genel s›ra no: cep kitapl›¤›€¦ · baflkan yard›mc›m›z say›n avukat mehmet...

151

Upload: others

Post on 20-Nov-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av
Page 2: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Genel S›ra No: 1352009/01

Cep Kitapl›¤›: XXXVIIIISBN: 978-9944-234-69-6

Yay›na Haz›rlayanAv. Celal Ülgen & Av. Coflkun Ongun

Kapak: Can Eren

Bask› ve CiltCan Matbaac›l›k

Davutpafla Cad. ‹pek ‹fl Merkezi Kat: 3 No: 7 Topkap›/‹stanbul

Tel: 0 212 613 10 77 - 613 15 47

Birinci Bask›: Ocak 2009‹stanbul Barosu Yönetim Kurulu Karar›yla 1.000 adet bas›lm›flt›r.

Page 3: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

‹STANBUL BAROSU

DÜNDEN BUGÜNE

LOZAN, MONTRÖ VE

TÜRK BO⁄AZLARI

2009

‹STANBUL BAROSU YAYINLARI‹stiklal Caddesi Orhan A. Apayd›n Sokak Baro Han

Beyo¤lu ‹ST. Tel: (0212) 251 63 25. Fax: (0212) 293 89 60

[email protected]

Page 4: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av
Page 5: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

‹Ç‹NDEK‹LER

Yay›n Kurulu…………………………………… 785. YILINDA

EGEMENL‹K VE BA⁄IMSIZLIK BELGES‹

LOZAN ANTLAfiMASI

Av. Hüseyin Özbek ……………………………11

Av. Mehmet Durako¤lu ………………………11

Yrd. Doç. Dr. Yücel Bozda¤l›o¤lu ……………15

Prof. Dr. Engin Berber ……………………….34

Hülya Emin ……………………………………55

Doç. Dr. Sibel Özel ……………………………65

Soru - Yan›t ……………………………………83

MONTRÖ SÖZLEfiMES‹ VE TÜRKBO⁄AZLARI

Av. Hüseyin Özbek ……………………………91

Av. Mehmet Durako¤lu ………………………91

Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal …………………96

Ali Kurumahmut ……………………………109

Av. Zeki Y›ldan ………………………………120

Prof. Dr. Bayram Öztürk ……………………122

Soru - Yan›t ……………………………..……145

Page 6: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av
Page 7: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

YAYIN KURULU

19. yüzy›l ortalar›nda bafllay›p 20. yüzy›l›n baflla-r›nda h›z kazanan uluslaflma süreci, belli bafll› savafl›mve anlaflmalar›n sonucunda gerçekleflti. Özellikle 1.Dünya Savafl›’ndan sonra çok say›da ulus devlet kurul-du. Türkler için de ‹mparatorluktan kurtularak ulus-laflma süreci yaflanmas› kaç›n›lmazd›. Birinci Dünya sa-vafl›ndan yenik ç›kan “hasta adam” Osmanl› ‹mpara-torlu¤u için de bir anlaflma imzaland›. Ad› Sevr’di. Buanlaflmaya göre Anadolu parçalanacak Türkler küçüktoprak parças›yla yetinip Amerikan mandas›na gire-cekti.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u bu anlaflmay› imzalayarakkabul etmiflti. Peki, Türkler bu durumu kabullenecekmiydi?

Kabul etmediler.

Vatan flairi Nam›k Kemal’in, “Vatan›n ba¤r›na düfl-man dayam›fl hançerini, Yok mudur kurtaracak baht› ka-ra kaderini?” sorusuna yan›t Atatürk’ten gelmiflti: “Va-tan›n ba¤r›na düflman dayas›n hançerini, Bulunur kurta-racak elbet baht› kara maderini.”

Lozan ve Montrö Kurtuluflun kan›t› olan ikiönemli belgedir. Yaflad›¤›m›z kimi güncel olaylar, ulus-laflma sürecimizi ve kan›tlar›n› unutturmaya yönelikbilinçli çabalard›r.

Bunlar› unutmamak, Anadolu’da yaflanan o ac›dolu y›llardan ders almak, hem bugün için yolumuzuayd›nlatacak, hem de gelece¤e Ulus olarak daha güven-le bakmam›z› sa¤layacakt›r.

Bu aç›lardan elinizdeki kitap okurlara gerçe¤in se-sini konunun uzmanlar›ndan iletmektedir.

Yeni bir yay›nda buluflmak umuduyla…

Av. Celal ÜLGEN

Yay›n Kurulu Baflkan›

Page 8: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

8 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 9: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

85. YILINDA

EGEMENL‹K VE BA⁄IMSIZLIK BELGES‹

L O Z A N

A N T L A fi M A S I

Page 10: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

10 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 11: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

Bu y›l ulusal ba¤›ms›zl›k ve egemenli¤in te-meli olan Lozan Antlaflmas›’n›n 85. y›ldönümün-de yine bir etkinlikle karfl›nm›zday›z. Ben BaroBaflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüyedavet ediyorum.

Av. MEHMET DURAKO⁄LU

Say›n Baflkan, de¤erli meslektafllar›m, sevgilikonuklar, ‹stanbul Barosu Yönetimi ad›na hepini-zi sevgi ve sayg›yla selaml›yorum. Panelimize hoflgeldiniz. Panelimizin aç›l›fl konuflmas›n› yapmas›beklenen ya da ilan edilen Say›n Baro Baflkan›m›-z›n sa¤l›k nedenleri yüzünden burada olamay›fl›nedeniyle sizlere üzüntülerini iletmeme izin ve-rin. Bu sa¤l›k problemlerini biz en k›sa süredeaflarak yeniden birlikte olaca¤›m›z› umuyoruz.

Sevgili dostlar, bugün biraz evvel Say›n GenelSekreterimizin de belirtti¤i gibi ‹stanbul Barosuiçin an›lmas›, hat›rlanmas›, yeniden de¤erlendiril-mesi, çok ciddi bir biçimde ele al›nmas›, irdelen-mesi gereken bir konuyla ilgili yeniden birlikte-yiz. Biz bunu her y›l yap›yoruz. 85 y›l geçtiktensonra bir ulusun kurtulufl mücadelesinin resmitescili anlam›na gelen böyle bir anlaflman›n y›ldö-nümünü yeniden alg›lama ihtiyac› içersinde bu-lunmam›z belki bir aç›dan bakarsan›z bizim içinac› gibi görünebilir. Unutmamak bak›m›ndanönemlidir. Bir tarihin yaz›l›fl› dönemini 85 y›l geç-tikten sonra da unutmamak önemlidir kuflkusuzama belki de unutmam›z gerekiyordur, belki dehiç böyle bir ihtiyac› duymamam›z gerekiyordu.Cumhuriyetimizin de¤erlerinin, bu tescilin flimdi-ye de¤in çoktan pekiflmifl, yerli yerine oturmufl,

Page 12: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

hepimiz böylesine bir cumhuriyet de¤erlerineba¤l› ulusun bireyleri olmaktan övünç duyan amabütün toplumuyla birlikte onu yürekten içine sin-dirmifl insanlar olarak belki de unutmam›z gereki-yordu. Gerçi unutulacak fley de¤il 85 y›l önce Lo-zan’da imzalanan fley. Gerçekten de “Hasta adam”diye nitelendirilen bir ulusun devam› gibi gözü-ken ve asl›nda bir savafltan da yenik ç›km›fl olarak,teorik olarak da olsa yenik ç›km›fl olarak kabuledilen bir ulusun ne hastal›¤›, ne yenikli¤i, ikisinibirden kabul etmedi¤i bir aflaman›n ayak direme-sidir asl›nda Lozan. Öyle de¤il midir? Hasta ola-n›n, yenik olan›n, öne ç›kan›n savafltan böyle biranlaflman›n alt›na imza atmas› beklenebilir mi?Hay›r. Buradan ç›kan baflka bir fley olmufltur. Bu-radan ç›kan bir ekonomik ba¤›ms›zl›k olmuflturen önemlisi.

Bugün o ekonomik ba¤›ms›zl›¤›n ne anlamageldi¤ini, neyi ifade etti¤ini, bir ulus için, bir top-lum için neyi anlatt›¤›n› flimdi daha iyi anl›yoruz.Belki o y›llarda, 1920’li y›llarda çok önemli gibigözükmeyebilirdi. Lozan’›n belki de en az konu-flulan bu yönü, ekonomik ba¤›ms›zl›¤› elde etmiflolmas›, Türk ulusunu bu anlamda kapitülasyonla-r›n zincirlerini k›rarak ortaya ç›karm›fl oluflu çokönemli bir övünç vesilesidir, ulusal övünç vesile-sidir diye düflünüyorum ve tabii eflitlik. Dünyauluslar ailesinin onurlu bir bireyi olmak, bir dire-nifl, bir inat, bir baflkald›r›fl Lozan bu anlamda.

Dolay›s›yla biz ne kadar unutturulmak isten-se de yeniden an›msayaca¤›z. Belki yeniden an›m-samam›z› gerektirmeyecek yaflam biçimlerini buülkemizde kurmay› baflarabiliriz. O gün bile Lo-zan’› unutmayaca¤›z. Bu bizim büyük bir ulus ola-rak dünyaya kendimizi kabul ettirmemizin tescil

12 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 13: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

günüdür. Böyle bir günde ‹stanbul Barosu’ndanbaflka bir fley beklenemez. O gün de birlikte ol-mak zorunday›z.

Sözlerimin bafl›nda da söyledi¤im gibi, Say›nGenel Sekreterimizin de söyledi¤i gibi biz bunuhep yap›yoruz. 24 Temmuzlarda yine hep birlikteolmaya devam edece¤iz. Çok özel bir anlam› olangünü kutluyoruz. Onu hep birlikte gerçekten sin-direbilmeliyiz ve toplumumuza bunu anlatmal›-y›z, anlatabilmeliyiz. Her 24 Temmuz her birimiziçin yeni bir fleyler ö¤renmenin, ö¤rendi¤imiz ye-ni fleyleri kendi toplumumuza aktarabilmeninbelki de orada cumhuriyet kazan›mlar› için top-lumda bir kifliyi daha kazanman›n vesilesi olur.

Bugün buna tan›k olaca¤›z. Buna tan›k olaca-¤›m›z bugün bize bu bilgiyi biriktirmemize yar-d›mc› olacak de¤erli kat›l›mc›lara çok teflekkür et-mek istiyorum. Bizim için bugün gerçekten buanlamda çok manidar ve san›yorum, onlar için de,bizim için de böylesine biriktirilecek bilgilerle ala-ca¤›m›z mesafeler daha bir anlaml› olacak. Kat›l-d›¤›n›z için çok teflekkür ediyorum, kat›l›mc›larada verdikleri katk›lar için teflekkür ediyorum. Ye-niden ‹stanbul Barosu olarak hepinizi sevgi vesayg›yla selaml›yorum. Sa¤olun.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEKDe¤erli konuklar, ben sunumda bulunacak

olan de¤erli kat›l›mc›lar› k›saca sizlere takdimediyorum ve sözü s›ras›yla kendilerine b›rakaca-¤›m.

Profesör Doktor Engin Berber, Ege Üniversi-tesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölüm Baflkan›. EnginBerber daha çok mübadele konusunu, 30 Ocak1923’te bir protokolle kararlaflt›r›lan ve süreç için-

Lozan Antlaflmas› 13

Page 14: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

de devam eden çok önemli bir boyutu, Mübadelekonusunu anlatacaklar.

Doçent Doktor Sibel Özel, Marmara Üniver-sitesi Hukuk Fakültesi, Devletler Özel HukukuÖ¤retim Üyesi, Osmanl›’daki Az›nl›klar konusu-nu anlatacak, çünkü Lozan’da çok önemli bir bo-yuttu bu, Lozan’da çok tart›fl›lan bir boyuttu.

Bugün yurtd›fl›ndan bir konu¤umuz var,Hülya Emin, Rodop ili Türk Kad›nlar Derne¤iBaflkan› kendisi. Bat› Trakya’dan geliyor, Yunanis-tan’dan geliyor. Kendisine hofl geldiniz diyorum.

Yard›mc› Doçent Doktor Yücel Bozda¤l›o¤lu,Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli ‹ktisadi ve‹dari Bilimler Fakültesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölü-mü Ö¤retim Üyesi. Say›n Bozda¤l›o¤lu, Bat› Lo-zan’a nas›l bak›yor? 85 y›l sonra nas›l bir perspek-tiften bak›yor? Lozan süreci içinde nas›l bir pers-pektiften bakm›fllard›? Böyle ilginç bir sunumuvar.

Elbette ki Say›n Hülya Emin de Lozan çerçe-vesi içinde Bat› Trakya’da bugün durum nas›l, uy-gulama nas›l, hukuksal statü nas›l, buna de¤ine-cekler.

Ben flimdi burada Bat› Perspektifinden Lozan,Bat› Prizmas›ndan Lozan’la ilgili Yücel Bozda¤l›-o¤lu’na sözü vermeden önce dikkatlerinize birkaçcümleyle bir panoramay› sunmak istiyorum.

1911 Trablusgarp Savafl›, 1912 Balkan Savafl›ve Balkan Facias›, 1913, 2. Balkan Savafl›, 1914-1918 sürüklendi¤imiz Harb-i Umumi eskilerindeyimiyle, 1. Dünya Savafl› ve 30 Ekim 1918 Mon-dros Mütarekenamesi, Silah B›rak›flmas›, 1919-1922 ‹stiklal Harbi veya Kurtulufl Savafl›. Dolay›-s›yla bu kronolojiye bakt›¤›m›zda daha önce Bal-

14 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 15: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kan Komitac›lar›, Komitac› Tetibi, Balkanlardakikaynaflmay› dikkate ald›¤›m›zda neredeyse 15 y›lsürekli savaflm›fl Türk ulusu, sürekli kan kaybet-mifl, sürekli toprak kaybetmifl, ekonomik ve siya-sal olarak çok zor bir alana, çok dar bir alana hap-sedilmifl.

‹flte, böyle bir geri çekilifl, böyle bir çözülüfl,böyle bir itelenifl, öteleniflten sonra 24 Temmuz1923’te gerçekleflen, 24 Temmuz 1923’te imzala-nan ve ba¤›tlanan bir anlaflma var, bir Türk muci-zesi var, Lozan mucizesi. Büyük önder Atatürk’ündeyimiyle Türk ulusunun varl›¤›na kastetmifl birsuikast›n son buldu¤u tarih, tersine çevrildi¤i ta-rih, yeniden ulusal onurunu, ba¤›ms›zl›¤›n, ege-menli¤in uluslararas› kayda geçirildi¤i bir tarih.

fiimdi, de¤erli konuflmac›m›z elbette anlata-cak. Atatürk’ün deyimiyle yine as›rl›k hesaplar›ngörüldü¤ü yer. Atatürk büyük nutkunda, 1927’debüyük söylevinde, “Lozan üç, dört y›ll›k olayla-r›n görüldü¤ü bir yer de¤il, Lozan as›rl›k hesap-lar›n görüldü¤ü bir yerdir” diyor. Ama 85 y›lsonra bu as›rl›k hesaplar›n flark sorunu denilen,do¤u sorunu denilen meselenin Bat›’n›n gözündehâlâ bitmedi¤i, yeni versiyonlar›yla yeniden gün-deme getirildi¤i günleri de yafl›yoruz.

Ben de¤erli konuflmac›m›za, Say›n Yücel Boz-da¤l›o¤lu’na konuflmas›n› yapmak üzere mikrofo-na ça¤›r›yorum.

Yrd. Doç. Dr. YÜCEL BOZDA⁄LIO⁄LUHepinize iyi akflamlar. Bütün Baro yetkilileri-

ne de böyle anlaml› bir günde bizi böyle bir top-lant›ya davet ettikleri için çok teflekkür ederim.

Tabii ben tarihçi ya da hukukçu de¤ilim,uluslararas› iliflkiler disiplininden geliyorum. O

Lozan Antlaflmas› 15

Page 16: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

yüzden bana bu konuda konuflma teklifi geldi¤izaman uluslararas› iliflkiler boyutuna bakmak be-nim için daha anlaml› geldi. Tabii çal›flmaya bafl-lad›kça ilginç fleyler de ortaya ç›kt›. Genelde Lo-zan karfl›tlar›n› söyledi¤i, ülkemizde ya da ülked›fl›nda, Lozan’da istedi¤imizi elde edemedi¤i-miz, asl›nda Lozan’›n çok büyük bir kay›p oldu-¤una dair spekülasyonlar yap›l›nca bu Bat›’da na-s›l de¤erlendiriliyor bir de ona bakay›m dedim. Ozamanki gazeteler, konferans süresince ç›kan, enönemlisi de New York Times’a ulaflt›m, TimeDergisi’ne ulaflt›m, Lord Curzon’un ‹ngilizcemektuplar›na ulaflt›m. ‹lerledikçe gördüm ki, ha-kikaten o zamanki bat›l›lar›n Türkiye’ye bak›fl›çok farkl›. Belki çok da farkl› olmayabilir, siz ka-rar verin art›k bundan sonra, ben sunumumuyapt›ktan sonra.

Orijinal belgelere bakmaya çal›flt›m. Türk de-legelerinin de röportajlar›n› inceledim, ama bat›kaynaklar›nda inceledim ve benim sonuçta vard›-¤›m yarg› flu: Lozan hakikaten imkans›z bir fleyinbaflar›lmas› o flartlarda. O yüzden ben biraz dahadiplomatik yönüne bakmak istiyorum. Diplomasiaç›s›ndan bakt›¤›m›zda pazarl›k sürecinde, 15 y›lsavaflm›fl bir devletin kal›nt›s› diyelim art›k, sonbir gayretle Kurtulufl Savafl›n› yap›yor ve bütündünya emperyalist devletlerine karfl› kafa tutabili-yor Lozan’da. Bunu nas›l yapabiliyor? Çünküuluslararas› iliflkiler dedi¤imiz fley sonuçta güçmücadelesi. Biz öyle tan›ml›yoruz politikay›. Güç-lü her zaman isteklerini kabul ettirir. Fakat Lo-zan’da isteklerimizin biz çok büyük bir k›sm›n›kabul ettirmeyi baflard›k, en önemli k›s›mlar›n›.

Bu nas›l oldu, ona bakarken tabii farkl› farkl›bilgilere de ulaflt›m. Bat›’n›n bize nas›l bakt›¤›n›

16 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 17: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

gördüm, bugün için de ç›kar›mlar yapabilece¤i-miz önyarg›lar›n nas›l olufltu¤una dair. O yüzdenbu konularda konuflmalar, Türkler hakk›nda fi-kirlerde metne ba¤l› kalaca¤›m, o yüzden de ku-sura bakmay›n. Tam vermek istedi¤im için vurgu-lar› böyle yapaca¤›m.

Önce bir diplomasi olarak bafllamak istiyo-rum. Diplomasi, yayg›n inan›fla göre iki, hem ulu-sal, hem uluslararas› düzeyde oynanan bir oyun-dur. Nas›l oyundur? Ulusal alanda belirledi¤inizhedefler vard›r, uluslararas› alanda da bunlar› ka-bul ettireceksiniz ama uluslararas› alanda imzala-d›¤›n›z belgelerin de ulusal alandaki aktörlerinkabul edece¤i belge olmas› laz›m ki içerde de ved›flar›da ulusal hedeflerinizi gerçeklefltirebilesiniz.Tabii bu nas›l belirleniyor? Kazanç seti dedi¤imizkazanç setleri var. Bu ne kadar esnek olursa anlafl-maya ulaflman›z o kadar kolay olur, çünkü çok es-neksiniz, çok genifl bir perspektiften bak›yorsu-nuz. O olmasa da olur, bu olmasa da olur diye gi-diyor. Ama bunu ne kadar dar tutar ve rijit olur-san›z anlaflma imzalanmas› da o kadar zor olur.

Lozan’a giden heyetin bu kazanç seti dedi¤i-miz seti çok dar. Neydi? Misak-› Milli, ellerindekitemel belge buydu, art›, Atatürk’ün verdi¤i tali-matlar vard›. Bunu, Atatürk örne¤in iki konudataviz verilmemesini söylüyor; birincisi Ermeniler-le ilgili. Ermeni yurdu kurulmas›na iliflkin maddekabul edilemez, gerekirse gelin, di¤eri de kapitü-lasyonlar kesinlikle kabul edilmeyecek. Bunlardada e¤er sorun ç›karsa hiç bize sorman›za gerekyok ama verdi¤i 14 maddelik talimat›n di¤er12’sinde istiflare yapabiliriz, konuflabiliriz, bazentaviz vermemiz de gerekebilir. Bunun arkas›ndakibüyük mimar da Mustafa Kemal’di.

Lozan Antlaflmas› 17

Page 18: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Ben buradan hareketle sunumumu üçe ay›r-d›m; Konferans öncesi durum, Konferans s›ras›n-da yap›lanlar ve Konferans sonras›nda de¤erlen-dirmeler. Söyledi¤im gibi bütün kaynaklar›m Bat›kaynaklar›. Bu hem içerde bu Lozan konusundakikonular›n sapt›r›ld›¤›n› söyleyenlere de bir cevapolabilir.

Türkiye aç›s›ndan bakt›¤›m›zda Konferansöncesi duruma, Türkiye kesinlikle Mudanya’danbiz gidiyoruz. ‹smet Pafla da öyle diyor: “Biz Mu-danya’dan geliyoruz.” Müttefiklerin demesiyse,“Biz Mondros’tan geliyoruz.” Dolay›s›yla bu temelitilaf alan›.

‹kinci durum, Türkiye’nin belki o zamanki enbüyük diplomatik baflar›lar›ndan birisi, müttefik-ler Türkiye’yi kesinlikle yaln›z istiyorlar, çünkü,dedi¤im gibi, güç dengesini kendi lehlerine çevir-mek istiyorlar ve Sovyetler Birli¤i’ni, o zaman,22’ye kadar Rusya olarak an›lan Sovyetler Birli-¤i’ni ça¤›rm›yorlar. Sadece bo¤azlar›n görüflülme-siyle ilgili k›sma ça¤›r›yorlar. Türkiye de bu f›rsa-t› çok iyi de¤erlendiriyor. Biraz sonra ondan dabahsedece¤im. Dolay›s›yla, Türkiye de pazarl›kgücünü Sovyetler’le ittifak yaparak artt›rmaya ça-l›fl›yor.

Üçüncü önemli konu da, Türkiye’nin ulusalhedeflerini kesin olarak belirlemesi. Deminkibahsetti¤im diplomaside kazanç setini çok rijit birflekilde belirlemesi. Bu da, baflta Misak-› Milli he-deflerinden sap›lmamas›n› gerektiriyor. Türkiyebu flekilde bafll›yor.

Taviz verilmeyecek iki konu olarak da, Ana-dolu’da bir Ermeni yurdu kurulmas›, di¤eri de ka-pitülasyonlar. Özellikle yasal anlamdaki kapitü-lasyonlar Türkiye’nin egemenli¤ini zedeledi¤i dü-

18 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 19: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

flünüldü¤ünden kesinlikle kald›r›lmas› talep edi-lecek.

Burada daha Konferans bafllamadan AnkaraHükümetinin Fransa’daki elçisi Ferid Bey’in yap-t›¤› flu konuflma bu egemenlik konusunun ne ka-dar önemli oldu¤unu gösteriyor. 10 Kas›m 1922y›l›nda New York Times Gazetesi’ne verdi¤i de-meç: “Ankara Hükümeti ülke kanunlar›n› uygula-maya kararl›d›r. Bu kanunlar Türkiye’nin ba¤›m-s›zl›¤›na ve egemenli¤ine dayanmaktad›r. Mudan-ya’da kabul edilenler eksiksiz uygulanacakt›r. Di¤ertüm ifllemler hükümetimiz taraf›ndan tam bir özgür-lük içinde halledilecektir. E¤er bunun yanl›fl oldu¤u-nu düflünen varsa gelip Türk mahkemelerinde tem-yiz edebilirler.”

Bu bile Türkiye’deki bu yasal olsun, ekono-mik ba¤›ms›zl›¤›n ne kadar önemli oldu¤unu gös-teren küçük bir cümle. Çok flikayetiniz varsa Tür-kiye’de mahkemelerimizde temyiz edebilirsiniz.Dolay›s›yla, “Bizim yarg›m›z da sizinki kadar iyi-dir” anlam› ç›k›yor.

Müttefikler aç›s›ndan bakt›¤›m›zda, konfe-rans öncesi, tabii ‹ngiltere’de seçimler var, muha-fazakar Bonarlav Hükümeti bafla geçiyor dahasonra. ‹talya k›zg›n müttefiklere, Fransa Rum böl-gesiyle daha ilgili. Dolay›s›yla çok birleflmifl gibigözüken müttefikler asl›nda o kadar da çok birle-flik güçlü bir blok oluflturamam›fllar. Bu da Türki-ye’nin lehine iflleyen bir durum. Ço¤u zaman gö-rüfl ayr›l›klar› bu blo¤un da çatlamas›na sebepoluyor.

Lozan’›n ikinci bölümüne baflkanl›k edenHorres Rumbold asl›nda Sevr Anlaflmas›n› mak-yajlayarak tekrar Türkiye’ye kabul ettireceklerinidüflünüyorlar, Lord Curzon da dahil olmak üzere,

Lozan Antlaflmas› 19

Page 20: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

çünkü “biz bat›l›laflmaya çal›flan bir ülkeyiz. Bizimiçimize gelmek istiyorsan›z nas›l olsa bizim istekle-rimizi kabul etmek zorundas›n›z.” Bu konuda daflunlar› söylüyor Türklerin bunu reddetmesi du-rumunda: “Türkler kadar siyasi anlay›fltan bu ka-dar yoksun bir baflka millet görmedim. Onlara iyiniyet göstererek Sevr Anlaflmas›n› onaylamalar›n›önerdim. Böylece müttefiklerin gözünde itibar kaza-nabileceklerini söyledim. Ama bunu görmüyorlar yada görmek istemiyorlar.” Daha Konferans bafllama-dan müttefik devletlerin Türkler hakk›ndaki gö-rüflleri bunlar. Konferans süresince bunun dahada a¤›rlaflt›¤›n› da görece¤iz.

‹kinci önemli konu, demin de belirtti¤im gi-bi, ‹ngiltere’nin özellikle Fransa ve ‹talya’ya gü-venmemesi. Lord Curzon da bunu belirtiyor:“Gitti¤im ilk gün beni yüzüstü b›rakacaklar” endi-flesi tafl›yor. O yüzden konferanstan önce toplana-rak aralar›nda bir ön anlaflma yapmay› teklif edi-yor. Fakat ‹talyanlar bunu reddedince Frans›zlar-la buna benzer bir anlaflma yap›yorlar. Ama ken-dileri de Türklerin haz›rlad›¤› gibi bir kazanç setihaz›rl›yorlar. Önemli ve çok önemli olarak ikiyeay›r›yorlar. Çok önemli olarak Bat› Trakya’da Yu-nan hakimiyetini iflliyorlar. ‹kinci, bo¤azlar›n ser-bestli¤i ve silahs›zlanmas›, Musul ve ‹stanbul’dakiiflgal güçlerinin en az›ndan anlaflma imzalananakadar orada kalmas› çok önemli olarak belirledik-leri noktalar konferanstan önce.

Önemli olarak belirledikleri noktalar; az›nl›k-lar›n korunmas›, Ermenilere bir miktar korumasa¤lanmas›, Osmanl› borçlar›, kapitülasyonlar veTürkiye’deki gelecekte kurulacak finansal ve eko-nomik rejim. Bunlar da önemli olarak belirlenennoktalar. Tabii ‹talya bu konulara olan ilgisizli¤i-

20 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 21: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ni çok aç›k flekilde belirtince Fransa’yla kendilerianlaflmak zorunda kal›yorlar.

Üçüncü önemli konu müttefikler bak›m›n-dan; ‹smet pafla’n›n Bafl Delege olarak atanmas›.Çünkü gene Horres Rumbold bu konuda “Mudan-ya’dan deneyimli oldu¤u için ‹smet’in Mudanya’dakitavr› kesinlikle çok kat›yd›. Ancak Ankara’dan gelenemirlerle taviz vermeye bafllam›flt›” diyor. Asl›ndabu görüflmelerin çok çetin geçece¤inin sinyaliniHorres Rumbold önceden veriyor.

Konferans sürecine bakt›¤›m›zda, müttefikle-rin stratejilerini, daha çok ‹ngiliz stratejileriniflöyle ay›rabiliriz gene bu kaynaklardan bakt›¤›-m›z zaman. Birincisi psikolojik bask›; kendileri-nin daha üstün oldu¤unu, Türklerden daha üstünve her fleyi onlar›n bildi¤i konusunda, ki LordCurzon da bölgeye çok hakim, çok bilgisi olan birkifli ve bu amaçla da ilk gün Konferansa kendisiniBaflkan olarak at›yor. Arkas›ndan Türklere hiçbirkomisyonda görev verilmiyor. Sadece yaz› ifllerin-de küçük bir görev alabiliyor Türk delegasyonu.Di¤er bütün komisyonlar›n hiçbirinde Türkleregörev verilmiyor.

‹kinci büyük stratejileri küçümseme. Bu yüz-y›llard›r süren bir sömürgecilik anlay›fl› belki de.Ünlü düflünür Edward Said’in “Oryantalizm” diyebir kitab› vard›r. Bilmiyorum biliyor musunuz?“Oryantalizm”de Bat›’n›n Do¤u’yu nas›l küçümse-di¤ini, Do¤u’yu nas›l sömürge alt›na ald›¤›n› vebunu nas›l baflard›¤›n› anlatan çok klasik kitaplar-dan birisidir. Orada diyor ki, asl›nda do¤uyu gör-meden kafalar›nda canland›rd›lar önce. “Do¤u,bunlar bir fleyden anlamazlar, uyuflturucu, afyoniçerler, gay, lezbiyen iliflkiler çok yayg›nd›r, ha-mamda otururlar akflama kadar”, dolay›s›yla bun-

Lozan Antlaflmas› 21

Page 22: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

lar önce üniversitelerde okutulmaya bafllad›, dahasonra da “bunlar barbar, bunlar bir fleyden anlam›-yor, biz gidip bunlara medeniyet ö¤retelim.” Bu daemperyalizmin felsefi temelini oluflturuyor asl›n-da. “Oryantalizm”in mant›¤›nda bu var. LordCurzon’un mant›¤›nda da bu var; küçümseme, ba-z› zamanlarda ›rkç›l›¤a kadar varan bir küçümse-me var.

Örne¤in, Lio Eymurrey, idari görevini bula-mad›m, ama Lord Curson’a yazd›¤› bir mesaj› bul-dum. Orada Do¤u diplomasisinin nas›l iflledi¤inedair örnekler veriyor ve flöyle diyor: “Bir Türk’tenhal› sat›n alman›n daima do¤ru bir zaman› vard›r.Hal›, dükkandan ayr›ld›¤›n andan itibaren daha 25metre gitmeden Türk sat›c› elinde hal›yla seni yaka-layacak ve senin fiyat›na raz› oldu¤unu söyleyecek-tir.” Dolay›s›yla diplomaside pazarl›¤a da bu man-t›kla geliyor Lord Curzon. Her zaman bir fiyat k›r-d›rma vard›r, mutlaka pazarl›k pay› vard›r söyle-nenlerde. Tabii bunun yanl›fl oldu¤unu anl›yor.

Michael Dokril ve Duglas Good adl› iki aka-demisyenin “Peace Without Promise” adl› kitab›n-da yazd›klar› flu cümle çok önemli. Curson ‹smetPafla’y› hal› tefecisi olarak tan›ml›yor bütün yaz›fl-malarda. Lloyd George da, önceki ‹ngiltere Baflba-kan› da Mustafa Kemal’i haydut olarak nitelendi-riyor. Bu yazarlar da hakl› olarak flunu soruyorlar:Hiçbir zaman Mustafa Kemal ve ‹nönü’nün s›n›rl›ve hakl› talepleri oldu¤unu görmediler, çünkü oküçümseyici tav›rlar› bu Türklerin de taleplerindehakl› düflüncesinin kafalar›nda yer etmemesinesebep oldu. Fakat ‹smet ‹nönü Konferans s›ras›n-da inatç› tavr›n› devam ettirince bu hal› tefecisi yada hal› pazarl›¤› benzetmesi de son buluyor.

22 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 23: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Daha sonra Philip Marshall Brown’›n 1924 y›-l›nda Uluslararas› Hukuk Dergisinde yazd›¤› ma-kalede flunlar› söylüyor: Daha önceleri pek çokkez afla¤›lanm›fl, tehdit ve kabaday›l›kla boyun e¤-dirilmifl Türklerin Lozan’da Avrupal› güçlere kar-fl› koyman›n ve ço¤u zaman da kendi isteklerinikabul ettirmenin doyumsuz tatminini yaflad›klar›-n› söylüyor. ‹lk defa Türkler Bat›’ya kendi flartla-r›n› kabul ettirmenin doyumsuz tad›n› böylece ya-flad›klar›n› belirtiyor. Art›k bundan sonra eski ha-l› pazarl›¤› takti¤inin tutmad›¤›n›, çünkü Lo-zan’da pazarl›k edilecek pek bir fley kalmad›¤›n›da belirtiyor.

Lord Curzon da ‹smet Pafla’n›n bu inatç› tav-r› karfl›s›nda da flunlar› söylüyor: “‹smet tart›flma-ya ve uyar›ya karfl› duyars›z, sadece baz› klifle söz-leri tekrar etmekten ve çocuksuz flikayetlerden bafl-ka bir fley yapm›yor. fiunu söyleyebilirim ki, ‹smethakikaten tam bir pazarc› çocu¤uymufl.” Bu daCrow’a Curzon’un 22 Aral›kta yazd›¤› mektuptan.Daha sonra da flunlar› söylüyor: “Son dakika teori-si d›fl›nda, yani son dakikada belki kabul ederlerteklifimizi, flu anda bir çocu¤un zekas›n›, bir kat›r›ninatç›l›¤›yla birlefltiren bu imkans›z insanlarla an-laflma konusunda hiçbir umudum kalmad›.” Bu daCurzon’un Türkleri nas›l de¤erlendirdi¤inin biriflareti. Çocu¤un zekas›n› orada, hatta geri zekal›bir çocu¤un zekas›na sahip, bir kat›r›n inatç›l›¤›-na sahip.

Üçüncü bir strateji, Türklerin kendi aralar›n-daki çat›flmalardan faydalanma. Bu tabii delegas-yon aras›nda de¤il, baz› Türk delegasyonuyla An-kara aras›ndaki, bazen iletiflimsizlikten, bazen deAnkara’daki ikinci grup milletvekillerinin muha-lefetinden yararlanmaya çal›flmalar›. Bunu da da-

Lozan Antlaflmas› 23

Page 24: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ha çok ‹ngiliz gizli servisinin bu yaz›flmalar› elegeçirmesiyle elde ediyorlar. Fakat ‹ngilizlerin bu-rada yapt›¤› en büyük hatalardan birisi bu küçüm-seme onlar›n, Türklerin as›l amaçlar›n›n ne oldu-¤unu anlamas›n› geciktiriyor. Bazen de anlayam›-yorlar. Ço¤u zaman da o telgraflarda ad› geçen he-defleri hayali ya da fanatiklik olarak nitelendiri-yorlar, çok da önemsemiyorlar. Bu da Türklerinlehine iflleyen bir durum oluyor.

Bu konuda da özellikle Ankara’n›n da bast›r-mas›yla diyelim, elimizde bir belge olsun, çünküAnkara’n›n da anlaflmay› imzalamaya ihtiyac› var,Rambold gene Türklerin ne olursa olsun bir an-laflma imzalamadan dönmeyeceklerini düflünüyorve bu konuda da aynen flunlar› söylüyor: “Türklerendiflelenmeye bafllad›. E¤er Türkiye Büyük MilletMeclisinin kötü bulaca¤› bir anlaflmaya dönerlersebafllar› derde girecek, fakat eli bofl dönerlerse bu ka-dar zaman ve paray› bofla harcamakla suçlanacak-lar. Sonuçta her iki durumda da boyunlar›ndan ya-kalanacaklar. Onlar için üzüldü¤ümü söyleyemem,çünkü hayat›m boyunca bunlar gibi domuz kafal›,aynen bunu söylüyor, ‘pig head’ diyor, domuz kafa-l›, aptal ve rahats›z edici insanlar sürüsüyle karfl›-laflmam›flt›m.”

Tabii Türk delegasyonu için de eli bofl dön-mek büyük riskler tafl›yordu. O da kabul edilebi-lir ama ben daha çok uluslararas› boyutuna bakt›-¤›m için içerdeki kavgayla pek de ilgilenemedim.

Dördüncü taktikleri de tehdit. Bu Lord Cur-zon’un en çok baflvurdu¤u araçlardan birisi. Hat-ta bafla geçen muhafazakar hükümet kesinlikle birsavafl istemedi¤ini söylemesine ra¤men Curzonbu savafla dahi gitmek konusunu, özellikle Musulkonusunu çok s›k kullan›yor ama di¤er kulland›-

24 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 25: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

¤› silahlar da var. Bunlardan birisi, hepimizin çokiyi bildi¤i, aynen ‹smet Pafla’ya flunlar› diyor:“Güçlü ve ba¤›ms›z Türkiye muhtemelen paraya ih-tiyaç duyacakt›r. Tecrübelerime göre para isteyenherkes önce Londra’ya gelir. Bu durumun öncedentasavvur edilmesinde fayda görürüm.” Daha sonrakapitülasyonlar görüflülürken de New York TimesGazetesi’ne de flu demeci veriyor: “Türklerin refa-h› yabanc›lar›n yard›m›na ba¤l›d›r.” Bu arada Tür-kiye’deki ‹ngiliz ‹fl Adamlar› Derne¤inin bir top-lant›s›ndan gelen mesaj› okuyor ve bu ifl sahiple-rinin kapitülasyonlar›n kald›r›lmas› halinde Tür-kiye’yi terk edeceklerini ve bunun da Türkiye’ninekonomik aç›dan y›k›lmas› anlam›na gelece¤inisöylüyor.

Di¤er bir tehdit de, söyledi¤im gibi, özelliklesavafl kozunu her zaman kullanmas›.

Türkiye’nin stratejilerine geldi¤imizde, ‹smetPafla daha ilk günden Türkiye’nin egemen ve eflitbir devlet oldu¤unu özellikle vurguluyor. Bu sem-bolik olarak da yap›ld›¤› gibi, bazen sözleriyle de,davran›fllar›yla da yap›yor. Örne¤in, Konferans›naç›l›fl›nda ‹sviçre devlet baflkan›ndan sonra Cur-zon konufluyor. Programda olmamas›na ra¤men‹smet ‹nönü de ç›k›p saatlerce konufluyor. Dahasonra Ermeni suikastç›lar›n tehdidi oldu¤u kendi-sine bildirilmesine ra¤men makam arabas›ndanTürk bayra¤›n› hiçbir zaman indirmiyor Lozan’dadolafl›rken.

