sayi 2 Çevre ve Şehİr · 2012-12-05 · yaşar taşkın koç, “yeni başkentin karakteristik...

84

Upload: others

Post on 13-Feb-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

RK

İYE'

NİN

TEK

ÇEV

RE

VE

ŞEH

İRC

İLİK

DER

GİS

İÇ

EVR

E V

E ŞE

HİR

| S

AYI

2

Page 2: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 3: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 4: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

4 ......................TÜRK-İSLAM DÜNYASININ MİMARİ MİRASI TRABZONDA TANITILACAK 6 ......................ÇED VE MADENCİLİK SEMPOZYUMU ANTALYA’DA YAPILDI 8 ......................TÜRKİYE'NİN OLMAZSA OLMAZI: DEPREME DAYANIKLI KENTSEL DÖNÜŞÜM 10 ....................KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ VATANDAŞLARIMIZLA BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ 12 ....................TÜRKİYE BÜYÜK BİR EKONOMİYE VE GÜÇLÜ BİR YAPI SEKTÖRÜNE SAHİP34 ....................TEHLİKELİ ATIK VARİLLERİ BERTARAf ÇALIŞMASI56 ....................TÜRKİYE’NİN İLK TOPLU KONUT PROJESİ TAYYARE EVLERİ60 ....................KADİM ŞEHİRLER / TRABZON 74 ....................YENİ BAŞKENTİN KARAKTERİSTİK BİNALARI

13KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ SÜRDÜRECEĞİZ

26HEDEf 30 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ

68GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ

30VAN MARKA ŞEHİR OLACAK

18İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE

42ÇEVRE VE ATIK SU ALTYAPI POLİTİKALARI

46İSTANBUL'A KÜRESEL fİNANS MERKEZİ

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI MÜSTEŞARI ERCAN TIRAŞ

14ÜRETİM VE KALİTE ODAKLI BİR YAPI KURUYORUZ

2 | ŞUBAT 2012

İÇİNDEKİLER

Page 5: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehir Dergisi’nin ikinci sayısıyla karşınızdayız. İlk sayımıza gösterdiğiniz yoğun ilgiye teşekkür ederiz. Sizlerin katkılarıyla her sayıda daha zengin ve gündemi yakından takip eden bir dergi için çaba göstereceğiz.

Şubat sayımızda Türkiye’nin çevre ve şehir gündeminden önemli başlıklar taşıyoruz gündeme.

Bu ayın röportajı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Ercan Tıraş’la. Yeni kurulan ve muazzam bir hareketlilik içindeki bakanlığın yoğun gündemine rağmen Müsteşar Ercan Tıraş, gelecek vizyonlarını ve hedeflerini bizimle paylaştı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bir taraftan geçmişten devraldığı tecrübenin zenginliğini, diğer yandan yeniden yapılanmanın heyecanını taşıyor üzerinde. Şubat sayımızda yine çok değerli katkılar ve yazılarla bize destek oldular.

Bu sayıda kapak dosyamız İstanbul Ataşehir’e kurulan ve sadece bulunduğu şehrin değil, Türkiye’nin kaderini etkileyecek olan Finans Merkezi. Newyork, Londra ve Dubai’deki benzerlerinden daha büyük bir alanda kurulan Finans Merkezi’yle ilgili ayrıntıları sayfalarımızda bulabilirsiniz.

Çevre Yönetimi Genel Müdürü Recep Şahin, Çevre ve Atık Su Altyapı Politikaları başlıklı makalesiyle, ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürü ve değerli akademisyen Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, 2006 yılında Tuzla’da bulunan tehlikeli atık varillerin bertaraf çalışmasını anlatan kapsamlı bir çalışmayla sayfalarımızda yer aldı.

İklim değişikliğinin ülkemizde ve dünyadaki etkilerini, gelecek senaryolarını ele alan önemli bir dosyayı da dergimizde sizlerle paylaşıyoruz.

Çevre ve Şehir Bakanlığı Müşaviri Sezgin Demircioğlu, Türkiye’nin ilk toplu konut projesi olan Tayyare Evleri’ni dergimiz için kaleme aldı. Her sayımızda devam edecek “Kadim Şehirler’ bölümünün ilk konuğu Trabzon. Değerli gazeteci Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı.

Çevre ve Şehir gündeminden haberler, önemli başlıklar ve daha pek çok zengin ayrıntıyla Şubat sayısını sizlerle paylaşmak büyük bir mutluluk.

Desteğiniz, katkılarınız ve elbette eleştirilerinizle yeni sayılarda buluşmak dileği ile...

İstaNbuL DüNyaNıN FİNaNs MERKEzİ OLuyOR

| 3ŞUBAT 2012

MERHaba

DB Yapım Ajans adına Sahibi ve

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüŞenol Selçuk Turan

Yayın KoordinatörüNecati Eren

Yayın KuruluÜmit Kaçar

Ali İhsan KıraçYakup TürkmenYaşar Taşkın KoçNasuhi Güngör

Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar

Haber MerkeziAdem Seneman

Cansu KurukahvecioğluFatma Yıldırım

TasarımDB Yapım

FotoğraflarSıtkı İlanbey

BaskıFersa Ofset Baskı TesisleriOstim 36. Sokak No: 5/C-D

Yenimahalle, AnkaraTel : 0 312 386 17 00

Faks : 0 312 386 17 04

Yönetim YeriAşağı Öveçler Mahallesi 1033 Sokak No: 17/12

Çankaya, AnkaraTel : 0 312 472 47 45

Faks : 0 312 472 47 46

TürüYaygın Süreli

Page 6: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Türk-İslam Dünyası Mühendis-lik-Mimarlık ve Şehircilik Olimpi-yatları Yürütme Kurulu Toplantısı Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın himayelerinde gerçek-leştirildi.

Trabzon'da düzenlenecek olimpi-yatlarda Türk-İslam ortak kültürüne ait mühendislik, mimarlık ve şehircilik projelerinin hem tanıtımının yapıla-cağını hem de yarışacağını ifade eden Bakan Bayraktar, "Bu organizasyon so-nunda ortaya çıkacak projelerle Türk-İslam kültürü ve mimarisinin seçkin örneklerini tekrar görme ve uygulama imkânını yakalayacağız. Bu olimpiyat-ların mimarimize yakışır kentler ve hayat alanlarının oluşmasında katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.

TÜRK-İSLAM DÜNYASININ MİMARİ MİRASI TANITILACAKEdirne'den Semerkant'a, Bişkek'ten

Aşkabat'a, Merv'den İstanbul'a ve Astana'ya kadar birçok kente Türk mimarlarının, Türk mimarisinin en güzel örnekleriyle hayat verdiklerini belirten Bakan Bayraktar "Şehirlerin özellikleri, güzellikleri, tarihi mirasımız binalarla, yapılarla tanıtılıyor. Türk-İslam dünyasında çok güzel mimarlık eserleri var, olimpiyatta bunlar tanı-tılacak" dedi.

Türk-İslam kültür ve medeniyeti-nin hayat, mimarlık ve mühendislik

düşüncesini yarınlara taşımak için daha çok çalışmamız gerektiğini kaydeden Bayraktar, "Bu çalışmalarda bize yön verecek kuruluşlara ve büyük gayret-lere ihtiyacımız vardır" diye konuştu.

İKİ YILDA BİR DÜZENLENİYORTürk-İslam Dünyası Mühendislik-

Mimarlık ve Şehircilik Olimpiyatları Yürütme Kurulu Başkanı Dr. İlyas De-mirci de  15-18 Ekim 2012 tarihleri arasında Trabzon'da yapılacak olim-piyatlara ilişkin bir sunum yaparak, bu doğrultuda yapılan çalışmaları anlattı.

İki yılda bir, bir başka Türk ülke-sinde yapılan Türk Dünyası Mimarlık ve Şehircilik Kurultaylarının yanın-da, her 6 ayda bir Uluslararası Kaşgar'dan Endülüs'e Türk İs-lam şehirleri Şehir Şehrengizleri toplantıları yapılıyor. 2010 As-tana Kurultayı'nın ve Gazi Kars Şehrengizi Sonuç Bildirgesi'nin maddeleri gereği ülkemizde ya-pılacak olan Türk Dünyası Mi-marlık ve Şehircilik Kurultayı "Türk İslam Dünyası Mühendislik-Mimarlık ve Şehircilik  Proje Olimpiyatları" adı ile 15-18 Ekim 2012 tarihleri arasında Trabzon'da gerçekleştirilecek.

OLİMPİYATA 28 ÜLKE KATILIYORTürk Dünyası Mühendisler ve Mi-

marlar Birliği'nin temsilciliği bulunan

28 ülkenin yanı sıra geçmişte ve gü-nümüzde Türk-İslam Dünyası olarak adlandırılan ülke ve akraba toplulukla-rın katılacağı olimpiyatta, Türk-İslam ortak kültürüne ait mühendislik, mi-marlık ve şehircilik projeleri yarışacak.

Olimpiyatın amacı ise: "Mühen-dislik, mimarlık ve şehircilik alanında mesleğin gelişmesine ve ilerlemesi-ne öncülük etmek, kimlikli, kişilikli, çevreye ve insana saygılı daha medeni şehirler oluşturmak, çeşitli sebeplerle tahrip olan, kaybolmaya yüz tutan ve bulunduğu coğrafya dışında bilinme-yen mimari eserlerin durum tespitle-rini yaparak yok olmalarının önüne geçmek ve bilinmelerini sağlamak" olarak tanımlanıyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI HİMAYE EDİYOR

Olimpiyatlar, Çevre ve Şe-hircilik Bakanlığı'nın hima-yelerinde, Trabzon Büyük-şehir Belediye Başkanlığı'nın

ev sahipliğinde, Karadeniz Tek-nik Üniversitesi'nin Bilim Heyeti Başkanlığı'nda, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY Ge-nel Sekreterliği'nin koordinasyonunda, Türk Dünyası Mühendisler ve Mi-marlar Birliği'nin organizasyonunda ve Türk-İslam Dünyası'ndan üniver-sitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile düzenlenecek.

İkİ yıldA Bİr düzenlenen Türk-İslAm dünyAsı mühendİslİk-mİmArlık ve Şehİrcİlİk OlİmpİyATlArı'nın AmAcı, "kİmlİklİ, kİŞİlİklİ, çevreye ve İnsAnA sAygılı dAhA medenİ Şehİrler

OlUŞTUrmAk, çeŞİTlİ seBeplerle TAhrİp OlAn, kAyBOlmAyA yüz TUTAn ve BUlUndUğU cOğrAfyA dıŞındA Bİlİnmeyen mİmArİ

eserlerİn dUrUm TespİTlerİnİ yApArAk yOk OlmAlArının önüne geçmek ve Bİlİnmelerİnİ sAğlAmAk."

tüRK-İsLaM DüNyasıNıN MİMaRİ MİRası tRabzONDa taNıtıLaCaK

4 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 7: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 8: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çev-resel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ile Tür-kiye Çevre Koruma Vakfı tarafından düzenlenen “ÇED ve Madencilik Sempozyumu” Antalya’da yapıldı. Sempozyuma Çevre ve Şehircilik Ba-kan Yardımcısı Muhammet Balta’nın yanı sıra ÇED Genel Müdürü Mustafa

Satılmış, Antalya Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Mustafa Apaydın, Maden İşleri Genel Müdürü Hamdi yıldırım TOBB Madencilik Konseyi Başkanı İsmet Kasapoğlu, kamu kuruluşların-dan yetkililer, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile maden üreticileri katıldı.

Sempozyumun açılış konuşması-nı yapan Çevre ve Şehircilik Bakan

Yardımcısı Muhammet Balta, 2002 yılından önce Türkiye'de altın üreti-mi yapan tek firma olduğunu, bugün ise sayının 5'e yükseldiğini belirterek, ''Bu firmalar Avrupa normları üzerin-de, çevreye uyumlu bir şekilde üretim yapıyorlar'' dedi.

“MADENCİLİK ÖNEMLİ YAPI TAŞLARINDAN BİRİ”Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak

Türkiye’nin kalkınmasında bir loko-motif görevi yapan maden sektöründe faaliyet gösterenleri desteklediklerini belirten Balta, “Biz madencilik alanını ülkemizin kalkınmasında en önemli yapı taşlarından biri olarak görüyo-ruz” dedi.

Türkiye’de son 10 yılda her alan-da zihniyet değişikliği yaşandığına dikkat çeken Bakan Yardımcısı Bal-ta, “Biz Bakanlık olarak kirlettikten sonra değil, kirletmeden önce tedbir almak zorundayız. Bütün tabi kaynak-larımızı temiz tutmak zorundayız” diye konuştu.

ÇED VE MaDENCİLİK sEMPOzyuMu

aNtaLya’Da yaPıLDı

sempOzyUmUn AçılıŞ kOnUŞmAsını yApAn çevre ve Şehİrcİlİk BAkAn yArdımcısı mUhAmmeT BAlTA, 2002 yılındAn önce Türkİye'de AlTın üreTİmİ yApAn Tek

fİrmA OldUğUnU, BUgün İse sAyının 5'e yükseldİğİnİ BelİrTerek, ''BU fİrmAlAr AvrUpA nOrmlArı üzerİnde, çevreye UyUmlU Bİr

Şekİlde üreTİm yApıyOrlAr'' dedİ.

6 | ŞUBAT 2012

EtKİNLİK

Page 9: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevreyle ilgili sorunları ve çevresel etkileri en aza indirmek için yapılan çalışmalara, proje oluşturan belediye-lere destek vermeye çalıştıklarını dile getiren Balta, ''2002 yılından önce Türkiye'de altın üretimi yapan tek bir firma vardı. Şimdi ise bu sayı 5'e ulaştı. Bu firmalar Avrupa normları üzerinde, çevreye uyumlu bir şekilde üretim yapıyorlar'' ifadesini kullandı.

BALTA: MADENCİLERİMİZE GÜVENİYORUZBalta, 2002 yılında madencilik sek-

töründe ihracatın yaklaşık 570 milyon dolar olduğunu, bugün ise rakamın yaklaşık 3,6 milyar dolara yükseldiğini ifade ederek, sektörde ihracatın itha-lattan daha fazla olduğunu rakamların ortaya koyduğunu söyledi.

“Bir devlet olarak madencilerimize güveniyoruz” diyen Bakan Yardımcısı Balta, şöyle devam etti:

“Sizler bu ülkenin yapı taşları-sınız. Bizim ithal ettiğimiz maden kaynaklarımız 3,6 milyar dolar ihra-catımız ise 21 milyar dolardır. Yani ihracatımız daha yüksek. Bizim devlet olarak görevimiz milletimize en iyi şekilde hizmet etmektir. Eskiden ‘Su akar Türkler bakar’ diyorlardı. Artık su akıp Türkler bakmıyor. Türkler enerji üretiyor, duble yollar yapıyor, demiryolunu yapıyor, tankını üreti-yor, sanayisini geliştiriyor, uçağını yapıyor ve dünyanın en hızlı gelişme gösteren ekonomileri arasında yerini alıyor. Artık Türkler suya bakmıyor. Dünyanın politikasını yani su yoları-nı belirliyor. Artık Türkiye ürettikçe üretiyor.”

ÇED ELEKTRONİK ORTAMA TAŞINIYORSempozyumda konuşan Çevresel

Etki Değerlendirmesi, İzin ve Dene-tim Genel Müdürü Mustafa Satılmış ise, ÇED’i yılsonuna kadar elektronik ortama taşıyacaklarını ifade etti.

DPT tarafından onaylanan projeyle ÇED raporunun artık e-izin şeklinde tamamıyla elektronik ortama taşınaca-ğını ve bu yıl sonuna kadar da uygula-

maya geçileceğini kaydeden Mustafa Satılmış, çevrenin artık uluslararası boyuta taşındığını söyledi.

Türkiye’de oy birliği ile karar alınan ÇED dışında başka bir mekanizmanın olmadığına değinen Satılmış, ÇED’in çevre yönetiminin en etkin aracı ol-duğunu kaydetti. Yatırımcının ÇED konusunda yaşanan gecikmeye ilişkin siyasilere kendilerini şikayet etmesin-den de yakınan Satılmış, bu gecikmeye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı veya DSİ’nin neden olduğunu ve bu yüzden yapılan şikayet ve eleştirileri haksız bulduklarını ifade etti.

CARİ AÇIK ARTIŞI GÖZLERİ MADENCİLİĞE ÇEVİRDİTürkiye'de madenciliğe 'tu kaka'

diye bakılırken cari açığın artışı ile ‘ya şu madenciliğe bir bakalım’ algı-sının ortaya çıktığını belirten Maden İşleri Genel Müdürü Hamdi Yıldı-rım ise bir ülkenin kalkınmasının ana dinamiklerinden birinin madencilik ve tabi kaynaklar olduğunu söyledi. ÇED izin sürecinin uzunluğunun en büyük sıkıntıları olduğunu da dile ge-tiren Yıldırım, başka bir izne gerek kalmaksızın tüm izinlerin ÇED içinde yer alabileceği bir sistem istenildiğini dile getirdi.

MADENCİLİK DOĞAYI KATLETMEK DEĞİLDİRÇevre ve madenciliğin bazı kesim-

lerce birbiri ile çatıştırıldığına değinen TOBB Madencilik Konseyi Başkanı İsmet Kasapoğlu, dünya uygulamala-rında 'o bölge yasak, bu bölge yasak' gibi uygulamalar olmadığını söyledi. ÇED sürecinin çevre ve madenciliğin her türlü ilişkisini çözme noktası ol-ması gerektiğini kaydeden Kasapoğlu, şöyle devam etti:

" Dünyada madenciliğin en yoğun yapıldığı yer Avrupa. Bugün dünyanın en yeşil alanı da Avrupa. Dolayısıyla madencilikle doğa katliamı gibi bir ibareyi yan yana koymak her şeyden önce Yaradan'a ihanettir. Konya ovası-nı bozkır haline madenciler mi getirdi? Madenciliğin kıymetini bilelim."

e-izin YIL SONUNA KADAR HİZMETE GİRECEK

yatırımcıların çed raporu ve proje tanıtım raporlarında neyi taahhüt ettiklerini bilmediklerini de belirten mustafa satılmış, çevre cezalarının gerçekten çok ağır olduğunu ve yatırımcının neyi taahhüt ettiğini bilip ona göre hareket etmesi gerektiği uyarısında bulundu. satılmış, yatırımcıların çed toplantılarına bizzat katılmaları, vekalet vermemelerini istedi.

çed raporunun e-izin şeklindeki düzenlenmesi için dpT’ye sundukları projenin kabul edildiğini belirten satılmış, çed sürecinin tamamen elektronik ortama taşınarak, kağıt, posta, ilan gibi giderlerden kurtulmanın yanı sıra bu tür işlerden dolayı harcanan 180 işgününü bulan işlemlerin de 60 güne düşeceğini söyledi. satılmış, e-izin çed sisteminin bu yıl sonuna kadar hizmete gireceğini de dile getirdi.

| 7ŞUBAT 2012

Page 10: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdo-ğan Bayraktar, 1. Yapı Denetimi, Dep-rem ve Statik Sempozyumu'na katıldı. Mühendislik mesleğinin, mesleki ve eğitim anlamında çok törpülendiğini kaydeden ve ara teknik eleman konu-sunda da Türkiye'nin çok geriye düştü-ğünü ifade eden Bakan Bayraktar, ara teknik eleman sorununu halletmeden yapı sektöründeki sorunun üstesin-den gelinmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

YAPI DENETİMİNE CİDDİ GÖREV DÜŞÜYORYapı denetim kuruluşlarının, bu yıl

itibariyle Türkiye'nin bütün illerine yayıldığını kaydeden Erdoğan Bayrak-tar, özel sektörden de bilgi alıp yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine işaret etti. Bayraktar, afet riski altında-ki alanların ve buralardaki konutların dönüştürülmesinin, çok daha öncelik ve önem taşıdığını belirtti. Eş zamanlı hareket edilmesinin gerekliliğine işaret

eden Çevre ve Şehircilik Bakanı, yapı denetim kuruluşlarına bu dönüşüm sırasında çok ciddi görevler düşece-ğini söyledi.

TÜRK FİRMALARI BÜYÜK BAŞARILAR KAZANIYORTürkiye'nin inşaat firmalarının

çok önemli başarılara imza attığını ve dünyanın birçok yerinde iş yap-tığını hatırlatan Bayraktar, "Ama ne yapıyoruz biz? Yüzde 70-80 ortaklı

tüRKİyE'NİN OLMazsa OLMazı: DEPREME DayaNıKLı KENtsEL DÖNüŞüM

1. yApı deneTİmİ, deprem ve sTATİk sempOzyUmU'nA kATılAn çevre ve Şehİrcİlİk BAkAnı BAyrAkTAr, yApı deneTİmİ kOnUsUndAkİ Bİlİnçlendİrmenİn

önemİne İŞAreT ederek, "Türkİye'nİn kenTsel dönüŞümü, deprem dönüŞümü ArTık OlmAzsA OlmAzıdır" dedİ.

8 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 11: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehircilik Bakanı Er-doğan Bayraktar'a Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarafından "Rektörlük Özel Ödülü" verildi.

Bakan Bayraktar, YTÜ'nün düzenlediği "Yılın Yıldızları Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, üni-versitenin yıllardır bu vatana bilim adamı ve teknik eleman yetiştirdiğini belirterek, "Uygulamaya yönelik ele-manlar yetiştiriyor. Bu ülkenin dağın-da, taşında, deresinde, tepesinde emeği olan insanları yetiştirmede çok ciddi adımlar atmıştır, çok büyük hizmetler vermiştir" dedi.

Sanat ve iş hayatından çok önemli isimlerin ödüle değer görüldüğünü ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:

"Bu, gerçekten takdire şayan bir çalışma. Esenler Da-

vutpaşa'daki bin 200 dönümlük bü-yük kampüs alanı hizmet veriyor. Ama üniversitemiz TOKİ ile birlikte yeni çalışmalar yapıyor. Orada inşaatlar da süratle devam ediyor. Tamamen bitti-ği zaman buradaki bu güzide mekân ve Davutpaşa'daki o mekân, o zaman bu üniversitemiz, dünya ölçeğinde en

üst sıralarda ismi anılacak bir konuma gelecektir. Böyle güzel bir üniversite-den mezun olduğum için mutluyum, sevinçliyim. Kendi okulum tarafından da ödüle layık olmak insanın en büyük mutluluk anlarından biri. Bu bakımdan bana oy veren öğrencilere de teşekkür ediyorum."

Daha sonra Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek tarafından Bakan Bayraktar'a "Rektörlük Özel Ödülü" verildi.

Törende, 3 bin öğrenci arasında yapılan anket sonucunda çeşitli kate-gorilerde ödüle layık görülen kişi ve kurumlar ödüllendirildi.

iş alabiliyoruz. Oyun kuran başkaları olduğu için, malzemeyi onun dediği yerden alıyoruz, müşavirliği onun de-diği adam yapıyor, hak edişleri onun dediği gibi ödeniyor. Biz istenilen kârı elde edemiyoruz. Adeta taşeron gibi çalışıyoruz" diye konuştu.

Dünyada yoğun şekilde konut ih-tiyacının bulunduğunu belirten Bay-raktar, Türkiye'nin yapı sektöründe-ki deneyiminin bu anlamda, bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

DEPREMLERİN EKONOMİYE FATURASI AĞIR OLDUSon 100 yıl içinde Türkiye'deki

depremlerde 110 bin kişinin yaşamı-nı yitirdiğini ifade eden Bakan Bay-raktar, depremlerin çok acı tecrübeler yaşattığını anımsattı. Son 100 yıldaki depremler nedeniyle Türkiye ekono-misinin göreceli olarak yüzde 15 ge-riye düştüğüne işaret eden Çevre ve Şehircilik Bakanı, "Sırf Marmara ve Düzce depremlerinde, ekonomimizin yüzde 10-12'si gitti" dedi.

7.2'lik bir deprem söz konusu oldu-ğu takdirde, İstanbul'da Fatih, Eminö-nü, Bahçelievler ve Zeytinburnu'nda, 110 bin binanın yıkılacağını hesapla-dıklarını kaydeden Bayraktar, bunun altından kalkılamayacağını söyledi ve "Türkiye'nin kentsel dönüşümü, dep-

rem dönüşümü, afet dönüşümü artık olmazsa olmazıdır" diye konuştu.

Yapı denetimi konusunda yeni bir şey icat etmeye lüzum olmadığını be-lirten Bayraktar, dünyadaki uygulama-lardan esinlenilerek Türkiye'nin kendi şartlarına uygun sistemin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

YAPI DENETİMİNE SIKI DENETİM GELİYORYapı denetimlerinin de çok sıkı bir

şekilde denetlenmesi gerektiğini ifade eden Bayraktar, mühendislerin de eko-nomik durumlarının iyileştirilmesinin önemine işaret etti. "Bizim elimizdeki en büyük argüman çok çalışmak ve çok sorumluluk almaktır" diye konuşan Bayraktar, kademeli şekilde, herkesin kendi oranı nispetinde sorumlu olma sisteminin getirilmesi ve şikayet mües-sesesinin işletilmesi gerektiğini söyledi.

TEKNİK MÜŞAVİRLİKLER ELDEN GEÇİRİLECEKMüteahhitlerin de kaliteli iş yürüt-

mesinin önemine işaret eden Bayrak-tar, teknik müşavirlik kuruluşlarının elden geçirileceğini belirterek şöyle konuştu: "Ama serbest ticaret sistemi-ni de tahrip etmeden, ciddiyetini de kaybetmeden, devletin denetim sorum-luluğu mekanizmasını da en etkin bir şekilde işin içerisine koymak suretiyle bu işi yoluna koyacağız. Biz burada

kamu kuruluşlarının da bir şekilde, yine teknik müşavirlikler tarafından denetlenmesinin de önünü mutlaka açacağız. Onu da dışarıda bırakma-yacağız."

bayRaKtaR'a "REKtÖRLüK ÖzEL ÖDüLü"

Son 100 yıl içinde Türkiye'de meydana

gelen depremlerde 110 bin kişinin

yaşamını yitirdiğini hatırlatan Bayraktar, Türkiye ekonomisinin depremler nedeniyle göreceli olarak yüzde 15 geriye düştüğüne

işaret ederek "Marmara ve Düzce

depremlerinde, ekonomimizin yüzde

10-12'si gitti" diye konuştu.

| 9ŞUBAT 2012

Page 12: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehircilik Bakanı Er-doğan Bayraktar Turizm, Ekonomi, Bilimsel Araştırma ve Tanıtım Merke-zi (TEBİAT) tarafından düzenlenen Deprem Güvenliği ve Kentsel Dö-nüşüm Yasal Düzenleme Çalışmaları toplantısında Bakanlığınca hazırlanan Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısı ve İmar Yasa Tasarısı ile ilgili katılım-cılara bilgi verdi.

Erdoğan Bayraktar, Türkiye'de İs-tanbul ve Marmara Bölgesi'nin ekono-mideki yerinin dikkate aldığında orada çok ciddi düzenlemeler yapılmasının şart olduğunun görüldüğünü ifade etti.

