inogavel İngİlİzce ÖĞretİmİnde avrupa İle el ele ... raporlar.pdf1 inogavel İngİlİzce...

117
1 INOGAVEL İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNDE AVRUPA İLE EL ELE (2016-1-TR01-KA101-033010) Konya-2017 Bu proje T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca yürütülen Erasmus+ Programı Ana Eylem 1 Okul Eğitimi Personel Hareketliliği Faaliyeti kapsamında ve Avrupa Komisyonu'ndan sağlanan hibeyle gerçekleştirilmiştir. Anca k burada yer alan görüşlerden Ulusal Ajans veya Avrupa Komisyonu sorumlu tutulamaz.

Upload: others

Post on 28-Jan-2021

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 1

    INOGAVEL

    İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNDE AVRUPA İLE EL ELE

    (2016-1-TR01-KA101-033010)

    Konya-2017

    Bu proje T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca yürütülen Erasmus+ Programı Ana Eylem 1

    Okul Eğitimi Personel Hareketliliği Faaliyeti kapsamında ve Avrupa Komisyonu'ndan sağlanan hibeyle gerçekleştirilmiştir. Ancak burada yer alan

    görüşlerden Ulusal Ajans veya Avrupa Komisyonu sorumlu tutulamaz.

  • 2

    INOGAVEL

    İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNDE AVRUPA İLE EL ELE

    (2016-1-TR01-KA101-033010)

    Öğretmen Bireysel Raporları

    Editör:

    Emrah Koçak

    Hazırlayanlar:

    Emrah Koçak

    Ahmet Çelik

    Dizgi:

    Ahmet Çelik

    Adres:

    Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü

    Akçeşme Mahallesi Garaj cd. No:4

    Konya

    Telefon: 0 332 353 30 50

    www.inogavel.com

    http://www.inogavel.com/

  • 3

    ALMANYA ............................................................................................................... 5

    İRFAN ÇAVDAR .............................................................................................. 5

    ONUR SAYMAN ............................................................................................... 9

    FERUZE EROL CANTÜRK ............................................................................ 10

    MERYEM ARSLAN ........................................................................................ 17

    GALLER................................................................................................................. 21

    MUSTAFA SORUÇ ......................................................................................... 21

    FATİH ATİK .................................................................................................... 27

    GÜLSEN PEHLİVAN ...................................................................................... 33

    HAMZA AYDOĞDU....................................................................................... 38

    HATİCE SAMUR ............................................................................................ 40

    SİBEL TUNCEL .............................................................................................. 42

    İRLANDA .............................................................................................................. 45

    CANER AKCIL ................................................................................................ 45

    DİLEK ÜNLÜ .................................................................................................. 47

    ERSİN KIRKAĞAÇ ......................................................................................... 48

    GÜLŞAH ÇAKMAK ....................................................................................... 49

    RECEP MUTLU ............................................................................................... 51

    SEMRA AYDİN ............................................................................................... 53

    İSVEÇ .................................................................................................................... 55

    FEYZA BETÜL KOÇER ................................................................................. 55

    MEHMET TOKGÖZ ........................................................................................ 57

    EFSUN ÇELİK ................................................................................................. 60

    KAZIM SERTKAYA ....................................................................................... 62

    MACARİSTAN ...................................................................................................... 64

    FİKRET KOCA ................................................................................................ 64

    HALİL İBRAHİM KINALI ............................................................................. 66

    PELİN YILDIRIM ............................................................................................ 70

    MÜZEYYEN AYKUT ..................................................................................... 72

    POLONYA ............................................................................................................. 75

  • 4

    MELEK DAĞ ................................................................................................... 75

    ALİ SOYBELLİ ............................................................................................... 78

    GÜLAY BÜŞRA BİLGİN................................................................................ 81

    İBRAHİM AYDIN ........................................................................................... 84

    MEHMET ARSLAN ........................................................................................ 87

    ROMANYA ............................................................................................................ 89

    AHMET CEYLAN ........................................................................................... 89

    BURCU FIRAT ................................................................................................ 92

    GAMZE ÜLKER .............................................................................................. 95

    GÜLDANE KESİM .......................................................................................... 97

    PERVİN PERİHAN SÖYLER ......................................................................... 99

    SLOVENYA ......................................................................................................... 103

    EMİNE ELÇİN SARI ..................................................................................... 103

    EMİNE AYGÜL ............................................................................................. 108

    MELİHA SUNTAR ........................................................................................ 111

    MERVE BAŞAK ALTUNKARA .................................................................. 112

    NİHANSU YURTSEVEN .............................................................................. 114

    TUBA AYDIN ................................................................................................ 116

  • 5

    ALMANYA

    İRFAN ÇAVDAR

    Adım İrfan ÇAVDAR. Doğanhisar Başköy Şehit Ufuk Başarı Ortaokulunda

    Müdür Yardımcısı ve İngilizce Öğretmeni olarak çalışmaktayım. İl Milli Eğitim

    Müdürlüğümüzün Konsorsiyum Lideri olduğu bu projede yer almaktan mut-

    luyum ve şanslı olduğumu düşünüyorum. Kendi çalıştığımız eğitim bölge-

    sinde İngilizce öğretmeni meslektaşlarımızla buluşmanın, İngilizce öğreti-

    minde paylaşımlar yapmanın, en önemlisi değişik ülkelerdeki eğitim sistem-

    leri ve İngilizce öğretimi hakkında gözlem yapıp, yeni uygulama ve teknikler

    öğrenip bunlardan bize ve öğrencilerimize uygun olanları derslerimizde uy-

    gulamanın, hem kendi kişisel ve mesleki gelişimim açısından hem de İngi-

    lizce derslerinde öğrencilerime daha da fazla yardımcı olmak açısından ol-

    dukça önemli ve verimli olduğunu düşünüyorum. Bu projenin içinde yer al-

    mak kesinlikle derslere daha da hazırlıklı gitmemi ve öğrendiklerimi hemen

    uygulama isteği uyandırdı ki, bir sürü yeni aktiviteyi uygulamak derslerde

    öğrencilerimi de beni de öğretmek ve öğrenmek konusunda oldukça güdü-

    ledi.

    Almanya’nın Friedrichshafen şehrinde Gemeinschaftschule Graf Soden

    Okulunda yaptığımız ders gözlemleri ve genel olarak yaptığımız inceleme-

    lerde yeni birçok uygulama öğrendik. İngilizce derslerinde yaptığımız göz-

    lemlerde ‘’ I have …………. Who has……….. ? ‘’, ‘’ Throw the ball ‘’, ‘’ Think-

    Pair-Share ‘’ Guess and match ‘’ isimli ders başlarında güdüleme ders sonla-

    rında ise değerlendirme aktivitesi olabilecek uygulamalar öğrendim. Birka-

    çını derslerimde hemen uyguladım ve olumlu sonuçlar aldım. ‘’ I have

    …………. Who has……….. ? ‘’ uygulaması kelime bilgisini geliştirmek ve tekrar

    etmek için çok güzel bir uygulama. Sayılar konusu üzerinde düşünürsek,

    üzerinde ‘’ I have ‘’nine’’ ‘’who has eleven ? ’’ ortada dokuz sayısının küçük

    bir resmi olacak şekilde öğrenci sayısı kadar küçük kartlar hazırlıyoruz ve

    bütün sınıfa dağıtıyoruz. Öğrenciler ellerindeki karta göre cevap veriyor ve

    herkes etkinliğe katılıyor.

  • 6

    ‘’Think-Pair-Share etkinliği ise Derslerimizde kullandığımız ders kitapla-

    rındaki özellikle bazen öğrencilerimize bazen sıkıcı gelen okuma parçalarını

    ve dinleme metinlerini daha eğlenceli ve verimli hale getirmek için kullana-

    bileceğimiz bir uygulama. Ders kitaplarımızdaki birçok etkinlik için de kulla-

    nabileceğimiz bir uygulama. Derse başladığımızda tahtaya ‘’think – pair -

    share ‘’ şeklinde bir başlık atıyoruz ve etkinlikteki okuma parçası veya din-

    leme metni ile ilgili öğrencilerimize ipucu olarak resimler dağıtıyor veya tah-

    taya yansıtıyoruz. Başlığımızın altına ‘’THINK’’ yazılı A4 kağıdını yapıştırıyor

    ve öğrencilerden bireysel olarak 5 dk. içinde resimler hakkında ne düşün-

    düklerini yazmalarını istiyoruz. 5 dk. sonra ‘’PAIR’’ yazılı A4 kağıdımızı yapış-

    tırıyor ve 3 dk. boyunca öğrencilerden arkadaşı ile (sıra arkadaşı) yazdıkları

    hakkında konuşmalarını ve düşüncelerinin paylaşmalarını istiyoruz. 3 dk.

    sonra da bütün sınıftan ‘’ Resimler hakkında ne düşünüyorsunuz ? ‘’ soru-

    suyla düşüncelerini bütün sınıfla paylaşmasını istiyoruz. Bu esnada öğrenci-

    lerden gelen cevaplarda konu ile kullanılması beklenen kelimeleri ve ifadeleri

    tahtaya yazıyoruz. Sonrasında ders kitabındaki etkinliğimize başlıyoruz. Et-

    kinliği yaparken öğrenciler biraz önce resimlerle ilgili kurdukları cümlelerin,

    ifadelerin benzerlerinin veya kelimelerin aynısını veya eş anlamlılarını gö-

    rünce etkinliği yapmaları kolaylaşıyor ve daha istekli hale gelebiliyorlar.

    ‘’Guess and Match ‘’ uygulamasının da her konuda yeni öğrenilen keli-

    meleri ders başlarında ‘’ Geçen ders ne yapmıştık? veya Nerede kalmıştık ?

    ‘’ ders sonlarında ‘’ Bugün neler öğrendik ? gibi klasik soru –cevap yöntem-

    lerinden daha etkili bir uygulama olabileceğini düşünüyorum. Neredeyse ke-

    lime öğretiminde her konuda kullanılabilir. Örneğin, bir şehirdeki yerler (pla-

    ces) konusunda yer isimlerini ve resimlerini öğrenciler sınıfa gelmeden (A4

    kağıdına basılmış) tahtaya karışık ve ters olarak asıyoruz. Öğrencilere bir

    yarışma yapacağımızı belirttikten sonra sınıfı 1. Ve 2. Grup olarak (gruplara

    başka isimler de verilebilir ) ikiye ayırıyoruz. Daha sonra öğrencilere her

    gruptan 1’er kişinin tahta gelip rastgele iki resmi çevirmesini istiyoruz eğer

    resmi ve İngilizcesini doğru denk getirirse takımına 1 puan kazandırıyor ve

    resmi ve yer adını alıp yerine oturuyor. Eğer doğru eşleştiremezse rakip ta-

    kım için bir ipucu oluyor. Bu durum son 2 resim kalıncaya kadar devam

  • 7

    ediyor tabi ki bu sırada öğrenciler çok eğleniyorlar. Eşleştirmeler bittikten

    sonra doğru eşleştiren öğrencilerden resimleri ve kelimeleri havaya kaldır-

    malarını ve sesli okumalarını istiyoruz. Daha sonra resimleri toplayıp birde

    biz resimleri ve kelimeleri yan yana getirip, okuyoruz ve öğrencilerden tekrar

    etmelerini istiyoruz ( Pronounciation). Uygulama kelime çalışması (vocabu-

    lary) yapılacak her konuda yapılabilir ve öğrencileri sıkmadan bir tekrar aracı

    olarak kullanılabilir. Bu uygulamanın öğrencilerimizin İngilizce kelime dağar-

    cıklarını diri tutup, daha da geliştireceğini düşünüyorum.

    ‘’Throw the ball ‘’ uygulaması ise yine ders başlarında ve sonlarında

    kullanabileceğimiz çeviri, kelime ve cümle bilgisinin geliştirilmesi için kulla-

    nılabilecek bir uygulama. Gözlemlediğimiz derste ders sonunda öğretmen

    çantasından küçük bir top çıkardı ve ismini söyleyerek bir öğrenciye attı.

