sayı 2 (mart 2010)

16
Endüstriyel futbolun yaratt›¤› fanatikler de¤il, renklerin kardeflli¤ini savunan taraftarlar›z. Sevinçlerin, mutluluklar›n, dayan›flman›n yafland›¤› tribünlerin varol- mas›d›r aslolan.Tak›m ruhuna sahip ç›kal›m. Bizler bu ülkenin çocuklar›y›z. Yoksullu¤un, savafllar›n, eflitsizli¤in, ayr›mc›l›¤›n, bask›n›n olmad›¤› bir ülke yaratmak için kollar› s›vad›k. Hayallerle yola ç›kt›k. Gerçek olana kadar yürümeye devam edece¤iz. Dikkat: Bu grup yüksek oranda radyasyon içerir. Karadeniz’in asi çocuklar› Marsis dergimize verdikleri röportajda “hayattan kopmadan mmüzi¤in içinde kayboluyoruz” dedi. Marsis hakk›nda tüm merak edilenler. Marsis’le röportaj Nas›l bir ülke istiyoruz? Sayfa 8_9’da Sayfa 10’da Sayfa 14’de Yeni konularla sizlerle beraber ‹syan›n taraftarlar›y›z Katsay› hakk›nda yap›lan en ilginç aç›klamalardan birinin sahibi AKP’li YÖK Baflkan› Y. Z. Özcan: “Yeni ve eski sistem elma ve armut kadar farkl›”. Hesaplad›k formüle göre farklar›n toplam› Tayyip ediyor AKP son ÖSS formülünü aç›klad› Mart 2010 • Say› 2 • Fiyat›: 1 TL Liseli k›zkardefller bir araya geliyor 8 Mart’ın 100. yılında kadın dayanışması büyüyor.

Upload: genc-umut

Post on 16-Feb-2016

239 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Genç Umut Dergisi 2. Sayısı (Mart 2010)

TRANSCRIPT

Page 1: Sayı 2 (Mart 2010)

Endüstriyel futbolun yaratt›¤› fanatiklerde¤il, renklerin kardeflli¤ini savunantaraftarlar›z. Sevinçlerin, mutluluklar›n,dayan›flman›n yafland›¤› tribünlerin varol-mas›d›r aslolan.Tak›m ruhuna sahip ç›kal›m.

Bizler bu ülkeninç o c u k l a r › y › z .Y o k s u l l u ¤ u n ,savafllar›n, eflitsizli¤in,ayr›mc›l›¤›n, bask›n›nolmad›¤› bir ülkeyaratmak için kollar›s›vad›k. Hayallerle yolaç›kt›k. Gerçek olanakadar yürümeye devamedece¤iz.

Dikkat: Bu grup yüksek orandaradyasyon içerir. Karadeniz’in asiçocuklar› Marsis dergimize verdikleriröportajda “hayattan kopmadanmmüzi¤in içinde kayboluyoruz” dedi.Marsis hakk›nda tüm merak edilenler.

MMaarrssiiss’’llee rrööppoorrttaajjNNaass››ll bbiirr üüllkkeeiissttiiyyoorruuzz??

Sayfa

8_9’

da

Sayfa

10’

da

Sayfa

14’d

e

Yeni konularla

sizlerle beraber

‹‹ssyyaann››nn ttaarraaffttaarrllaarr››yy››zz

Katsay› hakk›nda yap›lan en ilginç aç›klamalardan birinin sahibi AKP’li YÖK Baflkan› Y. Z. Özcan: “Yenive eski sistem elma ve armut kadar farkl›”. Hesaplad›k formüle göre farklar›n toplam› Tayyip ediyor

AKP son ÖSS formülünü aç›klad›

MMaarrtt 22001100 •• SSaayy›› 22 •• FFiiyyaatt››:: 11 TTLL

LLiisseellii kk››zzkkaarrddeeflfllleerrbbiirr aarraayyaa ggeelliiyyoorr8 Mart’ın 100. yılında kadındayanışması büyüyor.

Page 2: Sayı 2 (Mart 2010)

www.gencumut.org

Dergimiz hakk›nda tüm elefltiri veönerileriniz için mail adresimiz:

[email protected]

Liseli Genç Umut Dergisi

SSaahhiibbii vvee SSoorruummlluu YYaazz›› ‹‹flfllleerriiMMüüddüürrüü:: Ali Tosun

YYaayy››nn TTüürrüü:: Yerel SüreliAAddrreess:: Tomtom Mah. Örtmealt›

Sok. No:6/B Beyo¤lu/‹STANBULTTeell--FFaaxx:: 0212 245 91 55

BBaass››lldd››¤¤›› YYeerr::SSttaarr MMeeddyyaa YYaayy››nncc››ll››kk AA..fifi..

Mehmet Akif Mah. ‹nönü Cad.Bas›n Expres Yolu Star Sok. No:2

‹kitelli/ ‹STANBUL TTeell:: 0212 448 82 62

Tekel iflçilerinin eylemi 78gün boyunca Ampul Tayyip’intehdit ve direnifli bitirme çaba-lar›na ra¤men devam etti. Te-kel iflçileri gelecekleri içinAKP ile girdikleri müsabaka-dan birinci raundu kazanarakbir ad›m öne ç›kmay› baflard›.Liseliler direnifle hep destekoldular. 1 Nisan’da tekrar top-lanmak üzere ayr›lan iflçilerinyan›nda olmaya devam edecek-ler. ‹zmirliler do¤ruca Tarifl di-reniflindeki iflçilerin yan›na gi-derek, Mufllular AKP’li BakanAbdülkadir Aksu’ya yumurtaatarak mücadeleye her yerdedevam edeceklerini göstermifloldu. Tekel iflçileri bir yandan in-

sanca yaflam için verdiklerimücadelede önemli bir kazan›melde edip herkese nas›l müca-dele edilmesi gerekti¤ini göste-rirken bir yandan da ‘bu mem-leketten HALKTAN bir fleyç›kmaz’ diyenlerin önyarg›lar›n›tuzla buz etti. Art›k iflçiler, li-seliler, üniversiteliler k›sacas›haklar› gasp edilen herkes içinhiçbir fley eskisi gibi olmaya-cak. AKP de bunun fark›ndaçünkü ipli¤i iyice pazara ç›k-m›fl durumda. Art›k hiç kimseAKP’nin gericili¤ine, zamlar›nahalk düflmanl›¤›na tahammüledemiyor. ‹flte bu yüzden AKPart›k daha fazla sald›rmaya,yoksullaflt›rmaya ve insan ha-yat›yla oynamaya çal›flacak. Geçti¤imiz günlerde yaflanan

50’den fazla insan›n yaflam›n›yitirdi¤i Elaz›¤ depremi hakk›n-da suçu kerpiç evlere atarakyoksullar›n can vermesini adetafilm izlermifl gibi izleyen Am-

pul Tayyip ifl bölge halk›naTOK‹’nin binalar›n› satmayagelince en önde durdu.ÖSS’niz de YGS, LYS’niz

de Yerin Dibine Gelece¤imizEllerimizdeLiseliler olarak gelecek kay-

g›s›n› en çok hissetti¤imiz du-raklar›n bafl›nda geliyor üniver-siteye girifl s›navlar›. S›navagirenlerin özel okullar ve ders-haneye gidenler gibi çok küçükbir dilimi üniversiteyi kazanabi-liyor. Gerçi üniversiteye gidebi-lenlerimiz içinde öyle parlakbir gelecek yok. Her 5 üniver-site mezunundan 2’si iflsiz kal›-yor.‹lk hamlesini soru ve s›nav

say›s›n› artt›r›p bizi dershaneyedaha fazla mahkûm etmeye ça-l›flan AKP’nin YÖK’ü ikincihamlesinde ise umdu¤unu bula-mad›. Liselilere “art›k endifle-lenmeyin, gelece¤iniz teminat›-m›z alt›nda” diye seslenenYÖK her gün yeni bir formülgetirdi¤i katsay› ve ÖSS de¤i-fliklikleri ile daha da rezil du-ruma düflüyor ve bizlere sadece

geleceksizlik vaat ediyor. Kat-say›lar›n kald›r›l›p ‹HL'lerinönünü açarak gericili¤i yayg›n-laflt›rmay› hedefleyen karar›nDan›fltay’dan dönmesi üzerines›nava say›l› günler kala nas›lbir s›nav yap›laca¤›n› halaaç›klanmad›. Bu belirsizlik isebiz liselilerin kayg›s›n› daha daartt›r›yor.Ancak umudumuz yaflad›¤›-

m›z kayg›y› bast›racak kadarbüyük. Çünkü bugüne kadarçok fley biriktirdik. Her Hazi-ran’da binlerce liseli olup he-sap sorduk gelece¤imizi çalan-lardan. fiimdi onlar bizlerin ge-lece¤ini çalmak için haz›rlan›-yorsa bizler de gelece¤imiziçin yapt›klar› her görüflmede,bulunduklar› her yerde hesapsormak için dikilmeliyiz karfl›-lar›na. ‹lk raunt 11 Nisan’ da.O tarihe kadar hiçbirine yoldarahat yürümek yok. Çünkü bizGelece¤imiz için birlik oluyo-ruz.Daha fazla genç dergi, da-

ha fazla isyanc›Dergimizin ilk say›s›nda liseli

arkadafllar›m›zdan oldukçaolumlu tepkiler ald›k. ‹letiflimadreslerine gelen maillerden,bire bir yapt›¤›m›z sohbetlerekadar neredeyse bütün liseliarkadafllar›m›z, dergimizin lise-lilerin gündemini çok iyi yan-s›tt›¤›n›, dergide kendisindenbir fleyler bulduklar›n› ve birsonraki say›y› dört gözle bek-lediklerini söylediler. Bu isebizlerin heyecan›n› ve iste¤inidaha da artt›rd›. fiimdi dergimizin yeni say›-

s›nda kendimize yeni hedefler,daha büyük iddialar koymam›zgerekiyor. Dergimizi daha fazlaGenç Umut okuru ile bulufltur-mak hedeflerimizden biri. Der-giyi ulaflt›rd›¤›m›z arkadafllarla3 ya da 5 kifli de olsak top-lant›lar yapmak, dergimize öne-ri gelifltirmek, Genç Umut’uyayg›nlaflt›rmak bir di¤er önem-li hedefimiz olmal›. Çünküdergimiz bizlerin en önemli ör-gütlenme araçlar›ndan biri. ‹lksay›m›zda sadece biraz cüretedip on dakika okul ç›k›fl›ndabekleyerek onlarca liseliyi GençUmut’la tan›flt›rd›k. Bu örnekle-ri ço¤altmak bizim elimizde. Bunun yan›nda okullar›m›z›

ve bulundu¤umuz her yeri bir-likte üretece¤imiz etkinliklerle(tiyatro, film gösterimleri mü-zik dinletileri vs.) paylafl›m›m›-z› artt›racak alternatif mekânla-ra dönüfltürmeliyiz. Bu sayedeyaflad›¤›m›z her yeri daha ko-lay de¤ifltirebiliriz. Bu sayd›kla-r›m›z sadece yap›labilecek olan-lara küçük bir örnek. Bundansonras› tamamen biz GençUmut’çular›n umutlar› ve hayalgüçleriyle gerçekleflecek.

2

‹lk raundu biz kazanaca¤›zNe katsay› de¤iflikli¤i ne yeni ÖSS formülleri gelece¤imizi elimizdenalmaya yetebilir. ‹lk raundu kazanmak için daha cüretkar›z!

Bu say›m›zda büyütecin hedefindebir gerici var. Birço¤umuz için tan›d›kbir isim O. Cüppeli Ahmet Hoca ger-çek ad› Ahmet Mahmut Ünlü. ‹smailA¤a cemaatinden olan Cüppelininana üssü ‹stanbul Fatih. Youtubedakivideolar› izlenme rekorlar› k›ran, va-az kasetleri yok satan cüppelinin enönemli özelli¤i vaazlar›n› ‘esperi’le-riyle süslemesi. Stand up gösterileriniand›ran vaazlar›yla anlatt›¤› ak›l al-

maz fleyleri flirin gösterme aray›fl›ndaCüppeli. Birçok insan düflüncelerinibe¤enmese de komik buldu¤u için vi-deolar›n› takip ediyor bu gericinin.Asl›nda böylece saçmal›klar yayg›n-lafl›yor, bir gerici pop star havas›ylatoplum önüne ç›kar›l›yor. Medya ku-rulufllar›n› onu düzenli olarak ne ka-dar komik oldu¤una iliflkin haberleryap›yor. Ama bu haberler onun ger-çek yüzünü göstermekten çok uzak.

Cüppelinin birkaç vaaz›ndan al›nt›yapt›k. Bu sat›rlar› dikkatlice okuya-l›m ve soral›m. Cüppeliyi nas›l bilirsi-niz? Komik mi? ‹¤renç mi?

