nizart-i kuh istanl

2
Sa'd b. EbG Vakkas KGfe ' yi kurarken Ni- zikl kabilelerini merkez camisinin zamanlar- da Yemen kabilelerinin KGfe'deki Kuzey ma- hallelerin Nizar biliniyordu ve Abbasller döneminde de Kuzey Arap- bu adla Abdülber en- Nemerl de bütün Adnanller'in Beni Nizar kaydeder s. 36 ). kabile asabiyetini yasakla- erken itibaren görülen Kahtani-Adnanl mücadelesine lam da Erne- viler devrinde Kuzey ve Güney ara- meydana gelen ve Mercirahit sava- gittikçe malarda Adnan nadiren duyulurken Nizar Yemen, Ezd ve Kaht an mu- kabili olarak Kays'a da Nizar ve onun Mead ve görülmektedir. grup da meydana gelen bu mücadeleler neti - cesinde Emevller'e ve Abbasller'e yönelik çok ayaklanma dini ve siyasi ortaya Ni- zar b. Mead'dan bu iki kabile daha bunlar Kahtanller'in ko- lu Nizar b. Enmar ile kolu Nizar b. : Putlar Kitab al-As nam (tre. Beyza Ankara 1969, s. 27 ; es-Slr e ö mer Abdü sselilm Tedmüri). Beyrut 1987, 1, 15, 89-91; Sa'd, M. Abdül kad ir At a) . Beyrut 1410/1990, 46-49; Hab1b, s. 132; Ku- teybe, el-Me'ani 'l-keblr /i ebyati'l-me'anl, Hay- ctarabad 1368/1949, 353; ll, 640, 855; Belazü- ri. FütQh (Fayda). s. 395-396, 649; a.mlf.• Ensab (Zekkar) . 28, 35-36; Ya'kübi, T tlril], 223-224; Taberi. Tari/) (Ebü' l-Fazl). 560; ll, 268-270; V, 546, 548; VII , 100, 235-236, 285, 303; Vlll, 251 ; Abdürabbih, Abd ülmecld et-Terhinl). Beyrut 1987, ll, 66; VI, 179; Mes'üdi, Mürücü '?·?eheb (Abd ül hamid ). ll , 113-1 14; Ebü'I- Ferec el-Eganl, X111 , 86-88; Ab- dülber en-Nemerl, 'a la el-Ebyari). Beyrut 1405/ 1985, s. 30, 36-38; Yakut . Mu' ce'l- büldan, 105; 200; 111 , 123; IV, 491-492; Nüveyr1, Nihayetü'l-ereb, ll, 327-329; XVI , 9; Haldun. ll, 240, 298- 300; 1, 390-392; Yüsuf b. en -Nebhilni, ccetul- lah 'al e'l-'alemln, ts . (ei-Mektebetü'l- islami yye). s. 2 18-219; Cevad Ali. 327, 375, 381 , 394-396, 496 vd .; 111 , 191-192; IV, 327; IX, 451; Kehhi\le, Mu' ce' Arab, Beyrut 1402/1982, 111, 1177-1178; en-Nas. el-Kabil'ilü'l-'Arabiyye ensabüha ve a'lfi- müha, Beyrut 1421 /2 000, 1, 102-104; G. Levi Della Vida , "Ni zar'', IX, 333-335; leyman "Firaset", X111 , 116. li! MusTAFA SABRi ..., NizAR b. MÜSTANSIR Ebu Mansur el-Mustafa- Lidlnill ah Nizar b. Mead b. All . 488/ 1095) Halifesi büyük ve iki büyük kolundan Nizariyye'nin L (bk. NizARiYYE). _j ..., NizARi-i ANi ( Hakim Sa ' düdd!n b. b. Muhammed Nizari-i Kuhistani (ö. 720/ 1320) L _j Kuhistan bölgesinde Bir cen d ri TGn dünya- ya geldi. bilgilerin tarihi için kaynaklarda verilen 645 (1247- 48) da M üna- ?: ara-i u Ruz mesnevisinde 699 ( 1299-1300) elli söy- lemesi ve Ede bnam e mesnevisini 695'- te ( 1 2 96 ) elli bilinmesi bu tarihin