sağlıklı yaşam bülten 1

8
Antalya Yaşam Hastanesi 900.2 puan alarak A sınıfı hastaneler arasında yer aldı. 1990’lı yıllar ile birlikte Kemer ve civarında yerli ve yabancı turist sayısında önemli artışlar olmuş, talebi karşılamak için turistik tesis sayısı büyük oranda artış göstermiştir. Bu artışa paralel olarak nüfustaki yükseliş ile birlikte bölgede sadece Resmi Kurumlarca verilen sağlık hizmeti yetersiz kalmıştır. O yıllarda bölgede 1. basamak sağlık hizmeti veren Şirket Kurucularımız Kemer’de çağdaş düzeyde tüm ihtiyaçlara cevap verecek bir hastanenin eksikliğinden yola çıkarak 1995 yılında Kemer Yaşam Hastanesi Özel Sağlık Hizm. Ltd. Şti.’ni kurarak 1996 yılında tamamlanan 28 yatak ruhsatlı Özel Kemer Yaşam Hastanesi’ni yerli ve yabancı konuklar ile yerleşik halkın hizmetine sunmuşlardır. Meslek etiğine ve ahlakına sadık kalınarak verilen çağdaş sağlık hizmetleri sonucunda çok kısa sürede tercih edilen bir sağlık kuruluşu olarak Yerli ve Yabancı Sigorta Şirketleri ile anlaşmalı hale gelmiştir. Hem bu ihtiyaca cevap vermek hem de Kemer Bölgesinde hizmet veren hastanemizin 2. basamak sağlık hizmetlerinde kendi bünyesinde çözemediği vakaları sevk etmek durumunda kaldığı A1 grubu hastane hizmetlerini karşılayabilmek amacıyla Antalya’da da bir yatırımın doğru olacağı kararı alan Şirket kurucu ortakları ve yöneticilerimiz 90 yatak ruhsatlı A1 gurubu bir hastane yatırımına 2004 yılında başlayarak, 30 Ocak 2006 tarihinde ÖZEL ANTALYA YAŞAM HASTANESİ adı ile Misyon ve Vizyonuna uygun çağdaş sağlık hizmetleri veren bir sağlık kuruluşunu Antalya ve civarında yaşayanların hizmetine sunmuşlardır. Dünyanın muhtelif ülkelerine mensup insanlara 15 yıldır hizmet vermenin deneyimi ile Antalya’ da açılan hastanemiz, Özel Sağlık Sigortaları ve Banka Mensuplarının yanı sıra Sosyal Güvenlik Yasaları çerçevesinde Devlet Kurumları, SSK, Emekli Sandığı, Bağ-kur mensuplarının da sağlık sorunlarını çözmede yardımcı olup, etik değerlerden taviz vermeden ilkeli ve çağdaş bir anlayışla sağlık hizmetlerini en üst düzeyde vermeye devam edecektir. Açıldığımız 2006 Şubat ayından 2010 Eylül ayına kadar 788.761 hastamızın tedavisini yapmanın ve 43.685 hastamızın ameliyatını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Güveninize teşekkür ederiz. Hastanemiz 2010 OCAK ayı itibariyle Avrupa Birliği ülkelerinin kabul ettiği kalite ve akretidasyon şirketi TEMOS Quality in Medical Care Worldwide (Uluslararası Sağlık Hizmetleri Kalite Sertifikasyonu) tarafından sertifika almış bulunmaktayız. Eylül - Ekim 2010 / Sayı: 01 / ücretsizdir Antalya “YAŞAM” dedi. Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık Bülteni SAĞLIKLI YAŞAM 1990’lı yılların başında Kemer’de temelleri atılan ve halen Kemer ve Antalya’da hizmet veren Özel Yaşam Hastanesi, kuruluşundan bugüne Antalyalıların tercihi oldu. Norveçli Turist, Antalya Yaşam’ da şifa buldu... Antalya’da tatil yaptığı otelden nefes darlığı ve çarpıntı nedeniyle acil olarak Antalya Yaşam Hastanesi’ne getirilen 59 yaşındaki Norveçli turist, tedavisinin ardından tatiline kaldığı yerden devam etti. SAYFA 2’de SAYFA 3’te KATARAKT NED‹R? Katarakt, normalde şeffaf olan ve göz bebeğinin arkasında yer alan göz merceğinin (lens) bulanıklaşmasıdır. Bu bulanıklaşma ilerlediği takdirde görme netliğini bozarak giderek daha az görmeye neden olmaktadır. SAYFA 4’te

Upload: yasamhastaneleri

Post on 06-Mar-2016

260 views

Category:

Documents


11 download

DESCRIPTION

Yaşam hastaneler grubu tarafından yayınlanan Sağlıklı Yaşam Bültenidir.

TRANSCRIPT

Page 1: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Antalya Yaşam Hastanesi 900.2 puan alarak A sınıfı

hastaneler arasında yer aldı.

1990’lı yıllar ile birlikte Kemer ve civarında yerli ve yabancı turist sayısında önemli artışlar olmuş, talebi karşılamak için turistik tesis sayısı büyük oranda artış göstermiştir.

Bu artışa paralel olarak nüfustaki yükseliş ile birlikte bölgede sadece Resmi Kurumlarca verilen sağlık hizmeti yetersiz kalmıştır. O yıllarda bölgede 1. basamak sağlık hizmeti veren Şirket Kurucularımız Kemer’de çağdaş düzeyde tüm ihtiyaçlara cevap verecek bir hastanenin eksikliğinden yola çıkarak 1995 yılında Kemer Yaşam Hastanesi Özel Sağlık Hizm. Ltd. Şti.’ni kurarak 1996 yılında tamamlanan 28 yatak ruhsatlı Özel Kemer Yaşam Hastanesi’ni yerli ve yabancı konuklar ile yerleşik halkın hizmetine sunmuşlardır. Meslek etiğine ve ahlakına sadık kalınarak verilen çağdaş sağlık hizmetleri sonucunda çok kısa sürede tercih edilen bir sağlık kuruluşu olarak Yerli ve Yabancı Sigorta Şirketleri ile anlaşmalı hale gelmiştir. Hem bu ihtiyaca cevap vermek hem de Kemer Bölgesinde hizmet veren hastanemizin 2. basamak sağlık hizmetlerinde kendi bünyesinde çözemediği vakaları

sevk etmek durumunda kaldığı A1 grubu hastane hizmetlerini karşılayabilmek amacıyla Antalya’da da bir yatırımın doğru olacağı kararı alan Şirket kurucu ortakları ve yöneticilerimiz 90 yatak ruhsatlı A1 gurubu bir hastane yatırımına 2004 yılında başlayarak, 30 Ocak 2006 tarihinde ÖZEL ANTALYA YAŞAM HASTANESİ adı ile Misyon ve Vizyonuna uygun çağdaş sağlık hizmetleri veren bir sağlık kuruluşunu Antalya ve civarında yaşayanların hizmetine sunmuşlardır. Dünyanın muhtelif ülkelerine mensup insanlara 15 yıldır hizmet vermenin deneyimi ile Antalya’ da açılan hastanemiz, Özel Sağlık Sigortaları ve Banka Mensuplarının yanı sıra Sosyal Güvenlik Yasaları çerçevesinde Devlet Kurumları, SSK, Emekli Sandığı, Bağ-kur mensuplarının da sağlık sorunlarını çözmede yardımcı olup, etik değerlerden taviz vermeden ilkeli ve çağdaş bir anlayışla sağlık hizmetlerini en üst düzeyde vermeye devam edecektir.