    Ardından topu tutan öğrenciye almanca bir fiil söyledi ve öğrenciden İngiliz-

    cesini söylemesinin istedi. Öğrenci İngilizcesini söyledikten sonra öğretmen

    o fiili bir cümlede kullanmasını istedi. Fiili cümlede kullanan öğrenci adını

    söyleyerek topu başka bir arkadaşına attı ve aynı öğretmeninin yaptıklarını

    yaptı ve bu 14-15 defa farklı öğrencilerle devam etti. Bu sırada öğretmen

    öğrencilerin dilbilgisi ve telaffuz yanlışlarını anında düzeltti.

    Gözlem yaptığımız okulda dersler 90 dakikaydı. Her sınıfın 90’ar dakika-

    lık haftada 2 defa İngilizce dersi vardı. Okulda yeni sistem uygulanıyordu.

    Okuldaki tüm derslerde öğretmenler 90 dakikalık dersin 45-50 dakikasında

    aktif ders işliyor geriye kalan 40-45 dakika ise öğrencilere bireysel çalışma

    yaptırıyor. Öğrenciler bireysel çalışırken hepsinin tek tek kontrol ediyor. Bazı

    öğrencileri ise okulun çeşitli yerlerinde bulunan çalışma bölgelerine akran

    eğitimi için gönderiyor. Bu öğrenciler ders sonuna doğru sınıfa geri dönüyor.

    İngilizce dersleri neredeyse birbirinin aynısı gibiydi. Ders başında veya

    sonunda bir aktivite yapılıyor, bunun dışında aktif ders işlenilen sürede öğ-

    retmenler zümre toplantısında kendi belirledikleri kitaba tamamen uyuyor-

    lar. Kitaptaki hiçbir etkinlik atlanmıyor. Dinleme, konuşma, yazma, okuma

    etkinlikleri tamamen yapılıyor.

  • 8

    Okulda öğrenciler kendi kapasitelerine göre ödevlendiriliyor ve aynı şe-

    kilde değerlendiriyor. Sınıftaki öğrenciler kapasitelerine göre renklere ayrıl-

    mış ve ders kitabındaki veya öğretmenin verdiği çalışma kâğıdındaki kendi

    kapasitesine uygun renkte belirlenmiş etkinlikleri yapıyor, o etkinlikler de

    başarılı olurlarsa bir üst kademedeki etkinlikleri yapabiliyorlar. Her renkteki

    etkinliklerin değerlendirme puanları farklı oluyor. Yani öğrencilere ‘’ İngilizce

    dersin nasıl ‘’ diye sorduğunda ‘’ İngilizce dersinde griyim veya kırmızıyım

    gibi ifadeler kullanıyor. Düşükten yüksek kapasiteye doğru renkler gri –yeşil

    – sarı – kırmızı diye sıralanıyor. Öğretmenlerin derse gelmeden önce kesin-

    likle hazırlıklı geldiklerini ve sınıflarını da hazırladıklarını söyleyebilirim.

  • 9

    ONUR SAYMAN

    Adım Onur SAYMAN. Doğanhisar Başköy Şehit Ufuk Başarı Ortaoku-

    lunda İngilizce öğretmeni olarak çalışmaktayım. Konya İl Milli Eğitim Müdür-

    lüğünün Konsorsiyum Liderliğinde ve Ulusal Ajans tarafından desteklenen

    bu proje de yer almak benim gibi meslek hayatımın başında olan bir öğret-

    men için muhteşem bir fırsattı. Yaptığımız bir haftalık gözlem boyunca farklı

    bir eğitim sistemi hakkında bilgi edindim ayrıca derslerimde uygulayabilece-

    ğim yöntem ve teknikler öğrendim. Bunlardan bize ve öğrencilerimize uygun

    olanları kendi derslerimizde uygulayabiliriz. Burada öğrendiğimiz çalışmalar

    hem bizim mesleki gelişimimiz açısından önemli hem de ülkemizde İngilizce

    öğretiminde nasıl başarılı olabileceğimiz hakkında fikir edinmemize yardımcı

    oldu. Ayrıca bu projede yer alarak farklı ülkelerde gözlem yapan arkadaşla-

    rımızın tecrübeleri hakkında da fikir sahibi olduk ve derslerimizde uygulaya-

    bileceğimiz çeşitli teknik ve yöntemler öğrendim. Bu öğrendiğimiz yeni şey-

    leri uygulayarak derlerimiz daha verimli ve zevkli hale gelebilir bu sayede

    daha güzel ve kalıcı bir şekilde İngilizce öğretimi yapabiliriz.

    Almanya’nın Friedrichafen şehrinde bulunan Gemainschaftschule Graf

    Soden okulunda yaptığımız gözlemler ve incelemelerde mesleki açıdan bir-

    çok şey öğrendim. Bu öğrendiklerimizle öğrencilerimize daha faydalı olaca-

    ğımız düşünüyorum.

  • 10

    FERUZE EROL CANTÜRK

    İsmim Feruze Erol Cantürk. Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabe-

    kir Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden 2008 yılında mezun

    oldum ve 2008’den bu yana İngilizce Öğretmenliği yapıyorum. Yaklaşık 9 yılı

    bulan meslek hayatımda Erzurum/Aşkale, Konya/Çumra, Karatay ve Sel-

    çuklu ilçelerinde 7 farklı ilkokul ve ortaokul düzeyinde okulda çalışma imkânı

    buldum. Şu an Selçuklu Sancak Ortaokulu’nda görev yapıyorum. Ayrıca

    Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğünün konsorsiyum liderliğinde yürüttüğü ‘İn-

    gilizce Öğretiminde Avrupa’yla El Ele’ isimli Erasmus+ Ka1 projesi kapsa-

    mında Selçuklu Vali İhsan Dede Ortaokulu’nda görevlendirildim.

    Bu proje kapsamında 19-25 Mart 2017 tarihleri arasında Almanya’nın

    Friedrichshafen şehrinde Gemeinschaftschule Graf-Soden Ortaokulunda 5

    gün boyunca gözlem yapma şansı buldum.

    Almanya da ortaokul 5. Sınıftan başlıyor ve 6 yıl devam ediyor. İlkokul

    ve ortaokul zorunlu iken lise eğitimi zorunlu değil. İngilizceyi ilkokul 2. Sınıf-

    tan itibaren öğrenmeye başlıyorlar. Öğrenciler her kademede 4 saat İngilizce

    dersi görüyor. Öğrenciler 3 yıldır uygulanan yeni sistem doğrultusunda di-

    rekt olarak yazılı ve sözlü sınavlara girmiyor ve herkes aynı ödevi yapmıyor.

    Karneleri kazanımlarını değerlendirmeye yönelik oluyor. Önceden başarılı ve

    başarısız öğrenciler farklı okul ve sınıflarda olmasına rağmen şu an ki sis-

    temde hepsi aynı sınıfta eğitim görüyor ancak derste üç farklı rengin ifade

    ettiği zorluk seviyesinden derse devam edebiliyorlar. Gri renk her öğrencinin

    yapmasının zorunlu olduğu kazanım ve ödevleri ifade ederken kolaydan zora

    doğru yeşil, sarı ve kırmızı renk ise öğrencinin kendi seçimine bırakılan ka-

    zanımları gösteriyor. Eğer öğrenci yeşil renkli görevleri başarıyla tamamlarsa

    bir üst seviyedeki sarı renkli olanları da yapabiliyor. Öğretmen her seviyeye

    uygun çeşitlilikte ders içi etkinliklerini sürdürüyor ve öğrencilerin ödevlerini

    düzenli aralıklarla tek tek kontrol ederek yine bu renk seviyelerine göre ha-

    zırlanmış her öğrenciye ait kazanım değerlendirme ölçeklerini dolduruyor.

    Yeşil renk 1 puan, sarı renk 1, 5 puan ve kırmızı renk 2 puana karşılık geliyor.

  • 11

    Gözlem yaptığım okulda öğrenciler sabah 8’den 4’e kadar okulda oluyor-

    lar ve Perşembe öğlene kadar okulları oluyor. Dersler okulda derslik sistemi

    uygulandığı ve sınıflar kilitli olduğu için zaman kaybını önlemek için blok

    şeklinde yapılıyor ve 90 dakika sürüyor. Okulda zil kullanılmıyor. Öğretmen-

    ler haftada en fazla 27 saat derse girebiliyor ve hafta sonu herhangi bir

    kursları olmuyor. Okulda toplam 44 Öğretmen 550 öğrenci var ve sınıf mev-

    cutları maksimum 28 olabiliyor. Derslik sistemi uygulandığı için öğrencilerin

    sınıflarda özel bir oturma planları yok. Sınıf defterleri öğretmenler odasının

    yanında bir bölümde yer alıyor ve öğretmenler yoklamayı ve kazanımları

    buraya yazıyorlar. He sınıfta projeksiyon, tepegöz ve kızaklı cam tahta ile

    tebeşirli tahta mevcutken bazı sınıflarda akıllı tahtalar var. Ayrıca mutfak,

    dikiş, marangozluk gibi çeşitli alanlarda atölyeleri spor salonları, müzik oda-

    ları vs. mevcut. Okul duvarları, koridorlar ve bahçe ise öğrencilerin derslerde

    hazırladıkları ürünler ile donatılmış. Öğretmenler odasında her öğretmenin

    kendine ait bir çalışma alanı mevcut ve fotokopi, laminasyon gibi cihazlardan

    sınırsızca faydalanabiliyorlar. Öğretmenler her hafta belli günlerde velilerle

    okulda görüşüyorlar. Her sınıfın bir sınıf öğretmeni var ve öğrencileri takip

    ediyorlar.

    Okul ayrıca her yıl yapılan ve 3 gün süren proje günlerine sahip. Bu

    proje günlerinde öğrenciler kendileri tercih ettikleri bir projede yer alıyor ve

    ortaya koydukları ürünleri üç günün sonunda okulu tanıtmak adına yapılan

    festivallerinde sergiliyorlar. Bazı projeler ortaya çıkardıkları ürünleri satıp

    elde ettikleri gelirlerle yardım gönderiyor, gezi düzenliyor ya da tekrar mal-

    zeme alımı için kullanıyorlar. Bu yıl ekmek yapımından terziliğe, okçuluktan

    kil heykelciliğine, tiyatrodan Afrika projesine kadar çeşitli alanlardan 26 farklı

    proje gerçekleştirdiler.

    Okulda 8 adet İngilizce öğretmeni mevcut ve birbirleri ile işbirliği içinde

    derslerini sürdürüyorlar. Bir öğretmen genellikle aynı sınıfı 3 yıl boyunca

    okutuyor ve o yıl için kitabını bitiremezse bir sonraki yıl eksik kalan kazanım-

    ları veriyor. Özel bir yıllık plan ya da günlük plan kullanmıyorlar ancak iki

    haftada bir öğrencilere uygulamaları gereken bir plan hazırlayıp veriyorlar.

  • 12

    Öğretmenler ders kitabına sıkı sıkıya bağlıyken gerekli gördükleri zaman fo-

    tokopi ve materyal kullanıyorlar. İnternet ya da videoları ise gerekli olduğu

    zaman kullanıyorlar ki biz gözlemlerimiz esnasında kullandıklarına şahit ol-

    madık. Bizim ülkemizdekine benzer Eba platformu gibi özel bir platformları

    yok ancak okul içerisinde birbirleriyle paylaşımda bulunabilecekleri bir plat-

    formları mevcut ve seneye bizim Eba platformumuza benzer bir platform

    onlar için de hazırlanıyor.

    İngilizce derslerinde ise öğretmenler çoğu sınıfta genel olarak İngilizce

    konuşuyorlar. Öğrencilerin zorlandıkları zaman ya da herhangi bir dilbilgisi

    konusundan detaylı olarak bahsedecekleri zaman anadilde konuşuyorlar.

    Öğrencilerin telaffuz ve dilbilgisi hatalarını anında düzeltiyorlar. Derste öğ-

    renciler sözlük kullanmak yerine bilmedikleri kelimeleri öğretmene soruyor-

    lar. Öğrenciler son sınıfta ‘Eurocom’ adını verdikleri istedikleri konuda hazır-

    lanabilecekleri İngilizce bir sunum hazırladıkları için konuşma aktivitelerine

    önem veriyorlar ve derste genellikle her öğretmen bir konuda hazırlanmaları

    için öğrencilere sınıfta ya da okulda herhangi bir yerde serbestçe hazırlana-

    bilecekleri belli bir süre veriyor. Öğrenciler ikili ya da üçlü gruplar halinde

    hazırlandıktan sonra sınıfta bu konuşma etkinliğini sunuyorlar ve arkadaşları

    ve öğretmenleri değerlendiriyor ve alkışlayarak etkinliği bitiriyorlar.

