çevre sözlüğü

52

Upload: kantitatif

Post on 01-Jul-2015

669 views

Category:

Documents


15 download

TRANSCRIPT

Page 1: çevre sözlüğü
Page 2: çevre sözlüğü

ÖNSÖZ

Evrensel bir problem olarak gündemde bulunan Çevrecilik bağlamında her geçen gün daha kötüye giden, global kirlenmenin yarattığı tedirginlik, endişe, her yaştaki düşünen insanların ortak kaygısı haline gelmiş bulunmaktadır. Global kirlenme ve bozuşmanın ilk defa farkına varılarak, Dünyayı iyi kullanma bilincindeki insanların, gafletten silkinip uyandıkları 1970 li yılların başından itibaren giderek hızlanan çare aramaları günümüzde de sürmektedir. İncelen, delinen ozon tabakası; Dünyanın Akciğerleri Amazon Ormanları'nın, yerleşim alanı temini için, korkunç bir hızla yok olmaları; çöplük haline gelen denizler; özellikle ülkemizde, hızlı ve çarpık kentleşmenin getirdiği, Yeşilin Yok Edilmesi gibi problemleri hemen hergün tartışıp durmaktayız. Uluslararası ilişkilerde, şimdilik topu birbirimize atmaktan ve felaket edebiyatı yapmaktan öte, olumlu adımlar atıldığını düşünmek ya da söyleyebilmek şansına ne yazıktır ki sahip değiliz. Ekolojik dengenin bozulması ve Dünyamızın kirlenmesine çare aranması, ilk önce özveri ister. "Bu davaya inanıyorum, kendime düşen görevi ve özveriyi, yarını beklemeden bugün, hatta hemen şimdi başlatıyorum" diyebilecek Dünya Devletlerinin acilen ortaya çıkıp ilk adımı atma yarışına girmeleri gerekir. Ne yazıktır ki henüz ufukta böyle bir ümit ışığı görüldüğünü söyleyebilmek olası değildir. Tüm Dünyalıların merak ve ümitle bekledikleri RİO Zirvesinde, zaten yeterince kirlenip alarm zilleri çalmaya başlayan DÜNYAMIZ'I kimin daha ne kadar kirleteceğinin pazarlıkları yapılmıştır. Başta Dünyayı yönetmek iddia ve ihtirasındaki süper devletlerin, pek de olumlu sayılamayacak "Dünya daha ölmedi, ne koparırsak kardır" şeklindeki çıkarcı tutumlarına karşın, GÖNÜLLÜ ÇEVRECİ Kuruluşların, inanarak, içten gelerek yaptıkları çalışmalar, etkinlikler, bizleri biraz olsun teselli etmekte ve rahatlatmaktadır. Gün geçmiyor ki böyle kuruluşlar herhangi bir yer ve zamanda, bir konferans, bir panel, bir sempozyum ve benzeri bir etkinlik düzenlemiş olmasın...... Aktif olarak Gönüllü çevrecilik'e başladığım 1980 li yılların sonlarından bu tarafa, yetişebildiğim bütün çevresel Etkinlik'lere katılmaya gayret ettim. Bu ilgimi ilerlemiş yaşıma rağmen halen sürdürmekteyim. çeşitli etkinliklerde tanımak şansını elde ettiğim her kesim ve yaştan ÇEVRECİ DOSTLARIM'la zaman zaman yaptığımız söyleşilerde; bazı deyim, terim ve sözcüklerin anlamını bilmedikleri için etkinlikleri iyi takip edemedikleri, bir çevre Sözlüğü olsa daha iyi anlayarak takip edebilecekleri yolunda izlenim ve mesajlar aldım. Bu noktadan hareketle, bir yandan 6-7 yıldır izlediğim etkinliklerde aldığım notları teker teker gözden geçirip konu ile ilgili olarak, en çok kullanılan sözcük ve terimleri tararken, diğer yandan da çeşitli kitap, broşür, dergi ve makalelerden bu tür sözcük ve terimleri bulup derledim. Her iki yoldan elde ettiğim materyali alfabetik sıraya sokup, uzun ve gayretli bir çalışmadan sonra sözlük haline getirdim. Sözcük ve terimlerin tanımlamalarında, bildiğim ve güvendiğim, çeşitli Üniversitelerde çevre ve Ekoloji konularında ders veren hocaların ders notlarını temin ederek birinci planda kaynak olarak bunları kullandım.Özellikle İ.Ü.Orman Fakültesi'nden Prof.Dr.Necmettin Çepel'in çok mükemmel bir üslup ve teknikle tanımladığı terimleri aslını bozmadan değerlendirdim.Keza Ege Ü.Fen Fak.Öğretim Üyelerinden Remzi Geldiay ile Ahmet Kocataş'ın ortaklaşa hazırladıkları ders notları ile İTÜ İnş.Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Mehmet Karpuzcu'nun Çevre Mühendisliğine Giriş ders notlarından yararlanırken ayrıca bazı yasa ve yönetmeliklerdeki tanımlama niteliğindeki maddeleri aynen aldım. Sözlükte ağırlık,Çevre ve Ekoloji ile ilgili sözcük ve terimlerden oluşmakla birlirkte; yardımcı olmak üzere, konu ile ikincil derecede de olsa bilinip hatırlanmasında fayda umduğum bazı sözcük ve terimleri de ekledim. Ümit ediyorum ki, bu sözlüğü cebine yerleştirip bir etkinliği izlemeye giden ya da bir kitap, makale okuyan, Çevreci Dost'larımdan en az bir bölümü, bilmediği ya da unuttuğu bir sözcükle karşılaşırsa, hemen anında sözlüğünü cebinden çıkarıp bakarak bu etkinliği veya okuduğu yazıyı daha rahat izlemek şansını elde etmiş olacaktır. Buna ilaveten orta dereceli okullarla, bazı mesleki yüksek okullardaki "öğrencilerin derslerini daha rahat anlama ve izleme olanağı sağlayacağı da doğaldır. Her kitapta olduğu gibi, bunda da bazı hatalar, eksiklikler bulunabilir. Siyantifik bir amaç ve iddia taşımadığım bu kitapçık konusunda yapılacak eleştiri ve önerileri şükranla karşılayacağımı ve ileride ikinci baskı yapılırsa bunları dikkate alacağımı içtenlikle ifade etmekteyim.

M. Ferruh ONUR T.Çevre Koruma ve Yeş.Ku.

Yönetim Kurulu üyesi

1 A-Aero

Page 3: çevre sözlüğü

A Abiogenese : Yaşamın, inorganik maddelerden başladığını varsayan görüş. Abioseston : Sularla taşınıp biriken ve cansız organizmalardan oluşan kütleler. Abiosön : Cansız çevre. Abissal : Işıkların erişemediği denizlerin derin bölgesi. Abiyotik : Cansız. ABS Tipi Deterjanlar : Dodesil Benzenin ham maddesini oluşturduğu, proplenin polimerizasyonu ile elde edilen, kullanılması sakıncalı zararlı bir deterjandır. Absorbsiyon : Emme, içme, soğurma. Bir gazın, bir sıvının diğer bir cismin içine girmesi olayı. Abondans : Biosönozların analitik karakteristiklerinden olup, birim alan veya hacimden alınan örnekteki bir türe ait birey sayısı. Bolluk. Aciculignosa : Karasal kuşakta yetişen sert yapraklı veya iğne yapraklı bitki formasyonu. Acidophilous : Asit topraklara dayanıklı bitki asasiasyonları. Açık Kıyılar : Akarsu suları ile Lagüner ekosistemlerinin etkisi dışındaki sulak alanlar. Açık Maden İşletmesi : Toprak altındaki maden cevherinin, üstü açılarak (Dekapaj) topraklarının kaldırılması suretiyle maden elde edilmesi uygulaması ve bu şekilde madenin işletilmesi metodu. Karşıt metod kapalı (galeri) işletmesidir. Açık Sistem : Dıştan her türlü alışverişe açık olan sistemler. Deniz ve göllerde kirliliğe karşı duyarlı, madensel tuzlar (P ve N) bakımından zengin, az tür sayısına karşın çok bireyler. Adaptiv : Uyumlu, uyumsal. Adiabatik : Isının değişmemesi hali. ADP :(Adenozin Fosfat) Fotosentez, besin maddelerinin dolaşımı anlamında bir terim. Adsorbsiyon : Katı veya sıvı bir maddenin bir gazı emmesi, soğurması. (Atmosferdeki su buharı ve karbondioksit enfraruj ışınlarını, ozon ise ultraviyole ışınlarını adsorbe eder, emer, mas eder, soğurur.) Adventiv : Bir organizmanın doğal olmayan bir şekilde, kalıtıma bağlı olmadan, tesadüfen oluşumu. Aero : Hava ile ilgili. Aerobik Zon : Hava ve oksijenli ortamda gelişen olaylar. Aerobik : Havada, oksijenli ortamda gelişen olaylar. Aerobiont : Oksijene fazla gereksinim duyan biyolojik grup. Serbest oksijenle yaşantısını sürdüren organizmalar. Aerobiyosis : Aerobik ortamda oluşan yaşam. Aerofit : Tamamı toprak üstünde bulunan bitki yaşam şekli. Aeraroplakton: Havada yaşayan planktonlar. Aerosol : Bir gaz ortamı içinde askılı halde bulunan kolloidal tanecikler. Aerotaksi: Oksijene yönelim hareketi. Aerotropismus: Oksijene yönelim hareketi Affinite : Ekolojik olarak karşılıklı etkilerde bulunmaksızın 2 ve daha çok türlerin birarada bulunması hali. Afital sistem:Bitkilerin yaşayamadığı derin deniz zonu. Aflatoksin : Karaciğerde toplanarak, depolanarak, ileride kansere sebep olan madde. Afotik Zon:Deniz ve göllerde güneş ışınlarının ulaşabildiği derinlerin sınır olduğu yer. Aggregasyon : Gruplaşma, bölünme, parçalanma. AGM : Orman Bakanlığı'na bağlı, "Ağaçlandırma ve Erozyonu Kontrol Genel Müdürlüğü"nün kısaltılmışı Agreobiosönoz : Tür bakımından basit yetiştirme (kültür) sahaları oluşturan insanların meydana getirdiği fazla gelişmemiş biosönoz'lar. Tarımsal biosönoz gibi. Agricultural : Tarımsal. Agrofag: Alglerle beslenen hayvanlar. Agroforesti : Tarım - Orman İşletmesi. Ağaç Kanseri : Termik Santral gazlarından etkilenen ormanlardaki ağaçların ölümüne, Yatağan halkının verdiği isim. Ağaç Revizyonu : İmar planlarında görülen ya da eksik olan bazı kıymetli ağaçların, uzmanlarınca yerinde görülerek, geometrisinin ve biyolojik son durumunun saptanması. Ağır Metaller : Biyotop için yararlı olma sınırını aşarak zararlı hale gelen, civa, kurşun, çinko, bakır, krom gibi, özellikle akuatik ortamda tehlikeli olan maddeler, madenler. Ağır Topraklar: İşlenmesi güç,sert,killi topraklar. Aile Planlaması : Bir ülkenin doğal ve yapay kaynakları ile yetinebilecek sayıda insan çokluğunu içerecek kuralları saptayan planlama. Akarsu Havzası : Bir akarsu tarafından suyu boşaltılan sahaya veya akarsuyun beslendiği kolları ile birlikte yayılmış bulunduğu saha. Akifer : Kalkerli katmanlar içinde oluşan su rezervuarları. Akklimatasyon : Uygun olmayan termik şartlara olan fizyolojik uyum. Yani iklime alışma olayı. Akrofitiya : Alp Florası. Aktinomisetler : Nemli ve havasız topraklarda gelişim gösteren mikroskopik bitkiler (mantarlar gibi) grubu. Aktiyum : Kayalık kıyıların biyontası. Akuakültür:Ekonomik organizmaların yapay olarak sularda yetiştirilmesi. Akuanot (Aquanot) : Derin sularda, okyanus diplerinde araştırmalar yapan elemanlar (Astronot, kozmonot gibi). Akuatik Organizmalar : Higrobi organizmalar. çok rutubetli, nemli karasal ortamlardan baŸka bir ortamda yaşamını sürdüremeyen hayvanlar grubu. Akuatik Sistemler : Canlılar dünyasının sular içinde sistem oluşturan belirli bir bölümü. Albedo : Güneş ışınlarının atmosferin yansıtıp geri çevirdiği olay (1/3 ünü geri çevirir). Alçak Basınç : (Siklon ) Isı etkisi ile genleşerek yoğunluk kaybeden havanın oluşturduğu atmosferik çukurluklar. Algler : Phytophyta, flagellat ile bunlardan türemiş olan ilkel bitki formları. Su yosunları. Algofag : Alglerle beslenen canlılar. Algoloji: Alg bilim Alıcı Ortam : Kirleticilerin verildiği ortam. Alize-Kontalize Rüzgarları : 30ø kuzey enlemi (yengeç dönencesi) ile 30ø güney enlemi (Oğlak dönencesi) arasında devamlı esen tropikal rüzgarlar. Atmosferin üst tabakalarında ters dönerek konveksionu tamamlayan rüzgarlara da kontralize denir. Alkali : Lityum, sodyum, potasyum, rubidyum, sezyum hidroksitleri ile amonyum hidrokside verilen grup adı. Kalevi, anti asit.

Page 4: çevre sözlüğü

Alkanite : Alkalik derecesi. Alkoloid : Haşhaş, çay, tütün, kınakına gibi bitkisel kökenli azotlu maddeler. Allelophati : Bazı canlıların salgıladıkları sekunder kimyasal maddelerle başka bir canlı grubu etkilemesi olayı. Allianz : Benzer bitki toplulukları. Allojenik: Taşınarak oluşan. Allokton : Yerli olmayan, dışardan gelen. Allopatrik Türler : Yayılış alanları birbirinden ayrı türler. Alpinetum : H. Mayer'in orman zonlarından, Alp florasını esas alan vejetasyon kuşağı, orman zonu, orman rejiyonu. Alpin zonu : (Bkz. Alpinetum) Alterasyon: Kayaların kimyasal etkenlerle değişikliğe uğraması. Altimetre : Yükseklik ölçen aletler. Alüvyon: Suların biriktirdiği toprak Amantofil : Kumlu ortamın organizmaları. Amenajman : İşletmelerin esaslarını periyodik olarak tesbit ile mekan ve zamana göre planlaması teknikleri. Orman Amenajmanı, Havza amenajmanı gibi. Amensalizm : İki türe ait bireylerin birlikte yaşama (Kohabilitasyon) biçimlerinden biri olup, bu iki türden birisi Amensal, di§eri inhibitördür. Amensalizm genelde bitkilerde yaygın olup bir türün süksesyonu ile diğer türün gelişmesinin durması halidir. Amfibiler : Hem karada, hem de sularda yaşayabilen canlılar grubu. Kurbağalar gibi. Amfiboreal : Kuzey kutbuna yakın kuşaktaki flora. Amfiboreomeridional: Kuzey yarım küre ılıman kuşak vejetasyonu. Amfidrom formlar : Tatlı su ile denizler arasında gidip gelen balıklar. Amfifit : Nemli ortamın hududunda yetişen flora. Amfigen: Tüm dünyanın doğal organizmaları. Amiktik Göller : Sıcaklığı derinlikle değişmeyen, termal katmanlaşmanın olmadığı, yüzeyi kalın buzlarla kaplı göller. Amin : Amonyaktaki hidrojen atomlarının bir bölümünün ya da tümünün, tek değerlikli hidrokarbon kökleri ile yer değiştirmesi sonucu elde edilen organik bileşikler. Aminoasitler : Canlı maddelerin esas ögelerini oluşturan Amin ve Asit grupları. Yaşam için gerekli maddeler. Amonifikasyon : Azotlu besinlerin Amonyuma dönüşmesi. Amplitüd : Ses sinyallerinin genliği. Anabiose : Yaşam etkinliklerinin azaltılması ile klimatik riskleri azaltma olayı. Anabioz : Bazı canlıların tohum ve sporlarının kuruduktan sonra, kaybetmiş oldukları suya kavuştuklarında dirilme olayı. Anabolizma : Özümleme. Fotosentez sonucu bitki yapraklarında oluşan glikozlu suyun sitoplazmayı yaprak içindeki eksik maddeleri tamamlaması olayı. Asimilasyon. Anadrom form:Üremek için denizlerden tatlı sulara geçen balıklar.(Potamotok) Anaerobik : Havasız, oksijeni az ortamlarda yaşamın sürdürülmesi. Anaerobiont: Yaşamak için gerekli oksijeni,organik maddelerden alan canlılar.( Bakteriler gibi ) Anatomi : Canlıların iç organları ile bunlar arasındaki ilişkiyi konu alan biyolojinin bir kolu. Andoreizm:Kuraklık sebebiyle derelerin akmaması. Anemofil: Rüzgarla tozlaşma yapan bitkiler.

6 Anemogami : Rüzgarla döllenme. Anemogram : Anomometrelerde rüzgar hızının kaydedilmesi. Anemokora: Tohumların rüzgarla yayılması. Anemometre : Rüzgarların hızını ölçen, kepçe gibi parçalardan oluşmuş alet. Anemotaksi: Canlıların hareketlerini rüzgara göre ayarlamaları. Angyospherm : Anjiosperm. Kapalı tohumlu bitkiler. Genelde yapraklı türler. Meşe, kayın, gürgen gibi. Anıt Ağaç : Yaş, boy, çap ve şekil itibariyle emsallerinden bir bakışta fark edilebilen, çok az bulunan ve yaşayan ağaç veya ağaç toplulukları. Anız : Ekin biçildikten sonra toprakta kalan köklü sap. Ya da ekin biçildikten sonra sürülmüş tarla. Animale : Hayvanlar alemi. Annual : Bir yıllık ömürlü (bitkiler). Antagonist : Ekolojide birbirine karşıt olan türler. Antarktik : Dünyadaki 4 bitki coğrafyası bölgelerinden biri olup, soğuk bölgedir. Antesedans: Akarsu yatağının tektonik sebeplerle çöküp kaybolması. Antibiyotik : Hastalık yapan ya da yapmayan mikroorganizmaları, çoğalmalarını durdurarak, ya da öldürerek etkileyen doğal veya yapay maddeler. Antijen : Bir organizmaya girdiğinde bu organizmanın özel antikorlar oluşturmasına yol açan her çeşit madde. Yabancı maddeler. Antik Kent : Tarih çağlarından kalmış, daha çok kalıntılar şeklindeki eski yerleşim birimleri. Antiklinal: Kıvrımın üst kısmı. Antikor : Antijenlere karşı bir hayvan organizmasının oluşturduğu koruyucu madde. Antropochorik : İnsan aracılığı ile. Antropojen : İnsanların sebep olduğu olaylar. Antropojen Ekosistemler : (Bkz. İnsan ekosistemleri).

7 Antropokorik dispersiyon : Canlıların dünyaya insanlar aracılığı ile yayılması. Antropoloji : İnsanların jeolojik dönemlerden başlayarak, günümüze kadar geçirdiği evreleri ve halen dünyadaki insan ırklarının etüd ve araştırmalarını yapan bilim dalı. İnsanlık Bilgisi. Anyon : Negatif iyon yüklü elementler.( Katyon karşıtı ) APPEN : Asya Pasifik Halkları Çevre İletişim Merkezi anlamındaki İngilizce ismin baş harflerinden oluşan terim. Arazi Klasifikasyonu : Bir ülkenin ya da bu ülkenin birimlerinin, tüm arazilerinin, bilim, teknik ve ekonomik yönden en verimli ve uygun bir şekilde kullanılması için yapılan sınıflama olup, yurdumuzda bu şöyle sıralanır : 1-4. Sınıflar tarım arazileri, 5-7. sınıflar ormanlar, meralar, 8. sınıf ise çıplak, kayalık, kumluk, dere v.s...

Page 5: çevre sözlüğü

Arboretum : Ağaçları çeşitli yönden incelemek amacı ile birçok ağaç taksonlarının biraraya getirildiği büyük park ve bahçeler. Ağaç Bahçesi. Areal : Bitkilerin dünyaya yayılış alanları. Aredite : Kuraklık. Areik alan :Çöl. Arenikol : Sulu ortamların kumlu zemininde yaşayan canlılar. Psammo. Arit İklim : Bir yörede yağışın az, buharlaşmanın (evoporasyon) çok olması sonucu meydana gelen iklim tipi. Tersi Humit iklimdir. Arktik : Kuzey kutup bölgesi. Arthropoda : Eklem bacaklı hayvanlar. Arttıran Geri Besleme : (Bkz. Arttıran Geri Bildirim) Arttıran Geri Bildirim : Doğada dengeyi sağlayan faktörlerin düzelmesine olanak vermeden, bu faktörlerin olumsuz bir şekilde etki etmesidir. (Bir tür kısır döngü olan bu sistemden kaçınmak gerekir.) Arttıran geri besleme. Asalaklık : (Bkz. Parazitlik).

8 Asbest : Ateşe dayanıklı, kırılmadan bükülebilen, lifli, ipek görünümünde amfibolün bir türü olan tremolinin değişmesinden meydana gelmiş olup, özellikle yakın zamana kadar yalıtım işlerinde kullanılan, kuvvetli kansorejen etkisi sebebiyle istenmeyen madde haline gelen bir materiyal. Asfalt : Petrolün damıtımında ortaya çıkan, içinde saf bitüm bulunan kireçli veya silisli karışım. Asidofilos : Asit topraklardan hoşlanan canlılar. Asimilasyon : (Bkz. Anabolizma). Asimtotik popülasyon : Bir ortamda popülasyonların büyüklük limiti. Asit Topraklar : Fazla yağış alan bölgelere özgü, yıkanmış bir toprak türü olup; kalevi elementlerin yükanma sonucu kaybolması ile ortaya çıkan ve pozitif hidrojen iyonunun artması ile oluşan topraklardır. Asit Yağmurları : Havaya karışan Azot oksitleri, kükürtlü hidrojen gibi zehirli gazların havadaki su buharı ile etkilenip asit haline gelmesi sonucu oluşan, çevreye zarar veren yağmurlar. Aspekt : Bitki ve hayvan organizma toplumlarının, ekosistemdeki düzeni bakımından yılın muhtelif periyotlarına tabi olarak altı değişik şekilde tekrarlanan düzen. Assosiasyonlar : Biyom'lardan küçük, hetorejen yapıda organizma topluluğu ya da birlikleridir. Asthenosfer :Taş kürenin altındaki,yumuşak yapıda,300 km kalınlığındaki katman. Aşınım : (Bkz. Erozyon). Atık : Herhangi bir etkinlik sonucu çevreye atılan veya bırakılan zararlı maddeler. Atık Su : Kullanma artığı, zararlı maddeler içeren, içmeye ve kullanmaya elverişli olamayan kirli sular. Atmosferik Kirleticiler : Havanın bileşimini olumsuz şekilde değiştiren katı, sıvı veya gaz halindeki maddeler. Atol : Mercan adaları. ATP :(Adenozin Tri Fosfat) Ayrışmasıyla organizmaların madde değişimini sağlayarak,enerji ve fosfat oluşturan madde.

9 Atrofi : Bir organizmada oluşan, gerileme, küçülme olayı. Autekoloji : Organizmalarla, organizmaların çevresini konu alan ekoloji bölümü. Tek tür bireyleri ekolojisi. Autotrof : (Bkz.Ototrof ) Av Hayvanları : Doğada serbest olarak yaşayan, etlerinden, derilerinden, boynuz ve tüylerinden yararlandığımız, spor amaçlı avlandığımız yaban hayvanları. Av Koruma Alanları : Yaşam ortamlarının yok olması, doğal dengenin bozulması ve düzensiz avcılık gibi olumsuz etkenlerle nesli azalan av hayvanlarının, bulundukları yerlerde habitatları ile birlikte korunmaları ve yeniden çoğalma olanağına kavuşturulması için ayrılmış orman içi veya orman dışı yerler. Av Üretme İstasyonları : Korunmaya muhtaç av hayvanları arasında, üretimine gereksinim duyulan ve nesli tehlikeye düşenlerin, kendileri için doğal yaşam ortamı özelliği gösteren yerlerde, etrafı çitle çevrilerek üretilip bir süre sonra doğaya bırakıldığı merkezler. Ayrıştırıcılar : (Bioredüktörler) Organik maddelerde mevcut element mineralerini ayrıştırıp tekrar toprağa veren ve beslenme zincirinin bir halkasını teşkil eden; bakteriler, mantarlar gibi mikroorganizmalardır. Örneğin, cesetlerin çürüyüp toprak olmasını sağlarlar. Aysberk : Buz dağı. Azalan Verim Yasası : Herhangi bir ekolojik etkenin şiddetli optimuma yaklaştığı oranda, bu etkenin ürün verimi üzerindeki etkisinin azalması olayının prensibi. Azoik : Hayvansız. Azonal Topraklar : Belirli horizon varyasyonları göstermeyen, alüviyal, Lithosorel ile Regosol (kuru kumlar buna dahildir) topraklardır. Azot Döngüsü : Azotun atmosfer ile yer arasında bitki ve hayvanlar aracılığı ile sonsuz hareketi, yer değiştirmesi.

10

B

Baca Gazı Temizleme Tesisleri : Bacalardan çıkan zararlı gazları su ile yıkama esası üzerine geliştirilen metodlarla, zararsız hale getiren tesisler. Baca Gazları : Yanma sonucu bacalardan havaya yayılan, Kromik asit, Kükürt dioksit, Karbondioksit, Klor asidi, HF gibi zararlı gazlardır. Bag : Avlama, avlanma. Bağışıklık : Canlıların, mikroplara, virüslere, organizmaya yabancı bütün moleküllere karşı doğal korunma olanakları. Bakir Orman : İnsan eli değmemiş, doğanın yarattığı gibi özelliklerini korumuş ormanlar. Bakteriyofak : Bakterilerle beslenen organizmalar. Baltalık Orman : Kök, dip kütük veya gövde sürgünlerinden büyüyüp gelişen ve yakacak gereksinimi için yetiştirilen bir orman işletme şeklidir. Meşe baltalığı, kayın baltalığı gibi. Bar : 760 mm. cıva basıncına eş değer hava basıncı birimi. Barisfer : Taş küre. Dünyanın merkezinde yer alan ve yoğun kayaçların oluşturduğu iç küre. Barofit : Deniz diplerinde,yüksek basınç altında yaşayabilen bitkiler. Barometre : Atmosferin ağırlığını, daha doğrusu basıncını ölçen, cıvalı ya da madeni (Anaeroid) aletler. Barotaksi : Organizmaların hava basıncına tepkileri (hareketleri).

Page 6: çevre sözlüğü

Barotropizm : Barometrik etkilere yönelim hareketi. Basidofil : Alkali topraklara dayanıklı bitkiler grubu. Başkalaşma : Omurgalılarla, bazı alt omurgalılarda görülen evreli gelişme. Metamorfoze. Bataklık Gazı : "CH4" ile ifade edilen, organik maddelerin fermantasyonu ile oluşan ve hava ile temasa geçince Grizu denilen patlayıcı gaza dönüşen, genelde bataklık ortamda oluştuğu için bu ismi alan gaz. Metan gazı.

