kÜltÜrÜ ve sanatiyla eyupsultan sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/d073504/2000/2000_onalpe.pdf ·...

8
ll 1 Y Ü P S U L T A N S E M PO Z YU M U KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA •• EYUPSULTAN SEMPOZYUMU III TERLiGLER EYÜP KÜLTÜR VE MÜDÜRLÜGÜ Tel: (0212) 563 16 65- 616 00 98 Fax: (O 212) 616 00 78 I I I

Upload: others

Post on 20-Nov-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

~

ı, ll

1

ı-

~~i Y Ü P S U L T A N S E M PO Z YU M U

TARİHİ, KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA ••

EYUPSULTAN SEMPOZYUMU

III TERLiGLER

EYÜP BELEDİYESİ KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜGÜ

Tel: (0212) 563 16 65- 616 00 98 Fax: (O 212) 616 00 78

I I I

Page 2: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

T A R H K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T

EYÜP BELEDİYESİ KÜLTÜR Y AYlNLARI

ı ı

GENEL YÖNETiM,

OSMANSAK

YAYlN SORUMLUSU,

İRFAN ÇALIŞAN

KAPAK VE SAYFA TASARIMI,

Y AZIEVi İLETiŞiM HİZMETLERİ

DİZGL

Y AZIEVi .iLETiŞiM HİZMETLERİ

FİLMÇIKJŞ,

KO MBİ

BASK!,

SEÇİL OFSET

CİLT

BAYlNDlR

BASlLDI GIYER,

İSTANBUL

BASKI TARii-lC ~~ŞUBAT 2000~

Eyüpsultan Sempoıyumu kitabında kullanılan, tebliğ sahiplerine ait olanlar dı~ındaki görsel malzemeler

Y L A

Eyüp Belediyesi, Kazım Zaim ve Yazıevi İleti~imHiımetleri ar~ivlerine aittir. Kitaptaki tüm yazıların ve görsel malıemelerin

yayın hakkı Eyüp Belediyesi'ne aittir. Bir ba~ka yerde izinsiz olarak yayınlanamat

ve kullanılamaz.

'-

Page 3: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

T A R ‹ H ‹ K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T I Y L A

276

B‹R ‹SPANYOLGEZG‹N‹N‹N

GÖZÜYLE 1807 YILINDA

EYÜPSULTAN CAM‹‹

PROF. DR. ERTU⁄RUL ÖNALP

Z

1948’de Anakara’da do¤du. 1971 y›l›nda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden, 1980

y›l›nda da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi’nin ‹spanyol Filolojisi

bölümünden mezun oldu. Yedi y›l serbest avukat ve Ankara Vak›flar Bölge Müdürlü¤ü

avukat› olarak çal›flt›ktan sonra 1981 y›l›nda mezun oldu¤u ‹spanyol Filolojisi’ne asistan

olarak girdi. Halen Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi’nin ‹spanyol Dili ve Edebiyat›

Anabilimdal›’nda ö¤retim üyesi olarak görev yapmakta olan Prof. Önalp, ‹spanyolca,

‹ngilizce, ‹talyanca bilmektedir. Çok say›da makalesi, kitab› ve çevirisi yurtiçinde ve

yurtd›fl›nda yay›nlanm›fl olup ayr›ca ‹spanya’daki HISTORIA 16 adl› tarih dergisinin

yay›n kadrosu aras›nda bulunmaktad›r.

Page 4: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

1) Ali-Bey, Domingo Badía,

Viajes, (Juan Goytisolo'nun

önsözüyle), Viajeros y

Filósofos, cilt I, Barselona,

s.IX.XXXI.

