tİmfed dergisi 11.sayı

108

Upload: timder-tesisat-insaat-malzemecileri-dernegi

Post on 08-Apr-2016

272 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, İstanbuş Üniversitesi SBMYO Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer, ve Birçok Yapı Malzemesi Satıcısıyla Röportajlar, Ekonomi Yorumları, Ekonomi Verileri, Akademisyenlerden Makaleler, TİMFED ve Üye Dernekler Hakkındaki Haberler Yer Almaktadır. (2015/1)

TRANSCRIPT

Page 1: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 2: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 3: TİMFED Dergisi 11.Sayı

2014 Altın Çekül Ödülleri’nde “Yapı Ürün Ödülü”ne layık görülmüştür.

Bu Kadar Temizi Ancak Kale’den Gelir.Standart klozetlere göre %100 daha hijyenik olduğu Akdeniz

Üniversitesi tarafından onaylanmış Kale SmartYıkama Klozet,

jet tipi yıkama sistemi sayesinde suyu her noktaya dağıtır

ve kusursuz temizlik sağlar. Kanalsız yapısıyla kir ve bakteri

tutmaz. Siz de kolay temizliğe ve hijyene önem veriyorsanız

SmartYıkama Klozet’i seçin, yepyeni bir hayata geçin.

Page 4: TİMFED Dergisi 11.Sayı

İçindekiler

2Sayı 11 (2015/1)

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu Dergisi

İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Kemal Çelik ([email protected])Saadetdere Mah. E-5 Karayolu Üzeri No:8Esenyurt - İSTANBUL

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan ([email protected])Kayışdağı Mah. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy - İSTANBUL

Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa ([email protected])

Kurumsal İletişim Sorumlusu: Yeliz Kılıçaslan ([email protected])

İletişim Bilgileri :

Adres : Atatürk Mh. Namık Kemal Cd.Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:134758 Ataşehir / İSTANBUL

Telefon : (0216) 629 0 100

e-posta : [email protected]

Web Sitesi : www.timfed.com

Ön Kapak İçi: Seranova - UmpaşArka Kapak: SeramiksanArka Kapak İçi: Yüksel Seramik1 Kale5 Eczacıbaşı - VitrA11 Elmor27 Ege Seramik33 Fırat Boru41 NG Kütahya Seramik45 Creavit - Çanakcılar

İlan İndeksi :

Tüccar, milletin emeği ve üretimini kıymetlendirmek için, eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.

Sayı 11 (2015/1)

Sayı 11 (2015/1)

Söyleşi: Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz Akademik Objektif: İst. Üniv. Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Müdürü Mithat Zeki Dinçer

Ekonomik Analiz: Prof. Dr. Burak Arzova

Verilerle Ekonomi: Ekonomik Göstergeler, Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri Sanayi ve İnşaat Sektörleri Üzerinde Kıyaslamalı Yorum

Öngörünüm: TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi - TMB Başkanı Mithat Yenigün

İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay - TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça

TSF Başkanı Ahmet T. Yamaner - Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener

Ece HoldingY. K. BaşkanıErdem Çenesiz

Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk.No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İSTANBUL(0216) 629 0 100

Basım Yeri Adresi Telefonu: Özgün OfsetYeşilce Mh. Aytekin Sk. No:21Seyrantepe / İSTANBUL(0212) 280 00 09

Basım Tarihi : Yayın Türü : Şubat 2015 Yaygın Süreli

TİMFED Yönetim Kurulu:Kemal Çelik (TİMDER), Emin Ayar (TİMKODER), Kemal Yıldırım (TİMDER),Bircan Şahin (TİMDER), Serdar Dönmez (TİMDER), Mehmet Ali Yedek (TİMDER), Temel Aktay (TİMKODER),Tekin Yetiş (TİMKODER), Yusuf Aydın Eskibozkurt (BURTİMDER), Süleyman Acar (ANTİMDER), Sedat Doğaç (DİMSİAD).

Yayın Yürütme Kurulu:Mehmet Arslan, Serdar Dönmez, Emin Ayar, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan, Arzu Akıncı.

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

Page 5: TİMFED Dergisi 11.Sayı

3

İçindekiler

Sayı 11 (2015/1)

Ece HoldingYönetim Kurulu BaşkanıErdem Çenesiz

46Söyleşi 50İstanbul Üniversitesi Sosyal BilimlerMeslek Yüksekokulu MüdürüProf. Dr. Mithat Zeki Dinçer

Akademik Objektif

8TİMFED’den

12TİMFED Zirvesi

20TİMDER’den

38BURTİMDER’den

42ANTİMDER’den

34DİMSİAD’tan

73İş Hukuku

Seyfullah Beysülen

62Beklentimiz

61Hukuken

Av. S. Murat Çelikten

28TİMKODER’den

80Şehrin Nabzı - Antalya

86Ekonomik Analiz

Prof. Dr. S. Burak Arzova

88Verilerle Ekonomi

Yavuz Bayülken ve Cahit Kütükoğlu - Etiplan

68Şehrin Nabzı - Ankara

74Şehrin Nabzı - Denizli

78Şehrin Nabzı - Bursa

66Şehrin Nabzı - Samsun

98Makale

Doç. Dr. Umut R. TuzkayaCemal BozkurtÖğr. Gör. Erim HısımZeki YüksekbilgiliM. Aykut BulutAlmila Dalkılıç

54Öngörünüm

Mehmet Büyükekşi - TİM BaşkanıMithat Yenigün - TMB BaşkanıZeynep Bodur Okyay - İSO Meclis BaşkanıSüleyman Onatça - TÜRKONFED BaşkanıAhmet T. Yamaner - TSF BaşkanıDündar Yetişener - Türkiye İMSAD Başkanı

Page 6: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Görüş

4

Sayı 11 (2015/1)

Geride bıraktığımız 2014 yılında ekonomideki per-formansımıza baktığımızda vasat bir yıl yaşamış ol-duğumuzu görüyoruz. Büyümedeki tempo kaybı devam ederken, yatırımlarda ve istihdamda gözle görülür bir canlanma kaydedilmedi. Çeşitli ulusla-rarası çalkantılara rağmen ihracattaki ve turizmdeki büyümenin devam etmiş olması ise olumlu gelişme-ler arasında yer aldı.

Küresel kriz öncesinde yılda ortalama yüzde 6 civa-rında büyüyen ekonomimiz, küresel krizin etkisiyle önce küçülme yaşadı. Arkasından küresel likiditenin hızla artması ve içerde kamu idaresinin iç tüketime verdiği destek ile hızla toparlandık. İki yıl üst üste yüz-de 9’a yakın büyüme sağlandı. Ama bunun bedeli hızla yükselen cari açık ve dış borç stoku oldu. Yani el parası ile büyümüştük. Bunun sürdürülmesinin zor-luğu bir tarafa, artan kırılganlık ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit haline gelmişti.

Sonrasındaysa içerde alınan tedbirler ve uluslararası likiditenin de azalmaya başlamasıyla iç tüketim ya-vaşlatıldı. İhracattaki artışla birlikte ekonomide den-gelenme süreci başladı. 2014 bu dengelemenin de-vam ettiği bir sene oldu. Ama ekonomideki yapısal sorunlar devam ettiğinden ve yapısal reformlar bir kaç seneden beri ötelendiğinden bu dengelenme yavaş ve sancılı gerçekleşti. Özellikle iç piyasada bu nedenle sıkıntılar yaşanmaya başlandı.

Küresel kriz öncesinde Türkiye ekonomisi 1 puan bü-yürken cari açık da yaklaşık 1 puan civarında ger-çekleşiyordu. Küresel kriz sonrasında bu tablo bozul-du. Cari açığa karşı sağlanan büyüme oranı yarıya düştü. Şimdi 2 açık veriyorsak ancak 1 büyüyebiliyo-ruz. Neden böyle oluyor? Gayet basit bir nedenle. Bizim yurt içi tasarruf oranımız az ve artmak bir yana azalmaya da devam ediyor. Halen yüzde 14’lerde dolanıyor.

Son 30 yılda ise neredeyse yarı yarıya azaldı. Bu ne-denle büyüme için el parasına muhtaç durumda kalıyoruz. Bu yüzden de uzun süre arka arkaya yük-sek oranlarda büyüyemiyoruz. Sonuçta 6 yıldır kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarda takıldı kaldı. Yani yerimizde sayıyoruz.

2014 Türkiye ekonomisinin yeni bir dengeye doğru gidişini gösterdi. Daha az dinamik ve daha çok va-sat bir denge.

Türkiye ekonomisi uzun dönem ortalamalarının al-tında büyüyeceği, cari işlemler açığınınsa uzun dö-nem ortalamaları düzeyinde seyredeceği yeni bir dengeye oturacakmışız gibi görünüyor. Son 2 yıldır böyleydik, önümüzdeki 2 yıl da böyle olacak gözü-küyor.

Açıklanan son büyüme rakamları, Türkiye ekonomi-sinin hedefteki yüzde 4’lük büyümeye ulaşmak bir yana, yüzde 3’ü bile tutturmada zorlanacağını gös-teriyor. 2015 yılı için de benzer bir durum sözkonusu. Bu yüzden uzun süre sonra ilk defa işsizlik oranımız yüzde 10’u geçti. İlginçtir, battı denilen Avrupa Birli-ği’nde de bu oran aynı.

Amerikan ekonomisi toparlanmaya başladıkça, Amerikan para politikası normale dönüyor. Bunun ilk etkilerini zaten döviz kurlarında gördük. Ameri-kan faiz oranı 2015 yılında yükselmeye başlayınca, etkiyi daha da yakından hissedeceğiz. Bu olumsuz etkiyi yalnızca biz değil, bütün gelişmekte olan ül-keler hissedecek. Bu noktada ülkeler ne kadar iyi yönetildiklerine göre birbirlerinden ayrılacaklar.

Cari işlemler açığımız, beklenmedik bir piyango gibi gelen petrol fiyatındaki düşüşe rağmen hala uzun dönem ortalamasının altına inmeyecek gibi duruyor. Dünyada toplam ihracatının en az üçte ikisi ham petrolden oluşan 23 ülke var. Türkiye bu 23 ülkeye 60 milyar dolar civarında ihracat yapıyor. Düşen petrol bir taraftan ithalat faturamızı azaltır-ken, petrol ihraç eden ülkelerin azalan geliri, daha az ithalat, yatırım, turizm şeklinde olumsuz etkilere de yol açabilecek.

Uzun süredir vurguluyoruz. Türkiye yapısal reformlar konusunda rehavete kapıldığı, Avrupa Birliği süreci-ni göz ardı ettiği için ekonomideki yapısal sorunlara odaklanamıyor. Ama biz sorunları unutsak da, göz ardı etsek de, onlar yok olmuyor. Birikmeye devam ediyor. Faturası daha az büyüme, daha az istih-dam, daha az refah olarak önümüze konuyor. Ata-larımızın dediği gibi, tedbirde kusur edince takdire bahane bulmamalı.

Özetle 2015 yılı tedbirli olmayı elden bırakmamız gereken bir yıl. Hem kamu idaresi hem de şirket-lerimiz düşük büyüme ortamında nasıl iyi yönetim gösterebiliriz konusunda odaklanmak durumunda. Kültürümüzde çok güzel bir söz var. “İstişare eden yanılmaz.” Biz bunu yaşayarak gördük. Son 10 yılda Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının temelinde bu is-tişare kültürü var.

Son 10 yılda Türkiye milli gelirini 3 kat, ihracatını 5 kat arttırdıysa bunun temelinde kamu ile özel sektö-rün istişaresi ve bu istişareler sonucu ortaya konulan doğru yapısal reformlar var.

2015 Türkiye için yeni bir şans. Sonraki 4 yıl boyunca seçim yok. Bu kapsamda yapısal reformlara yeni-den odaklanmamız lazım. Başbakanımızın açık-ladığı yapısal dönüşüm paketleri önceliklendirilip bir takvime bağlanırsa Türkiye’nin yeni bir sıçrama yapmasının yolu açılmış olur. Bu programlar küresel yarışta önümüzdeki sisli havayı dağıtacak yol hari-tası işlevi görebilirler. Biz de bunları destekliyoruz.

Türkiye, ekonomideki yapısal dönüşümü gerçekleş-tirirse, orta gelir tuzağını aşar ve gelişmiş ülkeler ara-sında yer alma hedefine ulaşabilir.

M. Rifat HisarcıklıoğluTOBB Başkanı

Page 7: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 8: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Yönetimden

6Sayı 11 (2015/1)

Kemal ÇelikTİMFED Yönetim Kurulu Başkanı

[email protected]

TİMFED ZirvesiÜlke ekonomimizin lokomotif sektörü olan inşaat sektöründeki gelişmeler her dönem ivme kazanarak devam ediyor. İnşaat malzemecileri derneklerini bir çatı altında toplamak amacıyla kurduğumuz TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu) ile sektörün öncü kuruluşlarını bir araya getirerek sektöre yön verecek vizyonlar elde etmek amacıyla, TİMFED Zirvesi’nin üçüncüsünü 11 Kasım 2014’de İstanbul Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi’nde “İnşaat Sektöründeki Riskler, Sorunlar ve Küresel Fırsatlar” ana temasıyla gerçekleştirdik.

TİMFED Zirvesi’ni, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin stratejik ortaklığında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin işbirliği ve sinerjisi ile gerçekleştirdik.

Zirvemize katılarak açılış konuşmalarıyla bizi onurlandıran başta sektörümüzün içinden bir kişilik olması nedeniyle sorunlarımızı en iyi bilen ve yansıtan TOBB Başkanımız M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’e sektörümüz adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Sektörümüze sağladığı değerli katkılarla bizleri müteşekkir kılan Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin’in oturum başkanlığında gerçekleşen oturuma katkı sağlayan değerli TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin, Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik’e en içten teşekkürlerimi iletiyorum.

TİMFED Zirvesi’nin sektöre bir çok kazanımı oldu. Sektör paydaşlarını bir araya getirerek, sektör sorunlarını tespit edip, çözümler üretmek için fikir alışverişi sağlanmasına zemin hazırladı. Tesisat ve İnşaat Malzemeleri ile ilgili sektörel imaj yönetimi yapıldı. Ekonomik gelişmelerin sektöre olan etkisinin analiz edilmesiyle tesisat ve inşaat malzemeleri üzerine finansal farkındalık yaratıldı.

TİMFED, Zirve organizasyonu ile; sektörün en temel sorunlarının, en ince detaylarına kadar incelenebildiği ve çözüm önerileri üzerinde etkili tartışmaların yaşanabildiği platformların

TİMFED’deNeler Oluyor!

oluşturulabildiğini bu organizasyon ile gösterdi. Sektör paydaşlarının bir araya geldiği, sektör sorunlarının tespit edilerek çözüm üretmek için fikir alışverişi sağladığımız zirvemizde, değerli katılımcılarımız ile sektörümüze ayna tuttuğumuz inancındayız.

Tüm bu emeklerimizin karşılığı olarak gayet olumlu tepkiler aldığımız zirvemiz ulusal ve yerel basında da büyük yankı uyandırdı.

TİMFED YapılanmasıTİMFED olarak öncelikli hedefimiz; inşaat malzemecilerinin gücünü birleştirmek adına oluşturulan bölgesel sivil toplum kuruluşlarını bir çatı altında toplamayı ve örgütlenmenin henüz sağlanamadığı bölgelere ulaşarak, sektörde birlik sağlamayı istiyoruz. TİMFED bu hedef doğrultusunda TİMDER (Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği), TİMKODER (Tesisat İnşaat Sanayi Malzemecileri Derneği), DİMSİAD (Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İş Adamları Derneği), BURTİMDER (Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği), ANTİMDER (Antalya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği)’in yanı sıra 2014 yılında yapılanma çalışmalarına başlanan ve şuan da kurulumları tamamlanarak faaliyetlerine başlayan KARTİMDER (Karadeniz Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) ve KONTİMDER (Konya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) ile ülke sathında yapılanmasına son sürat devam ediyor. TİMFED olarak ülke sathında yapılanmamızın tamamlanmasına Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle hız vereceğiz. Bu bölgelerdeki yapılanma çalışmalarımız da son sürat devam ediyor. Bölge temsilcileriyle yapılan toplantılar, bölgelerin yerel özelliklerinin incelenmesi ve raporlanması çalışmalarının tamamlanmasının ardından bu bölgelerimizde de sektörümüzün sıkıntılarına tek bir ses olup çözümler bulmak için var gücümüzle çalışacağız.

Sektörümüz için çalışmaya söz verdiğimiz TİMFED çatısı altında bütün yönetim kurulumuz ve derneklerimizle sonsuz bir özveriyle çalışmaya, gelecek yıllarda edindiğimiz tecrübelerin üzerine yenilerini katarak her geçen yıl daha iyisini yapabileceğimiz inancıyla sektörümüz için çalışmaya devam edeceğiz.

Page 9: TİMFED Dergisi 11.Sayı

7

Dipnot

Sayı 11 (2015/1)

İşyerinde ilişkiler karmaşık yaşanıyor. Çalışma arka-daşlarımızla bir taraftan yarışırken, diğer taraftan ortak işlerin başarıya ulaşması için beraber çalışı-yoruz.

Zamanımızın büyük bir bölümünü işyerimizde, iş arkadaşlarımızla geçiriyoruz. Bazen sabahlara kadar birlikte çalışıyor, bazen farklı görüşleri sa-vunuyor, senede ortalama 220 günümüzü birlikte geçiriyoruz. Bu kadar çok vakit geçirdiğimiz kişiler-le olan ilişkilerimiz de haliyle hayatımızda büyük önem taşıyor. Sağlam arkadaşlıklar bireye, işe ve kuruma katkı sağlarken çürük ilişkiler hem çalışana hem de şirkete büyük zararlar veriyor. İş arkadaş-larıyla olan ilişkilerde mesafeyi korumak gerekiyor. Ne çok soğuk, uzak ne de çok iç içe samimi ilişkiler kurmak gerekiyor.

Yapılan araştırmalar, iş yerindeki arkadaşlıkla iş doyumu arasında yakın bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. İş yerinde çok yakın bir arkadaşım var di-yenlerin, iş doyumunu ölçen birçok parametrede daha yüksek değerlendirmeler yaptığı görülüyor. Yine bu araştırmalarda, işine odaklı, zevkle ve is-tekle çalışanların oranı “işyerinde yakın arkadaşı olanlar” arasında yüzde 56’yken, “işyerinde yakın arkadaşı olmayanlar” arasında sadece yüzde 8 olarak belirtilmiş. Sosyal hayatımızda görüşmek isteyip istemediğimiz insanları seçebilirken iş haya-tında maalesef böyle bir lüksümüz yok.

Arkadaşlık ve düşmanlık arasında gidip gelen bu ilişkilerin merkezinde ‘baskı’ ve ‘çatışma’ bulunu-yor. İş arkadaşlarımıza hem pozitif hem negatif duygular besliyoruz. Aile içi ilişkilerde de buna benzer karışık duygulara sıklıkla rastlamak müm-kün.

Kurum içi ilişkilere odaklanan birçok çalışma ya ol-dukça pozitif, kurumu daha dinamik ve başarılı bir iş ortamı haline getiren ilişkilere yer vermekte ya da tam tersi düşmanlıklar ve birbirine köstek olan bir dizi ilişkinin şirkete zararlarını araştırmakta. Ça-lışma sonuçları da beklenene paralellik gösteriyor. Olumlu ilişkilerin şirket başarısına olumlu yansıma-ları olurken, olumsuz ilişkiler takımın veya şirket ge-nelinin performansını aşağıya çekiyor.

İşyerindeki arkadaşlık, işe odaklanma konusunda bir engel olabiliyor. Kaygı, gevşeklik veya ciddi-yetsizlik yaratabiliyor. Aşırı samimiyet yaşanmış ise

İş YerindeArkadaşlık İlişkileri

Mehmet ArslanTİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

[email protected]

ona güvenilerek, işe yakışmayacak tavırlar sergi-lenebiliyor. Bu da odaklanmayı zorlaştırıyor. Önce arkadaş olup aynı yerde çalışmaya başlamak, o yere daha kolay adapte olunmasına, bağlanıl-masına ve güvende hissetmeye yardımcı oluyor. Çalışılan yerde arkadaşlık edinmek ise iş ve özel hayat dengesini daha rahat kurmayı sağlıyor.

İş yeri arkadaşlıkları özellikle İK sektöründe her za-man tartışılan ama bir türlü uzlaşılamayan bir ko-nudur. Bu konuda yapılan araştırmaların bazıları işten ayrılma nedenlerinin başında; ofis ortamın-da yaşanan anlaşmazlıkların ilk sıralarda yer alığını gösteriyor. Bazı araştırmalar ise iş yeri arkadaşlıkla-rının kariyere olumlu yönde etki yaptığını belirtiyor.

İş hayatında arkadaşlık neden önemli?Hayatımızın en fazla zamanını geçirdiğimiz or-

tamda arkadaş ilişkilerimiz oldukça önemlidir.

İyi bir iş arkadaşıyla fikirlerinizi ve uzmanlıklarınızı birleştirdiğinizde çok güzel projeler doğar.

Her zaman için işte sevdiğiniz bir arkadaşınız varsa ofise gitmek daha çekici gelir.

Genelde iş arkadaşları benzer özelliklere sa-hiptir: aynı yaş grubu, benzer okullar, ortak etütler v.b.

İş hayatı çok acımasızdır. Böyle bir ortamda güvenilir bir arkadaş her zaman insana iyi gelir.

İş hayatındaki arkadaşlıkta dikkat edilmesi gere-kenler

İş arkadaşlıkları biraz baskıya dayanıklı olmalı-dır.

Yalan dolan olmadan, içten iletişimden yana olmalısınız.

Öncelikle arkadaşlığınızın başlangıcında,

ardından her daim iş hayatında uyanık olun.

Sosyal hayatınızda birlikte vakit geçirme konu-sunda biraz limitleriniz olsun.

Arkadaşlık hırslara yenik düşmemeli. İş hayatın-daki arkadaşlıkların zedelenmesinin baş nedenle-rinden biri bir alanda yarışıyor olmak veya hiyerar-şik değişimlerdir.

Tek bir kişiyle fazla samimi olup diğerlerini gör-mezden gelmeniz size çok fazla düşman kazandırır.

Page 10: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMFED’ten

8

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı Ankara’da Gerçekleşti

İnşaat malzemecilerinin üst birliği Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) yönetim ku-rulu toplantısını 09 Eylül Salı günü Ankara TOBB Bi-nası’nda gerçekleştirdi.

Toplantı öncesi Anıtkabir’i ziyaret edarek Ata-türk’ün mozalesine çiçek bırakan TİMFED heyeti Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni de gezdikten sonra yönetim kurulu toplantısını gerçekleştirmek üzere TOBB Binasına geçtiler.

Toplantıya, TİMFED üye dernekleri TİMDER, TİMKO-DER, DİMSİAD, BURTİMDER, ANTİMDER’den yüksek katılım sağlandı. TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in açılış konuşması ile başlayan top-lantı, TİMFED üye dernek temsilcilerinin geçmiş toplantıdan itibaren gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi aktarmasıyla devam etti.

Toplantıya, TİMFED Yönetim Kurulu Başkan Yardım-cısı Kemal Yıldırım’ın 11 Kasım Salı günü İstanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde yapıl-

ması kararlaştırılan TİMFED Zirvesi ile ilgili gelişme-leri kısaca aktarması ve ardından Zirve çalışmaları için işbirliği gerçekleştirilen İnfoloji Yönetici Ortak’ı Muhammed Atilla Sevim’in detaylı bir prezentas-yon sunmasıyla devam edildi.

Toplantıda 130 otistik çoçuğun eğitim aldığı Bur-sa Otistik Çocuk Merkezi’nin seramik atölyesindeki malzeme ihtiyacının düzenli karşılanması, Samsun Göl Köyü öğretim ilkokulunun ihtiyacı olan malze-melerin Kürşad Noyan Özkaya’nın destekleriyle karşılanması gibi sosyal sorumluluk projelerinin ni-hayete erdirildiği bilgisi de toplantıya katılan her-kesle sevindirici bir haber olarak paylaşıldı. Top-lantıda aynı zamanda üyelerin sektördeki ciddi sıkıntıları arasında yer alan tahsilat, istihbarat, satış sonrası montaj ve kayıt dışı işçilik gibi önemli konu-lar üzerinde konuşuldu.

Müteakip toplantının 16 Ekim Perşembe günü An-talya’da ANTİMDER ev sahipliğinde gerçekleştiril-mesine karar verildi.

Page 11: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMFED’ten

9

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Ekim Ayı ToplantısıAntalya’da Gerçekleşti

İnşaat malzemecilerinin üst birliği Tesisat İnşaat Mal-zemecileri Federasyonu (TİMFED), 16 Ekim Perşem-be günü Antalya’da ger-çekleştirdiği yönetim kurulu toplantısı öncesinde Antal-ya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Bu-dak’ı makamında ziyaret etti.

Ziyaret sonrasında TİMFED Üye Dernekleri; TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD ve ev-sahibi ANTİMDER’in yoğun katılımıyla Antalya ATSO Binası’nda aylık olağan yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi. TİMFED Yö-netim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in açılış konuşması ile başlayan toplantı, geçmiş toplantıda alınan kararla-rın üzerinden geçilmesiyle devam etti.

Toplantının en önemli gündem maddesi olarak, 11 Kasım Salı günü İstanbul Grand Cevahir Hotel ve Kong-re Merkezi’nde yapılacak olan TİMFED Zirvesi organizasyonunda gelinen nokta değerlendirildi.

Üyeler arasında yardımlaşmayı sağlamak amacıyla yapılması planlanan “Üyeler Arası Avantaj Bülteni” toplantıya katılan üye derneklere sunuldu. Katılımcılardan beğeni alan sistemin iyileştirilmesi üzerine fikir alışverişi yapan üyeler bazı önerilerde bulundu.

Yine üyelere faydalı bilgiler sağlamak amacıyla yapılması planlanan “İyi bir servis nasıl olmalı?” broşürü için gelinen son durum hakkında üyelere bilgi verildi.

Toplantıya, TİMFED üye dernek temsilcilerinin geçmiş toplantıdan itibaren gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi aktarmasıyla sona erdi.

Page 12: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMFED’ten

10

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Yönetim KuruluANTİMDER Üyelerini Ziyaret Etti

16 Ekim Perşembe günü An-talya’da gerçekleştirilen TİM-FED Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında TİMFED Yönetim Kurulu Üyeleri, açılışı için ça-lışmaları son hız devam eden Birlik Yapı’yı sonrasında ise AN-TİMDER Eski Başkanı Süleyman Acar’ın sahibi olduğu Asa-carlar’ı ziyaret etti. Sektör ve bölge piyasası hakkında bilgi alan TİMFED Yönetim Kurulu, federasyonun üyelerine yarar sağlamak için hazırladığı TİM-FED Zirvesi gibi önemli projeler hakkında bilgi aktardı.

Page 13: TİMFED Dergisi 11.Sayı

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ECA Luna_23x33.pdf 1 7/15/14 11:30 AM

Page 14: TİMFED Dergisi 11.Sayı

12

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federa-syonu), İnşaat sektöründeki riskler ve fırsatların değerlendirilmesi adına; sektörün önde gelen-lerinin katıldığı büyük bir zirve düzenledi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Yıldız Teknik Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin, TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Şahin, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ok-tay Alptekin, Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik ve TİMFED Başkanı Kemal Çelik’in katıldığı inşaat sek-törünün zirvesi; İstanbul Grand Cevahir Otel’de gerçekleştirildi.

Zirvede açılış konuşmaları çerçevesinde söz alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de en önemli noktalar-dan birinin inşaat sektörü olduğuna dikkati çeker-ek, 200 sektörün bu sektörden faydalandığını vurguladı.

İnşaat Sektörünün SorunlarıTİMFED Zirvesi ile Masaya Yatırıldı

TOBB BaşkanıM.Rifat Hisarcıklıoğlu

Page 15: TİMFED Dergisi 11.Sayı

13

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek TİMFED Başkanı Kemal Çelik

Hisarcıklıoğlu, Sanayi Bakanlığı verilerine göre Türkiye’deki tüm şirketlerin 2013 yılı net cirosunun 3,7 trilyon liraya çıktığını anımsatarak, şöyle de-vam etti:

2013 yılında tüm şirketlerin toplam net karının 68 milyar lira düzeyinde gerçekleştiğini ve 2012’ye göre artış olmadığını belirterek, “Bilakis yüzde 30 azalmış. İşte; müteşebbisimizin sıkıntısının özeti burada yatıyor. Şirketlerin ciroları artıyor ancak yapılan cironun bereketi azalıyor. Peki inşaat sek-töründe ne olmuş? 2013’te net ciro 2012’ye göre yüzde 22 artmış. Ama net kar yüzde 10 düşmüş. Buna bir de 10 puan enflasyonu ekleyin... Yani net karlılık 2012’ye göre inşaat sektöründe yüz-de 20 gerilemiş. Satış karlılığı da yüzde 5,1’den yüzde 3,7’ye düşmüş. Demek ki, kamuoyunda konuşulduğu gibi inşaat sektöründe öyle büyük karlar yok.”

Hisarcıklıoğlu, karlılıktaki gerilemenin nedenlerine bakıldığında faiz ve kur etkisinin görüldüğünü, 2013’te faiz giderinin yüzde 29, kur zararının yüz-de 131 arttığını belirtti. İkinci büyük sıkıntının ise çeklerde yaşandığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu,

“Karşılıksız çekte hapis cezası kalktıktan sonra çekte sorunlar arttı. Çeke yeniden itibar kazandırmalıyız ki, piyasada çarklar dönsün.” ifadelerini kullandı.

Hisarcıklıoğlu, bir diğer sıkıntının ise istihdam mali-yetini düşürme ve nitelikli çalışan yetiştirme ko-nusunda yaşandığını dile getirerek, bu sorunun çözümü için Çalışma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve TOBB olarak Türkiye’nin en büyük mesleki eğitim projesini başlattıklarını hatırlattı.

Hisarcıklıoğlu, “Üstüne bir de SSK işveren payından muaf oluyorsunuz. Yani buradan istih-dam edeceğiniz her çalışan için yüzde 15 ila 19 daha az prim ödüyorsunuz. Bu imkanı kullanın. Bugüne kadar buradan 50 bin kişi iş sahibi oldu. Sıkıntı yaşadığımız başka konular da var. Bunlar; geçici vergiler, vadeye göre KDV’nin farklı öden-mesi ihtiyacı gibi konular” diye konuştu. Açılış konuşması kapsamında söz alan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, kent-sel dönüşümün hobi olarak değil, zorunluluktan yapıldığını vurguladı. Kentlerin planlanmasında bugüne kadar yapılan yanlışlıklara işaret eden Yük-

Page 16: TİMFED Dergisi 11.Sayı

14

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

sek, “Sektörün daha bilimsel çalışma yapmasını sağlamamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm ekono-mide canlanma sağlayacak. Yaşanacak herhan-gi bir felakete karşı hazırlıklı olmalıyız. Elimizden geleni yapmamız lazım” uyarısında bulundu.

TİMFED Başkanı Kemal Çelik ise öncelikle inşaat sektöründe faaliyet gösteren üyelerin sorunlarını belirleyip çözümler sunmayı amaçladıklarını söyledi.

haricinde 200 bini aşkın konut projesi üzerinde çalıştıkları bilgisini veren Şahin, şunları kaydetti: “Bunların önemli kısmını yine kentsel dönüşüm projeleri oluşturuyor. Sadece konut değil has-tane, stadyum gibi çalışmalar da yapıyoruz. 974 okul, 986 spor salonu, pansiyonlar, sağlık ocakları gibi hizmetleri gerçekleştirdik. TOKİ aynı zaman-da afetten zarar görmüş bölgelerde de varlığını göstererek afet konutları yapıyor. Kurumumuz yurt dışında gerçekleşen afetlerde de yardım ko-

Zirvede açılış konuşmalarının ardından Nişantaşı Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. Kerem Alkin’in oturum başkanlığında TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin, O Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin ve Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik’in katıldığı oturuma geçildi.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin; ürettikleri konutların yüzde 85’inin sosyal konut-lardan oluştuğunu belirterek, 81 ilin 920 ilçesinde şimdiye kadar birçok uygulama yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini anlattı. Bunların

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin

TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin

Page 17: TİMFED Dergisi 11.Sayı

15

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı

nusunda rol alma onuruna ulaşmıştır. Endonezya, Pakistan, Suriye gibi felaket yaşamış ülkelerde konutlarımız bulunuyor. Somali’de ise 200 yataklı hastane, 40 hemşire okulu ve ibadethaneler yapılmıştır.”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “İnşaat sektörünün sanayiyi bes-leyecek şekilde büyümesi gerektiğine inanıyorum” dedi.

Okyay, müteahhitlik sektörünün uygulayıcı olması ve dağıtım kanallarının ahenginin yakalanmasıyla bunun gerçekleşebileceğini dile getirerek, bunun için herkesin ortak anlayışla kaliteli, eğitimli insan istihdamı ve denetimde başarılı sürdürülebilirlik konusunda buluşması gerektiğini ifade etti. İnşaat malzemeleri üreticileri olarak pek çok haksız reka-bete maruz kaldıklarını aktaran Okyay, “Damping ile ithalat dahil standardı tutmayan ürünlerle maa-lesef boğuşmak zorunda kalıyoruz. Bugün müt-eahhitlik hizmetlerinde hiçbir yetkinlik aranmıyor. Konutlarımızı yapan kişiler için mesleki yetkinlik standartlarının olması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu sektöre giriş mutlaka belli standart-lara ve şartlara bağlanmalı diye düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı “İstanbul’u dünyanın hayranlıkla seyredilen bir şehirdir. Marka şehrin ana unsurları; estetik, entegrasyon, mobilite ve iletişim… Biz bun-lara çok dikkat ediyoruz” dedi.

Baraçlı, fazlalıklardan arınmış yani nüfu-su arındırılmış, doğru yapılaşmış şehircilik çalışmalarının önemine işaret eden Baraçlı, medeniyeti ön plana çıkaracak, araç trafiğinden kaynaklanan ulaşım problemlerini çözebilmek adına gerekli hizmeti ön planda tutacak çalışmaları hedefleri içine aldıklarını dile getirdi.

Baraçlı, kentsel dönüşümün her bölge için farklı şehirde değerlendirilmesi ve kamu-özel sektör iş birliğiyle yeni finansman modellerinin geliştirilmesi gerektiğini, bunları yaparken de ek bütçeye ihti-yaç duyulacağının tahmin edildiğini vurguladı.

Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin; “Tür-kiye üretim itibariyle çimento, seramik sağlık ge-reçleri, hazır beton ve doğaltaşta Avrupada birin-ci iken, gazbetonda dünyada ikinci, doğaltaşta dünyada üçüncü, hazır beton, çimento, seramik sağlık gereçlerinde ise dünyada dördüncü sırada yer alıyor.”

Page 18: TİMFED Dergisi 11.Sayı

16

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

Türkiye inşaat sektörünün ekonomik görünümüne bakıldığı zaman; toplam pazar büyüklüğünün 97.1 milyar dolar, iç pazar büyüklüğünün 71 mi-lyar, toplam istihdam içinde payının ise yüzde 6.7 olduğunu ifade etti. İnşaat sektörünün Tür-kiye sanayisinin lokomotifi olduğunu vurgu-layan Alptekin, 2013 büyüme yüzdesinin %7,1 olduğunu belirtti. İnşaat sektörünün ekonomik görüntüsünde 2013 yılında 1 milyon 781 bin kişinin istihdamı gerçekleşirken, dünya klasmanında ise Türkiye müteahitlerinin 38 Türk firması ile dünya klasmanında 2. olduğunu sözlerine ekledi.

Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik ise dünya eko-nomisinin güçlü, sürdürülebilir, canlı bir büyüme trendine giremediğini hatırlatarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge açısından jeopolitik

Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik

risklerin, yatırımcılar için tedirginlik verici bir or-tam oluşturduğunu savundu. AB ülkelerinin de kriz sonrasında toparlanma sinyallerini güçlü şekilde veremediğini, dünya ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerinin sürekli aşağı yönlü revize edildiğini anımsatan Çelik, bölgede 100 yılı aşkın süredir biriken gerginliklerin hızla ayrışmalara yol açtığını da anlattı.

Çelik, “Ülkemizin ekonomik ve politik istikrarını korumadaki başarı ve istikrarının önemini daha iyi anlıyoruz. Ülkemiz bölgesinde bir istikrar ve kalkınma adası olarak çevresine güven vermek-tedir. Türkiye’nin büyümesi gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerindedir. Sadece son 10 yılda yaşadığımız değişim, Türkiye’nin potansiyelinin göstergesidir” ifadelerini de kullandı.

Page 19: TİMFED Dergisi 11.Sayı

17

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

TİMFED Zirvesi’nin gerçekleşmesi ve başarısında önemli katkılar sağlayan; konuşmacılar, sponsorlar, oturum başkanı ve panelistlere TİMFED Başkanı Kemal Çelik tarafından birer plaket ve Yıldız Porselen’den

tamamen el emeği ile üretilmiş hediyeleri takdim edildi.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu

TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin

İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı

Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin

İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay

Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin

İnfoloji Kurumsal DanışmanlıkYönetici OrtağıMuhammed Attila Sevim

Page 20: TİMFED Dergisi 11.Sayı

18

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi

Zirve Sponsoru Kale GrubuYönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay

Zirve Sponsoru Eczacıbaşı Grubuİntema Genel Müdürü Eser Ersoy

Page 21: TİMFED Dergisi 11.Sayı

19

Sayı 11 (2015/1)

TİMFED Zirvesi Sonuç Bildirgesi Ekonomide canlanma sağlayacak olan kentsel

dönüşüm için sektörün daha bilimsel çalışmalar yapmasının sağlanması gerekmektedir.

İnşaat malzemecileri zorlu rekabet koşulları ve ti-cari hayattaki gelişmeler dikkate alındığında ya çok üreten, ya çok alan yada çok satan olmak zorunda, bunun için sermayeyle işlerin büyütülmesi, güçlerin birleştirilmesi ortaklık kültürünün oturması gerekiyor.

Çeke yeniden itibar kazandırılması gereklidir.

Ticari hayatın daha güvenilir olması adına çek sicil kayıtlarının görülebilmesi için kurulan Kredi Kayıt Bü-rosu’na tüm işletmelerin kayıt olması gereklidir.

TOBB’un başlattığı alacak sigortasına güvenli bir ortam yaratmak için daha fazla katılım olması sağ-lanmalıdır.

Çalışma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve TOBB’un başlattığı Türkiye’nin en büyük mesleki eğitim proje-sinden sektör kuruluşları daha geniş şekilde bilgilen-dirilmelidir. Bu proje ile işveren SSK payından muaf oluyor. Bu proje kapsamında istihdam edilen her ça-lışan için yüzde 15 ile 19 daha az prim ödeniyor.

İşverene henüz satışını yapamadığı ürünün vergisi-ni erkenden ödeme yükümlülüğü getiren peşin ver-gi uygulamasının kalkması elzemdir. Enflasyonelist ortamdan kurtulmuş bir Türkiye’den bahsediyorsak böyle bir uygulama müteşebbise yük getirmekten başka bir anlam taşımamaktadır.

İnşaat sektörünün Türkiye’de çok şiştiğinin doğ-ru bir değerlendirme olmadığının kamuoyuna izah edilmesi gerekiyor.

Nüfusu 90 milyona, çalışan nüfusu 48 milyona yak-laşan Türkiye’nin gayrimenkul ihtiyacı da aynı oran-da artacak, bu nedenle inşaat yatırımlarına ara ver-meden, hız kaybetmeden devam edilmelidir.

Kamu otoritesinin müteahhit, sanayici, tüccar ve uygulayıcıyı teşvik etmesi ve koordinasyonunu sağ-laması gerekiyor. Bu aheng ile inşaat sektörünün gerçek anlamda küresel bir aktör olması sağlanma-lıdır.

Sektörde ortak kalite anlayışı olması gerektiği gibi eğitimli insan gücünün devreye alınması ve sektörde arzulanan marka gücünün desteklenmesi gerekiyor.

Son yapısal dönüşüm paketi, kamu alımlarını, yerli şirketlerin teşviki için bir politika aracı olarak kullan-ma iradesini beyan etmiştir. Bu yerli girişim teşviki ge-nişletilerek uygulanmalıdır.

400 milyar dolarlık harcamayla 7 milyon konutun yenilenmesini öngören kentsel dönüşümün eksiksiz tasarlanıp uygulanması elzemdir.

Kentsel dönüşümde esas gayenin deprem riski ne-deniyle güvenlik olduğu gerçeğinden uzaklaşılması engellenmelidir. Sürecin ranta dönük uygulamalara kayması, inşaat sektörünün krize açık hale gelmesi-ne sebebiyet verecektir.

Türk inşaat sektörünün, iş kazalarıyla anılmaması için; topyekun kaliteye, iyi işçilik, güvenli çalışma ko-şulları, iyi ürün, doğru uygulamaya ulaşılması gere-kiyor.

İnşaat sektöründe, malzemeden müteahhide ka-dar her aşamada haksız rekabetin önüne geçilmesi elzemdir.

Müteahhitlerde mesleki yetkinlik aranması gerek-lidir.

Standartlara uygun olmayan üretim yapan mal-zeme üreticilerine ve dampingli ithalata pazara giriş kapıları kapatılmalıdır.

Türkiye’de konut finansmanı için gelişmiş ülkelere yakın bir uygulamaya ihtiyaç vardır.

Yurt dışı taahhüt işlerinde katma değeri artıracak gelişmenin sağlanması gerekiyor.

Yurt dışı taahhüt işlerinin; Turquality programına alınmasına, %20 oranındaki müşavirlik hizmetlerinin Türk şirketlerince sağlanmasına, daha çok yerli ürün kullanımından, insana ve Ar-Ge’ye yatırımın artırılma-sına kadar pek çok alanda adım atılması gereklidir.

Türk iş dünyasını sanayiden soğutup müteahhitliğe özendiren arazi rantını azaltacak ancak inşaat sektö-ründe sürdürülebilir, istikrarlı bir büyümeyi teşvik ede-cek yeni bir dengeye ihtiyaç vardır.

Organize sanayi bölgeleri, devletin sahipliğinde sa-nayi alanlarına dönüştürülmelidir. Böylece sürdürüle-mez hale gelen arsa rantına gem vurulmuş olur.

Gayrimenkul sektörünün ham maddesi sayılabile-cek arsa fiyatlarının uygun seviyelerde olması gere-kiyor.

Kamu otoritesi kentin müstakil gelişebilecek alanla-rını belirlemeli yol dahil alt yapı hizmetlerini çözerek planlı yerleşim alanları açmalıdır.

Arsa arzı arttırılarak merkezdeki talep dengelen-meli bitmiş konuttaki arsa bedeli yüksekliği dolayısıyla merkezi alanlardaki yapı maliyetleri düşürülmelidir.

Kentsel dönüşümde her bölge kendi içerisinde de-ğerlendirilmeli ve bölgenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ayrı ayrı modeler geliştirilmelidir.

Kamu-özel sektör iş birliğiyle kentsel dönüşüm için yeni finansman modellerinin geliştirilmesi gerekiyor.

Kentsel dönüşümün henüz çok başındayız, sonraki aşamalar için örnek oluşturacak projeler geliştirilme-lidir.

Tasarrufu ön planda tutan geleceğe hizmet vere-bilecek akıllı ve yeşil binaları ortaya çıkartmamız ge-rekiyor.

60 milyar dolar civarındaki enerji ithalatımızı dikka-te alarak enerji verimliliğini ön planda tutan kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirmelidir.

Kentsel dönüşümü gerçekleştirirken çevreye duyarlı bir dönüşüm anlayışıyla yerine getirmelidir.

Alan ısıtmasında 2030 yılı hedefi yılda 70 kw/saat/m2, Türkiye’nin bu kriteri sağlaması için 20 milyon ko-nut yıkılıp yeniden yapılmalıdır.

Konut sektöründe mevcut binaların %40’ında yalı-tım iyileştirmeleri yapılacak. 3-5 cm dış mantolama, 70kw hedefi için yetersizdir. Yepyeni kriterlerle yeni hedefler belirlenmesi gerekiyor.

Enerji verimliliği bilinçlendirmesinde ısı yalıtımının beyaz eşya tasarrfundan kat be kat fazla olduğu ger-çeği her fırsatta vurgulanmalıdır.

Enerji verimliliği projelerinin Türkiye’nin cari açığına sağlayacağı katkı dikkate alınarak desteklenmesi el-zemdir.

İnşaat malzemeleri sektörüne yapılacak teşvikler hem inşaat malzemeleri sanayisini büyütecek, yeni is-tihdam alanları açacak hem de cari açığın azalma-sına katkıda bulanacaktır. Bu bağlamda destek ne kadar büyük olursa ekonomiye katkının da o kadar büyük olacağı unutulmamalıdır.

