temel - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d270581/2018/2018_duruz.pdf444 temel İslam bİlİmlerİ...

16
TEMEL 2018

Upload: others

Post on 01-Feb-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

TEMEL

İSLAM BiLiMLERİ

ARAŞTIRMALARI

İstanbul, 2018

FAZLU'R-RAHMAN EL-ENSARI'NİN

KELAMI GÖRÜŞLERi·

Zeynep DURU'

GİRİŞ

Kelam ilminin temel konulan makasıd, bunları temellendirmeye yarayan

unsurları da vesail olarak isimlendirilmiştir. Makasıd sabit, vesaü ise zamanın

gerekliliklerine göre değişi.kl.iklere uğrayan unsurlardır. V esailin zamanın gereklerine

göre değişebilmesi kelam ilminin esnek bir yapıya sahip olmasını sağlamıştır. Kelam

ilmi bu özelliği sayesinde İslam toplumunun gelişimine ve karşılaşılan problemierin

niteliğine bağlı olarak kendini yenileyebilmiştir. Böylece tarihinde Teşekkül Dönemi,

Mutezile, Ehl-i Sünnet, Müteakaddirnin ve Mütahhirin dönemlerini geçiren bu

disiplin 19. yüzyılda yine bir yenilenme ihtiyacıyla yüz yüze gelmiştir. Bu ihtiyaç

İslam dünyasının içinden gelen bir değişimin değil, batı dünyasında 17. yüzyıldan

itibaren başlayan bir paradigmalar değişiminin sonucu oluşmuştur.

17. yüzyılda Rönesans'la birlikte Batı düşüncesinde önceki yüzyıllardan farklı

olarak iki vasıf ortaya çıkmıştır. Bunlardan birincisi başlangıçta ticari amaçlı pratik

hedeflerin teşviki ile ~Içme ve tanıma ruhunun gelişmesi ve bunun sonucunda

doğrudan tabiata yönelik ona hükmetme isteğine paralel bir bilim metodunun ortaya

çıkmasıdır. İkincisi ise elde edilen bazı teknik başarılar sonrasında akıl hükümranlığı

ve rasyonelleşme hareketirün başlayıp bunun düşüncede pozitivizm ve maddeciliği

.. Bu makale, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Kelam Anabilim

Dalı Yüksek Lisans Programı için hazırlamakta olduğum yüksek lisans tezimin bir parçasıdır.

Lisans öğrenimini 2008 yılında Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde tamamladı. 2012 yılında !stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Billinleri Kelam Anabilim Dalında

yüksek lisans öğrenimine başladı. Şu an "Faılu'r- Rahman el-Ensari'nin Kelami Görüşleri" başlıklı

teziyle ilgili çalışmalanna devam etmektedir.

442 TEMEL İSLAM BiLiMLERİ ARAŞTIRMALARI

doğurmasıdır. Copernicus, Galilei Kepler, Hacon ve Newton bilimdeki çalışmaları

ile, Descartes ise felsefe alanındaki çalışmaları ile batı düşüncesindeki bu ilk

sıçrayışın önemli isimleri olmuşlardır.

18. yüzyıla gelindiğinde aydırılanma felsefesi batıdaki düşünce dünyasında

hakim olmuştur. Matematik ve tecrübenin birleşmesinden ibaret olan bilimsel metot

ve onu,n evrensel otoritesi kabul edilen akıl sayesin4e hakikat garantisine sahip

olduğuna inanan modern insan, bundan· böyle tabiat düzenini keşfetme görevini

üstlenmeye, kuşatım alanı ve bilgi sahası daha da genişlediği için daha iddialı bir

t~vır takınmaya başlamıştır. Bundan sonra fizik, gerçekliği hareket halindeki

maddeden ibaret saymış ve çalışmalarını uzayda yer tutan ve bir mekandan diğer bir

mekana hareket eden maddenin uzunluk, ağırlık ve hızını ölçmeye hasretmiştir.

Artık vurgu insandan çok tabiata yapılmaya başlanmış, insan ve onun ihtiyaçları

arka planda kalmıştır. Bu dönemde felsefe alanında David Hume ve Imrnanuel Kant

felsefeleri ile aydırılanm_a çağının temsilcisi olmuşlardır. 1

19. yüzyılda batıdaki modern düşüncenin mekanik tabiat anlayışi ve ayrıca

bilgiyi madde ve ölçümüne endekslemesi neticesinde başlayan dünyevileşme süreci

adeta patlama yapmış ve arka arkaya katı pozitivist ve materyalist akımlar ortaya

çıkmıştır. Batının bu sekiller ve düalist dünya görüşü August Comte, Charles

Darwin, Karl Marx, Sigmund Freud gibi isimlerin geliştirdikleri teorilerle zirve

noktasına ulaşmıştır . . Sanayi devrimi ve ortaya çıkan . durum 19. yüzyılda

materyalizm, positivizm ve darvirıizm ile beraber seküler, agnostik, şüplieci ve dirıe

karşı bir aruayışın yayılmasını beraberinde getirmiştir. Modernleşme süreciı;de her

ne kadar Pascal ve Bergson gibi bu görüşlere .karşı olan biliriı. adamları olmuşsa da

özellikle 18. yüzyılda sanayi devriniiyle beraber teknolojide yakalanan başiın onların . .

etkin olmasına fırsat vermemiştir.2

·. 19. yüzyılda batıda Rönesansla birlikte fikir, san~t ve bilirnde yaşanan bu

gelişme ve sıçrama, asrın ikinci yarısında İslam dünyasında yayılmaya ve her geçen

gün etkisini hissettirmeye başlamıştır. Bu dönemde özellikle uluhiyete karşı olan

materyalist, pozitivist: ve determinist düşünce ve anlayışlardan İslam alimleri

rahatsızlık duymuş, bu da onları bu akımlara karşı zihinsel bir çabanın içine

M. Sait Özervarlı, "Kelamda YenilikArayışlan", İSAM Yayınlan, İstanbul, 20081 s. l8-23.

Özervarlı, a.g.e., s. 23-27.