GÜVENLİ VE YAŞANABİLİR ALANLAR OLUŞTURULACAKTürkiye'de afet sonrası uygulama-

lara ilişkin mevzuatların bulunduğunu ifade eden Bayraktar, şunları söyledi: "Afet öncesi, sırası ve afet sonrasına ilişkin bütüncül yasa bulunmamak-tadır. Burada finansal ayağı da çok net yoktur. Deprem olduğu zaman nereden para bulunacak? Nasıl yapı-lacak veya depremdeki olumsuzlukları ortadan kaldırmak için nasıl bir kay-nak temin edilecek? Bu da çok ciddi şekilde belirgin değildir. Bu bakımdan

düzenlediğimiz yasanın temel gayesi afet riskli alanların dönüşümünü ve riskli yapıların yıkımını sağlayarak, ülke genelinde güvenli ve yaşanabilir alanlar oluşturmaktır. Bu kanun tasa-rısıyla olası afet risklerine ilişkin riskli yapı stoku bertaraf edilecek, sağlıklı güvenli alanlar oluşturulacaktır. Afet sonrası oluşan can ve mal kayıpları büyük ölçüde azaltılacak ve afetler olmadan gerekli tedbirler alınacaktır."

DÖNÜŞÜMDE YEREL MALZEMELER KULLANILACAKYıkım yapılan alanlarda bütüncül

bir planlama anlayışı yeni bir altyapı ve ulaşım sistemiyle şehirlerimizin daha düzenli hale gelmesinin sağlanacağını kaydeden Çevre ve Şehircilik Bakanı "Yeterli altyapının bulunmadığı alan-larda oluşan ve insan sağlığını tehdit eden unsurlar azaltılacaktır. Kent mer-kezlerinin köhneleşmesi önlenecek-tir. Yerel malzemelerin kullanılması sağlanacak ve üretim sektörü hareket-lenecek. İnşaat ve teknik müşavirlik sektörü çok ciddi manada gelişecek bu sayede işsizlik ve yoksulluk azalacak ekonomik hareketlilik canlanacaktır" dedi.

VATANDAŞLARIMIZLA BİRLİKTE BAŞARACAĞIZBayraktar, uygulamalarda birçok

vergi muafiyetleri getireceklerini anla-tarak, "Tüm inşaat sektörü kayıt içine alınacak. Kayıt dışılık da azaltılacak. Hem malzemede hem diğer hususlarda tüm sektör, Yap-Sat'çılar olsun, mal-zeme üreticileri olsun, çalışan işçiler olsun, ciddi şekilde ekonomik disiplin altına girecek. Burada Türk maliye-si de büyük bir kazanım elde edecek. Cari açığın azaltılmasına büyük ölçüde fayda sağlayacaktır" şeklinde konuştu.

Dönüşüm çalışmasını vatandaşla anlaşarak yürütmeyi esas aldıklarını kaydeden Bakan Bayraktar, "Yasanın olmazsa olmazlarından bir tanesi yı-kımdır. Acil bölgelerden başlamak üzere artık depreme dayanamayacak binaları yıkmak zorundayız. Tespit-leri yaptıktan sonra vatandaşa ‘bunu yıkın' diyeceğiz. Belli bir süre vere-

"KENtsEL DÖNüŞüMü VataNDaŞLaRıMızLa bİRLİKtE baŞaRaCaĞız"

AlmAnyA BİrleŞİnce Berlİn'İn kenTsel dönüŞümünün 30 yıldA AncAk

TAmAmlAdığını hATırlATAn çevre ve Şehİrcİlİk BAkAnı erdOğAn BAyrAkTAr, "BrezİlyA'nın ve meksİkA'nın ekOnOmİsİ

Bİzden Büyük OlmAsınA rAğmen Bİz kenTsel dönüŞüm nOkTAsındA OnlArdAn

çOk dAhA İyİyİz" dedİ.

10 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 13: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

ceğiz, vatandaş yıkmazsa bir aylık bir süre daha vereceğiz. Yine yıkmazsa bakanlığımız ve belediyeler aracılığıyla yıkacağız" dedi.

BERLİN'İN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ 30 YILDA BAŞARILDIYasayla, kaçak yapılardan, depreme

dayanıksız yapılardan, görüntüsü bo-zuk olan mühendislik hizmeti almayan, bilimsellikten yoksun yapılardan kur-tulma yolunda çok ciddi adımlar atıla-cağını belirten Bayraktar, "Sosyal dev-let olmanın gereği budur. Türkiye'yi şehirleri sosyal donatılarla bezenmiş, meydanları olan, rahat ulaşımı olan bir ülke yapma yolunda ciddi adımlar ata-cağız" dedi. Erdoğan Bayraktar, dün-yada ABD'de, Japonya'da, Avrupa'da kentsel dönüşümün yapıldığını ifade ederek, Almanya birleşince Berlin'in kentsel dönüşümünü 30 yılda ancak tamamladığını hatırlattı.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK KENTSEL DÖNÜŞÜMÜİspanya'nın kentsel dönüşümünü

AB'den aldığı çok ciddi kaynaklarla bitirebildiğini anlatan Bakan Bay-raktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Güney Kore de kentsel dönüşüm yolunda gecekondulardan kurtulma durumunu yeni halletti. Bize benze-yen Brezilya bunun için ciddi bütçeler ayırıyor. Meksika bunlardan kurtul-mak için kaynak ayırmayı düşünüyor. Çin'de çok acil 10 milyon konut ih-tiyacı var. Hindistan'da 10 milyonun üzerinde ihtiyaç var. Brezilya'nın ve Meksika'nın ekonomisi bizden büyük olmasına rağmen biz kentsel dönüşüm noktasında onlardan çok daha iyiyiz."

Son dönemde TOKİ ile birlikte Türkiye'de İstanbul Büyükçekmece'den başlayıp Diyarbakır'dan Kars'a kadar Uşak'tan Samsun'a kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük kentsel dönüşümü-nü gerçekleştirdiklerini belirten Erdo-ğan Bayraktar, kentsel dönüşüm içinde yaklaşık 50 bin konut ürettiklerini ve TOKİ'nin önünde 200 bin civarında konut projesi bulunduğunu hatırlattı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Tunceli Üniver-sitesi Aktuluk Yerleşkesi 1. Etap İnşaatı Temel Atma Töreni'ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada üniversitelerin sadece bilim, eği-tim ve öğretim yuvası değil, bulunduğu bölgenin sosyal, kültürel ve ticari bakımdan kalkınmasına da büyük katkı sağladığını kaydeden Bayraktar, "Tunceli Üniversitesi'nin 600 bin metre kare alanda kam-püsü oluyor. 2013 yılı başlarında 14 tane bina olacak burada, 10 bin öğrenci olacak. Bu öğretim üyesi sayısını da artıracak. 27 bin olan il merkezi nüfusu 40–50 bine, toplam nüfus da 120–130 bine çıkacak. Burası gerçekten bir vilayet olacak" diye konuştu.

KARDEŞLİK ADINA CİDDİ ADIMLAR ATILDITürkiye'de son 9 yılda "kardeşlik" adına ciddi adımlar atıldığını

ve pek çok projenin hayata geçirildiğini belirten Bayraktar, "Biz ta-rihten gelen yanlışlıkların kesinlikle Türkiye'mizin önünü kesen bir konu olmasını istemiyoruz. Farklıklarımızı Türkiye'mizin zenginliği olarak artık herkes benimsedi, kabul etti. Tarihimizdeki kötü olaylar bize ders verecek. Dersim bize ders verecek. Bunlardan ders alaca-ğız. Bütünleşeceğiz, kalkınacağız, gelişeceğiz ve ileriye gideceğiz. Bu kapalı toplum olarak olmaz, demokrasiyle olur" ifadesini kullandı.

DEMOKRASİDE ESAS UNSUR İNSANDIRDemokrasilerde halka rağmen bir şey yapılamayacağının altını çizen

Bakan Bayraktar şöyle devam etti: "Demokrasilerde esas ana unsur, kucaklanması gereken nesne insanlardır, insanların düşünceleridir, refahıdır, mutluluğudur. Çocuklarımız iyi yetişsin Türkiye kalkınsın, dünyada önemsenen, hakikaten parmak ısırtan bir ülke olsun. İnsan-larımız kendi kültürlerini yaşasın, kendi dillerini konuşsun, dillerimizi geliştirelim. Artık Türkiye'de bunlar konuşuluyor, yaşanıyor."

İNSANA HİZMETTE SİYASET OLMAZHizmet yaparken siyaset olmayacağını, siyasetin iktidara gelir-

ken seçim zamanlarında yapılacağını kaydeden Bayraktar, "Diğer zamanlarda hizmet yapacaksın, vatandaş bunu takdir eder" dedi. Bu anlayıştan yola çıkarak Tunceli milletvekilleri ile sürekli diyalog içinde bulunduklarını belirten Bayraktar, "Vatandaşımız onları seçti, başımızın üstünde yerleri var. Fakat biz Tunceli'ye hizmet yaparken kimse bizim önümüzü kesmesin. Kalkınmada, gelişmede, refahta siyaset olmaz. Burada insana hizmet vardır. Bu anlayışla birbirimize sarılacağız."

"KaLKıNMaDa, GELİŞMEDE, REFaHta sİyasEt OLMaz"TUncelİ ünİversİTesİ'nİn Temel ATmA Törenİne kATılAn çevre ve Şehİrcİlİk

BAkAnı BAyrAkTAr, "TUncelİ'nİn gelİŞmesİnİ, kAlkınmAsını yürekTen İsTİyOrUz. kAlkınmAdA, gelİŞmede,

refAhTA sİyAseT OlmAz" dedİ.

| 11ŞUBAT 2012

Page 14: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Tüm İnşaat Müteah-hitleri Federasyonu (TİM-FED) tarafından düzenle-nen "Sektörü Bilinçlendirme Toplantısı"na katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, burada yaptığı ko-nuşmada, çarpık yapılaşma ve düzensiz kentleşmenin "kentsel dönüşüm"le önle-nebileceğini ifade etti.

Avrupa'nın ve sosyalist ülkelerin işi baştan sıkı tut-mak suretiyle düzenli kent-leşmeyi başardığına dikkat çeken Bayraktar, Türkiye'nin bu konudaki başarısızlığının temel nedeni olarak hızlı ve büyük göçler ile planlama ye-tersizliğini gösterdi.

MÜTEAHHİTLİK SİSTEMİNE ÇEKİDÜZEN VERİLECEKTürkiye'nin büyük bir ekonomiye

ve güçlü bir yapı sektörüne sahip ol-duğunu kaydeden Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşümü gerçekleştirecek, denetim mekanizmalarını geliştirecek ve müteahhitlik sistemine çeki düzen verecek düzenlemeleri hayata geçirme konusunda kararlı olduklarını söyledi.

Türkiye'nin müteahhitlik sektö-ründe dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını anımsatan Bakan

Bayraktar,  şunları söyledi: "Bu işi dün-yada en iyi bilenlerdeniz. Bu işi nasıl kaliteli hale getiririz diye çalışıyoruz. 3194 sayılı Kanun ile müteahhitlik ve teknik elemanlarla ilgili ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Müteahhitlere sicil numarası verilmesi ve ustalık ser-tifika belgesi uygulamasına geçiyoruz. Devlet denetim konusunda kolaylaştı-rıcı ve kucaklayıcı olacak, ancak taviz de vermeyecek."

VAN DEPREMİ ÇOK ACI BİR DERS OLDUVan ve Marmara depremlerinin

önemli dersler içerdiğini kaydeden Bayraktar, "Türkiye değişiyor. 1999 depreminden sonra yapı denetimini getirdik. Türkiye bir tecrübe kazandı. Bunu şimdi geliştireceğiz. Yapı de-netiminde mesafe alındı, fakat bizim

bunu çok daha ileri götürüp, kolay, ancak sıkı denetim noktasında adımlar ataca-ğız" dedi.

Başlatacakları "dönüşüm seferberliği" ile müteahhitlik sektörü için iş imkânlarının çok artacağını ve kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasında önemli mesa-fe alınacağını belirten Çev-re ve Şehircilik Bakanı, yeni müteahhitler ve teknik ele-manlar yetişeceğini, malze-

me çeşitliliği ve kalitesinin üst seviyeye çıkacağını ifade etti.

GÜZEL MEKANDA YAŞAYAN GÜZEL DÜŞÜNÜRKentsel dönüşüm seferberliğinin

güzel kentsel tasarımların da önünü açacağına işaret eden Bayraktar, "Par-sel bazında değil, ada bazında tasarım yapacağız ki Amerika'da yapılan yeni şehirler gibi güzel şehirler üreteceğiz ülkemizde. Topyekun kalkınma, yapı-sal düzenleme çok önemli. İnsan gü-zel mekânlarda olursa güzel düşünür. Şehirlerimizin altyapısı bozuk olduğu için işin içinden çıkamıyoruz, kaynak-larımız boşa gidiyor. Bu gidişe dur diyeceğiz, kentsel dönüşümü gerçek-leştireceğiz" dedi.

"tüRKİyE büyüK bİR EKONOMİyE VE GüÇLü bİR yaPı sEKtÖRüNE saHİP"

Şanlıurfa'da incelemelerde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bay-raktar, Valilik Şeref Defterini imzaladık-tan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Şanlıurfa'nın da çok göç alan önemli bir vilayet olduğunu ifade eden Bayraktar, kentteki konut stokunun ye-nilenmesi gerektiğini söyledi.

Afet Riski Altındaki Alanların Dö-nüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un TBMM'de olduğunu hatırlatan Bayraktar, dönüşüm öncelikli illeri ziyaret ederek, bu illerin valileri, belediye başkanları ve milletvekilleriyle ortak çalışmalar yürü-terek vatandaşların yasaya katılımını en üst seviyede sağlayacaklarını söyledi.

Van'da yaşanan depremlere de de-ğinen Bayraktar, "Türkiye deprem aksı üzerinde bulunuyor. Deprem aksı üze-rinde bulunan binaları mutlaka yenile-memiz lazım. Büyük şehirlerimizden başlayarak tüm şehirlerimizdeki konut stokunu modern dünyanın gerektirdiği gibi yenilememiz gerekiyor" dedi.

"tüRKİyE'NİN KONut stOKuNu yENİLEMEMİz LazıM"

12 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 15: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Temel atma törenlerine katılmak ve incelemelerde bulunmak üzere Gaziantep'e giden Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Şahinbey Belediyesi Yeşil Vadi Projesi ile Akkent Yüz-me Havuzu'nun temel atma törenlerine katıldı.

Türkiye'nin Acil Eylem Planı'nın, İleri Demokra-si, Büyük Ekonomi, Güçlü Toplum, Yaşanabilir Çevre, Marka Şehirler ve Lider Ülke ilkeleri doğrultusunda hazır-landığını belirten Bayraktar, Türkiye'de afet riskini öne alan bir dönüşüm se-ferberliğini başlatacaklarını söyledi.

Bu işe daha çok sarılan, bu ko-nuda çok daha çalışma yapan illere öncelik tanıyacaklarının altını çizen Bakan Bayraktar, "Tabii ki deprem aksı üzerinde olan şehirler bizim ön-celiğimizdir ama bu başarılı olan be-lediyelerin, gerekli teknik hazırlığını yapan, datalarını hazırlayan, mevcut gecekondu stokunun dokümanterini çıkaran belediyelerle çok daha yakın-dan çalışacağız" dedi.

ÖNÜMÜZDEKİ 20 YILI PLANLANIYORUZTürkiye'de artık insanların öl-

mesini ve büyük ekonomik kayıpla-rın yaşanmasını istemediklerini ifa-de eden Çevre ve Şehircilik Bakanı, "Türkiye'de Marmara'dan başlamak suretiyle Hakkâri'ye kadar o deprem aksının üzerindeki binaları bir taraftan da Gaziantep gibi önemli vilayetle-

rimizde bu kentsel dönüşümü dalga dalga 2 yıl, 5 yıl, 10 yıl ve 20 yıllık periyotlar halinde sürdüreceğiz" dedi.

Son 9 yılda yaklaşık 5 milyon yeni konut üretildiğini hatırlatan Bakan Bayraktar, bunların 500 bine yakını-nın TOKİ, 4,5 milyonunun da özel sektör tarafından üretildiğini söyledi. Türkiye'deki toplam konut stokunun yaklaşık 20 milyon olduğunu hatırla-tan Bayraktar, kazandırılan 5 milyon yeni konut sayesinde ülkenin toplam konut stokunun dörtte birinin yeni-lendiğini söyledi.

BÜTÜN ŞEHİRLERİMİZİ MODERNLEŞTİRECEĞİZBaşbakan Recep Tayyip Erdo-

ğan'ın Başkanlığında Türkiye'de son 9 yılda dünya ölçeğinde işler yapıldı-ğını söyleyen Bayraktar, şöyle devam etti: "Dünya'da söz sahibi ülke olmak zorundayız. Bunu şehirleri düzelterek yapacağız. Teknik altyapı olmadan bu olmaz, şehirlerimizde kaynak israfını engellemeden bunu yapamayız. Şehir-

lerimizi ulaşım bakımından, sağlık bakımından, eğitim bakımından, temiz hava ba-kımından, kısaca her bakım-dan modern hale getireceğiz, dünyaya müthiş bir mesaj ve-receğiz. Biz artık 2023 yılını konuşuyoruz. Cumhuriyetimi-zin kuruluşunun 100. yılında dünyada 10. büyük ekonomi olan ve dünyaya yön verilen kararlar alınırken Türkiye'nin de masada olduğu, sözlerine itibar edildiği bir dünya ve dünyaya yön veren ülkelerle

birlikte Türkiye'nin de olduğu bir dünyayı kurma için hep beraber ça-lışacağız."

GAZİANTEP ORTADOĞU'NUN TURİZM MERKEZİ OLACAKGaziantep'i sadece Türkiye'nin de-

ğil, Ortadoğu'nun da kültür ve turizm merkezi haline getireceklerini belir-ten Bakan Bayraktar, Gaziantep'teki 320 bin konut stokunun yüzde 60'ının zaman içinde yenilenmesi gerektiğini dile getirdi. Bunun 2 senelik sıkı bir planlamanın ardından 5 yıllık 10 yıllık 15 yıllık ve 20 yıllık projelerle gerçek-leştirebileceğini kaydeden Bayraktar, Gaziantep'i dünyaya örnek oluşturacak bir "marka şehir" haline getireceklerini söyledi. Bakan Bayraktar, eğitim, sanayi ve turizm merkezi haline getirecekleri Gaziantep'in, Ortadoğu coğrafyasının cazibe merkezi olması için her türlü gayretin gösterileceğini ifade etti.

Türkİye'de sOn 9 yıldA dünyA ölçeğİnde İŞler yApıldığını kAydeden çevre ve Şehİrcİlİk BAkAnı BAyrAkTAr, "dünyA'dA söz

sAhİBİ ülke OlmAk zOrUndAyız. BUnU Şehİrlerİ düzelTerek yApAcAğız. Şehİrlerİmİzİ UlAŞım BAkımındAn, sAğlık

BAkımındAn, eğİTİm BAkımındAn, Temİz hAvA BAkımındAn, kısAcA her BAkımdAn mOdern hAle geTİreceğİz" dedİ.

yaŞaNabİLİR ÇEVRE VE MaRKa ŞEHİRLER İÇİN

"KENtsEL DÖNüŞüMü süRDüRECEĞİz"

| 13ŞUBAT 2012

Page 16: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK baKaNLıĞı MüstEŞaRı ERCaN tıRaŞ

“üREtİM VE KaLİtE ODaKLı bİR yaPı KuRuyORuz“

Türkİye, sOn 10 yıldA mUAzzAm Bİr değİŞİm yAŞıyOr, BAŞTAn AŞAğıyA AdeTA yenİden

yApılAnıyOr. İnŞAATTAn TUrİzme, sAnAyİden hİzmeT sekTörüne kAdAr her AlAndA müThİŞ Bİr

Büyüme ve hArekeTlİlİk vAr.

14 | ŞUBAT 2012

sÖyLEŞİ

Page 17: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, deyim yerindeyse yeni bir bakanlık. 2011’de kurulan 61. hükümetle birlikte yola çıktı. İsterseniz buradan başlayalım. Kısaca bu yeni yapılanmadan söz eder misiniz?

-Teşekkür ederim. Elbette Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, hem adıyla, hem de yapılanmasıyla yeni bir orga-nizasyon. Daha önce Bayındırlık Ba-kanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı olarak var olan yapıların, çevre bölüm-lerinin alınması ve aynı zamanda şe-hircilik boyutunun katılmasıyla ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla hem geçmişten gelen bir tecrübenin devamıdır, hem de yeni bir hizmet organizasyonudur.

Siz uzun yıllardır bürokraside önem-li hizmetler vermiş bir yönetici olarak, bu yeni yapılanmanın avantaj ya da dezavantajlarını nasıl değerlendiri-yorsunuz?

Her yenilik mutlaka zorlukları beraberinde getirir. Az önce de ifade ettiğim gibi, iki ayrı bakanlık yapısın-dan gelen birimlerimiz var, yeni ku-rulan birimler var. Dolayısıyla bunla-rın birbirleriyle uyumlu hale gelmesi, sistemin yerine oturması elbette biraz zaman alacaktır. Ancak çok hızlı bir yapılanma ve uyum süreci yaşadığımızı da ifade etmeliyim.

En başta Sayın Bakanımız Erdoğan Bayraktar’ın uzun yıllar bürokraside

sahip olduğu üst düzey görevler ve tecrübesi, hepimiz için yol gösteri-ci oluyor. Bu enerji ve heyecan tüm kadromuza yansımaya başlayınca, en üst görevlerden en alt kademeye kadar müthiş bir heyecanla ve fedakarlıkla çalışılıyor.

Yeni bir bakanlık olmanın, yeniden yapılanmanın zorlukları kadar, getir-diği bir enerji de var. Bu hepimiz için yeni bir soluk, yeni bir heyecan ve yeni bir hizmet vizyonu.

Türkiye’de bürokrasi hep eleştirilir, sıkça hedef tahtasına konulur. Gerçekten böyle midir, bürokrasi değişimin önünde bir engel midir?

Bu sadece bizim değil, neredeyse tüm dünyanın tartıştığı, neredeyse dünya tarihi kadar eski bir tartışma. Sadece şunu söyleyeyim. Hiçbir bü-rokrat, hangi kademede olursa olsun, hizmeti durdurmak ya da yerine getir-memek gibi bir yaklaşımda bulunamaz. Asıl önemli olan nasıl bir sisteme sahip olduğunuz, sistemin nasıl işlediği ve tıkanan mekanizmaları nasıl yenile-diğinizdir.

Türkiye, son 10 yılda muazzam bir değişim yaşıyor, baştan aşağıya adeta yeniden yapılanıyor. İnşaattan turizme, sanayiden hizmet sektörüne kadar her alanda müthiş bir büyüme ve hareketlilik var.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Ercan Tıraş’la, yeni kurulan bakanlığı, faaliyet alanlarını ve

gelecek vizyonunu konuştuk. Müsteşar Ercan Tıraş, bakanlığın yeni yapısını, hedeflerini ve

faaliyet alanlarını bize anlattı.

Yeni bir bakanlık olmanın, yeniden

yapılanmanın zorlukları kadar,

getirdiği bir enerji de var. Bu hepimiz için yeni bir soluk,

yeni bir heyecan ve yeni bir hizmet

vizyonu.

söyleŞİ: YAVUZ GÜNGÖR

| 15ŞUBAT 2012

Page 18: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Elbette bu değişim ve dönüşüme bürokrasi de ayak uydurmak zorun-da, o da kendisini yenileyecek, daha hızlı ve doğru karar verme yolunda mesafe alacak.

Bu anlamda son yıllarda çok önemli gelişmeler yaşandığını, bürokrasinin hem hız, hem işleyiş ve hem de doğru karar verme anlamında ciddi bir deği-şim yaşadığını söyleyebilirim.

Dilerseniz yeniden yapılanma ne anlama geliyor, bakanlığın önünde nasıl bir gelecek vizyonu var. Bunları değerlendirir misiniz?

Şimdi iki ana başlığımız var malu-munuz. Çevre ve şehir. Bu iki başlığın hayatımızda kuşatmadığı bir alan ne-redeyse yok gibi. Bu da bize çok geniş bir alanda sorumluluklar yüklüyor.

Çevrenin korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve aynı zamanda çevre kirliliğinin önlenmesi için atılacak her adım ve uygulanacak politikalar, bakanlık eliyle belirlenip uygulamaya konulacaktır.

Öte yandan şehircilik başlığı da en az çevre kadar, aynı zamanda onun-la bağlantılı geniş bir alana karşılık geliyor. Allah bir daha o acıları ya-şatmasın, ama deprem açısından son derece riskli bir coğrafyada yaşıyoruz ve bu da bizim şehircilik ve şehirleşme alanlarında çok daha kalıcı politikalar üretmemizi zorunlu kılıyor. Bakan-lığımız şehirleşme konusunda tüm Türkiye’yi kapsayan bir ulusal planın hazırlıklarına başlamıştır.

Gözünüzde canlanması için şöyle ifade edeyim. Türkiye’nin tamamı-

Allah bir daha o acıları yaşatmasın,

ama deprem açısından son derece riskli bir coğrafyada

yaşıyoruz ve bu da bizim şehircilik

ve şehirleşme alanlarında çok daha

kalıcı politikalar üretmemizi zorunlu

kılıyor.

16 | ŞUBAT 2012

sÖyLEŞİ

Page 19: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

nın alt yapısı ve üst yapısı, tek mer-kezden planlanacak. Bakanlık olarak gecekondu kültürünün ve alışkanlıkla-rının tamamen ortadan kaldırılmasını hedefliyoruz. Ülke olarak bu konuda çok büyük mesafeler alındı.

Bu anlamda TOKİ’nin getirdiği vizyonu ve katkıları da hatırlamakta yarar var. Çünkü bir yandan konut ihtiyacınızı öngörmek, diğer yandan son derece yerleşik bir gecekondu kültürüne karşı mücadele etmek, aynı zamanda toplu konutla ilgili büyük adımlar atmak gerçekten önemliydi ve biz bunu başardık.

Gerçekten çevre ve şehir başlıklarını yan yana düşününce bakanlığınızın ilgi alanına girmeyen bir konu yok, haklı-sınız. Peki bu kadar geniş bir alanda nasıl bir çalışma planınız var ve ana başlıkları neler?

Sayın Bakanımızın sıkça vurgula-dığı bir husus var. İnsana ve medeni-yetimize yakışır bir şehir ve çevre ko-nusunda adımlar atmak zorundayız. Şehirleşme, yapılaşma ve arazi kulla-nımıyla ilgili planların hazırlanması akla gelen ilk önemli başlıklar. Aynı zamanda kentsel dönüşüm planları, çevre ve tabiat varlıklarının, doğal sit alanlarının korunması konusunda hem kamuoyunda yüksek beklentiler var, hem de bizim ülke olarak bu konuda durmaksızın adım atmamız gerekiyor.

Hızla gelişen ve büyüyen her ül-kede olduğu gibi alt yapı sorunlarımız var. Geçmişten gelen eksiklerin yanı sıra, hızlı gelişmenin getirdiği acil ih-tiyaçlar da bulunuyor. Bu nedenle alt yapı sorunu, çözüp bir kenara bıraka-cağınız bir başlık değil. Sürekli yeni-den ele almanız ve çözüm üretmeniz gerekiyor.

Öte yandan bizim faaliyet alanla-rımızda en önemli unsurlardan birisi inşaat ve yapı sektörü. Gerek inşaat, gerekse yapı sektöründe öncelikle ka-litenin gelmesini, bunun devamı için de disiplin ve denetimin varlığını ön-celiyoruz. Aynı başlıklar, yani kalite, disiplin ve denetim mimarlık ve mü-hendislik hizmetleri için de geçerli.

Tüm bunlar doğru uygulandığı za-man, aynı zamanda müthiş bir kaynak israfını da önleyecektir ve ülkeye yeni kaynaklar oluşturacaktır. Kayıt dışının önlenmesinde de bu uygulamalar bü-yük kolaylıklar sağlayacaktır.