göstermekte- dir. kaynaklarda bünyesi oldu- Nizari ifade edilmesi bunu Nizari ne mensubiyetiyle veya ho- Seyyid Ebü'I-Hamd Mehdi b. Nizar'la de Hizmetine gir- Sünni Kertler'in kendisiyle övündük- leri bir inanmak zor görünmekle bir- likte bizzat kendisi söyle- mektedir. büyük mülk sahiplerinden biriydi. An cak ail esinin zamanla vergilerden zor duruma Herat ve Kuhistan emirleri. bilhassa Gur- sonra Herana kurulan Kert em yine itibar sahibi olan ba- alan Nizari, daha son- ra dönemin önde gelen alimlerinden fel- sefeden edebiyata kadar birçok konuda ders Eflatun, Aristo, Sina ve Nasirüddin-i gibi filozoflardan bahsetmesi felsefe, Mansur ve Ba- yezid-i Bistami'yi zikretmesi de tasavvufa olan ilgisini ortaya Arapça'- Türkçe de bilen Nizari genç NiZART-i KUH i STANl söylemeye Kertler'den 1. 24 5-1 278) sa- raya intisap ederek divanda görev Firdevsi. UnsGri, Senai, En- veri gibi de en çok etkisinde Sa'- di-i ile de Kendisin- den etkilenenler Envar ve Veli Nizari. özellik- le inanç ve zamanlarda kendisini çekemeyenlerin it- ve saraydan zo- runda 678'de ( 1279) ve iki süren seyahatlerinin birinde Teb- riz, Gürcistan, Derbend, Erran ve Bakü'ye Buralarda Vez ir seddin ei-Cüveyni'nin birçok devlet alim ve Son dönemlerinde vazgeçip daha mutedil bir yol tercih etti- ve eski söylenir. sonuna ziraat üzere inzivaya çekilen Nizari. Bircend'de vefat etti. hüküm bir or- tamda Nizari'nin dev- rin sosyal ve fikri hareketlerini görülür . Edebi kudretini daha çok gazellerinde gösteren ilk ta sade ve basit görülen bir tahayyül ve kültürün izlerini Günü- müze divan kaside, ga- zel , terkibibend, terciibend ve rubai- lerinin DestCzrname, Setern am e, Ezher ü zhir, ra -i u Ruz mesnevileri ve man- zum yer En uzun mesne- visi 10.000 beyitlik Ezher ü M üzhi r'dir. Beyit 20 .000'i geçen en Saint Petersburg Devlet Kü- tüphanesi'nde (Münzevl . III , 1895 ). Müzahir Musaffa dan (Tahran 1371-1 373 992-1 994) . mesnevisi Evge- nii Eduardoviç Bert hels Rus- ça'ya (Leningrad 1926). : Te? kire Muhammed Abbasi). Tahran 1337 s. 257-261; Emln-i Ahmed-i Ra- zi, He{t Cevad ye ri ve ta- rih i yok ] Ali Ekber ilmi). ll, 322- 323; Lutf Ali Bek, Ca'fer-i Tahran 1336 ll , 529; Browne. LHP, 111 , 154-155; Tebrlzi. '1- edeb, IV, 188; S a- fa, Edebiyyat, 111/2, s. 731 -745; Ali Mücte- hidzade , der Hal u Nizari- i Kuhistanl, Tahran 1335 Rypka. HIL, s. 255 - 256 ; a.mlf .. T ra n der Se/- ve Mogülan (tre. Ya' küb-i Ajend). Tah- ran 1364/1 986 , s. 116-119 ; Münzevi, Fihris, 111 , 1895; IV, 2811-281 2, 2911 ; Ahmed Al i Han Sendi- levi. Te?kire- i Mal)zeni'l-gara' ib, islamabad 1373/ 1994, V, 351-353; Nadia Eboo Jamal. Surviving 199