11 Batial Zon : Su altı yamaç zonu. Batimetri : Deniz göl derinliklerinin ölçülmesi. Batipelajik Zon : Deniz ve göllerde 600-2500 m. derinliğe kadar olan bölge. Batiskaf : Denizlerin ve göllerin derin bölgelerine araştırma yapmak üzere özel ve basınca dayanıklı bir şekilde dizayn edilmiş deniz altı araçları. Beaufor sayısı : Rüzgar hızını 0-12 kodları ile ölçme sistemi. Benthonik : Deniz dibi ile ilgili Benthos : Su tabanındaki sürünücü veya yapışık fauna. Bentik Formlar : Göl ve denizlerin zemininde (substratum) yaşayan canlılar, organizmalar. Bentik Zon : Kıyı çizgisinden başlayıp okyanusların en derin bölgelerine kadar inen ve bütün zemini kaplayan bölge. Bentoloji : Benthos Bilim. Benzpiren : Katranda, bitümde, doğalgaz dumanlarında rastlanan kanserojen bir madde. Besin Ağı : Bir ekosistemdeki organizmaların besinlerini almak için oluşturdukları karmaşık bir doku.(Besin zinciri ) Beslenme Basamağı : Besin kaynaklarından başlayarak sıra ile dizilmiş bulunan her besin topluluğuna verilen isim. Beslenme Zinciri : Organizmalar arasında kimin kimi yediğini, hangisinin hangisi ile beslendiğini gösteren ve canlıların birbirine bağımlılığını vurgulayan bir dizi beslenme ilişkisi. Bez : Hayvan ve insanlarda salgı yapan ve salgıladığı maddenin bedende belli bir fonksiyonu olan iç organlar. Gudde. Binomi : Canlılar bilimi. Birinci Dünya Çevre Zirvesi : 1972 yılında Stokholm'de toplanan dünya devletleri temsilcilerini biraraya getiren ilk zirve. Birincil Kirleticiler : Kirleten kaynaklardan atmofere bırakılan belli, değişmeyen maddeler. Direkt olarak atılan kirli maddeler.

12 Birincil Tüketici : Fotosentezi gerektiren bitkisel organizmalardan oluşan, Birinci Ürünleri besi maddesi olarak kullanan herbivor (bitki ile beslenen) fomların oluşturduğu organizmalara verilen isim. Birincil Üretim : Klorofil içeren, yeşil bitkilerin ürettikleri organik madde. Ot obarların besin maddesi. Bitki Formasyonları : (Bkz. Vejetasyon tipleri). Bitkisel Biyolojik Kütle : (Phytomas) Bir bitki taksonunun ya da bu taksonlar topluluğunun herhangi bir zaman içinde sahip olduğu toplam madde ağırlığıdır. Bitüm : Petrol gazının kayalar boşluklarında okside olarak meydana gelen bir hidrokarbür. Biyocoğrafya : Bitkiler, hayvanlar gibi canlıların yeryüzündeki dağılımı ile bunların arasındaki ilişkileri konu alan coğrafya bilim dalı. Biyoçeşitlilik : Biyolojik zenginlik. Bir ekosistemde ya da belirli bir alanda, canlıların genetik ve taksonomik çeşitliliği. Biyoendikatör : Bazı çevresel etkilere aşırı derecede duyarlı olup; tepki gösteren canlılar. Biyoenerji : Bir zaman ve mekan birimindeki organizmaların. Biyofag : Canlılarla beslenme. Bu şekilde beslenen canlılar. Biyofil : Organizmalarda bulunan O,C,H,N gibi elementler. Biyofiltrasyon : Kirli havanın temizlenmesinde kullanılan bir sistem. Biyofizik : Canlıları ve organizmaları konu alan fizik bilim dalı. Biyogaz : Hayvan ve bitki artıklarından elde edilen ve havagazı, doğalgaz gibi enerji kaynaklarının alternatifi olup anerobik mikroorganizmaların etkileriyle oluşan yanıcı, kullanma amaçlı gaz tipleri. Biyogeasfer : (Biyojeasfer) Canlıların yaşadığı küre kuşağı. Biyosfer. Biyogenesis : Biyogenez. Bir organizmanın, benzer bir organizmadan evrensel olarak gelişip oluşması. Biyogenetik Alanları : Doğayı koruma alanları. Biyogeosönoze : (Bkz. Ekosistem).

13 Biyohidrosfer : Sulardaki canlıların bulunduğu kuşak. Biyokar : Benzer biyotopların yaşam ortamı taşıdığı kimyasal enerji. Biyokarion : Yoğun yerleşim mekanları. Biyokematoloji : Ekoloji ve fizyoloji'nin ortaklaşa araştırıp inceledikleri bilim dalı. Ekofizyoloji. Biyokimya : Canlı maddelerdeki kimyasal olayları konu alan ve inceleyen kimya'nın konu bilim dalı. Hayatikimya. Biyokimyasal Oksijen Gereksinimi : (BOI) Organik maddelerin mikroorganizmalar yardımı ile parçalanmaları için gereksinim duyulan oksijen miktarı. BOI ile gösterilir ve litrede miligram olarak ifade edilir. Biyoklimatik Yasa : Beşer boylam ve enlem dereceleri sağa ve yukarı gidildikçe fenolojik olayların dört günlük bir değişime uğradığını saptayan doğa yasası. Biyoklimatoloji : Canlıların iklimle olan ilişkilerini konu alan bilim dalı. Biyokonon : Yoğun yerleşim yeri. Biyokütle : Belli bir zamanda bir bitki ya da hayvanlar topluluğunda bulunan organizmaların bütünü. Biyolojik Arıtma : Kullanma sularındaki arıtmanın son aşaması olup, kirli maddelerin mikroorganizmalarca yok edilmesi. Biyolojik Birikim : Atılmayıp, parçalanmayıp, besin zincirinden geçerken, her canlı halkada bir öncekinden daha fazla biriken maddeler. Biyolojik Çeşitlilik : Bir ekosistemde dengeyi temin eden çeşitli (cins, tür, alttür) canlıların bulunması. Biyolojik Irk : (Bkz. Ekotip). Biyolojik Kontrol : Ekolojik dengeyi bozan sentetik maddeler, ilaçlar (DDT gibi) yerine canlı organizmalarla dengeyi sağlamak. (Orman kabukluböceklerine karşı kırmızı karıncalar gibi.) Biyolojik Savaş :İnsanlara, kültür bitkilerine ve hayvanlara zarar veren organizmaları azaltmak veya tamamen yok etmek için uygulanan biyolojik metodlar. Biyoluminesans : Işık veren organizmalar.

Page 7: çevre sözlüğü

14 Biyom : Yeryüzünde genel klimatik koşullar ve arazi yapısı bakımından belirli özellikler gösteren büyük çapta coğrafi bölgelerdeki birbirine benzeyen hayvan ve bitki toplumlarına ve bu toplumların üzerinde yaşadıkları bölgelerle birlikte verilen isim.( Tropik Yağmur Ormanları gibi ). Biyomas : Bir basamaktaki mevcut enerjinin gözle görülür şekli. Herhangi bir anda ortamda bulunan canlıların ağırlığı. Biyolojik kütle. Biyomlar : Floristik yapıya bağlı olmayan, homojen fiziyonomili ekolojik bir grup. (Ormanlar, Savanlar, Stepler gibi). Biyonta : Canlılar alemi. Flora ve Fauna topluluğu. Biyoredüktör : ( Bkz. Ayrıştırıcılar ). Biyos : Yaşam, hayat. Biyosfer : Atmosferin alt katmanları ile içinde canlıların yaşadığı yeryüzü parçasının canlılarla birlikte oluşturduğu küre parçası. Biyosiasyon : Hayvan toplumu birimi. Biyosik : (Bkz. Ekosistem). Biyosistem : Canlı ve cansız tüm ögeler toplumu. Biyosit : Biyolojik birikime sebep olan kirletici maddeler. Pestisitler (DDT gibi). Biyoskön :En küçük eko sistemler.( Karınca yuvaları gibi ). Biyosön : Canlılar topluluğu. Biyosönoloji : Canlı topluluklarını inceleyen bilim dalı. Biyosönotik Çevre : Ekosistemlerde canlı varlıklarla ilgili olarak tür yapısını ve türleriçi-türlerarası karşılıklı ilişkiler ağı. Biyosönotik Denge : Aynı türe ait canlılar toplumunun (populasyonların) gelişimine ilişkin genel kurallara göre birey sayısındaki yavaşlama veya durma aşamasındaki süreç. Biyosönotop : Biyosönoze ve Biyotop. Biyosönose : Yaşam beraberliği, birlikte yaşamak. Biyosönoz : Bazı ortam koşullarına dayanan, kararsız dengede bir populasyon sistemi olup biyotopları işgal eder. Yaşam birliği. Biyosör : Canlılar topluluğu.

15 Biyota : (Bkz. Biyonta). Biyoteknoloji : Genetik mühendisliği, hücre üretilmesi, enzim v.b. dalları konu alan, canlı varlıkların teknolojide kullanılması uğraşı. Biyotik : Canlılarla ilgili. Biyotik Faktörler : Dört gruptaki çevre faktörlerinden birisi olup; insan, hayvan, bitki ve mikroorganizmalar grubunu oluşturan ve çevreye bu suretle etki eden bir grup. Biyotik Potansiyel : Doğada bireylerin artışını hiçbir kuvvetin frenleyemediği takdirde oluşan geometrik bir artış sonucu ortaya çıkan durum. Biyotop : Canlıların barındığı ve habitatı olan fiziki çevre, yerleşim ve yaşam alanları, yerleşim mekanları. BOI : (Bkz. Biyolojik oksijen gereksinimi). BOI 5 : Biyolojik arıtmada rol alan bakterilerin kirleri yemeye başladıkları ve bu faaliyetlerin max. seviyede olduğu 5. günü simgeler. Bonitet (ya da bonite) : Ormanlardaki verimliliği ifade eden I-V arası romen rakamları ile simgelenen, en yükseği I olan sınıflandırma. Boreal : Coğrafi bölgelerle ilgili. Boreal Kuşak : Baltık'tan Sibirya'nın doğusuna kadar uzanan tundra altı (güneyi) bölge. Borring : Denizel ortamlarda yapay subtratumların içinde yaşayan canlılar. Botanik Bahçesi : İçinde çeşitli ağaç, ağaççık, çalı, çiçek v.s. bitki materyali ve örnekleri bulunan büyük park ve bahçeler. Bozuk Orman : Düşük verimli, hatta verimsiz, tahribe uğramış, yeryer açılmış, seyrelmiş, dejenere olmaya başlamış ormanlar. B.P.K.K : İstanbul Boğaziçi Planlama ve Koordinasyon Kurulu. Brulatör : Bitkileri kopararak yiyen hayvanlar için kullanılan bir sıfat. B.T.İ. : Sivrisinek larvalarını yok etme özelliğine sahip, biyolojik mücadelede kullanulan bir bakteri türü. Bacillius Thuringiensis İsrailines isimlerinin baş harflerinden oluşur. Bundan tabletler de yapılmakta ve aynı isimde piyasada satılmaktadır.

16

C

Canlı Doğal Kaynaklar : İnsanın yararlanabildiği her türlü bitki, hayvan ve mikro organizmalar. CATİE : Tropikal Tarımsal Araştırma ve Eğtim Merkezi anlamında kelimelerin baş harflerinden oluşmuş simge. CDPE : Çevre ve Doğal Ortamı Koruma ve Yönlendirme İdare Kurulu anlamında kelimelerin baş harflerinden oluşmuş simge. CEDE : Avrupa Doğal Çevre Hukuku Konseyi anlamındaki kelimelerin baş harflerinden oluşmuş simge. Cehalopoda : Kafadan bacaklı deniz canlıları. Centre Naturopa : Avrupa Konseyi Haberalma Merkezi. Cephe : Meteorolojide, Yüksek basınç bölgesi ile alçak basınç bölgesinin karşılaştığı ve hava değişikliklerine sebep olan yüzey. Cetacea : Deniz memeli hayvanları. CFC : Kloroflorokarbon gazının simgesi olup, köpük, üfleme, soğutucu ve temizlemede çözücü madde olarak kullanılan, ozon tabakasını incelmesine sebep olan sera etkisi artırıcı zararlı gaz. Chaparral : Maki'ye Kaliforniyada verilen isim CIC : Uluslararası Avcılık ve Av Hayvanlarını Koruma Konseyi anlamındaki kelimelerin başharflerinden oluşmuş simge. CITES : Dünyada ticareti yapılan ve nesli tükenme tehlikesinde olan yaban hayvanı ve bitki türlerinin uluslararası ticaretini denetim altında tutan, sürekli Uluslararası Ticaret Konvansiyonu. CNPPA : Uluslararası Milli Parklar ve Koruma Alanları Komisyonu'nu ifade eden kelimelerin baş harflerinden oluşmuş simgedir. Bu kuruluş IUCN'ye bağlı olarak çalışır. Cüruf : Maden posası ya da maden kömürü yandıktan sonra geriye kalan maddeler. CVP : Climate, Vegetation, Production kelimelerinden oluşmuş bir simge olup; iklim ile bitkilerin verimliliğini ve bu ilişkiyi konu edinir.

17

ç

Page 8: çevre sözlüğü

Çarpık Kentleşme : Daha çok gecekondulardan oluşmakla birlikte, özellikle yerel kuruluşların yanlış projelendirmeleri ya da kontrolsuzlukları sonucu ortaya çıkan, çevre yönünden sakıncalı olan hızlı ve hatalı kentleşme. Çarpık Yapılaşma : Çarpık kentleşmeyi meydana getiren bireyler. Çayır : Bulunduğu zemini devamlı bir örtü şeklinde kaplayan, daha çok buğdaygillerden (Graminae familyasından) oluşan yıllık ya da çok yıllık otsu bitkilerin kapladığı yarısulak alanlar. Ekosistemler. ÇED Raporu : Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu. Hava, su, toprak kaynaklarının kullanımı ile ilgili işletmelerin, daha projelendirme aşamasında iken çevreye zarar vermeyecek, (ya da limiti geçmeden zarar verecek) çevrenin niteliğini bozmayacak, koruyacak şekilde planlamasını kontrol altına almak için çeşitli bilim ve meslek dallarından uzman kişilerin birlikte hazırlayıp ilgili mercilerin tetkik ve onayına sundukları ve savunmasını yaptıkları ortak rapor. ÇEKÜL : Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı. Merkezi İstanbul'da olup 1991 yılında kurulan bir gönüllü kuruluş. Çernozem Topraklar : Kara topraklar. Üzerlerinde ormanlardan çok step ve çayır vejetasyonu bulundurur. Hafif kurak, arit'e yakın iklimde bulunur. Çernozyum : Kara Topraklar Çeşit : Morfolojileri genelde birbirinden farklı olup değişik özelliklere sahip bir türün subspeislerine ait bireyler (çeşitle tür birbirine karıştırmamalıdır). Çeşitlilik : (Bkz. Diversite). ÇEVKO : Merkezi İstanbul'da bulunan çevre ile ilgili bir Vakıf olup; ambalaj atıklarının ekonomiye yeniden kazandırılmasını amaçlar ve teşvik eder.

18 Çevre : Canlı varlıklar ve insanların etkinlikleri üzerinde, belirli bir dönem içinde, derhal veya vadeli olarak direkt veya endirekt bir etki yaratabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik kuvvetlerle sosyal faktörlerin tümü. Etrafımız. Topyekun ortam. Çevre Amenajmanı : Çevrenin niteliğini islahta ve insanın günümüzde ve gelecekteki ihtiyaçlarına cevap veren, yaratmada isabetli seçimler yapmak amacı ile çevre kaynaklarının kullanımının disipline edilip planlanması. Çevre Bilimleri : İnsanla doğanın ilişkilerini inceleyen, ekoloji, mühendislik, ekonomi, biyoloji gibi birbiriyle ilişkili çeşitli meslek ve bilim dallarını bünyesinde toplayarak disipline eden bilim dalı. Çevre Düzenleme : Çevre planlama, peyzaj. Bina dışındaki objelerin doğal dengeyi bozmayacak, tam tersine daha mükemmelleştirecek tekniklerle plan ve projelendirilmesi. Çevre Ekonomisi : Çevre kirlenmesinin sosyal etkilerini ve bunun ekonomi bilimi esaslarına göre inceleyip kurallarını koyan meslek dalı. Çevre Envanteri : Çevre etkilerinin değerlendirilebilmesi için, planlanan projeden etkilenecek, topoğrafya, flora, toprak, jeoloji, su kalitesi, yaban hayatı, klimatik faktörler, hava kalitesi, gürültü, sosyoekonomik faktörler, arkeolojik, SİT gibi parametreleri esas alarak yapılan bir tür sürvey. Mevcut durumun tadadı, tesbiti. Çevre Faktörleri : Çevreyi oluşturan, etkili maddesel varlıklar, olaylar ve enerjiler bütünü olup; klimatik faktörler, topoğrafik, edafik, biyolojik faktörler belli başlılarıdır. Çevre Kirlenmesi : Hava, kara ve suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin insan ve insanın arzu ettiği canlı türlerin yaşamına, endüstriyel olaylara ve kültürel değerlere zararlı etkide bulunacak şekilde, arzu edilmeyen yönde değişimi. Çevre Kirliliği : İnsanların her türlü faaliyetleri sonucu, havada, suda ve toprakta meydana gelen olumsuz gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetlerin sonucu ortaya çıkan koku, gürltü ve atıkların çevrede oluşturduğu arzu edilmeyen sonuçlar.

19 Çevre Korunması : Ekolojik dengenin korunması; havada, suda toprakta kirlilik ve bozulmaların ünlenmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan çalışmaların bütünü. Çevre Mühendisliği : Ekologların geniş bir perspektifle yaklaştıkları ve "Sistemin dengesini bozan her olay kirlenmedir" şeklinde görmelerine ve değerlendirmelerine karşın; kirlenmeyi "İnsanların sebep olduğu nitelik değişmeleri ile suyun, havanın bugünkü ve gelecekteki yararlı amaçları için kullanılabilirliği"ni savunan ve bunun için yapılan ölçüm, gözlem ve projeleri fen ve matematiksel esaslar içinde ele alıp gerçekleştirerek çözüm yolları getiren mühendislik dalı. Çevre Planlaması : Planlanmış bir çevre yaratmak veya korunması arzu edilen doğal bir çevreyi sürekli kılmak, restore etmek, restüte etmek amaçları ile alınan ve alınacak öneri ve önlemlerin bir plan şeklinde ifadesi. Çevre Sağlığı : İnsanın çevresinde bulunan, insana zarar veren ya da zarar verebilecek olasılıktaki her türlü faktörün etkisiz hale getirilmesi ya da ortadan kaldırlması çalışmalarıdır. Çevresel Direnç : Klimatik, hastalık, rekabet gibi faktörlerin etkisiyle bir populasyondaki potansiyelin olumsuz etkilenmesi. Çevresel tepki. Çevresel Etki Değerlendirilmesi : ( Bkz. ÇED Raporu ). Çevreye Uygunluk : Planlanan bir endüstriyel kuruluşun çevreye uyumluluk derecesinin incelenmesi olup; bu inceleme yapılırken, fauna, flora, toprak, hava, su kalitesi, yerel halk üzerindeki her türlü zararlı etkiler gözden geçirilerek, bunların en aza indirilmesi veya yok edilmesi için çözümler ve öneriler bulunması, yeni kuruluşun sağlayacağı avantajlarla karşılaştırılması gerekir. Çevrim : Biyolojide sürekli ve düzenli bir biçimde olan değişme. Çiçek Tozu : Çiçeklerdeki erkek organların şişkinleşmiş uç bölümleri tarafından olgunlaşma esnasında bırakılan, genelde sarı renkte, rüzgarla etrafa dağılan tozlar. Sporlar. Polen Tozu.

20 ÇKK : Çevre Korumalı Kalkınma. Teknloji, mal ve doğal kaynakların çevreye en az zarar verecek şekilde, optimum düzeyde kullanlmasını öngören kalkınma modeli (SUSTAINABLE DEVELOPMENT). ÇO : Çözünmüş Oksijen. Havadaki oksijenden ayrı olarak ortamdaki oksijen miktarı olup mg/lt. olarak belirlenir. Çökeller : ( Bkz. Tortullar ). Çökelme : ( Bkz. Sedimantasyon ). Çöl : Yılda ortalama 200 mm. den daha az yağış alan, sınırlı bir bitki ve hayvan yaşamı ile nitelenen çorak bölgeler. Kurak ekosistemler. Çölleşme : Nisbeten yağışlı bir bölgenin, ikliminin giderek kuraklaşması ya da ormanların tahribi sonucu çöl haline gelmesi olayı. Çöp : Kentlerde belediyelerce toplanan insanların kullanım artıkları. ÇTR : Çevre Tesiri Raporu. Bkz. Çed. Çürük Buhar : Su buharı ile doymuş, içinde çok defa katı, sıvı veya gaz halinde ürünler bulunan ve endüstriyel bir tesiste meydana gelen teknik bir usulde oluşan, hava ile karışık buhar. Kirli su buharı.

Page 9: çevre sözlüğü

D

Daimi Doğal Kaynak : Güneş enerjisi, rüzgarlar, akarsular gibi devamlı üreticiler. Daire Dilim Modeli : Şehircilikte daire şeklinde bir gelişim planlaması. Dar Kıyı : Kıyı kenar çizgisi ile kıyı çizgisinin birbirine çok yaklaştığı, hatta çakışır duruma geldiği kıyıların, kıyı mevzuatındaki tarifi. Dayk : Yer kabuğu içinde oluşmuş damarlar. DDB : Deterjanların aktif maddesi olup, doğada parçalanmadığından kirletici sayılıp, 1960 yılından başlayarak yasaklanmış ve yerini LAB lılar almıştır.

21 DDT : 1940 lı yılların ortasında bulunan ve üç ayrı maddeden (Dikloro, Difenil, Tricloretan) oluşan böcek öldürücü (ensektisid), sentetik bir madde. Debi : Bir akarsu yatağında, belli bir kesitte bir saniyede akıp giden suyun m3 cinsinden ifadesi. Deflasyon: Kurak bölgelerde kumların ve tozların rüzgarla taşnması. Defoliatör : Yaprak yiyici böcekler. Degradation : Toprak ve bitki örtüsünün bozulması. Dekapaj : Toprağın üst kısmının süprülüp aşınması Dekompozer : Ayrıştırıcılar. ( Dekomposer ) Delta : Bir akarsuyun mansabında (döküldüğü yerde), eğimin az olması nedeniyle oluşan üçgen biçimindeki alüviyon birikimi. Demersal : Deniz diplerinde yaşayan balıklar. Demograf : Nüfus bilimcisi. İnsan nüfusunu inceleyen bilim elemanı. Demografi : Dünyadaki insanları, renk, ırk, cinsiyet, yaş grupları, meslek durumları, meshep ve din durumları ile sayıca inceleyen teknik. Demografik Geçiş : Yüsek doğum ve ölüm oranından, düşük doğum ve ölüm oranına geçiş aşaması. Demografik Momentum : Doğumun azaltılıp, ölüm oranındaki düşüşün eş zamana denk gelmediği, aralarında ortalama 60 yıl gibi bir zaman diliminin bulunması olayı. Demokoloji : Çeşitli canlı türlere ait bireylerin bolluk varyasyonları ile bunların nedenlerini inceleyip araştıran bilim dalı. Dendroloji : Ağaç Bilimi. Ağaçları inceleyen bilim dalı. Dendrometre : Ağaçları ve ağaçların oluşturduğu meşcereleri; boyut, yaş, büyüme v.s. ölçmek esasındaki bir Ormancılık bilim dalı. Denitrifikasyon : Nitrifikasyonu önleyici, giderici işlemler. Denutasyon : Toprak ve materyalinin akarsularla, deniz dalgaları ile veya rüzgarla taşınması.

22 Depo Gazı : Evsel katı artıkların havasız bir ortamda depo edilerek bu maddelerin az oksijenle oluşturdukları ve enerji için kullanılan gaz olup 1 ton artıktan yılda 10 m3 gaz elde edilebilir. Depresyon : Tektonik çukurluk, havza Derin Deniz Sistemi : Kıyı çizgisinden başlayarak okyanusların en derin bölgelerine kadar bütün zemini kaplayan bentik bölgenin bir zonudur. ( Afital Sistem ) Desibel : Gürültü şiddeti birimi olup logaritmik olarak ifade edilir. A, B, C gibi üç gruba ayrılır. dB (A) gibi gösterilir. Deskriptif : Niteleyici. Deskriptif Sinekoloji : Sinekolojinin; belli bir ortamda yaşayan canlı grupların tariflerini oluşturan statik bir bölümü olup diğer bölümü ise fonksiyonel sinekolojidir. Destrüktris Süksesyonlar : Bir klimaksla sonuçlanmayan süksesyonlar olup, ortamın değişmesine neden olan faktörler biyotik karakterdedir. Mevcut ortam zaman zaman farklı serilerce yıkılır. (cesetler, ağaç leşleri gibi ). Deterjan : "Deterge" temizleme kelimesinden türemiş, suda çözünen, yüzey gerilimini azaltarak sulu çözeltilerin kapiler içine girmesini sağlayarak (ıslatma etkisi) aglomera teşkil eden partikülleri suya başka maddelerden daha iyi bağlayan (emilsiyon) doğayı kirletici maddeler. Detrikol : Detritus üzerinde yaşayan canlılar. Detritivor : Deniz diplerindeki balıkları yiyen canlılar. Detritus : Deniz diplerindeki organik parçacıklar. Devastation : Yeşili yok ederek araziyi çoraklaştırma, çölleştirme.( Tahribat ) Diadrom : (Bkz. Amfidrom) Diapoz : Canlılarda fotoperiyod etkisiyle oluşan durgunluk dönemi. Difüzyon : Işık ışınlarının veya kızılaltı ışınların ya da gazların dağılması, yayılması olayı.

23 Dimitrik göller : Göl sularının dikey yöndeki katmanlaşması olup ilkbaharda ve sonbaharda olmak üzere yılda iki defagelişen göller. Dinamik Denge Kanunu : Demografların uğraşıları sonucu, geometrik dizi ile artan insan nüfusunu dizginleyip, aritmetik olarak artan insan ihtiyaçlarını karşılayan nesnelerin artış hızını çoğaltıp dengeli hale geleceğini savunan ilkeler. Dinamik Sinekoloji : (Bkz. Fonksiyonel sinekoloji) Discoloration : Sararma olayı (Yapraklar gibi) Disklimas : Dünyada, kendinden önce yerlerini işgal etmiş olan bireylerin jeolojik veya klimatüolojik değişimlerle, zamanla ortadan kalkması sonucu ortaya çıkan boş alana yeni türeyen canlı varlıkların yerleşmesiyle sekunder bir klimaks oluşması olayı. Diskordans : Yer katmanlarının uyumsuz olması. Dislokasyon : Uyumlu yer katmanlarının bozulması Dispersal : Populasyonların dağılması, yayılması (vagilite). Distrof Ortam : Asimile edilebilecek besin maddelerince fakir olmasına karşın humik asitçe zengin, PH ı düşük toprak ortamı. Divergens : Denizlerde dip sularının yüzeye çıkması olayı. Diversite : Biyosönoz'un türce zenginliği olup logaritmik olarak ifade edilir. Tür sayısı eşittir. Diversite indisinin logaritmasının 1 artı birey sayısı bölü, diversite indisi ile çarpımı formülü ile bulunur. Diversitenin eş anlamı çeşitliliktir. DNA : Deoxyribonukleik asit.Hücre çekirdeğinde kromozomlarda görülen proteinler.Moleküller. Doğa Anıtları : (Bkz. Tabiat anıtları). Doğal Döngü : Ekosistemlerin içinde ya da ekosistemler arasında oluşan süreçler. Doğal Faktör : Klimatik ve meteorolojik koşullar ;Güneş,toprak,rüzgar gibi faktörler

Page 10: çevre sözlüğü

Doğal Gaz : Çok kere petrol çökeltileri ile bağlantılı, yer katmanlarının derinliklerinde bulunan ve enerji temini için kullanılan hidrocarbonlar karışımı, sıvılaştırılabilen gaz.