Malumunuz Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteriyor. Son yıllarda yapı-lan çalışmalarla tapu tescil işlemleri büyük ölçüde tamamlanmak üzere. Sorunlu araziler ve eksik kalan bazı tescillerle ilgili yeni ve hızlı bir çalışma yürütülüyor.

Sayın Müsteşarım, anlattıklarınız-dan çıkarabildiğim kadarıyla çevre ve şehircilik alanında hayli yoğun ve tem-polu bir dönem bekliyor ülkemizi. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Hızlı karar veren, sorun üretme-ye değil, çözmeye odaklanan bir yapı oluşturuyoruz. Üretim ve kaliteyi mer-keze alan bir yaklaşımla, her sorunun üzerine gitmeye kararlıyız.

Ben de sizlere teşekkür ediyorum.

Hızla gelişen ve büyüyen her ülkede olduğu gibi alt yapı sorunlarımız var. Alt yapı sorunu, çözüp bir kenara bırakacağınız bir

başlık değil. Sürekli yeniden ele almanız ve çözüm üretmeniz

gerekiyor.

| 17ŞUBAT 2012

Page 20: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

GİRİŞGünümüzde sıkça duyduğumuz

"Küresel İklim Değişikliği", fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlik-leriyle atmosfere salınan sera gazı birikimlerindeki hızlı artışın doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonu-cunda Yerküre’nin ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışı ve iklimde oluşan değişiklikleri ifade etmek-tedir. Sera gazı emisyonlarındaki bu artış, özellikle 1750’li yıllardan itibaren, yani sanayi devriminden bu yana net olarak gözlemlenmek-tedir. En önemli sera gazı olan kar-bondioksitin atmosferdeki birikimi sanayi öncesi dönemde yaklaşık 280 ppm'den 2005 yılında 379 ppm'e yükselmiştir. Sanayi öncesi dönem-de yaklaşık 715 ppb olan metan (CH4) birikimi ise, 2005 yılında 1774 ppb'ye çıkmıştır. Küresel at-mosferik diazotmonoksit (N2O) birikimi %18 oranında artış göster-miş ve sanayi öncesi yaklaşık 270

ppb'den 2005 yılında 319 ppb'ye çıkmıştır.

İklim, en genel yaklaşımla or-talama hava durumu olarak ifade edilir. Bu yüzden, iklim ve hava, birbiriyle iç içe kavramlardır. Hava, yeryüzünün herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda, gözlenen ve yaşanan atmosferik koşulların bütü-nüdür. İklim ise, bu hava koşulla-rında uzun süreli (Dünya Meteoro-loji Örgütü - WMO tarafından bu süre ortalama otuz yıl olarak kabul edilmektedir) gözlenen değişimlerin ortalamasıdır. İklim, uç değerleri, şiddetli olayları, sıklık dağılımlarını ve değişkenliği de kapsamaktadır.

İklimi oluşturan çeşitli ögeler vardır. Bunlar;

• Sıcaklık,• Basınç,• Rüzgârlar,• Nemlilik,• Yağıştır.İklim elemanları adı verilen ve

birbirlerini etkileyen bu ögeler ara-sında ayrılmaz bir ilişki vardır. İklim

olayları atmosfer içinde gerçekleş-tiği için öncelikle atmosfer ve özel-liklerinin incelenmesi gereklidir.

Sera Etkisi: Yeryüzünde ve at-mosferde tutulan ısı enerjisi, atmos-fer ve okyanus dolaşımıyla yeryü-zünde dağılır ve uzun dalgalı yer radyasyonu olarak atmosfere geri verilir. Bunun bir bölümü, bulutlar-ca ve atmosferdeki sera etkisini dü-zenleyen sera gazlarınca - su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), me-tan (CH4), diazotmonoksit (N2O), ozon (O3), vb. - soğurularak atmos-ferden tekrar geri salınır. Bu sayede yerküre yüzeyi ve alt atmosfer ısınır. Yerküre’nin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesi-ni düzenleyen bu sürece doğal sera etkisi denmektedir.

İklim değişikliğiyle ilgili en gün-cel bilimsel, teknik ve sosyoekono-mik bilgiler, çok sayıda bilim insa-nının katılımıyla, düzenli aralıklarla değerlendirerek raporlar halinde ya-yımlayan IPCC (Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli)’nin 2007

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE tüRKİyE

Türkİye, sürdürüleBİlİr kAlkınmA İlkesİ dOğrUlTUsUndA, Bİr yAndAn kAlkınmAsını

sürdürürken dİğer yAndAn İklİm değİŞİklİğİnİn OlUmsUz eTkİlerİnİn AzAlTılmAsınA yönelİk küresel

mücAdelede yerİnİ AlmAyı AmAçlAmAkTAdır.

18 | ŞUBAT 2012

DOsya

Page 21: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

yılında açıkladığı Dördüncü Değerlendirme Raporu'nun 1. Çalışma Grubu Bölümünde yer almaktadır. Söz konu-su raporda; iklim sisteminin şüphe götürmeyecek şekilde ısındığı; 20. yüzyılın ortalarından bu yana ortalama yüzey sıcaklıklarında gözlenen artışın büyük bölümünün kuvvetli ihtimalle (% 90) insan kaynaklı sera gazı salımlarındaki artıştan kaynaklandığı belirtilmektedir.

TÜRKİYE’NİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE ÇALIŞMALARI Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve

Sözleşmesi’nin (BMİDÇS) 2001 yılında Marakeş’de gerçekleşen 7. Taraflar Konferansı’nda (COP.7) alınan 26 numaralı "Türkiye’nin özel şartlarının tanınarak, diğer EK-I ülkelerinden farklı bir konumda olduğunun kabu-lüyle isminin EK-I’de kalması ve EK-II’den çıkartılması" kararının ardından Türkiye BMİDÇS’ye 24 Mayıs 2004 tarihinde taraf olmuştur. Bu çerçevede, Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS)

Şekil 1: 2009 Yılı Sektörlere Göre Toplam Sera Gazı Emisyonları ( %)

Grafik1: Türkiye’nin Sera Gazı Emisyon Envanteri

TÜRKİYE'NİN ENVANTERİ

n KYOTO PROTOKOLÜ VE TÜRKİYE

n YİRMİ YILDA % 100 ARTIŞ

TÜRKİYE'NİN SERA GAZI EMİSYON ENVANTERİ

sera gazı emisyonlarının azaltılması veya sınırlanmasını hu-kuki açıdan bağlayıcı olmasını sağlayan kyoto protokolü'nün ek-B listesinde yer alan ülkelerin toplam sera gazı emisyon-larını 2008-2012 döneminde (ilk yükümlülük dönemi), 1990 yılı (temel yıl) seviyesinin en az % 5 altına indirmesini ta-ahhüt etme zorunluluğu bu-lunmaktadır.

Ancak, 26 Ağustos 2009 tari-hinde protokole resmen taraf olan ülkemiz kyoto protokolü imzaya açıldığında sözleşme-ye taraf olmadığı için protokolün ek-B listesinde yer alma-mış ve dolayısıyla sayısal bir sera gazı azaltım veya sınırlama yükümlülüğü almamıştır.

Türkiye’nin 1990 yılı toplam sera gazı emisyonu miktarı 170 milyon ton cO2 eşdeğeri iken 2009 yılında bu değer 370 milyon ton cO2 eşdeğeri olarak gerçekleşmiştir. 1990-2009 yılları arasında yaklaşık % 100 den fazla bir artış ol-muştur (grafik:1). 2009 yılı toplam sera gazı emisyon-larının % 75’i enerji, % 9’u atık, % 9’u sanayi ve % 7’si tarım sektöründen kaynak-lanmaktadır (Şekil:1). Türki-ye, dünyada enerji üretimine bağlı sera gazı emisyonları açısından 2010 yılında 39.sı-rada yer almıştır (Tablo:1).

ülkeler % OrAn1-Çin 20,96

2-ABD 19,92

3-Rusya 5,48

4-Hindistan 4,57

5-Japonya 4,27

6-Almanya 2,76

7-Kanada 1,98

8-İngiltere 1,81

9-İran 1,69

10-Kore 1,61

39-Türkiye 1.00

Tablo 1: Dünyada Enerji Üretimine Bağlı Sera gazı Emisyonları (2010)

Şekil:2 Kış (sol sütun) ve yaz (sağ sütun) yağışlarında tahmin edilen değişiklikler (1961-1990 dönemi).

| 19ŞUBAT 2012

Page 22: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

kapsamında ve sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, bir yandan kal-kınmasını sürdürürken, diğer yandan iklim değişikliğinin olumsuz etkile-rinin azaltılmasına yönelik yürütü-len küresel mücadelede yerini almayı amaçlamaktadır.

Ülkemiz, iklim değişikliği politi-kalarında Sözleşme’nin temel ilkeleri olan; "İklim sisteminin eşitlik teme-linde, ortak fakat farklı sorumluluk alanına uygun olarak korunması, iklim değişikliğinden etkilenecek olan geliş-me yolundaki ülkelerin ihtiyaç ve özel koşullarının dikkate alınması, iklim değişikliğinin önlenmesi için alınacak tedbirlerin etkin ve en az maliyetle yapılması, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve alınacak politika ve önlemlerin ulusal kalkınma program-larına entegre edilmesi" hususlarına büyük önem vermektedir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI İklim Değişikliği Eylem Planı;

ekonomi, enerji ve ekoloji üçlüsünü bir arada ele alan ve bütüncül bir bakış açısıyla yönetim politikası belirleyen Türkiye’nin ilk yeşil büyüme strate-jisidir. Katılımcı bir süreç içerisinde hazırlanan İklim Değişikliği Eylem Planı’nın genel amacı, sera gazı emis-yonlarını azaltarak iklim değişikliğiy-le mücadele etmek, gerçekçi, güçlü, dayanıklı ve uluslararası yasal belge-lere yapılacak adil taahhütler yoluyla azaltım ve uyumu teşvik etmek ve ik-lim değişikliğinin etkilerini yöneterek dayanıklılığı arttırmaktır.

İDEP’te; Enerji Arzı, Sanayi, Or-mancılık, Tarım, Binalar, Ulaştırma, Atık ve İklim Değişikliğine Uyum odak konuları olmak üzere çalışma grupları oluşturulmuştur. Yapılan çalış-ma sonucunda bahsedilen sektörlerde belirlenen başlıca eylemler şunlardır:

Enerji sektörü�n Yürütülen ve planlanan çalışmalar

kapsamında birincil enerji yoğun-luğunun, 2015 yılında 2008 yılına göre %10 oranında azaltılması,

�n Enerji verimliliği konusunda Ar-Ge için ayrılan mali olanakların, 2015 yılına kadar 2009 yılına göre %100 arttırılması,

�n Enerji verimliliği uygulamala-rı için ETKB tarafından verilen teşvik miktarını 2015 yılına kadar %100 arttırmak,

�n 2023 yılına kadar ülke çapında elektrik dağıtım kayıplarının %8’e indirilmesi,

sanayi sektörü�n Sera gazı emisyonlarının sınırlan-

dırılmasına ve enerji verimliliğine yönelik yasal düzenlemelerin ya-pılması,

�n Sanayi sektöründe enerji kullanı-mından (elektrik enerjisi payı dâhil) kaynaklanan sera gazı emisyonla-rının sınırlandırılması,

�n 2023 yılına kadar sanayi sektöründe üretilen GSYH başına eşdeğer CO2 yoğunluğunun azaltılması,

�n 2015 yılına kadar Türkiye’de kar-bon piyasasının kurulmasına yöne-lik çalışmaların yapılması,

�n 2023 yılına kadar sanayi sektöründe sera gazı sınırlandırılmasına yönelik yeni teknolojilerin geliştirmesi ve kullanılması,

ulaştırma sektörü n 2023 yılı itibariyle demiryollarının

yük taşımacılığında (2009 yılında % 5) payının % 15’e, yolcu taşımacı-lığında (2009 yılında % 2) payının % 10’a çıkarılması,

n 2023 yılı itibariyle denizyollarının kabotaj yük taşımacılığındaki (2009 yılında ton-km olarak %2,66) pa-yının %10’a, yolcu taşımacılığında-ki (2009 yılında yolcu-km olarak %0,37) payının %4’e çıkarılması,

n 2023 yılı itibariyle karayollarının yük taşımacılığındaki (2009 yılında ton-km olarak %80,63 olan) payı-nın %60’ın altına, yolcu taşımacı-lığındaki (2009 yılında yolcu-km olarak %89,59 olan) payının %72’ye düşürülmesi,

atık sektörü�n 2005 yılı baz alınarak düzenli de-

polama tesislerine kabul edilecek biyobozunur atık miktarının, 2015 yılına kadar ağırlıkça %75’ine, 2018 yılına kadar %50’sine, 2025 yılına kadar %35’ine indirilmesi,

�n 2023 yılı sonuna kadar ülke ge-nelinde entegre katı atık bertaraf tesislerinin kurulması ve belediye atıklarının %100’ünün bu tesislerde bertaraf edilmesi,

�n 2023 yılına kadar vahşi depolama sahalarının %100’ünün kapatılması,

binalar sektörü�n Kamu kuruluşlarının bina ve te-

sislerinde, yıllık enerji tüketiminin 2015 yılına kadar %10 ve 2023 yı-lına kadar %20 azaltılması,

�n 2017 yılından itibaren yeni bina-ların yıllık enerji ihtiyacının en az %20’sinin yenilenebilir enerji kay-naklarından temin edilmesi,

�n 2017 yılına kadar tüm binalara Enerji Kimlik Belgesi verilmesi,

�n Toplu Konut Projelerinde bölgesel enerji üretiminin yaygınlaştırılması,

�n Kanalizasyon ve yağmur suyu top-lama sistemlerinin birbirinden ay-rılması,

�n Akıllı şebeke sistemlerinin oluş-turulması,

İklim Değişikliği Eylem Planı;

ekonomi, enerji ve ekoloji üçlüsünü bir

arada ele alan ve bütüncül bir bakış açısıyla yönetim

politikası belirleyen Türkiye’nin ilk yeşil büyüme stratejisidir.

20 | ŞUBAT 2012

DOsya

Page 23: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

�n Su kayıp kaçak oranlarının azaltıl-masına yönelik modern sistemlerin yaygınlaştırılması,

tarım sektörü�n Toprakta tutulan karbon stok mik-

tarının belirlenmesi ve arttırılması,�n Tarım sektöründen kaynaklanan

sera gazı emisyon sınırlandırma potansiyelinin belirlenmesi,

�n Bitkisel ve hayvansal üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonla-rının artış hızının azaltılması,

�n İklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyumda tarım sektörünün ihtiyaçlarını karşılaya-cak bilgi altyapısının oluşturulması,

arazi Kullanımı ve Ormancılık�n Orman alanlarında tutulan karbon

stok miktarının 2020 yılına kadar 2007’dekine (2007’de 14.500 Gg, 2020’de 16.700 Gg) göre %15 ar-tırılması,

�n Ormansızlaşma ve orman zararla-rının 2020 yılına kadar 2007 yılı değerlerine göre %20 azaltılması,

�n Tarımsal ormancılık faaliyetleri sa-yesinde tutulan karbon miktarının 2020 yılına kadar 2007 değerinin %10 üzerine çıkarılması,

�n 2012 yılında yerleşim alanlarında tutulan karbon miktarının tespit edilmesi ve 2020 yılına kadar yeşil doku ile bu değerin %3 artırılması, hedeflerini içermektedir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM Türkiye, subtropikal kuşakta kıtala-

rın batı bölümünde oluşan ve Akdeniz iklimi olarak adlandırılan bir büyük ik-lim bölgesinde yer almaktadır. Üç yanı denizlerle çevrili ve ortalama yüksekliği yaklaşık bin 100 m olan Türkiye’de, birçok alt iklim tipi mevcuttur. İklim tiplerindeki bu çeşitlilik, Türkiye’nin yıl boyunca, orta enlem/polar ve tro-pikal kuşaklardan kaynaklanan çeşitli

basınç sistemleri ve hava tiplerinin etki alanına giren bir geçiş bölgesi üzerinde yer almasıyla bağlantılıdır. Buna, to-pografik özelliklerinin karmaşıklığı ve kısa mesafelerde değişme eğiliminde olması vb. fiziki coğrafya etmenleri de eklenebilir.

Örneğin, sıcaklık artışından daha çok çölleşme tehdidi altında bulunan Güney Doğu ve İç Anadolu gibi, ku-rak ve yarı kurak bölgelerle, yeterli suya sahip olmayan yarı nemli Ege ve Akdeniz bölgeleri daha fazla et-kilenmiş olacaktır. IPCC Dördüncü Değerlendirme Raporu’nda Akdeniz, iklim değişikliğinden en çok etkilene-cek bölgeler arasında gösterilmektedir. Bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye'nin, ikliminde gözlenen ve öngörülen de-ğişiklikler dikkate alınarak, küresel ısınmanın özellikle su kaynaklarının zayıflaması, orman yangınları, erozyon, tarımsal üretkenlikte değişiklikler, ku-raklık ve bunlara bağlı ekolojik bozul-malar, sıcak dalgalarına bağlı ölümler ve vektör kaynaklı hastalıklarda artışlar gibi öngörülen olumsuz yönlerinden etkilenecektir ve küresel iklim deği-şikliğinin potansiyel etkileri açısından risk grubu ülkeler arasındadır.

Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi Or-tak Programı çerçevesinde gerçekleşti-rilen iklim öngörüleri, diğer çalışmaları destekleyecek şekilde sıcaklıklarda be-lirgin artışlar ile hemen hemen bütün ekonomik sektörleri, yerleşimleri ve

İklim değişikliği ve çevre olgusu sadece ekolojik olaylardan

ibaret olmayıp; ekonomiyi, enerji ve sanayi yatırımlarını,

sosyal hayatı ve hukuku da içeren,

bütüncül bir boyutta ele alınması ve

düşünülmesi gereken bir konudur.

| 21ŞUBAT 2012

Page 24: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

iklime bağlı doğal afet risklerini temelden etkileyecek biçimde yağış düzeninin yani su döngüsünün de-ğişeceğini öngörmektedir. (Şekil.2)

Bu öngörülere göre; ortalama sıcaklıklardaki ve yağıştaki deği-şimler bu parametrelerle sıkı sıkı-ya ilişki içerisindeki su kaynakla-rı, tarım sektörü ve gıda güvenliği, insan sağlığı, doğal afet riskleri ile ekonomik sektörler için hammadde sağlayıp, su gibi üretim ve kentler için temel girdiyi teşkil eden faktör-lerin miktar ve kalitesini düzenle-yen ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılığı doğrudan etkilemektedir. Bu durumun; su ve toprak kaynaklarının üzerinde ve dolayısıyla gıda üretimi ve gıda güvenliği üzerinde olumsuz etkile-

re neden olması, kırsal kalkınmayı etkilemesi ve bu etkilerin şiddetinin giderek artması beklenmektedir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KARBON PİYASALARIİklim değişikliği ile mücadele

ekonomiler üzerinde eşzamanlı olarak fırsat ve tehditleri de be-raberinde getirmektedir. İklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ile ilgili aslolan ülkelerin kendi ulusal ön-lemleri (enerji verimliliği vb.) olup, bu önlemler yetersiz veya maliyet-li olduğunda bir takım ekonomik araçlar devreye girer.

Bu ekonomik araçlardan birisi de emisyon ticareti mekanizma-larıdır. Proje veya piyasa temelli

Gönüllü Karbon Piyasaları; hükümetlerin iklim değişikliği ile mücadele hedefleri ve politikalarından bağımsız olarak

geliştirilmiş, iş dünyasından, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve bireylere kadar

ilgili her kesimin karbon denkleştirme maksadıyla katılım sağlayabileceği niteliğe

sahip piyasalardır.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM

n İKLİM SINIFI

n SEYHAN HAVZASI'NDA 18 PROJE

TÜRKİYE'NİN UYUM ÇALIŞMALARI

İklim değişikliğine Uyum eğitici el kitabı beş üniteden oluşmaktadır. her ünitede belirlenen başlıklara göre konu anlatımı, ünite sonunda öğrencilerle uygulanacak etkinlikler ve etkinlik değerlendirme so-ruları yer almaktadır. üniteler şu başlık-lardan oluşmaktadır:

Ünite 1. İklim Değişikliği ile İlgili Genel BilgilerÜnite 2. Sera Etkisi ve İk-lim DeğişikliğiÜnite 3. İklim Değişikliğinin Gözlenebilir ve Öngörülen EtkileriÜnite 4. Küresel İklim De-

ğişikliği ve Türkiye: İklim Değişikliğinin Türki-ye’deki Olası EtkileriÜnite 5. Çözüm Arayışları.

Bm Ortak programı kapsa-mında 2009 yılında başla-tılan seyhan havzası’nda İklim değişikliğine Uyum hibe programı ile havzada yaşayanların ve kurumların iklim değişikliğine uyum kapasitelerini geliştirilmesi için projeler uygulanmıştır.

12’si Adana’da, 4’ü kayseri’de ve 2’si de niğde’de olmak üzere seyhan havzası’nda toplam 18 proje destek-lenmiştir. projeler, uzun vadede iklim değişikliğine uyum konusunda kapasite geliştirmeyi ve farkındalık oluşturmayı amaçlarken, doğru tarım tekniklerinin geliştirilmesini, gıda güvenliğinin sağlan-masını, taşkın risklerinin belirlenmesini, alternatif sulama tekniklerinin kullanımı-nı ve deniz seviyesinin yükselmesinin en-gellenmesini hedeflemektedir.

proje tamamlanmış olup, Türkiye’nin ilk ulusal uyum stratejisi olan; "Türkiye’nin İklim değişikliğine Uyum kapasitesinin geliştirilmesi projesi" kapsamında İklim değişikliğine Uyum stratejisi ve eylem planı hazırlanmıştır.

22 | ŞUBAT 2012

DOsya

Page 25: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

olan bu mekanizmalar azaltılan sera gazı emisyonlarının sertifikalandırı-lıp piyasada alınıp satılması prensibine dayanır. Kyoto Protokolü altında Te-miz Kalkınma Mekanizması (CDM), Ortak Yürütme Mekanizması (JI) ve Uluslararası Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) adlı 3 adet mekanizma tanımla-mıştır. Türkiye, Kyoto Protokolü'nün emisyon ticaretine konu olan esneklik mekanizmalarından da faydalanama-maktadır.

TÜRKİYE’DE GÖNÜLLÜ KARBON PİYASASIGönüllü Karbon Piyasaları; hükü-

metlerin iklim değişikliği ile mücadele hedefleri ve politikalarından bağımsız olarak geliştirilmiş, iş dünyasından, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluş-ları ve bireylere kadar ilgili her kesi-min karbon denkleştirme maksadıyla katılım sağlayabileceği niteliğe sahip piyasalardır. İklim değişikliği ve etki-leri konusunda artan kamuoyu bilinci ve karbon denkleştirmenin güvenilir bir önlem stratejisi olduğu gerçeği-nin kabul görmesi bu piyasaların son yıllarda hızla gelişmesini sağlamıştır.

Bu piyasada ticareti yapılan emisyon kredilerine Gönüllü Emis-yon Azaltım Birimleri (Voluntary Emission Reduction Units-VER) adı verilmektedir. Faaliyetleri çer-çevesinde oluşturdukları sera gazlarını dengelemek isteyen firmalar emisyon miktarlarını hesaplayarak (karbon ayak izlerini ölçerek) bu emisyon-larını azaltmak ve dengelemek için emisyon azaltımı sağlayan projelerin üretmiş oldukları karbon kredilerini

sosyal sorumluluk prensibi çerçeve-sinde satın almaktadırlar.

Kyoto Protokolü altında yer alan mekanizmalardan bağımsız olarak iş-leyen, çevresel ve sosyal sorumluluk ilkesi çerçevesinde kurulmuş Gönüllü Karbon Piyasası'na yönelik projeler Türkiye’de geliştirilmekte ve uygu-lanmaktadır. Gönüllü Karbon Piyasa-sı, Dünya Karbon Piyasası içerisinde çok küçük bir yüzdeyi temsil etmekle birlikte bu piyasayı hali hazırda etkili

biçimde kullanmakta olan Türkiye’nin ileri dönemde karbon piyasalarına ka-tılımı açısından da bir fırsat sunmak-tadır. Dünya Karbon Piyasası’nda % 1’den az bir paya sahip olan Gönüllü Karbon Piyasası, karbon finansma-nı için yine de uygun bir alternatif kaynaktır.

Kısa bir sürede yüksek standartlı ve yüksek hacimli bir potansiyeli hare-kete geçiren gönüllü emisyon ticareti sistemi, 2012 sonrası iklim rejimine dönük Türkiye’nin teknik alt yapının güçlenmesine katkı sağlamasının yanı sıra, yatırımcılar için temiz teknoloji-lere yatırımı daha cazip hale getirdiği söylenebilir.

Mevcut durum itibariyle, Tür-kiye’de gerçekleştirilen projelerin ta-mamı Gönüllü Karbon Piyasasında işlem görmektedir. Tablo 2’de proje sayısı ve türleri, Tablo 2’de ise projele-rin yıllık sera gazı emisyon azaltımları verilmektedir.

Bakanlığımız tarafından hazırla-nan "Sera Gazı Emisyon Azaltımı Sağlayan Projelere İlişkin Sicil İş-lemleri Tebliği"; 07.08.2010 tarih ve 27665 sayılı Resmi Gazete’de ya-yımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Tebliğ ile Gönüllü Karbon Piyasalarına yönelik geliştirilen ve yü-rütülen projelerin kayıt altına alınması hedeflenmektedir.

2012 sonrası dönemde yeni emis-yon ticareti mekanizmaların oluştu-rulması gündemdedir. Türkiye'nin avantajlı bir şekilde (karbon satıcı ülke olarak) bu mekanizmalardan yararlanması yönünde müzakereler sürdürülmektedir.

Gönüllü Karbon Piyasası, Dünya Karbon Piyasası

içerisinde çok küçük bir yüzdeyi temsil

etmekle birlikte bu piyasayı hali hazırda etkili

biçimde kullanmakta olan Türkiye’nin

ileri dönemde karbon piyasalarına katılımı açısından

da bir fırsat sunmaktadır.

sAnTrAl Türü prOJe sAyısı

yıllık serA gAzı AzAlTımı (ton cO2 eşdeğeri)

Hidroelektrik 103 3.917.479

Rüzgar 57 5.291.229

Bio-Gaz 1 75.000

Jeotermal 5 285.309

Enerji Verimliliği 1 58.328

Atıktan Enerji Üretimi 11 2.218.160

TOPLAM 178 11.845.505

Tablo–2: Türkiye’de Gönüllü Karbon Piyasalarında Geliştirilen Proje Türleri ve Emisyon Azaltımları (Ocak 2012)

| 23ŞUBAT 2012

Page 26: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

SONUÇTürkiye, İklim Değişikliği kap-

samında yürütülen uluslararası ortak mücadeleye destek vermektedir. En son olarak Güney Afrika’nın Durban şehrinde gerçekleştirilen İklim Deği-şikliği Konferansı'na 42 kişilik resmi bir heyet ile katılmıştır. Söz konusu Konferansta; Kyoto Protokolü'nün 1.Yükümlülük Dönemi'nin tamam-lanması ile birlikte 2012 sonrası iklim rejiminin netleştirilmesi için; 2. Yü-kümlülük Dönemi'nin 1 Ocak 2013 tarihinde başlamasına ve yükümlülük döneminin müzakere sürecinde alına-cak karar çerçevesinde 5 yıl veya 8 yıl uzatılmasına karar verilmiştir.

