Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ …adana, 2009 Çukurova Ünİversİtesİ fen...
TRANSCRIPT
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Tebhide ÇAKAR
LİKENLERİN KARATEPE ASLANTAŞ AÇIK HAVA MÜZESİ BAZALTİK
KAYAÇ ESERLER ÜZERİNDEKİ AYRIŞMAYA/BOZUNMAYA ETKİSİ
ARKEOMETRİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2009
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
LİKENLERİN KARATEPE ASLANTAŞ AÇIK HAVA MÜZESİ BAZALTİK
KAYAÇ ESERLER ÜZERİNDEKİ AYRIŞMAYA/BOZUNMAYA ETKİSİ
Tebhide ÇAKAR
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ARKEOMETRİ ANABİLİM DALI
Bu tez 25/12/2009 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir. İmza……............................... İmza................................. İmza......………………….........
Prof. Dr. M. Salim KAPUR Prof. Dr. Fikret İŞLER Yrd. Doç. Dr. Erhan AKÇA Danışman Üye Üye
Bu tez Enstitümüz ARKEOMETRİ Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No :
Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü
İmza ve Mühür
Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No : ZF2009YL27
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların
kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
LİKENLERİN KARATEPE ASLANTAŞ AÇIK HAVA MÜZESİ BAZALTİK
KAYAÇ ESERLER ÜZERİNDEKİ AYRIŞMAYA/BOZUNMAYA ETKİSİ
Tebhide ÇAKAR
ARKEOMETRİ ANABİLİM DALI
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
Danışman : Prof.Dr. Selim KAPUR Yıl : 2009, Sayfa: 69 Jüri : Prof.Dr. Selim KAPUR
Prof.Dr. Fikret İŞLER Yrd.Doç.Dr. Erhan AKÇA
Bu çalışmanın amacı Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesinde eser yapımında
kullanılmış bazalt taşlar üzerinde gelişmiş olan likenlerin türlerini tanımlayarak,
kayaçlarda oluşan bozunuma etkilerini belirlemektir. Ülkemizin önemli bir
arkeolojik zenginliğe sahip olduğu göz önüne alındığında bu bozunumun önemi daha
da ortaya çıkmaktadır. Buna karşın arkeolojik eserler üzerinde yer alan likenlerin
türleri ve ayrışma etkileri yeterince çalışılmamıştır. Söz konusu çalışma ile Karatepe
Aslantaş Hitit Arkeolojik alanında yer alan Bazaltik eserler üzerinde yer alan
likenlerin türleri teşhis edilerek ayrışma etkileri saptanmıştır. Mineralojik ve
mikromorfolojik çalışmalar bazaltlarda ikincil bir mineral oluşumu olan vavelit
gelişimini saptamıştır. Bu da Karatepe bazaltlarında ayrışmanın başladığını ortaya
koymuştur.
Anahtar Kelime: Karatepe, Liken, Bozunma, Vavelit, Arkeometri
II
ABSTRACT
MSc THESIS
EFFECT OF LICHENS TO BASALTIC ROCK ARTEFACTS WEATHERING/ALTERING IN KARATEPE ASLANTAS OPEN AIR
MUSEUM
Tebhide ÇAKAR
DEPARTMANT OF ARCHAEOMETRY
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor : Prof.Dr. Selim KAPUR Year : 2009, Page: 69 Jury : Prof.Dr. Selim KAPUR
Prof.Dr. Fikret İŞLER Assist.Prof.Dr. Erhan AKÇA
The aim of this study is to determine the lichen species developed on basaltic
artifacts in Karate Aslantaş Open Air Museum along with weathering effects of
lichens. When Turkey's richness in archeology is taken into account the importance
of this alteration becomes more crucial. However, studies on weathering effect of
lichens on archeological artifacts are not studied sufficiently. This study outlines the
lichen species and their effects on weathering in Karatepe Aslantaş Open Air
Museum. The mineralogical and micromorphological analyses revealed a secondary
whewellite formation on basaltic rocks. This revealed that initial weathering
processes started on basalts of Karatepe.
Keywords: Karatepe, Lichen, Weathering, Whewellite, Archaeometry
III
TEŞEKKÜR
Yüksek Lisans çalışmamın Karatepe Açık Hava Müzesinde incelemeler
yaparken yardım ve desteklerinden dolayı Prof. Dr. Halet ÇAMBEL’e, çalışmamın
tüm aşamaları boyunca değerli bilgi ve eleştirilerini esirgemeyen danışmanım Prof.
Dr. Selim KAPUR’a ve çalışmalarımda bana yardımcı olan Yrd. Doç. Dr. Erhan
AKÇA’ya teşekkürlerimi sunarım.
Likenler konusunda derin bilgilerinden yararlandığımız Uludağ
Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şule ÖZTÜRK’e, liken türlerinin teşhisindeki
yardımından dolayı Erciyes Üniversitesi Biyoloji Bölümünden Yrd. Doç. Dr.
Gökhan HALICI’ya, X Işınları Difraksiyonu ve Tarama Elektron Mikroskobu
analizlerimizi itina ile yapan Erciyes Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. İhsan
AKŞİT hocamıza , örneklerimizin organik madde analizlerini yapan Çukurova
Üniversitesi Toprak Bölümü Araştırma Görevlisi Ahmet DEMİRTAŞ’a sonsuz
teşekkürlerimi sunuyorum.
Tez çalışmam boyunca her zaman yanımda olarak maddi ve manevi
desteklerini esirgemeyen eşime ve çocuklarıma teşekkür ederim.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ............................................ ..................................................................... I
ABSTRACT............................ ...................................................................... II
TEŞEKKÜR............................. ...................................................................... III
İÇİNDEKİLER……………….………........................................................ IV
ÇİZELGELER DİZİNİ.............
ŞEKİLLER DİZİNİ.................
………………………………….………..
……………………………………………
VI
VII
1. GİRİŞ.................................. ...................................................................... 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ...................................................................... 3
2.1. Likenler........................ ...................................................................... 3
2.1.1.Likenlerin Genel Yapıları........... ............................................... 4
2.1.2 Liken Maddeleri......................... ............................................... 9
2.1.3.Likenlerin Bozunuma Etkisi....... ............................................... 12
2.2. Türkiye’de Likenler Üzerine Yapılan Çalışmalar................ .............. 14
2.3.Karatepe-Aslantaş................................................................ .............. 17
3. MATERYAL VE METOD..... .................................................................. 19
3.1. Materyal............................ ................................................................. 19
3.1.1.Çalışma Alanının Coğrafik Konumu……………………..…… 19
3.1.2.Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi………………………… 20
3.1.3.Çalışma Alanının İklimi……………………………………….. 21
3.1.4.Çalışma Alanının Bitki Örtüsü………………………………… 21
3.1.5.Çalışma Alanının Jeolojisi……………………………………… 22
3.2. Metod................................ .................................................................. 24
4. ARAŞTIRMA BULGULARI .................................................................. 27
4.1. Örnek 1............................. ................................................................. 27
4.1.1. Mineraloji.............. .................................................................. 28
4.1.2. Mikromorfoloji...... ................................................................. 31
4.2. Örnek 2............................. .................................................................. 32
4.2.1. Mineraloji............... .................................................................. 33
4.2.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 35
V
4.3. Örnek 3............................. .................................................................. 37
4.3.1. Mineraloji............... .................................................................. 38
4.3.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 40
4.4. Örnek 4............................. .................................................................. 41
4.4.1. Mineraloji............... .................................................................. 42
4.4.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 43
4.5. Örnek 5............................. .................................................................. 46
4.5.1. Mineraloji............... .................................................................. 46
4.5.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 47
4.6. Örnek 6............................. .................................................................. 49
4.6.1. Mineraloji............... .................................................................. 49
4.6.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 50
4.7. Örnek 7............................. .................................................................. 53
4.7.1. Mineraloji............... .................................................................. 53
4.7.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 54
4.8. Örnek 8............................. .................................................................. 56
4.8.1. Mineraloji............... .................................................................. 57
4.8.2. Mikromorfoloji...... .................................................................. 58
4.9. Organik Madde ve Azot İçerikleri........................... ..................... 60
5. SONUÇLAR........................................................................ ..................... 62
KAYNAKLAR......................................................................... ..................... 64
ÖZGEÇMİŞ.............................................................................. ..................... 69
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA
Çizelge 4.1. Araştırmada kullanılan örneklerin morfolojik tanımı...........
.......
27
Çzielge 4.2. Örneklerin organik madde ve azot içerikleri............................... 61
VII
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 2.1. Kabuksu liken, Lecanora rupicola (Flechtenbilder).................. 6
Şekil 2.2. Yapraksı liken, Ksanthoria elegans (Flechtenbilder)............... 7
Şekil 2.3. Dalsı liken, Cladonia rangiformis (Flechtenbilder)................... 8
Şekil 3.1. Çalışma Alanının Yer Bulduru Haritası.................................... 19
Şekil 3.2. Bazalt kayaçlarında beşgen oluşan sütunlar………………….. 23
Şekil 3.3. Karatepe-Aslantaş Milli Parkı................................................... 24
Şekil 3.4. Karatepe-Aslantaş Milli Parkı Tarhunda Heykeli (Fırtına
Tanrısı)………………………………………………………..
25
Şekil 4.1. Örnek 1 ve açıktaki yüzeyi kaplayan liken örtüsü..................... 28
Şekil 4.2. Örnek 1’in X-ışını kırınım grafiği............................................. 29
Şekil 4.3. Örnek 1’de saptanan vavelit minerali (vazelin
kaplı)………………………………………………………..
30
Şekil 4.4. Vazelin uygulaması yapılamadan gerçekleştirilen X-ışını
kırınım grafiği………………………………………………...
30
Şekil 4.5. Fiziksel olarak ayrışan bazalt dokusu........................................ 31
Şekil 4.6 Likenlerin bazalt dokusundaki gelişimi………………………. 32
Şekil 4.7. Örnek 2 ve yüzeyini kaplayan liken örtüsü.............................. 33
Şekil 4.8. Örnek 2’in X-ışını kırınım grafiği............................................. 34
Şekil 4.9. Örnek 2’de saptanan vavelit minerali………………………… 35
Şekil 4.10. Fiziksel olarak ayrışan bazalt dokusu...................................... 36
Şekil 4.11. Yüksek gözeklilik gelişimi …………………………………..36
Şekil 4.12. Likenlerin neden olduğu fiziksel bozunma…………………. 37
Şekil 4.13. Örnek 3 ve üzerini kaplayan likenler.........................................38
Şekil 4.14. Örnek 3’ün X-ışını kırınım grafiği............................................39
Şekil 4.15. Örnek 3’te fiziksel olarak ayrışan bazalt okusu...................... 40
Şekil 4.16. Likenlerin neden olduğu gözenekliliğe yol açan fiziksel
bozunmalar…………………………………………………
41
Şekil 4.17. Örnek 4’ün likenle kaplı yüzeyi.............................................. 42
Şekil 4.18. Örnek 4’ün x-ışını grafiği........................................................ 43
VIII
Şekil 4.19. Örnek 4’teki kayacın mikroyapısı……………………………44
Şekil 4.20. Örnek 4’ün mikroyapısındaki peteksi doku............................ 45
Şekil 4.21. Kayaçtakı fiziksel ayrışma görünümleri……………………. 45
Şekil 4.22. Örnek 5’in likenle kaplı yüzeyi............................................... 46
Şekil 4.23. Örnek 5’in x-ışını grafiği......................................................... 47
Şekil 4.24. Örnek 5’in ana dokusundaki gözenekler................................. 48
Şekil 4.25. Likenlerin neden olduğu kimyasal ve fiziksel ayrışma
sonucu oluşan mikroyapı…………………………………..
48
Şekil 4.26. Örnek 6 ve likenle kaplı yüzeyi............................................... 49
Şekil 4.27. Örnek 6’nın x-ışını grafiği....................................................... 50
Şekil 4.28. Örnek 6’ının ana dokusu......................................................... 51
Şekil 4.29. Ana dokudaki oval yapılar………………………………….. 52
Şekil 4.30. Ana dokudaki mikroçatlaklar……………………………….. 52
Şekil 4.31. Örnek 7 ve likenle kaplı yüzeyi............................................... 53
Şekil 4.32. Örnek 7’inin x-ışını grafiği...................................................... 54
Şekil 4.33. Örnek 7’inin ana dokusu..........................................................55
Şekil 4.34. Örnek 7’de mikroçatlaklar…………………………………. 55
Şekil 4.35. Örnek 7’de likenlerin neden olduğu oval oluşumlar…………56
Şekil 4.36. Likensiz yüzeye sahip Örnek 8..................................................57
Şekil 4.37. Örnek 8’in x-ışını grafiği......................................................... 58
Şekil 4.38. Örnek 8’in ana dokusu............................................................. 59
Şekil 4.39. Örnek 8’deki düşük gözeneklilik…………………………… 59
1.GİRİŞ__________ Tebhide ÇAKAR
1
1.GİRİŞ
Arkeometri, arkeolojik çalışmalar sonucunda bulunan eserlerin yaşı,
yapıldıkları materyallerin fiziksel, kimyasal, mineralojik, mikromorfolojik özellikleri
ile bulunduğu ortamın paleocoğrafik ve iklimsel özelliklerini araştıran bir bilim
dalıdır.
Disiplinler arası çalışmalar artık bilim dünyasının yeni bir anlayışı olmuştur.
Arkeometri de bu disiplinler arası çalışmaların bir sonucu olarak hızla gelişmektedir.
Arkeolojik eserlerin gelecek nesillere sağlıklı biçimde bırakılması kültür
mirasının aktarılmasında önem taşımaktadır. Bu bağlamda özellikle doğal
kayaçlardan yapılan eserlerin korumasız ortamlarda ayrışma düzeylerinin saptanarak
koruma önlemlerinin alınması gerekmektedir. Koruma önlemlerinin alınması için
likenle örtülü doğal kökenli kayaçların likenlerin etkisi ile olan değişimlerinin
arkeometrik yöntemler arasında olan mineraloji, mikromorfoloji ve kimyasal
yöntemlerle saptanması önem taşımaktadır.
Arkeometrik yöntemlerle belirlenen ayrışma etkisi sonrasında kültürel
mirasımızın günümüzde ve gelecekte sağlıklı biçimde sergilenmesine olanak
sağlanmış olacaktır.
Arkeolojik buluntular, bulundukları çevrede bazı tehditlerle karşı karşıya
kalmaktadırlar. Bunlardan biri, eserler üzerinde yapılarını bozacak şekilde gelişen
mantar, liken ve bitkilerdir. Arkeolojik alanlarda ve doğada, likenler doğal kayaçların
ayrışmasına yol açan önemli organizmalardır.
Likenler, başlı başına birer organizma değildirler. Mantarlar ile alglerin
birleşerek morfolojik ve fizyolojik bir bütün halinde meydana getirdikleri simbiyotik
birliklerdir (Güner ve ark. 1992 ).