24 Doğal Hayatı Koruma Derneği : (DHKD) Merkezi İstanbul'da bulunan ve Türkiye'de doğal yaşamın korunmasına yönelik proje ve etkinlikler gerçekleştirme amacı ile 1975 yılında kurulmuş bir dernektir. Doğal Kaynak : Fiziksel ortamdan sağlanan ve istenlen her türlü kaynak. Güneş, su, petrol, madenler... Doğa Parkı : (Bkz. Tabiat Parkı). Doğayı Koruma Alanları : (Bkz. Tabiatı Koruma alanları). Dolin : Karstik kökenli üzerleri toprakla kapalı çukurluklar. (kokurdan) Dom : Kubbe Dominans : (Baskınlık). Biyosönozların sentetik karakterlerinin saptanması ile ilgili olup; birim alandan alınan örnekteki bir türe ait bireylerin, bu örnekte rastlanan tüm türlere ait fert sayısı toplamına oranının % ile ifadesi. Dominant : Etkisi, sayısı ve önemi üstün olan. Hakim Egemen. Nitelik ve nicelik bakımından önde gelen. Döngülü Değişim : Kommunite veya biosenozların süksesyon şeklinin tersi olan, türler arası etkileşimin sebep olduğu, tekrarlanan değişimler. Drej : Deniz ve göl dibinden bentik organizmaları toplamakta kullanılan üçgen veya dörtgen demir çerçeve ile buna takılı ağdan oluşan alet. Drenaj : Sızdırma. Sularını akıtıp uzaklaştırma. Duman : Yanma gazlarının, katı ve sıvı cinsten sürüklediği taneciklerin yoğunluğu nedeniyle görülebilen çürük gaz ürünleri karışımı. Durisilva : (Bkz. Maki). Dust : Kömür, kil, çimento gibi maddelerin imali ve taşınması sırasında mekanik atölyelerden ( hızar gibi ) doğrudan havaya karışan, yaklaşık 100 mikron çapındaki toz zerrecikleri. Düden : Karstik arazilerde oluşan ve yeraltındaki suların bir süre sonra yeryüzüne çıktığı ağız kısımları.

25 Dünya Çevre Günü : 1972 yılında Stokholm'de Birleşmiş Milletler ve alınan bir kararla her yıl Haziran ayının 5. günü, Dünya Çevre Günü olarak ilan edilen ve dünyanın her yerinde aynı gün etkinlikler yaplarak kutlanan gün. Dünya Ekosistemi : Dünyanın canlılarını barındıran biyosfer ve ekosferin oluşturduğu en büyük ekosistem. Dünya Zirvesi : 1992 yılında Rio de Janerio'da yapılan Birleşmiş Milletler çevre ve Kalkınma Konferansı. UNCED. Diğer bir deyimle Rio Konferansı, Rio Zirvesi.

E

Ebisyon Noktası : (Yayma Noktası ). Bazı maddelerin ya da enerjinin çevreye yayılmaya başladığı nokta. Echinodermata : Derisi dikenli hayvanlar filumu. Ecotope : İklim, toprak, rölyef gibi faktörleri içine alan cansız çevre. Edafik Çevre : Toprağın fiziksel, kimyasal ve fizikoşimik özellikleriyle toprak tiplerini kapsayan ortam. Edafik Faktörler : Toprak özelliklerine ilişkin karakteristikler (Toprağın havası, suyu, içerdiği besin maddeleri, derinliği, tipi v.b. gibi). Edafoloji : Toprak bilimi. Edafon : Toprakta yaşayan canlılar. Edafotop : Edofonların yaşam mekanı. Efemeral : Kısa ömürlü. ( Ephemeral ). Egsoz Gazları : Çürük Gazlar. Durağan veya hareket halinde etkili olup araçlardan atmosfere yayılan kullanılmış yakıt gazları. Zehirlenmelere ve hava kirliliğine sebep olan faktörlerin en önemlilerinden. Egzotik : Bulunduğu yere yabancı canlılar. Egzotik Bitkiler : Yapay ortamda yetiştirilebilen, aslında o ortama yabancı olan bitki taksonları.

26 Ekiyofitler : Bilimsel, teknik ve genetik yollarla yaban floradan kültüre alınıp elde edilen bitkiler. (süs bitkileri gibi.) Ekofen : Organizmaların Somatik (vücutça) olarak uyum sağladığı bir yetişme ortamı formu. Eko Fiziyoloji : (Bkz. Biyokematoloji). Eko Kalkınma : (Eco Development) Yerel ve bölgesel kalkınmanın, çevrenin potansiyeli ile uyumlu, doğal kaynakların dengeli ve akılcı bir şekilde kullanılmasını esas alan, ekolojik yönden sağlıklı bir tür kalkınma modeli. Eko Klima : ( Bkz. Mikroklima ). Ekoklin : Ekolojik etmenlerin değişmesi sonucu, organizmaların uyum dereceleri. Ekolin : Bir organizmanın değişen çevresel etkenlere sağladığı uyum. Ekoloji : Canlıların birbiriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini konu alan ve inceleyen biyolojinin kolu bir bilim dalı. Ekolojik Denge : İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini sürdürebilmeleri için gerekli olan koşulların bütünü. Ekolojik Döngüler : Doğadan çıkarılan maddelerin yeniden kullanılabilir hale getirilmesi ve bunun sonsuz devamı. Ekolojik Etki : Bir ekosistem üzerindeki değişikliklerin etkisi olup, biyolojik faktörler yani canlılardan veya abiyotik faktörlerden ileri gelen etki. Ekolojik Faktörler : Canlı varlıkları yaşam dönemlerinin en az bir fazında, direkt olarak etkileyen ortamın elemanları olup biyosfer içinde bulunurlar. Ekolojik Gösterge : ( Bkz. Kirlenmenin Biyolojik endikatörü ). Ekolojik Niş : Bir organizmanın, habitatına adaptasyonu, fizyolojik tepkileri, kalıtsal veya öğrenilerek elde ettiği davranışlarından doğan, topluluk veya ekosistemdeki yeridir. Ekolojik Populasyon : Ekolojik faktörlerle birbirinden uzakta kalmış bireylerin oluşturduğu topluluklar. Ekolojik Süksesyon : Ekosistemlerde doğal faktörlerin etkisi altında zamana bağlı olarak oluşan uzun süreli değişimler. Bitki toplulukları için bunu şöyle ifade edebiliriz. Aynı yetişme yerinde birbirini izleyen çeşit-bitki toplumlarının oluşması prosesidir.

27 Ekolojik Tip : Bitki ve hayvanlarda, yaşadıkları ortama uyum sağlayarak zaman içinde meydana gelen Biyolojik tipler. Ekolojik ırk. Ekolojik Valans : Belli ekolojik etmenlerin varyasyonları sonucu, özelleşmiş farklı ortamlara bir türün yerleşme yeteneği.

Page 11: çevre sözlüğü

Ekolojist : Ekoloji ile uğraşan, bunu kendilerine meslek edinen elemanlar. Ekologlar. Ekosfer : Yeryüzündeki karalarda, sularda ve havalarda yaşamını sürdüren irili ufaklı tüm canlıların dünyası. Biyosfer. Ekosistem : Doğadaki canlı ve cansız varlıkların, aralarında sistemli ilişkiler kurarak oluşturdukları sistemler. Orman Ekosistemi, Okyanus Ekosistemi, Akvaryum Ekosistemi gibi. Ekosistem Ekolojisi : (Bkz. Sinekoloji) Ekoteknik : Uzun çalışmalar sonucu oluşan ve çeşitli sanayi ve meslek alanlarında çevre koruma ile karlılık ve verimlilik esasına dayanan teknoloji. Ekotip : ( Bkz. Ekolojik Tip ). Ekotoksikoloji : Birden fazla faktörün ortak etkilerini, öldürücü ve kronik etkiler bakımından zamana bağlı olarak ekosistemler konusunda araştıran bilim dalı. Ekoton : İki biyosönoz arasındaki geçit zonudur. Örneğin, karalarla göl arasındaki sınırda bulunan "bataklık zon" ya da ormanlarla otluklar arasında bulunan ve geçit teşkil eden "Çalımsı Zon" birer ekotondur. Ekotop : Cansız çevre (ısı, ışın, toprak gibi). Eksibe : Kumul. Kumla kaplı ekosistemler. Eksilten Geri Besleme : Kapalı sistemlerde, sistemin dengede bulunan bir özelliğinin uygun, optimal durumdan uzaklaşması halinde devreye giren mekanizma. (Eksilte geri bildirim) Ekskürsiyon : Bir ya da çok konuyu incelemek için meslek gruplarının yaptıkları tetkik ve araştırma gezileri. Eksosfer : Atmosferin 400-1800 km. arası. Dış Atmosfer. Ektosimbiyoz : Ortak yaşamda bir organizmanın diğerinin vücudu dışında yaşaması.

28 Ekzotik : Yetişme ortamına yabancı. ELC : Birleşmiş Milletler Çevre İrtibat Merkezi. ( Environment Liaison Centre ). Elektromanyetik Radyasyonlar : Radyo dalgaları, enfraruj, ultraviyole X ve Gamme ışınları'na verilen ortak isim. Emergents : Kökleri su içinde, gövdesi dışarda su üstü bitkileri. Emigrasion : Toplumdan ayrılma şeklindeki bir yayılma sistemi. Emisyon : Bir kaynaktan çevreye, bir takım maddeler veya enerji (gürültü, titreşim, radyasyon, ısı v.b.) yayılması olayı. Emisyon Sınırı : Kanun ve yönetmeliklere göre aşılmaması gereken yayılma düzeyi. Emniyet Şeridi : Orman yangınlarını önlemek için, ormanlık arazide yangınların lokalize edilerek, büyümesini önlemek ve bir taraftan başka bir tarafa geçmesine engel olmak üzere açılan yol gibi boş alanlar. Endemik Bitkiler : Dünyanın yalnız belli bir yöresinde yetişip, başka yerlerde görülmeyen ve bu sebepten de mutlak koruma altına alınması gereken ağaç, çalı, çiçek v.s. bitkiler. Endobiont : Substratum'un içinde yaşayan ve buraya yerleşmiş canlılar. Endofauna : Salyangozlar, solucanlar gibi Substratum'un içinde yaşayan hayvan grupları. Endofit : Canlıların içinde yaşayan, iç ortam bitkileri Endolit Tür : Kayalar içinde yaşayan endobiont türler. Endopsammik : Yumuşak substratum içinde yaşayan endobiont canlılar . Endüstriyel Atıklar : Çevreye zararlı, organik, inorganik maddeler ile radyoaktif atıklar. Deterjanlar gibi. Bunları fabrikalar, taşıt araçları havaya, suya veya karaya bırakırlar. Endüstriyel Ormancılık : Sanayi hammaddesi yetiştirme gayesi ile kullanılan ormancılık teknikleri. Enerji Fidanlıkları : Hızlı büyüyen bazı ağaç ve çalı türlerinin, biyomas çevrimi amacına yönelik kısa süreler için dikilmesi ile oluşturulan Orman Fidanlıkları.

29 Enerji Ormanları : Biyolojik kitle kaynağı olarak, oduna, enerji sorunlarının çözümü konusunda katkıda bulunabilecek bir enerji kaynağı olarak bakan ve bu maksatla ameneje edilen ormanlar. Enerji Tasarrufu : Bir takım önlemler alınarak enerji kaybının önlenmesi sonucu, enerji miktarını ve kullanımını azaltmak amaçlı tutum. Entalpi : Besin zincirinde enerjinin azalması, enerji değişimi. Entemoloji : Böcek bilimi. Zararlı böcekler ile bunlarla mücadeleyi hedef alan ve konu edinen bir bilim dalı. Haşarat. Entomogami : Tozlaşmanın böceklerle olması hali. Entophag : Böcekle beslenen. Entropi : Ekolojik sistemde düzensizlik. Environment : (Bkz. Çevre). EPA : Çevre Koruma Ajansı. Ephemeral : Yaşam süresi çok kısa olan canlılar. Epibiont Formlar : Akuatik ortamdaki substratum üzerinde yaşayan canlılar grubu. Epibiyotik : Eski dönemlerde yaşamış bitkilerden , dünyanın bazı yerlerinde endemik olarak yaşamını sürdüren bitkiler anlamında Epifauna : Göl ve denizlerin dibinde yaşayan hayvanlar. Epifitler : Toprakta direkt ilişkisi olmadan, diğer bitkiler üzerinde gelişen bitki formları. Epiflora: Deniz ve göllerde Substratuma yapışık bitkiler. Epilimnion Tabaka : Göllerdeki sığ yaşam ortamı. Epilit : sert substratumlarda yaşayan endobiont canlılar Epiontoloji : genetik bilgi coğrafyası Epipelojik Zon : Denizlerin 0-50 m. arasındaki derinliklerini kaplayan bölge. Epipsammik Zon : Epibiont fomların hareketli, yumuşak substratuma yerleştiği formlar. Episantr : Depremlerin yeryüzüne çıktığı nokta. Depremin yeryüzü merkezi.

30 Epizoan : Diğer bir hayvanın üzerinde parazit yaşayan fauna. Erg : Büyük çöller. Eremik : Çöl vejetasyonu ile ilgili. Eromofit : Çöl bitkileri.

Page 12: çevre sözlüğü

Erozyon : Meteoroloji ve klimatolojik etkenlerle, toprakların yerlerin, kopup, parçalanarak dünyanın çukur yerlerine doğru taşınması olayı. Aşınma-Taşınma. Erratik Habitatlar : Önceden mevcut olmayıp, sonradan yer yer değişimlere uğrayan (yangın bölgeleri, volkanik bölgeler gibi) ekolojik ortamlar. Estillignosa : Ilıman kuşakta iklim değişikliklerine uyarak kaybolup sonra tekrar çıkan vejetasyon. Estival : Yaz başları, ilkbahar sonuna ait. Estivasyon : Hayvan ve bazı bitkilerin kurak mevsimde istirahatle geçirmeleri. Yaz uykusu. Estuvar : Tuzlu sulak alanlar. Eşik : Denizlerdeki boğazların en sığ yeri. Eta : Bir Orman İşletme parçasının yıllık verimi olup hektarda m3 ya da hektarda kental, ton olarak ifade edilir. Ethiopian : Dünyadaki kıtaların ayrıldığı 6 zoocoğrafik bölgelerden Afrika bölümü. Etholoji : Hayvan davranış bilimi Eufotik Zon : Denizlerde aydınlanmanın etkisine göre, 0-50 metre arası bölge. Eulittoral Zon : Kıyıdan 50-60mt, derinliğe kadar olan bölge. Euriaeribios: Denizlerde değişik oksijen yoğunluğuna uyum sağlayan canlılar. Euribat Formlar : Denizlerdeki değişik basınçlı ortamlara uyum sağlayan calılar. Eurifag : Ekolojik valanslardan, her türlü besin maddesini yiyen hayvanlar grubu. Omnivor formlar. Eurihalin : Her türlü tuzlu ortamda yaşayabilen organizmalar. Euriterm : Sıcaklık ekstremlerine dayanıklı canlılar. Euritop : Dünyanın geniş alanlarına yayılma yeteneği olan canlı türleri.

31 Euryök Türler : Her türlü uyum sağlayabilen türler. Eutrof Göller : Güneş ışınlarının dibe kadar ulaştığı oldukça sığ göller. Evaporametre : Buharlaşma ölçer. Evoporasyon : Sularda ve karalarda buharlaşma ve buharın atmosfere karışarak su döngüsünün bir basamağını oluşturması. Buharlaşma, Tebahhur. Evopotranspirasyon : Buharlaşma ile bitkilerin terlemesinin birarada değerlendirilmesi olayı. Evolüsyon : Bütün canlılardaki, uzun zamana (jeolojik zaman kavramı içinde) yayılı gelişim periyodu. Evrim. Evrim : Canlı varlıkların jeolojik dönemler boyunca geçirdikleri dönüşümlerin tümü.

F

FACE : Avrupa Topluluğu Av Dernekleri Federasyonu. 18 ülkeden 7 milyon avcıyı temsil eden federasyonun merkezi Brüksel'dir. Fagetum : Ormanların coğrafi yayılımında Kayın Ağacı ile temsil olunan ılıman kuşak orman alanlarına H.Mayer'in verdiği isim. Falez : Karaların denizle birleştiği kısımda görülen diklikler. Yalıyar. Fanerofit : Ağaçve ağaççıklar gibi kapalı tohumluların oluşturduğu bitki toplulukları. Fanerogam : Tohumlu bitkiler. Çiçekli bitkiler Şubesi. Fasiliasyon : Süksesyonun, klasik, düzenli değişim şekli. Fasiyes : Bitki topluluklarında saptanan en küçük ünite. Baskın taksonlarda değişik miktarlar gösteren canlılar toplumu Fauna (Favna) : Hayvanlar dünyası, hayvanlar alemi. Fay : Yer çatlağı, yer yarığı. Yer kabuğunun, bir yanı öteki yanına göre alçalmış veya yükselmiş kırık yüzeyleri. Bu yüzeylerin sürfazda görülen çizgileri olup depremlerin oluşumunda etkili, hareket halindeki plakların kavuşma yüzeyleri olarak da tanımlanabilir.

32 Fay Hattı : Fay çizgisi. Fenoloji : Bitkilerde, biyolojik oluşumların tarihi üzerinde klimatik ve meteorolojik faktörlerin etkileri, yetişme dönemlerinin farklılıklarını bunların devam sürelerini tesbit ve inceleyen bilim dalı. Feral : Yozlaşma, vahşileşme, yabanlaşma. Fermantasyon : Mayalanma. Bakterilerin etkisiyle değişme. Ferment : Enzim. Fertil : Verimli. Fethobenthos : Bentik bölgelerde yaşayan bitki topluluklarıdır. Fidelite : Bir türün ait olduğu kommuniteye bağlılığı, sadakati. Fisyon : ( U 235) izotopunun nötron bonbardımanına tabi tutulduğunda aynı büyüklükte iki parçaya ayrılırken büyük enerji ile meydana getirdiği 2 veya 3 nötron olayı. Sözcük anlamı parçalanmadır. Fital Sistem : Denizlerin Bentik zonunda klorofilli bitkiler ortamı. Fitofag : Bitkilerle beslenen canlılar. Fitoklima :Bitkilerin sebep olduğu bir tür mikro klima. Fitokoriya : Dünyanın ,bitki coğrafyası konusunda ,ayrıldığı bölgeler. Fitomas : Bitkisel kütle. Fitoplankton : Güneş enerjisini ve organik besi maddelerini kullanarak daha yüksek enerji içeren moleküller meydana getiren mikroskopik bitkiler (Diyatoma, Dimoflagetta, Coccolithophoriden, alg'ler gibi). Fitosit : Bitki zehirleri. Fitosönosis : Bitkilerde yaşam birliği. Fitosönöze : Bitkiler topluluğu. Fizibilite : Olabilirlik. Bir proje yapılmadan evvel, bu projenin ya da bir işin yapılıp yapılamayacağının kabaca etüdü. Fiziksel Arıtma : Kirli suların çökertme, ayırma, süzme, süzdürma gibi ilk ve basit arıtım biçimi. 3 aşamalı arıtımın ilk basamağı. Fiziksel Kuraklık : Toprağın susuzluğu. (Çöl toprağı gibi).

33 Fizyoloji : Canlı varlıkların fonksiyonlarını inceleyen, araştırmalar yapan, kural ve kanunlarını koyan Biyolojinin dalı bir bilim. Fizyolojik : Fizyoloji ile ilgili.

Page 13: çevre sözlüğü

Fizyolojik Kuraklık : Su içinde kalan bitki köklerinin yeterli oksijen alamaması nedeni ile ortaya çıkan ve bitkinin ölümüne yol açan durum. Floem : Gövdeli bitkilerde kabuk altı bölgesi, iç kabuk. Flokülasyon : Bazı faktörlerin etkisiyle kolodiyal eriyiklerin uğradığı değişiklik. Flora : Canlılar dünyasının iki ana grubundan birisi olup Bitkiler alemi, Bitkiler dünyası anlamına geldiği gibi bir yerin bitki topluluğunu anlatmak için de kullanılır. Foehn : Sıcak ve kuru rüzgarlar. Foiling : Denizlerdeki yapay ortamlarda yaşayan canlılar. Fonksiyonel Sinekoloji : (Bkz. Dinamik sinekoloji). Fonon : Atom çekirdeklerinin ısıl çalkalanma alanının enerji kuvantumuna ilişkin enerji miktarı. Forezi : Birkısım küçük hayvanların kendilerinden büyük başka bir hayvanın üzerinde taşınması. Fosfor Döngsü : Fosfor ve tuzlarının yeryüzünde, havada, denizde, karada ve canlıların organlarında yer ve bileşikler olarak değişerek dönmesi, devridaimi. Fosfor Kirlenmesi : (Bkz.Ötrofikasyon ). Fosil : Tortul kayaçlar içinde bulunan ve doğal işlemlerle korunarak, ya da metamorfoze olarak günümüze kadar ulaşabilen, jeolojik dönemlerde yaşamış hayvan ve bitki kalıntıları. ile bu kalıntıların izleri. Fosil Yakıtlar : Orijini organik maddeler olan, turba, linyit, taş kömürü, antrasit, petrol gibi, günümüzden milyonlarca yıl evvel, sedimantasyon, tektonizma, dislokasyon gibi jeolojik fenomenlerle ve aşamalar sonucu metamorfoze olarak yakıt haline dönüşmüş yeraltı enerji maddeleri. Fotodissosiasyon : Su damlacıklarının, ultraviole ışınları ile kendini meydana getiren Oksijen ve Hidrojen'e ayrılmaları olayı.

34 Fotofil : Çok ışık isteyen canlılar. Fotofilli Canlılar : Normal yaşamsal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için bol ve kuvvetli ışığa gereksinim duyan organizmalar. Fotofob : Orta derece ışıkla yetinebilen canlı grupları. Fotonasti : Bazı çiçeklerin ışığa bağlı olarak açılıp kapanması olayı. ( Gece safası bitkileri gibi. ) Fotoperiyodizm : Canlıların gündüz uzunluğuna bağlı olarak fiziyolojik aktivite göstermesi olayı. Fotosentez : Bitkilerin kökleri ile topraktan aldıkları mineralleri ve suyu, yaprakları ile havadan aldıkları karbondioksit ile güneş ışığında birleştirip besin maddesi haline dönüştürmesi olayı. Fototaksi : Işığın etkisi ile hücre içindeki elemanların veya bir organizmanın yer değiştirmesi (Protozoa'larda) olayı. Fototropizm : Organizmaların ışık uyartısına karşı gösterdikleri pozitif ya da negatif yönelim hareketleri (Seismonasti hareketlerden). Fouling : Gemi diplerine yaşayan organizmalar. Frekans : Bir türün bir bölgedeki sıklığı, bulunduğu yüzdesi. Sıklık. Freon Gazları : (Klora Fluorometan) Deodoranlar, saç spreyleri, ensektisitler gibi tiplerdeki itici gücü sağlayan, havada uçarak ozan'a zarar veren gazlar. (CFC12 - CF2C12) Frigana : (Bkz. Garig). Fume: Buharların sublimasyonu,damıtma veya kimyasal metodlardan birisi ileyoğunlaştırılması sonucu oluşan ve ekserisi metal oksit olan kimyasal dumanlardır. Bu duman zerreciklerinin çapı 0,03-0,3 mm. arasında değişir. Fumigasyon : Tütsülemek. Kapalı bir ortamda fumigan maddeler yakıp çıkan dumanı ile bazı zararlıları, o zararlının içinde bulunduğu maddeye zarar vermeyecek dozda ayarlayarak yok etme metodları.

35 Fundalık : Süpürge otu (Calluna vulgaris) ve Fundagiller (Ericacaee) taksonları ile karakterize edilen; nemli olmayan, asit karakterli ve sert humuslu topraklarda yetişen birlikler. çalılıklar (Callunetum zonu) Callunetum ekosistemi. Fungi : Mantarlar. Fotosentez yapmaksızın organik maddelerle beslenen tallofit grubundan bitki tipleri. Fungistler : Bitkileri mantar hastalıklarından korumak ya da bu hastalıkları yok etmek için kullanılan kimyasal tarım ilaçları. Füzen : Odun kömürü görünümünde, çok miktarda kül bırakarak yanan bir maden kömürü türü. Füzit. Füzyon : Hafif atom çekirdeklerinin, enerji açığa çıkararak, daha ağır bir çekirdek oluşturdukları nükleer reaksiyon.

G

Galeri Ormanları : Yetişme ortamı buldukları akarsu vadilerinde, vadi boyunca orman üst sınırına kadar uzayıp, dar uzun oturan, profil şeklinde yer alan orman alanları. (Profil ormanlar). Gargaloz : Sığ sulardaki kumlar arasında bulunan algleri toplamak için kullanılan kepçe. Garig : Boyları en fazla 1 m. olup kalkerli arazide, seyrek olarak gelişip yetişen ve çok yavaş büyüyen çalımsı bitkiler (Frigana). Makinin bir alt grubu. Gastropoda : Karından bacaklı yumuşakçalar. Gaz Kirleticiler : Hava kirlenmesine sebep olan, normal sıcaklık ve basınç altında gaz formunda bulunan maddeler ile normal basınç ve sıcaklık altında katı veya sıvı halde bulunan maddelerin buharlarından meydana gelen, Karbon monooksit, hidrokarbonlar, hidrojen sülfür, azot oksitleri gibi maddeler. GEF : (Global Environment Facility) Global Çevre kolaylığı. Gen : Hücre çekirdeğindeki kromozomları oluşturan ve kalıtım üzerinde etkili DNA molekülleri. Generation : Döl, nesil.

36 Genetik : Genlerle ilgili (Gen-Teknik'ten kısaltma). Kalıtımı ve kalıtımı düzenleyen yasaları araştırıp inceleyen bilim dalı. Gen kaynağı : Bir organizmanın coğrafi yayılış alanındaki genetik materyalin bütünü. Gen Rezervi : Nesli tükenmekte olan türlerin korunması, üretilerek doğaya yeniden kazandırılması için koruma altına alınması. Geri Kazanım : İnsan gereksinmelerine cevap veren malların kullanıldıktan ya da tüketildikten sonra çöpe atılmayarak, bazı fiziksel, kimyasal ve biyolojik işlemlerden geçirilerek tekrar kullanılır hale getirilmesi. Geobiyont : Yaşam ortamı toprak olan canlılar topluluğu. Geoekoloji : Ekosistemlerin yeryüzünde dağılış ve işleyişini inceleyen bilim dalı. Geofitler : Tomurcuklarını toprak altında koruyan, hibernasyon veya estivasyon ritimli bitkiler grubu. (Yumrulu ve soğanlı bitkiler grubu.) Geokol : (Jeokol) Yaşamın bir periyodunu toprak içinde geçiren hayvanlar.(Bazı böcekler gibi)

Page 14: çevre sözlüğü

Geotaksi : Geotropizm, Jeotropizm. Yere yönelim. Bitkilerde köklerin dünyanın merkezine doğru, gövdelerinin ise havaya doğru aldıkları pozisyon. Germination : Çimlenme. Gigantizm : Sıcaklık azalışı ile orantılı olarak bazı türlerde görülen boy artışı. Gimnospherm : Jimnosperm. Açık tohumlu bitkiler olup genelde ibreli taksonları içerir. Glikofit : Az tuzlu topraklarda yetişen flora. Glüsit : C, H, O den oluşan organik bileşikler. Basit şekerler (oz) ya da karmaşık şekerler (Ozit) lerden meydana gelir. Gökada : Galaksi. Göktaşı : Uzayda başıboş dolaşırken, yerçekimine yakalanıp saniyede 70 km. hızla dünyaya düşerken parçalanan yada çok büyükse bir kısmı yeryüzüne hızla düşen gök cisimleri, kaya parçaları. (Meteor ve meteorit.)