Upload: others

Post on 09-Jun-2022

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: NiZART-i KUH iSTANl

Sa'd b. EbG Vakkas KGfe'yi kurarken Ni­zikl kabilelerini şehrin merkez camisinin batı tarafına yerleştirmişti. İlk zamanlar­da Yemen kabilelerinin ağırlıkta olduğu KGfe'deki Kuzey Arapları'nın yaşadığı ma­hallelerin tamamı Nizar adıyla biliniyordu ve Abbasller döneminde de Kuzey Arap­ları bu adla anılıyordu . İbn Abdülber en­Nemerl de bütün Adnanller'in Beni Nizar adıyla anıldığını kaydeder (el-İnbah, s. 36).

İslamiyet'in kabile asabiyetini yasakla­masına rağmen erken çağlardan itibaren görülen Kahtani-Adnanl mücadelesine İs­lam sonrasında da rastlanmaktadır. Erne­viler devrinde Kuzey ve Güney Arapları ara­sında meydana gelen ve Mercirahit sava­şının ardından gittikçe yoğunlaşan çatış­malarda Adnan adı nadiren duyulurken Nizar Yemen, Ezd ve Kaht an adlarının mu­kabili olarak kullanılmakta, Kays'a karşı da Nizar ve onun yanında Mead ve Mudar' ın

kullanıld ığı görülmektedir. İki grup arasın­da meydana gelen bu mücadeleler neti­cesinde Emevller'e ve Abbasller'e yönelik çok sayıda ayaklanma olmuş . çeşitli dini ve siyasi karışıklıklar ortaya ç ıkmıştır. Ni­zar b. Mead'dan başka bu adı taşıyan iki kabile daha vardır ; bunlar Kahtanller'in ko­lu Nizar b. Enmar ile Kureyş'in kolu Nizar b. Muays'tır.

BİBLİYOGRAFYA :

İbnü'I-Kelbi, Putlar Kitabı : Kitab al-Asnam (tre. Beyza Düşüngen ). Ankara 1969, s. 27 ; İbn Hişam. es-Slre (nşr. ö mer Abdüsselilm Tedmüri). Beyrut 1987, 1, 15, 89-91; İbn Sa'd, et-Taba~at (nş r. M. Abdülkad ir Ata) . Beyrut 1410/1990, ı,

46-49; İbn Hab1b, el-Mu/:ıabber, s. 132; İbn Ku­teybe, el-Me'ani 'l-keblr /i ebyati 'l-me'anl, Hay­ctarabad 1368/1949, ı, 353; ll, 640, 855; Belazü­ri. FütQh (Fayda). s. 395-396, 649; a.mlf .• Ensab (Zekkar) . ı , 28, 35-36; Ya'kübi, Ttlril], ı , 223-224; Taberi. Tari/) (Ebü' l-Fazl). ı , 560; ll, 268-270; V, 546, 548; VII , 100, 235-236, 285, 303; Vlll , 251 ; İbn Abdürabbih, el-'İ~dü'l-ferld (n şr. Abdülmecld et-Terhinl) . Beyrut 1987, ll, 66; VI, 179; Mes'üdi, Mürücü '?·?eheb (Abdülhamid). ll , 113-1 14; Ebü'I­Ferec ei - İsfahani. el-Eganl, X111 , 86-88; İbn Ab­dülber en-Nemerl, el-İnbah 'ala ~aba' ili 'r-ruva t (nş r. İ brahim el-Ebyari). Beyrut 1405/ 1985, s. 30, 36-38; Yakut. Mu'cemü'l-büldan, ı , 105; ıı , 200; 111 , 123; IV, 491-492; Nüveyr1, Nihayetü 'l-ereb, ll , 327-329; XVI, 9; İbn Haldun. el-'İber, ll, 240, 298-300; Kalkaşendi. Şub/:ıu 'l-a'şa (Şemseddin ), 1, 390-392; Yüsuf b. İsmail en-Nebhilni, Hüccetul­lah 'ale'l-'alemln, Diyarbakır, ts. (ei-Mektebetü' l­islamiyye). s. 218-219; Cevad Ali. el-Mu{aşşal, ı , 327, 375, 381 , 394-396, 496 vd.; 111 , 191-192; IV, 327; IX, 451; Kehhi\le, Mu'cemü ~aba'ili 'l­

'Arab, Beyrut 1402/1982, 111, 1177-1178; İhsan en-Nas. el-Kabil' ilü'l-'Arabiyye ensabüha ve a' lfi­müha, Beyrut 1421 /2000, 1, 102-104; G. Levi Della Vida, "Nizar'', İA , IX, 333-335; Süleyman Uludağ , "Firaset", DİA, X111 , 116.

li! MusTAFA SABRi KüçüKAşer

ı ..., NizAR b. MÜSTANSIR

(~f ~ })l )

Ebu Mansur el-Mustafa- Lidlnillah N izar b . ei-Müstansır-Billah Mead

b . All ei-Fatıml

(ö. 488/1095)

Fatımi Halifesi Müstansır - Billah'ın büyük oğlu

ve İsmailiyye' nin iki büyük kolundan Nizariyye'nin imaını

L (bk. NizARiYYE).

