bismillah · bismillah tem-ağustos eylül 2014 sayý: 40 kur’âni mücâhede 1 İnsan, hem...

56
Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Kur’âni Mücâhede Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de bireysel davranışları açısından başıboş bırakılmamış, doğumun- dan ölümüne kadar geçen süre içerisinde yapıp söyleyeceği her şey yaratıcısı yüce Allah (cc) tarafından belirlenmiştir. “O ki yarattı, düzene koydu ve O ki takdir etti, hedefini gösterdi.” (A’la,2-3) “Göklerin ve yerin mülkü O'nundur, O, bir çocuk edin- memiştir, mülkünde ortağı yoktur; her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir.” (Furkan, 2) İnsanların idaresi için hüküm koymak, ancak onları tanımak, fiziki, psikolojik durumlarını, ge- lecekte nasıl hareket edeceklerini, ne isteyeceklerini bilmekle müm- kündür. Bu hükümler, insanların fıtratına uygun olmalı, insanların, kendilerini geliştirmelerine yar- dımcı olmalı, insani değerleri yükselterek mükemmel bir hale getirmelidir ki, toplumsal barış ve huzur olsun, insanlar birbirlerine saygılı davransın, insanların bi- reysel gelişmeleri yanında top- lumsal gelişme sağlansın. İnsanların dünya hayatlarını, sevk ve yönetimlerini düzenlemek için konulan hükümler, eşitliği, adaleti, barışı sağlamalı, sevgi ve saygıyı sağlamalı, insanları her yönüyle huzura ve kurtuluşa ulaştırmalı, beraber yaşama duygusunu geliştirmelidir. Bunun yanında konulan hükümler, insanlar arasında herhangi bir ayırım yapmamalı, bütün insan- lara aynı hakları sağlamalı, herkes bu hükümler karşısında aynı sorumluluk duygusunu taşımalıdır. İnsanların idaresi için konu- lan hükümler, onlar arasında katmanlaşmayı, farklılaşmayı kaldırmalı, insanların bir kısmını diğer bir kısmına ezdirmemelidir. Hüküm koyucu, koyduğu hüküm- lerle insanları eşit tutmalı, birini bismillah bismillah hüküm Allah’ındır hüküm Allah’ındır anayasa Kur’ân’dır anayasa Kur’ân’dır

Upload: others

Post on 18-Oct-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

Bismillah

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

11

İnsan, hem yaratıcısına karşıgörev ve sorumlulukları, hemtoplumsal ilişkileri ve hem debireysel davranışları açısındanbaşıboş bırakılmamış, doğumun -dan ölümüne kadar geçen süreiçerisinde yapıp söyleyeceği herşey yaratıcısı yüce Allah (cc)tarafından belirlenmiştir.

“O ki yarattı, düzene koyduve O ki takdir etti, hedefinigösterdi.” (A’la,2-3)

“Göklerin ve yerin mülküO'nundur, O, bir çocuk edin -memiştir, mülkünde ortağı yoktur;her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçimve düzen vermiştir.” (Furkan, 2)

İnsanların idaresi için hükümkoymak, ancak onları tanımak,fiziki, psikolojik durumlarını, ge -lecekte nasıl hareket edecek lerini,ne isteyeceklerini bilmekle müm -kündür. Bu hükümler, insanlarınfıtratına uygun olmalı, insanların,kendilerini geliştirmelerine yar -dımcı olmalı, insani değerleriyükselterek mükemmel bir hale

getirmelidir ki, toplumsal barış vehuzur olsun, insanlar birbirlerinesaygılı davransın, insanların bi -reysel gelişmeleri yanında top -lumsal gelişme sağlansın.

İnsanların dünya hayatlarını,sevk ve yönetimlerini düzenlemekiçin konulan hükümler, eşitliği,adaleti, barışı sağlamalı, sevgi vesaygıyı sağlamalı, insanları heryönüyle huzura ve kurtuluşaulaştırmalı, beraber yaşamaduygusunu geliştirmelidir. Bununyanında konulan hükümler,insanlar arasında herhangi birayırım yapmamalı, bütün insan -lara aynı hakları sağlamalı,herkes bu hükümler karşısındaaynı sorumluluk duygusunutaşımalıdır.

İnsanların idaresi için konu -lan hükümler, onlar arasındakatmanlaşmayı, farklılaşmayıkaldırmalı, insanların bir kısmınıdiğer bir kısmına ezdirmemelidir.Hüküm koyucu, koyduğu hüküm -lerle insanları eşit tutmalı, birini

bismillahbismillahhüküm Allah’ındırhüküm Allah’ındır

anayasa Kur ’ân’dıranayasa Kur ’ân’dır

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 1

Page 2: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

Bismillah

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

22

BİSMİLLAH

diğerinden üstün tutmamalıdır.İnsanlar, kendileri için konu -

lan hükümlere uygun hareketettiklerinde hem yaşantıları mutluve düzenli olmalı, hem de hükümkoyucuyu razı ve memnun etmişolmanın huzurunu hisset me li di r ler.

Yukarıda sayılan bütün buhususların gerçekleşebilmesi ise,ancak kanun koyucununkoyduğu kanunlardan kendisininyararlanmaması, kanunlarınüstünde bir özelliğe ve yapıyasahip olması ile mümkündür.Bütün bunlar ise, yalnızca yüceAllah’ın indirdiği hükümler ilemümkün olabilir.

“... İyi bilin ki, yaratma veemir O'nundur. Alemlerin RabbiAllah, ne uludur!” (A’raf, 54)

Yukarıda belirtilen nedenlerleyegâne kanun koyucu, ancak veancak insanları yaratan, onlarınher halini bilen ve koyduğukanunlardan kendisi yararlanma -yan, kullarına eşit mesafedebulunan, onlardan birini diğe -rinden üstün tutmayan alemlerinRabb’i yüce Allah’tır.

Beşer olan, kendisi ya dakendileri yaratılmış, eksikliklerledonanmış olan, gelecekte kendi -lerinin bile ne olacaklarınıbilmeyen kimseler, başkalarınınyönetimi, sevk ve idaresi içinhüküm koyamaz, kanun çıka ra -mazlar. Kendileri eksik ve aciz

olan kimselerin, başkalarınınhuzur ve mutluluğu için hükümkoyması, âmâ olan birisininbaşkalarına klavuzluk yapıp yolgöstermesine benzer.

Hüküm koymak, ilah olma -nın, egemenlik ve üstünlüğünapaçık bir göstergesidir. Hükümkoyucu, insanları kendisine itaatettirerek onlar üzerinde üstünlükkurar, onlara ceza ve mükâfatvererek üstünlüğünü kabul ettirirki bu, açıkça ilahlık iddiasınakalkışmaktır. İnsanların koyduğuhükümleri kabul edip onlarauymak, hüküm koyucuları ilahedinmektir ki bu, apaçık birşekilde yüce Allah’a ortak koş -mak, şirk ve küfürdür.

“Siz, O'nu bırakıp ancak sizinve atalarınızın taktığı birtakımisimlere itaat ediyorsunuz, Allahonlar hakkında hiçbir delilindirmemiştir; hüküm, ancakAllah'ındır. O, yalnız kendisineitaat etmenizi emretmiştir; iştedoğru din budur, ama insanlarınçoğu bilmezler.” (Yusuf, 40)

Beşeri sistemlerin meclis le rin -de, insanların hayatı üzerinekanun koymaya kalkışanlar, cezave mükâfat verme hakkını ken -dilerinde görmekte, açıkça ifadeetmeseler bile, ilah olduklarınıiddia etmektedirler. Kendileri ya -ratılmış olan ve Rab’lerine kulluketmekle emrolunan kimselerin,

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 2

Page 3: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

yüce Allah’ın hükümlerini gör -mezden gelerek, tanımayarakinsanlar üzerine hüküm koymalarıyüce Allah’a açıkça isyan vetuğyandır ki bunlar, tağutlaşankimselerdir. Bu anlamda beşerisistemlerin tümü tağuttur ve yüceAllah (cc), tağutun, yani beşerisistemlerin reddedilmesini Ken -disine iman etmenin temel esasıolduğunu bildirmektedir.

Yüce Allah’a iman edenkimselerin kabul edip uyacaklarıkanunlar, yalnızca yüce Allah’ınindirdiği hükümlerdir. Müslüman -ların uyacakları temel hükümler,onların dünya hayatlarını düzen -leyen kanun ve kurallar, hayatınher alanına hitap edecek dü -zenlemeler, her türlü sorunu gide -rerek adaleti tesis edecek esas -lardır.

Yüce Allah’ın koyduğu hü -kümler, çağlarüstü, evrenseldir.Bu nedenle insanlar, kıyametekadar başka hiçbir hükme ihtiyaçduymadan, huzurlu ve mutlu birşekilde bu hükümlere görehayatlarını düzene koyabilirler.

Beşeri sistemlerin yönetici vemeclisleri, yaratılmış olduklarınıunutarak yaratıcılarına muhalifhükümler koymakta, Rab’lerineisyan ederek O’nun hükümlerinihayattan kaldırmaktadırlar. On -lar, bu tutumları ile kendi aciz veeksik hallerine bakmadan, ken -

dilerinin yarın ne olacaklarını bilebilmeden, kanun koyarak haddiaşmakta, böylece ilahlıktaslamışlardır. Bu beşeri kanunkoyucuları ve onların kanunlarınıkabul eden kimseler, onları ilahedinmişler, şirke düşüp küfregirmişlerdir.

Kendilerini hüküm koyucuolarak gören tağuti sisteminyönetici ve meclislerinde bulu -nanlar, hüküm koyucu yegânegücün yüce Allah (cc) olduğunubilmeli, Rab’lerine karşı haddiaşmayı, isyan ve küfrü terk etmeli,yüce Allah’ın en iyi hüküm koyucuolduğunu idrak ederek tevbe edipMüslüman olmalıdırlar.

“Allah, hüküm verenlerin eniyisi değil midir?” (Tin, 8)

BBeeşşeerrii SSiisstteemmlleerr,, CCaahhiilliiyyee SSiisstteemmlleerriiddiirrHüküm koyma, yalnızca yüce

Allah’ın hakkıdır; bunun dışındakiher konulan hüküm cahiliyehükmüdür. Yüce Allah’a ait olanbu hakkı gasp edenler, Rab’lerinesavaş açmışlar, insanları kendi -lerine kulluk yapmaya zorlamış -lardır. Bunların durumu, tıpkıFir’avn, Nemrut, Ebu Cehil’indurumu gibidir. Bunlar, azgınlığıyol edinerek yüce Allah’a isyanetmiş kimselerdir.

“Kendisini yeterli gördüğündeinsan azar.” (Alak, 7-8)

BİSMİLLAH

33

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Bismillah

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 3

Page 4: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

BİSMİLLAH

44

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Bismillah

Kendi aciz durumlarınabakmadan, kendilerini yeterligörerek insanlar üzerine hükümkoyan kişiler, meclisler vedevletler, açık bir şekilde yüceAllah’a hasım kesilmişlerdir.Bunlar, Rab’lerine karşı açtıklarıbu isyan bayrağı nedeniyle dünyahayatında helak edilecekler, ahi -rette de ebedi azaba sürüle cek -lerdir.

Bugün Türkiye’de anayasayapmak için çalışanlar, onlarıniçerisinde bulundukları küfür veşirk yuvası meclisleri, onlarınbaşındaki cumhurbaşkanı, meclisbaşkanı ve başbakanları, azgın -lıklarında Fir’ avn’ı takip etmek -tedirler. Kur’an bunları, azgınlığıyol edinen tağutlar olaraktanımlamaktadır.

Bu tağutların koyduklarıyasalara itaat edenler de, onlarınazgınlıklarına, küfür ve şirklerine,Rab’lerine karşı isyanlarına ortakolmuşlar, tağuti sistemlerle bera -ber yüce Allah’a savaş ilanetmişlerdir.

“İman edenler Allah yolundasavaşırlar, inkâr edenler de tağutyolunda savaşırlar. O haldeşeytânın dostlarıyla savaşın,çünkü şeytânın hilesi zayıftır.”(Nisa, 76)

Beşeri hükümler, insanfıtratını anlamaktan, geleceğibilmekten, insan psikolojisinden,

ilim ve ahlaktan yoksun olduklarıiçin tümü ile cahili hükümlerdir.Cahili olan bir şey de ancakinsanları cehalete, Rab’lerinekarşı küfür, şirk ve isyana sürükler.

“İnsan, bizim kendisini nasılbir nutfeden yarattığımızı görmedimi ki, şimdi apaçık bir hasımkesildi?” (Yasin, 77)

Yüce Allah’a isyan üzerinebina edilen beşeri hükümler, esasitibarı ile materyalist ve inkâr cı -dırlar. Bu nedenle bu hükümlerinuygulandığı toplum larda veülkelerde materyalist, ateist,soysuz, saygısız, soyguncu, hırsızve ahlak mefhumundan yoksunnesiller yetiştir. Özgürlük, demok -rasi, hak,hukuk yalanları ileortaya çıkan sistemlerin insanlarınasıl bozduklarına Kur’an dik kat -leri çeker.

“İnsanlardan öylesi var ki,dünya hayatına dair sözü, seninhoşuna gider, kalbinde olanaAllah'ı şâhid tutar; oysa o,hasımların en yamanıdır; işbaşına geçti mi yeryüzündebozgunculuk yapmağa, ekini venesli yok etmeğe çalışır; Allah dabozgunculuğu sevmez.” (Bakara,204-205)

Beşeri sistemlerde halkıninançları, siyasal kimlikleri inkâredilir; halk, kamplara, sınıflara,katmanlara ayrılır, halk arasındafitne ortaya çıkar, çatışmalar

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 4

Page 5: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

başlar. Halkın talepleri baskı vezulüm ile bastırılır. Bunun en barizörneği, Kemalist tağuti sisteminuygulandığı Türkiye’de görülmüş tür.

Halkı sağcı-solcu, Sünni-Alevi, Türk-Kürt diye ayırıparalarına fitne sokan zorba tağutisistem, yetiştirdiği katiller eliylehemen her gün genç nesillerisokaklarda birbirlerine kırdırmış,Maraş’ta, Çorum’da insanlarıkatletmiş, ülkeyi kendi halkınınkanlarıyla kan gölü halinegetirmiştir.

Beşeri, cahili hükümler,bugüne kadar insanlar arasındasevgi, kardeşlik duygusunu değil,kin ve düşmanlık tohumlarıekmiş, kardeşi kardeşe düşmanetmiş, topluma kaos, anarşi veterörden başka hiçbir şeyvermemiştir.

Cahili tağuti sistem,uyguladığı bozuk eğitim sistemiile kardeşi kardeşe düşman ettiğigibi, evladı da anne babasınadüşman yapmış, hemen her günanne ve babasını ya da evlat veeşini kesen, kurşunlayan insan -ların haberleri, haber kanal -larında ya da gazete sütunlarındaverilmektedir.

Gazetelere, televizyonlara vepolis kayıtlarına bakıldığındayapılan operasyonlarda, hemenher gün onlarca, hatta yüzlerceyolsuzluk, hırsızlık, mafya, çete,

uyuşturucu zanlısının yakalanarakgözaltına alındığı, çocuk tecavüz -leri, cinayet, katliam haberlerininverildiği, daha ilk ve orta okul -lardan itibaren uyuşturucu kulla -nıcılarının ve cinayetlerin varlığıgörülmektir.

Nesli bozan beşeri tağutisistemin, CumhurbaşkanındanBaşbakanına, bakanlarından enüst düzey yöneticisine kadarhemen her kademesindeki kişile -rin yolsuzlukluk ve soygunlarıaçığa çıkmakta, mahkemelerindekişiye ve makama göre davalaryürütülmektedir.

Birçok asker ve polisinağırlıklı olarak yer aldığı yolsuz -luk, hırsızlık ve soygunlar, mafyave çeteler bu tağuti diktatörlüğünteşviki ve koruması altındagerçekleşmektedir. Bütün bunlar,ülkede uygulanan cahili sistemin,halk düşmanı rejimin koyduğuyasalar ve verdiği eğitim sonu -cunda ortaya çıkmaktadır. İştebütün bunlar, cahili tağutisistemlerin, ilahlık taslayarak,baskı ve zorbalıkla yüce Allah’ınkulları üzerine uyguladığı yasalarnedeniyle olmuştur.

Allah’ın koyduğu hükümleribırakıp insanlar üzerine hükümkoyan tağuti sistemler, yukarıdaörnekleri verildiği üzere, insan -ların hayatlarını karartıp zindanaçevirmişler, yarınlarını, gelecekleri

BİSMİLLAH

55

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Bismillah

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 5

Page 6: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

BİSMİLLAH

66

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Bismillah

mahvetmişlerdir.“Allah, inananların dostudur,

onları karanlıklardan aydınlığaçıkarır; kâfirlerin dostları datağuttur, (o da) onları aydınlıktankaranlıklara çıkarır; onlar ateşhalkıdır, orada ebedi kalacak -lardır.” (Bakara, 257)

HHüükküümm AAnnccaakk AAllllaahh’’aa AAiittttiirrTarihi süreçte, yüce Allah’ın

hükümlerini hiçe sayarak kendi -leri kanun koyanlar ve onlaradestek olanlar, birbir helakedilmişlerdir. Yüce Allah (cc),yarattığı kullarının, yeryüzündekiyaşamlarını düzeneyen kanunlarıindirmiş, insanların, bu indirdiğihükümlere teslim olmalarınıistemiş ve onları cahiliye hükmükonusunda uyarmıştır.

“Sana da kendinden öncekiKitabı doğrulayıcı ve onu kollayıpkoruyucu olarak Kitabı gerçekleindirdik; artık onların aralarındaAllah'ın indirdiğiyle hükmet vesana gelen gerçekten ayrılıponların keyiflerine uyma! Sizdenher biriniz için bir şeriat ve bir yolbelirledik, Allah isteseydi, hepinizibir tek ümmet yapardı, fakat sizeverdiği içinde sizi sınamak istedi;öyleyse hayır işlerine koşun,hepinizin dönüşü Allah'adır, Osize ayrılığa düştüğünüz şeylerihaber verecektir.

Aralarında Allah'ın indirdiğiy -le hükmet, onların keyiflerine

uyma ve onların, Allah'ın indirdiğişeylerin bir kısmından senişaşırtmalarından sakın; eğerdönerlerse bil ki Allah, bazıgünahları yüzünden onları felâke -te uğratmak istiyordur; zateninsanlardan çoğu, fasıktır.

Yoksa câhiliye hükmünü müarıyorlar; iyi bilen bir toplum içinAllah'tan daha güzel hükümveren kim olabilir?” (Maide, 48-50)

Hüküm yalnızca yoktanvareden yüce Allah’a aittir; O,insanlara dünya hayatında lazımolacak bütün hükümleri en güzelbir şekilde belirlemiş, hukuki,siyasi, sosyal, iktisadi vb. konu -larda en güzel hükümlerinikoymuş, insanların buna görehareket etmelerini istemiş cahilibeşeri hükümlere uymayı yasak -lamıştır.

“Bundan dolayı sen (şeriata)çağır ve emrolunduğun gibidoğru ol; onların keyiflerineuyma ve de ki: ‘Ben Allah'ınindirdiği her Kitab’a inandım vearanızda adalet yapmakla emro -lundum. Allah bizim de Rabbimiz,sizin de Rabbinizdir; bizim işle -rimiz bize, sizin eylemleriniz sizeaittir. Bizimle sizin aranızda birtartışma nedeni yoktur, Allaharamızı bulur, dönüş O'nadır.”(Şura, 15)

Yüce Allah (cc), insanlar

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 6

Page 7: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

arasında adaletle hükmeder veO’nun hükmü karşısında herkeseşittir. O’nun indirdiği hüküm -lerde ezen ve ezilen, sömüren vesömürülen, üstün ve ayrıcalıklıolan kimse yoktur. İnsanlar,statüleri, soy ve asaletleri, kavimve kabileleri ile değil kardeşlikbağı ile birbirlerine bağlıdırlar.Elbette yüce Allah’ın koyduğuhükümler, beşeri hiçbir hükümlekıyaslanamayacak kadar üstün -dür; çünkü O, hüküm verenlerinen iyisidir.

“Allah, hüküm verenlerin eniyisi değil midir?” (Tin, 8)

Yüce Allah (cc), insanlarınkoydukları hükümlere uymayıyasaklamış, bu hükümlere uyma -nın insanı saptıracağını bildirmiş -tir. Beşeri yasalar, ilmi olmaktanuzak, sadece insanların zanların -dan oluşmaktadır. Zan ise insan -ları, Hakka yöneltmez, doğruyailetmez ve sadece sapıklığa sü -rükler.

“Yeryüzünde bulunan(insan) -ların çoğuna uysan, seni Allah'ınyolundan saptırırlar; onlar sadecezannediyorlar ve onlar sadecesaçmalıyorlar.” (En’am, 116)

İslâmi hükümler, tarihi süreçteuygulanan her topluma huzurvermiş, onları, dünya hayatındamutlu kılmış, Rab’lerinin rızasınave ahirette de kurtuluşa ulaştır -mıştır.

“O size, dinden Nuh'a tavsiyeettiğini, sana vahyettiğimizi, İbra -him'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiyeettiğimizi şeriat (hukuk düzeni)yaptı. Şöyle ki; dini doğru tutunve onda ayrılığa düşmeyin, fakatkendilerini çağırdığın (bu) esas,müşriklere ağır geldi. Allah dile -diğini kendisine seçer ve yönelenikendisine iletir.” (Şura, 13)

İslâmi hükümler, imanedenlere huzur ve mutlulukverirken müşriklere ağır gelmiştir.Bu nedenle her dönemin müş -rikleri, Rab’lerinin kendilerinebildirdiği ilahi hükümleri terkederek kendi hevalarındançıkardıkları yasalara uymuşlardır.

SSoonnuuçç OOllaarraakkEy insanlar, yaşadığınız ha yatta

bizzat şahit olduğunuz üzere,sizlerin hayatları üzerine konulanbeşeri hükümler, bugüne kadarsizlere huzur verememiş, sizleri,huzursuz, mutsuz etmiş, dünyahayatınızı zindana çevir miştir. Yarınmahşer gününde, Rabb’inizinhuzurunda beşeri ya salardan değil,sizleri yaratan Rabb’inizin indirdiğiesaslardan sorgulanacaksınız. Bunedenle sizin gibi beşer olan,sizlerle aynı özelliklere sahip olaninsanların koyduğu yarınlarınızı,geleceğinizi ipotek altına alarakmahveden ve sizlerin, Rabb’inizeisyan etmenize neden olanhükümlere kesinlikle uymayınız.