37 Gölge Ağaçları : Fazla ışıktan hoşlanmayan, tersine gölgeli ortamları tercih eden Ladin (Picea), Gürgen (Carpinus), Kayın (Fagus), Köknar (Abies), Porsuk (Taxus) gibi ağaç ve ağaççıklar. Grab : Denizlerin bentik organizmalarının toplanmasına yarayan mekanik kepçeler. Graben : Yer kabuğunun iki fay hattı arasında kalan çıkıntı kuşağı. Gravite Su : Yağmurlardan sonra toprağın geniş boşluklarını geçici olarak dolduran sular. Greenpeace : Barışçı yollardan çevreyi korumayı amaçedinen ilk olarak 1971 yılında Kanada'da etkinliklere başlayan, bağımsız, uluslararası bir gönüllü kuruluş. Türkçe ismi Yeşil Barış Gönüllüleri. Grizu : Metan gazının hava ile teması sonucu oluşan, patlayıcı, tehlikeli bir gaz. GSF : Merkezi Almanya'da olan, Ekolojik Kimya Enstitüsü. Gutasyon : Bitki yapraklarının max. terleme sonucu sıvı vermesi olayı. Güneş Enerjisi : Güneş ışınlarının sağladığı ısıl enerji ve bu enerjinin türlü apareylerle kullanım alanına girmesi. Güneş Pilleri : Toplayıcı, evaporatör, ön ısıtıcı, türbin, reküpevatör, kondansatör gibi düzenlerden geçerek Güneş ışınımını doğrudan elektrik enerjisine çeviren aygıtlar. Gürültü : Arzu edilmeyen ve devamına dayanılamayan seslerin atmosfere yayılması. Gürültü Abzorbsiyonu : Gürültünün yayıldığı ortamdaki maddelerin gürültüyü oluşturan ses dalgalarını yutması. Emmesi. (Bitki örtüleri gibi.)

38

H

Habitat : Canlıların yaşam mekanı. Bir organizma, yada populasyonun doğal olarak yaşadığı yer. Habitus : Dış görünüm. Cisimlerin görünen şekli.(Bir ağaç habitusu gibi) Hadal Zon : Denizlerin 6-7 bin m. derinlikten sonra gelen vadi ve çukurlukları içine alan bölge. Haliç : Büyük akarsu mansaplarının (denize kavuştuğu yer) genişleyip çökmesi ile oluşan deniz ekosistemleri. Halikol : Çok tuzlu topraklarda yetişen bitki grupları. Halobiyont : Tuzlu ortamda yaşayan canlılar. Halofil : Tuzcul bitkilerin, yani tuzu seven veya tuza dayanıklı bitkilerin yaprak yapısı. Halofit : Tuzcul bitkiler, tuza dayanıklı bitkiler. Halojen Hidrokarbürler : Karbon, flor, klor ve hidrojenden oluşan, sürükleyici, soğutucu ve eritici olarak kullanılan, stratosferdeki ozon tabakasını değiştirerek zararlı ultraviyole ışınlarının daha yoğun olarak etkilemesine neden olan gazlar. Kloroflorlu Hidrokarbürler. Haloplankton : Tuzcul planktonlar. Hamada : Taşlık çöl. Hassas Zon : Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yer alan ve Özel Çevre Koruma Başkanlığı'nca düzenlenen planda özel işaretlerle gösterilip niteliğine göre tesbit edilen önlemlerle, zaman, mekan ve faaliyet türleri açısından çok kısıtlı kullanmalara izin verilen ve gerekli sayı ve nitelikte özel personel tarafından kontrol edilen "Doğal Rezerv Alanları" dır. Havada Kuru Kömür : Yaş olarak ocaktan çıkarılan linyit tipi kömürlerin 10 gün kadar açıkta kalıp bir miktar nemini kaybettiği hali.

39 Hava Kirlenmesi : Toz, duman, gaz, koku, buhar, is ve sis gibi kirleticilerden birinin veya daha çoğunun, nicelik ve nitelik bakımından, herhangi bir zaman aralığında atmosferde bulunarak, canlıların yaşamını tehlikeye sokması veya yaşam düzenini tehdit ederek kabul edilemeyecek kadar etkiler oluşturması hali. Havza : Etrafı dağ, tepe, sırt, boyun gibi yüksekliklerle çevrili olup bunların en yüksek noktalarını birleştiren sanal çizgi ile ortası göl, akarsu gibi çukurluklardan oluşan; yağışların toplandığı (kapalı havza) ya da başka bir bölgeye aktığı (açık havza) bölgeler. Havza Amenajmanı : Optimum miktar ve kalitede su üretebilmek, sel, taşkın ve toprak erozyonu gibi zararlı oluşumları azaltmak hedeflerini içeren bir planlama. Hayvansal Biyolojik Kütle : Bir hayvan türünün veya çeşitli hayvan türlerinden oluşan bir fauna grubunun herhangi bir zamanda sahip olduğu toplam madde ağırlığıdır. Hekistoterm : Sıcaklık isteği az olan, genelde soğuk bölgelerde yetişen bitkiler. Heliofob : Gölge seven canlılar. Helofil : Helofil bitkilerin yaprak yapısı. Helofit : Işık seven ve açık yerlerde yetişen bitki formları. Hemerofit : İnsanlarla bir yöreye getirilip oraya adapte olan bitkiler. Hemikriptofitler : Toprak üstünde kalan organları humit ortamda çabuk gelişen, aksi halde yaşamını gitiren, buna karşılık yeniden yaşam koşullarına kavuşursa tekrar canlanabilen bitkiler grubudur. Bunlar daha çok kriptogamlar (eğreltiler gibi), yosunlar v.b. alt grup flora içindir. Herbariyum : Bitkilerin botonik özelliklerini incelemek için, temin edilen veya toplanan bitki örneklerinin dikkatle, baskı altında kurutularak özel saklama kaplarında, etiketleyip tasnif edildiği koleksiyon. (Bitki kolleksiyonu). Herbisitler : İstenmeyen otları öldürücü kimyasal, tarım ilaçları. Herbivor Formlar : Sadece bitkilerle yahut bitkisel orijinli besinlerle beslenen canlılar.

40

Page 15: çevre sözlüğü

Heredite : Kalıtım, irsiyet. Heterojen : Değişken yapıda. Homojen olmayan. Heterotrof : Değişik besin maddeleri ile yaşamını sürdüren hayvanlar. Hetetrof Organizmalar : Bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyerek yaşamını sürdüren, yani hem etobur hem otobur olan, tüketici canlı varlıklar. Kısacası "Tüketiciler". Hibernation : Organizmaların, kış koşullarını uyuyarak geçirmesi. Hibrit : Melez. Genlerle oynayarak bitkilerden elde edilen yeni supspesiesler. Hidratofit : Tohumların sularla taşınması suretiyle bikilerin ayılması. Hidratokori : Sularda yaşayan bitkiler. Hidroelektrik Enerji : Barajlardan, sulardan elde edilen elektrik türü. Hidrofil : Hidrofit bitkilerin yaprak yapısı. Hidrofili : Su ile tozlaşma. Hidrofit : Sucul, çok su seven bitki formları. Hidrografi : Yeraltı ve yerüstü sularını inceleyen ve araştıran bilim dalı. Hidrojen Sülfür : (H2S) Kükürtlü hidrojen. Hidrokarbonlar : (CxHx) Asetilen, etilen, propan, toluon, bütan, benzopren gibi karbon ve hidrojen bileşikleri. Hidrokol : Sularda yaşayan hayvanlar.(Nemcil hayvanlar. Islak yerlerde yaşayan hayvanlar.) Hidroliz : Bir molekülün su etkisi ile bölünmesi. Hidroloji : Yer kabuğundaki suları inceliyen bilim dalı. Hidrolojik Çevre : Su ve nem ile ilgili olarak suyun değişik fiziksel durumlarından oluşan etkileri kapsayan çevre. Hidrolojik Döngü : Suyun bazı doğal kuvvetler ve hava hareketi ile hidrosfer, pedosfer ve atmosfer arasında üç halde ve sistematik bir tarzda devamlı yer ve şekil değiştirerek dönmesi. Dolaşması.

41 Hidrosfer : Okyanuslar, denizler, göller, akarsular, yeraltı suları, toprak suları'ndan oluşan (suküre). Bu suların % 97 si Deniz ve okyanuslarda, % 2 si göl ve akarsularda, % 1 I de buzul ve kar şeklinde olup; tamamı 1.330.000.000 km3 hacmindedir. Hidrostatik Basınç : Tüm suların içerisinde, sıvı moleküllerinin ağırlığı nedeniyle oluşan ve birim yüzeye dik olarak etki eden kuvvet. Hidrotropizma : Bitki köklerinin neme yönelmesi hareketi. Higrometre : Havadaki bağıl nemi ölçen aletler. Higromorfi : Nemcil yapı özelliği. Higropetrik : Nemli kayalarda yaşayan canlılar. Higroskopik Su : Toprağın partikülleri tarafından atmosferden abzorbe edilen toprak suyu. Hinterland : Geri ülke, komşu ülke. Hiper Dispersiyon : Populasyonların yoğunlaşması. Hiperhalin Sular : Çok tuzlu sular. Hipolimnion : Göllerin derin tabakalarındaki yaşam ortamı. Hiposantr : Depremlerin yer kabuğu içinde olduğu merkez. İç merkez. Holarktik Bölge : Asya ve Avrupa'nın büyük bir kısmı ile Kuzey Amerika'yı içine alan dünyanın en geniş bitki yayılım bölgeleri. Holoplankton : Sularda devamlı kalan hayvan kökenli planktonlar. Holosenoz : Biyosistem, ekosistem, mikrokosm. Holozön : Mekanları ile birlikte canlılar topluluğu. Homeo : Sabit, değişmeyen. Homeo statis : Hücreden organizmaya ve biosfere kadar geniş alanda, bütün sistemlerin içinde bulunan çevreye karşı kendisini ayarlama ve onarma gücü. Homojen : Yoğunluğu, sayısı, rengi v.s. her noktasında aynı olan yapıdaki cisimler, maddeler. Homolog : Birbirine benzeyen embroyonik yapılardan, birbirine benzeyen yollarla gelişen, aynı genel düzene sahip olan, buna karşılık frekansları farklı organların birbirine göre durumları.

42 Homotermal : Tekdüze sıcaklık. Horizon : A, B, C gibi katlardan oluşan ve toprak üstünden aşağıya doğru ana kayaya kadar sıralanan toprak profili. Horst : İki fay çizgisi arasında yüksekte kalan ya da iki graben arasında kalan ve yerin hareketleri ile oluşan yüksek kara parçaları. Hum : Polyelerde, erimeden kendini kurtarmış kalkerden oluşan tepeler. Humit İklim : Fazla yağış almasına karşın, buharlaşmanın az olduğu yörelerde oluşan iklim tipi. Humus : Mikroorganizmaların etkisi ile ayrışmaya başlamış, siyah renkte organik maddelerce zengin topraklar. Humus, Ümüs.

I

ICOLP : Ozon Tabakasının korunması için Endüstriyel İşbirliği Örgütü. İngilizce "Industry Cooperative for Ozane Layer Protection" kelimelerinin baş harflerinden kısaltılarak alınmış simge. INRB : Uluslararası Su Kuşları ve Sulak Alanlar Araştırma Kuruluşu anlamındaki İngilizce karşılığının baş harflerinden oluşmuş simge. Isı : Bir sıcaklık değişimi (Yükselme azalma), bir hal değişimi ya da kimyasal bir tepkime ile belirlenen ve kalori ile ifade edilen enerji birimi. Isı Yalıtımı : Binalarda ısı kaybını en aza indirmek için alınan ek önlemler, yapılan ek yapılar.İzolasyon. Tecrit. Isı Yayılımı : Fizik kurallarına göre ısı; Radyasyon (ışınım), Kondüksiyon (cisimlerin birbirine teması ile) ve Konveksiyon (Hava akımları ile) şekillerinde yayılarak enerji dengeleri kurulur ki buna Isı Yayılımı denir. Işık : Saniyede 297 bin km. hızla yayılan, dalga ya da foton denilen parçacıklar topluluğu. Işık Ağacı : Işık gereksinimi fazla olan ya da ışık seven ağaç taksonları (Melez, Huş, çam, Kavak, Meşe gibi).

43 Işınım : Enerjinin belli bir kaynaktan tanecikler biçiminde yayılması. Işınsal Isınım : Güneş enerjisinden gelen sıcaklık.

Page 16: çevre sözlüğü

IUCN : Uluslararası Doğayı ve Doğa Kaynaklarını Koruma Birliği anlamında İngilizce "The International Union for Concervation Of Natural" kelimelerinin baş harflerinden oluşmuş simge. IWRB : Uluslararası Su Kuşları ve Sulak Alanları Araştırma Bürosu.

İ

İdare Müddeti : Orman Amenajman planlarında saptanan bir işletme sınıfı içerisinde toplanmış meşcerelerin (ağaç toplulukları) kesilecek zamanını gösteren ortalama yaş (örneğin 80 yıl, 100 yıl gibi). İhtiyofauna : Balıklar. İhtiyoloji : Balık bilim. İkincil Kirlenme : (Bkz. Ötrofikasyon). İkincil Kirleticiler : Atmosferdeki kimyasal tepkimelerle oluşan maddeler. İkincil Tüketiciler : İkincil ürünü besin olarak alan tüketiciler grubu (Karnivor'lar). İkincil Üreticiler : Bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyerek yaşamını sürdüren bazı karnivolar grubu. Bunlara Heterotorf organizmalar da denir. İkincil Üretim : Birincil üretimleri besin olarak kullanan etoburların oluşturduğu organik madde. İkincil Ürün : Birinci tüketici (herbivorlar) lerin meydana getirdi§i organik maddeler. İklim : Yeryüzünde herhangi bir bölgenin ya da yörenin, uzun yıllar içindeki ortalama atmosfer durumu ile bu durumun gelişimini yansıtan meteorolojik olayların tümü. Klima. İlluminescens : Organizmaların ışın enerjisini alma olayı.

44 İlluviyal zon : Biriktirme zonu. İmar Planları : 1/5000, 1/1000, 1/500 ölçekli haritalar baz alınarak Belediye imar sınırları içinde kalan bölgenin bütününe ait olmak üzere hazırlanmış Nazım Plan ile bu plana göre yapılmış uygulama planları. İmar Sınırı : Nazım Plan sınırı. (Nazım plan olmayan yerlerde bu plan hazırlanıncaya kadar Belediye Sınırı, İmar Sınırı yerine geçer.) İmbat : Özellikle yaz aylarında, öğleden sonraları denizlerden karalara doğru esen serin ve rahatlatıcı meltem rüzgarları. İmmisyon : Belli bir ortamda canlıların çevresel koşullarını bozan maddeler veya enerjilerin (gürültü, titreşim, radyasyon gibi) varlığı. İmmisyon Sınırı : Mevzuata göre, aşılmaması gereken immisyon düzeyi. İndeks tür : Yerleşik tür. İndigenous : Bir yöreye dışardan gelmeyen, aksine yerli olan canlıları. Endemik olan taksonlar.(indigenus) İndikatör Tür : Kirlenme sonucu bir yöreye gelen, ya da aksine o bölgeden kaçan türler. Gösterge tür. İnert Maddeler : Bozuşmayan maddeler. İnfiltrasyon : Yağmur sularının toprağa girmesi olayı olup hidrolojik döngünün bir halkasını oluşturur. İnfralittoral : Denizlerde bentik bölgenin littoral (Fital) sistemin bir zonu. Takriben 30 metrelik bir derinliği kapsar. İnfraneuston : Suyun alt yüzeyine asılı veya tutunarak yaşayan canlılar. İnfraruj : Kızıl ötesi, uzun dalgalı, fiziksel etkili ışınlar. Enfraruj, Kızıl ötesi. İnhibisyon Modeli : Süksesyonun bir modeli olup, bu modelde var olan tüm olanaklar denenir. Diğer modeller Fasiliasyon ve Tolerans modelleridir. İnkubasyon : Kuluçka dönemi.

45 İnsan Ekolojisi : Canlılarla çevreleri arasındaki ilişkileri inceleme bakımından, insanı esas alan ve insan ile çevresi arasındaki karşılıklı iletişimi ana konu olarak inceleyen bilim dalş. Çevre Bilimleri. İnsan Ekosistemleri : Çevreden yararlanmayı ve Çevre İşletmeciliğini zorunlu hale getiren hızlı nüfus artışı sebebiyle doğa koşullarının insan eliyle değiştirilmesi. İnsanın çevreyi yoğun bir şekilde etkisi altına alması ile oluşan çevre. Antropojen Ekosistemler. İnsanımsılar : (Bkz. Primata). İnsekta : Böcekler. Haşarat. Tamamı 22 takım içinde toplanan, gövdeleri baş (Cephalon), göğüs (Thorax) ve karın (Abdomen) olarak genelde üç parça olup, gene genelde toraks'ın üç halkasında birer çift bacak (ekstremite) ve iki veya tek çift kanat taşıyan hayvanlar grubu. İnsektisit : Böcek öldürücü kimyasal tarım ilaçları. İnsektivor : Böcek yiyiciler. Böceklerle beslenen canlılar grubu. İnsinerasyon : Yanabilir, gaz halindeki kirleticileri yakmak suretiyle CO2, H2O ve inert maddelere dönüştüren bir temizleme metodu. İntensif : Verimi sabit tutarak alanı küçültmek esasına dayalı orman, tarım gibi işletme şekilleri. Entanzif. İnteraksiyon : Aynı ortamda bulunan biyolojik türlerin birbirine olan etkileri. Koaksiyon. İnterferon : Hücrelerin salgıladığı ve virüslere karşı direnmeyi sağlayan maddeler. İnterflow : Toprak içinde akan, yada yamaçlardan sızan sular. İntersepsiyon : Yağış sularının bir bölümünün, bitkilerin toprak üstü kısımlarınca tutularak buharlaşması ile tekrar havaya karışması olayı. İnterspesifik : Türler arası ilişki ve oluşumlar. İntraspesifik : Tür içi oluşumlar. İntrazonal Topraklar : İklim ve vejetasyonun etkisine rağmen, kötü drenaj, tuzluluk veya diğer bazı bölgesel koşulların etkisi ile meydana gelmiş; tuzlu, alkali, çayır, bataklık gibi topraklar. Zonal olmayan topraklar.

46 İnvasion : Organizmaların göçü, yer değiştirmesi. İnversiyon : Yükselen sıcak havanın önce soğuması, sonra ısınması ile alttaki hava tabakasını bir örtü gibi örtmesi olayı. İnversiyon Zonu : İnversiyon olayında aradaki durgun hava katmanı. İrradyasyon : Işınlama, ışık alma. İskan Bölgesi : İmar sınırı içinde inşaat yapmaya izin verilen bölgeler. İşletme Müddeti : (Bkz. İdare müddeti). İyon : Bir ya da daha çok elektron almış ya da tersine yitirmiş, atom veya atom kümesi. (Anyon ve kanyonlar). İyonizasyon : Maddelerin atomlarından elektronlar koparılarak ortaya pozitif ve negatif yüklü atomların (iyonların) çıkması. İyonlaşma.

Page 17: çevre sözlüğü

İyonosfer : Atmosferin mezosferden sonraki, 80 inci km. den başlayıp takriben 900. km. ye kadar devam eden, içinde elektrik yüklü (İyon) gazların bulunduğu en dıştaki küre. İzobar : Hava basıncının aynı olduğu noktaların birleştirilmesinden oluşan eğriler. Eş basınç eğrileri. İzobat : Eş derinlik eğrileri. İzogami : Eş gametlilik. Bir tür eşemli üreme tipi. İzohalin : Bir su ortamında, belli bir zaman içinde aynı tuzluluk derecelerini belirtilen çizgiler. İzohips : Topoğrafya haritaları ile maden haritalarında, eş yükselti eğrileri. İzoseit : Eş deprem eğrileri. Depremlerden aynı derecede etkilenen yeryüzü noktalarından geçtiği varsayılan eğriler. İzostasi : Yer kürenin, farklı yoğunluklu katmanlarındaki denge durumu. İzoterm : Eş sıcaklık eğrileri. İzotop : Atomları eşit sayıda elektron ve proton içeren, buna karşılık çekirdeklerindeki nötron sayıları farklı olan maddeler.

47

J Jeodezi : Topoğrafya. Jeofizik : Yerkürenin iç ve dış katmanlarını inceleyen Coğrafya ve Jeoloji bilimleri ile ilişkili bir bilim dalı. Jeoid : Yer kürenin şekli. Jeokimya : Yer yuvarlağının kimyasal açıdan inceleyen bir yerbilimleri dalı. Jeoloji : Yer Bilim. Mineraloji, petrografi, stratigrafi ve paleontoloji gibi dalları içeren ve yerin katmanlarındaki olayları tarih ve yer olarak inceleyen bilim dalı. Jeolojik Devir : Jeolojik zamanların içinde yer alan ve belirgin sebeplerle sınıflandırılmış bölümler. Arkeen, prakambriyum, kambriyum .... gibi. Jeolojik Formasyonlar : Çeşitli jeolojik devirlerde oluşmuş katmanlar (Eosen-Miyosen gibi) ya da yapısına göre farklılıklar gösteren oluşumlar (Granitler, serpantinler gibi). Jeolojik Zaman : Dünyanın kabuk bağlamaya başlamasından itibaren günümüze kadar geçen 4,5 milyon yılın 5 ayrı aşamasında ele alındığı ve en uzununun başlangıçta, en kısasının da içinde yaşadığımız dilimleri içeren süreçleri. (Azoik, Paleozoik, Mesazoik, Neozoik, Antropozoik gibi). Jeomanyetizme : Yer küreye bağlı olan manyetik olayların bütünü. Jeomorfoloji : Yeryüzünün rölyef şekillerini saptayıp bunları bilimsel yönden açıklayan Coğrafyaya bağlı bir bilim dalı. Jeotermal Enerji : Yeraltından çıkan sıcak sulardan elde edilen, daha çok ısıtmada kullanılan temiz enerji türlerinden biri. Jeotermik : Yer kabuğunun içinde oluşan ısı olayları ile ilgili. Jenez : Kalıtımsal. Jimnosperm : (Bkz. Gymnosperm) Açık tohumlu bitkiler. Jipsofit : Jipsli topraklardan hoşlanan bitkiler grubu. Juvenil Sular : Yer katmanlarının derinliklerinde kimyasal tepkime sonucu oluşan ve yeryüzüne çıkan manyetik sular.

48

K Kalensöve : Bitki köklerinin ucunu örten, yüksük şeklinde koruyucu bölüm. Kalensuve, Yüksük. Kalıtım : Bir canlının fiziki ve ruhsal özelliklerinin döllenme sırasında dişi ve erkek kromozomları ile kendinden sonra gelen kuşaklara geçmesi. İrsiyet. Kalsikolum : kalkerli topraklarda gelişen ve yaşayan bitkiler grubu (kalsifit). Kambiyum : Bitkilerde kök ve gövdenin ikinci yapısında odun ve soymuk oluşturarak kalınlaşmayı temin eden tabaka. Kamefit : Kışın toprak üstünde kalabilen, çok yıllık otsu-çalımsı bitkiler grubu. Kameofit Bitkiler : Tomurcukları toprağa yakın, otsu-odunsu, kısa boylu ve arit iklim kuşağının bitki grupları. Kanibalizm : Bazı hayvan türlerinde ergin formların, besinlerinin bir bölümünü kendi genç formlarının oluşturduğu beslenme biçimi. Kanser : Bir organizmada ya da bir dokudaki hücrelerin düzensiz bir biçimde bölünerek hızla çoğalması sonucu ortaya çıkan kötü huylu (habis) ur. Hücre dejenerasyonu. Neoplazma. Kanyon : Kalkerlerden oluşan yereyde, akarsuların etkisi ile oluşan, kenarları dik ve derin vadiler. Dar boğazlar. Kapuz. Kapız. Kapalı havza : Bkz. kapalı sistem. Kapalı Sistem : Deniz ve göllerde; az bireye karşılık çok tür olarak gözüken, dıştan bir akışın olmadığı berrak suların stabl durumu. Kapalı Tohumlu Bitkiler : (Bkz. Angiosperm'ler). Kapilarite : Kılcallık. Toprakta oluşan ve suyun yüzeye çıkmasına sebep olan özellik. Karasal Ekosistemler : Biyosferin herhangi bir parçasındaki ekosistemler. (Terrestic Ekosistemler).

49 Karasal İklim : Genelde denizlerden uzakta ve denizin etkileme sınırı dışındaki kara ve dağlık bölgelerde görülen ve hem gece gündüz, hem de yaz-kış sıcaklık ekstremlerinin büyük olduğu bölgeler iklimi. Karasal Kuşlar : Sülün, keklik, çil, bıldırcın, turna gibi beslenmelerini karalarda yapan kuş grupları. Karayel : Kuzey-batı (NW) den esen serin rüzgarlar. Karnivora : Etçiller. Etoburlar. Beslenmelerini etle yapan hayvanlar. Karpoloji : Meyve bilimi. Karstik Arazi : Suların etkisinde kalarak aşınıp şekil değiştiren kireç taşlarından oluşmuş (Kalkerli) araziler. Mağaralar, dolinler v.b. Kastanetum : H. Mayer'in bitki zon ve rejiyonlarından, kestane ağacı ile temsil olunan ılıman iklim kuşağı. Bitki zonu. Katadrom balıklar : Üreme mevsiminde tatlı sulardan denizlere geçen balıklar.(Talassotok). Katalizör (Taşıt araçlarında) : Egzoslara yerleştirilip, motordan çıkan zehirli gazları kimyasal reaksiyonlarla zararsız hale getiren platin ve rodyum elementlerinden oluşmuş çok ince tabakalar halindeki aygıt. Katı Atıklar : Ev çöpleri, iri ve hurda çöpler, bahçe artıkları, sokak süprüntüleri, sanayi çöpleri, mezbaha ve ahır artıkları, enkaz ve toprak gibi kullanma dışı olup insan ihtiyaçlarının dışındaki, işe yaramayan artık maddeler.

Page 18: çevre sözlüğü

Katı Yakıtlar : Kömür, odun, maden kömürü, linyit, turb, tezek gibi katı halde bulunan enerji kaynakları. Katran : Odun, kömür gibi organik maddelerin kuru damıtılması ya da metan'ın petrol gazları ile yanmasından elde edilen yoğunlaşmış ürünler. Katyon : Negatif iyon yüklü cisimler. Kavkı : Gastropod (Karından bacaklılar), lamelibranş (yassısolungaçlılar), brekiepod gibi küçük yumuşakçaların dış iskeleti olan kabukları ve kabuk kalıntıları. Kayaç : Yer kabuğunun oluşturucu gereçleri olan ve bileşim, yapı, köken bakımından aynı nitelikleri taşıyan mineral kitleleri. Sahre. Taş.

50 Kemosentez : Işıksız ortamda, inorganik bileşiklerin oksitlenmesinden açığa çıkan enerjiyi kullanarak birincil üretimi sağlayan olay. Kentsel Alan : Şehir ve kasabalarda, binaların bulunduğu bölgeler. Kentsel Ormanlar : Şehir içinde ya da bitişinde oluşturulan ve daha çok, insanların ideal faydalanmalarına hizmet veren ormanlar. Başka bir tarifle : Endemikler dahil, gen kaynaklarını korumak, geliştirmek, doğal sit alanı oluşturmak ve geliştirmek, çağdaş yaşamın st sığınabileceği rekreasyonel alanları insanın yararlanmalarına sunmak, yine çağdaş yaşamın getirdiği ve artarak getireceği çevresel bozulmaları dengeleyen çalışmaların yapıldığı ormanlar. Keşişleme : Daha ziyade Marmara Denizi için kullanılan ve güney-doğu (SE) yönünden esen ılıkça rüzgarlar. KFA : Merkezi Almayna'da bulunan uygulamalı Fiziksel Kimya Enstitüsü'nü ifade eden kelimelerin baş hafleri. Kırsal Alan : Yerleşim birimleri dışında kalan ve İmar Mevzuatına göre Köy Muhtarlığı ve Merkezi Yönetim kontrolü altındaki, tarım alanları, mera, çayır, hali araziler gibi yerler, araziler. Kıt'a Sahanlığı (Continental Shelf) : Kıt'asal uzantının, kıyısal bölgeden başlayarak ortalama 130 m. derinliğe kadar uzanan bölümü. Kıta yamacı : Kıta sahanlığının uzantısı olan zon. Kıyı Çizgisi : Deniz, göl (yapay veya doğal) ve akarsularda, taşkın durumları daşında suyun karaya değdiği noktaların birleştirilmesinden oluşan çizgi. Kıyı Kanunu : Deniz, yapay ve doğal göl, akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde bulunan bir bakıma devamı niteliği taşıyan kayı bantlarının doğal ve kültürel özelliklerini göz önünde tutarak, koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu yararına kullanma esasanı saptayan 4.4..1990 tarih 3621 No.lu kanun. Kıyı Kenar Çizgisi : Deniz, yapay veya doğal göl ve akarsularda kıyı çizgisini takiben, kara yönünde su haketlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı.

