z. ~ reŞat · 2018-05-25 · cak cemal kutay, bayar'ın bu hatıratı ayık ... lat-ı...

2
yid Muhammed ei-Garb. Ahmed es-Satlha ez-Zeylal, Seyyid Ali el-Kab', Ali Mutayr gibi alim ve den Bir müddet sonra Mek- ke'de Seyyid Ebü'I-Gays Sul- tan ei-Meczüb gibi alimierin sohbetle- rine Medine'ye döndü ve burada Ahmed b. Fazi. Ömer b. Kutb ei-Adill, ei-Melkanl ve alimierin meclislerine devam etti. Ahmediyye. Rifa- iyye. ve Kadiriy- ye icazeti (es-Simtü'l-mecid, vr. 25a·b. 5 3b-54•). Medine'de hadis ve ba- ilimleri tahsil Ahmed b. Ali evlendi, onun ölümünden sonra halifesi olarak ye- rine geçti. ondan Gavsiyye ta- temel sa- Muhammed ei - Cevahi- rü'I-l]ams eserini okudu (a.g.e., vr. 29•). olmak üzere (TayfQriyye), üveysiyye, Cüneydiyye, ye, Kadiriyye, ye, Sühreverdiyye, Rifaiyye, Ah- mediyye, Hemedaniyye, Vefaiy- ye ve Firdevsiyye-i Kübreviyye hilafeti (silsileler için b k. a.g.e., vr. 28•- 33b, 44•- 45b, 52 •-57•). hem Muham- med Gavs yoluyla hem de birinde beddin es-Sühreverdl. Muhyid- din iki yolla Veysel Karani'ye silsilesini Muhammed Gavs'a Bayezld-i Bistaml, Abdülkadir-i Geylani. din es-Sühreverdl gibi zatlardan olarak gelen hilafetlerin de kendisine (a.g.e., vr. 34•). Onun Seyyid Es'ad Belhl'nin sohbetlerine de ve bu ah- valine varis nakledilir. Harlrlzade. Zeyniyye bir de hilafet al- gösteren bir silsileyi tir (Tibya n, II, vr. 106b). Kendisine bütün silsilelerden icazet belir- ten ölümünden sonra yerine ge- çen b. Hasan el-KGrani ile Isa b. Muhammed es-Sa'lebl'yi en yetkin halife- leri olarak zikreder (es-Simtü'l-mecid, vr. 34b). ileri gelen halifeleri Açeli Ab- dürraüf es-Sinkill, Seyyid Abdurrahman Mehna b. Seyyid Abd uIlah Ba- Fakih 'tir. den sonra Medine'de ei-Küranl'den de hilafet alan Abdürraüf es-Sinkill, Açe'- ye dönerek yayma- ya tari- kat Cava ve Endonezya'ya da götürül- Endonezya'da faaliyet gösteren tarikatlardan birinin diye kay- dedilmesi Xl, 199). zaman içinde nisbetle de veya bu isimle bir kol akla getirmektedir. 1071 (166 1) sonunda Medine'de vefat eden Baki' Me- defnedildi. Maliki iken navl'nin sebebiyle kendisi de bu mezhebe geçen döneminde vahdet-i vücudu önderi ola- rak kendisini "hatmü'l-ev- olarak ve devri n ileri gelen birçok kabul Eserleri. tasawufa dair eser kaleme ve bunlardan elli kaynaklarda zik- belirtilmektedir. 1. es-Simtü'I- mecid fi selôsili ehii'I-bey'a ve ilba- ehii't- (Süleymaniye Ktp., Ali Pa- 1 22l;EsadEfendi,m 1491) . Zikrin ve tarikatiara göre usul- leri, giyme, biat gibi ve müellifin hilafet silsi- lelerini eser (Hay- darabad 1 327) z. ed-Dürretü -§emine fima Ii-za'iri'n-nebi (a.s.) ile 'I-Medi- neti'I-münevvere . Hz. Peygamber'i zi- yaret etmenin ve bunun manevi faydalar 1326). 