Demin de belirtti¤im gibi, ‹smet Pafla’n›n kul-land›¤› birinci en önemli strateji Misak-› Milli. Bu-nu flu aç›dan kullan›yor: “E¤er biz bu Misak-› Mil-li’nin d›fl›nda bir anlaflma imzalarsak Türkiye Bü-yük Millet Meclisi kesinlikle kabul etmeyecektir.” Oyüzden burada sizin de, bizim de harcad›¤›m›z za-

Lozan Antlaflmas› 25

Page 26: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

man bofla geçecektir. Tabii bu Misak-› Milli de as-l›nda yeni kurulan Türkiye devletinin egemenli¤i-nin de bir garantisi. Tabii bu egemenlik ilkesineyapt›¤› bu vurgu Lord Curzon’u rahats›z ediyor.Orada aynen flunu söylüyor ‹smet Pafla’ya milliegemenlik laf›n› çok tekrarlay›nca: “‹smet bana birmüzik kutusundan baflka bir fley ifade etmiyorsun.Ayn› flark›y› bizi b›kt›r›p usand›rana kadar çal›yor-sun. Milli egemenlik, milli egemenlik, milli egemen-lik.” Daha sonra 1922 Aral›¤›nda, 29 Aral›kta NewYork Times’ta da aynen flöyle diyor: “Türkler bü-tün müttefik önerilerini reddetmifllerdir. Karfl›l›¤›n-da Türkiye’nin milli egemenli¤i konusunda vaazdanbaflka bir fley elde edemedik. Keflke ‹smet o egemen-li¤i al›p da bir kasaya saklasa da biz de kurtulsak.”Muhtemelen daha kötü bir fley söylemiflti oradaama sadece “kasa” diye çevirmifller.

Özellikle yabanc›lara tan›nan yasal ayr›cal›k-lar konusu Amerikal›lar› da rahats›z etmifl ki ken-dileri Konferans›n resmi bir taraf› olmamas›nara¤men, sadece gözlemci düzeyinde kat›ld›lar veTürklerin Amerikan elçisi Chile Türklerin kapitü-lasyonlar› reddetmesine temel oluflturan egemen-lik iddialar›n› flöyle de¤erlendiriyor: “Türklerinegemenlik anlay›fl› izolasyondan baflka bir fley de¤il-dir ve böyle bir politika kötü sonuçtan baflka bir fleygetirmez. Sadece uzlaflan, iflbirli¤i yapan ve sonucaulaflmaya katk›da bulunan egemen devletler ilerle-meye aç›kt›r.” E¤er uzlaflm›yorsan›z, iflbirli¤i deyapm›yorsan›z egemen olman›z›n bir anlam› yok,daha sonra da diyor ki, “Asya’n›n at›klar› içindekaybolup gidersiniz” diye de bir tehdit savuruyor.

Bunlar›n d›fl›nda tabii Japonya da müttefikle-rin kat›l›mc›s›. Japon temsilcisi bile bu konudaTürkiye’yi elefltiriyor, Baron Hayafli, gene ayn› ga-

26 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 27: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

zetede. Kendisinin uzun y›llar kapitülasyonlar al-t›nda yaflam›fl bir ülke ad›na konufltu¤unu belirti-yor bu gazetede ve flöyle diyor: “Japonya bu kapi-tülasyonlardan yirmi senede kurtuldu ve bu süredeJaponya’n›n adil oldu¤unu göstermesi üzerine süperdevletlerin buna raz› oldu¤u belirtildi. Türkiye bununiye yapm›yor? Müttefikler Türkiye’ye adil davran›-yorlar. Umar›m Türkiye bunu kabul eder, yoksa ar-kas›ndan felaket gelecek.” Bize en yak›n buldu¤u-muz bir Asya devleti bile Türkiye’nin kapitülas-yonlar› reddetmesinin ne kadar kötü sonuçlar do-¤uraca¤›n› söylüyor.

‹smet Pafla’n›n da bu iddialara yan›t› geneayn› gazetede flöyle: “Türkler için yeterli ve iyiolan yasalar yabanc›lar için de iyidir. E¤er Türki-ye’de yaflamak istiyorlarsa bu yasalara da uymakzorundalar. Bize getirdikleri bu k›s›tlamalar› di¤erdevletlere getirmiyorlar. Niye özellikle bize yap›-yorlar?” diye flikayette bulunuyor. Daha sonraMustafa Kemal’e çekti¤i ve ‹ngiliz gizli servisi ta-raf›ndan ele geçirilen telgrafta da flunlar› söylü-yor: “Müttefiklerin görüflme metotlar› çok fazlayorucu ve rahats›z edici. Kaba ve kokuflmufl talep-leriyle bizi bir ç›kmaza sürüklemek istiyorlar. Hersorunda arkam›z› duvara dayamak zorunda kal›-yoruz. Ya onlar bizi dize getirip Sevr türü bir an-laflma imzalatacaklar ya da biz onlar› dize getire-ce¤iz ve medeni ve ba¤›ms›z bir ülkeye yak›flan birbar›fl anlaflmas› imzalataca¤›z.”

‹kinci strateji ‹smet Pafla’n›n uygulad›¤›, den-geleme stratejisi. Bunu da Sovyetler Birli¤i’yle itti-fak yaparak müttefikleri, en az›ndan gücünü bo-¤azlar konusunda dengelemek. Ama son anda,çünkü Mustafa Kemal ve ‹nönü asl›nda daha son-ra bafllar›na gelebilecek tehlikeyi de seziyor, çün-

Lozan Antlaflmas› 27

Page 28: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kü Sovyetler’le bafl bafla kalmak da büyük bir teh-like, ‹ngiliz önerisini kabul ederek Ruslar› da k›z-d›r›yoruz. Bu asl›nda ‹smet Pafla’n›n uygulad›¤›çok ince diplomatik taktiklerden birisi. Bu Türki-ye’nin ifline çok uzun y›llar yarayacakt›r; Bat›ylaSovyetler Birli¤i aras›nda denge kurmak. Bu den-geden de biz ‹kinci Dünya Savafl›’nda çok büyükfaydalar görmüfltük.

Üçüncü taktik oyalama. ‹smet Pafla s›k›flt›¤›durumlarda oyalamaya çok baflvuruyor. Önce eksüre istiyor istiflare için ve daha çok yapt›¤› fley,Lord Curzon’un taleplerine karfl› ç›k›p saatlercevaaz veriyor. Zaten bu konuflmalar en sonundaLord Curzon’u da art›k y›ld›r›yor. O da konufla-maz hale geliyor.

Curzon da bu konuda flunu söylüyor: ‹smetözellikle az›nl›klar konusunda yapt›¤› konuflmala-ra flu de¤erlendirmeyi yap›yor: “‹smet bu konudasaatlerce konufltu. Bu konuflma, tarihsel sapt›rmalarher milletin önemli bir flahsiyetinin Türkler lehinesöyledi¤i sözler Ermenilere karfl› iftira ve düflmanl›kiçeren sapt›r›lm›fl olaylar, milletler cemiyetini kü-çümseyen hakaret dolu sözler ve Türkiye’de Türkkanunlar›n›n yetkisi d›fl›nda herhangi bir az›nl›k so-rununun olmad›¤›na dair inkar içermekteydi.” ‹s-met Pafla bu tutumunu ertesi gün de de¤ifltirme-yince, en sonunda Curzon Konferans› terk etmek-le tehdit ediyor. ‹smet Pafla’n›n baz› konularda ta-viz vermesiyle olay çözülüyor.

Dördüncü taktik, bunun diplomasi, hepimi-zin bildi¤i bir konudur belki ama diplomasi litera-türünde bir deyim olarak geçti¤ini ben de yeni ö¤-rendim. William Clivlant 2004’te yazd›¤› “A His-tory of the Modern Middle East” adl› kitab›nda bah-sediyor ve buna “Hearing Ear Diplomacy” ya da

28 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 29: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

“Kulakl›k Diplomasisi” diyor. Curzon Türk talep-lerine karfl› uzun konuflmalar yapt›¤› z›rada ‹smet‹nönü kulakl›¤›n› kapat›yor. Zaten k›smen sa¤›r.Curzon bir saat, iki saat konuflunca tekrar aç›yor,kald›¤› yerden sanki hiç Curzon konuflmam›fl gibidevam ediyor. Bu da en sonunda Curzon’u deliediyor ard›k. Bir de Hocam da hat›rlatt›, ‹smet Pa-fla’n›n Frans›zca’s› çok iyi olmad›¤› için sorulansorulara hiçbir cevap vermeden gene kald›¤› yer-den okumaya devam ediyor. O da ayr› bir fley.

Son olarak flunu söylemek istiyorum Lozan’lailgili: Lozan hakikaten bu flartlar alt›nda imzalat›l-m›fl bir belge. Ben size sadece bir k›sm›n› verebil-dim bu k›s›tl› zaman›m›zda ama bu konuda çokzengin. Uluslararas› iliflkiler literatüründe de buimaj, kimlik konular› bugünlerde popüler konu-lar. Bir devletin di¤er devlete olan bak›fl›, görüfl-meleri nas›l etkiler. Bu flartlar alt›nda bile Türki-ye’nin böyle bir anlaflma imzalamas› hakikatençok büyük bir baflar›.

Bunu Bruce ??, o da Türkiye konusunda uz-man bir yazar flu befl maddede özetliyor: Birincisi,Lozan’da yürütülen Türk politikas› gerçekçi birpolitika. Hiçbir zaman ütopik bir politika de¤il,sistem karfl›t› bir politika de¤il. Uluslararas› siste-min içinde varolma çabas›. Dolay›s›yla emperya-list bir amac› yok, revizyonist bir amac› yok. Ta-mamen gerçekçi. ‹kincisi, diplomatlar›n becerikliolmas›. Becerikli bir diplomasi yürütülmesi.Üçüncüsü, uluslararas› s›n›rlamalar›n fark›ndaolunmas›, s›n›rlamalar›n d›fl›nda, yani bu gerçek-leri bilerek diplomasi yürütülmesi. Dördüncüsü,uluslararas› güç dengesinin fark›nda olunmas›;Özellikle o zamanlar sivrilmeye bafllayan Sovyet-ler faktörünün Türkiye taraf›ndan çok iyi kulla-

Lozan Antlaflmas› 29

Page 30: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

n›lmas›. Son olarak da ulusal ç›kar›n çok net birflekilde tan›mlan›p bu ç›kar›n sonuna kadar tavizvermeden savunulmas›.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

Say›n Bozda¤l›o¤lu’na bu çok dikkat çekicisunumu için teflekkür ediyoruz.

fiimdi de¤erli Hocam›z Profesör Doktor En-gin Berber’e mübadele konusu, çok önemli birboyutu Lozan’›n. Söz vermeden önce bir fleyi be-lirtmek istiyorum. Say›n Bozda¤l›o¤lu dedi ki,Türkler Lozan delegasyonu, “Biz Mudanya’dangeliyoruz” dediler, ‹smet Pafla baflkanl›¤›ndakiTürk heyeti. Ama Lord Curzon ve karfl›m›zdakiemperyal güçlerin oradaki diplomatik temsilcile-ri, “Hay›r, siz Mondros’tan geliyorsunuz” dediler.Bu ikisi aras›nda nas›l bir fark var? Elbette ki birtarih dersi boyutlar›nda bu konuda çok fleydensöz edilebilir ama Mondros bir utanc›n, bir yenil-ginin, bir silikli¤in, bir edilgenli¤in anlam›. Çün-kü 30 Ekim 1918’deki silah b›rak›flma anlaflmas›Mondros Mütarekenamesi. Henüz Lozan Bar›flAntlaflmas› olmam›fl. Türkiye’nin ba¤›ms›zl›¤›uluslararas› anlamda hukuken tescil edilmemiflama Yunan ordusu denize döküldükten sonra, ifl-galci Yunan ordusu Anadolu’dan, Türkiye’denkovulduktan sonra imzalanan bir ateflkes var,ikinci bir ateflkes anlaflmas›. Bu, Mudanya Müta-rekenamesi veya Mudanya Ateflkesi. Burada art›kTürkiye Büyük Millet Meclisinin muzaffer ordu-lar›n›n zaferinden sonra, Anadolu’da hiçbir iflgal-ci Yunan ordusu anlam›nda kalmad›ktan sonra,elbette ki ‹stanbul’da henüz Frans›z birlikleri var,‹ngiliz birlikleri var, iflgalciler var, ‹stanbul’dakiiflgal sona ermemifl ama muzaffer bir Türkiye var

30 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 31: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

art›k. Ülkesini iflgalcilerden temizlemifl, kovmuflve daha da önemlisi irade sahibi, özgüvenini ya-kalam›fl. Viyana bozgunundan, 1683’ten beri sü-ren bir silikli¤i, bir edilgenli¤i, peflin bir teslimi-yeti üzerinden atm›fl bir Türkiye var. Fark bu. ‹fl-te, Lozan’da baflar›y› sa¤layan irade de bu. Böylebir ba¤›ms›zl›k durufludur.

Peki, Lozan gerçekleflmeseydi ak›bet ne ola-cakt›? Türkiye’yi nas›l bir tablo bekleyecekti? ‹s-terseniz burada bir yazar›n bir iki cümlesinden si-ze nakilde bulunay›m.

Birinci Dünya Savafl› henüz sona ermemiflken1917 y›l›nda bir kitap piyasaya ç›kar. Bu kitab›nyazar› Viladimir Jabotinski’dir. Yay›nc›s› da bura-da flimdi. Geçen y›l, 2007 y›l›nda piyasaya ç›kanbir kitap. Kendisi de savaflta bir taraf, bir tarafaangaje olmufl, itilaf güçlerine, ‹ngiliz, Frans›z, Rusba¤lafl›kl›¤›na angaje olmufl birisi Viladimir Jabo-tinski. Bu savafl›n niçin ç›kt›¤›n› belki de en ob-jektif bir biçimde 1917’de, günümüzden hemenhemen 91 y›l önce bu Jabotinski’nin cümlelerindearamak laz›m. fiöyle diyor, düflüncesi flu kitapta:“‹ngiltere, Fransa, Çarl›k Rusyas›, ‹talya ba¤lafl›kl›-¤› bu savafl› kazanacak. Almanya, Avusturya, Maca-ristan, Osmanl› ittifak› savafl› yitirecek” diyor. Buöngörü gerçeklefliyor. “Bu savafl›n ç›k›fl nedeni do-¤u sorunudur, flark sorunudur. Arflidük Ferdinand’›nöldürülmesi bir suikast de¤ildir. Savafl, Osmanl› As-yas›’n› paylaflmak nedeniyle ç›k›yor. Paylafl›mdakianlaflmazl›ktan ç›k›yor.” Bu, savafl sürerken söyle-nen bir fleydir. Burada flunu diyor: Jabotinski’yegöre “Frans›zlar Suriye’ye, ‹ngilizler Mezopotam-ya’ya, Rusya Do¤u Anadolu ve Bo¤azlara, Yunanl›-lar ve ‹talyanlar ‹zmir’e göz dikmiflken AlmanyaOsmanl›’y› tümüyle himaye alt›na alma gerekçesiy-

Lozan Antlaflmas› 31

Page 32: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

le Do¤u’nun tüm zenginliklerine talipti. ‹flte bu yüz-den anlaflma olmad›, anlaflma olmay›nca da savaflç›kt›” diyor.

Yine Türkiye’ye iliflkin flunu diyor. Son dere-ce ilginç bulaca¤›n›z› zannediyorum: “Bir komflu-nun a¤z›n› tekrar tekrar suland›ran fley bomboflkaynaklar ve flu andaki sahibinin bunlar› yapmak-tan aciz oldu¤unun fark›na varmas›d›r. Do¤an›nboflluktan nefret etmesiyle eski bir inan›fl vard›r. Bunedenle Türk miras›na olan susuzluk giderilmedikçebu boflluk asla yok olmayacakt›r. Bu susuzluk daancak savafl yoluyla giderilebilir. Halihaz›rdaki ça-t›flmalar zaten bu susuzlu¤u gidermek için ortayaç›kt›. Bu nedenden, e¤er savafl Türkiye’nin bölünme-sini sa¤lamazsa er ya da geç ayn› büyüklükteki birbaflka savafl›n gelmesi kaç›n›lmazd›r.”

Bir de, o zamanki Türkiye’deki Türklerin ko-numuna iliflkin çok ilginç tespitleri var: “Yaln›zcaTürk mahkemelerinde ve devlet dairelerinde acil vesürekli ifli olanlar›n Türkçe ö¤renmeleri gerekiyor-du. Yoksa Türkiye’de Türkçe bilmeye gerek yok.Ekonomik yaflamda ise Türk unsurunun yeri ve öne-mi yoktur. Tabii yaklafl›k 6 milyon Türk köylüsübulunan ülkede küçük esnaf ve zanaatkarlar aras›n-da hat›r› say›l›r olanda Türk bulunur, ancak ekono-mik faaliyetlerin biraz daha üst düzeylerine bakt›¤›-m›zda hiç Türk bulmuyoruz. Türkiye’nin zenginlikve toplumsal nüfusunun bafll›ca kayna¤›n› oluflturandeniz ticaretinde Türk sermayesinin ve zekas›n›nizine bile rastlanmaz. Sermaye ço¤unlukla yabanc›,çal›flanlar› ise k›smen yabanc›, k›smen Rum, Erme-ni, Musevi, Suriyeli ve Arap idi. S›kl›kla personel‘Levanten’ denilen bütün Avrupa milletlerinin kar›fl›-m›ndan bir araya gelmifl insanlardan olufluyordu.Bir Türk katip bulmak gerçekten çok nadirdi. Os-

32 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 33: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

manl› endüstrisinin henüz geliflmemifl pek az varl›-¤›n›n madenler, tütün, sermayesi yabanc›, çal›flanlarise bütünüyle Türk olmayanlard›r.”

Size, demografik bir kompozisyon sunduk.Birinci Dünya Savafl› y›llar› ve önceki y›llardakiTürkiye’nin ve Osmanl›’n›n son döneminin kom-pozisyonu budur.

Yine Jabotinski, bir taraftan duygusal amauluslararas› iliflkilerde duygusall›¤a yer olmad›¤›,ekonomik ç›karlar›n bunu tayin etti¤i konusunubelki de çok çarp›c› bir biçimde aç›kl›yor. Türkle-re ve Türkeyi’ye iliflkin flu de¤erlendirmeleri dedikkatinize sunarak sözlerime son vermek istiyo-rum: “Canl› bir vücudu parçalamak konusunda ›s-rar etmek üzücü bir görevdir. Özellikle ölüme mah-kum olan bir insan› tan›yan yazar için üzücü bir du-rumdur. E¤er insanlar› iyi ya da kötü olmak üzereiki gruba ay›rmak gerekirse Türkler kesinlikle ilkgruba girer. Türkler genellikle dürüst, alçak gönül-lü, konuksever ve cömert insanlard›r. Her fleye kar-fl›n eski askeri zaferleri de ortadad›r. Türkler yete-nekli devlet adamlar› yetifltirmifllerdir. ‘Kuflkusuzart›k o dönemler mevcut de¤il.’ Onlar› bir kez tan›-d›ktan sonra sevmemek olas› de¤ildir. E¤er siyasetsempati üzerine oluflturulabilseydi hiç kimse bu se-vimli insanlar taraf›ndan kurulmufl ve süreklili¤isa¤lanm›fl olan bir ‹mparatorlu¤u y›kmak düflünce-sine katlanamazd›. Ne yaz›k ki siyaset baflka etken-leri temel alm›flt›r.”

Evet, de¤erli dinleyiciler, siyaset günümüzdede baflka etkenleri temel al›yor.

Say›n Hocam› biraz beklettim. Buyurun Say›nEngin Berber.

Lozan Antlaflmas› 33

Page 34: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Prof. Dr. ENG‹N BERBERSay›n Baflkan,De¤erli Konuklar,2006 y›l›nda, Lozan Antlaflmas›’n›n 83. y›ldö-

nümü nedeniyle ‹stanbul Barosu’nun düzenlemifloldu¤u bir panele konuflmac› olarak kat›lm›flt›m.‹ki y›l sonra bugün, ‹stanbul Barosu’nun Lozan’›n85. y›ldönümü nedeniyle düzenledi¤i bir baflkapanelde yine karfl›n›zday›m.

Sözlerime bafllarken öncelikle, beni burayagetiren nazik davet için teflekkür ediyor, ülkemi-zin; s›n›rlar›n›n tart›fl›l›p do¤al zenginliklerininya¤malanmaya çal›fl›ld›¤› bir s›rada, egemen veba¤›ms›z Türkiye’yi kuran antlaflma olan Lozan vekazan›mlar›n› tan›tma konusundaki kararl›l›k veduyarl›l›¤›ndan ötürü ‹stanbul Barosu’nu kutlu-yorum.

Say›n Özbek benden, Lozan müzakerelerininönemli konu bafll›klar›ndan biri olan mübadelehakk›nda konuflmam› rica etmiflti. Son çeyrekyüzy›lda, Türkiye’de hakk›nda daha çok konuflu-lur ve yaz›l›r hale gelen mübadeleyle ilgili temelbilgileri verdikten sonra, mübadele konusundayanl›fl bilinen ve görmezden gelinen baz› hususla-ra de¤inece¤im. Kuflkusuz yanl›fll›klar- ki bunlar-dan baz›lar›n›n Türkiye’yi köfleye s›k›flt›rmakamac›yla maksatl› olarak yap›ld›¤› düflüncesinde-yim- benim burada dillendireceklerimden ibaretde¤il. Ancak süremi aflmak kayg›s›yla, seçici dav-rand›¤›m› belirtmek isterim.

De¤erli Konuklar,TBMM Hükümeti’nin d›fliflleri bakan› ve bafl

delegesi ‹smet Pafla’n›n, Lozan Konferans›’na ondört maddelik k›sa bir talimatla gönderildi¤i bi-

34 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 35: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

linmektedir. Bu talimat›n az›nl›klarla ilgili olandokuzuncu maddesi, iki sözcükten ibaret bir tüm-ceydi: “Esas mübadeledir”.

Bizce “esas mübadeledir” denmesinin üç temelsebebi vard›:

1. Büyük Devletlerin, az›nl›klar› koruma ba-hanesiyle Osmanl› Devleti’ne müdahale ettiklerigibi, henüz ad› konmam›fl olan yeni Türkiye dev-letine olas› müdahalelerini önlemek

2. Yunan yay›lmac›l›¤›n›n, yani Megali ‹de-a’n›n nefesini kesmek.

3. Yeni Türkiye devletine din bak›m›ndan ola-bildi¤ince türdefl, yani nüfusunun büyük bir k›s-m› Müslümanlardan oluflan bir ulus yaratmak.

‹zninizle bu üçüncü sebebi biraz açmak iste-rim. Çünkü bu aç›klama ile Türk Devrimi veonun mimar› Mustafa Kemal’in sözleri ve eylem-leri aras›nda, ilk bak›flta bir çeliflki varm›fl gibi gö-rünüyor ama gerçekte yok. fiöyle ki:

Lozan müzakereleri s›ras›nda ve sonraki y›l-larda Türkiye’de iktidar›n, halk› din ve mezhebi-ne göre tasnif eden yüzy›ll›k Osmanl› millet siste-minin etkisi alt›nda oldu¤u ve b›rak›n›z s›radaninsanlar›, ulusal kurtulufl savafl›na katk› koyanbirçok önemli ismin, kendisini öncelikle Müslü-man gördü¤ü söylenebilir. K›sacas› Müslüman ol-mak, Türk olman›n temel kofluluydu demek isti-yorum. ‹flin ilginç yan› Türkiye d›fl›nda da böylealg›lanmaktayd›. Bu nedenle, Balkanlar›n H›risti-yan halklar› yüzlerce y›ld›r, Müslümanl›¤a geçenhemflerilerine “Türkleflti” demektedir. Birkaç ör-nek daha vereyim. Böyle oldu¤u için, Lozan mü-zakereleri s›ras›nda ‹smet Pafla ve Baflvekil RaufBey’in yaz›flmalar›nda “Türk Ortodokslar›” deni-

Lozan Antlaflmas› 35

Page 36: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

len, Orta Anadolu’nun Türkçe dilli H›ristiyan nü-fusuyla Do¤u Trakya’n›n Türkçe konuflan ancakH›ristiyan olan Gagavuzlar›, mübadeleye tabi k›l›-narak Yunanistan’a gönderilmifllerdir. Türkiye’ninBükrefl Büyükelçisi Hamdullah Suphi Bey’in çaba-lar›na ra¤men, 1930’lu y›llarda Türkiye’ye göç-mek isteyen H›ristiyan Gagavuz Türklerinin, Tür-kiye’ye kabul edilmedi¤i bilinmektedir.

Bak›n 1934 tarihli ‹skân Kanunu’nda, kimle-rin Türkiye’ye göçmen olarak kabul edilmeyecek-leri say›l›rken, “Türk olmayanlar” de¤il, “Türkkültürüne ba¤l› olmayanlar” ibaresi kullan›lm›flt›r.Yani Müslümanl›k Türklü¤ün olmazsa olmaz birparças› say›lm›flt›r. Böylece mübadelede uygula-mas›ndan bafllamak üzere, Türkiye’nin ›rken Türkolmad›klar› ve bazen hiç Türkçe bilmedikleri hal-de, de¤iflik halklar› 80 küsur y›ld›r neden göçmenkabul etti¤i ortaya ç›km›fl oluyor.

‹smet Pafla’n›n, 20 Kas›m (1922) günü, kon-ferans›n aç›l›fl toplant›s›ndan hemen önce, kendi-siyle görüflmek isteyen Frans›z Baflbakan›’na,az›nl›klarla ilgili Türk görüflünü aç›kça söyledi¤i-ni biliyoruz. Az›nl›klar konusu, Britanya ‹mpara-torlu¤u bafl delegesi Lord Curzon’un baflkanl›¤›n›yapt›¤›, ülke ve askerlik sorunlar›n› bakan birincikomisyonun yetki alan›ndayd›. Curzon, söz ko-nusu komisyonun 1 Aral›k 1922 tarihli oturu-munda, nüfus mübadelesi konusunu tart›flmayaaçarak sözü, iki aydan beri Milletler Cemiyeti ad›-na Yak›ndo¤u’da göçmenlerin durumunu incele-mekte olan Dr. Nansen’e verdi.

Aslen Norveçli bir diplomat olan Dr. Nansen,1921 y›l›nda Milletler Cemiyeti taraf›ndan, ço¤u‹stanbul’a y›¤›lm›fl bulunan Rus mültecilerin s›-k›nt›lar›yla u¤raflmak üzere görevlendirilmifl olup

36 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 37: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

TBMM Hükümeti’nin elinde, bu kiflinin Britanya‹mparatorlu¤u’na hizmet etti¤ini belirten güçlükan›tlarla desteklenmifl çok say›da ihbar belgesibulunmaktayd›.

Dr. Nansen, “siyasi ve ekonomik gerekçelerleaz›nl›klar›n çabuk ve etkili bir flekilde mübadeleedilmesini” yani de¤ifl tokufl edilmesini önerdi.Ona göre, “nüfus mübadelesi iflinin, hiç olmasa bu-nun bir k›sm›n›n… üç ay içinde gerçeklefltirilmesizorunluydu”. Dr. Nansen konuflmas›nda ayr›ca,“… dört büyük devletin ‹stanbul’daki temsilcilerin-den az›nl›klar›n mübadelesini sa¤lamak üzere biranlaflma yap›lmas›n› gerçeklefltirmek amac›yla,Türk ve Yunan hükümetleri aras›nda bir görüflmekap›s› açmaya çal›flmas›n› isteyen bir ça¤r›” ald›¤›-n› da söylemiflti. Dr Nansen’den sonra söz alan ‹s-met Pafla, ‹stanbul’dakiler dahil olmak üzere, mü-badelenin Türkiye’deki tüm Rum nüfusu kapsaya-cak flekilde zorunlu olmas› yönündeki Türk görü-flünü bildirmiflti.

De¤erli Konuklar, Dr. Nansen’in “siyasi” derken ne kastetti¤ini

birazdan aç›klayaca¤›m. “Ekonomik” derken kas-tetti¤i ise, her iki tarafta terk edilecek topraklarayerlefltirilecek göçmenlerin, kendilerini besleye-cek ürünü 1923 yaz›nda bizzat hasat etmeleriydi.

Dr Nansen’in konuflmas›ndan, mübadeleningereklili¤i konusunda tüm taraflar›n fikir birli¤iiçinde oldu¤u anlafl›lm›fl ve ayr›nt›lar› tart›flarak,konuyla ilgili anlaflma metnini kotaracak olan,Nüfus Mübadelesi Alt Komisyonu ayn› gün kurul-mufltu. Baflkanl›¤›n› ‹talyan delege Montagna’n›nyapt›¤› alt komisyon Büyük Britanya, Fransa, Tür-kiye ve Yunanistan’›n verece¤i birer delegedenoluflturulmufltu. Türkiye’yi Dr. R›za Nur’un temsil

Lozan Antlaflmas› 37

Page 38: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

etti¤i alt komisyondaki uzun ve çetin tart›flmalarüç nokta üzerinde yo¤unlaflm›flt›r:

1. Mübadelenin gönüllü mü yoksa zorunlumu olmas› gerekti¤i

2. Kimleri kapsayaca¤›

3. Bat› Trakya ile ‹stanbul kentinin s›n›rlar›-n›n belirlenmesi.

Bir milyona yak›n Rum göçmenin Yunanis-tan’a y›¤›lm›fl olmas›ndan kaynaklanan aciliyettenötürü, nihai anlaflman›n ortaya ç›kmas› beklen-meden, 30 Ocak 1923’te, “Yunan ve Türk Halkla-r›n›n Mübadelesine ‹liflkin Sözleflme ve Protokol”bafll›kl› bir belge imzaland›. Bu belge, Lozan Kon-ferans›’nda taraflar›n nihai anlaflmadan önce üze-rinde mutab›k kald›klar› iki metinden biridir. Di-¤er metin ayn› gün imzalanan, “Sivil RehinelerinGeri Verilmesi ve Savafl Tutsaklar›n›n Mübadelesine‹liflkin Türk-Yunan Anlaflmas›”d›r.

‹zninizle, mübadeleyi düzenleyen sözleflmeve protokolü özetlemek istiyorum. Sözleflmeyegöre, Türk topraklar›nda yerleflmifl Rum-Orto-doks dininden Türk uyruklar›yla Yunan toprakla-r›nda yerleflmifl Müslüman dininden Yunan uy-ruklar›, 1 May›s 1923 tarihinden bafllayarak mü-badele edilecekti. Bu kimselerden hiçbiri, TürkHükümeti’nin izni olmad›kça Türkiye’ye, YunanHükümeti’nin izni olmad›kça Yunanistan’a yeni-den dönerek yerleflemeyecekti (Madde 1). Müba-dele ‹stanbul’da oturan Rumlar› ve Bat› Trakya’daoturan Müslümanlar› kapsamayacakt›. “‹stanbulRumlar›” ifadesiyle, 1912 tarihli kanunca s›n›rlar›çizilmifl ‹stanbul Belediye alan› içinde, 30 Ekim1918 tarihinden önce yerleflmifl bulunan bütünRumlar ‹stanbul Rumlar› ve 1913 tarihli Bükrefl

38 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 39: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Antlaflmas›’n›n koydu¤u s›n›r çizgisinin do¤usun-daki bölgeye yerleflmifl bulunan Müslümanlar, Ba-t› Trakyal› Müslümanlar say›lmaktayd› (Madde2). Nihai anlaflman›n 14. maddesi ile Türkiye’yeb›rak›lan Gökçeada ve Bozcaada’da yaflayan Rum-Ortodoks halk da mübadeleden muaf tutulacakt›r.Mübadele kapsam›ndaki kiflilerin mülkiyet hakla-r› ve alacaklar›na hiçbir zarar verilmeyecek (Mad-de 5), bu kifliler herhangi bir vergiye tabi olmak-s›z›n, cemaat tafl›n›r mallar› da dahil, her türlü ta-fl›n›r mallar›n› yanlar›nda götürmekte serbest ola-caklard› (Madde 8). Götürülemeyen tafl›n›r malla-r›n dökümü yap›l›p de¤erleri saptanacak, bunlargidenlerin geride b›rakt›klar› tafl›nmazlarla birlik-te, bir Karma Komisyon taraf›ndan tasfiye edile-cekti. Bu tasfiyeler sonucu ortaya ç›kacak para tu-tar›, tasfiyenin yap›ld›¤› ülke hükümetinin göçedilen ülke hükümetine karfl› borcu kabul edile-cek ve göç eden kifliye, göç etti¤i ülkede ard›ndab›rakt›¤› mallara eflde¤er ve nitelikte mal verile-cekti. Tasfiye ifllemi sona erdi¤inde, e¤er hükü-metlerden biri ötekine borçlu kal›rsa, bu borç pe-flin olarak ödenecekti. Borçlu süre isterse, bellikoflullarda taksit de yap›lacakt› (Madde 9-14).

Mübadeleyle ilgili çeflitli sorunlar›n, 10 Hazi-ran 1930’da imza edilen Ankara Sözleflmesi ilemümkün olabildi¤ini belirttikten sonra, bafll›klaralt›nda yanl›fl bilinen ve görmezden gelinen baz›hususlara de¤inmek isterim.

1. Say›ca az olan Türk mübadillerin, yerlefl-me konusunda Rum mübadilleri kadar s›k›nt›çekmedi¤i iddias›.

Bilindi¤i üzere, Türkiye’den mübadeleye ko-nu olan nüfusun göç etmesi, iki farkl› süreçte ger-çekleflmiflti. ‹lk süreç, Yunan ‹flgal Ordusu’nun

Lozan Antlaflmas› 39

Page 40: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Anadolu’yu boflaltmak zorunda kald›¤› 1922 Ey-lülü bafl›nda, iflgal bölgesi içinde yaflayan Rumla-r›n göç etmesidir ki, bunlar›n say›s› 1.000.000’ayak›nd›r. ‹kinci süreç, 30 Ocak 1923 tarihli söz-leflme ve protokolün imzalanmas›ndan sonra göçedenlerdir ki, bunlar›n say›s› 200.000 kadard›r.Bu durumda, her iki süreçte Türkiye’den ayr›l›pYunanistan’a göç edenlerin toplam› 1.200.000 ol-maktad›r.

Yunanistan’dan Türkiye’ye mübadiller, söz-leflme ve protokolün imzas›ndan sonra, yani ikin-ci süreçte göç etmifllerdir ki, bunlar›n say›s› takri-ben 355.000’dir. Mübadiller aras›nda nicelik ola-rak bir eflitsizlik vard›r ama bu eflitsizlik ilk bak›fl-ta görülenden daha küçüktür.

Çünkü Lozan’da imza edilen sözleflme ve pro-tokolün 3. maddesinde, “karfl›l›kl› olarak Rum veTürk nüfusu mübadele edilecek topraklar›, 18 Ekim1912 tarihinden sonra (yani Balkan Savafl›’n›n ç›k-mas›ndan sonra) b›rak›p gitmifl olan Rumlar veMüslümanlar, birinci maddede öngörülen mübadele-nin kapsam›na girer say›lacaklard›r” denmektedir.

Acaba, 18 Ekim 1912 tarihinden sonra, nüfu-su mübadeleye tabi topraklardan ayr›lm›fl Rumlarve Müslümanlar›n say›s› nedir?

Balkan Savafllar›’ndan sonraki süreçte, Türki-ye’den Ege Adalar› ve Yunanistan’a göç etmifl/etti-rilmifl olan Rumlar›n say›s›, Yunanistan SosyalYard›mlar Bakanl›¤›’n›n yapt›¤› resmi yay›nlardanö¤renilebilir. Bu insanlar›n 3/4’ü, Mondros Müta-rekesi’nden sonra ve Yunan iflgali s›ras›nda Türki-ye’ye dönmüfl olduklar›ndan sizleri say›lara bo¤-mak yerine, sadece sözünü etti¤im yay›nlar›n is-mini verece¤im. Göçmenlere Yard›m 1917–1920 (‹Perithalpsis ton Prosfigon) Atina, 1920 ve Hr. Mi-

40 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 41: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

hail Elianu, Yunan Yard›m›n›n Bilançosu (To Er-gon tis Ellinikis Perithalpseos), Atina, 1921. Ayn›süreçte, Yunanistan’›n nüfusu mübadele edilecektopraklar›ndan Türkiye’ye, 125.000’nin üzerindeTürk ve Müslüman göç etmifltir ki, böylece müba-dil olan Türk ve Müslümanlar›n say›s› 480.000’eyükselmektedir (1.200.000’e karfl›l›k 480.000).

Ancak 1828–29 Osmanl› Rus Savafl›’ndan 1.Dünya Savafl›’na uzanan süreçte, Osmanl› Devle-ti’ne göç eden Türk ve Müslümanlar›n say›s›7.000.000 civar›ndad›r. (Bu say› mübadele ger-çekleflti¤i tarihte, Yunanistan’›n sahip oldu¤u nü-fusun yaklafl›k iki kat› kadard›r.) Bu insanlar›n ol-dukça büyük bir k›sm›n›n, Bat› Anadolu’da iskânedilmifl ve edilmeye çal›fl›lmakta oldu¤u unutul-mamal›d›r. Söyledi¤imi temellendirmek tek birörnek vermekle yetinece¤im. Balkan Savafllar›n-dan hemen sonra ‹zmir’e ba¤l› Bergama, Mene-men, Foça ve Çeflme’de iskân edilen Müslüman veTürk göçmenlerin say›s› 55.000 civar›ndad›r.Bunlar Edirne, Selanik, Manast›r, Üsküp, Yanya,‹flkodra, Ege Adalar›, Filibe, Girit, Bingazi, Bitlis,Erzurum ve Van’dan gelmifllerdi.

‹flgal sürecinde, Yunan Ordusu ve Rum milis-lerin organize sald›r›lar› sonucu Bat› Anadolu’dayaflayan 300.000 Türkün evlerinden ç›kar›l›p sü-rüldü¤ü ve Yunan Ordusu’nun çekilirken, iflgaletti¤i bölgeyi yak›p y›kt›¤› ve ya¤maland›¤› unu-tulmamal›d›r. B›rak›n›z mübadele ile gelecek göç-menlerin yerleflmesini, iflgalden sonra bölgeninyerli halk›n›n bafl›n› sokaca¤› dört duvar bulmas›dahi çok zordu. Ayr›ca Türkiye’nin kurtuluflu içinkan› ve can› pahas›na mücadele edenlerin, emval-i metruke denilen Rumlara ait tafl›nmazlar› talepve iflgal ettikleri de oluyordu.

Lozan Antlaflmas› 41

Page 42: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Daha Yunanistan’dan mübadiller gelmeden,Rumlara ait tafl›nmazlar›n 2/3’ünün, o zaman “fe-laketzede”, “harikzede” (Yang›n ma¤duru), flarkmuhacirleri, hat›rl› kimseler ve f›rsatç›larca iflgaledildi¤i bilinmektedir. Birçok bölgede, Rumlar›nb›rakt›¤› evlerin kiremitlerinden, döfleme tahtala-r›na, kap›lar›ndan pencere pervazlar› ve mermeral›nl›klar›na var›ncaya kadar ihtiyaç sahiplerincesökülüp götürüldü¤ü ya da yine f›rsatç›larca sat›l-mak üzere pazara ç›kar›ld›¤› da çok olmufltu.

Ve vaktimiz s›n›rl› oldu¤u için de¤inemedi¤i-miz di¤er nedenlerle, Rum mübadillere oranla sa-y›ca az olan Türk mübadillerin, yerleflme ve yeniyaflamlar›na uyum konusunda daha az s›k›nt› çek-ti¤i iddias› do¤ru de¤ildir. Bunlar Rum mübadille-rin Yunanistan’da karfl›laflt›¤› s›k›nt›lar›n hepsinemaruz kalm›fllard›r.