Gelecekte su sıkıntısı yaşama ihtimaline karşı proje aşamasından başlayarak gri su artıma sistemleri kul-lanımının arttırılması gerekiyor.

Yeşil bina kullanımının arttırılması yapı malzemeleri için ciddi bir fırsat sağlayacaktır.

Page 22: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

20

Sayı 11 (2015/1)

TİMDER Yönetim KuruluAnkara’da Funda A.Ş.’yi Ziyaret Etti

TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı için Ankara’da olan TİMDER Yönetim Kurulu, 09 Eylül Salı günü Ankara’da faaliyet gösteren ve TİMKODER Üyeleri arasında yer alan Funda A.Ş.’yi ziyaret etti. TİMFED toplantısı sonrasında TİMDER Yönetim Kurulu Baş-kanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Kemal Yıldı-rım, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Yedek, Bircan Şahin ve Bertan Yılmaz, Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli ve TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun eşliğinde gerçekleştirilen ziyarette Funda A.Ş. yö-neticileri Mahir Şahin ve Harun Şahin ev sahipliği yaptı. Keyifli bir sohbet eşliğinde gerçekleşen zi-yarette Şahin ailesi TİMDER Yönetimi’ne mağazayı gezdirerek; mağaza, bölgede ticaret hayatı ve in-şaat sektörüyle ilgili bilgi ve görüşlerini paylaştılar.

Page 23: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

21

Sayı 11 (2015/1)

TİMDER, ÜyelerineDış Pazar Odaklı Eğitimler Verdi

TİMDER sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla 2004 yılından bu yana aralıksız sürdürdüğü “TİM-DER Akademi Eğitim Faaliyetleri” kapsamında bu yıl gerçekleştirdiği yeni eğitim çalışmalarıyla üyelerine yurtdışı pazarında da fayda sağlı-yor.

“Hap Eğitim” sistemi ile ortak ger-çekleştirilen eğitim faaliyetlerinde iki ana konu üzerinden eğitim se-mineri gerçekleştirildi. 09 Aralık Salı günü TİMDER Dernek binasında TİM-DER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in de katılımıyla 6 saat süren “Uluslararası Pazar ve Piyasa Araştırması” eğitimi TİMDER Dernek Merkezinde 20 kişinin katılımıy-la gerçekleştirildi. Hap Eğitim Kurucusu Eğitmen Berke Sarpaş’ın bilgi ve tecrübesini aktardığı eği-timde katılımcılara en doğru internet kaynaklarını verimli ve bütünleşik kullandırarak kendi ürünleri-ne ait hedef ve rakip pazar ülkeleri bulmak ve bu araştırmayı düzenli yürütebilecek yetkinliği kazan-dırmak uygulamalı olarak öğretildi.

Eğitimde katılımcılara; e-dış ticaret, uluslarara-sı pazar ve piyasa araştırmaları, pazar araştırma yönteminin aktarılması, gerekli araştırma kaynak-larının verilmesi, yöntem dahilinde katılımcıların kendi araştırmalarını yürütmesi, rakip ve hedef pazar ülkelerin tespit edilmesi konularında kay-naklar ve detaylı bilgiler verildi.

Katılımcılar eğitim süresince; mallarını en yüksek kar marjı ile pazarlayabilecekleri ve satabilecek-leri ülkeleri nasıl tespit edecekleri, pazarlarına ait uluslararası verilere ve istatistiklere en hızlı, gü-venilir ve detaylı olarak hangi web sitelerinden, nasıl ulaşacakları, ürünlerin benzerlerini üreterek piyasada kendileriyle rekabet yaratan ülkelerin hangileri olduğunu, hedef ve rakip pazar ülkele-rin tespitinde en sık yapılan 5 hata, hedef pazar gibi görünen ama aslında rakip olan ülkelerin hangileri olduğu, nitel-nicel verinin ne olduğu, ve hedef/rakip pazar araştırmalarında nasıl bir ara-da değerlendirildiği, toplam 12 adımda ve 2 saat içerisinde bir ürüne ait hedef ve rakip pazar ülke-lerinin internet üzerinden en doğru şekilde nasıl tespit edildiği konularında detaylı bilgi verildi.

Eğitim seminerlerinin ikincisi olan “Dış Pazarda Müşteri Bulma Teknikleri” eğitimi 20 kişilik bir ekip-le 16 Aralık Salı günü TİMDER Dernek Merkezinde gerçekleştirildi.

Eğitimde katılımcılara internet kaynaklarını verimli ve bütünleşik kullandırarak doğru müşteri kaynak-larına nasıl düşük maliyetli, hızlı ve verimli olarak ulaşabilecekleri uygulamalı olarak öğretildi. Eği-

timde; tüm müşteri kaynaklarının tanımlanması, +B2B siteler (850 Adet), profesyonel firma kayıt-landırma çalışmaları, +B2G kaynaklar ve KİK satın almaları, NATO ve BM satın almaları (NGOs), kar amacı gütmeyen organizasyon ve STK satın alma-ları, offline müşteri kaynakları, destekçi kurumlar, bölgesel/coğrafi birlikler ve yapılanmalar, doğ-ru/yanlış müşterinin ayırt edilmesinde 10 kritik püf nokta, ticari istihbarat kaynakları ve yöntemleri, gizli müşteri aktiviteleri ve kara parayla mücadele konularında detaylı bilgiler verildi.

Katılımcılar eğitim süresince; yurtdışındaki müş-teri kaynaklarına en hızlı yoldan nasıl ulaşılır, çok güvenilir gibi görünen ama aslında çok riskli olan B2B siteleri diğerlerinden nasıl ayırt edilir, B2B site-lerde vakit kaybetmeden sonuç almanın yolları, güvenilir müşterileri güvenilmez olanlardan hızla nasıl ayırt edilir, internet üzerinden gerçek müşte-rilere ulaşılabilecek web siteleri ve alternatif farklı kaynaklar, internet dışında müşterilere ulaşmanın yöntemleri, faks kullanılarak nasıl müşteri buluna-cağı, yabancı devletlere ve STK’lara mallarını pa-zarlarken dikkat edilecek 4 nokta, potansiyel ve mevcut müşteriler hakkında hangi kaynaklardan nasıl istihbarat toplanır, gizli müşteri çalışması nasıl yürütülür gibi sorulara yanıt buldular.

Katılan tüm katılımcılardan olumlu geri dönüşle-ri alan “Dış Pazarda Müşteri Bulma Teknikleri” ve “Uluslararası Pazar ve Piyasa Araştırması”eğitimle-ri hakkında katılımcılara Onaylı Katılım Sertifikası takdim edildi. İlerleyen dönemlerde eğitimlere ilginin yüksek olması nedeniyle yeniden “TİMDER Akademi Eğitim Faaliyetleri” kapsamında gerçek-leştirilmesi planlanıyor.

TİMDER, 2014 yılı tüm eğitim etkinliklerine spon-sorluk desteği veren; Türkiye Seramik Federasyo-nu, Kale Grubu, Kalekim, Eczacıbaşı Yapı Ürünle-ri Grubu - İntema, Franke, Teka, Elmor, Bien Yapı Ürünleri, Daikin Türkiye, Duravit, Ekpaş, Evdema, Ece Armatür, Orka Banyo, ParexGeser ve Seranit Yapı Grubu’na teşekkürlerini sunar.

Page 24: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

22

Sayı 11 (2015/1)

TİMDER YönetimiTema Banyo’yu Ziyaret Etti

TİMDER Yönetim Kurulu geleneksel sektörel zi-yaretlerine devam ediyor. TİMDER Üyelerinden olan ve sektörün önemli oyuncuları arasında yer alan Tema Banyo ziyareti, 15 Aralık 2014 tarihin-de firmanın üretiminin kalbi olarak nitelendirdiği Beylikdüzü fabrikasında gerçekleşti.

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yönetim Ku-rulu Üyeleri; Bircan Şahin, Cemal Kır, Mehmet Ali Yedek ve Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli’nin katılımıyla gerçekleşen ziyarette heyeti Tema Banyo Şirket Ortağı Sami Uyanık ve Genel Koo-ridnatör Oğuz Odabaşı karşıladı. Fabrikayı gezen TİMDER Yönetim Kurulu fabrika, üretim ve pazar yapılanması hakkında firma yetkililerinden bilgi aldı. TİMDER Yönetimi de derneğin son dönem faaliyetleri hakkında bilgi paylaşımında bulun-du. Keyifli bir öğle yemeği yiyen ekip sektör üze-rine sohbet etti.

Tema Group Genel Koordinatörü Oğuz Odabaşı, fabrika ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, Tema Banyo’nun iç pazarda ‘Tema banyoyu tamam-lar’ sloganıyla güçlü bir yer edindiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de sayıları bini aşan bayimizle

yenilikçi ve kaliteli ürünlerimizi tüketicilerle buluş-turuyoruz. 2015 yılında da büyüme hedeflerimiz yüksek ve bunu gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan’daki büyüme stra-tejilerine paralel olarak Selanik’te yatırımlarımıza yenilerini eklemeyi planlıyoruz” dedi.

Oğuz Odabaşı, yapı malzemelerinde ürün ve hiz-met kalitesinin önemini de vurgulayarak, bunun tüm sektörün görevi olduğunu ifade etti. Odaba-şı, “Bunun için bizim gibi tüm dernek üyesi kuru-luşların görevi, tüketicileri bilinçlendirmek olmalı” diye konuştu.

Page 25: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

23

Sayı 11 (2015/1)

TİMDER’in var olan dostlukları pekiştirmek ve yeni dostluklar kurulmasına vesile olmak amacı ile geleneksel olarak düzenlediği Taner Oğuz - TİMDER Halı Saha Futbol Turnuvası 2014 sezonu 19 Ekim - 30 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti.

Her yıl olduğu gibi saha içinde amansız rekabet, saha dışında ise yeni dostluklara sahne olan tur-nuva, katılımcı ve organizasyon komitesinin titiz çalışma ve hazırlıklarıyla gerçekleştirildi. Turnu-va süresince oyuncular sahada, aileleri ve taraf-tarları da trübünlerde, organizasyonun yapıldığı Kalamış – Kadıköy Gençlik Merkezin’deki sosyal tesislerde yeni dostluklar kazanarak keyifli hafta-sonları geçirdiler.

Bu yıl enSports Spor Organizasyonları firmasının organizasyonunda gerçekleşen turnuvaya ekle-nen birçok yenilik katılımcılar tarafından heye-canla karşılandı. Bu yıl turnuva için özel olarak hazırlanan www.timderturnuvasi.com web site-sinde tüm katılımcıların motivasyonunu ve he-yecanını en üst seviyede tutmak ve turnuvanın yapıldığı tesislere gelemeyen sektör temsilcileri-nin turnuvayı daha detaylı takip edebilmesi için; profesyonel video ve fotoğraf çekimleri, maç öncesi ve sonrası oyuncu röportajları, puan cet-veli, maçlar ve oyuncular hakkında istatistiki bilgiler, haftalık panoramalar (haftanın; maçı, takımı, oyuncusu, golü), maçlar hakkında de-taylı haberler yayınlandı. Ayrıca her hafta tüm takımlara oynadıkları maç görüntüleri DVD ola-rak verildi.

Carisma Duş, Dünya Seramik Merkezi, Eczacıba-şı, Kalekim, Kaleseramik, KNC Yapı, Kombi Klima

Taner Oğuz - TİMDER Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası 2014

Gerçekleşti

Shop, NG Kütahya Seramik, Özkanlar Seramik, Pi-maş, Tanışlar Grup ve Teka olmak üzere, 12 takımın A ve B grubu olarak ikiye ayrılması sonucu 7 haf-ta boyunca takımlar heyecan dolu müsabakalar gerçekleştirdi. Kıran kırana rekabetle geçen tur-nuvada, yarı finale kalan Teka, Kaleseramik, Pimaş ve Kalekim turnuvaya yakışır, nefeslerin tutulduğu maçlar oynadılar. Üçüncülük maçında rakibi Kale-kim’i yenen Pimaş adını üçüncülük kupasına yaz-dırdı. Şampiyonluk maçında seyircilere heyecan dolu dakikalar yaşatan Teka ve Kaleseramik maçı olağan sürenin 3-3 tamamlanmasıyla penaltıla-ra kaldı. Penaltı atışlarının ardından “Taner Oğuz - TİMDER Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası 2014”ün Şampiyonu Teka oldu.

Turnuvanın ruhunu taşıyan ve en önemli kupaları arasında yer alan En Centilmen Takım kupasına adını yazdıran takım Eczacıbaşı oldu. Turnuvanın en golcü oyuncusu İrfan Avcılar (Kaleseramik) Gol Kralı olurken, maçları yönetmesindeki başarısına istinaden Bülent Sönmez de Turnuva’nın En Başarılı Hakemi seçildi.

Turnuva kupa töreni de takımların coşkusu, turnu-va süresince gösterdikleri emek ve disipline yakışır şekilde bir organizasyonla, coşkulu taraftarların te-zahüratları eşliğinde gerçekleşti.

Kupa Töreni’nin ardından teşekkür konuşması ya-pan TİMDER Başkanı Kemal Çelik katılan tüm ta-kımlara ve turnuva sponsoru Çanakkale Seramik’e teşekkür etti. Çelik, aynı zamanda turnuvaya kat-kılarından dolayı Kale Yapı Ürünleri Grup Başkanı Ferdi Erdoğan ve Teka Genel Müdürü Bekire Yön-dem’e teşekkür ederek çiçek takdim etti.

Page 26: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

24

Sayı 11 (2015/1)

TİMDER’in üstlenmiş olduğu eğitim misyonu ile 2004 yılından bugüne aralıksız olarak gerçekleş-tirmiş olduğu TİMDER Akademi Eğitimleri’nin 2014 dönemi tamamlandı.

TİMDER Akademi 2014 dönemi her yıl olduğu gibi; TİMDER Eğitim Komitesi, konunun uzmanları ve eğitmenlerin, TİMDER Akademi sürecinde işlenen eğitim konularını gözden geçirmesi ve çeşitli araş-tırmalar yapması sonrasında yoğun bir çalışma sonucu ile hazırlandı. İşletmelerin temel fonksiyon-larını içeren, her biri okul konseptinde olmak üzere 2 ana konuda eğitim programı hazırlanması, 2014 yılı eğitim programının temel olgusunu oluşturdu. Öne çıkan konuların, “TİMDER Akademi Algı ve Beklenti Araştırması”nda katılımcılara sunularak katılımcıların da fikir ve düşünceleri ile harman-lanması eğitimlerin nihai programını oluşturdu.

TİMDER Akademi eğitim seminerleri 2014 dönemi, eğitim faaliyetlerinin oluşumunda ve gelişmesin-de önemli katkıları olan İstanbul Büyükşehir Bele-diyesi Genel Sekreteri ve TİMDER Akademi Onursal Eğitmeni Dr. Hayri Baraçlı’nın 9 Eylül Salı günü “Kü-çük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Kurumsallaşma Yol Haritası” eğitimi ile başladı. İlk eğitim önce-sinde Dr. Hayri Baraçlı’nın “Yönetimde 40 Dörtler” adlı son kitabı için de bir imza günü etkinliği dü-zenlenerek katılımcılara imzalı kitap hediye edildi.

Yönetim ve Liderlik Okulu ile Pazarlama ve Satış Okulu olmak üzere iki ana konseptte hazırlanmış olan okullarda toplam 20 eğitim konusu ve 2 vaka çalışması her hafta Salı ve Perşembe günleri 18:30

TİMDER Akademi11. Eğitim Dönemi Tamamlandı

- 22:00 saatleri arasında İstanbul Gayrettepe De-deman Oteli’nde konusunda uzman eğitmenler tarafından gerçekleştirildi.

Yoğun ilgi ile gerçekleşen 20 eğitimde katılımcılar konularında uzman eğitmenlerden bilgi almakla birlikte ders öncesi ve aralarında oluşturulan sos-yal alanda yeni dostluklar kazandı. Renkli uygula-malar, etkileyici sunumlar ve eğitmenlerin konula-ra hakimiyeti ile büyük beğeni toplayan TİMDER Akademi eğitimleri sonrasında, katılımcıların tü-müne katılım sertifikaları veriliyor. Eğitimler sonun-da gerçekleşen sınav ve katılım durumları dikkate alınarak belirlenen başarı düzeyinde dereceye giren katılımcılara ise TİMDER Akademi Ödül Töre-ninde Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından akredite edilen Başarı Sertifikaları ve TİMDER Özel Ödülleri takdim edilecek.

Page 27: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

25

Sayı 11 (2015/1)

TİMDER - İstanbul ÜniversitesiYüksekokul Projesi Paydaşları EVDEMA’da Biraraya Geldi!

TİMFED & TİMDER ÜyeleriSMS Gönderimlerinde de Avantajlı!

“TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yükseko-kul Projesi” kapsamında İstanbul Üniver-sitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer, İ.Ü. Sosyal Bilimler MYO Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mine Kırbaşlı, İ.Ü. Sosyal Bilimler MYO Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nuran Çakıryıldız, KSV Eğitim Yöneticisi İnş. Tek. Öğr. Murat Sevinç, Proje Danışmanı ve Eğitmenlerinden Dr. Atakan Genç, TİM-DER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yöne-tim Kurulu Üyeleri Bircan Şahin, Mehmet Ali Yedek, TİMDER Gençlik Kolları Başkanı Baki Kar-talkaya ve TİMDER Genel Sekreteri Nurhan Tanye-li’nin katılımıyla EVDEMA’nın İstanbul Avcılar’da bulunan merkez mağazasında bir araya geldiler.

TİMFED/TİMDER, üyelerine avantaj sağlayan kampan-larına bir yenisini da ekledi. SMS sistemleri çözüm orta-ğı AHS İletişim’in web sitesinde de yer alan fiyat listesi üzerindeki fiyatlardan TİMFED/TİMDER Üyeleri %25 in-dirimli olarak yararlanabiliyor. Çağımızın gelişen mobil pazarlama sistemlerinde TİMFED/TİMDER Üyeleri toplu SMS gönderimlerini daha avantajlı kullanabiliyor.

Detaylı bilgi ve avantajdan faydalanmak için;Sezgin Çorbacı(0542) 892 10 [email protected]

Uzun süreli araştırma ve görüşmeler sonucunda İstanbul Üniversitesi’nin Sosyal Bilimler Meslek Yük-sekokulu Pazarlama Bölümü’nde verilmekte olan (Pazarlama, Satış, Kişisel Gelişim, Marka gibi) satış ve pazarlama odaklı ders programına; Yapı Mal-zemeleri Teknik Pazarlaması ile Yapı Malzemeleri Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları derslerinin dahil edilmesiyle gerçekleştirilen “TİMDER - İstan-bul Üniversitesi Yüksekokul Projesi”nin devam eden süreci hakkında görüşüldü. Projenin geliştirilmesi üzerine fikir birliği yapılan toplantıda gelecek yıl projeye neler eklenebileceği değerlendirildi.

Proje kapsamında İstanbul Üniversitesi’nde 15 adet bilgisayar ile kurulan laboratuvarın önümüz-deki yıl 25 adete çıkartılması kararı alındı. Proje çerçevesinde öğrencilere verilecek staj imkanı-nın detaylarının görüşülmesinin ardından proje-de eğitim gören öğrenciler 27. UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na davet edildi.

Page 28: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMDER’den

26

Sayı 11 (2015/1)

Genç nesile verilen değer, gençliğin tazeliğinin katacağı yeni heyecanları yaşatmak adına kurulan TİMDER Gençlik Komitesi 14 Şubat’ta Cemile Sultan Korusu’nda verilen kah-valtıyla bir araya geldi.

Sevginin, heyecanın günü olan 14 Şubat’ta aileleriyle ke-yifli bir Cumartesi gününde bir araya gelen TİMDER Genç-lik Komitesi, yapılan faaliyetler, eğitimler, etkinlikler gibi konularda TİMDER Gençlik Komitesi Başkanı Baki Kartalka-ya’dan bilgiler aldı.

Yoğun katılım ile gerçekleştirilen etkinlikte birlikte neler yapılabileceği, bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi üzeri-ne fikir alışverişinde bulunuldu. Gelecek dönem çalışma-ları için genç nesilin vazgeçilmez mesajlaşma aracı olan WhatsApp ve bir mail grubu oluşturulup sürekli iletişimde kalınması ve yeni projeler üzerine konuşulması kararı alındı.

TİMDER Gençlik KomitesiKahvaltıda Bir Araya Geldi

TİMDERGençlik Komitesi BaşkanıBaki Kartalkaya

TİMDERGençlik Komitesi BaşkanıBaki Kartalkaya

Page 29: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 30: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMKODER’den

28

Sayı 11 (2015/1)

TİMKODER YönetimiAltındağ Belediye Başkanı’nı

Ziyaret EttiTİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun ve beraberindeki heyet, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’yi makamında ziyaret etti.

Ziyarete TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun’un yanı sıra TİMKODER Yönetim Kurulu Üyele-rinden Temel Aktay, Zekeriya Fındıkoğlu, Uğur Kü-rüm, Gürsel Baran, Ercan Yılmazyurt, Aytekin Araç, Murat Demirel, Fatih Ayhan, Birol Öztürk, Hüseyin Canyurt ve Yavuz Albay katıldı.

duğunu belirten Altun, Rüzgârlı’nın yeni çehresini beklediğini ve bu konuda bir çalışma başlattıkla-rını dile getirdi. Rüzgârlı Sokak’ta “Değişim ve Dö-nüşüm” projesi adı ile adlandırdıkları bu proje ile neler yapılacağı konusunda bilgiler verdi. Altun, “Öncelikle kaldırımlar elden geçirilip yenilenecek. Akabinde yeni asfalt çalışması yapılacak ve bina cepheleri giydirilecek. Bu projede Ankara Büyük-şehir Belediyesiyle beraber çalışıyoruz. Melih Gök-çek’ten bu konuda beklentilerimiz var.” dedi.

Toplantıda konuşan Başkan Veysel Tiryaki, “Rüz-gârlı esnafımızın sorunlarına çare olabilmek bizleri memnun eder. Elimizden gelenin en iyisini esnaf arkadaşlarımıza sunalım. Bu konuyla alakalı yakın zamanda bir toplantı düzenleyip esnaf kardeşleri-mizi yerlerinde ziyaret edelim.” dedi.

Karşılıklı fikir alışverişi ve iyi dilek temennilerinin ile-tildiği toplantı hoş sohbetlerin ardından sona erdi.

Rüzgârlı esnaflarının sorunları ve taleplerinin gö-rüşüldüğü toplantıda söz alan TİMKODER Başkanı Yunus Altun; banyo, mutfak, seramik, tesisat gibi onlarca yapı malzemesinin satıldığı Rüzgârlı So-kak’ın Türkiye’deki inşaat sektöründeki talebin %40’ını karşıladığını belirtti. Şu anda Rüzgârlı’nın en büyük sıkıntısının fiziki yapı ve park sorunu ol-

Page 31: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMKODER’den

29

Sayı 11 (2015/1)

5. TİMKODER Veli AkgünFutbol Turnuvası Tamamlandı

TİMKODER tarafından bu yıl 5.si düzenlenen TİM-KODER Veli Akgün Futbol Turnuvası, 25 Ekim - 29 Kasım 2014 tarihleri arasında MKE Ankaragücü Tandoğan Tesisleri’nde düzenlendi.

Akgün Seramik sponsorluğunda düzenlenen fut-bol turnuvası, 12 takım yetkilisinin katıldığı kura çekimi ile start aldı. Kura çekimi sırasında katılım-cılara, turnuva amacının üyeler arasındaki dost-luk, kardeşlik duygularını güçlendirmek ve esas önemli olan noktanın centilmence oynamak ol-duğu TİMKODER Yönetim Kurulu Üyelerince vurgu-landı. Turnuvanın her yıl olduğu gibi bu yıl da Tür-kiye Futbol Federasyonu gözetiminde yapılacağı ve maçların federasyon tarafından tespit edilen hakemlerce idare edileceği açıklandı. Kura çeki-mi sonucunda gruplar dörderli takımlar halinde oluşturuldu.

Turnuvaya ESKİHİSAR, ATO, ARMA SERAMİK, AN-GORA, İDEMO, MODÜLDUŞ, DOST BOYA, AYHAN KARDEŞLER, AYTAŞ ALÇI, GÖKDAĞ İNŞAAT, EV-PA PLASTİK, GÜMÜŞ PARKE olmak üzere 12 takım ka-tıldı.

Turnuva, 25 Ekim Cumartesi günü TİMKODER Yö-netim Kurulu Başkanı Yunus Altun ve TİMKODER Sosyal İşler Komite Başkanı Birol Öztürk’ün başla-ma vuruşu ile başladı.

29 Kasım’da oynanan final maçında EV-PA Plastik, Modül Duş’u mağlup ederek turnuvanın şampi-yonu oldu. Turnuvanın ikincisi Modül Duş olurken, üçüncü Angora Akrilik, dördüncü Ayhan Kardeş-ler oldu.

Turnuvada başarılı olan takımlara ödüllerini ATO Başkanı Salih Bezci ve TİMKODER Yönetim Kurulu Üyeleri verdi.

5. TİMKODER Veli Akgün Futbol Turnuvası final maçları sonunda tüm takımlara ve sponsor firma-ya turnuva anısına plaket verildi.

Turnuvanın birincisi olan EV-PA Plastik’e kupa, ta-kım oyuncularına madalya ve eşofman takımı; ikinci olan Modül Duş ve üçüncü olan Angora Ak-rilik takımlarına kupa, takım oyuncularına madal-ya; dördüncü olan Ayhan Kardeşler takımına ise şilt takdim edildi.

Turnuvada gol kralı olan Aytaş Alçı’dan 9 numa-ralı formasıyla Arif Akaydın’a spor ayakkabı, en centilmen takım seçilen İdemo Mutfak takımı oyuncularına t-shirt, en centilmen futbolcu seçi-len Angora Akrilik’ten 10 numaralı formasıyla Sa-met Mallıoğlu’na ise t-shirt hediye edildi.

TİMKODER Sosyal İşler Komite Başkanı Birol Öztürk turnuva sonrası yaptığı açıklamada; “Turnuvamı-za teşrif ettikleri için başta ATO Başkanımız Sayın Salih Bezci’ye, turnuvamızın düzenlenmesinde büyük katkıları olan sponsorumuz Akgün Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erhan Akgün’e, TİM-KODER Başkanımız Sayın Yunus Altun’a ve diğer yönetim kurulu üyelerimize, Sosyal İşler Komitesi’n-de yer alan tüm arkadaşlarımıza, TİMKODER üye-lerimize ve tüm katılımcılara şahsım ve derneğim adına teşekkürü bir borç bilir, bu organizasyonla-rın devamlılığını temenni ederim.” dedi.

Page 32: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMKODER’den

30

Sayı 11 (2015/1)

TİMKODER Üyeleri Japar İzmir Üretim Tesislerini

Ziyaret EttiTİMKODER üyeleri ve Japar Ankara bayilerinden oluşan 42 kişilik bir grup, Japar’ın İzmir Torbalı’da bulunan fabrikasını ziyaret etti. Geziye katılan tüm katılımcılar yıllardır satışını yaptıkları ürünlerin kap-samlı bir çalışma ve efor sonucunda hazırlandığı-nı görme fırsatı buldular.

Japar Kalite Güvence Mühendisi Ümit Donat, fir-manın sahibi olduğu NF (Fransız), KIWA (Hollan-da) kalite standart belgelerine göre her ürünün tek tek sızdırmazlık testine tabi tutulduğunu, klozet kapak ve gömme rezervuarların 100.000 defayı kapsayan ömür testleri ile nasıl kontrol edildiğine dair bilgiler aktardı. Donat, TSE standartlarının Av-rupa standartlarına uyumu kapsamında, gömme rezervuar standartlarının yeniden düzenlenmesi sonucu henüz yeni alınan EN 14124 kalite stan-dartlarının Türkiye’de alan ilk firma olduklarını, bu-nun da kaliteye ne derece önem verdiklerinin bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

Japar Üretim Müdürü Erol Mutlu, plastik hammad-desinden başlayarak mamul haline getirilinceye kadar gerçekleştirilen tüm aşamaları detaylı an-lattı.

Üretim alanının gezilmesinin ardın-dan seminer salonunda bir sunum gerçekleştiren Japar Satış Direktörü Erkan Ulaş, 1986 yılından bu güne Japar firmasının gelişme süreci, pa-zar payı, 30 ülkeyi aşkın ihracat bağ-lantıları ve firmanın ürünlerinin üstün yanlarını barkovizyon sunumları ve ürün animasyonları eşliğinde anlattı.

Sunumun ardından tüm katılımcılar dinlenmek üzere otellerine geçti-ler. Akşam yemeğinde “İzmir’de ol-mazsa olmaz”, hoş sohbet eşliğinde Kordon’da balık yenildi. Ertesi sabah otobüs ile İzmir’in turistik yerlerinin gezilmesinin ardından, tüm İzmir’in ve körfezin muhteşem manzarasının Kuş Bakışı Restaurant’ta yenilen öğle yemeği sonrasında Ankara’ya dö-nüşe geçildi.

Page 33: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMKODER’den

31

Sayı 11 (2015/1)

TİMKODER Üyeleri Turkuaz Seramik Fabrikasını

Ziyaret Etti

TİMKODER Üyeleri ve Turkuaz Seramik Ankara Bayi-lerinin katılımıyla Kayseri’de bulunan Turkuaz Sera-mik fabrikasına bir gezi düzenlendi. Geziye katılan tüm katılımcılar satışını yaptıkları ürünlerin ne denli kapsamlı bir çalışma ve efor sonucunda hazırlan-dığını görme fırsatını buldular.

2010 yılında devreye giren ve tevzi yatırımlarını henüz tamamlanan Kayseri İncesu İlçesi’ndeki te-sisleri inceleyen katılımcılar, yeni çıkacak ürünler hakkında bilgi sahibi oldular. FFC teknolojisinde üretim yapan İncesu tesislerinin gerek otomasyon gerekse iş akışı itibarıyla Türkiye’deki emsal tesis-lerden olduğunu ifade eden TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun, yapılan yatırımların ülke ekonomisine yaptığı katkılarla sektörün bü-yümesinde etkili olduğunu belirterek yatırımın tüm dünyada da dikkatle takip edildiğini vurguladı.

Turkuaz Seramik Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkaya, üretim adetleri ve çeşitliliğine dair bilgiler verip tüm Türkiye’de 200 farklı noktada temsil edildiklerini belirterek, yaygın satış ağına vurgu yaptı. Sektörün İstanbul’da, fab-rikalarda veya plazalarda değil bizzat sahada şe-killendiğini belirten Özkaya, bu manada Rüzgârlı Sokak ve esnafının piyasadaki önemine değindi.

Nevşehir Ürgüp yöresine düzenlenen geziyle de-vam eden programda, katılımcılar unutulmaz an-lar yaşadı. İlerleyen saatlerde Erciyes Dağı etek-lerinde şehre nazır yenilen akşam yemeğinde, TİMKODER üyeleri ve fabrika yönetim kurulu üyele-ri çok keyifli sohbetler ve anılarla geceyi tamam-ladılar.

Ertesi gün yapılan toplantıda konuşan Turkuaz Seramik Marka ve Kurumsal Pazarlama Müdürü Rabia Özkaya, üretim yatırımlarının şimdilik bit-tiğini, yeni ürünlerin yakın zamanda müşterilere gönderileceğini, Turkuaz Seramik grubunun hem fiyat mekanizmasında hem de trend oluşturmada takip edilen bir firma olduğunu, özellikle müşteri memnuniyeti için CRM ve ERP yatırımlarının de-vam ettiğini söyledi.

Gezi programı katılımcılara tak-dim edilen te-şekkür belgeleri ile sonlandırıldı. Turkuaz Sera-mik AŞ’nin her iki üretim tesisini de gezen katılım-cılar, gösterilen misafirperverlik-ten son derece memnun kaldık-larını ifade ettiler.

Page 34: TİMFED Dergisi 11.Sayı

TİMKODER’den

32

Sayı 11 (2015/1)

TİMKODER HeyetiEskihisar’ın İstanbul’da Açılan

Yeni Mağazasını Ziyaret Etti

TİMKODER Yönetimi ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı’yı Ziyaret Etti

TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyo-nu) tarafından inşaat sektöründeki riskler, sorunlar ve küresel fırsatların değerlendirilmesi amacıyla 11 Kasım 2014 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Otel’de düzenlenen TİMFED Zirve’sine sektörün önde gelen pek çok ismi katıldı. TİMKODER yöne-timi ve üyelerinden oluşan 50 kişilik bir ekip ile Zir-ve’ye katılan TİMKODER Heyeti, Zirve’nin ardından konakladıkları otelde yaptıkları kahvaltı sonrasın-da saat 11.00 civarlarında otobüslerine binerek Ankara’ya dönüşe geçtiler. Hoş sohbetlerin ya-pıldığı yolculuk oldukça keyifli geçti. TİMKODER Başkanı Yunus Altun, Zirve’ye dair konu başlıkları ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuşma-sında bahsettiği önemli noktaları dile getirerek Hisarcıklıoğlu’nun engin bilgi ve tecrübeye sahip bir insan olduğuna vurgu yaptı. Altun, Rifat Hi-sarcıklıoğlu’nun firması olan Eskihisar İnşaat Mal-zemeleri AŞ’nin İstanbul’da yeni bir mağazasının açıldığına değindi. Otobüste yapılan bu sohbetin ardından tüm üyeler Eskihisar’ın yeni mağazasını ziyaret etmeyi önererek yollarını çevirmeye karar verdiler.

Rifat Hisarcıklıoğlu’nun oğlu Gökberk Hisarcıklıoğ-lu’nun bilfiil başında bulunduğu yeni mağazasın-da Gökberk Hisarcıklıoğlu ve tüm ekibi çok güzel bir karşılamayla TİMKODER Heyeti’ni misafir ettiler.

TİMKODER Başkanı Yunus Altun ve beraberindeki heyet, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavir-ler Odası (ASMMMO) Başkanı Mehmet Okkalı’yı makamında ziyaret etti. Görüşmeye TİMKODER Yönetim Kurulu Üyeleri Tekin Yetiş, Birol Öztürk, Na-fiz Yayla ve Aytekin Araç katıldı.

Oldukça sıcak ve samimi bir şekilde TİMKODER Yö-netimini ağırlayan Mehmet Okkalı, ziyaretten duy-duğu memnuniyeti dile getirdi.

Sektör ve piyasalar üzerinde fikir alışverişlerinin ya-pıldığı ve çözüm önerileri üzerine görüşülen top-lantıda TİMKODER Başkanı Yunus Altun, Okkalı’nın engin bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak bu bilgileri daha geniş kitlelere ulaştırabilmek adına TİMKODER dergisinin maliye köşesinde kendisinin makalelerine yer vermek istediklerini belirtti.

TİMKODER Yayın Kurulu Başkanı ve Yönetim Kuru-lu Üyesi Tekin Yetiş, Gökberk Hisarcıklıoğlu’na ve tüm personeline göstermiş oldukları misafirper-verlikten dolayı hem şahsı hem de derneği adına teşekkür ederek yeni mağazalarının hayırlı ve bol kazançlı olması dileklerini iletti.

Ziyaretin ardından Ankara dönüş yoluna geçen TİMKODER Heyeti saat 16.00 civarlarında Bolu Tuna Restaurant’ta yenilen öğle yemeğinin ardın-dan saat 19.30 sularında Ankara’ya vardılar.

TİMKODER üyeleri keyifli ve oldukça verimli geçen bir ziyaretin ardından yeni organizasyonlarda tek-rar bir arada olabilmek dilekleriyle ayrıldılar.

Altun’un bu talebini memnuniyetle karşılayan Ok-kalı, dergi için bilgilendirici makaleler hazırlayabi-leceğini iletti.

Hoş ve keyifli sohbetlerin yaşandığı ziyaret, karşı-lıklı iyi niyet dileklerinin iletilmesinin ardından sona erdi.

Page 35: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 36: TİMFED Dergisi 11.Sayı

DİMSİAD’tan

34

Sayı 11 (2015/1)

DİMSİAD’dan Pamukkale Belediye Başkanı Gürlesin’e Ziyaret

Denizli İnşaat Malzemesi Satıcısı İşadamları Der-neği (DİMSİAD) Yönetim Kurulu Üyeleri, Pamuk-kale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’e nezaket ziyaretinde bulundu.

DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve Yönetim Kurulu Üyeleri Süleyman Çeliker, Mehmet Yıldız, Enis Emre Boz, Yasin Çatalok, Murat Tuncer, Tahir Dinç, Ah-met Çine, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’i makamında ziyaret ederek, yeni göre-vinde başarı dileklerinde bulundu.

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, zi-yaretten memnun olduğunu belirterek sivil toplum kuruluşlarına büyük önem verdiğini ifade etti. Si-vil toplum kuruluşlarının önemli olduğunu vurgu-layan Gürlesin, sivil toplum kuruluşları sayesinde meslek guruplarının sorunlarını daha iyi dile ge-tirdiklerini ve çözüm yolları aradıklarını, bununla birlikte belediye olarak yapacakları çalışmalar-da karşılarında fikir alabilecekleri istişarede bulu-nabilecekleri bir kurum olmasının büyük avantaj sağlayacağını belirtti.

Page 37: TİMFED Dergisi 11.Sayı

DİMSİAD’tan

35

Sayı 11 (2015/1)

DİMSİAD,İŞKUR’u Ziyaret Etti

Denizli İnşaat Malzemeleri İşadamları Derneği yönetimi, sektörde yaşanan personel sıkıntısını ortadan kaldırmak amacıyla İŞKUR’u ziyaret etti. Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte İŞKUR Denizli İl Müdürü Feridun Giresunlu ile görüşen DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç, sektörde yaşanan perso-nel sıkıntısının İŞKUR ile yapılacak projeler ile orta-dan kaldırılabileceğini söyledi.

DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Tuncer, Osman Öz-çelik, Muhtalip Karagündüz ve Murat Tekeli, İŞKUR Müdürü Feridun Giresunlu’ya nezaket ziyaretinde bulundu. İŞKUR’a nezaket ziyaretinde bulunan DİMSİAD yönetimi, satış ve pazarlama depart-manlarında yaşadıkları personel sıkıntısını, İŞKUR Denizli İl Müdürü Feridun Giresunlu’ya anlattı.

Ziyaret esnasında DİMSİAD Yönetim Kurulu Baş-kanı Sedat Doğaç, Denizli’de inşaat malzemesisatan firmala-rın önemli bir sektör oldu-ğunu ve son yıllarda per-sonel konu-sunda önemli sıkıntıların yaşandığına dikkat çekti.Satış ve pa-zarlamanındaha iyi ol-ması için bu alanda per-

sonellerin yetiştirilmesi gerektiğini belirten Doğaç, “Denizli’de inşaat sektörü her geçen gün büyü-mekte. İnşaat sektörüyle birlikte inşaat malzeme-si satan firmaların sayısı da artıyor. Ama kalifiyeli eleman bulmakta önemli sıkıntılar yaşanıyor. Di-ğer yandan satış ve pazarlama konusunda da yeterli derecede personel bulunmuyor. Bunun için ortak projeler üreterek bu sektörde yaşanan personel sıkıntısına çözüm üretilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

İnşaat malzemesi satan firmaların bu sıkıntısının ortadan kaldırılması için İŞKUR olarak ellerinden gelen çalışmayı yapacaklarını ifade eden İŞKUR Denizli İl Müdürü Feridun Giresunlu da, “Bu konu-da sizlerle birlikte ortak projeler yapabilir ve per-sonel konusunda yaşanan sıkıntılara çözüm üre-tebiliriz. Diğer yandan açılacak meslek edinme kurslarında bu konuya kurum olarak önem göste-riyoruz” dedi.

Page 38: TİMFED Dergisi 11.Sayı

DİMSİAD’tan

36

Sayı 11 (2015/1)

NSK Armatür, DİMSİAD’ı Ağırladı

Eskişehir’de “Öznur Pres” adıyla 1965 yılında pres, baskı ve metal ürünleri imalatı ile faaliyete baş-layan kalite anlayışından ödün vermeden, üretim kapasitesini gün geçtikçe artıran NSK Armatür iki gün boyunca DİMSİAD üyelerini Eskişehir’de ağır-layarak hem fabrikayı hem de Eskişehir’i tanıttı.

NSK’nın daveti üzerine geziye katılan DİMSİAD üyeleri Denizli Ticaret Odası (DTO) tarafından te-min edilen otobüsle Eskişehir’e gitti. DİMSİAD Baş-kanı Sedat Doğaç’ın otobüste mikrofonu eline alarak rehberlik yapması ve esprileri ile Eskişehir’e ulaşan kafileyi, NSK Ege Bölge Müdürü Önder Ül-ker karşıladı. Eskişehirlilerin deniz keyfini yaşadık-ları Akdeniz sahillerini aratmayan plajı ile meşhur Kent Park’ta öğle yemeği yiyen DİMSİAD üyeleri daha sonra Kent Parkı gezdi. Daha sonra NSK Ar-matür’ün Eskişehir Organize Sanayi bölgesinde bulunan 13.500 m2 kapalı alan 18.600 m2 açık alan olmak üzere toplam 32.100 m2 alan üzerinde kurulu fabrikalarını gezdiren Önder Ülker, fabrika hakkında bilgiler vererek armatürlerin işlemden geçtiği üniteleri tek tek DİMSİAD üyelerine tanıttı.

NSK Armatür, 2000 yılı içerisinde armatür, musluk ve vana çeşitlerini “NSK” tescilli markasıyla müş-terilerinin beğenisine sunmaya başladığını hatır-latan Ülker, “NSK, yüksek kalitesi ile yerli ve yaban-cı piyasalarda seçkin markalar arasındaki yerini almış ve ülkemizde ilk üç içerisine girme hedefini yedi yıl gibi bir süre içersinde gerçekleştirmeyi ba-şarmıştır.” dedi.

3 ayrı tesiste döküm, dövme, polisaj, kaplama ve montaja kadar armatür üretiminin her aşaması-nı kendi tesislerinde gerçekleştirdiklerini belirten

Ülker; ülke geneline yayılmış 780 satış noktası ile ürünlerini tüketicilerle buluşturduklarını ifade etti.

DİMSİAD heyeti 1515-1527 yılların arasında Çoban Mustafa Paşa’nın talimatı ile Mimar Sinan’dan önce mimarbaşı olan Acem Ali tarafından yapı-lan tarihi binayı gezerek Mevlevihane kısmında da bulunan ve dünyada açılan ilk Lületaşı Müzesi ile Cam Sanatları Müzesini gezdi. DİMSİAD üyeleri daha sonra 19. Yüzyıl mimarisinin en güzel örnek-leri olan kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları, ahşap süslemeli, bitişik düzenli cumbalı evleri ile Odun-pazarı evlerinde dolaşarak bilgi aldılar.

DİMSİAD heyeti, Kütahya Yolu Sazova Mevkii’ne yaklaşık 400 bin metre karelik alanı ile Eskişehir’in en büyük parkı olma özelliğini taşıyan Sazova Park alanı içinde çeşitli su sporları ve aktivitele-ri de yapılacak olan büyük bir gölet, restoranlar, 2000 kişilik açık hava konser alanı anfi tiyatro, bire bir ölçülerde korsan gemisi, masal kahramanla-rından oluşan oyun grupları, çocukların su ile il-gili çeşitli aktiviteleri yapabilecekleri oyun alanı, engelli çocuklar için oyun alanı, içinde büyük bir planetaryum da (gözlemevi) olan bilim deney merkezi, masal şatosu bulunduğu Sazova parkın-da harika bir gün geçirdiler.

Fabrika gezisinden sonra şehir merkezinde bulu-nan Dedepark Hotel’de bir süre dinlenen DİM-SİAD heyetine, akşam Eskişehir’in Doğa harikası orman ve şelaleler arasında yer alan Regülâtör restaurantta akşam yemeği ikram edildi. Gezinin ikinci gününde, Eskişehir Valiliği tarafından gö-revlendirilen rehber eşliğinde Eskişehir’in tarihi ve turistik bölgeleri ve müzeleri gezildi.

Page 39: TİMFED Dergisi 11.Sayı

DİMSİAD’tan

37

Sayı 11 (2015/1)

DTO Başkanı Necdet Özer’denDİMSİAD’a Destek

Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İşadamları Der-neği (DİMSİAD) Denizli Ticaret Odası DTO Başkanı Necdet Özer’e nezaket ziyaretinde bulundu.

DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve Yönetim Kuru-lu Üyeleri Murat Tuncer, Süleyman Çeliker, Osman Özçelik, Göver Sevüktekin, Erman Besli ve Mustafa Kemal Şahan’ın hazır bulunduğu ziyarette, inşaat sektöründeki kalifiye ara eleman sıkıntısı görüşül-dü.

