sağlıklı yaşam bülten - 12

8
Aralık 2012 - Ocak 2013 / Sayı: 12 / Ücretsizdir. Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık Bülteni 16 yıldır sağlığınız için yanınızdayız. S6’DA Karın Germe Estetiği S4’TE S2’DE Stent-Balon Karmaşası Bebek Emzirmenin Önemi, Anne ve Bebeğe Faydaları 14 Kasım Dünya Diyabet günü dolayısıyla Özel Antalya Yaşam Hastanesi’nde halk eğitim toplantısı düzenlendi. Eğitimde Endokrinoloji Uzmanı Dr. M. Ali Uçar, diyabetin organlara verdiği hasarlar, diyabetin dünyada görülme sıklığı ve diyabet tedavisi hakkında bilgi verdi. Diyabet Eğitim hemşiresi Nesrin Gülmez, hastalara diyabette terapatik yaklaşımları anlatarak diyabetin yarattığı stres ve sorunlarla nasıl baş edilebileceğini anlattı. Seminerde katılımcıların kan şekerleri ölçülerek kan şeker sonuçları değerlendirildi. Diyetisyen Mine Şatana, kişiye özel diyabetik beslenme çeşitlerini ve diyabette kilo kontrolünün önemini vurguladı. Eğitime katılanlara diyetisyenimiz tarafından hazırlanan öğünler ikram edildi. Dünya Diyabet Günü Semineri SAĞLIKLI YAŞAM Antalya Yaşam Hastanesi, 1-3 Kasım 2012 tarihlerinde Antalya Expo Center'da gerçekleştirilen 4. Uluslararası Sağlık ve Spor Turizmi Fuarı’na katıldı. 4. Uluslararası Sağlık ve Spor Turizmi Fuarı Yeni yılda mutlu bir “yaşam” geçirmeniz dileğiyle, mutlu yıllar...

Upload: yasamhastaneleri

Post on 07-Mar-2016

238 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Yaşam hastaneler grubu tarafından yayınlanan Sağlıklı Yaşam Bültenidir.

TRANSCRIPT

Page 1: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Aralık 2012 - Ocak 2013 / Sayı: 12 / Ücretsizdir.

Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık Bülteni

16 yıldır sağlığınız için yanınızdayız.

S6’DA

Karın Germe Estetiği

S4’TES2’DE

Stent-Balon Karmaşası

Bebek Emzirmenin Önemi, Anne ve Bebeğe Faydaları

14 Kasım Dünya Diyabet günü dolayısıyla Özel Antalya Yaşam Hastanesi’nde halk eğitim toplantısı düzenlendi.

Eğitimde Endokrinoloji Uzmanı Dr. M. Ali Uçar, diyabetin organlara verdiği hasarlar, diyabetin dünyada görülme sıklığı ve diyabet tedavisi hakkında bilgi verdi. Diyabet Eğitim hemşiresi Nesrin Gülmez, hastalara diyabette terapatik yaklaşımları anlatarak diyabetin yarattığı stres ve sorunlarla nasıl baş edilebileceğini anlattı. Seminerde katılımcıların kan şekerleri ölçülerek kan şeker sonuçları değerlendirildi. Diyetisyen Mine Şatana, kişiye özel diyabetik beslenme çeşitlerini ve diyabette kilo kontrolünün önemini vurguladı. Eğitime katılanlara diyetisyenimiz tarafından hazırlanan öğünler ikram edildi.

Dünya Diyabet Günü Semineri

SAĞLIKLI YAŞAM

Antalya Yaşam Hastanesi, 1-3

Kasım 2012 tarihlerinde

Antalya Expo Center'da

gerçekleştirilen 4. Uluslararası

Sağlık ve Spor Turizmi

Fuarı’na katıldı.

4. Uluslararası Sağlık ve Spor Turizmi Fuarı

Yeni yılda mutlu bir

“yaşam” geçirmeniz dileğiyle,

mutlu yıllar...