Açıldığımız 2006 Şubat ayından 2010 Eylül ayına kadar 788.761 hastamızın tedavisini yapmanın ve 43.685 hastamızın ameliyatını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Güveninize teşekkür ederiz.

Hastanemiz 2010 OCAK ayı itibariyle Avrupa Birliği ülkelerinin kabul ettiği kalite ve akretidasyon şirketi TEMOS Quality in Medical Care Worldwide (Uluslararası Sağlık Hizmetleri Kalite Sertifikasyonu) tarafından sertifika almış bulunmaktayız.

Eylül - Ekim 2010 / Sayı: 01 / ücretsizdir

Antalya “YAŞAM” dedi.

Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık Bülteni

SAĞLIKLI YAŞAM

1990’lı yılların başında Kemer’de temelleri atılan ve halen Kemer ve Antalya’da hizmet veren Özel Yaşam Hastanesi, kuruluşundan bugüne Antalyalıların tercihi oldu.

Norveçli Turist,Antalya Yaşam’ da şifa buldu...

Antalya’da tatil yaptığı otelden nefes darlığı ve çarpıntı nedeniyle acil olarak Antalya Yaşam Hastanesi’ne getirilen 59 yaşındaki Norveçli turist, tedavisinin ardından tatiline kaldığı yerden devam etti. SAYFA 2’de

SAYFA 3’te

KATARAKT NED‹R?Katarakt, normalde şeffaf olan ve göz bebeğinin arkasında yer alan göz merceğinin (lens) bulanıklaşmasıdır. Bu bulanıklaşma ilerlediği takdirde görme netliğini bozarak giderek daha az görmeye neden olmaktadır.

SAYFA 4’te

Page 2: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

2 3

Özel Antalya Yaşm hastanesi Çocuk Sağlığı ve Has-talıkları Uzmanı Dr. Ümid Başer, çocuklarda çok sık rastlanan ishal hastalığını ve uygulanan tedavi yön-temleri hakkında bilgi verdi. Dışkılamanın her za-mankinden daha sulu ve sık olması durumuna ishal ismini verdiklerini söyleyen Dr. Başer, “Ani başla-yan ve genellikle ateş, kusma, karın ağrısı ile birlikte olan isaller su ve elektrolit kayıplarına neden olarak özellikle iki yaş altındaki çocuklarda tehlikeli olur-lar. Kusma küçüklerde daha ciddi olmakla birlikte her yaşta üzerinde önemle durulması gereken bir

durumdur. İshalin dı-şında idrar yolu iltiha-bı, menenjit, bulaşıcı sarılık, akut apandisit ve barsak tıkanıklığı gibi pek çok tehlikeli durum bu hastalıkla birlikte görülebilir. İshale kusmanın eşlik etmesi, beden suyu-nun ve insan kanında yaşam açısından zo-runlu olarak belirli sınırlar arasında bu-

lunması gereken sodyum, potasyum ve bikarbonat gibi maddelerin hızla kaybına yol açar. Bunun öte-sinde, kusma nedeniyle ağızdan verilebilecek uygun oranlarda hazırlanmış su-elektrolit karışımlarının alınması da zorlaşır ise serum tedavisi zorunlu olur” dediÇocuğumuz ishal olduğunda neler yapmalıyız?• Çocuğun genel durumu iyi ise, dışkısı sulu ise (kanlı, balgamlı değil) ve günde dördü aşmıyorsa, kusması yoksa veya çok az ise, su kaybı belirtile-ri (gözlerde çökme, ağız kuruluğu, karın derisinde esneklik kaybı, bıngıldağın çökmesi, ateş, hızlı na-bız veya solunum) bulunmuyorsa, ağırlığı hastalık öncesine göre %5 den fazla azalmamışsa evde bazı önlemler alarak durumunu izleyebiliriz.

• Su ve elektrolit kayıplarını karşılamak üzere elma, şeftali veya havuç suyu ve pirinç suyu alabildiği ka-dar verilir. •Emiyorsa emzirmeye devam edilir. İnek sütü alı-yorsa azaltılır, özellikle 1 haftayı geçen ishallerde tamamen kesilir. • Hazır mamalarla beslenenlerde mama iki kat fazla sulandırılarak verilir. Ayına uygun olarak ayran, yo-ğurt, pirinç lapası, patates verilebilir.• Şekerli, yağlı ve lifli gıdalardan uzak durulur. • Kusma varsa beslenmeye 15 er dakika ara ile elma suyu verilerek başlanır. İki kez elma suyunu kusmaz ise buna 1–2 bisküvi eklenerek iki kez verilir. 30 dakika sonra yine kusma olmaz ise naneli- yoğurtlu (yağsız) pirinç çorbasına geçilebilir. Herhangi bir noktada kusma olursa bir önceki beslenme düzenine dönülür.• Çocukta huzursuzluk varsa, dışkı sayısı 4–10 ara-sında ise, idrarı azalmış ve rengi koyulaşmış ise, yu-karıdaki su kaybı belirtilerinden bazıları belirmeye başlamışsa, eski kilosu ile şu anki arasındaki fark muhtemelen 100 g/kg a (%10 su kaybı) yaklaşmak-tadır. Bu durumda orta derecede su kaybı söz ko-nusudur.• Önceki önlemlere ek olarak ağızdan ORS olarak adlandırılan su-elektrolit karışımları verilmelidir. İshali ve sancısı olan bebeğinizin dışkısında bal-gamsı yapılar ve/veya kan görüyosanız hekiminize mutlaka başvurmalısınız.

Çocuklarda İshale Dikkat

ESWTESWT; Kas –İskelet sisteminin kronik ağrılarında kullanılan non-invaziv, uygulaması kolay,%80’lere varan tedavi başarısı ile hızlı, hassas etkili bir tedavi yöntemidir.

Antalya’da tatil yaptığı otelden nefes darlığı ve çarpıntı nedeniyle acil olarak Antalya Yaşam Hastanesi’ne getirilen 59 yaşındaki Norveçli turist, tedavisinin ardından tatiline kaldığı yerden devam etti. 59 yaşındaki Harald Olaw Weltz’in tatil için geldiği Antalya’da nefes darlığı ve çarpıntı şikayetiyle hastanenin acil servisine başvurdu. İki yıldır ufak tefek rahatsızlıkları olan Weltzin’e yapılan tetkikler sonucu kalp yetmezliği, ritim bozukluğu ve akciğerinde enfeksiyon tespit edildi. Antalya Yaşam Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Birol Say tarafından yapılan tedavi sonucunda hasta kısa sürede sağlığına kavuştu. Dr. Birol Say, yaptığı açıklamada, hastanın kalp yetmezliğinin dışarıdan konulan kalp pompası ile düzeltildiğini, akciğerindeki enfeksiyonun gerilemesi ile birlikte hastayı yoğun bakımdan çıkardıklarını ve koroner anjiyosunu da yaparak uygun tedaviyi verdiklerini vurguladı.