•“Faiz yuvalar›, o gece ne otellerindi... Hep merkezlere vurdu. 70 fa-hifle bir otelde, ç›r›lç›plak…” (1999depreminin ard›ndan)

•“18 yafl›na kadar gelinlik k›z ço-cuklar› nas›l gidecek bu okullara.Hangisinin midesi bunu al›yor” (Tür-

ban yasa¤›n› elefltiriyor)•“Doktorlar mecburen yüzme spo-

ru vermifllerdir. Yüzme sünnettir. Bizkar›fl›k denizlerde, havuzlarda yüze-miyoruz. Sitelerin havuzuna giremi-yoruz, erkek kad›n kar›fl›kt›r. Erkekhavuzuna da giremiyoruz, çünkü av-ret yerleri aç›kt›r. Bu sefer eve mecbu-ren yüzme havuzu yap›lm›flt›r.” (Mal-ta’da Jet-skiyle gezmesini ve evindekihavuzu anlat›rken)

Page 3: Sayı 2 (Mart 2010)

AKP’nin katsay› konusundaki Ali-Cengiz oyunlar› rezaletin bir di¤er ad›. Al›nan hiçbirkarar biz liselilere güven vermiyor. E¤itim eflit ve paras›z olana kadar da vermeyecekKatsay› meselesi bir ileri iki geri

ilerlerken AKP’li YÖK’ün baflkan›Yusuf Ziya Özcan meseleye dahiyanefikirleriyle getirdi¤i bak›fl aç›s›yla so-runu derinlefltirmeye devam ediyor.Bizde plan çok diyen Özcan’›n sepe-tinden ç›kard›¤› “eski sistem ve yenisistem elmayla armut gibi birbirindençok uzak” demecine karn›m›z tok di-yoruz öncelikle. Bizde ne elmay› nearmudu yiyecek hal kalmad›. A¤z›m›-z›n tad› epeyce kaçt›. Dan›fltay’›n YÖK’ün katsay› karar›n›

reddetmesinin ard›ndan Yusuf Ziya he-men yenisini öneriverdi. A, B, C, Dplanlar› aras›ndan ç›kard›¤› “bu seferçarpmayal›m, toplayal›m” projesini“mevzuata uymad› unutun o dedi¤imi”diyerek rezilli¤i bir diz boyu kadardaha uzatt›.AKP’nin, YÖK’ü tüm olanaklar›yla

seferber etme çabas›n› anlamak güçde¤il. Geçti¤imiz say›da da söylemifl-tik. AKP aç›kça ‹mam Hatip Lisele-ri’nin önünü açarak gericili¤i yayg›n-laflt›rmak istiyor. Hem de bunu eflitlikve özgürlük laflar›n›n arkas›na s›¤›na-

rak yap›yor. Ancak her aç›klamalar›,her ad›mlar› rezaleti kat be kat artt›-r›yor. Katsay› karar›na güvenen yüzler-ce meslek liseli dershanelere yaz›lm›flt.Tabi paralar da dershane patronlar›n›nceplerine dolmaya devam ediyor.YÖK’ün eski proje katsay›da tutma-

y›nca “yatay geçifl yönetmeli¤i” ileüniversitede bölümler aras› geçifller es-neklefltirmeye çal›fl›yor. Böylece üni-versiteye bir flekilde girebilen ‹mamHatipliler bu yönetmeli¤e dayanarakistedikleri bir bölüme geçecekler.AKP’nin istedi¤i gibi yetifltirilen “kad-rolar›n›n gençli¤i” ülkenin her kade-mesinde yer alacak. Ön kap› olmay›n-ca arkay› deneyen YÖK gerçektenma¤dur olan meslek liselileri alet ede-rek gericili¤in önünü açmak istiyor.E¤itim bu eflitsizlikler üzerine kurula-maz. Ne katsay› de¤ifliklikleri ne yeniyönetmelikler bu sorunu çözemez.Aç›k ve net söylüyoruz ki katsay›larkald›r›lmal›, imam hatip liseleri kapa-t›lmal›d›r. Hiçbir liseli ma¤dur edilme-meli e¤itim paras›z, eflit ve niteliklisa¤lanmal›d›r.

Arkadafl›m›za sorduk

KKaattssaayy›› ddee¤¤iiflflmmiiflfl,, flflaaflfl››rrdd››nn››zz mm››??

12 fiubat cuma günü saat13:30'da ‹zmir’de Yaflar Üniversite-si'nin Selçuk Yaflar Kampüsü'negelen ÖSYM Baflkan› ÜnalYar›ma¤an Genç Umut taraf›ndanprotesto edildi.

13:00 da bafllayan konferanstaÜnal Yar›ma¤an, yeni s›nav sistem-ini konu alan bir konuflma yapt›.Çok say›da liselinin ve velininbulundu¤u konferans GençUmut'çular taraf›ndan protesto edil-di. E¤itimin paral› ve niteliksizolmas›ndan, ÖSS yüzünden intihareden ö¤rencilerden bahsedenliselileri salon coflkuyla alk›fllad›.Sözü s›k s›k alk›fllarla kesilenYar›ma¤an, "E¤er bu s›nav

olmasayd› e¤itim çok daha paral›halde olurdu" diyerek kendinisavunmaya çal›flt›.

Özel güvenlik güçlerinin "AmpulPatlas›n, ÖSS-YGS-LYS'niz Bats›n"yaz›l› pankart› tutan ö¤renciyi d›flar›ç›karmaya çal›flmas› üzerine GençUmut'çular "‹flte sizin demokrasinizbu!" diyerek salonu terk ettiler. .

‹stanbul Bahçelievler Kemal Haso¤-lu Lisesi’nde ö¤renim gören 3 ö¤ren-ci, okul ç›k›fl›nda karfl›dan karfl›ya ge-çerken tramvay›n alt›nda kald›. Ö¤-rencilerden 2’si hayat›n› kaybetti.Olaya öfkeli lise-liler, hayat›n›kaybeden arka-dafllar› için yap›-lan cenaze töre-ninde Bahçeliev-ler Kaymaka-m›’na ‘s›ra hangi-mizde’ diyerektepki gösterdi. Li-

selilerden baz›lar›, cenaze s›ras›ndafenalafl›rken, ö¤retmenlerin gözyaflla-r›n› tutamad›¤› görüldü. Cenazedensonra birlikte ç›kan liseliler ve veliler''Hepimiz kardefliz'', ''Susma sustuk-

ça s›ra sana ge-lecek'' sloganla-r›yla MehmetAkif Ersoy Cad-desi’ni ve tram-vay yolunu otur-ma eylemi ya-parak trafi¤ekapatt›.

ÜÜsstt ggeeççiitt ggeellmmeezzssee ss››rraa kkiimmddee??

ÖÖSSYYMM BBaaflflkkaann›› kkaaççaammaadd››

3

BBiirr ssoorruu bbiirr cceevvaapp YYGGSS

www.gencumut.org

GU: Üniversiteye girifl s›navlar›na haz›rlanan bir lise ö¤rencisi ola-rak gelece¤ini nas›l görüyorsun ve s›nav sisteminin hala aç›klanma-m›fl olmas› seni rahats›z ediyor mu?

Deniz: Üniversite okumak biz lise ö¤rencilerinin önüne tek flans›-m›zm›fl gibi konuluyor. Üniversite okuyunca sanki her fley çok iyi ola-cakm›fl gibi. Ailelerimizde böyle düflünüyor ve her geçen gün paral›-laflan e¤itime karfl›n okutmaya çal›fl›yor bizleri. Bunun sonucunda iseister istemez stres oluyoruz. Ama üniversiteye girsek de çok bir fleyde¤iflmeyecek. Üniversite okuyup iflsiz kalan milyonlarca insan var.Aç›kças› gelece¤imi pek parlak görmüyorum. Zaten kendileri de hergün yeni bir karar al›p duruyor. Daha nas›l bir s›nava girece¤imizidahi bilmiyoruz. Bu da gelece¤e dair umutlar›m›z› iyice azalt›yor.

Hazal: De¤iflen s›nav sisteminde üniversite dershaneye gidemeyenö¤renciler için hayal oldu. Daha lise 1’de dershaneye gitmek zorun-da kal›yoruz. Okuldaki e¤itim bir fley katm›yor. Dershaneler ise para-s› olana var. Zaten planlanan yeni s›nav sisteminde bizleri 9.s›n›ftandershaneye göndermeye çal›flacaklar. Bu yüzden sürekli s›nav siste-minin de¤iflti¤ini düflünüyorum. Zaten üniversiteye girsek de ifl bula-bilece¤imizden flüpheliyiz. Gelece¤imizi çal›yorlar. Gelece¤imizi on-lara b›rakmayaca¤›z.

ÖSS yap›lan de¤ifliklikler hakk›nda s›nava yak›nda girecek olan 12. s›-n›f ö¤rencisi Deniz Baser ve 9. s›n›f ö¤rencisi Hazal Pulat ile bir söyle-fli gerçeklefltirdik.

Soru: YGS'de puanlama, kaç puan üzerinden yap›lacak. Kaç türpuan olacak ve baraj puanlar› kaç olacak?

Cevap: Puanlar›n en küçü¤ü 100, en yükse¤i ise 500 olacak. 3tür taban puan olacak. Taban Puan›-1'de 140 puan baraj›n› aflanlarön lisans ve aç›kö¤retim progmlaran› tercih edebilecekler. TabanPuan›-2'de 180 puanla ikinci aflama s›navlar›na yani LYS'ye kat›lmahakk› elde edilecek, Taban Puan› 3'te 180 baraj›n› aflanlar da birinciaflama s›nav› yani YGS puan›yla ö¤renci alan 4 y›ll›k lisans pro-gramlar›n› tercih etme hakk› kazanacaklar. Yani geçen y›l SÖZ-1,SAY-1, EA-1 puan›yla ö¤renci alan programlara girebilecekler.

Page 4: Sayı 2 (Mart 2010)

www.gencumut.org4

UUllaaflfl››mm zzaammllaarr››nn›› ggeerrii ççeekkttiirrddiikk!!AKP’li ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi tara-

f›ndan 16 Kas›m 2009 tarihinde metrobüsücretlerine yap›lan zamm› Liseli Genç Umut,Halkevleri ve Ö¤renci Kolektifleriilk gündenitibaren kabul etmemifl, turnikelerden atlaya-rak ücretsiz ulafl›m haklar›n› kullanm›fllard›. Bu

zamlara karfl› Hal-kevleri’nin açm›fl

oldu¤u davayla

birlikte mahkeme yürütmeyi durdurma karar›alm›fld›. AKP’li Kadir Topbafl’›n karara yapt›¤›itiraz reddedildi. 8 fiubat Pazartesi günü KadirTopbafl zamm› geri çekmek zorunda kald›, böy-lece metrobüsün eski tarifesi yürürlü¤e girmifloldu. Bir kez daha görmüfl olduk ki; HHaakk vveerriill--mmeezz aall››nn››rr,, zzaaffeerrssookkaakkttaa kkaazzaa--nn››ll››rr!!

AKP Mufl il baflkanl›¤›n›n Türkiye Bulufl-malar› Konferans›’na kat›lmak üzere Mufl’agiden AKP genel baflkan yard›mc›s› Abdul-kadir Aksu Tekel iflçileri taraf›ndan yumur-talarla karfl›land›. Mufl Valili¤i’ne ard›ndanda belediyeye geçen Aksu’yu burada Tekeliflçileri açt›klar› pankartlar ve sloganlar ilekarfl›lad›. AKP ve Aksu’ya öfkelerini dilegetiren iflçilerden baz›lar› Aksu’ya yumurtaatt›. Daha önce de Malatya’da Devlet Ba-kan› Recep AKDA⁄’› TEKEL iflçileri yineyumurtalarla karfl›lam›fllard›. Gördükleri heryerde yumurtalar›n› eksik etmeyen, k›zg›n-l›klar›n›, Ampul Tayyip’in halk düflman›yüzünü unutmad›klar›n› gösteren TEKELiflçileri Ankara’da ki direnifllerini devam et-tiriyor, AKP’den hesap sormaya devam edi-yorlar.

Tekel iflçilerinin 78 günlükAnkara direniflinde, Dan›fltay’›n4C’ye baflvuru süresi olan 30günün yürütmesini durdurmas›ile birlikte, hukuki bir kazan›melde edilmifl oldu ve mücadeleyeni bir evreye girdi. Direniflin

ilk haftalar›nda kurulan çad›r-lar kald›r›ld›. Tekel iflçileri dire-nifli büyütüp 1 Nisan’da Anka-ra’da buluflmak üzere memle-ketlerine döndüler. Güvenceli iflve güvenli gelecek için AKP’yekarfl› onurlu direnifllerini yafla-

d›klar› yerlerde büyüterek veyayg›nlaflt›rarak genel birdireniflin öncüsü olacaklar . Bizbu direniflten çok fley ö¤rendik.So¤u¤u, kara k›fl›, Ampul Tay-yip’in hakaretlerini bofla ç›kar-man›n tek yolunun birbirine ke-netlenmenin gücüyle oldu¤unugördük. Tekel çal›flan› a¤abey-lerimiz, ablalar›m›z haklar›m›ziçin mücadele etmenin öneminibir kez daha kan›tlad›lar bize.Ankara sokaklar›nda kimi za-man beraber halay çektik on-larla, kimi zaman sabaha ka-dar nöbet tuttuk, sohbet ettik.Mücadelelerimiz birlefltikçe,paylaflt›kça büyüyecek. Havane kadar so¤uk puslu da olursaolsun AKP’ye karfl› mücadeleTürkiye’nin her yerinde devamedecek.

TTeekkeell’’ddee iillkk rraauunntt iiflflççiilleerriinn

Türkiye ‹statistik Kurumu’nun 2009 so-nuçlar›na göre, Türkiye genelinde iflsiz sa-y›s› bir önceki y›l›n ayn› dönemine göre860 bin kifli artarak, 3 milyon 471 bin ki-fliye yükseldi. ‹flsizlik oran› da bir öncekiy›la göre 3 puan art›flla %14 oldu. Her-hangi bir sosyal sigortaya sahip olmadançal›flanlar›n(güvencesizlerin) oran› ise 0,3puanl›k art›flla yüzde 43,8 olarak gerçek-leflti. Genç nüfustaki iflsizlik oran› ise%25,3. Yani her dört gençten biri iflsiz.Her defas›nda ekonominin iyiye gitti¤inisöyleyen Tayyip Erdo¤an’› rakamlar yalan-l›yor. Kendi servetlerini milyon dolarlarlaaç›klayan Tayyip Erdo¤an ve AKP kur-maylar›, söz konusu bizler olunca dahafazla iflsizlik ve daha fazla geleceksizlikdiyor.