    Dilbilgisi konularını anlatırken önce örneklere değinip öğrencilerin fark

    etmelerini sağlıyorlar ardından konuyu anlatıp egzersiz yapıyorlar. Bu es-

    nada gerekli olduğunda ana dili kullanıyorlar. Dilbilgisine daha çok eski si-

    temde eğitime devam eden son kademelerde önem veriyorlar.

    Kitapta yer alan dinleme etkinliklerini öğretmenler genellikle iki kere din-

    letiyor ve kendileri ayrıca bir açıklamada bulunmadan parçaya göre soruları

    ve etkinlikleri gerçekleştiriyor.

    Okuma parçalarını öğretmenler öğrencilere okutuyor ve telaffuz hatala-

    rını anında düzeltiyorlar. Alt kademelerin kitaplarında kısa okuma parçaları

    varken üst kademelerde öğretmenler daha önceki yıllara ait ortak sınavlarda

    çıkan soruların uzun okuma parçalarına derslerinde yer veriyorlar ve parçaya

    ait egzersizleri yapıyorlar.

  • 13

    Uzun yazma etkinliklerine gözlemlerimiz esnasında şahit olmadık ancak

    okul koridorlarında İngilizce dersine ait öğrencilerin ürünleri sergileniyor.

    Öğrenciler yalnızca her yıl kitapları bir sonraki yıla devrettikleri için kitaba

    yazmaları gereken küçük bölümleri defterlerine yazıyorlar ve dilbilgisi konu-

    larında kısa notlar alıyorlar.

    Gözlemlerim esnasında benim için ilgi çekici olan şu uygulamalarla kar-

    şılaştım:

    Sınıf Selamlama: İngilizce derslerinde her sınıf kendine ait bir selamlama

    stili oluşturmuş ve öğrenciler söyledikleri değişik sözlerin yanında ayrıca el-

    lerini çırpma ya da sıraya vurma gibi değişik eylemler yapıyorlardı. Bunların

    en güzel olanı Öğretmen ‘Good Morning Ladies and Gentlemen’ dedikten

    sonra öğrencilerin Michael Jakson’un ‘We will rock you’ şarkısının ritmiyle

    ellerini çırpıp sıraya vurarak ‘ Good gooog goooog goood morning!’ diyerek

    yanıt vermesiydi. Sınıf içi selamlamayı sıradanlıktan kurtaran güzel bir uy-

    gulamaydı.

    Zil Çalma: Okulda zil olmamasına rağmen genellikle her öğretmenin sı-

    nıfında küçük bir zili vardı ve dersin başında ya da öğrencilere arkadaşlarıyla

    ya da bireysel yapacakları süreli bir etkinlik verdikleri zaman bu zili çalıyor-

    lardı ya da süreyi tutması için bir öğrenciyi görevlendirebiliyorlardı.

    Ders Akışını Tahtadan Takip Etme: Öğrencilere ders esnasında kitaptan

    hangi sayfayı ve etkinliği açmaları gerektiğini, ders süresince öğretmenin

    öğrencilerden yapmak istediği etkinlikleri kısa yönergelerle hazırlayıp pro-

    jeksiyonla, tepegöz ya da akıllı tahta ile tahtaya yansıtarak ya da tahtaya

    yazarak öğrencilerin dersi daha iyi takip etmelerini sağlayabiliyorlardı.

    Aynı ders kitabını ve fotokopiyi kullanma: Öğretmenlerin genel toplan-

    tıyla belirledikleri ders kitabını her yıl başka bir öğrencinin karalamadan kul-

    lanarak bir sonraki yıla devretmesi gerçekten ekonomik ve başarıyla sürdü-

    rülen bir uygulamaydı. Ayrıca bir öğretmen egzersiz kâğıtlarını lamine etmişti

    ve bunları defalarca yazılıp silinebilen kalıcı bir materyal haline getirmişti.

    Ödev Çizelgesi: Öğretmenler her ders ödev vermek yerine iki haftalık

    görev takip çizelgesi dağıtıyor ve bu kazanımlar kolaydan zora doğru 4 renk

    içeriyor. Gri renkli kazanımlar her öğrencinin yapmak zorunda olduğu, yeşil,

  • 14

    sarı ve kırmızı renk ise kolaydan zora doğru öğrencinin tercihine bırakılan

    kazanımları içeriyor. Yeşil renk 1 puan, sarı renk 1. 5 puan, kırmızı renk ise

    2 puana karşılık geliyor ve öğretmen iki haftanın sonunda öğrencilerin defter

    ve kitaplarını toplayıp tek tek inceleyerek öğrenciye özel yine renklere göre

    sınıflandırılmış kazanım değerlendirme ölçeklerini dolduruyorlar, bunları ve-

    liler ve öğrencilerle paylaşıyor. Öğrenciler yazılı ve sözlü sınavlarla not almak

    yerine kazanımları hangi seviyede edindiklerine göre değerlendiriliyorlar.

    Konuşma Sınavı: Öğrenciler 6 yıllık ortaokul eğitimlerinin sonunda Euro-

    com adı verilen kendi istedikleri bir konuda İngilizce sunum yaptıkları bir

    konuşma sınavına tabi tutuluyorlar ve bu nedenle öğrenciler ve öğretmenler

    derslerinde İngilizce konuşmaya önem veriyorlar. Derslerini sürekli bu sı-

    nava uygun şekilde yürütüyorlar ve öğretmenler öğrencilere derste kitapla-

    rında yer alan konuşma etkinlikleri için belli bir süre vererek ikili veya üçlü

    gruplar halinde sınıfta ya da okulun herhangi bir alanında çalışmalarına

    imkân sağlıyor. Verdiği sürenin bitiminde öğrenciler tekrar sınıfta toplanarak

    hazırladıkları konuşmayı sunuyorlar ve öğrenciler ve öğretmenleri eksiklikle-

    rini ve olumlu yönlerini belirterek değerlendiriyorlar ve konuşmada kendile-

    rini geliştiriyorlar.

    Pekiştireçler: Öğretmenler gerek alt kademelerde gerekse üst kademe-

    lerde öğrenciler derste başarılı olduklarında ödüller vermek yerine daha çok

    alkışlamak ya da güzel sözler söylemek gibi simgesel pekiştireçleri tercih

    ediyorlar ve öğrencilerin ürünlerini sınıflarında ve okul koridorlarında sergi-

    liyorlar.

    Öğrenciye özel ajanda: Okul her öğrenci için yıllık bir ajanda bastırıp

    veriyor ve öğretmenler buraya veliye iletmek istedikleri notları düşüyor ve

    veli bunu okuduğuna dair imza atıyor. Öğrenciler bu ajandaları her gün yan-

    larında taşıyorlar ve veli ile öğretmen arasında köprü görevi görüyorlar.

    Materyal Kullanımı: Okulda öğretmenler genellikle ders kitabına ağırlık

    verdikleri için bunun dışında fotokopilerden faydalanıyorlar, tepegöz ve pro-

    jeksiyondan fotokopileri yansıtıyorlar ve sınıf içlerinde sınırlı sayıda afiş ya

    da resimler kullanıyorlar. Dinleme etkinlikleri için ise hoparlör ya da teyp

    kullanıyorlar.

  • 15

    Bu gözlemlerin neticesinde İngilizce derslerinde benzer materyalleri kul-

    landığımızı, hatta bizim çok daha fazla teknolojiyi kullanmaya önem verdiği-

    mizi ancak hedef dili daha az kullandığımızı gördüm. Bir dili öğrenebilmenin

    en önemli gerekçesinin o dili kullanmak olduğunu, materyallerin ise destek-

    leyici unsurlar olduğunu fark ettim. Bizim okullarda kullandığımız ders kitap-

    ları ile onların kullandıklarının benzer olduğunu, ders kitabının da ders için

    en iyi materyallerden biri olduğunu gördüm. Ayrıca konuşma aktiveteleri için

    ikili ve üçlü çalışmaların çok önemli olduğunu, öğrencilere bunun için yeterli

    zamanın verilmesinin daha verimli olduğunu gözlemledim. Öğrencilerin ak-

    ranlarıyla ön hazırlık yapmaları onların özgüvenini arttırıyor ve birbirlerinin

    eksiklerini tamamlayıp yanlışlarını düzeltiyorlar.

    Dilbilgisi konularını öğretmenlerin direkt olarak anlatmak yerine önce ör-

    neklerle fark ettirdiklerini ardından kuralı verdiklerini gözlemledim. Bu uygu-

    lamanın öncelikle konuyu anlatmaktan daha faydalı olduğunu gördüm.

    Yazma becerilerine çok az yer verildiğini, hem öğretmenin hem de öğ-

    rencilerin çok kısa notlar aldığını ve hep konuşmaya önem verdiklerini göz-

    lemledim.

    Ben de bu gözlemlerim doğrultusunda derslerimde maksimum düzeyde

    İngilizce konuşmaya sadece dilbilgisi konularında biraz daha açıklayıcı olmak

    adına anadili kullanmaya başladım ve öğrencilerimin her ne kadar zorlansa-

    lar da daha çok derse ilgili olduklarını, anlamak için çaba sarf ettiklerini ve

    anlayamayan arkadaşlarına anlatmaktan hoşlandıklarını fark ettim. İngilizce

    konuştuğum esnada beden dili kullanarak ve resimlerle bazı eylemleri des-

    tekleyerek öğrencilere destek oldum. Dinleme etkinliklerine daha önceden

    olduğu gibi önem vermeye devam ettim. Dilbilgisi konularını daha kısa tutup

    konuşma etkinliklerine daha çok ağırlık vermeye başladım ve öğrencilerimi

    konuşmaya çalışırken daha çok cesaretlendirmeye ve simgesel pekiştireçler

    vermeye başladım. Yazma becerilerini ise daha çok minimize etmeye başla-

    dım.

    Bu proje başka öğretmenlerin derslerini izleyerek kendi eksi ve artı yön-

    lerimi görmemi sağladı ve eksi yönlerimi artıya çevirmeme ayrıca yeni tek-

    nikler öğrenmeme ve unuttuğum yöntemleri hatırlamama yardımcı oldu. Biz

  • 16

    istersek bizim öğrencilerimizin İngilizce ’ye olan önyargılarını yıkacağını ve

    konuşmaya daha istekli olacaklarını gördüm. Bu deneyimlerimi zümrelerimle

    paylaşıyorum ve paylaşmaya devam edeceğim.

  • 17

    MERYEM ARSLAN

    İsmim Meryem Arslan. 2004 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Eğitim Fa-

    kültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun oldum ve yaklaşık 13 yıldır

    İngilizce Öğretmeni olarak görev yapmaktayım.

    Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğünün konsorsiyum liderliğinde hazırlanan

    ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından hibe almaya hak kazanmış olan “İngilizce

    Öğretiminde Avrupa ile Elele” isimli Erasmus Plus Ka1 projesi kapsamında

    Almanya’nın Friedrichschafen kentindeki Gemeinschaftschule Graf-Soden

    Ortaokulunda 19-25 Mart 2017 tarihleri arasında 5 gün süreyle iş başı göz-

    lem faaliyeti yapma fırsatı buldum. Bu süre zarfında hem Almanya’daki eği-

    tim sistemi hakkında hem de oranın kültürüyle ilgili pek çok bilgi edindim.

    Almanya Eğitim Sistemine Genel Bakış

    Almanya’da 4 yıl ilkokul ve 6 yıl ortaokul eğitimi zorunlu olarak verilmek-

    tedir. Lise ve üniversite eğitimi ise isteğe bağlıdır. İngilizce eğitimine ise 2.

    sınıftan itibaren başlanmaktadır. Öğrenciler liseye girebilmek için 10. sınıfta

    sınavlara giriyorlar ayrıca o yıla kadar almış oldukları notların ortalaması da

    bu puanlara eklenmektedir. Almanya da liseye girebilmek gerçekten çok zor,

    öğrencilerin sadece %30’luk bir bölümü liselere girebiliyor. Ayrıca Al-

    manya’nın genelinde standart bir sistem yok. Bölgeler kendi gereksinimleri

    doğrultusunda sistem değişiklikleri yapabiliyorlar. Mesela bizim gözlem yap-

    tığımız bölgede 3 yıldır uygulanan yeni bir sistem vardı. Gözlem yaptığımız

    okulun 5., 6. ve 7. Sınıflarında bu yeni sistem uygulanmaktaydı. Buna göre

    öğrenciler sınav ve notla değerlendirilmiyor sadece verilen ödevlerden aldık-

    ları puanlarla değerlendiriliyorlar. Bu sisteme göre tüm seviyedeki öğrenciler

    aynı sınıfta eğitim görüyorlar fakat öğretmenler onlar için 3 farklı seviyede

    ödev dosyası hazırlıyor. Bu dosyada bulunan gri renkteki ödevler zorunlu

    yani tüm öğrenciler bunları yapmak zorunda ama diğer yeşil, sarı ve kırmızı

    renkteki ödevleri öğrenciler kendi istekleri doğrultusunda seçerek yapıyorlar.