BİSMİLLAH

77

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Bismillah

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 7

Page 8: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

BİSMİLLAH

88

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Bismillah

Ey insanlar, sizleri yaratanRab’inizin hükümlerine uyun,dünya ve ahiret kurtuluşunuzbundadır. Rabb’inizin bildirdiğiüzere beşeri tağuti hükümlersizleri aydınlık olan Rabb’inizinyolundan çevirerek kendi karanlıkdünyalarına sürüklemektedirler.

TTaağğuuttii SSiisstteemmiinn CCuummhhuurrbbaaşşkkaannıı,, BBaaşşbbaakkaannıı vvee MMiilllleettvveekkiilllleerriinneeEy tağuti sistemin Cumhur -

başkanı, Başbakanı ve millet -vekilleri, insanlar üzerine kanunkoymak, onların yeryüzündekihayatlarını düzenlemek yalnızcaonları yaratanın hakkıdır! Çünküİlah, Rab ve Melik olan yalnızcayüce Allah’tır. Sizler, yaratılmışolduğunuzu, eksikliklerle donan -dığınızı, yarın kendinize neyapılacağını bilmediğiniz halde,kendi durumunuza bakmadan,haddinizi aşarak insanların hayatıüzerine kanun koyuyor ve ilahlıktaslıyorsunuz. Oysa siz, kanunkoymak için değil, sizi yaratanRabb’inizin koyduğu hükümlereitaat etmeniz için yaratılan kimse -lersiniz.

Sizler, yarın mahşer gününde,sizi yaratan Rabb’inizin huzurun -da sorgulandığınız zaman, ken -dinize bile fayda sağlamayacakkadar aciz kimselersiniz. Buhalinize bakmadan, sizin gibibeşer olan, sizlerle aynı özel lik -

lere sahip diğer insanlar üzerinehüküm koymaya kalkışıyor,onların yarınlarını ipotek altınaalıyorsunuz.

Sizler, kendiniz birer kul iken,kanun koyarak insanları kendini -ze kul etmeye çalışıyorsunuz.Sizden önceki seleflerinizin desizlerin de çıkardığı yasalar,bugüne kadar insanlara huzurverememiş, insanları kamplaraayırmış, insanlara arasında kin vedüşmanlık tohumlarını ekmiştir,hâlâ akletmiyor musunuz?

Çıkardığınız hükümlerle, ma -teryalist, ateist, soysuz, saygısız veahlak mefhumundan yoksunnesiller yetiştirdiniz. Halkı sınıflaraböldünüz, kamplara ayırdınız,halkın inançlarını, siyasal kim -liklerini inkâr ettiniz, onlara zulümve baskı ile hükmetmeye çalış -tınız. Halkı sağcı-solcu, Sünni-Alevi, Türk-Kürt diye ayırıp ara -larına fitne soktunuz, yetiştir -diğiniz katiller eliyle Maraş’ta,Çorum’da zulmünüz altındainleyen insanları katlettirdiniz,ülkeyi gençlerin kanlarıyla kangölü haline getirdiniz.

Ey tağuti sistemin Cumhur -başkanı, Başbakanı ve millet -vekilleri, çıkardığınız yasalaryüzünden ülkenin içerisindebulunduğu şu duruma bakın,hemen her gün onlarca, hattayüzlerce yolsuzluk, hırsızlık,

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 8

Page 9: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

mafya, çete, uyuşturucu zanlısıyakalanarak gözaltına alınıyor,çocuk tecavüzleri, cinayet,katliam haberleri veriliyor, dahailkokul ve ortaokullardan itibarenuyuşturucu kullanıcılarının vecinayetlerin varlığı görülüyor.

Sizin kendi hevanızdançıkardığınız yasalarınız nedeniyleCumhurbaşkanınızdan, Başba ka -nınıza, milletvekillerinizden en üstbürokratınıza, asker ve polisi -nizden sokaktaki insanlara kadaryolsuzluğa, hırsızlığa, kirli ve pisişlere bulaşmadık kimseniz kal -mamıştır. Bundan hiç mi utan mı -yor, haya etmiyorsunuz.

Adaletten, insan onur vehaysiyetinden uzak yasalarınızdanyararlanarak küçük bir çıkar içinbirbirinize kumpaslar kuruyor,birbirinizin kirli çamaşırlarınıortaya döküyor, sonra da hiçbirşey olmamış gibi sarmaş dolaşoluyorsunuz. Bu kadar mıduyarsız, pişkin, utanmaz vehayasız olabiliyorsunuz! Ardamarınız mı çatladı.

Kanun yapmanın, insanlarüzerine hüküm koymanın sizinişiniz olmadığını neden düşünmü -yorsunuz? Sizler neden, size veona uyan herkese huzur vemutluluk veren Rabb’inizin indir -diği değişmez ve değiştirilemezhükümlere iman edip teslimolmuyorsunuz?

Hüküm yalnızca sizi yoktanvareden Rabb’iniz yüce Allah’aaittir; O, insanlara dünyahayatında lazım olacak bütünhukuki, siyasi, sosyal ve iktisadikonularda her şeyi belirlemiş, bukonularda en güzel hükümlerikoymuş, sizden buna görehareket etmenizi istemiş vehevanıza uymanızı yasaklamıştır.

Sizler, kanun koyarak yüceAllah’ın meliklik sıfatını gaspederek Rabb’inize isyan ettiğinizive O’na şirk koştuğunuzuanlamıyor musunuz! Rab’lerinekarşı gelenlerin dünya hayatındatıpkı Nemrut, Fir’avn ve ben -zerleri gibi helak edileceklerini veahiret hayatında yüce Allah’ınlanetine ve gazabına uğrayacak -larını akletmiyor, düşünmüyorsu -nuz ve bu halinizle sizi yaratanahasım kesilip hüküm koyuyorsu -nuz.

Düşünsenize, eşinizden,çocuklarınızdan, anne vebabanızdan ve en yakınlarınızdankaçacağınız ve onların dasizlerden kaçacakları o dehşetlihesap gününde, sizleri yüceAllah’ın gazabından vecehennemin ebedi azabındankim kurtaracak? Neden kendielinizle kendinizi tehlikeyeatıyorsunuz? Neyinize güveniyor -sunuz ki, sizi yaratan Rabb’inizeisyan edip şirk koşuyorsunuz?

BİSMİLLAH

99

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Bismillah

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 9

Page 10: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

BİSMİLLAH

1100

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Bismillah

Sizler, o meclislerde kendiniziilah zannederek kanunlarçıkarmaya çalıştığınız ve bunedenle yüce Rabb’inize isyanedip şirk koştuğunuz sürece,Rabb’inize karşı savaş açtığınızıbilin. Yüce Allah’a savaşaçanların akıbeti ise, hüsrandanbaşka bir şey değildir.

Ey tağuti sistemin Cumhur -başkanı, Başbakanı ve millet -vekilleri, unutmayınız ki bu tağutisistem, sizlerin dostu değildir; tamaksine sizleri, dünya hayatında,yüce Allah’ın aydınlık ve nurluyolundan kendi karanlıklarınaçekmekte, ahiret hayatında dasizi ebedi cehennem azabınasürüklemektedir.

Sizlerden birçoğunuz, Müslü -man olduğunuzu iddia ediyor su -nuz ve çoğunuzun anne babasınamaz kılıp Müslüman olduk -larını söylüyorlar. Peki Rabb’inizingönderdiği ve ona uymaklamükellef olduğunuz Kur'an'ı hiçmi elinize alıp okumadınız, oradatek hüküm koyucunun yalnızcayüce Allah (cc) olduğunu görüpanlamıyor musunuz!

Yüce Allah (cc), Kur'an'ı, tüminsanlara olduğu gibi size degönderdi ki ona uyasınız, içindekihükümleri uygulayasınız ve birkonuda anlaşmazlığa düştüğü -nüzde onunla hüküm veresiniz.Oysa sizler, Rabb’inizin gönder -diği Kur'an'ı ve içindeki hükümleri

bırakıp kendiniz hüküm koymayave ilahlık taslamaya kalkışıyor su -nuz.

“İnsanlar bir tek ümmet idi.Sonra Allâh, peygamberleri,müjdeciler ve uyarıcılar olarakgönderdi; onlarla beraber,anlaşmazlığa düştükleri konular -da insanlar arasında hükmetmeküzere, içinde gerçekleri taşıyanKitabı indirdi. Kendilerine Kitapverilmiş olanlar, kendilerine açıkdeliller geldikten sonra, sırfaralarındaki kıskançlıktan ötürüo(Kitap hakkı)nda anlaşmazlığadüştü(ler). Bunun üzerine Allâh,kendi izniyle inananları, onlarınüzerinde ayrılığa düştükleri ger -çeğe iletti. Allâh, dilediğini doğruyola iletir.” (Bakara, 213)

Sizin koyduğunuz hükümler,her beşeri hüküm gibi cahiliyehükmüdür ve yüce Allah (cc), bucahili hükümlerin tümünü kaldırıpilahi olan hükümlerini indirmiştir.Tarihi süreçte sizin Rabb’inizekarşı içerisinde bulunduğunuzisyan ve şirkin benzerini gös -terenler olmuştur, ancak yüceAllah (cc), onları ve cahili dü zen -lerini yerlebir etmiş ve herdönemde en güzel şekildeuygulanacak şeriat hükmünüortaya koymuştur.

Gelin, kendinize bir iyilik edipRabb’inize yönelin, O’nunindirdiği hükümlere teslim olun veböylece dünya ve ahirette

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 10

Page 11: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

kurtuluşa ulaşın. Unutmayınız kitarihi süreçte hiç kimse yüceAllah’a karşı isyanında bir başarıelde edememiştir ki sizler buisyan, küfür ve şirkinizde Rabb’ -inize karşı başarı elde edesiniz.

Tabii olduğunuz tağuti sistem,dünya hayatında size belki kısabir süre fayda sağlayabilir, biriktidar verebilir; ancak bu kısasüren iktidarınızın ardından tabiolduğunuz kanunlar sizlere,dünya hayatında da ebedi ahirethayatında da acı bir azaptanbaşka bir şey kazandırmayacaktır.İşte o zaman, sizi şu anda imanedip korumaya çalıştığınız tağutisistem kurtaramayacaktır. Bakınızyüce Rabb’iniz size merhametetmekte ve sizi, tağutu redde -derek Kendisine iman etmeyeçağırmaktadır. Gelin, kendiyararınıza bu çağrıya kulak veripRabb’inize şirk koşmayı, asiolmayı terk ederek iman edin,Müslümanlar olun.

“Dinde zorlama yoktur,Doğruluk, sapıklıktan seçilip belliolmuştur; kim tağutu reddedipAllah'a inanırsa, muhakkak ki o,kopmayan, sağlam bir kulpayapışmıştır. Allah işitendir, bilen -dir.” (Bakara, 256)

“Tağut'a itaat etmektenkaçınan ve Allah'a yönelenleremüjde var; müjdele kullarımı.”(Zümer, 17)

Ey tağuti sistemin Cumhur -başkanı, Başbakanı ve millet -vekilleri, şeytanın hizbi ve dostuolan tağuti sisteme itaat edipkanunlar çıkarıp ilahlık tasladığınızsürece biz Müslümanlar, sizleritanımıyor, çıkardığınız cahili şirk veküfür yasalarını kabul etmiyoruz.Çünkü iman ettiğimiz ve tekhüküm sahibi olarak bildiğimizRabb’imiz, sizi ve itaat ettiğiniztağutu reddetmemizi emretmek -tedir.

“İbrâhim'de ve onunlaberaber bulunanlarda sizin içingüzel bir örnek vardır; onlarkavimlerine ‘Biz sizden ve sizinAllah'tan başka itaat ettikleri niz -den uzağız. Sizi(ve itaat ettik le -rinizi) tanımıyoruz; siz, bir tekAllah'a inanıncaya kadar sizinlebizim aramızda sürekli birdüşmanlık ve nefret belirmiştir’demişlerdi. Yalnız İbrâhim'inbabasına: ‘Senin için mağfiretdileyeceğim, fakat Allah'tangelecek bir şeyi senden sava -mam’ demesi hariç. "Rabbimiz,sana dayandık, sana yöneldik,dönüş sanadır!” (Mümtehine, 4)

Biz Müslümanlar, tıpkı atamızHz. İbrahim (as)’ın ve yanındakiiman edenlerin, sizlerin atalarıolan Nemrut’u ve ona itaatedenleri reddettikleri gibi, bizlerde sizleri ve itaat ettiğiniz tağutisistemi ve çıkardığınız küfür veşirk yasalarını reddediyoruz.

BİSMİLLAH

1111

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Bismillah

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 11

Page 12: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

nsan yaşamı ile ilgili olarakKur’an’da bil di rilen ilahihükümlerin en önemli ve

öncelikli konusunu idare ve hükmüiçine alan din kavramı oluşturur. Buanlamda, insanların yeryüzündekiyaşamını düzenleyen, insanilişkilerine çö zümler sunan hüküm-lerin, kanun ve kuralların, insan ya -şamını ilgilendiren meselelere geti-rilen çözüm ve önerilerin tümünebirden din adı verilmektedir.

İnsanın yaşadığı hayat, tabiolduğu sistem, uyguladığı eko -nomik model, yaptığı her türlü ha-reket ve söylediği sözler, onun dini-ni belirler ve hangi dine mensup ol-duğunu ortaya koyar. Din, idare vehükmü içine alan kurallar bütünüolduğuna göre, yaşanan hayattatabi olunan sistemde, kanun ve ku-rallar kimin tarafından konulmuşise, o sistem ona atfedilir.

İnsanları yaratan yüce Allah(cc), onların yeryüzündeki hayat -larını düzenleyen kuralları da koy-muş ve bu koyduğu kurallara İslâmdini adını vermiştir. Yüce Allah (cc)İslâm’ı, din olarak seçtiğini ve on-dan razı olduğunu, onun dışındahiçbir dinden razı olmayacağınıaçıkça bildirmiştir.

“... Bugün sizin için dininizi ol-gunlaştırdım, size nimetimi ta-mamladım ve size din olarak İs-lâm'a razı oldum...” (Maide, 3)

“Allah katında din, İslâmdır;Kitap verilmiş olanlar, kendilerineilim geldikten sonra sırf aralarında-ki aşırılık yüzünden ayrılığa düştü-ler; kim Allah'ın ayetlerini inkârederse bilsin ki Allah, hesabı çabukgörendir.” (Al-i İmran, 19)

İslâm, Tevhidi esasların insan-lara nasıl duyurulacağını, beşeritağuti sistemlere karşı nasıl bir tu-tum takınılacağını, kafir ve müşrik-lerle ilişkilerin nasıl sürdürüleceği-ni, yüce Allah’a yapılacak ibadetlerde dahil, insanların yeryüzündekitüm ilişkilerinin nasıl olacağını, sözve davranışlarının neye göre belir-leneceğini bütün ayrıntıları ile orta-ya koymuştur.

İslâm’ın ortaya koyduğuhükümler dışında, hangi gerek -çelerle olursa olsun konulacak hü-kümler, yapılacak ibadetler ve uyu-lanacak kurallar, yüce Allah indin-de hiçbir anlam ifade etmeyecek veinsanların yapıp söyledikleri hiçbirşey onlardan kabul edilmeyecektir.

“Kim İslâm'dan başka bir din

hangi d ine hangi d ine mensupsunuz!mensupsunuz!

İ

kur’ân’a dâvet

1122

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

HangiDine

Mensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 12

Page 13: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

ararsa, bilsin ki, (o din) ondan kabuledilmeyecek ve o, âhirette kaybeden-lerden olacaktır.” (Al-i İmran, 85)

Kur’an, hem ibadet, hem söy-lem, hem de yaşam olarakinsanların uyacakları tüm kural larıbelirlemiş ve buna İslâm dini adınıvererek insanların buna kesinlikleuymalarını bildirmiştir. İslâm dinitektir, ölçüleri bellidir. Bu ölçüler,yüce Allah (cc) tarafından konulanhükümlerden ve Hz. Peygamber ta-rafından uygulanan metoddanibarettir ve insan yaşamının her ala-nına çözümler sunmaktadır.

Yüce Allah, yarattığı kulları nınyeryüzünde neler yapa cak larını dabildirmiş, onlara yol gösterip he-deflerini belirlemiştir.

"O ki yarattı, düzene koydu, O ki,belirleyip hedefini gösterdi" (Âlâ 2-3)

Yüce Allah (cc), her konuyubütün açıklığı ile en güzel bi çimdebelirleyip açıklamış, hiçbir konuyumuğlak bırak mamıştır. Ancakbütün bu apaçık hüküm lere rağ-men insanlardan bazıları, değişiknedenlerle ihtilafa düş müşlerdir.Yüce Allah (cc), kulları arasındaanlaş maz lı ğa düştükleri konularınve çıkan sorunların çözümü için derasullerini hakem olarak gönder -miş, onlarla bera ber anlaşmazlık-ları giderecek Kitabını indirmiştir.

“İnsanlar bir tek ümmetti. Allahpeygamberleri, müjdeciler ve uya-rıcılar olarak gönderdi, anlaşmaz -lığa düştükleri konular da insanlar

arasında hükmetsin diye o pey-gamberlerle beraber gerçekleriiçinde taşıyan Kitabı indirdi. Kendi-lerine Kitap verilmiş olanlar, kendi-lerine açık deliller geldikten sonra,sırf aralarındaki kıskançlıktanötürü onda anlaş mazlığa düş-tü(ler); bunun üzerine Allah, kendiizniyle iman edenleri, onların üze -rinde ayrılığa düştük leri gerçeğeiletti; Allah, diledi ği ni doğru yolailetir.” (Bakara, 213)

İster İslâm dinine ek olarak, is-terse tamamen İslâm dışı düşünce-lerle yapılsın konulan bütün hü-kümler, uyulan bütün yasalar, tabiolunan bütün kişiler, yapılan herhareket şirk ve küfür; bunlara uyan-lar da kâfir ve müşriklerdir.

Yüce Allah (cc) tarafından hü-kümleri konulan, sınırları açıkçabelirlenen İslâm dinine yapılabile-cek her katkı yeni bir din ortaya koy-maktır ve bu din İslâm ile hiçbir ilgisiolmayan şirk dinidir.

Yüce Allah’ın bildirdiği hüküm-ler dışında kural koymak, yeni iba-detler icat etmek, İslâm’ın koyduğukuralları istek ve arzular doğrultu-sunda değiştirmek ve onlara uyma-mak, açıkça yüce Allah’a eş koşupşirke ve küfre girmektir.

“Yoksa onların, kendilerine Al-lah'ın izin vermediği dini koyan or-taklar mı var! Eğer (onlara fırsatverilmesi hakkında) karar olma -saydı derhal aralarında hüküm ve-rilirdi; kuşkusuz zâlimler için acı bir

KUR’ÂN’A DÂVET

1133

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

HangiDineMensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 13

Page 14: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

azap vardır.” (Şura, 21)İİssllââmm,, TTeevvhhiidd DDiinniiddiirrİslâm, Tevhid dinidir; bu neden-

le bütün rasuller, öncelikle insanlaraTevhidi esasları anlatmışlardır. Tev-hidi esasları kabul etmenin ilk ve te-mel şartı, yüce Allah’tan başka tümkanun koyucu sahte ilahları reddet -mek tir. Bu sahte ilahların en öndegeleni, yüce Allah’ın koyduğuhükümlerini hiçe sayıp yeryüzün denkaldırmaya çalışan, insanlar üzeri-ne hüküm koyan tağuttur.

“Dinde zorlama yoktur, Doğ-ruluk, sapıklıktan seçilip belli ol-muştur, kim tağutu reddedip Al-lah'a iman ederse muhakkak ki o,kopmayan, sağlam bir kulpa yapış-mıştır. Allah işitendir, bilen dir.”(Bakara, 256)

İslâm dini, tağutu reddetmeyiyüce Allah’a iman etmenin temelşartı saymış, tağut reddedil medik -çe yüce Allah’a iman edilmeye ce -ğini bildirmiştir. Her toplum içinderasullerini, Kendisine iman edip ta-ğuttan kaçınmalarını bildirmek ü -zere gönderen yüce Allah (cc), ta-ğutu reddedenlerin hidayete erdik-lerini, reddetmeyenlerin ise, sapık-lık içerisinde kaldıklarını bildirmiş-tir.

“Andolsun biz, her millet için-de: ‘Allah'a kulluk edin, tağuttankaçının’ diye bir elçi gönderdik; on-lardan kimine Allah hidâyet etti,onlardan kimine de sapıklık gereklioldu. İşte yeryüzünde gezin de ba-

kın, yalanlayanların sonu nasıl ol-muş!” (Nahl, 36)

Risalet önderleri ve onların izle-rinde giden Tevhid erleri, insanlarıöncelikli olarak tağutu reddetmeyedavet etmişlerdir. Elçiler bu davet-lerini ortaya koyarlarken Tevhidindüşmanı olan tağuttan hiçbir şekil-de izin almamışlar, izin almayıdüşünme mişlerdir. Bu nedenle on-lar tağutla karşı karşıya gelmişler,birçoğu bu yolda sıkıntı, çile, işken-ce çekerken birçoğu da bu uğurdaşehadete ulaşmıştır.

İslâm, Tevhidin kabulü için ta-ğutu reddetmeyi temel şart olarakkabul ettiği halde günümüzde, İs-lâm adına ortaya çıktıklarını iddiaeden bazı kimseler, tağutu reddet-medikleri gibi tağutun desteklen-mesi için çalışmaktadırlar. Bunlar,Risalet tarihinde hiçbir örneği veKur’an’da bu konuda hiçbir hükümbulunmadığı halde, tağutun izinverdiği vakıf, dernek ve parti gibişirk kurumlarında zillet içerisinde,tağutun gölgesi altında, onun izinverdiği ölçüler içerisinde hareketetmektedirler.