DİMSİAD’ın kuruluşundan bugüne aktif rol aldığını ve gündemde kaldığını belirten DTO Başkanı Nec-det Özer, sosyal etkinlikler, üyeleri bilgilendirme toplantıları, fuar organizasyonları ile ilgili önemli çalışmaları takip ettiklerini belirterek, “İŞKUR’la ka-lifiye eleman yetiştirmek için yaptığınız çalışmayı

gördüm. Gerçekten bu konu çok önemli. Ben de inşaat sektöründen geldim. Ara elaman sıkıntı-larını çok iyi bilirim. Bu konu üzerinde bir çalışma olursa, DTO olarak üzerimize düşeni yapmaya ha-zırız” dedi.

DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç’ın, Denizli’ye in-şaat fuarını tekrar kazandırmak için çalışma ya-pılması isteğini cevaplandıran Özer, “İnşaat sek-törünün her kesimini kapsayan, fayansçısından, boyacısına, kapıcısından mermercisine kadar geniş bir yelpazede bir fuar çalışması için ne ge-rekiyorsa yapmaya hazırız. Bu konuyu önümüz-deki günlerde ele alıp hızla sonuçlandırmamız lazım. Tarım fuarımız nasıl bölgenin tek fuarı ko-numuna geldiyse, inşaat fuarını da bölgeye ka-zandırmamız lazım” diye konuştu.

Page 40: TİMFED Dergisi 11.Sayı

BURTİMDER’den

38

Sayı 11 (2015/1)

BURTİMDER, BTSO Başkanıİbrahim Burkay’ı Ziyaret Etti

İnşaat ve Yapı Fuarı içinBüyük Projeler Kapıda!BURTİMDER 02.09.2014 Salı günü BTSO Başkanı İb-rahim Burkay’ı makamında ziyaret etti.BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt ile Yönetim Kurulu Üyeleri Can Can, Cengiz Eker, Salim Yılmaz, Koray Kınır, Fethi Resuloğlu ve Levent Kara’nın katıldığı zi-yarette sektörün can damalarından olan inşaat, yapı ve yaşam fuarı masaya yatırıldı.

Burkay; uzun soluklu olarak bugüne kadar sürege-len yapı fuarlarının yanı sıra Bursa için daha geniş kapsamlı ve tasarım yönü daha aktif olan bir fuar ile sektörün arzuladığı ve ihtiyaçları tam anlamıy-la karşılayacağı bir fuar hazırlığında olduklarını; bunun içinde BURTİMDER’in de aktif olarak yer al-ması gerektiğini dile getirdi.

BURTİMDER Başkanı Eskibozkurt özellikle son ya-pılan fuarlardan çok verim alamadıklarını ve bu yüzden her geçen sene katılımcı ve ziyaretçi sa-yısının düşmesiyle Bursa fuarlarına olan ilginin azalmasından dolayı duyduğu üzüntüyü belirtti. İnşaat, yapı malzemeleri, mühendisler ve mimar-ların takip edebileceği profesyoneller ve genel tüketici için farklı alanların bulunduğu bir fuarda hem üreticinin hem de markaların ürünleri sergi-leyip sektöre değer katacakları bir fuar ve kong-reye Bursa’nın çok ihtiyacı olduğunu ve bu gibi bir organizasyonda BURTİMDER olarak tüm üyelerin ve markaların tam destek ile yer alacağını bunun için ticaret sanayi odasının desteğini istediklerini dile getirdi.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay; inşaat sektöründe birliğin çok önemli olduğunu, birlikte hareket edil-diği sürece sektör için göz bebeği olacak orga-nizasyonların düzenleneceği ve bu etkileşimlerin hem şehre hem de ticaret hayatına artı değerler katacağını, bunun içinde derneklerin bu konuda özverili olması gerektiğine değindi.

BURTİMDER ile inşaat sektörü fuarları ve kurula-cak olan ticaret bölgeleri hakkında uzun ve de-taylı bir görüşme yapan Burkay, BURTİMDER ile be-raber yürümenin Bursa inşaat sektörüne önemli katkılar sağlayacağını ifade etti. Ziyaret, derneğe teşekkürlerini sunan Burkay’a BURTİMDER Başkanı Eskibozkurt’un Fahri Üye sertifikasını takdim etme-siyle sona erdi.

Page 41: TİMFED Dergisi 11.Sayı

BURTİMDER’den

39

Sayı 11 (2015/1)

BURTİMDER’deYeni Yönetim Belirlendi

Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (BUR-TİMDER) 13 Aralık 2014 Cumartesi günü Derebah-çe Restaurant’ta genel kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda oy birliği ile seçilen yeni yönetim kurulu düzenlediği ilk toplantısında görev dağılımı da gerçekleştirildi.

Gerekli çoğunluğun sağlandığı ve Fevzi Kürüm’ün Divan Kurulu Başkanlığını üstlendiği genel kurulda tek liste ile yapılan olağan genel kurul sonrasında dernek üyelerinin açık oylaması sonucu ile BUR-TİMDER Başkanlığına bu dönem de Yusuf Aydın Eskibozkurt seçildi.

Eskibozkurt; Aralık 2012’de devir aldıkları dönem-den itibaren dernek adına gerçekleştirdiklerini bir faaliyet raporu ile tüm üyelere okumasının ardın-dan bu yeni dönemde yapacakları ve hedefle-ri hakkında bilgileri paylaştı. Bir dönem daha bu

görevi yapmaktan gurur duyduğunu belirten Es-kibozkurt kendisini bu göreve yeniden layık gören tüm dernek üyelerine teşekkürlerini iletti. Genel kurul sonrasında yönetim kurulu ve denetim kuru-lunun asil ve yedek listeleri açıklandı.

Yönetim Kurulu* Yusuf Aydın Eskibozkurt (Majestik Banyo Mob.)

*Zekeriya Yılmaz (Biryılmaz İnşaat Malzemleri)

*Cengiz Eker (İzomet İzolasyon)

*Taner Tanoğlu (İntek)

*Salim Yılmaz (Borusan)

*Levent Kara (Irmak Yapı)

*Koray Kınır (Seramika Yapı Malzemeleri)

Denetim Kurulu*Osman Şahin (Tara Boru)

*Ömer Balım (Tara Yapı Malzemeleri)

*Bahadır Çemberci (Çemtaş Çemberciler Yapı)

BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt

Page 42: TİMFED Dergisi 11.Sayı

BURTİMDER’den

40

Sayı 11 (2015/1)

BURTİMDER’de Yeni Yönetimin İlk Yüksek İstişare Toplantısı Yapıldı

BURTİMDER Yüksek İstişare Kurulu, 31.01.2015 Cu-martesi günü Derebahçe Restaurant’ta kahvaltı organizasyonu gerçekleştirildi.

Yeni yönetim ile birlikte kısa sürede faaliyetlere başlayan Burtimder Yönetim Kurulu ilk olarak üye-lerini belirlemiş olduğu Yüksek İstişare Kurulu’nu topladı.

Kurulun toplanma amacı kısa vadedeki dernek işleyişi ile ilgili sorunları çözmek ve yol haritası-nı belirlemek oldu. Görüşülen konular arasında, BURTİMDER’in katılacağı fuarlar ve bu fuarlarda dernek üyeleri ve derneğe sağlanacak kolaylık-lar ve faydalar belirlendi. Bunun yanı sıra derneğe değer katabileceği düşünülen firmaların dernek üyeliklerinin gerçekleştirilmesi hakkında görüşler bildirildi. Dernek üye aidatlarının toplanması ko-nusunun da ele alındığı ve ödemelerin daha sağ-lıklı yapılması adına dernek üyelerine sms yolu ve mail ile hatırlatma yapılması kararı tekrar alındı.

Ayrıca yeni yönetim ile belirlenen; dernek iç işle-yişinin daha sağlıklı gelişmesi ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin belirlendiği komiteler der-nek başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt tarafından toplantıda kesin olarak belirtildi. Buna göre der-nek yönetim kurulunda:Federasyonlar, şubeler, üye dernekleri ve geliştir-

me komitesine; Taner TanoğluFuar Komitesine; Yusuf Aydın EskibozkurtBasın-Yayın Komitesine; Koray KınırSosyal Faaliyetler Komitesine; Cengiz EkerEğitim Komitesine; Salim Yılmaz getirildi.

Görevlendirme şemasının ardından dernek yö-netim kurulu üyeleri görev aldıkları komitelerde üzerinde aktif olarak çalışma yapacaklarını dile getirdiler.

Yüksek İstişare Kuruluna;Murat Gazi Aydınlar (Arma Donatım)Vural Yenigün (Arme Yapı Malz. ve Isı Gereçleri)Zekeriya Yılmaz (Biryılmaz İnş. Malz.)Salim Yılmaz (Borusan Mannesman Bursa Böl.Md.)Alper Bayramoğlu (Genç Bayramoğlu)Levent Kara (Irmak Granit Merm. Ser.)Taner Tanoğlu (İntek)Cengiz Eker (İzomet Isı-Su Ses Hav.)Hasan Yıldırım (Kartes)Yusuf Aydın Eskibozkurt (Majestik Banyo)Aytaç Gökhanoğlu (Motif Yapı)Hasan Okumuş (Okumuşlar)Mustafa Bayramoğlu (Özbayramoğlu)Koray Kınır (Seramika Yapı Malz.)Osman Şahin (Tara (Boru) Yapı Malz)Ömer Balım (Tara Yapı Malz. )Fethi Resuloğlu (Yapıloji) katılım gerçekleştirdiler.

Page 43: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 44: TİMFED Dergisi 11.Sayı

ANTİMDER’den

42

Sayı 11 (2015/1)

ANTİMDER Üyeleri Wavin Pilsa ve Wavin Academy’yi Ziyaret Etti

ANTİMDER Yönetimi MuratpaşaBelediye Başkanı’nı Ziyaret Etti

ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İl-han Kurtar ve üyeler 19-20 Eylül 2014 tarihleri arasında Wavin Pilsa firması-nın konuğu oldu. Wavin Pilsa ve An-talya bayisi Bimsaş’ın davetlisi olarak 30 Mayıs’ta açılışı yapılan sektörün ilk eğitim tesisi olan Wavin Academy’de ağırlanan ANTİMDER Üyeleri eğitim salonundaki toplantıdan sonra tesi-si gezerek firma ve Wavin Academy hakkında bilgi aldılar.

ANTİMDER Yönetim Kurulu, 10.02.2015 tarihinde Murat-paşa Belediye Başkanı Ümit Uysal‘ı ziyaret etti. Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar’ın önderliğinde Başkan Yar-dımcısı Ahmet Bilgiç ve İsmail Volkan, Genel Sekreter Talat Doğan, Asil Üyeler Osman Güngör ve Musa Can ziyarete katılım sağladılar.

Göreve geldiği günden bu yana Muratpaşa’da gerçek-leştirmiş olduğu başarılı çalışmalarından dolayı kendi-sini tebrik ederek başarılarının devamını temenni eden ANTİMDER Yönetimi Ümit Uysal’a pirinç kaplama özel bir tabak hediye ettiler.

ANTİMDER Yönetim Kurulu’nun ziyaretinden çok memnun olan Başkan Ümit Uysal “Seçim çalışmaları çer-çevesinde de toplantınıza katılım sağlamıştım en yakın zamanda toplantınıza tekrardan katılmak isterim." dedi.

Page 45: TİMFED Dergisi 11.Sayı

ANTİMDER’den

43

Sayı 11 (2015/1)

ANTİMDEREkim Ayı Toplantısı Gerçekleşti

ANTİMDER Ekim ayı olağan toplantısı 16.10.2014 tarihinde Bostik Türkiye sponsorluğunda Antalya Ramada Plaza Otel’de yaklaşık 60 kişilik katılımla gerçekleşti.

Toplantıya ANTİMDER ile birlikte İstanbul TİMDER, Ankara TİMKODER, Denizli DİMSİAD‘in de kurucu üyesi olduğu TİMFED (Tesisat ve İnşaat Malzeme-cileri Federasyonu) Yönetim Kurulu Üyeleri katılım sağladı. 11 Kasım 2014 tarihinde İstanbul Cevahir Otel’de gerçekleştirilmesi planlanan sektörel zirve toplantısı gündem maddesiydi.

Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar’ın açılış konuşması ile başladı. Başkan ko-nuşmasında; “ANTİMDER Ekim ayı olağan top-lantımıza hoş geldiniz. Değerli Üyelerimiz bugün bizlerle bir arada olan Federasyonumuzun de-ğerli başkanlarına olağan toplantımıza da katılım sağladıkları için teşekkür ediyorum. Bugün TİMFED Yönetim Kurulu toplantısını Antalya’da gerçek-leştirdik. 13.30‘da ATSO Başkanımız Çetin Osman Budak heyetimizi kabul etti. Ardından ATSO‘nun salonlarından birinde TİMFED Yönetim Kurulu top-lantımızı gerçekleştirdik.

Toplantımızı tamamlamamızın ardından yakın zamanda açılışı yapılacak olan Birlik Yapı mağa-zasını ziyaret ettik. Geçmiş dönem Başkanımız Sü-leyman Acar’ın yakında açılışını gerçekleştirecek olduğu Terme-sos Bulvarı mağazasını ziyaret ettik. Akabinde de siz değerli üyelerimizle federasyonumuzu bir araya getirip Zirve ile ilgili ko-nuşmak istedik. Tabii bu akşam derneğimizin bu olağan top-lantısına sponsor desteği sağla-yan Bostik Türkiye Ürün Müdürü Gözde Berber ve Antalya Bölge Müdürü Salih Lafçı da aramızda kendilerine de şimdiden hem

ANTİMDER Başkanı İlhan Kurtar ve TİMFED Başkanı Kemal Çelik

katılımları hem de destekleri için teşekkürlerimi su-nuyorum." dedi.

Toplantı, Bostik Türkiye Ürün Müdürü Gözde Ber-ber’in firmasını ve ürünlerini tanıtan sunumu ile devam etti. Bostik Türkiye tanıtımını tamamlama-sının ardından TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Ke-mal Çelik‘in konuşmasıyla devam etti.

Çelik, “İnşaat Sektöründe Riskler, Sorunlar ve Küre-sel Fırsatlar” ana temasıyla gerçekleşecek TİMFED Zirvesi’ne üst düzey katılımlar konusunda bilgilen-dirme yapmasının ardından sözü Zirve Danışmanı Muhammet Atilla Sevim‘e devretti.Sevim’in katı-

lımcılara TİMFED Zirvesi hakkın-da detaylı bilgileri aktarmasını takiben toplantı diğer gündem maddelerinin görüşülmesiyle devam etti.

Toplantı, ANTİMDER Başkanı İhan Kurtar’ın Bostik Türkiye Ürün Müdürü Gözde Berber’e top-lantıya katılım ve ANTİMDER’e sağlamış oldukları katkılardan dolayı teşekkür plaketi takdim etmesi ile son buldu.

Gözde Berber ve İlhan Kurtar

Page 46: TİMFED Dergisi 11.Sayı

ANTİMDER’den

44

Sayı 11 (2015/1)

ANTİMDER Aralık Toplantısında “E-Fatura ve E-Defter Uygulaması”

Gündemdeydi

ANTİMDER Aralık ayı toplantısı 10.12.2014 tarihinde Japar Plastik A.Ş. Türkiye sponsorluğunda Antalya Ramada Plaza’da yaklaşık 65 kişilik katılımla ger-çekleşti.

Toplantıya ANTİMDER Üyeleri ile birlikte Japar Plas-tik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Jaki Pardo, Japar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Seçkin Ayuz, Japar Plastik A.Ş. Satış Direktörü Erkan Ulaş ile bir-likte Moore Stephens Turkey Yönetim Kurulu Baş-kanı Kenan Avcı, Moore Stephens Turkey ortağı ve Vergi Bölüm Başkanı Erkan Kahraman, Moore Stephens Turkey Akdeniz Bölge Direktörü Zafer Yıl-dız, misafirler ve basın mensupları katılım sağladı.

Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar’ın açılış konuşması ile başladı. Kurtar konuş-masında; “ANTİMDER Aralık ayı toplantımıza hoş geldiniz. Bu akşam toplantımızın sponsoru sektö-rümüzde uzun süredir hizmet veren bir firma olan Japar Plastik A.Ş.’nin ANTİMDER Üyeleri ile birlikte olma talebi bizleri memnun etti. Firma yetkililerine şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayrıca bu akşam bizlerle dünyanın önde gelen bağımsız denetleme şirketlerinden Moore Step-hens Turkey bir aradalar. 01.09.2013 tarihinden iti-baren yürürlükle olan ancak 1 Ocak 2015 tarihin-den itibaren daha çok firmayı kapsayacak olan “e fatura ve e- defter tutulması ” ile ilgili bizleri bil-gilendirecekler. Morre Stephens Turkey firmasına ve Yeminli Mali Müşavir Erkan Kahraman‘a yoğun programlarına rağmen bizlere zaman ayırdıkları için şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

Değerli Üyelerimiz; 11.11.2014 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Otel‘de TİMFED Zirvesi‘ni gerçek-leştirdik. TİMFED‘i oluşturan bütün kurucu der-neklerimiz ve üyeleri oradaydı. Bölge dernekleri arasında en geniş katılımı ANTİMDER olarak bizler sağladık. Zirve gün geçtikte daha çok ses geti-riyor. Bu yıl 3.sü düzenlendi. Daha önce 2010 ve 2011 yıllarında gerçekleştirilen Zirve‘nin bu seneki gerek katılımı gerekse yerel ve ulusal basında ol-dukça geniş yer aldı. Önümüzdeki yıllarda başa-rısını arttırarark devam ettireceği kanaatindeyim. Katılım sağlayamayan üyelerimiz için birazdan siz-lere zirve ile ilgili sunum gerçekleştirilecek. Katılım sağlayan üyelerimize de sizlerin nezdinde teşek-kürlerimi sunarım.

ANTİMDER olarak faaliyetlerimize devam etmek-teyiz. Yeni ANTİMDER Üyelerimizden Arsucan Si-nan Coşkun ve CTN Yapı Mahmut Çetin ile ilgili tanıtımları birlikte izleyeceğiz. Toplantımıza katılım sağlayan herkese şimdiden teşekkür eder, iyi bir toplantı geçirmenizi temenni ederim.” dedi.

Toplantı, Japar Plastik A.Ş. Satış Direktörü Erkan Ulaş‘ın firmasını ve ürünlerini tanıtan sunumuyla devam etti. Japar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Jaki Pardo sözü alarak, Japar‘ın kuruluşu ve bugünlere taşınması ile ilgili kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Pardo, önümüzdeki senelerde firması ile ilgili plan-larından da bahsetmesinin ardından toplantıya katılımlarından dolayı herkese teşekkürlerini suna-rak sözü Japar A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Seç-kin Ayuz’a devretti.

Ürünlerinin satışını gerçekleştiren işadamlarının hepsi ile bir arada bulunmaktan duyduğu mutlu-luğu dile getiren Seçkin Ayuz ANTİMDER‘e organi-zasyondan dolayı teşekkürlerini sundu.

Toplantının gündem maddesi olan “E- Fatura ve E Defter uygulaması” ile ilgili olarak Uluslararası Denetim Firması Moore Stephens Turkey yetkilile-ri sözü aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Avcı 1907 yılında kurulan Moore Stephens‘ın kuruluşu ve dünyanın 100‘ü aşkın ülkesinde 667 şubesi ile gerçekleştirmiş oldukları hizmetleri anlattı.

Kenan Avcı’nın sunumunun ardından Moore Step-hens Turkey Şirket Ortağı ve Vergi Bölüm Başkanı Yeminli Mali Müşavir Erkan Kahraman “E-Fatura ve E-Defter uygulaması” ile ilgili katılımcıları bil-gilendirdi. 1.1.2015 tarihinde yıllık cirosu 10 milyon TL olan firmaların E-Fatura ve E-Defter uygulama-sına geçeceğini belirten Kahraman, bunun için Aralık ayı içerisinde başvurularını tamamlamaları gerektiğinin ve muhakkak bir denetim firmasın-dan yardım almaları gerektiğinin altını çizdi. Moo-re Stephens Turkey olarak ANTİMDER Üyelerine her türlü desteği sağlayacaklarını da sözlerine ekledi.

Toplantı ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İhan Kurtar’ın Erkan Ulaş, Erkan Kahraman ve Moore Stephens Turkey Akdeniz Bölgesi Satış Direktörü Zafer Yıldız‘a toplantıya katılımı ve derneğe kat-kılardan dolayı teşekkür plaketi takdim etmesi ile son buldu.

Page 47: TİMFED Dergisi 11.Sayı

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Timkoder_ilan_23x33_salt_baski.pdf 1 27.01.2015 15:07

Page 48: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Söyleşi

46

Sayı 11 (2015/1)

Ece HoldingYönetim Kurulu Başkanı

Erdem Çenesiz

Page 49: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Söyleşi

47

Sayı 11 (2015/1)

ECE Holding’in temelleri 1946 yılında dedem İsmail Çenesiz’in gövdesini ahşaptan kendi yaptığı hızar makinasıyla açtığı marangoz dükkanıyla atıldı. 1965 yılında İlhan Çenesiz ve İsmet Çenesiz kardeş-lerin Çenesizler Koll. Şti.’nin kurulması ile tuğla ve kiremit alanında başlayan üretim, ülkenin birçok yerinde kurulan tuğla ve kiremit tesisleri ile devam etti. 1965 yılından 1986 yılına kadar Çenesizler Koll. Şti. olarak devam eden yapı 1986 yılında ikiye ay-rıldı ve Çorum merkezli olan ECE Grup oluşmaya başladı. 2006 yılında ECE Grup Şirketleri, ECE Hol-ding çatısı altında birleştirildi.

"600 m2’lik bir binada 7 kişiyle üretime başladık." Ben, 1988 yılında, kiremit imalatı yapılan işletmede ilk iş hayatıma başladım. Aynı zamanda lise öğ-renimine de açık lisede devam ettim. Bir sonraki kuşak olarak benim de iş hayatına atılmam ile bir-likte ECE Banyo hayata merhaba dedi. Baba işi-ne ilave olarak okul yıllarında küçük bir atölyede seramik imalatı yapmaya başladık. Ve ailemin de desteğiyle 600 m2’lik bir binada 7 kişiyle üretime başladık. ECE, artık vitrifiye seramik ürünlerinden banyo dolaplarına, armatürden metal aksesua-ra kadar yaklaşık 15 binin üzerinde ürün çeşidiyle hizmet veren, sektöre yön veren kurumlardan biri haline geldi. 2006 yılında ECE Grup Şirketleri, ECE Holding çatısı altında birleştirildi. 4 kardeşli ECE’de yavaş yavaş üçüncü kuşak da iş başı yapmaya başladı.

Bu yoğun süreçte, 1999’da birçok sivil toplum ör-gütü görevi ve toplumsal faaliyetleri esnasında ek-sikliğini hissettiğim yüksek öğrenimi tamamlama-ya karar verdim. Gazi Üniversitesi’ne bağlı Çorum Meslek Yüksekokulu İşletme (ikinci öğretim) Bölü-mü’nde ön lisans programını tamamladım. Lisans eğitimini Moldova’da Kişinev Devlet Üniversitesi Ekonomi Akademisi İşletme Bölümü’nde tamam-ladım. 2007‘de ise Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini (Açık Öğretim) bitirerek 2.lisans progra-mını da tamamlamış oldum. Sonrasında ise, ABD Wyoming de kurulu Newport Üniversitesi’nde li-sansüstü MBA programını bitirdim.

"STK görevlerini de büyük bir onur ile üstlenmek-teyim."İş hayatının yoğun koşturmacası içinde özellikle memleketimiz Çorum için sorumluluklarımızı ye-rine getirmek adına ilk olarak bir örgütlenmede görev aldım ve 1989’da Çorum’un geleneksel ve önemli sektörel birliği olan Çorum Toprak Sa-nayicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyeliği’ne başladım. Şu anda, Türkiye Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, SERSA Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünle-ri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Turkiye Seramik Tanıtım Grubu YK Üyeliği, ÇEKVA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Avrupa Sanitari Se-ramik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği (FECS) görevlerini de büyük bir onur ile üstlenmekteyim.

Ticari hayatımızda bugün geldiğimiz noktada; tuğla ve kiremit ile başlayan sanayi yolculuğu-muzda vitrifiye seramik ile hız kazanarak bünye-sindeki 8 şirketi, dört lokasyonda toplam 7 üretim tesisi ile 345.000 m2 açık alan 92.000 m2’lik kapalı alanda üretim yapan ve 900 kişilik istihdamdan oluşan büyük bir sanayi grubuyuz. ECE bugün, vit-rifiye üretimi ile Türkiye’de ikinci sırada yer alıyor.

ECE Holding’in amiral gemisi konumundaki 8 şir-ketten biri olan ECE Banyo; 44 ülkeye ihracat ya-pan ve yurt içinde 205 bayiden oluşan dağıtım kanalı ile müşterilerine hizmet veriyor.

ECE Holding’in seramik vitrifiye üretiminin sağla-dığı bilgi birikimi ile kurduğu vitrifiye seramik fab-rikaları için makine ve ekipman üreten teknoloji firması Genitec ise, kendi tesisleri için geliştirdiği üretim teknolojilerini hem yurtiçinde hem de dı-şında satmaktadır. ECE Holding, banyo çözümleri konusunda dünyanın lider firması olan Ideal Stan-dard International’in de Türkiye operasyonlarını yürütmektedir. Türkiye’deki başarılı çalışmaları ve uyumlu işbirliği nedeniyle iki marka arasındaki ti-cari ilişkilerin kapsamını genişleterek geçen gün-lerde büyük bir ortaklığa imza attık.

Erdem Çenesiz ve TİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Arslan

Page 50: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Söyleşi

48

Sayı 11 (2015/1)

"ISVEA, Türkiye pazarında en çok tercih edilen 3 markadan birisi olacak."Yine vitrifiye seramik alanında dünyanın önde ge-len ülkesi olan İtalya’da, karakteristik bir İtalyan üreticisi olarak faaliyetlerini yürüten, pazarda ilk 10 üretici arasında yer alan ISVEA markası da 2013 yılında ECE Holding tarafından satın alınarak, Türk banyo gereçleri pazarıyla tanıştırıldı. Markanın daha önce Roma’da olan yönetimi ve üretimi-nin yüzde 90’ı artık Çorum’da gerçekleştirilmekte. Sektörümüzün en önemli fuarı olan UNICERA’da bu yıl 150’nin üzerinde yeni ürün sergiledik. Dün-yanın bir çok prestijli ödülüne layık görülen, tasa-rım odaklı felsefenin bir ürünü olan ISVEA, Türkiye pazarında en çok tercih edilen 3 markadan birisi olacak.

Bünyemizdeki diğer şirketlerden biri olan ECE Ki-remit ise; ürün gamına yeni eklediği Bioksit Kiremit ile sektörde bir ilki gerçekleştirdi. Ar-Ge merkezi-mizde geliştirilen Bioksit Kiremit; daha koyu rengi, daha iyi ses, su ve ısı yalıtımı sunan çevreci özellik-leriyle birlikte modern ve geleneksel tüm mimari tarzlara da hitap ederek, yapı sektörüne alter-natifi olmayan bir ürün olarak giriş yaptı. Çorum-lu mühendislerin uzun süreli uğraşları sonucunda özel hammaddeler kullanılarak elde edilen Bioksit Kiremit, formülü ile geleneksel hammaddelerle hazırlanmış kiremitlere oranla farlılık göstermekte. Bioksit Kire-mit, açık renkli olduğu için arzu edilen ekonomik değeri yaka-layamayan Çorum kiremidinin değerini de yükseltmiş, dolayı-sıyla ihracat şansını artırmış ve Çorum ekonomisine katma de-ğer sağlamıştır. Bioksit Kiremit, formülünde tamamen tarım arazisi dışındaki kayaç alanlar-dan temin edilen hammadde-ler kullanıldığı için ekolojik özel-likler de taşımakta. Bu nedenle Bioksit Kiremit icadı, Türkiye’deki ve kiremit üretiminde isim yap-mış Çorum’daki kıymetli tarım arazilerinin hammadde olarak kullanılmasının da önüne geçe-cek önemli bir inovasyon hare-keti olarak kabul edilmektedir.

"ISVEA bizi İtalya’da büyük bir başarıya taşıdı ve önümüzü açtı. Hedefimizde yeni ülkeler var." ISVEA, 1962 yılında Angelucci ailesi tarafından Roma’ya 200 km uzaklıkta Eusanio Del Sangro yakınlarında kurulmuş köklü bir marka. Özellikle Güney İtalya’da yaygın bir marka olarak, pazar-da ilk 10 üretici arasında yer almış. 2013 yılında ECE Holding tarafından satın alınarak Türk banyo gereçleri pazarıyla buluştu. Markanın daha önce Roma’da olan yönetimi ve üretiminin yüzde 90’ı artık Çorum’da gerçekleştiriliyor. İtalyan tasarım kültürü, kalite ve fonksiyonellik yaklaşımını Türk tü-keticilere sunmayı amaçladık. Ve Türk tüketicisi de bu markayı sevdi, tercih etti. Bugün 30’a yakın sa-tış noktamız var yurtiçinde ve hedefimiz bu sayıyı 50’ye çıkartmak.

ISVEA sonrası özellikle İtalya’dan teklifler almaya devam ediyoruz. Fakat İtalya ile ilgili en büyük hayallerimizden birisini gerçekleştirdik biz. Ve şu anda bu markayı Türkiye’de istediğimiz yere ge-tirme hedefiyle tüm gücümüzle çalışıyoruz. ISVEA bizimle birlikte İtalya’da kendi vatanında da satış rakamlarını artırdı. Ayrıca, Türk tüketicisinin İtalyan tasarımlarına olan ilgisi üst segment banyo alanın-da İtalyan ISVEA markasını daha da etkin kılacak-tır. Banyo ürünleri sektörüne bir İtalyan markasının ve İtalyan tarzının sunulması iç pazarda büyüme hedeflerini destekleyecektir. Daha da önemli-si ISVEA’nın ardından vitrifiye seramik alanında Grubun en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında ilk sırada yer alan ülke İtalya olmuştur. ISVEA bizi İtalya’da büyük bir başarıya taşıdı ve önümüzü açtı. Hedefimizde yeni ülkeler var. ISVEA’nın üre-timinin yaklaşık yüzde 10’u İtalya’da kaldı, bunu da üst segment tasarım ürünlerle devam ettirmek istiyoruz. ISVEA, mevcut ihracat kapasitemizi art-tırma şansı getirdi, şu anda İtalya’daki satışlarımız 2013’ün 2 katı oldu. Önümüzdeki yıl bu rakamın 2 kat daha artmasını hedefliyoruz. Grubun ihraca-tında ISVEA’nın payı yaklaşık olarak yüzde 50 ci-varında.

"Ideal Standard ortaklığımız sektörümüz açısın-dan da son derece önemli."Artık yarı yarıya bir paylaşımla Türkiye faaliyetleri-

Page 51: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Söyleşi

49

Sayı 11 (2015/1)

ni Ideal Standard Yapı Malzemeleri A.Ş. adı altında sürdüreceğiz. Dünyanın hemen he-men her yerinde ürün-leri büyük ilgi gören ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde pazar lideri konumunda olan Ide-al Standard Internati-onal, bu işbirliği son-rasında uzun vadede Türkiye’de üretim konu-sunda ciddi yatırımlar için kapılarını açıyor. Bu ortaklık sektörü-müz açısından da son derece önemli. Türki-ye’deki mağazalaşma çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz bu anlaşma ile ve şu an Türkiye’de 65 adet olan satış noktasını 5 yıl sonunda 100’ün üstüne çıkarmayı hedefliyoruz. Ortaklık ile birlikte Luxury ve Grand Luxury segment ürün gruplarının toplamında %22 pazar payı hedefleniyor.

Ideal Standard 200 yıllık geçmişe sahip, sektöre yön veren trendleri belirleyen, teknoloji üreten bir firma. Biz sadece ticari işbirliği yapmıyoruz as-lında. Bu markanın deneyimlerini, bilgi birikimini, profesyonel yönetim şeklini de öğreniyor ve ülke-mize taşıyoruz. O nedenle sektörümüz adına bu ortaklığı çok fazla önemsiyorum. Ortaklık 5 yıl son-rası için 75 Milyon TL ciro hedefi ile kuruldu, ancak ben bu şirketin CEO’su olarak 100 Milyon TL ciroya 5. yılda ulaşmayı hedef edindim ve buna inanıyo-rum. İnanıyorum ki; büyüyen ülkemizle birlikte bu ortaklık da beklentinin üzerinde başarılı olacak ve sizlerle tekrar bir ilki paylaşmak üzere yeniden bir araya geleceğiz. Ve bu kez Türkiye’de büyük çaplı bir üretim, Ar-Ge ve teknoloji üssüne ait yatırımın temellerini birlikte atacağız. "Sadece kendi markalarımız için değil sektör için edindiğimiz tüm bilgi ve deneyimi paylaşma fel-sefesine sahibiz. Çok yakında Çorum’da çok bü-yük bir Ar-Ge merkezi açacağız."Türkiye’de vitrifiye seramik üretiminde ciddi bir bilgi birikimine sahibiz. Bu alanda anahtar teslim fabrika teslimi yapabilecek bir knowhow ile çalışı-yoruz. Bu konuda Ar-Ge’ye daha fazla yatırım ya-pacak ve bu alanda büyüyeceğiz. Ayrıca, üretim tesislerimize yatırım yaparak kapasite artırımına gideceğiz. Şu anda ECE olarak Çorum’da 7 üre-tim tesisine sahibiz. Ve sadece kendi markalarımız için değil sektör için edindiğimiz tüm bilgi ve de-neyimi paylaşma felsefesine sahibiz. Çok yakında Çorum’da çok büyük bir Ar-Ge merkezi açacağız. Bu merkez Anadolu’nun en büyüğü olacak.

205 ECE Banyo ve 30 ISVEA bayisi bulunan büyük bir satış ağına sahibiz, büyük bir aileyiz. Bu kanalın daha da güçlenmesini ve bulunmadığımız iller-de mağazalar açmak, Türkiye’nin her köşesinde erişilebilir olmak tabii ki en büyük hedefimiz. An-

cak yapı sektöründe diğer sektörlere göre ma-ğazalaşma, perakendecilik çok farklı ilerliyor. Biz de pazarın dinamiklerine uygun ilerliyoruz. Türkiye kadar yurtdışı satış kanalımız da bizim için çok de-ğerli. Şu an 45 ülkede varız. Hedefimiz bu sayıyı kat kat artırmak. Türkiye vitrifiye seramik alanında Avrupa’nın en fazla üretim yapan ülkesi, ve bu gücünü artıra-rak sürdürecek. Karo seramikte de gücümüz aynı şekilde büyük bir hızla artıyor. Ülkemiz yakın gele-cekte Avrupa’nın üretim merkezi olduğunu daha net ortaya koyacaktır.

Markalarımızı en çok tercih edilen, en beğenilen ve aranan markalar haline getirmek ve marka değerlerini artırmak tabii ki ilk hedefimiz.

Ve üretici kimliğimizle de; vitrifiye seramik alanın-daki üretim gücümüzü daha artırmak, bu alana yatırım yaparak büyümek istiyoruz. Ar-Ge ve tek-nolojiye yatırımlarımızı artıracağız. İrlanda, KKTC, Ürdün ve Bahreyn’de yeni satış noktaları açmayı amaçlıyoruz.

Kitemitte ise; Ar-Ge merkezimizde geliştirilen ve Türkiye’de bir ilk olan Bioksit Kiremit’i yapı sektö-rüne kazandıran ECE olarak; alternatifi olmayan, inovatif ve çevreci, yeni nesil bu ürünle 2015 yılın-da ülkemizin kiremit ihracatına katma değer sağ-lamayı hedefliyoruz.

Sektör eskisine oranla uluslararası rekabete daha hazırlıklı ve her geçen gün dünya arenasındaki yerini güçlendiriyor. İç pazarda yaşanan önemli değişikliler sektörü eskisiden daha farklı olmaya itiyor. Özellikle kentsel dönüşüm ve tüketici bek-lentilerindeki değişim sektörü yeni iş yapış şekilleri oluşturmaya zorluyor.

Örgütlü toplum çağımızın tartışılmaz bir olgusu-dur. TİMFED de bu manada önemli bir görev yeri-ne getiriyor. TİMFED’in geleceğinin bu gününden daha iyi olacağına inanıyorum.

Erdem Çenesiz otomobil sporları tutkusu ve aldığı ödüller hakkında Mehmet Arslan’a bilgi verirken...

Page 52: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Akademik Objektif

50

Sayı 11 (2015/1)

İstanbul Üniversitesi ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nun tarihçesi, eğitim içeriği ve amacı hakkında bilgi alabilir miyiz?İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu 1986 yılın-da kurulmuş, 2 yıllık eğitim sonrasında ön lisans diploması veren bir yüksek öğretim kurumudur. Kuruluşundan günümüze kadar geçen 29 yıllık sü-reçte; Yüksekokul’da eğitimin düzen ve uygulan-ması ilgili sektör kuruluşları temsilcilerinin yer aldığı danışma kurullarının önerileri dikkate alınarak ya-pılmakta ve bu sektörlerdeki yeni teknoloji uygu-lama ve yöntemlerinin derslere eş zamanlı olarak uyarlanması sağlanmaktadır. Bu esnek yapı Yük-sekokul’dan mezun olan öğrencilerin kendi sek-törlerinde iş bulmalarını kolaylaştırmaktadır.

Yüksekokul’da Bankacılık ve Sigortacılık, Dış Tica-ret, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Pazarlama, Turizm ve Otel İşletmeciliği, Emlak ve Emlak Yöne-timi, İşletme Yönetimi programlarında eğitim-öğ-retim verilmektedir. Eğitimin 4 yarıyılı teorik ve uy-gulamalı olarak Yüksekokul binasında, zorunlu staj ise, ilgili sektörlerde yaz döneminde yapılmakta-dır.

Mezun olan öğrencilerin ilgili sektörlerde çalışma yaşamına atılarak eğitimleri sırasında edindikleri deneyim ve bilgilerini hemen kullanmaları amaç-lanmaktadır. Yüksekokul’dan mezun olan öğren-ciler 2000-2001 eğitim öğretim yılından itibaren istedikleri takdirde, dikey geçiş sınavlarına başvu-

İstanbul Üniversitesi Sosyal BilimlerMeslek Yüksekokulu Müdürü

Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer

İstanbul ÜniversitesiSOSYAL BİLİMLERMESLEK YÜKSEKOKULU

Page 53: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Akademik Objektif

51

Sayı 11 (2015/1)

rarak ilgili fakülte bölümlerinin açmış oldukları kon-tenjanlara başvurabilmektedirler.

Ayrıca, iki yıllık ön lisans eğitimini tamamlayan bü-tün mezunlar istedikleri takdirde sınavsız olarak Açı-köğretim Fakültesi’nin branşlarıyla ilgili bölümlerin-de lisans tamamlama hakkına sahiptirler.

Bölüm mezunlarının iş olanakları nelerdir? Bugüne kadar mezun olan ve şu an eğitim gören öğrenci sayısı hakkında bilgi alabilir miyiz?Pazarlama Programı, 1991-1992 eğitim-öğretim yı-lında Piyasa Araştırmaları ve Reklamcılık Programı adıyla kurulmuş ve 2002-2003 dönemine kadar ör-gün ve ikinci öğretimle eğitim-öğretim faaliyetine devam etmiştir.

Pazarlama Programı olarak 2004’ten günümüze kadar ortalama 420 öğrenci mezun olmuştur. Bö-lümün her yıl için öğrenci kontenjan sayısı ellidir. 2003-2004 eğitim öğretim yılından itibaren MEB-YÖK Meslek Yüksekokulları program geliştirme pro-jesi kapsamında Pazarlama Programı – Reklamcı-lık Dalı olarak isim değiştirmiştir. Reklamcılık Vakfı, Reklamcılar Derneği, Reklam Verenler Derneği ile Pazar ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği temsilci-leri Danışma Kurulu üyeleri olarak Pazarlama Prog-ramına katkı ve desteğini sürdürmektedir.

Bölümün İş OlanaklarıPazarlama sektörü, değişen dünya koşullarıyla be-raber her geçen gün katlanarak artan bir öneme sahiptir. Önemli olanın sadece üretmek değil, aynı zamanda ürettiklerinizi pazarlayabilmek olduğu-nun farkındalığı giderek artmaktadır.

Pazarlama mesleği; bir malın fiyatının belirlen-mesinden, marka konumlandırma ve yönetme-ye, tüketici, pazar payı ve piyasa araştırmala-rından ürün yaratma ve geliştirmeye, tüketici kampanyaları oluşturmaktan markanın kurum-sal iletişiminin sağlanmasına kadar oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu doğrultuda ön lisans eğitimleri süresince kurumsal ve uygula-malı bilgilerle pazarlama alanında güçlü bir altyapıya sahip olan Pazarlama Programı me-zunları, hemen her sektördeki firmaların satış ve pazarlama departmanlarında ve elektronik ticaret alanında faaliyet gösteren firmalarda bu tür faaliyetleri yürütebilecekleri gibi, girişimci olarak kendi işletmelerini kurma olanağına da sahiptirler.

Bölüm mezunları, birebir pazarlamanın önem kazanması ile birlikte, bu alanda faaliyet gös-teren işletmelerde kişisel satış elemanı olarak görev almaktadırlar. Reklamcılık ve tanıtım fir-malarında, Pazarlama Araştırma kuruluşların-da, İşletmelerin Pazarlama departmanlarında ve ülkemizde çok önemli bir istihdam alanı olan bankacılık sektöründe bulunan ulusal ve ulusla-rarası bankalarda çeşitli seviyelerdeki pazarla-ma pozisyonlarında görev yapabilmektedirler.

Pazarlama mezunları süpermarketlerin yaygın-laşması sonucu bu kuruluşlarda; Mağaza Pazar-lama Sorumlusu, Ürün Grup Sorumlusu, Müşteri İlişkileri Sorumlusu, Raf ve Mağaza Düzenlemesi olarak istihdam edilmektedirler. Hizmet sektö-ründe; özellikle sigorta hizmetleri pazarlamasın-da aktif rol almaktadırlar.

Page 54: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Akademik Objektif

52

Sayı 11 (2015/1)

Üniversite ve bölümünüz bünyesinde sanayi çalı-şanlarına yönelik eğitimler veriliyor mu?Geçmiş dönemlerde; Tescilli Markalar Derneği ile yürütülen “Marka Yönetimi ve Perakende Ma-ğazacılık Okulu” sertifika programı, Şeker Sigor-ta ve Sigorta Acentaları Birliği (SAB) ile yürütülen “Acente Okulu” sertifika programı, Hür Sigorta ile yürütülen “Uygulamalı Sigortacılık Eğitimi” sertifi-ka programı, Eta Bilgisayar ile yürütülen “Eta:Sql Ticari Paket Programı Eğitimi” sertifika programı, Appraisal Institute (USA) ile yürütülen “Gayrimen-kul Değerleme Uzmanlığı” sertifika programı gibi çeşitli sertifika programları açılmıştır. Günümüzde ise, bu tür eğitimler İstanbul Üniversitesi Sürekli Eği-tim Merkezi bünyesinde verilmektedir.

Uluslararası ilişkileriniz ve işbirlikleriniz (Erasmus, etkinlik, çalışma v.b.) nelerdir? Bu birlikteliklerin amaç ve sonuçları nelerdir?İstanbul Üniversitesi olarak Erasmus, Farabi ve Mevlana gibi ulusal ve uluslararası öğrenci ve öğ-retim üyesi değişim programları mevcuttur.

Erasmus Programı: Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yö-nelik bir Avrupa Birliği programıdır.

Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile ortak pro-jeler üretip hayata geçirmeleri; kısa süreli öğrenci ve personel değişimi gerçekleştirebilmeleri için, karşılıksız mali destek sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, yükseköğretim sistemini iş dünyasının gerek-sinimlerine uygun olarak geliştirmek ve üniversite mezunlarının iş dünyasında istihdam edilebilirliğini arttırmak amacıyla yükseköğretim kurumları ile çalışma çevreleri arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin arttırılmasını da teşvik etmektedir.

Programın amacı Avrupa’da yükseköğretimin kalitesini artırmaktır. Yükseköğretim kurumları arasında ülkelerarası işbirliğini ve öğrenciler ile yükseköğretim kurumu personelinin Avrupa’da hareketliliğini teşvik ederek; programa katılan ül-

kelerdeki çalışmaların ve alınan derecelerin aka-demik olarak tanınmasını ve şeffaflığın gelişmesini sağlamaktır. Başvurular sadece kurum ve kuruluş-lar tarafından, proje çeşidine göre Ulusal Ajans’a ya da AB Komisyonunun ilgili birimi olan Eğitsel, Görsel ve Kültürel Yürütme Ajansına yapılabilmek-tedir.