3. min ii kerame min kerameti'I-ümme Selim Ktp., Emir Ho- ca, nr. 246). mübarekgün ve geceler- le bu zamanlarda tavsiye edi- len nafile ibadetlere dairdir. 4. Keiime- 'aie'I-]favli (Süleymaniye Ktp ., Efendi, nr. 428). Mustafa Tuncay yüksek lisans tezi olarak ( 997. Sos- yal Bi liml er Enstitüsü). s. bima beyne'I-il]tiyari'I-ilahi ve 'I-irade. 6. Kitôbü Sureti's-sa'ade bi-tilaveti kitô- bi'I-ibda' ve'I -i'ad e. Süleymani- ye Kütüphanesi'nde mecmua içinde bulunan Efendi, nr. 428) bu eseriy- le bir önceki eserinde Muhyiddin Arabl'nin getir- 7. fi'l- 'a]fa'id (Sü- leymaniye Ktp., Ca rull ah Efendi. nr. 1251; Ali nr. 1 696, 2722) ko- manzum olarak birkaç k risale, halifesi b. Hasan el-KGrani sebil ila (Süleymaniye Ktp., Vehbi Efendi, nr. 795; Ali nr. Sencer 1696) . KGrani bu daha sonra ihti- sar (Süleymaniye Ktp., Ali nr. 2722). 8. fi Dür- reti'I-]falô'id (TSMK, Hazine, nr. 1 80). 9. Kitôbü'I-Mi]fyas fi neyii ma'rifeti'I- 'urefa'i billahi'I-i]fyas(Süleymaniye Ktp., Efendi, nr. 428). Abdülkerlm ei-Cill'- nin ' I-kamil eserinin SO- S4. bölümlerine bir bulun- (Süleymaniye Ktp., Efendi , n r. 428) . Kaynaklarda geçen eserleri de Bustônü'I-'abidin ve ravzü'I-'arifin, 'A]fideti 'Atil, ei-Keiimetü'I- vüsta fi lfikemi 'Ata' eserleri için bk. Muhibbl. 1, 345; He- diyyetü '1-'arifin, 161; Abdülhay el-Ketta- nl. ll. 971 ). bir de : es-Simtü '1-mecid {i selasi/i ehli'l-bey'a ve ilba.si ' l-J:wl!:a ve sülüki ehli't· leymaniye Ktp., Ali nr. 1197, tür. yer.; Fas 13 16, 1, 407 -429; Muhibbi, 343-346; Haririzade. Tibyan , ll , vr. 106"; Ser- kis. Mu'cem, ll , 1513; Hediyyetü' l- 'ari{in, 1, 161; 1, 413; ll, 300; Fihrisü'l- ljizaneti't-Teymüriyye, 1367/1948, 111, 243; Abdülhay ei-KeWlni. ll, 970-971; M. Ömer Hammacte, A'lamü Filistin, 1985 , 259-261; Oihhuda, Lugatna- me, XXI/B, s. 297; A. H. Johns. EP (ing.). V, 525-526; "Ahmed b. b. ed-Deccani", Mv.Fs. , 1 09; Nihat Aza- mat. "Abctürrauf es-Sinkill", DiA, 294; Göksoy, "Endonezya", a.e., XI, 199. ÖNGÖREN 1 Sencer -, (1873-1964) Devleti'nin ilk istihbarat kurumu olan kurucusu L ve ilk _j Sultan Abdü- laziz'in Mustafa Nuri Bey'dir. Dedesi de olan Sencer bunu önce unvan, da- ha sonra olarak Ailesi baba Çerkezler'in Ubuh kol una. an- ne Sultan Sencer'e askeri okulda Mekteb-i Harbiye'nin son iken Sultan Ab- dülhamid'e olan Yeni yapan birlikte Hicaz'a sürüldü. Bir kadar Taif'te bura- dan firar ederek Selim Sami Bey'- le birlikte mücadeleye genç subaylarla isyan edip üze- 471