Page 2: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

2

Uzm. Dr. Birol SayÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Kardiyoloji Uzmanı

Stent-Balon Karmaşası

Doğal süreçte insanların çevresel ve genetik (kan yağlarının yüksekliği, diabet, hipertansiyon, sigara, yaş, cinsiyet, aşırı beslenme, harekesiz yaşam v.b.) etkenlerde koroner damarları tıkanır. Tedavi için ilaçlar, yaşam tarzı değişikliği, operasyon ve balon-stent kullanılır.

Son yıllarda özellikle hangi tedavinin daha iyi olduğu konusundaki tartışmalar iyice karmaşık hale geldi. Özellikle ilaç kaplı stentlerin devreye girmesi ve bunların yüksek maliyeti hastaların ve hekimlerin kafasını karıştırmaktadır. Bu konuda son nokta

eriyebilen stentler olmuştur. Her yenilikte olduğu gibi bu da sanki hastalık bitmiş gibi lanse edilebilmektedir. Damar standart olarak bir balon ile genişletilmekte ve hastalıklı bölgeye polimer plastik, magnezyum veya bildiğimiz demirden bir destek yerleştirilmektedir. Bu yapı damarın tekrar çökmesini aynı klasik stentler gibi engellemekte ve yaklaşık 4 ay ile 3 yıl arasında vücut tarafından yok edilmektedir. Böylece hastamızın koroner damarının içinde yabancı bir madde kalmamaktadır.

Eriyebilen stentlerin avantajları; Daha sonra bir by-pass operasyonu gerektiğinde damarların birleştirilmesini engelleyen bir metal artığın olmaması, damar açıklığının Bilgisayarlı Tomografi veya MR ile değerlendirilmesine engel olmaması, yan dalların girişinde kalıcı bir engel oluşturmaması olarak sayılabilir.

Eriyebilen stentlerin dezavantajları;Henüz çok pahalı satış fiyatı, teknik olarak her damar ve lezyona uygun olmaması, hali hazırdaki çok düşük tekrar tıkanma oranı ispatlanmış ilaç kaplı stentlere göre etkinliğinin belirsiz olmasıdır. Bu konular aydınlandığında eriyebilen stentler için daha objektif yorum yapılabilir.

Akut Öksürük;3 haftadan kısa süren öksürük olarak tanımlanır. Nedenleri;* Virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonları; rinit (burun iltihabı), farenjit (yutak iltihabı), bronşit (soluk borularının iltihabı) vb. akut öksürüğün en sık nedenidir.* Sinüzit (kafatasındaki boşlukların iltihabı), zatürre (akciğer iltihabı) gibi bakteriyel enfeksiyonlardır.* Allerjik rinit; sık hapşırma, burun akıntısı, burunda kaşıntı, gözlerde sulanma ile seyreder.* Astım alevlenmesi; hırıltı, tıkanma, öksürük nöbeti, balgam atamama ile seyreder.* ‹rritan maruziyeti; sigara, hava kirliliği, mesleki toz, kimyasallar vb. diğer nedenlerdir.Subakut öksürük;3-8 hafta süresince devam eden öksürük olarak tanımlanır. Nedenleri;* Post-infeksiyöz (enfeksiyon sonrası) öksürük, en sık nedendir. * Astım * Sinüzit * Allerjen veya irritan maruziyeti diğer

nedenlerdir.

Kronik öksürük;8 haftadan uzun süren öksürüktür. Tüm öksürük başvurularının %50’sini teşkil eder. Göğüs hastalıkları polikliniklerine yapılan başvuruların %10-38’i kronik öksürük nedeniyledir. Erişkinlerde en sık nedenleri;* Bazı yüksek tansiyon ilaçları (inhibace, delix, coversyl, sinoretik fort, accuzide fort vb ACE‹ içerenler) * Üst hava yolu öksürük sendromu; eskiden postnazal drip sendromu olarak adlandırılırdı. Sürekli geniz akıntısı ve öksürük en önemli bulgusudur.* Eozinofilik bronşit; 4 haftadan fazla süren öksürük ve balgamda %3’ten fazla allerji hücresi (eozinofil) ile tanımlanır.* Reflü (gastro özefagial ya da laringo faringeal); ağıza midenin asit içeriğinin gelmesi olarak tanımlanır. * Astım * Sigara ve diğer irritanlara maruziyet olarak sıralanabilir.

