zarar eden bir yapıya sahip
olduğuna dikkat çekerek ‘‘Eğer özel
halk otobüsleri iyi kaliteli ve ucuza
verirlerse zamanla İETT’nin işini
de kendilerine alacaklardır.’’diye
konuştu. Halk otobüsçülerinin iyi or-
ganize olarak eğitime önem vermesi
gerektiğini ifade eden Terzi, şoför ve
biletçilerin müşteriye iyi davranmayı
öğretip insanların bu konuda istek
ve taleplerine cevap vermesinin şart
olduğunu vurguladı.
Kısa mesafeli taşımada daha iyi
para kazanıldığına dikkat çeken Ter-
zi şöyle konuştu: ‘‘Baktığınızda uzun
mesafede 3 kilometrelik yola 1,5 lira
rakam alınıyor. Biz 80–90 kilome-
trelik mesafelere 7 ila 10 lira arası
para alıyoruz. Böyle bakınca 10–15
katı fazla kilometrede, para olarak
bakınca da 5 katı para alınıyor. De-
mek ki, kısa mesafeli taşımada daha
iyi para kazanılıyor. Türkiye’deki
toplu taşıma firmalarına ortak olma
isteyen uluslar arası taşımacıların
gözleri hep kısa mesafeli
taşımalarda. Özel halk otobüslerinin
kendi içinde bir anonim şirket kura-
rak, herkesin bir hisse alması yoluy-
la büyük bir şirket oluşturmaları
ve İETT’nin, EGO’nun ve yarın bir
gün farklı bir ilin taşımalarına talip
olmaları ve bunu büyüterek önemli
bir A.Ş. olarak halka sunmaları
lazım. Önemli olan bu organizasyonu
iyi yapmak, birlikteliği sağlamak,
ama tüm bunları yapabilmek içinde
hizmet sektöründe olduğumuzu
unutmadan insanların beklentile-
rine cevap vermek gerekiyor. Bu
hedefi başarabilmek için önce start
vermek lazım. Ya da şöyle bir yol
benimsenebilir: Bir anonim şirket
kurup 10–15 aracı bu şirkete kiraya
verip, bunun üzerinden yürüyebil-
irler. Çünkü nihayetinde öz mal şartı
olmayacak. Bunu başarabilirlerse 5
yıl sonra bu tür işlere girecek olan
firmaların ‘en az şu kadar öz mali
olacak’ diye bir şart getirebilirler.’’
Büyük yatırımları yapamayan
küçük firmalar eleniyor
Benzer tehlikenin uzun mesafeli
taşımacılar için de geçerli olduğunu
belirten Terzi, ‘‘Bu işler artık büyük
yatırımlar gerektirdiğinden küçük
firmalar bu yatırımları yapamadıkları
için yavaş yavaş eleniyorlar. Biz
de onların elenmemesi için çıkıp
bakanla konuşuyoruz ve diyoruz
ki: ‘Bu firmaların bir araya gelerek
kendilerine menfaat sağlayacakları
büyük firmalar kurmaları lazım.’
Eğer biz dünyanın içinde taşımacılık
yapıyorsak tek tek çok otobüs yer-
ine çok otobüsü olan çok seslilik
her zaman daha doğrudur. Biz de
kendi sektörümüzde az araçlı çok
firmalar yerine, çok araçlı az firma-
lar oluşturmaya çalışıyoruz.’’diye
konuştu.
22
Yurtiçinde İzmir, Bursa, Antalya, Mersin, Fethiye’ de başarı ile hizmet ve-ren 12 m. alçak tabanlı Procity Solo oto-büslerin yanısıra çok yakında Kahraman-maraş’ ta hizmete girecek 9 m. alçak ta-banlı Hawk küçük otobüsler ile toplam-da yurtiçinde 295 adet alçak tabanlı oto-büs başarı ile hizmet veriyor. Yurtdışında ise 500 e yakın BMC alçak tabanlı otobüs İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Bulga-ristan ve Romanya gibi ülkelerde yıllardır hizmet veriyor.
Yurtiçinde Midilux, Probus, Belde ve Procity bunlara ek olarak yurtdışında da Hawk, Falcon, Condor, Nifty, Club, Ka-risma markalarıyla piyasaya sunulan yol-cu taşıma serisi; solo, körüklü ve çift kat-lı yapılarda; 7.5, 9, 12 ve 18m. şasi uzun-luklarında, standart ve alçak tabanlı, oto-matik ve manuel şanzımanlı, dizel ya da doğalgaz motorlu seçenekler sunmakta-dır. Yurtiçinde 133 yetkili servis, 169 yet-kili yedek parça satıcısı ile en yaygın sa-tış sonrası hizmet ağına sahip olan BMC, yurtdışında da 11’i Avrupa da olmak üze-re 30 distribütör ve servis ile müşterileri-
ne hizmet vermektedir.
Şehiriçi otobüslerde her za-man öncü olan BMC, yeni otobüs konseptlerinin geliştirilmesinde AR-GE ye en fazla kaynak ayı-ran kuruluşlardan biridir. 2010’da 60 milyon TL. AR-GE harcama-
sı gerçekleştiren BMC’ de iş mer-kezleri bazında, 540 mühendis ve
tekniker tarafından AR-GE çalışma-ları yürütülmektedir.
BMC alçak tabanlı şehiriçi otobüsler; kullanıcı ve çevre dostu, ekonomik, emni-yetli ve verimli araç konseptleri ile toplu ta-şımacılık alanında faaliyet gösteren otobüs işletmecilerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmıştır. Euro 5 dizel motorlu veya CNG doğalgaz motorlu, klimalı, mü-kemmel izolasyonlu, ferah iç mekanı, pano-ramik - geniş yan camları ve sessiz motor-lu BMC alçak tabanlı otobüsler yolcular i-çin rahat bir yolculuk imkanı sağlamaktadır. Kaldırım hizasına kadar yana yatma özelliği ve engelli rampası ile tekerlekli sandalye ve bebek arabalı yolculara, yaşlı ve çocuklara rahat iniş-biniş imkanı sağlamaktadır.
