yunan mitolojisi

34
yunan mitolojisi Her şeyden önce Khaos (kaos) vardı. Bu bir boşluk değildi, içinde bütün eşyaların, tanrı ve insanların kaynağını bulundururdu. İlk önce Khaos'tan Toprak Ana - Gaia ve gökyüzü - Uranos oluştu. Gaia ve Uranos'un birleşmesinden Brontes, Steropes ve Arges ('gökgürültüsü', 'parıltı' ve 'şimşek') isimli üç Kyklop doğdu. Kykloplar alınlarının ortasında taşıdıkları tek gözleri ile yer altı alevini gökyüzü ateşine dönüştürüyorlardı. İkinci olarak Gaia ve Uranos elli başlı yüz kollu Kottos, Briareus ve Gyes ('öfke', 'güç', 'dehşet') adlı Hekatonkheirleri yarattılar. Ve nihayet Titanlar oluşturuldu. Toprak ananın gökyüzü ile birleşmesinden altısı erkek, altısı dişi olmak üzere on iki Titan doğdu. Titanların erkek olanları Okeanos, Koios, Hyperion, Iapetos ve Kronos; aynı zamanda Titanides denilen dişi Titanlar ise Theia, Rheia, Themis, Phoibe, Mnemosyne ve Tethys adlarını taşıyorlardı. Okeanos ve Tethys bütün nehirleri yarattılar. Hyperion ile Theia'dan Güneş - Helios, Ay - Selene, Şafak - Eos doğdular. İapetos ve Asie'den gök kubbesini sırtında taşıyan Atlas, Menoetios, Epimetheus, Prometheus doğdular. Diğer 2 çift Titan da kendi çocuklarını doğurdular. Ama gelecek altıncı çiftin evlatlarınındı – Kronos ve Rheia'nın. İlk doğan çocukları Kyklop ve Hekatonkheirlerden hem iğrenen hem de kendi iktidarını almalarından korkan Uranos, çocukları doğdukça onları yerin derinliklerine - Tartaros'a (cehenneme) atıyordu. Bu duruma üzülen Gaia eşinden nefret etmeye başladı, Titanları Gökyüzüne karşı kışkırttı. Titanlar babalarına karşı geldiler ve onu hakimiyetinden mahrum bıraktılar. Titanların en kurnazı olan Kronos tahta oturmasına rağmen, kardeşlerinin güçlerinden korkarak onları Tartaros'tan kurtarmadı.Yunanlar Kronos'un yönetim dönemine 'altın dönem' adını vermekteler. Maalesef yönetimi eline geçiren bu yeni hakimin kaderinde de oğlu tarafından devrilmek vardı. Bunun önlemini alabilmek için Kronos korkunç bir karar aldı - yeni doğan oğullarını ve kızlarını yutmaya başladı. İlk olarak Kronos kızı Hestia'yı, sonra kızları Demeter ve Hera'yı , ardından da Hades, Poseidon adlı oğullarını yuttu. Kronos zamanı temsil eder. Kron kelimesi zaman anlamındadır. 'Zaman kendi evlatlarını yutar.' deyimi de bugün Kronos olayını anımsatmaktadır.Rheia yalnız

Upload: smsyah-dnz

Post on 25-May-2015

5.125 views

Category:

Technology


20 download

TRANSCRIPT

Page 1: Yunan Mitolojisi

yunan mitolojisi

Her şeyden önce Khaos (kaos) vardı. Bu bir boşluk değildi, içinde bütün eşyaların, tanrı ve insanların kaynağını bulundururdu. İlk önce Khaos'tan Toprak Ana - Gaia ve gökyüzü - Uranos oluştu. Gaia ve Uranos'un birleşmesinden Brontes, Steropes ve Arges ('gökgürültüsü', 'parıltı' ve 'şimşek') isimli üç Kyklop doğdu. Kykloplar alınlarının ortasında taşıdıkları tek gözleri ile yer altı alevini gökyüzü ateşine dönüştürüyorlardı. İkinci olarak Gaia ve Uranos elli başlı yüz kollu Kottos, Briareus ve Gyes ('öfke', 'güç', 'dehşet') adlı Hekatonkheirleri yarattılar. Ve nihayet Titanlar oluşturuldu. Toprak ananın gökyüzü ile birleşmesinden altısı erkek, altısı dişi olmak üzere on iki Titan doğdu. Titanların erkek olanları Okeanos, Koios, Hyperion, Iapetos ve Kronos; aynı zamanda Titanides denilen dişi Titanlar ise Theia, Rheia, Themis, Phoibe, Mnemosyne ve Tethys adlarını taşıyorlardı. Okeanos ve Tethys bütün nehirleri yarattılar. Hyperion ile Theia'dan Güneş - Helios, Ay - Selene, Şafak - Eos doğdular. İapetos ve Asie'den gök kubbesini sırtında taşıyan Atlas, Menoetios, Epimetheus, Prometheus doğdular. Diğer 2 çift Titan da kendi çocuklarını doğurdular. Ama gelecek altıncı çiftin evlatlarınındı – Kronos ve Rheia'nın.İlk doğan çocukları Kyklop ve Hekatonkheirlerden hem iğrenen hem de kendi iktidarını almalarından korkan Uranos, çocukları doğdukça onları yerin derinliklerine - Tartaros'a (cehenneme) atıyordu. Bu duruma üzülen Gaia eşinden nefret etmeye başladı, Titanları Gökyüzüne karşı kışkırttı. Titanlar babalarına karşı geldiler ve onu hakimiyetinden mahrum bıraktılar. Titanların en kurnazı olan Kronos tahta oturmasına rağmen, kardeşlerinin güçlerinden korkarak onları Tartaros'tan kurtarmadı.Yunanlar Kronos'un yönetim dönemine 'altın dönem' adını vermekteler. Maalesef yönetimi eline geçiren bu yeni hakimin kaderinde de oğlu tarafından devrilmek vardı. Bunun önlemini alabilmek için Kronos korkunç bir karar aldı - yeni doğan oğullarını ve kızlarını yutmaya başladı. İlk olarak Kronos kızı Hestia'yı, sonra kızları Demeter ve Hera'yı , ardından da Hades, Poseidon adlı oğullarını yuttu. Kronos zamanı temsil eder. Kron kelimesi zaman anlamındadır. 'Zaman kendi evlatlarını yutar.' deyimi de bugün Kronos olayını anımsatmaktadır.Rheia yalnız Zeus'u onun elinden kurtarabildi. Bir kocaman taşı kundak bezlerine sarıp Kronos'a verdi. Kronos taşı Zeus zannedip yuttu. Zeus ise Girit adasında bir mağarada saklandı, sihirli keçi Amaltheia'nın sütü ile beslendi.Olgunluk çağına gelince Zeus saklandığı mağaradan çıktı. Kronos'a savaş açtı. Bu savaş on yıl sürdü, hiç birisi yenemeyince, Zeus Rheia'nın tavsiyeleri ile Tartaros'taki Kyklop ve Hekatonkheirleri serbest bıraktı. Kykloplar Zeus'a meşhur şimşekleri verdiler. Yüzelli Hekatonkheirler Titanların üzerine

Page 2: Yunan Mitolojisi

taşları ve kayaları fırlattılar. Yerler parçalandı, dağlar eridi ve Titanlar yenildiler. Zeus Kronos'u yuttuğu tanrıları ve taşı çıkarmaya zorladı. Titan'lar yenilerek Tartoros'a atıldılar. Yüz kollu Hekatonkheirler ise Titanların bekçiliğini yapmaya başladılar. Tanrılar (Zeus ve kardeşleri) dünyayı yönetmeye başladılar.Üç erkek kardeş Zeus, Hades ve Poseidon evreni kendi aralarında paylaştılar.Ortanca kardeş Poseidon denizlerin, deniz canlılarının ve tüm akarsuların hakimiyetini aldı. Deniz tanrılarından olan Nereus kızlarından güzel Amphitrite ile evlendi. Bu evlilikten bir çok deniz perisi, yarı at yarı insan Triton doğdu. Triton deniz kabuğunu öttürerek tufanı yatıştırır ve suları geldikleri yere döndürürmüş.

Poseidon'un elinde taşıdığı üç çatallı yabayı fırlattığı zaman, denizde fırtınalar ve korkunçdalgalar yaratabilir. Nereus'un kızları olan nereidler her zaman Poseidon'un çevresini sararlar. Nereidler belden aşağı balık, belden yukarı insan şeklindeler.Küçük kardeş Hades'in payına yeraltı düşmüştür. İnsanların ve tanrıların hiç sevmedikleri sert, korkunç tanrı Hades, karısı Persephone (Zeus'un kızı) ile birlikte, gölgeler halinde dolaşan ölülere hükmeden yer altı ülkesindeki saraylarında yaşarlar. Hades' in bekçiliğini üç başlı cehennem köpeği Kerberos yapar, yeraltına gelenleri kuyruğunu sallayarak, okşayarak içeri alır, ama çıkmak isteyenler için de üç ağzını birden açarak, sipsivri ve kara dişlerini göstererek tehdit edip, yukarı çıkmasını önler. Ölüler dünyası yani yer altı, günah işleyenlerin bulunduğu bir yerdir. Burada günahkarların en günahkarları bulunur ve bunlar sonsuz bir azaba çarptırılırlar. Tanrılar içinde adına ne bir tapınak, ne bir sunak yada herhangi bir ilahi bestelenmeyen bir tek Hades vardır, bu da kendisinden korkulmasından kaynaklanmaktadır.Büyük kardeş ve 'tanrıların kralı' olarak kabul edilen Zeus paylaşımda gökyüzü ve dünyayı aldı. O aile ve evliliğin hamisi kabul edilen tanrıça Hera ile evlenir. Bu evlilikten İlithya ve Hebe adında kızları, sanayi tanrısı Hephaistos ve savaş tanrısı Ares oğulları olmuştur. Tanrılar daima yaz mevsiminin hüküm sürdüğü Olimpos dağında yaşarlar. Gençliğin ve güzelliğin sembolü olan Hebe tanrılara onların ölümsüzlüğünü sağlayan ambrosia ve nektar dağıtır. Zeus altın tahtında oturur. Tahtın yanı başında tanrıların habercisi kanatlı İris yer almaktadır.

Zeus çok güçlü bir tanrı olsa da kaderi yönetmek onun elinde değildir. Kaderi üç Moir yönetmektedir: Lakhesis insanların doğumundan önce kaderini belirler. Klotho insanların kader ağlarını örer. Atropos bu ağları yönlendirir.Çevresindekiler tarafından saygı gören Zeus zaman zaman çapkınlıkları ile Hera'yı

Page 3: Yunan Mitolojisi

kızdırır. O güzeller güzeli Leto'ya aşık olur. Bu birliktelikten kızıl saçlı ikizler Apollon ve Artemis doğar. Hera, Zeus'un ikincil ilahelere ve ölümlü kadınlara ilgi duymasını bir türlü içine sindiremez ve onları sürekli tehdit altında tutar. Leto çocuklarını doğurabilmek için Delos adasına sığınır. Hera onlara yılan Pifon'u gönderir ve bin bir türlü işkenceye maruz bırakır. Ama Leto'nun oğlu Apollon büyüdüğünde sihirli oku ile ejderhayı öldürür ve Olimpos Tanrıları içinde güzel sanatlar ve gün ışığının tanrısı olarak saygınlığını kazanır. Olymposluları altın liriyle eğlendiren, çok uzaklara ok atabilen, hastaları iyileştiren, iğleştirme sanatını hastalara ilk öğreten gümüş yayın efendisi okçu tanrı olarak Yunan şiirlerine geçmiştir. Kardeşi Artemis ise av tanrıçası oldu.

Başka bir zaman ise Zeus'un Hera'ya ihaneti sırasında Hermes doğar. Hermes rüzgar tanrısıdır, babası Zeus annesi ise yağmur perilerinden biri olan Maia'dır. Kanatlı sandalları olan Hermes aynı zamanda tanrıların habercisidir. Hermes'in görevleri arasına ölenlerin ruhlarına Hades'in saltanatına kadar eşlik etmek de var. Apollon'un ölümsüzler arasında en sevdiği tanrı rüzgar tanrısı olan Hermes idi.Anlatılanlara göre Hera'dan önce Zeus Titan Okeanos'un kızı Metis (Zeka temsilcisi) ile evlenmiş. Ama Moir'ler tanrıların kralına bu birliktelikten doğan çocuğun yönetimi eline geçireceğini söylerler. Zeus bunu duyunca Metis'i yutar. Kısa bir süre sonra Zeus'un şiddetli bir baş ağrısı başlar. O zaman Prometheus'tan balta ile başına vurmasını rica eder. Prometheus bu isteği yerine getirir ve Zeus'un başından onu kızı Athena savaş kıyafetlerinde çıkar. Eski Yunanlara göre, Athena üretici zekanın ve adaletli savaşların tanrıçasıdır. Ülkeyi saldırılardan koruyan bir tanrıçaydı Athena. Bir başka özelliği, Şehir tanrıçası olmasıydı; uygarlığın, el sanatlarının, tarımın koruyucusu, dizginin yaratıcısıydı; atları ilk ehlileştiren oydu. Onun şerefine şehirlerine Athena adını vermişler. Yılan ve baykuş tanrıçanın sembolleridir.