EEyy VVaakkııffççııllaarr,, SSiizz HHaannggii DDiinnee MMeennssuuppssuunnuuzz??Şimdi soruyoruz: “Siz ey vakıf

ve dernekleri metod olarak kulla -nanlar, içerisinde bulunduğunuzbu durumun, Kur’ani hiçbir delilibulunmadığı gibi bu metod, yüceAllah’ın ayetlerine açıkça aykırı dır.Yüce Allah’ın ayetlerine aykırı hare-

KUR’ÂN’A DÂVET

1144

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

HangiDine

Mensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 14

Page 15: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

KUR’ÂN’A DÂVET

ket etmek de şirk ve küfürdür ve siz-ler, böyle hareket etmekle hem şirkve küfür içerisinde bulu nu yor -sunuz, hem de Tevhidi esas lara ay-kırı hareket ederek yüce Rabb’inizeisyan ediyorsunuz.

Ey, vakıfçılar, dernekçiler veonlara tabi olanlar, bu duru mu -nuzun İslâm dininde yeri yoktur veKur’an’a aykırıdır. Yüce Allah (cc),puta tapanlara pis müşrikler der -ken sizler, putperestlerin Müs lü -man olduklarını iddia ederek yüceAllah’ın tanımladığı Müslü man sı -fatını puta tapanlara veri yor sunuz.Bu iddia ve içerisinde bulunduğu-nuz durum nedeniyle yüce Allah’aaçıkça savaş ilan ettiniz. O haldesiz, hangi dine mensupsunuz?

İçerisinde bulunduğunuz şirk veküfür nedeni ile İslâm dinine men -sup olduğunuzu söyleyemez siniz;çünkü tağutun tarafına geçmekleRabb’inize savaş açmış durumdası-nız ve İslâm’a uyan hiçbir fiiliniz vesözünüz yoktur. Bu nedenle yüce Al-lah (cc) sizlere kâfirler diyor.

“İman edenler Allah yolundasavaşırlar, kâfirler de tağut yolundasavaşırlar; o halde şeytanın dostla-rıyle savaşın, çünkü şeytanın hilesizayıftır.” (Nisa, 76)

Bu ayet hükmünüzü açıkça or-taya koyuyor ve sizler, bu ayetleri deokuyorsunuz ancak hâlâ tevbe edipMüslüman olmuyorsunuz. Sizler,dünyevi küçük çıkarlarınız için etra-fınıza topladığınız ve beyinlerini

uyuş turduğunuz kimselerikandırabi lir siniz; ancak o dehşetlihesap gününde Kur’an ortaya ko-nulup yaptıklarınızın sağlamasıKur’an ile yapıldığında, yalancılaroldu ğunuz yüzlerinize vurulduğun-da ne yapacaksınız?

“Yer, Rabbinin nuru ile parla-mış, Kitap (ortaya) konmuş,peygamberler ve şâhidler getiril mişve aralarında adaletle hük -medilmiştir; onlara asla hak sızlıkedilmez” (Zümer, 69)

“(O gün) her ümmeti toplan mışgörürsün; her ümmet, kendiKitabına çağırılır: ‘Bugün yaptık -larınızla cezalandırılacak sı nız, işteKitabımız, aleyhinize gerçeği söy-lüyor, çünkü Biz, yaptıklarınızı yazı-yorduk.” (Casiye, 28-29)

Ey vakıf ve derneklere gidenler,bu ayetleri okuyup durduğunuz hal-de neden tağutun tarafını tutarakAllah’a ve Rasu lüne savaş açan,Hakkı batılla bulayıp gerçekleri giz-leyen bu belamları dinlemeye gidi-yor, onlarla beraber Allah ve Rasulüile savaşmaya çalışıyorsunuz?

Sizler, yüce Allah’ın, tüm müşrikve kâfirleri dünyada helak edeceği-ni, ahirette ise onları, ebedi olarakcehennemde acı bir azaplacezalandıracağını bilmi yor musu-nuz? Açın Kur’an’ı okuyun, yaptık-larınız ve taraf olduklarınız nede-niyle sıfatınızın, müşrik ve kâfir ol-duğunu bizzat kendiniz görün vesizleri cehen neme ve Rabb’iniz

1155

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

HangiDineMensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 15

Page 16: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

azabına sürük leyen bu Samiri soylubelam lardan hemen ayrılıp tevbeedin ve Rabb’inize dönün. Kurtulu -şu nuz bundadır.”

“Bu bir öğüttür, dileyen Rabbi-ne varan bir yol tutar.” (Müzzem-mil, 19)

İİssllââmm’’ddaa İİbbaaddeettlleerr BBeelliirrlleennmmiişşttiirrYüce Allah (cc), Kendisine yapı-

lacak bireysel ve toplumsal ibadet-lerin ne olduklarını, ne zaman, han-gi şartlarda yerine getirileceğiniKur’an’da apaçık bir şekilde belirt-miş, bunların nasıl yapılacağıkonusunda rasul lerini ve son Rasu-lünü en güzel örnek olarak vermiştir.

Yüce Allah’a, O’nun indirdiğiKur’an’a ve Rasulullah (as)’a imanedenler Kur’an’da belirtilen iba-detleri, vahyin belirlediği esaslariçerisinde Rasulullah (as)’ın eda et-tiği gibi eda ederler. Bunun dışındaibadetler ihdas etmek, yüce Allah’ave Rasulüne karşı gelmek ve apaçıkbir sapıklığa düşmektir.

“Allah ve Rasulü, bir işte hükümverdiği zaman, artık mü’min erkekve kadının, o işi kendi isteklerine gö-re seçme hakkı yoktur; kim Allah'a veRasulüne karşı gelirse apaçık bir sa-pıklığa düşmüş olur.” (Ahzap, 36)

Yüce Allah (cc), gönderdiği verazı olduğu dini tamamladığını vedin olarak İslâm’ı beğendiğini bil-dirmiştir.

“... Bugün sizin için dininizi ol-gunlaştırdım, size nimetimi ta-

mamladım ve size din olarak İs-lâm'a razı oldum...” (Maide, 3)

İslâm’da, bireysel ibadetler na-maz, oruç, hac, zekât, sadaka, teb-liğ ve cihad başlıkları altında belir-tilmiş, bunların ne zaman nasıl ya-pılacakları, şüpheye yer vermeye-cek şekilde açıklanmıştır. Bu açıkla-nanlar dışında İslâm adına ibadetihdas etmek, belirtilen ibadetlereekleme ve çıkarmalar yapmak,başka bir din ihdas etmektir ki bu,apaçık bir sapıklıktır.

“Artık kim bundan sonra dö-nerse, işte onlar fasıklardır; Allah'ındininden başkasını mı arıyorlar; oy-sa göklerde ve yerde olanların hep-si, ister istemez, O'na teslim olmuş-tur ve O'na döndürüleceklerdir.”(Al-i İmran, 82-83)

Rasulullah (as), dinin tamam -landığını, bundan sonra din adınauydurulacak her şeyin bid’at, herbid’atın sapıklık ve cehennemdeolacağını bildir miştir. Bu nedenlene adına olursa olsun, din adınaibadet ihdas etmek, kişiye ancakcehen nemin acı azabını kazandı -racak tır.

Rasulullah (as) döneminde üçkişi, sürekli oruç tutuyor, sabahlarakadar namaz kılıyor, eşlerine deyaklaşmıyorlardı. Bu durumu me-rak eden eşleri, Rasulullah (as)’agiderek eşlerinin bu yaptıklarınısöylüyorlar ve bunun yeni bir emirolup o lmadığını soruyorlar. Rasu-

KUR’ÂN’A DÂVET

1166

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

HangiDine

Mensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 16

Page 17: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

lullah (as), böyle bir ayetin olmadı-ğını söylüyor ve bu üç kişinin de ha-zır bulundukları bir sohbetinde şöy-le buyuruyor.

“Siz şöyle şöyle söyleyen kimse-lersiniz değil mi; fakat şunu biliniz kiben, sizin Allah'tan en çok korkanı-nız ve kötülükten korunanızım;böyle iken ben oruç da tutarım iftarda ederim; gecenin bir kısmındanamaz kılarım, bir kısmında da isti-rahat ederim; kadınlarla da evleni-rim. Her kim benim bu yolumdangitmez de ondan yüz çevirirse ben-den değildir.”

BBiidd’’aattlleerr,, YYüüccee AAllllaahh’’ıınn RRıızzaassıınnaa DDeeğğiill GGaazzaabbıınnaa GGööttüürrüürrYüce Allah (cc), doğru yolu

apaçık bir şekilde belirtmiş, Rasulü-nü bu konuda en güzel örnekolarak vermiş, ona uyan larınmü’minler olduklarını ve bu yolunesas olduğunu bildirmiştir. Bu esa-sın dışında yol edinmek sapıklık vesapıkların sonu cehennemdir..

“Kim de kendisine doğru yolbelli olduktan sonra Rasul’e karşıgelir ve mü'minlerin yolundan baş-ka bir yola uyarsa, onu döndüğüyola yöneltiriz ve cehenneme soka-rız; ne kötü bir gidiş yeridir orası!”(Nisa, 115)

Yüce Allah (cc), İslâm dinininesaslarını belirlemiş, iman eden -lerin bunlara uymalarını emret -miştir. Belirlenen esasların dışınaçıkmak yüce Allah’a, O’nun ra -

sulüne karşı gelmek, mü’minlerinyolunu terk edip başka yollara yö-nelmek ve başka bir dine mensupolmaktır ki, bu kimselerin gidecek-leri son durak, ayette belirtildiğiüzere cehennemdir.

Rasulullah (as) ve arkadaş la rı,hayatları boyunca yüce Allah’ın bil-dirdiği ibadetler dışında başka hiç-bir ibadet yapmamışlardır. Dinin ta-mamlandığını belirten Rasulullah(as), bundan sonra din adına uydu-rulan her şeyin bid’at, her bid’atınsapıklık ve her sapıklığın cehen-nemde olduğunu söylemiştir.

Günümüzde özellikle tarikat -çıların yaptıkları ve koro halindekibağırıp çağırarak seslendirdikleri,birçoğunu da çalgı eşliğinde ses-lendirdikleri şarkı türünden ilahile-rin, halay çekip dans ederek, mevl-evilerde olduğu gibi dansöz oyna-tarak yaptıkları hareketlerinin, ra-bıta adı altında şeyhlerini ilahlaştır-malarının ve yüce Allah’a aracılaredinerek dua etmelerinin, Kur’an’ -da ve Rasulullah (as)’ın en güzel ör-nek uygulamasında hiçbir delili veyeri yoktur.

Tarikatçıların ibadet olarakyaptıkları kimi gayri İslâmi hare -ketler, tahrif edilmiş dinlerde bilebulunmamaktadır. Sapıklık üzeri nebina edilen bu ibadetlerin veşeyhleri yüce Allah’a ulaşma vesi -lesi kılma düşüncelerin İslâm’dayeri yoktur. Kilisede papazların in-sanların günahlarını affetme saç-

KUR’ÂN’A DÂVET

1177

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

HangiDineMensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 17

Page 18: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

malıkları bile tarikatçıların işledik-leri bu küfür ve şirk düşüncesindendaha ehvendir.

Kur’an’da yüce Allah’ın kulları-na, şah damarından daha çok ya-kın olduğu, insanların kalpleri ilekendi aralarına gir di ği, dua ettikle-rinde dualarına hemen karşılıkvereceği bildiril mektedir.

“Kullarım, sana benden so -rar(lar)sa, Ben (onlara) yakı nım.dua eden, bana dua ettiği zamanonun duasına karşılık veririm; ohalde onlar da bana karşılık versin-ler, bana iman etsinler ki, doğru yo-lu bulsunlar.” (Bakara, 186)

“Rabbiniz buyurdu ki: ‘Bana duaedin, duanızı kabul edeyim; Banakulluk etmeğe tenezzül et meyenler,aşağılık olarak cehen neme girecek-lerdir.” (Mü’min, 60)

“Ey iman edenler (elçi), sizi ya-şatacak şeylere çağırdığı zaman Al-lah'ın ve Rasulünün çağrısına koşunve bilin ki, Allah, kişi ile onun kalbiarasına girer ve siz, O'nun huzarunatoplanacak sınız.” (Enfal, 24)

“Andolsun insanı biz yarattık venefsinin ona ne fısıldadığını biliriz,çünkü biz ona şah dama rından da-ha yakınız.” (Kaf, 16)

Bütün bu ayetler, yüce Allah’ınkullarına kendilerinden bile yakınolduğunu, bu nedenle Kendisineulaşmak için aracılar edinmeleri-nin doğru olmadığını, hatta aracı-lar koymaları halinde onların ya-lancı ve kâfirler olacaklarını haber

vermektedir.“Biz bu Kitabı sana hak ile indir-

dik; sen dini yalnız Allah'a halis kıla-rak O'na kulluk et; iyi bil ki, halis dinyalnız Allâh'ındır; O'ndan başkaveliler edinerek: ‘Biz bunlara, sırfbizi Allah'a yaklaştırmaları için itaatediyoruz’ diyenler, elbette Allah,onlar arasında, ayrılığa düştüklerikonuda hükmünü verecektir, Al-lah, yalancı, kâfir insanı hidayeteiletmez.” (Zümer, 2-3)

İİssllââmm DDiinniinnee KKaattııllaann UUyydduurrmmaa İİbbaaddeettlleerrİslâm dini, ferdi ibadetlerde bi-

reyselliği esas alır ve ancak herke-sin kendi el ve emekleri ile yaptığı-nın kendisi için ecir getirici olduğu-nu belirtir. Bu nedenle insanlarındin adına uydurduk ları, ölenlerinya da hasta olan ların üzerine oku-nan hatimler, yasinler, dualar, çeki-len tesbihler; Hacca ya da umreyegiden kimselerle Rasulullah (as)’ayol lanan hatim ve selamlar; uydur -ma özel gecelerde yapılan iba -detler, ölen yakınların yerine yapı-lan hac ve umreler, İslâm dininesonradan katılan bid’at ve hurafe-lerdir. Bunlar, İslâm dinininsafiyetini bozdukları için Kur’an’ dasapıklık olarak belirtilmiş ve bunlarıyapanların sapıklar ola rak acı birazaba girecekleri ha ber verilmiştir.

Kur’an, anlamadan hatim in-dirmek ya da ölülere okunmak içindeğil, insanların hayatlarını düzen-lemek için gönderilmiştir. Hayatları-

KUR’ÂN’A DÂVET

1188

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

HangiDine

Mensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 18

Page 19: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

KUR’ÂN’A DÂVET

nı Kur’an’la düzene koymayıp onu,bu gönderiliş amacına aykırı oku-yanlar, Kur’an gerçeğini, Kur’an’ınhassasiyetle üzerinde durduğu Tev-hid ilkesini inkâr etmişlerdir.

Yüce Allah (cc), halis dininiKur’an’da bildirmiş, iman eden -lerden, bildirilen esaslara hiçbir şeykatmadan olduğu gibi yaşa -malarını emretmiştir. Allah’a yak-laşmak için aracılar edinenler,bid’at olarak ibadet ihdas edenkimseler, yüce Allah’ın bildirdiğihalis dini bozdukları için küfür veşirke girmişlerdir.

Yüce Allah’ın küfür ve şirk ola-rak bildirdiği ve Kur’an’da olma-yan, Rasulullah (as)’ın hiç yapma-dığı amelleri yapanların, İslâm diniile uzaktan yakından ilgisi bulun-mamaktadır.

Yüce Allah’ın dinini, hangi ne-denle olursa olsun bozanlar, İslâmdinine mensup değillerdir. Bunlar,İslâm dinine mensup olduklarını id-dia etseler de Kur’an, bunları yal-anlamakta, bozuk itikatları, yapıpsöyledikleri ve uydurdukları bid’at-ler nedeniyle onların, yalancı kâfir-ler olduklarını bildiriyor.

Onlar, kendilerinin kâfir olduk-larını bildiren İslâm dininegerçekten girmek ve Müslüman -lardan olmak istiyorlarsa, Rab’le -rinin bildirdiği ayetlere göre hare-ket etmeleri, kendilerini, şirk ve küf-re sokan düşüncelerden ayrılıp tev-be etmeleri ve tamamen Rab’lerin-

den inen Kur’an’a yönelmeleri veona uygun hareket etmeleri gere-kir. Aksi halde uydurdukları ile be-raber, içinde sürekli kalmak üzerecehenneme gireceklerdir.

Yüce Allah (cc), her türlü günahve şirke bulaşmış insan lara, tevbeetme fırsatı veriyor ve ölüm gelme-den en güzel söz olan Kur’an’a yö-nelmelerini istiyor. Bu nedenle bukimseler, Rab’lerinin bu enginmerhametinden yarar lanaraktevbe edip şirk ve kü fürden kurtul-mak, gerçekten iman ederek Müs-lüman olmak için bu fırsatı kaçır-mamaları gerekir.

“(Tarafımdan onlara) de ki: ‘Eynefislerine karşı aşırı giden kullarım,Allah'ın rahmetinden umut kesme-yin, Allah bütün günahları bağışlar,çünkü O, çok bağışlayan, çok esir-geyendir. Size azap gelip çatmadanRabbinize dönün, O'na teslim olun,sonra size yardım edilmez; ansızınve hiç farkına varmadığınız bir sıra-da size azap gelmezden önce Rab-binizden size indirilenin en güzelineuyun.” (Zümer, 53-55)

Karar onların! Ya bu rahmetderyasından yararlanıp Rab’lerineyönelir, tevbe eder Müslümanolurlar ya da uydurdukları yalan -larla beraber, içerisinde ebedi kal-mak üzere cehennem girerler.

MMüü’’mmiinnlleerr,, KKuurr’’aann’’ıınn HHeeppssiinnee İİmmaann EEddeerrlleerrİslâm dinine tabi olan, Kur’an’ı

kabul eden mü’minler, ayetlerin

1199

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

HangiDineMensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 19

Page 20: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hepsine iman ederler ve okuduklarıher ayet, onların imanlarını arttırır.İşte gerçek mü’minler ancak bun-lardır.

“Kitabı sana O indirdi; onunbazı ayetleri muhkemdir (ki) onlar,Kitabın anasıdır; diğerleri de müte-şâbihtir. Kalblerinde eğrilik olan-lar, fitne çıkarmak, uyardığı sonucauğramak için onun müteşabihâyetlerinin ardına düşerler; oysaonun tevilini Allah'tan başka kimsebilmez, ilimde ileri gidenler: ‘Onainandık, hepsi Rabbimiz katın -dandır’ derler; sağduyu sahip -lerinden başkası düşünüp öğüt al-maz.” (Al-i İmran, 7)

“Mü'minler o kimselerdir ki, Al-lah anıldığı zaman yürekleri ürperir,O'nun ayetleri kendilerine okundu-ğu zaman imanlarını artırır ve Rab-lerine tevekkül ederler.” (Enfal, 2)

Gerçek mü’minler, Rab’lerin -den gelen ayetler arasında ayırımyapmaz, hepsine iman eder ve oayetler doğrultusunda hayatlarınıdüzenlerler. Ayetlerin bir kısmınıalıp bir kısmını bırakanları yüce Al-lah (cc) dünya ve ahirette rezil ede-ceğini ve onların azabın enşiddetlisine atılacaklarını bildir -mektedir.

“...Yoksa siz Kitabın bir kısmınainanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsu-nuz; sizden bunu yapanın cezası,dünya hayatında rezil olmaktanbaşka nedir; Kıyamet gününde de

(onlar) azabın en şiddetlisine itilir-ler. Allah yaptıklarınızı bilmez de-ğildir.” (Bakara, 85)

“İnsanlardan kimi de Allah'abir kenardan ibadet eder; eğerkendisine bir hayır gelirse onunlahuzura kavuşurve eğer başına birkötülük gelirse yüzüstü döner; o,dünyayı da ahireti de kaybet miştir;işte apaçık ziyan budur.” (Hac, 11)

İslâm dinine mensup olanMüslümanlar, Rab’lerinin bildir di ğitüm ibadetleri, hiçbir ayırım yap-madan ve sıkıntı duymadan yerinegetirirler. Oysa günümüzde bazıkimseler, Kur’an’ı tek ölçü olarakkabul ettiklerini sözel olarak iddiaetmelerine rağmen Kur’an’da bil-dirilen ibadetleri yapmamakta yada yapma konusunda sıkıntı duy-maktadırlar.

Kur’an’dan hareket ettikleriniiddia etmelerine rağmen bazı ko-nuları, kendi hevalarına göre çar-pıtıp değiştirenler, ayetlerde apaçıkbir şekilde bildirilen rasullerle ilgiligerçekleri, emre di len ibadetleri,dillerini eğip bü kerek tevil ederler,yüce Allah’a kulluk yapmakta sıkın-tı duyarlar. Bu kimseler, çok açık birşekilde küfre girmiş müşrik olmuş-lardır.

“Kendilerine Kitap verdiğimizkimseler, sana indirilene sevinir ler,fakat kabilelerden onun bir kısmınıinkâr edenler vardır. De ki: ‘Banayalnız Allah'a kulluk etmem ve O'na

KUR’ÂN’A DÂVET

2200

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

HangiDine

Mensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 20

Page 21: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

KUR’ÂN’A DÂVET

hiçbir şeyi ortak koşmamam emre-dildi, ben O'na davet ederim, dö-nüşüm de O'nadır." (Rad, 36)

Yüce Allah (cc), gönderdiği ra-sullerin hepsine, -aralarında hiçbirayırım yapmadan- iman edilmesinive onların örnek alınmasını, onlargibi hareket edilmesini bildirmek-te, buna aykırı hareket edenlerin,gerçek kâfirler olduklarını bildir-mektedir.

“Onlar ki Allah'ı ve elçilerini in-kâr ederler, Allah ile elçilerinin ara-sını ayırmak isterler, ‘Kimine inanı-rız, kimini inkâr ederiz’ derler; buikisinin (iman ile küfür) arasında biryol tutmak isterler; işte onlar gerçekkâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcıbir azap hazırlamışızdır!” (Nisa,150-151)

Günümüzde, Kur’an’ı bir bü-tün olarak anlamaktan ve gereğigibi okumaktan mahrum kimseler,üç-beş ayet okumakla kendileriniadeta rasullerin üstünde görmeyebaşlarayak rasulleri küçümseyipinkâr ederler. Bunlar, kendi duygu-larını Kur’an’a onaylatmak adınaKur’ani kavramları çarpıtmakta,indirilen hükümleri tahrif etmekte,sonra da utanmadan, “Kur’an’ -daki dine” uyduklarını iddia etmek-tedirler.

