20 - 30 nisan 2009 - sayı 153

16
Mevsimlik iflçiler için bu mevsim de¤iflikli¤i, ayn› zamanda, yo¤un bir ifl temposunun ve kamyon kasalar›nda yap›lacak kilometrelerce yolculu¤un habercisi… Her sene ayn› aylarda bafllayan, onlar›n çilesi. Yaflad›klar› topraklar- dan kalk›p, ‘ekme¤in pefline’ düflüyorlar. F›n- d›k, pamuk, turunçgil, f›st›k, ne olursa… Çocuk- lar› ve kendi yaflamlar› için yetecek kadar efl- yay› al›p düflüyorlar yola. Bilmedikleri , dilin- den anlamad›klar› co¤rafyalara, sanki hep ay- n› dili konuflan a¤alar›n, patronlar›n yarar›na çal›flmaya gidiyorlar. Su, elektrik gibi olanak- lardan yoksun bir flekilde, günlerce sürüyor çad›r yaflant›lar›. SAYFA 6 Eme¤in ve gelece¤in için 1 May›s’ta alanlara KESK, D‹SK gibi sendika konfederasyonlar› 1 May›s’› Taksim’de kutlayacaklar›n› aç›klad›lar. 1 May›s’›, kutlama ve yer meselesine endeks- leyen sendikalara hükümetin cevab›, “Tak- sim’e izin vermeyiz” oldu. ITUC ve ETUC gibi uluslararas› sendikalar, 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas›na destek veriyor. Devrimci 1 May›s Platformu da 1 May›s’ta Taksim’i iflaret etti. Platform, iflçilerin iflten at›lmas›, haklar›n›n gasp edilmesi, fabrikalar›n iflgal edilmesi karfl›- s›nda krizi dindirme programlar› haz›rlayan, fabrika iflgallerini görmeyen ve oralarda olma- yan anlay›fl yerine, iflçi, emekçilerin talepleri ile birlikte, “birleflik, kitlesel ve devrimci 1 Ma- y›s’› karfl›layal›m” ça¤r›s›nda bulundu. Sendikalar ve devrimciler 1 May›s’ta Taksim’de Devletin 1 May›s’› tatil günü ilan edece¤ini söyle- mesi, sendikalar› memnun etti. Bunun AB ve de- mokratikleflme yönünde önemli bir geliflme ol- du¤unu kaydeden birçok sendika, bu politikala- r›n gelifltirilmesini istedi. Devlet, 1 May›s’› bir lü- tufmufl gibi sunmaya çal›fladursun, 1 May›s, emekçilerin meflru dayan›flma ve mücadele gü- nü olarak kutlanmaya devam ediyor. Konuya iliflkin DHF, “AKP hükümetinin hiçbir aç›l›m›, iflçi- lerin, köylülerin ve ezilen di¤er tüm kesimlerin tarihsel süreç içerisinde can bedeli fedakarl›klar- la, meflru mücadele ile kazand›klar› haklar› ‘bah- fledemez!’. 1 May›s ‘tatil’ günü de¤il, ‘mücadele’ günüdür!” aç›klamas›nda bulundu. Türk devletinin, ABD’nin deste¤iyle Güvenlik Konseyi Geçici Üyeli¤i’ne seçildi¤i BM, bugünlerde ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ projesi ile gündemde. 6-7 Nisan tarihlerinde ‹stanbul’da ya- p›lan Medeniyetler ‹ttifak› 2. Forumu öncesinde, ABD Baflka- n› Obama da ülkeyi ziyaretinde ittifak› güçlendiren konufl- malar yapt›. Dünyan›n büyük bir kriz içinde oldu¤unu ve bu krizin de ‘medeniyet krizi’ oldu¤unu öne süren bu oluflum, krizin temelinde de “ba¤nazl›klar, bilgisizlikler, kin ve nefret duygular›, terör ve fliddet elemleri ile savafl ve sald›rganl›k e¤ilimleri”nin yatt›¤›n› savunuyor. SAYFA 15 Nepal’de ana muhalefet partisi olan Nepal Kongre Partisi, BNKP (M)’ye karfl› mecliste oturma eylemi karar› ald›. Prachan- da ise, anayasan›n haz›rlanmas›na dair süreç için öncelikle or- dular›n entegrasyonunun sa¤lanmas› gerekti¤ini söyledi. Hü- kümetin onay› al›nmaks›z›n Nepal ordusunun asker ve teknik malzeme al›m› tepkilere neden oldu. Bar›fl Sözleflmesi’nin ih- lal edildi¤ini belirten HKO komutan› Kshore Pun, ordunun, devrimci hareketi engellemeye çal›flt›¤›n› belirtti. Di¤er yan- dan Hindistan’da 16 Nisan’da bafllayan seçimleri boykot eden Maoistler, silahl› eylemlerini yo¤unlaflt›r›yor. SAYFA 11 Mücadele ile kazan›lm›fl haklar bahfledilemez <GÜNDEM> Kelebek t›rt›l olacak m› SAYFA 3 <PERSPEKT‹F> Siyasal ba¤›ms›zl›k temel halkad›r SAYFA 8 IIIIIIII GÜNCEL Polisin görevi cinayet ifllemek! SAYFA 4 GENÇL‹K Dicle Üniversitesi ö¤rencileri katledilen arkadafllar›na sahip ç›kt› SAYFA 9 15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 7 Say›: 153 20-30 Nisan 2009 Fiyat›: 1 TL e-mail: [email protected] www.devrimcidemokrasi.net 1 May›s’›n mücadele günü oldu¤u bilinci ile hareket eden DHF, ‘‹flsizli¤e, Zamlara ve Yoksullaflmaya Karfl›, Eme¤imize ve Gele- ce¤imize Sahip Ç›kal›m! DHF Saflar›nda Örgütlenelim’ fliar›yla bafllatt›¤› kampanya çerçevesinde çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›r›yor. Ezilen tüm kesimleri ‘çaresizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, genifl halk kitlelerine ‘çare sizsiniz’ demek için gücünü seferber edi- yor. Tüm sald›r›lara karfl› yoksul emekçi kesimlerle buluflmay› ve onlarla birlikte mücadele yürütmeyi amaçlayan ve kampan- yas›n› 1 May›s’ta sonland›racak olan DHF, halk kitlelerine ‘Eme¤in ve Gelece¤in ‹çin 1 May›s’ta Alanlara’ ça¤r›s› yap›yor. Kriz bahanesi ile gasp edilen senin eme¤in, çal›nan senin gelece¤indir Kamyon kasas›nda ‘umuda’ yolculuk Kürt kad›nlar›n›n yaflad›¤› sorunlar büyük. Amed’de gazetemize konuflan kad›nlar›n an- lat›mlar›, Kürt illerinin her hangi bir ilinde he- men her kad›n›n ayn› kuflat›lm›fll›k alt›nda ya- flad›klar›n›n aynas›n› tutuyor. Evlendikten sonra, çember içine girdiklerini söyleyen kad›nlar, konuflma haklar›n›n olma- d›¤›n› flöyle ifade ediyor: “Kocam hakl› oldu¤u zaman, ‘sus’ der; kendi hakl›l›¤›m› ortaya koy- dukça ‘sus’ diyorlar”. “Töredir diye, hiç tan›- mad›¤›m, görmedi¤im bir insanla evlendiril- dim. Mardin taraf›nda bütün k›zlar böyle ev- lendirilir” diyen Kürt kad›n›, kad›nlar›n baflkal- d›rmad›¤› sürece ezilmeye mahkum olaca¤›n› vurgulad›. SAYFA 7 ‘Hakl› oldu¤umda susdiyorlar’ Maoist Parti, 24 Nisan tarihlerine denk gelen kurulufl y›l› ile Ermeni ulusuna yönelik soyk›r›- ma iliflkin aç›klama yay›mlad›. 37. kurulufl y›l- dönümü ve 38. mücadele y›l›n› selamlayan Maoist Parti, 1915’te Ermeni ulusuna yönelik yap›lan soyk›r›m› da k›nad›. “24 Nisan 1972’de Malatya-Kürecik da¤lar›nda göndere çekilen bayrak, entarnasyonalist proletaryan›n k›z›l sanca¤›d›r” denilen aç›klamada, bu günün kavray›fl›yla sürecin görevlerine sar›lma ça¤r›- s› yapt›. Ermeni katliam›n› k›nayan Maoist Par- ti, Kürt ulusal hareketine yönelik imha ve in- kar sald›r›lar›na da de¤inerek, katliamlardan emperyalistlerin ve uflak rejimlerin sorumlu oldu¤unun alt›n› çizdi. SAYFA 13 MKP’den 24 Nisan aç›klamas› Tüm dünyay› etkisi alt›na alan, son zamanlarda da ül- kede etkisi derin bir flekilde hissedilen krizle 1 Ma- y›s’a giriliyor. Emperyalist sald›rganl›¤›n, genifl halk kitlelerine yönelik bask›lar›n, iflsizli¤in, yoksullu¤un, pahal›l›¤›n, Kürt ulusal hareketine yönelik imha ve in- kar sald›r›lar›n›n her geçen gün artt›¤› bu süreçte emekçiler, 1 May›s’› kutlamaya haz›rlan›yor. Haklar› gasp edilen, iflten at›lan, yoksullaflt›r›lan, bask›ya u¤- rayan iflçiler, köylüler, kad›nlar, gençler ve tüm ezilen emekçi kesimler, 1 May›s’ta alanlara ç›kacak. Emper- yalistlerin ve ufla¤› iktidarlar›n zorbal›k politikalar›na karfl› emekçi halklar›n tepkisi ve öfkesi yükseliyor. Bu gerçekli¤in fark›nda olan devlet, bu tepkinin ve geli- flebilecek toplumsal muhalefetin önüne geçebilmek için k›ymeti kendinden menkul aç›l›mlardan birini da- ha aç›klad›. Her aç›l›m›n alt›nda ikiyüzlülü¤ün yatt›¤›, Baflbakan Erdo¤an’›n, 1 May›s’›n tatil günü ilan edil- mesi için çal›flmalara baflland›¤› aç›klamas›nda da gö- rüldü. ‘Demokratiklefliyoruz, AB yolunda ilerliyoruz, insan haklar›na sayg›l›y›z(!)’ görüntüsü vermek iste- yen devlet, her türlü bask›ya ve katliama karfl› bedel- ler ödenerek kazan›lan uluslararas› birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’› ‘resmi tatil günü’ ilan etmeye haz›rlan›yor. Geleneksel siyasetinden vazgeçmeyece¤ini bir kez daha teyit eden devletin, DTP özgülünde Kürt ulusal hareke- tine yönelik gerçeklefltirdi¤i sald›r›n›n mesaj› net: imha ve inkar! DTP’ye yönelik, 14 Nisan’da bafllayan ve baflta Amed olmak üzere, 15 ilde estirilen devlet terörünün yürütücülerinden savc›l›k, DTP’nin yasal faaliyetlerini, belediyelerin projelerini ‘suç delili’ olarak gösterdi. ‘Diz çöktüremezsiniz’ DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk, sald›r›lar› tetikleyenin biz- zat Baflbakan oldu¤unu belirterek, “Hiçbir güç DTP’ye diz çöktüremeyecektir” dedi. Grup Baflkan Vekili Sela- hattin Demirtafl, “Operasyon, Kürt halk›n›n iradesinin k›r›lmak istendi¤inin ifadesidir” derken, Eflbaflkan Emi- ne Ayna ise, sald›r›n›n yaln›zca DTP’nin seçim baflar›s›- n›n hazmedilememesinin ürünü olmad›¤›n› söyleyerek, “Sald›r›, bizim çözüm olarak ortaya koydu¤umuz proje- lerimizedir” dedi. Bar›fl söylemlerinin gölgesinde imha ve inkar sürüyor DHF: ‹flsizli¤e ve yoksullu¤a karfl› 1 May›s’a, mücadeleye Kültür-Sanat Sayfa 12 Marks dönmek istemedi Emperyalizmin yeni tuza¤›: Medeniyetler ‹ttifak› Güney Asya’da Maoist ayak sesleri

Upload: ahmet-hakan

Post on 24-Mar-2016

251 views

Category:

Documents


14 download

DESCRIPTION

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

TRANSCRIPT

Page 1: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

Mevsimlik iflçiler için bu mevsim de¤iflikli¤i,ayn› zamanda, yo¤un bir ifl temposunun vekamyon kasalar›nda yap›lacak kilometrelerceyolculu¤un habercisi… Her sene ayn› aylardabafllayan, onlar›n çilesi. Yaflad›klar› topraklar-dan kalk›p, ‘ekme¤in pefline’ düflüyorlar. F›n-d›k, pamuk, turunçgil, f›st›k, ne olursa… Çocuk-lar› ve kendi yaflamlar› için yetecek kadar efl-yay› al›p düflüyorlar yola. Bilmedikleri , dilin-den anlamad›klar› co¤rafyalara, sanki hep ay-n› dili konuflan a¤alar›n, patronlar›n yarar›naçal›flmaya gidiyorlar. Su, elektrik gibi olanak-lardan yoksun bir flekilde, günlerce sürüyor

çad›r yaflant›lar›. SAYFA 6

EEmmee¤¤iinn vvee ggeelleeccee¤¤iinn iiççiinn 11 MMaayy››ss’’ttaa aallaannllaarraa

KESK, D‹SK gibi sendika konfederasyonlar› 1May›s’› Taksim’de kutlayacaklar›n› aç›klad›lar.1 May›s’›, kutlama ve yer meselesine endeks-leyen sendikalara hükümetin cevab›, “Tak-sim’e izin vermeyiz” oldu. ITUC ve ETUC gibiuluslararas› sendikalar, 1 May›s’›n Taksim’dekutlanmas›na destek veriyor. Devrimci 1 May›sPlatformu da 1 May›s’ta Taksim’i iflaret etti.Platform, iflçilerin iflten at›lmas›, haklar›n›ngasp edilmesi, fabrikalar›n iflgal edilmesi karfl›-s›nda krizi dindirme programlar› haz›rlayan,fabrika iflgallerini görmeyen ve oralarda olma-yan anlay›fl yerine, iflçi, emekçilerin talepleriile birlikte, “birleflik, kitlesel ve devrimci 1 Ma-y›s’› karfl›layal›m” ça¤r›s›nda bulundu.

SSeennddiikkaallaarr vvee ddeevvrriimmcciilleerr11 MMaayy››ss’’ttaa TTaakkssiimm’’ddee

Devletin 1 May›s’› tatil günü ilan edece¤ini söyle-mesi, sendikalar› memnun etti. Bunun AB ve de-mokratikleflme yönünde önemli bir geliflme ol-du¤unu kaydeden birçok sendika, bu politikala-r›n gelifltirilmesini istedi. Devlet, 1 May›s’› bir lü-tufmufl gibi sunmaya çal›fladursun, 1 May›s,emekçilerin meflru dayan›flma ve mücadele gü-nü olarak kutlanmaya devam ediyor. Konuyailiflkin DHF, “AKP hükümetinin hiçbir aç›l›m›, iflçi-lerin, köylülerin ve ezilen di¤er tüm kesimlerintarihsel süreç içerisinde can bedeli fedakarl›klar-la, meflru mücadele ile kazand›klar› haklar› ‘bah-fledemez!’. 1 May›s ‘tatil’ günü de¤il, ‘mücadele’günüdür!” aç›klamas›nda bulundu.

Türk devletinin, ABD’nin deste¤iyle Güvenlik Konseyi GeçiciÜyeli¤i’ne seçildi¤i BM, bugünlerde ‘Medeniyetler ‹ttifak›’projesi ile gündemde. 6-7 Nisan tarihlerinde ‹stanbul’da ya-p›lan Medeniyetler ‹ttifak› 2. Forumu öncesinde, ABD Baflka-n› Obama da ülkeyi ziyaretinde ittifak› güçlendiren konufl-malar yapt›. Dünyan›n büyük bir kriz içinde oldu¤unu ve bukrizin de ‘medeniyet krizi’ oldu¤unu öne süren bu oluflum,krizin temelinde de “ba¤nazl›klar, bilgisizlikler, kin ve nefretduygular›, terör ve fliddet elemleri ile savafl ve sald›rganl›ke¤ilimleri”nin yatt›¤›n› savunuyor. SAYFA 15

Nepal’de ana muhalefet partisi olan Nepal Kongre Partisi,BNKP (M)’ye karfl› mecliste oturma eylemi karar› ald›. Prachan-da ise, anayasan›n haz›rlanmas›na dair süreç için öncelikle or-dular›n entegrasyonunun sa¤lanmas› gerekti¤ini söyledi. Hü-kümetin onay› al›nmaks›z›n Nepal ordusunun asker ve teknikmalzeme al›m› tepkilere neden oldu. Bar›fl Sözleflmesi’nin ih-lal edildi¤ini belirten HKO komutan› Kshore Pun, ordunun,devrimci hareketi engellemeye çal›flt›¤›n› belirtti. Di¤er yan-dan Hindistan’da 16 Nisan’da bafllayan seçimleri boykot edenMaoistler, silahl› eylemlerini yo¤unlaflt›r›yor. SAYFA 11

MMüüccaaddeellee iillee kkaazzaann››llmm››flflhhaakkllaarr bbaahhflfleeddiilleemmeezz

<GÜNDEM> Kelebek t›rt›l olacak m› SAYFA 3 <PERSPEKT‹F> Siyasal ba¤›ms›zl›k temel halkad›r SAYFA 8IIIIIIII

GÜNCEL Polisin görevi cinayet ifllemek! SAYFA 4 GENÇL‹K Dicle Üniversitesi ö¤rencileri katledilen arkadafllar›na sahip ç›kt› SAYFA 9

15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 7 • Say›: 153 • 20-30 Nisan 2009 • Fiyat›: 1 TL e-mail: [email protected] www.devrimcidemokrasi.net

1 May›s’›n mücadele günü oldu¤u bilinci ile hareket eden DHF, ‘‹flsizli¤e, Zamlara ve Yoksullaflmaya Karfl›, Eme¤imize ve Gele-ce¤imize Sahip Ç›kal›m! DHF Saflar›nda Örgütlenelim’ fliar›yla bafllatt›¤› kampanya çerçevesinde çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›r›yor.Ezilen tüm kesimleri ‘çaresizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, genifl halk kitlelerine ‘çare sizsiniz’ demek için gücünü seferber edi-yor. Tüm sald›r›lara karfl› yoksul emekçi kesimlerle buluflmay› ve onlarla birlikte mücadele yürütmeyi amaçlayan ve kampan-yas›n› 1 May›s’ta sonland›racak olan DHF, halk kitlelerine ‘Eme¤in ve Gelece¤in ‹çin 1 May›s’ta Alanlara’ ça¤r›s› yap›yor.

Kriz bahanesi ile gasp edilen senin eme¤in, çal›nan senin gelece¤indirKamyon kasas›nda‘umuda’ yolculuk

Kürt kad›nlar›n›n yaflad›¤› sorunlar büyük.Amed’de gazetemize konuflan kad›nlar›n an-lat›mlar›, Kürt illerinin her hangi bir ilinde he-men her kad›n›n ayn› kuflat›lm›fll›k alt›nda ya-flad›klar›n›n aynas›n› tutuyor.

Evlendikten sonra, çember içine girdiklerinisöyleyen kad›nlar, konuflma haklar›n›n olma-d›¤›n› flöyle ifade ediyor: “Kocam hakl› oldu¤uzaman, ‘sus’ der; kendi hakl›l›¤›m› ortaya koy-dukça ‘sus’ diyorlar”. “Töredir diye, hiç tan›-mad›¤›m, görmedi¤im bir insanla evlendiril-dim. Mardin taraf›nda bütün k›zlar böyle ev-lendirilir” diyen Kürt kad›n›, kad›nlar›n baflkal-d›rmad›¤› sürece ezilmeye mahkum olaca¤›n›vurgulad›. SAYFA 7

‘Hakl› oldu¤umda‘sus’ diyorlar’

Maoist Parti, 24 Nisan tarihlerine denk gelenkurulufl y›l› ile Ermeni ulusuna yönelik soyk›r›-ma iliflkin aç›klama yay›mlad›. 37. kurulufl y›l-dönümü ve 38. mücadele y›l›n› selamlayanMaoist Parti, 1915’te Ermeni ulusuna yönelikyap›lan soyk›r›m› da k›nad›. “24 Nisan 1972’deMalatya-Kürecik da¤lar›nda göndere çekilenbayrak, entarnasyonalist proletaryan›n k›z›lsanca¤›d›r” denilen aç›klamada, bu gününkavray›fl›yla sürecin görevlerine sar›lma ça¤r›-s› yapt›. Ermeni katliam›n› k›nayan Maoist Par-ti, Kürt ulusal hareketine yönelik imha ve in-kar sald›r›lar›na da de¤inerek, katliamlardanemperyalistlerin ve uflak rejimlerin sorumluoldu¤unun alt›n› çizdi. SAYFA 13

MKP’den 24 Nisanaç›klamas›

Tüm dünyay› etkisi alt›na alan, son zamanlarda da ül-kede etkisi derin bir flekilde hissedilen krizle 1 Ma-y›s’a giriliyor. Emperyalist sald›rganl›¤›n, genifl halkkitlelerine yönelik bask›lar›n, iflsizli¤in, yoksullu¤un,pahal›l›¤›n, Kürt ulusal hareketine yönelik imha ve in-kar sald›r›lar›n›n her geçen gün artt›¤› bu süreçteemekçiler, 1 May›s’› kutlamaya haz›rlan›yor. Haklar›gasp edilen, iflten at›lan, yoksullaflt›r›lan, bask›ya u¤-

rayan iflçiler, köylüler, kad›nlar, gençler ve tüm ezilenemekçi kesimler, 1 May›s’ta alanlara ç›kacak. Emper-yalistlerin ve ufla¤› iktidarlar›n zorbal›k politikalar›nakarfl› emekçi halklar›n tepkisi ve öfkesi yükseliyor. Bugerçekli¤in fark›nda olan devlet, bu tepkinin ve geli-flebilecek toplumsal muhalefetin önüne geçebilmekiçin k›ymeti kendinden menkul aç›l›mlardan birini da-ha aç›klad›. Her aç›l›m›n alt›nda ikiyüzlülü¤ün yatt›¤›,

Baflbakan Erdo¤an’›n, 1 May›s’›n tatil günü ilan edil-mesi için çal›flmalara baflland›¤› aç›klamas›nda da gö-rüldü. ‘Demokratiklefliyoruz, AB yolunda ilerliyoruz,insan haklar›na sayg›l›y›z(!)’ görüntüsü vermek iste-yen devlet, her türlü bask›ya ve katliama karfl› bedel-ler ödenerek kazan›lan uluslararas› birlik, mücadeleve dayan›flma günü olan 1 May›s’› ‘resmi tatil günü’ilan etmeye haz›rlan›yor.

Geleneksel siyasetinden vazgeçmeyece¤ini bir kez dahateyit eden devletin, DTP özgülünde Kürt ulusal hareke-tine yönelik gerçeklefltirdi¤i sald›r›n›n mesaj› net: imhave inkar! DTP’ye yönelik, 14 Nisan’da bafllayan ve bafltaAmed olmak üzere, 15 ilde estirilen devlet terörününyürütücülerinden savc›l›k, DTP’nin yasal faaliyetlerini,

belediyelerin projelerini ‘suç delili’ olarak gösterdi.

‘Diz çöktüremezsiniz’DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk, sald›r›lar› tetikleyenin biz-zat Baflbakan oldu¤unu belirterek, “Hiçbir güç DTP’yediz çöktüremeyecektir” dedi. Grup Baflkan Vekili Sela-

hattin Demirtafl, “Operasyon, Kürt halk›n›n iradesinink›r›lmak istendi¤inin ifadesidir” derken, Eflbaflkan Emi-ne Ayna ise, sald›r›n›n yaln›zca DTP’nin seçim baflar›s›-n›n hazmedilememesinin ürünü olmad›¤›n› söyleyerek,“Sald›r›, bizim çözüm olarak ortaya koydu¤umuz proje-lerimizedir” dedi.

Bar›fl söylemlerinin gölgesinde imha ve inkar sürüyor

DHF: ‹flsizli¤e ve yoksullu¤a karfl› 1 May›s’a, mücadeleye

Kültür-Sanat

Sayfa 12

Marks dönmek istemedi

Emperyalizmin yeni tuza¤›: Medeniyetler ‹ttifak› Güney Asya’da Maoistayak sesleri

Page 2: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

2 20-30 Nisan 2009 güncel

Emperyalist kapitalist devletler, sömürüye dayal› vedünya halklar› için gelece¤i olmayan sistmelerinin ya-ratt›¤› finans canavar›n›n a¤z›na düflmeye bir ad›m da-ha yaklaflt›lar. Finansal kriz, bu sefer küçük parçalarladoyaca¤a benzemiyor ve daha çok kurban istiyor.Baflta ABD olmak üzeren emperyalist devletler, kendizenginliklerinin yaratt›¤› canavar› dizginlemenin telafl›içerisinde bir araya geldikleri G20 ve NATO toplant›la-r›nda krize verecekleri kurbanlar› da seçtiler. Bu top-lant›dan ç›kan sonuç flafl›rt›c› olmad›. Canavar›n karn›,emperyalist devletlerin sömürge ve yar› sömürgeleriolan ülkelerde, üreten iflçi-köylü ve emekçi y›¤›nlar›-n›n emekleri ve al›nterleri ile doyurulacak. Türk devleti uflakl›¤›n› yapt›¤› emperyalist efendisiABD'nin baflkan›n› ülkede a¤›rlaman›n büyük “k›-vanc”›n› yaflad›. Obama'y› mecliste askerinden baflba-kan›na, miletvekilinden cumhurbaflak›na kadar tüm

devlet erkan› pür dikkat dinledi, ayakta alk›fllad›. Öyleki, Gül'ün çumhurbaflkan› olmas›nadan ve DTP'ninmeclise girmesinden bu yana askerin u¤ramad›¤›meclis, Obama’n›n gelifli sayesinde ilk deffa bu kadro-yu bir arada gördü. Büyük bir sadakatle omuzu kala-bal›klar ve düzen partilerinin vekilleri, foto¤raflardaObama'yla ayn› karade olmak için birbiriyle yar›flt›lar. Bu yar›fl›n elbette bir nedeni var. Emperyalizmin finan-sal krizini aflarken ve bölgede iktisadi ve politik de¤i-flimi dayatt›¤› bu süreçte her ülkenin komprador bur-juvas› ve toprak beylerinden oluflan hakim iç dinamik-leri, buna ayak uydurmak için bu tür f›rsatlar› kaç›rm›-yorlar. “Çizdi¤in bu yolda benimle yürü, senin en iyiufla¤›n benim” anlay›fl› ile k›yas›ya bir yar›fl içerisinegiren bu unsurlar, elbette ABD'nin baflkan› karfl›s›ndaaç›klama yaparken Cumhurbaflkan› Gül gibi heycanla-nacakt›r. Devlet kendisini istedi¤i kadar demokratik göstermekiçin bin bir türlü maske takmaya çal›fls›n gerçek orta-dad›r. Devletin demokrasi ipli¤i pazara çokça ç›km›flt›r.

Ve halk›m›z bu durumu çok iyi bilmektedir. Ülkeyi fa-flizmle yönelten bir devletin demokrasi anlay›s›, ancakhalk›n ve ezilen ulusun mücadelesine karfl›, kendi cep-hesinde ayr› düfltü¤ü di¤er gerici odaklarla oturdu¤ubirlik masad›r. Onun ötesinde demokrasi, onlar içinhalk› sömürmek ve halk›n örgütlerine sald›rmaktanbaflka bir anlama gelmez. Bugün DTP'ye düzenlen sal-d›r› ile devletin Kürt ulusal sorunu karfl›s›nda hangiad›mlar› ataca¤›n› ve att›¤› ad›mlar›n niteli¤ini de gös-termifl oldu. Türk devleti, efendilerinin içerisine girdi¤i krizden te-¤et geçtikleri yönünde hükümet a¤z›ndan aç›klamayapsa da, ülkenin içerisinde oldu¤u ikdisadi buhran,gün geçtikçe art›yor ve iflçi ve emekçiler kendilerinikap› önünde bularak, evine ekmek götüremiyorlar.Devlet taraf›ndan çizilen pembe tablolar, tekstil atöl-yelerinde, fabrika havzalar›ndaki grev ve iflyeri iflgale-ri ile paramparça oluyor. Gün geçtikçe de, hükümet vepatronlar›n krizin faturas›n› iflçi-emekçilere ödetmesinedeniyle bu tablo büyüyerek bir çok yere s›çrayacak.

fiu an parçal› ve da¤›n›k ilerleyen grev ve iflgal eylem-

lerini birlefltirerek, bilinçi ve iktidar› hedefleyen bir çiz-

giye çekmek önmüzdeki en önemli görevlerden bir

tanesi. Bu nedenle DHF'nin bafllatm›fl oldu¤u kampan-

ya halk›n iktidara yürüyüflünde büyük önem tafl›d›¤›-

n› daha derinlikli anlamal› ve kampanya içerisinde

enerjimizi a盤a ç›kartarak halk kitlelerini örgütlü mü-

cadeleyle buluflturmal›y›z.

Bu nedenle 1 May›s'›, iflbirlikçi sendikalar›n, karfl› dev-

rimin ideolojik siyasi sald›r›lar› ile harmanlanm›fl

umutsuz y›¤›nlar toplulu¤u ile de¤il, grev ve iflgalleri-

ni iktidara yöneltebilen iflçi ve emekçi kesimlerle kar-

fl›lamak önemlidir. Özelikle bu süreçte iflçi s›n›f› ve ge-

nifl emekçi kesimlere yönelik emperyalist ABD ve

onun sad›k ufla¤› Türk devletin bafllatm›fl oldu¤u libe-

ral sald›r›y› gö¤üsleyerek buna karfl› alternatifimiz

olan iktidar mücadelesini kitlelerin içerisinde ete ke-

mi¤e büründürmeliyiz.

’den

YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRKYap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO:Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Abonelik Süresi Yurtiçi Yurtd›fl› 6 AYLIK 12 YTL 35 EURO1 YILLIK 24. YTL 70 EURO

ABONE OL - ABONE BULOKU - OKUT

Gazetecilik, yaflananlar› topluma duyurman›n ve bir ref-leks yaratman›n mesle¤idir. Gazetecinin temel sorumlu-lu¤u, olaylar› yal›nl›kla aktarmak, halk› yaflananlarla ilgi-li bilgi sahibi yapmak ve do¤ru sentezler sunmakt›r.

Gazetecilik de ekonomik iliflkilerden ve siyasi konumla-n›fltan ba¤›ms›z olamaz. Her s›n›f›n, her siyasi konumla-n›fl›n kendine göre bir bilinci, yaflant›s›, kültürü ve niha-yetinde insan› ve toplumu oldu¤u gibi, gazetecilik anla-y›fl› da vard›r. Burjuva feodal sistem, gazetecili¤e ve ge-nel anlam›yla medyaya ciddi bir misyon yüklemektedir.Bu misyon, halk›n bilincini buland›rma ve halk› toplum-sal ve ekonomik olaylara karfl› duyars›zlaflt›rma misyo-nudur. Bu misyon, fikir ve prati¤iyle tabi oldu¤u s›n›f›nç›karlar›n›n her daim korunmas›d›r.

Sistemin medyas› oldu¤u gibi, devrimcilerin de medyas›vard›r, var olmak zorundad›r. Sovyet devrimi dönemin-de Pravda ve ‹skra gazeteleriyle, Çin devriminde duvargazeteleriyle somutlanan bas›n faaliyetinin, devrimcimücadelede de büyük yer tuttu¤u tarihi gerçekli¤i ileortadad›r.

Halk›n sorunlar›n›, sistemin sald›r›lar›n› ve buna karfl› ge-liflen mücadeleyi aç›kl›kla ve halk›n yarar›n› gözeterekanlatan devrimci bas›n, bugün de Devrimci Demokrasive di¤er devrimci bas›n organlar› arac›l›¤›yla yaflam›n› vemücadelesini sürdürmektedir.

Devrimci gazetecili¤in en önemli ilkesi insan› merkezealan faliyetidir. Biz Devrimci Demokrasi olarak, gerici ik-tidar›n tecridini, bilinç bulan›kl›¤›n› parçalayan ve bunakarfl› siyasi iktidar mücadelesini örgütleyen, s›n›f›n enönemli arac›n›n politik reaksiyonunu halka tafl›maktanbüyük k›vanç duymaktay›z.

Nas›l ki burjuva feodal bas›n, sayfalar›n›, komprodor

burjuva-feodal iktidar›n ideolojik sald›r›lar›na aç›yorsa,buna karfl› biz de sayfalar›m›z›; halk› bu gerici illettenkurtaracak olan ve toplumun en önemli hazinesi olanMaoist öncünün mücadele prati¤i ›fl›¤›nda, halk›n içeri-sinde not defterlerimizi doldurarak tekrar halka sunma-n›n arac› olarak kullan›yoruz.

Evet, bizler insan›, eme¤i, halk kurtulufl mücadelesinimerkeze alan temel failiyetimiz içerisinde, kitleleringüncel meselelere ve s›n›f ç›karlar›na iliflkin reflekslerini,盤l›klar›n› ve ac›lar›n›, heyecanlar›n›, umutlar›n› not def-terimize doldurarak, sayfalar›m›zda yay›nlamaya haz›rhale getiriyoruz.

Bugün, tarihimizden ald›¤›m›z güçle, bask› ve y›ld›rmapolitikalar›n›n bize dönük bedelini tartmadan, gerçekle-ri halka ulaflt›rmaya devam ediyoruz. Halk için çal›flanbiz devrimci gazeteciler, halk›n gerçeklerden haberdarolmas›ndan ve bu gerçekleri isyan etmeye gerekçe say-mas›ndan ölesiye korkan gerici sistem taraf›ndan sindi-rilmek, yok edilmek isteniyoruz.

Fark›nday›z ve duvarlar›m›z› Apê Musalar›n, Metin Gök-tepelerin, ‹lyas Aktafllar›m›z›n umut dolu, bilinç dolu fo-to¤raflar›yla süslüyoruz.

Yalanla ve flatafatl› propagandalarla ayakta kalan gericiiktidar›n fliflirdi¤i balonlar› patlatmaya devam ederek,onlar›n en büyük düflmanlar› aras›nda olmaktan ve bizebakan bas›n flehitlerimizin gülümseyen tebesümlerinekat›lmaktan dolay› onur doluyuz.

Onlar bizden ve elimizdeki kalemden, foto¤raf makine-mizden, not defterimizden ve gazetemiz Devrimci De-mokrasi'den korkuyorlar; korkmaya devam etsinlerçünkü biz hep halk›n içerisinde olaca¤›z.

Devrimci gazete, yaln›zca bir “haber verme” arac› de¤il-

dir, böyle de düflünmedik hiçbir zaman. Devrimci gaze-

te, isyan› örgütleme arac›d›r da. Gazetemiz, halk›n vicda-

n› olmas›n›n yan› s›ra, bu vicdan›n Yeni Demokrasi mü-

cadelesi içerisinde örgütleyicisidir de. ‹flte Lenin'in bah-

setti¤i “iskele olma” özelli¤i budur. Bu, bizim en önemli

ilkelerimizden biridir.

Bu noktalardan hareketle, ‹lyas Aktafl yoldafl, devrimci

bir gazetecinin yapmas› gerekeni, en yal›n haliyle yapt›.

Bir yanda halk› kateledenler, di¤er yanda bize özümüzü,

gücümüzü veren halk kitleleri.

Katledenler, ‹lyas›m›z› birçok kez görevi s›ras›nda tehdit

etti. Tan›¤›z, y›lmad› ‹lyas›m›z, Musa Anter'i hat›rlad›, Me-

tin Göktepe'nin gülen foto¤raf›n› kucaklad› yüre¤inde.

Tehditler, bilincinin çelikten örülü barikatlar›nda parça-

land› her daim.

‹lyas›m›z, ilerledi halk›n içerisinde, olmas› gereken yer-

de. Yani tam yerinde duruyordu; katledenlere hedef ol-

mas› o kadar da zor de¤ildi. Çünkü yoldafl›m›z ‹lyas hep

hedefte olanlar›n aras›ndayd›; halk›n içerisindeydi.

Amed büro çal›flan› yoldafl›m›z ‹lyas yine görev bafl›n-

dayd›. Amed halk›n›n katliamc›lara karfl› eyleminde de,

öncekilerde oldu¤u gibi kenarda durmad›. Devrimci ga-

zetecili¤in gere¤i vurulanlar› sadece foto¤ralara yans›ta-

mazd›, makinesini güvenli bir yere, not defterini cebine

koydu. Tafl›mas› gerekiyordu yerde yaral› yatan›, tafl›d›.

Sonra, O da yere düfltü kanlar içinde, u¤runa mücadele

etti¤i halk bu kez onu tafl›d› omzunda.

Gazetemizin bas›n flehidi, yolumuzdaki karanl›¤› parça-

layan ›fl›¤›m›z, -yoldafl›m›z ‹lyas Aktafl'›m›z› sayg›yla an›-

yoruz.

Halk ‹çin Devrimci Demokrasi Gazetesi çal›flanlar›

Yolumuza ‹lyaslarla devam ediyoruz“Gazete sadece kolektif propagandist ve ko-lektif bir ajitatör de¤il, ayn› zamanda kolek-tif bir örgütçüdür de… Bu aç›dan, infla ha-lindeki bir binan›n çevresinde kurulan bir is-keleyle k›yaslanabilir; binan›n krokisini gös-terir, tek tek inflaat iflçileri aras›nda irtibat›kolaylaflt›r›r, iflbölümü yapmalar›na ve ör-gütlü çal›flma sayesinde ulafl›lm›fl olan genelsonuçlar› görmelerine yard›mc› olur.” Lenin

AMED- Amed’de, 2006 Mart’›nda ç›kanolaylarda polis taraf›ndan katledilen mu-habirimiz ‹lyas Aktafl, Dicle ilçesindekimezar›n›n bafl›nda an›ld›.Amed’de 2006 Mart’›nda HPG gerillalar›-n›n cenaze törenine kat›lan on binlercekifliye sald›ran Türk devleti, aralar›ndaçocuklar›n da bulundu¤u ondan fazla ki-

fliyi olaylar s›ras›nda katletmiflti. Gazete-mizin muhabiri ‹lyas Aktafl da olaylar› ta-kip ederken, polis taraf›ndan aç›lan atefl-le a¤›r yaralanm›fl ve kald›r›ld›¤› hastane-de, 14 Nisan günü ölümsüzleflmiflti.‹lyas’› anmak için 14 Nisan Sal› günüDicle’ye giden gazetemizin Amed temsil-cili¤i çal›flanlar›, Demokratik Gençlik Ha-

reketi aktivistleri ve Siverek’ten yoldaflla-

r›, önce Aktafl ailesinin Dicle’deki evini zi-

yaret etti. Buradan ‹lyas’›n ailesiyle birlik-

te mezarl›¤a gidildi.

‹lyas’›n mezar› bafl›nda devrim ve komü-

nizm flehitleri için yap›lan bir dakikal›k

sayg› durufluyla bafllayan anma, Cüneyt

Kahraman'›n "Kürdistan Mazlumu" fliirin-

den bir bölüm okunarak devam etti. Daha

sonra sözü alan DGH temsilcisi, devrim

mücadelesinde ölümsüzleflenlerin, ancak

mücadele içerisinde yaflat›labilece¤ini ifa-

de ederek, “Katillerden hesap mutlaka so-

rulacak” dedi. ‹lyas’tan sonra mücadele-

nin bitmedi¤ini, büyüyerek sürdü¤ünü

söyleyen DGH temsilcisi, “Can›m›z Halk

Savafl›’na feda olsun” diyerek konuflmas›-

n› bitirdi.

DGH temsilcisinin konuflmas›n›n ard›n-

dan, Amed temsilcili¤imizin ‹lyas Aktafl'›n

katledilmesinin y›ldönümü nedeniyle

yapt›¤› bas›n aç›klamas› okunarak, anma

sonland›r›ld›.

‹lyas’›n yoldafllar›, mezar›na k›z›l karan-

filler b›rakarak, mezarl›ktan ayr›ld›.

‹lyas Dicle’de an›ld›

Ölümsüz an›lar›n› ve ideallerini mücadelemizde yaflataca¤›z!

Yoldafllar› ve ailesi, ‹lyas Aktafl'› Dicle'deki mezar›n›n bafl›nda and›

Page 3: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

G-20 ülkelerinin Londra’da yapt›klar› zirve, küresel kri-zin derin etkilerinin ne boyutta oldu¤unu göstermesiaç›s›ndan önemlidir. Devasa bir bütçe ile sürece müda-hale etme karar› alan dünya finans kapitalinin politiktemsilcileri iflin ciddiyetini belkide en iyi kavrayanlar›nbafl›nda geliyor. Daha önce defalarca söylemifltik, flimditekrar söylüyoruz. Söz konusu “küresel kriz” sadece vesadece egemenlerin krizidir. Dünya emperyalist kapita-list sisteminin merkezlerinde bafllayan ve ad›m ad›mtüm dünyay› saran kriz, sonuçlar› halklara yans›t›lmayaçal›fl›lsa da gerçekte egemenlerin krizidir.

“Bat ya da ç›k” toplant›s› olarak adland›r›lan G-20 toplant›-s›nda egemenlerin batmas›n› engellemeye dönük ciddikararlar al›nd›¤›n› söyleyebiliriz. Emperyalistleri önlem al-maya iten krizin ele al›nd›¤› bu kapsaml› toplant›n›n so-nuçlar›ndan belki de en öne ç›kan› 20 ülkeyi temsil eden-lerin 1 trilyon 106 milyar dolarl›k kaynak aktar›m› yapa-caklar›n› aç›klamalar› oldu. IMF’ye ve Dünya Bankas›’naaktar›lacak bu devasal kredi miktar› ile piyasalar› hareket-lendirmeyi düflünen efendiler, daha bu aç›klamay› yaparyapmaz dünya piyasalar›nda olumlu bir hava estirdiler.Ancak bu olumlu havan›n geçici oldu¤unu ve kapitalizminkaç›n›lmaz olarak krizlere sürüklendi¤ini rahatl›kla söyle-meliyiz. Tarih bunu gösterdi, göstermeye devam ediyor.

Bunun yan›nda dünya ekonomik sisteminde ciddi de¤i-flimlerin söz konusu olabilece¤ini görebiliyoruz. Bu de¤i-flim kuflkusuz esasa iliflkin de¤ildir. Yani sömürünün vetalan›n kural halinde oldu¤u bir emperyalist kapitalist sis-tem ve bu merkez ülkelerin eklentileri durumundaki bi-zimki gibi çevre ülkelerdeki sömürünün, sistemin yasala-r›nca iflledi¤i, iflleyece¤i aflikard›r. Ancak 2008’in sonuylabirlikte daha bariz bir flekilde etkileri hissedilen kriz, eko-nomik etkileri bir tarafa b›rak›l›rsa, sosyal-siyasal ve dahabir dizi etkilerini zamanla daha bariz hissettirecektir. Bu,ekonomik de¤iflkenlerin sosyal ve siyasal düzlemdeki et-kiler anlam›nda daha geç belirmesiyle ilintili bir durum-dur. Krizin ilk günlerinde acil önlem paketlerini aç›klayanemperyalistler ve bilimum uflaklar› art›k sürecin iyice be-lirginleflmesiyle birlikte daha kapsaml› paketlerini yürür-lü¤e koyman›n çabas› içerisine girmifl gözüküyorlar. Buayn› zamanda dünya siyasetindeki aktörlerin kendi yolharitalar›n› daha da netlefltirecekleri anlam›na geliyor.Tüm bu dönüflüm sürecinde daha önce ideolojik söylem-lerinde önemle üzerinde durduklar› söylemler de yerleri-ne yenileriyle ikame edilecektir.

