temel bilgiler
DESCRIPTION
Temel Bilgiler. A s i t Ba z Metaboli z m ası. Asit baz metabolizmasının kimyasal temeli. pH-değeri. Örnekler. Tıkanmamış diren Klozet temizleyici Çamaşır deterjanı Sud kostik Deniz suyu Kan, su Tükürük Kaynamış süt Lahana turşusu - PowerPoint PPT PresentationTRANSCRIPT
Temel Bilgiler
Asit Baz Metabolizması
Asit baz metabolizmasının kimyasal temeli
pH-değeri Örnekler
Yüksek düzeyde alkali
alkali
nötral
Çok asidik Mide suyu
Kanİdrar
asidik
Tıkanmamış diren
Klozet temizleyiciÇamaşır deterjanı
Sud kostikDeniz suyu Kan, suTükürükKaynamış sütLahana turşusu Kola Limon suyu Mide suyu
Şekil 1. Farklı pH değerlerine sahip çözelti örnekleri.
Asit baz metabolizmasının fizyolojisi
Kan aşağıdakilerden sorumludur:
• Hücrelere oksijen ve besin maddesi sağlanması
• Karbondioksitin uzaklaştırılması
• Asit-baz metabolizmasının düzenlenmesi
Akciğerler
Kan
Böbrekler
Şekil 3: kan ph’ının düzenlenmesi
pH
Yükselmiş değerler• respiratuar alkaloz • alveoler hiperventilasyon• metabolik alkaloz • gastrointestinal asit kaybı • sıklıkla eşlik eden hipokalemi ile
birlikte
Azalmış değerler• espiratuar asidoz • alveoler hipoventilasyon • artmış metabolizma• metabolik asidoz • sıklıkla eşlik eden hiperkalemi ile
birlikte • böbrek yetmezliği • diyabet veya alkol kaynaklı asidoz • pankreatik veya biliyer fistül, diyare
Voltmetre
Referans elektrodun iç
elektrodu
Geçiş
Numune
ISE’nin volümetrik reaktifi
ISE’nin iç referansı
İyon selektif membran
Şekil 6: İyon selektif elektrodun (ISE) tasarımı.
Klinik anlamı
Hücre dışı pH değeri, hücre içi pH değeri ile çok yakından ilişkilidir. Bu nedenle, hücre içi asit-baz durumu açısından özellikle önemlidir. Solunum fonksiyon bozukluğu ve renal veya gastrointestinal yetersizlik gibi ciddi patolojik nedenlere bağlı asit-baz bozukluklarının kaydedilmesi için kullanılır.
pCO2
Sinyal elektroniklerinin ölçümü
İç referans
elektrodu
Tampon solüsyonu pH 6.838
pH elektrodu
H+ iyonu selektif membran
Cl-/HCO3-
solüsyonu
CO2-
geçirgen membran
Numune
Şekil 7: Severinghaus’a göre pCO2 elektrodunun ölçüm yöntemi
Yükselmiş değerler• akciğerlerdeki kötü gaz alışverişinin
belirtisi
Azalmış değerler• Aşırı derecede hızlı ve derin
solunumun göstergesi• kompanze metabolik asidoz
Klinik anlamı
Parsiyel karbondioksit basıncı (pCO2)
temel olarak akciğer fonksiyonuna ve buna bağlı olarak CO2’nin atılımına
bağlıdır. pCO2’deki değişiklikler, solunum
durumundaki değişikliğe işaret eder. pCO2 ölçümünün pH ölçümü ile
birleştirilmesi, Menderson-Hasselbach eşitliği ile bikarbonat (HCO3-) değerinin
belirlenmesine olanak tanır. pCO2 değeri
çözülmüş CO2/HCO3- içeriği ile orantılı
olduğu için (orantı sabiti 0.03), pH ile birlikte pCO2 değeri de asit-baz
bozukluklarının ayırt edilmesi için yararlı olabilir.
