siber savunmam›z ‹çin: ulusal yaz›l›m · 2016-01-28 · prof. dr. kemal ar› 37...

164
fiUBAT 2016 192297 SAYI: 2016 /02 F‹YATI: 5 TL BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI 1 fiUBAT 2016 Siber Savunmam›z ‹çin: Ulusal Yaz›l›m S. 13 Can Dündar’dan "Bas›n"a: Bas›n Öne E¤ilmesin Cengiz Özak›nc›: Frans›z Devrimi’nden Günümüze Federalizm, Özerklik ve Hendek Dr. Ö¤üt Yazman: Türkiye ve 2016 Ekonomisi Kaya Boztepe: Lozan Olmasayd› Sevr Olacakt› Dr. fiahin Musao¤lu: Türklerin Ortak Gururu Nizami Gencevi Prof. Dr. Kemal Ar›: Türkiye’nin Kara Günü ‹zmir’in 15 May›s’› S. 81 S. 17 S. 29 S. 33 S. 43

Upload: others

Post on 30-Dec-2019

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

fiUB

AT

2016

T Ü R K R E S S A M L A R

H A L E A S A F

Hale Asaf, ilk Türk kad›n ressamlardan Mihri Müflfik’in ye¤eni olmas› nedeniylekendini resim sanat›yla ilgili bir aile ortam›nda buldu, bu ortamda büyüdü. Resimö¤renimine 1919’da Almanya’da Berlin Akademisi, Arthur Komp atölyesinde

bafllad›. ‹stanbul’a döndü¤ünde Sanayii Nefise’de Ömer Mil ile Feyhaman Duran’›nö¤rencisi oldu. 1925’te Maarif Vekaleti (Milli E¤itim Bakanl›¤›) bursuyla

Almanya’ya,sonra da Paris’e gönderildi, resim çal›flmalar›n› sürdürdü. 1918 y›l›ndakurulan Müstakil Ressamlar ve Heykeltrafllar Birli¤i’nin kurucular› aras›nda yeralan tek kad›n sanatç›, toplulu¤un Ankara (l928) ve ‹stanbul (1929) sergilerinekat›ld›, bir süre Bursa K›z Ö¤retmen Okulu’nda resim ö¤retmenli¤i yapt›. Dahasonra Paris’e yerleflti, bir resim galerisi yönetti. Bu galeride 37 resimden oluflansergisinin aç›lmas›ndan 6 gün önce, 31 may›s 1938’de 33 yafl›nda yaflam›n› yitirdi.

192297 SAYI: 2016 /02 F‹YATI: 5 TL

BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI1 fiUBAT 2016

Siber Savunmam›z ‹çin:

UlusalYaz›l›m

S. 13

Can Dündar’dan"Bas›n"a:Bas›n ÖneE¤ilmesin

Cengiz Özak›nc›:Frans›z Devrimi’ndenGünümüzeFederalizm,Özerklik veHendek

Dr. Ö¤üt Yazman:Türkiyeve 2016Ekonomisi

Kaya Boztepe:Lozan Olmasayd›Sevr Olacakt›

Dr. fiahin Musao¤lu:Türklerin OrtakGururuNizamiGencevi

Prof. Dr. Kemal Ar›:Türkiye’ninKara Günü‹zmir’in15 May›s’›S. 81

S. 17

S. 29 S. 33

S. 43

Bütün Dünya Abone Servisi:Tel: (0506) 888 26 44E-posta: [email protected]

Bütün Dünya

Bütün Dünya, tüm okullar›m›z için kaç›r›lmayacakbir f›rsat sunuyor:

Yeni y›lda1 y›ll›k en az 20 adetlik abonelik talebi olan her okulumuz Bütün Dünya

dergilerini %50 indirimli olarak al›yor.

Bu f›rsattan yararlanmak flimdi çok kolay. Bir telefonunuz veya e-postamesaj›n›zla okullar›m›za yönelik abonelik iflleminizi bafllatabilir;yeni y›lda Bütün Dünya’nın okulunuza gelmesini sa¤layabilirsiniz.

Okullar›n en az 20 adetliktoplu aboneli¤ine

BütünDünya’dan indirim%50

B Ü T Ü N K ‹ T A P Ç I L A R D A

Enerji, her fleydir!Enerji kaynaklar›n›, transfer olanaklar›n› elinde tutan, dünyay› elinde tutar.

Bugün Orta Do¤u'da yaflanmakta olan, milyonlarca insana ülkesini terk ettiren, yüzbinlercesinin ölümüne neden olan, kimilerince 3. Dünya Savafl› olarak adland›r›lan"savafl", enerji kaynaklar› için yap›lan savaflt›r. 21. yüzy›lda enerjinin kanl› tarihi

yaz›lmaya devam ediliyor.Bu kitapta, "Enerji nedir? Günlük yaflam›m›zdaki önemi nedir?

Ülkelerin geliflimlerinde, hatta var olmalar›ndaki rolü nedir? Enerji güvenli¤i nedemektir? ABD, AB, Rusya'n›n enerji politikalar›n›n temel unsurlar› nelerdir? Enerji

kaynaklar› bak›m›ndan zengin olan ülkelere yönelik iflgallerin, sivil katliamlar›n›nard›nda büyük güçlerin ne gibi ihtiraslar›, kirli planlar› var? Türkiye'nin bir enerji

politikas› var m›? Enerji alan›ndaki sorunlar›m›z çözümsüz mü? D›fla ba¤›ml›l›¤›m›zkader mi? Ne yapmal›?" sorular›n›n cevaplar›n› bulacaks›n›z.

Nazmi Kal:“Dedeniz Lise 2'den terk Vehbi Koç, Türkiye'nin en büyük

holdingini yaratt›. Amerika'da ekonomide ‘master’ yapm›fl bir torun olaraksizin hedefiniz ne olacakt›r?”

Mustafa Koç:“Hedefimiz, dünyaya aç›lmakt›r.”

Bütün Dünya'n›n notu:Bugün Avrupa'da sat›lan 3 beyaz eflyan›n biri, Türk yap›m›d›r.

MERHUMMUSTAFA KOÇ’UN ANISINA

SAYGIYLA

TRT Ekonomi Program› yap›mc›s› ve sunucusu Nazmi Kal'›n arflivinden. 1993

B Ü T Ü N K ‹ T A P Ç I L A R D A

Kaptan “Çal›n” diyordu...“Kemanlar çald›¤›na göre gemi batm›yor”diye düflünenler…devrilen sancakdireklerini sorgulamad›lar bile...Ülkenin yurtseverleri, Atatürkçüleri,cumhuriyete gönül vermifl ayd›nlar›...Bu ülkeyi kuran güç, koca Türk ordusununkomutanlar›, flerefli subaylar›...Bilim adamlar›, hocalar, gazeteciler,yazarlar al›n›p götürüldü¤ünde...Kemanc›lar çald›lar…Hukuk, e¤itim, bürokrasi çöktü¤ünde...Üniversiteler, medya, sendikalar, devrimingetirdi¤i kurumlar çöktü¤ünde...Kemanc›lar çald›lar…Bu, s›radan bir çarpma de¤ildi...

Buzda¤›n›n görünmeyen yan› vard›...Karanl›k bir gecede devletin omurgas›parçalan›p, gövdesi gömülürken...Dinleyin...Titanic kemanc›lar› çalmaya devam ediyor. “Bir ülkenin neresinde hadise varsa,nerede sorun, nerede ac›, nerede isyan,nerede rezalet, nerede kah›r...Oraya yetiflmek gibi bir günah›n ürünüher bir yaz›...Yaz›lar›m kaybolsun istemedim...Onlar› emanet edecek en iyi yeri seçtim.Kimler için yazd›ysam onlara...Size emanet yaz›lar›m.”

-Bekir Coflkun-

3

Seçiciler Kurulu:Prof. Dr. Nevzat Bilgin (An›sal Baflkan)Prof. Dr. Ahmet MumcuProf. Dr. Solmaz Do¤ancaProf. Dr. Sevil ÖksüzProf. Dr. Ender Varinlio¤lu,Prof. Dr. Okay EroskayProf. Dr. Fuat Çelebio¤lu,Prof. Dr. Sedefhan O¤uz,Prof. Dr. Levent Peflkircio¤lu,Gürbüz Atabek, Kaya Karan,Ayhan Erten, ‹lhan Banguo¤lu,Ahmet Aydede, Manuel Bilos, Cengiz Dolunay

Sürekli Yazarlar:Yahya Aksoy, Yücel Aksoy, Sabriye Afl›r, Dr. Sıtkı Aydınel,Nuray Bartoschek, Kaya Boztepe, Sadi Bülbül, Haluk Cans›n,Nevin Dedeo¤lu, Haluk Erdemol, Sema Erdo¤an, Konur Ertop,Gürbüz Evren, Metin Gören, Mümtaz ‹dil, Muzaffer ‹zgü,Sinan Meydan, Filiz Lelo¤lu Oskay, Cengiz Önal,Cengiz Özak›nc›, Saniye Özden, Tekin Özertem, Yaflar Öztürk,Sezin San Sungunay, Mete Tizer, ‹zlen fien Toker, ‹zmir Tolga,Mehmet Ünver, Dr. Mehmet Uhri, Orhan Velidedeo¤lu,Dr. Ö¤üt Yazman, Halit Y›ld›r›m, Mustafa Y›ld›z

Okur-BütünDünya Yaz›flma Adresi:[email protected]

Yönetim Merkezi:10. Sokak No: 45, Bahçelievler, AnkaraTel: (0312) 215 51 27-313Faks: (0312) 222 90 07

‹letiflim Adresi:Sedef Cad. 2446 Ada, 1. Parsel, A Blok,Kat: 3, Da: 16, Ataflehir, 34750 ‹stanbulTel: (0216) 456 27 27 (pbx)Faks: (0216) 456 27 29

Da¤›t›m: Yaysat

Bas›m Tarihi: 22 / 01 / 2016

[email protected]

Baflkent ÜniversitesiAd›na Sahibi:

Prof. Dr. Mehmet Haberal

Yay›n Genel YönetmeniMete Akyol

Görsel Yönetmenve Yay›n Genel Yönetmeni

Yard›mc›s› :Turgut Keskin

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:Gülçin Orkut Akyol

Teknik Yap›m Yönetmeni:Faruk Güney

Yay›n Dan›flman›:Yaflar Öztürk

Türk Dili Dan›flman›:Haydar Göfer

Sanat Dan›flman›:Süheyla Dinç

E¤itim Dan›flman›:Dr. Fatma Ataman

Düzeltme Sorumlusu:Nükhet Aliciko¤lu

Baflkent Üniversitesi’nin bir kültürhizmeti olan Bütün Dünya 2000,

Baflkent Üniversitesikurulufllar›ndan

1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,Ankara adresindeki Aküm

Reklamc›l›k, Dan›flmanl›k veYay›nc›l›k Ajans›

Sanayi ve Ticaret A. fi.’ninAnafartalar Mah. Rüzgarlı Cad.

Plevne Sk. No:14/5 Ulus, Altında¤,Ankara adresindeki tesislerinde

bas›lm›flt›r.

Bütün Dünya1 fiUBAT 2016

2000

BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI

‹ Ç ‹ N D E K ‹ L E R

Bütün DünyaBAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI

2000YIL:18 SAYI: 212

73 Osmanl› ‹ngiltere’yi ‹spanyol‹flgalinden Kurtarm›flt›Gürbüz Evren

77 Mesut Mertcan Sema Erdo¤an 81 Nizami Gencevi

Dr. fiahin Musao¤lu 87 Alt›n Post ve Argo Denizcileri

Haluk Erdemol 91 Daniska Orhan Velidedeo¤lu 94 Kral›n Soytar›s› Tekin Özertem 98 Hado Nedir? Yücel Aksoy

103 Gölge Etme Mümtaz ‹dil107 Diyojen Mümtaz ‹dil110 ‹pek Yolu Kavfla¤›n›n

Ölümsüzlük Eserlerinden Sümerlere Muazzez ‹lmiye Ç›¤

115 ‹lmiye Bergman Nevin Dedeo¤lu117 Küresel So¤umaya Dikkat!

Nuray Bartoschek120 Dünyam›z Nefes Almaya

Çal›fl›yor Zeynep Göktepe123 Kervans›z Saraylar Yahya Aksoy127 Ulu Cami ‹zlen fien Toker131 Her Tencereye Bir Bal›k!

Sabriye Afl›r136 Demokrasi, Çikolata ve Tenis137 Neler Olmuyor Ki Dünyada

Sezin San Sungunay141 Gitme Yavrum

Prof. Dr. M. Kerem Doksat145 Hayaller Gerçek Olsun!

Nilay Karatosun149 Aflk Aylin Yengin

5 fiimdi Birinci Vazifemiz:Ulusal Yaz›l›m Mete Akyol

7 Sivas’tan Ankara’ya Dr. S›tk› Ayd›nel

11 Beni Hat›rlay›n›z Gazi Güder

13 Bas›n Öne E¤ilmesin Can Dündar

17 Frans›z Devrimi’nden CumhuriyetTürkiyesi’ne Cengiz Özak›nc›

27 Mezar Bafl›nda Yemin29 Yurtta da, Dünyada da Bar›fl!

Kaya Boztepe33 ‹zmir’in ‹flgali ve Karagün

Prof. Dr. Kemal Ar›37 Atatürk’ün Samsun’daki Ö¤retmenlere Konuflmas› Cengiz Önal42 Hakimiyeti Milliye Yaz›lar›43 2016 Türkiye Ekonomisi

Dr. Ö¤üt Yazman

47 Milli Mücadele Hesapt›r HesapSinan Meydan

53 Garip Bir Keflif Maceras›Zeki Sar›han

57 fierafettin Turan Konur Ertop

63 Onlar› Çok Özlüyoruz Metin Gören

66 Difl ‹mplantlatlar› Türkiye’de 45 Yafl›nda Doç. Dr. Ahmet Kurtaran

72 Müze Bekçileri Gülbin Güzey

16 ‹lk Dersimiz Türkçe56 Bilginizi Denetleyin62 F›rçalayarak

151 Çözümler 152 Yar›n›n Büyükleri154 Bulmaca156 Satranç158 Ay›n Kitaplar›160 Bir Fotograf Bin Sözcük

4

22 Türkiye Hemen SiberSavunmaya GeçmelidirSabriye Afl›r

lkemiz bugün, d›fl ülkelerden heran gelebilecek çok önemli bir

“Siber sald›r›” tehlikesinin hedefikonumundad›r.

Bizim için önemli olan konu, busald›r›n›n hangi ülkeden yap›lacakolmas› de¤il, Türkiye’nin “bu sald›r›yahaz›rl›ks›z yakalanmas›” olas›l›¤›d›r.

Karfl›m›zdaki iki uçlu bu tehlike-nin birincisinin nedeni “siyasal”d›r,ötekinin nedeni “toplumsal”d›r.

Bir “siber sald›r› hedefi” konumu-na getirilmifl olmam›z siyasal birkonudur ama, bir siber sald›r› karfl›s›n-da güvenli¤imizi koruyamayaca¤›m›zdenli “savunmas›z” konumuna getiril-memizin nedeni, toplumumuzuntümörleflmifl umursamazl›¤›d›r.

Bize alt›n tepsiyle sunulan “zahmet-siz sahip oldu¤umuz” bir uygar yaflam›n,üzerimizden atamad›¤›m›z rehavetindenve bu uygar yaflam›n de¤erini kavraya-mad›¤›m›z bir beyinsel yetersizliktenkaynaklanan toplumsal umursamazl›-¤›m›z, tehlikeli bir siber sald›r› karfl›s›ndabugünkü çaresizli¤imizin tek nedenidir.

* * *“Siber sald›r›”, tanklarla, jetlerle,

roketler ve füzelerle yap›lan bir sald›r›de¤ildir ama, en az onlarla yap›lan birsald›r›n›n oldu¤u denli tehlikelidir,“yokedici”dir.

Siber sald›r›, ülkemizde internet hiz-meti sa¤layan tüm “ana hizmet birimimerkezleri” ile ülkemizde kullan›lan tümbilgisayarl› sa¤l›k ayg›tlar›, sanayi ayg›t-lar›, inflaat ayg›tlar›, bilgisayar, televizyonve cep telefonu gibi kifli kullan›ml› ayg›t-lar›n çal›flmalar›n› sa¤layan “yaz›l›m”-lara, “düflman yaz›l›m”larla sald›r›larak,önce yaz›l›mlar› bozan, sonra tüm buelektronik ayg›tlar›m›z› çal›flamaz duru-ma getiren sald›r›d›r.

Bu sald›r›, dünyan›n en tepesindekiülkeler yan›s›ra en alt s›ralardakiülkeler taraf›ndan da yap›labilir. Hattabu sald›r›lar›n sahipleri, emellerini yurtiçinden de gerçeklefltirebilirler.

* * *Ülkemize yönelik bu büyük sald›r›

tehdidi karfl›s›nda harekete geçmemiziçin en erken zaman, “flimdi”dir.

“fiimdi” yapmam›z gereken birincivazifemiz önce uyanmak, sonra da hiç-bir “düflman yaz›l›m”›n bozamayaca¤›ve tümüyle bize özgü ve bize özel bir“Ulusal yaz›l›m” haz›rlamakt›r.

‹lerde kendisini daha yak›ndan tan›-yaca¤›n›z› bildi¤imiz konunun uzman›Bilgisayar Yüksek Mühendisi GaziGüder'in, yazar›m›z Sabriye Afl›r'la bukonuda yapt›¤› söyleflisindeki görüfllerini22’nci sayfam›zda okuman›z› öneririz.

[email protected]

5

Ü

fiimdi Birinci Vazifemiz:Ulusal Yaz›l›m

B Ü T Ü N K ‹ T A P Ç I L A R D A

85 yafl›nda Ankaral› bir Atatürk çocu¤uyum.65 y›ll›k da gazeteci ve yazar›m. Pek çok okura ulaflm›s 15 kitab›m var.

Atatürk öleli 77 y›l oldu ama kurdu¤u Cumhuriyet hâlâ yafl›yor.Bizler görevimizi yapt›kça yaflamaya da devam edecek.

Atatürk’ün savafl ve siyaset arkadafllar›ndan art›k kimse yok.Bir yerlerde, onu gören, sesini duyan birkaç çocuk kalm›fl olabilir.

‹çlerinden biri de benim. Onunla konufltum, ne mutlu bana.Kurtulufl Savafl›m›z boyunca babam onun yan›ndaym›fl.

Bu kitapta, onun an›lar›yla benimkileri bulacaks›n›z.

undan önceki yaz›lar›m›zda (Aral›k 2015ve Ocak 2016) Mustafa Kemal’in milli

mücadeleyi bafllatmas›n› ve ad›m ad›m nas›lilerledi¤ini, bu kapsamda Erzurum ve Sivaskongreleri esnas›nda yaflad›klar› zorluklar›anlatmaya çal›flm›flt›k. Bu yaz›da ise büyükönderin Anadolu’daki milli mücadele yolculu-¤una devam ederek, Sivas’tan Ankara’ya geliflinive Ankara’da karfl›lan›fl›n› anlataca¤›z.

Hat›rlanaca¤› gibi Sivas kongresi tüm yurttadüflman iflgaline karfl› kendili¤inden kurulanMüdafaa-i Hukuk ve Redd-i ‹lhak gibi millidirenifl örgütlerini tek bir çat› alt›nda “Anadolu

ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” ad›alt›nda birlefltirmifl, Mustafa Kemal’in baflkan-l›¤›nda bu cemiyetin dokuz kiflilik bir “Temsil

Heyeti” teflkil edilmifl ve milli mücadelenin ilksiyasi örgütlenmesini gerçeklefltirmiflti. MustafaKemal ve Temsil Heyeti, Sivas kongresinden(4-11 Eylül 1919) sonra uzunca bir müddet(22 Aral›k1919’a kadar) bu flehirde kalmayadevam etmifller bu arada bir yandan geçen say›dabahsetti¤imiz zorluklarla u¤rafl›rken bir yandanda Sivas’taki haberleflme imkânlar›ndan istifade

Y›lmadan YorulmadanDr. S›tk› Ayd›nel

Sivas’tan Ankara’ya

B

Mustafa KemalSivas’takigünlerinde

8

ederek yeni devletin yürütme organ›gibi kararlar alm›fl, emirler vermifller-dir. (komutan atamalar›, isyanlarakarfl› al›nacak tedbirler gibi)

Bu günlerde memleket çap›ndadurum flöyle idi:

Çukurova, Marafl, Antep, Urfamütarekeye ayk›r› olarak iflgal edilmifl,‹talyanlar Antalya’ya ç›km›fllar,Yunanlar ‹zmir’i iflgal etmifller, Ege’de iflgal bölgesini geniflletiyorlar,ayr›ca Karadeniz sahillerine ç›kmakiçin f›rsat kolluyorlard›. ‹mparatorlu-¤un baflkenti ‹stanbul ise 13 Kas›m1918’de ‹tilaf donanmalar›nca iflgaledilmifl idi. Bütün bunlar yetmezmiflgibi Sivas’ta fieyh Recep, Konya’daDelibafl, Marmara bölgesinde Anza-vur, Adapazar› Bolu Düzce isyanlar›bafllam›flt›.