Krizle birlikte bugüne kadar estirilen neo-liberal söyleminve onun di¤er politik argümanlar›n›n art›k dünyay› aç›kla-madaki ve ona yön vermedeki yetersizli¤i görülmeyebafllanm›fl ve bu do¤rultuda kendini revize etme sürecinegirilmifltir. Bu do¤rultuda uluslararas› finans kapitalin tem-

silcili¤ini üstlenen siyasi-politik-ekonomik ve askeri ku-rumlar bu de¤iflimin yönünü belirlemek üzere olancagüçleriyle çal›fl›yorlar. ‹flte NATO zirvesi, iflte G-20, iflte ABzirvesi ve Medeniyetler ‹ttifak›… Emperyalistler devaml›-l›klar›n› sa¤layan toplumsal sistemin iflleyiflinde ortaya ç›-kan aksakl›klar› gidermek ad›na var olan paradigmalar›n›her sürece uygun k›lma ve ihtiyaçlar›n› karfl›layacak araç-lar› yaratmaya çabalarken; sürecin di¤er taraf›n› temsileden iflçi-köylü ve daha genel anlamda emekçi kesimle-rin ayn› sürece benzer bir haz›rl›kla giremedi¤i görülmek-tedir. Bizim için acil olan ve çözüme kavuflturulmas› gere-ken ise budur.

Emperyalistler mevcut dünya gerçekli¤inde aralar›ndakiher türlü çat›flmaya ra¤men kriz gibi tümünü ilgilendirenbir gündem etraf›nda kolayl›kla bir araya gelebiliyor. Bubirlikteliklerinde mevcut uluslararas› kurumlar›n› reformeedip süreçlere daha haz›rl›kl› girmenin planlar›n› yapabili-yorlar. Bu burjuvazinin genel ç›karlar›n›n üzerinden yükse-len bir politik reflekstir. Benzer bir haz›rl›¤›n komünistlercephesinden yap›lam›yor oluflu ise burjuvazinin hareketalan›n› rahatlatan temel etmendir.

Gerçekler kendi a¤›zlar›ndan…

Emperyalistlerin içinde bulundu¤u durumu en k›sa flekil-de özetleyen söz ABD Baflkan› Obama’dan geldi. Obamazirve sonras› yapt›¤› aç›klamada “T›rt›l aya¤a kalkmal›. Ar-d›ndan yürümesini sa¤lamal›y›z. Baflar›l› olmal›y›z ki re-sesyon depresyona dönüflmesin.” diyerek kendi cephele-rinden süreci özetledi. Evet, emperyalistler aç›s›ndan teh-like resesyonun (durgunluk) depresyona dönüflmesidir.Onlar› bu denli h›zl› davranmaya ve zirve üstüne zirvetoplamaya iten neden bu korkudan ileri gelmektedir. Kar-fl›lar›nda ciddi bir örgütlü s›n›fsal kalk›flma göremeyenegemenler her ne kadar bunun rahatl›¤›yla hareket etse-ler de böylesi bir kalk›flmaya zemin tan›yan durumunvarl›¤›ndan dahi panik duymaktad›rlar.

Benzer bir endifle de Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Ban-Ki Moon’dan geldi. Genel Sekreter yaflanan krize iliflkin “dün-ya genelinde sosyal kargafla ç›kabilir ve baz› ülkeler batabi-lir” aç›klamas› yaparken emperyalistlerin endiflesini dile ge-tiriyor bir bak›ma. Ancak ne var ki tüm bu endifleler emper-yalistleri ve onlar›n kurulufllar›n› harekete geçirmifl durum-da. Strateji merkezlerinde al›nan kararlar›n uygulama arac›durumundaki zirve toplant›lar›ndan biri olan G-20 zirvesi debu hareketlenmenin en bariz göstergesi. Üstelik tüm buyapt›klar›n› ideolojik bir k›l›fa da büründürerek kitlelerin ka-fas›n› kar›flt›r›yorlar. Yaratmak istedikleri zenginli¤i “tüm in-sanl›k için” yaratmaya çal›flt›klar›n› söyleyen zirve sözcüleribu sözlerini zirve sonuç bildirgelerine de yans›tt›lar.

Serbest piyasan›n ilkelerine ba¤l›l›ktan, etkili düzenlemele-re sahip ve kuvvetli küresel kurumlara ihtiyaçtan ve aç›kdünya ekonomisinden dem vuran emperyalist sözcüler,tüm bunlar› herkesin refah›n› art›rma ve küreselleflmeninsürdürülebilmesinin temeli olarak savunuyorlar. Ancak bi-liyoruz ki, “herkesin refah›” diye bir saçmal›k s›n›fl› toplumgerçe¤i ve mevcut dünya düzeninin içerisinde kocaman biryaland›r. “Herkesin refah›” yoktur, küçük bir kesimin refah›ve halk kitlelerinin azg›nca sömürüsü vard›r. Mevcut sis-temde “refah” ve “sömürü” yap›fl›k ikizlerdir ve refah›n sa-hipleri sömürüye en çok muhtaç olan kesimdir. Görülmek-tedir ki egemenlerin bu büyük oyununda kulland›klar›araçlar›n en etkililerinden biri ideolojiktir ve bu ideolojik ta-hakkümü k›rmaya yönelmeyen her türlü “muhalefet” ba-flar›s›z olacakt›r.

Egemenlerin ideolojik manüplasyona baflvurduklar› bir di-¤er konu ise bafl›ndan beri krizin gerekçelendirilmesindeortaya at›lan ve son zirveleriyle de tekrarlanan safsatad›r.G-20 sonuç bildirgesi, krizi, “finansal sektör, finansal dü-zenleme ve bunlar› denetleyen sistemdeki ciddi yetersiz-likler” fleklinde aç›klayarak kas›tl› bir çarp›tmayla krizdekisorumluluklar›n› gizlemeye çal›fl›yor. Evet, uluslararas› fi-nansal kurumlar›n aksayan yönlerini düzenleyecek, ku-rumlar› reforme edecek bir tak›m ad›mlar at›ld›. Bu do¤-rultuda finansal sistemi güçlendirecek bir Finansal ‹stikrarKurulu’nun oluflturulmas› da al›nan kararlar aras›nda. An-cak tüm bunlar mevcut paradigman›n aksayan yönlerinionarmaya ve kendi sömürü düzenlerinin devam›na iliflkinduyulan kayg›dan öte gelen bir refleksin ürünüdür. Oysaki hiçbir düzenleme kapitalist sisteminin krizini aflabile-cek bir uyarlama sürecini gerçeklefltiremez. Üzerindenyükseldi¤i temel çeliflki var olmaks›z›n kapitalizmdenbahsedilemez. Öyleyse daha net bir flekilde ifade edilme-lidir ki kapitalizmin yap›sal nedenlerinden dolay› her de-fas›nda daha büyük y›k›mlarla gündeme getirdi¤i kriz,“kötü finansal sistem”, “iyi yönetilemeyen sektör” gibiaç›klamalarla geçifltirilemez. Kapitalizm, kendisini krizesürükleyen dinami¤i kendi içerisinde her daim tafl›makta-d›r ve bu dinamik tarihin her aflamas›nda farkl› biçimlerebürünmektedir. Afl›r› üretim ve düflen kar e¤ilimi kapita-lizmi kaç›n›lmaz olarak finansal alana yöneltmekte ve bualandaki büyüme belli bir aflamadan sonra kald›r›lamaya-cak boyutlara ulaflmaktad›r. Bugün için zirve toplant›lar›n-da bu büyümenin nas›l sürdürülebilece¤inin hesaplar› ya-p›lmakta ama kaç›n›lmaz bir flekilde geçici “çözüm”lerleyetinmek zorunda kal›nmaktad›r. Ekonomik alanda yap›-lan hesaplar, benzer flekilde siyasal ve askeri yap›lanma-y› düzenlemekte ve güç dengelerinin kontrolünde dünya-ya yeniden flekil vermenin planlar› yap›lmaktad›r.

320-30 Nisan 2009güncel

TIRTIL KELEBEK OLACAK MI?

Yerel seçimler sonras›nda, Erbil’de yap›lmas› planlanan “Kürt Konferan-s›” ve olas› sonuçlar› baflta olmak üzere Kürt ulusal sorunu etraf›ndakitart›flmalar›n yo¤unlaflmas› beklenen bir durumdu. Burjuva-feodal med-ya ve özellikle liberal koro, merkezi bir kampanya biçiminde bu sürecinKürt sorununda kal›c› bir çözüm yarataca¤›na dair bir iyimserlik yarat-mak için üzerine düfleni lay›k›yla yapt›.Kürt ulusal hareketi yerel seçim sonuçlar›na özel bir önem atfetti. Bunagöre Kuzey Kürdistan’da AKP’nin geriletilerek DTP’nin reddedilemeye-cek biçimde bölgenin siyasi iradesi oldu¤u gösterilemez ise “çözümsüz-lük” aksi durumda ise “çözüm” zemini geliflecekti. PKK, Kürt konferans›konusunda bafllang›ç itibariyle tak›nd›¤› temkinli tutumu, özellikle yerelseçimlerde yakalanan baflar› sonras› gevfleterek yeni bir sürece girildi¤ive “çözüme çok yaklafl›ld›¤›” vurgusu yapt›. Yaln›z burjuva-feodal saflardade¤il, demokratik hatta devrimci kesimler içerisinde de “sistemin art›kmevcut statükoyu devam ettiremeyece¤ini anlad›¤›”, “Kürt sorunundabir siyaset de¤iflikli¤ine gidildi¤i”, “Devletin inkar siyasetini terk etmeyebafllad›¤›” yönlü yorumlar kendisini gösterdi. Sürecin Kürt ulusu aç›s›n-dan “demokratik, adil bir çözüme” do¤ru ilerledi¤i iddia edildi. Defalarca söyledi¤imiz gibi, emperyalizmin bölgeyi biçimlendirme pro-jesinin bir halkas› olarak iflleyen bu süreç Kürt ulusunun demokratik ta-leplerini karfl›layamaz. Esaslar›, dönemin genelkurmay baflkan› Yaflar Bü-yükan›t’›n da kat›ld›¤›, 5 Kas›m 2007’deki Bush-Erdo¤an buluflmas›ndaefendi Bush taraf›ndan çizilen bölgesel plan, yaln›z ve yaln›z emperyaliz-min dönemsel ihtiyaçlar›n›n sonucudur. Bugün yap›lmak istenen bölge-de iflletilmek istenen süreç önünde engel teflkil edebilecek unsurlar›n

plana entegre edilmesidir. Emperyalizmin Kürt co¤rafyas›nda, Pakistanve Afganistan’da, Filistin’de izledi¤i yol bu kapsamda de¤erlendirilmeli-dir. Bush döneminde ilk ad›mlar› at›lan bölgeyi yeniden biçimlendirmeplan›, Obama ile birlikte geri çekilmek bir tarafa çok daha yo¤unlaflarakilerletilecektir. Obama ile Bush dönemi politikalar›n›n terk edildi¤i pro-pagandas› ile yarat›lmak istenen yan›lsama çok zaman geçmeden yeri-ni gerçeklere b›rakacak ve emperyalizm ile hizmetindeki yerel güçlerbölge halklar›na kan kusmaya devam edecektirGenelkurmay baflkan› ‹lker Baflbu¤’un Harp Akademileri Komutanl›-¤›’nda yapt›¤› y›ll›k de¤erlendirme konuflmas› da sürecin ne menem biraç›l›m getirece¤ini göstermifltir. Daha önceki aç›klamalar›ndan farkl›olarak ‹lker Baflbu¤ bu kez daha sakin bir ton ve üslupla meseleleri ‘aka-demik’ aç›dan ele ald›. Türk ordusu aç›s›ndan yeni bir durum ve aç›l›molarak takdim edilen konuflma, özellikle Kürt sorunu kapsam›nda nite-lik olarak hiçbir yenilik bar›nd›rm›yor. Ancak daha çok AKP taraf›ndantemsil edilen ve emperyalizmin dönemsel ç›karlar›nda ifadesini bulanpolitikalar›n, Genelkurmay Baflkanl›¤› düzeyinde ilk kez bu kadar net bi-çimde sahiplenildi¤i söylenebilir. Konumuzla ba¤›n› kurarsak Baflbu¤ a¤z›ndan, Kürt sorununun ABD pla-n› çerçevesinde “çözümüne” karfl› ç›k›lmayaca¤› ifade edilmifltir. Resmisöyleme uygun olarak Türk milleti kavram›n›n ve Türk milliyetçili¤ininetnik, dini ayr›m› ifade etmedi¤ini savunan Baflbu¤, Kürt kimli¤ini “ikin-cil kimlik”, “alt kimlik” ve “kültürel haklar” kavramlar›yla tan›ml›yor veazami s›n›r› da flu flekilde ifade ediyor: “‹kincil kimlikler ancak ikincil kül-türel kimlik fleklinde bireysel seviyede yaflanabilir, gelifltirilebilir ve koru-

nabilir. (…) ‹kincil kültürel kimliklerin anayasal ve yasal çerçevede tan›n-mas› - ki bu grup hakk› olarak tan›nmas› - anlam›na gelir. Türkiye Cum-huriyeti Anayasas›, ulus-devlet ve üniter-devlet yap›s› içinde bu mümkünde¤ildir.” “Liberal demokrasi”ye at›fta bulunan Baflbu¤, fikir özgürlü¤ününs›n›rlar›n› hat›rlatmay› da ihmal etmedi: “Ancak, unutulmamal›d›r ki; herkonuyu tart›flabilme özgürlü¤ü devletlerin varl›¤›n› riske sokacak, ülkeyikutuplaflmaya, ayr›flmaya ve çat›flma ortam›na sokacak konular› içere-mez.” Köy koruculu¤u sisteminin önemine vurgu yaparak koruculu¤unkald›r›lmas› tart›flmalar›na da de¤inen Baflbu¤, koruculuk sisteminin kal-d›r›lmas›n›n söz konusu olmad›¤›n› ifade etmifl oldu. “Terörle mücadele-de” en önemli amaç olarak “teröristlerin ve onlar› destekleyenlerin bafla-r› umudunu yok etmeyi” gösteren Baflbu¤ bu görüflünü flu flekilde ifadeediyor: “Bu kapsamda, teröristlerin ve destekleyicilerinin terörle bir yereulaflabilecekleri yönündeki umutlar›n›n k›r›lmas› önemlidir. Ümit duygu-sunun, gurur ve baflar›l› olma ile iliflkili oldu¤u da unutulmamal›d›r.” PKKve Kürt hareketinin di¤er kurumlar› ile bilimum reformist ak›m›n y›llard›rsilahl› mücadele ile sonuç al›namayaca¤›, bunun sonu olmayan bir yol ol-du¤u söylemini ›srarla tekrar ediyor oldu¤u gerçe¤i düflünüldü¤ünde ezi-len Kürt ulusunun hakl› mücadelesinin sistem içi kanallara mahkûm edil-mesine ideolojik olarak nas›l katk› sunuldu¤u anlafl›labilir.Bir taraftan ABD plan› çerçevesinde Kürt sorununun çözülece¤ine dairiyimserlik bilinçli olarak t›rmand›r›l›rken, bu yönlü ad›mlar birbirini izler-ken öte yandan bu yönelimi zaafa u¤ratacak eylemler ve aç›klamalar ya-p›lmas›n› nas›l okumal›y›z? A¤r› ve Amara’da DTP’lilere dönük fliddetindüzeyi, Kürt Konferans›’na kat›lma haz›rl›¤› yapan PÇDK ve PKK ile ilifl-

kili oldu¤u ilan edilen güneyli di¤er Kürt partilerinin, Türkiye’nin iste¤iüzerine yasaklanarak bürolar›n›n kapat›lmas›, Irak Cumhurbaflkan› yar-d›mc›s›n›n PKK’nin kendi iste¤iyle silah b›rakmamas› halinde Türk ordu-sunun, Irak topraklar›nda geçici askeri üsler kurmas›na izin verilmesi ge-rekti¤i yönündeki aç›klamalar› ve DTP’ye dönük son sald›r›lar… Tüm bu sald›r›lar ABD plan› çerçevesinde do¤ru okunmal›d›r. DTP ör-gütlerine ve birçok demokratik kuruma dönük gerçekleflen sald›r›larda4 gün içerisinde 245 kifli gözalt›na al›nd›. Bu sald›r›lar›n yerel seçimlerinhemen sonras›nda gerçekleflmesi nedeniyle “AKP’nin intikam alma giri-flimi” olarak de¤erlendirilmesi hatal›d›r. Ayn› flekilde “geliflen çözüm sü-recini baltalama giriflimi” yönlü analizler de eksiktir. Türk hâkim s›n›flar›“çözüm” sürecini flekillendirme ve Kürt ulusal hareketini ç›k›fls›z bir ko-numda masaya oturtma gayreti içerisinde görünmektedir. Her yollaKürt ulusal hareketi üzerindeki bask›lar›n artt›r›lmas›, sürecin olgunlafl-mas›nda aktif rol almaya haz›rlanan DTP’nin merkezi yap›s›n›n ve eflgü-düm organlar›n›n zaafa u¤rat›larak PKK’den yal›t›larak zarars›z hale geti-rilmesi hedeflenmektedir. Bu yönelim, e¤er bir de¤ifliklik olmaz ve “KürtKonferans›” geç de olsa toplan›rsa, Türk hakim s›n›flar›n›n Kürt ulusal ha-reketini temsilen muhatap olarak DTP’yi görmek istedi¤i biçiminde yo-rumlanabilir. Sürecin PKK’siz bir çözüme evrilmeye çal›fl›ld›¤›na dair yo-rumlar do¤ru olmakla birlikte, demokrasi güçlerinin yo¤unlaflmas› gere-ken tart›flma PKK’li ya da PKK’siz, emperyalizmin çözüm plan›n›n Kürtulusuna ve bölge halk›na ne getirip ne götürece¤i ile Kürt halk› baflta ol-mak üzere bölge halklar›n›n bu plana karfl› ortak bir tutumda bulufltu-rulmas› sorunu olmal›d›r.

Kürt ulusal sorununda çözülen ne?‹smail UçarSINIF TAVRI

Obama’n›n gelifli veard›ndakiler…

Genel çerçevesini çizdi¤imiz bu sürecin öne ç›kan si-yasal aktörü kuflkusuz ABD’dir. Gerek finansal krizinç›k›fl noktas› olmas› itibariyle gerekse de dünya den-gelerini belirleyen esas aktör olma rolüyle ABD’ninbu dönem ataca¤› ad›mlar daha belirleyici olmakta-d›r. Obama’n›n NATO ve G-20 zirvelerinin ard›ndan ‹s-tanbul ve Ankara ziyaretleri ve buralarda yapt›¤› iki-li görüflmelerdeki aç›klamalar› ABD’nin bölge siyase-tinde TC’ye hala önem verdi¤ini gösteriyor. Oba-ma’n›n Türk d›fl politikas›na yön verme ad›na yapt›¤›aç›klamalar›n bafll›calar› Ermenistan, Irak, Afganistanve ‹srail-Filistin’i kaps›yor. Ermenistan’la s›n›r kap›la-r›n›n aç›lmas›, 1915’le yüzleflilmesi ve iki ülke aras›n-da sorunun çözülmesi yönündeki telkin, esas›ndabölgedeki uyumun sa¤lanmas›na ve TC’nin d›fl politi-kadaki sorunlu yanlar›n›n düzenlemeye çal›fl›ld›¤›naiflaret ediyor. Obama’n›n t›rt›l› aya¤a kald›rma ve yü-rütme çabas›n›n nelere kadir oldu¤unu ‹srail’e iliflkinmecliste yapt›¤› konuflmadan ö¤reniyoruz. Filistin di-reniflini “terör” olarak de¤erlendirirken, bir taraftanda “teröre baflvurulmas› reddedilmeli ve ‹srail’in gü-venlik endiflelerini kabul etmeliyiz” diyerek ABD’ninOrtado¤u politikas›n›n ne oldu¤unu hat›rlatm›fl oldu.Bu hat›rlatman›n tabi ki en anlaml› taraf› da TC’nin ‹s-rail’in dostu ve orta¤› oldu¤uydu. Obama’n›n t›rt›l›aya¤a kald›rma ve yürütme çabas›n›n alt›nda ne ol-du¤u da sadece bu söyleminden bile anlafl›lm›flt›r.T›rt›l kelebe¤e dönüflmeyecek, kuflkusuz içinden ca-navar ç›kacakt›r.

Kürt sorunu Obama’n›n ilgilendi¤i di¤er önemli bafl-l›k olarak önünde durmaktayd›. ABD’nin Irak’tan çe-kilme sürecine bafllamas›yla birlikte Güney Kürdis-tan’daki olabilecekler üzerinden hesap yapan ABD,Kürt hareketinin tasfiyesine dayanan bir “çözümle”süreci atlatman›n hesaplar›n› yap›yor. Barzani ve Ta-labani ile iliflkileri ray›na oturtma ve PKK’yi etkisizlefl-tirme üzerine TC ile anlaflm›fla benzeyen ABD, bu po-litikan›n yans›mas› olarak devletin Kürt aç›l›m›n›n ar-kas›nda oldu¤unun mesaj›n› veriyor. Ancak bu anlafl-ma içeride Kürt hareketine yönelik bask›yla birlikteyürüyen bir süreç halini ald›. Daha Obama’n›n ziyare-tinin etkileri konuflulurken DTP’ye yap›lan ve PKK ileiliflkilendirilen operasyon gündeme geldi ve devletinbir taraftan güdük bir Kürt aç›l›m› yaparken, di¤er ta-raftan tasfiye hareketine yüklendi¤i görülmüfl oldu.Obama’n›n Kürt sorunundaki yaklafl›m› meclis ko-nuflmas›na da yans›d›.

“PKK veya baflka herhangi bir terörist faaliyete karfl›deste¤imizi arkan›zda bulaca¤›n›za söz veriyorum.Bu çabalar, Türkiye, Irak hükümeti ve Irakl› Kürt li-derler aras›nda iflbirli¤i ba¤lar› oluflturma çabalar›n›ndevam›yla ve sizin Türkiye’deki Kürt nüfusu için e¤i-tim, f›rsat ve demokrasiyi gelifltirme yönündeki ke-sintisiz çabalar›n›zla güçlenecektir.”

Obama’n›n yaklafl›m› ABD’nin Kürt sorununda kimle-ri muhatap ald›¤›n› gösteriyor. Üstelik bir taraftan“terör” demagojisi yaparken di¤er taraftan “demok-rasi”den dem vurarak yap›lan bir politikayla. ABD’ninAfganistan konusunda TC ile vard›¤› anlaflman›n kar-fl›l›¤› olarak Kürt hareketinin tasfiyesinde anlafl›ld›¤›ve ABD’nin Irak’tan çekilme sürecinde ‹ncirlik üssü-nün kullan›lmas›n›n karfl›l›¤›n›n TC taraf›ndan fazla-s›yla talep edildi¤i görülüyor.

Obama’n›n geliflinin uluslar aras› güçlerin yapt›¤› birdizi zirvenin ard›ndan olmas› ABD d›fl politikas›n›nönemli bir aya¤›n›n hala Ortado¤u oldu¤unu ve bupolitikada Türk hakim s›n›flar›na önemli roller biçildi-¤inin göstergesi. Ancak bu sefer daha kapsaml› birpaket haz›rlanm›fl olacak ki Ermenistan’dan Filistin’e,Güney Kürdistan’dan Afganistan’a bir çok konudaABD’nin haz›rl›klar›n›n oldu¤unu görülüyor.

Page 4: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

4 20-30 Nisan 2009 güncel

Dersim- Haziran 2005'te katledilen 17'lerin me-

zarlar›n› ziyaret etmek isteyen ailelerine sald›ran

polisler için Tunceli Savc›l›¤› takipsizlik karar› verdi.

17 Haziran 2006 tarihinde çocuklar›n›n me-

zarlar›n› ziyaret etmek isterken polisin sald›r›s›-

na maruz kalan ailelerin, polisler hakk›nda açt›-

¤› dava da Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤› takipsiz-

lik karar› verdi.

Dersim’in Mercan Da¤lar›’nda 16-17 Haziran

2005 tarihinde yaflanan çat›flmada yaflam›n› yi-

tiren MKP/HKO üye ve savaflç›lar›n›n Dersim

Merkez’de bulunan mezarlar›n› 17 Haziran 2006

tarihinde ziyaret etmek isteyen aileleri ve akra-

balar› polisin sald›r›s›na maruz kalm›flt›. Kendile-

rine sald›r›da bulunan polisler hakk›nda suç du-

yurusunda bulunan MKP/HKO üye ve savaflç›la-

r›n›n ailelerinin suç duyurusu Tunceli Cumhuri-yet Savc›l›¤› taraf›ndan reddedildi.

Savc›l›k valili¤in raporuna göre

karar verdi

Ailelerin polisler hakk›nda yapt›¤› suç duyurusu,valili¤in engeline tak›ld›. Tunceli Valili¤i, suçuniddiaya dayal› oldu¤unu ileri sürerek, polislerhakk›nda “soruflturma izini verilmemesine” ilifl-kin rapor haz›rlad›. Haz›rlanan raporu ‘dikkate’alan Tunceli Cumhuriyet Savc›s› Sedat Tafl ise,polisler hakk›nda inceleme yap›lmas›na yer ol-mad›¤›na iliflkin karar› onaylayarak, sald›rganpolisleri korudu.

Aileler polisin sald›r›s›na

maruz kalm›flt›

16-17 Haziran 2005 tarihinde Dersim Mercan’daölümsüzleflen MKP/HKO üyelerinden 5’inin Der-sim Merkez’de bulunan mezarlar›n› 1’inci ölümy›ldönümlerinde ziyaret etmek isteyen aileleri vedostlar› polis sald›r›s›na maruz kalm›fl ve birçokkifli darp edilerek gözalt›na al›nm›flt›. Sald›r›n›n ar-d›ndan Cafer Cangöz, Ayd›n Hanbayat, Ali R›za Sa-bur, Taylan Y›ld›z ve Ahmet Perktafl’›n aileleri po-lisler hakk›nda suç duyurusunda bulunmufltu.

Savc›, sald›rgan polisi savundu ‘Polisin görevi cinayet ifllemek’

Bir polis daha ‘görevi’ s›ras›nda iflledi¤icinayetten komik bir cezayla kurtar›ld›.‹stanbul Avc›lar'da cinayet iflleyen poli-se verilen ceza 12 y›ldan 5 y›la indirildi.

2007 Kas›m'›nda Avc›lar'da bir parktaarkadafl› ile otururken 3 sivil polis tara-f›ndan kimlik kontrolüne tabi tutulanve bu s›rada polislerden birinin tekme-si sonucu ölen Feyzullah Ete'ye iliflkinaç›lan dava sonuçland›. Bak›rköy 10.A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen du-ruflmada hakim, polis Mutlu'ya, "tahrikve kamu görevlisi olmas›n› da dikkatealarak" 5 y›l ceza verdi.

Görülen duruflmaya, tutuksuz yarg›la-nan 'san›k' polis memuru Mutlu ve ay-n› olayda sald›r›ya u¤rayan, hakk›nda'memura mukavamet' davas› aç›lan AliYavuz Oturakç› da kat›ld›. Duruflmadadavac› Feyzullah Ete’nin babas› Fettul-lah ve annesi Hayriye Ete de avukatla-r› Murat Nas ile birlikte haz›r bulundu.

Mutlu, görevini yapm›fl!Duruflmada savunma yapan polis Mut-lu'nun avukat› Ali Çelik, müvekkilininEte’ye kimlik sormas›yla görev s›n›rlar›-n› aflmad›¤›n› belirtti. Çelik, Ete'nin ako-lün etkisiyle müvekkiline sald›rd›¤›n›ve ikisinin birlikte yere düfltü¤ünü önesürerek, Mutlu’nun beraatini istedi.

Ete ailesinin avukat› Nas ise, san›¤›n"kasten adam öldürmek" suçundancezaland›r›lmas›n› talep etti.

Parkta Ete'yle birlikte oturan ve Ete'yiöldüren polis taraf›ndan darp edilen,buna ra¤men olay sonras› hakk›nda"memura mukavemet" suçundan ka-mu davas› aç›lan Ali Yavuz Oturakç› daduruflmada söz alarak, olay›n ma¤duruolduklar›n› ifade edip, "Bu olay yaflan-d›ktan sonra sürekli olarak emniyetgüçleriyle karfl›lafl›r hale geldim" dedi.

Mahkeme heyeti Mutlu’ya, FeyzullahEte’ye yönelik, "yaralama sonucu ölü-me sebebiyet vermek" suçunu iflleme-si nedeniyle 12 y›l hapis cezas› verdi.Ancak heyet, olayda tahrik(!) olmas› vesan›¤›n 'kamu görevlisi olmas›' nede-niyle verdi¤i 12 y›l cezay› 'fazla' bula-rak, cazay› 5 y›la indirdi.

Mahkeme heyeti ayr›ca Oturakç›’n›nberaatini kararlaflt›rd›. Polis Mutlu’yaise, Oturakç›’ya yönelik 'yaralama eyle-minden dolay› 4 ay hapis cezas› verenmahkeme heyeti, bu cezay› aç›klama-y› erteleyerek, Mutlu’nun 5 y›l denetimsüresine tabi tutulmas›n› kararlaflt›rd›.

'Hakimler ceza indirimindeçok cömert'Fetullah ve Hayriye Ete çiftinin avukat›Murat Nas, duruflman›n ard›ndan gaze-tecilere yapt›¤› aç›klamada, karar› Yar-g›tay’da temyiz edeceklerini belirterek,"Yaz›kt›r. Hakimler, cezadaki indirimhaklar›n› çok cömertçe kulland›lar" di-ye konufltu.

VAN- Polislerle lise ö¤rencilerinin yapt›¤› ‘dostlukmaç›’nda, Kürtçe pas isteyen ö¤rencilere k›zanpolisler, rakiplerini hastanelik etti.

Van’›n Muradiye ilçesinde polislerle Çok Program-l› Lise ö¤rencileri aras›ndaki ‘dostluk maç›’ s›ras›n-da, Harun Gümüfl adl› ö¤rencinin arkadafl›ndanKürtçe ‘pas’ istemesi üzerine, polisler rahats›zodular. Harun Gümüfl polisler taraf›ndan itekle-nince, di¤er arkadafllar› araya girdi ve tart›flmakavgaya dönüfltü. Polislerin sald›rd›¤› ö¤renciler-

den Harun Gümüfl, Necdet Gümüfl, Bar›fl Gümüflve Yücel A¤rak çeflitli yerlerinden yaraland›. Polis-ler daha sonra rakip tak›mdakileri gözalt›na ala-rak ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürdüler. Hasta-ne yerine emniyet müdürlü¤üne götürülen ö¤-renciler, ö¤retmenleri taraf›ndan al›narak Muradi-ye Devlet Hastanesi’ne götürüldü.

Ö¤renciler, maçta polislerin kendilerine yapt›¤› budavran›fl›n ›rkç› oldu¤unu belirterek, "Biz polisler-le dostluk maç› yap›yorduk. Bu s›rada arkadafl›-

m›zdan pas istedik. Polisin sert tepkisiyle karfl›la-

flan Harun Gümüfl arkadafl›m›z› polisin elinden al-

maya çal›flt›k. Bize de vurmaya bafllad›lar. Daha

sonra Emniyet'e götürdüler. Burada da tartaklan-

d›k" dediler.

‹lçe Emniyet Müdürü Mevlüt Erdo¤an ise, yap›lan

maçta ç›kan olayla ilgisi olan polisler hakk›nda

adli soruflturma bafllat›ld›¤›n› belirterek, olay›n

üzüntü verici oldu¤unu söyledi.

‹STANBUL- Yerel seçimler atlat›l›nca, AKP’li belediyeler halk›n evini

bafl›na y›kma görevlerinin bafl›na döndü. ‹stanbul yeniden olayl› ge-

cekondu y›k›mlar›na sahne oluyor. Y›k›mlar›n ise sürece¤i ö¤renildi.

AKP’li Ümraniye Belediyesi, Kocatepe Mahallesi’nde 232 gecekon-

duyu y›kt›. Ümraniye Kocatepe Mahallesi’nde, Ümraniye Belediye-

si’ne ba¤l› y›k›m ekipleri, çevik kuvvet polisleri eflli¤inde 232 gece-

kondunun y›k›m›n› gerçeklefltirdi.

Polis sald›r›yor belediye y›k›yor

Sabah erken saatlerde y›k›m›n gerçekleflece¤i Kocatepe Mahalle-

si’ne gelen y›k›m ekipleri, çevik kuvvet polislerinin de y›¤›nak yap-

mas› ile saat 6 sular›nda y›k›mlara bafllad›. Y›k›mlar esnas›nda evle-

rini y›kt›rmak istemeyen mahalle sakinleri ise sokak aralar›na bari-

katlar kurarak, y›k›m ekiplerini durdurmaya çal›flt›.

Polis taraf›ndan mahalleye girifl ç›k›fl noktalar›n›n kapat›ld›¤› bölge-

ye getirilen ifl makinelerinin camlar› halk taraf›ndan k›r›ld›. Polis, ev-

lerini y›kt›rmak istemeyen mahalle halk›na biber gaz› kullanaraksald›r›rken, sald›r› sonras› mahalle halk›ndan 31 kifli gözalt›na al›nd›.

Arnavutköy’de de y›k›m vard›

Arnavutköy’e ba¤l› ‹mrahor Köyü’nde de yap›lan gecekondu y›k›m-lar› s›ras›nda, ortal›k savafl alan›na döndü. Y›k›m ekiplerine bu kezjandarma efllik etti ve evlerini y›kt›rmak istemeyen halka karfl›plastik mermi, tazyikli su ve gaz bombalar› ile sald›r›ld›. AKP’li Bü-yükflehir Belediyesi ile yine AKP’li Arnavutköy Belediyesi’ne ba¤l›zab›talar da halka sald›rd›.

Daha önce mahalleye gelen y›k›m ekiplerinin, halk›n direnifli ile y›k›-m› gerçeklefltiremeden geri dönmesinin ard›ndan, 13 Nisan günü sa-bah erken saatlerde tekrar ‹mrahor Köyü’ne gelen kalabal›k y›k›mekibi, önceki denemenin baflar›s›z olmas› nedeniyle, bu kez jandar-madan da yard›m ald›. Evlerini y›kt›rmak istemeyen mahalle halk›,jandarma, zab›ta ve y›k›m ekiplerine karfl› direnifl gösterdi, ancakevler y›k›mdan kurtar›lamad›. Ç›kan olaylarda 5 kifli gözalt›na al›nd›.

Sistemin ‘bafl edemedi¤i’ her fleye karfl› uygulad›¤› ‘içini bo-flaltma’ sald›r›s›ndan, devrimci önderler de nasibini al›yor.Mücadelenin en ön saflar›nda sürdürdükleri yaflamlar›nda,olmaz ac›lara, iflkencelere de maruz b›rak›lan devrimci ön-derler, ölümlerinden sonra, ne hikmetse(!) sistemin akl›nageliyor. Ama bu hat›rlay›fl, devrimci önderlere yaflamlar›n-da yap›lan sald›r›lardan daha büyük bir sald›r› anlam› tafl›-yor. Devrimci önderler, fikirlerinden ve direnifllerinden ar›n-d›r›larak, popüler kültür içerisinde bir meta haline dönüfltü-rülmeye çal›fl›l›yor.

Günay: Demokrasi aç›s›ndan önemli aflama(!)

Deniz Gezmifl’in yarg›lanmas›yla ün kazanm›fl, AnkaraUlus’taki eski adliye binas›nda bulunan mahkeme salonu,Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay’›n talimat›yla, mü-

ze ve kültür merkezine dönüfltürüldü. Tahmin edilece¤i

üzere bu da ‘demokratik aç›l›m’ olarak propaganda edildi.

Günay, bu meseleye iliflkin yorumunda, “demokrasi aç›s›n-

dan önemli aflama” ifadelerini kulland›.

Daha önce de, Kültür ve Turizm Bakan› olan Erkan Mumcu,

komünist flair Naz›m Hikmet’in fliirlerini televizyon prog-

ramlar›nda okumufl ve bunu demokratik yaklafl›m›n ve

hoflgörünün gere¤i olarak lanse etmiflti. Bugün yap›lanlar

da, ayn› gerici zihniyet sahiplerinin sahtekarl›klar›n›n deva-

m›ndan öte bir fley de¤ildir.

Günay ‘sol’ gösterip, sa¤ vuruyor

Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay, ‘eski solcu’ kimli-

¤ini, gerici kimli¤ini maskelemek için, daha önce de s›k s›k

kullan›yordu. Mad›mak Oteli’nin müze yap›lmas› konusun-

da da benzer sözler sarf eden Günay, ‘merkez parti’ olma

iddias›ndaki AKP’nin, sol duyarl›l›¤a sahip halk kitlelerini

kand›rmak için kulland›¤› bir unsur olarak pazarlan›yor.

Mahkeme salonunun müze haline getirilmesiyle de, siste-

min devrimci önderleri bir tehdit olarak görmedi¤i, onlar›n,

“bir rüyan›n pefline düflmüfl iyi çocuklar” oldu¤u fikri yara-

t›lmaya çal›fl›l›yor. Ancak, devrimci önderlerin neye karfl›

mücadele ettiklerinin ve nas›l bir yaflam istediklerinin tart›-

fl›lmaya dahi gerek duyulmamas›, meselenin iç yüzünü aç›-

¤a ç›kar›yor.

Bugün müze haline getirilen mahkemede, daha önce Na-

z›m Hikmet, Y›lmaz Güney, Cüneyt Arcayürek, Bülent Ece-

vit, Çetin Altan gibi ünlü isimler de yarg›lanm›flt›.

Haber Merkezi- TRT 6’y› demokratik bir aç›l›molarak gören Kürt sanatç› Rojin, TRT 6’n›n 'Be-yaz Kürt' bask›s›na daha fazla dayanamayarakkanaldan ayr›ld›.

Elefltirilere ald›r›fl etmedi, ‘demokratik bir aç›-l›m’ olarak gördü¤ü TRT 6 kanal›nda programyapt›. fiimdi ise sansüre u¤rad›¤› için ayr›ld›¤›n›aç›klad›.

Devletin 'Beyaz Kürt' yaratmak için devreyesoktu¤u ve demokrasi mücadelesi yürütenlerintepkisiyle karfl›laflan TRT 6 kanal›nda ilk yaprakdökümü gerçekleflti. Devletin TRT 6 ile Kürtçeyay›n ç›k›fl›n› ‘demokratik bir aç›l›m’ olarak de-¤erlendiren ve kanalda program yapan Kürt sa-natç› Rojin, kanaldan kendisine dönük bask›larnedeniyle ayr›ld›. Rojin ayr›lmas›na sebep ola-rak, TRT 6 yöneticilerinin kendisine suçlu gibidavranmas›n› ve program içerisinde çeflitli san-sürlere maruz kalmas›n› gösterdi.

‘Kanaldan potansiyel suçlu muame-lesi gördüm’Kürt sanatç› Rojin ayr›lmas›na iliflkin yaz›l› yap-t›¤› aç›klamada, “TRT 6’da program yapma ka-rar› benim için ne kadar zor olduysa bu kanal-da yaflad›klar›mdan sonra b›rakma karar›n› ver-mek de o derece kolay oldu” diye belirtti. Rojinyapt›¤› aç›klamada, “Hiçbir sunucu, sanatç›, iyigiden program›n› b›rakmak istemez, çok önem-li sebepleri olmazsa. Hiç bir TV'de reytingi yük-sek olan program›n› bitirmez” ifadelerinde bu-lunurken, ayr›lma gerekçesini ise flöyle anlatt›:“Bir sunucu düflünün ki konu ve konuktan ha-bersiz programa girsin. Programc›n›n yani be-nim, önerdi¤im hiç bir konuk kabul edilmesin;yay›nda söyledi¤im çok fley kesilsin, her fleyinemüdahale edilsin. Programa potansiyel suç, ba-na da potansiyel suçlu muamelesi yap›ls›n.”Ekonomik kayg› ya da d›flardan gelen bir ‘teh-dit’le bu karar› almad›¤›n› vurgulayan Rojin, “B›-rakma sebebim asla ekonomik de¤ildir. Aslatehdit ve y›ld›rmalardan de¤ildir. Asla kaprisde¤ildir. Kendi özgür irademle verdi¤im bir ka-rard›r. Özgür olmad›¤›m yerde kimse beni tuta-maz. Sanatç› kimli¤im ve duruflumla uyuflma-yan bir yerde olmak istemiyorum” dedi.

Polisle Kürt ö¤rencilerin “dostluk maç›” karakolda bitti

Seçim bitti, y›k›m bafllad›

Sistem bafl edemedi¤inin içini boflalt›yor

Rojin de fark›na vard›!

Page 5: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

‹stanbul Valisi Muammer Güler, sendikalar›n ve devrim-ci demokratik kitle örgütlerinin Taksim ›srar›n› bildikaç›klamas›yla karfl›lad›. Güler bir kez daha, Taksim’in ifl-çi ve emekçilere kapal› oldu¤unu yine ilan etti.

Güler bas›na yapt›¤› aç›klamada, Taksim Meydan›'n›nçok genifl kat›l›ml› toplant›lar için uygun bir alan ol-mad›¤› idias›n› yineleyerek, “Buyursunlar temsili ma-hiyette gelsinler. Kendilerine her türlü yard›mda bu-lunal›m. Taksim Meydan›'nda temsili anlamda gelinipanma ve kutlama yap›lmas›na, mesajlar›n verilmesi-ne mani bir hal yok. Gelsinler 100 kifli, 300 kifli aç›kla-ma yaps›nlar. Biz de kendilerine yard›mc› olal›m. Amabu alan öyle 300 bin kiflilik, 500 bin kiflilik genifl kat›-l›mlarla miting yap›lacak bir alan de¤il” dedi.

Güler: Gelirseniz copu görürsünüz

Vali Güler ayr›ca sendika ve devrimci demokratikkitle örgütlerine gizli tehditte bulundu. Güler geçeny›l 1 May›s olaylar›nda polisin göstericiere azg›ncasald›r›s›n› sinsice hat›rlatarak, Taksim’e ç›kanlara ay-n› görüntü ile karfl›l›k verilece¤ini aç›klad›. Güler’intehdit içeren aç›klamas› flöyle: “1 May›s görüntüleri‹stanbullular›, insanlar›, bizleri rahats›z etmiyor mu?Israrla böyle bir olay›n tekrar etmesinin kime nefaydas› var?”

