tek-esin vakfıtekesin.org.tr/wp-content/uploads/2016/09/20.pdf · (25) vaklinov, 144-50...
TRANSCRIPT
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
DR. E M E L ESİN
K Ü T Ü P H A N E
DR. EMEL ESİN KOLEKSİYONU
TÜRK KÜLTÜRÜ
Yayın Ta . : Kasım/1962
Yayınlayan: TÜRK KÜLTÜRÜNÜ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
Kuruluş T a . : Ekim/1901 •
İmtiyaz Sahibi
Prof. Dr. Şükrü ELÇİN
•
Yazı İşleri Müdürü Prof. Dr. Talip YÜCEL
•
Flatı: 10,- T L .
Yıllık abonesi: 120,— T L . Dış memleketlere iki
mislidir.
Dergiye gönderilen yazılar hasılsın basılmasın iade edilmez. Dergideki yazılar kaynak gösterilerek alınabilir. Makale-lerdekl fikirler İmzâ sa
hiplerine âittir.
İdare ve yazışma adresi: Tunus Cad. 16.
Bakanlıklar P.K. 14, Çankaya
A N K A R A
•
Dizilip Basıldığı yer: Ayyıldız Matbaası A. Ş.
Ankara
i Ç i N D E K İ L E R
Barış Harekâtından Önce Kıbrıs Meselesi
H. Fikret Alanya 1
Türk Târihi Işığında Bulgaristan
Dr. E n i " ! Esin 16
(laka Bey'in Yaktığı Fener (Şiir) Ş ü k r ü Elçin 30
Karacaoğlan'da Kalk Kültürü Doç. Dr. Sâinı Sakaoğlu 31
Yalan Dünya (Şiir)
Mehmet Çakırtaş
İskenderun vc Çevresindeki Târihi Eserler - I I -
Vähli Çabuk
Bir Bibliyografyamın Tenkidi ve Buna Bâzı İlâveler - I I -
Dr. Orhan F. Köprülü
40
41
4G
Haberler:
Mchmcd, Ayaz Ishakî'yi Anma Töreni
Emrullah Agi 5G
Bibliyografya:
K. Röhrborn, Uigurisches Wörterbuch (Uygurca Sözlük)
Dr. Osman F . Sertkaya 57
Şem'dânî-zâde Fındıklık Süleyman E -fendi Tarihi, Müri't-tevârih H/A •
İlhan Şahin 60
Erkin Alptekin, Uygur Türkleri
A. Şekür Turan 61
G3
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
Or.Em«! Etin K Q T Ü P H A W F f i l
TÜRK TARİHİ IŞIĞINDA BULGARİSTAN
Dr. Emel Esin
I — Türk Proto-Bulgar Hanlığı'ndan Osmanlılar'a Kadar: Bulgaristan'ın muhtariyetinin 100. yıldönümü münâsebeti ile, Sof
ya'da 28 ŞuMt.- 2 Mart 1978 târihleri arasında toplanan kongreye katılmıştım. .Bulgar îfimler Akademisi'nin/üiıĞJlaıiamlafı'nıh." nâz'ilt Yardımları ile, millî târihimizin bâzı meselelerini araştırmak fırsatını buldum.
Türk târihi bakımından, dikkati çeken husus, Bulgaristan'da Proto-Bulgar devrine âit çalışmaların başlamış olmasıdır. Bilindiği gibi, M. 681'de Bulgar devletini kuran ve ona adırp veren bir Türk kavmi idi 1 . Bulgar devletinin kurucusu olanlara, ^İavlaşmış Bulgarlardan ayırd etmek için, i l im dünyâsında Tuna Proto-Bulgar'ları adı verilmektedir.
Bulgar araştırıcıları, Proto-Bulgar kavminin menşei hakkındaki bilgileri, Sovyet târih görüşüne uygun olarak2, Çinliler'in "Hsiung-nu" dediği Doğu Asya Hunları'na bağlamakta, Türkler ile Moğol ve Tunguz -Mançu etnik grupları arasında ırkî birlik olduğu şeklindedir1. Bu görüşe nazaran, Milâdın ilk asırlarında Çin şeddinden E t i l (idil) kıyılarına ilerleyen Hunno-Türkler'den olan Proto-Bulgar'lar, başka kavimler ile karışarak, bugünkü Bulgarlar ortaya çıkmıştır. Türkler'in menşei hakkındaki Sovyet - Bulgar târih görüşüne karşı, Japonya'da' ve Avrupa'da1
bugün başka görüşler ağırlık kazanmıştır. Türkler'in menşei Çin târihlerinde Mîlâddan önce de adı geçen ve târihî devirde Türk olarak bilinen
(1) Umûmî mâhiyette eserler: D. Angelov, Obrazovanic na Bulgarskata narodnost (Sofia, 1971); G. Moravcsik. Byzantinoturcica (Berlin, 1958); E . Tryjarski, "Protobulgarzy", Hunowie, Protobulgarzy, Chazarouie Pieczynegoıvie (Varşova, 1975); V. N. Zlatarski, Istoriya na Bılgarskata Dırjava prez Srednevite vekove (Sofia, 1970).