_j

ı ..., NizARi-i KUHİST ANi

( ~~15})l )

Hakim Sa'düdd!n b. Şemsiddin b. Muhammed Nizari-i Kuhistani

(ö. 720/ 1320)

L İranlı şair.

_j

İran 'da Kuhistan bölgesinde Bircend şeh­ri yakınlarındaki TGn kasabasında dünya­ya geldi. Hayatı hakkındaki bilgilerin çoğu şiirlerinden çıkarılmaktadır. Doğum tarihi için bazı kaynaklarda verilen 645 (1247-48) yılının kesinliği tartışılmışsa da M üna­?:ara-i Şeb u Ruz adlı mesnevisinde 699 ( 1299-1300) yılında elli yaşını aştığını söy­lemesi ve Edebname mesnevisini 695'­te ( 1 2 96 ) elli yaşında yazdığının bilinmesi bu tarihin doğru olduğunu göstermekte­dir. Bazı kaynaklarda bünyesi zayıf oldu­ğundan Nizari mahlasını aldığının ifade edilmesi yanında bunu Nizari İsmailileri'­ne mensubiyetiyle açıklayanlar veya ho­cası Seyyid Ebü'I-Hamd Mehdi b. Nizar'la ilişkilendirenler de vardır. Hizmetine gir­diği Sünni Kertler'in kendisiyle övündük­leri bir şairin İsmaili olmasını hoş karşıla­yacaklarına inanmak zor görünmekle bir­likte bizzat kendisi İsmaili olduğunu söyle­mektedir. Babası Kuhistan'ın büyük mülk sahiplerinden bir iydi. Ancak şiirlerinden ailesinin zamanla Moğollar'ın koyduğu ağır

vergilerden dolayı zor duruma düştüğü, Herat ve Kuhistan emirleri. bilhassa Gur­lular'ın yıkılışından sonra Herana kurulan Kert em irliğinde yine itibar sahibi olduğu anlaşılmaktadır. İlk eğitimini şair olan ba­bası Şemseddin'den alan Nizari, daha son­ra dönemin önde gelen alimlerinden fel­sefeden edebiyata kadar birçok konuda ders aldı. Şiirlerinde Eflatun, Aristo, İbn Sina ve Nasirüddin-i TCısi gibi filozoflardan bahsetmesi felsefe, Hallac-ı Mansur ve Ba­yezid-i Bistami'yi zikretmesi de tasavvufa olan ilgisini ortaya koymaktadır. Arapça'­nın yanında Türkçe de bilen Nizari genç

NiZART-i KUH iSTANl

yaşta şiir söylemeye başlamış, Kertler'den 1. Şemseddin zamanında ( ı 245-1 278) sa­raya intisap ederek divanda görev almış­tır. Şiirlerinde Firdevsi. UnsGri, Senai, En­veri gibi şairlerden bahsetmişse de en çok Hayyam'ın etkisinde kalmıştır; çağdaşı Sa'­di-i Şirazi ile de görüşmüştür. Kendisin­den etkilenenler arasında Kasım-ı Envar ve Ni'metullah-ı Veli anılabilir. Nizari. özellik­le inanç ve düşüncelerinden dolayı çeşitli zamanlarda kendisini çekemeyenlerin it­hamına uğradı ve saraydan ayrılmak zo­runda kaldı. 678'de ( 1279) çıktığı ve iki yıl süren seyahatlerinin birinde İsfahan. Teb­riz, Gürcistan, Derbend, Erran ve Bakü'ye uğradı. Buralarda aralarında Vezir Şern­seddin ei-Cüveyni'nin bulunduğu birçok devlet adamı. alim ve şairle görüştü. Son dönemlerinde aşırı İsmaili inançlarından vazgeçip daha mutedil bir yol tercih etti­ği ve eski görüşlerinin çoğunu terkettiğ i

söylenir. Hayatının sonuna doğru ziraat iş leriyle uğraşmak üzere inzivaya çekilen Nizari. Bircend'de vefat etti.

