tek-esin vakfıtekesin.org.tr/wp-content/uploads/2016/09/129.pdf · 2018-04-03 · dr. emel esİn...

4
ÛRR «İslâm'm ilk devrinde halk meclisi» BU SAYİDA e Necip Farı! e Allan- Deliorman *> Gür! • N.Y. Gençosmanoğiu a H. ibrahimh? • SA7ALAN * Rıza Akdemir e Muhs>i Tuğrul e Yahya Akersifin 9 Sedal Urnr; • İlhan Geçer v Ûır.eı Lütfî M; »••' • Burak Serdenneçt» a İrfan Korknı ••;. •- Adnan Gük Faha Akyol .'. açı a Celalett: tun Ertepınaı başaran e İlhan OTURUM Anayasa'da Dil Akademisi TRRTIŞRNLRR Ahmet Kabaklı, Cemil Meriç, Ayhan Songar Tahsin Banguoğlu Muharrem Ergin iv. Hocıeminoğlu Mahmut Arslan, Sevinç Çokum,Ayla Ağa begüm Isa Kücakapian, Mehdi Ergüzel, Servet Kabaklı EYLÜL 1982 SAYI: 107 FİYATI: 50 LİRA Tek-Esin Vakfı Tek-Esin Vakfı

Upload: others

Post on 25-Dec-2019

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Tek-Esin Vakfıtekesin.org.tr/wp-content/uploads/2016/09/129.pdf · 2018-04-03 · DR. EMEL ESİN KÜTÜPHANESİ DK EMEL ESİN KOLEKSİYONU RÇIK OTURUM Anayasa'da Dil Akademisi BU

ÛRR «İslâm'm ilk devrinde halk meclisi»

BU SAYİDA e Necip Farı! e Allan- Deliorman *> Gür! • N.Y. Gençosmanoğiu a H. ibrahimh? • SA7ALAN * Rıza Akdemir e Muhs>i Tuğrul e Yahya Akersifin 9 Sedal Urnr; • İlhan Geçer v Ûır.eı Lütfî M; »••' • Burak Serdenneçt» a İrfan Korknı ••;.

•- Adnan Gük Faha Akyol

.'. açı a Celalett: tun Ertepınaı

başaran e İlhan

OTURUM

Anayasa'da Dil Akademisi TRRTIŞRNLRR Ahmet Kabaklı, Cemil Meriç, Ayhan Songar Tahsin Banguoğlu Muharrem Ergin iv. Hocıeminoğlu Mahmut Arslan, Sevinç Çokum,Ayla Ağa begüm Isa Kücakapian, Mehdi Ergüzel, Servet Kabaklı

EYLÜL 1982 SAYI: 107 FİYATI: 50 LİRA

Tek-Esin Vakfı

Tek-Esin Vakfı

Page 2: Tek-Esin Vakfıtekesin.org.tr/wp-content/uploads/2016/09/129.pdf · 2018-04-03 · DR. EMEL ESİN KÜTÜPHANESİ DK EMEL ESİN KOLEKSİYONU RÇIK OTURUM Anayasa'da Dil Akademisi BU

DR. E M E L ESİN K Ü T Ü P H A N E S İ

DK EMEL ESİN KOLEKSİYONU

RÇIK O T U R U M

Anayasa'da Dil Akademisi

BU SAYIDA p Necip Farı! e Attan t

1 N.Y. Gençosmanocj!. . İbrahin ' SAVALAN * Rıra Akdemir e M Tuğrul e Yahya Akengin s> Seda j . n «» ' İlhan Geçer e Ömer Lütf i Mct^ r-ekir •Burak Serdengeçti e jrter. Korkr. .