(2) S. Vaklinov, Formirane na Staro-Bılgarskata kultura V I - X I vek (Sofia, 1977), 15 ve not 13 (L. N. Gumilev, Xunnu, Moskova 1960'a atıflar).
(3) Vaklinov, 15-17-30. (4) Masao Morl, "Çin kaynaklarında Türk veya Türük adları", Türk kültürü el-
kitabı, seri I I , cild l /b (İstanbul, 1978). (5) E . Esin, Islâmiyetten önce Türk kültür târijü (İstanbul, 1978), not I/10'da ve
rilen kaynaklar.
400 (16)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
E . ESÎN Y I L X V I
boylardan Kırgız'lara; Çinlüer'in "Ting-ling" dediği boylara ve Uygur'lara bağlanmaktadır. Kırgızlar aslen eurepeoid olarak bilindiği için, Türklerin mongolid menşe'den olduğunu sananlar, bunların sonradan türkleş-tiğini farzetmek mecbûriyetinde idiler. Şimdi ise, G. Schmitt" gibi araştırıcılar, Kırgızların en eski Türkler olduğunu kabûl ediyoryor.
Tahminlere7 göre, Proto-Bulgar'larm ataları, diğer Türkler ile beraber, M. H. yüzyıl sıralarında, Ötüken dağları (Hangay), Kem (Yenisey) vadisi ve Altun-yış (Altay) dağlarından Batı Türkistan ve Hazar denizi kıyılarına, oradan da, Karadeniz'in kuzeyine inmişlerdir. Proto-Bulgar hanları listesine göre, Proto-Bulgar'larm ecdâdı "Doulo" boyuna mensup idi. Vaklinov "Doulo"yı bir Türk boyu saymakta, Priisak ise, "Doulo"la-nn Hsiung-nu hükümdâr boyu olduğu fikrindedir5 . Bizans müelliflerinin verdiği bilgiye dayanılarak, Proto-Bulgar'lar On-Ogur Türkleri'ne ve rumca "Koutjafouroi" denen Hunlar'a9 vöya Türkler'e bağlanmaktadır. Ogur ile Oğuz'un eş anlamlı olduğunu söyleyen Clauson10, "Koutrigouroi" adım Tokuz-Oguz'dan bozulmuş sayar.
M. VI . -VH. yüzyıllarda, Kafkasya'da ve bugünkü Dağıstan'dan Kırım'a, Tın (Don) ve hattâ Özü/Özi (Dnepr) ve Ros vâdîlerine kadar uzanıp, Kök-Türk yazısının Batı şekli kitâbeleri11 ile tebârüz eden Sal-tovo-Mayak kültürü, Sovyet'ler ve Bulgar'laiâaaiijziyâde, Türk'lerin Sar-mat, Alan ve Germen'ler ile karışması neticesinde meydana çıkmıştı. Bu kültür^blüinin ve yazısının Türkçe olduğuna nice kitâbeler13 şâhiddir.
"Bulgar" adı M. 480'den beri Bizans kaynaklarında geçmekte i d i 1 4 . M. V.-VT. yüzyıllarda Proto-Bulgar'lar, Trakya, Thessalonika (Selânik),
(6) G. Schmitt, "Wo siedelten nachweislich türkische Stämme im ersten Jh vor, bzw. nach der Zeitenwende?" Acta Orient. Acad. Seien. Hungaricae (kısaltma: AOASH), no X X I V (Budapeşte, 1971).
(7) Vaklinov, 15-17, 25-28, 34. Doulo: O. Pritsak, Die bulgarische Fürstenlinie (Wiesbaden, 1955), 38, 64.
(8) Moravcsik, I , 108. (9) K. Dieterich, Byzantinische Quellen zur Laender und Völkerkunde (New York,
1973), I I , 9, 97. Yine bkz. Vaklinov, 31, 33. (10) G. Clauson, "Türk, Mongol, Tungus", Asia Major, New Series, V i i i / 1 (London,
1960), 117. (11) Bkz. A. M. Şçerbak, "Les inscriptions inconnues sur les pierres de Khoumara
(Caucase du Nord)", AOASH, V (Bud. 1962) ve J . NSmeth, "The runiform inscriptions from Nagyszentmiklos and the runiform Scripts of Eastern Euro-pe", Acta linguistice Acad. Seien. Hungaricae, XXI/1-2 (Bud. 1971).
(12) Vaklinov, 29-31. Saltovo-Mayak kültürü hk. kaynaklar: Esin (not 5'de a.g.e.). (13) Bkz. not 11. (14) Bkz. not l'deki kaynaklar.