Neden Ankara?

fiimdi önde gelen mesele fluydu:Sivas yeni geliflmeleri harekât alan-

lar›ndan çok uzakta kam›flt›. TemsilHeyeti’nin bat›ya intikali art›k önplanda gelen bir zaruret halini alm›flt›.Sivas’ta bocalayacak bir Temsil Heye-ti olaylar›n d›fl›nda ve havada kalmayamahkûmdu.(1) özellikle bat› ve güney-deki geliflmelerle yak›ndan ilgilenmekgerekiyordu. Meclis ‹stanbul’datoplanacakt›. Sivas ‹stanbul’a çokuzakt›. Demiryolu Ankara’ya kadargeliyor, daha do¤uya uzanm›yordu.Bat›ya tafl›nmal› idi; ama nereye?

nce Konya ve Eskiflehir düflü-nülmüfltü. Konya’n›n iç poli-tik ve stratejik koflullar› o gün

için uygun görülmeyince bu kezEskiflehir üzerinde duruldu. Ne var kio s›rada iflgal kuvvetlerinin tutumu veYunanlar›n Ege’de ilerlemeleri yüzün-den Eskiflehir kritik hale düflebilirkayg›s› ile bundan vazgeçilmiflti…

Geriye demiryolu ile bat›ya ba¤l›tek Anadolu flehri olanAnkara kal›yordu.(2)

Mustafa Kemal vetemsil heyeti 22 aral›k1919 günü Sivas’tanüç ayr› otomobille karl›bir günde Ankara’yahareket etti. Otomo-billerin ikisi dolmatekerlekli, yaln›z birisinormal lastikliydi... Buson otomobilin lastik-leri ile yolda gereken

BD fiUBAT 2016

Mustafa Kemal, Heyet-iTemsiliye üyesi arkadafllar›Rauf Orbay ve Bekir Samibeyler ile Sivas’ta(4-11 Eylül 1919)

Ö

benzin de Sivas Amerikan mektebiidaresinden ”hediye” fleklinde sa¤lana-bilmiflti.(3) (Heyetin para s›k›nt›s› veyolda yenecek kumanya miktar›nageçen say›daki yaz›m›zda -Ocak2016.s.10-de¤inmifltik.)

eyet Sivasl›lar›n coflkuntezahürat› aras›nda Mekteb-‹Sultani (lise) binas› önünden

u¤urlan›r. Güzergâh Kayseri-K›rflehir-Ankara istikametidir. Sabah erkendenyola ç›karlar. En öndekiaraban›n lasti¤i patlar ve arabayolda kal›r. Di¤erleri yollar›nadevam ederler. fioför lastikde¤ifltirir ne var ki yar›m saatsonra yedek lastik de patlar.Çaresiz lastik yerine paçavradoldurularak yola devamedilir. Bir süre sonra MazharMüfit ve Yüzbafl› BedriBey’in içinde bulundu¤u arabakara saplan›r. Yollardaki izlerkarla örtülmüfltür…. Bu arada

9

Mustafa Kemal Kayseri’ye ulafl-m›fl ve ‹mamzade Reflit A¤a’n›nevinde misafir edilmifltir.(4)

Bu arada Mustafa KemalHac›bektafl’a u¤ramay› ihmaletmez. Hac›bektafl önemli birmerkezdi. Anadolu’daki Alevi-lerin ba¤l› oldu¤u çelebiHac›bektafl’ta oturmakta idi.‹stanbul hükümetinin iflgalcilerkarfl›s›nda izlemekte oldu¤upolitika ile bunun karfl›s›nda“Kuvvac›lar”›n ald›¤› tav›raç›s›ndan de¤erlendirili¤inde,say›lar› milyonlara ulaflan Alevive Bektafliler henüz tarafs›z bir

tutum izliyorlard›. Ancak Alevilerçelebinin “dede postu” vekilininiradesine ba¤l›yd›lar. O nedenle bukiflilerin ve bu merkezin kazan›lmas›önemliydi.(5)

Heyet Hac›bektafl’ta büyük birilgi ile karfl›lan›r ve bu suretle Alevi-lerin Anadolu hareketine destekleriteyit edilir. 25 aral›k günü K›rflehir’denKaman’a, oradan Beynam’a gelinir.Beynam’da bir gece kald›ktan sonra27 Aral›k’ta Ankara’ya var›l›r.

BD fiUBAT 2016

‹mparatorlu¤un baflkenti‹stanbul 13 Kas›m 1918’de‹tilaf donanmalar›nca iflgaledilmifl; yetmezmifl gibiSivas’ta fieyh Recep,Konya’da Delibafl,Marmara bölgesindeAnzavur, Adapazar›Bolu Düzce isyanlar›bafllam›flt›.

H

Mustafa KemalKongre için Sivas’ta

Ankara’da 20. Kolordu komutan› AliFuat (Cebesoy) Pafla, Vali YahyaGalip baflta olmak üzere flehrin ilerigelenleri heyeti Gölbafl›’nda karfl›lad›-lar. Dikmen s›rtlar›ndan Ankara’n›nilk ve en güzel göründü¤ü yerde yol-cular otomobilden inerek bir müddetflehri seyrettiler. (O noktada bu günSe¤menler Park› bulunmaktad›r.)

‹lk karfl›lay›c› saflar› flimdikiHarp Okulu’nun bulundu¤u yerlerdenbafll›yordu. (Bu noktada bu günGenelkurmay Baflkanl›¤› karargâh›önünde bir an›t bulunmaktad›r.)Da¤lar gene ezanlar, salat ve selamhayk›r›fllar› ile inliyordu. Se¤menlerindavul zurna ekipleri K›z›l›rmak vadisiK›z›lbafllar›ndan seçilmifllerdi. Enöndeki bayraktar›n bir elinde birsancak, bir elinde k›l›ç vard›. Boynunada Kuran-› Kerim’i asm›flt›.

Mustafa Kemal hemen her kafile-nin önünde durdu. Hepsine söyleyeceksözler buldu. fiehir bahçesi (bu günkügençlik park›) önünden Ulus Meyda-n›’na, oradan da vilayet binas›na geç-

tiler. o yerden ve o dakikadan itibarenMustafa Kemal’in Ankara’daki hayat›ve milli mücadelenin hakiki savafl›bafllad›. Çünkü bu mücadele art›k birmerkez ve bir flef buluyordu.(6)

zet olarak; Heyet-‹ TemsiliyeSivas’tan Ankara’ya zorlu biryolculukla intikal etmifl, yolda

geçti¤i yerlerde büyük bir ilgi ve sevgiile karfl›lanm›fl, Alevi, Bektaflilerinmilli mücadeleye destekleri teyit edil-mifl ve Heyet yeni devletin baflkentiolacak Ankara’da yine büyük birmuhabbetle karfl›lanm›fl, mücadeleninyeni karargâh› Ankara’da tesis edil-mifltir.

Bundan sonraki yaz›m›zda büyükönder’in Ankara’daki faaliyetleriüzerinde duraca¤›z.•[email protected]

1) fievket Süreyya Aydemir, Tek Adam Cilt 2. ‹stanbulRemzi Kitabevi,1964, S.137. 2) Orhan Çekiç, 1920Sivas’tan Ankara’ya, Kaynak Yay›nlar›, Eylül 2015.S.163. 3) Aydemir, a.g.e. s.137. 4) Çekiç, a.g.e. s.165.5) Çekiç. A.g.e. s.167..

BD fiUBAT 2016

Mustafa Kemal ve arkadafllar›Sivas Kongresi günlerinde

Ö

10

A T A T Ü R K ’ Ü N B U G Ü N Ü D E A Y D I N L A T A N Ö Z D E Y ‹ fi L E R ‹

Gazeteciler ulusun düflüncelerini ayd›nlatan ve kamuoyunu belirginbiçimde ortaya ç›karacak çal›flmalar›nda bütünüyle serbest olmal›d›rlar.

Gelecek ümidi ile dopdolu gençler taze ve temiz canlar›n› feda ettiler,memleketi kurtarmak için. Memleketi, kendilerinden ve afl›r› tutkular›ndanbaflka bir fley düflünmeyen politikac›lar elinde oyuncak yapmak için de¤il.

Bir ulus, bir ülke için kurtulufl ve baflar› istiyorsak, bunu yaln›z birflah›stan hiçbir zaman istemeyiniz.

Bence bir ulusta flerefin, haysiyetin, namusun ve insanl›¤›n vücutbulabilmesi, devam edebilmesi mutlaka o ulusun özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤›nasahip olmas›yla mümkün olur.

Hayali harici siyasetler peflinde koflanlar, dayanma noktalar›n›kendili¤inden kaybederler.

Ne zaman ki ahlak›m›z bozularak fedakarl›k ve mertlik damarlar›m›z›ngevflemesi, fetih düflüncesinin sönmesi, milletin flan›n› yükseltmek amac›yerine kiflisel yarar sa¤lamak ve can derdi belas›na düflmemiz üzerineyenilgiden yenilgiye, felaketten felakete düfltük; çeflitli yoksulluk veyoksunluklara mahkum edildik.

fiunu iyi bilmek gerekir ki ülke ifllerinde, gerçek ifllerde duygulara,hat›r ve yak›nl›¤a bak›lmaz.

Derleyen: GAZ‹ GÜDER

‹yi olmak kolayd›r.Zor olan adil olmakt›r.

Victor Hugo

azeteci dostlar›m›z›n,zekice bir kelime

oyunuyla Sabahattin Ali’ninünlü dizesinden bas›na“teslim olma” mesaj›üretmesine flapka ç›kard›m.

Bu dize, flimdi -bir noktaeksi¤iyle- Silivri kap›s›ndaki Umut

Nöbetçilerinin çad›r›n›n kap›s›ndaas›l›...

Sabahattin Ali o dizeyi yazd›¤›nda27 yafl›ndayd›. Sinop Cezaevi’ndeydi.Orada Anadolu insan›yla tan›flt›. Sonrafliirlerine, romanlar›na konu olacakinsanlarla...

Edebiyat›m›z›n, sanat dünyam›z›npek çok ustas› zindanlarda demlendi,yatt›¤› cezaevini, bir akademiye,

13

Yazan: CAN DÜNDAR

ÖneE¤ilmesinBas›n

G

14

atölyeye, üretim merkezine çevirdi.Nâz›m’›n “Memleketimden ‹nsan

Manzaralar›” da mahpuslukta tan›flt›¤›karakterlerden derlenmiflti; Y›lmazGüney’in “Yol”unun kahramanlar›da...

Ruhi Su’nun türkülerinde, KemalTahir’in romanlar›nda hep o mahpus-luk devrinin izi vard›. Onlarla birlikteayn› ko¤uflta yat›p ayn› çileye ortakolduklar› için bütün o karakterler okadar gerçek, samimi, kanl›-canl› idi.

iz, bir pazar günü ilk kez günefleç›kar›lman›n nas›l bir ferahl›k

oldu¤unu, cam› olmayan ko¤uflpenceresinden s›zan ayaz›n nas›ldondurdu¤unu, görüflmecinin getirdi¤iyeflil so¤an›n kokusunu, Mamak’asonbahar›n geldi¤ini haber verenkömür deposunu hep hapishaneedebiyat›yla tan›y›p ö¤rendik.

Mahpusluk çileli iflti, koflullara¤›r, cezalar uzundu. Ama paylafl›lanbir çileydi bu... Ko¤ufl, kendi içindeyard›mlafl›r, yemek ortak piflirilir,voltada hüzün üleflilirdi. Deniz’lermavra, Mahir’ler maç yapard›. Savun-malar birlikte yaz›l›r, edebiyatç›laraarzuhalci muamelesi yap›l›rd›.

Bu yüzden yazar için mahpusdam›, arad›¤› konunun aya¤›na geldi¤ibir insan madeniydi.

Nas›l “askerlik yapmayana k›zvermezler”se, “hapis yatmayana dayazar demezler”di.

Eski zindanlar›n duvarlar›nda buülkenin büyük ustalar›n›n izi, sesi,sözü vard›r. Onlar, cezaevinden biredebiyat fakültesi yaratm›fllard›r.

Fakat...

Gün geldi, devlet bunu fark etti.‹çeri giren, daha da donan›ml›ç›k›yordu d›flar›...

Tahliye de¤il, mezun oluyordusanki; kariyerinde bir eksi¤i tamam-lam›fl gibi. Ko¤ufl, bir “›slah” alan›olmak yerine bir terapi merkezinedönüflüyordu.

Bast›r›lmaya çal›fl›lan isyan›hepten büyütüyordu.

Art›k kaba dayak, iflkence deyasakt›. O halde mahkûmu hizayasokacak baflka bir yol gerekiyordu.

Tecriti keflfettiler

Ko¤ufl sistemini y›k›p “suçlu”yuküçük hücrelere t›kt›lar.

Art›k as›l ceza, yaln›z b›rakmakt›.21. yüzy›lla birlikte, 20. yüzy›l›n

mahpusluk öyküleri, gardiyan türkü-leri, o volta resimleri bitti.

Devlet, elindeki tutsa¤›, F tipi birizolasyona sokarak cezay› “eza”yaçevirdi.

Kal›n so¤uk duvarlar ard›na betonhücreler infla edildi, her tarafa kame-ralar yerlefltirildi, mahkûmlar aras›n-daki iliflki kesildi.

Foucault’nun “HapishaneninTarihi”ndeki tabiri ile söylersek“zindan mahkûmun d›fl›ndayken içineyerlefltirildi.”

fiimdi binalar modern, gardiyan-lar fl›k, musluk suyu s›cak...

Ama insanla temas yasak. Ekmek, bir kap›n›n bölmesinden

uzan›yor içeri, gardiyanla sohbetyasak. Siz görüfle ç›karken koridordakidi¤er tutuklular bir odaya al›n›yor;karfl›laflmak yasak..

Görüflte sevdikleriniz kal›n bircam›n ard›nda; temas yasak...

BD fiUBAT 2016

B

Görüflmeciniz yeflil so¤angönderse alamazs›n›z; içeri sokmakyasak... Kömür deposu boflalsaruhunuz duymaz; d›flar› ç›kmak yasak.

Roman m› yazacaks›n›z, fliir mi,savunma m›; 1940’larda Nâz›m’a,1971’de Deniz’e, 1980’de Ecevit’eserbest olan daktilo size yasak...

Pencerede cam var art›k, ama heran gözetim alt›ndas›n›z; perde yasak...Bir kavanoza hapsedilmifl okyanusbal›¤› gibi biçare dolan›p durman›zisteniyor.

21. yüzy›l›n devlet akl›, bir öncekiasr›n verimli hapishanesinin yerinebu tafltan kibrit kutular›n› koyaraksadece bir gelene¤i de¤il, onunedebiyat›n›, fliirini, türküsünü debitirdi.

***eni bir yoldafl›n var flimdi:Sen...

Tecrit, seni senle bafl baflab›rakarak ›slah etmeye, diz çöktürme-ye çal›fl›yor.

‹flte orada, kalabal›kta farketmedi¤in kendinle karfl›lafl›yorsun.Kendinle savafltaysan, yaralanmaihtimalin yüksek...

Kendinle bar›fl›ksan, yararlanmaihtimalin büyük...

Akflam çöküp el ayak çekilince,kendinle bafl bafla kal›nca, kalabal›kiçinde onu epeydir ihmal etti¤ini,nicedir konuflup dertleflmedi¤ini farkediyorsun.

15

Sohbetin s›k›c›ysa, yand›n. Kendini ço¤altabiliyorsan,

yaflad›n.Aynay› içine tutma süreci bu;

karanl›ksa gördü¤ün, hepten içinkarar›r.

Ayd›nl›ksa; hücren ayd›nlan›r. Zindan› içine t›kmak flöyle

dursun; seni al›r, d›flar› ç›kar›r.***

Tam 21. yüzy›l hapishaneedebiyat›n›n a¤›rl›kla bir iç muhase-beler manzumesi olaca¤›n› düflünür-ken a¤›r demir kap›n›n bölmesiaraland› ve hücrede infaz memurununsesi yank›land›.

“Mektubun var.”Sonra o bölmeden içeri, k⤛ttan

bir musluk aç›lm›fl gibi mektupya¤maya bafllad›.

Iss›z hücre insanla doldu birden,zarf zarf, sayfa sayfa, sat›r sat›ryüzlerce insan... Çiçekle, fliirle,sohbetle yaln›zl›¤›n› paylaflmayakoflmufl, el yaz›lar›... “Bafl›n önee¤ilmesin” feryatlar›...

Ko¤ufl edebiyat› ölürken, bittisan›lan mektubun muhteflem dönüflü...Avucumda insan kokusu...

Özeti flu: Ne yapsan, el eletutuflman›n bir yolunu buluyor insan...“Görülmüfltür” bu... •

Can Dündar

9. Bölüm A -1 / 5 Silivri / ‹stanbul

Cumhuriyet Gazetesi, 27 Aral›k 2015

BD fiUBAT 2016

Y

Kendinle savafltaysan, yaralanmaihtimalin yüksek... Kendinle bar›fl›ksan,yararlanma ihtimalin büyük...

Haz›rlayan:Y‹⁄‹T EREN GÜNEY

‹lk Dersimiz: TürkçeBu ay köflemizi dilimizde yer etmifl yabanc› sözcüklerin

karfl›l›klar›na ay›rd›k. Bilginizi s›nay›n.

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

1

2

3

4

5

(Fr.) Frans›zca (‹ta.) ‹talyanca, (Yun.) Yunanca, (‹ng.) ‹ngilizce

Yan›tlar:151.

sayfada

Bar (Yun.)a-Elektrik birimib-Hava bas›nçbirimic-Kimyasal tepkid-Hava bofllu¤u

Üniversal (Fr.)a-Evrenselb-Yöreselc-Film çevirmed-Süs bitkisi

Akademi (Yun.)a-Borsa yasas›b-Yüksekokulc-Müzik yap›t›d-Gökbilimi

Cokey (‹ng.)a-Mahalle bekçisib-Yar›fl at› binicisic-Afyon türüd-Kümeleflim

Damping (‹ng.)a-Fiyat› düflürereksatmakb-Kans›zl›kc-Bilinemezcilikd-Can çekiflme

Zootekni (Fr.)a-Evcil hayvanbilimib-Halka aç›lmac-S›z›nt› kütlesid-Karartmak

Volt (Fr.)a-Bir elementb-Gerilim birimic-Kan bas›nc›d-Alt›n ölçüsü

Ahlat (Yun.)a-Do¤al olmayanb-Y›ld›z kaymas›c-A¤aç türüd-Kuflatma

Ajitasyon (Fr.)a-Fantezi giyinmeb-fiafl›rmakc-‹stenç yoklu¤ud-K›flk›rtma

Banliyö (Fr.)a-‹ç hat vapurub-Evin birbölümüc-Yörekentd-Tefeci faizi

Ürbanizm (Fr.)a-Mimarl›¤›nbir kolub-Analiz yapmakc-Serüvend-Sporda say›

Ajur (Fr.)a-Korkub-Büyültmec-Örgü gözene¤id-S›rnafl›k

Baraka (‹ta.)a-Pamuk türüb-Salk›mc-Ecifl bücüfld-Derme çatma yap›

Barata (‹ta.)a-Dil tutuklu¤ub-Osmanl› bafll›¤›c-Kargaflad-Bir bitki

Volontarizm (Fr.)a-Motor kay›fl›b-Genifl yolc-Düzend-Felsefedebir ö¤reti

ncak, baflta ‹ngiltere olmaküzere, krall›kla yönetilen Avus-turya ve di¤er Avrupa devlet-

leri, üniter cumhuriyetçili¤in kendiülkelerine s›çramas›n› önlemek için,Frans›z Cumhuriyeti'ni parçalayaraky›kmaya yöneldiler. ‹ngiltere veAvusturya'n›nk›flk›rtma ve des-te¤iyle, Gironde

17

1789Frans›z Devrimi'nden

CumhuriyetTürkiyesi'ne

OtopsiCengiz Özak›nc›

"Hendek", "Federalizm","Özerklik" vs.

1789 Frans›z Devrimi ile Fransa'da krall›k devrildi; ‹nsanve Yurttafl Haklar› Bildirgesi'ne dayal› cumhuriyet yönetimiile, tek odakl› (merkezî, üniter)ulus-devlet kuruldu.

A

1789 Frans›z Devrimi,Bastille Hapishanesi

bask›n›.

