sağlıklı yaşam bülten - 8

8
Ocak - Şubat 2012 / Sayı: 08 / Ücretsizdir. Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık Bülteni SAĞLIKLI YAŞAM Hastanemiz, 31 Ekim - 02 Kasım tarihleri arasında yapılan denetimleri başarıyla tamamlayarak, Yönetim’de kalite, süreklilik ve izlenebilirliğin simgesi, Uluslar arası geçerliliği olan TS EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ni almıştır. Bu çerçevede hastanemiz, Kalite Yönetim Sistemi modeli olarak TS EN ISO 9001:2008 standardı esas olmak üzere, T.C. Sağlık Bakanlığı mevzuatı çerçevesinde ilgili kanun, yönetmelik ve yönergelere tabi olarak faaliyetlerini yürütmektedir. Growtech Eurasia Fuarı Avrasya ve Türkiye’nin en büyük tarım fuarı olma özelliği taşıyan kısa adıyla Growtech Eurasia olarak adlandırılan Uluslar arası Sera, Tarım Ekipmanları, Çiçekçilik ve Teknolojileri Fuarı 1-4 Aralık tarihleri arasında Expo Center’da gerçekleştirildi. Hastanemiz de sağlık sponsoru olarak fuarda yerini aldı. Yaşam Hastanesi tanıtım ekibi, fuarı ziyaret eden ziyaretçilerin sağlık sorularına cevap verdi. Antalya Expo Center'da düzenlenen Türkiye’nin ticari platformlarından biri olan Yapex Yapı Fuarı'nda ambulans ve sağlık ekibi ile destek vererek fuarda yerimizi aldık. Sağlıklı Yıllar... S5’TE S2’DE S6’DA Meme Estetiği Operasyonları 2011 yılının bütün olumsuzluklarını geride bırakarak, 2012 yılının sağlıklı ve mutlu geçmesini dileriz… Kalitemiz Tescillendi Yapex Fuarı Yazdan kalma güneş lekeleriyle vedalaşın! Ortopedi ve Travmatoloji’de Doğrular - Yanlışlar Ortopedi ve Travmatoloji’de Doğrular - Yanlışlar 16 yıldır sağlığınız için yanınızdayız.

Upload: yasamhastaneleri

Post on 28-Mar-2016

240 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Yaşam hastaneler grubu tarafından yayınlanan Sağlıklı Yaşam Bültenidir.

TRANSCRIPT

Page 1: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ocak - Şubat 2012 / Sayı: 08 / Ücretsizdir.

Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık BülteniSAĞLIKLI YAŞAM

Hastanemiz, 31 Ekim - 02 Kasım tarihleri arasında yapılan denetimleri başarıyla tamamlayarak, Yönetim’de kalite, süreklilik ve izlenebilirliğin simgesi, Uluslar arası geçerliliği olan TS EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ni almıştır. Bu çerçevede hastanemiz, Kalite Yönetim Sistemi modeli olarak TS EN ISO 9001:2008 standardı esas olmak üzere, T.C. Sağlık Bakanlığı mevzuatı çerçevesinde ilgili kanun, yönetmelik ve yönergelere tabi olarak faaliyetlerini yürütmektedir.

Growtech Eurasia Fuarı

Avrasya ve Türkiye’nin en büyük tarım fuarı olma özelliği taşıyan kısa adıyla Growtech Eurasia olarak adlandırılan Uluslar arası Sera, Tarım Ekipmanları, Çiçekçilik ve Teknolojileri Fuarı 1-4 Aralık tarihleri arasında Expo Center’da gerçekleştirildi. Hastanemiz de sağlık sponsoru olarak fuarda yerini aldı. Yaşam Hastanesi tanıtım ekibi, fuarı ziyaret eden ziyaretçilerin sağlık sorularına cevap verdi.

Antalya Expo Center'da düzenlenen Türkiye’nin ticari platformlarından biri olan Yapex Yapı Fuarı'nda ambulans ve sağlık ekibi ile destek vererek fuarda yerimizi aldık.

Sağlıklı Yıllar...

S5’TES2’DE S6’DA

Meme Estetiği Operasyonları

2011 yılının bütün olumsuzluklarını geride bırakarak,2012 yılının sağlıklı ve mutlu geçmesini dileriz…

Kalitemiz Tescillendi

Yapex Fuarı

Yazdan kalma güneş lekeleriyle vedalaşın!

Ortopedi ve Travmatoloji’deDoğrular - Yanlışlar

Ortopedi ve Travmatoloji’deDoğrular - Yanlışlar

16 yıldır sağlığınız için yanınızdayız.