AAKKPP’’ddeenn TTEEKKEELL’’ddeenn rraahhaatt yyookkLiseliler Tekel iflçilerini yaln›z b›rakmad›

Artvin’de Tekel direnifliyle dayan›flma eylemiyapan Liseli Genç Umut ve Ö¤renci Kolektifleri kendileriniAKP ‹l Baflkanl›¤› binas›ndan gözetleyen daha önce deArtvin Endüstri Meslek Lisesinde sürekli Genç Umut’çuö¤rencileri tehdit eden bir memuru sobelediler.

“Tekel ‹flçisi Ö¤retiyor Ö¤renciler Ö¤reniyor” pankart›ylaSamsun Nam›k Kemal Lisesi önünden bafllayan yürüyüfle polisengel olmak istese de yaklafl›k 80 kiflinin kat›ld›¤› eylem yap›lanbas›n aç›klamas› ile sona erdi.

Tekel iflçilerinin günler süren direniflinde liseliler onlar› hiç yaln›z b›rakmad›. 20 fiubat’ta Ankara’yagiden onlarca Liseli Genç Umut’çu kendi illerinde, liselerinde dayan›flma eylemleri yapt›lar.

Bursa Liseli Genç Umut birçok kitle örgütünün kat›ld›¤›eylemde “Ampule Karfl› TEKEL Tek Yumruk” pankart›yladirenifli sahiplendi. Zafer Dershanesi’nden bafllayan yürüyüfl

Famora Meydan›’nda son buldu.

Ka¤›thane Profilo ATL ve AML'nde, 24 fiubat'ta,okul kantinindebir araya gelen ö¤renciler 1 dakika boyunca alk›fllarla TEK'ELolup, Tekel iflçilerinin mücadelesine sahip ç›kt›lar.

AAKKPP ddeemmeekk,, iiflflssiizzlliikk ddeemmeekk

Page 5: Sayı 2 (Mart 2010)

EEllaazz››¤¤’’ddaa mmeeyyddaannaa ggeelleenn 66,,00 bbüüyyüükkllüü--¤¤üünnddeekkii ddeepprreemmddee 5500’’ddeenn ffaazzllaa iinnssaann hhaa--yyaatt››nn›› kkaayybbeettttii.. TTaayyyyiipp iissee ssuuççuu bbeelleeddiiyyeelleerr

yyeerriinnee yyookkssuulllluukkttaann yyaapp››llaann kkeerrppiiçç eevvlleerreeyyüükklleeddii.. fifiiimmddii ddeepprreemmzzeeddeelleerree TTOOKK‹‹’’ddeenneevv ssaattmmaayyaa ççaall››flfl››yyoorr..

KKaannaaddaa''nn››nn VVaann--ccoouuvveerr flfleehhrriinnddee ddüü--zzeennlleenneenn 22001100 KK››flflOOll iimmppiiyyaatt llaarr ›› ''nn››nnyyaapp››lldd››¤¤›› aallaann››nn hhee--mmeenn yyaann››nnddaa ççaadd››rr--ddaa yyaaflflaayyaann iinnssaann--llaarr,, ››flfl››lltt››ll›› oorrggaanniizzaass--yyoonnllaarrddaakkii mmaaddaall--yyoonnuunn ddii¤¤eerr ttaarraaff››nn››oorrttaayyaa sseerriiyyoorr....

AArrttvviinn’’iinn YYuussuuffeellii iillççeessiinnee bbaa¤¤ll›› YYaayyllaallaarr kkööyyüünnddee ttaarrllaaddaann ddöönneennkkaadd››nnllaarr,, ddeerreenniinn üüssttüünnddeekkii iillkkeell kkööpprrüüddeenn ddüüflflmmeemmeekk iiççiinn eelleellee ttuuttuuflflaarraakkkkaarrflfl››yyaa ggeeççiiyyoorrllaarr.. HHaayyaatt››nn hheerr aallaann››nnddaa kkaadd››nn ddaayyaann››flflmmaass›› ssüürrüüyyoorr..

BBaall››kkeessiirr’’ddee mmeeyyddaannaa ggeelleenn ggrriizzuu ppaattllaammaass›› ssoonnuuccuu bbiirr iiflflççiihhaayyaatt››nn›› kkaayybbeeddeerrkkeenn 77 iiflflççii zzeehhiirrlleennddii.. PPaattrroonnllaarr››nn kkööllee ggiibbiiççaall››flfltt››rrdd››¤¤›› mmaaddeenn iiflflççiilleerriinniinn hheeppssii ggüüvveenncceessiizz..

FFoottoo¤¤rraaff DDiiyyaarrbbaakk››rrssppoorr--BBuurrssaassppoorr mmaaçç››nn--ddaann.. KKüürrtt ssoorruunnuunnddaa yyaapp››cc›› aadd››mmllaarr››nn aatt››llaa--mmaammaass››,, ggeerriilliimmiinn bbüüyyüüddüü¤¤üünnüü ggöötteerriiyyoorr..

FFOOTTOO⁄⁄RRAAFFLLAARRIINN DD‹‹LL‹‹NNDDEENN

5www.gencumut.org

Page 6: Sayı 2 (Mart 2010)

Bizi yok sayanlara

Biz liselilerin birden çok or-tak noktas› var. Hareketliyiz,canl›y›z, yerimizde duram›yoruziçimiz k›p›r k›p›r. Tabi ki busayd›klar›m›z ortak noktalar›m›-z›n tamam› de¤il listeyi fazla-s›yla uzatmak mümkün. Örne-¤in, kenar mahalle lisesine gi-denimizle daha gözde bir lise-ye gidenimizi düflünelim. Hepi-miz okullar›m›zda paral›, gericibir liseyle karfl›lafl›yor ve gele-cek kayg›s›n› fazlas›yla yafl›yo-ruz. Ancak kenar mahalle lise-lerinde okuyanlar›m›zla flehrinmerkezi yerlerinde okuyanlar›-m›z›n aras›ndaki yol bir yerdeayr›l›yor. Çünkü kenar mahalle-lerde okuyanlar›m›z daha bafltan“serseri, ifle yaramaz” damgas›-n› yemek ve t›pk› bir hayaletgibi kimse taraf›ndan görünme-yip d›fllanmakla karfl› karfl›ya.SSiizzii ggöörrmmüüyyoorruuzz ookkuunnaaccaakk bbiirr

lliissee vveerrmmiiyyoorruuzzBugün ister kenar mahallede

ister “gözde” mekânlardaki lise-lerde okuyal›m hepimiz ezberci,gerici, niteliksiz ve paral› e¤i-timden pay›m›za düfleni fazla-s›yla al›yoruz. Ancak kenar ma-halle liselerinde okuyanlar›m›zbu midemizi buland›ran pasta-dan istemeden daha büyük birdilim al›yorlar. Bugün patronla-r›n en gözde mekânlar›nda bu-lunan en gözde liselerin içindeneredeyse laboratuar›, ak›ll› tah-tas›, spor salonu, bilgisayarodas› olmayan› yok. Ve engözde mekânlarda oldu¤u içinö¤retmenler o liselerde çal›fl-mak için adeta birbirleriyle ya-r›fl›yor. Ancak kenar mahalle li-selerinde durum oldukça farkl›.O okullarda okuyanlar›m›z içinöyle boyal› güzel binalar, labo-ratuar, spor salonlar› aramakbofluna. Ayr›ca bir sabah s›n›f-

ta ders anlatacak ö¤retmen bilebulamamak mümkün. Çünküorada okuyanlar›m›z bu ülkeyikuran anne babalar›n çocuklar›,bu yüzden ne hiçbirinin bizleregemicik alacak ne de flirketlerkurup bizleri bafl›na geçirebile-cek durumu var. Hal böyleolunca da zengini seven devletbüyüklerimiz taraf›ndan hiçbiranlam ifade etmiyoruz. Bu yüz-den iyi bir liseyi de hak etmi-yoruz. Zengin yoksul ay›rt et-meksizin nitelikli bir e¤itimvermesi gereken ülke yönetici-leri adeta kenar mahalle lisele-rinde okuyanlar›m›za söylenen“sizler ilerde zengin olamaya-cak, insanlar›n üstüne basarakyükselmeyi beceremeyeceksiniz,bu yüzden sizi görmüyoruz iyibir lise de vermiyoruz”.DDaahhaa ffaazzllaa ggeelleecceekkssiizzlliikk Baflta da söyledik ya liseliler

olarak birden çok ortak nokta-m›z var diye. ‹flte onlardan birtanesi de yaflad›¤›m›z gelecek-sizlik kayg›s›. Kenar mahalledeokuyan›m›z da okumayan›m›zda fazlas›yla hissediyor bunu.Yine de yoksul mahallelerdeokuyanlar›m›z için durum birazdaha farkl›. Her gün de¤iflen s›-nav sistemiyle üniversite oku-mak gitgide imkâns›zlafl›yor,paras› olmayan›n üniversiteyegidemedi¤i bir s›nav sistemiyarat›l›yor. Ancak kenar mahal-lelerde okuyanlar›m›z için üni-versiteyi hayal etmek bofluna.Araflt›rmalara göre yaklafl›k5000 kifli liseyi çeflitli nedenler-le b›rakmak zorunda kal›yor.En büyük nedeni yoksulluk ya-ni paral› e¤itim. Okulunu ta-mamlayamayan gençlerin büyükbölümü kenar mahalle liselerin-de okuyor. Tamamlayabilenleri-miz ise büyük ihtimalle iflsizler

ordusu içinde yer alacak.PPoolliiss,, KKaammeerraa,, UUyyuuflflttuurruuccuu ‹‹ss--

yyaann››mm››zz›› bbaasstt››rrmmaayyaa ççaall››flfl››yyoorrllaarrBir yandan kötü okullarda al-

d›¤›m›z e¤itim, içinde bulundu-¤umuz yoksulluk bir yandan daelimizden al›nan gelece¤imizkenar mahallede okuyanlar›m›-z›n daha y›k›c› isyan etmesineneden oluyor. ‹flte bu y›k›c› po-tansiyelin fark›nda olan devletbüyükleri liselilerin isyan›n›nönüne geçmek için “dâhiyane”bir plan kuruyorlar kafalar›nda.Ya polislerle, kameralarla, telörgülerle liselileri denetim alt›-na almak ya da uyuflturucuyla,çete kavgalar›yla liselilerin is-yan›n› boflaltmas›n› sa¤lamak.Bu yüzden sürekli “arka s›rada-kiler”, “kurtlar vadisi” gibi çe-tecili¤i ve mafyal›¤› özendirendizileri biz liselilere izletmeyeçal›fl›yorlar. ‹flte bu yüzden sü-rekli kenar mahalle liselerindekavgalar ç›k›yor, olaylar patl›-yor. Çünkü kenar mahalle lise-sinde okuyanlar yaflad›¤› hayataisyan ediyor, kendisini görmekisteyenlere vurarak, k›rarak benburaday›m diyor. Ancak kenarmahalle lisesinde okuyanlar›m›-z›n bu kadar kavgac› olmas›çok normal. Çünkü y›llard›r ya-flad›¤› yoksullu¤a, okulda gör-dü¤ü paral› ve niteliksiz e¤iti-me karfl› savunuyor kendini (ta-bi devlet de bu flekil de olma-s›n› istiyor zaten). Ancak nekadar u¤rafl›rlarsa u¤rafls›nlarkenar mahallelerdeki liselerdeokuyanlar›m›z›n isyan›n› eritme-yi baflaramayacaklar. “Serseri”diye adland›rd›klar› liseliler busefer yumru¤unu kavga etmek,olay ç›kartmak için de¤il kendigeleceklerini ellerine almak içinonlar›n suratlar›n›n tam ortas›napatlatacak.

‹‹SSYYAANN EEDD‹‹YYOORRUUZZ

6 www.gencumut.org

Page 7: Sayı 2 (Mart 2010)

Hepimizin bafl›na sadece “ka-d›n” oldu¤umuz için gelen olay-lar vard›r. Kad›n oldu¤umuz dakabul edilmez ya ço¤u kifli tara-f›ndan, neyse. Ben kad›n›m dedi-¤in saniyede karfl›ndakinin akl›n-dan geçen onlarca ön yarg› dü-flüncesinin aras›nda derdini anlat-maya çal›fl›rs›n. Evet, kad›nd›rcinsiyetimiz ve s›rf kad›n oldu¤u-muz için yaflad›klar›m›z vard›r.Liselerin ‘vazgeçilmezi’ disiplinkurallar› çerçevesinde ‘tertipli, dü-zenli’ görünülmesi istenen liseli-lerden erkek olanlara kravat›n›düzgün takmas›, gömle¤ini belinedoldurmas›… uyar›lar› gelirkenkad›n olanlara ete¤inin boyunuuzatmas› uyar›s› gelir, ak›lda –ta-biri yerindeyse- bin türlü tilki, önyarg› geçer halde. Uzun etek na-mustur, han›ml›kt›r, adapt›r çünkü.Ve kad›n›n her ortamda bunlaradikkat etmesi gerekir. Ya da her-hangi bir erkek arkadafl›m›zla yanyana durmak, konuflmak da “uya-r›”, “ceza” ve “aileye flikâyet” ne-

denidir liselerimizde. Ya da “k›zarkadafl›ma yan gözle bakt›” kav-galar› da “namus” alg›s›n›n lisele-re uyarlanm›fl hali de¤il de nedir? ‹lginçtir ki bazen de ayn› so-

runlar› yaflam›yormufluz gibi birbi-rimizi suçlar›z elele verece¤imize.Ya da patriarkal (daha ayr›nt›l›olarak internetteninceleme vetart›flma ya-z›lar›na ba-kab i l i r s i -niz) siste-min karfl›l›-¤› liseleri-mizde kad›n ö¤-retmenler arac›l›¤›ile ç›kar. Onlar dabizim yafllar›m›zdaiken benzer sorunlar› yaflamalar›-na ra¤men bir bak›yoruz ki önü-müze dikilen de onlar.Kabul etmesek de hepimiz ya-

fl›yoruz benzer sorunlar› bir flek-liyle. Sorunlar›m›z, yaflad›klar›m›z,duygular›m›z bizi kimi zaman

bezdiriyor kimi zaman da yeterart›k dedirtiyor. Durup düflününceisyan ederiz de hedefimiz bazenyan› bafl›m›zdaki k›z arkadafl›m›zolur. En çok onun deste¤ine ihti-yaç duyarken dayan›flma bozulu-verir kimi vakit. Birbirimizdenayr› gayr› dururken nas›l mücade-le edebiliriz, nas›l bafla ç›kar›z so-runlarla peki? Kendimizi ezdirmemek istiyor-

sak dik durmal›y›z bu hayatta,önce paylaflmal›, dertleflmeliyiz.K›z kardeflli¤in dayan›flmas›n›yayg›nlaflt›rmal›y›z. Sorunlar or-taksa çözümü de k›z kardeflli¤inortakl›¤›ndad›r. Tacize u¤ruyorsansusma, en pis küfürlerin malze-mesi oluyorsan susma, gelece¤inelinden al›n›yorsa susma bafl›n›kald›r ve dik dur. “Hay›r” de!K›z kardeflini bul, bir araya gel.En çok biz anlar›z birbirimizi, neyaflad›¤›m›z›, ne hissetti¤imizi. Elverelim birbirimize ve dayan›flma-n›n en güzelini yeflertelim lisele-rimizde.