Zeus ile Thebia kralı Kadmos'un kızı ölümlü Semele birleşmesinden oğulları Dionysos doğar. Hera, Zeus'u Semele'den kıskanır ve yaşlı bir kadın kılığına girerek Dionysos'un annesini kandırır. Semele ona kanarak Zeus'tan tüm ihtişamı ile ona görünmesini ister. Zeus onu kıramaz ve yıldırımlardan korkan Semela yedi aylık Dionysos'u düşürür. Zeus Semele'nin düşürdüğü ve sık yapraklı bir sarmaşığın yanmaktan koruduğu Dionysos'u baldırına kancalarla yerleştirir ve zamanı geldiğinde onu ikinci bir doğumla meydana getirir. Böylece Dionysos iki kez doğmuş olur. Nyssa dağındaki nymphaler Dionysos'u büyütüp eğitirler. Dionysos gençlik çağına geldiğinde mağaradaki üzümleri kullanarak şarap yapma sanatını bulur. Şarabın ve esrikliğin tanrısı olarak kabul edilir.

En güzel tanrıça şüphesiz kızıl saçlı Afrodit'ti. Onun doğumu ile

Page 4: Yunan Mitolojisi

ilişkin tartışmalar sürmektedir. Bazılarına göre Afrodit Zeus'un kızıdır. Diğerlerine göre ise Afrodit daha önce Uranos'la denizdeki dalgaların bembeyaz köpüğünden oluşmuştur. Afrodit aşk tanrıçası olup, insanların birbirlerine sevgi ile yaklaşması için üzerlerine aşk iksirini damlatan, çiçekleri ve ağaçları baharda rengarenk donatarak,doğayı canlandıran üretken bir tanrıçadır. Afrodit ateş tanrısı olan ve çok sanatkar, ancak topal ve çok fazla yakışıklı sayılmayacak bir görünüme sahip olan Hephaistos ile evlenmiş. Afrodit ve Hephaistos'la ilgili mit her ikisinin de temsil ettikleri sanat ve aşk kol kola olması gerektiğini vurgulamaktadır.Eski Yunanlar bu tanrıları 'on iki Olimpos tanrısı' adını vermişler. Bu gruba Zeus, Hera, Athena, Artemis, Afrodit, Demeter, Apollon, Hermes, Ares, Hephaistos, Hestia, Dionysos dahildi. Poseidon ve Hades deniz ve yer altı dünyasında bulundukları için bu gruba dahil edilmemişler.

Guzel tanrıça Afrodit'in adı Homeros'un İlyada'da anlattığına göre Truva (Troya) savaşının başlama nedeni olarak anılmaktadır. Efsaneye göre, Olimpos tanrıları Iolkos Kralı Pelans ile Thetis'in düğünleri için bir araya toplanmışlar. Kavga tanrıçası Eris düğünlerine davet edilmeyince sinirlenmiş. Bir oyun düzenlemiş ve Hera, Afrodit ve Athena'nın oturduğu ziyafet sofrasına, üzerinde 'en güzele' yazılı bir elma atmış. Elmanın kimin olduğu üzerine 3 güzel tartışmaya başlarlar ve Zeus'tan bu sorunu çözmesini isterler. Zeus işin içinden çıkamayınca, çareyi Troya Kralı Priamos'un oğlu Paris'i rehber ilan etmekte bulur. Güzellerden her biri kendisini seçmesi için Paris'e bir şey vaat ederler. Athena ona savaşta yenilmezlik gücü vereceğini vaat eder. Hera Paris'i Asya'nın hakimi yapacağını söyler. Paris Afrodit'e kanar ve dünyanın en güzel kadınını elde etmek için Afrodit'i yarışmanın birincisi seçer.Bu güzel kadın Sparta Kralı Menelaos'un karısı Helen'di. Paris, Afrodit'in yardımıyla Sparta'ya gider, Helen'i kaçırır, prensi olduğu Troya şehrine geri döner. Bunun üzerine hakarete uğramış Menelaos, Akha ordularını toplayarak Troya'ya savaş açar. Böylece 10 yıl sürecek Troya savaşı başlamış olur.Her iki taraf da zaferler kazanır. Sonunda Ithake kralı Odysseus tahta atı icat ederek, Troya'nın kapılarına götürür. Troya'lılar bu büyük ata hayran kalarak onu şehir duvarlarından içeriye taşırlar. Atın içinde saklanmış olan Yunan askerleri gece olunca saklandıkları yerden çıkarlar ve Troya'yı ele geçirirler.Menelaos güzel Helen'i affeder ve birlikte Sparta'ya döner, mutlu bir yaşam sürerler. Maalese diğer kahramanları aynı kader beklememektedir. Özellikle Odysseus uzun yıllar vatanına dönmek için mücadele verir.Troya'dan uzaklaşan Odysseus'un gemisi denizde fırtınaya esir düşer ve zalim, insan eti yiyen devlerin adasına sürüklenir. Durumdan bihaber Odysseus ve on iki arkadaşı sahile çıkarlar. Burada onlar tek gozlu dev

Page 5: Yunan Mitolojisi

Polyphemos'a esir düşerler. Polyphemos yakalayabildigi Odysseus'un arkadaslarini birer birer yemeye baslar. Odysseus, devi, yanlarında getirdikleri Ismaros şarabı ile sarhoş eder ve tek gözünü çıkarır. Odysseus ve kalan adamları, mağaradaki surunun arasına karışıp devin bacaklarının arasından dışarı çıkarlar.Odysseus ve adamları özgür kaldıklarına sevinir ve yollarına devam ederler. Polyphemos denizler tanrısı Poseidon'un oğluydu. Oğlunun kor edilmesine çok kızar ve ileride Odysseus'un eve dönüş yolundaki gecikmelerine sebep olur. Bir süre sonra Odysseus Aiaie adasına, Güneş Tanrısı Helios ile Okeanos 'un kızı Perseis'ten doğma büyücü Kirke'nin yaşadığı bölgeye çıkar. Güzel Kirke, Odysseus'un arkadaşlarına şarap içirerek domuza cevirir. Tanrı Hermes, Odysseus'un yardımına koşar ve ona bir ot vererek domuz olmasını engeller. Odysseus Kirke'yi yener ve onu arkadaşlarını eski haline dönüştürmeye zorlar. Kirke Odysseus'u Hades gidip bilici Teiresia'in ruhuna danışması koşuluyla serbest bırakacağını söyler. Odysseus bir takım zorlukları atlatarak bunların da üstesinden gelir.

Daha sonra Odysseus peri Calypso'nun adasına çıkar ve orada yedi yıl esir olarak yaşar. Malta olduğu sanılan bu adadaki esareti, Athena'nin Zeus'a yalvarması üzerine sona erer. Zeus tarafından tekrar görevlendirilen Hermes, Calypso'ya Zeus'un emrini iletir. Calypso onu serbest bırakır.Bu olaydan sonra bir çok zorlukların sonunda Odysseus vatanı Ithake'ye döner ve çok sevdiği karısı Penelope'ye kavuşur ve uzun yıllar mutlu yaşam sürerler.

GAİADünyayı,yeri,evrensel öğe olarak toprağı simgeler.Bir tanrıdan çok kozmik bir varlıktır Gaia,bütün öğelerin kaynağında bulunan ana ilkedir.Gaia,evreni bir düzen yötemine göre meydana getiren ve düzensiz boşluktan çıktıktan sonra dişi-erkek birleşme yoluyla evrenin kendisini ve tanrılarını yaratır. İlkin Uranos'la birleşip erkek ve dişi Titan'ları,Kyklopları ve Hekatonkheirleri doğurur.Bu doğurma sürecinden hemen sonra evrene egemenlik savaşaının ilk belirtisi Uranos tanrının doğan çocuklarını Gaia'nın karnına gerisin geri tıkmasıyla baş gösterir.Son Titan oğlu Kronos'a babasının erkeklik uzvunu kestirdikten sonra Gaia bu kez kendi doğurduğu Pontos'la birleşir ve ondan Nereus,thaumas,Phorkys,keto ve eurybie'yi doğurur.Gaia Uranos'un devrilmesini sağladığı gibi tahta çıkan oğlu Kronos'un da devrilmesini sağlar.Çünkü Kronos babası Uranos gibi zorbaca davranır ve çocuklarını doğar doğmaz yutar.Karısı Rheia Zeus'a gebe kalınca Gaia ile Uranos'tan doğuracağı çocuğu kurtarma çarelerini sorar.Bu kez de Gaia kızına kaderi bildirmekle kalmaz-kader Uranos'un oğluna yenildiği gibi,Kronos'un da Zeus eliyle

Page 6: Yunan Mitolojisi

devrilmesidir.-Kronos'u aldatmak çarelerini de gösterir ve Zeus'un Girit'te bir mağarada gizlice doğmasını sağlar.Kronos'a da bir taş yutturulur.Gaia birinci kuşak devrimini hazırladıktan sonra ikinci kuşak devrimini de hazırlar.Zeus'a ne yoldan egemenliği elde edebileceğini o öğretir;çare Kronos kuşağından Titan'ları yenmek için Kyklop'ları kuşağından ve Hekatonkheir'leri kurtarıp yardıma çağırır.Zeus Gaia'nın dediğini yaparak devlere karşı savaşı gerçekleştirir ve Titanları devirerek dünya egemenliğini ele geçirir.

Gaia son olarak Tartaros'la birlikte Typon'u doğurur.Başka Theogonia'lara göre Tartaros'tan Ekhidna adlı bir kızı olmuş ve Poseidon'la birleşerek Antalos devini doğurmuş.Genellikle devler,azmanlar,canavarlar hep Gaia'dan doğmuştur.

Zamanla Gaia'nın Myhtos'ta yeri ve önemi değişmiş,kozmik nitelikteki ana toprak,dinde daha belirli birer tanrıça olarak görülen,bir yandan Demeter,öte yandan Kybele gibi toprak ve bereket tanrıçalarına yer vermiştir.Gaia böyle daha kişisel ve insansal tanrıçalarla ya birleşmiş,ya da kozmik öğe olarak felsefe alanına girmiştir.Uranos'la Gaia'nın oğlu,Titanlardan biri.Erkek kardeşleri Okeanos, Hyperion,İapetos ve Kronos'tur.Kız kardeşleri Theia, Rheia, Themis, Tethys, Mnemosyne ve Phoibe'dir.

Koios'la Phoibe evlenirler,iki kızları olur:Leto ve Asteria.Işığı simgeleyen göksel varlıkları meydana getiren Koios'la Phoibe Apollon ve Artemis'in atalarıdır.

Kybele Tarih öncesinin aydınlanabilen en gerilerine dek gidildiğinde,Akdeniz çevresinde,kuzey ülkelerinde,Asya içlerindeki tüm kültür ve uygarlıklarda çeşitli isimlerle anılan ancak hep aynı öze indirgenebilen bir Ana Tanrıça ile karşılaşılır.Uzun zamandır yapılmakta olan arkeolojik çalışmalar sonucu ana tanrıça dininin kaynağının Anadolu olduğu kesinlik kazanmıştır. Hacılar ve Çatalhöyük'te yapılan çalışmalar ana tanrıça motifinin MÖ.6500-7000'lere kadar uzandığını ortaya koymaktadır.Ana tanrıça ayakta,oturmuş ya da uzanmış olarak tasvir edilir.Geniş kalçalı,karınlı,iri göğüslü ve daima çıplaktır.Kalça,göğüs ve vurgulanan üreme organı analığı,üremeyi,dişiliği,hayatın sürmesini ve bereketi simgeler.Ana tanrıçanın bu özellikleri Kybele'den Artemis'e kadar bütün ana tanrıça imgelerinde vardır.Heykellerin bir bölümünde doğum yaparken gösterilir.Bazen göğsünün üzerinde, kollarında bir erkek çocuğu taşır.Bu,tanrıçanın hem çocuğu,hem de sevgilisi olan Attis'tir. Ana tanrıça oturmuş ya da doğum anındaki pozisyonlarında iki yanında leoparla gösterilir. Leopar,ana

Page 7: Yunan Mitolojisi

tanrıçanın kutsal hayvanıdır ve onun hayvanların kraliçesi olmasını ve doğa üzerindeki sınırsız egemenliğini simgeler.