Page 2: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

2

Uzm. Dr. Şeyda TemelÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı

Yazdan kalma güneş lekeleriyle vedalaşın!Yaz aylarında özellikle yüzün orta kısımlarında oluşan kahverengi

lekeler tıbbi bir problem ya da hastalık olmamasına karşın kişiyi sosyal olarak etkiler. Daha çok kadınlarda görülmekle birlikte

erkeklerde de ortaya çıkabilir.Uzun süre koruyucu kullanmadan güneşlenmek, bazı kozmetik kremler, doğum kontrol hapları ya da bazı antibiyotiklerin yatkınlık yaratmaları leke oluşumunu tetikler. En çok alnın orta kısmında, yanakların üzerinde ve burun üzerinde oluşur. Açıktan koyu kahverengiye değişen renklerdedir, normal deriden keskin bir sınırla ayrılır. Yüzde ton farkları ve gölgelenmeye yol açar. Lekeler deride farklı derinliklerde olabilirler; üst tabaka lekeleri, alt tabaka lekeleri, hem üst hem de alt tabaka lekeleri (mikst tip). Derinin üst kısmındaki (epidermal) lekelerin, alt tabakadaki (dermal) lekelere göre tedavisi daha kolay ve hızlıdır. Derin lekelerin tedavisi daha zor ve uzun bir süreçtir. Tedavide ilk adım uygun bir güneş koruyucu kullanmak olmalıdır. SPF değeri en az 30 olan güneş koruyucular kullanılmalı, bu güneş koruyucular cilt tipine uygun olmalı, gün içinde gerektikçe 2-3 saatte bir tekrarlanmalıdır. Güneş koruyucu kullanımı bizi hem lekelerden hem de güneşe bağlı deri yaşlanmasından koruyacaktır. Leke tedavisinde hem kişisel hem de profesyonel tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Örneğin güneş koruyucusu kullanmak kişisel bir tedavi yöntemdir ve leke tedavisinin başarısı açısından çok önemlidir.

Krem Tedavileri

Retinoik asit, hidrokinon, azeleik asit vb. içeren kremler leke tedavilerinde tek başına ya da diğer tedavilerle birlikte kullanılabilir. Leke açıcı cilt kremleri tercihen akşamları kullanılmalı ve ince bir tabaka halinde sürülmelidir.

Kimyasal Peeling

Renk açıcı yöntemlerden en sık kullanılanıdır. Alfa hidroksi asit (AHA ), trikloroasetik asit (TCA) olmak üzere meyve asitleri kullanılır. Kimyasal soyma işleminde cildin üst tabakalarında kontrollü bir hasar oluştururuz. Tedavi için kişinin cilt yapısına göre birkaç seans gerekebilir. Tedavi sonrası yüzde kullanılan asit yüzdesi ve çeşidine bağlı olarak bir miktar kızarıklık olabilir. Genelde iyi tolere edilen bir tedavidir.Uygulama sonrası cilt lekeleri açılmaya başlar, cildin üst tabakalarının uyarılması ile de cilt canlanır ve daha genç bir görünüm sağlanır.

Leke Lazeri

Belli dalga boyundaki lazer ışınları kullanılarak yapılır. Lazer ışınları uygulanan deri alanında renklenmeye neden olan hücre içindeki melanin pigmentini hedef alır. Lazer tedavisi melanin pigmentinin fazlalaşması ile oluşan lekelerde bu pigmenti azaltarak etkinlik sağlar. Uygulama sonrası 1 hafta-10 gün kadar lekelerde koyulaşma olur ancak bu süre sonunda koyulaşmalar kaybolur ve lekenin rengi açılır. 2-3 seans tedavi gerekebilir.

Roller

Ciltteki akne izleri için kullandığımız roller tedavisi aynı zamanda cilt lekeleri için de önemli bir tedavi seçeneğidir. Özellikle yüzde akne sonrası kalan çökük izler de var ise hem lekeler hem de izler için birlikte kullanılabilir. Minik çelik iğneler yolu ile ciltte mikrokanallar açılır ve bu kanallardan renk açıcı maddeler verilir. Roller uygulamadan önce yüze uyuşturucu etkili kremler sürdüğümüz için ağrılı değildir. Uygulama sonrası ciltte birkaç saat kadar sürebilen geçici bir kızarıklık olur.

PRP

Kök hücre tedavisi ya da gençlik serumu olarak da adlandırılan bu yöntem de güneş lekelerinde açılma sağlar. Hastanın kendi kanı alınır ve özel bir santrifüjden geçirilir. Tam kandan kanın plasma kısmı ayrılır. Kanın plasma kısmı derinin normal iyileşme sürecinde salınan kök hücrelerden çok daha yoğun kök hücre içerir, bu yoğun kök hücreler de melanini normal sınırlarda tutarak cilt lekelerinde açılma sağlar. PRP’yi daha çok antiaging amaçla kullanıyoruz ancak leke tedavisindeki başarısı da leke tedavi alternatiflerinden birini oluşturuyor.Göz çevresinde oluşan koyu lekeler, morluklar da kimyasal peeling vb.uygulamalar ile açılabilir. Göz çevresine özel kimyasal peeling ve solüsyonlar uygulanarak bu lekeler başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. İlk ay haftada bir daha sonra 15 günde bir olan toplam 8-10 seansta göz çevresi lekelerde gözle görülür azalma sağlanır. Leke tedavisindeki yöntemlerin kombinasyonu her zaman tek bir yöntemin tek başına kullanılmasından daha başarılı olur. Lazer + kimyasal peeling, kimyasal peeling + leke açıcı kremler gibi kombinasyonlar cilt ve leke tipine göre tercih edilmelidir. Tedavi sırasında hastanın sabırlı olması çok önemlidir, çünkü tek bir seansla mucize asla beklemeyiz. Tedaviden sonra da lekelerin tekrarlamaması için kişi güneşten korunmayı bir alışkanlık haline getirmelidir.