(17) 401
S A Y I 187
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 T Ü R K K Ü L T Ü R Ü Y I L X V I
Illyricum ve hattâ Kostantiniye sûrlarına kadar, akı.: çdiyoj-lardı. Bizans idaresi, bâzı Proto-Bulgar'lary I^ra^mafiîyıİarınâ1 'd'a ^yeile^tfrmişti15. Miladî VH. yüzyıl başında, Kostantiniye'de büyüyen ve Hıristiyan olan Kubrat1" (türkçe Kurt 'un değişmiş şekli sanılır. Öl. M. 642), Proto-Bul-gar'iarı ve On-Ogur'lar ile birleştirerek Karadeniz'in kuzeyinde, Bizans tarihçilerinin "Eski Bulgaristan" (Palaia Boulgaria) dediği devleti kurdu" . Kostantiniye patriği Nikephosros18 (758-829) ve diğer Bizans târîh-çüeri bu devletin sınırlarını şöyle çiziyordu: "Azak denizi (Maeotis) çevresinden Kuban (Kophis) ırmağına kadar Eski Bulgaristan devleti ile, aynı boylara mensup bulunan "Koutrigouroi"uıı illeri bulunmakta id i . " Eski Bulgaristan başkentinin, Kuban ırmağının Azak denizi ağzındaki Roma şehri Phanaguris'de1'-' bulunduğu sanılmaktadır. Patrik Nikepho-ros'a göre, Kubrat'ın beş oğlu vardı; bunlardan Bayan Eski Bulgaristan topraklarında Hazar Hakanlığı kurulduktan sonra da, yerinde kaldı ve Hazar'lara tâbî oldu. Kotrag adlı ikinci oğlu Tın (ve Eti l ) vâdîlerine göç edip, E t i l Bulgar devletinin temelini kurmuş oldu. Dördüncü oğlu, Pannonia'da Avar Hakanlığının himâyesine girdi. Beşinci oğlu Pentapolis Ravennesia'da Roma topraklarına vardı (başka bir grup da Bavaria'ya kadar gitmişti). Kubrat'ın üçüncü oğlu Asparukh-'1 (Türkçe İşberükh'den bozulmuş sanılır: M. 644-702) ise, güneybatıya indi. Asparukh ve boyu, Özü, Turla ve Prut vâdîleri boyunca ilerleyip, Tuna nehrini güneye doğru aşarak, merkezi Varna ile Şumnu arasında bulunan bir devlet kurdular (bkz. harita). Eskiden beri, "Skythai" ve Hunlar gibi kuzeylilerin akın ettiği bu mıntakaya o zamanlarda Küçük Skythia deniyordu (şimdiki Deli-orman ve Dobruca).
İşte, M. 669-681 arasında, Tuna Proto-Bulgar Hanlığı'nın kurucusu bu Asparukh (Asparuh) olmuştu. Bizans'ın batı sınırlarında yükselen Proto-Bulgar devleti ile Bizans arasında, çok geçmeden, savaş başladı. İlk Proto-Bulgar başkenti Pliska'dan akma çıkan Kurum Han (803-814)", 809 yılında Serdika'yı (Sofya'yı) alıyor ve 811'de, Kostantiniye sûrlarına varıp, Yedi-kule'deki Altın-kapTya kargısını saplıyordu.
Bu ilk devirde, Proto-Bulgar kültürü henüz Türk husûsiyetleri arz ediyordu. Pliska, Madara ve şimdi Çar Krum denen Çatalar'daki mîmârl
(15) Moravcsik, I , 108. (16) Vaklinov, 34; Moravcsik, I I , 161 («©bratos). (17) Moravcsik, I I , 98. (18) Dieterich, I I , 9-2. (19) Vaklinov, 34; Dieterich, I I , 5, 97. (20) Moravcsik, H, 75-6. (21) Moravcsik, H, 174-75.
402 (18)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
SAYİ 187 E . ESİN Y I L X V I
kalıntılarında olduğu gibi, mezarlardan çıkan mâdeni eşyada, meselâ Türk kemerlerinin altın ve tunçtan tokalarında (res. 4), damgalar ve Kök-Türk yazısının Batı çeşidinden kısa ibâreler (res. 2) görülmekted i r - . Bunlardan birinde Bagatur unvânı okunmuştur. Proto-Bulgar damgasının tesbîti husûsunda ise tahminler muhtelift ir2 1 . Yunan harfleri ile kitâbeler ve yazılarda da Türkçe ibâreler ve adlar okunmuştur2'. Bulgar -larca Proto-Bulgar'lara atfedilen Nagy-Szent-Miglos'da bulunmuş altın ibrik ve tabaklarda, Kök-Türk harfleri ile yazılardan başka, Yunan harfleri üe de ibâreler mevcuttur. S. Mihajlov bu Yunanca yazılarda da, Türkçe olarak, Proto-Bulgar'ların Hıristiyanlığı kabulüne tekabül eden bir târih ve bir sanatkâr adı okumuştur25. Proto-Bulgar'lar Türk'lerin oniki hayvanlı takvimini kullanıyordu2'1. Azîz Kyri l l ' in icâd ettiği ve adını taşıyan yazıda ve onunla alâkalı Sekel yazısında görülen Kök-Türk damga ve harflerine benzer harflere de, Feher ve diğerleri, dikkati çekmektedir2 7 . Beşevliev28, Proto-Bulgar'larda, tuğ kullanmak, kılıç üzerine and içmek ve "böri"ye (kurd'a) ongun mâhiyeti atfetmek gibi Türk âdetleri kaydetmektedir. Türk'lerin gök tanrısı ibâdeti de Proto-Bulgar'larda mevcuttu ve Madara harâbelerinde bir "Tengri" tapınağı bulunduğu an laşılmaktadır. Bu tapınakta bir sütün üzerinde, Kök-Türk harfleri ile "tangra" kelimesi okunmuştur2".