Jürbüz Azak e Adr.ar

TRRTIŞRNi Ahmet Kabaklı,. Cemil Meriç, Ayhan Songar Vahşin Banguoğiu Muharrem Ergin M. Hacıeminoğlu Mahmut Arslan, Sevinç Çokum.Ayia Vğabegüm Isa Kocakapian, Mehdi Ergüzel, Servet Kabaklı

EYLÜL 1982 SAYI: 107 FİYATI: 50 LİRA

Tek-Esin Vakfı

Tek-Esin Vakfı

Page 3: Tek-Esin Vakfıtekesin.org.tr/wp-content/uploads/2016/09/129.pdf · 2018-04-03 · DR. EMEL ESİN KÜTÜPHANESİ DK EMEL ESİN KOLEKSİYONU RÇIK OTURUM Anayasa'da Dil Akademisi BU

Dr.Emel Esin K Ü T Ü P H A N E S İ

Demirb. 00123

7i»snif —Â

no: f?v*R,

Dr. EMEL ESİN EYLÜL

ŞÛRR «İslam'ın ilk devrinde halk meclisi»

Hazret-i Peygamber, insan vicdanfrirkarşı hürmet ifadesi olan şurâ'nın bulunmadığı bir toprakta yaşamaktan ise, torağın altına gömülmeyi tercih ederdi. Kendi kanâatine karşı olsa da, Hazret-i Muhammet Şurâ'nın karanna itâat eylemişlerdi. Peygamber'in mescidindeki şurâ'da, kadim dünyanın mazlumları, köleler ve kadınlar da rey sahibi idi.

İNSANIN MİRACI

Beyaz güvercinlerin yumuşak gölgeleri. Şadırvan sütunundan kurnalara taşarken; Bir yeşil tebessümle dervişlerin gözleri. Kuşlarla raksa başlar bu sabah yine erken.

Mahmur havuzda sular bir rüyadan uyanır, Kuşlar bir masal söyler, kubbe buna inanır, Taş kendi iklimine bu tabloyla boyanır, Minaredeki çağrı Mirâciye dilerken.

Muhsin Îlyus SUBAŞI

"Şâirin yakında çıkacak kitabından"

SEVGİ DONANMASI isimli

Demokratla kelimesi Yunanca olmakla birl ikte, halk meclisi mües­sesesi, kadîm Yunanistan'da, kemâ­le erememişdi. İsparta ve Atina'da olduğu g ib i , aynı geleneğe bağlı ka­lan Roma'da da, devlet Idâresl, yük­sek sayılan sınıfların bir hakkı olarak kalmış, bir nevi aristokratla teşekkül etmişt i . Devlet idâresinde, meclis toplanınca, ancak hem anadan, hem babadan "hemşehr i " olanlar rey sâ-hibi idiler. Hemşehri sayılmayanla­rın, kadınların, kölelerin, yabancıla­rın h i ç b i r hakkı yoktu. Gerçek de­mokratla ülküsü İse, bugünkü siyâsi partilere mümâsll gruplar tarafın­dan, çoğunluk temini iç in, nutuklar­da çok anılıyor, fakat sözden ibâret kalıyordu.

islâmdan önceki Mekke'de aris­tokratla ile ttıeokratia (râhlbler haki­miyeti) arasında bir idâre şekil var­dı. Ibrâhlm Peygamber'in ahfâdı olarak, "Hamasî" (dinde kuvvetli) sayılan Kureyş kabilesi, Kâbe'nln , hizmeti İle birl ikte, İdâri ve mâli bü­tün İmtiyazları ellerinde bulunduru­yorlardı 1. Kureyş Büyükleri, en bü­yükleri seçtikleri kişinin evinde meclis kurarak, karar alırlar idi. Mekke'de yaşayan, muhtelif derece­lerde sınıflandırılmış diğer kabileler, söz sahibi değildi. Haklar, ancak in­sanlar, veya kabileler arasında, " h i l f " denen yemin merâsimi ile ak­dedilen cemiyetler ve ittifâklar zoru ile korunabiliyordu. Kan davâları, hatta iç savaşlar, tekerrür ediyordu. Kureyş mensubları, kendilerine ta­nınan imtiyazları, zulm ve rüşvet yollarına da'saptırmakta idiler. Bu hareketlere karşı, yine onlardan olan, az sayıda, faziletli kimseler ve aralarında genç yaştaki Hazret-i Mu-hammed, mazlûmları korumak i ç i n ^ bir " h i l f " kurmuşlardı (Hilf ul-fuzii) 2. Hazret-i Muhammed 3. kendisi üe Kureyş'den ' ve "Hamasî" imtiyâzı-na sahib olmakla beraber, bu sınıf farkını kabul etmiyor ve Hacc merâ-siminde, Kureyş ile bir l ikte, Kâ-be'ye yakın bir yerde deği l , imtiyâz-sız halk ile, Arafât'ta vakfeye durur­du 4.