Page 3: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

3

Tiroid Bezi (Guatr) Hastalıkları

Uzm. Dr. Mehmet Ali UçarÖzel Antalya Yaşam HastanesiEndokrinoloji ve Metabolizma

Hastalıkları Uzmanı

Boynun ön yüzünde bulunan tiroid bezinin her türlü büyümelerine guatr adı verilir. Normalde tiroid bezi, solunum borusunun önünde, adem elması adını verdiğimiz kıkırdağın hemen altında yerleşmiştir.

Tiroid bezi yutkunmakla hareket eder. Normalde 16-25 ml hacminde olan bir organdır. Sağ lob , sol lob ve bunları birleştiren ince bir dokudan oluşur. Büyümediği takdirde gözle ve el muayenesi ile saptanamayan tiroid bezinin her türlü büyümesine guatr adını veriyoruz. Tiroid bezi doğumdan itibaren çalışmaya başlar ve T3 (tiriiyodotironin) ve T4 (tetraiyodotironin-tiroksin) adlı hormonları salgılar. Bu hormonların yapımı için vücutta mutlaka yeteri miktarda iyot olmalıdır. Bu da ancak gıdalarla ve su ile vücuda girer. Günde yaklaşık olarak 100 – 150 mikrogram iyot alınmalıdır. 100 mikrogramın altında iyot alındığında iyot eksikliğinden bahsetmek mümkündür. İyot eksikliğinde tiroid bezi hormonlarını yeteri kadar üretemez. Bu eksikliği kompanze etmek için tiroid bezi büyümeye başlar. İşte biz de buna genel anlamda guatr adını veriyoruz.Tiroid bezinin salgıladığı T3 ve T4 hormonları vücudun her dokusunda etkisini gösterir. Bu hormonlar doğumdan itibaren vücudun özellikle de beyin, sinir sistemi ve diğer hayati organların normal gelişimi için mutlak gerekli hormonlardır.

Bu hormonların eksik yapılımı bazı hastalıkları oluşturduğu gibi fazla yapımında da hastalığa neden olurlar. Tiroid bezi hastalıklarından en sık gördüğümüz bezin fonksiyon olarak normal çalışan ve sadece büyüme ile karakterize olan basit guatrdır. %90-95 nedeni iyot eksikliğidir. Bu büyüme düzenli ve tiroit bezinin tamamını ilgilendiriyorsa diffüz (yaygın) büyüme , asimetrik ve topak / topaklar şeklinde büyümüşse de nodüler guatrdan bahsedilir. Bu nodüller tek veya birden fazla olabilir. Bu tür guatrlar hastalara genelde çok yoğun şikayet vermezler. Estetik açıdan sorun yaratmakla birlikte sıkıntı, tıkanıklık, sinirlilik gibi hafif şikayetle birlikte, ileri derecede büyümeleri halinde etraf dokulara bası yaparak şikayet oluştururlar. Tiroid bezinin ikinci sıklıkla gördüğümüz ve fonksiyon bozuklukları ile birlikte seyreden

hastalıkları, hastalara oldukça yoğun şikayet verir. Bezin çok çalışması yani normalden fazla hormon yapması ile gelişen hipertiroidi (halkın deyimi ile zehirli guatr) hastalara oldukça yoğun şikayet verir. Çarpıntı, zayıflama, terleme, sinirlilik, titreme, halsizlik, libido azalması, regl bozuklukları vs. gibi şikayetler verir. Diğer bir fonksiyon bozukluğu hastalığı tiroid bezinin az çalışmasıdır. Hipotiroidi (tembel guatr) kalp atımında yavaşlama (düşük nabız), kilo alma -şişmanlama – veya kilo verememe, çabuk üşüme, kuru ve pullanmaya eğilimli soğuk cilt, uykuya eğilim veya çok uyuma vs. gibi şikayetler oluşturur.

Tiroid bezinin üçüncü sıklıkla gördüğümüz tiroid bezinin enfektif (iltihabi) hastalıkları, tıbbi deyimle tiroiditlerdir. Boyunda ağrılı-ağrısız, bazen şişlik geliştiren ve genelde hastaların çoğunun farkında olmadan geçirdiği bir hastalık grubudur. Pek çoğu tesadüfen fark edilirler. Bazen de boyun bölgesinde şiddetli ağrı, ateş, halsizlik gibi şikayetlerle doktora gelirler. Çoğunlukla boğaz ağrısı ve üst solunum yolu kabul edilerek gereksiz ve yanlış tedavi görürler. Tiroid bezi tümörleri tiroid hastalıkları arasında en az sıklıkla gördüğümüz hastalık grubudur. Bunlar çoğunlukla (%95) iyi huylu (adenom) tümörlerdir. Çok azı (%5) kadarı kötü huylu (karsinom) durlar. Zamanında teşhis edildiğinde son derece yüz güldürücü neticeler alınır.

