sayed mart 2012 sayı:48

86
SAGLIK YÖNETIMI ve EGITIMI DERGISI YIL:5 SAYI:48 MART 2012 AYTÜN LEYMUN Sağlıkta Dönüşüm Programıyla Hemşirelerin Sorunlarına Işık Tutuldu ZAFER ERGİN Oynadığım Rollerde Kendimle Ortak Yönler Yaratmaya Çalışırım HEMŞİRELİK MESLEĞİ KİMLİK KAZANIYOR

Upload: bilal-akguel

Post on 15-Mar-2016

252 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

SAYED Mart 2012 Sayı:48

TRANSCRIPT

Page 1: SAYED Mart 2012 Sayı:48

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

Y IL:5 SAY I:48 M A RT 2012

AYTÜN LEYMUN Sağlıkta Dönüşüm Programıyla Hemşirelerin Sorunlarına Işık Tutuldu

ZAFER ERGİNOynadığım Rollerde Kendimle Ortak Yönler Yaratmaya Çalışırım

HEMŞİRELİK MESLEĞİKİMLİK KAZANIYOR

Page 2: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 3: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 4: SAYED Mart 2012 Sayı:48

PLAZMAKİNETİK TUR SİSTEMİ2011 MODEL VERSİYON 3.01

TÜRKİYE TEK YETKİLİSİ

Farilya İş MerkeziUfuk Üniversitesi CaddesiNo:8 Kat:6 Daire:33Çukurambar 06510 Ankara - Türkiye

Tel :+90 312 205 52 20Faks :+90 312 205 52 50

Metroport Busidence Kartaltepe MahallesiKültür Sokak No:1 Kat:12 Daire:185 Bahçelievler İstanbul - TürkiyeTel :+90 212 441 50 86Faks :+90 212 441 50 93

Gsm :+90 530 662 86 64 +90 532 767 53 45

web :www.item.com.tre-posta :[email protected]

Page 5: SAYED Mart 2012 Sayı:48

PLAZMAKİNETİK TUR SİSTEMİ2011 MODEL VERSİYON 3.01

TÜRKİYE TEK YETKİLİSİ

Farilya İş MerkeziUfuk Üniversitesi CaddesiNo:8 Kat:6 Daire:33Çukurambar 06510 Ankara - Türkiye

Tel :+90 312 205 52 20Faks :+90 312 205 52 50

Metroport Busidence Kartaltepe MahallesiKültür Sokak No:1 Kat:12 Daire:185 Bahçelievler İstanbul - TürkiyeTel :+90 212 441 50 86Faks :+90 212 441 50 93

Gsm :+90 530 662 86 64 +90 532 767 53 45

web :www.item.com.tre-posta :[email protected]

Page 6: SAYED Mart 2012 Sayı:48

www.hohenstein.com.trwww.quality-laundry.com

HoHenstein istanbulTekstil Analiz ve Kontrol Hizmetleri Ltd. Şti.Osmanağa Mah. Gaziosmanpaşa Sk. No:12Kadıköy- Istanbul

Phone: +90 216 338 03 63 – 65E-Mail: [email protected]

Biz hastalarınızın kendilerini güvende hissetmelerini sağlayabiliriz!

Çamaşırların dünya standartlarına uygun, hijyenik bir şekilde yıkanması ve hazırlanması, hastanelerde bulaşıcı hastalıklardan korunmak açısından son derece önemli ve önceliklidir.

RAL-GZ 992’ye göre sertifikalandırılmış çamaşırhaneler ile işbirliği, hijyen ve kalitenizi garanti eder. Hastanede Onaylı Hijyen Yönetimi sayesinde kontrollü hijyen ve kalite sağlanmaktadır.

Bu konuda taleplerinizi alabiliriz.

GERÇEKTEN HİJYENİK Mİ?

Page 7: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 3

ışın karın keyfini çıkardıktan sonra sıra baharda. Isıtan bir güneş,

tatlı tatlı esen bir rüzgar, hafif kıyafetler… Şimdi yeni ekilmiş lale soğanlarından açacak rengarenk laleleri bekleme zamanı. Bahar yorgunluğuymuş, bahar gribiymiş hepsi bir yana ilkbaharın geldiğini hissetmeniz dileğiyle başlayalım…

Tarihi çok eski bir meslek; hemşire-lik. Eski Mısır, Hindistan, Yunanis-tan ve Roma’da ilk çağlarda bugünkü biçimde olmasa bile hemşireler tıp dünyasında kendileri-ne yer edinmişler. Tabii Dünyada modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’i de unutma-mak gerekir.

Hemşirelik kadar çok sabır isteyen insan hayatıyla yakından ilgili olan az meslek vardır. Biz de SAYED Dergisi olarak sağlık sektöründe doldurulamaz yeri olan hemşirelere söz vermek istedik. Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhemşiresi Aytün Leymun’dan Sağlıkta Dönüşüm Programının

hemşireliğe yansımalarını değerlendir-mesini istedik. Hemşire Handan Aktaş ise performans uygulamalarıyla ilgili bir durum tespiti yapıp yapıcı önerilerini siz okuyucularımızla paylaştı.

Bu ay dergimizin Büyüteç bölümün-de görüntüleme sistemlerini ele aldık. Sektörün temsilcilerinin görüşleriyle oluşturulan bu bölüm şimdiden dikkatleri üzerine toplayıp beğeni kazandı. Dergimizin tarih bölümün-de içinizi aydınlatacak bir konu; Nevruz var. Yazarımız, Nevruz’un hiç bilinmeyen yönlerini siz okuyucuları-mız için araştırdı. İlginizi çekeceğini umuyorum. Ünlü konuğumuz ise

“Kurtlar Vadisi” dizisinden tanıdığı-mız “Baron” ve “Arka Sokaklar” dizisinde izlediğimiz “Komiser Rıza” yani Zafer Ergin. Bir ekip arabasının yanında durup “Sizin gibi amirimiz olsa, polislik tadından yenmez.” gibi tepkilerle karşılaşan Zafer Ergin’in röportajını beğeneceksiniz.

Gelecek ay görüşmek dileğiyle…

YIL 5 • SAYI 48 • MART 2012www.sayeddergisi.org

YÖNETİM

Sahibi ve Yayın YönetmeniFEYZULLAH AKBEN

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüSARE KUŞ

[email protected]

EditörSU ÖZGÜR

Yazı İşleriSERRA KUL - ÖMER DURAK

AYŞE YILMAZTÜRKGÜNEŞ KAZDAĞLI

Görsel YönetmenBİLAL AKGÜL

Fotoğraf EditörüAHMET FERHAT AKBEN

ReklamDİDEM GÜLKAÇ[email protected]

Abone ve DağıtımSONGÜL KARADENİZ

[email protected]

Halkla İlişkilerYASEMİN KERİMİ

Yapım

Yönetim AdresiKore Şehitleri Cad. Yonca Apt. A Blok No: 1/5

Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBULTel: 0 212 272 61 06 Faks: 0 212 272 61 07

www.ajansfa.com / [email protected]

BaskıŞAN OFSET

Cendere Yolu No:23 Ayazağa / İSTANBULTel: 0 212 289 24 24

Yayın TürüYaygın Süreli Yayın

SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

KMerhaba...

OCAK 2012 3

Sare Kuş

Page 8: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 9: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 5

BaşkandanDeğerli SAYED dostları;

Çetin kış şartlarını geride bırakırken, baharı yaşamanın mutluluğu ve şükranlığı

içerisindeyiz. Hayatımızı ikame ettirebilme adına hepimizin mesleği var. Bizler insanlara şifa dağıtma adına sağlık alanında görevlendirildik. Öğretmen, esnaf, avukat, birçok meslek. Ama hepimizin ortak noktası “insan” olmamız. Sevinçlerimiz, hüzünlerimiz…

18 Mart’ta hem gururu, hem de hüznü aynı anda yaşadık. Atalarımızı bir kez daha şükran ve minnetle anıyoruz. Afganistan’da görev yapan 12 askerimizin şahadet haberi yüreklerimizi burktu. Kulenin “Uçak düşüyor, atla!” ikazına, “Bu uçakta yetim hakkı var, belki kurtarırım” diyerek sonsuzluğa uğurladığımız Akrobasi timi “Türk Yıldızları”ndan bir kardeşimizi de rahmetle analım. Aslında buradan çıkaracağımız o kadar çok ders var ki!

Geride bıraktığımız dönemde SAYED olarak, İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Sağlık Eğitimi Kongresi ve Antalya’da gerçekleştirilen Evde Sağlık Hizmetleri Kongrelerine katkı verdik. Sizlerden aldığı güç ve şevk ile alanında öncü olmayı sürdüren derneğimiz, 17-21 Ekim 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 4. Sağlık Kurultayı hazırlıklarına da planlandığı şekilde devam etmektedir.

Dergimizin bu sayısında hemşirelik hizmetlerine değiniyoruz. Milattan önce 3500 yıllarına ait eski bir Hint kitabında sağlık ve tıbbi bilgilere ilişkin kayıtlarda, hasta bakım sürecinde ayrı bir grup üyesi olarak hemşirelerin tanımlandığına rastlanmaktadır. Bu vesileyle tarihi bu kadar eski olan bir mesleğe sahip olan ekip arkadaşlarımıza sevgi ve selamlarımızı iletiyorum.

Sağlıcakla kalın…

Prof. Dr. Hayreddin YekelerSAYED Yönetim Kurulu Başkanı

Page 10: SAYED Mart 2012 Sayı:48

32 Sağlık Eğitimi Taraflarca Ayrıntılı Tartışıldı

59 Günde Sadece Bir Tatlı Kaşığı Tuz Tüketin

42 Görüntüleme SistemleriBüyüteç Altında

54 Hastalar Tıbbi Cihazlara Ne Kadar Güveniyor?

48 MAR

T

08 Spot Haberler

17Başhemşire Aytün Leymun:Sağlıkta Dönüşüm Programıyla Hemşirelerin Sorunlarına Işık Tutuldu

24 Sağlığın Geliştirilmesinde Hemşirenin Rolü Nedir?

20 Hemşirelere Etkili Bir Performans Değerlendirilmesi Yapılmalı

32 17

28

Prof. Dr. Recep Akdağ:TUİK’in yaptığı anketlerde sağlık alanında diplomalı kişilerin istihdam sorununun en az yaşandığı ülke Türkiye.

Öğrenim Artık Yaşam Boyu28

Hastanelerin İmajını Belirlemede Zinciri Tamamlayan Bir Halka; Halkla İlişkiler Birimi38

Page 11: SAYED Mart 2012 Sayı:48

67 İlk Milli Türk Bayramı ‘‘Nevruz’’

70 BMW 5M

Kitap Kritik:Hayatın Kaynağı(The Fountainhead), Aşk’a Yolculuk /Veysel Karâni, Aşkın Matematiği, Kendine Ait Bir Oda

Film Kritik:Bir Ayrılık, Sığınak, Toprağın Çocukları, J. Edgar

72 Röportaj: Zafer Ergin

78

7663 Yeni Ürünler

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına

Yayın Kurulu BaşkanıProf. Dr. Hayreddin YEKELER(SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)Dr. Osman ACARFatma AKTAŞ Aygül BULUT Arif ÇETİNZafer DERELİProf. Dr. Metin DOĞANHülya ERBABA Prof. Dr. Fazlı ERDOĞANOpr. Dr. Ali Güven FİNCANProf. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLUDr. Mustafa KIRLANGIÇ Dr. Kemal KİRAZ Veysel ÖZGEN Nebi ŞAHİNLİ Yücel ŞİRİN Prof. Dr. Nurullah ZENGİN

Danışma KuruluYrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOYProf. Dr. Selami AKKUŞProf. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDINProf. Dr. Metin AYDINProf. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLIProf. Dr. Sait BİLGİÇProf. Dr. Murat BOZKURTProf. Dr. Engin BOZKURTProf. Dr. Alper CİHANDoç. Dr. Kerim ÇAĞLIDoç. Dr. Bekir ÇAKIRProf. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜDoç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLUProf. Dr. Ali DEMİRProf. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZProf. Dr. Orhan DENİZProf. Dr. Osman Nuri DİLEKProf. Dr. Ali İhsan DOKUCUProf. Dr. Levent ELBEYLİProf. Dr. Cevdet ERDÖLProf. Dr. Canan HASANOĞLUDoç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLUProf. Dr. Abdullah İĞCİDoç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLUProf. Dr. Mehmet İŞLERProf. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLUProf. Dr. Murat KARAŞENYrd. Doç. Dr. Esra KESKİNProf. Dr. Muzaffer KİRİŞProf. Dr. Akın MARŞAPProf. Dr. Muzaffer METİNTAŞProf. Dr. Semih ÖNCELProf. Dr. Mustafa ÖZMENProf. Dr. Mustafa PAÇDoç. Dr. Sadrettin PENÇEProf. Dr. Mustafa SOLAKProf. Dr. Yunus SÖYLETProf. Dr. Haydar SURProf. Dr. Erol ŞENERProf. Dr. Mehmet Akın TAŞYARANProf. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLUProf. Dr. Bahattin TUNÇProf. Dr. Necdet ÜNÜVARProf. Dr. Yavuz YILMAZ

* İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.

Reklam Sayfaları: Alvimedica ⁄ Novatek ⁄ Sesa Elektronik 1 ⁄ Hohenstein 2 ⁄ Yeşil Vadi Arsa Ofisi 4 ⁄ Siemens 9Fiksmed 11 ⁄ Muka Metal 13 ⁄ Üzümcü 15 ⁄ Renka Sağlık 16 ⁄ MNT Sağlık 19 ⁄ İncekaralar 23 ⁄ Data Teknik 27

Alpdata 31 ⁄ Duman Çelik Eşya 35 ⁄ Mom Yapı 37 ⁄ Arı Medikal 41 ⁄ Filmat 45 ⁄ Kurt&Kurt 49 ⁄ Meditel 53Uluslararası Katılımlı Termal Sağlık Kongresi 58 ⁄ Tasarımmed 61 ⁄ Atasam 62 ⁄ Promed 65 ⁄ OHSAD Kongresi 66

Işık Kardeşler 69 ⁄ Kenmak 75 ⁄ Ultra Görüntüleme 77 ⁄ Tüyap 79 ⁄ Kompozit 80 ⁄ Sisoft 82

42

67 70 72

Görüntüleme SistemleriBüyüteç Altında

Page 12: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 20128

SPOT HABERLER

Sağlık Sektörünün Kalbi Tüyap’ta AtacakEKSPOMED 2012 19. Uluslararası İstanbul Tıbbi Analiz, Teşhis, Tedavi, Koruma, Rehabilitasyon Ürün, Cihaz, Sistem, Teknoloji, Donanım ve Hastaneler Fuarı, LABTEK 2012 15. Uluslararası İstanbul Laboratuvar Teknoloji, Sistem ve Donanımları Fuarı ve EKSPOTERMAL 2. Termal, Doğal Sağlık, Rehabilitasyon Merkezleri, Sağlık Ürünleri, Donanımları ve Malzemeleri Fuarı, 12–15 Nisan 2012 tarihleri arasında sağlık sektörünün Avrasya Bölgesi’ndeki en büyük buluşması olarak TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece, İstanbul’da gerçekleştirilecektir.

TÜYAP tarafından, yurt içi ve yurt dışı hedef pazarlara yönelik yıl boyunca yürütülen tanıtım çalışmaları neticesinde söz konusu fuarlar, hedef ziyaretçi kitlesi olan doktorların, hemşirelerin, eczacıların, laboratuar çalışanlarının, sağlık kuruluşu sahiplerinin, tıp kurumlarının satın alma yöneticilerinin; tıp ve veteriner fakülteleri mensuplarının, devlet, özel, askeri, meslek ve tıp fakültesi hastanelerinin başhekimlerinin, işletme müdürlerinin, satın alma yetkililerinin, tıp fakültelerinin mikrobiyoloji, biyokimya, fizik, tedavi ve rehabilitasyon anabilim dalı başkanlarının, öğretim üyelerinin, laboratuar klinik şeflerinin, T.C. Kızılay Derneği, kan merkezi yetkililerinin, T.C. Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin, sağlık sigortası kuruluşları, medikal turizm şirketleri yetkililerinin, termal tesisler, kaplıcalar, rehabilitasyon merkezleri yöneticileri ve konu ile ilgili profesyonellerini bir araya getirmeyi planlıyor.

Acıbadem Üniversitesi “Hemşirelikte Yaratıcılık” Yarışmasının Ödülleri Sahiplerini Buldu Acıbadem Üniversitesi dünyada ve ülkemizde ilk defa hemşirelerin yaratıcılıklarını ortaya koyduğu özel bir yarışma düzenledi. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından yaratıcı hemşire sayısını artırmak ve bu olası potansiyele ışık tutmak amacıyla düzenlenen ‘Hemşirelikte Yaratıcılık’ temalı proje yarışmasının ödül törenine çok sayıda hemşire katıldı.

Hemşirelikte Yaratıcılık Yarışması’na Türkiye’nin dört bir yanından toplam 113 projenin katıldı ve ödül alanlar bağımsız jüri üyeleri tarafından belirlendi. Yarışmada birinciliği “Portlet” projesiyle Acıbadem Adana Hastanesi’nden katılan hemşire Meltem Kaya ve Nursen Ülke kazandı. Kemoterapi hastalarının hayatını kolaylaştıran özel bir atlet olan “Portlet” hastaların infüzör denilen aletten kurtulmalarını sağlıyor. Hastalara kemoterapinin ardından takılan infüzör sosyal hayatlarında onları zorluyor. Halbuki atlet görünümünde olan portlet özel ceplerine yerleştirilen ilacın hastaya verilebilmesi sayesinde günlük hayatın sekteye uğraması engelleniyor.

Yarışmada ikinciliği “Tıkanmayan İntraket” isimli projesiyle hemşire Nuğran Arslan, üçüncülüğü ise “Akıllı Pijama” projesiyle hemşire Hürkan Cantutan ve Sema Kınataş kazandı.

Dereceye giren ilk üç projenin sahiplerine farklı miktarlarda para ödülü verildi. Yarışmaya katılanlar arasında seçilen 10 proje de teşvik ödülüne layık görüldü.

Page 13: SAYED Mart 2012 Sayı:48

Bugünün sağlıklı bireyleri yarının en değerli kaynağıdır. Siemens, çözümleriyle bireylerin sağlığına nesiller boyu sürecek olumlu katkılar sağlıyor.

235x305_Global_SAGLIK_GD.indd���1 17/01/2012���3:11�PM

Page 14: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201210

SPOT HABERLER

Politravma Konferansında Kurslar Yoğun İlgi GördüTürk Ortopedi ve Travmatoloji Derneği tarafından düzenlenen “Uluslararası Politravma Konferansı” 24-26 Şubat tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Bilim insanları ve sektör temsilcileri tarafından ilgiyle takip edilen konferans politravma konusundaki uluslararası mevcut bilgi birikimini ve ülkemizde politravma konusunda yapılan çalışmaları bir arada değerlendirebilmek için de zemin oluşturdu. Sektörün köklü firmalarından Fiksmed’de konferansta çok sayıda workshop gerçekleştirdi. Workshoplara gösterilen yoğun ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Fiksmed Genel Müdürü ve Uluslararası Ticaret Koordinatörü Sanem Birgen, “Kursiyerlerimizden aldığımız olumlu geri dönüşümler bizim bundan sonra atacağımız adımlar için motivasyonumuzu arttırmıştır” dedi.

Sektöre, uygulamalarla fark yaratacak yenilikçi, minimal invaziv ve yüksek değer katan medikal çözümler sunduklarını dile getiren Birgen, şirket profilini “Fiksmed Tic. Ltd. Şti ülkemiz sağlık sektörüne kaliteli ve yenilikçi hizmet vermek amacıyla 2006 yılında kuruldu. Kısa zamanda ortopedi ve travmatoloji alanında Italya ve Amerika menşeli, Amerika Nasdaq listelerine girmeyi başarmış bir dünya devi olarak bilinen ORTHOFIX firmasının Türkiye distribütörlüğünü alarak kendi alanında büyük bir hamle yaptı” diyerek aktardı.

Sesa Elektronik HIFU’ya Hız VerdiKanser tedavilerinde yan etkileri ortadan kaldırma yönünde açısından önemli adımlar atılıyor ve teknoloji bu yönde gelişiyor. Sesa Elektronik de yüksek yoğunlukta odaklanmış ultrason dalgasını kullanarak patojenik dokuyu ısıtmak ve yok etmek için kullanılan çok hassas bir terapötük ultrason yöntemi olan HIFU’ya (High Intensity Focused Ultrasound) yönelik çalışmalarına hız verdi. Sesa Elektronik’in distribütörlüğünü yaptığı HAIFU şirketi 23 yıldır bu teknoloji hakkında çalışmalar yapıyor.

Sesa Elektronik yetkilileri söz konusu teknoloji ile ilgili şu bilgileri verdi: “HAIFU; Ultrason dalgasının odaklanarak, yoğunluğunun artması sağlanıyor. Bu yoğunluğu artan odaklanmış ultrason demeti, odak noktasında termal bir ısı artışı meydana getiriyor. 65 ile 100 derece arasında artan bu ısı, dokuda ablasyona sebep oluyor. HIFU tekniği, terapötik tümör tedavisinde minimum düzeyde toksik radyasyon yaydığı, odak noktasının uzağına termal etki azaldığı, komşu dokulara minimum yan etki yaptığı için tercih edilebilinecek bir sistem. Yine bu teknikle ablasyon yapılacak tümörün hacimsel olarak taranması ve gerektiğinde bu taramayı eş zamanlı görüntülemek, komşu dokulara yanlış hedefleme sonucu zarar vermemek için de çok önemli.”

Söz konusu sistemin halen İngiltere, İspanya ve İtalya’da önemli sağlık kuruluşlarında kullanıldığı da öğrenildi.

Page 15: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 16: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201212

Laboratuvar Yönetim Sistemi YenilendiTalya Bilişim, Medisoft yazılımının laboratuvar yönetim sistemini yenileyerek süreç yönetimini ISO 15189 standartlarının gerektirdiği bilgi ve istatistikleri destekleyecek şekle getirdi. Talya Bilişim Genel Koordinatörü Nilüfer Durukal, yenilenen sistemde dış doktor ve dış laboratuvar bağlantılarının da web servisleri üzerinden yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Hastanenin çalıştığı laboratuvarlarla yaptığı fiyat anlaşmaları da programdan takip ediliyor ve otomatik faturalama sağlanıyor. Medikal süreçlerin takibinin haricinde, hastanenin diğer bölümlerinde verilen servislerden sağlanan gelirlerin de eş zamanlı olarak hasta hesap dosyalarına yansımasını ve bu departmanlardaki maliyetlerin de otomatik olarak muhasebeleştirilmesini sağladık. Hastanın odasından yaptığı telefon görüşmeleri otomatik ücretlendiriliyor, restorandaki harcamalar hesabına yansıyor; diğer taraftan restoranda satılan ürünlerin maliyeti de reçetelerine göre maliyet hesaplarına işlenmiş oluyor. Kısaca hastanenin gelir sağlayan tüm departmanları tek bir yazılımla kontrol altına alınıyor.”

20 yılı aşkın süredir yazılım sektöründe faaliyet gösteren bir Talya Bilişim, bilindiği gibi sağlık sektörüne yönelik yazılımlarını, Medisoft Hastane Yönetim Sistemi markasıyla hizmete sunuyor. Sistem, bir hastanenin tamamını elektronik ortamda yürütülmesine olanak sağlıyor.