Daha az görülen kronik öksürük nedenleri;* Kalp yetmezliği,* Akciğer veya özofagus (yemek borusu) kanseri,* Larinks (gırtlak) hastalıkları,* Akciğerin iç (interstisyel) hastalıkları,* Bronşiektazi (soluk borularında kalıcı, iltihabi genişleme),* Tüberküloz (verem),* Akciğer absesi,* Soluk borularına yabancı cisim kaçması,* Aort anevrizması, göğüs kafesine büyüyen guatr, iki akciğer arasında büyümüş lenf düğümleri,* Kulak hastalıkları olarak sıralanabilir.

Niçin Öksürürüz?

Page 3: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

3

Güneş lekeleri özellikle yatkın kişilerde yaz aylarını kabusa çevirirler. Kadınlarda sık görülen lekeler erkeklerde de ortaya çıkabilmektedir. Güneş lekelerinden korunmak için ve tedavi sırasında mutlaka cilt yapısına uygun ve yüksek koruma faktörlü güneşten koruyucu krem kullanılmalıdır. Spf faktörü en az 30 olan

güneşten koruyucu ürünler gün içinde 2-3 saatte bir tekrarlanmak suretiyle uygulanmalıdır. Güneş lekeleri için uygulanan yöntemler;

Kimyasal Soyma (Kimyasal Peeling)Kimyasal peeling temel olarak meyve asitleri olarak da bilinen çeşitli kimyasal ajanlar kullanılarak ciltte hasar oluşturulması esasına dayanan tedavi

yöntemidir. Üstteki ölü hücre tabakası atılır, yeni taze hücreler derinin üst tabakasını kaplarlar, cilt renginin açılmasını sağlarlar. Haftada bir uygulanan 5-6 seans ile cilt renginde belirgin düzelme sağlanır.

Lazerle Leke TedavisiLekede laserin etkisi deri rengini veren melanositler üzerinedir. Leke tedavisi yapılacak kişi açık tenli ise ve lekeleri yüzeyel yani derinin üst tabakasında ise laser ile 2-3 seansta çok başarılı sonuç alınabilir. Ciltte birkaç gün lekelerin olduğu alanlarda koyulaşma olacaktır ancak zamanla bu koyulaşmalar açılarak alttan doğal deri rengi belirecektir.

Dermaterapi (Roller)Dermaroller, mezoroller olarak da adlandırılan dermaterapi silindirik bir tamburun üzerine dizilmiş son derece ince, özel olarak hazırlanmış çok sayıda çelik iğneden oluşur. Uygulama öncesi sürülen anestezik kremler sayesinde uygulama sırasında acı hissedilmez. Haftada ya da 15 günde bir 4-6 seans yeterli olur. Uygulama sonrası ciltte bir iki saat süren kızarıklık dışında yan etki görülmez.

PRP (Kök Hücre Tedavisi)Kök hücre tedavisini diğer tedavi yöntemlerine yardımcı olarak kullanmaktayız. Kişinin kendinden aldığımız kandan elde edilen kök hücreler güneş hasarı ve leke olan alanlara uygulandığında hem cilt gençleştirme

sağlamakta hem de leke tedavisini desteklemektedir.Leke tedavisi bir kombinasyondur. Yani leke açıcı profesyonel yöntemler uygulanmalı, mutlaka cilde uygun güneş koruyucu kullanılmalı, gerekirse evde leke açıcı krem tedavileri ile de desteklenmelidir. Lekesiz bir cilt imkânsız değildir. Doktorunuzla kuracağınız doğru diyalog ve sabır sizi pırıl pırıl bir cilde kavuşturacaktır.

Uzm. Dr. Şeyda TemelÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı

Yazdan Kalma Güneş Lekelerinden Kurtulmak Mümkün mü?