HCO3 (Bikarbonat)
Klinik anlamı
Böbrekler bikarbonat iyonunu kontrol eden temel organlardır. HCO3- konsantrasyonu, asit baz bozukluklarının solunum dışı, renal ve metabolik bileşeninin belirlenmesi için klinik anlamda önem taşır. Söz gelimi, pH değerleri ile bağlantılı olarak HCO3- konsantrasyonlarındaki değişiklikler, metabolik kökenli bir asidoz veya alkaloz olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır (Bkz. Bölüm, Fizyopatoloji).
• HCO3- akt (gerçek bikarbonat)
Gerçek bi karbonat, bilinen pH ve pCO2 değerleri ile birlikte bulunan gerçek bikarbonat konsantrasyonu anlamına gelir. Hesaplama, bikarbonat konsantrasyonu logaritmasına göre çözümlenmiş olan Henderson-Hasselbach eşitliğine (formül (9), sayfa 23) dayanır.
• HCO3- std (standart bikarbonat)
Bu, 40 mmHg pCO2’ye dengelenmiş kanda
bulunabilecek plazma bikarbonat içeriğine karşılık gelir. VanSlyke ve Cullin tarafından tanımlanan eşitlik, standart bikarbonatın hesaplanması için kullanılır:
Bu eşitlikte
veya
Asit baz metabolizmasının patofizyolojisi
Asit Baz Tanı Nomogramı
Şekil 9: Asit-baz metabolizması birleşik bozukluklarının sınıflandırılmasına yönelik Müller-Plathe nomogramı
Asit Baz Tanı Nomogramı
Şekil 9: Asit-baz metabolizması birleşik bozukluklarının sınıflandırılmasına yönelik Müller-Plathe nomogramı
Bozukluk
Metabolik asidoz
Metabolik alkaloz
respiratuar asidoz
respiratuar alkaloz
Şekil 8: Asit-baz metabolizması bozuklukları
Oksijen Durumu
Solunum Fizyolojisi
Beslenme enerji
Oksijen desteği aşağıdakilere bağlıdır:
• kalp ve metabolizma
• akciğerler
• kan transportu (özellikle hemoglobinin taşıyıcı özellikleri).
• pO2 (oksijen parsiyel basıncı, akciğerlerde
oksijen tutulumunun göstergesi)
• sO2 (oksijen saturasyonu, oksijen
transportunun göstergesi)
• ctO2 (oksijen konsantrasyonu (oksijen
desteğinin göstergesi) ve
• Hemoglobin türevlerinin belirlenmesi (doku için hemoglobin / oksijen afinitesinin göstergesi)
OKSİJEN ALIMI - GAZ ALIŞVERİŞİ VE
PARSİYEL OKSİJEN BASINCI
Pulmoner gaz değişimi
(akciğerler)
Oksijen transportu
(kan dolaşımı)İnspirasyo
n
• Kan akımı
(kalp)
• Oksijen bağlama kapasitesi
cHb fonksiyonu
Alveoller
Difüzyon
• Ventilasyon
pO2, pCO2 fonksiyonu
• Perfüzyon
Pulmoner
kapasite
Pulmoner arterEnerji: ATP
DifüzyonPulmoner ven
Doku
Salınım ve tüketim (doku)
Kapiller endotel
Bazal membran
İnterstisyel bağ dokusu
Bazal membran
Pnömosit
Kan
Alveol
• Fonksiyonel ölü boşluk
Venol
Arteriol
Alveoler hava
Arteriyel
Venöz
Şekil 4: Alveoler pulmoner difüzyon – Solunumla alınan oksijen, venöz kapiller kanal (40 mm Hg) ve karışık alveoler hava (100 mm Hg)
arasındaki O2 parsiyel basınç gradyeni boyunca alveollerdeki havadan kapiller kana taşınır.