18

bölgesi milletvekilleri, kendi bölgele-rinin merkezî yönetime ba¤lanmay›pfederal olmas›n› savunmaya bafllad›lar.

ederalizm propagandas› eylemedönüflünce Gironde bölgesimilletvekilleri, Frans›z Meclisi’

nin 2 Haziran 1793 günlü karar›ylatutukland›. Ancak federalizm saltGironde (Bordeaux) ile s›n›rl› kalma-m›fl; Lyon, Marseille, Toulon kentleride ayr›l›kç› (federalist) isyanc›lar›neline geçmiflti. Üniter Cumhuriyetsavunucusu Robespierre, 2 A¤ustos1793 günü Frans›z Millet Meclisi’ndeyapt›¤› konuflmada, federalist isyanc›-lar› flu sözlerle suçluyordu:

“Güçlü bir fesat komitesi,. Avru-pa’n›n zorbalar›yla gizliden gizliyeiflbirli¤i ediyor. Yabanc› silahlar›ngücü ve içerde ç›kartaca¤› kargafla-l›klarla, bizleri bu yüzkaras› uzlaflmay›(üniter cumhuriyet yerine federasyo-nu) kabul etmek zorunda b›rakaca¤›n›

umuyor. ("Devrim Yaz›lar›",Haz›rlayan: Vedat Günyol, Belge y.,1. bs., 1989., s.39-40)

“Hainler, yurdun ba¤r›n› delikdeflik ettiler. Avrupa’daki zorbalar›no kana susam›fl uydular›,. kad›n veçocuklar›m›z› kesip biçtiler! Üçyüz-bin Frans›z’›n kan› akt› flimdiyekadar; daha üçyüzbin Frans›z›n kan›akacak belki de...” (s.46)

“Ya Cumhuriyet’in içerde ved›flar›daki düflmanlar›n› bo¤aca¤›z yada Cumhuriyet’le birlikte yok olupgidece¤iz. (s.85) ‹çerdeki (Kralc›,Federalist-eb) düflmanlar, d›flar›dakidüflmanlar›n birlefltikleri, yurdumuzuiçinden parçalayan katiller de¤illermi?.. Bunlar kardefl kavgas›n›körüklemek ve manevi karfl›-devrimyoluyla politik karfl›-devrimi (ÜniterCumhuriyet’e karfl› Federalizmi)haz›rlayan sat›n al›nm›fl yazarlarde¤iller mi?” (s.88)

Robespierre'in bu konuflmas›ndanbir kaç gün sonra, merkezî cumhuriyethükümeti, federalist isyanc›lar›n elindebulunan Lyon kentini kuflatacak; ikiay süren ve kentin büyük ölçüdeyak›l›p y›k›lmas›na yol açan kanl›çarp›flmalar sonunda, merkezî hükü-met kenti isyanc›lardan temizleyecek;

BD fiUBAT 2016

F

Frans›z Devrimiöncülerinden

MaximilienRobespierre.

“Ya Cumhuriyet’iniçerde ve d›flar›dakidüflmanlar›n› bo¤aca¤›zya da Cumhuriyet’le birlikte yok olupgidece¤iz.”

19

ve 11 Ekim 1793 günü, Lyon'unsurlar›n› y›kmaya karar verecekti.

Frans›z Devrimi önderlerindenSaint Just, Lyon kentinin federalistisyanc›lardan temizlenmesinden birgün sonra meclise sundu¤u 10 Ekim1793 günlü raporda, ayr›l›kç› federa-listlerin en sert biçimde cezaland›r›l-malar›n› istiyordu:

“Komite, (üniter) Cumhuriyet’igüçlendirmeye, federalizmi ortadankald›rmaya, devleti yak›p y›kan (fede-ralist) komplolardan temizlemeye,.karar vermifl bulunuyor.” (...)

“Sizler, yaln›zca hainleri de¤il,vurdumduymaz-lar› da cezalan-d›rmal›s›n›z.(Üniter) Cumhu-riyet’te, eli kolu

BD fiUBAT 2016

Üniter Cumhuriyet güçleri,Toulon kentini ele geçirenfederalist isyanc›larla çarp›fl›yor.(Library of Congress, Washington, D.C. DigitalFile Number: cph 3a26681)

Federalist isyanc›lar›n ele geçirdikleriLyon kentinde, hükümet güçleriisyanc›larla savafl›yor

ba¤l› duran, dolay›s›yla (ÜniterCumhuriyet’i korumak için) hiçbirfley yapmayan kim varsa, hepsinicezaland›rmal›s›n›z.” (s.124, 125.)

u s›rada Toulon kenti de ‹ngil-tere, ‹spanya, ‹talya (Naples,Sicilya ve Sardunya) taraf›ndan

desteklenen federalist isyanc›lar›nelindeydi. Cumhuriyet güçleri, 18Eylül 1793 günü kuflatt›klar› Toulon'u,iki ay sürecek ve binlerce yurttafl›nölece¤i çat›flmalar sonucunda fede-ralist isyanc›lar›n elinden kurtara-caklard›.

Frans›z Meclisi'ndeki federalistGironde bölgesi milletvekillerindenço¤u, 31 Ekim 1793’te giyotinle idamedilecek, Fransa d›fl›na kaçabilenler-den kimileriyse intihar edecekti.Üniter Cumhuriyetçi önderlerden

Saint Just, meclise sundu¤u 13 Martve 15 Nisan 1794 günlü iki raporda;federalist ayr›l›kç› isyanlarla ilgiliolarak flunlar› söylüyordu:

“Frans›z halk›na, hükümetgüvencesini alt üst eden, kendine veParis’e karfl› haz›rlanm›fl bir plan›

BD fiUBAT 2016

B

Ressam Pierre-Antoine Demachy'nin,"Terör Dönemi"ni yans›tan tablosu,1793. (Carnavalet Museum, Paris.) -

Frans›z Devrimiönderlerinden

Saint Just.

20

aç›kl›yorum. (...) Cumhuriyet’te,yabanc› ülkelerin haz›rlad›¤› birkomplo var. (...) Komplonun elebafl›-s›, ‹ngiliz hükümetidir!.. (...) Onlar›ntasar›s› flu: (...) tembellik bizde birflef özlemi yarats›n ve bu flef omuzlar-da tafl›ns›n." (s.138-165.)

“Fransa’y› parçalamak, parça-lar›n› bir tek kiflinin egemenli¤indebir araya getirmek için icadedilenfederalizm, bir y›l süren cinayetlerledesteklenmifl, bu cinayetler, al›fl verifli,ticareti, güveni, iliflkileri ortadankald›rm›flt›. Ç›kar ve iliflkilerindeparçalanan devlet, kendili¤indençözülecekti. ‹flte komplocular›n plan›!(...) Federalizmi ortadan kald›rmal›-s›n›z. Bütün Cumhuriyet’te, (Federa-list) komplocular›n ve suç ortaklar›n›npefline düflmelisiniz. (...) Yabanc›lar›nparayla tuttu¤u (federalist) tahrikçilerirezil edip, gülünç hale sokmal›s›n›z..Federalizm gerçekleflirse bu iç savafl-tan daha korkunç bir fley olur!. Birkentle bir baflkas›, bir köyle bir baflkaköy aras›nda hiçbir toplumsal iliflkikalmaz. Federalizm, yaln›zca bölün-müfl bir hükümet’e de¤il, ayn› zaman-da bölünmüfl bir halk’a dayan›r.

Birlik (Üniter Cumhuriyet) ise,yaln›zca hükümetin birli¤ine de¤il,yurttafllar›n ç›karlar›na ve iliflkilerinede dayan›r. Siz ey, Cumhuriyet’inyurttafllar›n› ikiye bölen bütün ilkeltopluluklar›n dört bir yan›na ÇinSeddi’ne benzer duvar çeken (federa-list)ler! Vahfli birer hayvans›n›z!Toplumu kendinden uzaklaflt›ran, yada, yurttafllar› ayakta tutan güveniürkütmek için hoflnutsuzluk f›s›lt›lar›k›z›flt›ran siz (federalistler)! Vahfli,

yaban adamlars›n›z! Çok geçmeden,Frans›zlar ayn› dili konuflmaz olacak-lard›r art›k. Kaç zamand›r, pek azkimse uzaklardan gelin getirir oldu.Her ev, neredeyse apayr› bir toplulukoldu. ‹flte yurdun bafl›ndakibelalar!..” (s.169-172)

* * *789 Frans›z Devrimi'nin Robes-pierre, Saint Just gibi öncülerinin,üniter cumhuriyeti y›kmay› ve

yerine federal devlet kurmay› amaç-layan isyanc›lara karfl›, 1793-94'teFrans›z Meclisi'nde yapt›klar›konuflmalar› ve sunduklar› raporlar›okurken; Türkiye Cumhuriyeti'ninkuruluflundan bu yana karfl›laflt›¤›ayr›l›kç› isyanlar geçiyor gözlerimizinönünden... Günümüz Türkiyesi'ndeyaflananlar, 1793 Fransas›'n›, "TerörDönemi" ad› verilen federalist isyan-lar› ça¤r›flt›r›yor; fakat ne yaz›k ki,meclisimizde bir "Robespierre"imiz,bir "Saint Just"›m›z yok...•

[email protected]

BD fiUBAT 2016

1

“Fransa’y› parçalamak,parçalar›n› bir tek kiflininegemenli¤inde bir arayagetirmek için icadedilenfederalizm, bir y›l sürencinayetlerle desteklen-mifl, bu cinayetler,al›fl verifli, ticareti,güveni, iliflkileriortadan kald›rm›flt›.

21

22

976 - 1977 y›llar›nda ABD'deyüksek lisans e¤itimimi yaparken

ald›¤›m bir ödevle ilgili çal›flmayapt›¤›mda, belirli bir müddet sonrayaz›l›m›n di¤erlerinden çok daha öns›ralara geçece¤i, daha fazla de¤erlene-ce¤i görüflü belirginleflmiflti. Yurduma

döndükten sonra da çal›flmalar›m› hepbu do¤rultuda, bu rotada gerçeklefl-tirdim.

* * *Siber savafllar çoktan bafllad› bile.

‹ki yönlü bir savafl bu. Biri güncelyaflad›klar›m›z. ‹kincisi, ekonomik

Ülkemizin önemli biliflim uzmanlar›ndan Bilgisayar Yüksek Mühendisi GaziGüder, günümüz dünyas›nda yaflamlar›m›z›n oda¤›nda olan “yaz›l›m”›n, üretilmesive gelifltirilmesi noktas›nda ulusça bir seferberlik bafllatmam›z gerekti¤inisavunuyor ve ekliyor: “Bu ülkenin kurtulmak ve sömürgeleflmemek için yaz›l›mteknolojileri ve projeleri gelifltirmekten baflka yolu ya da reçetesi yoktur. Kalk›nmayave ça¤dafl medeniyetler düzeyine giden yol, ulusal yaz›l›mlar kullanmaktangeçiyor.” Ulusal ba¤›ms›zl›¤›m›z› ve kalk›nmam›z› sa¤layabilmenin, “ulusalyaz›l›mlara sahip olmak”tan baflka yolu olmad›¤›n› dile getiren Güder ile sibersald›r›lar›, ülkemizin teknoloji ithalat›n› ve biliflim alan›nda nas›l “üretir” halegelebilece¤imizi konufltuk…

SÖYLEfi‹: SABR‹YE AfiIR

1

Türkiye HemenSiber Savunmaya

Geçmelidir

olarak bizden söke söke ald›klar›.Peki ne yapmal›yd›k? Yap›lacak tekfley var. O da “ulusal yaz›l›m gelifltir-mek.” E¤er ulusal yaz›l›mlar›n›z yoksa“ba¤›ms›zl›¤›n›z” da kesin olarak yokdemektir. Avrupal›lar bu konuda neyap›yorlar? Ne yapt›lar? K›saca, ABD'liyaz›l›m firmalar›n›n kuyru¤una tak›l-madan bir çok fleyi kendi kontrollerialt›nda olacak biçimde kullan›r halegeldiler. Di¤er yandan bunlar› dünyayada sat›yorlar. Bizim bu anlamda hiçbiryaz›l›m›m›z ne yaz›k ki yok.

* * *

Yapabilir miydik? Evet yapabilir-dik. Hem de fazlas›yla. Ama birlefltirici,

koordine edici, yönlendirici, görevlen-dirici bir makam olmay›nca sonuçal›namad›. Acil harekete geçmezsekyar›n daha da fazla dizlerimizi döve-ce¤imiz kesindir. Sald›r›lardan etkile-nen her yer kaybedilmifl bir kaledir.

* * *ürkiye'de de çok say›da hek›r(hacker) var. Birçok kurumda

“beyaz hek›r” dedi¤imiz türdençal›flanlar vard›r. Bunlar, sistemlerinbu tür sald›r›lara karfl› durumlar›n›s›namak ve gerekli önlemlerin nelerolabilece¤ini ya da neler yap›lmas›gerekti¤ini belirlemekte çal›flt›r›l›rlar,kullan›l›rlar. Di¤er yandan, y›llard›rbu konu üzerinde çal›flan çok say›dayabanc› yaz›l›m ve donan›m flirketlerivard›r. Bunlar›n ürünlerini satabilmesiiçin bir yerlere sald›r›lar yaparak yada yapt›rarak güvenlik gereksinimiyaratmalar› gerekti¤i de gözard›edilmemelidir.

* * *Nato kanal›yla ülkemizde de siber

savafllar konusunda bir tak›m çal›flmalar

Yap›lacak tek fley var. O da“ulusal yaz›l›mgelifltirmek.” E¤erulusal yaz›l›mlar›n›zyoksa “ba¤›ms›zl›¤›-n›z” da kesin olarakyok demektir.

T

GAZ‹ GÜDER K‹MD‹R?Bilgisayar Yüksek Mühendisi Gazi Güder, Deniz Harp Okulu'nu bitirdiktensonra Amerika Birleflik Devletleri'nde yüksek lisans e¤itimi ald›. Burada kendisinekalmas› yönünde yap›lan teklifleri ve sunulan olanaklar›, ülkesine hizmet etmekiçin reddeden ve yurda dönen Güder, uzun y›llar Deniz Kuvvetleri bünyesindegörev yapt›. Bu s›rada ilk bilgisayar kontrollü savafl gemimizin TCG Tayfun'unyap›m›nda görev ald›. ‹ngiltere'den gelen uzmanlar›n çözmeyi baflaramad›¤›

Elektronik Savafl Sistemleri'nin ar›zas›n› çözdü ve bu baflar›s› özel bir takdirname ile ödüllendirildi.Deniz Kuvvetlerimiz için seyir, hidrografi ve oflinografi bilgi ifllem sistemlerini kuran Güder, telefonsantraliyle bilgisayar› birbirine ba¤layan da ilk kifli oldu.

Deniz Kuvvetleri'nden yüzbafl› rütbesiyle ayr›lmas›n›n ard›ndan yaz›l›m alan›ndaki çal›flmalar›n›sürdüren Gazi Güder, kurdu¤u biliflim flirketiyle banka, üniversite ve flirketler için haz›rlanan pekçok yaz›l›m ve yönetim sistemi projesini gelifltirdi. Alan›nda kaynak niteli¤inde olan Bilgi ‹fllemTerimleri Sözlü¤ü kitab›n› da yazan Güder, bugün ülkemizde h›zla bir “yaz›l›m seferberli¤i”bafllat›lmas› gerekti¤ini ifade ediyor.

23

BD fiUBAT 2016

24

yap›ld›¤› biliniyor. Talimatlar,yönetmelikler, süreç tan›mlar› vb.fleylerin haz›rland›¤› da medyadanbiliniyor. Fakat bu çal›flmalar›n hemenhemen tümü, her zamanki gibi tozluraflarda üstüste duran dosyalardadurmaktad›r.

›llar önce biz gerekli çal›flmalar›yapmaya bafllay›p, ulusal

yaz›l›mlar›m›z› gelifltirmeyebafllasayd›k, bunu da ülkemiz çap›ndasistematik biçimde, planl›, programl›bir flekilde uygulam›fl olsayd›k, bugünkarfl›m›za ç›kan tehditleri bir ç›rp›dasavuflturabilirdik.

* * *Hiçbir dönemde herhangi bir

makam›n yaz›l›m› destekleyelim,gelifltirmeyi artt›ral›m gibi bir masterplan›, bir kararl›l›¤› ve de elle tutuluryat›r›m› olmad›. Baz› kurumlar›m›ztaraf›ndan “m›fl gibi” oyunuoynand›¤›na tan›k olduk. Bu konudaat›lmas› gereken “Yaz›l›m Gelifltirme”ad›m›, acilen “stratejik sektör” olarak

belirlenmeli ve gerekli önlemlerin deal›nmas›yla, aradaki bofllukkapat›lmaya çal›fl›lmal›d›r.

* * *Donan›m da önemli ancak yaz›l›m

daha da önemli. Donan›m biryaz›l›mla çal›flt›r›labilirken, o yaz›l›mçok say›da farkl› donan›mlardaçal›fl›yor olabilir. Bir kere yaz›l›m›n“ülkemizde en az yat›r›mla en çokistihdam yaratabilece¤imiz” bir sektöroldu¤unu art›k görmeliyiz.

* * *Teknoloji ithal etmek, en tehlikeli

ifllerin bafl›nda gelir. Özellikle yaz›l›marac›l›¤›yla, bir anlamda tutsakal›n›yoruz. Do¤rudan yabanc›laraba¤›ml› kal›yoruz. Daha da ilerigidersek ba¤›ms›zl›k diye bir fleydensöz edemeyiz. Bugün yaflananlar dabudur. Teknolojiyi satanlar flimdi neisterlerse vermek zorunday›z. O yada bu nedenle her y›l de¤iflik yöntemve uygulamalarla, de¤iflik miktarlardaparalar› al›rlar.

* * *

BD fiUBAT 2016

“Yaz›l›m Gelifltirme” ad›m›,acilen “stratejiksektör” olarakbelirlenmeli vegerekli önlemlerin deal›nmas›yla, aradakiboflluk kapat›lmayaçal›fl›lmal›d›r.

Y

25

Çünkü siber alanda hemen hertaraf› ele geçirmifl durumdalar. Bizvaktinde gerekenleri yapmay›nca,yapamay›nca çaresiz, onlar›narkas›ndan, onlar› izleyerek giderolduk, istedikleri her ek paray›ödemek zorunda kald›k.

* * *Yeni yeni yaz›l›m programlar›

ürettiler, biz de itiraz edemeden,üstelik kendi iste¤imizle, üstelik,paralar üstüne paralar ödeyerekfirmalar›m›z›n, kurumlar›m›z›nbilgilerini yabanc›lara verdik,veriyoruz. Özetle yabanc›lar,istedikleri an flalteri indirip dükkan›kapatabilirler ve biz de çaresiz kal›r,onlar›n bu uygulamalar›n› boyune¤erek kabulleniriz.

* * *Yap›lmas› gerekli çok ama çok

fazla fley var. Ancak flunlar›söyleyebilirim ki, yaz›l›m gelifltirmekonusunda seferberlik ilan etmiflcesineçal›flma yapmam›z laz›m. Acilen“stratejik sektör” ilan edilmelidir. Bu

konuyla ilgili olarak devletin ve halk›niflbirli¤i içinde, uyumlu, huzurlu, h›zl›yürüyen yeni bir yap›lanmay›gerçeklefltirmesi gerekir.

* * *Tüm yaz›l›m gelifltirme

faaliyetlerini planlayacak, koordineedecek vb. ifllemleri yürütecek yenibir kurum oluflturmal›d›r. Örne¤in,“Yaz›l›m Gelifltirme Üst Kurulu.”Kurumun yönetimi devlette olmamal›,yönetimin sorumlulu¤u, bu konuyaömrünü harcam›fl uzman kiflilereverilmelidir.

* * *ürkiye'de yöneticilerin henüzay›rd›nda olmad›klar› bir gerçek

vard›r. Yabanc›lar araflt›rmalaryapm›fllar ve yaz›l›m gelifltirmekonusunda en uygun ve en verimliolabilecek kiflilerin Türk gençlerioldu¤unu saptam›fllard›r. O nedenle,özellikle ‹ngilizce e¤itim görmüfl, p›r›lp›r›l çocuklar›m›z, gençlerimizülkelerinde kalmak yerine, yabanc›ülkelere ak›n ediyorlar. Çünkü onlar,

BD fiUBAT 2016

T

Tüm yaz›l›m gelifltirmefaaliyetlerini planlayacak,koordine edecekvb. ifllemleriyürütecek yeni birkurum oluflturma-l›d›r. Örne¤in,“Yaz›l›m GelifltirmeÜst Kurulu.”

kap›lar›n› dünden açm›fllar, Türkgençlerini bekliyorlar. Yaz›l›mgelifltirme konusunda “emperyaldüflünmemiz”, bir baflka anlat›mla,dünyaya sat›labilecek yaz›l›mlargelifltirmemiz gereklidir. Bu,kolayl›kla yap›labilir. Yeter kiülkemizde bu konuda çal›flma ortam›oluflturulabilsin ve yeter ki biz deçal›flabilelim.

* * *

Hemen herkes Gug›l (Google),Suratkitab› (Facebook) ya da C›v›lt›c›(Twitter) gibi düzenlemelere g›ptaylabak›yor. fiunu da düflünmemiz gerek-miyor mu? Peki, di¤er devletlerAlmanya, ‹srail, Romanya, ‹spanyaözellikle Finlandiya vb. ne yap›yorlar?Sonra da dönüp “Biz ne yapt›k?” vb.sorular› sormam›z gerekir. BenAlmanya örne¤ini alaca¤›m. Ürettik-leri bir yaz›l›m› yaklafl›k bir milyondolar karfl›l›¤› ortalama fiyatla sat›yor-lar. Lüten internet sitelerine (www.sap.com) bir bak›n, ne kadarl›k yaz›-l›m satm›fllar. ‹lk anda gözlerinizeinanamayacaks›n›z. Sonra da bu bafla-r›n›n onda birini bizim gerçeklefltir-di¤imizi düflünün.

* * *

26

BD fiUBAT 2016

Biliflim sektörü genifl kapsaml› birkavram. Yaz›l›m denilince de özellikleve öncelikle “yaz›l›m gelifltirme” esasal›nmal›d›r. Bu konuda çal›flan firma-lar›n çok fazla sorunlar› var. Ancakk›saca özetlersek; yerli firmalar›n ortave daha büyük olanlar›n›n en az yüzde90'l›k bir bölümü yabanc› yaz›l›mkullanmaktalar. Bir baflka anlat›mlaküresel ekonomi derken kendi insanla-r›m›z›n kurdu¤u ve u¤rafl verdi¤i firma-lar› güçlü bir konuma getiremedik.