    Yeşil renk 1 puan, sarı renk 1, 5 puan ve kırmızı renk 2 puana karşılık geliyor.

  • 18

    Her dönem sonunda öğrencilere bu ödevlerden elde ettikleri puanlar doğ-

    rultusunda bir kazanım değerlendirme raporu hazırlanıyor ve veliler bu şe-

    kilde bilgilendiriliyor.

    Gemeinschaftschule Graf-Soden Ortaokuluna Genel Bakış

    Gözlem yapma fırsatı bulduğum Gemeinschaftschule Graf-Soden Ortao-

    kulunda eğitim sabah 08. 00 başlıyor ve 16. 00’a kadar devam ediyor.

    Okulda toplam 44 öğretmen ve 550 öğrenci var. Okulun pek çok bölümünde

    öğrencilerin ders çalışabilecekleri ya da boş vakitlerini değerlendirebilecek-

    leri alanlar oluşturulmuş. Okulda derslikler dışında resim, müzik, dikiş-nakış,

    mutfak, marangozluk atölyeleri ve spor salonları bulunmakta. Ayrıca öğren-

    ciler öğle yemeklerini okuldaki kantinde yiyorlar. Dersler blok olacak şekilde

    90 dakikalık periyotlarda işleniyor. Bu da derslerin daha verimli ve bölünme-

    den işlenmesine olanak sağlıyor. Okulda zil kullanılmıyor fakat bu kesinlikle

    bir karışıklık olmasına neden olmuyor. Öğretmenler kadar öğrenciler de so-

    rumluluklarının farkındalar. Öğrencilerin kendilerine ait bir sınıfı olmadığı için

    derslerinin olduğu sınıfların önünde öğretmenlerini bekliyorlar ve öğret-

    menle birlikte sınıfa giriyorlar. Sınıflar çok geniş ve muntazam düzenlenmiş.

    Her sınıfta raylı tebeşirli tahtalar, projeksiyon cihazı, renkli tepegöz, bilgisa-

    yar ve ses sistemi mevcut.

    Öğretmenler odasında ise her öğretmenin kendine ait bir çalışma alanı

    var. Bu alanı herkes dilediği şekilde kullanabiliyor. Ayrıca öğretmenler oda-

    sından bağlantılı geçilen bir dinlenme odası bir de fotokopi ve laminasyon

    odası var. Öğretmenler bu alanı da istedikleri şekilde kullanabiliyor. Tıpkı biz

    de olduğu gibi pek çok öğretmenin sorumlu olduğu bir sınıfı var. Sınıf öğret-

    menleri öğrencileri gözlemleyerek haftanın belirli günlerinde velilerle gö-

    rüşme yapıyorlar. Ayrıca her öğrenciye ait bir not defteri var bu defteri öğ-

    renciler her gün evlerine götürerek velilerine kontrol ettiriyorlar. Bu deftere

    o gün derse giren öğretmenler verdikleri ödevler ya da öğrencilerin davra-

    nışlarıyla ilgili notlar yazıyorlar.

    Ayrıca okulda her yıl geleneksel olarak yapılan ve 3 gün süren proje

    günleri düzenleniyor. Proje günleri Çarşamba, Perşembe ve Cuma günlerini

    kapsıyor. 3 günün sonunda proje günlerinde elde edilen ürünler Cumartesi

  • 19

    günü okulda sergileniyor. Bu sergiye hem şu anda eğitim gören öğrencilerin

    velileri hem de gelecek yıl 5. sınıfa öğrenci kaydettirmek isteyen veliler ka-

    tılabiliyor. Böylece okulun tanıtımı yapılmış oluyor. Sergi esnasında bazı

    ürünler satışa sunuluyor. Elde edilen gelirle ise seneye yapılacak olan proje

    günleri için hammadde alınıyor ya da geziler ve bazı yardım etkinlikleri dü-

    zenleniyor. Proje günlerinin diğer bir özelliği ise tüm yaş gruplarındaki öğ-

    rencilerin projelere birlikte katılması. Bu sayede öğrenciler okuldaki diğer

    öğrencilerle daha iyi iletişim kurabilme şansı buluyorlar. Bu yıl yapılan etkin-

    likler esnasında ben de 26 farklı projeyi izleme fırsatı buldum. Öğrenciler bu

    projelere büyük oranda kendi istekleri doğrultusunda katılım sağlıyorlar.

    Gemeinschaftschule Graf-Soden Ortaokulunda İngilizce Eğitimi

    Gözlem yapma fırsatı bulduğum bu ortaokulda tüm sınıf seviyelerinde

    haftalık 4 saat İngilizce dersi okutuluyor. İngilizce kitapları her yıl yenilen-

    miyor ve daha önceki yıllarda öğrencilerin kullandıkları kitaplar kullanılıyor.

    Öğrencilere egzersiz amaçlı olarak fotokopi dağıtılıyor. Bunun dışında kitap-

    tan yazılması gereken etkinlikleri öğrenciler defterlerine yapıyorlar. Gözlem-

    lediğim derslerde öğretmenlerin çoğu mecbura kalmadığı sürece anadili kul-

    lanmamaya gayret gösteriyorlar. Öğrencileri daha çok konuşma yapabile-

    cekleri faaliyetlere yoğunluk veriyorlar. Öğrencileri İngilizce konuşmalarını

    desteklemek amacıyla onları cesaretlendiriyorlar. Etkinlikler esnasında öğ-

    rencilerin yaptıkları dilbilgisi ve telaffuz hatalarını anında düzeltiyorlar. Sınıf

    mevcutları kalabalık olmadığı için öğrencilerin hepsi dil öğrenimindeki 4 ana

    beceriyi kazanabilme konusunda çok şanslılar. Her öğrenci ders esnasında

    bolca İngilizce konuşma fırsatı buluyorlar. Öğrenciler gruplar halinde öğret-

    men tarafından belirlenen bir konuyu ya da kendi belirledikleri bir konu hak-

    kında konuşma hazırlayarak sınıftaki diğer arkadaşları önünde sunum yapı-

    yorlar. Bu tarz etkinlikler de öğrencilerin İngilizce konuşmasında üst düzey

    fayda sağlıyor.

    Dinleme ve yazma etkinliklerine de aynı oranda önem veriyorlar. Göz-

    lemlerim esnasında bizim öğrenciler için daha fazla materyal hazırladığımızı

    ayrıca teknolojiden de daha fazla yararlandığımızı tespit ettim fakat hem

    sınıflarımızın daha kalabalık oluşu, hem öğrencilerin İngilizceyi öğrenmedeki

  • 20

    hazır bulunuşluluk düzeyinin yetersiz olduğunu hem de bizim anadili kul-

    lanma oranımızın fazlalığı nedeniyle öğrencilerin İngilizceyi istenilen düzeyde

    öğrenemediğini fark ettim.

    Öğrenciler 10. sınıfa geldiklerinde Eurocom adı verilen bir sınava tabi

    tutuluyorlar. Bu sınavda öğrenciler kendi istedikleri bir konuda İngilizce su-

    num yapıyorlar ve bu sınavdan aldıkları puan lise eğitimleri için çok büyük

    önem arz ediyor. Bu nedenle öğrenciler ve öğretmenler derslerinde İngilizce

    konuşmaya önem veriyorlar.

    Gözlem yapmak için fırsat bulduğum bu 5 gün içersinde konuşma etkin-

    liklerinin önemini daha iyi kavradım ve ben de bundan sonra derslerimde

    öğrencilerime daha çok konuşma etkinliği yaptırmaya karar verdim. Öğren-

    cilerime basit de olsa İngilizce cümle kurmalarını teşvik edeceğim. Zamanla

    bu yolda iyi bir yol kat edeceğimi düşünüyorum.

    Proje sayesinde İngilizce öğretimindeki eksikliklerimi görme fırsatı bul-

    dum ve eksik olduğum konularda kendimi geliştirme yönünde çok iyi bir

    adım attığımı düşünüyorum. Ayrıca edindiğim kazanımları diğer meslektaş-

    larımla da paylaşarak onlar için de faydalı olabileceğimi düşünüyorum.

  • 21

    GALLER

    MUSTAFA SORUÇ

    İsmim Mustafa Soruç. İMKB Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Teknik Ana-

    dolu Lisesinde İngilizce Öğretmeniyim. Türkiye Ulusal Ajansımız destekli İl

    Milli Eğitim Müdürlüğümüzün KA1 projesi olan ‘İngilizce Öğretiminde Avrupa

    ile Elele’ projesinde yer almaktan dolayı gerçekten kendimi şanslı hissediyo-

    rum. 2014 yılından önce Hayat Boyu Öğrenme Comenius HİE kapsamında

    yapmış olduğum başvuru sonucu Malta’da bir öğretmen eğitimi kursuna ka-

    tılmıştım. Celtic English Academy’de bu proje kapsamında almış olduğum

    öğretmen eğitimi kursu o kursa göre çok çok daha verimli geçti. Öğretmenlik

    mesleğime ve yabancı dil eğitimine dair çok şey öğrendim. Kurs koordinatö-

    rümüz Emrak KOÇAK’ın prensipli, titiz programlamalarının bu noktada çok

    etkili olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Çünkü her ne kadar kurs es-

    nasında yaptığımız çalışmaları defterlerimize not alsak da yoğun ders prog-

    ramı içerisinde etkinliklerin işlenişi ve uygulamaya nasıl dökülür konusunda

    düşünmeye fazla fırsatımız olamayabiliyordu. Bundan dolayı Emrah Bey her

    akşam o gün içinde gördüğümüz iyi uygulamaları akşamleyin konakladığımız

    apart otelde yeniden yorumlamamızı ve fikir alışverişinde bulunmamız ge-

    rektiğini belirtti. 6 kişilik öğretmen grubu olarak aldığımız bu eğitimin daha

    geniş kitlelere ve okul türlerine yayılabilmesi için Emrah Bey bizleri 2 ilkokul,

    2 ortaokul ve 2 lise öğretmeni olacak şekilde kura ile Konya’da yaptığımız

    toplantıda önceden belirlemişti. Gündüz kursta gördüğümüz iyi uygulamaları

    akşam yaptığımız değerlendirmelerimizde okul türlerimize göre nasıl uygu-

    layacağımız konusunda yaptığımız fikir alışverişleri neden 6 öğretmenin bu

    şekilde ayrı ayrı seçildiğini daha iyi anlamamızı sağladı. Her okul türündeki

    öğretmenin bu toplantılarımızda kendi öğrencilerinin yaşı, dünyaya bakışı,

    sosyal hayatları açısından etkinlikleri değerlendirmesi çok faydalı oldu. Ay-

    rıca özellikle 2 haftayı bulan hareketliliklerde gidilen bölgedeki beslenme

    şartları ile uyum notasında problem yaşamamamız açısından ülkemizden

  • 22

    bazı besin türlerinden yanımızda götürmemizin biz kursiyerler açısından çok

    faydalı olduğunu belirtmek isterim.

    Mutfak yönünden lezzet zengini olduğu birçok ülke tarafından kabul edi-

    len ülkemizin tanıtımı noktasında da bu ürünleri orada kullandık. 10 Şubat

    Cuma günü Celtic English Academy Öğretmenlerinden Alun bizlere Welsh

    dili (Galce) öğretti. 16 Şubat Perşembe günü de kurstaki birçok uluslararası

    öğrenci ve kurs öğretmenleriyle birlikte 25 kişiye bizler de Türkçe öğrettik.