1964 yılından günümüze; 46 yıllık tarihi bo-yunca 300.000 adedi geçen araç üretimi ile Tür-kiye ekonomisine yaklaşık 10 milyar dolarlık e-konomik ürün katkısı yaratmış olan BMC’nin, kuruluşundan bu yana yapmış olduğu yatırımla-rının bugünkü değeri; 1,7 milyar TL.’ dir. Brand Finance tarafından tüm sektörler bazında gerçek-leştirilen 2010 yılı Türkiye’nin en değerli ilk 500 markası sıralamasında, 110 milyon USD’ lik tica-ri marka değeri ile BMC 42. sırada yer almıştır.
Otobüste Otobüste PazarPazarLideri Lideri BMCBMC
Tamamen yerli
sermaye ile üretim yapan
BMC, 2010 yılında 9-12-18 m.’
lik şehiriçi otobüs pazarında %40
Pazar payı ile liderliğini sürdürdü. 46
yılda 300 binin üzerinde üretim ya-
pan firma Türkiye ekonomisine
yaklaşık 10 milyar Dolar kat-
kı sağladı.
23
2424
Otokar, yüzde yüz Türk tasarımı otobüsleri ile 2010 yılında da 25 yolcu ve üzeri kapasiteli otobüs pazarının lideri oldu.
Bir Koç Topluluğu şirketi olan Otokar, 2010 yılında 1.162 adetlik satış gerçekleştirerek yılı 25 yolcu ve üzeri kapasiteli otobüs segmentinin pa-zar lideri olarak kapattı. Çağdaş ve modern yol-cu taşımacılığı amacıyla üretilen Otokar otobüs-leri, müşterilerinin beklentilerini karşılayarak, 2009’da olduğu gibi, 2010 yılında da en çok ter-cih edilen otobüsler olarak ilk sıraya yerleştiler.
2010 yılında daralan otobüs pazarına rağmen, Otokar geçtiğimiz yıla kıyasla Sultan küçük oto-büs satışlarında yüzde 26, Doruk orta boy otobüs satışlarında yüzde 16’lık artış gerçekleştirdi. Sa-dece Türkiye pazarında yapılan 1.162 adet otobüs satışının 898 adedini Sultan, 200 adedini Doruk ve 64 adedini KENT oluşturdu. Otokar, hatlı dol-muş minibüs taşımacılığı alanında da 295 adetlik M-2010 satışı ile lider oldu. Konuyla ilgili açıkla-
ma yapan Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, ekip olarak çok yoğun şekilde çalıştıklarını, 25 yolcu ve üzeri kapasiteli otobüs pazarında 2009 yılının ardından 2010 yılını da lider olarak kapa-tarak hedeflerine ulaştıkları için çok mutlu olduk-larını ifade etti.
Görgüç: “Otokar olarak 2002 yılında Sultan, 2007 yılında da Doruk otobüslerimizi üretme-ye başladık. 2009’da da 12 metrelik KENT oto-büslerini ürün ailemize ekledik. 2008 yılından
bu yana ürün gamımızı 5.5 metreden 12 metre-ye kadar farklı ihtiyaçlara uygun araçlarla A’dan, Z’ye müşteri memnuniyeti doğrultusunda yenile-dik. Ar-Ge ve mühendislik kaynaklarımız ve gü-cümüz ile ürünlerimizi geliştirirken kullanıcı ih-tiyaç ve beklentilerini her zaman dikkate aldık. Araçlarımızı Türkiye şartlarına uygun ürettik. Otokar otobüsleri, dayanıklılığı, yüksek perfor-mansı ve düşük işletme giderleri ile Türkiye’nin en çok satılan otobüsleri oldular.” dedi.
Türkiye’nin otobüs pazarı li-deri Otokar, Polonya’ya DORUK LE otobüslerinin ilk ihracatını gerçekleştirdi. Otokar’ın VEC-TIO markası ile dış pazara sun-duğu ödüllü otobüsü DORUK se-risine ait 12 adet alçak taban gi-rişli otobüs Polonya Przemysl Belediyesi’ne teslim edildi.
Otokar’ın Türkiye’de DORUK adıyla piyasa-ya çıkan ve Avrupa’da VECTIO adıyla satışa su-nulan 9 metrelik otobüsünün şehiriçi taşımacılığı-na uygun olan modeli VECTIO LE, Polonya’ya ilk kez ihraç edildi. Polonya Przemysl
Belediyesi’nin Gran firma-sı aracılığıyla Otokar’dan si-pariş ettiği 12 adet otobüs şehiriçi toplu taşımada kul-lanılacak. Düzenlenen tes-limat töreninde konuşma yapan Przemysl Belediye Başkanı Robert Choma, “Şehrimize ulaşan Oto-kar otobüslerinden bü-yük memnuniyet duyu-yoruz. Kısa bir süre içe-risinde bu memnuniye-ti şehir sakinlerinin de yaşayacağına inanıyo-ruz.” dedi.
Otokar, Otobüs Pazarının Lideri
Otokar’dan Polonya’ya ilk Doruk LE ihracatı
25
İstanbul Büyükşehir Belediye Baş-kanı Kadir Topbaş, İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğini ziyaretin-den sonra yaptığı basın toplantısında Şişhane’den Kasımpaşa, Zindanarkası, Kulaksız, Okmeydanı minibüs hattında ha-varay yapmayı düşündüklerini belirterek “Bu havarayı gelsin oradaki minibüsçü es-nafı alsın yapsın. Bu hattı biz yaparız işle-tiriz, desinler. Bu işi çözelim. Biz de oraya ne otobüs ne minibüs sokarız.”dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Baş-kanı Kadir Topbaş, İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğini ziyaretinden sonra yaptığı basın toplantısında özel halk otobüsçülerini yakından ilgilendiren açık-lamalarda bulundu.
Halk otobüsçüleriyle aynı platforma gelmekten özellikle kaçınıyor izlenimi ya-ratan, İstanbul Otobüs A.Ş. hakkında es-nafın sorularına tatmin edici cevap ver-meyen Topbaş, toplantıda özel halk oto-büsçülerine yönelik eleştirilerde bulundu. Topbaş, “İstanbul’da bizim 2 bin yeni oto-büse ihtiyacımız var. Bunu kendi kesemiz-den almamız mümkün değil. Otobüs A.Ş. bu bağlamda ortaya koyduğumuz bir şir-ket ve işletim maliyetlerimiz çok yüksek.