Upload: others

Post on 22-Feb-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: z. ~ REŞAT · 2018-05-25 · cak Cemal Kutay, Bayar'ın bu hatıratı ayık ... lat-ı Mahsusa ve Hayber'de Türk Cengi, ... ı 39-ı43). inşa tarzı bakımından daha basit olan

yid Muhammed ei-Garb. Şeyh Ahmed es-Satlha ez-Zeylal, Seyyid Ali el-Kab', Şeyh Ali Mutayr gibi alim ve şeyhler­den faydalandı. Bir müddet sonra Mek­ke'de Seyyid Ebü'I-Gays Şecer, Şeyh Sul­tan ei-Meczüb gibi alimierin sohbetle­rine katıldı. Ardından Medine'ye döndü ve burada Şeyh Ahmed b. Fazi. Ömer b. Kutb ei-Adill, Şehabeddin ei-Melkanl ve diğer bazı alimierin meclislerine devam etti.

Kuşaşi babasından Ahmediyye. Rifa­iyye. Kuşeyriyye. Şazeliyye ve Kadiriy­ye icazeti aldı (es-Simtü'l-mecid, vr. 25a·b. 5 3b-54•). Medine'de hadis ve diğer ba­zı ilimleri tahsil ettiği şeyh Ahmed b. Ali eş-Şinnavl'nin kızıyla evlendi , onun ölümünden sonra halifesi olarak ye­rine geçti. Ayrıca ondan Gavsiyye ta­rikatının temel kitapları arasında sa­yılan Muhammed Gavs'ın ei-Cevahi­rü'I-l]ams adlı eserini okudu (a.g.e., vr. 29•). Şinnavl'den başta Şüttariyye olmak üzere Sıddlkıyye (TayfQriyye), üveysiyye, Hızriyye, İlyasiyye, Cüneydiyye, Kuşeyriy­ye, Nakşibendiyye. Kadiriyye, Gülşeniy­ye, Sühreverdiyye, Çiştiyye, Rifaiyye, Ah­mediyye, Şazeliyye , Hemedaniyye, Vefaiy­ye ve Firdevsiyye-i Kübreviyye hilafeti aldı ( silsileler için b k. a.g.e., vr. 28•-33b, 44•-45b, 52•-57•). Kuşaşi ayrıca, hem Muham­med Gavs yoluyla hem de birinde Şeha­beddin es-Sühreverdl. diğerinde Muhyid­din İbnü'I-Arabl'nin bulunduğu iki ayrı yolla Veysel Karani'ye ulaşan silsilesini kaydetmiş. Muhammed Gavs'a Bayezld-i Bistaml, Abdülkadir-i Geylani. Şehabed­din es-Sühreverdl gibi zatlardan batıni olarak gelen hilafetlerin de kendisine ulaş­tığını belirtmiştir (a.g.e., vr. 34•). Onun Şinnavl'nin plrdaşı Seyyid Es'ad Belhl'nin sohbetlerine de katıldığı ve bu zatın ah­valine varis olduğu nakledilir. Harlrlzade. Kuşaşi'nin Şinnavl vasıtasıyla Zeyniyye tarikatının bir şubesinden de hilafet al­dığını gösteren bir silsileyi kaydetmiş­tir (Tibyan, II, vr. 106b). Kendisine ulaşan bütün silsilelerden icazet verdiğini belir­ten Kuşaşl, ölümünden sonra yerine ge­çen İbrahim b. Hasan el-KGrani ile Isa b. Muhammed es-Sa'lebl'yi en yetkin halife­leri olarak zikreder (es-Simtü'l-mecid, vr. 34b). Diğer ileri gelen halifeleri Açeli Ab­dürraüf es-Sinkill, Seyyid Abdurrahman ei-Mağribl ei-İdrlsl. Şeyh Mehna b. İvaz, Seyyid Abd u Ilah Ba- Fakih 'tir. Kuşaşl' den sonra Medine'de İbrahim ei-Küranl'den de hilafet alan Abdürraüf es-Sinkill, Açe'­ye dönerek Şüttariyye tarikatını yayma­ya çalışmıştır. Öğrencileri vasıtasıyla tari-