Frig yazıtlarında karşımıza Matar ya da Mother adıyla anılan bir ana tanrıça çıkar.İki kez de Kubileya adıyla anılır.Ana tanrıça motifleri arasında en bilinenidir.Kubileya,"dağların" demektir.Bu isim tanrıçanın doğaya ait olduğunu gösterir.Batı dillerine,Mehter ya da Mother (ana,anne) olarak girmiştir.Roma dünyasında Manga Mather,büyük ana anlamındadır.Buna ek olarak,Grekler ve Romalılar onu Frigce Kubileya adından ya da sıfatından dolayı Kybele (Cybele) biçiminde çağırdılar.Ancak dualarda Ana-Anne biçiminde anıldı.Hellenistik dönemde adı Kybebe'dir.Kybele'nin Prehistorik dönemlerden beri gelen ana tanrıçayla ilişkisi olduğu önerilmektedir.Bronz ve Erken Demir Çağı'nda ana tanrıça geleneğinin devam ettiği belirtilir. Ancak esas tartışma Geç Hititlerdeki Kubaba adlı tanrıçanın Friglerin tanrıçası ile aynı olup olmadığı üzerinedir.Friglerin Mother olarak adlandırdıkları ana ile özellikle Kargamış'ta Kutsanan Kubaba'nın ilişkisi henüz kesinlik kazanmış değildir.

Anadolu'da fazla tanınmamış çok sayıda Kybele anıtı vardır.Bunlar özellikle Afyon-Eskişehir civarında yeralan Açıkhava tapınaklarıdır.Burada nişin içinde,ortada ana tanrıça, iki yanında arka ayakları üzerinde duran birer aslan kabartması bulunur.Ana tanrıçaya tapınmaya gelenler,Kybele'nin simgelediği bereket ve doğurganlıktan pay almak için Kybele'nin ve aslanların üreme organlarını dokunarak aşındırdıkları görülmektedir.

Ana tanrıçanın çok iyi bilinen bir efsanesi vardır.Bu efsane de hem analık niteliği hem de kültünün özellikleri anlatılmaktadır.Tanrıça,Attis (ateş) adlı erkeğe aşık olur.Attis, Kral Midas'ın kızıyla evlenmek üzereyken karşısına çıkarak çıldırtır ve kendi kendisini hadım etmesine neden olur.Akan kanda bit ve çiçekler,menekşeler biter ve Attis bir çam ağacına dönüşür.Bir başka efsaneye göre Attis,ana tanrıçanın tek başına yarattığı oğludur,büyüdükten sonra da onun sevgilisi olmuştur.Attis Efsanesinde simgelediği gibi akan kan yitirilen erkeklik gücü daha evrensel bir nitelik kazanarak bereket ve canlılığın daha geniş bir alana, yani bütün doğaya geçmesini sağlamaktadır.Kybele,şiir ve düzyazıda adından en çok söz edilen tanrıçalardan biridir.Özellikle Romalı yazarlar Kybele'den sık sık bahsetmişlerdir.Leto Titanlardan Koios'la Phoibe'nin kızı Leto,baştanrı Zeus'la birleşerek Apollon'la Artemis'in anası olur.Bir Anadolu tanrıçası olduğu adından,efsanesinden ve tapınağının olduğu yerlerden bellidir.Persephone

Page 8: Yunan Mitolojisi

Zeus'la Demeter'in kızı olan Persephone,kore yani genç kız olarak da anılmaktadır.Önceleri bereket ve toprağı simgelerken Hades tarafından kaçırılmasından sonra ölüler ülkesinin tanrıçası olmuştur.

a.Tarımla ilgili Atribüleri;elinde veya başında başak demeti,haşhaş ve başak,çiçek,meyve dolu sepet.

b.Müstesonlar ile ve yer altı ilgili atribüleri;meşale,yılan,içinden yılan çıkan sandık (cista mystica).Persephone devamlı giyimlidir.Başı mantoyla örtülü,palosla taçlanmış,saçları açık ve uzun olarak betimlenir.

Rheia Korkuyordu Uranos'un mağrurtorunlarından biriölümsüzler arasında kral olacak diye.Gaia ve Uranos bildirmişti ki onaNe kadar güçlüler güçlüsü de olsaKendi oğluna yenilmekti kaderi

Rheia bu duruma çok üzüldüğü için Uranos'la Gaia yardım ederler ve Girit'in Lyktos mağarasına saklanır,orada doğurur.Kronos'a da koca bir taşı beze sarıp verir.Kronos taş olduğunu anlamadan yutar.Zeus Girit mağarasında büyür ve babası Kronos'u ve onun soyundan gelen Titanları yenip üçüncü kuşak tanrılar olan Olymposluların egemenliğini başlatır.

TUFAN MİTOSU Tufan, yani insanlığın bir felaketle yokedilmesini işleyen mitos İlkçağ'da Doğu Akdeniz çevresi uygarlıklarının mitolojilerinde önemli bir yer tutar. Ancak Yunan mitolojisinde küçük bir öykü dışında insanlığın yokedilmesi motifiyle pek karşılaşılmaz.Bu öyküye göre Zeus giderek daha isyankar ve günahkar olan insanları bir tufanla yoketmeye karar verir. Su ile gelen bu tufandan yalnızca Prometheus'un oğlu Deukalion ile karısı (yeryüzündeki ilk kadın olan Pandora'nın kızı) Pyrrha kurtulur. Geleceği gören Prometheus oğluna bu olayı haber vererek bir tekne yapmasını öğütlemiştir. Tufan 9 gün, 9 gece sürmüş ve tekne sonunda Parnassos Dağı'na çıkmıştır. Bundan sonra karı koca Zeus'tan yeni insanlar yaratmasını dilerler. Zeus da toprağın üzerindeki taşları toplayarak arkaya atmalarını söyler. Böylece Deukalion'un attığı taşlardan erkekler, Pyrrha'nın attıklarından kadınlar olmak üzere yeni bir insan soyu türedi.PERSEUS Herakles'in ataları arasında yeralan Argoslu bir kahraman. Babası Zeus annesi ise Akrisios kızı Danae'dir. Perseus'un büyük babası

Page 9: Yunan Mitolojisi

Akrisios bir kahine gidip bir erkek çocuğunun olup olamayacağını sorar. Kahin ona kızı Danae'nin bir erkek çocuğu olacağını ve bu çocuğun onu öldüreceğini söyler.Korkuya kapılan ve kehanetin gerçekleşmesinden korkan Akrisios, yeraltına bronzdan bir oda yaptırarak kızını oraya hapseder. Zeus bronz odanın tavanıdaki bir yarıktan altın damlası şeklinde içerisi sızar ve genç kızla birlikte olur. Bu birleşmeden Perseus doğar.Perseus with Medusa's Head

Perseus, Athena tarafından Gorgolardan Medusa'yı öldürmekle görevlendirilir. Athena ve Hermes ona bu zor görevinde yardımcı olan tanrılardır. Perseus, Gorgoların (Stheno, Euryale ve Medusa) yerine gider. Onları uyurken bulur. Bu üç kızkardeş arasında yalnız Medusa ölümlüdür.Bu nedenle Perseus sadece onun başını kesip götürebileceğini anlar. Gorgolar, boyunları ejderha pullarıyla korunan, yaban domuzu gibi dişleri olan dişi canavarlardı. Bronz elleri ve altın kanatları vardı. Üstelik bakışları o kadar güçlüydü ki baktıkları her şeyi taşa çeviriyorlardı. Medusa'nın kesilen kafasından Pegasus (Kanatlı at) , Khrysaor adlı bir dev çıktı. Dönüş yolunda Andromeda'yla karşılaştı ve ona aşık oldu. Bu güzel genç kızın annesi Kassiepeia, Nereus kızlarından daha güzel olduğunu söylediği için Poseidon'u kızdırdı. Deniz tanrısı da bu bölgeye bir deniz canavarı musallat etti. Canavarı öldürmek koşuluyla kurban olarak sunulan genç kızı kurtaran Perseus, daha sonra kızla evlendi ve mutlu bir yaşam sürdü. KENTAVROS (Kentaur) Kentaurlar mitoslarda sık sık karşımıza çıkan at adamlardır. Teselya kralı İksion ile Hera'nın buluttan yapılmış görüntüsünden doğmuşlardır. Önden bakıldığında baş, göğüs ve kolları kimi zaman da ön bacakları insan, karınlarının arkası ve arka bacakları at biçimindedir. Yele ve kuyrukları vardır. Kentaurlar dağlarda yaşar ve çiğ et yerler. Yabanıl ve azgın yaratıklardır. Herakles ve Dionysos efsanelerinde önemli rol oynayan Kheiron'la Pholos iyi ve yararlı olan Kentavroslardır. Kentaurlar İlkçağ'dan itibaren ressam ve heykeltraşlara sık sık konu olmuşlardır. Bu eserlerin en ünlüsü heykeltraş Phidias tarafından Parthenon Tapınağı'nın metoplarına yapılan kabartmalardır. Kabartmalarda Lapithlerle, Kentaurlar arasındaki savaş anlatılmıştırDIOSKUR'LAR Kelime anlamı "Zeus'un delikanlıları" dır. Bu isim Leda'nın oğulları Kastor ile Polydeukes'e verilir. Leda'ya aşık olan Zeus kadına bir kuğu şeklinde yanaşmış, Leda aynı gece kocası Tyndaros'la da yatmıştır. Leda daha sonra bir yumurta yumurtlamış ve bu yumurtadan iki çift (ikiz) çocuk çıkmıştır. Çocuklardan Helena ile Polydeukes Zeus'a, Kastor'la Klytaimestra Tyndaros'a aittir. Zeus'un oğlu ile Tyndaros'un oğlu birbirinden hiç ayrılmamış, kardeşlik ve dostluğun simgesi olmuşlardır. Dioskur'lar pek çok

Page 10: Yunan Mitolojisi

efsanede omuz omuza çarpışan kahramanlar olarak geçer. Ancak daha önce başlarına gelen talihsiz bir oyunda öldükleri için Troya Savaşı'na katılamamışlardır. Avrupalı ressamlara sık sık konu olan bu trajik olay şöyledir; Dioskurlar, Likyalı kahraman Leukippos'un iki kızına aşık olup, kızları (Phoibe ve Hilaria) kaçırırlar. Ancak kızların nişanlıları (aynı zamanda amca oğulları) peşlerine düşerler. Çıkan kavgada Kastor ölür, ölümsüz olan Polydeukes ise kurtulur. Tanrı Zeus birbirini seven bu iki kardeşi ayırmamak için onları gökyüzüne, yıldızların arasına yerleştirir. Dioskurlar aynı zamanda ikizler burcunun temsilcisidir.TYKHE (Fortuna) Nike gibi Tykhe de soyut bir kavramın kişileştirilmiş biçimidir. Kader, şans, Beklenmedik başarı tanrıçasıdır. Homeros ve Hesiodos'ta görülmez.En ayrıntılı ve en güzel tasvirine MÖ.5.yy.da yaşamış olan Thebai'lı ozan Pindaros'un eserinde rastlanır.Tykhe ozan ve sanatçılara en sık konu olan ölümsüzlerden biridir. Elinde bir bereket boynuzu yada gemi dümeniyle tasvir edilir. Zaman zaman bir küre üzerinde ve kanatlı olarak da gösterilir.NIKE (Victoria) Eski Yunan ve Roma dünyasında, Olympos tanrıları soyundan gelmeyip de soyut kavramların kişileştirilmiş biçimi olan tanrıçalardan biridir. Nike, zafer kavramının somutlaştırılmış biçimi, zafer tanrıçasıdır. Homeros'un destanlarında rastlanmaz. Hesiodos'a göre ise Pallas'la Okeanos'un kızı Styks'ten doğmuştur. Olympos tanrıları kuşağından önce olmasına rağmen kimi efsanelerde Athena'nın oyun arkadaşı olarak geçer. Nike, resimlerde kanatlı, hızlı uçan ve göklerden süzülerek zaferi getiren bir genç kız olarak gösterilir. Nike, Athena'nın ön isimlerinden biriolarak da geçer. Heykel ve resimlerde en çok tasvir edilen ölümsüzler arasında yeralır. EROS İlkçağ'ın en eski metinlerinden itibaren karşımıza çıkan, evrensel birleşme ve üremeyi simgeleyen doğal güçtür. Hesiodos'a göre Eros, Khaos'tan sonra ortaya çıkan Gaia ve Tartaros'la birlikte ilk evrensel güçtür. Bazı anlatımlarda tanrı değil, ölümlü-ölümsüz arası bir varlık, yani cindir. Bir başka efsaneye göre Eros, Yoksulluk Tanrıçası Penia ile Bolluk tanrısının Poros oğludur. Bazı önemli efsanelerde de Aphrodite ile Hermes'in oğlu olarak karşımıza çıkar. Anteros (Karşılıklı aşk) adıyla anılan Eros efsaneleri, Eros'un özündeki çok yönlülüğü dile getirmek için sonradan uydurulmuş olmalıdır. Eros İlkçağdan itibaren hem şair, hem de ressam ve heykeltraşların başlıca konularından biri olmuştur.Yunan mitolojisindeki başlangıçtaki evrensel güç ilkesinden giderek değişmiş, insanları oklarıyla kovalayan ve yaralayan, alaycı yaramaz ve hatta zaman zaman oldukça tehlikeli bir çocuk kimliğine bürünmüştür. Tasvirlerin çoğunda Eros ya küçük, tombul, yaramaz kanatlı bir