    İlkokul, ortaokul ve lise öğretmenleri olarak 3 grup haline öğrencilerimize

    kendilerini Türkçe olarak tanıtma, selamlaşma, TPR ile emir kipi kullanarak

    fiillerle oyun oynama ve Türk bir restorana gidildiğinde sipariş verebilme gibi

    farklı dil yapılarını öğrettik. Ders sonrasında ikram ettiğimiz lokumlar ve de-

    ğişik şekerlemeler ile ülkemizin lezzetlerini sınıfımızdaki öğrencilerimize ül-

    kemizi tanıttık. Sonraki gün aldığımız dönütlere baktığımızda gerek ülkemizin

    tanıtımı gerekse Türkçe öğretimi noktasında oldukça olumlu izlenimler oluş-

    turduğumuzu gördük. Hatta Türkçe dersimize katılmış olan uluslararası öğ-

    rencilerden bazılarının sonraki günlerde karşılaştığımız zaman bizlere ‘Mer-

    haba’, ‘Nasılsınız’ demesi gerçekten güzel bir duyguydu.

    Kursun ilk günü Celtic English Academy yöneticilerinden Shoco hanıme-

    fendi slayt eşliğinde bize okulu tanıttı. Oryantasyon çalışması. Bu konuyu biz

    ülkemizde biraz ihmal ediyoruz sanırım. 3 blok halinde olan binaların içindeki

    salonlardan, hangi sınıfın nerede olduğundan, sağlık problemi vb. olduğunda

    neler yapacağımızdan, hangi kurum personelinin nelerden sorumlu olduğun-

    dan, acil durumlarda aranacak telefonlardan, Cardiff’in önemli özelliklerin-

    den, kurs programında yer alan Cardiff’in gezilip görülecek yerlerinden ve

    bunlar dışında şehirde hangi etkinliklerin yapılabileceğinden vb. birçok fay-

    dalı bilgi edindik.

    Kurs programı kapsamında 1) National Museum Gezisi 2) Okul Ziyareti

    3) Cardiff Kalesi Welsh Geleneksel Yemeği 4) Miss Pettigrews’te yöresel lez-

    zetlerle İngiliz Çayı ikramı 5)Millennium Stadyumu Gezisi 6) Big Pitt Kömür

    Madeni Ziyareti 7) Kırmızı Kale, Caerphilly Kalesi Ziyaretleri düzenlendi. İki

    hafta boyunca 08:45 – 15:30 arası gördüğümüz dersler sonrasında bulun-

  • 23

    duğumuz ülke ve şehrin dokusu, lezzetleri, eğitim sistemi, tarihi, rugby spo-

    runa ilgileri vb. hakkında birçok bilgi sahibi oldum. Bir İngilizce Öğretmeni

    öğrettiği dilin konuşulduğu ülkesi ve bu ülkenin kültürü vb. hakkında bilgi

    sahibi olması gerekir. Bu noktada ‘İngilizce Öğretiminde Avrupa ile Elele’

    projesi bana çok fazla bilgi kazandırdı. Öğrencilerime dersimi anlatırken Bir-

    leşik Krallıkla ilgili bir metin vb. geçtiğinde kendimden daha emin bir şekilde

    öğrencilerime bilgi verebiliyorum. Restaurantta, havaalanında, sokakta ora-

    nın yerli halkıyla aramızda geçen diyalogları öğrencilerimle paylaştığımda

    onlar da bunları dinlerken bilgi sahibi oldukları gibi keyif de alıyorlar.

    Authentic materyal (gerçek, anadilde, özel bir öğretme amacı gütmeyen)

    kullanımının önemini, derslerimizde bu materyallere yer vermenin öğrenci-

    lerimizi nasıl daha çok motive edeceğini, öğrencilerin gerçek dile maruz kal-

    masının onlara kazandıracağı becerilerin önemi hakkında çok fazla bilgi sa-

    hibi oldum. İngilizceyi doğru ve güzel kullanan şarkılar ile etkinlikler yapmayı

    ve şarkı öğretiminde karaoke kullanmanın önemini öğrendim.

    UP (Yukarı Bak) filminden alınan 1 dakikalık sessiz bir videoyu kullanarak

    nasıl öğrencilerimi konuşturabileceğimi, onların duygu ve düşüncelerini or-

    taya çıkarabileceğimi öğrendim. Bunu yapabilmek için böyle bir video öncesi

    öğrencilerimin hazırbulunuşluklarını arttırmam gerektiğini; bunun için de et-

    kinlik hazırlıklarımı PRE – WHILE – POST olarak düzenlemem gerektiğini öğ-

    rendim.

    Konya ilimizde ve ülkemizde yabancı dil öğretimi ile ilgili en büyük prob-

    lem ‘SPEAKING’. Bunun üstesinden gelmede elbette dil bilgisi kurallarını bil-

    menin önemi var. Ancak öğrenilen dille ilgili kelime bilgisi hazinesinin de

    yeteri oranda olması gerekmekte. Vocabulary (kelime bilgisi) öğretimi için

    kullanılacak o kadar çok yöntem öğrendik ki bunlardan başlıcaları : 1-Simon

    says …., 2- Reverse Charades, 3- Body Writing Race, 4- TPR Stories olarak

    sıralanabilir. Ülkemize döner dönmez derslerimde uygulamaya başladığım

    bu yöntemler şimdiden iş görmeye başladı bile. Devamlı sıralarında oturan

    öğrencilerimi sınıf içinde dolaşarak veya tahtada grup yarışmaları yaptırarak

  • 24

    bu etkinliklerle ayağa kaldırmaya başladığımda bundan öğrencilerim öğren-

    mekten keyif alırken ben de onlarla İngilizceyi eğlenerek öğrettiğimden do-

    layı mutlu oldum.

    Ders planının çok önemli olduğunu ve bu planı yaparken hedef kitlenin

    ve uygulanacak stratejinin ne kadar elzem olduğunu anladım. MPF ve TTT

    stratejilerini ilk defa duydum. Bir konu hakkında hedef kitleye ilk defa öğre-

    tim yapıyorsak, hedef kitlenin bu konu hakkında önceden hiç bilgisi olmadı-

    ğını biliyorsak MPF (Meaning – Pronounciation – Form) tekniğini; öğrencinin

    öğretilecek hedef konu hakkında geçmiş öğrenmelerinin olduğunu biliyorsak

    TTT (Testing – Teaching – Testing) tekniğini kullanmamızın daha doğru ola-

    cağını öğrendim. Özellikle MPF yöntemi beni çok etkiledi. Zira biz öğrencile-

    rimize önce hep yazılışı, kalıbı (form) vermeye çalışıyoruz. Oysa tıpkı anadi-

    lini öğrenen çocuklar gibi önce ANLAM, sonra TELAFFUZ ve en son YAZILIŞ

    olmalı imiş. Tabii ki bu sınava hazırlanan, iş İngilizcesi vb. öğrenen yetişkin-

    ler için geçerli olmayabilir.

    Personalizing Vocabulary (öğrenilen kelimenin kişiselleştirilmesi)

    Bir kelimeyi en iyi öğrenme yolunun o kelimeyi olay örgüsü içerisinde

    (context) kullanmak olduğunu birçok öğretmenimiz gibi biliyordum ancak

    bunu sadece öğrencilere kendileri, aileleri ve arkadaşları ile ilgili cümleler

    kurdurarak yapıyordum. Bu etkinliklerimde zaman zaman zorluklar da yaşı-

    yordum; çünkü öğrenciler bazen aileleri hakkında vb. konuşmak istemeye-

    biliyorlar. Bunun üstesinden gelmeme yardımcı olacağını düşündüğüm yeni

    öğrendiğim teknikler 1) Hot Seat, 2) Sentence Completion, 3) Four in a row,

    4) Speed Debating. Speed debating biraz daha dil bilgisi olarak iyi seviyede

    olanlar için olsa da basit cümleler kurulması ile yapılabilir.

    TBL=Task Based Learning’i (Görev Tabanlı Öğrenme) derslerimde hiç

    kullanmamıştım. TBL ile bir TV dizisinden esinlenerek sınıfta temelli bir ya-

    rışma havası oluşturmayı burada aldığım eğitimde öğrendim. Patronu oldu-

    ğum sınıfa verdiğim talimatlar ile öğrencilerime bir görev verip o görevle

    ilgili a)resim çizdirerek b)slogan oluşturmalarını isteyerek c)isim buldurarak

    d)oluşturmalarını istediğim firma, okul, vb. ye bir reklam broşürü hazırlata-

    rak İngilizceyi kullanmalarını sağlayabilirim.

  • 25

    1-Pelmanism,

    2-Simulation,

    3-Disscussion Activity,

    4-Class Mingle,

    5-Banana Dictation,

    6-Long Turn Speaking Activity gibi etkinlikleri gerek kelime grupları (col-

    location) öğretiminde gerekse speaking etkinliklerinde kullanmayı öğrendim.

    Hepsinden önemlisi bütün bu öğrendiklerimi derslerime uygulayabilmek için

    iyi ders planları yapmam gerektiğini ve ders planlarımın hedeflerinin S. M.

    A. R. T. (Specific – Measurable – Attainable(achievable) – Relavant – Time

    bound) olması gerektiğini öğrendim.

    a) Get the Moving,

    b) Circle of Chairs,

    c) Statement Debate,

    d) Snowball Activity, etkinlikleri ile öğrencilerimi konuşmaya nasıl motive

    edeceğimi öğrenirken;

    a) Disappearing Dialogue,

    b) Sending Text Messages (Paper Conversation),

    c) Chain Drills (Empty Slot),

    d) Information Gap Activities,

    e) Spot the differences,

    f) Flow Diagram Conversation etkinliklerini yaptırırken öğrencilerimin ko-

    nuşma ve yazma becerilerini ölçüp yaptıkları yanlışları nasıl düzeltebileceğim

    konusunda bilgi sahibi oldum.

    Ders kitabını etkinliklerimize uydurma konusunda aldığımız eğitim saye-

    sinde çok şey öğrendim. Cardiff’de aldığım bu eğitime gitmeden önce öğ-

    rencilerime bütün konuşma etkinliklerini, pratik kazanma alıştırmalarını ken-

    dim yaptırmaya çalışarak hem kendimi yoruyor hem de bütün öğrencilerle

    birebir ilgileneceğim diye dersimi verimli kullanamıyordum. Gerek grup ça-

    lışmaları gerekse yukarıda bahsettiğim birçok etkinlikle öğrencilerimin birbir-

    leri ile alıştırma yapmalarını sağlayacağım. Benim en büyük görevim burada

  • 26

    öğrencilerimi iyi gözlemlemek ve onların hatalarını not edip onlara genel

    veya birebir geri dönüt vermek olacak.

    Son olarak öğrencilerime teknoloji kullandırarak dersle ilgili etkinlikle-

    rimi ders dışında da devam ettirebileceğim web siteleri hakkında bilgi sahibi

    oldum. Bu web siteleri genel olarak öğrencilerin İngilizce çevrimiçi olarak

    yazması veya foto, video paylaşması maksatlı siteler. Öğretmenlerimizden

    bazıları cep telefonu uygulaması olan whatsapp aracılığıyla bazı eğitim

    amaçlı etkinlikler yapıyorlar ancak https://padlet. com, www. grammarly.

    com, http://en. linoit. com, www. aurasma. com, http://popplet. com özel-

    likle eğitim amaçlı siteler olduğundan dolayı daha çok bizim amacımıza hiz-

    met etmekte. Milli Eğitim Bakanlığımızın Fatih Projesi kapsamında tüm öğ-

    retmen ve öğrencilerimizin hizmetine açtığı EBA da bu amaca hizmet ediyor

    bir noktada. Ancak EBA’da sadece öğrencilere ödev gönderme, çalışma gön-

    derme gibi bölümler varken bu sitelerde öğrenciler de yapılan çalışma hak-

    kında yorum yapabiliyor; fotoğraf, video vb. ekleyebiliyorlar. Bu sitelerin eği-

    tim ortamına taşıyabilirsem hem dersim sadece o ders saati ile sınırlı olma-

    yacak, öğrencilerime hafta sonu vs. devamlı çalışma gönderebileceğim hem

    de teknoloji odaklı farklı bir etkinlik olduğundan öğrencilerimin motivasyonu

    artacaktır.