Farabi Değişim Programı (Yükseköğretim Kurum-ları Arasında Öğrenci ve Öğretim Üyesi Değişim Programı): Üniversite ve yüksek teknoloji enstitüleri bünyesinde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve dok-tora düzeyinde eğitim-öğretim yapan yükseköğ-retim kurumları arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişim programıdır.

Farabi Değişim Programı, öğrenci veya öğretim üyelerinin bir veya iki yarıyıl süresince kendi ku-rumlarının dışında bir yükseköğretim kurumunda eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etmelerini amaçlamaktadır.

Mevlana Değişim Programı: Yurtiçinde eğitim ve-ren yükseköğretim kurumları ile yurtdışında eğitim

veren yükseköğretim kurumları arasın-da öğrenci ve öğretim elemanı deği-şimini mümkün kılan bir programdır. 23 Ağustos 2011 tarih ve 28034 sayılı Res-mi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile birlikte, yurt dışındaki yükseköğre-tim kurumları ile ülkemizdeki yükse-köğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim elemanı değişiminin önü açılmıştır.

Mevlana Değişim Programının diğer değişim programlarından farklılığı; hiçbir coğrafi bölge ayrımı olmaksı-zın, değişim programı bünyesindeki hareketliliğin bütün dünyadaki yük-seköğretim kurumlarını kapsamasıdır.Değişim programına katılmak isteyen öğrenciler en az bir en fazla iki yarıyıl eğitim için; öğretim elemanları ise en az 1 hafta en fazla 3 ay süreyle dünya-daki yükseköğretim kurumlarında ders vermek üzere programdan faydala-

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek YüksekokuluMüdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mine Kırbaşlı, Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer ve

Genel Sekreteri Şengül Aynural

Page 55: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Akademik Objektif

53

Sayı 11 (2015/1)

nabilirler. Benzer şekilde dünyanın bütün bölge-lerinden de öğrenci ve öğretim elemanları Türki-ye’deki yükseköğretim kurumlarına gelebilirler.

Mevlana Değişim Programından, Türkiye’deki Mevlana Değişim Programı Protokolü imzalamış olan tüm yükseköğretim kurumlarının örgün eği-tim programlarına kayıtlı ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri yararlanabilir.

TİMDER ile işbirliğine imza atarak yapı malze-meleri sektörüne nitelikli işgücü sağlamak üzere güzel bir projeyi hayata geçirdiniz. Bu projenin oluşum süreci ve işleyişi hakkında bilgi alabilir miyiz?Bu proje, TİMDER ile İstanbul Üniversitesi Sosyal Bi-limler Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklam-cılık Bölümü Pazarlama Programı arasında ger-çekleştirilen bir işbirliği programıdır. Federasyon ve Dernek üyelerinin işkollarında ihtiyaç duyduğu bilimsel bilgi, beceri, iletişim ve ilişkiler ile teknoloji-yi kullanma becerisine sahip nitelikli eleman yetiş-tirilmesine ve istihdam edilmesine yönelik ihtiyacın karşılanması amaçlanmaktadır. Bu işbirliği önce-likle; TİMDER’in talebi üzerine Pazarlama Programı müfredatına eklenen seçmeli dersler aracılığıyla sektörün ihtiyaç duyduğu insan gücünün yetiştiril-mesi ve yetişen nitelikli elemanların TİMDER’ e üye işyerlerinde istihdamı konusunu kapsamaktadır.

Bu süreçte;Seçmeli Ders 1; “Yapı Malzemelerinde Bilgisayar Uygulamaları I-II” (3DMAX Teknik Çizim Programı) dersinin ortalama 70 saati ve iki yarıyılı kapsaya-cak şekilde üniversite işbirliği ile kurulumun ger-çekleştirilmesi hedeflenmiştir.Seçmeli Ders 2; “Yapı Malzemeleri Sektöründe Teknik Pazarlama” dersinin, sektör temsilcilerinin deneyim ve bilgilerini aktaracakları bir seçmeli ders formatında işlenmesi düşünülmüştür.

Bu projeden kaç öğrenci, nasıl bir program ile eğitim alıyor?3. Yarıyıldaki “Yapı Malzemeleri Pazarlaması” ile 3. ve 4.yarıyıllardaki “Yapı Malzemelerinde Bilgisa-

yar Uygulamaları I-II” derslerini alan en az 15 öğ-renci bu işbirliğinden yararlanmaktadır.

TİMDER’in projeye katkıları nelerdir?TİMDER, Yüksekokul laboratuvarına “Yapı Malze-melerinde Bilgisayar Uygulamaları I-II” dersinin yapılabilmesi için 15 adet bilgisayar desteğinde bulunmuştur.

Eğitim-öğretim gören öğrencilere, TİMFED ve TİM-DER üyelerinin işyerlerinde %100 staj yapma ola-nağı sunulacaktır.

Başarı seviyelerine göre ilk 5 öğrenciye TİMDER bursu verilecektir.

Yapı Malzemeleri Pazarlaması” ve “Yapı Malze-melerinde Bilgisayar Uygulamaları I-II” dersleri için eğitmen desteği sunulmuştur.

TİMDER Yüksekokul projesinin hedefleri nelerdir?Birinci olarak, özel sektör ve Yüksekokul’umuzun bu örnek işbirliği sayesinde; TİMDER ve TİMFED’e üye olan yapı malzemeleri sektöründe faaliyet-te bulunan işletmelerin ihtiyaç duyduğu iletişim becerisi yüksek, pazarlama stratejilerine hakim ve sektörde yaygın olarak kullanılan bilgisayar teknolojisini bilen nitelikli meslek elemanı ihtiyacı karşılanabilecektir. İkinci olarak, Yüksekokul’umuz açısından çok önemli iki sonuç ortaya çıkmakta-dır. 1-Bu tür işbirliğine dayalı projeler sayesinde mezun öğrencilere yeni istihdam olanakları yara-tılmaktadır. 2-Öğrencilerimize öğretim desteği ve staj olanağı sağlanacaktır. TİMDER ve Yüksekokul işbirliğinin geliştirilerek ve çeşitlenerek devamı he-deflenmektedir.

Bir Akademisyen olarak sanayi ve ticaret kuruluş-larına vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?-Üniversite-sanayi işbirliğinin daha çok arttırılması, -Staj ve işbaşı eğitimine daha fazla olanak sağ-lanması,-Burs olanaklarının çoğaltılması,-Eğitici toplantılara ve çalışmalara ağırlık verilme-sidir.

TİMDER katkılarıyla hazırlanan bilgisayar labaratuarı

Page 56: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

54

Sayı 11 (2015/1)

Mehmet BüyükekşiYönetim Kurulu BaşkanıTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)

2014 yılın tüm dünyada ve yakın coğrafyamız-da yaşanan olumsuzluklara rağmen, Türkiye ekonomisinin büyümesini ve ihracat artışını sürdürdüğü bir yıl olarak geride kaldı. Yıl bo-yunca AB pazarında ve Japonya’da yaşa-nan resesyona ve bölgesel pazarlarda yüzde 40’lara varan talep düşüşlerine rağmen ihra-catın artması ve ulusal büyümeyi destekle-mesi gibi fevkalade gelişmelere tanıklık ettik.

2015 yılının bu ilk aylarında da küresel eko-nomideki toparlanmanın devam ettiğini, bü-yüme ve küresel talebe katkıda ibrenin son 6 yıllık dönem süresince devam eden trendin tersine tekrar gelişmiş ülkelere doğru kay-dığını görüyoruz. Batı Ülkeleri ve Ukrayna ile Rusya, arasında artarak devam eden gergin-lik, Orta Doğu’da yaşanan IŞİD krizi ve yakın coğrafyamızda yaşamın her alanını etkileyen ve son birkaç yıldır etkisini hissettiren olaylar başta olmak üzere, geçen yıl yaşanan siyasi gerilimlerin bu yıl da süreceği tahmin ediliyor. Son aylarda derinleşen Rusya krizinin devam edeceği öngörüsünü de 2015 riskleri arasında saymak mümkün. Zira, en son Rusya’ya karşı yaptırımların AB tarafından altı ay daha uza-tılma kararı bu öngörüyü destekler nitelikte. Her halükarda ihracatçılarımızın krizleri fırsata çevirmek için olanakları iyi gözetmelerini öne-riyoruz. Zira AB tarafından mal ithalatı sekteye

uğramış Rusya hala belirli sektörlerimiz için önemli bir pazar olarak öne çıkıyor.

İhracatçılarımız 2015 yılında özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan talep canlanmasından yararlanarak temkinli-iyimser bir bakış açısıyla dünya pazarlarında var olmaya devam ede-cektir. Önümüze çıkan fırsatları değerlendire-rek ve yarattığımız yeni fırsatlarla, 2015 yılında büyümenin ana sürükleyicisinin yine ihracat olmasını umut ediyoruz. Diğer taraftan bu yıl G-20 dönem başkanlığımız paralelinde küre-sel ekonomideki fırsatları Türkiye’nin çok daha iyi değerlendireceğine ve hatta yönlendire-bileceğine inanıyoruz.

Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda olan inşaat sektörümüz, gerçekleştirdiği yıllık 21,7 Milyar Dolar ihracatla hem iç pazarda hem de dış pazarda kilit konumunu koruyor, ülkemizin ekonomisine ve ihracatına destek vermeyi sürdürüyor. Toplam ihracatımızda Türk inşaat sektörünün, temel inşaat malze-meleri üretimi ve ihracatı açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer aldığı göz önünde bulundurulursa, ihracatımız açısından büyük roller üstlenen inşaat sektörüne hizmet veren tüm alt sektörlerin verdiği çok değerli emek-leri için kutluyor, sektörel başarılarının deva-mını diliyorum.

Page 57: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

55

Sayı 11 (2015/1)

Mithat YenigünYönetim Kurulu BaşkanıTürkiye Müteahhitler Birliği (TMB)

GSYH’nın ortalama %6’sını oluşturan ve yak-laşık 2 Milyon kişiye istihdam sağlayan inşaat sektörü Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Diğer sek-törler üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri dikkate alındığında, inşaat sektörünün Türk ekonomisindeki payı %30’lara, tarım dışı istih-damdaki payı ise %10’a ulaşmaktadır.

Diğer yandan, ekonominin genel konjonktü-rü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de inşaat sektörünün performansını doğrudan etkile-mektedir. Sektör; ekonomi büyürken ondan daha hızlı bir tempo ile büyümekte ve büyü-meye pozitif katkı yapmakta, ancak ekonomi küçülürken de aynı korelasyon nedeniyle on-dan daha hızlı bir tempoyla küçülmektedir.

İnşaat sektöründe üretim 2014 yılında ekono-mideki yavaşlama paralelinde önemli ölçüde hız kesmiştir. GSYH’nın 2013 yılında %4.1 olan büyüme oranına karşılık, inşaat sektörü 2013 yılında %7.0 büyüme göstermiş, ancak 2014 ilk 9 ay itibariyle GSYH’da %2.8’e gerileyen bü-yüme, sektörde de %2.9 olarak kaydedilmiştir.

İnşaat sektöründe üretimin 2014 yılı ikinci çey-rekten itibaren önemli ölçüde ivme kaybettiği anlamına gelen bu tablo; 2013 yılında %29.8 büyüme gösteren kamu inşaat yatırımlarının

2014 üçüncü çeyrek itibariyle %0.2 büyümüş ol-ması ile yakından ilişkilidir. 2013 yılında %1.0 ora-nında daralan özel sektör inşaat yatırımları ise 2014’ün aynı döneminde %5.3 artış göstermiştir.

Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri tarafında; Türk müteahhitlerin en önemli pazarları arasında yer alan Irak ve Libya başta olmak üzere Orta-doğu’daki gelişmeler problem teşkil etmiştir. Bu gelişmelere karşın, Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında Türk müteahhitler toplam tu-tarı 22.5 Milyar ABD Doları olan 225 yeni proje üstlenmişlerdir. 2014 yılsonu itibariyle Türk müte-ahhitlerin faaliyet gösterdikleri ülke sayısı 104’e, bu ülkelerde üstlendikleri proje sayısı 7684’e, bu projelerin toplam tutarı ise 300.3 Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır.

İnşaat sektöründe gelişme ve büyüme oran-larının yılsonunda ve önümüzdeki dönemde de ekonomiye paralel bir seyir izlemesi bek-lenmektedir. Hükümetin gündeminde bulu-nan, kamu-özel ortaklığı ile ihale edilen büyük ölçekli altyapı ve üstyapı projeleri ile kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü üretiminin artmasını sağlayacak değerli fırsatlardır. Bu doğrultuda makro ekonomiden sektörlere ve yatırım kararlarına uzanan geniş bir yelpazede hem riskleri hem de fırsatları yakından izleyerek yol almakta yarar vardır.

Page 58: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

56

Sayı 11 (2015/1)

Zeynep Bodur OkyayMeclis Başkanıİstanbul Sanayi Odası

Türkiye’nin son 12 yılda elde ettiği büyümede inşa-at sektörünün lokomotif etkisi tartışılmaz. Ekonomi-miz 2002-2013 yılları arasında yılda ortalama yüz-de 4,9 büyürken, inşaat sektörü katma değerinin büyüme oranı yüzde 5,7 olarak gerçekleşti.

Duble yollardan altyapı yatırımlarına, havaala-nı inşaatlarından konut imalatına, kentsel dönü-şümden Marmaray gibi projelere kadar pek çok önemli işe imza atıldı. Halihazırda GSYİH içerisin-deki payı yüzde 5’e yaklaşan sektörün tarım dışı istihdamdaki payı 2004’te yüzde 6,9 iken, 2013’te yüzde 9,4’e yükseldi. Güçlü bir taahhüt sektörü-nün yanında Türkiye’nin çok güçlü bir inşaat mal-zemeleri sektörü var. 2013 yılında inşaat malze-melerinde ihracatımız 21.3 Milyar Doları bulurken ithalatımız 10.3 Milyar Dolar oldu.

Ben 58 yıllık bir sanayi geleneğinin temsilcisi olarak, ülkemizde inşaat sektörünün, sanayiyi besleyecek nitelikte büyümesi gerektiğine inananlardanım. Eğer kamu otoritesinin teşvik ve koordinasyonun-da “müteahhit – sanayici - uygulayıcı ahengini” yakalayabilirsek inşaat sektöründe gerçek an-lamda küresel bir aktör olabiliriz.

Ortak kalite anlayışı ve yetişmiş sertifikalı insan gü-cünün devreye alınmasıyla bu sektör, topyekun ülkenin en iyi uzmanlık alanı ve çok arzuladığımız marka gücümüz olur. Almanlar nasıl otomotivde bir marka ise Türkiye de inşaat sektöründe bir mar-ka haline gelebilir. Ama bunun için çözmemiz ge-reken sorunlar, atmamız gereken adımlar mevcut.Bu noktada iç piyasa ve dış dünyayı iki ayrı pers-pektiften değerlendirme ihtiyacı var. Biliyoruz ki Türkiye’de inşaat sektörü ağırlıklı olarak kamu

yatırımları ve konut imalatıyla büyüyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için kamu yatırımlarında off-set uygulamasının hayati önemi var. Bu stra-tejik önemi, çeşitli savunma sanayi projelerinde yaşayarak gördük. Bugün Türkiye kendi milli uça-ğını üretmeyi tartışabiliyorsa bunda off-set ile elde edilen bilgi birikiminin ve üretim deneyiminin bü-yük etkisi var. Bu nedenle Türkiye’deki tüm kamu taahhüt ihalelerinde off-set uygulamasına geçil-mesi, inşaat malzemeleri sanayinin ivmesini artı-racaktır.

Hükümetimiz, açıkladığı son yapısal dönüşüm pa-ketleri ile, kamu alımlarını, orta ve ileri teknoloji üretim yapan yerli şirketlerin teşviki için bir politi-ka aracı olarak kullanma iradesini beyan etmiştir. Bu uygulamanın, ilerici yöntemlerle çalışan yerli girişimi teşviki konusu, genişletilerek uygulanmalı-dır. Aynı reform paketlerinde yer bulan ısı yalıtımı yaptıran binaların tadilat ruhsat işlemlerinin yerel yönetimlerce vergi, resim ve harçtan muaf tutula-cağı taahhüdünün de sektörün büyümesi adına gayet yerinde bir adım olduğunu eklemek isterim.Odaklanmamız gereken bir diğer alan, kentsel dö-nüşümün kalitesidir. Türkiye bugün, 100 yıl ömürlü olsun diye dizayn edilen ancak 10 yılda dayanım-larını kaybeden, amortisman süresi olan 49 yılı bile doldurmadan 30 yılda eskiyip giden binalarını ye-nilemek için büyük bir kaynak harcamak zorunda olan bir ülkedir. Bu nedenle toplamda 400 Milyar Dolarlık harcamayla 7 Milyon konutun yenilenme-sini öngören kentsel dönüşümün eksiksiz tasarla-nıp uygulanması elzemdir. Kentsel dönüşümdeki esas gayenin deprem riski nedeniyle insanlarımı-zın yaşadığı yerleri güvenli hale getirmek olduğu gerçeğinden uzaklaşılması engellenmelidir.

Page 59: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

57

Sayı 11 (2015/1)

Sürecin ağırlığının, tamamen ranta dönük uygu-lamalara kayması, hem can güvenliği ihtiyacımızı karşılayamamamıza, hem de inşaat sektörünün krize açık hale gelmesine sebebiyet verecektir. Bu nedenle kentsel dönüşümde, ilk örneklerin getir-diği deneyimden yararlanılarak yeni bir anlayışın hakim kılınması sağlanmalıdır.

Talep ve konut stoku, karşılaşılan sorunlar, fiyatlar, kredi geri ödeme oranları gibi sürecin tüm hal-kaları sürekli izlenmeli ve planlar bu göstergelere göre revize edilmelidir. Daha ilk başta binaların doğru tasarlanması, belgeli ve standartları karşı-ladığından emin olduğumuz doğru ürünlerin kul-lanılması, doğru uygulamaları yapacak belgeli istihdamın yaratılması ve etkin piyasa denetim ve gözetiminin yapılması, sürdürülebilirlik ve marka bir ülke olmak adına son derece önemlidir.

Uygulamada yaşanan sıkıntılar; bütün sektörün çözmesi gereken önemli bir sorundur. Her aşa-mada garanti ve her aşamada denetim sistemi-ne geçmek zorundayız. Biz, bu sektörde eğitime işin başında inanmış bir grubuz. Kurucumuz İbra-him Bodur, 1960’lı yıllarda Almanya’dan kitaplar getirtip ustalar için eğitim çalışmaları düzenliyor-du. Türkiye’de nitelikli usta yetiştirmeyi biz başlat-tık. Amacımız daima işimizi iyi yapmak, ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’ ile her zaman tüketiciye, hak ettiği değeri vermek. Ga-rantili Usta Sistemi ile çok şükür müşteri şikayetini bitirdik. Ama bu bile tek başına sorunu bitirmiyor. Zaman yönetimi ve bunun denetimi, tüm sektörün disipline olması gereken önemli bir konu.

İşçi güvenliği, iyileşme sağlamamız gereken baş-ka bir sorun alanı. Topyekun kaliteye; yani iyi işçilik, güvenli çalışma koşulları, iyi ürün, doğru uygula-maya ulaşmak durumundayız. Türk inşaat sektö-rünün düşen asansörlerle, hepimizi yasa boğan iş kazalarıyla anılmaması için toplam kalite anlayışı-nın yükselmesi şarttır. Dikkat etmemiz gereken bir başka nokta da, inşaat sektöründe, malzemeden müteahhide kadar her aşamada haksız rekabetin önüne geçilmesi olmalıdır. Bugün bütün çağdaş ülkelerde saçımızı kesen kuaförlere bile mesleki eğitim zorunluluğu getirilmişken başımızı sokacak binaları yapan müteahhitlerde hiçbir mesleki yet-kinlik aranmaması, çözülmesi gereken bir sorun-dur.

Bugün yap-sat’çılarla birlikte sayıları 200 bini aşan müteahhitler arasında, değer düşüren bir enflas-yon vardır ve bu sektöre giriş mutlaka zorlaştırılma-lıdır. Benzer şekilde kayıt dışı çalışıp, standartlara uygun olmayan üretim yapan malzeme üreticile-rine ve dampingli ithalata da pazara giriş kapıları kapatılmalıdır. Bu sektörde küresel bir güç haline gelebilmek için yurt içindeki yapılanmamızı sağ-lıklı kılmaya mecburuz.

Ve içeriye dair son bir not olarak finansman me-selesini tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Tür-kiye, uzun vadeli konut kredisiyle yeni tanıştı an-

cak kısa vadede önemli bir mesafe kaydetti. Fakat düşük sermaye birikimi ve yüksek enflasyon-yüksek faiz sarmalı nedeniyle bir türlü gelişmiş ülkelerin mortgage sistemine yaklaşamıyoruz. Konut sa-hipliğinin görece düşük olduğu Türkiye’de konut finansmanı için gelişmiş ülkelere yakın bir uygula-maya ihtiyaç var. Örneğin Kanada’da 25 yıl süreyle 200.000 Dolar konut kredisi alırsanız 800 Dolar gibi bir aylık taksitle kira öder gibi ev sahibi olabiliyor-sunuz. Biz henüz bu kolaylığın oldukça uzağında-yız. Bu alanda Türkiye’nin bir balon yaratmamak kaydıyla alternatif finansal enstrümanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Küresel başarı hikayesi yazma potansiyelimizin en yüksek olduğu alanlardan biri, şüphesiz ki ulusla-rarası taahhüt sektörü. Türk müteahhitler, Libya’da 1972 yılında giriştikleri ilk projeden bugüne kadar 103 farklı ülkede, toplam değeri 292.6 Milyar Doları bulan 7 bin 601 taahhüt işi üstlendiler. Bugün dün-yanın 250 büyük taahhüt şirketi arasında 42 Türk şir-keti var. Bu çok büyük bir başarı ancak orada da aşmamız gereken bir ölçek ve katma değer sorunu var. Çünkü büyük taahhüt şirketleri arasındaki sayı-mız oransal olarak yüzde 17’ye yakınken, ciro payı-mız ancak yüzde 3.8’i buluyor. Dolayısıyla yurt dışı taahhüt işlerinde katma değeri artıracak gelişmeyi sağlamamız lazım.

Yurt dışı taahhüt işlerinin Turquality programına alınmasından yüzde 20 oranındaki müşavirlik hiz-metlerinin Türk şirketlerince sağlanmasına, inşaat-larda daha çok yerli ürün kullanımından insana ve Ar-Ge’ye yatırımın artırılmasına kadar atmamız ge-reken çok adım var.

İnşaat sektörü yapısı gereği dünyada işlerin kötü-ye gittiği dönemlerde krize ilk girip son çıkan sektör olarak bilinir. Bu nedenle, son dönemde GYO’lara tanınan vergi avantajının kaldırılması ve rant vergisi getirilmesi gibi konularda çok dikkatli adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Türk iş dünyasını sanayi-den soğutup müteahhitliğe özendiren arazi rantını azaltacak ancak inşaat sektöründe sürdürülebilir, istikrarlı bir büyümeyi teşvik edecek yeni bir denge-ye ihtiyacımız var.

Bir sanayi ülkesi olma hedefindeyken, sanayicinin sermayesini yatırım için toprağa gömüp zayıf bir fi-nansal yapı ile rekabete girişmesine daha fazla göz yummamalıyız. Organize sanayi bölgelerinin, tıpkı çağdaş dünyadakiler gibi devletin sahipliğinde sanayi alanlarına dönüştürülmesi önemli bir adım olabilir. Böylece hem sanayi arsalarının rant aracı olmasının ve sanayicinin parasını arsaya gömüp iş-letme sermayesiz kalmasının önüne geçilir, hem de taahhüt mü - sanayi mi ikilemi ortadan kaldırılmış olur. Böylece yerli inşaat sektörü için de sürdürüle-mez hale gelen arsa rantına gem vurulmuş olur.

Ben Türk inşaat sektörünün önünün çok açık oldu-ğuna inanıyorum. Eminim ki Türk inşaat sektörü de hem sanayimizi hem Türkiye’yi büyüterek büyüme-ye devam edecek.

Page 60: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

58

Sayı 11 (2015/1)

Süleyman OnatçaYönetim Kurulu BaşkanıTürk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED)

2014, Türkiye’nin ekonomiye tam anlamıyla odak-lanamadığı bir yıl oldu. Yerel seçimler ve Cumhur-başkanlığı seçimleri iç politikanın nabzını yükseltti. Başta komşularımız Suriye’de, Irak’ta, Ortadoğu ülkelerinde, Ukrayna’da yaşanan çatışma ortamı, bu ülke ve bölgelerle olan dış ticaretimize olum-suz yansıdı. Ulusal ve küresel gelişmelerin etkisi büyüme rakamlarını da olumsuz etkiledi. İlk çey-rekte yüzde 4,7 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 2,1, üçüncü çeyrekte yüzde 1,7 büyüdü. Elbette büyüme hızındaki yavaşlamanın yansımaları, işsizlik oranının artış seyrine girmesini beraberinde getirdi.

Özetle, ekonomiye odaklanamayan Türkiye için 2014 kayıp yıl oldu. 81 kentin 40’ı orta gelir tuzağın-da, 27’si bu tuzağın da gerisinde, yani fakirlik tu-zağında yer alan Türkiye’de radikal reformlar için bu yıl da maalesef gereken adımlar atılamadı. Enerji ve istihdam giderleri rekabet edilen ülkeler seviyesine çekilemedi. Kayıt dışılığın azaltılmasına yönelik adımlar yetersiz kaldı. Katma değeri yük-sek üretim ve ihraç ürünlerinin kilogram bedelini artıracak inovasyon teşvikleri ve programlarında yeterli olunamadı. Cari açığı önleyecek, spesifik, pratik ve ilçe bazında ithal ikame ürünlerin üreti-mini sağlayacak teşvik modeli tam olarak çalıştı-rılamadı.

2015 yılında da ekonomik göstergeler çok parlak görünmüyor. Zira beklentiler ekonominin yüzde 3-4 bandında büyüyeceğini gösteriyor. Dolayısıy-la, işsizlik rakamlarında da bir gerilemeden bah-setmek pek mümkün değil. Özellikle FED’in faiz artırımı sonrasında dünya genelinde kredi koşulla-rının daha da daralması ülkede tüketim ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca bölgesel siyasi riskler ve dünya ekonomisinde büyümede görülen farklılaşma önemli riskler de barındırıyor. Ancak en önemli ticari partnerimiz AB’nin dura-ğan giden ekonomisinde önümüzdeki yıl kısmen

bir canlanma olabilir. Avrupa Komisyonu’nun 2015 yılı kış tahminleri de AB’de kısmi bir canlanmaya işaret ediyor. Dolayısıyla 2014 yılında büyümenin iti-ci gücü ihracat 2015 yılında da pozitif bir katkı sağ-layabilir.

2015 yılında yeni bir seçim daha olacak. 2015’in, hem siyasi olarak gerilimin tırmanmayacağı hem de ekonomimizin güçlü yanlarından biri olan bütçe dengesinin ve genel olarak makro dengelerin bo-zulmayacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Za-man giderek tükeniyor. Türkiye hâlâ katma değeri yüksek ürün grubunda üretim yapan bir ülke ko-numunda değil. Dolayısıyla, orta gelir tuzağından kurtulmak istiyorsak bir an önce yapısal reformlara ağırlık vermek gerektiği de ortada.

Büyümede itici güç oynayan inşaat sektörü ise 2014 yılında ivme kaybetti. 2013 yılında yüzde 7 büyüyen sektör 9 aylık verilere göre 2014 yılında sadece yüz-de 2,9 büyüdü. Özellikle üçüncü çeyrekte sektörün sadece yüzde 1 büyümesinde, özel sektör inşaat yatırımlarının hız kesmesi ve kamu yatırımlarının ge-rilemesi etkili oldu. Ayrıca Rusya’daki kriz de ülkede-ki inşaat sektörünü olumsuz etkiledi. Maalesef Rus-ya ekonomisine yönelik beklentiler 2015 yılı için de parlak değil, zira petrol fiyatlarının 50 Dolar düzeyi-ne gerilemesi Rusya gibi petrol ihraç eden ülkeleri şiddetli etkiledi. Petrol fiyatlarının bir süre daha aşa-ğı seviyelerde gideceği beklendiğinden Rusya eko-nomisi için 2015 yılında da işler iyiye gitmeyecek.

Doğal olarak inşaat sektörümüze bu durumun olumsuz yansımaları devam edecek. Öte yandan Ortadoğu’da suların durulması ülkedeki inşaat sek-törünün canlanmasına vesile olabilir. Ayrıca hü-kümetin Ocak ayında duyurduğu konut kredileri destekleri de sektörün 2015 yılında daha fazla bü-yümesinde etkili olabilir. Dolayısıyla, inşaat sektörü-nü 2015 yılında hem önemli fırsatlar hem de önemli riskler bekliyor.

Page 61: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

59

Sayı 11 (2015/1)

Ahmet T. YamanerYönetim Kurulu BaşkanıTürkiye Seramik Federasyonu

Dünya ekonomisindeki olumsuzluklara rağmen; ekonomik büyümesini sürdüren, yatırımlarına de-vam eden, cari açığını azaltan ve ihracatını ar-tıran ülkemizin 2014 yılını iyi bir performansla ka-pattığını söyleyebiliriz. 2014 yılı verilerine bakılarak yapılan öngörüler, Türkiye’nin 2015’de de büyü-mesini artıracağı yönünde. Türkiye 2023 hedefleri-ne kitlenmiş durumda. Bu amaca giden yolda, her yıl çok önemli olsa da 2015’in kritik eşik olduğunu söyleyebiliriz. Haziran ayında yapılması planlanan genel seçimlerin, ekonomiyi etkileyecek bir faktör olduğu iddia edilse de; küresel gidişata bakıldı-ğında, Türkiye 2015’te de dünya ekonomisinde pozitif ayrışacak. Türk seramik sektörü 3,4 Milyar TL’lik pazar büyük-lüğüne sahip. Bunun 2 Milyar TL’lik bölümünü se-ramik sağlık gereçleri, küvet ve duş tekneleri, ar-matür ve banyo mobilyaları oluşturuyor. 1,4 Milyar TL’lik pazar payı ise karo ve kaplama malzemeleri-ne ait bulunuyor. Türkiye seramik sektörü dünyay-la paralel olarak Türkiye’de de büyümeye devam ediyor.

Yılsonu gerçekleşen verilere göre Dolar bazında ihracat rakamları :Seramik Kaplama Malzemeleri’nde 2014 yılsonu gerçekleşen ihracat rakamı 600 Milyon USD olup

2013 rakamının %1 altında kaldı. Seramik Sağlık Gereçleri’nde Aralık sonu itibarıyla 222 Milyon USD ihracat gerçekleşti. Bu da 2013 yılsonu kapa-nışa göre %9 artışa denk geldi. Seramik Kaplama Malzemeleri’nde ihracat per-formansı şu aşamada fazla bir gelişim göstermi-yor. Seramik sağlık gereçleri’nde ise olumlu gös-tergeler var. Her iki sektörde, ihracat yapılan ilk 5 ülke:

Seramik Kaplama Malzemeleri: Almanya, İsrail, İngiltere, ABD, Kanada.

Seramik Sağlık Gereçleri: Almanya, İngiltere, İtal-ya, Fransa, ABD. 2014 yılında gerçekleşen yatırımlar:Sektörün büyüme dinamiğinin ana kaynağını, fi-ziksel sermaye yatırımları oluşturuyor. 2014 yılı sek-tör genelinde yatırımların devam ettiği bir yıl oldu. Örneğin, Seramik Kaplama Malzemeleri sektörün-de faaliyet gösteren bir kuruluş Sağlık Gereçle-ri’nde de hizmet vermeye başladı ya da tam tersi oldu. Sektör genelinde 2014 yılında yaklaşık 250-350 Milyon Dolar kadar yenileme ve/veya yeni ya-tırımın olduğunu söyleyebiliriz.

Sağlık gereçlerinde banyo mobilyalı çözümlerin daha da artacağını, duş çözümlerinin küvetin ye-rini alacağını ve konforun önemli bir unsur olaca-ğını düşünüyoruz. Karoda ise büyük ebatlar tek-nik olanakların gelişmesiyle yer kaplamalarında pazar payını artıracaktır. Yatırımlar bu alanlarda yoğunlaşacak. Türkiye’de hızlanan kentsel dönüşüm faaliyetleri gibi, inşaat sektörünün senenin ikinci yarısındaki olumlu ya da olumsuz hareketi sektörümüzü aynı şekilde etkileyecektir. Bununla birlikte, 2015 yılında da, sektör genelinde yüksek katma değerli mal üretmeye, ArGe ve inovasyona yatırım yapma-ya, nitelikli işgücü oluşturma çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’deki seramik sektörünün büyümeye de-vam etmesini, önümüzdeki 10 yıllık süreçte, reka-bet öncesi işbirliklerinde kayda değer bir artış ol-masını ve Türk şirketlerinin yurtdışında organik ve inorganik büyümeyi sürdürmesini bekliyoruz. Türkiye’de konut satışları, kredi faizlerindeki yükse-lişe rağmen artarak devam etse de, bu konunun yansımaları sektörümüzü etkiliyor. Enerjinin yoğun olduğu bir sektörde faaliyet gös-teriyoruz. Ülkemizdeki enerji maliyetlerinin çok yüksek oluşu, özellikle Avrupalı rakiplerimize karşı bir dezavantaj olarak ortaya çıkıyor. Demiryolu ağının yetersizliğinin yanı sıra, seramik hammad-de açısından son derece zengin olan ülkemizdeki rezervlerin işletilmesindeki güçlükler de yine per-fonması etkileyecek unsurlar arasında sayılabilir. Kurun istikrarlı olmayışı, uzun vadeli ihracat bağ-lantıları olan kuruluşları zorluyor.

Page 62: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Öngörünüm

60

Sayı 11 (2015/1)

Dündar YetişenerYönetim Kurulu BaşkanıTürkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)2014, gerek dünya gerekse Türkiye ekonomisinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Dünya ekonomisi ve ticaretinde beklentilerin altında bü-yüme gerçekleşti. Jeopolitik gelişmeler, dünya siya-setini ve ekonomisini derinden etkiledi. 2015 yılına girdiğimizde, tabi hemen yarından itibaren her şey değişmeyeceğini biliyoruz. Türkiye İMSAD olarak Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirdiğimiz İnşaatta Kalite Zirvesi’nde ‘2014 zor bir yıl oldu, takvim deği-şince koşullar değişmiyor, 2015 yılı da kolay geçe-cek gibi görünmüyor’ demiştik. Bugün de maalesef dünyada ve Türkiye’de 2015 yılı büyüme beklentileri aşağı doğru revize ediliyor. Genel seçim beklentisi, bölgemizdeki jeopolitik gelişmeler ve küresel mali piyasalardaki dalgalanmaların, Türkiye ekonomi-sinde de büyümeyi sınırlandıracağını öngörüyoruz. Türkiye İMSAD olarak bizler bu yıl ekonomide yüzde 3.5, inşaat sektöründe yüzde 4.5, inşaat malzemeleri sektöründe ise yüzde 4.5-5 oranında büyüme öngö-rüyoruz. Geçtiğimiz yıl yüzde 3 civarında gerçekle-şen inşaat sektöründeki büyümeyi, bu yıl özel sektör inşaat harcamalarının canlandıracağını umuyoruz. Bunu da 2014 yılında alınan konut ve konut dışı yapı ruhsatlarındaki yüzde 39 artışa bağlıyoruz. Bu artış özel sektör inşaat harcamalarını destekleyecektir. Kamuda ise 2013 yılındaki önemli sıçrama, 2014’de sınırlı kaldı ve bu yıl da sınırlı kalacağını düşünüyoruz.

İnşaat malzemeleri sanayi; 2014 yılında 52,3 Milyar Doları iç pazar ve 21,3 Milyar Doları ihracat olmak üzere 73,6 Milyar Dolar tutarında bir büyüklüğe ulaş-tı. İnşaat malzemelerinde pazarımızın bu büyüklüğe ulaşmasından elbette ki son derece memnuniyet duyuyoruz. Ancak, 2015 yılında inşaat malzemesi üretimini, iç pazarın destekleyeceğini belirtmemiz gerekir. Çünkü inşaat malzemesi ihracatının üreti-me katkısının bu yıl sınırlı kalacağını düşünüyoruz.Bu sebeple inşaat malzemesinde ihracat beklentimizi, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da ihracatı olumsuz etki-leyen nedenlerin devam etmesinden dolayı, yüzde 7-8 artışla, 23 Milyar Dolar olarak revize ettik. 2014 yı-lında Irak, Suriye gibi yakın pazarlarda devam eden jeopolitik sorunlar yüzünden ihracatımızın önceki

yıla göre değişmediğini ve 21.3 Milyar Dolarda kaldı-ğını belirtmek isterim.

2015’in Ocak ayı itibariyle devam eden petrol fiyat-larında düşüşün ise inşaat malzemeleri sektörünün önemli ihraç pazarlarında talebi daraltacağını söy-lemek mümkün. AB ülkeleri ekonomilerinde yaşanan gelişmeler de, ihracatımızda etkili olmaya devam edecek görünüyor. Ancak en önemli etki, Euro-Dolar paritesindeki gerilemede yaşanıyor. Euro cinsinden yaptığımız ihracat aynı kalsa veya artsa dahi, pari-tedeki yüzde 15 gerilemeden dolayı, Dolar karşılığı düşecektir. İhracat miktarı değişmese bile, Dolar cin-sinden açıklanacak veriler daha düşük olacaktır. Öte yandan, düşük petrol fiyatlarının oluşturduğu küresel ekonomik ortamının, Türkiye’de sanayicilerin lehine fırsata çevrilebileceğine inanıyoruz. Malum, enerji giderleri maliyetlerimiz içinde çok yüksek pay alıyor. Bugün petrol ve doğalgaz fiyatlarında ortaya çıkan düşüşün, eğer elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yansı-tılması mümkün olabilirse, bu yansıma kuşkusuz Türk sanayinin rekabet gücünü artırmada pozitif bir katkı sağlayacaktır.

Dünyaya baktığımızda; Çin ekonomisi sıkıntılıdır. Ja-ponya iki çeyrektir ekonomik resesyon yaşıyor. Avru-pa ekonomisi çok da iyiye gitmiyor. Rusya, hem siyasi hem petrol krizi yaşıyor. Dünyada ve Türkiye’de 2015 yılı ekonomide daralan bir konjonktüre girilmesine rağmen, gelişen ülkelerin 1998 ve 2008 yılına göre daha sağlıklı kamu ve dış dengelere sahip olması do-layısıyla küresel bir ekonomik krizin yaşanma olasılığı düşük görünüyor. Hatırlarsanız, 2008 yılındaki küresel kriz gelişmiş ülkelerden ve onların kredi ve mali sis-temlerinden kaynaklanmıştı. Uzmanlar, 2015 yılında gelişmiş ülkelerin krizi finansal değil, resesyon ve def-lasyon şeklinde olabileceği belirtilmektedir ki, Merkez Bankaları’nın da bu risklere karşı önlemelerini aldıkları vurgulanıyor. Peki bu konjonktür içinde Türkiye’nin giri-şimcileri, sanayicileri, müteahhitleri, kısaca işadamları olarak zorlu dönemi nasıl aşacağız? İnanıyoruz ki, bu olumsuz sürecin üstesinden gelebilmek için öncelikle Türk inşaat sektörünün yeni bir yol haritasına ihtiyacı var. Sektörün üç sacayağını oluşturan; ‘Mimarlar-Mü-hendisler-Müşavirler ile Müteahhitler ve İnşaat Malze-mesi Üreticileri’ olarak bizlerin ‘işbirliği ve güç birliği’ içinde olmamız gerekiyor. Dış pazarda yaşadığımız daralmadan ancak pazarlarımızı çeşitlendirerek, yeni pazarlara ulaşarak kurtulabiliriz. İşte bunun için de “kara kıtaya kadar birlikte koşmamız lazım” diyoruz.

Bugün yurt dışında müteahhitlerimizin yaptığı proje-lerde kullanılan inşaat malzemelerinin sadece yüzde 18’i Türkiye’den gidiyor. Oysa diyoruz ki, dünyada sü-rekli artan, kıran kırana rekabet ortamında, pastadan daha büyük pay almalıyız. Bunun için, bugüne kadar yapılanların da ötesine geçmeliyiz. Batılı ülkelerde çeşitli örneklerini gördüğümüzü yapalım; sistemli işbir-liğine giderek, güçlerimizi birleştirelim. Çünkü sürdürü-lebilir büyümeyi ancak işbirliği-güç birliği ile sağlayabi-liriz. Ayrıca unutmayalım ki, zorlu dönemleri de ancak birlikte aşabiliriz. Birleşince, küresel rekabet gücümüz artacaktır, bundan eminiz. Hepimiz çok iyi bilmekte-yiz ki, sektörün işbirliği yapması sadece dış pazarlarda değil, yurt içinde de yaşamsal öneme sahip. Kaliteye önem veren, tüm yasa ve dünya standartlara uyan iş dünyası olarak bizler, iç pazarda merdiven altında yapılan kalitesiz üretimlerle rekabet etmek zorunda-yız. Ayrıca mesleki eğitim, iş sağlığı ve güvenliği gibi sektörde çeşitli sorunlarımız da var. Geliştireceğimiz işbirlikleri ile yasal mevzuatlardaki eksikliklerin gideril-mesine önemli katkı sağlayabildiğimiz gibi, denetim eksikliği sorununa köklü çözüm önerileri getirebiliriz.

Page 63: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Hukuken

61

Sayı 11 (2015/1)

TAAHHÜTLÜ ABONELİK

SÖZLEŞMELERİAv. S. Murat Çelikten

TİMDER Hukuk Danışmanı[email protected]

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (“YTKHK”) 52. ve 84. maddelerine dayanılarak hazır-lanan ve abonelik sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esasları düzenlenmekte olan Abonelik Söz-leşmeleri Yönetmeliği (“Yönetmelik”) 24.01.2015 tari-hinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelik, İlgili Yönetmelik yayım tarihinden 3(üç) ay sonra, diğer bir deyişle 24.04.2015 tarihinde, yürürlüğe gi-recektir.

Taahhütlü abonelik sözleşmeleri, yönetmelik ile ilk kez mevzuat kapsamına alınmış ve kapsamlı şekilde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 14. maddesinde taah-hütlü aboneliğin ne olduğu konusuna açıklık getiril-miştir.

Buna göre, taahhütlü abonelikler, taahhütnamede belirtilen süre kadar abone kalmayı taahhüt eden tüketicilere;

Sözleşme konusu mal veya hizmetin bedelinden indirim yapılması,

Sözleşme konusu malın teslimi veya hizmetin ifası ile birlikte taahhüt konusu malın mülkiyetinin veya kullanım hakkının devredilmesi ya da hizmetin ifa edilmesi hususlarının satıcı veya sağlayıcı tarafından taahhüt edildiği aboneliklerdir.

Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca, satıcı veya sağ-layıcıya, tüketiciye taahhütname verme zorunluluğu getirilmiştir. Yine aynı maddenin 2.fıkrasında taah-hütnamenin içeriği belirlenmiş olup, bu kapsamda taahhütnamede;

Taahhüdün geçerlilik süresi ile taahhüt konusu mal veya hizmetin nitelikleri,

Tüm vergiler dahil toplam fiyatı, İndirim yapılan tarifenin taahhüt verilmeden ön-

ceki fiyatı, Aylık yapılan indirim miktarı, Taahhüdün süresinden önce sonlandırılması du-

rumunda tüketicinin elde ettiği faydalara ilişkin geri ödeyeceği bedelin hesaplanma yöntemi unsurları-nın yer alması zorundadır. Taahhütnamenin, akdedi-len abonelik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası oldu-ğu da kabul edilmiştir. Satıcı veya sağlayıcı, taah-hütnameyi yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verebilir. Eğer taahhüt sesli iletişim araçla-rı ile veriliyorsa (örneğin, telefon aracılığıyla), yukarı-da belirtilen taahhütnamede yer alması zorunlu bil-gilerin aynı ortamda verilmesi gerekmektedir. Taah-hüdün sınırlı alanda ya da zamanda sunulduğu bir ortam yoluyla verilmesi halinde ise, satıcı veya sağ-layıcının, tüketiciyi, “taahhüt kapsamında sunulan mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam fiyatı ile

taahhüdün geçerlilik süresi” konusunda bilgilendir-mesi yeterlidir. Ancak bu durumda satıcı veya sağla-yıcı, taahhütnameyi 14 gün içinde yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye vermekle yükümlü-dür.

Yönetmeliğin 22. maddesi uyarınca, “tüketici, belir-siz süreli veya süresi bir yıl ve daha uzun olan belir-li süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.” Taahhütname ile belirtilen süre kadar abone kalmayı taahhüt eden tüketicinin, süresinden önce abonelik sözleşmesini feshetme talebi de gündeme gelmektedir. Bu hal-de, satıcı / sağlayıcının tüketiciden talep edebilece-ği bedel, tüketicinin taahhüdüne son verdiği tarihe kadar tüketiciye sağlanan indirim, cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının top-lamı ile sınırlı olacaktır.