Hastanın sağlık durumunun çok iyi olduğunu ifade eden Dr. Say, hastanın yarım kalan tatiline devam edebileceğini belirtti.

Norveç’te yaşayan ve iki çocuk babası olan Weltzin de, Antalya’yı çok sevdiğini, ailesi ile birlikte tatil için iki defa Alanya’ya geldiğini bildirdi.

Ülkesindeki sağlık sisteminin iyi olduğunu ancak hizmet almanın bu kadar hızlı yürümediğini ifade eden Weltzin, ‘’Neredeyse bir ay sıra beklenmekte, yoğun bakıma ulaşmak da buradaki gibi kolay değil’’ dedi.

Norveçli Turist,Antalya Yaşam’ da

şifa buldu...

Uzm. Dr. Ümid BAŞERÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

TENİSÇİ DİRSEĞİDirsekte ağrılara yol açan ‘tenisçi dirseği’ hastalığı özellikle ev hanımlarında yaygın görülüyor. Bu hasta-lık böbrek taşı kırmakta kullanılan şok tedavisi yönte-miyle iyileşebiliyor.

Halk arasında ‘tenisçi dirseği’ adıyla bilinen ve dirsek ağrılarının birçoğunun sebebi olan ‘lateral epikondil’ ev kadınlarında da oldukça sık görülüyor. Sıklıkla te-nisçilerde görüldüğü için tenisçi dirseği adı verilen ra-hatsızlık, dirseğin dış tarafında ve önkolun üst tarafının dış tarafında tekrarlayan ağrı ve hassasiyet bulgularıyla kendini gösteriyor.

Dirsekteki tendonların zorlanmasıyla oluşan hastalık, önkolu dirseğe bağlayan kasların tendonların da zor-lanma sonucu oluşan küçük yırtıklarda enflamasyon ile doku bozulması oluşuyor. Hastalık tenis oynarken dirseklerin zorlanmasıyla oluşabildiği gibi, ev işi yapan kadınların temizlik yaparken, toz alırken dirseklerini zorlamasıyla da oluşabiliyor. Şişle örgü örmek, dikiş dikmek gibi tekrarlayan dönme hareketleri de bu has-talığın oluşmasına neden olabiliyor.

GOLFÇÜ DİRSEĞİTenisçi dirseği probleminin dirseğin iç kısmında görü-len çeşidi ise ‘golfçü dirseği’ olarak anılır. Bu hastalık da golf oynayanlarda sıklıkla görülmekle birlikte golfle ilgisi olamasa da dirseği zorlayıcı işler yapan kişiler-

de de görülüyor. Bu tip rahatsızlıklar ağrı kesici ilaç kullanımı, dirseğin gerilmesini önleyecek bantların ta-kılması ve fizyoterapi gibi tedavilerin mevcut olmasına rağmen, hastalıkta tam olarak iyileşme sağlanamamak-tadır.

ŞOK TEDAVİSİİleri derece hastalar için kortizon içeren iğneler son de-rece yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bu tedavi yöntemleri hastalığı tam olarak iyileştiremiyor. Bu tip hastalığı olanları ESWT adını verdiğimiz şok dalgaları kullanarak tedavi ediyoruz. Böbrek taşlarını kırmakta kullanılan ultrasonik dalgalarla tedavi, böbrekler daha derinde olduğu için, bizim kullandığımız dalgalar daha yüzeysel oluyor. Uyguladığımız yöntemle çoğu hasta ilk tedaviden sonra şikayetlerinden kurtulmaya başla-maktadır fakat tedavinin etkili olabilmesi için en az 3 seans gereklidir.

Op. Dr. Serhan ÖZLÜ Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

Page 3: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

2 3

Antalya Yaşam Hastanesi Başhekim Uzm. Dr. Cengiz Denizer, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel hastanelerin puanlarını belirlemek için uyguladığı ‘özel hastane sınıflama’ çalışmasına göre, Antalya Yaşam Hastanesi’nin 900.2 puan alarak A sınıfı hastaneler arasında yer aldığını hatırlattı.

Denizer, mevcut ekonomik durumu göz önüne alarak fiyat artırımını yapmama kararını aldıklarını ve hastalara en iyi hizmeti uygun fiyatlarla vermeye devam edeceklerini belirtti.

SGK tarafından özel hastanelerin hastadan aldığı fark ücretini belirlemek için belirli kriterlerin hastaneler tarafından sağlanmasının istendiğini ifade eden Özel Antalya Yaşam Hastanesi Başhekim Uzm. Dr. Cengiz Denizer, “Tüm hastalarımızın en üst seviyede hizmet alması bizim için vazgeçilmez bir koşul olduğu için bu kriterleri

4 yıldan beri zaten sağlamıştık. SGK’nin yapmış olduğu planlama sonucu hastaneler A, B, C, D, E şeklinde sınıflandırıldı.

Bu değerlendirme hastanelerin hastalardan SGK ücretlerine ek olarak alabileceği ücretlere yüzde 30’dan, yüzde 70’e kadar arttırma imkanı vermektedir.

900.2 puan alarak A sınıfı hastaneler arasında yer almamıza rağmen mevcut ekonomik durumu da göz önüne alarak fiyat artırımını yapmama kararını aldık.

Bunun için hastalarımıza en iyi hizmeti yine uygun fiyatlarla vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.Denizer, A1 sınıfında değerlendirilmedeki başarıyı, tüm hekimler ve ekip ile hasta sağlığı ve memnuniyetini en üst düzeyde tutarak, en yeni teknolojik gelişmeleri takip ederek, modern tıp yöntemlerini uygulayarak sağladıklarını da sözlerine ekledi.