Moğol istilasının hüküm sürdüğü bir or­tamda yaşayan Nizari'nin şiirlerinde dev­rin sosyal konuları ve fikri hareketlerini yansıttığı görülür. Edebi kudretini daha çok gazellerinde gösteren şairin ilk bakış­

ta sade ve basit görülen şiirleri geniş bir tahayyül ve kültürün izlerini taşır. Günü­müze ulaşan divan külliyatında kaside, ga­zel, kıta , terkibibend, terciibend ve rubai­lerinin yanında DestCzrname, Edebnfıme, Seternam e, Ezher ü Müzhir, Münfı?a­

ra -i Şeb u Ruz adlı mesnevileri ve man­zum mektupları yer alı r. En uzun mesne­visi 10.000 beyitlik Ezher ü M üzhir 'dir. Beyit sayısı 20.000'i geçen külliyatının en geniş nüshası Saint Petersburg Devlet Kü­tüphanesi'nde bulunmaktadır (Münzevl . III , 1895 ). Divanı Müzahir Musaffa tarafın­dan neşredilmiş (Tahran 1371-1 373 h ş./

ı 992-1 994) . DestCırname mesnevisi Evge­nii Eduardoviç Bert hels tarafından Rus­ça'ya çevrilmiştir (Leningrad 1926).

BİBLİYOGRAFYA : Devletşah . Te?kire ( n şr. Muhammed Abbasi).

Tahran 1337 hş . , s. 257-261; Emln-i Ahmed-i Ra­zi, He{t İ~ llm ( n şr. Cevad Faz ı! ), [baskı yeri ve ta­rih i yok ] (K itabfurGşi-yi Ali Ekber i lmi). ll , 322-323; Lutf Ali Bek, Ateşkede (nş r. Ca'fer-i Şeh1di). Tahran 1336 hş ./1957, ll , 529; Browne. LHP, 111 , 154-155; Tebrlzi . Reyf:ıjnetü '1-edeb, IV, 188; Sa­fa, Edebiyyat, 111 /2, s. 731 -745; Ali Rıza Mücte­hidzade, Ta/:z~i~ der Şer/:z-i Hal u Aşar-ı Nizari- i Kuhistanl, Tahran 1335 hş.; Rypka. HIL, s. 255-256 ; a.mlf .. Edebiyyat-ı Tran der Zaman- ı Se/­çü~ıyan ve Mogülan (tre. Ya'küb-i Ajend). Tah­ran 1364/1 986, s. 116-119; Münzevi, Fihris, 111 , 1895; IV, 2811-281 2, 2911 ; Ahmed Ali Han Sendi­levi. Te?kire-i Mal)zeni'l-gara'ib, islamabad 1373/ 1994, V, 351-353; Nadia Eboo Jamal. Surv iving

199

Page 2: NiZART-i KUH iSTANl

NiZART-i KUHiSTANT

the Mongols: Nizari Quhistani and the Conti­nuity of lsmaili Tradition in Persia, London - New York 2002; S. G. Borodin, "I:Iakim Nizil.ı:l-i l):u­histani", Ferheng-i İran-zemin, Vl/2-3, Tahran 1337 hş ., s. 1 78-203; Orhan Bilgin, "Nizari, Ha­yatı ve Eserleri", ŞM, Vlll (1972). s . 49-58; J. T. P. de Bruijn, "Nizarl l):uhistanl", EJ2, Vlll , 83-84.

r

L

~ RızA KURTULUŞ

NizARiYYE ( 4.i:;lj:Jf)

ismailiyye mezhebinin günümüze kadar gelen

en önemli kolu.

Fatımi Halifesi Müstansır- Billah 'ın hila­fet devresinin (ı 036- ı 094) sonunda Doğu ve Batı İsmailileri olarak iki kola ayrılan mezhep mensuplarından biri Nizariyye, diğeri Müsta'liyye adını almıştır. Müstan­sır- Billah'ın büyük oğlu Nizar'ın imameti­ni benimseyen Nizarller'e göre imarnet Ni­zar'ın hakkı iken gerekli tedbirleri alama­dığı için küçük kardeşi Müsta'll-Billah, ka­yınbiraderi ve ordu kumandanı Efdal b. Bedr el-Cemall'nin desteğiyle imametini ilan etti. Nizar ise yakalanıp İskenderiye Hapishanesi'nde öldürüldü (488/1095). fa­kat daha babasının sağlığında Mısır'a ge­len ve Efdal ile ihtilafa düşen Hasan Sab­bah'ın şahsında hırslı ve muktedir bir des­tekçi buldu. imarnet konusunda cereyan eden olaylar kırgınlıklara yol açmış, Hasan Sabbah başta olmak üzere Mısır dışında ve doğuda bulunan ismailller, Nizar'ı ve onun nesiini İslam dünyasının tek hakimi kabul ederek Mısır'daki resmi davetle iliş­kilerini kesmiştir. Bu gruba göre Nizar ve oğlu öldürüldüğü için küçük yaştaki bir to­runu Hasan Sabbah tarafından iran'a ge­tirilerekyetiştirildi. Mısır'da bulunduğu sı­