Bu arada, Rum mübadillerin say›s›n›n Türkmübadillerden çok oldu¤unu özellikle vurgulayanbirçok kaynak nedense, mübadeleye tabi Rumla-r›n ne kadar›n›n gerçekten Türkiyeli oldu¤u ko-nusunu hiç sorgulamamaktad›r. Say› vermemizmümkün olmamakla birlikte, bunlar›n önemli birk›sm›n›n Tanzimat döneminden itibaren Türki-ye’ye gelip yerleflti¤i kaynaklardan okunmaktad›r.Baflka bir deyiflle, Rum mübadillerin ço¤u, Do¤uRoma ‹mparatorlu¤u (Bizans) bakiyesinden olankadim Rum halk›ndan de¤ildiler.

2. Zorunlu mübadeleyi Türk taraf›n›n dayatt›¤› iddias›.

Ülke ve askerlik sorunlar›na bakan birincikomisyonunun, 1 Aral›k 1922 tarihli toplant›s›n-da, Milletler Cemiyeti yetkilisi Dr. Nansen’in,Türk ve Yunan taraf›na “az›nl›klar›n çabuk ve etki-

42 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 43: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

li olarak mübadele” edilmesini önerdi¤ini az öncebelirtmifltim.

‹smet Pafla’dan sonra söz alan Yunanistan’›nbafl delegesi Venizelos, önce nüfus mübadelesiningönüllü olmas›n› söylemiflse de ard›ndan, ‹stan-bul’da oturan Rum nüfus hariç tutulmak kayd›y-la, gönüllü ya da zorunlu bir mübadeleyi gözönünde tutmaya haz›r oldu¤unu belirtmiflti.

Bunun üzerine komisyon baflkan› Lord Cur-zon söz alarak, mübadelenin gönüllü olamayaca-¤›n› nedenleriyle aç›klam›flt›r. Curzon Yak›ndo-¤u’daki az›nl›k sorunlar›n›n sona ermesi için, ya-ni kal›c› bar›fl için mübadelenin zorunlu olmas›n›,ancak mübadeleden muaf tutulacaklar için ayr›cagörüflülmesi gerekti¤ini söylemiflti. Asl›nda Dr.Nansen’in, mübadele derken sözünü etti¤i “siya-si” gerekçe tam buydu. Görüldü¤ü üzere mübade-lenin zorunlu olmas›n› Türk taraf› sadece istemifl,dayatan Britanya ‹mparatorlu¤u olmufltu.

Neden? Bizce bunun iki temel sebebi var:

1. Britanya ‹mparatorlu¤u, az›nl›klar nede-niyle Türkiye ve Yunanistan aras›nda ç›kacak vesavafla dökülecek bir anlaflmazl›k halinde, Yak›n-do¤u’ya güç gönderemeyece¤ini biliyordu.

2. Zorunlu olmas› halinde say›lar›1.200.000’e dayanacak Rum göçmenleri, ulusalkaynaklar›ndan iskân edip üretime geçirmesimümkün olmayan Yunanistan’›n d›fl borca gerek-sinim duyaca¤› aç›kt›. Britanya ‹mparatorlu-¤u’nun bafl›n› çekti¤i Avrupa emperyalizmi, Ya-k›ndo¤u’daki ç›karlar› için Anadolu’ya sürdü¤üYunanistan’›n 100.000 evlad›n› kaybetmesine ne-den olmakla kalmam›fl, Anadolu’daki savafl› sür-dürmesi için açt›¤› kredilerle Yunanistan’› g›rtla-

Lozan Antlaflmas› 43

Page 44: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

¤›na kadar borca da bat›rm›flt›. fiimdi mübadille-rin iskân› için gerekli para verilerek, Yunanistan’avurulmufl ekonomik pranga pekifltirilecekti. ‹l-ginç olan bunun, bar›fl ve insani yard›m kisvesi al-t›nda yap›lacak olmas›yd›. Bu anlatt›¤›m duru-mun, günümüzde Irak’ta olup bitenlere ne kadarbenzedi¤ini anlam›fls›n›zd›r. Mübadillerin iskân›için 10.000.000 Sterlin harcayan Yunanistan’›n,anapara ve faizlerini ödeyemedi¤i için, 1932 y›l›n-da iflas etti¤ini an›msatmak isterim.

Esasen Venizelos’un, mübadelenin zorunluolmas›n› istemek d›fl›nda bir seçene¤i yoktu. Çün-kü Rum göçmenler ancak, Yunanistan’daki Müs-lümanlar göç ederlerse ev ve arazi sahibi olabilir-lerdi. Nüfus Mübadelesi Alt Komisyonu Baflkan›Montagna’n›n, 8 Ocak 1923’te Lord Curzon’a sun-du¤u bir raporda, Yunan delegelerinin mübadele-nin gönüllü olmas›n› yaz›l› olarak belirtmelerininsoruna neden oldu¤u, Türk delegelerinin bu tek-life karfl› ç›kt›¤› ve daha önce al›nm›fl karardan,yani zorunlu mübadeleden vazgeçilmedi¤i yaz›l-maktad›r. Görüldü¤ü üzere Venizelos, Ülke veAskerlik Sorunlar› Komisyonu’nda verdi¤i sözüalt komisyonda tutmak istememifltir. Böyle dav-ranmas›n›n nedeni, Bat›’dan borç alman›n alt ya-p›s›n› haz›rlamak ve 1920’den itibaren göçmenal›m›nda baz› k›s›tlamalara giden Amerika’y› es-netmek istemesindendi.

3. Mübadelenin bir “etnik temizlik” ve “etnikar›nd›rma” projesi olarak sunulmas›.

30 Ocak 1923 tarihli sözleflme ve protokollehukuki bir dayana¤a kavuflan mübadelenin, bir“etnik temizlik” veya “etnik ar›nd›rma” projesi ola-rak sunulmas› fevkalade yanl›flt›r.

44 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 45: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

“Etnik”, Yunancada “ulus” anlam›na gelen“ethnos” sözcü¤ünden dilimize girmifltir. Az öncek›saca de¤inmifltim. Mübadele ile Türkiye’ye ge-lenlerin tümü ›rken Türk olmad›¤› gibi, Yunanis-tan’a gidenlerin tümü de Yunanl› de¤ildi. Yuna-nistan’a gidenler içinde, Orta Anadolu’nun Türk-çe dilli H›ristiyan nüfusu ile Do¤u Trakyal› Gaga-vuzlar gibi Türkler ve örne¤in bir miktar Çerkezvard›. Keza Türkiye’ye gelenler içinde Arnavutlar,Boflnaklar, Pomaklar ve Çingeneler bulunmakta-d›r. Türkiye’ye gelenlerin ortak yönü, tümününMüslüman olmas›d›r.

Bilindi¤i üzere “etnik temizlik” ibaresi, 1990’l›y›llar›n bafl›nda, Yugoslavya da¤›l›rken S›rp fafliz-minin Müslüman Boflnaklar› sürmesi ya da zorun-lu göçe tabi tutmas›n› anlatmak için de¤il, toplu-ca katledilmelerini anlatmak için kullan›lm›fl biribaredir. Alman faflizminin, II. Dünya Savafl› y›lla-r›nda Yahudilere ve baz› baflka halklara yapt›¤›,ayr›nt›lar› hepimizce malum uygulamalar içinkullan›lan ibare ise “etnik ar›nd›rma”d›r ki, “etniktemizlik” ile efl anlaml›d›r ve her ikisi de insanl›ksuçudur.

Mübadele için Rum-Ortodoks nüfusla Müslü-man nüfusun ayr›flt›r›lmas› denebilir. Ancak han-gi ba¤lamda olursa olsun, mübadeleyi bir “etniktemizlik”, “etnik ar›nd›rma” ya da “erken bir etniktemizlik denemesi” fleklinde sunmak, gerçekli¤euygun düflmeyen son derece yak›fl›ks›z ve maksat-l› bir tav›rd›r.

4. Mübadelenin bir insan haklar› ihlali oldu-¤u iddias›.

Mübadeleyi bir insan haklar› ihlali gibi sun-mak da, fevkalade sak›ncal›d›r. Bilindi¤i üzere in-

Lozan Antlaflmas› 45

Page 46: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

san haklar›, hukuki ve insani boyutu olan bir ko-nudur.

E¤er hukuki boyut kastediliyor ise, ciddi biryanl›fl yap›l›yor demektir. Çünkü mübadeleye ilifl-kin sözleflme ve protokol imzaland›¤› s›rada, ulus-lararas› hukukta insan haklar›ndan ziyade az›nl›khaklar› kavram› vurgulanmaktayd›. Bireyi merke-zine alan insan haklar›n›n, uluslararas› hukuktabir de¤er haline gelmesi çeyrek yüzy›l sonra, 1948y›l›nda BM ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesiile olmufltur.

Mübadelenin insani olmayan bir boyutu el-bette vard›r. Yüz binlerce insan›n iradeleri d›fl›n-da, yaflad›¤› topraklar› b›rak›p gitmek zorunda b›-rak›lmas› çok a¤›r bir bedeldir. Bu insanlar›n çek-ti¤i ac›lar gerçekten büyüktür ve kendileri d›fl›ndahiç kimsenin bunu hakk›yla duyumsayabilmesimümkün de¤ildir.

Ben zorunlu mübadelenin, Ege havzas›ndabar›fl ve istikrar› kuran, son derece yerinde bir uy-gulama oldu¤unu düflünenlerdenim. Yap›lmam›flolsayd›, Yunan Ordusu’nun ‹zmir’i iflgaliyle baflla-y›p üç buçuk y›l süren kanl› bo¤azlaflman›n taraf›olmufl bu insanlar›n hiçbir fley olmam›fl gibi, nas›lbir arada yaflayabilece¤i sorusuna verebilece¤immant›kl› bir yan›t›m yoktur. Lord Curzon’un dabenim gibi düflündü¤ü, 1923 y›l›nda sarf etti¤i flusözlerinden anlafl›lmaktad›r: “Kan›mca bir nüfusmübadelesi ne kadar iyi yürütülürse yürütülsün, ikiülkeden mübadeleye dahil olan çok say›da kifli içinbüyük zorluklar›, belki büyük bir fakirleflmeyi bera-berinde getirecektir. Ama ne var ki bu zorluklar nekadar büyük olursa olsun, ayn› insanlar›n hiçbir fleyyap›lmamas› durumunda yaflayaca¤› zorluklardandaha azd›r”.

46 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 47: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

E¤er zorunlu mübadeleye insani boyutuylabir insan haklar› ihlali deniyorsa, bunun sorumlu-su kuflkusuz sözleflme ve protokolün alt›nda im-zas› bulunan tüm devletlerdir.

5. Rum mübadillerin terk etti¤i yerleflimmerkezlerinin, mübadeleden önceki ekonomikdüzeylerine ulaflamad›klar› iddias›.

Bu iddiay› ilk kez, ‹zmir’in flirin kazalar›ndanolan Karaburun’da kat›ld›¤›m bir panelde duy-mufltum. Bu iddiay› dile getiren dinleyici, ne Ka-raburun’un Osmanl› idari örgütlenmesi içindekiyerini, ne de 1920’li y›llar›n bafl›nda, Türkiye’dekibir yerleflim yerini incelemek için bak›lmas› gere-ken temel kaynaklar› biliyordu. Hiçbir zaman,mübadeleden önceki parlak ekonomik durumunaulaflamad›¤›n› iddia etti¤i Karaburun, gerçekte otarihlerde ‹zmir Sanca¤›’n›n nüfus ve ekonomisien küçük olan kazas›yd›. E¤er aradan 80 küsur y›lgeçtikten sonra, bugün de¤iflen bir fley yoksa, bu-nun nedeni niye mübadele olsun? Geri kalm›fll›-¤›n nedeni olarak bölgenin co¤rafi yap›s›ndan,ulafl›m imkânlar›na, merkezi yönetimin bak›fl› veyerel yönetimlerin uygulamalar›na uzanan bir di-zi etkeni soruflturmak gerekmez mi?

Biran bu iddian›n do¤ru oldu¤unu varsaya-l›m. O zaman, mübadeleden önceki konumuylakarfl›laflt›r›lamayacak kadar geliflmifl ve zenginlefl-mifl örne¤in Çeflme, Foça ve di¤er yerleflim mer-kezlerimizin durumunu nas›l aç›klayaca¤›z? Zo-runlu mübadele bu yerleflim merkezlerine yarad›m› diyece¤iz? Bu nedenle konuya, hümanist gö-zükmek ve/veya birilerine yaranmak için at göz-lü¤üyle de¤il, bilginin rehberli¤inde bakmak ge-rekiyor.

Lozan Antlaflmas› 47

Page 48: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

6. Türkiye’nin 1920’li y›llarda yaflad›¤› eko-nomik s›k›nt›da zorunlu mübadele ile kaybetti¤igiriflimci s›n›f›n rolünü abartma e¤ilimi.

Evet, Türkiye mübadele ile Rumlar› kaybet-tikten sonra baz› ekonomik s›k›nt›lar yaflad› amabu s›k›nt›lar›n k›sa sürede afl›ld›¤›n› vurgulamakisterim. Rumlar›n Türkiye’nin ticari yaflam›ndaTürkler ve mübadele edilmeyen gayri Müslimler-den olan Musevilerden daha etkin oldu¤u bilin-mektedir. 1919 y›l›nda Atina’da bas›lm›fl ve benim1998 y›l›nda bir bölümünü Türkçeye çevirmifl ol-du¤um ‹zmir’le ilgili bir Yunan ticaret rehberi (‹z-mir 1920, Yunanistan Rehberinden ‹flgal Alt›ndakiBir Kentin Öyküsü, ‹zmir), ‹zmir’de ekonomik ya-flam›n baflat aktörünün Rumlar oldu¤unu aç›kçaortaya koymaktad›r. Bu rehberin propagandaamac›yla haz›rland›¤›n› biliyoruz ama ittihatç›la-r›n ekonomiyi millilefltirme çabalar›na ra¤men,‹zmir ve art bölgesinde ticari yaflam› daha çokRumlar›n kontrol etti¤ine söyleyen Türkçe kay-naklar da var elimizde. Bence bunlar›n en önemli-si, 1914 y›l›nda ‹zmir’de bas›lm›fl ve flehrin Türktüccarlar›yla etkinliklerini anlatan 36 sayfal›k birticaret rehberidir. “‹zmir Tüccaran ve Esnefan-›‹slamiyesine Mahsus Rehber” bafll›kl› bu çal›flma-n›n girifl bölümünde, Rumlar›n ticaretteki üstün-lü¤ü defalarca vurgulanm›flt›r.

Ancak söz konusu rehberden ayn› zamanda,Türklerin ‹zmir ticaretindeki yerinin hiç küçüm-senmeyecek bir konumda oldu¤u da ö¤renilmek-tedir. Yani ‹ttihatç›lar›n att›¤› tohumlar yeflermifl-tir. Rumlar Bat› Anadolu’nun üzüm, incir, pamuk,tütün, zeytinya¤›, afyon sak›z› ve hal› gibi, ço¤utar›m ürünü ihraç mallar›n›n, dünya pazar›na ç›k-mas›na arac›l›k ediyordu ve Türkiye’den ayr›ld›k-

48 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 49: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

lar›nda, yabanc› al›c›lar ile Bat› Anadolu’nun Türküreticileri aras›ndaki ba¤ kopmufltu.

Ancak 1923-1928 y›llar› aras›nda ‹zmir’de ya-y›nlanm›fl gazetelere bak›ld›¤›nda, ticari yaflamdaRumlar›n gitmesiyle ortaya ç›kan bofllu¤u Türk veMusevi tüccar, komisyoncu, ithalat ve ihracatç›-n›n doldurdu¤u görülmektedir. Yeri gelmiflken,bu konuyla ilgili ve ne yaz›k ki, iddia sahiplerininhiç bilmedi¤i bir baflka kaynaktan söz etmek iste-rim. Bu kaynak, ‹zmir Ticaret Odas› Baflkan› Ala-iyelizade Mahmut Bey’in, 1925 y›l›nda kaleme al-d›¤› (‹stanbul Sanayi ve Ticaret Odas› Mecmua-s›’n›n 5. say›s›nda (May›s 1925) yay›mlanm›flt›r)bir rapordur. Söz konusu raporda, mübadeledensonra Bat› Anadolu’da tar›msal ve s›nai üretiminnas›l artt›¤›, rakamlar eflli¤inde anlat›lmaktad›r.Ayr›ca mübadil baz› Rumlar›n, mübadeleden sa-dece bir y›l sonra, Avrupa’n›n flu veya bu devleti-nin vatandafl› olarak ‹zmir’e dönüp, ticarete b›rak-t›klar› yerden devam etti¤i de bilinmektedir.

Bu arada haz›r mübadeleyi konufluyorken,unutulmamas› gereken husus, bu uygulamaya se-bebiyet veren fleyin ne oldu¤udur. ‹stisnalar elbet-te var, ancak Osmanl› Devleti uyru¤unda olup ‹s-tanbul, Bat› Anadolu ve Do¤u Trakya’da ikametetmekte olan on binlerce Rum, 1919–1922 y›llar›aras›nda, her türlü hak ve hukuku ihlâl ederekTürkiye’yi iflgal eden Yunan Ordusu’na asker ya-z›lm›flt›r. Bu durum esasen, Yunanistan Osmanl›Devleti’nden ayr›ld›ktan, yani 1830 y›l›ndan son-ra, Osmanl› Devleti ile Yunanistan aras›nda yap›l-m›fl her savaflta yaflanan bir durumdu. Ceza huku-ku kitaplar›na bak›n›z, dünyan›n neresinde olursaolsun böyle davranmak suçtur ve bu suçun ad› davatana ihanettir.

Lozan Antlaflmas› 49

Page 50: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bat› Anadolu Rumlar›, sadece Yunan Ordu-su’na asker yaz›lmakla kalmam›fllar, Küçük AsyaSavunma Örgütü (Mikrasiatiki Amina) denilen ve20.000 kifliden oluflan bir milis gücü de kurmufl-lard›r. Bu milis gücüyle ilgili dokümanlar› Ati-na’daki Genel Devlet Arflivi’nde görmüfl ve dokto-ra tezimde yazm›flt›m.

‹flte zorunlu mübadelenin temelinde bunlarvard›r. Sonradan mübadil say›lacak 1.000.000’ayak›n Rumun, Yunan Ordusu’yla birlikte palaspand›ras Anadolu’dan ayr›lmalar› bundand›r. Kal-salard› ihanet edenleri, e¤er genel bir af ilan edil-mez ise, Türk mahkemelerinde, “H›yanet-i Vatani-ye Kanunu”na göre yarg›lan›p mahkûm edilecek-lerdi. TBMM Hükümeti genel bir af ilan etse bile,iflgal y›llar›nda yaflananlardan ötürü, Türk halk›-n›n yapaca¤› olas› misillemelere engel olamayabi-lirdi. Rumlar bu riski göze almak istememifllerdir.

Bu aç›klamalarla sözlerime son verirken, sab-r›n›zdan dolay› hepinize teflekkür ediyorum.

YUNAN‹STAN’DA RESM‹ MAKAMLARINTÜRK‹YE ALEYH‹NE ÇALIfiMALARINDAN

BAZI SATIR BAfiLARI

Zaman›m›z k›s›tl› oldu¤u için, Yunanistan’daresmi makamlar›n yak›n geçmiflte, Türkiye’ninaleyhine olan ad›mlar›ndan baz› sat›r bafllar›n›vermek istiyorum.

Yanl›fl hat›rlam›yorsam, 1982 y›l› Yunan Hü-kümeti’nce, “Kaybedilmifl Vatanlar› (HamenesPatrides) Anma Y›l›” ilan edilmiflti. Bu durumun,12 Eylül yönetiminin, Yunanistan’›n NATO’nunaskeri kanad›na dönmesine izin vermesinden sa-

50 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 51: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

dece bir y›l sonra gerçekleflti¤ini an›msatmak is-terim.

Ard›ndan Yunan Parlamentosu 24 fiubat1994’te, Mustafa Kemal’in Samsun’a ç›kt›¤› 19May›s gününün, “Pontus Soyk›r›m› Anma Günü”olarak kabulünü öngören bir tasar›y› yasalaflt›rd›.

Yine Yunan Parlamentosu, 25 A¤ustos1998’de, 75 y›l önce son Yunan askerinin Anado-lu’dan ayr›ld›¤›n› varsayd›¤› 14 Eylül gününü,“Küçük Asya Helenizm Soyk›r›m› Ulusal Anma Gü-nü” ilan eden bir baflka tasar›y› yasalaflt›rd›. Bu ta-sar› Türkiye Cumhuriyeti’nin, tarihinin en büyükdo¤al afetlerinden biri olan, 17 A¤ustos depremi-nin yaralar›n› sarmaya çal›flt›¤› bir s›rada ve Yuna-nistan Türkiye’nin yard›m›na koflan ülkeler ara-s›nda iken yasalafl›vermiflti. Güney K›br›s RumYönetimi de, 5 Aral›k 2003’te ayn› tarihi ayn›isimle anmay› öngören bir düzenleme yapm›flt›r.

Bu anma günleriyle ilgili, son çeyrek yüzy›ldaYunanistan içinde ve d›fl›nda onlarca bilimsel top-lant›, yürüyüfl, miting, yay›n, film, soyk›r›m an›t›aç›l›fl› yap›lm›fl ve yap›lmaktad›r.

‹zninizle sözünü etti¤im bu çal›flmalar ba¤la-m›nda, önemsedi¤im baz› konular› paylaflmak is-tiyorum. “Kaybedilmifl Vatanlar” ibaresinden bafl-layal›m. Bilindi¤i üzere Yunanistan kuruldu¤undaMora Yar›madas›, Kiklat Adalar› ve Adriyatik’tekiArta’dan Ege’deki Volos’a uzanan hatt›n güneyinehükmeden küçük bir krall›kt›. Bu küçük krall›kneredeyse kuruluflundan beri, kendisinin egemenolmad›¤› yak›n çevresinde yaflayan Yunanl›lar›,“d›fl Yunanl›lar” olarak tan›mlam›fl ve onlar›n ya-flad›¤› tüm topraklar› kendisine ba¤lay›p birlefltir-meyi yani Enosis’i amaçlayan bir d›fl politika izle-mifltir ki, bu “Büyük Ülkü” ya da Yunancas›yla

Lozan Antlaflmas› 51

Page 52: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

“Megali ‹dea” diye bilinmektedir. ‹flte bu küçükYunanistan’a dahil olmayan Yunanl›lar›n oturdu-¤u çevredeki topraklara, 19. yüzy›l›n ikinci yar›-s›nda kurtar›lmam›fl vatanlar (Alitrotes Patrides)ismi verilecekti. O tarihlerde bu topraklar›n, yanikurtar›lmam›fl vatanlar›n tamam›, Osmanl› Devle-ti’nin elindeydi. Türk Kurtulufl Savafl›’ndan sonra,söz konusu topraklar›n bir k›sm›n›n art›k hiçbirflekilde kurtar›lamayaca¤› düflünüldü¤ünden“kurtar›lmam›fl vatanlar” yerine “kaybedilmifl va-tanlar” ibaresi kullan›lmaya baflland›. Yunanistanart›k bu topraklar› de¤il, 1960’lar›n sonlar›ndanberi, karasular› ve k›ta sahanl›¤› ba¤lam›ndakisavlar› ile Ege Denizi’ni kurtarmak peflinde.

Öncelikle, az önce sözünü etti¤imiz anma y›-l› ve günlerinin kabul edilmesine katk› koyan hü-kümetlerin, siyasi yelpazenin sa¤›nda ve solundayer alan partilerce kuruldu¤unu belirtmek iste-rim. Türkiye aleyhtarl›¤› Yunanistan’da ne yaz›kki, kendisini sa¤ ve solda konumlayan partilerinen kolay buluflabildi¤i konular aras›ndad›r. Bupartilerin seçmenleri içinde, iki ülke halk› aras›n-da düflmanl›¤› körükleyecek bu tür ad›mlara s›cakbakmayan sa¤duyu sahibi çok say›da insan›n bu-lundu¤unu gayet iyi biliyorum ama bu gerçek du-rumu de¤ifltirmiyor.

Üzülerek söylemeliyim ki, Türkiye, Yunanmilliyetçili¤inin kendisini hedef tahtas›na koyanyeni ve aç›k bir sald›r›s›yla karfl› karfl›yad›r. Niyeböyle oldu¤u konusunda elbette bir fikrim varama bu ayr› bir tart›flma konusudur. Ancak bu du-rum, Türkiye’yi Avrupa Birli¤i içinde görmek iste-di¤ini söyleyen Yunan siyasetçilerinin samimiye-tini sorgulamam›z› gerektirmektedir. Bu tür as›l-s›z iddialar›n, iki taraf›n da¤ gibi birikmifl sorun-

52 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 53: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

lar›n› çözme ve iliflkilerin normalleflmesine katk›-da bulunmayaca¤› aç›kt›r. Pontus ve Küçük Asyasoyk›r›m› iddialar›n›n, yak›n gelecekte Yunanis-tan d›fl›nda bir devlet ya da devletlerin ulusal par-lamentolar›nca kabul edilmeyece¤ini kim garantiedilebilir? Türkiye’de hiç kimse, tarihte var olma-yan uygulaman›n siyaseten kabulü, onu var etme-ye yetmez kolayc›¤›na s›¤›nmamal›d›r. Bu tür as›l-s›z iddialar›n, uluslararas› iliflkilerde nas›l ön ko-flul yap›ld›¤›n› Türkiye gayet iyi bilmektedir ve il-gililer, bu ad›mlar karfl›s›nda ne yapt›klar›n›, birfley yap›p yapmad›klar›n› ya da yeterince yap›pyapmad›klar›n› ciddiyetle sorgulamak durumun-dad›r.

MÜBADELE KONUSUNDA B‹LEREK VEYAB‹LMEYEREK YAPILAN BAZI YANLIfiLAR

1. Say›ca daha az olan Türk mübadillerin,yerleflme konusunda Yunan mübadilleri kadars›k›nt› çekmedi¤i iddias›.

2. Zorunlu mübadeleyi Türk taraf›n›n dayat-t›¤› iddias›.

3. Mübadelenin bir “etnik temizlik” ve “etnikar›nd›rma” projesi olarak sunulmas›.

4. Mübadelenin bir insan haklar› ihlali oldu-¤u iddias›.

5. Rum mübadillerin terk etti¤i yerleflimmerkezlerinin, mübadeleden önceki ekonomikdüzeye ulaflamad›¤› iddias›.

6. Mübadele ile giriflimci s›n›f› göç etmekzorunda kalan Türkiye, ekonomik s›k›nt›lar ya-flad› m›?

Son y›llarda Yunan resmi makamlar›, Türki-ye aleyhine baz› ad›mlar atmaktad›rlar. Yak›n

Lozan Antlaflmas› 53

Page 54: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

dönem Türk tarihi aç›s›ndan anlaml› baz› günle-ri soyk›r›m anma günleri ilan etmektedir. Bunlarve nedenleri hakk›nda neler söylenebilir?

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

Say›n Berber’e çok teflekkür ediyoruz. Beni debir sorudan kurtarm›fl oldu. Not alm›flt›m benkendi makalelerinden de¤erli Hocam›z›n ve kitap-lar›ndan ç›kard›¤›m notlar vard›; Küçük Asya Sa-vunma Örgütü. Siz bir ülkenin yurttafl›s›n›z, o ül-kenin, o devletin pasaportunu tafl›yorsunuz, kim-li¤ini tafl›yorsunuz. Yabanc› bir iflgal ordusu ülke-nize gelmifl, ülkenizi iflgal etmifl, o ordunun emrialt›na giriyorsunuz, buyru¤u alt›na giriyorsunuzve kendi devletinize tebaas› oldu¤unuz, buyru¤uoldu¤unuz devlete silah çekiyorsunuz ve 20.000kiflilik de militer bir örgüt kuruyorsunuz.

Bir de flunla tamamlamak istiyorum: Atatürk1927’deki büyük söylevinde flundan da bahsedi-yor: “Daha çok Karadeniz bölgesinde faaliyet gös-teren Pontus çeteleri bafllang›çta 6 000-7 000 si-lahl› kifli idi. Ama sonradan süreç içinde 25 000’eç›kt›” diyor. Dolay›s›yla Karadeniz’de 25 000 kifli-lik bir silahl› güç devlete silah çekmifl, ayaklanm›fl,Ege bölgesinde iflgalci Yunan ordusunun buyru¤ualt›na girmifl. Dolay›s›yla bu boyutuyla ve bu nede-niyle de mübadelenin bir kaç›n›lmazl›¤› söz konu-su ama burada flunu da tekrarlamadan geçmeye-lim: Yunanistan’da Yunanistan yurttafl› olan, Yu-nanistan uyru¤u olan Türkler aras›nda YunanDevletine 1919-1922 savafl› s›ras›nda silah çeken,kalk›flan, kendi devletine karfl› silahl› mücadeleyiseçen herhalde Yunanistan’da Türk gösterilemez,olmaz. Teraziyi bu anlamda da hukuk terazisinde

54 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 55: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

de tartmak, vicdan terazisinde de tartmak ve nes-nel olmak gerekiyor diye düflünüyorum.

fiimdi Say›n Hülya Emin sunumunu yapacakama bir görsel materyalimiz de var. O anlamda birburadan, ‹stanbul’dan ç›kal›m. Bat› Trakya’yado¤ru bir uzanal›m De¤erli konu¤umuz HülyaEmin’in sunumu için.

HÜLYA EM‹N

Ben bir aç›klama yapmak istiyorum. Ben hemRodop ‹li Türk Kad›nlar› Kültür Derne¤i Baflkan›olarak bu s›fatla buraday›m, ayn› zamanda gazete-ciyim. Konu Lozan olunca TRT ‹nt için haz›rlam›floldu¤umuz ve Bat› Trakya Türklerini konu alanhaftal›k bir program söz konusu. Bunun ilk bölü-münde Bat› Trakya Türklerinin k›sa bir tarihçesi-ne de¤inmifltik. Bat› Trakya’n›n Osmanl›’n›n elinegeçiflinden, fethinden Lozan Bar›fl Antlaflmas›n›nimzalanmas›na kadar süreci k›sa bir flekilde anlat-m›flt›k. 8 dakikal›k bir gösteri olacak. “Biz Burada-y›z” program›n›n ilk bölümünden bir kesit sun-mak istiyoruz. Biraz da konuflma ortam›ndanuzaklaflt›rmak, biraz da Bat› Trakya’dan renk kat-mak için.

GÖRSEL SUNUM

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

Bat› Trakya’y› çok fazla yaln›z b›rakmayal›m.

HÜLYA EM‹N

Belki de biraz sembolik olarak Bat› Trakya’da-ki karanl›¤› anlamak için anlaml› olabilir.

Biraz tabii ki ses düzeninde aksakl›k vard›. Bi-lemiyorum, verilen bilgileri tam olarak duymaflans›n›z olabildi mi? Fakat Bat› Trakya Türk az›n-

Lozan Antlaflmas› 55

Page 56: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

l›¤› için Lozan Antlaflmas›n›n do¤al olarak çok bü-yük bir önemi var. Lozan Antlaflmas› çok kapsam-l› bir antlaflma. Bu Antlaflman›n bir bölümü de,az›nl›klar›n korunmas›na iliflkin bölümü de tabiiki bizleri ilgilendiriyor. Bir taraftan Türkiye’dekigayrimüslim olarak ifade edilen az›nl›klar›, di¤ertaraftan da Bat› Trakya’da Lozan Antlaflmas›’ndaaz›nl›klar›n korunmas›na iliflkin bölümde ifadeedildi¤i flekliyle Müslüman az›nl›¤›n.

Bat› Trakya Türkleri Lozan Antlaflmas›’n›naz›nl›klar›n korunmas›na iliflkin bu hükümlerinibir anayasa olarak nitelendiriyorlar, çünkü bu hü-kümler onlara vatandafl olman›n yan› s›ra pozitifhaklar dedi¤imiz haklar› sa¤l›yor. 1923 y›l›ndanüfus mübadelesinden sonra, nüfus de¤iflimindensonra Bat› Trakya Türkleri bölgede kal›rken onlarsadece Yunan vatandafl› statüsünde de¤il, ayr›caLozan Antlaflmas›’n›n onlara sa¤lam›fl oldu¤u art›birtak›m haklarla o bölgede kalm›fllard›. Ancak ogünden bugüne neler oldu, pozitif haklar kullan›-labildi mi? Ne yaz›k ki bu konuyu inceledi¤imiz-de karanl›k bir tabloyla karfl› karfl›ya kal›yoruz.

Az›nl›klar›n korunmas›na iliflkin hükümler37. ve 44. maddelerde belirtiliyor. 45. maddedede Türkiye için geçerli olan az›nl›klar›n korun-mas›na iliflkin hükümlerin aynen Yunanistan içinde geçerli oldu¤u belirtiliyor. Peki, bu hükümler,bu maddeler neler? Ben o konuda biraz bilgi ver-mek istiyorum ve bu maddelerde az›nl›klara sa¤-lanan, Bat› Trakya Türk az›nl›¤›na sa¤lanan hak-lar›n hangileri bugün mevcut, neler ihlal edildi,neler gerçeklefliyor, onlara bir k›saca göz atmakistiyorum.

37. madde az›nl›klar›n korunmas› bölümün-de geçen hükümlerin Yunanistan taraf›ndan temel

56 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 57: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

yasa olarak tan›naca¤›n› ve hiçbir yasa, yönetme-lik ve hiçbir resmi ifllemin sözü geçen hükümlereüstün tutulmayaca¤›n› taahhüt ediyor. Zaten ilkbu maddeyi ele ald›¤›m›zda ve bundan sonras›nabir göz att›¤›m›zda Lozan Antlaflmas› hükümleri-nin Yunanistan taraf›ndan ciddi bir flekilde ihlaledildi¤ini görüyoruz, çünkü 1923 sonras› süreçtegözlenen flu ki, Yunanistan yeni yasalar ve karar-namelerle Lozan Antlaflmas›n› delmeye çal›fl›yorve ihlal ediyor.

Bir sonraki madde 38. maddeye göre de, “Hiç-bir ayr›m yap›lmaks›z›n herkesin hayat ve hürriyetikorunacak, herkes dinini özgürce uygulayabilecek,dolafl›m ve göç etme özgürlü¤üne sahip olacakt›r”deniliyor. Ne yaz›k ki bu konuda da Yunanistan’›nihlalleri söz konusu. Bu konulardan örnekler ver-mek istiyorum. Din özgürlü¤ü konusunda Lo-zan’›n öngörülerine ra¤men ne yaz›k ki baz› so-runlar mevcut. Bunlar›n en temeli de dini lideriniBat› Trakya Türk az›nl›¤›n›n belirleme hakk› hiç-bir zaman tan›nm›yor ve bunun sonucu olarakbugün Bat› Trakya’da bir tarafta Gümülcine ve ‹s-keçe’de, bir tarafta Yunan Devletinin atam›fl oldu-¤u müftüler bulunuyor, di¤er taraftan da az›nl›¤›nkendi iradesiyle belirledi¤i, seçti¤i iki müftü mev-cut oluyor.

38. madde dolafl›m özgürlü¤ünden bahsedi-yor. Ne yaz›k ki bu konuda çok iç ac›t›c› örneklersöz konusu. Ben ilk önce Yasak Bölgeyle bafllaya-ca¤›m. Yasak Bölge uygulamas› 1950’lerden sonraYunanistan’da uygulanmaya bafllan›yor. Bununas›l gerekçesi kuzeyden komünistlerin ülkeye s›z-mas›n› engellemek amac›yla bir uygulama, ancakne yaz›k ki bu Yasak Bölge uygulamas› k›sa bir za-man içerisinde Bat› Trakya Türklerini kuzeyde

Lozan Antlaflmas› 57

Page 58: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Rodop da¤lar›nda yaflayan Türkleri di¤er bölge-lerde yaflayan Türklerden ay›rmak, onlar› tecritetmek amac›yla uygulanan bir yasa haline dönü-flüyor ve y›llarca bu bölgeye girifl ve ç›k›fllar özelpasolarla yap›l›yor. O bölgede yaflayan insanlar›nözel pasolar› oluyor ve gecenin belli saatleri d›fl›n-da, gece 24:00’dan sabah 06:00’ya, 07:00’ye kadargirifl ve ç›k›fllar o bölgede yaflayan insanlara da ya-saklan›yor. Onun d›fl›ndaki Yunan vatandafllar›-n›n da bölgeye girmesi için emniyet ve ordudanizin almalar› gerekiyor. Yabanc› uyruklular›n isebu bölgeye girmesi D›fliflleri Bakanl›¤›’ndan veri-len izinle gerçeklefliyordu. Bu konuda baz› de¤i-fliklikler söz konusu. 1996 y›l›nda dönemin Sa-vunma Bakan› Yerasmos Arsenis bölgeye yapt›¤›ziyarette art›k askeri kontrol noktalar›n›n bölge-den kald›r›laca¤›n› söylüyor.

Bugün Yunanistan’›n ileri sürdü¤ü tez, YasakBölgenin kald›r›ld›¤› fleklinde, ancak ne yaz›k kibu gerçek yans›tan bir durum de¤il. Bunun sebe-bi çok aç›k, çünkü Yasak Bölgeyi belirleyen yasahalen yürürlükte, kald›r›lm›fl de¤il, iptal edilmiflde¤il. Bir de kendim yaflad›¤›m bir örne¤i vermekistiyorum. Biraz önce görüntülerini izledi¤inizprogram›n çekim listesini Ankara’daki Yunan Bü-yükelçili¤indeki bas›n bürosuna teslim etti¤imiz-de elimize gelen çekim izninde Yasak Bölge olaraktabir edilen bölgedeki köylerin bu listeden ç›kar›l-d›¤›n› gördük; Yasak Bölge halen devam ediyor.

Dolafl›m özgürlü¤ü denilince akla gelen ve 60000 ma¤duru geride b›rakan bir konu daha var, oda Yunan Vatandafll›k Yasas›n›n 19. maddesiyle il-gili. 19. madde nedir? K›saca 19. madde, Elen ›r-k› d›fl›ndan olan kiflilerin Yunanistan’› terk edipgeri dönmeyeceklerine yerel Yunan makamlar›n›n

58 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 59: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kanaat getirip karar verebilece¤ini belirliyor ve busüreç içerisinde 60 000 kifli Bat› Trakya Türkü va-tandafll›¤›n› kaybetti. Bunlar›n baz›s› yurtd›fl›ndayak›nlar›n› ziyarete gittikleri s›rada böyle bir du-rumla karfl› karfl›ya kald›lar, baz›s› vatani hizmeti-ni Yunan ordusunda yaparken hiç habersiz bir fle-kilde vatandafll›ktan iskart ettiklerini daha ilerikidönemlerde ö¤rendiler.

Bu ›rkç› Yasa 1998 y›l›nda uzun tart›flmalarsonras›nda Yunan Meclisinde iptal edildi, ancakgeride 60 000 kifliyi b›rakt›. Geriye dönük bir uy-gulama olmad›¤› için, vatandafll›klar iade edilme-di¤i için 60 000 kifli peyder pey ya baz› bölgeler-de “haymattos” s›fat›yla, yani vatans›z s›fat›yla ya-flam›n› sürdürüyor, bir k›sm› Türkiye Cumhuriye-ti vatandafl› oldu, bir k›sm› da Avrupa Birli¤i’nindi¤er ülkelerinin vatandafll›¤›na geçti. Ancak hâlâbu Yasa nedeniyle vatandafll›ktan kendi iradelerid›fl›nda iskart edilmeleri nedeniyle Yunanistan’agidemeyen ve Yunan vatandafll›¤›n› bir daha ala-mayan binlerce insan söz konusu.