A sınıfı Antalya Yaşam Hastanesi

Antalya Yaşam Hastanesi 900.2 puan alarak A sınıfı hastaneler arasında yer aldı. SEVGİLİ KOMŞU

TEYZEM

Önceleri ev sahibimiz, daha sonra komşumuz olan Kamile Hanım çocukluğumdan aklım-dan kalan en renkli kişilikler-dendir. Onu sevenlerin Kamilüş olarak ismini değiştirmesinden şikayetçi değildi. Doğal olarak benim de Kamilüş Teyze’mdi. 1970’ li yıllarda ben ilkokul öğrencisi, Kamilüş orta yaşın biraz üzerinde, evler çiçekli bahçelerin içinde, komşuluk ilişkileri ise sımsıcaktı. Kamilüş boylu poslu alımlı bir hanımdı. Her zaman giydiği elbiseleri

pastel tonlarda ve desenli olurdu. Ancak önemli günlerde koyu renkli elbiseleriyle görürdük. Ayakkabılarının önünde küçük bir fiyonk var-dı. Saçlarına elbisesine uygun şifon eşarplarını bant şeklinde bağlardı. Omzuna attığı minik siyah hırkası ile şıklığını tamamlardı. Ben de onu o yıllarda seyrettiğimiz siyah beyaz filmlerdeki Sopfia Loren’ e benzetir-dim. Babasından kalan emekli maaşı ve evi ile kimseye muhtaç de-ğildi. Bu evde zihinsel engelli abisi ile birlikte yaşardı. Abisine sahip çıkmak adına hiç evlenmemiş, hayatını ona adamıştı. Bizim mahallenin çocukları olarak zeka yaşı 3 – 4 yaş civarında kalan Kemal Amca’ yı çok severdik. Kemal Amca çok yavaş hareket eder, homurtu şeklinde konuşurdu onu sadece kardeşi anlardı. Abi kardeş mutfak camının önün-deki sedirde karşılıklı otururlar, dışarıya bakarlardı. Okula giderken ve dönüşte onlara el sallardım. Bazen Kamilüş’ e okulda olanları anlatır, güldüğünü görünce çok mutlu olurdum. Kamilüş Teyzenin en büyük korkusu Kemal Amca’dan önce ölmek ve onun ortalarda kalmasıydı. Kemal Amca’ya çok özenle bakardı. Boynuna kocaman bir havluyu önlük gibi bağlar onu elleriyle beslerdi. Kemal Amca’nın giysileri her zaman tertemiz olurdu. Diğer mahallenin çocukları Kemal Amca’yı sokakta gördük-lerinde “Deli Kemal Deli Kemal” diye bağırarak onu korkuturlardı. Kemal Amca kendini savunamaz, sokağın ortasından öylesine dikilirdi. Eğer bizler görürsek onu kurtarır, elinden tutarak Kamilüş’ e götürür-dük. Böyle zamanlarda Kamilüş’ ün yüzündeki üzüntü ve çaresizliği çocuk kalbimle hissederdim. Ama bir gün annemin yaptığı keki Kemal Amca’ ya götürmek istedim. Keki aldım, kapılarını çaldım ve Kami-lüş Teyze’ ye “Bu keki Deli Kemal Amca’ya getirdim” dedim. Dedim ve yerin dibine geçtim. “Çok özür dilerim, öyle demek istememiştim” diye bir şeyler geveledim ama iş işten geçmişti. Sevgili Kamilüş üzülme “Kemal ne dediğini anlamamıştır” diyerek beni teselli etmişti. Bir kış günü ekmek almaya giden Kemal Amca yolu kaybet-miş, eve dönmemişti. Bütün mahalle köşe bucak onu aradık, bulamadık. Akşam geç vakit polisler şehrin dışındaki mezarlıkta bulup getirdiler. Ancak çok üşüyen Kemal Amca hasta oldu, bir haftaya kalmadan öldü. Doğduğu gibi masum ve günahsız olan Kemal Amca’nın penceredeki köşesi boş kaldı. Kamilüş Teyze abisini kaybedince kendini işe yaramaz his-setmişti. Eskisi gibi yüzü gülmüyordu. Abime iyi baktım, onu kimseyi ezdirmedim. Artık benim görevim bitti, ölüme hazırım diye konuşuyor-du. Ben üniversiteyi kazanıp mahallemden ayrılırken Kamilüş’ ün elini öptüm, veda ettim. Tatile geldiğimde Kamilüş Teyzem ölmüştü ve kim-se bana haber vermemişti. Kabul etmeliyiz ki, hasta, yaşlı ya da engelli insanlarımız için devletin sağladığı olanaklar o yıllardan bugüne hala yeterli değil. Ama çilekeş Türk kadını kendini yok sayarak onlara bakar ele günü muhtaç etmez.

“DOKTORLARIMIZDAN YAŞAM

HİKAYELERİ”Dr. Tülin ÖZKANÖzel Kemer –Antalya Yaşam Hastaneleri

Page 4: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

4 5

Kataraktın sebepleri nelerdir?En sık görülen nedeni yaşlılıktır ve özellikle 60 yaş üzerinde sık olarak görülmektedir. Yaşlılarda sık görül-mesine rağmen, şeker hastalığı, kortizon grubu ilaçların kullanımı, sigara, aşırı güneş ışığına maruz kalma, bes-lenme bozuklukları kataraktın daha erken yaşta görül-mesine sebep olabilir. Travma sonrası ve hatta doğum-da bile katarakt görülme ihtimali vardır. Ailede katarakt olması çocuklarda da görülme riskini arttırır.

Kataraktın belirtileri nelerdir?Katarakt, uzağı veya yakını görmede bozulma, ışığa karşı hassasiyet, gözlük numaralarında sık değişiklik-lerin olması gibi şikâyetlere neden olabilir. Görmedeki azalma yavaş yavaş oluşur.

Kataraktın belirtileri kataraktın çeşidi ve derecesiy-le yakın ilişkilidir. Çekirdek kataraktında uzak görme bulanıklaşırken, yakın görme konusunda ise gözlük kullanan hastalarda geçici bir iyileşme görülmektedir. Arka zar kataraktında ise, uzak görme nispeten iyi an-cak yakın görme çok bozulmuştur, ayrıca parlak ışıkta şiddetli kamaşma ve görmede bozulma vardır. Katarakt ilerlediği zaman ise hem uzak hem de yakın görme iyi-ce bozulur. Olgunlaşmış bir kataraktta ise görme tama-

men kaybolmuştur. Yalnızca ışık hissi algılanır.

Katarakt teşhisi nasıl konur?Hastanın şikayetleri eşliğinde ve ayrıntılı göz muayene-si ile katarakt teşhisi kolayca konabilir.

Kataraktın tedavisi nasıl yapılır?Tüm katarakt türleri ameliyat gerektirecek kadar kötü olmamasına rağmen katarakt tedavisinde tek yöntem ameliyattır. İlaç tedavisine yönelik çeşitli çalışmalar ol-masına rağmen henüz başarı elde edilememiştir. Göz-lükle yapılacak tedavide mümkün değildir.

Katarakt tedavisinde uygulanabilecek en iyi yöntem hangisidir?En iyi yöntem lensin kendi zarlarının içine yerleştiril-diği dikişsiz ameliyat FAKO yöntemidir. Hastanın du-rumu veya cerrahinin gidişine göre diğer yöntemlere de ihtiyaç duyulabilmektedir.Katarakt operasyonlarında FDA veya CE onaylı mer-cekler kullanılmalıdır. Katarakt ameliyatında kullanılan merceklerle ameliyattan sonra hastanın gözlüksüz uza-ğı görmesini ve yakın için gözlük kullanmasını planla-rız. Bazı hastalar düşük numaralar da olsa uzak gözlüğe ihtiyaç duyabilirler. Veya son zamanlarda kullanılan multifokal ( yakın ve uzağı gösterme özelliğine sahip) mercek yerleştirilmesi, ameliyattan sonra günlük rutin işleri hiç gözlük kullanmadan yapabilir hale getirir. Bu multifokal merceklerin özelliği, hem yakın hem de uza-ğa odaklama yapabilmesidir.