51 Kıyı Şeridi : Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan bant. Kimyasal Arıtma : Kirletilmiş suların aratılıp tekrar kullanıma sokulmasındaki ikinci aşaması olup; bu aşamada önce havalandırma ile dibe yakın, aşırı kirlenmede serbest kalan tuzlara engel olunarak anaerob ortamın kaldırılması, sonra da sediment dip tabakaların çıkarılması esasına dayanr. Kir : Genelde gayet ince (çoğunlukla koleidal olarak) dağılmış, istenmeyen maddeler. Kirlenme Gülleri : Rüzgarların hızı ve yönü için kullanılan Rüzgar Gülü yerine, hava kirlenmesini esas alarak yapılan bir çeşit rüzgar gülü. Kirlenmenin Biyolojik Endikatörü (Ekolojik Gösterge) : Çevre kirlenmesinin belirlenmesi veya ölçülmesi için kullanılan canlı organizmalar veya organizma bölümleri serisinin bütün pisikokimyasal faktörlerinin değişiminin tümünü içeren canlı organizmalar veya çevrelerinin kalitesi ile bundaki değişiklikler için güvenilir bir ölçü. Kirleten : Eylemleri sonucu doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine sebep olan gerçek ve tüzel kişiler. Kirleten Ödesin Presibi : Kirleticilerin kamu yetkililerince belirtilecek kirliliği önleyici önlemleri alıp, maliyetini yüklenmesi. Kirletici Kaynaklar : Doğal (Atmosfer, sular), tarımsal kaynaklı (atıklar, ilaçlar, erozyon), kullanılmış sular, biriktirme ürünleri (çökellerin sızması, oksijen azlığı), Maden İşletmeleri, çöp döküm yerleri gibi altı gruptur. Kirletme Kaynağı : Çevreye kirletici bir takım maddeler veya enerjiler (gürültü, titreşim, radyasyon, ısı gibi) yayan tesis veya tertibat. Klima : (Bkz. iklim). Klimaks : Bitki topluluklarının eski evrelere dönüş yapmadan devamlı şekilde ilerleyen değişimlere uğrayarak erişilmiş olan son evrede kararlılık göstermesi. Örneğin : primitif bitkiler-çayır vejetasyonu-çalı vejetasyonu-orman vejetasyonu olarak aşamalar geçirip ormanda karar kılması. Geniş anlamda doyum, orgasm.

52 Klimatik İndis : Sıcaklık, yağış ve nem arasındaki ilişkiyi gösteren ve amprik formüllerle belitilen rakamlar. Klimatolog : İklim bilimci Klimatoloji : İklim bilimi. Klon : Bir alt tür olup, genetik özelliklerle birbirinden ayrılır. Klorflorkarbon ( CF cl3) : Ozon tabakasının incelmesine sebep olan gaz. Klorofil : Bitkilerin taze sürgün ve yapraklarında bulunup, karbon özümlemesini sağlayan yeşil madde. Koagülasyon : Bulanık suların içinde bulunan "Silt" taneciklerinin elektrostatik yüklerini nötralize etmek üzere suyun içine pozitif iyon veren (Anyon) Alüminyum sülfat gibi maddeler ilave edilerek suyun temizlenmesi. Koaksiyon : (Bkz. İnteraksiyon). Koeksistans : Aynı taksondan birçok türe ait populasyonların birarada yaşamaları. Koevulasyon : Ortakevrim. Kohabitasyon : İki türe ait bireylerin ortak yaşamaları şekli. Kohezyon : kopma direnci. KOI : Kimyasal Oksijen İhtiyacı anlamında kısaltma. Suda var olan canlı veya durgun maddeler tarafından belli zaman dilimi içinde tüketilen oksijenin, litrede miligram olarak miktarı. Kok Kömürü : Isıtılarak gazı alınmış maden kömürü. Gazhane kömürü. Koklaştırma : Maden kömürünün yüksek ısı etkisi ile içermiş olduğu gazları (Havagazı) dışa verip kok haline dönüştürülmesi olayı. Kokurdan : Bkz. Dolin. Koli Basili : Uç kısımları yuvarlakça, çomak şeklinde, çok defa insanların ince bağırsaklarında saprofit (çürükçül) olarak yaşayan, bu sebepten de çeşitli enfeksiyonlara yol açan bakteriler. Koliform : Koli basillerinin meydana getirdiği ve sularda kirlenmeye yol açan ortam. Koloid : Dinamik bir denge ile, çeşitli madde taneciklerinin bir sıvı içinde asılı halde bulunduğu hali. Kristaloid olmayan maddeler.

53

Page 19: çevre sözlüğü

Koloidal : Koloid özelliği gösteren maddeler. Koloni : Birarada yaşayan canlı türler topluluğu. Kuş kolonisi gibi. Kolşik : Kafkas dağlarının güneyinde bulunan tarihsel "KOLŞİD" ülkesi ile ilgili olarak bu yöreye galat olarak verilen isim. Kolşik Flora : Kolşik zonda yetişen, buranın mesoklimatik özelliklerine uyum suğlamış bitkiler grubu. Kolşik Zon : Kafkasların Karadeniz boyunca uzanıp Giresun'a kadar geçen ve ortalama 400 yükseltisinde son bulan, bol yağışlı, bol nemli subtropikal oseanik karakterde mesoklimatik özelliğe sahip, orman gülleri, çay, turunçgiller ile temsil olunan bölge. Komensalizm : Birbirine zarar vermeden, aksine birbirine faydalı olarak iki ya da daha çok tür canlının ortak yaşama şekli olup; her türün birden fazla komensalizmi olabilir. Kommunite : Bkz. Biosönoz. Kompensasyon : Bir bitkinin 24 saatte fotosentezle ürettiği oksijenle kullandığı oksijenin eşit olması durumu. Kompensasyon derinliği : Denizlerde bitkilerin ürettikleri oksijenle, tükettikleri oksijenin birbirine denk olduğu derinlik sınırı. Kondüksiyon : Cisimlerin birbirinden de§me yolu ile ısı alış verişi. Konglomera : Çakıltaşı veya blok taşlarının bir çimento maddesi ile (silis gibi) birleşip metomorfoze olmuş kayaçlarıdır. Taneler yuvarlak ise puding, köşeli ise breş adını alır. Konibalizm : Bazı hayvan türlerinde ergin formların besininin bir kısmını kendi genç formlarından aldığı beslenme şekli. (Balıklar gibi) Konifer : Kozalaklı ağaçlara verilen isim. Kozalaklılar. çam, köknar, ladin, sedir gibi. Konkresyon : Bir boşluğu dolduran, sert yapıda kimyasal çökeller. Konsamatörler : Beslenme zincirindeki tüketiciler grubu. Konsantrasyon : Bir maddenin birim hacmindeki ağırlık olarak miktarı olup mg/litre olarak ölçülür. Yoğunlaşma, Yoğunlaştırma.

54 Konservatif Maddeler : Mantar gibi zararlı organizmalardan yiyecek maddelerini korumak amacı ile yiyecek maddelerine katılan Benzoe Asidi, Sodyum Sorbat gibi alerji yapan maddeler. Konstrans Tür : Kalıcı tür. Kommunite envanterinde türlerin bulunuş derecesinde, alanın en az yarısında bulunur. Konsumers : Tüketiciler. Kontaminasyon : Zararlı maddelerin birikmesi (toprakta, balıkta gibi). Kontinental : Karasal. Konukçu : Değişik türden birisine besin, koruma gibi olanaklar sağlayan canlı türler. Konveksiyon : Isının soğuk ortamlardan sıcak ortamlara doğru yer değiştirerek yayılması şekli. (Rüzgarlar gibi). Konvergens : Değişik cinsten birbirine benzeyen organizmaların durumu ya da, denizlerde yoğunluğu artan suların dibe çökmesi olayı. Konvergent : Daralan. Tersi açılım: Divergent. Koprazyon : Silisli kum ve tuzların rüzgarlarla taşınması sırasında yerden 1-2 m. yükseklikte yaptıkları aşındırma olayı. Koroloji : Canlıların coğrafi özelliklere bağlı olarak dünyadaki yayılışını konu alan bilim dalı. Korrozyon : Oyulma. Kortizon : Böbrek üstü bezi kabuğunun salgıladığı hormonlardan birisi. Koruluk : Tohumdan yetişmiş, tek gövdeli ağaçlardan meydana gelen ve başta kerestelik olmak üzere çok amaçlı kullanım alanı olan orman tipi. Koruma Ormancılığı : Çevre ormancılığı. Ormanlardan ekonomik açıdan çok korunarak, fonksiyonel değerlerinden toplumun yararlanmasını amaç edinen ormancılık tekniği. Koruma Ormanları : Teknik ve bilimsel zorrunluklar dışında, kesim yapılmayarak, olduğu gibi korunmak ve bu suretle sadece ideal faydaları ya da fonksiyonel değerleriyle çevre hizmetine ayrılan ormanlar.

55 Kotiledon : Çenek.Monokotiledon; tek çenekliler, dikotiledon; iki çenekliler gibi. Tohumun içindeki bitki taslağında bulunan yaprakçıklar. Kozmik Çevre : Uzay çevresi. Kozmik Işınlar : Evrenin derinliklerinden, uzaydan gelen, dünya atmosferinde ve yeryüzünde özellikle kimyasal ve biyolojik yönde ilgi çekici reaksiyonlara yol açan, çok büyük enerji yüklü taneciklerden oluşmuş ışınım. Kök Boğazı : Bir fidanın ya da ağacın toprakla temas ettiği kökün en üst bölümü. Krebs Çevrim : Canlı hücrelerin metabolizma reaksiyonlarının çoğu için gerekli olan, önemli ölçüde enerji tükettiğini, hücre enerji üretiminin de oksijen tüketen reaksiyonlar zinciri sırasında mitokondriler düzeyinde gerçekleştirdiğini ortaya koyan metabolizma süreci. Kripto : Gizli. Kriptogamlar : Eğrelti otları, atkuyrukları, kibrit otları, yosunlar gibi çiçeksiz bitkiler grubu olup (kripto : gizli) gizli döllenen anlamına gelir. Kriyos : Soğuk. Krizalit : Böceklerin jenerasyon tablosundaki 4 evreden üçüncüsü olup larvaların bir koza içinde metamorfoze olayını gerçekleştirdikleri koza hali. Kromozom : Canlı hücrelerin çekirdeğinde, mitoz (karyokinez) bölünme sırasında belirgin hale gelen ve kromatin (renkli) iplikçilerin boyları doğrultusunda parçalara ayrılmasından oluşan küçük, kıvrık çubuk şeklinde cisimcikler. Renkli iplikçiler. Kserobi : Kurak ortamlarda yaşayabilen canlılar. (Özellikle çöllerde) Kserofil : Kserofit bitkiler grubunun, Akdeniz iklim özelliklerine uyum sağlamış, etli, kalın ve kitini bir tabaka ile kaplı yaprak tipleri. Kserofit : Özellikle Akdeniz iklim özelliklerine ve yazın sıcak ve kurak geçen periyoduna dayanabilmek için gerekli morfolojik ve botoniksel değişimleri geçirmiş kurak çöl bitki grupları.

56 Kseromorf : Kserofit bitkilerin dış görünüş şekilleri. Kserotermik İndisi : Bir yörenin kuraklığını belirleyen ve (Q) ile gösterilen ampirik formül. Kuanta : Işımanın, ışığın, enerjinin yayılma miktarı. Kelime anlamı olarak da, parçacıklar şeklinde ifade edilebilir. Örneğin Türkiye'de para kuantumu 500 TL. dir ve daha küçük para yoktur. Kuanta özellikle nükleer fiziğe büyük aşamalar getirmiştir. Işık kuantalarına foton denilmektedir. Kuisens : Estivasyon ve Hibernasyon şeklindeki uyku durumları. Kumul : Çöllerde, kıyılarda rüzgarların şekil verdiği kum yığınları (Eksibeler) ve bunların oluşturduğu ekosistemler. Kuprofit : Bakırca zengin topraklarda yetişen bitkiler grubu. Kurtçuk : Böceklerde, yumurtadan çıkan ikinci evre canlılar. Larva.

Page 20: çevre sözlüğü

Kuruluş Yeri Kriterleri : Bir tesis için kuruluş yeri seçilirken dikkat edilmesi gereken etmenlerin tümü. Çevre kirlenmesi, soğutma suyu kapasitesi, nüfus yoğunluğu, ekonomik yapı, topoğrafya, jeoloji, yerleştirme hacmi, rüzgar yönleri-şiddetleri, deprem riskleri gibi. Külde Kükürt : Bünyesinde kükürt içeren yakıtların, yanma sırasında yanmayarak külde kalan kükürt yüzdesi. (Diğer kükürt, yanar kükürttür). Kümülüs Bulutları : Yeryüzünden 2-6. kilometreler arasında bulunan, üst katmandakilere Sirrokümülüs, alt katmanlardakine de Altokümülüs denilen ve yağmur getiren bulutlar. Küresel İklim Sistemi : Atmosfer, hidrosfer, litosfer ve biyosferdeki birbiriyle iletişim içinde bulunan ana bileşenlerin toplamı.

57

L

LAB : Lineer Alkil Benzen kelimelerinin kısaltılmış şekli olup, deterjanların içine giren ve zararlı etkisi az olan sentetik madde. Labilite : Dayanıksızlık. Dirençsizlik. Lagon : Mercan resiflerinin denizden ayırdığı sular. Lagün : Denize bir ya da çok kanallarla bağlı, tuzlu-tatlı su karışımı göl veya gölcükler. Land-use : Arazi kullanımı. Lapye : Sivri ve çoğunlukla keskin tepelerle birbirinden ayrılan karstik küçük şekiller olup, çıplak kayanın yüzeyi derin yiv, delik ve oyuklarla yarılmış haldedir. LAS (LABS) : Lineer Alkil Benzen Sülfonat kelimelerinden kısaltmadır. Biyolojik bozuşmaya uğrayarak su kirliliği açısından zararlı olmayan deterjan tipi. Latent : Yaşamın durma sınırına kadar yavaşladığı hareketsizlik veya uyuma periyodu. Laterit : Tropik kuşağın demir oksitçe zengin kırmızı renkli toprakları. Larva : Böceklerin jenerasyon tablosundaki yumurtadan sonra gelen ikinci evre. Kurtçuk. Lav Gölü : Lavların bir vadiyi kapatması sonucu oluşan göl tipleri (Van Gölü gibi). Lazer : Uyarılmış ışınımı yolu ile çalışan ışık yükselticisi. (Light Amplification By Stimulated Emission Of Radiations) un kısaltılmışı. LD50 : Organizmaların %50sini öldüren toksik doz. Lektin : Çok değişken yapısı ve molekül ağırlığı olan, bitkisel kökenli protein. Lentik Sular : Göller gibi durgun sular. Leptofil : Yaprak yüzeyleri 25 mm2den küçük bitkiler. Lethal : Öldürücü. Lian'lar : Sarılıcı bitkiler. Lignifikasyon : Odunlaşma.

58 Liğnin : Selülozla birlikte odunu oluşturan ve daha çok ağacın merkezine doğru olan iç kısımlarda yer alan, karmaşık maddelerden oluşan sert odun maddesi. Linin. Liken : Bir su yosunu ile telsel yapıda bir mantarın ortak yaşama şekli. Başka bir anlamda bir deri hastalığı. Likenetum : Likenlerle temsil edilen ve dağların yüksek yerlerinde vejetasyonun sınırına yakın bitki rejionu. Limivorlar : Besinlerini sediment (çökeller) içinden toplayan canlılar grubu. Limnik : Göllerle ilgili. Limnik Ekoloji : Göller, tatlı sular ekolojisi. Limnoloji : Göl bilim. Limokol : Çamurlarda yaşayan canlılar. Linyit : Jeolojik yaşları maden kömürlerine göre yeni (10-30 milyon) kalorifik değeri odundan yüksek (2000-3500 Kcal), esmer renkte, içerdiği kükürtdioksit sebebiyle genelde havayı kirletici nitelikte bir fosil yakıt türü. Litofag : Kayalarda oyuklar açarak yaşamını sürdüren organizmalar. Litofitler : Kaya bitkileri. Litojenez : Kaya oluşumu. Litoloji : Tortul kayaçları konu alan jeolojinin bir kolu. Taş Bilim. Litosfer : Dünyanın kabuğunu oluşturan ve ortalama kalınlığı 100 km. olan, katı maddelerin meydana getirdiği küre parçası. Taş Küre, Dış Kabuk. Littoral Bölge : Deniz ve göllerde kara uzantısının devam ettiği ve gel-git olayının geçtiği bölge. Lodos : Güney batı (SW) dan esen sıcak rüzgarlar. Lojistik Denklem : Populasyonlardaki sayısal çoğalmayı belirten ve daha çok insan populasyonları için kullanılan ampirik bir formül. Lokal Klima : Yerel İklim. Lotik : Dereler, çaylar, nehirler gibi akarsularla ilgili.

59 Lös : Rüzgarların kurak bölgelerden yağışlı bölgelere taşıyıp yığdığı katmanlaşmamış elemanlardan oluşan kalın ve bitek toprak. LSD : Tahılların asalak mantarı olan çavdar mahmuzundan elde edilen Lizerjik Asitin Dietilamidi isminin kısaltılmışı, bir tür uyuşturucu (Narkotik) madde.

M

MAB : İnsan ve Biyosfer Programı kelimelerinin İngilizce karşılığının kısaltılmışı. Madde Döngüsü : Canlı organizmalarla, çevrelerini içine alan ve kimyasal değişim sonucu oluşmuş bulunan maddelerin ekosistemdeki dolaşımı. Maddenin Sakımı İlkesi : Doğada hiçbir madde yok olmaz, sadece şekil değiştirir. Maden kömürü : Daha çok Karbonifer kökenli, değişmiş ve ayrışmış bitki kalıntılarından uzun yıllar boyunca oluşmuş, siyah renkte, yoğun, kalorifik değeri yüksek (5000-7000 Kcal), koklaştırılabilir temiz bir katı yakıt türüdür. Taş Kömürü. Major : Büyük. Major Kommuniteler : Karasal, denizsel ve tatlısu kommunitelerine verilen ortak isim. Büyük kommuniteler.

Page 21: çevre sözlüğü

Maki : Akdeniz iklim tipine uyum sağlamış, ksoromorf, boyları kısa, çok gövdeli ve ormanların gerilemesinden meydana gelmiş, daha çok silisli toprakları tercih eden ağaççıklar topluluğu. Sandal, Sakız ağacı, zakkum, zeytin, ılgın gibi ağaççıklar birer maki elemanıdır. (Durisilva, Kaparral, Malke Scrup). Makro : Büyük, uzun (mikro karşıtı). Makro Ekosistemler : Kıt'alar, ormanlar, okyanuslar gibi büyük alanları içine alan ekosistemler. Makrofag : İri parçalı besinleri yiyerek beslenen hayvanlar grubu. Makrofauna : İri gövdeli hayvanlar. Büyük hayvanlar.

60 Makrofil : Büyük yapraklı bitkiler. Makroklima : Meteorolojik iklim. Büyük iklim. Coğrafi bir bölgeyi içine alan iklim. Mallee Scrub : Maki'ye Avustralyada verilen isim. Mangrov : Tropikal bölgelerin kıyılarında oluşan bitki toplulukları. Mangrovlar : Tropikal ve subtropikal kuşakların, açık deniz etkisinden korunaklı kıyılarında, kıyı boyunca yer alan, değişik bitki taksonlarından oluşmuş ekosistemler. Manto : Yer kabuğunu oluşturan Sial ve Sima'nın altındaki kalınca konsantrik küre. Yer kabuğu ile çekirdek arasındaki tabaka. Maregraf : Deniz düzeyini ölçen ve kaydeden aletler. Marn : İçine kalker karışmış kil toprağı. Marş : Bataklık. Master Planlar : 1/25.000 ölçekli şehirlerin temel büyüme rehberleri. Meadow : Çayırlık. Medio Littoral Zon : Deniz kıyılarında periyodik olarak dalga ve gel-git etkisiyle su altında kalan veya su dışına çıkan bölgeler. Mega : Çok büyük. Mega ekosistem : Kara, deniz, orman gibi büyük ekosistemler. Megaterm : Sıcak seven. Yüksek sıcaklıkta yaşamını sürdüren bitkiler (Politerm). Meliorasyon : İyileştirme, ıslah etme. Meltem : Gündüz öğleden sonra denizlerden karalara, geceleri de karalardan denizlere doğru esen günlük rüzgarlar. Menderes : Akarsularda dışbükey kıyının aşınması, buna karşılık içbükey kıyıda oluşan yığışmaların sonucu, bir nehrin çizdiği düzenli dolambaçlı yol. Mer'a : Hayvanların serbestçe dolaşıp otladıkları ve bu yolla besinlerini sağladıkları ekosistemler. Otlak. Mercan Resifi : Tropikal denizlerin kıta sahanlığı içinde kalkerli canlıların yığılması sonucu oluşan adacıklar. Meristem : Bitkilerde büyümeyi sağlayan sürgen doku.

61 Meromikrik Rejim : Göllerde, termik ve yoğunluk katmanlaşmalarının var olması sebebiyle yaşamın heterojen tarzda dağıldığı periyod. Meromiktik Rejim : Göllerde, ilkbahar ve sonbaharda su dolaşımı sırasında canlıların heterojen bir şekilde dağılış periyodu. Meroplankton : Sularda pasif olarak yer değiştiren, geçici, fauna orijinli planktonlar grubu (Bunların devamlı olanları Holoplanktonlardır). MESAEP : Akdeniz Çevre Koruma Bilimsel Birli§i. Mediterranean Scientifite Assosiation Of Environmental Protektion kelimelerinin baş harflerinden oluşan MESAEP'in merkezi Almanya Münih şehrindedir. Mesoboli Organizmalar : Su ve neme gereksinimleri oldukça azalmış, mevsim kuraklıklarına dayanabilen ve mesofit bitkileri içine alan canlılar grubu. Meso Ekosistemler : Çayırlar, akarsular, koruluklar, bahçeler gibi orta büyüklükteki ekosistemler. Mesofil : Higrofitlere nazaran, suya veya atmosferik neme olan gereksinmeleri daha az, kurak ve nemli mevsim değişikliklerine dayanabilen bitkiler grubunun yaprak özellikleri. Mesofit : Mesofil bitkilerin oluşturduğu ve orta derecede kuraklığa dayanıklı grup. Mesofil yapraklılar grubu. Mesoklima : Orman, Çöl gibi bazı özel tipteki ortamların, orta büyüklükteki iklim tipleri. Mesoterm : Ilıman iklim ortalama sıcaklığı. Mesotrofik Göller : Trofik düzeyi 3-9 metreler arasındaki göller. Meşcere : Orman oluşturan ya da büyük gruplar halindeki ağaç toplulukları. Metabiyosis : Ortak yaşamda, birinin diğerine beslenme olanakları sağlaması. Metabolizma : Hücre işleyişine gerekli maddelerin, bir ya da daha çok kullanım dizisi oluşturan, biyokimyasal tepkimelerin bütünü. Metalurji : Madenlerin cevherlerinden ayrılarak, çıkarılması, hazırlanması ve işlenmesini konu alan bir madencilik bilim dalı.

62 Metamorfik : Başkalaşım sonucu oluşmuş. Metamorfizma : Başkalaşım. Metan : Hareketsiz sucul ortamlarda suyun dibinde oluşan bir karbonlu hidrojen gazı. Bataklık gazı. Metastas : Kanser tümörlerinin, çevreye, en uzak bölgelere kadar yayılması, vücudu sarması. Metazoa : Çok hücreli hayvanlar alemine verilen isim olup Fauna aleminin alt alemini oluştururlar. (Diğer altalem protozoa'dır.) Meteor : Uzayda başıboş dolaşan ve saniyede 70 km. hızla dünya atmosferine girerken, elektriklenip yanarak küçülen, hatta toz haline gelerek genelde yeryüzüne ulaşamayan gök cisimcikleri. Meteorit : Yeryüzüne düşen meteorlar. Meteor taşları. Meteoroloji : Atmosferdeki olayların yasalarını gözlemler yolu ile inceleyip değerlendirerek, yakın gelecek için hava tahminleri yapan, topladığı bilgileri Klimatog'lara aktararak klimatoloji bilim dalına katkıda bulunan Fizik ve uzay bilimlerinin uzmanlık kolu. Meteorolog : Meteorolojiyi kendisine meslek edinmiş ve bu dalda uzmanlaşmış elemanlar. Mezoloji : Çevre bilimi. Mezosaprobi Zon : Suların kirlenmesi olayında, organik maddelerle az kirletilmiş ve saprofil organizmaların çoğunlukta olduğu sulak alan bölgeleri. Mezosfer : Hava kürenin Stratosfer ile İyonosfer arasında (37-80 km. ler arası) yer alan ve Ozonosferi de içinde bulunduran, orta atmosfer tabakası. MCF : Çözücü olarak kullanılan Karbon Tetraklorid ile Metil Klorformdan oluşan, ozon tabakasına zararlı, sentetik bir madde. Migrasyon : Hayvanların, çeşitli etkinlikleri için uygun olmayan yaşam koşullarından, uygun olan ortama gerçekleştirdikleri göç hareketi. Periyodik Göçler. (Kuşlar gibi) Topluma girip çıkma.

Page 22: çevre sözlüğü

Mikro : Küçük.

63 Mikrobiyoloji : Mikroorganizmaları konu alan biyoloji dalı. Mikro Ekosistemler : Akvaryum, Karınca Yuvaları gibi en küçük ekosistemler. Mikrofag : Süspansiyon halindeki molekül, küçük partikül ve mikroorganizmalarla besinlerini sağlayan bitki ve hayvanlar grubu. Mikrofauna : Protozoa, Rotiferler, Nematod'lar gibi tek hücreli ya da çok küçük hayvanlar grubu. Mikroklima : Organizmaların vücut yüzeyi ve boyutundaki iklim. Küçük İklim. Bazen mesoklima yerine de kullanılmaktadır. Mikrokosm : Ekosistem kavramı yerine 19.yy. da kullanılan terim (Holosenoz, Biyosistem, Biyojeosönoz ile eş anlamlı). Mikropaskal : Gürültü derecesi birikimi olup, jet motoru 100 milyon, pop müzik 10 milyon, konuşma sesi bin ve yatak odası 20 mikropaspal olarak ifade edilmektedir. Kısaca "uPa" ile sembolize edilir. 100 milyon uPa yaklaşık olarak 135 desibeldir. Mikroterm : Düşük Sıcaklık. Mikrotermal İklim : Buharlaşma ve terlemesi çok az, serin ve kışları soğuk iklim tipi. Miksohalin Sular : Tuzluluk derecesi %0,34 'den aşağı olan sular. Acısu. Milli Park : Bilimsel ve estetik yönden, ulusal veya uluslararası, ender bulunan doğal ve kültürel kaynak değerleri ile; koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip büyük doğa parçaları. Uludağ Milli Parkı, Yedigöller Milli Parkı gibi. National Park. "N.P." Mimikri : Hayvanların tehlikeden korunmaları için kendilerini kamufle etmeleri(Bukalemun gibi). Mineral : Kayaçları oluşturan bir tek ya da çeşitli elementlerin birleşmesi ile jeolojik koşullarda oluşmuş homojen yapıda, inorganik element veya bileşiklerdir. Mineralizasyon : Toprağı mineral maddelerce zenginleştirme. Mineraloji : Minerallerin fiziksel ve kimyasal özelliklerini inceleyen jeolojinin kolu bir bilim dalı. Minimal, Minimum : En küçük. Minör : Küçük.