39. maddeye bakt›¤›m›z zaman, 39. madde deBat› Trakya Türkleri için yasalar önünde eflitli¤iöngörüyor. Din ayr›l›¤›n›n bu haklardan yararlan-mada, özellikle kamu hizmetine girmede ve yük-seltilmede engel oluflturmayaca¤›n› söylüyor. Ya-salar önünde eflitlik denildi¤i zaman da Bat› Trak-ya’da ne yaz›k ki bu kavram Bat› Trakya Türkaz›nl›¤› insanlar› için biraz uzak bir kavram. 1991y›l›ndan bu yana, alt›n› çizmem gerekiyor ki, baz›de¤ifliklikler oldu. Neydi? O zaman o dönemdedönemin Baflbakan› Konstantinos Miçotakis’inGümülcine’de yapm›fl oldu¤u bir aç›kalam vard›.Bu asl›nda o dönem Yeni Demokrasi PartisindenBaflbakan olan Miçotakis’in kendi iradesiyle de¤il,

Lozan Antlaflmas› 59

Page 60: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ancak partiler aras› yap›lan bir anlaflmadan sonraMiçotakis’in ilan etti¤i bir politikayd›. Asl›nda buYunan Devletinin y›llarca Bat› Trakya’da ayr›mla-r›n uyguland›¤›n›n resmi olarak bir flekilde kabu-lüydü. Miçotakis “Yasalar önünde eflitlik politikas›-n› bundan sonra uygulayaca¤›z” derken geçmiflteyap›lan ayr›mlar›, haks›zl›klar› da bir flekilde ka-bul etmifl oluyordu.

1991 sonras› yasalar önünde eflitlik politika-s›n›n vatandafll›k haklar›yla ilgili kesimlerde ken-dini hissettirmeye bafllad›¤›n› gördük. Neydi buhaklar? 1991 y›l›na kadar ne yaz›k ki Bat› TrakyaTürkleri s›rf farkl› bir etnik kökenden geldikleriiçin de o bölgede az›nl›k olduklar› için tafl›nmazmal sat›n alam›yorlard›, bir araba ehliyeti almakgerkçekten çok zor bir iflti. 92 ve daha sonraki y›l-lar art› bu sürecin farkl› bir boyuta girdi¤ini gör-meye bafllad›k. fiu anda Bat› Trakya Türklerine in-flaat izni veriliyor, banka kredilerinden faydalan›-l›yor. Ancak yasalar önünde eflitlikten gerçek an-lamda flu anda varoldu¤unu söylemekte ve böylebir durumun gerçek anlamda varoldu¤unu söyle-mek henüz mümkün de¤il ama ciddi anlamdaad›mlar at›ld›¤›n›n da alt›n› çizmekte fayda var.

39. madde kamu hizmetinde eflit hakk› da ta-n›yor diye biraz önce söylemifltim, ancak devletsektöründe çal›flan az›nl›k insanlar›n›n say›s› bu-güne bugün yine çok az. Gümülcine’deki vilayet-te ya da ‹skeçe’deki bir devlet dairesinde Bat›Trakya Türk az›nl›¤›ndan kaç kifli çal›fl›yor soru-sunu yöneltti¤iniz zaman tabii gerçekçi rakamlarortaya ç›k›yor. Bunlar yüzde 1 civar›nda flu anda.fiu andaki D›fliflleri Bakan› olan Dora Bakoyan-nis’nin ilan etmifl oldu¤u yeni bir politika var. An-cak henüz yürürlü¤e girmifl de¤il. Bu da, devlet

60 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 61: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

memurlu¤u konusunda Bat› Trakya Türklerinebinde 5’lik bir kontenjan›n sa¤lanaca¤›. Devletmemuriyeti s›navla sa¤lanan bir durum son y›llar-da Yunanistan’da ve bu s›nav sisteminde binde5’lik uygulaman›n az›nl›k için ne kadar faydal›olaca¤› ve ne kadar uygulanaca¤› da tabii ki flim-dilik merak konusu.

Lozan Antlaflmas›’n›n az›nl›klar›n korunma-s›na iliflkin 40. maddesi Bat› Trakya Türkleri içinayr› bir önem tafl›yor. Bu maddede Bat› Trakya’da-ki Müslümanlar›n masraflar› kendilerine ait ol-mak üzere her türlü hayri, dini ve içtimai kurum-lar, her türlü okul ve di¤er e¤itim ve yetifltirmekurumu kurmak, yönetmek ve denetlemek ve bu-ralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve di-ni törenlerini serbestçe yürütmek hususlar›ndaeflit haklara sahip olacaklar› fleklinde.

Bu maddenin de fiiliyatta ihlal edildi¤ini gö-rüyoruz. 1967’de Albaylar Cuntas› Bat› TrakyaTürkleri için çok belirleyici bir tarih. Bu dönemdedemokrasi kesintiye u¤ray›nca bütün seçimle ifl-bafl›na gelmifl yönetim kurullar› Yunanistan’dafeshediliyor. Bunlara Bat› Trakya Türklerinin va-k›f idare heyetleri de dahil oluyor. Ancak 1974sonras›nda Yunanl›lar›n metapolitesi olarak ta-n›mlad›¤› demokrasiye yeniden dönüfl gerçekle-flince bütün feshedilen kurumlarda seçimler ger-çeklefliyor, bir kurum hariç, o da ‹skeçe ve Gü-mülcine’deki Türklere ait vak›f yönetim kurullar›-n›n seçimle iflbafl›na gelmesi engelleniyor. Albay-lar Cuntas›nda yap›lan atama yöntemi y›llarca Ba-t› Trakya Türk az›nl›¤›n›n vak›f idare heyetleriiçin geçerlili¤ini koruyor. Yine bu son dönemdebelki de Türk bas›n›ndan da izlemifl olabilirsiniz,Vak›flar Yasas› gündemdeydi. Yunan Meclisinden

Lozan Antlaflmas› 61

Page 62: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

geçen bir Vak›flar Yasas› var, ancak ne yaz›k ki buVak›flar Yasas› da her ne kadar seçimi öngörüyorgibi görünüyorsa da vak›flar üzerindeki Türk mal-lar› üzerindeki kontrolü Yunan devletinin elindenb›rakmamak istedi¤i ve tüm kontrolü kendi elin-de tutmay› amaçlayan bir Yasay› ortaya koydu¤u-nu da maddelerini inceledi¤inizde rahat bir flekil-de görüyorsunuz.

Tabii bu noktada yine müftülüklerin dini li-derleri seçme hakk›n›n da, biraz önce söyledi¤imgibi, kullan›lmad›¤›n› görüyoruz yine. Halbukiözellikle dini liderlik ve müftülük konusu Lo-zan’da özellikle ele al›nmam›flt›. Sadece bununüzerinden dini özerklik tan›naca¤› ifadeleriyle ge-çilmiflti, çünkü 1913 Atina Antlaflmas› Müslü-manlar›n kendi dini liderini seçme hakk›n› tan›-m›flt›. Daha sonra 1920’lerde Yunanistan bunu içhukukuna dahil ederek bir yasa halinde kabul et-ti. Yunan Sevr’indeki hükümler de zaten bunlar›pekifltirecek nitelikteydi. Lozan’da yap›lan görüfl-melerde de Venizelos’un bu anlaflmalar›n geçerlioldu¤unu aç›k ve net bir flekilde belirten ifadelerisöz konusu.

41. madde de Lozan Antlaflmas›’n›n az›nl›k-lar›n korunmas›na iliflkin maddesi. Yine çokönemli, çünkü e¤itim konusunu ele al›yor ve bumaddeye göre de Müslümanlar›n önemli orandaoturduklar› yerlerde Yunan yetkilileri Müslümançocuklar›n›n anadilinde ö¤renim görebilmeleriiçin gerekli önlemleri alacak, bu az›nl›k bu türyerlerde kamu bütçelerinden e¤itim, din ya dahay›r iflleri için hakça bir pay alma hakk›na sahipolacakt›r.

Son k›sm›ndan bafllayal›m. Hakça pay almak›sm› uzun y›llar Bat› Trakya Türk az›nl›¤›n›n

62 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 63: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kullanamad›¤› bir hakt›. 90’l› y›llarda okullar›n ta-miri ve buna benzer nedenlerle devlet bütçesin-den az›nl›k okullar› için de pay ayr›lmaya bafllan-d›, ancak e¤itim konusunda Lozan’›n öngördü¤ükendi dilinde e¤itim hakk›n›n ciddi bir flekilde ih-lal edildi¤i ve bu konudaki haklar›n y›llar geçtik-çe Bat› Trakya Türk az›nl›¤›n›n elinden al›nmayaçal›fl›ld›¤›n› görüyoruz. Bunun çok bariz bir örne-¤i, 1960’l› y›llarda haftada Türkçe ders say›s› 32saat olarak görülüyor, ancak bugün bu Türkçeders saatinin 15 saate indi¤ini görüyoruz.

Di¤er bir konu da çok güncel bir konu; ana-okullar›yla ilgili. Az›nl›k e¤itimini biraz anlayabil-meniz için az›nl›k e¤itimi ilkokul ve ortaokullar-da iki dilli olarak yap›l›yor. Az›nl›k çocuklar›az›nl›k okullar›n› tercih ettikleri zaman hem Yu-nanca ve hem de Türkçe müfredat› okuyorlar. Sonolarak bu y›l yürürlü¤e giren bir kanun var. Bukanun da anaokullar›n›n da art›k zorunlu e¤iti-min bir parças› oldu¤u fleklinde. Bu durumdaaz›nl›¤›n bir talebi var. Bu uzun zamandan beri di-le getirilen bir talepti: Çift dilli anaokullar› istiyor.Hem Yunanca’n›n çok iyi ö¤retilebilmesi içinaz›nl›k çocuklar›na, hem de kendi anadillerinido¤ru bir flekilde ö¤renmeleri için böyle bir talepsöz konusu. Ancak ne yaz›k ki çift dilli e¤itim ko-nusunda anaokullar› talebine Bat› Trakya Türkaz›nl›¤› yetkililerinin ne yaz›k ki hiçbir yan›t gel-miyor. Bu konuda bir fleyler yap›laca¤› söyleniyor,ancak bunun nas›l ve ne flekilde yap›laca¤› net birflekilde dile getirilmiyor.

Di¤er taraftan da az›nl›k okullar›n›n mevcu-diyetini, varl›¤›n› yok etmek için varolan okullar-da Türkçe ders say›s›n›, anadilde yap›lan ders sa-atlerini artt›rmak yerine devlet okullar›nda pilot

Lozan Antlaflmas› 63

Page 64: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

uygulama olarak Yunanca seçmeli ders olarak uy-gulan›yor.

Yine Lozan Antlaflmas›’n›n 40. maddesi, “Yu-nan Hükümeti Müslümanlar›n aile hukukuyla ve ki-fli haklar›yla ilgili durumlar›n›n bu az›nl›¤›n gele-nek ve göreneklerine uygun biçimde çözülmesini gü-vence alt›na almakta, bunlar›n din kurumlar›n› tambir koruma alt›na alman›n yan› s›ra vak›f ve din ku-rulufllar›na her türlü kolayl›¤› sa¤lamay› ve bu nite-likte kurulacak yeni kurumlardan gerekli kolayl›k-lar› esirgememeyi üstlenmektedir” deniliyor. Ancakdini kurulufllar dedi¤imiz zaman bunlara ata yadi-gar› vak›f mallar› da dahil olmak üzere, bunlar›nbugün ne yaz›k ki korunmad›¤›n› görüyoruz.Bunlar›n önemli bir örne¤i Gümülcine’de bulu-nan Poflpofl Tekkesi, flu anda Tekke’den sadece biriki tafl kal›nt›s› kalm›fl durumda. Y›llar önce az›n-l›¤›n bu konuda, restorasyon konusunda ciddi ta-leplerine “Evet” yan›t› gelmifl olmas›na ra¤menaradan y›llar geçti ve sonuç olarak Tekke ortadankayboldu. Di¤er yine önemli bir tarihi eser, Os-manl›’n›n bölgeyi fethetmesiyle yafl›t bir kurulufl.Evrenos Gazi Bey’in kurmufl oldu¤u Evrenos ‹ma-ret’i. Bugün restore edilmifl bir flekilde Gümülci-ne’nin sakl› bir köflesinde duruyor. Ancak ‹maret’ikeflfetti¤iniz zaman karfl›n›za ç›kan tabelada bu-nun bir Osmanl› eseri de¤il, bir Bizans eseri ola-rak tan›mland›¤›n› görüyorsunuz.

Neticede toparlamak gerekirse, Lozan Antlafl-mas›, evet, Bat› Trakya Türklerine pozitif haklarsa¤l›yor, onlara e¤itim, dini kurulufllar›, vak›fmallar›, vak›f kurulufllar›yla ilgili özerklik tan›yor.Ancak bugünkü koflul bu haklar›n ne yaz›k kikullan›lamad›¤›, bu haklar›n ciddi bir flekilde ihlaledildi¤i fleklinde.

64 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 65: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Evet, beni dinledi¤iniz için çok teflekkür edi-yorum.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

Hülya Han›m’a hem görsel katk›s›, hem desunumu için çok teflekkür ediyoruz.

fiimdi, ilk turun son konuflmac›s› DoçentDoktor Sibel Özel. Sibel Özel’in Baromuz yay›nla-r›ndan ç›kan “Patrikhane ve Heybeliada RuhbanOkulu” kitab› çok büyük ilgi gördü. Hukuk çevre-lerinin d›fl›nda, hukuk fakültelerinin d›fl›nda Tür-kiye’nin her taraf›ndan, barolardan, sivil toplumkurulufllar›ndan çok say›da talep geldi. Birkaç kezbasmak durumunda kald›k. Yine “Patrikhane veHeybeliada Ruhban Okulu”na iliflkin bu, belkihacmi küçük ama etkisi büyük olan kitapç›k Tür-kiye Büyük Millet Meclisindeki 550 milletvekilineiletildi, da¤›t›ld›. Belki ilginç bulabilirsiniz, Yuna-nistan Baflbakan› Karamanlis’in Türkiye’yi ziyare-ti ve Ankara’da bulundu¤u gün Meclis üyelerineda¤›t›ld› ve ulaflt›r›ld›.

Sibel Özel Hocam›z Osmanl›’daki az›nl›klarkonusunda bir sunum yapacak. Ben sabr›n›z ve il-giniz için çok teflekkür ediyorum. D›flar›da çay›-m›z, kahvemiz haz›r. Söz veriyorum, flu anda içmelimitinizin bir bardak fazlas› ikram edilecek amaaray› bölmemek için toplant›m›za devam ediyo-ruz. Buyurun Say›n Özel.

Doç. Dr. S‹BEL ÖZEL

Teflekkür ederim Say›n Baflkan.Benim sunumum Lozan müzakerelerindeki

az›nl›k meselesi, çünkü bu Lozan müzakereleri s›-ras›nda özel bir alt komisyon kurularak üzerindeçok tart›fl›lan, özellikle de tan›m› ve haklar›n›n

Lozan Antlaflmas› 65

Page 66: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

içeri¤i bak›m›ndan çok tart›fl›lan bir mesele olarakkarfl›m›za ç›k›yor az›nl›k meselesi. Zaten tarihselsüreç içinde de bu az›nl›k meselesi her zaman Os-manl›’n›n içifllerine kar›flmak ve meseleyi ulusla-raras› hukuk zemininde görmek için bir araç ola-rak kullan›lm›flt›r.

Lozan’da az›nl›k meselesi tart›fl›l›rken üzerin-de en çok durulan ve uzlafl›lmas› zaman alan me-sele az›nl›k tan›m› içersinde yer alan kategoriyekimlerin girece¤i meselesidir. Çünkü Sevr Anlafl-mas›’nda az›nl›klar ›rk az›nl›¤›, dil az›nl›¤› ya dadin az›nl›¤› olarak ayr›lm›flt›r ve Osmanl› Devleti-nin tek tarafl› olarak yükümlülükleri kabul edil-mifltir ve yine Sevr Anlaflmas›’nda az›nl›k hakla-r›ndan baz› haklar›n tuhaf bir flekilde, flu an bizeçok tuhaf geliyor ama, itilaf devletleri vatandaflla-r›n›n da, Türkiye’de oturan itilaf devletleri vatan-dafllar›n›n da yararlanmas›na iliflkin hükümlervard›r. Dolay›s›yla bu çerçeve içinde bakt›¤›m›zdaTürk heyeti gerek tan›m, az›nl›k haklar› kimleriçin tan›nacak, bu noktada çok hassas davranm›fl,di¤er taraftan da Türkiye Devletinin milletleraras›camiada eflit ve egemen bir devlet olarak muame-le görmesi için çaba harcam›flt›r.

Bu noktada az›nl›k tan›m› çok önemlidir, de-dim, çünkü buradaki as›l mesele, az›nl›k tan›m›neye göre belirlenecek? Orada, Lozan’daki mütte-fiklerin dayatt›¤› tan›ma göre mi az›nl›k tan›m› be-lirlenecek, yoksa tarihsel süreç içersinde Türki-ye’nin daha önceki dönemdeki Osmanl› ‹mpara-torlu¤u’nda kabul edilmifl tan›m m› geçerli olacak?

Burada müzakerelerdeki görüfller ve bildirilerbizim için yol gösterici oluyor. 18 Aral›k 1922’deR›za Nur Bey yapt›¤› konuflmada tarihi geçmifleat›f yapm›fl ve “Tarih Türkiye’de az›nl›klar sorunu-

66 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 67: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

na her zaman Müslüman olmayanlar›n konu oldu-¤unu göstermektedir” demifltir. Bu yüzden de R›zaNur Bey’in ifadeleriyle söylüyorum, “Biz de Mi-sak-› Millimizde bu kelimeyi bu anlamda anlad›k vealt Komisyona sundu¤umuz tasar›da bu anlamdaanlamaktay›z” demifltir.

R›za Nur Bey’in sundu¤u tasar›da iki nokta-n›n alt› çizilmektedir. Birincisi, az›nl›k haklar›yaln›z Türk vatandafllar› için söz konusu olmal›-d›r. Bu bize biraz tuhaf geliyor, fakat o dönem içinhiç de tuhaf de¤il, çünkü zaten az›nl›k ne demek,vatandafl demek. O zaman vatandafl olanlar ancakaz›nl›k statüsünden yararlanacak ama, biraz öncesözünü etti¤im gibi, Sevr’de öyle hükümler vard›ki, az›nl›k statüsündeki baz› haklardan yabanc›devlet vatandafllar› da ayn› flekilde yararlanabili-yordu. O yüzden bu noktada R›za Nur Bey alt›n›çizerek belirtti ki, az›nl›k haklar› sadece vatandafl-lar için, yani Türk vatandafllar› için geçerli olacak.

‹kinci hassasiyetle alt›n› çizdi¤i husus, bütünTürk uyruklar› Türkiye vatandafl›d›r, ayn› haklar-dan yararlan›r, fakat ayn› zamanda ayn› yükümlü-lükler alt›nda bulunur. Bu da günümüz vatandafl-l›k hukukundaki vatandafll›¤›n özünü bize göste-riyor. Niye böyle bir saptama yap›yor R›za NurBey? Çünkü tart›fl›lan ve uzlafl›lmas› epey zamanalan konulardan bir baflkas›, az›nl›klar›n askerlikhizmetiyle alakal›. Müttefikler az›nl›klar›n asker-lik hizmetinden bir bedel karfl›l›¤›nda muaf tutul-mas›n› istiyorlar.

R›za Nur Bey yapt›¤› konuflmada, 18 Aral›k1922 tarihinde yapt›¤› konuflmada bu hususa ifla-ret ediyor ve diyor ki, “Az›nl›klar›n bütün üyeleriyurttafl olduklar›ndan yurda karfl› askerlik hizme-tinde flüphesiz görevlidir. Az›nl›klar› bu hizmetten

Lozan Antlaflmas› 67

Page 68: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ba¤›fl›k tutmak az›nl›klara iliflkin hükümlerin hemözüne, hem de sözüne ayk›r›d›r. Bir yurttafl›n yur-dunu savunmas› için görevli olmad›¤› anlam›na ge-lecektir.” Yine R›za Nur Bey devam ediyor, “Tür-kiye büyük bir devrim yapm›fl, halifelikle devletinayr›l›¤›n› ilan etmifl ve ülkesindeki teokratik mo-narfliye son vermifltir. Böyle davranmakla Türkiyekelimenin tam anlam›yla ça¤dafl ve laik bir devletolmufl ve bunun sonucu olarak da dinle devletbirbirinden kesin olarak ayr›lm›flt›r.”

Burada hemen bir parantez aç›p dikkatiniziçekmek istiyorum; Y›l 1922, R›za Nur Bey laiklik-ten bahsediyor, yani yeni Türkiye Cumhuriyeti-ninki ilan edilmemifl, yeni Türkiye Cumhuriyeti-nin dinle devlet ifllerini ay›rm›fl, laik bir devlet,ça¤dafl bir devlet oldu¤unun alt›n› çiziyor.

Yine R›za Nur Bey’in ifadesiyle devam ediyo-rum: “Museviler ve H›ristiyanlar bat›l› öteki ülke-lerde oldu¤u gibi özgürdürler ve laik Türk Hüküme-ti öteki hükümetler gibi din az›nl›klar› üyelerinindinlerinin gereklerini yerine getirmelerine kar›fla-maz. Az›nl›k haklar›n›n Misak-› Millimiz uyar›ncaBalkan devletlerinde ve komflu devletlerde oturanMüslümanlara tan›nmas› ve bu devletlerin bütün ül-kesine uygulanmas› gerekti¤i aç›k ve kesin olarakbildirmek istiyoruz” demifltir.

R›za Nur Bey burada bir kez daha aç›k ve netolarak az›nl›k teriminin gayrimüslimler, yaniMüslüman olmayanlar› kapsad›¤›n› ve az›nl›k te-riminin önüne bu s›fat›n eklenmesi gerekti¤iniileri sürmüfltür. Elbette tahmin edersiniz ki, tümmüttefik devletler bu talebe fliddetle karfl› ç›km›fl-lard›r. Yunan temsilcisi Venizelos, R›za NurBey’in sözlerinin az›nl›klar konusunda ça¤› geç-mifl bir düflünceye dayand›¤›n›, az›nl›klar›n ko-

68 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 69: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

runmas›n›n özü itibar›yla ça¤dafl bir düflünce ol-du¤unu, Türk Devletinin teokratik bir monarfliolmaktan ç›kmas›n›n az›nl›klar›n korunmas›ndaönemli olmad›¤›n›, Türk temsilci heyetinin sand›-¤› gibi bu koruman›n yaln›z din alan›yla s›n›rl› ol-mad›¤›n› belirtmifltir. Venizelos aç›kça, defalarcada belirtiyor ki, az›nl›k teriminin Müslüman ol-mayanlar s›fat›n›n eklenmesine karfl› oldu¤unubelirtiyor ve as›l güvence alt›na al›nmas› gerekenhususun bir ulusal topluluktan olma hakk› oldu-¤unu, az›nl›klar›n kökenlerine ve bir baflka dev-letle olan h›s›ml›klar›na iliflkin bilinçlerinin koru-ma alt›na al›nmas› gerekti¤ini belirtiyor. Ona gö-re, özellikle az›nl›klara ulusal tarihlerine içten ya-k›nl›k duygular›yla düflünme olana¤›n›n sa¤lan-mas› önemlidir.

S›rp, H›rvat, Sloven Devleti temsilcisi Spala-koviç de Venizelos’a kat›ld›¤›n› söylüyor. Bu ara-da hemen belirteyim, Türk karfl› tasar›s› 8. mad-dede Türkiye’de Müslüman olmayan az›nl›klaratan›nan haklar›n Balkan devletlerinde veya Türki-ye’ye komflu olan devletlerdeki Müslümanlara datan›nmas› konusunda bir teklif vermiflti. ‹flte, Spa-lakoviç bu hükme fliddetle karfl› ç›kmaktad›r.Temsilci S›rp, H›rvat, Sloven Devletinin St. Ger-men anlaflmalar›na taraf oldu¤unu, az›nl›k hakla-r›na sayg› göstermeyi tek tarafl› olarak yükümlen-di¤ini, kendisinin Milletler Cemiyetinin denetimialt›nda oldu¤unu ve baflka bir yüküm kabul etme-sinin mümkün olmad›¤›n› söylemifltir. Ayr›catemsilci, Balkanlarda etnik az›nl›k yerine Müslü-man az›nl›klardan söz edildi¤i zaman bunu Panis-lavist ak›m›n etkisi alt›nda kalm›fl oldu¤u izlenimiyarataca¤›n›n alt›n› çizmifltir.

Lozan Antlaflmas› 69

Page 70: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Temsilciye göre Türkiye’nin öteki ülkelerde-ki Müslüman az›nl›klarla ilgilenmesi için de hiç-bir neden yoktur. S›rp, H›rvat, Sloven Krall›¤›n›nböyle bir kar›flmay› kabul etmesi mümkün de¤il-dir. Katlanmay› kabul etti¤i tek denetim MilletlerCemiyetinin denetimidir.

Temsilciye göre S›rp, H›rvat, Sloven Krall›¤›-n›n güneyinde Türk kökenli ve az say›da Müslü-man varsa da bunlar ülkenin büyük ço¤unlu¤uSlav kökenli olan Müslüman halklar için de ger-çekten en önemsiz unsurdur.

Romanya temsilcisi Duca da Spalakoviç’insözlerine tümüyle kat›ld›¤›n› belirtmifl ve ayr›caMüslüman az›nl›k için ayr› bir rejim, Müslümanolmayanlar için ayr› bir rejim uygulamas›n›n ka-bul edilemez oldu¤unu beyan etmifltir.

Yine 20 Kas›m 1922 oturumunda R›za NurBey, Türk taraf›n›n görüflünü bir kez daha aç›k venet bir flekilde belirten bir bildiri okumufltur. Bubildiri bugün bizim için tan›m› belirlemek aç›s›n-dan çok önemli. R›za Nur Bey diyor ki, “Müttefik-lerin tasar›s› Müslüman az›nl›klardan söz etmekte-dir. Oysa Türkiye’de bu gibi az›nl›klar söz konusuolamaz, çünkü tarihsel gelenekler, moral düflüncelerTürkiye’de yaflayan Müslümanlar aras›nda en tambir birlik yaratmaktad›r. Üstelik aile hukuku, siya-sal haklar, yurttafll›k haklar› ve öteki haklar aç›s›n-dan bütün Müslümanlar aras›nda hiçbir ayr›m ol-maks›z›n hükümetine ve yönetimine tam bir eflitlikiçinde kat›lmaktad›rlar. Eski Osmanl› ‹mparatorlu-¤u’nda ya da Türkiye Büyük Millet Meclisinin enyüksek devlet görevi alm›fl olanlar›n hayat hikayele-ri incelendi¤inde bu gerçek bütün ç›plakl›¤›yla orta-ya ç›kar. Kald› ki ba¤›ms›z her Müslüman hükümet-te kural d›fl›l›k olmaks›z›n bütün Müslümanlar ço-

70 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 71: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

¤unlu¤un yaflant›s›n› ve ülkeyi yöneten yasay› bir-likte düzenlerler. Buradan flu ç›kmaktad›r ki, Müs-lüman bir ülkede Müslüman az›nl›k varolamaz vebu sözde az›nl›k ço¤unlukla ayn› fleydir.

“Müslüman olmayanlara gelince, biz onlara buson y›llar boyunca yap›lm›fl antlaflmalarda yaz›l› veça¤dafl ilkelere tümüyle uygun olan bütün haklar›tan›m›fl bulunmaktay›z. Müslüman olmayan az›n-l›klar teriminin istenmemesi halinde Lord Cur-zon’un yapt›¤› gibi H›ristiyan az›nl›klar terimininkullan›lmas›n› teklif ediyoruz.”

Akabinde ‹ngiliz temsilcisi Sir Harris Rum-bold Müslüman olmayan az›nl›klar teriminin hiç-bir flekilde kabul edilmeyece¤ini beyan etmifltir.

Biraz önce de belirtti¤im gibi az›nl›k tan›m›d›fl›nda en çok tart›fl›lan hususlardan biri az›nl›k-lar›n askerlik hizmetinden muaf tutulmas› nokta-s›nda kendisini göstermifltir. Venizelos Türkiye’deaz›nl›k oran›n›n çok düflük oldu¤unu, bu yüzdende teklif edilen tedbirin, yani bedel karfl›l›¤› muaftutulmas›n›n Türk ordusu üzerinde hiçbir etkiyapmayaca¤›n› söylemifltir.

Frans›z temsilci La Roche H›ristiyanlar›n hiçolmazsa astsubaylar› da H›ristiyan olan özel ta-burlarda hizmet görmesi teklifinde bulunmufltur.R›za Nur Bey, bütün bunlara karfl› ç›km›fl, bu yol-lar›n Balkan savafllar› s›ras›nda denendi¤ini ve H›-ristiyanlar›n yurtlar›na ihanet etmeleriyle sonuç-land›¤›n› söylemifltir. R›za Nur Bey’e göre tecrübegöstermifltir ki, tek yol H›ristiyanlar›n zarar ver-memelerini sa¤lamak amac›yla onlar› birlikleriçinde da¤›tmakt›r.

Yine R›za Nur Bey’in ifadesiyle devam ediyo-rum, “H›ristiyanlara Türk ordusunda öteki Türk

Lozan Antlaflmas› 71

Page 72: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

uyruklular›na davran›ld›¤› gibi davran›lacakt›r. Biraraya toplanm›fl olmad›klar› zaman, zarar vereme-yeceklerini gördükleri zaman art›k onlar da yurtla-r›na ihanet etmeyi düflünmeyecekler, bu arada ya-banc› devletlerin k›flk›rtmalar›na izin vermeyecek-ler” demifltir.

Nihayetinde bütün bu tart›flmalardan sonrasonuç ne oldu? Sonuçta nihai metin, üçüncü ke-sim “Az›nl›klar›n Korunmas›” bafll›¤› alt›nda mad-de 37 ve 45 hükümlerinde az›nl›klar Türkiye’nintezi kabul edilerek din temelinde belirlendi veMüslüman olmayan az›nl›klar, yani gayrimüslimaz›nl›klar olarak ifadesini buldu. Dolay›s›yla birkez daha alt›n› çizmek isterim ki, Lozan’da kabuledilen az›nl›k kriteri ›rk, soy, dil de¤il, din mer-kezli olmufl ve sadece Müslüman olmayan az›nl›kkavram› kabul edilmifltir.

Bu itibarla da Lozan Sözleflmesinin az›nl›k-larla ilgili hükümleri de¤erlendirilirken bu çerçe-vede ve bu tan›mla de¤erlendirilmesi gerekmek-tedir.

Üçüncü kesim, yani nihai metin, madde 37 ve45 “Az›nl›klar›n Korunmas›” bafll›¤›n› tafl›maklabirlikte zaman zaman herkes, bütün Türk uyruk-lular terimi gibi de¤iflik terimlerle bafllayan kural-lar da getirmifltir. Bu kurallar herkesin inanç öz-gürlü¤ü, yaflam özgürlü¤ü oldu¤una iliflkin temelinsan haklar›n›n garantiye al›nd›¤› hükümlerdir.Az›nl›k vatandafl oldu¤u için bu temel haklardanher vatandafl gibi o da yararlanacakt›r. Dolay›s›y-la, öncelikle az›nl›klar di¤er vatandafllarla eflit mu-ameleye tabi tutulacak, ayr›m yap›lmayacak vebunlar›n güvence alt›na al›nmas› ve biz buna ne-gatif haklar diyoruz, negatif haklar›n güvence al-t›na al›nd›¤›n› görmekteyiz.

72 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 73: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bunun yan›nda, az›nl›klar› az›nl›k statüsün-den kaynaklanan haklar›n›n kullan›m biçimleriy-le de ilgili hükümler sözleflmede yer alm›flt›r. Do-lay›s›yla, az›nl›k haklar›n›n kullan›lmas›yla ilgilihükümlerde özellikle gayrimüslim, yani Müslü-man olmayan az›nl›k terimi kullan›lmasa bileaz›nl›k tan›m› dinsel kriterle belirlendi¤i için veTürkiye gayrimüslim az›nl›k d›fl›nda baflka biraz›nl›k kabul etmedi¤i için Lozan Sözleflmesi hü-kümlerinin tümünün bu çerçevede de¤erlendiril-mesi gerekmektedir.

Lozan’da temel haklar ya da medeni haklaraç›s›ndan de¤erlendirilmesi gereken baz› hüküm-ler yeni az›nl›k türleri yaratmak için bir gerekçeoluflturamaz. Böyle görüfller var. Özellikle 39.maddenin 5. f›kras›ndan bahsetmek istiyorum.Madde diyor ki, “Devletin resmi dili bulunmas›nara¤men Türkçe’den baflka bir dil konuflan Türk uy-ruklular›na mahkemelerde kendi dillerini sözlü ola-rak kullanabilecekleri hususunda kolayl›k gösterile-cektir.” Bu hüküm, Türkiye’de dilsel az›nl›klar›nvarl›¤›n›n kabulü anlam›nda yorumlanamaz. Adilyarg›lanma gere¤i mahkemede herkesin dinlenil-mesi gerekiyor. Lozan’da da temel hak ve hürri-yetler aç›s›ndan bu garanti alt›na al›nm›flt›r ve butabii ki herkes için geçerlidir, çünkü adil yarg›lan-ma hakk›n›n bir göstergesi olan mahkemede din-lenilme hakk› sade az›nl›k için de¤il, ço¤unlukiçin de geçerlidir. Sade vatandafl için de¤il, yaban-c› için de geçerlidir. Dolay›s›yla, Türkçe bilmeyenbir kimsenin mahkemede kendi dilinde dinlenil-mesinden daha do¤al bir husus yoktur. Bu aç›danbu hüküm temel bir insan hakk›n› güvence alt›naalmakta ama hukuken az›nl›k olarak kabul edi-

Lozan Antlaflmas› 73

Page 74: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

lenlerin tan›m› üzerinde herhangi bir etki yapma-maktad›r.

Lozan’da az›nl›k haklar› bugünkü modernterminolojiyle ifade edersek eflitlik, ayn› muameleve ayr›mc›l›k yasa¤›n› ifade eden negatif haklarba¤lam›nda kabul edilmifltir. Buna göre Müslü-man olmayan az›nl›klar tüm Türk uyruklular›nauygulanan ve Türk Hükümetince milli savunmaveya kamu düzeninin korunmas› için ülkenin heryan›nda ya da bir k›sm›nda önlemler sakl› kalmaküzere seyahat ve yer de¤ifltirme hakk›ndan yarar-lanacakt›r, ayn› flekilde Müslümanlarla ayn› me-deni ve siyasi haklardan yararlanacaklard›r.

Ben geri kalan k›s›mlar›n› fazla uzatmayay›m,çünkü hem son konuflmac›y›m, hem de Hülya Ha-n›m zaten Yunanistan aç›s›ndan bu hükümlerdenbahsetti. Ben flu s›k s›k karfl›m›za ç›kan 40. mad-deden bahsetmek istiyorum. Çünkü 40. maddeTürkiye’de az›nl›k haklar› konusunda defalarcadile getirilen, metni dile getirilmese bile en az›n-dan bu numaras› dile getirilen ve Türkiye’nin Lo-zan’da de¤iflik durumlarda Lozan’› ihlal etti¤iningerekçesi olarak öne sürülen bir madde. Öncelik-le maddeyi okuyaca¤›m ve ondan sonra birliktebakal›m, gerçekten burada hangi haklar az›nl›kla-ra tan›nm›fl ve hangi durumda Türkiye bunlar› ih-lal eden konumuna düflüyor.

40. madde diyor ki, “Müslüman olmayan az›n-l›klara mensup Türk vatandafllar› di¤er Türk vatan-dafllar›na uygulanan benzeri davran›fl ve güvence-lerden yararlanacaklar ve özellikle harcamalar›kendileri üstlenmek üzere her çeflit dinsel, sosyal veher türlü okul ve di¤er e¤itim, ö¤retim kurumlar›,tesis yönetme ve buralarda kendi dillerini özgürce

74 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 75: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kullanma ve dinsel çal›flmalar›n› serbestçe yapmakkonular›nda eflit hakka sahip olacaklard›r.”

Dolay›s›yla, burada 40. maddenin getirdi¤iyap›ya girmeden önce siz de bas›ndan da biliyor-sunuz, özellikle Heybeliada Ruhban Okulununaç›lmas› meselesinde ya da az›nl›k vak›flar›n›nhaklar› meselesinde karfl›m›za ç›kan madde ifltebu 40. madde ve Türkiye’nin Lozan’› ve bu 40.maddeyi ihlal etti¤i iddias› öne sürülüyor.

Maddeyi okudum, maddede de gördü¤ünüzüzere bu madde hiçbir flekilde gayrimüslim az›n-l›klara pozitif bir hak tan›m›yor. Az›nl›k hukukterminolojisinde pozitif hak dedi¤imiz, az›nl›kla-ra az›nl›k olmalar›ndan kaynaklanan ilave hakla-r›n ve ayr›cal›klar›n verilmesi. fiöyle anlatay›mtekrar: Negatif haklar var. Negatif haklar ne?Az›nl›klar çünkü yüzy›llard›r di¤er vatandafllarlaayn› konumda de¤ildiler. Negatif haklar onu di¤ervatandafllarla eflit duruma getiriyor; Ayr›mc›l›kyasa¤› yok, onlarla eflit muamele görecek, ayn›muameleye tabi tutulacak. Bu haklar verildi¤i za-man negatif haklar verilmifl oluyor. Ama bir depozitif haklar var. Bu son y›llarda ortaya ç›kt›.Az›nl›klara bir pozitif ayr›mc›l›k yap›lmas› öngö-rülecek ve onlara az›nl›k olmalar›ndan kaynakla-nan baz› ayr›cal›klar, yani ilave haklar verilecek.‹flte, pozitif haklar bu noktada bakt›¤›m›zda ilavehaklar olarak, yani ço¤unlu¤a verilmeyen baz›haklar›n az›nl›k olduklar› için az›nl›k kategorisin-deki kiflilere verilmesi anlam›n› tafl›yor.

Bu aç›dan tekrar 40. maddeye döndü¤ümüz-de, 40. madde hükmünde asla ve asla pozitif hakyok. Ne var? Negatif haklar var. Di¤er ço¤unluk-la Müslüman Türk vatandafllar›yla eflit muamele-ye tabi tutulma hakk› verilmifl. Onlardan farkl›

Lozan Antlaflmas› 75

Page 76: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

muameleye tabi tutulmayacaklar, ayr›mc›l›k yasa-¤› kendilerine uygulanm›fl olacak.

Bu aç›dan bakt›¤›m›zda 40. madde hiçbir fle-kilde Türkiye’deki gayrimüslimlere istedikleri gi-bi hay›r kurumu açma, istedikleri gibi okul açmahakk›n› vermiyor. Burada önemli olan, di¤er va-tandafllarla eflit muameleye tabi tutulmas› ve birayr›mc›l›¤a u¤ramam›fl olmalar›. Bu aç›dan bakt›-¤›m›zda çok güncel örnek oldu¤u için ondan bah-setmek istiyorum. Örne¤in 40. madde, gayrimüs-lim az›nl›klara yeni cemaat kurma hakk›n› vermi-yor. Neden vermiyor? Çünkü Anayasa baflta ol-mak üzere, Medeni Kanun belirli bir ›rk ya da ce-maat mensubunu desteklemek amac›yla vak›fkurmay› yasakl›yor. Bu yasak herkes için geçerli.Dolay›s›yla, örne¤in hiç kimse Türk ›rk›n› destek-lemek için vak›f kuramaz, Kürt ›rk›n› destekle-mek için vak›f kuramaz ya da Çerkez ›rk›n› des-teklemek için vak›f kuramaz. Ayn› flekilde Müslü-man cemaatlerini desteklemek için de bir vak›fkurulamaz.