kat Cava ve Endonezya'ya da götürül­müştür. Endonezya'da faaliyet gösteren tarikatlardan birinin Kuşaşiyye diye kay­dedilmesi (DİA, Xl, 199). tarikatın zaman içinde Şeyh Kuşaşi'ye nisbetle de anıldığı­nı veya bu isimle bir kol oluştuğunu akla getirmektedir. 1071 (1661) yılı sonunda Medine'de vefat eden Kuşaşl. Baki' Me­zarlığı 'na defnedildi. Maliki iken şeyhi Şin­navl'nin Şafii olması sebebiyle kendisi de bu mezhebe geçen Kuşaşl. döneminde vahdet-i vücudu savunanların önderi ola­rak tanınmış, kendisini asrın "hatmü'l-ev­liya"sı olarak görmüş ve devri n ileri gelen birçok şeyhi tarafından zamanın imamı kabul edilmiştir.

Eserleri. Kuşaşi'nin çoğu tasawufa dair yetmiş civarında eser kaleme aldığı ve bunlardan elli kadarının kaynaklarda zik­redildiği belirtilmektedir. 1. es-Simtü'I­mecid fi selôsili ehii'I-bey'a ve ilba­si'l-l]ır]fa ve't-taşavvufve süiCı.ki ehii't­tevJ:ıid (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Pa­şa,nr.ll97, 122l;EsadEfendi,m 1491) . Zikrin çeşitleri ve tarikatiara göre usul­leri, hırka giyme, biat adabı gibi konuları ve müellifin hilafet aldığı tarikatların silsi­lelerini kaydettiği eser basılmıştır (Hay­darabad 1327) z. ed-Dürretü '§ -§emine fima Ii-za'iri'n-nebi (a.s.) ile 'I-Medi­neti'I-münevvere. Hz. Peygamber'i zi­yaret etmenin adabı ve bunun sağladı­ğı manevi faydalar hakkındadır (Mısır

1326). 3. MiftôJ:ı min mefatiJ:ıi'r-raJ:ıme ii i~a'ati kerame min kerameti'I-ümme (Hacı Selim Ağa K tp., Kemankeş Emir Ho­ca, nr. 246). Bazı mübarekgün ve geceler­le bu zamanlarda yapılması tavsiye edi­len nafile ibadetlere dairdir. 4. Keiime­tü'I-cCıd 'aie'I-]favli bi-vaJ:ıdeti'I-vücCıd (Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 428). Mustafa Tuncay tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır ( ı 997. Mü Sos­yal Bi limler Enstitüsü). s. ei-İfade bima beyne'I-il]tiyari'I-ilahi ve 'I-irade. 6. Kitôbü Sureti's-sa'ade bi-tilaveti kitô­bi'I-ibda' ve'I-i'ade. Kuşaşl. Süleymani­ye Kütüphanesi'nde aynı mecmua içinde bulunan (Reşid Efendi, nr. 428) bu eseriy­le bir önceki eserinde Muhyiddin İbnü'I­Arabl'nin bazı görüşlerine açıklık getir­miştir. 7. ei-Man~Cıme fi'l- 'a]fa'id (Sü­leymaniye Ktp., Ca rull ah Efendi. nr. 1251; Şehid Ali Paşa, nr. 1696, 2722) İtikadl ko­nuların manzum olarak anlatıldığı birkaç varaklı k risale, Kuşaşi'nin halifesi İbrahim b. Hasan el-KGrani tarafından Kaşdü's­sebil ila tevJ:ıidi'I-J:ıa]f]fi'I-vekil adıyla şerhedilmiştir (Süleymaniye Ktp., Bağdat­lı Vehbi Efendi, nr. 795; Şehid Ali Paşa, nr.