* * *ürkiye'de yaz›l›m konusundaba¤›ms›z çal›flan ve gelece¤e

yönelik çabalayan firma say›s› azalm›flhatta yok düzeyine gelmifldurumdad›r. Güçlü yaz›l›mfirmalar›n›n olabilmesi için uzuncabir süre desteklenmeleri ve parasalaç›dan ayakta tutulmalar› gereklidir.Bunlar sa¤lanamay›nca güçlüdiyebilece¤imiz firmalar›n ortayaç›kmas› çok zor olmaktad›r. Di¤eryandan büyük yaz›l›m firmas›olabilmenin temel ve olmazsa olmazkural› “emperyal düflünmek”, yanidünya ölçe¤inde düflünmek gereklidir.

* * *Yaz›l›m gelifltirirken “dünyaya

sataca¤›m” düflüncesiyle çal›flmazsa-n›z, yaln›zca üç befl kurufl kazanan birprogram yapmakla yetinirsiniz.

* * *E¤er “yaz›l›m gelifltirme” konu-

sunda etkin bir fleyler yapmak istiyor-sak; konuyu stratejik sektör olarak eleal›p, çal›flmalar›m›z› bir “seferberlikheyecan›” ve sorumlulu¤uyla sürdür-memiz gerekmektedir. Çünkü“tehlike, kap›m›zdad›r”.•

Türkiye'de yaz›l›mkonusunda ba¤›ms›zçal›flan ve gelece¤eyönelik çabalayanfirma say›s› azalm›flhatta yok düzeyinegelmifl durumdad›r.

T

“Zavall› annem, bir zamanlarkurtuluflu bütün bir ulus için ülküolmufl ‹zmir’in kutsal topraklar›navücudunu emanet etmifl bulunuyor.

Ölüm, yarat›l›fl›n en do¤al biryasas›d›r. Böyledir ama yine de üzüntüverici belirtileri vard›r. Burada yatanannem, zulmün, zorbal›¤›n, bütünulusu uçuruma götüren kural d›fl›yolsuz bir yönetimin kurbanlar›ndanbiridir. Bunu aç›klam›fl olmak için,izin verirseniz, ac›l› yaflam›n›n belirginbirkaç evresini ayd›nlatay›m.

Abdülhamit günlerinde idi. 1905

y›l›nda okuldan kurmay yüzbafl› olarakç›km›flt›m. Hayata ilk ad›m at›yordum.Ama bu ilk ad›m hayata de¤il zindanarastlad›.

Gerçekten de beni bir gün ald›larve yolsuz yönetimin zindanlar›nakoydular. Orada aylarca kald›m.Annem bunu ancak ben zindandanç›kt›ktan sonra duydu. Ve hemen benigörmek için koflup ‹stanbul’a geldi.Ama orada kendisi ile ancak üç beflgün konuflabildim. Çünkü yeniden okötü yönetimin jurnalcileri, casuslar›

27

BD fiUBAT 2016

MEZARBAfiINDA

YEM‹N

Atatürk'ün annesi Zübeyde Han›m 14 Ocak 1923 tarihinde ‹zmir'dehayata veda eder. Afla¤›daki metin, Atatürk’ün 27 Ocak 1923tarihinde annesinin mezar› bafl›nda söyledikleridir. Söylediklerininson paragraf› ulusal egemenlik yeminidir ve bugünlere ulaflan vasiyetniteli¤i tafl›maktad›r...

28

ve cellâtlar› oturdu¤umuz yeri sarm›fl,beni yine al›p götürmüfllerdi.

Anam a¤layarak arkamdangeliyordu. Beni sürgüne götürecekolan vapura bindirirlerken o kadarçok istedi¤i halde benimle görüflmesiyasakland› da göz yafllar› içindeSirkeci r›ht›m›nda tek bafl›nakalakald›. Sürgündeki korkutucugünlerimi o, gönül kayg›lar› ve gözyafllar› ile geçirdi.

Sonra; Mütareke y›llar›nda benAnadolu’ya geçince de annemi yinekayg›l› ve kuflkulu olarak ‹stanbul’dab›rakmak zorunda kald›m. Yan›mdakendisinin bana arkadafl diye verdi¤ibir adam vard›.

Onu Erzurum’dan ‹stanbul’agönderdi¤im zaman annem, tek bafl›nageldi¤ini duyunca, benim içinPadiflah›n “as›ls›n” ferman›n›n yerinegetirildi¤ini san›p inmeli oldu.

Ondan sonras› savafl ve u¤rafl y›llar›onun günlerini hep kayg›ya, derde veüzüntüye bo¤an nedenlerle dolu geçti.

Son bir iki y›l içinde onu ‹stanbul’dan kurtar›p yan›ma getirebilmifltim.Ona kavufltu¤um zaman o art›k yaln›z

duygular›yla yafl›yordu. Annemiyitirmekten çok üzgünüm.

Ama benim bu ac›m› gideren biravuntum var; Anayurdu yoksullu¤a,yoklu¤a sürükleyen yönetimin, art›kbir daha geri gelmeyecek gibiyoklu¤un mezar›na götürülmüfloldu¤unu görerek ölmüfl olmas›d›r.

Annem flimdi bu topra¤›n alt›nda;ama bu topra¤›n üstünde Anayurtbütünlü¤ü ve ulus egemenli¤idünyan›n sonuna kadar sürecek; beniavutan en etkili güç iflte budur.

Evet, ulusal egemenlik dünyan›nsonuna kadar sürüp gidecektir.Annemin ve bütün atalar›m›n ruhunutan›k tutarak vicdan›mdan kopan and›bir daha söyleyeyim:

Annemim mezar› önünde veTanr›n›n yüce kat›nda söz verip andiçiyorum ki, ulusumun bu kadar kandökerek elde etti¤i egemenli¤inkorunmas› ve savunulmas› içingerekirse annemin yan›na gitmektençekinmeyece¤im.

Ulus egemenli¤i u¤runda

can›m› vermek, benim için vicdan

borcu olsun, namus borcu olsun.”•

Annem şimdibu toprağın altında;

ama bu toprağınüstünde Anayurt

bütünlüğü ve ulusegemenliği dünyanınsonuna kadar sürecek;beni avutan en etkili

güç işte budur.

mkâns›z› baflarm›fl, mucizelere imzaatm›fl galip devletin temsilcileri

Lozan’a gideceklerdi. Ömrücephelerde geçmifl, hayatlar›nda hiçsivil elbisesi olmam›fl, borç paraylatak›m elbise diktirip yollara düflmüflbu onurlu devlet adamlar›n›n ruhlar›flad olsun.

Hâlâ Lozan Antlaflmas›ylamasada onu b›rakt›k, bunu b›rakt›kdiyenlere önce aç›p Sevr Antlaflmas›n›anlatmak laz›m. Lozan olmasayd›Sevr olacakt›. Yani Türkiye eline

b›rak›lan bir avuç Anadolu topra¤›ndaFransa, ‹ngiltere ve ‹talya'dan oluflanüçlü bir Komisyon ile köle hayat›yaflayacakt›. Bu üçlü komisyonun onay›olmadan Türkiye, ad›m atamayacak,çivi çakamayacak k›saca, nefes alama-yacakt›. Sevr Antlaflmas›na göre Türki-ye’nin kanun ç›karma hakk› yoktu.Mahkemesi, kolluk gücü, ordusu silah›,askeri yoktu, olamazd›. Yat›r›m yapa-maz, banka kuramaz, para basamazd›.Fabrika, okul, hastane, yol, köprüyapma haklar› bile olmayan, içte, d›flta,

29

Gençli¤in Dünyas›Kaya Boztepe

Yurtta da,Dünyada daBar›fl!

Lozan olmasayd›Sevr olacakt›.

30

her konuda herfleyiyle bu komisyonaba¤l› bir Türkiye olacakt›.

umhuriyet düflman› baz› zihni-yetler ›srarla Lozan’da bize ne

söylendiyse kabul etti¤imizi, LordCurzon’un isteklerinin harfiyen yerinegetirildi¤ini söylüyor ve yaz›yorlar.Roman gibi yaz›lm›fl mesnetsizkitaplar› belge gibi kullanmak pek birmoda son zamanlarda. Lozan hakk›n-

da tarihi belgelere, hat›ralara bilebakmaya gerek kalmadan Curzon’unsadece tek bir cümlesini hat›rlatmakistiyorum. Karfl›laflt›¤› direnç vediplomatik dirayetten s›k›lan Curzon‹nönü’ye yaklafl›r ve der ki:

“Konferanstan bir neticeye vara-ca¤›z. Ama biz memnun ayr›lmayaca-¤›z. Hiçbir iflte bizi memnun etmiyor-sunuz. Hiçbir dedi¤imizi, makuloldu¤una, hakl› oldu¤una bakmaks›z›nkabul etmiyorsunuz. Hepsini reddedi-yorsunuz. En nihayet flu kanaatevard›k ki, ne reddederseniz hepsinicebimize at›yoruz. Memleketiniz

harapt›r. ‹mar etmeyecek misiniz?Bunun için paraya ihtiyac›n›z olacak-t›r. Paray› nereden bulacaks›n›z?Para bugün dünyada bir bende varbir de bu yan›mdakinde (ABD gözlem-cisi Richard Washburn Child).

Unutmay›n, ne reddedersenizhepsi cebimdedir. Nereden para bula-caks›n›z, Frans›zlardan m›? Parakimsede yok. Ancak biz verebiliriz.Memnun olmazsak kimden alacaks›-

n›z? Harap bir memleketi nas›l kurta-racaks›n›z? ‹htiyaç sebebiyle yar›npara istemek için karfl›m›za gelip dizçöktü¤ünüz zaman, bugün reddettikle-rinizi cebimizden birer birer ç›kart›psize gösterece¤iz!”

‹smet Pafla cevap verir:“fiimdi meseleleri halledelim,

para istemek için gelirsem o zamangösterirsiniz.”

Lord Curzon’un bu tepkisi, herdedi¤ini kolayca kabul ettiren birdevlet adam›n›n tepkisi olabilir mi?

Onursuz ve esir yaflamaktansa“Ya ‹stiklal Ya Ölüm” diyerek Milli

BD fiUBAT 2016

Lord Curzon ‹smet ‹nönü

C

Mücadeleyi bafllatm›fl olan Atatürk’ünLozan plan› bellidir. fiöyle der:

“Temel ilke Türk milletinin haysi-yetli ve flerefli bir millet olarak yafla-mas›d›r. Ne kadar zengin ve müreffeholursa olsun, istiklâlden mahrum birmillet, medenî insanl›k karfl›s›nda uflakolmak mevkiinden yüksek bir muame-leye lây›k say›lamaz. Yabanc› birdevletin himaye ve deste¤ini kabuletmek, insanl›k özelliklerinden mahru-miyeti, beceriksizlik ve miskinli¤iitiraftan baflka bir fley de¤ildir. Ger-çekten bu afla¤› dereceye düflmemiflolanlar›n isteyerek bafllar›na biryabanc› efendi getirmelerine aslaihtimal verilemez. Halbuki Türk'ünhaysiyet ve izzetinefis ve kabiliyetiçok yüksek ve büyüktür. Böyle birmillet esir yaflamaktansa yok olsundaha iyidir. Bundan ötürü, ya ba¤›m-s›zl›k ya ölüm! Türk milleti istiklalsizyaflamam›flt›r, yaflayamaz ve yaflama-yacakt›r.”

evr Antlaflmas› Türkiye'ninsonuydu, ölümüydü, bitti¤i, esir

düfltü¤ü son noktayd›. ‹flte böyle birfelaket tablosundan ba¤›ms›z, laikCumhuriyet’e nas›l geldi¤imiz konu-lar›n› irdelememiz ve bizden sonragelecek kuflaklara anlatmam›z gerek.Yanm›fl, y›k›lm›fl, kül olmufl, en iyiyetiflmifl, okumufl kadrolar›n› Çanak-kale’de, Sar›kam›fl’da, Milli Mücade-le’de yitirmifl olan ülkenin gençyöneticileri, ço¤unlu¤u ödünç ald›klar›k›yafetlerle gitmifllerdi Lozan’a. Bafl-lar›nda ‹smet Pafla, ellerinde ise biratefl topu gibi 14, “olmazsa olmaz”maddeden oluflan bir Hükümet tali-

31

mat› vard›. Neydi bu maddeler?Do¤u s›n›r›, Irak, Suriye s›n›r›,

Adalar ve Trakya konusu ile Bat›Trakya ve Bo¤azlar!

Sadece bu kadar m›yd›?Hay›r, bir bu kadar hatta daha da

zor olan baflka bir konu vard› ki, bafll›bafl›na bir konferans konusuydu. ÖnceTürkiye'nin devlet s›n›rlar›n›n çizilme-sini ve onaylat›lmas›, sonra, çizilenbu s›n›rlar içinde tam ba¤›ms›z veegemen bir devlet kurulmas›, Osmanl›Devleti’nin tasfiyesi konusu vard› kibu yeni bir ça¤ açmak demekti. Çünkübu konunun içinde Kapitülasyonlar’dan az›nl›klara, Osmanl› borçlar›ndanordu ve donanmaya, yabanc› kurulufl-lardan vak›flara ve Osmanl›’danayr›lm›fl olan bir çok devletin konular›vard›, Musul, Halep, Hatay konular›vard›. Bütün bu zorluklar, tehditler,bask›lar, kesilen görüflmelere ra¤mendirayetle, ad›m, ad›m yürüyen GençTürkiye Lozan Bar›fl Antlaflmas›n›imzalad›.

Bir yandan enkaz halindekiülkeyi infla etmeye, e¤itimden adalete,

BD fiUBAT 2016

Ne kadar zengin vemüreffeh olursa olsun,istiklâlden mahrum birmillet, medenî insanl›kkarfl›s›nda uflak olmakmevkiinden yüksek birmuameleye lây›ksay›lamaz.

S

ziraatten sanayiye kadar ülkeyi inflaetmeye çal›flan Türkiye komflularlave ülkelerle dostluk nas›l olurmufldersini de vermeye bafllam›flt›. HemenLozan sonras› Polonya, ABD hemenard›ndan ise 1934’de Yunanistan,Yugoslavya ve Romanya ile BalkanAntant› imzalad›. Bunu Yugoslavya,Bulgaristan ile ‹ran, Irak ve Afganis-tan'la ‹ran'da Sadabat Pakt› takip etti.

Bitmedi.

ürkiye Arnavutluk, Macaristan,‹sveç, ‹spanya, Çekoslovakya,

Estonya, Finlandiya, ‹sviçre, Litvanya,‹rlanda, Norveç, fiili, Uruguay, Alman-ya, S›rp-H›rvat-Sloven Dostluk Ant-laflmas›, Türk-Sovyet Tarafs›zl›k veSald›rmazl›k Antlaflmas› ve ‹ngiltereile anlaflmalar yapt›. Hem de bütünbunlar› Avrupa’n›n, Sovyet Rusya’n›nAmerika’n›n bask›lar›na boyun e¤me-

den, onurlu bir flekilde yapt›.Konuyu yine Atatürk’den ald›¤›-

m›z cümle ile tamamlayal›m: “Efendiler! Avrupa'n›n bütün

ilerlemesine, yükselmesine ve medeni-leflmesine karfl›l›k Türkiye tam tersinegerilemifl ve düflüfl vadisine yuvarla-nadurmufltur. Art›k vaziyeti düzeltmekiçin mutlaka Avrupa'dan nasihatalmak, bütün iflleri Avrupa'n›n emelle-rine göre yapmak, bütün dersleriAvrupa'dan almak gibi birtak›m zihni-yetler belirdi. Halbuki, hangi istiklalvard›r ki, ecnebilerin nasihatleriyle,ecnebilerin planlar›yla yükselebilsin?Tarih böyle bir hadiseyi kaydetme-mifltir!”

Konular›m›z›, tarihimizi, bugünyaflad›klar›m›z›n sebeplerini b›kma-dan, usanmadan genç kuflaklaraanlatmaya devam edece¤iz.

[email protected]

BD fiUBAT 2016

T

Hangi istiklalvard›r ki, ecnebilerin

nasihatleriyle,ecnebilerinplanlar›yla

yükselebilsin?Tarih böyle bir hadiseyi

kaydetmemifltir!

32

arih, 15 May›s 1919; günlerdenPerflembe günüydü.‹zmir’de günlerdir süren heye-

canl› bir bekleyifl vard›. ‹zmirli Türkler14 May›s’› 15 May›s’a ba¤layan gecehemen hiç uyumam›fllard›. ‹zmir’iniflgal edilece¤i ve sabah›n erken saat-lerinde körfez aç›klar›nda bekleyen‹tilaf Donanmas›’n›n r›ht›ma askerç›karaca¤› duyumlar› al›nm›flt›. Kentinbilindik tan›d›k yüzleri Vali ‹zzetPafla’n›n yan›na kofluyor ve duyulanhaberlerin do¤ru olup olmad›¤›n› soru-yorlard›. Halk kamburundan dolay›Vali’ye “Kambur ‹zzet” lakab›n›vermiflti. ‹stanbul Hükümeti’nin herdedi¤ini gözleri kapal› yerine getir-mekle ün kazanm›fl olan Vali ç›karma-

n›n duyulmas›n› istemiyor; yurtsever-leri avutucu sözlerle yat›flt›rmayaçal›fl›yordu.

Ancak ortada dolaflan söylentilerhiç de yabana at›lacak türden de¤ildi.Kulaktan kula¤a yay›lan f›s›lt›lar,duyarl› çevrelerde ola¤anüstü etkileryap›yordu. Haber h›zla kente yay›lm›fl-t›. Halk heyecan içindeydi. Çokcazamand›r yurtsever ayd›nlar›n toplan-ma yeri haline gelmifl olan ‹zmir TürkOca¤›’nda birkaç gündür ard› ard›natoplant›lar yap›l›yordu. Konuflma

33

BD fiUBAT 2016

‹zmir’in ‹flgali ve

Yazan: Prof. Dr. KEMAL ARI

Karagün

15 May›s 1919

‹zmirli Türkler14 May›s’› 15 May›s’aba¤layan gece hemenhiç uyumam›fllard›.

T

34

yapanlar›n kimisi itidalli olmaktan,kimisi de bir süre beklenmesi gerekti¤in-den söz ediyorlard›. Ancak bafltakentin genç hukukçular›ndan MustafaNecati olmak üzere kimi yurtseverlerbu sözlere art›k kulak vermiyorlard›.Onlar bu sözlerin ve önerilerin art›kanlam› kalmad›¤›n› silahl› direnifltenbaflka çare kalmad›¤›n› söylüyorlard›.Bir toplant›da bunu büyük bir heye-canla dile getirmifl olanMustafa Necati, art›k böy-le toplant›lara kat›lmaya-ca¤›n› hayk›rarak toplan-t›y› terk etmiflti. Onun gibibaflka düflünenler devard›: Örne¤in “Hukuk-u Befler” gazetesi sahibive baflyazar› Hasan Tah-sin takma adl› OsmanNevres 14 May›s 1919günü yazd›¤› “NamusU¤runa” adl› yaz›s›ndaflunlar› söylüyordu:

“Korkmuyoruz gelsinler. HattaMasum Türk'e kast› olan bütündünya gelsin. Süngüleriyle zatenkanayan yaram›z› deflsinler. Topla-r›yla evlerimizi, kuvvetlerimizi y›ks›n-lar, alt üst etsinler, parçalas›nlar!Ama asla unutmas›nlar ki Türkölmedi, yafl›yor. Ve buray› Yunan'avermeyecektir. Hatta silahlar›m›zolmasa bile, direnen ruhumuzla,coflkun kanlar›m›zla, sökülmeyendifllerimizle bile bu ülkeyi savuna-ca¤›z!”

Ve o gece…Yani 14 May›s’› 15 May›s’a

ba¤layan bitmeyen karanlık…

yuyamayan Türkler, sokakaralar›nda bisikletli gençlerin

haber vermesi üzerine eski bir YahudiMezarl›¤› olan Maflatl›k’ta yap›lacakmitinge koflmufllard›. Gecenin osaatlerinde kulaklara hükümetinelindeki kimi silahlara yurtseverlertarafından halka da¤›t›ld›¤›, hattahapishanede yatan kimi mahkumlarınd›flar› ç›kart›ld›¤› haberleri çal›n›-

BD fiUBAT 2016

Mustafa Necati

U

Hasan Tahsintakma adl›Osman Nevres

yordu. Heyecaniçinde kalan mah-fleri bir kalabal›kMaflatl›kta kayna-fl›p duruyordu.Körfez d›fl›nda,Sancak Kale’ninötelerinde toplan-m›fl olan ‹ngiliz,Frans›z ve Yunangemilerinin ›fl›klar›görünüyor; bugemilerden ertesigün ‹zmir’e askerç›kar›laca¤›düflünülüyordu. Kalabal›k bir yandanbu gemilerdeki ‹tilaf güçle-rine‹zmir’in gerekirse direnifl için kararl›oldu¤u mesaj› verilmeye çal›fl›-l›yordu.

e Karagün1 do¤maya bafllad›.Sabah›n ilk ›fl›klar› körfezin serin

sular›nda göz k›rpmaya bafllad›¤›nda‹tilaf gemileri bacalar›ndan dumanlarsavrularak harekete geçtiler. Gemilerkörfeze girerlerken, sabah›n ilk saat-lerinden beri Halil R›fat Pafla s›rtlar›n-da sakland›klar› bir evde gemilerinhareketlerini gözleyen Mustafa Necative Haydar Rüfltü Beyler (Öktem) herfleyin bitti¤ini düflünerek h›çk›raraka¤lamaya bafllam›fllard›.