BBiirr yyeerrddeenn hhaatt››rrllaayyaaccaakk mm››ss››nn››zz ??Liselerimizde kad›n olman›n zorluklar›, sorunlar› üzerine ‹stanbul’daokuyan liseli arkadafllar›m›zla k›sa bir sohbet gerçeklefltirdik.

1910 y›l›nda düzenlenen Uluslararas› SosyalistKad›nlar Kongresi’nde Clara Zetkin’in önerisiyleDünya Kad›nlar Günü’nün kabul edilmesi üzerin-den geçen yüz y›lda kad›nlar 8 Mart günü bir yüz-

y›l daha geçse mücadeleye devam edeceklerinisöylediler.Genç Umut’çu Kad›nlar da liseli kad›n-

lar›n talepleriyle alanlarda ki yerini ald›

SS››nnaavvaa ggiirreecceekk kkaadd››nnllaarraa nnoottllaarr::Bir k›sm›m›z Nisan ay›nda s›nava girecek. En

yak›n arkadafl›m›zla bizi yar›flt›rmaya çal›flan,paran kadar oku mant›¤›yla gelece¤imizi, üni-versite hakk›m›z› elimizden alan üniversiteyegirifl s›nav sisteminde de kad›n olarak karfl›m›-za ayr› sorunlar ç›kacakt›r. Gelece¤imiz bu ka-dar elimizden al›nmaya, s›n›rland›r›lmaya çal›-fl›l›rken önümüze bu sefer s›n›rland›r›lm›fl ter-cihler konulacakt›r. “Kad›nlar›n yapabilece¤imeslekler” s›n›rland›rmas›. Nas›l bu s›nav siste-mine karfl› mücadele ediyorsak gelece¤imiziyönlendirme konusunda karfl›m›za ç›kacak s›-n›rland›rmalara karfl› da mücadele edelim. Ka-d›n olarak gelece¤imizi kendi fikirlerimiz etra-f›nda belirleyelim. Hayat›m›z› kendi elimizealal›m ve yürüyelim… Yapamayaca¤›m›z hiçbir fley yoktur…

LLiisseellii kkaadd››nn ddeenniillddii¤¤iinnddee aakkll››nnaa nneeggeelliiyyoorr??Liseli kad›n denildi¤inde herkes ta-

raf›ndan garipsense de bence kad›nolmak sadece belli bir yafl› aflm›fl ol-mak demek de¤ildir. Çünkü yetiflkinkad›nlar›n yaflad›¤› ço¤u s›k›nt›y›okullar›m›zda yaflamaktay›z.

OOkkuullddaa yyaaflflaadd››¤¤››nn ss››kk››nntt››llaarr nneelleerr??Okullar›m›zda rahat de¤iliz. Sürek-

li izleniyor gibiyiz. K›l›k k›yafetimiz-den davran›fllar›m›za kadar süreklik›s›tlan›yoruz. Kendi erkek arkadaflla-r›m›z bile bizleri giydi¤imiz k›yafet-lere göre de¤erlendiriyorlar. Ki bunu

sadece erkek arkadafllar›m›z ve idarede¤il kad›n arkadafllar›m›z bile yap›-yorlar. Zaten en büyük s›k›nt›lar›m›z-dan biri bu. Liseli kad›nlar›n birbiri-ni kardefl de¤il düflman gibi görme-si. Ayr›ca bu sadece liselerde de¤ilgünlük hayat›m›zda da sürekli kars›-m›za ç›kan ve bizi daha çok y›pra-tan olaylardan birisi. Bu yüzden ilkbasta k›z kardeflli¤in ne demek oldu-¤unu anlay›p benimsetmeliyiz.

LLiisseelleerrddee kkaadd››nnllaarr›› aaflflaa¤¤››llaayy››cc›› ttaavv››rr--llaarr ddaavvrraann››flflllaarr vvaarr mm››dd››rr??–Tabii ki var. En basit örne¤i k›-

l›k k›yafet yönetmenli¤i. ‹darenin ve

çevrenin bask›s› liseli kad›nlar›n k›-yafet özgürlü¤ünü k›s›tl›yor. Biz 9.s›n›ftayken bir kad›n ö¤retmenimiziki kad›n arkadafl›m›n etek boyu k›-sa oldu¤u gerekçesiyle bahçenin or-tas›nda uzatma paylar›ndan y›rtm›flt›.Bu hem idare bask›s›n› hem de sa-dece erkeklerin de¤il kad›nlar›ndakendi hemcinslerini nas›l afla¤›lad›¤›-n› gösteriyor.

-Mesela k›z tavlas›n› herkes bilirk›z tavlas› hiçbir fley bilmeyen kü-çük bir çocu¤un bile oynayabilece¤iderecede basit bir oyundur ama er-kek tavlas› daha zor daha çok kafa

yorulmas› gereken bir oyundur. Bukonuda bile kad›nlar›n küçük görül-dü¤ünü görmek mümkün.

-Erkek arkadafllar›m›z›n kulland›¤›küfürlerin de ucu kad›nlara dokunu-yor. Birbirleriyle flakalaflmalar›nda bi-le kad›nlar› afla¤›lay›c› hakaretlerkullan›yorlar. “K›z gibi k›r›tma”,“kar› gibi adams›n” vb...

--Derslerde bile etkilerini görüyoruz.Örne¤in divan edebiyat›nda gördü¤ü-müz bütün kad›n sembolleri hep ha-in ve aldatan taraf olarak gösterili-yor.

Liseli k›zkardefller birlikte daha güçlü

88 MMaarrtt’’››nn 110000.. yy››ll››nnddaa bbiinnlleerr aallaannllaarrddaayydd››

( )

7www.gencumut.org

Page 8: Sayı 2 (Mart 2010)

www.gencumut.org8

YYookkssuulllluu¤¤uunn,, iiflflssiizzllii¤¤iinn,, ssaavvaaflfl››nn oolldduu¤¤uu bbiirr üüllkkeeddee

En çok seçim zaman› ad›n›duydu¤umuz, seçim günü akfla-m› gözlerimizi televizyona dike-

rek bir sihirbaz›n okus pokus deyin-ce sand›ktan ç›karaca¤›na inand›r›ld›-¤›m›z bir kavramd›r demokrasi. Tür-kiye’de anlam› parmak hesab› oy pu-sulas› saymak olunca “nerde bu de-mokrasi?” diye sormak geliyor insa-n›n akl›na. Tarihinde birçok kez dar-be görmüfl hala 12 Eylül askeri dar-besinin koydu¤u yasalarla yönetilenbir ülkede yafl›yoruz ne de olsa. Ken-disi gibi düflünmeyeni yok sayan birdemokrasi.AKP’nin sözde demokrasi-sini istemiyoruz. Maafl›na zam isteyenmemura cop, paras›z e¤itim hakk›n›isteyen ö¤renciye gaz, tarlas›na sahipç›kan çiftçiye “anan› da al git” diyen,

insanca bir yaflam isteyenleri her f›r-satta tehdit eden bir baflbakan›n yö-netti¤i ülkede demokrasi yoktur zaten.Irk, dil, din, renk, cinsiyet fark› ol-madan tüm insanlar›n yaflamsal hak-lar›n›n güvence alt›nda olmas› ve eflityaflamas›d›r demokrasi. “Paran kadarkonufl” diyenlerin olmad›¤› “insancabir yaflam›n” eflit yurttafllar› vard›r de-mokratik bir ülkede. Halk meclislerikurulur, yönetime do¤rudan kat›l›n›r.‹flçinin, köylünün mecliste olmad›¤›ülkemizi zenginler yönetiyor. Halk›da koyun yerine koyuyorlar. Söz hak-k›m›z›n oldu¤u demokratik bir lise vehalk›n kendisiyle, ülkesiyle ilgili ge-liflmelerde söz, yetki, karar hakk›n›istiyoruz.

Ba¤›ms›zl›k denince akla gelir tümilkokul bilgileri. Belirli gün ve hafta-larda kürsüden konuflan müdür, ö¤ret-menler taraf›ndan “y›llar boyu kimseyeboyun e¤meyen bir milletin evlatlar›”oldu¤umuz hat›rlat›l›r ve “gelecek siz-siniz” denilerek ülkeyi bizlere “ema-net” ederler.Bakal›m “emanetimizin” ne kadar›

nereye ba¤l› yoksa kendi karar›n› hal-k›yla verebilen ba¤›ms›z bir ülke mi?Hepimiz biliyoruz ABD gibi büyük birgüç var. Paras›, flirketleri, bankalar›,savafl uçaklar› kendi topraklar›n›n s›n›-r›n› aflm›fl sokakta gezerken ya da TVkanal›nda görebilece¤imiz kadar bizeyak›n. Türkiye’nin bir türlü kapanama-yan aksine AKP ile gün be gün artanborçlar›n›n da sebebi iflte ABD flirket-

lerinin, onun denetimindeki IMF’ninverdi¤i krediler.Bir de baflkan› var “sempatisiyle, ya-

k›fl›kl›l›¤›yla, ezilenin yan›nda” Obama.Kendisini arada bir Tayyip’le verdi¤iboy boy pozlardan biliyoruz. Bush’unIrak’a girip milyonlarca sivil insan›nölümüne sebep olmas› gibi kendisi deAfganistan’a askeri y›¤›nak yap›yor.Sadece kendi gençlerini buralarda ölü-me götürmüyor bizim ülkemizin degençlerini yani bizleri bu sonu gelme-yen savafla çekiyor. Güya “bar›fl gücü”do¤rusu savafl suçlar›n›n en büyük so-rumlusu NATO’nun ikinci büyük ordu-su Türkiye olunca “ülkenin genç nüfu-su” savafllara amade hale geliyor. AKP’nin “ba¤›ms›zl›k” anlay›fl› Kon-

ya’da ‹srail askerlerinin e¤itim gördü-¤ü hava üssü yani “iflbirlikçilik”. ABD

askerlerinin e¤itim gördü¤ü bu üssekat›lanlar savafllarda birer ölüm maki-nesi haline geliyor. Yüzlerce çocu¤un,sivilin ölümüne neden olan ‹srail’e“one munite” diye ç›k›flan Tayyip, sözmeclisten d›flar› diyerek gerek insans›zhava uça¤› gerekse son teknoloji sila-h› savafl sanayisinde en karl› ve kanl›ortaklar›ndan biri olan ayn› ‹srail’denalmaya devam ediyor.Verimli arazileriyle ülkemiz ihtiyac›-

m›z olan bu¤day› üretebildi¤imiz haldebu¤day ithal ediyoruz. olan Türki-ye’de pirinç üretimi dünya ortalamas›-n›n iki kat› iken tüketti¤imiz pirincin%60’›n› baflta ABD olmak üzere bafl-ka ülkelerden ithal ediyoruz. Dünyadaki bor kaynaklar›n›n %72’si ülkemizdeolmas› ra¤men boru hammadde olarakbaflka ülkelere sat›yor ifllenmifl halini

yüksek fiyatlara sat›n al›yoruz. ‹nsansa¤l›¤›na ve topra¤a zararl›, bebek ma-malar›nda kullan›lmayaca¤›na iliflkinsözler verilen GDO’yu AKP’li tar›mbakan› neden inatla bize yedirmeye ça-l›fl›yor? Çünkü ABD’nin bu iflten parayiyen flifl göbekli flirketleri var.Emanet edilen ülkenin bafl›na geçen

AKP savafl suçlular›n›n en büyük iflbir-likçisi. Vatan, millet diyen MHP bilezaman›nda ABD taraf›ndan kuruldu.Bu nedenle NATO ve IMF gibi ülke-mizin topraklar›n›, ekonomisini ve bizgençleri sömüren kurumlarla yap›lananlaflmalara son verilmelidir. AKP’ylepeflinden ayr›lamad›¤› ABD aras›ndakikukla ipleri kesilmeli. Yer alt› ve yerüstü kaynaklar›m›z› kimseye sormadankulland›¤›m›z, halk›n karar verdi¤iTam Ba¤›ms›z Türkiye istiyoruz.