OKSİJENİN TAŞINMASI
Şekil 5: Hemoglobinin kimyasal yapısının gösterimi. 4 protein
zincirinden herbiri, 4 pirol halkası (halka yapısı,
sembolü ile gösterilir) ve ortadaki bir demir (II)
iyonundan oluşan 1 hem grubu içerir
Hemoglobin ve türevleri
Kısaltma İsim Bağlanan bileşik
Demirin değeri
% olarak oran
Fizyolojik hemoglobin türleri
Hemoglobin fraksiyonları
Total hemoglobin
Erişkin hemoglobini
Fötal hemoglobin
Deoksihemoglobin
Methemoglobin
Karboksihemoglobin
Oksihemoglobin
Şekil 6: fizyolojik hemoglobin türleri ve hemoglobin fraksiyonları
pO2
Klinik anlamı
Arter kanındaki parsiyel oksijen basıncı, akciğerlerin kanı oksijenle besleme yeteneğinin, dolayısıyla akciğer fonksiyonlarındaki değişikliklerin değerlendirilmesi için bir göstergedir. Bu parametre bir hastada oksijen saturasyonunun derecesi, özellikle hipoksinin (arter kanında oksijen yokluğu) derecesinin değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır.
Yükselmiş değerler
• Serbest oksijen radikallerinden kaynaklanan oksijen zehirlenmesi (akciğerleri harap eder) riski (yenidoğanlarda ve prematüre bebeklerde arteriyel pO2 75 mm Hg’yi aşmamalıdır).
Azalmış değerler
• Akciğerlerde yetersiz oksijen tutulumu (→akciğer fonksiyonunun değerlendirilmesi)
• Eğer pO2 yaklaşık olarak 40 mm Hg’nin altındaysa hastanın bilincinin kapanması beklenir.
Elektrik akımı ölçer
Referans voltaj
Negatif katot
Numune
Pozitif anot
Şekil 9: Amperometrik bölmenin bileşimi
sO2 (VEYA O2SAT, OKSİJEN SATURASYONU)
Yükselmiş değerler
• Yeterli oksijen taşıma kapasitesi
• Olası hiperoksi riski
Azalmış değerler
• Bozulmuş oksijen tutulumu
• ODC’nin sağa kayması
Klinik anlamı
Oksijen saturasyonu sO2, oksijenlenmenin ve oksihemoglobinin ayrışmasının değerlendirilmesini sağlar ve akciğerlerin kanı oksijenlendirme yeteneğinin bir göstergesidir.
“Parsiyel sO2 saturasyonu” teriminin
kullanılması daha doğrudur; buradaki “parsiyel” sözcüğü, hesaplamada sadece O2Hb ve HHb fraksiyonlarının kullanıldığını
vurgulamak için kullanılmaktadır.
cHb (HEMOGLOBIN KONSANTRASYONU) VE HEMOGLOBIN FRAKSİYONLARI
Şekil 10: Aneminin etkileriyle karşılaştırıldığında oksijenlenemeyen hemoglobin fraksiyonlarının (dishemoglobinler) oksijen içeriği üzerindeki etkisi.
Klinik anlamı
Bu parametre, oksiyen transportunun ve ayrıca anemilerin değerlendirilmesi için kullanılır. Bununla birlikte, düzenli bir hemoglobin konsantrasyonunun düzenli bir oksijen taşıma konsantrasyonunu garanti etmesi de şart değildir. Yüksek konsantrasyonlardaki dishemoglobinemiler bu kapasiteyi önemli ölçüde düşürür (Şekil 10)! Bunun yanı sıra, oksijenlenemeyen hemoglobinler (dishemoglobinler), CO oksimetrisi aracılığıyla total hemoglobin konsantrasyonu biçiminde kaydedilebilirler (ilgili bölüme bakınız).
Yükselmiş değerler→Yüksek kan viskozitesi (kardiyak stres) • Polisitemi• Dehidratizasyon• Kronik akciğer/kalp hastalığı• Yüksek irtifada yaşam• Eğitimli atletler
Azalmış değerler(Anemi)• Hemoliz• Hemorajiler• Kanın incelmesi• Azalmış eritrosit üretimi
CO-Oksimetri – total hemoglobin ve
hemoglobin fraksiyonlarıE
mil
im (
%)
Dalga boyları (nm)
Şekil 11: hemoglobin fraksiyonu emilim spektrumu
Elektrolitler
Elektrolit ve su metabolizmasının fizyolojisi
Hücre membranıKapiller duvar
Proteinler
Proteinler
ProteinlerElektrolitler
İnterstisyel sıvıKan plazması
Hücre içi sıvıHücre dışı sıvı
Şekil 1: kan plazmasındaki, interstisyel ve hücre içi sıvılardaki iyon dağılımı.