SPOT HABERLER

Hacettepe’nin Organ Nakli Ruhsatı İptal EdildiSağlık Bakanlığı Kompozit Doku Nakli Komisyonu, Akdeniz Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen yüz ile çift kol ve çift bacak nakillerini masaya yatırdı. Çift kol ve bacak nakli ameliyatı başarısızlıkla sonuçlanan Hacettepe Üniversitesi’nin ruhsatını iptal edilirken Akdeniz Üniversitesi uyarı aldı.

Hacettepe Üniversitesi’nde geçtiğimiz ay gerçekleştirilen iki ayrı operasyonda Cengiz Gül adlı hastaya yüz nakli yapılmıştı. Dünyada ilk kez gerçekleştirilen çift kol ve çift bacak naklinde ise Şevket Çavdar isimli hasta hayatını kaybetmişti.

Sağlık Bakanlığı Kompozit Doku Nakli Bilimsel Danışma Komisyonu, kararı açıklarken yapılan ameliyatların gerekliliğine ilişkin bilgiler verdi. Komisyon, Hacettepe’de yapılan yüz naklinin endikasyona uygun olmadığını (şahsın yüz nakli ameliyatına gerek olmadığı), ekstremite (ölümle sonuçlanan kol-bacak nakli) naklinin ise endikasyon dışında (mevzuatta belirlenen sınırların dışında) olduğunu tespit etti. Komisyon ayrıca Akdeniz Üniversitesi’nde yapılan kol ve bacak nakli operasyonunda bacak naklinin kriterlere uymadığı gerekçesiyle üniversiteyi uyarma kararı aldı.

Page 17: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 18: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201214

Datasel’den Veri Aktarımını Kolaylaştıracak Ücretsiz YazılımDatasel, “TİG Veri Aktarım Programını” geliştirdi ve ücretsiz olarak kamu hastanelerinin kullanımına sundu. Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı, kaynak yönetimi ve kontrolü açısından büyük önem taşıyan ve beraberinde tasarrufu getirecek olan Teşhisle İlişkili Gruplar(TİG) için veri toplamaya başladı. Bu nedenle Bakanlık kendi hastanelerinden verileri toplamak için bir yazılım geliştirdi ve hastanelerin bu yazılımı kullanmalarını istedi. Datasel de bu gelişmeleri göz önüne alarak tüm kamu hastanelerinin, halen kullanmakta oldukları Hastane Bilgi Yönetim Sistemlerinden (HBYS) bağımsız olarak TİG için gerekli verilerin Sağlık Bakanlığı’nın TİG veri toplama yazılımına aktarılması işlerini çok kolaylaştıracak “TİG Veri Aktarım Programını” geliştirdi.

TİG Veri Aktarım Programı sayesinde hastaneler, HBYS yazılımlarında ek bir geliştirme veya uyarlama gerektirmeden çok kolay ve basit bir şekilde Bakanlık uygulamasının istediği verileri aktarılabilecek. Böylelikle hastanelerin kendi sistemlerinde bulunan hasta verilerini yeniden girmelerine gerek kalmayacak ve bu sayede hem kullanıcıların gereksiz veri tekrarı yapmamaları sağlanacak hem de zaman kayıpları önlenecek. Ayrıca kullanıcıdan kaynaklanabilecek hata olasılıkları da azaltılmış olacak.

Söz konusu uygulamanın ücretsiz olarak hastanelerin kullanımına sunduklarını belirten Datasel yetkilileri şunları söylediler: “DataSel olarak TİG konusunda yapılan ulusal çalışmaların öneminin farkında ve yanındayız. Bu bilinçle destekleyici yazılımlar geliştiriyoruz. DataSel olarak geliştirdiğimiz ‘TİG Veri Aktarım Programı’nı sosyal sorumluluk bilinci altında tüm hastanelerle ücretsiz paylaşma kararı aldık. Hastaneler, bu programımıza ve programın kullanımı ile ilgili bilgilere WEB adresimizdeki (www.datasel.com.tr) ‘Çözümler’ bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirler.”

SPOT HABERLER

Okullarda Öğrencilere Süt DağıtılacakBakanlar Kurulu’nun “Okul Sütü Programı Uygulama Esasları Hakkında Karar”ı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın iş birliği ile hazırlanan ve bu yıl içinde yürütülecek olan “Okul Sütü Programı” kapsamında, ana sınıfından beşinci sınıfa kadar ilköğretim okulu öğrencilerine, dengeli beslenme suretiyle gelişme oranlarının artırılması, mevsimsel süt arzı fazlalığının değerlendirilerek üretimde istikrarın sağlanması için uzun ömürlü kutu süt dağıtılacak. Uygulamadan beşinci sınıf öğrencileri de yararlanırken özel okullar program kapsamı dışında tutulacak.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği okullardaki her öğrenciye günlük 200 mililitre uzun ömürlü sade kutu süt dağıtılacak. Süte karşı duyarlılığı olan öğrenciler, okul yönetimleri, aile hekimleri ve öğretmenlerce tespit edilerek program dışında tutulacak. İllerde, gelen sütlerin uygunluğundan sorumlu olmak üzere, vali yardımcısı başkanlığında İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Defterdarlık ve İl Sağlık Müdürlüğü temsilcilerinden oluşan “Okul Sütü Komisyonu” kurulacak.

Page 19: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 20: SAYED Mart 2012 Sayı:48

RENKA SAĞLIK HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.

O-arm® Multi-dimensional Surgical Imaging System Çok Boyutlu Intra-operatif Görüntüleme Sistemi

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Maxillo-facial

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Cervical Thoracic Junction

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Pelvic TraumaMaxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Cervical Spine

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Lumbar Spine

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Foot

Thoracic Lateral Stabilization Lumbar Spine Thoracic Deformity Lumbar Multilevel Stabilization Cervical Spine Cervical Fusion

Navigasyon Entegrasyonu Surface Rendering MIP View Lumbar Spine, Lateral and AP Secro-Lumbar Stabilization AP Anterior Cervical Fusion Lateral

İSTANBULAtatürk Mah. Girne Cad. Şeref Sk. No:16 Yavuza Plaza Ataşehir / İstanbul

Tel: 0 216 580 94 95 Faks: 0 216 580 94 99

ANTALYAGüzel Oba Mah. 2136 Sk. No:28/A Güzeloba / Antalya

Tel : 0 242 349 11 60 Pbx Faks: 0 242 349 11 66

ANKARAHilal Mah. 679. Sk. (Eski 6. Cad.) No:30 Çankaya / Ankara

Tel: 0 312 440 91 10 Faks: 0 312 440 91 80

[email protected]

Page 21: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 17

Hemşirelik, geçmişten günümüze dek sosyal, kültürel ve teknolo-

jik değişimlerle kendini yenilemeyi başaran, birey, aile ve toplumun sağ-lık durumu ile ilgilenen uygulamalı bir sağlık disiplinidir. Günümüzde de gelişimini aynı doğrultuda sürdüren hemşirelik; insanı tanımayı ve insanın yaşam süreci boyunca deneyimlediği sağlık/ hastalık durumlarında gerek-sindiği bakım ve uygulamaları gerçek-leştirmektedir. Hemşire bu işlevleri, fizik, biyoloji, davranış, sosyal, tıp ve mesleki bilimlerinden oluşan hemşire-lik bilimini sistematik ve organize bi-çimde kullanarak gerçekleştirir. Ayrıca hemşirelik bakımının bilimsel yapısı; birçok kuramları uygulamaya aktarıp klinik araştırma sonuçlarını bakıma yansıtma çabaları ile olgunlaşmaktadır.

Mesleğin var oluş amacı; bireye kaliteli

sağlık bakım hizmeti sunmaktır. Hem-şireler sağlık bakım sisteminin önemli bir bileşeni, nitelikli hasta bakım ve te-davisinin sağlanması için vazgeçilmez bir sağlık ekibi üyesidir. 2003 yılından itibaren uygulanmaya başlanan Sağ-lıkta Dönüşüm Programı kapsamında çıkarılan yönetmelikler hemşirelerin sorunlarına ışık tutmaya başlamıştır. Ülkemizde hemşirelerin eğitiminde-ki faklılıklar bulunmaktadır. Saha-da yüksek lisans, ön lisans ve sağlık meslek liselerinden mezun hemşireler çalışmaktadır. 8 Mart 2010 Pazartesi yayınlanan 27515 sayılı hemşirelik yö-netmeliği bu anlamda olumlu bir ge-lişme sayılabilir. Başhemşire, sorumlu hemşire ve branş hemşirelerinin görev tanımları ve bu görevlerdeki kişilerin eğitim düzeyleri belirlenmiştir. Bu yö-netmelikte ilk kez “uzman hemşire” ve

Sağlıkta Dönüşüm Programıyla

Hemşirelerin Sorunlarına Işık

Tutuldu

yazı ,AYTÜN LEYMUNDR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAŞHEMŞİRESİ

RENKA SAĞLIK HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.

O-arm® Multi-dimensional Surgical Imaging System Çok Boyutlu Intra-operatif Görüntüleme Sistemi

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Maxillo-facial

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Cervical Thoracic Junction

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Pelvic TraumaMaxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Cervical Spine

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Lumbar Spine

Maxillo-facial

Lumbar Spine

Pelvic Trauma

Cervical Spine

Foot

Cervical Thoracic Junction

3

Foot

Thoracic Lateral Stabilization Lumbar Spine Thoracic Deformity Lumbar Multilevel Stabilization Cervical Spine Cervical Fusion

Navigasyon Entegrasyonu Surface Rendering MIP View Lumbar Spine, Lateral and AP Secro-Lumbar Stabilization AP Anterior Cervical Fusion Lateral

İSTANBULAtatürk Mah. Girne Cad. Şeref Sk. No:16 Yavuza Plaza Ataşehir / İstanbul

Tel: 0 216 580 94 95 Faks: 0 216 580 94 99

ANTALYAGüzel Oba Mah. 2136 Sk. No:28/A Güzeloba / Antalya

Tel : 0 242 349 11 60 Pbx Faks: 0 242 349 11 66

ANKARAHilal Mah. 679. Sk. (Eski 6. Cad.) No:30 Çankaya / Ankara

Tel: 0 312 440 91 10 Faks: 0 312 440 91 80

[email protected]

Page 22: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201218

Hastanelerin amaçlarına ulaşmalarında, hemşirelik

hizmetlerinin rolü ve önemi büyüktür.

“yetki belgeli hemşire” kavramlarına değinilmiştir. Yönetmeliğin 4.madde-sinde “Uzman hemşire; mesleğiyle ilgi-li lisansüstü eğitim alarak uzmanlaşan ve diploması Bakanlıkça tescil edilen hemşireyi, yetki belgesi; hemşirelerin meslekleriyle ilgili özellik arz eden bi-rim ve alanlarda ilgili mevzuatında dü-zenlenen hizmet içi eğitim çalışmaları neticesinde Bakanlıkça tanzim olunan belgeyi, ifade eder.” şeklinde tanım-lanmıştır. Bu gelişme ile hemşirelikte branşlaşma yönünde önemli bir adım atılmıştır. Sağlık Bakanlığımız yürüt-müş olduğu sertifika programları ile hemşirelerin eğitimini desteklemekte sahada çalışan yetki belgeli hemşire sayısını arttırmaya çalışmaktadır. Ayrı-ca hemşirelerin eğitim düzeylerindeki farklılıkların giderilmesi amacıyla On-dokuz Mayıs ve Atatürk Üniversiteleri ile yapılan protokol gereğince hemşi-relerin uzaktan eğitimle lisans mezunu olması sağlanmıştır. Eğitim düzeyle-rindeki farklılıkların yetki ve sorum-luluklarda olduğu gibi ücretlendirme konusuna da yansıtılmasının hemşi-relerin iş doyumu ve motivasyonunu artıracağı kanısındayım.

Ücretlendirmeler İyileştirildi

Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsa-mında hemşireliği etkileyen yönet-meliklerden bir diğeri de Tam Gün Yasası’dır. Yasa’da sağlık personelinin nöbet ücretleri artırılmış ve mesai sa-atleri de kırk beş saatten diğer kamu görevlileri gibi haftalık kırk saate indi-rilmiştir. Ayrıca fazla mesai ödemeleri de seksen saatten yüz otuz saate çıka-rılmıştır. Böylece hemşireler seksen sa-atin üzerindeki mesailerini almaya hak kazanmıştır. Bununla birlikte hemşire-ler sekiz saate kadar olan fazla mesai-lerini alamazken son yayınlanan döner sermaye yönetmeliği ile bu oran altı saate indirilmiştir. Tüm bu gelişmeler mesleğimiz adına sevindiricidir.

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşla-rının teşkilat, görev, yetki ve sorum-luluklarını düzenlemek amacıyla 11.10.2011 tarihinde bir kanun hük-

münde kararname yayınlanmıştır. Kurum tarafından, kaynakların etkili ve verimli kullanılması amacıyla Ku-ruma bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları, il düzeyinde Kamu Hastaneleri Birlikleri kurularak işle-tilir. Birlik teşkilatı, genel sekreterlik ve hastane yöneticiliklerinden oluşur. Genel sekreterlik birliğin en üst karar ve yürütme organıdır. Genel sekreter-lik bünyesinde tıbbî hizmetler, idarî hizmetler ve malî hizmetler başkan-lıkları kurulur. Birliğe bağlı hastaneler hastane yöneticisi tarafından yönetilir. Hastane yöneticisine bağlı olarak baş-hekimlik, idarî ve malî işler ile sağlık bakım hizmetleri müdürlükleri kuru-lur.

Hemşireler de Yönetici Olmalı

Hastanelerin amaçlarına ulaşmala-rında, hemşirelik hizmetlerinin rolü ve önemi büyüktür. Özellikle günü-müzde kalite, verimlilik, hasta mem-nuniyeti gibi performans ölçütlerine

erişilmesi önemli ölçüde hemşirelik hizmetlerinin niteliği ile sağlanmakta-dır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda temel işgücü olarak kabul edilen hem-şireler, hastanelerin kesintisiz olarak 24 saat süreli hasta bakım ve hemşirelik hizmetlerinin uygulanması ve hizmet-lerinin yönetiminden sorumludur. Bu-nun yanında hemşireler sadece bakım ve tedavi alanında değil eğitim, reha-bilitasyon, danışmanlık, araştırma gibi hastanelerin ve hastaların beklentile-rine cevap vermektedir. Hizmet alanı bu kadar geniş bir meslek grubunun bu mesleği tanıyan, bu alanda eğitim almış, bu mesleğin sorunlarını anla-yan, mesleğin etiğine uygun davranan ve kendi içlerinden seçilen yöneticiler tarafından yönetilmelidir. Hemşirelik alanında lisans / yüksek lisans mezunu hemşirelerin sayısı gün geçtikçe art-maktadır. Özellikle hemşireler arasında uzmanlığının yönetim alanında yapmış kişilerde bulunmaktadır. Bu yasa ile kamu birliklerinin yönetim yapısı için-de hemşirelerin önü açılmıştır. Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Ak-dağ bir söyleşi esnasında “neden hem-şirelerde bir genel sekreter olmasın” de-miştir. Hemşireler önlerine sunulan bu kariyer fırsatlarını iyi değerlendirmeli ve mesleğimizi yönetimin her kademe-sinde temsil etmelidirler.

Page 23: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MNT SAĞLIK HİZMETLERİ VE TİC. A.Ş.Mongeri Binası 19 Mayıs Mah.

Dr. Şevket Bey Sk. No:534360 Şişli / İSTANBULTel: 444 4 MNT (668)

Faks: 0 (212) 219 82 22www.mnt.com.tr

Radyasyon Onkolojisi ve Nükleer Tıpta

Sağlık Kuruluşlarının Tercih Edilen İş Ortağı

Page 24: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201220

Hemşireler sağlık hizmeti veren profesyonel meslek üyesi ola-

rak çalıştıkları alanlarda hasta bakım uygulamalarında bağımsız fonksiyon-larını sürdürmektedirler. Sağlık hiz-metinin dengeli, ulaşılabilir, sürekli, kaliteli ve en üst düzeyde verilmesinde en önemli role sahip olan sağlık ekibi-nin ise olmazsa olmazları arasında yer alan hemşirelere etkili bir performans değerlendirilmesi yapılması önem taşı-maktadır.

Bakanlığımızın 19 Nisan 2011 tari-hinde 27910 sayılı resmi gazetede ya-yınlanan hemşirelik yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeli-ğe göre hemşirelerin görev yetki ve so-rumlulukları çalışılan alana göre belir-lenmiş olup bu yönetmelik ile birlikte hemşirelerin bağımlı ve bağımsız uy-gulamaları yasal olarak ortaya konul-muştur. Hemşirelik mesleğinin daha etkin uygulanması amacı ile çıkan bu yönetmelik hemşireliğin meslekleşme-si adına bir dönüm taşı olmakla bir-likte hemşirelik mesleğinin bağımsız

bir kimlik kazanmasının sağlanması açısından önem taşımaktadır. Bakanlı-ğımız tarafından yayınlanan “Girişim-sel İşlemler Yönergesine” göre hasta-nelerde görev yapan doktorlar yapmış oldukları girişimsel işlemler üzerin-den puanlandırılarak performans ek ödemelerine yansımakta, diğer sağlık çalışanlarının ise bu puanlara oranlan-dırılmaktadır. Hastane hizmetlerinin önemli bir boyutunda yer alan hem-şire personelin, hizmetleri karşılığında verilecek ücret ve katkı paylarının adil ve emeğin karşılığına uygun bir şekil-de belirlenmesi önemlidir. Bu nedenle hemşirelik mesleği içinde buna benzer bir puanlandırma sistemi getirilmesi gerekmektedir. Hemşirelik yönetme-liğinde belirlenmiş olan iş tanımları doğrultusunda hemşirelik girişimleri puanlandırılması yapılmalı, buna pa-ralel olarak hemşire yöneticiler tara-fından hemşirelik hizmetinin etkinli-ğini ve verimliğine yönelik çalışmalar yapılarak hemşirelerin günlük bakım verdikleri hasta sayısı, her bir hasta-

Hemşirelere Etkili Bir Performans

Değerlendirilmesi Yapılmalı

Hastane hizmetlerinin önemli bir boyutunda yer alan hemşire personelin, hizmetleri karşılığında verilecek ücret ve katkı paylarının adil ve emeğin karşılığına uygun bir şekilde belirlenmesi önemlidir.

yazı ,HANDAN AKTAŞ DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Page 25: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 21

Hemşirelerin sağlık hizmetleri sınıfı içerisinde döner

sermayeden düşük bir oranda faydalanmaları

motivasyon kaybına yol açmaktadır.

ya ayırdıkları süre, servisle ilgili işlere ayırdıkları süreler belirlenmeli, hasta hemşire oranları da göz önüne alına-rak verimlilik puanları hesaplanıp per-formans puanına eklenmelidir. Örnek verecek olursak stoma bakımı, yeni doğan emzirme eğitimi, göbek bakı-mı, basınç ülserini önleyici girişimler hemşirelerin bağımsız fonksiyonları arasında yer almakta olup bu ve ben-zeri işlemler hekimlik uygulamaların-daki gibi girişimsel işlemler listesine eklenerek belli bir puanlandırılması yapılmalıdır.

Eğitimler Performansa Yansıtılmalı

Hemşireler mesleğin önemli bir bileşe-ni olan eğitimci rolünü de yerine getir-mektedirler. Hemşireler kurumsal hiz-met içi eğitimlerde, Sağlık Bakanlığı tarafından açılan sertifikalı kurs prog-ramlarında eğitimci pozisyonunda görev almaktadırlar. Diyabet, stoma, enfeksiyon kontrol gibi özel dal hem-şireleri bire bir hasta başı eğitimleri ya-

parak hastaların kaliteli sağlık hizmeti almaları bakımından önemli katkı sağ-lamaktadırlar. Hemşireler görev yap-tıkları birimlerde de hastanın hastane-ye yattığı andan itibaren hasta ve hasta yakınına yönelik eğitim fonksiyonları-nı sürdürmektedirler. Hizmet kalitesi-nin ön planda tutulduğu bu süreçte, bakım kalitesini artırmada önemli yere sahip olan hemşirelerin yapmış oldu-ğu eğitimler yadsınılmamalıdır. Bu nedenle hemşirelik hizmetlerinde ya-

pılan eğitim faaliyetlerinin uygun bir puanlama sistemi oluşturularak per-formansa yansıtılması bakım kalitesini artırdığı gibi hasta memnuniyetini de arttıracağı kanısındayım.

Ek Ödemeler Düzeltilmeli

15.04.2011 tarihinde yayınlanan uz-manlık öğrencilerinin eğitim çalışma-ları ile ilgili genelgede asistan doktor-ların eğitimine, mesleki gelişimine katkı sağlayacak her türlü eğitim araç ve gereçler (kitap, bilimsel yayın vb) döner sermaye kaynaklarından temin edilmesi şeklinde ifade edilmektedir. Hemşirelik mesleği de tıbbi gelişme-ler ile birlikte yeni gelişmeler ve de-ğişimler göstermektedir. Profesyonel bir meslek olan hemşireliğinde mesleki gelişimini sağlayabilmesi için hemşi-relerin bilimsel yayınları takip etmesi, kongre ve sempozyumlara katılarak bilimsel bilgilerini geliştirmesi gerek-mektedir. Bu nedenle döner sermaye gelirlerinden hemşirelik eğitim ve ge-

Page 26: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201222

arttırmak için katsayılarının artırılma-sının uygun olacağı kanısındayız.

Geçmişte yıllık izin kullanıldığında maaşları kadar döner sermaye katkı pa-yını izin döneminde yıllık izine ayrılan hemşirenin döner sermayesi tamamen kesilmekteyken, son yasal düzenleme-ler ile ( 375 sayılı kanun hükmünde ka-rarnameye göre) yıllık izin ya da rapor kullanan hemşireler içinde hak edişine göre bir kısmı döner sermaye primin-

den karşılanmak üzere denge tazminatı başlığı altında ücret ödenmekte ve bu aylık maaşa yansımaktadır. Ortalama bu miktar aylık olarak 500-700 ora-nında değişmektedir. Bu olumlu bir gelişme olmakla beraber hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının haklarının yok olmaması açısından döner sermaye primlerinin maaşla birlikte emekliliğe yansıtılması biz hemşireler için olumlu bir gelişme olacaktır.

liştirme uygulamalarında kullanmak üzere ödenek miktarının artırılması doğru bir uygulama olacaktır.