Güler’den bir inci daha: Eflitlik var

Güler bir bas›n kurulufluna yapt›¤› aç›klamada, dev-letin herkese eflit davrand›¤› ve Taksim’i birine açar-sa herkese açmas› gerketi¤inden bahsetti. Güler’inaç›klamas› flöyle: “Devletin uygulamalar›nda eflitlikvar. Di¤er kurulufllara da tahsis edilmesi gibi bir du-rum do¤ar.”

Oysa Güler Taksim’i, sald›rgan polisine aç›yor

Güler, ‘devlet eflit davran›yor’ diyedursun, eflitli¤intaraflar›ndan biri devlet olunca, eflitli¤in esamesiokunmuyor. 1 May›s’ta iflçilere kapal› olan TaksimMeydan›’n›, kutlama için polislere açan Güler, kendi-sini yalanlad›. Türk Polis Teflkilat›'n›n kuruluflunun164. y›ldönümü, gösterilere sözde kapal› olan Tak-sim’de ‘kutland›’.

520-30 Nisan 2009güncel

1 May›s’a günler kala sendikalar, 1 May›s’› Taksim’dekutlamakta kararl› olduklar›n› aç›kladlar›. Öte yandaniflçilerin, emekçilerin Taksim’e ç›kma iste¤i ise yine ‹s-tanbul Valisi Muammer Güler’in tehditleri ile karfl›lafld›.Ayr›ca iflçilerin ve emekçilerin uzun y›llard›r sürdürdü-¤ü mücadelenin de bir sonucu olarak 1 May›s’›n devlettaraf›ndan ‘tatil’ ilan edilece¤i aç›kland›. Devletin buad›m›n› de¤erlendiren DHF, ‘tatil’ uygulamas›n›n arkaplan›nda yatan sald›raya iflaret eden bir aç›klama yapa-rak, kamuoyuna uyar›da bulundu. DHF, iflçi ve emekçi-lerin bu kazan›m›n›n devletin sinsi tasfiye plan›na hiz-met etmemesi için, “1 May›s tatil de¤il, mücadele gü-

nüdür” fliar›yla bir aç›klama yapt›.

Sendikalar Taksim’de

Haber Merkezi- D‹SK Genel Merkezi aç›klama yaparak,‹stanbul'da 1 May›s'› Taksim d›fl›nda bir alanda kutla-mayaca¤›n› belirtti.

D‹SK'ten yap›lan yaz›l› aç›klamada 1 May›s gündemiyletoplanan D‹SK Baflkanlar Kurulu'nun de¤erlendirmeleri-ne yer verildi.

Taksim talebinin bir inatlaflma de¤il, demokratikleflme-de ›srar talebi oldu¤una iflaret edilen de¤erlendirmede,“D‹SK demokratikleflme sürecinin her çeflit bask›c› ve to-

taliter anlay›fllara karfl› inatla savunulmas›n›n do¤rulu-

¤una inanan bir konfederasyondur. Türkiye, ça¤dafllafl-

ma ve demokratikleflme sürecini h›zla sürdürmelidir. Bu

anlamda, ‘inatlaflma’ de¤il ‘demokratikleflme’ sürecine

katk› vermek için Taksim vazgeçilmezimizdir” denildi.

D‹SK’in de¤erlendirmesinde, 1 May›s 1977 katliam›n›n

a盤a ç›kar›lmas› ve unutturulmamas› için, Taksim ka-

rarl›l›¤›n›n sürdürülece¤ine yer verilirken, Taksim ›srar›

ise flu flekilde aç›kland›: “Bu nedenle D‹SK, ‹stanbul'da 1

May›s'› Taksim d›fl›nda baflka bir alanda kutlamama ka-

rarl›l›¤›ndad›r. Taksim yasa¤› devam etti¤i sürece, 8 sa-

atlik çal›flma günü, çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi

ve insanca yaflanacak bir ücret için verilen mücadele-

lerin, iflçi s›n›f›n›n uluslararas› dayan›flmas›n›n simgelefl-

ti¤i gün olan 1 May›s sadece bir sevinç ve tatile indir-

genmifl olacakt›r. 1 May›s dünyada 200'ün üzerinde ül-

kede çeflitli isimler alt›nda birlik, mücadele ve dayan›fl-

ma günü olarak ‘bayram’ havas›nda, kentlerin en mer-

kezi alanlar›nda ve yasaks›z kutlanmaktad›r.

Siyasal iktidar› ve ‹stanbul Valili¤i'ni bu uluslararas› gü-

nün emekçilere yak›fl›r bir flekilde kutlanabilmesi için

göreve davet ediyor; yasakç› bir inatlaflma de¤il, de-

mokratikleflme ve ülkemizin ayd›nl›k gelece¤i konusun-

da özgürlükçü bir tav›r sergilemeye ça¤›r›yoruz.”

KESK: Taksim 1 May›s alan›d›r

KESK, 1 May›s'› Taksim Meydan›'nda kutlama talebinin“hakl› bir talep oldu¤unu” aç›klad›.

KESK ad›na aç›klama yapan KESK Genel Baflkan› SamiEvren, Taksim ›srar›n› flu flekilde aç›klad›: “Taksim Mey-dan› da 1 May›s katliam›n›n ard›ndan 1 May›s'la özdefl-leflmifl, 1 May›s meydan› olmufltur. Emekçilere yap›lanen kanl› sald›r› bu alanda gerçekleflmifltir. Bu bir sembolde¤il, bedelini etimizle, kan›m›zla, gözyafl›m›zla ödedi¤i-miz tarihimizdir. Taksim alan› emekçilerin haf›zas›ndanasla silinemez. Bu nedenle Taksim, 1 May›s alan›d›r.”

Evren’den sendikalara ça¤r›

Evren aç›klamas›nda sendikalara flu uyar›da bulundu:“Buradan bir kez daha konfederasyonlara, demokrasigüçlerine sesleniyoruz: Birli¤imizi bozmak isteyenlerinoyununa gelmeyelim. Güçlerimizi birlefltirirsek Tak-sim'de kutlama hakk› iade edilecektir.”

‘‹zin almayaca¤›z’

Evren ayr›ca, “Emek örgütleri birlikte hareket ederseTaksim Meydan› aç›lacakt›r. Siyasi iktidar›n baflka flans›yoktur. Bu konuda izin almayaca¤›z. Bizim beklentimiz,Taksim Meydan›'n›n emekçilere aç›lmas›d›r. Siyasi ira-denin karar› bizi ilgilendirmiyor. Biz 1 May›s'ta Tak-

sim'de olaca¤›z” dedi.

1 May›s'›n tatil ilan edilmesinin önemli bir kazan›m ol-du¤unu söyleyen Evren, “Karar› çok gecikmifl bir ad›molarak de¤erlendiriyoruz. Kimse bu karardan yola ç›ka-rak at›lan ad›m›n emekçilere bahfledilen bir lütuf oldu-¤unu düflünmemelidir. At›lan ad›m, 30 y›l önce gaspedilmifl bir hakk›n onlarca y›ld›r emekçilerin sürdürdü-¤ü ›srarl› mücadelenin, ödedi¤i bedellerin sonucundaiadesidir” diye konufltu.

‘1 May›s’ta Taksimdeyiz’

Demokratik Haklar Federasyonu’nun da bilefleni oldu-¤u Devrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s'ta Taksim'deolaca¤›n› duyurdu.

‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim Gezi Par-k›’nda yapt›¤› aç›klamayla, emperyalist sald›rganl›¤a, ifl-sizli¤e, açl›¤a, yoksullu¤a ve bask›lara karfl› 1 May›s’taTaksim’de olaca¤›n› ilan etti. Platform ad›na yap›lanaç›klamada 77 katliam›n›n sorumlular›n›n yarg›lanmas›,1 May›s’›n tatil ilan edilmesi, Taksim üzerindeki 1 May›syasa¤›n›n kald›r›lmas› ve krizin bedelini ödememek içindevrimci güçlerin 1 May›s’ta Taksim’de olaca¤› belirtildi.

D‹SK ve KESK ›srarl›: 1 May›s’ta Taksim’e ç›kaca¤›z

AMED- Devlet görevden ald›, halk yeniden göre-ve getirdi. Sur Belediyesi’nde Demirbafl’›n seçimiyeniden kazanmas› ile ask›ya al›nan birçok uy-gulama yeniden bafllad›.Dan›fltay 8’inci Ceza Dairesi taraf›ndan, ’Çok dillibelediyecelik’ karar› nedeniyle görevden al›nanDTP’li Sur ilçesi Belediye Baflkan› Abdullah De-mirbafl, 29 Mart yerel seçimlerinde, b›rakmakzorunda kald›¤› koltu¤a halk taraf›ndan tekrarseçildi. Demirbafl ile birlikte ‘çok dilli belediyeci-lik’ hizmeti de yeniden bafllad›.Belediye Baflkan› Demirbafl, meclisten yenidenKürtçe hizmet ile ilgili bir karar almay› düflün-mediklerini, çünkü, halk›n 29 Mart’ta verdi¤i oyile ald›klar› karar› onaylad›¤›n› söyledi. ‘Çok dillibelediyecilik’ hizmetinin yeniden uygulanmayabafllanmas› ile birlikte belediye telefon santra-linden yeniden Kürtçe hizmet verilmeye ve be-lediye giriflinde ise belediye görevlisi gelenleriKürtçe konuflarak karfl›lamaya bafllad›.

Demirbafl: Bu hizmeti halk onaylad›Demirbafl, göreve yeniden dönmesiyle ilgili flun-lar› söyledi: “Biz, o zaman belediye hizmetlerininTürkçe’nin d›fl›ndaki farkl› dillerde verilmesi yö-nünde karar alm›flt›k. Ancak bu karar; baflkan-l›ktan al›nmama ve belediye meclisinin fesihedilmesini yol açt›. Bu karar› belki resmi ma-kamlar onaylayarak bizi görevden ald›lar ancak,29 Mart yerel seçimlerinde Sur ilçesinde yafla-yan vatandafllar bu karar›m›z› onaylam›flt›r. Bu-nun için yeniden buna benzer bir karar almay›düflünmüyoruz. Çünkü bizim için halk›n verdi¤ionay çok önemlidir. Daha önceki uygulamalar›-m›za yeniden bafllayaca¤›z ve kald›¤›m›z yerdendevam edece¤iz.”

“Taksim’de 1May›s mitingi

olmaz”

‘Kürtçe ile hizmete devam’ 1 May›s tatil günü de¤il, mücadele günüdürHaber Merkezi- Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada, AKP hükümetinin1 May›s’› tatil günü olarak ilan etme çabas›, AKP’nin di-¤er ‘aç›l›mlar’› gibi ikiyüzlü ve sahtekarca planlanm›fl biroyunun parças› olarak de¤erlendirildi. DHF’nin internetsitesinden yap›lan aç›klamada flunlara de¤inildi:

‘Bu aç›l›mlar›n özü karfl› devrimcidir’

“Ülke tarihimizin en derin ekonomik krizini yaflad›¤›m›zflu süreç içerisinde, AKP hükümetinin, 29 Mart 2009yerel seçimlerinde ülke genelinde yaflad›¤› oy yi-timini, bilhassa emekçi kitlelerde bugün dahayüksek sesle dile getirilen itirazlar› da hesa-ba katarak; bu y›lki 1 May›s’ta alanlara çokdaha kuvvetli bir biçimde yans›mas› ön-görülen emekçi muhalefetini de t›pk›Kürt sorununda veyahut Alevi sorunun-da oldu¤u gibi ‘yeni aç›l›mlarla’ telafietme çabas› içerisinde oldu¤u görül-mektedir.

AKP hükümeti, ABD marifetiyle ifl-bafl›na getirildi¤i günden bu yana,bir yandan emperyalizmin yap›-sal krizlerine yönelik olarak Or-tado¤u üzerine gerçeklefltirdi¤iekonomik, sosyal ve askeri pro-jelere tafleronluk görevini üstle-nerek ülkemiz emekçilerine veezilen uluslar›na ekonomik, sos-yal y›k›mlar›, hak gasplar›n› veazg›n zorbal›klar›n› tafl›rken, biryandan da bu sald›rganl›¤›n ‘neo-liberal sol’ ideoloji ve söylemle ci-lalanm›fl, özünde karfl›-devrimcisald›r›lara zemin haz›rlayan çeflitli‘aç›l›mlar’ ortaya koymaktad›r.

Kürt ulusunun, ulusal ve demok-ratik hak talepleri karfl›s›nda, ABDemperyalizminin yeniden yap›lan-d›rd›¤› ‘Büyük Ortado¤u Projesi’

kapsam›nda, ‘diyalog’ söylemleriyle gelifltirdi¤i büyüktasfiye plan›, bu minvalde, yine ‘aç›l›mlarla’ perdelen-mekte ve dahi sürdürülmektedir.”

'‹kiyüzlü ve sahtekârcad›r'

“Bugün, 1 May›s’›n ‘resmi tatil’ günü ilan edilmesi konu-sunda AKP hükümetinin gösterdi¤i giriflimler de ayn›

kapsamdad›r. ‹kiyüzlü ve sahtekârcad›r.

Ülkemizde 1 May›s, bir asr› aflk›n bir zamand›r tüm bas-k›lara, engellemelere, yasaklara ve katliamlara karfl›nhalk›n ve halk›n örgütlü güçlerinin can bedeli fedakâr-l›klar›yla kutlanan; emperyalizme ve yerli uflaklar›nakarfl› yürütülen ba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi mücade-lesinin meydanlarda sembolleflti¤i birlik ve mücadelegünüdür. Özellikle son iki y›ld›r, Taksim–1 May›s Meyda-n›’nda gösterilen devrimci irade, coflku ve kararl›l›k,özelde AKP hükümetini ve devlet makamlar›n› geniflhalk kitlelerinin hakl›, meflru mücadelesi karfl›s›nda zordurumda b›rakmaktad›r.

Bilhassa son 6 ayl›k süreçte derinleflen ekonomikkrizin, bugün etkilerinin çok daha genifl halk kitle-leri nezdinde yaflanan büyük oranlardaki iflsizlefl-me, pahal›l›k, yoksullaflma ve bunlara mukabilgeliflen kitle hareketlerine dönük zorbal›k poli-tikalar› fleklinde ortaya ç›kmas›; emekçi halk›ntepkisini ve öfkesini bilemektedir.”

‘1 May›s tatil günü de¤il, mücade-le günüdür’

“AKP hükümetinin hiçbir ‘aç›l›m›’, iflçilerin,köylülerin ve ezilen di¤er tüm kesimlerintarihsel süreç içerisinde can bedeli feda-kârl›klarla, meflru mücadeleyle kazand›k-lar› ‘hak’lar› ‘bahfledemez’.

On y›llarca u¤runa çarp›flt›¤›m›z mevzile-rimizin içini boflaltarak, ters yüz ederek,sömürü ve zulüm düzenine eklemleme-ye çal›flan emperyalist uflaklara, neo-li-beral sol ideolojiye karfl›, hakl› davam›z›savunaca¤›z. 1 May›s, ister resmi tatililan edilsin ister edilmesin, ki talepleri-miz içerisinde resmi tatil ilan edilmeside vard›r, bizim için mücadele günüdürve bizlerce zaten meflrulaflt›r›lm›fl olanbu hakk›, düzenin tersyüz ederek bizebahfletmeye çal›flmas›, gerçekleri de-¤ifltirmez, de¤ifltiremeyecektir.”

AB

DU

LLA

H D

EM‹R

BA

fi

Page 6: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

6 20-30 Nisan 2009 emekA¤alar kengeri de yoksulunelinden ald› TÜ‹K rakamlar› Erdo¤an’› yalanlad›

Ekonominin büyümesinde önemli bir gösterge olan sanayi üreti-mindeki düflüfl devam ediyor. Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤anise, yerel seçimler öncesi ‘beflinci paketi’ aç›klam›flt›. Aç›klamayagöre iç piyasa canlanacakt›. Daha önceki paketlerde oldu¤u gibiotomotiv ve beyaz eflya sektöründe yap›lan vergi indirimlerinera¤men, paketlerin hiç de ifle yaramad›¤› Türkiye ‹statistik Kuru-mu (TÜ‹K) rakamlar›yla ortaya ç›kt›. Al›nan önlem paketleriyle sa-nayi sektöründe yaflanan düflüfller, önlemlerin üretim de¤il ifllet-meler lehine al›nd›¤›n› kan›tlad›.

Türkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K) verilerine göre fiubat ay›nda üre-tim yüzde 23.7 azal›flla tarihin en büyük düflüflünü gerçeklefltirdi.Sanayi üretimi Ocak ay›nda da yüzde 21.3 gerilemiflti. Ana sanayigruplar› s›n›flamas›na göre en yüksek düflüfl, yüzde 44.8 ile ser-

maye mal› imalat›nda görüldü. Dayan›kl› tüketimmal› imalat›nda yüzde 25.7, ara mal› imalat›nda

yüzde 24.2, dayan›ks›z tüketim mal› imalat›nda yüzde 14.8 veenerjide yüzde 11 azalma meydana geldi.

En yüksek düflüfl otomotivde

Otomotivde vergi indirimi yap›ld›¤› aç›kland›ktan sonra daha yol-dayken sat›lan otomobiller, otomotiv üretiminde art›fl› getireme-di. Örne¤in sadece otomotiv sektöründe yüzde 58.7’lik bir düflüflyaflanmas›, indirimin üretime de¤il aksine var olan ürünlerin tüke-tilmesine yönelik oldu¤unu a盤a ç›karmakta. En yüksek düflüflimalat sanayisinde yaflan›rken düflüfl oranlar› ise flöyle: Otomotivsektörünü yüzde 41.6 radyo, TV, haberleflme teçhizat› ve cihazla-r› imalat› ve yüzde 36.4 ile büro makineleri ve bilgisayar imalat›izledi. Tekstil ürünleri imalat› ise yüzde 28.9, g›da ürünleri ve içe-cek imalat›nda yüzde 1.9, ana metal sanayisinde düflüfl oran› yüz-de 23.1, kimyasal madde ve ürünleri imalat›nda yüzde 21, derinin

tabaklanmas› ve ifllenmesinde yüzde 15.1, plastik ve kauçukürünleri imalat›nda yüzde 27.5, kok kömürü rafine edilmifl petrolürünlerinde yüzde 28.1 gerileme gözlendi.

TÜ‹K’in aç›klamas›na göre A¤ustos ay›ndan beri küresel krizin et-kisiyle sanayi üretiminde düflüfl yaflanmakta. Üretim A¤ustos’tayüzde 4.1, Eylül’de yüzde 5.2, Ekim’de yüzde 8.5, Kas›m’da yüzde13.9, Aral›k’ta yüzde 17.8, Ocak’ta yüzde 21.3 azald›.

‹hracatta da düflüfl yafland›

Sanayi sektörünün yan› s›ra rakamlara bak›ld›¤›nda, krizden itha-lat›n da etkilendi¤i görülmekte. Örne¤in, 2008 y›l› Ocak-fiubat dö-neminde 3.4 milyar dolar olan tüketim mallar› ihracat›, 2009 y›l›n›nayn› döneminde yüzde 35.4 azal›flla 2.1 milyar dolara düfltü. Tüke-tim mallar› ithalat›nda en fazla düflüfl ise yüzde 65.2 azalarak 218.4milyon dolara gerileyen binek otomobilleri ithalat›nda görüldü.

KAMYON KASASINDA “UMUDA YOLCULUK”!AMED– Do¤an›n insanlara umudu ve coflkuyu an›msatan bir bi-çimde süslenmesi ve mevsimin k›fltan yaza dönmesi, herkes içinayn› anlama gelmiyor. Mevsimlik iflçiler için bu mevsim de¤iflik-li¤i, ayn› zamanda, yo¤un bir ifl temposunun ve kamyon kasala-r›nda yap›lacak kilometrelerce yolculu¤un habercisi…

Her sene, ayn› aylarda bafll›yor onlar›n çilesi… Yaflad›klar› top-raklardan kalk›p, “ekme¤in pefline” düflüyorlar. F›nd›k, pamuk,turunçgil, f›st›k ne olursa… Çocuklar›n› ve yaflamalar› için yete-cek az say›da eflyalar›n› al›p, düflüyorlar yola. Bilmedikleri, dilin-den anlamad›klar› co¤rafyalara, sanki hepsi ayn› dili konuflana¤alar›n, patronlar›n yarar›na çal›flmaya gidiyorlar.

‹flçiler il d›fl›nda, çad›rda yaflamak zorunda

b›rak›lm›flt›

Mevsimlik iflçiler, geçen sene, Ordu Valisi’nin emriyle, flehrin gi-riflinde al›konmalar›yla gündeme gelmifllerdi. Ordu Valisi, iflçiler-den kimliklerini alm›fl, onlar›n flehir d›fl›nda çad›r kurmalar›n› is-temiflti. Buna gerekçe olarak da, “aralar›nda PKK’liler olabilir”demiflti. ‹flçilerin flehir d›fl›nda, su, elektrik gibi olanaklardan yok-sun, lavabo ihtiyaçlar›n› dahi karfl›layamad›klar› bir yerde, çad›ryaflant›lar› günlerce sürmüfl, ciddi insan hakk› ihlalleri yaflanm›fl-t›. Olaya iliflkin yorumlardaysa, iflçilerin al›konmalar›n›n gerekçe-si olarak, Kürt olmalar› gösterilmiflti.

“Eflim hamile ama, çal›flmaya mecburuz”

‹nsan Haklar› Derne¤i Ordu fiubesi konuyla ilgili bir rapor haz›rla-m›fl, raporda mevsimlik iflçilerin görüfllerine de yer vermiflti. ‹n-san Haklar› Derne¤i’ne konuflan, Urfa’dan gelen, 7 çocuklu aile-nin babas› Hüseyin Ipk›n, flöyle konufluyor: “6 A¤ustos tarihin-den beri buraday›z, her y›l geliyoruz ve farkl› bahçelerde çal›fl›-yoruz, buradan sonra Yozgat’a pancar toplamaya gidece¤iz.Eflim hamile. fiu anda bir bahçede çal›fl›yor. Çal›flmakta zorlan›-yor ama mecburuz.”

“Kad›n olarak yaflama hakk›m›z yok”

Bir kad›n iflçi olan Aysel Tektek ise, flunlar› söylüyor: “Kad›n ola-rak zaten hiç yaflama hakk›m›z yok. 7 çocu¤um var, okutam›yo-

rum. Çocuklar›ma istedi¤im gibi bir yaflam veremedim. F›nd›k

toplamak çok zor.”

60 yafl›nda bir iflçi de kalk›p geliyor, memleketinden, Urfa’dan…

“Art›k çal›flam›yorum ama yoksullu¤un gözü kör olsun, belki ifl

bulurum da çocuklar›ma biraz faydam olur diye geldim. Onu da

b›rakm›yorlar iflte” diyor, Beyaz Özde¤er amca…

“Biz ister miyiz böyle rezil bir hayat yaflamay›?”

Urfa’dan gelen 5 çocuk babas› Ferman AKDA⁄ ise, yaflad›klar› s›-

k›nt›lardan bahsettikten sonra, “Mecbur olmasak burada ne ifli-

miz var. Biz ister miyiz böyle rezil bir hayat yaflamay›? Biliyor-

sunuz burada çok ya¤mur ya¤›yor ve ya¤mur ya¤d›¤›nda daha

çok periflan oluyoruz, oturacak yer bile bulam›yoruz. Çocuklar›-

m›z dereye giriyorlar y›kanmak için, onlar›n can güvenli¤i soru-

nu var, her an bo¤ulabilirler. Her an bir sel gelebilir ve hepimizi

al›p götürebilir. Bunun hesab›n› kim verecek bilmiyorum. Onlar›

Allah’a havale ediyorum.” diyor.

“Ölseydim de bu durumlar› görmeseydim”

19 yafl›nda bir genç, ‹smail Avul ise isyan ediyor art›k: “Ben bu-radan gitmek istiyorum. Keflke ölseydim de bu durumlar› gör-meseydim. Ailemi, çocuklar› bu durumda görmeseydim. Çokutan›yoruz ama ne yapabiliriz ki bilmiyorum, çaresiziz, bize yolgösteren de yok”

Sadece bu örnekler bile, mevsimlik iflçilerin trajedisini ortaya koy-maya yetiyor. Bunlar gibi görüfllerine baflvurulmayan daha pekçok mevsimlik iflçiyse, her sene ayn› sorunlar› yaflamaya devamediyor. Mevsimlik iflçiler, her sene Ordu’da, Giresun’da, Adana’da,Konya’da veya memleketin baflka bir köflesinde, 15-25 TL aras›n-da yevmiyeyle, ayn› sömürüyü yaflamaya devam ediyor. Çocuk-lar ve kad›nlar ise, yevmiyenin ancak yar›s›n› alabiliyorlar.

Mevsim dönmeden sald›r›lar bafllad›

Emekçiler, sistemin yaflad›¤› kriz vesilesiyle, biraz daha sömürül-meye ve bask› alt›na al›nmaya bafll›yor. Mevsimlik iflçiler de busüreçten nasiplerini al›yor. Bu sene de mevsimlik iflçiler, henüzkamyonlara, transitlere doluflup, “sömürü alanlar›”na do¤ru yolaç›kmadan, sistemin sald›r›lar› bafllad›.

Belge almayan f›nd›k toplayamayacak

Ordu Valili¤i, Ordu’ya giden mevsimlik iflçilerin belge almadanf›nd›k toplayamayaca¤›n› aç›klad›. Her y›l Ordu’ya befl bin f›nd›kiflçisinin geldi¤ini, bunun sosyal sorunlara neden oldu¤unu ifadeeden Ordu Valisi Ali Kaban, flöyle konufltu: “Bu y›ldan itibaren ifl-çilere bulunduklar› bölgede valilikler arac›l›¤› ile 1 haftal›k kursverece¤iz. F›nd›k toplama teknikleri, f›nd›¤›n önemi gibi konula-r› anlataca¤›z. Sertifika alamayanlara da f›nd›k toplatmayaca¤›z.”

F›nd›k iflçilerinin nerdeyse tamam›n›n Kürt oluflu ve okuma yaz-ma bilmemeleri, gelen kad›n mevsimlik iflçilerin Türkçe dahi bil-memesi, sertifika zorunlulu¤unun ayr›mc›l›¤a neden olaca¤› dü-flüncesini ortaya ç›kar›yor.

Ordu Valisi, yapt›¤› baflka bir aç›klamada, bu uygulaman›n f›nd›kiflçilerinin insanl›k d›fl› biçimlerde görüntülenmesinin de önünegeçece¤ini aç›klarken, bunun iflçilerin kamyon kasalar›nda fleh-re gitmek zorunda kalmas›na ve insanl›k d›fl› bir ücretle çal›flma-lar›na ne katk› sa¤layaca¤› bilinmiyor.

MUfi- Daha önce TEKEL ile sözleflme yaparak tütün ye-tifltiren çiftçiler, kendileriyle yeni bir sözleflme yap›lma-mas›n› protesto ettiler.

Yeni düzenlemelere göre TEKEL Yap› ‹flletmeleri'nin, 2009y›l›nda üretilecek tütün için üreticiyle sözleflme yapma-mas›n› protesto eden tütün üreticileri, Mufl'un K›z›la¤açbeldesinde bas›n aç›klamas› yapt›.

Tütün üreticileri ad›na aç›klama yapan Mufl ‹li ve Civar›Tütün Ekicileri Kooperatifi Baflkan› fiehmus Solgun, Gü-neydo¤u Anadolu Bölgesi'nde 80 bin tütün üreticisininbulundu¤unu ve tütünün 500 bin kiflinin geçim kayna-¤› oldu¤unu söyledi. Her y›l bu zamanlar tarlaya ekim

için gittiklerini aktaran Solgun, “Her y›l kifli bafl› 2 ton tü-

tün teslim ediyorduk. fiuan 200 kiloya kadar düfltü. Ye-

ni düzenleme ile 200 kiloyu da fazla gördüler. Bizi peri-

flan ettiler. Mufl Türkiye'nin en fakir ili. Tarlam›za geçip

aln›m›z›n teri ile çal›flmak istiyoruz” dedi. Sigara fabrika-

lar›n›n tütünü yurt d›fl›ndan almas›na tepki gösteren

Solgun, “Türkiye'nin sigara fabrikalar›n› alan dev flirket-

ler y›lda 120 bin ton tütün al›yor. 20 bin tonunu Türki-

ye'den alsalar bunun en az›ndan 2 bin tonu K›z›la¤aç'a

düfler” fleklinde konufltu. Tütün yerine baflka bir alter-

natif ürün ekimi yap›lmas›n›n da mevsim itibariyle

mümkün olmad›¤›na dikkat çeken Solgun, “Tütün al›m›-

n›n yap›lmas› ve tütün kotas›n›n her üretici için iyileflti-rilmesini talep ediyoruz” dedi.

Mufl Ziraat Odas› Yönetim Kurulu üyesi Ali Güzel de tü-tün al›m› için yeni sözleflme yap›lmamas›yla bölge insa-n›n›n göçe zorland›¤›n› kaydetti.

K›z›la¤aç Beldesi Belediye Baflkan› Mehmet fiirin Y›lmazise, “Türkiye'nin en kaliteli tütünü burada yetifliyor.Devlet Mufl tütününden zarar etmiyor. Burada tütünüreticisinin önünü kesmek bölgenin can damarlar›n›kesmek anlam›na gelir” diye konufltu.

Konuflmalar›n ard›ndan oturma eylemi yapan tütünüreticileri, sloganlarla eylemlerini sonland›rd›lar.

URFA- Siverek, yo¤un bir yoksullu¤un ve sefa-letin yafland›¤›, feodalizmin kendini bütün yön-leriyle hissettirdi¤i, s›n›fsal bask›n›n yan›nda, afli-ret bask›s›ndan da nasibini alan bir ilçesi Ur-fa’n›n. ‹lçede ekonomi tar›m üzerinden flekilleni-yor. ‹lçedeki tar›msal faaliyetler içerisinde, topla-n›fl› ve y›llar içinde geçirdi¤i de¤iflim aç›s›ndan il-gi çeken bir ürün de kenger.

Kenger, bundan 2 y›l önceye kadar Siverekli ka-d›nlar›n toplay›p, satt›¤› bir üründü. Kad›nlar da-ha sabah günefli kendini göstermeden, yola dü-fler, kengerleri toplar, temizler ve pazara getirir-lerdi. Bunun yan›nda, risvat (dejnik), yarpuz (pu-ne), axpan, ebegümeci (toluk) gibi otlar› da top-larlard›.

Son y›llarda kenger ticaretinin yo¤unlaflmas› vekenger, yarpuz, ebegümeci gibi otlara ilginin art-mas›yla, erkekler bu alana da el atm›fl. Daha ön-ce, "kad›n ifli" denilerek, giriflmekten utan›lan"ot toplama" ifli, bugün erkeklerin kad›nlaraalan b›rakmad›¤› bir ifl haline gelmifl. Art›k bu ot-lar, ‹stanbul, Ankara, ‹zmir ve Adana'ya kadargeniflleyen bir pazara sat›l›yor.

‘Kenger de büyük tüccar›n eline geçti’

Kenger pazar›ndaki sat›c›larla, kenger iflinin ka-d›nlardan erkeklere geçmesi ve iflin zorluklar›üzerine sohbet ettik. Pazar esnaf›ndan Ali Batur,bize flunlar› söyledi: "Kenger art›k büyük tüccar-lar›n eline geçti. Bunlar 2 ay önceden, kengerinyetiflti¤i bölgelere gelip, para da¤›t›yor, tonlarca-s›n› d›flar› sat›yor. 5 kurufla ald›klar› kengeri, 4.5liradan sat›yorlar. Eskiden bunu kad›nlar gidiptoplard›. Ücret ödenmedi¤i için, otlar çok ucuzasat›l›rd›. Bahar geldi mi, kad›nlar›m›z 'fakirlereölüm yok' derdi art›k... Kengerdi, risvatt›, dejnik-ti toplay›p, ekme¤imize kat›k ederdik. Bunlarpazarda çok ucuza al›n›rd›. Gelin görün ki, yük-sek kar h›rs›, bunu da kad›nlar›n elinden ald›.Onlar art›k öyle bedavaya toplay›p, getirip sata-m›yor. Toplamalar›na izin vermiyorlar."

‘Bu da erkeklerin eline geçti

bize ekmek kalmad›’

Firmalar›n bu ürün üzerinde de tekelleflme yar›-fl›na girdi¤ini ve kenger iflinin kad›nlar›n elindenal›nd›¤›n› ö¤renince, pazardaki son kad›n sat›c›y-la da görüflmek istedik. Ad›n› vermememiz kay-d›yla, konuflmay› kabul etti. Bize flunlar› anlatt›:"Bu bizim geçim kayna¤›m›zd›. Biz kad›nlar ken-ger, yarpuz, risvat ve axpan toplard›k. Karacada¤bölgesine sabah 3'te gider, 7 gibi pazara gelirdik.Art›k son 2 y›ld›r b›rakm›yorlar ki toplayal›m.Yegane geçim kayna¤›m›za da, duyduk ki, bü-yük tüccarlar göz koymufl. Bunlar› sat›n al›p,yüksek karla sat›yorlar. Bize de ancak sahipsizdere kenarlar›ndan yarpuz, risvat toplamak kal-d›. Ama o da çok az. Her yerin sahibi ç›km›fl ar-t›k. Para istiyorlar. Ne yapaca¤›m›z› flafl›rd›k. Buda erkeklerin eline geçti. Bize ekmek kalmad›.Bundan 2 y›l önce genç k›zlar buradan çeyiz dü-zerdi. Ama flimdi kimse kalmad›. 2 kifli kald›k,biz de b›rakaca¤›z."

Hamdolsun g›rtla¤›m›za dekborca batt›k

HABER MERKEZ‹- Ülkemizin yabanc› devlet vekurulufllara olan toplam borcu, 2008 Aral›k sonuitibariyle 276.8 milyar ABD dolar›na yükseldi.Böylece AKP’nin hükümette oldu¤u 2002 ile2008 y›llar› aras›nda ülkemizin d›fl borcu yüzde70 artt›.Türkiye ‹flçi Emeklileri Derne¤i’nin yapt›¤› araflt›r-maya göre ülkemiz bu y›l, dakikada 109 bin TLborç faizi ödeyecek. Araflt›rmada, 2006 y›l›ndanbu güne kadar 45 milyar lira borç faizi ödendi¤ibelirlendi. Bugün gelinen noktada ise borç faiziödemelerinin 12 milyar lira artt›¤› kaydedildi. Ar-tan borç faizi miktarlar›n›n yat›r›mlar› ve yeni is-tihdam yarat›lmas›n› olumsuz etkiledi¤i belirtildi.Bunun da iflsizlik sorununun büyümesine sebepoldu¤u vurguland›.

Tütünüreticileri:Candamar›m›z›kesiyorlar

Page 7: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

720-30 Nisan 2009kad›n

Amed’de, Kürt kad›nlar›n›n yaflad›¤› s›k›nt›lar› yans›tmak için,‘cenneti ayaklar›n›n alt›na alan’ kad›nlar›n aya¤›na gittik. Yafla-d›klar› sorunlar üzerine yapt›¤›m›z söylefli, kad›nlar›n yaflad›kla-r› s›k›nt›lar›n dillerden dökülmesiyle, uzay›p gitti. Burada anlat›-lanlar, Kürdistan’›n her hangi bir ilinde, ayn› kuflat›lm›fll›k alt›n-da, hemen hemen her kad›n›n yaflad›klar›n›n bir aynas› olma ni-teli¤i tafl›yor. Yüz binlerce kad›n, burada kendini görebilir... Soh-bet kad›nlarla gerçeklefltirilince, böyle s›cak, samimi ifadelerinortaya ç›kmas› ise, yine kad›nlar›n hiçbir yaflam koflulunda de-¤iflmeyen yap›lar›ndan olsa gerek. Zaman zaman duygulu anla-r›n yafland›¤› bu söyleflide, duygusal anlar› da aktarmay› ihmaletmedik. Okurken, onlar›n yaflam›n› daha iyi anlayabileceksinizböylece.

Amed’de oturan ve Kürdistan kad›n›n›n yaflad›klar›n›, kendi ya-flamlar›yla bize anlatan bu iki kad›n, komfluluk iliflkilerine sahip.‹kisi de efllerinden fiziki fliddet görüyorlar, yani ‘koca daya¤›’ yi-yorlar.

Bu iki kad›nla biz de komfluluk iliflkisi içindeyiz ve röportaj› böy-le kolay ayarlamaya vesile olan da bu oldu. 4 çocu¤u olan F.K.,çocuklar›n› ders çal›flt›rmam›z için bize gönderiyordu. Efli, çocuk-lar›n› ortaokuldan sonra okutmayaca¤›n› söylüyor, F.K. ise bunadireniyor, iki k›z› için, “Okumazlarsa, benim gibi olurlar” diyor.

Di¤er kad›n H. ‹se, efliyle boflanma giriflimleri olan biri, darp gör-dü¤üne dair savc›l›¤a baflvurusu olmufl ve raporlar› bulunuyor.En son eflinden yedi¤i dayakla birlikte annesinin evine kaç›yor,ama efli H.’yi b›çak zoruyla evden ç›kararak, bofl bir araziye gö-türüyor ve b›ça¤› dayay›p, “Benimle gelmezsen kendimi ve seniöldürürüm” diyor. H. de mecburen gidiyor. H.’nin bir çocu¤u, birde eflinin önceki evlili¤inden olan baflka bir çocu¤u var. Bu anla-t›m› daha fazla uzatmadan, art›k söylefliye geçelim...

Öncelikle kendinizi biraz tan›t›r m›s›n›z?

F.K.: 1976 do¤umluyum. Mardinliyim. 93’te evlendim. Evlendi-¤imden beri Diyarbak›r’day›m. Köyümüz yak›ld›¤› için burayagelmek zorunda kald›k. 4 çocuk annesiyim.

H.: 84 do¤umluyum. 2 y›ll›k evliyim. Aslen Diyarbak›rl›y›m. 2 ço-cuk annesiyim.

“Evlendikten sonra çember içine girdim”Sizinle yaflad›¤›n›z sorunlar üzerine konuflmak istiyoruz. Kür-distan’da kad›n olmak nas›l bir yaflam› dayat›yor size? Ne gi-bi sorunlar yafl›yorsunuz?

F.K.: Sorunlar›m› dile getirsem, kitap yazmak laz›m. Asl›nda bengünlük yaz›yordum, 8 y›l sonra y›rtt›m. (Gülüflmeler)

Kad›n her yönden k›s›tlan›yor. Neyi yaflat›yorlar ki kad›na? Eviçinde olsun, d›flar›da olsun, hep engelleniyor. Hele ki kaynana,kay›nbaba ve görümceyle yafl›yorsa, hayat› zindandan farks›zoluyor. Kaynana her zaman kaynanal›¤›n›, kay›nbaba da her za-man kay›nbabal›¤›n› yap›yor.

Kad›n hele ki okumam›flsa çok üzülüyor. Hayat konusunda bilgi-si olmad› m› üzülüyor. Hayat› öyle tan›yor, öyle biliyor.

Kad›nlar›n bu sorunlar› yaflamas›n›n nedeni cahilliktir. K›rsal ke-simde yaflad›¤›, bundan ötesini görmedi¤i için, ancak onu alg›l›yor.Annesinden, nenesinden gördü¤ünü tekrarl›yor, “bu bizim kaderi-miz” diyor. Oysa hiçbir kad›n k›s›tlanmaya mahkum de¤ildir.

Ben evlenmeden önce gayet rahat davran›yordum. Ailem benik›s›tlamad›. Ama evlendikten sonra çember içine girdim. Yafl›mküçük oldu¤undan kendimi savunamad›m. Bilgisizdim. Bu dakarfl› taraf›n ifline geldi.

H.: Çember içine girmeni senden çok eflin istiyor. O her fleyi bili-yor asl›nda. Mesela bir ilaç olur, ka¤›d›na bakar, hemen söyler neifle yarad›¤›n›. Ama kad›na gelince de¤iflir. Kad›n ev ifli yapacak,yemek yapacak, çocuk bakacak, tek istedi¤i bu.

Aradaki sorunlar›n nedeni zaten eflitsizliktir. E¤er bir efl, kendieflini de kendi yerine koyabilse, ne kad›nlar ezilecek, ne evlilik-ler y›k›lacak. Haks›z m›y›m? (Tekrar gülüflmeler)

Benim eflimle de ayn› sorun söz konusu. Do¤u’da kad›n evlen-dikten sonra kocas›n›n gözünde sadece kap›y› üstüne kilitlemekiçin kullan›l›yor.

“Kocam hakl› oldu¤um zaman ‘sus’ der”Sizin eflinizle yaflad›¤›n›z sorunlar›n kayna¤›nda ne var peki?

F.K.: Sadece kölelefltirme! Ama bu sadece Do¤u’da de¤il. Bat›’da,Güney’de, Kuzey’de, her yerde yaflan›yor.

H.: Ben bekarken çok rahatt›m. Çal›fl›yordum. ‹stedi¤im saattegider, gelirdim. ‹stedi¤imi giyinirdim. Aç›k olmam ailem için so-run olmuyordu. Benim evlili¤im, özgürlükten hapishaneye gir-mek gibi bir fley…

Evlendikten sonra sadece bir eve ba¤l› olmam gerekti¤ini, birefle sad›k olmam gerekti¤ini, çocu¤un annesi olmam gerekti¤inisöylediler. Kendimi iyi ifade ederim, ama karfl›mdaki bunu anla-m›yor. Hakl› oldu¤um zamansa “sus” der. Kendimi savundu¤umiçin kaç kere dayak yemiflim. Erkekler kendilerini üstün görüyor-lar, tek varl›klarm›fl gibi. Sanki dünyaya s›rf kad›na eziyet etmekiçin gönderilmifller.

Kürdistan’da kad›n sorunundan bahsedilirken, “töre”ye özelolarak yer verilir. Peki siz töre konusunda ne düflünüyoru-nuz?

F.K.: Törelere ba¤l› olanlar çok daha kötü. Töredir diye hiç tan›-mad›¤›m, görmedi¤im bir insanla evlendirildim. Onun gerçek ha-yat›n› hiç bilmedi¤im halde evlendirildim. Mardin taraf›nda he-men hemen bütün k›zlar böyle evlendirilir. Bilmedi¤i, tan›flmad›-¤› biriyle evlendirilir. O insanla ne yaflayaca¤›n› bilmiyor. Dahaondördünde, onüçünde… Daha çocuktur, evlenmenin ne demekoldu¤unu bilmez.

H.: Benim hayat›mda töre, sadece 11 yafl›mdayken söz konusuoldu. Abim niflanland›, karfl›l›¤›nda beni istediler. Ben reddettim,buna karfl› koydum. Annem onlara, “k›z›m evden kaçarsa ne ola-cak, ben mi evlenece¤im?” dedi. O yüzden veremediler.

