Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek … · 2019-05-10 · Çukurova...

84
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Naci Erhan YURDAKUL TAVUK ETLERİNDEN GRAM POZİTİF KOKLARIN İZOLASYONU VE ANTİBİYOTİKLERE KARŞI DİRENÇLİLİKLERİ’NİN BELİRLENMESİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ADANA, 2008

Upload: others

Post on 26-Dec-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ Naci Erhan YURDAKUL TAVUK ETLERİNDEN GRAM POZİTİF KOKLARIN İZOLASYONU VE

ANTİBİYOTİKLERE KARŞI DİRENÇLİLİKLERİ’NİN BELİRLENMESİ

GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ADANA, 2008

Page 2: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TAVUK ETLERİNDEN GRAM POZİTİF KOKLARIN İZOLASYONU VE ANTİBİYOTİKLERE KARŞI DİRENÇLİLİKLERİ’NİN

BELİRLENMESİ

Naci Erhan YURDAKUL

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Bu tez ../../2008 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından

Oybirliği/Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir.

İmza............……………… İmza..................................... İmza.................………… Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA Prof. Dr. Fatih KÖKSAL Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Bu tez Enstitümüz Gıda Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No : ZF2006YL83 Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: • Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

Page 3: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

I

ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TAVUK ETLERİNDEN GRAM POZİTİF KOKLARIN İZOLASYONU VE ANTİBİYOTİKLERE KARŞI DİRENÇLİLİKLERİ’NİN

BELİRLENMESİ

Naci Erhan YURDAKUL

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Danışman: Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA Yıl : 2008, Sayfa: 72

Jüri : Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA Prof. Dr. Fatih KÖKSAL

Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU

Bu çalışmada Adana’daki çeşitli marketlerden temin edilen 50 adet tavuk eti örneğinden, gram pozitif kok izole edilerek, selektif besi yerinde gelişim ve gram boyama özellikleri belirlenmiştir.

Tavuk eti örneklerinden izole edilen suşların 30’u gram (+) kok bulunmuştur. Söz konusu suşların, 4 ‘ü Enterococcus spp., 4’ü S. aureus ve 22’si koagulaz negatif stafilakok (KNS ) olarak tanımlanmıştır. Yapılan antibiyotik direnç testleri sonucunda ise; Enterococcus spp. suşlarının %50 ‘si eritromisin, %100’ü tetrasiklin, %50 ‘si vankomisin, %50’si kloramfenikol ve %75’i siprofloksasine karşı dirençli bulunmuştur. Enterecoccus spp. suşlarında teikoplanin direncine rastlanmamıştır.

S. aureus suşlarının ise, %25 ‘i eritromisine, %100’ü tetrasikline ve %25’i kloramfenikola dirençli, vankomisin, teikoplanin ve siprofloksasine ise duyarlı bulunmuştur.

KNS suşlarının ise; %68,1’i eritromisine, %77,2’si tetrasikline, %59’u vankomisine, %9’u teikoplanine %27,2’si koloramfenikol ile siprofiloksasine dirençli olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler : Gram (+) kok, Enterococcus spp., S. aureus, antibiyotik

dirençliliği, tavuk eti

Page 4: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

II

ABSTRACT

MSc THESIS

THE DETERMİNATİON OF ANTİBİOTİC RESİSTANCE OF GRAM POSİTİVE COCCOİD’S AND İSOLATED FROM CHİCKEN MEAT

Naci Erhan YURDAKUL

DEPARTMENT OF FOOD ENGINEERING

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA

Supervisor: Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA Year : 2008, Pages: 72 Jury : Prof. Dr.Zerrin ERGİNKAYA

Prof. Dr. Fatih KÖKSAL Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU

In this study, 50 chicken meat samples were collected from markets in Adana and Gram positive coc strains were tried to be isolated from these samples. In isolated strains, growth on selective media and gram dye were tested.

30 of isolates that were obtained from chicken meat samples were found gram(+) coccus 4 of described isolates as Enterococcus spp., 4 of them as S. aureus and 22 of them as KNS were defined. In conclision of tests of antibiotic resistant, it was found that %50 of Enterococcus spp. were resistant to erytromycin, %100 of them were resistant tetracycline, %50 of them were resitant to vancomycin, %50 of them were resistant to chloramphenicol and %75 of them were to resistant to ciprofloxacin. No one of them found to be resistant to teicoplanin in isolate of Enterecoccus spp.

It was found that, % 25 of S. aureus isolate were resistant to erytromycin, %100 of them were resistant to tetracycline and %25 of them were resistant to chloramphenicol, but also respectively %25 of them, %100 of them and %25 of them were sensitive to vancomycin, teicoplanin and ciprofloxacin.

As for isolate of KNS, it was determined that %68.1 of them were resistant to erytromycin , %77,2 of them were resistant to tetracycline, %59 of them were resistant to vancomycin, %9 of them were resistant to teicoplanin, %27,2 of them were resistant to both chloramphenicol and ciprofloxacin.

KeyWords : Gram (+) coccus, Enterococcus spp., S. aureus, antibiotic resistance, broiler meat

Page 5: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

III

TEŞEKKÜR

Çalışmalarım boyunca değerli yardım ve katkılarıyla beni yönlendiren, her

türlü bilgi ve desteğini benden esirgemeyen, her konuda bana yol gösteren, yardımcı

olan, yakın ilgisi ile beni her zaman teşvik ve motive eden saygı değer hocam Prof.

Dr. Zerrin ERGİNKAYA’ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmam sırasında ilgi ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Yrd. Doç.

Dr. Işıl VAR, Arş.Gör. Bülent ZORLUGENÇ, Arş.Gör. Feyza KIROĞLU ve

Arş.Gör. Adnan BOZDOĞAN’a

Tezim sırasında destek vermekten kaçınmayan ve her zaman yardımcı olan

sevgili arkadaşlarım Arş.Gör. Hasan TANGÜLER, Dr. Emir Ayşe ÖZER, Arş.Gör.

Emel ÜNAL ve İbrahim YALANCA’ya

Maddi ve manevi destekleriyle beni yalnız bırakmayan aileme teşekkürü bir

borç bilirim.

Page 6: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

IV

Rahmetli Babam Mustafa Saygun YURDAKUL anısına ithaf ediyorum.

Page 7: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

V

İÇİNDEKİLER SAYFA

ÖZ ........................................................................................................................... I ABSTRACT ........................................................................................................... II

TEŞEKKÜR .......................................................................................................... III İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………..V

SİMGELER VE KISALTMALAR ................................................................... VIII ÇİZELGELER DİZİNİ ..................................................................................... VIII

ŞEKİLLER DİZİNİ ..............................................................................................IX RESİMLER DİZİNİ .............................................................................................. X

1. GİRİŞ……………………………………………...………………………………1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR .................................................................................. 7

2.1. Gıda Zincirinde Gram Pozitif Koklar ve Önemi ............................................. 7

2.1.1. Staphylococcus spp.................................................................................. 8

2.1.2. Staphlococcus spp.’nin Patojenitesi ......................................................... 9

2.1.3. Enterococcus spp. ................................................................................. 11

2.1.4. Enterococcus spp.’nin Patojenitesi ........................................................ 12

2.2. Bakterilerin Antibiyotik Direnç Mekanizmaları ............................................ 13

2.2.1. Staphylococcus spp’nin Antibiyotik Direnci .......................................... 16

2.2.2. Enterococcus spp.’nin Antibiyotik Direnci ............................................ 18

2.3. Kanatlı Eti Florası ve Kesim Teknolojisi ..................................................... 21

2.4. S. aureus’un Et Ürünlerinden İzolasyonu, Patojenitesi ve Antibiyotik

Direnci İle İlgili Yapılan Çalışmalar ............................................................. 25

2.5. Enterococcus spp.’nin Et Ürünlerinden İzolasyonu, Patojenitesi ve

Antibiyotik Direnci İle İlgili Yapılan Çalışmalar ..................................... 28

3. MATERYAL VE METOT ............................................................................... 31

3.1. Materyal....................................................................................................... 31

3.1.1. Besiyerleri ve Kimyasallar .................................................................... 31

3.1.2. Referans Suşlar ..................................................................................... 31

3.2. Metot ........................................................................................................... 31

3.2.1. Örneklerin Analize Hazırlanması ........................................................... 31

Page 8: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

VI

3.2.2. Enterococcus spp.’nin İzolasyonu ......................................................... 33

3.2.3. Enterococcus spp.’nin Tanımlanması .................................................... 33

3.2.4. S.aureus’un İzolasyonu ......................................................................... 34

3.2.5. S.aureus’un Tanımlanması .................................................................... 34

3.2.6. Morfolojik ve Biyokimyasal Testler ...................................................... 35

3.2.6.1. Gram Boyama .................................................................................... 35

3.2.6.2. Katalaz Testi ...................................................................................... 35

3.2.6.3. Tuz Toleranslarının Belirlenmesi ........................................................ 36

3.2.6.4. Sıcaklık Toleranslarının Belirlenmesi ................................................. 36

3.2.6.5. Glikozdan Gaz Üretimi ....................................................................... 36

3.2.6.6. Koagulaz Testi ................................................................................... 36

3.2.6.7. Deoksiribonükleaz (DNaz) Testi ......................................................... 37

3.2.6.8. Mannitol’ün Anaerobik Femantasyonu ............................................... 37

3.2.7. Antibiyotik Direnç Testi ........................................................................ 37

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ............................................... 39 4.1. Enterococcus spp. İzolasyonu ve Tanımlanması ........................................... 39

4.2. Koagulaz Negatif Stafilakok (KNS) ve S. aureus İzolasyonu ve

Tanımlanması ............................................................................................. 41

4.3. Enterococcus spp. Suşlarının Antibiyotik Dirençliliği ................................. 43

4.4. S. aureus ve KNS’lerin Suşlarının Antibiyotik Dirençlilikleri....................... 44

4.5. Enterococcus spp.’nin Vancomycin Dirençleri ............................................. 52

5. SONUÇ VE ÖNERİLER .................................................................................. 49 KAYNAKLAR ...................................................................................................... 52

ÖZGEÇMİŞ .......................................................................................................... 72

Page 9: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

VII

SİMGELER VE KISALTMALAR ARE : Antibiotic Resistant Enterococci

BHIB : Brain Heart Infusion Broth

C 30 : Kloramfenikol 30 µg

CIP 5 : Siprofloksasin 5 µg

E 15 : Eritromisin 15 µg

HLAR : Yüksek Düzeyde Aminoglikozit Direnci

KAA : Kanamycin Aesculin Azide Agar

KNS : Koagulaz Negatif Staphylococcus

kob (cfu) : Koloni Oluşturma Birimi (Colony Forming Unit)

LAB : Laktik Asit Bakterileri

MRSA : Metisilin Resistant Staphylococcus aureus

TE 30 : Tetrasiklin 30 µg

TEC 30 : Teikoplanin 30 µg

VA 30 : Vankomisin 30 µg

VRE : Vancomycin Resistant Enterococcus

VREF : Vancomycin Resistant Enterococcus faecium

Page 10: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

VIII

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 3.1. Araştırmada Kullanılan Besiyerleri ve Kullanım Amaçları .................. 32

Çizelge 3.2. Araştırmada Kullanılan Referans Suşlar .............................................. 32

Çizelge 3.3. Staphylococcus spp. için NCCLS doküman M2-A9 Zon Çapı

Yorumlama Standartları ................................................................................. 38

Çizelge 3.4. Enterococcus spp. için NCCLS doküman M2-A9 Zon Çapı Yorumlama

Standartları .................................................................................................... 38

Çizelge 4.1. Tavuk Eti Örneklerinden İzole Edilen Gram (+) Koklar ...................... 39

Çizelge 4.2. Tavuk Eti Örneklerinden Elde Edilen Enterococcus spp. İzolatlarının

Özellikleri ....................................................................................................... 40

Çizelge 4.3. Tavuk Eti Örneklerinden Elde Edilen KNS ve S.aureus İzolatlarının

Özellikleri ....................................................................................................... 41

Çizelge 4.4. Enterococcus spp. İzolatlarının Antibiyotik Direnç Testi Sonuçları ..... 44

Çizelge 4.5. KNS İzolatlarının Antibiyotik Direnç Testi Sonuçları .......................... 45

Çizelge 4.6. S. aureus İzolatlarının Antibiyotik Direnç Testi Sonuçları ................... 46

Page 11: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

IX

ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA

Şekil 2.1. Tavuk Eti Üretim Akış Şeması ................................................................ 24

Şekil 3.1. Enterococcus spp’nin Tanımlanması ....................................................... 33

Şekil 3.2. S.aureus’un Tanımlanması .................................................................... 35

Page 12: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

X

RESİMLER DİZİNİ SAYFA

Resim 4.1. Enterococcus spp’nin KAA Besiyerinde Görünüşü .............................. 40

Resim 4.2. S.aureus’un Mannitol Salt Agar Besiyerinde Görünüşü ......................... 42

Resim 4.3. S.aureus’un Kranep Agar Besiyerinde Görünüşü .................................. 43

Resim 4.4. KNS 17 Nolu Suşunun Antibiyotik Direnci ......................................... 46

Resim 4.5. 11 nolu Enterococcus spp. Suşunun Antibiyotik Direnci .................... 47

Page 13: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

1. GİRİŞ Naci Erhan YURDAKUL

1

1. GİRİŞ

İnfeksiyon etkeni olan mikroorganizmalara karşı etkin mücadele yapılması,

eski çağlardan beri tıpta önemli çalışmalar arasında yer almıştır. Bu amaçla, bazı

boyaların ve kimyasal maddelerin tedavi amacıyla kullanılması 17'nci yüzyıldan

itibaren başlamıştır. Kinin sıtma, emetin ise amebiyaz tedavisinde kullanılmıştır. İlk

defa İskoç bakteriyolog Alexander Fleming'in 1929'da gözlediği ve 1940 yılında

Chain ve Flarey'in Penicillium notatum'un salgılarından elde ettiği ve penisilin adını

verdikleri ilacın birçok mikroorganizmaya öldürücü etkide bulunmasının

keşfedilmesi bir devrim olmuştur.

Enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotikler, son 50 yılda son derece

faydalı olmuşlar ve eskiden öldürücü olduğu bilinen pek çok hastalığın tedavisi için

vazgeçilmez olmuşlardır. Ancak bu maddelerin uzun zaman ve bazen gereksiz yere

kullanılmaları sonunda hastalık etkenlerinin ilaçlara karşı direnç kazanmaları son

yıllarda çağdaş tıbbın en önemli problemi olarak ortaya çıkmıştır.

Günümüzde immun sistemi bozulmuş hasta sayısı ve yoğun bakım

ünitelerinin artması, gıda zincirinde özellikle hayvan refahı ve sağlığı alanında

antibiyotik kullanımı ve bunların çevreye salınımı ile ortaya çıkan

mikroorganizmalardaki antibiyotik direnci, önemli bir sağlık sorunu olarak

karşımıza çıkarmaktadır (Demirtürk ve Demirdal, 2004).

Tarihteki ilk direnç mekanizması, 1940'lı yılların ortalarında penisilinin

yaygın biçimde kullanıma girmesi sonucu S. aureus suşlarında penisilinazların

varlığıyla görülmüştür. 1946 yılı öncesi hastanede izole edilen S. aureus suşlarının

%90'ından fazlası penisiline duyarlıyken, 1952 yılında suşların %75'i dirençli olarak

saptanmıştır.1960'lı yılların sonunda penisilin dirençli suşların topluma yayılması ve

tüm izolatların %90'ından fazlasının penisiline direnç kazanması hayal kırıklığına

neden olmuştur. Takip eden yıllarda bulunan her yeni antibiyotiğin kullanıma

girmesini takiben, belli bir süre sonra bakterilerin direnç geliştirmesi hemen hemen

değişmez bir kural halini almıştır. Nitekim 1980'lerde geniş spektrumlu

sefalosporinler ve 1990'larda ise florokinolonlar geliştirilmiş, ancak günümüzde A.

Page 14: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

1. GİRİŞ Naci Erhan YURDAKUL

2

baumanii, B. cepacia, E. faecium gibi bakteriler bu antibiyotiklere de direnç

geliştirmişlerdir (Berzeg, 2005).

Gıdalarda rastlanan en önemli gram pozitif koklar, Staphylococcus,

Enterococcus, Lactococcus, Streptococcus, Leucnostoc, Pedicoccus ve Vagococcus

olarak bilinmektedir. Gıda güvenliği ve antibiyotik dirençliliği dikkate alındığında bu

cinslerden Staphylococcus’lar ve Enterococcus’lar ön plana çıkmaktadır. Özellikle

de Stapylococcus aureus, Enterococcus feacalis ve Enterococcus faecium suşları

antibiyotik direçlilikleri açısından son zamanlarda hastane (nozokomiyal)

enfeksiyonlarının tedavisinde ciddi sorunlara neden olan önemli türlerdir.

Enterokoklar, 1980'li yılların ortalarında, moleküler tanı ve tiplendirme

yöntemlerinin bakteri tanımlama alanında da başarı ile kullanılmaları sonucunda ayrı

bir cins olarak streptokoklardan ayrılmış, Enterococcus cinsi olarak taksonomide

yerlerini almışlardır. Gerek doğal olarak taşıdıkları klindamisin, florokinolon,

trimetoprim-sülfametoksazol, düşük düzey penisilin ve düşük düzey aminoglikozid

direnç özellikleri gerekse mutasyon ya da genetik madde aktarımı sonucu

kazandıkları eritromisin, tetrasiklin, kloramfenikol, rifampin, nitrofurantoin, fusidik

asit, florokinolon, vankomisin, yüksek düzey aminoglikozid, yüksek düzey penisilin

direnç özellikleri ve beta-laktamaz aktiviteleri; her tür ortamda canlılıklarını

sürdürebilme yeteneklerinden dolayı hastane enfeksiyonlarda risk taşımaktadırlar

(Berzeg, 2005).

Enterococcus faecium genellikle gıdalarda bulunan zararsız

mikroorganizmalar olarak bilinmesine karşın, hastane enfeksiyonlarında etkin olması

nedeni ile gıda mikrobiyolojisinde ve gıda proseslerinde kontrolü önem taşımaktadır.

Antibiyotiklerin uygunsuz bir şekilde hayvan beslenmesinde büyüme uyarıcı

olarak kullanılması, dirençli Enterococcus faecium türlerinin ortaya çıkmasında

selektif ajan rolü taşımaktadır (Gaukel ve Spieβ, 1998; Quednau ve ark., 1999;

Butaye ve ark., 2000; Giraffa, 2002; Cocconcelli ve ark., 2003). Kullanılan bu

antibiyotiklerden bazıları insan tedavisinde de kullanılmaktadır (Gaukel ve Spieβ,

1998; Butaye ve ark., 1999). İnsan tedavisinde ve hayvanlarda gelişim arttırıcı olarak

kullanılan antibiyotikler arasında çapraz direnç bulunmaktadır. Çapraz direnç

sonucunda hayvan gelişiminde kullanılan antimikrobiyellere direnç, insanlarda

Page 15: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

1. GİRİŞ Naci Erhan YURDAKUL

3

tedavi amacıyla kullanılan ilaçlara dirençle sonuçlanmaktadır (Emborg ve ark.,

2003).

Enterococcus cinsi bakteriler genellikle düşük virulansa sahip olmalarına

rağmen, Enterococcus faecium ve Enterococcus faecelis kullanılan antibiyotiklere

karşı dirençli olmaları nedeniyle, klinik terapilerde önemli problemlere neden

olmaktadır (Panagea ve Chadwick, 1996; Giraffa ve ark., 2000; Bodil ve ark., 2002;

Peters ve ark., 2003). Amerika’da sağlıklı bireylerin ortalama % 5-20’sinde

Enterococcus kolonizasyonu ya da enfeksiyonu rapor edilmiştir (Namdari, 1998).

Enterococcus faecalis enfeksiyonların % 80-90’ından sorumlu iken, Enterococcus

faecium ise % 5-15’inden sorumlu olduğu bildirilmiştir (El-Din ve ark., 2002; Erdem

ve ark., 2004). Amerika’da Enterococcus faecium, hastane enfeksiyonlarına en sık

neden olan ikinci bakteridir (Wegener ve ark., 1997; Klare, 2003). Bu bakteriler

klinik uygulamalarda kullanılan bir çok antibiyotiğe karşı dirençlidirler (Quednau ve

ark., 1999).

S. aureus hastane kökenli enfeksiyonlarının önde gelen diğer

etkenlerindendir. Yıllar boyunca, metisilin bu enfeksiyonların sağaltımında başarı ile

kullanılmış ancak metisiline dirençli S. aureus (MRSA) suşlarının ortaya çıkması ile

bu antibiyotiğin etkinliği kısıtlanmıştır. Aslında MSRA suşları sadece metisiline

değil, diğer β-laktamlar, makrolidler, aminoglikozidler, tetrasiklinler, kloramfenikol

gibi diğer birçok antibiyotiğe de dirençlidirler. Dolayısıyla, bu suşlarla gelişen

sistematik enfeksiyonlerın tedavisinde vankomisin tek seçenek olarak karşımıza

çıkmaktadır. Bu nedenle S.aureus’un vankomisine karşı direnç kazanıp kazanmadığı

çok önemlidir (Ustaçelebi, 1999).

Tavuk eti ucuz, sağlıklı ve besleyici bir gıdadır. Yüksek protein ve düşük yağ

içeriğine sahip olması ve uygun bir doymamış yağ asidi kompozisyonu sergilemesi

tavuk etinin beslenme değerini artırmaktadır. İnsan beslenmesinde önemli bir yer

tutan tavuk, hayvansal gıdalar arasında uygun bileşimi ve çevre koşulları nedeniyle

bozulma etmeni mikroorganizmalar ve patojen mikroorganizmaların gelişimi

açısından önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Tavuk etinin yiyecek olarak

hazırlanması ve pazarlanması da kolaydır ve bu nedenle özellikle fast-food

restoranlarda çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ve benzeri nedenlere bağlı

Page 16: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

1. GİRİŞ Naci Erhan YURDAKUL

4

olarak tavuk eti tüketimi günümüzde hızlı bir artış göstermiş bu da tavuk etine olan

talebi artırmıştır. Bu talep tavuk üretim çiftlikleri ile tavuk kesimhane ve

işletmelerinin kurulması ve faaliyete geçmesini teşvik etmiş ve hızlandırmıştır.

Bugün ülkemizde oldukça yüksek sayıda tavuk üretim çiftliği ve işletme

bulunmaktadır(Şener ve Temiz, 2004).