TTaamm bbaa¤¤››mmss››zz TTüürrkkiiyyee iissttiiyyoorruuzz

SSöözz,, yyeettkkii,, kkaarraarr hhaallkkaa

NASIL B‹R ÜLKE

Özgürlü¤ü dilinden düflürmeyenAKP toplumu tarikatlarla, cemaatler-le gericilefltiriyor. Halk› bir taraftanyoksullaflt›r›rken di¤er taraftan elleri-ni aç›p flükretmesini bekliyor. Bafl›n›öne e¤en kullar› olsun istiyor. Gün-lük yaflam›m›z› 5 vakte göre ayarla-mazsak kendinden saym›yor. AKPgençlik koluna üyeysen onun için oytopluyorsan müritlik görevini lay›k›y-la yerine getirmiflsindir. ABD’de saraylarda yaflayan ak›l

hocas› Fethullah Gülen’in dini soh-beti bol dershaneleri, okuldan çokaç›lan Kur’an kurslar›, imam hatip li-

seleri ve buradan mezun olanlar›n yi-ne üniversitelere, liselere hoca olarakgirmesi e¤itimde gericili¤in yayg›n-laflt›r›lmas›na sadece birkaç örnek.Bir de yandafl medya var. 2 Tem-

muz 93’te Sivas’ta Aziz Nesin’i vearkadafllar›n› yakmaya çal›flan gerici-ler belgelerle aç›kça ortaya ç›km›fl-ken kendili¤inden yang›n ç›kt› diyoryandafl medya. TRT’yi de alan AKPçizgi filmlerde bile namaz k›lmay›,camiye gitmeyi ö¤retiyor. Özgürlü¤e tahammül edemeyen ge-

ricili¤e karfl› ayd›n, laik bir ülke is-tiyoruz.

GGeerriicciillii¤¤iinn kkaarraannll››¤¤››nnaakkaarrflfl›› öözzggüürrllüükk

Kad›nlar y›llard›r bu dünyan›nen ezilmiflleri, ikinci s›n›f vatandafl

say›lan›d›r. Okul kitaplar›nda kad›n;“içeride” ev ifli yapan, mutfakta ye-mek haz›rlayan anne, erkek ise “d›fla-r›da” ifle gidip eve ekmek getiren ba-ba rolünde resmediliyor. K›z çocukla-r› anneye temizlikte yard›m ediyorken,erkek çocuklar› babayla futbol oynu-yor. Yani henüz ilkokulda kad›nlar›nve erkeklerin yapacaklar› ifller tan›m-

lanarak eflit olmad›¤› bize ezberletili-yor.AKP ise bu eflitsizlikten faydalana-

rak kad›nlar 3 çocuk do¤ursun, örtün-sün deyip eve kapatmak istiyor. Evdeher ifli görmesine ra¤men üstüne birde annelik yapmaya çal›flan kad›nlar›nharcad›¤› emek de¤ersiz görülüyor.Kad›nlar› türbanla kapatarak özgürlefl-tirece¤i yalan›n› söylüyor.Yoksulluk yüzünden s›k›nt› çeken

aileler önce k›z çocuklar›n›n e¤itimhakk›ndan feragat ediyor. Erkek oku-sun “adam” olsun denilirken k›z ço-cuklar› ev ifli, tarla ifli derken sonun-da erkenden bafl göz ediliyor.Kad›nlar her gün ayr›mc›l›¤a, flidde-

te, tacize maruz kal›yor. Televizyonlarsadece kad›n oldu¤u için cinayetlerekurban giden hayat hikâyeleriyle dolu. Kad›nlar›n tam ve eksiksiz yurttafl

olabilmesi için ekonomik, sosyal hak-

lar› sa¤lanmal›d›r. Çocuklar›n bak›m›kad›nlara y›k›lmamal›, her ilçede üc-retsiz krefl aç›lmal› kad›nlar ifle imka-n› sa¤lanmal›d›r. Okulumuzda, mahal-lemizde ücretsiz hizmet veren kad›nsa¤l›¤› merkezleri aç›lmal›d›r. Kad›nayönelik fliddetin son bulmas› içinkampanyalar düzenlenmeli. Kad›nlar›neflit, özgür bireyler olabilmesi gerici,ayr›mc›, cinsiyetçi, erkek egemen sis-tem de¤iflmelidir.

KKaadd››nnllaarraa ttaamm vvee eekkssiikkssiizz yyuurrttttaaflflll››kk hhaakkkk››

Page 9: Sayı 2 (Mart 2010)

www.gencumut.org 9

ee ggeelleeccee¤¤iimmiizzee ssaahhiipp çç››kkmmaakk iissttiiyyoorruuzz

GGüüvveennllii ggeelleecceekk iinnssaannccaa yyaaflflaammTayyip “her üniversite mezunu ifl bul-

mak zorunda de¤il” demifl. Peki, Cumhur-baflkan› Gül’ün 16’s›ndaki yafl›t›m›z o¤lu

flirket sahibiyken, AKP’lilerin çocuklar›na gemi-cikler, ifl f›rsatlar› devletin tüm imkânlar›yla su-nulurken nas›l bir eflitlikten bahsedebiliriz? Sa¤l›k güvencesi, izin günü olmadan köle gibi

çal›flt›r›l›yor insanlar. Kriz denilerek kap› önünekoyuluyorlar. 500 milyona, yoksulluk hatta açl›ks›n›r›n›n alt›nda yaflayan yüzlerce insan var.

Aylard›r direnen TEKEL iflçileri özellefltirmekarfl›s›nda kaybettikleri ifllerini geri istediler veçocuklar›n›n gelece¤ini düflünerek güvenceli ifliçin mücadelelerine hala devam ediyorlar.Y›llarca okuyoruz ve gelece¤imizi birkaç saat

içine s›k›flt›ran ÖSS’ye giriyoruz. Kazanamasakda kazansakta hayat›m›z› devam ettirmeye ihtiya-c›m›z var. Bu nedenle insanca bir yaflam›n ko-flullar›n› sa¤layacak sosyal güvencesi olan iflhakk›m›z›n güvencede olmas›n› istiyoruz.

Savafl, kitaplarda okudu¤umuz bin’li y›llar›n toz-lu raflar›nda kalmad› ne yaz›k ki. Hemen yan› ba-fl›m›zda milyonlarca insan›n ölümüyle kendini gös-teriyor. Çocuklar›n küçücük yürekleri her sabah ür-pererek çarp›yor kula¤›n›n dibinde patlayan bomba-larla ya da öylece susuyor. 13-14 yafl›ndaki kardefllerimiz sebep olmad›klar›

bir savafla daha do¤duklar› an gözle-rini açarken geri kalan ömürlerini ha-pishanelerde geçiriyor. Tutsakl›k karatenlerinin, bozuk flivelerinin suçlan-m›fll›¤›n›n cezas› oluyor önce. Onlarya mevsimlik iflçi oluyor f›nd›k tarla-lar›nda ya da boyac›, sucu oluyorlarbüyük kentlerde. Okul s›ras› gelmiyorbir türlü onlara, ÖSS’de en baflar›s›zil s›ralamas›nda hep birinciler. Çocuklar› ac› çekerken en çok ka-

d›nlar yara al›yor savafllarda. Kad›nla-ra yönelik fliddet, taciz, tecavüz savaflzamanlar›nda art›yor. Filistin’de veya ABD’nin demokra-

si(!) getirdi¤i Irak’ta ölen milyonlarcasivil varken hangi neden savafl› hakl›ç›karabilir? Bar›fl içinde yaflamak herkesin hak-

k›d›r. Savafla, silahlara ayr›lan bütçee¤itime, sa¤l›¤a ayr›lsayd› ülkeleringücünü savafl sanayisinde ne kadargeliflmifl olduklar› de¤il insanlar›n›ntüm yaflamsal ihtiyaçlar›n› karfl›laya-bildi¤i belirlerdi. Kürt sorunu da sa-vaflla de¤il Kürt halk›n›n demokratik,siyasal haklar›n›n tan›nmas›; bölgeninsosyal, ekonomik sorunlar›n›n çözül-mesi ile çözülebilir. Bar›fl için kardefl-

li¤in ülkesi kurulmal›.

Eflit yurttafllar olabilmek tüm ya-flamsal ihtiyaçlara eflit flartlar alt›nda

ulaflabilmeliyiz. Eflitli¤in oldu¤u bir ülkedekimse paras› olmad›¤› için hastane kap›s›n-da kalmaz, e¤itim hakk›ndan mahrum b›ra-k›lamaz. Herkes eflit söz hakk›na sahiptirçünkü insanlar›n kendi geleceklerini belirle-me özgürlü¤ü vard›r. Dünyan›n “say›l›” zen-ginleri vergi kaç›r›rken dünyan›n geri kala-n› yoksullar, iflçiler, iflsizler, kad›nlar, çocuk-lar günlük beslenme ihtiyaçlar›n› karfl›lamakiçin cebindeki her kuruflun hesab›n› yap›yor. Öncelikle e¤itimde eflitlik sa¤lanmal›d›r.

AKP’ye göre “türban takma özgürlü¤ü” e¤i-timin önündeki engelleri de kald›r›yor. Oy-sa yüzlerce genç paras› olmad›¤› için üni-versiteye giremiyor ama onlar›n “e¤itim gör-

me özgürlü¤ü” önemli de¤il. E¤itim paras›zolmal›d›r ki herkes okuyabilsin.AKP sa¤l›¤› da paral› hale getirdi. Say›s›

h›zla artan iflsizler, sa¤l›k hizmetinden 100gün yararlanabiliyorken flimdi sadece 10 günyararlanabilecek. Aciller, ekstra çal›flaca¤›zaman para alacak. Tayyip eczac›lar› tehditediyor üstüne ilaçlar› bilgi sahibi olmayansüpermarketlerde sat›lmas› için yasa ç›kart›-yor. Herkes yaflam›n› sürdürebilmek içinsa¤l›k hakk›ndan paras›z faydalanabilmelidir.Nüfus cüzdan› hastaneden hizmet alabilmekiçin yeterli olmal›d›r. Okullar›m›za, iflimizegidebilmek için toplu tafl›ma araçlar› ücret-siz teflvik edilmelidir. “Kentsel proje” ad›y-la rant u¤runa evler y›k›lmamal› herkesinbar›nma hakk› için kentler düzenlenmelidir.

‹ST‹YORUZ?KKaarrddeeflflllii¤¤iinn üüllkkeessiinnii kkuurraaccaa¤¤››zz

EEflfliitt vvee ppaarraass››zz kkaammuussaall hhaakkllaarr

Page 10: Sayı 2 (Mart 2010)

www.gencumut.org10

Karadeniz’in asi çocuklar›:

““hhaayyaattttaann kkooppmmaaddaann mmüüzzii¤¤iinn iiççiinnddee kkaayybboolluuyyoorruuzz””-- SSiizzii kk››ssaaccaa ttaann››yyaabbiilliirr mmiiyyiizz?? MMaarr--

ssiiss ggrruubbuunnddaa kkiimmlleerr vvaarr??Öncelikle Marsis'i nedir diye merak

edenlere; Marsis'in Rize-Artvin ara-s›nda kalan Kaçkar Da¤lar›n›n birzirvesi oldu¤unu söyleyelim.

Grup; vokalde Korhan Özy›ld›z,kemençede Ceyhun Demir, tulumdaMustafa Gökay Ferah, gitarda Ça¤a-tay Kad›, bas gitarda Evren Arkmanve davulda Yaflar Kadir Bafl'tan olufl-maktad›r.

Üç y›l önce Kad›köy'de ÇernobilY›ldönümü'nde ilk konserimizi verdik.

--TTüürrkkiiyyee’’ddee flflaarrkk››llaarr,, ggrruuppllaarr ççookkççaabbuukk ttüükkeettiilliiyyoorr.. KKaall››cc›› oollmmaakk zzoorrmmuu??

Asl›nda as›l olarak "kal›c› olmak"için bir fley üretmezseniz. E¤er hayat-tan kopuk, anl›k duygular›n›z›n etki-siyle flark›lar üretirseniz zaten kal›c›olman›z mümkün olmayacakt›r.

Bilgi ve duygu birikiminizin el ver-di¤i ölçüde içinizden gelenleri enstrü-mana ve söze dökersiniz, e¤er sizyaflad›¤›n›z hayatta çevrenizde olupbitenden habersiz, insan duygu vedüflünce derinli¤inden habersiz ise-niz üretti¤iniz eserler de o derece ça-buk tüketilir olacakt›r.

--KKaarraaddeenniizz mmüüzzii¤¤iinnddee yyeennii bbiirr ddöö--nneemm bbaaflflllaattaann KKaazz››mm KKooyyuunnccuu ssiizziinniiççiinn nnee iiffaaddee eeddiiyyoorr??

Karadeniz müzi¤ini genel olarakdönemler halinde incelersek, son dö-nemin Zu¤afli Berepe ve Kaz›m Ko-yuncu sonras› oldu¤unu söyleyebili-riz. Zu¤afli Berepe ve özel-likle Kaz›m KoyuncuLazca'n›n bir flivede¤il apayr› birdil oldu¤unun buco¤rafyan›n di-¤er bölgelerin-de yaflayan in-sanlara anlatmakonusunda bü-yük ifller baflar-m›fllard›r. Ve yineKaradeniz müzi¤ininmüzikal olarak da geliflmesi-ne büyük katk›da bulunmufllard›r. Zu-¤afli Berepe ve Kaz›m Koyuncu gerekhayata bak›fllar› gerekse müzikal ta-v›rlar› nedeni ile büyük sayg› duydu-¤umuz isimlerdir.