Yukarıda en sıklıkla gördüğümüz bazı tiroid hastalıkları anlatılmıştır. Bunların erken teşhis edilmeleri halinde, tedavileri ile son derece iyi sonuçlar alınmaktadır.

Tiroid bezi hastalıklarında tanı yöntemleri:Tam kan sayımıTiroid bezi hormon ölçümleri ( T3 , T4 , TSH )Tiroid bezi antikorlarıTümör markırları ( işaretleyiciler )Direkt toraks grafisiTiroid ultrasonografisiTiroid sintigrafisiTiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi (TİİAB)Tiroid MR , tomografi incelemeleri

Page 4: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

4

Zatürre (Pnömoni) Ne Demektir?Zatürre; akciğer dokusunun mikroorganizmalar-la (mikroplarla) oluşan iltihabına verilen isimdir. Enfeksiyonlara bağlı ölümlerin en sık nedenidir. Dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklar sırala-masında zatürreler 6. sıradadır. Zatürreye yakalanan hastalarda ortalama ölüm oranı %5’tir.

Zatürre Nasıl Oluşur?Genellikle mikroplar, akciğerlere soluduğumuz hava ile alınır. Bunun da en sık nedeni enfekte (mikrobu taşıyan) bireylerin öksürmesi, aksırması sonucu havada birkaç saat asılı kalan enfekte damlacıklardır. Bunun dışında kötü el ve ağız hijyeni, aspirasyon (mide içeriğinin ya da yabancı cisimlerin akciğerlere kaçması), vücudun başka bir yerinden mikropların kan yoluyla akciğerlere ulaşması, solunum makinası (ventilatör), tümörler, 48 saatten daha uzun süre hastanede kalma diğer zatürre nedenleri ve mekaniz-maları olarak sıralanabilir.

Zatüre İçin Riskli Durumlar Nelerdir?- İleri yaştaki bireyler- Bilinç kaybı ya da bakım hastaları- Aspirasyon durumları- Sigara ve alkol bağımlıları- Diyabet (şeker hastalığı), kronik kalp, böbrek ya da karaciğer hastalıkları olanlar- Bağışıklığı baskılanmış hastalar (doğuştan ya da sonradan kazanılan bağışıklık problemleri, kanserler ve kemoterapiler, uzun süreli kortizon tedavileri vb.)- Zehirli duman ve gazları soluyanlar (işçiler, itfaiye-ciler vb.)

Zatürre Teşhisi Nasıl Konur?Genellikle hastanın şika-yetleri, öyküsü, muayene bulguları ve akciğer grafisi ile teşhis konmak-tadır. Şüpheli durumlar-da (tümör, tüberküloz, akciğer embolisi, abse vb.) akciğerin tomografik görüntülemesi gerekebilir.

Zatürre Nasıl Tedavi Edilir?Zatürrelerin temel tedavisini antibiyotikler teşkil et-mektedir. 65 yaş üstü olan hastalar, bilinç bulanıklığı olan hastalar, zatürresi birden fazla akciğer lobunu etkilemiş olan bireyler, bağışıklığı baskılanmış has-talar, kronik hastalıkları olanlar, solunum yetmezliği olan hastalar hastaneye yatırılarak tedavi edilme-lidirler. Hekimler için Türk Toraks Derneği’nin “Pnömoni Tanı ve Tedavi Rehberi” yayınlanmıştır. ( HYPERLINK “http://www.toraks.org.tr/”http://www.toraks.org.tr/)

ZATÜRRE (PNÖMONİ)

Uzm. Dr. İsmail EROĞULLARIÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Göğüs Hastalıkları Uzmanı

Kış aylarında özellikle solunum yolu enfeksiyonlarında önemli bir artış gözlenir. Nezle, grip, faranjit, larenjit, sinüzit, bronşit, zatürre gibi has-

talıkların görülme sıklığı artar. Kış mevsiminde özellikle bu dönemlerde artış gösteren ve iyi tedavi edilmediğinde ölüme bile yol açabilen hasta-lıklardan zatürreye karşı dikkatli olmak gerekiyor. Zatürreler, dünyada

en çok ölüme neden olan hastalıklar sıralamasında 6. sıradadır.

Zatürrenin Belirtileri Nelerdir?- Ateş - Öksürük- Balgam çıkarma- Üşüme, titreme, kırgınlık, bitkinlik- Göğüs ağrısı- Çarpıntı- Sık soluma- Kan tükürme- Bilinç bulanıklığı

Zatürreden Korunmanın Yolları var mıdır?- 65 yaş üstü bireylerin, sağlık personelinin, kışla ve okul gibi toplu yaşam alanlarındaki bireylerin, kronik hastalıkları olan bireylerin 6 yılda bir ve her yıl sonbaharda influenza (grip) aşılarını yaptırması,- El ve ağız hijyenine dikkat edilmesi,- Enfekte bireylerin ve temaslıların bulunduğu ortamın iyi hava-landırılması, maske vb. tedbirlerin alınması zatürreden korunmada önemli tedbirlerdir.