Kur’an’daki din, İslâm’dır ve İs-lâm, tüm ayetleri kabullenip onlardoğrultusunda hareket etmeyi em-reder. Bunun dışındaki her söz ve ha-reket, kişiyi iman dairesinden ve İs-

lâm’dan çıkarır şirke ve küfre sokar.Hevalarını ilah edinerek

Kur’an’ı, kendi hevalarına göre yo-rumlayıp değiştirenler, ayetlerin birbölümünü alıp bir bölümünü terkedenler, imanı küfürle değiştirmiş-lerdir. Bu nedenle de onlar, İslâmdinine mensup değillerdir.

MMüüssllüümmaannllaarrıınn,, RRaassuulluullllaahh((aass))’’aa BBaakkıışşllaarrııİslâm dini, Müslümanların Ra-

sul’e bakışlarının nasıl olması ge-rektiğini açık bir şekilde belirtmiş,bunun dışındaki bir bakışın ve yak-laşımın, insanları müşriklerin duru-muna düşüreceğini ortaya koy-muştur.

Tarihi süreçte, her konuda ol-duğu gibi rasullere bakış açısındada sapmalar olmuş, sonradan ge-len nesiller arasından bazı kimse-ler, rasullere kutsiyet atfederek on-ları adeta ilahlaştırmışlardır.

Yüce Allah (cc), gönderdiğielçilerinin durumlarını, sorumlu -luklarını, insanlara karşı tutum la -rının ne olması gerektiğini açık birşekilde bildirmiş, mü’minlerin ra-sullere, Kur’an’da bildirildiği şekil-de iman etmelerini istemiştir.

Kur’an, rasullerin de beşer ol-duklarını, vahyi getirmeleri dışındadiğer insanlardan bir farklarınınbulunmadığını apaçık bir şekildebildirmiştir.

“Andolsun Biz, senden önce deelçiler gönderdik, onlara da eşler

2211

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

HangiDineMensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 21

Page 22: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

KUR’ÂN’A DÂVET

2222

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

HangiDine

Mensupsunuz

ve çocuklar verdik, Allah'ın izni ol-madan hiçbir elçi, bir ayet getire-mezdi; her sürenin bir yazısı vardır.”(Rad, 38)

Hz. Muhammed (as), bir elçi idive her elçi gibi kendisine bildirilenTevhidi esasları insan lara bildir-mekle görevli idi. O, bu nedenleTevhidi esasları insanlara duyuranbir Rasul, bu ilahi mesajı insanlarauygulayan ve toplumu nu idareeden bir yönetici olması yanında di-ğer insanlarla ilişkileri bulunan veaile reisi olan bir beşerdi. Bu ne-denle kul ve yüce Allah’a karşı taşı-dığı sorumluluk olarak diğerinsanlardan herhan gi bir farklılığıbulunmamaktadır.

Peygamberlerin, -beşer oluş larınedeniyle-kimi zaman bazı konular-da kendi duyguları ile hareketettikleri Kur'an'da bildiril miştir. Bu du-rum, Hz. Muhammed (as) için de söz-konusuydu ve o, bazı ayetleri açıkla-yıp uygularken ya da bazı konulardaayetler dışında konuşurken elbettekendisi de bazı şeyler söylüyor ya dakimi hareketlerde bulunuyor du. YaniHz.Muhammed (as), vahyi getirmesidışında kendi duyguları ile de hare-ket ediyordu, bu nedenle her söyledi-ği söz vahiy değildi.

Hz. Muhammed (as)’ın hersöylediğinin vahiy olduğunu iddiaetmek Kur'an'ı anlamamanın apa-çık bir göstergesidir. -İster bilinçli,ister bilinçsizce söylensin- böyle biriddia, Kur'an’da çelişki olduğu

imajını da oluşturmaktır ki bu, hemRasulullah (as)’a büyük bir iftirahem de onu ilah edinmektir. Rasu-lullah (as)’ın her söylediğini iddiaedenler, Rab’leri indinde çok ağırbir sorumluluk altına girerler.

Hz. Muhammed (as)’ın, an cakRasul olarak tebliğ ettiklerivahiydir; bunun dışında söyledik -leri tamamen indi görüşleridir ve bugörüşlerinde isabet de eder, yanıla-bilir de. Bu, insan olmanın doğal birsonucudur. Rasulullah (as), uyardı-ğı zaman vahiyle konuşur, sosyal vebeşeri iliş ki le rinde ise bir beşer ola-rak konuşur ve ilişkilerini sürdürür-dü. Bu yüzden indi görüşlerindeyanıl dı ğında küfre girmeyeceği gi-bi, isabet ettiğinde de o isabet ettik-leri vahiy değildi.

“De ki: ‘Ben ancak sizi vahiyleuyarıyorum; ancak sağır(lar) uya-rıldıkları zaman çağrıyı işitmez.”(Enbiya, 45)

Müslüman olduklarını iddiaeden bazı cahil ve gafil kimselerindedikleri gibi şayet Rasulullah(as)’ın her söylediği vahiy olmuş ol-sa idi, kimi zaman yaptığı bazı işlerve söylediği sözler, yüce Allah (cc)tarafından kınanmaz, ona, yapıpsöylediklerinin düzeltilmesi konu-sunda uyarıda bulunulmazdı.

Şayet Rasulullah (as)’ın yüceAllah (cc) tarafından kınanan indigörüşleri, vahiy olduğu kabul edi-lirse bu durumda, hem Kur'an’ınkendi kendisini kınaması anlamına

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 22

Page 23: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

KUR’ÂN’A DÂVET

gelecek, hem de Kur'an’da çelişkivarmış imajını doğuracaktır. Oysayüce Allah’ın sözlerinde hiçbir çe-lişki yoktur.

Rasulullah (as)’ın her söylediğisözün vahiy olduğunu iddia etmek,Rasulullah (as)’ın programlanmışbir robot ya da ses doldurulmuş birkaset olduğunu iddia etmektir ki buRasulullah (as)’a yapılmış çok bü-yük bir hakaret ve iftiradır. Oysa Hz.Muhammed (as) diğer insanlar gibibir beşerden başka bir şey değildir.

“De ki: ‘Ben de ancak sizin gibibir beşerim; ancak bana ilahınızıntek bir ilah olduğu vahyolunu-yor…” (Kehf, 110)

Cahiliye mantığı hep aynıdır;peygamberleri insanüstü bir varlıkolarak kabul etmek ve kutsamak.Aynı cahili mantık, bugün varoldu-ğu gibi Hz. Muhammed (as)’ın ya-şadığı dönemde de var olmuş,müşrikler onu, ancak insanüstü birvarlık olması halinde kabul edebi-leceklerini söylemişlerdir ki Rasu-lullah (as), yüce Allah’ı tenzih ede-rek insan olmaktan başka bir şey ol-madığını söylemiştir.

“…De ki: ‘Rabbimi tenzîh ede-rim; ben bir beşer olan rasûldenbaşka bir şey değilim.’ İnsanlara hi-dâyet geldiği zaman, inanmalarınamani olan sadece: ‘Allah peygam-ber olarak bir insan mı gönderdi?’demeleridir. De ki: ‘Yeryüzünde hu-zur içinde dolaşanlar (insan değilde) melek olsalardı, Biz de onlara

gökten rasul olarak bir melek gön-derirdik.” (el-İsrâ, 93-95)

Günümüz cahiliye insanları daHz. Muhammed (as)’ı Rasul olarakkabul etmiş ancak onun her söyle-diğinin vahiy olduğunu iddiaederek onu ilahlaştırmış lar dır.Kur’an’ da geçen “o heva’dan ko-nuşmaz” ifadesi, Rasulullah (as)’ınher söylediğinin değil, vahyiinsanlara ulaştırırken söyle -diklerinin vahyedilen vahiydenbaşka bir şey olmadığıdır.

Rasulullah (as)’a kutsiyet atfe-dip onu ilahlaştıranlar, onu yüce Al-lah’ın karşısında bir muhalif olaraköne çıkartacak derecede küfür veşirklerinde haddi aşmışlardır. On-lara göre yüce Allah’ın kıyametgünü affet mediği kullarının büyükgünah la rını (hâşâ) Rasulullah (as)af fe de cek ve yüce Allah’ın cehen-neme göndereceği kişileri kurtara-caktır. Bu, çok açık bir şirk ve küfür-dür.

Kur’an’a apaçık bir şekildeaykırı olan Rasulü yüceltip kut samadüşüncesine sahip olanlar, Kur’ -an’da bildirildiği üzere müşrik vekâfirdirler. Müşrik ve kâfirler ise, İs-lâm dinine mensup değildirler. Ohalde bu kimseler, Kur’an’a yöne-lerek tevbe edip Müslüman olmalı-dırlar, aksi halde ebedi olarak ce-henneme gideceklerini bilmelidir-ler.

2233

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

HangiDineMensupsunuz

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 23

Page 24: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

IŞİDGerçeğiKur’âni

Açıdan BirDeğerlen

dirme

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

2244

Günlerdir IŞİD hakkındayazılan çizilen yazıları, yapılaneleştiri ve haberleri, video vegörüntüleri inceliyor, ortadaki bilgikirliliğine rağmen, Kur’an’ı ölçüedinmiş Müslümanlar olarak bukonudaki tüm verileri Kur’an’aarzederek doğru bir sonucu eldeetmeye çalışıyoruz.

Müslüman olarak elbetteyazıp çizdiklerimiz, söyleyip yaptık -larımız konusunda hesaba çeki -leceğimizin bilincindeyiz. Kur’an,şahitliklerimizden sorgulana cağı -mızı ve bu nedenle doğru ve adilşahitler olmamızı biz mü’minlerebildirmektedir. Bu Kur’ani uyarı veimani hassasiyetimizden hareketleIŞİD konusuna yaklaşacağız inşa -Allah.

Bugüne kadar birçok örneğigörüldüğü üzere, hiçbir hareket yada hiçbir düşünce durup dururkenortaya çıkmamıştır. Bir hareketi, birdüşünceyi ya da bir örgütü ortayaçıkaran etken, genellikle insanlarınmaruz kaldıkları haksızlıklar, baskıve zulümlerdir.

Egemen güçlerin ve onlarınparalelinde hareket eden yerliişbirlikçilerin, halkların siyasal kim -liklerini inkâr etmeleri, inançlarınasaldırmaları, maddi ve manevi

değerlerini sömürmeleri neticesin -de ezilen, sömürülen, inkâr edilipzulme maruz kalan toplumlariçerisinden, zalimlerin yaptıklarınakarşı bir tepki olarak örgütler orta -ya çıkmıştır.

Yeryüzündeki Müslümanların,emperyalizmden ve yerli işbirlikçi -lerinden, bugüne kadar eşigörülmemiş bir şekilde zulümgörmeleri, ötekileştirilmeleri, inkâredilmeleri karşısında Müslümantoplumları içerisinden, Müslüman -ların haklarını savunacak örgütlerortaya çıkmıştır. Bu örgütlerin sonörneği, hiç kuşkusuzdur ki IŞİD’dir.

Bir taraftan ABD’nin, İslâmtoprakları üzerinde Müslümanlaraen büyük zulümleri reva görmesi,ırz ve namuslarına saldırması,mallarını yağmalaması, cezaev -lerindeki Müslümanları en ağıraşağılama ve hakaretlere maruzbırakması, diğer yandan Emperya -lizmin yerli işbirlikçilerinin kendihalklarına karşı giriştikleri baskı,zulüm ve işkenceleri, adeta gökkubbeyi inletir bir hal almıştır.

Özellikle Afganistan, Irak veSuriye, son olarak da Mısır’daMüslüman olarak bilinen insanlarakarşı girişilen soykırımlar; videolarlapaylaşılan işkence ve katliamlar,

I Ş İD ( I rak Şam İs lâm Devlet i ) GerçeğiIŞ İD ( I rak Şam İs lâm Devlet i ) GerçeğiKur ’âni Açıdan B i r Değer lendi rmeKur ’âni Açıdan B i r Değer lendi rme

yorum

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 24

Page 25: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

IŞİDGerçeğiKur’âniAçıdan BirDeğerlendirme

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

2255

YORUM

insan olma onurunu kaybetmemişherkesin yüreğini parçalamıştır.Özellikle Irak’ta, sapık bir mezhep -çilik adına Şii bazı örgütlerin veMaliki askerlerinin, Sünnilere karşıgiriştikleri insanlık dışı vahşet vekatliam, dayanılmaz bir boyutaulaşmıştır.

Amerika ve Batılı emperyalist -ler, Müslüman halklara karşıgirişilen bu insanlık dışı vahşetleridesteklemekte, Müslümanlara buzulümleri yapan zalimleri ödül len -dirmektedirler. Amerika, Batılıülkeler, Rusya, İsrail, Çin ve sonolarak da İran, elele vererekMüslümanların maruz kaldıklarıher türlü zulmü alkışlamakta,zalimleri maddi, askeri ve moralolarak desteklemekte ve zalimlerinyanında Müslümanların katledil -melerine katılmaktadırlar.

Zulme uğrayan kadınlar, yaşlı -lar ve çocukların feryatları, duyarlıher insanın kulaklarını sağır ede -cek boyuta ulaşmış durumda.Müslüman kimliğine sahip olduk -ları iddiasında bulunan gruplar,ezilen mazlum insanların, kadın veçocukların feryatlarına kulak veriponlara yardım edecek yerde, baş -larındaki zalimlerin arzularınıtatmin etmek adına birbirleriylesavaşıyor, emperyalizmin ve yerliişbirlikçilerinin ellerine tutuşturduk -ları silahlarla birbirlerini öldürü -yorlar.

Müslüman olduklarını iddia

edenlerden yardım isteyen ezilenmazlum insanlar, bunlardan birfayda göremeyince, Rab’lerineyönelerek O’ndan yardım istemeyebaşladılar. Yüce Allah (cc), Müslü -manları, bu mazlum insanlara yar -dım etmeleri için uyarıyor.

"Size ne oldu ki Allah yolundave ‘Rabbimiz bizi şu, halkı zalimkentten çıkar, bize katından birkoruyucu ver, bize katından biryardımcı ver’ diyen ezilen erkek,kadın ve çocuklar uğrunda savaş -mıyorsunuz?" (Nisa, 75)

İman ettikleri iddiasında bulu -nan halihazırdaki gruplardanhiçbiri, yüce Allah’ın bildirdiğimazlum insanların çığlıklarınakulak vermedi, hâlâ da vermiyor.Bunun üzerine yüce Allah (cc),onların yerine, Kendisinin sevdiğive onların da Kendisini sevdikleribir toplum getirdi. IŞİD

“Ey iman edenler, sizden kimdininden dönerse (bilsin ki) Allah,yakında öyle bir toplum getirecekki (O) onları sever, onlar da O'nuseverler; mü'minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu veşiddetlidirler. Allah yolunda cihâdederler, hiçbir kınayıcının kınama -sından korkmazlar. Bu, Allah'ın birlutfudur, onu dilediğine verir. Allahgeniştir, bilendir.” (Maide, 54)

Amerikan emperyalizminin veyerli işbirlikçilerinin, özellikle deIraklı bazı Şii sapıkların yapıklarızulümlere maruz kalan mazlum

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 25

Page 26: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

IŞİDGerçeğiKur’âni

Açıdan BirDeğerlen

dirme

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

2266

YORUM

insanların, internette yayınlanan veneredeyse tıklanma rekorları kırançığlıkları, fotoğraf ve videoları,yüce Allah’ın yardımı ve vaadi ileIŞİD'İ ortaya çıkarmıştır.

"Bir zulüm ve saldırıya uğra -dıkları zaman kendilerini savunur -lar, kötülüğün cezası, yine onun gibibir kütülüktür; kim affeder, barışırsaonun mükâfatı Allah'a aittir. Doğ -rusu O, zalimleri sev mez, kim zulmeuğradıktan sonra kendini savunursaöylelerinin aleyhine bir yol yoktur."(Şura, 39-41)

Mazlum insanlara yapılanzulüm, işkence ve katliamlar karşı -sında kıllarını kıpırdatmayan ga -filler, IŞİD ortaya çıkınca, ahlakideğerlerden nasipsiz bir şekildeonlara saldırmaya başladılar.Kime hizmet ettiklerini bile bilme -den IŞİD'e saldıranlar, Kur'angerçeğinden habersiz zavallılardır.

IŞİD’İ ortaya çıkaran, mazluminsanlara yapılan fiziki ve manevizulümler ve yüce Allah’ın kullarınalütuf ve yardımıdır. IŞİD ortayaçıkınca başta emperyalizm veonun yerli işbirlikçileri, adetakudurup çılgına döndüler.

Sözümona İslâm Devletiolduğunu iddia eden İran, enbüyük şeytan dediği Amerika ilebirdenbire en büyük müttefik olmatelaşına düştü. Tabiiki bu telaşınnedeni, Suriye’de Esad dinsizininyanında, kendi ordusu ve Lüb -nan’daki Hizbullah örgütü ile

beraber halka karşı giriştiği kat -liamların, Irak’taki yandaşlarınınSünni diye bilinen kimselere karşıyaptıkları insanlık dışı zulümlerinhesabını verecekleri kaygısıydı. Bukaygı nedeniyle de en büyükdüşmanı ilan ettiği şeytan Amerikaile düşmanlığını rafa kaldırmış,dost ve müttefik olmaya çalışıyor.

Amerika Afganistan’ı, Irak’ıişgal ederken sesini çıkarmayan,mazlum insanlara, emperyalizminyaptığı en ağır işkence ve zulüm -lere karşı dilsiz şeytanı oynayanİran, IŞİD ortaya çıkınca adetaçılgına döndü, ezeli düşmanıbüyük şeytanı birdenbire dostediniverdi. Zalimlerin bir hesabıvarsa elbette yüce Allah’ın da birhesabı vardır ve O, hesabındahiçbir zaman yanılmaz. Artıkgörünen odur ki zalimlerin, zulümve despotluklarının sonu gelmiştir.

“Ancak iman edenler, salihamel işleyenler, Allah'ı çok anan -lar ve kendilerine zulmedildiktensonra (rakiplerine) üstün gelmeğeçalışanlar böyle değildir; zalimler,yakında nasıl bir inkılaba uğrayıpdevrileceklerini göreceklerdir!”(Şuara, 227)

IŞİD’e karşı yalnızca emperya -lizm ve yerli işbirlikçileri değil,Türkiye’deki kimi çevreler, yazarmüsveddesi beslemeler ve onlarındümen suyuna kapılmış kimselerde, en seviyesiz bir şekilde saldı -rılarını sürdürüyorlar. İslâm toprak -

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 26

Page 27: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

IŞİDGerçeğiKur’âniAçıdan BirDeğerlendirme

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

2277

YORUM

larında, emperyalizm ve yerli iş -birlikçileri tarafından mazluminsanların kanları oluk gibi akıtılıpırzları ve namusları kirletilirken,hapishanelerdeki insanlara, fizikive psikolojik en ağır işkenceleryapılırken dilsiz şeytan rolunüoynayan bu kimselerin, şimdi sö -zümona olmayan insani duygularıkabardı ve onlar, IŞİD tarafındaninfaz edilen müşrik ve kâfir katil -lerin hamisi kesilerek insanlıktandem vurmaya başladılar.

IŞİD, emperyalizm ve yerliişbirlikçilerin yaptığı gibi hangihalka kurşun sıktı, kimleri katletti.IŞİD’in infaz ettiği kimseler, ken -disine karşı savaşan emperya liz -min yerli işbirlikçi askerleridir. On -lar, IŞİD mensuplarını yakaladıkla -rında çay mı ikram edeceklerdi,yoksa çiçek mi vereceklerdi.

Emperyalizm ve yerli işbirlikçi -le rinin IŞİD’e karşı kin ve düş -manlıklarını bir noktaya kadaranlamak mümkün de sözümonaMüslüman olduklarını iddia et -melerine rağmen, İslâm’ı kulla na -rak karşı çıkanları anlamak müm -kün değildir. Bunlara göre IŞİD’inyaptıkları İslâm’a uymuyormuş,Müslüman olan bir kimse bunuyapamazmış. Bu iddia sahipleri,ya Kur’an’ı gerçekten bilmiyorlarya da içerisinde bulunduklarıaşağılık kompleksi ile bu gayriİslâmi hezeyan larını ifade edi -yorlar.

Şu ana kadar IŞİD tarafındansürdürülen savaş ve yakalanandüşman askerlerine yapılan infaz -lar, Kur’ani hükümlere tamamenuygundur. Kur’an’da yüce Allah(cc), Müslümanların, savaştıklarıdüşmanlarına nasıl davranacakla -rını en açık bir şekilde beyan et -miştir.

Kâfirlerle savaşan Müslüman -lar, güçlü bir devlet aşamasınageçemedikleri sürece esir alamaz -lar. Bedir Savaşında, esir alınanlaröldürülmemiş, onlardan fidye alın -mıştı; bunun üzerine yüce Allah(cc), Rasulullah (as)’ı uyarmış, yap -tığı uygulamanın doğru olmadığı -nı bildirmiştir.

“Yeryüzünde ağır bas(ıp küf -rün belini iyice kır)ıncaya kadarhiçbir peygambere esirler sahibiolmak yakışmaz; siz, geçici dünyamalını istiyorsunuz, Allah ise (siziniçin) âhireti istiyor. Allah üstündür,hakimdir.

Eğer Allah'tan bir yazı geç me -miş olsaydı, aldığınız fidyeden dola -yı size mutlaka büyük bir azap do -kunurdu.” (Enfal, 67-68)

“(Savaşta) Kâfirlerle karşılaştı -ğınız zaman boyunlarını vurun;nihayet onları iyice vurup sin -dirince bağı sıkıca bağlayın,ondan sonra artık ya lütfen bırakırveya karşılığında fidye alırsınız;harp ağırlıklarını bırakıncaya ka -dar (böyle yaparsınız). Allah dile -seydi (kendisi) onlardan öc alırdı,

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 27

Page 28: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

IŞİDGerçeğiKur’âni

Açıdan BirDeğerlen

dirme

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

2288

YORUM

fakat sizi birbirinizle de nemek için(size savaşı em rediyor). Allah,kendi yolunda öldürü len lerinyaptıkları işleri zayi etme yecektir.”(Muham med, 4)

Bu ayetlere muhatap olan vedurumları, bir yerde Rasulullah(as)’ın ilk Medine devleti örneğinebenzeyen IŞİD’in buna aykırı hare -ket etmesi elbette düşünülemez.Çünkü henüz tam bir devletaşamasına geçmedikleri için sa -vaşta esir aldıkları düşmanlarınıkoyacakları doğru dürüst birmekânları da bulunmamaktadır.