--DDoo¤¤uu KKaarraaddeenniizz bbööllggeessiinnddee yyaapp››ll--mmaakk iisstteenneenn HHiiddrrooeelleekkttrriikk SSaannttrraalllleerrii--nnee kkaarrflfl›› çç››kkaann hhaabbeerrlleerrii ssiitteenniizzddeenn ddeeyyaayy››nnll››yyoorrssuunnuuzz.. BBuu kkoonnuuddaa nnee ddüüflflüü--nnüüyyoorrssuunnuuzz,, öönnüümmüüzzddeekkii ddöönneemmddeekkoonnuuyyllaa iillggiillii nneelleerr yyaappmmaayy›› ppllaannll››--yyoorrssuunnuuzz??

As›l sorunumuz özelde Karadenizbölgesi, genelde Dünya enerji politi-kalar›ylad›r. Küresel ›s›nman›n art›ksadece bir komplo teorisi olmad›¤›n›

herkes kabul ederken, yenilenebilirenerji kaynaklar› yerine hala fosil ya-k›tlar, nükleer enerji kaynaklar›, ter-mik ve hidroelektrik santralleri gibi

olumsuz etkilerinin geri dönüle-mez oldu¤u çok aç›k olan

bu sistemlerin kurulmas›-n› kabul etmiyoruz.Tüm bunlar›n yerinebir an önce yenile-nebilir enerji kay-naklar›n›n kullan›l-mas› gerekti¤ini, tüm

dünya hükümetlerininbu konuda somut

ad›mlar atmalar›n› isti-yoruz. Ayr›ca Karadeniz

bölgesindeki HES'lerin yap›m›n›engellemek için eylem ve etkinlerindüzenlenmesi, örgütlenmesi konusun-da çal›flmalar yap›yoruz.

--KKüüllttüürreell aaçç››ddaann ttoopplluummuu nnaass››ll ddee--¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz?? EE¤¤eerr bbiirr aaçç››kkvvaarrssaa bbuu mmüüzziikkllee kkaappaatt››llaabbiilliirr mmii??

William Shakspeare’e atfedilen birsöz vard›r. "Bir ülkenin nas›l yönetil-di¤ini anlamak isterseniz o ülkeninmüzi¤ine bak›n" der. Popüler kültü-rün, tüm iletiflim araçlar›nda yay›nla-nan müziklerin kalitesi o ülkenin ge-nel kültür yap›s›n› da aç›klar do¤alolarak. Baflka bir Dünya'n›n mümkünoldu¤una inanan bizler, inand›¤›m›zmüzi¤i yaparak ve bu konuda ›srar

ederek genel kültür seviyesine olumlukatk›lar yapmak zorunday›z. Müzi-¤in toplumdan ba¤›ms›z olmad›¤›n›,aflk› da anlatmak gerekti¤ini fakatbunun yan›nda insanlar›n di¤er so-runlar›n›, dertlerini, toplumsal s›k›nt›-lar› anlatmak zorunda oldu¤umuzubiliyoruz. ‹nsanlar› genifl kitleler ha-linde etkilemeyi en çok baflaran sanatdisiplini olan müzi¤e ve biz müzis-yenlere bu anlamda çok ifl düflmekte-dir.

--LLiisseellii mmüüzziikk ggrruuppllaarr››nnaa öönneerriilleerriinniizznneeddiirr?? GGrruuppllaarr ççookk ççaabbuukk kkuurruulluuyyoorrvvee ddaa¤¤››ll››yyoorr.. NNaass››ll bbiirr ççaall››flflmmaa yyöönnttee--mmii öönneerriirrssiinniizz??

Bir müzisyenin yapmas› gerekenfley öncelikle kendi bireysel gelifliminitamamlamak için çal›flmas›d›r. Bu ça-ba sadece enstrüman tekni¤ine yöne-lik de¤il, hayat›n her yönüne dair ça-l›flmalar olmad›r. Yani okudu¤umuzbir kitap, izledi¤imiz bir film enstrü-man›m›z› daha iyi çalmam›z› sa¤la-yacakt›r. Çünkü sonuç itibariyle içdünyam›z d›flar› yans›mas› ise enstrü-man, iç dünyam›z ne kadar geliflmiflolursa enstrüman›n›zla anlatmak iste-diklerimiz o kadar fazla olacakt›r.Aslolan gerçekten yapmak istedi¤ini-zin müzik oldu¤una karar verdiktensonra, disiplini elden b›rakmadan vehayattan kopmadan müzi¤in içindekaybolmak olmal›d›r.

Page 11: Sayı 2 (Mart 2010)

Bolu'nun Dörtdivan ilçesindebulunan Çok Programl› Lisesi'ninlojmanlar›na alkollü gelen 3kad›n ö¤retmen, okul yönetimitaraf›ndan lojmandan ç›kar›ld›.Gerekçe olarak ise Dörtdivan'›nküçük bir yer oldu¤unu ve ö¤ret-menler hakk›nda dedikoduç›kabilece¤i gösterildi ve “Sizinbu flartlarda burada kalman›zmümkün de¤il. Evde kalman›zlaz›m” denildi. Sözleflmeli olarak

çal›flan ö¤retmenler ise bununüzerine istifa etti. Olaysonras›nda ilçeye gelen Bolu ‹lMilli E¤itim Müdürü RecepSezer’in olayla ilgili aç›klamalar›ise AKP’nin gerici yüzünü tekrargöstermifl oldu. Sezer,Dörtdivan’›n küçük bir yeroldu¤unu, dedikoduyay›labilece¤ini söyleyerek,“fiüyuu vukuundan (dedikodusuolaydan) beter biliyorsun baz›

fleylerin duyulmas›n›n” dedi. Bukez de ifl ‘‘Siz niye zaman›ndatedbir almad›n›z durumunadönüflür. Dedikodu ç›kmas› bilekötü. Bu ö¤retmenlik mesle¤i öylebir fley ki dedikoduya mahal ver-meyecek, her fleyine dikkat ede-cek. Konuflmas›na, çevreyleiliflkisine dikkat edecek. Hemonlar› ça¤›r›p konuflurum, hemkulaklar›n› çekerim, hem degörev veririm” diye konufltu.

( )LLiisseell ii lleerr iinn;; •%72.9’u biyoloji dersinin ezbere dayal› oldu¤unu düflünüyor.

•%87.2’si her konuyu destekleyen ilgili deneyin yap›lmad›¤›n› söylüyor.•%68.4’ü Laboratuar araçlar› yetersiz oldu¤unu ifade ediyor.

•%69.8 i konular›n günlük yaflant› ile iliflkisi kuramad›klar›n› söylüyor.

Bilimi hayallerimizle de¤il okullar›m›zda,s›n›flar›m›zda görmek istiyoruz

BBiilliimmssiizz ee¤¤iittiimm ee¤¤iittiimm mmiiddiirr??

Bilimsel geliflme dendi¤indebiliriz ki yeni bir fley bulunmufltur. Ol-mayan› var eden insan beyninin biryenili¤e daha imza att›¤›n› anlar›z. Ba-zen bir hastaya çare olmufltur bu bu-lufl, bazen teknolojik bir devrimdir ha-yat› kolaylaflt›ran. Kimi zamansa birhalk› yok edebilecek bombad›r var edi-len. Ne için kullan›ld›¤› bir yana, birbuluflun nas›l yap›ld›¤›n› canland›rmak,keflfetmenin hangi koflullarda oldu¤unubilmek ise bize çok uzakt›r. Bilmeyizçünkü, her gün kulland›¤›m›z elektri¤inbile baflucumuza kadar nas›l geldi¤ini,ortaokuldan beri ö¤retilen her bir ad›-m›n› ezberledi¤imiz mayoz, mitoz bö-lünmenin gerçekte nas›l bifley oldu¤u-nu. Derste bahsi geçen kimyasal ba¤-lara ‘ipten midir, naylondan m›d›r aca-ba?’ demiflizdir çaresizce. K›sacas› birbilim vard›r bizden uzakta, gitmesekde, görmesek de bizim bilimimizdir o.Hal böyle olunca bizim için bilim,

ald›¤›m›z fen bilimleri derslerinden

i b a r e to lmu fl -tur. Ez-bere da-

yal› birmüf r eda t › n

ise uygulama-larla (deney ve

araflt›rmalar) destek-lenmekte sak›nca görül-

müfl olacak ki(!) baz› okul-lara laboratuar yap›lma ihtiyac› bile

hissedilmemifltir (Türkiye’deki liselerin%33’ünde laboratuar bulunmamakt›r).Araflt›rma denince akla gelen bu labo-ratuarlar birço¤umuz için ad›n› sadeceokulda dolafl›rken bir kap› üzerinderast geldi¤imiz, içini hiç bilmedi¤imizbir yer, baz›lar›m›z için ise deney yap-mak için bir dönemde bir ya da ikidefa girip mevcut bir mikroskoba 60ö¤rencinin s›rayla geçip bakt›¤› bir yerolarak akl›m›za kaz›nm›flt›r. (Liselerde-ki laboratuarlar›n %66,7’si tam teflek-küllü de¤ilken, %41’inde bir s›n›fa sa-dece bir mikroskop düflmektedir). Man-zara seyretmeye götürülür gibi götürül-dü¤ümüz bu laboratuarlarda herhangibir fleye dokunup k›rma ihtimalimizekarfl› da deneyi biz de¤il ö¤retmenimizyapm›flt›r ve olay sorunsuz halledilmifl-tir. Ne de olsa sorgulay›p araflt›rmayapmam›za gerek yoktur. Söz konusu bilime hizmet etmek, ül-

kenin gençlerini onurlu bir gelecek için

bilimsel bulufllara sevk etmek oluncade¤erli büyüklerimiz bizim için her fle-yi düflünmüfl ve kurba¤an›n sindirimsistemini en iyi ezberleyeni en iyimiz,ya da bütün formüleri yalay›p yutan›en çal›flkan›m›z olarak ilan edecek birs›nav sistemi ve ders müfredat›n› uy-gun görmüfllerdir. Konular› s›navda ç›-k›p ç›kmamas›na göre s›n›fland›r›p, saltkal›p soru çözümüne daralt›lan Fen Bi-limleri derslerinde, deneysel araflt›rma-lar ve incelemeler yok say›lm›flt›r.Yok, say›lm›flt›r çünkü üreten beyinle-rin yetiflmesiistenmemifltir.Kendine bir-çok yenili¤imal edenAKP iktidar›ise bu proje-nin tam orta-s›ndad›r veen iyi uygu-l a y › c › s › d › r .AKP iktidar›-n›n Milli E¤i-tim Bakanl›¤›liselerdeki ye-ni müfredatlarla interneti, biliflimi,araflt›rmay› önemli k›lan hamleler yap-t›¤›n› iddia etmektedir. Ancak okulla-r›n laboratuarlar› için para harcamala-r›n› k›s›tlam›fl, okullar›n birço¤undamalzeme yetersizli¤inden deneyler ger-çeklefltirilememifl ve AKP iktidar› ger-

çek yüzünü ortaya koymufltur. ÇünküAKP ancak bilim üretmeyen, bilim sa-t›n alan bir ülke infla ederek iktidardakalaca¤›n› çok iyi biliyor ve daha ge-rici ve iflbirlikçi bir ülke için bilimadam› de¤il ulema yetifltirmeyeçal›fl›yor. Türkiye’nin bilim adam› ye-tifltirmedeki s›k›nt›s› da bu nedenle te-sadüf de¤ildir. (Belçika 10 milyon nü-fusuna ra¤men 56 bin araflt›rmac›s› ya-ni bilim adam› varken, Türkiye 70milyon nüfusuna ra¤men 51 bin bilimadam›na sahiptir.)

Bizler bi-lim üretmekistiyoruz, bi-lim derslerii s t i yo ruz .Gerekli araçgereçler insa¤land›¤›,ö z g ü r c earaflt›rma ya-p›labilecekyeniliklereaç›k bir bi-lim dersi is-tiyoruz. S›-

k›c›laflt›r›lan, ezberletilerek ilerleyen bi-ze bilim diye yutturulmaya çal›fl›lanfen bilimleri derslerine karfl›l›k, biliminas›l geliflimini sa¤layansorgulama, arafl-t›rma ve deneysel ö¤rme format›n› is-tiyoruz. Bizler daha iyi bir gelecekiçin nitelikli bilim dersleri istiyoruz.