Ali-Bey, D Domingo Badía,

E Y Ü P S U L T A N S E M P O Z Y U M U I I I

Yak›n Do¤u, bat›l› gezginlerin ilgi-

sini her devirde çekmifltir. XIX. yüzy›l-

da ‹slâm ülkelerini görmek için yola ç›-

kan gezginlerin say›s› bir hayli kabar›k-

t›r. Bunlardan biri de Domingo Badía y

Leblich ad›nda, 1776'da Barselona'da

do¤an bir ‹spanyol vatandafl›d›r. Barse-

lona'da tekel idarecisi olarak görev ya-

pan bu flah›s 1803-1807 y›llar› aras›nda

s›ras›yla Fas'da ve Osmanl› ‹mparator-

lu¤u'nun Trablusgarb, Mora, Modon,

K›br›s, M›s›r, Suudi Arabistan, Filistin

ve Suriye gibi vilayet ve eyaletlerinde

bulunduktan sonra ‹stanbul'a gitmek

üzere Suriye'den hareket etmifl ve yolu

üzerindeki baz› Anadolu flehirlerinden

geçerek nihayet yolculu¤unun son du-

ra¤› olan ‹mparatorluk payitaht›na var-

m›fl ve burada yaklafl›k bir buçuk ay

kalm›flt›r. Vatan› ‹spanya'ya döndükten

sonra kaleme ald›¤› gezi izlenimlerini

ilk defa 1814 y›l›nda Fransa'da, "Voya-

ges d'Ali-Bey en Afrique et en Asie

pendant les années 1803-1804-1805-

1806-1807" ad›yla bir kitap halinde

Frans›zca olarak yay›nlayan Domingo

Badía, bütün gezilerini bafl›ndan sonu-

na kadar Ali Bey el Abbasi fleklinde uy-

durma bir isimle bir Arap fleyhi kimli¤i

alt›nda gerçeklefltirmifltir.

Seyahatnamesi 168 y›ll›k bir aradan

sonra ‹spanyolca'ya çevrilerek vatan›

‹spanya'da 1982 y›l›nda iki ayr› cilt ha-

linde bas›lm›fl olup bu bask›s›n›n önsö-

zünde ça¤dafl ‹spanyol yazar› ve arafl-

t›rmac›s› Juan Goytisolo, Domingo Ba-

día'n›n ya da di¤er ad›yla Ali Bey'in,

zaman›n ‹spanyol baflbakan› Manuel

Godoy taraf›ndan görevlendirilmifl bir

casus oldu¤unu belgelerle aç›klamakta-

d›r.(1) Goytisolo'ya göre Ali Bey'in gö-

revi Akdeniz'in karfl› k›y›s›ndaki komflu

ülke Fas'›n hükümdar›n›, düflmanlar›na

karfl› korumak amac›yla ‹spanya ile bir

askerî ittifak kurmaya ikna etmektir.

Bunu sa¤layamad›¤› takdirde hükümda-

r›n muhalifleriyle anlaflarak ülkede bir

ayaklanma ve iç savafl bafllatacak ve bu

flekilde ‹spanya'n›n askerî müdahalesi

için uygun bir ortam yaratacakt›r.

Domingo

Badía, yeni

kimli¤iyle Ali

Bey bu ifl için biçil-

mifl kaftand›r. Arapçay› kendi gayretiy-

le mükemmel bir flekilde ö¤renmifl, ma-

cerac› ruha sahip, kurnaz ve birkaç dil

bilen kültürlü bir insand›r. Düzmece

hayat hikâyesine göre Hz. Muham-

med'in soyundan gelmektedir. Halep'te

do¤mufl olup, küçük yaflta ailesiyle bir-

likte Avrupa'ya göç etmifltir. Hristiyan

dünyas›nda e¤itim gördükten sonra

flimdi do¤du¤u yerleri görmek ve Kâ-

be'yi ziyaret ederek hac› olmak ama-

c›yla Do¤u'ya gitmektedir.

Kendisine verilen görevi baflar›yla

yerine getirmek ve her hangi bir flüp-

heye mahal b›rakmamak için Londra'

da sünnet dahi olan Domingo Badía,

yolculu¤una Endülüs'ün güneyindeki

Tarifa Liman›ndan 1803 y›l›nda ufak

bir tekneyle hareket ederek bafllar ve

Cebelitar›k Bo¤az›n› geçerek Fas'›n

Tanca liman›na var›r. Fas'da hükümda-

r›n ve baz› önemli kimselerin güvenini

ve dostlu¤unu kazanan Ali Bey, Pey-

277

Page 5: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

Üstte: Tanca Kalesi

Ali Bey’in çizimi

Altta:Zaman›n ‹spanya

baflbakan› Manuel Godoy

Goya’n›n tablosu

T A R ‹ H ‹ K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T I Y L A

gamberin soyundan geldi¤ini söyledi¤i

için de halktan büyük sayg› görür. ‹ki

ciltlik seyahatnamesinde Ali Bey'in ön-

ceki hayat›na dair en küçük bir bilgi

bulunmad›¤› gibi göreviyle ilgili bir

aç›klama da yoktur. Her ne kadar öz-

geçmifliyle ilgili olarak kendisine yö-

neltilen sorulara cevap verdi¤ini seya-

hatnamesinde belirtmekteyse de bu ce-

vaplar›n neler oldu¤unu aç›klamam›flt›r.