IŞİD’in esirleri fidye karşılığıbırakması halinde hem kendilerimuhatap alınmadığı için fidyepazarlığı konusunda karşılarındadoğru dürüst bir muhatap bulama -yacaklar, hem de esirlerin bırakıl -maları durumunda bunlar, kendile -riyle yeniden savaşacaklardı. Budurumda en iyi çözüm, Kur’an’ınbuyruğuna uygun hareket ederekboyunlarını vurmaktır ki, onlar dabunu yapmışlardır.

IŞİD, şu anda savaş durumun -dadır ve savaş kurallarını uygula -mak zorundadır. Bu durumda,savaş kurallarına aykırı hareketetmesi, kendi sonunu hazırlamasıolacaktır ki, bunu aklı başında hiçkimse göze alamaz.

Emperyalizmin kiralık besle -meleri, efendileri Amerika’nın isteğidoğrultusunda, yazı ve haberlerindeIŞİD’i, terör örgütü olarak empoze

etmeye çalışıyorlar. IŞİD, bir terörörgütü değil, halkın çektiği zulüm veişkenceler netice sinde halkınbağrından çıkmış bir kurtuluşhareketidir. Fethettiği şehirlerinhalklarının onlara gös terdikleriteveccühler de gösteriyor ki IŞİD, ohalkın ve toprakların evlatlarıdır vegasbedilen hak la rını, kaybettiklerionurlarını kurta rmanın mücadele -sini veren onurlu bir yapı, belki tamolmasa da, Bedir aslanlarınıngünümüz temsil cileridir.

IŞİD’e karşı olmak, emperya -lizmin ve onun yerli işbirlikçilerininyanında yer almak, zalimlerin,masum insanlara reva gördüğüher türlü fiziki ve psikolojik baskıve işkenceyi alkışlamak, devametmesini istemektir ki, bu kimseler,değil Müslüman olmak insan bileolamazlar. Böyle kimseler, en hafifdeyimi ile zalimlere alkış tutanşuursuz, bilinçsiz, İslâm ve insan -lıktan nasiplenmemiş kimselerdir.

Duam ve umudum odur ki,IŞİD, başlattığı bu onurlu hareke -tini sürdürsün ve vahyin ışığındaİslâmi esaslara dayalı bir devletkursun, İslâm’ın güzelliklerini in -sanlığa yeniden sunsun; Müslü -manların, huzur ve güven içeri sin -de olacakları ortamları hazırlasın.

“Allah sizden, iman edip salihamel işleyenlere vadetmiştir; on -lardan öncekileri nasıl hükümrankıldıysa, onları da yeryüzünde hü -kümran kılacak ve kendileri için

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 28

Page 29: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

IŞİDGerçeğiKur’âniAçıdan BirDeğerlendirme

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

2299

YORUM

seçip beğendiği dinlerini ken di le -rine sağlamlaştıra cak ve korkula -rının ardından kendilerini (tam) birgüvene erdire cektir. (Onlar), banakulluk ede cekler ve bana hiçbirşeyi ortak koşmayacaklar; amakim(ler) bun dan sonra da nan -körlük ederse işte onlar, yoldançıkanlardır.” (Nur, 55)

Kur’ani esaslara uygun hare -ket ettikleri sürece yüce Allah (cc)onlara yardım edecek ve onlarımuzaffer bir ordu yapacaktır inşa -Allah.

“Onlar, sırf ‘Rabbimiz Allah'tır’dedikleri için haksız yere yurtların -dan çıkarıldılar; eğer Allah'ın bazıinsanları diğer bazılarıyle savun -ması olmasaydı, içlerinde Allah'ınismi çok anılan manastırlar, kilise -ler, havralar ve mescidler yıkılırdı.Allah, kendi(dini)ne yardım edeneelbette yardım eder, kuşkusuzAllâh, kuvvetlidir, galibdir.

Onları yeryüzünde iktidara getir -diğimiz takdirde namazı kılarlar,zekâtı verirler, iyiliği emrederler,kötülükten vazgeçirmeğe çalışırlar;

bütün işlerin sonu Allah'a aittir.”(Hac, 40-41)

Zulme uğrayan, evlerinden,barklarından sürülen, her türlüzulüm ve işkenceye maruz bıra -kılan mü’minleri yüce Allah (cc)müjdeliyor.

“Kâfirler, elçilerine dediler ki:‘Ya sizi mutlaka yurdumuzdançıkarırız ya da bizim dinimizedönersiniz’ Rableri de onlara şöylevahyetti, ‘zâlimleri mutlaka helakedeceğiz ve onların ardından sizi oyere yerleştireceğiz; bu, maka -mımdan korkan ve tehdidimdenkorkan içindir.” (İbrahim, 13-14)

Kaybedilen bütün değerlerinyeniden elde edilmesi için haydiyiğitler, az kaldı şafağa! Aydınlıkyarınlar sizleri bekliyor. Ezilen,sömürülen, itilip kakılan halklarınumudu sizlersiniz! O halde dur -madan ileri! Hedef, Kur’an’a da -yalı, Rasulullah (as)’ın örnekliğineuygun İslam Devleti’dir. Az kaldı,Allah yardımcınız ve koruyucunuzolsun.

Selam size!

www.mucahede.comKur

’âni Dâvetin Gür Sesi

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 29

Page 30: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

3300

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

arattığı kullarını yeryü -zünde başıboş bırakma -yan yüce Allah (cc),

onların hayatlarını düzenleyenkuralları kendilerine bildirmiş, bukuralları Kendisi adına uygulamagörevini de halife olarak seçtiğiinsanlara vermiş ve onları bun -dan sorumlu tutmuştur.

“Bir zamanlar Rabbin melek -lere: ‘Ben yeryüzünde bir halifeyapacağım’ demişti. (Melekler):‘Orada bozgunculuk yapan, kandöken birisini mi halife yapa cak -sın; oysa biz seni överek tesbihediyor ve seni takdis ediyoruz!’dediler. (Rabbin): ‘Ben sizin bil -mediklerinizi bilirim’ dedi.”(Bakara, 30)

Yüce Allah (cc), insanlarınyeryüzündeki yaşamlarını düzen -leyen kuralları, elçileri ile in san -lara ulaştırmış, bu kuralların ilkuygulama görevini de yine elçi le -rine vermiştir. Elçiler, yüce Allah’ıngönderdiği dini insanlara ulaştır -maktan sorumlu oldukları kadarbu dinin uygulanmasından dasorumludurlar. Elçi gönderil me -yen dönemlerde Hilafet görev vesorumluluğu mü’minlerin emiriolan kimseler tarafından yerinegetirilmiştir. İşte bu sorumluluğun

adı hilafet, sorumlu kişinin sıfatıda halifedir.

Yüce Allah’ın halifeleri olduk -ları bilincinde olan Allah rasulleri(as), insanları imana davet ettik -ten hemen sonra onlardan kendi -lerine itaat etmelerini istemişler -dir. Çünkü vahyin en güzel vemükemmel uygulanması ancakcemaatleşmiş bir yapılanmanınve bir emir sahibinin varlığı ilemümkündür.

“Ben size gönderilmiş güvenilirbir elçiyim; Allah'tan korkun vebana itaat edin.” (Şuara, 107-108)

Kur’an’da halife kelimesi,arkasından gelen, geride kalan,yerine geçen, sonradan gelen veyönetici anlamlarında kullanıl -maktadır. Bu anlamda İslâm’dahalife, yüce Allah’ın hükümleriniinsanlar üzerinde yeryüzünde uy -gulayan kimsenin sıfatıdır.

“Sizi yeryüzünün halifeleriyapan, size verdiği şeylerde, sizidenemek için, kiminizi kiminizdenderecelerle üstün kılan O'dur.Doğrusu Rabbin, cezası çabukolandır ve O, bağışlayandır,esirgeyendir.” (En’ am, 165)

HHiillaaffeettiinn TTaannıımmııAyette geçen “yeryüzünün

halifeleri” ifadesi, yeryüzünün

hilâfet-halifehilâfet-halife

YY

kavram

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 30

Page 31: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

3311

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

hakimleri, yöneticileridir. Yöneti -ciler, yeryüzünde yüce Allah’ınhükümlerini uygulamakla mükel -leftirler. Bu yöneticilik görevini,Rab’lerinin bildirdiği hükümlerdoğrultusunda yerine getirmeyen -ler, Rab’lerine nankörlük yapmış,küfre girmişlerdir.

“Sizi yeryüzünde halifeler (yö -neticiler) yapan O'dur; artık kimnankörlük ederse nankörlüğükendi zararınadır. Kafirlerin küfrü,Rableri yanında (onlara) gazab -dan başka bir şey artırmaz; ka -firlerin küfrü, (onlara) ziyandanbaşka bir şey artırmaz.” (Fatır, 39)

“... Kim Allah'ın indirdiği ilehükmetmezse işte kâfirler on -lardır!” (Maide, 44)

İndirdiği hükümlerle hükmet -meyenlerin kâfir olduklarını bil -diren yüce Allah (cc), bu konudayeryüzünde kendisine halifelikverdiği Hz. Davud (as)’ı uyarmış,ona, kendi arzularıyla değil bildir -diği hükümlerle hükmetmesiniemretmiştir.

"Ey Davud! Muhakkak ki seni,yeryüzünde halife (hükümran,iktidar sahibi) kıldık, öyleyse,insanlar arasında adaletle hük met,hevâ ve hevese uyma, yoksa seniAllah yolundan saptırır. Doğrusu,Allah'ın yolundan sa panlara, he -sap gününü unut ma larına karşılıkçetin azap vardır." (Sâd, 26)

Halife, yüce Allah’ın hüküm -leri ile yöneten, hükmeden kim -

sedir. Bu nedenle halife, hiçbirşekilde yüce Allah’ın hükümleridışındaki bir kanunla insanlarahükmetmez. İslâm’da halife, yüceAllah’ın hükümleri ile hükmedenbir kimse olduğu gibi aynı za -manda Hz. Muhammed (as)’ınvekili, Müslümanların imamı veyöneticisidir.

Hz. Muhammed (as)’ı Kur’ -an’ la gönderen yüce Allah (cc),dinini tamamlamış, insanlar içinbu dinden razı olduğunu bildirmişve ona yalnızca indirdiği hüküm -lerle hükmetmesini emretmiştir.

“... Bugün sizin için dininiziolgunlaştırdım, size nimetimitamamladım ve size din olarakİslâm'a razı oldum...” (Maide, 3)

“Aralarında Allah'ın indirdi -ğiyle hükmet, onların keyiflerineuyma ve onların, Allah'ın indirdiğişeylerin bir kısmından seni şa -şırtmalarından sakın! Eğer dö ner -lerse bil ki Allah, bazı günâhlarıyüzünden onları felâkete uğrat -mak istiyordur; zaten insanlardançoğu fasıktır.” (Maide, 49)

Yüce Allah (cc), Kur’an’dabildirdiği hükümlerin bir bütünolarak uygulandığı dine İslâmadını vermiştir. İslâm dininden birbütün olarak sözedilebilmesi,ancak Kur’ an’daki hükümlerintam olarak uygulanması ilemümkündür. Bu nedenle İslâmdinine iman eden bir kimse,bireysel ibadetlerinin yanında

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 31

Page 32: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

3322

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

İslâm’ın toplum hayatını düzenle -yen kurallarının da uygulanmasıiçin çalışmak zorundadır.

Müslümanların, iman ettiktenhemen sonra ilk görevleri, İs lâm’ınbir bütün olarak uygu lan masıkonusunda gayret sarfet me leridir.Bu ise, Müslümanların evvelemirde birleşerek araların da birhalife seçmeleri ve onun etrafındabütünleşmeleri ile müm kündür.

İslâmi hükümlerin, tam vemütekâmil bir şekilde uygulan -ması sorumluluğu tamamen hali -feye aittir. Hilafet olmadanİslâm’ın bütününden, tam olarakuygulanmasından sözetmekmümkün değildir. Böyle bir du -rumdan da Müslümanlar sorum -ludurlar. Bu nedenle Rasulullah(as), Müslümanları uyarmış vemutlaka bir halifeye biat etme -lerini, aksi halde cahiliye (yani hiçiman etmeyen kimsenin) ölümüile öleceklerini haber vermiştir:

"Her kim bir eli taattançıkarırsa, kıyamet günü (kendinisavunacak) hiç bir hücceti/deliliolmadığı halde Allah'ın huzurunaçıkar ve her kim boynunda bir biatolmadığı halde (bir halifeye biatetmeden) ölürse, câhiliyye ölümüile ölür” (Müslim, İmare, 58)

HHiillaaffeett MMüüssllüümmaannllaarr İİççiinn OOllmmaazzssaa OOllmmaazz BBiirr GGeerreekkssiinniimmddiirrGünümüzde, İslâm ümme ti -

nin içerisinde bulunduğu parça -lanmışlık, emperyalizme karşı sın -da içine düştüğü zillet ve aşağı -lanma, bir avuç İsrail’in, bu üm -metin çocuklarına karşı sür dür -düğü katliam ve soykırım, İslâmtoprakları üzerinde emperya liz -min yerli işbirlikçi diktatör veyöneticilerin kendi halklarınakarşı sürdürdükleri inkâr, baskı vezulümlerin en önemli nedeni,ümmeti bir araya toplayacak birhalifenin bulunmamasıdır.

İslâm topraklarının, yeraltı veyerüstü zenginliklerinin, bu top -raklara ait bütün değerlerin em -peryalistlere peşkeş çekil mesinin,her karış toprağında emperya -lizmin askeri üslerinin bulunma -sının, sömürü düzenlerinin butopraklar üzerinde at koşturma la -rının, Müslümanların izzet vehaysiyetlerine yapılan saldırılarakarşı suskun duruşun, küfre veşirke, zulüm ve baskıya karşıonurlu bir başkaldırışın, haysiyetlibir kıyamın ortaya konulma ması -nın en temel nedeni, ümmetesahip çıkacak bir halifenin olma -masıdır.

Ümmetin, çeşitli mezhebitaassuplara, farklı farklı gruplaraayrılması, her grubun kendisinidoğru yolda zannedip diğerlerinitekfir etmesi, birbirlerine düşman -lık yapıp saldırmaları, İslâmtoprakları üzerinde aynı dine,

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 32

Page 33: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

3333

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

birçoğu da aynı ırka mensup olaninsanların, paramparça bir şeki -lde küçük devletçiklere bölünerekemperyalizm karşısında aşağılıkbir durumda bulunması, ümmetikucaklayacak bir halifenin olma -yışındandır.

İslâm topraklarının bir bölü -münde insanlar açlık ve sefaletiçerisinde kıvranırken, çocuklaraçlıktan ölürken, İslâm toprak -larının diğer bölgelerinde israfbataklığı diz boyu hale gel miştir.Ümmetin evlatlarından bazıları,bir damla yiyecek bula mazlarkenbazıları, ümmetin hakkı olanparalarla her türlü rezilliği yap -makta, petro dolarları, turistolarak gittikleri Batılı emper -yalistlere aktarmaktadırlar. Neacı!

Bu acı durum, İslâm top lu -munun birbirinden kopuk, birbir -lerine bu denli zıt oluşu, Müs -lümanların bir halifeden yoksunbulunmalarındandır.

İnsanları Allah yolundan sap -tıran belamların ortaya çıkmalarıve insanları tağuti sistemlereuymaya, bu sistemleri benimseyipdesteklemeye çalışmaları, Tevhidiesasları gizleyip insanların şirk veküfre düşmeleri, Allah’ın dini adı -na bid’at ve hurafelerin ortalığıkaplaması, ümmeti Tevhidi ilkeleretrafında toplayacak, vahyi esas -ları insanlara ulaştıracak bir hali -fenin bulunmayışındandır. Bu

nedenle hilafetin en hızlı birşekilde tesis edilesi gerekir ki,bölgeler arasındaki farklılıkortadan kalksın, ümmet, eşitşartlarda yaşasın ve bu şekildeayrı dünyalara sahip olmasın.

HHiillaaffeett NNeeddeenn GGeerreekklliiddiirrBugün ümmet, kendisini aya -

ğa kaldırıp onurlu bir şekildeyaşatacak, Allah’ın indirdiği Tev -hidi esasları uygulayıp insanları,tağuti sistemlerin ve zorba dikta -törlerin kul ve köleliğinden kur -taracak, kardeşlik duygusunuyeşertip ümmeti kaynaştıracak birhalifeye çölde kalan insanın, suyaduyduğu hasret gibi muhtaçtır.

İslâm topraklarının her metre -karesini işgal eden, üslerini yerleş -tiren, yöneticilerini kendisine uşakkılan emperyalizmin ve yerliişbirlikçilerinin bu topraklardansürülmeleri, İslâm topraklarınınözgürlüğüne kavuşturularak yeni -den ümmetin olabilmesi, İslâmtopraklarındaki zenginlikleri, em -peryalistlerin hortumlanmasındankurtarıp ümmetin hizmetine sunul -ması bir halifenin varlığını zarurethaline getirmektedir.

Kur’an’ın, bir bütün olarakuygulanması, Müslümanların,Rab’lerini gereği gibi razı edebil -meleri, dünya toplumları nezdin -de onurlu bir konuma yükseltil -meleri, huzurlu ve barış içerisindebir hayat sürdürebilmeleri, ahirethayatında kurtuluşa ulaşabilme -

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 33

Page 34: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

3344

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

leri ancak Hilafet bayrağı altındabütünleşmeleri ile mümkündür.

Yüce Allah (cc), Müslü man -ları bölünmemeleri, dağılıp par -çalanmamaları konusunda uyar -makta, aksi halde güçlerini kay -bederek zayıflayıp korkuya ka -pılacaklarını bildirmektedir. Bu -gün bu gerçek apaçık bir şekildeortaya çıkmıştır.

“Allah'a ve Rasulüne itaatedin, birbirinizle çekişmeyin, yoksakorkuya kapılırsınız, gücünüz/devleti niz gider; sabredin, çünküAllah sabredenlerle beraberdir.”(Enfal, 46)

Müslümanların, dağılıp par -çalanmaları neticesinde kâfirler,A merika Birleşik Devletleri, Avru -pa Birliği, Rusya Federasyonu, ÇinHalk Cumhuriyeti şeklinde dev let -ler halinde; Nato, Birleşmiş Mil -letler, Dünya Bankası, IMF, Şan -gay İşbirliği Örgütü gibi mali veaskeri birliktelikler halinde örgüt -lenmişlerdir. Yüce Allah (cc),Kur’an’da bu durumu on dört asırönce bildirmiştir.

“Kâfirler, birbirlerinin velisi -dirler; eğer bunu yapmazsanız(aranızda velayet kurmazsanız),yeryüzünde fitne ve büyük birkargaşa olur.” (Enfal, 73)

Bugün, yeryüzünü kaplayanzulüm ve fitnenin, sömürü vesoygunun temel nedeni, kâfirlerinbirbirleri ile paktlar kurmaları,

Müslümanların ise, velayet huku -kundan kopuk paramparça ol -malarıdır.

İslam toprakları üzerindeyaşayan ve halkında Müslümanolan hiçbir devlet İslâmi birbirliktelik oluşturmamıştır. Çünkübu devletlerin yönetim kadrosuemperyalistlerin uşakları ve yerliişbirlikçileridirler. İşte bu nedenleMüslümanlar, her zamankindençok daha fazla bir Halifeye muh -taçtırlar.

HHiillaaffeettee KKaarrşşıı ÇÇııkkaannllaarr KKiimmlleerrddiirrEEmmppeerryyaalliissttlleerr VVee YYeerrllii İİşşbbiirrlliikkççiilleerrii HHiillaaffeettee KKaarrşşııddıırrllaarrMüslümanların, bir Halifeye

sahip olmalarını, Hilafeti oluştur -malarını istemeyenlerin başında,hiç kuşkusuzdur ki, İslâm toprak -larındaki yeraltı ve yerüstü zen -ginlikleri sömüren emperyalistABD, Batılı ülkeler ve ümmetinevlatlarını katleden İsrail gelmek -tedir. Çünkü bir Halifelik maka -mının oluşması ve MüslümanlarınTevhid bayrağı altında birleş -meleri durumunda bunların İslâmtopraklarındaki üsleri sökülüp atı -lacak, sömürülerine son verilecekve ümmetin evlatları bir avuçkatiller tarafından artık katledil -meyecektir. Bu ise, kâfirlerin hiçistemedikleri ve istemeyecekleribir durumdur.

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 34

Page 35: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

3355

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

İslâm toprakları, emperya -listler tarafından parçalanıp bö -lünmüş ve her parçanın başınabir kukla oturtulmuştur. Hilafetmakamı tesis edilince bu parça -lanmışlık bitecek, tek İslâm vatanıolacaktır. Bu ise, bu topraklarıbölüp parçalayarak yutan emper -yalizmin işine gelmemektedir.Emperyalizm, İslâm toprakla rın -daki sömürüsünü, İslâm coğraf -yasının parçalanmışlığından ya -rarlanarak yapmaktadır.

Hilafetin kurulması sonucun -da kuklalarının yok olmasınıistemeyen emperyalizm, bütüngücü ile bunu engellemeye ça -lışacaktır ki, zaten şimdiden ABD,Batı, Rusya ve İsrail, bir taraftanbeyanet üstüne beyanat vererekhilafete karşı çıkarlarken diğer ta -raftan askeri yardımlarını kukla -larını desteklemek için gönder -mektedir.

Emperyalizmin ve Batının,Hilafeti istemesi elbette mümkündeğildir. Onlar, parçalayıp böl -dükleri İslâm topraklarındaki kuk -lalarına ve halklarına daha rahatsaldırmakta, hatta bir İslâm top -rağındaki kuklasının bulunduğuülkede askeri gücünü konuşlan -dırıp diğer islâm toprağındakihalkalara saldırmaktadır. Halifeli -ğin olması durumunda emperya -lizm, eski kuklalarını kullanarakİslâm topraklarındaki diğer halk -lara saldırmayacaktır.

SSaappııkkllıığğıı DDiinn EEddiinneennlleerrHHiillaaffeettee KKaarrşşııddıırrllaarrHilafete karşı çıkan bir başka

ülke, hiç kuşkusuzdur ki İran’dır.İran, Hz. Ömer (r.anh) dönemindeİslâm orduları tarafından fethe -dildiği günden bugüne gerçekİslâm ile hiçbir zaman tanışma mış -tır. Sasani Pers imparatorluğununyıkılışını sağlayan Hz. Ömer(r.anh)’a ve onun şahsında diğersahabelere kin ve düşmanlıklasürekli hakaret edip saldıran Şiisapıklığı, mü’minlerin annesi Hz.Aişe (r.anha)’ya da en ağır haka -retleri yapmaktan geri kalmamıştır.