• Türkiye’de liselerin % 70.2’sinin laboratu-ar-atölye eksi¤i bulunuyor,•Fen Laboratuar› bafl›na 6.189 ö¤renci düflü-

yor•Bilgisayar Laboratuar› bafl›na 12.378 ö¤ren-

ci düflüyor•Her 4 okuldan 3’ü yani %74’ü her hangi

bir ihtiyac› için ödenek s›k›nt›s› çekiyor

RRaakkaammllaarrllaaBBiilliimmsseell DDuurruumm

DDiizziinnii kk››rraaccaakkss››nn,, eevviinnddee oottuurraaccaakkss››nn

11www.gencumut.org

Page 12: Sayı 2 (Mart 2010)

www.gencumut.org12

Çok güzel hakaretler bunlar

Y›lmaz Erdo¤an’› hepimizaz çok bir yönüyle biliriz.Oyuncu, yazar, yönetmen,flair… Bu çok yönlü adamgeçen sene yeni bir projey-le karfl›m›za ç›kt›: Tamam›amatör yazar ve oyuncular-dan oluflan “Çok Güzel Ha-reketler Bunlar!” böylecehayat›m›za televizyonda ti-yatro izlemek gibi bir al›fl-kanl›k da girmifl bulundu.(Olacak O Kadar ve BirDemet Tiyatro’nun hakk›n›yememek laz›m tabii…) Mi-zahi skeçler yazan Çok Gü-zel Hareketler (ÇGH) ekibi-nin genç olmas› ve yaz›poynad›klar›n›n yarat›c› olma-s› biz liseliler için program›daha da çekici k›ld›. Aç›k-ça söylemek gerekir, onlar-ca kötü dizi ve program aras›ndaÇGH gerçekten de alternatif bir mizahprogram› gibi geliyordu.Ancak bafllarda yakalad›klar› “güzel

hareketler” program biraz ilerleyinceçirkinleflmeye bafllad›. Nas›l m›? As-l›nda hayat›n herhangi bir an›ndan bi-zim de çok tan›d›k oldu¤umuz unsur-lar› kullanarak yaratt›klar›, insana “Aagerçekten de öyle oluyor” dedirten mi-zah, gitgide popüler mizaha dönmeyebafllad›. Popüler mizah emretti: ‹nsan-larla dalga geç! Ve birden skeçleriniçinden insanlar›n (hatta oyuncular›n)

cinsiyetleri, cinsel tercihleri, fliveleri,kilolar›, çirkinlikleri… f›rlamaya baflla-d›. Örne¤in; eflcinsel flakalar›n›n herskeçte kullan›lmas›ndan rahats›z olaninsanlardan flikayet mailleri, elefltiriyaz›lar› ya¤maya bafllay›nca, hemenbir “biz homofobik* de¤iliz” skeci ya-p›ld›; ancak skeç öylesine havada kal-d›, öylesine gelifligüzel ve zorunluluk-tan yap›lm›fl gibi durdu ki, ÇGH prog-ram›n›n mizahtaki samimiyeti daha dabir tart›fl›l›r oldu. Özellikle kad›nlarla ilgili cinsiyetçi

espriler, oyunlarda normallefltirilmeye

baflland›. Hatta her skeçte “olmazsaolmaz”lar aras›nda yer ald›.Ve medya, reytingi yarat›r…“Abartmaya gerek yok, mizahta olur

böyle fleyler…” denebilir elbette. Ha-y›r, mizahta böyle fleyler olmaz. Mi-zah bel alt› espriler ve insani özellik-lerle dalga geçme üzerine kurulmuflde¤ildir. ‹nsan› güldürmek için baflkabir insan›n kilosuyla dalga geçip, hat-ta oyunculu¤unu kilosu üzerinden kur-mak komik de¤ildir. Ya da kad›n›nüzerinden sufli yenmesi güldürü halin-de insanlara sunulamaz. Kürt köken-

li biri Türkçeyi do¤ru konu-flam›yorsa bunu dalga konusuhaline getirmek tart›fl›l›r birkonudur. Kocas›ndan dayakyiyen kad›n›n her “davaylan(tavayla) vurdu” diyiflini birmizah malzemesi olarak kul-lanmak, mizah›n “duyarl›l›k”yan›n› çöpe atmak anlam›nagelir. Burada niyet mizahyapmak veya mizah› gelifltir-mek de¤il, var olan› kullan›p“reytingi” tavan yapmakt›r.‹flte tam da bu yüzden orta-da ne samimiyet kal›r ne öz-gürlük…“Yi¤idi öldür hakk›n› ye-

me” derler. Tüm bu cinsiyet-çi, bel alt›, empatiden uzakskeçlerin, yar›m saatte bir gi-rilen reklamlar›n, Y›lmaz Er-do¤an’›n tavan yapm›fl ego-

sunun yan›nda arada s›rada ç›kan ka-rakterler, oyunlar da oldukça komik.Oyuncular›n ve yazarlar›n amatör in-sanlar oldu¤unu bir kez daha eklemeklaz›m. Ancak popüler olmak u¤runa,var olan mizah› yüceltmek yerine al-ternatif, elefltirel ve yarat›c› olmak ti-yatroyu ve mizah› u¤rafl› haline getir-mifl insanlar›n (özellikle bu tür “çir-kin” mizah›n yayg›n oldu¤u liseleri-mizde biz liselilerin) as›l yapmas› ge-reken ifltir.*Homofobi: Eflcinselli¤e karfl› duyu-

lan nefret, d›fllama iste¤i.

Gülmek için hepimizin mizaha ihtiyac› var. Bazen en çok güldü¤ümüz mizahi diyaloglar›nreyting u¤runa insanlar› afla¤›lamas›nda sizce de rahats›z edici birfleyler yok mu?

Tarkan’ı hepimiz tanıyoruz. Yıl-lardır şarkıları ile medya starlığıile yurt dışında Türkiye’yi temsiletmesi ile dünyaca ünlü ‘sanat-çımız’, genç kızların hayran ol-duğu, gönlümüzün prensi Tar-kan!! Yıllarca görsel ve yazılımedyada bu şekilde tanıtıldı Tar-kan bize. Verdiği konserler “olayoluyordu”. Dansları, kıyafetleri,şarkıları ile hayatımızda büyükyer ediyordu. Ve en önemlisi degençlere örnek oluyordu bu şek-liyle dünyaca ünlü sanatçıları-mız! Medyada böyle duyup izler-ken uyuşturucu da kullandıkları-nı öğreniyoruzbu örnek sanat-çılarımızın. Veolağanlaşıyorhayatımızdaher şey. Bir öz-gürlük oluyor,kişisel terciholuyor. ‘Trendiyakalamak’ uğ-runa kıyafetleri-

ni, saçını, konuşma şeklini ken-dimize uyarlamaya çalıştığımızdünyaca ünlü “sanatçılarımızın”izinde olağanlaştırılıyor bu da.Uzun lafın kısası, medya yoluylabize uydurulmaya çalışılan ör-nek profilin aslında (bu seferTarkan’la, bir başka sefer başkabir ‘sanatçı’ ile açığa çıkan) yoz-laşmış kültürün bir temsili oldu-ğunu ve onlar gibi olmanın yoz-laşmış kültürün bir parçası ol-mak anlamına geldiğini unutma-mak gerek. Tarkan’dan laf açıl-mışken onun şarkı sözüyle biti-relim bari. Başkası olma kendin

ol, böyle çok da-ha güzelsin. Baş-kaları gibi olmayaçalışmayalım,kendimiz olalım.Hayatımızı kendiellerimizle yönlen-direrek yaşaya-lım, yozlaşmanınkarşısında bir öz-gürleşme için.

BBaaflflkkaass›› oollmmaa kkeennddiinn ooll,,bbööyyllee ççookk ddaahhaa ggüüzzeellssiinn

Eurovision 2010 Oslo hazırlıklarıhızla devam ediyor. Türkiye, Man-ga’nın seslendireceği “We could bethe same / Aynı olabiliriz” isimliparça ile yarışmaya katılacak. An-cak ne var ki farklı dillerde, farklıkültürleri buluşturması gereken ya-rışmanın sürekli kendini zenginleş-tirebilme imkânı varken dili “evren-sel olması için” diğer bir deyişle“anlaşılır olması amacı ile” git gi-de tekleşiyor. Sözde evrensellikderdi ile emperyalist bir dili ana dilhaline getiren yarışmada oylamasistemi de aynı şekilde müziğin,kültürün veya üretimin değerlendi-

rilmesinin yerine siyasi politikalarlaaynılaşıyor. Her yıl izliyoruz, görü-yoruz. Adeta komşusu ile ‘ilişkileri’iyi olan kazanıyor! Tam puanlarkomşulara gidiyor, siyasi anlaşma-lar veya gerilimler yaşayan ülkelerpuanları ile bir birine mesaj iletiyor.Ne diyelim onlar aynılaşadursunbiz farklılıklarımızla zenginleşme-ye, sanatı özgürleştirmeye ve pay-laşmaya devam edeceğiz. Evren-selleşmeyi emperyalist diller ya dayarattıkları kültürler aracılığıyla de-ğil dünya halklarının kendi kültürle-rini bütün zenginlikleri ile birarayagetirmesiyle yaratacağız.

AAyynn›› oollmmaassaakk ddaa oolluurr!!

Page 13: Sayı 2 (Mart 2010)

Bir direnifl türküsüdür K›z›ldere. Kanlayaz›lm›fl, k›z›la bezenmifl, ›fl›¤› bugüne ula-flan bir türkü. Öyle bir türkü ki kulaklar›-n› kapatanlar›n kulaklar›n› açan; öyle birtürkü ki dillerden dillere dolaflan; öyle birtürkü ki farkl› dillerde, farkl› yerlerde,farkl› flekillerde söylenen… Öyle bir türküki bize DEV-GENÇ’li olmay› ö¤reten.38 y›ld›r bu topraklarda söylenen bu tür-

kü kardeflli¤in, bar›fl›n, özgürlü¤ün, ba¤›m-s›zl›¤›n, eflitli¤in, yoldafll›¤›n, dostlu¤un,halklar›n, haklar›m›z›n ve ölüme meydanokuman›n türküsüdür.30 Mart gününün bu topraklarda ba¤›m-

s›zl›k, eflitlik, özgürlük, kardefllik mücade-lesini verenler için bir baflka önemi vard›r.Yüzdeye vursak liseliler içinde ço¤u bil-mez bugünün önemini. Çünkü ders kitap-lar›nda Türkiye tarihini ö¤renirken bunlaranlat›lmaz bize. Ders kitaplar›n›, müfredat›yazanlar›n karfl›s›nda geliflen bir tarih çün-kü bu. Bize ezberletilmeye çal›fl›lan›n d›-fl›nda bu topraklarda iflbirlikçili¤e, eflitsizli-¤e, sömürüye, bask›ya karfl› verilen müca-delenin tarihi. Bugün verdi¤imiz mücadele-de ö¤rendik, ö¤reniyoruz biz bu tarihi. Li-selerimizde, mahallemizde, sokakta e¤itimhakk› ve demokratik lise için; insanca biryaflam ve güvenli gelecek için; tam ba¤›m-s›zl›k ve kardefllik için mücadele ederkenrastlad›k bu ‘tarih’lere. Bizden önce ayn›yollar› afl›nd›ranlar ö¤retti bize bugünlerinneden önemli oldu¤unu. Biz de buradanduyural›m tekrar istedik. ‹flbirlikçili¤e, eflitsizli¤e, sömürüye ve

bask›lara karfl› Tek Yol Devrim diyerekverilen mücadelenin geliflti¤i y›llarda (di¤er

deyimle ‘68 kufla¤›) devletin bask›s› daartm›flt›. Devlet bugün nas›l haklar› içinmücadele edenleri bask› yoluyla sindirme-ye çal›fl›yorsa o gün de ayn›s›n› yapmayaçal›fl›yordu. Buna karfl› harekete geçenTHKP-C ve THKO militanlar› Deniz Gez-mifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›nidamlar›n›n durdurulmas› için 27 Mart’taÜnye’de bulunan NATO Üssü’nden ikisi‹ngiliz, biri Kanadal› üç teknisyeni kaç›r-d›lar. Sonras›nda Tokat’›n Niksar ilçesininK›z›ldere köyüne geçen “Mahir Çayan, Si-nan Kaz›m Özüdo¤ru, Hüda-i Ar›kan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Saba-hattin Kurt, Nihat Y›lmaz, Ahmet Atasoy,Cihan Alptekin, Ömer Ayna” 30 Mart gü-nü burada kolluk güçleri taraf›ndan kuflat›-larak katledildiler. Ancak ON’lar kollukgüçlerinin say›s›n›n çoklu¤una ve gücünebakmadan “Biz buraya dönmeye de¤il öl-meye geldik” diyerek mücadelelerindeki ›s-rarlar›n› ve dirençlerini gösterdiler. ON’lar30 Mart’ta K›z›ldere’de katledildiler amabizlere büyük bir tarih b›rakt›lar. ON’lar›nyakt›klar› ›fl›k bugün de yolumuzu ayd›n-lat›yor. Ba¤›ms›zl›k, özgürlük, kardefllik veeflitlik için verilen mücadele bugün deAKP’nin tüm iflbirlikçi, halk› soyan, hak-lar›m›z› elimizden alan, Türkiye halklar›n›nkardeflçe bir yaflam sürmesini engelleyenpolitikalar›na karfl› DEV-GENÇ’liler tara-f›ndan yürütülüyor. Ve biz inatla bu tarihisürdürüyoruz. Biz ö¤reniyoruz ve ö¤ren-diklerimizi duyuruyoruz. Liselerde, üniver-sitelerde, sokaklarda, mahallelerde, fabrika-larda… hep ayn› türkü söyleniyor ve söy-lenecek. Adal›lar›n türküsü bu…

Hiç ö¤retilmeyen, bilenlere de unutturulmaya çal›fl›lan tarihimizden birhayat› ele ald›k bu sefer. K›sa bir ömrü en mahir flekilde yaflayan bir hayat›.

Mahir Çayan 14 A¤ustos 1945’teSamsun’da do¤du. Ortaokul ve liseyi‹stanbul’da Haydarpafla Lisesi’ndetamamlad›. ‹lk olarak ‹stanbul Üniver-sitesi Hukuk Fakültesi’ne kay›t yapt›rd›ancak bir y›l sonra Ankara Üniversite-si Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçti.Türkiye devrimci hareketinin temeldamarlar›ndan olan dönemin gençlikhareketi içerisinde öne ç›kt›, 1965’teFikir Kulüpleri Federasyonu’nabaflkanl›k etti. DEV-GENÇ’in (Devrimci

Gençlik Fedarasyonu) ve THKP-C’nin(Türkiye Halk Kurtulufl Partisi Cephesi)kurulufllar›nda yer ald›. Gittikçe yükse-len devrimci hareket içerisinde iflbir-likçili¤e, sömürüye, eflitsizli¤e karfl›Türkiye ve Dünya halklar›n›n kurtulufluiçin mücadele etti. Bunu 1968’deDolmabahçe’ye demirleyen ABD savaflgemileri 6.Filo’nun askerlerini denizedökerken, Ortado¤u’daki halklar›n›katleden ‹srail’in Büyükelçisi EphraimElrom’ u kaç›r›rken en önde gelen

isimlerden biri olarak gösterdi. Türkiyedevrim Sürecini Kesintisiz Devrim I-II-III broflürlerinde dile getirdi.Açl›¤›, yoksullu¤u ve bask›y› tavizsiz

bir kararl›l›kla mahkum etmifl, 'güzelgünler görmenin' hayalini milyonlarcaezilenin meselesi haline getirmeyibaflarm›fl yi¤it devrimcidir. Onun ekti¤itohumlar y›lmaks›z›n yeflerecek, tamba¤›ms›z, eflit ve özgür bir ülke yarat-man›n peflinde koflacak binlerce, onbin-lerce genç devrimci var olacakt›r.