Page 11: Yunan Mitolojisi

bebek ya da çok genç sırtında kanatları olan bir delikanlı olarak görülür. Delikanlı olarak gösterildiğinde ya da anlatıldığında, Eros'un tıpkı kelebek gibi kanatlı, uçan çok güzel bir genç kız olarak tasvir edilen Psykhe (ruh) adında bir sevgilisinden söz edilir. Eros ile Psykhe'nin aşkını anlatan bir masal dilden dile dolaşır. ASKLEPIOS (Aesculapios) Asklepios, sağlık tanrısı özelliği de olan Apollon'un oğludur. Sağlık ve hekimlik tanrısıdır. Yunan mitolojisinde olduğu kadar Roma tarafından da çok benimsenmiştir. Asklepios'un oldukça ilginç bir öyküsü vardır. Apollon Teselya kralı Phlegyas'ın kızı Koronis'e aşık olur, kız Apollon'dan hamile kalır. Ancak bir süre sonra Arkadya'dan gelen bir adamla daha sevişir. Bu olayı izleyen bir kuzgun yada karga durumu Apollon'a bildirir. Çok kızan Apollon onu diri diri yanmakla cezalandırır. Koronis tam ömek üzereyken Apollon onun karnındaki çocuğu kurtarır ve büyütmesi için Kentavrıs Kherion'a verir. Kherion, doğanın içinde büyüyüp onun sırlarına ermiş bir yaratıktır. Asklepios onun yanında usta bir hekim olarak yetişir, cerrahlığın bütün sırlarını öğrenir, hatta ölüleri diriltebilicek kadar ustalaşır. Ancak Zeus doğal düzeni bozan ve kendi gücünü aşan Asklepios'dan çekinmeye başlar ve onu yıldırımlarıyla öldürür. Apollon'da bu olayı cezasız bırakmaz ve Zeus'a yıldırımı bağışlayan Kykloplar'ı öldürür. Asklepios'un cansız bedenini de gökyüzüne yıldızların arasına yerleştirir. Asklepios'un tapınaklarına Asklepion denir. Burlar aynı zamanda İlkçağın hastaneleridir. En büyüğü ve en ünlüsü Bergama'da olanıdır. Helenistik dönemde kurulmuş olan bu büyük sağlık kompleksi Asklepios'tan başka onun kızı sağlık tanrıçası Hygieia ve onlardan çok önce Anadolu'da bulunan Telesphorus'u bir araya getirmektedir. şifalı su, kaplıca, fizik tedavi, temiz hava gibi tedavilerin yanısıra telkin eğlence ve müzik yoluyla hekimliğin ne kadar ileri gittiğini göstermektedir. Bu Selçuklu ve Osmanlı anlayışında da karşımıza çıkar. Asklepios efsanesine Anadolu'da yapılan bir katkı da şudur (aynı hikaye Lokman Hekim içinde anlatılır); Zeus Asklepios'u yıldırımıyla öldürünce bu sırada hekimin yazmakta olduğu reçete oradaki bir otun üzerine düşmüş, yağan yağmurla kağıttaki yazı toprağa karışarak her derde deva sarımsak meydana gelmiştir.Asklepios, Yunan tanrıları içinde ününü en uzun süre sürdürenlerden biridir. Ortaçağ'a kadar karşımıza çıkar.Hekimler Asklepiades adında bir lonca etrafında biraraya gelirler. Kos (İstanköy) adasında yaşayan Hippokrat'da bu geleneğe bağlıdır. Asklepios'un yılanlarla sarılmış asası bugün de hekimliğin simgesidir.GANYMEDES Troya'yı kuran Tros'un oğlu. Ganymedes bir gün İda (Kaz) Dağında avlanırken Zeus ona aşık olmuş ve kartalının göndererek Olympos'a getirmiştir. Efsanenin bir diğer anlatımında ise bizzat

Page 12: Yunan Mitolojisi

Zeus kartal biçimine girip, oğlanı kendi pençeleriyle Olympos'a taşımıştır. Ölümlülerin en güzeli sayılan Ganymedes'in görevi Olympos'u mekan tutan tanrılara içki sunmaktır. Bu konudaki efsanelerden birinde Zeus'un Ganymedes'e cinsel bir aşk duyduğu ve onunla birlikte olduğudur. Yunanistan'da bu Ganymedes efsanesinden dolayı erkeklerin bir delikanlıya cinsel eğilimi dinsel nitelikte bir sevap sayılırdı. Bu Yunan uygarlığında uzun bir süre varlığını korumuştur. Yunanistan'da bu eğilimin giderek yaygınlık kazanması üzerine kadınlar ginese/gynekaion denilen bir çeşit harem dairesine kapatılıyordu. Sokrates'e atfedilen "Sokratvari sevgi" teriminde bu eğilimin izleri bulunur. Platon'a atfedilen "Platonik aşk" sözü bizim bugün kullandığımız anlamından oldukça farklıdır. Platon, özellikle Phaidros adlı eserinde öğrencisine duyduğu ilgiyi mazur göstermek için Ganymedes efsanesini sürekli hatırlatır.ADONİS Kıbrıs'ın ilk kralı Kinyras ya da Suriye kralı Theias'ın oğludur. Köken ve kaynak olarak güney Akdeniz ve Anadolu efsanelerine bağlıdır. Özellikle Sümer ve Hitit kaynaklarından gelmektedir (Sümer'deki Dumizzi/Temmuz-İnanna/İştar ve Hitit bereket tanrısı Telepinu, Kybele-Attis efsaneleri). Tanrıça Aphrodite'nin lanetine uğrayan kralın kızı Myrrha ya da Smyrna babasına aşık olarak onunla birlikte olmuştur.Bunun farkına varan kral, bu günahı temizlemek için kızını öldürmeye kalkmış, ancak tanrılar araya girerek Myrrha'yı kurtarmak için onu bir mersin ağacına dönüştürmüştür. 10 ay sonra bu ağacın kabuğundan çok güzel bir bebek olan Adonis çıkmıştır. Çocuğa aşık olan Aphrodite onu gözlerden uzak tutmak için Persephone'a emanet etmiş ancak Persephone'da Aronis'e aşık olarak onu geriye vermemiştir. Bunun üzerine araya giren Zeus, Adonis'in yılın dört ayını Persephone, dört ayını Aphrodit, geriye kalan zamanı da gönlünce geçirmesine karar vermiştir. Adonis'de kalan zamanını Aprodite'Ye ayırmıştır. Kıskançılğa kapılan Ares ya da Artemis, Adonis'in üstüne bir yaban domuzu salmış ve domuzun boynuzuyla yaralanan Adonis bir süre sonra ölmüştür. Kanından baharçiçekleri bitmiştir. Adonis'in yardımına koşan Aphrodite'den, ayağına batan diken nedeniyle akan kan tanrıçanın çiçeği olan beyaz gülü kırmızıya boyamıştır. Kışın yeraltında yaşayan baharla birlikte yeryüzüne çıkan Adonis, toprağın ve bitkilerin yeniden canlanışını simgeler.Adonistörenleri yazın en sıcak zamanında yapılır. Ölü Adonis'i temsil eden küçük bir tahta heykel etrafına kadınlar saksılar içinde solmuş çiçekler dizerler ve ağıt yakarlar.ORPHEUS Orpheus mitolojideki ünlü Trakyalı ozandır. Esin perilerinden biri olan Kalliope ya da bazılarına göre Apollon'un oğludur. Sanat yeteneği bu sayede meydana gelmiştir. Lirini çalmaya başlayınca azgın akan sular durur, ormandaki en yabani yaratıklar bile evcilleşirdi. Orpheus zamanını ormanda, Musalarla birlikte

Page 13: Yunan Mitolojisi

geçirirdi. Orpheus Musalardan Eurydike'ye aşık olmuş, onunla evlenmiştir. Eurydike bir gün ormanda gezinirken ayağını bir yılan sokmuş ve ölmüştür. Orpheus bunun üzerine lirini alarak karısının ardından Hades'e yani ölüler ülksine gitmiştir. Orpheus'un yeraltında kaldığı süre içinde cehennemde tüm işkenceler durmuş, güzel müziği ona yeraltının tüm kapılarını açmış, Tanrı Hades bile duygulanarak gözyaşlarını tutamamıştır. Hades, Orpheus'a karısını da alarak yeryüzüne dönmesi için izin vermiş ancak dönüp ardına bakmaması gibi bir şart koşmuştur. Orheus çıkış yolunda dayanamaz ve dönüp arkasına bakar. Ama karısı birden görünmez olarak Hades'e geri döner ve Orpheus'a ölüler ülkesinin kapıları bir daha açılmaz. Bu duruma tanrılar ve Trakyalı Karlar çok sinirlenerek Orpheus'un kafasını kesip bir ırmağa atarlar. Kesik baş ırmaktan denize karışarak bütün Ege'yi dolaşır. Orphik, Orpheism yada Orpheus Tarikatı, Orpheus'a bağlanır. Bu tarikat yada dinsel hareket Trakya'da doğmuş oradan MÖ 6.yy.'da Yunanistan ve İtalya'ya geçmiştir. Orpheus müzisyen olmasının yanısıra kahinve büyücüydü. Tarikatte, Orpheus'un efsanesi müziği ve şiirleri kutsal sayılmıştır. Orfik inanca göre insan iyilikle kötülüğün karışımı olan bir varlıktır. Ruh öldükten sonra başka bedene geçer.Ruh ancak dinsel tapınış ve inzivaya çekilmekle arındırılabilir. Orfik inanca göre tanrı olarak kabul edilen bir hayvanın yenmesiyle o eti yiyenler tanrılaşır. Çok eski dinlerde buna benzer inanışlara rastlanmaktadır. Günümüzde de kimi Hıristiyan mezheplerinde bu inanışın izlerine rastlanmaktadır. Orfizm klasik ilkçağda Anadolu'da pek fazla tutunamamıştır. Çünkü Anadolu düşüncesi tamamen bilimsel eğilimdedir. Bu inanç sistemi daha çok Yunanistan'da tutunmuş Dionysos mistisizmi ile birleşerek derin bir kök salmıştır.HEKATE Artemis'e benzeyen ama kendine özgü efsaneleri bulunmayan bir tanrıça.Titanlar kuşağından gelmedir.Bu sebeple Olymposlu tanrılardan değildir. Hekate iyiliği bütün insanlar üzerine yayar. Gerek savaşta gerekse spor oyunlarında başarı ihsan eder. Balıkçılara bol balık verir, istediği kişinin davar ve sığırlarını çoğaltır. Özellikle gençliğin feyizlendirici tanrıçası olarak Apollon ve Artemis kadar kendisine başvurulan bir tanrıçadır. Zamanla Hekate'nin özellikleri değişmiş, sihir ve büyüye hükmeden bir tanrıça olarak görülmeye başlamıştır. Karanlıklar alemiyle ilişkilendirilmiştir. İki elinde birer meşale taşırken ya da kurt, köpek veya kısrak şeklinde görülür. Sihirbazlığın icadı ona atfedildi. Kolkhisli Aietes ve Medeia gibi en ünlü büyücüler sınıfına soktu. Nitekim; daha geç tarihli bazı hikayeler Kirke*'yi onun kızı yaparlar. Oysa Kirke Medeia'nın annesi veya halasıdır. Hekate, büyücü olarak enbirinci büyü yerleri olan yol kavşaklarına hükmeder. Buralara Hekateyi üç gövdeli veya üç başlı olarak gösteren heykelleri dikilmiştir.*Kirke, Odysseia'da ve Argonatlar efsanesinde adı geçen büyücü

Page 14: Yunan Mitolojisi

kadın.Güneş (Helios) ile Okeanos'un kızı Perseis'in çoçuklarıdır.Bazı yazarlar annesinin Hekate olduğunu da yazarlar. Mitos yazarları tarafından farklı yerlerde gösterilen Aia adasında otururdu. Odysseus'un denizci arkadaşlarını kendi karakterlerindeki gizli eğilimlere göre farklı farklı hayvarlara (domuz, aslan, köpek, tilki vs. dönüştürmüştür. Odysseus, ormanda arkadaşlarını bu durumdan nasıl kurtaracağını düşünürken Hermes'le karşılaştı.Hermes, Kirke'nin büyüsünden etkilenmemesi için yediği ya da içtiği yiyeceklere moly denen bitkiden katmasını söyledi.Böylece büyüden etkilenmeyen Odysseus, Kirke'yi öldürmekle tehdit etti.Kirke ona arkadaşlarını eski haline getireceğine Styks üzerine yemin etti. Bundan sonra ikisi arasında bir aşk başladı. Yazarlara göre farklı sayılarda çocukları oldu.