FAZLU'R -RAHMAN EL-ENSARİ'NİN KELAM1 GÖRÜŞLERİ 443

sokmuştur. Osmanlı Türkiyesi'nde Abdullatif Harputi (1842-1914), Filibeli Ahmed

.Hilmi (1865-1914), İzmirli İsmail Hakkı (1868-1946) ve Ömer Nasuhi Bilmen bu

ilimler arasında sayılrnaktadır. Hint-alt kıtasında MUhammed 1kbal (1876-1938),

Seyyid Ahmed Han(l817-1898), Şibli Numani (1857-1914), Emir Ali; Mısır'da

Muhammed Abduh (1849-1905) Ferid Vecdi (1875-1954), Cemaleddin Efgaru

(1839-1897), Hüseyin el-Cisr (1845-1909)gibi kişiler de bu yönde eserler telif eden

isimlerdir.

İşte Yeni ilm-i Kelam hareketi bütün şekilleriyle materyaliznıi ve felsefi bir

görüş olarak pozitivisnıi reddeden, dine ·karşı yapılan biyoloj!J< ve psikolojik

teknikleri (darwinizm, freudizm) cevaplandıran, yeni felsefi cereyarıları eleştirdikten

sonra müsbet ilimden de istifade ederek Allah'ın varlığını ispat eden, İslam'ın akaid

konularını isbat ve izah ederek mukaddesatı savunan bir ilim olarak ortaya

çıknuştır.'

Bu dönemde klasik kelam kitaplarındaki bilgi ve varlık, ulühiyet, nübüvvet gibi

konular ele alınmaya devam edilirken, Allah'ın sıfatları ve kader üzerine yapılan

tartışmalar gibi bazı konular zamanın koşullarında lüzumsuz görülerek görmezden

gelinmiş, mevcut konulara ilaveten "insan hakları", "kadının sosyal konumu",

"ibadetlerin lüzum ve gayesi", "İslam'ın diğer dirılerle mukayese~i" gibi yeni konular

kelam kitaplarına girmiştir. Mezhep taassubunun yerini tenkit zihniyeti a,l.m.ıştır.

Bu dönem akademik literatücü üzerine yapılan çalışmaların ya kişi bazlı yahut

da genel çalışmalar olduğu görülmektedir. Yeni ilm-i Kelam Dönemi literatürünün

kişiler bazında . aldığı kapsam oldukça sınırlı olup, bu alanda görüş öne sürmüş pek

çok kişiyi alan dıŞında bırakmaktadır. Hint doğumlu olan Fazlu'r-Rahman el-Ensari

bu dönemin saikleri ve yöntemiyle birebir örtüşen ve bu alanda eserler vermiş biri . . olarak alan dışında kalan isimlerdendir. Bildiri iyi bir analitik düşünmeyle problem- .

leri ele alınış Fazlu'r-Rahman el-Ensari'nin modern dönemde Müslümanların önüne

serilmiş problemlerden bazısını ele aiış tarzını ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Mevlüt Öı!er, v.d., Kelama Giriş, ed.: Cağfer Karadaş, Anadolu Üniversitesi Yayınlan, Eskişehir, 2013, s. ll ı.

444 TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI

ı. Fazlu'r-Rahman el-Ensari; Hayatı, Eserleri, İlmi Şahsiyeti

I. I. Hayatı

Muhammed Fazlu'r-Rahman el-Ensari el-Kadiri, 14 Ağustos 1914'te Hindis­

tan'ın Şaharanbın eyaletinde dindar bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Aile silsilesi

Peygamber Efendimizin ashabı, misafirperverliğiyle tanınan ve peygamberimizin

göçten sonra evinde kaldığı Halit el-Ensari'ye kadar uzanır.

Eğitimine annesinin arncasının tavsiyesi üzerine Kur'an hafızlığıyla başladı ve

1921 yılında henüz altı buçuk yaşındayken hafızlığını Hindistan'ın Uttar Paradeş

eya!etindeki "İslami Muzaffer Nagar Medresesinde" tamamladı.

1933 yılına gelindiğinde Hindistan'daki "Aligarh Müslüman Üniversitesine"*

İngiliz Edebiyatı, Felsefe ve Arapça bilim dallarında lisans eğitimi için kaydoldu.

1933-1936 yılları arasında bu üniversitedeki lisans programiarına devarn ederken

aynı zamanda aynı .üniversitedeki ilahiyat bölüm başkanı tanınmış gözetmen

Profesör Hazret Seyyid Süle}rrnan Eşref gözetinenliğinde yürütülen "Nizarni

Kursunu"** takip etti. Burada Kur'an-ı Kerim, Hadis, Kelarn ve Tasavvufla ilgili özel

dersler aldı.

1970'te Karaçi Üniversitesi Felsefe bölüm başkanı Dr. M. M. Ahmed

gözetmenliğinde doktora çalışmasını ahlak felsefesi alanında yaptı. "islaini Ahlak

Kodu ve Metafizik Arka Planı" konulu tez çalışması sonunda 1970 yılında doktora

derecesini elde etti.