64 Minör Kommuniteler : Major kommunitelerin içinde ikincil topluluklar. Mirmekofil : Karıncagillerle ortak yaşayan bitiler. Miselyum : Mantarların emici kılcak kökleri. Miçelyum. Mist : Herhangi bir buharın kimyasal olarak yoğunlaşması sonucu oluşan sıvı zerrecikler. (Örneğin, 22 øC de SO3 gazı sıvı hale geçer ve H2O ile birleşip sülfirik asit zerreciklerini oluşturur). Mistral : Kış aylarında Akdenizde esen kuzeyli, soğuk rüzgarlar. Mitili kültür : Midye üretimi. Miyosen : Neojenin bir dönemi olup günümüzden 25 milyon ile 10 milyon öncesini kapsar. Modifikasyon : Organizmalarda meydana gelen ve kalıtsal olmayan değişiklikler. Bir çeşit "Alttür" de sayılabilir. Molekül : Atomlardan oluşan, yapısına girdiği cismin serbest halde bulunabilecek en küçük miktarını gösteren tanecik. Moleküler Diffüzyon : Su molekülleri ile suda çözünmüş haldeki maddelerin neden oldukları zayıf bir diffüyon olayı. Molismoloji : Çevresel kirlenmeyi (Pollüsyon) konu alan bilim dalı. Mollusca : Yumuşakçalar. Monofag : Tek bir tür besinle beslenme şekli. Monokotiledon : Tek çenekli bitkiler sınıfı. Monokültür : Tek canlı türe ya da çeşidine ait bireylerin geniş bir alanda yetiştirilmesi, üretilmesi, kültürü (Tersi polikültür, yani çok tür ve çeşitte kültür). Monotipik : Bulunduğu yerden başka bir yere yayılmayan formlar. Monotop : Yalnızca bir canlı türünün habitatı. Morfoloji : Canlı veya cansız cisimlerin dış görünüşleri, şekil ve biçimlerini inceleyen bilim dalı. Bitki morfolojisi, hayvan morfolojisi, jeomorfoloji gibi. Morötesi Işınlar : Görünür tayfın mor ışınlarını, artan frekanslar yönünde izleyen, kısa dalgalı kimyasal, kozmik ışınlar. Ultraviyole Işınları.

65 Mortalite : Bir süreçte populasyonda ölüm sonucu çıkan birey sayısı. Ölüm oranı. Mull : Bir tür humuslu toprak. Muson rüzgarları : Esiş yönü bir mevsim devamınca değişmeyen, değişen mevsimle birlikte esiş yönü de değişen ve denizlerle karalar arasında (yazın denizlerden karaya, kışın karalardan denizlere) esip bol yağmur bırakan, daha çok suptropikal bölgelere ait mevsim rüzgarları. Mutajen : Kromozom hasarı ve mutasyona sebep olan maddeler. Mutasyon : Zaman bakımından birbirinden uzak organizmalarda, aniden gözüken önemsiz değişiklikler. Taksonomide bir alt tür çeşidi. Sıçrama. Mutlak Nem : Birim hacimdeki havanın içerdiği nemin gram olarak ifadesi. Mutualizm : Birbirine karşılıklı faydalar sağlayan ve birinin bulunmaması durumunda diğerinin felç olduğu, iki canlının ortak yaşama biçimi. Sembiyoz. (Sosyal parazitlik). Mücavir Alan : Belediye sınırlarına komşu, beldenin ilerideki gelişimi bakımından planlaması gerekli görülen bölgeler.

N

Nadas : Tarım ve Orman Toprağı'nın zararlı otlardan temizlenip, toprakta su birikimini sağlamak amacı ile uygulanan, toprağın sürülmesi, kirizme edilmesi gibi işlemler. Naftilamin : Boya sanayiinde kullanılan ve cilt kanserine sebep olan kansorejen bir madde. Nanality : Doğum, üreme oranı. Nanizm : Artan sıcaklık ortamında boyları küçülen canlılar. NAS : Amerika Birleşik Devletleri'nde Sulak Alanlarını Yönetme, Büyültme, Restore Etme ve Koruma Amacı ile kurulan vakıf. "Sulak Alanlar Vakfı" 1971. NASA : Amerika Birleşik Devletleri Uzay Araştırma Kuruluşu'nu belirleyen İngilizce kelimelerin baş harfleri.

Page 23: çevre sözlüğü

66 Nasti : Hareket, yönelim (taksi). Natabile : Üreme organı. Natalite : Bir populasyona bir süreçte katılan birey sayısı. Doğum oranı. Naylon : Temel maddesi Poliamit reçinesi olan, havaya, organik maddeleri bozan etkenlere karşı çok dayanıklı, kullanım alanı çok zengin, sentetik ve çevre için kirletici olan madde. Nazım Plan : (Nazım İmar Planı) Bir belediye sınırları içinde, o beldenin bugünü ve ilerideki gelişmeleri de dikkate alınacak şekilde planlanması. Nearktik bölge : Hayvanların belirli sistematik gruplarının yaşadığı ve zoocoğrafik bölgelerden, Kuzey Amerika, Arktik adalar ve Gröyland'ı içine alan geniş bölge, Ekosistem. Nefaskop : Bulutların hızını ve yönünü saptayan alet. Nekroz : Yapraklarda renk değişikliği. Nekton : Balıklar gibi, aktif olarak yer değiştiren organizmalar. Nemölçer : (Bkz. Higrometre, Psikrometre). Neogaea : (Bkz. Neotropikal). Neotropikal : Altı zoocoğrafik bölgeden Afrikanın güneyini içeren bölge. Neotropikal Bölge : Orta ve Güney Amerika ile Antil adalarını içine alan fauna flora bakımından zengin büyük ekosistem. NEPA : ABD'de 1969 yılında yürürlüğe giren bir çevre yasası (Ulusal Çevre Koruması Kanunu). Neritik Bölge : Pelajik zon'un düşey yönde, 200 metrelik izobat'la sınırlandırılmış sahil bölgesi. NGO : Bağımsız Gönöllü Kuruluşlar. (Non Govermental Organization). Sivil toplum kuruluşları. Nimbüs : Yeryüzüne en yakın, siyah görünümde olup kümülüs bulutlarının yoğuşmuş bölümleridir ve yağmur dolu bulutlar. Eş anlamı Nimbostratüs'tür. Nisbi Nem : Bağıl nem. Belli bir sıcaklıktaki havanın taşıdığı subuharının doymuş subuharına oranı olup % ile ifade edilir. Nitratlar : NO3 kökü taşıyan, kristalli, suda çözüşebilen, azotlu tuz bileşikleri. Sodyum nitrat, potasyum nitrat gibi.

67 Nitrifikasyon : Nitrosamonas yardımı ile nitritin önce nitrata, sonra da nişadıra dönüşmesi olayı. Nitrofil (Nitrobiont) : Bulundukları ortamlarda gelişebilmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için bir miktar azota gereksinimi olan, hemen hemen bütün canlıları içine alan grup. Nitrojen Oksitler (Azot Oksitleri) : NOx olarak belirlenen ve azot monooksit, azot dioksit, azot trioksit gibi, yanma, patlama durumlarında meydana gelen ve insanların solunum sistemine girerek toplu ölümlere sebep olan, ozon tabakasına da etkili olan gazlar. Nivasyon : Karların sebep olduğu erozyon. Nokta Kaynak : Gürültü çıkaran kaynakların boyutları, gürültüden etkilenenlere olan mesafesine göre küçük olan kaynaklara nokta kaynak denir. Sanayi kuruluşlarının, hava alanlarının, taşıt araçlarının gürültüleri birer nokta kaynaktır. Nomenklatur : Taksonomide iki isimle belirtme (cins ve tür olarak). Noosfer : İnsanların biyosferde, kendi gayeleri için, değiştirdiği bölgeler. Nöston : Su yüzeyinde kayarak hareket eden oranizalarla ilgili (su sinekleri gibi). Nötralizasyon : Tarafsız hale getirme. Nötrleştirme. Nötron : Atom çekirdeğinin temel taneciği olup elektrik yükü taşımayan ve protonlarla beraber atom çekirdeğini oluşturan tanecikler. Nötrotoksik Maddeler : İnsanların sinir sistemlerini bozan ve zehirlenmelere yol açan maddeler. Nudasyon : Kommunitelerde yerleşme ortamının oluşturduğu ilk aşaması. Nutrientler : Bitkiler için gerekli olan besleyici elementler. Nutritism : Beslenmenin bazı aracılarla olduğu durum. (Nutritismus). Nüfus Bilim : (Bkz. Demoğrafi). Nükleer : Atom Çekirdekleri ile ilgili.

68 Nükleer Atıklar : Nükleer (atom) santrallerde kullanılan radyoaktif maddelerin enerjiye dönüştükten sonra geriye kalan ve kanserojen etkisi olan tehlikeli atıklar. Nükleer Enerji : Çekirdeklerin fisyonu ya da kaynaşması sırasında açığa çıkan ve radyoaktif maddelerden elde edilen temiz fakat riskli enerji türü. Nükleer Pil : Araştırma, deneme ya da radyoelement üretimi için kullanılan nükleer reaktör. Nükleer Pollüsyon : Radyoaktif Kirlenme. Radyoaktif pollüsyon. Nükleer Reaktör : Bölünebilen bir maddenin denetimli fisyonu sırasında enerji üretimi ile bunun ısı halinde boşaltılmasını temin eden aygıtlar ve dızenekler sistemi. Nükleer Santral : Isı açığa çıkaran fisyon tepkimelerinden yararlanılarak ısı enerjisinin dönüşümü yolu ile elektrik üreten merkez. Nükleik Asitler : Yaşamın sürmesinde ve nesilden nesile geçmesinde temel işlevleri olan doğrusal makromoleküllerdir. DNA ve RNA molekülleri. Nütrientler : (Bkz. Besi maddeleri).

O Ofiyolit : Yılantaşı, serpantik. Ofotik zon : Denizlerde ortalama 50 m. derinliğe kadar olan bölge. Oikos : Ekoloji sözcüğünün kaynağı olan ve Evcik, konut anlamına gelen Yunanca sözcük. Bu sözcük günümüzde anlam değişikliği ile Ekoloji halini almıştır. Oksin : Bitkilerde büyümeyi sağlayan bir çeşit hormon. Oksitaksi : Toprak reaksiyonu (PH) sebebiyle ortaya çıkan hareketler. (Oksitropizm). Oligo Elementler : Organizmaların yapısında eser miktarda bulunmasına karşın, büyüme ve yaşama için gerekli ve toplam sayısı 13 tane olan (Fe, Mn, Zn, Co, Sc, Sr, Ni, Mg, Al, B, As ve halojenler) elementler grubu.

69

Page 24: çevre sözlüğü

Oligofag : Çeşitli yiyeceklerle beslenen canlılar. Oligofotik Zon : Denizlerde çok az ışık alan ve fotosenteze yeterli olmayan katman. Oligosaprobi Zon : Kirlenmemiş, içinde organizmaların yaşadığı, temiz deniz ve göl sularını kapsayan bölge. Oligosen : Tersiyerin üçüncü jeolojik dönemi olup günümüzden 25-45 milyon yıl öncesini içerir. Oligotrofik Göller : Trofik düzeyi 10 metreden aşağıda olan göller. Ombro : Yağış, yağmur. Ombrofil : Yağmur seven, yağmura dayanıklı bitkiler. Ombrohore : Vejetasyon döneminde 50 mm. den az yağış alan bölgelerde hava nemi ne olursa olsun orman yetişmesi olanaksızdır. Bu sınıra Ombrohore denir. Omnivor Formlar : Hem bitkisel ve hem de hayvansal orijinli besinleri yiyerek yaşamını sürdüren hayvanlar grubu. OMS : Dünya Sağlık Teşkilatının İngilizce karşılığının baş harfleri. Optimum : En uygun durum. Ne az, ne de çok olmayan. Ordovisien : Jeolojik zamanlardan Paleozoik'in ikinci dönemi olup günümüzden 515-445 milyon yıl öncesini kapsar. Organik Maddeler : Yapılarında karbon, hidroje, oksijen, azot gibi elementler ile bunların tuzları ve bileşikleri, oligoasitler, aminoasitler v.s. in yer aldığı canlı varlıkların kendisi ile öldükten sonraki kalıntılarında bulunan maddeler. Organizma : Canı bir varlığı meydana getiren organların tümü. Geniş anlamda canlı varlıklar. ORKÖY : Ormanların korunması, geliştirilmesi ve genişletilmesini gerçekleştirmek, orman içi ve bitişiğindeki köylerin sosyal ve ekonomik gelişmelerini sağlamak amacı ile, kalkınma bölgelerinde, etüd-araştırma, plan ve projelerini hazırlamak ve uygulamak; her türlü kredi ve yatırım kaynaklarının bu hizmetlere yönelmesini, diğer kuruluşlarla işbirliği suretiyle temin etmek üzere Orman Bakanlığı'na bağlı Köy İşleri Genel Müdürlüğü'nü simgeleyen isim.

70 Orman : Özel bir iklim ve toprak hali meydana getirecek kadar sahaya ve yoğunlağa sahip ağaç toplulukları ile yaşamlarını bu topluluğu bağlayan bitki ve hayvanların bir arada yaşadıkları, en büyük ve önemli ekosistemlerdir. Ormanda Ağaç Serveti : Bir ormandaki dikili ağaçların toplam hacmi olup; hektar birimde m3 olarak ifade edilir. Ormandaki yıllık büyüme (artım) de dikkate alınmak suretiyle yıllık alınacak ürün, bu ağaç servetine göre hesap edilir. Ormanın Fonksiyonel Değerleri : Ormanın reel değerler dışında kalan ideel değerleri, erozyonu önleme, su dengesini sağlama gibi değerleri. Ormanın Fonksiyonları : Odun ham maddesi, reçine, sığlayağı, tanen, otlaklar gibi üretimle ilgili; piknik, dinlenme, gezme gibi ideel yararla ilgili ve estetik yönünden sağladığı yararların bütünü. Reel ve ideel yararlar. Orman İçi Dinlenme Yerleri : Piknik ve kamp alanları gibi, önem ve büyüklüğüne göre A, B, C tipleri olan ve kamunun yararına açılmış olan yerler. Orman İntifa Hakkı : Ormanlardan geçici sürelerde faydalanma ve kullanma hakkını kapsayan özel ve tüzel kişisel irtifak hakkı. Orman İrtifak Hakkı : Ormanlardan yararlanacak kişilere, bu hakkı doğrudan doğruya kullanma veya yararlanma yetkisi veren sınırlı ayni hak. Orman Rejiyonları : Denizlerden dağlara doğru, düşey yönde belirgin orman zonları. H.Mayer'in verdiği isim. Orman Zonları : Bitki coğrafyacısı H. Mayer'e göre tropikal bölgelerden kutup bölgelerine doğru sıralanan ve klimatik özelliklere uyum sağlayan bitkilerle sembolize edilen "Bitki Kuşakları". Palmetum, Lavretum, Kastanetum, Fagetum gibi... Orobiom : Büyük alanları kaplayan eko sistemler (Doğu Karadeniz Orobiomu gibi). Orografik : Dağlarla ilgili. Orografik Çevre : Yeryüzünün dış görünümü ve yapısı ile ilgili, rölyef ya da topoğrafik özelliklerin yarattığı çevre. Orojenez : Dağların oluşumu ile ilgili, jeolojinin bir kolu olan bilim dalı.

71 Ortak Yaşam : Birbirinden karşılıklı olarak yararlanma esasına bağlı olarak yaşamlarını sürdüren ve birden çok bitkiden oluşan (likenler; mantar ve yosunların ortaklığı gibi) yaşam biçimi. Sembiyoz. Ortam : Canlıların yaşadıkları ve etkileştiği mekan birimi. ORÜS : Türkiye Orman Ürünleri Sanayii A.Şirketini belirleyen simge. Oseanografi : Hidrosferin ana öğesi olan okyanus ve denizleri tüm yönleri ile, bilimsel olarak inceleyip tanımlayan bilim dalı. Oşinografi. Oseanoloji : Oseanografik verilerle birlikte, denizlerin ihtiva ettiği kaynaklarla, bu kaynaklardan nasıl yararlanılacağını konu alan bir deniz bilim dalı. Osmosis : Sulardaki difüzyon olayı. Osmoz : Sıvılarda meydana gelen diffüzyon (geçişme) olayı. Oşinografi : (Bkz. Oseanografi). Otlak : (Bkz. Mera). Otluklar : Otlarla kaplı büyük ekosistemler. Otobur : Yalnız otlarla beslenen organizmalar. (Herbivor) İnekler, koyunlar gibi. Otokton : Yerli, yerinde oluşan. Ototrof : Kendi kendini besleyebilen primer üreticiler (Bitkiler). Ototrof Organizmalar : Genelde yeşil bitkilerden oluşan, fotosentez yolu ile kendi besisini kendi yaptığı gibi, diğer tüketicilerin besinlerini de temin eden "Birincil Üreticiler". Otsu Bitkiler : Odunsu bitkilerin dışında kalan diğer bütün küçük bitkilerin ortak adı. Ozon : Molekülünde üç atom bulunan, oksijenin etaalotropiği, ağır kokulu (sarımsak kokulu), basit gaz element. O3 . Ozonosfer : Ozon tabakasının oluşturduğu ve yerden 30-40 km. yüksekte bulunan atmosferin bir küre parçası. Ozonküre. Ozon Tabakası : Ozonosferdeki ozon moleküllerinin oluşturduğu katman. Ozon Tabakasının İncelmesi : Ozon moleküllerinin bazı karmaşık kimyasal tepkimelerle bozuşup yoğunluğunun azalması olayı.

72

Ö

ÖÇKK : Özel Çevre Koruma Kurumu. Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilen veya edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, buralara ait imar planları yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek, resen onaylamak üzere Çevre Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan ve tüzel kişiliği olan bir devlet kuruluşudur.

Page 25: çevre sözlüğü

Öfotik zon : Denizlerde ortalama 50m. derinliğe kadar olan bölge. Ökeze : Habitatların, bir canlı tarafından işgal edilip, oranın yurt edinme haline gelmesi evresi. Ölü Örtü : Orman ekosistemlerinde toprakta biriken ve oluşan ölü bitki parçacıkları. Ön Arıtma : Yüzey suları, kuyu suları gibi tüketimi ve kullanımı sağlık yönünden sakıncalı bulunan suların, arındırılması, dezenfekte edilmesi, demir ve manganını giderme, koagülasyon, kimyasal çöktürme (sedimantasyon), sertliğinin azaltılması, rekarbonasyon, filtrasyon gibi proseslerden geçirilmesi işlemidir. Öncül Tür : Boş bir alana ilk defa yerleşerek, daha sonra çeşitli bitki gruplarını davet eden ve onların öncülüğünü yapan flora. Öncü Bitki Türü. Örtü (Cover) : Fauna zenginliğinin saptanmasında kullanılan bir terim olup, bir türün zemin üstü bölümlerinin kapladığı alanın yüzde ile ifadesi. Örtü Yangını : Orman topraklarını örten, ot, yosun, funda, çalı, genç fidan gibi diri orman örtüsünün yanması. Östatik Hareket : Denizlerin ortalama düzeylerinin bazı etkenlerle değişmesi olayı. Ötrafik Göller : Trofik yüzeyi, gölün üst düzeyine 1 metreden daha yakın olan göller.

73 Ötrifikasyon : Azot, fosfor gibi besin maddelerince zengin suların, yahut diğer çözeltilerin, deniz, göl ve akarsulara karışarak, bu suları besin maddelerince (biyoelementlerce) zenginleşmesi sonucu fazla yosun üremesine, bunun sonucu olarak da su ekosistemlerinde oksijenin tükenmesine sebep olan aşırı bitki üremesi. Arzu edilmeyen zenginlik.(Ötrofikasyon) Özel Çevre Koruma Alanları : Türkiye'de 1990 yılında çıkarılan bir yasa ile, biyolojik, jeolojik ve turistik yönden bozulma riski olan bölgeleri koruma altına alarak, Çevre Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı gözetimine verilen alanlar. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı : (Bkz. ÖÇKK). Öz odun : Ağacın orta kısımındaki, koyu renkli silindir. Özümleme : Besinlerin değişikliğe uğrayarak yeniden sentezlenmek suretiyle organizmaya özgü maddelere dönüşmesi. Asimilasyon.

P

PAK : Polisiklik Aromat'lardan oluşan ve kanserojen etkisi yapan maddeler. Paket Tip Arıtma Cihazları : Bir tesisin, bir fabrikanın küçük çapta arıtmasını yapacak kapasitede, yağ ayırma, nitrifikasyon, flokülasyon, çöktürme, dinitrifikasyon, biyolojik arıtma, çamur giderme ve geri kazanım aşamalarını birarada gerçekleştiren apereyler. Palaearktik : Dünyanın 6 zoocoğrafik bölgesinden birisi olup, orta ve kuzey Asya'yı içerir. Palaeotropikal : Flora yönünden dünyanın 4 fitacoğrafik bölgelerinden Asya kıtasını kapsar. Palearktik Bölge : Avrupayı içine alan, kirpi, yabandomuzu, geyik, karaca gibi hayvan türleri ile karakterize edilen Zoocoğrafik bölge. Paleobotanik : Jeolojik dönemlerde yaşayan bitkileri konu alan jeoloji bölümü bilim dalı.

74 Paleocoğrafya : Jeolojik devirler boyunca, yeryüzündeki birbirini izleyen iklimleri belirlemeyi ve coğrafik olayları incelemeyi konu alan bilim dalı. Paleoekoloji : Jeolojik zamanlara ait ekoloji. Paleontoloji : Jeolojik zamanlardaki hayvan ve itkilerin fosillerini konu alan ve bu suretle jeolojik periyotları sınıflandıran bilim dalı. Paleoson : Jeolojik dönemlerden, üçüncü zamanın 65 milyon yılyaşındaki en alt dönem. Paleozoik : En eski jeolojik zaman (1.zaman) olup 590 milyon yılöncesinden 280 milyon yıl öncesine kadar devam eden Kambrium, Orolovisyon, Silür, Devon, Karbon ve Perm dönemlerini içine alır. Palmetum : H.Mayer'in palmiyelerle temsil ettiği subtropik bitki zonu. Pangea : 600 milyon yıl önceki dünyanın tek anakarası (Dünya Kıta'sı) aynı zamandaki okyanusa da Pantalassa (Dünya Okyanusu) ismi verilmiştir. Parametre : Bir istatistik bütününün belli başlı niteliklerini daha basit ve daha kısa olarak gösterme olanağı veren, ölçülebilir büyüklük. Parankim Doku : Bitkilerde klorofilli özek doku. Parapatrik türler : Dünyada yayılış sınırları dokunaklı türler. Parazit Formlar : Sıvı ya da yumuşak dokuları abzorbe edebilen ve bir başka organizma üzerinde yaşayan asalak formlar. Parazitismus : Parazit formların yaşam biçimi. Parasitizm : Parazit yaşam biçimi. Pareto Optimum : Toplumda bazı bireyleri daha kötü duruma getirmeden, bu bireyleri daha uygun ve topluma yararlı bir pozisyona getirme olanağının bulunmadığı bir durum. Partiküler Maddeler : Çok küçük boyutlarda, uçucu, kül, kömür, toz v.b. parçacıklar. Pataloji : Hastalık Bilim, Maraziyat Patojenik Organizmalar : Patojenler. Patojenler : Hastalık yapan bakteriler.

75 PCB : Kopya kağıtlarında, elektrik trafolarının yağlarında ve daha birçok yerde kullanılan, kimyasal yollarla parçalanmadığı takdirde "Biyolojik Birikim" gösteren, kanserojen bir kirletici grubu. Daha çok böcek ve tarım ilacı olarak kullanılır. Ped : Doğal yollarla oluşmuş topraklar. Toprak. Pedoklima : Toprakla ilgili bir tür mikro klima. Pedoloji : Toprak Bilim. Pedolojik : Toprak Bilimsel. Pelajik Zon : Hem bentik, hem pelajik denizleri i‡ine alan bölge. Derin deniz bölgeleri. Pelobik : Karasal ortamdaki çamurlu zeminde veya toprakta yaşamını sürdüren canlılar (Pelofil). Peneplen : Tatlı eğimli tepecikler. Perennial : Çok yıllık (bitkiler). Periphyton : Derin sularda yaşayan organizmalar. Periplen : Bitkilerde kabuk parankimasını oluşturan meristem doku. Periyodik : Belli aralıklarla tekrarlanan. Ritmik. Ya da dönemlerle ilgili. Periyodik Habitat : Mevsim, gün ve gel-git gibi faktörlerin etkisiyle, yaşam koşullarının değiştiği ortamlar.

Page 26: çevre sözlüğü

Periyodisite : Biyosönozların karakteristikleri ile ilgili tasnifte (sınıflamada) bir dal olup, bir biyosönozda zamanla ilişikli bir döngü oluşturması olayı. Devirlilik. Perkolasyon : toprak suyunun derine çekilmesi. Permanent : Sürekli. Permeabilite : Suyun toprak içindeki hareketleri ile ilgili olarak toprağın hidroiletkenlik özellikleri. Permien : Jeolojik 1.zamanın en üstünde yer alan 280 milyon yaşındaki dönem. Pessimum : Bir canlının yaşamını zora sokarak dayanabildiği ve yaşamını sürdürebildiği en elverişsiz durumdaki etkenlerin şiddeti.

76 Pestisidler : Böcek öldürücü insektisid ve herbisid'lerle, mantar öldürücü fungisid'ler gibi; aşırı dozda ve bilinçsizce kullanıldığında ekolojik dengenin bozulmasına ve kirliliğe sebep olan sentetik, kimyasal maddeler. Pest'ler : Besin maddelerinin üretimi, saklanması ve tüketimi süresinde besin maddelerinin bozuşmasına yol açan (haşereler, mantarlar gibi) zararlı organizmalar. Petrifikasyon : Taşlaşma. Petrikol Form'lar : Taşlık yaşam ortamında yaşayan canlılar. (Saksikol, Lithobi) Petrografi : Jeoloji'nin taşları konu alan bölümü. Petrokimya : Ham madde olarak petrol ve di§er gazlardan elde edilmiş ürünleri kullanan kimya sanayi dalı. Petrol Kimyası. Petrokok : Ham petrolün rafinerideki işlemlerinin sonunda, yan ürün olarak ortaya çıkan bir madde olup kanserojen maddeler içerdiğinden yakıt olarak kullanılması yasaklanan yakıt madde. Peyzaj : Kelime anlamı manzara almakla birlikte, geniş anlamda çevre planlaması, çevre düzenlemesi şeklinde kullanılan ve tasarım ve uygulaması mesleki bir disiplin içinde ele alınmış güzel san'atlar ve mimarlığın birleştiği branş. (Peyzaj mimarlığı). PH : Bir çözeltinin asitlik derecesini belirtmeye yarayan kemmiyet. P=potansiyel ile H=hidrojen kelimelerinin birleşmesi ile ifade edilir. 1-14 arasında bir skala içinde 7 nötr'dür. 1/14 olarak hesaplandığından rakamlar büyüdükçe dereceler küçülür. Phoresy : Besin bulabilmek için kendinden büyük hayvanların sırtına binerek yer değiştiren hayvanların eylemi. Phytosönose : Bitkilerin ortak yaşamı. Pigment : Hücrelere renk veren ve kromotofor hücrelerinden oluşan madde. Pirosfer : Yer kürenin iç kısmında, erimiş halde bulunan maddelerden oluşan "Ateş Küre". Piyoner Türler : (Bkz. Öncül türler). Plaka Tektoniği : Mağma üzerinde yüzen, etrafü faylarla çevrili Litosfer parçalarından oluşan "Plakalar"ın hereket ve etkinliklerini inceleyen jeolojinin kollarından Tektonikle ilgili bir hipotez.