Bu nedenle elimizde hayat›na dair fazla

bir bilgi mevcut de¤ildir. Eserinde yal-

n›zca ‹slâm dini hakk›nda ayr›nt›l› bil-

giler vermifl ve gezip gördü¤ü yerleri

ve insanlar› anlatm›flt›r. Ayr›ca zaman

zaman bafl›ndan geçenleri de nakletmifl

ve her halde görevinin bir parças› ola-

rak ziyaret etti¤i yerlere ait askerî ve

stratejik bilgiler vermifltir. Seyahatna-

mesinin Fas ile ilgili k›sm›nda okuyucu-

nun zihninde soru iflaretleri yaratan

önemli boflluklar vard›r. Bu ülkedeki

durumunun giderek kritikleflti¤i ve ken-

disinden kuflkulan›ld›¤› için aceleyle

buradan ayr›lmak zorunda kald›¤› tah-

min edilmektedir.

Ali Bey'in seyahatnamesinin birinci

cildi Fas, Trablusgarb, Yunanistan,

K›br›s ve M›s›r gezilerini, ikinci cildi

ise Suudi Arabistan, Filistin, Suriye ve

278

Page 6: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

Üstte: Ali Bey’in çizdi¤i Fas

haritas›

Altta: Domingo Bedia Y.

Leblich

E Y Ü P S U L T A N S E M P O Z Y U M U I I I

Türkiye gezilerini içermektedir. Ali

Bey ‹stanbul'da bir buçuk ay kadar kal-

d›ktan sonra Trakya yoluyla Roman-

ya'ya gitmifl ve oradan kara yoluyla ‹s-

panya'ya dönmüfltür. Ali Bey ülkesine

var›r varmaz o zamanlar ‹spanya kral›

olarak tahtta bulunan ve Napolyon Bo-

napart'›n kardefli olan Jose Bonapart'›n

hizmetine girmifl, ama Ba¤›ms›zl›k sa-

vafl› sonunda Frans›zlar ülkeden kovu-

lunca o da di¤er Frans›z iflbirlikçileri ve

hayranlar› gibi 1812 y›l›nda Fransa'ya

sürgüne gitmek zorunda kalm›flt›r. Ali

Bey bir kez daha Suudi Arabistan'a git-

mek üzere haz›rl›k yaparken 1818 y›-

l›nda k›rk iki yafl›ndayken dizanteriden

ölmüfltür.

Ali Bey'in seyahatnamesi oldukça il-

ginçtir, her ne kadar zaman zaman ta-

rih hatalar›na rastlanmaktaysa da ge-

nellikle do¤ru bilgiler verdi¤i görül-

mektedir. Eserinde gözümüze çarpan

ilginç bir nokta da Ali Bey'in ‹slâm di-

nine gerçekten inanan biri gibi görün-

mesidir. Öyle ki hac›lar›n Kâbe'yi tavaf

edifllerini büyük bir hufl'u içinde anlat-

makta ve Hz. Muhammed'den bahse-

derken "Peygamberimiz", Müslümanl›k

hakk›nda bilgi verirken de "bizim dini-

miz" ifadelerini kullanmaktad›r. Kendi

rolünü böylesine benimsemifl olmas› in-

san› hayrete düflürmekte ve bu nedenle

‹slâm dinini yak›ndan tan›d›ktan sonra

Müslümanl›¤a samimi olarak inanm›fl

olabilece¤i ihtimalini akla getirmekte-

dir.