Tavuk ve tavuk ürünlerinde en sık rastlanılan mikroorganizmalar

Enterobacter, Alcaligenes, Esherichia, Bacillus, Alteromonas, Flavobacterium,

Micrococcus, Salmonella, Proteus, Pseudomonas, Acinetobacter-Moraxella,

Corynebacterium, Staphylococcus ve Campylobacter türleridir.

Gerçekleştirilen bir çok araştırma tavuk eti ve ürünlerinden gıda kaynaklı

enfeksiyon ve zehirlenmelerinin başlıca etmenleri olan Salmonella, Campylobacter,

Staphylococcus aureus, Clostridium perfringens, patojenik Escherichia coli suşları

ve Bacillus cereus ’un sıkça izole edildiğini göstermektedir (Şener ve Temiz, 2004).

Tavuklardan izole edilen patojenler arasında önem verilen ve üzerinde en çok

durulanlar Salmonella serotipleri, Campylobacter jejuni ve diğer Campylobacter

türlerinin yanı sıra Listeria monocytogenes ve diğer Listeria türleri, Clostridium

perfringens ve Staphylococcus aureus ’tur. Çiğ tavuk etinden izole edilen diğer

patojen bakteriler ise Aeromonas, Shigella ve Enterococcus türleri ile Yersinia

enterocolitica ’dır (Şener ve Temiz, 2004).

Kesim yerlerindeki kötü hijyen koşulları sonucunda karkaslar fekal

kontaminasyonla kontamine olarak hayvansal gıdalar bu dirençli türler için bir vektör

olmaktadır (Lemcke ve Bülte, 2000). Vankomisin dirençli Enterococcus faecium

(VREF) suşları biftek, kümes hayvanları, domuz ve diğer et ürünlerinden izole

edilmiştir (Emborg ve ark., 2003). Enterococcus cinsine ait bakteriler, genelde fekal

çevrelerde yoğun olarak bulunmalarına karşın, gıdalarda üretim aşamalarında

hijyenik olmayan koşullar sonucunda ortaya çıkarlar (Giraffa, 2003; Lukaskova ve

Sustackova, 2003). Ayrıca intestinal ve çevresel kontaminasyonla da süt ve et gibi

çiğ gıdalarda kolonize olabilirler. Sıcaklık, pH ve tuza karşı olan dirençleri

sayesinde, gıda üretimi sırasında canlı kalarak son ürünü de kontamine edebilirler.

Bu sebeple gıdalarda, özellikle de fermente gıdalarda bulunmaları, kötü üretim

koşulları ve kontaminasyon seviyesinin bir göstergesi olarak bilinir (Hugas ve ark.,

Page 17: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

1. GİRİŞ Naci Erhan YURDAKUL

5

2003). Bu özelliklerinden dolayı Enterococcus’ların sularda ve bazı gıda ürünlerinde

hijyen indikatörü olarak kullanılmaktadır (Arizcun ve ark.,1997; Frahm ve Obst,

2003; Klein, 2003).

Tavuk yetistiriciliginde enfeksiyonlardan korunmak amacıyla bilinçsiz olarak

antibiyotik kullanılmaktadır. Ayrıca insan ve hayvanlarda Staphylococcus’lardan

ileri gelen hastalıkların sagaltımında önemli yer tutan antibiyotiklere karsı kazanılan

direnç ve bu direncin aktarımı önemli bir husustur. Bu durumun ortaya konması

amacıyla, tavuk karkaslarından izole edilen Staphylococcus’ların antibiyotiklere

karsı duyarlılık ve dirençlilik düzeylerinin saptanması üzerinde birçok çalışma

yapılmış ve sonuçta, dirençlilik düzeyinin gittikçe arttıgı gözlenmistir (Duman,

2007).

Antibiyotikler, hayvansal yemlerde hastalıkları önlemek ve performansı

geliştirmek için elli yılı aşkın süredir kullanılmaktadır. Hayvansal yemlerde

antibiyotiklerin sürekli kullanımı ile oluşan büyük endişe, yemi tüketen türlerde

direncin oluşumu ve gıda zincirinde kalıntı ve insan hekimliğinde de ilgili

antibiyotiklerin kullanılması nedeniyle patojenik bakterilerde direncin gelişmesidir

(Lange ve Brokking, 2005).

İnsanlarda Salmonella, Campylobacter ve E.coli enfeksiyonlarında artış ve bu

hastalıkların antibiyotik tedavilerine karşı direnç göstermesi antibiyotiklerin

yasaklanmasını gündeme getirmiştir. Antibiyotiklerin büyütmeyi ilerletici olarak

kullanımı ile ilgili yapılan ilk kontrol adımı 1969 da, İsveç Komitesi tarafından

yapılmştır. İngiltere 1970 lerde penicilin ve tetrasiklini yasaklamıştır. Sonuçta 1971

de birçok mikroorganizmaya karşı antibiyotikler ve tetrasiklinlerin yemde

kullanılması yasaklanmıştır. 1980’lerde, yeni insan hastalıklarının yayılmasında,

antibiyotiklere karşı direnç doğmasının etkili olduğuna dikkat çekilmiştir. İsveç,

1986 da çiftlik hayvanlarında antibiyotik büyütme faktörlerini yasaklamayı yerine

getiren ilk ülke olmuştur. 1990 ların başında, tüketicilerin artan ilgisi ve

Staphylococcus’lara karsı dirençli türlerin çıkması, büyütme faktörlerinin güvenligi

konusundaki tartışmaları şiddetlendirmiştir. İsveç, 10 yıl sonra 1997 de Avrupa

Birliğine katılmış ve avoparsin’in kullanımı Avrupa Birliğinde yasaklanmıstır.

Avoparsin insan hekimliğinde kullanılan vankomisin ile ilgili bulundugundan

Page 18: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

1. GİRİŞ Naci Erhan YURDAKUL

6

yasaklanmıştır. Avrupa Birligi tarafından Aralık 1998 de, 2821/98 sayılı Avrupa

Birligi kararı ile tylosin, virginiamycin, zinc bacitrasin ve spiramycin adlı

antibiyotikler yasaklanmıstır. Antibiyotik dirençliliği ile ilgili eğilimleri kırmak için

gözetim proğramlarına 1999 da başlanmıstır. Avrupa Birliği Komitesi, 2003 yılında

son adımı atmış ve antibiyotik büyütme faktörlerini (avilamycin, flavophospholipol,

monensin sodyum ve salinomycin sodyumu) Avrupa Birliğinde 1 Ocak 2006 dan

sonra tümüyle yasaklanmasına karar vermiştir (Nollet, 2005). Türkiye de ise

antibiyotik büyütme faktörlerinin tümü 21/01/2006 (Resmi Gazete:sayı:26056)

tarihinden itibaren yasaklanmıstır (Tuncer, 2007).

Danimarka’da yemde antibiyotik büyütme faktörlerinin yasaklanmasından

önce, Enterococcus spp. türlerinin % 60-80’i antibiyotik büyütme faktörlerine karsı

dirençli iken, yasaktan sonra bu oranın % 5-35 azaldıgı kaydedilmistir (Nollet,

2005).

1 Ocak 2006 dan sonra, Dünya daki toplam kanatlı yem üretiminin % 80’den

fazlasının hala antibiyotik büyütme faktörü içereceği belirtilmektedir. Bunun nedeni

ise dünyadaki en büyük kanatlı üreticileri ABD, Tayland ve Brezilya gibi ülkeler

olması ve bu ülkelerde henüz resmi bir yasaklamanın söz konusu olmamasıdır

(Tuncer, 2007).

Kontamine gıdalar aracılığı ile antibiyotiklere dirençli bakterilerin insanlara

transfer edilebilme riski endişe doğurmaktadır (Robredo ve ark., 2000; Klare, 2003).

Direnç genlerinin gıda zinciri aracılığı ile insanları da etkileyebileceği

düşünülmektedir (Peters ve ark., 2003).

Bu araştırmada, farklı firmalar tarafından piyasada satılan tavuk etlerinden

gıda güvenliği açısından önem taşıyan gram pozitif koklardan Enteroccus spp.,

S. aureus ve koagulaz negatif stafilakoklar izole edilerek, özellikle insan tedavisinde

de kullanılan eritromisin, tetrasiklin, vankomisin, teikoplanin, kloramfenikol ve

siprofloksasin antibiyotiklerine karşı dirençleri belirlenmiş ve söz konusu suşların

gıda kaynaklı risk taşıyıp taşımadıkları tartışılmıştır.

Page 19: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

7

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

2.1. Gıda Zincirinde Gram Pozitif Koklar ve Önemi

Gıda mikrobiyolojisi açısından, Staphylococcus, Enterococcus, Lactococcus,

Leunostoc, Streptococcus, Pedicoccus ve Vagococcus en önemli gram pozitif kok

bakteriler olarak bilinmektedir.

Staphylococcus spp. ilk kez 1884 yılında Micrococcaceae familyası

içerisinde tanımlanmıştır. Yeni klasifikasyonda ise stafilokoklar Staphylococcaceae

familyası içerisinde yer almaktadır. Gıda güvenliği açısından bu familya içerisinde

en önemli patojen tür Staphylococcus aureus olup, doğada yaygın olarak

bulunmaktadır. S. aureus patojen bir tür olmasına karşın sağlıklı insanların burun

mukozası ve deri doğal florasında sıkça rastlanan bir bakteridir (Erol, 2007).

Enterococcus spp., taksonomide 1984 yılından önce Streptococcus cinsi

altında yer almaktaydı. 1989’dan sonra Thiercelin tarafından bu cinsin ilk

tanımlaması yapılmış ve 1993 yılında Thiercelin ve Jouhaud tarafından Enterococcus

olarak tanımlanmıştır. Daha önce Streptococcus faecalis ve Streptococcus faecium

olarak bilinen bakteriler, yeni sınıflandırmada Enterococcus faecalis ve

Enterococcus faecium olarak adlandırılmıştır (Klein, 2003; Doming ve ark., 2003).

Lactococcus, laktik asit bakterilerinden olup, gram (+), katalaz (-), hareketsiz

kok şeklindedir. Hücreleri küresel ve oval olup, tekli, ikili veya zincir şeklinde diziliş

gösterebilmektedirler. Daha önce yapılan sınıflandırmamada Streptococcus cinsinin

Lancefield serolojik N grubunda olan koklar, sonraki sınıflandırmada Lactococcus

cinsine dahil edilmiştir. Bu cinse ait mikroorganizmaların herhangi bir enfeksiyon

hastalığına neden olduğu saptanmamıştır. Lactococcus spp. asit oluşturabilmekte ve

Cottage gibi çok yumuşak peynirler ile yayıkaltı, krema ve tereyağı üretiminde

kullanılabilmektedir (Hayaloğlu ve Erginkaya, 2001).

Leunostoc, kok veya oval şekilde, gram (+), spor oluşturmayan, katalaz (-),

zincir ve grup şeklinde pleomorfik hareketsiz bakterilerdir. Çoğu türleri %3 hatta

%6.5 tuz konsantrasyonuna dayanabilmektedirler. Optimum gelişme sıcaklıkları 20-

30oC arası olup, fakültatif anaerob koşullarda aktivite gösterebilmektedirler.

Page 20: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

8

Heterofermantatif olan bu bakteriler, karbonhidratları parçalayarak laktik asit

yanında asetik asit, etil alkol ve CO2 meydana getirirler (Hayaloğlu ve Erginkaya,

2001).

Streptococcus, gram pozitif, çoğu türü fakültatif anaerobik, oral

Streptococcus türlerinin bazı suşları mikroaerofiliktir ve gelişimleri için

karbondioksitli ortama ihtiyaç gösterirler. Streptococcus türleri çeşitli

karbonhidratları fermantatif yolla kullanarak homofermantatif olarak gaz üretmeden

laktik asit üretirler. Katalaz negatif, genellikle hareketsiz ikili veya zincir halinde

dizilmiş kok şeklinde bakterilerdir. Streptococcus cinsine ait bakteriler serolojik

presipitin reaksiyonlarına göre Lancefield tarafından A, B, C, D, E, F ve G gibi

büyük harfle gösterilen serolojik gruplara ayrılmıştır(Hayaloğlu ve Erginkaya, 2001).

Laktik asit bakterilerinden Pedicococus, gram (+), hareketsiz, mikroaerofilik

ve fermentatif, katalaz (-) kok şeklinde tekli, çiftli kısa zincir veya tetrad oluşturan

bakterilerdir. Bu cinsin türleri, tuza dayanıklı homofermantatif türlerdir ve doğal

olarak bitkilerde bulunur ve turşu, bira, şarap gibi fermente ürünlerin üretiminde

kullanılmaktadır (Hayaloğlu ve Erginkaya, 2001).

N grubu Lactococcus cinsinden ayrılan bir grup mikroorganizma Vagococcus

olarak tanımlanmıştır. Gram (+), katalaz (-), hareketli (peritrik flagella) koklardır.

Vagococcus türleri fermente süt ürünlerinin üretiminde starter olarak

kullanılmaktadır.

2.1.1. Staphylococcus spp.

İlk olarak 1878 yılında Robert Koch tarafından insan cerahatinde tanımlanan

Staphylococcus’lar, Pasteur tarafından 1880 yılında sıvı besiyerinde üretilmiştir.

Ongston 1882 yılında bu mikroorganizmaları Staphylococcus olarak isimlendirmiş

ve kobaylarda patojen olduğunu göstermiştir. Çoğalmaları esnasında birbirlerinden

ayrılmayarak üzüm salkımına benzeyen, düzensiz kümeler oluşturmalarından dolayı

bu isim kullanılmıştır (Kloos ve Bennerman, 1995). Rosenbach, 1884 yılında

Staphylococcus’ların ilk kez kültürünü yapmış ve karakteristik özelliklerini

incelemiş. Katı besiyerinde beyaz ve sarı koloniler oluşturan iki farklı

Page 21: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

9

Staphylococcus tespit edilmiştir. Sarı koloni oluşturan mikroorganizmalara

Staphylococcus aureus, beyaz koloni oluşturan mikroorganizmalara ise

Staphylococcus albus adını vermiştir (Kloos, 1990). Baird-Parker. 1974 yılında

Staphylococcus’ları koagülaz reaksiyonlarına göre üç tür olarak (Staphylococcus

aureus, Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus saprophyticus) tanımlamıştır.

Daha sonraki yıllarda ise DNA homoloji çalışmaları, immunokimyasal ve

biyokimyasal özellikler temel alınarak 22 tür daha tanımlanmıştır (Kutlu, 2006).

Staphylococcus’lar gram pozitif, katalaz pozitif, oksidaz negatif, hareketsiz ve

sporsuz bakterilerdir. Gram pozitif kok görünümünde olan streptokokların

stafilokoklardan laboratuvarda ayrımındaki en önemli farkları, streptokokların

katalaz enzimlerinin olmamasıdır. Bazı suşlarında mikrokapsül bulunabilmektedir.

Kolonileri düz parlak ve sirküler olup seçici olmayan besi ortamında 6-8 mm çapında

olabilmektedir. Kolonilerin oluşturduğu pigment sarı bir zonla çevrili, sarı ve beyaz

arasında değişmektedir. Sıvı besiyerlerinde homojen ve belirli bir bulanıklık

oluşturmaktadır. Kanlı agarda 18-24 saatte yuvarlak, düzgün, hafif konveks koloniler

oluştururlar. Anaerobik koşullarda ve sıvı besiyerlerinde pigment oluşturmazlar

(Karapınar ve Gönül, 1998).

Stapylococcus aureus, fakültatif anaerop, seçici olmayan besiyerlerinde düz,

parlak, dairesel, konveks koloniler oluştururlar. Genellikle koagülaz üreten S. aureus

%10’a kadar olan NaCl konsantrasyonlarında iyi gelişirken, %15 NaCl

konsantrasyonlarında gelişimi zayıftır. S. aureus suşları optimum 30-37oC’de ve 7,0-

7,5 pH’da gelişirler. Glukoz, laktoz, maltoz ve mannitolden aerobik ve anaerobik

koşullarda asit üretme özelliğine sahiptirler

(Tunail, 2000; Tükel ve Doğan, 2000).

2.1.2. Staphlococcus spp.’nin Patojenitesi

Stafilokoklar sıcak kanlı hayvanların vücut yüzeylerinde yaygın olarak

bulunurlar. Bu mikroorganizmaların neden oldukları hastalıklar septisemi,

stafilokokkal gıda zehirlenmesi gibi akut enfeksiyonlardır. S. aureus formları

Page 22: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

10

özellikle ekzotoksin ve aggresinlerle hastalık yapmaktadırlar (Brock ve Madigan

2006).

S. aureus’un yol açtığı enfeksiyonların büyük çoğunluğu, fronkül, sellülit,

impetigo ve operasyon sonrası yara enfeksiyonları gibi cilt enfeksiyonlarıdır. Bu

mikroorganizma bakteriyemi, pnömoni, osteomiyelit, akut endokardit, perikardit,

serebrit, menenjit ve bir çok doku ve organda apse formasyonu gibi ciddi

enfeksiyonlara yol açabilmektedir (Çakır 2007).

S. aureus tarafından oluşturulan toksinler sindirim sisteminde etkisini

gösterdiği için bunlara ‘enteretoksin’ denilmiştir. Enterotoksinler pirojenik olarak ta

bilinen immun sistem hücrelerine etkili, düşük molekül ağırlıklı (26000-34000 Da)

suda çözülebilen tek zincirli proteinlerdir. Enterotoksinler suşa özgü olmakla birlikte

bir suş birden fazla toksin üretebilmektedir. Antijenik özellikleri dikkate alındığında

enterotoksinler beş büyük serolojik gruba ayrılırlar (SEA, SEB, SEC, SED, SEE).

Ayrıca son yıllarda yapılan araştırmalarla dokuz yeni enterotoksin tanımlanmıştır

(SEG-O). Gıda zehirlenmelerine daha çok A ve D enterotoksinleri neden olmaktadır.

Yapılan araştırmalarda enterotoksin A’nın çoğunlukla insan kaynaklı suşlar

tarafından üretildiği, enterotoksin C ve D’nin ise diğer memelilerden izole edilen

suşlar tarafından üretildiği belirtilmiştir (Normanno ve ark. 2005; Pinto ve ark. 2005;

Villard ve ark. 2005 ).

S. aureus tarafından üretilen enterotoksinler sıcaklığa ve proteaz, tripsin,

kimotripsin, papain, rennin gibi proteolitik enzimlere dirençli bir ekzotoksindir ve

süperantijenik bir karakter taşırlar. Enterotoksin içeren gıdaların tüketiminden

yaklaşık 2-6 saat sonra mide bulantısı, karın ağrısı, ishal gibi belirtiler görülür (Wang

ve ark. 2003). Görülen diğer belirtiler baş ağrısı, terleme, üşüme, kramplar, düşük

nabız, halsizlik ve şok durumlarıdır. Vücutta su kaybı oldukça fazladır. Hasta 1-2

günde normale dönmektedir. Genellikle tam iyileşme görülür. Enterotoksinlerin

inaktivasyonu için gerekli ısıl işlem 100oC’de 1-3 saat veya 120oC’de 10-40 dakika

maruz bırakma olarak verilmektedir (Tükel ve Doğan 2000).

Page 23: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

11

2.1.3. Enterococcus spp.

Enterococcus, aerobik ya da fakültatif anaerobik, katalaz negatif, kok

şeklindedirler (Gelsomino ve ark., 2001). Besin gereksinimleri kompleks olup,

gelişebilmeleri için gerek B vitaminleri ve gerekse bazı temel amino asitler açısından

pek çok gram pozitif bakteriden daha fazla besin maddesine gereksinim duyarlar

(Holt ve ark., 1994; Hayaloğlu ve Erginkaya, 2001). Bu bakteriler Lancefield D

grubu içinde yer almaktadırlar (Giraffa, 2003). Laktozu fermente edebilirler,

arabinoz pozitif ve pürivat negatiftirler (Willey ve ark., 1999). Karbonhidratları

fermente ederek L (+) laktik asit oluştururlar ve bu özelliklerinden dolayı tipik

homofermentatif laktik asit bakterileri olarak bilinirler, ancak gaz oluşturmazlar

(Klein ve ark., 1998; De Vuyst, 2000; Doming ve ark., 2003; Linaje ve ark., 2004).

Karbonhidrat metabolizmaları için Embden-Mayerof-Parnas yolunu kullanırlar

(Morgen ve Hill, 2002).

Akdeniz ülkelerinde birçok küçük işletmelerde, çiftlik ve yerel kasaplarda,

geleneksel veya ev yapımı fermente et ürünlerinin üretimi, starter kültürler

kullanılmadan, doğal floraya bağlı olarak gerçekleştirilmektedir. Ev yapımı bu

ürünler yüksek pH’ya sahip olmaları nedeniyle, Enterococcus’lar için iyi bir gelişme

ortamı sağlamaktadır. Böylece Enterococcus faecium ve Enterococcus faecalis bu

ürünlerin fermantasyonu süresince yüksek sayılarda bulunabilmekte ve

fermantasyona katkıda bulunmaktadır. Doğal yolla üretilen bu ürünler birçok ülkede

eskiden beri beğenilerek tüketilmektedir (Hugas ve ark., 2003).

Enterococcus faecium türleri çiftliklerde hayvanların gelişiminde ve

hastalıkların önlenmesinde ve hayvan yemi üretiminde probiyotik olarak

kullanılmaktadır (Devriese ve ark., 1995; Çakır ve ark., 2002). Hayvan

yetiştiriciliğinde bu bakterilerin probiyotik olarak kullanılması hem hastalıklara karşı

direncin, hem de hayvanların gelişiminin arttırılmasında pozitif sonuçlar

vermektedir. Ayrıca ürettikleri ve diğer bakterilerin gelişmesini inhibe eden

bileşikleri sayesinde intestinal kas tabakasında hızla çoğalarak patojenik bakterilere

karşı ilk savunma tabakasını oluşturmaktadırlar (Yaman ve Esendal, 2004).

Page 24: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

12

Enterococcus faecium, hayvan beslenmesinde antibiyotiklerin kullanılmasına

alternatif olarak gösterilmektedir (Hammes ve Hertel, 2001).