(F.K. dayanam›yor, tekrar giriyor söze)

F.K.’n›n yaflam›: “Hiç sevilmedim”F.K.: 15 yafl›nda evlendiriyorsun çocu¤unu. Evlili¤in ne anlamageldi¤ini bilmiyor, daha arkadafllar›yla sokakta oynuyor. Eve ge-liyor ve onu isteyenlerle karfl›lafl›yor. Çocuk soruyor, “Bunlarkim?” diyor, “neye gelmifller?” Annesi cevap veriyor: “K›z›m senievlendiriyoruz.” Daha anlam›n› bilmedi¤i halde… Bafl›n› sall›yorannesine, “Ne yapt›n anne?” Annesi diyor, “K›z›m çaresiz budur.Ya evleneceksin, ya evleneceksin.” K›z soruyor, “Ama niye kade-rimiz böyle?” Annesi de söylüyor ki, “Töremiz böyle”… K›z niflan-lan›yor ama niflan›n ne anlama geldi¤ini bilmiyor. (F.K. sessizce:“Çünkü bunlar› ben yaflad›m” diyor) “‹yi de anne, hiç tan›m›yo-rum evlenece¤im kifliyi. Nas›l bir insan?” Annesi k›z›n gönlünühofl etmek için, “Annem çok iyidir” diyor. Bundan sonra k›z ev-leniyor. (‹ç çekmeler) Bundan sonras› daha zor. Evlendikten son-ra odas›na bir genç dal›yor. Hiç tan›mad›¤›, hayalini kurmad›¤›genç… K›z belki kendince hayal kurmufltur. Kendi hayalini düflü-nürken, odas›na dalan› görünce hayal k›r›kl›¤›na u¤ruyor. Oturupsaatlerce a¤l›yor. Sonra gelinlik yerine ona giydirilen xelik(du-vak)’i kald›r›yor bir anda. O an da¤a ç›kmay› düflünüyor. K›z içi-ne kapan›yor, “Bu benim kaderim” deyip geçiyor. (F.K. tutam›yorkendini, a¤l›yor) Ve ondan sonra dertler bafll›yor. Bask›lar bafll›-yor. Bir yandan kaynana, kay›nbaba, görümce derken, eflini unu-tuyor. Eflinin çektirdiklerini unutuyor. Bir de köyden iniyor fleh-re, neye u¤rad›¤›n› flafl›r›yor. Çünkü flehir hayat›yla ilgili hiçbirfley bilmiyor. Kurtlar sofras›na düflüyor.

T›kand›m… (Gözyafllar› daha h›zl› boflalmaya bafll›yor F.K.’nin. Ko-nuflamaz hale geliyor art›k)

Sonra da çekifltiren çekifltirene. Hiç sevilmedim. Çünkü onun ha-yalleri baflkayd›. Arad›¤› sevgiyi de bulamad›, arad›¤› hayat› da…Hayat böylece devam etti. Çünkü anne olmufltum art›k. Her fle-

yi boflverdim, çünkü evlad›m vard›. “Her fley yavrum için” deyip,her fleyi sineme çektim. ‹flte nereden nereye… Benden bu ka-dar…

(Herkes susuyor bir anda. F.K.’n›n yüre¤inin bu kabar›fl› karfl›s›n-da, sayg›dan bu sessizlik. Ve öylece bekliyoruz, röportaja devamedemiyoruz. Bir soru daha soram›yoruz uzun süre...)

“Televizyonu kapatmad›m, dayak yedim”

Peki sizin evlili¤iniz?..

H.: Evlili¤imi töre olarak yapmad›m. Tam aksine, severek yapt›m.Ne yaz›k ki diyorum, çünkü aldand›m. Baflta her fley güzeldi.Sonra sorunlar yaflanmaya bafllad›. Bir flehir k›z› oldu¤um için is-temiyorlard› beni. Ve eflimin de ikinci evlili¤i oldu¤u için, ailemistemiyordu.

F.K.: Ben gideyim, geçtir. Yemek yapaca¤›m. Dedim ya, anlat-sam kitap olur. (Gülüyor F.K. Ama ondan baflkas› gülemiyor.)

H.: Zor da olsa evlendik. Önce özgürlü¤üm k›s›tland›, sonra ailem.Devletin bana verdi¤i yard›m› (çeyiz paras›ndan bahsediyor) efli-me vermeyece¤imi söyledi¤im zaman, o gece dayak yedim. Buyüzden de ço¤u zaman ayr›ld›m. O diyordu “para senindir, seninparan benimdir, ailene veremezsin.” Ben bir k›sm›n› vereyim de-dim zaten, izin vermedi. O biraz para düflkünü. Öyle olmasayd›,daha anlay›fll› olurdu.

F.K.: Ben art›k kalkay›m. Gitmem laz›m. (Giderken ona verdi¤i-miz gazete ve dergiyi, sigaras›n› ve komflusuna selam vermeyiunuttu. Öyle h›zla, arkas›na dönmeden ç›kt› evden.)

H.: Sonradan ailemle aras› aç›ld›. Zaten sadece benim ailem var-d›. Onun ailesi evlendi¤imizde yard›m bile etmedi. Ondan sonrakendi ailesine tutundu. Benden de ailemi atmam› istedi. Yan› s›-ra hem kendi k›z›na, hem de kendi kardefllerine bakmaya zorla-d›. Zoruma giden ise, benim ailemi att›r›p, kendi ailesini tuttur-mas›yd›.

Bir televizyonu kapatmad›¤›m için, önce yüzüme sonra çenemevurdu. Bir terlik istedi¤im için, elektrik verme derecesine kadargeldi. Sonras› da geldi zaten… Benim ona karfl› dik kafal›l›¤›m veonun bana kendini kabul ettirmeye çal›flmas›yla sorunlar iyiceartt›.

Savc›l›¤a kadar gittim. Ailem o halimi gördü, dayanamad›. Herdefas›nda yüzü gözü mor görmekten usan›p, beni ald›lar yan›n-dan. Karakola gittik, flikayette bulunduk. Ard›ndan hastaneye,darp raporlar› falan… Sonra aile büyükleri kendi aralar›nda karar-laflt›r›p geri dönmemi istediler. Çünkü kendi iste¤imle evlenmifl-tim. O yüzden kaderime raz› olmam gerekiyormufl.

“Kendi hakl›l›¤›m› ortaya koydukça ‘sus’ diyorlar”

Peki hiç ayr›lmay› düflünmediniz mi?

H.: Çocu¤um olmasa belki ayr›l›rd›m. Ki ayr›lma derecesine degeldim. S›rf annesiz veya babas›z büyümemesi için. Geri geldim,düzelir sand›m ama, de¤iflen bir fley olmad›. Yine fliddet, yinehaks›zl›k, yine kölelik muamelesi… Ve sonu olmayan bir evlilik.Çünkü birbirimize tamamen so¤umufluz. Bir eflin, efli taraf›ndanmahkemeye verilmesi en ac› olayd›r heralde. Eflimi mahkemeyevermem, onu so¤utmufl. Dün bana, “keflke çocuk olmasayd› da,seni boflasayd›m” dedi. Ölmesi için dua ediyorum art›k. Kendihakl›l›¤›m› ortaya koydukça sadece “sus” kelimesini al›yorum.Çünkü gerçekleri kald›ram›yor. Susmad›¤›m zaman da, kötek…

Onunki, hani derler ya, sözün bitti¤i yer. Ben konufltum mu, hak-l›l›¤›m ortaya ç›k›yor. Lafla yetifltiremedi¤i için, s›rf susturmakiçin fliddete baflvuruyor. Kendisi de demifltir, “ben sana lafla ye-tiflemiyorum, bir flekilde de olsa kendini hakl› ç›kar›yorsun” diye.Ben hakl› oldu¤um için kendimi hakl› ç›kar›yorum. En son yinetart›flma ç›kt›. Önceki sorunlar da olunca, elimden tuttu¤u gibiannemlere b›rakt›. Çocuk yüzünden geri geldim. K›zçocu¤udur,kendini savunamaz. Yine de tahminim, Aral›k’ta mahkememizvar, ya hep olacak, ya hiç! O da bunu istiyor zaten.

“Kad›nlar baflkald›rmad›¤› sürece ezilmeye

mahkumdur”

Kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlar›n çözümü nedir sizce?

H.: Bu erkeklerde bitiyor. Erkekler efllerini kendi yerlerine koy-salar, ne boflanma olur, ne de kavga-gürültü… Ben “sorunumuzne, flöyle olsa, böyle olsa” desem, hemen diyor, “hay›r, haks›z-s›n.” Sözde lise mezunudur.

Kad›nlar baflkald›rmad›¤› sürece ezilmeye mahkumdur. Uzlaflmayolunu aram›yorum.

Özellikle Amed’te birçok kad›n s›¤›nma evi ve kad›n örgütübulunuyor. Bunlardan hiçbiriyle diyaloga geçtiniz mi?

H.: Aile istedikten sonra, s›¤›nma evlerine ihtiyaç olmaz. Kad›nörgütlerini de bilmiyorum. D›flar› ç›km›yorum ki! Belki bir y›ld›rflehir merkezine gitmiyorum. O gün hastaneye gittim ya iflte, ba-na diyor, “sen niye ö¤le aras› gelmedin, evde de¤ildin?”. S›rf ye-mek ›s›tt›¤› için. Ben nas›l gideyim evden?

“Hakl› oldu¤um zaman ‘sus’ diyorlar Dünyay› temellerinden sarsan ekonomik krizin sars›nt›lar›n›emperyalizme göbekten ba¤›ml› yar› sömürge, yar› feodal buco¤rafyada bire bir hissetmekteyiz. ‹flçilerin emeklerinin1/4'ünü bu eme¤in sahibine lay›k gören ve geri kalan›n› stok-layan patronlar, krize karfl› iflçileri hiçbir mazeret göstermek-sizin kap› d›flar› ederek önlem almakta; bunun sonucunda,patronlar›n, a¤alar›n saltanat›n›n temellerini atan ve de sa¤-lamlaflt›ran "ücretli köleler" kap› kap› ifl aramakta, yiyecekekmek bulamamakta, çocuklar›n› okutamamaktad›r. Bu kriz ortam›nda sistem ve karfl› cins taraf›ndan burjuva feo-dal temellere dayan›larak her tür bask›ya maruz kalan kad›n-lar krizin etkilerini daha fazla hissetmektedir. Karfl› cinsin gö-zünde kendini var edebilmek için ç›rp›nan, her koflulda evin-deki tencereyi kaynatmak durumunda kalan, bedenen, fik-ren sömürülen kad›nlar, afl›r› kar h›rs›ndan "ne kadar fazlakan emebilirim" diye kestiremeyen iflverenler taraf›ndanucuz ifl gücü olarak görülmekte, kad›n eme¤ine daha fazlara¤bet etdilmektedir. ‹fl gücü, patronlar›n ra¤beti dediysekde, ak›llara öyle abart›l› bir istihdam oldu¤u düflüncesi gel-mesin. Ev iflleri, çocuk bak›m›n›n uzant›s› olan ifllerde, güven-cesiz ifl koflullar›nda çal›flmak zorunda kalan kad›nlar güngeçtikçe emeklerine yabanc›laflmakta, yanl›zlaflt›r›lmaktad›r. ‹lkel komünal toplumdaki yetkinli¤ini yerleflik yaflama veavc›l›¤a geçince kaybeden kad›n, toplumda kendisine biçilenbarbarca anlay›fl ve kimliklere katlanm›fl, bir süre sonra daraz› olmak zorunda kalm›flt›r. Bugün kad›n›n örgütlülü¤ünün, kendi tarihini varedebilmesi-nin, mücadelenin öncülü¤ünden geçti¤inin anlay›fl›na var-mas›, geçmifltekinden çok daha gereklidir. Kapitalist sistemkad›n›n düflünsel dünyas›n› tekeline alm›fl, karfl›l›¤›nda ide-olojik bir çürümüfllü¤ü sunmufltur. Çünkü düflünmeyen,kendi eme¤inin yabanc›s› olan, sistemin kölelefltirdi¤i kad›n,burjuva-feodal faflist iktidar› tehlikeye sokma noktas›ndadaha etkisiz kalacak›r. Bugün bu vesilelerle zeminini sa¤lam-laflt›rmaya çal›flan faflist iktidar, yaratt›¤› krizin bedeliniemekçi halka, özellikle de kad›nlara ödetmeye çal›flmakta-d›r. Sistemin kendi iktidar›n› tehlikeye sokabilecek engellerekarfl› kulland›¤› bu silahlar, krizin yakt›¤› canlar›n akabindekendisine do¤rulmufl bulunmaktad›r. JTUC Kad›n Komitesi (Uluslararas› Sendikalar Konfederasyo-nu) "krizin ev içi gelir düzeyini düflürece¤ini, bunun da ka-d›nlara karfl› ay›r›mc›l›¤› ve fliddeti artt›raca¤›" kayg›s›n› dilegetiriyor. Demek oluyor ki bu durum kad›nlar›n kriz döne-minde sadece yoksulluk, açl›k, geçim s›k›nt›s› gibi zorluklar›nharicinde bir de evde kocas›n›n sinir sistemlerini yat›flt›rmakiçin bir kum torbas› görevi görece¤inin ac› bir tablosodur.Kad›nlar›n yüzy›llard›r ev içi fliddete maruz kalmas›, “sofrada-ki yeri evdeki öküzden sonra gelmesi”, söz hakk›n›n olma-mas›, töre cinayetlerine kurban gitmesi, çal›flan kad›nlar›nise bunlara ek olarak ifl yerinde düflük ücretle fazla mesaiyapmas›, bunun yan›nda bir de taciz ve hatta tecavüze u¤-ramalar› yer al›yor yaflanan sorunlar aras›nda. Emrah Cila-sun’un dedi¤i gibi, “Türkiye’de kad›n olmak demek, her gün,gözle, elle, sözle ya hakarete veya tacize ya da fliddetin hertürlüsü dahil tecavüze ugramakt›r” laf›n›n do¤rulu¤u flüphegötürmez bir gerçektir.Kriz dönemlerinde erke¤in olumsuz psikolojisi iflsizli¤e ba¤-lan›rken ve erke¤in ifli ifl aramak olarak gösterilirken, kad›-n›n ev içi eme¤i ifl olarak bile gözükmemekte, kad›n, erkekegemen sisteme ba¤l› yaflamaya mecbur b›rak›lmaktad›r. Eviçi eme¤i yok say›lan kad›n›n artan iflsizlikle zaten zor olangeçim s›k›nt›s›n›n da artmas›, kad›n›n omuzlar›ndaki a¤›rolan yükü daha da fazlalaflt›r›yor. Çal›flan kad›nlar›n durumuda ev kad›n›ndan farkl› olmay›p, hatta sorumlulu¤u iki katartmaktad›r. ‹fl yerinde fazla mesai yap›p, düflük ücretle ça-l›flt›r›lmas›, bunun d›fl›nda cinsel tacize maruz kalmas›, di¤ertaraftan ev iflleri ile u¤raflmas›, s›rt›ndaki yükleri tafl›namazbir hale getirmektedir. Kad›n, omuzlar›na yüklenen buncayükün yan› s›ra, bir de erkek egemen sistem taraf›ndan flid-dete maruz kalmaktad›r.fiiddete maruz kalan kad›n, kriz döneminde bu olumsuzlukla-r›n etkilerini daha derinden hissetmektedir. Baflbakanl›k Kad›nStatüsü Genel Müdürlü¤ü'nün raporuna göre kad›nlar›n %41’ifliddet görmektedir. Erkek, kad›n› evin bekçisi, kendisini deevin ekonomisini sa¤layan olarak görmesinden dolay›, iflsizkald›¤› süre zarf›nda otoritesini fliddetle korumaya çal›fl›rken,kad›n›n rolü burada kum torbas›ndan farks›z olmaktad›r.Krizin ülkemizde ald›¤› özgül görünümlerden bir tanesi ise,yoksullar›n, d›fllanm›fllar›n gittikçe bir "sadaka ekonomisi"çerçevesine ba¤›ml› k›l›narak, hükümetin oy deposuna dö-nüfltürülmesidir. "Sadaka ekonomisi"nin niflan tahtas›ndada kad›nlar bulunmaktad›r. Kömür, g›da, giysi da¤›t›m›ndaboynu bükük saatlerce bekletilen, itilip kak›lan, yalvaran,ezilip büzülen, flükreden, dua eden, varofllar›n, k›rsal kesiminyoksul kad›nlar›d›r. Son zamanlarda yaflanan iflçi grevlerindeki kad›nlar›n rolüne dede¤inmek gerekir. Desa iflçisi Emine Aslan’›n yaklafl›k 6 ay sü-ren direnifli kazanmas› ve bugün hala devam eden LC Waikiki-Meha iflçilerinin, Halil tekstil iflçilerinin, Sabah-Atv iflçilerinin, Vo-dafon iflçilerinin direniflleri sürmektedir. Bu onurlu ve hakl› mü-cadelenin kazan›lmas› kad›nlar›n da direnifline ba¤l›d›r.Psikolojik, ruhsal anlamda bu denli tahribata u¤rayan kad›n,alternatif durufllar sergilemeli, kendi örgütlülü¤ünü olufltur-mal›d›r. Krize karfl› duyulan tepkileri bir ileri safhaya götür-meli, eyleme dönüfltürmeli, örgütlenmeli ve örgütlemelidir.Yeni Demokratik Devrim ne kadar flartsa, emek ne kadarkutsalsa, kurtulufl u¤runa ne kadar ayd›nl›¤a muhtaçsak vebunun u¤runa bedel ödemeyi göze alm›flsak, kad›n o kadarüretmek, baflkald›rmak zorundad›r. Kad›n mücadelesinin öz-gür bir dünya ve ülke mücadelesinin kurtulufl umuduyla içiçe yürütülmesi, kad›nlar›n kurtuluflunun tek umududur. Biz-ler öncelikli olarak kad›nlar› ve tüm emekçileri, insanca biryaflam sürdürmek, çocuklar›m›za yaflanabilir bir dünya b›-rakmak için, onurlu bir yaflam ve umut dolu yar›nlar için budüzene baflkald›r›ya ça¤›r›yoruz.

Kad›nlar›n bu sorunlar› yaflamas›n›n ne-deni cahilliktir. K›rsal kesimde yaflad›¤›,

bundan ötesini görmedi¤i için, ancak onu alg›l›-yor. Annesinden, nenesinden gördü¤ünü tek-rarl›yor, “bu bizim kaderimiz” diyor. Oysa hiçbirkad›n k›s›tlanmaya mahkum de¤ildir.“

”Evlendikten sonra sadece bir eve ba¤l›olmam gerekti¤ini, bir efle sad›k olmam

gerekti¤ini, çocu¤umun annesi olmam gerek-ti¤ini söylediler. Kendimi iyi ifade ederim, amakarfl›mdaki bunu anlam›yor. Hakl› oldu¤um za-mansa “sus” der. Kendimi savundu¤umiçin kaç kere dayak yemiflimdir.

“”

KADIN ve KR‹Z

Kad›nlar›n, resimlerinin yay›mlanmas›n-dan korkmalar›, san›r›z yaflad›klar› bask›koflullar›n› hiçbir söze gerek b›rakmaya-cak kadar net bir flekilde ifade ediyor

Page 8: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

8 20-30 Nisan 2009 perspektifDemokratik Haklar Federasyonu (DHF) ile di¤er demokrasi güç-leri aras›nda Dersim yerel seçim prati¤i üzerine yürüyen tart›fl-malar devam ediyor. Son olarak DHF, Devrimci Demokratik GüçBirli¤i’nin (DDGB) yapt›¤› aç›klamaya resmi internet sitesindenyaz›l› olarak yan›t verdi. Hayli uzun ve ayr›nt›l› olan DHF’nin sözkonusu aç›klamas›n› k›saltarak sizlerle paylafl›yoruz. DDGB’nin11 madde olarak s›ralad›¤› iddialara verilen cevaplar ve aç›kla-man›n tamam› DHF’nin internet adresinde (www.demokratik-haklarfederasyonu.org) mevcuttur.

Dostlar›m›z›n meseleleri tart›flmak istemeleri federasyonumuztaraf›ndan memnuniyetle karfl›lanmaktad›r. Fakat dostlar›m›z›naylard›r elefltirdi¤imiz yaklafl›mlar› yapt›klar› aç›klamayla birlik-te bir kez daha ortaya ç›km›flt›r. Dostlar›m›z de¤erlendirmele-rinde ›srarla siyasal zeminden uzaklaflmaktad›r. Dostlar›m›z an-lay›fl›, çizgiyi ve program› tart›flacaklar›na; kendilerince yaratt›k-lar› “sonuçlar›” tart›flmay› do¤ru görmektedirler.

Dostlar›m›z›n Federasyonumuza yönelttikleri sorular ve bu soru-lara verdikleri cevaplar “Güç Birli¤i’nin” kavray›fl›n› sergilemesibak›m›ndan daha bir titizlikle ele al›nmal›d›r. Federasyonumuzmeseleyi dostlar›m›z gibi ele almamaktad›r. Zaten Güç Birli¤i içe-risinde yer almay›fl›m›z›n temel nedeni, bir kez daha ortaya ko-nan, bu anlay›fl ve yaklafl›m fark›d›r. Federasyonumuz bu de¤er-lendirmesinde de “ayr›flman›n” siyasal yönünü tart›flacakt›r.

Bu tart›flman›n baflta halk›m›z olmak üzere ilerici, demokrat,devrimci kamuoyunun huzurunda aç›kl›kla yap›lmas› ve herke-sin yanl›fllar›ndan vazgeçerek demokrasi ve devrim mücadele-sine yarafl›r bir tav›r tak›nmas› kayg›s›yla bir kez daha Dersimyerel seçim süreci hakk›nda yazmay› gerekli gördük.

Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde “seçimlerin amaç olmad›¤›n›,mücadelenin bir arac› oldu¤unu iddia eden bir siyasal anlay›fl›n,yerel seçimlerde sadece bir kentin yerel yönetimini kazanmakiçin kendini her fley haline getirmesini kim, nas›l aç›klayabilir?Yoksa DHF’nin dünyas› Dersim’den mi ibaret?” diye sormaktad›r.

Uçlaflt›rd›klar› örnekleriyle kafalar› kar›flan dostlar›m›za cevapverelim: De¤erli dostlar, federasyon sitemizde yay›nlanan yaz›-lar›, yapt›¤›n›z aç›klamaya vesile olan nedenler aras›nda göster-miflsiniz fakat kendinize gerekçe yapt›¤›n›z de¤erlendirmeleriokuma zahmetine katlanmad›¤›n›z ve mevcut fikirlerinizi “is-patlama” gayretine giriflti¤iniz için de¤erlendirmelerimizi anla-mak ve do¤ru yorumlamak istemedi¤iniz anlafl›l›yor.

Federasyonumuzun aç›klamalar›n› takip eden dostlar›m›z ve il-gili kamuoyu Federasyonumuz’un yerel seçimleri nas›l de¤er-lendirdi¤ini ve bu sürece nas›l yaklaflt›¤›n› yak›ndan bilmektedir.Dolay›s›yla bu yaz›m›zda tekrar ayn› fleyleri ifade etmeyece¤iz.‹lgili yaz›lar federasyonumuzun resmi internet sitesi olanwww.demokratikhaklarfederasyonu.org adresinde mevcuttur.

Söz konusu aç›klamalara bak›ld›¤›nda DHF’nin Dersim’de sergi-ledi¤i prati¤in söylemiyle çeliflmedi¤i aksine tutarl›l›¤›n bir ge-re¤i oldu¤u görülecektir. Dostlar›m›z aç›s›ndan siyasette çizgi,ilke, program, anlay›fl belki ikinci planda tutulabilir ve bu nok-talar es geçilerek “güç birlikleri” oluflturulabilir fakat Federasyo-numuz aç›s›ndan böylesi bir tutum kabul edilemezdir. Nitekimgerek Dersim’de gerek Dersim d›fl› alanlarda federasyonumuzaç›s›ndan süreç böyle geliflmifltir.

Dersim yerel seçim süreci son derece önemli

siyasal sonuçlar do¤urmufltur

Dersim yerel seçimleri gerek demokrasi güçleri aç›s›ndan ge-rekse de düzen güçleri aç›s›ndan önemli sonuçlar do¤urmufltur.Federasyonumuz 1 Mart 2009’da “‹lkesiz ittifaklar Dersim halk›-na kazand›rmaz” bafll›kl› bildirisinde “Bugün itibariyle Dersim’deyerel seçim süreci üç ana eksen ortaya ç›karm›flt›r. Bunlar; CHPve AKP gibi düzen partilerinin temsil etti¤i eksen, DTP’nin tem-sil etti¤i eksen ve DDHD’nin temsil etti¤i eksenlerdir” de¤erlen-dirmesinde bulunmufltu.

29 Mart öncesinde ve sonras›nda geliflen süreç de¤erlendirme-mizin do¤rulu¤unu ispatlam›flt›r. Yapt›¤›m›z aç›klamalarda CHPve AKP gibi düzen partilerinin temsil etti¤i eksenin, DDHD tara-f›ndan bofla ç›kar›ld›¤›n›, bu kazan›m›n demokrasi ve devrimmücadelesine önemli katk›lar sunaca¤›na inand›¤›m›z DDHD’ninve Dersim halk›n›n baflar›s› oldu¤unu ifade etmifltik.

DHF, yerel seçim sürecinde de siyasi ba¤›ms›zl›¤›n› her fleyinüzerinde tutmufltur. Zira federasyonumuz bu ba¤›ms›zl›¤›n hal-k›n ç›karlar› için sürdürülen mücadelede temel belirleyen oldu-¤unun bilincindedir. DHF, siyasi ba¤›ms›zl›¤›n› her flart ve koflulalt›nda koruman›n, ba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi yolunda hal-k›n hakl› davas›n›n devrimci bir zeminde ilerletilmesinin varl›kgerekçesi saymaktad›r. Bu temel nedenden dolay› DDHD’nin veDTP’nin temsil etti¤i eksenler, dostlar›m›z›n de¤erlendirmelerinekonu olan yaklafl›m çerçevesinde de¤erlendirilemez. Devrimci-ler meselelere bu kadar dar ve basit yaklaflamaz.

Federasyonumuz DTP ile Kas›m 2008’de yapt›¤› merkezi görüfl-melerde; DTP’nin Dersim prati¤i, dost güçlere yaklafl›m›, yerelyönetim prati¤i ve Dersim’de düzen güçleri taraf›ndan gelifltiri-len DTP karfl›tl›¤› üzerinden görüfllerini ve elefltirilerini iletmifl;DTP’den bu noktalar› dikkate alarak demokrasi güçlerinin birli-¤i için güven verecek ad›mlar atmas›n› istemifltir. DHF, görüflle-rinin ve elefltirilerinin dikkate al›nmad›¤› durumda, adaylar›ylasürece dâhil olaca¤›n› aylar öncesinden dostlar›m›z›n en yetkiliorganlar›na iletmifltir. Dolay›s›yla birli¤in gerçekleflmemesindesorumlu aranacaksa bu sorumluk baflta DTP olmak üzere buçizgiye “yedeklenen” dostlara aittir.

Federasyonumuz ve DDHD aç›s›ndan Dersim’deki “ba¤›ms›z” durufldostlar›m›z taraf›ndan “yeni ve flafl›rt›c›” olmamal›d›r. Sürece ayr›n-t›lar›yla vak›f olmayan Güç Birli¤i bileflenleri toplant› tutanaklar›n›okurlarsa bu durumu rahatl›kla göreceklerdir. FederasyonumuzunGüç Birli¤i ile yaflad›¤› ayr›flma, dostlar›m›z›n ifade etti¤i gibi “kad›nkotas› ve seçime DTP çat›s› alt›nda girme” tutumu de¤ildir. Bu tu-tum dostlar›m›z›n “yerel seçimlere” ve süreçlere yaklafl›m›n› özet-lemekte fakat bizlerin tutumunu yans›tmamaktad›r.

Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi Federasyonumuz DTP ile anlay›-fl› ve program› tart›flm›fl; bu konuda do¤ru bir tutumla karfl›lafl-mad›¤› için de halk›n ç›karlar›na ve kendi öz gücüne yaslanarakba¤›ms›z siyasi tavr›n› sergilemifltir. Federasyonumuz DTP’nin ön

koflullar›n› ve dost güçleri dikkate almayan yaklafl›mlar›n› siyasaldayatmalar olarak de¤erlendirmifl ve bu de¤erlendirmelerinibaflta DTP olmak üzere Güç Birli¤i bileflenlerine sunmufltur.

DHF siyasal bir hareket olarak, baflka bir siyasal hareketin da-yatmalar›n› kabul etmez, buna karfl› mücadele eder. DTP d›fl›n-da, Güç Birli¤i içerisinde yer alan ESP, HKM, EMEP, ÖDP ve ‹flçiKöylü aç›s›ndan siyasal ba¤›ms›zl›k bir anlam ifade etmiyor ola-bilir ama bizler aç›s›ndan siyasal ba¤›ms›zl›k olmazsa olmazd›r.

Dostlar›m›z yanl›fl bir flekilde bizlere “DHF’nin dünyas› Der-sim’den mi ibaret diye soruyor?” Bizler sorulan soruya yeni de-mokrasi güçlerinin on y›llard›r sergilemifl olduklar› pratikle ge-rekli cevab› verdi¤imizi düflünüyoruz. Fakat “s›n›fsal” bir müca-dele yürüttü¤ünü söyleyen dostlar›m›z “Kürdistan bir tarafa herfley bir tarafa m›” demektedir ya da “Kürdistan bir tarafa çizgi,ilkeler ve program bir tarafa m›” demektedir?

Dostlar›m›z pratikleriyle Kürt sorununda çözümgücü olmad›klar›n›, bu sorunda “destekçi” olduk-lar›n› kabul etmektedir.

Biz Var›z Platformu’nun tart›flmalar›nda DTP’li dostlar Kürt illeri-ni tart›flmayacaklar›n›, orada iradenin belli oldu¤unu söylemifl;kimi Güç Birli¤i bileflenleri büyük bir “coflkuyla” bu söylemi al-k›fllam›fllard›. Kürt sorununun çözümünü kendi d›fl›nda görenve Kürt sorununun çözümünde yerel seçimlere gere¤inden faz-la anlam yükleyen, “s›n›fsal” yaklafl›m›n temsilcileri oldu¤unusöyleyen dostlar›m›z dayand›¤› zemini tahrif etmektedirler.

Federasyonumuz; ESP, HKM, EMEP, ÖDP ve ‹flçi Köylü çevrelerinin si-yasal olarak çok ciddi bir bunal›m içerisinde oldu¤u görüflündedir.Öyle ki dostlar›m›z bulunduklar› yeri tahlil edemeden, DHF’nin “kit-le kuyrukçulu¤una sürüklenerek oportünist siyaset çukuruna yu-varland›¤›n› ve o çukurdan dünyaya bakt›¤›n› söylemektedir.”

Dostlar›m›z kulland›klar› kavramlar›n bilincinde de¤ildir. Her ha-reket birbirine dostlar›m›z›n yapt›¤› gibi, ard› ard›na çeflitli ta-n›mlamalarda bulunabilir. Fakat bu tan›mlamalar pratiklerdenkalk›nan bilimsel bir yöntemle yap›lmal›d›r. Dostlar›m›z› savun-duklar› “bilimsel sosyalist metotlar›” hat›rlamaya ve biraz olsunbu yöntemleri hayata geçirmeye davet ediyoruz.

Federasyonumuz, “Kürt illerinde DTP d›fl›nda aday göstermek‘Kürt düflmanl›¤›’ siyasetine ortak olmakt›r ve bilinçli bir yönlen-dirmedir” yönlü düflüncelerin; ülkemizin demokratik devrimininacil çözümünü bekleyen en önemli meselelerinden olan Kürtulusunun kendi kaderini tayin hakk› sorununa, “s›n›fsal” de¤il“ulusal-milliyetçi” düzlemde yaklaflan bir programdan kaynak-land›¤›n› bilmektedir. Dolay›s›yla, siyasi co¤rafyam›z içerisindeKürt ulusunun hakl› taleplerinin mücadelesini yürüten birey vekurumlara yönelik olarak, bu gibi ithamlara karfl› tutumumuz;sadece Kürtlerin de¤il, çeflitli milliyet ve inançlardan tüm ülke ifl-

çileri ve köylüleri baflta olmak üzere emekçi kesimler ile emper-yalizmin ve yerli uflaklar›n›n sömürü ve zulmünden zarar görentüm kesimlerin kolektif ç›karlar›n› gözeten ideolojik mücadele-yi, devrimci sorumluluk ve bilinçle yürütmektir. Federasyonu-muz ayn› bilinci dostlar›m›zdan da beklemektedir. Fakat anlafl›-lan dostlar›m›z beklentimize cevap olman›n çok uza¤›ndad›r.

Federasyonumuzun ve DDHD’nin bütün seçim çal›flmas›n› “DTP kar-fl›tl›¤›” üzerine kurdu¤u söylemini hatal› ve tehlikeli buldu¤umuzubir kez daha ifade ediyoruz. Dostlar›m›z yazd›klar›yla belki Dersimd›fl›nda yaflayan kimi insanlar›m›z›n kafalar›nda soru iflaretleri yara-tabilirler fakat bu aç›klamalarla Dersim halk›ndan ciddi bir tepki al-d›klar›n›/alacaklar›n› unutmamal›d›rlar. Dostlar›m›z, aç›klamalar› vepratikleriyle o çokça elefltiri konusu yapt›klar› “DTP karfl›tl›¤›n›” bü-yüttüklerini görmüyorlar m›? Böylesi do¤ru olmayan söylemler hal-ka güven verir mi? Ya da halk taraf›ndan ciddiye al›n›r m›?

Bu sorular›m›zla birlikte merak etti¤imiz ve dostlar›m›zdan tu-tarl› cevaplar bekledi¤imiz bir di¤er konu da dostlar›m›z›n bah-sini yapt›klar› ve dolay›s›yla nesnelli¤ini kabul ettikleri DTP kar-fl›tl›¤›n›n, Dersim’de ne zamandan beri ortaya ç›kt›¤› ve nas›lgeliflti¤i üzerinedir.

Sahi dostlar bu karfl›tl›k DDHD ile birlikte mi ortaya ç›km›flt›r?Dostlar›m›z tarih bilincinden ve bilimsel yöntemlerden yoksunbir flekilde sorumsuzca hareket etmeye devam ediyor. Der-sim’de faaliyet yürüten her bir kurum bahsi yap›lan konununnedenleri üzerine kafa yormal› ve baflta DTP olmak üzere bü-tün demokrasi güçleri halka güven verecek pratikler sergileme-lidir. Federasyonumuzun ve DDHD’nin yapt›¤›/yapaca¤› budur.Dostlar›m›zdan beklentimiz bu konudaki hatal› tutumlar›ndanvazgeçerek yanl›fllar›n› düzeltmeleridir.

Federasyonumuzun çizgisi, program› ve anlay›fl› halk›m›z vedost güçler taraf›ndan iyi bilinmektedir. Buna ra¤men federas-yonumuzu, s›rf bir koltuk kazanmak u¤runa, “DTP karfl›tl›¤›yla,CHP ile gizli ittifak yapmakla, devlet destekli olmakla, validenpara almakla” vb. ithamlarla suçlayanlar kendi çizgilerini ve an-lay›fllar›n› ortaya koyuyor.

Böylesi ilkesiz, omurgas›z ve tutars›z bir çizginin sahibi olanlar vedestekçi olanlar ezilen uluslar›n, halklar›n ve s›n›flar›n kurtuluflkavgalar›na önderlik edemez. Dersim yerel seçimleri demokrasigüçleri aras›nda iflte böylesine anlaml› bir ayr›flma yaratm›flt›r.Dostlar›m›z koltu¤u kazanmak için her yolu mubah görmüfl; Fe-derasyonumuz ve DDHD ise Dersim halk›n› kazanmay› hedefle-mifltir. ‹flte iki ayr› çizgi! ‹flte iki ayr› program! Ve savunduklar›…

Güç Birli¤i bileflenleri ithamlar›n›n özelefltirisivermelidirler!

Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde “DHF’nin Dersim’de seçimlereba¤›ms›z adayla girmesi kendi takti¤inin ürünüdür ve son tahlil-

de taraf›m›zdan ancak sayg›yla karfl›lanacak bir durumdur” diyor.

Yine dostlar›m›z yaz› içerisinde kurumumuzun devrimci oldu-¤unu kabul ediyor. De¤erli dostlar; Güç Birli¤i bileflenleri,DTP’nin kurumumuzu karfl› devrimci ilan eden, devlet desteklioldu¤unu aç›klayan söylemlerini nas›l de¤erlendirmektedir?Newroz’da fierafettin Halis’in yapt›¤› konuflmay›, 27 Mart’takimitingde EMEP il baflkan›n›n yapt›¤› konuflmay›, 29 Mart akfla-m› seçim büromuzun önünde Güç Birli¤i’nin sergiledi¤i prati¤ive di¤er olumsuz pratikleri nas›l de¤erlendirmektedir?

Bir taraftan devletin provokasyonlar›ndan bahsedip di¤er taraf-tan DTP’nin sarf etti¤i ve yine di¤er Güç Birli¤i bileflenlerininsessiz kald›¤›, böylesi bir tutum tutars›zl›k de¤il de nedir? Bafl-ta DTP olmak üzere bütün Güç Birli¤i bileflenleri Federasyonu-muza ve DDHD’ye karfl› öne ç›kard›klar› haks›z ithamlar›nözelefltirisini yapmal›d›r. Dostlar›m›z Federasyonumuzdanözelefltiri isterken kendi yanl›fllar›n›n özelefltirisi verebilme ol-gunlu¤unu da gösterebilmelidirler.

Fakat dostlar›m›z bir kez daha bu olgunlu¤un uza¤›nda olduklar›-n›, yaflanan olumsuzluklar› “zaman afl›m›na u¤ratarak çözme” yo-lunu seçeceklerini göstermifl oldular. 29 Mart’a kadar bizleri karfl›devrimci olmakla itham eden dostlar›m›z, koltu¤u kazand›ktansonra, bir ç›rp›da dost-devrimci oldu¤umuzu hat›rlay›verdiler.

Dostlar›m›z›n pratiklerini kendilerine çok görmüyoruz. Çünküdostlar›m›z sahip olduklar› çizgi ve anlay›fl dolay›s›yla böylesiyanl›fllara dün de sürüklenmifllerdi. Federasyonumuz, dostlar›-m›z gibi yerel s›n›rlara ve koltuk kavgalar›na hapsolarak, dost-lar›n› karfl› devrimci olarak de¤erlendirmedi.

Federasyonumuz böylesi bir sorumsuzluk yapamazd›. Her fleyera¤men Güç Birli¤i’ni dost, devrimci bir oluflum olarak de¤erlen-dirdi¤imizi bir kez daha ilan ediyor ve dostlar›m›z› sorumlu dav-ranmaya davet ediyoruz. Aksi yaklafl›mlar dostlar›m›z›n pratik-leriyle gerginleflen ortam›n devam›na yol açacakt›r.

DDHD kurumsallaflarak Dersim halk›n›n yerel de-mokrasi mücadelesine katk› sunacakt›r

Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde Federasyonumuzun çal›flma-lar›n›n yerel seçimlerle s›n›rl› oldu¤unu ve sadece belediyeyikazanmaya kilitlendi¤imiz için de “29 Mart’ta Dersim’le s›n›rl›olan dünyam›z›n bafl›m›za y›k›ld›¤›n›” ifade etmifller. Federasyo-numuz, Haziran 2008’den bu yana, “halk inisiyatifleri- dayan›fl-mas›” çal›flmalar›n›n yerel seçimlerden sonra devam edece¤iniilan etmiflti. fiayet dostlar›m›z aç›klamalar›m›z› ve özeldeDDHD’nin çal›flmalar›n› takip etmifl olsalard› hedeflerimizin ne-ler oldu¤unu ö¤renebilirlerdi.

Federasyonumuzun, yerel yönetimlere ezilenlerin kurtulufl mü-cadelesi içerisinde belirleyici önem atfetmedi¤i bilinmektedir.Dolay›s›yla bizim için belirleyici olan kitlelerin kendi sorunlar›etraf›nda örgütlenmesi ve kendi öz örgütleri vas›tas›yla müca-deleyle buluflturulmas›d›r. Yerel yönetimler Federasyonumuzaç›s›ndan bu yönleriyle öne ç›kmakta ve de¤erlendirilmektedir.Bu yaklafl›mlar›m›zdan kaynakl› Dersim’in ve Dersim halk›n›nkazand›¤›n› ifade etmifltik. Dolay›s›yla 29 Mart’ta “dünyam›z›nbafl›m›za y›k›ld›¤›n›” ilan eden dostlar›m›z›n de¤erlendirmeleri-ni, yerel yönetimlere yükledikleri “anlam›n” d›fla vurumu olarakde¤erlendiriyoruz. Nitekim DDHD, Dersim halk›yla kurdu¤u güç-lü ba¤lar› kal›c› hale getirme ve halk›n yerel demokrasi müca-delesine katk› sunma kayg›s›yla çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rm›flbulunmaktad›r. DDHD yak›n süreçte bu çal›flmalar›n› sonuçlan-d›racak ve kamuoyuyla paylaflacakt›r.

Dostlar›m›z›n DDHD’nin niteli¤ine dair yapt›klar›tespitler son derece hatal›d›r

Güç Birli¤i bileflenleri DDHD’yi “örgütsüzlü¤ün örgütlenmesi”,“kitle kuyrukçulu¤u” gibi tan›mlamalarla nitelemektedir. Dost-lar›m›z bir anlay›fl ve program etraf›nda bir araya gelen binle-rin, 1980’den sonra Dersim’e en kitlesel ve coflkulu günleriniyaflatan deneyimini görmezden gelmekte ve kitlelere “tepe-den” bakmaktad›r. Bu de¤erlendirmeler, özellikle s›n›fsal prog-ramlara yaslanan anlay›fllar›n, ideolojik olarak yaflad›klar› buh-ran›n göstergesidir. Dersim halk› DDHD ile olmaz denileni olurk›lm›fl; düzen partilerini soka¤a ç›kamaz hale getirmifl ve kendiemekleriyle koca bir örgüt yaratm›flt›r. Böylesi büyük kazan›m-lar› “örgütsüzlük” olarak nitelendirenlerin neyi, nas›l örgütledik-leri pratikleriyle sabittir.

Federasyonumuz, DDHD deneyimini fazlas›yla önemsemekte-dir. Sürecin bafl›nda merkezi toplant›larda da ifade etti¤imiz gi-bi, belirleyici olan yerel platformlarda demokrasi güçlerinin vehalk›n bir araya gelmesidir. Halk, oluflturulan birliklerin sadecekat›l›mc›s› de¤il karar alan ve hayata geçireni olmal›d›r. Demok-rasi güçlerinin birli¤i, halk›n demokrasi güçleri etraf›nda gericisald›r›lara karfl› birleflmesi ve halk hareketlerinin yarat›lmas›ancak böylesi pratiklerle mümkündür. DDHD bu yal›n gerçe¤i,devrimci harekete hat›rlatan ve devrimci hareket üzerindekiölü topra¤›n› da¤›tan bir misyon üstlenmifltir ayn› zamanda.Kitlelere, do¤ru anlay›fla, programa ve kendi öz gücüne güve-nen bir prati¤in kazand›raca¤›n› ispatlam›flt›r. Devrimci hareket,DDHD deneyiminden ö¤renmeli ve böylesi örgütlenmeleri yay-g›nlaflt›rmal›d›r. Federasyonumuz bu olumluklar› Dersim d›fl›alanlara tafl›mak için gerekli çabay› sarf edecektir.