Dehidrasyon Hiperhidrasyon
Elektrolitler
Elektrolitler
Elektrolitler
Elektrolitler
Elektrolitler
Elektrolitler
Su
Su
Su
Su
Su
Su
Hipotonik
İzotonik
Hipertonik
Şekil 2: bozulmuş su ve elektrolit metabolizması
(↑ hacim yükselmesi, ↓ hacim azalması anlamına gelir)
Elektrolitler mmol/I
Plazma Interstisyel boşluk
Hücre içi boşluk
(toplam)
(İyonize)
Şekil 3: “Sodyum-potasyum pompası”
Hücre membranı
İnterstisyum Hücre
ATPaz aracılığıyla aktif transport
Proteinler
Şekil 4: Kan plazmasındaki, interstisyumdaki ve hücrelerdeki uygun elektrolit konsantrasyonlarının karşılaştırması
Sodyum (Na+)
Klinik anlamı
Sodyum başlıca vücut sıvılarının düzenlenmesinden, kas hücrelerinin elektriksel potansiyelinin korunmasından ve hücresel membran geçirgenliğinin kontrolünden sorumludur.
Sodyum metabolizması bozuklukları, sıklıkla su metabolizması bozukluklarıyla bağlantılı olarak yetersiz sodyum alımının veya atılımının sonucunda gelişir. Hem hipo- hem hiper natremi, bilincin bulanıklaşmasına, nöbetlere ve kusmaya neden olabilir.
Yükselmiş değerler
(Hipernatremi)
Su ve elektrolit metabolizmasının hipertonik bozukluğu: plazmanın ozmolaritesi (ozmotik basınç), azalmış su alımı veya artmış su kaybı nedeniyle artar.
• hipertonik dehidratasyon (su kaybı) nedenleri:
• ciddi rahatsızlığı olan hastalarda yetersiz sıvı alımı, veya
• diabetes mellitus / insipitus, sulu diyare, ciddi ateşli hastalıklar gibi durumlarda aşırı su kaybı
• hipertonik hiperhidratasyon (sodyum fazlası su fazlasını aşar)
• hipertonik sodyum klorür solüsyonlarıyla infüzyon veya
• hiperaldosteronizm (Conn sendromu: Na+ retansiyonu!)
Azalmış değerler(Hiponatremi)
= en sık görülen elektrolit değişikliği (>130 mmol/L)
Su ve elektrolit metabolizmasının hipotonik bozukluğu: azalmış plazma ozmolaritesi
• hipotonik dehidratasyon (sodyum kaybı su kaybından fazladır) nedenleri:
• böbrek hastalığı bulunanlarda tuz kaybı (Henle kulpunda bozulmuş NaCl rezorpsiyonu), diüretikler (böbreklerden NaCl ve su kaybı),
• kusma ve diyare (gastrointestinal su kaybı)
• aşırı terleme,
• infüzyon tedavisi sırasında yetersiz elektrolit desteği,
Potasyum (K+)
Klinik anlamı
Potasyum metabolizmasının düzenlenmesi, sodyumla karşılaştırıldığında çok daha zor kontrol edilebilir. Bu nedenle potasyum dengesizliklerini vücut nispeten daha zor telafi eder. Potasyumun fonksiyonunun önemli olması nedeniyle, K+ metabolizmasındaki herhangi bir bozukluk, niteliğine (hiper- veya hipokalemi) bakılmaksızın her zaman yaşamı tehdit edici özelliktedir. Bu bozuklukların nedeni yetersiz K+ desteği veya K+ kaybı ya da hücre dışı ve içi boşluklar arasındaki dengesizlik olabilir. Potasyum seviyelerinin kontrolü, kardiyak aritmi gözlemlenen veya akut böbrek yetersizliği bulunan hastalarda, cerrahi veya diüretik tedavisi planlananlarda ve ayrıca digoksin takibi ve diyaliz yapılan hastalar için özellikle önemlidir.