    Bu öğrenmelerimde aracı olan öncelikle proje koordinatörümüz olan

    Emrah KOÇAK hocama, projeyi dikkate değer bulan Türkiye Ulusal Ajansı ve

    değerlendiricilerine ve gerekli izin işlemlerinde aksamaya mahal vermeden

    işleyişi takip eden Milli Eğitim Müdürlüğümüz, Kaymakamlığımız ve Valiliği-

    miz idareci ve çalışanlarına çok teşekkür ederim.

    https://padlet.com/http://www.grammarly.com/http://www.grammarly.com/http://en.linoit.com/http://www.aurasma.com/http://popplet.com/

  • 27

    FATİH ATİK

    Ben Fatih Atik. Konya ili Selçuklu ilçesi Kaşgarlı Mahmut ortaokulunda

    İngilizce öğretmeni olarak görev yapmaktayım. 2017 Yılı itibariyle mesle-

    ğimde 11. yılımı çalışmaktayım. Bu on bir yıl içerisinde ülkemizde İngilizce

    eğitiminde istediğimiz seviyede olamadığımızı; öğrencilerimize ilkokul, orta-

    okul ve lisede haftalık olarak saatlerce İngilizce ders vermemize rağmen

    pratik İngilizceyi kullandırma noktasında ciddi eksiklerimiz olduğunu ve mev-

    cut sistemle öğrencilerimize İngilizceyi gerçek anlamda istediğimiz şekilde

    öğretemeyeceğimizi üzülerek gözlemlemek zorunda kaldım.

    Bunu nasıl değiştiririz, bu sıkıntıları nasıl giderip öğrencilerimize yurt dı-

    şına gittiklerinde veya bir turistle karşılaştıklarında ihtiyaçları olan İngilizceyi

    konuşacak şekilde yabancı dil eğitimi almalarını nasıl sağlarız diye düşünür-

    ken kendimi Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen, Konya İl Milli Eği-

    tim Müdürlüğünün Konsorsiyum lideri olduğu “İngilizce Öğretiminde Avrupa

    ile El Ele” isimli Erasmus Plus projesinin içinde buldum. Detaylarına göz at-

    tığımda bu projenin ihtiyaçlarıma ayna tutacak, belki hayallerimde canlı tut-

    tuğum İngilizce öğretme şeklini sınıflarımda pratiğe dökmem noktasında

    bana yardımcı olacak bir proje olduğunu gördüm ve çok şükür ki bu projenin

    ilk ayağı olan ve en önemli parçası olarak kabul edilen Galler hareketliliğinin

    bir parçası oldum.

    Galler’de iki haftalık bir “Öğretmen Eğitim Kursu” aldık. Bu iki haftalık

    süreçte belki emekliliğime kadar hem bana hem de çevremdekilere katkı

    sağlayacak çok faydalı bilgiler öğrendim. İki hafta içerisinde adeta aydınlan-

    dım. Kursun genelinde sınıflarımızda rahatlıkla uyarlayıp uygulayabileceği-

    miz, öğrencilerimizin eğlenerek katılabilecekleri onlarca eğitici etkinlikler ve

    yöntemler öğrendik. Bunlardan kısa kısa bahsedecek olursam:

    İlk gün “Speed Mingle, Find Someone who, Running Dictation ve Stick

    Label” etkinliklerini öğrendik. Bu etkinliklerden en beğendiğim “Running Dic-

    tation” dı. Bu etkinlikle öğrencilerin hem telaffuzlarını, hem de dinleme ve

    hatırlama becerilerini gözlemleyebiliyoruz. Çok pratik ve her sınıf seviyesinde

    her konuda rahatlıkla uygulayabileceğimiz bir etkinlik.

  • 28

    İkinci gün benim için İngilizce öğretiminde kullandığım materyaller ko-

    nusunda bir dönüm noktası oldu. Bize derste “Authentic Material”lerin (Ana-

    dilde “native speakers”lar için hazırlanmış herhangi bir video, broşür vs. )

    nasıl kullanabileceğini ve diğer yapay olanlarla kıyaslandığında öğrenciler

    için ne kadar faydalı olabileceğini öğrettiler. Yıllardır İngilizlerin kullandığı

    yayınlar, ürünler veya videoların öğrencilerim seviyeleri için çok ağır olaca-

    ğını düşünüp bu tür materyalleri derste kullanmaktan kaçınmıştım ancak bu-

    gün bu tür ürünleri derslerimize nasıl uyarlayabileceğimizi ve öğrencilerin

    kendileri için hazırlanmış suni bir ürün tamamını anlamları yerine gerçekten

    anadilde İngilizceyi konuşan kişiler için hazırlanmış bir ürün bir kısmını dahi

    olsa anlayabiliyor olmalarının onlar için daha motive edici olabileceğini öğ-

    rendim. İngiltere’de sunulan ve kazanımlarımızla ilgili olan bir program bulup

    derste öğrencilerime dinletip tamamını anlamalarını istemeden içerisinde ge-

    çen sayı, renk, hava durumu vs. gibi tanıdık oldukları kelimeleri anlamalarını

    ve not etmelerini istemenin onlar için daha motive edici olacağına inanıyo-

    rum. Bu kursta edindiğim en büyük kazanımlar arasında bu etkinlik yer alı-

    yor.

    Üçüncü gün “Total Physical Response(TPR)” tekniğini öğrendik. Bu tek-

    nik her seviyede öğrenci gruplarıyla uygulanabilecek bir etkinlik. Yaşı küçük-

    lerde daha etkin bir şekilde kullanılabilecek, öğrencilere fiilleri canlandırma

    yoluyla öğretmemizi sağlayan fiziksel bir öğretim metodu. Çoğumuzun sınıf-

    larda kullandıklarımızdan farklı olarak öğrencileri işin içine öğretmen rolüyle

    de bu etkinliğin uygulanabileceğini gördük.

    Dördüncü gün yeni kelimelerin ve konuların derste nasıl işleneceği ile

    etkinlikler yaptık. Yeni kelimeleri gösterirken önce telaffuzuna vurgu yapılı-

    yor. Yazılı şekli en sonda veriliyor ve yazılı şekli verilirken mutlaka kelime

    türünü ve okunuşunu ve kelimede vurgunun hangi hecede olduğunu veri-

    yorlar. Yeni bir konuya geçerken öğrencilerde güdülenmenin nasıl yapılabi-

    leceğinin farklı yöntemlerini gördük ve en önemlisi biz bu kursta bize öğret-

    tikleri metotları sınıflarda kopyala yapıştır mantığıyla uygulamayı değil yeni

    metotlar geliştirmeyi öğrendik. Benim ve kursa katılan her bir arkadaşımın

    bu kurs sayesinde artık sınıf seviyelerimize, kendi öğretim programımıza ve

  • 29

    kazanımlarımıza uygun etkinlikler, yöntem ve teknikler üretebilecek beceri-

    ler edindiğimize inanıyorum. İnşallah bu şekilde taklit eden değil taklit edilen

    bir sistemle İngilizce öğreteceğimize inanıyorum.

    Beşinci gün yine benim için çok önemli bir gündü. Etkinlik olarak Task

    Based Learning (TBL) yani görev temelli öğrenmeyi gördük. Bu yöntemde

    öğrencilere bir görevlendirme yapılıyor veya bir görev çalışma kağıdı verili-

    yor. Öğrencilere bu çalışmalara göre öğretim yapılıyor. Ancak asıl önemli

    olan bugün “Peer Observation(Akran Gözlemi)” yaptık. Gittiğimiz kursta

    başka bir öğretmenin dersine katıldık ve nasıl ders işlediğini edilgen bir şe-

    kilde gözlemledik. Bizlere bu uygulamayı okullarımızda ne sıklıkla yaptığımızı

    yani ne sıklıkla öğretmen arkadaşlarımızın derslerine girip gözlemde bulun-

    duğumuzu sordular ve cevabımız maalesef “hiç” oldu. Bize kendilerinin bunu

    düzenli olarak yaptıklarını bunu eleştirme maksadıyla değil onlardan farklı

    ve güzel yöntemler öğrenmek adına yaptıklarını söylediler. Hatta bir hocamız

    bize o gün uyguladığı ve bizim çok beğendiğimiz bir yöntemi iki hafta önce

    yaptığı bir gözlem esnasında başka bir arkadaşından öğrendiğini söyledi.

    Ben de okuluma geldiğimde ilk iş olarak bu konuda öğretmen arkadaşlar

    arasında farkındalık oluşturmaya çalıştım. Düzenlemelerimizi yaptık önü-

    müzdeki hafta itibariyle biz de kendi okulumuzda bazı arkadaşlarla birbirimizi

    gözlemlemeye başlayacağız. Sonrasında da bunu tüm okula ve belki çevre

    okullara yaymayı bu şekilde öğretmen arkadaşları birbirlerinden faydalan-

    dırmayı amaçlıyoruz.

    Beşinci günün sonunda bize kursumuz Cardiff Kalesinde kültürel bir ye-

    mek etkinliği düzenledi. Bize kale ve Galler tarihiyle ilgili bilgilendirme yapıldı

    ve sonrasında yemeğe geçtik. Bir yemek etkinliği ancak bu kadar kültürel

    içeriğe sahip olabilirdi. Adeta Cardiff tarihinde yolculuk ettik. Yemekler, ser-

    vis, karşılama (Gal Dili ile) şarkılar, marşlar, sunum her şeyiyle Galler’i yaşa-

    dık. Buradan da ülkemizde yapılan turist karşılama etkinliklerine ne gibi zen-

    ginlikler katabileceğimiz konusunda fikir sahibi olduk. Konya’ya gelen bir tu-

    rist kafilesine Konya’yı tanıtmak amacıyla sadece Mevlana Müzesi ve Alâed-

    din Tepesini gezdirmek yerine onlar için bu tür etkinlikler düzenleyerek kısa

    zamanda ne kadar da kalıcı kültürel aktarımlar yapılabileceği konusunda ön

  • 30

    görümüz oldu. Bu kazanımlarımızı da Milli Eğitim Müdürlüğü’müz aracılılığıyla

    Konya İl Kültür ve Turizm müdürlüğüne iletmeyi planlıyoruz.

    Altıncı gün yine yeni bir yöntem karşımıza çıktı “Test-Teach-Test (TTT)”

    Tekniği. Bu teknik öğrencilerin ön bilgi sahibi olduğu bir konuda onlara daha

    detaylı bilgi vermek veya ilave farklı ayrıntılar öğretmek için kullandığımız bir

    yöntem. Ortaokul ve lise seviyesinde daha kolay uygulanabilecek yararlı bir

    yöntem. Sonrasında ders planlama ve kazanım hazırlama konularında çalış-

    malar yaparak ders kitaplarımızı kazanımlarımız ölçüsünde daha verimli nasıl

    kullanabileceğimizle ilgili etkinlikler yaparak bu konudaki hazır bulunuşluk

    seviyemizi arttırdık.

    Yedinci gün de yine benim için en faydalı günlerden birisi oldu. Ders

    içerisinde konuşma etkinliklerini öğrenciler üzerinde nasıl daha kalıcı hale

    getirebileceğimizle ilgili çalışmalar yaptık. Yeni etkinlikler metotlar öğrendik.

    Bunun dışında “Introduction Check Question (ICQ)” adında öğrencilere bir

    etkinlik verdiğimizde etkinliğe başlamadan önce ne yapacaklarını anlayıp an-

    lamadıklarını kavramaları ve anlamayanların yapılacak olan etkinliği daha iyi

    anlamaları için kullanılan bir metot. Öğrencilerin yaşları küçüldükçe etkinlik-

    leri anlamaları güçleşmektedir. Yaşları küçük öğrencilerden etkinlik esna-

    sında sürekli etkinlikle alakalı sorular gelmekte ve bu nedenle etkinliğin uy-

    gulamasında aksaklıklar yaşamaktaydım ki buda benim en çok sıkıntı çekti-

    ğim noktalardan biriydi. Bu sıkı bu yöntem sayesinde adeta jiletle keser gibi

    kesildi. Daha bu raporu hazırladığım gün aynı problemi yaşamak üzereyken

    ICQ yöntemini kullanarak öğrencilerin basit bir yöntemle kısa sürede bir et-

    kinliği nasıl anlayabileceklerine bizzat şahit oldum. Bu yöntem bana hem

    etkinliklerimi uygulamamda kolaylık sağlıyor hem de zaman kazandırıyor.