Bu aç›dan bakt›¤›m›zda bu yasak az›nl›k içinde geçerli olacak ve az›nl›klar da yeni cemaat vak-f› kuramayacaklar. Ama lütfen yanl›fl anlafl›lma-s›n, bu az›nl›k statüsünde olan vatandafllar›m›zvak›f kuramayacak anlam›na gelmiyor. Bu nitelik-te vakf› kuramayacaklar, t›pk› di¤er ço¤unluk gi-bi. Ama ne yapabilirler? Hepimizin yapabilece¤igibi Medeni Kanun anlam›nda yeni vak›f kurabi-lirler, çünkü o, vatandafllara tan›nm›fl bir hak.

Bu aç›dan Lozan’›n 40. maddesi yanl›fl anlafl›-l›yor ve sanki az›nl›klara istediklerini yapabile-cekleri bir pozitif hak tan›nm›fl, yani ço¤unlu¤ada tan›nmam›fl ayr›cal›klar›n onlara verilmifl oldu-

76 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 77: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

¤u izlenimini yarat›yor ki, bu çok yanl›fl. Metinçok aç›k negatif haklar veriyor.

Yine Lozan’›n en tart›flmal› bir baflka maddesi45. Bu da yine son zamanlarda tekrar tekrar gün-deme geliyor. Metin flöyle, bunu asl›nda HülyaHan›m da belirtti: “‹flbu fas›ldaki hükümleriyleTürkiye’nin Müslüman olmayan az›nl›klar›na tan›-nan hukuk, Yunanistan taraf›ndan da kendi ülkesin-de bulunan Müslüman az›nl›klar için de tan›nm›fl-t›r” diyor. Bu, çok tarafl› bir sözleflme olan Lo-zan’da sadece iki ülke, yani Yunanistan ve Türki-ye’deki az›nl›klar›n haklar›n› garanti alt›na almakiçin getirilmifl.

Sunumumun bafl›nda söylemifltim, asl›ndaTürk Heyetinin tekliflerinden biri sade Yunanis-tan’da de¤il, Balkanlardaki di¤er ülkelerdeki Müs-lüman az›nl›klar› da bu sözleflmenin çerçevesinedahil etmekti ama o kabul edilmedi. fiimdi sadeceTürkiye ve Yunanistan, iki devlet kendi ülkesin-deki az›nl›klar›n haklar›n› karfl›l›kl› olarak garan-ti alt›na alma, teminat alt›na alma yükümlülü¤ü-nü üstlenmifl oldular.

Günümüzdeki tart›flma ne? Günümüzdekitart›flma bu hükmün karfl›l›kl›l›k flart› olmad›¤›.Burada bir hukukçu olarak hemen alt›n› çizeyim,karfl›l›kl›l›kla karfl› ifllem birbirinden farkl› unsur-lar. Bas›nda da hep öyle deniliyor: “Efendim, bun-lar bizim vatandafllar›m›z, Yunanistan onlara ne ka-dar kötü davran›rsa davrans›n, biz vatandafllar›m›-z› sevelim, onlar› koruyal›m.” Elbette, bu o anlamagelmiyor zaten. Buradaki az›nl›klar vatandafl ol-du¤u için elbette vatandafl olman›n gerektirdi¤ibütün haklara ama ayn› zamanda yükümlülükleresahipler. Orada hiçbir problem yok. Ama 45.maddeyi bu noktada elbette negatif haklar ba¤la-

Lozan Antlaflmas› 77

Page 78: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

m›nda uygulayal›m. Orada Yunanistan’da Türkaz›nl›¤a, diyelim ki, Allah korusun, yaflam hakk›elinden al›n›rsa oradaki Türkleri öldürüyorlarsa,gelelim biz de 45. maddeye göre buradaki Rumla-r› öldürelim, böyle bir fley yok. Bu karfl› iflleme gi-rer zaten.

Karfl›l›kl›l›k nedir? Karfl›l›kl›l›k haklar›n ta-n›nmas›nda dikkate al›nacak bir kavram ve vatan-dafl için uygulanmaz tabiri yanl›fl. fiöyle, genel ya-banc›l›k bilgisiyle sizi bo¤mak istemiyorum amaiçinde yabanc›l›k unsuru olan meselelerde uygu-lanabilir. fiöyle bir yorum getirece¤im size: Evet,bugün negatif haklar konusunda 45. madde uygu-lanmaz, karfl›l›kl›l›k negatif haklardan olmaz amapozitif haklar konusunda karfl›l›kl›l›k uygulan›r.Bu ne demek? Az›nl›k haklar›yla ilgili, az›nl›k sta-tüsünden kaynaklanan haklar›n tan›nmas›n›n sözkonusu oldu¤u her durumda karfl›l›kl›l›¤a bak›la-cak. Yunanistan’da az›nl›k haklar›n›n çerçevesi bunoktada nedir, ne verilmifltir, bunun belirlenmesigerekiyor.

Yine güncel oldu¤u için, çok da fazla vaktini-zi almadan flu Vak›flar Yasas›ndan bahsetmek isti-yorum. Hemen hemen tesadüf eseri ayn› dönem-de ç›kt› Türkiye’deki Vak›flar Yasas› ama Türki-ye’deki genel Vak›flar Yasas›, az›nl›klarla ilgili de-¤il. Yunanistan’da sadece Bat› Trakya Müslümanaz›nl›k vak›flar›yla ilgili özel bir yasa. Türk Yasas›Lozan’a at›f yapmad› ama Yunanistan yapt›. Yuna-nistan Vak›f Yasas› aç›kça Lozan’a at›f yapm›flt›r.

Bunun d›fl›nda 45. madde mademki pozitifhaklar konusunda karfl›l›kl›l›k öngörüyor, o za-man bu ne demek? Az›nl›k statüsünde Türki-ye’deki Rum vak›flar›n›n, tekrar ediyorum, az›nl›kstatüsündeki haklar› onlara verilip verilmeyece¤i

78 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 79: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

meselesinde biz nereye bakmak durumundayd›k?Yunanistan’›n Vak›flar Kanununa. fiimdi vaktinizialmayaca¤›m ama baflka bir oturumda olabilir ve-ya baflka bir özel konuflmada da olabilir, biz bura-daki az›nl›k vak›flar›na yeni vak›flar gibi haklartan›d›k. Hiçbir farkl›l›klar› yok hatta onlar›n ölmehakk› da yok. Tüzel kiflili¤in bir sona erme prose-dürü vard›r, bizim Vak›flar Yasas›n›n getirdi¤i dü-zenlemede az›nl›k vak›flar›n›n sona ermesiyle ilgi-li hüküm yok. Bu ne demek? Onlar ölümsüz. AmaYunanistan’›n Vak›flar Yasas›na bakt›¤›m›zdaTürk Vak›flar Yasas›nda onlara verilmifl baz› hak-lar›n asla Türk az›nl›k vak›flar›na verilmedi¤inigörüyoruz. Karfl›l›kl›l›k ilkesi Türkiye taraf›ndanihlal edilmifl oldu.

Yine sabr›n›z› çok zorlamadan son bir soruy-la sunumumu bitirmek istiyorum.

Lozan’da az›nl›k din temeline dayand› çokuzun tart›flmalardan sonra. Acaba flöyle bir sorusorabilir miyiz? Lozan’da kabul edilen az›nl›k ta-n›m› günümüz hukukuna ayk›r› m›d›r? Venize-los 85 y›l önce demiflti ya, “Bu ça¤d›fl› bir düflün-cedir.” Acaba 2008’de din temeline dayal› biraz›nl›k tan›m› ça¤ d›fl› m›d›r? Hani dini az›nl›klartürüyor ya, dil az›nl›¤›, ›rk az›nl›¤› diye. Bu soru-ya cevap vermek için baflka bir sorunun sorulma-s› laz›m: Acaba uluslararas› hukukta devletleriba¤layan zorunlu bir az›nl›k tan›m› mevcut mu-dur? Hemen söyleyeyim, günümüzde uluslarara-s› hukukta, bütün az›nl›k sözleflmeleri de bunadahil, her devlet için ba¤lay›c›, yüzkogens, yaniemredici kural niteli¤inde bir az›nl›k tan›m› bu-lunmamaktad›r. Dolay›s›yla, hukuki anlamdakimlerin az›nl›k olaca¤›na karar verme yetkisiegemen devletlere aittir.

Lozan Antlaflmas› 79

Page 80: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bak›n, burada ben hukuki az›nl›ktan bahsedi-yorum. Asla sosyolojik az›nl›k de¤il sözünü etti-¤im. Çünkü sosyolojik aç›dan kendini az›nl›k sa-nan herkes az›nl›k olabilir, onda hiçbir problemyok. Kad›nlar az›nl›k olabilir, eflcinseller az›nl›kolabilir, do¤ufltan sar› saçl› olanlar az›nl›k olabilir,sosyolojik anlamda az›nl›k baflka bir fley, hukukianlamda, hukuki statü anlam›nda az›nl›k baflkabir fley ve bu devletin kendisinin belirleyece¤i birfley. Bu aç›dan da Türkiye imza att›¤› bütün ulus-lararas› sözleflmelerde az›nl›k tan›m›n› Lozan’dakianlam›yla alg›land›¤›n›n çekincesini koyuyor, buda çok do¤ru.

Günümüz anlay›fl›nda az›nl›k hukuku art›ktemel insan haklar› çerçevesinde de¤erlendirili-yor. ‹nsan haklar›n›n geliflimiyle birlikte art›k va-tandafl, ço¤unluk ya da az›nl›k fark etmeden, hep-si için temel insan haklar›n› ortaya koyuyor. BuAnayasa’m›zda böyle, di¤er kanunlarda böyle, im-zalad›¤›m›z antlaflmalarda da böyle. Dolay›s›ylabu durumda günümüz hukukunda, pozitif huku-ku aç›s›ndan bakarsak yine az›nl›k türleri yarat-mak diye bir fley hukuken söz konusu de¤il ve bunoktada da Türkiye’yi “siz grubu da az›nl›k kabuledeceksiniz” diye zorlayan ba¤lay›c›, hukuki birhükümlülük yok. Siz bakmay›n, ilerleme raporla-r›nda her zaman yaz›yor ama hukuki aç›dan ko-nufltu¤umuzda Türkiye’yi bu noktada ba¤lay›c› veflu grubu da, kendi tarihi sürecinin d›fl›nda Lo-zan’da reddetti¤i Müslüman grubu da az›nl›k yap-mas›na mecbur k›lacak uluslararas› bir yükümlü-lük yok.

80 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 81: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

Say›n Özel’e çok teflekkür ediyoruz bu özlü,etkileyici ve gerçekten bilgilendirici sunumu için.Salonda çok de¤erli, çok seçkin konuklar›m›z var.Daha önce Baromuzun “Cumhuriyet ve Demokra-si” konulu etkinli¤inde bulunan de¤erli Hocam›zDoçent Doktor Yaflar Hac›saliho¤lu da aram›zda.Kendisine hofl geldiniz diyorum.

De¤erli konuklar, sabr›n›z› epeyce zorlad›kBu panelimiz de en k›sa zamanda kitaplaflacak.Notlar›m›z gene kamuoyunun, hukuk çevreleri-nin bilgisine sunulacak.

fiimdi birkaç dinleyicimizden, üçü geçmemeküzere soru alabiliriz san›r›m. Soru sormak iste-yen varsa. Tabii ismini de al›yoruz kayda geçmekiçin...

Lozan Antlaflmas› 81

Page 82: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

82 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 83: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

SORU – YANIT

Av. AL‹ FA‹K AYDINBat› Trakya’da aile hukuku uygulamas›nda

hâlâ eski Osmanl›’n›n fleriat uygulamas›n›n bu-lundu¤unu duydum. Do¤ru mu, de¤il mi? HülyaEmin Han›m’a sorum.

HÜLYA EM‹NBu konuda fleri uygulamalar her ne kadar var

gibi görünüyorsa da neticede uygulama olarakyok, çünkü herkes neticede medeni hukuku seçi-yor. Hiç kimse bugün kad›n ve erkek aras›ndaeflitsizli¤i öngören bir düzeyde, özellikle mirashukukunda tabii ki seçmiyor.

Boflanmada, size flöyle bir fley söyleyeyim: Yu-nanistan laik bir ülke de¤il, bu nedenle evlilik ge-nelde ülke içerisinde dini bir evlilik söz konusu.Bu da ne demek? Siz ilk önce mevcut olan imamya da müftüyle dini nikah›n›z› yap›yorsunuz. Sizebu kurum aynen bu kiliseler için de geçerli, evli-li¤i gerçeklefltirdi¤ine dair bir belge veriyor ve bubelgeyle belediyeye kayd›n›z› yapt›r›yorsunuz veaile defteri denilen defteri açt›r›yorsunuz. Böylecebir aile oluyorsunuz. Genelde Yunanistan’dakidüzen bu flekilde oldu¤u için, dini bir durum sözkonusu oldu¤u için az›nl›k içerisinde de bununbu flekilde devam etti¤ini görüyorsunuz. Ancakson y›llarda özellikle tayinli ve seçilmifl müftülerkonusu gündeme gelince, müftülük konusu siya-si bir boyut kazan›nca art›k medeni nikah türü-nün az›nl›k içerisinde tercih edildi¤ini görüyoruz.Mesela H›ristiyanlar içerisinde çok yayg›n de¤il,çünkü bu tür evlilik yapan insanlar›n kilisede ço-

Page 84: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

cuklar› vaftiz edilmiyor, birtak›m sorunlarla karfl›karfl›ya kal›yorlar. Dedi¤im gibi bu geleneksel birhalde, ancak Türk bas›n›nda da bazen bu konudayanl›fl bilgilendirmeler ç›k›yor. Bu alanda gele-neksel bir tutum söz konusu olabilir ama art›kgerçek hayat, realite insanlar› farkl› bir yere yön-lendiriyor.

Av. NECDET KARATEPEÖncelikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve

Sad›k Ahmet’e Tanr›’dan rahmet dileriz. Paralelbir soru, mübadeleden sonra Rumlar ve Türkleraras›ndaki evlilik müessesesi nas›l geliflmifltir?Bir istatistik var m›d›r? Bir Türk Rum’la evlendi-¤i zaman cemaat nas›l karfl›lamaktad›r ya da Yu-nanistan’daki karfl›lafl›lan bir sorunlar› var m›-d›r? Sayg›lar.

HÜLYA EM‹NBu konuda varolan evliliklerin on parma¤›-

m›z kadar az oldu¤unu tahmin ediyorum. Çok azsay›da var. Genelde toplum içerisinde her iki ke-simden de d›flland›klar›n› söyleyebilirim. Bu türevlilikler gerçekleflti¤i zaman çok say›l›d›r. Genel-de Bat› Trakya s›n›rlar› d›flar›s›nda yafl›yorlar.Böyle bir yaflam› tercih ediyorlar.

Av. SAM‹ AKDA⁄Sibel Han›m, dikkatle dinledim aç›klamalar›-

n›z›. Çok enteresan bir konuyu gündeme getirdi-niz. Az›nl›k kavram›n›n bugünkü hukuk literatü-ründe karfl›l›¤›n›n bence de yerinin olmad›¤› gibibir tespitte bulundunuz. Acaba bu az›nl›k kavra-m› Lozan Antlaflmas›’n›n yap›ld›¤› tarih perspekti-fi içersinde b›rak›lsa, bu kadar kurcalanmasa,çünkü bu kavram› genifllettikçe her fleyi bunun

84 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 85: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

içine sokmak mümkün ve kavram anlam›n› da yi-tiriyor. Acaba tarihsel dönemi içersinde o günküba¤laflmalar içersinde b›rak›lm›fl olsa bugün itiba-r›yla bu hukuki anlamda, sosyolojik anlamda tar-t›fl›lmasa daha do¤ru olmaz m›?

Doç. Dr. S‹BEL ÖZELÖncelikle flunu söyleyeyim, buna izin veril-

miyor. Bu Türkiye’nin yapt›¤› bir fley de¤il. Türki-ye istikrarl› bir flekilde “Az›nl›k kavram›n› ben Lo-zan’da tan›mlad›¤›m gibi tan›mlar›m ve benim ül-kemdeki, onu da aç›kça söyleyeyim, as›l meseleMüslüman az›nl›¤›n varolup olmad›¤›yla alakal› buülkede. Müslüman az›nl›k yoktur” diyor. R›za NurBey’in kendi sözleriyle size aç›klad›m. Ama o dö-nem az›nl›k hakk› olarak nitelenen hususlar gü-nümüz hukuk sisteminde, sadece Türkiye’de de-¤il tabii, Avrupa’da ve uluslararas› hukuk cami-as›nda art›k insan haklar› ba¤lam›nda ele al›n›yorve bireyleflme, bireyselleflme ve bireyin temel öz-gürlükleri olarak ele al›n›yor. Burada da bireyinkimli¤i gündeme geliyor ve bireyin kimli¤inin birgöstergesi olarak da kim oldu¤u, yani etnik köke-ni, dili, cinsel tercihi, bunlar›n hepsi kimli¤ininbir parças› olarak zikrediliyor ve bunlar da huku-ki düzlemde ele al›nd›¤› zaman, iflte, istedi¤i dillekendisini ifade edebilmesi, istedi¤i dini ibadetleri-ni yerine getirebilmesi ya da istedi¤i ›rksal, ›rkç›-l›¤a varmamak kofluluyla, çünkü Avrupa bu ko-nuda hassas, sahip oldu¤u ›rk›n geliflmesi için ça-ba harcamas› fleklinde çal›flmalar var. Türkiye aç›-s›ndansa bizim meselemiz, tan›m›n tarihsel süreçiçinde alg›lanmas› gerekiyor. Böyle d›flar›dan da-yat›lan bir tan›m› Türkiye’ye kabul ettirmeleri ha-linde, aç›kça söyleyelim, bu çok kültürlülük kis-vesiyle bafll›yor, çok kültürlülük güzel, çok hu-

Lozan Antlaflmas› 85

Page 86: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kuklulu¤a gidecek. Bir yerde tek, baz› ülkeler, Av-rupa Birli¤i gibi, Amerika gibi, hukuklar›n› birlefl-tirirken dünyan›n geri kalan di¤er taraflar›na “Sizfarkl›s›n›z, bu sizin kimli¤iniz, o zaman farkl› hu-kuklar size uygulans›n” deniliyor. Buna da özellik-le bir kesimde Osmanl›’da millet sistemi uygulan-d›¤› için, “Aa, bizim tarihimizde de zaten millet sis-temi var, dolay›s›yla çok hukukluluk geliflsin” di-yor. Bir hukukçu olarak hemen söyleyeyim, buçok tehlikeli.

Az›nl›klar›n, tekrar ediyorum, sosyolojik an-lamda çok büyük zenginliktir. Kutsal kitaplardabile yaz›yor, Tanr› tek çeflitlili¤i sevmiyor, çok çe-flitlilik güzel bir fley ama hukuki anlamda bizimayr›flt›ran kurallara de¤il, birlefltiren kurallara ih-tiyac›m›z var.

Beni çok rahats›z eden bir fley, bu ‹ngiltere’deç›kt›. Nedense ‹ngiltere hakikaten her konuda si-yaseti çok iyi yapt›¤› için yeni bir çal›flma, eminimönümüzdeki y›llarda daha da ileri gidecek, Müs-lümanlara fleriat hukukunun uygulanmas›n›, onuinsan haklar›n›n bir gere¤i olarak söylemeye bafl-lad›. Müslümanlar, özellikle fundamentalistlerdeçok hofluma gidiyor tabii bu fley, ‹ngilizler bak›n‹slam’› seviyor. Sevgiyle falan alakas› yok bu iflin.Bu ötekilefltirmenin ve onu alt kültür olarak gör-menin bir baflka göstergesi, çünkü onlar üstünkültüre mensuplar ve Müslümanlara da ama cezahukukunda de¤il, özel hukukta fleriat hukukununuygulanmas›n› bir insan hakk› olarak sunmayahaz›rlan›yorlar. Ne demek bu? Erke¤in kad›n› tektarafl› irade beyan›yla boflayabilmesi. Çok efllilik.Onu da bilmiyorum. Belki ona karfl› ç›kabilirlerkendi kamu düzenlerine ayk›r› diye. Ama mesela

86 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 87: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

“bofl ol” demekle “boflanman›n Müslümanlar içinneden olmas›n”a getiriyor.

O noktada böyle duygusal, insanlar›n duygu-lar›n› g›d›klayarak onlar› hofl gören kavramlar as-l›nda gayri hukuki kavramlar. Hukuk aç›s›ndanbakt›¤›m›zda bizim herkese uygulanan, her yerdeve herkes için uygulanan soyut ve genel kurallaraihtiyac›m›z var. O bak›mdan ben az›nl›k haklar›n-da, dedi¤im gibi, baz› noktalarda pozitif haklarolabilir, özellikle dinsel ibadetlerini yerine getir-meleri ve inançlar›n›n gere¤i olarak, ama onun d›-fl›ndaki as›l mesele negatif haklar da zaten çözüm-lendi. Vatandafl olarak hepimiz temel insan hakla-r›nda eflitiz ve böyle de devam etmesi gerekiyor.

Benim kiflisel kanaatim bu.

Lozan Antlaflmas› 87

Page 88: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

“MONTRÖ SÖZLEfiMES‹VE

TÜRK BO⁄AZLARI”

Paneli05 Eylül 2008

Page 89: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av
Page 90: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

De¤erli konuklar, de¤erli meslektafllar›m, sa-y›n bas›n mensuplar›; ‹stanbul Barosu ad›na hepi-nize hoflgeldiniz diyorum.

‹stanbul Barosu, kamuoyunu ilgilendiren,meslek örgütümüzü ilgilendiren konularda yo¤unve periyodik olarak bilimsel toplant›lar, paneller,sempozyumlar düzenlemekte, karfl›n›za ç›kmak-tad›r. Bugün yine bu tür, kamuoyunun da yak›n-dan ilgilendi¤i güncel bir konuda karfl›n›zday›z;“Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar›.”

Daha önce Nisan 2006 tarihinde, bundan ikiy›l› aflk›n bir süre önce yine Montrö’yle ilgili ‹s-tanbul Barosu bir etkinlik yapm›flt›. Montrö veTürk Bo¤azlar›yla ilgili düzenlenen o toplant›dada çok de¤erli bilim adamlar›, çok de¤erli diplo-matlar vard›.

Ben aç›fl konuflmas›n› yapmak üzere BaroBaflkan Yard›mc›m›z Av. Mehmet Durako¤lu’nudavet ediyorum.

Av. MEHMET DURAKO⁄LU(‹stanbul Barosu Baflkan Yard›mc›s›)

Say›n Baflkan, de¤erli kat›l›mc›lar, de¤erli ko-nuklar; ‹stanbul Barosu Yönetimi ad›na hepinizisevgi ve sayg›yla selaml›yorum.

De¤erli Baflkan›m›z Say›n Avukat Kaz›m Kol-cuo¤lu’nun sa¤l›k nedenleriyle aram›zda buluna-mamas› nedeniyle duydu¤u üzüntüyü de iletme-me lütfen izin veriniz. Bugün gerçekten de budenli önemli bir konuyu konuflurken kendilerininde burada olma arzusunu belirtmifl olmas› ve de-

Page 91: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

¤erli kat›l›mc›lar›, özellikle de konuklar›m›z› ara-m›zda görüyor olman›n mutlulu¤unu paylaflmas›-n› kendilerine iletiyorum ve hofl geldiniz diyo-rum.

Bugün ‹stanbul Barosu olarak yine hem siya-sal gündemimizin, hem hukuksal gündemimizinçok önemli bir evresinde birlikteyiz. Tart›flmay›öne ald›¤›m›z Montrö Sözleflmesinin siyasal vehukuksal anlamdaki önemi ‹stanbul Barosu tara-f›ndan isabetle kavranan bir konudur. Gerçektenbiraz evvel Say›n Genel Sekreterimizin de söyledi-¤i gibi konunun önemine iliflkin duyarl›l›¤› ‹stan-bul Barosu olarak biz daha Kafkaslarda herhangibir savafl tehlikesi söz konusu olmadan ya da butart›flmalar öyle çok da alevlenmeden, daha 2006y›l›nda önemine de¤inerek yapm›fl idik. O dö-nemde de özellikle diplomatik anlamda, hukuksalanlamda, uluslararas› hukuk ba¤lam›nda bir de-¤erlendirmeyi 2006’da yapm›flt›k. Bu, bir anlamdabir uzak görüfllülü¤ün de¤erlendirmesi olarak daalg›lanabilir, ama bugün çok daha s›cak bir gün-dem noktas›ndayken Montrö’yü tart›fl›yoruz.

Türkiye’nin Lozan Anlaflmas›n› imzalamas›n-dan sonra art›k ulusal egemenli¤ini ciddi bir bi-çimde hak etti¤i etkinlik noktas›na ulaflt›rm›fl ol-mas›na ra¤men Bo¤azlardaki egemenli¤ini yete-rince sa¤layamam›fl olmas› nedeniyle bizim için,ülkemiz için egemenlik kavram›n›n alan›n›n ge-niflletilmesi ba¤lam›nda, özellikle 1936’da bu An-laflman›n imzalanm›fl olmas› yaflamsal bir önemehaizdir. Gerçekten çok tarafl› anlaflmalar uluslar›nbünyesinde say›sal olarak fazla gibi görünebilir,ama o anlaflmalar›n özellikle ifllevselli¤ini yitir-meksizin süregelmekte olmas›, bunun do¤urdu-¤u, do¤uraca¤› hukuki sorunlar ya da flimdi Kara-

92 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 92: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

deniz’de rastland›¤› gibi, yafland›¤› gibi, Kafkaslar-da yafland›¤› gibi bir tehlikenin ortaya ç›kt›¤› dö-nemde hâlâ 1936 tarihli bir Anlaflman›n yürürlü-¤ünü devam ettirmesi çok önemli say›lmas› gere-ken sonuçlar› içermektedir.

Montrö Anlaflmas›n›n, hiç kuflku yok ki de-¤erli konuklar, biraz sonra konuklar›m›z bizi ay-d›nlat›rken önemine daha bir de¤inecekler, amaKaradeniz’de Türkiye’nin bir taraftan bu etkinlikalan›n› geniflletmesi, özellikle de pazarl›k gücünügeniflletmesi bak›m›ndan Karadeniz’in güvenli¤i-nin Türkiye’ye teslim edilmifl olmas› anlam›na ge-len bir Bo¤az statüsünün tan›nm›fl olmas› bak›-m›ndan ola¤anüstü önemli oldu¤unu vurgulamakgerekiyor.

Bu duyarl›l›klar› hukuk kurumlar› olarak, de-mokratik kitle örgütleri olarak, sivil toplum ör-gütleri olarak tam da bu aflamalarda, tam da bun-lar›n konufluldu¤u dönemler içerisinde sergileme-nin ola¤anüstü önemli oldu¤una inan›yoruz.

Birileri, yurtiçinden ya da d›fl›ndan, flimdi t›p-k› 2006’da gösterdi¤imiz duyarl›l›¤›n gerekçesin-de oldu¤u gibi, Montrö Anlaflmas›n›n “yeniden de-¤erlendirilmesi” ad› alt›nda onun ifllevinin baflka-laflt›r›lmas›na, Türkiye’nin elindeki olanaklar›nal›nmas›na yönelik baz› tasarruflarda bulunmayacesaret gösterebiliyorlarsa, bizim buralarda yapa-ca¤›m›z toplant›lar›n bu anlamda çok ciddi katk›-lar› olaca¤›n›, özellikle de bu egemenlik alan›m›-z›n daralt›lmamas›na iliflkin iradeyi ortaya koy-mak bak›m›ndan, bizim aç›m›zdan bu Anlaflma-n›n ayakta tutulmas›na iliflkin iradenin kararl› birbiçimde sergilenmesinin çok önemli oldu¤unainan›yoruz.

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 93

Page 93: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bugün biz bu iradeyi sergiliyoruz. ‹stanbulBarosu olarak hem hukuksal alanda, hem siyasalalanda konunun gerçekten yetkin bir biçimdekavranmas›n› sa¤layabilecek ayn› yetkinliktekide¤erli panelistlerimizle birlikte konuyu tart›fl›pkuflkusuz ki onlardan, biraz evvel anlatmaya çal›fl-t›¤›m iradeyi sa¤lam bir biçimde ayakta tutabil-mek için bilgi biriktirece¤iz. Buna ihtiyac›m›z var,buna ülkemizin ihtiyac› var, toplumumuzun ihti-yac› var. Siz bu duyarl›l›klar›n temsilcisi olacaks›-n›z. Biz, ‹stanbul Barosu olarak o duyarl›l›klarahizmet etmifl olman›n tarihe onurunu tafl›mak is-tiyoruz.

Bu onuru bizimle birlikte paylaflt›¤›n›z içinsizlere çok teflekkür ediyorum. Yeniden de¤erlipanelistlerimize de bu anlamda teflekkürlerimizlesevgilerimizi ve sayg›lar›m›z› sunuyoruz. Sa¤olun.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

(Oturum Baflkan›)De¤erli konuklar, yaflan›lan süreçte Montrö

Sözleflmesi yaz›l› ve görsel medyada, kamuoyundas›kça dile getirilir oldu. Montrö delindi mi, Mon-trö delinmedi mi? Son dönemde Gürcistan’da ya-flanan olaylar sonras›ndaki süreçte Amerika Birle-flik Devletlerine ait baz› savafl gemilerinin ve bafl-ka devletlere ait savafl gemilerinin Türk Bo¤azla-r›ndan, Çanakkale Bo¤az›’ndan Marmara’y› katederek ‹stanbul Bo¤az›’ndan Karadeniz’e aç›lmala-r› ve henüz geri dönmemifl olmalar›, Karadeniz’debaz› limanlarda, bize ait olmayan, Türkiye’nin si-yasi s›n›rlar› d›fl›ndaki baz› limanlarda, Batum’dademirlemifl olmas› ve ondan sonra da baz› liman-lar› ziyaret edecek olmas› sürecinde 21 gün sonra

94 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 94: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

geçiflten dönece¤i, bu sürenin gecikebilece¤i, to-naj konusunun afl›ld›¤›, afl›lmad›¤› yolundaki tar-t›flmalar elbette ki bu tür bilimsel bir toplant› ih-tiyac›n› do¤urdu.

‹stanbul Barosu, gerek meslektafllar›na, ge-rekse kamuoyuna duydu¤u sorumlulu¤un gere¤iolarak bunun her türlü siyasal mülahazadan dauzak bir flekilde bilimsel bir çerçeve içinde, hu-kuksal bir çerçeve içerisinde tart›fl›lmas› ve kamu-oyuna yans›t›lmas› sorumlulu¤unu üstlenmifltir.Böyle bir sorumlulukla karfl›n›zday›z.

Bugünkü konuklar›m›z olan de¤erli bilimadamlar› de¤iflik boyutlar›yla konuyu bilimsel birçerçeve içinde size sunacaklar.

‹lk sözü Marmara Üniversitesi Hukuk Fakül-tesi Devletler Umumi Hukuku Anabilim Dal› Bafl-kan› Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal Hocam›za veri-yoruz, ama kendisi söze bafllamadan önce di¤erhocalar›m›z› da k›saca size takdim etmek istiyo-rum: Prof. Dr. Bayram Öztürk, ‹stanbul Üniversi-tesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan›. Bayram ÖztürkHocam›z burada bize sunum çerçevesi “Türk Bo-¤azlar› bölgesinde meydana gelen kazalar ve çevregüvenli¤i”. Yine de¤erli bir meslektafl›m›z ‹stanbulBarosunun mensubu olan emekli Deniz KurmayYarbay, deniz hukukçusu, araflt›rmac› yazar AliKurumahmut, “Türk Bo¤azlar› bölgesinden savaflgemilerinin geçifl rejimi, Karadeniz güvenli¤i vemuhtemel geliflmeler”, bu çerçeve içinde sunumdabulunacaklar.

De¤erli Hocam›z da Montrö Sözleflmesi, Tür-kiye’yi Lozan’dan sonra Montrö Sözleflmesi yap-maya götüren koflullar, ihtiyaçlar ve 72. y›l›ndaMontrö Sözleflmesinin geldi¤i nokta, Türkiye’nin

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 95

Page 95: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

bu konuda almas› gereken tav›r ve uluslararas›iliflkiler çerçevesi içinde bir sunum yapacaklar.

Buyurun Say›n Baykal....

Prof. Dr. FER‹T HAKAN BAYKAL

(Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi)

Say›n Baro mensuplar›; öncelikle çok teflek-kür ediyoruz böyle bir davet yap›ld›¤› için ve böy-le güzel bir konu tespit edilip burada sizlere sun-ma imkân› verildi¤i için. Say›n Baflkan Yard›mc›-s›na, Genel Sekretere, Yönetim Kurulu üyelerineve tüm meslektafllar›m›za sayg›lar›m› sunuyorum.

Burada de¤erlendirme yapaca¤›m›z konu ger-çekten güncel bir konu. Zaman zaman gündemegeliyor, ama güncelli¤ini hiç kaybetmiyor. Dahaönce hat›rlarsan›z, tankerlerin geçifliyle ilgili ayn›tart›flmalar yap›lm›flt›. Bo¤azlardan tankerler s›k-l›kla geçebilir mi, Türkiye bunlar› engelleyebilirmi, Montrö buna engel midir, de¤il midir, Türki-ye’nin yetkileri nelerdir, bu flekilde geçmifl dö-nemde çok büyük tart›flmalar oldu, ama flimdi du-rum biraz daha de¤iflik. Ben sizlerin de tart›flmayakat›labilmenizi teminen genel bir de¤erlendirmeyapaca¤›m öncelikle. Genel olarak milletleraras›bo¤az ne anlama geliyor, onu k›saca de¤erlendire-ce¤im. Bu bo¤azlardan geçifl rejiminin ne oldu¤u-nu ortaya koyaca¤›m. Bo¤azlardan geçifl rejimininne oldu¤unu ortaya koyduktan sonra özel rejimetabi olan Montrö Bo¤az› gibi bo¤azlar›n rejimiüzerinde duraca¤›m ve Montrö’nün ileride her-hangi bir flekilde feshedilmesi durumunda hangitür bir rejimin burada uygulanabilece¤i konusun-da da de¤erlendirme yapaca¤›m.

96 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 96: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bu arada konuflmam içerisinde, e¤er vakit ka-labilirse, ayarlayabilirsem, Rusya’n›n yapm›fl ol-du¤u aç›klamalar› de¤erlendirece¤im. ÖzellikleRusya Genel Kurmay Baflkan›n›n, ikinci Baflkan›-n› yapm›fl oldu¤u aç›klama, Türkiye’nin sorumluoldu¤una dair bu Amerikan gemilerinin Karade-niz’e geçmesinde ve Montrö’nün baz› noktalardaihlal edildi¤i noktas›nda Türkiye’nin denetimdenoksanl›¤› oldu¤unu söylemesine iliflkin bir de-¤erlendirme yapaca¤›m.

Öncelikle Bo¤az deyince ne anl›yoruz, onuçok k›sa de¤erlendireyim; Milletleraras› bo¤azdankast›m›z dar suyolu, iki aç›k deniz kesimini ya daiki ekonomik bölge kesimini ya da bir devletin ka-rasular›yla aç›k denizin bir kesimi ya da bilhassaekonomik bölgenin bir kesimini birlefltiren dar vedo¤al olarak buluflmufl…

fiimdi, bo¤azlarla ilgili çok k›sa de¤erlendir-me yapaca¤›m. Bir tan›m olarak önce ortaya koy-mak laz›m. Bunlar milletleraras› ulaflt›rmada kul-lan›lan do¤al olarak oluflmufl dar suyollar›. Millet-leraras› bo¤az tan›m› bu uluslararas› hukuk bak›-m›ndan. Bunun milletleraras› ulaflt›rmada kulla-n›l›r olmas› yeterli ve yeryüzünde flu anda çok sa-y›da milletleraras› bo¤az olarak kabul etti¤imizbo¤azlar var.

Bunlar›n rejimi nedir? Onu öncelikle k›sacade¤erlendireyim: ‹ki rejim uygulan›yor flu ankiuluslararas› hukuk çerçevesinde bakarsak. Bun-lardan biri, ertelenemez zarars›z geçifl rejimi; yanibo¤az devletinin ve k›y› devletinin bar›fl›na, düze-nine, güvenli¤ine ayk›r› olmayacak flekilde bu bo-¤azdan geçme imkân› var serbest bir flekilde. Harpgemileri bak›m›ndan da bir k›s›tlama yok ve bubo¤azlar›n e¤er karasular› rejimine tabi bo¤azlar-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 97

Page 97: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

sa ya da iç sular rejimine tabi bo¤azlarsa bunlar›ndeniz dibi, deniz yata¤› ve üzerindeki hava sahas›da o devlete ait olarak kabul ediliyor.

Erteleme zarars›z geçifl rejiminin karasular›n-dan zarars›z geçifl rejiminden fark›n› çok k›sa de-¤erlendirelim: Ad› üzerinde zaten, karasular›nda-ki zarars›z geçifli güvenlik gerekçesiyle ertelemeimkân› varken, önceden ilan etmek kayd›yla vegeçici olmak kayd›yla bu bo¤azlar için geçerli de-¤il. Bo¤azlardan geçifl serbest flekilde gerçeklefltiri-lebiliyor. Ancak, zarars›z geçifl rejiminin uygulan-d›¤› bo¤azlarda üzerinden uçufl hakk›, sivil ve as-keri uçaklar bak›m›ndan söz konusu de¤il. Deni-zalt›lar bak›m›ndan da dalm›fl vaziyete geçmeksöz konusu de¤il.

Transit geçifl rejimi diye and›¤›m›z rejim; ikiaç›k deniz kesimini ya da iki münhas›r ekonomikbölge kesimini birlefltiren ve milletleraras› ulaflt›r-mada kullan›lan bo¤azlar bak›m›ndan söz konusu.Bu rejim, ertelenemez zarars›z geçifl rejimine göredaha farkl›, daha çok serbestli¤i içeriyor. Transitgeçifl rejimiyle di¤er geçifl rejimi aras›ndaki temelfark flu: Transit geçifl rejiminde sivil ve askeriuçaklar bo¤az üzerinden önceden izin almadan veihbarda bulunmadan uçma hakk›na sahipler. De-nizalt›lar da normal modunda geçebiliyor; yanidalm›fl vaziyette bo¤azlardan geçebiliyor.

Ertelenemez zarars›z geçifl rejiminin uygulan-d›¤› bo¤azlar, flu anda hangi bo¤azlar diye düflü-nürsek, bir devletin karasular›yla aç›k denizin birkesimini ya da münhas›r ekonomik bölgeyi birlefl-tiren bo¤azlar. Bunun d›fl›ndaki bo¤azlar bak›-m›ndan uygulanmas› söz konusu de¤il.

Bunlar›n yan›nda üçüncü bir rejimin uygu-land›¤› bo¤azlar var; özel rejime tabi bo¤azlar; ya-

98 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 98: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ni öteden beri uzun süreli anlaflmalarla geçiflindüzenlenmifl oldu¤u bo¤azlar. ‹flte, Türk Bo¤azla-r› bu söyledi¤imiz çerçevede üçüncü gruba dahiloluyor. 1982 sözleflmesinde Birleflmifl MilletlerDeniz Hukuku Sözleflmesinde bu tür bo¤azlar›ngeçifl rejimleri sakl› tutulmufl; yani bunlar›n mev-cut hukuki pozisyonlar›n›n devam ettirilece¤i veuygulanmaya devam olaca¤› belirtilmifl.