İklim Değişikliğiyle mücadele ko-nusunda tüm ülkeleri bağlayan hukuki bir belgenin 2015 yılına kadar kabul edilmesi ve bu belgenin en geç 2020'de yürürlüğe girmesi de toplantıda alınan kararlar arasındadır.

"Durban Taraflar Konferansın-da" Türkiye’nin Marakeş ve Kankun

Taraflar Konferanslarında tanınmış olan özel konumu sebebiyle; salım azaltımı, iklim değişikliğine uyum, teknoloji geliştirilmesi ve transferi, kapasite oluşturma ve finansman alan-larında sağlanacak desteğin biçiminin belirlenmesine ilişkin görüşmelerin de sürdürülmesi karara bağlanmıştır. Ül-kemiz bu süreçte; 'Her ülkenin kendi imkan ve kabiliyetlerine göre değer-

lendirilmesi' ilkeleri çerçevesinde, kü-resel maksimum yararla sonuçlanacak ve tüm ülkelerin optimum katkısını sağlayacak adil ve dengeli, bir sistemin kurulmasını talep etmektedir.

İklim değişikliği ve çevre olgu-su sadece ekolojik olaylardan ibaret

olmayıp; ekonomiyi, enerji ve sanayi yatırımlarını, sosyal hayatı ve huku-ku da içeren, bütüncül bir boyutta ele alınması ve düşünülmesi gereken bir mevzudur. Bugün gelinen nokta itiba-riyle iklim değişikliği; fiziksel ve doğal çevre, şehir hayatı, kalkınma ve eko-nomi, teknoloji, insan hakları, tarım ve gıda, temiz su kaynakları ve sağlık olmak üzere hayatımızın her safhasını etkilemekte ve yönetimlerin bu konu-larda çözüm çabalarını arttırmalarını zorunlu hale getirmektedir. Ülkemizin hızla gelişmekte olan bir ülke olması, artan nüfusu, hızla büyüyen ekonomisi ve buna bağlı olarak artan enerji talebi düşünüldüğünde sera gazı emisyonla-rının bundan sonraki dönemde daha düşük nispette de olsa artış göstereceği aşikârdır. Ancak; Türkiye bir taraftan sera gazı emisyonlarını kontrol altına almaya çalışırken, diğer taraftan sürdü-rülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde temiz üretim teknolojilerine daha fazla yönelerek büyüme hedeflerini devam ettirme kararlılığındadır.

kyoto protokolü’ne taraf olan ülkelerin toplam sera gazı emisyonlarını 2008-2012 döneminde, 1990 yılı seviyesinin

en az % 5 altına indirmesini taahhüt etme zorunluluğu bulunmaktadır. Türkiye, sözleşmeye taraf olmadığı için sayısal bir sera gazı azaltım veya sınırlama yükümlülüğü almamıştır.

Türkiye, küresel ısınmanın su

kaynaklarının zayıflaması, orman yangınları, erozyon, tarımsal üretkenlikte

değişiklikler, kuraklık ve bunlara

bağlı ekolojik bozulmalar, sıcak dalgalarına bağlı

ölümler gibi olumsuz yönlerinden

etkilenecektir.

24 | ŞUBAT 2012

DOsya

Page 27: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 28: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Türkiye-İran 23. Dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı mutabakat zaptı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi’nin katıldığı törenle imzalandı.

Ekonomi Bakanlığındaki törende konuşan Erdoğan Bayraktar, mutaba-kat zaptının Türk ve İran heyetlerinin 3 gün boyunca yaptıkları, yapıcı ve or-tak çalışmanın ürünü olduğunu belirtti.

Görüşmelerin iki ülke arasındaki iyi ilişkileri yansıtan karşılıklı anlayış ve iş birliği ortamında gerçekleştirilmiş olmasından memnuniyet duyduğu-nu ifade eden Bayraktar, toplantıda ticaret, ulaştırma, sanayi, gümrükler ve yatırım konularının ele alındığını ifade etti.

BAYRAKTAR: HEDEF KALICI TİCARİ VE EKONOMİK ORTAKLIKÇevre ve Şehircilik Bakanı Er-

doğan Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Özel sektör kuruluşları arasında işbirliği, uluslararası alanda işbirli-ği, ihracat alanında teknik işbirliği, standardizasyon, KOBİ’ler, radyo ve televizyon, tarım ve çevre ele aldığı-mız konulardan bazılarıdır. Gayemiz komşularımızla ve bölgemizde yer alan ülkelerle aramızdaki coğrafi ve kül-türel yakınlığın getirdiği avantajları ekonomilerin tamamlayıcı özellik-leriyle birleştirmek ve ilişkilerimizi kalıcı ticari ve ekonomik ortaklıklara dönüştürmektir.”

SALİHİ: İLİŞKİLER TÜM ALANLARDA GELİŞTİRİLMELİİran Dışişleri Bakanı Ali Ekber

Salihi de yaptığı konuşmasında, “500 kilometre uzunluğunda ortak sınıra, 150 milyonluk bir piyasaya, genç ve eğitimli insan gücüne, eşsiz bir jeo-politik ve stratejik konuma sahip olan ülkelerimizin, ilişkilerini tüm alan-larda geliştirme ve derinleştirmesinin önünde hiçbir engel bulunmamakta-dır” dedi.

İki ülke arasındaki sınır kapılarının sayısının 2’den 5’e çıkarıldığını ifade eden Salihi, tek gümrük projesinin, tarafların müzakere konusu gündem maddeleri arasında yer aldığını belirtti. Salihi, sınır kapıları konusunda taraf-

HEDEF 30 MİLyaR DOLaRLıK

tİCaREt HaCMİ

Türkİye İle İrAn ArAsındA hedeflenen TİcAreT hAcmİnİn 30 mİlyAr dOlAr, İkİ ülke

nüfUsUnUn 150 mİlyOn OldUğUnU hATırlATAn BAkAn BAyrAkTAr, İkİ ülkenİn TOplAm yıllık gAyrİ sAfİ mİllİ

hâsılAsının 1,5 TrİlyOn dOlAr cİvArındA OldUğUnU söyledİ.

26 | ŞUBAT 2012

EKONOMİ

Page 29: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

ların ciddi işbirliği ve kolaylıklar sağ-lamalarının beklendiğini de ifade etti.

BÖLGE İÇİN ÖRNEK TEŞKİL EDECEKTürkiye-İran sınırında ortak sanayi

bölgesi kurulmasının, iki ülke arasında ekonomik, ticari, sanayi işbirliğinin gelişmesinde önemli rol oynayacak projelerden biri olduğunu dile geti-ren Salihi, şöyle devam etti:

“Bu proje başarıyla uygulanırsa sınır bölgelerinde refah, iş ve güven ortamı yaratmanın yanı sıra komşu ülkeler ile sınırda benzer başka bölgeler oluştu-rulmasına da örnek teşkil edebilecektir. Bizim petrol ve doğalgaz alanındaki beklentimiz, İran’ın kuzey ve güneyin-deki ülkeler de dâhil tüm civar ülkelerin petrol ve doğalgaz alım başlangıç ve hedef ülke ve transit güzergâhında yer alan ülkelerin, yani İran ve Türkiye’nin katılımıyla Avrupa’ya transfer edilmesi-dir. İran ve Türkiye’nin demiryollarının birbirine bağlı olmasının, iki ülkenin ticari ve turistik ulaşımını kolaylaştır-mada çok önemli rolü vardır.”

PETROL DIŞI TİCARET HACMİ ARTMALIİki ülke arasındaki mevcut ticaret

hacminin 15 milyar dolar olduğunu, bu rakamı 2015 yılına kadar 30 milyar dolar düzeyine ulaştırmayı istediklerini kaydeden Salihi, “İki ülkenin petrol dışı ticaret hacmini artıracak bir me-kanizmanın hâkim olmasını ümit edi-yoruz. Bu arzumuzun gerçekleşmesi, tercihli ticaret ve sınır ticareti, akreditif işlemler ve para transferinde kolaylık sağlanması ve taraflara ait bankalar arasında işbirliği düzeyinin artması alanında, iki ülke arasında sağlanacak mutabakata ihtiyaç duymaktadır ki bu konunun büyük bir ciddiyetle takip edileceğini umuyoruz” diye konuştu.

TURİZM ALANINDA İŞBİRLİĞİNE ÖNEM VERİLMELİİskân, şehircilik, sağlık, tarım ve

sosyal güvenlik alanında işbirliğinin ar-tırılmasının kararlaştırıldığını kaydeden Salihi, şu an Türk firmalarının İran’da

konut alanında çok geniş bir şekilde çalışmaları olduğunu, ancak turizm alanına da önem verilmesini istedik-lerini ifade etti. İran’dan Türkiye’ye, yılda neredeyse 2 milyon turist gel-diğine işaret eden Salihi, aynı sayıda turistin Türkiye’den İran’a gelmesini umduklarını söyledi.

TİCARET HACMİ 30 MİLYAR DOLAR OLACAKBankalar arası işbirliği ve para

transferinin kolaylaştırılması konu-ları hakkındaki bir soruyu cevaplayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, iki ülkenin para akışı ve para transferi noktalarında görüşmelerinin olduğunu belirterek, İran’ın Türki-ye bankacılık sistemine, Türkiye’nin de İran bankacılık sistemine girmesi

noktasında da çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

150 MİLYON NÜFUS 1,5 TRİLYON DOLAR GSMHHedeflenen ticaret hacminin 30

milyar dolar gibi büyük bir hacim ve iki ülke nüfusunun da yaklaşık 150 milyon gibi bir nüfus olduğunu ifade eden Bayraktar, iki ülkenin toplam yıllık Gayri Safi Milli Hâsılasının da 1,5 trilyon dolar civarında olduğunu belirtti.

Yapılan anlaşmanın Avrupa ile Asya arasında köprü olmada çok ciddi katkı sağlayacağını da belirten Bakan Bayraktar, İran’ın doğalgaz ve petrolü-nün, Avrupa’ya taşınması konusunda Türkiye’nin bir köprü vazifesi görme-sinin hedeflendiğini sözlerine ekledi.

İskân, şehircilik, sağlık, tarım ve sosyal güvenlik alanında işbirliğinin artırılmasının

kararlaştırıldığını kaydeden İran Dışişleri Bakanı Salihi, Türk firmalarının İran’da

konut alanında çok geniş bir şekilde çalışmaları olduğunu ifade etti.

| 27ŞUBAT 2012

Page 30: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Türkiye’nin en büyük çimento üre-ticisi ve sektörün lider şirketi konu-munda bulunan Akçansa’nın, ülkemi-zin, tüm dünyada hakim olan küresel ekonomik dönüşümün getireceği fır-satları zamanında değerlendirebilmesi için sürdürülebilirliği en önemli kriter-lerden biri olarak gördüğü bildirildi.

HER GÜN 400 TON ATIK EKONOMİYE KAZANDIRILIYORAlternatif yakıt kullanımının, ge-

rek çevresel ve sosyal sorumluluk, ge-rek işin ekonomik boyutu açısından sanayi kuruluşlarının öncelikli hedef-leri arasında yer alması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Çimento üretim süreci ve yasal sınırlar çerçeve-sinde, gerekli şartları sağlayan birçok atık ve endüstriyel yan ürün çimento fabrikalarında değerlendirilebiliyor. Böylelikle, hem atıkların sağlıklı ve güvenli bir şekilde imha edilmesi so-runu ortadan kalkıyor, hem de sanayi için gerekli yakıt ihtiyacı karşılanıyor” denildi.

HEDEF SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEAkçansa’nın, “sürdürülebilir bir bü-

yüme hedefiyle, çimento sektöründe atık bertarafına ilişkin yasal zorun-lulukları yerine getirerek ilk kez atık temin eden ve bu alanda yatırım ya-pan ilk şirket” olduğuna dikkat çekilen

açıklamada, “sadece atık toplayarak değil, aynı zamanda doğru bertaraf ederek gerçek değer sağlanabileceği” düşüncesinden hareketle “CO2 Tek Karbon Çift Oksijen Projesi"ne imza attık” ifadesi kullanıldı.

“ATIKLARINIZI BİZE GÖNDERİN”Akçansa’nın faaliyette bulunduğu

şehirlerde, atık sahibi tüm şirketlerin yanı sıra yerel kamu kurum ve kuru-luşları ile belediyelere “çözüm ortağı olma” önerisinin belirtildiği açıkla-mada, “Atıklarınızı bize gönderin” çağrısında bulundu.

Açıklamada, “Atıkların sağlıklı ve güvenli bir şekilde bertarafı yoluyla bu kurumların karbon ayak izini azaltma-larına yardımcı olmayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verildi.

DÜNYANIN YÜKÜNÜ HAFİFLETİYORSürdürülebilir gelecek için atıktan

değer yaratmayı ve doğayı her anlamda korumayı sağlayacak bir çözüm sunan proje sayesinde, her gün 125 bin kg. atık, Türkiye'nin en gelişmiş AFR la-boratuarlarından Akçansa Çevre ve Kalite Laboratuarı'nda değerlendiril-dikten sonra ekonomiye kazandırıla-rak, dünya büyük bir yükten kurtarı-lıyor. “İster lastik, ister plastik, ister yağ olsun her atık bizim için değerli bir yakıt” denilen açıklamada, “Gelin,

daha yaşanabilir bir dünya için bize destek verin” çağrısında bulunuluyor.

ÜNİVERSİTEDEN ÖDÜLÖte yandan, projeye dikkat çek-

mek ve atık toplamak amacıyla www.atiginizibizegonderin.com in-ternet sitesi yayına girdi. Ayrıca her 10 ton atık için, bir ağaç dikilerek yeşil bir çevreye destek veriliyor.

Bu arada Akçansa, uygulamaya koyduğu örnek projesi ile 9 Aralık 2011 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “İşletme 2023; Cum-huriyetin 100. Yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri” etkinliğinde “Sürdürülebilir Atık Yönetimi ve İleti-şimi Uygulama Ödülü”nün sahibi oldu.

aKÇaNsa’DaN ÇEVRECİ PROjE

“sİz Bİze kArBOnUnUzU geTİrİn Bİz OnU dOğA İçİn çİfT OksİJene dönüŞTürelİm” slOgAnıylA yOlA çıkAn AkçAnsA, her 10 TOn ATık İçİn TemA İle BİrlİkTe gerçekleŞTİrdİğİ "AkçAnsA yenİden

hAyAT OrmAnı"nA Bİr fİdAn dİkİyOr.

Akçansa genel müdürü hakan gürdal

28 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 31: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 32: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Van Valiliğinde depremden sonra gerçekleştirilen çalışmalarla il-gili kamu kurumlarının müdürlerinin katılımıyla bir toplantı yaptı.

Toplantının ardından Erdoğan Bayraktar, Bostaniçi beldesinde Baş-bakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığının, depremden sonra te-melini attığı konutların şantiyesinde incelemelerde bulunarak, yüklenici firma yetkililerinden çalışmalar hak-kında bilgi aldı.

Bayraktar ve beraberindekiler, daha sonra Edremit ilçesinde Eski Cami ve Yeni Cami mahallelerinde yapılan kadastro çalışmasının ardından hak sahipleri için düzenlenen tapu dağı-tım törenine katıldı ve hak sahiplerini tapularını teslim etti.

450 PARSELİN TAPULARI HAK SAHİPLERİNE VERİLDİBakan Bayraktar, burada yaptı-

ğı konuşmada, Edremit Sarmasuyu Mahallesi’nin müstakil parsel çalış-masının ardından Yeni Cami, Eski Cami ve Erdemkent olmak üzere 3 mahalleye ayrıldığını bildirdi. Erdem-kent Mahallesi’nde TOKİ konutları inşa edildiği için daha önce imar çalış-masının yapıldığını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanı, Eski Cami ve Yeni Cami mahallelerinde kadastro çalışmasıyla bin 450 parsel üretilerek, tapularının hak sahiplerine verildiğini söyledi.

Vatandaşların yüzde 3’ünün ça-lışmalara itiraz ederek mahkemelere başvurduğunu dile getiren Bakan Bay-

raktar, bu durumun da halkın aidiyet duygusunun arttığı ve devletiyle bü-tünleştiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.

ÜLKENİN YÜZDE 80’İNDE TAPU TESCİLİ TAMAMLANDITapu ve mülkiyet hakkının önemi-

ne dikkati çeken Bayraktar, "Türkiye’de tapu daireleri nüfus dairelerinden daha eskidir. Nüfusta bulamadığımız bazı şeyleri tapu arşivlerinde buluyoruz" dedi.

Türkiye genelinde yeni bilgi siste-mine geçildiğini, bu sistemle vatandaş-lık numarası girildiğinde, tapu kaydı sisteme girilmişse Türkiye’nin her yerindeki tapusunun görülebildiğini kaydeden Bayraktar, "Vatandaşlarımız bu sistem sayesinde tapusu ile ilgili her türlü işlemini başka bir şehirde dahi olsa yapılabilecektir. Biz bu sisteme  TAKBİS diyoruz. Bunun yüzde 60-70’ini bitirdik" diye konuştu.

Kadastro işlemlerinin de ülke ge-nelinde yüzde 80’ini tamamladıklarını da hatırlatan Erdoğan Bayraktar, "Geri kalan arazilerin tapu tescilleri de de-vam ediyor. Diğer taraftan TAKBİS için çalışmalar da sürüyor" ifadesini kullandı.

VAN’DA ALTYAPI SEFERBERLİĞİ BAŞLIYORDeprem sonrasında Van’da yapıla-

cak çok ve önemli işlerin bulunduğunu kaydeden Bakan Bayraktar, Çevre ve

VaN MaRKa ŞEHİR OLaCaKvAn’dA yApılAcAk çOk Büyük İŞler OldUğUnUn

AlTını çİzen BAkAn BAyrAkTAr, "BU çAlıŞmAlArı vAn hAlkıylA BüTünleŞerek yürüTeceğİz. vAn hAlkı

Bİzİ desTekleyecek. Bİz de vAn hAlkınA sArılAcAğız. vAn’ı çOk dAhA güzel hAle geTİreceğİz" dedİ.

30 | ŞUBAT 2012

GüNDEM

Page 33: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Genel Müdürlüğü, TOKİ ve diğer kamu kurumlarının arsa ihtiyaçlarının ol-duğunu belirtti. Bu kapsamda genel bir planlama çalışmasının sürdüğüne değinen Bakan Bayraktar, önce 100 binlik, daha sonra 25 binlik planlar yapacaklarını söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayrak-tar, Van Gölü’nü temiz hale getirmek için de çalışmalarının olacağını dile getirerek, bu kapsamda kuşaklama ko-lektörünün yapılması, arazilerin verimli kullanılması, şehirler ve yeni yapılacak, genişleyecek yerler arasındaki yollar için çalışmaların sürdüğünü vurguladı. Van’ın şehir merkezinde yeni yolların yapılacağını anlatan Bayraktar, bütün bu çalışmalarla Van’ın bir marka şehir olması yolunda ciddi adımlar atılaca-ğını söyledi.

VAN’DA 10 BİN KONUTUN İHALESİ YAPILDIBütün bu çalışmaların ciddi kay-

naklar gerektiğine dikkati çeken Bakan Bayraktar, "Başbakanımızın Van’daki yaraların sarılması için kaynakların ak-

tarılması konusunda talimatları var. Şimdiye kadar 4 bini Erciş ve 6 bini ise Van merkez olmak üzere TOKİ’nin yaptıracağı toplam 10 bin konutun iha-lesi yapıldı" dedi.

EDREMİT’TE 6 BİN KONUTUN İHALESİ BİTMEK ÜZEREBu konutlarla birlikte 18 ilköğre-

tim ve lise ile modern hayatın gerek-tirdiği tüm sosyal donatıların birlikte yapılacağını belirten Bayraktar, şöyle devam etti: "Edremit’te yapılacak olan konutlardan 6 bininin ihalesi bitmek

üzere. Buradaki konut sayısı 16 bine çıkacak. Bostaniçi’ndeki inşaatı devam eden konutları inceledik. 18 bloktan 5’inin kaba inşaatı bitmiş. Kış şartlarına göre gelişen teknolojinin imkânlarını kullanarak sıcak beton ve yorganlama yapmak suretiyle bu çalışmalar yapı-lıyor."

VAN’IN SU SORUNU MUTLAKA ÇÖZÜLECEKVan kent merkezinin içme suyu

sorununu çözeceklerini ifade eden Erdoğan Bayraktar, "Bugün belediye başkan yardımcımızla konuştuk. Ana isale hattını ve şehirdeki ana dağıtım şebekesini yenileme çalışması yapa-cağız. Bunun yanında atık su arıtma tesisini düzene koyarak, tüm altyapı

çalışmalarını kısa sürede tamamlayarak ihalesini yapacağız" dedi.

VAN, MART-NİSAN AYLARINDA CANLANACAKVan’ın, yaşadığı depremle birlikte

çektiği sıkıntının, bütün Türkiye’nin sıkıntısı olduğuna dikkati çeken Ba-kan Bayraktar, "Mart ve nisan aylarıyla birlikte Van’da büyük bir canlanma olacak. Çok ciddi bir kaynak gelecek-tir" diye konuştu.

"Yatırım demek refah, şehrin gü-zelleşmesi demektir" ifadesini kullanan Bayraktar, son olarak şunları söyledi: "Van gelişecek ve güzelleşecektir. Kış şartlarından dolayı akrabalarının yanına ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleşen insanlarımız geriye dönecek. İş ve istihdam imkânları oluşacak. Van, bir cazibe merkezi olacaktır. Burada bizim işimiz çok büyük. Van halkıyla bütünleşerek bu çalışmaları yürüteceğiz. Van halkının desteği olmadan istedi-ğimiz şekilde yürüyemeyiz. Van halkı bizi destekleyecek. Biz de Van halkı-na sarılacağız. Valilik, belediye ve tüm kamu kurum ve kuruluşları el birliğiyle buradaki yaraları saracağız. Van’ı çok daha güzel hale getireceğiz."

Van’ın marka şehir olması yolunda ciddi adımlar attıklarını

dile getiren Bayraktar, “Arazilerin verimli

kullanılması, şehirlerle bağlantılar ve yeni yapılacak bölgeler arasındaki yollar

için çalışmalarımız sürüyor” ifadesini

kullandı.

Yapılacak yatırımlar ve altyapı

düzenlemeleri ile Van’ın gelişeceğini ve

güzelleşeceğini belirten Bakan Bayraktar, “İş

ve istihdam imkânları oluşacak. Van, çevre

illere bir cazibe merkezi olacaktır” diye

konuştu.

| 31ŞUBAT 2012

Page 34: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

İstanbul’da gerçekleştirilen kentsel dönüşüm bilgilendirme toplantısına katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, 2B Yasası’nın Şubat içe-risinde Meclis’ten geçeceğini söyledi.

AK Parti hükümetleri olarak 9 yılı aşkın süredir iktidarda bulunduklarını

hatırlatan Bakan Bayraktar, "Biz mağ-durların partisiyiz. Biz sorunları, prob-lemleri çözen bir partiyiz. Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimiz bellidir. Birileri gelir istismar eder, birileri gelir laf eder, biz iş yaparız" diye konuştu.

2B YASASININ ÇIKMA NEDENİ2B Yasası’nı büyük ihtimalle Şubat

ayı içerisinde Meclis’ten geçireceklerini kaydeden Bayraktar, 2B Yasası’nın ne anlama geldiğini şöyle açıkladı:

"İş bulmak, çocuğuna daha iyi eği-tim sağlamak, daha iyi hayat şartları temin etmek için şehirlere gelmek zo-runda kalan, imkânsızlıklar içerisinde bulduğu hazine arazisinde kendine bir barınak yapan insanları mağdur etme-den tapu sahibi yapmaktır. Yasanın

ana ruhu budur. Yasanın esas meali, anlamı budur."

3 YIL VADEYLE VATANDAŞA SATILACAKErdoğan Bayraktar, vatandaşla-

rın bu imkâna nasıl kavuşacaklarını da şöyle anlattı: "Devletin vatandaşı

kucaklayacağı bir düşünceyle arazinin fiyatını tespit edeceğiz. Yüzde 30 indi-rim yapmak suretiyle, vatandaşlarımıza 3 yıl vadeyle ve 6 ayda bir ödeyecekleri taksitlerle vereceğiz. Eğer vatandaşımız 'ben peşin ödeyeceğim'derse, yüzde 20 daha indirim yapacağız. Yani toplam bedel üzerinden yaklaşık yüzde 50-56’ya geliyor. Bu şekilde vatandaşı sahiplendireceğiz."

PROVOKASYONLARA KARŞI UYANIK OLUNMALITürkiye genelindeki 2B alanlarında

karşılaşılan bütün problemleri beraber çözmek amacıyla imar planları yapı-lacağını kaydeden Bakan Bayraktar, "Biz imar dışında vatandaşı serbest bırakacağız; isterse yerini satsın, is-

terse kendisi yapsın, isterse müteah-hide versin" dedi.

Düzenli şehirler kurulabilmesi için açıkgözlere, provokatörlere ve bu işi engellemeye çalışanlara hep beraber karşı çıkılması gerektiğinin altını çizen Bakan Bayraktar, "Ruhsatı olan, kat mülkiyeti olan, iskân müsaadesi olan, dört dörtlük ayağı yere basan daireler inşa edilecek" diye konuştu.

6 AY İÇİNDE MÜRACAAT EDİLECEKYasa çıktığı zaman Maliye Bakan-

lığı ve belediyenin ortaklaşa tebligatları yapacağını ve vatandaşın da 6 ay içinde müracaat edeceğini belirten Bayraktar, vatandaşların, araziyi peşin veya va-deyle alacaklarını beyan edeceklerini ve tapularının kendilerine verileceğini söyledi. İstanbul’un deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Bakan Bayrak-tar, "İstanbul’a hem deprem dönüşü-mü yapmak zorundayız, hem kentsel dönüşüm yapmak zorundayız" diye konuştu.

TÜRKİYE’YE YAKIŞAN BİNALAR YAPILMALITürkiye’nin dünyanın 16'ncı,

Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomi-si olduğunu hatırlatan Bayraktar, GSMH’nın 800 milyar dolara yak-laştığını, kişi başına gelirin 10 bin doları aştığını, alım gücünün arttığı-nı hatırlatarak, "Türkiye artık salaş, kaçak, depreme dayanıksız yapılardan kurtarılmalıdır. Çocuklarımız çok daha güzel okullarda okumalı, çok daha gü-zel hastanelerde sağlık hizmeti alma-lıdır" diye konuştu.

Toplantıda vatandaşların sorun-larını da dinleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı, bir soru üzerine, "2B sahibi olan, tespit edilen yerleri 2B’yi kulla-nanlara satacağız. Kanun bu. Bunun dışındaki laflara itibar etmeyin" dedi.

2b yasası MECLİs’E GELECEK

32 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 35: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 36: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

GİRİŞ 27 Mat 2006 tarihinde İstanbul

Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne, içerisinde kimyasal madde bulunan varillerin kaçak olarak toprağa gö-müldüğü şikayetinde bulunulmuştur.

Bu şikayet üzerine; İstanbul İl Çevre ve Orman Müdürlüğü teknik personeli konuya hemen müdahale etmiş ve İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Orhanlı Beldesi, Mescit Mahallesi, Değirmentepe Mevkiinde inceleme gerçekleştirmiştir. İki aşamalı incele-me yapılarak, öncelikle radyoaktivite ölçüm detektörü ile radyoaktivite öl-çülmüş, radyoaktivite yayılmadığının tespit edilmesi üzerine, toprağa gö-mülü olan ve bazı bölgelerde yüzeyde görülen variller ve yüzeyden 6 metre derinliğe kadar metal tespiti yapabilen metal detektörü ile varil arama işlemi yapılmış ve sinyal alınan bölgeler kireç ile işaretlenmiştir.