Enterococcus faecium intestinal ve çevresel kontaminasyonla et ve süt

ürünleri gibi hayvansal orijinli gıdalarda kolonize olmaktadır. Enterococcus

faecium’un aside olan toleransı ve indikatör olarak kullanılan koliformların aside

karşı bu bakterilerden daha hassas olmaları nedeniyle Enterococcus faecium’un

gıdaların üretimi sırasında yetersiz hijyenik uygulamaların ve kontaminasyon

seviyesinin tespitinde daha iyi sonuç vereceği bildirilmektedir (Birollo ve ark., 2001;

Mannu ve ark., 2003). Bu organizmalar, gıda üretimi ile gıdaların dondurulması

aşamalarında ve işletmelerde yetersiz sanitasyonu göstermede önemli indikatörler

olarak kullanılmaktadırlar (Karapınar, 1995; Giraffa, 2002; Doming ve ark., 2003).

2.1.4. Enterococcus spp.’nin Patojenitesi

Gıdalarda sıklıkla kullanılan Enterococcus faecium’un virülans faktörleri tam

olarak bilinmemektedir (Lukasova ve Sustackova, 2003; Semedo ve ark., 2003).

Enterococcus faecalis’in Enterococcus faecium’dan daha fazla virulans faktör

taşıdığı bildirmektedir (Franz ve ark., 2001).

Enterococcus’ların virulans faktörleri taşıyıcı dokusuna yapışma, invazyon,

hemoliz, agregasyon maddeleri, fermente gıdalarda biyojenik amin üretimi ve

gelatinase, hyaluronidase, cytolycin, Esp (enteroccal surface protein) gibi yüksek

moleküler ağırlıklı ekstraselüler yüzey proteini ve diğer toksik maddeleri

salgılamaları ile plazmid üretimi olarak sayılabilir (Giraffa, 2002; De Vuyst ve ark.,

2003; Semedo ve ark., 2003).

Enterococcus faecium’un patojenitelerindeki en önemli faktör ise bu

organizmaların antibiyotiklere karşı olan dirençleridir (Butaye ve ark., 1999; Franz

ve ark., 2001). Antibiyotiklere karşı direnç hem doğal olarak bulunabilmekte, hem de

antibiyotiğe karşı duyarlı türlerin yeni genler kazanması ya da mutasyona uğramaları

sonucunda sonradan da kazanılabilmektedir. Enterococcus faecium türlerinin

virulansı kullanılan antibiyotiklere olan direnç nedeniyle artmaktadır (Giraffa, 2002;

Ünlü ve ark., 2002; Lukasova ve Sustackova, 2003).

Page 25: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

13

Enterococcus’larda hemolitik aktivite ise, önemli virulans faktör olarak

ortaya çıkmaktadır (Linaje ve ark., 2004). Beta-hemoliz daha çok Enterococcus

faecalis ve Enterococcus faecium türlerinde meydana gelmektedir. Hemolitik

aktivitenin bulunmaması süt ürünlerinde kullanılacak bakteriyosin üreten starter

kültürleri için bir seçim kriteridir. Ancak bir suşun hemolitik aktiviteye sahip

olmaması bu suşun virulans özellik taşımadığını göstermemektedir (De Vuyst ve

ark., 2003).

2.2. Bakterilerin Antibiyotik Direnç Mekanizmaları

Direnç, bir bakterinin antimikrobiyal bir ajanın öldürücü veya çoğalmayı

durdurucu etkisine karşı koyabilme yeteneğidir. Direnç gelişimi ve yayılımı

genellikle gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımına bağlanmakla birlikte 1940’lı

yıllarda antibiyotiklerin kullanılmadığı bazı adalarda toprak ve dışkı örneklerinde

tetrasiklin ve streptomisine dirençli bakteriler bulunduğu; antibiyotik direncinin

yalnızca yaygın antibiyotik kullanımı sonucu ortaya çıkmadığı, bakterilerinin

olumsuz çevre koşullarında yaşamını sürdürmek için kullandığı savunma sürecinin

bir parçası olduğu da belirtilmektedir. Ancak antibiyotiklerin yoğun şekilde

kullanıma girmesiyle birlikte yıllar içinde farklı ve gittikçe artan sayıda dirençli

mikroorganizmalar ortaya çıkmış ve bunlarla oluşan enfeksiyonların tedavisinde

büyük sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Günümüzde tüm dünyada bir yandan hızla

yeni ilaçlar geliştirilmekte, diğer yandan bunlara süratle direnç kazanan

mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar artmakta ve sorunun boyutları

giderek büyümektedir.

Dirençler doğal direnç, kazanılmış direnç ve çapraz direnç olmak üzere üç

çeşittir.

Doğal Direnç: Bakteriler antibiyotiklere doğal olarak dirençli olabilir. Bu tür

direnç bakterinin temel özelliğidir ve ilaç kullanımı ile ilişkisi yoktur kalıtsal

değildir. Doğal direnç, bu mikroorganizmaların tür özelliği olarak ilacın hedefi olan

yapıyı taşımamalarının veya ilacın yapısal bir özellikten dolayı hedefine

Page 26: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

14

ulaşmamasının bir sonucudur. Örneğin ilacın dış membrandan geçmemesi nedeniyle

gr (-) bakteriler vankomisine doğal olarak dirençlidir.

Kazanılmış Direnç: Bir bakteri genetik özelliklerindeki değişimlere bağlı

olarak eskiden duyarlı olduğu bir antibakteriyel ajandan etkilenmeyebilir. Bu

durumda o bakteri direnç kazanmış olur. Genetik kaynaklı direnç kromozomal veya

kromozom dışı maddelere bağlı olabilir. Kromozomal direnç, bakteri kromozomunda

kendiliğinden (spontan) oluşan mutasyonlar sonucu ortaya çıkar. Spontan

mutasyonlar bazı fiziksel ve kimyasal faktörlerle oluşabilir ve sonuçta bakteri

hücresinde yapısal değişimler oluşur. Böylece hücrenin ilaca permealibitesi azalabilir

veya hücre içinde ilacın hedefinde değişiklikler olabilir. Ekstrakromozomal direnç,

çeşitli yollarla aktarılan plazmid, transpozon ve integron adı verilen genetik

elemanlara bağlıdır.

Plazmidler, bakterilerde antibiyotik uygulamasından önce var olan ve

kromozomdan bağımsız olarak replike olabilen ekstrakromozomal DNA

parçacıklarıdır. R (rezistans) faktörleri bir ya da birkaç antimikrobiyal ilaca ve ağır

metallere karşı direnç genlerini taşıyan plazmidlerdir. Plazmid genleri, genellikle

ilaçları parçalayan enzimlerin üretilmesinden sorumludurlar.

Transpozonlar ise bakteri kromozomunun değişik yerlerine yerleşebilen veya

kromozomdan plazmide, plazmidden plazmide, plazmidden DNA veya bakteriyofaja

aktarılabilen; kendi kendilerine replike olamayan, o nedenle kromozom, plazmid

veya bakteriyofaj gibi bir replikon üzerinde bulunan DNA dizileridir. Direnç

genlerini taşıyan genetik materyal ve plazmidler bir bakteriden diğerine

transdüksiyon, transformasyon, konjugasyon ve transpozisyon gibi mekanizmalarla

aktarılırlar. Kromozom veya plazmid üzerindeki direnç genleri, bakterinin bölünmesi

ile yavru hücrelere aktarılır (vertikal geçiş). Bu yeni hücrelerin çoğalması ile de

dirençli suşun ve direnç genlerinin yayılımı gerçekleşir (klonal yayılım) Plazmidler

konjugasyon ile de yatay olarak aktarılabilir.

Konjugasyon, iki bakteri hücresinin teması sonucunda genetik eleman

aktarımıdır ve türler arası plazmid aktarımı nın in vivo koşullarda da oluşabilmesi

önem taşımaktadır. Ayrıca direnç plazmidleri Gram (+) ve (-) bakteri türleri arasında

Page 27: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

15

da aktarılabilirler. Direnç genlerinin yeni konaklara aktarımında tek mekanizma

plazmid transferi değildir. Transpozisyon ile transpozon veya transpozabl elementler

diye bilinen kısa DNA sekansları aktarılabilir. Özellikle Gram (+) bakterilerde

bulunan konjugatif transpozonlar, plazmid olmaksızın gen aktarımını sağlayabilir.

Son yıllarda direnç genlerinin özellikle transpozonlarca taşındıkları anlaşılmıştır. Bir

diğer önemli nokta ise bu tip aktarım olaylarının düşük yoğunluklu antibiyotik

varlığında hızlanmasıdır.

Transformasyon, ortamda serbest bulunan DNA’nın bakteri hücresi içine

alınması olup bu şekilde de direnç genleri aktarılabilir. Neisseria türleri ve

streptokoklarda patojen ve nonpatojen türler arasında gen aktarımı sonucu penisilin

başlayan protein (PBP) değişimlerinin transformasyon ile gerçekleştiği

düşünülmektedir. Transdüksiyon ise direnç genlerinin bakteriyofaj aracılığı ile

transferi olup, sıklıkla laboratuvar koşullarında direnç aktarımı için uygulanır. Bu

aktarımın klinik direnç açısından önemi bilinmemektedir.

Kromozom veya plazmid üzerindeki antibiyotik direnç genlerinin birbirleri

ile bağlantılı olduğu ve başlangıç bölgesinin yakınında özel integrasyon birimleri

bulunduğu gizlenmiştir. Bunlara integron adı verilir. İntegronlar rekombinasyonun

çok sık görüldüğü sıcak noktaları oluştururlar.

Çapraz Direnç: Belli bir ilaca karşı dirençli olan bazı mikroorganizmaların,

aynı veya benzer mekanizma ile etki eden diğer ilaçlara karşı da dirençli olma

halidir. Bu durum genellikle yapıları benzer ilaçlar arasında gözlenmektedir.

Erythromycin, neomiycin, kanamiycin gibi. Ancak bazen tümüyle ilgisiz ilaçlar

arasında da görülebilir. Eritromisin-linkomisin arasındaki çapraz direnç buna örnek

olarak verilebilir. Kromozomal veya ekstrakromozomal orijinli olabilir (Yüce, 2001).

Antibiyotiklerin klinikte kullanımı enfeksiyonlu hastalıkla meydana gelen

ölüm oranları önemli bir azalma sağlamıştır. Antibiyotikler cerrahi müdahele ve

kanser terapisinde derin bir etkiye sahiptir (Ammor ve ark., 2007). Antibiyotiklerin

kullanımı hayvansal ilaçlara da yayılmıştır. Hayvansal üretimde, hayvan ve bitki

hastalıklarından korunmak için tarımda koruyucu ve iyileştirici olarak antibiyotikler

kullanılmaktadır (Martins da costa ve ark.,2006; Ammor ve ark., 2007).

Page 28: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

16

1990 yılında Hollanda’da 80 bin kg antibiyotik insanda, 300 bin kg ise

hayvanlar için veteriner reçetelerinde kullanılmıştır. Antibiyotik kullanımı vücut

ağırlığı yaş,ve aktif madde açısından hesaplandığında her iki populasyonda da

eşdeğerdir (Van den Bogaard ve 2002). Son 60 yıl civarında biyosfere 1-10 milyon

ton antibiyotik bırakılmış olduğu tahmin edilmektedir(European Commision, 2005).

Bu durum dirençli türlerin ortaya çıkmasında güçlü bir baskı oluşturmaktadır.

Dünyada antibiyotiklerdeki mikrobiyal direnç, insanda ve veteriner ilaçlarında

önemli bir problemdir. Genellikle Antibiyotik kullanımının yayılımı antibiyotik

direçlerindeki artış için temel risk faktörü olduğu kabul edilmektedir. Bu durum

insan ve hayvanlarda direnç genleri ve bakteri dirençlerinin yayılımı ve ortaya

çıkması için öncülük etmektedir (Lukasova ve Sustackova, 2003) . Dirençler bir

bakteri türü için doğal ya da kazanılmış, ya başka bir bakteriden diğerine geçmiş

yada bir çok ardışık mutasyonlar ya da genlerin birleşmesiyle oluşmuş olabilir (Amor

ve ark..2007). Antibiyotik direnci farklı mekanizmalardan biri tarafından başarılabilir

Bunlar;

• Antibiyotiğin dışa salınımını arttırmak,

• Antibiyotik hedefinin modifikasyonu ya da inaktivasyonu,

• Gen transferi ile yeni bir antibiyotik direncinin tanıtımı,

• Antibiyotiğin hidrolizi,

• Antibiyotiğin modifikasyonu,

• Antibiyotik aktivasyonunun önlenmesi ve

• Antibiyotiğin alımını azaltmak (Ammor ve ark., 2007)

2.2.1. Staphylococcus spp.’nin Antibiyotik Direnci

Stafilokoklar hekimliğin büyük sorunlarından biri olma özelliğini

korumaktadır. Antimikrobiklere karşı değişik mekanizmalarla etkili bir direnç

oluşturan bu bakterinin neden olduğu enfeksiyonların tedavisi özen ister. Metisilin’e

direnç adı altında beta-laktam antibiyotiklerin çok büyük bir bölümü ve ayrıca diğer

gruplarda bazı antibiyotikleri etki spektrumu içine alan intrinsik direnç, bugün bir

Page 29: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

17

sorun haline gelmiştir. Çoğul dirençli stafilokok denilen bu bakterilerin neden olduğu

enfeksiyonlar gitgide artan sıklıkta görülmektedir (Yüce, 1992).

Staphylococcus’larda esas sorun son yıllarda giderek artan oranlarda görülen

metisilin direncidir. 1990 yılında ABD’de, nozokomiyal enfeksiyonlardan izole

edilen susların %15’inin metisiline dirençli oldugu belirtilmistir. Diger gelismis

ülkelerde de bu oran benzerdir. Ülkemizde yapılan çalısmalarda ise bu oran %16-52

arasında degismektedir. S. aureus’larda antibiyotiklere direnç kazanma yetenegi,

antibiyotiklerin kullanılmasından hemen sonra gözlenmistir (Duman, 2007).

S. aureus’lar, diger mikroorganizmaların pek çoguna göre, antimikrobiyal

ajanlara daha fazla direnç gösterirler. Özellikle MRSA’larda multiresistanslıga daha

fazla rastlanır ve önem kazanır. Bir çok çalısmada MRSA’ların gentamisin,

tobramisin, netilmisin, streptomisin, eritromisin (%90), tetrasiklin (%86), minosiklin

(%76), trimetoroprimsulfametasaksazol (%69), klindamisin (%60), kloramfenikol

(%39), rifampisin (%26), siprofloksasin (%17), fusidik asit (%12), gibi pek çok

antibiyotige dirençli oldugu vurgulanmıstır (Duman, 2007).

Daha önce de vurgulandıgı gibi metisiline dirençli Staphylococcus’lar tüm

betalaktam antibiyotiklere kesinlikle dirençli olmaları yanında makrolidler,

linkozamidler, kinolonlar, tetrasiklin ve aminoglikozidler gibi birçok antibiyotige de

yüksek oranlarda direnç göstermektedirler. Staphylococcus’lardaki metisilin direnç

oranları özellikle hastane kökenlerinde çok yüksektir. Ortalama %50 civarında olan

bu direnç yogun bakım ünitesi gibi yerlerde %80-90’lara kadar çıkabilmektedir

(Duman, 2007).

Bu tür Staphylococcus’ların duyarlı oldukları tek antibiyotik grubu

çogunlukla glikopeptit antibiyotiklerdir. Günümüzde klinik kullanımda olan iki

glikopeptit antibiyotik bulunmaktadır. Bunlar vankomisin ve teikoplanindir (Duman,

2007).

Vankomisin, penisilinaz üreten veya üretmeyen, metisiline duyarlı veya

dirençli tüm Staphylococcus kökenlerine etkilidir. Ancak, daha önce de belirtildigi

gibi henüz çok yaygın olmasa da vankomisine dirençli S. aureus kökenleri

saptanmaya baslamıstır. 1956 yılında klinik kullanıma giren vankomisinin ilk

yıllarda sık görülen yan etkileri daha sonraki yıllarda ilacın saflastırılmasıyla çok aza

Page 30: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

18

indirilmistir. Gram pozitif bakterilere çok güçlü etkinligi olan vankomisinin aerop

veya anaaerop gram negatif bakterilere karsı etkinligi yoktur. Bu nedenle

vakomisinin majör kullanım alanı metisiline dirençli ciddi Staphylococcus

enfeksiyonlarıdır (Duman, 2007).

Teikoplanin, yapısal olarak vankomisine çok benzeyen bir baska glikopeptit

antibiyotiktir. Etki alanı vankomisin gibidir. Metisiline duyarlı ve dirençli tüm

Staphylococcus’lara etkindir. S. aureus’a etkisi vankomisine göre esit veya biraz

daha azdır. Ancak KNS’lere karsı etkinligi vankomisine göre daha azdır. Hem

intravenöz, hem de intramüsküler kullanılabilmesi, daha uzun yarılanma ömrü

nedeniyle günde iki kez, hatta tek doz kullanım olanağının bulunması vankomisine

üstünlükleridir. Nefrotoksisite olasılıgı da vankomisine göre daha azdır. Buna karsın,

KNS’lere karsı etkinliginin vankomisine göre daha az olması en önemli

dezavantajıdır. Kullanım alanları vankomisinde oldugu gibi metisiline dirençli ciddi

Staphylococcus enfeksiyonlarıdır (Duman, 2007).

2.2.2. Enterococcus spp.’nin Antibiyotik Direnci

Enterococcus cinsi bakteriler genellikle düşük virulansa sahip olmalarına

rağmen, Enterococcus faecium ve Enterococcus faecelis kullanılan antibiyotiklere

karşı dirençli olmaları nedeniyle, klinik terapilerde önemli problemlere neden

olmaktadır (Panagea ve Chadwick, 1996; Giraffa ve ark., 2000; Bodil ve ark., 2002;

Peters ve ark., 2003). Amerika’da sağlıklı bireylerin ortalama % 5-20’sinde

Enterococcus kolonizasyonu ya da enfeksiyonu rapor edilmiştir (Namdari, 1998).

Enterococcus faecalis enfeksiyonların % 80-90’ından sorumlu iken, Enterococcus

faecium ise % 5-15’inden sorumlu olduğu bildirilmiştir (El-Din ve ark., 2002; Erdem

ve ark., 2004). Amerika’da Enterococcus faecium, hastane enfeksiyonlarına en sık

neden olan ikinci bakteridir (Wegener ve ark., 1997; Klare, 2003). Bu bakteriler

klinik uygulamalarda kullanılan bir çok antibiyotiğe karşı dirençlidirler (Lukasova ve

Sustackova, 2003). Bazı kaynaklarda Enterococcus faecium’un antibiyotiklere karşı

Enterococcus faecalis’ten daha dirençli olduğu belirtilmektedir (Quednau ve ark.,

1999).

Page 31: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

19

1980’li yılların sonunda ilk defa glikopeptidlere karşı dirençli Enterococcus

(GRE) tespit edilmiş ve bunun neden olduğu enfeksiyon güçlükle tedavi

edilebilmiştir (Peters ve ark., 2003). Vankomisin ve teicpoplanine karşı direnç, gıda

kaynaklı Enterococcus’lar arasında en sık izole edilen direnç fenotipidir (Giraffa,

2002). Enterococcus faecium ve Enterococcus faecalis bu glikopeptidlere karşı

direnç kazanmışlardır (Willey ve ark., 1999; Başustaoğlu ve ark., 2001). Teicoplanin

ve Vankomisin gibi glikopeptidlerin önemi, çoklu ilaç direnci gösteren türlere ya da

penicilin, ampicillin gibi antibiyotiklere karşı alerji gösteren kişilerin klinik

tedavisinde kullanılmalarından kaynaklanmaktadır (Giraffa, 2002). Bu antibiyotikler

immun sistemi zayıf ya da bastırılmış bireylerde birkaç enfeksiyona karşı en son çare

olarak kullanılan antibiyotiklerdir (Salminen ve ark., 1998). Bu nedenle

Vankomisin’e dirençli Enterococcus’lar (VRE) halk sağlığı için global bir tehdit

olarak ortaya çıkmaktadır (Gelsomino ve ark., 2003).

VRE’ler çoklu ilaç direnci gösteren bakterilerin yol açtığı enfeksiyonların

tedavisinde ve vancomyicin ile tedaviye ihtiyaç duyulan hastalarda tedavinin

başarısız olmasına neden olmaktadırlar (Lukasova ve Sustackova, 2003). Bu nedenle

hastanelerde Vankomisin’e dirençli Enterococcus’ların ortaya çıkması endişe

vermektedir (Gelsomino ve ark., 2003). VRE’lerin sebep olduğu enfeksiyonlar,

Avrupa ve Amerika’da önemli bir problem haline gelmiştir (Eaton ve Gasson, 2002;

Barton ve Gary, 1995). Son yıllarda Enterocccus faecium en sık ortaya çıkan VRE

olarak tanımlanmaktadır (Roberts, 1997; Salminen ve ark., 1998; De Vuyst ve ark.,

2003).

Vankomisin’e dirençli Enterococcus faecium (VREF) suşları, hastane

ortamları, insanlar, hayvansal kaynaklar, akuatik habitatlar ve tarımsal ürünlerden

izole edilmiştir (Lukasova ve Sustackova, 2003). Yapılan çalışmalar Vankomisin’e

yüksek derecede direnç gösteren Enterococcus faecium suşlarının hayvansal orjinli

gıdalarda bulunduğunu göstermiştir (Robredo ve ark., 2000). Vankomisin’e dirençli

Enterococcus faecium suşları lağım suları ile sulanmış bitkiler, atık sular ve dışkılar

gibi çeşitli kaynaklardan çevresel kontaminasyon yoluyla gıdalara ulaşabilmektedir

(Giraffa, 2002). Kesim yerlerindeki kötü hijyen koşulları sonucunda karkaslar fekal

kontaminasyonla kontamine olarak hayvansal gıdalar bu dirençli türler için bir vektör

Page 32: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

20

olmaktadır (Lemcke ve Bülte, 2000). VREF suşları biftek, kümes hayvanları, domuz

ve diğer et ürünlerinden izole edilmiştir (Emborg ve ark., 2003).

Kontamine gıdalar aracılığı ile VRE’lerin insanlara transfer edilebilme riski

endişe doğurmaktadır (Robredo ve ark., 2000; Klare, 2003). Direnç genlerinin gıda

zinciri aracılığı ile insanları da etkileyebileceği düşünülmektedir (Peters ve ark.,

2003).