77 Planktoloji : Plankton Bilim. Plankton : Limnik sularda bulunan; boy, şekil, yapı ve köken bakımından değişik çok küçük organizmalar olup, sularda pasif olarak yer değiştiren bu organizmaların bitkisel kökenli olanlarına "Fitaplankton" ve hayvansal kökenli olanlarına da "Zooplankton" ismi verilir. Plato : Yayla. Pleistosen : En genç jeolojik dönem, buzullar dönemi. Pliosen : (Pliyosen) Tersiyerin en üstündeki katmanların oluştuğu, 7 milyon yıl yaşında jeolojik dönem. Plöston : Kısmen su yüzeyinde, kısmen de su içinde yaşayan ve rüzgarlarla yer değiştiren oganizmalardır. Plüviyometre : Bir metrekare alana ne kadar yağmur düştüğünü ölçmeye yarayan ve bunu cm. olarak veren bir meteorojik alet. Yağmurölçer. PNUE : Birleşmiş Milletler Doğal Çevreyi Koruma Programı Kuruluşu anlamına gelen İngilizce kelimelerin baş harfleri. Podsol Topraklar : Demiri boğatalanmış (süzülerek alınmış), beyaz ve açık renkli, demir oksidi (veya humuslu demiroksidi) birikmesinden B Horizonda asit bir humus düzeyinin bulunduğu, fundalıklar ve kozalaklılar ile temsil olunan, gelişmiş topraklar. Poikloterm Hayvanlar : Soğuk kanlı hayvanlar (heteroterm) sürüngenler, balıklar gibi. Polen : (Bkz. Çiçek tozu). Poli : Çok. Polifag : Her türlü yiyeceği yiyen hayvanların ismi. Poligam : Çok Eşlilik. Birden fazla karşı cinsle çiftleşme. Poligami. Polihalin Sular : Tuzluluk derecesi % 34 yani normal deniz suyu kadar olan sular. Polimorfizm : Bir canlı türü oluşturan birçok farklı organizmalar. Polisaprobi Zon : Organik maddelerle çok kirletilmiş, içinde saprobiont organizmalar bulunan, kirli su zonu. Polluant Maddeler : Atık maddeler.

78 Pollüsyon : Çeşitli artıkların doğada meydana getirdiği, orijini, oluşumu ve etkileri bakımından polimorf bir kirlenme olayıdır. Pollüsyon Ekolojisi : Pollüsyonların etüd ve araştırmalarını temel konu alan bir bilim dalı. Pontik Flora : Pontik bölgenin (Ön Asya) bitkileri. Populasyon : Bir biosönoz sınırları içindeki alanda yaşayan ve bu biosönoz'un bir parçasını teşkil eden, aynı türe ait bireyler topluluğu. Populasyon Dinamiği : Populasyonlarda zamana bağlı olarak gelişen sayısal değişimler ile bunların sebeplerini araştıran bilim dalı. Posidonia : Denizlerin temiz zonlarındaki çayırlıkları oluşturan algler. Erişte. Potamotok : (Bkz. Anadrom). Potansiyel Enerji : Kullanılmaya (kinetik duruma geçmeye) hazır enerji. Barajlar gibi. Poverty : Yaşam düzeyinin yükselişine paralel olarak gereksinimlerin artışı. Pozitif Geri Besleme : (Bkz. Artıran Geri Besleme). ppb : Milyarda bir. ppm : Milyonda bir. Preadaptasyon : Ön uyum. Predasyon : Türler arası ilişkilerde, birbirini avlayarak yaşamını sürdürme şeklindeki yaşam tarzı. Predatör Hayvanlar : Besinlerini canlı olarak arayan, serbest hayvanlar. Yırtıcı hayvanlar. Parçalayıcı hayvanlar. Preriler : Kuzey Amerika kıt'asının ılıman kuşağında bulunan, fakat sıcaklık ve yağış faktörlerinin elverişsizliği nedeni ile orman oluşamamış, Kanada ile Teksas arasında yer alan bitki formasyonları. Presans : Bir alandaki türün, o alan içindeki bulunma derecesi Primata : İnsan benzerleri. Maymunlar gibi.

Page 27: çevre sözlüğü

Primer Tüketiciler : Ototrof üreticilerle beslenen canlılar (Tırtıllar). Progresif : Mutasyon gibi değişikliklerle oluşan.

79 Proliz Yakma : Çöplerin hacmini küçültme, havayı daha az kirletme ve yanma sonucu bir ürün elde etme gibi amaçlarla uygulanan bir çeşit oksijensiz yakma sistemi. Proses Sular : Arıtma işleminden geçirilerek kullanılabilir hale getirilmiş olan sular. Protein : Yalnız aminoasitlerden oluşmuş karmaşık yapıda, organizmalar için vazgeçilmez derecede gerekli, moleküler madde. Protist : Tek hücreli hayvanlar ile bitkilerin ortak adı. Protozber ve Protofitler. Protocooperation : (Bkz. Simbiyoz.) Protofit : Tek hücreli bitkiler. Protoplazma : Hücrelerde, sitoplazmadan oluşan, yarı sıvı, saydam yapıdaki madde olup metobolizma olayları bu bölümde olur. Protozoa : Tek hücreli hayvanlar (Amip gibi). Psammen : Kum, çamur gibi yumuşak subtratumda yaşayan organizmalar. Psammon : Psammen'lerin dünyası. Pseudömaki : Yalancı maki. Yaprakları kserofil olan gerçek makilerle ayni ortamda yaşayan ve bunlara karışmış ağaçların da bulunduğu bitki topluluğu. Psikrohore : Vejetasyon dönemi içinde gerekli yağışın 100 mm. den az olduğu ve bağıl nemin de % 50 nin altında bulunduğu durumda orman yetişme olanağının kalktığı sınır. Nem Sınır. Psikrometre : Hava nemini ölçen meteorojik apareyler. Pterofit : Eğrelti otları gibi sporla çoğalan borulu bitkiler grubu. Punktklima : Nokta iklimi. Pupa : (1) Geminin arka tarafı, rüzgarın estiği taraf. (2) Bazı böceklerin metamorfoze fazında koza haline geldiği evre. 80

R

Race (Rase) : Irk. Bir alt tür. Rad : Radyasyon dozajının ölçü birimi olup, bir gram dokunun abzorbe ettiği, 100 erg yada 10-2 j/Kg. lık enerji miktarı. Radon : Atom No:86, yaşam süresi en uzun izotopunun at. ağ. 222 olan radyoaktif element Rn. Radyal : Işınsal. Radyasyon : Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan öğelerin bütünü. Işın veya tanecik yayımı. Radyoaktif Artıklar : Nükleer santraller, reaktörler v.b. faaliyetleri sonucu ortaya çıkan, alfa, beta radyasyon çıkararak çevre kirlenmesine, besin zincirine girerek organizmalara zarar veren küçük hacimdeki maddeler. Radyoaktif Atıklar : İyonize radyasyon yayan ve birbirinden farklı özelliklere sahip insan sağlığı ve diğer organizmalar için zararlı maddeler. Radyoaktif Kirlenme : Termonükleer bombalar ile nükleer sanayi atıklarından kaynaklanan, biyosferin radyoaktif maddelerle kirlenmesi. Radyoaktif Kirleticiler : Radyoaktif kirlenmeye sebep olan maddeler. Radyoaktif Maddeler : Karbon 12, Karbon 14, Kalsium 40, Kalsiyum 44, Uranyum 235, Uranyum 238, Uranyum 239 gibi ışın etkinliği olan izotoplar. Radyoaktif Pollüsyon : (Bkz. Nükleer pollüsyon). Radyoaktivite : Kararsız atom çekirdeklerinin sebep olduğu Alfa, Beta, Gama ışınlarının yayılması olayı. Radyoekoloji : Ultraviyole ışınlarının, organizmaların yaşamındaki etkilerini konu alan bir Ekoloji kolu. Radyo İzotop : Karasız atom çekirdeklerinin sebep olduğu radyoaktiviteye sahip maddeler. Radyum : Atom numarası 88, atom ağırlığı 226,05 olup Ra simgesiyle gösterilen, soğukta suyu ayrıştıran ve ışın etkinliği yüksek aktif bir element.

81 Ramifikasyon : Dallanma. Ramsar Sözleşmesi : Sulak alanların korunması ve işbirliğinin geliştirilmesi amacı ile 55 ülke tarafından 1971 yılında imzalanan sözleşme. Range : Mera, otlak. RAREF : (The Rescarch Association of Rural Environment and Forestry) Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği. 1981 yılında Ankara'da kurulmuştur. Rase : Irk. Readaptasyon : Uyumlu hali yenileme, yeniden uyum. Reaktif Atıklar : (Bkz. Radyoaktif atıklar). Reaktör : İçinde fisyona uğrayarak enerji üreten ve zincirleme bir tepkime verebilecek bir madde bulunan apareyler. Atom Pilleri gibi. Recyclead : Atıkların yeniden kullanılabilir hale getirilmesi. Recyeling : Yeniden kullanma. Red-tide : Bazı planktonların ani çoğalması ile denizde görülen kırmızılık. Regosol'ler : Katmanlaşmamış kaya ya da yumuşak minerallerin şedimantasyonundan türemiş, belli bir genetik seviyeye bağlı olmayan topraklar grubu. Regresif : Uzaklaşan, çekilen, ölen. Regresion : Gerileme. Rejenerasyon : Neslini yenileme, gençleştirme. Rejion : Bölge, kuşak. Ekvatordan kutuplara doğru sınıflanan bölge. Rekombinasyon : Tekrar gruplaşma, yeniden kombine olma. Rekreasyon Alanları : Çalışan ve yorulan insanın, dinlenmesi, eğlenmesi ve boş zamanlarını değerlendirmesi amacı ile kamu hizmetine açılmış alanlar. Relik : Kalıcı.

82

Page 28: çevre sözlüğü

Relikt : Jeolojik devirler boyunca geniş bir yayılma alanına sahipken, dünyanın geçirdiği evreler nedeniyle yok olan bitki taksonlarına karşın, bulabildiği uygun ekolojik faktörlerin devamına dayalı olarak günümüzde dünyanın bazı yerlerinde yaşamını sürdürebilen bitkiler. Sikaslar, Zamia, Ginko'lar gibi.(Doğal, jeolojik kalıntı). Relyef (Rölyef) : Topoğrafya şekilleri. Dağlar, tepeler, çukurluklar gibi. Rendzina Topraklar : % 3-12 organik madde içeren, görünüşü çernozem'e benzeyen siyah renkli kalkerli topraklar. Reofil Formlar : Oksijence zengin ortamları seven bitkiler. Reofit : Akarsu bitkileri. Reotropizm : Akıntılı sularda yaşayan organizmalarda, akıntıya karşı gösterilen ilerleme hareketi. Repikaj : (Bkz. Şaşırtma). Reprodüksiyon : Üreme. Resif : Mercanları oluşturan organizmalar. Resilian : Ekosistemlerin dengesini koruma yetenekleri. Resources : İnsanların yararlandığı doğal kaynaklar. Restitütion : Kayıp bir objenin yeniden kazanılması işlemleri. Aslına uygun hale getirilmesi. Reşarj : Yer içinde, karstik bir oluşum olan akiferlerin (yeraltı su rezervuarları) beslenmesi olayı. Revir : Hayvanların en küçük ve özel habitatları. Rio Çevre Ve Kalkınma Deklarasyonu : (Bkz. Rio Deklerasyonu). Rio Deklarasyonu : Çevrenin ekolojik açıdan duyarlı yönetimine ilişkin bir dizi ilkeyi içeren, Stokholm Deklarasyonundan 20 yıl sonra, ortak geleceğimizi sağlamak amacı ile, kişi veya ulusların ekonomik ve çevresel etkinliklerini birarada yönetecek prensipleri kapsayan bildiri. Rio Konferansı : 3-14 Haziran 1992 tarihinde Rio'da toplanan ve 150 den fazla Devlet ve Hükümet Başkanlarını biraraya getiren Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı.

83 Rihter Ölçeği : Depremlerin şiddetini logaritmik sayılarla (magnitüt) ölçen ve en şiddetlisi 7-8 olarak hesaplanan ve deprem esnasında ortaya çıkan toplam enerjinin saptanması esasına dayanan bir sistem. Rizom : Bazı bitkilerin yeraltında gelişen kök'e benzeyen, şişkin gövdeleri. RNA : Canlıların kalıtımlarında etkili madde (Ribo Nükleik Asit). Rodentia'lar : Kemirici hayvanlar. Rodentisidler : Fare ve sıçan gibi kemirici hayvanlara karşı kullanılan kimyasal tarım ilaçları. Röje : Fay atımı. Rupikol Formlar : Kayalar üzerinde yaşayan canlılar. Rüzgar Enerjisi : Rüzgar potansiyelinin elverişli olduğu yer ve yörelerde kurulan mekanik araçlarla (pervane gibi) elde edilen potansiyel ve temiz enerji türü (Elektrik enerjisi, mekanik enerji, ısıl enerji). Rüzgar Erozyonu : Toprak örtüsünün ısı ve rüzgar etkisi ile aşınarak yer değiştirmesi olayı. Rüzgar Gülü : Rüzgar yönlerinin belirlendiği, 8 bölümden oluşan bir daire ile göstergesi (N, NE, ES, S, SW, W, WN). Rüzgar Perdesi : Rüzgara karşı duyarlı bir orman parçasını ya da başka bir objeyi, rüzgarın etkisinden korumak için bir veya birkaç sıra ağaçtan oluşan önleyici perde.

S Sahil Şeridi : Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 m. genişliğindeki alanlar. Saksikol Formlar : Taşlık zeminde yaşayan canlı türler (Petrikol, Lithobi). Salgı : Bir bez'i oluşturmak için biraraya toplanmış birtakım hücrelerin fizyolojik işlevi. Salinite : Denizlerde tuzluluk derecesi.

84 Sam Yeli : Genelde Ağustos başında, Arabistan yönünden esen Sirakko tipi sıcak ve kurak rüzgarlar (Hamsin-Samum-Simum). Sanayi Atığı : Fabrika, imalathane gibi, hammadde işleyerek mal üreten kuruluşların, üretim sonucu istenmeyen ve çevreyi kirletici nitelik taşıyan maddeler. Saprobik : Saprofitlerin yaşam şekli. Saprofit : Ölü bitkisel kalıntılarla yaşamını sürdüren canlılar. (Çürükçül). Saprozoen : Ölü hayvansal maddelerle beslenip yaşayan canlılar (Saprovor). Sarkıt : Stalaktik. Mağaralarda kalkerli suların yoğuşması ile oluşan sarkık taşlar. Sasa Kawa Ödülü : Birleşmiş Milletler Çevre Programınca bilim adamları ile çevreci kuruluşlara her yıl dağıtılan Uluslararası Ödül. Satellit Kasaba : Kentsel alanları yaşanabilir ve sürdürülebilir hale getirebilmek için insanların ve kentlerin yeniden onarılması ile oluşan yerleşim birimleri. Savanlar : Afrika, Asya, Amerika ve Avustralya'da tropikal kuşağın altına yerleşmiş, geniş otluk alanları. Geniş anlamda bozkır. Sciophyt : Gölge bitkileri. Sedimantasyon : Erozyonla taşınan materyalin göl ve denizlerde istiflenmesi olayı. Çökelme. Sediment : Çökel. Sedimentler : (Bkz. Tortullar). Sefalopod : Mollüskler'in (yumuşakçaların) kafadanbacaklılar sınıfı hayvanlar (Ahtapot, mürekkep balığı gibi). Seki Diski : Suyun berraklığını ölçmeye yarayan, 20 cm. çapında, üzerinde siyah beyaz dilimler bulunan disk şeklindeki aparey. Sekunder Tüketiciler : Primer tüketiceler ve ototrof üreticilerle beslenen organizmalar.

85 Seleksiyon : Yaşam savaşındaki organizmalardan yenik olanların ortadan kalkması (Eleme). Selüloz : Bitkilerin destek dokularının bileşimi ve bunların hücre çeperlerinin temel maddesi olan polizit. Selva : Morfojenetik bölge. Sembiyoz : (Bkz. Mutualizm). Semi : Yarı.

Page 29: çevre sözlüğü

Senozoik : Tersiyer ve kuaterneri kapsayan jeolojik zaman. Sera Etkisi : Güneş ışınlarının yeryüzüne çarpıp ısı enerjisi haline dönüşmesi sırasında, bu enerjinin uzaya yayılmasını önleyen ve bir manto gibi görev yapan, Karbondioksit, tozlar, subuharı, partiküller v.s. maddelerin ısıyı abzorbe ederek, dünyanın giderek ısınmasına sebep olduğu olay (Green house Effeckt). Sera Gazları : H2O, CH4, NO2, CFC gibi sera etkisini oluşturan gazlar. Sert Deterjan : Anyonik deterjanların dallanmış zincirli tipleri olup yumuşak deterjanlara göre alıcı ortama daha çok zarar verir. Sesil : Saplı, ayaklı organizmalar. Seston : Suda süspansiyon halde bulunan veya su üstünde yüzen canlı veya ölü elemanların tümü. Sıcaklık Ekstremleri : En düşük ve en yüksek sıcaklık farklarının en büyük değeri. Sıralı Değişim : (Bkz.Süksesyon). Sıvı Hava : 140 øC de adiyabatik (ısı iletmez) biçimde, yani dış ortamla gaz arasında ısı alışverişini engelleyen bir korunma ile sağlanan sıkıştırılmış gazın genleşmesi sonucu elde edilen hava. Siafil : Işık istemeyen algler. Sial : Yer kabuğunun az silis ve çok alüminyum'dan oluşan, 2,7 yoğunluğundaki üst katmanları. Sibernetik Sistemler : İçlerinde cereyan eden süreçerin yönünü, belirli sınırlar içinde denetleyebilen, açık sistemlerin zıddı, sistemlerdir.

86 Silikolum : Silisli topraklarda yaşayan bitkiler. Silt : Tane büyüklüğü 0.2-0.02 mm. ve kuru iken pudra görünümünde olan daha çok kil kökenli topraklar. Mil. Siltasyon : Silt zerreciklerinin sularla taşınıp göl, baraj, deniz gibi çukurluklarda çökelmesi ile oluşan sedimantasyon olayı. Silüriyen : Birinci zamanın, 445 milyon yıl yaşındaki üçüncü jeolojik dönemi. Silvikültür : Orman yetiştirme ve bakım tekniklerini konu alan bilim dalı. Sima : Yer kabu§unun Sial'in altına gelen, silis ve mağnezyum'dan oluşan orta derinlikteki katmanı. Simbiyoz : (Bkz. Sembloz). Simpatrik Türler : Yayılış alanları bakımından karışık durumda bulunup melezleşmeyen türler olup; alt türlerinde melezleşme olabilir, yani türler simpatrik olduğu halde alt türler allopatriktir. Sinekoloji : Populasyon, kommunite ve ekosistem ekolojisi dallarını içine alan bir ekoloji kolu. Sinerjik Etki : İki veya daha çok maddenin birleşmesiyle oluşan etkinin, bu maddelerin herbirinin ayrı ayrı etkilerinin toplamından daha kuvvetli olduğu etki. Yani, Kimyasal bileşiklerin birlikte etkilerinin daha fazla olması durumu. Sinerjizm : DDT, BHC, PCB gibi kimyasal bileşiklerin birlikte etkisinin, genelde bu maddelerin tek tek etkilerinin toplamından daha fazla olması olayı. Sintine : Gemilerde sızıntı suların toplandığı, geminin alt bölümündeki en çukur kısmı olup, genelde pis ve kirli olan bu sular özel cihazlarla gemiden denizlere boşaltılır. Sinuzi : Yaşam faktörleri benzer bitkilerin toplumu. Sirka Littoral Zon : Denizel bitkilerin yaşam sınırında başlayıp 200m. derinliğe kadar inen deniz zonu. Sirkumpolar : Kuzey yarım kürede yayılmış canlı taksonlar. Sirüs Bulutları : Lifli, ipeksi, beyaz ipek görünümünde, yeryüzünden 8-9 km. yükseklikte, buz zerreciklerinden oluşan yüksek bulutlar.

87 Sis : Ortalama 20 mikron çapında, içleri dolu, su damlacıklarından oluşan ve mutlaka sakin havada (yüksek basınç alanında) yeryüzüne kadar inip, hareketsiz Stratüs bulutlarıdır. Sismograf : Depremleri kaydeden çok prezis apareyler. Sismoloji : Deprem Bilim. Sistem : Kendi aralarında etkişim halinde olan birbiriyle bağımlı ögelerin meydana getirdiği düzen. Sistembilim : Bilgi kavramı ve iletişim olayı ile ilgili, düşünme, seçme ve karar verme teorileri, ilkeleri ve yöntemlerini içeren bilim dalı. Sibernetik. Güdüm Bilim. SİT : Şehir, kent merkezi. Geniş anlamda koruma altına alınması gerekli şehir ve kent parçaları. SİT Alanı : Tarihi, estetik özellikleri, nadir bulunması gibi sebeplerle devletçe koruma altına alınmış ve yaptırım uygulanan alanlar. Sivrisinek Balığı : Sivrisineklerin sudaki larvalarını yiyerek, biyolojik yolla mücadelede yararlı olan, Sazangillerden (Gambusia offinis) bir balık. Siyonofil : Kar altında yaşamını sürdüren bitkiler grubu. Smog : Belirli koşullar altında oluşan yoğun atmosferik kirleticiler birikimi. Yanmanın tam olmamasından kaynaklanan Yanma Dumanları. Smok. Solar Enerji : (Bkz. Güneş Enerjisi). Solar Konstant : Güneş ışınlarının amosfere girmeden önceki henüz absorbe olmamış ve 2gr/cal/cm2/dakika değerindeki enerji miktarı. Soliter : Bireysel yaşayan canlılar, tek yaşayan canlılar. Solonçak : Açık renkli, kurak bölge toprağı. Soma : vücut, gövde. SOS : Çevre Gönüllüleri Platformu. 1990 yılında İstanbul/Kadıköy'de kurulmuş bir örgüt. Sosyal Ormancılık : Kırsal kesimdeki halkın ve toplumun, kendileri için çeşitli ürünler sağlamak ve gelir elde etmek için gerçekleştirdikleri ağaç ve ormanla ilgili faaliyetler.

88 Spektrum : Aynı habitatı paylaşan populasyonların ekolojik gereksinmelerinin farklılığı. Spermatophyta : Çiçekli bitkiler grubu. Spor : Döllenme ön koşulu olmaksızın, doğrudan doğruya çimlenebilen üreme hücresi. Kriptogamların (çiçeksiz bitkiler) üreme organı. Step : Çayır ve çöl ekosistemleri arasında bir geçiş oluşturan, kuraklığa, ağaçsızlığa bağlı, genelde Buğdaygiller (Graminae) familyasının oluşturduğu ve bunlarla temsil edilen, yaz kuraklığı ve sıcağına adapte olmuş vejetasyon tipi. Bozkır. Step ekosistemleri. Stenoaeribios : Belirli oksijen ortamlarında yaşayabilen canlılar. Stenobat : Belirli basınç altında yaşayan balıklar. Stenobat Formlar : Denizlerdeki değişik basınçlı ortamlara uyum sağlayamayan canlılar. Stenofag : Belirli yiyeceklerle beslenen canlılar. Steno Halin : Tuzluluğa duyarlı.

Page 30: çevre sözlüğü

Steno Hidrik : Suya dayanıklı. Stenoterm : Belirli sıcaklıklarda yaşayabilen canlılar. Stenök : Belirli ortamlara uyum sağlayabilen canlı türleri. Stenök. Ster : Ormandan kesilerek muntazam istiflenen yakacak odunun, aralarında boşluklar da bulunan, dıştan dışa ölçülmesi esasına dayanan hacim ölçüsü. 1 ster yaklaşık 1 m3 kabul edilir. Sterilizasyon : Biyokimyasal kullanıma ayrılmış bir ortamın mikroplarının ve toksinlerinin yok edilmesi işlemi. Mikroptan arındırma işlemi. Steroidler : Sterol çekirdeğinden türemiş cisimler grubu. Steroyiller. Steroller : Kimyasal yapısında bir fenantron çekirdeği olan kolestole benzeyen bulişikler. STK : Bkz. (NGO).

89 STPP : Deterjan katkı maddesi olarak kullanılan (Sodyum Tripoli Fosfat) yüzey aktif maddelirin etkinliğini artırıp, kiri dağıtması, suyun PH derecesini ayarlaması gibi özellikleri olmasına karşın çevre yönünden kirletici sayılan maddeler. Stratifikasyon : Jeolojide, yer katmanlarının birbiri üzerine binmesi, istiflenmesi ya da bunların jeolojik olaylarla değişimi. Stratigrafi : Katman Bilim. Stratosfer : Atmosferin 12-37 inci kilometreleri arasındaki (Troposfer-Mezosfer arası), içerdiği gazların katmanlar halinde sıralandığı bölümü. Stratüs Bulutları : Tamamı gri renkte, sise benzeyen, fakat sis gibi toprağa inmeyen bulutlar. Strüktür : Yapı. Doku yapısı. Sub : Yarı, altında. Sublittoral : Denizlerdeki littoral zon'la derin zon arasında yer alan, güneş ışınlarının erişemediği derinlikteki Limnetik Zon. Sublittoral Zon. Subspecies : Alt tür. Substratum : Organizmaların, üzerinde oturarak yaşamlarını sürdürdükleri kayalar, topraklar, sular içindeki çökeller, ağaç gövdeleri, gemi karinaları, kumlar, bazı organizma kabukları v.b. gibi ortamlar.(Temel arazi). Subtropikal Zon : Tropikal kuşakla ılıman kuşak arasında kalan (Akdeniz gibi) bölgeler. Su Döngüsü : Dünyadaki suyun atmosfer, denizler ve karalar arasındaki devridaimi. Su Kaynakları : Yağış suları, göller, akarsular, yeraltı suları, tuzlu sular ve kullanıldıktan sonra yeniden kazanılmış sular gibi su ihtiyacının karşılandığı rezervuarlar. Su Kirliliği : İstenmeye maddelerin, suyun niteliğini -ölçülebilecek oranda- bozacak miktar ve yoğunlukta suya karışara, bu suyun insanlarca kullanımını sakıncalı hale getiren olay. Sukkulent Bitkiler : Saplarında bol sulu parankim dokuları bulunan, yazları kurak geçen iklimlerin fanerofit veya kamofit durumdaki karakteristik formları.

90 Su Kuşları : Yaban ördekleri, yaban kazları, Turna, Su Tavuğu, Dalgıç Kuşları gibi besinlerini sularda arayıp bulan kuşlar grubu. Sulak Alanlar : Doğal veya yapay, sürekli veya geçici, akar ya da durgun, tatlı ya tuzlu-acı, gel-git bölgelerinde suların çekildiği periyodlarda, su düzeyi 6 m. yi geçmeyen deniz kesimlerini de kapsayan; bütün bataklık, turba v.b. su ile kaplı alanlar. IUCN kriterlerine göre; bir defada 25 binden fazla su kuşu bulunduran sulak alanlar A sınıfı katagorisine girer ki Kuş Cenneti, Sultansazlığı böyle yerlerdir. Supranöston : Suların yüzeyinde hareket eden ve yaşayan organizmalar. Survey : Arazide bulunan canlı-cansız nesnelerin envanteri. Röleve. Su Toplama Havzası : (Bkz. Havza). Su Yosunları : Klorofilli talli bitkiler. Alg'ler. Süblimasyon : Bir maddenin ortaç sıvı evresinden geçmeden, doğrudan doğruya katı halden gaz haline geçişi. Ya da bunun tam aksi olan işlem. Süksesyon : Ekosistemlerde çeşitli bitki türlerinin belli bir süreç içinde birbirini izleyerek sıralı bir biçimde ortaya çıkması. Sıralı Değişim. Örneğin : Ot-Meşe-Çam gibi. Sülfaktan : Sabunlar, deterjanlar gibi temizleyicilerin genel adı. Yüzey aktif ajanlar. Sülfirik Asit : H2SO4. Renksiz, ağdalı, yoğun ve az uçucu bir kükürt asidi. Sülfüroz Asit : H2SO3 Kükürdün anhidri bir asididir. Sürdürülebilir Hasat : Bir canlı kaynaktan, o kaynağın özelliğini koruyarak alınabilecek makdimum ürün. Sürdürülebilir Kalkınma : Dünyada fakirliğin kaldırılması, çevrenin korunması, doğal kaynakların zenginleştirilmesi yolu ile ve gelecek kuşakların kendi gereksinmelerini karşılayabilmelerini tehlikeye sokmadan, küresel refaha ulaşılması modelleri.