KUŞÇUBAŞI, Eşref Sencer

1696). KGrani bu şerhini daha sonra ihti­sar etmiştir (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 2722). 8. ei-İşabe fi şer]J_i Dür­reti'I-]falô'id (TSMK, Hazine, nr. 1 80). 9.

Kitôbü'I-Mi]fyas fi neyii ma'rifeti'I­'urefa'i billahi'I-i]fyas(Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 428).

Kuşaşi'nin ayrıca Abdülkerlm ei-Cill'­nin ei-İnsanü 'I-kamil adlı eserinin SO­S4. bölümlerine yaptığı bir şerhi bulun­maktadır (Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi , n r. 428) . Kaynaklarda adı geçen diğer bazı eserleri de şunlardır: Kitabü'n-Nuşuş, Bustônü'I-'abidin ve ravzü'I-'arifin, Şer]J_u 'A]fideti İbn 'Atil, ei-Keiimetü'I­vüsta fi şerJ:ıi lfikemi İbn 'Ata' (diğer bazı eserleri için bk. Muhibbl. 1, 345; He­

diyyetü '1-'arifin, ı. 161; Abdülhay el-Ketta­nl. ll. 971 ). Kuşaşi'nin bir de divanı vardır.

BİBLİYOGRAFYA :

Kuşaşi, es-Simtü '1-mecid {i selasi/i ehli'l-bey'a ve ilba.si ' l-J:wl!:a ve't- taşavvuf ve sülüki ehli't· tev/:ıid, Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1197, tür. yer.; Ayyaşi, er-Ri/:ıletü '1-'Ayyaşiyye, Fas 13 16, 1, 407 -429; Muhibbi, /julaşatü'l-eşer, ı , 343-346; Haririzade. Tibyan, ll , vr. 106"; Ser­kis. Mu'cem, ll , 1513; Hediyyetü'l-'ari{in, 1, 161; fza/:ıu'l·meknün, 1, 413; ll, 300; Fihrisü'l­ljizaneti't-Teymüriyye, Kahiı-e 1367/1948, 111, 243; Abdülhay ei-KeWlni. Fihrisü'l-fehtıris, ll, 970-971; M. Ömer Hammacte, A'lamü Filistin, Dımaşk 1985, ı , 259-261; Oihhuda, Lugatna­me, XXI/B, s. 297; A. H. Johns. "al-I}u~ashi ",

EP (ing.). V, 525-526; "Ahmed b. MuJ:ıammed b. Yfınus ed-Deccani", Mv.Fs. , ı, 1 09; Nihat Aza­mat. "Abctürrauf es-Sinkill", DiA, ı, 294; İsmail Hakkı Göksoy, "Endonezya", a.e., XI, 199.

~ REŞAT ÖNGÖREN

1 KUŞÇUBAŞI, Eşref Sencer

-,

(1873-1964)

Osmanlı Devleti'nin ilk istihbarat kurumu olan

Teşkilat-ı Mahsusa'nın kurucusu

L ve ilk başkanı.

_j

İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Abdü­laziz'in kuşçubaşısı Mustafa Nuri Bey'dir. Dedesi de Osmanlı sarayında kuşçubaşı olan Eşref Sencer bunu önce unvan, da­ha sonra soyadı olarak aldı. Ailesi baba tarafından Çerkezler'in Ubuh kol una. an­ne tarafından Sultan Sencer'e bağlıdır. Öğrenimini askeri okulda yaptı. Mekteb-i Harbiye'nin son sınıfında iken Sultan Ab­dülhamid'e karşı olan Yeni Osmanlılar'la

iş birliği yapan babasıyla birlikte Hicaz'a sürüldü. Bir yıl kadar Taif'te kaldı; bura­dan firar ederek kardeşi Selim Sami Bey'­le birlikte mücadeleye başladı. Etrafına topladığı genç subaylarla isyan edip üze-

471

Page 2: z. ~ REŞAT · 2018-05-25 · cak Cemal Kutay, Bayar'ın bu hatıratı ayık ... lat-ı Mahsusa ve Hayber'de Türk Cengi, ... ı 39-ı43). inşa tarzı bakımından daha basit olan