Akademik eğitiminin yanı sıra manevi yönden de kend4U geliştirdi. Düşünürün

. manevi eğitimi ve tasavvuf öğrenimi mürşidi Mevlana Abdul Alim Sıddik ile olan 1 ilişkisine dayanır. İkisi arasındaki bu ilişki, 1935 yılında Fazlu'r-Rahman lisans

derecesinde sınavlarını verdiğinde, Abdul Alim' Sıd~ik'ın ona Hristiyan bir rahip

Aligarh İslam Üniversitesi Hindistan'da kurulan bir kamu üniversitesidir. İlk olarak Sir Seyit Alunet

Han tarafından 1875 yılında Mohaınınadan Anglo-Oriental Koleji olarak kurulmuş, 1920'de Aligarh Müslüman Üniversitesine dönüşmüştür. Hem geleneksel hem de modern alanda dersler

vermektedir. ilim alanında zamanla akılcılığıyla ön plana çıkan Aligarh ekolünü ortaya çıkarmıştır. Nizami Kursu (Dars-i Nizaıni) 19: yüzyılda Hint alt-kıtasında başlayan ve günümüzde Güney

Afrika, Kanada ve Amerika Birleşik Devletlerinin bir bölümünde bulunan geleneksel İslam kurumlarında ve Dar'ül Uliım'da kullarulan bir eğitim müfredatı ve sistemidir. ,

FAZLU'R -RAHMAN EL-ENSARİ'NİN KELAMI GÖRÜŞLERİ 445

tarafından yazılıp Singapor'da basılan ve İslarn'ı kötüleyen bir makale göstermesi ve

Fazlu'r-Rahman'ın ondan bir cevap yazmakiçin izin istemesiyle başladı.

İkisi arasındaki bu bağ 1936'da Mevlana Sıddık büyük kızını onunla evlendirdi­

ğinde daha da güçlendi. 1937'de Mevlana Abdul Alim Sıddık Suudi Arabistan'da

iken hiçbir çocuğunun onun çalışmalarını devam ettiremeyeceğini, bunlarla yetkili

tek insanın onun damadı olduğunu ifade eden bir mektup yazdı Bu zamandan sonra

kendinin dahil olduğu Kadiriyye, Çiştiyye, Nakşibendiye, Sühreverdiye, Şaziliyye

silsilelerinde damadını müridi olarak kabul etti ve tüm manevi konularda ona icazet

verdi.

Fazlu'r-Rahman el-Ensari Abdul Alim Sırldık'tan sadece manevi rehberlik

almadı. Bunun yanı sıra onunla birlikte İslam'ı tebliğ faaliyetlerine başladı. Bu tebliğ

faaliyetleri içinde kırk yıl boyunca· düzenlediği beş dünya turoyla Afrika, Amerika,

Asya ve Avrupa'da yaklaşık kırk farklı ülkeye seyahat etti. Bu ziyaretler arasında en

önemlileri 1970 yılının Ağustos ayında Güney Afrika'ya yapılan ziyaret ile 1970

yılının Eylül ayında Hint okyanus adaları Seyşellere bir Müslüman hareketi olarak ilk

yapılan tarihi ziyarettir.

İslam'ın bu gezici temsilcileri ziyaret edilen her ülkenin Müslüman halkını bir

yerde toplayıp o Müslüman ülkede daha akıcı ve etkili çalışmak için birer organizas­

yon kurdular. el-Ensari bu değişik ulusal ve uluslararası İslami organizasyonların

başkanlığını üstlendi.

Fazlu'r-Rahman el-Ensari mürşidinin ölümünden sonra da çabalarına devarn

etti ve Müslüman tebliğ organizasyonlarını "World Federation of Islamic

Mission"(Dünya İslam Tebliği Federasyonu) adı altında merkez Pakistan Karaçi

olmak üzere 1958 yılında birleştirdi. Bu federasyonun karargahını "İslami Merkez"

adıyla Karaçi'de 1964'te kurdu. İslami Merkez, değişik eğitimsel ve refah

projelerinden ibaret bir kurum olarak faaliyet gösterdi.

Mevlana Ensari hayatının son on yılını (1964-1974) Karaçi'de kendinin esas

önemli projesinden biri olan "Nemiyah İslami İlimler Enstitüsünün" kurulmasına adadı. Bu enstitüde din eğitimi ve tebliğ eğitiminin yanı sıra ekonomi, karşılaştırmalı

dinler, gazetecilik vb. gibi önemli sekiller konuların öğretimine önem verdi. el­

Ensari Alemiyah' da gizemli modern çağı anlayabilecek, o~ un sorunlarına uygun

cevaplar verebilecek, ruhi ve zihinsı:l olarak Kur'an ve hadisi kullanabilecek İslami

446 TEMEL İSLAM BiLiMLERi ARAŞTIRMALARI

düşünürler yetiştirmeyi amaçtadı ve bunun için canla başla çalıştı. Onun bu

çabasından pek çok ünlü düşün ür yetişmiştir4

Aralık 1973'teki Seyşel adaları ve Srilanka'ya yaptığı son tebliğ seyahatinin

ardından 3 Haziran 1974 Pazartesi günü Karaçi'de vefat etti ve naaşı İslami Merkez' e

gömüldü.5

1.2.Eserleri

el-Ensari, 18 yaşında ilk kitabı "Beacon Light'ı" şeyhinin rehberliği altında

yazdı. Bu kitapta el-Ensari, Hong-Kong'ta Hristiyan bir rahip tarafından İslam'a

i yapılan güçlü bir saldırıya cevap verdi.