Ali Bey'in Türkiye ile ilgili izlenim-

lerine gelecek olursak, seyahatnamesin-

de belirtti¤i üzere ‹stanbul'a gitmek

üzere 26 Eylül 1807 tarihinde Ha-

lep'ten yola ç›kt›¤›n› ve uzunca ve zah-

metli bir kara yolculu¤undan sonra ni-

hayet 21 Ekim 1807'de ‹mparatorlu¤un

279

Page 7: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

Ali Bey’in çizdi¤i Kuzey

Afrika haritas›

T A R ‹ H ‹ K Ü L T Ü R Ü V E S A N A T I Y L A

baflkentine vard›¤›n› görüyoruz. Ali

Bey eserinde ‹spanya elçisi Almenara

markisinin evinde birkaç gün misafir

kald›¤›n›, daha sonra ad›n› aç›klamad›-

¤› tafltan infla edilmifl bir handa ikamet

etti¤ini belirtmektedir. ‹stanbul'da bu-

lundu¤u süre içinde flehrin an›tlar›n›,

saraylar›n›, camilerini, türbelerini ve

görülmeye de¤er di¤er yerlerini gez-

mek f›rsat›n› bulan Ali Bey Padiflah›n

Cuma namaz›na gidiflini ve Bayram tö-

renini de yak›ndan izlemifltir. Eserinde

dönemin önemli yerleri hakk›nda bilgi

vermesinin yan›s›ra, Türklerin özellik-

leri, e¤lence vas›talar›, kad›nlar, iklim

vs. üzerine de ilginç aç›klamalarda bu-

lunmaktad›r. ‹stanbul hakk›nda göz-

lemleri oldukça genifl yer tutmaktad›r,

yazd›klar› daha önce Türkiye'ye gelen

yabanc› gezginlerin anlatt›klar›na uy-

maktad›r, ancak daha önce hiçbir ya-

banc› taraf›ndan tasvir edilmemifl olan

Eyüpsultan Camii ve türbesi hakk›nda-

ki gözlemleri önemlidir. Hristiyanlar›n

girmesi o zamanlar yasak olan bu kut-

sal mekâna Arap fleyhi kimli¤i ve k›ya-

fetiyle rahatça girmifl ve notlar alm›flt›r.

Seyahatnamesinde yaz›l› olanlar› afla¤›-

da oldu¤u gibi veriyoruz :

" fiehirden ç›k›p da liman yönünde

(Haliç kastediliyor) ilerliyecek olursa-

n›z, çeyrek fersah uzakl›kta bulunan

Padiflah›n çok zarif bir saray›na var›rs›-

n›z, buradan sonra da liman›n bir yaka-

s›nda yer alan Eyüp semtine gidilir.

Bu semt ad›n› Peygamber sanca¤›n›

tafl›yan bir mübarek zattan alm›flt›r, ke-

mikleri mucizevî bir flekilde ayn› ma-

halde bulunan bu zat ‹stanbul'un velisi

gibi sayg› görür; onun hat›ras›na infla

edilmifl olan buradaki camide tahta ç›-

kan Osmanl› padiflahlar› k›l›ç kuflan›r-

lar, bu tören Avrupa'daki krallar›n taç

giymelerine tekabül eder.

Müslüman olmayanlar›n mabede

girmeleri yasak oldu¤undan flimdiye

kadar buran›n bir tasviri yap›lmam›flt›r,

bu mekân› sadece bir kez ziyaret etti-

¤im ve k›s›mlar›n› ölçme imkân›m ol-

mad›¤› için yaklafl›k bir plan yapabil-

dim.

fiekil bak›m›ndan düzensiz bir mey-

dan› geçtikten sonra külliyenin içine

giriliyor, külliyenin ortas›nda bir avlu,

sa¤›nda bir cami ve solunda da bu mü-

barek zat›n medfun bulundu¤u bir tür-

be yer al›yor. Her üç yap›n›n da zemi-

ni ve duvarlar› tamamen en güzel mer-

merlerle kaplanm›fl.

Avlu üç yan› revakl› bir baklava flek-

linde. Ortada bulunan iki kavak (ç›nar

yerine kavak kelimesini kullan›yor)

yapraklar› ve dallar›yla avlunun tama-

m›n› gölgelendirmekte ve hofl bir etki

yaratmaktad›r.