Hafif Yanıklar: Ağrı duruncaya kadar yanık olan yeri musluğun altına tutun veya so-ğuk suya batırın (en az 10 dakika). Şişme başlamadan önce yüzük, bilezik, saat gibi takıları çıkarın. Yanık yeri temiz bir bezle örtün. Ağır Yanıklar: Hastayı yanan yer zemine değmeyecek şekilde yatırın. Yanık yerin üzerine soğuk su dökün. Yanık kol, bacak gibi organlardaysa, şişmeyi önlemek için yükseğe kaldırın. Yaralının üzerindeki takıları çıkarın, sıkı giysileri gevşetin. Yanık yeri, temiz bir bezle örtün. Yanık, kaynar su ile haşlanma ise ıslanan giysileri çıka-rın.Yanık yerinde damar dışına çıkan sıvının kaybı şoka zemin hazırlar. Bu nedenle şoku önlemeye çalışın. Yaralının bilinci yerinde değilse, hava yolunu açık tutun. Dikkat!... içi su dolu kabarcıkları asla patlatmayın, yanık deri parçalarını çıkarmayın. Yapışan giysileri çıkarmaya çalışmayın. Losyon, kolonya, merhem, yağ, diş macunu, yoğurt gibi maddeler sürmeyin. Pudra ve benzeri sıvı emici maddeler dökmeyin.

İlk yardım - Yanıklar

Page 5: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

5

Yanlış : Ameliyat oldum ve bana platin takıldı !!!

Doğru : Ortopedi ve Travmatoloji Cerrahisi’nde platin, kullanılan bir metal değildir. Yaygın olarak çelik veya titanyum kullanılmaktadır. Çelik , özel ameliyatlar için üretilmiş bir çeliktir. Son zamanlar-da kullanılan titanyum ise MR uyumlu olduğundan tercih edilir.

Yanlış : El bileğinde ağrı var. Damar damar üzerine bindi !!!!

Doğru : Damarın damar üzerinde olması bir ağrı sebebi değildir. Zaten damarlar anatomik olarak üst üste bulunurlar. Yani atardamar toplardamar yan yana üst üste bulunur. Bunlara birde sinir eşlik eder. Yanlış : Kırık, hastanın yaşı ile doğru orantılı iyileşir. Yani 4 yaşındaki bir çocuğun alçısı 4 gün kalır.

Doğru : Çocuklarda kırık iyileştirme potansiyeli erişkinlerden kat ve kat fazladır. Ancak Ortopedi ve Travmatoloji Cerrahisi’nde hiçbir kırık 4 günde iyileşmez. Örneğin el bileği kırığı iyileşmesi için geçmesi gereken süre kırığın şekline bağlı olarak 3 ila 6 haftadır. Eğer 4. günde yapılmış olan alçı çıkar-tılırsa kırık eğri kaynar veya kaynamaz.

Yanlış : Dizimin içinde şişlik oldu. Doktor su çekmek istedi. Ama komşularımız dizden su çekmek zararlıdır dedi ve çektirmedim.

Doğru : Diz içinde sıvıyı oluşturan sinovyum deni-len bir doku vardır. Bu dokuya uyarı geldiğinde diz içi sıvısında artma meydana gelir. Örneğin menisküs dediğimiz diz içi conta sistemi bozulduğunda üst uy-luk kemiği kıkırdağı alttaki kemiğin kıkırdağına sür-tünmeye başladığında vücut kendisini savunmak için eklem içi sıvısını arttırır. Yapılmış olan diz içi sıvı devamlı orada kalmaz. Sinovyum dokusu arasından yapılıp emilir. Bazen yapım fazla olur emilimde bir kusur meydana gelir. İşte o zaman vücudun savunma sistemine yardım amaçlı sıvı çekme işlemi yapılır ve hastanın dizi rahatlatılır.

Yanlış : Spor travması sonrası 1. gün soğuk 2. günden itibaren sıcak tedavi yapılır.

Doğru : Spor travmasın-da sıcağın yeri yoktur. Her zaman soğuk tedavi verilir.

Yanlış : Çocuğum 3,5 yaşında ayaklarında düz tabanlık var. Komşula-rım çelik bot giymesini tavsiye etti.

Doğru : 3,5 yaşındaki çocukların bacakları genelde (X) şeklindedir. Ayaklar da dizlerin birbi-rine olan bu yakınlığını kompanse etmek için

içe doğru eğilirler. Çocuğun büyümesi, kilo alması devam ettiği ve ayak bilekleri de kıkırdak olduğu için ayrıca içe doğru eğilebilir. Ayak kaldırıldığında normal şeklini alıyorsa bu ayaklar esnek düz taban-dır. Bu yaş civarındaki çocuklarda olması gerekende budur. Eğer gerekli olmadan çelik bot kullanılırsa çökmeyecek tabanda çöker ve düztabanlık oluşur.