Küçükkaya (2004) bildirdiğine göre, Kalkerli kayaçların, karasal şartlarda,
biyolojik bozulmasının en önemli şekli olan oyukların oluşumunda, kaya yüzeyinde
gelişen mantarlar, mavi-yeşil yosun (Cyanobacteria), su yosunu (algler) ve likenler
gibi organizmaların etkilerinden bahsedilmiştir (Dannin, 1992). Biyolojik oyuk
oluşumu şu şekilde açıklanabilir; Organizma solunum ile dışarı CO2 verir ve kayaç
ıslak olduğunda suya CO2 geçer, böylece zayıf asit H2CO3 (karbonik asit) oluşur. Bu
1.GİRİŞ__________ Tebhide ÇAKAR
2
asit organizmayla doğrudan temas halindeki kaya parçalarının çözülmesine neden
olur. Bu parçacıkların kayacın diğer kısımlarına bağlanması zayıflar ve yağmur
damlaları ile etrafa sıçrarlar. Böyle bir organizmanın yanındaki aşınma hızı ivme
kazanarak organizma, çevresinde çukurlar oluşturur (Dannin, 1992).
Yosun ve liken gibi basit bitkiler, açıkta bulunan kayaçlar üzerinde yerleşerek
gelişmeye başlarlar. Bunlar toz tanelerini yakalayarak fazla miktarda organik madde
içeren ince bir zar oluştururlar. Bu ince zar, kayanın dayanıklılığının azalmasına yol
açar (Yüksel, 2005).
Paksoy (2000) bildirdiğine göre, MÖ. 2000’li yılarda Hititler Kilikya’yı da
içine alan büyük bir imparatorluk kurmuşlardı(Bing, 1987, Zoroğlu, 1995). Bu
imparatorluk, günlük yaşamının ve ticaret hayatının sağlıklı devam edebilmesi için
Kilikya’da çeşitli kaleler yapmıştır. Karatepe Aslantaş’ta bulunan kale de bu
dönemde yapılmıştır. Kalenin yapımında kerpiç, kireçtaşı ve bazalt kullanılmıştır
(Çambel ve ark., 1996).
Prof. Dr. Helmuth Th. Bossert ve Dr. Halet Çambel’in 1946’da keşfettikleri
Karatepe’de çalışmalar bugün Prof. Dr. Halet ÇAMBEL başkanlığında halen
sürmektedir.
Karatepe’de bulunan bazaltik kayaçlar üzerinde gelişen likenler ve bunların
ayrışmaya etkileri yüksek lisans tezinin çalışma konusu olmuştur.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
3
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
2.1.Likenler
Yeryüzünde çok geniş bir yayılış alanına sahip olan, birçok yüksek bitkinin
gelişemediği bölgelerde varlıklarını sürdüren, halkımızın ağaç ve kaya üzerindeki
formlarına yosun, yosnu, ağaç sümbülü gibi yöresel isimler verdiği likenler,
insanların neden olduğu hava kirliliğinin ciddi boyutlara varlık yada yoklukları ile
gösteren biyolojik belirteçlerdir (Öztürk, 1995).
Çobanoğlu (2005) bildirdiğine göre, likenler metabolizma ürünü olarak
ürettikleri özgün sekonder bileşikler ve bunların kazandırdığı antibiyotik, antifungal,
antiviral ve antitümör özellikleri sayesinde tıbbi değer taşırlar. Bazı liken türlerinin
bu özellikleri son yıllarda yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır (Ingolfsdottır, 2002;
Romagni and Dayan, 2002).
Yeryüzünde yaklaşık 20 000 türle temsil edilen likenlerin ülkemizde de
tahmini olarak 2–3 bin türü yetişmesine rağmen henüz sadece 1000 i aşkın türü
kaydedilmiştir. Türkiye’de son yıllarda artarak devam eden likenolojik çalışmalarla
öncelikle liken florasının tamamlanması, likenlerin ekolojik rolleri, tıbbi ve
ekonomik özelliklerinin öne çıkarılması hedeflenmiştir. Likenlerin potansiyel
kullanımlarıyla doğrudan ilgili olan liken maddelerinin biyolojik aktivitelerinin
araştırılmasıyla insanların kullanımı için faydalı özelliklere sahip türler ve
etnobotanik bilgiler elde edilmektedir (Çobanoğlu, 2005).
Çobanoğlu (2005) bildirdiğine göre, pek çok Avrupa ülkesinde ticari olarak
kozmetik, boya ve tıbbi tedavi için likenlerden faydalanılmaktadır (Romagni and
Dayan, 2002; Scholz, 2004).
Birçok omurgasız türü likenlerin üzerinde veya arasında yaşar. Likenleri
gizlenmek, barınmak ve beslenmek için kullanırlar. Likenler, bir çok besin ağının
parçası olup omurgasızlar ve ondan otlananlar buna dahildir. Örneğin liken yiyen
keneler örümcekler tarafından avlanırlar. Çok küçük omurgasızlar larvalarını
gizlemede ve korumada likenleri kullanırlar. Bazı hayvanlar için likenlerin stratejik
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
4
önemi büyüktür. Kışın bitkileri bulmak çok zordur ve bu durum hayvanlar için güç
bir durumdur. Ayrıca geyik, karaca, sincap gibi hayvanlar birçok faktörü bir arada
bulunduran bitkileri tercih ederler ve besin ihtiyaçları mevsime, yaşa, cinsiyete,
konumuna göre değişir. Bu durumda likenler sonbahara kadar hayat kurtarıcı role
sahiptir. Yani likenler kritik dönemde önemli bir kaynaktır (Gezginci ve ark., 2006).
Kuşlar ve küçük memeliler ise likenleri yuva yapımında, az da olsa yemek
için kullanırlar. Likenleri, 50 değişik türdeki kuşun yuva yapımında kullandığı
bilinmektedir. Zeytin başlı dokumacı kuşları yuvalarını tamamen Usnea cinsinden
yaparlar. Orman tavuğu ve vahşi hindi ise bu likeni yiyecek olarak kullanırlar
(Gezginci ve ark,2006).
Likenler ve karayosunları neredeyse tüm karasal ekosistemlerde gelişebilen
kriptogamik organizmalardır ve uzun süren kuraklıklara dayanabildiklerinden dolayı
ekstrem çevre koşullarında bile çoğalabilme özelliğine sahiptirler. Yüksek yüzey:
hacim oranları, basit anatomileri ve mumsu bir kutikuladan yoksun olma
özelliklerinden dolayı ağır metalleri dokularında toplayarak biriktirirler. Bu
özelliklerinden dolayı uzun dönemler boyunca atmosferdeki çözünmüş gazlar,
partikül halindeki madde ve metal iyonlarına göre bir element kompozisyonu
gösterirler; bu yüzden çevresel kirlenmenin önemli birer biyomonitorlarıdır (Halıcı,
2005).
Halıcı (2005) bildirdiğine göre, likenler ve karayosunları 20 yılı aşkın süredir
şehirlerdeki ağır metal ve radyonüklidlerin atmosferik depolanmasını değerlendirmek
için geniş ölçüde kullanılmaktadır. Karayosunları ve likenler birçok çalışmada; doğal
olarak geliştikleri ortamlarda veya transplantlar halinde biyomonitor organizmalar
olarak kullanılmışlardır (Brown, 1984; Nimis, 1996; Bargagli, 1998; Conti ve
Cecchetti, 2001).
2.1.1.Likenlerin Genel Yapıları
Likenler başlı başına birer organizma değildir. Mantarlar ile alglerin
birleşerek, morfolojik ve fizyolojik bir bütün halinde meydana getirdikleri simbiyotik
birliklerdir. Şekil ve yaşayış bakımından likenler kendilerini oluşturan alg ve
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
5
mantarlardan tamamen ayrı bir yapı gösterirler. Renksiz bir mantar hifinden oluşan
tallusun yapısına algin katılması sonucu ortaya renkli, klorofili olan yepyeni ototrof
bir bitki çıkar(Güner, Aysel ve Sukatar 1992).
Likenlerin yapısına katılan algler Cyanobacteria (mavi-yeşil algler) ve
Clorophyta (yeşil algler) grubu, mantarlar ise Phycomycetes (algimsi mantarlar),
Ascomycetes (askuslu mantarlar) ve daha ender olarak da Bacidiomycetes (bazidli
mantarlar) grubu üyelerdir. Mantar hiflerinden oluşan tabakaya ‘Medulla’, alg
hücrelerinden oluşan tabakaya ise ‘Gonidia’ tabakası denir. Medullayı meydana
getiren renksiz mantar hifleri, renkli alg hücreleri ile bir araya gelerek liken tallusunu
oluşturur (Öztürk, 1995).
Likenler bulundukları ortama ve beraber yaşadıkları bitkilerin durumlarına
göre değişik şekillerde olabilirler. Bu biçimlerine göre de üç farklı tipe ayrılırlar
(Güner, Aysel ve Sukatar 1992):
1. Kabuksu Likenler:
Kayalar üzerinde gelişirler, tallus kabuk biçimindedir. Tüm alt yüzeyleri ile
substratuma sıkı sıkıya bağlanırlar. Yapısındaki hifleriyle bazen kayaları dahi
eriterek, sert ortamların içlerine girebilirler. Bunlara Endolitik Likenler de denir.
Örnek: Leconara sp., Lecidea sp., v.s.( Güner, Aysel ve Sukatar 1992). (Şekil 2.1).
Asan (1993) bildirdiğine göre, normal şartlarda, çıplak kayalar üzerinde
yaşamın olmadığı söylenebilir. Ancak kabuksu likenler, üzerinde su bulunduran
kayalar üzerinde yaşama imkânı bulabilirler. Bunlar solunumları sonucunda dış
ortama karbon dioksit (CO2) salarlar. CO2, dış ortamdaki su (H2O) ile birleşir ve
karbonik asit (H2CO3) oluşur. Meydana gelen bu asit, kaya yüzeyini biraz aşındırır
ve mineral maddeler bu canlıların daha iyi kullanabileceği hale gelir. Böylece liken,
daha iyi büyüme ve gelişme olanağına kavuşur. Şu halde, toprak oluşumu için
gerekli olan ilk faktör, kayaların çeşitli şekillerde parçalanması ve ufalanmasıdır
(Öner, 1986). Kayaların parçalanma ve ufalanmasından sonra ayrışması, bitki
gelişimi için son derece önemlidir. Zira ayrışma olayında mineral maddeler açığa
çıkmaktadır ve bu maddeler de bitki gelişiminde önemli rollere sahiptirler (Öner,
1986).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
6
Şekil 2.1 Kabuksu liken, Lecanora rupicola (Flechtenbilder)
Liken, özellikle su azlığı gibi sebeplerle öldükten sonra, alttaki maddelerle
karışır ve böylece yüzeyde, mineral ve organik maddeden oluşmuş ilk toprak
meydana gelir (Öner, 1986).
Kabuksu likenlerin yukarıda anlatılan faaliyetleri yıllarca sürebilir. Bu
şekilde, uzun yıllar sonra, ancak birkaç milimetre toprak meydana gelmiş olur.
Toprak biraz kalınlaşınca, yapraksı likenlerin rekabetine dayanamayan kabuksu
likenler zamanla yok olurlar. Çünkü yapraksı likenler, güneş ışınlarının kabuksu
likenlere ulaşmasını engeller ve böylece fotosentez yapamayan kabuksu likenler
ölürler. Bunların ölümüyle toprağa bir miktar organik madde karışır. Böylece
toprağın kalınlığı gittikçe artar. Daha sonra aynı nedenlerle ortama karayosunları
hâkim olur. Bu aşamadan sonra toprak, otsu bitkileri barındırabilecek duruma gelir.
Otsu bitkilerin faaliyetiyle toprak oluşumu hız kazanır ve toprak üzerinde çalılar
görülmeye başlar. Bir zaman sonra ise, çalılar arasında ağaçlar görülür. Çalılar,
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
7
zamanla ağaçların rekabetine dayanamazlar ve ortamdan elimine olurlar. Böylece,
daha önce çıplak kayalarla örtülü olan alan, ormana dönüşmüş olur. Ancak toprak
oluşumu, her zaman ormanın meydana gelmesiyle sonuçlanmaz. İklime ve çok çeşitli
başka faktörlere bağlı olarak bu zincir bir yerde kırılabilir veya kıramayabilir (Öner,
1986).
2. Yapraksı Likenler:
Toprağa bağımlılıkları söz konusudur. Çıplak kayaların üzerinde görülmezler.
Tallusları irili ufaklı loblar halinde parçalanmıştır. Örnek: Dermatocarpon sp.,
Xanthoria sp., Peltigera sp (Güner, Aysel ve Sukatar 1992) (Şekil 2.2).
Şekil 2.2. Yapraksı liken, Ksanthoria elegans (Flechtenbilder)
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
8
3. Dalsı Likenler:
Oldukça büyük likenlerdir. Ağaçlar üzerinde gelişirler. Tallusları ipliksi, ya
da şeritsidir. Çok sık dallanma gösterir. Örnek: Cladonia sp., Usnea sp (Güner ve
ark., 1992) (Şekil 2.3).
Küçükkaya (2004) bildirdiğine göre, Özellikle kabuksu likenleri, substrattan
kazımadan ayırmak mümkün değildir. Yeryüzünde yaklaşık 20 bin türü bulunan
likenler çok yavaş büyürler. Likenlerin gözle görülür birkaç cm çapında bir rozet
şeklinde gelişmesi 50 yıldan fazla zaman alır. Likenler poikilohidrik (sulu ya da
susuz ortamda yaşayabilen veya görevini yapabilen) organizmalardır (Hashton,
2000).
Şekil 2.3. Dalsı liken, Cladonia rangiformis (Flechtenbilder)
Bu özellik onları olağanüstü çevrelerde oluşma ve yaşamalarına olanak
sağlar. Cyanobacteria (Mavi-yeşil alg), Chlorophyta (yeşil alg) ve mantarlar ile
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
9
beraber, kayaların üzerinde yaşam birliği kurulmasında öncü organizmalar olarak
önemli bir rol oynarlar ve nispeten birkaç yılda alt tabakada kolonize olabilirler
(Küçükkaya, 2004).
Kayalar üzerinde yaşayan likenler, tüm alt yüzeyleri ile substratuma sıkı
sıkıya bağlanırlar. Yapısındaki hifleriyle bazen kayaları dahi eriterek, sert ortamların
içlerine girebilirler (Güner ve ark., 1992).
2.1.2 Liken Maddeleri
Fungus ve alglerin simbiyotik birlikteliğinin ürünü olan likenler, ‘liken
maddeleri’ adı verilen ve pek çoğu likenlere özgü olan çeşitli metabolitler
sentezlemektedirler (Huneck, 1999).
Huneck (1999) bildirdiğine göre, Günümüzde yapısı bilinen liken
maddelerinin sayısı 800’e ulaşmıştır (Huneck and Yoshimura, 1996).
