li - cdn.islamansiklopedisi.org.trile önceki yayınlar serisi içinde (xxv, ı) basıldı (kah i re...

2
ile önceki serisi içinde (XXV, (Kah ire 909 ); bu ciltte M. Sobern- heim toplanan malzeme ve - Bir sonra Partie: Asie Mine ure'de ise Halil Et- hem Bey'in elde Sivas ve kitabelerini Bu Anadolu fasikülünün olarak ince bir fa- sikül daha (Kahire 191 7). Di- zinin ikinci Güney Suriye - Ku- düs bölümü de van Berehem'in da (Ka hire 1920, seri, XLV, 1-2); bu ciltte levhalar halinde re- simler bulunuyordu. Kudüs bölümünün metinleri van Berehem'in ölümünden sonra G. Wiet'in gayretiyle birer cilt halinde (Kudüs /, ay- seri, XLIII , 1- 2, Kah i re 1 922 -1 923; Ku· s ll, Hare m·i seri, XLIV, 1 -2, Ka hire 1925-1927) . Kudüs bu üç cildin indeksi ise ancak 1949' da ya- seri , XLV, 3) Max van Berehem bir taraftan kitabeleri derleme bölgesi üzerinde toplarken bir taraftan da daha uzak çevrelerle ilgilenmekten geri Olcaytu bir kita- besini Melanges Hartwig D er enbourg '- da (Pari s 1909, s. 367 -378) , Çin'de Ts 'ivan- Tcheou'daki Arapça kitabeleri T'oung- Pao 'da (Leiden 19 11 , XII, 707-727) ve Ni- jerya' daki Arapça kitabeleri de kendi- sine teslim edilen ve estam- pajlara dayanarak ( Comptes re nd u de l 'A cademie d es lnscripti ons et Bell es· Lettres't e, Paris 19 1 3, sy. 1 50 -1 52). Van Berehem'in Anadolu ile ilgili iki daha Bunlardan biri Zeitsehrift t ür Ass yriologi e' de (XXVI I 11 912 1, s. 85- 91) "Epigraphie des Danishmendi- des" ise Prusya ler Akademisi Die musli miseh en Insehriften von Per- gamon yirmi üç (Berlin 191 2). Berehem kitabe isviçre'nin, özellikle Cenevre'nin tarihi üzerine de incelemeler ya- Suriye' de 1895 Nisan- Haziran at üstünde ve da geceleyerek mimar E. Fatio ile gezinin seyahatnamesi de Vo - y age en Sy rie Kahire'de 1913- 191 S ve resimli iki cilthalinde te Gautier-van Berehem ile Solange Ory La Jer usalem musul mane dans 1'oe uvre de Max v an Berehem (Lausan ne 978). onun dergi ve periyodik- lerde olan makaleleri de Op e- ra M inara (1 -II, Geneve 1 978) . ilmi listesi ise ince dizgi ile on do- kuz bir bibliyografya Van Berehem'in oldu- bütün malzeme, ve çe - ülkelerden ilim ile Cenevre'de kendi ku- rulan muhafaza edil- mektedir. Max van Berehem daha 1890'larda ka- leme bir eserle- rin yüzünden harap nu , vakit kaybedilmeden raf ve bütün dünya ilim duyurma- ya ve bilhassa Cor- pus ile kurucusu : M. van Berchem, Opera Minara A. Louca), Genev e 1978, I, s. VII· XV, XVII ·XXXVI; J. Fück, "Max van Berchem", D ie As iatischen Studien in Europa, Lei pzig 1955, s. 290 ·292 ; Neclb ei-Akiki, Ka· hire 1965, Il , 15·1 6; E. Herzfeld, " Max van Berchem ", ls/., XII ( 1922), s. 206·2 13; A. Bos- sier, "Max van Berchem ", Reuue Archeol gique (5 . seri), XVII , Pa ri s 1923, s. 148 ·154; E. Diez , "Max van Berch em", Persien· lslami sche Bauk unst in Churasan, Hagen·Darmstadt·Goha 1923, s. 9·1 O; K. A. C. Creswell, "In Memo - riam - Max van Ber chem ", JRAS (1963 ), s. 117· 118 ; G. Wiet, "Max van Berehem (1863 -1 92 1 ), Createur de l'e pi gra phi e Arabe ", Sch we ize· rische Zeitschr ift {ür Geschi chte·Revue Suisse d' histo ire, XIII , Sv i zze ra 1963, s. 379·388 ; Se- mavi Eyice, "Max van Berchem, Opera Mi - nor a ", TTK Bell eten, XL V/ 178 (198 1 ), s. 115· 136 ; M. va n Berehem fototek katalo· da S. Ory, Catalogue de la phototeque, Archives Max uan Berchem. Conse r uees la Bi bliotheque Publique et Uni· ue rsitaire de Ge neve, /, Geneve 1975. L Iii BERDi Ci Ebu Bekr Ahmed b. b. Ravh e i·Berdld (ö. 301 / 914) Hadis _j Arkeoloji Enstitüsü'nün Berzei ( , ,,.d,r.l l) ve Berdei ( di- (XXXVII -XXXVI II ) ye de bilinir. Azerbaycan'daki küçük yer- Max van Berehem'in Kudüs'te bir merkezlerinden biri olan Berdic'- önce Margueri- den gitti ve oraya Ebü BERDÜ 'I-ACÜZ Said Harün b. Rebi' b. Sü- leyman, Haremeyn, Acem, Irak ve Cezire'deki alimlerden ilim tahsil etti ve rivayette bulundu. Kendi- sinden de Ebü Ali b. Sawaf, Ebü Bekir et-Taberani, Ali b. Lü'lü' ei-Verrak ve daha ha- dis rivayet etti. da iken vefat etti. Hadis il- minde sika, me'mün ve olarak de- Berdicf'nin iki eseri gü- nümüze 1. Tabakiitü 'l- es - mô.'i'l-müfrede 1 987 ). 2. Cüz' ii men rev ô. 'ani'n-n ebiyyi .. . sahô.be fi'l-k eb ô. 'i r (Zahiriyye K tp , Mec- : Berdici, Ta baf!:atü 'l· esma' i'l·mü{rede Sekine 198 7, s. 7·2 0; Ha - tib, Tarfl] u Bagdad, V, 194 ·195 ; Yakut, Mu'ce· mü'l·büldan, 1, 379; ibnü'I-Esir, el·Lüba.b, 1, 135· 136; Zehebi, Tezkiretü 'l· hu{{az, ll, 74747; a.mlf., XI V, 12 2· 124 ; ibnü'I - imad, ll , 234 ; Sezgin, &\S, 166·1 67. L li L. ÇAKAN BE RDÜ'l -ACÜZ ( mevsiminin görülen için bir tabir. Arapça'da gelen berd ile ihtiyar acüz kelimelerinden meydana gelen bir ter - kip olup demektir. Rümi takvime göre genellikle 26 4 Mart, miladi takvime göre ise 11 - 17 Mart günlerde görülen bu so- Türkiye'de halk daha çok Bir rivayete göre Ad kavmini helak eden rüz- gar bu günlerde ortaya Arap folklorunda "eyyamü'l-acüz" günl e ri ) denilen bu yedi günün ledir: vebr, el - amir, el-mü'- temir, el -mu'allil, mutfi ' l-cemr. Ancak kaynaklar bu günlerin be- indirirken da sekize "eyyamü'l-acüz" yerine "eyyamü'l- acüz " s on gün leri ) tabiri de kulla- Arap göre kahin olan bir Arap mevsiminin sonla- ortaya bu önce- den haber ona nisbetle bu günler berdü'l-acüz diye Bir rivayete göre ise sekiz 485