Pastörize ve çiğ sütlerde antibiyotiğe dirençli Enterococcus’ların (ARE)

varlığı tespit edilmiştir. ARE’ler et ürünleri, yemeye hazır gıdalar ve hatta probiyotik

kültürlerde bulunmaktadır. Bu ürünlerde antibiyotik direnç bulunması, direncin gıda

zincirine yayılması riskini doğurmaktadır. Kanamycin ve gentamicine yüksek direnç

gösteren Enterococcus faecium türleri Fransız peynirlerinden ve hastanedeki

hastalardan izole edilmiştir (Giraffa, 2002). Enterococcus faecium süt endüstrisinde,

özellikle de peynir üretiminde starter olarak kullanılmasına rağmen günümüze kadar

süt ürünlerinde VRE ile ilgili bir enfeksiyon rapor edilmemiştir (Robredo ve ark.,

2000).

Gıda kaynaklı Enterococcus faecium türlerinin patojen olduklarına dair hiçbir

kanıt bulunmamasına rağmen, bu organizmalar taşıyıcıya adapte olabilen

antimkrobiyel direnç ve virulans özellikler taşıyabilme olasılığı söz konusudur

(Hayes ve ark., 2003). Bu bakteriler, genetik materyallerini değiştirebilmeleri ve

genetik bilgilerini diğer türlerle bile paylaşabilmeleri nedeniyle, mevcut genomun

değişmesine yol açmakta ya da plazmidler aracılığıyla genetik materyallerin hücreler

arası transferine neden olmaktadır (Yaman ve Esendal, 2004). Böylece bu

organizmalar kendisi bile virulans faktör taşımazken, zararsız bir türü patojen haline

dönüştürebilmektedir (Quednau ve ark., 1999; De Vuyst ve ark., 2003).

Yapılan konjugasyon çalışmaları klinik Enterococcus türlerindeki transfer

sıklığının, gıda kaynaklı veya probiyotik türlere göre daha başarılı olduğunu

göstermiştir (Klein, 2003). Yapılan araştırmalar klinik örneklerdeki Enterococcus

türlerinin, gıda kaynaklı türlerden daha fazla virulans faktör taşıdığını ve ayrıca

starter kültür olarak kullanılan Enterococcus türlerinin, klinik izolatlara göre daha

düşük patojeniteye sahip olduklarını göstermektedir (Franz ve ark., 2001). Klinik

izolatlardaki virulans faktörlerin etkileri, gıdalardan izole edilen türlerinkinden çok

Page 33: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

21

daha fazladır. Gıdalardan izole edilen Entrococcus faecium suşları genellikle virulans

faktör taşımamaktadır (Eaton ve Gasson, 2001). Ancak halen güvenli olarak bilinen

bir suşun konjugasyonla bilinen virulans faktörlerden birini kazanma riski vardır.

Probiyotik ve starter kültür olarak yüksek sayılarda Enterococcus tüketilmesi

sonucunda, virulans gen taşıyan plazmidlerin yayılabileceği düşünülmektedir (Eaton

ve Gasson, 2002). Çünkü gıdalarda bulunan Enterococcus faecalis ve Enterococcus

faecium‘un antibiyotik direnç taşıyabildikleri tespit edilmiştir (Semedo ve ark.,

2003). Ayrıca gıda endüstrisinde starter kültür olarak kullanılan Enterococcus

faecium suşlarının, klinik örneklerden izole edilen medikal orijinli patojenlerden in

vitro koşullarda transkonjugasyon yoluyla virulans faktörler elde edilebildikleri

tespit edilmiştir (Quednau ve ark., 1999; De Vuyst ve ark., 2003). Bu nedenle

antimikrobiyel dirençli Enterococcus faecium populasyonları taşıyan gıdaların

tüketimi, muhtemel tranferlere aracı olabilir ve taşıyıcıda direnç determinantlarının

oluşması ve kolonizasyonu ile sonuçlanabilir (Hayes ve ark., 2003).

.

2.3. Kanatlı Eti Florası ve Kesim Teknolojisi

Kanatlı eti, avian türlerinin (tavuk, hindi, kaz, ördek) kas doku, bağ doku, deri

ve yenilebilir iç organlarından oluşmaktadır. Kanatlı eti, protein miktarı yüksek, yağ

miktarı düşük, doymamış yağ asitleri miktarı uygun olup, beslenme ve diyet

yönünden büyük öneme sahip temel hayvansal gıdalardan biridir. Kanatlı eti yüksek

besleyici değere sahip kompozisyonuna ilave olarak, uygulanan kesim işlemi, pH

değeri, redoks potansiyeli ve muhafaza sıcaklığına bağlı olarak patojen ve bozulmaya

neden olan bir çok mikroorganizmanın kontaminasyonu ve gelişmesi için uygun bir

ortam oluşturmaktadır.

Kanatlı etleri içerisinde tavuk ve hindi eti en büyük bölümü oluşturmaktadır.

Bu çerçevede dünya kanatlı eti üretiminin yaklaşık %90’ını piliç, %10’unu hindi eti

oluşturmaktadır.

Etlik piliçlerde pH değeri göğüs etinde 5.7–5.9, butta 6.4–6.7, deride yaklaşık

6.6 veya üzerindedir. Kanatlı etlerinin aw değeri 0,98 – 0,99 arasındadır. Kanatlı

etlerinin redoks potansiyeli değeri kırmızı ete yakındır. Tüm bu özellikleriyle kanatlı

Page 34: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

22

eti ve derisi aynı zamanda birçok mikroorganizmanın çoğalması için çok uygun bir

ortam niteliğindedir. Kanatlı kesim prosesinin birçok aşamasında su kullanılması da

deride mikroorganizmaların gelişimini arttıran diğer önemli bir faktördür.

Kanatlı etlerinin mikroflorası üzerine çiftlikten çatala kadar olan

aşamalardaki birçok faktör etkili olmaktadır. Yem ve yem katkı maddeleri, su, hava,

rezervuar ve vektörler, anaçların sağlık koşulları, yumurta, kuluçkhaneler, etlik

piliçlerin yetiştirilme koşulları ile bunların kesim için yüklenmesi, taşınması,

boşaltılması, etlik piliçlerin kesim koşulları, etlerin soğutma, parçalama, paketleme,

muhafaza ve dağıtım koşulları etin hijyenik kalitesini etkileyen faktörler arasında

bulunmaktadır. Kanatlı hayvanlar kesimhaneye getirildiklerinde ayak, tüy ve

bağırsaklarında değişik tür bakterileri yüksek sayıda içerirler (Erol, 2007).

Değişik ülkelerde yapılan çalışmaların sonuçları, kanatlı etlerinin başta

Salmonella spp., ve Campylobacter jejuni olmak üzere, Clostridium perfringens,

Stapylococcus aureus ve Listeria monocytogenes gibi değişik patojen bakteriler ile

önemli düzeyde kontamine olduğunu ve insanlarda görülen gıda enfeksiyon ve

intoksikasyonlarında büyük rol oynadığını ortaya koymaktadır (Erol, 2007).

Kanatlı etlerinin patojen mikroorganizmalar ile kontaminasyonunun, canlı

hayvanların enfeksiyonuyla birlikte, taşıma sırasında ve kesim işleminin haşlama, tüy

yolma, iç organ çıkartma, soğutma, parçalama ve paketleme gibi kritik

aşamalarındaki çapraz kontaminasyondan kaynaklandığı, ayrıca muhafaza sıcaklığı

ve süresinin önemli bir faktör olduğu görülmektedir (Erol, 2007).

Kanatlı etlerinin başlangıç kontaminasyon düzeyinin yüksek olması raf

ömrünü önemli ölçüde kısaltmaktadır. Kanatlı etlerinin başlangıç mikroflorası

uygulanan kesim hijyenine ve teknolojik koşullara bağlı olarak genellikle 103-105

kob/cm2 arasında değişmekte olup, başlangıç mikroflorasında gram pozitif bakteriler

baskın olmasına karşın son üründe gram negatif bakteriler baskın florayı

oluşturmaktadır (Erol, 2007).

Tavuk etlerinin sekonder kontaminasyonu, kesimhanelerde ve tavuk karkası

parçalama tesislerinde, tavukların ayak ve tüylerinden, alet-ekipmanda ve çalışan

personelde bulunan mikroorganizmalardan karkasa bulaşması ile gerçekleşmektedir.

Page 35: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

23

Ayrıca, işleme, pazarlama ve servis aşamalarında da personelden kaynaklanan çapraz

kontaminasyonlar oldukça sık görülmektedir (Baydur, 2006).

Kanatlı etlerinin elde edilişi, bazı aşamalardaki farklılıklar dışında tüm

kesimhanelerde benzerdir (Şekil 2.1)

Ticari üretim alanına giren canlı etlik piliçlerinin tüyleri, derisi, ayakları ve

sindirim kanalları olası mikrobiyal flora ile belirgin bir biçimde kontamine

olmaktadır. Ayrıca, haşlama, tüylerin yolunması, iç organların çıkarılması

aşamalarında çapraz kontaminasyon riski çok fazla ortaya çıkmaktadır (Hinton ve

ark., 2004). Tüm işlem aşamaları, kirli ve temiz olmak üzere iki ana bölüme

ayrılmaktadır. Kirli kısım; kesim, kanatma, haşlama, ve iç organların çıkarılmasını

içerirken temiz kısım, düşük sıcaklıkta ve hijyenik kontrollerin etkin bir biçimde

yapıldığı işlemleri içermektedir (Escudero ve ark., 2005). İç organların çıkartılması

aşamasında, özellikle iç organlar mekanik olarak ayrıldığı zaman bağırsaklar

çoğunlukla makine tarafından zarar görmekte ve böylece karkasların fekal

kontaminasyona uğramalarına neden olmaktadır (Jimenes ve ark., 2005).

Haşlama suyunda bulunan mikroorganizmalar bu suya daldırılan karkasların

derilerine yerleşmekte ve sonradan uygulanan duşlamalarla bile karkaslardan

bütünüyle uzaklaştırılamamaktadır (Sakhare ve ark., 1999). Ayrıca haşlama ve

tüylerin yolunması işlemleri, derinin epidermis katmanını kaldırmakta, böylelikle

bağırsakların çıkarılması ve soğutma aşamaları esnasında karkas yüzeyinde

bakterilerin çoğalarak koloni oluşturmasına neden olmaktadır. İşlem aşamaları

sırasında mevcut olan psikotrofik mikroorganizmalar, soğuk depolama sırasında

çoğalabilmekte ve karkasların bozulma riskini arttırmaktadır (Hinton ve ark., 2004).

Çapraz kontaminasyon, özellikle tüylerin yolunması, bağırsakların

çıkarılması ve soğutma gibi kritik aşamalarda problem yaratmaktadır. Alet–ekipman

ve personelin ellerinin çapraz kontaminasyonu da bakterilerin kontamine olmamış

karkas ve parçalarına bulaşmasına neden olmaktadır (Uyttendaele ve ark., 1998).

Havada bulunan bakteriler ise çoğalmasalar bile işletme içerisinde

yayılabilmekte ve et işleme ünitelerindeki hava kontaminasyonu depolanmış

ürünlerin raf ömrünü etkilemektedir (Evans ve ark., 2004).

Page 36: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

24

Şekil 2.1. Piliç Eti Üretim Akış Şeması

Canlı PİLİÇ

1. Bayıltma

2. Vena jugularis’in Kesilmesi

3. Kanın Akıtılması

4. Haşlama

5. Tüylerin Yolunması

6. Baş ve Trakeanın Ayrılması

7. Bacakların Kesimi ve Uzaklaştırılması

8. Kloakanın Açılması

9. İç Organların Çıkartılması

10. Karkas Yıkama

11. Soğutma

12. Gramajlama

13. Parçalama

14. Paketleme

15. Sevkiyat

Page 37: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

25

2.4. S. aureus’un Et Ürünlerinden İzolasyonu, Patojenitesi ve Antibiyotik

Direnci İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Saunders (1983), incelediği piliç but ve göğüs örneklerinin sırasıyla % 50 ve

% 35’inin 1,0x102 kob/g’dan fazla koagulaz pozitif Stafilokok içerdiğini saptamıştır.

Kundakçı ve ark. 1991), yaptıkları araştırmada 0 oC’de, 16 gün depolandıktan

sonra tavuk karkaslarının but ve göğüs kısımlarında sırasıyla ortalama 1,2x103

kob/cm2 ve 9,2x102 kob/cm2 olarak S. aureus izole etmişlerdir.

Guang-Hua ve Xiao-Ling (1994), yapmış oldukları çalışmada tavuk

numunelerinin % 13’ünde S. aureus saptamışlardır.

Sağun ve ark. (1999), yapmış oldukları çalışmada, Van’da tüketime sunulan

taze piliç but örneklerinin % 5’inde, piliç göğüs örneklerinin % 25’inde S. aureus

izole etmişlerdir. Çalışmada, S. aureus sayısı, piliç but örneklerinde ortalama 1,3x104

kob/g düzeyinde, piliç göğüs örneklerinde ortalama 2,9x104 kob/g düzeyinde

bulunmuştur.

Aarestrup ve ark. (2000), 118 kümes hayvanından izole ettikleri 83 S. aureus

suşunun % 7’sinin basitrasine, % 30’unun siprofloksasine, % 24’ünün eritromisine,

% 7'sinin penisiline, % 4’ünün streptomisine, % 19’unun sulfametaksozole ve %

47’sinin tetrasikline dirençli, tüm suşların vankomisin, oksasilin, kanamisin,

gentamisin, kloramfenikol, trimethoprim, kuinupristin + dalfopristine duyarlı

olduğunu tespit etmişlerdir.

Astorga ve ark. (2002), yapmış oldukları çalışmada kanat örneklerinin %

60’ında , but örneklerinin % 40’ında S.aureus tespit etmişlerdir.

Gönülalan ve ark., (2002), Kayseri ilinde satışa sunulan 100 sığır kıymasının

%2,3’ünden S. aureus izole etmişlerdir.

Fang ve ark. (2003), Tayvan’da dükkan ve süpermarketlerden toplanan 164

hazır gıda örneğinden izole ettikleri bakterilerin %17,9 S. aureus olarak

bulmuşlardır.

Gündoğan ve ark. (2004), yılında Ankara’da bulunan değişik semtlerdeki

kasaplardan temin ettikleri 150 adet tavuk eti ve diğer et örneklerinden 80

Page 38: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

26

Staphylococcus aureus izolatı elde etmişler ve bu izolatların % 32,5 tavuk etinden

olduğunu belirtmişlerdir.

Schlegelova ve ark. (2004), 70 sığır karkası ve 70 sığır eti örneği ile yaptıkları

çalışmada sığır karkaslarının % 7,5’inden, sığır etlerinin de % 24,3’den S. aureus

izole etmişlerdir.

Vazgeçer ve ark. (2004), Türkiye’de restoranlarda satılan tavuk döner

kebaplar üzerine yaptıkları çalışmalarında; 72 örnekten 36’sında (%50) S. aureus

izole etmişlerdir.

Efe (2005), tavuk etinin çeşitli kısımlarını kullanarak yapmış olduğu

çalışmada, but etinde % 66, gögüs etinde %74, deri numunelerinde % 100 ‘ünde

S.aureus saptamıştır.

Pesavento ve ark. (2005), kümes hayvanı, sığır ve domuz etinden oluşan 176

örnekten 42 S. aureus izole etmişlerdir. Bu izolatların 12’sini (% 28,57) kümes

hayvanlarından, 20’sini (% 29,41) sığır etinden ve 10’unu (% 15,15) domuz etinden

izole etmişlerdir. S. aureus izolatlarının; % 30’u oksasiline, % 45’i ampisiline, %

25’i tetrasikline, % 25’i eritromisine, % 25’i klindamisine, % 5’i gentamisine, %

10’unu ise penisilin G’ye dirençli olduklarını bulmuşlardır. Diğer yandan, bütün

izolatların vankomisin, metisilin, teikoplanin, trimethoprim/sulfamethoksozole ve

sefalotin’e duyarlı olduklarını tespit etmişlerdir.

Topçu (2006), yapmış olduğu çalışmada tavuk ve et döner örneklerinden

izole edilen tüm S. aureus izolatlarının; gentamisin, eritromisin, tetrasiklin,

kloramfenikol, sefalotin, streptomisin ve vankomisine % 100 duyarlı olduklarını

bulmuştur. Örneklerden izole edilen Staphylococcus aureus izolatlarının; çiğ ve

pişmiş tavuk dönerde ampisiline % 80 (50 örnek), et döner de ise % 92,3 (50 örnek)

dirençli olduğu tespit etmiştir.

Çakır (2007), parça et, kıyma, tavuk, sucuk, sosis, süt, peynir ve dondurma

örneklerinin ve gıda örneklerinin işlendiği bu yerdeki gıdalarla direkt temas eden

kişilerin boğaz, burun kültürlerinden ve ellerinden alınan örneklerin incelenmesi

sonucunda toplam 61 adet tahmini S. aureus izolatı elde etmiştir, Bu izolatların 49’u

et örneklerinden, 1 tanesi peynir örneklerinden, 7 tanesi süt örneklerinden ve 4’ü

gıda örneklerinin işlendiği yerdeki gıdalarla direkt temas eden kişilerin boğaz

Page 39: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

27

kültürlerinden izole edilmiştir. İzolatların % 79,3’i amoksisilin-klavunik aside, %

51,61’i azitromisine, % 43,4’ü netilmisine, % 30,64’ü rifampin ve oksasiline, %

25.8’i trimetoprimsulfametokzole, % 25,8’i gentamisine, % 29,3’ü oflasaksine, %

19,35’i linkomisine, % 12,9’u siproflaksasine, % 9,6’sı vankomisine dirençli

bulunmuştur.

Duman (2007), tavuk karkaslarının 2 farklı aşamasının göğüs, boyun ve

kanat kısımlarını materyal olarak kullanmış, 210 numuneden S.aureus ve koagülaz

negatif Staphylococcus (KNS) izolasyonu ve identifikasyonu yaparak, çesitli virülans

faktörleri ve antibiyotik dirençlilikleri arastırmıstır. Kesimin tüy yolunduktan sonraki

asamasında gögüs, boyun ve kanat kısımlarından sırasıyla % 26,9, % 42,3, % 30,7 ,

paketleme öncesi asamasından ise gögüs, boyun ve kanat kısımlarından sırasıyla %

30,4, % 39,1, % 30,4 S.aureus izole etmiştir. Elde edilen izolatlar, penisiline % 69,4,

oksasiline % 50,8, gentamisine % 41,5, klindamisine % 37,2, seftazidime % 33,

sefakolara % 22, eritromisine % 13,5, seftriaksona % 7,6, tetrasikline % 5,

ofloksasine %4,2, kloramfenikole %4,2, sefalotine % 3,3, siprofloksasine %3,3

dirençli olarak bulunmuş, novobiosine ve vankomisine karsı direnç gözlenmemistir.

Bayhün (2008), 300 adet klinik örneklerden, 284 adet gıda örneklerinden

(çiğ süt, peynir ve tavuk ) izole edilen S.aureus izolatlarının antibiyotik duyarlılıkları

karşılaştırılmıştır. İncelenen 300 adet klinik örneklere ait S. aureus , % 98,3

penisilin, % 56,3 tetrasiklin, % 55,3 siprofloksasin ve levofloksasin, %55,0 Metisilin,

%54,6 Rifampisin, %54,0 Gentamisin, %53,0 Tobramisin, %52,0 Norfloksasin,

%50,3 Moksifloksasin, %43,3 Fosfomisin, %20,0 Klindamisin, %29,3 Eritromisin,

%1,3 Fusidik Asid, %0,3 Trimethoprim/Sulfamethoksazol’e dirençli bulunurken;

İncelenen 284 adet gıda örneklerine ait S. aureus izolatının %92,0 Penisilin, %9,5

Tetrasiklin, %9,15 Eritromisin, %8,09 Klindamisin, %3,87 Norfloksasin, %2,46

Metisilin, %1,4 Siprofloksasin, Levofloksasin ve Moxifloksasin, %0,35

Trimethoprim/Sulfamethoksazol’e dirençli bulunmuştur.

Page 40: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

28

2.5. Enterococcus spp.’nin Et Ürünlerinden İzolasyonu, Patojenitesi ve

Antibiyotik Direnci İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Wegener ve ark. (1996), kesimhanelerden ve marketlerden aldıkları et

ürünlerinden izole ettikleri Enterococcus faecium suşlarında Vankomisin direnci

tespit etmişlerdir.

Wegener ve ark. (1997), Enterococcus’ların et ürünlerine bulaşmasının kesim

sırasında olduğunu belirterek, yapılan bir çalışmada farklı kesimhanelerden domuz

karkasları üzerindeki Enterococcus sayısının 104-108 /100 cm3 olduğu bildirmişlerdir.

Bunlar arasındaki dominant mikroflorayı ise Enterococcus faecium ve Enterococcus

faecalis’in oluşturduğunu belirtmişlerdir. Aynı araştırıcılar, domuz ve tavuklardan

izole ettikleri E. faecium suşlarının vankomisin dirençli olduklarını saptamışlardır.

Quednau ve ark. (1998), tavuk ve domuzdan izole ettikleri 279 Enterococcus

suşlarının %73 ‘ünün bir veya daha fazla antibiyotiğe dirençli olduğunu

belirlemişlerdir.

Quednau ve ark. (1999), antibiyotik direncin plazmid transferi ile

gerçekleştiğini ifade ederek, Enterococcus faecium’un türleri tavuklardaki dönor

direnç genlerini alabildiğini bildirmiştir.

Robredo ve ark. (2000), 18 farklı süpermarketten alınan 101 tavuk, domuz ve

hindi etlerinin yanı sıra 50 kesimhaneden alınan tavuk dışkılarında VRE varlığını

araştırmışlardır. Araştırmada, tavuk örneklerinin % 27.2’sinde, tavuk dışkılarının ise

% 16’sından VRE tespit edilmiştir. VRE izolatlarının 11’i Enterococcus durans,

10’u Enterococcus faecalis, diğer 10 ‘u ise Enterococcus faecium olarak

tanımlanmıştır.

Barakat ve ark. (2000), ticari olarak üretilip, modifiye atmosferle paketlenmiş

tavuk etlerinin 3.5 ºC’de, 7 gün süreyle depolanması sırasında oluşan baskın

mikrofloranın Lactococcus spp. ve Carnobacterium spp. ile birlikte Enterococcus

faecalis olduğunu tespit etmişlerdir.

Bertolatti ve ark. (2001), tavuk etinin çeşitli kısımlarından (kanat altı, deri

vs.) gram pozitif kokların izolasyonu, tanımlaması ve antibiyotik dirençlilikleri

araştırmışlar ve sonuç olarak, S. aureus suşlarının, penisilin, streptomisin, tetrasiklin,

Page 41: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

29

sülfametaksazol, cadmium, trimetropim, linkomisin ve eritromisine, Enteroccus

suşlarının ise vankomisin ve teikoplanine dirençli olduklarını tespit etmişlerdir.