Oran (2006) bildirdiğine göre, Liken maddeleri aminoasit türevleri, şeker
alkolleri, alifatik asitler, γ, δ- ve makrosiklik laktonlar, monosiklik aromatik
bileşikler, kinonlar, kromonlar, ksantonlar, dibenzofuranlar, depsidler, depsidonlar,
depsonlar, terpenoidler, steroidler ve karotenoidler gibi bileşikler içinde yer alırlar
(Huneck & Yoshimura, 1996). Tipik liken maddeleri kristal yapıda mikroskobik
ürünler olup, liken yapısında önemli ölçüde sabit ve kalıcıdırlar. Mantarlar liken
içinde bu maddelerden bazılarını büyük miktarlarda, çoğunlukla toplam ağırlığın
%5’ine kadar, üretebilmelerine rağmen tallustaki algden ayrı gelişen izole edilmiş
mantarlar bu maddeleri az miktarda üretebilir (Brodo Sharnoff & Sharnoff, 2001;
Culberson, 1970). Oran (2006) bildirdiğine göre, Liken maddeleri tallus ve
fruktifikasyon yapılarında homojen olarak dağılmazlar. Tallus korteksinde bulunan
usnik asit, atranorin ile ksantonlar ve pulvinik asit türevleri gibi pigmentler hem liken
tallusunda bulunan ışığa duyarlı algleri yoğun ışıktan korurlar hem de hoş olmayan
tatları ile tallusun omurgasız hayvanlar tarafından yenilmesine engel olurlar.
Depsidler, depsidonlar ve yağ asitleri ise çoğunlukla medulla içinde yer alan
metabolik ürünlerdir (Brodo Sharnoff & Sharnoff, 2001). Liken maddeleri metabolik
orijinlerine göre primer metabolitler (intraselüler) ve sekonder metabolitler
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
10
(ekstraselüler) olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Hücre duvarı ve protoplastlarda
sınırlanan, proteinler, aminoasitler, polioller, karotenoidler, polisakkaritler ve
vitaminler gibi likenlerde yaygın olarak bulunan intraselüler ürünler çoğunlukla suda
çözünebilir ve sıcak su ile ekstre edilebilirler. Bu ürünlerin bazıları mantar bazıları da
alg tarafından sentezlenir. Liken tallusu yapısında iki farklı organizma yer aldığından
bu birlikteliğin oluşturduğu metabolitlerin yerini tayin etmek oldukça zordur. Primer
metabolitlerin (intraselüler) pek çoğu likenlerden izole edilebilmekte ve serbest
yaşayan mantarlar, algler, yüksek yapılı bitkilerde de bulunurlar (Nash, 1996).
Likenlerde bulunan organik bileşiklerin büyük bir bölümü, mantar hücresi içinde
veya hiflerin yüzeyinde depolanan sekonder metabolitlerdir (ekstraselüler). Bu
bileşikler genelde suda çözünmez sadece organik çözücülerle ekstre edilirler (Nash,
1996). Alg tarafından salınan ve mantara verilen karbohidratın tipi fotobiyont
tarafından belirlenir. Eğer liken tallusu mavi-yeşil alg içeriyorsa, mantara transfer
edilen karbohidrat glukozdur. Yeşil alg içeren likenlerde ise bu karbohidratlar ribitol,
eritritol ya da sorbitol gibi şeker alkolleridir. Likenlere özgü polisakkaritlerin başında
Likenin ve İzolikenin gelir. Bunlar mantar hiflerinin hücre çeperi yapımında
kullanılır (Zeybek & John, 1992).
Liken maddeleri metabolik orijinleri dışında biyosentez yollarına göre de 4
grup altında incelenebilir (Nash, 1996):
1. Poliketit yol ya da Asetil – Polimalonat yolu
2. Mevalonik Asit yolu
3. Şikimik Asit yolu
4. Fikobiyontların fotosentetik ürünleri
Oran (2006) bildirdiğine göre, Liken kimyası ile ilgili çalışmalar 1831’de
Bebert tarafından Vulpinik asitin izolasyonu ile başlamıştır. Daha sonra Alms
(1832) Pikrolikenik asit, Knop (1844) Usnik asit izolasyonunu gerçekleştirmiştir.
Vulpinik asit (Spiegel 1883) ve Lekanorik asit (Hesse 1900), kimyasal yapıları
açıklanan ilk maddelerdir. Daha sonra bu maddeler Fischer (1913) tarafından yapay
olarak sentezlenmiştir (Huneck & Yoshimura, 1996). Yapısı bilinen liken
maddelerinin sayısı yaklaşık 800’dür. Liken maddelerinin belirlenmesi ve izolasyonu
için fiziksel ve spektroskopik yöntemler olarak UV Spektroskopisi, IR
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
11
Spektroskopisi, NMR Spektroskopisi, Kütle Spektrometresi (MS), Optik Rotasyon
(ORD), X–Işını Analizleri, Lazer Mikrouçlu Kütle Spektrometresi (LAMMA),
mikrokristallendirme, ince tabaka kromatografisi (TLC), yüksek performanslı sıvı
kromatografisi (HPLC), sıvı gaz kromatografisi (GC) ve türevlendirme
(derivatizasyon) kullanılır (Huneck & Yoshimura, 1996; Huneck, 1999).
Mutualizmin en güzel örneklerinden olan likenlerin yavaş büyüme özelliklerine
karşın neden bu kadar çok metabolit ürettiklerini açıklamak için ileri sürülen bazı
düşünceler şunlardır:
1. Likenler oldukça yavaş büyüyen organizmalar oldukları için basit yapılı ve
yüksek organizasyonlu bitkilere karşı korunmaları gerekmektedir. Liken maddeleri
aktif koruyucu ve antibiyotik özellikteki maddelerdir. Antibiyotik özellikteki
maddeler toprak funguslarının gelişimini, hatta vasküler bitki tohumlarının
çimlenmesini inhibe eder. Bu özellikler likenlere doğada diğer bitkilerle rekabet
edebilme şansı kazandırır.
2. Aromatik liken maddeleri UV ışığını güçlü bir şekilde absorbe ederek çok
yoğun ısıya karşı algleri korur.
3. Liken maddeleri, fikobiyontların hücre duvarının geçirgenliğini etkileyerek
simbiyotik ilişkide önemli rol oynar.
4. Bazı liken maddeleri (Örneğin; Norstiktik, İzo-Usnik ve Usnik asitler)
metallerle (Örneğin; K, Cu, Fe) kompleks oluşturur ve tallusun substrattan mineral
sağlamasına yardım eder.
5. Liken maddeleri, böcekler, yılanlar ve nematodlar gibi bazı hayvanlar için
zehirleyici özellik taşıdığından tallusun bu hayvanlar tarafından yenilmesini engeller.
6. Birçok liken ekolojik dağılımları nedeniyle sıcaklık, nem ve ışık faktörleri
bakımından ekstrem şartlar altında büyümek zorundadır. Bu durumdaki likenlerde
sentezlenen ve stres metabolitleri olarak adlandırılan bu maddeler ekstrem
değişimlere karşı likenin adaptasyonunu sağlarlar.
7. Medulladan salgılanan liken maddeleri hidrofobik özellikte olup
medullanın suya karşı doygunluğunu önler ve tallusun atmosfer ile devamlı gaz
değişimine izin verir. Medulla hiflerinin suda çözünmeyen kristal materyalle
çevrilmesi suyun aktarımına ve liken tallusunda fotosentezde gerekli olan gaz
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
12
değişimi için hava boşluklarının kalmasına yardım eder (Huneck & Yoshimura,
1996; Huneck, 1999; Brodo, Sharnoff & Sharnoff, 2001).
2.1.3.Likenlerin Bozunuma Etkisi
Kaya bozunuma, mekanik, kimyasal, biyolojik olaylar ve bunların etkileşimi
sebep olabilir (Guglielmin et al., 2005).
Küçükkaya (2004) bildirdiğine göre, taşlarda yetişen likenler, saksikol
(karada yaşayan), crustose (kabuksu), faliose (yapraksı) veya squamolose (pulsu)
olarak da dış morfolojilerine göre adlandırmıştır. Kabuksu türler alçak yüzeylerde
tüm saplarıyla taşların içine kadar işlerler. Bu tesirin derinliği genellikle birkaç
milimetreden fazla değildir. Epilitik veya Endolitik likenler kalkerli taşın içerisine
tamamen yerleşebilirler (Caneva ve ark., 1991).
Küçükkaya (2004) bildirdiğine göre, Likenler yapısında bulunan mantar
hifleriyle bazı asitler salgılayarak kayaca sıkıca tutunurlar ve zamanla aşınmaya
neden olurlar. Su olmadığında fotosentez yapamadığı halde solunuma devam ederek
yaşayabilmesi, kuru ve güneşli ortamlara dahi dayanıklı olmaları özelliği onların eski
taşlar üzerinde yüzyıllarca kalmalarına olanak verir. Kabuksu likenler doğrudan alt
korteks tabakasıyla, yapraksı türleri ise rizinler ile kayaca tutunurlar. Micobiyont
yani mantar bileşeninin metabolik aktivitesi sonucu, bazı türlerde kalsiyum oksalat
(CaC2O4) kristalleri birikimi görülür. Oksalik asit (H2C2O4) mikobiyant tarafından
üretilir. Oksalik asit, kıskaçlamaları organik asitten daha aktiftir (Caneva ve
Diğerleri, 1991)
Likenleri oluşturan alg ve mantarlar arasında bazı fizyoljik iş bölümleri
vardır. Simbiyotik organizmalardan alg, klorofilli olduğundan fotosentez yapar ve
birliğin karbonhidrat gereksinimini sağlar. Mantar ise su ve madensel maddelerin
alınmasını temin eder. Bazen liken asidi denilen özel asitleri salgılayarak bulunduğu
ortamdaki kayaları dahi eritir ve toprak oluşumunu sağlar (Güner ve ark., 1992).
Küçükkaya (2004) bildirdiğine göre, su seviyesini çevre şartlarına göre
değiştirerek yaşayabilen organizmalar olarak endolitik likenler, solunum sonucu
bıraktıkları CO2 ile kayada karbonik asit (H2CO3) oluşumuna ve ince aşınmaya yol
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
13
açarlar (Dannin, 1992). Liken kaplı yüzeylerde yoğun delik oluşumu göze
çarpmaktadır ki gözle görünen mezopitler ve tali harç ile liken arasında ortalama 5–
10 µm çapındaki mikropitler olarak iki tiptir. Liken, tali harcın içinde oldukça
derinlere nüfuz eder ve hifler 4–5 mm derinlere kadar sokulur. Liken türlerinin
dağılımı mikro iklim şartlarına bağlı olarak her duvarda farklılık göstermiştir (Arino
and Cesareo, 1996).
Kalsiyum oksalat doğada geniş ölçüde medyana gelir. Genelde doğal
kayalarda olmakla birlikte, mermer ve kireçtaşlı tarihi eser ve anıtlarda yeşilpas
formundadır. Likenlerin bulunduğu ortamlarda, nadiren de alg ve Fungus gibi diğer
microorganizmaların varlığında, Calsiyum karbonat dönüşümü ile yayılarak
Whewellite ve weddellite üretilir ki bunun için oksalat formuna calsiyumun aniden
girişi gereklidir. Eskiden, atmosfer kalitesi liken oluşumu için elverişli iken, oksalat
pası kentsel bölgelerde de bozunum yaygındı. Bugün, çok kirlenmiş bölgelerde,
sadece eski dönüşümlerin delili olarak weddellite ve whewellite bulunur. Oksalat
pasının kalınlığı, mantar hifinin kaya içindeki yayılışının sığ oluşuyla ilgilidir.
Bundan dolayı, oksalat formasyonunun doğal olayı: (1) ilk olarak anıtlarda, bunlarda
yüzeysel bozunum olayı daha hızlıdır; (2) genellikle doğal kaya oluşumlarında
meydana gelmesi gibi, anıtların dikey yüzeylerinde bu olay diğer bozunum
ürünleriyle maskelenemez. Sonuçta, anıtlarda oksalatın varlığına ilişkin, onların
kökeninin varlığı, beklenen tedavi araçları ile birlikte büyük ölçüde literatüre
geçmiştir (Del Monte et al., 1987).
Galicia’da granit kiliselerde liken kolonizasyonu ve bozunuma likenlerin
etkisi araştırılmıştır. Türlerin dağılımında çevresel bağlantılar ve ortak türleri
tanımlamada amaca ulaşmak için, 20 kırsal kilisede likenler örneklenmiştir. Türlerin
kompozisyonlarını, 20 bölgede de esasen benzerdir. Fakat, mikroçevresel faktörler,
görünüş ve nem oranı gibi, çoğu türlerin ayırımını oluşturmaktadır. Bozunum
hakkında, likenlerin hifler ile intragranuler boşluklara nufüz etmesi likenlerin
ayrıştırmasında en ortak etkidir. Likenler ayrıca biyotit belirleyicidir, vermikülite
dönüşümde teşvik edici ve kristal olmayan oksihidroksiti çökelten Fe’nin açığa
çıkmasında etkilidir. Ochrolechia parella tallusunda yeni mineral (whewellite)
oluşumu saptanmıştır (Lamas et al., 1995)
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
14
Çeşitli kayaçlarda likenlerin bozunuma etkisi belgelenmiştir. Akdeniz
bölgesinde mineral değişimine likenlerin etkisini anlamak için Şanlıurfa’daki
Bazaltik akışlar üzerinde büyüyen 13 farklı fungal türün ikincil mineral oluşumu
araştırılmıştır. 13 farklı liken türünün teşhisi için moleküler teknik (rDNA zinciri)
kullanılmıştır. Mineral birikimini belirlemek için X-ray diffraction ve tarama
elektron mikroskopisi kullanılmıştır. Liken kolonisinin altında Bazaltik akış
bozunumu için Çeşitli katmanlarda 2:1 phyllosilicates ve Kuvars formasyonu, yalnız
silica (quartz) ve ya aliminyumla birlikte olarak (2:1 killer) serbest kalarak bazaltta
birincil silicate mineralleri oluşumu ile bozunuma sebep olabilir. Bununla birlikte, bu
mineral çeşitlerinin birikiminde rüzgar da etkili olmuş olabilir. Vevalit, tüm liken
türlerinin altında biriken bir calsiyum oksalat mineralidir. Vevalit oluşumunda
birincil mineralleri (olivin ve feldspars) açıklayabilmek için fungal hifler tarafından
salgılanmış organik asitlerin gerekli olduğuna inanılmaktadır. Bu liken ortamı,
vevalit formasyonu için yeterince calsium ve oksalat üretmek zorundadır (Arocena
et al., 2006).
2.2. Türkiye’de Likenler Üzerine Yapılan Çalışmalar
Türkiye’den ilk liken kayıtları Rigler, L. (1852) tarafından verilmiştir
(Güvenç ve Öztürk, 1997).