Yükselmiş değerler
(Hiperkalemi)
Hayati kas fonksiyonlarının bozulması: kalp kası (aritmi, ventriküler fibrilasyon, kardiyak arrest), intestinal kaslar (spazmlar), solunum kasları (paralizi)
• aşırı K+ veya azalmış K+ kaybı
• oligüri / anüri ile gözlenen böbrek yetmezliği (akut ve kronik)
• yanlış infüzyon tedavisi (K+ içeren solüsyonların yoğun kullanımı), ilaçlar (Heparin, Digoksin, Süksinilkolin, potasyum tutucu diüretikler)
• adrenal bez yetersizliğine bağlı mineral kortikoid eksikliği
• K+ dağılım bozuklukları (örneğin, bkz. S. 36)
• respiratuar/metabolik asidoz
• hücrelerden K+ salımı ile gözlenen ciddi doku yıkımı, hemoliz
Azalmış değerler
(Hipokalemi)
Hayati kas fonksiyonlarının bozulması: kalp kası (taşikardi, kardiyak arrest), intestinal kaslar (paraliz, ileus), solunum kasları (paraliz), böbrek fonksiyonu (renal asidoz).
K+ eksikliği ile K+ kaymasının birbirinden ayrılması tedavi açısından önemlidir!
• K+ kaybı veya eksikliği
• anoreksik hastalarda ve alkoliklerde yetersiz beslenme
• gastrointestinal: kusmaya bağlı olarak K+ içeren sindirim sıvılarının kaybı, diyare, aşırı laksatif kullanımı, potasyum açısından zayıf infüzyon
• renal: diüretikler, renal tübüler asidoz, artmı tuz atılımı gözlenen böbrek hastalıkları
→ ek tanısal işlemler:
Klor seviyeleri kontrol edilir (hiperkloremi)!
• hiperaldosteronizm
• kutanöz: yaygın yanıklar
• bozulmuş K+ dağılımı
• respiratuar/metabolik alkaloz
• yükselmiş insülin konsantrasyonu
• yükselmiş katekolamin konsantrasyonu
• pernisiyöz (vitamin B12 eksikliği) anemi
Kalsiyum (Ca++)
İyonize Ca2+
Kompleks bağlı Ca
Sitrat, laktat, fosfat, bikarbonat
Proteine bağlı Ca
Albümin (%80)
Globülin (%20)
Şekil 7: Serum kalsiyum fraksiyonları
Klinik anlamı
Kalsiyum metabolizması bozuklukları, kalsiyum alımı ile atılımı arasındaki dengesizliğe veya iskeletteki kalsiyum depolarında gözlenen patolojik değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkar. Yoğun bakım hastalarındaki iyonize kalsiyum seviyesi, özellikle kan transfüzyonları gerekli ise dikkatle takip edilmelidir, çünkü kan konsantratı içindeki antikoagulanlar (sitratlar) kalsiyumu bağlayarak kandaki iyonize kalsiyum seviyesini düşürür. Bu da kardiyak veya nöromüsküler bozukluklara yol açabilir.
Yükselmiş seviyeler
(Hiperkalsemi)
Ciddi hiperkalsemilerin %80’i malin tümörlerle (kemik metastazları) veya primer hiperparatiroidizm (pPHT) ile ilişkili osteolize bağlıdır.
• Ca2+salımı, aşağıdaki durumlarda Ca2+
bağlanmasından fazladır:
• primer hiperparatiroidizm
• tümörler (özellikle meme, akciğer, prostat ve böbrek kanseri)
• uzun süreli kısıtlanma (örn., pelvis kırıklarına bağlı)
• sıvı kaybı (diyare, alkol, kusma)
• aşağıdakilere bağlı artmış Ca2+
tutulumu:
• aşırı dozda A ve D vitamini
• özel ilaçların alınması (Lityum, antiöstrojenler, bazı diüretikler)
• sarkoidoz
• Morbus Addison
Azalmış değerler(Hipokalsemi)
• aşağıdakilere bağlı olarak azalmış Ca2+ desteği:
• hipoalbümini • D vitamini eksikliği veya azalmış D
vitamini etkisi • özel ilaçların alınması (antiepileptik
maddeler, bazı diüretikler)• Aşağıdaki durumlarda Ca2+ bağlanması,
Ca2+ salımından fazladır: • (psödo)hipoparatiroidizm • akut pankreatit• Aşağıdakilere bağlı Ca2+ kaybı: • kronik böbrek yetersizliği
• kronik pankreatit (bozulmuş kalsiyum rezorpsiyonu)Aşırı eksiklik (0.8 mmol/L’nin altında) kas kramplarına (tetani) neden olur!