Ne zaman katarakt ameliyatı olmalıyım?Görme artık ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, gözdeki il-tihap gibi bir rahatsızlık katarakt oluşturmuşsa ve ka-tarakt hastanın göz tansiyonunu yükseltiyorsa, dok-torunuzla birlikte ortak bir şekilde katarakt ameliyatı olunması kararlaştırılır.

Eskiden kullanılan ameliyat tekniği nedeniyle katarak-tın olgunlaşması beklenirdi, dikişsiz ameliyat yöntemi-nin ortaya çıkması ile birlikte en erken dönemde ame-liyat yapmak gerekir, bu sayede ameliyat kolay olur ve daha çabuk iyileşir.

FAKO yöntemi ile katarakt ameliyatı nasıl yapılır?Fakoemülsifikasyon (FAKO) denilen en modern kata-rakt cerrahisi yönteminde korneadan çok kısa bir kesi-den göziçine aletler ile girilerek ultrason (ses dalgaları) enerjisi ile lens çok minik parçalara ayrılarak vakumla çekilmektedir. Bu küçük kesi yerinden göziçine katla-nabilir mercek yerleştirildikten sonra dikiş konulmadan operasyon tamamlanmaktadır. FAKO yöntemi, geniş bir kesi olmadığı ve kapalı sistemde çalışıldığı için er-ken dönemde görme düzeyini arttıran oldukça güvenli komplikasyonu çok az olan bir yöntemdir. Ameliyatı-nız kataraktınızın durumuna göre 15-30 dakika sürmek-tedir.

Katarakt tekrarlar mı?Katarakt ameliyatı olanlarda yeniden katarakt oluşmaz.Fakat operasyonla, merceğin içine yerleştirildiği zar zamanla kesifleşebilir. Bu halk arasında ikincil katarakt olarak isimlendirilse de aslında katarakt değildir. Bu oluşum lazerle 15 saniye içinde kolayca tedavi edile-bilir.

KATARAKT NED‹R?Katarakt, normalde şeffaf olan ve göz bebeğinin arkasında yer alan göz merceğinin (lens) bulanıklaşmasıdır. Bu bulanıklaşma ilerlediği takdirde görme netliğini bozarak giderek

daha az görmeye neden olmaktadır.

Diş ağrısı nedeniyle Antalya Yaşam Hastanesi Ağızve Diş Sağlığı Polikliniğine başvuran 18 yaşındaki Ümide İnce adlı mental retardasyonlu (zihinsel engelli) hasta, portable diş ünitesi ile genel anestezi altında ba-şarıyla tedavi edildi.Hastaya poliklinikte (anestezi ekibiyle birlikte olsa bile) müdahale etmenin riskli olduğunu, hem hastanın sağlığı hem de operasyonun sorunsuz bir şekilde ger-çekleşmesi açısından ameliyathanede portable diş üni-tesi ile işlem yaptıklarını söyleyen Ağız Diş Çene Has-

talıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Dervişhan KÜÇÜK sözlerine şöyle devam etti:

“Bu tür hastalar çoğu zaman ağız içerisindeki sıkın-tılarını söyleyemez, ağrılarını bile dile getiremezler. Mevcut çürük veya diğer sıkıntılar görülse bile nor-mal bir erişkin hasta gibi tedaviye çoğu zaman müsa-ade etmezler. Bu yüzden bu tür hastaların tedavileri ancak uyutularak yani genel anestezi altında mümkün olabilmektedir. Aynı sıkıntıları yaşadığımız mental retardasyonlu hastamız Ümide İnce’nin tedavisi de bu sistemle başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.” Rapo-ru olan zihinsel veya bedensel engelli hastalar, Sağlık Bakanlığına bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinden sevk alarak geldiklerinde kurumlarından da yararlana-bildiklerini belirten Dr. Dervişhan KÜÇÜK, “Daha ön-ceki poliklinik veya muayenehane şartlarında sedasyon (kısmi uyutma) ile daha sınırlı tedaviler yapılabilmekte iken bugün tam donanımlı ameliyathanede portable diş ünitesi ile genel anestezi (tamamen uyutularak) altında her türlü diş tedavisi daha risksiz ve daha rahat uygu-

lanabilmektedir. Aynı zamanda Diş Hekimi veya diş tedavisi korkusu olanlar da artık bu cihazla rahatlıkla tedavilerini olabilmektedir”dedi. Hastaya diş çekimi, dolgu ve diş taşı temizliği işlemleri yapıldığını söyle-yen KÜÇÜK, ayrıca bu cihazla ameliyathane koşulla-rında kanal tedavisi, ışınlı dolgu ve gömülü dişçekimi gibi tedavilerin de yapıldığını belirtti. Ümide İnce’nin annesi Hacer İnce de tedavisini gerçekleştiren Dr. Der-vişhan KÜÇÜK’e teşekkürlerini bildirerek sözlerine şöyle devam etti: “Çocuğumun işlemden önce ve iş-lemden sonra böyle sakin duracağını düşünmüyordum. Aynı gün içerisinde bütün işlemleri tamamlandı. Sabah geldik, öğleden sonra taburcu olduk.” Kızının normalde yemek yedirmesine bile müsaade etmediğini söyleyen Hacer İnce, “her yeri kırıp yıktığı için devamlı yanında durmam gerekiyor. Biz Serik’te oturuyoruz ve çiftçilik-le uğraşıyoruz. Kızımı dışarıya çıkartamıyorum. Evi-miz müstakil olduğu için bahçeyi telle çevirdik ancak o alan içerisinde serbest bırakabiliyoruz” dedi.

Engelli hastaya diş tedavisi

Op.Dr. Selda Şimşek KIVRAKDAL Göz Hastalıkları Uzmanı

Zihinsel veya bedensel engelliler, otistik ve down sendromlu hastalar, aşırı Diş Hekimi korkusu olan çocuk ve erişkin hastalar genel anestezi altında daha rahat ve kolay tedavi edilebiliyor.

Page 5: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

4 5

“Sabah yorgunluğu, gece uykudan kalkıp tatlı bir şeyler yemek isteği veya öğle yemeği sonrası yorgunluk, halsiz-lik hissediyorsanız metabolik sendrom hastası ( insülin direnci hastalığı) ola-bilirsiniz.”Antalya Yaşam Hastanesi İç Hastalıkla-rı Uzmanı Dr. Ali Kaya Ersoy, modern yaşamın neden olduğu ve yaşam süresini kısaltan önemli bir hastalıklar kompleksi olan Metabolik Sendrom hakkında bilgi verdi.Dr. Ali Kaya Ersoy, hareketsizlik, stres ve beslenme bozukluğu sonucunun bir ürünü olduğunu bu sendroma aday ki-şiler genellikle hareketsiz masa başında oturan, beslenmesi düzensiz, yoğun, stres altında çalışan ve gereğinden fazla kalori alan kişiler olduğunu söyledi.