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

Page 4: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

4

Anne sütünün bebekler için önemi nedir?Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına ilk altı ay sağlaya-bilen en iyi besindir. Anne sütü ve doğum-dan sonra gelen ilk sarı süt, bebek için çok önemlidir, çünkü bebeği hastalıklara karşı

korur, bebeğin ilk aşısıdır. Anne sütü bebek-ler için yaşamsal bir öneme sahiptir. Bebeğin annesiyle sevgi bağı kurabilmesi için en iyi iletişim yolu emzirmedir. Ayrıca anne sütü bebeğin ileriki yaşlarında, diğer besinlerle beslenen bebeklere göre daha zeki olmalarına katkı sunar.

Bebekler ne kadar süre anne sütü ile bes-lenmelidir?DSÖ ve UNICEF, anne sütü ile beslenme-nin doğumdan hemen sonra başlanmasını, ilk altı ayda sadece anne sütü verilmesini ve emzirmenin altı aydan sonra uygun besin takviyeleriyle iki yaş ve üzerine kadar devam etmesini öneriyor.

İdeal emzirme nasıl olmalıdır?Hamilelik döneminde anne adayı emzirme konusunda bilgilendirilmeli ve bilinçlen-dirilmelidir. Anne ve bebek yirmi dört saat birlikte olmalıdır. Emzirme doğumdan yarım saat sonra başlamalıdır. Annelere emzirme ve bebeklerinden ayrı olduklarında da sütlerini muhafaza etme yöntemleri öğretilmelidir. Yeni doğmuş bebeklere anne sütü dışında herhangi bir yiyecek ve içecek verilmemelidir. Bebek her isteğinde emziril-melidir.

Emzirmenin anne sağlığına faydaları nedir?Emzirme bebekle anne arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar. Doğumdan hemen sonra emzirme doğum sonrası kanamayı azaltır.

Bebek her ağladığında emzirilmeli midir?Bebek her ağladığında emzirilmelidir. Yeni doğan bebekler genellikle günde 8-10 öğün emmek isterler. Bebeğin emme sıklığı daha sonra giderek azalır.

Anne sütüyle ilgili temel gerçekler:* Her bebek için en iyi, en doğal ve en taze besindir.* Her zaman, temiz ve mikropsuzdur.* Daima hazır ve bedava. Özel harcama gerektirmez.* Tamamıyla ve kolaylıkla sindirilir.* İshal, karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür.* Bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksi-yonlardan korur.* Bebeklerin daha zeki olmasını sağlar.* Bebeğin su ihtiyacını tam olarak karşılar, ayrıca su verilmesine gerek yoktur.* Doğumdan sonra gelen ağız sütü, bebeği hastalıklardan korur.* Bebekle anne arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar.* Emzirme, annenin sağlığını korur, meme ve rahim kanseri olma riskini azaltır.

‘Bebek dostu hastane’ ne demek?Doğum hizmeti veren hastanelerden; ge-beliklerinden itibaren anne adaylarını anne sütü ve emzirme konusunda bilgilendiren, doğumdan hemen sonra annelerin bebeklerini emzirmesini sağlayan, güncel bilgilerle eğitil-miş sağlık personeli ile annelere bebeklerini nasıl emzirecekleri konusunda yardımcı olan hastaneler ‘Bebek Dostu Hastane’ unvanını alırlar. Antalya Yaşam Hastanesi ’de bebek dostu hastaneler arasındadır.