    Bunu diğer arkadaşlarımla da paylaştım ve uygulamada ne kadar kolaylık

    sağladığını birlikte tecrübe ettik. Bu projeye katılmasaydım ben de arkadaş-

    larım da bu basit uygulamadan bihaber şekilde etkinlik uygulamalarına ve o

    zorlukları yaşamaya devam edecektik. Bugün bir kez daha kendimi şanslı

    hissettim.

    Sekizinci gün de kursun en faydalı günlerindendi. Sabah kurstaydık ve

    öğrencileri güdüleme ve yeni konulara giriş yapma ile ilgili birkaç etkinlik

  • 31

    gördük ancak asıl önemli kısım öğleden sonraydı. Öğleden sonra bir okul

    ziyaretinde bulunduk. Okulda öğrencilerle ve öğretmenlerin bazılarıyla soh-

    bet etme imkanımız oldu. Bizlere okulu gezdirdiler okulun fiziki şartlarını da

    görmüş olduk. İngiliz eğitim sistemiyle ilgili bilgi edindik. Öğrenci-öğretmen

    ilişkileri, ders işleniş şekli, sınav sistemleri, öğrencilerin gelecekle ilgili he-

    defleri ve bunun gibi onlarca konu hakkında sorular sorduk ve samimi ce-

    vaplar aldık. Bu okul gezisi sayesinde Birleşik Krallığın eğitim sistemi hak-

    kında ciddi bilgi sahibi olduk ve bizlere bu bilgilerin de çok fazla faydalı ola-

    cağına inanıyorum.

    Dokuzuncu gün sabahki derslerimizde flaş kart hazırlama ve farklı ısınma

    etkinlikleri öğrendik. Öğleden sonra ise kursun en önemli etkinliklerinden

    birini gerçekleştirdik. Kursta bize o zamana kadar öğrettikleri bilgilerle hiç

    Türkçe bilmeyen öğrencilere Türkçe dersi verdik. İnanılmazdı. Bizler için

    kurstan gönüllü yirminin üzerinde öğrenci & personel ayarladılar ve biz on-

    lara 3 grup halinde 20 şer dakika ders anlattık. Bizleri öğretmenler de dinle-

    diler ve olumlu olumsuz notlarını alarak bizleri sonrasında bilgilendirecekle-

    rini söylediler. Dersi işledik ve o esnada karşımızda hiç dil bilmeyen biri ol-

    duğunda o gruba dilin nasıl öğretilebileceği ile ilgili fikir edindik.

    Onuncu gün sabah derslerinde bilişim teknolojilerini sınıf ortamına nasıl

    aktarabileceğimizle ilgili bir ders işledik ve gerçekten çok ciddi kazanımları-

    mız oldu. İkinci dersimizde April hocamız derslerde kullanabileceğimiz on-

    larca oyun içeren bir çalışma kağıdı verdi ve bizlere bazılarını bizzat uygu-

    lattı. İçlerinde gerçekten her sınıf düzeyinde uygulanabilecek çok fazla sa-

    yıda oyun ve etkinlik olan bu çalışma kağıdı da ders planlarımızın en baş

    listesine eklenecek bu kurstan edindiğimiz kazanımlardan biri oldu. Öğleden

    sonra da 9. gün yaptığımız Türkçe dersinin ve kursun genel değerlendirme-

    sini yaparak kursu sonlandırdık.

    Bu proje ve kurs gerek öğretmenliğimde gerekse yabancı toplumlara

    olan sosyal ve kültürel yaklaşımımda bir çığır açtı. Hem öğretmenliğimde

    hem de hayata bakış açımda belki mesleğimin ve hayatımın sonuna kadar

    seve seve uygulayacağım, unutmayacağım kazanımlar edinmemi sağladı. Bu

    projeden edindiklerimle daha şimdiden okuldaki öğretmen arkadaşlarımla

  • 32

    paylaşımlarda bulunmaya, kurs faaliyetlerini onlara aktarmaya ve etkinlik ve

    çalışma örneklerini onlarla paylaşmaya başladım. İlerleyen süreçte “İngilizce

    Öğretiminde Avrupa ile El Ele” projesi sayesinde yaptığımız bu paylaşımların

    artarak yakındaki okulların, ilçemizin ve Mayıs ayında yapacağımız çalıştay

    neticesinde de önce ilimiz Konya’nın sonrasında uzak hedef olarak güzelim

    ülkemizin İngilizce Öğretiminde arzuladığı noktaya gelmesi hususunda fay-

    dalı olacağına inanıyorum.

  • 33

    GÜLSEN PEHLİVAN

    Ben Gülsen Pehlivan. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk-orta ve lise ba-

    zında tüm kurumlarda çalıştım. Şu anda KONYA-Selçuklu İsmail Kaya Ana-

    dolu İmam Hatip Lisesi’nde İngilizce Öğretmeniyim. İngilizce Öğretiminde

    Avrupa’yla El Ele Projesi Galler Grubu’ndayım

    Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün Konsorsiyum Liderliğinde Hazırla-

    nan ve Türkiye Ulusal Ajansi Tarafindan Kabul Edilen İngilizce Ögretiminde

    Avrupa'yla El Ele İsimli Erasmus+ KA1 Projesi Kapsaminda İs Basi Gözlem

    Faaliyetlerine ve Hizmet İci Egitim Kurslarina Katilmak ve Ingilizce Ogreti-

    minde Başarılı Olmus Farklı Ülkelerdeki Iyi Uygulamalari yerinde gözlemle-

    yerek, kendi eğitim sistemimize uyarlamak için Erasmus Koordianatörü Em-

    rah Koçak, Şube Müdürü Servet Altuntaş ve 6 İngilizce Öğretmeni Galler’in

    başkenti Cardiff’de bu projenin ilk hareketliliğini gerçekleştirdik.

    Projenin amacı İngilizce öğretmenlerinin İngilizce öğretiminde başarılı

    olan ülkelerdeki öğretim yöntem, teknik ve uygulamalarını yerinde gözlem-

    lemek ve hizmetiçi eğitim kursuna katılarak mesleki alanda kendilerini geliş-

    tirmeleridir.

    Bu amaçla gittiğimiz Cardiff’de uluslararası bir dil kurumu olan Celtic

    English Academy’ de 2 hafta süren hizmet içi eğitim kursuna öğrenci olarak

    katıldık. Aynı kursda ders gözlemi yaptık ve okul ziyareti gerçekleştirdik.

    Katıldığımız kursdaki öğretmenlerin İngilizce öğretim yöntem, teknik ve

    yaklaşımlarını, kullandıkları materyalleri dersler boyunca gözlemledik.

    Derslerde öğrenci olarak tüm aktiviteleri ve alıştırmaları yaparken aynı

    zamanda notlar aldık, günlükler yazdık. Her günün sonunda değerlendirme

    toplantısı yaparak o gün yeni ne öğrendik, bu öğrendiklerimizi sınıf ortamına

    nasıl aktarabiliriz, öğrendiklerimizi nasıl uygulayabiliriz ve uygularken karşı-

    laşabileceğimiz aksaklıklar ve bu aksaklıklarla nasıl başa çıkabiliriz sorularına

    cevaplar vererek günlük raporlarımızı ve günlüklerimizi detaylarıyla yazdık.

    Her öğrendiğimiz bizim için yeni bir uygulama, yeni bir teknikti. Derslerde

    cok eğlendik ve çok zevkle etkinlikleri yaptık. Öğretmenlerimizden derslerde

  • 34

    ve teneffüslerde mümkün olduğunca dolu dolu faydalandık. Tüm kurs yet-

    kilileri ve öğretmenlerimiz çok özverili ve çok sıcak davrandılar.

    İngilizceyi derslerde, teneffüs aralarında, yemekte, sokakta, alışverişte,

    gezilerde konuşarak SPEAKING becerilerimizi geliştirdik ve daha akıcı hale

    getirdik. Gerek derslerimizde gerekse sosyal hayat içerisinde öğrendikleri-

    miz, gördüklerimiz bizim için çok faydalıydı, çok severek dolu dolu 2 hafta

    geçirdik ve iyi ki bu eğitim için gelip kendimizi geliştirme sansına sahip olduk.

    Derslerden sonra yapılan kültürel faaliyetlerle ve gezilerle Galler’i, Cardiff

    şehrini, tarihini, kültürünü tanıma şansını bulduk. Hafta içi Cardiff Kalesinde

    akşam düzenlenen etkinlikte Galler’in geleneksel yemeklerini, Galler müzi-

    ğini, şarkılarını, ve sıcakkanlı insanlarını tanıma şansını bulduk. Öyle muhte-

    şem bir tarihi Kale’de çok güzel sesli sanatçıların geleneksel yemek servisle-

    riyle Galler mutfağını tanıdık. Eğlendik, dinlendik ve çok güzel zaman geçir-

    dik. Hafta sonu Kömür Madeni Müzesine ve Kalelerine yaptığımız kültürel

    gezilerle Cardiff’in geçmişini ve tarihini öğrenme fırsatımız oldu. Tarihi ve

    kültürel dokusu hakkında çok şey öğrendik.

    Bbu eğitim kursunda bunca yıl aldığımız eğitim ve edindiğimiz tecrübe-

    lerimiz bize 15 gün içerisinde özetlendi. Sürekli native speakerlarla konuştu-

    ğumuz için konuşma yönümüzü ve akıcılığımızı geliştirerek mesleki yönden

    kendimizi geliştirdik. Verilen tüm uygulamaları ve teknikleri öğrendik ve sınıf

    ortamına uyarlamayı planladık, Sınıflarımıza derslerimize nasıl uyarlayabiliriz

    noktasında birbirimizle ve öğretmenlerimizle fikirlerimizi paylaştık ve birey-

    selleştirdik.

    Günlük sosyal hayat içerisinde sürekli İngilizce konuşma aslında doğru-

    dan dil öğrenme yöntemiydi. (Direct Language Learning )

    Biz İngilizce öğretmenleri öğrencilerimize rol- model olmak için dersleri-

    mizde ve dersle ilgili etkinliklerde İngilizce konuşarak öğrencilerimize örnek

    olup kulak gelişimlerine katkıda bulunmamız gerekir.

    Bir bütünlük içerisinde dilin içerisinde herşeyi öğrenmeye başladık(Con-

    textual, Natural Fluency Training ). Bizler de güncel hayattan öğrencilerin

    sevdikleri ve çok ilgi duydukları konuları İngilizce olarak öğretip, merak

  • 35

    uyandırarak öğrencilerimizi bir sonraki konuya veya araştırmaya taşıyabil-

    memiz gerekir.

    Günlük konuşma diline ve doğal olarak iletişim kurmaya odaklandık.

    (Conversational Speech ) İletişim dili olarak da sınıflarda İngilizceyi kullanır-

    sak öğrencilerimiz her türlü konuda konuşmaya çalışacaktır.

    Native Speakerlardan gerçek, doğal, güncel konuları ders etkinlikleri-

    mizde öğrenerek dinleme ve telaffuz becerilerimizi geliştirdik. (Learning with

    Real Native Examples )Bizler native speaker değiliz fakat öğretici materyal-

    lerin yanında authentic materyalleri de yerinde kullanarak daha etkili ve ger-

    çekçi dil eğitimi verebilmemiz gerekir.

    Hedef dili değil, hedef dille öğrenmeyi ve öğretmeyi öğrendik(Learning

    through ENGLISH )Biz İngilizceyi grameri, kelimeleri ve 4 beceriyi vererek

    öğretmeye çalışmak yerine group-work, pair-work, peer-work. şarkı, oyun

    vs tekniklerle daha kolay yöntemlerle diğer becerileri öğretmemiz gerekir.

    Kelime listeleri ve gramer kurallarıyla İngilizce dersinin sadece yazma

    (writing) ve okuma (reading)becerilerinin öğretilebileceğini tespit ettim. Ge-

    leneksel öğrenme metodlarının sadece yazma (writing), okuma (reading)ve

    gramer yapılarını öğrettiğini, konuşma (speaking) ve dinleme (listening )

    becerilerini vermediğini anladım. Dil doğal olarak, konuşarak, konuşturarak

    öğrenildiğinde konuşulur. Geleneksel eğitim –öğretim yöntem ve yaklaşım-

    larıyla İngilizceyi öğretmeye devam ettiğimiz sürece İngilizceyi bilen ama

    konuşamayan öğrenciler yetiştirmeye devam edeceğiz.