Öztürk ve Güvenç (2003) bildirdiğine göre, 1995 yılına kadar Türkiye için
191 liken hakkında yayın bulunmaktadır (John, 1992,1995). Günümüze kadar gerek
yabancı ve gerekse Türk araştırmacılar tarafından Türkiye’den 800 liken türü tespit
edilmiştir (John, 1996). Türkiye’nin Akdeniz ikliminin etkisi altında olan Akdeniz ve
özellikle Ege bölgelerinde likenler konusunda birçok çalışma yapılmıştır
(Karamanoğlu, 1971; John, 1989). 1989 yılında Optima bünyesinde bir komisyon
kurulmuştur (Nimis, 1996). Bu komisyon kapsamında Türkiye’nin Ege ve Akdeniz
bölgelerinde likenler konusunda yapılmış iki çalışma bulunmaktadır (John, 1996;
Nimis, 1998). Hatay ilinde yayılış gösteren likenlerin incelendiği bir çalışmada 243
liken taksonu tespit edilmiştir (John, 1998)
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
15
Oran ve Öztürk (2006) bildirdiğine göre, İznik’te Peltigera rufences likeni
(Szatala, 1927), Candelariella vitellina, Toninia cinereovirens ve T. tristis (Schindler,
1998) kaydedilmiştir. Bursa iline ait liken kayıtları Steiner (1996), Szatala (1927,
1940, 1960), Pisut (1970), Verseghy (1982), Öztürk et al. (1997), Güvenç&Aslan
(1994), Schindler (1998), Yazıcı (1999) ve Güvenç (2004) tarafından yapılmıştır.
Bursa ili, Gemlik, İznik, Mudanya ve Orhangazi ilçelerinde 88 istasyondan
181 liken taksonu rapor edilmiştir. 3 takson Türkiye için yeni kayıttır. Arthonia
dispersa (Schrad.) Nyl., Lecanora sambuci (Pers.) Nyl. ve Opegrapha herbarum
Mont.. 62 tür Bursa ili için yeni kayıttır (Oran ve Öztürk, 2006). Gemlik, Mudanya
sahil şeridi likenleri çalışılmış, Gemlik ve Mudanya ilçelerinden 36 takson
kaydedilmiştir (Özdemir ve Öztürk, 1992). Armutlu-Gemlik (Bursa) kıyı şeridi
likenleri çalışılmış, Armutlu ve Gemlik ilçelerinden 26 liken türü kaydedilmiştir
(Öztürk, 1997).
Adana ve Hatay illerine ait 13 familyadan 27 genusa ait 51 liken türü tespit
edilmiştir. Bu türlerden 8’i Türkiye’nin Akdeniz bölgesi için yeni kayıttır (Güvenç
ve Öztürk, 1997).
Sinop ili, Çangal dağı liken florası çalışılmıştır (Yıldız et al., 2002). Batı
Karadeniz bölgesinde 32 istasyondan toplam 111 liken türünün tanımlanması
yapılmıştır. Bunlardan 2’si Türkiye için yeni kayıttır(Öztürk, Güvenç, 2003).
Sinop’ta 167 liken taksonu ve Kastamonu’da 94 liken taksonu kaydedilmiştir. On iki
tür, Türkiye için yeni kayıttır. 76 takson Kastamonu, 49 takson ise Sinop için yeni
kayıttır(Güvenç, Öztürk, Aydın, 2006)
Uludağ’ın alpin bölgesinden 37 genusa ait 66 liken taksonu tespit edilmiştir.
Bunlardan iki tanesi Türkiye için yeni kayıttır (Güvenç ve Öztürk, 2004). Isparta ve
Burdur illerinden 73 takson tespit edilmiştir. 38 takson Isparta ili için yeni kayıttır.
Sadece iki takson Burdur için yeni kayıttır (Öztürk ve ark., 2005).
Erciyes Dağı liken florası üzerine sistematik araştırmalar yapılmıştır (Halıcı,
2004). Erciyes Dağı’ndan 63 genusa ait, 215 liken ve 8 likenokolus mantar
kaydedilmiştir (Halıcı ve ark, 2005).
Uşak ili, Türkiye’nin Likenolojik açıdan oldukça yoğun incelenen bölümünde
yer almasına karşın daha önce yapılan çalışmalarda bu ile ait lokaliteleri açıkça
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
16
belirtilmemiş üç liken kaydı olduğu görülür (Ludwig 1866, Szatala 1970). Anadolu
Üniversitesi Fen Fakültesi Herbaryumunda bulunan ve Bölümün eski
öğrencilerinden Ali Rıza Akar tarafından bu ilden toplanmış olan liken örnekleri
incelenmiş ve 21 tür tayin edilmiştir (Türk and John, 2005). Muğla ilinden 11
familya ve 22 cinse ait 37 liken taksonu belirlenmiştir. Tespit edilen taksonlardan 13
tanesi Muğla ili için, iki tanesi de Türkiye liken florası için yeni kayıttır (Halıcı and
Aksoy, 2006).
Kayseri ili Şirvan Dağı’ndan 27 genusa ait 73 takson rapor edilmiştir. Bu
taksonların hepsi çalışma alanı için yeni kayıtlardır. Bunlardan 31 takson Kayseri
ilinden ilk defa rapor edilmiştir ve 3 takson Türkiye için yeni kayıttır (Halıcı ve
Aksoy, 2006).
Muğla Köyceğiz ve çevresinden 23 cinse ait 39 liken taksonu tespit
edilmiştir. 13 liken taksonu Muğla için yeni kayıttır (Türk ve Candan, 2008).
İstanbul’un tarihi yapıtları üzerinde gelişen likenlerin yayılışı çalışılmış ve
15 Ağustos 2005 – 27 Eylül 2006 tarihleri arasında bu eserler gezilerek tespit edilen
liken türleri, toplanması mümkün olmadığı için, yerinde fotoğraflandırılmıştır. Bu
çalışmada 17 takson tespit edilmiştir (Gökmen ve ark., 2007).
Gaziantep, Kahramanmaraş, Kırşehir ve Yozgat illerinden 15 istasyondan 50
genusa bağlı 152 liken ve likenikol Fungus taksonu belirlenmiştir. Rossellinula
frustulosae (vouaux) R.Sant. Türkiye için yeni kayıttır (Halıcı ve ark., 2007).
Halıcı (2007) bildirdiğine göre, günümüze kadar Kayseri ili sınırlarından çok
sayıda liken rapor edilmiştir (Steiner, 1905; Güvenç, 2001; John, 2002; Halıcı ve
Aksoy, 2004; Halıcı et al., 2005; Halıcı et al., 2006; Halıcı ve Aksoy, 2006). Kayseri
ili, Sarımsaklı Barajı’nda yapılan çalışma sonucunda 38 liken ve 4 likenikol mantar
olmak üzere toplam 42 takson substratlarıyla birlikte rapor edilmiştir. Bunlardan 9
tanesi Kayseri için yeni kayıttır (Halıcı, 2007).
Kayseri ili Develi ilçesi, Adana ili Saimbeyli ve Tufanbeyli ilçelerinden 17
istasyonda 154 liken taksonu kaydedilmiştir. Bunlardan 76 takson Adana için, 12
takson Kayseri için, 23 takson ise Akdeniz bölgesi için yeni kayıttır (Halıcı ve
Güvenç, 2008).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
17
Sadece Kuzey Amerika ve Avrupa’da Avusturya’dan bilinen Abrothallus
tulasnei Asya’da Kuzey Anadolu’da ilk defa rapor edilmiştir. Türkiye’den toplanan
bu türe ait örnek hakkında notlar sunulmuş ve Ksanthoparmelia türleri üzerinde
likenikol olan diğer Abrothallus türleri ile farklılıkları tartışılmıştır (Halıcı ve
Duman, 2008). Halıcı ve Kocakaya’nın (2009) bildirdiğine göre, Denizli ili
biyoçeşitliliğini ortaya koyma amaçlı çeşitli çalışmalar yapılmıştır (Pisut 1970;
Schindler 1998, John et al. 2000, Breuss and John 2004, Şenkardeşler ve Sukatar
2006; Yavuz ve Çobanoğlu 2007). Denizli ili için ilave liken ve likenikol Fungus
kayıtları adlı çalışma yapılarak, 13 liken türü ve 1 likenikol Fungus türünün ilk kez
tespit edildiği anlaşılmıştır (Halıcı ve Kocakaya, 2009).
Türkiye’de son yıllarda artarak devam eden likenolojik çalışmalarla öncelikle
liken florasının tamamlanması, likenlerin ekolojik rolleri, tıbbi ve ekonomik
özelliklerinin öne çıkarılması hedeflenmiştir.
2.3.Karatepe-Aslantaş
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Doğu Uygarlıklarını Araştırma
Enstitüsü'nden Prof. H. Th. Bossert eşliğinde bir ekip 1945 yazında eski Hitit kervan
yollarını araştırmak üzere Kayseri'den Toros geçitlerini aşarak Çukurova'ya doğru
yola koyulmuştu. Bu keşif gezisi sırasında ekip ilk defa, Kadirli'nin doğusunda bir
'Aslantaş', yani üzerinde aslan tasviri bulunan taştan bir heykel olduğuna dair haber
almıştı. Bunun üzerine 1946 Şubat ayında Prof. Bossert, genç asistanı Halet Çambel
ve Adana Müzesi Müdürü Naci Kum, yörede ilkokul öğretmeni olan Ekrem Kuşcu
rehberliğinde, çok zor şartlarda, son kısmı at sırtında geçen bir yolculuktan sonra
'aslantaş' denilen taşın yanına vardılar. İşte aslanlı kaidenin yanı sıra yazıtlı
kabartmaların da bulunduğu bir yerleşmenin kalıntıları böyle keşfedildi. Ekip üyeleri
henüz kalıntıların bulunduğu yerin adının Ayrıca Tepesi olduğundan haberdar
değillerdi. Anadolu ve Kuzey Suriye bölgesinde Aslantaş, Aslankaya olarak tanınan
diğer örenyerleri ile karışmasın diye burayı 2.5 kilometre güneybatıda bulunan 638
metre rakımlı zirvesi ile heybetli bir görünüme sahip Karatepe Dağı'nın adı ile
yayınlamaya karar verdiler. Daha sonraki yıllarda ise dağın güney ve batısına yayılan
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR __Tebhide ÇAKAR
18
Karatepe isimli modern bir köy bulunduğu anlaşılınca da olası bir karışıklığı
önlemek amacı ile antik yerleşme için Karatepe-Aslantaş adı kullanılmaya başlandı.
Kazılara 1947 yılında Prof. Bossert ve aynı fakülteden Doç. U. Bahadır
Alkım denetiminde ve Halet Çambel'in eşliğinde resmen başlandı. Çalışmalar
1951'de Bossert'in kazıların sona erdiğini ilan etmesine kadar devam etti. Sonuçlar da
bir dizi bilimsel makale, iki rapor ve bir kitap halinde yayımlandı. Alman hoca
Bossert kazılarını bitirdikten sonra devreye Halet Çambel girer. 1952'de İtalyan
uzmanlar (Roma'daki Istituto Centrale de Restauro-ICR) ile beraber mimari
kabartmaları müzeye taşımadan, yerinde bırakarak restorasyon ve konservasyon
çalışmalarını başlatır. Bugün hiçbirimizi şaşırtmayan bu gelişme o zaman için
duyulmamış, olmayacak bir uygulamadır. Bunu 1957'de anıtsal kapıları hava
şartlarından korumak için kalıcı saçakların yapılması izler. Halet Hanım'a en büyük
destek arkadaşı ve eşi gazeteci-şair-mimar Nail Çakırhan'dan gelir. Nail Bey
Türkiye'de yapılan ilk çıplak beton uygulamasını Karatepe-Aslantaş gibi yolu
olmayan, suyu akmayan bir dağın tepesinde inat ve sebat ederek başarı ile
gerçekleştirir. Böylece Türkiye'nin ilk açık hava müzesinin temelleri atılmıştır
(Özyar, 2006).
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
19
3. MATERYAL VE METOD
3.1. Materyal
3.1.1.Çalışma Alanının Coğrafik Konumu
Çalışma alanı Karatepe Aslantaş Milli Parkı içerisinde yer alan Hitit
Arkeolojik alanıdır (Şekil 3.1). Doğu Akdeniz bölgesinde, Osmaniye ili Kadirli İlçesi
hudutları içerisinde, Ceyhan Irmağının içinden geçtiği ve Karatepe (538m) Dağı ile
yerleşiminden adını alan, Greenwich başlangıç boylamına göre 36°10’00’’ – 36°
19’10’’ doğu boylamları ile 37° 12’ 57” — 37°18’49” kuzey enlemleri arasında yer
almaktadır.
Şekil 3.1. Çalışma Bölgesinin Yer Bulduru Haritası
Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
20
Karatepe Aslantaş Milli Parkı, 1958 yılında 8006.5 ha’lık alan üzerinde
kurulmuş olan Milli Park, Hitit devrinin zengin arkeolojik kalıntılarını barındıran bir
açık hava müzesi şeklindedir. Yapılan kazılarda Hitit, Bizans ve Roma tarihine ışık
tutacak bulgular elde edilmiştir (Çambel, 1998).
3.1.2.Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi
Kadirli İlçesi sınırlarında M.Ö. 8. yüzyılda, yani Geç Hitit Çağında, kendisini
Adana Ovası hükümdarı olarak tanıtan Asativatas tarafından, kuzeydeki vahşi
kavimlere karşı bir sınır kalesi olarak kurulmuş, Asativadaya diye adlandırılmıştır.
Kalenin batısında, güney ovalardan Orta Anadolu yaylasına geçit veren bir kervan
yolu, doğusunda Ceyhan Irmağı (Pyramos), bugün ise Aslantaş baraj gölü yer
almaktadır. Yüksek kulelerle donatılmış T-biçimli anıtsal iki kapı binası kale içine
açılıyordu. İki kule arasından, üstü açık bir geçitten sonra bir eşiğin arkasında
bazalttan mil yatakları içinde dönen anıtsal ahşap bir kapı aşılarak bir sahanlığa,
bunun yanında iki yan odaya, gene sahanlıktan da kale içine giriliyordu. Güneybatı
kapı binasının iç tarafındaki kutsal alanda çifte boğa kaidesi üstünde Fırtına
Tanrısı'nın boy heykeli yer alıyordu. Kapı binalarının iç duvarları bazalt bloklara
işlenmiş arslanlar, sfenksler, yazıtlar ile günün inanç ve yaşayışını sergileyen
kabartmalardan oluşan duvar kaplamaları ile donatılmıştır. Bugüne kadar bilinen
Fenike ve Hiyelogrif (Luvca) yazı sistemlerindeki en uzun çift dilli metin birer kere
her iki kapı binasına; Fenikece 3. bir örneği de kutsal heykel üzerine işlenmiştir.