Toprak altında bulunduğu tespit edilen bu varillerin, toprak üstüne çı-karılarak uygun müdahalenin yapıla-bilmesi ve uygun şekilde bertarafının

sağlanabilmesi için varillerin içerisin-deki kimyasalların (atık) özelliğinin (tehlikeli, tehlikesiz) tespit edilmesi gerekliliği hasıl olmuştur.

NUMUNE ALMABu amaçla; 28 Mart 2006 tarihin-

de, numune almak için gömülü varil-den iki tanesi iş makineleri yardımıyla yüzeye çıkarılmıştır. Bölgeden çıkarı-lan, içinde kimyasal madde bulunan metal varillerin, korozyona uğramış, ezilmiş ve delinmiş olduğu, içinde bu-lunan kimyasal maddelerin toprağa akmış olduğu ve toprağı kirletmiş ol-duğu görülmüştür. Çıkarılan varillerde ticari firma unvanına rastlanmamıştır. İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlü-ğü ve İZAYDAŞ uzmanları tarafından uygun giysilerle (asit tulumu ve koru-yucu tulum, asit eldiveni, asit çizmesi, oksijen tüplü maske, mikro toz ve gaz filtreli maske, asite dayanıklı numune kabı, numune taşıma çantası), uygun numune alma metoduyla varillerden ve topraktan örnek numuneler alın-mıştır. Numune alma esnasında olası

acil durum için, bir adet ambulans hazır bulundurulmuştur.

Bazı varillerin üzerinde kimsayal madde etiketleri özellikle Methylene Chloride etiketi bulunmuştur. Ancak bu varillerin içinde bulunan atıkların etikette yer alan kimyasal madde oldu-ğu anlamı taşımamaktadır. Kimyasal madde etiketlemeleri ambalaj (varil vb.) içine ilk dolum yapılan kimyasal maddeler için olup, bu ambalajların daha sonra da birkaç defa kullanılmış olma ihtimalleri bulunmaktadır.

mart 2006'da Tuzla Orhanlı'da gömülü Bulunan Tehlikeli Atık varilleri Bertaraf çalışması

PROF. DR. MEHMET EMİN BİRPINARİsTAnBUl çevre ve Şehİrcİlİk İl müdürü

Atık çıkarma ve numune alma.

34 | ŞUBAT 2012

MaKaLE

Page 37: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

NUMUNE SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE MÜDAHALE PLANININ HAZIRLANMASIBu numunelerin İZAYDAŞ tara-

fından yapılan analiz sonuçlarına göre bu atıklarda fenol bulunmuştur.

Fenol; karbolik asit, fenilik asit, fenil hidroksit, hidroksibenzen ve oksibenzen içeren kimyasal yapısı ile etkin bir nörolitik ajandır. Su ile karış-tırıldığında çok daha geniş bir yayılım gösterir ve daha büyük bir alanda sinir hasarına yol açar. Raf ömrü, buzdola-bında korunmak ve ışığa maruz kalma-

mak şartı ile bir yıldır. Güneş ışığında okside olarak kırmızı bir renk alır.

Fenol tehlikeli kabul edilen atık; H5 (Zararlı), H 7 (Kanserojen), H6 (Toksik), H14 (Ekotoksik) özellik-lerine sahiptir.

Numune sonuçlarının çıkmasını müteakiben; yapılacak tüm çalışma-ların planlanması maksadıyla, İstan-bul İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü koordinasyonunda; 1- İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi,2- İstanbul Büyükşehir Belediye Baş-kanlığı (Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı),3- İl Sağlık Müdürlüğü,

4- İl Tarım Müdürlüğü,5- Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü,6- Tuzla Kaymakamlığı,7- İl Jandarma Komutanlığı,8- Tuzla Kaymakamlığı (Orhanlı Belediye Başkanlığı),9- İZAYDAŞ Genel Müdürlüğü katı-lımlarıyla 11 Nisan 2006 tarih ve saat 13:00'de ve 14 Nisan 2006 tarihinde iki kez koordinasyon toplantısı yapılarak yol haritası belirlenmiştir.

OLAYA BASININ VE TÜRKİYE PROTOKOLÜNÜN İLGİSİ Olaya, yerli ve yabancı basın ilk

günden itibaren büyük ilgi göstermiş olup, temizlik çalışmalarına başlandığı ilk günden son güne kadar olay yerin-de canlı yayın araçları ile çalışmaların tamamını izlemiş yazılı ve görsel ba-sında flaş haber olarak yer almıştır.

Olaya, ülkemiz protokolünün de yoğun ilgisi olmuş, çalışmalar yerinde incelemiş ve çalışmalarla ilgili İstanbul İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar'dan bilgi alınmıştır.

ATIKLARIN ÇIKARILMASI Belirlenen yol haritası doğrultusun-

da gömülü atıkların çıkarılma çalışma-ları bölgede metal detektörleri ile tespit yapılan iki alanda gerçekleştirilmiştir. Bunlar; Konaşlı Dere Yatağı Mevkii ve Değirmentepe Mevkii dir.

Kazı çalışmalarına 16 Nisan 2006 tarihinde Konaşlı Dere Yatağı Mevkii'nde başlanmış ve 19 Nisan 2006 tarihine kadar devam etmiştir.

Bİr TAkım İnsAnlAr kendİ çıkArlArı İçİn TOplUm sAğlığını ve çevreyİ hİçe sAyABİlmekTedİrler. 27 mArT 2006 TArİhİnde Bİr ŞİkâyeT üzerİne TOprAğA gömülü Şekİlde TespİT edİlen Tehlİkelİ ATıklArın çıkArılmAsı ve BerTArAf edİlmesİ, hem ATık mAlİyeT Bedelİnİ mİslİ OlArAk ArTırmıŞ, hem ülke kAynAklArının hArcAnmAsınA hem de çevre felAkeTİne neden OlmUŞTUr.

Atık çıkarma ve numune alma.

| 35ŞUBAT 2012

Page 38: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Söz konusu bölgedeki çalışmanın bi-timini müteakiben 20 Nisan 2006 ta-rihinde Değirmentepe Mevkiinde atık çıkarma çalışmaları başlatılmış bu çalış-malar da 23 Nisan 2006 tarihi akşamı bitirilmiştir.

Sahada yapılan tüm çalışmalar İs-tanbul Çevre ve Şehircilik Müdürü tarafından koordine edilmiştir.

Sahada yapılan tüm çalışmalar İs-tanbul Çevre ve Şehircilik Müdürü ekiplerince fotoğraflanmış ve video kaydı yapılmıştır.

16 Nisan 2006 tarihinde sahadan atık çıkarılma çalışmasının başlama-sıyla birlikte çalışmanın sonlandığı 23 Nisan 2006 tarihine kadar çıkarılan atıklardan İl Müdürlüğü teknik ele-manlarınca, günlük olarak, numuneler alınmış ve numuneler İl Müdürlüğü elemanları tarafından TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezine ile-tilmiştir.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından İl Müdürlüğü'ne iletilen analiz sonuçlarına göre atıkların büyük bir kısmının 'çok toksik' ve 'ol-dukça toksik' olduğu anlaşılmaktadır.

Sahada bulunan atıkların tehlikeli atık olduğunun anlaşılmasının üzerine atık çıkarma işlemleri sahada çalışanla-rın sağlığını korumak önem kazanmıştı. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere her çalışma öncesi İl Sivil Savunma ekipleri tarafından alanda toksik gaz ölçümü yapılarak çıkan sonuçlara göre gerekli

önlemler alınarak çalışmalar gerçek-leştirilmiş ve atık çıkarma ve bertaraf işlemleri Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre yürü-tülmüştür.

Bu kapsamda; İl Müdürlüğü teknik personelinin yönetiminde İZAYDAŞ elemanları tarafından sağlam çıkan tehlikeli atık varilleri sızdırmaz po-şetlere konulmuş, hasarlı olan variller ise özel donanımlı iş makineleri yar-dımıyla plastik atık fıçılarında İZAY-DAŞ firmasına ait tehlikeli atık taşıma lisanslı kamyonlara yüklenerek, lisanslı bertaraf tesisi olan İZAYDAŞ'a sevk edilmiştir.

Çıkarılan atık varillerinin bir ço-ğunun ambalajlarının ezilmiş, parça-lanmış ve korozyona uğramış olması sebebiyle toprağa da atık sızıntısı oldu-ğunun tespiti üzerine, atıkla kontami-ne olmuş toprakta yine İl Müdürlüğü-müz teknik personelinin yönetiminde

çıkarılan ilk atık varillerden görüntüler

Atıkların tespitinden sonra İstanbul İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü koordinasyonunda

gerçekleştirilen çalışma, profesyonelce ve büyük bir başarı ile gerçekleştirilmiştir. Mevcut

kirliliğin tamamı giderilmiştir. Ancak atıklar bölgeden uzaklaştırılıncaya kadar, yüzeysel su hareketleri ile taşınımı, buharlaşarak emisyon yaratması ve yer altı suyuna karışmış olması

muhtemeldir.Basından görüntüler.

36 | ŞUBAT 2012

MaKaLE

Page 39: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

İZAYDAŞ elemanları tarafından iş makineleri yardımıyla İZAYDAŞ firmasına ait 'tehlikeli atık taşıma li-sanslı' kamyonlara yüklenerek, lisanslı bertaraf tesisi olan İZAYDAŞ'a sevk edilmiştir.

Saha, İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince ikili güvenlik çemberi altına

alınmıştır. İlk ve dar olan çember uy-gun kıyafet ve ekipmanlara sahip atık çıkarma faaliyetinde birebir çalışanla-rın bulunduğu bölge olup, bu bölgeye uygun kıyafet ve ekipmanları bulun-mayan personelin dışında kimsenin girmemesi sağlanmıştır. Bu sahadan çıkan tüm alet, ekipman ve personele İl Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Müdürlüğü tarafından de konteminas-yon işlemi yapılarak, kirleticilerin saha dışına çıkması önlenmiştir.

Atık çıkarma çalışmalarına lojistik destek verebilmek amacıyla hakim rüz-gar yönü de dikkate alınarak çalışma yapılan sahaya uygun bir mesafede; �n İstanbul Çevre ve Şehircilik Mü-

dürlüğü,�n İl Sivil Savunma Arama ve Kurtar-

ma Birlik Müdürlüğü,

Bu çalışmanın basında yer alması tehlikeli atıkların

bertarafı konusunda toplumda bilinç

oluşturulmuş, yüzde 40 kapasite ile çalışan tehlikeli atık bertaraf tesisi İZAYDAŞ A.Ş.

yüzde 100 doluluk oranı ile çalışmaya

başlamış, oluşan ihtiyaçtan dolayı yeni

bir takım tehlikeli atık geri kazanım

tesisleri kurulmuştur.

�n İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İtfaiyesi,

�n İl Sağlık Müdürlüğü Hastanesi ve Ambulansı,

�n Tuzla İlçe Jandarma Komutanlığı,�n İZAYDAŞ,

ekipleri konuşlandırılmıştır.Atık çıkarma çalışmasının başladığı

tarih olan 16 Nisan 2006 tarihinden çalışmanın nihayetlendirildiği 24 Ni-san 2006 tarihine kadar, Tuzla İlçesi, Orhanlı Beldesi'ndeki gömülü atıkların çıkarılıp İZAYDAŞ'a gönderilen net atık miktarları Tablo 1'de verilmiştir.

Atıkların çıkarıldıkları mevkii ve miktarına ilişkin bilgiler tablo 2'de verilmiştir.

Sahada yapılan çalışmalar esnasında kullanılan alet ve ekipmanlar listesi Tablo 3'te verilmiştir.

gömülü Alanda Atıkların çıkarılması çalışması

çalışmaların yerinde incelenmesi.çıkarılan varillerden numune alınması.

| 37ŞUBAT 2012

Page 40: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

sırA nO

gönderİm TArİhİ

gİrİŞ TArİhİ

UATf serİ nO

lİsAns nO

ArAç plAkAsı

ATık mİk-TArı (kg) ATık nİTelİğİ

1 17.04.2006 18.04.2006 128526 05-67-02 41 LZ 284 4.760 VARİL

2 18.04.2006 18.04.2006 128527 05-67-01 41 LZ 283 6.100 VARİL

3 19.04.2006 19.04.2006 128528 12-02 34 YJ 3751 4.420 KIRPINTI PLASTİK

4 19.04.2006 19.04.2006 128529 05-67-01 41 LZ 283 5.720 VARİL

5 19.04.2006 19.04.2006 128530 05-67-02 41 LZ 284 13.380 KIRPINTI PLASTİK

6 20.04.2006 20.04.2006 128531 05-67-02 41 LZ 284 8.400 TOPRAK ve PLASTİK MALZ.

7 20.04.2006 20.04.2006 128532 05-67-01 41 LZ 283 10.320 TOPRAK ve PLASTİK MALZ.

8 19.04.2006 20.04.2006 128533 34-04-24 34 PN 127 15.500 TOPRAK ve PLASTİK MALZ.

9 20.04.2006 20.04.2006 128534 05-67-01 41 LZ 283 7.180 TOPRAK ve PLASTİK MALZ.

10 20.04.2006 20.04.2006 128535 05-67-02 41 LZ 284 9.520 TOPRAK ve PLASTİK MALZ.

11 20.04.2006 20.04.2006 128536 41-72-01 41 L 8686 15.760 TOPRAK ve PLASTİK MALZ.

12 21.04.2006 21.04.2006 128537 34-04-24 34 PN 127 27.040 TOPRAK

13 21.04.2006 21.04.2006 128538 41-72-01 41 L 8686 20.680 TOPRAK

14 21.04.2006 21.04.2006 128539 05-67-01 41 LZ 283 5.180 VARİL

15 21.04.2006 21.04.2006 128540 05-67-02 41 LZ 284 6.060 VARİL

16 21.04.2006 21.04.2006 128541 34-04-24 34 PN 127 5.900 VARİL

17 21.04.2006 21.04.2006 128542 41-72-01 41 L 8686 24.680 TOPRAK

18 22.04.2006 22.04.2006 128543 34-04-24 34 PN 127 31.280 TOPRAK

19 22.04.2006 22.04.2006 128544 65-05-03 41 R 0632 22.180 TOPRAK

20 22.04.2006 22.04.2006 128545 34 -17-19 34 GLC 40 22.020 TOPRAK

21 22.04.2006 22.04.2006 128546 05-67-02 41 LZ 284 19.060 TOPRAK

22 22.04.2006 22.04.2006 128547 41-72-01 41 L 8686 23.920 TOPRAK

23 22.04.2006 22.04.2006 128548 34-04-24 34 PN 127 25.040 TOPRAK

24 22.04.2006 22.04.2006 128549 05-67-01 41 LZ 283 4.420 VARİL

25 22.04.2006 22.04.2006 128550 05-67-02 41 LZ 284 11.760 TOPRAK

26 23.04.2006 23.04.2006 129476 05-67-01 41 LZ 283 13.920 TOPRAK

27 23.04.2006 23.04.2006 129477 65-05-03 41 R 0632 19.300 TOPRAK

28 23.04.2006 23.04.2006 129478 05-67-02 41 LZ 284 17.360 TOPRAK

28 23.04.2006 23.04.2006 129479 34-04-24 34 PN 127 24.280 TOPRAK

30 23.04.2006 23.04.2006 129480 65-05-02 41 F 1707 16.220 TOPRAK

31 23.04.2006 23.04.2006 129481 41-72-01 41 L 8686 20.880 TOPRAK

32 23.04.2006 23.04.2006 129482 34-04-24 34 PN 127 29.800 TOPRAK

33 23.04.2006 23.04.2006 129483 05-67-01 41 LZ 283 20.900 TOPRAK

34 23.04.2006 23.04.2006 129484 05-67-02 41 LZ 284 16.460 TOPRAK

35 23.04.2006 23.04.2006 129485 65-05-03 41 R 0632 23.600 TOPRAK

36 23.04.2006 23.04.2006 129486 65-05-02 41 F 1707 21.400 TOPRAK

37 23.04.2006 23.04.2006 129487 41-72-01 41 L 8686 21.160 TOPRAK

TOPLAM 876.580

TABLO 1. Tuzla Orhanlı Atıklarının İZAYDAŞ’a sevki.

38 | ŞUBAT 2012

MaKaLE

Page 41: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

ATIKLARIN BERTARAFITablo 1'de belirtilen toplam 876

bin 580 kg atığın tamamı, İZAYDAŞ A.Ş.'e ait tehlikeli atık taşıma lisanslı araçlarla, tehlikeli atık bertaraf tesisi lisanslı İZAYDAŞ A.Ş. tesislerine ta-şınmış ve İZAYDAŞ A.Ş. tesislerinde tehlikeli atık olarak bertaraf edilmiştir.

ÇALIŞMANIN FİNANSMANIAtık çıkarma, atık bertaraf bedelleri

İstanbul İl Özel İdaresi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında pay-laşılmıştır.

Lojistik hizmetler İstan-bul Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanmıştır.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ27 Mart 2006 tarihinde bir şika-

yet üzerine toprağa gömülü tehlike-li atıklar tespit edilmiştir. Bu da bir takım insanların kendi çıkarları için toplum sağlığını ve çevreyi hiçe say-dığını göstermektedir. Bu fütursuzca ve hukuk tanımaz davranış, hem atık maliyet bedelini misli olarak artırmış, hem ülke kaynaklarının harcanmasına

TArİh vArİl (AdeT)

çUvAl (AdeT) mevkİİ

16.04.2006 83 - KONAŞLI DERE YATAĞI

17.04.2006 96 - KONAŞLI DERE YATAĞI

18.04.2006 31 400 KONAŞLI DERE YATAĞI

19.04.2006 5 - KONAŞLI DERE YATAĞI

ARA TOPLAM 215 400 KONAŞLI DERE YATAĞI

20.04.2006 50 600 DEĞİRMENTEPE

21.04.2006 75 - DEĞİRMENTEPE

22.04.2006 300 1000 DEĞİRMENTEPE

GENEL TOPLAM 640 2000KONAŞLI DERE YATAĞI

VE DEĞİRMENTEPE

Tablo 2. Atıkların çıkarıldıkları mevkii ve miktarına ilişkin bilgiler. Çıkarılan Varil – Çuval Kontamine Toprak vb. Malzeme Miktarları ve Mevkii.

sebep olmuş, hem de çevre felaketine neden olmuştur.

Atıkların tespitinden sonra İstan-bul İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştirilen ça-lışma, profesyonelce ve büyük bir ba-şarı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya katılan personel İstanbul Valiliğince taktirle, Bakanlık tarafından teşekkürle ödüllendirilmiştir. Bu çalışma aynı za-manda ilimizdeki kurumların birlikte, koordineli bir şekilde çalışmasına çok iyi bir örnek oluşturmuştur.

Bir atığın tehlikeli atık olarak değerlendirilebilmesi

için; yanıcı, patlayıcı, zehirli, tahriş edici, korozif veya çevreye

zararlı etkilerden birini veya birkaçını göstermesi

gerekmektedir.

Atık çıkarma ve bertaraf tesisine gönderme çalışmalarından görüntüler.

| 39ŞUBAT 2012

Page 42: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Tablo 3. Sahada yapılan çalışmalar esnasında kullanılan alet ve ekipmanlar listesi

Tablo 4. Önlem olarak kullanılan alet ve ekipmanlar

Mevcut kirliliğin tamamı gide-rilmiştir. Ancak unutulmaması ge-rekmektedir ki; atıkların bölgeden uzaklaştırılıncaya kadar, yüzeysel su hareketleri ile taşınımı, buharlaşarak emisyon yaratması ve yer altı suyuna karışmış olması muhtemeldir.

Bu çalışmanın basında yer alması tehlikeli atıkların bertarafı konusunda toplumda bilinç oluşturulmuş, yüzde

Yenilenen Çevre Kanununa göre; tehlikeli atıkları toplayan, ayıran, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, ambalajlayan, etiketleyen, bertaraf  eden ve ömrü dolan tehlikeli atık bertaraf tesislerini kurallara uygun olarak kapatmayanlara 100 bin Türk Lirasından 1 milyon Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilmektedir.

Radyoaktivite ölçüm dedektörü 1

Metal Dedektörü 1

Ortam gazı ölçüm dedektörü 1

De Konteminasyon Ünitesi 1

Loder 1

Elleçleme Makinesi 1

Lisanslı kamyon 4

Ekskavatör 1

Seyyar Hastane 1

Ambülans 2

İtfaiye aracı 2

Asit ve koruyucu tulum Yeteri kadar

Asit eldiveni Yeteri kadar

Asit çizmesi Yeteri kadar

Mikro toz ve

gaz filtreli maskeYeteri kadar

Oksijen tüplü maske Yeteri kadar

Göz yıkama suyu Yeteri kadar

Baret Yeteri kadar

Koruyucu gözlük Yeteri kadar

40 kapasite ile çalışan tehlikeli atık bertaraf tesisi İZAYDAŞ A.Ş. yüzde 100 doluluk oranı ile çalışmaya baş-lamış, oluşan ihtiyaçtan dolayı yeni bir takım tehlikeli atık geri kazanım tesisleri kurulmuş ve tehlikeli atıkla-rın ithaline başlanmıştır. Bu olaydan sonra İlimizin çeşitli yerlerinde gö-mülü atıklar olduğu duyarlı vatandaş-larımız tarafından ihbar edilmiş olup bunların da mevzuata uygun bertarafı sağlanmıştır.

Bu olay yıllardır meclis gündemin-de bekleyen Çevre Kanunu değişikli-ğinin, Meclisten geçerek Resmi Gaze-tede yayımlanarak yürürlüğe girmesine vesile olmuştur.

Yenilenen Çevre Kanunun 20 v maddesi ile; "Bu Kanunda ve ilgili yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak teh-likeli atıkları toplayan, ayıran, geçici

ve ara depolama yapan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, ambalaj-layan, etiketleyen, bertaraf  eden ve ömrü dolan tehlikeli atık bertaraf te-sislerini kurallara uygun olarak kapat-mayanlara 100 bin Türk Lirasından 1 milyon Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir." Ve yine "bu madde de belirtilen idari para cezaları kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir," hükümleri ile cezalar oldukça ağırlaştırılmıştır.

KaynaklarTehlikeli Kimyasalların Kontrolü

Yönetmeliği, Resmi Gazete, 26 Ara-lık 2008, Sayı:27092.

US.Environmental Protection Agency, Integrated Risk Information System, Phenol (CASRN 108-95-2).

US.Environmental Protecti-on Agency, Toxicological Review of Phenol,September 2002, pp213.

40 | ŞUBAT 2012

MaKaLE

Page 43: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 44: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

İçinde bulunduğumuz yüzyıl birçok teknolojik imkânları insanlığın hizme-tine sunarken, bir yandan da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirmesi zor, hatta imkânsız olan varlıkları da alıp götürmektedir. Çevreyi geliştir-menin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların görevi olduğu herkesin malumudur.

Sosyal ve ekonomik kalkınmanın devamı için çevre artık doğal, eko-nomik, sosyal ve kültürel değerlerin bütünü olarak ele alınmaktadır.

Çevre sorunları temelde; doğal kaynakların bol ve sınırsız olduğu düşüncesiyle ve bu düşünceden ha-reketle gerçekleştirilen uygulamalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Oysa doğal kaynakların kıt olduğu gerçeği-ni en açık biçimde su kaynaklarında görmekteyiz.

Çevre yönetimi ve kirliliğin önlen-mesi konusunda hiç şüphesiz en önem-li konuların başında su kaynaklarının korunması gelmektedir. Küresel iklim değişikliğinin en çok tesir edeceği tabii kaynak su olacaktır.

Su kirliliğinin azaltılmasındaki te-mel politikamız, atık su oluşturmayan ya da oluşan atık suyu tekrar geri ka-zanan temiz üretim teknolojilerinin kullanılması ve "kirliliğin kaynağında önlenmesidir."

Su kaynakları ile toprağın korun-ması ve kirliliğin önlenmesi için atık suların bertarafının sağlanması, deşarj-ların ve arıtma sistemlerinin izlenmesi ve tesisler için kurulacak atık su arıtma sistemleri projelerinin onaylanması iş-lemleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.

Çevre Kanunu bütün canlıların or-tak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir

çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilke-leri çerçevesinde korunmasını içeren kamusal bir düzenlemedir.

Ayrıca çevre ile ilgili politikaların uygulanmasında ekonomik araçların rolünün çevre politikalarını destek-leyecek şekilde kullanılması gerek-mektedir. Çevre Kanunu’nun (5491 sayılı kanunla değişik/2006) getirdi-ği hükümler bu eksiklikleri giderecek mahiyettedir.

Özellikle Çevre Kanunu’nda bele-diyelerin su, atık su ve katı atıkla ilgili hizmetlerinin karşılığını almasının sağ-lanması, bu hizmetlerden tahsil ettik-leri gelirleri yine sadece bu alanlarda kullanmalarının sağlanması, teşvik ve cezai yaptırımın güçlendirilmesi hu-susları yer almıştır.

Çevre Kanunu 29. maddesinde yer alan "Arıtma tesisi kuran, işleten ve yönetmeliklerde belirtilen yükümlü-

ÇEVRE VE atıK su aLtyaPı POLİtİKaLaRı

çevre yöneTİmİ ve kİrlİlİğİn önlenmesİ kOnUsUndA hİç Şüphesİz en önemlİ kOnUlArın BAŞındA sU kAynAklArının kOrUnmAsı gelmekTedİr. küresel İklİm değİŞİklİğİnİn en çOk Tesİr edeceğİ TABİİ

kAynAk sU OlAcAkTır.

RECEP ŞAHİNçevre ve Şehİrcİlİk BAkAnlığı çevre yöneTİmİ genel müdürü

42 | ŞUBAT 2012

DOsya

Page 45: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

lükleri yerine getiren kuruluşların arıt-ma tesislerinde kullandıkları elektrik enerjisi tarifesinin, sanayi tesislerinde kullanılan enerji tarifesinin yüzde elli-sine kadar indirim uygulamaya Bakan-lığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir" hükmü ile Bakanlığımız tarafından arıtma tesislerine enerji teşviki getirilmiştir.

Bu doğrultuda; Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü'nce "Çevre Kanu-nunun 29. maddesi uyarınca Atık su Arıtma Tesislerinin Teşvik Tedbirlerin-den Faydalanmasında Uyulacak Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik" 01.10.2010 tarih ve 27716 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelik kapsamında Bakanlığımız tarafından atık su arıtma tesisi yöne-timlerini teşvik etmek amacıyla mev-zuata uygun olarak çalıştırılan atık su arıtma tesislerine ait enerji giderlerinin yüzde 50’sinin karşılanması amacıy-la 2011 yılında Teşvik Yönetmeliği kapsamında 185 işletmeye Atıksu Arıtma Tesisi (AAT) Geri Ödeme Belgesi verilmiştir. Bu kapsamda 2011 yılı sonuna kadar kurum, kuruluş ve işletmelere yaklaşık 23 milyon TL ödeme yapılmıştır.