Bebek Emzirmenin Önemi, Anne ve

Bebeğe FaydalarıOp. Dr. Esra Tamburacı Demir

Özel Antalya Yaşam HastanesiKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Page 5: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

5

Enürezis, çocuklarda 5 yaşından sonra istemsiz, yineleyici gündüz ve/veya gece idrar kaçırma olarak tanımlanabilir. Ço-cukluk çağının en önemli ve en sık görülen işeme bozukluğudur. Uyku sırasında me-sanenin fonksiyonel kapasitesi dolduğunda ortaya çıkan kendini boşaltma ihtiyacı eğer çocuk uyanırsa ve gece tuvalete işerse noktüri, uyanamaz ve yatağına işerse enü-rezis olarak adlandırılır. Çocuklar 5 yaşı-na kadar idrarını gece ve gündüz kontrol edecek olgunluğa erişir. Çocukluk çağında sık görülebilen, çocuğu ve aileyi etkileyen sosyal ve tıbbi bir durum olan enürezis toplumda genel olarak % 5-15 sıklıkta ve erkek çocuklarda daha fazla görülmektedir. 5 yaş civarında %15-20, 10 yaşında %7, 12 yaşında %3 ve 15 yaş sonrası % 1 olarak görülmektedir.10-11 yaşına kadar erkekler-de 2 kat daha fazladır. Daha sonra görülme sıklığı eşitlenir ve sonra kızlarda daha fazla görülür. Sosyoekonomik düzeyi ve eğitim düzeyi düşük, geniş ailelerde görülme sık-lığı daha fazladır. Anne ve babanın ikisinde enürezis varsa çocukta %77, sadece birisin-de varsa %46 sıklıkta görülür. Aile öyküsü olmayanlarda bu oran %15’dir. Enürezis primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır. Primer Enüreziste mesane kontrolü hiç sağ-lanamamış olup olguların %85’ini oluşturur ve daha çok tuvalet eğitiminin gecikme-

sinden kaynaklanabilir. Sekonder tipte en az 6 aylık kuru dönemin ar-dından gelişen alt ıslatma olup öncelikle psikososyal nedenler düşünülmelidir.

Enürezisin sebepleri arasında;1-Genetik yatkınlık (anne babada kardeşlerde enüre-zis varlığı), 2-Merkezi sinir sisteminin olgunlaşmasının gecik-mesi 3-Uyanma bozukluğu 4-ADH (idrar yapımını azaltan hormon) yetersiz salınımı5-Psikolojik faktörler 6-Diğerleri (alerji, para-ziter hastalık, geniz eti varlığı, mesane anomalile-ri, kronik kabızlık ve idrar yolu enfeksiyonu yer almaktadır.

Vakaların % 97- 98 ‘inde organik bir neden yoktur. Ancak % 2-3 gibi bir oranda orga-nik bozukluklar rol oynar. Bunlar arasında işeme disfonksiyonu, üriner enfeksiyon, üretral obstrüksiyon, ektopik üreter, obs-trüktif uyku apnesi, diabetes mellitus, dia-betes insipitus ve hipertiroidizm sayılabilir.

Enürezis oluşumunda 3 faktör önemlidir. Bunlar; 1) Uyanma bozukluğu2) Gece düşük mesane kapasitesi ve mesane kasının aşırı kasılması3) Artmış gece idrar miktarı

Eğer çocuğunuzda idrar kaçırma problemi varsa bir pediatrist veya üroloğa başvur-manız gerekir. Öncelikle enürezisin nedeni araştırmalı ve nedene yönelik tedavi strate-jileri belirlenmelidir. İyi bir öykü alınması, fizik muayane ve ardından idrar tetkiki ve üriner sistem ultrasonu yararlıdır. Eğer

organik bir neden düşünülüyorsa sebebe yönelik tetkikler yapılmalıdır.

Enürezis tedavisinde; davranış değiştirme tedavisi, ilaç tedavisi ve her ikisinin kombi-nasyonu denenebilir. Davranış değiştirmede düzenli aralar-la tuvalete gitmeyi özendirme, gece sıvı alımının kısıtlanması, gece uykusundan uyandırıp tuvalete götürme, kabızlık varsa düzeltilmeli, bez bağlanmasından kaçı-nılmalı, motivasyon ile ödüllendirme ve çözüm alınamıyorsa alarm cihazı denenebi-lir. Alarm tedavisi uygulaması zor ve özveri gerektiren bir yöntemdir. Alarm tedavi-sindeki en önemli başarısızlık sebebi aile uyumsuzluğudur. Alarm tedavisinin özel-likle 8 yaş altındaki uyumlu ve ilgili ailesi olan, mesane kapasitesi yeterli ve gece fazla miktar işemesi olmayan çocuklarda tercih edilmesi başarı şansını artırır. İlaç tedavi-sinde antikolinerjikler, desmopressin (ADH benzeri etkiyle idrar miktarını azaltır) ve trisiklik antidepresan ilaçlar (imipramin) kullanılabilir.