Tüketiciden taahhüt kapsamında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kıs-mının toplamının, bu tutardan düşük olması halinde tüketici lehine olan tutar esas alınacaktır.

Tüketicinin yerleşim yeri değişmişse ve yeni yerleşim yerinde hizmetin aynı şekilde sunulması imkansızsa, tüketici herhangi bir bedel ödemeksizin abonelik sözleşmesini feshedebilecektir.

Yönetmelikte satıcı/sağlayıcıya abonelik sözleşme-sinin sona erdiğine dair bildirim yapılması yükümlü-lüğü de getirilmiştir. Satıcı/sağlayıcı en az bir fatura dönemi öncesinden bu durumu tüketiciye yazılı ola-rak ya da kalıcı veri saklayıcısıyla bildirecektir.

Ayrıca, taahhütnamede, taahhüt konusu mal veya hizmetin bedeli, aynı mal veya hizmetin taahhütsüz abonelikler kapsamında talep edilen bedelinden daha yüksek gösterilemeyeceği gibi, taahhütlü abonelik süresince sözleşme ve taahhütnamede tü-ketici aleyhine değişiklik yapılamayacaktır.

Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği ile getirilen bu hükümler çerçevesinde, taahhüt vererek abonelik yaptıran tüketicilerin, abonelik kapsamında ifa edi-lecek hizmet ya da mal hakkında tam bilgi sahip olması sağlanacağı ve aboneliğin süresinden önce sonlandırılması nedeniyle fahiş fiyatlarla karşılaşıl-masının önüne geçileceği kanaatindeyiz. Ancak her halukarda yapacağınız abonelik sözleşmelerini Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonraki döne-me ertelemenizde fayda bulunmaktadır.

Page 64: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Beklentimiz

62

Sayı 11 (2015/1)

Satınalma müdürü olarak sektörde 25 yılımı tamam-ladım. Çok önemli projelerde satınalma müdürlüğü görevi yaptım. Bugüne kadar satınalma müdürlüğü yaptığım projeler arasında; 510 bin m2‘lik bir inşaata sahip olan TAV Atatürk Havaalanı Yeni Dış hatlar Ter-minali ve çok katlı otopark inşaatı gibi önemli proje de vardı. Türkiye’nin ilk yap – işlet - devret formülüy-le yapılan uluslararası bir projesiydi. Bunun haricinde 55.000m2’lik Real Beylikdüzü Hipermarket, Antalya Side Titreyengöl mevkindeki Seven Seas Magic Life tatil köyünün 362 oda 12 villanın renovasyon yapım projesinde, Bursa,İstanbul Bahçelievler Medical Park Hastaneleri,Fuaye Süreyyapaşa-Turkuaz Projesi ve birçok konut, okul v.s projelerinde satınalma müdürlü-ğü görevini yürüttüm. Satınalmanın en ince detayla-rından tutun da en kaba detaylarına kadar her türlü mevkisinde bilgi, beceri sahibiyim.

Fikirtepe 1950’li yılların başında İstanbul’un ilk gece-kondulaşmasına sahip bir bölgesiydi. Buradaki nitelik-siz binalar 3 yıl önce çıkarılan kentsel dönüşüm kanunu çerçevesinde yerini nitelikli binalara bırakmak üzere yıkılıyor. Birçok hukuki alt yapı eksiklikleri ve imar eksik-likleri giderildikten sonra ancak 3 yıllık bir çalışmanın neticesinde inşaatlar başladı. Bizim projemiz bu böl-gedeki ilk nitelikli ve kaliteli projelerden birisidir. Bay-saş İnşaat olarak projesini sürdürdüğümüz İstanbul 216 projesi, 2 adadan oluşuyor. Birinci ada 541 daire ve 12 ticari ünite, ikinci ada ise 600 daire ve 12 ticari ünite-den oluşuyor. Toplamda 1141 dairemiz, 24 tane ticari ünitemiz var. Bunun haricinde çevre düzenlememiz, sosyal alanlar,kaliteli bir yaşamın gerekliliği olan hobi ve digger yaşam alanları gibi yerler de projemizde bulunuyor. Projemizin 1. etabı başladı. İkinci adamızın yıkımı da Mart ayının ortalarına doğru olacak. Ada yıkıldıktan sonra sahanın temizlenmesi, harfiyatın ya-pılması Temmuz aylarını bulacaktır. Temmuz ayından

Faruk Tuncay MescioğluBaysaş İnşaat

İstanbul 216 Projesi Satınalma Şefiitibaren de ikinci adanın temeli atılarak inşaat 6’şar aylık ara şeklinde yürümeye devam edecektir. Birinci adadaki teslim tarihimiz Ekim 2016 olarak öngörülüyor. İkinci adadaki teslim tarihimiz de bundan 6 ay sonra yani 2017’nin bahar ayları olarak hedefleniyor.

İstanbul 216 projemizde, proje müellifi olarak dışardan destek aldığımız DCD Mimarlık adında mimari danış-manlık firmamız var. Projeleri hazırladığı gibi projede kullanılacak malzemelerin niteliklerini de hazırlıyor. Bu başka projelerin kendi içerisinden ekiplerde olabili-yor. Proje içinde tasarım grupları oluşturuluyor. Tasa-rım gruplarında çalışan arkadaşlarımız o kullanılacak malzemelerin niteliklerini hazırlıyorlar ve satın almaya bunu getiriyor. Bu projede biz dışardan hizmet alıyo-ruz. O firma hangi malzemenin nerede ne şekilde, hangi ebatlarda, hangi renkte kullanılacağına karar veriyor. Marka, ürün seçimlerini yapıyor. Rekabet ya-ratılması açısından tek firmadan, değil 3 veya 4 tane markadan teklif alınıyor. Oradan bütçemize en uygun olanı almak bizim elimizde oluyor.

Ürün seçimi yapmadan önce projede kullanılacak olan malzemenin niteliklerinin tam olarak ortaya çı-karılması gerekiyor. Bunu proje müellifi firmamız varsa onlarla, yoksa kendi içimizdeki tasarım ofisimiz yapı-yor. O malzemenin niteliklerini size tam olarak verdik-ten ve malzeme seçimleri yapıldıktan sonra satın alma departmanı o malzemeleri bütçe esasları doğ-rultusunda en uygun fiyatla alım yönüne gidiyor.

Şantiyemize bir güvenlik kamera sistemini yaptıraca-ğız. 4 tane firmadan davet istedim. 4 tane firmadan bir tanesi son derece yakın bir çabayla, burada demo yapmak suretiyle gelip karda, kışta inceleme ve keşif yaptı. Büyük özveriyle çalışmalarını yaptılar. Diğer 3 firmaya baktığım zaman yağmur, soğuk var gibi ba-

Page 65: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Beklentimiz

63

Sayı 11 (2015/1)

hanelerle işleri ötelediler. Bizde tabiki özveri gösteren firmaya, emeğe olan saygımızdan dolayı emeğinin karşılığını vermek istiyoruz. O keşfi aldıktan sonra ve buradaki demosunu da izledikten sonra bütçemize uygunluğuna bakacağız. Fiyatları da uygunsa kararı-mızı o firma lehine vermiş olacağız. Firmanın bize olan hizmeti, yaptığımız seçimlerde etkili oluyor. Bunun ha-ricinde satın almada niteliklere uygun imalat veya üretim bizim için çok önemli. Bizim keşfimizdeki,teknik şartnamelerimizdeki şartlara uygun mal seçimi bizim için çok önemli, bu şartlara uygun olduktan sonra ver-miş olduğu hizmeti de üzerine artı olarak koyarsak ve fiyatta bütçemize uygunsa alımını yaparız. Amacımız en ucuzu almak değil, en optimum fiyatlı malzeme-yi almak. Niteliklerine, teknik şartnamemize uygun ve bizim keşfimizdeki şartlara uygun olacak malzemeyi, birkaç tane firmadan teklif almak suretiyle en uygun fiyatına alırız. Herkesin 10 lira vermiş olduğu fiyata, 2 lira veren firmadan biz şüphe ediyoruz. Fiyatı ucuz diye o firmayla kesinlikle hemen bir alışverişimiz olmu-yor.

Bugüne kadar birçok projede çalıştım. Olumlu olum-suz birçok olayla karşılaştım. Herzaman anımsadığım ve anlattığım olumlu bir anektotdan bahsetmek isti-yorum. Medical Park yönetiminin AtaKule’deki yöne-tim merkezinin tadilatını yapıyoruz. Açılış tarihi de çok yaklaşmıştı ve çok sıkışık bir döneme geldi. Ertesi gün sabah 09.30-10.00 gibi açılış yapacağız. Gece tadi-latın bitirilmesi lazım ancak eksiklikler var. Hiç unut-muyorum, gece geç vakit telefonum çaldı. Sorumlu arkadaşımız bir torba derz dolgusunun eksik kaldığı-nı, yoksa işi bitiremeyeceklerini söyledi. Hemen daha önce alışveriş yaptığım firmayı aradım. Gecenin o ilerlemiş saatinde kendisine ulaştım. Bir torba derz dolgu rica ettim. Benim için gecenin o saatinde kendi özel arabasıyla Güneşli’deki deposuna gitti, bir torba derz dolgu aldı ve Ata Kule’ye getirip 21. kata çıkara-rak ustalara teslim etti. Bu arkadaşımızın hiç bir ticari bir amacı olmadan gösterdiği emek ve hizmeti asla unutamam. Hala görüşüyorum kendisiyle ve her tele-fon görüşmemizde bu olayı hatırlatıyorum. O benim görevimdi diyor, böyle de mütevazi bir arkadaşımız. Satın almadan sorumlu kişilerin ünvanı ne olursa olsun

sabaha kadar telefonları susmuyor. Nakliyeci, kam-yoncu da sizi arayabiliyor, gece yarısı filanca yerde imalat devam ediyorsa herhangi bir malzemede çat-lama patlama oldu bunu sabah yetiştirmemiz lazım ne yapalım diye de arıyorlar. İşte o anda sizin ikili ilişki-leriniz, ticari ilişkileriniz, karşılıklı vermiş olduğunuz sev-gi, saygı, güven devreye giriyor. Nazınızı çekebilecek, hoşgörüsüne sığındığınız arkadaşınızı arıyorsunuz o da geceydi, gündüzdü, kardı, yağmurdu, çamurdu de-meden sıcak yatağından kalkıyor sizin işinizi görüyor.

Yurtiçi ve yurtdışında tüm gelişmeleri görebildiğimiz bir platform olduğu için fuarlar bizim için çok önemli. Bilmediğimiz, görmediğimiz, tanımadığımız, duyma-dığımız malzemeleri fuarlarda görüyoruz, tanıyoruz ve bilgi sahibi oluyoruz. Hele projenin başındaysanız ve tarih olarak da fuar sizin projenizin başında denk gelmişse çok daha büyük bir background oluşturabi-liyorsunuz. Malzemelerin seçimi konusunda danışman firmamıza daha değişik malzemeleri bizim tarafımız-dan sunma imkanı doğuyor. Onun için fuarların vizyo-numuz açma konusunda da çok büyük faydaları var. Hemen hemen ilgi alanımıza giren fuarların hepsine katılımaya çalışıyoruz. UNICERA’ya da mutlaka gide-ceğiz.

Üreticilerden, ürettikleri malın mutlaka arkasında dur-maları benim en büyük beklentim oluyor. Bunun ha-ricinde lojistikleri, malın zamanında gelmesi, hatalı çıkabilecek ürünlerin süratle sahiplenilerek değiştiril-mesi bizim için çok önemli konular arasında yer alıyor. Altını çizerek söylemek istiyorum, sahip çıkılmayan bir ürünün arkasında olan firma bizim için kara listededir. Şimdiye kadar çalıştığım firmalara baktığım zaman gerek üretici gerekse tedarikçi olarak çalıştığım fir-malar içerisinde bu konularda çok büyük sıkıntılar ya-şamadık. Başımıza tabiki de geldi ama bizi çok fazla rahatsız eden şeyler değildi. Onun için bir kere malın alımı esnasında lojistiğinden ambalaj şekline kadar her şeyin bize tam olarak üretici veya tedarikçi firma tarafından sunulması gerekiyor. Atladığımız, unuttu-ğumuz, bizim eksikliklerimiz olan konular da olabili-yor. Bunların mutlaka karşı taraf tarafından bize yazılı olarak bildirilmesi lazım ki biz ona göre tedbirlerimizi

Faruk Tuncay Mescioğlu ve TİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Arslan

Page 66: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Beklentimiz

64

Sayı 11 (2015/1)

alalım. Kaç kamyon mal geleceği, bu mal için ne kadar stok sahasının gerekebileceği, malın ne zaman ge-lebileceği bizim için çok önemli. Bizim şuanda başladığımız projede şanti-yemiz fiziki şartlarımız dolayısıyla çok müsait değil. Mal stoklama sahamız yok. Belki diğer büyük, düz araziler-de yapılan projelerde stok sahasının yapılması ve malın stoklanması çok daha kolay fakat bizim projemizde böyle biz şansımız yok. Onun için bi-nalarımız yükseldikçe malın anında katlara çıkarılması gerekiyor. Bu ko-nuda üretici veya tedarikçi firmalarla devamlı istişare halindeyiz.

Türkiye gerek teknolojik anlamda gerekse alt yapı anlamında son yıl-larda çok gelişti. Yerli ürünlerin ithal ürünlerden hiçbir farkı yok. Üstelik yerli ürünlerimiz dünyada birçok yer-de kullanılır hale geldi. Biz tabiki satın almalarda yerli ürünlere öncelik veri-yoruz. Kullandığımız ürünün kalitesine inanıyoruz. Bizim dünya çapında markalarımız var. O markaların ürünlerini kullanıyoruz. Bundan da gayet memnunuz, hiçbir sıkıntımız yok. Bazen Türkiye’de üre-timi olmayan veya çok az olan ürünlerde, kalitesi göz önüne alınarak, çok nadir, ithal ürünlerin tercih edildi-ği zamanlar oluyor. Bizim projede ve benim çalışma hayatımda da hep önceliğim yerli ürünlerden yana oldu.

Bir inşaat firmasında satınalma departmanı çok önemli bir departmandır. Tamamen para ve ticari iliş-kilerle iç içedir. Şirketin menfatlerini korumak, bütçe esaslarına uygun olarak hareket etmek, malzemenin zamanında tam ve noksansız bir şekilde şantiye saha-sına indirilmesinden sorumludur.

Satınalma departmanında çalışan arkadaşlar firma-larla ilişkilerinde son derece ciddi ve mesafeli olma-lılar, bunu göz ardı etmemek lazım. Her firmaya eşit mesafede olup, her firmayla görüşmeliler. Fuarlarda edindikleri yeni malzemelerle ilgili bilgi ve beceriyi mutlaka arşivlerine almalılar. Çok iyi bir veri tabanı oluşturmaları lazım, benim 25 yıllık bir veri tabanım var. Türkiye’de firma bazında görüşmediğim kişi kal-madı. Bu konuda çok büyük tecrübelerim var. Arka-daşlarımız kendilerini, vizyonlarını geliştirme anlamın-da daima açık olmalılar.

İnşaat sektörü şuanda Türkiye’de lokomotif sektör olarak gözüküyor. İnşaat sektörüne baktığınız zaman özellikle İstanbul, çok büyük bir yatırım ve rant sahası-

na dönüştü. Tabi bu yatırımların bütün Anadolu’ya yayılması la-zım. İçinde bulunduğumuz Fikir-tepe bölgesinde, birinci etapta 16.000 konutun yenilenmesini öngörülüyor. 16.000 konutun ye-nilenmesiyle, önümüzdeki 5 yıllık süreçte bu bölgede çok büyük bir inşaat hareketliliği olacak. Buna İstanbul’daki niteliksiz bi-naların yenilenmesini de kattı-ğımız zaman önümüzdeki 10-15 yıllık süreç içerisinde son dere-ce büyük yıkım ve yenilenme hareketi olacağı görülüyor. Bu sektöre çok büyük bir canlılık ge-tirecek. İnşaat malzemeleri ko-nusunda üretim artacak, satışlar olacak, ticari döngü fazlalaşa-cak. Bunun yanında ülkenin ge-nel durumuna baktığınız zaman; inşaat sektörü önümüzdeki 10-15 yıllık süreçte de ekonominin lo-komotif olarak devam edecek gibi görülüyor.

Fakat Türkiye’deki siyasi denge-ler, siyasi oluşumlar, dünya şart-ları neler getirir neler götürür şu-anda bir şey söylemeyiz. Şuanda inşaat sektörü son derece canlı, parlak olarak devam ediyor.

İstanbul 216 Projesi

Page 67: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Beklentimiz

65

Sayı 11 (2015/1)

Özgeçmişiniz ve sektöre giriş hikayeniz hakkında bil-gi alabilir miyiz?25 yıl oldu mesleğe başlayalı, ilk Hakan Ezer’le çalıştım, o açıdan çok şanslıyım. Başlangıçta restoran ve bar projelerim oldu, hala bu alanda da proje yap-maya devam ediyorum. Az bir zaman değil, iyi bir birikimim var, gün geçtikçe işimi yapmaktan daha da çok zevk alıyorum. Teknoloji ve bilişim açısından iki ucu arasında çok büyük farkların olduğu bir dönem bu 25 yıl, bazı alanlarda çok ciddi konforlar eklendi mesleğe. Tabii kaçınılmaz olarak kaybedilen de çok değer var. Bazı ürünler tüm bu zamana karşı ne ka-dar dirençli olduklarını kanıtladılar, bunu yaşamak çok önemli. İlk başladığımda rapidoyla 25mm’ 25 mm Bisazza çizdiğimi hatırlıyorum, şimdi doğal olarak bu işlem daha kolay, ama ürün hemen hemen aynı ürün.

Ürün seçimi yaparken nelere dikkat ediyorsunuz. Her geçen gün yeni ürünlerle karşılaştığımız bu ortamda karar verme aşamasında sizi hangi noktalar daha çok etkiliyor?Az önce belirttiğim gibi, bu işi belli bir süre yaptıktan sonra ürün seçiminde çok zorluk çekmiyorsunuz, za-man içindeki değer sürekliliği size bazı malzemelerin doğru malzemeler olduğunu kanıtlamış oluyor. O ürünlerin markaları, yeni ürünler sunduklarında, onları daha güvenle kullanıyorsunuz. İster istemez bir marka sadakati oluşuyor. Çok normal olarak yeni markalar ve ürünleriyle de tanışıyorsunuz. Bazıları öyledir ki, ilk gördüğünüz anda bunlarla çalışabileceğinizi hissed-ersiniz. Ya teknik açıdan iyidirler, hatta bazen uzun zamandır düşündüğünüz çözüm detaylarını sunarlar, kimi zaman da tasarım olarak hayalini kurduğunuz bir etkiyi size sunarlar. Ürün seçiminde firmadan aldığınız destek, burada misafirperverlikten söz etmiyorum, ürünle ilgili ihtiyaç duyabileceğiniz verilere kolay ve güvenilir şekilde internetten ulaşabilmek daha da önemli, bu desteği doğru veren marka ve ürünlerini çok daha severek kullanıyorsunuz. Bizim işimizde soru işareti kalmaması çok önemlidir. Satış ve satış sonrası destek de karar mekanizmasında etkilidir. Stok du-rumu çok önem verdiğim bir açıdır, aklınıza yatan bir ürünü hızlı temin edemediğinizde ve bu birkaç defa tekrarlanırsa, o markayla bir daha çalışmayı düşünmem. Teknik veya yetkili uygulama servisi veren firmaları daha çok tercih ediyorum. Kısaca ürün

seçerken hiçbir aşamasında sorun yaşamayacağınızı bilmeniz gerekiyor.

Hizmet alacağınız noktayı seçerken nelere dikkat edi-yorsunuz. Bir tedarikçiden beklentileriniz nelerdir?Daha ilk telefon görüşmesinde, telefonun diğer ucun-daki kişinin konusuna hakim olup olmadığını, yaptığı işi sevip sevmediğini anlarsınız. Sunduğu servis veya ürüne aşık insanlar vardır, başkasını zaten kimsenin gözü gör-mez. Bir firma için satış, pazarlama doğal olarak çok önemlidir, ancak işin sadece pazarlama tarafında kalanları hemen ayırt edersiniz, halbuki önemli olan sadece bu tarafı değildir. Çözüm üreten, hızlı, atak olan yerleri tercih ederim. İnanın bazı ürünleri bu anlamda çok başarılı bayiler yüzünden tercih ettiğimi söyleyebil-irim. Üşengeç insana tahammülüm yoktur. Takvimler, ajandalar, kokteyller önemli değildir, çalışkan, dürüst olan bu işte başarılı olur.

Bugüne kadar birçok projeye imza attınız. Bu süreç içinde ürün, tedarikçi seçimlerinde olumlu ve/veya olumsuz bir anekdotunuz varsa bizimle paylaşır mısınız?VitrA ürünlerini aldığım bir bayiim var, Sita, Akatlar’da, bana yakın. Bugüne kadar Selimi Hanım’ın çözemediği bir durum hiç olmadı. Çok yoğun zamanlarda gözden kaçırabilirim, uyumsuz bir rezervuar kumandası veya bir stop valf seçebilirim. Selimi Hanım muhakkak farkına varır, benim neden o ürünü istediğimi bilir ve gerçek-ten olabilecek en doğru ürünle değiştirir. Sabah ace-leyle arar bir ürün isterim, ne yapar eder iki üç saatte şantiyeye yollar, hatta montajını yaptırır. Ürünlerin tamamını, içlerindeki yedek parçalara varana kadar bilir, bir konuda olmaz, diyorsa bilin ki o iş olmuyordur. Tamamen karşılıklı güven, saygı ve sevgiyle çalışırız. Bu meslekte çok ihtiyaç duyulan bir destektir bu.

UNICERA Uluslararası Seramik, Banyo, Mutfak Fuarı hakkındaki görüşleriniz nelerdir?Kızacaksınız, ama ben fuar seven biri değilim. Fuarlar bana çok karışık ve kalabalık gelir. Ama zaten tahmin ediyorum düzenlenme sebepleri de ben değilim, birçok firmanın satın alma departmanlarının, birçok inşaat firmasının fuarlardan yararlandığını ve çok memnun kaldıklarını biliyorum. Ben bile ziyaret ettiğimde yeni-liklerle tanışıyor, yeni ilişkiler kuruyorum. Ancak benim iyi sonuç alabilmem için konsantre olabilmem gerekiyor, o açıdan fuarlar benim için fazla kalabalıklar.

Üretici ve tedarikçilere vermek istediğiniz mesajlar nel-erdir?Birçok firmaya şunu önerebilirim: Ürün geliştirmede mi-mar ve içmimarlardan odak gruplar kurun ve onların söylediklerini dinleyin. Birçok ürünün hala renk yelpa-zeleri yetersiz, baktığınızda 36 renk var belki, ama işe yarar 3 tane çıkmaz. Kimin aklıyla oluşturuluyor bu ska-lalar bilmiyorum, ama tüketiciden önce danışılması gereken noktanın projeleri hazırlayanlar olduğunu düşünüyorum. Biz, bu manada son tüketicinin talepleri-ni de yakından izliyor oluyoruz zaten. Bir diğer öner-im, bu bir öneri de değil aslında uyarı ve hatırlatma, firmaların bizim gibi profesyoneller için gerekli veri tabanlarını eksiksiz hazırlamaları gerekiyor. Hala üzül-erek yurt dışındaki iyi örnekleri incelemelerini tavsiye etmek durumundayım. Seramik satıyorsanız, 3 boyutlu bilgisayar programları için tasarlanmış doku dosyalarını sunmanız lazım, döşeme motiflerini sunmanız lazım, fi-yat listeleri, stok durumları, bunlar artık kaçınılmaz. Bir ürünle ilgili yeterince veriye ulaşamadığımda ben bu konuda daha başarılı olan diğer firmayı rahatlıkla tercih ediyorum, fiyat farkı veya yerine göre estetik zevklerden bile daha ön plana çıkıyor bu özellik. Bazen bilgisayarın başından kalkmadan projeyi çözmek istiyor insan, za-man çok değerli.

Emre Özgüderİç Mimar

Page 68: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Samsun

66

Sayı 11 (2015/1)

1965 yılında Ünye’de doğdum. Evli ve Mehmet Batuhan Şahin ve Ahmet Doğuhan Şahin adında iki çocuğum var. İlk ticari deneyimim 1975 yılında pazarda satıcılık yaparak başladı. 1998 yılına ka-dar gıda işiyle uğraştım, 1998 yılından itibaren de Şahin Ticaret’i kurarak inşaat sektöründe faaliyet gösteriyorum.

1998 yılında Belde Plastik ile başladığım boru sek-törüne, 1999 yılında Fırat Boru ile devam ederek bugüne kadar Orta Karadeniz Bölgesi’nde Fırat Boru distribütörlüğünü de alarak devam ediyo-rum. 2009 yılında şirketlerimizi çoğaltarak Şahin Yatırım Petrol, Şahin Yalıtım, Şahin Ticaret olarak büyüme sürecimizi sürdürdük. 2012 yılında Çar-şamba, 2014 yılında Ordu’da olmak üzere yeni dağıtım depoları ile sektörde öncü olma yolun-daki gayretlerimize devam ediyoruz. 2012 yılında kurmuş olduğumuz Şahin Yalıtım firmamızın 2014 yılında Türkiye’de tek, EPS üzerine kaplanmış ma-mul olan ürünümüzün, TSE ve CE belgelerini alan Türkiye’deki ilk firma olma unvanına sahip olduk. Şahin Yatırım ve Petrol firmamızla da akaryakıt is-tasyonu ve tasarım firması olarak faaliyet gösteri-yoruz. Şahin Ticaret bünyesinde Fırat Boru, Adell, FAF Vana, FİTSA bölgedeki tek satıcılık bayilikleri ile faaliyetlerini sürdürüyor.

Sektör geçmişte daha kolay, az üretici az satıcı-nın olduğu, talebin ise çok olduğu bir ortamdan, bugün ise çok üretici ve çok çeşitlilikle daha re-kabetçi bir piyasa haline geldi. Bundan dolayı günümüzde sektörde ayakta durabilmek için ka-lite, özveri, planlama, doğru analiz gibi konuların hassasiyetle irdelenmesi, buna göre de planların ve vizyonun oluşturulması gerekmektedir. Bunun da bilgi ve tecrübenin doğru analiz edilerek re-kabet şartlarına uyarlanmasıyla oluşabileceğini düşünüyorum. Bölgenin ekonomik yapısına bakıl-dığında gelir kaynaklarının ağırlıklı olarak tarım(-fındık) başta olmak üzere kısıtlı olması, diğer tarım ürünlerinin çok kârlılık oranlarının olmaması nede-

niyle bölgenin gelir kaynağı sınırlı. Sanayinin çok gelişmiş olmaması, katma değeri yüksek ürünlerin bölgede üretilememesi, bölgedeki gelir dağılımı-nı olumsuz etkilemekte, buna göre de bölgesel yatırımların ve ticari sirkülasyonların kısıtlı olması, bölgenin büyüme hızını yavaşlatıyor. Ancak böl-ge Karadeniz çanağında olması nedeniyle İs-tanbul merkezli, ticarete alternatif olabilecek en uygun coğrafyada bulunuyor. Gerek yöre insanı-nın gerekse yöresel yöneticilerin vizyon ve öngö-rülerinin zaman zaman yetersizliğinden, bölgenin avantajlarını harekete geçirememelerinden do-layı bölge kalkınması gecikiyor. Bölgemizin Türki-ye coğrafyasında bakıldığında gerek ulaşım (ha-va-kara-deniz-demiryolları) avantajının olması, gerek tarımsal alanların olması (Çarşamba-Bafra ovası), bunları besleyen Türkiye’nin en büyük iki nehrinin (Kızılırmak-Yeşilırmak) bu bölgede olması, Karadeniz’in karşısında bulunan yabancı ülkelerin ulaşımının (ihracat yapımı için) ekonomik (deniz-yolu) olması avantajlarını şimdilik kullanamaması

Abdullah ŞahinŞahin Ticaret ve Pazarlama

Page 69: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Samsun

67

Sayı 11 (2015/1)

ancak gelecekte ciddi bir ticari potansiyelin böl-gede oluşması için çok güçlü avantajlara sahip olacağını öngörüyorum.

İnşaat sektörüne 1984 yılından itibaren baktı-ğımda 1984-1994 yılları arasında hareketlenmesi, daha sonra 1994-2004 arasında durgunlaşması, 2004-2014 yılları arasında da tekrar yükselerek hareketlenmesi günümüzde piyasa izlenimlerim olarak ifade edebilirim. 2014 yılından sonra da inşaat sektöründeki yavaşlamanın hissedilmesi, bizlere sektörün 10’ar yıllık fasılalarla yükselip al-çaldığını, hareketlenip durgunlaştığını gösteriyor. 2014-2024 arasında sektörün durgunlaşacağı ka-naatindeyim. 1984-1994 yılları arasında inşaat sektörü devlet desteğiyle kooperatifçilik yapılarak canlandırılmış, 2004-2014 yılları arasında da ucuz kredi ve site tarzı inşaatlarla talep oluşturulmuş ve hareketlendirilmişti. 2020’li yıllardan sonra bahçeli nizam konut alanları oluşturularak tekrar sektörün hareketleneceğini öngörmekteyim. 2015-2020 yılları arasında sektörde öz sermayesi ve işletme altyapıları yetersiz olanların sektörden çıkacağını, hacimli iş yapanların sektörde kalabileceklerini, üretici firmaların da bölgelerdeki satıcı organi-zasyonlarını yeniden düzenleme yaparak ayakta kalabileceklerini ya da aynı sektörde üretim ya-panların birleşerek ayakta kalabileceklerini düşü-nüyorum. Ülkedeki siyasi istikrarın ekonomik istik-rarla doğru orantılı bu nedenle siyasi çalkantılar hem ekonomiyi hem de sektörü olumsuz etkiliyor. Siyasi iktidarların ülkeyi yönetirken adalet ve ah-lakla yönetmelerinin birinci ilkeleri olması gereki-yor.

Gelecek hedeflerimizde bölgesel istihdama katkı sağlamak, marka değeri olan bir ürün yaratmak ve marka değeri olan bir pazarlama şirketini oluş-turmak var. Bunun için kurmuş olduğumuz şirket-lerde istihdam yaratıyor, her geçen gün de yeni iş alanları oluşturarak çalışan sayımızı artırıyoruz. Üretim gerçekleştirdiğimiz Şahin Yalıtım’ın marka

bilinirliliği çalışmalarını çok önemsiyoruz. Bölge-sel satış ve pazarlama konusunda gerek müşte-ri portföyü gerekse bölgesel bilinirlik açısından önde gelen bir firmayız. Bu nedenle bölgede belli markaların ana dağıtıcılığını yaparak bölgesel toptancı dağıtım merkezi olmayı hedefliyoruz.

Karadeniz Tesisat İnşaat Malzemecileri Deneği (KARTİMDER) Kuruluyor...2015 yılı Şubat ayının ilk haftasında KARTİMDER kuruluş süreci için bölgede aktif ve başarılı olan inşaat sektöründeki firmalarla bir araya geldik. Derneğin kurulma çalışmalarını hızlıca tamamla-yıp faaliyete başlamasını planlıyoruz.

Bu süreçte Hopa’dan Sinop’a kadar olan bölge-de, sektörde başarılı olan firmaların kurucu üye ve kuruluştan sonra da üye olarak KARTİMDER’e kazandırmak istiyoruz. Federasyonun (TİMFED) bölgede temsilcisi olmayı ve Türkiye’de yapılacak olan çalışmalarda, bölgenin sorunlarını ve çözüm önerilerini ortaya koyarak bölgeye sektörel katkı sağlamayı amaçlıyoruz.

TİMFED’in Türkiye’de sektörümüzü en iyi temsil eden, farklı bölgelerin sorunlarını ilgili kurum ve kuruluşlara ileten ve ilgili kurumlarla köprü olarak sektörde önemli bir rol oynadığını düşünmekte-yim. Bundan sonra TİMFED’in, KARTİMDER’i de bünyesine katmasıyla daha da güçlenerek de-vam edeceğini, eksik olan bir bölgenin de ta-mamlanmış olmasının federasyona güç katacağı ve bu birlikteliğin ülke genelinde bir sinerji oluştu-racağı kanaatindeyim.

TİMFED’in diğer bölgelerde olduğu gibi Karadeniz Bölgesi’ne de önemli katkılar sağlayacağı, çözüm önerilerimizin cevap bulacağı bir yapının oluşa-cağına olan kanaatim tamdır. Şahsıma ve tem-silcisi olduğum KARTİMDER üyeleri adına bizlere bu görüşlerimizi anlatabilme fırsatı verdiğiniz için TİMFED’e teşekkürlerimi sunuyorum.

“TİMFED’in, KARTİMDER’i de bünyesine katmasıyla daha da güçlenerek devam edeceğini, eksik olan bir bölgenin de tamamlanmış olmasının federasyona güç katacağı ve bu birlikteliğin ülke genelinde bir sinerji oluşturacağı kanaatindeyim."

Page 70: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Ankara

68

Sayı 11 (2015/1)

Tekin YetişTekin Yetiş Şirketler Grubu

Ticaretin içinden gelen bir ailenin ferdi olarak 1974 yılında Rüzgarlı Sokak’ta ticarete başladım. Dük-kanlar baraka halinde çatısı saçtandı. Koşullar ve şartlar çok ağırdı ama karlılık ve kazançlar çok bereketliydi. Dükkan masrafları ve giderler azdı.

Ortağı olduğum ilk firmamdan 1994 yılında ay-rılarak kendimin yapmış olduğu Rüzgarlı Sokak-ta Onüçler İş Merkezin’de tamamen kendime ait olan Yetiş Yapı Ürünleri’ni kurdum. Ticaretime devam ettim. Değişen yüzyılda değişen ticarette kendime yeni yön buldum. Çok enflasyonlu dö-nemlerde malzeme raftayken değişen etiketler bol kazançlı dönemler yavaş yavaş bitti.

Eskiden ürün malzemeler kıymetliydi. Şimdi ise müşteri çok kıymetli. Müşteri büyük mağaza, bol çeşit ve modern binalarda hizmet istiyor. Ben de çağa ayak uydurarak Ostim Alınterin’de 2014 yı-lında sahibi olduğum binamı yıkarak yeni modern bir bina yaptım. İçerisinde 28.000 kalem ürün ga-mıyla satış öncesi ve satış sonrası hizmete önem vererek tecrübeli personelle müşterilerimize yeni açtığımız Tekin Yetiş Şirketler Grubu’nda hizmet vermeye başladık.

Şirketimizin yapısı inşaat malzemeleri, boya hır-davat, temizlik malzemeleri, banyo aksesuarları, tesisat malzemeleri, elektrik, vitrifiye gibi 28.000 kalem ürün gamıyla kapalı alanı 1400 m2‘yi bulan modern bir binada 9 personelle ikinci mağaza-mızda da ticaretimize başladık.

Dün malzeme kıymetliydi, yüksek enflasyon vardı para kazanmak kolaydı, şimdi ise malzeme bol malzemeyi stok etmek anlamsız. Stok maliyeti diye bir şey başladı. Çünkü artık müşteri çok kıymetli, çok seçici, farklı çünkü ticaret yön değiştirdi. Artık insanlar zamanlarını kullanırken daha dikkatli, ev-den oturduğu yerden internet kanalıyla alışverişini yapıyor. Biz firmalar internetten satışa firmalarımızı hazırlayarak buna göre yapılanmamız gerekiyor.

Dükkanınızı sabah erken kendiniz açar, akşam kendiniz kapatırsanız, güzel bir deyimle; dükkanın kapısına ve kasasına sahip olursanız para kazan-mamak mümkün değil. Değişen yaşam kültürüne de, işinize de yatırım yaparak ticaretinize yön ve-rirseniz rakiplerinizden hep iki adım önde olursu-nuz.

Geride bıraktığım 46 yıllık ticaret tecrübemle bir-likte, başarının mutluluğunu yaşarken diğer ma-ğazamızın işletme müdürlüğünü yapan oğlum da almış olduğu eğitim ve kültürü teknolojiyi iyi kullanma becerisiyle Grubumuza önemli katkı-lar sağlıyor. Birbirimize vermiş olduğumuz destek, yeni jenerasyon tecrübesiyle her iki firmamız ve baba oğul ilişkisinin en güzel örneğinin tecrübey-le birleşmesi sonucu başarılı ticaret hayatımızda emin adımlarla yürüyoruz. Bu baba oğul dayanış-masının mutluluğunu tüm meslektaşlarımın yaşa-ması dileğimle.

Page 71: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Ankara

69

Sayı 11 (2015/1)

Hüseyin Canyurt Canyurt Ticaret Ltd. Şti.

Ankara’da 19/08/1983 tarihinde dünyaya geldim. İlk orta ve lise öğrenimim sonrasında ticari hayatı-ma başladım. Evli ve 1 çocuk babasıyım…

Canyurt Ticaret Ltd. Şti. bir aile şirketidir. İş haya-tımız dedem Tahir Canyurt’un 1962 yılında çay ocağı işletmesiyle başlamıştır. İlerleyen süreçte ticaret hayatına atılmaya karar vererek 1977 yılın-da kardeş ve çocuklarını yanına alarak Canyurt Ticaret Ltd. Şti. kurmuştur. Şu anda 3 şubemiz ve 30 çalışanımız ile 3000 m2 civarında bir alanda hiz-met vermekteyiz.

farklı bir ifade ile tek pazar haline gelmesine ne-den olan olgu günümüz ticari hayatına yön ve-ren kuşkusuz en önemli faktör oluyor. Artık hiçbir sektörel işletme bu olguyu göz ardı edemez. Var-lıklarını sürdürmek isteyen işletmeler; küreselleşme olgusuna çok iyi adapte olmalı, küreselleşmenin getirdiği fırsat ve tehditlere karşı sürekli duyarlı ol-mak zorundadır. Bu ortamda yanlış strateji izleyen veya çevresindeki anlık değişimlere duyarsız ka-lan işletmeler yok olmaktan asla kurtulamazlar.

İşletmelerin küresel pazarda rekabet edebilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri küreselleşmeye ne kadar adapte olabildiklerine ve rekabet yönlerini ne kadar kullanabildiklerine bağlıdır…

Çağdaş yapı ve projeler inşa etmek için kurulmuş olan Beş Emin İnşaat Ltd. Şti., sektöre çok daha uygun fiyat ve kaliteli ürün sunmak için kurulan Özbirlik A.Ş. ve halen kurulma aşamasında olan iş güven-liği şirketimizle istikrarlı bir şekilde, yenilikleri takip eden bir yapı için-de, müşteri memnuniyetini de ön planda tutarak yolumuza devam etmekteyiz.

Günümüzde ticaret hayat; değişen piyasa şartları, iç siyasi etkenler ve dış kaynaklı etkenler nedeniyle çok fazla etkilemekte inişli çıkışlı istikrar-sız bir yol çizmektedir. Küreselleşme olarak tanımlanan ve dünyadaki tüm ekonomilerin bütünleşmesine,

Page 72: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Ankara

70

Sayı 11 (2015/1)

Aytekin Araç Yiğit Arda Mühendislik İnş.

ve Sul. Malz. Ltd. Şti.

Benim ilk iş deneyimim, 1989 yılında Rüzgârlı’da babamın kurmuş olduğu Teknik Tesisat Ticaret ile başlamış oldu. Okul çıkışlarında uğradığım Rüzgârlı Sokak, daha sonraları bi fiil iş hayatına atılacağım yer olacaktı. 1995 yılında amcamla beraber ısıtma-soğutma sistemleri satışı ve tamiri yapmak üzere İlker Mühendislik Ltd. Şti.yi kurduk. Amcam halen sektöre Kırıkkale’de Demirdöküm Yetkili Servisi olarak devam etmektedir. Bense 2007 yılında Yiğit Arda Mühendislik İnşaat ve Su-lama Malzemeleri Ltd. Şti.’yi kurdum.

Yiğit Arda Mühendislik, ısıtma ve soğutma sistem-leri, inşaat ve sulama malzemeleri satış ve mon-taj işlerini yapmak amacıyla kuruldu. Firmamız, Demirdöküm ve E.C.A.’nın yetkili satış ve montaj bayisidir. 2013 yılında aldığımız bir karar ile işyeri-mizi ATİSAN Sanayi Sitesi’ne taşıdık. 650m2 alana sahip olan işletmemizde U PLAST İç Anadolu Böl-ge Bayiliği, ARANGÜL Plastik, BERKE Plastik, SİNAN Plastik’in Ankara Bölge Bayiliğini ve Güral-Vit, ECA, Sayım Plastik, Sürmene Plastik Bölge dağıtı-cısı olarak hizmet vermekteyiz.

Uzunoğlu Plastik, 40 yıllık geçmişi ile plastik sek-törünün kıdemli firmalarındandır. “Önce Kalite” ilkesi ile yola çıkan ve bu ilkesinden ödün verme-yen firma, ürün bazında sahip olduğu TSE Ürün Kalite Belgeleri’nin yanı sıra ISO 9001 Kalite Sistem Belgesi’ni de ekleyerek belirlediği hedeflerini sü-rekli yükseltmektedir. Ürünlerinin yarısını iç piya-sa; diğer yarısını Ortadoğu, Türkî Cumhuriyetler,

Balkanlar, Rusya başta olmak üzere değişik coğ-rafyalardan 40’tan fazla ülkeye güçlü bayiler ve distribütörler aracılığıyla ulaşmaktadır. Yiğit Arda Mühendislik olarak, İç Anadolu Bölgesi’nde bu-lunan 13 il merkezine hizmet vermekte, bayilikler oluşturmakta, depolar kurmaktayız.

Arangül Plastik, 28 yıllık tecrübesi ile kaliteden ta-viz vermeyen, plastik boru ek parçaları üretmekte olup, ürünlerini gerek iç pazarda, gerekse dünya-nın 27 ülkesinde bulabilirsiniz. Ürün kalitesi ve TSE standartlarına uygun malzemesi ile profesyonel tesisat için, Milli Takımınız olarak hizmet vermek-tedir. Yiğit Arda Mühendislik, Ankara Bölge Bayii olarak hizmet vermekte Ankara İli ve İlçeleri ara-sında pazarlama, dağıtım ve uygulamalarda kul-lanılmaktadır.

Berke Plastik, sıcak ve soğuk su dağıtım sistemleri için PVC - Atık su boruları ve ek parçaları, PVC - Yağmur oluk profilleri ve ek parçaları ve PP-R tip 3 boru ve ek parçaları üreterek inşaat, tarım ve benzeri birçok sanayiye başarıyla hizmet vermek-tedir. Firma ileri teknoloji ekipmanlarıyla ve kali-tesiyle özel tasarım ve kalite standartları talebini karşılayacak kapasiteye sahiptir. Ünü, kalitesi ve tecrübesi, uluslararası sahada kabul görmüş ve aranan bir marka haline gelmiştir. Firma kalifiye ve profesyonel yönetim ekibinin idaresinde, ile-ri teknoloji olanaklarını en ince noktasına kadar kullanarak, 250’yi aşkın çalışanıyla üretime de-vam etmektedir. Müşteri tarafından, kalite ve za-

Page 73: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Ankara

71

Sayı 11 (2015/1)

manında ürün teslimi en önemlileri olmak üzere, birçok sebepten dolayı takdir edilmektedir. Yiğit Arda Mühendislik, Bölge Bayii olarak hizmet ver-mekteyiz. PVC, PP-RC ve Tarımsal Sulama malze-meleri dağıtım, satış ve uygulamalarda kullanıl-maktadır.

Sinan Plastik, Damlama Sulama boru ve ek par-çaları üretimi ile tarımsal ve üretim alanında çiftçi dostlarına hizmet ver-mektedir. 42 yıllık geç-mişi olan firma, uzman kadrosu ile dünyada ve ülkemizde yaşanan su sıkıntısının doğru sulama ile önleneceğini üretici-lerin ürünlerinin daha bereketli olacağını gerek Uşak bölgesinde gerekse diğer illerde açmış oldu-ğu bayiliklerle göstermiş öncü bir kuruluştur. Yiğit Arda Mühendislik, Ankara Bölge Baş Bayii olarak hizmet vermektedir.

Kurulduğu günden itibaren sınırsız müşteri memnu-niyetini ilke edinen firmamız, bu amaçla persone-lini eğitimlerle geliştirmekte, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekte, müşteri memnuniyetini sağlamak adına en kaliteli ürünü en uygun fiya-ta sunmak için sürekli çaba sarf etmektedir. İlkeli çalışmanın ortağı olmak, her gün biraz daha ge-lişen ve yükselen Türkiye inşaat sektörüne hizmet etmek bizim ve bayilerimizin öncelikli görevidir.