Büyükşehir Belediyeleri 2560 sayılı Kanun kapsamında verdikleri hizmetin bedeli olarak atık su ücreti almalarına rağmen diğer belediyeler bu ücreti mevzuat eksikliği nedeniyle alamıyorlardı. Bu kapsamda diğer be-lediyelerin de verdikleri atık su berta-rafı hizmet bedelini tahsil edebilmeleri

gayesiyle "Atık su Altyapı Tesisleri ve Evsel Katı Atık Tesisleri Tari-felerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" Genel Müdürlüğümüzce hazırlanmış ve Ekim 2010 da yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Atık su Altyapı Tesisleri ve Evsel Katı Atık Tesisleri Tarifelerinin Belir-lenmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin uygulanmasına yönelik "Atık su Tarifelerinin Belirlen-mesine Yönelik Kılavuz" hazırlanarak 2011 yılı içerisinde Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü web sayfasında ya-yımlanmıştır.

KENTSEL ATIKSU ALTYAPI VE AB UYUM SÜRECİBilindiği üzere AB ile Çevre Faslı

müzakerelere açılmış olup, su sektörü altında yer alan atıksu altyapı ile alakalı uyum çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Mü-dürlüğü tarafından takip edilmektedir.

Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları kapsamında yapılan ve Yüksek Plan-lama Kurulu’nda da kabul edilen, Yüksek Maliyetli Çevre Yatırımların Planlanması Projesi ile 2003 Yılı Ulu-sal Programında su sektörü içinde yer alan toplam 24 direktiften 15 direktifin yatırım maliyetleri kısmen çalışılmıştır. Bu direktiflerin toplam yatırım ma-liyetleri 63 Milyar 124 Milyon TL (33 Milyar 969 Milyon Avro) olarak belirlenmiştir.

Söz konusu proje raporunda Türkiye’nin 2007-2023 yılları arasında atık su arıtma tesisleri ve şebekeleri-nin ilk yatırım ve yenileme maliyetleri toplam 33 Milyar 604 Milyon TL (18 Milyar 083 Milyon Avro) olacağı ifade edilmiştir. İçme suyu arıtma tesisleri ve şebekelerinin ilk yatırım ve yenileme maliyetleri ise toplam 23 Milyar 680 milyon TL (12 Milyar 743 Milyon Avro) olarak verilmektedir.

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Programı (IPA) çerçevesin-de gerçekleştirilmekte olan Akçaabat, Bulancak, Doğubayazıt, Erciş, Erzin-can, Manavgat, Nizip, Silvan Erzu-rum, Bartın, Ceyhan, Adıyaman, Po-latlı, Siverek, Seydişehir, Çarşamba, Diyarbakır, Erdemli, Akşehir, Aksa-ray, Merzifon, Lüleburgaz, Amasya ve Soma belediyelerinin içme suyu temini ve atık su altyapı projelerine dair tek-nik yardım projesi kapsamında birçok belediyenin altyapısının tamamlanma-sı için Avrupa Birliği standartlarında Finansal ve Operasyonel Performans İyileştirme Değerlendirmesi (FOPIR), Master Plan, ÇED, Fizibilite Rapor-ları, Tasarım Raporları hazırlanmış olup, finansman müracaatları yapıl-

Belediyelerin atık su arıtma tesislerinin ülke ihtiyaçlarına uygun önceliklerde

yapılmasını sağlamak ve atık su

yatırımlarından elde edilecek faydayı azami

seviyeye çıkarmak üzere Bakanlığımızca

“Atık su Arıtımı Eylem Planı”

hazırlanmıştır.

| 43ŞUBAT 2012

Page 46: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

mıştır. Kabul edilen belediyelerin atık su arıtma tesi-si ihale süreçleri devam etmektedir. Buna ilaveten bazı belediyelerin ise master plan, ÇED, fizibilite ve tasarım raporları hazırlanması işi başlatılmıştır.

Şanlıurfa Belediyesi Atık su Arıtma Tesisi proje aşa-masında olup, Kahramanmaraş Belediyesi Atık su Arıtma Tesisi ise fizibilite aşamasındadır.

DABLAS kapsamında önerilen Ordu Atık su Arıt-ma Tesisi inşaatının finansmanı IPA kapsamında temin edilecek olup, ihale aşaması sonuçlandırılmıştır.

IPA Öncesi AB Fonlarından faydalanan Tokat ve Nevşehir atık su arıtma tesisleri ise işletmeye alınmıştır.

ATIK SU ALTYAPI POLİTİKALARI VE MEVCUT DURUM9. Kalkınma Planı, Çevre Uyum Stratejisi, Çevre

Kanunu, Atıksu Arıtımı Eylem Planı, Havza Koruma Eylem Planı, 61. Hükümet Programı ve yeni hazırlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Planı’nda kentsel altyapının geliştirilmesi öngörülmüştür.

Çevre Kanunu’nda nüfus>100.000 2010 yılına, nü-fus 100.000-50.000 arasındaki yerleşimler de 2012 yılı-na, nüfus>2.000 olan yerleşimlerde ise 2017 yılına kadar atıksu arıtma tesislerinin tamamlanması planlanmıştır. Ayrıca Bakanlığımız Stratejik Planı’nda 2012 yılında atık su arıtma tesisi ile hizmet edilen nüfusun yüzde 76, 2017 yılında ise yüzde 80 olması planlanmıştır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak havza bazında kısa, orta ve uzun vadede hedeflerimizi belirleyerek yol haritamızı oluşturmuş bulunmaktayız.

Belediyelerin atık su arıtma tesislerinin ülke ihtiyaç-larına uygun önceliklerde yapılmasını sağlamak ve atık su yatırımlarından elde edilecek faydayı azami seviyeye çıkarmak üzere Bakanlığımızca "Atık su Arıtımı Eylem Planı" hazırlanmıştır.

Bu Planlama ile ülkemizin 25 nehir havzasının ön-celiklendirmesi yapılarak, bu kapsamda Atık su Arıtma Tesislerinin havza temelinde takibi yapılmaktadır. Su kalitesi ve kirliliği dikkate alınarak havza bazında yapılan önceliklendirmeler neticesinde Akarçay, Gediz ve Ergene Havzalarında Merkezi AAT'nin en kısa sürede kurulması için bölgesel çalışmalar yapılmaktadır.

Bu kapsamda; Bakanlığımız tarafından Akarçay Havza-sında Afyonkarahisar, Bolvadin, Çay, Şuhut, Sultandağı’nın da yer aldığı toplam 13 noktada merkezi atıksu arıtma tesisleri planlanmış ve projeleri tamamlanmış olup, bun-lardan Afyonkarahisar, Şuhut ve Düzağaç merkezi atıksu arıtma tesisleri tamamlanarak işletmeye alınmıştır. Ayrıca, Çay, Bolvadin, İşcehisar Belediyesinin atık su arıtma tesisi inşaatları yapılmaktadır.

Gediz havzasında yer alan Manisa, Salihli, Turgutlu, Alaşehir, Akhisar, Demirci, Kula Belediyeleri atık su arıt-ma tesislerinin projeleri onaylanmış olup, Kula ve Akhisar Belediyesi atık su arıtma tesisi inşaatları devam etmektedir.

NÜFUSA VE BELEDİYELERE GÖRE

n ATIKSU ARITMA TESİSİ İLE HİZMET EDİLEN BELEDİYE SAYISI

n ATIKSU ARITMA TESİSİ İLE HİZMET EDİLEN NÜFUSUN TOPLAM BELEDİYE NÜFUSUNA ORANI (%)

ARITMA TESİSLERİ

Atıksu Arıtma Tesisi İle hizmet verilen Belediye sayısı 2003 yılında 278 iken 2011 yılında 421’e yükselmiştir. 2012 yılı sonunda ise 500’e ulaşması planlanmaktadır.

2003 yılında atık su arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranı yüzde 38 iken yapılan plan-lı çalışmalar sonucunda 2011 yılında bu oran Bakanlığımız verilerine göre % 72’ye ulaşmıştır. 2012’de ise yüzde 76’ya ulaşması hedeflenmektedir.

44 | ŞUBAT 2012

DOsya

Page 47: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Ergene havzasında ise Sayın Baş-bakanımızın talimatları ile Çorlu, Çer-kezköy, Keşan, Uzunköprü, Malkara, Pınarhisar, Babaeski, Hayrabolu, Lü-leburgaz, Muratlı, Kırklareli, Saray, Vize Belediyelerinin atık su arıtma tesislerinin proje ve inşaatları DSİ tarafından yaptırılacaktır.

Bakanlığımızca yukarıdaki hav-zalarda yer alan Belediyelere olduğu gibi ülkemizdeki tüm Belediyelere mali ve teknik destek verilmekte ve gerekli takip yapılmaktadır.

Ülkemizde çevreyi koruma amaçlı yapılan çalışmalar ve Bakanlığımız-ca verilen maddi ve teknik destekler sonucunda son yıllarda kanalizasyon şebekesi ve atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen belediye sayısında ve kanalizasyon ile atıksu arıtma hizmeti verilen nüfusta önemli artış olmuştur.

TÜİK 2010 verilerine göre kanali-zasyon şebekesi ile hizmet verilen nü-fusun toplam belediye nüfusuna oranı, 2002 yılında yüzde 83 iken, 2008 yı-lında yüzde 88’e ulaşmıştır. Diğer ta-raftan kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen nüfusun toplam nüfusa oranı ise 2002 yılında yüzde 65 iken, 2008 yılında yüzde 73’e ulaşmıştır.

KENTSEL ALTYAPI SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİÜlkemizde nüfusu 100 bin-

den büyük olan belediyeler atık-su bertarafı ile ilgili hizmetleri karşılayabilir durumda olmakla birlikte bu nüfusun altında olan belediyeler verdikleri hizmetle-rin karşılığını alamadıklarından ve teknik altyapı yetersizliği ne-

deniyle hizmetleri karşılamada oldukça yetersiz kalmaktadırlar.

Ayrıca, nüfusu 50 binden az olan belediyelerde atıksu altyapı yatırımları yeterli finansal kaynak sağlanarak ger-çekleştirilmesine rağmen, yapıldıktan sonra etkin bir şekilde işletilememek-tedir.

Atık su arıtma hizmeti alan be-lediyelerin nüfus varlıklarına göre oranlarına baktığımızda nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerde atık su arıtma ile ilgili problemin büyük ol-madığı, ancak nüfusun 50 binin altına düştüğü yerleşimlerde AAT hizmeti-nin de yüzde 50’lerin altına düştüğü görülmektedir.

Diğer taraftan arıtma hizmeti veri-len yerlerin de yine tablodan görüleceği gibi daha çok büyük yerleşim yerleri ol-duğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Atık suda katı atıkta olduğu gibi belediye birlikleri kurulup, atık suyun teknik ve ekonomik olarak uzak mesafelere taşınması mümkün olmadığından, çok yakın olmayan yerleşim yerleri için ortak arıtma çözümleri sınırlı kal-maktadır. Bu sebeple atık su altyapı alanındaki yatırımların yapılabilmesi

için önümüzdeki süreçle önemli oranda malî kaynak gerekmektedir.

Merkezi kurumlarda teknik ka-pasite yeterlidir. Ancak büyükşehir belediyeleri hariç diğer belediyelerde henüz yeterli teknik kapasite bulun-mamakta ve verilen hizmetin karşılığı olan atık su ücretleri yeterli miktarda toplanmamaktadır.

Ülkemizde Bakanlığımız haricin-de kentsel atık su arıtma tesisi inşaatı yapan büyükşehir belediyeleri, Bele-diyeler, DSİ ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın altyapının planlanan hedeflere ulaşması için herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Kentsel atık su altyapıda belirle-nen hedeflere ulaşabilmek için diğer kurumların altyapının kontrolü ve de-netimi konusunda kanunen bir sorum-

luluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından aktif bir koordinasyon ve işbirliğinin sağlanması, nüfusu 50 binin üzerindeki yerleşimlere öncelik verilmesi, öncelik durumuna ve havzalar temelinde yerleşimle-rin ele alınması ve belediyele-rin verdiği altyapı hizmetinin sürdürülebilirliğini sağlayacak atık su ücretlerini toplamaları önem arz etmektedir.

Türkiye’de Atık su Artıma Tesisleri (AAT) ile hizmet verilen belediye/nüfus durumu(çŞB)

Toplam NüfusBelediye

Sayısı

AAT ile Hizmet.

Edilen Nüfus

AAT ile Hiz. Edilen

Nüfus Oranı

AAT İle Hizmet.

Edilmeyen Nüf. Oranı

≥100.000 39,918,189 152 36,456,453 91,30% 8,70%

50.000-99.999 6,895,295 96 2,906,130 42,10% 57,90%

10.000-49.999 6,854,402 317 1,966,047 28,70% 71,30%

2.000-9.999 5,603,722 1455 594,918 10,60% 89,40%

TOPLAM 59,271,608 2020 41,923,548 70,70% 29,30%

Bakanlığımızca son yıllarda verilen

maddi ve teknik destekler sonucunda,

kanalizasyon şebekesi ve atıksu arıtma tesisi

ile hizmet verilen belediye sayısında

ve kanalizasyon ve atıksu arıtma hizmeti verilen nüfusta önemli

artış olmuştur.

| 45ŞUBAT 2012

Page 48: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

İstaNbuL’a KüREsEL FİNaNs MERKEzİ

46 | ŞUBAT 2012

KaPaK

Page 49: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Coğrafi konumu nedeniy-le tarih boyunca doğu ile batı arasında köprü işlevi gören İstanbul, planlanan görkemli Fi-

nans Merkezi ile bir kez daha dün-yanın gözbebeği olmaya hazırlanıyor. Tarihi ipek yolunun en önemli kavşak noktasında bulunan ve geçmişin her döneminde güç ve ihtişamın sembolü olan İstanbul, ticaretin kadim, para-nın bereketli olduğu bir şehir olarak bir adım öne çıkıyor.

Geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin ve dünya ticaretinin kontrol ve koordinasyon merkezi konumunda bulunan İstanbul, tarihi misyonuna yakışır küresel bir proje ile adından söz ettirmeye hazırlanıyor.

DÜNYANIN İLK FİNANS MERKEZİ: KAPALI ÇARŞIKuruluşu Bizans dönemine kadar

inen Eminönü-Fatih hattı, dünyanın ilk finans merkezi olan Kapalıçarşı, 19’uncu yüzyılda gelişen Beyoğlu-Ga-lata, 1913’te oluşan Şişli-Beşiktaş ve son yıllarda gelişen Levent-Maslak aksı, İstanbul’un merkezi iş alanları olarak öne çıkıyor.

Ancak dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın ise 6’ncı büyük ekonomisi olan Türkiye’nin finansal hizmet sektö-ründeki büyümesi göz önüne alındı-

ğında, mevcut merkezi iş alanlarının yetersiz kaldığı, Türkiye’nin bugün-kü konumuna yakışan, tarihte olduğu gibi gelecekte de ticaretin can damarını oluşturacak bir finans merkezi eksikliği hemen kendini belli ediyor.

Bu eksiğin Türkiye’ye ve İstanbul’a yakışır bir şekilde giderilmesi amacıy-la, İstanbul Finans Merkezi Strateji Belgesi’nin kabulüne dair 29 Eylül 2009 tarih 2009/31 no'lu Yüksek Planlama Kurulu Kararı 2 Ekim 2009 tarih ve 27364 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.

ÖNCE BÖLGESEL SONRA KÜRESEL FİNANS MERKEZİSöz konusu Strateji ve Eylem Pla-

nında, İstanbul'un uluslararası bir fi-nans merkezi olması için, uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altya-pısının oluşturulmasına, finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılmasına, vergi sisteminin basitleştirilmesine ve etkinleştirilmesine, düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesine karar verildi.

Aynı zamanda fiziksel ve teknolojik altyapının güçlendirilmesine, nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim altyapısının oluşturulmasına, dünya ölçeğinde tanıtım ve izleme ya-pacak bir organizasyon yapısının kurul-masına yönelik eylemler belirlenerek,

TArİhİ İpek yOlUnUn en önemlİ kAvŞAk nOkTAsındA BUlUnAn ve her çAğdA güç ve İhTİŞAmın semBOlü OlAn İsTAnBUl, TArİhİ mİsyOnUnA yAkıŞır küresel Bİr prOJe OlAn ATAŞehİr fİnAns merkezİ İle AdındAn Bİr kez dAhA söz eTTİrmeye hAzırlAnıyOr.

| 47ŞUBAT 2012

Page 50: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

İstanbul'un öncelikle bölgesel, sonrasında ise küresel bir finans merkezi olması hedeflendi.

FİZİKSEL ALTYAPIYI İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARIİstanbul’un dünya çapında bir finans merkezi haline

gelebilmesi için gerekli olan fiziksel altyapı iyileştirmele-ri bağlamında şu kararlar alındı: Yaşam alanları, güvenlik ve ulaşım imkânları ile teknoloji alanındaki kalite ve stan-dartların yükseltilmesi için İstanbul genelinde çalışmalar yapılacak. Finansal kuruluşların altyapı ihtiyaçlarını karşı-layacak fiziksel koşullar sağlanacak. Gerekli ofis ve konut stokunun oluşturulmasına yönelik olarak finansal kuruluşlar kümelenecek ve bu çalışanlarının ikamet edeceği bölgeler oluşturulacak. Ofis ve konut stoğu bölgelerinde deprem ve güvenlik risklerini minimize edecek yeni yapı teknolojilerini kapsayan gayrimenkul yatırımları sağlanacak.

PROJE ALANI OLARAK ATAŞEHİR BELİRLENDİBu çerçevede T.C. Merkez Bankası ve Kamu Sermayeli

Bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu gibi finans sektörüyle ilgili kamu kurumlarının merkezlerinin İstanbul'a taşınması için de çalışmalar yürütüldü ve ilgili kurumların mevzuatlarında gerekli değişiklikler yapıldı. T.C. Ziraat Bankası A.Ş., T. Halk Bankası A.Ş. ve T. Vakıflar Bankası A.Ş., Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından sağlanan ve Ümrani-ye ile Ataşehir İlçeleri sınırları içerisinde kalan "Ataşehir Finans Bölgesi" olarak tanımlı bölgede arsa temini işlem-lerini tamamladılar.

“Ataşehir Finans Merkezi” olarak tanımlanan bölge, 26 Ağustos 2011 tarih ve 28037 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/2163 karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile özel proje alanı olarak ilan edildi.

644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile İstanbul Ataşehir Finans Merkezi alanında yapılacak her türlü iş ve işlemlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilendirildi.

NEWYORK, LONDRA VE DUBAİ’DEN DAHA BÜYÜKNewyork, Londra ve Dubai’deki finans merkezlerinden

daha büyük bir alanı kapsayan İstanbul Ataşehir Finans Mer-kezi, İstanbul’un Anadolu yakasında Ataşehir ve Ümrani-ye ilçe sınırlarının kesiştiği bölgede yer alıyor. Kentin giriş ve karşılama noktasındaki ana ulaşım aksları olan TEM ve

Newyork, Londra ve Dubai’deki finans merkezlerinden daha

büyük bir alanı kapsayan İstanbul Ataşehir Finans

Merkezi, İstanbul’un Anadolu yakasında Ataşehir ve Ümraniye

ilçe sınırlarının kesiştiği bölgede yer alıyor.

48 | ŞUBAT 2012

KaPaK

Page 51: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

D-100 karayollarının burada kesişmesi ve zaman içinde bölgenin hazırlanan imar planları ile Finans Merkezi kararını destekleyici şekilde planlanması bölgenin önemini daha da arttırmış bulunuyor.

İSTİHDAMI VE ULUSLARARASI FON GİRİŞİNİ ARTIRACAKFinans Merkezi’nin kısa ve orta va-

dede bankaların, özerk kamu kurumları-

nın, çok uluslu özel şirketlerin ve bunlara hizmet edecek sosyal donatı alanlarının konumlanacağı kapsamlı bir iş alanı ola-cağı öngörülüyor. Türkiye ile uluslara-rası finans ve iş çevreleri için son derece önemli bir merkez haline gelecek olan Ataşehir Finans Merkezi’nin, ülkede istihdamın sağlanmasına ve uluslararası fon girişinin artmasına yardımcı olarak ekonomik büyümeye kayda değer bir katkı sağlayacağı ifade ediliyor.

7 gün 24 saat yaşayan bütüncül bir kentsel mekân olarak düşünülen Ataşehir Finans

Merkezi, 5 bodrum kattan oluşan podyum bloğu üzerinde inşa

ediliyor. Araç trafiği podyum içerisinden sağlanacağından,

araç trafiğinin olmadığı ortak

mekânlar, ticaret, yaşama ve

dinlenme alanları oluşturuluyor.

| 49ŞUBAT 2012

Page 52: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

PROJEYE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR25 Ağustos 2011 tarihinde Çevre

ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayrak-tar başkanlığında gerçekleştirilen top-lantıda, Ataşehir Finans Merkezinin dünya ölçeğinde bir finans merkezi olabilmesi ve projenin ivedilikle ha-yata geçirilebilmesi için önemli ka-rarlar alındı. Finans merkezinin inşa edileceği alanda tüm alt yapı ve donatı hizmetlerinin ortak çözümlenmesi ge-rektiği sonucuna varılarak alana ilişkin master plan, kentsel tasarım projesi ve imar planlarının hazırlanmasına karar verildi.

Söz konusu alan içerisinde en büyük mülkiyetin TOKİ iştiraki olan Emlak

Konut G.Y.O A.Ş’ne ait olması, 2004 yılından sonra bölgedeki planlama ve uygulamaların Emlak Konut G.Y.O A.Ş. tarafından gerçekleştirilmesi ve planlama ve tasarım bütünlüğünün sağlanması amacıyla, İstanbul Finans Merkezi'ne ilişkin Master Plan ve Kent-sel Tasarım Projesi ile İmar Planlarına ait çalışmalar Çevre ve Şehircilik Ba-kanlığı ile birlikte Emlak Konut G.Y.O A.Ş tarafından yürütülmeye başlandı.

KAPALI ÇARŞI VE TOPKAPI SARAYI ESİN KAYNAĞI OLDUProje maliyetinin alanda mülki-

yet sahibi maliklerden mülkiyet bü-yüklükleri oranında mahsup edilerek

Geçmiş ile geleceğin çizgilerini

buluşturan bir siluet içerisinde modern çalışma alanlarını

barındıran Ataşehir Finans Merkezi, dünya

finans sektörünün nabzının attığı

en önemli merkezlerden biri

sıfatıyla İstanbul’un yeni simgesi olmaya

hazırlanıyor.

50 | ŞUBAT 2012

KaPaK

Page 53: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

karşılanması öngörülerek Ataşehir Finans Merkezi'ne ait master plan, kentsel tasarım projesi ve imar planları dünya ölçeğinde finans merkezi çalışmaları olan yabancı bir proje grubu ile bölgesel nitelikte çalışmaları bulunan Türk proje grubu ortaklığına verildi.

Ataşehir Finans Merkezi’nin tasarımında, dünyanın ilk finans merkezi kabul edilen Kapalıçarşı’nın işleyişi ve ortak mekân kullanımı ile yüzyıllar boyunca bir cihan impara-torluğunun yönetildiği merkez olan Topkapı Sarayı’nın tasarım ve siluetinden esinlenildi.

Ayrıca İstanbul’un tarihî dokusu ile ilişkilendirilerek geçmiş ile geleceğin çizgilerini bir arada taşıyan bir siluet içerisin-de, modern çalışma alanlarını barındıran, finans sektörünün kalbini oluşturan ve günün 24 saati canlı yaşam alanlarının bulunduğu yeni bir kent simgesi oluşturulması hedeflendi.

GEÇMİŞ İLE GELECEK İÇ İÇEYüzünü tarihi yarımada, Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı’ya

dönerek İstanbul’un tarihine ve kendi selefine bir saygı duruşu sergileyen Ataşehir Finans Merkezi proje alanı-nın konumu ve mimari yapısı, Anadolu yakasının simgesi olacak bir merkez şeklinde tasarlandı.

Finans Merkezi, Topkapı Sarayı’nın çevresindeki yeşil bant ile oluşturulan hattan esinlenilerek İstanbul’un silu-etinden kopmadan şehirden ayrılırken, düzenlenen yeşil alanlar ile çevrenin nefes alması sağlandı.

Ayrıca Topkapı Sarayı'ndaki surlar gibi Finans Merkezi'ni çevreleyen podyum hattı üzerinde devam eden yollar tasarlanarak, alan tek bir bütün haline getirildi. Farklı işlevler için tasarlanan ve açık alanların sürekliliğini sağlayan avlular ile çeşitli etkinliklerin, performans gösterilerinin sergilenebileceği yaşama ve dinlenme alanları oluşturuldu. Tüm kamusal alanlarda, İstanbul’un tarihi dokusunda yer alan geleneksel mimarinin imgelerini oluşturan çeşmeler, kapılar, arkadlar kullanılarak geçmiş ve geleceğin iç içe yaşaması sağlandı.

Doğu ile Batı’yı sadece coğrafya olarak değil, kültürel ve ekonomik

bakımdan da buluşturan dünyanın gözbebeği İstanbul, Ataşehir Finans

Merkezi’nin tamamlanması ile birlikte dünyanın en iyi finans

merkezlerinden birine ev sahipliği yapacağı günü

sabırsızlıkla bekliyor.

| 51ŞUBAT 2012

Page 54: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

DÖRT ANA BÖLGE OLUŞTURULUYORFinans Merkezi proje alanı Kapalıçarşı’daki işleyiş ve

ortak mekân kullanımı göz önünde bulundurularak 4 ana bölgeye ayrılmış durumda. Projenin kalbi olarak işlemesi planlanan 2. Bölge’de banka ve finans merkezlerine ait binalar yer alıyor. 1. Bölge ise özel kurumlar ile denetim kuruluşlarına ait binalardan oluşuyor. Kongre ve kültür merkezleri, oteller ve konutlardan oluşan 3. Bölge Kapa-lıçarşı’daki gibi fonksiyon sürekliliğini sağlıyor. Destek ve hizmet birimleri olarak nitelendirilen okul, cami, polis ve itfaiye merkezlerinin bulunduğu 4. Bölge ise ana birim olan 1. Bölge’nin çevresine yerleştiriliyor.

30 BİN KİŞİ İSTİHDAM EDİLECEKMülkiyeti Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, SPK,

BDDK ve 3 özel şirkete ait 2 milyon 500 bin metrekare-lik alan üzerine inşa edilen Finans Merkezi’nde, 560 bin metre kare ofis binaları, 90 bin metrekare alışveriş, 70 bin metrekare otel, 60 bin metrekare rezidans, 2 bin kişilik konferans merkezi olmak üzere yaklaşık 810 bin metrekare emsal inşaat alanı bulunuyor.

Bin 500 kişilik 2 cami, 1 ilköğretim okulu, Emniyet ve itfaiye binaları, kreş ve sağlık tesisleri gibi sosyal donatı alanları da bulunan Finans Merkezi’nde yaklaşık 30 bin kişiye istihdam sağlanacağı öngörülüyor.

Finans Merkezi çalışanlarının ve ziyaretçilerinin yüzde 95 oranında toplu ulaşım araçlarını kullanmalarını sağla-yacak tedbirler alınıyor. Bölgenin nüfus yapısı, metro ve toplu ulaşım aksları etüt ediliyor, yeni metro bağlantıları, çevre yolları ve ulaşım ağları planlanıyor.

ARAÇ TRAFİĞİ OLMAYACAK, 7/24 HİZMET VERECEK7 gün 24 saat yaşayan bütüncül bir kentsel mekân olarak

düşünülen Ataşehir Finans Merkezi, 5 bodrum kattan oluşan

podyum bloğu üzerinde inşa ediliyor. Podyum içerisinde yaklaşık 24 bin araçlık otopark yer alıyor. Topkapı Sara-yı’ndaki surlar gibi podyum hattını çevreleyen yollarla proje

2 milyon 500 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilecek Finans Merkezi’nde, 560 bin metrekare ofis, 90 bin metrekare alışveriş,

70 bin metrekare otel, 60 bin metrekare rezidans ve 2 bin kişilik

konferans merkezi olmak üzere 810 bin metrekare inşaat alanı

bulunuyor.