Türkiye’de 20 yaş üstü nüfusun 1/3’üne yakınında metabolik sendrom olduğuna ve metabolik sendromlu kadın nüfusunun erkek nüfusuna göre çok daha fazla oldu-ğuna dikkat çeken ERSOY, “Metabolik sendrom yaş ilerledikçe kalp hastalığı, şeker hastalığı, hiperlipidemi, hiperkol-lesterolemi ve obezite (şişmanlık) olası-lığını arttıran bir durumdur”dedi.

Metabolik sendrom hastalığının kişinin hem yaşam süresini hem de yaşam kali-tesini ciddi şekilde bozduğunu belirten Ersoy, hastalığın en önemli 4 belirtisini şöyle sıraladı:“Bel çevresi ölçümü kadında 88 cm er-kekte 102 cm’den büyük olması, Trigliserit düzeyi 150 mg/dl den fazla olması,HDL kolesterol kadında 50 mg/dl, erkek-te 40 mg/dl den düşük olması,Kan basıncı 130/85mg’dan yüksek olma-sı,Açlık kan şekerinin 110 mg/dl’den yük-sek olması. Yukarıda sayılanların en az üçünün aynı kişide birden bulunması halinde o kişinin metabolik sendrom hastası olduğundan bahsedilir.

Metabolik sendromun bazı ciddi has-talıklara sebep olduğunu ve kişinin ha-yatını tehdit ettiğini vurgulayan Ersoy, “En önemli hastalıklar; kalp krizi (en-farktüsü), diabet (şeker hastalığı), obe-zite (şişmanlık), inmeler (felç) ve son zamanlarda Alzhimer’e neden olduğu da sanılmaktadır. Ayrıca kadınlarda polikis-tik over sendromu ve erkeklerde prostat büyümesi, metabolik sendromda sıklıkla birlikte görülmektedir.”dedi.

Metabolik sendromlu hastaya yaklaşı-mın öncelikle tansiyon ölçümü, ideal kilo tespiti, bel kalınlığının ölçümü, kan yağlarının ölçülmesi kan şekeri ve insü-lin direncinin var olup olmadığının tes-piti, ürik asit ve troid fonksiyonlarının incelenmesi, karaciğer yağlanmasının olup olmadığına bakılması gerektiğini söyleyen Ersoy, Metabolik sendromdan korunma ve tedavi yollarını şöyle anlattı. “Hasta daha çok egzersiz yapmalı (günde en az 45 dakika ), daha az kalori almalı, yoğun stresli ortamlardan uzak durmalı, ideal kiloya inmeli, gerekirse doktor tav-siyesi ile insülin direncini kıran ilaçlar kullanmalıdır” dedi.

Özel Antalya Yaşam Hasta-nesi Sigara Bırakma Merkezi, Antalyalılardan büyük ilgi görüyor. Sigarayı bırakmayı geciktirmek için birçok nedeniniz bulunduğunu, sigaranın bir dayanak olduğunu, stresi azalttığını düşünebilirsiniz. Görünürde çevrenizdeki herkes hâlâ sigara içerken sizin bırakmanızın zor olduğuna inanabilirsiniz. Ama her yıl onbinlerce insan sigarayı bırakmaktadır. Siz de bunlardan biri olabilirsiniz! Sigarayı bırakmak daha uzun yaşama şansınızı büyük ölçüde artırmak için yapabileceğiniz tek şeydir. Vücudunuz bir kez si-garadan kurtuldu mu, yıllarca sigara içmenin verdiği zararı 20 dakika içinde gidermeye başlar. Sigarayı bırakıp vücudunuzun sağlığını yeniden kazanmaya başlamasını sağlayın!

Teknolojik hayatı yakından takip eden Özel Antalya Yaşam Hastanesi, internet dünyasında da gelişmeleri yakından takip ediyor. www.an-talyayasam.com ismini taşıyan sitesini yeniledi. Siteden Özel An-talya Yaşam Hastanesi hakkında bütün bilgilere ulaşmak mümkün. Siteden laboratuvar ve radyoloji sonuçlarınızı öğrenebilirsiniz. Ayrıca hastanemizin düzenlemiş olduğu etkinliklerden site sayes-inde haberdar olabilirsiniz. Sitede ayrıca hastanede doğan bebekleri de görmek mümkün. Site ayrıca hastane hakkında görüş ve önerileri de kabul ediyor. Randevu sistemi-yle hastalarına daha kolay bir randevu alma olanağı sağlayan site, dışarıdan hastaların şikayetlerini de doktorlara iletebiliyor. Bunların yanında siteden hastanede tedavi görmekte olan yakınlarınıza da me-sajlar göndermeniz mümkün.

Yasam hastanesiweb sitesi yenilendi

Yasam sigara bırakma merkezi büyük ilgi gördü

Prostat erkeklerde, böbreklerde oluşan idrarın depolandı-ğı idrar kesesinin hemen altında bulunan bir organdır. Erişkin erkekte normal büyüklüğü ortalama bir kestane kadardır.İdrar kesesinden akan idrarın içinden geçtiği uretra isimli kanalı çe-peçevre sarmaktadır. Ana görevi erkekte doğurganlıkta önemi olan bazı salgıları salgılamaktır. Ortalama olarak 40 yaş sonrası erkeklerde vücuttaki hormonal değişiliklere bağlı olarak prostat bezinde büyüme başlar. İyi huylu prostat bezi büyümesi erkeklerde en sık görülen iyi huylu tümördür. Bu büyümenin oluşumundaki risk faktörleri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Genetik faktörlerin rol oyna-dığını gösteren çalışmalar mevcuttur.Prostatın iyi huylu büyü-mesinin hormonal kontrollü olduğu bilinmektedir. Hastalığın yarattığı yakınmalar değişik derecelerde;-gece işeme -idrar yaparken zorlanma ve ıkınarak, kesik kesik işeme-zayıf idrar akımı, idrar kalibresinde incelme-işeme sonrasında idrar kesesinin tam boşalmama hissi-işeme sonrası damlalar halinde idrarın akmaya devam etmesiolarak belirtilebilir. Hastalık ilerledikçe sık idrar yolları iltihap-lanması, idrar kesesi taşı oluşması, tamamen işeyememe durum-ları ve bunlara bağlı ilerlemiş hastalık belirtileri ortaya çıkar. Tanı yöntemleri:-Hastanın tam bir fizik muayenesi-İşeme hızı ölçümü-Üriner sistem ultrasonografisi (prostatın boyutları, genel görü-nümü ve kalan idrar ölçümü)-PSA, idrar tetkiki, böbrek fonksiyon testleriniiçermektedir. Buradan elde edilen veriler değerlendirilerek iyi huylu Prostat Bezi Büyümesi kanser yada başka bir üriner sis-