Dünden bugüne edindiğimiz tecrübelerle inşaat sektörünün 2015 yılında sıkıntılı bir sürece girece-ğini düşünmekteyiz. Bu nedenle işlerimizi inşaat malzemeleri ile birlikte tarımsal sulama alanında devam ettirmeyi düşünüyoruz. Rekabetin yoğun olduğu inşaat sektöründen ülkemizde daha çok kullanılmayan ancak giderek ihtiyaç haline gelen planlı sulama sistemlerinde malzeme satışı yapa-

rak öncü kuruluşlar arasında yer almayı hedefliyo-ruz. Bu anlamda gerek yapısal gerekse teknolojik olarak, yurt dışında sulama sistemleri hakkında fuar ve organizasyonlara katılarak hem kendimizi hem de çalışan personelimizi eğiterek sağlıklı ti-caret yapmaya gayret ediyoruz. Bir adım önde olmak için yeterli personel yetiştirip iyi hizmet ve-rerek, zamanında üretim ile fabrika desteğini ala-rak, üretici - tüketici arasında köprü oluşturuyoruz.

Hedefimiz; müşterilerimiz ve çalışanlarımızla ba-şarımızı ve mutluluğumuzu paylaşarak daha iyiye ulaşmak ve daha yüksek kaliteli ürünler pazarla-maktır. Gelecek hedeflerimiz arasında ülkemize faydalı bir kuruluş olarak hizmet etmek, tarımsal üreticilerimize yüzyılın en büyük sorunu olan su kullanımının önemini anlatarak fayda sağlamak yer alıyor.

Federasyon ve Derneğimiz, sektördeki birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, kardeşçe bir aile orta-mı sağlamıştır. Burada bizlere sımsıcak bir ortam hazırlayan TİMFED ve TİMKODER ailesine teşekkür ediyor, bir ferdi olmaktan gurur duyuyoruz.

Page 74: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Ankara

72

Sayı 11 (2015/1)

Sinan KınaçMevlana Grup Yapı Malz.

İnş. San. Tic. Ltd. Şti.

1991 yılında Mevlana Grup Yapı Malzemeleri İn-şaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olarak ticari hayata atıldık. Kuruluşumuzdan bu güne kadar Ankara’da inşaat malzemeleri satışının gözbe-beği olan Ulus / Rüzgarlı Sokak’ta müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz.

Kuruluşumuzdan bu yana esnek yönetim anlayışı ve müşteri odaklı çözümler ile sektörde yeni ba-kış açısının öncüsü olma amacındayız. Yönetim anlayışımızın merkez noktasını oluşturan müşteri memnuniyetini, yatırımlarımızın ölçüsü olarak gö-rüyor ve müşterilerimize en iyi kalite ve hizmeti su-nuyoruz. Uygun fiyat politikası ve dürüst çalışma şartları bizim önceliklerimizi oluşturuyor. Bize ula-şan her türlü sorun ve talebe en kolay, en doğru ve hızlı şekilde çözüm üretiyor, satış ve satış sonrası hizmete önem veriyoruz. İnşaat ve yapı sektörü-nün en güvenilir markalarının bayiliğini üstlen-mekle, müşterilerimize kalitenin yapı sıra zefafeti de sunuyoruz. Tüm ürünlerimiz garanti kapsamı

altında olup, Bien Seramik, Yüksel Seramik, VitrA, Artema, Turkuaz Seramik, ECA, Serel, Orka Banyo, Kale, Creavit, Adell, NSK , Teka Ankastre, Termikel, Formina, Kare Banyo, Füme Kabin, Akro Su depo-ları ve ithal duvar kağıtları gibi üstün nitelikli, ka-liteli ve sertifikalı ürünlerin tamamını bünyemizde barındıyoruz.

İnşaat sektörü gün geçtikçe kan kaybetmeye de-vam etmektedir. En büyük etkenlerden bir tanesi AVM’lerin şehrin içinde olması ve haksız rekabet-ten dolayı fiyat farklılıklarının bulunmasıdır. Ele-manlarımıza gerekli bilgi ve müşteriye davranış şekilleriyle ilgili açıklamalar dersler vermekteyiz. Ayrıca eğitim ile ilgili bize gelen tüm davetiyelere icabet etmekteyiz. Gelecekte mağazamızın ya-pısını ve işleyiş modelini modernize ederek daha büyük showroom’larda müşterimize hizmet etmek istiyoruz. Yeni mağazalar oluşturarak piyasada is-mimiz ve güvenirliğimizi sağlayarak büyüme he-defindeyiz

Page 75: TİMFED Dergisi 11.Sayı

İş Hukuku

73

Sayı 11 (2015/1)

İŞÇİNİN ÖNÜNDEKİHUKUKİ ENGELLER

Seyfullah Beysülenİş Hukuku Uzmanı

SGK Mevzuatı işçinin işe başlamakla sigortalı oldu-ğunu üzerine basarak belirtiyor. Hatta işe başla-makla, işçi sigortalı kavramı ile anılıyor. Bunun an-lamı ise işçinin işe başlamasıyla birlikte tüm sigorta olanaklarından yararlanmaya başlamasıdır.

Devletin temel görevlerinden en önemlisi olan çalışanların sosyal güvencesi, Sosyal Güvenlik Ku-rumu eliyle sürdürülmektedir. Kurum bu görevini yerine getirirken, çalışanların sigortalılık durumla-rının tespitinde, kendisine verilen bu anayasal gö-revin, mantık ve içeriğine aykırı uygulamalar içine girmektedir.

Bunlardan birisi işçilerin sigortalılık süresinin tespiti-dir. İşçinin işe başlamakla sigortalı sayıldığını söy-lerken bu işe başlama halinin işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi gereklidir. Bu konuda bazı uygulamalar geliştirilmiştir.

İşçinin işe başlamadan en az bir gün önce kuru-ma bildirilmesi ve işçinin de işe başladığını yine kuruma bildirebilmesi olanağı gibi.

Ancak tüm bunlara karşın, ülkemizde sigortasız çalıştırma olgusunun önüne geçilemiyor. Sigorta-sız çalıştırmanın bir başka türü ise sigortalıya ve-rilen ücretin işyeri kayıtlarında olduğundan eksik gösterilmesidir. Ücretlerin bankalardan ödenmesi zorunluğu da bu uygulamanın kesin olarak önüne geçememiştir.

Sigortasız çalışan bir işçi ne yapacaktır? Doğaldır

ki gitsin ilgili kuruma başvursun denilebilir ancak işsiz kalmakla sigortasız çalışmak arasındaki ter-cihler çoğu kez bunu engelliyor. Yetersiz kalan bir iş güvencesi sistemi bu şekilde işten çıkarmalara çare olamıyor.

Geriye yapılacak ne kaldı derseniz, işçinin sigor-tasız çalıştığı işinden bir şekilde ayrıldıktan sonra, yargı yoluna başvurarak, söz konusu işyerinde çalışmış olduğunu kanıtlaması ve yargı kararına dönüştürmesidir. Bu noktada Sosyal Güvenlik Ku-rumunun çalışana yardımcı olması beklenir değil mi? Yasa işe başlamakla sigortalı olunur diyorsa bu kişi kurumun haklarını korumakla yükümlü ol-duğu bir kişidir. Zaten sonuç bir yargılama süreci sonunda belli olacaktır. Kurumun ise bu yargı ka-rarını severek uygulaması gerekmektedir.

Genellikle yurttaş lehine düşünme alışkanlığı ol-madığı için bu durumda eğer zorlu bir süreçten geçen yargılama sonucu alınan karar Sosyal Gü-venlik Kurumuna karşı da açılmamışsa kurum bu kararı uygulamaya koyarak işçinin haklarını tescil etmemekte kuruma karşı da bir dava açılarak tes-cilin sağlanması gerekmektedir. Tabii bu süreçte, kurum, yargıda işçi aleyhine tüm argümanları kul-lanmaktadır.

Özetlersek sigortasız çalıştırılan veya ücreti işyeri kayıtlarında eksik gösterilen bir çalışan çalıştığı bu işyerinden ayrıldıktan beş yıl içinde hizmet tespit davası açmalıdır. Bu davada hem çalıştığı işveren hem de Kurum muhatap gösterilmelidir.

Page 76: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Denizli

74

Sayı 11 (2015/1)

Biz üç ortaklı bir firmayız. Farklı sektörlerde yıllar-ca çalıştıktan sonra 2006 yılında Denizli’de inşaat malzemeleri konusunda faaliyette olan bir firma-da değişik departmanlarda görev aldık. Daha öncesinde sektörle ilgili hiçbir tecrübemiz yoktu. Bu dönemde izolasyon, boya, duvar donatı mal-zemeleri, seramik, vitrifiye, aksesuar, duvar kağı-dı gibi değişik ürünleri tanıma ve satma fırsatımız oldu.

2011 yılında sektördeki 5-6 yıllık satış tecrübemize ve müşteri potansiyelimize güvenerek 3 arkadaş kendi mağazamızı açma kararı verdik. İlk başlar-da finansal zorluklar nedeniyle daha ekonomik konseptte teşhirler ve ürünlerle başlayan yolcu-luğumuz daha sonra maddi imkanlarımız arttıkça orta ve üst grup vitrifiye ve seramik satışına doğru ilerledi. Bugün artık dünyanın saydığı önemli ithal ve yerli ürünlerle müşterilerimize ve bölge bayile-rimize hizmet vermekteyiz.

Seramik konusunda Denizli’de bir ilki gerçekleş-tirerek “Butik Mağaza” kavramını yarattık. Kalite çizgisini bozmadan tüm yerli ve yabancı markala-rın bizim konseptimize uygun ürünlerinin satışını ve teşhirini gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle fuarları ve yenilikleri yakından takip etmek zorundayız. Özel-likle bölge sorumlusu arkadaşlarımızın ve duayen

Tayfun AydemirDenizli Yapıtaş İnş. Malz.

abilerimizin tavsiyeleri mağazamızın, gün ve gün gelişimine ve güzelleşmesine önemli katkılar sağ-lamıştır. Vizyonunu bizimle paylaşan ve büyüme çabasındaki firmalar bizim de motivasyonumuzu arttırdığı için ve birlikte yol aldığımızı yani yalnız olmadığımızı hissettiren tüm tedarikçi hizmet or-taklarımıza çok teşekkür ederiz.

Ana faaliyet alanımız ithal seramik ve vitrifiye. Ge-berit, Hansgrohe, ve Bocchi’nin ana bayisiyiz. İthal seramik de Saremica, Decovita, Almera, Wescoo, Destanbul bayisi olarak 3 katlı toplam 530 m2’lik dükkanımızda 8 personel ile hizmet vermekteyiz. Aynı anda Denizli’de Bocchi, Artemis, Formina, Kabinet, Geberit markalarının yetkili servisiyiz.

Bu yıl başında Ytong ısı yalıtım sistemi bayiliğini de alarak yalıtım konusunda da etkin olmaya başla-dık. Denizli de lüks konut, residance ve villa müş-terileri öncelikli hedef kitlemizi oluşturuyor. Bunun yanı sıra Pamukkale bölgesi ve şehir merkezindeki önemli otel projelerinin de tedarikçisi konumun-dayız.

Az üreticinin piyasaya hakim olduğu, müşterinin kısıtlı seçme hakkı olan dönemlerden müşterinin yüzlerce markanın arasından seçim yapabildiği, her türlü bilgi ve ürüne çok hızlı bir şekilde ulaşa-

Page 77: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Denizli

75

Sayı 11 (2015/1)

bildiği bir döneme geldik. Daha önceki dönem-lerde ustaların elinde olan sektör artık kendini ge-liştiren profesyonellere daha fazla alan tanıyor. İç mekan tasarımlarında mimar desteği alma alış-kanlığı artmaya başladı. Bu da bilinçli ürün seçi-mine etki ediyor.

Bölgemizde bizim açımızdan şanslı bir dönemde-yiz. Ekonomisi her gün daha fazla gelişen, ihra-catın kalkındırdığı bir şehirdeyiz. İnsanların alım gücüyle beraber tüketim kültürü de olumlu yön-de gelişmekte. Artık insanlar konut ihtiyaçlarında estetiğe konfora ve ürün dayanımına önem ve-riyor. Herhangi bir problem çıktığında muhatap bulabileceği markaları tercih ediyor. Özellikle in-ternetten, sektörel dergilerden bizden fazla bilgi sahibi olan müşterilerle karşılaşıyoruz. Kendi açı-mızdan bakarsak şirketimizin 4 yıllık emekleme döneminden sonra artık yürümeye ve koşmaya başlayacağımız döneme girdik. Piyasada da yeni proje sayısı ve talebi de olumlu yönde büyü-mekte ve bizi umutlandırmaktadır.

Şirketimizde ilk kurulduğu günden beri değişme-yen şey ekip ruhu ile çalışan arkadaşlarımızın güler yüzü ve müşteriye verdiği güven duygusu-dur. Mağazamıza gelen müşteri dostumuz veya arkadaşımız olarak ayrılıyorsa başarılı olmuşuz demektir. Mesele ürün alıp satmak değil. Önemli olan artık yeni müşteriden ziyade mevcut müş-terilerinizi elinizde tutmaktır. Sizin dostluğunuza güvenen müşteri zaten yanında eşini, dostunu getirecektir.

Rakiplerden bir adım önde olmak için yenilikleri yakından takip etmek ve bunlara çok hızlı entegre olmak zorundayız. Müşterinin talebini küçümseme-den her siparişe aynı önemi vermek gerekiyor. Bir banka reklamı vardı. Ben her müşterime tek müş-terim gibi davranıyorum diyordu. Bence çok doğru bir mesaj. Daha önce söylediğim gibi mesele ürün satmak değil. Artık internetten bulunamayan ürün yok. Yani müşterinin bize ihtiyacı da yok. Bu durum-da güven, dostluk, hizmet, malın arkasında dura-bilmek gibi faktörler ancak bizi ayakta tutacaktır.

Biz işimizi ve bu sektörü çok seviyoruz. O yüzden dük-kanımıza her gün mağazamızla ve sektörümüzle il-gili yeni hayallerle geliyoruz. Önümüzdeki süreçte çevre illere ve ilçelerde malzeme dağıtımına önem vereceğimiz gibi, konseptimize uygun ana bayilik-lerimizi geliştireceğiz. Özellikle Denizli’de malzeme imalatçılarının çevre illerde doğru adreslerle buluş-ması için köprü olmak istiyoruz.

DİMSİAD ve TİMFED’in yapılanması bize güç veriyor. Aynı sektörde birbirini rakip gören firmalar artık aynı çatı altında sektörleriyle ilgili problemlere birlikte çözüm arıyorlar. Dayanışma ve kaynaşma toplantı-larında ailecek bir araya geliyorlar. Farklı şehirlerde insanlar birlikte ticaret yapabilme fırsatı bulup, Tür-kiye geneli hakkında bilgi sahibi olabiliyorlar. TİM-FED’ten beklentimiz; üyelerimizin personellerini satış ve beden dili konusunda geliştirebilmeleri için or-tak toplantılar ve eğitimler düzenlemesidir. Ayrıca kötü niyetli kişilere karşı tahsilat çek sorgulama ile ilgili bir sistem geliştirilebilirse çok yararlı olacaktır.

Page 78: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Denizli

76

Sayı 11 (2015/1)

Şirketimiz 1950’li yılarda Denizli‘de ufak bir hırda-vat dükkanı olarak değerli dedemiz Hüseyin Boz-bay ile ticaret hayatına başlamıştır.

Zaman içinde hırdavat sektörünün yanında filtre, elek malzemeleri satışı ve tel örgü üretimi yaparak ticari faaliyetlerini çeşitlendirmiştir.

Teknolojinin ve sektörün getirmiş olduğu yenilikleri baz alarak 2000’li yılların başında makine parkur-larını arttırmış çit sektöründe üretim kapasitesini yükseltmiştir. Şu anda 2000 m2 kapalı alanımız ile panel çit, kaynaklı tel, tel çit üretimini ve aynı za-manda üretmiş olduğumuz ürünleri Türkiye çapın-da satışını ve montajını yapmaktayız.

Şirketimiz kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı sürdürdüğü çalışmalarının bir amacı olarak za-manında ve sorunsuz teslimatı ilke olarak benim-semiştir. Gelecek yıllarda Türkiye’de daha çok bölgeye ve ihracata yönelme amacı ile kendimizi yenilemekteyiz.

Yeni sektörel ürünleri takip ederek firmamıza ya-rar sağlayacak yenilikleri araştırıp bünyemiz de ol-

masını sağlıyoruz. Firmamızın kurulduğundan beri önceliğimiz müşteri memnuniyeti ve bu piyasada en iyisi olma gayreti içindeyiz… Müşterilerimizle ilişkilerimiz de önceliğimiz kalıcı ticaretten ziyade kalıcı dostluk ilkesi ile ekip olarak çalışmaktayız.

Hüseyin BozbayBoztel Çit Sistemleri

Öncelikli hedefimiz; firmamızın sektörde daha iyi ve hızlı hizmet vermesi için her zaman bir adım daha ileriye hareket etmektit. Firma çalışanları ile

birlikte şu anki başarımızı il ve ilçelere yaygınlaştırmak, sektörümüzü daha çok ge-liştirmek çabasındayız…

TİMFED’in çalışmalarından dolayı öncelikle teşekkür ederiz. Beklentilerimiz De-nizli ve çevre bölgesinde bulunan tesisat ve inşaat malzemecilerini bir arada toplayarak, sosyal, ekono-mik, kültürel mesleki ihti-yaçlar ve sektörel sorunları gözönünde bulundurarak, ortak faydaları sağlamayı hedefleyen ve bu doğrul-tuda eğitim amaçlı fuarlar, ücretsiz seminerler verme-sini arzu ederiz. Çalışmala-rında başarılar dileriz…

Page 79: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Denizli

77

Sayı 11 (2015/1)

Alibaba Elektromarket enerji sistemleri taahhüdü ve elektrik malzeme satışı konusunda faaliyet gös-teren bir şirket olarak Denizli’de 2001 yılında ba-bam Ali Akhisar tarafından kuruldu. Alibaba Elektromarket dünyanın ve Türkiye’nin alanında lider firmalarının elektrik malzemele-ri satışında uzmanlaşmaya yönelmiştir. Alibaba Elektromarket anahtar teslim projeleri ile müşteri-lerine sorun yaşatmadan taahhüt işleri yapmak-tadır. Gerçekleştirdiği projelerle büyük işlere imza atan müşteri memnuniyetini ilke edinen Alibaba Elektromarket, sahip olduğu zengin ürün kapasi-tesi, bilgili ve tecrübeli ekibi ile elektrik sektöründe yerini almıştır.

Biz rakiplerim ne yapıyor diye kafa yormaktan zi-yade ben işimi daha iyi yapmak için ne yapma-lıyım? Diye bir düşünce çerçevesinde hareket ediyoruz. Kendimizi mevcut piyasadan soyutlayıp kendi piyasamızı oluşturuyoruz. Bunu yapmanın yolu da mevcut piyasayı iyi analiz edip, boşlukla-rı görüp, o boşluğu en iyi şekilde doldurabilecek, güvenilir, öncelikle kendinizin inandığı ve başka-larına da inandırabileceğiniz doğru ürünü bulup, bu ürünü tanıtıp kendinize yeni bir piyasa oluştur-maktan geçiyor. Yeni piyasalar oluşturmanın yolu yenilikçi olmaktan geçer, devamlı yeni ürünleri ta-kip ediyorum. Kendimi bulunduğum bölgeyle hat-ta ülkeyle sınırlamaksızın yeni ürünler ve markalar arayışı içine giriyorum.

Pano (tablo), elektrik sisteminin dağıtımının yapıl-dığı üzerinde kumanda devreleri, ölçü ve koruma öğeleri bulunan tablolardır. Firmamız müşterileri-mizin istekleri doğrultusunda kullanılacak sistemin durumuna göre pano tipi seçilir ve günümüz tek-nolojisinin en kaliteli en son teknolojik yapıda mal-zemeleri kullanıp bu sistemin sorunsuz bir şekilde kontrolleri sağlanır.

Hem ithal hem yerli ürünler konusunda satış ve hizmet veren bir firmanın yöneticisi olarak şunu söyleyebilirim ki; her ne kadar yerli üreticiler son zamanda çok yol almış olsalar bile alacakları bir o kadar daha hatta fazla yolları var. Bölgemiz dışa-

Emre Akhisar Alibaba Elektro Market

rıdan bakıldığında paranın çok olduğu yani zen-gin bir bölge olarak gözükmesine rağmen para harcama kültürünün tam olarak yerleşmiş olduğu bir bölge değildir. Özellikle inşaat sektöründe böl-ge insanımız işimiz görülsün, ihtiyacımız giderilsin, ekonomik olsun mantığıyla alışveriş yapıyor. Zevk-lerime hitap etsin ve kaliteli olsun anlayışı henüz tam olarak yerleşmiş durumda değil. Buna rağ-men son zamanlarda etrafımızda yapılan inşaat-lara bakarak gelecekten daha umutlu olduğumu söyleyebilirim. Çünkü hem bilinçli müşterilerin bas-kısı artıyor hem de kaliteli konutların üreticiye olan katma değerinin düşük kalitelilere oranla çok daha fazla olduğu görülmeye başlanıyor.

Yerli ve ithal markalar arasındaki rekabeti firmam lehine kullanmaya çalışıyorum. Gelecekteki he-defim bölgemdeki modayı belirleyen ve daha çok takip edilen bir firma olmaktır. Bunu yapmak için firmamda öncelikle teknoloji kullanımını art-tırmaya yönelik çalışmalar yapıyorum. Sattığım her ürün çeşidiyle ilgili ayrı ayrı uzmanlaşmış satış ve uygulama ekipleri kuruyorum. Her zaman yeni ürünler bulmanın ve tanıtmanın heyecanı içinde-yim.

Yapı malzemecileri her zaman iletişim içinde ol-malı, birbirleriyle mesleki konularda tartışmalar ve uzlaşmalar yaşamalıdır. Birbirlerine rakip oldukları kadar da dost olmalı, dayanışma içinde olmalıdır. Ama maalesef bir araya gelebilecekleri platform-lar sınırlı sayıdadır. Eğer inşaat malzemecileri bir araya gelip ortak kararlar alma yoluna gidemez-lerse onlar değil piyasa kazanır. Birlikteliğin yara-tacağı güç kullanılamaz.İnşaat malzemecilerini bir araya getirmeyi amaçlayan ve büyük ölçüde başaran DİMSİAD ve TİMFED’e teşekkür etmekle beraber, bu derneklere daha çok destek vermek gerektiği inancındayım.

TİMFED faliyetleri hakkında biz derneklerin fede-rasyonu olarak yapmış oldukları çalışmalardan memnun olduğumu belirtmek isterim. Sektörümü-zün ilerlemesinde bizlere yön ve yol gösterici DİM-SİAD Üyesi olarak desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Page 80: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Bursa

78

Sayı 11 (2015/1)

Nurcan ÖzdemirEPSA Yalıtım & Ambalaj

Ardahan’ın Ardıçdere Köyü’nde, 7 çocuklu bir ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu köyde okuduktan sonra ortaokulu Ardahan Yatılı Bölge Okulu’nda tamamladım. 1989 yılında ailemle Bursa’ya taşındığımda eğitimi bırakmak zorunda kaldım. İş hayatına ilk defa 1992’de bir yalıtım şirketinde sekreter olarak atıldım. 1998’de satış ve pazarlama müdürü oldum.

İlk işe başladığımda yalıtım sektörüyle ilgili kafamda çok net şeyler yoktu. Yani çok bilinçli bir tercih değildi. Fakat sektörü tanıdıkça yapabileceğimiz şeyler olduğunu gördük. İçimizde her zaman var olan yeni şeyler yapma duygusunu kendi işimizi kurarak tatmin etmek istedik ve bu sayede eşimle birlikte kendi işimizi kurduk. İlk etapta çıkmaz bir sokakta yer açtık. Kiramızı ödeyecek paramız yoktu. Uygulama ve satış yapıyorduk. Üretime karar verdik. Makineler için bankalardan kredi aldık, bankalar çok yardımcı oldu.

1999 yılında, yalıtım sektöründe İzonur İzolasyon adı ile başlayan yolculuğumuz, bugün EPSA Yaltım&Ambalaj ve Yapı Kimyasalları olarak devam ediyor. İnşaat sektörüne yönelik yalıtım malzemesi ve otomotiv sektörüne yönelik EPS mamul üretiminin ardından ambalaj sektörüne yönelerek, sektörünün lider üretici firmaları arasındaki yerimizi aldık. Büyüyen ve gelişen yapımızla, başta her türlü yalıtım malzemeleri olmak üzere otomotiv, mobilya, gıda gibi birçok farklı sektörlere yönelik üretim yelpazemizi sürekli geliştiriyoruz. % 100 yerli sermaye ile faaliyetlerine devam eden EPSA olarak, ISO, TSEK, TSE ve CE belgeleri ile kalite sistemleri çalışmasını yürütüyoruz. Şu an 150 çeşit ürüne sahibiz. Genç ve dinamik bir ekiple çalışıyor olmanın avantajını taşıyan, geniş ürün yelpazesi ve talepler doğrultusunda esnek üretim şansına sahip olmamız bizi sektörde güçlü kılıyor. Yerelde lideriz, Türkiye genelinde ise ilk 5’teyiz.

EPSA olarak bugün 2 üretim tesisi ile toplam 14.000 m² üretim alanına ulaşmış durumdayız. İş hacmimizin her geçen gün artması sonucu, 2007 yılında üretim

yaparak büyümeye karar verdiğimizden bugüne üretim kapasitesi olarak 5 kat büyüme gösterdik. İlk olarak Bursa Kestel Barakfakih Sanayi Bölgesi’nde EPSA Yalıtım ve Ambalaj Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduk. Yalıtım ve ambalajın ardından, yeni yatırımımızı yine yalıtım alanına yaparak 2012 itibariyle “Yapı Kimyasalları” sektöründe hizmet vermeye başladık. Bugün EPSA olarak, 75 personelimizle EPS üretiminde aylık 350 ton, yapı kimyasalları üretiminde ise aylık 10 bin ton kapasitesiyle hizmet veriyoruz.

Binalara yapılan “yalıtım” veya daha yaygın deyimiyle “izolasyon” uygulamalarına ülkemizde, batı ülkelerine oranla gecikmeli bir şekilde başlamış durumdayız. Bugün, bir hayli ilerleme sağlamış olsak da uygulama miktarı açısından istenen, olması gereken düzeyde değiliz. Ancak, buna karşılık ülkemizde üretilen veya ithalat yoluyla pazarda bulunan yalıtım malzemelerinin çeşitliliği açısından çağı yakaladığımız söylenebilir. Gerçekten, bugün ülkemiz pazarında hemen hemen her çeşit yalıtım malzemesini, gayet kaliteli olarak bulmak mümkün. Türkiye ve dünyada yalıtım sektörünün, iklim değişikliği nedeniyle enerji fiyatlarında gözlenen artışın, yalıtım sektörünün hem dünyada hem de ülkemizde büyüme eğilimi göstermesine sebep olacağını düşünüyorum. Enerji uzmanları, dünya ülkelerinin bundan 35 yıl öncesine kıyasla % 30 daha fazla enerji tükettiğini açıklıyorlar ve ekliyorlar; “Yaptığımız tahminlere göre 2030’lu yıllarda enerji ihtiyacı bugünkünden % 60 daha fazla olacak.” Bu durum yalıtımın öneminin gün geçtikçe arttığını açıkça gözler önüne seriyor. Isı yalıtımı yoluyla enerji tasarrufu konusunda ülkemiz birçok Avrupa ülkesinin çok gerisinde maalesef. Türkiye’de ısınmak için Avrupa ülkelerine oranla 2-3 misli enerji sarfiyatı oluyor. Gelecek yıllar için sektörün sağlıklı büyümesi, mağduriyetlerin yaşanmaması amacıyla “yalıtım bilinci” ile birlikte aynı zamanda “doğru yalıtım” kavramlarının algılanacağına inanıyorum.

Markalarımız, Türkiye çapında 350’ye yakın satış noktası ve büyük yapı market zincirlerinde müşterisiyle buluşuyor. Bu büyük pazar içerisinde etkin satış ve pazarlama sistemi oluşturarak bayilerimize ayrı bir önem veriyoruz. Güçlü bir bayi ağı oluşturduk ve gücü muhafaza edecek, büyütecek hamleler de yapıyoruz. Kaliteden asla taviz vermeden üretim yaparak, müşterimizin güvenlerine layık olmaya çalışıyoruz. İnşaat sektöründe kullanılacak ürünlerin tercihinde belirleyici rol üstlenen ustalara yönelik çalışmalarımız mevcut. Usta Eller Kulübü ile ustalarımızın da her an yanlarında olduğumuzu gösteriyoruz.

Bizim öncelikli hedefimiz sektörümüzde yeniliklerin, ilklerin adresi olmak ve herkes tarafından örnek alınan bir firma olmak. Bunun gerçekleşmesi için de kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Firmamızda en tepeden en alt kademeye kadar herkesin bir bütün olarak takım ruhuna sadık kalması, ortak hedeflerin etrafında kenetlenmemiz bizim için önemli. Gelecekte firmamızın sadece ülke çapında değil dünya klasmanında bir üretici olması en büyük hedefimiz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz.

Hedeflerimizi başarabilmek için de EPSA ailesinin gerekli inanç ve çalışma azmine sahip olduğunun bilincindeyim. En üst kademeden en alt kademeye kadar EPSA’nın uluslararası bir marka olması için amaç birliği içindeyiz. İhtiyacımız olan da bu amaç etrafında toplanma isteği zaten. Bizde de fazlasıyla var.

Page 81: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Bursa

79

Sayı 11 (2015/1)

Zekeriya YılmazBiryılmaz İnş. Malz.

1965 yılında Van’ın Erciş ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Erciş’te tamamladıktan sonra 1983 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi’nde okumak için İstanbul’a gittim. 1989 yılında mezun oldum. Kısa bir süre çalışmam sonrasında askerliğimi yaptım. Evli ve dört çocuk babasıyım.

1992 yılında şu anki şirketimizin altyapısını oluşturan Yılmazlar Yapı olarak 80 m2’lik küçük bir nalbur dükkanında iş hayatına başladım. Kısa süre içinde kardeşlerimi de işe dahil ederek yoğun bir şekilde çalıştık. 1997 yılında Biryılmaz İnşaat Malzemeleri adıyla şirketleştik. Yine aynı yılda Fırat Plastik ve 2000 yılında da Ege Seramik ana bayisi olduk. 2006’da da şimdiki işyerimizin binasını bitirerek taşındık.

Şirketimiz pazarlama ve hizmet amaçlı bir kuruluştur. Toptan, perakende ve şantiye ağırlıklı hizmet vermekteyiz. Türkiye’deki en üst markaların çoğunu bünyemizde bulundurmaktayız; Fırat Plastik, E.C.A. Armatür ve E.C.A. Isı Grubu, Ege Seramik, Hitit Seramik, Seramiksan gibi markaların yanında üst segment; Serra - Seranit, Duravit,

Grohe, Vanucci, Hüppe, Panelduş, Jotun, Isvea, Bocchi, Teka, Weber, Parex, Smeg… Yaklaşık 40 çalışanı ile hizmet veren şirketimiz 2000 m2 kapalı showroom, 4000 m2 kapalı ve 4500 m2 açık alan depoya sahiptir.

Sektöründe geçmişte arzın az, talebin ve enflasyonun da fazla olduğu dönemlerde sektör çok karlıydı. Stok kaldıkça daha çok para kazanılıyordu. Fakat son 10 yıldır işler değişti. Artık çok farklı ve çok iyi hizmet verebiliyorsanız piyasada büyürsünüz. İşinize iyi yatırım yapacaksınız, iyi hizmet vereceksiniz, kadronuz ve ekonominiz iyi olacak.

İnşaat sektörü hızla büyüyen, genç nüfusu olan Türkiye’de her zaman lokomotif olacak en azından 15-20 yıl daha yoğun şekilde sürecek.Farklı ürün grubu, devamlı yenilik ve yatırım yaparak bir adım önde olmayı hedefliyoruz. Gelecek hedefimiz; daha iyi hizmet ve daha üst segment projelerde vazgeçilmez olmak. TİMFED’den özellikle bölgesel olan bizim gibi derneklerin üyelerine en azından personel eğitimi konusunda yardımcı olmalarını bekliyoruz.

Page 82: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Antalya

80

Sayı 11 (2015/1)

1965 yılında Çanakkale’de doğdum. İlkokuldan altıncı sınıfa kadar Almanya’da okudum. Ailemin kesin dönüşüyle memleketimiz Çanakkale’ye gel-dim. Liseyi bitiremeden çalışma hayatına başla-dım. Çalışma hayatım Aliağa Petkim ile başladı. Yalıtımla tanışmam da 1983 yılında Aliağa Petkim Rafinerisi yapımında çalışırken oldu. Orada kul-lanılan malzemeler yoğunlukla camyünü ve taş-yünüydü. Askere gidene kadar Aliağa Petkim’de çalıştım. Askerlik görevimi tamamladıktan son-ra mühendis bir arkadaşımın tavsiyesiyle güneş enerjisi sistemlerine yöneldim. 1986 yılında bir ar-kadaşımla beraber Antalya Manavgat’ta güneş enerjisi sistemleri imalatı ve montajı yapan bir fir-ma kurduk. İki-üç yıl içinde çok başarılı işlere imza attık. Birçok otel projesinde yer aldık. 1989 yılında ise yalıtım malzemeleri alıp satmaya başladık. 1992 yılında iş ortağımıza güneş enerjisi sistemleri imalatı ve montajı işlerini tamamen devrederek, satışlarımızın tamamını yalıtım malzemeleri üzeri-ne yapmaya başladık.

Firmamızın gelişim sürecinde merkezimizi Antal-ya’ya taşıyarak müşterilerimize daha kaliteli hiz-met verebilme, daha çeşitli müşteri profillerine ulaşabilme ve sektörde önemli bir hizmet ağı kurabilme hedeflerimize yakınlaşmış olduk. Yıllar içinde gelişen iş tecrübemiz, hizmet kalitemiz ve müşteri ağımız ile yalıtım sektöründe öncü kuru-luşlardan biri olduk. 2007 yılında kendi arsamız üzerine inşa ettiğimiz, 4400 m2 kapalı alana sahip iş merkezimize taşınarak müşterilerimize daha ka-liteli hizmet ve geniş ürün gamı sunma amacımızı gerçekleştirmek üzere önemli bir adım daha attık. 30 kişiden oluşan personelimizle yalıtım gereksini-mi olan tüm otel, hastane, okul, alışveriş merke-zi, toplu konut şantiyelerinde yalıtım malzemeleri proje tedarikçisi olarak, gerek bölgemiz gerekse de bölge dışı, ulusal ve uluslararası projelerde yer almaktayız. AR-SUCAN İzolasyon olarak; 2014 yılı Aralık ayı itibariyle İzocam A.Ş. bayiliğini bırakarak, 2015 yılı Ocak ayında başladığımız ODE Yalıtım bayi-liği ile yalıtım sektöründe ısı-ses-su-yangın yalıtımı alanında öncü kuruluşlardan biri olmaya devam

ediyoruz. Onduline Avrasya, Standart İzolasyon ve UKS Membran bayiliklerimiz ile su yalıtımı alanın-da; BASF ve İnka Yapı Kimyasalları bayiliklerimiz ile yapı kimyasalları alanında, Bostik bayiliğimiz ile silikon ve mastik alanında, Makro Teknik ve AFS bayiliklerimiz ile havalandırma ve hava kanalları alanında geniş ve kaliteli bir ürün gamına sahibiz.

Yapı sektörü, turizm sektörü ile Türkiye ekonomisinin lokomotifidir. 2008 yılında tüm dünyayı kasıp kavu-ran ekonomik krize rağmen Türkiye ekonomisinin büyüme trendi göstermesi bunun en açık örneği-dir. Fakat bölgemiz için en büyük tehdit, sağlam altyapısı olmayan firmalardır. Bu firmaların sek-törde yarattığı güvensizlik, düşük kalite standart-ları bizleri ve tüketicileri her açıdan zor durumda bırakmaktadır. Ülkemizde rekabet, çoğu alanda yüksek kalite standartları getirmesi gerekirken ne yazık ki düşük kalite standartları ile tüketicinin ve ülkemizin zarara uğratıldığı bir durumla sonuçlan-maktadır. Bu standartları aşağı çeken rekabet or-tamında; sağlıklı bir ticaret yapısı kurmak, rakiple-rimizden bir adım önde olmak için samimiyetimiz, fiyat politikamız, doğru ürünün doğru yerde kul-lanılması prensibimiz ve güçlü lojistik ağımızla pi-yasanın ihtiyaçlarına anında cevap vermekteyiz.

Firmamız 2015 yılında piyasadaki gelişmeleri ve hareketleri yakından takip ederek, konumunu daha da güçlendirmeye çalışacaktır. 2015 yılında piyasalardan beklentimiz güçlü bağlantılar kurdu-ğumuz, kazançlı işlere imza attığımız bir yıl olması yönündedir.

Gelecekte hedefimiz bölgemizdeki liderliğimizi daha ileriye taşıyarak, Türkiye’de yalıtım konusun-da güçlü firmalarla iş ortaklığımızı geliştirmektir. Alanımızda tüketici bilincinin arttırılması konu-sunda kampanyalar yürüterek ülke ekonomisine yalıtım yoluyla kazandıracağımız kaynakların her geçen gün daha da artmasını hedeflemekteyiz.

TİMFED ve ANTİMDER’in sektörümüze olan katkı-larından ve başarılı çalışmalarından son derece memnun olup, emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliriz.

Sinan CoşkunAr-Sucan İzolasyon İnşaat ve Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Page 83: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Antalya

81

Sayı 11 (2015/1)

1967 Antalya doğumluyum. İlk, orta ve lise öğreni-mimi Antalya’da tamamladıktan sonra, 1992 yılın-da Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesin-den mezun oldum. İnşaat sektöründe 1983 yılından itibaren çalışmaya başladım. Okuldan arta kalan zamanlarımı değerlendirmek amacıyla başladı-ğım iş hayatımda Yücedağ Koll. Şti., Gültürkler, Koç-taş A.Ş. ve Asacarlar Ltd.Şti.’de bir fiil görev yaptım.

2010 yılında Antalya Kepez Bölgesinde 200 m2 showroom’la 2 kişlilik personelle Ascanlar İnşaat ve Yapı Malzemelerini kurdum. Gün geçtikçe ar-tan iş kapasitesi ve ürün yelpazesi nedeni ile yerin artık bize yetmemesinden dolayı bir yıl içerisinde aynı cadde üzerindeki yeni mağazamıza taşın-dık. 600 m2 showroom’umuzda 10 kişilik ekibimiz, 6 araçlık filomuz ile sektörümüzde faaliyetlerimize devam etmekteyiz.

Şirket yapımızı inşaat ve inşaat malzemeleri satışı olarak ikiye ayırdık. Antalya’nın çeşitli yerlerinde in-şaat yapmakta ve bölgemizde gelişmekte olan bu alanda da çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. İnşaat malzemeleri olarak ise Seramik gurubunda; Akgün Seramik, Yurtbay Seramik, Umpaş Seramik, plastik grubunda; Hakan Plastik, Pilsa, Vespo, vit-rifiyede; Vitra, Durabagno, armatür grubunda ise Artema, Polisu markalarının ürünlerinin toptan ve perakende olarak satış ve pazarlamasını yapmak-tayız.

Musa CanAscanlar Yapı Malz. Ltd. Şti.

Sektöre ilk başladığımız günden bugüne kadar sektörün daraldığı, rekabetin arttığı, karlılığın düştüğü ve muhtemelen de daha da düşeceği bir ortamda çalışma çabası içerisindeyiz. Antal-ya Türkiye’nin inşaat sektöründe en önemli illeri arasında yer alıyor. Yıllık otel tadilatları, yeni baş-layan konut projeleri ve mevcut tadilatlar ile göz önünde olan bir il. Ürünlerimizin satışında rekabe-tin en üst düzeyde yaşandığı şehrimizde, mevcut projelerimize fabrikaların ve il dışı satıcıların faali-yet göstermesiyle pazarımızda daha fazla daral-ma gözlenmektedir. Bu tür faaliyetler sektörümü-zün gerilemesine neden olmaktadır.

Ürün gamlarını ve sektörel faaliyetleri iyi takip ederek konumumuzu korumaya çalışıyoruz. Ken-di içimizde yenilikler yaparak çalışmalarımıza de-vam etmekteyiz. Müşteri odaklı çalışarak, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı hedef-liyoruz. En önemli hedefimiz gelecek nesillere yapmış olduğumuz doğrularla işimizi devir etmek.

Sektörümüz için çok büyük bir adım olarak ku-rulan TİMFED; yapı ve malzeme sektöründe bir marka olarak görmekteyiz. Sektörümüzü canlan-dıran, bizleri bir arada tutan güçlü bir sivil toplum örgütüdür. Sektör olarak ANTİMDER çatısı altında toplanarak birlik ve beraberliği yakalamıştık. TİM-FED ile de bu birlik ve beraberlik tüm Türkiye’ye yayıldı.

Page 84: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Antalya

82

Sayı 11 (2015/1)

1983 yılında Antalya da doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Antalya da bitirdim. 2005 yılında Anado-lu Üniversitesi Malzeme Bilim ve Mühendisliği bö-lümünden mezun oldum. 2009 yılı Kasım ayında bordür-dekor toptan satış firması olarak Ctn Yapı Malzemeleri’ni kurdum. 2013 yılında şirket bünye-sine perakende satış mağazamız dahil oldu. 330 m2’ye yayılan mağazamızda ithal seramik, özel üretim, dijital seramik ve dijital cam baskı ürünleri, vitrifiye grupları, armatür ve banyo aksesuarları, (bronz-altın) duşa kabin - küvet sistemleri, cam mozaik, duvar ve yer dekorları üzerine peraken-de ve toptan satış hizmeti vermekteyiz. Mağaza-mızda Decovita, Mainzu, İbero, Fanal, Artemis, Kabinet ve yerli birçok marka Ctn Yapı güvence-siyle Antalya Merkez, Serik, Manavgat, Alanya, Gazipaşa, Kemer, Kumluca, Demre, Isparta ve Burdur’a uzanan geniş bir bayi ağıyla tüketicilerle buluşuyor.

Yapı Malzemeleri sektöründe farklı ürünlerin kali-teli hizmetle tüketiciye sunulması bizim için önem-lidir. Bunun için de sektörel yeniliklerin takip edil-mesi ve uygulanabilir hale getirilmesi gerekir.

Son günlerde özellikle Rusya’daki krizin etkileri inşaat piyasasında kendini göstermeye başladı. Otel inşaatlarında iş potansiyelinin fazlalığı göze çarparken firmalar arasındaki rekabet, düşük kar-lılıkla yapılan satışlar piyasayı ekonomik yönden zorlamaya başladı. Bu durum geleceğe dönük tedbirler alınması zorunluğunu da beraberinde getiriyor.

Genç ve dinamik bir şirketiz. Sektörel gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Farklı ürünlere ulaşma ve bu ürünleri uygulama çabasındayız. Kalite-li ürünleri makul fiyatlarla tüketiciye sunmak için çalışıyoruz. Alışılmışın dışındaki ürünleri ulaşılabilir hale getirmek bizi farklı kılıyor.

Ctn Yapı Malzemeleri bünyesinde kaliteden ödün vermeden piyasada fark yaratma çabasındayız. Bu uğurda ithal ve yerli malzemelerden oluşan

Mahmut ÇetinCTN Yapı Malzemeleri

geniş ürün yelpazesi ile sektörde öncü şirketler-den biri olmayı hedefliyoruz. ANTİMDER’in yeni üyelerinden bir tanesiyim. Mesleğimizin gelece-ği ve sektörümüzün gelişimi için meslektaşlarımla ANTİMDER çatısı altında toplandık. Derneğimizin daha da gelişmesi ve söz sahibi olabilmesi için öncelikle bütün üyelerimizin gereğinden çok ça-lışması gerektiğini düşünmekteyim. TİMFED güçlü bir federasyon. Gerçekleştirmiş olduğu faaliyet-lerle sektörel sorunlarımıza ışık tutup çözüm üret-meye çalıştığını gözlemlemekteyim. Önümüzdeki yıllarda Antalya’da ANTİMDER’in, Türkiye’de TİM-FED’in bizlerle beraber sektöre yön vereceği ka-naatindeyim.

Page 85: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Antalya

83

Sayı 11 (2015/1)

1965 Şanlıurfa doğumluyum. Eğitim hayatımı ta-mamladıktan sonra 1990 yılında İzmir Koza Yapı Gereçleri’nde inşaat sektörüne giriş yaptım.1995 yılında Antalya’ya Koza Bölge Müdürü olarak atandım. 2003 yılına kadar Koza’da görevime de-vam ettikten sonra Artı Banyo Sistemlerini kurduk.2004 yılında Tuncer Akyaz ile birlikte kendi mar-kamız olan Onno markalı ürünlerimizin, Ege ve Akdeniz başta olmak üzere tüm Türkiye’ye ve yurt dışına satışını yapmaya başladık. Kalitesinden ödün vermeden her geçen yıl biraz daha gelişip büyüyerek bu günlere ulaştık.