Pek çok diğer çalışma bunu takip etti. Bu çalışmalar arasında en tanınmışı. 900

'den fazla sayfa içerip 2 ciltten oluşarak onun en hacimli kitabı olan "Qur'anic

Foundation and Structure of a Muslim Society" (Müslüman-Bir Toplumun Kur'ani

Temelleri ve Yapısı) ~dlı çalışmasıdır. Kitap, el-Ensari'rıirı 1970 yılında ahlak felsefesi

alanında tamamladığı doktora tezine dayanmakta ·ve Kur'ani savı geniş ve sistemli

bir tarzda açıklayarak bireye rehberlik sistemi sağla,mayı amaçlamaktadır. Son kitabı

olan bu Çalışmanın 1971 yılında basılmasından 6 ay sonra Mevlana Ensari vefat

etmiştir.

El-Ensari'rıirı yazdığı bir diğer önemli eser "İslam to the Modern Mirıd"

(Modern Zihin Açısından İslam) adlı kitabıdır. Kitap el-Ensari'nin 1970 ve 1972

yıllan arasında İslam'ı tebliğ amaçlı seyahat ettiği Güney Afrika'da verdiği derslerin

toplamindan oluşmaktadır. Eserde ele alınan konulara bakıldığında el-Ens~i'rıirı bu

kitapta Müslümanların tartışmalı konulanru ele ele alıp aÇıklama yoluna gittiği ve

\ kafa karıştıran sorulara uygun 'cevap ve çözümler. bulma çabası içinde olduğu

görülür.

Bu eserlerin dışında, yazar ulusal ve uluslararası pek çok derginin editörlüğünü

üstlenmiş, Urdu dilirıde ve İngilizcede yaklaşık kırk civarında kitap ve kitapçık daha

yazmıştır. Bu eserlerden bazılarının isimleri şöyledir:

Ansari, Fazlu'r-Rahman: " Islam to the Modem Mind, Lectures in South Africa: 1970&1972,"

Çev. MahdieKriel, 2. b.,Paarl, Paarl Print, 2002, s. 13-16.

https:/ /fr. wikipedia.org/wiki/Fazlur_Rahman....Ansari.

FAZLU'R -RAHMAN EL-ENSARi'NİN ı<;ELAMI GÖRÜŞLERİ

The Christian World in Revolution (Dön ürodeki Hıristiyan Dünyası)

Muhammad: The Glory of the Ages (Muhammed: Çağların İftiharı)

Trendsin Christianity (Hıristiyanlıktaki Temayüller)

Ethics of the Qur' an (Kur' an Ahlakı)

Communist Challenge to İslam (İslam'a Komünist Reddiye)

447

Islam and Christianity in the Modern World (Modern Dünyada İslam ve

Hıristiyanlık)

Through Science and Philosophy to Religion (İlimden Felsefeden Dine)

l.3.İlmi Şahsiyeti

el-Ensari, İslami ve mistik düşüncesini "islam'da Dini Düşüncenin Yeniden

Yapılandınıması" kitabının yazarı ,Muhammed İkbal'den almıştır. "Qur'anic

Foundations and Structure of a M~slim Society" adlı iki cUtlik kitabın kendisi

İkbal'in "islami Düşüncenin Yeniden Yapılandırılması" çağrısına bir cevap teşkil

etmek amacıyla yazılmıştır

Muhammed Fazlu'r-Rahman hem bir ilim adamı hem bir felsefeciydi.

Eserlerinde modern ilimler alanındaki geniş bilgisini İslami ilmi ve anlayışıyla

birleştirdi. Bu durum onun görüşlerini hem sıradan insanlara hem de entelektüel

elite ilham verecek tarıda sunmasını sağladı. Eserlerini etkili bir tarzda yazmıştır ve

onu bu ifade gücü eserlerinde açıkça görülmektedir.

Fazlu'r-Rahman el-Ensari, insanın nihai meselelerinin çözümünde metot olarak

üç tane talip adayın var olduğunu bildirmektedir. Bu adaylar; ilim, felsefe ve dindir.

El-Ensari'ye göre ilim ve felsefe güvenilir bir bilgi sunarak nihai meseldere doğru

cevaplar veremezler. Onların vermekte oldukları veya verebUecek oldukları cevaplar

en fazla kısmi hakikatierin mahiyetinde tahminler olarak kalacak ve Kur'an-ı

Kerim'in dediği gibi6 vehirn olmanın ötesine gidemeyecektir. İlim ve felsefenin

haricindeki tek yol olan din ise insanın nihai meselelerine cevap verebilecek tek

kaynak olarak durmaktadır?

Necm, 53/28. .

Fazl'ur-Rahman Ensari, "İlimden Felsefeden Dine, çev. Kemal Kuşçu, Sönmez Neşriyat, İstanbul,

1967, s. 14-27.

448 TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI

2. Fazlu'r-rahman El-Ensan'nin Yeni İlın-iKelam Görüşleri

2.l.Doğum Kontrolü

Doğumlan önlemenin politika haline geldiği ve böylece kolaylaştırıldığı

modern dönemde doğum kontrolünün yapılıp yapılmamasının Müslümanların

kafasını kanştırıp cevap bekleyen bir problem olarak görüldüğü açıktır.