Joseph ve ark. (2001), kanatlı hayvanlardan izole edilen Enterococcus

türlerinin çoklu antibiyotik dirençliliklerini araştırmışlar ve Enterococcus türlerinin

nitrofuran, penisilin, tetrasiklin, linkosamid, aminoglikozid, kinolon ve glikopeptid

grubu antibiyotiklere yüksek düzeyde dirençli olduklarını saptamışlardır.

Giraffa (2002), Enterococcus spp.’nin çiğ etlerde sayılarının 102-104 kob/g

civarında olduğununu belirterek, et ürünlerinde fekal veya çevresel kontaminasyonla

gıdaların fermantasyonu sırasında çoğaldığını bildirmişlerdir. Aynı araştırıcı,

İsveç’te perakende satışa sunulan tavuklardan izole edilen Enterococcus türlerinde

tetracycline, erythoromycin ve Vankomisin gibi antibiyotiklere karşı direnç tespit

edildiğini ve bacitracin, choloamphenicol, erythoromycin, gentamicin, penicilin,

rifampicin, tetracycline ve streptomycine karşı dirençli Enterococcus türlerinin

dilimlenmiş et, sucuk, biftek, domuz eti ve çiğ etlerden izole edildiğini bildirmiştir.

Papamanoli ve ark. (2002), fermente sucuklardan izole ettikleri LAB’lerinin

% 4’ünü Enterococcus spp.’nin oluşturduğunu tespit etmişlerdir.

Revington (2002), Danimarka’da etçil tavuklar da belli yıllarda yaptığı

çalışmada E. faecium’un antibiyotik dirençliliği araştırmıştır. 1995 yılındaki

çalışmasında, E. faecium’un % 73 oranında glikopeptid grubu antibiyotiklere, 1996

yılında yaptığı çalışmada % 77 oranında avilanisin antibiyotiğine, 1997 yılındaki

çalışmada ise % 66 oranında virjinamisin ve % 76 oranında eritromisin antibiyotiğine

dirençli olduğunu saptamıştır.

Hugas ve ark. (2003), yaptıkları bir çalışmada Alman ve İtalyan fermente

sucuklarda olgunlaştırma prosesinin sonunda hem starter kültür kullanılan, hem de

kullanılmayan sucuklarda Enterococcus konsantrasyonunun 103-105 kob/g arasında

olduğu bildirilmişlerdir. Enterococcus’ların sucukların olgunlaştırılması sırasındaki

varlığını geniş aralıktaki gelişim sıcaklıkları ve tuza olan yüksek toleransına

bağlamışlardır.

Altay ve ark. (2003) yaptıkları bir çalışmada tavuklardan izole edilen

Staphylococcus suşlarının bazı antibiyotiklere duyarlılıklarını belirlemişlerdir.

Çalışma sonucunda 120 suşun %40,8’i eritromisine, % 37,5’i tetrasikline, % 36,7’si

Page 42: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Naci Erhan YURDAKUL

30

oksitetrasikline, % 29,2’si linkospektine, % 26,7’si ampisiline, % 24,2’si

amoksisiline, % 20,8’i danofloksasine, % 15,8’i gentamisine, % 11,7’si

kotrimoksasole, % 8,3’. sefuroksime, % 7,5’i neomisin'e ve % 1,7’si furazolidona

dirençli olduğunu bulmuşlardır.

Lukasova ve Sustackova (2003), sucuk ve çiğ sütten izole edilen

Enterococcus türlerinin, tetracycline, chloramphenicol, gentamicin, erythromycin’e

karşı direnç tespit edildiğini belirterek, bir çalışmada Enterococcus faecium ve

Enterococcus faecalis’in tetracyclin direnç genlerini Lactococcus lactis sub species

lactis var diacetylactis’in kromozomuna transferinin gösterildiğini bildirmişlerdir.

Cocconcelli ve ark. (2003), model peynir ve fermente sucuk üretiminde klinik

kaynaktan alınan Enterococcus faecalis’in antibiyotik direnç ve virülans genlerini

fermantasyon sırasında gıda kaynaklı Enterococcus faecalis’e transfer edebildiğini

göstermişlerdir.

Hugas ve ark. (2003), Enterococcus türlerinin konjugasyonla genetik

özelliklerini değiştirebilme kabiliyetinde olduklarını belirterek, salam ve çiğ et gibi et

ürünlerinden izole edilen Enterococcus türlerinin antibiyotik direnç deteminantlarını

Enterococcus faecalis JH2-2’ye transfer ettiklerini bildirmişlerdir.

Hauben (2003), Vankomisin’e dirençli 148 Enterococcus türünün pastörize et

ürünleri ile fermente sucuklarda gelişeblme özelliklerini araştırmışlar ve 143

Enterococcus faecium suşunun bütün et ürünlerinde canlılığını sürdürebildiğini

belirtmişlerdir.

Petsaris ve ark. (2005), tavuklardan E.faecium’un izolasyonunu yapmışlar ve

antibiyotik dirençliliğine bakmışlardır. Toplam 620 örnekten 295 tane E.faecium

izole etmişler ve bunların 16 tanesinin (%5,4) çoklu antibiyotik direnci taşıdıklarını

belirlemişlerdir.

Martin ve ark. (2005), tavuklarda yapmış oldukları çalışmada E.faecium’un

%17,7 oranında penisiline, %81,2 oranında tetrasikline, %64,5 oranında eritromisine,

%5,2 oranında gentamisine ve %22,9 oranında streptomisine dirençli olduğunu

belirlemişler ve bunların %7,2’sinin 1, %6,2’sinin 2, %21,8’nin 3, %58,3’nün ise 4

ve daha fazla antibiyotiğe dirençli olduğunu tespit etmişlerdir.

Page 43: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

31

3. MATERYAL VE METOT

3.1. Materyal

Araştırmada farklı firmalara ait olan ve Adana İlinde marketlerde satışa

sunulan 50 adet but, göğüs ve kanat eti örneği derisiz olarak homojenize edilerek

kullanılmıştır.

3.1.1. Besiyerleri ve Kimyasallar

Araştırmada kullanılan besiyerleri ve kullanım amaçları Çizelge 3.1’de

verilmiştir. Tavuk etlerinden izole edilen bakterilerin antibiyotik dirençlerini

belirlemek amacıyla, Eritromisin (15 mcg), Tetrasiklin (30 mcg), Vankomisin

(30 mcg), Teikoplanin (30 mcg), Kloramfenikol (30 mcg) ve Siprofloksasin (5 mcg)

antibiyogram diskleri (Bioanalyse) kullanılmıştır.

3.1.2. Referans Suşlar

Araştırmada hem tanımlama hem de antibiyotik direnç testlerinde referans suş

olarak kullanılan bakteriler ve özellikleri Çizelge 3.2. de verilmiştir.

3.2. Metot

3.2.1 Örneklerin Analize Hazırlanması

Tavuk eti örnekleri, aseptik koşullarda laboratuvara getirilerek aynı gün

analize alınmıştır. Örneklerde gram pozitif kok varlığını belirlemek ve sayım için 90

ml seyreltme sıvısı (%0.85 NaCl, % 0.1 pepton) bulunan erlen içerisine 10’ar g

tavuk eti örnekleri tartılmış ve Ultraturax homojenizatörde 5000 devirde 10 d

homojenizasyon işlemi uygulanarak, 10 d bekletilmiştir. Daha sonra hazırlanan

örneklere 10-1’lik dilüsyonlarla gerekli seyreltmeler yapılmıştır.

Page 44: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

32

Çizelge 3.1. Araştırmada Kullanılan Besiyerleri ve Kullanım Amaçları

Besiyeri Bileşim Kullanım Amacı

İnkübasyon Koşulları

Kanamycin Aesculin Azide Agar- Merck

Hazır besiyeri Enterococcus

İzolasyonu

37 ºC’de 24-48

Saat, Aerob

Mannitol Salt Phenol Red

Agar- Merck

Hazır besiyeri

S.aureus

İzolasyonu

37 ºC’de 24-48

Saat, Aerob

KRANEP

Agar- Merck

Hazır besiyeri

S.aureus İzolasyonu

37 ºC’de 48 Saat,

Aerob

Mueller Hinton Agar- Merck

Hazır besiyeri S.aureus

Antibiyogram

37 ºC’de 24 Saat,

Aerob

Nutrient Agar Merck

Hazır besiyeri Kültürlerin

Aktivasyonu

37 ºC’de 24 Saat,

Aerob Brain Heart

İnfuzyon Broth

Hazır besiyeri Kültürlerin

Aktivasyonu 37 ºC’de 24 Saat,

Aerob

Karbonhidrat Fermantasyon Temel Besiyeri

Proteose peptone 10,0 gr

Beef extract 1,0gr

Sodium chloride 5,0gr

Brom tymol blue 0,002gr

Distile su 1000 ml

Mannitol’ün Anaerobik

Femantasyonu

37 oC’de 5-7 Gün Anaerob

Karbonhidrat Solüsyonu

Mannitol 5 gr.

Distile su 100 ml.

Mannitol’ün Anaerobik

Femantasyonu

Çizelge 3.2. Araştırmada Kullanılan Referans Suşlar

Bakteri Özellik

Enterococcus fecalis ATCC 29212

Staphylococcus aureus ATCC 25923

Page 45: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

33

3.2.2. Enterococcus spp.’nin İzolasyonu

Gerekli seyreltmeleri yapılan örnekler Kanamycin Aesculin Azide Agar

(KAA) besiyerine yayma kültürel ekim yöntemi kullanılarak ekilmiştir. KAA

besiyeri ise 24-48 saat 37ºC’de inkübe edildikten sonra, etrafında siyah halka

oluşturan koloniler değerlendirilmiştir (Klein, 2003).

3.2.3. Enterococcus spp.’nin Tanımlanması

Enterococcus spp.’nin tanımlanması için yapılan analizler ve işlem

basamakları Şekil 3.1.’de özetlenmiştir. KAA besiyerinden seçilen koloniler gram

boyamaya tabi tutulmuş ve gram (+) koklar belirlenerek, katalaz testi yapılmıştır.

Katalaz (-) olan suşların değişik sıcaklıklardaki ve % 6.5 NaCl tuzda gelişimleri ile

glikozdan gaz üretme gibi özellikleri belirlenmiştir.

Gram Pozitif, Katalaz Negatif, Kok Şekilli İzolatlar

% 6.5 NaCl ve 10 0C ve 45 0C’de Gelişim

EVET

Glikozdan Gaz Üretimi

HAYIR

Enterococcus spp.

Şekil 3.1. Enterococcus spp’nin Tanımlanması (Klein, 2003).

Page 46: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

34

3.2.4. Staphylococcus spp. İzolasyonu

Gerekli seyreltmeleri yapılan örnekler Mannitol Salt Phenol Red Agar ve Egg

Yolk Tellurit Emülsiyon katkılı Kranep Agar besiyerlerine yayma kültürel ekim

yöntemi kullanılarak direk olarak ekim yapılmıştır. Mannitol Salt Phenol Red Agar

besiyeri 24-48 saat 37 ºC’de inkübe edildikten sonra, koloni etrafı sarı zon ile çevrili

büyük parlak sarı-opak oluşturan bakteriler S.aureus şüpheli koloniler olarak

değerlendirilmiştir. Kranep Agar besiyeri 24-48 saat 37 ºC’de inkübe edildikten

sonra etrafı belirgin bir opak zon ile çevrili altınımsı sarı-kahverengi, parlak konveks

koloniler S.aureus şüpheli koloniler olarak değerlendirilerek saflaştırılmıştır

(Anonymous, 2005).

3.2.5. S.aureus’un Tanımlanması

S.aureus’un tanımlanması için yapılan analizler ve işlem basamakları Şekil

3.2’de özetlenmiştir. Şüpheli koloniler gram boyamaya tabi tutulmuş ve gram (+)

koklar belirlenerek, katalaz testi yapılmıştır. Katalaz (+) olan suşlara koagulaz testi

uygulanmış olup (+) sonuç verenler S.aureus olarak tanımlanmıştır. S.aureus olarak

tanımlanan izolatların Dnase ve mannitol’ün anaerobik fermantasyonu özellikleri

tespit edilmiştir. Koagulaz (-) olan izolatlar ise koagulaz negatif stafilakok (KNS)

olarak tanımlanmıştır.

Page 47: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

35

Gram Pozitif, Katalaz Pozitif, Kok Şekilli İzolatlar

Koagulaz Testi Pozitif

EVET

DNaz ve Mannitol’ün Anaerobik Fermantasyonu Testi Pozitif

S. aureus

Şekil 3.2. S.aureus’un Tanımlanması (Anonymous, 2005).

3.2.6. Morfolojik ve Biyokimyasal Testler

3.2.6.1. Gram Boyama

Tavuk örneklerinden izole edilen bakterilerin gram reaksiyonunu belirlemek

amacıyla gram boyama işlemi, Temiz(2000) tarafından belirtilen yönteme göre

gerçekleştirilmiştir.

3.2.6.2. Katalaz Testi

Nutrient agar besiyerinde 24 saat 37oC’de inkübe edilerek gelişimi sağlanan

bakteri kolonileri üzerine %3’lük H2O2 damlatılarak gaz çıkışı olup olmadığı

gözlenmiştir. Gaz çıkışının olması katalaz pozitif olarak değerlendirilmiştir. (Temiz,

2000).

Page 48: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

36

3.2.6.3. Tuz Toleranslarının Belirlenmesi

Bakteri izolatlarının tuz toleranslarını belirlemek amacıyla % 6,5 NaCl içeren

KAA besiyeri kullanılmıştır. Kültürler 4000 devirde 15 d santrifüj edilerek, hücre,

süpernatantın hücreden ayrıması sağlanmıştır. Hücre, 1 ml saf su ile sulandırıldıktan

sonra yukarıda belirtilen besiyerine ekim yapılmıştır. Kültürlerin 37ºC’de 48 saat

inkübasyondan sonra gelişimleri incelenmiştir (Facklam ve ark., 2002).

3.2.6.4. Sıcaklık Toleranslarının Belirlenmesi

Bakteri izolatlarının sıcaklık toleranslarının belirlenmesi için, KAA

besiyerine hazırlanmıştır. 48 saat inkübasyondan sonra suşların 10 ºC ve 45 ºC’deki

gelişimleri incelenmiştir (Facklam ve ark., 2002).

3.2.6.5. Glikozdan Gaz Üretimi

Bakteri izolatlarının glikozdan gaz üretimlerini test etmek amacıyla glikoz

fosfat broth içeren tüplere durham tüpü konularak 37 ºC’de 24 saat inkübe edilmiş ve

gaz üretmeyen kültürler değerlendirmeye alınmıştır (Facklam ve ark., 2002).

3.3.6.6. Koagulaz Testi

Steril şartlarda hazırlanan 3 ml distile suyla sulandırılmış plazma Coagulase

Rabbit Plasma with EDTA (MERCK) tüplere 0,5 ml koyulup üzerine kontrol

edilecek izolatın bulanıklığı çok olan taze sıvı kültüründen 0,1 ml ilave edilerek 37 0C’de 24 saatlik inkübasyona bırakılmıştır. Tüplerin 2, 4, 8 ve 24 saatlik

inkübasyonları kontrol edilerek plazmayı pıhtılaştıran koloniler, pozitif olarak

değerlendirilmiştir (Temiz, 2000).

Page 49: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

37

3.2.6.7. Deoksiribonükleaz (DNaz) Testi

Kanlı agarda geliştirilen bir gecelik bakteri kültürlerinden tek koloni alınarak

DNaz besiyerine spot ekimler yapılmış ve 37oC’de 24 saat geliştirilmiştir. Daha

sonra üreyen koloninin üzerine 1N HCL asit damlatılmış ve petriler koyu zemin

üzerinde incelenmiştir. Koloni etrafındaki açılmalar pozitif olarak değerlendirilmiştir

(Tükel ve Doğan 2000; Gündoğan ve ark. 2005).

3.2.6.8. Mannitol’ün Anaerobik Femantasyonu

Brain Heart Infusion Broth (BHIB)’da geliştirilen bir gecelik kültürlerden

mannitolün anaerobik fermantasyon besiyerine pasaj yapılmıştır. Besiyeri üzerine

steril parafin ilave edilerek anaerobik ortam sağlanmıştır. Ekim yapılan tüpler 5-7

gün 37oC’de inkübe edildikten sonra kontrol edilerek, sarı renk oluşturan izolatlar

pozitif olarak değerlendirilmiştir (Adesiyum ve ark. 1992; Capita ve ark. 2002).

3.2.7. Antibiyotik Direnç Testi

Elde edilen suşların antibiyotik duyarlılıklarını belirlemek amacıyla, Kirby-

Bauer disk difüzyon tekniği ile NCCLS doküman M2-A9 önerileri dikkate alınarak,

Mueller Hinton Agarda (Merck) eritromisin, tetrasiklin, vankomisin, teikoplanin,

kloramfenikol ve siprofloksasin antibiyogram diskleri kullanılmıştır. Suşlar, Nutrient

agarda aktive edildikten sonra Mueller Hinton Agara yayma kültürel ekim

yöntemiyle ekimleri yapılmış ve daha sonra da dispenser aracılığı ile antibiyotik

diskleri yerleştirilmiştir. 24 saatlik 37 ºC’ de inkübasyonu takiben antibiyotik diskleri

etrafında oluşan inhibisyon zon çaplarının NCCLS doküman M2-A9 kriterlerine göre

bakteri suşlarını; dirençli, orta derecede duyarlı ve duyarlı olarak değerlendirilmiştir.

Staphylococcus spp. ve Enterococcus spp. için NCCLS doküman M2-A9 zon çapı

yorumlama standartları Çizelge 3.3. ve Çizelge 3.4.’de verilmiştir.

Page 50: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

3. MATERYAL VE METOT Naci Erhan YURDAKUL

38

Çizelge 3.3. Staphylococcus spp. için NCCLS doküman M2-A9 Zon Çapı

Yorumlama Standartları (Gür, 2007).

Antimikrobik

İlaç

Disk

İçeriği

Zon Çapı Yaklaşık mm

R I S

Eritromisin 15 µg ≤13 14-22 ≥23

Tetrasiklin 30 µg ≤14 15-18 ≥19

Teikoplanin 30 µg ≤10 11-13 ≥14

Vankomisin 30 µg - - ≥15

Siprofloksasin 5 µg ≤15 16-20 ≥21

Kloramfenikol 30 µg ≤12 13-17 ≥18 * R: dirençli , I: orta duyarlı, S: duyarlı

Çizelge 3.4. Enterococcus spp. için NCCLS doküman M2-A9 Zon Çapı Yorumlama

Standartları (Gür, 2007).

Antimikrobik

İlaç

Disk

İçeriği

Zon Çapı Yaklaşık mm

R I S

Eritromisin 15 µg ≤13 14-22 ≥23

Tetrasiklin 30 µg ≤14 15-18 ≥19

Teikoplanin 30 µg ≤10 11-13 ≥14

Vankomisin 30 µg ≤14 15-16 ≥17

Siprofloksasin 5 µg ≤15 16-20 ≥21

Kloramfenikol 30 µg ≤12 13-17 ≥18 * R: dirençli , I: orta duyarlı, S: duyarlı

Page 51: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

39

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

Araştırmada 50 adet tavuk eti örneğinden olmak üzere toplam 30 adet gram

(+) kok suşu izole edilmiş ve bu suşların 4 ‘ü Enterococcus spp., 4’ü S. aureus ve

22’si KNS olarak tanımlanmıştır.

Çizelge 4.1. ‘de tavuk eti örneklerinden izole edilen ve tanımlanan gram

pozitif kok şekilli suşlar ve izole edildikleri örnekler ilgili bilgiler verilmiştir.

Çizelge 4.1. Tavuk Eti Örneklerinden İzole Edilen Gram (+) Koklar

Bakteri Toplam

%

Suş No

Koagulaz Negatif

Stafilakok (KNS)

73,3 1, 2, 4, 6, 8, 9, 13, 14, 15, 16,

17, 18, 19, 21, 22, 23, 24, 25,

26, 27, 28, 29

S. aureus 13,3

3, 5, 7, 30

Enterococcus spp. 13,3

10, 11, 12, 20

TOPLAM 100

4.1. Enterococcus spp. İzolasyonu ve Tanımlanması

Tavuk eti örneklerinden elde edilen toplam 30 Gram(+) kok izolatının 4’ü

Enterococcus spp olarak belirlenmiş olup, Enterococcus spp. izolatlarının özellikleri

Çizelge 4.2’de verilmişir.

Page 52: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

40

Çizelge 4.2. Tavuk Eti Örneklerinden Elde Edilen Enterococcus spp. İzolatlarının Özellikleri

Örnek No

İzolat No

Katalaz Testi

%6.5 NaCl' de Gelişim

10 ºC' de Gelişim

45 ºC' de Gelişim

Glikozdan Gaz Üretimi

15 10 - + + + - 16 11 - + + + - 17 12 - + + + - 29 20 - + + + -

Enterococcus spp. izolatlarının tamamının % 6,5 NaCl’de gelişim gösterdiği

tespit edilmiştir. Tuza dirençli bulunan bu suşların 10 ºC ve 45 ºC sıcaklıklarda

geliştiği, katalaz (-) olduğu ve glikozdan gaz üretmediği bulunmuştur.

Enterococcus cinsi bakteriler fekal ve çevresel kontaminasyonla etlerde

kolonize olarak, fermente gıdalarda çoğalabilirler (Giraffa, 2003). Papamoli ve ark.

(2002), Enterococcus spp.’nin sucukların fermantasyon ekolojisine kolaylıkla adapte

olabildiklerini bildirmiştir.

Resim 4.1’de Enterococcus spp’nin KAA besiyerinde görünüşü

verilmektedir.

Resim 4.1. Enterococcus spp’nin KAA Besiyerinde Görünüşü

Page 53: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

41

4.2. Koagulaz Negatif Stafilakok (KNS) ve S. aureus İzolasyonu ve

Tanımlanması

Tavuk eti örneklerinden elde edilen toplam 30 Gram(+) kok izolatının 22’si

KNS ve 4’ü S. aureus bulunmuştur. Çizelge 4.3’de tavuk eti örneklerinden elde

edilen KNS ve S.aureus izolatlarının özellikleri verilmiştir. Resim 4.2’de

S.aureus’un Mannitol Salt Agar besiyerinde ve Resim 4.3 ‘de S.aureus’un Kranep

Agar besiyerinde görünüşü verilmektedir.