İran’da, İslâm’ın yayılmasısırasında ortaya çıkan Safevitarikatı, tıpkı Sünni tarikatlar gibiİslâmi gerçekleri tahrif ederekinsanları saptırmaya çalışmıştır.Safevi Devletinin, Safevi Hane -danı tarafından kurulmasındansonra Şii Onikiciliği resmi mez -hep olarak kabul etmiş, bumezhebi kullanarak Müslümanlariçinde tefrikayı yaymıştır. Şia’nın,günümüzde içerisinde bulunduğubütün sapıklıkların, gayri İslâmisöylem ve hareketlerin kaynağıişte bu Safevi sapıklıktır.

İran’ın, bugün Müslüman -lardan çok büyük şeytan dediğiAmerika ve diğer küçük şeytanlarolan Batı, Rusya ve Çin ile budenli sarmaş dolaş olması, on -larla paktlar kurması, bu sapıkSafevi anlayışın bir sonucudur.

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 35

Page 36: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

3366

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

Şimdi bu denli bir sapıklık üzerinebina edilmiş bir mezhebe sahipolan İran’ın, İslâmi bir kurumolan halifeliği kabul etmesielbette mümkün değildir.

Iraklı dini lider Seyyid SarhiHaseni’nin, Maliki ve diğer Şiilider Sistani’ye hitaben “Siz deonu yaptınız Saddam’dan kurtul -mak için Amerika’yla işbirliğiyapmadınız mı? Saddam’ı bitir -mek için iblisle bile işbirliği ya -parız diye açıklamalar duyduk odönemde. Siz de onu yaptınız.”diyor. Bu eleştirisi ve itiraf, aslındabugün İran’ın, halifeliğe karşıbüyük şeytan Amerika ile yaptığıişbirliğinin de bir özetidir.

Hilafet makamının oluşmasınıistemeyen bir başka grup ise,İslâm topraklarındaki zenginlikleriemperyalizme peşkeş çeken em -peryalizmin yerli işbirlikçi kuk -lalarıdır. Halifelik makamınınoluşması halinde, bunların Müs -lümanlar üzerine oluşturduklarıkukla saltanatları bitecek, çal -dıkları ümmetin malları ellerindenalınacak ve yaptıkları hırsız lık la -rın, soygunların hesabı soru -lacaktır. Bu hesap elbette İslâmhukukunun ön gördüğü cezaolacaktır. Kuklalar, dünya haya -tında bu acı sonla karşılaşmamakiçin halifeliği istemeyecek ve karşıçıkacaklardır. Bu kukla diktatör -ler, şimdiden belamlarını görev -lendirmiş bulunmakta, Halifelik

hakkında insanları saptırmakta vehalkı Hilafete karşı tavır almayayönlendirmektedirler.

BBeellaammllaarr,, HHiillaaffeettee KKaarrşşııddıırrllaarrMüslümanların başında, on -

ları bir araya getirecek, İslâmimeselelere Kur’an perspektifin -den bakıp hüküm verecek birHalifenin ve Şura’nın bulunma -ması nedeni ile İslâm toprak la -rının her karışında adeta zehirlimantar gibi belamlar bitmeyebaşlamıştır. Kur’an’a aykırı ver -dikleri fetvalarla insanları sap -tıran bu belamlar, Tıpkı Samirigibi, insanların maddi ve manevideğerlerini sömürmüşlerdir.

Küçük bir çıkar ve biraz dahakonforlu yaşamak adına tağutisistemlere ve diktatörlere kendi -lerini satan belamlar, bugünekadar emrinde oldukları tağutisistemlerin ve diktatörlerin verdik -leri izin oranında ve onları ra -hatsız etmeyecek konular üzerin -de konuşmuşlardır. Hakkı batıllabulayıp İslami gerçekleri ve Tev -hidi ilkeleri gizleyen belamlar,çarpıttıkları gerçeklerin hesabınınsorulacağı ve yaşadıkları konforluhayatın biteceği endişesi ile hiçbirşekilde Hilafeti istemezler.

Belamların durumu apaçıkbir şekilde ortada olduğu haldeHilafet karşıtı bazı kimseler,Hilafetin ilan edilmesi için ilimehlinin görüşünün alınmasıgerektiğini ileri sürerek ""oonnllaarrıınn

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 36

Page 37: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

3377

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

oonnaayyıı oollmmaaddaann HHiillaaffeett iillaanneeddiillmmeezz"" diyorlar.

Peki kim bu ilim ehli kim -seler? Neden İslâm beldelerin de -ki yeraltı ve yerüstü zenginlikleriemperyalizm tarafından sömürüve talan ile yok edilirken, mazlumümmet evlatları, emperyalizminişbirlikçileri tarafından baskı vezulme uğrarken, Filistin’de, Ara -kan’da, Doğu Türkistan’da, Afga -nistan’da, Suriye’de, Mısır’da,Irak’ta Müslüman olarak bilinenhalklar katledilirken, Türkiye’deyüce Allah’a, İslâmi değerleresavaş açılırken, putperestlik adetadindenmiş gibi kabul edilirken,ülkenin yöneticileri putların önün -de tapınma merasimleri düzenler -ken bir türlü ortaya çıkıp ümmetiniçerisinde bulunduğu bu acı du -ruma çözüm getirmiyorlar.

Bugün ilim ehli olduğu iddiaedilen kişiler, emrinde olduklarıtağuti sistemlerin ve diktatörlerinkemik yalayıcılığını yapan, Hakkıbatılla bulayıp Tevhidi esaslarıgizleyen, her biri, tağutun verdiğiizinle kurulan vakıflarda halkınmaddi ve manevi değerlerini ata -ları Samiri gibi istismar edipsömüren belamlardan başkalarıdeğildir. Zaten ümmetin bugüniçerisine düşürüldüğü bu acımanzara bu belamlar yüzündendeğil mi?

Belamların durumu apaçık

bir şekilde ortada ve bunlar,fersah fersah İslâm’dan uzakküfür ve şirk içerisinde yüzüyor -larken birileri hâlâ bu belamların,İslâm’ın en önemli kurumu olanhalifelik hakkında fikir beyanetmelerini istiyor. Bu belamlar, za -ten kendileri kölelik zinciri ileefendi edindikleri tağuti sistem -lere ve diktatörlere bağlıdırlar. Bunedenle efendileri halifeliği iste -mediği sürece bu belamlar ha -lifelik makamının oluşmasını iste -mezler.

Belamlardan bazıları, halife -lik ilan edilirse Müslümanlar ara -sında savaş çıkar diyerek ne ka -dar dünya gerçeklerinden veMüslümanların durumlarındanuzak olduklarını açığa vuruyorlar.Sanki Müslümanlar, bir tek milletşeklinde kaynaşmış da halifelikmakamı kurulunca birbirlerinegirecekler. Bu ilkel varlıklar, islâmtopraklarında oluk gibi akan kan -ları kimlerin kanı olduklarını sanı -yorlar acaba!

Türkiye ve benzeri ülkelerdekendi hevalarını ilah edinmiş,etraflarına topladıkları kişilerinmaddi ve manevi değerlerinisömüren belamlar, daha kendiaralarında bir birliktelik oluştur -mamış ve kendilerini ben merkezligörüyorlar iken bunların, İslâmhalifesine biat etmeleri elbettebeklenemez. Belamlar, daha

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 37

Page 38: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

3388

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

şimdiden kendilerini besleyenefendilerinin istekleri üzerine hila -fete karşı olumsuz şeytani fikir -lerini ileri sürmeye başladılar bile.

Tevhidi esasları gizleyen,vahdet oluşturmaktan uzak olanbelamlar, küfür sisteminin izinverdiği vakıf ve dernek gibi şirk veküfür yuvalarında, bir taraftankendilerini besleyen tağuti sis tem -lerin desteklenmesini etraflarınatopladıkları cahil kimselerdenisterlerken, diğer taraftan bu cahilkesimi hilafete karşı tavır almakonusunda saptırmaktadırlar.

DDeemmookkrraattiikk SSiisstteemmee İİmmaann EEddeennlleerr HHiillaaffeettee KKaarrşşııddıırrllaarrHilafete karşı çıkan diğer bir

grup da, demokrasiyi din edin -miş, onu desteklemeyi ibadet ka -bul etmiş, İslâm’ı, yalnızca ferdiibadetlerden ibaret bilmiş cahilhalk yığınlarıdır. Halk, günlük ya -şar, bu nedenle kendilerine birtorba kömür, bir koli yiyecek ve -renleri kutsar ve destekler. Bu ne -denle kendilerini yönetenler veonların belamları ne derlerse onudoğru kabul ederler. Fir’avn laş -mış yöneticiler ve onların belam -ları hilafete karşı oldukları sürece,halk yığınları da karşı olacaktır.

Fir’avn’a zillet içerisindeboyun eğen İsrail oğulları gibi ta -ğuti sistemlere itaat edenler, gaf -let ve dalalet içerisinde bulu nan -lar, İslâm diye bir endişeleri bu -lunmayanlar, yaptıklarının hesa -

bını ahirette veremeyeceklerinizannedenler, hayatlarını kendiarzuları doğrultusunda yaşayan -lar, kısacası cümle zalim, cahil,kâfir, müşrik, münafık, fasık vemürtedler, Hilafeti istemezler.Onlar, zaten yüce Allah’a gereğigibi iman etmeyen kimselerdir.

HHiillaaffeettii İİsstteemmeemmeekk KKüüffüürrddüürrHilafeti istememek, yüce

Allah’ın Kur’an’da, birçok ayettebildirdiği cemaatleşmeyi, toplucaAllah’ın ipine sarılmayı, kardeşlik,velayet ve sırdaşlık hukukunuoluşturmayı, birleşmeyi, hadcezalarının uygulanmasını bildi -ren hükümleri, İslâm Devletini,miras ve diğer hukuki hükümleri,emir sahiplerine itaat etmeyi,İslâmi kurallara göre muhakemeolmayı, kısası, ticaret hukukunu,evlenme ve boşanma ile ilgili tümKur’ani bildirimleri açıkça reddet -mek, inkâr etmek ve yüce Allah’ave Rasulüne savaş açmaktır. Bunedenle Müslüman olduklarınıiddia eden hiçbir Allah’ın kulu,hilafeti rededemez.

Yüce Allah (cc), Mü’minlerinüstün olduklarını bildiriyor; oysabugün Müslüman olarak bilinentoplumların hemen tümü, zillet vemeskenet içerisinde bulunmakta,emperyalistler karşısında adetaküçülmüş bir konumda bulun -maktadır. Ayette belirtilen üstün -lüğün sağlanması ve yüce Al -lah’ın şu ilahi vaadinin gerçek -

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 38

Page 39: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

3399

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

leşmesi ancak Müslümanların birHilafet bayrağı altında birleşme -leri ile mümkündür.

“Allah sizden, inanıp iyi işleryapanlara vadetmiştir; onlardanöncekileri nasıl hükümran kıldıy -sa, onları da yeryüzünde hüküm -ran kılacak ve kendileri için seçipbeğendiği dinlerini kendilerinesağlamlaştıracak ve korkularınınardından kendilerini (tam) birgüvene erdirecektir. Bana kullukedecekler ve bana hiçbir şeyi or -tak koşmayacaklar, ama kim(ler)bundan sonra da nankörlükederse işte onlar, yoldan çı kan -lardır.” (Nur, 55)

Yeryüzünde hükümran olmak,birey olarak yapılabilecek bir du -rum olmadığı gibi, paramparçaolmuş İslâm topraklarında em -peryalizmin yerli işbirlikçi piyon -larının başlarında bulunduğuİslâm’dan fersah fersah uzakhalihazır durumdaki ülkeler eliylede mümkün olmayacaktır. Buancak kuklalardan temizlenmişbir İslâm toplumunda, insanlarınhilafet bayrağı altında birleşmesiile mümkün olacaktır.

HHiillaaffeettii OOlluuşşttuurraann FFiizziikkii ŞŞaarrttllaarrHilafet konusu, iman edenler

için elbette imani bir hassasiyet vezaruri bir ihtiyaçtır. Hilafetin, Müs -lümanlar için zorunlu olduğunubilen kimi tarikat şeyhleri, cema -at, grup, parti, dernek ve vakıf

liderleri, insanların bu duygularınıistismar etmişler, layık olmadıklarıhalde, insanları kendilerine biatettirerek Hilafet gerçeğini saptır -mışlardır. Bunlar, Hakkı batıllabulayarak gerçekleri gizleyenkimselerdir.

Hilafet makamının oluşabil -mesi için öncelikli olarak bir toprakparçasının/vatanın, bu vatanı ko -ruyacak askeri bir gücün ve ülkedehadleri uygulayacak, em niyeti sağ -layacak güvenlik teş kilatının olmazorunluluğu vardır. Bunlardan bi -rinin eksik olması durumunda Hi -lafet makamı oluş maz.

Fiziki şartlar oluşmadanHalife olduklarını iddia edenler,gerçeklerden habersiz, cahil vezavallı kimselerdir. Kendileri, be -şeri sistemler içerisinde bir fertoldukları, en küçük bir sorundabeşeri sistemlerin güvenlik güçleritarafından sorgulandıkları, kimihallerde cezaevlerine atıldıklarıhalde etraflarına topladıkları üçbeş cahili kandırarak Halife ol -duklarını iddia edenler, en hafifbenzetme ile evlilik çağına gel -memiş çocukların, birbirleri ilesokak aralarında evcilik oynama -larına benzer.

Evcilik oynayan çocuklar, na -sıl ki anne babaları geldiğindeevcilik oyunları bitiyorsa, fizikişartları oluşmadan kendileriniHalife ilan edenlerin de Hali fe -likleri, beşeri sistemler kulaklarını

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 39

Page 40: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

4400

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

çektiğinde bitiveriyor. Geçtiğimizdönemlerde bunların örnekleriyaşanmıştır.

Hilafet makamı, fiziki şartlarbakımından oldukça güçlü olmalıve yüce Allah’tan başka hiçbirdevlete hesap vermemelidir. Helehele beşeri tağuti sistemlere asla!Bu nedenle Hilafet makamı,gerekli olan fiziki şartlara mutlakasahip bulunmalıdır.

HHaalliiffeenniinn,, GGöörreevv vvee SSoorruummlluulluuğğuuİslâm Halifesi, bir grubun, bir

mezhebin, bir kavim ya da top -lumun değil, tüm ümmetin Ha -lifesidir. Bu nedenle ümmeti kay -naştırıcı bir rol üstlenmek du -rumundadır. Yaşadığımız dün yakonjöktüründe açık bir şekildegörüldüğü üzere, İslâm ümmetiiçerisinde farklı mezhep ve meş -repten insanlar bulunmaktadır.

Hilafet makamı, ümmetin bu -gün içerisinde bulunduğu farklımezhep ve meşrep gerçeğinigözönünde bulundurarak hareketetmeli ve hiçbir şekilde farklımezheplere karşı düşmanca birtutum takınmamalı, en iyi birşekilde ümmeti kaynaştırmak,ihtilafları en aza indirmek, hattakaldırmak için çapa sarfetmelidir.Halife, adil olmalı, mezhepler vekişiler arasında hiçbir ayırım yap -mamalıdır; ancak bu durumdaümmet içerisinde barış sağla na -caktır.

Halife, Yüksek İslâm Şurasınave halka hesap verici olmalı,hiçbir şekilde halk üzerindekendisini üstün görücü bir tutumtakınmamalıdır. Unutulmamalıdırki yüce Allah (cc), kendini beğe -nip böbürlenenleri sevmemek -tedir. İşte bu konudaki ilahi uyarı!

“Allah'a ibadet edin ve O'nahiçbir şeyi ortak koşmayın; ana-babaya, akrabaya, yetimlere,yoksullara, yakın komşuya, uzakkomşuya, yakın arkadaşa, yolcu -ya, ellerinizin altında bulunanlariyi davranın; Allah kendini be ğe -nen ve daima böbürlenip durankimseyi sevmez.” (Nisa, 36)

“Elinizden çıkana üzülmeye si -niz ve Allah'ın size verdiği ni met -lerle şımarmayasınız diye açık la -maktadır, çünkü Allah, kendinibeğenip böbürlenen kimselerisevmez.” (Hadid, 23)

Kibirlenip böbürlenen kimse -leri, kim olurlarsa olsunlar, yüceAllah (cc) onları ayetlerindenuzaklaştıracaktır.

“Yeryüzünde haksız yere bö -bürlenenleri ayetlerimden uzak -laştıracağım, onlar her ayeti gör -seler de iman etmezler, doğru yolugörseler onu yol edinmezler, fakatazgınlık yolunu görürlerse, hemenona saparlar. Bu durum, onlarınayetlerimizi yalanlama la rından veonlardan gafil olma la rından ilerigelmektedir.” (A’raf, 146)

Halife, Kur’ani hükümleri iyi

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 40

Page 41: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

4411

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

bilen, Rasulullah (as)’ın en güzelörnekliğine tabi olan kimse ol -malı, hiçbir şekilde ve şartta buesası dışına çıkmamalıdır. Çünküaksine hareketi onu, İslâm dairesidışına çıkaracak ve o fasıklardanolacaktır.

HHiillaaffeettee KKaarrşşıı MMüüssllüümmaannllaarrıınn SSoorruummlluulluuğğuuAllah ve Rasulünün belirle dik -

leri şartlara uyan bir Halife, tümMüslümanların Emir-el Mü’mi -nin’i olacaktır. İşte bu durumdaMüslümanlar, Müslüman oldukl -arını iddia edenler, Kur’an’danbaşka kaynak kabul etmediklerinisöyleyenler, Sünniler, Şialar, imanibir sorumluluk olarak Halifeyebiat etmek zorundadırlar. Bu ne -denle tüm Müslümanlar, hilafetkonusunda seçimlerini yapmalıve bir an önce bir halifeye biatetmek için gayret etmelidirler.Aksi halde bir halifeye biat et me -den ölünmesi durumunda imanetmemiş cahillerin ölümü ile ölü -necektir ki o zaman artık iflaholunmayacaktır.

Müslümanlar, Kur’an’ın buy -ruklarına uygun bir şekilde Emir-el Mü’minin olan bir Halifeye biatetmekle mükelleftirler. Mü’min -lerin, yeryüzünde izzetli bir hayatsürmeleri, küfür ve şirk unsur la rı -nın zulüm ve baskılarına, sömürüve talanlarına karşı onurlu bir dikduruş sergilemeleri için mutlaka

Hilafet bayrağı altında bütün leş -mek, kardeşlik, velayet ve sır daş -lık hukukunu oluşturmak duru -mundadırlar.

Hilafet bayrağı altına, Tevhidikavramış, Rabb’ini razı etme ko -nusunda hassasiyet taşıyan, Allahyolunda mücadeleyi, can ları dadahil, dünyevi tüm değerlerindendaha hayırlı gören, gerçektenyüce Allah’a iman eden herMüslüman seve seve girmelidirler.

Bugün her zamankinden çokdaha bir Tevhid şirk, Hak-batıl,iman-küfür mücadelesi vardır.Müslüman oldukları söyleyen,kalplerinde zerre kadar imanbulunduğunu iddia eden kimse -ler, Hilafet bayrağı altına girerekTevhidi mücadelede ve yeryü zün -den fitnenin kaldırılıp Allah’ındinini hakim kılma mücadele sin -de yerlerini almalıdırlar. İşte bukonudaki ilahi buyruk:

“Onlarla savaşın ki, fitne(zulüm) ortadan kalksın, dinyalnız Allah'ın dini olsun; eğer(zulümlerine) son verirlerse artıkzalimlerden başkasına düşmanlıkolmaz.” (Bakara, 193)

Bu kutsal görevde yerlerinialmayanlar, Allah ve Rasulünekarşı gelmiş, mü’minlerin yo lun -dan sapmış olacaklardır ki, busapmanın sonucu cehennemdenbaşka bir yer değildir.

“Kim de kendisine doğru yol

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 41

Page 42: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

hilâfethalife

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

4422

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

Kur’âni MücâhedeKur’âni Mücâhede ile ile internet üzerinden canlı olarak internet üzerinden canlı olarak

interaktif iletişiminteraktif iletişime geçebilirsiniz. e geçebilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey, Bunun için yapmanız gereken tek şey,

PALTALK PALTALK adlı programı indirip adlı programı indirip ilgili servise kayıt olmak. ilgili servise kayıt olmak.

Ayrıntılı bilgi içinAyrıntılı bilgi içinwww.mucahede.comwww.mucahede.com adresini ziyaret ediniz.adresini ziyaret ediniz.

belli olduktan sonra Rasul’e karşıgelir ve mü'minlerin yolundanbaşka bir yola uyarsa, onudöndüğü yola yöneltiriz vecehenneme sokarız; ne kötü birgidiş yeridir orası!” (Nisa, 115)

Hilafet bayrağı altında bir leş -me sorumluluğunu yerine getir -meyenler, hem dünya hayat la rın -da zillet ve aşağılanmış bir şekil -de yaşayacaklar, hem de cehen -nemi hak etmiş sapıklar olarakyüce Allah’ın azabına çarpıla cak -lardır.

“Allah ve Rasulü, bir işte hü -küm verdiği zaman, artık inanmışbir erkek ve kadının, o işi kendiisteklerine göre seçme hakkıyoktur; kim Allah'a ve Rasulünekarşı gelirse, apaçık bir sapıklığadüşmüş olur.” (Ahzab, 36)

Hilafet bayrağı altına girme -yenler, zilleti peşinen kabul etmi ş -ler, kendilerine yazık etmişlerdir.Bu zilletten kurtulmanın tek yolu,Hilafet bayrağı altına girmektir.

“Nefislerine yazık eden kim -selere, canlarını alırken melekler:‘Ne işte idiniz?’ dediler. (Onlar):‘Biz yer yüzünde aciz düşürül -müştük’ diye cevap verdiler; me -lekler: ‘Allah'ın yeri geniş değilmiydi ki onda hicret edeydiniz?’İşte onların durağı cehennemdir,ne kötü bir gidiş yeridir orası!”(Nisa, 97)

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 42

Page 43: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

4433

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Necm SûresiNecm Sûresi(geçen sayıdan devam...)