91 Sürdürülebilirlik : Ormanlar, tarım alanı gibi alanlarda üretimin devamlı olması, bir döngü içinde bulunması hali. Sürfaz : Toprak yüzeyi. Süspansivor : Suda asılı parçacıkları yiyen canlılar. Süspansiyon : Çözünemeyen madde parçacıklarının dibe çökmeden, bir sıvı ortamında asılı kalması olayı. Sürüngenler : Yılanlar, kaplumbağalar gibi, sürünerek hareket eden hayvanlar grubu. Reptilia'lar.

Ş

Şariyaj : Jeolojide tektonizma sonucu katmanların birbiri üzerine binmesi olayı. Nap. Şaşırtma : Fidanlıklarda, yetiştirilen fidanların daha hızla ve sağlıklı olarak büyümeleri ile dikilecek yeni yerlerine uyum sağlayabilmeleri için yeryerinin değiştirilmesi. Repikaj. Şehircilik : Kentleri planlayarak düzenleme bilimi ve san'atı. Şehir Planlama : Kentlerin imar planlarını yapma. Şelf : Kıta sahamlığı. Şilempe : Melastan fermantasyon yolu ile alkol üreten imalathanelerde ortaya çıkan, pis kokulu, koyu kahverengi, istenmeyen sıvı atık. Şist : Katmanlaşmalarına bağımlı olmaksızın, ince ve paralel, yaprakçık halinde oluşmuş kayaçlar. Yaprak Kayaç.

T

Taban suyu : Toprak içindeki durgun su. Toprak suyu.

Page 31: çevre sözlüğü

Tabiat Anıtları : Doğa ve Doğa olaylarının oluşturduğu özelliklerle bilimsel değerlere sahip olup Milli Parklar Statüsü'nde korunan yerler veya objelerdir. (Samandere Şelalesi, Mızık Çamı gibi).

92 Tabiatı Koruma Alanları : Bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan; az bulunur, risk altında veyahut da artık kaybolmak üzere olan ekosistemler, habitatlar veya taksonlara bağlı olguların meydana getirdiği, tipik örnekleri içeren alanlardır. (Sığla Ormanı, Kasnak Meşesi Ormanı gibi). Tabiat Parkları : Bitki örtüsü ve yaban hayatı zenginliğine sahip, görüntü bütünlüğü içinde, halkın dinlenmesi, eğlenmesi ve moral kazanması koşullarına uyan doğa parçaları (Ölü Deniz, Uzungöl gibi). TAED : Deterjanlarda, düşük ısıda bile verim sağlayabilen aktif maddelerin bulunduğunu gösteren maddeyi oluşturan isimlerin baş harfleri. Taiga : Tundraların sınırından başlayarak, soğuk, batak, ormanlık (daha ziyade koniferler) halindeki kuzey bölgeleri için kullanılan, Rusça kökenli bir kelime (Tayga). Takson : Sistematik'te, familya, cins, tür, alttür gibi grupların ortak adı. Yani takson sistematikteki bütün sıralamalara ait ortak ad'dır. Taksonomi : Bitki ve hayvanlar aleminin sınıflandırılması, tasnifi. Sistematik. Talassotok : (Bkz. Katadrom) Talveg : Bir akarsuyun en kesitindeki en derin noktaları birleştiren ve dereyi iç kısımdan izleyen çizgi. Taraça : (Jeomorfolojik anlamda) Birbirini izleyen oyulma ve dolma evrelerinin etkisi ile oluşan, tektonik bozulmalar. Tarım Ekosistemleri : Diğer ekosistemlerin tersine, insanların yapısını ve işlevini değiştirip denetim altında tuttuğu; basitleştirip çeşitlilik faktörünü yönlendirerek kısıtladığı, dış etkenlere karşı koruduğu özgün ekosistemler. Taşkın Ovalar : Akarsuların periyodik olarak taşması sonucu oluşan geniş sulak alanlar. Taş Kömürü : Karbon oranı % 75-90 arasında değişen, kalorifik değeri yüksek, koklaşabilen ve genelde karbonifer devrinde oluşmuş fosil yakıtlar.

93 Tatlısu Bataklıkları : Yüzeysel veya yeraltı sularının geçirgen olmayan bir tabanda toplanarak sığ bir gölet oluştrduğu ekosistemler. Tayga : (Bkz. Taiga). TÇSV : Trkiye Çevre Vakfı. Merkezi Ankara'da olup, 1978 yılında kurulmuş bir gönüllü Çevre örgütü Tecessüm : Orman ağaçlarının çap, boy ve hacim olarak her yıl büyümesi. Artım. Tek Çenekliler : Tohumunda tek bir çeneği olup, eş merkezli biçimde düzenlenmiş odun-soymuk boruları olan; paralel damarlı, sapsız, kınlı yapraklara sahip; taç ve çanak yaprakları ayırt edilemeyen bitkiler sınıfı. Monokotiledon. Buğdaygiller, palmiyeler, kamışlar gibi familyalar hep tek çeneklidir. Tektonik : Yer kabuğunun hareketlerinin sonucu; kayaç ve katmanların oluşumundaki orjinal durumlarının değiştikten sonra aldıkları yapıyı inceleyen jeolojinin bir alt dalı. Tektonik Göl : Tektonizma sebebiyle yer kabuğunda oluşan çatlak ve çukurlara suların dolması ile oluşan göl tipleri. Tektonizma : Tektonik olay ve hareketlerin oluşumu. Yer kabuğundaki bir yapı elemanının sedimantasyon sürecinde yapısal hareket tarzı. Tekstür : Doku ve yapı ile ilgili özellikler. TEMA : Merkezi İstanbul'da bulunan ve Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlama amacı ile 1993 yılında kurulmuş bir vakıf. Tepe Yangını : Ormandaki ağaçların, dal ve yapraklarından oluşan taç kısmını etkileyen ve yanmasına sebep olan orman yangın tipi. Terafit : Vejetasyon bakımından uygun olmayan mevsimleri, spor ve tohum halinde geçiren, yıllık bitkiler grubu. (Terofit) Teras : Dik yamaçlarda, eğimin etkisini azaltmak için yapılan basamaklar. Teraslama : Kültür topraklarını erozyona karşı korumak için başvurulan en önemli önlemlerden birisi olup; arazide yatay ve birbsirine paralel düzlükler oluşturulması.

94 Teratojen : Embriyonik gelişim bozukluklarına yol açan maddeler. Termal Pollütion : Sıcaklık kirlenmesi. Termik Santral : Yanma ile ortaya çıkan ısı enerjisinden elektrik enerjisi üreten santrallar (Kömür, petrol gibi). Termoklin : Göl ve denizlerde oluşan ısı kuşakları. Termoperiyodizm : Gece ve gündüız sıcaklık ekstremlerine, canlıların gösterdiği tepkime. Terra Rosa Topraklar : Ana kayacı kalker olan, hafif asit, Akdeniz sahillerinin kızıl renkli toprakları. Terrestik Ekosistemler : (Bkz. Karasal Ekosistemler). Territorialite : Çeşitli hayvan populasyonlarının serbestçe dolaşıp yaşamlarını sürdükleri halde, yabancı tür ve populasyonların grimesine izin verilmeyen bir çeşit özel alanlar. Mesken. Tersiyer : Jeolojide, 65 milyon yıldan başlayıp 7 milyon yıl öncesine kadar süren zaman birimi (3.zaman). Tersiyer Tüketiciler : Sekunder tüketicilerle beslenen tüketiciler grubu. Tetar Orman İşletmesi : Bazı tür ağaçların, belli bir gövde yüksekliğindeki dallarının kesilerek kabaklanması şeklindeki kesim sistemi. (Akasyalar, çınarlar gibi) Topbaşı Kesim. Tıbbi Ekoloji : Çevre sağlığı. Tiroit Bezi : İnsanda gırtlağın ön ve alt bölgesinde bulunan ve İyot dengelemesini sağlayan bir iç salgı bezi. Kalkan Bezi. Tohumlu Bitkiler : (Bkz. Fanerogam). TOK : Toplan Organik Karbon. Toksik Atıklar : Düşük dozlarda bile insan için öldürücü etkisi olan; geri dönüşümü olmayan bir hastalığa sebep olan ya da belirgin bir katkısı olan, iyileşebilecek hastaları olumsuz yöne dönüştüren kimyasal atıklardır. Toksikoloji : Öldürücü etkisi olan maddeleri inceleyen tıp bölümü. Toplum Ormancılığı : Orman kaynaklarını, fakir ve kırsal kesimi de dikkate alacak şekilde yönlendirmeyi amaç edinen orman politikası.

95 Topoğrafya : Yeryüzü parçalarının haritasını çizmeyi konu alan bir mühendislik dalı. Toprak Adzorbsiyonu : Kirleticilerin toprak zerreleri üzerinde tutularak birikmesi, toprak zerrelerinin kirleticileri emmesi olayı. Toprak Kirlenmesi : Toprağın doğal yapısının, antropojen etkenlerle bozulması, fiziksel, kimyasal ve biyolojik bileşiminin olumsuz yönde değişmesi ve bunların sonucunda toprağın verimliliğinin ve kullanılabilirliğinin azalması durumu.

Page 32: çevre sözlüğü

Toprak Profili : Ana kayaçlarla organik madde artıklarının klimatolojik, meteorolojik ve fiziksel koşullar altında, parçalanıp taşındıktan (ya da yerinde : otokton) sonra toprak meydana getirip, horizontal (yatay) olarak birbiri üstüne katmanlar oluşturan toprak katlarına verilen isim. Toprak Horizonu. Toprak kesiti. Tortul Kayaçlar : Daha önce var olan çeşitli türdeki kayaçların, bozuşup parçalanarak taşınıp, çukurluklara çökelmesi ve burada taşlaşması sonucu ortaya çıkan kayaç tipleri. çökeller. Sedimentler. Toryum : Atom No :90, Atom ağırlığı yaklaşık 232 olan, 112,6 yoğunluğunda, 1700 øC de eriyen, kurşun renginde, havada bozulmaz, atom enerjisi kaynağı olarak kullanılan radyoaktif bir element. Trafik Gürültü Kaynakları : Egzos sesi, tekerleklerin gürültüsü, motordan gelen sesler ile aerodinamik gürültülerin tamamının birarada çıktığı kaynak. Transaminasyon : Amin köklerinin (NH2), bir molekülden bir başka moleküle aktarılması olayı. Transgresyon : Denizlerin karaları işgali. Deniz basması. Transpirasyon : Bitkilerde terleme. Traverten : Kalkerli suların çökelmesi ile oluşan kaba taşlar. Pamuktaşı. Trias : Jeolojide Mesozoik (2.zaman) zamanın en alttaki dönemi olup yaşı 240 milyondur.

96 Tripton : Deniz suyundaki inorganik parçacıklarla, ölmüş planktonlar. Abioseston. Trofi : Besin maddesi isteği. Trofojenik Zon : Deniz ve göllerin, güneş ışınlarının erişebildiği derinlikte son bulan bölge. Trofolitik Zon : Deniz ve göllerde güneş ışığının erişemediği sebebiyle burada yaşayan bitkilerin fotosentez yapamadığı, yani az oksijen üretip çok tükettiği, derin su bölgeleri. Trol : Balık avlamakta kullanılan, teknelerle suyun dibinde hızlı bir şekilde, adeta suyun dibini kazıyarak çekilen, huni biçiminde, geniş ağızlı balık ağları olup, balık yumurtalarını da yok ettiğinden yasaklanan bir avlanma biçimidir. Tropikal : Ekvator kuşağına ait. Tropik Ormanlar : Ekvator kuşağında yer alıp, yeryüzünün % 7 sini kaplayan; çabuk büyüyen, sık, boy ve çap olarak büyük ağaçların meydana getirdi§i ve bu sebepten de dünyanın akciğerli sayılan ve dünyadaki canlı türlerin % 80 inini içinde barındıran geniş orman alanları (Amazon ormanları gibi). Tropizm : Bitkilerde hareket, yönelme. Tropofit : Kuraklık, fazla yağış gibi ortamlardan etkilenmeyen, uygun olmayan mevsimlerde bu durumu tohum ve spor halinde geçiren bitki grubu. Troposfer : Yeryüzünden başlayıp 12 inci kilometreye kadar devam eden ve bütün meteorolojik olayların içinde olduğu atmosfer katmanı. TTKD : Merkezi Ankara'da bulunan, Türkiye'nin en eski Çevreci Kuruluşlarından (1955) olan, "Türkiye Tabiatını Koruma Derneği". TUİSAV : Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Vakfı. Tundra : Ağaçların yetişme sınırları dışındak kalıp, kutuplara yakın bölgelerde sadece bodur bir kısım ağaçların yetişebildiği çok seyrek ağaçlık ve turbalık biyomlar (sphagnum turbalıkları).

97 Turbalıklar : Besin ve oksijen oranı düşük, ölü bitkilerin toplandığı sulak alanlarda oluşan bitki formasyonları olup; sphagnum'lar asitli, karayosunları ise alkali turbalıkları meydana getirirler. Turbidite : Su içinde asılı olarak bulunan partiküllerin oluşturduğu bulanıklık. Turbulans : Girdap, anafor. Denizlerdeki hareketli suların veya değişik yoğunluktaki hava katmanlarının birbirine karışması. Tüketiciler : Üreticileri yiyerek beslenen organizmalar (Konsomatörler). Tüketilebilir Kaynaklar : Her tür maden cevheri, kömür, petrol yatakları gibi, oluşması milyonlarca yılda tamamlanan, bu sebepten de tekrar üretilebilmesi olanaksız doğal kaynaklar. Tüketilemeyen Kaynaklar : Güneş enerjisi, su enerjisi, rüzgar enerjisi gibi, düşünülebilen en uzun zaman dilimi içinde bile tüketilmesi olanaksız doğal kaynaklar. Tür : Kendi aralarında doğrudan veya potansiyel olarak çiftleşip neslini devam ettiren doğal populasyonlardır. Species. Türkiye Çevre Koruma Ve Yeşillendirme Kurumu : Merkezi İstanbul, Kadıköy'de olan, 1972 yılında kurulmuş, Türkiye'nin en eski iki gönüllü kuruluşundan birisidir. Türkiye Çevre Sorunları Vakfı : 1978 yılında kurulmuş, halen faaliyet gösteren Çevre Vakfı.

U

UICN : Uluslararası Önemli Olan Sulak Bölgeler Sözleşmesi Uygulamalı İmar Planı. Ultrabazik Kayaçlar : %40'tan az silisli; demir ve mağnezyumca zengin ağır kayaçlardır. UNCED : Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference On Evrinoment and Development) sözcüklerinin baş harfleri alınarak kısaltılmışı.

98 UNDP : Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı. (United Nations Deveyopment Programine) sözcüklerinin baş harfleri alınarak kısaltılmışı. UNEP : Birleşmiş Milletler Çevre Programı. (United Nations Enviroment Programine) sözcüklerinin baş harflerinin kısaltılmışı. UNESCO : Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü. (United Nations Educational Scientific and Culturel Organization) kelimelerinin baş harfleri alınarak kısaltılmışı. Upwelling : Sahillerde, rüzgarın etkisiyle dip sularının yüzeye çıkması olayı. Uranyum : Atom No 92. Atom Ağırlığı 238,3 ve simgesi U olan doğal uranyum mekanik özellikleri sıcaklıkla değişen bir izotoplar karışımıdır. Urban ekoloji : Kentsel ekoloji, şehir ekolojisi. Uvala : Karstik bölgelerde oluşmuş büyük dolinler. Uzay Bilim : Uzayı inceleyen, uzayda araştırmalar yapan bilim dalı Astronomi. Kozmografya.

Ü

Page 33: çevre sözlüğü

Üç P : Populasyon (Nüfus Artışı), Pollusyon (Çevre Kirlenmesi), Poverty (Yaşam Standardının Yükselmesi) sebebiyle dünyadaki kirlenme, dünyanın hastalığı. Üçüncül Tüketici : Besin zincirinde, hem etoburları, hem otoburları tüketen canlılar grubu. Üçüncül Üretim : Etoburları yiyen diğer etobur hayvanlar grubunun oluşturduğu organik maddeler. Ültraviyole : (Bkz. Mor ötesi ışınlar). Üreticiler : Klorofilli bitkiler olup, potansiyel enerjiyi kimyasal enerjiye çevirerek bunları biriktirebilen (akümüle edebilen) canlılardır. Prodüktörler. Üretilebilen Kaynaklar : Ormanlar, deniz ürünleri, tarım ürünleri gibi, normal tüketim sınırları içinde kalındığında kendilerini yenileyebilen, buna karşın sonsuz bilinçsiz ve aşırı bir tüketimle sona erebilen kaynaklar.

99

V Vados suyu : (Bkz. Juvenil su). Vagilite : Organizmaların yayılma yeteneği. Vajil : Substratumda yer değiştirebilen hayvanlar. Varu : Deniz ve göl çanakları ile çöküntü hendeklerinde çökelen buzulların eriyen sularınca taşınan tortullar. Varyant : Değişiklik. Değişik şekil. Varyasyon : Değişim. Varyete : Değişiklik. Vater Yasası : Bir yetişme ortamı verimliliğinin, onun en elverişsiz özelliği ile sınırlı kaldığı prensibi. çevre faktörlerinin etki yasası. Vejetasyon (Vegetasyon) : Bitki örtüsü. Bitkilerde büyüme, gelişme. Vejetasyon Faktörleri : Bitkilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli, su, hava, toprak, ışık gibi faktörlerin bütünü. Teşeccür Faktörleri. Vejetasyon Periyodu : Gelişme-büyüme süreci. Vejetasyon Tipleri : Tundra, step, Preriler, Çöl, Savan, Maki, Orman gibi, aynı yaşama form ve özelliklerini taşıyan mbitki grupları. Biyomlar. Ekolojik Gruplar. Bitki Formasyonları. Vejetatif Çoğalma : Orman ağaçlarının şah ve filizlerinden sürmesi şeklinde, diğer bir deyimle dip kütüklerinden neslini devam ettirmesi suretiyle çoğalma. (Tersi jeneratif, yani tohumla çoğalmadır). Viskozite : Sıvılarda şekil değişimlerine bir dereceye kadar karşı koyarak, hareket halindeki sıvıların kendi yönünde, moleküller ya da partiküler düzeyde etkili olan iç kuvvetten ileri gelen özellik. Vitalite : Biyosönozdaki türlerin kuvvet ve gelişmelerini belirten bir karakter. Canlılık. Üreme Potansiyeli.

100

W

WCED : Kaynak korunması ile yerel fakir halk arasındaki ilişkileri inceleyen, Çevre ve Gelişim İçin Dünya Komisyonu anlamındaki World Commision on Environment and Development kelimelerinin kısaltılmışı. WCP : Dünya İklim Programı. WHO : Dünya Sağlık Teşkilatı. WICEM : Çevre Düzenlemesinde Dünya Sanayi Konferansı anlamındaki World Industry Conference kelimelerinin kısaltılmış ifadesi. Wild : Yaban hayatı. Yaban. Vahşi. WWF : Dünya Yaban Hayatını Koruma Vakfı anlamındaki World Wildlife Fund for Nature kelimelerinin kısaltılmış ifadesi.

X

Xeromorph : (Bkz. Kseromorf). Xerophyl : (Bkz. Kserofil). Xerophyt : (Bkz. Kserofit). Xerotermik : Sıcak-kurak. X Işınları : Dalga boyu, ışığın dalga boyundan çok daha kısa olan, elektromanyetik ışınım. Rontgen Işınları.

Y

Yağmur Ormanları : Yağış ve bağıl nem oranı yüksek olup, yılın en soğuk mevsiminde bile 18 øC sıcaklığın altına düşmeyen vejetasyon faktörlerine gereksinim duyan, hızlı yetişip büyük boy atan ve zengin bir çeşitliliğe sahip orman tipleri. Yalıtım : İzolasyon. Dış etkenlere karşı koruma ve bu etkenlerin şiddetini azaltma önlemleri. Tecrit. Yalıyar : (Bkz. Falez).

101 Yanma Gazları : Yanma olayı sırasında oluşan CO2, SO2, H2O, NO gibi gazlarla; yanmaya yardımcı olan havadan geriye kalan N2, O2 gibi gazlar ve bunlara katılan katı veya sıvı parçacıklardan oluşan maddelerin bütünü. Yapay Çevre : İnsan eliyle yapılan binalar, tesisler, duvarlar gibi mekan tamamlayıcı elemanlar topluluğu. Yarı Gölge Ağaçları : Ne çok güneşi ve de ne çok loş ortamı sevmeyen, Dişbudak, Kestane, Kızılağaç, Karaçam, Ihlamur gibi ağaçlar grubu. Yaşam Birliği : (Bkz. Biyosenoz). Yaşam Kuşakları : Ovalardan dağlara doğru sıralanan kommuniteler. Yaş Sınıfları : Ormanların işletmesinde (Amenajman planlarında) aynı yaştaki ağaçların oluşturduğu parseller. Yaz Uykusu : (Bkz. Estivasyon). YEE : Merkezi Danimarka olan bir Çevre Örgütü. Youth and Environment Europa. Sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltma. Yeniden Kullanma : İnsan ihtiyaçlarına cevap veren mal'ların, gerek asli, gerekse ikincil amaçlarla yeniden kullanılır hale getirilmesi. Yenilenebilir Kaynaklar : Ormanlar, akarsular, güneş. Yenilenemez Kaynaklar : Madenler, katı ve sıvı haldeki fosil yakıtlar.

Page 34: çevre sözlüğü

Yerel Çevre Kurulu : Her ilde Vali'nin başkanlığında, İl İdare Şube Başkanları, Belediye Başkanları, Sanayi Odası ve Gönüllü Kuruluş temsilcilerinden oluşan ve sekreteryasının İl Çevre Müdürlüğü'nce yürütüldüğü yerel kuruluşlar. Yeşil Alanlar : Başta Orman olmak üzere, Otlak, Çalılık, Sulak Alanlar, Park-Bahçeler, Ekili Alanlar, Mezarlıklar gibi çeşitli habitatları kapsayan, yaşam ortamlarının zenginliğine katkıda bulunan biyomları bütünü.

102 Yeşil Kuşak : Şehirlerimizin daha düzenli ve planlı bir şekilde gelişmelerinin sağlanması, çevre ve hava kirliliğinin azaltılması, erozyonla barajların dolmasının önlenmesi, vatandaşların dinlenme yerine olan gereksinmelerinin karşılanması, turizm potansiyelinin artırılması, yeşil alanların çoğaltılması, boş ve verimsiz orman topraklarının üretime sokulması suretiyle insan yaşamı için gerileyen dengenin düzeltilmesi amacı ile büyük yerleşim birimlerinin etrafını orman niteliği ve niceliğinde ağaçlandırma suretiyle oluşturulan zon. Yöresel İklim : (Bkz. Mesoklima). Yumuşak Deterjan : Alıcı ortama daha az zarar veren düz zincirli Anyonik deterjanlar. Yüksek Basınç : Atmosferin üst seviyelerinde düşük sıcaklık etkisi ile yoğuşan hava tabakası olup; alçak basınç bölgesini doldurarak denge sağlamak için yukarıdan aşağı doğru ve kuzey yarım kürede saat ibresi yönünde alçak basınç bölgesine hareket halinde olan hava kütlesidir. Yüksek Çevre Kurulu : Başbakan veya Çevre Bakanı başkanlığında, Sağlık, Orman, Ulaştırma, Tarım ve Köy İşleri, Sanayi-Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar, İmar İskan Bakanları veya temsilcileri ile, Devlet Planlama Teşkilat Müsteşarlarından kurulu ve sekreteryasının Çevre Bakanlığı'nca yürütüldüğü; arazi kullanım, koruma alanları, çevre kirlenmesi ile ilgili konuların görüşülüp karara bağlandığı kurul. Yüzey Aktif Ajan : (Bkz. Sürfaktan).

Z

Zararlılar : Faaliyetleri ile insanların ulaşmak istedikleri gayelere engel olan, doğal dengeyi tahrip eden ve insan sağlığını tehdit eden canlı bitki, hayvan ve mikroorganizmaların bütünü. Zararlı böcekler, zararlı mantarlar, zararlı otlar gibi.

103 Zerafit'ler : Kuru ortam bitkileri. Zon : Bölge Ovalardan dağ tepelerine doğru iklim kuşakları. Zonobiyom : Tipik populasyonların yaşadığı iklimsel zonlar, rejiyonlar. Zoo : Hayvanlar. Zoobenthos : Deniz dibinde yaşayan hayvanlar. Zoocoğrafya : Dünyadaki hayvanların yayılışı ve yaşayışını konu alan coğrafya bölümü. Zooloji : Hayvanbilim. Zoomas : Hayvansal kütle. Zooplankton : Mikro faunadan oluşan hareket halindeki topluluklar. Zostena : Deniz çayırları.

KAYNAKÇA

AKARTUNA M. Genel Jeoloji Ders Notları 1982ALTINLI İ.E. Yer Bilimleri Sözlüğü 1986ARDOS M. PEKCAN N. jeomorfoloji sözlüğü 1994BAYKAL F. Historik Jeoloji 1974BERKES F. KIŞLALIO¦LU M. Çevre Ekolojisi 1971BİLGE E. Evolüsyon Ders Notları 1981BODRUM SU ÜRÜNLERİ ARAŞTIRMA İSTASYONU YAYINLARI 1992 BRAUNER L. Kriptogamların Sistematiği 1946ÇEPEL N. Ekoloji Ders Notları 1990ÇEPEL N. Doğa Çevre Ekolojisi 1992ÇEPEL N. Genel Ekoloji 1988 ÇEPEL N. Orman Ekolojisi 1988ÇEVRE KORUMA DERGİLERİ 1976-1993DEMİRİZ H. Bitki Sistematiği Ders Notları 1965MERENEN İ. Meteoroloji 1946DİKER B. Orman Amenajman Bilgisi 1946DUGAN J.P. Sulak Alanların Korunması 1990ERDEL A. Klimatoloji Ders Notları 1961FIRAT F. Dendrometri 1947GELİŞİM Hachette 1993GELDİAY R. KOCATAŞ A. Genel Ekoloji Ders Notları 1983GELDİAY R. KOCATAŞ A. Genel Ekoloji 1990GÖKMEN H. Açık Tohumlular 1970GÖKMEN H. Kapalı Tohumlular (I, II) 1973-1977 IRMAK A. Orman Ekolojisi 1970IRMAK A. Toprak-Vejetasyon ve İklim 1948İNANDIK H. Akarsular ve Göller 1960İNANDIK H. Bitkiler Coğrafyası 1961KARACA T. Helsinki ve Sonrası 1977KARPUZCU M. Çevre Mühendisliğine Giriş Ders Notları 1984KARPUZCU M. Çevre Ekonomisi Ders Notları 1987

Page 35: çevre sözlüğü

KIŞLALIOĞLU M.BERKES F. Biyolojik Çeşitlilik 1987KIYI MEVZUATI KOCATAŞ A. Oseonoloji 1993MALİK A. Mineroloji, Petrografi, Stratigrafi, palenontoloji 1939MEYDAN LARUS 1993NAKOMAN E. Kömür 1971ORMAN BAKANIĞI Milli Parklar ve Yaban Hayatı 1993ORMAN MEVZUATI ÖNEN Ülgür Şehircilik Dökümanları 1972PAMAY B.Kentsel Peyzaj Planlaması 1979PAMİR H.N. Dinamik Jeoloji 1959PEKİN B. Çevre ve Kanser 1984SANVER A. Baltalık Ormanları 1948TABİAT VE İNSAN Dergileri 1980-1994T.Ü.S.V. Türkiye'nin Biyolojik Zenginlikleri 1987T.C.S.V. Türkiye'nin Çevre Sorunları 1986

Page 36: çevre sözlüğü