Bu cami ‹stanbul'un di¤er camilerine

benziyor, yani Ayasofya gibi kare plan

üzerine oturtulmufl büyük bir kubbeden

280

Page 8: KÜLTÜRÜ VE SANATIYLA EYUPSULTAN SEMPOZYUMUisamveri.org/pdfdrg/D073504/2000/2000_ONALPE.pdf · 2015. 9. 8. · ı, ll 1 ı-~~i y Ü p s u l t a n s e m po z yu m u tarİhİ, kÜltÜrÜ

2) Ayn› eser, cilt II, s. 482-

483.

E Y Ü P S U L T A N S E M P O Z Y U M U I I I

ibaret; fakat burada onu di¤erlerinden

ay›ran iki özellik var: Birincisi, karenin

her köflesindeki fil ayaklar›n›n son de-

rece ince olufllar›, karenin sadece üç ta-

raf›nda bulunan ve herbiri ikifler sütün

halindeki silindir fleklinde alt› fil aya¤›

kubbeyi desteklemekte; ve ayr›ca du-

varlardan birinin üzerinde bir yar›m

kubbe yer almakta, imam›n yeri yani

mihrap bu tarafta bulunuyor. ‹kinci

özellik, hünkâr mahfilinin di¤er cami-

lerde oldu¤u gibi mihrab›n sa¤›nda de-

¤il, aksine solunda yer al›yor olmas›.

Duvarlar›n en de¤erli mermerlerle kapl›

oldu¤u görülüyor; zemine çok güzel

hal›lar serilmifl, yedi-sekiz ayak yüksek-

likte as›l› duran ve merkezleri bir olan

bir çok demir halka üzerinde say›s›z

küçük lambalar, kristal ve gümüfl avize-

ler, devekuflu yumurtalar›, Hindistan

cevizleri ve daha birçok küçük süs efl-

yas› bulunuyor, bunlar›n hepsi de s›rl›

olup güzel renklere boyanm›fllar ve bir

bütün olarak muhteflem bir görüntü ve-

riyorlar.

Avlunun aksi istikametinde içerisi

divanlar ve hal›larla döflenmifl bir salon

görülüyor, buran›n duvarlar› de¤iflik

motifli, rengârenk çinilerle kaplanm›fl.

Salonun kal›n duvarlar›ndan birinde

aç›lm›fl küçük bir oyukta muhafaza edi-

len kahverengi ve beyaz damarl› bir

mermer parças›nda Peygamber’in ayak

izi bulunuyor; bu iz daha ziyade aya¤›-

n›n kal›b› fleklinde, yolculuklar›m bo-

yunca ziyaret etti¤im bu çeflit an›tlar›n

baz›lar›nda bu ayak izinin benzerlerini

görmüfltüm. Peygamberin sancaktar›n›n

türbesine bu salondan geçilerek girili-

yor.

Çok zarif pencerelerden ›fl›k alan bu

türbe, üzerindeki zarif kubbesiyle t›pk›

bir mabedi and›r›yor. Çok de¤erli bir

örtüyle örtülü olan sanduka türbenin

tam orta yerinde yer almakta ve etraf›-

n› gümüflten bir parmakl›k kuflatmakta-

d›r. Sandukan›n bafl taraf›na gelen yer-

de bulunan bir kutu içinde Peygambe-

rin sancaktar›n›n belirgin iflareti olan

katlanm›fl bir sancak muhafaza edil-

mektedir; sandukan›n ayak taraf›nda

bulunan bir kuyudan gümüfl kovayla ç›-

kar›lan su ayn› metalden yap›lm›fl bar-

daklarla içiliyor, dediklerine göre bu su

mucizevî özelliklere sahipmifl.

‹çeride epeyce sadaca verdikten

sonra, binan›n kap›s›nda da bir dilenci

ordusuyla karfl›lafl›nca onlara da bol

bol sadaka da¤›tt›m, bunlar vesikal› di-

lenciler, sadece reisleri müminlerden

para istemek için öne ç›k›yor; daha

sonra talihsiz III. Selim'in validesinin

türbesini ziyaret etmek üzere ilerledim.

Bu bina muhteflem mermerlerle kapl›

olup son derecede zevkli sütunlar ve ifl-

lemelerle bezenmifl. Genifl pencerele-

rindeki demirler alt›n yald›za boyan-

m›fl. Girifl k›sm›nda da sütunlu bir re-

vak bulunmakta." (2)

281

Ali Bey’in çizdi¤i Osmanl›

haritas›