Vatandaşlar halk otobüsünü tercih etmiyor, İETT otobüsünü tercih edi-yor. Oysa sen özel sektörsün öyle bir hizmet sunman gerekiyor ki... Orada kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. İş-letmeciler olarak vatandaşı mağdur etmeyeceksin, halkı veli nimet olarak göreceksin, temizlikten davranışlara kadar esnaf mantığına uygun hareket edeceksin.’’ diye konuştu.
25 Ocak’ta yapılan 172 araçlık ilk otobüs ihalesinin ardından şim-di de 500 otobüslük yeni bir ihale hazır-lığı içinde olduklarını söyleyen Topbaş, bazı otobüs hatlarının da minibüsçü esna-fa Yap-İşlet-Devret modeliyle devredecek-lerini açıkladı.
İETT’nin halen 86 model otobüslerle yolcu taşıdığı, devlet desteği almayan, üs-telik belediyenin bütçesine her ay milyon-larca lira aktaran, halk otobüslerinin ise 4 yaş ortalamayla hizmet verdiği ortamda Topbaş’ın açıklamaları yadırgandı.
KADİR TOPBAŞ: ‘‘HAVARAY’I
MİNİBÜSÇÜLER YAPSIN’’
TOPBAŞ HALK OTOBÜSÇÜYÜ GÖZDEN Mİ ÇIKARDI ?
26
Adana Büyükşehir Belediye Oto-büslerinde 127 bayan şoför hizmet ve-riyor. Türkiye’de başka bir ilde örne-ği görülmeyen bu olayın altında 12 yıl önce, gelen tepkilere aldırmadan işe başlayan ve 11 yıl direksiyonun başın-da vatandaşlara başarıyla hizmet ve-ren Gülseren Aktulum’un imzası var.
Gülseren Aktulum’un macerası 1998 yılında dönemin Belediye Baş-kanı Aytaç Durak’ın “Adana’da bayan şoförler görmek istiyorum” talimatıy-la başlıyor. Hemen Aytaç Durak ile te-masa geçen Gülseren Aktulum şoför olarak görev almak istediğini iletiyor. Belediye Başkanı Aytaç Durak’ı se-vindiren bu gelişme sonrasında 28 ki-şiyle birlikte sınava giren Gülseren Hanım sınavı kazanan tek kişi oluyor ve göreve başlıyor. Bir süre sonra bir bayanın daha sektöre katılmasıyla iki bayan olarak beş yıl çalışıyorlar.
Dolmuşçu bir babanın kızı ola-rak yetişen Gülseren Aktulum sektöre pek yabancılık çekmiyor. Otomobil ve kamyonet kullanan, gerektiğinde ara-cını tamir eden babasına yardım eden Aktulum edindiği bilgi ve tecrübeyle meslektaşları arasında kısa sürede ka-bul görüyor.
Hayatı boyunca hep yeni bir şey-ler öğrenmenin, öğrendiklerini geliş-tirmenin peşinde koşan Gülseren Ak-tulum dört oğul sahibi olduktan sonra, çocuklarına derslerinde yardım eder-ken eğitimini sürdürme kararı alıyor. İlkokul, ortaokul ve liseyi bitirmeyi başaran Aktulum sonrasında ehliyeti-ni alıyor. Bir taraftan çocuklarıyla il-gilenirken bir taraftan da çalışma ha-yatına atılıyor. DJ ve reklam müdürlü-ğü yapıyor. Sonrasında ise şoför ola-rak sektörle tanışıyor.
ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEŞEHİR İÇİ OTOBÜS ŞOFORÜ OLARAK 1998 YILINDAGÖREVE BAŞLAYANGÜLSEREN AKTULUMBİR İLKİ BAŞARARIRKEN HEMCİNSLERİNEDESEKTÖRÜN KAPILARINISONUNA KADARAÇMAYI BAŞARDI.
TÜRKİYE’NİNTÜRKİYE’NİNİLK BAYANİLK BAYANOTOBÜSOTOBÜSŞOFÖRÜŞOFÖRÜ
27
Belediye şoförü olduktan sonra 11 yıl aralıksız direksiyon sallayan ve hiç kaza yapmayan Aktulum bu süreç-te yalnız araç kullanımı ile değil aynı zamanda halkla kurduğu başarılı di-yalogla da ön plana çıkmayı başarı-yor. İlerleyen yıllarda Eğitim Müdür-lüğü görevini üstlenen Aktulum kad-roya yeni katılan şoför adaylarına e-ğitimler veriyor. Bu görevin de başa-rıyla üstesinden gelen Aktulum Yol Müdürlüğü’ne terfi etti. “Sonuç ola-rak burası da erkek egemen bir alan-dı” diyen Aktulum yol yapımı, maki-ne kart kontrolörlüğü, asfalt yapımı gibi işlerle uğraştıktan sonra şimdiler-de yeni görevini bekliyor.
Başlangıçta tepkilerle karşılaştığını anlatan Aktulum “En başta askerden gelen büyük oğlum karşı çıktı. Hayır ben bu işi yapacağım diyerek işe baş-ladım. Ancak bu sefer de halk ‘Elinin hamuruyla erkek işine karışma, git ço-cuk bak’ diyerek tepki gösteren oldu. Otobüse binenler tarafından ‘Canımız Allah’a emanet’ diye iğnelemeler ya-pılıyordu. Halk alışık olmadığından ‘Dayı bir dakika durur musun?’ ‘Ağa-bey bekler misin?’ gibi şeyler söylü-yorlardı. Ben kendimi tanıtınca da ö-zür diliyorlardı. Can güvenliğinden endişelenenler en arka koltuğa gidip oturuyorlar ama sonra da gelip en ön-den iniyorlardı. Bir zaman sonra bak-tım ki bu kişiler benim otobüsü bekler hale gelmişler. ‘Abla biz seninle daha rahat yolculuk yapıyoruz, bizi öne ar-kaya ittirmiyorsun, düşürmüyorsun’ diyerek teşekkür ediyorlardı. Başlar-daki tepkilerin yanı sıra yaptığım işin zorluğunu bilen birçok insan beni tak-dirle karşıladı ve tebrik etti.” diyor.