KUŞÇUBAŞI, Eşref Sencer

rine gönderilen kuwetleri yendi, bu sıra­da pek çok silah, para ve malzeme ele ge­çirdi. Kendisi gibi sürgünde bulunan vete­riner Miralay Rasim Bey'in telkiniyle Teş­kilat-ı Mahsusa'yı kurdu (ı 898 ı ve ilk baş­kanı oldu. Bir ara Kıbrıs'a ve Avrupa'ya · gitti. Avrupa'da Jön Türkler'le temas kur­du. Hoca kılığında Makedonya'ya geçip Üçüncü Ordu'nun kadrosuna girdi. Bura­da faaliyet gösteren ittihatçılar'dan Ni­yazi, Enver ve Eyüp Sabri beylerle sıkı iş birliği yaptı. Meşrutiyet'in 1908'de yeni­den yürürlüğe girmesinde hizmeti geçti. Faaliyetlerini Meşrutiyet döneminde de sürdürdü. Bu arada Teşkilat-ı Mahsusa, Sultan Reşad tarafından onaylanarak res­miyet kazandı ve başkumandanlığa bağ­landı (ı 9 ı O). Bu teşkilatın başkanı olarak 1914 yılı başlarında Hint Hilafet Komite­si'nin Zürih'teki toplantısına gitti. Trab­lusgarp ve Balkan savaşiarına da katılan Eşref Sencer, gönüllü milis kuwetlerinin başında Edirne'nin geri alınmasında ve Babıali'ye rağmen Batı Trakya'da müsta­kil bir Türk cumhuriyetinin kurulmasında önemli rol oynadı ( ı 9 ı 3).

Teşkilat-ı Mahsusa reisi olarak ı. Dünya Savaşı'nın ilk yılında beş arkadaşıyla bir­likte gizlice Hindistan'a giderek Pamir'­den Türkistan'a geçti. Burada Ruslar'ı çok zor durumda bırakan Yedisu-Kırgız ayaklanmasını başlattı. Büyük devletlerin ve Araplar'ın Osmanlı Devleti aleyhine kış­kırtmaianna karşı teskin edici faaliyetler­de bulunmak ve islam birliği hareketini gerçekleştirmek için teşkilat üyelerinden Şaid Nursi ile birlikte bir Alman denizaltı­sıyla Kuzey Afrika'ya gitti. Libya, Cezayir ve Fas'ta dolaştı. Hayber'de mu hasara al­tındaki Osmanlı ordusuna para ve mü­himmat götüren kafilenin başında iken ingiliz ve asi Şerif Hüseyin kuwetlerinin pususuria düştü. Kahramanca bir çarpış­madan sonra ağır yaralı olarak ele geçti

"~\..:: . .: ·, v/~/3)-f--. . .,<ı,:.) .y~-~-~ 1,:::-_,.ı_. .ı -=.::. .

472

Eşref

sencer Kuşçubaşı'nın

el vazısı _(N. Şahiner arşivi)

Eşref

Sencer Kuşçubası

ve Malta'ya sürüldü. Mütareke'den sonra Malta'dan kaçtı. istanbul'da işgalcilere karşı ilk direniş hareketini hazırladı. Çer­kez Ethem'in istiklal Savaşı'na girmesini sağlayan Eşref Sencer, Cumhuriyet'in ila­nı üzerine kardeşi Hacı Selim Sami Bey'le birlikte "Yüzellilikler" arasında yurt dışına çıkarıldı. Bu gurbet günlerinde yine ken­disi gibi vatanından uzakta Mısır'da bu­lunan Mehmed Akif'le (Ersoy) sürekli mektuplaştı. Türkiye'ye döndükten son­raki hayatını Salihli ve Söke'deki çiftlikle­rinde geçirdi, 1964 sonbaharında Söke'­de vefat etti.