Upload: others

Post on 22-Oct-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ile önceki yayınlar serisi içinde (XXV, ı) basıldı (Kah i re ı 909); bu ciltte M. Sobern-heim tarafından toplanan malzeme ve-rilmişti. Bir yıl sonra çıkan Troisil~me Partie : A sie Mineure'de ise Halil Et-hem Bey'in yardımıyla elde ettiği Sivas ve Divriği kitabeler ini işledi. Bu Anadolu fasikülünün devamı olarak ince bir fa -sikül daha basılmıştır (Kahire 191 7). Di-zinin ikinci kısmının Güney Suriye - Ku-düs bölümü de van Berehem'in sağlığında basıldı (Kahire 1920, aynı seri, XLV, 1-2); bu ciltte yalnız levhalar halinde re-simler bulunuyordu. Kudüs bölümünün metinleri van Berehem ' in ölümünden sonra G. Wiet'in gayretiyle kalın birer cilt halinde yayımiandı (Kudüs /, Şehir, ay-nı seri, XLIII , 1-2, Kahire 1922- 1923; Ku· düs ll, Harem·i Şerif, ayn ı seri, XLIV, 1-2, Kahire 1925-1927) . Kudüs hakkındaki bu üç cildin indeksi ise ancak 1949'da ya-yımlanabilmiştir (aynı seri , XLV, 3)