Gerek maddi gerekse manevi olarak emek harcayarak yüksek lisans ya da doktora yaparak bilim uzmanlığını alan birçok hemşire meslektaşımız ça-lıştıkları alanlarda harcadıkları çabanın karşılığını yeterince görememektedir-ler. “Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli per-sonele döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmasına dair yönetmelikte” asistan, uzman ve eğitim sorumlusu hekimlerin performans puanları kad-ro ve unvan katsayıları ile çarpılırken lisansüstü eğitim ya da doktora yapan bir hemşire için herhangi bir unvan katsayısı ya da ek puan uygulaması mevcut değildir. Bakanlığımızın bu konuda yasal düzenlemeler yapması bu lisansüstü eğitim alan hemşirele-rinde iş doyumunu ve bilimsel araştır-ma yapma isteğini artıracaktır. Bunun yanında ek ödeme yönetmeliğine göre lisansiyer konumda olan diğer sağlık çalışanlarına göre hemşirelerin unvan/kadro katsayısı daha düşüktür. Kamu Hastane Birlikleri Yasasına göre ise hemşirelere için uygulanacak ek ödeme oranı %150’ yi geçemez ibaresi bulun-maktadır. Sağlık ekibinin ise olmazsa olmazları arasında yer alan hemşirele-rin sağlık hizmetleri sınıfı içerisinde döner sermayeden düşük bir oranda faydalanmaları motivasyon kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle hemşire-lerin iş doyumu ve motivasyonlarını

Döner sermaye gelirlerinden hemşirelik eğitim ve geliştirme uygulamalarında kullanmak üzere ödenek miktarının artırılması doğru bir uygulama olacaktır.

Page 27: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 23

Page 28: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201224

Sağlık insan yaşamındaki en değerli kavramdır. İnsanın sosyal bir var-

lık olarak kendinden beklenen işlevleri yerine getirmesi, üretken olabilmesi, kendisinin, ailesinin ve ülkesinin mut-luluğu için bir şeyler yapabilmesi an-cak sağlıklı olması ile mümkündür. Bu nedenle “2000 yılında Herkese Sağlık” hedeflerinde sağlık hizmetlerinin ön-celikli olarak sağlığı koruma ve geliştir-me ile bireylerin kendi sağlık sorumlu-luğunu üstlenmelerine odaklanılması gerektiği vurgulanmıştır.

Sağlığı geliştirme; doğrudan birey, aile ve toplumun sağlık potansiyelinin ge-liştirilmesi ve iyilik düzeyinin artması-na yönelik etkinlikleri ifade etmekte-dir. Başka bir ifadeyle bireyin hastalık riskini azaltacak ve iyilik durumunu ilerletecek davranışları kazanması ve sürdürmesi için eğitimsel, sosyal ve çevresel kaynaklarının harekete geçiril-mesidir. Kişinin gerek fiziksel gerekse ruhsal ve sosyal anlamda sağlık düze-yinin daha üst düzeye çıkarılması için öncelikle sağlığı olumsuz etkileyen

faktörlerin bilinmesi, daha sonra da bu faktörlerin olumlu hale getirilmesi gereklidir. Sağlığın korunması ve ge-liştirilmesi, insanların çocukluk yaş-tan başlayarak sağlıklarının bilincinde olan ve bozulduğunda fark eden birey-ler olarak yetiştirilmesi, olumlu sağlık davranışlarını yerine getirmesi, sağlıklı yaşam biçimini benimsemesi ile müm-kündür.

Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlı-ğını etkileyebilen, tüm davranışlarını kontrol etmesi, günlük aktivitelerini düzenlemede kendi sağlık statüsüne uygun davranışları seçerek düzenleme-si, sağlık davranışı ise; bireyin sağlıklı olmak için inandığı ve yaptığı herhan-gi bir faaliyeti ve sağlıklı olduğu zaman hastalığı önleyici aktiviteleri olarak ta-nımlanmaktadır. Bunun yolu ise sağlık eğitiminden geçer.

Sağlıklı Yaşam Biçimi

Sağlık eğitimi, her şeyden önce bireyin ve toplumun sağlığını olumsuz yönde etkileyen davranışları ve onların te-

Sağlığın Geliştirilmesinde Hemşirenin Rolü Nedir?

Hemşireler, mesleki sorumlulukları ve sosyal rolleri gereği sürdürdükleri yaşam biçimleri ile rol modeli olma ve sağlık eğitimi yönünden hizmet verdikleri grubu etkileme özelliğine sahiptir.

yazı ,EMEL ÖZEL SOYDAŞSULTANBEYLİ DEVLET HASTANESİ HİZMET İÇİ EĞİTİM HEMŞİRESİ BAŞHEMŞİRE YARDIMCISI

Page 29: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 25

Sağlığın geliştirilmesi, mevcut koşullara,

toplumdaki değişimlere, küresel gelişmelere

paralel olarak değişkenlik gösteren dinamik bir

disiplindir.

melinde yatan eğitsel nedenleri ortaya çıkarıp değiştirmeyi, olumlu davranış-ları pekiştirmeyi ve yeni olumlu dav-ranışlar geliştirmeyi amaçlar. Kuramcı Pender’de tanımlarda belirtildiği gibi sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının sağlığı geliştirmede önemli olduğunu belirlemiş ve bu davranışların sadece hastalıklardan korunmak için değil, iyilik düzeyini artıracak şekilde olması gerektiğini vurgulamıştır.

Çağdaş sağlık hizmetlerinin amacı olan sağlığı geliştirmeye yönelik yapılan sağlık eğitimi çalışmalarında bireylere kazandırılacak sağlıklı yaşam biçimi davranışları; yeterli-dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi, hijye-nik önlemler gibi başlıkları içermekte-dir. Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü ve pek çok sağlık kuruluşu, sağlığı ko-ruma ve geliştirme aktivitelerinin uy-gulanmasında temel insan gücü olarak hemşireleri önermektedir. Hemşireler, mesleki sorumlulukları ve sosyal rolleri gereği sürdürdükleri yaşam biçimleri ile rol modeli olma ve sağlık eğitimi yönünden hizmet verdikleri grubu etkileme özelliğine sahiptir. Bundan dolayı sağlığı geliştirme aktivitelerinde hemşirelere büyük sorumluluklar düş-mektedir.

Gelişmiş ülkelerde de sağlığın gelişti-rilmesi ile ilgili politikaların oluştu-rulması ve uygulanmasında hemşireler önemli bir sağlık insan gücü olarak rol almaktadır. Ülkemizde ise sağlığın ge-liştirilmesi ve sağlık eğitiminden özel-likle birinci basamak sağlık hizmetle-rinde çalışan sağlık personeli sorumlu tutulmuştur. Ancak son yıllarda tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında Hiz-met Kalite Standartlarının yaygın-laşması ile bireylere hastaneye kabul edildiği andan itibaren taburculuğuna kadar olan süreçte ilgili sağlık persone-li tarafından sağlık eğitimi yapılmak-tadır.

Birçok Hemşirelik Tanımında Sağlı-ğın Geliştirilmesi Vardır

Günümüz sağlık anlayışının; insanın fiziksel, sosyal, duygusal, kültürel gibi

tüm boyutlarıyla ilgili bir kavram ol-duğu düşünülmektedir. Bu anlamda sağlık; yaşamdan memnuniyeti, yaşam kalitesini içermekte ve kendini ger-çekleştirmenin giderek artmasını ifa-de etmektedir. Bunu sağlamanın yolu ise; bireyin kendi öz sorumluluğunu almasının yanı sıra hemşire gibi felse-fesinde birey, aile ve toplumun sağlı-ğını koruma, geliştirme amacı yatan bir grubunun değişen ve gelişen pro-fesyonel rollerine sahip çıkmalarıdır.

Hemşireliği diğer sağlık disiplinlerin-den ayıran ulusal ve uluslararası birçok tanımı yapılmış olup, bu tanımların çoğundaki ortak nokta sağlığın gelişti-rilmesi, sağlık düzeyinin yükseltilmesi kavramlarıdır. Uluslararası Hemşirelik Konseyi de hemşireyi; sağlık düzeyinin yükseltilmesi, hastalığın önlenmesi, hastanın bakımı ve rehabilitasyon ça-lışmalarında hemşirelik bakımını plan-lamak, sağlamak ve değerlendirmekte yetenekli, sağlık bakımının bir üyesi olarak görevli ve yetkili bir kişi olarak tanımlanmıştır.

Bu bilgiler doğrultusunda toplumda hemşirenin görevlerinden biri de bi-reylere, ailelere ve gruplara yaşadıkla-rı, çalıştıkları ortam içerisinde fiziksel, ruhsal, sosyal potansiyellerini belirle-meleri ve bu potansiyeli değerlendirme konusunda yardımcı olmaktır. Bunun için hemşireler sağlığın geliştirilmesi, sürdürülmesi ve hastalıkların önlen-mesini sağlayacak işlevler geliştirmeli ve uygulamalıdır. Hemşirenin en ön-

Page 30: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201226

Hemşireler bireylerin sağlığını etki-leyebilen tüm davranışlarını kontrol etmesini, bu davranışların tutuma dönüşmesini sağlayarak bireylerin do-layısıyla toplumun sağlıklı olma halini sürdürebilmesini ve sağlık durumu-nun daha iyi seviyeye getirilmesini sağlar. Bunu yaparken bireylerin sağ-lıklı kalmak, hastalıklardan korunmak için inandığı tüm davranışlara yönelik doğru yaşam şeklinin oluşması ve sür-dürülmesinde bireylere profesyonel yaklaşımlarla destek olur. Hemşirenin sadece destek olması yetmez. Bireyle-ri sağlıklı davranışlar konusunda bil-gilendirebilmek ve yönlendirebilmek için kendilerinin de sağlıklı davranışlar göstererek rol model olması gerekir. Daha çok rol model oldukları sağlıklı yaşam biçimi davranışları kendi kendi-ni gerçekleştirme, sağlık sorumluluğu, egzersiz, beslenme, kişiler arası destek ve stres yönetimidir. Ancak yapılan çe-şitli araştırmalar çalışma koşulları ne-deniyle rol model oldukları bu davra-nış biçimlerine uyumun orta düzeyde olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak hasta ve sağlıklı bireylerle sürekli etkileşim içinde olduğu bilinen hemşirelerin, sağlığı koruma ve geliş-tirmeye ilişkin olumlu davranış kaza-nılmasında sorumluluk ve yol gösterici olma özelliği taşımaları beklenmek-tedir. Hemşirelerin sağlığı geliştirme girişimleri arasında, sağlığı olumsuz etkileyebilecek alışkanlıkların top-lumdaki yaygınlığını, risk faktörlerini belirleme, topluma sağlıklı yaşam biçi-mini kazandırma ve sağlıksız davranış-ların sağlığı geliştirme davranışlarına dönüştürme sayılabilir. Hemşirenin korumaya ilişkin etkinlikleri, öncelikle sağlığı geliştirmenin önemini kavra-maları, kendi sağlıkları kadar bireyin sağlık davranışlarını olumlu yönde değiştirmeleri için gerekli yöntemleri öğrenmelerinin yararlı olacağı vurgu-lanmaktadır. Sağlıklarını korumanın öneminin gündemde olması ile değeri-nin farkındalığı özellikle hemşirelerin, sağlık eğitimi yapma, bireyleri pozitif sağlık arayışına motive etme şansına

sahip olduklarının göstergesi olarak ka-bul edilmektedirler. Kısaca; hemşireler hem bireysel, hem toplumsal ve hem de küresel sağlık anlayışı çerçevesinde insanların sağlığı koruma, geliştirme ve sürdürmede vazgeçilmez sağlık insan güçlerinden biridir.

Kaynaklar1-Kaya, H. : Küresel Sağlığı Geliştirmede Hemşirelik

Eğitimi, Uluslar Arası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt 7,Sayı 1, 2010

2-Kocaman, M., Aksoy, G. Ve Eker, H.H. : İstanbul İş-lindekindeki Hemşirelik Yüksek Okulu Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları, S.D.Ü.Tıp Fak. Dergisi, Cilt 17 Sayı 2, 2010

3-Ocakçı, A. : Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesinde Hemşirenin Rolü, Sağlık ve Toplum, 2002

4-Özkan, S. , Yılmaz, E. : Hastanede Çalışan Hemşire-lerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt 3, Sayı 7, 2008

5- Toplum Sağlığı Merkezi Çalışanlarına Yönelik “Sağlı-ğın Geliştirilmesi Eğitimi Rehberi” , Sağlık Bakanlığı, 2011

6-1.Ulusal Sağlığı Geliştirme Kongresi Özet Kitabı, Sağ-lığı Geliştirme ve Sağlık Eğitimi, 2006

7-Sağlığın Geliştirilmesine Yönelik Dönüm Noktaları –Global Bildiriler

celikli işlevi sağlığın geliştirilmesi ve korunması olup; bu işlevini bireyin kendi potansiyel gücünü kullanması-nı sağlayarak yerine getirmesi gerek-mektedir. Hemşirelik kuramcılarından Orem’in hemşirelik anlayışı da bireyin kendi potansiyel gücünü kullanmasına yardım etmeyi içermektedir. Diğer bir deyişle bireyler, sağlığı geliştirici dav-ranışları gerçekleştirme ve karar verme için gerekli bilgiye, tutum ve becerileri gerçekleştirme yeteneğine sahiptir ve bu nedenle hemşirelik uygulamaları sağlığı geliştirici davranışların kazanıl-ması ve sürdürülmesinde öz sorumlu-luğun geliştirilmesine yönelik olmalı-dır.

Bireye Holistik Yaklaşılmalı

Sağlık eğitiminin önemli bir uygulayı-cısı olan hemşireler, bireylerin sağlıkla ilgili davranış değişikliklerini başarılı bir şekilde başlatmaları ve sürdüre-bilmeleri için en iyi stratejileri ve son gelişmeleri her zaman yakından takip etmek zorundadırlar. Çünkü hemşire-nin olumlu sağlık davranışlarının ge-liştirilmesinde ve sürdürülmesinde bi-reyleri tanıması, onların bilişsel, kişisel ve çevresel faktörlerden etkilendiğini bilmesi, onları motive etmesi ve sağ-lığa yararlı davranışları kazandırırken, sağlığa zararlı davranışlardan vazge-çirirken bu etkenleri göz önünde bu-lundurması, kısaca bireye holistik (bü-tüncü) yaklaşması gerekir. Aksi takdir bireyin iyilik durumlarını kendi kendi-ne gerçekleştirebilecekleri davranışları ve içinde yaşadığı çevrenin değişimini sağlamak mümkün olamaz. Kısaca; sağlığın geliştirilmesi, mevcut koşul-lara, toplumdaki değişimlere, küresel gelişmelere paralel olarak değişkenlik gösteren dinamik bir disiplindir. Bu alanda yürütülecek programlar, faali-yetler, politikalar, yasal düzenlemeler, insan gücü planlaması da bu dinamik değişkenlikleri göz önünde bulundur-malı, bilimsel ve etkinliği kanıtlanmış tekniklerden faydalanarak güncellen-melidir.

Page 31: SAYED Mart 2012 Sayı:48

Sağlık Sektöründe de Çözüm Ortağınız.

İstanbul MerkezYıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi C 1 Blok Kat:3 Esenler / İstanbulTelefon Fax

: +90 (212) 408 20 00: +90 (212) 408 21 00

: +90 (312) 265 07 07 : +90 (312) 265 07 08

AnkaraAnkara Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Cyberplaza C Blok Zemin Kat No:29 06800 Bilkent, Çankaya, ANKARATelefonFax

444 0 1407/24 Çağrı Merkezi

www.datateknik.com.tr

Akıllı Hastane Sistemleri Maliyet Muhasebesi Sistemi Felaket Kurtarma Merkezleri

Merkezi Satın Alma ve Envanter Yönetimi Veri Merkezleri Lojistik Sistemleri

İlaç Bilgi Bankası Network Altyapı Kurulumları Elektronik Görüntüleme Sistemleri

Medikal Mimari Danışmanlığı Sanallaştırma ve Bulut Bilişim Bilişim Altyapı Tesisleri

Türkiye’nin lider sistem entegratörüInterpromedya tarafından her sene gerçekleştirilen Bilişim 500 araştırmasında, 2008 ve 2009 yıllarının ardından 2010 yılında da “Sistem Bütünleştirme Projeleri Yönetimi” kategorisinde birinci sıradayız.

Page 32: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201228

Öğrenim ArtıkYaşam Boyu

İçinde bulunduğumuz çağın en önemli özelliklerinden biri “deği-

şimdir”. Var olan bilgi ve teknolojiler, meslekler, iş tanımları, gereksinim du-yulan beceriler, dolayısıyla gereksinim duyulan insan gücünün nitelikleri sürekli olarak değişmektedir. Bu hızlı değişim bilgide hızlı bir artışa ve bazı alanlardaki var olan bilgilerin üç-beş yıllık kısa bir sürede güncelliğini yi-tirmesine neden olmuştur. Bu durum toplumsal yaşamın birçok alanında de-ğişimi zorunlu kılmıştır. Günümüzde bilgiye ulaşabilen, ulaştığı bilgiyi kendi yapısına uydurabilen, buna yenilerini katabilen ve bilgileri yayan toplum ya da kişiler güçlü olarak kabul edilmek-tedir. Bu nedenle, günümüz toplum-larının gereksinimi olan insan profili artık değişmiş, farklılaşmıştır. Küresel-leşme, bilim ve teknolojideki gelişme-ler günümüz toplumlarının gerektirdi-ği insan gücü profilini belirleyen temel etmenler olmuştur. Başka bir deyişle, toplumlar artık, “kendini geliştiren” ve “yaşam boyu öğrenme” becerilerine sa-hip bireylere gereksinim duymaktadır.

Öğretimin artık eğitim kurumlarıyla sınırlı olmadığı, yaşam boyu öğren-menin zorunlu olduğu günümüz top-lumları, bireylerinin ve toplumlarının gereksinimlerini yeniden sorgulamak zorunda kalmışlardır. Bu bağlamda, yaşam boyu öğrenme becerilerine sa-hip bireylere gereksinim duyulmuştur.

Bilgi Okuryazarlığı

21. yüzyılda en temel değer bilgidir. Bilgi dünya ekonomileri için yaşamsal önem taşıyan bir kaynak, teknolojik ve bilimsel değişim için önemli bir unsurdur. Kuşkusuz eğitimin de temel unsurudur. Klasik anlamda bilgi okur-yazarlığı yaşam boyu öğrenme bilincini oluşturma, bu bilinci geliştirme, daha etkin öğrenme için bireylerin yeni be-ceriler kazanmalarını sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Bilgi çağında yeti-şen her bireyin, öğrenmeyi öğrenme temel becerisine, yani hızla değişen bilgiye çeşitli kaynaklardan ulaşma, bu bilgiyi değerlendirme ve kullanma becerisine sahip olması gerekmekte-

yazı ,SELMA KARAKAPLANDR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Page 33: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 29

Toplumlar artık, “kendini geliştiren” ve “yaşam boyu öğrenme”

becerilerine sahip bireylere gereksinim

duymaktadır.

teşvik etme, esnek ve yenilikçi öğren-me olanaklarını genişletme anlamına gelmektedir. Yaşam boyu öğrenme ile amaç tüm yaş gruplarındaki insanların nitelikli öğrenme olanaklarına ve çeşit-li öğrenme deneyimlerine eşit ve açık biçimde erişim sağlamalarını kolaylaş-tırmaktır. Yaşam boyu öğrenme, her türlü bilgi, beceri ve niteliğin beşikten

mezara kadar olan süreçte kazanılması ve güncellenmesi anlamına gelmekte-dir. Formal eğitimin sınırlarının dışına çıkan ve her türlü in-formal eğitimi de içine alan yaşam boyu öğrenme bilgi ve yeterliliklerin gelişimine olanak yarata-rak bireylerin bilgi toplumuna uyumu-nu sağlar.

Bilgi Okuryazarlığı ve Yaşam Boyu Öğrenme

Bilgi okuryazarlığı ve yaşam boyu öğ-renmenin birbiriyle stratejik, karşılık-lı olarak güçlendiren ve her bireyin, organizasyonun, kurumun ve küresel bilgi toplumundaki her toplumun ba-şarısı için çok önemli olan bir ilişkisi vardır. Bu iki modern paradigmadan insanların ve kurumların 21. yüzyıl ve sonrasında başarılı bir şekilde hayatta kalmaları için bu kavramın ve ilişkisi-nin çok iyi anlaşılması gerekmektedir. Yaşam boyu öğrenme ve bilgi okurya-zarlığı arasındaki ilişki nedir? Bilginin katlanan bir hızla arttığı, söz konusu bilgiye ulaşmak için kullanılan tek-nolojilerin hızla değiştiği bir dünyada bilgi okuryazarlığı becerilerinin yaşam boyu öğrenmeye temel oluşturduğunu belirten Breivik (2000), yaşam boyu öğrenmenin amaç olduğu yerde bilgi okuryazarlığının araç olduğunu ifa-de eder. Bilgi toplumları ancak yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş bilgi okuryazarları sayesinde karşılaştıkları güçlüklerin üstesinden gelebilirler. Bil-gi okuryazarlığı “bir dizi beceri” iken, yaşam boyu öğrenme iyi bir alışkanlık-tır. Değiştirme isteği, merak ya da bil-giye susama, yaşam boyu öğrenmenin oldukça yararlı ön koşullarıdır. Bireyle-re bilgi okuryazarlığı becerilerinin ka-zandırılması yaşam boyu öğrenmenin gelişiminde önemli bir adımdır.

Hemşirelikte Bilgi Okuryazarlığı ve Yaşam Boyu Öğrenme

Eğitim ve Hemşirelik Kuruluşları bilgi okuryazarlığını hemşirelik uygulama-larının temel yapı taşı ve hemşirelikte aranan bir nitelik olarak vurgulamak-tadır. Amerikan Hemşireler birliği

dir. Bilgi okuryazarları ayrıca eleştirel düşünme, analiz ve sentez etmenin ya-nında başkalarıyla iş birliği yapabilme becerilerine de sahip olmaktır. Bilgi okuryazarlarının hem bilgi kaynakla-rını hem de bu kaynaklardan eriştik-leri bilgiyi etkin şekilde kullanmaları gerekmektedir. Bilgi okuryazarlığı üst düzey düşünme becerisi gerektiren, bir yaşam boyu öğrenme becerisidir.

Yaşam Boyu Öğrenme

Günümüzde sadece yüksek öğretim alanında değil, genel olarak tüm eği-tim sisteminde benimsenen yeni para-digmalardan birisi yaşam boyu öğren-medir. Yaşam boyu öğrenme, insana ve bilgiye daha çok yatırım yapma, dijital okuma yazma da dahil olmak üzere te-mel bilgi ve becerilerin kazanılmasını

Page 34: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201230

timinin ve hemşirelik uygulamalarının anlaşılmasını sağladığı gibi günümüz eğitiminin anlaşılmasında ve gelece-ğin planlamasında etkin rol oynamak-tadır. Bilgi okuryazarlığı becerisinin hemşirelere etkin bir biçimde eleştirel düşünme, sorun çözme ve karar verme becerisi kazandıracağı gibi eğitim ve uygulamadaki verimliliği de arttıraca-ğı açıktır. Hemşirelerin sahip olması gereken bu yeteneğin kazanılmasında hemşirelik eğitimi kurumlarına, eğitim programları yoluyla bilgi okuryazarlığı becerisini geliştirme zorunluluğu getir-mektedir. Günümüz bilgi toplumunda bağımsız bir şekilde yaşam boyu öğ-renebilen hemşireler yetiştirmek eği-timin en önemli hedefidir. Bu hedefe erişmek için vazgeçilmez olan araç ise bilgi okuryazarlığıdır. Bu sebeple, zo-runlu eğitim sürecinde hemşirelerin kişisel, toplumsal ve iş yaşamlarında karşılaşacakları bilgi gereksinimini karşılayacak olan bilgiye erişebilecek, bu bilgiyi değerlendirebilecek ve etkin şekilde kullanabilecek (bilgi okuryaza-rı) diğer bir deyişle yaşam boyu öğren-me eylemini bağımsız olarak gerçekleş-tirebilecek becerilere sahip hemşireler olarak yetiştirilmeleri zorunlu hale gel-miştir (Breivik, 2000). Hemşirelerin eğitimi yalnızca eğitim kurumları ile

sınırlanmamalıdır. Hemşirelik eğitim-leri mezuniyet sonrası eğitimler ve hiz-met içi eğitimler ile desteklenmelidir. Bu eğitimler hayat boyu eğitim ve öğ-renme sisteminin bir alt sistemi, onun ayrılmaz bir parçasıdır. Yaşam boyu öğrenme, aynı zamanda temel becerile-rin güncellenmesi yoluyla kişilere ikin-ci bir fırsat yaratabilmek ve daha ileri düzeylerde öğrenim imkânları sunmak için de gereklidir.