Çalışkan, cesur. teşkilatçı bir kişi olan Eşref Sencer, uzun ömrü boyunca yaşa­dığı olayları ve yaptığı hizmetleri Tarihe Benden Haberler adı altında kaleme al­mıştır. imparatorluğun son çeyrek asrına ışık tutan birçok gerçeği otantik belge­lerle ortaya koyan basılmamış bu hatıratı Celal Bayar Ben de Yazdım adlı eserinde kısmen kaynak olarak kullanmıştır. An­cak Cemal Kutay, Bayar'ın bu hatıratı ayık­layarak tarafgirane kullandığım öne sürer (Tarih Sohbetleri, ı. 58 vd.). Tarihe Ben­den Haberler'in önemli bir kısmının Ce­mal Kutay'ın özel kütüphanesinde bulun­duğu ve bu tarihçi tarafından kısım kı­sım değerlendirildiği anlaşılmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA : Fuat Gücüyener. Sina Çölü'nde Türk Ordu­

su, istanbul 1949, tür.yer.; Cemal Kutay, Siy·a· si Mahkumlar Adası: Malta, istanbul 1963, tür. yer.; a.mlf .. Birinci Dünya Harbi'nde Teşki­lat-ı Mahsusa ve Hayber 'de Türk Cengi, istan­bul1964, tür. yer.; a.mlf .. Lavrens'e Karşı Kuş­çubaşı, istanbul 1965; a.mlf .. Tarih Sohbet/eri, istanbul 1966, 1, 58 vd., 94·95, 163 vd.; a.mlf .. Örtülü Tarihimiz, istanbul1975, I, tür. yer.; Celal Bayar. Ben de Yazdım, İstanbul 1967; IV, 1229 vd ., 1254 vd., 1289 vd ., 1368, 1396; V, 1556, 1567, 1569 vd.; E rgun Hiçyılmaz, Belgeler/e Teşkilat- ı Mahsusa ve Casusluk Örgütleri, is­tanbul -1979, tür. yer.; Tarık Zafer Tunaya. Türki­ye'de Siyasal Partiler, istanbul1989, lll, 275 vd., 286; "Kuşçubaşı, Eşref Sencer", TA, XXII, 385.

!!i!~ NECMEITİN ŞAHiNER

r

L

KUŞEVi

Serçe, güvercin gibi kuşların barınması için binaların cephelerine yapılan ve zamanla süsleme öğesi

niteliği kazanan kuş yuvası. _j

Literatürde kuş köşkü, kuş sarayı, serçe sarayı ve güvercinlik adlarıyla da geçer. Osmanlı mimarisinde XVI. yüzyıldan iti­baren örneklerine rastlanan sıva. ahşap, tuğla veya taştan işlenmiş kuşevleri ço­ğunlukla cami. medrese, han ve tür~e­lerde görülmekle birlikte sivil mimaride de uygulama alanı bulmuştur. Yapıların kuzey rüzgarı almayan cephelerine ve kuşların düşmanlarının ulaşamayacağı

yüksekliklere. güneşten ve yağıştan ko­runmaları için geniş saçakların, koroişle­rin ve konsolların altına yerleştirilmiştir. Bunların en güzelleri istanbul'da olmak üzere Anadolu ve Rumeli'de çeşitli örnek­lerine rastlanmaktadır (toplu halde ya­yımlanmış otuz dört fotoğraf için b k. Bek­taş, sy. ı [ı 9921. s. ı 39- ı43).

inşa tarzı bakımından daha basit olan ve sadece kuşevi veya güvercinlik denilen bir grup kuşevi yapıların tuğla ve masif taş cephelerinde, duvardan herhangi bir çıkintısı bulunmayan tek ya da daha faz­la delikler halindedir. Bu küçük girintiler, duvar kaplamalarının işlenmesi sırasında tuğla veya taşların köşeterindeki kırıkla­rın düzeltilmesi suretiyle meydana geti­rilmiştir. Dikdörtgen, üçgen, daire ve ke-

istanbul'da Darülaceze'nin duvarlarında yer alan ahşap kuşevleri ile Ayazma Camii kuşevlerinden biri