Artı Banyo Sistemleri’nin İzmir ve Antalya’da iki şubesi bulunuyor. İzmir Şube’de Tuncer Akyaz ve güçlü ekibi ile 2000 m2’lik depo alanı ve araç filosuyla, Antalya Bölgesinde ise Ahmet Bilgiç’in güçlü ekibi, 2000 m2’lik depo alanı ve araç filo-suyla hizmet veriyoruz. Değerli bayilerimize Islak zemin ekipmanları, klozet kapakları, ekonomik ve lüks banyo aksesuarları, çöp kovaları, banyo do-lapları, duş kanalları, el kurutma makinaları, saç kurutma makinaları, otel ekipmanları, duş setle-

Ahmet BilgiçArtı Banyo Sist. ve İnş. Malz.Ür. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti.

ri ve çanak lavabolar gibi bir çok ürün sunuyoruz. Ürünlerimizin kalitesi firmamızın görünen yüzüdür sloganıyla ürünlerimizin satış ve pazarlamasını ger-çekleştiriyoruz.

Antalya bölgesi çok zor bir bölge olmasına rağmen, bölgemizde dar alanda yoğunlaşmış iş potansiyeli-ne hızlı bir şekilde ulaşabilme avantajını yaşıyoruz. Bölgemizin gelecek dönemlerde daha zor şartlar-da, karlılık oranı her geçen gün daha da düşerek enteresan bir ivme kazanacağını düşünmekteyiz.

Rakiplerimizden öne çıkmanın yolunu, Onno olarak hizmet vermenin yanı sıra hizmetin ötesine geçmek olduğunu düşünüyoruz ve rekabette öne geçme-nin yolunun sürekli farklılaşmak olduğunu bilip bu doğrultuda hareket ediyoruz.

Değerli federasyonumuz TİMFED‘in bünyesindeki derneklere daha çok sahip çıkmasını diliyor ayrıca sektörümüzdeki firmaların da derneklerine sahip çıkıp sektördeki güçlerine güç katacaklarına inanı-yoruz.

Page 86: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Antalya

84

Sayı 11 (2015/1)

Ömer ArıcanArıcan İnş. Taah. Tic. ve San. Paz. Ltd. Şti.

Burdur Tefenni ilçesi Yuvalak Köyü’nde, 1959 yılın-da doğdum. Ailemin, 1962 yılında Antalya’ya yer-leşmesinden beri burada yaşıyorum. Afyon Mali Bilimler Fakültesi’nden 1981 yılında mezun oldum. İlkokul ikinci sınıftan itibaren bütün yaz tatillerimde ve üniversite yıllarımda çeşitli işlerde çalıştım. Ni-san 1981’de Antalya Bilgehan Oteli’nde Muhase-be Müdürü olarak iş hayatına başladım. Haziran 1982’de Koç Holding A.Ş.’nin Antalya Talya Otel’i muhasebe servisine transfer olarak çeşitli kade-melerde çalışıp Personel ve Eğitim Müdürü olarak görev aldım. Talya Oteli’ndeki görevlerim devam ederken 1985-1990 yılları arasında Mert Çelik ten-cereleri Akdeniz Bölge Menajeri olarak akşamları ek iş yapıyordum. Ticaret yapmak hep arzuladı-ğım bir olgu olmakla birlikte tencere satışları da beni teşvik etti.

17 Mayıs 1990‘da Arıcan İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Pazarlama Ltd. Şti.’yi tescil ettirdim. 31.07.1990 tarihinde Koç Holding‘den istifa ederek, 01 Ağustos 1990 günü ticaret hayatıma başladım. Şirketin ana faaliyet konusu o dönemde ülkemiz-de çok yeni olan İthal PPRC içme suyu boruları olduğu için sıhhi tesisat sektörüne girmiş olduk. O dönemde irsaliye fatura kesme ve ürünleri müş-teriye götürme işlerini kendim yapıyordum. Halen bizimle çalışmaya devam eden arkadaşımız da hem yüklemeye yardımcı oluyor hem de ben tes-limata gidince telefonlara cevap veriyordu. 1991 yılında Batı Akdeniz Bölge Bayisi olduğumuz Aqu-atherm-Yeşil Boru’nun Türkiye ciro birincisi olduk.

Mayıs 1992’de yerli üretim Dizayn Yeşil Boru Batı Akdeniz Bölge Bayiliği anlaşması yaparak tica-rete devam ettik. Daha sonra kadromuza bir ön muhasebe elemanı başlattık. 1993’te tek kabin pi-kap ile sevkiyat yapıyorduk ve ilk bilgisayarı aldık. Sonrasında şoför ve satış elemanı ile kadromuzu genişletmeye devam ettik. Dizayn Grup ürün sa-tışlarında 1992-1993-1994-1995 ve 2005 yıllarında Türkiye ciro birincisi olup, yollarımızı ayırdığımız 2008 yılına kadar Türkiye geneli satışlarda daima ilk üç sırada yer aldık. Bu şirketimiz ağırlıklı olarak taahhüt işlerinde faaliyetlerini sürdürmeye devam

edecek. Bölgemiz Antalya, Burdur, Isparta ve Af-yon illeri ve ilçelerinde daha iyi hizmet verebilmek için, depo ve sevkiyat ekibimizi beş kişiye ve satış ekibimizi üç kişiye çıkardık. Hedef kitlemize bayile-rin yanı sıra otel yatırımları ve inşaatlarını ekleye-rek ürün gamını da ihtiyaçlar ölçüsünde arttırdık.

Ağustos 2005’te Borusan Mannesmann A.Ş. çelik boru bayiliğimiz onaylanınca; 13 Ağustos 2005 tarihinde Arıcan Boru Tarım Petrol İnşaat Turizm Taah. San. ve Tic. A.Ş. isimli bir aile şirketi kuruluşu yaparak, yeni bayiliklerin bu şirket bünyesinde de-vam ettirilmesi kararı aldık. Arıcan Boru San. Tic. A.Ş. faaliyetlerine genel olarak 60 civarında bayi-miz ve otel yatırımlarının ihtiyaçları doğrultusunda devam etmektedir. Şirketimiz bölgemizde toptan-cı bayilik yapmaya ve sektörde kalitesi kabul gör-müş ürünleri bayi ve tüketici ile buluşturmaya gay-ret göstermektedir. 2005 yılından itibaren; Borusan Mannesmann A.Ş.‘nin ürettiği siyah, srm, galvaniz ve doğal gaz boruları, Trakya Döküm, Ekpaş A.Ş. dişli ek parçaları, Sardoğan kaynaklı ek parçaları, Gedik Döküm - Termo Vana bayiliklerini sürdür-mektedir. 2007-2009 yılları arasında Pakplast PPR içme suyu, PPR atık su ve HDPE şebeke boruları ve korige boruları Batı Akdeniz bölge bayisi ola-rak hizmet verdik. 2009 yılı Mart ayından itibaren Kalde Boru iç tesisat (PPR içme suyu, cam elyaf takviyeli boruları, PPR ortadan folyolu boru, PVC atık su) yerden ısıtma (Pe-xb yer ısı, Al-pex boru), tüm ek parçaları ve vana sistemleri, HDPE şebeke içme suyu ve korige kanalizasyon boruları, yağ-murlama sistemleri ve panel radyatörlerinin böl-ge bayiliğini yürütmekteyiz. Isıtma gurubunda ise; ECA-EMAS bayisi olarak kombi, panel radyatör, pirinç vana gibi ürünlerin toprancılığını yapmak-tayız. Norm kelepçe ürünleri bayiliği, bu ürünlerin yanı sıra doğal sektörün ihtiyacı olan bütün do-ğalgaz malzemelerinin toptancı bayiliklerini yap-maktayız.

Bu hizmetlerimizi; 1400 m2 şirket merkez binası, 2500 m2 kapalı, 3500m2 açık depolama alanları ve 13 kişilik tecrübeli ekibimiz ile sürdürmekteyiz. Malzeme sevkiyatları bir tanesi sabit vinçli olmak

Aykut Arıcan ve Ömer Arıcan

Page 87: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Şehrin Nabzı - Antalya

85

Sayı 11 (2015/1)

üzere 3 kamyon ve 5 binek aracı ile sağlanan ve iyi hizmetler üretme gayretinde olan şirketimiz; bölgesinde kaliteli ürünleri uygun fiyatlar ile hızlı bir şekilde 60’tan fazla satıcıya, tüm otel yatırımı ve tadilatlarına, kamu yatırımı ve toplu konutlara ulaştırmaktadır. Sektörde doğru ve etkin bir yer edindiğimize inanıyoruz.

Sektörde 25 yılımızı tamamlıyoruz. Bu geçen za-man içinde öğrendiğimiz ve halen uyguladığımız, ticaretin önemli etik değerlerinin kayboluşunu üzüntü ile izliyoruz. Bir taraftan hükümetlerin çek yasasını değiştirerek hapis cezasını kaldırmaları, diğer yanda insanımızda oluşan ahlak erozyonu, ticaretin devamlılığını çok zorlamaktadır. Dünya konjonktüründen kaynaklanan kısmen zorunlu değişimlere adapte olamayan şirket sahibi ve yöneticilerimizde zor durumlarda kalıyorlar. Zaten sermaye yoğun bir şirketleşmesi olmayan işletme-lerimizde, Türkiye şartlarında ortalama ömür 13 yıl civarında, kendi şirketinde 25 yılı tamamlayıp bir sonraki nesle yönetimi devredebilenlerin oranı ise 0,86’dır. Bugün ise bu süreler daha da kısalmakta, adeta çek yasasından faydalanarak piyasayı do-landırma amacındaki şirketler kurulmaktadır. Bu durum elbette düzgün isim yapmış, hedefleri bel-li şirketleri ziyadesiyle rahatsız ediyor. Piyasadaki güvensizlik ortamı köklü şirketler de dahil herkese zarar veriyor.

Kobiler hayatta kalma mücadelesi verirken, bir de yeni yasalar ve yaptırımlarla (Yeni Türk Ticaret Kanunu ve iş güvenliği vb.) üzerlerinde oluşturulan maddi ve manevi baskılarla şirketler nefes alamaz duruma geldi. 2016 yılından itibaren uygulamaya girecek maddelerle, 10 kişiden az çalışanı olan işyerleri de; işyeri hekimi bulundurmak zorunlu olacak. Muhasebeci ve Mali Müşavir ücretlerini bile ödemekte zorlanan küçük işletmelere bir de bağımsız denetçiler atanır ve maaşa bağlanırsa ve birçoğumuz da e-fatura sistemine dahil olarak yeni maliyetler üstlenmek zorunda kalırsak; yalnız sektörümüzde değil bütün sektörlerde küçük ve orta ölçekli işletmeler havlu atmaya doğru gide-cektir.

Rekabet; gelişmiş ülkelerde kaliteyi arttırmakla doğru orantılı iken, ülkemizde maalesef tamamen maliyetleri düşürmek ve fiyat ile rakiplerinin altına girmek şeklinde gerçekleştiğinden, bütün sektör-lerde kalitesiz ürünler piyasayı kapladı. Yatırım-cı ve tüketici satın aldığı malın nitelik tarafından değil de nicelik tarafından bakmaya yöneldiği veya yöneltildiğinden, ne aldığına değil kaça al-dığına bakmaktadır. Sırf bu yüzden ülkemizde ya-tırım maliyetleri azalmış gibi görünüp artmaktadır. Bölgemizde inşaatı yapılan 2300 yataklı, bizim de tesisat ürünlerini verdiğimiz yeni yapılan bir otele 3 yıl sonra yolum düştüğünde teknik müdür altı asansörün de değişeceğini söylemişti. Sebebini sorduğumda ise yatırım anında ucuz olanı tercih ettiklerini ifade etti.

Ticaret kurallarının tüm dünyada yeniden yazıldı-ğı bir ortamda kaliteden ödün vermeden, gider yönetiminin çok iyi yapılarak üretim sağlanması,

hızlı ve iyi hizmetlerle var olmanın öğrenilmesi ge-rekiyor. Konvansiyonel ticaret yapan bizim gibi fir-maların, kalitesine güvendiği, makul fiyatlı ve her zaman arkasında durabileceği ürünleri tüketici ile buluşturması gerekiyor. İçinde bulunduğumuz sektörde rekabetin yalnız fiyatla yapılmaya çalı-şılması, işletmelerimizi yatırımcının ve tüketicinin elinde oyuncak olmasını sağlamaktan öteye git-mez. Kaliteli ürünün yanı sıra kaliteli hizmet vermek ve karşılığını almak zorundayız. Yoksa maliyet muhasebesi yapmayan veya yaptırmayan şirket sahipleri tamamen hesapsız fiyatlarla mal ve hiz-met üretmeye devam eder ise; yalnız kendi şirketi kapanmakla kalmayacak pazarın tümüne zarar verecekler. Her sektör veya bütün işletmeler ino-vasyon merkezi kurup hemen bir şeyler yaratama-yacağı gibi bazı işlerde aynen devam edecektir. Hepimiz olması gerektiği gibi mantıklı ticaret yap-maya gayret etsek ve pazarda hırslanıp birbirimi-zin altını oymadan, yan yana yürümeyi başarabil-sek, gelecek için çok daha iyi olacaktır.

Sektöre baktığımızda; insanların doyma, örtünme dürtülerinden sonra en önemli gereksinimi olan barınma ihtiyacına cevap vermeye çalıştığımı-za göre; grafik nüfusla ve yenilemelerle birlikte yükselerek gidecektir. Şirketimiz 2008 ekonomik krizinden sonra pazarda değişen şartlara ayak uydurmaya çalışırken, bir taraftan da ticaret sah-nesinden çekilen veya kaytaran bayi ve müşteri-lerin önemli miktarda yükünü de sırtlayarak yolu-na devam etti.

2008 yılında Bilgi Üniversitesi İşletme-İktisat bölü-münden mezun olan oğlum Aykut Arıcan, 4 yıl Ba-kü’de Ado Gurup bünyesinde Plaspen Satış Mü-dürü olarak çalıştı ve 2012 yılında yurda döndü. 01 Temmuz 2012 tarihinden itibaren ortağı olduğu aile şirketimizde Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür olarak fiilen çalışmaya başladı. Şirketimiz-de ağırlıklı olarak doğalgaz tesisat ürünlerinden sorumlu olmakla birlikte, yaşı dolayısı ile “Y” kuşa-ğı olarak şirketimizin geleceğini temsil etmektedir. Bize verdiği destek ve güç ile sağlıklı bir büyüme eğiliminde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Ticarette kazançların azalması; ürün çeşitliliğinde ve cirosal anlamda büyümeyi gerektiriyor. İnsan kaynaklarının en verimli şekilde değerlendirilmesi, kişi başına üretilen cironun her geçen gün yüksel-tilmesi kaçınılmazdır.

Şirket çalışanlarımız bizim için çok kıymetli ve vaz-geçilmezdir. Kıdem ortalamamız oldukça yüksek-tir. Onlarla birlikte ve aidiyet duygusu içinde çalış-malarımızı sürdürmekteyiz.

Bölgemiz açısından baktığımız zaman doğal-gazın başlamasıyla, son iki yıldır bir hareketlilik gözlenmektedir. Bizler de bu pazarı iyi okumak, ihtiyaçlarına doğru ve hızlı bir biçimde cevap ver-mek zorundayız. Şirket olarak hedefimiz, büyüyen ve gelişen pazarda, prensiplerinden ödün verme-yen, sürekli iyi hizmetler üreten, çalışanları, pay-daşları ve sektörün oyuncuları ile barışık olarak uzun yıllar devam etmektir.

Page 88: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Ekonomik Analiz

86

Sayı 11 (2015/1)

2015 yılının ilk haftasını petrol fiyatlarında bir süredir devam eden hızlı düşüş neticesinde 50 USD altını görmüş bir petrol fiyatı ile kapattık. Çok uzun za-man sonra petrol fiyatları 50 USD civarında. Şimdi esas soru bu sürecin ne kadar sürdürülebilir oldu-ğu.

Aslında fiziki bir talep olmaksızın Suudi Arabistan, Irak ve Libya’nın geçtiğimiz Eylül ayından bu yana sürekli arz fazlası vermesi neticesinde, petrol fiyat-ları çok düşük seviyelerde. Şimdi kime sorsanız bu hamlenin aslında ABD’nin Rusya’yı cezalandırması olarak adlandıracaktır. İşin bir tarafı aynen bu şekil-de. Yabancı basında çıkan haberlerde, Rusya’da Ruble’nin geçen yıl 1 USD = 34 Ruble olan değe-rinin bu günlerde 1 USD=62-65 Ruble civarında seyretmesi, Rus Halkının alım gücünü aynı oranda azalttığı ve bunun neticesinde Lider Putin’in halk nezdinde olan % 85 civarındaki desteğini azalta-cağı ve kendi halkına Putin’i sorgulatacağı sık sık yer almakla birlikte, aslında düşen petrol fiyatları yavaş yavaş Amerikan Ekonomisini de tehdit eder konuma geldi.

Amerikan Ekonomisi’nde son 5 ila 10 yıl arasın-da yüksek seyreden petrol fiyatları neticesinde sondaj, delme, kırma, petrol ve gazla ilişkili işler-le uğraşan firmaların yatırımları artış gösterdi ve toplam sermaye harcamaları içerisinde yaklaşık % 40’lık bir orana sahip oldu. Oysa şimdi, düşen fiyatlar neticesinde petrol ve gaza yatırım yap-mak karlı değil. Hatta bizim gibi ülkelerde petrol aramak, yeni kuyu açmaktansa düşen fiyatlarla ithalatta bulunmak daha karlı hale geldi.

Şimdilerde düşen petrol fiyatları ile Amerika’da ki en büyük endişelerden birisi, yaklaşık % 40’a va-ran bu sermaye harcamalarının 2015 yılında dü-şük petrol fiyatları için yapılmayacak olabilme ih-timali. Tabii ki bu şirketlerin karlarının düşmesi, ve kazançların azalması demek.

2015 yılı boyunca petrol fiyatlarının yaklaşık 50 USD civarında süreklilik göstermesinin, ABD Hisse Senetleri Piyasasında hisse senedi başına 6 USD daha az bir gelire sebep olabileceği tahmin edili-yor. Bu oldukça yüksek bir kayıp.

Prof. Dr. Sabri Burak Arzova Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi

Öğretim Üyesi

Düşen Petrol Fiyatları Gölgesinde 2015 Yılı Dünya veTürkiye Ekonomisi

Page 89: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Ekonomik Analiz

87

Sayı 11 (2015/1)

Diğer çok önemli endişe ise, eğer petrol fiyatları 50 USD civarında bir yıl boyunca seyrederse, ya-tırımları azalan ve karları düşen bu petrol ve gaz şirketlerine kredi veren banka ve finans kurum-larının alacaklarını vadesinde tahsil edememesi riski. Bu husus elbette çok önemli. Çünkü özellikle Amerikan Merkezli Küresel Krizin bir bankacılık krizi olduğu hususu göz önüne alındığında, petrol ve gaz şirketlerinin temerrüdü neticesinde ikinci bir kriz olma olasılığı piyasaları sarsan bir gelişme.

Bu nedenle petrol fiyatlarında 50 USD ve altı, ABD açısından da ciddi bir risk unsuru olarak ortada duruyor.

Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırım sürecine bu yıl başlayacağı ve kendi parası olan Doları artık geri çağıracağı gerçeğini de bir yere not ettiğimizde, Amerika Merkezli risklere bir yeni-sini daha eklemiş oluyoruz. Şüphesiz ki bu hamle dünyada doları özellikle gelişen ülke paralarına karşı daha değerli hale getirecek.

Avrupa’da ise sorunlar başka. Avrupa bir türlü enf-lasyon yaratamıyor ve özellikle Euro Bölgesindeki ülkelerin büyüme sorunları var. Ekonomiyi canlan-dırmak açısından Avrupa Merkez Bankası (AM-B)’dan beklentiler de artmış durumda. AMB tıpkı Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın yaptığı gibi tahvil alım programı uygulamak istiyor.

Bilançoyu büyütmek ve ekonomiyi canlandırmak açısından ülke tahvillerinin uygun bir yol olacağını düşünüyor. Ancak özellikle Almanya artık çöp ha-line gelmiş Yunanistan ve Portekiz ülke tahvillerinin alımına karşı. Almanya’nın eli AMB üzerinde artık görünmez bir el değil. Karar süreçlerindeki yavaş-lık, ülkelerin merkezi bir finansal ve ekonomik yapı ile yönetilmemesi, alınacak ekonomik tedbirlerin etkisini azaltıyor. AMB’nın bilançosunun büyüme ihtimali, sermaye akımlarının USD yönlü olması, düşük enflasyon ve düşük büyüme ile kısa vadeli

faiz farklarının Euro aleyhine olması Euro’nun aşa-ğıya doğru olan hareketini ise hızlandırıyor.

Türkiye’ye geldiğimizde ülkemizi bu risklerden ayrı tutabilmek çok mümkün değil. Enflasyon ve cari açıkta meydana gelen düşüşün esas nedeninin yapısal olmaktan çok düşen petrol fiyatları nede-niyle olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yılın özellikle ikinci yarısında petrol fiyatlarında bir geri dönüş, içeride yeniden yüksek enflasyona ve yüksek cari açığa sebebiyet verebilir. Düşük yıllık enflasyon nedeniyle Merkez Bankası üzerindeki faiz indirim baskısı daha da artabilir. Merkez Bankası’nın ola-bilecek bu baskılara ne kadar direnebileceğini hep birlikte göreceğiz. Mevcut ortam, her ne ka-dar enflasyon düşüş gösterse bile, enflasyondaki aşağı iniş yapısal ve sürekli olmadığı için, Ameri-kan Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırım şiddeti bi-linmediği için, içeride bir faiz indirimine çok fazla imkan tanımıyor. Ancak siyasi baskıların neticesin-de TCMB’nin nasıl bir hareket tarzı izleyeceği de merak ve bir o kadar da endişe konusu.

Ancak ekonomimiz açısından asıl risk, 2015 yılı bo-yunca yüksek seyredecek Dolar ile düşük seyrede-cek Euro’dan kaynaklanan tersine kur riskidir. Şöyle ki, ithalatımızın büyük kısmı USD ile gerçekleşirken, ihracatımızı ağırlıklı olarak Euro ile yapıyoruz. Bu yapı, geçmişte kur farkları nedeniyle ihracatçımıza yarayan bir durum iken, 2015 yılında bu yapı tersi-ne dönebilir. Yani göreceli olarak daha yüksek kur değerine sahip USD ile mal (hammadde / ara-ya-rı mamul) alıp, yine göreceli olarak daha düşük kur değerine sahip Euro ile mal sattığımızda, elde edilen gelir firmaların maliyetlerini karşılayamaz duruma gelebilir. Bu nedenle özellikle Avrupa’ya ihracata çalışan firmalar açısından daha riskli ve teyakkuzda olunması gereken bir yıl olacak.

Ancak neresinden bakarsak bakalım makro açı-dan rüzgar hala arkamızda ve bize yeni bir şans daha tanıyor.

Page 90: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

88

Sayı 11 (2015/1)

Öncelikle ekonomik göstergelere büyüme oran ve değerleri ile başlamak doğru olacaktır. Tablo : 1’de seçilmiş ülke ve coğrafi bölgeler (kıtalar) itibarıyla ekonomik büyüme değerler ve oranları verilmektedir.

Tablo 1: Seçilmiş Ülkelere Göre GSYH ve Kişi Başına Milli Gelir (Cari fiyatlarla)

Bölge ÜLKELERGSYH

(Milyar USD)Kişi Başına Milli Gelir

(USD)2013 2014 (K) 2015 (T) 2013 2014 (K) 2015 (T)

ABD 16.768,1 17.103,0 17.449,0 53.042 53.819 54.106

Avru

pa Ü

lkel

eri Almanya 3.730,3 3.748,4 3.774,9 46.269 46.508 46.813

İngiltere 2.678,5 2.718,6 2.750,6 41.787 42.413 42.965Fransa 2.806,4 2.820,0 2.848,0 42.503 42.806 43.016İtalya 2.149,5 2.116,3 2.126,5 35.926 35.346 35.575İspanya 1.393,0 1.365,0 1.354,5 29.863 29.564 29.396Portekiz 227,3 225,0 223,4 21.733 21.256 21.015

Gün

ey

Am

erik

a Brezilya 2.245,7 2.249,6 2.255,7 11.208 11.306 11.401Meksika 1.260,9 1.287,3 1.328,5 10.307 10.513 10.828Arjantin 609,9 622,7 641,7 14.714 15.008 15.383

Gün

ey

Doğ

u A

sya Hindistan 1.876,8 1.985,6 2.090,1 1.499 1.573 1.668

Endonezya 868,3 906,6 951,2 3.475 3.614 3.776Malezya 313,2 327,2 353,6 10.538 10.959 11.379

Uzak

D

oğu Japonya 4.919,6 4.986,3 5.010,9 38.634 38.701 38.753

Çin H. C. 9.240,3 9.924,0 10.599,0 6.807 7.215 7.670Güney Kore 1.304,6 1.362,6 1.417,0 25.977 26.563 27.960

Afri

ka

Cezayir 210,2 216,5 225,0 5.361 5.575 5.742Mısır 271,9 277,3 285,0 3.315 3.381 3.499Güney Afrika C. 350,6 355,6 363,0 6.617 6.696 6.801

Diğ

er

Ülke

ler İsrail 290,6 299,3 309,8 36.051 36.772 37.691

Avustralya 1.506,4 1.599,0 1.638,9 67.458 68.807 70.183Kanada 1.826,8 1862,0 1.996,0 51.958 52.841 53.845Norveç 512,6 515,7 520,3 100.818 101.322 101.828

Türkiye 822,1 850,7 886,5 10.815 10.925 11.221AB Ülkeleri 17.958,1 18.496,3 19.100,0 34.072 34.916 35.115Dünya 75.592,9 77.312,0 80.000,0 10.472 10.573 10.620

Kaynak: Dünya Bankası, OECD ve World Trade Center Yıllık Raporları (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini

Tablo da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden seçim yapılarak, cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ve kişi başına milli gelir (ABD Doları) değerleri sunulmaktadır. Ayrıca tablonun sonunda Türkiye, AB ülkeleri ve dünya toplamı ayrıca verilmektedir. Tablo 2013, 2014 ve 2015 yılları için hazırlanmış ve kıyaslama yapabilme olanağını sağlayabilmek için coğrafi bölge düzeninde oluşturulmuştur. Burada “orta gelir” düzeyinde takılan Brezilya, Meksika, Arjantin, Malezya ve Türkiye gibi ülkelerin durumu özellikle göze çarpmaktadır.

Ekonomik Göstergeler,Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri

Sanayi ve İnşaat Sektörleri Üzerinde Kıyaslamalı Yorum

Etiplan Endüstriyel Teknolojik İktisadi Planlama ve Mühendislik Hizmetleri Limited Şirketi Ortakları Yavuz Bayülken ve Cahit Kütükoğlu katkılarıyla hazırlanan bu bölümde özellikle sektör derneği üyelerinin bilgileneceği, zaman zaman başvuracağı veya ticari işlemler sürecinde kullanacağı temel ekonomik göstergeler, sanayi ve inşaat sektörlerinin endeks, oransal büyüklükleri ile kıyaslanarak yorumlanmıştır.

Page 91: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

89

Sayı 11 (2015/1)

Tablo 2: Seçilmiş Ülkelere Göre Büyüme ve Enflasyon Oranları

Bölge ÜLKELERBüyüme

(%)Enflasyon

(%)2013 2014 2015 2013 2014 2015

ABD 2,2 2,4 3,6 1,5 1,7 1,7

Avru

pa Ü

lkel

eri Almanya 0,1 1,5 1,3 1,5 1,5 1,6

İngiltere 1,7 1,8 1,9 2,6 2,7 2,7Fransa 0,3 0,4 0,9 0,9 1,0 1,0İtalya - 1,9 - 0,4 0,4 1,2 1,3 1,4İspanya - 1,2 - 0,4 0,2 1,4 1,5 1,7Portekiz - 1,4 - 0,1 - 0,1 0,3 0,5 0,5

Gün

ey

Am

erik

a Brezilya 2,5 0,1 0,3 6,2 6,5 6,7Meksika 1,1 1,3 1,5 3,8 4,0 4,2Arjantin 2,9 1,4 1,6 --- --- ---

Gün

ey

Doğ

u A

sya Hindistan 3,5 5,0 5,5 10,9 11,1 11,0

Endonezya 5,8 5,4 5,0 6,4 6,5 6,7Malezya 4,7 4,2 4,6 2,1 2,0 2,0

Uzak

D

oğu Japonya 1,6 1,2 1,3 0,4 0,4 0,5

Çin H. C. 7,7 7,4 6,8 2,6 2,5 2,5Güney Kore 3,0 2,5 2,8 1,3 1,4 1,4

Afri

ka

Cezayir 2,8 2,1 2,0 3,3 3,2 3,0Mısır 2,1 1,9 1,8 9,5 10,0 10,2Güney Afrika C. 1,9 1,4 1,9 3,3 3,2 3,2

Diğ

er

Ülke

ler İsrail 3,2 2,1 2,6 1,5 1,5 1,7

Avustralya 2,5 2,6 2,9 2,4 2,5 2,6Kanada 2,0 2,1 2,6 0,9 0,9 1,0Norveç 0,6 0,7 0,9 2,1 2,1 2,2

Türkiye 4,1 3,8 4,2 7,5 8,2 9,1

Kaynak: Dünya Bankası, OECD ve World Trade Center Yıllık Raporları (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini

Tablo 1’i tamamlayan Tablo 2 yine aynı ülkeler için GSYH büyüme oranlarını ve enflasyon değerlerini (%) ortaya koymaktadır. Büyüme oranlarından, özellikle AVRO bölgesi ülkeleri olan İtalya, İspanya ve Portekiz’in durumu kriz etkisini vurgulamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyümenin yavaşladığı, Brezilya, Arjantin ve Türkiye’de düşüşlerin ortaya çıktığı izlenmektedir. Bu bulgulardan 2015 yılının krize açık bir yapılanma gösteren göstergelere sahip ülkeler için kritik bir yıl olduğu söylenebilir. Türkiye için önemli bir sorun fiyat artışlarının hızlanması olgusudur. 2013 yılından başlayarak enflasyon oranları yeniden artmaktadır.

Keza yine Tablodan görüleceği gibi, Brezilya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerde de büyüme oranları dalgalanmakta ve enflasyon artmaktadır. Gelişmekte olan ekonomiler için bu nedenle 2015 kritik bir yıl olmaktadır.

Türkiye için ekonomik göstergelere ilişkin önemli bazı veriler de Tablo 3’de verilmektedir. Yine 2013, 2014 ve 2015 yıları için verilen bu değerler toplam tüketim, sabit sermaye yatırımları yurtiçi tasarruflar ve toplam yurtiçi talep gibi önemli verilerle ilgili olmaktadır. Toplam tüketim artış oranı 2014 yılında bir önceki yıla göre düşüş göstermekte ancak 2015 yılında bir miktar artış olacağı tahmin edilmektedir. Bu gösterge enflasyon oranı ile bağlantılı olup, büyüme oranını da etkilemektedir.

Page 92: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

90

Sayı 11 (2015/1)

Tablo 3: Türkiye’nin GSYH Değerleri, Toplam Tüketim, Sabit Sermaye Yatırımları, Yurtiçi Tasarruf veYurtiçi Talep Artış Oranları

Açıklama 2013 2014 (K) 2015 (T)

GSYH (Milyar USD) (Cari Fiyatlarla) 822,1 850,7 886,5GSYH (Milyar TL) (Cari Fiyatlarla) 1.565,2 1.737,2 1.878,3GSYH (Milyar TL) (Sabit Fiyatlarla) 122,5 126,6 131,7Toplam Tüketim Artış Oranları (%) (*) 4,1 3,2 3,6Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (%) 3,0 2,9 3,2· Kamu 17,8 - 3,8 9,7· Özel Sektör - 0,9 4,2 7,1

Toplam Yurtiçi Tasarruf / GSYH 12,5 13,1 13,8Toplam Yurtiçi Talep (*) 4,8 3,0 4,0

Kaynak: 1)Orta Vadeli Program 2)TUİK VerileriNOT: (*) 1998 sabit fiyatlarıyla % değişimi vermektedir(K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini

Toplam sabit sermaye yatırımları ise kamu ve özel sektör yatırımları olarak ayrı ayrı verilmiştir. 2014 yılında kamu sabit sermaye yatırımlarında önemli bir düşüş olmuş, özel sektör yatırımları ise bir önceki yıla göre %4,2 oranında artmıştır. 2015’de her iki kesimde de artış beklenmektedir. Kamu yatırımları inşaat,ulaştırma ve eğitim alanında, özel sektör yatırımları ise imalat, ulaştırma, inşaat, enerji ve finansman alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bu durum Brezilya, Arjantin, Malezya gibi yükselen ekonomilerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin katma değeri düşük alanlarda yatırım yaptığı görülmektedir.

Türkiye’nin toplam yurtiçi tasarrufları ise OECD içindeki en düşük oranlar olarak görülmektedir. 2015 yılında %13,8 tahmin edilmekte olup, AB ortalaması %27 olarak belirlenmiştir. Çin, Hindistan, Brezilya gibi yükselen ekonomilerde bu oran %29’lara ulaşmaktadır.

Tablo 3’te verilen toplam yurtiçi talep ise 2014 yılında bir önceki yıla %3,0 düşmüş olup, 2015 yılı için %4,0 olarak öngörülmüştür. Bu gösterge de önemli ölçüde gelir dağılımı, kişi başına düşen gelir, hane halkı tüketim endeksi ve enflasyon ile belirlenmektedir.

Tablo 4: Türkiye’nin Dış Ticaret Verileri

Açıklama 2013 2014 (K) 2015 (T)

İhracat (Milyar USD) (FOB) 151.803 157.715 165.000İthalat (Milyar USD) (CIF) 251.661 242.224 252.350Dış Ticaret Dengesi (Milyar USD) - 99.858 - 84.509 - 86.750Dış Ticaret Hacmi (Milyar USD) 403.464 399.939 417.350Dış Ticaret Hacmi / GSYH 49,1 47,0 46,7İhracat / İthalat Oranı (%) 60,3 65,1 66,7Cari İşlemler Dengesi (Milyar USD) - 58.715 - 45.801 - 50.380Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) - 7,1 - 5,4 - 5,7Ham Petrol Fiyatları, Brent (USD/varil) 109,1 67,4 69,0Enerji İthalatı (Milyar USD) 59,0 39,5 45,0

Kaynak: Orta Vadeli Program (2012-2014)NOT: TUİK Verileri

Tablo 4’te Türkiye’nin dış ticaret verileri gösterilmektedir. Bu Tablo da cari işlemler dengesi de (cari açık) yer almaktadır. Tabloda 2014 yılında ihracatın bir miktar arttığı (%3,9) ancak katma değeri düşük ürünlerin yoğunluk kazandığı gözlenmektedir. 2015 yılında ihracatın 165,6 Milyar Doları bulacağı tahmin edilmektedir. İhracatın ülkelere göre dağılımı başka bir tabloda gösterilmiştir. Aynı tabloda ithalat değerleri ve dış ticaret dengesi de yer almakta ve petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı 2014’de ithalatın %3,8 oranında düştüğü gözlenmektedir. Ancak 2015 yılında bir kalemde artış öngörülmektedir. Dış ticaret dengesinde ise azalış trendini izleyerek tekrar yükseliş söz konusudur.

Cari işlemler dengesinde, cari açık 45,8 Milyar Dolar’a inmiş olup, GSYH’ya oranı %5,4 olmaktadır. Ancak 2015 tahminlerine göre cari açık %50,4’e yükselecek ve GSYH’ya oranı %5,7 olacaktır. Dış ticaret hacminin GSYH içindeki payı %47,0 olup, düşüş göstermektedir.

Page 93: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

91

Sayı 11 (2015/1)

Önemli göstergelerden biri de ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. 2015 yılında bu oranın %66,7 olacağı öngörülmektedir. Tabloda ayrıca ham petrol fiyatlarının düşüş trendi ve enerji ithalatının değeri görülmektedir. Cari açıktaki düşüş de bu uluslararası politik ve ekonomik ambargodan dolayı ortaya çıkmıştır.

Tablo 5 ve Tablo 6’da Türkiye’nin ihracat ve ithalatlarının ülke ve coğrafi bölgelere dağılımı görülmektedir. Tablo lardan görüldüğü gibi 2014 yılında toplam ihracatın %43,5’i Avrupa Birliğine (28 ülke) yapılmakta, ithalatın %36,7’si aynı bölgeden sağlanmaktadır. Bu durum AB ülkelerinin Türkiye için önemini vurgulamaktadır. Diğer ülke gruplarına yapılan ihracatlarda tabloda ayrı ayrı verilmiştir. Burada “yakın ve uzak doğu ülkeleri” de önemli pay almaktadır.

Tablo 5: Türkiye İhracatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı

Ülkeler2013 2014 2015 (T)

Milyar USD % Milyar USD % Milyar USD %Toplam İhracat 151,8 100,0 157,7 100,0 165,6 100,0Avrupa Birliği 63,0 41,5 68,6 43,5 70,9 42,8Türkiye Serbest Bölgeleri 2,4 1,6 2,3 1,4 2,4 1,5Diğer Ülkeler 86,4 56,9 86,8 55,1 92,3 55,7- AB Harici Avrupa 14,2 9,4 15,1 9,6 15,7 9,5- Kuzey Afrika 10,0 6,6 9,8 6,2 10,1 6,1- Diğer Afrika Ülkeleri 4,2 2,7 4,0 2,5 5,3 3,2- Kuzey Amerika 6,6 4,3 7,3 4,6 8,4 5,0- Orta Amerika ve Karayipler 1,0 0,7 0,9 0,6 1,0 0,6- Güney Amerika 2,1 1,4 1,9 1,2 2,1 1,3- Yakın ve Uzak Doğu 35,6 23,4 35,4 22,5 36,7 22,2- Diğer Asya Ülkeleri 12,0 7,9 11,6 7,4 12,1 7,3- Avustralya ve Yeni Zelanda 0,6 0,4 0,6 0,4 07 0,4- Diğer Ülke ve Bölgeler 0,1 0,1 0,2 0,1 0,2 0,1

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri(T)Tahmini

Tablo 6: Türkiye İthalatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı

Ülkeler2013 2014 2015 (T)

Milyar USD % Milyar USD % Milyar USD %Toplam İhracat 251,7 100,0 242,2 100,0 248,3 100,0Avrupa Birliği 92,5 36,7 88,7 36,7 90,9 36,6Türkiye Serbest Bölgeleri 1,3 0,5 1,3 0,5 1,3 0,5Diğer Ülkeler 157,9 62,8 152,2 62,8 156,1 62,9- AB Harici Avrupa 41,3 16,4 36,4 15,0 40,3 16,3- Kuzey Afrika 3,5 1,4 3,5 1,4 3,5 1,4- Diğer Afrika Ülkeleri 2,5 1,0 2,5 1,0 2,5 1,0- Kuzey Amerika 14,0 5,5 13,8 5,7 13,9 5,7- Orta Amerika ve Karayipler 1,4 0,5 1,1 0,5 1,2 0,5- Güney Amerika 3,7 1,5 3,9 1,6 3,6 1,4- Yakın ve Uzak Doğu 22,2 8,8 20,5 8,5 22,1 8,9- Diğer Asya Ülkeleri 54,6 21,7 56,2 23,2 54,5 21,9- Avustralya ve Yeni Zelanda 1,3 0,5 0,6 0,3 0,9 0,5- Diğer Ülke ve Bölgeler 13,4 5,3 13,7 5,6 13,1 5,3

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri(T)Tahmini

Page 94: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

92

Sayı 11 (2015/1)

Tablo 7’de Türkiye nüfus, işgücü ve istihdam verileri sunulmaktadır. Tablodan görüleceği üzere işgücü sürekli artış göstermekte olup, 2015 yılında 30,8 Milyon kişiye ulaşacaktır. İşgücüne katılma oranı ise 2014 yılında %50,5 iken 2015 yılında %51,1 olarak öngörülmektedir. İstihdam edilenlerin sayısı 2014 yılında 26,38 Milyon kişi olmuştur. Giderek bu sayı 27,7 Milyon kişiye ulaşacaktır. Bu durumda ülkemizde çalışan her kişi ortalama olarak 3 kişiye geçim sağlamaktadır. İşsizlik ise 2014 yılında 3 Milyona yaklaşmıştır. Bu verilere göre 2015 yılında işsizlik oranı %10’u geçecektir. Genç nüfusta işsizlik oranı %24’e yaklaşmaktadır. Kadın istihdamı çok düşük olup 85 ülkenin altında kalmaktadır. Tarım dışı işsizlik oranı 2015’te %12,3’e erişecektir. Bu durum özellikle imalat sanayinde yapılması gereken yatırımların önceliğini vurgulamakta, zorunlu kılmaktadır.

Tablo 7: Türkiye Nüfus, İşgücü, İstihdam ve İşsizlik Verileri

Açıklama 2013 2014 2015 (T)

Nüfus (Yıl sonu, Bin kişi) 76.668 77.696 78.941İşgücü (Bin kişi) 27.046 29.281 30.822İşgücüne Katılma Oranı (%) 48,3 50,5 51,1İstihdam edilenler (Bin kişi) 24.601 26.308 27.710İşsiz (Bin kişi) 2.445 2.901 3.112İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus (Bin kişi) 28.936 28.816 29.325İstihdam Oranı (%) 43,9 45,5 46,1İşsizlik Oranı (%) 9,0 9,9 10,1Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) 10,9 11,8 12,3

Kaynak: TUİK, Hanehalkı İşgücü Araştırması(T) Tahmini

Tablo 8’de 2011-2015 dönemi için yurtiçi üretici ve tüketici fiyat endeksleri ile bunların yıllık değişim oranları verilmektedir. Bu dönem içinde fiyatlarda artış trendi gözlenmektedir. Burada 2003=100 esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ayrıca Grafik-1’de TÜ-FE ve Yİ-ÜFE trendleri Grafik-1’de grafik olarak gösterilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında artışların hızlandığı ve bunun pek çok göstergeyi de tetiklediği açık olarak belirlenmiştir. İklim değişikliği olgularının, tarımda uygulanan yöntemlerin ve imalat sanayindeki gelişmelerin fiyat endekslerinde önemli etkileri ortaya çıkmıştır.

Tablo 8: Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri ve Değişim Oranları (2003=100)

Açıklama 2011 2012 2013 2014 2015 (T)

ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİEndeks 192,11 203,82 212,95 234,78 255,13On iki aylık ortalamalara göre değişim % 11,12 6,16 9,13 11,22 13,23

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİEndeks 194,47 205,96 219,33 242,27 265,11On iki aylık ortalamalara göre değişim % 8,92 6,13 8,87 9,26 11,47

Kaynak: TUİK, Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri, Aralık 2014(T) Tahmini

Grafik 1: Türkiye Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (2013-2015)

Page 95: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

93

Sayı 11 (2015/1)

Temel ekonomik göstergelerin incelenmesinden sonra, imalat sanayi ve inşaat sektörlerinin analizine geçilmiştir. Tablo 9’da Türkiye imalat sanayinin üretim, istihdam ve verimlilik endeksleri sunulmaktadır. Burada 2014 değerleri kimi yerde kesin, kimi yerde son üç ayın tahminleri ile saptanmış kesine yakın değerlerdir. Bu endekslerde 2010=100 esas alınarak inceleme yapılmıştır.

Tablo 9: Türkiye Sanayinde Üretim, İstihdam ve Verimlilik Endeksleri (2010=100)

Açıklama 2013 2014 2015 (T)

Üretim 116,1 119,7 124,0İstihdam 116,6 119,3 122,5Verimlilik 100,8 101,0 101,5Reel İşgücü Maliyeti 105,3 105,8 106,5

Kaynak: TUİK İmalat sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

Tablo 10’da sanayi mal gruplarına göre yıllık değişim oranları verilmiştir. En yüksek değişimler “dayanıklı tüketim malları” ve “dayanıksız tüketim malları” gruplarında görülmektedir. 2015 için bu oranlar %7,8 ve %5,7 olarak tahmin edilmiştir. Yatırım malları imalatında 2014 yılında bir küçülme söz konusu olmaktadır. Bu da sanayide imalatın hangi sektörlerde daha hızlı geliştiğini göstermektedir. İnşaat tesisatlarında kullanılan pek çok malzemede (seramik, kazan, kombi, banyo-mutfak, boru, fittings ve aksesuarlar v.s.) hızlı bir fiyat artışı gerçekleşmiştir.