rada ismailiyye doktrinini öğrenen Hasan Sabbah, 483 (1090) yılında Kazvin 'in ku­zeybatısındaki Elburz dağları üzerinde sarp bir mevkide yer alan Alamut Kalesi'ni zap­tederek karargah edindi. Daha sonra böl­gedeki diğer kaleleri de ele geçirip haki­miyet alanını genişletti. Daller, dava için ölümü göze alan fedaller ve düşmanları içinde sayıları bilinmeyen sadık mensuplar Nizariyye'nin gücünü teşkil etmekteydi. Hasan Sabbah'ın kurduğu belirtilen ve Haş­şaşln diye anılan terör teşkilatı ise bölge­deki hanedanlar ve devlet adamları için da­ima bir korku unsuru olmuştur. Nizariyye geleneğine göre Hasan Sabbah ile iki ha­lefi imam olmayıp imarnın temsilcileriydi. Dördüncü Alamut hakimi Hasan Ala Zik­rihisselam, 1 7 Ramazan SS9 (8 Ağustos 1164) tarihinde kendisinin Nizar'ın neslin-

200

den gelen imam olduğunu, kıyamet diye isimlendirdiği yeni bir devrin başladığını, mistik hayatla bağdaşmadığı gerekçesiyle Şii fıkhını ilga ettiğini, mensuplarını na­maz, oruç ve diğer dini veeibelerden me­nedip içkiyi helal kıldığını ilan etti. Hare­ketleri tepkiyle karşıtanan Hasan'ın S61 '­de ( ı ı 66) öldürülmesinin ardından sırasıy­la A'la Muhammed, Celaleddin Hasan, Ala­eddin Muhammed ve Rükneddin Hürşah, Alamut Nizari imamlığını sürdürdü. Niza­ri imameti, HülagCı'nun 6S4 (1256) yılında Alamut ve çevresindeki kaleleri zaptet­mesi ve son Nizari imaını Rükneddin Hür­şah'ı katietmesiyle büyük bir kesintiye uğ­radı. Hürşah'tan sonraki imamlar hakkın­da güvenilir bilgi bulunmadığı gibi ima­rnet silsileleri de birbirinden farklıdır. Ni­zariyye'nin Ağa Hanlar kolunun kabul et­tiği imarnet silsilesi ancak XIX. yüzyıl son­larında benimsenmiştir. Alamut'un düş­mesinin ardından Nizari imamlarının Azer­baycan'da yaşadığı hakkında bazı bilgiler mevcuttur. Bu arada imam Şemseddin Muhammed'den (ö. 710/ 1310) sonra ih­tilafa düşen Nizariler arasında çoğunluğu teşkil eden Kasımşahller ve azınlıkta kalan Mü'minşahiler diye iki grubun ortaya çık­tığı bilinmektedir. Yapılan incelemelerde ll. Müstansır ile lll. Müstansır'ın mezarla­rının Mahallat yakınındaki Encüdan'da bu­lunduğu tesbit edilmiş olup büyük ihti­malle imarnet merkezi otuzuncu imam is­lam Şah (ö. 827/1424) tarafından Mahal­lat'a taşınmıştır. Safeviler dönemi iran'ın­da isnaaşeriyye'nin hakim bulunması se­bebiyle ismailiyye propagandası kısıtlan­mış , mezhep mensupları daha çok Orta Asya ve Kuzeybatı Hindistan'a yönelmiş­tir. iran'da bulunan Nizarller, XIX. yüzyıla kadar takıyye uygulayarak kendilerini Ni'­metullahiyye tarikatı mensubu olarak gös­termeye çalışmıştır.