ARES (Mars) Zeus ile Hera'nın oğludur.Bir başka adı Enyalios'tur. Kanlı ve acımasız savaşların tanrısıdır. Tanrılar tarafından hiç sevilmez, insanlar ise Ares'ten çok korkarlar.Savaş tanrısı Ares, Yunanistan'dan çok Mars adıyla İtalya'da saygı görmüştür. Ares, Homeros'un İlyada'sında kaba kuvvetin simgesidir. Azgın, çılgın, uğursuz olarak nitelendirilen Ares destanlarda insanların başbelası olumsuz bir varlıktır. Hera ve Zeus oğullarına yüz vermez, ondan hoşlanmazlar.Ares tanrıça Aphrodite'nin sevgilisidir.Bu beraberliklerinden Phobos (bozgun), Deimos (korku) ve Harmonia (uyum) doğmuştur. Phobos ve Deimos devamlı babalarına eşlik etmiştir. Çoğu kere Enyo* ve Eris de Ares'e eşlik etmiştir. Ares'in en büyük çekişmesi kardeşi Athena'yladır. Destanlarda Ares, körü körüne kanlı savaşların temsilcisi olarak, aklın yönettiği savaşı simgeleyen Athena'yla çatışır. Bu çekişme her zaman Athena'nın lehine sonuçlanır.Ares'in adına pek çok efsanede rastlanır.Odysseia'da karısı Aphrodite'nin Ares'le birlikte olduğunu öğrenen Hephaistos ağdan bir tuzak hazırlayarak onları yakalar. Ares hiç bir şiddet göstermeden oradan ayrılır ve memleketi olan Trakya'ya döner. Ares'in kızları olan Amazonlar'da buradan yayılmışlardır.Atina'da adam öldürenler ve dini suç işleyenler Aeropagos yani Ares Tepesi olarak isimlendirilen bir tepede yargılanırdı.*Enyo; Kaynakların büyük bölümünde Ares'in kızı olarak geçen savaş tanrıçası.Homeros. Enyo'yu iller yıkan bir tanrıça olarak tanımlar.Eris;Kavga tanrıçasıdır.Gece tanrıçası Nyks'in kızıdır.Üç güzeller yarışmasında çok önemli bir rol oynar.Tanrılar arasında hiç sevilmeyen ve sürekli tatsızlık çıkardığı için şölenlere davet edilmeyen Eris yine böyle bir törene, Peleus'la Thetis'in düğününe davet edilmez.Bunun üzerine, üzerinde en güzele yazılı altın bir elma gönderir.Bu olay giderek büyür ve Troya savaşına yol açar.

__________________

Page 15: Yunan Mitolojisi

HERAKLES (Hercules) Herakles, Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene'nin oğludur. Kadına aşık olan Zeus ona kocası kılığında yaklaşmıştır.Herakles'in Zeus'un çocuğu olduğunu anlayan Hera onunla sürekli uğraşmış ve ölümüne neden olmuştur.Herakles doğduğu günden itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir.Hera'nın gönderdiği iki büyük yılanı öldürdüğünde henüz birkaç günlük bebektir. Herakles üstün bir eğitim görmüştür.En iyi yaptığı işler ok atmak, araba kullanmak ve güreşmektir.18 yaşına geldiği zaman Kitharion ormanlarında yaşayan ünlü canavarı, öldürmüştür.Kendisine ödül olarak Thebai kralının kızı Megara verilmiştir. Bu kızdan üç oğlu olmuştur.Hera işe karışarak Herakles'i çıldırtmış, Herakles'te karısını ve çocuklarını öldürmüştür. Suçlarından arınması için Miken kralının hizmetine girip, onun her istediğini yapması gerekmiştir. Kralın Herakles'e yaptırdığı 12 işe mitolojide Herakles'in görevleri denir. Bu işler şunlardır;1) Hiçbir silahın işlemediği Nemea aslanını boğarak, öldürmek 2) Lerna bataklığındaki 9 başlı ejderi yoketmek 3) Artemis'in kutsal hayvanlarından Kyreneia geyiğini yakalamak4) Erymanthos dağında yaşayan büyük yaman domuzunu ağla tutmak5) Augias'ın ahırlarını bir günde temizlemek (iki büyük ırmağın yataklarını değiştirip ahırlardan geçirerek)6)Stymphalos'da yaşayan ve o bölgedeki insanların rahatını kaçıran kuşları Athena'nın yardımıyla kovmak 7) Girit'e gidip Poseidon'un Minos'a verdiği azgın boğayı getirmek8)Troya kralı Diomedes'in insan eti yiyen kısraklarını yakalamak,bunun için önce Diomedes'i öldürmüştür.9) Amazonlar kraliçesi Hippolyte'den kemerini almak. Kemeri almak için kraliçe ile anlaşmış, ancak Hera'nın kışkırtmasıyla Amazonlar, Herakles'e saldırmış, Herakles'te kraliçeyi öldürmek zorunda kalmıştır.10)Okeanos'un bir adasında bulunan 3 gövdeli dev Geryoneus'un sığırlarını çalmak,11)Hesperidler'in altın elmalarını getirmek,12) Hermes'in ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeği yeryüzüne çıkarmak (Kerberos'u daha sonra geri götürdü).Ancak Herakles'in çilesi bunlarla bitmedi. Bu 12 işten sonra sayısız maceralara girişti.Lydia kraliçesi Omphale'nin hizmetinde bir yıl kadın kılığında çalıştı, yün eğirdi.Prometheus'u kurtardı, Troya'yı tahrip etti. Argonatların seferine katıldı. Deianeira ile evlendi, Kentavros Nassos karısına yaklaşmak isteyince onu oklarıyla yaraladı. At adamın kanıyla kaplanmış olan gömleği Herakles'in vücuduna yapışarak onu tutuşturmaya başladı.Bu dayanımaz acıya son vermek için Herakles bir odun yığını hazırlatarak kendisini alevlerin içine attı.Herakles'in ölümüne başta Zeus olmak üzere bütün tanrılar çok üzülmüş ve onu Olympos'a götürerek ölümsüzlük bağışlayıp

Page 16: Yunan Mitolojisi

tanrıça Hebe ile evlendirmişlerdir.Fizik ve moral gücün simgesi olan Herakles Yunanistan'da hem tanrı hem de kahraman olarak saygı ve tapınım görmüştür. Heraklesoğulları denilen çocukları Yunan yarımadasının atası sayılmıştır.HEPHAISTOS (Vulcanus) Hephaistos, zanaatkarlar tarafından Athena ile birlikte mesleklerin piri ve koruyucusu olarak kabul edilen bir ateş tanrısıdır. Tarımı, uygarlığı ve şehir hayatını korur. Anadolu kökenli tanrılardan biri olan Hephaistos, özellikle sönmüş bir yanardağ olarak saygı görmüş, sonraları yanardağların içinde çalıştığına inanılmaya başlamıştır. Zeus'la Hera'nın oğlu olarak bilinmesine rağmen, Zeus'un Athena'yı başından doğurmasına karşılık Hera'nın da Hephaistos'u tek başına doğurduğu da söylenmektedir. Hephaistos, tanrılar arasında en çirkinidir. İki ayağı da topaldır. Homeros'un İlyadası'nda bunun sebebi iki şekilde açıklanır. Birinciye göre babası Zeus, Hera ile kavga ederken Hephaistos annesinin tarafını tutmuş, buna kızan Zeus oğlunu Lemnos adasına fırlatmış ve Hephaistos bu yüzden sakat kalmıştır. İkinci efsaneye göre Hephaistos sakat doğmuş, bu durumdan utanan annesi onu Olympos'tan aşağı fırlatmış ve Hephaistos'u nereidler büyütmüştür. Hephaistos'la Hera hiç bir zaman birbirlerini sevmemişlerdir. Tanrıların arasında en çirkin olan olmasına rağmen, hem onlar hem de insanlar arasında en sevilen tanrıdır. Olympos'taki görkemli saraylar onun elinden çıkmıştır.Tanrılar ve kahramanlar için en güzel silahları yapmıştır. Zeus'un emriyle insanları cezalandırmak için gönderilen ilk kadın Pandora onun eseridir.Hephaistos, İlyada'da Kharis (Zerafet, neşe ve sevinci temsil eden tanrıçalardan biri) ile evlidir, Odysseia'da ise Aphrodite ile evlidir.

APHRODITE (Venüs) Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'nin doğuşu iki ayrı kaynakta iki farklı görüşle anlatılmaktadır. Bunlardan erken tarihli olan Homeros'ta Aphrodite Okeanos'un kızı olan Dione ile Zeus'un kızıdır. İkinci efsane ise Hesiodos'ta geçer.Aphrodite burada denizin köpüklü dalgalarından doğmuştur. Aphros yunanca köpük demektir. Gaia, kocası Uranos'un doğan çocuklarını yutması üzerine oğlu Kronos'u kandırarak babasının üreme organını kesmesini sağlamış ve organ kesildikten sonra denize atılmış, ak köpüklerden Aphrodite çıkmıştır. Aphrodite ilk olarak Kıbrıs'a ayak basmıştır. Avrupalı sanatçılar Aphrodite'nin doğuşuyla ilgili olandan ikincisini kullanmayı tercih etmişlerdir. Özellikle Boticelli'nin resimlerinde tanrıça sedef kabuğunun üzerindedir, bir yandan da şafak rüzgarı esmektedir. Çoğalma, hayatın sürmesi ve bereketi simgeleyen ana tanrıça motifi, tanrı ve tanrıçalar arasında en eski olanıdır. Kimi ana

Page 17: Yunan Mitolojisi

tanrıçalar yavaş yavaş güzellik ve sevgi tanrıçası niteliğine bürünmüştür. Aphrodite bunlardan en önemlisidir. Mezopotamya'nın Inanna-Iştar'ı Suriye'de Astarte kılığına bürünmüş Klasik çağa girilirken ana tanrıçalık niteliğini yitirerek güzellik ve aşk tanrıçası yani Aphrodite olarak karşımıza çıkmıştır.Aphrodite, güzellik, sevgi, aşk ve sevişme tanrıçasıdır. Aphrodite'nin doğrudan kendisiyle ilgili efsanesi azdır, ancak pek çok efsane adına rastlanır. Hemen hemen bütün Olympos tanrıları ve ölümlüler kendisine aşıktır. Aphrodite'nin pek çok sevgilisi olmuştur.Aynı zamanda cinsel aşkı da simgeler.Kocalarına ve sevgililerine her zaman sadık değlidir. En ilginç evliliği Zeus'la Hera'nın çirkin oğlu Hephaistos'la olandır.Aphrodite, Hephaistos'a sadık kalmamış onu sürekli aldatmıştır. Savaş tanrısı Ares'le birleşmesinden Phobos (bozgun), Demikos (korku) ve Harmonia (uyum) doğmuştur. Bu üç nitelik Aphrodite'nin kişiliğinin olumsuz yönlerini, çelişkilerini gözönüne serer. Aphrodite'nin diğer önemli ilişkisi tanrı Hermes'ledir. Aphrodite ile Hermes bazı efsanelere göre de Halikarnassos kentindeki tapınaklarında sevişmişler ve beraberliklerinden her ikisinin adını taşıyan hem kadın, hem de erkek cinsel organlarına sahip Hermaphrodit doğmuştur. Bazı efsanelerde Eros'da Aphrodite'nin oğlu olarak gösterilir. Aphrodite'nin diğer sevgilileri, Adonis ve Troya kral soyundan Ankhises'tir.Aphrodite, diğer tanrıçalar gibi zaman zaman çok öfkelenir ve öç alması korkunçtur. Şafak tanrıçası Eos'u sevgilisi Ares'le birlikte olduğu için sonsuza kadar aşık olup, ıstırap çekmekle cezalandırmıştır. Kendisine tapınmayan Lemnoslu kadınlarına öylesine kötü bir koku vermiştir ki eşleri bile yanlarına sokulmamıştır. Üç güzeller yarışmasında, en güzel seçilmesi karşılığında Paris'e verdiği söz, Troya Savaşı'nın çıkmasına yol açmıştır.Aphrodite ağaçlardan mersin, çiçeklerden gül, hayvanlardan kumru ve serçenin koruyusudur.Aphrodite, 2500 yıldır sanatçılar için tükemez bir esin kaynağı olmuştur.Aphrodite heykelleri kadın güzelliğinin ve estetiğin simgesidir. ATHENA (Minerva) Zeus'un bilgelik ve us tanrıçası Metis'ten doğan kızıdır. Efsaneye göre Metis hamile kalınca, Gaia Zeus'u uyarmış ve Zeus'da Metis'i yutmuş, Athena silahlarıyla birlikte Zeus'un başından çıkmıştır. Bu nedenle Zeus'un kişileşmiş aklı olarak da kabul edilir. Zeus'un kızları arasında en çok Athena'yı sevdiği bu nedenle kalkanını ve öldürücü şimşeğini yalnız onun taşımasına izin verdiği söylenir. İlk şiirlerde ve İlyada'da acımasız, katı yürekli duygusuz bir savaşcı olarak tanıtılır.Ancak İlyada'da Athena'nın sakin ve kendinden emin gücü, savaş tanrısı Ares'in gücünden üstün tutulur.Athena doğru haklı savaşın tanrıçasıdır. Onun için Pallas ve Minerva sıfatları sıkca kullanılmıştır. Yunanca pallo kargı