    Max van Berehem bir taraftan İslami kitabeleri derleme işlerini Mısır - Suriye bölgesi üzerinde toplarken bir taraftan da daha uzak çevrelerle ilgilenmekten geri kalmıyordu . Olcaytu Han' ın bir kita-besini Melanges Hartwig Derenbourg'-da (Paris 1909, s. 367-378), Çin'de Ts'ivan-Tcheou'daki Arapça kitabeleri T'oung-Pao 'da (Leiden 1911 , XII, 707-727) ve Ni-jerya ' daki Arapça kitabeleri de kendi-sine teslim edilen fotoğraf ve estam-pajlara dayanarak işledi ( Comptes re nd u de l 'A cademie des lnscriptions et Belles·

    Lettres't e, Paris 1913, sy. 150- 152). Van Berehem' in Anadolu ile ilgili iki yayını daha vardır. Bunlardan biri Zeitsehrift tür Assyriologie'de çıkan (XXVI I 11 912 1, s. 85-91) "Epigraphie des Danishmendi-des" başlıklı yazısı, diğeri ise Prusya İlimler Akademisi yayınları arasında basılan Di e muslimisehen Insehriften von Per-gamon adlı yirmi üç sayfalık araştırmasıdır (Berlin 1912).

    Berehem İslami kitabe çalışmalarının dışında isviçre'nin, özellikle Cenevre'nin tarihi yapıları üzerine de incelemeler ya-yımlamıştır. Suriye'de 1895 yılının Nisan-Haziran aylarında at üstünde ve çadırda geceleyerek İsviçreli mimar E. Fatio ile yaptığı gezinin seyahatnamesi de Vo-yage en Syrie adıyla Kahire 'de 1913-191 S yıllarında ve resimli iki cilthalinde

    te Gautier-van Berehem ile Solange Ory tarafından La Jerusalem musulmane dans 1 'oeuvre de Max v an Berehem adıyla basılmış (Lausanne ı 978). ayrıca aynı yıl onun çeşitli dergi ve periyodik-lerde dağılmış olan makaleleri de Ope-ra Minara başlığı altında yayımlanmıştır (1 -II , Geneve 1978). ilmi çalışmalarının tamamının listesi ise ince dizgi ile on do-kuz sayfalık bir bibliyografya oluşturmuştur. Van Berehem'in bırakmış oldu-ğu bütün malzeme, fotoğraflar ve çe-şitli ülkelerden ilim adamları ile yaptı ğı yazışmalar, Cenevre'de kendi adına ku-rulan vakıf tarafından muhafaza edil-mektedir.

    Max van Berehem daha 1890'larda ka-leme aldığı bir yazısında İslami eserle-rin bakımsızlık yüzünden harap olduğunu, bunların vakit kaybedilmeden fotoğ raf ve kopyalarının alınması gerekti ğini bütün dünya ilim adamlarına duyurma-ya çalışmış ve bilhassa yayımlad ığı Cor-pus ile İslam epigrafyasının kurucusu olmuştur.

    BİBLİYOGRAFYA :

    M. van Berchem, Opera M inara (nşr. A. Louca), Geneve 1978, I, nilş i r in gi ri ş i , s. VII·XV, XVII ·XXXVI; J . Fück, "Max van Berchem", Die Asiatischen Studien in Europa, Leipzig 1955, s. 290 ·292 ; Neclb ei-Akiki, el· Müsteşrif!:un, Ka· hire 1965, Il , 15·1 6; E. Herzfeld, "Max van Berchem ", ls/., XII (1922), s. 206·213; A. Bos-sier, "Max van Berchem ", Reuue Archeolo· gique (5 . seri) , XVII , Paris 1923, s. 148·154 ; E. Diez, "Max van Berchem", Persien·lslamische Bauk unst in Churasan, Hagen·Darmstadt·Got· ha 1923, s. 9·1 O; K. A. C. Creswell, "In Memo-riam -Max van Berchem", JRAS (1963 ), s. 117· 118 ; G. Wiet, "Max van Berehem (1863-1 92 1), Createur de l' epigraphie Arabe", Schweize· rische Zeitsch rift {ür Geschichte·Revue Suisse d'histoire, XIII , Svizzera 1963, s. 379·388 ; Se-mavi Eyice, "Max van Berchem, Opera Mi-nora", TTK Belleten, XLV/ 178 (198 1), s. 115· 136 ; M. van Berehem arş ivinin fototek katalo· ğu da ayrı ca yayımlanmıştı r; S. Ory, Catalogue de la phototeque, Archives Max uan Berchem. Conseruees iı la Bibliotheque Publique et Uni· uersitaire de Geneve, /, Geneve 1975.