Çizelge 4.3. Tavuk Eti Örneklerinden Elde Edilen KNS ve S.aureus İzolatlarının

Özellikleri

Örnek No İzolat No Katalaz

Testi

Koagulaz

Testi

DNaz Testi

Mannitol’ün Anaerobik

Fermantasyonu 1 1 + - - + 5 2 + - - + 10 3 + + + + 10 4 + - + + 11 5 + + + + 12 6 + - - + 13 7 + + + + 14 8 + - - + 15 9 + - + + 20 13 + - - + 22 14 + - - + 22 15 + - - + 24 16 + - - + 25 17 + - - + 25 18 + - + + 29 19 + - - + 30 21 + - - - 30 22 + - - + 33 23 + - + + 34 24 + - + + 34 25 + - - + 37 26 + - - + 40 27 + - - + 41 28 + - - + 44 29 + - - + 48 30 + + + +

Page 54: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

42

S.aurus suşlarının %100’ü DNase ve Mannitolün anaerobik fermantasyonu

(+) olarak belirlenmiştir.

S. aureus’un neden olduğu intoksikasyon tipi gıda zehirlenmeleri dünya

çapında en yaygın olarak görülen gastroenteritislerden biridir. Gıdalarda ve gıda

işletmelerinde bu bakteriye rastlanması hijyen eksikliğinin göstergesi olarak kabul

edilmektedir (Tunail, 2000).

Sağun ve ark. 1999 yılında yapmış oldukları çalışmada, piliç but ve piliç

göğüs etlerinde ortalama olarak 1.3x104 kob/g ve 2.9x104 kob/g düzeyinde S. aureus

izole etmişlerdir. Tavuk etleri ile ilgili yapılan benzer bir çalışmada ise örneklerin %

13’ünde S. aureus izole edilmiştir (Guang-Hua ve Xiao-Ling 1994). Kitai ve ark.

2005 yılında Japonya’da yaptıkları bir çalışmada ise; Japonya’da perakende olarak

satılan tavuk etlerinde, 292 örnekten 131’inde (%65,8) S. aureus izole etmişlerdir.

Resim 4.2. S.aureus’un Mannitol Salt Agar Besiyerinde Görünüşü

Page 55: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

43

Resim 4.3. S.aureus’un Kranep Agar Besiyerinde Görünüşü

4.3. Enterococcus spp. Suşlarının Antibiyotik Dirençliliği

Eritromisin (E 15), tetrasiklin (TE 30), vankomisin (VA 30), teikoplanin

(TEC 30), kloramfenikol (C 30) ve siprofloksasin (CIP 5) direncini tespit etmek

amacıyla Kirby-Bauer disk difüzyon tekniği ile NCCLS doküman M2-A9 önerileri

dikkate alınarak Mueller Hinton Agar besiyerine sürme ekim yapılmıştır. Antibiyotik

diskleri etrafında oluşan zon çaplarının milimetrik ölçülmesiyle değerlendirilmiştir.

Sonuçta izole edilen 4 adet Enterococcus spp.izolatlarında %50 oranında eritromisin,

%100 oranında tetrasiklin, %50 oranında vankomisin, %50 oranında kloramfenikol

ve %75 oranında siprofloksasin direnci saptanmıştır. Elde edilen izolatlarda

teikoplanin direncine rastlanmamıştır. Çizelge 4.4’de Enterococcus spp. izolatlarının

antibiyotik duyarlılık testi sonuçları görülmektedir.

Page 56: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

44

Çizelge 4.4. Enterococcus spp. İzolatlarının Antibiyotik Direnç Testi Sonuçları

Suş No E 15 TE 30 VA 30 TEC 30 C 30 CIP 5

10 R R I I S I 11 I R R S R R 12 R R S S I R 20 I R R S R R

* R: dirençli , I: orta duyarlı, S: duyarlı

Vankomisin, immun sistemi zayıf ya da bastırılmış bireylerde, penisiline

karşı allerji gösteren hastalarda ve S. aureus enfeksiyonlarının tedavisinde en son

çare olarak kullanılan antibiyotiklerdir (Klein, 2003). Bazı kaynaklarda Enterococcus

faecium’un antibiyotiklere karşı Enterococcus faecalis’ten daha dirençli olduğu

belirtilmektedir (Quednau ve ark., 1999).

Enterokoklar nozokomiyal enfeksiyonlarda artan oranlarda görülmelerinin

yanısıra, gerek doğal olarak taşıdıkları klindamisin, florokinolon, trimetoprim-

süfometoksazol, düşük düzey penisilin ve düşük düzey aminoglikozit direnç

özellikleri, gerekse de genetik madde aktarımı veya mutasyonla kazandıkları

tetrasiklin, eritromisin, rifampin, kloramfenikol, nitrofurantoin, fusidik asit, yüksek

düzeyde aminoglikozit direnci(HLAR) ve beta laktam, florokinolon ve vankomisin

dirençleri nedeniyle günümüzün problemli bakterileri arasında yer almaktadır

(Berzeg, 2005).

Enterokokal enfeksiyonların tedavisinde son seçenek olarak görülen

glikopeptidlere dirençli kökenlerin ortaya çıkması sorunu daha da önemli hale

getirmektedir. Glikopeptid dirençli enterokoklarda sıklıkla çoğul ilaç direnci

görüldüğü de bildirilmiştir (Berzeg, 2005).

4.4. S. aureus ve KNS’lerin Suşlarının Antibiyotik Dirençlilikleri

Eritromisin (E 15), tetrasiklin (TE 30), vankomisin (VA 30), teikoplanin

(TEC 30), kloramfenikol (C 30) ve siprofloksasin (CIP 5) direncini tespit etmek

amacıyla Kirby-Bauer disk difüzyon tekniği ile NCCLS doküman M2-A9 önerileri

dikkate alınarak Mueller Hinton Agar besiyerine sürme ekim yapılmıştır. Antibiyotik

diskleri etrafında oluşan zon çaplarının milimetrik ölçülmesiyle değerlendirilmiştir.

Page 57: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

45

Sonuçta 4 adet izole edilen S. aureus izolatlarında %25 oranında eritromisin,

%100 oranında tetrasiklin ve %25 oranında Kloramfenikol direnci saptanmıştır. Elde

edilen izolatlarda vankomisin, teikoplanin ve siprofloksasin direncine

rastlanmamıştır. 22 adet izole edilen KNS izolatlarında %68,1 oranında eritromisin,

%77,2 tetrasiklin, %59 oranında vankomisin, %9 oranında teikoplanin %27,2

oranında koloramfenikol ve siprofiloksasin direnci saptanmıştır. Çizelge 4.5’de KNS

izolatlarının, Çizelge 4.6’ da S.aureus izolatlarının antibiyotik direnç testi sonuçları

verilmiştir.

Çizelge 4.5. KNS İzolatlarının Antibiyotik Direnç Testi Sonuçları Suş No E 15 TE 30 VA 30 TEC 30 C 30 CIP 5

1 R R S S S I 2 R R R I R I 4 S S S I S S 6 S S S S S S 8 I I R R I I 9 S S S S S S

13 R R R I R I 14 R R R I I I 15 I R R I S S 16 R R R I I I 17 I R R I I R 18 R R R I R R 19 R R R I R R 21 R R R I S R 22 R R R I S I 23 R R S S S R 24 R R R I I I 25 I R S I R R 26 R R S I R I 27 R R R R I I 28 R R S S I I 29 R S S S S I

* R: dirençli , I: orta duyarlı, S: duyarlı

Page 58: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

46

Çizelge 4.6. S. aureus İzolatlarının Antibiyotik Direnç Testi Sonuçları Suş No E 15 TE 30 VA 30 TEC 30 C 30 CIP 5

3 I R S I R S 5 S R S S I I 7 R R S S I I

30 I R S I S S * R: dirençli , I: orta duyarlı, S: duyarlı

Resim 4.4. ‘de KNS 17 nolu suşun ve Resim 4.5.’de 11 nolu Enterococcus

spp. suşunun antibiyotik direnci gösterilmiştir.

Resim 4.4. 11 nolu Enterococcus spp.Suşunun Antibiyotik Direnci

Page 59: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

47

Resim 4.5. KNS 26 nolu Suşunun Antibiyotik Direnci

Tavuk kaynaklı S. aureus suşlarının çeşitli antibiyotiklere karşı dirençliliği

araştırıcılar tarafından incelenmiştir. Aerestrup ve ark. (2000), kanatlı orjinli S.

aureus suşlarının eritromisine dirençliliğinin insan ve sığır orjinli suşlara göre daha

yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

Pesavento ve ark. (2007), çiğ etlerden izole ettikleri 42 S. aureus suşlarında

tetrasikline karşı %8,3, direnç tespit ederken, vankomisine karşı direnç tespit

edemediğini belirtmiştir.

Aynı zamanda metisiline dirençli Staphylococcus’ların genellikle eritromisin,

klindamisin, kloramfenikol, tetrasiklin, trimetoprim-sulfametoksazol, kinolomlar ve

aminoglikozitlere de dirençli olduğu belirtilmektedir (Swenson ve ark., 1995).

Silva ve ark. (2006), yaptıkları çalışmada hayvan orjinli S. aureus

izolatlarının eritromisine %14 oranında direnç tespit etmişlerdir (Yakupoğulu ve ark.

2006).

Bertollatti ve ark.(2003), farklı kesimhanelerden izole ettikleri S.aureus

suşlarının eritromisine %10,5, %12,5, %12,5 oranında direnç tespit etmişlerdir.

Yapmış olduğumuz çalışmada elde ettiğimiz sonuçlar Pesavento ve ark. 2007

yılında yapmış olduğu çalışmaya göre vankomisin dirençliliği benzerlik gösterirken

Page 60: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Naci Erhan YURDAKUL

48

tetrasiklin dirençliliğinde önemli farklılık ortaya çıkmıştır. Silva ve ark. 2006 yılında

yaptıkları çalışmaya göre elde ettiğimiz sonuçlar benzerlik göstermektedir.

Duman’ın, 2007 yılında yapmış olduğu çalışmada izole ettiği S.aureus

suşlarında elde etmiş olduğu sonuçlarda vankomisin ve siprofloksasin dirençliliği

bizim çalışmamızla benzerlik gösterirken, tetrasiklin, eritromisin ve kloramfenikol

dirençliliğinde önemli düzeyde farklılık gözlenmiştir.

Duman’ın aynı çalışmada izole ettiği KNS suşlarında elde ettiği sonuçlar

bizim çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlarla önemli düzeyde farklılıklar içermekte

olup, özellikle vankomisin dirençliliğinde ciddi artış gözlemlenmiştir.

Page 61: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

5. SONUÇ VE ÖNERİLER Naci Erhan YURDAKUL

49

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Analize alınan 50 farklı tavuk eti örneğinden izole edilen 30 adet suştan 4’ü

Enterococcus spp., 4‘ü S. aureus ve 22’si KNS olarak belirlenmiştir. İzole edilen

suşların eritromisin, tetrasiklin, vankomisin, teikoplanin, kloramfenikol ve

siprofloksasin antibiyotiklerine karşı dirençlilikleri araştırılmış, Enterococcus spp.

suşlarında %50 oranında eritromisin, %100 oranında tetrasiklin, %50 oranında

vankomisin, %50 oranında kloramfenikol ve %75 oranında siprofloksasin direnci

saptanmıştır. Enterococcus spp. suşlarında, teikoplanin direncine ise

rastlanmamıştır. S. aureus olarak belirlenen 4 suşta; %25 oranında eritromisin,

%100 oranında tetrasiklin ve %25 oranında kloramfenikol direnci saptanmıştır. Elde

edilen izolatlarda vankomisin, teikoplanin ve siprofloksasin direncine

rastlanmamıştır. İzole edilen 22 KNS suşunda ise %68,1 oranında eritromisin,

%77,2 tetrasiklin, %59 oranında vankomisin, %9 oranında teikoplanin %27,2

oranında koloramfenikol ve siprofiloksasin direnci saptanmıştır.

Yapmış olduğumuz çalışmada, Enterococcus spp. suşlarında en yüksek

dirençlilik tetrasikline (%100), en yüksek duyarlılık ise teikoplanine, S. aureus

suşlarında en yüksek dirençlilik tetrasikline (%100), en yüksek duyarlılık ise

vankomisin, teikoplanin ve siprofloksasine karşı oluşmuştur. KNS suşlarında ise

tetrasikline (%77,2) karşı en yüksek dirençlilik, teikoplanine (%9) karşı en yüksek

duyarlılık belirlenmiştir.

Enterococcus ve Staphylococcus spp. türleri fekal kontaminasyon sonucunda

gıdalarda bulunmaktadırlar. Araştırmaya alınan tavuk eti örneklerindeki

Enterococcus spp. ve Staphylococcus spp. varlığı, işletmelerde hijyenik kurallara

uyulmadığı ve özellikle de söz konusu bakterilerin çapraz kontaminasyonla

bulaştığının bir göstergesidir. Üretim esnasındaki personel hijyenin yetersiz olması

ve bileşiminde bulunan maddelerin arzu edilmeyen mikroorganizmalarla

kontaminasyonu gıda zehirlenmesi riskini gündeme getirmektedir.

Enterococcus suşlarının gıdalarda starter ve probiyotik kültür olarak

kullanılması gıda güvenliği açısından çok iyi değerlendirilmelidir. Enfeksiyon yapan

Enterococcus türlerinin gıdalarda bulunmaları istenmemektedir. Hastalık yapan

Page 62: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

5. SONUÇ VE ÖNERİLER Naci Erhan YURDAKUL

50

Enterococcus türleri ile gıdalarda bulunan Enterococcus türleri birbirleriyle

ilişkilendirilmemesine rağmen, bu bakterilerin starter kültür ve/veya probiyotik

kültür olarak, gıda zincirine girecek suşların seçilmesinde daha dikkatli olmayı

gerektirmektedir. Günümüzde halen Enterococcus türlerinin starter ve probiyotik

kültür olarak kullanılmalarının güvenilir olup olmadıklarına cevap vermek güçtür.

Bu organizmaların endüstriyel alanda ve gıda üretimlerinde kullanılmaları halen

sorgulanmaktadır. Gıdalarda starter ve probiyotik olarak kullanılacak Enterococcus

türlerinin glikopeptidlere ve diğer antibiyotiklere direnci ve hemoliz oluşturmalarının

yanı sıra diğer virulans özellikleri de taşıyıp taşımadıkları araştırılmalıdır.

Hem hastane kaynaklı, hem de toplum kaynaklı birçok enfeksiyonda etken

olarak görülen Staphylococcus’ların sağaltımında en önemli problem, bu bakterilerde

ortaya çıkan antimikrobiyal dirençtir. Yaygın ve uygun olmayan antibiyotik

kullanımı sonucu bu direnç sıklığının önemli boyutlara ulaştığı bilinmektedir.

Özellikle S. aureus’larda metisilin direnci, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de

giderek artış göstermekte ve genellikle tedavide vankomisin veya teikoplanin gibi

glikopeptid antibiyotikler kullanılmaktadır.

Virülans faktörlerin ortaya çıkması ve fermente gıdalarda kullanılan

bakteriyosin üreten ya da koruyucu, starter veya probiyotik olarak kullanılan

kültürlerin güvenliği suşa özgüdür. Günümüzde halen Enterococus’ların starter

kültür olarak kullanılmalarının güvenilir olup olmadığına cevap vermek güçtür. Bu

organizmaların endüstriyel alanda ve gıda proseslerinde kullanılmaları halen

sorgulanmaktadır. Gıda kültürü olarak kullanılacak Enterococcus türlerinin

antibiyotik dirençliliği ve virulans özellikleri açısından güvenilirliliği test edilmelidir.

Günümüzde tüm dünyada bir yandan hızla yeni ilaçlar geliştirilmekte, buna

karşın, süratle direnç kazanan mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar

artmaktadır. Son yıllarda, antibiyotik kullanımına ve bu antibiyotiklerin doğaya

salınımına bağlı bakteri direncinin artış göstermesi önemli bir problemdir. İnsan ve

hayvanlarda direnç genleri ve bakteri dirençlerinin yayılımı ve ortaya çıkmasında

gıda zincirinin de öncülük ettiği birçok çalışmalarla kanıtlanmaktadır. Gerek bu elde

ettiğimiz, gerekse farklı araştırmalardan elde edilen çalışma sonuçları, gıda

zincirinde önemli sektörlerden biri olan tavuk etinin de, insan ve hayvan

Page 63: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

5. SONUÇ VE ÖNERİLER Naci Erhan YURDAKUL

51

populasyonu arasındaki antibiyotik dirençli bakterilerinin taşınmasının bir aracı

olduğunu ve gıda kaynaklı bakterilerin antibiyotik direnç genlerinin kaynaklardan

biri olduğu kuşkusunu desteklemektedir.

Ülkemizde tavuk eti tüketiminin son yıllarda artması nedeniyle, tüketim

talebine üretimin cevap verebilmesi için isleme kapasitesi fazla, modern cihazlarla

donatılmıs kesimhanelere ihtiyaç kaçınılmazdır. Ülkemizdeki entegre tesislerimizin

büyük bir kısmı modern cihazlarla donatılmış olup Avrupa standartlarında kesim

gerçekleştirmektedir. Ancak yerel tesislerimizinde bu standartları yakalaması ve

üretim gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, tavuk eti üretim tesislerinin söz konusu patojen bakterilerin gıda

zinzirine bulaşmaması açısından hijyenik kurallara uyması ve mutlaka yasal

zorunluluk olan İyi Tarım Uygulamaları (İTA), Kritik Kontrol Noktaları ve Tehlike

Analizi (HACCP) gibi gıda güvenliği sistemlerini işletmelerde etkin hale getirmeleri

gerekmektedir. Diğer yandan, antibiyotik ve benzeri ilaç kullanımlarının hayvancılık

sektöründe kontrol altına alınması yine önemli bir koşul olarak karşımıza

çıkmaktadır.

Page 64: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

52

KAYNAKLAR ANONYMOUS, 2004. Rationale For Probiotic Supplementation. www.wysong.com

ANONYMOUS, 2005. Merck Gıda Mikrobiyolojisi Uygulamaları. Ed: A.K.

Halkman. Başak Matbaacılık Ltd. Şti., Ankara, 358s

AESTRUP, F.M., AGERSO, Y., AHRENS, P. 2000. Antimicrobial Susceptibility

and Presence of Resistance Genes in Staphylococi From Poultry. Vet.

Microbiol.,74: 353-364

AHMAD, M.; SMITH, D., G.; MAHBOOB, S., 2002. Effect of pH Medium During

Growth on Heat Tolerance of Enterococcus faecium and Enterococcus

faecalis. OnLine Journal of Biological Sciences, 2, 7, 502-504.

AHMAD, M.; SMITH, D., G.; MAHBOOB, S., 2002. Effect of NaCl on Heat

Tolerance of Enterococcus faecium and Enterococcus faecalis. OnLine

Journal of Biological Sciences, 2, 7, 483-484.

AMMOR, M. S., FLOREZ, A. B., MAYO, B., 2007. Antibiotic resistance in non-

enterococcal lactic acid bacteria and bifidobacteria. Food Microbiology, 24,

559-570.

ARIZCUN, C.; BARCINA, Y.; TORRE, P.; 1997. Identifıcation and

Characterization of Proteolytic Activity of Enterococcus faecium spp.

Isolated from Milk and Roncal and Idiazabal Cheese. International Journal of

Food Microbiology, 38, 17-24.

ASTORGA, M.A., CAPİTA R., ALONSO-CALLEJA, C., MORENO, B., GARCÍA-

FERNÁNDEZ, M. C., 2002. Microbiological quality of retail chicken by-

products in Spain. Meat Science. 62;45-50.

AUDISIO, M., C., OLIVER, G., APELLA, M., C., 2001. Effect of Different

Complex Carbon Sources on Growth and Bactericin Synthesis of

Enterococcus faecium. International Journal of Food Microbiology, 63, 235-

241.

BARAKAT, R., K.; GRIFFITHS, M., W.; HARRIS, L., J.; 2000. Isolation and

Characterisation of Carnobacterium, Lactococcus, and Enterococcus spp.

Page 65: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

53

From Cooked, Modified Atmosphere Packed, Refrigerated, Poultry Meat.

International Journal of Food Microbiology, 62, 83-94.

BARTON, A., L.; GARY, V.; 1995. Selective Media For Detecting Gastrointestinal

Carriage of Vankomisin Resistant Enterococci. Diagnostic Microbiology and

Infectious Diasease, Vol, 23, No. 3, 119-122.

BAŞUSTAOĞLU, A.; AYDOĞAN, H.; BEYAN, C.; YALÇIN, A.; ÜNAL, S.,

2001. First Glycopeptie-Resistant Enterococcus faecium Isolate From Blood

Culture in Ankara, Turkey. Emerging Infectious Diseases, Vol. 7, No. 1, 1-3.

BAYDUR, A.Y., 2006. İstanbul’da Satışa Sunulan Tavuk Etlerinin Hijyenik Kalitesi

Üzerine Araştırmalar. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek

Lisans Tezi. 44s

BAYHÜN, S., 2008. Klinik ve Gıda Kaynaklı Örneklerden İzole Edilen

Staphylococcus Aureus’un Antibiyotik Dirençliliklerinin Karşılaştırılması ve

Beta-Laktamaz Aktivitelerinin Değerlendirilmesi. Gazi Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. 126s

BAYİZİT VE YILSAY, 2000. Süt ve Ürünlerinde Bulunan Laktik Asit

Bakterilerinin Oluşturduğu Bakteriosinler. ALINMIŞTIR. DEMİRCİ, M. Süt

Mikrobiyolojisi ve Katkı Madeleri. Tekirdağ, 595s

BERTOLATTI, D., O’BRIEN, F.G., GRUBB, W.B., 2003. Characterization Of

Drug-Resistant Staphylococcus Aureus İsolated From Poultry Processing

Plants İn Western Australia. İnternational Journal of Environmental Health

Research, 13: 43-54.

BERZEG, D., 2005. Çeşitli Klinik Materyallerden İzole Edilen Enterokok Suşlarında

Antibiyotik Direnci, Yüksek Düzey Aminoglikozid Direnci Ve E Test İle

Vankomisin Mik Değerlerinin Değerlendirilmesi. T.C. Sağlık Bakanlığı

Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik

Mikrobiyoloji Kliniği Uzmanlık Tezi. 96s.