Page 18: Yunan Mitolojisi

sallamak, atmak kökünden gelebileceği gibi bakire anlamına gelen bir kelimeyle de bağlantılı olabilir. Athena bilgelik tanrıçası olarak Pronoia (Temkinli, ihtiyatlı) sıfatına sahipti.Bu sıfatla tasvir edildiğinde simgesi baykuştur.Athena tasvirlerinde genellikle baştan aşağı silahlıdır. Başında miğfer, sol elinde, Medusa başına sahip kalkan, göğsünde yine Medusa başlı zırh bulunur. Klasik dönem sanatçılarının en fazla dikkatini çeken tanrıçalardan biridir. Özellikle Phidias'a atfedilen çok sayıda kabartma ve heykelinin olduğu bilinir. Athena tasvirleri oldukça çeşitlidir.Bazen silahları ve giysilerinin yanısıra sol elinde bir Nike figürü tutar. Bazı heykellerinde ise sol elinde bir mızrak vardır. Athena ülkeyi saldırılardan koruyan bir tanrıçadır. Koruduğu kahramanlara savaşın hilelerini, siyasal beceriyi, doğru düşünüş ve görüşü öğretir. Güzel sanatları ve bilgeliği korur, kentlerin yaşamasını sağlar. Herşeyden önce de bir sanat kenti olan Atena'nın koruyucusudur. Atina Akropolis'i onun tapınımına ayrılmıştır. Başka kentlerde Athena'yı koruyucu tanrıça olarak benimsemişlerdir. Bunlar arasında Troya'da bulunur.Athena'nın Yunan tanrıçaları arasında iyi vasıfları çoğunlukta olan bir tanrıçadır.Onun Hera'ya benzer düzenbaz ve kindar bir yönü vardır. Kendisine rakip olarak gördüğü Aphrodit ve Ares'e karşı çok acımasızdır. İlyada'da Zeus'un oynadığı rolü Odyssea'da Athena oynar. Odysseus ve ailesinin kaderi onun elindedir. Ancak burada İlyada'daki tutumunun aksine adaletin üstünlüğünü ister. Odysseus'a acır, bu yiğit adamın çabalarının boşa gitmesini önler, ona yardım eder.Ölümlü bir kadın olan Medusa güzellikte Athena ile boy ölçüşmeye kalkışınca Athena Perseus'a emrederek kafasını kestirmiş, kalkanının üzerine takmıştır. Diğer bir olayı ise dokumacılıkta kendisiyle boy ölçüşmeye kalkışan Arakhne'yi bir örümceğe çevirerek sonsuza kadar lüzumsuz dokumalar ve örgüler yapmaya mahkum etmiştir.Hebe Hebe, Yunanca gençlik demektir. Zeus'la Hera'nın kızı. Olympos'ta her işe yatkın bir çeşit ev kızıdır. Asıl görevi tanrılara içki (ambrosia) sunmaktır. Bu görevi güzel delikanlı Ganymedes'e bıraktı.Hebe'nin kendine özgü bir efsanesi yoktur, yalnızca Herakles efsanesinde adı geçer. Hebe ile Herakles evlenmiştir.Hebe Yunan öncesinde de tapınılan bir tanrıçadır. Hebe Hitit yazıtlarında Hepa, Hepat yada Hepatu diye adlandırılan büyük güneş tanrıçası Arianna'nın Yunancalaştırılmış adı olsa gerek. Hitit metinlerinde bu tanrıçaya sedir ağaçlarının ülkesinde yani Lübnan, Filistin'de tapınıldığı söylenir. Hepa/Hebe ise Tevrat'ta ilk insanın yani Adem'in eşi ve bütün insanların anası olarak gösterilen Havva'nın ta kendisidir.Bu bakımdan Hepa/Hebe ile Ana tanrıça arasında doğrudan bir ilişki kurulabilir ve Hepa/Hebe adının Kybele'nin çeşitli adlarından

Page 19: Yunan Mitolojisi

biri olduğu anlaşılır.HERMES (Mercurius) Hermes, Zeus ile Titanlar soyundan gelen Maia'nın oğludur.Bir başka adı Argiphontes'tir. Doğduğu günün akşamı kundağını çözüp beşiğinden çıkar. Mağaranın önündeki kaplumbağayı öldürüp içini boşaltarak yedi tel takar ve bir kithara haline getirir. Sonra Apollon'un sürüsünden 50 inek çalarak onları bir mağaraya saklar. Gerçeği öğrenen Apollon, Hermes'in mağarasına gelir, orada beşiğinde uyuyan Hermes inekleri çaldığını inkar eder. Bunun üzerine Zeus'un yargıçlığına başvurulur. Zeus'un kararı Hermes'in inekleri Apollon'a geri vermesidir.Ancak mağarada kitharayı gören Apollon sazı alıp karşılığında inekleri vermeyi kabul eder. Hermes bundan sonra Pan kavalını içat eder. Apollon Syrinks denilen bu kavalı da ister ve karşılığında kerykaion denilen sihirli altın değneğini verir. Hermes bu değnekle habercilerin ve hırsızların tanrısı olur. Zeus da çocuklarının arasında en akıllısı ve kurnazı olan Hermes'i kendisine haberci olarak seçmiştir. Hermes, Zeus'un buyruklarını ölümlülere ve tanrılara iletir.Hermes Olymposlu diğer tanrılar arasında da haberleşmeyi sağlar.Haberci tanrı Hermes efsanelerde daima kanatlı ayakkabıları ve başlığıyla anılır. Hermes Yunan tanrıları içinde en renkli kişiliklerden biridir, tanrı olarak nitelikleri çok fazladır.1.Sürülerin tanrısıdır. Arkaik dönem Yunan sanatında çoğu kez omuzlarında bir koçla tasvir edilir. Odysseus'un karısı Penelope ile Arkadia dağlarında birleşmelerinden çobanların tanrısı Pan doğmuştur.2.Hile ve hırsızların tanrısıdır. Bu konudaki öykü, Hermes'e ait efsanelerin en ilginçlerinden biridir. Hermes doğduğu gün olağanüstü işlere girişmiş ve aklı va yetenekleriyle tanrıların hepsinden daha üstün ve kurnaz olduğunu kanıtlamıştır: 3.Güzel ve inandırıcı konuşur. Bu özelliğiyle hatiplerin tanrısıdır.4.Hermes yolları, yolcuları, tüccarları ve ticareti korur. Yollara dikilen Herme denilen heykelleri, İlkçağın kilometre taşlarıdır. Bunlar bir tanrı büstü ve fallos simgesini taşıyan yuvarlak veya dörtgen kaidelerdir.5.Hermes yeraltı ile yerüstü arasında habercilik yapar, ölenlerin ruhunu yeraltı ülkesine, Hades'e götürür.6.Zeus'un gönderdiği uykuyu ve rüyaları insanlara iletmek onun görevidir.Bunu Apollon'un kendisine verdiği değnekle yapar. Hermes'in pek çok önemli efsanede rolü vardır. Homeros'un destanlarında Zeus'un habercisidir. Üç güzeller efsanesinde Hera, Athena ve Aphrodite'yi İda Dağı'na götürür, Paris'e altın elmayı o verir. Odysseus'u Kalypso'nun elinden kurtarır. Hero'nun Io'nun başına diktiği Argos'u Zeus'un emriyle o öldürür. Dionyssos'u Hera'nın hışmından kurtarmak için kaçırır ve büyütür.APOLLON (Phoebus) Zeus'un güzel saçlı Leto'dan olan oğlu ve Artemis'in ikiz kardeşidir. Yunan mitolojsindeki en önemli tanrılardan biridir.Kıta

Page 20: Yunan Mitolojisi

Yunanistan'a özgü bir tanrı olarak kabul edilirken, yapılan araştırmalar Apollon'un artık Anadolu kökenli bir tanrı olduğunu ortaya koymuştur.Apollon kelimesi de Yunanca değildir. Azra Erhat, Apollon'un asıl doğum yerinin Anadolu kıyıları yani Lykia ve özellikle doğduğu kentin Patara olduğunu belirtmektedir. İlyada'nın bazı bölümlerinde Apollon, Lykegenos sıfatıyla da anılmaktadır. Likyalı anlamına gelen bu sıfat onun Likya bölgesiyle bağlantısını gösterir.

Efsanelerinde okçu, gümüş yaylı ya da hedefi vuran anlamında değişik sıfatlarla da anılmaktadır.Bazı efsanelerde onun için parlak, ışık saçan anlamına gelen Phoibos sıfatı kullanılır. Ancak Apollon güneş ya da ışık tanrısı değildir. Asıl güneş tanrısı Helios'tur. Apollon'un sıfatlarından biri de sarışındır. Bu sıfat Apollon'un yaydığı ışığa işaret edebileceği gibi doğrudan doğruya onun saç rengi ile de bağlantılı olabilir. Apollon çok iyi bir okçudur, hedefini hiç bir zaman şaşırmaz.Kardeşi Artemis ile paylaştığı bu okçuluk yeteneği Apollon'a büyük bir üstünlük sağlar.Apollon ve Artemis'in oklarıyla ölmek tatlı, acısız, uykuya dalar gibi huzurlu bir ölüm demektir. Aletlerden ok, yay ve lir; hayvanlardan kurt, yunus balığı, kuğu, karga; bitkilerden defne, palmiye ve zeytin ağacı tanrının simgeleridir.Bir tanrı olarak Apollon'un nitelikleri çok fazladır.1) Ekin-tarım tanrısıdır.2) Çobanların tanrısıdır.3) Sağlık ve ceza tanrısıdır.İnsanları iyileştirir, onları suçlarından arındırır (bu niteliği oğlu Asklepios'a geçmiştir).Ama aynı zamanda oklarıyla etrafa veba ve ölüm de saçar (İlyada'da Troya savaşı sırasında Akha ordularına oklarıyla veba salmıştır).4) Geleceği haber verir. Apollon bilicilik tanrısıdır. Apollon tarafından esinlenen insanlar bilici, kahin veya falcı olurlar.Bilicilik İlkçağ'da son derece önem verilen adeta bir sanattır.Yunan efsanelerinde Delphoi önemli bilicilik merkezi olarak geçer. Efsaneye göre;Gaia, Python adında bir ejder doğurmuş, Python, Delphoi'da bulunan bilicilik merkezine bekçi olmuştur.Başlangıçta buranın adı Python imiş.Apollon doğduktan 4 gün sonra Hephaistos'un oklarıyla silahlanarak Delphoi'a gitmiş, Python'u öldürerek aynı yere kendi bilicilik merkezini kurmuştur.Ancak ne var ki İlk Çağın ilk ve en önemli bilicilik merkezleri Anadolu'dadır. Anadolu'daki en önemli ve en eski merkez Didim'dir (Apollon'un doğum yeri olan Patara'da önemli bir merkezdir).Didim'deki bilicilerin çoğu kadındır. Ellerindeki kutsal bir değnekle kuyunun başında oturur, sularda gördükleri ışıltıları yorumlar, rahiplere bildirirler.Bilici kadınlar arasında en ünlüsü Troya kralı Priamos'un kızı Kassandra'dır.*5) Kent kapılarındaki bekçiliğinden dolayı yeni kurulan şehirlerin