Bir trafik polisinin kendisini dur-durduktan sonra gözlerini ovduğunu ve şaşkınlıkla kendine baktığını söy-leyen Aktulum “Bana bir çimdik a-tar mısınız? Rüya mı görüyorum? İna-namıyorum! Yıllardır trafik polisiyim ilk defa bir bayan şoför görüyorum diye tepki gösterdi. Bir başka trafik polisi de bana ceza yazmaya kalk-tı. Neden, diye sorunca ‘Erkekler sa-
na bakacak, ışığı görmeyip kaza yapa-caklar’ diye kazaya sebebiyet verece-ğimi söyledi. Böyle ilginç anılarımız da oldu” diyor.
Gülseren Aktulum, Otobüse her sabah öğretmenler okula gitmek için biniyorlardı. Bayan bir öğretmen ‘‘Siz psikoloji okudunuz mu?’’ diye sor-du. ‘‘Hayır, okumadım’’ dedim. O da ‘‘Binen yolcuların o anki psikolojisi-ne göre yüz şekliniz, mimikleriniz de-ğişiyor. Buna hayran kaldım. Bunu nasıl başarıyorsunuz?’’ dedi. Zaman içinde, o insanların psikolojisini algı-lıyorsunuz. Gözlerinden ne demek is-tediğini anlıyorsunuz. ‘‘Biz okulda si-zi konuşuyoruz. O bayan bu işi nasıl başarıyor? Biz de onun gibi olsak da çocukların yanında başarımızı daha da yükseltsek diye düşünüyoruz.’’dedi. O öğretmenin benden böyle bahset-mesi beni çok mutlu etti, diyor.
Her meslek gibi otobüs şoförlü-ğünün de zorlukları olduğunu vurgu-layan Gülseren Aktulum “Mesaiden sonra yorgun geliyorsun ve evde bek-leyen çocuklarınla ilgilenmek zorun-dasın. Saat beşte evden çıkıp işe gidi-yorsun. Sekiz saat mesai yapıyorsun. Erken kalktığınızda uykunuzu alma-nız gerekiyor.
Öğleden sonra ki mesailer bizi zor-luyor. Uykuyu dağıtmak için gripin, demli çay ve bol bol kahve içmemiz gerekiyor. Hem iş hem aileni sorun-larıyla ilgilenmek zorunda kalıyor-dum. Ama işimi sevdiğimden üstesin-den gelebiliyordum. 11 yılın sonunda sağlık sorunlarından dolayı işimi bı-rakmak zorunda kaldım. Yolcular ha-la ‘Bizim o ablamız nerede’ diye so-ruyorlarmış” diyor.
Tüm şoförlerin yolcularla çok iyi diyalog kurmaları gerektiğini belirten Gülseren Aktulum “Sırf aracı sürerek bu iş olmuyor. Yolcularla olan diyalo-gun yanında, trafikteki diyalog da ö-nemli. Aracı bilinçli sürmeliler. Tüm detaylarıyla o işi sindire sindire, bi-linçli şekilde yerine getirmeleri gere-kir” diyor.
28
KÜLTÜR(AYIN OYUNLARI)ARZUNUN ONDA DOKUZU(DOKUZ KADIN)
KONUSUİşgal edilen topraklarda kültürün, hayatın, bedenin, ruhun zorla ele geçirilmesi karşı-sında kadınların yaşadığı çıkmazları ve ölüm kalım savaşındaki dokuz kadını anlatıyor.OYUNCULARBENSU ORHUNÖZ, CİHAN KURTA-RAN, HASIBE EREN, HİKMET KÖR-MÜKÇÜYazan: HEATHER RAFFOÇeviren: FÜSUN GÜNERSELYöneten: ARİF AKKAYAYER: İSTANBUL KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ
YÜZLEŞMEt
KONUSUDeniz kıyısındaki istasyonda yolları ke-sişen yalnız insanlar. Bir yanda geçmi-şe dönük kırgınlıkları ve pişmanlıkla-rı ile yaşamını irdeleyen Züleyha, diğer yanda tek derdi para olan, yaşamı ba-sit sorularıyla anlamlandırmaya çalışan ve umudunu yitirmeyen Yadigâr... İki farklı kültürün insanları olmalarına rağ-men, Yadigâr ile Züleyha arasında gide-rek bir iletişim kurulur ve bir süre son-ra her ikisi de yaşadıkları içsel yolcu-luklarındaki büyük yüzleşmenin farkı-na varırlar.