Kaynaklar

AKKOYUNLU B.: Bilgi Okuryazarlığı Ve Yaşam Boyu Öğrenme, www.anadolu.edu.tr ( doc)

DEMİRALAY R.: Öğretmen Adaylarının Bilgi Ve İle-tişim Teknolojilerini Kullanımları Açısından Bilgi Okuryazarlığı Öz-Yeterlik Algılarının Değerlendiril-mesi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar Ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008

KIZIL M.: Yükseköğrenimde Bilgi Okuryazarlığı Selçuk Üniversitesi Örneği, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilim-ler Enstitüsü Halkla İlişkiler Ve Tanıtım Ana Bilim Dalı Araştırma Yöntemleri Bilim Dalı Yüksek lisans Tezi, Konya,2007.

KURBANOGLU S., AKKOYUNLU B.: Örgencilere Bilgi Okuryazarlığı Becerilerinin Kazandırılması Üze-rine Bir Çalışma, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakül-tesi Dergisi 2001. 21 : 81-88

ÖZKUL H.: Hemşirelik Öğrencilerinin Kendi Bilgi Okuryazarlık Durumlarına İlişki Görüşleri, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Öğretimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2007.

SORAN H., AKKOYUNLU B, KAVAK Y.: Yaşam Boyu Öğrenme Becerileri Ve Eğiticilerin Eğitimi Programı: Hacettepe Üniversitesi Örneği, Hacattepe Üniversitesi Eğitim Faküllesi Dergisi, 2001. 30 :201-210.

tarafından 2001 yılında yayınlanan Hemşirelik Bilgileri; uygulama kapsa-mı ve standartları adındaki yayınında bilgi okuryazarlığının hemşirelik uy-gulamaları ve profesyonel gelişim için zorunlu bir beceri olduğunu öne sür-mektedir. Hemşireler için Bilgi Kay-nakları Kurulu ( Interagency Council on Information Resources for Nurses- ICIRN) bilgi okuryazarlığının hemşi-relik uygulamaları için temel bir beceri olduğuna dikkat çekmektedir.

Hemşirelik literatüründe hemşirelik süreci ve bilgi okuryazarlığı sürecinin aynı çatı altında toplandığı görülmek-te, bu süreçte hemşirelerin yazılı ve elektronik bilgi kaynaklarını kullan-malarını, bilgiyi etkili arama yöntem ve tekniklerini seçmelerini, eleştirel biçimde değerlendirmelerini, etik, ve-rimli ve bilinçli biçimde kullanmaları-nı amaçlayan hemşirelik eğitimi prog-ramlarına rastlanmaktadır.

Tüm profesyonel mesleklerde olduğu gibi hemşirelikte de bilgi okuryazarı olma, etkin ve verimli hizmet sunma açısından büyük önem taşımakta-dır. Bilgi okuryazarlığının bireysel ve mesleki yaşama etkisinin öneminin anlaşılması, geçmişteki hemşirelik eği-

Gelecek bir yılı planlıyorsan, mısır ek,Gelecek on yılı planlıyorsan, ağaçlar dik,Eğer gelecek yaşamı planlıyorsan, insanları eğit. Guanzi, (İÖ.645.)

Page 35: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 31

Page 36: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201232

katılımlarının gerçekletiği Kongre Çar-şamba akşamı tıp fakültesi öğrencileri ve asistanlarının etkileşimli toplantısı ile başladı.

Açılış konuşmasını yapan Keçiören E.A.H. Başhekimi Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu sözlerine bu kongrede ha-yatın değişmez unsuru olan sağlığın eğitim bahsinin konuşulacağını belir-terek başladı. Sağlık eğitimi denince öncelikle sağlık hizmet sunumunda yer alan kişilerin eğitimi akla geldiğini ifade eden Kapıcıoğlu bununla beraber bu topyekun toplumun da sağlığını il-gilendiren bir husus ve doğumdan ölü-me kadar süren bir süreç olduğunun al-

Sağlık Eğitimi Taraflarca Ayrıntılı Tartışıldı

Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim

Kurulu’nun destekleriyle 7-10 Mart tarihleri arasında Pendik GreenPark Otel’de “Sağlık Eğitimi Kongresi” dü-zenlendi. Bilim İnsanları Dayanışma Derneği (BİDDER), Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği (SAYED), Eği-tim Hastaneleri Öğretim Elemanları Derneği, Mezuniyet Sonrası Tıp Eği-timi Derneği katkılarıyla düzenlenen kongreye yurt içinden akademisyenler, sağlık eğitimcileri, sağlık yöneticileri ve sağlık mensuplarının yanı sıra yurt dışından ilgili eğitimciler ve Türkiye’de tıp eğitimi almış yabancılar katıldı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın haber : SU ÖZGÜR

Page 37: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 33

Prof. Dr. Recep Akdağ: TUİK’in yaptığı anketlerde sağlık alanında diplomalı kişilerin istihdam sorununu en az yaşandığı ülke Türkiye.

sağlık eğitiminin bilgi ve tecrübe biri-kimleri alıcılara aktarılmasının ötesin-de bir şey olduğunu, başarılı bir eğitim sürecinde insanların birbirlerini iyi ve doğru bir şekilde anlaması gerektiğini unutmamak gerekiyor. Sağlık çalışanla-rının eğitiminde vurgulanması gereken temel noktanın kendisini sorunlu, ızdı-raplı ve kaygıyla gelen kişilere şefkatle cevap veren sosyal görevliler yetiştir-mek olduğunu düşünüyorum. İnsana ait tüm değerleri bizden hizmet bek-leyenler için korumak hem görevimiz hem de sorumluluğumuzdur.”

Ekip Çalışması Ön Plana Çıkmaktadır

tını çizdi. Kongrenin amacını açıklayan Safa Kapıcıoğlu bugüne kadar neler ya-pıldığını, sorunların neler olduğunu, ne gibi çözümler üretebileceğini ve bun-dan sonra neler yapmalıyızı birlikte ara-yacağız dedi. İki günlük bu kongrenin birbirini takip eden sekiz oturumunda tartışılacak konuları yer aldığı kongre kitabının en kısa sürede hazırlanıp ka-tılımcılara sunulacağının bilgisini veren Kapıcıoğlu verilen cevapların ve katkı-ların da yer alacağını sözlerine ekledi.

Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu sözle-rine şöyle devam etti; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyen bir medeniyetin mirasçıları olarak eğitimin özellikle

İnsanı gözeten, gelişme huzur ve barışı esas alan toplumlar için sağlık eğitimi-nin öncelikli bir alan olduğunu hatır-latan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya toplumun yaşam kalitesini ve geleceği-ni ilgilendiren bu önemli alana çeşitli kesimlerin özellikle siyaset yapıcıların ilgisiz kalmasının düşünülemeyeceğini vurguladı. Hükümetin en önemli gö-revlerinden birinin toplumun beden ve ruh sağlığını temel alarak yaşam ka-litesini yükseltmek olduğunun bilgisi-ni veren Çetinsaya bunun için gerekli olan siyasi irade gösterilmeli ve sağlıklı toplumu oluşturacak altyapı hazırlan-malıdır dedi. Gökhan Çetinsaya sözle-rine şöyle devam etti; “Ülkemizde son

Page 38: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201234

da titizlikle izlenmesi gerektiğine deği-nen YÖK Başkanı ülkemizdeki sağlık çalışanlarının kurumsal farklılıklarıyla ortaya çıkan farklı özlük hakları uygu-lamalarının sağlık eğitiminin geleceğini tehdit etmekte, haksız rekabete sebep olmakta ve sürdürülebilirliği imkan-sız kılmaktadır şeklinde değerlendirdi. Çetinsaya şu görüşlere yer verdi; “Artık geçmişte kalan bireysel sağlık hizmeti sunumu yerini ekip çalışmasına bırak-mıştır. Bu yeni model sağlık çalışanları-nın tüm katmanlarını içine almakta ve ileri teknolojiyle desteklenmiş kurum-sal ekip çalışmasını ön plana çıkart-maktadır. Nitelikli sağlık hizmeti için nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi ge-rekliliği hizmet kalitesini ve planlama-sını etkileyen önemli bir eğitim sorunu olarak gündeme gelmektedir.”

Sayıyı Arttıralım Ama Kaliteyi Ne Yapacağız?

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ açılış konuşmasına bir toplum doğru bilgiye, doğru zamanda üretebilmişse o toplum ve ülke gelişmiştir diyerek baş-ladı. Sağlık eğitimi her bireyin ve top-lumun vazgeçilmez ihtiyacı ve herkesin hakkı olduğunu ve sağlık hizmeti alma ihtiyacının da bunun çok önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Akdağ bilginin insana hizmet hedefiyle yöne-tilmesi gerektiğini hatırlattı.

Yetişmiş insan gücünün bireyin ve toplumun ihtiyaçları ile örtüşmesi

gerektiğini vurgulayan Sağlık Bakanı Türkiye’de sağlık eğitimi tartışıldığı zaman genellikle bir eksende konu-şulduğunu işaret etti. Sayısal anlamda Türkiye’de iş gücü yeterli midir soru-sunun aslında çok da derinleşilmemesi gereken bir konu olduğunu savunan Akdağ sözlerine şöyle devam etti; “Gö-reve başladığım 2003 yılından önce sağlık insan gücü yetersizliğinden bah-sedildiğini hemen hemen hiç işitmedik. 14 Mart Tıp Bayramlarında doktorların sayısının fazla olduğundan tıp öğrenci sayılarının azaltılması gerektiğinden bahsedildi. Daha enteresan doktorlar iş bulmakta sorun yaşamıyorlardı ama 2002’nin sonlarında hemşireler iş bul-makta zorluk çekiyordu. Başbakanla ne zaman bir ili ziyarete gitsek önümüze hemşireler ve diğer sağlık mensupları çıkıp istihdam arayışı içerisinde tavırla-rını ortaya koyuyorlardı. Nereye gitsek ben tedirgin oluyordum. Gelin görün ki yıllar içerisinde ortaya çok faklı bir tablo çıktı. Sağlık Bakanlığı olarak hemşire, paramedik ya da diğer sağlık çalışanları için kadro ilan ettiğimizde özel hastaneler karşı çıkmıştı hemşire-siz kalıyoruz diye. O günden bugüne kadar hemşirelerin sayısında da öğren-cilerin sayısında da kısmi bir artış var.”

Prof. Dr. Recep Akdağ diğer ülkelerle karşılaştırıldığından Türkiye’deki dok-tor ve hemşire sayısının çok yetersiz olduğunun ve mutlaka bu sayıların arttırılması gerektiğinin altını çizdi.

yıllarda bu yönde reform niteliğinde başarılı çalışmalar yürütülmektedir. Bu bağlamda hasta hakları temelli yapılan iyileştirmeler gerçekten memnuniyet vericidir. Sağlık hizmetlerinin herkese ihtiyaç duyduğu anda verilebilmesi bu hizmetleri verebilecek personele bağlı-dır. Tam da bu noktada sağlık perso-nelinin eğitimi nasıl olmalı, nasıl bir sistem oluşturulmalı soruları karşımıza çıkmaktadır. Bu çerçevede dört nok-tanın öne çıktığını belirtebiliriz. Bir, sağlık personeli çağdaş sağlık hizmetini karşılayacak bilgi beceri ve tutumlar-la donatılmalı. İki, sağlık sorunlarını takım anlayışıyla donatacak, evrensel niteliklere ve ülke gerçeklerine göre yetiştirilmeli. Üç, üretken bir şekilde değerlendirmeli ve ülke çapında den-geli bir istihdam sağlanmalıdır. Dört, sağlık hizmeti sunacakların nitelikli eğitim alabilmesi ve bu eğitimin doğru hedefler üzerinden ülke şartlarına uy-gun şekilde planlanması ilgili kurum-ların ortak bir strateji oluşturmalarına bağlıdır.”

Sağlık eğitimi ve istihdam politikala-rının doğru yönlendirilebilmesi insan kaynakları ve sağlık altyapısına yönelik güvenilir veri tabanlarına bağlı olduğu-nu kaydeden Çetinsaya bu veriler iyi analiz edilmeli ve gelecek planlaması paydaşlarca birlikte yapılmalıdır dedi. Dünyadaki kırılgan ekonomik gelişme-ler göz önüne alındığında sağlık harca-malarının ekonomiye yansımalarının

Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu:

İnsana ait tüm değerleri bizden

hizmet bekleyenler için korumak hem görevimiz hem de

sorumluluğumuzdur.

Page 39: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 40: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201236

yüzde 20 çıktı. Üstelik teşhislerin doğ-ru olduğu kabul edilmiştir. Çünkü üst solunum yolları enfeksiyonları genelde viraldir ama bakteriyel gibi antibiyotik verilerek tedavi edildiğini biliyoruz. Bir de işin o tarafına baksak yüzde 10’a dü-şebilirdi. O zaman biz herhalde eğitir-ken bir yanlış yapıyoruz. Bu kadar aşırı farmakoloji eğitimi altında öğrenciler boğuşurken mezun olduğunda hâlâ böyle bir reçete yazıyorsa o zaman bu eğitimde bir yanlışlık var.”

Tıp eğitiminin usta çırak eğitimi oldu-ğuna katıldığını ifade eden Akdağ Tam Gün uygulamalarının eğitimi ilgilen-diren en önemli yanının bu olduğunu vurguladı. Sağlık Bakanı Tam Gün Ya-sasıyla ilgili şunları ifade etti; Yasanın zaman zaman tartışıldığı bir nokta var. Tam Günden sonra eğitim mahvolacak hatta kötü oldu. Çünkü hocalar hep dışarıyı tercih ediyorlar. Olmayan bir husus tartışılıyor Türkiye’de. Üniversi-telerimizde on üç binin üzerinde hoca var. Bunların bin tanesi eğitimci olarak kaldı, üç yüzü de ücretsiz izin aldı. Bu bin üç yüz kişilik sistemin işleyişinden kaynaklı sorunlar olduğunu varsaya-

lım. Bu sayı yüzde 10’u oluşturuyor. Hocaların yüzde 90’ı tam gün çalışma-ya başladı. Yine performans konusunda da bunu çok doğru bir şekilde ilişkilen-direbiliriz. Hükümet olarak Tam Gün Kanununda kazançların üst sınırlarını belirledik. Eğer performans çalışmala-rını eğitimle ilişkilendirmek istiyorsak bu kanun oldukça müsait.”

Prof Dr. Recep Akdağ şu anda hukuki mevzuat ve şartlar devlet üniversiteleri-nin kamu kaynağı dışında kaynak te-min etmesini mümkün kıldığını ifade etti. Döner sermaye kanunlarının bu-nun için çok iyi bir baz oluşturduğunu vurgulayan Sağlık Bakanı tıp fakültele-rinde yüzde 80’ine kadar diğer fakül-telerde yüzde 50’sine kadar öğretim üyelerine ve diğer çalışanlara ek ödeme dağıtabilecek bir sistem olduğunu ha-tırlattı. Üniversitelerin bu tarzda üret-meye alışması lazım diyen Akdağ ko-nuşmasını şöyle tamamladı; “Türkiye, bugün sağlık turizmi açısından inanıl-maz potansiyel taşıyan bir ülke konu-muna geldi. Bunu sadece özel hastane-ler değil eğitim veren kurumlarımız ve kamuya ait kurumlar da en iyi şekilde değerlendirmektedir. Buralarda son derece iyi yetişmiş doktorlarımız var. Bir taraftan Türk halkına hizmet eder-ken bir taraftan yurt dışından gelecek hastalara hizmet ederek bir katma de-ğer oluşturmamız mümkündür. Bu bir taraftan eğitimimizi zenginleştirir öte yandan mali gücümüzü arttırır. 2023’te Türkiye dünyanın en çok hasta çeken ülkelerinden biri olabilir ve üniversite-lerimiz de bundan fazlasıyla nasiplerini alabilirler. Sayımız eksik olabilir ama çok iyi yetişmiş insan gücümüz var.”

Firmalar da Destek Verdi

Sağlık eğitiminin konuşulduğu toplan-tıya çeşitli firmalar destek verdi. John-son and Johnson, Kompozit, Fiksmed, Orthofix, Dumankaya, Sersay Group, Akgün Yazılım, Ateksis, Ankara Etlik Tıbbi Görüntüleme ve İnşaat Ltd. Şti., Med-Kim Kimya, Alpdata, EES, Mega sponsor olurken HİS, Bertaş Teknik ve Tıbbi Malzeme, TAV, Rivosem, Songür Eğitim Hizmetleri Ticaret Kongreye stant açarak katıldı.

Avrupa’da her yüz bin kişiye üç yüz elli hekim düşerken, Türkiye’de 2012 başı itibariyle yüz atmış hekim düştüğünün örneğini veren Akdağ yine Avrupa’da her yüz bin kişiye yedi yüzün üstünde hemşire ve ebe düşerken Türkiye’de iki yüz civarında düştüğünün altını çizdi.

Prof. Dr. Recep Akdağ sözlerine şöyle devam etti; TUİK’in yaptığı anketlerde sağlık alanında diplomalı kişilerin is-tihdam sorununu en az yaşandığı ülke Türkiye. Sayıyı arttırmamız lazım ama kaliteyi ne yapacağız? Özellikle nüfu-su küçük şehirlerde oluşturulmuş olan tıp fakülteleri için YÖK ile birlikte bir düzenleme yapmazsak hekim ve asistan yetiştirme konusunda yetersiz kalacağı-mız açıktır. İki yüz üç bin nüfuslu şe-hirlerimizde tıp fakülteleri var. Dolayı-sıyla müfredatları öğrenciler için sadece teorik tarafıyla değil pratik tarafıyla da doğru bir şekilde tanımlayıp altını tam olarak doldurmamız gerekir. Eğer bu küçük kentte öğrencinin görmediği hastalık ya da ameliyat varsa başka bir şehre götürmeli ve eksik kalan eğitimi-ni tamamlamalıyız. Tıpta Uzmanlık Kurulu bu çalışmaları yapıyor.”

Sağlık eğitimini bir hocanın ders ver-diği, öğrencilerin de not aldığı bir sis-temle götürüyorsak burada büyük bir yanlış var demektir diyen Akdağ has-ta vizitleriyle de bu işin yürüyeceğine inanmadığını, artık böyle bir çağda olmadığımızı vurgulayarak teorik eğiti-min mümkün olduğunca dijital ortam-larla sağlanabildiği, konferansla tecrü-besini aktarması şeklinde büyük salon derslerin yapıldığı bir sisteme dönmek zorundayız dedi. Tıp eğitiminde bilgi yükü altında ezilindiğine değinen Ak-dağ bunun ne kadar gerekli olduğunu tartışmaya açılması gerektiğine inanı-yorum diyerek sözlerine şöyle devam etti; “Örneğin bilgi yükü altında ilaç öğreniriz ama 2012 yılında akılcı ilaç kullanımının hepimizin başında büyük bir sorun olduğunu biliriz. Bir araştır-ma yaptık. Aile hekimliği seviyesinde en çok teşhis konan on hastalık var. Bu hastalıkların içinde olan üst solunum yolları ile ilgili evrensel standartlar kullanılarak kullanılan ilaçlar ne ka-dar doğrudur diye baktığımızda sonuç

Gökhan Çetinsaya: Artık geçmişte kalan

sağlık hizmeti sunumu yerini ekip çalışmasına

bırakmıştır.

Page 41: SAYED Mart 2012 Sayı:48

YAPI

(0216) 527 26 03NEC‹P FAZIL MAH. SARIGAZ‹ YOLU CAD. NO: 3ESENŞEH‹R KAVŞAI YUKARI DUDULLU - ÜMRAN‹YE 34776SA

TIŞ

OFİSİ

www.glow3.com

ANLATILMAZYASANIR

HEM DE HEMEN YAŞANIR. ÇÜNKÜ GLOW3’ÜN 23 FARKLI

PLAN SEÇENEĞİYLE, 239 DAİRESİ HAZİRAN’DA TAMAMLANIYOR.

ÜSTELİK PORTMANTODAN, GİYİNME SOYUNMA BÖLÜMÜNDEKİ

DOLAPLARA, DUŞAKABİNDEN ANKASTRELERE EN INCE

AYRINTILAR SİZİN VE AİLENİZİN RAHATLIĞI IÇİN DÜŞÜNÜLDÜ.

AÇIK-KAPALI SPOR ALANLARI VE HAVUZ, SOSYAL TESİSLER,

YEŞİL ALANLAR HEPSİ GLOW3’TE SİZİ BEKLİYOR.

BİR KEZ GELİN, AVRUPA HOLDİNG GÜVENCESİYLE

HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ BU ÇOK ÖZEL PROJEYİ KENDİ

GÖZLERİNİZLE GÖRÜN. NE ANLATMAK İSTEDİĞİMİZİ

ÇOK DAHA İYİ ANLAYACAKSİNİZ.

Page 42: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201238

Hastanelerinİmajını BelirlemedeZinciri Tamamlayan

Bir Halka; Halkla İlişkiler

Birimi

İnsanlara verilen hizmetler içinde önemli bir yere sahip olan sağlık

hizmetleri, Türkiye’de kamu kurumları ile beraber özel sektör kuruluşlarınca da yerine getirilmekle birlikte, devle-tin vatandaşlarına yeterli bir biçimde vermesi gereken başlıca hizmetlerden biridir. Bu nedenle, diğer hizmetlerde olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de iyileştirme amaçlı çalışmaların yapıl-ması gerekmektedir.

Söz konusu iyileştirmenin sağlık hiz-metlerinde kalite amaçlı olabilmesi ise, hizmeti sunan yönetimin bunu ne ölçüde iyi anladığı ve hedef kitlenin tepkilerini ne ölçüde değerlendirdiği ile yakından ilgili olmaktadır. Sağlık hizmetlerini yerine getirmekle görevli kuruluşlar olarak hastane yönetimle-rinin, bu görevlerini yerine getirirken kaliteyi önemsemeleri ve bu yönde girişimlerde bulunmaları ise, Halkla İlişkiler faaliyetlerini benimsemelerini gerektirmektedir.

Bu anlayışın temelini oluşturan “iç ve dış müşteri tatmini” ile “herkesin katı-lımı” ilkelerinin yerine getirilmesi ise

hastanelerin iletişim ilke ve yöntemle-rinden faydalanmalarını gerektirmek-tedir. Bu düşünceden hareketle yaptı-ğımız araştırmada, önemli bir hizmet olan sağlık hizmetlerini iyileştirmeyi sağlamaya yönelik olarak, özel hasta-neler ve kısmen de kamu kurumları halkla ilişkilerle ilgili faaliyetleri be-lirlemede çeşitli yöntem ve faaliyetler belirlemeye kurumun yapısına göre çalışmışlardır.