52 | ŞUBAT 2012

KaPaK

Page 55: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

alanı bir bütün haline getiriliyor. Araç trafiği podyum içerisinden sağlandığı için, podyum üstünde geniş yeşil alan-larla desteklenen kentsel park görünü-münde, araç trafiğinin olmadığı ortak mekânlar, ticaret, yaşama ve dinlenme alanları oluşturuluyor.

SADECE FİNANS DEĞİL, KÜRESEL BİR YAŞAM MERKEZİFatih Sultan Mehmet’in hayat ver-

diği tarihin ilk finans merkezi Kapalı-çarşı ile Osmanlı İmparatorluğu’nun beyni olan Topkapı Sarayı’nın hayat bulduğu proje, çeşitli tarihlerde tüm paydaşların katılımının sağlandığı top-lantılarda değerlendirilerek nihai şekli-

ni almış bulunuyor. Sadece finans değil aynı zamanda İstanbul’a ve Türkiye’ye yakışır küresel bir yaşam merkezi ola-rak tasarlanan İstanbul Ataşehir Finans Merkezi’nin Master Plan ve Kentsel Tasarım Projesine ait maket ve gör-sel veri çalışmaları tamamlanarak, 16 Aralık 2011 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında sunuldu.

Doğu ile Batı’yı sadece coğrafya olarak değil, kültürel ve ekonomik ba-kımdan da buluşturan dünyanın gözbe-beği İstanbul, projelerin tamamlanması ile birlikte alana ilişkin uygulama süre-cinin bir an önce başlayarak dünyanın en iyi finans merkezlerinden birine ev sahipliği yapacağı günü sabırsızlıkla bekliyor.

Ataşehir Finans Merkezi’nin tasarımında,

dünyanın ilk finans merkezi kabul edilen

Kapalıçarşı ’nın işleyişi ve ortak

mekân kullanımı ile yüzyıllar

boyunca bir cihan imparatorluğunun yönetildiği merkez

olan Topkapı Sarayı’nın tasarım

ve siluetinden esinlenildi.

| 53ŞUBAT 2012

Page 56: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

ataŞEHİR MİMaR sİNaN CaMİİ

54 | ŞUBAT 2012

KaPaK

Page 57: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Osmanlı Türk mimari üslûbunda, gelenekten geleceğe uzanan ve gelenekle teknolojiyi bütünleştiren Ataşehir Mi-mar Sinan Cami, bugünün inşaat tekno-lojisi ile Klasik Türk Mimari üslûbunu buluşturan bir yapı olarak tasarlandı.

Altıgen şemalı, merkezi kubbe etra-fında altı yarım kubbelidir. Bu yapı tipi bu büyüklükte bir camide ilk defa kulla-nılmakta olup Mimar Sinan tarafından ilk defa Edirne Üç Şerefeli Cami’den sonra, Beşiktaş Sinan Paşa Camii’nde kullanılmıştır.

Nisbet, ahenk ve uyumu temin için, tasarım ve ölçülendirmede metrik sistem değil, eski mimari ölçü birimimiz olan "arşın" kullanılmıştır.

50 dönümlük park alanı içerisinde yer alan ve Emlak Konut G.Y.O A.Ş. tarafından yapılmakta olan cami, İs-tanbul Finans Merkezi ile eş zamanlı olarak bitirilecek.

İstanbul Anadolu Yakasının en bü-yük camii özelliğini de taşıyacak olan Ataşehir Mimar Sinan Camii'nin diğer özellikleri şunlardır.

Ana kubbe çapı 27 metre yük-sekliği 42 metredir.

Minare yüksekliği 72 metre olup, üç şerefeli dört minare bu-lunmaktadır.

6 bin m² alana sahip olan ca-minin Avlu Kısmı 2 bin 383 m², cami kısmı 2 bin 808 m², mahfil katı 972 m² alana sahiptir. Top-lam inşaat alanı 3 bodrum kat ile birlikte yaklaşık 26 bin 183 m² dir.

Kapasitesi yaklaşık 10 bin kişi olup, cami 1. bodrum katında çok amaçlı Konferans Salonu ve Eği-tim Birimleri bulunmaktadır.

Bodrum katlarından 4 adet 10-15 kişilik asansörler ile cami katına çıkılabilmektedir.

İstanbul 1. ve 2. Çevre Yolu kavşağı olan Ataşehir Kavşağı'nda Batı Ataşehir Bölgesi'nde bulun-maktadır.

3 bodrum katı ile birlikte yüz-de 56 seviyesinde tamamlanan cami inşaatının 2012 yılı içinde bitirilmesi hedefleniyor.

Ölçülendirmede eski mimari ölçü birimimiz olan "arşın" kullanıldı.

n

Anadolu Yakasının en büyük camisidir.

n

Ana Kubbe çapı 27, yüksekliği 42 metre.

n

Minare Yüksekliği 72 metre.

n

Toplam inşaat alanı yaklaşık

26 bin 183 m².

| 55ŞUBAT 2012

Page 58: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

tüRKİyE’NİN İLK tOPLu KONut PROjEsİ

tayyaRE EVLERİ

1922 yılındA İsTAnBUl'Un BeTOnArme İskeleT sİsTemİyle İnŞA edİlen İlk BİnAlArı OlAn ve Türkİye’nİn İlk TOplU kOnUT prOJesİ OlmA özellİğİnİ TAŞıyAn TAyyAre evlerİ,

Şİmdİlerde AvrUpA’nın en gözde OTellerİnden Bİrİ OlArAk hİzmeT verİyOr.

ÜMİT KAÇARçevre ve Şehİrcİlİk BAkAnlığı

eğİTİm ve yAyın dAİresİ BAŞkAnı

56 | ŞUBAT 2012

yaŞaM

Page 59: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Tayyare Evleri'nin ilginç hikâyesi 1918 yılındaki hazin bir olayla başlıyor. O tarihte İstanbul'da büyük bir yan-gın çıkıyor. Başta Cibali, Altımermer ve Fatih bölgeleri olmak üzere, çok geniş bir alana yayılan yangın birçok evin kül olmasına sebep oluyor.

YANGINZEDE EVLERİ OLARAK İNŞA EDİLİYORYangınzedelerin (harikzedegân) en azından bir kısmına barınak

sağlamak amacıyla evler yapılması planlanıyor. İlk başta "Harikze-degan (Yangınzede) Apartmanları" olarak bilinen apartmanların Laleli'deki bir araziye inşa edilmesi kararlaştırılıyor.

PROJE ÜNLÜ MİMAR KEMALETTİN BEY'E AİTKonutların yapımı için Manizade Hacı Hüseyin Efendi'nin baş-

kanlığında bir kurul tarafından bağışlar toplanıyor ve "Harikzedegân Apartmanları"nın yapımına başlanıyor.

Dönemin en ünlü mimarlarından Kemalettin Bey altışar katlı dört blok halinde ve toplam 124 daire olarak tasarladığı apart-manların inşaatını 1922'de tamamlıyor.

MODERN EVLER BÜYÜK BEĞENİ TOPLUYORHer dairenin ayrı kömürlüğü, herkesin ortak çamaşırlığı var...

Terasların üstü kapalı... Bazı daireler üç, bazı daireler beş odalı...

Tarihi yarımadada inşa edilen ilk apartmanlar olan Tayyare evleri, tıpkı Avrupa'daki gibi banyodaki musluğundan suyu akan, odalarında elektrik düğmesi bulunan, hatta mutfakta kovayı çevirince çöpleri özel bölüme dökülen en modern apartmanlar olarak tarihteki yerlerini çoktan aldılar.

| 57ŞUBAT 2012

Page 60: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Üst katlara avludaki merdivenle çıkılıyor; herkes birbirine selam veriyor... İç avluda kat kat balkon var; sohbetler ediliyor... Alt-ta dükkânlar, bakkal ve manav evin altında... Bu modern özellikleriyle Yangınzede Evleri, mahrumiyet yılları İstanbul'unda herkesin dik-katini çekiyor ve cazibe merkezi haline geliyor.

TÜRK HAVA KURUMU'NA DEVREDİLİYOR1922 yılında tamamlanan Harikzedegân

(Yangınzede) Evleri, yangınzedelere verilmiyor; Türk Hava Kurumu'na devrediliyor. Bu devir-den sonra adı "Tayyare Apartmanları" oluyor.

TAYYARE EVLERİ 5 YILDIZLI OTEL OLUYORKullanıma açıldığı 1922 yılından 1985 yı-

lına kadar apartman olarak kullanılan Tay-yare Evleri, bu tarihte bir turizm firmasına devrediliyor.

dönemin en ünlü mimarlarından kemalettin Bey altışar katlı dört blok halinde ve toplam 124 daire olarak tasarladığı apartmanların inşaatını 1922'de tamamlıyor.

58 | ŞUBAT 2012

yaŞaM

Page 61: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 62: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği, Kanuni’nin doğduğu, Evliya Çelebi’nin "Küçük İstanbul denilse yeridir" dediği ve Atatürk’ün 3 kez ziyaret ettiği Trabzon, dünyanın en eski merkezi

olan Anadolu coğrafyasının köklü tarihe sahip ka-dim yerleşim yerlerinden biridir. Tabir yerindeyse tarih Trabzon’da, Trabzon ise tarihte yaşamaktadır.

TRABZONfATİh’İn feTheTTİğİ, yAvUz’Un yöneTTİğİ, kAnUnİ’nİn dOğdUğU, evlİyA çeleBİ’nİn “küçük İsTAnBUl denİlse yerİdİr” dedİğİ TrABzOn, 4 Bİn yıllık mAzİsİyle TArİhİ

yAŞATAn kAdİm Şehİrler ArAsındA seçkİn Bİr yere sAhİp.

60 | ŞUBAT 2012

KaDİM ŞEHİRLER

Page 63: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

FATİH SULTAN MEHMET FETHETTİKuruluşu M.Ö. 2000 yılına kadar

dayanan ve adı ilk kez, Yunanlı filozof ve tarihçi Ksenophon’un "Anabasis" adlı eserinde "Trapezos" olarak geçen Trabzon, yedinci Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed’in bizzat ko-muta ettiği Osmanlı ordusu tarafından 1461 yılında fethedilmiştir. Trabzon’un ardından Kırım’ın fethi ile Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiş, burada-ki Ceneviz üstünlüğü sona ermiş ve İpekyolu’nun tüm denetimi Osmanlı Devleti’ne geçmiştir.

YAVUZ SULTAN SELİM TRABZON’U YÖNETTİDokuzuncu Osmanlı padişahı olan

Yavuz Sultan Selim, babası Sultan İkinci Bayezid tarafından askeri sevk ve devlet idareciliğini öğrenmesi için Trabzon Sancağı'na tayin edilmiştir. Şehzade Selim, Trabzon'da devlet iş-lerinin yanında ilimle uğraşmış, büyük âlim Mevlana Abdülhalim Efendi'nin derslerini takip etmiştir.

Trabzon'u çok güzel idare eden Şehzade Selim'in bu arada komşu devletlerle de ilişkisi olmuştur. Va-liliği sırasında Trabzon halkını rahat bırakmayan Gürcüler üzerine üç sefer yapmıştır. En önemlisi olan 1508 ta-rihli Kütayis seferinde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethede-rek Osmanlı topraklarına katmıştır. Buralarda yaşayan Gürcülerin hepsi müslüman olmuşlardır.

MUHTEŞEM SÜLEYMAN TRABZON’DA DOĞDUOnuncu Osmanlı Padişahı olan

Kanûnî Sultan Süleyman ise 27 Ni-san 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğmuştur. Tahta çıktığı sırada Os-manlı İmparatorluğu dünyanın en zen-gin ve en güçlü devleti konumunda olan Kanuni’nin babası, şehzadeliğin-de Trabzon’u yöneten Yavuz Sultan Selim’dir. Yavuz’un vefatı ve kendi-sinin padişah olmasını, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye nitelendiren Avrupalılar, çok geçmeden hayal kı-rıklığına uğramışlardır.

ULUSLARARASI ÖNEM KAZANIYOR1839'da yayınlanan Tanzimat

Fermanı’nın uygulanmasında şehir bazı öncelikli vilayetler gibi pilot bölge seçildi. İdari, adli ve askeri anlamdaki yenilikler Trabzon'da da denenerek başarıya ulaşıldı. 1900'lere gelindiğinde şehirde İngiltere, İran, Yunanistan, Rusya, Fransa ve Avusturya-Maca-ristan gibi ülkelerin konsoloslukları bulunuyordu. Böylece uluslararası de-ğer kazanan Trabzon, yeni kurulan okulları, renkli basın hayatı ve zengin ticaret imkânları ile Osmanlı'nın son

yıllarında belli başlı kentler arasında yer aldı.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARITarihindeki en karanlık günlerini

Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşa-yan Trabzon, Nisan 1916'da Ruslar tarafından işgal edilmiş, halkın büyük bir kısmı muhacir olup batıya göç et-mişlerdir. 24 Şubat 1918'de işgalden kurtulan Trabzon, hızla yaralarını sar-maya başlamıştır.

Cumhuriyet dönemiyle yeni bir çehreye bürünen Trabzon, zengin tarihi mirası, eğitim kurumları, ula-şım hizmetleri, sağlık kuruluşları ve ticari faaliyetleri ile gittikçe büyüyen modern bir şehir olma özelliğini sür-dürmektedir.

1640 yılında ziyaret ettiği Trabzon’u, Osmanlı'nın en

mamur ve en renkli şehirlerinden biri olarak tarif eden

Evliya Çelebi, halkının sevecenliği

ve zenginliği, şehrin güzelliği ve

temizliğinden övgüyle söz etmiştir.

| 61ŞUBAT 2012

Page 64: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

TARİH TRABZON'DA

halk arasında "meryem Ana" adı ile anılan sümela manas-tırı, Trabzon’un maçka ilçesinde, Altındere vadisine hâkim karadağ’ın eteklerinde, deniz seviyesinden bin 150 metre yükseklikteki kayalar oyularak ve doğal mağaralardan ya-rarlanılarak kurulmuştur.

m.s. 375-395 yılları arasında inşa edildiği sanılmaktadır. kilisenin kuruluşundan itibaren yaklaşık bin yıllık tarihi ka-ranlıktır. Trabzon İmparatoru 3. Alexios (1349-1390) manas-tırı yeniden inşa ettirerek, 17 metre yüksekliğinde, 40 metre uzunluğunda, 14 metre genişliğinde 72 odalı bir tesis yap-tırmıştır.

Trabzon’un 1461’de fatih sultan mehmet tarafından fethe-dilmesinin ardından Osmanlı sultanları manastırın haklarına dokunmamışlardır. hatta yavuz ı. selim (1512-1520) Trab-zon’daki şehzadeliği zamanında manastır’a iki büyük mum hediye etmiştir. Ayrıca sultan mehmet’in bir fermanı, ıı. Be-yazıd, ı. selim, ıı. selim, ııı. murad, İbrahim, ıv. mehmed, ıı. süleyman ve ııı. Ahmed’in fermanları da bulunmaktadır.

Orman içinden normal bir yürüyüşle yarım saatte ulaşılabilen ve 88 basamaklı bir merdivenle çıkılan sümela manastırı’nın başlıca bölümleri; ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğ-renci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadır.

manastırın kütüphanesinde evvelce katalogu yapılan ve çoğunluğu 17-18. yüzyıllara ait çeşitli el yazmalarından 66 tanesi Ankara müzesi’nde, içinde minyatürler olan ve Bizans eseri bin tanesi İstanbul’da Ayasofya müzesi’nde-dir. Ayrıca 150 kadar da taş baskı kitap vardır. manastıra ait meryem ikonalarından biri Oxford’da özel bir koleksi-yondadır. 1436 tarihli işlemeli gümüş madalyon ile 1438 tarihli işlemeli bir örtü de Atina’daki Benaki müzesi’ndedir.

1962 yılında merdivenleri ile kapısı tamir ettirilerek tu-ristlerin ziyaretine elverişli bir duruma getirilmiş olan görkemli yapı görenlerin hayranlığını uyandırmaktadır. 1972 yılında ören yeri olarak ziyarete açılan manas-tırın bulunduğu alan dönemin Orman Bakanlığı’nca milli parklar statüsüne alınmıştır. kültür ve Turizm Bakanlığı’nca da aslına uygun olarak onarımı devam etmekte olan sümela manastır’ı Trabzon'un en önemli turizm değerlerinden biridir.

EVLİYA ÇELEBİ’NİN GÖZÜYLE…Kırk yılı aşkın süre Osmanlı ülke-

sini ve diğer ülkeleri dolaşarak yazmış olduğu Seyahatname adlı eseriyle bü-tünleşmiş olan Evliya Çelebi (1611-1684) 17. yüzyılın önde gelen gez-ginlerindendir.

1640 yılında ziyaret ettiği Trab-zon’u, Osmanlı’nın en mamur ve en renkli şehirlerinden biri olarak tarif eden Evliya Çelebi, halkının sevecen-liği ve zenginliği, şehrin güzelliği ve temizliğinden övgüyle söz eder. Evliya Çelebi’nin bazı tespitleri şöyledir:

"Bu balık, (kış mevsiminin 50 gün-lük bir bölümü) çık-tığı için, hamsi balığı derler. Balığın çıkışı-nı tellâllar halka ha-ber verirler. Aynı za-manda şu beyitleri de söylerler: 'Trabzondur yerümüz, Ahça tut-maz elümüz, Hamsi paluk olmasa, Nice olurtu halumuz.'

Bu balık (Hamsi) bir karış, ince ve morca cilalı, gümüş gibidir. Faydası o derecedir ki, yedi gün devamlı yiyen kimseye çok kuvvet verir ve hazmı ko-laydır. Yemeğinde balık kokusu ol-madığından, yiyene hararet vermez. Ağrı hastalığına tutulan adam yese şifa bulur. Bir evde yılan ve çıyan oldu-ğu zaman, hamsi balığının başı tütsü edilirse kaçar. Bunu yani hamsiyi ye-mek Trabzonlulara hastır ki kırk çeşit yemeğini pişirirler. Kebabı, çorbası, yahnisi, böreği ve baklavası olur."

SÜMELA MANASTIRI

62 | ŞUBAT 2012

KaDİM ŞEHİRLER

Page 65: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

ÜÇ KEZ EV SAHİPLİĞİ YAPTITARİHİ VE TURİSTİK MEKÂNLARITarihi ve turistik değerleriyle adından

söz ettiren Trabzon’da pek çok tarihi yapı ve turistik mekân mevcuttur. Onlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

Kaleler: Akçakale, Trabzon Kalesi, Cep-hanelik.

Camiler: Ahi Evren Dede Camii, Çarşı Camii, Erdoğdu Bey Camii, Gülbaharha-tun Camii, İskenderpaşa Camii, Ortahisar Camii, Tavanlı Camii, Yenicuma Camii.

Türbeler: Açık Türbe, Gülbahar Hatun Türbesi, Ahi Evren Dede Türbesi, Emir Mehmet Türbesi.

Manastırlar: Kaymaklı Manastırı, Kızlar Manastırı, Kuştul Manastırı, Sümela Ma-nastırı, Vazelon Manastırı.

Kiliseler: Küçük Ayvasıl Kilisesi, Santa Maria Kilisesi.

Müzeler: Atatürk Köşkü, Ayasofya Mü-zesi, Cevdet Sunay Müzesi, Trabzon Müzesi, Trabzonspor Müzesi.

Hanlar: Alaca Han, Bedesten, Vakıf Han, Taş Han.

Hamamlar: Meydan Hamamı, Paşa Ha-mamı, Sekiz Direkli Hamam.

Yaylalar: Çakırgöl Yaylası, Haçka Oba-sı Yaylası, Harmantepe Yaylası, Lapazan Yaylası, Sazalan Yaylası, Sisdağı Yaylası, Sultanmurat Yaylası.

Konaklar: Çakırağa Konağı, Kundupoğlu Evi, Memişoğlu (Kastel) Konağı, Nemliza-de Konağı, Ortahisar Evleri, Orta Mahalle Evleri, Yarımbıyıkoğlu Evi.

Turizm Merkezleri: Uzungöl, Çalköy Mağarası, Balıklı Göl, Çakırgöl, Sera Gölü.

ATATÜRK ve TRABZON

Türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu mustafa kemal Atatürk Trabzon’u üç kez ziyaret etmiştir. Atatürk eylül 1924 tarihinde Trabzon’a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. 15 ey-lülde Trabzon Belediyesi’ne ve 3. genel müfettişliği ziyaretlerinden sonra soğuksu’ ya gezi amaçlı

götürülmüş ve burada dinlenmek için durmuştur. Atatürk ikinci kez kasım 1930'da Trabzon’u tekrar onurlandırdığında köşk’te ağır-lanmış ve çok memnun kalmıştır.Atatürk, haziran 1937 tarihinde Trabzon’u üçüncü kez ziyaretlerin-de kendisi için hazırlanan köşk-te iki gece kalmıştır. 11 haziran gecesi köşk’te bütün mal varlı-ğını, canından çok sevdiği Türk milletine armağan etme kararı almış olan Atatürk mal varlığının bir listesini hazırlayarak gereğinin yapılması için Başbakan’a gön-dermiştir.Atatürk Trabzon’daki köşk’ten mal varlığını milletine adarken şöyle diyordu: "İnsanın serveti ma-nevi kişiliğinde olmalıdır. Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime vermekten ferahlık du-yuyorum."Atatürk köşkü Trabzon’a gelen zi-yaretçilerin çoğunluğu tarafından ziyaret edilen tarihi bir mekândır.

Roma Duvarı'nın manzarası (Şehrin batı tarafı)

| 63ŞUBAT 2012

Page 66: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

İLHAM VEREN ŞEHİR

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU'NUNGÖZÜYLE TRABZON

Türkiye’nin en usta ressamlarından Bedri rah-mi eyüboğlu’nun şarkılara konu olan şiirleri de vardır. İlk ve ortaöğrenimini Trabzon’da yapan eyüboğlu’nun “Trabzon deyince” başlıklı şiirinde, ilk gençlik yıllarının Trabzon’una dair gözlemleri ve özlemleri şöyledir:

“Trabzon deyince aklıma bir salkım karayemiş gelirBahçeler dolusu zindan yeşiliİçin için kandil kandil ballanır(…)Trabzon deyince aklıma Soğuk su gelirSoğuk su deyince bir dizi kareymiş ağacı(…)Kara kara kazanlar hatırlarım dizi diziKurşun gibi ağır bir balık yağı kokusuKırar kolunuzu kanadınızıHantal bir bulut güçbelâ havalanırBulutun içinde yüzlerce Yunus ağır ağırYarım kalmış bir deniz türküsünüDeniz dibi yeşilini katran morunuGök mavisine katmaktadırSonra ağır başlı zinosların bembeyaz uğultusuDünyanın bütün denizleri de yetim yapayalnızDünyanın her yerinde beyaz, sessiz, sevimliMartıya zinos derdik değil mi?”

BÜYÜLEYİCİ UZUNGÖL…07 Ocak 2004 tarih ve 2003/6692 sayılı Bakanlar Kurulu

Kararı ile "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak tespit ve ilan edilen Uzungöl, Trabzon’a 99 kilometre ve Çaykara ilçesine 19 kilometre uzaklıktadır. Deniz seviyesinden bin 90 metre yükseklikte bulunan Uzungöl, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakmaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl, "Uzun-göl" olarak bilinir ve yakınındaki "Şerah" köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evleri, doğanın güzelliğini tamamlar özelliktedir.

Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Uzungöl, sahip olduğu turistik potansiyeli bakımından çok zengindir. Çevrede trekking, kuş gözlem, botanik amaçlı turların yanı sıra daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya ya-kınlardaki Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi diğer yaylalara geziler düzenlenebilir. Yaban hayatı bakımından Uzungöl çevresindeki dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, kafkas dağ horozu gibi çeşitli hayvan türleri barınmaktadır.

Pansiyonları, alabalık lokantaları, küçük resort tipi otelleri ve doğal manzarası ile az bulunur güzellikte gezi ve konak-lama yeri olan gölün güneyinde, Haldizen deresi yanında yer alan özel sektör tarafından yapılmış 52 yatak kapasiteli ahşap bungalovlardan oluşan tesis bulunmaktadır.

Trabzon denince ilk akla gelenler: Sümela Manastırı, Kızlar Manastırı,

Uzungöl, Zağanos Köprüsü, Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü,

Boztepe, Horon, Hamsi, Vakfıkebir Odun Ekmeği, Akçaabat Köftesi,

Hamsiköy Sütlacı, Trabzon Peynirlisi, Beton Helva, Kisarna (Bengisu)

Madensuyu, Kadırga Yaylası, Sultan Murat Yaylası, Trabzon Bileziği,

Trabzonspor.

64 | ŞUBAT 2012

KaDİM ŞEHİRLER

Page 67: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Akçaabat Limanı

Kelalioğlu Konağı

| 65ŞUBAT 2012

Page 68: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Kar Şiiri

Karın yağdığını görünce Kar tutan toprağı anlayacaksın Toprakta bir karış karı görünce Kar içinde yanan karı anlayacaksın

Allah kar gibi gökten yağınca Karlar sıcak sıcak saçlarına değince Başını önüne eğince Benim bu şiirimi anlayacaksın ...

Page 69: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

...

Bu adam o adam gelip gider Senin ellerinde rüyam gelip gider Her affın içinde bir intikam gelip gider Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın

Ben bu şiiri yazdım aşkın çeşidi Öyle kar yağdı ki elim üşüdü Ruhum seni düşününce ışıdı Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın Sezai Karakoç

Page 70: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

GÖLbaŞı ÖzEL ÇEVRE KORuMa bÖLGEsİ ve

sEVGİ ÇİÇEĞİ

21.11.1990 gün ve 20702 sayılı resmi gazetede yayınlanan, 22.10.1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koru-ma Bölgesi olarak tespit ve ilan edilen Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi, Ankara’nın Göl-

başı ilçe sınırları içinde kalmaktadır.Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin en önemli

doğal unsurları Mogan, Eymir gölleridir. Mogan Gölü'nü besleyen derelerin en önemlileri Sukesen, Başpınar, Gö-lova, Yavrucak, Çolakpınar, Tatlım, Kaldırım ve Gölcük dereleridir.

Koruma Bölgesinin bir diğer önemli unsuru da su-lak-bataklık alanlardır. Bu alanlar, göller için yeraltı suyu depolamakla ve kurak mevsimlerde göle su temin etmek-le kalmayıp, çok sayıda bitki ve hayvan türünün yaşaya-bilmesi için, gerekli olan suyu sağlamakta ve birçok kuş türüne  barınma, üreme ve konaklama amaçlı ev sahipliği yapmaktadır.

Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yapılan ça-lışmaların temel amacı; tarihi ve kültürel kaynak değer-lerinin, el sanatlarının, alandaki doğal güzelliklerin, bi-yolojik çeşitliliğin, sualtı, suüstü canlı, cansız varlıkların

peygAmBer çİçeğİ pOpUlAsyOnUnU TehdİT eden BAŞlıcA fAkTörler: dOğAl AlAnlArın yerleŞİme AçılmAsı, hABİTAT

BOzUlmAsı, yOğUn TArım, herBİsİT kUllAnımı, Anız yAkılmAsı, kUŞ zArArlArı,

yAnlıŞ zAmAndA TOplAnmAsıdır.