    L

    Iii SEMAVİ EYİCE BERDi Ci (~.~,r.ll )

    Ebu Bekr Ahmed b. HarCın b. Ravh ei·Berdld

    (ö. 301 / 914)

    Hadis hafızı . _j

    Fransız Arkeoloji Enstitüsü'nün yayınla- Berzei ( ,,,.d,r.ll ) ve Berdei ( ~~.r.l l) di-rı arasında (XXXVII -XXXVIII) basılmıştır. ye de bilinir. Azerbaycan'daki küçük yer-

    Max van Berehem'in Kudüs'te bir asır leşim merkezlerinden biri olan Berdic'-önce çektiği fotoğraflar, kızı Margueri- den Bağdat'a gitti ve oraya yerleşti. Ebü

    BERDÜ'I-ACÜZ

    Said ei-Eşec, Harün b. İshak, Rebi' b. Sü-leyman, ayrıca Şam, Haremeyn, Acem, Mısır, Irak ve Cezire'deki alimlerden ilim tahsil etti ve rivayette bulundu. Kendi-sinden de Ebü Ali b. Sawaf, Ebü Bekir eş-Şafii, Ebü'l - Kasım et-Taberani, Ali b. Lü'lü' ei-Verrak ve daha birçokları ha-dis rivayet etti. Yaklaşık yetm i ş yaşlarında iken Bağdat 'ta vefat etti. Hadis il-minde sika, me'mün ve hafız olarak de-ğerlendirilen Berdicf'nin şu iki eseri gü-nümüze ulaşmıştır. 1. Tabakiitü 'l- es-mô.'i'l-müfrede ( Dımaşk 1987). 2. Cüz' ii m en rev ô. 'ani'n-nebiyyi .. . mine'ş sahô.be fi'l-kebô. 'ir (Zahiriyye K tp , Mec-mua , nr.8 ! / l ,vr. ı a -5 a).

    BİBLİYOGRAFYA : Berdici, Tabaf!:atü 'l·esma' i 'l· mü{rede ( n şr.

    Sekine eş-Şihabil, D ımaşk 1987, s. 7·20 ; Ha-tib, Tarfl] u Bagdad, V, 194 ·195 ; Yakut, Mu'ce· mü'l·büldan, 1, 379; ibnü'I-Esir, el·Lüba.b, 1, 135· 136; Zehebi, Tezkiretü 'l· hu{{az, ll, 746·747; a.mlf., A' lamü 'n ·~übela', XIV, 122· 124 ; ibnü'I -imad, Şe?erat, ll , 234 ; Sezgin, &\S, ı , 166·1 67.

    L

    li İSMAİL L. ÇAKAN

    BERDÜ'l -ACÜZ ( j~l~_r. )

    Kış mevsiminin sonlarında görülen şiddetli soğuklar için kullanılan

    bir tabir.

    Arapça'da " soğuk" anlamına gelen berd ile "yaşlı, ihtiyar kadın" anlamındaki acüz kelimelerinden meydana gelen bir ter-kip olup "yaşlı kadın soğuğu " demektir. Rümi takvime göre genellikle 26 Şubat-4 Mart, miladi takvime göre ise 11 -17 Mart arasındaki günlerde görülen bu so-ğuklar, Türkiye'de halk arasında daha çok " kocakarı soğukları" adıyla anılır. Bir rivayete göre Ad kavmini helak eden rüz-gar bu günlerde ortaya ç ıkmıştır. Arap folklorunda "eyyamü'l-acüz" (yaşlı kadın günleri ) denilen bu yedi günün adları şöyledir : Sın, sınnebr, vebr, el -amir, el-mü'-temir, el -mu'allil, mutfi 'l-cemr. Ancak bazı kaynaklar bu günlerin sayısını be-şe indirirken bazıları da sekize çıkarmış, ayrıca "eyyamü'l-acüz" yerine "eyyamü'l-acüz" ( [k ı şın] son günleri ) tabiri de kulla-nılmıştır.