Madara'da bir kaya üzerindeki kabartma tasvir arslan veya pars avlayan bir hükümdân, muhtemelen Kurum Han'ı temsil etmektedir
(22) G. Feher, Monuments de culture proto-bulgare (Bud. 1931), 151-57'de verilen kaynaklar.
(23) Bkz. Vaklinov,, 63 ve M. N. MavrSHinov, Le trésor proto-bulgare de Nagy-Szent-Miklos (Bud. 1943), 81.
(24) Moravcsik, I , 303-308.
(25) Vaklinov, 144-50 (Nagy-Szent-Miklos eserleri proto-Bulgar'lara âiddir). Y u nanca yazıda türkçe târih: S. Mihajlov, "The year of the conversion of the Bulgarians into the Christian faith", Bulgarian historical review, I I I (Sofia, 1977).
(26) B. Rogev, "Fondements astronomiques de l'ère proto-bulgare", Etudes Bal kaniques (1969/3).
(27) Feher, not 22'de a.g.e., 151-57.
(28) V. Beşevliev, "Proto-Bulgar dîni", çeviren T. Acaroglu, Belleten, IX/34 (Ankara, Nisan 1945), 220-21, 223, 241-42. Türklerde mümâsilleri: Esin, not 5'd a. g.e., 93-4, 98 (bOri ve böri başlı kam); 105 (tug); not HI/120 (and).
(29) Vaklinov, 98-103.
(19) 403
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 T Ü R K K Ü L T Ü R Ü Y I L X V I
(res. 3 ) 3 0 . Donçev31 bu eserin Bulgaristan'daki kadîm Trak sanatı geleneğinde olduğunu göstermekle beraber, Kurum Han'ın, Türk hükümdâr-larına mahsus uzun saçları ve elinde tuttuğu kadeh gibi unsurlan Türkistan ikonografisine bağlandığına işâret etmektedir.
Pliska ve Madara'da kayalar üzerine çizilmiş levhalarda görülen atlı alpler ve avcılar, Sibirya'daki M. VII . - IX . yüzyıllardan Türk (Kırgız) petrogliflerini hatırlatmaktadır32.
i l k Proto-Bulgar başkenti Pliska33, Türk'lerin "ordu-balık"31 dediği ve iç-içe ik i kaleden müteşekkil olan hükümdâr şehri geleneğinde idi. Ancak Pliska mimârları, Saltovo-Mayak kültüründe de olduğu gibi, tuğla yanında, yerli malzeme olan taş da kullanmışlardı. Rekonstitüsyonlara bakılırsa, Pliska sarayının yan-yana ince şâkûlî oluklar üe tebârüz eden cepheleri, Batı Türkistan saraylarına, bilhassa Batı Türk sülâlesinin bir kolunun Buhârâ'da yaptırdığı Varahşa sarayına benziyordu35. Bu husus Proto-Bulgar'lann Doğudan Batıya göçleri sırasında, Batı Türkistan'dan geçmiş olmaları ihtimâlini destekler. Proto-Bulgar'lann balçık ile tahkim edilmiş çit cinsinden sûrları Sibirya'da Taştık kültürü geleneğine bağlanmaktadır.
Proto-Bulgar halkı, Tuna bölgesine geldikleri ilk devirde Türk "ke-rekü"sü (kubbeli otağı) şeklini taklit eden odalarda oturuyorlardı36.
M. 811'de Bizans ile savaş neticesinde Pliska zarar görünce, Kurum Han'ın oğlu Omurtag Han bu şehri tahkim etmiş ve Preslav'da ikinci bir başkent bina etmişti37. Feher'e göre, Çatalar kitâbesinde, "Sıgor" (Sığır) yılının ük ayında (M. 821), üç arslan heykeli, bir köprü ve çeşme ile inşâ edildiği büdirüen "aul " (Proto-Bulgar Türkçesinde sûrlu mahâl), Preslav şehri idi. Proto-Bulgar geleneğinin devamı ile birlikte, Preslav'da artık Bizans tesirleri kuvvetlenmekte idi. Uzun zamandır Yakın Doğu'da unu-
(30) Vaklinov, 99-103; Feher, not 22'de a.g.e., 89. Kurum Han olarak tesbît: G. Feher, Di© Inschrift des Reiterreliefs von Madara (Sofia, 1928), 129.
(31) S. Donçev, "Madarskiyat konnik", Nauka i teknik, X V I (Sofia, 21.IV.1977). Uzun saç ve kadeh: E . Esin, "Kuşçı", Sanat târihi yıllığı, V I (İstanbul, 1976), 429.