O saatlerde Gümrük ve Konakyönlerinden bafllayarak R›ht›m’aaç›lan sokaklar ve köfleler h›nca h›nç‹zmirlilerce doldurulmufltu. Türklerkorku ve telafll›, Rumlar coflkulu vesevinçliydiler. ‹zmir MetropolitiHrisostomos Rum kalabal›¤›n bafl›ndadualar okuyordu. Rum k›zlar› günlerce

35

önce ‹zmir’e Yunan askerlerinin ç›ka-r›laca¤›n› haber alm›fllard›. Bu nedenlesüslenmifller, en güzel elbiselerinigiymifllerdi. Coflkulu bir karfl›lamaiçin k›y›ya koflmufllard›.

Ve sabah saat 8’den sonra; Pasa-port’a yanaflan Yunan gemileri askerç›karmaya bafllad›lar. Rum kalabal›kgözyafllar› içinde “‹sa dirildi” diyerekistavroz ç›kar›yor, dualar ediyordu.Derken saat 10 s›ralar›nda gelen biremirle Hükümet Kona¤›na düzenlibiçimde yürümeye bafllad›lar.

Yürüyüflle birlikte dehfletli biralk›fl tufan› koptu. Her taraf Yunanbayraklar› ve Venizelos’un resimle-riyle donat›lm›fl, yol boyunca taklaryap›lm›fl ve çiçeklerle süslenmiflti.Patrik Hrisostomos Yunan askerlerinivaftiz ediyor; flarap, ekmek ve tuzikram ediyordu. Bu s›rada Yunanaskerlerini k›flk›rtarak, Türk kan›içmenin bir dinsel görev oldu¤u-nuhayk›r›yordu. Yer demire, gör bak›radönüflmüfl gibiydi. Bir yandan korkuve telafl, öteki yanda sevinç ve 盤l›klar

BD fiUBAT 2016

V

Yunan Askeri‹zmir’de

u¤ultu halinde ‹zmir’in semalar›nayükseliyordu. Karagün do¤mufl, sankihükmünü yerine getirece¤i an›bekliyordu. Verilen emirle harekete geçen EfzonAlay r›ht›m›n sonunda sola k›vr›larakKonak Meydan›’na yöneldi. En bafltaelinde bayrak bir Yunan askeribulunuyordu. Art›k Hükümet kona¤›karfl›lar›ndayd›. Sar›k›flla’n›n önündengeçerlerken bir anda bir revolver sesiduyuldu. Ard› ard›na mermilerkulaklar› ç›nlat›rcas›na u¤uldadı.Ve bir anda alay›n önünde yürüyenbayraktar asker, kanlar içinde yereyuvarland›. Asker bafl›ndan ald›¤›kurflunla yere y›¤›lm›fl ve ölmüfltü.Kalabal›k korkudan sa¤a sola kaç›fl-maya bafllad›. ‹lk floku atlatan Yunanaskerleri, silahlar›n› sivil halka veolaylar› Sar›k›flla’dan izleyen ve adetaoraya hapsedilmifl olan Türk askerle-rine çevirdiler. Bir anda namlular ateflkusmaya bafllad›. Kalabal›¤a, Sar›k›fl-la’ya ve Valilik yönüne savrulanya¤mur gibi mermilerle yüzlerce kifliKonak Meydan›’na kanlar içindeserildi. Yar›m saat atefl alt›nda kalanSar›k›flla sonunda teslim olmak

zorunda kald›. Teslimolan askerlerin önündeyürüyen Ali Nadir Pafla,bir yüzbafl› taraf›ndantokatland›. Pafla’n›nkalpa¤› yere at›ld› veçi¤nendi. Kimi askerlersüngüleniyor, kimileriher türlü sopa, demir vezincirlerle dövülüyor;Yunan askerlerinin yan›s›ra Konak’tan Gümrük’e

kadar uzanan güzergâhta sivil halkada kesici aletlerle sald›r›lar yap›l›yor-du. “Zito Venizelos” diye ba¤›rmay›reddeden Albay Süleyman Fethi Beysüngülendi. Kemaralt› sokaklar›ndakidükkanlar bafltan afla¤› ya¤maland›,karfl›lafl›lan siviller ac›mas›zca öldü-rüldü.

isar Camisi’ne giren Yunanaskerleri Kuran-› Kerim’i parça-

lad›lar ve cami imam›n› bafl›ndakisar›¤›n fleridiyle ba¤lay›p soka¤aatt›lar. Sonradan görgü tan›klar›ncailk kurflunu att›¤› söylenen HasanTahsin’in cesedi parçalanm›fl bir haldeKordonboyu’nda görüldü ve iki güncesede kimse dokunamad›. ‹flgal k›y›-dan iç mahallelere yay›ld› ve akflamüzeri bafllayan yo¤un ya¤mura kadararal›ks›z sürdü. O gün öldürülen Türksay›s› 2000 di. Bir hafta içinde bu say›5.000’i aflt›.

‹zmir o gün, tarihinin en kanl›Karagün’ünü yaflad›. O günün,Akgün’e dönüflmesi için ta 9 Eylül1922 gününe kadar bekleyecekti. •

1- “Karagün” deyimi ‹stanbul’un iflgali üzerine ünlü yazarSüleyman Nazif taraf›ndan kullan›lm›flt›r.

BD fiUBAT 2016

H

Yunan Askerleri‹zmir’de

36

Sayg›de¤er Han›mlar,

Sayg›de¤er Beyler!

Bu toplant›y› düzenleyenlere özelolarak teflekkür ederim. Bu nedenle,Benim Samsun’un çok ayd›n biryerinde bulunmam sa¤lanm›fl oldu.Bu nedendir ki yine beni, beyinleriilim ve fen ile süslenmifl olan k›ymetliinsanlardan oluflmufl birheyetin önünde, çok mutlu etti.

Efendiler!

Dünyada her fley için;uygarl›k için, hayat için, baflar›için en hakiki mürflit ilimdir;fendir. ‹lim ve fennin d›fl›ndarehber aramak dikkatsizliktir,bilgisizliktir, yanl›fll›kt›r. Yal-n›z ilmin ve fennin yaflad›¤›-m›z her dakikadaki aflamala-r›n›n olgunlaflmas›n› kavra-mak ve yükseliflini zamanlaizlemek flartt›r. Binlerce sene

önceki ilim ve fen dilinin çizdi¤i kural-lar›, flu kadar bin sene sonra bugünoldu¤u gibi uygulamaya kalk›flmak,elbette ilim ve fennin içinde bulunmakde¤ildir. Çok mutlu bir duygu ileanl›yorum ki; söz söylediklerim bugerçeklere eriflmifllerdir. Bu itibarlamutlulu¤um artmaktad›r. fiöyle ki söz

37

Atatürk’ün Dünyas›Cengiz Önal

69Atatürk’ün

Samsun’da ‹stiklalTicaret Okulu’nda

Ö¤retmenlerleKonuflmas›

Atatürk Samsun’da

38

söylediklerim, ö¤retim ve e¤itimalt›nda bulunan yeni nesli de gerçe¤in›fl›klar›yla do¤ufluna sahip olacakflekilde yetifltireceklerine söz vermifl-lerdir. Bu, hepimiz için övünmeyeaç›k bir noktad›r.

Sayg›de¤er Efendiler!

K›z kardeflimiz Han›mefendi veondan sonra aç›klamada bulunansayg›de¤er duygusal arkadafllar›m›z,uzak geçmifli çok güzel göstererekaç›klad›lar. Yak›n geçmiflin ac›lar›n›da, gerçekten kalpleri durduracakflekilde belirttiler. Bu sebeple, banayönelik çok güzel sözler söylemeinceli¤i gösterdiler. ‹çten gelen bugüzel sözlerden dolay› flüphesiz çokmutluyum, duyguluyum ve onlarateflekkür borçluyum. Yaln›z sizden

olan bir kifliye, sizden fazla önemvermek, her fleyi bir milletin ferdindetoplamak, geçmifle, bugüne, gelece¤e,bütün bu zamanlara ait bir sosyalçal›flma heyetinin aç›klamalar›n›,böyle yüksek bir toplant› meclisininalçak gönüllü bir ferdinden beklemekelbette ki uygun de¤ildir ve gerekli,de¤ildir. Memleket ve ulusun hayatve gelece¤ine olan sevgi ve sayg›mdandolay›, önünüzde gerçek bir noktay›aç›klamak zorunday›m:

Vatandafllar, herhangi bir kifliyiistedi¤iniz gibi sevebilirsiniz. Karde-fliniz gibi, arkadafl›n›z gibi, baban›zgibi, çocu¤unuz gibi, sevgiliniz gibisevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi,ulusal varl›¤›n›z› bütün sevgilerinizera¤men herhangi bir kifliye, herhangibir sevdi¤inize verme¤e yöneltmeme-lidir. Bunun tersine hareket kadarbüyük hata olamaz. Bir ulus için, birulusun varl›¤›, flerefi, onuru ve büyük-lü¤ü için bu kadar büyük bir yanl›flolamaz. Ben ait oldu¤um büyük TürkUlusu’nun böyle bir hatay› art›kbeklemeyece¤ine tam güvene sahipolmakla huzurlu ve rahat›m.

Arkadafllar,

Ben ve benim gibi birçok vatan-dafllar, kardefller bundan befl, beflbuçuk sene önce ulusumuzun gerçekvatan›n›, ümitsiz felâkete düfltü¤üzaman, vicdanca, namusça, flahsensorumlu olduklar› görevi yapmakdurumunda kald›lar. Bunu do¤alolarak yapacaklard›. Yapmalar› zorun-luydu. Bu ulusal namusun gere¤iydi.Ben bu kutsal gerçeklerin d›fl›ndahareket edebilir miydim? Elbetteedemezdim. Türk ulusunun hiçbir

BD fiUBAT 2016

Atatürk Samsun’da

ferdi, bu gere¤in d›fl›nda hareket ede-mezdi. Ben, elbette bu üzücü manzarakarfl›s›nda yüre¤imin isteklerine karfl›,ulusal namusumuza ayk›r› hareketedemezdim. Ait olmakla gurur duydu-¤um büyük Türk ulusunun yüksekkiflili¤ine elbette ayk›r› hareket ede-mezdim. Bence aitli¤iyle gurur duydu-¤um ulusun hiçbir ferdi, bu namusgere¤inden asla sapmam›flt›r. E¤erbundan farkl› gösterilenler varsa, eminolunuz yüce namuslu vatandafllar,onlar›n kalp ve vicdan› güzelliktenhiç esinlenmemifl, kapkara alçakvicdanlard›r.

Efendiler!Türk ulusu derin bir geçmifle

sahiptir. Ulusumuzun hayat hikâyesinidüflünelim. Bu düflünce bizi elbetteyedi yüz y›ll›k Osmanl› Türklü¤ünden,çok yüz y›ll›k Selçuklu Türklerine veondan önce bu devirlerin her birinedenk olan ne büyük Türk devirlerinekavuflturur. Bütün bu zamanlara dikkatediniz Türk kendi ruhunu, benli¤ini,hayat›n› unutmufl; nereden geldi¤ibelirsiz birtak›m baflkanlar›n ak›ls›zarac› olmak durumuna düflmüfltür.

Türk ulusu kendi benli¤ini, akl›n›,ruhunu unutur gibi olmufl ve varl›¤›ylaherhangi bir amaca, sonucu alçakl›kolan, esirlik olan karfl›l›ks›z köle olma-ya giden de¤ersiz bir hedefe sürüklen-mifltir. Ulusumuz ne yaz›k ki bu yanl›fldurumu çok sürdürdü. Bu yüzden hertürlü yoksulluklara ve esirlikleredüflmekten kendini kurtaramad›.

Bütün bu s›k›nt›lar›n ve ald›klar›ulusal olmayan e¤itimin gere¤i oldu-¤unu fark etmeksizin, sa¤lam bire¤itimin eseri oldu¤u düflüncesiyle

39

karar›n› uyguluyordu. E¤itimin temeli,e¤itimin amaç ve anlam› çok büyük-tür. Bu konudaki yol yanl›fl ise vekoskoca bir ulus önem ve güvenduydu¤u kitaplardan; kutsal kitaplar-dan iflaret göstererek rehber oldukla-r›n› iddia edenlerin sözlerine inanarakyürürlerse ve bu yürüyüfl yönü kendi-lerini yoklu¤a düflürürse, suç bu yönüizleyen temiz, iyi huylu, özverili,rehberine güvenen çaresiz halktanfazla, rehberlere ait de¤il midir?

Efendiler!

Konuflmac› arkadafllar›m›zdanbiri bana nereden esinlendi¤imi vegüç ald›¤›m› sordu. Bu soruya k›sabir cevap vermek isterdim. Diyebilirimki, bugünkü uyanmay›, düne, geçmifleborçluyuz. Herhalde babalar›m›z›n,analar›m›z›n, yetifltirdiklerimizin ruhve ak›llar›m›z›n aç›l›m›nda verimlietkileri vard›r. Gerçi biz, belki buradabulunanlar›n hepsi, dünyaya geldi¤i-miz zaman bu topraklar üzerindeyaflayanlarla beraber, yok edici birbask›n›n pençesi alt›ndayd›k. A¤›zlarkilitlenmifl gibiydi. Ö¤retmenler vee¤itmenler yaln›z bir noktay› beyinler-de yerlefltirme¤e zorunlu tutulmak-

BD fiUBAT 2016

Ait olmaklagurur duydu¤umbüyük TürkUlusu’nun yüksekkiflili¤ine elbetteayk›r› hareketedemezdim.

tayd›. Benli¤ini, her fleyini unutarakbir maddeye boyun e¤mek, onun kulu,kölesi olmak. Bununla beraber hat›r-lamak gerekir ki, o bask› alt›nda da,bizi bugün için yetifltirme¤e çal›flangerçek ve özverili ö¤retmenler,e¤itmenler eksik de¤ildi. Onlar›n bizeverdikleri verim, elbette esersiz kalma-m›flt›r. fiimdi burada bir kifliye rastla-d›m. O, benim ortaokulun birincis›n›f›nda ö¤retmenimdi. Bana henüzilk fleyleri ö¤retirken gelecek için ilkdüflünceleri de vermiflti.

Efendiler,

Aç›klamak istiyorum ki; ilk ilhamana-baba kuca¤›ndan sonra okuldakie¤itimcinin dilinden, vicdan›ndan,terbiyesinden al›n›r. Bu esinlenmeninaç›l›m›n›n gerçekleflmesi, ulus veyurda hizmet edebilecek güç ve kabi-liyetin kazan›lmas› için ulusumuz veyurdumuza büyük, derin ilgi oluflturandüflünce ve duygularla her an destek-lenmek gerekir. Bu düflünce ve duygu-lar›n kayna¤› yurt bütünlü¤ü veulusumuzdur.

Ulusumuzun ortak istek ve gönlü-ne dokunmak ve onun gereklerinegöre varl›¤›n› yöneltmeyi, kanunhareketi bilmek, gerçek yolda yürüye-bilmek için tek kurald›r. Bir ulusunbirli¤ine hâkim olmak, gereklerineuymak uluslar›n ortak iste¤i ve düflün-cesidir. Bir insan yurduna ve ulusunayararl› bir ifl yaparken, dikkatindenbir an uzak bulundurmamaya zorunluoldu¤u kural; ulusun gerçek iste¤idir.

Efendiler!

Bir toplumun mutlaka ortak birdüflüncesi vard›r. E¤er bu her zamanaç›klanam›yorsa, onun varl›¤›na bask›yap›lmamal›d›r. O uygulamada mutla-ka vard›r, varl›¤›m›z›, istiklâlimizikurtaran bütün fiiller ve hareketler,ulusun ortak düflüncesinin, iste¤inin,karar›n›n yüksek oluflumunun eserin-den baflka bir fley de¤ildir.

Bugün vard›¤›m›z sonuç, flüpheyok, çok mutluluk ve ümit vericidir.Fakat bu mutlulu¤u koruyabilmek veümitleri uygulama sahas›na koyabil-mek için bundan sonra dikkat edilecek

BD fiUBAT 2016

Mustafa Kemal veLatife Han›mSamsun’da (1924)

40

noktalar da çoktur.Son konuflmac› Hoca Efendinin

aç›klamas›ndan esin alaraksöyleyeyim ki, en önemli, en gerçekçinokta e¤itim sorunudur. E¤itimdir ki,bir milleti ya hür, ba¤›ms›z, flanl›,yüce bir ulus halinde yaflat›r; ya dabir ulusu esirlik ve yoksullu¤a düflürür.

Efendiler!

E¤itim kelimesi yaln›z olarakkullan›ld›¤› zaman, herkes onakendince istedi¤i bir anlam yükler.Ayr›nt›ya girilirse, e¤itimin amaçlar›çeflitlilik kazan›r. Örne¤in dini e¤itim,ulusal e¤itim, milletleraras› e¤itim vbgibi. Bütün bu e¤itimlerin amaçlar›baflka baflkad›r. Ben burada yaln›zyeni Türk Cumhuriyeti’nin yeni nesleverece¤i e¤itimin, ulusal e¤itimoldu¤unu kesinlikle aç›klad›ktan sonradi¤erleri üzerinde durmayaca¤›m.Yaln›z gösterdi¤im anlam› k›saörnekle aç›klayaca¤›m.

Yeryüzünde üç yüz milyonu içinealan Müslüman vard›r. Bunlar ana,baba, hoca e¤itimiyle, e¤itim almakta-d›rlar. Fakat ne yaz›k olay›n gerçe¤ifludur ki, bütün bu milyonlarca insangruplar› flunun ve bunun esaret zincir-leri alt›ndad›r. Ald›klar› manevi e¤itimve dolays›yla edindikleri ahlâk onlarabu esirlikten kurtulabilecek insanl›kbecerisini vermemifltir, veremiyor vede veremez! Çünkü e¤itim amaçlar›ulusal de¤ildir.

Ulusal e¤itimin ne demek oldu-¤unu bilmekte art›k bir kafa kar›fl›kl›¤›kalmamal›d›r. Bir de ulusal e¤itimgerçeklefltikten sonra onun dilini,yöntemini, araçlar›n› da ulusal yapmakzorunlulu¤u tart›fl›lmazd›r. Ulusal

e¤itim ile aç›lmak ve yükseltilmekistenilen genç beyinleri, bir yandanda pasland›r›c›, uyuflturucu, gerçekd›fl› fazlal›klarla doldurmaktan dikkat-le kaç›nmak gereklidir. Genç kuflakla-r›n beynini yormadan onun her fleyialmaya ve benimsemeye uygun yüzü,gerçe¤in izleriyle süslenmelidir.

Sayg›de¤er Han›mlar,

Sayg›de¤er Beyler!

Bu toplant›da yap›lan konuflma-larda ifade edilenler o kadar duygulan-mama ve etkilenmeme neden oldu ki,kula¤›mda o kadar ilâhi bir ses olufl-turdu ki, bunu bozmamak için birkelime bile söylemeyi düflünmüyor-dum. Fakat varl›¤›n›z›n ruhumdaoluflturdu¤u duygulanma beni düflün-celerimi aç›klamaya yöneltti.

Beni dinlemek zahmetine katlan-d›¤›n›zdan dolay› hepinize teflekkürederim.•

[email protected]

Mustafa Kemal 22 Eylül 1924 ‹stiklalTicaret Okulu Samsun(Gelecek Ay: ‹nebolu Türk Oca¤›’ndakiKonuflmas›)

BD fiUBAT 2016

...en önemli,en gerçekçi noktae¤itim sorunudur.E¤itimdir ki, bir milletiya hür, ba¤›ms›z, flanl›,yüce bir ulus halindeyaflat›r; ya da bir ulusuesirlik ve yoksullu¤adüflürür.

41

arl›k Rusya’s› ve ‹mparatorlukAvusturya’s›, Osmanl› Saltana-

t›’n› parçalamak için Balkanlar› Türkdüflmanl›¤› ve milliyet ateflleriyletutuflturdular. Kara ve korkunç biredebiyat, y›llarca Balkan halk kitleleri-ne Türkler hakk›nda masal okudu. Bumilletler uzun süre bizim için hiçbirkomfluluk hissi ve uyan›fl› duymazoldular. Ne o tarafta, ne de bu taraftado¤ru bir fikir yay›mlanmaz oldu.‹htilaller ve savafllar›n hepsi geldigeçti ve verilen verildi, al›nan al›nd›.Milletlerin yeni gençlikleri geçmiflnesillerin kapkara bir ba¤nazl›¤› içindehapis kalmaktan, kafalar›n› ça¤d›fl›zihniyetin zindan› içinde çürütmektenb›kt›lar.

Bu tepkinin ilk olumlu eseriTürk-Bulgar dostlu¤u olarak alg›lana-bilir. Ana kuca¤›nda al›nan yanl›fl birterbiyenin, ak›l ve mant›kla, az zaman-da kökten de¤ifltirilmesinin ne kadargüç oldu¤unu biliriz.