tem hastalığından ayırt edilerek tam bir tanıya varılır. Tedavi Yöntemleri: Tedavide uygulanan işlem idrar yolunu tıkayan bezin ortadan kaldırılmasına yönelik olmakta, hastalığın ciddiyetine ve hasta-nın durumuna göre değişkenlik gösterebilmektedir. Tüm veriler elde edildikten sonra hasta ile görüşülerek uygulanabilecek te-davi yöntemleri, sonuçları ,olası operasyon sonrası yan etkiler anlatılır, hastanın kullandığı ilaçlar, genel durumuna göre teda-visi planlanır. Genel olarak tedavi yöntemlerini 2’ye ayırabiliriz.Medikal Tedaviler: Hergün alınan tabletlerle işeme kolaylaştırılarak hasta yakınma-ları azaltılabilmektedir.Girişimsel Tedaviler: İlaç tedavisine yanıt alınamayan, sonda takılmak zorunda kalı-nan, tekrarlayan idrar yolu iltihaplarında, mesane taşı oluştuğun-da, böbrek yetmezliği gelişenlerde uygulanmaktadır. Çok iri bir prostatta açık cerrahi uygulamak gerekirken daha küçük prostatlarda kapalı yöntemler örneğin TUR prostatekto-mi, kan sulandırıcısı kullanan bir hastada ise Laser uygulama-ları ile çok başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Günümüzde çok yaşlı, kan sulandırıcısı kullanan hastalarda ürolojiye son adapte edilen teknolojik ürünlerle örneğin Red Light Laser ile hastalar prostata bağlı rahatsızlıklarından kolayca kurtulabilmektedirler. Hastanede yatış süresinin kısalması, günlük yaşama hızlı dönüş ise yöntemin avantajları olarak belirtilebilir. Görüldüğü gibi artık prostatının iyi huylu büyümesinin verdiği rahatsızlıklar teknolojininde sonsuz katkılarıyla kader olmaktan çıkmış tedavi edilebilir bir hastalık haline gelmiştir.

Prostat Bezi ve İyi Huylu Prostat Büyümesi Hastalığı Tanı ve Tedavi

YöntemleriProstat erkeklerde, böbreklerde oluşan idrarın depolandığı idrar kesesinin hemen

altında bulunan bir organdır. Erişkin erkekte normal büyüklüğü ortalama bir kestane kadardır.İdrar kesesinden akan idrarın içinden geçtiği uretra isimli kanalı

çepeçevre sarmaktadır.

Modern Çağımızın Hastalığı Metabolik Sendrom

Op.Dr. Rıza BAYSAL Üroloji Uzmanı

Page 6: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

6 7

Antalya Yaşam Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uz-manı Dr. Şeyda TEMEL, Cilt bakımında doğal bir yöntem, hızlı ve ağrısız olması ile klasik cilt bakımlarından çok farklı olan JetPeel uygulamasını anlattı.

Uzm. Dr. Şeyda Temel, JetPeel ile cilde temas etmeden özel başlıklar kullanılarak cildin gereksinimi olan doğal maddele-rin (su, oksijen, vitamin, mineraller) cildin üst ve orta tabaka-sına ulaştırıldığını ve ilk uygulamanın hemen ardından cildin arınmış, yumuşak, nemli ve parlak bir görünüm kazandığını söyledi.

Antalya’da Yaşam Hastanesi’nde kullanılan JetPeel teknolo-jisi ile farklı cilt problemlerinin tedavi edildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Şeyda Temel, JetPeel’in hangi cilt problemlerinde kullanıldığını şöyle sıraladı:

Cilt tipi analizi sonrası kuru ciltlerin nemlendirilmesinde,

Hassas ciltlerin tedavisinde, Cilt tonunun eşitlenmesinde, Lenf drenajı yolu ile cilt detoksu olarak,Göz altı torbalanmasında yorgun ifadenin azaltılmasında,Göz kapağı sarkmasını toparlamada,Dudak üstü çizgilerin azaltılmasında,Cilt lekelerinde yüzeyel –orta peeling uygulaması olarak,Cilt elastikiyetinin tekrar kazandırılması için,Akne özellikle komedon tedavisinde,Özel günlerin (düğün, toplantı vs.) hemen öncesinde canlan-dırıcı bakım olarak,Estetik cerrahi ameliyatlarından önce ve sonra cildin iyileşme süresini hızlandırılması amacı ile kullanmaktayız.

Kişinin günlük yaşamını etkilemediğini belirten Uzm. Dr. Şeyda Temel, “ JetPeel uygulaması cilde herhangi bir zarar vermez. Uygulama sonrası güneşten koruyucu kullanımı dı-şında özel bir bakım gerekmez. Bu nedenle uygulama günün herhangi bir saatinde hatta öğle arasında bile yapılabilir” dedi.

JetPeel teknolojisinin kış aylarında da uygulanabildiğini söy-leyen Uzm. Dr. Şeyda Temel, “işlem sonrası ciltte herhangi bir reaksiyona neden olmaz, kızarıklık ya da soyulma gibi et-kileri olmadığı için yaz da dahil olmak üzere tüm mevsimlerde güvenle kullanılabilir” diye konuştu.

JetPeel teknolojisi sadece yüzde değil dekolte ve boyun böl-gesindeki kırışıklıkların önlenmesinde, saç dökülmelerinde mezoterapi olarak da uygulanabildiğini dile getiren Uzm. Dr. Şeyda Temel, “Her bir seans uygulama içeriğine göre 30-45 dk arasında sürer. Seanslar 1-4 hafta arasında tekrarlanır. Sadece cilt bakımı için ayda bir, akne vb. problemli ciltlerde başlarda haftada bir daha sonra ayda bir olarak devam edilir.”dedi.

“ JetPeel uygulaması ağrısız, acısız sonuçları anında gözlene-bilen, doğal bir cilt bakımı yöntemidir” diyen Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Şeyda TEMEL sözlerine şöyle devam etti:“Günlük kullanılan kremler ve klasik cilt bakımlar cildin yalnızca üst tabakalarında (epidermis) etkili olabilir, JetPeel uygulaması ise basınçlı hava sistemi sayesinde verilen ürün-lerin derinin daha derin tabakalarına ulaşmasını sağlar, ciltte mikro masaj yapar ve ölü derinin atılmasını sağlar” dedi.

Mezoterapi Dermokozmetik alan-da, yüz gençleştirme, bölgesel zayıflama, selülit ve saç dökülme-sinde kullanılmaktadır. Anestezi gerektirmeden uygulanması, seans süresinin dakikalarla sınırlı ol-ması, sonuçlarının hızlı, kesin ve ağrısız olması ( 3. seanstan sonra etkisi başlar) ve uygulamadan he-men sonra kişinin günlük hayatına devam etmesi mezoterapinin diğer kozmetik ve cerrahi yöntemlere göre üstünlükleridir. Her bir seans 15–20 dakika sürer. Her yaşta ve yaz aylarında da uygulanabilmesi çok önemli bir avantajdır.