Böylelikle, Fenike metninin okunabilmesi sayesinde, henüz tam anlamıyla
çözümlenmemiş olan, Anadolu'da M.Ö.2.bin yılının başlarına kadar geri giden
hiyerogliflerin nihai çözümüne olanak sağlayan bir anahtar ele geçmiş oldu. İşte bu
yüzdendir ki Karatepe-Aslantaş yazıtları Mısır hiyerogliflerinin okunmasını sağlayan
ünlü Rosetta taşına benzetilmiş, uluslararası bir üne kavuşmuştur. M.Ö. 2. bin yılda
Anadolu'ya hakim olan, başkenti bugünkü Boğazköy (tarihsel Hattuşaş) olan Hitit
İmparatorluğu M.Ö. 1200 yıllarında "deniz kavimleri" baskını sonucunda parçalanıp
dağıldıktan sonra, Torosların güneyinde Malatya, Sakçagözü, Maraş, Kargamış,
Zincirli gibi bazı krallıklar kurulmuş, bunlar daha sonra, çeşitli aşamalarda
Asurluların eline geçmiş yağmalanmışlardır. Asativatas'ın hükümdarlığı işte bu
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
21
döneme rastlar. Kurduğu kale de büyük olasılıkla Asurlular tarafından M.Ö. 720
sıralarında Salmanasar V, ya da M.Ö. 680 yıllarında Asarhaddon tarafından yakılıp
yıkılmış ve terkedilmiştir (T.C. Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü, 2008).
3.1.3.Çalışma Alanının İklimi
Kadirli´nin, yüzey şekilleri itibariyle değişiklik göstermesi iklimini de etkiler.
Ovalık kesimde yazları, sıcak ve kurak; kışları, ılık ve yağışlı geçmektedir. Tepelik
alanlar ise, ovaya göre yazları daha serindir. Dağlık kesimde yayla iklimi görülür. Bu
kesim kışları soğuk, yazları serindir. Yumuşak ve yağışlı bir kış; kurak, sıcak ve
uzun bir yaz, geçiş mevsimlerinin (ilkbahar ve sonbahar) yaz lehine, kısa ve nispeten
çelişkili oluşları; sene içinde kapalı, bulutlu ve yağışlı günlerin azlığı, açık havaların
çokluğu, Akdeniz ikliminin genel nitelikleridir(www.kadirlininsesi.com).
Karatepe-Aslantaş Milli Parkı, coğrafik konum olarak tipik Akdeniz iklim
kuşağında bulunmakla birlikte, gerek topoğrafik yapısı ve gerekse Aslantaş Baraj
Gölünün de etkisinden dolayı nemli ve lokal bir iklime sahiptir. Yazları sıcak, kışları
ılık geçmektedir. Park alanında yıllık ortalama sıcaklık, dağlık alanlardan ceyhan
nehri vadisine doğru 16-18.4 °C arasında değişmektedir. Yörede yaz ve kış
mevsimleri arasında sıcaklık farkının gerek baraj gölü ve gerekse yoğun bitki
örtüsünün ekstrem iklim koşullarını yumuşatması nedeniyle çevredeki benzer
karakterli topoğrafik yapıya sahip alanlara oranla daha az olduğu kabul edilebilir
(Osmaniye İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2004).
3.1.4.Çalışma Alanının Bitki Örtüsü
Milli Parkın ve yakın çevresinin ana ağacı kızılçamdır. Alt örtüyü genellikle
maki elemanları oluşturmaktadır. Kızılçam, Halepçamı, Meşe türleri ve defne,
sandal, mersin, gürgen, karaçalı, maki elemanlarının tamamı görülebilir. Otsu bitkiler
mevsime bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Mor menekşe, beyaz menekşe,
orkide türleri, glayöl, sümbül, zambak, hatmi, çayır papatyası, mayıs papatyası,
ballıbabagiller, adaçayı, kantaron, yosunlar, likenler, çeşitli diken formasyonları,
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
22
yenen ve yenmeyen mantar türleri ve diğer yıllık bitki türlerini milli parkta görmek
mümkündür.
3.1.5.Çalışma Alanının Jeolojisi
Eserlerin yapımında bazalt taşı kullanılmıştır. Bazalt, koyu siyah renkli, ufak
kristalli veya camsı volkanik bir kayaç olup, bir magmatik derinlik kayacı olan
gabronun yüzey tipidir. Bileşiminde; plajioklaz (labrador, andezin, oligoklaz veya
albit), ojit, olivin, nadiren kuvars, tali mineraller olarak; manyetit, ilmenit, v.d.
bulunur. Bunlar koyu siyah renkli bir hamur içindedir. Bazen porfirik (kayaç içindeki
minerallerin gözle fark edilebildiği ) doku gösterir, gözle olivin, kuvars, ojit ve
plajioklaz gibi iri mineraller fark edilir. Bazaltlar sert, kompakt ve yoğun olmakla
beraber, kendilerine has beşgen, altıgen prizmalar şeklinde akma doğrultularına dik,
soğuma ile meydana gelmiş karakteristik çatlaklar içerirler ve bu kısımlardan
kolayca sütunlar halinde ayrılabilirler (bazalt sütunları) (Şekil 3.2). Yoğun ve sert
olduklarından basınca karşı direnci yüksek olan taşlardır. Bundan dolayı, yapı taşı,
parke, balast, mıcır yapımı için uygundur. Gevşek olan bazalt tüfleri çok gözenekli
olup, hafif yapı malzemesi seçiminde önde gelirler (Küçükkaya, 2004).
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
23
Şekil 3.2. Bazalt kayaçlarında beşgen oluşan sütunlar
Genel olarak bazalt yarı yarıya feldispat ve demir magnezyum
minerallerinden oluşmuştur. Kurak bölgelerde yer alan bazalt mostraları beyaz,
kireçli kabuklar oluşturur. Rutubetli bölgelerde ise, bazalt içindeki demirin,
kolaylıkla okside olmasıyla paslı ve kahverengi bir renk oluşur. Bazalt akıntılarının
üst kısımları gaz kabarcıkları içerebilir. Bunun sonucunda, delikli ve cüruflu bir
kayacı oluşturur ve bu boşluklara kalsit, agat, amatist ve zeolit gibi mineraller
dolabilir. Türkiye’de en yaygın kayaç tipi olarak yer alır (Cangir, Boyraz, 2006).
3.2. Metod
Karatepe Aslantaş Milli Parkında eserlerin hava şartlarından zarar görmemeleri
için, kalıcı çatıların inşaası için ön projesi italyanlar, uygulama projesi Y. Mim.
Turgut Cansever ve yerinde uygulanması Nail Çakırhan tarafından yapılmıştır.
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
24
Eserler doğa uyumlu, etrafı açık, üstten ışıklı, sütunlar üzerinde çıplak betondan
saçaklar altında korunmaktadır (Şekil 3.3). Eserlerin yapımında kullanılan açıkta
bulunan bazaltik kayaçlar üzerinde liken ve yosun oluşumu bulunmaktadır. Tarhunda
heykeli (Şekil 3.4) etrafında açıkta bulunan bazaltik kayaçlardan renk ve şekil
bakımından farklı olan 7 değişik liken örneği, 1 adet de liken bulundurmayan
kayaçtan olmak üzere 8 örnek alınmıştır
Şekil 3.3. Karatepe-Aslantaş Milli Parkı Giriş Kapısı
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
25
Şekil 3.4. Karatepe-Aslantaş Milli Parkı Tarhunda Heykeli (Fırtına Tanrısı)
Arazi çalışmasında, tanımlama aşamasında gerekli olacak yapısal birimlere
sahip, yeterli miktarda örnek alınmasına özen gösterilmiştir. Kaya üzerinde yaşayan
liken örneklerini almak için çekiç ve keski kullanılmıştır. Alınan liken örneklerinin
bozulmaması için ince kâğıtlara sarılarak, liken örneğinin numarası, toplanma tarihi,
lokalite koordinatı ve yüksekliğinin not edildiği parşömen zarflara konulmuştur.
Arazi çalışmalarından sonra laboratuvara getirilen örnekler zarflarından
çıkarılarak, herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın 24 saat oda sıcaklığında
kurutulmuştur. Liken örneklerinin tanınmalarında morfolojik incelemeler ve
ölçümler için stereo mikroskop, anatomik incelemeler için oküler mikrometrik
okülerli ışık mikroskobu kullanılmıştır. Örnekler Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Biyoloji bölümünde, Yrd. Doç. Dr. Gökhan HALICI tarafından morfolojik
3. MATERYAL METOD _________ Tebhide ÇAKAR
26
olarak tanımlanmıştır. Örnekler, "Die Flechten Baden - Württembergs" (Wirth
1995), "Likenoj de Okcidenta Eurupe" (Clauzade ve Roux 1985) ve "The Lichen
flora of Great Britain and Ireland" (Purvis ve ark. 1992) adlı floralardan
yararlanılarak adlandırılmıştır.
Toz haline getirilen örneklerin desenleri Erciyes Üniversitesi Teknoloji
Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde bulunan Bruker AXS D8 Advance marka X-
ışınları toz difraktometresinde 5-90 (2θ) açılarında çekilmiştir (Jackson, 1979).
Taşların kırınım desenleri XRD Evalution Programında analiz edilmiştir. Ayrıca,
seçilmiş kimi örnekler (Aspicilia contarta subsps. hoffmenniea, Protoparmeliopsis
muralis, Pyscia tenella), liken köklerinin hemen alt kısmından, yüzeye yakın olan
kısımlarına bakılması amcıyla Kanada’ya gönderilerek X-ışınları difraktometresi
yapılmıştır. Bunlardan Aspicilia contarta subsps. hoffmenniea ve Protoparmeliopsis
muralis örneklerinin kök altı X-ışını difraktometresi yapılmıştır.
Örneklerdeki tarama elektron mikroskopisi FitzPatrick (1993) terminolojiyle
yorumlanmıştır. Örneklerde organik madde ve azot analizleri Sparks (1996)’da
tanımlanan yöntemlerle yapılmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
27
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
Çalışma Karatepe Aslantaş Milli Parkından alınan 8 adet etütlük bazalt
parçacığı üzerinde gerçekleştirilmiştir (Çizelge 4.1). 8 nolu örnek tanık örnek olarak
kullanılmıştır. Çizelge 4.1. Araştırmada kullanılan örneklerin morfolojik tanımı
Örnek Çeşiti Liken Türü Sıcaklık Alındığı Yer
1 Bitkili Aspicilia contarta subsps. hoffmenniea
10 0C Tarhunda heykelinin 5m güneydoğusu
2 Bitkili Protoparmeliopsis muralis 10 0C Tarhunda heykelinin 3m kuzeydoğusu
3 Bitkili Leptogium gelatinosum 10 0C Tarhunda heykelinin 5m güneydoğusu
4 Bitkili Pysicia adscendens 10 0C Tarhunda heykelinin 3m kuzeydoğusu
5 Bitkili Coloplaca lactea 10 0C Tarhunda heykelinin 4m güneydoğusu
6 Bitkili Collema polycarpon 10 0C Tarhunda heykelinin 3m kuzeydoğusu
7 Bitkili Pyscia tenella 10 0C Tarhunda heykelinin 3m güneydoğusu
8 Bitkisiz ------------- 10 0C Tarhunda heykelinin 5m güneydoğusu
4.1. Örnek 1.
Üzerinde Aspicilia contarta subsps. hoffmenniea türü liken bulunan bazaltik
kayaç kökenli örnek Tarhunda Heykelinin 5m güneydoğusundan alınmıştır (Şekil
4.1). Likenler örnek yüzeyi yoğun biçimde kaplamıştır (%80+).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
28
Şekil 4.1. Örnek 1 ve açıktaki yüzeyi kaplayan liken örtüsü
4.1.1. Mineraloji
İnce silt boyutuna (10-20µ) öğütülerek 5-90 2(θ) açıları arasında yapılan X-
ışını analizleri sonrasında örnekte baskın mineral yüksek albit (NaAlSi3O8) olarak
tanımlanan feldispat grubu mineraldir (Şekil 4.2). Minerallerin kristal yapıları
kimyasal ayrışma sonrasında bozunduklarından x-ışını kırınım grafiklerinde sivri
olmayan ve geniş tabanlı doruk yansıması göstermektedirler (Stallos ve ark. 1988).
Bu bağlamda örnekte saptanan albit dorukları tabanı yaygın olmadığından ve sivri
doruk verdiklerinden ayrışma düzeyi düşük olarak kabul edilmiştir. Benzer
tanımlama Arocena ve ark (2007) tarafından Akdeniz Bölgesinde gerçekleştirilen
çalışmada da saptanmıştır. Kimyasal ayrışma her ne kadar düşük de olsa x-ışını
kırınımda bazaltta Arocena ve ark (2006)’nın Şanlıurfa’da saptadıkları bazaltlara
benzer biçimde vavelit minerali saptanmıştır (Şekil 4.3).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
29
T ev -1
8 3-1 605 ( C) - A lb ite h igh - N a(A lS i3 O 8) - Y : 5 0.00 % - d x by : 1 . - W L : 1 .5 406 - T ric lin ic - a 8 .161 00 - b 12 .875 00 - c 7 .110 00 - alp ha 93 .5 30 - be ta 116 .4 60 - ga m m a 90 .2 40 - Ba s e-c en tr ed - C -1 (0) - O pe rat ion s : X Of fset -0 .07 5 | Ba c kg rou nd 1.00 0,1.000 | S trip k A lpha 2 0.50 0 | Im por t% 10 N d 2O 3 + Bi2 O3 7 00C 48h 0 8.04 .2 009 - F ile : Tev 1.nu m une Seli m K apu r 08.04 .2 009 .raw - Ty pe: 2Th/Th loc ke d - Start: 5 .0 00 ° - End : 8 9.990 ° - S tep : 0.0 30 ° - S tep t im e: 1 . s - Tem p .: 25 °C (R o
Lin
(Cou
nts)
0
1 00
2 00
3 00
4 00
2-T heta - S cale5 1 0 2 0 30 4 0 50 6 0 70 8 0
Şekil 4.2. Örnek 1’in X-ışını kırınım grafiği . Kırmızı doruklar albit mineralidir.
Vavelit (CaC2O4 • H2O) mineral varlığı örneğin kimyasal ayrışma sürecine
girdiğini ve ikincil mineral oluşumu olduğunu ortaya koymaktadır. Kayaçlar
üzerinde ikincil mineral oluşumu ayrışmada fiziksel ile birlikte kimyasal ayrışmanın
etkinlik kazandığını ortaya koyan önemli bir bulgudur (Noack et al. 1993). Örnekteki
vavelit dorukları ve yoğunluğu materyalin ayrışma düzeyinin ileri düzeyde
olmadığını ortaya koymaktadır. Örneklerde saptanan kuvars çok düşük miktardadır.
Ancak Çambel ve ark (1994) ve Akça ve ark (2009) Karatepe bazaltlarında yaptıkları
çalışmalarda bölge bazaltlarının olivinli bazalt olduğunu saptadıkları için saptanan
kuvarsın tozlarla geldiği düşünülmektedir.