    Derslerimizde öğrencilerin faal şekilde rol aldığı pair-work, peer-work,

    group-work, oyun, drama çalışmalarına daha çok zaman ayrılıp, daha çok

    flashcard kullanılmasıyla derslerimizi daha hareketli ve verimli yapıp öğren-

    meyi kalıcı hale getirebiliriz. Total Physical Response aktiviteleri tüm sınıf-

    larda uygulanabilecek olduğu için çok ilgimi çekti. Derslerimde bu aktiviteleri

    uyguluyorum ve öğrencilerim derslerde daha aktif ve öğrenmenin şeklinin

    değiştiğini hissettim.

    Her hafta ders sonu review şeklinde bir ölçme sınavının yapılması tekrar

    ve pekiştirme açısından yararlı olacağı için biz de her ünite sunu bu re-

    viewleri yapmamız öğrenmeyi pekiştirecektir.

  • 36

    Öğretmenlerin kendi branşındaki akranları tarafından gözlemlenmesini

    paylaşım açısından faydalı bir çalışma olarak gördüm. Öğretmen-öğretmen

    gözleminin iyi örneklerin yaygınlaştırılması açısından yaralı olabilir diye dü-

    şünüyorum.

    Yaptığımız okul gözleminde bir ders boyunca öğretmenin yaklaşımını,

    ders anlatmasını izledik. İlgili okulun bölümlerini gezdik. Galler’in eğitim öğ-

    retimi hakkında bilgiler edindik. Dersi anlatan öğretmenlere yardımcı öğret-

    menlerin destek verdiğin gördük bununi öğretmenin yükünü azaltabileceğini

    ve material geliştirmede yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

    Kursda bizim eskiden yaptığımız, yazdığımız Günlük Ders Planlarının

    derslere girmeden yapıldığını gözlemledim. Derse girmeden önce hazırlaya-

    cağımız Ders Planları bizim konuyu nasıl anlatacağımızı çerçeve ve süresiyle

    gösterecektir. Ayrıca her ders başlangıcında yapabileceğimiz brainstorming

    (warm-up) aktivitelerinin öğrenmenin daha istekli ve verimli hale gelmesi

    açısından faydalı olacağına inanıyorum. Bu gibi iyi uygulamaların ve aktivi-

    telerin bizim eğitim sistemine dahil edilmesi gerekmektedir

    İngilizce derslerinde pair-work, group-work çalışmalarına daha çok ağır-

    lık vermemiz gerektiği kanısındayım.

    Çok ağır gramer konuları ve örnekleri vermek yerine kısa, konuşacak

    kadar örneklerle desteklenen gramer verilmesi gerekmektedir. Bu kurs ve

    Cardiff’de edindiğim herşey beni çok geliştirdi ve öğrencilerime olan yakla-

    şım ve tutumum değişti. Daha öğrenci merkezli daha zevkli daha hareketli

    ve sonunda mutlu öğrenenler bıraktığım derslere imza atmaya başladım.

    Orada edindiğim bilgileri, aktiviteleri, uygulamaları derslerde kolaylıkla ya-

    pabiliyorum. Metot ve tekniklerimi aldığım eğitimlerdeki aktivitelerle değiş-

    tirdiğimde kısa sürede gözle görülecek değişim ve gelişme gözlemliyorum.

    Öğrencilerim öğrenme sürecinde daha samimi ve daha istekli olmaya başla-

    dılar. Cesaretlerini arttırmayı başardığımı hissediyorum. Edindiğim tüm uy-

    gulamaları ve aktiviteleri ders planlarıma, zümre toplantılarıma yansıtıp okul-

    daki arkadaşlarımla, ilçe zümresindeki arkadaşlarımla paylaşacağım ve iyi

    uygulamaların bizim eğitim sistemimize kazandırılması için elimden gelen

  • 37

    gayreti göstereceğim. Kendi adıma, öğrencilerim, okulum, ilçem, il ve kuru-

    mum adına çok faydalı bir çalışma oldu. Buradan emeği geçenlere minnet-

    tarlarımı ve teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

  • 38

    HAMZA AYDOĞDU

    Ben Hamza Aydogdu. 3 yıldır İngilizce Öğretmeni olarak görev yapmak-

    tayım. Şuan da Şekibe Aksoy İlkokulunda çalışıyorum.

    6-17 Şubat 2017 tarihleri arasında Galler de ‘’ Teacher Training Course

    - Öğretmen Geliştirme Kursunu ‘’ tamamladım.

    İlk defa Galler de bulundum. Çoğu İngilizce öğretmeni gibi Birleşik Kral-

    lık a gitmek benimde hayalimdi ve bir hayalim gerçekleşmiş oldu. Onların

    kültürünü öğrenmek anlattığım dili orda yaşamak heyecan vericiydi. İlk ola-

    rak İngiliz Kültürünü anlatarak başlamak istiyorum. Daha önce ki duydukla-

    rımıza göre İngiliz insanı soğuk kendi halinde yaşayan insanlar olarak bili-

    yordum. Ama Cardiff te bu şekilde olmadıklarını ne yapacaklarını bilen, say-

    gılı bireyler olduklarını gördüm. Cardif gerçekten güvenli huzurlu ve yaşanı-

    lacak bir şehir olarak gördüm.

    Celtic Academy de almış olduğum eğitim göz önüne alacak olursak, bu

    tarz eğitimleri bütün İngilizce öğretmenlerine verilmesi tarafındayım ve bu

    eğitimlerin üniversitelerde verilmesi daha doğru olacaktır. Eğitim alan diğer

    meslektaşlarımla farklı üniversitelerden mezun olmamıza rağmen hepimizin

    eksik ve hataları hemen hemen aynıydı. Özellikle ‘’telafuz’’ konusunda. Bu

    kursun sonunda kendi hatalarımı görüp onları geliştirebileceğimi düşünüyo-

    rum. Artık benim için yapacak bişey kalmadı düşüncesi yerine sürekli kendini

    geliştirmek isteyen ve daha öğrenecek çok şeyim var diyen bir öğretmen

    olarak hayatıma devam etmek istiyorum. Daha önce belirttiğim gibi bu kurs

    mesleki anlamda hayatıma çok şey kattı.

    Kurs süresince bir çok metot, teknik öğrendik. Dil öğretiminin yanlış ta-

    raflarını ve nasıl öğretileceği konusunda daha çok tecrübe kazandık. Derse

    girmeden önce, ders sırasında ve sonrasında neler yapılabilir konusunda uf-

    kumuz gelişti.

    Öğrendiğimiz teknikler öğrencilerimizi ilkokuldan liseye her seviyede eğ-

    lenerek yaşayarak İngilizce öğrenmelerini sağlayacak tekniklerdir. Biz as-

  • 39

    lında İngilizcede birçok bilgiyi öğrencilerimize veriyoruz fakat onları yete-

    rince kullandırtmadığımız için bilgiler çöplüğe atılmış gibi oluyor. Bir dili öğ-

    renmenin en doğru yolunun kullanmak olduğunu öğrendim.

    TPR (Total Physical Response)metoduylailkokul ve ortaokul öğrencileri-

    mize birçok kelimeyi öğretebiliriz. Kelime öğretiminde MPF (Meaning Prono-

    unciation Form) sıralamasına dikkat etmemiz gerekmektedir. Çünkü bu sı-

    ralamayla öğrenilen kelimelerin daha kalıcı olduğunu gördüm. TBL (Task

    Based Learning) etkinlikleriyle dilin birçok alanının (reading, speaking and

    writing etc.) öğretilebileceğinin farkına vardım. Derslerde yapılacak etkinlik-

    lerin TTT (Test Teach Test) veya PPP (Present Produce Practice) metodla-

    rıyla öğretilmesi gerektiğini öğrendim.

    Bu eğitimler sayesinde hem kendimizi hemde öğrencilerimizin dili seve-

    ceğine ve daha iyi öğretip öğreneceğimize inanıyorum.

  • 40

    HATİCE SAMUR

    Ben Hatice Samur 13 yıldır İngilizce Öğretmeni olarak görev yapmakta-

    yım. Şuan da Vali Necati Çetinkaya Ortaokulunda çalışıyorum.

    6-17 Şubat 2017 tarihleri arasında Galler de ‘’Öğretmen Geliştirme Kur-

    sunu ‘’ tamamladım.

    İlk defa İngiltere deydim. Aslında bir hayalim gerçekleşmiş oldu. İngiliz

    Kültürünü anlatarak başlamak istiyorum. Benim gözümde İngilizler sadece

    kendi dünyalarında yaşayan soğuk insanlardı. Cardiff te bu şekilde olmadık-

    larını ne yapacaklarını bilen, saygılı bireyler olduklarını gördüm. Yemekleri

    konusunda aynı şeyleri söyleyemeyeceğim ama oda doğal olarak kendi kül-

    tür ve alışkanlıklarıyla alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum. Şehir sakin,

    güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşanabilecek bir yer olarak gözükmektedir.

    Almış olduğum eğitimi düşündüğümde öncelikle böyle eğitimlerin üni-

    versitede başlaması gerektiğine inanıyorum. Eğitim alan diğer meslektaşla-

    rımla farklı üniversitelerden mezun olmamıza rağmen hepimizin eksik ve ha-

    taları hemen hemen aynıydı. Özellikle ‘’pronounciation’’ konusunda. Bu kurs

    sayesinde kendimi eksiklerimi ve hatalarımı görüp, mesleki anlamda farkın-

    dalığımı arttırmış bir öğretmen olarak görüyorum. Başından sonuna kadar

    her dersi heyecanla beklediğimiz, ufkumuzu açtığımız bir eğitim aldığımızı

    düşünmekteyim. Öğretmen oldum her şey bitti olarak mesleğime bakmak

    yerine, her zaman kendine yeni şeyler kazandıran, kendini sürekli geliştiren

    bir öğretmen olmak gerektiğini daha iyi bir şekilde anladım ve gördüm. Ben

    iyi bilirsem öğrencilerimede en iyi şekilde öğretebileceğimi ve aktarabilece-

    ğimi daha net birşekilde kavramış oldum.

    Birçok teknik ve metod öğrendik. Tabiki eğitim sistemimizi ve fiziki ko-

    şullarını düşündüğümüzde bizleri bekleyen birçok zorluk olduğunu biliyoruz

    ama neler yapılacağını ve yapılması gerektiğini bilip, planlı bir sistem dahi-

    linde çalışıldıktan sonra daha verimli olacağını düşünüyorum.

    Öğrendiğimiz teknikler öğrencilerimizi ilkokuldan liseye her seviyede eğ-

    lenerek yaşayarak İngilizce öğrenmelerini sağlayacak tekniklerdir. Biz as-

  • 41

    lında İngilizcede birçok bilgiyi öğrencilerimize veriyoruz fakat onları yete-

    rince kullandırtmadığımız için bilgiler çöplüğe atılmış gibi oluyor. Bir dili öğ-

    renmenin en doğru yolunun kullanmak olduğunu öğrendim.

    TPR (Total Physical Response)metoduylailkokul ve ortaokul öğrencileri-

    mize birçok kelimeyi öğretebiliriz. Kelime öğretiminde MPF (Meaning Prono-

    unciation Form) sıralamasına dikkat etmemiz gerekmektedir. Çünkü bu sı-

    ralamayla öğrenilen kelimelerin daha kalıcı olduğunu gördüm. TBL (Task

    Based Learning) etkinlikleriyle dilin birçok alanının (reading, speaking and

    writing etc. ) öğretilebileceğinin farkına vardım. Derslerde yapılacak etkin-

    liklerin TTT (Test Teach Test) veya PPP (Present Produce Practice) metod-

    larıyla öğretilmesi gerektiğini öğrendim.

    Bu eğitimler sayesinde mesleki anlamda birçok bilgi ve kazanımlarla öğ-

    retmeye daha verimli bir şekilde devam edeceğime inanıyorum. Böylece öğ-

    rencilerimin İngilizce dersinden korkmadan ve severek fayda sağlıyacakları

    kanaatindeyim.

  • 42

    SİBEL TUNCEL

    Ben Sibel Tuncel. Konya Kulu Merkez İlkokulu’nda İngilizce öğretmeni-

    yi