Yaşlanmanın ilk belirtileri yüzde ince çizgi ve kırışıklıkların belir-mesi ve derinin elastikiyetini kay-betmesi nedeni ile boyun ve çene bölgesinde cilt sarkmalarının daha yoğun olarak görülmesidir. Mezo-lifting ( ya da yüz mezoterapisi) yöntemi ile yüz derisi içine özel maddeler verilerek derinin kaybet-tiği esneklik ve canlılık tekrar ka-zandırılır. Hyalronik asit, A, C, E vitaminleri, aminoasitler, nükleik asitler, koenzimler bu amaçla kulla-nılan doğal maddelerdir. Deriye dı-şarıdan sürülerek kullanılan krem, losyon, serumlarda da benzer etken maddeler bulunur, ancak mezolif-ting uygulamasında bu maddeler deri içine direkt mikroenjeksiyonlar yapılarak verildiğinden kozmetik-lere göre çok daha etkili olurlar. 2 hafta aralıklarla 4–6 seans uygulan-ması gerekir. Uygulama çok ince enjektörlerle yaklaşık 2–4 mm de-rinliğe yapılır. Mezolifting sonrası cilt parlak, genç ve taze bir görü-nüm kazanır ve kaybettiği esnekliği geri kazanır.Bu yöntem, botox ve dolgu uygulamaları ile de kombine edilebilir.

Estetik Tıpta Mezoterapi Antalya Yaşam’daLatinceden dilimize çevrildiğinde orta deri tedavisi anlamına gelen mezoterapi ilk kez Fransa’da uygulanmaya başlanmıştır. İlk yıllarda sadece Fransa’da uygulanmasına rağmen başarılı sonuçları nedeni ile başta Avrupa ve Amerika olmak üzere tüm dünyada yaygın olarak kullanıl-maya başlanmıştır.

Jet Hızıyla Gelen Güzellik Öğle tatilinde bile uygulatabileceğiniz ağrısız, acı-sız, sonuçları anında gözlenebilen, doğal bir cilt bakımı yöntemi JetPeel ile ilk seansta güzelleşin..

Uzm. Dr. Şeyda TEMEL Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı

Page 7: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

6 7

Antalya Yaşam Hastanesi Yönetim Ku-rulu Başkanı Dr. Cemal Özkan, Başhekim Uzman Dr. Cengiz Denizer ve Gastroenteroloji ve İç Has-talıkları Uzmanı Dr. Mustafa Erbayrak ile basın toplantısı düzenleyerek, hastanede uygulanmaya başlanan kapsül endoskopi hakkında bilgi verdi. Tıp alanında teknolojinin hızla geliştiğini belirten Özkan, mide ve bağırsak sistemindeki hastalıkla-rın kolayca belirlenmesini sağlayan kameralı kap-sülü uygulamaya başladıkların söyledi. Uzman Doktor Mustafa Erbayrak, sistemin çalışmasıyla ilgili bilgi verdi. Mide ve kalın ba-ğırsağın endoskopi ile görüntülenebildiğini ancak 4-5 metrelik ince bağırsağın görüntülenemediğini belirten Erbayrak, ‘’Kapsül endoskopi, endosko-

pi alanında bir devrim niteliğindedir. Kapalı kutu diye bilinen bu 4- 5 metrelik ince bağırsağa an-cak kameralı kapsül ile ulaşılabilmektedir. Ağız yoluyla alınan mikro kameralı kapsül sindirim sisteminin tam bir filmini çekmeye olanak sağla-maktadır’’ dedi.

22 milimetre uzunluğunda, 11 milimetre ça-pında antibiyotik görünümünde silindir şeklindeki kapsül endoskopinin içerisinde ışık kaynağı, ka-mera, pil ve alanın görüntüleri dışarıya aktaran transmitter-anten sistemi bulunduğunu belirten Erbayrak, şunları kaydetti:

‘’Bir ile üç gün civarı sıvı diyet uygulaması sonrası bir hazırlıktan sonra kapsül yutularak iş-leme başlanır. Kapsül saniyede 2 görüntü alarak radyo dalgaları ile hastalar üzerine takılan kay-dediciye gönderir. Yaklaşık 8-10 saat süren ince-leme boyunca ortalama 50- 60 bin görüntü elde edilir. Video kapsül, bağırsakta ilerlerken çekilen fotoğraflar bele bağlanmış veri kayıt aletine kayıt edilir. Görüntüleme tamamlanınca, kaydedicideki veriler bilgisayar programı yardımıyla 2- 2.5 sa-atlik videoya dönüştürülerek değerlendirilir. Tek kullanımlık kapsüller dışkı yoluyla dışarı atılır.’’

Mustafa Erbayrak, kapsül endoskopinin, en-doskopi ve kolonoskopi ile tespit edilemeyen gizli barsak kanamalarında, ince barsağın çölyak, inflamatuvar barsak hastalığı gibi hastalıklar ve bağırsaktaki polip ve tümörleri saptamada, diğer yöntemler ile tanı konamamış karın ağrısı ve sin-dirim sistemi hastalıklarının teşhisinde uygulandı-ğını kaydetti.

Kalp pili ya da vücutta elektro medikal cihaz-ları bulunanlar, yutma problemi olanlar ile karın ameliyatı geçirenlere kapsülün uygulanamayaca-ğını söyleyen Erbayrak, yöntemin ağrısız olduğu-nu, anestezi gerektirmediğini, hastanın hareketini kısıtlamadığını belirtti. Erbayrak, ‘’Kapsül alan hasta günlük hayatına devam edebilir’’ dedi.

Başhekim Cengiz Denizer ise ulaşılamayan ba-ğırsak bölgelerine kameralı kapsülle ulaşıldığını belirterek, kapsülün hastaneye maliyetinin 1200 dolar civarında olduğunu söyledi. Sistemin tama-mının hastaneye maliyetinin 50 bin avro civarında olduğunu belirten Denizer, sosyal güvenlik kuru-luşlarının yöntemin masrafını karşılamadığını an-cak özel sağlık sigortalarının bunu karşıladığını kaydetti.

Antalya Yaşam’da Sağlıkta Kapsül DönemiMide ve barsak hastalıklarının teşhisinde 2.6 santimetre boyutun-daki kameralı kapsül kullanılıyor. Kapsülü hastalarında uygula-maya başlayan Yaşam Hastanesi, ince bağırsağa kameralı kapsül-le ulaşılıp bölgedeki hastalığın teşhisini kolayca yapılabiliyor.

YENİ YAŞAMLAR

Page 8: Sağlıklı Yaşam Bülten 1

Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0Ö Z E L A N T A L Y A Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N E Y L Ü L - E K İ M 2 0 1 0

8 PB

Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık BülteniSAĞLIKLI YAŞAM

İmtiyaz SahibiÖzel Antalya Yaşam Hastanesi adına

Dr. Cemal ÖZKAN

Tasarım / BaskıYedi İletişim Reklam

0242 324 79 77

Yazı İşleri SorumlusuAyşe TUNÇ

Halkla İlişkiler MüdürüBültende yer alan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.