Dolay›s›yla, burada flu soru belki güncel birsoru olarak karfl›m›za ç›kar: Montrö Sözleflmesiherhangi bir flekilde ortadan kalkarsa Sözleflme-nin 28. maddesi çerçevesinde devletlerden her-hangi birisi fesih ihbarda bulunursa Fransa’ya, de-poziter devlet o oldu¤u için, o zaman yeniden birsözleflme yap›lmas› gerekirse, ki konferans top-lanmas› gerekiyor, acaba hangi rejim uygulanacakya da hangi rejime benzer flekilde bir düzenlemeyap›lacak? Ertelenemez zarars›z geçifl rejiminebenzer bir düzenleme mi yap›lacak, yoksa transitgeçifl rejimine benzer bir düzenleme mi yap›lmas›gerekecek? ‹flte, burada kavga ç›kaca¤› için tart›fl-ma noktas› buras›. Transit geçifl rejimi için flunusöylemifltik: Üzerinden sivil ve askeri uçaklar›nizin almadan, ihbarda bulunmadan geçme hakk›var, denizalt›lar dalm›fl vaziyette geçebiliyor, di¤ergemiler bak›m›ndan da hiçbir k›s›tlama yok. Hal-buki özel rejime tabi bo¤azlarda farkl› uygulama-lar var.

Bu noktada Montrö’ye bakarsak, Montrö reji-mi hiçbir bo¤azlardan geçifl rejimiyle k›yaslanma-yacak kadar bo¤az devletine yetki veren; yani bu-rada Türkiye, Türk Bo¤azlar› olarak de¤erlendirir-sek, bize s›n›rs›z bir yetki veren ve di¤er geçifl re-jimleriyle k›yaslanmayacak bir rejim. Montrö’nüntart›flmas›n› bizim asl›nda de¤ifliklik noktas›nda

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 99

Page 99: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

hiçbir zaman yapmamam›z gerekiyor, öne ç›kma-mam›z gerekiyor.

Ama Montrö feshedilirse, yeni bir sözleflmeyap›lmas› gerekirse ne olur? Türkiye “hay›r” dedi-¤i takdirde zaten hiçbir fleyin kabul edilmesimümkün de¤il. Oybirli¤iyle karar al›nmas› gere-kiyor o konferansta, çünkü Sözleflmede buna ilifl-kin hüküm de var tadilatla ilgili bölümde; bu ka-rarlar›n 14 ve 18. maddeler d›fl›nda oybirli¤iyleal›nmas› gerekti¤ini söylüyor. Bunu de¤erlendirir-sek 28. madde çerçevesinde yeni bir konferanstoplamak taahhüt edildi¤i için oybirli¤iyle kararal›nmas› gerekir. Türkiye’nin de bo¤azlar›n sahibiolarak “hay›r” dedi¤i bir fleyin yap›lmas› mümkünde¤il. Bunun bir kere alt›n› net olarak çizmek la-z›m. “Montrö ortadan kalkarsa bizim için felaketolur, flöyle olur, böyle olur.” Öyle bir felaket yok,ama Türkiye’nin bu konuda atak olmas› gerekirmi günün flartlar›na uydural›m diye, hay›r, çünkübo¤azlar bizim bo¤azlar›m›z sonuçta, bizim ege-menli¤imiz alt›nda, bizim kontrolümüz alt›nda.Hiçbir flekilde bu bo¤azlarla ilgili di¤er devletlerinçok fazla bir denetimi olmas› söz konusu de¤il.Türkiye kendi kanunlar›yla düzenlemeleri çerçe-vesinde uluslararas› hukuka da uymak kayd›ylaistedi¤i düzenlemeyi yapabilir. Zab›ta yetkisi dezaten Türkiye’de.

Montrö sözleflmesinin de¤erini anlayabilmekiçin, çok k›sa ondan da bahsedeyim, Lozan Anlafl-mas›’na bakmak laz›m. Lozan Anlaflmas›’nda, bili-yorsunuz, bo¤azlar gayri askeri hale getirilmiflti.Sadece bo¤azlar de¤il, Marmara’daki adalar ve bo-¤az önü adalar› olarak adland›r›lan Semendirek,Limni Adas›, ‹mroz, Bozcaada, Tavflan Adas› gibiadalar›n birço¤u bu Bo¤az’da bulunan ve Marma-

100 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 100: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ra’da bulunan adalardan ço¤unlu¤unun, dahado¤rusu ço¤unlu¤u kelimesi de do¤ru de¤il, hep-sinin gayri askeri hale getirildi¤ini biliyoruz. Bu-ray› herhangi bir flekilde takip etmek mümkünde¤il. Yine bo¤azlar bölgesinin iki yan›, Çanakka-le de, ‹stanbul bak›m›ndan da gayri askeri hale ge-tirilmiflti. Yine Bo¤az’da güvenli¤in sa¤lanmas› ba-k›m›ndan Bo¤azlar Komisyonu ad› alt›nda bir Ko-misyon oluflturulmufltu Lozan Anlaflmas›yla. YineTürkiye’nin denetimi bak›m›ndan olaya bakarsak,harp zaman›nda ve sulh zaman›ndaki geçiflleregöre düzenleme yap›lm›flt›. Lozan Anlaflmas›n›ntemel de¤erlendirmesi böyleydi.

Ama Montrö Sözleflmesi, bunlar›n tamamenortadan kalkmas›n› sa¤layan bir sözleflme oldu.Tabii Atatürk’ün o üstün politik zekâs›yla bununbaflar›ld›¤›n› söylemek mümkün, hatta flunu söy-lemek mümkün, bunu birçok kifli de ifade ediyor,ben de ayn› flekilde düflünüyorum: Cumhuriyettarihinin en büyük zaferi. Gerçekten öyle, çünküburada hukuk aç›s›ndan bakarsak, flartlar›n esasl›surette de¤iflmesi prensibi ortaya at›lm›fl, ilk defa1933’te bir silahs›zland›rma konferans›nda bugündeme getirilmifl. Milletler Cemiyetinin Bo¤az-lar›n güvenli¤ini sa¤lama konusunda etkili olma-yaca¤›, ‹talya’n›n oraya, buraya sald›rd›¤› nokta-s›ndaki geliflmeler Türkiye’nin kendi güvenli¤inikendisinin sa¤lamas› gerekti¤i, Bo¤az’›n güvenli-¤inin de Türkiye’ye verilmesi denetimi noktas›n-da söylemler ortaya koyulmufl. Bu, di¤er devletlertaraf›ndan da kabul edilmifl. ‹flte, flartlar›n esasl›surette de¤iflmesi prensibi çerçevesinde LozanAnlaflmas›na ek Bo¤azlar Sözleflmesi yürürlüktenkald›r›ld›. Bir konferans topland›, o konferanstaMontrö Sözleflmesi dedi¤imiz Sözleflme kabul

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 101

Page 101: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

edildi ve bu Sözleflme halen yürürlükte olan birSözleflme.

Bu Lozan Anlaflmas›nda belirtti¤im bütün sa-k›ncalar›n tamam› ortadan kalkm›fl oldu. Bo¤azlarKomisyonunun tüm yetkileri Türkiye’ye devredil-di, bu gayri askeri hale getirilen yerleri Türki-ye’nin tekrar askeri hale getirilmesi sa¤land›. Yineçok önemli nokta da fludur: Montrö Sözleflmesi-nin bafl›nda Türkiye’nin ve Karadeniz’e k›y›s› bu-lunan devletlerin güvenli¤i esas al›narak Sözlefl-menin kaleme al›nd›¤› aç›kça belirtiliyor. Dolay›-s›yla, Montrö Sözleflmesini yorumlarken her birhükmünü sözleflmenin konu amac› d›fl›nda de¤er-lendirmek zorunda oldu¤umuz için uluslararas›hukuka göre, Türkiye’nin güvenli¤i ve Karade-niz’e k›y›s› bulunan devletlerin güvenli¤i çerçeve-sinde de¤erlendirmemiz laz›m. Bu da bizim aç›-m›zdan önemli.

Sözleflme 20 y›l süreyle yap›lm›fl. Halen de-vam ediyor, ama as›l bu Sözleflmenin 28. maddesiaç›k bir flekilde Sözleflmenin 20 y›l süreyle yap›l-m›fl oldu¤unu, taraflardan birisinin ancak fesihihbarda bulunabilece¤ine, iki y›l önceden, e¤er fe-sih ihbarda bulunmazsa ancak taraflardan birisi-nin, depoziter devlet olan Fransa’ya feshini ihbarettikten sonra Anlaflman›n iki y›l sonra yürürlük-ten kalkaca¤›n› söylüyor. Bugüne kadar da, zatenaz say›da devletin taraf oldu¤u bir Sözleflmedir,üçüncü devletler bundan yararlanmaktad›r, amaüçüncü devletlere hak yaratan türde anlaflma ol-du¤u için bugüne kadar da bu yetkiyi kullanan birdevlet olmam›fl. Ama flunu söylemek laz›m: Olma-yacak m›d›r? Mutlaka olacakt›r zaman içersinde,çünkü son geliflmeler onu ortaya koyuyor. Ameri-ka Birleflik Devletleri bu Sözleflmenin taraf› de¤il.

102 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 102: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Zaman zaman “Amerika bu Sözleflmeyi de¤ifltire-cek” gibi laflar söyleniyor. Sözleflmeye taraf olma-yan bir devletin Sözleflmeyi de¤ifltirmesi mümkünde¤il. Ama bunun kimleri var? “Uflaklar› var” di-yelim. Bunun içerisine bizi de dahil edecek miyizbilmiyorum.

Burada bir a¤›r konuflma gere¤ini duyuyorumben biraz. fiimdi diyorlar ki, Romanya’y›, Bulga-ristan’›, belki Gürcistan’› da harekete geçirerek,çünkü halef devlet durumu olabilir biliyorsunuz.Romanya, Bulgaristan da ayn› zamanda NATOmensubu ve Avrupa Birli¤i üyesi, Amerika’ylaolan iliflkiler de ortada. Karadeniz’e girebilmekaç›s›ndan onlar› kullanarak feshini ihbar edebilirdiyor. Valla, burada Türkiye’yi de kullanabilir di-yorum ben. Onlardan daha yak›n, daha rahat kon-trol edebildi¤i Türkiye. ‹flte, son Ermeni olay›n›düflünün. Cumhurbaflkan›n›n Ermenistan’a maçagitmesi olay›. Koskoca Türkiye’nin getirildi¤i du-ruma bak›n. Bunun aksini söyleyenleri de, apartopar, bir fley uydurmufllar Ergenekon diye, kula-¤›ndan tutup götürüyorlar Ergenekon’a dahil edi-yorlar. O pozisyona gelmifl.

Dolay›s›yla, burada Sözleflmenin de¤iflmesinoktas›nda asl›nda Türkiye’nin ön ad›m atmama-s› laz›m, ama benim gördü¤üm kadar›yla belkiTürkiye bu konuda bir politik de¤iflikli¤e gidebi-lir. Ama flu güne kadar izlenen politika, çok ob-jektif olmak laz›m, do¤ru bir politika bo¤azlardangeçifl yönünden, çünkü 20 y›ll›k bir Sözleflmeninbu kadar sene zarf›nda hiçbir devlet taraf›ndanfeshedilmemifl olmas› Türkiye’nin baflar›s›d›r. Bu-rada objektif, verilen yetkileri düzgün kullanarakdo¤ru bir siyaset izleyerek hareket etti¤inin deliliolarak görmek mümkün.

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 103

Page 103: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Herhalde çok fazla sürem olmayacak. Onuniçin ben k›sa k›sa geçeyim. Güncel fleyleri de¤er-lendireyim biraz da. Rusya’n›n bir aç›klamas› var,Genel Kurmay ikinci Baflkan›n›n, Türkiye’yi so-rumlu tuttu¤una dair: “E¤er Karadeniz’e k›y›s› bu-lunan devletler d›fl›ndaki bir devletin gemisi Karade-niz’e geçifl yap›p da 21 günden fazla kal›rsa burada,Montrö Sözleflmesine göre 21 günden fazla kalma-mas› gerekiyor, bundan Türkiye sorumlu olur, çün-kü geçifline izin verdi” diyor. Bak›n, bu tamamenhukuka ayk›r› bir aç›klama. Hukuksal de¤il, amasiyasi bir aç›klama, ak›ll›ca bir aç›klama.

fiunu demek istiyor: Diyelim ki Karadeniz’egeçti Amerikan gemileri ve 21 günden fazla kald›.Sözleflmeye göre 21 günden fazla kalmamas› gere-kiyor. Buna karfl› hukuksal olarak kim, ne yapa-cak? Bu soruyu soral›m. Cevab› yok. Bak›n, geneluluslararas› hukuk çerçevesinde de¤erlendirmeklaz›m. Onu de¤erlendirirsek de zaten sonuç ç›k-m›yor. Diyelim ki Amerikan gemileri girdi, 21günden fazla kald›, ç›kmad›. Ne yapaca¤›z bunakarfl›? Türkiye’nin sorumlulu¤unda oldu¤unusöylüyor, ama Türkiye’nin sorumlulu¤unda de¤il,ama Karadeniz’e k›y›s› bulunan devletler diyecek-ler ki, “Karadeniz’i terk et! Bizim güvenli¤imize ay-k›r› bir durum.” Terk etmedi, ne olacak? Uluslara-ras› bir uyuflmazl›k söz konusu. Uluslararas›uyuflmazl›k nas›l çözümlenecek uluslararas› hu-kuka göre? Birleflmifl Milletler Anlaflmas› çerçeve-sinde bakarsak, bar›flç› yollarla, yarg›sal yollarlaya da siyasi yollar, diplomatik yollar dedi¤imizgörüflmeler, arabuluculuk, uzlaflt›rma, sorufltur-ma gibi yöntemlerle.

Bunun d›fl›nda kuvvet kullanma imkân› varm› böyle bir uyuflmazl›kta, gerekli mi? Kuvvet

104 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 104: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

kullanmak yasak. Bak›n, bize yasak tabii, herkeseyasak de¤il. Bir devletin ülkesel bütünlü¤üne, si-yasi ba¤›ms›zl›¤›na karfl› kuvvet kullanamazs›n›z,kuvvet kullanma tehdidinde bulunamazs›n›z.Uyuflmazl›klar› da bar›flç› yollarla çözeceksiniz.Bu çerçevede bir çözümsüzlük ortaya ç›k›yor. fiudüflünülebilir: O geminin belirli bir süre verilipKaradeniz’e k›y›s› bulunan devletlerle birlikte,Türkiye de dahil, Karadeniz’i terk etmesi istenebi-lir. Karadeniz’i o verilen süre zarf›nda terk etmez-se ne olacak? O zaman zorla ç›karmak gerekecek.Geminin ayn› karasular›ndan ç›kart›lmas› gibi birrefakate al›n›p ç›kar›lmas› gerekecek.

Peki, siz Amerikan gemisini nas›l refakateal›p ç›kartacaks›n›z? O zaman size karfl› bir silahyöneltirse onu vurma hakk›n›z var meflru müda-faa çerçevesinde. fiimdi bu senaryoyu düflünelim:Bu senaryoda Birleflmifl Milletler örgütünün ne ro-lü olabilir? Hiçbir rolü olamaz, çünkü BirleflmiflMilletler örgütünün karar almas› mümkün de¤il,Güvenlik Konseyinin bu gibi meselelerde bar›fl vegüvenli¤in tehdit edilmesi, bar›fl›n bozulmas› yada bir sald›r› fiilinin vuku bulmas› durumundakarar alabilmesi için ne gerekli? 15 üyeden9’unun olumlu oyu gerekli, ama bu 9 üyeye 5 ta-ne daimi üyenin de dahil olmas› gerekli. Bunlarhangileri? Amerika Birleflik Devletleri, ‹ngiltere,Fransa, Rusya Federasyonu ve Çin.

Bu çerçevede Amerika Birleflik Devletlerininoldu¤u bir olayda ya da Rusya’n›n oldu¤u birolayda herhangi bir flekilde karar al›nmas›, Birlefl-mifl Milletlerin de devreye girmesi söz konusuolamayacakt›r.

Dolay›s›yla. burada da bir problem ç›k›yor,ama Türkiye’nin sorumlulu¤unda de¤il. Tabi-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 105

Page 105: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

i Rusya’n›n bu aç›l›m› yapmas›n›n sebebi flu: Siya-sidir. Niçin? Çünkü 1946’da Rusya’n›n Türkiye’yegönderdi¤i, o tarihte tabii Sovyetler Birli¤i, Sov-yetler Birli¤inin Türkiye’ye gönderdi¤i iki tanenota var. Burada diyor ki, “Bo¤azlar›n savunmas›-n› birlikte yapal›m. fiartlar de¤iflti, art›k bizim du-rumumuz farkl›, güçlüyüz.” Hatta 1939’da da ayn›fleyi yap›yor, ama 1945 sonras›nda, 1946’da bo-¤azlar meselesi ortaya ç›k›yor. Bu iki notay› gön-deriyor ve diyor ki, “Karadeniz’de k›y›s› bulunma-yan devletlerin savafl gemileri hiçbir flekilde Karade-niz’e girmesin.” Bak›n, flimdi ayn› fley bugün gün-deme geliyor. Rusya’n›n bu manevras›n›n sebebifludur: Türkiye diyecektir ki, “Benim sorumlulu-¤um yok, ama bu konuda yetkim de yok. Ben ne ya-pabilirim geminin ç›kmas› için?” “‹flte, ben de sanaonu söylüyorum: Sen ne yapabilirsin? Beraber yapa-biliriz. Karadeniz’e k›y›s› bulunan devletlerin hepsibirlikte hareket ederse, burada bir komisyon olufltu-rursak, bu güvenli¤in sa¤lanmas› konusunda da bir-likte hareket edersek o zaman bu ifl olur.” O tarihteortaya koydu¤u görüflünü bugün de Kafkasya’dabu petrol ve enerji hatlar›yla ilgili ortaya konulangeliflmeleri dikkate alarak yeniden gündeme getir-mifl oluyor. Burada Türkiye’nin politikas›n› bekli-yor. Meflhur o ‹ngiliz politikas›, “Let the cat jump”,“b›rak›n›z kedi z›plas›n”, bakal›m Türkiye ne diye-cek, nereye z›playacak, onu beklemek durumun-da. Burada Türkiye’nin tabii gene çok ak›ll› dav-ranmas› gerekti¤ini söylemek mümkün.

Montrö’yle ilgili birkaç fley daha ifade ede-yim: Montrö Sözleflmesi dünyada parayla geçilen;yani s›hhi kontrol ücreti ödenen, dolay›s›yla, birödeme yap›lmadan geçilmeyen tek bo¤az. Ne ka-dar önemli oldu¤unu ortaya koymak aç›s›ndan

106 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 106: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

söylüyorum bo¤az devleti bak›m›ndan. Yine harpgemilerinin geçiflinin k›s›tland›¤›, baz› gemileringeçifllerinin k›s›tland›¤› tek sözleflmedir. Bu çerçe-vede Türkiye’nin yetkilerinin maksimum oldu¤u-nu söylemekte fayda var. Dolay›s›yla, bu Sözlefl-menin de¤ifltirilmesi noktas›nda pek bir düflünceiçersine girmemek, bizim en az›ndan girmememizgerekti¤ini düflünüyorum.

Süremi isterseniz aflmayay›m. Herhalde bir 15dakika oldu gibi geliyor. fiöyle yapabiliriz: Sevgilidostum Ali Kurumahmut’a paslar›m, kendisi de-¤erlendirmeyi yapar, açar konuyu, ondan sonraben de baflka de¤erlendirme yapar›m. Say›n Bay-ram Öztürk de çevre boyutunu yapar, belki dahagüncel hale gelir. Ben k›sa keseyim flimdi.

Bir fleyi daha ifade edeyim: Say›n Hüseyin Öz-bek o noktay› söylemedi, ama ben ‹stanbul Baro-su mensubuyum 1981’den beri ve ondan da gururduyuyorum. Bunu ifade etmekte fayda var, amagenelde toplant›larda bu hiç de¤inilmeyen nokta-lardan biri. Bunda bir kas›t yok, ancak ben Baromensubu olmaktan ve avukat olmaktan onur du-yuyorum.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

Evet, gerçekten Hocam›z›n Baromuzun men-subu olmas›ndan biz de onur duyuyoruz, gururduyuyoruz. ‹stanbul Barosunun büyüklü¤ü bura-da. Hep böyle Baro platformlar›nda konuflulur.Türkiye’de 78 baro var; böyle Barolar Birli¤i top-lant›s›nda olsun, bölge toplant›lar›nda olsun, bi-raz da di¤er barolar bize tariz anlam›nda, birazböyle tatl› i¤ne anlam›nda “‹stanbul Barosu büyükbaro” filan derler, bir dokundurmada bulunurlar.

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 107

Page 107: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

‹stanbul Barosu gerçekten donan›m›yla, biriki-miyle, 130 y›ll›k geçmifliyle çok birikimli, üretkenmensuplar›yla büyük Barodur, kamuoyu karfl›s›n-da yapt›klar›yla büyük Barodur, geçmifliyle büyükBarodur, Türkiye’deki hukuk mücadelesinde hu-kukun yan›nda olmas›yla, ülkesinin yan›nda ol-mas›yla, ulusunun yan›nda olmas›yla, Türkiye’ninulusal ç›karlar›n›n yan›nda olmas›yla hukuksuz-lu¤a karfl›, gayri hukuki tutumlara karfl› mücade-lesiyle büyük Barodur. Bundan sonra da elbette kibu çizgide etkinlikleri sürecektir. Bu birikiminibu çerçeve içinde kullanacakt›r. Biz gerçekten Fe-rit Hakan Hocam›z›n da Baromuzun mensubu ol-mas›ndan, katk›lar›ndan elbette ki onur duyar›zancak, k›vanç duyar›z.

Ben flu hususlara k›saca de¤indikten sonra yi-ne Baromuzun de¤erli mensubu Say›n Av. Ali Ku-rumahmut’a söz vermek istiyorum. 1936 y›l›ndaimzalanan Montrö Sözleflmesi döneminde Sovyet-ler Birli¤i vard› Hocam›z›n dedi¤i gibi, ama bura-da rejimi de¤iflen birçok ülke var Karadeniz’e sa-hili olan. O zamanki Bulgaristan’›n siyasal rejimifarkl›yd›, Romanya’n›n siyasal rejimi farkl›yd›. fiuanda NATO üyesi olan Romanya var, NATO üye-si olan Bulgaristan var. O zaman ortada NATO di-ye bir uluslararas› oluflum yoktu. Çok farkl› birkompozisyon. Sovyetler Birli¤i da¤›ld›, SovyetlerBirli¤i çöktü. Bu Anlaflman›n imzaland›¤› dönem-de Sovyetler Birli¤i vard›, flimdi Rusya Federasyo-nu var, Ukrayna diye ayr› bir devlet var flimdi. Do-lay›s›yla, Karadeniz’e sahildar olan ülkelerin vedevletlerin siyasal rejimleri de¤iflti, birtak›m özel-likleri de¤iflti, ba¤lant›lar› de¤iflti, uluslararas› itti-faklar› de¤iflti. O zaman Sovyetler Birli¤i flemsiye-si alt›nda olan, onlar›n nüfuz alan›nda olan baz›

108 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 108: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

devletler o nüfuz alan›ndan ç›kt›lar, hemen koflakofla gönüllüce bir baflka nüfuz alan›n›n etkisinegirdiler, o flemsiyenin alt›na girdiler.

Böyle bir çerçeve içinde ve böyle bir süreçteMontrö’yü tart›fl›yoruz, Montrö’yü konufluyoruz.Ben, buyurun Say›n Ali Kurumahmut diyorum.

AL‹ KURUMAHMUT(Deniz Kurmay Albay)

Say›n Baflkan, çok teflekkür ediyorum. Çokde¤erli konuklar, de¤erli meslektafllar›m, böylesi-ne önemli bir konuda burada sizlere hitap etmek-ten duymufl oldu¤um memnuniyeti öncelikle ifa-de ederek sözlerime bafllarken hepinizi sayg› vehürmetle selaml›yorum.

Amac› Türk Bo¤azlar› bölgesinden geçifl veKaradeniz’deki durumu Türkiye’nin güvenli¤i veKaradeniz’e k›y›s› bulunan devletlerin bu deniz-deki güvenlikleri çerçevesinde koruyacak flekildedüzenlemek olan Montrö Bo¤azlar Sözleflmesi 72y›ld›r Türkiye’nin gözetiminde titizlikle uygulan-maktad›r. Sözleflme 29 madde, 4 lahika ve 1 pro-tokolden oluflmaktad›r. K›sa denilebilecek birSözleflmedir. Sözleflmede bo¤azlardan geçifl ticaretgemileri, savafl gemileri ve uçaklar ayr›m› yap›la-rak düzenlenmifltir. Çok özel diyebilece¤imiz birdüzenleme olarak yine Sözleflmede bar›fl zaman›Türkiye’nin tarafs›z oldu¤u savafl zaman›, Türki-ye’nin muharip oldu¤u savafl zaman› ve Türki-ye’nin kendisini pek yak›n bir savafl tehlikesi teh-didine maruz görmesi durumlar› ayr› ayr› düzen-lenmifltir.

Bu noktadan hareketle 20 Temmuz 1936 tari-hinde imzalanan ve 9 Kas›m 1936 tarihinde yü-rürlü¤e giren Sözleflmenin bar›fl zaman› için ilk

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 109

Page 109: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

periyodu 2. Dünya Savafl›n›n bafllad›¤› 1 Eylül1939’da sona ermifltir. Savafl›n bafllang›c›ndanTürkiye’nin savaflan statüsüne girdi¤i 23 fiubat1945 tarihine kadar Türkiye’nin tarafs›z oldu¤usavafl zaman›n› uygulayan rejim, ki 4 ve 19. mad-delerdir, 4. madde ticaret gemilerini, 19. maddeharp gemilerini düzenlemektedir, 23 fiubattan sa-vafl›n sona erdi¤i tarihe kadar Türkiye’nin muha-rip oldu¤u savafl zaman›n› uygulayan 5 ve 20.maddeler, daha sonra tekrar bar›fl zaman› rejimi-ne geçilmifltir. Bununla birlikte Sözleflme çokuzun süre so¤uk savafl döneminde 20. Yüzy›l›nönemli bir istikrar ve denge belgesi olarak ayaktakalabilmifltir.

Yine Sözleflme, K›br›s Bar›fl Harekât› flartlar›-n› yaflam›flt›r. Sözleflmenin akit devletlerindenSovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birli¤i ve Yugos-lavya’n›n da¤›lmas› neticesinde akit devletlerde dede¤ifliklik olmufltur. Bafllang›ç yürürlük süresininsona erdi¤i 9 Kas›m 1956 tarihinden itibaren Söz-leflmenin fesih süreci çok kolay ve aç›k olmas›nara¤men bugüne kadar herhangi bir akit devletSözleflmeyi fesih beyan›nda bulunmam›fl ve bu sü-reci iflletmemifltir. Yine befler y›ll›k periyotlarlaSözleflmenin herhangi bir maddesinin de¤ifltiril-mesini talep etme yetkisi olmas›na ra¤men akitdevletler bu yola da baflvurmam›fllard›r. K›saca,1936’da yap›lan bu sözleflme 72 y›ld›r hiçbir de¤i-flikli¤e u¤ramadan yürürlükte kalabilmifltir.

Bugün Sözleflme için önemli olan, güncelolan konu harp gemilerinin Türk Bo¤azlar bölge-sinden geçifli ve Karadeniz’deki durumlar›d›r.Sözleflmenin de önemli bir bölümü, ki lahikalar›nda önemli bir bölümü bunu içermektedir, 8 ila 22.maddeler aras›ndaki maddeler harp gemilerinin

110 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 110: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

geçiflini düzenlemektedir. Sözleflmede harp gemi-leri bak›m›ndan önemli s›n›rlamalar mevcuttur.Gerek Türk Bo¤azlar› bölgesinden geçifl yapacakgemiler bak›m›ndan, gerek Karadeniz’de buluna-bilecek harp gemileri bak›m›ndan bu s›n›rlamalarzaman ve tonaj bak›m›ndan, gemilerin s›n›f› bak›-m›ndan ve say›lar› bak›m›ndan düzenlenmifltir.

K›saca ifade edersek, sözleflme gere¤ince isterKaradeniz’e k›y›s› bulunsun, ister Karadeniz’e k›-y›dafl bir devlete ait olmas›n, Türk Bo¤azlar› böl-gesinden sadece hafif su üstü gemileri, küçük sa-vafl gemileri ve yard›mc› s›n›f gemiler geçebilmek-tedir. Bu gemilerin Bo¤azlardan geçebilmesi içinTürk hükümetine 8 gün öncesinden bir ön bildi-rimde bulunmalar› gerekmektedir. Karadeniz’ek›y›s› bulunmayan devletler için bu ön bildiriminsüresinin 15 gün olmas› takdire flayan say›lm›flt›r.Bu üç s›n›f gemilerin Bo¤azlardan geçiflinde de s›-n›rlama mevcuttur. Ayn› anda Türk Bo¤azlar› böl-gesinden geçifl yapabilecek yabanc› devlet denizkuvvetlerinin toplam tonaj› 15.000 tonu aflmaya-cak ve bu gemilerin say›s› da 9 gemiden fazla ge-miyi içermeyecektir. Bununla birlikte, Karade-niz’e k›y›s› bulunan herhangi bir devletin 15.000tondan daha yüksek bir tonajdaki lahikada tan›m-land›¤› flekilde ifade edilecek hatt› harp gemileriBo¤azlardan tek bafllar›na ve sadece iki refakat ge-misi eflli¤inde geçebilmektedirler.

Karadeniz’e k›y›s› bulunmayan devletler ba-k›m›ndan hafif su üstü gemisi, küçük savafl gemi-si ve yard›mc› s›n›f gemi d›fl›nda gemilerin geçifli-ne hiçbir hal ve flartta müsaade etmeyen Sözlefl-meye göre Karadeniz’e k›y›s› bulunan devletlerin15.000 tondan daha yüksek tonajdaki hatt› harpgemileri Bo¤azlardan geçebilmektedir. Bu esnada

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 111

Page 111: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bo¤azlardan geçebilecek ilave gemi say›s› bunlararefakat edebilecek iki gemiden ibarettir.

Karadeniz’e k›y›s› bulunan devletlerin uçakgemileri ve denizatl›lar› Bo¤azlardan geçememek-tedir. Bununla birlikte d›flar›da infla ettirdikleridenizatl›lar›n› bu inflaattan Türkiye’yi zaman›ndahaberdar etmek flart›yla üs ve limanlar›na ulaflmakamac›yla Karadeniz k›y›dafl› devletler bu denizat-l›lar›n› Bo¤azlardan ve Bo¤az›n sath›ndan geçire-bilmektedirler. Yine büyük onar›m amac›yla, yineKaradeniz d›fl›ndaki tersanelerde onar›mlar›n›yapt›rmak amac›yla yine zaman›nda Türk hükü-metini haberdar etmek kofluluyla Bo¤azlardan ge-çirebilmektedirler.

‹ster Karadeniz’de k›y›s› bulunan, ister k›y›-dafl olmayan devletlere ait olsun, bu gemiler önbildirimde bulunmak zorundayd›lar. Bu ön bildi-rimde geçifl yapacak geminin bütün hususiyetleribildirilmektedir. Türk hükümeti kendisine yap›-lan bu ön bildirimi al›r almaz bunu en k›sa süre-de akit devletlerin Ankara’daki temsilcilerine; ya-ni büyükelçiliklerine bildirmektedir; yani yürür-lü¤e girdi¤i tarihten bugüne kadar herhangi birgemi, bir harp gemisi Bo¤azlardan geçecek olursayap›lan ön bildirim neticesinde akit devletler akitdevlet olmak hakk›ndan kaynaklanarak bundanzaman›nda haberdar olmaktad›rlar. Yap›lan önbildirimde geminin s›n›f›, özellikleri, muhtemelBo¤azlara girifl tarihi, Karadeniz’e ç›k›fl tarihi,muhtemel dönüfl tarihi; yani seyir plan› hakk›ndave geminin teknik özellikleri hakk›nda bilgilerbulunmaktad›r.

Bugün itibar›yla bakt›¤›m›z zaman Bo¤azlar-dan geçmekte olan gemilere iliflkin bütün bilgilerzaman›nda Rusya Federasyonunun Ankara’daki

112 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 112: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Büyükelçili¤ine bildirilmektedir. Bu geminin Ka-radeniz’de kalaca¤› süre de bildirilmektedir. Neti-cede bu geminin 21 günlük bir zaman afl›m›ndabulunmas› durumunda do¤al olarak di¤er akitdevletler gibi Rusya Federasyonu da bundan za-man›nda haberdar olabilmektedir.

Bo¤azlarda geçifle iliflkin bu s›n›rlamalar›nbelli bir amac› vard›r. Türkiye’nin güvenli¤i sözkonusudur. Di¤er taraftan her ne kadar çok taraf-l› antlaflmalarla Bo¤azlardan seyrin düzenlendi¤i1841 y›l›ndan bugüne kadar ‹stanbul Bo¤az› Mar-mara Denizinde yaklafl›k 110 millik bir koridor veÇanakkale Bo¤az› geçifl bak›m›ndan tamamen ge-milerin ulafl›m› ve seyri bak›m›ndan tek bir suyo-lu olarak alg›lanmakla birlikte, de¤erli HocamProfesör Ferit Hakan Baykal’›n da bir önemli ma-kalesinde ifade etti¤i gibi, ‹stanbul Bo¤az› esasenbir aç›k deniz olan Karadeniz’i Türkiye’nin bir içdenizi olan Marmara Denizine ba¤layan bir ulusalBo¤az, Marmara Denizi bir iç deniz, ÇanakkaleBo¤az› da bir iç deniz olan Marmara Denizini biraç›k deniz olan Ege Denizine ba¤layan bir ulusalBo¤azd›k; yani Montrö Bo¤azlar Sözleflmesindeöngörülen geçifl flartlar› d›fl›nda bu Bo¤azlara Ka-radeniz’e k›y›dafl devletlerin, hatta KaradenizHavzas› devletlerinin bu ana girifl-ç›k›fl kap›s›naegemen devlet Türkiye’dir. Bu gerçek herkes tara-f›ndan iyi bilinmektedir. Bu nedenle Bo¤azlardangeçiflte Türkiye’nin güvenli¤i göz önünde bulun-durularak önemli s›n›rlamalar getirilmifltir.

Di¤er taraftan Karadeniz’e iliflkin de önemlis›n›rlamalar getirilmifltir. Bugün dünyam›z›n yüz-de 71’ini oluflturan denizler ve okyanuslar içeri-sinde güvenlik gerekçeleriyle özel statüye sahipolan tek denizdir Karadeniz. Halbuki, ulaflt›rma

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 113

Page 113: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

haklar› bak›m›ndan k›y›dafl devletlerin karasular›d›fl›nda Karadeniz de aç›k deniz statüsündedir. Budenizde ister savafl gemisi, ister devlet gemisi, kiticaret gemileri bak›m›ndan zaten bir s›n›rlamamevcut de¤ildir, gemiler diledi¤i gibi hareket ede-bilmelidir e¤er Montrö Sözleflmesinin öngördü¤ük›s›tlamalar olmasayd›.

Montrö Sözleflmesi neyi k›s›tlamaktad›r? Söz-leflmenin yürürlü¤e girdi¤i tarihte Karadeniz’e engüçlü donanma olan Sovyetler Birli¤inin 60.000tonluk bir deniz kuvveti mevcuttu, bundan hare-ketle Karadeniz’de bulunabilecek yabanc› denizkuvvetlerinin toplam tonaj› üst limit olarak o ta-rihte 30.000 olarak düflünülmüfltür. Ancak, 18.madde düzenlemesi çok kapsaml› olmakla birlik-te flöyle bir düzenleme mevcuttur: E¤er Karade-niz’e k›y›s› bulunan devletlerden en güçlü donan-maya sahip olan devletin donanmas› kademeliolarak artar, 10.000 ton limiti var, buna paralelolarak yabanc› deniz kuvvetlerinin toplam tona-j›nda da bir art›fl öngörmüfltür, ama bu art›fl›n dabir üst limiti vard›r. Bu art›fl›n da üst limiti 45.000tondur. Ocak 1992’de da¤›lan Sovyetler Birli¤ininKaradeniz Donanmas›n›n toplam tonaj› 105.000ton, o tarih itibar›yla Karadeniz’de bulunabilecekyabanc› deniz kuvvetlerinin toplam tonaj› da45.000 ton idi, üst limitteydi. Bu üst limitli45.000 tonluk toplam tonaj içerisinde tek bir dev-letin kullanabilece¤i toplam tonaj da bunun 3’te2’si olan 30.000 tonla s›n›rland›r›lm›flt›r. Bununlabirlikte bugün Rusya Federasyonu son dört, befly›ldan beri Karadeniz Donanmas›n›n toplam to-naj›n› 73.500 ton olarak bildirmektedir. Bu 73500 tona tekabül edecek Karadeniz’de bulunabile-cek yabanc› devlet deniz kuvvetlerinin toplam to-

114 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 114: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

naj›n›n da 45.000’lik üst limit de¤il 43.500 ton ol-mas› gerekir. Bu nokta göz ard› edilmektedir ka-naatindeyim. Bununla birlikte tek bir devletin debu tonajdaki pay› 3’te 2’den ibarettir; yani tek birdevlet, mesela Amerika Birleflik Devletleri DenizKuvvetleri unsurlar›n›n toplam tonaj› da 29.000tonluk bir üst limitte s›n›rland›r›lm›flt›r.

Bu gemiler Karadeniz’de 21 günden fazla ka-lamazlar. Burada Türkiye’nin sorumlulu¤u nedir?De¤erli Hocam burada önemli bir bölümünü ifadeettiler. Türkiye’nin sorumlulu¤u diplomatik yol-lardan bu problemin çözülmesinden ibarettir. Ön-celikli olarak e¤er herhangi bir devlet gemisi müc-bir sebep d›fl›nda, bu kaza olabilir veya baflka birsebep olabilir, 21 günlük süre afl›m›nda bulun-duysa bu devlet derhal diplomatik yollardan ikazedilir ve Montrö Sözleflmesinin 21 günlük süreafl›m›, 21 günlük zaman periyodu ihlal edildi¤ikendisine hat›rlat›l›r.

‹kincisi, akit devletlerin Ankara’daki temsilci-leri derhal durumdan haberdar edilir. Dolay›s›yla,bu devletler de meseleden haberdar edilmifl olur.fiunu göz ard› etmeyelim: Karadeniz’de böyle birzamanafl›m›nda bulunacak gemi bir harp gemisi-dir. Harp gemisi devletlerin egemenli¤ini temsileder. Harp gemilerine karfl› kuvvet kullanmakbafll› bafl›na bir harp sebebi olabilir. Onun için bu-na ra¤men 21 günlük zamanafl›m›nda bu devlet›srar ediyorsa, e¤er bu devlet baflka bir gemisiniKaradeniz’e ç›karmak istiyorsa, iflte o zaman Tür-kiye Cumhuriyeti devleti buna der ki, “Senin flugemin 21 günlük zamanafl›m› yapm›flt›r. Sen önce ogemini çek, ondan sonra ben senin di¤er geminin ge-çifline müsaade ederim.” Efendim, bunu AmerikaBirleflik Devletlerine diyebilir miyiz? Evet, bunu

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 115

Page 115: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

herkese rahatl›kla diyebiliriz, çünkü bu gemi Ka-radeniz’in ana girifl-ç›k›fl kap›s› olan Türk Bo¤az-lar› bölgesinden geçifl yapacakt›r. Hiç kimse elinikolunu sallayarak Türk Bo¤azlar› bölgesinden ge-çifl yapamaz.