Federasyonumuz ve DDHD; Dersim Belediyesini, yerel seçim sü-recinde dostlar›m›z›n bütün eksiklerine ve hatalar›na ra¤men,demokrasi güçlerinin kazan›m› olarak de¤erlendirmektedir.DDHD bu kazan›m›n Dersim halk›n›n beklentilerine cevap olma-s› ve dostlar›m›z›n hatalar›n›n düzeltilmesi için çal›flacakt›r.DDHD, dostlar›m›z›n olumluluklar›n› sahiplenirken olumsuzluk-lar›n› elefltirecek ve Dersim halk›n›n DDHD flahs›nda cisimleflendeste¤inin hakk›n› verecektir. DDHD dün oldu¤u gibi bugün deDersim halk›n›n deneyimlerine ve öz gücüne yaslanmaktad›r.

DDHD, program›n›n ve ilkelerinin rehberli¤inde Dersim halk›ylabüyümeye ve geliflmeye devam edecek. Bütün halk›m›z› vedostlar›m›z› bu deneyimden ö¤renmeye ve halk dayan›flmas›-n›n olumluluklar›n› ülkemizin her alan›nda yaflamsallaflt›rmayadavet ediyoruz.

Siyasal ba¤›ms›zl›ktemel halkad›r

Page 9: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

920-30 Nisan 2009gençlik

AMED- Dicle Üniversitesi ö¤rencisi Mahsun Karao¤lan’›n, Öca-

lan’›n 60. do¤um gününde Urfa/Halfeti'deki köyüne yap›lan yürü-

yüfl s›ras›nda katledilmesi, Dicle Üniversitesi’nde arkadafllar› tara-

f›ndan 3 günlük ders boykotu ile protesto edildi. Ö¤renciler tara-

f›ndan yap›lan ders boykotuna DTP milletvekilleri ve belediye

baflkanlar› da kat›larak destek verirken, boykota polis terörü

damgas›n› vurdu.

Ö¤renciler taraf›ndan gerçeklefltirilen boykotun ilk gününde tüm

fakültelerde boykot ça¤r›s› yapan ö¤rencilere polis engel olmak

isteyince ö¤rencilerin tepkisiyle karfl›laflt›. Polis, fakülte binalar›

içerisine kadar girerek boykot ça¤r›s› yapan ö¤rencilere sald›rd›.

52 ö¤renciyi gözalt›na alan polis, ayr›ca bir üniversite e¤itim gö-

revlisini de tartaklad›.

‘Derse girmiyorsan›z, da¤a ç›k›n’

Fakültelerde terör estiren polisin, derse girmek istemedi¤ini ifa-

de eden muhalif bir ö¤renciye, “Derse girmiyorsan›z, da¤a ç›k›n”

diye ba¤›rmas› dikkat çekti. Bunun d›fl›nda birçok ö¤renci, polisin

kendilerine küfretti¤ini, tehdit ve hakaret içerikli sözler sarf etti-

¤ini belirtti.

Polis sald›r›s›ndan sonra Fen-Edebiyat Fakültesi önünde tekrar bir

araya gelen ö¤renciler, katledilen arkadafllar›na sahip ç›kmaya

devam edeceklerini belirterek, oturma eylemi yapt›.

Boykotun 2. gününde ise fakülteler aras› yürüyüfl düzenleyen

ö¤renciler, polis provokasyonlar›na karfl›l›k, “Dicle uyuma, flehidi-

ne sahip ç›k”, “fiehîd nam›r›n”, “Katil polis üniversiteden defol”,

“Polis d›flar›”, “Rektör istifa” sloganlar›yla cevap verdi. Yürüyüfl

yapan ö¤rencileri haz›rl›k binas› önünde durduran polisin, “Suç ifl-

lemeyenler kitleden ayr›ls›n, ayr›lmayanlara müdahale edece¤iz”

biçiminde ça¤r› yaparak, ö¤rencileri psikolojik bask› alt›na alma-

ya çal›flmas› karfl›s›nda ö¤renciler, daha fazla kenetlendiler. Yap›-

lan yürüyüflün ard›ndan daha da kalabal›klaflan kitle Fen-Edebi-

yat Fakültesi önünde oturma eylemi yapt›. Ö¤rencilerin eylemi-

ne ‹HD ve E¤itim-Sen Amed fiubesi, Amed Büyükflehir BelediyeBaflkan› Osman Baydemir, DTP milletvekilleri Selahattin Demirtaflve Aysel Tu¤luk da kat›larak destek verdi.

Demirtafl: Bu üniversite iflkencelere ve görkemlidirenifllere sahne oldu

DTP Meclis Grup Baflkanvekili Selahattin Demirtafl yapt›¤› konufl-mada, Mahsun Karao¤lan’›n bilinçli bir flekilde devlet eliyle katle-dildi¤ini, ülkede ciddi hukuksuzluklar›n yafland›¤›n› ifade etti. Ö¤-rencilerin eylemine yap›lan sald›r›y› da k›nayan Demirtafl, “Buüniversite birçok iflkencelere ve çok görkemli direnifllere tan›kl›ketti. Bu nedenle biz, üniversitede demokratik hakk›n› kullananö¤rencilerin, bu meflru tepkilerinin anlafl›lmas› gerekti¤ini düflü-nüyoruz” diye konufltu.

Tu¤luk: Bir genci öldürmek, çok aç›k faflizmdir

Demirtafl’tan sonra sözü alan DTP Amed milletvekili Aysel Tu¤lukise, Kürt halk›n›n evlatlar›n› öldürerek mücadelelerinin sindirile-meyece¤ini belirterek, “‹flte sizler, Mahsun’un arkadafllar›, yol-dafllar›, hepiniz birer Mahsun’sunuz. Ve hepimiz biliyoruz ki, 20yafl›nda bir genci öldürmek, çok aç›k faflizmdir” dedi.

Dicle Üniversitesi ö¤rencilerinin sa¤duyulu davranmas› gerekti¤i-ni ifade eden Tu¤luk, “Biliyorum ac›l›s›n›z. Ama tüm bunlara ra¤-men bar›fl umudumuzu, bar›fl aray›fl›m›z› yitirmeyelim. Onlaracevab›m›z›, bar›fl›n mücadelesiyle verelim.” dedi.

Baydemir: Onurlu bar›fl müjdesi verece¤iz!

Aysel Tu¤luk’tan sonra sözü alan, Amed Büyükflehir BelediyeBaflkan› Osman Baydemir, gençlerin demokratik haklar› için mü-cadelelerini sürdürece¤inden emin oldu¤unu belirterek, “Yüre¤i-miz sizinledir. Sizlere söz veriyoruz ki, bir gün, Mahsun’un anne-sinin elini öpüp onurlu bar›fl müjdesi verece¤iz” diyerek konufl-mas›n› tamamlad›.

Boykotun ard›ndan 12 ö¤renci tutukland›

3 gün süren boykotun ard›ndan gözalt›na al›nan ve ek gözalt› sü-resiyle 4 gün gözalt›nda kalan ö¤rencilerden 12’si ise tutukland›.Ö¤renciler, 10 Nisan günü ç›kar›ld›klar› mahkemede, “örgüt ad›naeylem yapmak, kamu mal›na zarar vermek, e¤itim hakk›n› k›s›t-lamak, karfl› gelen ö¤rencileri tehdit etmek” iddialar›yla tutukla-narak, D Tipi Hapishanesi’ne götürüldüler.

Dicle ö¤rencileri katledilen arkadafllar›na sahip ç›kt›

‹STANBUL- ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü,DGH ve YDG-M üyesi üniversite ö¤rencile-rinin ailelerini arayarak, psikolojik bask›oluflturmaya çal›flt›. ‹stanbul Üniversite-si’nde okuyan ö¤rencilerin ailelerini geçti-¤imiz günlerde arayan polis, “K›z›n›z› terör-le mücadele birimine getirin. K›z›n›za ve k›-z›n›z›n arkadafllar›na dikkat edin” fleklinde-ki ifadelerle, ö¤renciler ve aileleri üzerindepsikolojik bask› oluflturmak istedi.

Ö¤renciler polis bask›s›n› protes-to ettiDemokratik Gençlik Hareketi (DGH) veYurtsever Demokratik Gençlik Meclisi(YDG-M), 10 Nisan tarihinde ‹HD’de yapt›k-lar› bas›n toplant›s›yla, ‹stanbul Emniyet

Müdürlü¤ü’nün bu psikolojik bask› amaçl›giriflimini protesto etti. Aileleri aranaraksindirilmeye çal›fl›lan Nesrin Deniz ve Ye-flim Sezon’un kat›ld›¤› aç›klamada, siste-min sald›r›lar›n› derinlefltirerek devam et-tirdi¤i kaydedildi.Aç›klamay› okuyan Nesrin Deniz, devrimci,demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin de-mokratik haklar› için yükselttikleri muha-lefetin bast›r›lmak istendi¤inin alt›n› çize-rek, “Yak›n bir tarihte ö¤rencilerin aileleri-ni arayarak kendilerini ‹stanbul EmniyetMüdürlü¤ü Terörle Mücadele fiubesi polis-leri olarak tan›tanlar, bizlerin söz, eylem veörgütlenme hakk›n›, toplumsal feodal ba¤-lar›n en güçlü oldu¤u ve sistemin en kü-çük yap› tafl› olan aile arac›l›¤›yla zaptu-rapt alt›na almaya çal›flanlard›r” dedi.

Aileleri üzerinde korku ve endifle yarata-

rak psikolojik bask› oluflturmaya çal›flan

sistemin tüm sald›r›lar›na karfl› y›lmaya-

caklar›n› vurgulayan Deniz, aç›klamada

flunlar› söyledi: “Bizleri, devreye soktuklar›

bu ve benzeri y›ld›rma politikalar›yla ‘çare-

sizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, bir kez da-

ha hayk›r›yoruz. ‘Çare biziz’ ve gelece¤imi-

ze iliflkin belirledi¤imiz hedefler do¤rultu-

sunda devrimci-demokrat-yurtsever ö¤-

renciler olarak hiçbir zorbal›k ve bask› ay-

g›t› bizi y›ld›ramayacakt›r. Beyhude iddi-

alarla ve flemalarla bizleri etkisizlefltirme-

ye, ailelerimizi kullanarak iflbirlikçili¤e ve

ajanlaflt›rmaya çal›flanlara karfl› en güzel

cevab›, bizlerin demokratik hak ve özgür-

lük mücadelesi verecektir.”

Polisten ö¤rencilere psikolojik bask›

‹STANBUL- DGH üyeleri 18 Nisan günü Galata-saray Lisesi önünde yapt›¤› eylemle, ekonomikve sosyal y›k›mlara karfl›, halk gençli¤inin dina-mik at›lgan gücünü ortaya koyarak gelece¤inikendi elleriyle yarataca¤›n› belirtti.Demokratik Gençlik Hareketi (DGH)’nin bafllat-m›fl oldu¤u “Emperyalist Tahakküme, ‹flsizli¤eve Geleceksizlefltirilmeye Karfl› Halk Gençli¤ininHakl› Mücadelesini Büyütelim!” kampanyas›çerçevesinde Galatasaray Lisesi önünde bas›naç›klamas› yapt›. Yap›lan eylemde, dünya gene-linde yaflanan ekonomik krizin gençli¤i deolumsuz anlamda etkiledi¤inin alt›l› çizildi. DGHad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Tu¤çe Özgül,ekonomik krizle beraber toplumun çeflitli ke-simlerine yönelik sosyal ve ekonomik y›k›mla-r›n her geçen gün art›¤›n› dile getirerek, “Krizinfaturas› baflta emekçiler olmak üzere tüm hal-k›m›za kesiliyor, kriz patronlar aç›s›ndan ise f›r-satlara dönüfltürülmek isteniyor” diye konufltu.AKP hükümetinin uygulad›¤› politikalar›n halkade¤il, patron ve a¤alar›n ç›kar›na yönelik oldu-¤unu söyleyen Özgül, “‹flçiler, köylüler ve di¤eremekçi kesimler daha da yoksullafl›rken, halkgençli¤inin pay›na; kimliksel cemaatleflmeninhalklar› birbiriyle savaflt›rd›¤›, sömürünün vezorbal›k düzeninin azg›nlaflt›¤›, piyasa ekonomi-si ve kültürünün kifliliksizlefltirdi¤i, çürüttü¤ü,ba¤nazlaflt›rd›¤› koca bir y›k›m tablosundan bafl-ka bir fley hiçbir fley düflmüyor” diye konufltu.

‘Üniversite ö¤rencileri ma¤dur ediliyor’“Birçok üniversitede ö¤renci ifllerinde yap›lan ifl-lemlerden ücret al›nmas›, medikal haklar›n gerial›nmas›, yemek ücretlerinin art›r›lmas› gibi so-runlar üniversite ö¤rencilerini ma¤dur ediyor”diyen Özgül, “Bunlar›n d›fl›nda elektrik, kira, ula-fl›m, do¤algaza yap›lan zamlarla üniversite kap›-lar› emekçi çocuklar›na kapat›lmak isteniyor.Yine burslar›n kesilmesi zor durumda olanemekçi ailelerin çocuklar›na e¤itimini devamettirememeyi dayat›yor. Kamuoyunda 50/d ya-sas› olarak bilinen yasayla asistanlar iflsizlik or-dusuna dâhil edilmek isteniyor” dedi.Tüm bunlara karfl›n, halk›n sokaklara, meydan-lara yans›yan hakl› tepkisinin, zorbal›k politika-lar›yla sindirilmeye çal›fl›ld›¤›n› ifade eden Özgülkonuflmas›n› flöyle tamamlad›: “Kriz, iflsizlik,yoksulluk, açl›k ve geleceksizlik elbette ki bizle-rin kaderi de¤ildir. Halk gençli¤i olarak dün ol-du¤undan daha güçlü, nitelikli, coflkulu ve disip-linli bir toplam› var ederek, bütün bask›lar kar-fl›s›nda halk gençli¤inin dinamik, at›lgan gücünüortaya koyarak gelece¤imizi kendi ellerimizleyarataca¤›z”Eylem, “Biz biz biz halk gençli¤iyiz, demokratikgençlik hareketiyiz”, “Yaflas›n 1 May›s, Biji YekGulan”, “Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son”, “Ya-p›lan zamlar geri çekilsin”, “Zam Zulüm iflkenceiflte faflizm”, “Diplomal› iflsiz olmayaca¤›z” slo-ganlar› at›larak sonland›r›ld›.

ESK‹fiEH‹R- Demokratik hak ve özgürlük

mücadelesi veren ö¤rencilere karfl› polis ile

kolkola hareket eden üniversite yönetimle-

ri, bu birlikteli¤i daha da güçlendirecek bir

olaya imza att›. Eskiflehir Anadolu Üniversi-

tesi rektörlü¤ü, demokratik haklar›n› kulla-

narak eylem yapan ö¤rencilere sald›ran po-

lislere, okul araçlar›n› tahsis ederek ö¤renci-

lerin gözalt›na al›nmalar›na yard›mc› oldu.

Bir süre önce, idarenin göz yummas› ile

devrimci, demokrat ö¤rencilere ülkücü fa-

flistler, polis ve özel güvenlik birimleri ortak

bir flekilde sald›rm›fl ve 75 ö¤renci gözalt›na

al›nm›flt›. Bu sald›r›da dikkat çeken ayr›nt›

ise, üniversite yönetiminin polislere okul

araçlar›n› tahsis ederek, ö¤rencilerin gözal-

t›na al›nmalar›na yard›mc› olmas› oldu. Bu

olay, ö¤rencilere karfl› gelifltirilen sald›r›lara

idarenin ne ölüçüde ortakl›k etti¤ini aç›k

aç›k gösterdi.

Ö¤renciler: Hakl› ve meflru

mücadelemiz engellenemezYap›lan sald›r›lar› ve ünivesite yönetiminin

aç›ktan deste¤ini protesto eden ö¤renciler,

Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampu-

su'nda eylem yapt›lar.

Protesto için üniversite giriflinde toplanan

DGH, DÖB, DPG, Ekim Gençli¤i, Eskiflehir

Gençlik Derne¤i, Genç Direniflçi üyesi ö¤ren-

cilere, SGD ve YDG-M üyeleri de destek ver-

di. Ö¤renciler, “Faflizme karfl› birleflik müca-

deleye” pankart› arkas›nda yürüyüfle geçe-

rek, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar

bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli-

¤i” sloganlar›yla, yemekhane önüne kadar

yürüdü.

Burada ö¤renciler ad›na yap›lan aç›klamada,

sald›r› olay›ndan birkaç gün sonra üniversi-

te yönetiminin sald›r›ya u¤rayan devrimci

demokrat ö¤renciler hakk›nda soruflturma

bafllatma gibi tehditler savurdu¤u belirtildi.

Aç›klamada, “Yap›lanlar hakl› ve meflru mü-

cadelemizi engelleyemeyecektir. Bizler bu

sald›r›lara sessiz kalmayarak, örgütlü gücü-

müzü daha da büyüterek, faflizme karfl›

devrimci temellerde birleflik, örgütlü gücü-

müzle yan›t verece¤iz ve sald›r›lar›n sorum-

lular›ndan hesap soraca¤›z” denildi.

Eylem, söylenen marfllarla sona erdi.

DGH: Gelece¤imizi kendiellerimize alaca¤›z

‹STANBUL- ‹stanbul Üniversitesi Beyaz›t Kam-pusu’nda 9 Nisan’da okuldan ç›k›p otobüs dura-¤›na yürüyen devrimci ö¤rencilere, faflistler ta-raf›ndan sat›r ve b›çaklarla gerçeklefltirilen sal-d›r›da 3 ö¤renci yaraland›. ‹Ü ö¤rencileri ise Ay-nur Özin, Bora Keklik, Ç›nar Öney isimli arkadafl-lar›n›n u¤rad›¤› sald›r›y› k›namak amac›yla 10Nisan günü ‹stanbul Üniversitesi ana girifl kap›s›önünde bas›n aç›klamas› yapt›.Eylemde, “Sa¤-sol kavgas› yok, faflist sald›r› var”,“Kahrolsun faflizm, yaflas›n mücadelemiz” yaz›l›pankartlar ve “Beyaz›t faflizme mezar olacak”,“Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” yaz›l› döviz-ler ile yaralanan ö¤rencilerin foto¤raflar› tafl›nd›.Ö¤renciler ad›na aç›klamay› okuyan Özge Çele-bi, sald›r›lar›n polis-idare ve faflistlerin iflbirli¤iiçersinde gerçeklefltirildi¤ini ifade etti. Sald›r›y›gerçeklefltiren Siyasal Bilimler Fakültesi ö¤renci-si Serhan Özcan’›n okula sivil polisler eflli¤indegirdi¤i ve bunun kan›t› oldu¤unu vurgulayanÇelebi, “Çok aç›k polis-idare- sivil faflist iflbirli¤ivard›r. Bize her f›rsatta saçma sapan bahaneler-le soruflturma aç›p, cezalar ya¤d›ran idare buçapulcu sürüsüne hiç dokunmamakta, adetasald›r›lar›n› teflvik etmektedir” diye konufltu.Devrimcilerin eflit, özgür bir ülke ve paras›z bi-limsel ve demokratik üniversite istediklerininalt›n› çizen Çelebi, mücadelelerine devam ede-ceklerini belirterek, “Yalanlar›n karfl›s›nda dahagüçlü olabilmek için y›lmadan, sünmeden ör-gütlenmeye devam edecek, her bir sald›r›n›nhesab›n› mutlaka soraca¤›z. Adaleti kendimizsa¤layacak, daha cüretli ve kararl› bir flekildemücadelemizi büyütece¤iz” dedi.Yap›lan eylemde, “Beyaz›t faflizme mezar ola-cak”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Kur-tulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbiri-miz” diye sloganlar atan ö¤rencilere, asistan ö¤-renciler de destek verdi.

“Adaleti biz sa¤layaca¤›z”

‹flte YÖK demokrasisi

Bir ‘üniversite-polis-sivil faflist iflbirli¤i’ dahaUfiAK- Uflak Üniversitesi'nde Newrozöncesi keyfi olarak gözalt›na al›nanyurtsever ö¤renciler, flimdi de üni-versite yönetiminin bask›lar› ve so-ruflturmalar› ile karfl› karfl›ya. New-roz öncesi gözalt›na al›nan ö¤renci-ler hakk›nda soruflturma terörü bafl-latan üniversite yönetimi, sorufltur-malar› s›nav dönemlerine denk geti-rerek ö¤rencilerin e¤itim haklar›n›n

engellenmesine neden oluyor.

Okul yönetiminin, polisin keyfi tu-

tuklamalar›n› desteklemesi, okul

içindeki faflist sald›r›lar› umursama-

mas› ve görmezden gelmesi ise üni-

versite yönetimin anlay›fl›n› ortaya

koyuyor. Okulda faflist ö¤rencilere

yönelik verilen cezalar uygulanmaz-

ken, devrimci-demokrat ö¤rencilere

faflistler taraf›ndan yap›lan sald›r›lar

ise üniversite yönetimi taraf›ndan

görmezden geliniyor. Devrimci ve

demokrat ö¤rencilere yönelik uygu-

lanan sald›r›lara sessiz kalan ö¤re-

tim görevlileri, konu faflist ö¤renci-

ler olunca, "Uzaklaflt›rma ve atmak

çözüm de¤il" gibi de¤erlendirmeler-

de bulunuyor.

Page 10: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

10 20-30 Nisan 2009 dünya

Fransa’n›n Strasbourg kentinde NOTO’nun 60. y›l›na özel dü-zenlenen zirve, dünyan›n birçok yerinde eylemlerle protestoedildi. Farkl› co¤rafyalarda gerçeklefltirilen eylemlerde “em-peryalist savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n” ortak vurgusu öneç›kt›. NATO Zirvesi’nin yap›ld›¤› Strasbourg’da toplanan bin-lerce kifli sokaklar› “NATO’ya hay›r” sloganlar›yla inletti. Öze-llikle farkl› ülkelerden Strasbourg’a gelen birçok Maoist Par-ti’nin militanlar›, güçlerini birlefltirerek, ortak irade ile, sald›r-gan Frans›z polisine zor anlar yaflatt›lar.

NATO da¤›t›ls›n

Emperyalist savafl örgütü NATO’nun 60. y›l›na özel olarak dü-zenlenen zirve s›ras›nda bir araya gelen binlerce anti-emper-yalist, “Emepryalist savafl örgütü NATO da¤›lt›ls›n” dedi. Türki-ye-Kuzey Kürdistan’l› örgütlerin de kat›ld›¤› Alternatif Zirvekapsam›nda düzenlenen eylemlerde NATO teflhir edildi. Yak-lafl›k 1 hafta süren eylemlerde, Fransa polisi adeta flehri ablu-kaya al›rken, birçok ülkeden bir araya gelen binlerce anti-em-peryalist, NATO zirvesinin yap›ld›¤› yere do¤ru yürüyüfle geçti.

Maoistler bir aradayd›

Fransa, ‹talya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’l› Maositlerin olufl-turmufl oldu¤u birlik, haz›rl›kl› olarak kat›ld›¤› eylemlerde,çat›flmalar› ön saflarda sürdürdü. Binlerce polis gücüne karfl›

barikatlarda bir araya gelen farkl› Maoist partilerin militanla-r›, çat›flmalara önderlik etti. Polislerin kurdu¤u birçok barikat,Maoistlerin ve di¤er devrimci örgütlerin kararl›l›¤› ile y›k›ld›.Eylemlerde Maoistler, yüzlerini gizledikleri k›rm›z› bezlerdendolay›, polis telsizlerinde, “en tehlikeli grup k›rm›z› maskeli-ler” fleklinde anons edildi.

Baden yürüyüflü

fiehrin birçok yerinde çat›flmalar yaflan›rken, en yo¤un çat›fl-malar Almanya ile Fransa’y› birlefltiren Avrupa Köprüsü çev-resinde gerçekleflti. ‹ki yakadan gelen eylemcilerin birleflme-sini engellemek isteyen polis, kurdu¤u barikatlarla köprüyüinsan ve araç trafi¤ine kapatt›. Alman yakas›nda olan Kehl’depolislerle 8 bin dolay›nda eylemci aras›nda çat›flma ç›kt›. Po-lisler göz yaflart›c› gazlar ve tazyikli su ile kitleye sald›rd›.Strasbourg’tan yürüyen kitle ise polis barikatlar›n› y›kt›ktansonra Avrupa Köprüsü’nde bulunan gümrük binas›n› yakt›.Bu arada Almanya taraf›nda bekleyen kitle ise, Alman poli-siyle flidetli çat›flmaya girdi. Polisle yo¤un çat›flmalar›n ya-fland›¤› Strasbourg’ta yüzlerce eylemci gözalt›na al›nd›.

Alternatif Kamp

NATO protestolar›n›n merkezini oluflturan ve Türkiye-KuzeyKürdistan’l› örgütlerin de merkezinde yer ald›¤› Alternatif

Kamp, NATO toplant›lar›n›n yap›ld›¤› 1-4 Nisan günleri bo-yunca hergün eylem düzenledi.

Protesto gösterisi için hergün organizeli bir flekilde kamptanharekete geçen eylemciler NATO zirvesini protesto ettiler. Al-ternatif Kamp alan›n› abluka alt›na alan polis barikatlar› kitle-nin saatlerce süren çat›flmalar› sonras›nda geri püskürtüldü.Sokaklara barikatlar kuran eylemciler, tafllarla polise karfl›l›kverdiler. Gösterilerde özelikle MKP militanlar›n›n kararl› ve or-ganizeli duruflu dikkat çekti.

Çat›flmalarda askeri binalar tafllanarak tahrip edildi. Ayn› za-manda bir banliyöde bulunan polis karakolu göstericiler ta-raf›ndan tamamen kullan›lamaz hale getirildi.

G-20 eylemerinde öldürülen anti-emperyalistNATO eylemlerinde an›ld›

2 Nisan günü Londra’da G-20 zirvesi protestolar›nda bir ey-lemcinin öldürülmesi haberinin kampa ulaflmas› üzerine,kampta bulunan eylemciler protesto gösterileri yapt›. Ö¤lensaatlerinde kamp bölgesi olan Neuhof'tan flehir merkeziStrazburg'a do¤ru 3 bini aflk›n kiflinin oluflturdu¤u kitle pro-testo yürüyüflüne geçti. Londra'da hayat›n› kaybeden anti-emperyalist için yürüyen kitleye, Fransa polisi belli bir nokta-dan sonra gaz bombalar› ile sald›rd›. Polisin sald›r›s›na cevapveren kitle, 5 saat boyunca flehrin sokaklar›nda çat›flt›.

Ülkemizin birçok yerinde anti-emperyalistler, emperyalistsavafl örgütü NATO’nun da¤›t›lmas›n› istedi.

NATO iflledi¤i suçlar›n hesab›n› verecek

DHF, D‹SK, TMMOB, ÇHD, TKP, Sosyalist Parti, Halk Cephesi,SDP, ÖDP, EHP ve Partizan üyeleri Kad›köy Meydan›’nda mi-ting düzenledi. Mitingde buluflan binlerce anti-emperyalist,savafl örgütü NATO’nun da¤›t›lmas›n› istedi.

Mitingde NATO karfl›tlar› ad›na aç›klama yapan sanatç› Sua-vi, ABD Baflkan› Obama’n›n ziyareti için, “Kürt sorunu dosya-s› cebimde, geliyorum, diyor. Bizler biliyoruz ki, emperyalist-ler hiçbir zaman halklar›n ç›kar›na bir fley yapmazlar. Bizlerbu ülkenin anti-emperyalist güçleri olarak yüksek sesle hay-k›r›yoruz; Obama defol, kanl› ayaklar›nla kirletme topraklar›-m›z›” dedi.

NATO'nun ülkemizde ve dünyada iflledi¤i insanl›k suçlar›naörnekler veren Suavi, “Emperyalizm, tüm güç gösterilerine,üstün teknoloji ve devasa silahlar›na ra¤men dünya halkla-r›n›n kurtulufl umudunu öldürememifltir” dedi. Suavi konufl-mas›n›, “Emperyalistler, NATO'yu yeniden yap›land›rabilir,yeni sald›r› politikalar› belirleyebilir. Ancak tarihin ak›fl›n› de-¤ifltiremezler. NATO bir gün, dünya halklar›na karfl› iflledi¤isuçlar›n hesab›n› mutlaka vermek zorunda kalacakt›r” sözle-ri ile bitirdi. Mitingde Yasemin Göksu, Hilmi Yaray›c›, Bayarfiahin, Erdal Bayrako¤lu ve Grup Yorum sahne ald›.

Ankara'dan NATO da¤›t›ls›n ça¤r›s›

Emperyalist savafl örgütü NATO ve ABD Baflkan› Obama'yakarfl› binler Ankara’da alandayd›. ABD Baflkan› Barack Oba-ma’n›n Ankara’ya gelmesine bir gün kala aralar›nda Demok-ratik Haklar Federasyonu'nun da buludu¤u birçok demokra-tik kitle örgütü, Kolej Meydan›'nda miting düzenleyerek,Obama’y› ve NATO’yu istemediklerini hayk›rd›.

Toros Sokak’tan Kolej Kavfla¤›’na gerçeklefltirilen yürüyüfltes›k s›k “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Savafl örgütü NATOda¤›t›ls›n”, “Kahrolsun emperyalizm, yaflas›n halklar›n kar-

deflli¤i”, “Emperyalistler yenilecek, direnen halklar kazana-cak” sloganlar› at›ld›. Yürüyüflün ard›ndan kurumlar ad›nayap›lan aç›klamay› okuyan KESK Ankara fiubeler PlatformuDönem Sözcüsü Sat› Burunucu Çal›, NATO müttefiki ülkelerinNATO’nun 60. kurulufl y›l›n› bir zirveyle kutlarken, dünyan›npek çok yerinde NATO’ya karfl› eylemler gerçeklefltirildi¤inisöyledi. Çal› konuflmas›na flöyle devam etti: “ABD’nin halkla-r› birbirine düflman eden politikalar›na, sömürüye, emperya-list savafllara, iflgallere, NATO’ya ve emperyalizme karfl›, sa-vafl örgütü NATO’yu da¤›tmak için savafls›z, sömürüsüz, s›n›r-s›z bir dünya için eylemde, mücadeledeyiz.”

NATO’nun 60’›nc› y›l› ‹zmir’de protesto edildi

Emperyalistlerin jandarmas› NATO, kuruluflunun 60’›nc› y›l›n-da ‹zmir’de protesto edildi. Yap›lan eylemde, “NATO kurulu-flundan bu yana dünyan›n her yerine savafl, kan ve yoksul-luktan baflka bir fley götürmemifltir” denildi. ‹zmir Birlikte Ba-flaraca¤›z Platformu’nun düzenledi¤i eyleme aralar›nda De-mokratik Haklar Federasyonu (DHF)’nun da bulundu¤u çeflitlikitle örgütleri kat›ld›. fiirinyer Tansafl önünde toplanan kitle,NATO k›fllas›na yürüdü. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “NATO’danç›k›ls›n, üstler kapat›ls›n”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Ka-til ABD, Ortado¤u’dan defol” diye sloganlar at›ld›. Platform ad›-na Ertu¤rul Barka’n›n okudu¤u aç›klamada ise, “NATO’nun 60y›l›k tarihi, savafl, iflgal, darbe ve katliamlar tarihidir” denildi.

‘NATO da¤›t›ls›n’

Denizli’de Demokratik Haklar Federasyonu'nun da aralar›n-da bulundu¤u çeflitli kitle örgütleri ve siyasi partiler ABDBaflkan› Obama'n›n ülkemize geliflini ve emperyalist savaflörgütü NATO'nun 60. kurulufl y›ldönümünü protesto ettiler.Cando¤an Park›’nda toplanan eylemciler, Filistin ve Afganis-tan’daki iflgali temsil eden iki tabut ve “NATO da¤›t›ls›n” dö-vizleri ile meydana do¤ru yürüdüler. Belediye önüne geleneylemciler ad›na bir aç›klama yap›larak, NATO’nun kara ta-rihi, kurulufl amac› ve Ortado¤u ile di¤er ülkelerde iflledi¤ifluçlar anlat›ld›.

‘NATO üsleri kapat›ls›n’

Antalya’da da emek ve demokrasi güçleri, NATO’nun da¤›t›l-

mas›n› istediler. Aralar›nda Demokratik Haklar Federasyo-

nu’nun da bulundu¤u emek ve demokrasi güçleri, K›fllahan

Meydan›’nda bir araya gelerek savafl örgütü NATO’yu protes-

to etti. Eylemciler ad›na yap›lan aç›klamada, NATO’nun 60

y›ll›k tarihi boyunca demokrasiden ve halklar›n huzur ve gü-

venli¤inden yana hiçbir fley yapmad›¤› belirtilerek, “Tersine,

nerede emperyalizme karfl› bir mücadele yafland›ysa, onu

ezme görevi üstlenmifltir” denildi. NATO’da ABD’den sonra en

fazla askerin Türk devletine ait oldu¤u belirtilen aç›klama flu

sözlerle bitirildi: “Emperyalistler NATO flemsiyesi alt›nda,

dünya halklar›na karfl› güçlerini birlefltirerek sald›rmaktad›r.

Türkiye bu emperyalist sald›r›lara ortak olmamal›d›r. NA-

TO’dan derhal ç›kmal›, Türkiye’deki bütün üsler kapat›lmal›

ve dünya halklar›n› tehdit eden NATO da¤›t›lmal›d›r.”

NATO'ya karfl› bir ses de Salihli'den

Aralar›nda DHF ve DGH’nin de bulundu¤u Salihli Demokratik

Halk ‹nisiyatifi bileflenleri, Obama’n›n ülkemize geliflini ve

emperyalist savafl örgütü NATO’nun 60. kurulufl y›ldönümü-

nü protesto etti. Salihli ilçe merkezinde toplanan NATO kar-

fl›tlar› ad›na yap›lan aç›klamada, NATO'nun emperyalistlerin

savafl örgütü oldu¤u belirtilerek, NATO'nun 60 y›ld›r dünya

halklar›na sald›rd›¤› ve birçok katliama imza att›¤› ifade edil-

di. Sivas, Marafl, 12 Eylül, 12 Mart, 77’ 1 May›s katliamlar› ile

yüzlerce faili meçhul cinayetin NATO'nun ürünü oldu¤u kay-

dedilen aç›klamada, “Emperyalizmin kanl› emelleri içerisin-

de, efendileriyle stratejik dengeler kurmufl bulunan ülkemiz

iktidar›n›n tüm zorbal›k politikas›na karfl›n; ezilen dünya

halklar›n›n ve emekçilerinin tarihsel hakl›l›¤›ndan, Afganis-

tan'dan Irak'a, Filistin'e ba¤›ms›zl›k için çarp›flan halklar›n di-

renciyle ve ülkemiz emekçilerinin demokratik haklar› için

mücadelesinden ald›¤›m›z güçle zalimlerin karfl›s›nda olaca-

¤›z” denildi.

NATO’nun 60. y›l› halklar›n öfkesiyle karfl›land›

Emperyalizmin savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n!

Peru Komünist Partisi (Ayd›nl›k Yol), devlet güçlerinedarbe indirmeye devam ediyor. 12 Nisan günü ülke-nin güneydo¤usundaki da¤l›k bir bölgede devriyegezen askeri bir konvoy PKP gerillalar› taraf›ndanpusuya düflürüldü. Askeri konvoyu yüksek bir uçu-rumun k›y›s›nda pusuya düflüren PKP gerillalar›n›ndinamit ve a¤›r silahlar gerçeklefltirdikleri sald›r›da,baz›lar› uçurumdan düflen toplam 12 asker öldü. Pe-ru ordu sözcüsü taraf›ndan yap›lan aç›klamada ölüsay›s› do¤rulan›rken, PKP’nin 2009 y›l›nda gerçeklefl-tirdi¤i bu “en kanl›” sald›r›da 1 askerin kayboldu¤uve 2 askerin ise yaraland›¤› duyuruldu. Ordu sözcü-sü, ayn› gün, ayn› bölgede Maoist gerillalar taraf›n-dan gerçeklefltirilen ve 1 askerin öldü¤ü, 4 askerinise yaraland›¤› bir çat›flman›n gerçekleflti¤ini ve pu-suya düflen askeri konvoyun çat›flma bölgesine git-mekte bulundu¤unu aç›klad›.

Latin Amerika’da yenidenMaoist ayak sesleri

Emperyalistlerin ve uflaklar›n›n bir araya geldi¤i G-20 zirvesi Avrupa'da birçok ülkede protesto eylem-leri ile karfl›land›. Yeni süreçte dünyan›n ekonomik,siyasal yap›s›n› konuflacak ve belirleyecek olan em-peryalistler ve uflaklar›, 2 Nisan tarihinde G-20 zirve-sinde bir araya geldi. Yaflanan ekonomik krizin na-s›l giderilece¤ini tart›flan G-20 zirvesi, Avrupa'da bir-çok ülkede protesto gösterilerine neden oldu. Zirveöncesi yap›lan küreselleflme karfl›t› eylemlerde, “Si-zin krizinizin bedelini biz ödemeyece¤iz” denildi.Londra, Berlin, Frankfurt, Amsterdam, Paris ve Viya-na gibi Avrupa'n›n önemli merkezlerinde gerçeklefl-tirilen eylemlere on binlerce kifli kat›ld›.

'Küresel ekonomik krizin sorumlusukapitalistler'Yap›lan G-20 karfl›t› eylemlerde on binlerce kifli kü-resel ekonomik krizin sorumlusunun kapitalistler ol-du¤unu belirtti. ‹ngiltere'nin baflkenti Londra'da ya-p›lan G-20 zirvesi karfl›t› eyleme 35 bin kifli kat›ld›.Küresel ekonomik krizin sorumlusunun kapitalistleroldu¤unun belirtildi¤i eylemde kapitalizm karfl›t›pankartlar tafl›nd›. G-20 karfl›tlar›n›n flehir merkezinedo¤ru çat›flarak ilerledi¤i s›rada bir kifli polisin sald›-r›s›na maruz kalarak hayat›n› kaybetti. Olaydan son-ra yay›nlanan bir videoda polisin savunmas›z gencesald›rd›¤› ve joplarla dövdü¤ü görüldü. Polis ise gö-rüntüler yay›nlanmadan önce, “göstericinin sa¤l›ksorunu olabilir” fleklinde bir aç›klama yapm›flt›. Al-maya'n›n baflkenti Berlin'de soka¤a ç›kan 30 bin kiflikapitalizmin krizini ve G-20 zirvesini protesto etti.Berlin'de gerçeklefltirilen yürüyüflte k›sa süreli birgerginlik yafland›. Polisin yürüyüfle kat›lan kiflileringörüntülerini almas›na tepki gösteren eylemciler po-lise direndi. Polis çok say›da kifliyi gözalt›na ald›.

“Kapitalizmin krizininfaturas›n› ödemeyece¤iz”

Eski ad›yla Seylan, yeni ad›yla Sri Lanka bugünlerdebüyük bir katliama sahne oluyor. Son üç ay içerisindeTamil Elam bölgesine gerçeklefltirdi¤i genifl çapl› sald›-r›larda 5 bin dolay›nda kifliyi katleden Sri Lanka dev-leti, Tamillere dönük kitlesel imha sald›r›s› bafllatt›.

1983 y›l›ndan bu yana Sri Lanka’n›n Güney ve Kuzeybölgelerinde yaflayan Tamiller, bu bölgede fiili biryönetim kurmufl ve bu yönetim alt›ndaki bölgeleriTamil Elam Yönetimi olarak ilan etmifllerdi. 2002 y›-l›nda Sri Lanka devleti Tamil Elam Yönetimi ile ma-saya oturarak bar›fl imzalam›fl, ancak 2008 y›l›ndatek tarafl› olarak anlaflmadan çekilerek yeniden sal-d›r›lara giriflmiflti. 2008’den itibaren Tamillere dönükyo¤unlaflan sald›r›larda binlerce kifli yaflam›n› yitir-mifl, bir o kadar insan da yaralanm›flt›. Gelinen afla-mada Sri Lanka hükümeti, Tamil Elam Yönetimi’nitamamen bitirmek için büyük bir katliama giriflmiflbulunuyor. Sri Lanka devleti taraf›ndan 12 Nisan gü-nü Tamil Elam Yönetimi’nin etkinli¤i alt›nda bulu-nan bölgelere dönük bafllat›lan bu imha sald›r›s›ndaflu ana kadar 5 bin dolay›nda Tamilli yaflam›n› yitir-di, 9 binin üzerinde Tamilli ise yaraland›.

Dünyan›n birçok yerinde tepkilere neden olan, soyk›-r›m olarak nitelendirilen sald›r›lar›n durdurulmas› içinyükselen ateflkes ça¤r›lar›na olumsuz yan›t veren SriLanka devleti, sald›r›lar›n Tamil Elam gerillalar›n›ntümden imhas›n› hedefledi¤ini ve bu hedefe ulafl›l-madan sald›r›y› hiçbir gücün sona erdiremeyece¤iniaç›klad›. Sri Lanka Baflbakan›’n›n “insani bir operas-yon” olarak nitelendirdi¤i katlima göz yuman ABD, ‹n-giltere, Fransa, Kanada gibi devletler ise Tamil Elamgerillalar›na teslim olmalar› ça¤r›lar›nda bulundular.

Kuzey ve Güney Sri Lanka'n›n Tamil Elam ÖzgürlükKaplanlar›'n›n kontrolü alt›nda olan k›s›mlar› yar›-ba¤›ms›z devlet durumunda ve bu bölge Tamil ola-rak tan›mlan›yor. Kendi para birimi olmayan ve SriLanka rupee’sini kullanan Tamil Elam, Sri Lanka dev-leti kabul etmese de kendisine ait orduya, yarg›ya,merkez bankas›na, polis ve askeri güce sahip.

Sri Lanka’da Tamilleresoyk›r›m yap›l›yor

Page 11: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

1120-30 Nisan 2009çeviri

Ana muhalefette yer alan Nepal Kongre Partisi, 25

Mart'ta yap›lan meclis oturumunda, BNKP (Maoist)'in

savafl s›ras›nda el koydu¤u mal varl›klar›n›n iadesi ve

Maoist Parti'ye ba¤l› Genç Komünistler Ligi (YCL)'nin fa-

aliyetlerinin durdurulmas› gibi konular› içeren dokuz

maddelik taleplerin yerine getirilmedi¤ini ileri sürerek

meclis oturumlar›n› boykot karar› ald›. Di¤er yandan

gençlik kanad›ndan bir liderin YCL taraf›ndan öldürül-

dü¤ünü öne süren UML (Hükümet orta¤› olan Birleflik

Marksist Leninist Parti) Maoist partiyi bu konuda hare-

kete geçmeye zorlamak amac›yla boykota bafllayarak

meclis oturumlar›n› kilitleyen di¤er bir parti oldu.

Oturum boykotlar› üzerine Nepal'in parlamenter yafla-

m› tam bir siyasi ç›kmaza girmiflti ki, yap›lan görüflme-

ler sonucu 15 Nisan çarflamba günü meclis toplant›la-

r›n›n yeniden bafllamas›na karar verildi. Oturum önce-

sinde bir araya gelen BNKP(M) ve UML temsilcileri, ya-

flanan siyasi ç›kmaz› sonland›rmak üzere anlaflmaya

vard›lar. 15 Nisan’da toplanan meclis oturumunda ise

partilerin uzlaflma yakalamaya çal›flt›klar› bildirildi.