OYUNCULARARSLAN KACAR, H.SAMET HAFI-ZOĞLU, ORCAN DÖNMEZER, PERİ-HAN SAVAŞYazan: ARSLAN KACAR Yöneten: ALİ KARAGÖZ YönetmenYardımcısı: YAVUZ ŞEKER, SAMET HAFIZOĞLU, CEYSU AYGENYER: İSTANBUL ÜSKÜDAR KEREM YILMAZER SAHNESİ
DÖRT KİŞİLİK BAHÇE
KONUSUGeçmişte renkli günlere tanıklık etmiş ah-şap konak artık üç “unutulmuş” kadının ve eski bir Osmanlı paşası olan Server Bey’in kendi tenhalıklarına sığındığı bir limana dönüşmüştür. Değişen düzen içinde savrulan aile, artık hiçbir şeyin yaşamadığı bu konakta, tıp-kı insana onarılmazlık duygusu veren bah-çe gibi sırlarıyla birlikte tutukludur sanki. Çağdaş Türk tiyatrosunun usta kalemi Mu-rathan Mungan’ın, yüzleşmelerle gelişen hüzünlü hikâyesinin arka planında ise son İstanbul var.OYUNCULARAYŞE KÖKÇÜ, ESIN UMULU , METIN ÇOBAN, SEVIL AKIYazan: MURATHAN MUNGANYöneten: ERSİN UMULUYönetmen Yardımcısı: ENES MAZAKYER: İSTANBUL ÜSKÜDAR MÜSA-HİPZADE CELAL SAHNESİ
Dönülmez AkşamınUfkundayız
Konu:“Ölüm geldiğinde zaten olmayacağımıza, o gelene kadar da yaşadığımıza göre; ölüm-den korkmak yersizdir”. Yine de hepimizin ölümü sorgulayacağı bir an gelir. Yaşlanma şansını yakalayanlar sanki biraz daha faz-la düşünür ölümü. Yaptıklarından çok ya-pamadıklarını, söylediklerinden çok söyle-yemediklerini anımsar, geç kaldıklarına i-nanırlar. Yanılırlar. Çünkü ölüm, henüz gel-memiştir.Aile bağlarınıza sıkıca sarılın. Öyle tılsımlı bir bağdır ki bu bedenler ayrı düşmüş olsa bile sizi gözetmeye devam eder. Ne aileniz-den bu kutsal bağı esirgeyin ne de onların bu bağı görmezden gelmesine sebep olun.”OYUNCULAR: MEHMET EGE, IŞIL POYRAZ, AHMET YILMAZYazan: NAZLI NİHAN ŞENOLYöneten: MARAL ÜNEL YER: ANKARA ODA TİYATROSU
R SANATFosforlu Cevriye (Müzikal)Konu:Oyunumuz “kah güldürüp kah hüzün-lendirerek, karakol, mahkeme, hapisha-ne, Barba’nın meyhanesi, eski kantocu ye-ni randevucu bilge Sümbül Dudu’nun evin-de, geçen olayları müzikal formatında” an-latıyor. Hayata sonsuz derecede bağlı olan Fosforlu Cevriye yıldızını, kaymasın diye gökyüzüne çakmak isterken, hayat ona ne sürpriz hazırlıyor?OYUNCULAR: İsmet Numanoğlu, A-li Hakan Beşen, Engin Özsayın, İclal Ka-raduman, Kader İlhan, Feray Darıcı, Zey-nep Aytek Metin, Uğur Çavuşoğlu, Nermin Uğur, Dara Tan, Volkan İsmail Duru, Ye-liz Tekman, Pınar Berkmen, Doğukan Öz-man, Acan Ağır Aksoy, Ömer Comba, Ce-lal Murat Usanmaz, Handan Kaya, F. Aylin Tez, Gülay Gür Bayram, Eylem Türkmen, Emrah Aktürk, Sedat Yılmaz, Oğuzhan O-ğuz, Yunus Sercan Çantay, Berk Bozoğlu, Uğur Erbektaş, Cansu Uğur, Cem Sel, Dev-ran ŞanlıYazan: SUAT DERVİŞ Oyunlaştıran: GÜLRİZ SURURİ Yöneten: GÜLRİZ SU-RURİYER: ANKARA AKÜN SAHNESİ
MatruşkaKonu: Oyun tek perdelik “ROMANTİK KOMEDİ”… Konusu ise hepimizi ilgilen-
diren bir konu… “KADIN ve ERKEK”… Hiçbirimizin yabancı olmadığı, durumlar, duygular, ‘’AN’’ lar…KADIN / ERKEK ilişkileri, TUNCER CÜCENOĞLU’nun usta kalemi, HAKAN BOYAV ’ın sımsıcak rejisi ile izleyenlere keyifli dakikalar geçirtiyor.OYUNCULAR: Gökhan Doğan, Derya KeyfYazan: TUNCER CÜCENOĞLU Yöneten: HAKAN BOYAV YER: ADANA FUAYE SAHNESİ
(AYIN KİTABI)
İÇİMİZDEKİ BİZ(DOĞAN CÜCELOĞLU)
İçimizdeki BİZ, yaşamımızdaki dayanışma gerçeğinin temelidir. Bu gerçeği yaşayan in-sanlar birbirlerine güven duyarlar. Aile yaşa-mı, komşuluk ilişkileri, ekonomik ve politik yaşam bu güven üstüne kurulur. Böyle bir top-lumda trafik ışığında motoru stop eden araba-nın sürücüsüne yardım eli uzanır; çocukların ve toprağın geleceğine sahip çıkılır. Evlerin i-çi kadar sokakların ve kentlerin temizliğine de önem verilir. Dayanışma bilincinin olma-dığı yerde, Sen-ben Anlayışı hakimdir. Evren-deki dayanışma gerçeğinin fark edilmesi BİZ Bilinci’nin temelini oluşturur. Bu kitap, Sen-
Ben Anlayışı üzerine kurulmuş aile ve iş ya-şamının sorunlarını irdelemekte ve çözümün BİZ Bilinci’nde yattığını göstermektedir. Yazar: Doğan CüceloğluYayınevi: Remzi Kitabevi
(AYIN DVD’Sİ)BAŞLANGIÇDom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenek-li bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en sa-vunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltı-nın derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkar-mak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender ma-hareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli ye-ni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. An-cak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuş-tur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtul-masını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatı-nı geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız “başlangıç”ı tamamlayabilirse. Mükemmel soy-gun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görev-leri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. E-ğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır. A-ma ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uz-manlıkları, onları, her hareketlerini önceden tah-min ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.Yönetmen: Christopher Nolan Se-naryo: Christopher Nolan Oyuncular: Leonardo DiCap-rio, Marion Cotillard, Ellen Page, Joseph Gordon-levitt, Michael Caine
3030
Ankara Büyükşehir Belediyesi, belediye otobüsleri, ray-lı taşıma sistemi (ANKARAY ve Metro) ile belediyenin de-netimindeki diğer toplu taşıma araçlarında kullanılan üc-ret toplama sistemlerini kaldırarak ‘’Elektronik Ücret Top-lama Sistemi’’ne geçmeye karar verdi. Yeni karara göre, E-GO kartlarının yerini ‘’Akıllı Kart’’ alacak ve bu amaçla kı-sa süre içinde yapılacak ihale 10 yıl süreyle geçerli olacak. ‘’Akıllı Kart’’ olarak hazırlanan yeni bilet sisteminde, bilet-ler makineyle herhangi bir temasa gerek kalmadan kullanı-labilecek ve böylece yol-cunun kısa süre içinde top-lu taşıma araçlarına binme-si sağlanacak. Ayrıca top-lu taşıma araçlarında, ‘’A-kıllı Durak’’ uygulama-sı da başlatılarak, yolcular güzergah konusunda bilgi-lendirilecek. Başkent Kart uygulamaları, kredi kar-tı özelliği de taşıyarak fuar, stadyum, otopark ve ön ö-demeli sayaçlar gibi ödeme yapılacak yerlerde de ge-çerli olacak şekilde düzen-lenecek.