Bileşiğin Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı
formül a b c Alfa beta gama Albite yüksek
Na(AlSi3O8)
Triklinik 8.16100
12.87500 7.11000 93.530 116.460 90.240
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
30
Şekil 4.3. Örnek 1’de saptanan vavelit minerali (vazelin kaplı)
Örnek 1’de vazelin kaplama uygulaması yapılmadan gerçekleştirilen X-ışını
analizinde bölge bazaltlarında tipik olan Anortit mineral varlığı görülmüştür. Bu da
bölge bazaltlarının toleyitik değil olivinli olduğunu ortaya koymaktadır (Şekil 4.4).
Şekil 4.4. Vazelin uygulaması yapılamadan gerçekleştirilen X-ışını analizi verisi.
Kırmızı doruklar vavelit mineralidir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
31
4.1.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskobisi analizleri sonrasında Örnek 1’in kök altı
bölgesinde kimyasaldan çok fiziksel ayrışmanın baskın olduğu saptanmıştır (Şekil
4.5). Tarama Elektron Mikroskobunda yapılan incelemelerde likenlerin hiflerinin
kayacın bünyesine penetre olduğu gözlemlenmiştir (Şekil 4.6). Söz konusu
penetrasyon büyük olasılıkla vavelit oluşumuna katkı yapmaktadır.
Şekil 4.5. Fiziksel olarak ayrışan bazalt dokusu
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
32
Şekil 4.6. Likenlerin bazalt dokusundaki gelişimi
4.2. Örnek 2.
Üzerinde Protoparmeliopsis muralis türü liken bulunan bazaltik kayaç
kökenli örnek Tarhunda Heykelinin 3m güneydoğusundan alınmıştır (Şekil 4.7).
Likenler örnek yüzeyi yoğun biçimde kaplamıştır (%70+).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
33
Şekil 4.7. Örnek 2 ve yüzeyini kaplayan liken örtüsü
4.2.1. Mineraloji
İnce silt boyutuna (10-20µ) öğütülerek 5-90 2(θ) açıları arasında yapılan X-
ışını analizleri sonrasında örnekte baskın mineral Labradorit [(Ca,Na)(Si,Al)4O8]
olarak tanımlanan feldispat grubu mineraldir (Şekil 4.8). Söz konusu mineralin
dorukları yüksek kristallik nedeniyle sivridir. Ayrıca mineralin ayrışma göstergesi
olan sivri olmayan doruk ve taban değerlerinin yaygın olmaması albitte ayrışmanın
belirgin olmadığını ortaya koymaktadır. Bu veriler ışığında örneğin kimyasal
ayrışma düzeyinin düşük olduğu kabul edilmiştir (Deer ve ark. 2003). Buna karşın
örnekte x-ışını kırınım çalışmasında vavelit mineralinin oluştuğu saptanmıştır (Şekil
4.9). Vavelit mineralinin oluşum düzeyi düşük te olsa kimyasal ayrışmanın varlığını
ortaya koymaktadır (Arocena ve ark. 2006).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
34
Tev-2
83-1370 (C) - Labradorite - Ca0.65Na0.35(Al1.65Si2.35O8) - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Triclinic - a 8.17470 - b 12.87060 - c 7.10140 - alpha 93.461 - beta 116.086 - gamma 90.514 - BaseOperations: Background 1.000,1.000 | Smooth 0.100 | Background 1.000,1.000 | Strip kAlpha2 0.500 | ImportTev 2.numune Selim Kapur 08.04.2009 - File: Tev 2.numune Selim Kapur 08.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Start: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
110
120
130
2-Theta - Scale5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı formül
a b c Alfa beta gama
Labradorite Ca0.65Na0.35(Al1.65Si2.35O8)
Triklinik 8.1747 12.8706 7.1014 93.461 116.086 90.514
Şekil 4.8. Örnek 2’in X-ışını kırınım grafiği
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
35
Şekil 4.9. Örnek 2’de saptanan vavelit minerali
Örnekteki kuvars varlığı önceki örnekte ki gibi rüzgar materyaliyle gelen
tozların içerisindeki kuvarsa bağlanmaktadır. Kapur ve ark. (1998), Sahra tozlarının
Seyhan havzasında yıl içerisinde Mart-Nisan ile Eylül-Ekim aylarında yoğun olarak
etkili olduğunu saptamışlardır. Bu bağlamda örneklerde saptanan kuvars bazalt
kayacından değil tozlardan kaynaklanmaktadır.
4.2.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskopisi analizleri sonrasında Örnek 2’nin kök altı
bölgesinde fiziksel ayrışmanın baskın olması nedeniyle kayaç parçacıklarının
boyutunun ufalandığı saptanmıştır (Şekil 4.10). X-ışını kırınım analizlerinde de
birincil mineralin baskınlığı ayrışmanın fiziksel olduğunu desteklemektedir (Şekil
4.8). Buna karşın yüzey alanı artan örnekte kimyasal süreçlerin oluştuğu vavelit
mineralinin varlığıyla ortaya konulmuştur. Örnekte, ayrıca ufalan parçacıklar
altındaki gözenekliliği yüksek yüzeyler liken köklerinin etkisinin göreceli olarak ileri
olduğunu ortaya koymaktadır (4.11, 4.12).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
36
Şekil 4.10. Fiziksel olarak ayrışan bazalt dokusu
Şekil 4.11. Yüksek gözeneklilik gelişimi
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
37
Şekil 4.12. Likenlerin neden olduğu fiziksel bozunma
Likenlerin salgıladıkları zayıf asidik çözeltilerle (oksalik asit) bazik
reaksiyonlu bazalt kayacında (Çambel ve ark. 1994) kimyasal ayrışma başlamakta,
ileri ki aşamalarda da bazaltın ayrışan gözeneklerine yağmur suları girerek fiziksel ve
kimyasal ayrışmanın artmasına yol açmaktadır (Arnalds ve ark. 2007). Karatepe
bazaltlarında da aynı sürecin geçerli olduğu saptanmıştır.
4.3. Örnek 3.
Leptogium gelatinosum türü liken bulunan bazaltik kayaç kökenli örnek,
örnek 1’in yakınından, Tarhunda Heykelinin 5m güneydoğusundan alınmıştır (Şekil
4.13). Likenler örnek yüzeyi orta yoğunlukta kaplamıştır (%50+).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
38
Şekil 4.13. Örnek 3 ve üzerini kaplayan likenler
4.3.1. Mineraloji
İnce silt boyutuna (10-20µ) öğütülerek 5-90 2(θ) açıları arasında yapılan X-
ışını analizleri sonrasında örnekte baskın mineraller piroksen (basit olarak
(Mg,Fe)SiO3 formülize edilebilen) olup alkali feldispat grubu minerallerdir (Şekil
4.14). Çambel ve ark (1994) ile Akça ve ark (2009) bölgedeki bazaltların piroksen
grubundan en çok ojiti ((Ca,Na)(Mg,Fe,Al)(Si,Al)2O6) içerdiğini saptamışlardır. Bu
bağlamda, çalışmada piroksen olarak tanımlanan mineralin ojit olma olasılığı çok
yüksektir. Söz konusu mineralin dorukları yüksek kristallik nedeniyle sivridir. Ayrıca
mineralin ayrışma sonucu olması beklenen yayılmış taban grafiksel görünümü
yoktur. Bu veriler ışığında örneğin ayrışma düzeyinin düşük olduğu kabul edilebilir
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
39
(Deer ve ark. 2003).
Tev-3
83-0096 (C) - Pyroxene - (Mg0.976Fe0.024)(Ca0.999Mg0.008Fe0.020)(Si2O6) - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Monoclinic - a 9.74850 - b 8.91790 - c 5.25660 - alpha 90.000 - beta 105.894 - g75-1436 (C) - Calcium Sodium Aluminum Silicate - Ca.85Na.14Al1.83Si2.16O8 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Tricl inic - a 8.18800 - b 12.88200 - c 14.19600 - alpha 93.370 - beta 116.040 - gOperations: Background 1.000,1.000 | Strip kAlpha2 0.500 | ImportTev 3.numune Selim Kapur 08.04.2009 - File: Tev 3.numune Selim Kapur 08.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Star t: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
100
200
300
400
2-Theta - Scale5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı formül
a b c Alfa beta gama
Kalsiyum Sodium
Aluminyum Silikat
Ca.85Na.14Al1.83Si2.16O8
Triklinik 8.18800 12.88200 14.19600 93.370 116.040 90.870
Piroksen (Mg0.976Fe0.024)(Ca0.999Mg0.008Fe0.020)(Si2O6)
Monoklinik 9.74850 8.91790 5.25660 90.000 105.894 90.000
Şekil 4.14. Örnek 3’ün X-ışını kırınım grafiği
4.3.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskopisi analizleri sonrasında, Örnek 3’ün kök altı
bölgesinde fiziksel ayrışmanın baskın olması nedeniyle kayaç parçacıklarının
boyutunun küçüldüğü gözlemlenmiştir (Şekil 4.15). X-ışını kırınım analizlerinde de
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
40
birincil mineralin baskınlığı ayrışmanın fiziksel olduğunu desteklemektedir (Şekil
4.14). Örnekte ayrıca, hemen yüzey altındaki düşük gözeneklilik dağılımı, liken
köklerinin etkisinin düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Buna karşın düşük de olsa
kimyasal ayrışma Karatepe bazaltlarında saptanmıştır.
Şekil 4.15. Örnek 3’te fiziksel olarak ayrışan bazalt dokusu
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
41
Şekil 4.16. Likenlerin neden olduğu gözenekliliğe yol açan fiziksel bozunmalar
4.4. Örnek 4.
Pysicia adscendens türü liken bulunan bazaltik kayaç kökenli örnek,
Tarhunda Heykelinin 3m kuzeydoğusundan alınmıştır (Şekil 4.17). Likenler örnek
yüzeyi yoğun biçimde kaplamıştır (%80+).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
42
Şekil 4.17. Örnek 4’ün likenle kaplı yüzeyi
4.4.1. Mineraloji
İnce silt boyutuna (10-20µ) öğütülerek 5-90 2(θ) açıları arasında yapılan X-
ışını analizleri sonrasında örnekte baskın mineraller diyopsit (ve feldispat grubu
labrodarit mineralleridir (Şekil 4.18). Söz konusu mineralin dorukları yüksek
kristallik nedeniyle sivridir. Ayrıca mineralin ayrışma sonucu olamsı beklenen
yayılmış taban grafiksel görünümü yoktur. Bu verilerr ışığında örneğin ayrışma
düzeyinin düşük olduğu kabul edilmiştir (Deer ve ark. 2003). Bununla birlikte diğer
benzer oluşumdan kaynaklanan bazalt parçacıklarındaki vavelit varlığı söz konusu
örnekte de kimyasal ayrışma sürecinin başladığını düşündürmektedir (Şekil 4.3, 4.4,
4.9).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
43
Tev-4
75-1092 (C) - Diopside - CaMgSi2O6 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Monoclinic - a 9.74100 - b 8.91900 - c 5.25700 - alpha 90.000 - beta 105.970 - gamma 90.000 - Base-centred - C2/c (15) 83-1370 (C) - Labrador ite - Ca0.65Na0.35(Al1.65Si2.35O8) - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Triclinic - a 8.17470 - b 12.87060 - c 7.10140 - alpha 93.461 - beta 116.086 - gamma 90.514 - BaseOperations: Background 1.000,1.000 | Strip kAlpha2 0.500 | ImportTev 4.numune Selim Kapur 08.04.2009 - File: Tev 4.numune Selim Kapur 08.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Start: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
100
200
300
400
500
600
2-Theta - Scale
5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı
formül a b c Alfa beta gama
Labradorit Ca0.65Na0.35(Al1.65Si
2.35O8)
Triklinik 8.17470 12.87060
7.10140 93.461 116.086 90.514
Diyopsit CaMgSi2O6 Monoklinik 9.74100 8.91900 5.25700 90.000 105.970 90.000
Şekil 4.18. Örnek 4’ün x-ışını grafiği
4.4.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskobisi analizleri sonrasında Örnek 4’ün kök altı
bölgesinde fiziksel ayrışmanın baskın olması nedeniyle kayaç parçacıklarının
boyutunun küçüldüğü gözlemlenmiştir (Şekil 4.19). X-ışını kırınım analizlerinde de
birincil mineralin baskınlığı ayrışmanın fiziksel olduğunu desteklemektedir (Şekil
4.18). Örnekte ayrıca hemen yüzeyaltındaki gözenekliliği düşük yüzeyler liken
köklerinin etkisinin düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Örnekteki peteksi yapı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
44
ayrışmadan değil bazaltın hızlı soğuaması sonrasında oluşan gaz kaçaklarının neden
olduğu gözeneklikten kaynaklanmaktadır (Şekil 4.20). Deer ve ark. (2003) benzer
biçimde dünyanın çeşitli yerlerinde bazaltlar üzerindeki gözlemlerinde gözenekli
yapının bazaltın hızlı soğumasından kaynaklandığını belirtmişlerdir. Örnek 4’te
likenlerin etkinlikleri (talustan salınan organik bileşikler, Ascaso and Wierzchos,
1995) kayaçta bozunmalara neden olmuştur (Şekil 4.21).
Şekil 4.19. Örnek 4’teki kayacın mikroyapısı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
45
Şekil 4.20. Örnek 4’ün mikroyapısındaki peteksi doku
Şekil 4.21. Kayaçtakı fiziksel ayrışma görünümleri
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
46
4.5. Örnek 5.
Coloplaca lactea türü liken bulunan bazaltik kayaç kökenli örnek Tarhunda
Heykelinin 4m güneydoğusundan alınmıştır (Şekil 4.22). Likenler örnek yüzeyi orta
yoğunlukta kaplamıştır (%75+).
Şekil 4.22. Örnek 5’in likenle kaplı yüzeyi
4.5.1. Mineraloji
5-90 2(θ) açıları arasında yapılan X-ışını analizleri sonrasında örnekte baskın
mineraller forsterit ferroan (MgFe2SiO4) ve feldispat grubu labrodarit mineralleridir
(Şekil 4.23). Forsterit ferroan varlığı bazaltın yüksek sıcaklıkta yüzeye çıkıp
soğuduğunu göstermektedir (Dana ve Ford, 1958). Söz konusu minerallerin dorukları
yüksek kristallik nedeniyle sivridir. Ayrıca mineralin sivri doruklu ve dar tabanlı
kırınım grafiği vermesi örneğin ayrışma düzeyinin ileri olmadığını göstermektedir.
Bu veriler ışığında örneğin ayrışma düzeyinin düşük olduğu kabul edilmiştir (Deer
ve ark. 2003). Bununla birlikte 1ve 2 nol’u örneklerde saptanan vavelit mineralinin
(Şekil 4.3, 4.4, 4.9) Örnek 5’te olma olasılığı yüksektir çünkü benzer kayaç ve
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
47
yerden alınmıştır. Sonuç olarak örneğin düşük de olsa kimyasal ayrışma etkisinde
kaldığı ileri sürülebilir.