(32) Vaklinov, 49, 103. Mukayese ediniz: Esin, not 5'de a.g.e., lev. X L V I , L l /b . (33) Vaklinov, 103-120. (34) Ordu-balık: Esin, not 5'de a.g.e., 113. Saltovo-Mayak kültürü: bkz. not 11-13. (35) Varahşa: Esin, not 5'de a.g.e., not IV/32 ve lev. L X V T Taştık kültüründe bal
çık sûrlar: ibid., 12. Proto-Bulgar toprak sûrları: Fefte/,-nqt 22'de a.g.e., 31-7 ve Vaklinov, indeks, Zemleni ukreplennia. ( '-fr s J
(36) Vaklinov, 91. Kerekü: Esin, not 22'de a.g.e., 6. — (37) Preslav: Vaklinov, 180-227. Feher, not 22'de a.g.e., 144-45. Preslav'da sırlı ve
kabartmalı tuğladan dıvar kaplamaları ve keramik fırınları: ibid., 133-37.
404 (20)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
E . ESİN Y I L . X V I
tulan sırlı keramik kaplama tekniği Preslav'da görülmekteydi. Boris38
(belki Türkçe Bogorı'dan değişme) adlı han devrinde (852-889), M. 864 yılında, Hıristiyanlık kabûl edildi. Bundan sonra, Bulgar'lar, Hıristiyan
avlar ile karışıp, Bizans kültürünün tesirine düşecek ve Türk kültürü gerileyecekti. Bizans ile asırlar süren münâsebetler neticesinde, 1018'de Bulgar Hanlığı Bizans idâresine geçti.
Proto-Bulgar sanatının başlıca eserlerini ihtiva eden bir sergi hâlen Sofya'da, Osmanlı devrinden kalma-bir câmi olan arkeoloji müzesinde teşhir edilmektedir. Proto-Bulgar'ların Kök-Türk harfleri ile yazılarım da ihtiva eden bu serginin, bizim için ehemmiyeti âşikârdır. Sergide, bugün de memleketimizin sınırları içindeki Ak-alan'da39 (Edirne yam), M. Vn. yüzyıldan bir Proto-Bulgar mezarından' çıkmış bir de Türk kemeri görülüyordu. Ak-alan Türk arkeologlarım ilgilendirecek bir kazı yeri olsa gerek.
Mîlâdî I X . - X I . yüzyıllar arasında, Karadeniz'in kuzeyinde, birbiri ardınca devlet kuran Türk boylan, Peçenekler, Bizanslıların "Uz" dediği Avrupa Oğuzlan ve Kumanlar, sıra ile, Proto-Bulgar Hanhğı'nın Tuna ötesindeki kuzey komşulan oldu. Bizans bu Türk kavimlerini Proto-Bul-gar'lara ve birbirine karşı koymakta veya onlarla savaşmakta idi. Peçenekler40, böylece, X. yüzyıldan beri, Tuna'yı geçerek, Proto-Bulgar'la-nn üine akın ediyordu. Mîlâdî 1048'de ise, Kegen adlı beyin ve Turak adlı veya Tirek unvanlı (Yunanca Tirakh) kağanın idâresindeki Peçenekler, Tuna'yı yine geçip, Silistre kalesini ve Tuna boyunca diğer kaleleri ele geçiriyor, Dobruca'ya varıyor ve en nihâyet Serdika (Sofya)'ya kadar yerleşiyorlardı. Bulgaristan'daki Peçenek başkenti Preslav yanında idi. Bulgaristan'daki Peçenek devleti M. 1091'deki yenilgiden sonra dağıldı.
Türkistan kültürü taşıyıcısı olarak, Peçenek'lerin Güneydoğu Avrupa'da bâzı tesirler icrâ ettiği hakkında nazariyeler yaygındır. Bu meyân-da, Proto-Bulgar'ların ve Peçenek'lerin kısmen Mecûsî olup, Mani dîni-
(38) Moravcsik, I I , 96-7. (39) Vaklinov, 96. Sergide Ak-alan kemerinin nu.sı 95 idi. (40) Bkz. Moravcsik, I, 90-91 ve L . Niederle, L a race slave (Paris 1916)'dan L'Histoire
bulgare dans les ouvrages des savants européens (Sofia, 1969), 224-26'ya derc edilmiş kısım. A. N. Kurat, Peçenek târihi (Istanbul, 1937), 107-12, 124-42, 224. Bay T. Acaroğlu'nun lütfen bildirdiğine göre, K. Şkorpil ve V. A. Moşkin, Dell-orman TUrkleri'nin aslen Osmanlı devrinde gelmiş Anadolulular olmayıp, proto-Bulgar, veya Peçenek Türkleri'nin ahfâdı olduklarını ileri sürmüşler, fakat bu görüşler isbât edilememiş: S. Bobçev, "Deli-orman Türkleri hakkında", Ülkü (Ekim ve Kasım 1940), T. Acaroğlu tercemesi.