2010 yılının 11 ayında gerçekleşen 237 bin 734 trafik ka-zasında en fazla ölü ve yaralanmalar İstanbul, Ankara, An-talya, Konya ve İzmir’de oldu.
2010 yılının ilk 11 ayında polis sorumluluğundaki bölge-lerde toplam 237 bin 734 ölümlü ve yaralamalı trafik kazası gerçekleşti. Bu kazalarda 2 bin 538 kişi yaşamını yitirdi, 158 bin 137 kişi de yaralandı. İstanbul, 211 ölü ve 15 bin 472 ya-ralı sayısı ile ilk sırada yer aldı.
Verilere göre, kazalar çoğunlukla araç hızını yol, hava gi-bi şartlara uydurmamak, geçiş önceliği kurallarını ihlal, şe-rit ihlali, alkollü araç kullanımı ve aşırı hız gibi nedenlerden
kaynaklanırken, dönüş kurallarına uymama, takip mesafesi ihlali, manevraları düzenle-yen genel şartlara uy-mama, ışık ihlali, hatalı şekilde veya yasak olan yerlere park etme gibi ihlaller de kaza neden-leri arasında yer alıyor.
EGO Genel Müdürü Ömer Ulu, EGO’nun aylık ortala-ma yüzde 50 oranında zarar ettiğini belirterek kamu hizme-ti veren bir kurum olarak zararları olsa da vatandaşa ulaşım hizmeti sunma zorunluluğu taşıdıklarını bildirdi.
Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı EGO Genel Mü-dürlüğü bünyesinde hizmet veren 1090’ı doğalgazlı toplam 1197 otobüsün her gün ortalama 299 bin 250 kilometre yol kat ederek, ekvatoru yaklaşık 7.5 kez turlamış gibi hizmet verdiğini kaydeden Ulu, Başkentlilerin yeni hat veya ser-vis sayısının artırılmasına ilişkin taleplerini değerlendirdik-lerini söyledi:
Ankara’ya ‘‘Akıllı Kart’’ sistemi geliyor
2010’daen çok trafik kazası İstanbul’da oldu
EGO yüzde 50zarar ediyor
Akaryakıta gelen zamlar LPG’nin yıldızını parlattı
Son dönemde akaryakıta art arda gelen zamlar, daha ekonomik olan LPG’ye rağ-beti arttırdı. Kış aylarında LPG’ye bütün dünyada zam gelmesi ve petrol fiyatları-nın son iki yılın zirvesi o-lan 90 doları geçmesi sonu-cu Türkiye’de de LPG’nin fiyatı yükseldi. Buna rağ-men akaryakıt fiyatlarının aşırı pahalılaşması, insanla-rı LPG kullanmaya yönelt-ti. LPG kullanımında yüzde 20’lik bir artış yaşandı.
Gasitaly Sıralı Otogaz Sistemleri Yönetim Ku-rulu Başkanı Hakan Ak-dal, Türkiye’de 3,5 mil-yon civarında benzinli, 2,5 milyon civarında LPG a-raç bulunduğunu belirte-rek ‘‘Benzinle çalışan ara-bayı LPG’ye çevirerek ay-nı mesafeyi kat etmek için her yıl 1,8 milyar TL daha az para harcanmış olur. Üs-telik çevreye salınan zararlı gazların miktarı da azalmış olur.”dedi.
31
Halk otobüsü Ankara’da,belediye Antalya’da kazanıyorTürkiye genelinde şehir içinde top-
lu taşıma araçlarından belediye oto-büslerinde en yüksek ücret 1.75 lirayla Antalya’da, halk otobüslerinde 2 liray-la Ankara, minibüslerde ise 2 lirayla İstanbul ve Ankara’da uygulanıyor.
Ankara’da toplu taşımayayüzde 5 zam
Ankara’da, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) Genel Kurulu’nca, 1 Ocak’tan itibaren geçerli olan ye-ni tarifeye göre, toplu taşım ücretleri-ne ortalama yüzde 5 oranında zam ya-pıldı.EGO otobüsleri, metro ve Anka-ray ulaşımında kullanılan tek binişlik kart ücreti 1,65 lira, çok binişli kartlar-da ise tek biniş ücreti 1,65 lira olarak açıklanmıştı. UKOME, öğrenciler için indirimli biletlerin de 1,25 lira olması-nı kararlaştırdı. Yeni tarifelere göre ö-zel halk otobüslerinde tam bilet ücret-leri 2 lira olurken, minibüslerde ise kı-sa mesafe 2 lira, uzun mesafe 2,30 lira olarak belirlendi. Böylece, Türkiye’de halk otobüslerinde en yüksek ücret Ankara’da uygulanmaya başladı.
Antalya’da, kartlı sistemin uygu-lanmasıyla birlikte belediye otobüsü, özel halk otobüsü, minibüs ve tram-vaylarda, elektronik, indirimli ya da kullan-at tipi biletlerden birine sahip olmayan vatandaşlardan 1,75 lira üc-ret alınıyor.
Halkkart sahibi yolculardan tam ücret 1,50, emekli indiriminden yarar-lanan halkkart sahipleri 1,15, halkkart öğrenci yolcu taşıma ücreti de 0,75 li-ra olarak uygulanıyor. Antalya’da be-lediye otobüsleri yolculardan alınan 1.75 lirayla Türkiye’de en yüksek üc-retli belediye otobüsleri oldu.
En pahalı minibüs İstanbul ve Ankara’da
İstanbul’da, İETT ve özel halk o-tobüsleri, tünel, nostaljik tramvay, İ-DO şehir hatları vapurları, özel de-niz motorları, raylı sistemlerde, ‘’E-lektronik bilet’’ (Akbil-elektronik kart) kullanım ücreti tam 1,65, öğ-
renci 0,95, indirimli diğer biletler i-se 1,10 lira. İstanbul, 2 liraya minibüs hizmeti Sarıyer-Beşiktaş ile Üsküdar-Ferhatpaşa hatlarıyla, Ankara da yeni zamla minibüslerde kısa mesafe 2 lira, uzun mesafe 2,30 lira olarak belirlen-mesiyle Türkiye’de en pahalı minibüs ücretleri alan şehirler oldu.