Tev-5
87-0618 (C) - Forsterite ferroan - (Mg1.64Fe.35Ca.01)(Si.99Al.01)O4 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Orthorhombic - a 4.77100 - b 10.27400 - c 6.01100 - alpha 90.000 - beta 90.000 - gamma 83-1370 (C) - Labradorite - Ca0.65Na0.35(Al1.65Si2.35O8) - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Triclinic - a 8.17470 - b 12.87060 - c 7.10140 - alpha 93.461 - beta 116.086 - gamma 90.514 - BaseOperations: Background 1.000,1.000 | Smooth 0.100 | Smooth 0.100 | Smooth 0.100 | Smooth 0.100 | Smooth 0.100 | Background 1.000,1.000 | StTev 5.numune Selim Kapur 08.04.2009 - File: Tev 5.numune Selim Kapur 08.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Start: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
110
120
130
140
150
160
170
180
190
200
2-Theta - Scale5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı formül
a b c Alfa beta gama
Labradorit Ca0.65Na0.35(Al1.65Si2.35O8)
Triklinik 8.1747 12.8706 7.10140 93.461 116.086 90.514
Forsterite ferroan
(Mg1.64Fe.35Ca.01)(Si.99Al.01)O4
Ortorhombik
4.7710 10.2740 6.01100 90.000 90.000 90.000
Şekil 4.23. Örnek 5’in x-ışını grafiği
4.5.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskobisi analizleri sonrasında Örnek 5’in kök altı
bölgesinde fiziksel ayrışmanın baskın olması nedeniyle kayaç parçacıklarının
boyutunun küçüldüğü gözlemlenmiştir (Şekil 4.24, 4.25). X-ışını kırınım
analizlerinde de birincil mineralin baskınlığı ayrışmanın fiziksel olduğunu
desteklemektedir (Şekil 4.23). Örnekte ayrıca hemen yüzeyaltındaki oval yapılar
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
48
(Şekil 4.25) liken köklerinin etkisinin göreceli olarak yüksek olduğunu ortaya
koymaktadır. Ana dokudaki gözenekli yapı ayrışma nedeniyle değil 4 no’lu örneğe
benzer biçimde kayacın hızlı soğuması sonucu oluşan yapıya dayanmaktadır.
Şekil 4.24. Örnek 5’in ana dokusundaki gözenekler
Şekil 4.25. Likenlerin neden olduğu kimyasal ve fiziksel ayrışma
sonucu oluşan mikroyapı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
49
4.6. Örnek 6.
Collema polycarpon türü liken bulunan bazaltik kayaç kökenli örnek, 5 no’lu
örnek gibi Tarhunda Heykelinin 4m güneydoğusundan alınmıştır (Şekil 4.26).
Likenler örnek yüzeyi orta yoğunlukta kaplamıştır (%50+).
Şekil 4.26. Örnek 6 ve likenle kaplı yüzeyi
4.6.1. Mineraloji
5-90 2(θ) açıları arasında yapılan X-ışını analizleri sonrasında örnekte baskın
mineraller forsterit ferroan ve feldispat grubu labrodarit mineralleridir (Şekil 4.27).
Forsterit varlığı bazaltın yüksek sıcaklıkta yüzeye çıkıp soğuduğunu göstermektedir
(Dana ve Ford, 1958). Söz konusu minerallerin dorukları yüksek kristallik nedeniyle
sivridir. Ayrıca mineralin dar tabanlı kırınım grafiği vermesi örneğin ayrışma
düzeyinin ileri olmadığını göstermektedir. Bu veriler ışığında örneğin ayrışma
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
50
düzeyinin düşük olduğu kabul edilmiştir (Deer ve ark. 2003). Bununla birlikte tarama
elektron mikroskobisi görüntüleri örnekte likenlerin ayrışmaya etkisinin yüksek
olduğunu ortaya koymaktadır. Buna karşın söz konusu ayrışma birincil minerallari
çok etkili olmamıştır.
Tev-6
41-1370 (*) - Diopside - Ca(Mg,Al)(Si,Al)2O6 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Monoclinic - a 9.732 - b 8.867 - c 5.2787 - alpha 90.000 - beta 105.92 - gamma 90.000 - Base-centred - C2/c (15) 83-1372 (C) - Labradorite - Ca0.68Na0.30(Al1.66Si2.34O8) - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Triclinic - a 8.15200 - b 12.83400 - c 7.07900 - alpha 93.490 - beta 116.130 - gamma 90.400 - BaseOperations: Background 1.000,1.000 | Strip kAlpha2 0.500 | ImportTev 6.numune Selim Kapur 09.04.2009 - File: Tev 6.numune Selim Kapur 09.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Start: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
100
200
300
400
500
2-Theta - Scale5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı formül
a b c Alfa beta gama
Labradorit Ca0.68Na0.30(Al1.66Si2.34O
8)
Triklinik 8.1520 12.8340 7.0790 93.49 116.13 90.40
Diopsit Ca(Mg,Al)(Si,Al)2O6
Monoklinik 9.732 8.867 5.2787 90.00 105.92 90.00
Şekil 4.27. Örnek 6’nın x-ışını grafiği
4.6.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskobisi analizleri sonrasında Örnek 6’nın kök altı
bölgesinde fiziksel ayrışmanın baskın olması nedeniyle kayaç parçacıklarının
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
51
boyutunun küçüldüğü gözlemlenmiştir (Şekil 4.28). X-ışını kırınım analizlerinde de
birincil mineralin baskınlığı ayrışmanın fiziksel olduğunu desteklemektedir (Şekil
4.27). Örnekte ayrıca hemen yüzeyaltındaki gözenekliliği düşük yüzeyler liken
köklerinin etkisinin düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Ana dokudaki gözenekli
yapı, 4 ve 5 no’lu örneklerden düşük de olsa, ayrışma nedeniyle değil kayacın hızlı
soğuması sonucu oluşan yapıya dayanmaktadır. Sünger yapının dışındaki oval
oluşumlar (oyuk boşluklar) ve mikroçatlaklar ise örneğin liken etkisi altında
ayrıştığını düşündürmektedir (Şekil 4.29, 4.30).
Şekil 4.28. Örnek 6’ının ana dokusu
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
52
Şekil 4.29. Ana dokudaki oval yapılar
Şekil 4.30. Ana dokudaki mikroçatlaklar
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
53
4.7. Örnek 7.
Pyscia tenella türü liken bulunan bazaltik kayaç kökenli örnek Tarhunda
Heykelinin 3m güneydoğusundan alınmıştır (Şekil 4.31). Likenler örnek yüzeyi
yoğun olarak kaplamıştır (%90+). Örnekleme likenler yeşil aksama sahipken
yapılmıştır.
Şekil 4.31. Örnek 7 ve likenle kaplı yüzeyi
4.7.1. Mineraloji
Örnekte baskın mineral bazaltik kayaçlarda yaygın olan anortit ve
diopsittir (Şekil 4.32). Söz konusu minerallerin dorukları yüksek kristallik nedeniyle
sivridir. Ayrıca mineralin dar tabanlı kırınım grafiği vermesi örneğin ayrışma
düzeyinin ileri olmadığını göstermektedir. Bu veriler ışığında örneğin kimyasal
ayrışma düzeyinin düşük olduğu ileri sürülebilir (Deer ve ark. 2003). Buna karşın
ana dokudaki mikroçatlaklar kayaçta ayrışma sürecinin başladığını ortaya
koymaktadır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
54
Tev-7
41-1370 (*) - Diopside - Ca(Mg,Al)(Si,Al)2O6 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Monoclinic - a 9.732 - b 8.867 - c 5.2787 - alpha 90.000 - beta 105.92 - gamma 90.000 - Base-centred - C2/c (15) 41-1481 (I) - Anorthite, sodian, disordered - (Ca,Na)(Si,Al )4O8 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Triclinic - a 8.1813 - b 12.8740 - c 7.0970 - alpha 93.378 - beta 115.968 - gamma 90.776 - PrimitiOperations: Background 1.000,1.000 | Strip kAlpha2 0.500 | ImportTev 7.numune Selim Kapur 09.04.2009 - File: Tev 7.numune Selim Kapur 09.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Start: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
100
200
300
400
500
600
2-Theta - Scale
5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı formül
a b c Alfa beta gama
Anorthit (Ca,Na)(Si,Al)4O8
Triklinik 8.1813 12.8740 7.0970 93.378 115.968
90.776
Diopsit Ca(Mg,Al)(Si,Al)2O6
Monoklinik 9.732 8.867 5.2787 90.000 105.92 90.000
Şekil 4.32. Örnek 7’inin x-ışını grafiği
4.7.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskobisi analizleri sonrasında Örnek 7’nin kök altı
bölgesinde fiziksel ayrışmanın baskın olması nedeniyle kayaç parçacıklarının
boyutunun küçüldüğü gözlemlenmiştir (Şekil 4.34). X-ışını kırınım analizlerinde de
birincil mineralin baskınlığı ayrışmanın fiziksel olduğunu desteklemektedir (Şekil
4.32). Örnekte Örnek 4, 5 ve 6’da olduğu gibi peteksi doku olmaması (gözenekli)
örneğin yavaş soğuduğunu ortaya koymaktadır (Dane ve Ford, 1958). Örnekteki
mikroçatlaklar (Şekil 4.34) ve kimi oval boşluklar (Şekil 4.35) materyalin ayrışma
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
55
sürecinde olduğunu ortaya koymaktadır. Benzer biçimde Antartika’da Wierzchos ve
Ascaso (1994) volkanik kayaçların likenler tarafından ayrıştırılırken mikroçatlak
yoğunluğunun ayrışma hızını arttırdığını saptamışlardır.
Şekil 4.33. Örnek 7’inin ana dokusu
Şekil 4.34. Örnek 7’de mikroçatlaklar
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
56
Şekil 4.35. Örnek 7’de likenlerin neden olduğu oval oluşumlar
4.8. Örnek 8.
Likenlerin bazalt kayacına olan etkisini saptamak amacıyla tanık örnek olarak
kulalnılmak amacıyla liken içeriği en düşük olan ve önemli bir bölümü likenle kaplı
olmayan söz konusu örnek Tarhunda Heykelinin 3m güneydoğusundan alınmıştır
(Şekil 4.36).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
57
Şekil 4.36. Likensiz yüzeye sahip Örnek 8
4.8.1. Mineraloji
Diğer örneklere benzer biçimde, örnekte baskın mineral bazaltik kayaçlarda
yaygın olan labradorit ve diopsittir (Şekil 4.37). Söz konusu minerallerin dorukları
yüksek kristallik nedeniyle sivridir. Ayrıca ayrışma sonrası oluşan geniş tabanlı
mineral doruk yayılımı Örnek 8’de saptanamamıştır. Bu veriler ışığında örneğin
kimyasal ayrışma düzeyinin düşük olduğu kabul edilmiştir (Deer ve ark. 2003).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
58
Tev-8
41-1370 (*) - Diopside - Ca(Mg,Al)(Si,Al)2O6 - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Monocl inic - a 9.732 - b 8.867 - c 5.2787 - alpha 90.000 - beta 105.92 - gamma 90.000 - Base-centred - C2/c (15) 83-1372 (C) - Labradorite - Ca0.68Na0.30(Al1.66Si2.34O8) - Y: 50.00 % - d x by: 1. - WL: 1.5406 - Triclinic - a 8.15200 - b 12.83400 - c 7.07900 - alpha 93.490 - beta 116.130 - gamma 90.400 - BaseOperations: Strip kAlpha2 0.000 | Strip kAlpha2 0.500 | Background 1.000,1.000 | ImportTev 8.numune Selim Kapur 09.04.2009 - File: Tev 8.numune Selim Kapur 09.04.2009.raw - Type: 2Th/Th locked - Star t: 5.000 ° - End: 89.990 ° - Step: 0.030 ° - Step time: 1. s - Temp.: 25 °C (Room)
Lin
(Cou
nts)
0
100
200
300
2-Theta - Scale5 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Bileşiğin
Kristal Sistemi
Birim Hücre Parametreleri İsmi Kapalı formül
a b c Alfa beta gama
Labradorit
Ca0.68Na0.30(Al1.66Si2.34O8)
Triklinik 8.15200
12.8340
7.0790
93.490
116.130
90.400
Diopsit Ca(Mg,Al)(Si,Al)2O6 Monoklinik 9.732 8.867 5.2787
90.00 105.92 90.000
Şekil 4.37. Örnek 8’in x-ışını grafiği
4.8.2. Mikromorfoloji
Tarama elektron mikroskobisi analizleri sonrasında Örnek 8’nin ana yapısının
diğer örneklerden farklı olduğu saptanmıştır (Şekil 4.38). Örnekte boyutu küçülmüş
parçacık yoğunluğu diğer örneklerden daha azdır (Şekil 4.39).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
59
Şekil 4.38. Örnek 8’in ana dokusu
Şekil 4.39. Göreceli olarak daha düşük gözenekli yapı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
60
4.9. Organik Madde ve Azot İçerikleri
Örneklerin biriktirdiği organik maddenin saptanması amacıyla yapılan
organik madde analizinde en yüksek birikim 2 ve 4 nol’u örnek altında
gerçekleşmiştir (Çizelge 4.2). Organik madde ile birlikte anılan örneklerin azot
düezyi de diğer örneklerden yüksek saptanmıştır. Örneklerdeki 1 ve üzerindeki
organik madde birikimi bölge toprak değerlerine yakındır (Schlichting, 1995). Bu
kayaçlarda kimyasal ayrışmanın göreceli olarak ileri düzeyde olmamasına karşın
likenlerin etkin biçimde kayaç üzerinde organik madde biriktirmiş olduğunu ortaya
koyması açısından önemlidir. Bu da likenlerin yüksek bitkiler kadar organik madde
oluşturmada etkinliklerini ortaya koymuştur. Ayrıca göreceli olsa da azot varlığı
diğer canlılara yaşam ortamı sağlamasına olanak sağlamaktadır.
Organik madde ayrıca likenlerin ayrıştırdığı bölgelerde kayaçta dha
yüksek miktarda su tutulmasını sağlayacağından ayrışmayı destekleyecek ortam
yaratmaktadır. Karatepe-Aslantaş Müzesinde bu nedenle arkeolojik eserlerin nem ve
yağış almasını önlemek liken gelişimini engelleyecektir. Sonuçta eserlerde ayrışma
düzeyi azalarak gelecek nesillere ulaşması sağlanmış olacaktır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI _____Tebhide ÇAKAR
61
Çizelge 4.2. Örneklerin organik madde ve azot içerikleri
Örnek No Organik C Org.Mad. (%) % N
1 0,35 0,61 0,08
2 1,12 1,94 0,07
3 0,90 1,56 0,06
4 1,22 2,10 0,12
5 0,34 0,59 0,05
6 0,39 0,68 0,05
7 0.42 0.72 0,05
8 - - -
5. SONUÇLAR__________________ Tebhide ÇAKAR
62
5. SONUÇLAR
1. Liken örtüsünün günümüzden iki bin yıl öncesine dayanan Hitit
yerleşimiyle başlayan Karatepe-Aslantaş Milli Parkındaki arkeolojik eserlerdeki
ayrışmaya olan etkisi mineralojik, mikromorfolojik ve kimyasal yöntemlerin
kullanıldığı arkeometrik yaklaşımla saptanmıştır.