Uzm. Dr. Burak ÇakçakÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Çocuklarda İdrar Kaçırma Problemleri (Enürezis)

Page 6: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

6

Karın germe ameliyatı, orta ve alt karın bölgesinde bulunan yağ fazlalığının ve sarkık, çatlaklar içeren derinin alındığı ve karın kaslarının gerilerek sağlamlaştırıldığı bir cerrahi girişimdir. Karın bölgesinde deri sarkması ve karın kaslarında gevşeklik olan kadın veya erkekler bu operasyona adaydırlar. Karın germe estetik ameliyatlarının en faydalı olduğu hastalar ise bir kaç kez doğum yaptıktan sonra karın bölgesinde deformasyonları, çatlaklıkları, sarkmaları ve karın kaslarında gevşemelerin oluştuğu bayanlardır. Aşırı kilo verme, doğum gibi karın derisinin elastikiyetini kaybettiği durumlarda karın görüntüsünü düzeltmek, gergin bir karın yapısına kavuşmak için karın germe ameliyatına alternatif bir tedavi yoktur. Cilt sıkılaştırma, çatlak tedavisi gibi işlemler sarkmış karın cildini eski haline getirmeye, karın kaslarında meydana gelen gevşemeyi ve orta hattaki yırtıkları düzeltmeye yardımcı olmaz. Bu durumlarda uygun tedavi cerrahidir. Vakum eşliğinde yağ alınması (liposuction) eğer iyi kalitede gergin bir cilt ve sınırlı yağ birikimi varsa ve karın duvarı sağlamsa normal ağırlıktaki kişilerde alternatif olarak düşünülebilir. Tüm vücut yağının azaltılmasında diyet ve egzersiz programları da etkili olabilir, ancak deri sarkıklığına, gerginliğini kaybetmiş ve çatlamış deri fazlalığına etkili olmaz. Beraberinde deri fazlalığı ve sarkıklığı da varsa liposuction yöntemi dahi tek başına bir çözüm olmamaktadır.

Karın germe estetiği ameliyatı için aday olmayan hastalar, bu ameliyatı kilo vermeye yardımcı olarak yaptırmak isteyenler ve yakın zamanda doğum yapmayı planlayan kişilerdir. Buna ilaveten ciddi sağlık problemleri olan yada sigara alkol gibi alışkanlıklarından uzaklaşamayan hastalarda bu operasyondan önce yapılacak tetkiklerle risk faktörleri araştırılıp ameliyat için uygunlukları belirlenmelidir.

Karın germe ameliyatı bir şişmanlık tedavisi değildir. Şişman kişiler bu cerrahi girişimden önce verebilecekleri miktarda kilo vermelidirler. Karın germe ameliyatı için Plastik cerrahlar tarafından kullanılan pek çok teknik vardır. Karın germe ameliyatı, liposuction, meme operasyonları vb. diğer

vücut hatlarına yönelik düzeltme ameliyatları ile birlikte yapılabilir. Sıklıkla iç çamaşırı altında gizlenebilen ve göbeğin 8–10 cm altında kalan bir kesi hattı yapılır. Göbek çevresine operasyonun gerekliliğine göre ikinci bir kesi yapılır. Ameliyata bağlı izler bir yıl geçtikten sonra son halini alır. Genel olarak yara iyileşmesinde problem yaşanmayan, sigara kullanmayan, kötü yara izi oluşumuna meyilli olmayan ciltlerde bir yılın sonunda ince çizgi halinde izler kalması beklenir. Operasyondan sonra bırakılan izler kalıcıdır ancak iç çamaşırı, mayo vs. içinde gizlenebileceği için dışarıdan görülmez.