Klorür (Cl-)
Klinik anlamı
Klorür metabolizması genellikle sodyum metabolizması ile aynı düzeyde bozulur ve sodyum ve su dengesindeki bozukluklarla belirlenir. İzole klor türevleri asit baz metabolizması bozukluklarında gözlenir. Bikarbonat ve klor konsantrasyonları birbirinin tersi yönde değişir, çünkü klor, böbrekten atılım sırasında bikarbonatla yer değiştirir. Anyon açığının hesaplanması için klor gerekir.
Yükselmiş değerler(Hiperkloremi)
Su ve elektrolit metabolizmasının hipertonik bozukluğu (azalmış su alımına veya artmış su kaybına bağlı olarak yükselmiş plazma ozmolaritesi)
• aşağıdaki nedenlere bağlı hipertonik dehidratasyon (su eksikliği) :
• çok ağır hastalarda yetersiz sıvı alımı
• diabetes mellitus/insipitus, kronik sulu diyare (bikarbonat kaybını telafi etmek için böbreklerde klorür tutulumu →metabolik asidoz, hipokalemi), ciddi ateşli hastalıklar gibi durumlarda aşırı su kaybı
• aşağıdakilere bağlı hipertonik hiperhidratasyon (sodyum fazlası aşırı hidratasyonun üzerindedir):
• hipertonik sodyum klorür solüsyonlarıyla infüzyon veya
• hiper aldosteronizim (Conn sendromu: Na tutulumu!)
• renal tubuler asidoz
→ileri tanısal işlemler: potasyum seviyeleri (tipine bağlı olarak hiper veya hipokalemi) kontrol edilir.
• hiperventilasyon (respiratuar alkaloz →böbreklerde kompenzatuar klorür tutulumu →metabolik asidoz)
Azalmış değerler
(Hipokloremi)
• genel olarak sodyum için tanımlananlarla özdeş semptomlar
• aşağıdakilere bağlı hipotonik dehidratasyon (sodyum ve klor kaybı su eksikliğinden fazladır):
• böbrek hastalarında tuz kaybı (Henle kulpunda bozulmuş NaCl rezorbsiyonu), diüretikler (böbreklerde NaCl ve su kaybı)
• kusma veya diare (gastrointestinal kanalda klorür açısından zengin su kaybı)
• aşırı terleme
• infüzyon tedavisi sırasında yetersiz elektrolit desteği
• hipotonik hiperhidratasyon (aşırı hidratasyon)
• elektrolit içermeyen glukoz solüsyonlarıyla infüzyon
• polidipsi
• böbrek veya kalp yetersizliği
• metabolik alkaloz (hiperaldozteronizm, Cushing sendromu, ACTH üreten tümörler, Bartter sendromu):
→ileri tanısal işlemler: potasyum seviyeleri (hipokalemi) kontrol edilir.
Anyon Açığı
Anyon açığı
Anyonlar
Katyonlar
Klor
Bikarbonat
Toplam
Toplam
Sodyum
Metabolitler
Metabolitler
Karbonhidratlar
(%50)
Yağ
(%30)
Proteinler
(%20)
Şekil 1: enerji dağılımı hedef değerleri
Glukoz
Glukoz
Glukoz-6-fosfat
Fruktoz-1,6-difosfat
Glu
koz
Gliserinaldehit-3-fosfat C-C-C
LaktatAsetil-CoA
Respiratuar zincir
Sitrat döngüsü
Enerji
Aşağıdaki gruplarda kan glukozunun “akıbeti”
Sağlıklı kişiler 2. tip I diyabetikler 3. tip II diyabetikler
Kan glukozuKan glukozuKan şekeri
Pankreas Pankreas Pankreas
Vücut hücresi
Kan glukozuKan glukozuGlukoz
Kan şekeri Kan şekeriGeç hasarlar
Şekil 3: 1. sağlıklı kişilerde, 2. tip I ve 3. tip II diyabetiklerde kan glukozunun “akıbeti”
Klinin anlamı
Kan glukoz konsantrasyonunun belirlenmesi, birçok metabolik hastalığın tanısında yardımcıdır.