Dolay›s›yla, Türkiye’nin Montrö Sözleflmesihükümlerini, Montrö Sözleflmesinin Karadeniz’e,Bo¤azlar bölgesine iliflkin hükümleri uygulamak-la yükümlü olan, bunlara nezaret etmekle yüküm-lü olan Türkiye’nin sorumluluklar› bunlardanibarettir. Daha baflka, Türkiye tedbirler alabilir,ama bunlar Türkiye’ye özel tedbirler olabilir. Bun-lar› burada ifade etmeyi ben uygun görmüyorum.

Montrö Bo¤azlar Sözleflmesi çeflitli vesileler-le gündeme getirilmifltir. Feshine iliflkin, de¤iflti-rilmesine iliflkin kamuoyunda, akademik çevre-lerde çeflitli giriflimler olmufltur, ama hiçbir za-man bu giriflimler Sözleflmenin öngördü¤ü hu-kuk platformunda tafl›nmam›fl; yani bir fiiliyatarz etmemifltir.

Bugün Sözleflme feshedilirse ne olur? Benimkanaatim odur ki, Sözleflme feshedilirse Türk Bo-¤azlar› bölgesinde bugün Türkiye’nin egemen ol-du¤u, sahip oldu¤u haklardan daha az›na sahipolmas›n› Türkiye’den hiç kimse isteyemez. Neti-cede, iki ulusal bo¤az› ve bir iç denizinden Kara-deniz ile Ege denizi ve Akdeniz aras›nda gemilergeçifl yapacakt›r. Ama Karadeniz’in durumununayn› olaca¤› kanaatinde de¤ilim. Sözleflme feshe-dilir, öngörülen süre zarf›nda yeni bir sözleflmeyap›lamazsa Karadeniz dünyadaki di¤er denizlerve okyanuslarda oldu¤u gibi karasular› d›fl›nda se-yir ve seyrüsefahin bak›m›ndan aç›k deniz statü-sünde olur; yani bu denize Türkiye’nin öngördü-¤ü flekilde geçifl yapan gemiler diledi¤i kadar bu

116 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 116: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

denizde kalabilirler. Bunun için herhangi bir s›-n›rlama, k›s›tlama olmayaca¤› kanaatindeyim.

Hemen flunu söylemek istiyorum: 1985-1986y›l›nda so¤uk savafl döneminde Amerika BirleflikDevletleri en güçlü iki gemisini Montrö Bo¤azlarSözleflmesi çerçevesinde Karadeniz’e ç›karm›flt›.Bu gemiler, Karadeniz’in aç›k deniz alanlar›ndade¤il, o zamanki Sovyetler Birli¤inin karasular›n-da, Amerikal›lara göre zarars›z geçifl, Ruslara gö-reyse zararl› geçifl yapm›fllard›; yani karasular›ndaseyretmifllerdi da¤›lan Sovyet Sosyalist Cumhuri-yetler Birli¤inin. Peki, o zaman Sovyetler Birli¤iAmerikan gemilerine karfl›, ki gemilerin geçiflininzararl› oldu¤unu iddia ediyordu, kuvvet mi kul-lanm›flt›? Hay›r. Sadece hasar görse de önem arzetmeyecek iki küçük yard›mc› s›n›f gemisini bugemilerin üzerine salm›fl ve gemilere, gemicilikifadesiyle, k›ç omuzluklar›ndan hafif dokunmufl-lard›. O zamanda kendisinin yapamad›¤›n› ve hiç-bir hukuki zemini olmayan fleylerin Türkiye’denyap›lmas›n› kimse isteyemez.

fiunu da unutmamam›z gerekir, özellikleRusya Federasyonu yetkililerinin bunu unutma-malar› gerekir, bunun fark›nda olduklar› kana-atindeyim: Montrö Bo¤azlar Sözleflmesi feshedilir,yeni bir sözleflme yap›lamazsa bu durum Türki-ye’ye kuflkusuz içinde bulundu¤umuz konjonktü-rel flartlarda istikrars›zl›klara sebebiyet verebilir,s›k›nt›lar yaflanabilir, ama neticede Türkiye bu-gün sahip oldu¤u haklardan daha az›n› hiçbir halve flartta kabul etmez. Ancak, Karadeniz, di¤er de-nizlerde oldu¤u gibi bir aç›k deniz statüsündeolur, belki 73 500 tonluk Karadeniz Donanmas›bu denizde bayrak ve varl›k göstermek isteyen,Karadeniz k›y›dafl› olmayan devletlere karfl› yeter-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 117

Page 117: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

li olmaz; yani bu durumdan belki Türkiye’den da-ha çok Rusya Federasyonu zarar görür.

Son bir husus olarak flunu ifade etmek istiyo-rum: Bugün Karadeniz’e en uzun k›y› fleridine sa-hip olan devlet Türkiye Cumhuriyetidir. Yine k›-y›dafl devletlerle yap›lan antlaflmalarla Karade-niz’in yaklafl›k yar›s› Türkiye’nin k›ta sahanl›¤› veekonomik bölgesi olarak; yani s›n›rl› egemen hak-lara sahip oldu¤u deniz alanlar› olarak tescil edil-mifltir, ama unutulmamas› gerekir ki Türkiye birNATO üyesi devlettir ve Karadeniz’e k›y›dafl Bul-garistan ve Romanya da NATO’ya üye devletler-dir. Bu noktadan hareketle söylüyorum ki Montröfeshedilir ve yeni bir sözleflme yap›lamazsa k›sa veorta vadede yaflanacak istikrars›zl›k, belirsizlikle-re ra¤men sular durulur ve bu iflten en büyük za-rar› Rusya Federasyonu görür. Onun için RusyaFederasyonu bu kritik dönemlerdeki siyasi ham-lelerini biraz daha düflünerek yapmas› gerekir.

Teflekkür ediyorum.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

‹lk turun son konuflmac›s› ‹stanbul Üniversi-tesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan› Profesör Dok-tor Bayram Öztürk.

Bayram Hocama sözü vermeden önce bir, ikihususu belirtmek istiyorum; Türkiye Cumhuri-yeti elbette ki yak›n çevresinde huzur ister, süku-net ister. Gerilimler, kavgalar, devletler aras› ger-ginlikler muhakkak ki ülkemizi, insanlar›m›z›,yurttafllar›m›z› da huzursuz eder. Karadeniz’e sa-hilleri olan di¤er devletlerin yurttafllar›n› da hu-zursuz eder. Ama Karadeniz’deki gerginlik bir

118 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 118: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

müddet daha de¤erli kat›l›mc›lar›n konuflmala-r›ndan sürece¤i anlafl›l›yor. Türkiye’nin böyle birsüreçte 72 y›ll›k bir Sözleflmenin verdi¤i bir biri-kimle, diplomasi birikimiyle, di¤er birikimleriylekonuya yaklaflmas›nda Türkiye’nin fayda var. ‹t-tifaklar›n› da, müttefiklerini de serin kanl›l›klade¤erlendirerek yaklaflmas›nda yine fayda var di-ye düflünmekteyim.

fiimdi, bir baflka boyutuyla, Karadeniz’i birbaflka çerçeve içinde de¤erlendirmekle Hocamasöz vermeden önce yine k›sa bir fleyi size sunmakistiyorum.

Lozan Anlaflmas› imzaland›¤›nda TürkiyeCumhuriyeti yoktu. Türkiye Cumhuriyeti LozanAnlaflmas›n›n yaratt›¤› ba¤›ms›z bir devlet olarakkuruldu ve bir rejim ilan› 29 Ekim 1923, LozanAnlaflmas› 24 Temmuz 1923. Ama, Montrö Söz-leflmesi Türkiye Cumhuriyetinin üzerinden, ku-ruluflundan hemen hemen 13 y›l geçtikten sonra,rejim oturduktan sonra, yeni dünya dengeleri gö-zetilerek oluflturulan Türkiye’nin diplomasi zafe-ri olarak de¤erlendirebilecek, uluslararas› kon-jonktürü de¤erlendirerek, Atatürk’ün inisiyatifiy-le yaratt›¤› bir diplomasi zaferi olarak de¤erlendi-rilebilir.

Burada acaba bugün 2008 y›l› 5 EylülündenMontrö’ye bakt›¤›m›zda nas›l duygular içindeyiz?Ama Temmuz 1936 y›l›nda Montrö’ye o zamankiTürk kamuoyu nas›l bak›yordu, nas›l de¤erlendi-riyordu, ülkemizde nas›l bir heyecan yaratm›flt›,bunun somut bir örne¤i olarak de¤erli YönetimKurulu Üyemiz Av. Zeki Y›ldan size 2 dakikay›geçmemek üzere, çünkü bana öyle söz verdi, birsunum yapacak. O zamanki bas›ndan bir gazete

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 119

Page 119: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

manfletini sizin bilgilerinize ve görselli¤inize su-nacak.

Buyurun Say›n Y›ldan.

Av. ZEK‹ YILDAN

(‹stanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi)

Belge gibi addedece¤imiz bir gazeteyi, MontröAnlaflmas›n›n imzaland›¤› 20 Temmuzdan ertesigünü Cumhuriyet Gazetesi’nde ç›kan ve flu andaelimde orijinal Cumhuriyet Gazetesi. Uzaktan gö-rebiliyor musunuz? Ertesi gün ç›km›flt›r. Burada,Mehmetçi¤in bir aya¤› Anadolu’da, bayrak dikil-mifl, bir aya¤› da Çanakkale, Trakya’m›zda. Süngü-süyle baca¤›n›n aras›na alm›flt›r Bo¤azlar›.

Burada flu yaz›yor: “Ordumuz dün gece Kara-deniz Bo¤az›na girdi. Çanakkale bugün ö¤leyin ifl-gal edilecek. Bütün Donanma Bo¤azlara gitti. Düngece Montrö Konferans›n›n imzas› haberi gelir gel-mez kahraman ordumuzun ‹stanbul’da bulunan k›-talar› taraf›ndan Karadeniz Bo¤az› iflgal edilmifltir.Anadolu yakas›ndan gelen piyade topçu makineli k›-talar› halk›n muazzam tezahürat› aras›nda Üskü-dar ‹skelesine gelmifl ve buradan muhtelif vapurlar-la Bo¤aza hareket etmifltir.”

Yaz› devam ediyor. De¤erli hocalar›m, de¤er-li kat›l›mc›lar, anlaflmalar ka¤›t üstünde yaz›lanyaz›lard›r. Onlar› uygulayan gerisindeki siyasi veaskeri iradedir. O anlaflmalar Bat›l› devletlerin,“Buyurun masam›za, birer de size viski verelim, birde puro yak›n” deyip bizi davet ettikleri yerler de-¤ildir. O günkü Türkiye Cumhuriyetinin bafl›ndabulunan Mustafa Kemal’in o devletlere imzalatt›-¤› bir anlaflmad›r bunlar. Bugün niye yapam›yo-ruz ki?

120 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 120: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

(Oturum Baflkan›)

Zeki A¤abey, 2 dakikan›z doldu. Gazeteyigördü arkadafllar›m›z. Teflekkür ediyoruz.

Av. ZEK‹ YILDAN

O nedenle gerisindeki iradeyi sizlere sunmakiçin Baflkan›m›n da müsaadesiyle geldim, konufl-tum. Kendilerine teflekkür ediyorum. Ayn› iradebugün gösterilemez, çünkü cumhuriyetten yanainsanlar yok bafl›m›zda. De¤erli kat›l›mc›m, mes-lektafl›m, Hocam diyor ki, “Türkiye zarar görmez,zarar› Rusya görür.” Biz zaten NATO’daysak NA-TO Amerika demektir. Biz de emperyalizme karfl›mücadele ediyoruz. Emperyalist devlet de Ameri-ka’d›r. Zaten en büyük zarar› biz görürüz.

Sayg›lar sunuyorum.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

(Oturum Baflkan›)

Bayram Öztürk Hocamdan özür diliyoruz,ama Zeki Beye, de¤erli Yönetim Kurulu Üyemizesöz vermemizin bir baflka nedeni vard›; fiimdi bu-rada bulunmayan de¤erli Hocam›z Profesör Dok-tor Sevin Toluner Montrö Sözleflmesiyle ilgili su-numunda burada kendi ad›n›n anlam›n› açt› bize.Biz de bunu bilmiyorduk, burada ö¤rendik.

Sevin Toluner 1936 Haziran›nda do¤ar. Y›l-d›z ad› konulur, fakat ard›ndan Montrö Sözleflme-si gelir. Montrö Sözleflmesi geldi¤inde Tevfik Rüfl-tü Aras’›n do¤an torununa Sevin ad› verildi¤i, bu-nun için Türk kamuoyu sevinmifltir, Türkiye se-vinmifltir, bu diplomasi zaferinden gurur duymufl-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 121

Page 121: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

tur. Onun üzerine Y›ld›z ad› de¤ifltirilir ve Sevinad› verilir. Hocam›z bize bu anekdotu nakleder-ken bu gazeteyi de nakletmiflti. Ben onun için,ama bu hoflgörünüze s›¤›narak bu anekdotu sizle-re aktarmak istedi.

Buyurun Say›n Öztürk.

Prof. Dr. BAYRAM ÖZTÜRK(‹stanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi

Dekan›)Öncelikle ben teflekkür ediyorum size ve Ba-

ronun bütün Yönetim Kurulu üyelerine böyle birtoplant›y› düzenledikleri ve böyle bir konuyu seç-tikleri için.

Ben hukukçu olmad›¤›m için biraz farkl› aç›-dan bakaca¤›m. Deniz bilimciyim ben. ÜstelikMontrö’yü tart›fl›yoruz, fakat Montrö’nün imza-land›¤› 1936 y›l›nda çevre sorunlar›; yani gemi ka-zalar› ve buna ba¤l› olarak çevre sorunlar› denilensorunlar o dönemlerde yoktu biliyorsunuz. Böylebir geliflim, böyle bir evre yoktu, ama zaman için-de bu gemi trafi¤inin art›fl›, teknolojideki geliflme-ler, gemilerin boylar›n›n büyümesi, uluslararas›ticaretin geliflmesi gibi nedenlerle sorunlar ç›kma-ya bafllad›.

fiöyle hat›rlamam›zda fayda var; 1936 y›l›ndaAnlaflman›n imzaland›¤›nda ‹stanbul Bo¤az›’ndangeçen gemi say›s› sadece 4.300’dü. Bugünkü oran,biliyorsunuz, 50.000’in üzerinde. Demek ki1936’da çok daha düflük bir oran varken bugünçok daha yüksek. 1960 y›l›nda ise geçen gemi sa-y›s› sadece 9.000. Bunu da nereden biliyoruz?Bunlar›n, bu Montrö Sözleflmesinin taraflar›naTürkiye’nin her y›l zorunlu olarak bildirmek zo-runda oldu¤u gemi miktar›, say›s›, tonilatosu ve

122 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 122: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

gidifl ve geliflleriyle ilgili dokümanlar var. Bu do-kümanlar› ilgili taraflara Türk hükümeti her y›lsunmak zorunda. Merak eden olursa bu dokü-manlar› elde edebilir, bulabilir.

1936’dan 2008’e, günümüze kadar olan gemisay›s›, büyüklükleri, bayraklar›, tonilatolar›, Kara-deniz’e giriflleri, Karadeniz’den ç›k›fllar› gibi bir-çok veriyi buradan rahatl›kla araflt›rmac›lar alabi-lirler.

Alamayacaklar› ne var? Bu çok önemli. Ala-mayacaklar›, hamulesi ne olursa olsun, diye baflla-yan; yani “geminin içinde ne var?” sorusunun ce-vab› yok. “Ne tafl›yorsunuz?” sorusunun cevab›yok. Bunun alt›n› çizmemiz laz›m, bu önemli.Önümüzden gemiler geçiyor, ama biz içinde netafl›nd›¤›n›, acaba bomba m›, silah m›, bu¤day m›,kereste mi, tahta m›, ne var, bunlar› bilmiyoruz.Bu önemli bir fley. Dolay›s›yla elefltirel anlamdabakacak olursak, Anlaflman›n imzaland›¤› dönem-de bunlar›n miktarlar› ve yükün ne oldu¤u konu-sunda çok aç›k tarifler yok. Bu hâlâ bugün geçer-li. Dolay›s›yla, ben de Ferit Hakan Hocama kat›l›-yorum, meslektafl›ma kat›l›yorum, ben de bugünAnlaflman›n tadil edilmesi veya de¤ifltirilmesininve Türkiye ad›na yeni haklar veya mevcut hakla-r›m›z›n korunmas› bak›m›ndan bile zor oldu¤unudüflünüyorum, çünkü bafl›m›zda bir Atatürk yok,öyle büyük bir insan yok bir defa. Dolay›s›yla, bu-nun alt›n› çizmemiz laz›m. Onun büyük askeridehas›, siyasi dehas›yla ortaya ç›km›fl bir Sözleflmebu. Bunu bilmemiz laz›m. Ayn› kazan›mlar konu-sunda benim flüphelerim var. Umar›m ki olsun.

Bir de flunu bilmemiz laz›m: Dünyada hiçbirsözleflme ila nahiye süresiz, sonsuz de¤ildir. Bun-lar de¤iflir. Biz görürüz, görmeyiz, üç sene sonra

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 123

Page 123: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

de¤iflir, elli sene sonra de¤iflir, ama de¤iflir. Türki-ye bunu iyi uygulam›flt›r, kötü uygulam›flt›r. Siya-si ve hukuki taraflar›na girmeyece¤im, benim uz-manl›¤›m de¤il, ama bir defa do¤aya ayk›r›, insantoplumlar›n›n yap›s›na ayk›r›. Her anlaflma de¤i-flir, günün birinde de¤iflir. Ama anlaflma de¤ifltik-ten sonra belki de de¤iflirse, de¤iflmenin taraftar›m›y›m diye sorarsan›z, hay›r, arzulamam. “Ayn›baflar›lar› elde edebilir miyiz?” derseniz, biraz ön-ce söyledim, bafl›m›zda büyük bir dahi yok, bü-yük Atatürk yok.

Ama Anlaflma de¤iflirse veya de¤ifltirilmeyekalk›l›rsa 36 y›l›nda eksik olan baz› fleyleri Anlafl-maya koydurmakta fayda var. O da fludur, birazönce söyledi¤im gibi, yükün çeflidi; yani ne tafl›-yorsunuz? Nükleer bomba m› tafl›yorsunuz, rad-yoaktif madde mi tafl›yorsunuz, çöp mü tafl›yorsu-nuz, ne tafl›d›¤›n›z›n bilinmesi laz›m. ‹kincisi, bi-zim bu son Independenta kazas› 79, Nasya 94,Erica, en son kazalar ve prestij kazalar› 2001,2002; yani ‹spanya’da ve Fransa’daki kazalardansonra Avrupa Birli¤i içinde çevre konusunda çokbüyük geliflmeler oldu, çok yeni anlaflmalar imza-land›, gerçekten ciddi çal›flmalar bafllad›.

Bu anlamda Türkiye’nin en temiz, en masu-mane flekilde kullanabilece¤i ve kullanmas› gere-ken, çünkü hukuki itilaflar, politik itilaflar, bun-lar›n çok taraflar› var. Bugün eski Sovyetler Birli-¤i veya yeni Rusya’yla Amerika’n›n bir masadasözleflmeyi nas›l yorumlayacaklar›, nas›l tart›fla-caklar›, Türkiye’nin nas›l müdahil olaca¤›, Kara-deniz içinde kaç tane ülke var flimdi? Gürcistanbu ifle dahil mi, dahil de¤il mi diye bir soru atsakherhalde bu toplant› 2 saat daha uzar. Kim kiminhalefi, kim kimin selefi? Yugoslavya’dan da¤›lan

124 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 124: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

üç tane, dört tane ülke var. Bunlar neyin nesi? Do-lay›s›yla, çevre argümanlar›, hukuki ve politik ar-gümanlar›n d›fl›nda en iyi kullan›labilecek, bu türsözleflmelerde haklar›m›z› en iyi flekilde alabilece-¤imiz ve insanlar›n rahats›z olmadan kabul edebi-lecekleri anlaflmalar, çünkü çok evrensel standart-lar art›k çevre standartlar› ve bunlara itiraz etme-meleri gerekir.

Bu kadar nahif veya eski deyimle saf olmal›m›y›z? Hay›r, olmamal›y›z, ama bu tür argüman-lar kullan›lmal› bence, çünkü o dönem içinde çev-re sorunlar› yoktu, o dönem içinde büyük bir ge-mi trafi¤i yoktu, ama bugün büyük bir gemi trafi-¤i var. Bo¤azlardaki kazalarda ölen, en az›ndanIndependenta’y› biliyoruz, ki bir Kas›m ay›n›n29’unda Kad›köy’deki bütün evlerin cam› k›r›l-m›flt›. Bu zarard›r. Nasya’y› biliyoruz. Cay›r cay›r29 kiflinin öldü¤ünü biliyorum ben, Rumeli Fene-ri önünde yanm›flt› insanlar. Bunlar›n mutlakaTürk olmas› gerekmiyor. Filipinli denizciler var-d›. Bildi¤im kadar›yla H›rvat denizciler vard›,Türk denizciler vard›. Böyle bir sorun var, bir cangüvenli¤i sorunu var. Onun için çevre argümanla-r›n› Türkiye’nin iyi kullanmas› laz›m, ki 1994’le1998 aras›ndaki dönemde, Türkiye’nin Bo¤azlar-daki gemi trafik sisteminin kurulmas› dönemindebu çevre güvenli¤i konusundaki tart›flmalardaöteki ülkelerden çok ciddi bir karfl› durufl gelme-di. Bu iyi kullan›lacak bir avantaj. Bunu böyle bil-memiz laz›m.

Güncel olarak acaba bundan sonra ne olur?Ben flöyle düflünüyorum: Bundan sonra bu Saa-kaflvili denilen, bence mikro milliyetçi devlet bafl-kan›, ifli biraz daha büyütürse, Bakû-Tiflis-Cey-han boru hatt›nda geçenlerdeki patlamay› biliyo-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 125

Page 125: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ruz, bu patlamalar›n kimler taraf›ndan yap›ld›¤›n›da biliyoruz afla¤› yukar›. Dolay›s›yla, BTC çal›fl-masa, afla¤› yukar› 150 milyon ton petrol Bo-¤az’dan tafl›nd›¤›na göre, 50 milyon ton daha Bo-¤aza gelirse; yani BTC çal›flmasa, iflin büyümesidurumunda, savafl›n devam etmesi durumunda ozaman Bo¤azlar daha da s›k›flacak. Bo¤azlar›n da-ha da s›k›flmas›, dolay›s›yla buradaki riskleri dahada artt›racak, hem çevresel riskleri, hem ekolojikriskleri, hem de ticari riskleri, çünkü daha çok ge-mi hem kuzeyde, hem güneyde beklemek zorun-da kalacak. Çünkü, biliyorsunuz, özellikle tankergeçiflleri sadece gündüz yap›l›yor. Bu beklemelerAvrupa’daki, Amerika’daki endüstriyi farkl› flekil-de etkileyebilir. Onun için bu savafl Rusya’ylaGürcistan aras›nda oluyor, ama asl›nda bunun za-rar› ve muhtemel ilerdeki zararlar› gene bize ola-bilir, çünkü ekolojik anlamda zarar olabilir, çev-resel anlamda felaketler olabilir, savafl›n içinde neyafland›¤›n› bilmiyoruz.

Savaflla ilgili flimdiye kadar bildi¤im kadar›y-la Birleflmifl Milletler Savafl Hukukuna uygun sa-vafl yap›l›yor mu, yap›lm›yor mu bilmiyoruz. Bil-di¤imiz bir tek fley var, Gürcistan’›n misket bom-bas› kulland›¤›n› kabul etmesi. Misket bombalar›bildi¤im kadar›yla yasak. Dolay›s›yla savafl huku-kunda nas›l oluyor, ne oluyor, savaflta kullan›lma-mas› gereken, yasak olan kimyasallar, bunlar›nbitkiye, hayvana, insana, çevreye, elmaya, armu-da, suya olan etkilerini konuflmuyoruz burada,ama çok ciddi baflka sorunlar da var. Bu genellik-le böyle enerji diplomasisinin içinde yo¤ruluyorveya unutuluyor.

Onun için bizim çok ciddi bir flekilde bu iflitakip etmemiz laz›m. Sadece ifli Montrö’ye indir-

126 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 126: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

gememek laz›m. Evet, Montrö çok önemli, Cum-huriyetin çok önemli bir kazan›m›, belki tekrareski haklar›m›z› kazanamayabiliriz, bu konudaçok çabalamal›y›z, ama kazanamayabiliriz, fakatMontrö’nün d›fl›nda baflka fleyler de var. Bir g›dagüvenli¤i meselesi var. E¤er orada, bildi¤im kada-r›yla, biz Gürcistan’a 1 milyon ton her sene bu¤-day yard›m› yapt›k. Bu insanlar yar›n g›da için bi-ze gelebilirler. fievardnadze döneminde her y›l 1milyon ton bu¤day verdik biz bunlara. Dolay›s›y-la, o denklem, oradaki sistem bizi çok ilgilendiri-yor ve o sistemi iyi takip etmemiz laz›m bizim.

Benim savafl gemilerinin Karadeniz’de kalma-s›, geçmesi konusunda söyleyecek bir fleyim ola-maz, çünkü ben bu iflin uzman› de¤ilim, ama bel-ki flunu söylemekte fayda var: Bu yeni gelecekolan, e¤er varsa, gemilerin de acaba çevreye olanolas› etkileri nedir sorusunu sormam›z laz›m.

Ben flimdilik böyle kapat›yorum. 16 dakikakonufltum, çünkü 20 dakikan›n 3 dakikas›n› Sa-y›n büyü¤ün kulland›. Zamana uymak için flimdi-lik burada kapat›yorum.

Teflekkür ederim.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

(Oturum Baflkan›)

De¤erli konuklar, Hocam›z da san›yorum ila-ve olarak baz› konulara de¤inecek.

Hocam, buyurun.

Prof. Dr. FER‹T HAKAN BAYKAL

Baz› notlar ald›m da onlara iliflkin birkaçaç›klama yapay›m, hiç de¤ilse orijinal bir fleylerolsun.

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 127

Page 127: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Günümüzde harp gemilerinin tan›m›n›n dade¤iflti¤ini bilmemiz laz›m. Montrö’yle ilgili de-¤erlendirme yaparken bu noktada da bir de¤erlen-dirme yapmak laz›m. Daha önce, 1958 tarihindeCenevre Aç›k Denizler Sözleflmesinin 8. maddesi-nin 2. f›kras›nda savafl gemisinin tan›m› yap›l›yor-du. Orada tan›mda donanmaya ait gemi olarak ifa-de ediliyordu, Say›n Kurumahmut da bunu iyi de-¤erlendirir deniz subayl›¤›ndan geldi¤i için. 1982Birleflmifl Milletler Deniz Hukuku Sözleflmesinde29. maddede bu sefer silahl› kuvvetlere ba¤l› gemiifadesi getirildi; yani çok geniflletildi. Sadece denizkuvvetlerine ait olan de¤il, kara kuvvetlerine, ha-va kuvvetlerine ait olan ya da baflka bir s›n›f ola-rak de¤erlendirilecek baflka s›n›flara ait olan ge-miler de harp gemisi olarak tan›mland›. Bu çerçe-vede tabii Montrö’de zorlanm›fl oluyor. Asl›ndaMontrö’nün uyguland›¤› dönemde sadece donan-maya ait gemiler bak›m›ndan getirilmifl bir hü-küm. Asl›nda biz flunu yapabilir miyiz ya da Ame-rika ya da di¤er devletler flunu dayatabilirler mi?Bu deniz kuvvetlerine ba¤l› bir gemi de¤il, donan-maya ait bir gemi de¤il, silahl› kuvvetlere ait gemi,hava kuvvetlerinin ya da kara kuvvetlerine ait birgemi dese bir problem ç›kar m›? Sadece tart›flmaaçmak için söylüyorum, yani bunu tart›flabiliriz.

Yine Türkiye’nin yapt›¤› baz› uygulamalardanda çok k›sa bahsetmek laz›m. Siyaseten baz› yan-l›fllar yap›lm›fl. Hangi yanl›fl yap›lm›fl? Biraz öncegündeme geldi¤i için söylüyorum. 24. madde çer-çevesinde, Say›n Bayram Öztürk de bahsetti, “Türkhükümeti Bo¤azlarda yabanc› savafl gemilerinin gi-difl-geliflini gösteren, ayr›ca ticarette ve bu Sözleflme-de öngörülen deniz ve hava ulafl›m›na yararl› bütünbilgileri kapsayan y›ll›k bir raporu Milletler Cemiye-

128 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 128: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ti Genel Sekreterine ve ba¤›tl› yüksek taraflara suna-cakt›r” diyor 24. maddenin son f›kras›.

fiimdi bak›n, Milletler Cemiyeti diye bir fleyvar m›? Yok. Milletler Cemiyeti Genel Sekreterli-¤i kalkt›. Birinci Dünya Savafl›ndan sonra kurul-mufltu, ‹kinci Dünya Savafl›n›n ç›kmas›n› engelle-yemedi¤i için da¤›ld›, gitti. Peki, Birleflmifl Millet-ler Örgütü acaba, soru olarak soruyorum, Millet-ler Cemiyetinin halefi durumunda m›? Cevap:Hay›r. Peki, o zaman Türkiye’ye soruyorum: Seno zaman madem öyle, bu madde çerçevesinde ni-ye bu raporlar› Milletler Cemiyeti Sekreterli¤ineveriyordun da daha sonra Birleflmifl Milletler ku-rulunca Birleflmifl Milletler Genel Sekreterli¤inesunmaya bafllad›n? Bu büyük hata. Bak›n, olma-yan fleyi siz yarat›yorsunuz. Siz burada yetkiyimümkün oldu¤unca kendinizde tutman›z laz›m.

Bunun sak›ncas› flu. Neden sak›ncal› görüyo-rum? 21. maddeyi de¤erlendirmek aç›s›ndan, ba-k›n, Türkiye 21. maddeye göre kendisinin savaflzaman›nda, “Türkiye kendisini pek yak›n bir savafltehlikesi, tehdidi karfl›s›nda sayarsa Türkiye’nin buSözleflmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamayahakk› olacakt›r.” Savafl zaman›nda gibi gemileringeçiflini yasaklayacak. Bak›n, devam›na geliyorumflimdi: “Yukar›daki f›kran›n Türkiye’ye tan›d›¤› yet-kinin Türkiye’de kullan›lmas›ndan önce Bo¤azlar-dan geçmifl olan, böylece ba¤lama limanlar›ndanayr›lm›fl bulunan savafl gemileri bu limanlara döne-bileceklerdir, bununla birlikte flu da kararlaflt›r›l-m›flt›r ki Türkiye davran›fl›yla bu maddenin uygu-lanmas›na yol açm›fl olabilecek devletin gemilerinibu haktan yararland›rmayabilecektir.”

3. f›kras›, “Türk hükümeti yukar›daki 1. f›kra-n›n kendisine verdi¤i yetkiyi kullan›rsa ba¤›tl› yük-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 129

Page 129: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

sek taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri-ne bu konuyla ilgili bir bildiri gönderecektir.”

Burada da yine karfl›m›za Milletler Cemiyeti-nin Genel Sekreterli¤i ç›k›yor. Devam›n› getiriyo-rum, son f›kras›n›: “Milletler Cemiyeti Konseyi (fluanda olmayan bir fley) 3’te 2 ço¤unlukla Türki-ye’nin böylece alm›fl oldu¤u önlemlerin hakl› olma-d›¤›na karar verirse bu Sözleflmenin imzac›lar› ba-¤›tl› yüksek taraflar›n ço¤unlu¤u da ayn› görüflteolursa Türk hükümeti söz konusu önlemlerle bu söz-leflmenin 6. maddesi uyar›nca al›nm›fl olabilecek ön-lemleri kald›rmaya yükümlüdür.”

24. maddenin uygulamas›na dikkat ederseniz“Türkiye hata yapm›flt›r” diyor, çünkü 21. madde-ye göre bir ifllem yaparsa, kendisini pek yak›nharp tehlikesine maruz addederse ne olabilecek-tir? Di¤er devletler de diyecektir ki, art›k Birlefl-mifl Milletler bu iflin yerine geçiyor. Birleflmifl Mil-letler Güvenlik Konseyinin bu konuda de¤erlen-dirme yapmas› laz›m. Genel Sekreter de bunuTürkiye’ye bildirmesi laz›m. Bu Türkiye aç›s›ndanhata olmufltur. Tabii, düzeltilmesi mümkün birhata m›d›r? Valla, zor gibi, ama yine de dönülebi-lir. Ama tabii karfl› taraf buna karfl› ne yapacakt›r,ne edecektir, onun hesab›n› da Karadeniz’e k›y›s›bulunan devletler bak›m›ndan de¤erlendirmek la-z›m. Hiçbir flekilde Milletler Cemiyeti aç›s›ndanbakarsak Birleflmifl Milletler Örgütü halef de¤ildir.Bunun alt›n› çiziyorum. Hatal› uygulamalardanbiri bu.

Yine bir hatal› uygulama. Bunu ben söyledimzaman›nda, ama kimse ciddiye almad›: 11 Eylülolaylar› olmufltu Amerika’da. San›yorum 2001 y›-l›nda vuku bulan olaylar. O zaman dedim ki,“Türkiye için çok büyük bir flans.” Neden flans? Bo-

130 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 130: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

¤azdan geçen gemilerin yükünü de¤erlendirmekbak›m›ndan çok önemli. Türkiye’nin güvenli¤eyönelik çok büyük bir tehdidi, terör tehdidi var.O zaman ne yap›labilir? Gemilerin yükleri kontroledilebilir bu gerekçeyle; yani Amerika BirleflikDevletleri kalk›p Amerika’dan Irak’› vuruyor, Af-ganistan’› vuruyor kendi güvenli¤ini esas alarak,ben Bo¤azlar›n k›y›s›nda var 15 milyon insan, Ça-nakkale’yi de düflünün, ‹stanbul’u da düflünün, buinsanlar›n can güvenli¤ini korumak aç›s›ndan hertürlü tedbiri alabilirim. Dolay›s›yla, burada uygu-lamayla Sözleflmenin belki fleyini de¤ifltirme im-kân› da olabilirdi. Sözleflmeyi de¤ifltirmeye gerekyok, ama siyasi iradeyle bunu yapma imkân› ola-bilirdi. Burada kimsenin sesi de ç›kamazd›. NeRusya Federasyonunun, ne de Amerika BirleflikDevletlerinin ses ç›karmas› mümkün olmazd›,çünkü kendisi aç›s›ndan yapt›¤› bir uygulama var-d›. Hâlâ da bu uygulamalar›n› sürdürüyorlar. Bu-nu da siyasi aç›dan hatal› olan durumlardan biriolarak de¤erlendiriyorum.

Yine Say›n Öztürk bir noktaya de¤indi. Bay-rak ve yükle ilgili de¤erlendirme yap›lamayaca¤›noktas› da do¤rudur. 2. madde ticaret gemileri ba-k›m›ndan, özellikle bar›fl zaman›nda, bunu aç›kçaifade ediyor. Ancak, sonuçta bu geçifl bir zarars›zgeçifltir. Ertelenemez zarars›z geçifl anlam›nda.Hatta k›s›tlanm›fl bir zarars›z geçifl Bo¤azlardan.Dolay›s›yla, zarars›z geçifl k›y› devletinin bar›fl›na,düzenine, güvenli¤ine ayk›r› olmayan geçifltir.E¤er Türkiye kendi güvenli¤ine, bar›fl›na ayk›r›olan bir geçifl tehdidi al›rsa, -ki bunun de¤erlen-dirmesini yapacak olan Bo¤az devleti Türkiye’dir-o zaman pekala gemilerle ilgili gerekli denetimiyapma imkân›na sahip olur. Örnek olarak ? geç-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 131

Page 131: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

mesi esnas›nda bu tart›flma olmufltu. Ben ayn› fle-yi de orada ifade etmifltim. Dolay›s›yla, Türki-ye’nin bu konudaki yetkisi k›s›tlanm›fl de¤il. Amanereye dayan›yor, neden bir fley yapam›yoruz?Çünkü siyasi irade önemli. Siyasi irade yoksa, güçyoksa maalesef sonuç almak zor, ki uluslararas›hukukta benim söyledi¤im bir fley var, “hakl› vegüçlüyseniz hakk›n›z› al›rs›n›z, hakl›, fakat güçsüz-seniz havan›z› al›rs›n›z.” Hatta üçüncü bir ilave de“haks›zsan›z, güçlüyseniz istedi¤inizi al›rs›n›z.”Ama tabii hukukla ilgili olmad›¤› için bunu söyle-memekte yarar var.

Evet, teflekkür ederim.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

Tabii birinci periyotta k›saca sözleflme çerçe-vesinde baz› bilgileri sunmay› arzu ettim. Beye-fendinin konuflmas›yla da eksik kalan hususlar ol-du¤u kanaati bende olufltu. Benim Montrö konu-sunda yazd›¤›m kitap, yay›nlanan makalelerimleen az Beyefendi kadar heyecanl› oldu¤umu herkesbilir. Bir kez daha flunun alt›n› çizmek istiyorum:

Birincisi, Montrö Bo¤azlar Sözleflmesi LozanBar›fl Antlaflmas›ndan sonra Türkiye’nin en önem-li siyasal belgesidir ve Türkiye’nin lehine olan birbelgedir. Bir istikrar ve denge belgesidir. Dünyaiçin de böyledir. Bu önemi belki 21. Yüzy›lda dadevam edecektir. Arzumuz odur. Ancak, Sözlefl-menin feshi prosedürünü bafllatmak 1956’dan iti-baren vard›r, çok kolayd›r. Biz hiçbir flekildeMontrö Bo¤azlar Sözleflmesinin feshedilmesini,masaya yat›r›lmas›n›, bir veya birkaç maddesininde¤ifltirilmesini, ki Türkiye’nin lehine olabilecek-se de arzu etmeyiz, çünkü masaya yat›r›lmas›.

132 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 132: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Mevcut konjonktür buna müsait de¤il. ‹stikrars›z-l›k getirir hem Türkiye için, hem bölge için, hemdünya için. Bunun fark›nda olundu¤u için Sözlefl-menin akit devletlerinden ‹ngiltere, Fransa, ‹tal-ya, Yunanistan, bunlar NATO üyesi devletlerdir.Karadeniz’e k›y›dafl devletler Bulgaristan, Roman-ya, Ukrayna, yeni akit devlet gibi muamele görü-yor, Rusya Federasyonu. Sözleflmenin fesih süreciher an bafllat›labilir. fiunun tabii alt›n› çizmek is-tiyorum: Bunu da söylerken, yaparken bugünekadar söylediklerimizi, yazd›klar›m›z› okuyanlaraikinci bir mesaj vermek istiyoruz: Evet, Sözleflmebugün feshedilebilir. ‹ki y›l geçer yeni bir sözlefl-me yap›lamazsa ne olur? Bo¤azlar uluslararas› su-yolu mu olur? Hay›r, efendim. Buras› bizim ege-menlik alan›m›zd›r. Tekrar söylüyorum, ‹stanbulBo¤az›, hangi terminolojiye bakarsan›z bak›n, birulusal Bo¤az?d›r tek bafl›na ele al›nd›¤› zaman.Marmara Denizi Türkiye’nin yasama, yürütme,yarg› yetkilerini tam anlam›yla kulland›¤› bir içdenizdir. Yunanl› Rozakis’in söyledi¤i gibi bir aç›kdeniz alan› yoktur burada. Çanakkale Bo¤az› dayine bir ulusal bo¤azd›r.