Karın estetiği ameliyatları özellikle hamilelik sonrasında ve aşırı kilo alıp vermelerin yaşanması sonrasında karın bölgesinde spor ya da diyet programları ile verilemeyen bölgesel yağların giderilmesini hedefleyen bir

operasyondur. Yapılan karın germe estetiği ameliyatı sonrasında karın bölgesindeki sarkmalar ve bölgesel yağlanmalar giderilir. Karın kaslarının sağlamlaştırılması, yırtıkların onarılması sağlanarak hastanın arzu ettiği sonuçlar kalıcı olarak elde edilir. Vücut görünümünü daha iyiye ulaştırmayı hedefleyen bir işlem olup, sonrasında hastanın kendine güvenini arttırıcı sonuçların elde edildiği bir ameliyattır. Operasyon donanımlı hastanelerde, ameliyathane şartlarında, genel anestezi altında ve Plastik Cerrahi Uzmanınca gerçekleştirilir. Ameliyattan önce hastanın beklentilerini açık bir şekilde Plastik Cerrahı ile görüşmesi, ameliyat sırasında ve sonrasında karşılaşılabilecek durumlar ile ilgili detaylı bilgi alması şarttır. Ameliyattan sonra hekiminizin önerilerine mutlak surette uymanız, iyileşme sürecini sağlıklı bir şekilde geçirmenizi sağlayacaktır.

Karın Germe EstetiğiOp. Dr. Betül ACAR

Özel Antalya Yaşam HastanesiPlastik ve Rekontrüktif Cerrahi Uzmanı

Page 7: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

7

Kas ve Eklem Hastalıklarında Doğal Tedavi Yöntemi:

PRP Enjeksiyonu Uzm. Dr. Evrim Birgül İğrekÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı

PRP(Platelet Rich Plazma) Nedir?PRP İngilizce “Platelet Rich Plasma” ifadesinin baş harflerinden oluşan, ‘’trombositten zengin plazma’’ anlamına gelmektedir. PRP tedavisi özellikle son yıllarda giderek artan bir şekilde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmış yeni bir yöntemdir. Geçmişte trombositlerin sadece pıhtılaşmada rol oynadığı düşünülmekteyken son yıllarda yapılan çalışmalarda trombositlerin pıhtılaşmanın yanı sıra doku yenilenmesi

ve onarımında da büyük bir rol oynadığı ispatlanmıştır. Bu yöntemde hastanın kendi kanından elde edilen pıhtılaşmadan sorumlu trombositler hasarlı bölgeye enjekte edilerek iyileşme süreci uyarılır. PRP de amaç nedir?Trombositten zenginleştirilmiş plazma sıvısı, normal kan dolaşımından daha fazla hücre içerir, hasarlı tendon ve kıkırdak gibi yapıların hücrelerini uyararak o bölgedeki iyileşmeyi hızlandırır. PRP etkisi yavaş ortaya çıkan ama kalıcı tedavi sağlayabilen bir tedavi yöntemidir. PRP solüsyonu nasıl hazırlanır?Hastadan damar yolu ile yaklaşık 10-20 cc kadar kan, bu iş için özel olarak hazırlanmış sitratlı tüplere alınır. Alınan kan tüp ile erkeklerde 5, kadınlarda 4 dakika özel santrifüj işleminden geçirilir. Santrifüj işleminden sonra kanın trombosit dışındaki hücreleri tüpün dibine çöker.

Üzerinde kalan trombositten zengin sarı renkli 2cc’ lik plazma sıvısı enjektöre çekilir ve bekletilmeden uygun teknikle istenilen bölgeye uygulanır.

PRP enjeksiyonu öncesi ve sonrasında nelere dikkat etmek gerekir?Enjeksiyondan 1 hafta öncesine kadar ve enjeksiyon sonrasında antiinflamatuar ilaçlar kullanılmamalıdır. Enjeksiyon sonrasında 1 hafta süreyle ağır bedensel aktivitelerden kaçınılması gerekmektedir.