Bazı illerdeki otobüs ulaşımücretleri şöyle
Ankara: Belediye 1. 65, Beledi-ye indirimli 1.25, Halk otobüsü 2.00, Dolmuş 2.00
İstanbul: Belediye 1. 65, Beledi-ye indirimli 0.95, Halk otobüsü 1.65, Dolmuş 2.00
İzmir: Belediye 1. 70, Belediye in-dirimli 0.90, Halk otobüsü 1.75, Dol-muş 1.25
Antalya: Belediye 1. 75, Beledi-ye indirimli 0.75, Halk otobüsü 1.40, Dolmuş 1.75
Bursa: Belediye 1. 40, Beledi-ye indirimli 0.90, Halk otobüsü 1.10, Dolmuş 1.25
Diyarbakır: Belediye 1. 10, Be-lediye indirimli 0.80, Halk otobüsü 1.40, Dolmuş 1.50
Eskişehir: Belediye 1.40, Beledi-ye indirimli 0.95, Halk otobüsü 1.40, Dolmuş 1.40
Engin AKGÜN B-134
Kış dönemine geçişte araçlarımız bakımdan ge-
çer. Başta lastikler kar lastiği olarak değiştirilir.
Fren bakımı kontrolden geçirilir. Bunları düzenli bi-
çimde yaparsanız, biraz da kontrollü olursanız kış
dönemini sorunsuz atlatırsınız. Kışın yerlerin ıslan-
masıyla yollar tehlikeli hale geliyor. Bu yüzden ön-
deki araçla aramızdaki mesafeyi açmamız gerekir.
Biz de lastiklerimizi değiştirerek kış lastiği taktırdık.
Böylece kendimizi daha güvende hissediyoruz.
İlyas YENİARAS C-969
Kışa girmeden önce aracın soğukta donmaması
için antifriz koyuyoruz. Fren sisteminin kilitlenmeme-
si içinde alkol koyuyoruz. Aracım yeni olduğu için çok
problemle karşılaşmıyoruz. Benim aracım yeni oldu-
ğundan gerek duymadık ama seneye arka lastikleri
kar lastiği ile değiştireceğiz. Aracı eski olanlar ise, ke-
sinlikle kar lastiği taktırması gerekiyor.
İsmail DURMUŞ A-205
Kış sezonuna girişte aracımızın yağ bakımını ya-
pıyoruz. Bunun yanı sıra aracın buzlanmasını ön-
lemek için antifriz bakımı yapılır. Bu aracın içinde-
ki su dolaşımının donmasını önlemek için ve hava
filtrelerini korumak elzemdir. Kış sezonuna girerken
lastikler değiştirilerek kış lastiği takılır. Bunun dışın-
da yanımızda zincir bulundurmalıyız. Kalorifer siste-
mi de kış dönemine girerken bakımdan geçirilme-
lidir. Şu ana dek kar ya da yoğun yağmur yağışı ol-
madı ama sabahları oluşan çiğ bizi saat 10’a kadar
zorluyor. Artık tüm araçlarda ABS var ama yine de
tetikte olmak gerekir. Öndeki araçla mesafeyi ko-
rumak gerekir.
Halil BULUT C-932
Kar yağmadığı taktirde araçta sorun yaşanmaz.
Ancak kış bakımı çerçevesinde tüm aracın kont-
rol edilmesi gerekir. Bu bakımın en önemli kısmını
kış lastiğinin takılması oluşturur. Ayrıca ben yaz kış
ayırt etmeksizin kış lastiği kullanıyorum. Anti-frizin
değiştirilmesi gerekir. Buzlanmayı önlemek için an-
tifriz çok önemli.
Ercan ÇELİK C-930
Aracımda kışa hazırlık olarak yaptığı belli başlı
şeyler var. Aracın elektrik sistemini kontrolden ge-
çiriyoruz. Kalorifer sistemini kontrol ettirip yolcu-
larımızın rahat şekilde seyahat etmesinin amaçlı-
yoruz. Bunların dışında aracın yağ bakımı önem-
li. Aracın yağını değiştiriyoruz. Benim aracım yeni
olduğu için fazla sorun çıkmıyor. Ama eski aracı
olanlar her anlamda kışa çok dikkatli hazırlanma-
sı gerekir.
Mustafa KILIÇ D-100
Kış döneminde öndeki araçla olan mesafeyi daha
da dikkat ederek korumamız gerekiyor. Araca kar
lastiği takarak sürüş kalitesini arttırıyoruz. Benim
aracım yeni olduğundan ihtiyaç hissetmedim ama
normalde iklime göre lastik kullanılır. Aracın antif-
rizi kontrolden geçirilir. Silgi suları da bu dönem-
de bir daha gözden geçirilmelidir. Kalorifer sistemi
komple elden geçirilir. Motorda da termostatın yaz-
lıksa kışlık termostat takılır.
KIŞA HAZIR MIYIZ?KIŞA HAZIR MIYIZ?Araç bakımı, aracın performansı ve güvenliği için hayati önem taşıyor. Özellik-
le kış aylarının zorlu şartlarında bu gereklilik kendini iyice hissettiriyor. Bu yıl kış mevsimi içinde bulunduğumuz aya kadar son derece güzel geçmesine rağmen metrolojiden gelen “Kar yağışı geliyor” uyarıları üzerine şoförlere “Otobüsleri-miz kışa hazırlıklı mı?” sorusunu sorduk. Araçlar hakkındaki bilgileri ile güven veren şoförlerin verdiği cevaplar da bütün şoförlerin faydalanabileceği türden.
32
KADINLAR KAMYONCU OLSAYDI, KADINLAR KAMYONCU OLSAYDI,
KAMYON ARKASI YAZILARKAMYON ARKASI YAZILAR
NASIL OLURDU?NASIL OLURDU?
*Gaz fren şanzuman, manikürsüz halim
duman!
*Sen batan güneş, ben yollarda kremşanti!
*Miras değil, sevgilim hediye etti güzelim!
*Bir sana hastayım, diyete girdim yastayım!
*Kulağıma takarım küpe, geçemez beni hiç
bir züppe!
*Torpidon da aseton yoksa güzelim, mühim
değil ben mazotla da silerim!