Page 21: Yunan Mitolojisi

koruyucusu, günlük yaşamın düzenleyicisidir.Yol ve kapılar tanrısıdır.6) Güzel sanatların bilim ve müziğin koruyucusudur. Musalar korosunun yöneticisi olarak ün yapmış, bu konuda pek çok efsane oluşmuştur. Kimi yetenekleri konusunda Apollon son derece kıskançtır. Bu, özellikle Phrigya'lı Marsyas'a karşı öfkesini konu eden bir mitosta çok belirgindir. Marsyas iki delikli kavalın bulucusu sayılır.Ancak bu kavalı asıl bulan tanrıça Athena'dır.Athena bir gün kavalını çalarken derede yansımasını görür.Kavalını, yanaklarını şişirip çirkinleştirdiği için dereye atar.Marsyas kavalı bulur ve çalmaya başlar.Giderek ustalaşır ve musalar korosunun yöneticisi olur. Kendine olan güveni onu, Tanrı Apollon'nun liriyle yarışmaya cüret ettirir. Apollon yarışmayı tek bir koşulla kabul eder.Yenen yenilene istediği cezayı verebilecektir.Hakem, Musalar ve Phrigya kralı Midas'tır.Musalar Apollon'u, Kral Midas Marsyas'ı birinci seçer.Çok sinirlenen Apollon, Midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirir.Marsyas'ı da bir çam ağacına bağlayıp diri diri derisini yüzer.Ancak daha sonra buna çok pişman olur, lirini kırarak bir daha hiç çalmaz. Marsyas'ı bir ırmak (Çine Çayı) haline getirir. Apollon çeşitli özelliklere sahip olsa da tasvirlerde genellikle tek bir biçimde gösterilir. Güçlü ve ideal fiziğiyle genç erkek güzelliğini temsil eder ve genellikle çıplaktır.Efsanelerde Apollon'un aşkları da önemli yer tutmaktadır. Bunların en ünlüsü Daphne'dir.Ancak Daphne ona yüz vermez.Apollon'dan korkup kaçar ancak ondan hızlı olan Apollon koşarak kızı yakalar. Athena gibi bakire kalmaya yemin eden Daphne bunun üzerine kendisini saklması için toprağa yalvarır, bu isteği kabul edilir.Vücudu bir defne ağacına, saçları güzel kokulu yapraklara dönüşmüştür. Bu duruma çok üzülen Apollon defneyi kutsal ağacı yapmış, ünlü ozan ve savaşçıları defne yapraklarından yapılmış taçlarla onurlandırmıştır.*Kassandra'nın bu özelliği ile ilgili çeşitli efsaneler vardır.Apollon'la ilgili olan şu şekildedir; Apollon, Kassandra'ya aşık olur ve Priamos'tan kızını kendisine verirse ona bilicilik bağışlayacağını söyler.Kassandra bunu kabul eder ve yeteneği alır ancak Apollon'a verdiği sözü tutmaz.Apollon buna çok sinirlenerek kızın ağzının içine tükürür ve armağanını etkisiz kılar.Kassandra geleceği görecek, gördüklerini söyleyecek fakat kimseyi inandıramayacaktır.Kassandra , Troya tarihinin bütün olaylarını önceden görmüş ve söylemiştir.Olaylar sonunda Agamemnon'un tutsağı olmuş ve Yunanistan'a getirilmiştir.Kassandra, Aiskhylos'un ünlü tragedyası Agamemnon'un esin kaynağıdır.Bu oyunda kendi ölümünü de görür, bunu söyler ama kimse aldırmaz.Tragedya'nın sonunda ölmeden önce Apollon'un bağışladığı bilicilik hünerine lanet eder. ARTEMİS (Diana) Artemis, Yunan mitolojisine göre Leto ile Zeus kızı, Apollon'un kız kardeşidir.Doğum yerinin Efes olduğu kabul edilir. Adı,

Page 22: Yunan Mitolojisi

Apollon7un adı gibi Yunanca değildir. Dokunulmamış, bozulmamış anlamına gelen 'artemes' sıfatından türetilmiş olması mümkündür. Artemis ok, yay ve arabayla yakından ilgilidir. Onun için "hedefi vuran", "gümüş yaylı" sıfatları da kullanılmıştır. Yayını sadece avlanmak için değil kardeşi Apollon gibi insanları cezalandırmak ve öldürmek, için de kullanır. Örneğin bir kerede 14 çocuk doğurduğunu söyleyerektanrıçaya nisbet yapan Manisalı Niobe'nin çocuklarını oklarıyla öldürmüştür. Çocuk doğururken ölen kadınlardan da Artemis sorumludur. Tanrıçanın zalimliği ile bir başka hikayede avcı Aktaion'la ilgilidir; Kentavros Kheiron'un yetiştirmesi Aktaion öyle yaman bir avcıdır ki, Thebai bölgesinde onun üstüne kimse yoktur. Gurura kapıldığı için Artemis'ten daha üstün bir avcı olduğunu söylemiştir. Bundan başka bir de tanrıçayı derede çıplak yıkanırken gözetlemiştir. Bu küstahlığa dayanamayan Artemis'te Aktaion'u geyiğe dönüştürmüş ve elli köpeğini de üstüne salmıştır. Parçaladıkları geyiğin kendi efendileri olduğunu anlamayan hayvanlar uluyarak Aktaion'u aramaya koyulmuşlar, sonunda Kheiron da onları avutmak için Aktaion'un heykelini yapmıştır. Bazı efsanelerde Artemis doğa güçlerini ve özellikle hayvanları elinde tutan Potnia Theron olarak gösterilir. Bazı destanlarda avcılık ve bakire nitelikleri de yer almaktadır. Artemis, Efes Artemis'inde olduğu gibi kişiliğinde dişiliğinin 3 aşamasını; yani kızlık, kadınlık ve analık aşamalarını birleştirir.Yunan mitolojisinde Apollon güneşle, Artemis'de ayla bağlantılıdır. Bu nedenle Artemis, Phoibe ve Selene (latince Luna) adlarını da almıştır. Artemis Olympos tanrılarıyla ilişkisi olmayan ve hiç bir efsaneye karışmayan Efes Artemis'inin pek çok özelliğini yansıttığı için Anadolulu olarak kabul edilmiştir.Bazı şairler tarafından gökte Selene, yeryüzünde Artemis ve yeraltında karanlığa büründüğü zaman bu güçlere egemen kılan Hekate ile bir tutulur. Efes Artemisi; Efes, İlkçağın en önemli merkezlerinden biridir. Ününü çok üstün bir uygarlık seviyesine sahip olmasının yanı sıra iki dinin merkezi olmasından da kaynaklanır. Daha sonra Artemis'e dönüşecek olan Anadolu'nun ana tanrıçası Kybele'nin dini ve daha sonra ki Hz.İsa dini.Hıristiyanlığın ilk yıllarında kurulan yedi kiliseden ilki Efes'te kurulmuştur. Efes'te kazılarda ortaya çıkartılan üç Artemis heykeli çok memeli Artemis motifinin kaynağının Efes olduğunu gösterir. Efes'in çok memeli Artemis heykelleri tanrıçanın doğaya hakimiyetini ve her türlü uygarlığın koruyucusu olduğunu simgeler. Heykellerden birininin başında 3 katlı kule biçimli tapınak vardır. Bu şehirlerin koruyucusu olduğunun sembolüdür. Ensesi dolunay biçiminde bir diskle çevrilidir, bu onun bakireliğinin işaretidir (bozulmamış ay). Alnındaki hilal ise ay tanrıçası olduğunun işaretidir. Diskin iki yanında beşer grifon, yani kartal başlı aslan vardır. Boynuna burç işaretlerinin yer aldığı kalın bir gerdanlık takmıştır.Gerdanlığın altında 4 sıra halinde, sayısı 17 ile 40 arasında değişen memeleri vardır (Polymastos yani çok memeli). Bunlar tanrıçanın bolluk ve

Page 23: Yunan Mitolojisi

bereket simgeleridir. Altı kat halindeki eteği, dörtgen biçimli plakalara bölünmüştür. Her dörtgenin içinde aslanlar, boğalar, keçiler,grifonlar, sfenksler ve arılar kabartma olarak gösterilmiştir. Bunlar Artemis'in doğa üstündeki egemenliğinin simgeleri olmalıdır. Efes Artemis heykelinin değişmez kutsal simgelerinden biri de üç sayısıdır. Bu sayı ile Artemis'in üçlü karekteri dile gelmektedir; bakire, kadın ve anne. MÖ 5.yy.da yapılmış olan Efes Artemis Tapına€, dünyanın yedi harikasından biriydi. İlkçağ'da Efes'te Artemis kültü son derece güçlüydü bu sebeple Efes, Anadolu'da Hıristiyanlığa karşı en büyük direnci gösteren kent olmuştur.Ancak Hıristiyanlık çok köklü bir şekilde yerleşmiştir. Efesliler Hıristiyanlığı Meryem sayesinde benimsemişlerdi. Tanrıça Artemis'in pekçok özelliği Meryem'e aktarılmıştır.Bu açıdan bakılınca Efes'te, Kybele, Artemis ve Meryem Ana kültleri hiçbir kesintiye uğramamıştır.HESTİA (Vesta) Kronos ile Rheia'nın kızı. Ocağı simgeleyen ateş tanrıçası. Soyut bir kavram olan Kutsal ateşi simgeler. Poseidon ve Apollon ona talip olduğu halde hiç evlenmemiştir. Her tapınakta ve her evde sunağı vardı. Roma mitolojisinde, Yunandan daha çok önem kazanmıştır. Roma'da onun adına tapınak yapılmıştır. Buradaki rahibelere Vesta rahibeleri denmiştir. Bu rahibelerde Hestia/Vesta gibi bakiredir. DEMETER (Ceres) ve PERSEPHONE (Prosperina-Kore) Homeros destanlarındaki güzel saçlı, güzel örgülü kraliçe. Toprak ve bereket tanrıçası. Hesiodos'a göre Kronos ile Rheia'nın kızı, yani ikinci kuşak tanrılar soyundandır. Ekinleri ve özellikle buğdayı simgeler. Zeus ile birleşmesinden Persephone doğmuştur. Demeter'in yatağına girdi ZeusCanlıları doyuran, tarlalar tanrıçasının.Ak kollu Persephone'yi doğurdu Demeter,yer altı tanrısı Aidoneuskaçırdı onu anasının koynundan ve bilge Zeus bıraktı kızını ona.(Hesiodos, Theogonie, 911 vd.)Demeter ekinleri ve özellikle buğdayı simgeler. En çok tapınım gördüğü yerler İtalya, Girit ve Trakya'dır. Onun tek efsanesi mevsimlerle ilgilidir. Bu efsane Yunan dünyasının daha çok buğday üreten bölgelerinde gelişmiş ve tutulmuştur. Hem efsanede, hem de tapınımında kızı Persephone ile birlikte anılır, bunlara "iki tanrıça" denir. Efsaneye göre Persephone bir gün oyun arkadaşlarıyla birlikte çayırda çiçek toplarken toprak yarılmış ve Hades arabasıyla çıkarak kızı yeraltı ülkesine kaçırmış ve orada ona nar yedirmiştir.İnanışa göre ölüler ülkesinde bir şey yiyen Hades'ten geri çıkamaz. Çok üzülen Demeter kızını aramak için yollara düşmüş ancak hiç bir yerde bulamamıştır. Bunun üzerine yaşama küserek ıssız bir köşeye çekilmiştir. Demeter'in küsmesiyle toprağın bereketi uçup gitmiş, kıtlık başgöstermiştir. Tanrı Zeus duruma müdahale ederek sorunu