Avrupa’n›n iki büyük milleti,Frans›zlar ve Almanlar, eski duygula-r›n› yenen liderlerini hala yaln›z b›rak-mamaktad›rlar. Ak›l kolay karar verir;fakat bu karar›, sinir ve ilk terbiyeninbask›s› alt›nda yürüyen halk kitlelerineyerlefltirmek ve solunan havay› bukararla doldurmak zordur. Bugün bileyeni Bulgar gençli¤inin zihinlerindeneski masal karanl›¤›n› kald›rmak içinne çok u¤raflt›klar›n› biliyoruz.

Ancak herhangi bir fikir hareketi-nin, bafllad›ktan ve özellikle ayd›nkesimde yer edindikten sonra baflar›yaulaflmas› k›sa bir zaman meselesi olur.Gerek Türk ve gerekse Bulgar, buhay›rl› ifle önayak olanlar›n ilk iflleri,siyaset edebiyat›ndan fazla, iki milleti,etkili olabilecek tan›flma zeminlerindebirbirlerine yak›nlaflt›rmak olmal›d›r.Milletler fikir sanat ve toplum yafla-m›nda yak›nl›k duymad›kça, gazetetelkinlerinin etkisi az olur. Biz butan›flmalar için Türk ayd›nlar›n›nkalben haz›r olduklar›n› biliyoruz.Türk-Bulgar dostlu¤u, henüz duyguve yokluk dalgalar› içinde yüzenmilletlere yenir bir örnek olmas›aç›s›ndan yararl› olur.

ürkiye Cumhuriyeti, bugüne de¤inkendisine uzanan hiçbir dostluk

elini asla geri çevirmemifltir. Fakathastal›kl› ve f›rsat kollay›c› anlaflmagösteriflçilerinin tuza¤›na da düflmez.Kalbimiz, sadece dürüst, aç›k vesamimi olan kalplere aç›kt›r. Do¤uAvrupa’s›n›n bar›fl›n› isteyenlerin TürkD›fliflleri’nin art niyetsiz anlaflmaseverli¤inden yararlanamamalar›n›tarih ba¤›fllamayacakt›r. Çünkü bununaksi, çok ac› çeken Do¤u ve BalkanDünyas›’n›n gelece¤inde bir dönümnoktas› olurdu.•

Hâkimiyeti Milliye Gazetesi19 Temmuz 1929

42

BD fiUBAT 2016

TÜRKLER VE BULGARLARÇ

T

Ç‹N ETK‹S‹

Günün ilk ›fl›klar› Çin’de bafllarken,Çin Borsas› h›zla düflmeye bafllad› veifllemler durduruldu. Ard›ndan dünya-n›n bu en büyük ikinci ekonomisindeyeni bir devalüasyon geldi. ÖnceUzakdo¤u ülkelerine yay›lan bu

s›k›nt›, iflgünü bafllarken Türkiye’deve saat fark›yla bütün Avrupa’dadeprem etkisi yaratt›. Bir günde dolarTL karfl›s›nda yüzde 3’e yak›n art›flla3 TL oldu. Borsa düfltü. Alt›n yükseldi.2015 y›l›n›n kötü miras›n› tafl›yarak2016’ya giren Türkiye Ekonomisi,

43

Ça¤dafl DüflünceDr. Ö¤üt Yazman

2016Türkiye

Ekonomisi

ürkiye siyasal ve ekonomik aç›dan zor geçen2015 y›l›n› geride b›rak›p yeni umutlar ve

olumlu beklentilerle bir beyaz sayfa açarak yeni biry›la girecekti. Ekonomi, üç günlük tatilin ard›ndan4 Ocak 2016 Pazartesi gününü bekliyordu.

T

44

2016’ya d›fltan kaynaklanan bunedenle zorlukla bafllam›fl oldu.

2016’da EKONOM‹

Tehlikeli ve gelece¤i belirsiz birdönemden geçen Dünya Ekonomisiile Orta Do¤u’daki karmafl›k savaflTürkiye’yi etkilemektedir. Bu geneltabloya ikili iliflkilerde artan gerginlik-ler eklenince sorunlar›n daha çokbüyüdü¤ü ve yüklerin artt›¤› anlafl›l›-yor. Dengede olmas› istenen ekonomiterazisi bu a¤›r yükü tafl›yabilir mi?Al›nabilecek önlem-ler ile uygulamadaortaya ç›kan durumaras›nda uyum varm›?

Dünya’da çokriskli “ k›r›lgan eko-nomiler” olarak belir-tilen iki ülkeden biriTürkiye’dir. (1)

EKONOM‹K

BÜYÜME

Ülkelerin kalk›nma,geliflme ve halk›n

refah düzeyinin belirlenmesinde kul-lan›lan ölçü Milli Geliridir. Milli Gelir,bir ülkede bir y›lda üretilen mal vehizmetlerin parasal toplam›d›r. Ulus-lararas› karfl›laflt›rmalar için ABDdolar› ile de ifade edilir. Kifli bafl›nadüflen ortalama y›ll›k gelir ise MilliGelirin o ülkede yaflayan nüfusabölünmesi ile bulunur.

Türkiye milli geliri son dört y›ld›ryüzde 3 civar›nda büyüyor. Nüfusart›fl›n› da dikkate ald›¤›m›zda kuflkuverici bir gidifl içinde oldu¤umuz

aç›kt›r. Hindistan veÇin’in yüzde 7, Pa-kistan, Filipinler,Endonezya, Malez-ya gibi ülkeler yüz-de 5’in üstündebüyürken Türkiyeekonomisi tökezle-mifl ve geri kalmayabafllam›flt›r. (2)

‹fiS‹ZL‹K

Son resmi verileregöre Türkiye’deiflsizlik oran› %10,3

BD fiUBAT 2016

Çin Borsas›’ndeki düflüfl ve ard›ndangelen devalüasyonTürkiye’de veAvrupa’da deprem etkisi yaratt›

olarak hesaplanm›flt›r. ‹flsizlik oran›,çal›flabilir yafltaki 15-64 aras› nüfusun,geçerli ücret düzeyinde çal›flmak iste-di¤i halde ifl bulamayanlar›n oran›anlafl›l›r. ‹flsizlik, ekonomimizin kro-nik bir sorunudur.

Türkiye yüksek oranda iflsizi olanbir ülkedir. Ekonomik sorunlar› olanve krizdeki ülkelerde iflsizlik fazlad›r.Yunanistan ve Güney Afrika’da iflsilikoran› 2015’te yüzde 25’e ç›km›flt›r.Türkiye’deki iflsizlik oran›n›n dahayüksek oldu¤u ancak düflük hesaplan-d›¤› yolunda çeflitli tart›flmalar vard›r.

Örne¤in çal›flabilir yaflta ifl aray›pbulamayan ve ifl aramaktan vazgeçen-ler bu istatistiklerde yer almazlar. Ayr›ca 15-24 yafl aras› genç nüfustaresmi iflsizlik oran› yüzde 19 dur.

ENFLASYON

Enflasyon devam ediyor. 2015 y›l›n›% 8,81 gibi yükselen fiyatlarlatamamlad›k. Oysa loto, toto, atyar›fllar› gibi fiyat› pek artmayanve ortalamay› düflüren kalemlerç›kar›ld›¤›nda halk›n geçiminiilgilendiren fiyat art›fllar› çok dahayüksektir. Üstelik ‹statistik Kuru-munun kulland›¤› fiyatlar›n ger-çeklerle ba¤daflmad›¤› da elefltirikonusu olmaktad›r.

2016 y›l› için enflasyonundaha yüksek oranlara ç›kaca¤›anlafl›lmaktad›r. TL’n›n bafll›cadövizler karfl›s›nda devaml› de¤eryitirmesi sonucu, ekonomisi geniflölçüde ithalata ba¤l› ülkemizdefiyatlar zincirleme artacakt›r.

1 Kas›m 2015 seçimleri ön-cesi vaat edilen asgari ücret art›fl›,

emekliye zam, ö¤renciye harçl›k veevleneceklere çeyiz paras›, zor geçinendar gelirli kesimin tüketim harcama-lar›na gidecektir. Ne var ki uygula-maya konulan vergi art›fllar› ve zam-larla dar gelirli kesim kafl›kla al›pkepçe ile harcas›n diye devleteverecektir.

Merkez Bankas› yine % 5 enflas-yon oran›nda ›srar edecek mi bilinmez.Befl y›ld›r yan›lm›fl, 2015 için öngörü-süne göre gerçekleflen enflasyon %76 daha fazla olmufltur.

2016 y›l›n›n enflasyonu çifthaneli rakamlara yerleflmifl olarak% 10 olacak gibi görünüyor.(3)

TÜRK‹YE- RUSYA GERG‹NL‹⁄‹

24 Kas›m 2015’te bafllayan Türkiye- Rusya aras›ndaki gerginlik Rusya’n›nald›¤› çeflitli ekonomik önlemlerledevam etmektedir. Bunun ihracat›m›z

BD fiUBAT 2016

2016 y›l› içinenflasyonun dahayüksek oranlaraç›kaca¤›anlafl›lmaktad›r.

46

ve Turizm gelirlerimiz üzerindekietkileri 2016 y›l›nda görülecektir.

MÜLTEC‹ SORUNU

Suriye’de savafl devam etmektedir.Türkiye, iki milyondan fazla s›¤›nma-c›y› bar›nd›rmaktad›r. Bunun maliyükü yan›nda, yeni iflsizlerle iflgücüpiyasas›n bozulmufltur. Türkiye’dekinüfus, 2,4 milyon kifli artm›flt›r. Art›kkifli bafl›na düflen Milli Gelir ve iflsizlikhesaplan›rken bunlar› da istatistiklerdedikkate almak gerekmez mi?

TARIM, SANAY‹ ve ‹NfiAAT

En önemli iki sektör tar›m ve sanayiihmal edilmifltir. Bunlara yap›lanyat›r›mlar azalm›fl, yeterli üretim art›fl›sa¤lanamamaktad›r.

Dünyan›n kendine yeterli g›daüretimine sahip bir ülkesi iken tar›mürünleri ithal eden bir durumagelinmifl, tar›m›n üretim girdi fiyatlar›artarken, afl›r› ya¤mur ve daha az karya¤›fl› nedeniyle üretim düflmüfltür.

Ekonomik gelifl-menin itici gücü olansanayi sektörü ihmaledilmifl, istek veuyar›lar dikkate al›n-mam›flt›r. ‹mar rantlar› yara-t›lm›fl, inflaat özendi-rilmifltir. Bunun ikiolumsuz sonucuolmufltur. Çarp›kflehirleflme ile flehirleradeta havas›z kalm›fl,çevre ve trafik sorun-lar› artm›flt›r. Toplamgelirden inflaat›n

pay›n› genelde korunan s›n›rl› say›dafirmalar almaya bafllam›flt›r. Gelirda¤›l›m› bozulmufl, orta direk çök-müfltür.

AVRUPA B‹RL‹⁄‹

Avrupa Birli¤i ile iliflkileri yenidendüzeltmeye gelince demokrasi vehukuk devleti ilkeleri ön planaç›kmaktad›r.

SONUÇ

Türkiye 2016 y›l›na s›n›rlar›na kadargelmifl Orta Do¤u savafl›, ekonomi-deki dar bo¤azlarla giriyor. Kamu oyuyoklamalar›nda terör ve ekonomi enönemli iki sorun olarak ortaya ç›k›yor.

Biz ise Baflkanl›k sisteminitart›fl›yoruz. •

[email protected]

1-The World in 2016, Economist, London 2- Ö¤üt Yazman, TL ve Döviz F›rt›nas›, Bütün Dünya, Ekim 2015 3- JPMorgan Türkiye raporunda Türkiye için enflasyon tahmini %9,5

BD fiUBAT 2016

Suriyeli mültecilerleTürkiye’nin nüfusu2 milyon kifli artm›flt›r

üyük Taarruz öncesinde, Meclis’in millihatiplerinden Hamdullah Suphi (Tanr›-

över) kürsüden, “Kuvay› Milliye, bir cinnet-i mukaddestir!” demifltir. Bu söze büyük tepkiduyan Atatürk, “Ne diyor bu? Ne demekcinnet-i mukaddes? Kuvay› milliye hesapt›r,hesap” karfl›l›¤›n› vermifltir.

“Hayatta en hakki mürflit ilimdir, fendir…”diyen ve hayat› boyunca bu temel ilkeye uygunolarak hareket eden Atatürk’ün enimkâns›z görülen ola¤anüstübaflar›lar›n›n ard›nda hep“do¤ru hesaplar”vard›r. Bu nedenleAtatürk gerçek bir“hesap adam›”d›r.

Sakl› TarihSinan Meydan

MilliMücadeleHesapt›rHesap

MilliMücadeleHesapt›rHesap

B

“Milli Mücadele:Bilginin ve Akl›n Zaferi”

48

‹flte Atatürk, bu hesap adaml›¤› saye-sindedir ki, I. Dünya Savafl› sonras›n-da herkesin kay›ts›z koflulsuz flekildeteslimiyeti kabul etti¤i; kimilerinin‹ngiliz, kimilerinin Amerikan mandas›peflinde kofltu¤u, en iyimser olanlar›nbile ‹ngiliz, Frans›z deste¤iyle yerelkurtulufl çareleri arad›¤› bir ortamdao, “Ya istiklal ya ölüm” parolas›ylatam ba¤›ms›zl›k ve ulusal kurtulufl

mücadelesi verilebilece¤ine yürekteninanm›flt›r.

illi Mücadele, bazen yaz›l›psöylendi¤i gibi, öyle hesaps›z,

kitaps›z bir macera, kaderci bir ç›lg›n-l›k veya bir mucize de¤ildir. MilliMücadele, Atatürk’ün tamamen ger-çekçi, ak›lc› ve bilimsel hesaplar›nadayal›d›r. Atatürk bu mücadeleyi I.Dünya Savafl›’n›n son y›l›nda 1918’inKas›m ay›nda, Adana’da Y›ld›r›mOrdular› Komutan› oldu¤u dönemdehesaplamaya bafllam›fl, bu hesaplar›na13 Kas›m 1918 ile 16 May›s 1919tarihleri aras›nda iflgal ‹stanbul’undadevam etmifltir. Atatürk’ün MilliMücadele hesaplar›n›n üçüncü aflama-s› Samsun’a ç›kt›¤› 19 May›s 1919ile Lozan Antlaflmas›’n›n imzaland›¤›24 Temmuz 1923 tarihleri aras›n›kapsamaktad›r. (Bkz. Sinan Meydan,Parola Nuh-Atatürk’ün Gizli Kurtu-lufl Planlar›, 4. bas., ‹nk›lap Kitabevi,‹stanbul, 2015). Atatürk’ün Milli Mücadelehesaplar›n›n merkezinde iki temelgerçek vard›r:

1. Bütün unsurlar›yla halk›n tü-münü “tam ba¤›ms›zl›k” ortak ama-c›nda birlefltirmek için bir “kurtulufl

inanc›” yaratmak,2. ‹ç ve d›fl düflmanlar› çok iyi

tan›y›p ona göre hareket etmek…

Atatürk’ün, savafl yorgunu, yok-sul bir halkla birlikte ‹ngiltere, Fransa,‹talya ve onlar›n tafleronu durumun-daki Ermeniler ve Yunanl›lar ile yerliiflbirlikçilere karfl› mücadele bayra¤›açmas›n›n nas›l bir hesap ifli oldu¤unuiki örnekle aç›klayaca¤›m: Atatürk, 4 fiubat 1919 tarihindeAlemdar gazetesi yazar› Refi Cevat

(Ulunay)’a verdi¤i ancak -sansürnedeniyle- yay›mlanmayan mülakat›nbir yerinde aynen flunlar› söylemifltir:

“Düvel-i Muazzama dedi¤imizdevletlerin bir de iç yüzleri var. Sizsan›yor musunuz ki harbi (I. DünyaSavafl›’n›) kazanmakla Müttefikleraralar›ndaki anlaflmazl›klar› hallet-mifllerdir. As›l ihtilaf, as›l menfaatrekabeti bundan sonra bafllayacakt›r.Her geçen gün Müttefiklerin kuvvetiazalmaktad›r. Terhisler dolay›s›ylaordular› günden güne küçülüyor.

BD fiUBAT 2016

M

49

As›rlarca birbiriyle bo¤uflan ‹ngiliz-lerle Frans›zlar› ‘müflterek düflman’telakkisi birlefltirdi. fiimdi o eskirekabet b›rakt›klar› noktadan yeni-den bafllayacakt›r. Bafllam›flt›r bile…‹talya’n›n da bafl› dertte… Onlar daiç kargaflal›k arifesinde… Bu yüzdenilhak etmek istedi¤i topraklardan bileçekilecektir. Netice flu ki, Anadolu’dabafl gösterecek bir milli direniflehiçbiri müdahale edecek durumdade¤ildir. Böyle bir mücadelenin tams›ras›d›r.”

örüldü¤ü gibi Atatürk, Anado-lu’ya geçip Milli Mücadele’yi

bafllatmadan yaklafl›k üç ay kadar önceiflgal ‹stanbul’unda her fleyinfark›ndad›r. Atatürk daha o günlerdeMüttefiklerin aralar›ndaki bu menfaatçat›flmalar›ndan yararlanmak içinak›lc› hesaplar yapm›flt›r. Sonundat›pk› düflündü¤ü ve hesaplad›¤› gibiolmufl, ‹ngiltere, Fransa ve ‹talya

aralar›ndaki menfaat çat›flmalar›n›nüstesinden gelip Anadolu’daki MilliMücadele’ye do¤rudan müdahale

etmeyi bir türlü becerememifltir. Yinet›pk› düflündü¤ü gibi ‹talya dahayolun bafl›nda “ilhak etmek istedi¤itopraklardan” çekilip gitmifltir. ‹talya’y› Fransa takip etmifl, onlar da bir süresonra iflgal ettikleri yerleri boflaltm›fl,böylece yaln›z kalan ‹ngilizler, millikuvvetlerle do¤rudan bir savafl› gözealamayarak, Lozan Antlaflmas›’n›nimzalanmas›ndan sonra “Geldiklerigibi gitmifller”dir.

tatürk’ün önderli¤indeki MilliMücadele’nin nas›l hesapl›,

kitapl›, planl› ve gerçekçi bir müca-dele oldu¤unu kan›tlayan en iyiörneklerden biri, Atatürk’ün 23 Tem-muz 1919 tarihinde yapt›¤› Erzurum

Kongresi’nin aç›l›fl konuflmas›d›r.

Atatürk söz konusu konuflmas›n›n biryerinde aynen flunlar› söylemifltir:

“Ve iflte bütün bu i¤renç zulüm-lerden ve bu bedbaht acizlerden,tarihimize karfl› reva görülen haks›z-l›klardan üzüntü duyan milli vicdannihayet uyanm›fl, hayk›r›fl›n› yükselt-mifl ve Müdafaa-i Hukuk-u Milliyeve Müdafaa-i Vatan ve Redd-i ‹lhakgibi çeflitli adlarla ve fakat ayn›mukaddesat›n korunmas›n›n sa¤lan-mas› için beliren milli cereyan, bütünvatan›m›zda art›k bir elektrik flebekesihaline girmifl bulunuyor. ‹flte bu azimliflebekenin vücuda getirdi¤i kahra-manl›k ruhudur ki, mübarek vatan vemilletin mukaddesat›n› kurtarmayave himayeye dayanan ve son sözüsöyleyecek ve hükmünü tatbikettirecektir.”

Atatürk’ün ordu müfettiflli¤indenistifa etmek zorunda kald›¤›, görevin-

BD fiUBAT 2016

Atatürk daha o

günlerdeMüttefiklerinaralar›ndaki bumenfaatçat›flmalar›ndanyararlanmak içinak›lc› hesaplaryapm›flt›r.