Peygamberin kurduğu islâmi toplumda, sulh ve sükûnet, âfet se­beplerinin ortadan kaldırılması ile sağlandı. "Nesb " (babadan oğula geçen) asâlet mefhûmu ve râhiblik lağvoldu. Hazret-i Muhammed şöyle diyordu:

1

Tek-Esin Vakfı

Tek-Esin Vakfı

Page 4: Tek-Esin Vakfıtekesin.org.tr/wp-content/uploads/2016/09/129.pdf · 2018-04-03 · DR. EMEL ESİN KÜTÜPHANESİ DK EMEL ESİN KOLEKSİYONU RÇIK OTURUM Anayasa'da Dil Akademisi BU

Türk Idehlyaiı EYLÜL 133

ANA Bi Li M

Orhan ARAS

Menim danıştığım öz ana dilim İçimde gaynayan eşğin sesidi. Bu ince şakkıltı, bu ince nağme Bülbülün gülinen ötüşmesidi.

Gönüllerden gelen mânâlı dilek Meğş olur tarihe ulvileşerek.. Her hece, her kelme dövülüp tek tek Halkımın diline bitişmesidi.

Ey meni ohşayan Külek, durma esi.. Ver mene etirli sesinle nefes.. Dilimde parlayan nağralı her ses Hak'kın imdadıma yetişmesidi.,

Biroluptu mende ana, veten, yâr.. Dilim, öz dilimde gevşeyip uzar. Celbimde yekelen doğma arzular Âşıkların sazla atışmasıdı.

Dilim, seni besteyi men gülinen Neğmeler çağıran aşık elinen. Vetene gul olan Orhan dilinen Hayinlerle cenge dutuşmasıdi.

"Râhiblik bizim için takdir kı­lınmadı". 5

"İşte Allah, üzerinizden, câhili-yetin gururu ve atalar ile öğünmeği kaldırdı. Bütün insanlar Adem-oğlu-dur." 6

Peygamber, şu âyeti de tekrâr etmişti:

"Allah huzurunda en şerefliniz, kötülükten en çok çekinendir."

(Kur'ân, XLIX, 13) Medine'deki düşman kabileler

mensupları arasında, ikişer-ikişer, ahret kardeşliği tesisi i le, kabile ba­ğının yol açdığı kan davâlarına son verildi 7.

"Sıla-i rahm" 8 (ananın çocuğuna merhameti sılası) ile temsil edilen soy bağları yanında, "Adem-oğlu" (insan) olmak şuuru yer aldı. "Âdem-oğlu" ise. yaradılışın esrâ-rında, üzerine "ağır bir yük" 9, iyi l iği kötülükten ayırt etmek, vic-dân sâhibi olmak yükünü almışdı (bu mefhum, ilk islâmi Türk edebiyatın­da, "kişilik" yani kâmil insanlık ola­rak şerh edilecekdi ) 10 Şûrâ, bu veç­hede, vicdân sahibi ve toplumun te-mel-taşı vasfında kişilerin toplantısı olarak belirdi. Erken İslâm târihcisi Tabari, "şûrâ" kelimesini şöyle ta­rif etmişdi :11

"Hiç bir tıükümdâra, veya yö­neticiye tâbi olmayan bir meclis" Şûrâ'nın islâmi bir toplumda şart ol­duğunu âyetler buyuruyordu:

"Ve onların kanunu, aralarında şûrâ kurmaktır" (Kur'ân LXII/38)

Hazret-i Peygamber, insan vic-dânına karşı hürmet ifadesi olan şû­râ'nın bulunmadığı bir toprakda yaşa­maktan ise, toprağın altına gömül­meği tercih ederdi. 12. Kendi kanâa­tine karşı olsa da, Hazret-i Mu-

hammed Şûrâ'nın karârına itâat ey-lemişdi. 13. Peygamber'in mesci-dindeki şûrada, kadim dünyanın mazlumları, köleler ve kadınlar da rey sâhibi idi 14.