    Arap kaynaklarına göre kahin olan yaşlı bir Arap kadını kış mevsiminin sonla-rında ortaya çıkan bu soğukları önce-den haber verdiğinden ona nisbetle bu günler berdü'l-acüz diye adlandırılmıştır. Bir başka rivayete göre ise sekiz oğ-

    485

  • BERDÜ'I-ACÜZ

    lu olan yaşlı dul bir kadın oğullarından kendisini evlendirmelerini istemiş, onlar da, "Sekiz gece dışarıda kalmaya daya-nabilirsen seni evlendiririz" demişler, ka-dın yedinci gece ölünce bu soğuklar ona nisbet edilmiştir. Vaktiyle bir kocakarının yedi keçisinin her birinin bu günler-de soğuktan ölmesi de adlandırmanın bir başka efsanevi kaynağıdır.

    BİBLİYOGRAFYA:

    TiJ.cü 'l· 'aras, "'acz" md.; Türk Lugatı, ı , 686; Ebu Zekeriyya ei-Ferra', ei-Eyyam ve'l-leyali ve 'ş-şühür (nş r. İ brahim el -Ebyarn. Beyrut 1400/1980, s. 80; Mes'üdf, Mürücü'?·?eheb (Abdülhamfd), ll, 200; Cevad Ali, ei-Mu{aşşal, IV, 627; VI, 818; Semra Ertüre, "Takvimleri-mizdeki Klimatolojik Verilerle İstanbul Me-teorolojik Gözlem Bulguları Arasındaki İlişkiler", iü Coğrafya Enstitüsü Dergisi, sy. 22, İstanbul 1977 , s. 169-170; Pa kalın, 1, 206-207; R. Ekrem Koçu, "Berdülacfız", ist.A, V, 2531-2532; "Berd", ML, ll , 196; P. Galand - Pernet. "Ayyam al- 'Ailiüz", E/2 (Fr.), ı , 816.

    L

    liJ A BDÜLKADi R Ö z cAN

    BEREFŞAN

    ( ..;,L::.;I..r.)

    Türk mO.sikisi usullerinden. _j

    Berefşan "şifa dağıtan" manasma ge-len Farsça bir kelimedir. Eldeki bilgilere göre en az 600 yıllık bir geçmişi bulu-nan, otuz iki zamanlı ve on dört vuruşlu bir büyük usuldür. İki yürük semai ve çeşitli şekillerdeki beş safyanın sıralan

    masıyla meydana gelmiştir. Şematik gös-terilişi şekildeki gibidir.

    Büyük formdaki eserlerde çok defa kendi başına kullanılan bu usul, ayrıca 120 zamanlı zencir usulü ile değişik za-manlı darbeyn usullerinin bünyesinde de yer almaktadır. Otuz iki zamanlı ha-fif ve muhammes adlı diğer usullerden vuruş sayıları ile zayıf ve kuwetli zaman-larının farklı oluşu bakımından da ayrılmaktadır. Çoğunlukla beste formunda,

    Berefsan usulünün sematik gösterilisi

    düm

    486

    düm

    :6 + i4

    düm

    ayrıca bazı peşrev, kar, tevşih ve ilahi-lerde kullanılmıştır.

    BİBLİYOGRAFY A :

    Kiimüs -ı Türki, s. 137, 282; Mehmed Haşim. Masiki Mecmuası, İstanbul 1269, s . ll ; Baron Rodolphe D'erlanger. La Musique Arabe, Paris 1959, VI, 118; Kantemiroğlu, ilmü 'l-müsikf, I, 164 ; Ezgi, Türk Musikisi, ll , 83-85; V, 286-287; Özkan, TMf'IU, s. 675-676 ; Rauf Yekta. "La Musique Turque", EMDC, V, 3052 ; Öztuna, TMA, 1, 106. r;ı;1

    • ALAEDDİN yA VAŞÇA

    L

    BEREHÜT ( Ü_yt.,r.)

    Yemen'de Bi'ribereho.t adlı

    ünlü mağaranın bulunduğu vadi. _j

    BelehOt ve BürhOt da denilen vadi, Te-rfm kasabasının doğusundan başlayıp Kabru HOd yerleşim merkezini de içine alarak güneye doğru uzanır ve Hadra-mut vadisiyle birleşir. Kabru HOd 'da bu-lunan büyük bir taş yığını Hz. HOd 'un mezarı olarak bilinmekte ve her yıl şaban ayında ziyaret edilmektedir. Güney Arabistan' ın en mukaddes yeri olan Kab-ru HOd'a yapılan ziyaret münasebetiyle burada bir de büyük bir panayır kurul-maktadır.