PRP sıklıkla hangi kas iskelet sistemi hastalıklarında uygulanır?* Diz kireçlenmeleri, menisküs yaralanmaları, kıkırdak hasarlanmaları* Tenisçi dirseği, golfçü dirseği* Topuk dikeni* Omuz tendinitleri ve yırtıkları* Aşil tendiniti* Sporcularda tendinitler

PRP tedavisinin iyileştirici etkisi ne zaman başlar?Enjeksiyondan sonra birkaç hafta içinde başlayıp 3 ay ile 12 ay arasında devam eder.

PRP enjeksiyonunun yan etkisi var mıdır?Hastanın kendi kanından hazırlanan bir solüsyon olduğu için herhangi bir hastalık geçişi veya reaksiyon oluşmamaktadır. Yapıldığı bölgede 1-2 gün içinde kendiliğinden geçen ağrı ve şişme olabilir. Bu durumda günde 3-4 kez 20’şer dakikalık

soğuk uygulama ve parasetamol gibi basit ağrı kesiciler kullanılabilir.

Tedavi süresi ne kadardır?PRP tedavisi 3-4 hafta aralıklarla en az 3 defa yapılmalıdır. Gerekli durumlarda 6-12 ay sonra tekrar enjeksiyon yapılabilir. Tekrarlayan enjeksiyonlara bağlı yan etki beklenmemektedir.

PRP enjeksiyonu yapıldıktan sonraki süreçte neler beklenir?Hastanın yakınmalarında önemli azalmalar olmakta, bu sayede yan etkileri olabilecek uzun süreli ilaç alımı veya cerrahi operasyonlar gerektirebilecek daha agresif tedavilerden hastayı korumamızı sağlayabilmektedir. PRP tedavisi ile ilgili araştırma sonuçları genelde olumlu gelmekte ve yeni uygulama alanları bulmaktadır. Bu doğal tedavi yöntemi ile ilgili veriler henüz az olsa da sonuçlar umut vaat etmektedir.

Page 8: Sağlıklı Yaşam Bülten - 12

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N A r a l ı k 2 0 1 2 - O c a k 2 0 1 3

8

İmtiyaz SahibiÖzel Antalya Yaşam Hastanesi adına Dr. Cemal ÖZKAN

Yazı İşleri SorumlusuAdnan AKÇA

Bültende yer alan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.

Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık BülteniSAĞLIKLI YAŞAM

Tasarım: Yediiletişim0242 324 79 77

Baskı: Kutlu Avcı Ofset0242 346 85 85

AYBARS ATEŞ OYGUCUDoğum Tarihi : 05.12.2012 Anne Adı : SEYHANBaba Adı : ATİLACinsiyet : Erkek Boy : 45 cm Kilo : 3.400 gr.

DİLARA BASKINDoğum Tarihi : 12.12.2012 Anne Adı : SEVDABaba Adı : SONERCinsiyet : KızBoy : 50 cm Kilo : 3.110 gr.

ELİF ALYA ÖKTEDoğum Tarihi : 03.11.2012 Anne Adı : AYŞEBaba Adı : ALİCinsiyet : KızBoy : 48,5 cm Kilo : 3.140 gr.

DENİZ ÖZDENDoğum Tarihi : 12.12.2012 Anne Adı : KÜBRABaba Adı : TAMERCinsiyet : Kız Boy : 50 cm Kilo : 3.470 gr.

EGEMEN ATA ORUÇDoğum Tarihi : 12.12.2012 Anne Adı : ARZUBaba Adı : ÇAĞDAŞCinsiyet : ErkekBoy : 51 cm Kilo : 3.160 gr.

ELİF NAZ AKSAKDoğum Tarihi : 12.12.2012 Anne Adı : HALİMEBaba Adı : RAMAZANCinsiyet : Kız Boy : 52 cm Kilo : 4.030 gr.

Tesekkür mektupları.