2. Mineralojik analizler sonrasında bazalt kayaçlarında yüzeysel olarak
kimyasal ayrışmadan çok liken köklerinin fiziksel ayrışmaya etkin olduğunu ortaya
konmuştur. Likenlerin bölge toprak değerlerine yakın düzeyde organik madde ve
azot biriktirmesi bazaltlar üzerinde diğer bitkilerin gelişimine olanak sağlaması
açısından önem taşımaktadır.
3. Mikromorfolojik incelemeler sonrasında liken köklerinin ilk bir kaç
mikrondan sonra bazalt ana yapısına etkisi olmadığı saptanmıştır. Bununla Arocena
ve ark (2006)’da Şanlıurfa’daki bazaltlar üzerinde saptadıklarına benzer biçimde
Örneklerde vavelit minerali saptanmıştır. İkincil bir oluşum olan vavelit minerali
Karatepe-Aslantaş Milli Parkında yer alan arkeolojik eserlerde yoğun orman
dokusundan dolayı ortamın nemli olmasıyla gelişen likenlerin kimyasal ayrışmaya
neden olduklarını ortaya koymuştur. Likenlerin etkinliğinin azaldığı yüzeyden birkaç
mikron sonrasındaki kayaç örneklerinde bazaltların oluşumlarındaki fiziksel ve
mineralojik yapıyı korudukları saptanmıştır.
4. Mikromorfolojik ve mineralojik analizler Karatepe’de yer alan bazaltlar
üzerinde gelişen çeşitli liken türleri arasında ayrışma yönünden farklılık yaratmadığı
saptanmıştır. Bununla birlikte 2 ve 4 nol’u örneklerdeki Pysicia adscendens ve
Protoparmeliopsis muralis’in türlerinin organik madde birikiminin daha yükek
olduğu saptanmıştır. Bu büyük bir olasıkla söz konusu likenlerin organik kalıntı
üretiminin daha yüksek olmasına bağlanabilir. Ancak organik madde arttıkça su
tutumunun artacağı, sonuçta ayrışmanın bu liken türlerinde göreceli olarak daha ileri
olabileceği düşünülebilir.
5. Akdeniz iklimi etkisinde olan Karatepe-Aslantaş Milli Parkı’nda likenlerin
bazaltan üretilmiş arkeoleojik eserleri günümüz için ileri düzeyde etkilemediği ortaya
konulmuştur. Buna karşın eserlerin nemden, yağışlardan ve uç sıcaklıklardan
5. SONUÇLAR__________________ Tebhide ÇAKAR
63
korunması (donma ve ısınma) eserlerin sonraki nesillere sağlıklı olarak kalması
açısından önem taşımaktadır.
64
KAYNAKLAR
AKÇA, E., AROCENA, J., KELLİNG, G., NAGANO, T., DEGRYSE, P.,
POBLOME, J., ÇAMBEL, H., BUYUK, G., TÜMAY, T., and KAPUR,
S. 2009. Firing Temperatures and Raw Material Sources of Ancient Hittite
Ceramics of Asia Minor. Trans. Ind. Ceram. Soc., 68 (1) 35-40.
ARNALDS, O., ÓSKARSSON, H., BARTOLİ, F., BUURMAN, P., STOOPS, G
AND GARCÍA-RODEJA, E. 2007. Soils of Volcanic Regions in Europe.
Springer. 438 P.
AROCENA, J. M. SIDDIQUE, T., THRING, R.W., KAPUR, S., 2007.
Investigation of lichens using molecular techniques and associated mineral
accumulations on a basaltic flow in a Mediterranean environment. Catena 70,
Issue 3, 356-365.
ASAN, A., 1993. Toprak Oluşumunda Biyolojik Faktörler. Ekoloji Çevre Dergisi 2
(8): 36-38.
ASCASO, C., and WİERZCHOS, J. 1995. Structural aspects of the lichen-rock
interface using back scattered electron imaging. Botanica Acta 107(4):
251–256.
CANGİR, C., BOYRAZ, D., 2006. Jeoloji. ISBN 9944-5195-0-2, Tekirdağ,169-
170.
ÇAMBEL, H., KAPUR, S., KARAMAN, C., AKÇA, E., KELLİNG, G.,
ŞENOL, M., YEĞİNGİL, Z., and YAMAN, S., 1994. Source
Determination of the Late Hittite Basalt at Karatepe-Arslantaş and
Domuztepe. The Proceedings of the 29th Int. Symp. on Archaeometry.
Ankara. 9-14 May 1994. (A. M. Özer, Ş. Demirci and G.D. Summers eds).
TUBİTAK. pp 575-584.
ÇAMBEL, H. 1998. Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions: Vol 2. Karatepe-
Aslantaş. Walter de Gruyter & Co. ISBN / EAN: 3110148706. 99 S.
ÇOBANOĞLU, G.,2005.Likenlerin Potansiyel Kullanımlarına Tarihsel Bakıs ve
Türk Tıp Tarihinde Likenler. Türk Liken Topluluğu Bülteni, 1 (Temmuz): 14-
16.
65
DANA, E.S. & FORD, W.E., 1958. A Textbook of Mineralogy. 4th edition. John
Wiley and Sons, New York.
DEER, W.A., HOWIE R.A., ZUSSMAN, J., 2003. Rock-Formıng Mınerals 2nd
edition. The Geological Society, London, 758 P.
DEL MONTE, M., SABBIONI, C., ZAPPIA, G., 1987. The origin of calcium
oxalates on historical buildings, monuments and natural outcrops. Science of
The Total Environment, Volume 67, Issue 1, November 1987, Pages 17-39
FITZPATRICK, E.A., 1993. Soil Microscopy and Micromorphology. John Wiley
& Sons, Chichester, 304 P.
GEZGİNCİ, D., ERDEM, F.& ÇOBANOĞLU G,2006. Karada ve Suda
Likenlerle Beslenen Omurgalı ve Omurgasızlar. Türk Liken Topluluğu Bülteni,
(Temmuz) Sayı 3: 13- 16
GÖKMEN, B., ÇAKAR, S. & ÇOBANOĞLU, G, 2007. İstanbul’un Tarihi
Eserlerinden Liken Kayıtları (I)-Eminönü İlçesinde Bazı Tarihi Eserler
Üzerindeki Likenler Türk Liken Topluluğu Bülteni, (Ocak) Sayı 4: 11- 14.
GUGLIELMIN, M., et al., 2005. Biotic and Abiotic Processes on Granite
Weathering Landforms in a Cryotic Environment, Northern Victoria Land,
Antarctica. Permafrost and Periglac. Process. 16: 69–85.
GÜNER, H., AYSEL, V., SUKATAR, A., 1992. Tohumsuz Bitkiler Sistematiği II
(Mantarlar ve Likenler). Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova-İzmir, V. Baskı,
II. Cilt, No. 138, 139-142.
GÜVENÇ, Ş., ÖZTÜRK, Ş., 1997. Adana ve Hatay İllerine ait bazı liken türleri.
OT Sistematik Botanik Dergisi 4(1), 43-48.
______, ÖZTÜRK, Ş., 2004. Lichen records from the alpine region of Uludağ
(Olympus) mountain in Bursa–Turkey. Turk J. Bot 28: 299–306.
______, ÖZTÜRK, Ş., AYDIN, S., 2006. Contributions to lichen flora of
Kastamonu and Sinop Provices in Turkey. Nova Hedwigia, 83, (1-2), pp.67-98.
HALICI, M.G., 2004. Erciyes Dağı Liken Florası Üzerine Sistematik Araştırmalar.
Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri; I-
XVI.
______, 2005. Çanta Tekniği (Bags Technique) Kullanılarak Liken ve
66
Karayosunlarında Ağır metal Birikiminin Ölçülmesi. Türk Liken Topluluğu
Bülteni, Sayı 1, s. 9.
______, 2007. Sarımsaklı Barajı (Kayseri) Likenleri. Türk LikenTopluluğu
Bülteni, 4, 3-5.
______, AKSOY, A., 2006. Saxicolous and Terricolous lichens of Şirvan
Mountain(Pınarbaşı, Kayseri). Turk J Bot, 30, 477-481.
______, AKSOY, A., 2006. Some lichen records from Muğla province. OT
Sistematik Botanik Dergisi, 13, 2,195-198.
______,, AKSOY, A., KOCAKAYA, M., 2007. Some Lichens from Gaziantep,
Kahramanmaraş, Kırşehir and Yozgat Provinces (Turkey). Turk J Bot, 31,
161-170.
______, DUMAN-CANSARAN, D., 2008. A new Record for Asia: Abrothallus
tulasnei M. Cole & D. Hawksw. (Dothideomycetes, Ascomycota) from
Turkey. Turk J Bot, 32, 325-328.
______ &GÜVENÇ, Ş., 2008. Lichens from the Mediterranean phytogeographical
region of Turkey. Cryptogamie, Mycologie, 29(1), 95-106.
______, JOHN, V., AKSOY, A. (2005). Lichens of Erciyes Mountain (Kayseri, Turkey). -Fl. Medit, 15, 567-580.
______, KOCAKAYA, M., 2009.Denizli İli İçin İlave Liken ve Likenikol
Fungus Kayıtları. Türk Liken Topluluğu Bülteni, Sayı 7: 3-5.
HUNECK, S., 1999. The significanse of Lichens and Their metabolites.
Naturwissenschaften 86: 559-570.
JACKSON, M.L., 1979. Soil Chemical Analysis. Adv. Course. Dept.of Soil
Sci.Mad., Wisconsin, 247.
KAPUR. S., SAYDAM, C., AKÇA, E., CAVUSGİL, V.S., KARAMAN, C.,
ATALAY, I., OZSOY, T. 1998. Carbonate pools in soils of the
Mediterranean: a case study from Anatolia. In: Global Climate Change and
Pedogenic Carbonates, Lal R, Kimble JM, Stewart BA (eds). Lewis
Publishers: New York; 187–212.
KÜÇÜKKAYA, A.G., 2004. Taşların Bozulma Nedenleri Ve Koruma Yöntemleri.
Birsen Yayınevi, İstanbul,163.
67
LAMAS, B. P., BREA, M. T. R., HERMO, B. M. S., 1995. Colonization by
lichens of granite churches in Galicia (northwest Spain). Science of The Total
Environment, Volume 167, Issues 1-3, 1 May 1995, Pages 343-351
NOACK, Y., COLIN, F., NAHON, D., DELVIGNE, J. AND MICHAUX, L.,
1993. Secondary-mineral formation during natural weathering of pyroxene;
review and thermodynamic approach. American Journal of Science, 293, 111-
134.
ORAN, S., 2006. Liken Maddeleri (I). Liken Maddelerinin Liken Yaşamındaki
Önemi. TLT Bülteni, 3: 8-11.
______, 2007. Liken Maddeleri (II). Likenlerin Tıbbi ve Ekonomik Önemi. TLT
Bülteni, 4: 15-18
______, ÖZTÜRK, Ş., 2006. Lichens of Gemlik, İznik, Mudanya and Orhangazi
Districts in Bursa Province (Turkey). Tr. J of Botany, 30, 231-250.
ÖZDEMİR, A.&ÖZTÜRK, Ş., 1992. Gemlik-Mudanya Sahil Şeridi Likenleri.
Doğa-Tr J of Botany, 16,247-251.
ÖZTÜRK, Ş., 1995. Yüzyılların Çevrecisi Likenler. Bilim ve Teknik Mart, 74-76.
______, 1997. Armutlu-Gemlik(Bursa) Kıyı Şeridi Likenleri Üzerinde Taksonomik
Çalışmalar. Ot Sistematik Botanik Dergisi,4,87-96.
______, GÜVENÇ, Ş., 2003. Lichens from the western part of the Black Sea
region of Turkey. Acta Botanica Hungarica 45(1), pp,167–180.
______, GÜVENÇ, Ş. And AYDIN, S., 2005. Floristic Lichens Records from
Isparta and Burdur Provinces. Tr. J of Botany, 29, 243-250 .
ÖZYAR, A., 2006. Karatepe Tanrıları. Atlas, Şubat 2006, sayı 155.
PAKSOY, S., 2000. Domuztepe’de (Karatepe) Bulunan Geç Hitit Dönemi
Topraklarının Fiziksel, Kimyasal ve Minerolojik Özellikleri.Yüksek Lisans
Tezi, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana
SCHLICHTING, E. 1995. Çukurova Bölgesi Toprakları. Ç.Ü.Z.F. Yardımcı Ders
Kitabı No.26. 171 S.
SPARKS D.L. 1996. Methods of Soil Analysis, Part 3, Chemical Methods. SSSA
Book Series 5, Am. Soc. of Agronomy and Soil Sci. Soc of America,
Madison, WI.
68
STALİOS, A.D., DELAVİGNETTE, P.,AND DE BATİST, R., 1988.
Transmission electron microscopy observation of crystal defects in a natural
diopside mineral. Physica Status Solidi (a), 107 (2), 759 – 767.
TÜRK, A., JOHN, V., 2005. Uşak İlinden Liken Kayıtları. TLT Bülteni, 1, 13-14.
______, CANDAN, M, 2008. Muğla Köyceğiz ve Çevresinden Bazı Liken
Kayıtları. Türk Liken Topluluğu Bülteni, Sayı 5-6, 3-5.
T.C. Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü, 2008.
http://kvmgm.kultur.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF060F3652
013265D603AF9B2EB444176E
YILDIZ, A., JOHN, V. and YURDAKUL, E., 2002. Lichens from the Çangal
Mountains (Sinop, Turkey). Cryptogamie Mycologie, 23(1), 81-88.
YÜKSEL, M., 2005. Konu:2 Toprak Oluşumu ve Önemi.
http://www.scribd.com/doc/15758162/02TOPRAK-OLUUMU-ve-
ONEM-MY-28112005 , s. 14.
WİERZCHOS, J., and ASCASO, C., 1994. Application of backscattered
electron imaging to the study of the lichen–rock interface. Journal of
Microscopy 175: 54–59.
69
ÖZGEÇMİŞ 1973 Siverek Şanlıurfa doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Adana’da, yüksek
öğrenimimi 1998 Kayseri’de Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji
bölümünde tamamladım.
1999- 2001 yılları arası Kayseri’de, 2001 yılından itibaren Adana’da sınıf
öğretmenliği yapmaktayım.
2006 yılında Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Arkeometri Anabilim
dalında yüksek lisans eğitimime başladım.