(21) 405
S A Y I 187
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 T Ü R K K Ü L T Ü R Ü YIL, X V I
nin umdelerini, Güneydoğu Avrupa'ya aktardıkları ve böylece Balkan-lar'da Bogomilism; Anadolu'da (Sivas'ta) Paulicianism ve Fransa'ya Bulgar'ların yaydığı rivâyet edilen Cathar hareketi gibi, Mani dînine benzer mezhepler teşekkül ettiği sanılmaktadır".
Kök-Türkler'e âit Tariat kitâbesinde "s in" 4 2 diye adlandırılan Türk mezar heykelleri Bulgaristan'da da bulunmuştur. Bunlar, Feher'e nazaran Proto-Bulgar'lara; Vaklinof'a göre ise Peçenek'lere (belki Kuman'la-ra?) atfedilmektedir'1. J^agy-Szent-Mikl^s'da bulunmuş altın kaplardaki Kök-Türk harfleri ile ibâreler, Nemeth'in11 fikrine göre, Peçenek lehçe-sindedir. Nagy-Szent-Miklos eserlerinden 2 numaralı yüzükte görülen ve Mavrodinov tarafından Proto-Bulgar'lara atfedilen damga ise, Kâşgarî'ye nazaran Oğuz'ların Kayıg boyunun (Osmanlıların mensup olduğu boyun) damgasıdır15. Oğuz'ların da o devirde Nagy-Szent-Miklos hazînesinin bulunduğu yerlerde olduğu düşünülünce^ Kayıg damgalı 2 numaralı yüzüğün bir Kayıg beyine âit olması ihtimâli hatıra gelmektedir. Oğuzlar1" 1064/65 kışında, Tuna'nın donduğu sırada, ırmağı aşarak, Dobruca'ya varmış ve oradan Selânik ve Makedonya'ya kadar ilerlemişti. Bugünkü Gagauz'lar Avrupalı Oğuzların torunları sanılmaktadır.
Balkan dağlarının adı da Bulgaristan'a gelen Oğuzlar ile alâkalı olabilir. Moravcsik'in17 tahminine göre Avrupalı Oğuzlar Hazar denizi kıyılarından geliyordu. Barthold'a1" göre, Hazar denizinin doğusundaki Balkhan dağlarının adının Türkler (muhtemelen Balkhan yarımadasındaki "Şûl" (Çor) Türklerinin torunları Oğuzlar)'" tarafından daha önce Haimos ismi verilen dağlara ad vermişlerdir.
Bulgaristan'daki Peçenek ve Oğuzlar'dan bir kısmı Bizans hizmetine girmişti. Bunlar Malazgird'de, Bizans ordusunda, Selçuklu Oğuzlar'a
(41) Proto-Bulgar'larm Mecûsî olması rivayeti (Mas'ûdî, Murûc adh-dhahab, Burcan bahsinde geçiyormuş: Beşevliev, 241. Peçenekler hakkında nazariyeler: Esin, not 5'de a.g.e., 80-81'de verilen kaynaklar.
(42) Esin, not 5'de a.g.e., not III /8 . (43) Feher, not 22'de a.g.e., 117-18 ve Vaklinov, 135. (44) Bkz. yuk. not 11. (45) E . Esin, "Togrıl and Kara-kuş", Annall dellTstiluto Orientale di Napoli, XXXVI ,
N.S. X X X V I (Napoli, 1976), 196 (Mavrodinov, 81 ve Kâşgharî, Dîvân u-lughât it-Turk, Atalay bask. Ankara, 1941-43, I, 56'ya atf).
(46) Kurat, not 40'da a.g.e., 150-54. (47) Moravcsik, I , 90. (48) W. Barthold, "Balkhân", İslâm Ansiklopedisi (îst. 1949). (49) Esin, not 5'de a.g.e., 57-9. 144-47.
406 (22)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
I 1XYI 187 E . ESİN - Y I L , X V I . iarşı şı savaşırken, Vrrar altındakilerin uvamslyleoittarın tarafına geçerek, Anadolu'nun kapılarını Türkler'e açmağa âmil olacaklardı50.
Kuman Türkleri51, M. 1087'de, Tuna'ya varmış ve Kırım'da beylik-er kurmuşlardı^. Bulgaristan târihinde ehemmiyetli bir yer alacakları Işikâr idi ; bilindiği üzere Bizans idâresine son verip ikinci Bulgar dev-»tini kuran Kuman beyleri oldu. Başkentleri Tarnovo id i ; birbirini ta: cibeden sülâlelerden Asen'ler55 (1186-1257) (res. 6) i4rtimaÎ7~Terter53
(1280-1323) ve Şişman51 (1323-1393) sülâleleri ise muhakkak Kuman ["ürkleri'nden idi. Asen'ler Bulgaristan'ı elden çıkarınca da, Bizans'ta
hükümdâr unvânı taşımağa devâm ettiler. Hakikatte, Bulgaristan Terter ve Şişman sülâleleri elinde idi.