BIOMERIEUX, 2004. API 20 STREP. Identification System for Streptococcus and

Related Organisms. 07625F-GB/08.

Page 66: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

54

BIROLLO, G., A.; REINHEMIER, J., A.; VINDEROLA, C., G.; 2001. Enterococci

vs non-lactic Acid Microflora as Hygiene Indicators for Sweetened Yoghurt.

Food Microbiology, 18, 597-604.

BODIL, L., ADAMSSON, I.; EDLUND, C.; 2002. Gastrointestinal Transit Survival

of Enterococcus faecium Probiotic Strain Administered With or Without

Vankomisin. International Journal of Food Microbiology, 77, 109-115.

BODIL, L., 2003. Different Roles of Enterococcus faecium from a human

perspective. Doktorsavhanling Vid Karolinska Intitutet, 3, 435.

BOONE, D.R., CASTENHOLZ, R.W. (2001). Bergey's Manual of Systematic

Bacteriology 2nd Ed. – New York, Springer.

BOZKURT, H.; ASLIM, B., 2004. İmmobilizasyonun Probiyotik Kültürlerde

Kullanımı ; Orlab On-Line Mikrobiyoloji Dergisi, Cilt:2, Sayı:7, 1-14.

BROCK, T.D., VE MADİGAN, M.T., 2006. Biology of Microorganisms, 11.

Edition, Pearsen Prentice Hall, New Jersey, A.B.D.

BUTAYE, P.; DEVRIESE, L., A.; HAESEBROUCK, F., 1999. Phenotypic

Distinction in Enterococcus faecium and Enterococcus faecalis Strains

Between Susceptibility and Resistance to Growth-Enhancing Antibiotics.

Antimicrobial Agents and Chemoterapy, Vol. 43, No.10, 2569-2570.

BUTAYE, P.; VAN DAMME, K.; DEVRIESE, L., A.; VAN DAMME, L.; BAELE,

M., LAUWERS, S.; HAESEBROUCK, F.; 2000. In vitro Susceptibility of

Enterococcus faecium Isolated From Food to Growth-Promoting and

Therapeutic Antibiotics. International Journal of Food Microbiology, 54, 181-

187.

CALLEWAERT, R.; HUGAS, M.; DE VUYST, L., 2000. Competitivenes and

Bacteriocin Production of Enterococci in the Production of Spanish-style Dry

Fermented Sausages. International Journal of Food Microbiology, 57, 33-42.

CARNIO, M., C.; EPPERT, I.; SCHERER, S.; 1999. Analysis of the Bacterial

Surface ripeneng Flora of German and French Smeared Cheeses With

Respect to Their Anti-Listerial Potential. International Journal of Food

Microbiology, 47, 89-97.

Page 67: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

55

COCCONCELLI, P., S.; CATTIVELLI, D.; GAZZOLA, S.; 2003. Gene Transfer of

Vankomisin and Tetracycline Resistances Among Enterococcs faecalis

During Cheese and Sausage Fermentations. International Journal of Food

Microbiology, 88, 315-323.

COGAN, T., M.; REA, M., C.; DRINAN, F.; GELSOMINO, R.; 2001. Enterococi in

Food Fermentations: Functional and Safety Aspects. www.teagasc.ie

CRITTENDEN, R., G.; MARTINEZ, N., R.; PLAYNE, M., J.; 2003. Synthesis and

Utilisation of Folate by Yoghurt Starter Cultures and Probiotic Bacteria.

International Journal of Food Microbiology, 80, 217-222.

ÇAKIR, İ.; KARAHAN, A., G.; ÇAKMAKÇI, L., 2002. Probiyotikler ve Etki

Mekanizmaları. Gıda Mühendisliği Dergisi, Vol. 6, No. 12, 15-19.

ÇAKIR, P., 2007. Gıda ve İnsan Kaynaklı Staphylococcus Aureus Strainlerinin

Karakterizasyonu. Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek

Lisans Tezi. 97s

DEMİRTÜRK, N.; DEMİRDAL, T. 2004. Antibiyotiklerde Direnç Sorunu.

Kocatepe Tıp Dergisi, 5, 17-21.

DE VUYST, L.; 2000. Technology Aspects Releated to The Application of

Functional Starter Cultures. Food Technology Biotechnology, Vol. 38, No. 2,

105-112.

DE VUYST, L.; MORENO, M., R.; REVETS, H.; 2003. Screening for Enterocin and

Detection of Hemolysin and Vankomisin Resistance in Enterococci of

Different Origins. International Journal of Food Microbiology, 84, 299-318.

DEVRIESE, L. A., POT, B., 1995. The Genus Enterococcus. ALINMIŞTIR,

WOOD, B., J., B., HOLZAPPEL, W., H., The Genera of Lactic Acid

Bacteria,Blackie Academic&Professional, 397s.

DEVRIESE, L., A.; POT, B.; VAN DAMME, L.; KERSTERS, K.;

HAESEBROUCK, F., 1995. Identfication of Enterococcus Species Isolated

From Foods of Animal Origin. International Journal of Food Microbiology,

Vol. 26, No. 2, 187-197.

DOMING, K., J.; MAYER, H., K.; KNEIFEL, W.; 2003. Methods Used for The

Isolation, Enumeration, Characterisation and Identification of Enterococcus

Page 68: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

56

spp. 1. Media for The Isolation and Enumeration. International Journal of

Food Microbiology, 88, 2-3, 147-164.

DOMING, K., J.; MAYER, H., K.; KNEIFEL, W.; 2003. Methods Used for The

Isolation, Enumeration, Characterisation and Identification of Enterococcus

spp. 2. Pheno- and Genotyping Criteria. International Journal of Food

Microbiology, 88, 165-188.

DOYLE, M., E., 2001. Alternatives To Antibiotic Use for Growth Promotion in

Animal Husbandry; FRI Briefings, Food Research Institute.

DUMAN, T., 2007. Tavuk Karkaslarından İzole Edilen Staphylococcus’ların

Virülans Faktörleri Ve Antibiyotik Dirençliliği. Gazi Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. 97s

DURLU-ÖZKAYA, F.; TUNAİL, N., 2000. Salamura Beyaz Peynirlerde Biyojen

Amin Riski. ALINMIŞTIR, DEMİRCİ, M., Süt Mikrobiyolojisi ve Katkı

Maddeleri, Tekirdağ, 595s.

EATON, T., J., GASSON, M., J., 2001. Molecular Screening of Enterococcus

Virulance Determinants and Potential for Genetic Exhance Between Food and

Medical Isolated. Applied and Enviromental Microbiology, Vol. 67, No. 4,

1628-1635.

EATON, T., J.; GASSON, M., J., 2002. A Variant Enterococcal Surface Protein

Espfm In Enterococcus faecium; Distribution Among Food, Commensal,

Medical And Enviromental Isolates. FEMS Microbiology Letters 216, 269-

275.

EFE, M., 2005. Ankara Garnizonunda Tüketime Sunulan Tavuk Etlerinin

Mikrobiyolojik Analizi. Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitisü

Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. 76s.

EL-DIN, B., B., EL-SODA, M.; EZZAT, N., 2002. Proteolitic, Lipolytic And

Autolytic Activities of Enterococci Strains Isolated From Egyptian Dairy

Products. Lait, 82, 289-304.

ELSNER, H., A.; SOBOTTKAL, I.; 2000. Virulence Factors of Enterococcus

faecalis and Enterococcus faecium Blood Culture Isolates. Eur. J. Clin.

microbiol. Infect. Dis., 19, 39-42.

Page 69: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

57

EMBORG, H., D.; ANDERSEN, J., S.; SEYFARTH, A., M.; BOEL, J.,

WENEGER, H., C., 2003. Relations Between The Occurance of Resistance

To Antimicrobial Growth Promoters Among Enterococcus faecium Isolated

From Broilers And Broiler Meat. International Journal of Food Microbiology,

84, 273-284.

ENNAHAR, S.; ASOU,Y.; ZENDO, T.; SONOMOTO, K.; ISHIZAKI, A., 2001.

Biochemical And Genetic Evidence For Production Of Enterocins A And B

By Enterococcus faecium WHE 81, International Journal of Food

Microbiology, 70, 291-301.

ERDEM, İ.; ÇİÇEK-ŞENTÜRK, G.; YÜCESOY-DEDE, B.; YÜKSEL-

KOÇDOĞAN, F.; YÜKSEL, S.; KARAGÜL, E., 2004. In Vitro Effect Of

Levofloxacin And Vankomisin Combination Against Aminoglycosid-

Resistant Enterococci. International Journal of Antimicrobial Agents, 20, 92-

94.

ERGİNKAYA,Z.,HAYALOĞLU,A.A.,2001.‘Gıda Endüstrisinde Kullanılan Laktik

Asit Bakterileri’gıda Teknolojisi Derneği Yayın No:23 Adana

EROL, İ., 2007. Gıda Hijyeni ve Mikrobiyolojisi. Pozitif Matbaacılık Ltd. Şti.

Ankara. 392s

ESCUDERO-GİLETE, M.L., GONZÁLEZ-MİRET, M.L., HEREDİA, F.J.,2005.

Multivariate Study Of The Decontamination Process As Function Of Time,

Pressure And Quantity Of Water Used İn Washing Stage After Evisceration

İn Poultry Meat Production. Journal of Food Engineering. 69;245-251.

EUROPEAN COMMISSION, 2005. Opinion of the FEEDAP panel on the updating

of the criteria used in the assessment of bacteria for resistance to antibiotics

of human or veterinary importance. EFSA Journal, 223, 1-12.

EVANS, J.A., RUSSELL, S.L., JAMES, C., VE CORRY, J.E.L., 2004. Microbial

Contamination Of Food Refrigeration Equipment. Journal of Food

Engineering. 62;225-232.

FACKLAM, R., R.; SAHM, D., S.; TEIXEIRA, L., M.; 2002. Standart Laboratory

Methods For Identifyig and Growing Enterococci. Manual of Clinical

Microbiology, ASM Press.

Page 70: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

58

FANG, J.T., WEİ, Q.K., LİAO, C.W., 2003. Microbiological Quality Of 180C

Ready-To-Eat Food Products Sold İn Taiwan. Int. Journal of Food

Microbiology. 80: 241-250.

FRAHM, E., OBST, U., 2003. Application of the Flourogenic Probe Technique

(TaqMan PCR) to the Detection of Enterococcus spp. and Escherichia coli in

Water Samples. Journal of Microbiological Methods 52, 123-131.

FRANZ, C., M., A., P., HOLZAPFEL, W., H., STILES, M., E., 1999. Enterococci at

the Crossroad of Food Safety?. International Journal of Food Microbiology,

47, 1-24.

FRANZ, C., M., A., P., MUSCHOLL-SILBERHORN, A., B., YOUSİF, N., M., K.,

VANCANNEYT, M., SWİNGS, J., HOLZAPFEL, W., H., 2001. Incidence

of Virulance Factors and Antibiotic Resistace Among Enterococci Isolated

From Food. Applied and Enviromental Microbiology, Vol. 67, No. 9, 4385-

4389.

FRANZ, C., M., A., P., STILES, M., E.; SCHLEIFER, K., H.; HOLZAPFEL, W.,

H.; 2003. Enterococci in Foods- A Conundrum for Food Safety. International

Journal of Food Microbiology, 88, 2-3, 105-122.

GARDINER, G., E.; ROSS, R., P.; WAALACE, J., M.; SCANLAN, F., P.;

JAGERS, P., P.; FITZGERI, G., F.; STANTON, C.; 1999. Infuluence of a

Probiotic Adjunct Culture of Enterococcus faecium on The Quality of

Cheddar Cheese. Journal of Agriculture and Food Chemistry, Vol. 47, No.

12, 4907-4923.

GAUKEL, V.; SPIEß, W., E., L.; 1998. 3. Karlsruhe Nutrıtıon Symposıum European

Research Towards Safer and Better Food.

GELSOMINO, R.; VANCANNEYT, M.; CODON, S.; SWINGS, J.; COGAN, T.,

M.; 2001. Enterococcal Diversity in the Enviroment of an Irish Cheddar-type

Cheesemaking Factory. International Journal of Food Microbiology, 71, 177-

188.

GELSOMINO, R.; VANCANNEYT, M.; COGAN, T., M.; SWINGS, 2003. Effect

of Raw-Milk Cheese Consumtion on the Enterococcal Flora of Human Feces.

J. Applied and Enviromental Microbiology, Vol. 69, No. 1, 312-319.

Page 71: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

59

GIRAFFA, G.; SISTO, F.; 1997. Susceptibility to Vankomisin of Enterococci

Isolated from Dairy Products. Letters in Applied Microbiology, 25, 335-338

GIRAFFA, G.; OLIVARI, A., M.; NEVIANIE., 2000. Isolatıon of Vankomisin-

Resistant Enterococcus faecium from Italıan Cheeses. Food Microbiology,

17, 671-677.

GIRAFFA, G.; 2002. Enterococci From Food. FEMS Microbiology Reviews, 26,

163-171.

GIRAFFA, G.; 2003. Functionality of Enterococci in Dairy Products. International

Journal of Food Microbiology. 88, 2-3, 215-222.

GÖNÜLALAN, Z., KÖSE, A., 2003. Kayseri ilinde satışa sunulan sığır kıymlarının

mikrobiolojik kalitesi. F. Ü. Sağlık Bil. Dergisi. 17 (1); 49-53.

GUANGA-HUA W., XİAO-LİNG Q, 1994. The İncidence Of Cl. Perfringens, S.

Aureus, Salmonella and L. Monocytogenes in Retail and Meat Products in

Beijing. Fleischwirtsch 1994; 74(3):288-290

GUESSAS, B.; KIHAL, M.; 2004. Characterisation of Lactic Acid Bacteria Isolated

from Algerian Arid Zone Raw Goat’s Milk. African Journal of

Biotechnology, Vol. 3, No. 6, 339-342.

GÜLMEZ, M.; GÜVEN, A., 2002. Probiyotik, Prebiyotik ve Sinbiyotikler. Kafkas

Üniv. Vet. Fak. Derg., 8 (1), 83-89.

GÜNDOĞAN, N., ÇITAK, S., YÜCEL, N., DEVREN, A., 2005. A Note On The

Incidence And Antibiotic Resistance Of Staphylococcus Aureus İsolated

From Meat And Chicken Samples. Meat Science. 69; 807-810

GÜR, D., 2007. Antimikrobik Duyarlılık Testi İçin Uygulama Standartları;

Onyedinci Bilgi Eki. Bilimsel Tıp Yayınevi. Ankara. 173 sayfa.

HAMMES, W., P.; HERTEL, C., 2001. Research Approaches for pre- and

Probiotics: Challenges and Outlook Food Research. International Journal of

Food Microbiology, 35, 165-170.

HAYALOĞLU, A., A., ERGİNKAYA, Z., 2001. Gıda Endüstrisinde Kullanılan

Laktik Asit Bakterileri, Bizim Büro Basımevi, 26s.

HAYES, J., R., ENGLISH, L., L., CARTER, P., J., PROESCHOLDT, T., LEE, K.,

Y., WAGNER, D., D., WHITE, D., G., 2003. Prevalence and Antimicrobial

Page 72: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

60

Resistnce of Enterococcus Species Isolated from Retail Meats. Applied and

Enviromental Microbiology, Vol. 69, No. 12, 7153-7160.

HAUBEN, J., H.; 2003. The Potential of Vankomisin-resistant Enterococci to Persist

in Fermented and Pasteurised Meat Products . International Journal of Food

Microbiology, Vol. 88, No. 1, 11-18.

HERRANZ, C., CINTAS, L., M., HERNANDEZ, P., E., MOLL, G., N.,

DRİESSEN, A., J., M., 2001. Enterocin P Causes Potassium Ion Eflux

Enterococcus faecium T136 Cells. Antimicrobial Agents and

Chemotheraphy, Vol. 45, No 3 , 901-904.

HERRANZ, C., CASAUS, P.; MUKHOPADHYAY, S.; MARTINEZ, J.; M.;

RODRIGUEZ, J., M.; HERNANDEZ, P., E.; CINTAS, L., M.; 2001.

Enterococcus faecium P21: A Strain Occurring Naturally in Dry-Fermented

Sausages Procucing Thr Class II Bacteriocins Enterocin A and Enterocin B.

Food Microbiology, 18, 115-131.

HINTON, A., CASON, J.A.,VE INGRAM, K.D., 2004. Tracking spoilage bacteria

in commercial poultry processing and refrigerated storage of poultry

carcasses. International Journal of Food Microbiology. 91;155-165.

HLIVAK, P., JAHNOVA, E., ODRASKA, J., FERENCIK, M., EBRINGER, L.,

MIKES, Z., 2005. Long-Term (56-week) oral administration of probiotic

Enterococcus faecium M-74 decreases the experssion of SICAM and

monocyte CD54, and increases that of lymphocyte CD49d in humans.

Brastisl Lek Listy, 106 (4-5), 175-181.

HOLT, J., G., KRIEG, N., R., SNEATH, P., H., A., STALEY, J., T., 1994. Gram-

Positive Cocci. Bergey’s Manual of Determinative Bacteriology,

Williams&Wilkins, 787s.

HUGAS-MAURICI, GARRIGA-TURON, M., MONFORT-BOLIVAR, J., M.,

YLLA-ULLASTRE, J.; 1999. Bacteriocin Active Against Listeria

monocytogenes. Trends in Food Science&Technology, Vol. 7, No. 2, 67.

HUGAS, M., GARIGGA, M., AYMERICH, M., T., 2003. Functionality of

Enterococci in Meat Products. International Journal of Food Microbiology,

88, 2-3, 223-233.

Page 73: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

61

İNANÇ, N.; 2005. Probiyotik ve Prebiyotiklerin Beslenmedeki Önemi.

www.nutrisyon.com

JIMENEZ, S.M., DESTEFANIS, P., SALSI, M.S., TIBURZI, M.C., PIROVANI,

M.E., 2005. Predictive Model For Reduction Of Escherichia Coli During

Acetic Acid Decontamination Of Chicken Skin. Journal of Applied

Microbiology. 99; 829-835.

KARAHAN, A., G.; ÇAKMAKÇI, M., L., 1996. Probiyotikler. Gıda Dergisi, 21

(84), 297-302.

KARAHAN, A., G.; ÇAKMAKÇI, M., L., 2002. Probiyotikler ve Etki

Mekanizmaları. Gıda Dergisi, 6, 12, 15-19.

KARAPINAR, M., 1995. Mikrobiyolojik Kalite Kontrolünde Kullanılan Test

Yöntemleri. Gıdaların Mikrobiyolojik Kalite Kontrolü. Ege Üniversitesi

Basımevi, 198s.

KARAPINAR, M., GÖNÜL., S.A., 1998. “Gıda Kaynaklı Mikrobiyal Hastalıklar”,

Gıda Mikrobiyolojisi, 1.Baskı, Ünlütürk, A., Turantaş, F., (ed.), Mengi Tan

Basımevi, Çınarlı, İzmir, 143-151.

KE, D., PICARD, F., J., MARTINEAU, F., MENARD, C., ROY, P., H.,

OUELLETTE, M., BERGERON, M., 1999. Development of a PCR Assay

for Rapid Detection of Enterococci. Journal of Clinical Microbiology, Vol.

37, No. 11., 3497-3503.

KITAI, S., SHİMİZU, A., 2005. Prevalence and characterization of Staphylococcus

aureus and enterotoxigenic Staphylococcus aureus in retail raw chicken meat

throughout Japane”, J. Vet. Med. Sci. 67 (3); 269-274.

KLARE, I.; 2003. Occurrence and Spread of Antibiotic Resistances in Enterococcus

faecium. International Journal of Food Microbiology, Vol. 88, No. 2-3, 269-

290.

KLEIN, G.; PACK, A.; BONAPARTE, C.; REUTER, G.; 1998. Taxonomy and

Physiology of Probiotic Lactic Acid Bacteria. International Journal of Food

Microbiology, 41, 103-125.

Page 74: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

62

KLEIN, G.; 2003. Taxonomy, Ecology and Antibiotic Resistance of Enterococci

From Food and Gastro-Intestinal Tract. International Journal of Food

Microbiology. 88, 2-3, 123-131.

KLOOS, W.E., 1990. “Systematic and The Natural History of Staphylococci 1”, J.

Applied. Bacteriol., 69: 25-37.

KLOOS, W.E., BENNERMAN, T.L., 1995. “Staphylococcus and Micrococcus”,

Manual of Clinical Microbiology, In Murroy P.R., Baron EJ, Pfaller MA,

Tenover CF, Yolken RH., Williams and Wilkins Co., 6th Ed., Washington,

282-293.

KUHN, I., IVERSEN, A., BURMAN, L., G.; OLSSON-LIJEQUIST, B.;

FRANKLIN, A.; FINN, M.; AARESTRUP, F.; SEFRTH, A., M.; BLANCH,

A., R.; VILANOVA, X.; TAYLOR, H.; CAPLIN, J.; MORENO, M., A.;

DOMİNGUEZ, L.; HERRERO, H.; MOLLBY, R. 2003. Comparison of

Enterococcal Populations in Animals, Humans and The Enviroment-A

European Study. International Journal of Food Microbiology. 88, 2-3, 133-

145.

KUHN, I., IVERSEN, A., MOLLBY, R., 2003. The phene plateTM System for

Studies of the Diversity of Enterococcal Populations from the Food Chain

and the Enviroment. International Journal of Food Microbiology. 88, 2-3,

189-196.

KONEMAN, E., W., ALLEN, S., D., JANDA, W., M., SCHRECKENBERGER, P.,

C., WINN, W., C., 1994. Introduction to Diagnostic Microbiology, J. B.

Lippincott Company, 527s.

KUNDAKÇI A,YÜCEL A, UYLAŞER V, KONCA R, CAN S. 1991. Soğuk

Koşullarda Depolanan ve Satışa Sunulan Piliç Etlerinin Mikroflorası ve

Kalitesi, II. Uluslararası Gıda Sempozyumu Bildiri Kitabı, S:191-200.

KUTLU, S.B., 2006. “Çeşitli Klinik Materyallerden İzole Edilen Staphylococcus

aureus Suşlarında Metsilin Direnci Ve E-Test İle Vankomisin MIC

Değerlerinin Araştırılması.” Uzmanlık Tezi, T.C. Sağlık Bakanlığı Haseki

Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, 21: 4231-4234.

Page 75: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

63

LANGE D.L., BROKKİNG D.H., 2005. Nutribiotics Could Replace Antibiotics İn

Feed. World Poultry, 10(21):26-28.