El-Ensan doğum kontrolü konusunda Peygamber Efendimizin hadisini

bildirmektedir. Peygamber Efendimiz,"Onu uygulasanız da uygulamasanız da bu

dünyaya gelecek olan ruhlar bu dünyaya gelecektir" demiştir.8 Bununla beraber el­

; Eı:ı:sari doğum kontrolü uygulamak için bir ihtiyaç varsa, o zaman insan için gerekli

olanın sadece o çabayı yapmak olduğunu ekler. Her halükarda sonuç, Allah'ın

elindedir. İnsan sonuçlan bilemez. İslam doğum kontrolünün bir z.orunluluk olduğu

koşullan belirler.

Bunun yanı sıra el-Ensari, doğum kontrolünün aslında bir erdem olmadığını,

çünkü İslam'daki evWik düsturunun zevk değil, doğurma olduğunu ?elirtir. Eğer

doğum kontrolüne ihtiyaç duyuluyorsa o zaman doğum kontrolü zorunluluk haline

gelmektedir ki bu durumda insan bununla ilgili kendi yapacağını yapmak

zorundadır. Allah da kendininkini yapar. Sonuçlar ise hiçbir zaman hiçbir insanın

elinde değildir.

El-Ensari, insanın şeriata göre hareket etmesi gerektiğini, başarılı olsun veya

olmasın Allah'ın onu o niyetine göre ve çabasına göre yargılayacağını dile

getirmektedir. 9

2.l.İbadetlerin Lüzfım ve Gayesi

İslam'daki ibadetlerin nitelik ve hedefi yakın dönem kelamcıları tarafından ele

alınan konuların bir diğeridir. İslami ibadetlerin \o~uğu, zorluğu ve devamlılığı gibi

suçlamalar zaman zaman insanları soğutmak için kullanılmış, bu da ilimleri bu

konuya eğilmeye sevk etmiştir. 10

lO

Buhari, Nikih, 96; Müslim, Nikah, 125.

Aıısari, "İslam to ibe Modem Mind:Lectures in South Africa: 1970&1972",s. 232-233.

Özervarh. a.g.e., s. 140.

FAZLU'R -RAHMAN EL-ENSARİ'NİN I<E.LAMl GÖRÜŞLERİ 449

El-Ensari bu ibadetlerden biri olarak haccı ele alır ve onun lüzurn ve

gerekliliğini ortaya koymaya çalışır. Haccı farklı milletiere ve farklı ırklara mensup

ve yaşamın bütün yürüyüşlerinden geçmiş yüz binlerce Müslüman'ın düny_anın

bütün parçalanndan İslam'ın en merkezi camünde ve en eski ibadet evinde ibadet

etmek için izdiham oluşturacakları bir ibadet olarak betimler.· İnsanlık tarihinde tek

·olan bu kutlamanın on üç yüzyıldan uzun bir zamand~ insanlık tarihinde var

olduğunu ve her yıl tekrar etmekte olduğunu belirtir.

El-Ensan her serernoninin bir rasyoneli olduğu gibi; haccın da dışarıdan bazı

aktiviteleri olan bir çeşit seremoni olarak gözlemlendiğini, buna rağmen bu

seremonin de altında yatan bir rasyonelinin, bir gayesinin olduğunu ifade eder. Bu

gaye, insanın temel ruhsal bir amacıyla ilişkili bir gayedir. İnsan hacla birlikte genel

bir insan yaşamı seviyesinden ruhi yükselişin daha üst seviyesine ulaşır.

Düşünür hacdaki bir diğer amacı insan eşitliğinin ve kardeşliğinin tasdik edilişi

olarak gösterir. İslam'da asıl olan insanı değiştirmenin yanı sıra tüm toplumu

değiştirmektir. O öyle bir dindir ki onun ibadetle ilgili unsurlarının dahi toplumsal

bir gayesi vardır. Örneğin bütün ibadetlerin en kişiseli olarak görünen namaz dahi

sosyal fonksiyonlara sahiptir. Irka, rütbeye ve kasta dayanan ayrımların tamamıyla

yok edildiği yer olan cami; insan kardeşliğinin doğru, ger~ek anlamda ve pratik·

olarak tanındığı tek yerdir. Müslüman biri, kardeşliğin tanınmasının bir provası

olarak bunu günde beş defa gerçekleştirmek zorundadır.

El-Ensari'ye göre kardeşliğin farkına varılması sadece bununla sınırlı da

değildir. Yerel günlük toplanmalardan daha geniş cuma buluşmalarına, şehir

buluşmalanndan hac sırasında Mekke'deki dünya buluşmasına doğru İslam aşamalı

bir şekilde açısını daha_da genişleterek kardeşliğin tanınması fonksiyonunu yerine

getirir ve hac burada önemli bir misyonu gerçek kılar. 11

2.4.Materyalizm

Materyalizm; maddeyi değişmez, aktif ve dinamik bir prensip olarak kabul

eden, ruh ve düşünce gibi cevherlerin bu maddenin bir tezahürü olduğunu iddia

eden ya da bunları tamamıyla inkar eden düşünce akımı olarak tanımlanır. 12

ll

12

Fazlur Rahman al-Ansari, uThe Hajj: İt's Spiritual and Social Significance," Çevrimiçi

https://tr.scribd.com/docwnentl82715025/The-Hajj-Its-Spiritual·and·Social-Significance

Mevlüt Özler, v.d., Ketama Giriş, ed.: Cağfer Karadaş, Anadolu Üniversitesi Yayınlan, Eskişehir,

2013, s. ll ı.