Montrö Bo¤azlar Sözleflmesi geçmiflle de ba¤-lant›l› olarak buradan u¤raks›z geçifli düzenler, oayr›d›r. Bu bölgede Türkiye’nin zab›ta yetkisi var,yarg› yetkisi var, geçiflin zarars›z olmas›n› istemeyetkisi var, geçifli düzenleme yetkisi var. Bunlar›öncelikle kim içindir? Ticaret gemileri içindir. Sa-vafl gemilerinin geçiflinde haydi haydi bu yetkisinikullanacak. Bir savafl gemisinin bir devletin iç su-yuna, limanlar›na gelifli hep özel düzenlemelerleöngörülür. Onun için diyoruz ki, Türkiye Karade-niz’e de k›y›daflt›r. Karadeniz’in yaklafl›k yar›s›Türkiye’nin ekonomik bölgesi, k›ta sahanl›¤›d›r,

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 133

Page 133: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

s›n›rl› egemenlik alan›d›r. Sözleflmenin feshedil-mesini asla istemeyiz. Ancak öteden beri oldu¤ugibi Montrö’nün jandarmas› olarak bizi görmeyiarzu eden baz› devletler flunu bilsinler: Arzu et-mememize ra¤men Sözleflme bir flekilde masayayat›r›l›r, feshedilirse bugün Türk Bo¤azlar› bölge-mizin de elimizde bulunan, olmas› gereken yetki-lerden daha az› olmayacakt›r elimizde, daha fazla-s› olacakt›r, çünkü bu kap›n›n, bunu yanl›fl anla-may›n, Sözleflme feshedilmesin, Sözleflmenin fes-hedilmemesi için gayret sarf etsinler baz›lar›. Ne-ticede biz buraya egemeniz. Bu kap›n›n sahibi bi-ziz. Bunun alt›n› çiziyorum. Sözleflme feshedilme-sin. Ama feshedilirse de hep Türkiye bununla teh-dit edilmesin. Tehdit edenler zaten bunun gere¤i-ni istedikleri zaman yapabilirler, bu imkân elle-rinde mevcut.

Bak›n›z, mesele fludur: Haziran veya Temmuz2006’yd›, ‹stanbul’da bir toplant› düzenlenmiflti.ABD’nin Say›n Ankara Büyükelçisi toplant›daözetle, “Biz 70 y›ld›r bu Karadeniz’e istedi¤imiz gi-bi ç›kam›yoruz, ne pahas›na olursa olsun Karade-niz’e ç›kacakt›r sonunda ABD” benzeri bir ifadekullanm›flt›r. “Karadeniz bir Rus denizi de¤ildir”demifltir. Hay›r, ben düzeltiyorum, orada flunusöylemifltir: “Karadeniz bir Türk denizi de¤ildir.”Karadeniz’de Rusya’n›n deniz alan› çok de¤ildir.Feshedilirse Karadeniz’de biz de zarar görürüz,ama mevcut konjonktür, mevcut dengeler, mev-cut antlaflmalar çerçevesinde bakt›¤›n›z zamanöteden beri ABD’nin Rusya Federasyonu’nu Kara-deniz’in kuzeyine hapsetme arzusu var. Roman-ya’yla, Bulgaristan’la olan iliflkileri, Gürcistan’laolan iliflkilerinin temelinde hep bu yatmaktad›r.

134 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 134: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Bugün NATO üyesi di¤er devletler de Sözleflmeyifeshedebilirler.

Bu noktadan hareketle Türkiye, Sözleflmeninfeshedilmemesi için, Sözleflmenin istikrar ve den-ge belgesi olarak yaflamas› için elinden gelen gay-reti sarf etmektedir bütün zorluklara ra¤men.Zorluklardan birkaç tanesini soray›m. En son düngeçen Mount Whitney isimli 6. Filonun sancakgemisi. Internete bak›n, geminin tonaj› 18 400tondur; yani geçmemesi gerekir. Peki, bu gemihafif su üstü gemisi mi, küçük savafl gemisi mi,yard›mc› s›n›f gemi mi? Hay›r. Emekli bir denizsubay› olarak, kurmay subay› olarak söylüyorum,benim kanaatime göre bir hatt› harp gemisidir.Karadeniz’e k›y›s› bulunmayan bir devletin hatt›harp gemisi de geçemez. Peki, nas›l geçmifltir?Efendim, daha önce iki kere geçti¤i gibi flimdi degeçmifltir. Daha önce geçti¤i zaman Türkiye’dedeklarasyonda, ön bildirimde bulunmufltur ABD.Bu ön bildirimi baflta Rusya Federasyonu olmaküzere, di¤er akit devletlere Türkiye bildirmifltir.Hiçbirinden itiraz gelmemifltir. Ön bildirimde ön-gördü¤ü flekilde Montrö Bo¤azlar Sözleflmesi çer-çevesinde uygun bir gemi olarak geçmifltir. ‹ki ke-re geçene üçüncü kez bugün e¤er itiraz› varsa bu-nu Rusya Federasyonu yaps›n.

Tekrar alt›n› çiziyorum, Montrö Sözleflmesibugünkü konjonktürde 72 y›ldan beri Türki-ye’nin ç›karlar›na hizmet etmektedir ve istikrar vedenge belgesidir. Karadeniz havzas›na, Türk Bo-¤azlar› bölgesine, Akdeniz havzas›na önemli hiz-met eden bir sözleflmedir. Feshedilmemelidir.Türkiye elinden gelen gayreti zaten yapmaktad›r.

Bir noktay› da söylemek istiyorum. Bildi¤imiçin söyleyeyim: Baflta Montrö Sözleflmesi olmak

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 135

Page 135: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

üzere bu tür konular siyasi irade kuflkusuz her fle-yi yönlendirir, ama diplomatlar›yla, ciheti askeri-yesiyle ortak çal›flmalar neticesinde uygulamalarflekillendirilir. Bugüne kadar bizim gördü¤ümüzbürokratik ve güvenlik kademelerinin, diploma-tik kademelerin ortak ürünü olan hususlarda siya-si iradenin bizim tespit edebildi¤imiz yanl›fl birmüdahalesi olmam›flt›r, olmamas›n› da arzu ede-riz. Bu da Türkiye’nin aleyhine olur.

Mesela, yine yanl›fl uygulamalardan biri;Amiral Kuznetsov, bir uçak gemisidir, ama Bat›konseptine uygun bir uçak gemisi de¤ildir. Öte-den beri Bat› konsepti uçak gemilerini elefltiren,Sovyetlerin kendine ait özel bir uçak gemisi kon-septidir. Bo¤azlardan geçmifltir, hatta yenidengeçmesi gündeme gelmifltir. Ama ne olarak geç-mifltir? Uçak tafl›yan muharebe kruvazörü olarakgeçmifltir. Buna da Bat› itiraz etmemifltir. KezaVaryag’›n geçiflinde bile s›k›nt›lar yaflanm›flt›r. Ne-ticede diplomatik alanlarda sözlü, akademik alan-larda medyada yap›lan itirazlar, tart›flmalar hava-da kalmaktad›r. Ne diyor flair? “Sözün kanatlar›var tüy gibi ince ince, paylaflmak olmay›nca neyeyarar düflünce.? Yazmay›nca, yaz›l› olmay›nca, no-talara geçmeyince onlar anlam ifade etmez.

Onun için Montrö Sözleflmesi Türkiye’ninfevkalade lehinde olan bir Sözleflmedir. Bu konu-da ciddi gayret sarf edenlerden birisi oldu¤umuifade etmek istiyorum. Hiçbir flekilde feshedilme-melidir, hiçbir flekilde masaya yat›r›lmamal›d›r,ama so¤uk savafl döneminde oldu¤u gibi, hattabugün yap›lmakta oldu¤u gibi Türkiye’de bunun-la diplomatik manada tehdit edilmemeli ve Türki-ye zaten elinden geleni yapmaktad›r, gözetmekte-dir, kollamaktad›r, korumaktad›r, ama baflkalar›-

136 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 136: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

n›n da menfaatine hizmet eden bu Sözleflmeyibaflkalar› da kollamaktad›r. Sözleflme sadece Rus-ya Federasyonu de¤il, ‹ngiltere’nin de ç›karlar›nahizmet etmektedir. Araflt›r›ld›¤› zaman bu konudada söylenecek çok fley vard›r.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK

(Oturum Baflkan›)Say›n Ali Kurumahmut’a, meslektafl›m›za te-

flekkür ediyoruz. fiimdi, ikinci turumuzun son ko-nuflmac›s› yine Say›n Prof. Dr. Bayram Öztürk.Bayram Hocam, demin bir yanl›fl anlama olmufl, odakikalar sizin konuflman›zdan k›s›tlanmam›flt›,sizin konuflman›z o meslektafl›m›z›n konuflmas›n-dan sonra bafllayan 20 dakikayd›.

Buyurun Say›n Öztürk.

Prof. Dr. BAYRAM ÖZTÜRK

Bu demektir ki, hukuken 4 dakika fazla ko-nuflaca¤›m. Peki, teflekkür ederim. Bafltan banaböyle adaletli bir yaklafl›m sergiledi¤iniz için, bu-ras› esas›nda adaletçilerin adalet da¤›tt›¤› bir yer,ben de bunu ö¤rendi¤im için iyi oldu. Bunun ken-dime de uygulanmas›ndan memnun oldum.

Benim esas son turda konuflmam gereken fleyherhalde biraz tazminler ve zararlar meselesi. Buda yine hukukun ifli. Teknik bir ifl, ama orada daavukatlara ihtiyaç var, iyi deniz hukukçular›na ih-tiyaç var. Ben akademisyen oldu¤um için, belkiHakan Hocam bilmiyorum, bana kat›l›r m›, bizimdeniz hukuku, uluslararas› hukuk, uluslararas›özel hukuk, ismi ne derseniz deyin, baflka birmeslektafl›m daha var önümde, bu konularda bizçok zay›f›z. Önce bunu bilmemiz laz›m. BizimTürkiye’deki üniversitelerde herhalde bu konular

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 137

Page 137: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

para getirmedi¤i için, t›rnak içinde söylüyorum,bu konularda bizim yetiflmifl adam›m›z çok az.Tekrar ayn› görüflü söylüyorum, günün birindeher anlaflmada oldu¤u gibi Montrö de¤iflir. Görü-rüz, görmeyiz, ama o zaman orada, masada bu ifl-leri iyi bilen hukukçu laz›m bize. fiimdiden onunyollar›n› bulmam›z laz›m, iyi deniz hukukçusu,iyi uluslararas› hukuk bilen ve tabii sadece Türkhukukunu de¤il, Avrupa Birli¤i hukukunu, çün-kü bir de Avrupa Birli¤i diye bir mevzu var flimdi,Amerikan hukukunu, benim bildi¤im, bilmedi-¤im, tasavvur etti¤im, etmedi¤im birçok hukukundallar›n› iyi bilen uzmana ihtiyac›m›z var. Onuniçin biz akademisyenlere, üniversitelere ifl düflü-yor burada. ‹yi deniz hukukçusu yetifltirmemiz la-z›m ve bunlar›n da bu sorunlar› bilmesi laz›m.

Bence o konuda biz biraz geç kald›k. Bu ko-nuda Baro ne yapabilir bilmiyorum. Baro belkiuluslararas› deniz hukuku çal›flan hocalara bursverebilir. Bizim bir küçücük vakf›m›z var, OktaySönmezkaptan da Yönetim Kurulu üyemiz, AliHoca var, Ferit Hoca falan var, ufak tefek burslarveriyoruz. Biz hukukçulara burs vermiyoruz, amabizim iflimiz de¤il zaten hukukçulara burs ver-mek. Belki, madem 58 ya da 78 baro var, bu baro-lar›n bir havuz oluflturulup iyi uluslararas› denizhukuku bilen veya ben iyi tan›mlayam›yorsam,Ferit Hocan›n tan›mlayaca¤› flekilde bu konuylailgili burslar›n oluflturulmas›n› ben çok faydal› gö-rüyorum. Onun için bu toplant›n›n da böyle birburs için, tabii Baronun böyle yetkisi var m›, pa-ras› var m›, onlar› sormuyorum ben size, ben sa-dece bir düflünce ve görüfl ortaya at›yorum ve bu-nun çok faydal› olaca¤›n› düflünüyorum. Bunu biröneri olarak getiriyorum, çünkü bizim bu konuda

138 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 138: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

yetiflmifl çok az uzman›m›z var. Hakan Hocamdo¤ru mu? Do¤ru herhalde.

Prof. Dr. FER‹T HAKAN BAYKAL

Do¤ru. Uzman gözüken insanlar›n birço¤u dauzman de¤il o konuda. Adam bu konuda hiç ça-l›flmam›fl, ama hâlâ ? baflkanl›¤› yap›yor, kitap ç›-kart›yor, Türkiye’de bu tip rezaletler çok akade-mik camiada.

Prof. Dr. BAYRAM ÖZTÜRK

Ben flimdi nazik konuflmaya çal›fl›yorum. As-l›nda çok nazik bir adam de¤ilim, Karadenizliyim.

‹kinci konum, oradan gelecek oldu¤um fley,tazmin. Biz geçen gemilerin denizi kirletti¤ini bi-liyoruz. Bebek koyunu, Beykoz koyunu, akl›n›zagelen adalar›, kim nerede oturuyorsa bu salonuniçinde bunlar› biliyoruz. Bunlar›n analizlerini ya-p›yoruz, ilgili yerlere veriyoruz. Bunlarla ilgilimahkemelerin aç›lmas› laz›m. Ama bu tazminle-rin al›nmas› konusunda özellikle Independentakonusunda biz hiçbir fley alamad›k dersem yeri-dir, çünkü o zaman Türkiye’de bu ifl çok yeniydi.1979 y›l›ndan bahsediyorum. Çok iyi bir avukatbulduk. Ben o zaman iflim gere¤i bal›kç›lar›n ko-operatifinin bilirkiflisiydim. ‹ngiltere’den birçokuzman geliyordu, sigorta flirketinin uzmanlar› veavukatlar› geliyordu. Tabii onlar bu ifllere 200 se-ne önce bafllam›fllar, çok uzun süre önce bafllam›fl-lar. Bir gelenek oluflturmufllar.

Bana sorduklar› soru fluydu: “Say›n Öztürk,para istiyorsunuz.” Biraz daha ironik bir flekildesoruyordu, müstehzi bir ifadeyle soruyordu. Bende, “Evet, para istiyoruz, çünkü a¤lar›m›z parçalan-d›, para istiyoruz, çünkü bal›klar›m›z koktu, para

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 139

Page 139: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

istiyoruz, çünkü bal›khaneye bal›kç›lar bal›k götü-rüyorlar, bal›klar›n› satam›yorlar.” “Peki, sizin ba-l›kç›lar›n son 5 senelik devlete ödedi¤i vergilerin birlistesi var m›? Vergi dairesinden alabilir miyiz?” Ozaman biz yand›k, çünkü bizde öyle bir fley yok.O zaman hiç yoktu. fiimdi bile yok do¤ru dürüst.Yeni yeni vergi sistemine geçiliyor, çünkü herkesdaha çok vergi ödeyece¤im diye korkuyor. Bunubiliyorlar ve dolay›s›yla, diyorlar ki, “Peki, 50 tanebal›kç› zarar ettiyse bu 50 bal›kç›n›n geçen sene tut-tu¤u bal›k miktar›n› bize bir bildirin, bunu hukukiolarak bildireceksiniz tabii, sizin söyledi¤iniz ol-maz. Siz bunun hesab›n› nas›l yap›yorsunuz, nere-den ö¤renece¤iz bunu?” “Vergi dairesinden.” Bizimbal›kç›lar bafll›yorlar, “Biz vergi vermiyoruz” de-meye. Adam diyor ki, “Vergi vermiyorsan›z parada alamazs›n›z, çünkü siz kaynak kullan›yorsunuz,bu kaynak devlete ait, vereceksiniz.”

Dolay›s›yla birçok fleyi bizim güncel hale ge-tirmemiz gerekiyor. Bu, son zamanlarda, son 5-6y›lda biraz daha düzene girdi, eskisinden daha iyi-yiz, ama tazmin konusunda çal›flacak bizim o za-man iyi avukata, iyi uzmana ihtiyac›m›z var. Bubal›kç›l›k için geçerli, ama bu Montrö için de ge-çerli. Bu bir tespit.

‹kincisi, Ferit Hocayla ‹MO’da çal›flt›¤›m›zdönemde, Ali Hocan›n Ulaflt›rma Genel Müdürüoldu¤u dönemde, biz bütün oradaki oylamalar›hep kaybediyorduk, çünkü niye? Tualulu diye birülke var, Türkiye, Tunus, Tualulu, bir bak›yorsu-nuz baflka bir ülke var, bunun yerini, yurdunu bil-miyorsunuz bu ülkenin. Nerede bu ülke? Kribati.Kribati’yi aram›zda bilenler vard›r, bilmeyenlervard›r. Denizle u¤raflanlar belki bilirler, ama bun-lar› bizim gibi, herkes gibi birer oylar› var. Peki,

140 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 140: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

bu ülkelerin hepsi ucuz bayrak, kolay bayrak de-nilen ülkelerin gemileri var bu ülkelerde. Dolay›-s›yla, hepsinin bu iflten bir kâr› var. Bizim oylama-larda, biz bunlardan, bizim Türkiye’yle, Bo¤azlar-la ilgili olan oylamalarda 1997-1998 y›llar›n› anla-t›yorum, hepsinde aleyhimizdeydi bunlar. Nedenaleyhimizdeydi? Çünkü, Bo¤azlardaki alabilece¤i-miz ve ald›¤›m›z, bütün kayg›lar›m›z› da Türkiyeçevre boyutu nedeniyle almaya çal›fl›yordu. Çev-resel kayg›larla biz Bo¤azlar› korumaya çal›fl›yo-ruz. Acaba? Çevre her iflte çok kullan›lan bir argü-man oldu çünkü. Tabii buna bir itiraz›m›z yok.Neden? Çünkü Bo¤azlardan geçiflleri, geç kalma-lar ticarette zarara neden oluyor. Onun için gü-nün birinde bu sözleflmeler, bu anlaflma yenidende¤ifltirilirse bence sadece bu akit devletler falanbu iflin içine girmez. Buradan para kazanan, ifl ya-pan, nakliyat yapan birçok insan bu iflin içine gir-meye çal›fl›r. Onun için bence bizim Türk hükü-metinin Türk Bo¤azlar›yla ilgili do¤ru dürüst birenstitü kurmas› laz›m.

‹kincisi de, bunun için dar bo¤azlar birli¤i de-¤il, çünkü tek dar bo¤az Türk Bo¤azlar› de¤il. Ma-laka Bo¤az› dar bo¤az, bunun ötesinde Danimar-ka bo¤azlar›, bunun ötesinde Tores, bunun öte-sinde Macellan, birçok bo¤az var. Bu bo¤azlarda-ki ülkeler ve oradaki bo¤az ülkeleriyle birlikte birkoalisyon, bir birlikler kurmak ve bo¤azlardakiolas› sorunlar›, bu, güvenlik olabilir, tehdit olabi-lir, çevresel sorun olabilir, politik sorunlar olabi-lir, uluslararas› denizcilik örgütünde veya Birlefl-mifl Milletlerde tek bir elden seslendirmek veya-hut da böyle bir blok oluflturmak, birlik olufltur-mak Türkiye’nin oluflturaca¤› politikalar çok yar-d›mc› olur diye düflünüyorum. Bu, tabii politik bir

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 141

Page 141: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

de¤erlendirme. Çevresel bir de¤erlendirmenin d›-fl›nda. Belki amac›m› afl›yorum, ama bunun içindeçevre de var, çünkü böyle bir birlik olmad›¤›n›zzaman sizin oralarda Independenta kazas› oldu,Nasya kazas› oldu, biz çok zarara u¤rad›k, UNES-CO’nun dünya miras›nday›z, Dolmabahçe de bu-rada, Ayasofya da burada, en dar yeri 740 metrededi¤i zaman insanlar, “Evet, gerçekten siz hakl›s›-n›z, çok hakl›s›n›z, ama” derler. Bir “ama” s› variflin. Onun için belki biraz daha ak›ll›ca bir fleyleryapmak gerekir.

Gemi kökenli kirlenmenin önlenmesi konu-sunda bizim önce Montrö’nün d›fl›nda ba¤›ms›zbir flekilde çok samimi olarak Marmara Denizininçöp çukuru olmamas› için, bir la¤›m kanalizasyonçukurudur bugünkü haliyle, bunun olmamas›için önce kendimizi bir test etmemiz laz›m. Bo-¤azlardaki gemi kazalar› ve Bo¤azlardaki gemi ge-çiflleri, ses, gürültü, petrol, yak›t, akl›n›za ne gelir-se, bunlar›n hepsi kirlenmeye ve ‹stanbul halk›na,Türk ekonomisine, Türkiye’ye zarar veriyorsa, kibu do¤rudur, ama önce Marmara Denizindeki il-lerin, Marmara Denizinin ve Bo¤azlar›n korunma-s› konusu önce Türklerin; yani bizlerin samimibir flekilde bir politika gelifltirmemiz laz›m. Benböyle bir politikan›n oldu¤unu düflünmüyorumbugün, çünkü ‹stanbul Bo¤az›na at›lan çöplerinço¤unun yal›lardan at›ld›¤›n› düflünüyorum.

Çok teflekkür ediyorum.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

De¤erli konuklar; bugün 72 y›l› geride b›rak-m›fl olan Montrö Sözleflmesini de¤iflik boyutlar›y-la sizlerin huzurunda tart›flt›k, gündeme getirdik.

142 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 142: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Ben de¤erli kat›l›mc›lara, de¤erli hocalar›m›za,meslektafllar›m›za, Baromuzun üyelerine çok te-flekkür ediyorum.

Say›n Bayram Öztürk Hocam›n yal›lardan at›-lan çöpler deyince akl›ma geldi; baz› devletleri deyal›lara benzetirsek, Karadeniz’i kirleten en güçlüdevlet, herhalde Avrupa’n›n ortas›nda bulunanAlmanya. Tuna’daki bütün c›valar›, sanayi at›kla-r›, kirleri Karadeniz’e boca edip ondan sonra Tür-kiye’de baz› çevreci oluflumlar›n arkas›nda finan-sör olmak da herhalde de¤iflik bir diplomasi dene-yimi veyahut da büyük devlet olman›n birtak›mpratikleri olsa gerek.

De¤erli konuklar›m›za arkadafllar›m›zdane¤er soru yöneltilecekse, zaman› da dikkate alarakböyle salondan iki soru alabiliriz, arkadafllar›m›z-dan yöneltilecek sorular varsa.

Buyurun.

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 143

Page 143: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

144 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 144: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

SORU-YANIT

SALONDANBiz bugün burada Montrö’yü konuflurken

dikkatimi çekti. Hocam Profesör Doktor BayramÖztürk konuflmas›n›n sonunda en önemli fleyeparmak bast›lar. Denizci ö¤retmen olarak bizimkarasular›m›zda e¤itimci denizci olarak çok fleylergördüm. Bugün Montrö’de haklar›m›z, müdahildurumlar›m›z tart›fl›l›r, tart›fl›lmaz durumlar› ko-nufltuk, ama kabotaj haklar›m›z hiç tart›flmas›zbirtak›m haklar›m›z var. Bu güzel toplant›dan biryere gelece¤im. Bir dahaki sefere toplant›daki iz-leyicilerin de dikkatine sunarak en önemli konu-yu söylüyorum: Benim gemimin pervanesi 7,5metreydi. 7,5 metre çap›ndaki bir pervane tam yolçal›fl›rken o çevrede hiç bal›k b›rakmaz, çünkü di-namit etkisi yapar. ‹flte, o canavar›n birisi benim.Ama ne yapal›m, yetmedi.

Slop tanklar›m› boflaltaca¤›m, sahilde sloptanklar›m› kabul eden yetkili yok. Zehir getirmi-flim Yalova Elyaf’a ACN getirmiflim. Yalova Elyafdiyor ki, “Slop tanklar›m›z dolu.” Bu nedir? Süperbir zehirdir bu ACN. Ben vatan›m oldu¤u için birçaresini buluyorum, hani mesane torbas›n› tutargibi. Türk sular›n›n d›fl›na bir ç›kay›m hele. Amagözümüzün önünde Marmara’ya çok zehir dökü-lüyor.

Buna bir ilham olsun diye söz ald›m. Konufl-mac›lara teknik aç›klamalar›ndan dolay› çok te-flekkür ederim, ama hepimiz düflünelim ki, özetolarak söylüyorum, tart›fl›lan haklar›m›z› b›raka-l›m. Denize sintine basmak, denize slop tank› bas-mak, gece Marmara’y› bir görseniz, Karadeniz’den

Page 145: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

gelen gemiler Marmara’da. Efendim, VHF’den ça-¤›r›yoruz, radyodan, “Sahil muhafaza, önümüzdebak bir gemi var.” “Ha, onu var ya siz falan yere bil-dirin.” Önce biz yüzde 100 tart›flmas›z haklar›m›-z› inisiyatif göstererek kullanm›yoruz ki. Kabotajhaklar›m›z› ihmal ediyoruz. Bu bir ilham olsun di-ye bunlar› söyledim.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

Sorunuzu kendiniz cevapland›rm›fl oldunuz. Bir soru daha alal›m. Buyurun Mahmut Bey.

Av. MAHMUT TANALSorum Ferit Hoca’ya: Sözleflme feshedilirse

Marmara bölgesi iç deniz, egemenlik alan›m›z,mevcut olan Anayasam›z›n 92. maddesi uyar›ncayabanc› silahl› kuvvetlerinin Türkiye’nin s›n›rlar›içersine girmesi veya ç›kmas› veya bizim askergöndermemiz Türkiye Büyük Millet Meclisininkarar›na ba¤l›. Bu durumda ne olur?

‹kinci sorum Say›n Kurumahmut’a: Efendim,“savafl gemilerine müdahale edilmesi bir savafl sebe-bidir, bir egemenli¤in müdahalesidir” dediler, yü-rekten kat›l›yorum. Bu beyan›ndan, aç›klamas›n-dan sonra flunu soraca¤›m: 11 tane askerimizinkafas›na çuval geçirme savafl sebebi de¤il midir?

Prof. Dr. FER‹T HAKAN BAYKALfiu noktaya temas etmek laz›m bence öncelik-

le: Sözleflme feshedilse bile ortadan kalkmayacakbir hüküm var. Bir kere Bo¤azlar genel deyimiylebelirtilen Çanakkale Bo¤az›, Marmara Denizi veKaradeniz Bo¤az›ndan geçifl ve gemilerin gidifl-ge-

146 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 146: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

lifli, Lozan’da 24 Temmuz 1923 tarihinde imza-lanm›fl olan Bar›fl Anlaflmas›n›n 23. maddesiylesaptanm›fl ilkeyi diyor, ki bu ilke nedir, o geçiflserbestisinde olan ilke; yani Sözleflme ortadankalksa bile bu geçiflin serbest oldu¤una dair ilke,ki nereden bu geçifl, Bo¤azlardan, ‹stanbul Bo-¤az’›, Çanakkale Bo¤az’›, Marmara Denizi, bu or-tadan kalkmayacak.

Dolay›s›yla, Kurumahmut Hocan›n söyledi¤ifley, ben de ayn› düflünmekle birlikte biz onlar gi-bi düflünmeyelim diye bunu ifade ediyoruz. Mar-mara bir iç deniz, iç sular rejimine tabi, di¤er ta-raftan Karadeniz’le Marmara aras›nda bir geçifl ‹s-tanbul Bo¤az›, Ege’yle de yine Çanakkale Bo¤az›vas›tas›yla Marmara aras›nda bir geçifl. Milli bo¤azkonumu oldu¤unu iddia ederek mesafe almayaçal›flaca¤›m›z› söylüyoruz. Halbuki karfl› taraf›niddias› nedir? ‹stanbul Bo¤az›, Çanakkale Bo¤az›ve Marmara Denizi bir bütündür, bir geçifl yolu-dur, iki aç›k deniz kesimini ya da münhas›r eko-nomik bölge kesimi birlefltiren Bo¤az konumun-dad›r. Transit geçifl rejiminin uygulanmas› gere-ken bo¤azlar›n tan›m›na uymaktad›r diyorlar.

Tabii bunu bizim söylememiz do¤ru de¤il,kabullenmemiz de do¤ru de¤il. Onun için bizimsöyledi¤imiz flekilde bir ifade kullan›yoruz, amakarfl›m›za bu mutlaka nedir, ç›kacakt›r. Buradasavunabilece¤imiz fley, burada uygulanacak reji-min transit geçifl rejimi olamayaca¤›, ertelenemezzarars›z geçifl rejimine benzer bir rejim olaca¤›,çünkü Türk Bo¤azlar›n›n “sui generis” bir ko-numda oldu¤u; yani bu flekilde arada iç sular re-jimine tabi bir denizin olan iki tane bo¤azla aç›kdeniz kesimlerine ba¤lanan baflka bir bo¤az yok.Dolay›s›yla, buraya da özel bir rejimin yine uygu-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 147

Page 147: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

lanmas› gerekece¤i, transit geçifl rejiminin hiçbirflekilde uygulanmamas› gerekti¤i noktas›nda sa-vunma yapmas› gerekecek Türkiye’nin. Bu flekil-de konferans› götürmesi gerekecek. Yoksa bizimdedi¤imiz tezimiz bizim aç›m›zdan geçerli, amabunu baflkalar›na ikna ederek söyleyebilmemizbu hüküm çerçevesinde biraz zor. Onu paranteziçinde belirteyim, ama Ali Kurumahmut ne diye-cek bilmiyorum.

AL‹ KURUMAHMUT

Hocam, sizden esasen farkl› düflünmüyorum,ama hep “baflkalar› ne der?” noktas›ndan hareket-le bizim akademisyenlerimiz de çal›flmalar yapt›k-lar›ndan sizinle bu konuda benzer, paralel çal›flmayapan birisi olarak ben bunun alt›n› özellikle çiz-mifltim. Ama flunu söyleyeyim, bak›n›z: Bu ifltensorumlu genel müdürlük görevi de yapt›m. TürkBo¤azlar› Daimi Çal›flma Grubunun baflkanl›¤›n›yapt›m. Baz› bilinmeyenler var. Tabii bunlar› bi-len birisi olarak sizden biraz daha rahat belki ko-nuflabilirim. Montrö’nün düzenledi¤i rejim yakla-fl›k 17 mildir. Esasen 16.64 deniz milidir, 17 mil-lik ‹stanbul Bo¤az›, 110 millik Marmara’da bir ko-ridor var, geçifl oradan yap›l›r, bunu biz öyle dü-zenledik ve 37 millik Çanakkale Bo¤az›, toplam164 millik bir deniz alan›ndan u¤raks›z geçifltir.Montrö’nün 1. maddesinde hiçbir zaman sonsuzsüresi olaca¤› öngörüleni de budur. Evet, biz bu164 millik alanda gemilerin seyrini engellemeye-ce¤iz, buna müsaade edece¤iz, ama nas›l müsaadeedece¤iz? Egemen devlet olarak zab›ta yetkimizikullanarak, yarg› yetkimizi kullanarak, geçiflin za-rars›z olmas›n› isteme yetkimizi kullanarak, geçi-fli düzenleme yetkimizi kullanarak.

148 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 148: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

Son zamanlarda bunu yap›yor muyuz? Yap›-yoruz. Bir an için Montrö’yü bir tarafa b›rakal›m.Bunlar›n d›fl›nda bir harp gemisinin, bir harp ge-misinin bu bölgedeki bu u¤raks›z geçifl yap›lanalan d›fl›ndaki bir alana gelmesi tamamen TürkiyeCumhuriyeti hükümetinin iznine tabidir.

Bak›n›z, biraz farkl›, ama önemli bir uygula-madan bahsedeyim: Genel Müdürlük görevinegeldim, bu ifllerle akademik olarak u¤raflm›fl, gü-venlik boyutunu biraz bilen bir insan olarak bak-t›m ki biz, evet, Montrö gere¤ince ticaret gemile-rine k›lavuzlu¤u ve römorkörcülü¤ü mecburi tut-muyoruz, fliddetle tavsiye ediyoruz, ama dedik ki,niçin Marmara’daki herhangi bir limana gelen,Karadeniz’den ‹stanbul Bo¤az› yoluyla Marma-ra’daki bir limana gelen, Ege’den Çanakkale Bo¤a-z› yoluyla Marmara’daki bir limana gelen, Bo¤az-lardaki bir limana gelen bir gemiye bunu uygula-mayal›m m›? Titizlikle bunun uygulamas› yolunagittik. Kimse itiraz etmedi, edemez, çünkü buras›bizim egemenlik alan›m›z. Tabii ki Hocam›n ifadeetti¤i gibi, Montrö’yü feshetmek isteyen zihniyet,karfl›m›za transit geçifl rejiminin uygulanmas›n›talep edecektir. Niye? ABD öteden beri dünyada-ki bu tür bo¤azlar› en fazla kullanan devlettir.1982 Deniz Hukuku Sözleflmesinden önce burala-r› zaten aç›k deniz alan›yd›. 100’e yak›n bo¤azdanserbest geçiflle geçebiliyordu. O, onu ister. Ama oonu isterse biz tabii, kendiniz ne yapaca¤›n›z› bi-leceksiniz, karfl› taraf›nkinin de ne yapaca¤›n› bil-di¤iniz zaman o zaman daha sa¤l›kl› karar verirsi-niz. O, onu isteyebilir, ama bizim de böyle bir fle-yimiz var. Buna s›ms›k› sar›lmal›y›z.

Bu noktadan hareketle sizin ikinci sualinizegeliyorum. Ço¤unlu¤umuz hukukçuyuz. Çok yü-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 149

Page 149: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

ce bir Baronun mensubuyuz. Bu toplant›y› da buBaro düzenliyor. “Hukuk nedir?” sorusuna dön-memiz laz›m. Hukuk amaç m›d›r, bugün dünyadaoldu¤u gibi gücün arac› m›d›r? “Biz Türkiye ola-rak ne yapabiliriz?” sorusunu sormam›z laz›m.Olabildi¤ince mevcut hukuktan istifade yollar›n›aramak yoluna baflvurmam›z laz›m. Herhalde so-nucu burada ç›kar.

Ben tabii biraz sorumlu birisi olarak burada-y›m, konuflan birisiyim, misafirim, Baro mensu-buyum. Olabildi¤ince akademik, teknik konufl-maya gayret sarf ettim, ama beni biraz daha zor-larsan›z belki sizden daha a¤›r cümleleri sarf ede-ce¤im. Beni lütfen zorlamay›n. Sizden farkl› düflü-nen bir insan da de¤ilim. Onun için flimdi gelelimsavafl sebebine.

Ben 7 y›l harp akademilerinde harp hukukudersi verdim. Bu Maslak’taki Kuvvet Harp Akade-milerinde Deniz Harp Hukuku dersi verdim. De-niz harp hukukunun kaynaklar›na falan inmeye-lim, ama flunu hep söyleriz: Önce Hocam›n ifadeetti¤i bu harp gemisi tan›m›ndan hareketle yolaç›kar›z, deniz hukukunu biraz anlat›r›z. Savafl ge-mileri devlet egemenli¤ini temsil eder. De¤il birABD savafl gemisine, Karadeniz’in aç›k deniz ala-n›nda baflka bir devletin savafl gemisini de kolaykolay güç kullanamazs›n›z. Söylüyorum, ABD’ninen güçlü iki savafl gemisi, biri York Town’d›, K›-r›m aç›klar›n›n 6 milinden geçtiler, Sovyetlerinkarasular› 12 mildi. ABD yetkilileri “Biz zarars›zgeçifl hakk›n› kulland›k” dediler. Ruslar, “Hay›r,siz bizim k›y› tesislerimizi incelediniz, gözetlediniz,geçifliniz zararl›, terk edin buray›” dediler. Terk et-mediler. So¤uk savafl döneminde Ruslar güç kul-lanabildi mi? Onun için bu meseleleri biraz Orta-

150 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›

Page 150: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

do¤u’daki geliflmelerden de ay›rmak laz›m diyedüflünüyorum.

Av. HÜSEY‹N ÖZBEK(Oturum Baflkan›)

Say›n Kurumahmut’a çok teflekkür ediyoruz. Diplomaside masaya oturdu¤unuzda arkan›z-

da ekonomik gücünüzün olmas› laz›m, askeri gü-cünüzün olmas› laz›m, prestijiniz olmas› laz›m,sayg›nl›¤›n›z olmas› laz›m. Lozan’daki diplomasizaferinin arkas›nda Türk süngüsünün zaferi vard›.Bir de kararl›l›k laz›m tabii. fiimdi Türkiye yenidenbenzer konularda masaya oturdu¤unda ayn› say-g›nl›¤›, ayn› gücü, ayn› prestiji ve cumhuriyetinmiras›n› koruma kararl›l›¤›n› tafl›yorsa, bu bilinçleoturuyorsa, karfl›dakiler de sizde bu kararl›l›¤› gö-rüyorsa herhalde yeni sözleflmelerde olumlu birsonuç ç›kmas› düflünülebilir. Cumhuriyetle dokuuyuflmazl›¤› olan, cumhuriyetle tart›flmal› olan,cumhuriyetle gizli hesab› olanlar›n oturdu¤u ma-sada acaba bu kararl›l›k muhataplara sergilenebilirmi, o konuda benim tereddüdüm var.

fiimdi salonda bulunan, benim yaz›lar›n› se-nelerce büyük bir zevkle ve etkilenerek okudu-¤um, yaz›larda da edebi bir tat buldu¤um, deniz-cili¤i sevdiren, sayg›n bir yazar da aram›zda. Benkendisini fiziken tan›m›yordum, ama salonumuz-da oldu¤unu ö¤rendim. Kendisine hem hofl geldi-niz diyorum Say›n Oktay Sönmez’e, hem de aca-ba bir katk›da bulunmak ister mi, onu sormak is-tiyorum.

OKTAY SÖNMEZYaflad›¤›m›z günlerin diplomatik konjonktü-

rü içinde ben diyorum ki, hani Montrö’ye doku-

Montrö Sözleflmesi ve Türk Bo¤azlar› 151

Page 151: Genel S›ra No: Cep Kitapl›¤›€¦ · Baflkan Yard›mc›m›z Say›n Avukat Mehmet Dura-ko¤lu’nu aç›l›fl konuflmas› yapmak üzere kürsüye davet ediyorum. Av

nulmas›n, Montrö’yü koruyal›m, Montrö’nünüzerine titreyelim diyoruz ya, art›k biz bu safhay›geçtik diye addediyorum. Bugünkü diplomatikkonjonktür içinde Montrö’ye dokunulmufltur veyap›lacak fley, bütün bu konuflmalar›n hepsi fay-dal› olmufltur, güzel olmufltur, ama bir tek fleyinalt›n› çizip hemen buradan kaç›yorum size teflek-kür ederek. Bir baflka toplant›ya gidiyorum. Fesihkelimesi var ya, Montrö’nün fesih masas›na yat›-r›lmas›, Montrö’nün feshedilmesi, bence bu fesihbu iptal... Kategorik olarak biz mümkün oldu¤ukadar bu sözcü¤ü kullanmamal›y›z. Kanaatimbundan ibarettir.

152 ‹stanbul Barosu Yay›nlar›