Yanlış : Doktor film çektirdi. “Filmde çıkık yok” dedi. Mahallemizdeki çıkıkcıya gittik. “Çıkık var dedi. Doktorlar kırıktan anlar, çıkık bizim işimiz” dedi.

Doğru : Ortopedi ve Travmatoloji’deki en acil durumlardan biri çıkıktır. Ve bu muayene ile bile anlaşılabilir. Eğer bir röntgen çekildiyse de net bir şekilde çıkık olup olmadığı saptanır. Yani doktorlar kırıktan da çıkıktan da anlarlar.

Op. Dr. Serhan ÖZLÜÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİDE DOĞRULAR - YANLIŞLAR Hemen her konuda olduğu gibi kulaktan dolma bilgiler Ortopedi ve Travmatoloji’de de bazen tedaviyi etkileyecek yanlışlara yol açmakta-dır. Toplumda bilgi olmadan fikir sahibi olma hastalığı tedavi edilme-diği sürece de tedavi bu yanlışlardan etkilenecektir. Ortopedi ve Travmatoloji’de en sık yapılan yanlışlar;

Page 6: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

6

Göğüsler, kadınlığı simgeleyen en önemli fonksiyonel ve estetik organlardan birisidir.Göğüs yapısında bozulma oluşan bayan hastalara yapılan ameliyatlar meme estetiği ya da göğüs estetiği başlığı altında toplanabilir. Her kadın, estetik olarak güzel görünümlü göğüslere sahip olmak ister. Doğum ya da aşırı kilo alıp verme meme yapısında bozulmaya sebep olabilir. Bu gibi durumlarda göğüs küçültme ya da dikleştirme ameliyatı yapılır. Göğüs yapısının normalden çok küçük olması durumu ise göğüs büyütme ameliyatı ile düzeltilir.

Meme BüyütmeMemeler kadının beden görünümünde fiziği tamamlayan yapılardır. Meme hacmi küçük olduğu zaman vücut kontur görünümü eksik kalır. Memeler, yapısal olarak değişik nedenlerle küçük olabilir. Biri diğerinden daha küçük, asimetrik olabilir. Doğumsal olarak bir tanesi hiç olmayabilir. Her iki memenin eşit hale getirilmesi yada hacminin arttırılması için, günümüzde en geçerli yöntem silikon protezler (implant)dir. Meme protezlerinde esas madde protezin dış yüzeyinde yer alan silikondur. İçindeki dolgu maddesi farklı olabilir. Her protezin kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Bunlar ameliyattan önce detaylı olarak konuşulmalı ve hangisinin kullanılacağına birlikte karar verilmelidir. Silikon içeren ürünler kozmetik sanayide ve tıpta başka amaçlarla da kullanılmaktadır. Meme protezleri, meme şeklinde hazırlanmış balona benzer yapılardır. Yuvarlak ve anatomik denilen damla şeklinde olanları mevcuttur. Memedeki duruma uygun olarak bunlardan biri seçilir. Balon

kısmı silikondan yapılmıştır; vücuttaki dokulara uyum sağlaması için protezin yüzeyi pürtüklü olarak üretilmiştir. Dış yüzeyi silikon olan balonun içinde yine silikon orijinli jel vardır. Bunlar çeşitli boyutlarda kullanıma hazır halde üretilmiştir. ABD’de FDA (Food and Drug Administration ) tarafından 2006 yılı Kasım ayında onayı alınmıştır. Meme büyütme ameliyatı için kullanılacak silikon protez meme başı etrafındaki kahverengi areola bölgesi ile cilt birleşim yerinden ya da meme altında yapılacak 3-4 cm’lik bir kesiden, direk meme dokusu altına ya da kas dokusu altına yerleştirilerek operasyon gerçekleştirilir. Ameliyat sonrasında 4-6 hafta süre ile hastaya özel bir sütyen giydirilir. Operasyonun vücut imajını güzelleştiren, kişinin kendine güvenini arttıran bir sonucu vardır.

Meme KüçültmeEstetik meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik ameliyatlardan biri gibi gözükmekle birlikte aslında tek başına estetik değil rekonstrüktif bir ameliyattır. İriliğe bağlı sarkık bir meme, kadında sırt ve boyun ağrılarına neden olabilir, kamburluğa yol açabilir. Sütyenin kol sinirlerine baskı yapmasına bağlı uyuşmalar olabilir. Nefes almada güçlük çekilebilir. Meme derisi ile göğüs derisinin devamlı birbirine sürtünmesi sonucu meme altı oluşunda pişikler olabilir, yaralar açılabilir. Günlük fiziksel aktivite sınırlanabilir. Ayrıca iri meme giysi seçimi konusunda zorluklar yaratırken, kadının kendini beğenmemesi de sosyal ve psikolojik sorunlara sebep olur.