450 TEMEL İSLAM BiLiMLERİ ARAŞTIRMALARI

Madde-ruh ayırımı yapmayan, birbirinden bağımsız varlık-düşünce (doğa­

bilinç) düalizmine karşı çık~n mater)ralizm maddeyi tek gerçek kabul etmiş ve her

-şeyi ona indirgerniştir. Metafiziği reddetmesinin tabi bir sonucu olarak spiritüalizm,

idealizm, rasyonalizm vb. disiplinlerle ters düşen materyalizm başta Tanrı inancı

olmak üzere yaratılış, ibadet, melek, vahiy, peygamberlik, kutsal kitaplar ve ahiret

gibi dini inançların birer yanılgıdan ibaret olduğunu ileri sürer. Determinizrni esas

alır, tabiatta amaçlılığa (teleoloji) imkan tanımaz, varlığı metafizik sebeplere

bağlayarı açıklamalara karşı çıkar. Bu durumda materyalizm fizik ötesi karıunları ve

tabiatüstü varlıkları reddeden ~e özünde tanrıtanımaz bir teori olarak görülmek­

tedir.13

Materyallım her ne kadar tarihte önceden de Çin ve Hint felsefelerinde ve daha

sonrasında Antik Yunan felsefesinde yerini almış oları bir teori olsa da 19. Yüzyılda

modern bilim alarılarındaki . gelişmeler materyalist düşüneeye hız ı<azarıdırarak

yeniden onun etkin olmasını sağlarruştır!4 Bu yüZyılda dinin ve getirdiği inanç

temellerinin aJ.eyhinde çalışan batı menşeli materyalizm ve pozitivizm akımları İslam

dünyasında da yer tutma, sınırlı da olsa yayılına e~ göstermiştir. Bu sebeple

yenilikçi kelam ilimleri kendi dönemlerindeki ulCıhiyet ve din karşıtı akımlardan biri

olarak materyalizmi ele . alıp onun oluşturduğu şüpheleri etkisiz hale getirmeye

kendilerini mecbur hissetmişlerdir!5

Materyalizm konusunda değerlendirme yaparı bir ilim adamı olarak el-Ensari,

materyalizrni diğer ilim adarnlarından farklı olarak, bilimsel olarak değerlendirme

yoluna gitmemiştir. Çünkü el-Ensari'ye göre materyalizrn bilimsel açıdan zaten .

kanıtlanabilir bir teori değildir. Maddenin modern teorisine bakıldığında-madde

rzeli olarak görülen bir şey değildir. Maddenl.n asıl kaynağı sadece niteliğin kendini

niceliğe dönüştürme safhası olarak düşünülebilir, Buna rağmen, Batıdaki düşünce

trendinin materyalizrni takip etmekten yana olduğunu bildirir.16

Düşün ür materyalistlerin teorileri için kendilerine dayanak buldukları nokt~

ateizm ôlduğunu iddia eder ve ateizmin materyalizmi destekleyen argümarıını çrtaya

koyar. Argümana göre, ateizmin iddia ettiği gibi eğer dünya Allah tarafından

13

14

IS

16

Aydın Topaloğlu, "Materyalizm,u Diyanet İslaınAnsikloped.isi, 2003, XXVIll, s. 137. Topaloğlu, "a.g.md.», s. 138.

Özervarlı, a.g.e., s. 89.

Ansari, İslam to the Modern Mind: Lectures in South Africa: 1970&1972, s. ıs4.

FAZLU'R -RAHMAN E.L-ENSARI'NİN KELAM1 GÖRÜŞLERİ 451

yaratılmamışsa, bu, dünyanın tesadüfen oluşma dışında bir varoluş açıklaması

·.olmadığı arılarnma gelir. Tesadüfen oluşma ise evrende herhangi bir kanunun, bir

amacın olmaması, tamamen kör bir dünya olması demektir. Allah'ın varlığının

olmadığı bir dünyada ise tek realite olan şey materyal varlıktır ve bu dünyadaki her

şey de maddeseldir. Bu argümanın materyalizme bir zemin sunmasından dolayı

materyalistler ateizme sarılmaktadırlar.

Eğer ateizmin dediği gibi dünya tesadüfi bir düzen sonucu oluşmuşsa, bu

dünyadaki her şeyin tesadüf sonucu oluştuğu demektir ki buna dahil olarak insarılar

da tesadüfen zevk alır, tesadüfen acı çeker ve tesadüfen ölürler. Ve eğer her şey fiziki

şeyden oluşuyarsa bu farklı insarılar · arasında ahlaki bir birlik bağının olmadığı

anlamına gelir. Çünkü ahlaki bir birlik bağı yalnızca bu dünyayı ve bütün insarıları

belirli bir plana göre ve belirli bir amaç için yaratan bir yaratıcının varlığında

mümkün olabilir. İnsanı fiziki bir varlık olarak kabul etme halinde var olabilecek

olan tek ideal ise azami derecede zevk elde etmektir çünkü materyalizmin dayandığı

psikoloji teorisine göre insanın doğası zevk almak ve acıdan kaçpımak üzerinedir.

Maksimum zevk almak ise duyıısal zevklerin maksimum miktarını elde etmek ile

mümkün olabilir. Bu durumda ise arkadaşlık hissi ve merhamet arılayışı çöküntüye

uğrar.

Ve eğer· materyalistlerin ifade ettiği gibi eğer bu dünya kör bir safhanın sonucu

olarak ve tesadüfi olarak meydana gelmişse, planları oluşturmak için yapılan bütün

çabalar ve hukuk kodları oluşturmak tamamen zoraki ve gereksiz aktivitelerdir_

El-Ensari bu görüşlere rağmen, materyalizme ve ateizme inanıp da insanların

refahından bahseden kişilerin olduğunu bildirir. el-Ensari bu kişilerin ifade ettiği

refah prensibi ve Allah'a inançsızlığın yalnızca bencillik prensibinde bir araya

gelebileceğini belirtir. Onun dışında herhangi rasyonel bir prensip bu ikisinin

birlikteliğini d~steklemez, çünkü gerçekte bu ikisi birleşemeyen şeylerdir.