Bulgaristan'ın kuzeydoğusunda Altınordu devletinin 1238'de kurulması ile, Bulgaristan'da Moğol istilâları başladı (1241). Tuna güneyindeki iller ve bu arada Bulgaristan'daki Kuman asıllı Terter sülâlesinden " Georg (1281-1292) Moğollar'a tâbi i d i 5 5 .
Kültür târihi bakımından karışık bir devre başlamıştı, çünkü Moğol istilâları vâsıtası ile, Türkistan tesirleri yine Batı'ya üerlemekte idi. Bu meyânda, en müessir f ik i r ve sanat cereyânlarmdan bir i Tantrik Budizm'in Uygur yönü oldu (Moğol sülâlesinin bâzı mensupları Budizm'i Uygur'lardan almıştı)5". Gazan Han islâm'a girinceye kadar i l hanlı çevresinde; Duva devrinde Çağatay Hanları muhitinde ve Özbek Han'a kadar Altmordu'da Uygur, Çinli, Hindli, Tibetli Budist "bakşı"lar, (sanatkâr da olan râhipler) yaygın idi. Özbek Han, (H. 705-43/1305-1342) Uygur "bakşı"larmı öldürterek, bunların Altınordu çevresindeki tesirine son vermişti57. Böylece, Bulgaristan'da, Tuna'ya yakın yerlerde Vidin, Plevne ve Hezargrad'da (Razgrad) bulunup, Hind, Çin ve Uygur Budist ikonografisini andıran tunç heykelcikler58, kanâatimce, Moğol
(50) Kurat, not 40'da a.g.e., 154. (51) Moravcsik, I , 92-93 ve Kurat, not 40'da a.g.e., 182-90 ve 191-92'de verilen
kaynaklar. -(52) Moravcsik, I , 91; I I , 73-75'de verilen kaynaklar. (53) Moravcsik, I , 112-31; I I , 306-307'de verilen kaynaklar. (54) Moravcsik, I , 112-131; I I , 277'de verilen kaynaklar. (55) A. Decei, "Dobruca", islâm Ansiklopedisi (ist. 1945). * (56) Bkz. E . Esin, "Bakşı", Acta Orientalia, X X X H ' (Copenhaguen, 1970); G. Doerfer,
Türkische und Mongolische Elemente im Neupersischen, I I (Wiesbaden, 1965), 272-74.
(57) Doerfer, 274 ve A. Y. Yakubovsky, Altın Ordu, H. Eren tere. (Ist. 1955), 142. (58) S. Donçev, "Budistko vliyanıe v srednevekovna Bılgaria", Nauka i teknika,
X L (Sofia, 8.X.1977).
(23) 407
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 T Ü R K K Ü L T Ü R Ü Y I L X V I
devrinde, bu muhtelif illerden Altınordu'ya gelen Budist "bakşı"lara âit olsa gerek (res. 5).
Berke Han'ın (1257-66) islâm'ı kabulünün neticesinde, Altmordu çevresinde, Batı'ya da dönük bir Islâmî gayret başlamıştı. H. 662/1263'de Sara Saltuk idâresinde, iznik ile Üsküdar "Türk obalarından" Dobru-ca'ya bir göç olmuştu59. Selçuklu Türkleri, Dobraca'da üç şehir ve 30-40 oba kurmuşlardı. Ibn Batûta 0 1344'de, Baba Saltuk adlı şehri ziyâret etmişti. Bu şehir Deşt-i Kıpçak ile Bizans sınırında, Decei'e01 göre Dobraca'da bulunuyordu. Evliyâ Çelebi'nin62 bahsettiği, Silistre civarında, deniz kenarındaki Saltuk tekkesinin aynı yerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Evliyâ Çelebi San Saltuk menkıbesini Orhan Gâzî (1326-59) devrine atf ile, San Saltuk adının bir Hıristiyan râhibin ismi olduğunu söylemektedir (Türk adh bu Hıristiyan râhip o bölgede ve o devirde yaygın olan Hıristiyan Türkler'den biri olsa gerek). Bir Yesevî-Bektaşî velîsi olan Mehmed Buhârî, San Saltuk'u öldürerek, onun hüviyetine bürünmüş ve Hıristiyan çevrelerinde islâm'ı yaymıştı. Bu menkıbe, belki, Müslüman Türkler'in, Bulgaristan'da, Hıristiyan. Türkler ile karşılaşmasının bir remzi idi. San Saltuk'un, Silistre sâhillerinde, (denizcilerin hâmîsi) Azîz Nikolai ile eş tutulması, Azîz Georgis gibi ejder öldürmesi, Hıristiyan rivâyetlerini andırmaktadır. Buna karşılık, gerek San Saltuk menkıbesi ve tekkesinde geçen, gerek Bulgaristan'da Orhan Gâzî devri velîlerine atfedilen başka rivâyetler, meselâ velîlerin tahta kılıcı, "tabi ve alemi", San Saltuk tekkesinde kurban etlerinin kartallara tahsîsi, Ye-sevî tekkesi kurucusu Ak-yazlı Dede'nin Varna'da yeni yurt kurarken ağaç dikme merâsimi gibi motifler63 , Orta Asya Türk dînî âyinlerinin hâtıralanm taşıyordu. s
Evliyâ Çelebi'ye nazaran, Dobraca'ya yerleşen Müslüman Türkler, yalnız Anadolu'dan gelmemişti; aralarında "Tatarlar" da (Deşt-i Kıpçak Türkleri?) bulunuyordu"4. Evliyâ Çelebi "Çıtak" lehçesindeki Orta Asya Türkçesine benzer kelimeleri de kaydetmişti.