Page 24: Yunan Mitolojisi

çözümlemiştir.Bundan sonra Persephone kışı kocası Hades'in, bahar ve yazı Demeter'in yanında geçirmeye başlamış ve toprağa yeniden bereket gelmiştir. Demeter'in çeşitli sevgilileri ve bu ilişkilerinden pek çok çocuğu olmuştur.Bunların içinde en ünlüsü, ölümlü bir erkek İasion'dan olan oğlu Plutos (Servet ve zenginlik tanrısı)'tur.Zeus'la Demeter'in kızı olan Persephone, Kore yani genç kız olarak ta anılmaktadır. Önceleri bereket ve toprağı simgelerken Hades tarafından kaçırılmasından sonra ölüler ülkesinin tanrıçası olmuştur.HADES (Aidoneus- Pluton- Orcus) Zeus yeryüzünün hakimiyetini kardeşleri arasında bölüştürürken yeraltıda Hades'in payına düşmüştür. İnsanların ve tanrıların hiç sevmedikleri sert, zalim tanrı Hades, karısı Persephone ile birlikte, gölgeler halinde dolaşan ölülere hükmeden yer altı ülkesindeki saraylarında yaşarlar. Hades kelimesi görünmeyen anlamına gelir. Başındaki sihirli başlık onu görünmez kılar. Hades yalnız yer altı, ölüler ülkesinin tanrısının adı değil, aynı zamanda ölüler ülkesinin adı da olmuştur. Tanrı Hades ölüler ülkesinden ayrılmaz, diğer tanrıların katıldıkları şölenlere katılmaz. Sadece bir kez Olympos'taki Paian adındaki doktoru ziyaret etmiştir. Efsanelerde adı sıkça geçmez. Onunla ilgili tek efsane Persephone'yi kaçırmasıyla ilgili olandır. Hades çok sık tasvir edilen bir tanrı da değildir. Genellikle Persephone ya da atribusu da olan Kerberos adındaki üç başlı köpekle birlikte tasvir edilir. Homeros Hades'i gölgelerin yaşadığı belirsiz bir yer olarak düşünür. Ona göre Hades'te herşey bir hayaldir. Ölüler ülkesinin asıl ayrıntılı tanımını Vergilius yapmıştır. Vergilius Hades'in haritasını çıkarmış ve şöyle tanıtmıştır. Hades ülkesi Tartaros ve Erebos olarak ikiye ayrılır. İnsanlar ölünce önce Erebos'a, oradan da yeraltının en derin bölümü olan Tartaros'a gider. Erebos'da bekleyen ihtiyar kayıkçı Kharon ölülerin ruhlarını kayığa bindirerek karşı kıyıya, Tartaros'un kapısına götürür. Tartaros'un kapısı önünde gelenleri içeri alan, ancak dışarı bırakmayan üç başlı, ejder kuyruklu köpek Kerberos vardır. Ölüler önce üç yargıcın önüne çıkarılır. Orada kötüler sonsuz acı çekmeye, iyiler de mutluluk içinde yaşamaya Elysion kırlarına gönderilir. Hades'te yeraltını dünyadan ayıran üç ırmak vardır; Phlegeton (ateş ırmağı), Lethe (unutuş ırmağı) ve tanrıların adına yemin ettikleri kutsal ırmak Sytks bulunur. Uyku ve kardeşi ölüm de Hades'te yaşar. Zeus gibi tanrı Hades'te insanlara rüyaları gönderir. Düşler yer altı dünyasından çıkarken iki kapıdan geçerler. Boynuz kapıdan çıkanlar güzel, iyi rüyalar, fildişi kapıdan çıkanlar kötü rüyalardır.Homeros'tan başka Roma döneminde Vergilius ve Ortaçağ'da da Dante Ölüler Ülkesini eserlerinde betimlemişlerdir.Hades'in bir diğer adı da Pluton'dur. Zengin anlamına gelen bu sıfatla yer altındaki tüm hazinelerin Hades'in olduğu belirtilmek istenmiştir.

Page 25: Yunan Mitolojisi

OKEANOS Yunanlıların dünya görüşüne göre, yeryüzü yuvarlak ve yassı bir diske benziyordu. Okeanos'ta bu diski çepeçevre saran aslında bir deniz değil, evrensel bir ırmak ve ırmakların babası olarak tasarlanır. Okeanos anaforlu, dalgalı bir su olarak düşünülür. Coğrafya bilgilerinin artmasıyla birlikte Okeanos büyük denizlere özellikle de Atlantik Okyanusu'na verilen isim olmuştur.

Hesiodos'a göre Gaia'nın Uranos (Gök) ile birleşmesi sonucu, altısı kız altısı erkek Titanlar (Devler) oluşur. Okeanos, Titan olmasına karşın tanrı olaylarına karışmayarak dünyanın ucuna çekilip oraya yerleşmiştir. Hesiodos'un Theogonie'sinde Okeanos yine bir Titan olan denizin doğurgan gücünü simgeleyen Tethys ile evlenmiştir. Bu evlilikten sayısı 3000'i bulan bütün ırmaklar ve yine 3000 deniz kızı (Okeanos Kızları) doğmuştur. Bu kızlar dereleri ve su kaynaklarını temsil ediyorlardı. Bu deniz kızları arasında Styks, Asia, Metis, Dione, Filira tanrı ya da kahramanlarla birleşmişlerdir. Okeanos ile Tethys tanrılardan uzak, kendilerine göre bir hayat sürerler. Pek çok tanrıyı saraylarında konuk etmişlerdir. İlyada da Hera şöyle demektedir;Gidiyorum bol besi veren toprağın bir ucuna, Tanrıların atası Okeanos'la, ana Tethys'i görmeye.Onlar almışlardı beni Rheia'nın elinden, saraylarında iyice beslemişler, büyütmüşlerdi. POSEIDON (Neptün) Zeus'un kardeşidir. Zeus ona denizlerin, deniz canlılarının ve tüm akarsuların hakimiyetini vermiştir. Poseidon'a yer altında yürüyen denir. Depremler yaratır ve karaları sarsar. Aynı zamanda atlarında tanrısıdır. Tunç nallı atların çektiği arabası ile hem denizin altından hem de üstünden gidebilir. Yunus balığının yanısıra Poseidon'un elinde taşıdığı üç çatallı yaba onun simgesidir (atribu). Bu yabayı fırlattığı zaman, denizde fırtınalar ve korkunç dalgalar yaratabilir. Görünüşü Zeus'a benzer, orta yaşlı ve sakallıdır. Poseidon, Zeus ve Athena ile devamlı mücadele halindedir. Özellikle Atina kentinin baş tanrısının belirlenmesi için mücadele vermişlerdir. Poseidon kente at, Athena da zeytin ağacı bağışlamıştır. Atinalıların Athena'nın bağışını seçmeleri üzerine kızan Poseidon yabasını yere vurmuş kentin de içinde bulunduğu yarım adanın tuzlu sular altında kalmasını sağlamıştır.Poseidon, Nereidlerden (su perisi) Amphitrite ile evlidir. Bu tanrı çiftinin Triton adındaki çocuklarının vücudunun üst yarısı insan, alt yarısı balık şeklindedir. Birleşme yerinde de bir çift at bacağı vardır. Daha sonraları bu tür deniz canavarlarının hepsine birden Triton denmiştir. Triton deniz kabuğundan (deniz minaresi) borusunu öttürerek, denize hükmeder. Tatlı ve güzel nağmelerle denizin azgın dalgalarının yumuşamasına neden olur. Poseidon'un başka sevgililerinden çocukları da olmuştur. Bunlardan biri de insan yiyen bir dev olan Polyphemos'tur. Odysseus arkadaşlarını

Page 26: Yunan Mitolojisi

yiyen devi sarhoş edip, tek gözünü kör etmiştir. Bu nedenle de Poseidon'un düşmanı olmuştur.

HERA (Iuno) Baş tanrı Zeus'un karısı ve kız kardeşidir. Yunanlılara göre Zeus ile Hera'nın düğünleri, yeryüzündeki her türlü bolluk ve verimliliğinin simgesidir.Bu evliliğe Hieros Gamos(Kutsal evlilik) adı verilir. Zeus ile Hera'nın evliliğinden Ares, Hebe ve Hephaistos doğmuştur. Zeus ile Olympos'a yerleşen tanrıça Zeus'un saltanatını paylaşmıştır. Onun gibi hayata, dünya düzenine, fırtına, rüzgar ve yağmurlara, mevsimlerin değişmesine hükmetmiştir. Her şeyden önce kadınları gözetir, onların hayatını düzenler, analığı ve doğumu koruyan bir tanrıça olmuştur. Evliliğin kutsal düzenini bozan herkes özellikle de Zeus'un sevgilileri ve çocukları en büyük düşmanlarıdır. Simgeleri tavus kuşu, nar ve zambaktır. Hera daima dolgun vücutlu, gür saçlı güzel bir kadın olarak tasvir edilmiştirHera aynı zamanda geçimsiz, hırslı, kindar ve tutkulu bir kadındır. İşlerini çoğunlukla düzen kurarak yürütür. Hera tipik Yunan tanrıçası olarak Yunan yarımadasının ırk, soy, din ve dünya görüşlerini, çıkarlarını Anadolu'ya ve Ege'ye karşı savunmuştur. Argos Hera'nın kutsal ilidir. En ünlü tapınağı Samos adasında bulunur.Üç güzeller yarışmasında birinciliği Afrodit'e kaptırması Paris ve Troya'ya karşı bitmez bir kin duymasına neden olmuş ve Troya'nın yokedilmesini istemiştir. Savaş boyunca hep Akhaları tutmuş, savaş Troyalıların lehine döndüğü zaman İda Dağı'nda savaşı seyreden Zeus'un yanına gelerek onunla sevişip, oyalayarak diğer tanrılarla birlikte Akhalara yardım etmiştir. Hera, Afrodit'ten sonra en güzel tanrıça olduğu halde bunu hiç bir zaman kullanmamış, kendisine aşık olan erkekleri hep reddetmiş, Zeus'a hep sadık kalmıştır. Güzelliğini hep Zeus'a sunmuş, her yıl Kanathos Irmağının kutsal sularında yıkanarak bekaretini geri almıştır.ZEUS (Jupiter) Tanrılar tanrısı ve Olympos tanrıların en güçlüsüdür. Yunanlılar Zeus'u Balkan yarımadasına göçleri sırasında getirdiler. Göçmen Yunanlıların Zeus ile yerli tanrılar arasında bazı ilişkiler kuruldu. Yerli Argos tanrısı Zeus'un karısı oldu. Eski tanrılar Hera, Hades ve Poseidon onun kardeşleri sayıldı. Girit ve Trakya'nın tanrıları Athena, Apollon, Artemis, Ares ve Dionysos ise Zeus'un çocukları olarak kabul edildi. Gökyüzü tanrısı olan Zeus'ta, gökle ilgili doğal güçlerin hepsi kişileşir. Işık, aydınlık, bulut, gök gürlemesi, şimşek, yıldırım Zeus'un emri altındadır. Gökteki nesnelerin uyumu, yeryüzündeki düzen, bilgelik Zeus'a bağlıdır. Ölümlüler ve ölümsüzler onun buyruğu altındadır. Zeus'un adına her zaman Kronosoğlu ve Olymposlu sıfatları eklenmiştir.Olympos'ta taht kuran tanrılar

Page 27: Yunan Mitolojisi

tanrısı Zeus, demirci tanrı Hephaistos'un yaptığı krallık asasını taşır.Jupiter&Thetis( Ingres, Jean-Auguste-Dominique )Tasvirlerinde orta yaşlı, güçlü, uzun ve gür saç ve sakalı olan bir görünümdedir.Elinde Kykloplar'dan aldığı yıldırım demetini tutar. Yanında kutsal kuşu olan kartal vardır. Krallık gücünü simgeleyen asasını kime verirse o kral olur. Bütün krallar Zeus'tan doğma ve onun yetiştirmesi olarak kabul edilirler.Bu nedenle güç ve yetkilerini iyi kullanmazlarsa Zeus onları cezalandırır. En sevgili oğlu, geleceği bildiren tanrı Apollon, en sevdiği kızı ise akıl ve savaş tanrıçası Athena'dır.

Zeus iyiliksever ve konukseverdir, zorda kalanlara, gariplere sevgi ve saygı gösterilmesini ister. Bu nedenle adalete dayanan insanca bir düzenin kurucusu ve koruyucusudur. Ulusların bağımsızlığının koruyucusudur.Zeus güçlü bir tanrı olmasına rağmen ölümlülere özgü zaafları ve tutkuları vardır. Karısı Hera'dan çekinmesine rağmen yasak aşklar yaşamaktan ve serüvenlere atılmaktan kaçınmamıştır. Bu ilişkilerinden bazılarında şekil değiştirdiği de görülür. Örneğin Zeus, Hera'ya soğuktan titreyen guguk kuşu şeklinde yanaşmıştır. Boğa kılığına girerek de Europe'yi kaçırmıştır. Leda bir kuğu biçiminde, Antiope'ye satir kılığına girerek yanaşmıştır. Babasının yer altındaki tunç kaplı bir odaya hapsettiği Danae'e altın damlası şekline girerek ulaşmıştır. Evli bir kadın olan Alkmene'yle de kadının kocasının görünümünü alarak birleşmiştir. Troya Kralının oğlu olan Ganymedes'i kartal biçimine girerek kaçırmıştır. Bu çapkınlıkların sonucu Apollon, Artemis, Athena, Ares, Hermes, Dionysos ve Persephone gibi ölümsüz (tanrı-tanrıça), Perseus, Herakles ve Dioskurlar gibi ölümlü çok sayıda çocukları olmuştur.__________________