Düşünüre göre, Allah'ı irikar etme inancından çıkabilecek sadece iki düsttir

vardır. Bunlardan biri,"Ye, iç ve evlen; çünkü yarın öleceğiz" ilkesidir. Bu anlayışa

göre dünya ve insan hayatı kötü bir takastır ve ne dünyanın ne de insan hayatırım bir

arılamı vardır. El-Ensari bu arılayışın hayatta anlam bulamayacağını çünkü anlamın

sadece Allah inancıyla hayata gireceği düşüncesini görüşüne ekler. Allah' ı inkar etme

452 TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI

inancından çıkacak bir diğer felsefe ise "Herkes kendi başının çaresine baksın ve

sona kalan dona kalır" düsturudur.17

El-Ensan'ye göre dünya dinlerine bir karşı koyuş olarak ortaya · çıkan

materyalizme hayat veren kan Allah'ın ve ruhun irıkarı inancıdır. Bundan dolayı

materyalizmin karşısına ruhi yapının ve ahlaki duruşun hakim olduğu dini koyar. O.

Müslümanlara materyalizme karşı açık, pozitif ve dinamik bir Allah'a ve

peygamberler tarafından öğretilen değerlere dönmeleri ger~ktiğini tavsiye eder.

2.5.Darvinizm

Darvinizm modern dönemde Charles Darwin tarafından ortaya atılan evrim

teorisinin adıdır. Danvin'in evrim teorisine göre canlılar arasında acımasız bir

mücadele vardır. Bu mücadele canlılar arasında bir çeşit seçme yani ayıklama işlevi

görmektedir. Bu mücadele esnasında en güçlü olanlar hayatta kalırlar; zayıf ve

güçsüz olanlar, yok olmaya mahkıimdur. İnsan da bu ayıklanma ve dönüşüm

ilkesinin zorunlu bir sonucu olarak maymundan tü~emiştir.18

Fazlu'r-Rahman el-Ensari darvinizmin dayanak noktası olan evrim .kavramını

kabul eder, fakat bu kavramın entelektüel tarihteki yerinin Darwin'den çok daha

eskilere dayandığını öne sürer. Örneğin İbn Miskaveyh'in IGtab'ül Hayevan

kitabında Kur'an ve hadisiere dayalı bilimsel bir evrim teorisi geliştirdiğini belirtir.19

Düşünür bugün bilimsel açıdan Darwin'in evrim teorisinin evrimi açıklama

açısından rakipsiz bir teori olmadığını dile getirir. Vitalistler, Fundamentalistler,

Yaratılışçı Evrimeller ve Telefinalistler tarafından da evrim kavramı üzerin~ teoriler

geliştirilmiştir. Fakat bab Darwin'in teorisine sarılmıştır, çünkü babdaki eğilim

.. materyalist bakış açısını güçlendirmek böylece ateizme destek sağlayıp kiliseyi

hertaraf etmekten yana olmuştur.

Yine bilimsel açıdan Darwin'in evrim teorisi eleştiriye uğramıştır. Bugünün

bilim adamları "Biz mutasyonu deneylerimizde kanıtlamaya çalışbğımızda mu tasro­

nun oigarıizmaları geliştirmek yerine daima organizmalara zararlı olduğu sonucuna

ulaşıyoruz" demektedirler.

17

18

19

Ansari, a.g.e., s. 157-159.

Özler, a.g.e., s. 110.

Ansari, a.g.e, s. 227- 228.

FAZLU'R -RAHMAN EL-ENSAR.I'NİN KELAMi GÖRÜŞLERİ 453

El-Ensari, darvinizmin yeterince objektif olmadığı üzerinde durur. Mutasyon

prensibi ve en uyumlu olanın hayatta kalacağı görüşiinün objektif araştırmalara

dayanarak geliştirHen bir yönü olmadığını belirtir. Tam tersi bu prensip sübjektif

hislere bağlı olarak geliştirilmiştir. Teorinin bu sübjektif tarafi.nın kaynağını

Darwin'in yaşadığı çağın tarihi sebepleri oluşturur. Darwin'in yaşadığı çağda gelişen

kilise ve aydınlanma taraftarları arasındaki karşılıklı düşmanlık Danvin'in teorisinin

şekilleronesinde etkili olmuştur._ Baskılarla kiliseyi çökertemeyen aydınlanma taraf­

tarları, Darwin'in teorisi He kiliseye karşı üstünlük sağlamışlardır. Darwin eğer Hahi

müdahale prensibini çökerteceği bir teori geliştirebilirse, tüm dini yapıyı çökertebi­

lecektir. Eğer Allah fikri diinyadaki varlığın ve doğanın işleyişi için gereksiz

görülürse, tanrıya olan inanç lüzumsuz görülecektir.

El-Ensari darvinizm eleştirisi?ffi ardından Kur'an prensipleri üzerine temelien­

dirilmiş evrim kavramını açıklar. Kuran'daki evrim kavramında tevhid ve organik

bütünlük prensipleri hakimdir. ·Kur'an'a göre bütiin canlı yaşantısının temeli birdir

ve bu birlik kainattaki her şeye nüfuz etmiştir. El-Ensari Kur'an'daki "Ben her canlıyı

sudan yarattırn"20 ayetini buna deill olarak gösterir.