LEMCKE, R.; BULTE, M., 2000. Occurrence of the Vankomisin-resistant Genes

Van A, Van B, Van C1, Van C2 and Van C3 in Enterococcus Strains Isolated

from Poultry and Pork. International Journal of Food Microbiology, Vol. 60,

Issue 2-3, 185-194.

LEROY, F., MORENO, M., R., F., DE VUYST, L., 2003. Enterococcus faecium

RZS C5, An Interesting Bacteriocin Producer to Be Used As A Co-culture

in Food Fermentation. International Journal of Food Microbiology, 88, 235-

240.

LINAJE, R.; COLOMA, M., D.; PEREZ-MARTINEZ, G.; ZUNIGA, M., 2004.

Characterization of Faecal Enterococci from Rabits for the Selection of

Probiotic Strains. Journal of Applied Microbiology. 96, 761-771.

LU, H., Z.; WENG, X., H.; LI, H.; YİN, Y., K.; PANG, M., Y.; TANG, Y., W.;

2002. Enterococcus faecium-related Outbreak With Molecular Evidence

Transmission From Pigs To Humans. Journal of Clinical Microbiology, Vol.

40, No. 3, 913-917.

LUKASOVA, J.; SUSTACKOVA, A.; 2003. Enterococci and Antibiotic Resistance.

Acta Vet. Brno, 72, 315-323.

LUND, B.; ADAMSSON, I.; EDLUND, C., 2002. Gastrointestinal Transit Survival

of an Enterococcus faecium Probiotic Strain Administered with or without

Vankomisin. Interniotanal Journal of Food Microbiology, 77, 109-115.

MANNU, L.; PABA, A.; PES, M.; FLORIS, R.; SCINTU , M., F.; MORELLIL;

1999. Strain Typing Among Enterococci Isolated From Home-Made Pecorino

Sardo Cheese. FEMS Microbiology Letters, 170, 25-30.

MANNU, L.; PABA, A.; DAGA, E.; COMUNIAN, R.; ZANETTI, S.; DUPRE, I.;

SECHI, L., A.; 2003. Comparison of The Incidence of Virulence

Determinants and Antibiotic Resistance Between Enterococcus faecium

Strains of Dairy, Animal and Clinical Origin. International Journal of Food

Microbiology, Vol. 88, No. 2-3, 291-304.

Page 76: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

64

MANOLOPOULOU, E.; SARANTİNOPOULUS, P.; ZOIDOU, E.; AKTYPIS, A.;

MOSCHOPOULOU, E.; KANDARAKIS, I., G.; ANIFANTAKIS, E., M.,

2003. Evolution of Microbial Populations During Traditional Feta Cheese

Manufacture And Ripening. International Journal of Food Microbiology, 82,

153- 161.

MAREKOVA, M.; LAUKOVA, A.; DE VUYST, L.; NES, I.; F., 2003. Partial

Characterization of Bacteriocins Produced Enviromental Strain Enterococcus

faecium EK13. Journal of Applied Microbiology, 94, 523-530.

MORENO, M., R., F.; REA, M., C., COGAN, T., M.; DE VUYST, L., 2003.

Applicability of a Bacteriocin-Producing Enterococcus faecium as a co-

Culture in Cheddar Cheese Manufacture. International Journal of Food

Microbiology, 81, 73-84.

MARTINS DA COSTA, P. M., VAZ-PİRES, P. M., BERNARDO, F. M., 2006.

Antibiotic Resistance Of Enterococcus Spp. İsolated From Wastewater And

Sludge Of Poultry Slaughterhouses. Journal Of Environmental Science And

Health Part B, 41, 1393-1403.

MEAD, G.C., 2000. Fresh And Further-Processed Poultry”, The Microbiological

Safety Quality of Food. An Apsen Publication, 1:445-471.

NAMDARI, H., 1998. Application of PCR for the Characterisation of Enterococci.

Clinical Microbiology Newsletter, Vol. 20, No.11, 91-93.

NICHOLAS, R., E.; WINSTANLEY, T., G.; RIDGWAY, E., J.; PERRY, J., D.;

2005. Differentiation of Vankomisin-Resistant Enterococcus Differential

Medium. British Journal of Biomedical Science.

NOLLET, L., 2005. EU Close To A Future Without Antibiotic Growth Promoters.

World Poultry, 6(21):14-15.

NORMANNO, G., FIRINU, A., VIRGILIO, S., MULA, G., DAMBROSIO, A.,

POGGIU, A., DECASTELLI, L., MIORN, R., SCUOTA, S., BOLZONI, G.,

DI GIANNATALE, E., SALINETTI, A.P., LA SALANDRA, G., BARTOLI,

M., ZUCCON, F., PRINO, T., SIAS, S., PARISI, A., QUACLIA, N.C. VE

CELANO, G.V., 2005. Coagülase-Positive Resistant Staphylococci and

Page 77: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

65

Staphylococcus aureus in Food Products Marketed in ltaly. International

Journal of Food Microbiolgy. 98; 73-79.

O’KEEFFE, T.; HILL, C.; ROSS, R., P., 1999. Characterization and Heterologous

Expression of the Genes Encoding Enterocin A Production, Immunitiy and

Regulation in Enterococcus faecium DPC1146. Applied and Enviromental

Microbiology, Vol. 65, no. 4, 1506-1515.

PANAGEA, S., CHADWICK, P., R., 1996. Heat Tolerance of Vankomisin Resistant

Enterococcus faecium. Journal of Clinical Pathology, 49, 687-689.

PAPAMANOLI, E.; TZANESTAKIS, N.; LITOPOULOU-TZANETAKI, E.;

KOTZEKIDOU, P.; 2003. Characterisation of Lactic Acid Bacteria Isolated

From a Greek Dry- Sausages in Respect of Their Technological and Probiotic

Properties. Meat Science, 65, 859-867.

PARK, S., H.; ITOH, K.; FUJISAVA, T., 2003. Characteristics and Identification of

Enterocins Produced by Enterococcus faecium JMC 5804T. The Society for

Applied Microbiology, 95, 294-300.

PESAVENTO, G., DUCCİ, B., COMODO N., 2005. Antimicrobial Resistance

Profile of Staphylococcus aureus Isolated From Raw Meat: A Research

Methicillin Resistant Staphylococcus aureus [MRSA]. Food Control. 26; 1-5.

PESAVENTO, G., DUCCİ, B., COMODO, N., NOSTRO, L.A., 2007.

Antimicrobial Resistance Profile Of Staphylococcus Aureus İsolated From

Raw Meat: A Research For Methicillin Resistant Staphylococcus aureus

(MRSA). Food Control. 18: 196-200.

PETERS, J.; MAC, K.; WICHMANN-SCHAUER, H.; KLEIN, G.; ELLERBROEK,

L., 2003. Species Distribution and Antibiotic Resistance Patterns of

Enterococci Isolated from Food of Animal Origin in Germany. International

Journal of Food Microbiology 88, 311-314.

PINTO, B., CHENOLL, E. VE AZNAR, R., 2005. Identification and Typing of Food

Borne Staphylococcus aureus by PCR- Based Tecniques, Systematic and

Applied Microbiology. 28; 340-352.

Page 78: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

66

POPE, M.J., CHERRY, T.E., 2000. An Evaluation Of The Presence Of Pathogens

On Broiler Raised On Poultry Litter Treatment. Poultry Science, 79: 1351-

1355.

QUEDNAU, M.; AHRNE, S.; MOLIN, G., 1999. Genomic Relationships Between

Enterococcus faecium Srtains From Different Sources With Different

Antibiotic Resistance Profiles Evaluated By Restriction Endonuclease

Analysis Of Total Choromosomal Dna Using Ecorı And Pruıı. Applied and

Enviromental Microbiology Apr., 1777-1780

RAMOTAR, K.; WOODS, W.; LAROCQUE, L.; TOYE, B., 2000. Comparison of

Phenotypic Methods to Identify Enterococci Intrinsically Resistant to

Vankomisin (Van C VRE). Diagnostic Microbiology and Infectious Disease,

36, 119-124.

REUTER, G., 1992. Culture media for enterococci and group-D streptococci.

International Journal of Food Micobiology, Vol. 17, No. 2, 101-111.

RINGO, E.; GATESOUPE, F., J.; 1998. Aquaculture 160,177-203.

RINKINEN, M.; JALAVA, K.; WESTERMARCK, E.; SALMINEN, S.;

OUWEHAND, A.; C., 2003. Interaction Between Probiotic Lactic Acid

Bacteria and Canine Enteric Pathogens: A Risk Factor for Intestinal

Enterococcus faecium Colonization. Veterinary Microbiology, 92, 111-119.

ROBREDO, B.; SINGH, K., V., BAQUERO¸ F.; MURRAY, B., E.; TORRES, C.,

2000. Vankomisin Resistant Enterococci Isolated From Animals And Food.

International Journal of Food Micobiology, 54, 197-204.

ROBERTS, T., A.; 1997. Maximizing The Usefulness of Food Microbiology

Research. Emerging Infectious Dieases. Vol. 3, No. 4, 523-528.

ROBERT, P., R.; SINICKAS, V., G.; LEWIS, C.; BYRON, K., A.; 1999. A

Comparison Of Polymerase Chain Reaction And Phenotyping For Rapid

Speciation Of Enterococci And Detection Of Vankomisin Resistance. Taylor

& Francis. Vol. 31, No 2, 127-132.

ROSS, R., P.; MORGEN, S.; HILL, C., 2002. Preservation and Fermantation: Past,

Present and Future, International Journal of Food Microbiology, 79, 3-16.

Page 79: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

67

SAAVEDRA, L.; TARANTO, M., P.; SESMA, F.; FONT DE VALDEZ, G.; 2003.

Hommade Traditional Cheeses for the Isolation of Probiotic Entrecoccus

faecium Strains. International Journal of Food Microbiology, 88, 241-245.

SAĞUN E, SANCAK YC, EKİCİ K, DURMAZ H., 1996. Van’da Tüketime

Sunulan Piliç But ve Göğüs Etlerinin Hijyenik Kalitesi Üzerine Bir

Araştırma. YYÜ Vet Fak Derg., 7(2):62-66.

SAKHARE, P.Z. SACHİNDRA, N. M., YASHODA, K. P., NARASİMHA RAO,

D., 1999. Efficacy of İntermittent Decontamination Treatments During

Processing in Reducing the Microbial Load on Broiler Chicken Carcass. Food

Control. 10;189-194.

SALMINEN, S., WRIGHT, A., V., MORELLI, L., MARTEAU, P., BRASSART,

D., DE VOS, W., M., FONDEN, R., SAXELIN, M., COLLINS, K.,

MOGENSEN, G., BIRKELAND, S., E., MATILLA-SANDHOLM, T., 1998.

Demonstration of Safety of Probiotics- a Review. International Journal of

Food Microbiology, 44, 93-106.

SAMAKUPA, A., P.; EINARSSON, H.; EYPORSDOTTIR, A., 2003. Hygine

Indicators In A Fish Processing Establishment- A Case Study In A White

Fish Processing Establishment. UNU-Fisheries Training Programme, 29s.

SANDERS, M., E., 1999. Probiotics. Food Technology, Vol. 53, No. 11, 67-73.

SARANTINOPOULOS, P.; LEROY, F.; LEONTOPOULOU, E.; GEORGALAKI,

M., D.; KALANTZOPOULOS, G.; TSAKALIDOU, E., DE VUYST, L.,

2001. Bacteriocin Production by Enterococcus faecium FAIR-E 198 in View

of Its Application as Adjunct Starter in Grek Feta Cheese Making. L.

International Journal of Food Microbiology, 72, 125-136.

SARANTINOPOULOS, P.; KALANTZOPOULOS, G.; TSAKALIDOU, E., 2002.

Effect of Enterococcus faecium on Microbiological, Physicochemical and

Sensory Characteristic of Greek Feta Cheese. International Journal of Food

Microbiology, 76, 93-105.

SARANTINOPOULOS, P.; LEROY, F.; LEONTOPOULOU, E.; GEORGALAKI,

M., D.; KALANTZOPOULOS, G.; TSAKALIDOU, E.; DE VUYST, L.;

2002. Bacteriocin Production by Enterococcus faecium FAIR-E 198 in Vıew

Page 80: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

68

of Its Application As Adjunct Starter in Grek Feta Cheese Making.

International Journal of Food Microbiology, 72, 125-136.

SAUNDERS, G.C. 1983. Microbiological Standards for Foodstuffs, Food

Legistation Surveys, No:9, British Food Manufacturing Industries Research

Association, 114-124.

SCHLEGELOVA, J., NAAPRAVNIKOVA, E. 2004. Beef Carcass Contamination

in A Slaughterhause and Prevalence of Resistance to Antimicrobial Drugs in

İsolates of Selected Microbial Species. Meat Science. 66: 557-565.

SEMEDO,T., SANTOS, M.,A., LOPES, M.,S., MARQUES, J., J., CRESPO, M., T.,

B., TENREIRO, R., 2003. Virulance Factors in Food, Clinical and Reference

Enterococci : A Common Trait in the Genus?, System Appl. Microbiology,

26, 13-22.

SIMONOVA, M.; LAUKOVA, A., 2004. Isolation of Faecal Enterococcus faecium

Strains From Rabbits and Their Sensitivity to Antibiotics and Ability to

Bacteriocin Production. Bull Vet. Inst. Pulawy, 48, 383-386.

STANTON, C.; ROSS, P.; 2000. Functional Foods in Relation to Health and

Disaese. Moorepark End of Project Report, Teagsc, 11s.

STROMPFOVA, V., LAUKOVA, A., MUDRONOVA, D., 2003. Effect of

Bacteriocin-like Substance Produced by Enterococcus faecium EF55 on the

Composition of Avian Gastrointestinal Microflora. Acta Vet. Brno, 72, 559-

564.

STROMPFOVA, V.; LAUKOVA, A.; OUWEHAND, A., C.; 2004. Selection of

Enterococci for Potential Canine Probiotic Additives. Veterinary

Microbiology. 100, 1-2, 107-114.

SWENSON, J.M., HINDLER, J.A., PETERSON, L.R., 1995. Special Tests For

Detecting Antibacterial Resistance. American Society For Microbiology,

6.e.d.Washington, 1356-1367.

ŞENER, A., TEMİZ, A., 2004. Tavuk Kesimhane ve İşletmelerinde Kullanılan

Ticari Dezenfektanlar ve Etkinlikleri. Orlab On-Line Mikrobiyoloji Dergisi

2(10),1-28.

Page 81: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

69

TARELLI, G., T.; CARMINATI, D.; GIRAFFA, G.; 1994. Production of

Bacteriocin Active Against Listria monocytogenes and Listera innocua From

Dairy Enterocooci. Food Microbiology, Vol. 11, No. 3, 243-252.

TEMİZ, A., 2000. Genel Mikrobiyoloji Uygulama Teknikleri. Hatiboğlu Yayınevi.

Ankara. 291 sayfa.

TEMMERMAN, R.; POT, B.; HUYS, G.; SWINGS, J., 2003. Identification and

Antibiotic Susceptibility of Bacterial Isolates from Probiotic Products.

International Journal of Food Microbiology, 81, 1-10.

TOPÇU. S., 2006. Ankara’da Satışa Sunulan Döner Kebap Çeşitlerinden Listeria

Monocytogenes, Staphylococcus Aureus, Aeromonas Hydrophila İzolasyonu

ve Çeşitli Antibiyotiklere Dirençlilikleri. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. 112sy.

TSAI, C., C., LIU, T., H., CHEN, M., H., TSAI, C., C., TSEN, H., Y., 2004.

Toxicity evaluation for an Enterococcus faecium strain TM39 in vitro and in

vivo. Food and Chemichal Toxicology, vol.42, no.10, 1601-1609.

TUNAİL, N. 2000. "Mikrobiyal enfeksiyonlar ve intoksikasyonlar", Gıda

Mikrobiyolojisi ve Uygulamaları, (Ed. Tunail, N.), Ankara Ünv. Ziraat Fak.

Gıda Müh. Bölümü Yayını, Sim Matbaacılık, Ankara, 82-88.

TUNCER, H.İ., 2007. Karma Yemlerde Kullanımı Yasaklanan Hormon, Antibiyotik

Antikoksidiyall ve İlaçlar. Lalahan Hay. Arast. Enst. Derg., 47(1):29-37.

TÜKEL, Ç., DOĞAN, H.B. 2000. "Staphylococcus aureus”, Gıda Mikrobiyolojisi

ve Uygulamaları, (Ed. Tunail, N.), Ankara Ünv. Ziraat Fak. Gıda Müh

Bölümü Yayını, Sim Matbaacılık, Ankara, 357-365.

TYOPPONEN, S.; PETAJA, E.; MATTILA-SANDHOLM, T., 2003. Bioprotectives

and Probiotics For Dry Sausages. International Journal of Food

Microbiology, 83, 233-244.

UYTTENDAELE, M.R., DEBEVERE, J.M., LIPS, R.M., NEYTS, K.D., 1998.

Prevalence of Salmonella in Poultry Carcasses and Their Products in

Belgium. International Journal of Food Microbiology. 40;1-8.

ÜNLÜ, M.; VARDAR-ÜNLÜ, G.; BAKICI, M., Z.; ŞAHİN, A.; 2002. Klinik

Örneklerden Soyutlanan Enterococcus faecalis ve Enterococcus faecium

Page 82: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

70

Kökenlerinin Çeşitli Antibiyotiklere Direnci. İnfeksiyon Dergisi, 16 (4), 471-

475.

VANCANNEYT, M.; LOMBARDI, A.; ANDRIGEHETTO, C.; KNIJFF, E.;

TORRIANIS.; BJORKROTH, K., J.; FRANZ, C., M., A., P.; MORENO, M.,

R., F.; REVETS, H.; DE VUYST, L.; SWINGS, J.; KERSTERS, K.;

DELLAGLIO, F.; HOLZAPFEL, W., H.; 2002. Intraspecies Genomic

Groups in Enterococcus faecium nd Correlation with Origin and

Pathogenicity. Applied and Enviromental Microbiology, Vol. 68, No.3, 1381-

1391.

VAN DEN BOGAARD AE, STOBBERINGH EE., 2000. Epidemiology Of

Resistance To Antibiotics Links Between Animals And Humans. Int. J.

Antimic. Agent. 14(4):327-335

VAN DEN BOGAARD, A. E., WILLEMS, R., LONDON, N., TOP, J.,

STOBBERINGH, E. E., 2002. Antibiotic resistance of faecal enterococci in

poultry, poultry farmers and poultry slaughterers. Journal of Antimicrobial

Chemotheraphy, 49, 497-505.

VAZGEÇER, B., ULU, H., ÖZTAN, A., 2004. Microbiological and Chemical

Qualities of Chicken Retailed on The Turkish Restaurants. Food Control. 15;

261-264.

VİLLARD, L., LAMPRELL, H., MAURİN, F., NOEL, Y., BEUVİER, E.,

CHAMBA, J.F. ve KODJO, A., 2005. Enterotoxin D Producing Strains of

Staphylococcus aureus are Typeable by Pulsed-Field Gel Electrophoresis

(PFGE), Food Microbiolgy. 22, 261-265.

WANG, J., HUANG, T., CHANG, Y., VE SHIH, D.Y., 2003. Subtyping of

Enterotoxin C Strains Isolated from Food Poisoning Outbreak in Taiwan,

Journal of Food and Drug Analysis. 11(3), 239-245.

WATERMAN, S.; SMALL, P.; 1998. Acid Sensitive Enteric Pathogens are

Protected From Killing Under Exremely Acid Conditions of pH 2.5 when

They Are Inocolated Onto Certain Solid Food Sources. Applied and

Enviromental Microbiology, 64, 5924-5928.

Page 83: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

71

WEGENER, H., C.; MADSEN, M.; NIELSEN, N.; AARESTRUP, F., M., 1997.

Isolation of Vankomisin Resistant Enterococcus faecium from Food.

International Journal of Food Microbiology, 35, 57-66.

WESSELS D., JOOSTE, P., J.; MOSTERT, J., F.; 2002. Technologically Important

Characteristics of Enterococcus Isolates From Milk and Dairy Products.

International Journal of Food Microbiology, Vol. 10, No. 3-4, 349-352.

WILLEY, B., JONES, R., N.; MCGEER, A.; WITTE, W.; FRENCH, G.;

ROBERTS, R., B.; JENKIS, S., G.; NADLER, H.; LOW, D., E., 1999.

Practical Approach to the Identification of Clinically Relevant Enterococcus

Species;; Diagn. Microbiol Infect Dis., 34, 165-171

WILKE, A.; 2005. Streptokok İnfeksiyonları. http://www.enfeksiyon.org

YAKUPOGULLARI, Y., GÜNDÜZ, A., ÖZCAN, M., DOGUKAN, M., SEYREK,

A., YILMAZ, M., 2006. Staphylococcus Aureus Suslarının Siprofloksasin,

Ofloksasin, Levofloksasin Ve Moksifloksasin Duyarlılıkları. Fırat Tıp Dergisi

,11(1): 45-47.

YAMAN, F.; ESENDAL, Ö.; 2004. Balıklarda Probiyotik Kullanımı. Orlab on-line

Mikrobiyoloji Dergisi, Vol. 2, No. 6, 1-18.

YERLİKAYA, P.; GÖKOĞLU, N., 2002. Gıdalarda Biyojen Aminler ve Önemi.

Gıda Mühendisliği Dergisi, Sayı:12, Yıl, 6, 24-30

YILDIRIM, Z.; YILDIRIM, M., 2000. Laktik Asit Bakterileri Tarafından Üretilen

Bakteriyosinlerin Genel Özellikleri. ALINMIŞTIR, DEMİRCİ, M., Süt

Mikrobiyolojisi ve Katkı Maddeleri, Tekirdağ, 595s.

YÜCE, K. 1992. Çoğul Dirençli Stafilokokların Neden Olduğu İnfeksiyonların

Tedavisi. Aknem Dergisi. 6 (2): 331-333.

YÜCE, A. 2001. Antimikrobik İlaçlara Direnç Kazanma Mekanizmaları. Klimik

Dergisi. 14(2):41-46.

Page 84: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK … · 2019-05-10 · Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek lİsans tezİ naci erhan yurdakul

72

ÖZGEÇMİŞ

1980 yılında Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Adana’da

tamamladım. 1998 yılında Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ni kazandım ve

2003 yılında bu bölümden mezun oldum. 2005 yılında Çukurova Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabim Dalı’nda yüksek lisans öğrenimime

başladım.