Karbonhidrat metabolizması hastalıklarının istikrarlı artışına ve analiz prosedürlerinin kalitesindeki artışa bağlı olarak, kan glukoz konsantrasyonu hem merkezi (laboratuvar) hem yerel klinik koşullarda en sık incelenen parametredir.
Plazma/serum ve tam kan arasındaki farklılıklar
Kan örneklerinde glukoz sulu
bileşenler içinde çözülür. Eritrositler
%71 su içerirken, bu plazma için
%93’tür. Bu durum, düzgün hematokrit
değeriyle plazmadaki ve ve tam
kandaki glukoz değeri arasında %12
fark olmasına yol açar. İki değerin
bağlantısı ve dönüşümü aşağıdaki
eşitlikte gösterilmektedir:
Yükselmiş değerlerHiperglisemiler
(tam kandaki >100 mg glukoz/dL ve tokluk şekeri > 160 mg/dL) aşağıdaki durumlarda tetiklenebilir:
• İnsülin eksikliği
• tip I diabetes mellitusta mutlak (pankreatik insülin üretiminin hiç olmaması) veya
• tip II a/b diabetes mellitusta nispi (periferik insülin direnci)
• artmış glukoz alımı
• azalmış gulukoz toleransı
• postagresyon metabolizması
İnsülin eksikliğinin türüne bağlı olarak hiper glisemilerin iki formunu birbirinden ayırırız.
Azalmış değerler
Hipoglisemiler
(tam kanda<70mg glukoz/dL aşağıdaki durumlarda tetiklenir:
• fizik aktiviteye bağlı olarak artmış periferik glukoz gereksinimi
• aşırı doz insülün/endojenikhiperinsülinizm (Morbus Addison, hipopitüitarizm, sülfonil üre tedavisi)
• azalmış hepatik glukoneogenez (terminal dönem karaciğer sirozu, alkol zehirlenmesi, zehirlenme)
Laktat
Glukoliz(kas)
Glukoneogenez(karaciğer)
Glukoz Glukoz
2 piruvat2 piruvat
2 laktat 2 laktat
Şekil 4: Cori döngüsü – glukoneogenez,
glukozun laktata dönüşümü sırasında ortaya
çıkan miktara (2ATP) oranla 3 kat daha fazla
enerji (2GTP ve 4ATP) gerektirir.
Laktat
Klinik anlamı
Kan laktat konsantrasyonununj belirlenmesi, dokunun oksijen tedarikinin değerlendirilmesi ve özellikle perfüzyon bozukluklarının ve bölgesel oksijen yetersizliklerinin değerlendirilmesi için bir gösterge olarak yararlıdır. Artmış oksşijen yetersizliği yüksek laktat konsantrasyonlarına yol açar ve ciddi laktik asidoza neden olabilir.
Yükselmiş değerler
(Hiperlaktatemi)
• bozulmuş oksijen tedariki
• hipoksik hipoksemi
• kardiyak dekompenzasyon
• akciğer yetersizliği
• CO zehirlenmesi
• travma/şok
• metabolik nedenler
• yarışmalı sporlar (kasların çalışması nedeniyle artan glikolizin bir sonucu olarak artmış piruvat birikimi)
• diyabetik* veya alkolik ketoasidoz
(artmış yağ asidi metabolizması)
• sepsis, malarya, kolera gibi infeksiyonlar
• böbrek yetersizliği, bozulmuş karaciğer fonksiyonu
• ilaçlar (örneğin Biguanidin, Salisilatlar, kokain, teofilin) ve toksik maddeler (Siyanür, Metanol, Etilen glikol gibi)