    Kabru HOd'a yakın bir yerde bulunan Bi 'riberehOt (BerehOt kuyusu) adlı mağaranın girişi , vadi tabanından 1 O m. yük-seklikte, boyu 1 O m., eni en geniş yerin-de 8 m. kadar olan bir yarık şeklindedir. Bölge sakinleri arasında yaygın olan ve eski Arap tarihçilerinin kitaplarında da yer alan, bu mağaranın kafir ruhlarının hapsedildikleri ve eziyet gördükleri ku-yu olduğu inancı , içeride hissedilen fe-na kokulu hafif bir dumandan kaynak-lanmaktadır. Önceleri, eski Yunan ve Ro-ma kaynaklarında da cehennem zeba-nilerinin oturdukları yer olarak tanıtılan Bi'riberehOt'un içinde kükürt yanan vol-kanik menşeli bir mağara olduğu sanı-

    dr dr jm J J J •4 / :4 i4+ A+ j+

    ·4 + :4 ı •4 •4

    tL h ek Je Je

    lırken sonradan yer altı sularının kimya-sal maddeleri eritmesi neticesinde mey-dana gelmiş bir kireç taşı mağarası ol-duğu anlaşılmıştır.

    Berehat bu bölgeden olan Küleyb b. Esed b. Küleyb ei-BerehOtf adlı sahabi ile de ün kazanmıştır. Bu sahabf, anne-sinin ördüğü hırkayı yanına alarak Hz. Peygamber'e gelmiş ve hırkayı ona tak-dim ederek huzurunda bir kaside oku-muştur. ResOiullah ' ın yüzünü okşayarak onu taltif etmesi Küleyb ailesi için dai-ma bir iftihar vesilesi olarak kalmıştır. BİBLİYOGRAFYA :

    İbn Sa'd, et-Tabakat,- I, 350 ; Hemdani. Sı{atü Cezireti 'l- 'A~ab (nşr. Muhammed b. Ali ei-Ekva'). Riyad 1397 / 1977, s. 270; istahri, Mesa-lik (de Goeje), s. 25; Yaküt, Mu 'cemü 'l-bül-dan, ı, 405-406; İbn Hacer. el- işabe, lll, 306; Abdülkadir b. Abdullah ei-Ayderüsi, en-f'lürü's-Sa{ir 'an atJbari 'l·karni ' l-'aşir, Beyrut 1405 / 1985, s. 64; Himyeri. er-Ravzü'l-mi' ta r, s . 86.; R. B. Serjeant. Studies in Arabian History and Civi/isation, London 1981 , s. 134-135 ; D. van der Meulen, "A J ourney in Hadramaut", MW, XXII / 4 (1937), s. 390 ; J . Schleifer. "Berehı1t", iA, II , 535 ; G. Rentz. "Barhüt", E/2, 1, 1045.

    L

    ~DİA

    BEREKAT ( üiS.,r. )

    Mekke emirliği yapmış olan birkaç şahsın adı.

    _j

    Bu adı taşıyan ilk şerif, Katade ailesi-ne mensup Berekat b. Hasan b. Aclan'-dır. Kendisi 1406'dan itibaren babası ile birlikte Mekke emirliği yaptı. 1426'da babasının ölümünden sonra kardeşleriyle beraber Mekke'de hüküm sürdü. O sırada Mısır Memlük sultanı bulunan Bay-bars ile iyi münasebetler kurdu. Hatta kardeşlerinin kendisine karşı olan mu-halefetlerini onun yardımı ile bertaraf ederek 1447'den 14SS'e kadar Mekke'-nin mutlak hakimi oldu. Ayrıca iktidarı sırasında Memlükler'e karşı oldukça us-ta bir siyaset güttü ve Sultan Çakmak'ın buraya bir garnizon göndermesine ses çıkarmadı. Ondan sonra yerine oğlu Mu-hammed (1455 - 1497) geçti. Ailenin bu adı taşıyan ikinci ferdi ise onun oğlu Be-rekat b. Muhammed olup 1473'ten beri babası ile müştereken Mekke emirliği yapmakta idi. ll. Berekat babasının ölü-münden sonra Mekke emirliğini kardeşleriyle beraber yürüttü. Ancak emirliğinin ilk devreleri onlarla devamlı müca-dele ve iç karışıklıklar içinde geçti. Hat-ta 1503'te zincire vurularak Kahire 'ye gönderildiyse de 1 504 'te yeniden M ek-