Hazret-i Muhammed'e " h i l f " müessesesi hatırlatılınca, gençliğin­de girdiği "H i l f u l - fuzûl" gi bi , iyi l ik etmek için kurulanları tasvib etmiş, fakat rekabete ve bölünmelere yol açan diğer "h i l f l e r i Istememişdi: "İslâm'da hilf Itıdâs e tmeyin" 15.

Halife Ömer devrinde, islâmi toplumlar çoğalınca, altı kişilik bir merkezi şûrâ da ilâve edildi 16. Hali­fe Osman, elli kişil ik ve toplumların mümessillerinden de müteşekkil bir " şû râ " tarafından, seçilmişdi.

Peygamber'in istemediği idâre-yi ele geçirmek için kurulan " h i l f " ise, Halife Osman'ın şehâdetini tak­bih eden, Muâviye taraftarları ile Halife Al i 'y i destekleyenler olarak, yine orta çıktı. " H a r i c i " denen üçüncü bir " h i l f " , şûrâ geleneğine sadık kalınmasını istiyor ve "Al laf ı -tan gayri hükm eden yoktur" diyor­lardı 17. Hicretin otuzyedinci yılın­da, Emevi'ler kazanıp, hilâfet baba­dan oğula geçen hükümdârlık şekli­ne girince, " ş û r â " tarih sahnelerin­den si l indi. Şûrâ'nın hatırası, dini meselelerde, cemâatin karar vermek hakkı olanicmâ'da yaşadı.

İslâmi şûrâ ile Avrupa'da geli­şen mümasili arasında başlıca fark belki şöyle söylenebilir: Avrupa mo­delinde, kararlar, parti teşkilâtının temâyülüne, islâm'da ise insan gön­lüne tevdi edilmişdi.

NOTLAR 1- Ibn Hişâm, As Sîrat un-Nabaviyya (Kahire, H. 1350), 1/132, 137, 211-15

2- A.g.e., 1/140-42. 3- A.g.e. 1/215. A. Guillaume, The Life of Muhammad (ibn Hişâm ter-cemesi) (London; 1955), 89. 4- lbn Hişâm (arabca), 1 /215. 5- lbn Hanbal, Musnad (Kahire, H. 1313), IV/226. 6- Bukhâri, Tecrid-i sarih, Z. Zebidi-K. Miras baskısı (istanbul, Diyânet İşleri Başkanlığı, 1938), X/340 7- lbn Sa'd, At-Tabaqât ul-kubrâ (Beyrut, H. 1380), 1 /219-23. 8- M. Âri f , Binbir hadis-i şerif şerhi (Kahire, H. 1319), hadis 133, 519. 9- Kur 'ân,XXXII I /72. 10- E. Esin, İslâmiyetten önceki Türk kültür tarihi ve İslama giriş (İstan bul, 1978), 174'de verilen kaynaklar. 11- Tabarî, Târıkh ur-rusul va'l-mu-lûk (Leiden, 1881-82), 1 /842. 12- Arif, hadis 95. 13- lbn Hişâm, Uhud gazâsını anlatır­ken Reullullah'ın şehir dışına çıkma­ğı tehlikeli görmesine rağmen, ço­ğunluğun isteğine râzı olduğunu bil­dir ir . 14- Kadınlar, meclisde söz alarak, i l ­tica eden yabancıları himâyelerine alabilmekde idiler: Ibn Hişâm, 11/ 312-13; Tirmidhi , Sunan, O.Z. Mol-lamehmedoğlu bask., (istanbul, 1975), clld III, Siyer bâbı, 25, 26. Kölelerin de reyi olup, idarede en yüksek mevkilere geçebilirlerdi: E. Esin, "The Hijra and its cultural conséquences", cultures, VII14 (UNESCO, 1980), 60'da verilen kay­naklar. 15- Tirmidhi,Siyer, hadis, 29. Ibn Hişâm 1/142. "Islâmda hilf yok-dur..: Muslim, Ac-Câmi# 16- Ibn Sa'd III/-1-63. 17- Tabari, 1 /3360.

Tek-Esin Vakfı

Tek-Esin Vakfı