3333--3344-- GGöörrddüünn mmüü şşuu aaddaammııkkii aarrkkaassıınnıı ddöönnddüü;; aazzııccııkk vveerrddii,,ggeerriissiinnii eelliinnddee ttuuttttuu??

İman, Tevhidi esaslara dave-tin, yapılan ibadet ve salih amel-lerin sürekli olmasını gerektirir.İbadet ve salih amellerde sürekli-liğin olmaması samimiyetsizliğin,hoşnutsuzluğun ve gereği gibiiman etmemenin göstergesidir.Böyle yapan kimseler, iman iddia-larında samimi olmayan ve inan-dıklarını iddia ettikleri esaslardanyüzçeviren mürtetlerdir.

Gerçek bir iman ve bu iman-da samimiyet sürekliliği gerektirirki, iman edenler bu şekilde hare-ket ederler. Çünkü yüce Allah (cc)mü’minlerden böyle yapmalarınıistemektedir.

“Sen Rabb’ini hamd ile tembihet ve secde edenlerden ol ve sanayakin (ölüm) gelinceye kadarRabb’ine kulluk et.” (Hicr, 98-99)

“(O Allah), göklerin, yerin vebunlar arasında bulunanlarınRabb’idir. O’na kulluk et ve O’nakullukta sabret; hiç O’nun adıylaanılan birini biliyor musun?”(Meryem, 65)

Tevhidi esaslara davetin, iba-det ve salih amellerde sürekliliğinolmamasının, biraz infak edipdevamını yapmamanın bir diğerönemli nedeni de bu kimselerin,kendi çarpık düşüncelerindenürettikleri ve tamamen zannadayanan din anlayışları, gelenek-sel kültürel edinimleri, sonradanortaya çıkan bid’at ve hurafelerve dünya hayatına düşkünlükleri-dir.

“Onların ardından, yerlerinegeçip Kitaba vâris olan birtakıminsanlar geldi ki, onlar, şualçak(dünyân)ın menfaatini alı-yorlar: ‘Biz nasıl olsa bağışlana-cağız’ diyorlar; kendilerine onabenzer bir menfaat daha gelseonu da alırlar. Peki, Allah hakkın-da gerçekten başkasını söyleme-meleri hususunda kendilerindenKitap misakı alınmamış mıydı veonun içindekini okuyup öğrenme-diler mi, ahiret yurdu, muttakileriçin daha hayırlıdır, düşünmüyormusunuz!” (A’raf, 169)

Nasıl olsa bağışlanacaklarımantığına sahip olan kimseler,Rab’lerine karşı sorumluluklarını

tefsir

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 43

Page 44: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

4444

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

gereği gibi yerine getirmez, ken-dilerince çarpık bir din oluşturur-lar. Bu çarpık ve kültürel din anla-yışındaki düşüncelerin başındaşefaat kavramının çarpıtılması,cehennemde belli bir süre yan-dıktan sonra oradan çıkarılıpcennete sokulacakları düşüncesi,yüce Allah’ın rahmetinin yanlışalgılanması ve istismar edilmesigelmektedir. Yüce Allah (cc), buiddia sahiplerini yalanlamakta veonlara doğruları bildirmektedir.

“Bir de: ‘Sayılı birkaç gündışında bize ateş dokunmayacak-tır.’ dediler. De ki: ‘Allah'tan birsöz mü aldınız; şayet öyle iseAllah verdiği sözden dönmez,yoksa Allah hakkında bilmediği-niz bir şey mi söylüyorsunuz?’

Evet, kim bir günah kazanırda suçu kendisini kuşatmış olursaişte onlar, ateş halkıdır, oradasürekli kalacaklardır.” (Bakara,80-81)

Kur’an’da açıkça reddedilenbu bozuk anlayışlara sahip olankimseler, yüce Allah’ın indirdiğiesaslardan değil kendi çarpıkarzularından hareketle yüceAllah’ı razı edeceklerini zannedi-yorlar. Oysa bu zanni düşünceler,şeytan(aley hillane)nin vesvesele-rinden ve aldatmalarından başkabir şey değildir.

“Ey insanlar, Allah'ın vaadigerçektir; sakın dünya hayatı sizialdatmasın, o aldatıcı, sizi Allah

ile aldatmasın.” (Fatır, 5)Şeytan (aleyhillane)nin vesve-

selerinden ve kendi sakat düşün-celerinden hareket eden kimseler,yaptıkları her türlü hayır ve ibadet-lerini de kendi zanlarınca belirle-dikleri ölçülere göre yaparlar.

“Azıcık verdi, gerisini elindetuttu?” yüce Allah’ın buyruklarıdoğrultusunda yapılan her ibadetgibi infak da sürekli olmalıdır.Bazı kimseler, azıcık vermeklehayır yaptıklarını ve yüce Allah’ırazı ettiklerini zannederler, oysayüce Allah (cc) kullarından, işle-dikleri salih amelleri sürekli olma-sını istemektedir.

İnfak etmek, tıpkı namaz kıl-mak, oruç tutmak gibi sürekliolması gereken bir ibadettir.İbadetlerde süreklilik esastır;sürekli olmayan ibadetler, yüceAllah (cc) indinde hiç yapılmamışgibi değerlendirilmektedir.

“İnsanlardan kimi de Allah'abir kenardan, ibadet eder; eğerkendisine bir hayır gelirse onunlahuzura kavuşur ve eğer başına birkötülük gelirse yüz üstü döner. O,dünyayı da, ahireti de kaybetmiş-tir, işte apaçık ziyan budur.”(Hac, 11)

İnfak ibadetini sürekli yapma-manın, azıcık verip sonra devamı-nı vermemenin nedeni bencillik,egoistlik ve cimriliktir. Cimri kim-seler, dünyayı da ahireti de kay-betmiş, ziyana uğramış kimseler-

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 44

Page 45: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

4455

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

dir. Bunlar, dünya hayatlarındainsanların sevgi ve saygısını, ahi-ret hayatında da Rab’lerinin rıza-sını ve O’nun vereceği mükâfat-ları kaybetmişlerdir.

Cimrilik; Şeytan (aleyhilla-nen)ın vasfıdır ve o, insanların dacimrilik yapmalarını isteyereksürekli olarak vesvese verip onla-rı, infak etmekten alıkoyar vefakirlikle korkutur.

“Şeytan sizi fakirlikle korkuturve size çirkin şeyleri yapmayıemreder; Allah ise size kenditarafından bağışlama ve lütufvadediyor; şüphesiz Allah(ın lütfu)geniştir, bilendir.” (Bakara, 268)

Cömertlik, yüce Allah (cc)tarafından ne kadar övülmüş veinfak edenler, Muhsinler olarakne kadar övülüp yüceltilmişlerse,cimrilik ve cimrilik yapanlar da ooranda kötülenmiş, aşağılanmış-lardır. Yüce Allah’ın verdiği malı,O’nun bildirdiği şekilde infaketmeyenler, hem Rab’lerinin emri-ne karşı gelmiş hem de ilahihükümleri tanımamışlardır.

Kur'an, cimrilik edip infaketmeyenleri şiddetli bir şekildekınamakta, onları, malı ilah edin-mekle vasıflandırmakta ve onlarınebediyen cehennemde olacakla-rını bildirmektedir. Mal ve serma-yeyi elde etmenin gayesi, yüceAllah’ı razı etmek olmalıdır. Bugaye ile elde edilmeyen mal vesermaye insanların azmasına,

Rab’lerine isyan etmelerine nedenolur.

Mal ve sermayeleri ile azgın-laşan kimseler, azgınlaştıklarınınfarkında olmadan bir de Rab’leriyanında da itibar sahibi oldukla-rını zannetmektedirler.

“Kıyametin kopacağını dasanmıyorum, şayet Rabb’imedöndürülsem bile (orada) bun-dan daha güzel bir sonuç bulu-rum.” (Kehf, 36)

3355-- GGaayybbıınn bbiillggiissii kkeennddiiyyaannıınnddaa ddaa oo mmuu ggöörrüüyyoorr??

Şirkin mantığı hep aynıdır;dini kendilerine göre biçimlendi-rirler ve böylece yüce Allah’ı razıedeceklerini zannederek mutma-in olurlar. Onlar, bu zanları ilesanki gaybın bilgisi kendi yanla-rındaymış, yüce Allah’ın yanında-ki durumlarını görüyorlarmış gibikendilerinden emin bir şekildehareket ederler.

“Gaybe mi çıkıp baktı, yoksaRahman’ın huzurunda bir ahit mialdı.” (Meryem, 78)

Yüce Allah’ın insanlara va adi,Kur'an’da bildirdiği hükümlerdir.Bu indirilen esaslarda ne vaadedil-miş ise o doğrudur ve haktır. YüceAllah’ın bildirdiği ilahi hakikatlereuygun hareket edenler, iman, iba-det ve davet görevlerinde sürekliolanlar, Rablerinin vadettiği mükâ-fatlara ulaşabileceklerdir. Bu, yüceAllah’ın vaadidir ve O, vaadindendönmez.

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 45

Page 46: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

4466

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

“Rabb’imiz bize elçilerine va -dettiğini ver, kıyamet günü bizi al -çaltma, çünkü sen verdiğin sözdencaymazsın!” (Al-i İmran, 194)

“Benim huzurumda söz de -ğiştirilmez ve ben kullara zulme-dici değilim.” (Kaf, 29)

“(Bu) Allah’ın vaadidir; Allah,vaadinden dönmez, ancak insan-ların çoğu bilmezler.” (Rum, 6)

Yüce Allah (cc), vadettiği şey-leri, gönderdiği ilahi Kitabındaaçıkça bildirmiş ve bunlarda hiç-bir değişiklik yapmamıştır. Bunedenle yüce Allah’ı razı etmekisteyenler, öncelikle yüce Allah’ınindirdiği esasları iyi bilmelerigerekir. Bu esaslar, Sünnetullahtadeğişiklik olmaz ilkesi gereğideğişmeden günümüze kadargelmiştir.

3366--3377-- YYookkssaa kkeennddiilleerriinneehhaabbeerr mmii vveerriillmmeeddii MMuussaa’’nnıınn vveeççookk vveeffaallıı İİbbrraahhiimm’’iinn ssaahhiiffeelleerriinnddee..

Yüce Allah (cc) kendisinenasıl iman edileceği, kullarındannasıl razı olacağı, insanların kul-luk görevlerinin neler olduğuhususundaki hükümleri, herdönemde hep aynı olmuştur.Çünkü insanların yaradılış gaye-leri, yaradılıştaki temel maddelerihep aynıdır. Bu durum, insanınyaradılış mayası değişmedikçe dedeğişmeyecektir.

“Elbette ki o (değişmeyenesaslar), öncekilerin kitaplarında

da vardır.” (Şuara, 196)“Elbette ki bu (hükümler), ilk

sahifelerde de vardır; İbrahim veMusa’nın sahifelerinde.” (A’la,18-19)

İnsan için ilk sahifelerde varo-lan ilahi buyruklar, verilen sorum-luluk ve görevler, son sahifelerolan Kur’an’da da vardır. İlk sahi-felerden sorumlu olanlar, bugörev ve sorumluluklarını nasılyerine getirmişlerse, Kur’an’ıkabul eden kimseler de aynı şekil-de hareket ederek sorumlulukları-nın bilincinde kulluk görevleriniyerine getirmelidirler.

Yüce Allah’ın kullarından iste-diği şeyler hep aynıdır; bugüniman edenler, ancak kendilerin-den önce Rab’lerini razı edenlergibi hareket etmeleri halindeO’nun rızasını, mağfiret ve rah-metini kazanmış olacaklardır.

KKiimmssee KKiimmsseenniinn GGüünnaahh YYüükküünnüü ÇÇeekkmmeezzİslâm’da, iman etme bireysel

olduğu gibi, işlenen günahlarıncezasını çekmek de bireyseldir. Bunedenle hiç kimse başkasınınyerine iman edemeyeceği gibi hiçkimse de başkasının günah yükü-nü çekemez.

İman ve günah kişisel olduğugibi hayır işlemek de bireyseldirve kişi, ancak kendi el ve emeği-nin karşılığını görecektir. İnsanlar,kendi el ve emekleri ile yaptıkları

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 46

Page 47: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

4477

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

işler ve hayırlar karşılığında sevapalacak ve Rab’lerini razı edebile-ceklerdir.

3388--4411-- HHiiççbbiirr ggüünnaahhkkâârr,,bbaaşşkkaassıınnıınn ggüünnaahhıınnıı yyüükklleennmmeezzvvee eellbbeettttee iinnssaannaa ççaallıışşmmaassıınnddaannbbaaşşkkaa bbiirr şşeeyy yyookkttuurr;; mmuuhhaakkkkaakkkkii,, ççaallıışşmmaassıı ddaa yyaakkıınnddaa ggöörrüüllee--cceekkttiirr,, ssoonnrraa oonnaa kkaarrşşııllıığğıı ttaassttaa--mmaamm vveerriilleecceekkttiirr..

Sorumluluk bireyseldir ve herkişi, ancak kendi sorumluluğunuyerine getirmekle mükelleftir. Hiçkimse, başkasının sorumluluğunuyüklenip yerine getiremeyeceğigibi, yine hiç kimse başkasınıngünahını yüklenemez. Herkes,kazandığı günahını yüklenecek veancak kendi günahının hesabınıverecektir. Aynı şekilde kimsekimsenin adına ibadet ve kullukyapamayacağı gibi hiçkimse deyaptığı bir hayır ve iyiliğin sevabı-nı başkasının hesabına yazdıra-maz. Bu, sorumluluğun bireyselli-ği ve yüce Allah (cc) indinde her-kesin kendi hesabını vereceğigereği böyledir.

“Onlar bir ümmetti gelipgeçti, onların kazandıkları kendi-lerine sizin kazandıklarınız sizeaittir; siz onların yaptıklarındansorulmazsınız.” (Bakara, 134)

Bir kimse, işlediği bir suçungünahını başkasına yükleyemeye-ceği ve başkası adına günah işle-yemeyeceği gibi kendi el ve

emeği, kendi can ve malı ile yap-tığı bir iyilik ve hayrın sevabını dabaşkasına transfer edemez. YüceAllah (cc), hem işlenen suçungünahının başkalarına yüklene-meyeceğini, hem de yapılan biriyilik ve hayrın sevabının başkala-rına transfer edilemeyeceğini bil-dirmektedir.

“Öyle bir günden sakının ki,kimse kimsenin cezasını çekmez,kimseden fidye de kabul edilmez,hiç kimseye şefaat fayda vermez,bir taraftan da yardım görmez-ler.” (Bakara, 123)

“O gün dost dostundan birşey savamaz ve onlara yardım daedilmez.” (Duhan, 41)

“Ey insanlar, Rabb’inizdenkorkun ve babanın çocuğundanceza görmeyeceği, çocuğun dababasından ceza görmeyeceği birgünden çekinin, Allah’ın vaadigerçektir, dünya hayatı sizi aldat-masın, o aldatıcı da sizi Allah hak-kında aldatmasın.” (Lokman, 33)

İnsanlardan bazıları, işledik-leri kimi suçların günahlarınıgenellikle anne babalarına yük-lerler ve kendilerini iyi bir insanolarak yetiştirmedikleri için onla-rın suçlu olduklarını iddia ederler.Bazı kimseler de işledikleri suçla-rın sorumlusu olarak genellikleiçinde bulundukları sosyal çevreyiya da dost ve arkadaşlarınıgörürler.

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 47

Page 48: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

4488

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Yüce Allah (cc) “kimse kimse-nin cezasını çekemez” buyurarakkıyamet gününde insanların,ancak kendi işledikleri suçlarıncezasını göreceklerini bildirmiştir.Hatta en yakın akrabalar bile ogün birbirlerine yardım edemeye-cek, “baba çocuğun, çocuk dababasının günahından sorulma-yacaktır.”

“De ki: ‘Allah, her şeyin Rabbiiken ben O'ndan başka Rab miarayayım, herkesin kazandığı yal-nız kendisine aittir; kendi yükünütaşıyan hiç kimse, bir başkasınınyükünü taşımaz, sonra dönüşünüzRabb’inizedir; (O) ayrılığa düştü-ğünüz gerçeği size haber verecek-tir." (En’am, 164)

Kıyamet gününde günahtransferinin olamayacağı gerçeği-ne, “hiç kimsenin kimse adınaşefaatte bulunmayacağı ve fidye-nin kabul edilmeyeceği” bildirimi-ne rağmen, kimi insanlar, yüceAllah’ın üzerine iftira atarak, kıya-met gününde günah transferininolacağını, aracı kimselerin,günahkâr insanların günahlarınınbağışlanması için aracılık yapa-caklarını iddia etmektedirler.

Tasavvuf dinine göre bir kişi,iman etmese bile, zikreden tari-katçıları uzaktan seyretmesi halin-de, kıyamet günü tarikatın şeyhi,o kişiyi Allah’tan isteyecek, yüceAllah (cc) da o imansız kimseyicehenneme göndermeyip o şeyhe

bağışlayacakmış!Tasavvufçuların bu ve benzeri

iddiaları, Kur'an gerçeğiyle çelişti-ği gibi aynı zamanda hem yüceAllah’ın üzerine atılan bir iftira,iman edip Allah yolunda canları-nı ve mallarını verenlere de haka-rettir. Hesap görücü olan yüceAllah (cc), herkese ancak kendiçalışmasının karşılığını vereceğinibildirmektedir.

“Bugün her nefis kazandığı-nın karşılığını görür, bugün zulümyoktur. Allah, hesabı çabukgörendir.” (Mü’min, 17)

İnsan, Kur’an gerçeğindenhabersiz olunca, manevi hayatınıbaşka sapık bilgilerle doldurur veböylece İslâm dışı bambaşka birdin anlayışına sahip olur.Tasavvufun ve toplumun önüneçıkmış Samiri soylu belamların,ortaya attıkları İslâm dışı bid’at vehurafeler, kendilerine tabii olan-lar tarafından İslâm diniden zan-nedilmektedir. Bunun sonucundaonlar, İslâm dışı inanç ve fiilleresahip olmaktadırlar.

Tasavvuf ve Samiri soylubelamlar, çevrelerine topladıklarıcahil kimselerin, içerisinde bulun-dukları şirk ve küfrün farkına var-mamaları için onları Kur’an’danuzak tutmakta ve doğruyu yalnızkendilerinin söyledikleri anlayışınıyaymaya çalışmaktadırlar.

Tasavvufu din edinen şeyhler,Kur’an’a savaş açarak bağlılarını

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 48

Page 49: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

4499

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Kur’an’dan uzak tutmaktadırlar.Tasavvufu din edinenlere göreKur’an, ancak okunup sevapkazanılacak bir kitaptır; bunedenle hayatlarında Kur’an’ayer vermezler. Onlara göreKur’an, belli bir ilme sahip olma-yanlar tarafından da anlaşılmaz.

Samiri soylu belamlar ise,kendileri Kur’an okumakta ancakKur’ani gerçekleri çarpıtarak bağ-lılarına anlatmaktadırlar. Kur’an’ı,o Samiri soylu belamın anlattıkla-rından ibaret sanan bağlıları ise,akıllarını hiç kullanma gereği duy-madan, belamlara inanmaktadır-lar. Onlar, böylece yüce Allah'ınbildirdiği Tevhidi esaslardanhabersiz kalmaktadırlar.

HHiiçç kkiimmsseeBBaaşşkkaassıı AAddıınnaa BBiirr ŞŞeeyy YYaappaammaazzGünahların bireyselliği gibi,

sevaplar da bireyseldir ve kişidenkişiye günah transferi yapılmadığıgibi, aynı şekilde sevap transferide yapılmayacaktır. Herkes, yaptı-ğı salih amelin karşılığını bizzatgörecek ve herkes kazandığı seva-bın karşılığında ve yüce Allah’ınrahmetine kavuşacak ve O’nunvereceği mükâfatını alacaktır.

Sevap transferinin olacağıiddiası, tıpkı günah transferiiddiası gibi asılsız ve Kur’ani ger-çeklerle çelişmektedir. Yüce Allah(cc), birçok ayette bildirdiği üzere,herkes yaptıklarının karşılığınıgörecektir.

“Her birinin yaptıkları işlerdendereceleri vardır, Allah onlarayaptıklarının karşılığını verir; ken-dilerine hiç haksızlık yapılmaz.”(Ahkaf, 19)

“O gün her nefis, yaptığı herhayrı hazır bulacaktır; işlediği herkötülüğü de…” (Al-i. İmran, 30)

“Herkese yaptığının karşılığıtam verildi, O, onların yaptıkları-nı en iyi bilendir.” (Zümer, 70)

Dünya hayatında bir kimse,salih bir evlat yetiştirmiş, insanlarınfaydalanacağı hayırlı eserler yap-mış ise bu kimse, yaptıklarının kar-şılığını tam olarak alacaktır. Onunyetiştirdiği salih evlat da yaptığıher hayırlı işin sevabını ancak ken-disi alacak, bırakılan hayırlı eserle-ri işletenler de kendi yararlarınaişleteceklerdir. Yüce Allah (cc) herşeyi yazıp kaydetmektedir.

“Biziz biz ki, ölüleri diriltiriz veöne sürdükleri işleri ve bıraktıklarıeserleri yazarız; zaten biz, her şeyiapaçık bir kütüğe ayrıntılı olarakkaydetmişizdir.” (Yasin, 12)

Yüce Allah (cc), yapılan herhayırlı işi en iyi bir şekilde, bütünayrıntıları ile kaydetmekte ve oişin karşılığını da iş yapıldığı andasahibine vermekte, sonrayabırakmamaktadır.

AAmmeell DDeefftteerrlleerrii KKııyyaammeettee KKaaddaarr AAççııkk KKaallaaccaakk mmıı??!!Kur’an gerçeğinden habersiz

olan insanlar arasında, yaygın

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 49

Page 50: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

5500

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

olan yanlış bir anlayışa göre,hayır yapan bir kimsenin ameldefteri, o salih amelden insanlaristifade ettikleri sürece, açık kala-cak ve sevap yazılacaktır. Buiddia, insanlar tarafından uydu-rulmuş, aslı olmayan kuru biriddiadır. Yüce Allah'ı, taksitlisevap veriyor anlayışına sürükle-yen bu iddia boş iddianın Kur’anihiçbir delili yoktur. Çünkü yüceAllah (cc), insanların kendi elleriile yaptıkları hayırlara karşı yedi-yüz, hatta sınırsız bir şekilde karşı-lık vermektedir.