“Anayasa yapmak için ön koflul ordula-r›n entegrasyonudur”: Öte yandan, yeni ana-

yasa ile ilgili bir TV program›na kat›lan Baflkan Prac-handa, anayasan›n haz›rlamas›na dair sürecin baflla-mas› ve sorunsuz tamamlanabilmesi için öncelikleMaoist savaflç›lar›n orduya entegrasyonu ve rehabi-litasyonu ile ilgili sürecin tamamlanm›fl olmas› ge-rekti¤ini söyledi. Bu nedenle hükümetin ordular›nbirleflmesi konusuna öncelik verdi¤ini söyleyenPrachanda, baz› güçlerin ordular›n entegrasyonu ko-nusunda gösterdikleri direncin ülkeyi geriletmeyiamaçlad›¤›n› belirtti. Prachanda, düzenlenecek yenianayasada kad›nlar ve çocuklar›n haklar›na yöneliközel maddeler olaca¤›n› da ekledi.

“Gücünüz yetiyorsa bizi hapse at›n”: Yüce

Divan ise siyasi gerilimi t›rmand›ran bir aç›klama ya-parak, hükümetin geçti¤imiz haftalarda 5 generalingörev sürelerini uzatmama konusunda verdi¤i kara-r› generallerin lehine bozaca¤›n› bildirdi. Maoistlerinliderli¤indeki hükümet, görev süreleri dolan 5 gene-

ralin görev sürelerini uzatmam›fl, bu karar muhale-

fette ve orduda huzursuzlu¤a neden olmufltu. Ordu

yetkilileri Maoistlerin Nepal Ordusu’nun hiyerarflik

yap›s›n› bozmak istedi¤ini iddia etmifl, karara direnç

göstereceklerini ilan etmiflti.

Yüce Divan’›n tavr›na tepki gösteren Maoistler pro-

testo olarak yüksek yarg›çlar›n büstlerini yakt›. Bu-

nun üzerine Yüce Divan, aralar›nda Prachanda ve Ba-

buram Bhattarai’nin de bulundu¤u 8 Maoist vekilden

bir hafta içinde yaz›l› savunma yapmas›n› istedi.

Bas›na aç›klama yapan Bhattarai ise Yüksek Mahke-

me’ye meydan okudu. Bhattarai, "Yapabiliyorsan›z,

hadi bizi hapse at›n” fleklinde konufltu. Bhattarai yü-

ce divan› Panchayat sisteminin bir uzant›s› olarak

de¤erlendirdi ve daha önce de dile getirdi¤i üzere

yüce divan yarg›çlar›n›n seçimle iflbafl›na gelmesi ge-

rekti¤ini savundu.

Solundogusu’ndan al›nm›flt›r.

NEPAL’DE S‹YAS‹ TIKANIKLIK DEVAM ED‹YOR

ORDU, DEVR‹MC‹ HAREKET‹ ENGELLEMEYE ÇALIfiIYORNepal Ordusu, teknik donan›ma sahip 2300 yeni as-ker al›m› yapt›. Bu al›mlar, mevcut Nepal Ordusu Ge-nelkurmay’›n›n, iki ordunun entegrasyonu gibi birgündemlerinin olmad›¤› aç›klamas›yla eflzamanl› ol-du. Asker al›m› hükümetin onay› al›nmaks›z›n yap›l-d›. Ve Nepal Ordusu, bu ifllemi durdurmaya yönelikSavunma Bakanl›¤›’n›n emrini yok sayd›. Bunun üze-rine hükümet, Kamu Yarar› Mahkemesi (Public Inte-rest Litigation) ve Anayasa Mahkemesi’ne baflvurudabulundu, ancak sonuç al›namad›.

Bu arada, Birleflik Nepal Komünist Partisi (Maoist) li-deri ve Halk Kurtulufl Ordusu (PLA) komutan› NandKishore Pun, Nepal Ordusu’nun Bar›fl Sözleflmesi’niihlal ederek güç dengelerini bozmaya çal›flt›¤›n› vebuna tepkisiz kalmayacaklar›n›, 11 bin yeni savaflç›al›m› yapacaklar›n› aç›klad›. Bu olay, Nepal’dekimevcut güç dengelerini göstermektedir. ‹ktidar›n enönemli araçlar›ndan birisi olan ordu, hükümetin kon-

trolü d›fl›ndad›r. Hükümet ayg›t›n›n kendisi eski bü-rokrasinin kontrolündedir. Halk Kurtulufl Ordusu’nun,Nepal Ordusu taraf›ndan yap›lan asker al›mlar›nakarfl› binlerce savaflç› al›m›na gidece¤i yönlü aç›kla-mas›, devrimci kamp›n karfl› devrimci kamp› ele ge-çirmeye haz›r ve istekli oldu¤unu gösteriyor. Ancakhükümet, kendisinin buyruklar›na uymayan ve ana-yasay› ihlal eden Nepal Ordusu’nu yasal bir süreçlekuflatmak yerine, kitleleri e¤itmek ve onlar› hareke-te geçirerek anayasal hükümetin çevresindeki ku-flatmay› k›rmaya ve böylece düflmanla karfl› karfl›yageldi¤i durumda kitlelerin güçlü deste¤ini yan›ndabulmaya yönelik hareket etmeyi tercih ediyor.NKP(M) önderli¤i, partinin hükümet, parlamento vesokaklar olmak üzere üç alanda devrimci mücadele-yi yürütece¤ini kerelerce dile getirdi. Karfl›-devriminsesini yükseltip meydan okudu¤u ve kitlelerin bunakarfl› durdu¤u her defas›nda hükümet düzeyinde

manevra yapman›n ötesine geçilemedi. Revizyo-

nizm, devrimci kamplar›n giriflimlerini zay›flatan kar-

fl›-devrimci çizgiyi, anayasac›l›k gere¤i diye ilan et-

ti¤i, anayasal s›n›rlar›n bafl göstermesi nedeniyle,

parti önderli¤inin, düflmanlar›yla karfl› karfl›ya gel-

mesi durumunda direnme gücüyle daha çok ilgilen-

di¤i görülüyor. Anayasac›l›k, pistonu, bu noktaya

ulaflt›rm›flt›r. BNKP(M) önderli¤i, partinin hükümet ve

parlamento ile mücadele içinde olabilece¤ini defa-

larca söyledi. Karfl›-devrimin bir de¤iflimi yükseltme-

si nedeniyle, salt izleyici olan kitlerin say›s› azalma-

ya bafllad›¤›nda, hükümet nezdinde manevradan

baflka hiçbir fley yap›lmam›flt›r. Revizyonizm, dev-

rimci kamplar›n giriflimlerini zay›flatan karfl›- devrim-

ci çizgiyi, anayasac›l›k gere¤i diye ilan etti.

(Munnaniporali’den çevrildi, fiubat 2009)

‹deoloji, Maoist bir partinin yol göstericisidir. ‹deolojiyi, politika için-de somutlaflt›rmak gerekir. Örne¤in, sömürülen bir ülkede Maositler,emperyalist hâkimiyeti, komprador ve feodal güçleri y›kan yeni de-mokratik devrimin hedeflerini gerçeklefltirmelidir. Bu, ideolojik birdurufltur. ‹deoloji, her bir ülkenin somut koflullar›n›n hayat verdi¤ipolitik pratiklerde somutlan›r ve yine pratik politikalar içerisinde de-¤iflir. Bu pratikler içerisinde uzun süreli halk savafl›, en önemli halka-d›r. Ancak savafl, sadece politik pratikten ibaret de¤ildir. Politik ala-n›n büyük çapta yayg›nl›k kazand›¤› günümüz dünyas›nda mücade-lenin farkl› biçimleri içerisinde gerçeklefltirilen politik müdahale, çokbüyük önem tafl›r. Bu faktörün ikrar› ve yarar›, Nepal’de Maositleringüvencesi alt›ndad›r. Maoistler, geçici bakanl›k ve anayasal meclisintalepleri dâhilinde politik taktikler içerisinde monarfliyi izole etmeyive bitirmeyi baflarm›fllard›r. Bu, yeni bir duruma neden olmufltur.Yeni taktikler parti taraf›ndan benimsenmezse, yeni demokrasininhedeflerinden sap›lacakt›r. Öncülük, bu hedefleri edinmeye henüzhaz›r de¤il. Söz konusu durum, Nepal Komünist Partisi/Maoist(CPN/M)’de mevcut ideolojik mücadeleye yol gösterendir. Bu elefltiri,genelde do¤rudur. Ama son dönemlerdeki taktikler, Nepal ve ulusalihtiyaçlar özeline dönük oldu¤u için, yurtseverlik/enternasyonalizmkarfl›tl›¤› aç›s›ndan ayr›ca dikkatle incelenmelidir.

Mao, sömürülen bir ülkede yurtseverli¤in enternasyonalizmin so-muttaki uygulamas› oldu¤unu söyler. Baz› Maoist partiler, bununasyonalist (ulusalc›) bir sapma olarak alg›lanmakta ve reddet-mektedirler. Bu red tutumu içerisinde olanlar›n argümanlar›n› ka-baca flöyle özetleyebiliriz: Yurtseverlik ulusalc›l›kt›r. O halde ulu-salc› olmak enternasyonalizm ile çeliflir. Böylesi bir düflünce, sö-mürülen bir ülkede emekçi s›n›f›n›n ulusal amaçlar›n›n inkâr›na vereddine neden olur. Mao’nun görüflü, yurtseverli¤in sadece birhakl› ç›kar›m› de¤ildir. Burada dikkat çekmemiz gereken baz› hu-suslar var. Yurtseverlik; ulusalc›l›¤›n de¤il, enternosyalizmin reh-berli¤i alt›nda olmak durumundad›r. Bu bir çeliflkidir. Ulusalc›l›k-tan (milliyetçilikten) ayr›flt›r›lm›fl bir yurtseverlik yaratabilir miyiz?Bu, sömürülen, ezilen bir ülkedeki devrimci dönüfltürme prati¤iiçinde yan›t›n› bulabilir. Emperyalist boyunduru¤u y›kmak için ve-rilen mücadele bu süreç içerisinde nihai sona ulafl›r. Bahsedilendurum, ulusal ç›karlar› da kapsamaktad›r. Bu Mao’nun, söz konu-su ülkelerde ulusal kurtulufl mücadeleleri bayra¤›n›n da proletar-ya taraf›ndan tafl›nmas› gerekti¤i, tafl›nabilece¤i düflüncesinedenk gelir. Yani enternasyonalizmin (tabiat›yla enternasyonalproletaryan›n) kumandas› alt›ndaki ulusalc› bir duruflla bunu ba-flarmak mümkündür. Bu kumandadan yoksun bir ulusal mücade-le ne denli militan olursa olsun, emperyalist sömürgecili¤in zincir-lerini k›rmay› baflaramaz. Son yüzy›l, militan ulusalc›l›¤›n önderliketti¤i bu tarzdan ulusal ba¤›ms›zl›k mücadelelerine tan›k oldu.Son yüzy›l ayr›ca söz konusu mücadeleler neticesinde elde edilen‘ba¤›ms›zl›¤›n’, emperyalist sömürgecili¤in kuflatmalar›yla ne den-li h›zl› bir flekilde biçimsel bir ba¤›ms›zl›¤a dönüfltü¤üne ve yeni-sömürgeler haline geldiklerine de tan›kl›k etti. Bizler, Çin ve Viet-nam gibi model ülkelerin, kapitalist restorasyon yap›l›r yap›lmaznas›l da emperyalist sisteme ba¤›ml› hale geldiklerini de gördük.

Yeni demokratik devrimin hem ulusal ve hem de demokratik gö-revleri, s›n›fsal bak›m›ndan burjuva karakterlidir. Ancak son tahlil-de bu devrim, bir tak›m baflka burjuva güçlere baz› temel rahatl›k-lar sunmak durumundad›r. Bu nedenle içerik olarak burjuva karak-ter tafl›yan nasyonalizm, devrimin ulusal amaçlar›n› bile tamamla-yamaz. Çünkü yeni demokratik devrimin ulusul görevlerinden birtanesi vard›r ki, di¤erlerinin gereklefltirilebilmesinde kilit bir yerdedurmaktad›r: D›fl güçlerden ba¤›ms›z, kendi ayaklar› üzerinde du-rabilen bir ekonominin infla edilmesi. Bu, emperyalist sistemdenuzaklaflmaks›z›n baflar›lamaz. Bu görevi yerine getirebilmek için,yeni demokratik bir niteli¤e sahip bu devrimden sosyalizme veoradan da durmaks›z›n komünizme kadar sürdürmeye muktedirolan tek s›n›f›n; proletaryan›n önderli¤i flartt›r.

Bugün sömürülen bir ulusun kendinden emin var oluflu, ancakkomünist enternasyonalizme do¤ru ilerleyen dünya hareketininbir parças› olmakla baflar›labilir. Çünkü bunun için sarf edilecekçaba, ancak halk›n sömürüyü sona erdiren yo¤un özleminden ge-lebilir. Bu, devrim sürecinde dönüfltürücülü¤ün bir özelli¤ini olufl-turur. Çin’de kapitalist yolda ilerleyen yeni liberallerin son dönemsaçmal›klar›ndan birisi de yeni demokratik devrim aflamas›n›uzatarak ‘sa¤lamlaflt›rmak’t›r! Ve bu düflünce Nepal’de de kendi-sine zemin bulmaktad›r. Bugün Nepal’de sa¤c›l›¤›n elefltirilmeyebafllanmas› bu nedenledir, yeni demokrasi yükselmeden öncebeklenen mevcut geçici düzenin bir aflamas› olarak serbestlefltir-menin gerçeklefltirilmesi bu taleplerinin yükseltilmesinden ötü-rüdür. Öz olarak böylesi bir sapma nasyonalist bir zaman düflü-dür. Böyle yap›lmas›, enternasyonalist ve sosyalist dönüflüm veiliflkilerden vazgeçilmesi durumunda ülkenin gerici üretim iliflki-lerinin hakimiyetine sürüklenmesi kuvvetli bir ihtimal haline ge-lecektir. Bu kabul edilemez. (Munnaniporali’den çevrildi)

Hindistan’da 16 Nisan’da bafllayan seçimleri boykot eden Mao-istler, silahl› eylemlerini sürdürüyor.

10 Nisan’dan, 16 Nisan’a kadar geçen sürede, seçimleri engelle-mek amac›yla eylemler düzenleyen Nepal Komünist Partisi(Maoist) gerillalar›, 16 polisi öldürdüler.

Son zamanlarda Chhattisgarh eyaletinde Maoistlerin eylemlerin-deki ani yükselme, özellikle eyalet komflular› aras›nda büyükses getirdi, Andhra Pradesh polisi ise alarm zillerini çald›. Maoist-ler, Chhattisgarh ve Jharkhand’ta üç çat›flmada Merkezi KorumaPolis Güçleri (CRPF)’nin 14 adam› da dahil 16 polisi öldürdü.Chhattisgarh eyaletinin Dantewada bölgesinin s›n›r›ndaki Chinta-guppa polis karakolu ve Jharkhand eyaletinin Khunti bölgesindeCuma (10 Nisan) ve Cumartesi günlerinde yap›lan ve 14 CRPF po-lisinin öldü¤ü eylemin ard›ndan, Pazar günü (12 Nisan) Chhattis-garh eyaletinin Bijapur bölgesinde, ulusal karayolunun aç›l›fl tö-

renine karfl› yap›lan eylemde de, Maoistlerce patlat›lan bir ma-y›n sonucu iki polis öldürüldü.

Andhra Pradesh polis flefi, olaylar›n Maoistler taraf›ndan Taktik-sel Karfl› Sald›r› Kampanyas› (TCOC)’n›n bir parças› fleklinde ger-çekleflti¤inden endifle etti¤ini aç›klad›. Maoistler, politik hedefle-re sald›rarak, Taktiksel Karfl› Sald›r› Kampanyas› (TOCC) ile seçim-leri boykot etme kampanyas›n› efl zamanl› yürütüyorlar. Maoist-ler, y›lda iki kez, Aral›k-Ocak ve May›s-Haziran dönemlerinde,düflman güçlerine, özellikle polise karfl› eylemlere yo¤unlaflarak,Taktiksel Karfl› Sald›r› Kampanyas› (TOCC) icra edyorlar.

Maoistler ayr›ca 6 Nisan’da, Chhattisgarh eyaletine ba¤l› Bijapurbölgesinde, polis flefi Ankit Garg’›n bulundu¤u konvoyu may›nsald›r›s›yla hedef ald›lar. Kasaba merkezinin 9 km. uza¤›ndameydana gelen olay, baflka polislerin ölümüyle sonuçland›.

Maoistler Ulusal Maden fiirketi’ni bast›- 13 Nisan Pa-

zartesi günü, Orissa eyaletinin Koraput bölgesinde, ihitiyatl› silah

deposu ve devlet taraf›ndan iflletilen Ulusal Alüminyum fiirketi

(NALCO) boksit maden oca¤›nda Maositlerce cesurca sergilenen

silahl› sald›r› sonucu 11 polis memurunun öldürüldü¤ü aç›kland›.

Mevzilerini terk etmeden önce, aralar›nda bir kaç kad›n›n da bu-

lundu¤u yaklafl›k 200 kadar a¤›r silahl› Maoist, patlay›c› madde-

nin yan› s›ra oldukça geliflmifl silahlar›n bulundu¤u madende C‹SF

(Merkezi Endüstri Güvenlik Kuvvetleri) cephaneli¤ini ele geçirdi.

Damanjodi bölgesinde, boksit oca¤›n›n tepesinde görevlendirilen

11 CISF polisi, Maoistler 12 Nisan’da gece sald›r›da bulunduktan

sonra sabah›n erken saatlerine kadar, on saat boyunca süren si-

lahl› çat›flmada öldürüldü. Asya’n›n en büyük boksit madeninde

meydana gelen sald›r›n›n yar›n bafllayacak olan seçimleri engelle-

mek ve patlay›c› silahlar› ele geçirmek amac›yla yap›ld›¤› anlafl›ld›.

Maoistler, seçimlerin ilk günü olan 16 Nisan’da da askeri eylem-

lerini sürdürdüler. Jharkand’da bulunan Barwadi bölgesinde dev-

riye gezen polis konvoyu, Maoist gerillalar taraf›ndan pusuya

düflürüldü. Polisler ile Maoistler aras›nda ç›kan çat›flmalarda 3

polis ölürken, 5 polis ise yaraland›.

Nepal’de çizgimücadelesi

Hindistan’da Maoistlerin eylemleri sürüyor

Page 12: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

12 20-30 Nisan 2009 güncel

Marks’›n göremedi¤i, kapitalizmin emperyalist aflamas›nda, bu-günlerde yaflanan ekonomik kriz, burjuvazi taraf›ndan ‘fikirleriöldü’ denilen Marks’›n, yine burjuvazi taraf›ndan hat›rlat›lmas›nayol açt›. Kapitalizmin kar h›rs›n›n ve sömürü sisteminin ortaya ç›-kard›¤› kronik krizlerini gizleyemeyen emperyalist efendiler, söz-cüleri olan medya arac›l›¤›yla bu kez ‘Marks hakl› ç›kt›’ demeyebafllad›. Kapitalizm tahlili ve elefltirisinden, komünistler kadar,kapitalistlerin de yararland›¤› Marks’›n, ‘Komünist Manifesto’,‘Kapital’ gibi temel eserlerinin bu dönemde raflara ç›kart›lmayada bafllad›.

Marks hakk›nda bolca sözün söylendi¤i bu zamanda, Amerikal›tarihçi Howard Zinn’in, ‘Marks Döndü’ adl› tiyatro oyunu, usta ti-yatrocu Genco Erkal’›n Dostlar Tiyatrosu taraf›ndan ülkeye geti-rildi. Marks’›n hayat› ve ‘öteki dünya’dan gelip günümüz dünya-s›n› yorumlay›fl›, Amerikal› yazar Howard Zinn taraf›ndan, anaflistbir bak›fl aç›s›yla, 1995’te tiyatroya aktar›lm›flt›.

fiaka gerçek oldu, Marks öteki dünyadan döndü!‘Marks’›n Dönüflü’ isminin, alg›lar›m›z karfl›s›nda oluflturdu¤u ikianlam›n tezatl›¤›n›, oyunun bitiflindeki sahneden hareketle,‘Marks dönmek istemedi’ bafll›¤›yla sürdürerek bafllamak istedik.Bu ironi önemli bir ayr›nt› asl›nda. Zira oyuna gitmeden evvel, sa-dece isiminden hareketle, davadan dönmenin bu kadar yo¤unoldu¤u günümüzde, çoktan ‘öteki dünyaya’ giden “Marks’› da m›döndürdüler acaba” diye düflünmedik de¤il! Yaz›n›n bafll›¤›n› k›s-men buna göre belirlediysek de, gerçek flu ki, Marks, oyunun bi-tiflinde defalarca sahenin arkas›na gidip, tekrar dönünce, hemusta oyuncu Genco Erkal’a, hem de komünizmin ustas›na duyu-lan sayg› ayakta alk›fllatt› izleyenleri ve Marks’›n bu ilgiyi b›rak›pda geri dönmek istemeyece¤ini düflünerek att›k bafll›¤›.

Oyunu anlatmaya bafllamadan, flu özel ayr›nt›y› da aktaral›m.Beyo¤lu’ndaki Muammer Karaca tiyatrosunda oynanan DostlarTiyatrosu’nun Marks’›n Dönüflü oyununun sponsoru da Efes Pil-sen. Beyo¤lu’nda gidilen sinemalardan da al›fl›lm›fl bir manzara-d›r içki markalar›n›n reklamlar›n›n bol olmas›. AfifllerindeMarks’›n yan›nda Efes’in logosu yer alan oyunun, tiyatro sahne-sindeki reklam k›sm› ise dikkat çekiciydi. Sponsor Efes Pilsenolunca, Marks da ‘öteki dünya’dan döndü¤ünde, sahneye bira fli-flesiyle ç›k›yor haliyle.

Oyunun tan›t›m›na bu flekilde bafllam›flken, usta tiyatrocu Gen-co Erkal’›n Beyo¤lu’ndaki bu tek kiflilik oyununa okurlar›m›z›yönlendirip yönlendirememe çeliflkisinin nedeni ile de yaz›yabafllamak istemez de¤iliz. Marks’› tan›tan, hat›rlatan oyunun, ö¤-rencisi 15, tam› 25 TL olan bilet fiyatlar› nedeniyle, Marks’› bir kezdaha iflçiler anlayamad›, zira Muammer Karaca tiyatrosunu, ak-flam›n sekiz buçu¤unda dolduranlar›n büyük ço¤unlu¤unu, iflçi-

ler de¤il, rahat çal›flma koflullar›na sahip olanlar oluflturdu. Hofl,bilet fiyatlar› bundan daha düflük olsayd› da, Marks’› izlemeyegidenler yine iflçiler de¤il, daha çok yoksul küçük burjuvalar (ö¤-renciler ço¤unlukla) olacakt›. Bir saatli¤ine dünyaya gelmesineizin verilen Marks, bu bir saatte de ancak, flimdi orta s›n›fta ol-du¤una inanan eski yoldafllara, yani yaflam koflullar› nispeteniyi olan küçük burjuvaziye propaganda yapabildi. Bununla ilgilide oldukça anlaml› bir karikatür, oyun gösterime girdikten son-ra, oyunun ismindeki olumsuz tezata s›¤›n›larak, Evrensel gaze-tesinde yay›mlanm›flt›. Sahnedeki Marks, izleyenlere bak›p, ar-t›k yakas›n› paças›n› düzeltmifl olan eski devrimcilere, “Ben dön-düm ama görüyorum ki siz benden önce dönmüflsünüz” diyorkarikatürde.

Marks’› liberaller döndürdüOyun bafllad›¤›nda, elinde bira fliflesi ve çantas›yla, sahneye flafl-k›nl›kla ‘öteki dünya’dan gelen Marks, biraz espriyle, ustas› oldu-¤u diyalektik materyalizmi flöyle bir kenara b›rak›p, metafiziklebafllayarak, ruhani dünyada neler yapt›¤›ndan söz etmeye bafll›-yor. Biz izleyenlerini, Amerikal› olan oyun yazar›n›n kalemine sa-d›k kalarak, kapitalizmin baflkentlerinden New York’a tafl›yor,sahne ise Soho semtinde kurulu. ‘Öteki dünya’da Sokrates’ten,‘seyahat özgürlü¤ü olmayan yaflam anlams›zd›r’ sözünü duyanMarks, eyleme geçmedeki öncü olma avantaj›yla, koflullu olarakbu tarafa bir saatli¤ine gelme hakk›n› alabilmifl ve ‘öteki dün-ya’ya ilk ad›m›n› att›¤› Londra’n›n Soho’su yerine bürokratik birhata sonucu New York’un Soho’sundaki bu sahneye düflmüfl.

Oyun, Marks’›n yüz elli y›l önce sürdürdü¤ü yaflam› hakk›nda bil-giler sunarken, Marks’›n a¤z›ndan, bugüne dair yorumlar›n› daiflitmifl oluyoruz oyunda. ‘Marks bugünleri görse ne derdi’, diyezaman zaman yap›lan flakalaflmalar da cevab›n› alm›fl oluyorböylece; Marks bugün için, ‘pek bir fley de¤iflmemifl’ diyor. Bu-gün olanlar›, yüz elli y›l önce zaten tespit etti¤ini söylese de, ka-pitalizmin o tarihte yenilece¤ine iliflkin yüz elli y›l önce yapt›¤›tespitte hata yapt›¤›n›, bugüne gelip de kapitalizmi emperyalistaflamaya ulaflm›fl haliyle görünce, bir özelefltiri olarak sunuyor.Dünyaya gelmesini, her ne kadar protestocu, eylemci kiflili¤ineba¤l›yor olsa da, bugünlerde dünyaya hakim olan liberalizminhakk›n› da kendisine teslim ediyor. ‘Öteki dünya’ya da taflan et-kisiyle liberalizm, Marks’›, ‘k›flk›rt›c›l›k yapmama’ flart›yla sahne-ye ç›kard›. Yoksa nerde bu ülkede komünizmin propagandas›n›yapmak! B›rak›n propaganday›, Marks’›n ismini a¤z›na almak bi-le ‘propaganda’ suçu say›l›rken. fiimdi liberalizm sayesinde,Marks sahnede. Liberalizm ve onun özgürlükçülü¤ünün cilvesi ifl-te, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanl›¤› da oyun içinmaddi katk›da bulunmufl! Çetin Altan’a ödül, Naz›m’a, Y›lmazGüney’e iade-i itibar verilen(!) dönemde, Marks’› da unutmad›

devlet. Oyunda ‘fikirlerim çarp›t›l›yor’ diye içerlenen Marks, buduruma da kahretmeli.

Yar› anarflist MarksOyunun yazar› Howard Zinn’in, anarflist bir bak›fl aç›s›yla konufl-turdu¤u Marks, oyunun büyük bölümünde zorlu hayat› hakk›n-da bilgiler verirken, fikirlerinin ise kendisinden sonra dogmatik-likle savunuldu¤undan flikayet ediyor. Komünist Manifesto’yu,Engels ile birlikte günlerce tart›flarak yazd›klar›n› söyleyenMarks, “Ben bireyin özgürlü¤ünden bahsettim. Komünizminamac› da zaten bu özgürlü¤e sahip yeni bir insan yaratmakt›r”diyerek, yapmak istediklerinin ‘çarp›t›ld›¤›na’ içerleniyor. Bugün-lere kadar gerçekleflen sosyalist devrimlerin; özgürlükçülü¤ün,elefltirel olman›n engellenmesi, proletaryan›n diktatörlü¤ününyerine parti yöneticilerinin diktatörlü¤ünün oturtulmas› sonu-cunda yenildi¤ini söyleyen Marks, bütün bunlara ve en çok da fi-kirlerinin sabitlefltirilmesine tepki olarak, “Ben Marksist de¤ilim”diyor. Bu ba¤lamda yar›-anaflist Marks’›n a¤z›ndan en aç›k elefl-tiriyi alan ise Stalin oluyor.

Oyunda Marks, kendine ve Marksizm’i savunanlara elefltirel yak-lafl›yor, fikirlerinin, yapmak istediklerinin ‘çarp›t›lmas›na’ kahre-diyor. Ekonomi politik yaz›lar› okuman›n s›k›c›l›¤›ndan söz edenMarks, bundan daha s›k›c› olan›n ise ekonomi politik yazmak ol-du¤unu söylüyor ve kendi yazd›¤› yaz›lar›n efli Jeny taraf›ndan‘iflçiler anlayam›yor’ diye elefltirildi¤ini de ekliyor. Oyunun sonla-r›nda Marks, ‘Bütün dünyan›n iflçileri birleflin’ sözünün son dere-ce yal›n olan mesaj›n›n ise, yaz›lar›n›n anlafl›lmamas›ndan flika-yet eden efli Jenny’den de ‘flimdi oldu’ diye olumlu tepki ald›¤›-n› söylüyor.

‘Öldüm ama asl›nda ölmedim de’‘Fikirleri öldü’ fleklinde burjuvazi taraf›ndan yap›lan propaganda-ya dair de bir fleyler söyleyen Marks, her defas›nda ‘Marks öldü’diye vurgulanmas›na da içerleniyor ve ‘öldüm ama asl›nda ölme-dim de’ diyor. Bugüne dair sözler söyleyen Marks, yine diyalek-tik yaklafl›m›yla, kapitalizmin kendi kuyusunu kazd›¤›n› dillendir-mede ›srarc› oldu. Sermayenin ve gelirlerin, yüzdelik oran› gittik-çe daha küçülen burjuvazinin elinde topland›¤›na iflaret ederek,kapitalizmin sonunu kendisini haz›rlad›¤›n› yine söyledi. De¤ifli-min mutlaka gerçekleflece¤ini vurgulayan Marks, “Bir fleyler de-¤iflecek. Kesin. Ama bunun için sizin de k›ç›n›z› k›p›rdatman›z ge-rek” diyerek, geri döndü, hem de dönmedi. Marks dönmek iste-medi. Belki adettendi, oyun bitti¤inde, Marks k›l›¤›ndaki GencoErkal, defalarca sahnenin arkas›na gidip döndü ve izleyenleriniselamlayarak, Marks’› ayakta alk›fllatt›.

Marks dönmek istemedi2007 y›l›nda öldürülen Ermeni gazeteci Hrant Dink'in ha-yat› belgesel oldu. Dink cinayeti öncesi ve sonras›ndakigeliflmelere ›fl›k tutan belgeselin yönetmenli¤ini OsmanOkkan ve Simoni Sitte üstlenirken, müzikleri ise usta sa-natç› Dijivan Gasparyan'a ait. Belgeselin ilk gösterimi, 14.Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde yap›ld› veard›ndan da s›ras›yla ‹stanbul'da ve Almanya’n›n Kölnkentinde seyircileriyle bulufltu. “Hrant Dink Cinayeti Dosyas›” adl›, 80 dakika uzunlu¤un-daki belgesel filmde Hrant Dink'in hayat›ndan kesitler su-nularak, ülkemizdeki Ermenilerin durumu ele al›n›yor. Os-man Okkan, Dink cinayetini konu almalar›n›n nedenini,“Bu filmi, Hrant Dink’in hayat› ekseninde Türkiye’deki Er-menilerin s›k›nt›lar›n› bir parça olsun anlatabilmek, duyu-rabilmek için çevirdik" sözleriyle aç›kl›yor. Hrant Dink'inölümünün Ermenilerin çeflitli s›k›nt›larar›n›n tart›fl›labil-mesinde baz› özgürlükler getirdi¤ini iddia eden Okkan,flunlar› dile getirdi: “San›yorum Türkiye’deki yetkililer debu özgür tart›flman›n Türkiye’nin hem komflular›yla hemde kendi içindeki az›nl›klarla iç bar›fl›n› sa¤layabilmesi içingerekli olaca¤›n› görecekler. Bunun için de bu süreç dahaçabuk ilerleyecek. Bunu da Hrant gibi bar›fl savafl›na ha-yat›n› feda etmifl insanlara borçlu olaca¤›z."

Dünyan›n her yerine da¤›lan ve her yerde de ayn› ‘reaksiyonlar›’gösteren bir baflka halk daha var m›d›r, Romanlardan baflka? Müzik,dans, flark›, e¤lence kültürleri ile hep mutlu bir tablo çizen bu göçe-be halk›n ayaklar›, asl›nda ac› ve yoksulluklarla ba¤lanm›fl. Geçim-lerini göçebe zanaatç›l›kla kazanan Romanlar›n torunlar›, “Çingene-ler” olarak tan›mlan›rlar; bugün bile hala yerleflik yaflam› reddeder-cesine yaflarlar!

Bu tarz yaflaman›n onlar›n hayatlar›nda kendisini hala varedebilme-sinin nedeni, sadece Romanlar›n kültürlerine ba¤l›l›klar› de¤il elbet-te. D›fllanm›fll›k da bu tarz yaflam› devam ettirmelerinde önemli biretken! 8 Nisan Dünya Roman Günü de yine bu bask›lar›n gölgesin-de ilan edilen bir gün. 8 Nisan 1971, tüm dünyada Romanlar için bü-yük bir önem tafl›yor.

1960’l› y›llarda, Fransa’da, Moldav as›ll› Ionel Rotaru’nun bafllatt›¤›ve II. Dünya Savafl› esnas›nda Naziler taraf›ndan Çingenelere uygu-lanan soyk›r›m›n tan›nmas›n› amaçlayan hareketin en önemli sonu-cu, 1971’de Uluslararas› Roman Birli¤i’nin kurulmas› oldu. Ve Roma-

ni Birli¤i, 8 Nisan'› Dünya Roman Günü ilan etti. 8 Nisan’›n seçilme-sindeki özel neden ise, yine Romanlara yarafl›r flekilde oldu.1856’da köleli¤in ortadan kalk›fl›na kadar Romanya prensli¤indeköle olarak yaflayan Romanlar, a¤aç dallar› ile kapl›, yer alt›na ka-z›lm›fl, ismi BORJEI olan büyük ma¤aralarda, atlar›yla yafl›yorlard›.Nisan ay›n›n ilk günlerinde, havalar›n ›s›nmas›yla bu ma¤aralardanç›k›p, ma¤arada ›s›nmalar›na yard›mc› olan atlar›n› süsleyip bayramyap›yorlard›. 8 Nisan da, bu güne atfen seçildi. Çingeneler, Elekçiler,Domlar, Romanlar, Lomlar olarak adland›r›lan bu halk, 8 Nisan'› ken-dilerine atfedilen bir gün olarak, tüm yoksulluklar›na, ac›lar›na, ezi-lifllerine, yok edilmek istenifllerine inat; müzikleri, flark›lar›, danslar›ile kutluyorlar.

Ülkemizde de 8 Nisan’da bu kutlamalar yap›ld›. Rant için yok edilenve y›k›nt›lar aras›nda “Hayalet Sulukule”ye dönüfltürülen bu mahal-lede son kutlamalar›n› yapan Romanlar, evleri Sulukule’yi flöyle an-latt›lar: “Yaklafl›k üç y›l önce bafllayan ‘kentsel yenileme’ projesiylebirlikte her gün biraz daha yok olan, do¤du¤umuz, doydu¤umuz,evlendi¤imiz, anne, baba, oldu¤umuz, dedelerimizi, ninelerimizi

karfl› mezarl›¤a yolcu etti¤imiz mahallemizde, belki de son kez, y›-k›nt›lar aras›nda, Dünya Roman Günü’nü hep birlikte kutlad›k. Sulu-kule Roman Orkestras›'n›n ve dayan›flma amac›yla ziyaretimize ge-len di¤er bölgelerden Roman muzisyenlerin na¤meleri eflli¤inde,yeni sahipleri henüz yerleflmeden hepinizi son kez evimize, Suluku-le'mize davet ediyoruz."

Yine bu güne atfen merkezi Viyana'da bulunan Avrupa Birli¤i TemelHaklar Kurumu, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve ‹flbirli¤i Teflki-lat› da ortak bir bildiri yay›mlad›. Aç›klamada, Romanlara karfl› ay-r›mc› muameleden ve özellikle son zamanlarda nefretin yaratt›¤›olaylar ve ›rkç› söylemden derin kayg› duyuldu¤u ifade edilirken,ekonomik krizin de etkisiyle, devletleri taraf›ndan sosyal haklar› k›-s›tlanan Avrupa halklar› aras›nda yabanc› düflmanl›¤›n›n yükselme-ye bafllad›¤› ve bu durumun etnik gruplar aras›ndaki iliflkileri tahripetti¤i belirtildi.

Günübirlik yaflayan Romanlar, özgün yaflam biçimleri ile, yaflayabil-mek, e¤lenebilmek üzerine örtülü mesajlar verirler. Mesajlar›n›n ençok karfl›l›k buldu¤u alan ise, sanatt›r san›r›z. Ya¤l› boyalarda ka¤›ttoplar, filmlerde müzik yapar, dans eder, romanlara girerler... Yadevletlerin onlar› alg›lad›¤› ve kapsad›¤› durum? Bu da kendisiniikinci olan, afla¤›lanan, haklar› yok say›lan, yaflam alan› tan›nmayanvs. olarak gösterir.

Hrant Dink’in hayat›belgesel oldu

Y›l 1994,Aylardan nisan-may›s,Topyekün aile,Yani, ben, eflim ve iki coçuk.Bir de…17 yafl›nda bac›m›z,Namus diye korktuk.Eflya olarak,Geçen y›ldan kalma,Üç torba kesilmifl odun,‹ki çuval dolusu un,Dört kilo kuru dut,Üç kilo ya¤ ve çökelik,Çantada iki keklik,Özlemimizi gidersin diye.Bir de…Nenemden kalma,Beyaz, siyah ve k›rm›z›Renklerden örülmüfl,Görünümden yoksun,Geçmifl y›llara tan›kl›k etmifl,On binlercesini a¤›rlam›fl,Kasvetli 100 seneyi geride b›rakm›fl,Orta boylu bir kilim,Bizi utand›ranlar.Dördümüz kamyon s›rt›nda,Sonu belirsiz,Kim bilir,S›n›rs›z bir yolculuk,Gökyüzünü seyrederken.Kamyon s›rt›nda,Tozlu dumanl› yoldan ‹lerliyoruz,45 derecelik s›cakl›k,Tozlu yolu emerken,Yüz yüze, göz göze,Hüzün ve öfkeyle,S›rt›m›zda tafl›rken O yolculu¤u,Yan›ts›z kal›yor göçHikayemiz,Bizi utand›ranlar.Yolculuk uzad›kça,Geriye b›rakt›¤›m›z izler,Ad›m ad›m erir oldu,Tafl›d›¤›m›z hüzünle birlikte. Yüzlerce y›ll›k dede topra¤›,Ac›mas›zca terketmek,Dillere kolay,Kamyon s›rt›nda,Ç›¤l›k 盤l›¤a yükselen sesler.Sonradan,Y›ld›r›m h›z›yla düflen bir sessizlik,Teselli olma beklentisi.O günün hüznüyle,Yar›n›n geri dönüflünü,Kim bilir,fiimdiden hayal edilirken.Son süratle yollara vuran,Kamyonun sallant›s›,Hoplay›p z›playan,Munzur’u takip eden yoldan,Mide çoktan a¤za dayanm›fl,Kusanlar,A¤layanlar,Güneflin s›cakl›¤›na teslim olanlar.Yolculu¤un geri dönüflünü,Sab›rs›zl›kla düfllerken,Da¤lar da¤lar diye,‹flte o memleket,Bizleri utand›ranlar…

A. Can Atafl / fiubat 2009

Bizi utand›ranlar...

Hep mutlu alg›lanmak

Page 13: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

1320-30 Nisan 2009güncel

Kürt sorununda ABD icazetli ‘çözümün’ gündemde oldu¤u vebu yönde geliflmelerin h›zland›r›ld›¤› bir süreçte devlet, Kürtulusal hareketine yönelik ‘klasik’ sald›r›lar›ndan birini daha ser-giledi. Geleneksel siyasetinden vazgeçmeyece¤ini bir kez dahateyit eden devletin verdi¤i mesaj ise oldukça net: Kürt ulusalhareketinin inkâr ve imhas›!

Diyarbak›r Baflsavc›l›¤›n›n talimat›yla 14 Nisan’da baflta Diyarba-k›r olmak üzere, ülkenin birçok ilinde DTP’ye, DTP’li belediyele-re ve çeflitli Kürt kurumlar›na sald›r› gerçeklefltirildi. 15 ilde ger-çeklefltirilen sald›r›da, DTP genel baflkan yard›mc›lar›, DTP yöne-ticileri, DTP’li belediye yöneticileri ve çeflitli kurum çal›flanlar›n›nbulundu¤u 245 kifli gözalt›na al›nd›. Polis, DTP’lilerin evlerinebask›n düzenlerken, evlerin kap›lar› k›r›ld›, bilgisayarlara ve çe-flitli eflyalara el konuldu. Devletin Kürtlere yönelik sald›r›s›,“PKK’nin yasad›fl› faaliyetlerini yürütmek, PKK’nin Türkiye Yap›-lanma Meclisi’nde yer almak ve örgütün yasad›fl› faaliyetleriniyönetip yürütmek” iddialar›yla gerçeklefltirildi.

Sald›r› Kürt ulusal hareketinin

tasfiyesini amaçl›yor

Kürt sorununun çözümü noktas›nda oluflturulmaya çal›fl›lan ‘su-lar duruldu’ havas›n›n aldatmaca oldu¤u, yap›lan sald›r›yla ken-disini gösterdi. Seçim boyunca süren ‘olumlu’ hava, yerini, dev-letin tahammülsüzlü¤ünü görebildi¤imiz sald›r›lara terk etmifl ol-du. Kürt sorununun ‘çözümünde’ Kürt ulusal hareketine koz ver-mek istemeyen ve devre d›fl› b›rakmak isteyen devlet, gerçek-lefltirdi¤i bu sald›r›da DTP’yi PKK ile organik flekilde iliflkilendirdi.Sald›r›, gerek ABD’nin gerekse de devletin amac›n›n, Kürt ulusalhareketini tasfiye etmek ve muhatap almayarak, devre d›fl› b›-rakmak oldu¤unu gösterdi. Sad›r›ya tepki gösteren DTP GrupBaflkan Vekili Selahattin Demirtafl, yapt›¤› aç›klamada, bunun birtasfiye sald›r›s› oldu¤unu ifade etti.