Meme küçültme amacıyla uygulanacak bir ameliyat, memelere doğal bir görünüm kazandırır, yukarıda sıralanan sorunlar ortadan kaldırılmış olur ve kişinin yaşamı kolaylaşır. Estetik meme küçültme ameliyatında büyük olan meme dokusu kişinin vücut ölçülerine göre yeniden şekillendirilir. Fazla meme dokusu ve üzerindeki deri çıkartılır. Meme başı olması gereken yere taşınır. Estetik meme küçültme ameliyatı genel olarak iyi ve kalıcı sonuç veren, özellikle kadının giyim tarzını kolaylaştıran bir ameliyattır. Yeni şekillendirilmiş meme uzun süre dayanıklı olur, ancak kilo değişiklikleri, gebelik, emzirme ve yer çekimi, memede hacim artışına ve sarkıklıklara neden olabilir.

Meme DikleştirmeEstetik meme dikleştirme ameliyatında, sarkık haldeki meme dokusu yeniden şekillendirilir, fazla deri çıkartılır. Meme başı olması gereken yere getirilir. Ameliyat genel anestezi ile hastane koşullarında, ameliyathanede yapılır. 1,5 - 2 saat sürer. Uygun hastalarda, sadece meme protezi konarak sarkıklık ortadan kaldırılabilir. Hasta 3 - 4 gün içinde işine dönebilir. 3 ay ağır sporlardan uzak durması önerilir. Estetik meme dikleştirme ameliyatı genel olarak iyi ve kalıcı sonuç veren, kişinin ve eşinin ruh sağlığını düzelten onları yaşama daha bağlı hale getiren bir ameliyattır.

Meme Estetiği Operasyonları

Op. Dr. Ö. Betül ACARÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

Göğüsler, kadınlığı simgeleyen en önemli fonksiyonel ve estetik organlardan birisidir. Göğüs yapısında bozulma oluşan bayan

hastalara yapılan ameliyatlar meme estetiği ya da göğüs estetiği başlığı altında toplanabilir.

Page 7: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

7

Mideye geçiş anında alt özofagus sfinkteri olarak adlandırılan fonksiyonel kapak gevşer ve mideye taşınır. Ayrıca bu kapak ve birkaç farklı engelleyici mekanizma aracılığıyla mide içeriğinin yemek borusuna tekrar geçişi engellenir. Zaman zaman her insanda mide içeriği artan mide basıncını azaltmak amacıyla yemek borusuna kaçar. Mide, gıdaları sindirmek amacıyla yoğun bir asit salgısı üretir. Bu asit mide dokusunda da tahribata sebep olur, ancak mide kendini korumak için mukus denen sümüksü bir madde salgılar. Yemek borusuna mide içeriğinin kaçması, mide gibi kendini bu asitten koruma becerisi olmayan yemek borusunda tahribata sebep olur. Ancak bu durumun hastalık adını alabilmesi için, haftada iki defadan daha fazla şikayete sebep olması ve üst solunum yollarında tahribatlara neden olması sonucunda Gastroözofagial Reflü Hastalığı olarak adlandırılır.

Reflü Belirtileri Nelerdir?Hastaların % 87’sinde göğüs kemiğinin arkasında mideden yukarıya doğru yayılım gösteren yanma karakterinde bir ağrı ve ağza acı, ekşi su ve bazen gıda gelmesiyle oluşan şikayetlere sebep olur.

Hastaların bir kısmında bu yanmanın yanı sıra yutma güçlüğü, ağrılı yutma, bulantı ve ağza ani tükürük salgısı gibi sıvı doluşu vb. yakınmalara da sebep olabilir. Reflü hastalığında yemek borusu dışında gırtlak, yutak ve üst solunum yolları ile ilgili yakınmalara da sebep olabilir. Kuru tekrarlayıcı tedaviye yanıtsız öksürük, tekrarlayan larenjit, farenjit, astım ataklarında artış ve tedaviye yanıtsızlık, sinüsler ve kulaklarla ilgili tedaviye yanıtsız yakınmalarda GÖRH düşünülmelidir.

Hastalığın Teşhisi Nasıl Konulur ?En önemli teşhis aracı, hastaların şikayetlerine dayanmaktadır. Ayrıca bazı provokasyon testleri, gastroskopi ve yemek borusunun alt kısmından alınan biyopsi örneklerinde histopatolojik değişiklikler, mide asit kaçağını gösteren Özofagial pH Metre’dir.

Ne zaman doktora başvurulmalıdır ?Yutma güçlüğü, göğüs ağrısı, kilo kaybı, mide içeriğinin akciğere kaçması, kanlı veya kahve telvesi

gibi kusma ve siyah renkli dışkılama, uzun süredir devam eden yakınmaların geçmesi! gibi durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

Reflü Komplikasyonları Nelerdir?Yemek borusunda ülserler ve yaralar, yemek borusunda kansere dönüşüm potansiyeli taşıyan mide ve barsak tipi hücresel değişiklikler (Barrett Metaplazisi), yemek borusunda kalıcı darlıklar (striktür) ve üst solunum yollarına ait değişiklikler izlenebilir.