YYaakk››nn ttaarriihh ddeerrssii 22:: MMAAHH‹‹RR ÇÇAAYYAANN

AAddaall››’’nn››nn ttüürrkküüssüü bbuuddüüflflmmeeyyeecceekk ddiilllleerrddeenn

13www.gencumut.org

Page 14: Sayı 2 (Mart 2010)

Futbol sadece bir oyun mu? Gelin busoruya beraber cevap bulal›m. Y›lda 13milyon Avro alan C.Ronaldo’yu ya da12 milyon Avro alan ‹brahimoviç’i iz-lerken yahu bu futbol ne güzel oyun di-yoruz. Ama bu sahnenin bir de arkaplan› var. Bizim hayal bile edemeyece-¤imiz paralar› kazanan bu futbolcula-r›n sahada giydi¤i formas›ndan, ayak-kabas›ndan tutun da peflinde kofltuklar›topa kadar birçok malzeme ne flartlaralt›nda üretiliyor, onlar› üretenler buoyunu oynay›p e¤lenebiliyorlar m›, yada statta güzel bir çal›m› alk›fllayabili-yorlar m›? Pakistan’da 150 dolarl›k fut-bol topunu yar›m dolara diken çocuk-lardan bahsediyoruz, Çin’de saatte 60çift ayakkab› dikmek zorunda oldu¤uiçin çal›fl›rken tuvalete gidemeyen, suiçemeyen iflçilerden… Adidas, Nike gi-bi firmalar bu iflçileri sömürerek milyardolarla oynarken onlar›n bir ayda ka-zand›¤› para ellerinden ç›kan binlercemalzemeden birini bile almaya yetmi-yor. Hem oynayacak, izleyecek kadarzamanlar› da yok. Onlar da topun pe-flinden koflsayd›, statta, tv’de zevklemaç izleseydi ‘evet futbol oyundur’ di-yebilirdik belki. Art›k söylenecek tekcümle: ‘Futbol oyunken daha güzeldinbe!’

Çocuklu¤umuzda bafllar futbol oy-namak, topa gelifli güzel vurmak.Okuldan eve geldi¤imizde ilk ifli-mizdir bizim önlü¤ü evin ortas›naat›p soka¤a koflmak ve ç›karken an-nemize seslenmek ‘ben top oynama-ya gidiyorum’ diye. Büyümeye bafl-lad›kça uzaklafl›rs›n ondan ama gön-lün hep onunlad›r. ‹fl güç derkenbakm›fls›n ki kapitalizmin çark›ndaseyirci olmufl ç›km›fls›n. Oysa ço-cukken her fley nede güzeldi, için-deki o heyecan›n d›fla vurumuydufutbol oynamak.’Ders çal›fl’ bask›s›-na karfl› isyan›n ad›yd› futbol. Peki,nedir bu futbol, ne zaman bafllam›fl-t›r, ne flekilde ilerlemifltir ve herfleyden önemlisi içindeki bu coflkunedendir?Futbol ilkel olarak oynanmaya

baflland›¤›nda yüzlerce kiflinin birarada oynad›¤›, s›n›rlar›n›n ve kural-lar›n›n olmad›¤› bir oyundu. Zaman-la topraklar çitlerle çevrilmeye bafl-land›kça futbol oynanabilecek alan-lar kalmam›fl, kapitalizmin geliflme-si ile de köylerden kentlere göçlerartm›fl, flehirlerde ise 18 saat çal›fl-mak zorunda kalan iflçiler futbol oy-nayabilecek zaman bulamam›fllard›r.Daha sonra çal›flma saatleri 18’den12’ye inen iflçilerden oluflan futboltak›mlar› oluflmaya bafllam›flt›r. Baz›kurallara da sahip olmaya bafllam›fl-t›r. Futbol oynamak kadar izlenme-sinin de popülerleflmesi ard›nda ya-vafl yavafl izleyicilerin rahat›n› sa¤-lamak için yenilikler düflünülmeyebafllanm›fl bunlar da ilkel statlar›ndo¤uflu olmufltur. ‹zleyicilerin say›s›art›kça küçük ücretler de al›nmayabafllanm›flt›r. Bundan sonra art›k ifl-

çilerin oynad›¤› oyun olmaktan ç›-k›p yeteneklerinin para kazand›¤› birhal almaya bafllar. Günümüze gele-ne kadar büyük bir pazar haline ge-len futbol oyuncu ücretleri, TV ya-y›nlar›, bilet ücretleri vs. derken ar-t›k dünyada 200 milyar dolarl›k ko-ca bir endüstri haline gelmifltir. Oart›k endüstriyel futboldur, milyarcadolar›n döndü¤ü bacas›z bir sanayiolmufltur.

‘Taraftarizm’ de¤il, ‘Taraftar-l›k’Futbol hep kolektif bir oyun ol-

mufltur. Kurallar›n olmad›¤› dönem-lerde pek çok insan› harekete geçir-di¤inden dolay› birçok kere yasak-lanm›flt›r. Ama endüstriyel futbolunoluflmas› sadece kurallar›n› de¤ilkültürünü de farkl›laflt›rm›flt›r. Art›kbüyük kitleleri köle seyirci pozisyo-nuna getirilmifltir, yani tak›m›nasevgisini verdi¤i paraya, ald›¤› for-mayla s›n›rland›ran pasif bir yap›yasokulmufltur. Sözde fair-play ruhudeyip içinde ›rkç›l›¤›, tribünlerini er-kek-egemen dilin hâkim k›l›nd›¤›,sald›rganl›klar›n deflarj edildi¤i, ta-raftarl›¤›n de¤il taraftarizmin yarat›l-d›¤› bir spor olmufltur. Tam bu nok-tada futbol denen spor çeflidini be-¤enen, seven ve oynayan kifliler ola-rak futbolun, kolektif ve birlikte ha-reket etme bilincini afl›layan, insan-lar›n bedensel ve zihinsel gelifliminisa¤layan bir araç oldu¤unu söyle-mek gerekir. Sevinçlerin, mutluluk-lar›n, dayan›flman›n beraber yaflan›l-mas›d›r taraftarl›k. Tribünlere bar›fl-ç›, fliddeti d›fllayan bir rekabeti hâ-kim k›lmakt›r. Yaflas›n renklerinkardeflli¤i diyebilmek, tribünlerinde

Che’nin dalgaland›¤› Livornolu,Marsilyal›, Sevillal› olmakt›r. Saha-n›n d›fl›nda ortak bir haf›za yaratabilmektir. K›sacas› taraftarl›k siste-min dayatt›¤› Real Madridli Cristia-no Ronaldo’ya de¤il Livernolu Lu-carelli’yi tan›makt›r. Bizler biliyoruz ki futbol ne ka-

dar endüstriyelleflmeye çal›flt›r›l›rsaçal›fl›ls›n, içerisine ne kadar çok ge-ricilik sokulmaya denenirse denensinhala içinde ki o isyan atefli duru-yordur. Bunu faflist Materazi'ye ka-fa atan Zidan’da gördük ya da üni-versiteli arkadafllar› okuldan at›ld›-¤›nda ‘ö¤renci arkadafl›ma dokun-ma’ diyen k›rm›z› fleytanlarda gör-dük Adanademirspor’un kale arka-s›nda. 1 May›s’ta iflçilerle direnenÇARfiI taraftarlar›nda gördük. Nekadar futbolda seyirci pozisyonunadüflürülmeye çal›fl›l›rsak çal›flal›mbizler birer taraf›z. Yoksullu¤a, hak-s›zl›¤a, eflitsizli¤e karfl› her fleydenönce içimizdeki isyan› söndürmeyeçal›flan endüstriyel futbola karfl›…Futbol al›n›p-sat›la bilen bir

meta de¤il, içimizdeki isyan›n varolufludur…

Oynayanlar› ve izleyenleri ile çitle çevrili topraklardan yeflil sahalara uzanan biroyun. Endüstrileflen futbola karfl› “tak›m ruhuna” sahip ç›kal›m

AArrkkaa ssaayyffaallaarr››nn vvaazzggeeççiillmmeezz kkoonnuussuu ssppoorr aalltteerrnnaattiiff yyoorruummllaarr››yyllaa

‹syan›n taraftar›y›z

FFuuttbboolluuooyynnaayyaannllaarr vveeooyynnaattaannllaarr

SSiisstteemmiinn sseeyyiirrcciissii ddee¤¤iill

14 www.gencumut.org

Page 15: Sayı 2 (Mart 2010)

‘‘’’YYüüzz yy››llllaarr››nn vveerrddii¤¤ii eerroozzyyoonnllaa kküüllttüürrlleerraaflfl››nnmm››flfl,, oorrttaaddaa ppeekk bbiirr flfleeyy kkaallmmaamm››flflaammaa iinnssaannllaarr››nn ddiilllleerriinnddee,, ttüürrkküülleerriinnddee,,mmaanniilleerriinnddee,, mmaassaallllaarr››nnddaa bbuunnllaarr yyaaflfl››--yyoorr……’’’’

Bir k›sm›m›z bilmeyiz kültürümüzü, gü-zelliklerimizi, Anadolu’daki yaflay›fllar›…Bilmeyiz dedelerimizin nerde, nas›l yafla-d›¤›n›. Gitmeyiz köylerimize. Bize dayat›-lan bu kültürsüzlük kültürü elimizdeki gü-zelliklerden bizi maruz b›rak›r. Kendimizikaybederiz. Benli¤imizi kaybederiz. Ora-daki birliktelikten bihaber yaflar›z. ‹flte bunoktada bize Anadolu’yu hat›rlatmak içinyap›lm›fl bir film ç›kar karfl›m›za. Vizyonayeni giren bu filmde Anadolu insan›,Anadolu insan›n›n otantik güzellikleri, ez-gileri yer almakta. Müzikal olma özelli¤itafl›yan bu film ilk uzun metrajl› Anadoluezgileri filmi. Yönetmenli¤ini NezihÜNEN’ in üstlendi¤i bu müzikal filmdeduygusal bir flölen yaflayacaks›n›z. Ana-dolu kültürünü dünyaya tan›tmay› amaç-layan filmde oyuncular da Anadolu insa-n›, senaryo da Anadolu insan›na ait.Uzun y›llar projesiyle u¤rafl›lm›fl olan bufilmle ilgili bilgileri almak,müziklerini din-lemek istiyorsan›z anadolununkayipsarki-lari.com adresini t›klaman›z yeter. Mutla-ka izlemeniz gereken bu kültür ziyafetin-de Anadolu’ya baflka bir aç›dan baka-caks›n›z. ‹yi seyirler…

Geçti¤imiz May›s ay›ndan bu yanaç›kar›lan bir bilim dergisi var, NTV Bilim.Ülkemizde pek fazla bilim dergisi yokken,var olan ve en çok tan›nan Bilim Teknikdergisi de AKP’nin evrim sansürüyletarafs›z bilimsel dergi olma anlay›fl›n›kaybetmiflken yay›na giren NTV BilimDergisi özgür, bilime dayanan, herkeseulaflan, anlafl›l›r bir dergi olmaiddias›nda. ‹lk say›s›nda dünyaca tan›nanbilim adamlar›n›n evrim araflt›rmalar›ylagünlük hayattaki birçok gerçe¤e aç›kl›kgetiren dergi flimdiden belirli bir okurkitlesi elde etmifl durumda.

Her ay›n bafl›nda ç›kan NTV BilimDergisi, insan ve do¤ay› tan›mam›zayarayan yaz›lar›, güncel araflt›rmalar›,teknolojik araflt›rmalar›yla bilimin herinsana çok yak›n oldu¤unu anlafl›l›r veak›c› bir dille hat›rlatmaya çal›fl›yor.Ayr›ca dergi de okuyucular›n›n elefltiri vegörüfllerini bekledi¤ini belirtiliyor.

Ç‹ZG‹ROMAN

AAnnaaddoolluunnuunn hhaazziinneelleerrii

BBiillmmeekk iiççiinn

Ezginin Günlü¤ü kuruldu¤u 1981’denbu yana müzi¤e katt›klar› özgün yorum-lar›yla uzun y›llard›r aram›zda. Yenialbümleri “Eski Arkadafl” sevenleriylebulufluyor.

Bazen biz flark›lar› söyleriz, bazen“flark›lar bizi söyler”. ‹ki türlüsü degüzeldir, çünkü birbirimizi hiçkand›rmay›z; bu iliflki içinde yalana yeryoktur, zaten yalan söylemeye gerek deyoktur. fiark›lar sevgi gibidir, sahtesiçabuk biter, ama güzel olan, uzundostluklard›r, zilini çald›¤›n›z zamanaç›laca¤›n› bildi¤iniz kap›lar gibi. Sizeorda her zaman k›vr›l›p yataca¤›n›z birkanepe, üzerinize örtecek bir battaniyebulunur. Yald›zlar› hafiften dökülmüfl deolsa, çay barda¤›n›z, mutfak dolab›ndasizi beklemektedir.T›pk› Eski Arkadaflgibi…

““EEsskkii AArrkkaaddaaflfl””aarraamm››zzddaa

www.gencumut.org 15

Page 16: Sayı 2 (Mart 2010)