Osmanlılar da "Ulgar" diye andıklan Bulgar'lan ve fetih sırasında Bulgaristan'a büyük ölçüde hâkim bulunan Kuman soyundan Şişman -
(59) Decel, 632. (60) Ibn Batûta, Rlhla, Defn5mery.Sanguinetti bask. (Paris, 1877), H, 416, 445. (61) Decei, 632. (62) Evliyâ Çelebi, Seyâhatnâme, A. Cevdet bask. (istanbul, H. 1314), H, 132-37. (63) Evliyâ Çelebi, I I , 132-37; I I I , 348-50. Iç Asya'da mümasilleri: Esin, not 5'de
a.g.e., 40-41, 72-74, 98-103. (64) Evliyâ Çelebi, m , 337-58.
408 (24)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
a x Y I 187 E . ESİN Y I L X V I I , _ - —
ogullannı (1323-93) pek yadırgamamıştı. Acaba Kuman'larm Türk olduğunu Osmanlılar farketmişler mi idi ve ik i taraf arasındaki yazışmalar Türkçe mi yapılıyordu?
Murâd Hüdâvendigâr*5 (res. 7), 1360'da Zagra ve Filibe'yi alınca, Kuman beyi tvan Stephan, Şişman soyundan olup, Osmanlı kaynaklann-da Rumca şekliyle "Aleksandros oğluSuşmanus" denen Bulgar kralı, Osmanlı himâyesini kabûl ettiM/Şişman soyundan kralların Osmanhlar ile ahdi mükerreren bozmalarına rağmen, Murâd Hüdâvendigâr, her seferinde kefenim boynuna bağlayıp, oğlu ile dîvâna gelen I I . Şişman'a (1371-93) hil 'at verip, memleketini bağışladı". Neşri, "Aleksandros oğlı Susmanus"a âit ve Osmanlılar'm aldığı Tuna güneyindeki kalelerin " u l -gar" dilindeki adlan"8 arasında, Madara, Şumnı, Nikâ-bolî (Niğbolu), Silistre ve "Susmanus'un tahtgâKi'Tırnovı" (Tarnovo)'dan bahsetmektedir. 1360-88 arasında, Murâd Hüdâvendigâr'ın ve onu tâkiben, Yıldırım Bayezid'in fetihleri neticesinde, beş asır boyunca, Bulgaristan, Osmanlı devletinin bir eyâleti olmuştu.
(65) Neşrî, Kitâb.ı Cihannümâ, F . R. Unat - M. A. Köymen neşri (Ankara, 1949), ı, 197.
(66) ı . H . Uzunçarşıh, "Murâd ı" , islâm Ansiklopedisi (İst. 1960), 590. (67) Neşrî, I, 250, 254-56. (68) Neşrî, I , 244-46.
(25) 409
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 T Ü R K K Ü L T.Ü R U Y I L X V I
1 — Türk Proto-Bulgar Hanlığı'ndan Osmanlı fethine kadar, Bulgaristan'daki kültür merkezlerini gösteren harita.
410 (26)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 E . ESİN Y I L X V I
H 0
t r id
+
- D
3
*
- z . 4
K> TP
- i I X
- i
r V.
>l >=
o ,
9-
+ > «i
y y >e w
< -M
A
a * ( 4 İ h A
-i * 1 >
t/
"ÎT M
Resim 2 — Bulgaristan'ıla Batı-Türk tarzında yazı ve damgalardan misâller. (Vaklinov'dan).
(27) 411
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
Resim 8 — Madara'da Kurum Hanı tasvir eden kaya üzerine kabartma. Resim 4 — Türkiye'de, Ak-alan'da bulunan Türk proto-Bulgar mezarında çıkmış
kemer tokaları. (Vaklinov'dan). Resim 5 — Vidin'de bulunmuş, Uygur üslûbunda Buddhlst rfthlb tasvir eden tunç
heykelcik. (Donçev'den). Resim 6 — tvan V ı Asen'in (1331 -71 ) bir resmi. (Filov'dan).
4 1 2 (28)
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı
S A Y I 187 E . ESİN Y I L X V I
Resim 7 — Topkapı Müzesi, H. Ö92/1584 târîhli, H. 1523 kaydlı Hünernâme I adlı türkçe yazmada, Murâd Hüdâvendigâr'm, Rumeli fethi sırasında "devıetlü kaba ağaç" (Neşri) altında otururken, " T a n n yıkan" adım verdiği kalenin fethini öğrendiğini
gösteren resim.
(29) 413
Tek-Esin Vakfı
Tek-Esin Vakfı