Nasıl Tedavi Edilir?Yaşam tarzı değişiklikleri: Obezlerin kilo vermesi ve ağza doğru katı gıda kaçağı olanların gece uyumadan önceki üç saatlik periyotta yemek yemeyip ve yastığını belden itibaren yükseltmesi istatistiki olarak kabul gören en önemli önlemlerdir. Ayrıca sigara ve alkolden uzak durmak, aşırı yağlı ve baharatlı gıdalardan uzak durmak, aşırı çay, kahve, taze meyve suları, gazlı içeceklerden uzak durmak ve porsiyon küçültmek şikayetleri azaltmaya yönelik katkı sunan girişimlerdir.

Medikal tedavi: Mide asit salgısını azaltan proton pompa inhibitörleri, histamin tip 2 reseptörleri engelleyici ilaçlar ve prokinetik olarak adlandırılan ilaçlar kullanılır. Ancak bu ilaçların kullanımı ile kaçak engellenemezken sadece kaçan maddelerin yemek borusuna olan tahriş potansiyelleri azaltılmış olur ve dolayısıyla hastanın yakınmaları kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu ilaçların yan etkileri, ne kadar süre ve hangi dozlarda kullanılacağı ile ilgili mutlaka bu hususta beceri sahibi hekimlerden yardım alınmalıdır.

Cerrahi tedavi: İlaç tedavisine alternatif bir yöntemdir. Midenin üst kısmı yemek borusunun etrafına, mide ile birleşim noktasında sarılarak kapak etkisi güçlendirilerek kaçağın önüne geçilmeye çalışılır. Ameliyattan sonra şişkinlik, geğirememe, kusamama, nadiren kusamama ve kalıcı olabilen yutma güçlüğüne sebep olabilir. Hastaların önemli bir bölümünde cerrahi operasyondan 5-10 yıl sonra tekrar ilaç ihtiyacı olabilmektedir.

Tedavi süresi ne olmalıdır ? Reflü hastalığı kalıcı ve tekrarlayıcı bir hastalıktır. Hastaların bir bölümünde sürekli, bir bölümünde ihtiyaca binahen ilaç tedavisi verilir ve bu tedaviler çoğunlukla şikayetlerin ve bazı komplikasyonların önüne geçebilmektedir. Ancak bu süreklilik arzeden ve yaşamı tehdit edebilen sonuçları (komplikasyonları) olan bu hastalığı iyi yönetmek hekim ve hastanın uyum ve işbirliği ile olabilecektir.

Uzm. Dr. Ahmet Yekta TÜZÜNÖzel Antalya Yaşam Hastanesi

Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı

Gastroözofagial Reflü Hastalığı (GÖRH)Ağızdan aldığımız gıdalar, özofagus (yemek borusu) olarak adlandırılan, çeşitli kas hücrelerinden oluşan tüp şeklinde bir organ aracılığıyla düzenli kas kasılmaları ile mideye taşınır. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20’sinde reflü görülmektedir.

Page 8: Sağlıklı Yaşam Bülten - 8

Ö Z E L Y A Ş A M H A S T A N E S İ B Ü L T E N O c a k - Ş u b a t 2 0 1 2

8

İmtiyaz SahibiÖzel Antalya Yaşam Hastanesi adına Dr. Cemal ÖZKAN

Yazı İşleri SorumlusuAyşe TUNÇHalkla İlişkiler Müdürü

Bültende yer alan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.

Özel Antalya Yaşam Hastanesi Sağlık BülteniSAĞLIKLI YAŞAM

Tasarım: Yediiletişim0242 324 79 77

Baskı: Kutlu Avcı Ofset0242 346 85 85

MERT EFE ZALOĞLUDoğum Tarihi : 06.09.2011 Anne Adı : LEYLA SELİN Baba Adı : YAKUPCinsiyet : Erkek Boy : 50 cm Kilo : 3.480 gr.

ECEM DİNÇERDoğum Tarihi : 01.11.2011 Anne Adı : EVRİM ULAŞ Baba Adı : CEMCinsiyet : Kız Boy : 50 cm Kilo : 3.170 gr.

SU DENGÜRDoğum Tarihi : 23.11.2011 Anne Adı : PINAR Baba Adı : SÜLEYMANCinsiyet : Kız Boy : 51 cm Kilo : 3.800 gr.

HASAN HÜSEYİN BİRERDoğum Tarihi : 20.09.2011 Anne Adı : NURGÜLBaba Adı : HÜSEYİN HÜSNÜCinsiyet : ERKEK Boy : 49 cm Kilo : 3.000 gr.

BADE BAŞARDoğum Tarihi : 04.10.2011 Anne Adı : MEDİNE Baba Adı : UMUTCinsiyet : Kız Boy : 47 cm Kilo : 2.880 gr.

ATLAS ÇOBANOĞLUDoğum Tarihi : 15.12.2011 Anne Adı : BİLGE GÜÇSAL Baba Adı : BERK ALİCinsiyet : Erkek Boy : 51 cm Kilo : 3.500 gr.

Tesekkür mektupları.