Hastaneler, hasta hizmetlerine gide-rek daha fazla önem vermektedirler. Daha önceleri sadece “hastalar” sağlık hizmetinin müşterileri olarak kabul edilirken bugün gerçek anlamda sağlık hizmetlerine iştirak eden tüm birey-ler müşteri olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar bu ifadeyi sevmiyor olsak da. Sağlık hizmetlerinde halkla ilişkiler uygulamalarının önemli yönlerinden birisi de, örgütün kendi yetersizlikle-rini tanıma ve tanımlama ile hizmetin kalitesini geliştirmek için yapılacak planlama ve tasarlamada hastalardan geri bildirim almaya yöneltmesidir. Geri bildirim alma yolu müşteri tat-

yazı ,BEHLÜL ÜNVERMARMARA ÜNİ. TIP FAK. VAKFI ACADEMIC HOSPITAL& ÇİFTEHAVUZLAR TIP MERKEZİ VAKIF / İŞLETME MÜDÜRÜ

Page 43: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 39

Sağlık hizmetleri ile halkla ilişkiler alanında yürütülen faaliyetlerde

en önemli ortak özellik güven unsuru

olmaktadır.

liyeti dengeli tutmaktan personelin tatminine ve kamuoyunun hastane yönetimi hakkındaki düşüncelerinin iyileştirilmesine kadar pek çok sorun alanında halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunmalarının iyi bir çözüm olduğu ileri sürülebilir. Çünkü kuruluş içi ve dışı halkla ilişkiler için gerekli bütün öznelerin bulunduğu hastanelerde, hastane yönetiminin kuruluş çalışan-larına ve doğrudan hedef kitlesi olan hastalarına ilişkin sorunlarının gideril-mesinde iyi bir iletişime ihtiyaç bulun-maktadır.

İletişimden iyi bir sonuç alınabilmesi için ise başvurulan iletişim araç ve yön-temlerinin yanı sıra, hastane yönetimi-nin kuruluş içinde ve dışındaki tüm iletişim noktalarına mesaj yollamanın dışında, geri bildirime de önem verme-si gereklidir. Geri bildirimde başarılı olabilmek için, iletişim noktalarını iyi tespit etmek gerekir.

Örneğin, hastane içi halkla ilişkilerde etkili olabilmek için hastane çalışanla-rının kendi aralarında ve hastane yöne-timi ile çalışanlar arasındaki formal ve informal iletişimin varlığı ve gerekliliği göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak, eğer kamu hastanelerini birer kamu ku-ruluşu olarak görmek gerekirse, hasta-ne yönetimlerinin dış halkla ilişkilerde en çok geri bildirime dikkat etmeleri gereken iletişim noktası olarak, hasta-ları almaları gerekir. Çünkü bunun dı-şında kalan diğer iletişim noktaları ola-rak sağlık bürokrasisi, medya, gönüllü kuruluşlar ve hasta ziyaretçileri iletişim zincirini tamamlayan halkalar olmak-

mini ile ilgilenmek, onu anlamak ve yorumlamaktır. Sağlık hizmetlerinde halkla ilişkiler uygulamalarında başa-rılı olabilmek üzerinde durulması ge-reken temel unsur, tüm müşterilerin örgüte ilişkin algılarına yer verilmesi; müşterinin sesinin örgütün tümüne hakim kılınmasıdır.

Sağlık hizmetleri ile halkla ilişkiler alanında yürütülen faaliyetlerde en önemli ortak özellik güven unsuru olmaktadır. Zira, hastanın henüz al-madan deneme imkanının bulunma-dığı sağlık hizmetlerinin tüketimin-de, hasta doktor ilişkisi büyük ölçüde güvene dayanmaktadır. Hastanelerin bu güveni hastane içinde ve dışındaki hedef kitleye verebilmek için, halkla ilişkiler faaliyetleri konusunda profes-yonel davranmaya ve bu tür hizmetleri vermek üzere halkla ilişkiler birim-lerine ihtiyaçları vardır. Söz konusu birimlerin, hastane yönetimin izlediği sağlık hizmet politikasını halka duyur-mak, benimsetmek, hastane hakkında toplumda olumlu bir hava yaratmak, diğer taraftan da halkın hastane hak-kında düşünce, görüş, istek ve şikayet-lerini öğrenmek ve sonuçta da hedef kitle ile işbirliğine gidebilmesi gerekir. Çünkü hastane hizmetleri konusunda genellikle bekletilmekten, görevlilerin çoğunlukla yanlış tutum ve davranış-larından şikayet eden halkın, hastane yönetimi ve işleyişi hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadıkları göz önünde bulundurularak, toplumun sağlığı ko-nusunda çok önemli bir görevi yerine getiren hastanelerin yaptıkları hizmet-lerin tanıtılması, yayılması bu hizmet-lere katkı ve desteğinin sağlanması gerekmektedir. Sadece topluma hasta-lıklar hakkında ya da tedavi yöntemleri hakkında ve yahut biz şu hizmetleri iyi yapıyoruzun yanında kurumun yeter-liliği, yetkinliği, özellikleri, yapısı hak-kında da bilgi vermek gerekmektedir.

İletişim Noktaları İyi Tespit Edilmeli

Sağlık hizmetlerini veren kuruluşlar olarak hastanelerin, bakım kalitesini yükseltmekten etkili yönetime, ma-

Page 44: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201240

tadır. Bu nedenle, doğrudan hizmet veren sağlık çalışanları ile doğrudan bu hizmetleri alan hastaların hastane hizmetleri hakkındaki düşüncelerinin büyük bir önemi bulunmaktadır.

Sağlık örgütlerinde müşteri beklen-tilerini karşılamayı hedefleyen kalite felsefesi aynı örgütlerde halkla ilişki-ler uygulamalarının gerçek anlamda yerine getirilmesi ile kolaylaşacak ve zenginleşecektir. Bu nedenle, kuruluş içinde çalışan bütün personelin veri-len hizmetlerin kalitesinden sorumlu olmaları, kapıdaki görevliden yönetici-sine kadar herkesin doğal halkla ilişki-ler birimi elemanlarının ise doğrudan görevli olarak halkla ilişkiler hizmetle-rini en iyi şekilde yerine getirilmeleri gerekmektedir.

Kurumsal kimlik yaratmaya yönelik tanıtım faaliyetleri açısından işletme sistemine göre konumunun irdelen-mesi gereken en temel unsur hasta-lardır. Hastalar hastanelerdeki kalite arayışında, sorunların çözümünde ve hastanelerin imajının belirlenmesinde zinciri tamamlayan önemli bir halka-dır.

Halkla ilişkiler süreçlerini değerlendir-mek gerekirse; öncelikle gerekli ekip-man ve teknoloji, bina veya yatırımlar başta olma üzere ücret ve rakipler da-hil bütün kurum ve kuruluşlar finansı düzenlemek kaydı ile elde edebilir esas farkı oluşturan insan faktörüdür.

Esas Proses: Hastanın halkla ilişkiler faaliyetlerine yönelik ihtiyaçlarının ta-nımlanmasından başlayarak, hizmetin sonuna kadar süren büyük bir proses-tir.

Destek Proses: Halkla ilişkiler faali-yetlerinin sürekliliğini sağlayan önemli proseslerdir. (Inter departmanlar: ya-

tan hasta, poliklinik, yönetim, finans)

Anahtar Prosesler: Halkla ilişkiler fa-aliyetlerinin başarısı için hayati önemi olan proseslerdir. Hastalarla kurulan birebir ilişkiler anahtar proseslerdir. Bu konuda bir aksaklık olduğu takdirde hizmet kalitesinde başarısızlıklara veya kolaylıkla düzeltilemeyecek sonuçlar ortaya çıkar. Bu aşamada tüm halkla ilişkiler faaliyetleri çok önemlidir.

Halkla İlişkiler Biriminin Sağlık Sektöründe Genel Olarak Karşılaştığı Sorunlar

Bu noktada, halkla ilişkiler biriminin kaliteli bir hizmet sunumu gerçekleşti-rebilmesi için bilimsel yolarla var olan sorunu saptamalı, çözüm yolları üret-melidir. Benzer sorunlarla tekrar kar-şılaşılıyorsa, düzeltici faaliyetlere bün-yesinde yer vermelidir. Bunun için de hasta şikayetleri dahil olmak üzere uy-gunsuzlukları tekrar gözden geçirmeli, uygunsuzlukların nedenlerini belirle-meli, tekrarını önlemek için alınacak tedbir ihtiyaçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Gereken tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması, alınan tedbirin sonuçlarının kayıtlarının tu-tulması ve en son aşamada da alınan düzeltici tedbirin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Böylece ortaya çıkan sorunlar çözümlenme yoluna gidilerek kaliteli hizmet sunumu birim içerisine yerleştirilmiş olur.

Halkla ilişkiler birimi yaptığı araştır-malar sonucunda karşılaşabileceğini tahmin ettiği sorunlar için de önleyici faaliyetleri uygulamalıdır. Bunun için potansiyel uygunsuzlukları ve bunların nedenlerini belirlemelidir, uygunsuz-lukların tekrarını önlemek için gerekli tedbirleri değerlendirmelidir. Gerek faaliyetleri belirlemeli ve uygulamalı, gerekse alınan tedbirlerin sonuçlarının kayıtlarını tutmalı ve tedbirleri yeni-den gözden geçirmelidir. Önleyici faa-liyetleri uygulamanın en iyi yolu sözlü ve yazılı eğitimdir.

Halkla ilişkilerde bu faaliyetler uygu-landığı zaman Kalite Hizmet Sistemi

olarak nitelendirilen yapı, düzenli iş-leyişi sağlayacaktır. Bunun sonucunda da;

•Hasta ihtiyaçlarının karşılanmasınısağlanır,

•Hastalardandüzenliolarakgeribildi-rim alımı gerçekleşir,

•Hizmet sunumunun, ulaştırılması-nın sosyal yönlerini gözetilir,

•Hastalarınalgılamavefikirlerinidik-kate alınır,

•Kurumsalkültüredikkatedilir,• Personeleğitimivegeliştirilmesides-

teklenir,•Hizmetfiyatlarındakontrolveyeter-

lilik sağlanır. Bunlarla birlikte halkla ilişkiler hiz-metlerinde kalitenin değerlendirilmesi, özellikle iki noktanın birbirine bağlan-tılı olarak ölçülmesini gerektirir;

1) Hastanın halkla ilişkiler hizmetin-den beklentilerinin, somut koşullar altında somut verimlilik olarak ne derecede gerçekleştirildiği ile ilgili algılamaları,

2) Hastanın hizmet veren kişi ile ilgili ilişkisinin kalitesi konusunda algı-lamaları.

Planlı iletişim ortamı yaratmayı gö-rev bilen halkla ilişkiler birimlerinin, hastane sektörü çatısı altında kaliteli hizmet verebilmeleri için çeşitli aşa-malardan geçmeleri gerekmektedir. Bir halkla ilişkiler biriminin kalite standartlarına ulaşabilmesi için kendi bünyesinde hazırlayacağı belgeler, bir kalite kitapçığı ( rehberi ), kalite planı, kalite prosesleri ve tutulan kalite kayıt-larından oluşmaktadır.

Geribildirim alımının zaman aldığı ve genellikle zor olduğu, ancak -olmazsa olmaz- olduğu iletişim hizmetlerinden halkla ilişkiler faaliyetlerinde kalite olgusunun, sağlık sektöründe günden güne daha da doyurucu bir oranla yeri-ni almaktadır.

Geri bildirimde başarılı olabilmek için, iletişim noktalarını iyi tespit etmek gerekir.

Page 45: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 46: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201242

Görüntüleme SistemleriBüyüteç Altında

Bu ay ‘Büyüteç’ altına aldığımız konu “Görüntüleme Sistemleri”.

Tanı ve tedavide önemi her geçen gün artan bu sistemlerin teknolojik geli-şimi de oldukça hızlı. Bu gelişimin devam edeceğini belirten uzmanlar gelecekte görüntüleme sistemlerinin hastalık oluşmadan hastalığın gelişini haber verecek şekilde tasarlanacağını ifade ediyorlar.

Görüntüleme sistemlerinin kullanı-mında gelişmiş ülkeler seviyesinde olan Türkiye’de bu alanda yapılan ya-tırımlar ise hâlâ devam ediyor. Görün-tüleme sistemlerinin gelişimi, yaşanan sorunlar, hastanelerin bu yatırımları yaparken nelere dikkat etmeleri ge-rektiği gibi tüm soruların yanıtları uz-manların görüşüyle ‘Büyüteç’te.

hazırlayan,GÜNEŞ KAZDAĞ[email protected]

Page 47: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 43

Teknolojinin Etkin Kullanımında Yetişmiş Personel Önemli

ENİS SONEMELSIEMENS SAĞLIK TÜRKİYEGÖRÜNTÜLEME VE TEDAVİ HİZMETLERİ PAZARLAMA MÜDÜRÜ

Siemens Sağlık, entegre teşhis şir-keti olarak hem in vivo hem de

in vitro teşhis alanlarında faaliyet gösteriyor. Görüntüleme sistemleri konusunda başta bilgisayarlı tomog-rafi, manyetik rezonans, anjiyografi ve nükleer tıp olmak üzere ileri gö-rüntülemenin gerektiği tüm alanlar-da teşhisin elde edilmesine yönelik olarak görüntü toplama ve değer-lendirmeye yönelik geniş kapsamlı çözümler sunan şirket, bu çerçevede yeni sistemleri tüm dünyayla aynı anda Türkiye’de de sağlık dünya-sının hizmetine sunuyor. Siemens Sağlık Türkiye Görüntüleme ve Te-davi Hizmetleri Pazarlama Müdürü Enis Sonemel, tüm dünyada nüfu-sun yaşlanmasına ve demografik de-ğişimlere bağlı olarak görüntüleme sistemlerinin; Fonksiyonel görün-tüleme (moleküler görüntüleme ve yeni biomarker’lar), Entegre teşhis ve tedaviye olanak sağlayacak yeni teknolojiler, Hibrid görüntüleme sis-temleri olmak üzere üç temel alanda gelişim göstereceğini söyledi.

Görüntüleme sistemlerinin ülkemiz-deki kullanımları ve yaşanan sorunla-ra ilişkin sorumuzu ise Enis Sonemel şöyle yanıtladı: “Fonksiyonel görün-tüleme alanı henüz gelişmekte olan ve halihazırda FDG bazlı moleküler görüntülemeye olanak vermektedir. Bu alandaki en büyük gelişme potan-siyeli organ spesifik işaretleyici mole-küllerin geliştirilmesi ve yaygın ola-rak üretilmesi olarak gözükmektedir. Mevcut durumda kaliteli sağlık hiz-metlerinin yaygın olarak sunulması-nın önündeki en büyük engellerden biri geri ödeme sisteminin kaliteli fa-kat etkin teşhisi özendirmeye yönelik olarak tasarlanmamış olmamasıdır. Gelişmiş teknolojilerin etkin olarak kullanımının önündeki en büyük

engel yetişmiş doktor ve teknisyen kadrolarının sayısındaki açıktır. Son yıllarda bu konuda önemli gelişmeler kaydedilmiş olmakla beraber kişi ba-şına düşen doktor sayısı halen OECD ve Avrupa ortalamalarının çok altın-da seyretmektedir.”

Bu arada elde edilen görüntülerin saklanması, paylaşımı da önemli bir konu olarak ifade ediliyor. Sağlık sektörünün dışında diğer sektörler-de yaygınlaşan bulut (cloud) bilişim teknolojilerinin, sağlık sektöründe de arşivleme ve bilgi paylaşımını hem kullanım kolaylığı açısından hem de ekonomik yönden olumlu etkileyece-ği belirtiliyor. Sonemel, “Medikal gö-rüntü işleme uygulamaların, CT ile akciğer tümör taramaları veritabanı gibi nispeten yüksek maliyet gerekti-ren uygulamalara küçük ölçekli sağlık işletmelerinin sahip olabilmesi her zaman mümkün olamamaktadır. Bu-lut bilişim modelinde kullanım bazlı faturalama söz konusu olduğu için maliyetlerde ciddi şekilde azalmalar sağlanabiliyor.” dedi.

Teknolojinin en hızlı geliştiği üç alan-dan birisi olarak görülen sağlık tek-nolojilerinde her geçen gün önemli atılımlar gerçekleşiyor. Siemens Sağ-lık Türkiye Görüntüleme ve Tedavi Hizmetleri Pazarlama Müdürü Enis Sonemel, yaşanan gelişime yönelik olarak sağlık kurumlarının bu alanda yatırım yaparken cihazların ortalama yaşam sürelerinin 7-10 yıl arasında olduğunu düşünerek bu cihazları sa-tın almalarını ve amaçlarına yönelik en ileri ve zaman içinde ihtiyaçlarına göre gerek kapasite gerekse teknoloji alanında upgrade edilebilir ürünleri tercih etmeleri gerektiğini belirtti.

Bulut bilişim modelinde kullanım bazlı faturalama söz konusu olduğu için maliyetlerde ciddi şekilde azalmalar sağlanabiliyor.

Page 48: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201244

BÜYÜTEÇ

Sağlık alanında kullanılan tekno-lojilerde en hızlı gelişim görüntü-

leme sistemlerinde yaşanıyor. Renka Sağlık Genel Müdürü Kürşad Erdo-ğan da bu gelişimin devam edeceğini ve gelecekte her bir klinik için daha kompakt ve özellikli ürünlerin geliş-tirileceğini söyledi. Böyle hızlı büyü-yen bir sektörde yaşanan sorunlarla ilgili sorularımızı da yanıtlayan Erdo-ğan, şu bilgileri verdi; ”Sağlık Bakan-lığı çalışmaları ile bu pazarı disipline etmeye çalışıyor. Tabii ki bu süreçte aksayan, giderilemeyen sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Maalesef

Ulusal Bilgi Bankası (UBB) proje-si ile ilgili hâlâ sorunlar yaşanıyor. Özellikle muadili olmayan ürünlerin satışında ihale kanunu karşımıza çı-kıyor.”

Ayrıca uygun fiyat kriterinin iyi de-ğerlendirilmesi gerektiği de kaydedil-di. İlk alım fiyatı düşük olan sistem-lerin, çok kısa bir süre içerisinde ana parasının çok üzerinde maliyetlere neden olduğunu ileri süren Kürşad Erdoğan, ürün ve servis kalitesi ile ürün fiyatının hepsinin birlikte de-ğerlendirilmesi gerektiği konusuna da özellikle dikkat çekti.

Renka Sağlık, Medtronic firmasının görüntüleme ürünlerini satıyor. Bu sistemler diagnostik amaçlı kullanı-lan sistemlerden ziyade mobil ve int-raoperatif kullanıma uygun sistemler. Renka Sağlık Genel Müdürü Kürşad Erdoğan bu sistemlere örnek olarak POLESTAR intraoperatif MR’ı ve O-ARM Mobil 3D görüntüleme sis-temlerini gösterdi ve “Her iki ürün de muadili olmayan ürünler ve ül-kemizdeki yönetmelikler sebebiyle satışlarında ciddi sorunlar yaşıyoruz.” dedi.

Muadili Olmayan Ürünlerin Satışında Sorun Yaşanıyor

Page 49: SAYED Mart 2012 Sayı:48

C M Y CM MY CY CMY K

Page 50: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201246

BÜYÜTEÇ

Görüntüleme sistemleri konu-sunda dijital teknolojiye geçiş-

le birlikte üç boyutlu görüntüler de gündeme geldi. Fujifilm bu alanda çıkardığı yeni ürünleri sağlık sektörü-nün kullanımına sundu. Fujifilm’in Türkiye medikal alanda distribütör-lüğünü yapan Filmat da geçtiğimiz günlerde üç boyutlu (3D) dijital mamografi görüntüleme sisteminin Türkiye’de tanıtımını gerçekleştirdi. Ayrıca firma ilk dijital mamogra-fi cihazının kurulumunu Euromed Görüntüleme ve Tanı Merkezi’nde gerçekleştirdi. Fujifilm 3D teknolo-jisi ile mamografi tanısında yeni bir dönemi başlatmış oldu.

Filmat Sağlık Ürünleri Grup Satış Müdürü Hakan Bulut’la görüntü-leme sistemlerindeki gelişim, ül-kemizdeki çalışmalar ve yaşanan sorunlarla ilgili görüştük. Filmat, 2004 yılından beri Fujifilm’in me-dikal alanda geliştirdiği ürünlerin de Türkiye distribütörlüğünü yapıyor. Dijital görüntüleme sistemlerinde de önemli satış rakamlarına ulaştık-larını belirten Hakan Bulut, şunları söyledi: “İlk dijital mamografi cihazı-mız, Euromed Görüntüleme ve Tanı Merkezi’nde Prof. Dr. Levent Çelik yönetimindeki bir ekip tarafından kullanılmaya başlandı. Dijital görün-tülemede 2010 yılının ortalarından itibaren 26 adet Flat Panel Dedector sistem kurulumunu gerçekleştirdik. Bu oldukça ciddi bir rakam. Fujifilm sağlık alanında inovatif bir tekno-loji şirketi olarak çalışmalarını sür-dürüyor. Bu alanda önemli ürünler üretiyor. Örneğin, dijital mamografi cihazımız dünyada ulaşılmış en yük-sek çözünürlüğü sahip, hem hastanın daha az radyasyon alması hem de

doktorların yüksek imaj kalitesi ile değerlendirme yapabilmelerini sağlı-yoruz. Fujifilm’in ürünlerini gelişti-rirken odaklandığı üç önemli nokta var. Bunlar; hastanın daha az X ışın-larına maruz kalması, kaliteli görün-tü ve verimlilik. Bu üç başlık altında cihazların üretimi planlanıyor. Biz de bu yenilikçi ürünlerin Türkiye’de en iyi şekilde kullanımı için çalışıyoruz. Ciddi bir bayi kanalımız var. Müşteri memnuniyetine odaklanarak on dört bayiimizle birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Bilindiği gibi 1990 yılların başında sağlık sektörü ilk dijital görüntü ile tanıştı. Bu CR sistemi ile gerçekleş-ti. CR sistemi konvansiyonel rönt-gen cihazında herhangi bir değişik-lik yapılmadan kullanılan kasetlerle sağlandı. Bu aslında dijital görün-tüleme teknolojisinin başlangıcıydı. Türkiye’de de hızla yayıldı. Örneğin Filmat 650’nin üzerinde kurulum gerçekleştirdi. Kaset taşımaları orta-dan kaldıran sabit dedektörlerle diji-tal görüntüleme sisteminde bir aşama daha kaydetti. Ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren birçok şirket günü-müzde bu iki teknolojiyi de sağlık kurumlarının kullanımına sunuyor. İşte bu noktada ‘Sağlık kurumları-nın dijital görüntüleme sistemlerine yatırım yaparken nelere dikkat etme-liler?’ sorumuzu Filmat Sağlık Ürün-leri Grup Satış Müdürü Hakan Bulut şöyle yanıtladı; “Biz iki ürünü de sa-tıyoruz. Burada kritik nokta hasta-nelerin yoğunluğu. Eğer hastanenin çok yoğun bir röntgen çekimi yoksa CR tercih etmesi daha mantıklı. Ama üniversite hastaneleri gibi yoğun bir hastaneyse ve mevcut röntgen cihazı-nın durumu kötüyse o zaman dijital

Hastaneler PACS Yazılımı AlırkenDaha Dikkatli Olmalılar

HAKAN BULUTFİLMAT SAĞLIK ÜRÜNLERİ

GRUP SATIŞ MÜDÜRÜ

Fujifilm sağlık alanında inovatif

bir teknoloji şirketi olarak çalışmalarını

sürdürüyor.