Tablo 10: Türkiye İmalat Sanayinde Üretim Endekslerine Göre Değişim Oranları

Açıklama 2013 2014 (K) 2015 (T)

Toplam Sanayi 6,1 3,3 4,5Dayanıklı Tüketim Malları 9,2 6,2 7,8Dayanıksız Tüketim Malları 8,7 3,1 5,7Ara mal İmalatı 3,5 2,8 3,4Yatırım Malı İmalatı 2,4 1,5 3,1

Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz YapılmıştırNOT: Sabit fiyatlara göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

Tablo 11’de imalat sanayi mal gruplarına göre üretici fiyatları değişim oranları gösterilmiştir. En yüksek artışlar “dayanıksız tüketim malları” grubundadır. “Yatırım malları” grubunda ise değişim oranı %5,1 ila %7,8 arasındadır.

Tablo 11: Türkiye İmalat Sanayi Ürünlerinde Üretici Fiyatları Değişim Oranları

Açıklama 2013 2014 2015 (T)

Yİ-ÜFE 5,2 6,4 8,1Dayanıklı Tüketim Malları 9,1 13,8 15,0Dayanıksız Tüketim Malları 5,4 7,6 9,2Ara mal İmalatı 4,9 6,5 8,9Yatırım Malı İmalatı 5,1 6,0 7,8

Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

Page 96: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

94

Sayı 11 (2015/1)

Tablo 12’de Türkiye’de sabit ve cari fiyatlarla imalat sanayi üretim değerleri ile bunların GSYH içindeki oranları gösterilmiştir. Sabit fiyatlarla bu oran %24, cari fiyatlarla %15 civarındadır

Tablo 12: Türkiye İmalat Sanayi Üretimi Katma Değeri ve GSYH’daki Oranları

Açıklama 2013 2014 2015 (T)

İmalat Sanayi Y.H – Sabit Fiyatlarla 29,426 30,407 31,608İmalat Sanayi Y.H – Cari Fiyatlarla 240,201 272,973 307,500İmalat Sanayi/GSYH – Sabit Fiyatlarla 24,0 24,1 23,2İmalat Sanayi/GSYH – Cari Fiyatlarla 15,3 15,7 15,1

Kaynak: TUİK, TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır(T) Tahmini

Tablo 13’de Türkiye imalat sanayi üretim ve ihracatında teknoloji yoğunluğuna göre bir analiz yapılmaktadır. Tablodan görüldüğü gibi ileri teknoloji ürünlerinin toplam içindeki payı üretimde %4,1 – 4,5, ihracatta ise %3,5 – 4,0 arasındadır. Ortanın altı ve düşük teknoloji ürünleri oldukça yüksek orandadır. İhracatta bu iki grubun toplamı %63,5’u bulmaktadır. Bu durum sanayide yeni yöntem ve stratejilerin önemini ortaya koymaktadır.

Tablo 13: Türkiye İmalat Sanayi Üretim ve İhracatında Teknoloji Yoğunluğu Dağılımı

ÜLKELERÜretim

(%) İhracat(%)

2013 2014 2015 (T) 2013 2014 2015 (T)Yüksek 4,2 4,1 4,5 3,5 3,7 4,0Ortanın Üstü 25,1 25,4 25,8 31,7 31,9 33,2Ortanın Altı 33,6 33,5 33,3 38,9 40,1 40,5Düşük 37,1 37,0 36,4 25,9 24,3 22,3Toplam 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0

Kaynak: 10. Beş Yıllık Plan, OECD Raporları (T)Tahmini

Bir kıyaslama yapabilmek amacıyla seçilmiş ülkelerde imalat sanayi katma değerinin GSYH içindeki oranları Tablo 14’te verilmiştir. Bu tablodaki değerler Türkiye’deki imalat sanayi katma değeri ile kıyaslandığında bu ülkeler arasında Türkiye’nin yerinin çok aşağılarda kaldığı belirlenmektedir. Çin ve Güney Kore gibi bazı ülkelerde imalat sanayi katma değerinin oldukça büyük oranlarda olduğu görülmektedir.

Tablo 14: Seçilmiş Ülkelerde İmalat Sanayi Katma Değerinin GSYH İçindeki Payı (%)

Açıklama 2013 2014 2015 (T)

Almanya 28,1 28,2 28,5Finlandiya 24,7 25,2 25,5Fransa 21,0 21,3 22,1İtalya 22,4 22,5 22,7Rusya 27,5 27,6 27,9ABD 19,2 19,4 19,6Çin H. C. 46,7 46,9 47,1Güney Kore 32,7 32,9 32,9Hindistan 18,9 19,6 19,8Türkiye 15,3 15,7 15,1

Kaynak: UNIDO Industrial Development Global Report(T) Tahmini

Page 97: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

95

Sayı 11 (2015/1)

İmalat sanayi ciro endeksleri ve yıllık değişimleri Tablo 15’de sunulmuştur. Buradan sanayideki son üç yılın trendini izlemek mümkün olmaktadır. 2015 yılında tahminlere göre endeks 170,3 ve değişim oranı ise 8,7’dir.

Tablo 15: Son Üç Yılın Sanayi Ciro Endeksi ve Yıllık Değişim (2010=100)

Yıllar Yıllık Ortalama Endeks Yıllık Ortalama Değişim (%)

2013 153,7 9,9 2014 (K) 162,5 10,1 2015 (T) 170,3 8,7

Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistikleri(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler(T) Tahmini

İncelemenin son alanı inşaat sektörü olup, özellikle önemli yönelimleri ve göstergeleri kapsamaktadır. Tablo 16 coğrafi bölge ve ülke gruplarına göre 2013-2015 döneminde büyüme beklentilerini ve bunu tetikleyen faktörleri vermektedir. Tablo da dikkati çeken husus büyüme oranlarının Asya-Pasifik bölgesi ile Türkiye’de oldukça yüksek olmasıdır. Burada konut stokunun eskiliği, deprem olasılığı ve gelişme-kalkınma stratejileri önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum inşaat tesisat malzemeleri yönünden dikkate değer bir gelişmedir.

Tablo 16: Ülke Gruplarına Göre 2013-2015 Döneminde İnşaat Sektörü Büyüme Beklentileri ve Büyümeyi Tetikleyen Faktörler

Yıllar Büyüme Beklentisi (%) Büyümeyi Tetikleyen Etkenler

Asya-Pasifik 8,1 Kentleşme, nüfus artışı, yenilenme doğrultusunda altyapı ve konut inşaatları

Doğu Avrupa 7,5 Sanayi yatırımları, ulaşım yatırımları ve yeni konut talebi doğrultusunda inşaat altyapısı ve konutlar

Güney ve Orta Amerika 6,2 Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda inşaat ve tesisat yatırımları

Kuzey Amerika 5,8 Nüfus artışına bağlı konut inşaatları, tesisatlar ve yenilenme pazarının iyileştirilmesi

Afrika ve Orta Doğu Ülkeleri 5,3Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda konut inşaatları yenilenme ve tesisat altyapı iyileştirme

AB 1,3 Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, bölgesel iyileştirmeler, konut tesisatlarında yenileme

Türkiye 8,9Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, kentsel dönüşüm konut yapımı, yeni imar alanları planına yönelik inşaat ve tesisat yatırımları

Kaynak: Global Construction2020, UNIDO Habitat Agency

Page 98: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

96

Sayı 11 (2015/1)

Türkiye’de son üç yıl için inşaat sektörü yatırımlarının dağılımı Grafik – 2‘de verilmektedir. Buradan görüldüğü gibi konut yatırımları %63 gibi önemli bir orana sahiptir.

Grafik 2: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Dağılımı (2013-2015)

Türkiye inşaat sektörünün sabit fiyatlarla büyüme oranları ile Milyar TL olarak katma değeri Grafik – 3’te görülmektedir.

Grafik 3: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Büyüme Oranları (2013-2015)

Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri

Page 99: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Verilerle Ekonomi

97

Sayı 11 (2015/1)

Son yılda yeni konut fiyatlarındaki artışlar (% olarak) Grafik – 4’te verilmiştir. Grafikte aynı zamanda sanayi üretici fiyatlarındaki Yİ-ÜFE’de belirtilmiştir. Görüldüğü gibi yeni konut fiyatlarındaki artışlar %15’i bulmaktadır.

Grafik 4: Türkiye Konut ve Sanayide Üretici Fiyatları (2013-2015)

Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri

Tablo 17’de Türkiye’de konut talebi ve 2015 için öngörüler yer almaktadır. Buna göre 2015 yılında toplam talebin 651.000 olacağı öngörülmektedir.

Tablo 17: Türkiye’de Konut Talebi Öngörüleri

Yıllar Nüfus Artışı, Kentleşme Kentsel Dönüşüm Eski Konut Yenileme Toplam

2013 352 90 50 4922014 378 200 50 628

2015 (T) 401 200 50 651

Kaynak: Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Derneği(T) Tahmini

Son üç yıl için konut satışları, yapı ruhsatları ve yıllık yapı stokları Tablo – 18’de verilmiştir. Stokların fazlalığı özellikle dikkati çekmektedir.

Tablo 18: Türkiye’de Konut Satışları, Yapı Ruhsatı ve Yıllık Yapı Stoku

Yıllar 1.El 2. El Toplam Yapı Ruhsatı Stok

2013 529.129 628.061 1.157.190 835.600 306.471 2014 (K) 541.554 623.827 1.165.381 1.049.590 508.036 2015 (T) 490.000 520.000 1.010.000 560.000 814.507

Kaynak: Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Derneği(K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

Page 100: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

98

Sayı 11 (2015/1)

YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜ VE KENTSEL LOJİSTİK İLİŞKİSİ

Doç. Dr. Umut R. TuzkayaYıldız Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Bölümü[email protected]

Birçok sektörün lokomotifi olan inşaat ve ayrılmaz parçası yapı malzemeleri sektörlerindeki büyümeyle, hem günümüzün hem de geleceğin mesleği olarak adlandırılan lojistik sektörünün gelişmesi paralellik göstermektedir. İnşaat sektöründeki faaliyetlerin ak-samadan yürütülebilmesi, lojistik operasyonlarının başarısıyla; bu başarının sağlanabilmesi ise lojistik hizmet sağlayıcıların verdiği hizmetin kalitesi ile yakın-dan ilgilidir.

Günümüzde lojistik hizmet sağlayan işletmeler sektör bazında ihtisaslaşarak ihtiyaca özel çözümler üret-mektedirler. Doğaldır ki, bir elektronik eşya üreticisi ile çimento üreticisinin lojistik ihtiyaçları farklıdır. Ör-neğin, elektronik eşya üretiminde lojistik maliyetlerin, satılan malın maliyeti içindeki payının çok düşük ol-ması ve rafta ürün bulundurmamanın bedelinin çok yüksek olmasından dolayı; zamanında teslimat en önem verilen unsurdur. Buna karşılık, çimentonun ağır ve hacimli bir yük olması, taşımada araç istiap had-lerine takılması ve depolamada ise yüksek elleçleme maliyetlerinin bulunmasından dolayı çimento üretici-si lojistik maliyetlerinin düşük olmasına odaklıdır.

Lojistik stratejilerden ve lojistik operasyonlardan bek-lentiler farklılık gösterse de bazı doğrular vardır ki, sektörden sektöre değişmez. Örneğin bir kargo şir-ketinin bir siteye günde iki defa giderek teslimatlarını yapması ne kadar verimsiz bir durumsa, aynı alışveriş merkezinde benzer ürünler satan iki restoranın benzer ürünlerini farklı lojistik firmalarının yarı dolu araçları ile ayrı ayrı getirtmesi de aynı oranda verimsizlik gös-tergesidir. Sektörlerin tamamındaki benzer verimsiz faaliyetler bir araya geldiğinde kent ulaşımı üzerin-deki olumsuz etki de artmaktadır. İşte bu problemleri azaltmak için geliştirilen lojistik stratejiler bütününe kentsel lojistik adı verilmektedir.

Nüfus artışı ve kentleşmeye bağlı olarak büyüyen ko-nut ve iş yeri talebine ek olarak kentsel dönüşüm pro-jelerinin varlığı inşaat sektörünü sürekli olarak canlı tutmakta; ancak bunun da kent içi trafiğe olumsuz etkileri artmaktadır. Örneğin trafiğin yoğun olmadı-ğı, eğimi ve virajı az olan düzgün bir yolda ilerleyen 12 tekerli bir kamyonun trafiğe yapacağı etki 2 binek otomobil etkisi kadarken; trafiğin sıkışık ve şeritlerin dar olduğu bir yoldaki etkisi kat ve kat daha fazla olacaktır. Dolayısıyla yük ağırlaşıp hantallaştıkça lojis-tiğin iki temel bileşeni olan taşıma ve depolama faa-

liyetlerinin gerçekleştirilmesi sırasında çevreye yapılan olumsuz etki de artmaktadır. Yapı sektöründeki firmaların ihtiyaç duyduğu ürünlerin hem çeşidi çok fazla hem de boyutları çok farklıdır. İhtiyaç duydukları bu ürünleri de tek bir tedarikçiden değil, çok sayıdaki farklı tedarikçilerden temin etme-leri gerekmektedir. Diğer taraftan inşaat sektöründe proje tipi üretim yapıldığı için inşaat sahası kısıtlı, depo-lamaya ayrılabilecek alan çok az ve inşaatın ilerleme-si ile birlikte değişen dinamik bir yapıdadır. Bir de bu inşaat alanının kent içinde olduğu düşünüldüğünde, bu problemin kesinlikle bu sektöre özel lojistik çözüm-ler üretilerek aşılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Lojistik firmaların operasyonel yeteneklerini artırarak çözeceği bu boyutlar yanında; kent ulaşım otorite-lerinin alacağı kararlarla yapılacak düzenlemeler ve eylemler de ikinci bir boyuttur. Bu noktada Türkiye geneline bakıldığında tüm illerin kat etmesi gereken çok uzun bir yol olduğu görülmektedir. Öncelikle ulus çapında yapılacak bir lojistik master planı takiben veya eş zamanlı olarak tüm iller kendi kentsel lojistik planlarını hazırlamalıdır. Bu kentsel master planlarda sektörleri ayrı ayrı ele alarak, her birinin bütüne etki-sini araştırmak gereklidir. İnşaat sektörü özeline inildi-ğinde talebin nerelerden geldiği, şehrin genişleme planları, şehirdeki ana arterlere yapılan trafik etkisi, çalışmalardaki dönemsellik (mevsimsel bazda, ayın haftaları, haftanın günleri ve gün içindeki saatler ba-zında talep ve çalışma değişkenliği ayrı ayrı) dikkate alınmalıdır. Bu parametrelere göre ana/tali depo ve aktarma merkezi lokasyonları, kümelenme imkanları, odak grupların oluşturulması, kentsel lojistik sorunları-na bütünsel çözümler üretecek lojistik köylerin oluştu-rulması, karayolu dışında demiryolu ve denizyolu (iç suyolu) taşıma modlarının kullanımının kent içine yayıl-ması, modlar arası entegrasyonun artırılması ve ölçek ekonomisi sağlanarak maliyetlerin düşürülmesi ve bu-lunabilirliğin artırılmasına yönelik kararlar yerel ulaşım otoriteleri tarafından alınacaktır.

Özellikle inşaat ve yapı malzemeleri gibi lojistik mali-yeti yüksek ürünlerin lojistik süreçlerini iyileştirebilmek için duruma bu şekilde stratejik düzeyden bakmak, diğer sektörlerin ihtiyaçlarını da dikkate alan entegre politika ve stratejiler üretmek, yine eylem planlarına geçmeden önce sektör paydaşlarının görüşlerini ala-rak ilerlemek gereklidir.

Page 101: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

99

Sayı 11 (2015/1)

FARKINDALIK

Cemal BozkurtMatematik Mühendisi (İTÜ)Toplam Kalite Yönetimi Bilim Uzmanı (DEU)Yönetim Danışmanı, Eğitmen

Helikopterle bölgeye indirilen kurtarma ekibi, için-de iş camiasının yakından tanıdığı 5 kişi ile zirveye düşen küçük tip özel uçağın mürettebat ve yol-cularına ulaşmak için olağanüstü gayret içerisin-de mücadelesine devam ediyordu. Bırakıldıkları düzlükten sonra, neredeyse 4 saattir devam eden tırmanışın son bölümüne gelen ekip üyeleri olduk-ça yorgun düşmüşlerdi.

Hata affetmeyen sarp kayalıklarda en çok neye ihtiyaçları vardı acaba?

“Soğukkanlılık, bacaklarda ve kollarda güç“ de-diğinizi duyar gibi oldum.

Önden gidenin sorumluluğu daha mı fazla aca-ba? Hem sırtındaki ağırlığa rağmen kendisi düş-meyecek, hem de “sikke” adı verilen özel bir çiviyi kayalıklara sağlam çakacak ki, sabitlediği tırman-ma ipi aşağıdaki arkadaşının tırmanırken ağırlığı-na dayanabilsin.

Aşağıdaki yukarıdakine güvenerek tırmanmaya devam ediyordu. Hem hızlı olmalıydılar hem de çok dikkatli. Acaba yukarıda hala canlı kaç kişi vardı? Onları tek tek aşağı taşıyacaklardı. Stres giderek artıyordu.

Bu görevi de başarıyla tamamlamak için elle-rinden geleni yapıyorlardı. Hallerinden şikayetçi olmuyor, kimseyi suçlamıyorlardı. Öyle ya, bu işi onlara zorla yaptırmıyorlardı. Kendi tercihleriydi. Taşıdıkları sorumluluğun bilincinde, birbirlerini kır-madan, birbirlerine ölümüne güvenerek, daya-nışma içerisindeydiler. Kutsal bir görev yaptıkları-na inanıyorlardı.

Bu meslek özelliği olan bir meslek. Bilgi ve beceri gerektirir. Yani hem eğitimli hem de becerikli olun-malıdır. Cesaretli ve kuvvetli olmayı da gerektirir. Bunun için disiplinli bir çalışma ve buna uygun bir

yaşam tarzı ister. Uykusuz ve gece eğlencesinden kalma birinin burada işi olamaz. Sinirleri sağlam ve tahammül gücü yüksek olmalıdır. Göreve her an hazır olabilmelidir. Ekipman da eksiksiz, bakımlı ve iyi durumda olmalı bu arada. Herkes gözü gibi ko-rur kullandığı her aracı, gereci. İşi bitince bakımını yapar ve uygun koşullarda kaldırır. Üyeler arasın-da dayanışma ve saygı zorunluluktur. Lider ekip arkadaşlarına hitaben yaptığı konuşmalarda, ver-diği eğitimlerde; “sevmek zorunda değilsiniz ama birbirinize yardımcı olmak ve saygılı davranmak zorundasınız” diye tekrarlar. Öyle ya, dayanışma ve saygıda mecburiyet, sevgide özgürlük vardır. Aslında bu ilişki sevgiyi de geliştirmektedir.

Şimdi size bazı sorular sormak istiyorum. Hayatın birçok zor sahnesinde rol alan, sorumluluklarıyla bu örneğin benzerini yaşayan sizlerin, rolünüzü başarıyla oynayabilmeniz için ihtiyacımız olan şeyler neler peki? Daha önce bu derinlikte düşün-dünüz mü? Rolünüz ne? Kimler ile paylaşım içeri-sindesiniz? Ekip lideri mi, yoksa liderin açtığı yolda ilerleyen ve görevini eksiksiz yapmaya uğraşan ekip üyesi misiniz?

Günün rutini ile telaş ve yoğunluk içerisinde tüket-tiğimiz yaşamlarımızda ödediğimiz bedel aslında ne kadar büyük, fark edebilirsek. Yorgun bedeni-mizi bir günün daha sonuna taşırken farkındalığı-mızın azaldığını görebiliyor muyuz?

Pişmanlıklar ve endişeler ile sürdürdüğümüz yol-culuğumuz nereye ve nasıl?

Çok sevdiğim bir atasözü ile son vermek istiyorum. “İnsan dünya gibidir. İçinde sayısız fırtınalar ko-par, ama çoğunu sadece kendisi bilir”.

Fırtınalarla süregiden bu yaşamda FARKINDA ve BİLİNÇLİ yaşamanız temennisiyle, başarı, mutluluk ve iç huzur diliyorum.

Page 102: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

100

Sayı 11 (2015/1)

KritİK: yarATICILIK…

Öğr. Gör. Erim HısımBahçeşehir Üniversitesi (BAU)

[email protected]ıcılık, bir biçimde yıllardır herkesin günde-minde olan bir konu. İş dünyası ve İnsan Kaynak-ları alemi artık ekibe katmak istediklerinde ara-dıkları özelliklerin başına bu kavramı koymaya başladı. Çalışanların gelir geçer ve operasyonel işlerini yapmalar artık yetmiyor ve kimseyi tatmin de etmiyor. Bir biçimde işimizi daha hızlı yapmak zorundayız. Ayrıca hız da yetmiyor, aynı hızı yaka-layanlar da olduğundan mutlaka farklı da yap-mak, fark yaratmak ve rakiplerin arasından sıyrıl-mak olmazsa olmaz gereklilik…

Yaratıcılık konusuna kurumsal pencereden bak-tığımızda ise karşımıza İNOVASYON kelimesi çıkı-veriyor. Ben dil uzmanı değilim elbette. Bununla birlikte neden bu kelimenin Türkçesini bulamadık bilemiyorum. Türkçemiz zengin midir fakir midir onu da tam bilemiyorum. Ama burada bildiğim şey bu olguyu anlatmak için kullandığımız kelime bu. Ayrıca birçok kelimenin Türkçeleştirilmesi yeri-ne olduğu gibi kullanılması da yaygın bir alışkanlık sanırım. Ya dilimizden ya da bşka sebeplerden, neyse bunu uzmanlarına bırakıp ben konumuza döneyim izninizle. Öte yandan bu biçimde te-laffuz edildiğinde çok ta havalı duruyor doğrusu. Anlayacağınız tam da bize göre:).

Ancak İnovasyon dendiğinde belki de işin en önemli kısmının, yani yeni ve farklı yapmanızın yet-meyecek olmasıdır. Bu yetmeyecektir çünkü yeni-liğin ve farklılığın dışında iki olgudan da bahset-mek zorunludur. Bunlardan bir tanesi bu yeniliğin ve farklılığın uygulanabilir ve hayata geçirilebilir olması gerekliliğidir. Bir diğeri ve sanırım daha da önemlisi ise, mutlaka bir değer ve gelir üretmesidir. Yani Dünyada birilerinin bu yeniliğe para ödeme-yi göze alması ve bedeline razı olmasıdır. Aksi tak-dirde değer üretmeyen hiç bir yenilik varlığını da sürdüremeyecek ve yenilik olmak yerine eskiler ve hatta hatırlanamayanlar arasında yer alacaktır.

Tamam, ne yapılması gerektiğini söyleyip duruyo-ruz. İyi güzel de ne gerektiğini söylemek yetmese gerek. Daha önemli ve gerekli olan ise bunu na-sıl yapacağımızın dile getirilmesi olmalı. Belki de herkes bunun cevabını bekliyor bizden şu anda…

Geçenlerde Üniversite seminerlerimizden birisine gitmiş ve konuşma sıramızı bekliyorduk. Biraz biz

erken geldiğimizden biraz da önceki konuşmala-rın sarkmasından olsa gerek bir önceki konuşma-cının konuşmasının son bölümünü dinleme şansı-mız oldu. Konuşmacının salondakilere yaratıcılığın formülünü vereceğini taahhüt etmiş olduğunu an-lamak zor değildi. O kadar çok sevindim ve heye-canlandığımı anlatamam. Kendi kendime dedim ki; iyi ki erken gelmişiz, birazdan hayati bir formülü öğrenmiş olacağız :). Tüm dikkatime rağmen ko-nuşma bitmesine rağmen formülü anlayamamış ya da algılayamamıştım. Herhalde ben ıskaladım diye düşündüm. Neyse ki sıra bendeydi ve kendi-mi sahnede bulmuştum. Mikrofonu da kaptığıma göre artık hiç olmazsa salondakilerden formülü öğrenebilirdim. Ancak anladım ki konuşmacı sö-zünde durmamış ve formülü vermemişti :).

Salondaki demotivasyonu, olmazsa formülü ben veririm vaadiyle heyecana çevirdim. Elbette ki ben sözüm de durdum...

Ve onlara dedim ki; yaratıcılık süngerimsi bir du-rumdur. Süngerin durumu ne ise yaratıcının du-rumu da odur aslında. Elimize aldığımız kuru bir süngeri sıktığımız da asla su çıkmayacaktır. Oysa sünger sıkıldığında su çıksın istiyorsak bir biçimde su ile süngerin buluşmasını sağlamak zorundayız. Artık bu nasıl sağlanır onu bilemiyorum. Bu bazen ortamdaki nemden (ki zaman alır) bazen su dolu kovaya daldırılarak yada çeşme altına tutularak olabilir. Önemli olan sünger sıkıldığında suyu aka-bilsin, tıpkı denizin derinliklerinde doğa da bulun-duğu gibi.

Artık sünger nasıl suyu emerse yaratıcı da nasıl beslenir ve neyle dolar onu kendisinin bulması ge-rekiyor elbet. Ne yaratmak ve üretmek istiyorsak o tür tüketmek gerektiğini de unutmadan. Söz geli-mi iyi yazmanın çok okumaktan, iyi tasarlamanın çok izlemekten geçtiğini de unutmadan.

Son olarak ta yarATICININ cesur olması ve üret-mekten korkmaması gerektiğini de mutlaka söy-leyelim. Ne kadar korkusuz olur ve ATARSANIZ o kadar da TUTARSINIZ…

Hayata gülelim ki oda bize gülsün.

Sevgiyle kalın…

Page 103: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

101

Sayı 11 (2015/1)

ENDÜSTRİYELPAZARLARDA SATIŞ

Zeki YüksekbilgiliPazarlama Danışmanı ve Eğ[email protected]

Endüstriyel pazarlar, ciddi anlamda tüketici pa-zarlarından farklılaşırlar. Endüstriyel pazarların tü-ketici pazarlarına göre en büyük farkları şu şekilde sıralanabilir;

Endüstriyel alıcılar rasyonel hareket ederler.Endüstriyel alıcıların bilgi düzeyleri yüksektir.Endüstriyel pazarlarda tutundurma faaliyeti

olarak reklam yerine kişisel satış yaygındır.Endüstriyel pazarlarda alımlar doğrudandır.Endüstriyel pazarlarda karşılıklı alışveriş (re-

ciprocity) ilkesi vardır.Alımlar genelde grup olarak yapılır.Satış masrafları azdır.Satın alma işlemi uzun sürer.

Dolayısıyla endüstriyel pazarlarda satış teknikleri farklılaşmaktadır.

Bu bağlamda en temel farklılıklar, endüstriyel pa-zarlarda alıcıların rollerinde ortaya çıkmaktadır. Tüketici pazarlarında alıcıyı tanımlarken, parasal gücü, istek veya ihtiyacı, karar verme yetkisi olan kişi şeklinde bir tanım yapılırken, endüstriyel pa-zarlarda roller biraz daha karmaşıktır. Bu pazarlar-da satışa giden yol, doğru kişileri dolayısıyla doğ-ru rolleri belirlemekten geçer. Bu roller kısaca şu şekilde tanımlanabilir;

Başlatıcı: Bir ürün ya da hizmetin satın alınmasıy-la çözümlenebilecek bir sorun ya da gereksinimi tanımlayan kişidir.

Etkileyici: Bir satın almanın yapılıp yapılmayaca-ğını, neyin satın alınacağını ve kimden satın alı-nacağına ilişkin bilgiye sahip olan kişidir. Başka bir ifadeyle, işletme içinde gereksinimin şiddetini or-taya koyan satın alma merkezi üyesidir. Etkileyici-ler, herhangi bir bölümden hatta işletme dışındaki bir danışmanlık firmasından bile olabilir. Etkileyici, belirli bir ürün ya da tedarikçi tercihi yapmaz, an-cak verilen satın alma kararı üzerinde etkilidir.

Karar Verici: Satın almaya ilişkin olumlu ya da olumsuz kararı veren, ürünü ve tedarikçiyi seçen ya da onaylayan (genelde en üst kademede ça-lışan) kişidir.

Alıcı: Ürün ya da hizmetin siparişini veren kişidir. Bunlar satın alma merkezinin diğer üyeleri tara-fından yapılan tercihe ilişkin fikir öne sürmezler, buna karşılık seçilen tedarikçi işletmeyle satın alma görüşmelerini yürütürler. Genellikle işletme içi yapılanmada yer alan ve işletmeye bağlı satın alma bölümü çalışanları ya da satın alma acen-teleri olabilirler.

Kullanıcı: Ürün ya da hizmetin son müşterileridir.

Makineleri kullanan üretim işçileri, ofis donanımını kullanan sekreterler ya da telefon santralini kulla-nan telefon operatörleridir. Her ne kadar kullanı-cılar, çoğu kez satın almanın başlatıcısı olsalar da genellikle satın alma kararına katılımları alt düzey-dedir.

Kilit Adam (Gatekeeper): Satın alma ekibine ge-len malzemeleri denetleyen kişidir.

Avukat: Satıcının ürününü veya firmasını beğenen ve bunu dile getiren kişidir.

Bu roller içerisinde en çok ihmal edilenler genel-de kilit adamlardır (gatekeeper). Bu kişiler, şirket-lere yollanan katalogları, tanıtım malzemelerini denetleyen, yönlendiren kişilerdir. Aynı zamanda, alıcı ve karar vericilere ulaşmak için geçilmesi ge-reken kişilerdir.

Genelde sekreter, asistan pozisyonunda olan bu kişiler, tüm akışın sorunsuz gitmesi için kritik öneme sahiptir. Üstelik, alıcıların değişmesi durumunda da şirket ile ilişkinin devam edilebilmesi, yeni alı-cılar ile iletişim kurulabilmesi için kilit adamlar çok kritik öneme sahiptirler.

İyi satıcılar, kilit adamların isimlerini, neler sevdik-lerini, doğrum günlerini tıpkı karar vericiler ve alı-cıların bilgilerini sakladıkları gibi saklarlar. İşletme ziyaretlerinde muhakkak kilit adamlara da uğrar, onları mutlu edecek küçük hediyeler götürmeyi asla ihmal etmezler.

Şimdi gelelim kritik soruya;Sizin şirketinizdeki satıcılar kilit adamlar ile ilgili ne kadar bilgiye sahip? Büyük satışlar yapabilmek için kilit adamları ne kadar mutlu edebiliyorlar?

Page 104: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

102

Sayı 11 (2015/1)

NEDEN? NASIL? NİÇİN? FUAR

M. Aykut Bulut

Seramik sektörünün en önemli yurt içi aktivitesi olan UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı bu yıl 24-28 Şubat tarihleri arasında 27. defa gerçekleştirilmiş olacak. Ülkemizde seramikle il-gili kuruluşların neredeyse tamamının katıldığı fuarımız yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun il-gisiyle de başlangıcından bugüne kadar gerek fuarın katılımcı ve ürün kalitesi gerekse büyüyüp genişlemesiyle çok iyi gelişmeler göstermiştir. İtalya ve İspanya’da tertip edilmekte olan ben-zeri seramik fuarlarından başka ülkemizde gerçekleştirilen UNICERA, yurt içi ve yurt dışında yaratılan katma değer büyüklüğünde İspanya fuarı CEVISAMA’nın önüne geçmiş, çok kısa za-manda da İtalya’nın fuarı olan CERSAIE ile yarışır hale gelecektir. 1988 yılından itibaren her yıl gerek niteliksel gerekse de niceliksel olarak çok önemli gelişmeler gösteren fuarımız; ülkemiz seramik sektörü açısından önemli bir gelişim, tanıtım ve pazarlama aracı olmuştur. Başarıların büyüyerek devam etmesi firmalarımız, çalışanlarımız ve sek-törümüz adına en büyük dileğimizdir.

Bugünkü modern fuarcılık çok eski yıllardan beri değişik isim ve biçimlerde uygulanmıştır. Yunan-ca Panagora esaslı bir kelimeden gelen “pan-agir” veya “panagyris” dilimize “panayır” olarak girmiş olup her yılın belirli bir zamanında, belirli bir süre için, belirli bir yerde kurulan pazar anlamına gelmektedir. Pan kelimesinin bütün, tam, Agora kelimesinin de toplanma yeri anlamıyla katıldığı Panagora büyük toplantı, bayram, festival anlamlarına gelmektedir. Yine bu bağlamda; insanların bir araya gelerek bir festival havası içinde eğlenmelerini ifade eden ve özünde olgunluk, doğruluk gibi kavramları barındıran Latince esaslı “Feria” kelimesi İngilizceye “Fair”, İtalyancaya “Fiera”, İspanyolcaya “Feria” Fransızcaya da “Foire” olarak girmiştir. Dilimizdeki “Fuar” kelimesi Türkiye’de bu tür etkinliklerin başlangıç yılı olan 1936 İzmir Enternasyonel Fuarı ile birlikte Fransızca Foire kelimesinden ve telaffuzundan gelmiştir. İlk anlamda büyük ölçekli ticari panayır olarak tanımlanmış olup 40 ülkenin katılımıyla bugünkü yerinde açılan fuar o günlerden beri etkinliğini devam ettirmektedir. 1950’li yıllardan itibaren her Türk ailesinin o fuarı gezmesi en büyük gurur ve arzusu olduğunu o yılları yaşamış olanlar çok iyi hatırlayacaklardır.

Bu etkinlikler arasında sayabileceğimiz bir diğer organizasyon ise; bir çalışmaya, bir sosyal faali-yete faydalı olması amacıyla genellikle açık ha-vada yapılan ve satış yapılarak gelir sağlanan eğlenceli toplantılara da “Kermes” denilmektedir. Kelimenin aslı İngilizcede “Kermess”, Fransızcada “Kermesie”dir.

Fuarlar teşhir edilen ürün cinslerine göre iki ana başlıkta değerlendirilir.

Genel Fuarlar: Her türlü tüketim ve hizmet malı ser-gilenir ve satış esasına göre düzenlenirler.

İhtisas Fuarları: Düzenlendiği isim altında ürün ya da hizmetlerin sergilendiği, genellikle o sek-törü ilgilendiren kişiler tarafından ziyaret edilen organizasyonlardır. İhtisas fuarları iç ve dış ticaret yapan büyük ölçekli kuruluşlarla yapılabileceği gibi perakendecilere yönelik küçük ölçeklerde de olabilir. Sadece kendi bölgesinin veya kendi ülkesindeki firmaların katıldığı bölgesel ve ulusal fuarlar, bir çok ulusun ve o uluslardan firmaların katıldığı uluslararası genel ve ihtisas fuarları, bir ülkenin başka bir ülkede tertiplediği solo fuarlar, expo organizasyonları gibi bir çok farklı yapıda fuar etkinlikleri de bulunmaktadır.

Fuarlara katılacak olan firmalar nasıl ve neye göre fuara katılacaktır? “Herkes katılıyor, şimdi ben katılmasam millet ne düşünür?” mantığıyla katılan, buna karşın bir sürü masraf ve yorgunluğu bahane ederek katılmayan firmalar aslında fuar-larda pazarlama, imaj, yeni fırsatlar alanında neler kazanacaklarını veya kaybedeceklerini bir kere daha düşünmelidirler. Katılım, firmaların amaçlarının ve beklentilerin net bir şekilde be-lirlenmesinden sonra yapılmalıdır. Katılım senesi ve ondan sonraki yıllar için firmanın performansına önemli ölçüde tesir edecek olan fuara katılım kararı gerçekten hedef ve beklentilerin tam olarak ne isteniyor sorusunun cevabının açık ve net bir şekilde ortaya konmasından sonra veril-melidir. Genel pazarlama ve satış hedeflerinin dışında firmayı ileriye taşıyacak, satış zaaflarını iyileştirecek, karlılığını, büyümesini, teknolojik gelişmesini destekleyecek özel hedefleri olmalıdır. Bu hedeflere ulaşmanın bir başlangıç noktası da fuarlar olacaktır.

Page 105: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

103

Sayı 11 (2015/1)

Bir firmanın pazarlama ve satış faaliyetlerinin sadece o bölüme ait olmadığı, kuruluşun bütün bölümlerinin de bunun içinde olması, kuruluşun kendi içinde ve dışa karşı bir bütün olması üre-tim, ar-ge, finans ve insan kaynaklarının tüm gücüyle bu mücadelenin içinde olması o firmanın başarıya ulaşması için en önemli kuraldır. Bir fuarın hazırlanmasının o firmanın sadece pazarlama ve ar-ge ile ür-ge departmanlarının görevi olmadığı bilinmeli, herkesin bu çalışmalara canı gönülden katılmaları sağlanmalı ve desteklenmelidir.

Üretim faaliyetinde bulunan kuruluşlar kendileri için değişik pazar, ürün, fiyat ve dağıtım kanalı politikaları belirleyebilirler. Hangi şekilde çalışılırsa, hangi politika uygulanırsa uygulansın ana hedef bütün üretim ünitelerinin verimli, istenen kalit-ede çalışması, maliyetlerin kontrol edilebilmesi, karlılığın sağlanması ve gelecekte de sektörün içinde bulunabilmenin sağlanması olmalıdır. Aslına bakarsanız; gelecekte de sektörün içinde bulunabilmek diğer saydığımız parametrelerin doğru yapılmasına ve sektör içinde gelişen en yeni teknoloji ve ekonomik skalaların takip edilerek uy-gun bir şekilde firmaya kazandırılmasıyla mümkün olacaktır. Çok basit ve genelleştirilmiş ifade ile en son teknik ve teknolojilerin kullanılarak pazarda satılacak en değerli ürünü optimum fiyattan sa-tabilecek yönetim, finans, makine, malzeme ve insan gücüne sahip olmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek ana hedef olmalıdır.

Kuruluşlar kendi içlerinde çok büyük yanlışlar yapmadığı müddetçe pazarda herhangi bir ürün grubunda teknik yeterlilik anlamında farklılıklar yok denecek kadar azalmıştır. Bu sebeple ürünün diğer özellikleri olan geometrik yapı, desen renk ve baskı kalitesini farklı kılarak rakip ürünlerden ayrılmasını sağlayabilmek ve bunu kusursuz bir şekilde üretmek, satılacak fiyatı doğru belirlemek daha başarılı olmanın temel ilkeleridir. Fuarlar da bütün bunları görmek ve göstermek için en uygun mekanlardır. Teknoloji, bilgi, yaratıcılık, çalışanların ve müteşebbis gücünün bütünlüğünün en güzel gururunun ve mutluluklarının yaşanacağı yer fuar alanları olacaktır.

Fuarlar birçok yönden kişi ve kurumlara faydalar sağlamaktadır. Kısaca özetlemek gerekirse;

Birçok ürün, hizmet ve müşteri bir araya gelir, yüz yüze satışla kısa sürede bağlantılar sağlanır.

Müşteriler en uygun fiyat, kalite ve nitelikleri görerek, seçme haklarını daha iyi kullanırlar.

Kuruluşlar tanınırlıklarını arttırlar.Yeni ilişkiler kurulur, eski ilişkiler güçlendirilir.Katılımcı firmalar ürünlerini rakipleriyle

kıyaslarlar, daha sonraki çalışmaları için yeni strateji ve yatırım planları oluştururlar.

Fuar alanlarının ve standlarının hazırlanmasında çalışan mimar ve tasarım atölyeleri her yeni işlerinde kendilerini yenileyerek, yeni sunum teknikleri ile ziyaretçilere ürünleri en iyi şekilde gösterebilmeyi amaçlarken yarattıkları stand yapıları ile katılımcı firmalara ve kendi imajlarına büyük katkılar sağlarlar.

Catering, katolog, tamamlayıcı aksesuarlar, zi-yaretçi karşılama ve diğer alt yapı hizmetleri destekleyici fuar faaliyetleri olmakta ve bunlara gösterilen özen katılımcı firmaların imaj ve algılanmalarına önemli katkılar sağlamaktadır.Çalışanlar, öğrenciler, mimarlar, tasarımcılar, teknik ziyaretçiler, pazarlamacılar, halkla ilişkiler ve bu işin ticaretini yapanlar açısından fuarlar çok faydalı bir eğitim ortamı olmaktadır.

Fuara katılmış olan firmalar fuarın bitmesiyle be-raber fuar değerlendirme toplantısı yaparak sonuçları değerlendirmeli ve bunlara uygun kararları alarak uygulamaya koymalıdır. Başlıklar halinde kısaca özetleyecek olursak;

Fuarın genel havası, eski ve yeni ziyaretçilerin, diğer rakip firmaların değerlendirilmesi,

Hazırlanan stand ve sunulan hizmetlerin değerlendirilmesi,

Fuar boyunca alınmış olan ziyaretçi kartlarının dökümü ile gerekli geri dönüşlerin ve teşekkür aramalarının yapılması,

Yapılmış olan fuar, stand ve ürünlerle ilgili an-ketlerin değerlendirilmesi,

Alınan siparişlerin analizi, ürün tadilat tale-plerinin karara bağlanması, üretilmesi gereken siparişlerin üretim programlarının yapılması,

Gelecek yıla ait fuar stratejisinin belirlenmesi, hedeflerin konulması, eylem planlarının hazırlanması,

Bu çalışmalara kuruluşun bütün birimlerinin katılması, konulacak hedeflerde fikir birliği sağlanması başarının kalitesi ve zamanında bitirilmesi üzerine katkıları olacaktır. Herkesin zinci-rin bir parçası olduğunu ve zincirinin kuvvetinin ise en zayıf en az destek veren halka kadar olduğu daima hatırda tutulmalıdır. Hani etrafına bir çem-ber çizerek içinde zıplayıp oynayan bir kişiyi gören-ler ona ne yaptıklarını sorduklarında; yanıtı “bir şey yapmıyorum, kendi çapımda eğleniyorum” olmuş ya, sadece kendi çemberimizi değil bitişiğimizdeki diğer çemberleri de görüp ana halkaya bütün gücümüzle bağlanmamız, en önemli hayat düs-turumuz olmalıdır.

Yazımızı yine bir küçük hikaye ile bitirelim. Temel kola makinasının karşısına geçmiş devamlı olarak jeton atıp kola alıyormuş, yanına gelen arkadaşı ne yaptığını sorunca, “Karışma uşağım, şansım çok yaver gidiyor” demiş.

“Bir firmanın pazarlama ve satış faaliyetlerinin sadece o bölüme ait olmadığı, kuruluşun bütün bölümlerinin de bunun içinde olması,

kuruluşun kendi içinde ve dışa karşı bir bütün olması üretim, ar-ge,finans ve insan kaynaklarının tüm gücüyle bu mücadelenin içinde olması

o firmanın başarıya ulaşması için en önemli kuraldır.”

Page 106: TİMFED Dergisi 11.Sayı

Makale

104

Sayı 11 (2015/1)

SUNUM TÜYOLARI

Almila DalkılıçKişisel Gelişim Uzmanı

[email protected]

Sunum ve hitabet bir sanattır.

Sunum hakkında hiçbir zaman her şeyi biliyor olamazsınız.

İşte sizin için altın değerinde etkili sunum formüllerim:

1) “Şartlar uygun değilse şartları kendine en uygun hale getir!”

2) “Heyecan mı bastı… ne güzel, heyecanını coşkuya dönüştürme zamanı!”

3) “Yüzde 100 başarı bekleme, yüzde 95 senin için en uygunudur. Fazlası artı bonustur.”

4) “Kendine güven, sahneye doğru çık, doğru konuş, hata yaptığın yere takılma çevresinde dönüp durma.”

5) “Ücretini bil, saatini veya gününü satın alacak olanlara fiyatını söyle yüzde 15 den fazla indirim yapma!”

6) “Unutma ki çok iyi hazırlandın, sorun yok, problem yok, sıkıntı yok onun için sıkıntı yaratma.”

7) “Stres olmalı, stres olmaz ise sunumda başarı olmaz.”

8) “Sen sahnedesin karşındakiler oturuyorlar 1-0 önde başlıyorsun farkında mısın?”

9) “Örneklere başvurmaktan çekinme, zor bir durumla karşılaştığında otoriteler ve kitaplardan yardım al, ama bunu yardım almış gibi değil, ortak bir paylaşım şeklinde sun.”

10) “Sesin düşmesin, o düşerse senin performansın da düşer.”

11) “Her zaman kalbinin sesini dinle, kararsız kaldığında beyninden gelen sesi de aç.”

12) “Gelecek olan her soruya hazırlıklı ol, unutma ki sorular sorulmak için sorulmalıdırlar.”

13) “Kapıdan çıkarken herşey bitmedi, yanılma! Sizi hala inceliyorlar, acaba o sunum yapan kişi sunum bittiğinde de aynı kişi mi? Yoksa değişecek mi? Değişme aynı kal!”

Page 107: TİMFED Dergisi 11.Sayı
Page 108: TİMFED Dergisi 11.Sayı