İnsan türü hakkında Kur'an-ı Kerim "Allah sizi de yerden ot bitirir gibi

bitirmiştir"21demektedir. Ot ve insan türü topraktan çıkmıştır. Bu ayru zamanda

Darwin ve diğer evrimcilerin de söylediği şeydir. "Andolsun ki biz insanı kuru bir

çamurdan, şekilİendirHmiş bir balçıktan .Yarattık"22 ayetinde ifade edildiği gibi

Kur'an Hk insanın siyah bir balçıktan yaratıldığını söylemektedir.

İnsan şahsiyetine dair ise· İslam, darvinizm ve diğer evrimcilerden ayrılmak­

tadır. Modern bilim adamları ruhun ne olduğunu bHmediklerini iddia ederler ve

sadece vücuttan bahsederler. İslam'a göre ise bütiin insanlar yaratılışın başlangıcında

ruh formunda yaratılmışlardır. Ruh esas varlığın esas şahsiyetidir. İnsan topraktan

ortaya çıkmıştır, fakat daha önceden cennette yaratılmıştır. Hazret-i Adem ve

Hazret-i Havva cennette yaratılmışlardır, fakat diinyada doğmuşlardır. Böylece

20

ll

ll

Enbiya, 21/30. NUh, 71/17.

Hicr, 15126.

454 TEMEL iSLAM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI

madde-ruh problemi çözülmüş olur. Bu açıdan evrim kavramı Kur'an'ın ışığında

saptanmış bir gerçek olarak ortaya konulmuş olur.23

SONUÇ

Fazlu'r-Rahman el-Ensari'nin doğum kontrolü, ibadetlerin lüzum ve gayesi,

materyalizm ve darvinizm üzerine ortaya koyduğu görüşler onun konuları iyi bir

kavrayışla analiz ve sentez etme başarısını gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bunun

yanı sıra Fazlu'r-Rahman el-Ensari'nin hem İslami ilimiere hem de modern ilimiere

olan hakimiyetini görüşlerinde açığa çıkarabilmesi onun ortaya koyduğu tezleri

güçlü kılmaktadır. Bu açılardan Fazlu'r-Rahman elEnsari bir düşünürolarak Yeni

ii.rrı:~i Kelam alanında çalışmak isteyenler için önem arz edebilmektedir.

KAYNAKÇA

Ansari, Fazl-u-r-Rahman, "Foundations ofFaith,"- Çevrimiçi-

Ansari, Fazl-u-r-Rahman, İslam to Modern Mind, Lectures in South Africa: 1970&1972,

Trans. byMahdieKriel, 2. bs., Paarl, Paarl Print, 2002, Çevrimiçi, http//www.drfazlurrahmanansari.o.rg.books, 30 Mart, 2016.

Ansari, Fazlur Rahman:"The Hajj: İt's Spiritual and Social Significance," Çevrimiçi,

https://tr.scribd.com/docu.nient/82715025/The-Hajj~Its- Spiritual-and-Social-Significance­

Buhari, Muhammed b. İsmail, Sahihu'l Buhari, Çağrı Yayınları, İstanbul,l992.

Bulgen, Mehmet,"Osmanlı Yeni İlın-i Kel3.mında Materyalizm Eleştirileri," Bilimname, C. XXX, 2016/1,s.391-433.

Çetin, Rabiye, "Tanzimattan Günümüze Kelamı Yenileme Çalışmalan I", Çevrimiçi,

http:/ /www.dergipark.gov. tr/ da/issue/ 4479/61736

Çetin, Rabiye, "Tanzimattan Günümüze Kelanu Yenileme Çalışmalan II", Çevrimiçi,

http:/ /www.dergipark.ulakbim.gov. tr/ da/article/view/5000 İ51817 /500013 7767

Kılavuz, A. Saim, İslam .Akaidi ve Kelama Giriş, 18.b., ·Ensar Yayınevi, İstanbul, 2013.

Müslim, el-Haccac, Sahihu Müsliın, Çağn Yayınları, İstanbul,1992.

Özervaı:lı, M. Sait, "Yeni İlın-i Kelam",Diyanet İslam Ansiklopedisi, XXXXIII, s. 427-428,

Çevrimiçi, http//www.diyanetislamansi.klopedisi.com/yeni-ilm-i-kelam/, 24 Mayıs 2016.

Özervar lı, M. Sait, Kelamda Yenilik Arayışları, İSAM Yayınları, İstanbul,2008.

Özler, Mevlüt, v.d., Kelama Giriş,-.,ed. Cağfer Karadaş, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir,20 13.

n Ansari, a.g.e., s. 231.

FAZLtrR -RAHMAN EL-ENSARl'NİN KELAMl GÖRÜŞLERİ 455

Şafii, Hasan Mahmud, Kelama Giriş, çev. Süleyman Akkuş, Değişim Yayınlan, Sakarya, 2009.

~opaloğlu, Aydın, "Materyalizm," Diyanet İslam Ansikloped.isi, C. XXVIII, 2003, s. 137-140.

Topaloğlu, Bekir, Kelaın İl.mine Giriş, Damla Yayınevi,İstanbul, 2013.

https://fr. wikipedia.orglwiki/Fazlur_Rahman_.Ansarl.

Yatğın, Abdulkerim, "Bir Kelaın Problemi Olarak Kadın", . lS Şubat 2018, -Çevrimiçi-, https://kevkebi. wordpress.com/2007/06/03/bir-kelaın-problemi-olarak-kadın/

http/ /www.drfazlurrahmanansari.org.books, 30 Mart 2016.