Page 51: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 47

röntgen teknolojisine geçilmesi doğ-ru bir karar olur. Aslında bu konu Dünya’da da tartışılıyor. Görüntü kalitesi açısından çok büyük bir fark-lılık yok. Sağlık kurumlarının dikkat etmesi gereken bir diğer önemli konu ise arşivleme konusunda PACS sis-temlerinde karşımıza çıkıyor. Burada maalesef son zamanlarda hiçbir kli-nik bilgileri olmadan, sadece otomas-yon sistemi üzerinde açık kaynaklarla elde edilmiş yazılım tabanının üzeri-

ne yazılımlar geliştiriliyor ve oldukça düşük fiyatlarla hastanelere veriliyor. Bu yazılımlarda kalitenin kontrol edilmesi mümkün değil. PACS siste-mi sadece görüntünün depolanması anlamına gelmiyor. İş akışını, rapor-ları da eklerseniz anlamı oluyor ve verimlilik artıyor. Örneğin doktorun WEB üzerinden evinden de sisteme bağlanarak görüntüye ulaşması ve raporunu yazması lazım. Yaptığımız çeşitli seyahatlerde Amerikalı mes-

lektaşlarımız ile mevcut yaşanan bu durumları paylaştığımızda, onlar da bu süreçlerin Amerika’da yaşandığı-nı ancak bu ürünleri tercih eden ku-rumların tekrar FDA onaylı ve klinik bilgiye sahip yazılımları tercih etti-ğini belirttiler. O nedenle bu alanda yatırım yapan sağlık kurumlarının daha dikkatli olmaları, FDA onaylı yazılımları tercih etmeleri gerekiyor.”

Page 52: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201248

Kurt&Kurt A.Ş.’nin Yönetim Ku-rulu Başkanı Murat Balkan, gö-

rüntüleme sistemlerindeki gelişimin önümüzdeki dönem, kanserin en erken aşamada teşhis edilmesine yö-nelik olmasını beklediklerini söyledi. Balkan; “Eskiden görüntüleme cihaz-larında doz göz ardı edilirken günü-müzde artık en düşük dozlarla en iyi performans yakalanmaya çalışılıyor. Gelecekte kanser alanında Proton Beam Terapinin ve Moleküler Gö-rüntülemenin büyük bir rolü olaca-ğını düşünüyorum. Yine Türkiye’de artan cihaz sayıları, ihtiyaç olan rad-yolog ve medikal onkolog sayısının önüne geçeceğinden, Teleradyoloji ve PACS gelecekte hastanelerin önemli kalemlerini oluşturacak.” dedi.

Görüntüleme sistemlerini yakından ilgilendiren bir diğer konu da bu sis-temlerle elde edilen verilerin saklan-ması. Bilindiği gibi eskiden verilerin saklanması hastanelerin kendi arşiv-lerini oluşturmak içindi. Murat Bal-kan, artık günümüzde bu arşivleme-lerin ameliyat öncesi planlamadan, ameliyatta hangi marka hangi model protez takılacağına kadar ön hazırlık yapabilme imkanı verdiğini ve böyle-ce ameliyatların hem daha hızlı hem de daha ucuza planlanabildiğini söy-ledi. Ayrıca çekilen görüntüleri tüm klinisyenlerin, hatta yurt dışındaki hekimlerin ikinci görüşü için incele-mesi de mümkün hale geldi.

Türkiye’de artık bütün hastaneler-de Hastane Bilgi Sistemleri mevcut, fakat şu anda sadece hastanelerin yüzde 15’ inde PACS Sistemi var. Görüntüleme sistemleri konusunda yaşanan sorunlara ilişkin sorumu-zu yanıtlayan Murat Balkan, şunları

söyledi; “Mevcut PACS sistemlerinin çoğu Hastane Bilgi Sistemleri tara-fından hastaneye sunulan yazılımlar. Türkiye’de ileride sağlam bir altyapı oluşturmak için Sağlık Bakanlığı’nın bu sistemler için bir akreditasyon oluşturması şart. Şu anda maalesef dünyada önemli hastanelerin kullan-dığı hızlı ve dinamik PACS çözümle-ri ile arşivleme sistemleri beraber anı-lıyor. Gelecekte doktor sayısının az olması dolayısı ile hastanelerin bağlı olduğu merkezler kurularak rapor-lamanın bu merkezlerden yapılması mümkün. Avrupa’da birçok hastane-de bu uygulanıyor.”

Bu arada Balkan, görüntüleme sis-temleri yatırımlarında en önemli kri-terin verilen servis hizmeti olduğunu da belirtti ve “Bir cihazın performan-sı ne kadar iyi olursa olsun, bakımı düzenli aralıklarla bu teknolojinin eğitimini almış kişilerce yapılmazsa o zaman hasta güvencesini de hiçe saymış olursunuz. Yine bu cihazlarda dikkat edilmesi gereken cihazın yeni yazılım versiyonlarında güncellenebi-len cihazlar veya çözümler olmasıdır. Özellikle radyoloji, onkoloji ve en-doskopide doğru bakımı yapılmayan cihaz, çok tehlikeli sonuçlar doğura-bilir. Bu alanda Sağlık Bakanlığı’nın da konuya hassasiyetini bekliyoruz” dedi.

1974 yılında çalışmalarına başlayan Kurt & Kurt A.Ş., Türkiye’de baş-ta Hitachi, Sectra ve Pentax olmak üzere Radyoloji ve Endoskopi alan-larında görüntüleme ve arşivleme hizmetleri veriyor. 2005 yılından beri de Orta Asya ülkelerinde faaliyet göstermeye başlayan şirketin, Bakü, Almata, Taşkent ve Bişkek’te ofisleri

Radyolojinin Gelişim Yönü Kanserin Erken Teşhisinde Olacak

MURAT BALKANKURT&KURT A.Ş.

YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Çekilen görüntüleri tüm klinisyenlerin,

hatta yurt dışındaki hekimlerin ikinci

görüşü için incelemesi de mümkün hale geldi.

BÜYÜTEÇ

Page 53: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 54: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201250

BÜYÜTEÇ

Son yıllarda görüntüleme sistem-leri konusunda tüm sağlık ku-

rumlarının gündeminde dijital gö-rüntüleme sistemlerine geçiş süreci tartışılıyor. Dijital görüntülemenin yanı sıra görüntü arşivleme ve gön-derim sistemi PACS da yine gün-demde olan bir diğer önemli konu. Dijitale geçişte bu iki önemli sürecin tamamlanması sağlık kurumlarının artık maliyetsiz bir şekilde radyoloji bölümünü yönetebilmeleri anlamına geliyor.

Ekol Tıbbı Ürünler Şirketinden Kon-vansiyonel ve Dijital Röntgen Cihaz-ları Sorumlusu Faruk Ceyhan, Dijital Radyografi(DR)’yi radyolojik görün-tülemede tasarruf devri olarak tanım-ladı. Bilindiği gibi ‘Direct Digital Radiography / Flat Panel Dedector System’ adıyla anılan bu teknoloji geçmiş görüntüleme sistemlerinde film ve banyo gibi yardımcı ekipman-ları devre dışı bırakıyor. Tüm tekno-loji cihazlarında olduğu gibi dijital görüntüleme sistemlerinde de yıllara göre fiyatlar ciddi bir düşüş eğilimi gösteriyor. Ceyhan, 2005 yılında Ta-van Statifli Tek Dedektörlü bir DR cihazının fiyatının 600 bin lira iken bugün 200 bin liranın altına düştü-ğüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Üstelik bu tip Dijital Radyografi (DR) den daha hızlı ve işlevsel olan U Kollu DR fiyatı da 180 bin liranın

altında. Ortalama 100 bin lira bedel-le Görüntü Arşivleme ve Gönderim Sistemi PACS’a sahip olan bir ku-rum, yukarıdaki fiyatlardan satın al-dığı DR’la, film, konvansiyonel/CR kaseti, banyo cihazı ve kimyasalları masraflarından tamamen kurtulabili-yor. Milyonlarca röntgen imajı, artık film üzerine değil, PC’lerin hard dis-kinde depolanıyor. Çekilen her imaj 3.5 saniyede ekrana düşüyor ve tek-nisyen sıradaki hastayı onuncu sani-yede çekime hazır hale getirebiliyor. Çekimlerin tekrarı artık tarih oldu. Banyo kimyasallarının çevreye zararı da ortadan kalktı. Az sayıda personel ile büyük verim sağlanıyor. Sonuç olarak beş adet Konvansiyonel/CR Sisteminin yaptığı işi iki adet DR sis-temi rahatlıkla yapabiliyor.”

DR sistemlerinin sağladığı kolaylık-lar tartışılmazken sağlık kurumların doğru zamanda doğru DR sistemine geçmeleri de oldukça önemli. Kulla-nıcının bu konuda en doğru kararı, elindeki konvansiyonel röntgen ci-hazının yaşına ve teknik servis mali-yetlerinin durumuna bakarak değer-lendirip vermesi gerektiğini belirten Faruk Ceyhan, bu konuyla ilgili so-rumuzu şöyle yanıtladı; “Eğer sağlık kurumunun mevcut röntgen cihazı kendisine yıllık yüksek onarım mali-yetleri oluşturmuyorsa ilk etapta Flat Panel Dedector sistemi ile dijital rad-

Yatırım Yaparken Hasta Yoğunluğu Göz Önünde Bulundurulmalı

FARUK CEYHANEKOL TIBBİ ÜRÜNLER,

KONVANSİYONEL VE DİJİTAL RÖNTGEN CİHAZLARI SORUMLUSU

Milyonlarca röntgen imajı, artık film

üzerine değil, PC’lerin hard diskinde

depolanıyor.

var. Bu ofislerden bölgeye montaj, servis ve eğitim hizmetleri veriyor. Ayrıca bu ülkelerdeki doktorların ve teknisyenlerin eğitiminin sürekliliği için Manisa ve Ankara’da merkezleri var. Doktorlar istedikleri kadar bu

merkezlerde kalıp cihazların apli-kasyonu ve yeni teknolojiler ile ilgili eğitim alabiliyorlar. Bu arada Hitac-hinin uzun yıllardır geliştirdiği Pro-ton Beam Terapi ilk kez Amerika’da MD Anderson Kanser Merkezi’nde

kuruldu ve FDA alan ilk firma oldu. Kurt&Kurt şirketinin amacı da şu anda dünyada sadece üç ülkede mev-cut olan bu teknolojiyi ülkemize ta-şımak.

Page 55: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 51

yografiye geçmeyi düşünebilir. Böy-lelikle mevcut röntgen cihazını da kullanmaya devam eder. Ancak, tek dedektörle, konvansiyonel sistemi DR’a upgrade işlemi, maliyeti yüksek olan dedektörün, akciğer statifinden yüzer masaya, tetkik amacı doğrul-tusunda taşınmasını gerektirdiği için çekinceli olarak değerlendiriliyor ve tercih edilmiyor. İki dedektör mali-yeti ile DR’a geçişte ise, cihazın yaşı ve kalitesine göre bir kararı gerekli kılıyor. Çünkü bu işlemin maliyeti yeni bir U Kollu DR’a yakın. Bunlar, tek dedektör ile hem ayakta, hem de yatan hastaların filmlerini, hareketli dedektör teknolojisi ile çekebilen ta-vandan statifli senkronize tüp-akciğer statifine sahip sistem ile U Kollu Tam

Motorize Hareketli Sistemler. U Kol-lu Motorize Hareketli Sistemler, Ta-van Raylı Sistemlere göre daha işlev-sel, daha hızlı, yer tasarruflu ve daha düşük maliyetli olarak çok avantajlı görülüyor.”

Öte yandan sağlık kurumlarının söz konusu dijital sistemlere geçişte tek-nik şartname hazırlama yetkisinin sadece hekimlere bırakmaması ge-rektiği de kaydedildi. Önümüzdeki dönemde bu alanda çok ciddi ya-tırımların yapılacağı öngörülürken Sağlık Bakanlığı’nın bir düzenlemeye gitmesi isteniyor. Bu konudaki top-lu alımlarında farklı sorunları bera-berinde getireceğini belirten Faruk Ceyhan, “Tek kalemde bir firmaya,

on milyon dolarlık dijital röntgen cihazı siparişi verilmesini doğru bul-muyorum. Nedeni şu; siz toplu bir alımla tek bir markaya ve onun arka-sındaki tek bir firmaya on yıl bağımlı hale geliyorsunuz. Yeni ihale yasası-nın koşulları gereği küçük firma kal-madı. Orta ve büyük firmalarda ise sürekli personel değişikliği oluyor. En büyük firmalarda bile durum böyle. Toplu alım meselesine Sağlık Bakan-lığı dikkat etmeli. Hastanelerin tek tek alımlarında bakıldığında ise Ba-kanlık bu noktada piyasa araştırma-sıyla bir ihale çatı fiyatı oluşturabilir. Hastaneler bu fiyatın üzerinde alım yapmaz. Böylelikle Bakanlık düşük fiyat hedefine de ulaşmış olur.” dedi.

Page 56: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201252

BÜYÜTEÇ

Meditel İş Geliştirme ve Pazar-lama Yöneticisi Gökay Çelik,

görüntüleme sistemlerinde dijital teknolojilerin hem bu sistemlerde hem de diğer tıbbi cihazlarda ağır-lığını artıracağını ve yazılımların ön plana çıkacağını, bu yazılımlarla uy-gulamaların daha da çeşitleneceğini söyledi. Bilgilerin cep telefonlarına transfer edilmesi, depolama ve kayıt-ların tutulması gibi gelişmelerin de hız kazanacağı kaydedildi.

Sağlık Bakanlığı’nın bu gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Gö-kay Çelik, konuyla ilgili şu bilgileri verdi; “Sağlık Bakanlığı ülkemizdeki aşırı film tüketim maliyetlerini iyi in-celemiş, gerek Dijital Röntgen(DR) alımlarını, gerekse alınan görüntü-lerin depolanabilmesi, kolay transfer edilebilmesi için PACS sistemlerini teşvik etti ve bu sistemleri satın alma-ya da devam ediyor. Ayrıca, hizmet

alımları ve kiralama yöntemleriyle hastanelerimiz, DR ve PACS sistem-lerine kolayca kavuşabiliyor. Sağlık Bakanlığı’nın DR sistemlerine olan desteğiyle, hastaların görüntüleri yıl-larca saklanabilecek. Ayrıca hem has-talara uygulanan X ışınları azalacak hem de uygulayıcı teknisyen ve dok-torlarımız daha az radyasyona maruz kalacak.”

Yirmi sekiz yıldır sağlık sektöründe faaliyet gösteren Meditel şirketi, 20. yüzyıl’ın başlarında Flat Panel De-dektörlerin (FPD) üretilmeye baş-lanmasıyla birlikte çalışmalarına bu alanda sürdürdü. Gerek mümessili oldukları Shimadzu/Japonya ve Si-tec/Kore firmalarının üretimi olan Dijital Röntgen (DR) cihazlarını ithal ederek gerekse Digimed vasıta-sıyla ülkemizde bunları imal ederek çalışmalarına devam ediyor.

Yazılımlarla UygulamalarÇeşitlenecek

GÖKAY ÇELİKMEDİTEL İŞ GELİŞTİRME VE

PAZARLAMA YÖNETİCİSİ

MART 201252

Page 57: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 58: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201254

Hastalar Tıbbi Cihazlara Ne Kadar Güveniyor?

Tıbbi cihazlar, tedavilerdeki kullanım sıklığı ve maliyetli olmalarına rağmen ne yazık ki ilaç kadar bir bütün olarak fark edilmemekteler. Tıbbi cihazların sınıflandırılmasındaki zorluklar, pazar-daki sayısı ve çeşitliliği, farklı harcama kalemleri altında (Örn: tıbbi sarf mal-zeme, cerrahi alet vb.) gösterilmeleri ve ayrıntılı olarak kaydedilmemeleri tıbbi cihazların fark edilmemelerindeki en büyük nedenler olduğunu söyleyebi-liriz.

Tıbbi cihazların ülkemiz ve Avrupa Birliği içerisindeki piyasa gözetimi ve denetimini (Tıbbi Cihaz PGD) düzen-leyen yönetmelikler;

1. Tıbbi Cihaz Yönetmeliği (93/42/EEC),

Örnek ürün: Cerrahi maske, iğneli enjektörler, kan torbaları.

2. Vücuda Yerleştirilebilir Aktif Tıb-bi Cihazlar Yönetmeliği (90/385/EEC),

Örnek ürün: Geçici kalp pilleri, anestezi makinesindeki gaz mikseri.

3. Vücut Dışı (İn Vitro) Tıbbi Tanı Ci-hazları Yönetmeliği (98/79/EC),

Örnek ürün: Test kitleri, kan tüple-ri, iğnesiz kan gazı alma enjektörle-ri,

Tıbbi cihazların hastanın, kullanıcının veya üçüncü kişilerin sağlığını tehlike-ye sokmaması ve cihazla ilgili her türlü risklerin hastanın sağlığı ve korunması ile uyumlu olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Hastalar Arasında Araştırma Yapıldı

Tıbbi hataların sorgulanmasında ku-rum ve sağlık personelin üzerinden yapılırken asıl neden olabilecek tıbbi cihazlar ne yazık ki hastalarca da göz ardı edilebilmektedir. Bu konuda saha araştırmalarına ihtiyaç vardır. Samsun İl Sağlık Müdürlüğü ve Samsun İl Özel İdaresi ile birlikte, hastaların tıbbi ci-hazlara olan yaklaşımlarını saptamak için saha araştırması tabanlı çalışma yürütüldü. Türkiye’de ilk defa Samsun ili genelinde hastalar üzerinden tıbbi cihazlara yönelik 20 hastanede 1257 hasta görüşlerine başvurularak hazır-

yazı ,UZM. ALPER KURUSAĞLIK BAKANLIĞI SAMSUN İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ TIBBİ CİHAZ PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ BİRİMİ

Page 59: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 55

lanan ve “Güvenli Cihazların Yaygın-laştırılması” başlıklı çalışmada dikkat çekici çıktılar elde edildi. Araştırma sonucu, güvenli tıbbi cihazların yay-gınlaştırılmasında öncelikli olarak ya-pılması gerekenler sıralandığında aşa-ğıdaki başlıklar öne çıkmaktadır;

•Hastaların güvenli tıbbi cihazlarayönelik bilinçlendirilmesi,

•Hastalara, tedavileri sırasındakulla-nılan marka ve miadı belirtilmiş tıb-

Tablo 1. Hasta Güvenliği ve Tıbbi Cihaz Cevapları

bi cihazlara ait fatura verilmesi,•Hastalarıngüvenli tıbbicihaz istek-

lerinin dikkate alınması,•Tıbbi cihaz denetimlerinin ortak

akılla artırılması,

Tıbbi Cihaz Soruları

Tıbbi hatalara neden olabilecek her tıbbi cihazın güvenilirliğini sorgulama konusunda hastaların yaklaşımları dik-kat çekicidir.

Hastaların bilinçlenmesi tıbbi cihazın fiyatı dışında

üreticilerin markası öne çıkacak ve hastalar

sağlık işletmelerini tıbbi cihaz alımlarında

yönlendirebileceklerdir.

Soru CevapSayı (n)

% (100)

Hastanede Kullanılan Tıbbi Cihazdan Zarar Görürseniz Sizde Suçlu Olduğunuzu Düşünür müsünüz?

Evet Düşünürüm Hayır Düşünmem

338881

27,7 72,3

Hastanede kullanılan ambalajlı Tıbbi Cihazın ambalajı yanınızda mı açıldı?

EvetHayırDikkat Etmedim

269404469

23,635,441,1

Kullanılan Tıbbi Cihazın son kul-lanma tarihi üzerinde var mıydı?

EvetHayırDikkat Etmedim

13851514

19,67,373,1

Kullanılan Tıbbi Cihazın “CE” işareti üzerinde var mıydı?

EvetHayırDikkat Etmedim

9433401

17,86,375,9

MART 2012 55

Page 60: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201256

Soru CevapSayı (n)

% (100)

Size veya bir yakınınıza hatalı tıbbi cihaz kullanıldı mı?

EvetHayırBilmiyorum

51846297

4,370,924,9

Kullanıldıysa Nereye Şikâyet Ettiniz?

Aklıma Gelen Her YereBaşhekimeHasta Hakları BirimineHastane Yönetimiİl Sağlık MüdürlüğüneSağlık BakanlığınaŞikâyet Etmedim

1633531

Evet ise bu tıbbi cihazdaki uygunsuzluk neydi?

Ameliyat SırasındaBilmiyorumBozukDeğerleri Yanlış GösteriyorduDenem Usulü TakıldıHer şey olabilirSteril OlmamasındanKan Alma Seti DeliktiKuvüz’ün ÇalışmamasıMakas Unutuldu AmeliyattaYanlış Tedavi Yapıldı

14211121111

Hastanelerde kullanılan tıbbi cihazda imalat hatası çıkarsa ne yaparsınız?

Sağlık MüdürlüğüneHasta Hakları BirimineHastane İdaresineDiğer

27028162353

17,86,375,9

Tıbbi Cihazlara yöne-lik denetimlerinin nerelerde yapılmasını istersiniz?

HastanelerdeÜretim YerindeSatış Yerinde

510593119

41,748,59,7

Tıbbi Hata Soruları

Hatalı tıbbi cihazların boyutu ve yaygınlığı seyrek olarak incelenen olayların dı-şında bilinmemektedir. Çalışmamız sırasında hastalara yönelttiğimiz anket so-rularına aldığımız cevaplar, hastalarla olan iş birliğinin ve iletişimin yetersizliği hakkında bir fikir vermekte.

Tablo 2. Tıbbi Hata Cevapları

Sağlık işletmeleri kullanılan tıbbi cihazların marka ve miadı belirtilmiş faturasını hastalara vermesi kullanılan her tıbbi cihazın kayıt altında olduğunu ortaya koyacaktır.

Page 61: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 57

Hastaların Tıbbi Cihaz Beklentileri Soruları

Hastalar aldıkları hizmetin kalitesini sorgulamada kendi tedavilerinde kullanılan tıbbi cihazları da dahil ettiklerini ne yazık ki sağlık işletmeler göz ardı edebilmek-tedir. Hastalar, kendi üzerlerinde kullanılan tıbbi cihazlarla ilgili görüş ve önerile-rinin tıbbi cihaz alımı karar verme süreçlerinde kullanılmasını istemekteler.

Tablo 3. Hastaların Tıbbi Cihaz Beklentileri

Soru CevapSayı

(n=1192)%

(100)

Memnuniyet anketlerinde güvenli tıbbi cihazlardan olan memnuniyetinizin detaylı sorulmasını ister misiniz?

EvetHayır

791401

66,4 33,6

Soru CevapSayı

(n=1192)%

(100)

Kuruluşların tıbbi cihaz alımında si-zin isteklerinizin de değerlendirmeye katılmasını ister misiniz?