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ

68 | ŞUBAT 2012

DOĞa

Page 71: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

BÖLGEDEKİ ENDEMİK TÜRLERAcanthus hirsutus Boiss., Achillea

phrygia Boiss. et Bal., Achillea wilhelmsii C. Koch., Centaurea tchihatcheffii Fisch& Mey., Jurinea pontica Hausskn. et Freyn. Ex Hausskn., Tripleurospermum callosum (Boiss&Heldr.) E. Hossain, Moltkia aurea Boiss., Onosma isauricum Boiss. et. Heldr., Onosma lycanum Hub.-Mor., Alyssum blepharocarpum Dudley&Hub.-Mor., Alyssum huetii Boiss., Alyssum pateri Nyar ssp. pateri, Camelina hispida Boiss. var. grandiflora (Boiss.)Hedge, Dianthus anatolicus Boiss., Dianthus ancyrensis Hausskn.&Bornm., Gypsophila eriocalyx Boiss., Convolvulus galaticus Rotsan ex Choisy, Helianthemum nummularium (L.) Miller ssp. lycaonicum Coode et Cullen., Astragalus acicularis Bunge, Astragalus gymnolobus Fischer., Astragalus lycius Boiss., Astragalus lydius Boiss., Astragalus micropterus Fischer., Ebenus hirsuta Jaub., Onobrychis argyrea Boiss. ssp. argyrea, Onobrychis fallax Freyn.& Sint, Onobrychis oxydontha Boiss.ssp. armena (Boiss. et Huet.) Aktoklu,, Trifolium pannonicum Jacq.ssp. elongatum (Willd.) Zoh., Vicia caesarea Boiss.et Bal., Phlomis armeniaca Willd, Salvia cryptantha Motbret. et Aucher.ex Bentham, Salvia wiedemannii Boiss., Stachy cretica L. ssp. anatolica Rech. Fil., Allium cappadocicum Boiss., Bellevalia tauri Feinbrun, Linum flavum L. ssp. scabrinerve (Davis) Davis., Linum hirsutum L. ssp. anatolicum (Boiss.) Hayek. var. anatolicum, Consolida raveyi (Boiss.) Schröd., Crucianella disticha Boiss., Lycium anatolicum A. Baytop & R. Mill.,Linaria corifolia Desf., Linaria iconia Boiss.et Heldr, Verbascum caudatum Freyn.& Bornm., Verbascum cherianthifolium Boiss. var. asperulum (Boiss.) Murb., Verbascum vulcanicum Boiss.& Heldr. var. vulcanicum,

günümüzdeki durumunu belirleyerek korunmaları ile ilgili alınacak tedbirleri saptamak; bu değerlerin gelecek nesil-lere aktarılmasını ve sürdürülebilirlik anlayışı çerçevesinde bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlayacak verileri tespit etmek ve bölgede çevre bilincini arttırmaktır.

Proje kapsamında yapılan çalışmalarla, koruma bölge-sinde, IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) kriterlerine göre "Çok Tehlikede" (CR) kategorisinde olan Peygamber Çiçeği (Centaurea tchihatcheffii) ile nesli tehdit ve tehlike altında olan tür ve habitatların, hassas alanların zonlanması, alana yönelik tehditlerin ve koruma önlemlerinin ortaya çı-kartılması, bölgenin korunması ve yönetilmesini sağlamak üzere karar vericilere yol gösterilmesi amaçlanmaktadır.

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ (SEVGİ ÇİÇEĞİ) Ülkemizin sahip olduğu yaklaşık 3 bin adet endemik bitki

türünden biri olan Peygamber Çiçeği - Yanar Döner (Cen-taurea tchihatcheffii), dünyada sadece Gölbaşı Mogan Gölü çevresinde doğal olarak yetişmektedir. Bu tür, IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) kriterlerine göre "Çok Tehlikede" (CR) kategorisinde, Bern Sözleşmesine (Yaban Hayatı ve Ya-şam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi) göre de kesin koruma altında olan bitki türleri arasında yer almaktadır.

Halk arasında yanardöner, gelin düğmesi, türbe, sevgi çi-çeği olarak da bilinen peygamber çiçeği, tek yıllık, kazık kök yapan, kırmızı, pembe, beyaz renkli küçük çiçeklere sahiptir.

Achi

llea

Wilh

elmsii

Cent

aure

a Tc

hiha

tche

ffii

Dian

thus

anc

yren

sisSa

lvia

Wied

eman

nii

Conv

olvu

lus G

alat

icus

Phlo

mis

Arm

enia

ca

Halk arasında yanardöner, gelin düğmesi, türbe, sevgi çiçeği olarak

da bilinen peygamber çiçeği tek yıllık, kazık kök yapan, kırmızı,

pembe, beyaz renkli küçük çiçeklere sahiptir.

| 69ŞUBAT 2012

Page 72: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Tarla ve yol kenarları, ekili araziler ve nadas alanları, killi, alkali derin topraklar bitkinin habitatını oluşturur. Peygam-ber Çiçeği (Centaurea tchihatcheffii) populasyonunu tehdit eden başlıca faktörler: Doğal alanların yerleşime açılması, habitat bozulması, yoğun tarım, herbisit kullanımı, anız yakılması, kuş zararları, yanlış zamanda toplanmasıdır.

Böylesine tehdit altında olan bu nadide türümüzün gelecek nesillere aktarılması için, Sevgi Çiçeğini sade-ce koruma altına almak tek başına yeterli olmayacaktır. Eğitim çalışmaları ile tanıtmak ve korunmasını sağlamak gerekmektedir. Bunun yanında Sevgi Çiçeği ve benzeri diğer zenginliklerimizi koruyabilmenin yolu, eğitimin ya-nında gelecek kuşaklara kirletilmemiş bir çevre, toprak ve su bırakabilmekten geçmektedir. O nedenle, işgalci step bitkileriyle rekabet edemeyen ve ışık seven bu bitkinin Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi yakın çevresinde ya-pılacak "İyi Tarım Uygulamaları" ile popülasyonun zarar görmesi önlenebilir.

GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ FAUNASIGölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesinde faunaya yö-

nelik yapılan arazi ve gözlem çalışmaları sonunda omur-galılardan (Vertebrata); 3 tür ikiyaşamlı (Amphibia), 12 tür sürüngen (Reptilia), 13 tür balık (Pisces), 83 tür kuş (Aves) ve 25 tür memeli (Mammalia) tespit edilmiştir. Omurgalı türlerin tamamına yakın kısmı Bern Sözleş-mesinin Ek II ve Ek III listesinde ve IUCN ‘nin LC kategorisinde yer almaktadır.

Bern Sözleşmesi Kesinlikle Korunması Gerekli Türler Listesi’nde yer alan Alabalıkçıl (Ardeola ralloides) ve Kü-çük Balaban (Ixobrychus minutus), Dikkuyruk (Oxyura leucocephala) ve Küçük Kerkenez (Falco naumanni) bu alanda mutlak korunması gereken türlerdir.

Koruma bölgesinde üreyen ve nesli tehlike altında olan kuş türleri arasında; Alabalıkçıl (Ardeola ralloides), Balaban (Botaurus stellaris), Küçük Balaban (Ixobrychus minutus), Macar Ördeği (Netta rufina), Elmabaş Pakta (Aythya ferina), Pasbaş Pakta (Aythya nyroca) ve Dik-kuyruk (Oxyura leucocephala) bulunmaktadır.

Bern Sözleşmesi Kesinlikle Korunması Gerekli Türler

Listesi’nde yer alan Alabalıkçıl, Küçük Balaban, Dikkuyruk ve

Küçük Kerkenez bu alanda yaşayan türlerdir.

Alabalıkçıl (Ardeola ralloides) Küçük Kerkenez (Falco naumanni)

Küçük Balaban (Ixobrychus minutus)

70 | ŞUBAT 2012

DOĞa

Page 73: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

LEyLEKLERyerkürenin kuzey yarısında, ekvator ile kuzey kutbu arasındaki bölgelerde havaların nisan ve mayıs aylarından itibaren ısınmaya başlamasıyla leylekler, sıcak yaz aylarını geçirmek için, soğuk kış aylarını geçirdikleri ülkelerden geri dönerler.

doğal yaşamın bir parçası olan leylekler, bölge-de havalar soğumaya başlar başlamaz, başka bölgelerden gelen diğer leyleklerle gökyüzünde birleşerek, seyredeğer bir görüntü oluşturduktan

sonra, yolculuk rotaları olan güney Afrika, kör-fez, süveyş, ve İsrail'e doğru yola çıkarlar.

leylekler uzak yerlere göç eden kuşların en iyi bi-linenidir. Avrupa'da ve Türkiye'de üreyen bu ley-lekler kışı Afrika'da geçirirler. göç sırasında sıcak hava akımlarından yararlanır, olabildiğince kara üzerinden uçabilmek için kıtadan kıtaya özellikle İstanbul, çanakkale ve cebelitarık boğazların-dan geçerler.

Page 74: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

OYLAMA SÜRÜYOR

n TÜRKİYE'NİN ADAYLARI

DÜNYANIN 7 HARİKA KENTİ

kkTc'nin Adayları

girne (kıbrıs)

lefkoşa (kıbrıs)

gazimağusa (kıbrıs)

AdanaAnkaraAntalyaBursaeskişehir

İstanbulİzmirkayserikonyamersinsafranbolu

van

n KKTC'NİN ADAYLARI

AnkArA

AdAnAkAyserİ

mersİn

eskİŞehİr

AnTAlyA

vAn

İzmİr

sAfrAnBOlU

72 | ŞUBAT 2012

HabER

Page 75: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

"Dünyanın 7 Harika Kenti" için son tarih 7 Mart 2012

Türkiye'nin 11, Kuzey Kıb-rıs Türk Cumhuriyeti'nin 3 aday ile katıldığı "Dün-yanın 7 Harika Kenti"nin seçimi için oylama devam

ediyor.7 Ocak 2012'de başlayan adaylık

süreci 7 Mart 2012 tarihinde sona erecek.

7 Mart ile 23 Kasım 2012 tarih-leri arasında en çok oy alan 77 şehre ek olarak her ülke başına bir adayla birlikte toplamda 300'den fazla kent finallere katılmaya hak kazanacak.

23 Kasım ile 6 Aralık 2012 ta-rihleri arasında ise "Yeni 7 Harika Paneli" uzmanları finalist olacak 28 aday ülkeyi seçmek için toplanacak.

7 Aralık 2012 ile 6 Aralık 2013 tarihleri arasında, üç aşamalı olarak düzenlenecek eleme sürecinde 28 ada-yın sayısı sırayla önce 21'e, ardından 14'e ve nihayet 7'ye indirilecek ve "Dünyanın 7 Harika Kenti" belir-lenmiş olacak.

Dünya genelinde milyonlarca in-sanın oylamasıyla belirlenecek olan "Dünyanın 7 Harika Kenti", 7 Aralık 2013 tarihinde açıklanacak.

Prestij açısından büyük önem taşıyan bu proje için Türkiye'den tam 14 kentin aday olduğu oylamaya şu adresten katılmak mümkün:

http://www.new7wonders.com/form/nominate/en

İsTAnBUl

kOnyA BUrsA

| 73ŞUBAT 2012

Page 76: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

1923 yılında 20 bin nüfuslu orta halli bir bozkır kasabasından "başkent"liğe terfi eden Ankara'nın yerleşim planı ve binaları, "genç Cumhuriyetin yeni başkenti" ideolojisine uygun olarak

tasarlandı.Şehir, eski merkezi olan Ulus, Kale ve çevresi

yerine güneye doğru hızla büyüdü. Bu bölgedeki araziler kamulaştırıldı, genç cumhuriyetin viz-yonunu yansıtacak yollar ve binalar birbiri ardı sıra süratle yapılmaya başlandı.

Bugün Ankara denilince ilk akla gelen yol güzergâhlarından biri olan Atatürk Bulvarı daha o yıllarda eski ve yeni şehri birbirine bağlayan ana arter haline geldi. 3 yıl sonra nüfusu nere-deyse 4 kat artan başkentin mesken ihtiyacına cevap veren binalar da genellikle Atatürk Bulvarı etrafında yoğunlaştı.

Yeni şehrin inşası için ilk olarak 1924'te Lörcher'in planı uygulanmış, Yenişehir ve çevresi bu plana göre biçimlenmişti. 1932'de ise Herman Jansen'in yarışma kazanan planı yürürlüğe girdi. Planda ticaret Ulus; yönetim ise Yenişehir'de olacak şekilde tasarlanmıştı.

Bu tasarıma uygun şekilde Cumhuriyet'in idare edileceği binaların bir arada olacağı bir hükümet merkezi ihtiyacı için tasarımları ve projelerini Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün de beğendiği Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister'la anlaşıldı.

yENİ baŞKENtİN KaRaKtERİstİK bİNaLaRı

güvenpArk'TAn BAŞlAyıp yUkArıyA dOğrU hAfİfçe AçılAn Bİr üçgen ve eğİmlİ yOlUn sOnUnA dA kApsAyıcı Bİr Türkİye Büyük mİlleT meclİsİ BİnAsı TAsArlAndı. 1934'Te İnŞAsı TAmAmlAnAn BİnAlArdAn Bİrİsİ de çOk UzUn yıllAr BAyındırlık BAkAnlığı OlArAk kUllAnıldı ve hAlen kUllAnılmAyA devAm edİyOr.

YAŞAR TAŞKIN KOÇkAnAl 24 AnkArA Temsİlcİsİ

74 | ŞUBAT 2012

taRİH

Page 77: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

Holzmeister Güvenpark'tan başlayıp yukarıya doğru ha-fifçe açılan bir üçgen ve eğimli yolun sonuna da kapsayıcı bir Türkiye Büyük Millet Meclisi binası tasarladı. Güvenpark'la TBMM arasındaki genişleyen üçgene de bakanlıklar, askeri ve idari en temel kurumlar inşa edilecekti.

Holzmeister, beğenilen plana uygun olarak 1927-30 ara-sında Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı'nı tasarladı ve uyguladı. 1932'de başladığı İçişleri Bakanlığı'nı bir yıl sonra başladığı Bayındırlık Bakanlığı ile beraber 1934'te tamamladı.

Sonraki dört yıl içinde Ekonomi ve Ticaret Bakanlı-ğı ile Yargıtay binalarını yerleştiren mimar, daha sonra 15 dönümle dünyanın en büyük üçüncü arazisine sahip yeni TBMM binasının tasarımını gerçekleştirdi.

Devlet binalarında betonarme karkas kullanan mimar Holzmeister, simetrik kütlelerle anıtsal yapılar tasarladı. Dönemin Kara Avrupası'nda da karşılığı olan güçlü devlet anlayışını simgeleyen bu vurgu yanında Holzmeister, yerel mimari ve kültürel öğeleri de ihmal etmedi. İnşa edilen bü-tün yapıların cephe duvarlarında kullanılan Ankara taşı, bu kültürel harmanın en çarpıcı örneklerinden birini teşkil etti.

Bayındırlık Bakanlığı'nın 1934'te yapılan tarihi binası: Bina, çevresindeki diğer devlet kuruluşlarına ait yapılar gibi simetrik kütleler halinde inşa edildi. Bu binaların hemen tamamının dış yüzeyinde kaplama olarak

Ankara taşı ya da aynı koyu pembe rengi verecek maddeler kullanıldı. hemen hemen aynı yıllarda aynı plana sadık kalınarak inşa edilen İçişleri Bakanlığı ile Başbakanlık merkez binasının arasındaki tarihi yapı o günden

beri Bayındırlık Bakanlığı olarak kullanılıyor.

Nazi iktidarından sonra ülkesinden ayrılan Avusturyalı

mimar Clemens Holzmeister Ankara'nın tarihi kamu

binalarını, Pembe Köşk'ü ve son TBMM binasını tasarladı.

| 75ŞUBAT 2012

Page 78: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

SERGİ FIKTION OKZIDENT CERMODERNTürkiye'den Almanya'ya isçi göcünün 50. yıl-dönümü nedeniyle tasarlanan çalışma iki ülke arasındaki kültürel yansımaları ve özlemleri konu ediliyor.

serginin ilk bölümünde Almanya'ya göç ve toplumsal değişimler ikinci bölümde ise, Türkiye'de Batı'nın algılanışı ve globalleşme temalarında heykel, fotoğraf, video, resim ve çeşitli enstalasyonlar yer alıyor. Türk kökenli Alman sanatçılarla Almanya'da yaşayan Türk sanatçıların katılımıyla gerçekle-şen fiktion Okzident sergisi kültür Bakanlığı ve goethe enstitüsü işbirliği ile hem Berlin'de hem de Ankara'da sergileniyor. fiktion Okzident, 29 Şubata kadar cermodern'de.

MÜZİK BRATSCH AYA İRİNİmüzik kariyeri boyunca birbirinden başarılı projelere imza atan Bartsch, farklı müzik tür-lerini kurgulayıp yorumlamaktaki ustalığıyla tanınıyor.kurmaca folklorüyle karadeniz'den Atlantik'e dek uzanan grup; deneysel caz, doğu Avrupa çingene müziği ve özellikle django reinhardt tarafından bulunan manouche caz gibi çeşitli disiplinlerden müzisyenler için bir buluşma noktası oldu. Bu kimyayı kendine has üslu-buyla harmanlayan Bratsch, son dönemde doğaçlamaya ağırlık verdi.

efsane müzik topluluğu Bratsch sıradışı müzik konserleri kapsamında 4 Şubat'ta Aya İrini'de müzikseverlerle buluşuyor.

SERGİ BİR ÜLKE DEĞİŞİRKEN SAKIP SABANCI MÜZESİTürk resminin tarihsel akışına yer veren kalıcı sergi; "Bir ülke değişirken", sakıp sabancı müzesi'nde ziyaretçile-riyle buluşuyor.

Osman hamdi Bey, fikret muallâ, halil paşa, Şehza-de Abdülmecid efendi ve İzzet ziya gibi, Türk resim sanatı'nın önemli sanat-çılarının eserlerini içeren koleksiyonda dönemin tolumsal yapısına dair önemli izler bulmak mümkün... sakıp sabancı'nın özel koleksiyonuna zaman içinde yapılan eklemelerle ortaya çıkan seçki, bir koleksiyonerin gözüyle; Osmanlı devleti'nden Türkiye cumhuriyeti'ne uzanan modernleşme sürecinde, Türk resim sanatına kapsamlı bir bakış sunuyor.

sakıp sabancı'nın Türk resminin belirli bir dönemine duyduğu merak ve ilgiyle oluşturduğu koleksiyon; Tür-kiye'de görsel imge üretimindeki dönüşümü, sanat ve sanatçı kavramlarındaki değişimi gözler önüne seriyor.

SERGİ SALVADOR DALİ İSTANBUL'DA TOPHANE-İ AMİRE

20. yüzyılın en önemli surrealist sanatçılarından

salvador dali'nin; ‘İlahi komedya', ‘sürrealizm

İzleri', ‘gala ile Akşam yemeği' adlı üç ayrı başlıktaki

eserleri İstanbul'da sergile- niyor.

"gala ve Akşam yemeği"ni

kusursuz ışık oyunlarıyla,

şiirin ustası dante'nin

"İlahi komedya"sını renk

üstadlığıyla, "sürrealizm

İzleri"ni hayal ile gerçeği

ayırmanın mümkün ol-

madığı düşsel bir evreni

betimleyen salvador dali'nin 121 eseri seyir-

ciyle buluşuyor.

sergi, 26 Şubat'a kadar

Tophane-i Amire'de.

76 | ŞUBAT 2012

KüLtüR-saNat

Page 79: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

SİNEMANIN ACI KAYBI ÖMER LÜTFİ AKADTürk sinemasının efsane yö-netmenlerinden ö. lütfi Akad'ı kaybettik.

1916'da doğan Akad, ekonomi eğitimi gördü. İlk yönetmenlik denemesi olan "Vurun Kahpeye" ile tanındı. Akad, bu filmiyle Türk sinemasında tiyatrocular dönemin-den sinemacılar dönemine geçişe ön ayak oldu. kurduğu sinema diliyle "yönetmenler kuşağı"nın öncülerinden oldu. 1970'lerde ünlü Gelin / Düğün / Diyet üçle-mesine imza attı. yirmi yılı aşkın süre mimar sinan üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptı. murat özer'in sözleriyle "ustaların ustası", fatih özgüven'e göre "memleket hikâyeleri yazarı", Agah özgüç'e göre "bir çığır açan", Atilla dorsay'a göre "ustalığı tartışma ötesi" olan ömer lütfi Akad, 100'den fazla filme imzasını attı.

GELECEĞİN KEŞFİ ICE STATION ANTARTICA AKBATI AVM 15 ŞUBAT'A KADAR

250 yıldan uzun bir süredir do-ğal hayatla ilgili bilgiler üreten ve paylaşan İngiltere'nin dünya çapında en önemli ziyaret merkezinden biri olan natural history museum'un "ıce station Antartica" sergisi, bu yıl 23 eylül'de ilk kez İstanbul'a geldi. İstanbul, güney kutbuna ayak basılışının 100. yılında anlamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. hiçbir ülkeye ait olmayan, sa-

dece barışçıl amaçlı bilimsel araştırmalar ve işbirlikleri için kullanı-lan Antarktika'da yapılan dünyanın geleceğine ilişkin araştırmalar, eğitici ve eğlendirici "ıce station Antarctica" sergisi 15 Şubat'a ka-dar esenyurt - Bahçeşehir Akbatı Alışveriş ve yaşam merkezi'nde.

SINIR ÖTESİ 62. BERLİN FİLM FESTİVALİ TÜRKİYE STANDI gezicifestival.com

9-17 Şubat 2012 tarihlerinde gerçekleşti-rilecek 62.

Berlin film festivali sırasında, Avrupa film pazarı'nda açılacak Türkiye standı'nın organizasyonu T.c. kültür ve Turizm Bakanlı-ğı tarafından Ankara sinema derneği'ne verildi. 2011 yılında Berlin film festivali'nde yer almamış 2011-2012 yapımı filmlerden bir seçki oluşturulup standlarda dağıtıl-mak üzere kısa film ve belgesel-ler ile uzun metrajlı filmler için İngilizce iki ayrı katalog hazır-lanması planlanıyor. katalogda ayrıca Türkiye'de düzenlenen film festivalleri ile ilgili de bir bölüm bulunuyor.

BENJAMİN MORAVEC ÖTEKİ DÜNYA GALERİ ARTİST 16 OCAK–11 ŞUBATgaleri Artist Ankara, dün-ya çağdaş sanatının genç isimlerinden Benjamin moravec'in kişisel sergisine 16 Ocak – 12 Şubat tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. sanatçının işlerinde kul-landığı konuların çoğunu reklam panoları, sinema ekranları, light boxlar gibi günlük yaşamımızda her gün karşılaştığımız görüntüler oluşturmaktadır. medyayı, basını, interneti, televizyo-nu, sinemayı tuval üzerine aktarıp olağan işlevlerini değiştirir. İşlediği konularda görüntülerin görüntüleri ortaya çıkar.

Benjamin moravec, görün-tüler tarafından işgal altında olan toplumların "ortak dav-ranış biçimi" etkisinden istese de kaçamadığını savunuyor.

YARIŞMA ULUSAL ÇEVRE KISA FİLM YARIŞMASIçevre temasını dolaylı ya da dolay-sız işleyen kısa filmlerin yer verile-ceği yarışmaya; kurmaca, belgesel ve canlandırma türlerinden katılım yapılabilecek. Belgesellerde 30 da-kika, diğer yapıtlarda ise 20 dakika ile sınırlandırılan eserlerin daha önce başka yarışmaya katılmasına ise kısıtlama getirilmemiş. Ayrıca aynı yarışmacı birden çok filmle yarışmaya katılabiliyor. yarışmaya katılmak isteyenler www.cevrefilm.org adresinden bilgi alabilirler

| 77ŞUBAT 2012

Page 80: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

!buNLaRı bİLMELİsİNİz

MEVSİMİNDE TÜKETİMMeyve ve sebze alırken, mevsim dışı paketlenmiş ürünler yerine mevsime uygun ambalajsız ürünleri tercih edin.

TOPLU TAŞIMAYI TERCİH EDİNOlabildiğince toplu taşıma araçlarını tercih edin. kısa mesafelere arabayla gitmek yerine yürüyün.

YAZICINIZA İZİN VERİNbilgisayarlarınızdan çok gerekmedikçe kağıt çıktısı almayın. dosyalarınızı bilgisayar ortamında saklayın.

HAFİF KAĞITKağıtları mümkün olduğunca çift taraflı kullanın; kağıt israfından kaçının. hafif kağıt kullanın. hafif kağıdın üretimi sırasında daha az enerji ve daha az hammadde kullanılır.

PİLLERE DİKKATPil alırken şarj edilebilen pilleri tercih edin. Bir küçük kalem pil 4 metrekare toprak kirletir ve bu toprağı üretim yapılamaz hale getirir.

DAMLALAR GÖL OLUYOR

Diş fırçalama, bulaşık yıkama ve traş

esnasında musluk açık bırakılmamalıdır.

Akan tesisatlar mutlaka onarılmalıdır.

UYGUN TÜR SEÇİLMELİ

ağaçlandırma çalışmalarında başarıya

ulaşmak için yöreye özgü ağaç türleri tercih edilmelidir. Ormanlara

yakın arazilerde anız yakılmamalıdır.

78 | ŞUBAT 2012

FaRKıNDaLıK

Page 81: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

KİRLİ SUDünyada her yıl takriben 1,5 milyon civarında insan kirli sudan bulaşan hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor.

GERİ DÖNÜŞÜMDünyadaki kağıt tüketiminin yarısı geri kazanılsa, her yıl 8 milyon hektar orman alanı korunabilir.

PLASTİK TEHDİTHer yıl 100 binin

üzerinde deniz memelisi denizdeki

plastik çöpleri yedikleri veya

bunlara takıldıkları için ölüyor.

HER YIL 7 AĞAÇHer yıl doğaya 7 ağaç borcumuz var! çünkü; Bir yıl içinde, kullandığımız kağıt- kartonlar ve ayrıca yaşamsal ihtiyaçlarımız için 7 adet ağacı tüketiyoruz.

7 MİLYAR TON KARBONDİOKSİTbütün dünyada, kömür santrallerinden yılda 7 milyar ton karbondioksit salımı gerçekleşmektedir. Bu miktar; dünyadaki toplam karbondioksit salımının yüzde 41'ine karşılık gelmektedir.

GÜNEŞ ENERJİSİGüneşi bol yerlerde yaşıyorsanız, sıcak su gereksiniminizi güneş enerjisiyle sağlayın. eğer çok ihtiyaç varsa, klima yerine vantilatör kullanmayı tercih edin.

EN SAĞLIKLISICam ambalaj binlerce yıldır geri dönüştürülmektedir ve içindeki ürün camla hiçbir etkileşimde bulunmaz.

1 SANİYE BİLE ÖNEMLİGerekmediği zamanlarda bir saniyeliğine bile olsa ışığı kapatın. her ortam için doğru tip ve büyüklükte ışıklandırma kullanın. enerji tasarruf ampullerini tercih edin.

| 79ŞUBAT 2012

Page 82: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 83: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve
Page 84: SAYI 2 ÇEVRE VE ŞEHİR · 2012-12-05 · Yaşar Taşkın Koç, “Yeni Başkentin Karakteristik Binaları” başlığıyla Ankara’ya farklı bir pencereden baktı. Çevre ve

RK

İYE'

NİN

TEK

ÇEV

RE

VE

ŞEH

İRC

İLİK

DER

GİS

İÇ

EVR

E V

E ŞE

HİR

| S

AYI

2