G

A

den al›nd›¤›, kongre baflkanl›¤›nagetirilip getirilmemesinin tart›fl›ld›¤›o zor Erzurum günlerinde kurtuluflaolan inanc›n› korumas›n›n temelnedenlerinden biri bütün vatan› sarano “milli cereyan” ve o cereyan›nyaratt›¤› “elektrik flebekesi”dir.Atatürk, Anadolu’daki o elektrik

flebekesinin adeta trafosu, santrali

olacak, o flebekeyi her geçen gün dahada güçlendirerek Milli Mücadele’yikazanmas›n› bilecektir. Atatürk, Erzu-rum Kongresi’ni aç›fl konuflmas›naflöyle devam etmifltir:

“Genel ve özel vaziyet hakk›nda,cümlenizce bilinen baz› hususlar›burada tekrar hat›rlatmay› faydal›görüyorum:

a) Dört aydan beri M›s›r’da milliba¤›ms›zl›¤›n temini ve geri al›nmas›için pek kanl› vakalar ve ihtilallerdevam ediyor.

b) Hindistan’da ba¤›ms›zl›k içingenifl ölçekte ihtilaller oluyor. Millimaksatlar›na ulaflmak için bankalar,Avrupa müessesleri, demiryollar›bombalarla tahrip ediliyor.

c) Afganistan ordusu da ‹ngiliz-lerin milliyeti imha siyasetine karfl›harp ediyor.

d) Suriye’de ve Irak’ta ‹ngilizle-rin ve yabanc›lar›n tahakküm veidaresinden tekmil Arabistan galeyanhalindedir. Arabistan’›n her yerindeyabanc› boyunduru¤u reddediliyor.

e) Son zamanlarda devletleraras›nda ortaya ç›kan rekabet müna-sebetiyle ‹ngilizlerin Kafkasya’dantamamen çekilmesine karar verilmiflve tatbikat bir müddetten beri baflla-m›flt›r. (…)

f) Milli ba¤›ms›zl›klar›n› tehli-kede gören ve her taraftan istilayau¤rayan Rus milleti, bu genel tahak-küme karfl› bütün millet fertlerininortak kudretiyle çarp›fl›p (…)

g) Kuzey Kafkas, Azerbaycan veGürcistan birbiriyle birleflerek millivarl›klar› aleyhine yürümek isteyenDenikin ordusunu, harben bask›yaparak Karadeniz sahiline sürmüfl-tür.

h) Ermenistan’a gelince: Biristila fikri besleyen Ermeniler, Nahci-

BD fiUBAT 2016

50

Atatürk Erzurum Kongresi’nekat›lanlarla

van’dan Oltu’ya kadar bütün ‹slamahaliye bask› ve baz› mahallerdekatliam ve ya¤ma yap›yorlar. (…)

i) Karadeniz’in Bat› taraf›ndakivakalara gelince: Macar ve Bulgarlarmemleketlerinin önemli bir k›sm›n›istila etmek isteyenlere karfl› bütünmilli varl›klar›yla çarp›fl›yorlar. (…)Bat› Trakya’n›n Bulgarlardan al›na-rak Yunanlara verilmesi ‹tilaf devletle-rince kararlaflt›r›ld›¤› için tatbik hare-kât› bafllam›fl ve Yunan iflgal kuvvet-lerine karfl› Bulgar Kuvayi Milliyesitaraf›ndan takviye edilen Bulgarkuvvetleri Bat› Trakya bölgesidâhilinde verdikleri muharebelerneticesinde çeflitli Yunan f›rkalar›n›def etmifltir.”

tatürk d›fl durumu ortaya koy-duktan sonra, iç duruma geç-

mifltir. ‹çeride ise Anadolu’da “milliiradenin”, “milli fluran›n” ve “millihükümetin” kurulmas› gerekti¤inibelirtmifltir. Ancak bu ifllerin hiç dekolay olmad›¤›n›, çünkü “yabanc›

paras›yla” propaganda yapan “kalpve sinirleri zay›f, vatans›z, kendimenfaatlerini düflünen sefillerin”oldu¤unu, ancak kurtulufl için müca-dele eden “bütün milletin” her türlüengeli aflaca¤›na inand›¤›n› söylemifl-tir. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.3,‹stanbul, 2000, s. 183-186)

Atatürk, iç ve d›fl tüm düflmanla-r›n› çok iyi tan›maktad›r. Bu nedenlehiçbir fleyi flansa, kadere b›rakmam›fl;sahip oldu¤u bilgilere dayanarak akl›n›kullanarak her fleyi hesaplam›flt›r.Örne¤in, 1919 Temmuz ay› itibariyleiflgalci ‹ngiltere’nin M›s›r’da, Hindis-

tan’da, Afganistan’ da, Suriye’de,Irak’ta ve Kafkasya’ da çok zordurumda oldu¤unu bilmektedir.Dolay›s›yla bu ‹ngiltere’nin Türkiye’de genifl kapsaml› veya do¤rudan biraskeri harekâta giriflmesinin çok zay›fbir ihtimal oldu¤unun fark›ndad›r. Enönemlisi de dünyan›n de¤iflik yerlerin-deki ‹ngiliz karfl›t› hareketin merkezin-de “milli ba¤›ms›zl›k” ortak amac›n›noldu¤unu da görmüfltür. Bunu konufl-mas›nda M›s›r’da “milli ba¤›ms›zl›¤›ntemini”, Hindistan’da “ba¤›ms›zl›kiçin milli maksatl› ihtilal”, Afganis-

tan’da “milliyeti imha siyasetine”baflkald›r›, Suriye ve Irak’ta “yabanc›boyunduru¤unun reddi”, Rusya’da“milli ba¤›ms›zl›klar›n› tehlikedegörenlerin” isyan›, Kuzey Kafkasya,

Azerbaycan ve Gürcistan’da “millivarl›klar›na yürümek isteyenlere”karfl› savafl, Macarlar ve Bulgarlar›n“istilac›lara karfl› milli varl›klar›ylaçarp›flmas›” ve “Yunan iflgal kuvvetle-rine karfl› Bulgar Kuvay› Milliyesi’ninsavaflarak” zafer kazand›¤› fleklinde

BD fiUBAT 2016

A

51

Burada as›l önemli

nokta Atatürk’ünbütün buaç›klamalar›, MilliMücadele’nin çokbafllar›nda, örgüt-lenme aflamas›nda,çok zor zamandayapm›fl olmas›d›r.

BD fiUBAT 2016

52

ifade etmifltir. Atatürk’ün bu aç›kla-malar›n›, onun sadece dünyada olupbitenleri çok iyi takip etti¤i, düflman›n›çok iyi tan›d›¤› biçiminde yorumla-mak eksik bir analiz olacakt›r.

urada as›l önemli nokta Ata-türk’ün bütün bu aç›klamalar›,

Milli Mücadele’nin çok bafllar›nda,örgütlenme aflamas›nda, çok zorzamanda yapm›fl olmas›d›r. O, 23Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’nin aç›l›fl›nda bu aç›klamalar› yaparak,“‹ngiltere’ye karfl› nas›l mücadeleederiz? En iyisi ‹ngiliz veya Amerikanmandas›n› kabul edip kurtulal›m!”diyenlere, ‹ngiltere’nin düflündüklerikadar güçlü olmad›¤›n›, M›s›r’danHindistan’a kadar dünyan›n birçokyerinde ‹ngiliz emperyalizmine karfl›“milli ba¤›ms›zl›k” mücadelelerinin

bafllad›¤›n›, böyle bir ortamda ‹ngilte-re’den korkman›n anlams›z oldu¤unuve Türkiye’de de anti-emperyalist bir“milli ba¤›ms›zl›k” mücadelesi bafllat-man›n do¤ru olaca¤›n› kavratmakistemifltir.

Sonuç olarak Atatürk’ün MilliMücadele’yi baflar›ya ulaflt›ran do¤ru

hesaplar›n›n temelinde; kendini,milletini, dostunu, düflman›n› çok iyitan›mas›, do¤ru bilgiye sahip olmas›,sahip oldu¤u do¤ru bilgiyi gerçekçibir bak›fl aç›s›yla ak›l süzgecindengeçirerek bilimsel sonuçlar ç›karmas›ve toplumsal bir “kurtulufl inanc›”yaratacak stratejiler gelifltirmesi vard›r.Atatürk çok hakl›d›r.

Milli Mücadele gerçekten de“hesapt›r, hesap”•

[email protected]

B

Ba¤›ms›zl›k ve hürriyetlerini her ne bahas›na veher ne karfl›l›¤›nda olursa olsun zedeleme ve kay›tlamayaasla müsamaha etmemek; ba¤›ms›zl›k ve hürriyetlerinibütün mânasiyle koruyabilmek ve bunun için gerekirse,son ferdinin, son damla kan›n› ak›tarak, insanl›k tarihiniflanl› örnek ile süslemek; iflte ba¤›ms›zl›k ve hürriyetinhakiki mahiyetini, genifl mânas›n›, yüksek k›ymetini,vicdan›nda kavram›fl milletler için temel ve ölmez prensip... Ancak bu prensip u¤runda her türlü fedakârl›¤›, heran yapmaya haz›r milletlerdir ki, devaml› olarak insanl›¤›nhürmet ve sayg›s›na lây›k bir topluluk olarakdüflünülebilirler.

***Yabanc› bir devletin himaye ve deste¤ini kabul etmek, insanl›k özelliklerindenmahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinli¤i itiraftan baflka bir fley de¤ildir. Gerçekten buafla¤› dereceye düflmemifl olanlar›n isteyerek bafllar›na bir yabanc› efendi getirmelerineasla ihtimal verilemez.

Atatürk’ün Ba¤›ms›zl›k Hakk›ndaki Sözleri

53

Zeki Sar›hanKurtulufl Savafl›’ndan

Kurtulufl Savafl› y›llar›nda Rusya’dan getirilengemiler dolusu silah Samsun’da y›¤›l›p

kal›yordu. Samsun’daki ambarlar, tüccareflyas›n› almaya yetmezken bu savafl

malzemelerinin korunmas›nda zorlukçekiliyordu.

K›z›l›rmak Üzerinde

Garip Bir

Maceras›Keflif

Yunan gemileri taraf›ndanbunlar›n bombalanmas›ihtimali de vard›. Bu haldebütün flehrin havaya uçmas›iflten de¤ildi.

itekim Yunanlar bunu‹nebolu’da ve Samsun’dabirer kez denemifllerdir. Bu

malzemeyi en k›sa yoldan Ankara’yaulaflt›rman›n yol ve yöntemleri aran›-yordu. Kara ulaflt›rma araçlar›n›nda¤lar›, tepeleri aflarak cepheye silahve cephane tafl›mas›, karada pek zorduve birçok insan›n ve hayvan›n ölümü-ne de neden oluyordu. Kuvay› Milli-yecilerin elinden gelse Fatih SultanMehmet’in ‹stanbul’un fethinde yapt›-¤› gibi Samsun’a savafl malzemesigetiren gemileri karadan yürütüpcepheye getirecekti!

Bir tek yol akla geliyordu.K›z›l›rmak nehrinden yararlanmak.

Kuzey Avrupa’n›n ve Rusya’n›nböyle nehir ulafl›m›ndan yararland›¤›biliniyordu. Ancak o nehirler uçsuz

54

bucaks›z düzlüklerde ak›yorlar ve bolsu tafl›yorlard›. Nehirlerin baz› yerleride ›slah edilmiflti.

Acaba K›z›l›rmak’ta bu ifli yap-mak mümkün olur muydu?

‹htiyaç ve çaresizlik insana herfleyi düflündürür. O günkü güçlü yurt-severlik duygular›, Kuvay› Milliye’demucize yaratma duygular›n› gelifltiri-yordu.

Ankara’da Bahriye Dairesi Bafl-kan› K›demli Yüzbafl› fievket Bey,Harekât Dairesi Baflkan› Yüzbafl›Zeki’ye K›z›l›rmak nehrini inceleyiprapor etme görevi verdi.

Yüzbafl› Zeki kollar›n› s›vad›.Yan›na marangoz ustas› bir er vedenizcilikte uzman bir onbafl› alarakYahflihan’a gitti. Orada sa¤lad›¤›kereste ile alt› düz bir sandal yapt›rd›.Sandal yap›l›rken harita üzerindenK›z›l›rmak’›n geçti¤i arazinin duru-munu inceledi.

1921 Haziran ay›nda K›z›l›rmak’-›n taflk›n dönemi bitmiflti. Suyun ak›fl›normal durum al›nca bir pazar sabah›sandal› besmeleyle suya indirdiler.Sandal›n kürek tak›lan yerleri

(›skarmoz) ve bir çift küre-¤i vard› ama su ak›nt›s›kürek çekmeye gerekb›rakm›yordu. Yaln›zcasandal› do¤ru yürütmekiçin k›ç taraf›ndan uzatt›k-lar› bir kürek dümen göreviyap›yordu.günlük yolculuk rahat vee¤lenceli geçti. Nehrink›vr›mlar›ndan tatl›meyillerle dolaflarak akflamgün batarken Kalecik civa-

BD fiUBAT 2016

N

r›na ulaflt›lar. Geceyi sandalda geçir-mek istediler ama gece yar›s› olmadanhava so¤udu. Dondurucu bir ayazç›kt›. Sandal› karaya çekip kuzeyrüzgârlar›na kapal› bir kayal›¤›n dibin-de atefl yakarak uykusuz bir gecegeçirdiler.

Ertesi gün Yüzbafl› Zeki, maran-goz Mehmet’i yan›na alarak Kalecik’egitti. Askerlik flubesine u¤rad›. Hemyiyeceklerini takviye ettiler, hem debirer battaniye daha edindiler. Asker-lik fiubesinden Ankara’ya gönderdik-leri ilk raporda, nehrin bu bölümühakk›nda bilgi verdiler, durumlar›n›ve ihtiyaçlar›n› anlatt›lar. NehrinKalecik’ten sonraki k›sm› engebeliydi.Yükseklik farklar› yüzünden suyunak›fl› baz› yerlerde korkunç dönüflleryap›yor, ak›nt› sel haline geliyordu.Birkaç kez devrildiler. Bir defas›ndahayatlar› tehlikeye girdi. Yaraland›lar.Bereket versin yaralar› hafifti. Yarala-r›n› yanlar›ndaki malzemeyle sard›lar.Ancak sandal parçalanm›flt›! Onuonarmak için bir da¤ dibinde bir haftakonaklamak zorunda kald›lar. Yanla-r›nda getirdikleri çad›r imdatlar›nayetiflti.

Bu kez de yiyecekleri bitti! AliOnbafl›, yiyecek bulmak için köyleregönderildi. Ali, ancak üçüncü gün

55

çad›ra dönebildi. Asker kaçaklar›taraf›ndan soyuldu¤unu anlatt›.Kaçaklar elbisesinden baflka üzerindene varsa alm›fllard›!

Buna ra¤men Ali Onbafl› bofldönmedi. ‹skilip köylerinden birindeona bir sepet dolusu erzak vermifllerdi.Yumurta, yufka, çökelek… A¤›zlar›na36 saattir bir lokma girmemifl ikiarkadafl bu köy erzak›n› ifltahla yediler.

Sandal›n onar›m ifli bitince yeni-den erzak bulup yola ç›kt›lar. Düflekalka, devrile düzele Karadeniz’eulaflt›lar. Bafra’ya var›ncaya kadarsüren bu heyecanl› ve maceral› yolcu-luk tam 22 gün sürdü.

onuçta K›z›l›rmak yoluylaulafl›m yapman›n mümkünolmad›¤› anlafl›ld›. Hele

denizden içerilere do¤ru yol alman›nimkân› yoktu. Ancak bu sefer s›ras›n-da K›z›l›rmak hakk›nda önemli bilgileredinmifl oldular.

O mevsimde nehirdeki suyun h›z›ve ak›fl› ölçüldü. Denizciler bu K›z›-l›rmak maceras›na Balat Sandal Sefas›ad›n› takt›lar. Bu seferi düflünenYüzbafl› Zeki Ifl›n Balatl›’yd›.•

[email protected]

Kaynak: Emrullah Nutku, “‹stiklal Savafl›nda Denizciler-Garip Bir Sandal Sefas›”, Yak›n Tarihimiz, Cilt. 3, s. 408.

S

Haz›rlayan:SENEM SENGÜL KARAN

Bilginizi Denetleyin

Yan›tlar:151.

sayfada

1-Dünyada do¤umyapan tek erkek canl›afla¤›dakilerdenhangisidir?a-Gergedanb-Denizat›c-Fild-Maymun

2-Fidel Castro hangiülkenin baflkanl›¤›n›yapm›flt›r?a-Bolivyab-Panamac-Kübad-Surinam

3-Hristiyanl›kta parakarfl›l›¤› günahlardanar›nma anlay›fl›na nead verilir?a-Günah ç›karmab-Aforozc-‹stavrozd-Endüljans

4-Allah’›n birli¤inianlatan kasideye nedenir?a-Münacatb-Methiyec-Tevhidd-Mersiye

5-Arflimet ‘in keflfet-ti¤i ‘’suyun kald›rmakuvveti’’ne anlamagelir?a-Bir cismin kütlesitafl›rd›¤› suyunmiktar› kadard›rb-Bir cisim sudandaha az yo¤unsa,su onu yüzeyedo¤ru iterc-Su bir cisme,tafl›rd›¤› su kadaryukar› do¤ru birgüç uygulard-Cisimlerin a¤›r-l›klar›yla orant›l›bir güç su taraf›n-dan uygulan›r

6-Afla¤›dakilerdenhangisi erkek eflek iledifli at çiftleflti¤indemeydana gelen ço¤ukez k›s›r melezhayvand›r?a-K›srak b-Kat›rc-Midilli d-Beygir

7-Afla¤›dakilerden han-gisi Yunan aflk tanr›ças›d›r?a-Helena b-Pandorac-Afrodit d-‹lyada

8-Geçirdi¤i a¤›r depres-yon sonucunda kula¤›n›kesen ressam kimdir?a-Vincent Van Goghb-Alexs Katzc-Dosso Dossid-Alvan Fisher

9-Hiç kimseninAtatürk soyad›n›kullanamayaca¤›nadair kanun, hangiy›l TBMM’ de kabuledilmifltir.a-1936 b-1930c-1934 d-1937

10-Galata kulesikimler taraf›ndan inflaedilmifltir?a-Osmanl›larb-Romal›larc-Bizansl›lard-Cenevizliler

11-Kar alt›nda çiçekaçan, so¤anl› bitkininad› afla¤›dakilerdenhangisidir?a-Zambakb-Kardelenc-Sümbüld-Lale

rof. Dr. fierafettin Turan, AnkaraÜniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi’nde Genel

Türk Tarihi, daha sonra da Yak›nça¤Tarihi bölümlerinde görev yapt›. DTCFdekan› oldu.

Uzmanl›k alan› Osmanl› tarihiydi.16. yüzy›l tarihçisi Kemalpaflazade’ninyaflam› ve yap›t›, Kanuni’ nin o¤lufiehzade Bayezid olay›, Osmanl› hassamimarlar›, Türk-‹talyan iliflkilerininSelçuklu dönemine uzanan bafllang›ç

Büyük Yap›tlar›m›zKonur Ertop

“Ça¤› yaflayabilmek için, geçmiflihayat için kullanmak ve olmuflolanlardan yeniden tarih yapmakgerekmektedir.”- F.Nietzsche

Prof. Dr.fierafettinTuran

Yaflad›¤›m›zGünlere Bakmas›n›Baflaran Tarihçi

P

58

evreleri gibi konulardaki yap›tlar›bilimsel çal›flmalar›n›n yaln›zca birbölümüdür.

Turan, kültür tarihimiz veTürkiye’nin yak›n tarihi üzerine deönemli yap›tlar yay›nlam›flt›r. Atatürkve ‹nönü ile ilgili kitaplar› kaynakde¤erindedir.

Üniversitede okuttu¤u devrimtarihi derslerinin ulusal kitapl›¤›m›zakatk›s› 5 ciltlik büyük “Türk Devrim

Tarihi” olmufltur. “Türk KültüründenTürkiye Kültürüne ve Evrenselli¤e”alt bafll›¤›n› tafl›yan “Türk Kültür

Tarihi” yap›t› onun konuya nesnel,bilimsel, hoflgörülü yaklafl›m›n›n birürünüdür.

ilim adam› ve ça¤›ndansorumlu ayd›n kimli¤i içindekültür alan›yla çok yak›n

iliflkideydi. Ecevit döneminde kültürbakan› Prof. Dr. Ahmet Taner

K›fllal›’n›n müsteflarl›¤›n› yapm›flt›.Kültür sorunlar›na yaklafl›m›n›

flöyle aç›klam›flt›r:“Dil, yaz›, din,

bilim, giyim kuflam,sanat, yerleflme gibiunsurlar vard›r kültü-rün içinde. Bütün busüreçlerde, günümüz-de kültür olarak eleald›¤›m›z pek çok fleyintarihsel köklerivard›r… Bazen fark›navarmazs›n›z, gündelikyaflamda karfl›n›zaç›k›veren bir kültüreloluflumun, binlercey›ll›k geçmiflinden söz

edebiliriz. Örne¤in çinicilik, hatsanat›, ebru sanat› ya da giyim kuflam;bazen bir giyim parças›nda gördü¤ü-nüz basit bir desen… Bunun köklerineindi¤iniz zaman, binlerce y›l›n etkisini,felsefi ya da mistik anlay›fl›n› görmenizolanakl›d›r. Bunu da bir zenginlikolarak benimsemek gerekiyor.”

Kültür siyasetinin hedefini flöyleaç›klam›flt›:

“Ulusal kültür siyasetinin ere¤iTürk insan›d›r. Kendisiyle do¤a, ötekiinsanlar, toplum ve çevresi aras›ndakitürlü sorular› çözmek için çal›flan,topluma yabanc›laflmayan, edilgin veuydu olmayan, bar›flç› ve hoflgörülübir insan modelidir. Baflkalar›n›ndüflünce ve inançlar›na sayg›l›, hakla-r›n›n, görevlerinin ve sorumluluklar›-n›n bilincinde, kendini sürekli yenile-yebilen ve üretici olan; geçmiflindenbugünü kavramak ve gelece¤i yarat-mak için yararlanan; kendimutlulu¤unu toplumun ve giderek tüminsanl›¤›n mutlulu¤unda arayan Türk

insan›d›r.”Ulusal kültürün

temel tafl› olarak “dil”ile yak›ndan ilgiliydi.Konunun kendi çal›flmaalan›yla yak›n iliflkisikonusunda flunlar›söylemiflti: “Tarihçi, do¤rukonuflan do¤ru yazanbir kimse olmal›d›r.Türkçenin ayr›nt›lar›n›iyi bilmelidir. Çünkükullan›lan sözcükler,seçilen sözcük çokönemlidir. Yani bir

BD fiUBAT 2016

B

olay› befl ayr› sözcükle ifade edebilir-siniz. Kulland›¤›n›z sözcükler anlat-mak istedi¤iniz konuyu, olumlu dagösterebilir olumsuz da.”