Yap›lan aç›klamalar sald›r›y› iflaret etti

Yerel seçimlerde Kürt ulusunun ortaya koydu¤u irade ile devlet

karfl›s›nda elde etti¤i kazan›m›n devleti ve AKP hükümetini ol-dukça rahats›z etti¤i, yap›lan aç›klamalarda dile getirilmiflti.DTP’nin, oyunu ve belediye say›s›n› artt›rmas› karfl›s›nda aç›kla-ma yapan Genelkurmay, sonuçlar› de¤erlendirece¤ini ifade et-miflti. Daha sert bir ç›k›fl Baflbakan Yard›mc›s› Cemil Çiçek ise,“Ermeni s›n›r›na kadar dayand›lar” demifl, bunun ard›ndan daA¤r›’da seçim sonuçlar›na itiraz eden DTP’lilere sald›r›lm›fl, çoksay›da kifli yaralanm›fl ve gözalt›na al›nm›flt›. Benzer flekilde Ur-fa’n›n Halfeti ilçesine ba¤l› olan Amara köyünde, Öcalan’›n do-¤um gününü kutlamak isteyen Kürtlere sald›r› olmufl, 2 kifli ya-flam›n› yitirmiflti. Çiçek’in aç›klamas›n›, Baflbakan Erdo¤an’›n“Tehditle kazand›lar” sözleri izledi. Devletin bütününde, Kürtulusal hareketinin kazan›mlar› ve yakalad›¤› olumlu havaya ta-hammülsüz olundu¤u aç›k bir flekilde yans›t›l›rken, sald›r›lar›nyaflanaca¤›, devlet taraf›ndan ima edilmifl oldu. Sald›r›lara serttepki gösteren ve geliflmelerin kendilerini kayg›land›rd›¤›n› vur-gulayan DTP Genel Baflkan› Ahmet Türk, “Operasyonu tetikleyenbizzat Baflbakan’›n seçim sonras› yapt›¤› ve bizi hedef gösterdi-¤i aç›klamalar olmufltur” dedi.

Baflbu¤ ‘muht›ra’ verirken

sald›r›lar bafllam›flt›

Seçim sonras›nda DTP’ye yap›lan sald›r›lar tesadüf oluflturmaz-ken, Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un ‘önemle beklenen’y›ll›k de¤erlendirme konuflmas›na denk gelmesi de dikkatler-den kaçmad›. Kürt sorunu a¤›rl›kl› ve muht›ra niteli¤indeki ko-nuflman›n yap›ld›¤› esnada ülke genelinde DTP’ye yönelik sald›-r›larda yüzlerce kifli gözalt›na al›n›rken, Ordu, Dersim, fi›rnak,Hakkâri, Güney Kürdistan bölgelerinde kapsaml› askeri sald›r›harekâtlar› gerçeklefltirildi. Seçimlerin ard›ndan, ABD Baflkan›Obama’n›n 5 ve 6 Nisan’da ülkeye yapt›¤› ziyaret, PKK’nin 1 Ha-ziran’a kadar çat›flmama karar› almas› ve Kürt Konferans›n›n yo-¤un bir flekilde gündeme al›nd›¤› bir zamanda böylesi bütünlük-lü bir sald›r›n›n gerçekleflmesi, hesap edilmifl bir sürecin iflletil-di¤ini gösteriyor. Baflbu¤’un 2 saatlik konuflmas›nda ana tema,Türk milleti, üniter devlet vurgusu, alt kimlik-üst kimlik tart›fl-malar›na hiçbir flekilde izin verilmeyece¤i, alt kimliklerin birgrup hakk› olarak tan›nmayaca¤›, Anayasa’n›n de¤iflmesinin

mümkün olmad›¤› idi. Öte yandan Baflbu¤’un Kürt ulusu ve ha-reketini hedef alarak “baflar›, gurur ve umutlar›n› k›raca¤›z” de-mesi dikkat çekmiflti.

‘Hiçbir güç DTP’ye diz çöktüremeyecektir’

Mecliste partisinin grup toplant›s›nda konuflan ve sald›r›ya serttepki gösteren DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk, operasyonlar› tetik-leyenin bizzat Baflbakan’›n kendisi oldu¤unu belirterek, “Hiçbirgüç DTP’ye diz çöktüremeyecektir” dedi. Kürt halk›n›n demok-ratik kurumlar›na yönelik ciddi bir sald›rganl›¤›n gelifltirildi¤iniifade eden Baydemir, “Bu gözalt›lar göstermektedir ki, bize si-yaset yapma flans› vermiyorlar. Kürt halk› 70 y›ld›r asimile ol-mad›, 170 y›l geçse de olmayacak. Burada gözalt›na al›nanlarsadece politikac› arkadafllar›m›z de¤ildir. Bu bar›fl›n gözalt›naal›nmas›d›r” dedi.

‘Kürt halk›n›n iradesi k›r›lmak isteniyor’

Operasyonun çok önemli bir sürece denk geldi¤ini belirten DTPMeclis Grup Baflkanvekili Selahattin Demirtafl, “S›radan bir ope-

rasyondan geçmiyoruz. Kürtlere, 90’larda DEP milletvekillerineyap›lan darbenin benzerini yaflatmaya çal›fl›yorlar. Biz diyoruzki, tarihi tekerrür ettirmenize Kürt halk› izin vermeyecek. DTPeski eflbaflkan›n› ve Kürt siyasetçileri, kap›lar›n› k›rarak ald›lar.Operasyon devam ederken, ayn› saatlerde ordunun yapt›¤›aç›klama, nas›l bir tarih çizmeye çal›flt›klar›n›n, operasyonla Kürthalk›n›n, DTP'nin iradesinin k›r›lmak istendi¤inin ifadesidir. 29Mart seçimleri bu halk›n iradesini ortaya koydu. Beklenen, buiradenin kabul edilmesidir” dedi.

‘Sald›r› çözüm projelerimize yöneliktir’

DTP Eflbaflkan› Emine Ayna ise, sald›r›lar›n yaln›zca DTP’nin seçim-lerde kazand›¤› baflar›n›n hazmedilememesinin ürünü olmad›¤›n›ifade ederek, “Bugün yap›lan sald›r›, bizim çözüm olarak ortayakoydu¤umuz projelerimize sald›r›d›r” dedi. KCK’nin çat›flmamakarar›n›n ard›ndan hükümet ve Genelkurmay’›n yapt›¤› aç›klama-lara dikkat çeken Ayna, “Kürt sorunu sadece bir kültür sorunu de-¤ildir. Kürtlerin sadece bir televizyon kanal›nda Kürtçe flark› tür-

kü dinlemek diye bir derdi yoktur. Kürt sorunu ulusalbir sorundur. Ve bu ulusal sorun ulusal haklar›n tan›n-mas›yla mümkündür” dedi.

DTP’nin faaliyetleri yasad›fl›ym›fl!

DTP’ye yönelik 15 ilde yap›lan ve 245 kiflinin gözalt›-na al›nd›¤› sald›r›da DTP’liler, yasal çerçeve içerisindegelifltirdikleri örgütlenmeler ile ‘suçland›lar'.

DTP'nin “Demokratik Ekolojik ve Cinsiyet Özgürlükçü Yerel Yöne-timler Projesi” ile DTP'nin Amed’deki yerel yönetimler bürosu ‘ya-sad›fl›’ gösterildi. Daha önce medyaya çok kez yans›yan Demok-ratik Toplum Kongresi’nin ‘meclis’ sistemi ‘suç delili’ olarak gös-terildi. Soruflturma hakk›nda gizlilik karar› olmas›na ra¤men özel-likle Gülen cemaatinin medyas›n›n, DTP’yi PKK ile iliflkilendiren veErgenekon’la ba¤lant›s› oldu¤u yönünde haberler servis etmesidikkat çekti. Ayn› medya organlar›n›n, Demokratik Toplum Kon-gresi’nin ‘meclis’ sistemini, ‘Ergenekon tarz› örgütlenme flemas›’fleklinde gösterme ›srar› dikkatlerden kaçmad›. Benzer flekildeDiyarbak›r Siyasi Partiler ve Dernek Masas›’nda kayd› bulunanYerel Yönetimler Komisyonu Bürosu, savc›l›k taraf›ndan hücreevi muamelesi gördü.

51 DTP’li tutukland›

DTP’ye yönelik 14 Nisan’da bafllat›lan sald›r›da, Amed’te gözalt›naal›nan 53 DTP’liden 51’i, “örgüt yöneticisi olmak” ve “örgüt üyesiolmak” iddias›yla tutukland›. 2 kifli ise ifadeleri al›nd›ktan sonraserbest b›rak›ld›.

‘Bar›fl’›n gölgesinde imha ve inkar sürüyor

Operasyonlara tepki gösteren Koma Civaken Kurdistan (KCK), aç›klama yaparak, gözalt›na al›nanlar›n hiçbirisi-nin PKK üyesi olmad›¤›n› kaydetti. DTP’ye yönelik operasyonlar›n ‘tehlikeli bir süreci’ beraberinde getirebilece-¤ini aç›klayan KCK, seçimler sonras›nda Kürtlere yönelik sald›r›lara dikkat çekerek, sald›r›lar devam ederse ça-t›flmazl›k sürecini gözden geçirebilecekleri uyar›s›nda bulundu.

‘Sürecigözdengeçirebiliriz’

Maoist Parti, kurulufl y›ldönümü olan 24 Nisanvesilesiyle ve bu tarihe denk gelen Ermeni soy-k›r›m›na iliflkin aç›klama yay›mlad›. Aç›klamada,37’nci kurulufl ve 38. mücadele y›l›n› selamla-yan Maoist Parti, 1915 y›l›nda Ermeni ulusunayönelik soyk›r›m› da k›nad›. “24 Nisan 1972’deMalatya-Kürecik da¤lar›nda göndere çekilenbayrak, entarnasyonalist proletaryan›n k›z›lsanca¤›d›r” denilen aç›klamada, bu günün kav-ray›fl›yla ‘göreve sar›lma’ ça¤r›s›nda bulundu.

‘Partimiz Büyük Proleter KültürDevrimi’nin ürünüdür’Mutafa Suphi’nin kurdu¤u TKP’nin, o dönemeait komünist miras›n› sahiplendi¤ini kaydedenMKP, TKP’nin o dönemde dahi küçümsenemezolan hatalar›na ve ideolojik tutumlar›na isekarfl› oldu¤unu belirtti¤i aç›klamas›nda, MaoistParti’nin tarih sahnesinde yerini alma süreciniflöyle aç›klad›: “ÇKP ile SBKP(B) flahs›nda; kapi-talist yol ile sosyalist yol, modern revizyo-nizmle MLM aras›nda yaflanan ideolojik çat›fl-ma ve saflaflma dönemlerinde, ÇKP’nin temsiletti¤i MLM cepheden yana tav›r alan Partimiz;Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin büyük etki-siyle çalkalanan dünya koflullar›nda, ayn› etki-nin co¤rafyam›zda yaratt›¤› 68 gençlik hareke-tinin anti-emperyalist nitelikte geliflen ve gi-derek 70’li, 71’li y›llarda devrimci özüne kavu-flan flartlarda Kültür Devrimi’nin ürünü olarakdo¤du. 71 devrimci ç›k›fl› ile elli y›ll›k pasifist,reformist kabuk k›r›lm›fl, daha da önemli birgeliflme olarak, ‘24 Nisan Günefli’ do¤mufltu.Partimizin kuruluflu; Türkiye-Kuzey Kürdistanco¤rafyas›nda, daha ileri nitelikte Maoist mec-raya oturmufl yeni komünist mücadele döne-minin manifestosu ve aç›ktan bir meydanokuyufluydu.”

‘Biz kazanaca¤›z, halk kazanacak,halk savafl› kazanacak’Partinin mücadele tarihi içinde birinci Kon-gre’ye tarihsel önem atfedilen aç›klamada,“Özellikle Eylül 2002 y›l›nda gerçeklefltirdi¤iParti 1. Kongresi, ideolojik, teorik bak›mdantam bir dönüm noktas› de¤erindeydi. ‹deolojik

kavray›fl ve bilincimizi gelifltiren ve hatal› çizgi-leri, sebepleriyle birlikte ayr›nt›l› gösterip,önemli bir bilinç s›çramas›na yol açan Parti Kon-gremiz tarihsel bir önemdeydi” denildi. Aç›kla-mada son olarak flu ifadelere yer verildi: “38.mücadele y›l›na giren partimiz, büyük badireleratlatt›¤› gibi, büyük bedellerle anlam kazananbüyük bir gelene¤in temsilcisi olarak; kurucuönderi Kaypakkaya baflta olmak üzere befl ge-nel sekreterini ve yüzlerce kadro, üye, savaflç›-s›n› yürüttü¤ü Halk Savafl› mücadelesinde fizi-ken yitirerek, flehit verdi. Defalarca yaflad›¤› bö-lünmelere, ald›¤› yenilgi ve a¤›r darbelere ra¤-men her defas›nda daha da kararl› olarak s›n›fmücadelesine sar›lan bilinç ve pratikle devrim-ci görevlerine sahip ç›kma iradesini sergilemek-ten geri kalmad›. Tüm Maoist aktivistleri, bu an-laml› günü daha bir kavram›fl bilinç berrakl›¤›y-la günü, saati ve an› kuflan›p, düflman› her alan-da kuflat›p yenmenin kavray›fl›yla sürecin gö-revlerine sar›lmaya ça¤›r›yoruz. Biz kazanaca-¤›z, halk kazanacak, halk savafl› kazanacak.”

‘Uluslar›n kendi kaderini tayinhakk› kana bo¤ulmufltur’Maoist Parti, Ermeni soyk›r›m›na iliflkin yapt›¤›aç›klamada ise, soyk›r›m›n arka plan›nda pa-zar mücadelesi ve sömürü aray›fl›ndaki em-peryalizmin bulundu¤unu kaydetti. MaoistParti, “Ezilen, sömürülen dünya halklar›na dün-den bugüne kadar gerçeklefltirilen tüm soyk›-r›mlar›n birinci derecede uygulay›c›lar› emper-yalist haydutlar ve onlar›n suç ortaklar› olanuflak rejimlerdir” diyerek, 19 yüzy›l›n sonlar›nado¤ru emperyalistlerin topraklar›n› pay ettik-

leri Osmanl›’n›n, hükmetti¤i topraklarda beli-ren ulusal baflkald›r›lar› kana bo¤du¤u belirtildi.Aç›klama flöyle devam etti: “O dönem ulusal bi-linci ilk geliflen halklardan biri olan flüphesiz ki,Ermeni halk› ve ulusuydu. 19 yy sonlar›na do¤-ru kendi kaderini tayin etmek için baflvurdu¤uulusal baflkald›r›, Van ve baflka yerlerde Hami-diye Alaylar› ve di¤er Osmanl› güçleri taraf›ndanac›mas›zca ve gaddarca bast›r›l›r ve kana bo¤u-lur. Bu ayn› zamanda ilerleyen süreçte ‹ttihatTerakkilerce gerçeklefltirilecek olan, Ermeni’lereyönelik bafllatacaklar› soyk›r›m›n da bafllang›c›-d›r. ‘Gayrimüslim’ olarak tabir edilen Rum, Er-meni, Yahudi, Süryani, Yezidi vb. kesimlere yö-nelik sald›r› start› verilir ve bu kesimlerin zen-ginlikleri zor ve fliddet unsurlar› kullan›larakgasp edilir. Zor ve fliddet unsurlar› arac›l›¤›ylayap›lan ya¤mayla Türk komprador büyük bur-juvazisi ve büyük toprak a¤lar› s›n›flar› daha birpalazlan›r. 24 Nisan 1915 y›l›nda Ermeni halk› veulusuna yönelik sistematik bir soyk›r›m siyase-ti izlenir. Bu barbar soyk›r›mda 2 milyon civar›n-da insan›m›z hunharca katledilir. Ermenilerinulusal bütünlü¤ü bozulur.”

‘Katliamlar›n hesab›n› soraca¤›z’Aç›klamada son olarak, Ermeni, Rum ve Sür-yanilere karfl› uygulanan sistematik soyk›r›msiyasetinin bugüne kadar kesintisiz uygulan-d›¤› kaydedilerek, “Belli farkl›l›klar içerse deKürt halk› ve ulusuna karfl› sistematik bir im-ha ve inkâr uygulanmaktad›r. Son günlerdeDTP somutunda Kürt usluna yönelik gerçek-lefltirilen sald›r› ve yok etme siyaseti Osman-l›’dan günümüze de¤in devam eden bu ‘soy-lu gelene¤in’(!) en dolays›z biçimde uygulan-mas›d›r” denildi. Aç›klama flu ifadelerle son-land›r›ld›: “Ermeni halk› ve usluna yönelikgerçeklefltirilen bu soyk›r›m› bir kez dahanefretle k›n›yor ve tarihsel hesap sorma bilin-cimizle bunu faflist Türk devletinden ve onunuflakl›k yapt›¤› emperyalist haydutlardan so-raca¤›z. Ermeni soyk›r›m› ne inkâr edilebilirne de sorumlular› aklanabilir. Halklar›m›z›nnezdinde soyk›r›mc›lar daima bilinmekte velanetle an›lmaktad›rlar. Soyk›r›m suçlular› ta-rihin yarg›s›ndan asla kurtulamayacakt›r. ‹m-ha ve inkâra dayal› bu siyasete her alanda ör-gütlü duflumuzla karfl› dural›m.”

Hapishaneler Türk devlet yap›s›n›n en önemli ayg›t-lar›ndan biridir. Devletin halklar üzerindeki bir sindir-me ve bask› arc› olan hapishaneler, iyi irdelendi¤in-de, Türk devletinin saklamaya çal›flt›¤› gerçek yüzü-nü gözler önüne sermektedir. Son günlerde s›kça tar-t›fl›lan demokratikleflme söylemlerinin içinin ne ka-dar bofl oldu¤unu, hapishanelerde uygulanan devletpolitikas› ile görebiliriz. Siyasi tutsaklar› bir kenara b›-rak›rsak, çocuk tutuklular›n dahi insan haklar›na ay-k›r› bir flekilde maruz kald›klar› uygulamalar, demok-rasinin nas›l alg›land›¤›n›n resmidir. Hapishaneler toplumsal mücadele içerisinde, devle-tin topluma korku salabilmesinin yegane mevzileri-dir. Özelikle toplumsal çeliflkileri, devlete karfl› alter-natif hatta çeken siyasi tutuklular için hapishane, bututsaklar›n yok edilmesi için oluflturulmufl bir giyotinmasas› gibidir. ‹flkencenin hapishanelerde özelliklesiyasi tutuklu ve hükümlülere karfl› yo¤un olaraksürdürülmesi ise; sistemin kendisini elefltirenlere, ba-zen elefltiri dozunu afl›p onu de¤ifltirmeye yeltenen-lere karfl› güttü¤ü “kan davas›”n›n bir göstergesidir.Siyasi tutuklu ve hükümlüleri her zaman, do¤all›¤›n-da kendisine bafl düflman gören devlet; onlar› sindir-meye, kifliliksizlefltirmeye ve boyun e¤dirmeye çal›fl-m›flt›r. Fazla uza¤a gitmeden (ki gidersek bilançosuyaz›m›z›n bütününü kapsar), yak›n tarihimizden ha-t›rlayal›m; 1994`de Buca Hapishanesi’nde 3, 1995`deÜmraniye Hapishanesi’nde 4, 1996`da Diyarbak›r Ha-pishanesi’nde 10, 1999’da Ulucanlar Hapishanesi’nde10 siyasi tutuklu ve hükümlüyü dört duvar aras›ndaçekinmeden katleden sistem, bu katliamlar›n sorum-lular›n› ise yarg›lamak bir tarafa, adeta ödüllendir-mekten çekinmemifltir. (Bu örneklere adli tutuklula-ra dönük yap›lan infazlar› eklemedik.)En son, Yürüyüfl dergisinin sat›fl›n› yaparken sokakortas›nda kurflunlanarak felç b›rak›lan Ferhat Ger-çek’in durumuyla ilgili yap›lan eylemlere kat›ld›¤› içintutuklanan Engin Çeber’in, Metris Hapishanesi’ndeiflkence ile katledilmesi bütün demokratikleflme söy-lemlerinin ne kadar bofl ve çeliflkili oldu¤unun izah›-d›r. Hemen belirtelim, Adalet Bakan› Mehmet Ali fia-hin’in, Engin Çeber’in ölümü ile ilgili ‘özür dileme-si’nin, bir ilk olarak de¤erlendirilerek, demokratiklefl-me havas› ile sunulmas› ise hiçbir fley ifade etmek-tedir. Çünkü hala hapishanelerde iflkence, hak ihlal-leri ve kötü muamele devam etmektedir. Edecektir

de, siyasi tutuklular›n, devletin demokrasibalonlar›n›n birer birer patlamas›n› sa¤layan bir ni-teli¤i vard›r. Çünkü siyasi tutsaklar tehlikedir devletiçin. Devlet ne kadar ‘demokratikleflirse demokra-tikleflsin’, kendisine dönük bir tehlikeyi, demokratikbir tepki olarak karfl›lamayacakt›r. Varl›¤›na dönüken ufak karfl› bir sesi hemen yok etmek ve bast›r-mak için, elindeki tek ve en etkili silah›n› çekinme-den kullan›r: faflizm.

Raporlar ihlallerin boyutunu gözler önüne seriyor‹nsan Haklar› Derne¤i Adana fiubesi’nin, 2009’un ilküç ay›na iliflkin hak ihlalleri raporuna göre, kentte 33çocu¤a, örgüt üyeli¤i ve propagandas›ndan 130 y›lhapis cezas› verildi, ayn› dönemde 82 çocuk gözalt›-na al›nd›, bunlardan 55’ine dava aç›ld›, 26’s› ise tutuk-lu yarg›lan›yor.Polisin att›¤› taflla bir gözü y›rt›lan, hapishaneye girifl-te soyunmad›¤› için copla dövülen, tazyikli suyla ›sla-t›lan, dövülerek bay›lt›lan, saçlar›ndan tutularak yer-lerde sürüklenen çocuklar, insan haklar›n›n devlettaraf›ndan ne kadar da çok önemsendi¤ini gözlerönüne sermektedir. ‹HD Adana flubesinin raporundanbirkaç örnek vermek durum hakk›nda gayet aç›kla-y›c› olacakt›r.16 yafl›ndaki S.O, 26 fiubat’ta Gürselpafla Mahalle-si’ndeki DTP seçim bürosunun aç›l›fl›nda belediyeotobüsüne tafl att›¤› gerekçesiyle gözalt›na al›nd›.Polisin coplarla dövdü¤ü S.O’nun tam üç yerindenkafas› k›r›ld›.15 yafl›ndaki A.B, 17 fiubat’ta Ova Mahallesi’ndeki ey-lemde yasad›fl› slogan ve polise tafl att›¤› iddias›ylatutuklan›p Pozant› Çocuk Tutukevi’ne konuldu. A.B,hapishaneye girerken soyunmad›¤› gerekçesiyle as-ker taraf›ndan topluca dövüldü, ald›¤› darbelerdendolay› bay›ld›. 15 Yafl›ndaki O.S.Y, 21 Ekim 2008’deki bir eyleme ka-t›ld›¤› için üç arkadafl›yla tutukland›. Hapishane giri-flinde ç›r›lç›plak soyuldular, üzerlerine su döküldü,yedikleri kaba dayaktan ötürü bay›ld›lar. Son olarak flunu belirtmek gerekir; toplumu korkulariçerisinde bask› alt›nda tutmak için hapishanelerikullanan devletin, ‘çocuklara bile’, korkular›ndan do-lay› bu flekilde davranmas› ile yetiflkinlere hapisha-nede neler yapt›¤›n› siz düflünün.

- Türk devletinin yal›n gerçe€i -

HAP‹SHANELER

KCK:

Maoist Parti’den 24 Nisan aç›klamas›HABER MERKEZ‹

HABER MERKEZ‹

Page 14: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

14 20-30 Nisan 2009 tarih-okur

Endercan Y›ld›z- Maoist Parti’nin Merkez Komite üyesiydi. Der-

sim’in Çemiflgezek ilçesinde do¤an Y›ld›z, 1990’da Halk Ordusu’na ka-t›ld›. 94 y›l›n›n Nisan’›nda MK üyesi ve ayn› zamanda MGB (önceliTMLGB) Genel Sekreteri olarak geldi¤i ‹stanbul’da 95 Eylül’ünde tut-sak düfltü. 2000 y›l›nda bafllayan ölüm orucu eyleminde Maoist Par-ti’nin 2. Ekibi’nde yer alan Y›ld›z, direniflin 181. gününde, 18 Nisan

2001 günü kald›r›ld›¤› Ankara Numune Hastanesi'nde ölümsüzleflti.

‹smail Hano¤lu- Tokat’›n Almus ilçesinden olan ‹smail Hano¤lu,

önceleri Proleter Devrimci Ayd›nl›k (PDA) saflar›nda mücadele yürüt-tü. K›sa sürede PDA revizyonistlerinin gerçek yüzünü görüp, 1975 y›-l›nda bu revizyonist yap›dan koparak, Maoist Parti saflar›ndaki yeri-ni ald›. Maoist Parti’nin hakk›nda ölüm karar› verdi¤i sivil faflist fierifNedim’in cezas›n› 20 Nisan 1978’de Gültepe’de infaz ederken, bu fa-flistin adamlar› taraf›ndan önce silahla vurularak, ard›ndan bafl› tafllaezilerek katledildi.

Hüseyin Özalp- Dersim’in Yolkonak köyünden olan Özalp, 1999

y›l›nda Halk Ordusu’na kat›ld›. Dersim’in Ovac›k ilçesine ba¤l› K›rk-merdiven bölgesinde, 16 Mart 2005 y›l›nda ihbar sonucu ç›kan çat›fl-mada yoldafl› Süleyman Aç›kel ile ölümsüzleflti.

Süleyman Aç›kel- Dersim’in Ovac›k ilçesinden olan Aç›kel, 97

y›l›nda Halk Ordusu’na kat›ld›. 16 Mart 2005’te, K›rkmerdiven’dekiçat›flmada ölümsüzleflti¤inde Maoist Parti üyesi, Alt Bölge Komu-tan›yd›.

Elif Atakl›- Maoist Parti’nin sempatizan› olan Atakl›, 26 Nisan 1981

tarihinde yurtd›fl›nda geçirdi¤i kaza sonucu ölümsüzleflti.

Nurettin Gül- Dersim’in Mazgirt ilçesinden olan ve 2004 y›l›nda

Dersim’de ölümsüzleflen MKP/HKO Dersim Bölge Komitesi üyesi Or-han Gül’ün babas› olan Nurettin Gül, 26 Nisan 1980 tarihinde Ada-na’n›n Narl›ca ilçesinde sosyal faflistler taraf›ndan katledildi.

Cemal Ferhat- Dersim’in Hozat ilçesi Peyik köyünden olan Cemal

Ferhat, Hozat’ta Halk›n Kurtuluflu taraftarlar› taraf›ndan 1980’de b›-çaklanarak katledildi.

Baki Kaya- Nisan 1976’da, ‹stanbul'da faflistlerce katledildi.

Mehmet Beyhan- Urfa’da Maoist Parti’nin sempatizan› olan Bey-

han, Siverek Meydan Polis Karakolu’nda iflkencede katledildi.

fierif Ahmet Aslan- Maoist Parti’nin sempatizan› olan Aslan, ‹z-

mir Buca Hapishanesi’nde sa¤l›k sorunlar› nedeniyle 1984’te ölüm-süzleflti.

H›d›r Demir- Dersim’in Ard›pet köyünden olan Demir, 1995 y›l›n-

da tutukland›. 96’daki Ölüm Orucu’na destek olmak için Halk Ordu-su’nun düzenledi¤i sald›r› eyleminde ölümsüzleflen HKO gerillas› El-mas Demir’in kardefli olan H›d›r Demir, 19 Aral›k 2000 katliam›ndaa¤›r iflkence gördü. Bu nedenle vücudunda sa¤l›k sorunlar› oluflanDemir, Sincan F Tipi’nde, tedavisi engellendi¤i için, 26 Nisan 2002’deölümsüzleflti.

Hasan Tanr›verdi- Mufl’un Varto ilçesinden olan Tanr›verdi, Al-

manya’da, 17 Nisan 1992’de beyin kanamas› sonucu ölümsüzleflti.

Hasan Karagöz- 22 Nisan 1980’de, Malatya’da sosyal faflistlerce

katledildi.

BOZA⁄AÇ ÇATIfiMASI- 22 Nisan 1997’de, Dersim’in Hozat ilçesi

k›rsal›nda ç›kan çat›flmada Halk Ordusu savaflç›lar› Taner Keskin, Sol-maz K›l›nç ve Ercan Güngör ölümsüzleflti.Taner Keskin- Dersim’in Mazgirt ilçesi Alanyaz› köyünden olanKeskin, 94’te gerillaya kat›ld›.Solmaz K›l›nç- Dersim’in Hozat ilçesi Türktaner köyünden olan K›-l›nç, 92’de gerillaya kat›ld›. Ercan Güngör- Dersim Hozat ilçesi K›rnik köyünden olan Güngör,96'da DHKP/C gerillas› iken Halk Ordusu’na kat›ld›.

G‹ZOR‹ ÇATIfiMASI- 21 Nisan 1987’de, Dersim’in Hozat ilçesi k›r-

sal›nda ç›kan çat›flmada, Maoist Parti’nin önder kadrolar›ndan Ali Me-te, Halk Ordusu’nun savaflç›s› Fecire Y›ld›r›m ve Partizan milis Müs-lüm Ya¤mur ölümsüzleflti.Ali Mete- Erzincanl› olan Mete, kitlelerle iyi ba¤ kurmas›n› bilen birkomünistti. Hapishanede korudu¤u Partizan ruhunu, tahliye olduk-tan sonra Halk Ordusu saflar›nda taçland›rd›. Fecire Y›ld›r›m- Dersim’in Hozat ilçesi Zankirek köyünden olan Y›l-d›r›m, 85 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Müslüm Ya¤mur- Dersim’in Hozat ilçesi A¤veren köyünden olanYa¤mur, Maoist öncünün milisli¤ini yap›yordu. Fecire Y›ld›r›m’›n ya-ral› olarak askerler taraf›ndan katledilmesine karfl› ç›kt›¤› için, yüzba-fl› taraf›ndan kurfluna dizilerek katledildi.

Erol Özel ve Özgür Güler- 93’te Nevflehir Hapishanesi’nden fi-

rar ederek T‹KKO’ya kat›lan Özel ve 96 y›l›nda T‹KKO’ya kat›lan Güler,1999 y›l›nda, Tokat Serkiz’deki çat›flmada ölümsüzlefltiler.

Davut Kirman- Artvin’in fiavflat ilçesinden olan Kirman, TKP/ML

taraftar›yd›. Nisan 98’de, Ankara’da kanser hastal›¤› sonucu ölüm-süzleflti.

MERCAN fiEH‹TLER‹- Dersim’de, Mercan Vadisi’nde, TKP/ML

T‹KKO’nun gerilla birli¤i, 25 Nisan 2000’de pusuya düfltü. Çat›flmada 7T‹KKO gerillas› çat›flarak ölümsüzleflti.Yusuf Ayata- Dersim’in Ovac›k ilçesi Yeflilyaz› köyünden olan Aya-ta, 90'da gerillaya kat›ld›. Dersim’deki birli¤in komutan›yd›.Umut ‹l- Dersim’in Pertek ilçesi P›narlar köyünden olan Umut ‹l, ge-rillada yoldafllar›n›n Doktor’uydu.Fehiman Bozgurt- Sivas’›n fiark›flla ilçesi Sivrialan köyünden olanBozgurt, Özgür Gelecek gazetesinde yaz›iflleri müdürlü¤ü yapt› ve96’da gerillaya kat›ld›.Hasan Akyol- Elaz›¤’›n Karakoçan ilçesi Akkufl köyünden olan Ak-yol, 94’te TMLGB’de örgütlenerek mücadeleye bafllad›.Zeynel Erdo¤an- Sivas’›n Kangal ilçesi Kürekli köyünden olan Zey-nel Erdo¤an, 99 y›l›nda gerillaya kat›ld›.Fikret Vural- ‹TÜ Matematik Bölümü yüksek lisans ö¤rencisi olanVural, 93'te gerillaya kat›ld›.Mustafa Toptafl- Dersim’in Naz›miye ilçesi Sar›yayla köyündenolan Toptafl, 98’de gerillaya kat›ld›.

Hakk›nda bilgi olmayan flehitler- Ömer Çavuflo¤lu, Nurettin Ye-digül, Necip Kutlu, Abdurrahim Çeçen, Aziz A¤aç, Sediye Yavan, H. AliDemir, Sevim Akbafl, Salih K›l›ç, Ak›n Sezer ve M. Selim Yücel.

Halk Savafl›’ndayitirdiklerimiz

Devrimciler vedalaflmaz!Nice merhabalara gebedir bizim vedalaflmam›zAyr›l›¤› nak›fl nak›fl ifllemifliz bilincimizleHer giden, her düflenle gelecektirBinlerce merhabalar

Nas›l anlatmal› diye düflünürken seni, hani köyümüzün kar-fl›s›nda o heybetli Munzur da¤lar› var ya, iflte sana Munzurdemek yetmez mi demek geliyor içimden. Munzur kadarasi, onurlu, direngensin. Ondand›r ki, Munzur’da y›kan›rd›nya. Munzur seni sevdi, sen de Munzur’u. Munzur’un Y›lmaz’›oldun.Y›lmaz’› en iyi anlatabilece¤im bir an›mla bafllayay›m. fie-hirden yeni gelmifltim. Köydeyken, Y›lmaz bir gün yoldafl-lar›yla görüflmeye gidecekti. Buna tan›k oldu¤um o ana ka-dar Y›lmaz’›n bu kadar ileri anlamda mücadele etti¤ini bil-miyordum. O gün, “hadi sizinle bir yere gezmeye gidece¤iz”dedi. Gidilecek yer hakk›nda en ufak bir bilgi bile vermedi.Öyle ki bizi günlük k›yafetler ve ayaklar›m›zda mevsimeuygun olarak terlikle ç›kard› yola. Kendi kendimize, “birazyürüyece¤iz herhalde” diye düflünürken, bulundu¤umuzalandan hayli uzaklaflt›k. Y›lmaz önde h›zl› h›zl› ilerliyordu.Bize en ufak bir bilgi vermiyor, biz de k›z›yoruz bundan do-lay›. Nereye gidiyoruz, neler oluyor, bilmiyoruz. Ayaklar›-m›zdaki terliklerle daha fazla gidemiyoruz. Gitti¤imiz co¤-rafya iyice sarplafl›yor, her yer kayal›k, ayaklar›m›z kan›yor.Y›lmaz’da ise ç›t yok. Gizlili¤e çok önem verirdi. Devrimcimücadele tarz›n› iyi benimsemifl, özümsemifl ve prati¤inede iyi yans›tan tam bir savaflç›yd›. Neyse bu uzun ve k›z-g›nl›k dolu yolculuktan sonra bizi karfl›layan Yaflo (Ali Aya-ta) ve Mehmet Zeki (Ahmet Karg›n) yoldafllarla yan yana

geldik. Halimizi gören yoldafllar bizimle flakalaflmaya, tak›l-maya bafllad›lar. Biz de, Y›lmaz’›n bizi bilgilendirmeden,böyle terliklerle getirmesini elefltirdik. Yoldafllar da, içerisin-de bulundu¤umuz alan›n tehlikesinden, köyün içinde kara-kolun olmas›ndan, köylülerin de durumu farkedebilmesi gi-bi tehlikelerden dolay›, Y›lmaz’›n bu flekilde hareket etti¤inisöylediler. Neyse dönüfl yolu da ayn› flekilde s›k›nt›l›yd›. Ge-cenin bir yar›s›nda bizi farkl› farkl› yollardan köye soktu.Y›lmaz’›n gerillaya kat›l›fl› da böyle gizlilikle olmufltu. Bir gün“ben ‹stanbul’a gidiyorum”, dedi. Neden diye sordu¤umuz-da, “çal›flmaya gidiyorum” dedi. Aradan uzun bir zamangeçtikten sonra, ‹stanbul’dan gelen yak›n komflumuza Y›l-

maz’› sorduk. Y›lmaz’›n ‹stanbul’a gelmedi¤ini söyleyincekafamda gerillaya gitti¤i fikri olufltu. K›sacas› Y›lmaz, bu mü-cadele içerisinde gördü¤üm çok iyi birisiydi. Temennim, ar-d›llar› Y›lmaz’›n mücadelesini daha ileri tafl›s›nlar.

K›sac›k ömre s›¤d›rd›kYaflama ve yaflamaya dair ne varsaYaflad›k bir kaç bin y›l birdenTürküler söyledikMunzur’un eteklerindeDoyas›ya içtik suyundanBiz de kol kald›rd›kHalaylardafiafa¤› karfl›layan gerillalarla

Bir yak›n›

Yusuf Ayata... Y›lmaz’›m›za

“Yeni yaflamlar için ölmek gereken bu süreç-te, ölümün yaflamak demek oldu¤u bilinciyledoluyum. Tarihimize, flehitlerimize, halk›m›zaba¤l›l›¤›n gere¤idir bu. Abart›lacak bir durumde¤il. Normal her devrimci gibi, yerine getiril-mesi gereken görevdir bu”.

Endercan Y›ld›z

Nas›l anlatsam flimdi size o¤lumu, bazen böy-le düflünüyorum da, ula o¤lum bana bir kötükelime söyleseydin, ben o zaman sana k›r›l-sayd›m; deseydi ‘anam bu böyle yapt›’. Onunbana söyledi¤i her cümlenin bafl›, ‘anne, kur-ban olay›m’d›. Bir gün bile k›r›lmad›m o¤luma.‹nsanlara karfl› sevecendi, üniversiteyi oku-yordu, Eminönü’nde kart sat›yordu, simit sa-t›yordu ama ordan kazand›¤› paray› bize ge-tirmiyordu, örgütün ç›karlar› için harc›yordu.Endercan, sana yard›m ederken koflar banayard›m eder, yorulmaz o¤lum, ayn› anda gi-der baflkas›na yard›m eder. Endercan okuldönemlerinde mücadele ile tan›flt›. Okul dö-neminde arkadafllar› ile evde ders çal›fl›yordu.Tabii Endercan onlara ders çal›flt›r›rken ayn›zamanda onlar› örgütlüyormufl. Eve gelen ar-kadafllar› bana, “Ana, bu arkadafl›m›zla dün-yan›n öbür ucuna gideriz” diyorlard›. Ender-can’› böyle seviyorlard› arkadafllar›. Herkesleiliflkiye geçebiliyordu o¤lum.

‘fierefinle öl’Endercan okuldan eve geldikten sonra elineGorki’nin ‘Ana’ kitab›n› al›r, karfl›ma geçer,bafllard› bana sesli sesli okumaya. Endercansadece arkadafllar›n› örgütlemiyordu, ailesinide örgütlemeye çal›flan biriydi. Bana süreklikitap okuyup, mücadeleden bahsederdi. En-dercan yine bana bir gün kitap okurken ba-bas› bizi gördü ve k›zarak, “Kendisi yetmiyor-mufl gibi bir de annesini örgütlüyor” demiflti.Endercan’›n her fleyi benimleydi, benden giz-lisi, sakl›s› yoktu, her fleyini benimle paylafl›r-d›. fiimdi açl›k grevine girecekler ya, bana tel-graf çekmifl, 10 çift terlik, 10 tane bere, iflte flukadar eldiven, lif gibi birçok fley istedi. Ben de

düflünüyorum kendi kendime, ne yapacaklarbu kadar fleyi, diye. Neyse, ald›m götürdümtüm istediklerini. Yan›ma Endercan geldi, oara, “Ana sana bir fley soraca¤›m” dedi. Tabiibana söylemiyor, “Açl›k grevine girece¤iz” di-ye. Ben de dedim, “ne var o¤lum”. Endercan,“Ana sen benim flerefimle mi ölmemi istersin,yoksa flerefsizce mi ölmemi istersin” diyince,ben de, “tabii o¤lum, flerefinle öl” dedim. Oda, “oh çok flükür” dedi ve arkadafllar›na “ulagelin” dedi. “Ben anamdan ald›m izni”. Bu ara-da ben de flafl›rd›m, dedim ki, “Nero ne oldu?”Endercan, “Anne, biz açl›k grevine giriyoruz,ölüm orucuna yat›yoruz. Bunu böyle bil. Dev-let bizi teslim almak istiyor. Bunun için de FTipi hapishaneleri yapm›fl, bizi götürecekler,tek hücrelere koyacaklar. Bizi orada öldüre-cekler. Biz bu teslimiyetleri kabul etmeyece-¤iz. fierefimizle açl›k grevine girece¤iz anne.”Ben de dedim, “valla o¤lum sen nas›l biliyor-san öyle yap...”

‘Evlatlar›m›za destek olmak için direni-yorduk’O¤ullar›m›z hapishanelerde direnirken bizlerde onlara d›flar›dan destek veriyorduk, di¤eraileler ile birlikte. Endercan Çanakkale’de ya-tarken, biz aileler de dönüflümlü olarak 30gün boyunca d›flar›da açl›k grevi yapt›k. Tabiio dönem insan haklar› derne¤i ile birlikte bir-çok eyleme kat›ld›k. Ankaralara yürüdük, po-lis dayaklar›na maruz kald›k. K›sacas› evlatla-r›m›z içeride bizler için direnirken, bizler deevlatlar›m›za destek olmak için d›flar›da dire-niyorduk. Size bir olay anlatay›m: fiimdi bizgittik Çanakkale meydan›nda oturduk, açl›kgrevine girdik. Orda genç biri geldi bize dediki; “Analar ne istiyorsunuz bizden.” Ben deona, “çivi getir, çekiç getir flu pankartlar›m›z›asal›m” dedim. Sonra anlad›k ki me¤ersem ogenç polismifl. Çocuk gitti, bir süre sonra polisekipleri ile birlikte geri geldi. Tabii polisler ge-lince meydana halk dolufltu, polisler bizi al›pgötürdü. Karakola gitti¤imizde polislere de-dim ki, “Allah raz› olsun sizden”, polisler deflafl›rd›. Hemen ‘niye’ diye sordular. Onlara,“Siz gelmeseydiniz, meydanda sadece 10 kifligeçiyorsa, biri dönüp bize bak›yordu. Di¤erle-ri bakmadan geçip gidiyordu. Fakat iflte sizinsayenizde oradaki bütün halk ne istedi¤imi-zin fark›nda oldular. Yani siz bizim reklam›m›-z› yapt›n›z” dedim. Ard›ndan polisler sinirlene-rek beni tehdit ettiler. “Sen bu flehirden gide-ceksin” dediler, ben de, “sen asla beni bu fleh-rin hudutlar›ndan d›flar› ç›karamazs›n, benimo¤lum orda açl›k grevinde. Öldür beni burada,gelir onlar benim cenazemi götürüler” ceva-b›n› verdim.