*Nazar etme ne olur, evlen senin de olur!
FATİHİN YİĞİTLERİFATİHİN YİĞİTLERİ
Bir gün Cennet’in kapıları şiddetle
vurulmuş:
-Güm Güm Güm !! İçeriden seslenmişler:
-Kim o?
- Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: “
iz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!
“İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına
kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler. Her
şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye
kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış:
-Güm Güm Güm !!!
- İçeriden sormuşlar: “Kim o?”
- Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: “Biz
İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!”
- İçeriden hemen cevaplamışlar: “Hadi len
Onlar 40 yıl önce geldi!”
- Dışarıdan yine ses gelmiş:
“ Biz mehter takımıyız ancak geldik!!!”?”.
KARI KOCAKARI KOCA
Genç adam yaşlı karı kocanın evlerine misafir
olur. 75 yaşındaki amca karısından bir fincan
daha çay isterken, “Çiçeğim bir bardak daha
verir misin?” der. Sonra da “Peteğim şekersiz
lütfen” diye ekler. Kendisine 65 yaşındaki tatlı
karısının getirdiği tavşan kanı çayı alırken de
“Bebeğim sana çok zahmet oldu” diye ekler.
Genç adam yaşlı amcanın karısına kullandığı
sevgi sözcüklerinden çok etkilenir. “Amcacığım
kaç yıllık evlisiniz?” diye sorar. Yaşlı adam “40
seneyi geçtik evladım.” der. Genç adam “Vallahi
maşallah! Allah muhabbetinizi arttırsın.
Sürekli çiçeğim, peteğim, bebeğim gibi güzel
sözlerle hitap ediyorsunuz galiba.” Yanakları
pembeleşmiş teyze “Doğru birkaç yıldır hep
bana böyle hitap ediyor” deyip mutfağa doğru
yöneldiğinde yaşlı amca genç adamın kulağına
doğru eğilerek: “Şiişşt! Çaktırma. 2 sene önce
adını unuttum hala hatırlayamıyorum.”
KARIN MI, DEVLETİN Mİ?KARIN MI, DEVLETİN Mİ?
Bir gün büyük bir oluşum her milletten ajan
seçmek üzere daha önceden belirlenmiş kişileri
görüşmeye çağırmış. Önce Amerikan’ı odaya
almışlar ve sormuşlar, “Karın mı, devletin mi?”
“Devletim” demiş Amerikan hiç düşünmeden.
“İyi” demişler. “O zaman al şu silahı ve yan
odadaki karını öldür.”
Amerikan silahı almış. Sonra birden durmuş
ve “Yapamayacağım” demiş.
Fransız’ı almışlar odaya, “Karın mı, devletin
mi?”
“Devletim” demiş.
“İyi” demişler. “Al şu silahı. Karın yan
odada. Git ve onu öldür.”
Fransız silahı almış, kapıya gitmiş. Sonra
birden durmuş, “Yapamayacağım” demiş.
Temel’i çağırmışlar. “Karın mı, devletin mi?”
Temel hemen yanıtlamış, “Devletim.”
“Al şu silahı, yan odadaki karını vur.”
Temel silahı almış, yan odaya geçmiş
Odadan önce bir silah sesi ardından da
kırılan camın sesi gelmiş.
Temel odadan çıkınca sormuşlar “Ne oldu?”
Temel yanıtlamış, “Verdiğiniz silah kuru sıkı
çıktı. Ben de karıyı camdan attım.”
SENİNKİNİ ARAYALIMSENİNKİNİ ARAYALIM
Birbirini tanımayan iki adam Akmerkez’de
dolaşırken eşlerini kaybeder.
İki erkek hararetle koşuştururken çarpışırlar.
Adamın biri diğerine;
-Ben karımı arıyorum, vitrinlere bakarken
kalabalıkta kaybettim, der
Diğeri de;
Aynen ben de öyle. Bu kalabalıkta nasıl
bulacağız? İstersen hanımları tarif edelim
birbirimize, sonra dağılıp birlikte arayalım.
-Tamam. Benim hanım şöyle; 1,75
boyunda, sarı saçlı, mavi gözlü, mini etekli,
etine dolgun güzel bir kadındır. Ya seninki ?
Diğer adam hiç düşünmeden atılır:
-Benimkini boşver, seninkini arayalım.
DEVEKUŞUDEVEKUŞU
Yavru tavsan yeni dünyaya gelmiş ve
ormanı tanımak için gezmeye başlamış.
Her gördüğü canlıya “Ben tavşanım
sen kimsin? Sana neden ... diyorlar?”
diye soru soruyormuş. Böylece herkesle
tanışmaya çalışıyormuş. Canlılardan
köpek, kurt, at, eşek, kuş, deve, ayı, tilki
vs. ile tanıştıktan sonra karşısına bir canlı
daha çıkmış,
- Merhaba ben tavşanım sen kimsin
- Ben katırım.
- Sana niye katır diyorlar.
- Benim babam at, annem eşek. İkisi
beraber olunca ben dünyaya gelmişsim. Bana
da katır diyorlar, demiş.
Tavsan yola koyulmuş, yine birine
rastlamış.
- Merhaba ben tavşanım, sen kimsin?
- Ben kurt köpeğiyim.
- Sana neden kurt köpeği diyorlar?
- Benim babam kurt annem köpek. İkisi
beraber olunca ben dünyaya geldiğimden
bana da kurt köpeği diyorlar, demiş.
Tavsan yine yola koyulmuş yine bir canlıyla
karşılaşmış.
- Merhaba ben tavşanım sen kimsin?
- Ben devekuşuyum.
Yavru tavşan düşünmüş ve şaşkınla:
-Yooook artik!
DELİLİKDELİLİK
Adamın birisinin arabasının lastiği tam
tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı
kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum.
Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur
mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil, bijonlar
görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir
soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir
parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli,
seslenir;
- Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda
öyle?
- Sorma birader, lastik patladı ve
değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden
birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun.
Seni lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemern denileni yapar. Ve akıl
hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var tımarhanede?
Cevap müthiştir.
- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim,
salaklıktan değil!
ı
salaklıktan değil!
BİRAZBİRAZ’da’da
GÜLELİM