EvetHayır

770432

64,1 35,9

Soru CevapSayı

(n=1192)%

(100)

Size veya yakınınıza kullanılan tıbbi cihazların marka ve miadı belirtilmiş faturası size verilmesini ister misiniz?

EvetHayırBazen

674378162

55,531,113,3

Hastanelerin Güvenilirliği Artacak

Hastaların bilinçlenmesi tıbbi cihazın fiyatı dışında üreticilerin markası öne çıkacak ve hastalar sağlık işletmelerini tıbbi cihaz alımlarında yönlendirebile-ceklerdir. Tıbbi cihaz üreticileri doğ-rudan hastalarla irtibat halinde olma-ları, Ar-Ge çalışmalarında farkındalık sağlayacak. Böylece daha güvenli tıbbi cihazların hastalarca tüketimi ve üreti-cilerin rekabet güçlerine çarpan etkisi sağlanacaktır.

Sağlık işletmeleri kullanılan tıbbi ci-hazların marka ve miadı belirtilmiş faturasını hastalara vermesi kullanılan her tıbbi cihazın kayıt altında olduğu-nu ortaya koyacaktır. Hasta elindeki faturayla kendisini aynı zamanda bir tüketici olarak algılayacak ve sağlık hizmetinin içinde kendisini konum-landıracaktır. Böyle bir belgenin ve-rilmesi olası bir tıbbi hata olaylarında

delil ve güvensizliği engelleyecektir. Bu uygulama hayata geçirildiğinde; kul-lanılan tıbbi cihazın güvenilirliğinin sorgulanabilmesini, tıbbi cihazların hastada kullanılıp kullanılmadığı şüp-hesinin ortadan kaldırılmasını ve tek kullanımlık tıbbi cihazların son kul-lanma tarihlerinin takibi sağlanacak. Hastanelerin şeffaflığı ve güvenilirliği artacaktır.

Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Denetimlerini Arttırmalı

Hastaların güvenli tıbbi cihazlardan olan memnuniyetlerinin artırılmasın-da tıbbi cihazların kabul ve red kriter-ler hazırlanmalı ve olabilecek olumsuz-luk kontrol aralıkları sıklaştırılmalıdır. Tıbbi cihazların ( Örn. Steril gazlı be-zin ambalajının hastanın yanında açıl-ması ve hastanın veya refakatçisinin ürün etiketini görebilmesi gibi.) kulla-nılması gereken durumlar belirlenmeli

ve doğru kullanımları sağlanmalıdır. Uygunsuz tıbbi cihazlar konusunda yaşanan olumsuzluklar ve yapılan dü-zeltici ve önleyici faaliyetler veya iyileş-tirmeler “Tıbbi Cihaz Uyarı Sistemi” dahilinde kayıt altına alınıp Sağlık Ba-kanlığı, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna ivedilikle bildirilmelidir.

Hastalar ankete verdikleri cevaplarda, Sağlık Bakanlığının tıbbi cihaz dene-timlerini artırmasını istediklerini be-lirtmekteler. Oysa ki tıbbi cihaz üre-ticilerin ve tüketiciler gibi hastaların dahil olmadığı bir tıbbi cihaz deneti-min etkin yapılması mümkün değildir. Ancak, Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu da bir an önce belir-lenen 12 bölgede görevlendirme ile çalışan 40’ı aşmayan Tıbbi Cihaz De-netçilerini kurum bünyesine almalı ve sayılarını artırmalıdır.

Güvenli tıbbi cihazların yaygınlaştırıl-ması, tıbbi cihaz kaynaklı tıbbi hata-ların önüne geçecektir. Yeter ki, tıbbi cihazları bir bütün olarak görüp, bü-tünden parçalara giderken hastalarla güvenli tıbbi cihazların yaygınlaştırıl-masına yönelik ortak akıl iş birliği ge-liştirilebilsin.

Kaynak: Uzm. Alper KURU, İstatistikçi Ahmet ÜSTÜNEL, Güvenli Tıbbi Cihazların Yaygınlaş-tırılması 2011.

Güvenli tıbbi cihazların

yaygınlaştırılması, tıbbi cihaz kaynaklı

tıbbi hataların önüne geçecektir.

Page 62: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201258

w w w.termalkongres i .org

06-09 HAZİRAN 2012Afyon Kocatepe ÜniversitesiAtatürk Kongre Merkezi / AFYONKARAHİSAR

AFYO

NKARAHİSAR BELEDİYES

İ

Page 63: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 59

Günde Sadece Bir Tatlı Kaşığı

Tuz Tüketin

Beslenme, pek çok insan tarafından karın doyurmak, açlığı bastırmak,

canın istediği besinleri tüketmek şek-linde tanımlanmaktadır. Halbuki vü-cudun ihtiyaç duyduğu enerji ve elli-ye yakın türde besin öğesinin, yeterli ve dengeli bir şekilde besinler yolu ile alınması gerekmektedir. Besinlerin içerdiği protein, vitamin ve mineral gibi besin öğeleri beslenmede büyük önem taşımaktadır. Bu minerallerden sodyum ve klorun bir arada yer aldığı tuz için azı karar çoğu zarar mantığı ile hareket etmekte fayda vardır.

Uzmanların önerisi gün içerisinde altı hatta beş gram (yani silme olarak bir tatlı kaşığı) kadar tuz alınması yönün-dedir. Bu değer yemeklere ve ekmek-lere eklenen tuz ile rahatlıkla karşıla-nabilmektedir. Buna karşılık yakın bir zamanda Hacettepe Üniversitesi ve

Türk Böbrek Vakfı tarafından yapılan iki farklı araştırmada Türk insanının günde ortalama 18 – 18,5 gram ci-varında tuz kullandığı saptanmıştır. Çünkü yemeğin ve salatanın tadına bile bakmadan tuz kullanan tek top-lum maalesef Türkler. Diğer yandan dünyanın en tuzlu peynir ve zeytin-lerinin ülkemizde bulunduğu, füme etler, konserveler, et suyu tabletleri, hazır çorbalar, turşu, salamura yaprak, kuruyemişler hatta çikolatalı gofretler-de bile (sanki tadı tuzu yerinde olsun düşüncesi ile hazırlanmış gibi) tuz bu-lunmaktadır.

Halbuki tuz tadı sonradan kazanılan bir tattır ve insan gerçekten isterse bu alışkanlığını zamanla bırakabilir. Denemedikçe ne yapabileceğini kim-se bilemez. İnsan ölüme bile alışırken tuz tadından uzaklaşmak da pek de

yazı ,M. TURGAY KÖSEUZMAN DİYETİSYEN

Page 64: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201260

zor olmasa gerek. Buradan hareketle besinlerin tadını değiştirmek için tuz-suz bitkisel karışımlar ve çeşitli baharat kombinasyonları hazırlanabilir. Lezzet vermek için besinlerin üzerine eklene-bilir. Tabii ki karanlık, serin ve kuru bir yerde saklamak koşulu ile…

Çorbalarda, konserve balıkta, sebzeler-de, sebze sularında, krakerlerde, patla-mış mısırda ve hazır besinlerin etiketle-rinde bulunan açıklamalarda “tuzsuz”, “sodyumu azaltılmış”, “sodyumsuz” ve “düşük sodyumlu” gibi çeşitli tanımla-malar görülebilir. Her zaman için daha düşük sodyum içeren besinleri satın almaya özen gösteriniz.

Dışarıda hızlı servis yapılan yerlerde veya restoranlarda yemek yiyorsanız, bilinçli sodyum almaya gayret ediniz. Tuzsuz kuru yemişler, patlamış mısır

ve krakerlerde tuz tadı alıyorsanız, ha-fif tuzlu veya tuzsuz olanları deneyin.

Dışarıda Yemek Yerken

Marketten satın alınan besinlerin aksi-ne, restoran mönülerindeki yiyecekler-deki sodyum miktarını bilemezsiniz. Dışarıda çok sık yemek yiyorsanız, yiyeceklerdeki sodyum ayarlaması çok önemlidir. Aşağıdaki basit yollarla yi-yeceklerinizdeki sodyum ve tuzu azal-tabilirsiniz.

1. Tuzluğu başka bir masaya koyunuz. Besinlerin lezzetini artırma ihtiyacı duyuyorsanız, baharat karışımları veya limon suyu isteyiniz.

2. Mönüdeki bilgilere göre yüksek sodyum içerenleri belirleyiniz. Sa-lamura, tütsülenmiş, kendi suyun-da pişmiş, soya sosu veya et suyu gibi.

3. Tuzlu atıştırmalar yerine çiğ sebze-leri tercih ediniz.

4. Hamburger ve sosisli sandviçlerde kullanılan soslardan uzak durunuz. Bunlar hardal, turşu, ketçap ve tar-tar sosudur. Bunların yerine laha-na, soğan ve domatesi tercih ediniz.

5. Servis elemanlarına sorarak yardım isteyiniz. Yemeğinizin tuzsuz hazır-lanmasını isteyin ve yüksek sodyum içerikli soslardan uzak durunuz. Salatalarda daha çok limon ve sirke kullanılmasını isteyiniz.

6. Siparişlerinizi sade tutmaya çalışı-nız. Soslu yemekler yerine haşlama ve ızgara olanları tercih ediniz. Özel soslar, genelde yemeğe fazladan sodyum sağlarlar. Salata soslu ağır sandviçlerin yerine, taze sebze içe-ren etli sandviçleri tercih ediniz.

İyotlu Tuz Nedir?

İyotlu tuz, iyot eklenmiş sofra tuzu-dur. İnsan vücudunun çok az miktarda iyoda ihtiyacı vardır. Tuza iyot eklendi-ğinde -orta düzeyde tuz ve sodyum tü-ketildiğinde-, bu ihtiyaç da karşılanmış olur. Diyetinizdeki iyot, tiroit bezini düzenleyerek, guatr hastalığının önlen-mesine yardımcı olur.

Tuzdaki miktarlarla kıyaslandığında MSG’nin sadece 1/3 ü sodyumdur, fakat bu miktar besinlerin lezzetinin artırılmasında yeterlidir.

Tuz tadı sonradan kazanılan bir tattır ve insan gerçekten isterse bu alışkanlığını zamanla bırakabilir.

Page 65: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 66: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 67: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 63

YENİ ÜRÜNLER

Android Telefonlar İçin Yeni UygulamaAndroid işletim sistemli telefonlar için Magix Camera MX adlı bir uygulama geliştirildi. Bu telefonlara daha önce özel bir kamera uygulaması bulmak zordu. Çoğu kullanıcı telefonuyla beraber gelen standart uygulamayı kullanıyordu. Magix Camera MX uygulaması Android telefonlarda farklı çekim modları sunuyor.

Zengin fotoğraf düzenleme seçenekleri, fotoğraf arşivleme ve sosyal medya bütünleşmesiyle dikkat çeken uygulamanın en önemli özelliğiyse 15 farklı görüntü efektine sahip olması. Bu özellik sayesinde örneğin çektiğiniz bir fotoğrafı bir dokunuşla kara kalem çalışmasına dönüştürebiliyorsunuz. Ayrıca sosyal ağ bütünleşmesi sayesinde hazırladığınız fotoğrafları Twitter ve Facebook gibi ortamlarda paylaşabiliyorsunuz. Magix Camera MX’in en güzel tarafı ise ücretsiz bir uygulama olması. Birkaç tıklama ile Android Market’ten kolayca indirilip kuruluyor.

Exper Tüm Ürün Gruplarını YeniliyorExper; masaüstü, dizüstü, tablet bilgisayar ve sunucu sınıfındaki yeni ürün ve hizmetlerini düzenlediği bir toplantıyla tanıttı. Toplantıda satışa sunulan yeni ürünler hakkında bilgi veren Exper Pazarlama Direktörü Mert Erinç, “Yeni modellerimizle herkes aradığını Exper’de bulacak. Bu yıl ki konseptimizi müşterilerimizin farklı bir deneyim yaşamaları üzerine konumlandırdık. Bunun ilk üyesi olan Karizma serisinin 17.3 inç’lik modeli NCL1N, bilgisayar tutkunlarının yeni iletişim ve eğlence adresi olacak. Öte yandan NCL1N Hybrid disk teknolojisi sayesinde kullanıcılar bilgisayarlarını yüzde 50 daha hızlı açıp-kapatacak ve maksimum verim alabilecek. NCL1N’deki 1920x1080 piksel Full HD çözünürlüklü ekran ile kullanıcılara yeni bir görsel deneyim yaşatacağız” dedi.

Öte yandan Easypad tablet bilgisayar serisiyle, pazara yeni bir soluk getiren Exper, 2 model Windows, 2 model Android işletim sistemli P10EMS, P10EMS 3G, P10MAN ve P10MAN 3G modelini de ilk kez tanıttı. Tanıtımda sergilenen 10.1 inç ve 9.7 inç büyüklüğündeki modellerde 1,5 GHz frekansındaki Intel işlemciler kullanılıyor. Ayrıca tabletler 32 GB’a kadar SSD depolamayla beraber geliyor. Windows 7 Home Premium işletim sisteminin yanı sıra Android 3.2’nin de kullanıldığı yeni Easypad modellerinin ‘daha ulaşılabilir bir fiyata’ sahip olmasının hedeflendiği de belirtildi.

Page 68: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201264

YENİ ÜRÜNLER

Mobil 2012 Fuarı’nda HTC One Serisi Tanıtıldıİspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen Mobil 2012 Fuarı bu yıl da yeni teknolojilere, ürünlere ev sahipliği yaptı. Fuarda dikkat çeken ürünlerden biri de HTC firmasının HTC One Serisi cihazlarıydı. HTC One X ve HTC One S modelleri üzerinde bulunan kameraların 2.0 diyafram değerine sahip olması ve kamera lensinin de 28 mm olması kullanıcıları memnun etti. Ayrıca müzik kalitesini artırmak konusunda da atılım yapan HTC, One Serisi’ne Beats By Dr. Dre Audio’yu entegre ederek cihazlarında gerçek ses kalitesi sunuyor. 4.7 inç büyüklüğündeki ekranında 1280x720 piksellik ekran çözünürlüğü sunan HTC One X, 32 GB dahili hafıza ve 1 GB RAM ile kullanıcılarının her isteğine yetecek bir telefon. 7.9 mm kalınlığı ile HTC’nin şu ana dek ürettiği en ince telefon olan HTC One S ise, 1.5 GHz’lik çift çekirdekli Snapdragon S4 işlemcisi ile birlikte, 16 GB dahili depolamanın yanı sıra, microSIM hafıza kartlarını da destekliyor.

Serinin giriş modeli olsa da, Beats Audio, Android 4.0 gibi özellikleri barındıran HTC One V ise, 5 MP kamerası, 1 GHz işlemci gücü ve yalnızca 115 gramlık ağırlığıyla, taşınabilirliği ön plana çıkarıyor. HTC One Serisi’nin, Nisan ayı gibi pazara sunulması bekleniyor.

Toshiba’dan 3D Özellikle Yeni Video KameraToshiba 3D eğlence dünyasını Camileo Z100 video kamera ailesiyle genişletti. Toshiba’nın Camileo video kamera serisinin son üyesi, kullanıcılara 3D videoları 1920 x 1080 çözünürlükte Full-HD olarak kaydetme olanağı sağlıyor. Bunun anlamı, 3D çekimler yerine standart 2D videolar da çekebilirsiniz. 3D moda geçiş yapmak için sadece kameranın üzerindeki 3D tuşuna basmanızın yeterli olacak.

Ayrıca Camileo Z100’ün 3D kayıt modunda 8x oranında dijital yakınlaştırma olanağıyla en küçük detayları bile yakalamak mümkün. 3D fotoğraflar çekmek isteyenler için özel tasarlanan kompakt ve zarif Camileo Z100, HDMI çıkışıyla kolaylıkla 3D televizyonlara veya dizüstü bilgisayarlara bağlanabiliyor. 7.1cm (2.8”) LCD dokunmatik ekran üzerinden özel gözlük kullanmadan 3D video izlerken aynı anda 3D televizyon, dizüstü bilgisayar veya projektöre HDMI bağlantısı ile görüntü paylaştırmak da mümkün.

hazırlayan: GÜNEŞ KAZDAĞLI

Page 69: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 70: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 71: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 67

Mart ayının 21. gününe tekabül eden ve Türklerin en eski mil-

li bayramı olan Nevruz tüm dünyada Türklerin birleşerek kutladıkları tek gün olma özelliğini taşımaktadır. Al-tayların uzun süren soğuk iklim şart-ları altında yaşayan, hayvancılık ve tarım ile geçimini sağlayan Türkler, bahara geçiş döneminde doğanın ye-niden canlanmasını, eşsiz güzelliğini cömertçe kendilerine bahşetmesini bir kutlama yaparak karşılık vermiştir. Bu kutlama Nevruz bayramıdır. Kayna-ğı Altaylar olan ilk milli bayramımız zamanla Asya üzerinden Avrupa’ya ve sonrasında tüm dünyaya yayılmıştır. Farsça nev ve rûz kelimelerinin bir ara-ya gelmesi ile ‘‘Yeni gün’’ anlamına ge-len Nevruz bayramı Türklerin “On iki Hayvanlı Takvim”i dahil kullandıkları takvimlerde yılın ilk günü olarak belir-tilmiştir. Güneşin koç burcuna girmesi ile yeni bir yılın ilk başlangıcı olan 21 Mart aynı zamanda gece ve gündüzün de eşit olması nedeniyle ‘‘Gün Dö-nümü’’, ‘’Yılsırt’’ gibi isimlerle de ta-

nımlanmıştır. Türk dünyasının ortak kültürü olan Nevruz Müslüman Türk Dünyası, Hristiyan Gagavuz, Çuvaşlar ve Şamanist Yakut Türklerinde kutlan-maktadır.

Nevruz doğa güçlerine törenler düzen-lenmesi ve bu törenlerin etkisiyle top-lum yaşantısının kolaylaşması dileği üzerine belirmiştir. Nevruz kutlamala-rı bahar bayramı olarak yüzyıllar boyu sürmüş halen de sürmektedir. Nevruz kutlamaları Osmanlı Devleti’nde de önemli günlerden biri olarak kabul edilmiş, Nevruziye denilen macun veya tatlı yenilmesi, doğa ile ilgili şiirlerin yazılması gelenek haline getirilmiştir. Nevruz günü Sarayda Müneccimbaşı-lar padişaha yeni yıl takvimini sunar ve “Nevruziye Bahşişi” isimli bir bahşiş kendisine takdim edilirdi. Sadrazam da padişaha at, silah ve pahalı kumaş gibi çeşitli hediyeler verirdi. Bu hediyelere ise “Nevruziye Pişkeşi” denilmekteydi. İslam öncesi, İslam dönemi ve günü-müz Nevruz kutlamaları genel manada aynı şekilde sürdürülmektedir.

İlk Milli Türk Bayramı ‘‘Nevruz’’

yazı ,DİDEM GÜLKAÇ

Nevruz’un ortaya çıkışına dair pek çok efsane bulunmaktadır.

Page 72: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201268

Çeşitli Efsaneler Var

Nevruz günü kutlamaları genellikle yakılan ateşten atlanarak yapılır, ateş-ten atlama günahlardan arınmayı ve toprağın ısınmasını simgelemektedir. Ateşten atlayan insanların yıl boyunca hastalanmayacağına, kötülüklerin ve büyülerin yok olacağı inancı da olduk-ça yaygındır. Nevruz kutlamalarının bir diğer özelliği de hasta, fakir kişilere yardım edilmesidir.

Nevruz’un ortaya çıkışına dair pek çok efsane bulunmaktadır. Anadolu’da Türklerin Ergenekon’dan çıkışlarını ve bağımsızlıklarına kavuşması ola-rak kutlanmış ve bu durumu tören-sel olarak ateşler yakılarak Türklerin dağı eritip Ergenekon’dan kurtuluş-ları canlandırılmıştır. Özellikle Türk-lerin İslamiyet’i kabulünden sonra bu geleneğe İslami kimlik kazandı-rılmak istenmiştir. Örneklendirilir ise; Allah dünyayı Nevruz günü yani 21 Martta yaratmıştır. Nevruz, Hz. Adem’in çamurdan meydana geldi-ği, Adem ve Havva’nın buluştukları, Nuh’un gemisinin karaya çıktığı, Yu-suf Peygamber’in kuyudan kurtarıldı-ğı, Hz. Musa’nın asasıyla Kızıldeniz’i yardığı gün olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Nevruz, Hz. Muhammed’in peygamber olduğu gün olarak kabul edilmiştir ki bu Nevruz’a İslami kimlik kazandırma konusunda ki çalışmaların

en keskin örneğidir. Alevi inanca göre ise; Hz. Ali’nin doğum günü ve halife olduğu gün, Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın evlendikleri gün, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in doğduğu gün, Kerbela ola-yının olduğu gün olarak kabul edilir. Bu gibi efsanelerin üretilmesi ve yayıl-masının amacı geniş halk kitlelerince kabul görme talebidir. Nevruz efsa-neleri de farklı lehçelere, dinlere ama aynı ırka mensup insanlar üzerinde bağlayıcı etki edinmiştir.

Bayramımıza Sahip Çıkalım

Nevruz şenlikleri günümüzde doğanın canlanmasının ön plana çıkarılarak kutlanması ile varlığını sürdürmekte-dir. Geleneklerin sürdürülmesine aracı olan Nevruz, kültürümüzün bir parça-sı olarak görev yapmaktadırlar. Türk

halkının ortak kültürü ve duygularını dile getiren mevsimlik törenlerimizdir. Türk milletinin birlik ve beraberlik günü olan Nevruz, Sovyetler Birliği da-ğıldıktan sonra bağımsızlıklarını teker teker ilan eden Azerbaycan, Kazakis-tan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türk-menistan Cumhuriyetleri’nde 21 Mart 1991’den itibaren resmî bayram ilân edilmiştir. Böylelikle Nevruz kutlama-ları devlet töreni durumuna gelmiştir. Türkiye ise 1995 yılında Nevruz resmi bayram olarak kabul edilmiştir. Nevruz sonsuza dek sürecek olan bir Türk gele-neği ve milli bayramıdır, bu bağlamda Türk vatanını bölmeye çalışan provo-katörlerin Nevruz kutlamalarına gölge düşürmeye çalışmalarına karşılık bay-ramımıza daha bilinçli sahip çıkmalı ve hafızalarımızı tarihimizle yeniden tazelemeliyiz.

Nevruz kutlamaları Osmanlı Devleti’nde de önemli günlerden biri olarak kabul edilmiş, Nevruziye denilen macun veya tatlı yenilmesi, doğa ile ilgili şiirlerin yazılması gelenek haline getirilmiştir.