‘Konufltuklar›m›z› duyunca, komutanakarfl› zafer iflareti yapt›’Endercan’› Ankara hastanesine kald›rd›klar›n-da, ben de bir buçuk ay buyunca her gün ya-n›na gidip geldim. Bir gün Endercan’›n yan›nagirdim, yata¤a suyu devirmifller herhalde, bil-miyorum ama. Endercan’›n yata¤›, yorgan› suiçinde. Endercan o ara bayg›n. Tabi-

i ben o an bir 盤l›k kopard›m. Ba¤›r›nca as-

kerler bafl›mda toplanmaya bafllad›. “Hani En-

dercan’a bak›yordunuz” dedim. Do¤ru savc›-

ya gittim, savc› bana refakatçi izni vermeye-

rek, “banane, girmeseydi ölüm orucuna” di-

yordu. Neyse, k›z›m Neslihan’la birlikte o gün

geri hastaneye gittik. Endercan’›n yata¤›n›,

üstünü de¤ifltirdik, o ›slak yorganlar› ve k›ya-

fetlerini bir torbaya koyduk. Ard›ndan Nesli-

han torbayla birlikte do¤ru savc›n›n yan›na

gitti. Neslihan savc›ya, “Savc› bey! Biz bugün

kardeflimin yan›na gidip görmeseydik, karde-

flim bugün ölürdü. Sular içindeydi, annem fle-

ker hastas›, komaya girdi. Ben geldim bugün

sizin yan›n›za” demifl ve savc› da hemen orda

ona refakatçi kart› yazm›flt›. Ben Endercan’›n

yan›nda refakatçi olarak on gün kald›m. En-

dercan’›n son günlerinde Ulucanlar Hapisha-

nesi’nin bafl kumandan› geldi ve üstüme yü-

rüyerek, “Biz seni buraya süs diye mi koyduk,

niye müdahale etmiyorsun o¤luna” dedi. Ben

de ona dedim ki, “Benim o¤lum istemedikçe,

ben ona asla o flerefsizli¤i yapmam. O seru-

mu da ona takmam” dedim. Endercan o ko-

nuflmay› duyunca, komutana karfl› zafer ifla-

reti yapt›. Komutan da, “bak ölüyor ama hala

bana parmak kald›r›p zafer iflareti yap›yor”

dedi. ‹flte o gün, gece iki üç sular›yd› Endercan

art›k hiç konuflmuyor, mikrop tüm vücuduna

yay›lm›fl, atefller içinde yat›yordu. O gün dok-

tor geldi ama, doktorun Endercan’a müdaha-

le etmesine izin vermiyorum. Doktor Ender-

can’a seslenerek, “Yapma o¤lum, yapma, se-

nin gibi de¤erli biri ölmemeli. B›rak kan örne-

¤ini alay›m” dedi. Herhalde mikrop kana bu-

laflt›. Fakat Endercan el hareketi yaparak, ona

bile izin vermedi. Doktor, “konufltur ki fluuru

kapanmas›n” dedi. Ben de, “Endercan, o¤lum,

ana kurban, flu an nerde olmak istersin” diye

sordum. Bir anda Endercan gözlerini aç›p,

“Munzur da¤lar›nda olmak isterdim anne” de-

di. ‹flte Endercan’la son konuflmam buydu.

Endercan o gün flerefiyle ölümsüzleflti.

Hanife Y›ld›z (Endercan Y›ld›z’›n annesi)‘Munzur’da olmak isterdim’

Demokratik Haklar FederasyonuY. D. Şehit ve Tutsak Aileleri Birliği

Düfllerin sonsuza kofltu¤u yerde Sabr›n çiçeklerini açt›¤› yerde Asla kapanmaz yaflanan defter Çünkü tarihin en güzel yerindeSon sözü hep direnenler söyler

(Adnan Yücel)

Amara’da katledilen okul arkadafl›m›z Mahsum’uunutmayaca¤›z! Katillerinden hesap soraca¤›z!

Amed Demokratik Gençlik HareketiMahsum Karao¤lan

Antalya iline görevli giderken, Konya Seydiflehir karay-olunda meydana gelen trafik kazas›nda, fiubemizDenetleme Kurulu Üyesi Ayd›n ARSLAN ve ÜyemizHüseyin GÜL’ü yitirdik. Baflta aileleri olmak üzere, tümsa¤l›k camias›n›n bafl› sa¤olsun. Dostlar›m›z› emek ve demokrasi mücadelesindeyaflataca¤›z.

Cenazemize kat›lan Tunceli DernekleriFederasyonu, Ümraniye TuncelililerDerne¤i, Demokratik HaklarFederasyonu, Yeni Demokrasi fiehit veTutsak Aileleri Birli¤i, DevrimciDemokrasi okurlar› ve tüm dostlar›m›zateflekkür eder, sevgi ve sayg›lar›m›z›sunar›z.

Sabur Ailesi

SES TUNCEL‹ fiUBES‹ YÖNET‹M KURULU

Page 15: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

15güncel 20-30 Nisan 2009

Emperyalistlerin uluslararas› kurumlar›na ayar verme yönelimle-ri, Birleflmifl Milletler’de de bariz olarak görülüyor. ABD’nin2003’te Irak’a karfl› bafllatt›¤› iflgal sald›r›s› ile sözü dinlenmeyenBirleflmifl Milletler, sözde onay vermedi¤i iflgal karfl›s›ndaki tutu-muyla da gözden düflmüfltü. Bugün, emperyalist krizin yafland›-¤› günlerde ise, NATO ve ‹MF gibi kurumlarda oldu¤u gibi, BM’dede yeni yap›lanma ve de¤iflen roller söz konusu. Türk devletininde ABD deste¤iyle, Güvenlik Konseyi geçici üyeli¤ine seçildi¤i BM,bugünlerde ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ projesi ile gündemde. 6-7 Ni-san tarihlerinde ‹stanbul’da yap›lan Medeniyetler ‹ttifak› 2. Foru-mu öncesinde, ABD Baflkan› Barack Obama da ‘Medeniyetler ‹tti-fak›’ projesini güçlendiren konuflmalar yapt›.

Sözde ittifak, dünya krizini çözecekmifl

Bir Birleflmifl Milletler projesi olan ‘Medeniyetler ‹ttifak›’, Türkdevleti ile ‹spanya’ya öncülük rolü biçilerek bafllat›ld›. Dünyan›nbüyük bir kriz içerisinde oldu¤unu ve bu krizin de ‘medeniyetkrizi’ oldu¤unu öne süren bu oluflum, krizin temelinde de “ba¤-nazl›klar, bilgisizlikler, kin ve nefret duygular›, terör ve fliddet ey-lemleri ile savafl ve sald›rganl›k e¤ilimleri”nin yatt›¤›n› savunu-

yor. Dünyan›n krizini böyle aç›klayan oluflum, çözüm için de, kül-türler, medeniyetler aras›nda daha fazla diyalog kurulmas› veyeni bir ‘medeniyet bilinci’nin gelifltirilmesi gibi bir fikri savunu-yor. BM’nin bu nedenle öne ç›kt›¤›n› savunan oluflum, çat›flmala-r›, savafllar›, arac›l›k ederek, diyalog kurulmas›n› sa¤layarak önle-yebilece¤ini propaganda ediyor.

Buraya kadar yazd›klar›m›za bir örnek vermek gerekirse, bütünbu anlat›lanlara en çok uyan›n, Türk devletinin bugün büründü¤ürol oldu¤u görülecektir rahatl›kla. Hristiyan medeniyeti ile ‹slammedeniyeti aras›nda bir çat›flmaym›fl gibi de yans›t›lan ABD-‹rangerilimi ve ‹srail ile Filistin aras›ndaki gerilimlerde arac›l›k yapmarollerini üstlenmesi, Irak’a asker göndermemesi, Afganistan’da(flimdilik) çat›flmalara kat›lmayarak, e¤itim gibi hizmetlerde bu-lunmas›, duruma tam uymaktad›r. Bu rolü için, ›l›ml› bir tarza bü-rünmesi ise, emperyalistler taraf›ndan büyük destek görüyor.

Obama’dan Medeniyetler ‹ttifak› projesine destek

‘‹slamla savaflmayaca¤›z’

G-20 zirvesi için Londra’da, NATO zirvesi için Fransa’da ve ard›n-dan AB zirvesi için Çek Cumhuriyeti’nde bulunan Obama, 6 Ni-

san’da, ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ toplant›s› öncesinde de Ankara’y› zi-yaret etti. Sadece bu düzenlenen toplant›lar›n arka arkaya dizili-fline bakt›¤›m›zda bile ABD, emperyalizminin yeni bir düzenlemeiçerisinde oldu¤u ortaya ç›k›yor. Obama da, dünyaya bir mesajvermek için bu ziyaret zincirini gerçeklefltirdi¤ini söylüyor zaten.

TBMM’de yapt›¤› konuflmas›nda ülkemiz ile birlikte Ermenistan,Irak, ‹ran, K›br›s, ‹srail, Filistin, Afganistan ve Pakistan ülkelerindeyaflanan sorunlara de¤inen Obama, bütün bu ülkelerdeki sorun-lar için uzlaflma mesajlar› tafl›yan ifadelerde bulundu. Obama’n›ns›ralad›¤› bu ülkelerde ve bunlar›n birbirleri aras›nda yaflad›klar›sorunlarda taraflardan biri mutlaka Müslüman iken, di¤eri deHristiyan Yahudi ‘medeniyeti’nden. Obama, bunlar aras›nda uz-laflma mesajlar› veriyor. Obama’n›n söyledi¤i flu sözler de, ‘Me-deniyeler ‹ttifak›’n›n ‘daha fazla diyalog kurma, anlamaya çal›fl-ma’ yöntemiyle yapmak istediklerine tam olarak denk düflüyor:“Son birkaç y›lda çeflitli güçlükler yafland›¤›n› biliyorum. BirleflikDevletlerle Türkiye’yi birbirine ba¤layan güvenin zorland›¤›n›,sars›ld›¤›n› biliyorum. Bu zorlanman›n, sars›lman›n ‹slam inanc›-n›n yafland›¤› pek çok yerde paylafl›ld›¤›n› da biliyorum. Becere-bildi¤im kadar aç›kça flunu söylemek isterim ki: Birleflik devlet-ler, ‹slam’la bir savafl halinde de¤ildir ve asla olmayacakt›r. Ame-

rika’n›n Müslüman camiayla, ‹slam dünyas›yla iliflkisinin sadece

terörizme karfl› ç›kmaya dayanmayaca¤›n›, dayanmas›n›n müm-

kün olmad›¤›n› da ayn› aç›kl›kla belirtmek isterim. Biz karfl›l›kl›

ç›kara ve sayg›ya dayal› daha genifl iliflkiler istiyoruz. Dikkatle

dinleyece¤iz, yanl›fl anlamalar› aflaca¤›z ve ortak bir zemin ara-

yaca¤›z. Anlaflamad›¤›m›z zaman bile sayg›l› olaca¤›z.”

Bütün bu uzlaflma, diyalog, anlama gibi sahtekarca söylemlerde

bulunan Obama’n›n, nükleer silahlara karfl› oldu¤una dair de ko-

nuflmas› üzerine, Baflkanl›¤› devrald›¤› törende kendisine teslim

edilen ve içinde 1300 adet nükleer silah›n ateflleme flifrelerinin

bulundu¤u çantay› hat›rlatmak isteriz. Benzer bir nükleer silah

çantal› devir teslim töreni de Rusya liderleri Putin ile Medvedev

aras›nda olmufltu. Emperyalistlerin gelene¤i iflte!

Medeniyetler ‹ttifak›’n›n sözde ilkeleri

Medeniyetler ‹ttifak›’n›n internet sitesinde ise Türkiye Cumhuri-

yeti’nin Medeniyetler ‹ttifak› Ulusal Program› bölümünde dikkat

çekici ifadeler yer al›yor. Emperyalistlerin Türk devletinin önüne

koydu¤u projeyi anlatan sözler:

“Medeniyetler ‹ttifak›n›n amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi için, önce-

likle, bireyler ve milletler aras›nda bar›fl ve iflbirli¤i, herkes aç›s›n-

dan bir kamu yarar› olarak görülmelidir. Savafllar›n ve çat›flmala-

r›n say›, kapsam ve etkilerinin azalmas›, insanl›k için bar›fl dolu bir

gelece¤e yönelik umutlar›m›z› besleyecektir. Bu tür bir alg›lama,

bireyler, toplumlar, kurumlar, milletler ve kültürler aras›ndaki ilifl-

kilere yönelik düflünce ve kanaatlerimizin kapsaml› bir flekilde

yeniden yap›land›r›lmas›n› gerektirmektedir. Sonuç olarak; tutku-

lu bir kalbe, sars›lmaz bir kararl›l›¤a ve yeni bir zihniyete ihtiyaç

vard›r. Ulusal stratejimiz, bu üç unsuru tutarl› bir biçimde bir ara-

ya getirerek Medeniyetler ‹ttifak›n›n de¤erlerine ve hedeflerine

yönelik projeler ve faaliyetler gerçeklefltirmeyi amaçlamaktad›r.

Stratejimizi yönlendiren ve eylemlerimizi teflvik eden temel kav-

ram ve ölçütler; ço¤ulculuk ve çeflitlilik, dostluk ve iflbirli¤i, diya-

log ve anlay›fl, insan onuru ve cinsiyet eflitli¤ine sayg›d›r.”

Bu temel kavramlardan ço¤ulculuk ve çeflitlilik bafll›¤›, flu ifade-

lerle aç›klan›yor: “Çeflitlilik birtak›m zorluklar yaratabilir, ancak

karfl› karfl›ya oldu¤umuz sorunlara çözüm bulmak aç›s›ndan zen-

gin bir kaynak olarak da alg›lanabilir. Çeflitlilik ço¤u kez sosyal

ilerlemenin gerçek sebebi olarak görülmektedir. Öte yandan, çe-

flitlili¤in yoklu¤u, pek çok toplumu derinden etkileyen dura¤an-

l›¤›n nedeni olabilmektedir. Farkl› unsurlar içeren grup ve top-

lumlar, yeknesak grup ve toplumlardan daha yüksek perfor-

mans göstermektedir. ‹nsanl›¤›n ilerlemesi, yeni sorunlar› çöze-

bilmemize oldu¤u kadar farkl›l›klar›m›z› avantaja dönüfltürebil-

memize de ba¤l›d›r.”

Diyalog ve hoflgörü bafll›¤› ise flöyle aç›klan›yor: “Kültürler aras›

iliflkiler alan›nda ortaya ç›kan sorunlar›n çözümüne katk› sa¤la-

yabilecek müzakere, arabuluculuk gibi iyi bilinen çeflitli yöntem-

ler mevcuttur. Diyalog, bunlarla ba¤lant›l› ancak tan›m› nispeten

kapal› bir yöntemdir. Bu bir avantaj olarak de¤erlendirilebilir; zi-

ra daha esnek olan diyalog yöntemi, özel durumlara kolayl›kla

uyarlanabilmektedir.”

Yukar›da ‘Medeniyetler ‹ttifak›’n›n internet sitesinden aktard›¤›-

m›z bu bafll›klar› Türk devletinin, Misak-› Milli s›n›rlar› içerisinde

ne derece uygulad›¤›n› anlatmaya fazla gerek yok. Kürtlerin, Ale-

vilerin ve az›nl›klar›n yaflad›klar› s›k›nt›lar, yukar›daki aktar›mda

sözde diyalog, uzlaflma, anlama çabalar› içerisinde olaca¤›n› öne

süren Türk devletini birinci elden, hiç flüpheye yer vermeyecek

flekilde yalanl›yor. Diyalog ve hoflgörüden, çat›flmalar› önlemek-

ten, arabuluculuk gibi ‘iyi niyetli’ çabalardan sözeden Türk dev-

leti, flu günlerde Kuzey Kürdistan’›n da¤lar›nda ulusal talepleri

için mücadele eden Kürt gerillalar›n tepesine bombalar ya¤d›r›-

yor. DTP ve PKK’nin tüm ›srarlar›na ra¤men, anlamaya çal›flm›yor,

dinlemiyor, diyalog gelifltirmiyor.

Türk devletinde oyun çok

6-7 Nisan tarihlerinde gerçeklefltirilen ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ vesi-

lesiyle Türk devleti bir kez daha Davos benzeri bir seyirlik oyun

oynad›. Emperyalist planlara göre hareket eden Türk devleti,

efendilerinin kendisine verdi¤i rol gere¤i, Müslüman halklar›n

gönlünü fethetmeye çabal›yor. Bu kez Tayyip Erdo¤an, ‹slam di-

ninin peygamberi Muhammed hakk›nda yay›nlanan küçük dü-

flürücü karikatürler nedeniyle büyük tepki alan Danimarka’ya

‘efelendi’. NATO Genel Sekreteri olmak için Danimarka Baflbakan-

l›¤› görevinden istifa eden Anders Rasmussen için oy kullanma-

dan önce Türk devleti, Müslüman halklar›n gözüne girmek için,

Davos’ta yapt›¤› gibi bir ç›k›fla yeltendi ancak, ayn› baflar›y› elde

edemedi. Rasmussen’in ‘karikatür krizi’ için özür dilemesi flart›n›

öne süren Türk devletinin, bu konuda di¤er emperyalistlerin ara-

ya girmesi ile ikna edildi¤i(!) belirtiliyor. Türk devletinin Rasmus-

sen’e oy vermek için Roj Tv pazarl›¤› yapt›¤› da gündemden düfl-

medi. Devlet, Danimarka’n›n Roj Tv’yi engellemesini istiyor.

Bu konuda Rasmussen ise, “Polis ve savc›l›k iki yönlü araflt›rma

sürdürüyor. Bunlardan biri Roj Tv ve PKK terör örgütü aras›ndaki

ekonomik ba¤lant› olup olmad›¤›, di¤eri ise Roj Tv’nin PKK k›fl-

k›rtmas› yap›p yapmad›¤› yönünde. Yeterli delil elde edilirse, Roj

Tv’nin kapat›lmas› için Danimarka kanunlar› çerçevesinde elimiz-

den gelen her fley yap›lacak” diye konufltu.

Roj Tv Yönetim Kurulu ise, konu ile ilgili yapt›¤› aç›klamada flu

ifadelerde bulundu: “Kürt bas›n› bir kez daha devletler aras› po-

litik-askeri ve ekonomik ç›karlara kurban edilmek istenmekte-

dir. 2004 y›l›ndan bu yana Danimarka lisansl› yay›n yapan tele-

vizyonumuz Roj Tv’ye yönelik bask› ve as›ls›z iddialar gündeme

getirilmektedir. Kürt bas›n›na yönelik sansür, bask› ve sindirme

giriflimleri AKP hükümeti döneminde ivme kazanm›flt›r.”

Emperyalizmin yeni ‘paketi’ Medeniyetler ‹ttifak›

‹ZM‹R- DHF kampanyas› ekseninde ekono-mik, fiziksel, psikolojik olarak krizden ençok etkilenen kad›nlara ulaflmay› hedefle-yen Demokratik Kad›n Hareketi, ‹zmir Bor-nova Gökdere Köyü’ne giderek buradaki ka-d›nlar›n sorunlar›n› dinledi. Kad›nlar›n dillen-dirdi¤i ortak sorun ise ekonomik ve sosyaly›k›nt›lar yüzünden çok zor durumda kal-d›klar› oldu.

DKH: Köyde yaflayan bir kad›n olarak krizsizleri ne ölçüde ve nas›l etkiledi?Gülflen Korun (55, Ev Kad›n›): Her türlü et-kisi oluyor. Yaflam tarz›ndan giyime, yiye-cek-içece¤e kadar her bak›m›ndan etkiliyorbizi. Tarla bafl› ifl yok. Evvelden, köyün ileri-sinde, halin oldu¤u yerde tütün sat›l›rd›. Ozaman ifl sahas› daha çoktu, flimdi hiçbir fleyyok.Gönül Sulak (39, Ev Kad›n›): Kriz yüzündeneflim do¤ru düzgün çal›flam›yor, do¤ru düz-gün para alam›yor. O yüzden çok sorun olu-yor. Bu sorunlar da eve yans›yor, bize yan-s›yor, çocuklara yans›yor. Burada yaflamakasl›nda güzel bir fley. Sebzeye para vermi-yoruz. Yo¤urdumuzu, peynirimizi kendimizyap›yoruz. fiehir’e göre daha iyiyiz ama kriz-le birlikte durumumuz bozuldu tabii ki.Sevda Kobar (36 Ev Kad›n›): Krizden çokfazla etkilenmedim. Eflim düzenli çal›fl›yor.Sadece y›lda dört ikramiye veriliyordu; ama

kriz bahane edilerek bu ikramiyeler üçe in-dirildi. Normal yaflant›m›za devam ediyoruz.Köyde yaflad›¤›m›z için kira derdimiz yok.Elektrik ve su faturalar›m›z köyde yaflad›¤›-m›z için daha düflük geliyor. Çocuklar›m›zokuyor, müdür her ay de¤il de y›lda bir pa-ra ald›¤› için e¤itimde fazla zorlanm›yoruz.Krizden asl›nda erkekler daha çok etkileni-yor. Ben bir gazeteden okumufltum en çokifli kozmetik sektörü yap›yor, demek ki ka-d›nlar krizden fazla etkilenmiyor. Erkeklerpsikolojik olarak daha çok etkileniyorlar. ‹fl-ten ç›kar›lma korkusunu yafl›yorlar amaköydeki kad›nlar da psikolojik sorun yafla-yan erkeklerden dolay› sorun yafl›yorlar.

DKH: Geçiminizi nas›l sa¤l›yorsunuz? Geçmifly›llarla bugünkü durumu k›yaslarsak köyde-ki üretim ne durumda?Gülflen Korun: Çok zor durumday›z. Geçimkayna¤›m›z yok. O¤lumuz, gözlerinin gör-memesinden dolay› üç ayda bir maafl al›yor.El ifli yaparak geçimimizi sa¤lamaya çal›fl›-yorum. Boflanm›fl bir kad›n›m. Gözleri gör-meyen o¤lumla birlikte yafl›yoruz. Onun hertürlü ihtiyaçlar›n› ben karfl›l›yorum. Komflu-muzun yard›mlar›yla ayakta durmaya çal›fl›-yoruz. Herkes kendine çal›fl›yor. Arabas›olan servis yap›yor. ‹fli olmayan da böyle,bizim gibi aç aç oturuyor. Tar›m› öldürdüler.Emekli olanlar çocuklar›n›n sigortas›n› ödü-

yor. Herkes emekli, bir tek ben de¤ilim. Zey-tini olanlar var ama benim hiçbir fleyim yok.Daha önce fabrikalar varken burada kad›n-lar çal›fl›yordu ama flimdi fabrikalar da, tar-lalar da yok. Tarlas› olanlar da ancak kendi-lerini geçindirecek kadar ekiyorlar. Eskidengeçim daha kolayd› ama flimdi çok zor du-rumday›z.Gönül Sulak: Kendim çal›flm›yorum. Eflimingetirdikleriyle, kazand›¤›yla idare ediyoruz.Köyde az da olsa üretim var. Zeytincilik ya-p›l›yor. Zeytinya¤› üreten fabrikalar var. ‹hti-yaca göre yap›l›yor bunlar. Önceki y›llaragöre kötü durumday›z. Bu devirde geçin-mek zor. Kotalar koyulduktan sonra tar›myapamaz olduk.Sevda Kobar: ‹nsanlar tar›mla ilgileniyorlarama kendilerine yetecek kadar. Zeytincilikçok az yap›l›yor, fabrikalarda çal›flanlar var.Geçmifle göre halimiz çok kötü ve içler ac›s›.Ço¤u iflçiler üç dört ayd›r maafllar›n› alam›-yorlar. Çal›fl›yorlar ve para alam›yorlar amamecbur olduklar›ndan dolay› sessiz kal›yor-lar. ‹flten ç›kar›lanlar var burada, haklar›n› ala-mad›klar›ndan dolay› da mahkemeye bafl-vurdular ve mahkeme halen devam ediyor.

DKH: Geçti¤imiz günlerde yerel seçim ger-çeklefltirildi. Kriz bahane edilerek yüzlerce ifl-çi iflten ç›kar›ld›, haklar gasp edildi ama öteyandan seçim yat›r›mlar›ndan hiçbir flekilde

k›s›nt›ya gidilmedi. Halk›n paras› çarçur edi-lip çöpe at›ld›. Bu konu hakk›ndaki düflünce-leriniz nedir?Gülflen Korun: Ne diyebilirim ki! Bunlar hepköylünün, fakirin, fukaran›n cebinden ç›k›-yor. Seçimden önce geliyorlar, bir daha dagelmiyorlar. Daha önce büyükflehir belediyebaflkan› için çal›flan bir kad›n geldi yan›ma.Ona ç›kar›n olmazsa sen de buraya gelip ça-l›flmazs›n dedim. O da karfl›l›ks›z yapt›¤›n›söyledi, ama buna kim inan›r ki? Onu geçe-ceksin dedim. Yapt›klar› çok yanl›fl, mademkriz var, neden seçime bu kadar para har-cand›. Seçim için çal›flanlara o kadar parayedirildi. Madem kriz var, onlara nas›l parabuluyorsunuz? De¤il mi? Seçimde geliyorlar,konufluyorlar, sonra gidiyorlar. 5 y›l sonratekrar karfl›m›za ç›k›yorlar. Biz o kadar aptalm›y›z? Köylüyü saf m› buluyor bunlar? Köy-lü her fleyi biliyor, ama bir fley yapam›yor.Sesimizi duyacak kimsemiz yok. Gidiyorlarkald›r›mlar› kaz›yorlar, y›k›yorlar, onlar› tek-rardan yap›yorlar. Burada tek tek say›myapmas›n› biliyorlar. Nerde, kim var, kaç ki-fli yafl›yor, kimler oy kullan›r çok iyi biliyor-lar da bu insanlar ne yiyor, ne içiyor, s›k›nt›-s› nedir diye sormuyorlar.Gönül Sulak: K›sarlar m› can›m onlar? Ken-dilerine gelince alt› yedi milyar parayla ge-çinemediklerini söylüyorlar. Asgari ücretleçal›flan iflçi ne yaps›n peki? Bütün paralarparti bayraklar›na gitti. Seçimden sonra dahepsi çöpe gitti.Sevda Kobar: Seçime harcanan paralar, par-ti bayraklar›na verilen paralar kimin cebin-den ç›k›yor? Hepsi bizim cebimizden ç›k›yor.fiimdi çocuklar için on sekiz yafl›na kadarbak›ld›¤› söyleniyor. Bunu da bizden kesilen3 TL muayene ücretleriyle karfl›l›yorlar. Bupara bizden ç›k›yor, hiç de devlet güvencesiyok burada. Seçim yat›r›m› da buna benzi-yor. Bizden kestikleri paralar›n hiçbir flekildebize dönmedi¤ini görüyoruz.

LfiEN

KO

RU

N

LSU

LAK

SEV

DA

KO

BA

R

“Te¤et geçen” kriz, köylüyü ekme¤inden etti

Page 16: 20 - 30 Nisan 2009 -  Sayı 153

Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)’nun “‹flsizli¤e,Zamlara ve Yoksullaflmaya Karfl›, Eme¤imize ve Ge-lece¤imize Sahip Ç›kal›m! DHF Saflar›nda Örgütlene-lim” fliar›yla bafllatt›¤› kampanya, il il, ilçe ilçe ve köyköy büyütülerek, yayg›nlafl›yor. Gerici sald›r›lara,hak gasplar›na, bask›lara karfl› yoksul emekçi halklabuluflmay›, onlar› mücadele etmeleri için hareketegeçirmeyi ve en önemlisi de bu kesimlerle birlikteörgütlü mücadele yürütmeyi hedefleyen kampanyaçal›flmalar› her geçen gün daha çok kifliye ulafl›yor.DHF, iflçileri, köylüleri ve tüm ezilen kesimleri ‘çare-sizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, genifl halk kitlelerin-de, ‘çare biziz’ diyen iradeyi ortaya ç›karmak, bu ira-deyi örgütlü bir güce dönüfltürmek için Ege’den Mar-mara’ya, ‹ç Anadolu’dan Çukurova’ya ve Kürt illerin-de gücünü seferber ediyor. DHF faaliyetçileri bir yandan grev, direnifl alanlar›n-da, öte yandan yoksul emekçi semtlerinde, köyler-de, okullarda kitlelerle bulufluyor. Emekçilerin oldu-¤u her alanda bulunma ve onlarla buluflma iddias›n-daki DHF faaliyetçileri, sokaklar› kampanya afiflleriy-le donat›yor, bildiriler da¤›t›yor. Grevdeki, direniflte-ki iflçilere destek veriyor, farkl› farkl› alanlarda sürendireniflleri, iflçileri buluflturarak, birlefltiriyor, iflçilerlebirlikte fabrika önlerinde nöbet tutuyor.

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Hakan ERTEN Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

YYöönneettiimm YYeerrii:: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel: (0212) 243 91 92

‹‹ZZMM‹‹RR:: 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 l KKAARRTTAALL:: ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan›Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 l MMEERRSS‹‹NN: Çankaya Mahallesi 4077 Sokak No:80 Kat:3 MMAALLAATTYYAA:: Dabak-

hane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 l KKOONNYYAA:: B. Hekim Mah. Kale Önü Sokak NO:2-7Meran Tel Fax: : (0332) 351 59 55 l AAMMEEDD:: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:109 Da¤kap›/Amed lAATT‹‹NNAA:: Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] l YYDD

TTEEMMSS‹‹LLCC‹‹LL‹‹⁄⁄‹‹:: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: [email protected]

TTeekknniikk HHaazz››rrll››kk:: Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3

Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96 BBaasskk››:: SM. Matbaac›l›k

Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 ABlok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 9418

BBÜÜRROO

LLAARR

‹flsizli¤e ve yoksullu¤a karfl›örgütlü mücadeleye kat›l! Yerel yönetim, toplumun ortak ihtiyaçlar›n› karfl›la-

mak amac›yla oluflturulmufl, karar organlar›n› do¤ru-

dan halk›n seçti¤i, demokratik ve özerk yap›lanmaya

olanak tan›yan yönetim birimleridir. Toplumsal fay-

day› öne ç›karan yerel yönetim anlay›fl›n›n somutlafl-

t›r›lmas› aç›s›ndan ve halk›n kendi eme¤ine sahip ç›k-

mas› perspektifiyle halk kooperatifleri, yerel örgüt-

lenmelerin mihenk tafllar›ndan birini oluflturur.

Ülkemizde gerçekli¤ini yak›c› bir flekilde hissettiren

bir durum vard›r ki, bu da yereldeki politik kavray›-

fl›n ve yine buna ba¤l› olarak örgütlü duruflun zay›f

olufludur. Kentlerde bulunan emekçi kesim, k›rsal

alana nazaran k›smen de olsa kendi taleplerini yan-

s›tacak bir sendikay›, on y›llard›r verdi¤i emek mü-

cadelesi içerisinde oluflturmufl bulunmaktad›r. An-

cak k›rsal alanda üretim yapan emekçi kesimin böy-

le bir mücadele kazanc›n›n oldu¤undan bahsetmek

güçtür. Bu çerçevede geliflen ve birbirinden kopuk

ve bireysel süren mücadele, yap›lan talanlara karfl›

halk›n tepkisini zay›flatmaktad›r.

Bundan dolay›, hak gasplar› ve emek sömürüsünün

yafland›¤› durumlar karfl›s›nda örgütsüz olan orta ve

yoksul köylü, politik durufl gelifltirememekte, çözü-

mü kapitalist düzenin kendi eleriyle ördü¤ü koope-

ratifler ve sendikalarda aramaktad›r.

Tar›msal alandaki sorunlardan biri, tar›m ve hayvan-

c›l›k üretiminde iflçi sendikalar› gibi kapsay›c›, sözü-

nü geçirebilecek güce ve yapt›r›ma sahip emek mü-

cadelesi yürüten bir sendikan›n olmay›fl›d›r. K›rsal

alanda yaflanan sorunlardan bir di¤eri de, tar›m kre-

di kooperatifleri, tar›m sat›fl kooperatifleri gibi 10

binden fazla kooperatife ortak, Üzüm-Sen, Tütün-

Sen, Fiskobirlik, Pankobirlik gibi sendika ve koopera-

tiflerin bulunmas›na karfl›n, yoksul köylülerin üyesi

oldu¤u bu kurulufllarda yetki ve söz sahibi olama-

mas›, baz› istisnalar d›fl›nda, buralar›n bir avuç zen-

gin köylü, tefeci, tüccar tak›m›n›n rant sa¤lamas›na

hizmet etmesi, düzen partilerinin yedek gücü olarak

faaliyet göstermesidir.

Halk kooperatiflerinin kurulufl amaçlar›ndan biri ve

en önemlisi ekonomik merkezli olmas›d›r.

Kooperatifler, çiftçilerin üretti¤i ürünlerinin, kurula-

cak olan ortak ürün havuzunda toparlanarak, taban

fiyatlar›n›n bu oluflturulan kooperatiflerce belirlene-

bilmesini sa¤lar. Bu ayn› zamanda, düflük seviyede

meta üretimi gerçeklefltiren, çeflitli sebeplerle az

miktarda ürün elde eden küçük ekonomiye sahip

çiftçinin, bu havuz üzerinden ürününü pazarlamas›n›

sa¤lar. Böylece, az miktarda ürün elde eden yoksul

köylü, pazardaki güçlü tekelci flirketlerin rekabet or-

tam›na bu kooperatifler vas›tas›yla direnç gösterebi-

lecektir. Örne¤in; bir süt bir kooperatifi olmadan, üre-

ticilerin mand›raya 50 Krfl’ye verdi¤i sütün, flehirdeki

toptan sat›fl fiyat› 1.5 lirad›r. Bu yerde halk koopera-

tifi kuruldu¤unu düflünürsek, üreticinin ürünü, ko-

operatif havuzunda toplanacak ve kooperatif arac›l›-

¤›yla üreticiler ürünlerini do¤rudan flehirdeki pazara

sunma olana¤› bulacaklar. Arac›lar› devreden kald›-

ran bu üretim iliflkisinde, üreticinin, ürününü daha iyi

bir fiyata sat›fla sunma olana¤› do¤maktad›r.

Ayn› flekilde kooperatif, kentlerde kendi sat›fl ko-

operatiflerini de oluflturulabilir. Böylece toptanc›ya

veya fabrikaya vermektense, perakende ve kâr›n di-

rek kooperatife kalaca¤› bir sistem gelifltirilebilir.

Bundan hareketle çiftçinin tohum, ilaç, gübre, tar›m

aletleri gibi ihtiyaç malzemeleri ucuza ve rahatl›kla

temin edilebilir. Halk kooperatiflerinin önemli bir di-

¤er niteli¤i de tar›mda ve hayvanc›l›kta makinelefl-

meyi art›racak çal›flmalara zemin sunmas›d›r. Olufl-

turulan sat›fl kooperatiflerinden elde edilen gelirin

bir k›sm›n› ortak üretim araçlar› (süt sa¤ma makine-

leri, balya makineleri, traktör v.b) temininde de kul-

lanabilir. Yine kooperatiflerin kendi yerelinden ç›ka-

rabilecekleri ziraat ve tar›m mühendisleri, veteriner

hekimler, üretimin kalitesini art›rabilir.

Halk kooperatifleri sadece üretim ve ekonomik faali-

yetleri denetleyen, yönlendiren bir yap›lanma de¤il-

dir. Emekçi halk›n, kendisinin kurdu¤u kooperatifle-

rin yönetim ve iflleyiflini kendi omuzlar›na yükleme-

si, sahiplenilmesi de önemlidir. Örgütlü mücadelenin

kazan›mlar›na yönelik deneyimlerin aktar›laca¤› ka-

nallar oluflturulmas› da, söz konusu yap›lanman›n

temellendirilmesinde önemli olacakt›r.

Son olarak halk kooperatifleri, ileriki aflamalarda k›r-

sal alanlarda kurulacak ve emek mücadelesi yürüte-

cek bir sendika oluflumunun altyap›s›n› haz›rlamas›

bak›m›ndan da gereklili¤ini hissettiren bir kurulufltur.

*Denizli’den bir okurumuz

KONUK YAZARHalk Kooperatifleri

ESK‹fiEH‹R- Emekçi semtlerinde ve üniversitede kitle-lerle buluflturulan DHF kampanyas› kapsam›nda, ‘Eko-nomik kriz ve DHF’ ba¤l›kl› bir de panel düzenlendi. Em-peryalist kapitalizmin en büyük krizlerinden birini ya-flad›¤› kaydedilen panelde, bu süreçte iflçi ve emekçile-rin en temel haklar›n›n dahi gaspedildi¤ine dikkat çe-kildi. UfiAK- Uflak Demokratik Haklar Derne¤i üyeleri, kam-panya kapsam›nda bildiri ve afifl çal›flmas› gerçeklefltir-di. Yoksul ve emekçi halklar ile iflçilerin yo¤unluklu bu-lundu¤u mahallelerde afifl çal›flmas› yap›ld›. Uflak DHDfaaliyetçileri, Kad›n Amele Pazar›’nda kad›n iflçilerle degörüfltü. Halk›n ilgiyle yaklaflt›¤› kampanya çal›flmas›n-da birlik, beraberlik ve örgütlenme ça¤r›s› yap›ld›. ‹ZM‹R- Konak eski Sümerbank Meydan›'nda ve Borno-

va Metro istasyonu önünde stant açan DHF’liler, bildirida¤›t›m› ve kampanya gündemini yans›tan ajitasyonlaryapt›lar. AMED- Sanat Soka¤›’nda aç›lan stantta kampanya ma-teryalleri halka ulaflt›r›l›rken, kriz ve emekçilere etkile-ri konusunda ajitasyon yap›ld›. Amed DemokratikGençlik Hareketi faaliyetçileri de, Dicle Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi önünde stand açarak, kampanya ça-l›flmalar›n› kampusa tafl›d›lar. Kampanya kapsam›nda Denizli, Ankara, ‹zmir, Mer-sin, Adana, Dersim ve daha birçok ilde, duvarlar DHFafiflleri ile donat›l›rken, kampanya materyalleri de hal-ka ulaflt›r›l›yor. Emekçilerin yaflad›klar› mahallelere,köylere ziyaretler düzenleyen DHF’liler, halka kampan-yay› tafl›maya devam ediyorlar.

‹STANBUL- Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), kampanyakapsam›nda 2 aya yak›n direniflte olan MEHA iflçilerine kitleseldestek ziyaretinde bulundu. ‹flçiler, DHF üyelerini, “Yaflas›n s›n›fdayan›flmas›” slogan›yla karfl›lad›. DHF üyeleri, kitlesel olarak dü-zenledikleri bu ziyarette iflçilere, 'birlikte olma ve mücadele et-me' mesaj› verdiler. DHF ad›na yap›lan aç›klamada, “Sizleri des-teklemek, hakl› direniflinizi kamuoyuna duyurabilmek için bura-day›z. Nisan ay›nda, krize, yoksullu¤a, iflsizli¤e karfl› bafllatm›fl ol-du¤umuz kampanyam›z› somutlaflt›rmak için buraday›z. ‹flçilerindireniflini ve yaratt›klar› mücadeleyi görmek için ve onlardan ö¤-renmek için buraday›z” denildi.

‘Bir gün mutlaka bütün iflçiler birleflecek’‹flçiler DHF’lilere, neden direnifle geçtiklerini, mücadelelerini veyaflad›klar›n› aktard›lar. MEHA iflçisi Saliha Gümüfl, yapt›¤› konufl-mada, direnifl alan›nda kad›nlar›n yo¤unlukta oldu¤unu, tüm iflçi-lerin bir arada olmas› gerekti¤ini söyleyerek, “Bu ülkede kad›n ol-mak çok zor, direniflçi kad›n olmak ise çok daha zor. Birlik oluphayk›rsayd›k, bugün iflçiler olarak bu kadar rahat kap› önünekonmazd›k. Ben inan›yorum ki tüm bunlara ra¤men bir gün mut-laka bütün iflçiler birleflecek. Bütün iflçileri 1 May›s’ta haklar›m›z›sormak için alanlara ça¤›r›yoruz. Çünkü bu ülkeyi yaratan bizle-riz” dedi.

‹STANBUL- DHF Kad›n Komisyonu, Yüz Çiçek

Açs›n Kültür Merkezi’nde düzenledi¤i etkinlik-

te DESA ve MEHA’da direnen kad›n iflçileri bir

araya getirdi. YÇKM’de düzenlenen panelde

kad›nlar, çal›flma flartlar›n› ve direnifl sebeple-

rini anlatt›lar.

“Sendikaya üye olmam›z›n sebebi kötü koflul-

lard›r” diyen Desa direniççisi Emine Aslan, “Biz

DESA'da adeta ortaça¤dan kalm›fl koflullar al-

t›nda çal›fl›yorduk. Fazla mesailer, açl›k, düflük

ücretin yan›nda, izin almak istedi¤imizde afla-

¤›lanmalarla karfl› karfl›ya kal›yorduk” ifadele-

rinde bulundu. DESA’n›n kötü koflullar›na karfl›

örgütlenmeyi, sendika üyesi olmay› seçti¤ini

belirten Aslan, direnifl boyunca DESA patronu-

nun, kendisini y›ld›rmaya, mücadelesini b›rak-

mas› için ‘sat›n almaya’ çal›flt›¤›n› ve kendisine

30 bin TL para teklif etti¤ini, bunun karfl›l›¤›n-

da da sendika aleyhinde aç›klamada bulun-

mas›n› istedi¤ini aktard›. Aslan, “Ben o imzay›

at›nca bütün iflçi s›n›f›na, bütün halka, sendi-

kama ihanet etmifl olacakt›m ve atmad›m. Ya-

flam›n hangi kolunda olursak olal›m bir ifl ye-

rinde sendika yoksa biz her zaman ezilmeye

mahkumuz. ‹flçi de olsak, ö¤renci de olsak,

memur da olsak örgütlenmeliyiz” dedi.

'Sonuna kadar direnece¤iz'

Aslan'›n ard›ndan, ekonomik kriz bahanesi ileiflten ç›kart›ld›klar›nda maafllar›n›, fazla mesa-ilerini ve tazminatlar›n› alamayan MEHA iflçisikad›nlar, yürüttükleri direnifllerini aktard›lar.MEHA giyim iflçisi Ünzile Do¤an, çok zor ve kö-tü koflullarda çal›flt›klar›n› ve MEHA’da patro-nun ifl yerini çeflitli bahanelerle kapatarakhaklar›n› gaspetti¤ini söyledi. Do¤an, “Bizdenbedava çal›flmam›z› istiyordu. Biz de direniflegeçtik. Direniflimizin 15'inci gününde makina-lar› polis yard›m›yla kaç›rd›lar” dedi. MEHA iflçi-si Derya Kalay ise, “Biz sonuna kadar direnece-¤iz ve hakk›m›z› alaca¤›z” dedi.

Kampanya ülkenin dört biryan›nda kitlelerle buluflturuyor

Direnenlerdenö¤renece¤iz

Direniflteki MEHA iflçilerinekitlesel destek ziyareti

“Sonunakadardirenerekkazanaca¤›z

‹STANBUL- Demokratik Kad›n Hareketi(DKH), DHF kampanyas› kapsam›nda Ba¤c›-lar Demokratik Haklar Derne¤i’nde panelgerçeklefltirdi. Tekstil iflçilerinin yo¤un kat›l›-m›n›n oldu¤u panelde, avukatlar iflçilere hak-

lar› konusunda bilgi verdi. Av. Öznur Bayo¤-lu, iflçileri, mesaileri, çal›flma saatleri ve üc-retlendirmeler hakk›nda bilgilendirdi. Bayo¤-lu, özellikle son dönemde iflçilerin yaflad›¤›maafl alamama durumuna iliflkin, “Gününde

ödenmeyen ücretlerde iflveren iflçiye faizödemek zorundad›r” dedi. DKH temsilcisi Ey-lem Y›ld›z ise, yapt›¤› konuflmada, hak ara-ma mücadelesinde örgütlü bir mücadeleninönemine dikkat çekti.

Rençber Çiftçi*