Safevller'in yıkılışından sonra Nadir Şah zamanında Mahallat'ta isınam hakimiye­tinin devam etmesine rağmen kırk ikinci imam Seyyid Hasan döneminde imarnın ikametgahı Şehribabek'e taşındı. Kerim Han Zend'le iyi ilişkiler kuran kırk dördün­cü imam Ebü'l-Hasan Şah 17S6 yılında bey­lerbeyi unvanıyla Kirman valiliğine tayin edildi. Ebü 'l-Hasan'ın 1780'de vefatı üze­rine imam olan oğlu Halilullah Ali , Kaçar Hükümdan FethAli Şah'la iyi münasebet­ler tesis etti. imarnet merkezini önce Ma­hallat yakınındaki Kahak'a, ardından Hin­distan'dan gelen mensuplarıyla daha iyi ir­t ibat kurabileceği Yezd'e nakletti. 1817'­de imarnın mensupları ile Yezd'deki isna­aşeriler arasında mezhep tartışmasından

çıkan kavgada Halilullah öldürülünce oğlu Hasan Ali Şah, Nizariyye'nin kırk altıncı imaını oldu. Yeni imam, FethAli Şah'ın kı­zı Serv-i Cihan Begüm ile evlenip saraya intisap ettikten sonra kendisine "Ağa Han" unvanı verildi. Bu unvan, Hasan Ali Şah'­tan sonra gelen üç Nizari imamının da un­vanı oldu. Hasan Ali Şah'ın 1881 yılında Bombay'da ölümünün ardından oğlu Ali Şah imam oldu. 188S'te sekiz yaşında ima­rnet mevkiine gelen Sultan Muhammed Şah bu görevi 19S7 yılına kadar sürdürdü. Halen Nizari ismailiyye'nin imarnet görevi kırk dokuzuncu imam Kerim Ağa Han ta­rafından yürütülmektedir (bk. AGA HAN).

Nizari doktrini kuwet, taktik ve hileyi şahsında toplamış bulunan Hasan Sab­bah'ın daha Fatımller'le ilgisini kesmeden önce yeni bir devreye girmişti. Büyük ih­timalle Hasan Sabbah, Şla'nın imama da­yandırılan eski talim doktrinini cedel üstCı­bunda ve edebi şekilde yeniden formüle etmiştir. Buna göre dinle ilgili bilgilerin sa­dık bir öğreticiden öğrenilmesi zaruri olup bu öğretici de Allah tarafından tayin edii­diğine inanılan ismaill imamıdır. islam dün­yasında geniş yankılar uyandıran bu dü­şünce başta Gazzall olmak üzere birçok illimin tepkisini çekmiştir. Hasan Ala Zik­rihisselam tarafından ilan edilen "kıyame­tü'l-kıyamat" doktrini, kıblenin değiştiril­mesi, namazın ve orucu n yasaklanması ,

içkinin helal kılınması gibi hususlar oğlu Muhammed tarafından sürdürülmüş , kı­

yamet doktrininin merkezine mevcut (ha­zır) imam konulmuştur. Ona göre kıya­met imarnın ruhi hakikatinde Allah'ı gör­mekle gerçekleşmiştir. Nizari doktrinin­de mevcut imama peygamberin üstünde bir mevki verilmiştir. Kıyamet doktrinine göre mevcut imam Ali ile özdeşleşerek onun ruhi gerçekliğinde müminlere tecel­li eder, ona inananlar da Selman-ı Farisi ile özdeşleşir. Böylece imam ve inananla­rı arasındaki öğretim hiyerarşisi ortadan kaldırılmış olur. Muhammed b. Hasan'ın halefi Celaleddin Hasan tarafından açıkça reddeditmesine rağmen bu doktrine daya­lı imarnet düşüncesi halen devam etmek­te olup "el-imamü'l-kaim" denilen mevcut imarnın emirleri her şeyin üstünde tutul­makta, ibadet esnasında ismi zikredilince secde edilmekte, imaını sevme ve buy­ruklarını tutma dinin en önemli rüknü sa­yılmaktadır.

Allah'ın mutlak varlık olduğunu ve her şeyin O'ndan geldiğini benimseyen Nizari İsmailileri Allah'ı tanımanın zamanın ima­mını tanımak demek olduğunu iddia et­mişlerdir. Onlara göre imam fani bir in-