Page 73: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 74: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201270

Bu sayıdaki test konuğumuz BWM 5M. BMW kullanmak, kendini farklı ve iyi hissetmek için yeterli bir sebep. Ancak bu BMW, yeni 5 serisi ise bu iki duygunun tavan yapaca-ğından emin olabilirsiniz. BMW, marka değeri olarak diğer tüm markaların üstünde bir yere sahip. Yapılan araştırmalara göre 25. sırada olan marka, tüketicilerin algı dünyasında çok özel bir yere sahip. Dünyanın en değerli otomobil markası durumunda olan BMW, Business Week dergisine göre dünyanın marka özvarlığı en yüksek 15. markası, Luxurr Institude’a göre dünyanın en arzulanan markası. Bu büyük başarının arka-sındaysa çok net ve yalın bir vaat yatıyor: Sürüş keyfi...BMW 5 serisi markanın tüm ruhunu karasorinin her santi-metre karesinde hissettiriyor. BMW 5 serisi BMW ruhunu ve imajını bir adım ileriye taşımanın yanında, hem bulunduğu

segment hem de model imajı ile markaya değer katıyor.Diğer BMW otomobilleri düşündüğümüzde 5 serisi marka vaadini en iyi karşılayan model diyebiliriz. BMW marka kişiliğine baktığımızda markanın kendini 20-40 yaşların-da, erkek, yüksek profilli, modayı takip eden, sofistike, gösterişli ve sporcu olarak tanımladığını görüyoruz. BMW 5 serisini satın alan profili incelediğimizde marka kişiliği ile hedef kitlenin kişiliğinin çok net bir şekilde örtüştüğünü görebiliyorsunuz. BMW 5 serisi tasarımındaki zarafet ve elit duruşu ve sosyal statüyü ön plana çıkaran imajı ile iş adamlarını hedeflerken, aynı zamanda tasarımındaki sportif konturlar, dinamik çizgiler ve performansıyla çok daha genç bir kitleyi de kendisine bağlıyor. Otomobili satın alan 25-30 arasındaki gençlerde, 40-45 yaşındaki iş adamları da beklentilerinin karşılığını tam olarak alıyor.

BMW 5M

MART 201270

Page 75: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 71

TasarımRakipleri ile kıyaslandığında 5 serisi çok daha genç ve dinamik bir kişilik profili çiziyor. Otomo-bili satın alan kullanıcıların yaş ortalamalarına ve kırımlarına baktığınızda bu fark daha da net bir şekilde ortaya çıkıyor. En yakın rakibi Mercedes E serisi, ne kadar gençleşse de 5 serisine göre daha yaşlı, oturmuş ve ağır bir kişilik ortaya koyarken, hedef kitlesi ve mevcut kullanıcı profili de bu algıyı kuvvetlendiriyor. Yeni 5 serisinin rakiplerine göre daha genç bir hedef kitle profiline sahip olmasının en büyük ikinci nedeni tasarım. 5 serisi her ne kadar Mercedes CLS veya Audi A7 segmentinde olmasa da en az onlar kadar sportif bir tasarım sunuyor. Özellikle M versiyonu hem dış tasarımda hem de iç tasarımda coupe etkisini ciddi anlamda hissettiriyor. BMW’nin yeni tasarım şefi Adrian Van Hooydonk başta yeni 5 serisi olmak üzere BMW’de çok daha elit, çok daha sportif, çok daha güçlü çizgilere imza atmaya başladı. BMW 5 serisi bu tasarım anlayışının belki de en iyi örneklerinden birisi. Tasarımı kusursuz denilecek kadar güzel ve etkileyici...Yüksek performanslı şanzımanı ve alaşım disk frenleri hava girişleri tarafından soğutuluyor. Belirgin çamurluk kavisleri isteğe bağlı 20 inç M hafif alaşım 343 M jantları çevreliyor. Kavisli M dış aynalar rüzgârı yarıyor. Dış tasarım ve dizayn kadar iç tasarımda mü-kemmel. Bütün ayrıntılar düşünülmüş, estetik bir görünüm hakim. Koltuğa kurulduğunuz da görüyorsunuz ki içerideki kaplamalar ve bunların yarattığı spor ambiyans harika.

Yakıt TüketimiOtomobilin yakıt tüketimine inanamayacaksınız. Ara sıra sıkışan ve kilitlenen bir trafikte 45 km’lik bir mesafede ortalama yakıt tüketimi sadece 4.7lt/100km. Yani 5 serisi tüm bu yaşanılan dene-yim için size sadece 7TL gibi bir fatura çıkarıyor... Yarattığı emisyon ise sadece 132g/km.

Sürüş DinamikleriGünlük kullanım için yarış pistlerinde geliştirilen BMW 5M, M felsefesine dayanıyor ve yüksek per-formansı, günlük kullanıma uygunlukla mükemmel bir şekilde birleştiriyor. Yüksek beklentileri karşılayan araç, gelişmiş M yüksek performanslı yürüyen aksam, tamamen yeniden geliştirilmiş. Sonuç olarak maksimum sü-rüş dinamikleri ve çevikliğin yanı sıra fizik yasala-rının sınırlarında bile yüksek seviyede hassasiyet gösteren ve kontrol sağlayan bir otomobil ortaya çıkmış. Turbo V8 motor ve Drivelogic özelliğine sahip olan araç çift kavramalı 7 ileri otomatik şanzıman, dinamik sürüş ve hassasiyet alanında yeni standartlar belirleyen bir otomobil yaratıyor.Otomobil sadece tasarımı ile değil, teknolo-jisi, konforu, ekonomisi ile de fark yaratıyor. Dokunduğunuz her yüzey kusursuz bir forma ve kaliteye sahip. Tüm bu güzelliklerin performansla birleşmesi ise ayrı bir zevk. Güce sahip olmanın ve kontrol etmenin verdiği his ve yarattığı kendine güven duygusu bu araçtan aldığınız zevki kat kat artırıyor.

hazırlayan: FEYZA GÜLEÇ ŞAHİNfeyza@otoalsat .com

Page 76: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201272

Tiyatro ve sinema camiasının aranan isimlerindensiniz. Beyaz perdeye ilk adımınızı ne zaman attınız, bu serüveni bizimle paylaşır mısınız?

Tiyatro oyuncusuyum. Eğitimim, ça-lışmam ve çabam hep tiyatro üzerine. Ama şu da var ki tiyatro oyunculuğu sinema ve dizi oyunculuğunu da kap-sıyor. Benim sinemayla pek ilişkim yok. Yani pek fırsatım olmadığı gibi öyle özgün bir çalışmam da olmadı. Ama televizyonda Ankara’dan ilk yayı-na başladığı dönemlerde uzun süre her konuda yoğun çalışmalarım oldu. Ya-rışmalar sundum, dublaj yaptım, TV filmlerinde ve dizilerinde oynadım.

Oyunculukla beraber dublaj tecrübeniz de oldu.

Dublaj, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çalışırken oyuncu arkadaşların kendi alanlarını ilgilendiren, gerek oyun-culuk gerek dublaj çalışmalarında bulunmalarıyla başladı. Ama dublaj Ankara’da o zamanlar bizim pek bilme-diğimiz bir şeydi. Televizyon yayını ile bunu öğrenmek istedik. Allah rahmet eylesin Bilim isminde bir arkadaşımız vardı, İngiltere’de dublaj yönetmenliği konusunda çalışmıştı. O gelince, arka-daşlarla ilk dublajımızı yapmak üzere bir odada toplandık. İlk dublajını yap-tığımız dizi de “Shirley’s World” idi.

röpor ta j : ZEYNEP AĞAÇYETİŞTİREN

Zafer ErginOynadığım Rollerde Kendimle Ortak Yönler Yaratmaya Çalışırım

Kurtlar Vadisi’nin Baron’u, Arka Sokaklar’ın en çok sevilen karakteri Rıza Baba’yı canlandıran Zafer Ergin sanat hayatına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Oynadığı tüm roller ile ortak yönler yaratttığını ifade eden sanatçı, dizilerde en çok üzüntü verici olayın çok başarılı dizilerin bile reyting girdabında kaybolup gitmesi olduğunu söyledi. Aynı zamanda dublajın aranan sanatçılarından olan Zafer Ergin, unutulmaz dizi “Charlie’nin Melekleri”nde “Charlie”ye sesiyle hayat vermişti. Evlerimize ilk olarak sesiyle giren sanatçı, yıllar geçtikçe oynadığı dizilerde üstün başarılara imza attı. Zafer Ergin ile dublaj yaptığı ilk günden, bugüne uzanan dizi macerasını SAYED okurları için konuştuk.

Page 77: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 73MART 2012 73

Page 78: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201274

Bu ilk film için on beş gün prova yap-tık. Arkadaşımız bize dublajın ilk nasıl yapılacağını anlattığında, ben böyle bir şey yapamam demiştim. Fakat sonra-dan arkadaşlarla o kadar başarılı ses-lendirmelere imza attık ki, tutulmayan dizileri dahi seslendirme sonucunda tutulur hale getirdik.

Arka sokaklar adlı dizide “Rıza Baba” karakteri ile ortak yönleriniz var mı?

Oynadığım rollerde kendimle ortak yönler yaratmaya çalışırım. Onun için gözlem yaparım, araştırırım. Bu rolde de böyle bir uğraşım oldu tabii.

Sanat yaşamınızda sağlık eksenli bir sosyal sorumluluk projesinde yer aldınız mı?

Zaman zaman sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorum. Özellikle çocuklarla ilgili projeler konusunda çalışmalarım var. Tabii onların sağlık-lı olmaları, sağlıklı düşünen bireyler olmaları da önem verdiğimiz konular arasındadır.

Oyunculukta yıllarca alaylı mektepli kavgası yaşanıyor sizce buna son noktayı koyan unsur nedir?

Her işi bilerek yapmak en iyisidir. Ama arz ve talep patlaması ve başka öne çı-kan, değer ve beğeni yargıları bu işte önem kazanıyor maalesef.

Türkiye’de dizilerin kalite çıtasını nasıl değerlendriyorsunuz?

Zamana karşı bir yarış şeklinde geçiyor çalışmalar. Ama bakıyorum da gerçek-

ten bu zorluklara, zaman yokluğuna rağmen çok kaliteli işler çıkıyor. Tabii en üzüntü verici olay da bazı çok ba-şarılı dizilerin bile reyting denilen gir-dapta kaybolup gitmesidir. Ama ben sadece dizilerde değil, yaptığım tüm işlerde oldukça seçiciyim. Kurallarım, kuramlarım ve ilkelerim var. Onlardan da çok memnunum ve mutluyum. İl-kelerimden ödün vermem.

Dizinizde izleyicilerinize mesaj verdiğiniz oluyor mu?

Dizilerin didaktik bir şekilde mesaj vermesi gerektiğine inanmıyorum. “Arka Sokaklar”da olması gerektiği kadar mesaj var. Eğitici mesaj biçimi şudur; olanı, olması gerekenle bera-ber göstermek. Mesela bir vatandaş kırmızı ışıkta geçiyor ve yere tükürü-yor. Bunu gösterir ve bırakırsanız işe yaramaz. Bunun doğrusunu gösterir-seniz o zaman yararlı olur. Bu dizide bir sürü yanlış içinde bir dolu güzellik ve o yanlışların doğruları var. Mesaj böyle verilmeli. Emniyet Teşkilatı da bizi çok seviyor ve destekliyor. Bir baş-ka gün trafikte bir ekip arabasıyla yan yana geldik, bana “amirim” diye selam verdiler ve “Sizin gibi amirimiz olsa, polislik tadından yenmez.” dediler. Koruyucu, sevici, dikkatli, doğruyu gösterici ve esprili bir karakter benim ki. Bunda senaristin ve yapımcının da büyük katkısı var.

Sokakta yürürken izleyicilerinizden buna benzer tepkiler geliyor?

Çok olumlu tepkiler alıyorum. Çünkü oynadığım karakter olumlu, babacan, esperili, tatlı sert biri. Seyirci kendi-lerinden biri olduğumun farkında. Zaten bizim dizideki karakterler evi-mizde, yanımızda, ailemizde her gün gördüğümüz yakınlarımız.

Üniversiteleri ziyarete gittiğinizde öğrencilerinize en çok neyi öğütlüyorsunuz?

Üniversitelerde ders veriyordum ama yoğunluğumdan dolayı artık ders veremiyorum, ancak fırsatım olursa istiyorum. Bu diziler dolayısıyla ara

Trafikte bir ekip arabasıyla yan yana geldik, bana “Amirim” diye selam verdiler ve “Sizin gibi amirimiz olsa, polislik tadından yenmez.” dediler.

verdim ama şu bir gerçek ki, öğrenci-lerle birlikte olmaktan büyük bir he-yecan duyuyorum ve ben de onlardan çok ders alıyorum. Alışılmış bir hoca değilim. Ders olarak değil, ders verdi-ğim konuların yaşamdaki yararlarını anlatıyorum. Öğretmenler Günü’nde mesajlar atıyorlar, çok hoşuma gidiyor. Görüşüyorum birçoğuyla zaten. Çok yönlü düşünmeyi, sentez yapmayı ve tabii çok okumayı öğütlüyorum. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Artık önem-li olan hangi bilgilere ulaşmak istedi-ğiniz.

Genç gösteriyorsunuz bunun için özel bir çabanız var mı?

İltifatınız için teşekkür ederim. Ama şu an kaç yaşında görünüyorsam tam o yaştayım. Spor hayatımda önemli bir yer tutar. Oyuncunun enstrümanı be-denidir. Ona dikkat etmesi koruması gerek. Spor, sağlıklı beslenme, yaşam disiplini, her insanın aslında dikkat et-mesi gereken olgular.

Doktorlarımıza özel mesajlarınız var mı?

Çok değerli doktor dostlarım var. Ve ben herkes gibi yaşamını tıp mesleğine adamış insanlarımızı hep saygı ve sev-giyle anarım. Büyük fedakarlık isteyen kutsal mesleklerden biri ve hepsi insan-lık için çok değerli. İçinde bulunduğu-muz tıp bayramında onlara sonsuz ba-şarı ve mutluluk dileklerimle.

Page 79: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 80: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201276 MART 201276

Bir Ayrılık Filmi

Bir Ayrılık

Sığınak Toprağın Çocukları J.EdgarTür: DramYönetmen: Jeff NicholsOyuncular: Michael Shannon, Jessica Chastain, Tova Stewart

Tür: DramYönetmen: Ali Adnan ÖzgürOyuncular: Erkan Can, Ufuk Bayraktar, Türkü Turan

Tür: BiyografikYönetmen: Clint EastwoodOyuncular: Leonardo DiCaprio, Naomi Watts, Armie Hammer

Yönetmen: Asghar Farhadi Oyuncular: Leila Hatami, Peyman Moadi, Shahab HosseiniYapım: İran - 2010 Dil: Farsça; İngilizce

İran sinemasının her şeyden önce en önemli özelliği nazarımda “Küçük bir duygudan büyük bir iş” çıkarma özelliği. Özellikle siyasal sebeplerden ötürü sinema üzerindeki baskı, yönetmenleri başka mecralara ve anlatım tekniklerine sürüklüyor. Şu an epey gündemde olan “Ayrılık” filmi de bu türden. Altın ayı, Berlin film festivalinden bolca ödülle dönen ve geçtiğimiz günlerde yapılan Oscar töreninde “En İyi Yabancı Film” ödülünü de alan bu film Asghar Farhadi’nin de kaderini kökten değiştireceğine benziyor.

Filmin konusu, açılış sahnesinden de öğreniyoruz ki, boşanmak üzere olan ama çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşen bir çiftin öyküsüdür. Anne Simin, Avrupa’ya kızı ile

gitme yanlısı, baba rolündeki Nadir ise kalma taraftarı. Çünkü babası Alzheimer ve bakıma muhtaç.

Eve alınan bir bakıcıdan sonra ise olaylar gelişir ve film sınıflar arası çatışma, kapitalist modernitenin yaşama dayatıcılığı, ülke sevgisi ve toprağından ayrılmanın zorluğu, ebeveyn-çocuk ilişkisinin nasıl olması gerektiği noktalarına evrilir. Yönetmen filminde esas olarak İran’ın şu an içinde olduğu ikileme bir gönderme yapıyor. Simin ülkeyi terk etmek isteyenleri simgelerken, baba ise her şeye rağmen İran’da kalma taraftarı olanların simgesi. Peki hangisi haklı? Bu sorunun cevabı da müthiş bir final ile kızları Termeh veriyor. Doğudan yükselen ve kaçırılmaması gereken bir baş yapıt…

yorum: ETHEM METE

FİLM KRİTİK

Page 81: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 2012 77

Page 82: SAYED Mart 2012 Sayı:48

MART 201278 MART 201278

Engelleyemeye Çalıştığımız “BEN”“Dünya bizleri kurtarmaya ve bize iyilik etme aşkıyla dolu, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen insanlar tarafından hep kana bulandı. Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı… Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Onlar hep “biz” dediler hiç “ben” deyip kendilerini düşünmediler. Ama bilim, zenginlik, hayatı kolaylaştıran, yaşanır kılan her türlü buluş ve bilgi, kendi çıkarları için çalışan, işini iyi yapan bencillerin eseriydi. Onlar hiçbir zaman biz olmaya çalışmadılar. Sadece işlerini iyi yapmaya çalıştılar ve bizlere rağmen başardılar. Elinizdeki kitap dünyanın fedakârlık tüccarları tarafından yok edilmemesi için bir AKIL KALKANIDIR. Ben’in bir savunusu ve kalabalıklara karşı duran yaratıcılara verilmiş bir ödüldür.” (Sinan Çetin)

Kalabalıkların salt batıl bir güruhtan öteye geçemediklerinin tertemiz bir göstergesini istiyor musunuz? İşte elinizdeki kaynak bunun en güzel savunularından biridir. Bu Platonun bireysel felsefi düşünüşünü, kolektif olduklarına inanan

çoğula savunması niteliğinde az sayıdaki insanın ben’i, kalabalıkların biz’ine karşı en güzel savunmasıdır. Hep olagelen fakat bizim görmediğimiz ya da görmek istemediğimiz, nimetlerinden sonuna kadar faydalandığımız fakat bunu yaparken dahi bilinçaltımızda bulunan çekememezliğin ve hazmedilemez aşağılık duygusunun dışavurumu gibidir. Edison’un ampulü icat ederken karısı tarafından toplum ve ailesiyle ilgilenmeyen anti-sosyal bir kişi olmakla suçlanması, Galileo’nun dünya dönüyor dediğinde “biz”ciler tarafından işkenceye uğraması, bireysel akıl, kalabalıkların onaylamadığı bu büyük güç her çağda saldırıya uğradı. Kalabalıklar, yaratıcı bireye saldırırken elindeki silahı hep iyilik, hayırseverlik ve fedakârlık kurşunuyla doldurdular.

Bilgi yoğunluğunun aşırıya çıktığı akabinde bilgi kirliliği ve kavram savaşlarına ortam hazırladığı günümüzde “ego” ve “ben” kavramlarına yüklediğimiz anlamsal çelişkiyi kavramanızda rehber niteliğinde olacak sayfa sayısı gözünüzde korkutucu gelebilecek ama okudukça önemini ve gerekliliğini özümseyeceğiniz bir başyapıt.

yorum: ADNAN YETKİN

KİTAP KRİTİK

Hayatın Kaynağı (The Fountainhead)Yazar: Ayn RandÇeviren: Belkıs DişbudakSayfa Sayısı: 968Yayınevi: Plato Yayınları

Aşk’a YolculukVeysel Karâni

AşkınMatematiği

Kendine AitBir Oda

Yazar: Sinan YağmurSayfa Sayısı: 272Yayınevi: Destes Yayınları

Yazar: Emma DarwinSayfa Sayısı: 464Yayınevi: Pegasus Yayınları

Yazar: Virginia Woolf Sayfa Sayısı: 128Yayınevi: Kırmızı Kedi

Page 83: SAYED Mart 2012 Sayı:48
Page 84: SAYED Mart 2012 Sayı:48

Ultrasonogra SistemleriDijital Röntgen Sistemleri

ekspoMED standımıza (3. HOL 311) davetlisinizekspoMED 12-15 Nisan TÜYAP

www.kompozitturkiye.com [email protected] Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61

www.kompozitturkiye.com [email protected] Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61

Değişken SID-FFD

6.4" LCD Hasta Bilgi ve Pozisyonlama Ekranı

ddArt TM Dekoratif Işıklı Panel Seçenekleri

C- Kol Tasarım

3PTM Panel Koruma Programı

➣ Her Pozisyonda Ayrılabilir Grid➣ Infrared Sensörler

➣ 3D Çıkarılabilir Kapak

➣ Aktif Şok Emici Mekanizma

➣ Kullanıcı Ara Yüzü

➣ En İyi İmaj Kalitesi

➣ En Düşük Radyasyon Dozu

➣ AEC 5 Alan Ölçümlü İyon Odası

➣ Optimize Hasta Pozisyonlama

➣ 2D GÖRÜNTÜLEME➣ 3D GÖRÜNTÜLEME ➣ 4D GÖRÜNTÜLEME

➣ HDVITM

➣ VOLUME NTTM

➣ 3DXITM

➣ 3DMXITM

➣ ElastoScanTM

➣ Dynamic MRTM

/Dynamic MR PlusTM

➣ SRF (Speckle Reduction FilterTM

)➣ Geniş Dinamik Aralık➣ FSI (Full Spektrum Görüntüleme

TM )

➣ HAR (Harmonik Görüntüleme)➣➣ INV (Pulse Inversion)➣ PPI (Power Pulse Inversion)

➣ KARDİYAK ➣ Full Kardiyak Ölçüm Paketi

➣ 2D Strain Imaging➣ StressEcho➣ AutoIMT

TM

➣ DICOM SR (Ekokardiyogra ve Vasküler)➣➣ CV Raporu➣ TDI(Tissue Doppler Imaging)

➣ HPRF(High PRF)

FP-5000TM Si Flat Panel Dedektör

SINIFININ EN İYİSİ

Page 85: SAYED Mart 2012 Sayı:48

Ultrasonogra SistemleriDijital Röntgen Sistemleri

ekspoMED standımıza (3. HOL 311) davetlisinizekspoMED 12-15 Nisan TÜYAP

www.kompozitturkiye.com [email protected] Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61

www.kompozitturkiye.com [email protected] Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61

Değişken SID-FFD

6.4" LCD Hasta Bilgi ve Pozisyonlama Ekranı

ddArt TM Dekoratif Işıklı Panel Seçenekleri

C- Kol Tasarım

3PTM Panel Koruma Programı

➣ Her Pozisyonda Ayrılabilir Grid➣ Infrared Sensörler

➣ 3D Çıkarılabilir Kapak

➣ Aktif Şok Emici Mekanizma

➣ Kullanıcı Ara Yüzü

➣ En İyi İmaj Kalitesi

➣ En Düşük Radyasyon Dozu

➣ AEC 5 Alan Ölçümlü İyon Odası

➣ Optimize Hasta Pozisyonlama

➣ 2D GÖRÜNTÜLEME➣ 3D GÖRÜNTÜLEME ➣ 4D GÖRÜNTÜLEME

➣ HDVITM

➣ VOLUME NTTM

➣ 3DXITM

➣ 3DMXITM

➣ ElastoScanTM

➣ Dynamic MRTM

/Dynamic MR PlusTM

➣ SRF (Speckle Reduction FilterTM

)➣ Geniş Dinamik Aralık➣ FSI (Full Spektrum Görüntüleme

TM )

➣ HAR (Harmonik Görüntüleme)➣➣ INV (Pulse Inversion)➣ PPI (Power Pulse Inversion)

➣ KARDİYAK ➣ Full Kardiyak Ölçüm Paketi

➣ 2D Strain Imaging➣ StressEcho➣ AutoIMT

TM

➣ DICOM SR (Ekokardiyogra ve Vasküler)➣➣ CV Raporu➣ TDI(Tissue Doppler Imaging)

➣ HPRF(High PRF)

FP-5000TM Si Flat Panel Dedektör

SINIFININ EN İYİSİ

Page 86: SAYED Mart 2012 Sayı:48