“Mallarını Allah yolunda har-cayanların durumu, her başağın-da yüz tane olmak üzere yedibaşak veren bir tanenin durumugibidir; Allah dilediğine kat katverir. Allah(ın lutfu) geniştir, (O)bilendir.” (Bakara, 261)

“Kim bir kötülük yaparsasadece onun kadar cezalanır,ama erkek ve kadından her kimiman ederek salih bir amel işlerseonlar cennete girerler ve oradakendilerine hesapsız rızık veri-lir.”(Mü’min, 40)

“Allah zerre kadar haksızlıketmez, zerre miktarı bir iyilik olsaonu kat kat yapar ve kendi katın-dan da büyük bir mükâfat verir.”(Nisa, 40)

Yüce Allah (cc), kullarınakarşı bu kadar cömert iken vekulun yaptıklarına karşılık sınırsızmükâfatlar bahşederken, İslâm’ -

dan habersiz bazı kimseler, ameldefterlerinin açık kalacağını vekişinin yapıp bıraktığı bir eserayakta kaldığı sürece o defteresevap yazılacağını iddia etmekte-dirler. Bu kimselere, “Peki o yapı-lan eser kişinin ölümünden sonraherhangi bir nedenle yıkılsa, neolacak? Kişi, yaptığı eserin mükâ-fatından mahrum mu kalacak?”denilse “Allah büyüktür, onunsevabını verir” derler. Yüce Allah(cc) bu kimselere soruyor:

“Size ne oldu, nasıl hükümveriyorsunuz, hiç mi düşünmüyor-sunuz, yoksa sizin, açık bir delili-niz mi var; eğer doğru iseniz kita-bınızı getirin.” (Saffat, 154-155)

Kur’an’a dayanmayan iddia-ları ileri süren kimseler, iddiaları-na bir delil getiremezler, çünküuydurmaların delili olmaz. Bazıkimseler, amel defterlerininkapanmadığına delil olarak şuhadisi verirler.

Ebu Hureyre(ra)’den rivayetedildiğine göre, Peygamber (sav)şöyle buyurmuştur:

“İnsan öldüğü zaman, amel-leri kesilir ancak şu üç şey devameder. Sadaka-i câriye, kendisin-den istifade edilen bir ilim, arka-sından dua eden hayırlı evlat.”(İmam Nevevi, Riyazü’s Salihin,Tercüme: İstanbul: BekaYayınları, 2011, s.365,366)

Bu hadis, insanları taksitlisevaba teşvik için değil, onların

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 50

Page 51: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

5511

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

hayırlı işler yapmalarını, hayırları-nı sürekli kılmalarını teşvik etmeyeyöneliktir. Her şeyi tersine çevireniftiracı müfteriler, bu hadisi detaksitli sevaba çevirmişlerdir.

Yüce Allah (cc) rahmetiningereği olarak insanları, hayır işleryapmaları ve salih amellerdebulunmaları için teşvik etmekte,kötülükten, kötü işlerden sakındır-maktadır. Bu nedenle O, insanla-ra kendi el ve emekleri ile salihamellerde bulunmalarını hatırlat-makta, yakın akrabaların veçocukların insana bir fayda sağ-lamayacaklarını bildirmektedir.

“Kıyamet günü akrabanız veçocuklarınız size fayda vermez,(Allah) aranızı ayırır; Allah, yaptık-larınızı görendir.” (Mümtehine, 3)

Rasulullah (as), kendisineindirilen ilahi esasların bilincindeolarak kızı Hz. Fatıma (r.anha)’yaşöyle diyordu: “Kızım, babampeygamberdir diye güvenme, senkendi nefsini Allah’tan satınalmaya çalış.” Bu Peygamberiuyarı elbette yüce Allah’ın bildir-diği vahyi gerçeklerin bir sonu-cuydu; yüce Allah (cc) şöyle buyu-ruyor.

“Her nefis, kazandığı ile rehinalınmıştır.” (Müddessir, 38)

Her nefis, kendi el ve emeğiy-le yaptığını o kıyamet günündehazır bulacak ve bu yaptıklarıylagidip yüce Allah’ın huzurunda

hesabını verecektir; hem de hiçbiryardımcısı ve koruyucusu olma-dan, yapayalnız bir şekilde!

4422-- VVee ssoonnuunnddaa sseenniinn RRaabbbb’’ --iinnee vvaarrııllaaccaakkttıırr..

Yeryüzünde Allah’ın dininibozup kendilerince edin üreten-ler, atalarının yollarını, gelenek vegöreneklerin kronikleşmiş kural-larını ve geçmiş kültürlerini dinkabul edenler, önder edindikleriefendilerini, ağabeylerini, şeyh veönderlerini ilah edinenler ile yal-nızca yüce Allah’ı her şeyin üstün-de görüp O’nu tek ilah edinenler,hepsinin gidip varacakları yerRab’lerinin huzurudur.

“İşte o gün sevk Rabb’inedir.”(Kıyamet, 30)

“O gün varılacak yer ancakRabb’inin huzurudur.” (Kıyamet, 12)

“O gün insanlar, âlemlerinRabb’inin divanında dururlar.”(Mutaffifin, 6)

Yüce Allah’ın huzurunda hiç-bir yardımcı, hiçbir şefaatçi olma-yacağına, hiç kimseden bir fidyekabul edilmeyeceğine göre her-kes, kendi hesabını dünya haya-tında çok iyi yapmalı, yüceAllah’ın indirdiği esaslar doğrul-tusunda hareket etmeli ki, o zorlugünde Rabb’inin rahmetine ula-şabilsin, O’nun vereceği mükâ-fatlara hak kazansın. Aksi halde ogün, ne son pişmanlık fayda vere-cek ne de dünya hayatında ilah

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 51

Page 52: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

5522

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

ve önder edinilenler yardım ede-bilecektir.

44.. BBööllüümmNecm suresinin bu son bölü-

mü, yüce Allah'ın Ulûhiyet,Rububiyet ve Meliklik sıfatlarınıortaya koyan 3. bölümünündevamıdır. 3. bölümde yüceAllah'ın, ceza ve mükâfat verici,yaratıcı ve kullarını en iyi biliciolduğu belirtilmiş ve hiçbir kişi ilekıyaslanamayacak kadar yüceolduğu bildirilmişti.

Bir önceki bölümde, ilah edi-nilen kişilerin hiçbir şeye sahipolmadıkları, onlara verilen vasıf-ların, insanların uydurduklarıvasıflar olduğu, yüce Allah'ınonlar hakkında hiçbir delil indir-mediği açıklanıyordu. Bu bölüm-de, yüce Allah'ın, kulları üstündeen üstün güç olduğu en açık birşekilde bildirilmektedir.

Hayatı insanlara bahşeden veonların her halini bilen yüce Allah(cc) kullarının, yeryüzüne gelişle-rinden öldükleri güne kadar tümhayatlarını düzenleyici, yaratan,yaşatan, yeniden diriltip hesapsoracak olan yalnızca O’dur.

4433--4444-- GGüüllddüürreenn ddee OO’’dduurr,,aağğllaattaann ddaa OO’’dduurr;; ööllddüürreenn ddeeOO’’dduurr,, yyaaşşaattaann ddaa OO’’dduurr..

Hayatı bahşeden yüce Allah(cc), bu hayat içinde insanlarınher sorununa çözümler getiren

yasalarını da onlara göndermiştir.Bu ilahi yasalarda, insanların yer-yüzünde nasıl hareket edecekleribildirilmekte ve onlara yol göste-rilmektedir.

“Ey insanlar, size Rabbinizdenbir öğüt, göğüslerde olan(sıkıntı -lar)a şifa ve iman edenlere bir yolgösterici ve rahmet gelmiştir.”(Yunus, 57)

“Andolsun biz elçilerimizi açıkkanıtlarla gönderdik ve onlarlaberaber Kitabı ve ölçüyü indirdikki, insanlar adaleti yerine getirsin-ler ve kendisinde büyük bir kuvvetve insanlara birçok yararlar bulu-nan demiri indirdik ki Allah,kimin, görmediği halde kendisineve elçilerine yardım edeceğini bil-sin, şüphesiz Allah güçlüdür,üstündür.” (Hadid, 25)

Yüce Allah (cc), yeryüzünüyaratıp düzenlemiş, her şeyi yerliyerince düzene koyan nizamınıindirmiştir. İnsan, Rabb’inin koy-duğu bu muazzam düzeni boz-madan hayatını, konulan kuralla-ra göre düzenlemeli, Rabb’ini razıedecek davranışlarda bulunmalı-dır. İnsan, hayatında Rabb’ini razıetmeyi öncelemeli, değer yargıla-rını, ilişkilerini, dostluklarını buesasa göre düzenlemelidir.

“Güldüren de O’dur, ağlatanda O’dur.” Hayatı yaratan, kâi-nata düzen veren, bu kâinat için-de varlıkları yaratıp hayatı insan-

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 52

Page 53: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

5533

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

lara bahşeden yüce Allah (cc),kulları üzerinde yegâne ilah, tekotoritedir. O’nun kulları üzerindebir başkasının söz sahibi olması,hükmetmesi mümkün değildir.İnsanların kendi yanlarındanedindikleri sahte ilahların vebaşka güç sahiplerinin koyduğuyasalar, insanlara hiçbir şekildehuzur ve mutluluk veremez, aynışekilde O’nun vereceği mükâfatıda hiç kimse veremez.

Yüce Allah’tan başka edinilenilahlar, insanlara dünya hayatın-da ancak geçici bir mutluluk vemükâfat verebilirler. Aynı şekildeonların verecekleri ceza kısa,geçici ve dünya ile sınırlıdır. Oysainsanların, Rab’lerine isyan etme-leri halinde O’nun vereceği ceza-yı hiç kimse veremez.

“O gün O'nun yapacağıazabı kimse yapamaz ve O'nunvuracağı bağı kimse vuramaz!”(Fecr, 25-26)

İnsanların kendi yanın-dan edindikleri sahte ilahlar, hiç-bir konuda yüce Allah (cc) ilekıyaslanamazlar. Kendileri yaratıl-mış olan sahte ilahlar, ne yarat-mada, ne öldürmede, ne dehuzur ve mutluluk vermede yüceAllah'ın gücüne yetişemezler.

4455--4499-- OO yyaarraattttıı iikkii ççiiffttii:: eerrkkee--ğğii vvee ddiişşiiyyii,, aattııllddıığğıı zzaammaann nnuuttffee --((ssppeerrmm))ddeenn;; şşüüpphheessiizz tteekkrraarr yyaarraatt--mmaakk ddaa OO''nnuunn iişşiiddiirr;; zzeennggiinn eeddeenn

OO''dduurr,, bbooll vveerriipp mmeemmnnuunn eeddeenn OO..ŞŞiirrââ ((yyııllddıızzıı))nnıınn RRaabbbbii OO''dduurr..

Yüce Allah'ın kuvvet ve kudre-tini idrak eden kimseler, bu ger-çeklere iman etmeli ve hiçbirşekilde bu esaslardan yüzçevir-memelidir. İman eden kimseninvahyi esasları öncelemesi, onuniman, ihlâs ve samimiyetinin gös-tergesi olacaktır.

Yüce Allah’ın Ulûhiyet veRububiyetine gönülden teslimolan bir kimsenin, bu imandansonra artık yaşantısını tüm hassa-siyeti ve samimiyetiyle iman ettiğiesaslara göre düzenlemesi gere-kir. Bir mü’min, bütün değer yar-gılarını iman ettiği ilahi gerçekle-re göre belirlemeli, iman ettiğiesasları, dünyevi bütün değerininönüne alarak önüne almalıdır.

Kur’an’da, ilahi gerçekleriduymalarına rağmen iman etme-yen, ilahi gerçeklere göre hayat-larını değiştirmeyip eski yaşamtarzlarına devam eden, değeryargılarını ilahi mesaja göredüzenlemeyen toplumların akı-betleri verilmekte, sonradangelen insanlar uyarılmaktadır.

5500--5544-- OO hheellââkk eettttii öönncceeggeelleenn AAdd’’ıı,, SSeemmuudd''uu bbıırraakkmmaaddıı,,öönncceeddeenn ddee NNuuhh kkaavvmmiinnii;; ççüünnkküüoonnllaarr,, ddaahhaa zzaalliimm oolldduullaarr vveeaazzddııllaarr;; aallttıı üüssttüünnee ggeettiirriilleenn kkeenntt--lleerrii ddeevviirriipp yyııkkttıı,, oonnllaarrıı kkaappllaayyaannkkaappllaaddıı..

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 53

Page 54: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

5544

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Helak edilen tüm kavimlerinortak yanları hep aynıdır; kendile-rine gönderilen elçileri reddetmiş,Tevhidi esasları inkâr etmiş,azmış, Rab’lerine karşı nankörlükyapmış, isyan edip tuğyan etmiş-lerdir. Bu toplumlar, yüce Allah'ınkendilerine gönderdiği ilahimesaja iman etmek yerine kendihevalarını ya da önder edindikle-rinin istek ve arzularını esasalmışlardır.

Helak edilen toplumlar, Rab’ -leri tarafından kendilerine bahşe-dilen maddi nimetlerle şımarmış-lar, şükredecek yerde Rab’lerinenankörlük yapmışlardır. Bununüzerine bu tuğyan edip azgınla-şan kavimler, korkunç bir şekildehelak edilmişlerdir.

Yüce Allah (cc), sonradangelen toplumlara, helak edilentoplumların akıbetlerini hatırlat-mış, onların, önceki toplumlargibi olmamalarını, kendilerinegönderilen uyarılara kulak ver-melerini ve uyarıcıları kabuletmelerini istemiştir.

5555--5566-- OO hhaallddee RRaabbbbiinniinnhhaannggii nniimmeettiinnddeenn kkuuşşkkuu dduuyyuuyyoorr--ssuunn;; bbuu ddaa iillkk uuyyaarrııccııllaarr ggiibbii bbiirruuyyaarrııccııddıırr..

Sünnetullahta değişiklikolmaz; yeryüzünde yaşayan bütüntoplumlara uyarıcılar gönderil-miş, insanlar Tevhidi esaslaradavet edilmiş, Tevhidi esasları

kabul etmeyenler uyarılmıştır.Ancak kendilerine uyarıcı gönde-rilen bazı toplumlar ve onlarınileri gelenleri bu uyarılara kulakvermemiş, uyarıcılara karşı çıka-rak Rab’lerine isyan etmişlerdir.

“Andolsun biz, her millet için-de: ‘Allah'a kulluk edin, tağuttankaçının’ diye bir elçi gönderdik;onlardan kimine Allah hidayetetti, kimine de sapıklık gereklioldu. İşte yeryüzünde gezin debakın, yalanlayanların sonu nasılolmuş!” (Nahl, 36)

“Doğrusu biz size, üzerinizeşahitlik edecek bir elçi gönderdik;nasıl ki Fir'avn'a da bir elçi gön-dermiştik; Fir'avn, elçiye karşıgeldi, Biz de onu ağır bir yakala-yışla yakaladık.” (Müzzemmil,15-16)

Müjdeci ve uyarıcı olarakgönderilen elçiler, insanlaraTevhidi esasları anlattıkları gibiaynı zamanda yüce Allah'ın verdi-ği nimetleri de hatırlatmışlardır.Tevhid, insanlık için en üstün veen büyük nimettir; insanlar, bunimet sayesinde insan olma onu-runu taşıyacaklar, kula kulluktankurtulup dünya hayatında özgür-lüğe, ahiret hayatında ise cenne-te ve mağfirete ulaşacaklardır.

Yüce Allah (cc), kullarınakarşı merhametlidir; bu nedenleonların, dünya hayatında kula kulolma zilletini yaşamalarını, ahiret

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 54

Page 55: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014Sayý: 40

5555

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

hayatında da ebedi azabı çekme-lerini istemediğin için onlara,sürekli olarak elçiler ilahi mesajı-nı göndermiştir.

Dünya hayatındaki kula kul-luk zilletinden, nefsi putlaştırmaşirk ve küfründen kurtulmanınyolu, âlemlerin Rabb’i yüceAllah'a gereği gibi iman etmek veiman edilen esaslar doğrultusun-da yaşamaktır. İşte o zaman yüceAllah (cc), kullarını kurtaracak veonları her iki dünyada da yücelte-cektir. Yüce Allah'ın dışında hiçbirgüç ve hiçbir kimse, insanları içe-risine düştükleri zilletten ve ebediazaptan kurtaramaz.

5577--5588-- OO yyaakkllaaşşııccıı yyaakkllaaşşttıı,,oonnuu AAllllaahh''ttaann bbaaşşkkaa aaççaaccaakkkkiimmssee yyookkttuurr..

İnsanlara, peşpeşe elçilergönderildiği halde onlar,Rab’lerine nankörlük etmeye,isyan ve şirk içerisinde günlerinigün etmeye devam etmişlerdir,yaşadıkları hayatın bitmeyeceğinizannederek gaflet ve dalalet içe-risinde gülüp eğlenmişlerdir.

Günümüzde, geçmiş toplum-ların içerisinde bulundukları gaf-let ve dalalet devam etmekteinsanlar, nankörlük ederek, küfürve şirk içerisinde Rab’lerine isyanetmektedirler. Oysa dünya hayatısınırlı ve kısa, kendilerine verilendünyevi nimetler az ve sonludur,bunlar bittiğinde yine Rab’lerine

dönecekler ve yaptıklarının hesa-bını vereceklerdir.

İnsanlar, ne ansızın ölecekle-rini, ne de kıyametin kopacağınıdüşünüyorlar. Oysa her ikisi deoldukça yakındır ve insanlar,tevbe etmeye ve pişman olmayafırsat bulamadan bu ikisinden biriile ansızın karşılaşabilirler.Kullarına karşı merhametli olanyüce Allah (cc), onları bu ansızıngelecek sondan sakındırmakta vetevbe etmeye çağırmaktadır.

“De ki: ‘Ey nefislerine karşıaşırı giden kullarım, Allah'ın rah-metinden umut kesmeyin, Allahbütün günahları bağışlar; çünküO, çok bağışlayan, çok esirge-yendir.

Size azap gelip çatmadanRabbinize dönün, O'na teslimolun; Sonra size yardım edilmez;ansızın ve hiç farkına varmadığı-nız bir sırada size azap gelmez-den önce Rabbinizden size indiri-lenin en güzeline uyun.” (Zümer,53-55)

“Allah'tan, geri çevrilmesimümkün olmayan gün gelmedenönce Rabbinize uyun; çünkü ogün ne sığınacak bir yeriniz var,ne de (yaptıklarınızı) inkâra çare.”(Şura, 47)

Yüce Allah (cc) insanları,azap gelmeden önce hataların-dan tevbe ederek Kur’an’a yönel-meye çağırmaktadır. Ancak

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 55

Page 56: bismillah · Bismillah Tem-Ağustos Eylül 2014 Sayý: 40 Kur’âni Mücâhede 1 İnsan, hem yaratıcısına karşı görev ve sorumlulukları, hem toplumsal ilişkileri ve hem de

NecmSûresiTefsiri

Tem-AğustosEylül 2014

Sayý: 40

5566

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Kur’an hatırlatıldığında onlar,sanki hiç duymadıkları bir şeymişgibi ondan kaçmakta, onu kabuletmemekte, hurafe, şirk ve küfrüdin edinerek hayatlarına devametmektedirler.

İnsanın bir kere duyularıkörelmesin, ondan sonra artık nenasihat ne de uyarı fayda verir;kişi, dalalet içerisinde şirk veküfür girdabında debelenip durur.Kendisine yapılan uyarıyı kalealmadan, hatta alaycı bir tavırladudak bükerek yan döner, gülüpeğlenerek başıboş bir şekildehayatına devam eder.

5599--6600-- ŞŞiimmddii ssiizz bbuu ssöözzee mmiihhaayyrreett eeddiiyyoorrssuunnuuzz vvee ggüüllüüyyoorrssuu--nnuuzz ddaa aağğllaammııyyoorrssuunnuuzz??

Evrensel ve çağlarüstü olanbu ayetler, adeta günümüz insan-larını tanımlıyor. Günümüz insan-ları, neredeyse bütün televizyonkanallarında verilen müzik,eğlence, şarkı ve türkü program-ları ile gülüp eğlenmekte, kendi-lerini yoktan var eden Rab’lerinihiç hatırlamamakta, isyan veküfür içerisinde günlerini günetmektedirler. Onlar, her tavır, sözve düşünceleriyle Rab’lerine isyanetmektedirler.

6611-- VVee ssiizz bbaaşş kkaallddıırrııyyoorrssuu--nnuuzz??

Tevhidi esaslara sırt döneninsanlardan bazıları, Hakkı batıllabulayarak Gerçekleri gizlemekte,

ilahi mesajın bir bölümünü terkederek imanlarına şirk karıştır-makta, küfür, şirk, nifak ve fıskıyol edinerek isyan etmektedirler.Bazı kimseler de, inkârı yol edine-rek kendilerini yoktan var edenRab’lerine, O’nun gönderdiğiTevhidi esaslara, bu esaslaraiman eden insanlara savaş aça-rak isyan etmektedirler.

Yüce Allah (cc), insanları,yaptıkları bütün isyanlarına, koş-tukları şirk ve küfürlerine rağmentevbe edip Kendisine yönelmelerihalinde onları bağışlayacağınıvaat etmektedir. Bu nedenle onla-rı, Zatına teslim olup secde etme-ye ve gönderdiği Tevhidi esaslarıkabul etmeye davet etmektedir.

6622-- HHaayyddii,, AAllllaahh''aa sseeccddeeeeddiinn vvee kkuulllluukk eeddiinn!!

Secde, iman eden insanın,kendi hiçliğini ilan ettiği “sıfır”noktası, ancak Rabb’inin onuyükselttiği “miracı”, dünyanınbütün cazibelerinden çevirilenyüzün Rabb’ine yöneldiği saadetkapısı, beşeri ve dünyevi bütünisteklerin terk edilerek yalnızcaO’nun rızasının istendiği mekân,bütün sıkıntı ve üzüntülerin geridebırakılıp huzur âlemine yönelmeyeri, insana ait olan herkesten veher şeyden uzaklaşıp yalnızcayaratana yakın olunan noktadır.

(Secde konusu için, Alaksuresi, 19. ayete de bakılabilir.)

40_son:21 10.07.2014 12:31 Sayfa 56