“Atatürk devrimini bir bütünolarak ald›¤›n›z zaman tarihi dilden,dili tarihten ay›rmak olanakl› de¤ildir.Dil de tarihin içinde biçimlenen birolgudur.”

Türk Dil Kurumu 12 Eylül’densonra kapat›ld›¤›nda genel baflkan›oydu.

Anayasaya eklenmifl geçici birmaddeyle TDK, ba¤›ms›z bir kurumolmaktan ç›kar›lm›fl. Baflbakanl›¤aba¤l› bir devlet kurulufluna dönüfltürül-müfltü.

Anayasa’n›n koruma alt›na ald›¤›mülkiyet ve miras haklar› çi¤nenerekTDK’nin mal varl›¤›na el konulmufltu.Atanan yeni baflkan, TDK binas›ndagörevi bafl›nda bulunan seçilmiflBaflkan fierafettin Turan’a, emekli birkorgeneralin imzas›n› tafl›yan biryaz›yla geldi:

“Atatürk Kültür, Dil ve TarihYüksek Kurumu Kanunu gere¤ince,Türk Dil Kurumu Baflkanl›¤›na atanan…’e, eski baflkan› bulundu¤unuzkurumun devir ve teslimini rica eder,sayg›lar sunar›m.”

fierafettin Turan’›n yaz›y› getire-ne verdi¤i yan›t, yasalara sayg›y›,

59

bilime ba¤l›l›¤›, ayd›n onurunu dilegetiriyordu. Çok aç›k yasal bir haks›z-l›¤› tarihe geçecek sözlerle mahkûmediyordu:

“Biz bir kurultay taraf›ndanseçildik, kurultaya karfl› sorumluyuz.Kurultay›m›zca seçilen yeni bir Yöne-tim Kurulu olmad›¤›na, bir yasa dayürürlü¤e girdi¤ine göre, devir sözkonusu de¤ildir. Yaln›zca teslimederiz.”

erafettin Turan s›ra d›fl› bir bilimadam›yd›. Toplum sorunlar›ylayak›ndan ilgilenen bir ayd›nd›.Ça¤›ndan sorumlu tarihçi, yafla-

d›¤› ortamda geçmifli de¤erlendirirken,savundu¤u ilkeler do¤rultusundagünün siyaset dünyas› kadar kendimeslektafllar›na da, sert elefltirileryöneltmekten kaç›nmad›:

“Say›n Ecevit ölümünden k›sabir süre önce Fethullah Gülen’isevindirecek bir tav›r içine girdi veonu öven konuflmalar yapt›. (…)Vahdettin’le ilgili baz› aç›klamalardabulundu. (…) Tam da Osmanl›c›l›¤›ncanland›r›lmaya çal›fl›ld›¤› günlerdebu aç›klamalar gerekli miydi? Bunlartalihsiz aç›klamalar de¤il miydi?”

“Halil ‹nalc›k’›n ve ‹lber Ortay-l›’n›n yay›nlar›nda öyle bir hava esi-yor ki, iflte o düzen flimdi olsa, olabilse

BD fiUBAT 2016

“Atatürk devrimini bir bütünolarak ald›¤›n›z zaman tarihidilden, dili tarihten ay›rmakolanakl› de¤ildir. Dil de tarihiniçinde biçimlenen bir olgudur.”

fi

de geri getirilse, hiç iç kargafla, savaflfalan ç›kmayacak; her fley güllükgülistanl›k olacak. Yani Osmanl›‹mparatorlu¤u’nun hoflgörüsünülaiklikle iliflkilendirmek. Zimmi (devle-te haraç veren H›ristiyan, Museviuyruklar) düzenini, cemaatleraras› iyiiliflkilerlin kayna¤› diye nitelemekbana göre yanl›fl bir fley…”

Prof. Dr. fierafettin Turan’›n“Türk Kültür Tarihi-Türk Kültürün-den Türkiye Kültürüne ve Evrensel-li¤e” yap›t› Türklü¤ün tarih sahnesineç›k›fl›ndan bafllayan kültür yolculu¤u-nun bir öyküsüdür. Burada tarihçi,

kültür kavram›n› ayr›nt›l› bir biçimdeinceler. Kültür-uygarl›k alanlar›nıbirbirleriyle iliflkileri içinde de¤erlendirir.

Konu çerçevesini flöyle belirler:“Amac›m›z Türk kültürünün tarih

içindeki görünümünü ve de¤iflmesinisergilemektir. Bu nedenle onu olufltu-ran ö¤eleri salt bu ak›fl› belirleyenetkenler olarak ele alaca¤›z. Yani dilibir dilbilimci, dini bir dinbilimci,sanat› bir sanatç› ya da sanat tarihçisiyaklafl›m› ile de¤il, onlar› kültürolgusunu belirleyen, yönlendiren vede¤ifltiren de¤erler olarak incelemeye

çal›flaca¤›z.” Ancak araflt›rmac›, kültür

tarihinin yaln›zca bir tan›¤› de¤ildir.Yap›t›na bafllarken Nietzsche’ninsözünü anm›flt›r: “Ça¤› yaflayabilmekiçin, geçmifli hayat için kullanmak veolmufl olanlardan yeniden tarihyapmak gerekmektedir.”

endisi de geçmifli hayat içinkullan›r. Geçmiflten yarar-lan›p onu yeniden de¤erlen-

dirirken geçmifle tutsak olmaktan,geçmiflte yaflamaktan kurtulmay›öngörür.

Kültür tarihimizin parlak sayfala-r›n›n yan›nda yeri geldikçe sert eleflti-rilere de yer vermekten çekinmez:

fieriata dayanan hukukun akla,bilime karfl›t yanlar›n› gösterir. Enünlü fleyhülislamlar›n akla, bilimekarfl›t fetvalar›n› s›ralar.

Yaz› devriminin1000 boyuncayaz›lm›fl yap›tlarla iliflkimizi kopard›¤›elefltirisine karfl›, “eski harflerleyaz›lm›fl kitaplardan bir bölümündeanlat›lanlar›n geçerli¤ini yitirdikle-rini, bir kesiminin ise birbirinin tekrar›oldu¤u”nu söyler.

BD fiUBAT 2016

Tart›flmas›z kabul etmek gerekirki, bilimi gerçek yol gösterici kabulederek toplum ve devlet hayat›ndaça¤dafllaflma ve ulusal kültürüça¤dafl uygarl›k düzeyinin üstüne

ç›karma savafl›m›nda laik anlay›fl çok büyüketken olmufltur.

K

60

mutludur:“Görünen, la-ikli¤i bir yana

b›rak›p yeniden bir dindevletine dönmeninmümkün olmayaca¤›-d›r. Çünkü tart›flmas›zkabul etmek gerekir ki,bilimi gerçek yol göste-rici kabul ederek top-lum ve devlet hayat›ndaça¤dafllaflma ve ulusalkültürü ça¤dafl uygarl›kdüzeyinin üstüne ç›kar-ma savafl›m›nda laikanlay›fl çok büyük etken olmufltur.Edebiyat, resim, müzik, sahnesanatlar› gibi kültürel etkinliklerdeuluslararas› düzeyde elde edilenbaflar›larda laik düflünce ve e¤itiminpay› asla yads›namaz.”

fierafettin Turan tarih çal›flmala-r›n› derinlefltirirken tarihin verileriylegüncel olaylar› de¤erlendirdi, önerilergelifltirdi. Dekanl›k görevi s›ras›nda

bilimin verilerinden,yasalardan hiç ayr›lma-yan bir yönetici oldu.Siyasetin bu temelilkelere yan çizdi¤i birdönemdi. Bilimi bask›alt›nda tutmaya, Cum-huriyet ayd›nlanmas›n›karartmaya çal›flançevreye direndi¤i içintepkiler gördü. 12 Eylülsonras›nda Ayd›nlarDilekçesi kovuflturma-s›nda yarg›lananlar ara-s›ndayd›. Bu yaflad›k-

lar›n› son yap›t› “Bir Kara Çalma

Öyküsü”nde anlatt›. Ancak 90 yafl›n-da yaflam› noktalanan genç düflünceli,ça¤›ndan sorumlu bilim adam›, kita-b›n›n bas›ld›¤›n› göremedi.

Yap›tlar› geçmifli ö¤retirken gençkuflaklar› tarihin ›fl›¤›nda ayd›nlatma-y›, gelecek için yol göstermeyi sürdü-recektir. •

[email protected]

BD fiUBAT 2016

U

Nefleli bir ruh ne büyük bir zenginlik hazinesidir!.‹yimser olabilmek k›ymetli bir mirast›r!.

Zira sükûnet ve bar›fl daima onunla beraberdir.Onun ›fl›¤› etraf›ndaki gölgeleri kovar; kederli kalpleri ayd›nlat›r.

Onun kudreti ümitsizlere bile sevinç ve cesaret getirir.Hele iyimserlik özelli¤i, sevimlilik, nezaket ve yüz güzelli¤iyle bir arada bulunursa,

yer yüzünün hiçbir hazinesi bununla k›yaslanamaz.Bu paha biçilmez nimeti elde etmek san›ld›¤› kadar zor de¤ildir;

zira nefleli bir yüz, s›cak ve cömert bir kalbin yans›mas›d›r.‹çteki günefl, ilk önce yüzde de¤il ruhta do¤ar, oradan yüze yans›r.

Yüze parlakl›k ve çekicilik veren tatl› gülümseme içimizdeki günefl ›fl›¤›ndanbaflka bir fley de¤ildir.

‹ Ç T E K ‹ G Ü N E fi

Orison Swett Marden

61

F›rçalayarakSerdar Günbilen

62

zlemek. Anay›, babay›, kardefli, arkadafl›. Vatan›özlemek. Duygu yükleriyle dopdolu, hasret

türküleri 盤›rarak. Özlemek iflte. Yaflamlar›nda sayg›duydu¤un, ölümlerine inanamad›klar›n›.

Yüce Atatürk'ü özlemek. Türkiye Cumhuriyetininkurucusu, özgürlü¤ümüzün garanti belgesindeki ›slakimzas› Mustafa Kemal'i özlemek.

Maafl›n›n tamam›n› genç sporculara harcayan;''Onlar Türkiye Cumhuriyetinin gelece¤idir'' diyerek,bayan sporcular›m›z› Olimpiyat Oyunlar›na gönderenmavi gözlümü özlemek.

63

Onlar› Çok

Sporun Dünyas›Metin Gören

ÖzlüyoruzÖ

64

“Ben sporcunun, zeki, çevik veayn› zamanda ahlakl›s›n› severim”sözlemiyle, Dünya Spor Literatürünegeçen bir dahiyi özlemek....

‹smet ‹nönü'yü özlemek.Atatürk'ün silah arkadafl›n›. 3530 say›l›Beden Terbiyesi Kanununun uygula-y›c›s›, genç Cumhuriyetimizin sporoluflumuna temel atan bir lideri an›m-samak. Özlemek....

umhuriyetle geçirdi¤imiz evri-min, çeflitli zaman dilimlerinde

ortaya ç›kan, ülke sporuna yads›nma-yan hizmetleri geçen nice de¤erlerimi-zi özlemek.

Yaflar Do¤u'yu, Celal Atik'i,Nasuh Akar'› özetle; 1948 LondraOlimpiyatlar›n›n alt›n adamlar›n›özlemek. Türk atletizm evriminin ünlüsporcular› Cahit Önel'i, Ekrem Koçak'›rahmetle anarak özlemek.

Yunanistan Atletizm FederasyonuBaflkan› Antonyadis'in, ''Bizim atletseni geçsin, sana benden 10 bin dolar''fleklindeki i¤renç teklifine, ''Sak›n ola

‹zmir'e gelme. Yemin ederim; bu kezben yedi sülalenle birlikte seni denizedökece¤im .' yan›t› veren Koçak'›n ogün Atina'nin ünlü Mermer Stad›’n-daki unutulmaz yar›fl›n› özledim.

Baflkan Antonyadis'in aya¤›n›ndibine tükürerek ve Yunan atlete tam20 metre fark atarak flampiyon oldu¤uo yar›fl›. Metin Oktay'›, LefterKüçükandonyadis'i özledim.

Bir futbol beyefendisi, TürkFutbolunun gelmifl geçmifl en büyükgolcüsünün, ‹zmir’de bir lokantada

bana söylediklerini özledim:“Metin kardefl. Türk Futbolcusu,

futbola ihanet ediyor. Gelecek günlereumutla bakam›yorum.”

Büyükada'ya ve Fenerbahçe’yeömrünü veren Lefter a¤abeyin, rah-metli ‹slam Çupi a¤abeyle birlikteyapt›¤›m›z bir ziyaret s›ras›nda“Yunanlar bana hep dönek diyeba¤›r›yorlar. Yahu ben dönek de¤ilTürk o¤lu Türküm.” fleklindeki asilsöylemini özledim.

Göztepe'nin yaflasayd› bir dünya

BD fiUBAT 2016

C

Yaflar Do¤uMetin Oktay

Lefter Küçükandonyadis

devi olacak kalecisi, Genç MilliTak›m’dan arkadafllar›m Ali Artuner'iile Karfl›yaka'n›n simge futbolcusuCengiz Öztoros'u (Gode) ben deözledim, milyonlarca futbolsever de...

Türk Basketbolunun sevimli devi2.14'lük Hüseyin Alp'i özledik.Sevimli faul at›fllar›n›, ''Yahu bu yafltabeni niye keflfettiler. Gözleri beni otuzyafl›nda m› gördü?'' diyerek keflifçile-rine sitem eden Alp'i...Ve kulüp bafl-kanl›¤›nda devrim yaratan, efendilerinefendisi Süleyman Seba'y› özledik.

Yak›n tarihe dek aram›z-da yaflayan Befliktafl'›nunutulmaz baflkan›n›n, “Eski dostlarflark›s›n›n nameleri aras›nda tarihyazd›¤›n› duyumsad›m. Befliktafl benimmilyonlarca varisi olan varl›¤›md›r.”söyleminin sahibini; dev gibi bir adam,otoriter, futbolumuza unutulmaz katk›-lar› olan Orhan fieref Apak'› özledim,özlediler... Hükümranl›¤›n›n hizmets›n›rlar›na el koyan siyasi yap›n›n,dev gibi bir adam› nas›l yok etti¤inintan›kl›¤›n› yapm›flt›m, o zamanlar.Y›llar sonra Orhan fieref Apak'› azle-den, onu baflkanl›k koltu¤undan çekipalan futboldan so¤utanlardan biri,

65

birkaç ay önce bana ne dedi biliyormusunuz? “Do¤rusu bu ya Apak'› çoközledim...”

‹smail Hakk› Güngör'ü çok özle-dik.Türk sporunun reformist GenelMüdürünü, Müsteflar›n›, siyasal gücekafa tutan, o anlaml› söylemini özle-dim. Ölümünden bir süre önce banagönderdi¤i, kendisini görevden alandevrin bakan›na yaz›lm›fl mektu-bunun sat›r aralar›na girerek özlemimiyineliyorum: “Say›n Bakan. Yetki;flimdilik sizin gibi siyasi güçlerindir...Ama yar›nlar; ülkesini çok seven yurt-

severlerin olacakt›r.Sporcusu, izleyicisi,yöneticisi bu anlams›zgidifle elbette dur diye-cektir.” Özlemek... Birfleyleri,kifliyi, kiflileri ve buülkeye hizmet edenleri,geçmiflten günümüzede¤iflen siyasal sisteminçarklar› aras›nda ezilipyok olanlar›... Anay›,babay› varl›klar›m›z›, iz

b›rakanlar›... Ama; özlemin tepe nok-tas›ndaki bir büyük insan› ulu önderAtatürk'ü özlemek...

Devrimlerini, Türkiye Cumhuri-yetinin varolufl evrimindeki ola¤an-üstü dehas›n›.Ve Türk kad›n›n›n hersahada oldu¤u gibi spor alanlar›ndada baflar›l› olabilece¤ini keflfedenYüce Atatürk'ü çok özlüyoruz.

Özlemek sözcü¤ü;özlediklerimizi unutturacak birileriç›kmad›¤› sürece, bizimle birliktehasret yüklü trenlere binecektir...•

[email protected]

BD fiUBAT 2016

Süleyman Seba

Orhan fieref Apak

Yayg›n olarak bilinen içeri¤iylebir bitkinin “yetifltirilmek üzerebir yere dikilmesi” ya da “bir yereyerlefltirilmesi” anlam›ndaki“implant” sözcü¤ü, t›p dilindekianlam›yla, bir tedavi yöntemininad›d›r.

acettepe Difl Hekimli¤i’nde henüzbir y›ll›k asistan oldu¤um 1971

y›l›nda ad›m, Modern Folk Üçlüsü’nün üç sanatç›s›ndan biri olarak yayg›nbiçimde duyulmaya bafllam›flt›.

Türk folk ve klasik müzi¤i ileçocuk flark›lar›n› çok seslendirmekyöntemiyle Türkiye’de yeni bir müziktürü ve be¤enisi oluflturan müziktoplulu¤umuz Modern Folk Üçlüsü,yak›ndan tan›d›¤›n›z ünlü gazeteci

66

BD fiUBAT 2016

Difl ‹mplantlar›Türkiye’de Yafl›nda45

Türkiye’de‹mplantoloji45 y›l önce

“ilginç bir rastlant›”sonundabafllad›.

Yazan: Doç. Dr. AHMET KURTARAN

H

67

H›ncal Uluç’un menajerli¤i do¤rultu-sunda giderek be¤eni alan›n› genifllet-mifl, 5 k›tada 36 ülkenin 76 kentindeverdi¤imiz 300’den fazla konserle veç›kard›¤›m›z 15 plak, CD ve DVD ileyaln›zca kendimizi tan›tmakla kalma-m›fl, Türkiye’nin tan›t›m›nda önemlibaflar›lar sa¤lam›flt›k.

Toplulu¤u-muz ilk yurt d›fl›konserine 1971’deBerlin “Deutch-

land Halle’de”,“Senin Yurdun,

Benim Yurdum”

adl› festivalde

kat›lm›fl, Yunanistan, Yugoslavya,Almanya, Fransa, Portekiz, ‹talya gibiülkeler aras›nda Türkiye’yi temsiletmifl, 10-12.000 kiflinin doldurdu¤usalondaki bu ilk yurt d›fl› konserle-rimizde sahneye defalarca ça¤›r›l-m›flt›k.”

Ahmet Kurtaran kitab›n›n bubölümünde “difl implantasyonu”

BD fiUBAT 2016

1970 y›l› Hey dergisiY›l›n Sanatç›lar›Kad›n Sanatç›: AjdaPekkan/ Topluluk:Modern Folk Üçlüsü

Doç. Dr. Ahmet Kurtaran’›n kitab›”40 y›ld›r implantlarday›m”

Doç. Dr. Ahmet Kurtaran (13.10.1946-‹stanbul) Hacettepe Difl Hekimli¤i FakültesiMezunu Diflhekimi (46 y›ll›k)Modern Folk Üçlüsü Üyesi (47 Y›ll›k)Halen görevi: Baflkent Üniversitesi ‹stanbulKlini¤i Koordinatörü

konusuyla “tan›flmas›n›” anlat›yor vedifl tedavisindeki bu ça¤dafl yönte-min Türkiye’de 45 y›l önce, birçokmeslektafl›n›n bile bilmedi¤i ilginç birrastlant› sonunda bafllad›¤›n› aç›kl›yor.

“Kendisini bugün rahmet vesevgiyle and›¤›m›z dostumuz MehmetBar›, bu baflar›l› konserimizden birgün sonra bize Berlin’i gezdirirkenbir öneride bulundu. ‘Sen ayn› zaman-da difl hekimisin’ dedi. ’Hem baflar›l›bir meslektafl›nla tan›flmak, hem deonun uygulad›¤› bir tedavi yönteminigörmek istersin. Gel seni onun diflmuayenehanesine götüreyim.’”

Mehmet’in beni tan›flt›rd›¤›Alman doktor, çeneye implant yerlefl-tiriyordu… ‹flte o an bende bir›fl›k yand›: ‘Ben bu yöntemiTürkiye’de bafllatabilirim’dedim.

Hacettepe’nin Bilimsel

Farkl›l›¤›: Hacettepe 1954’lerde AnkaraÜniversitesine ba¤l› “AnaÇocuk Sa¤l›¤›” adl› bir birimolarak bafllam›fl, 1962-63 y›lla-r›nda da “t›p ve difl’e” ilkö¤renciler al›nm›flt›. Ben bubilim kervan›na Ankara Kole-ji’nden mezun olduktan 1 y›lsonra 1964’de kat›ld›m ve1970’de de difl hekimli¤indenmezun olmufltum.

Hacettepe, ‹hsan Do¤ra-

mac›’n›n ayr›cal›kl› ve ilericibir eseridir. Yarat›c› bir zekâyasahip Do¤ramac›’n›n baflar›s›,o tarihlerde yurt d›fl›nda yetifl-mifl akademisyenleri davet

68

ederek, onlara uygun çal›flma ortam›haz›rlamas› ile bafllar. Sonraki y›llardayetiflen bizim kuflak, özellikle sa¤l›kalan›nda yeniliklere imza atm›fl, Ata-türk’ün s›k s›k yineledi¤i gibi ‘Türkinsan›n›n büyük baflar›lar sa¤layaca-¤›na inanc›n›” defalarca kan›tlam›flt›r.

Esas›nda benzer bir uygulamayıCumhuriyetin ilk y›llar›nda MustafaKemal de yapm›fl, Almanya’dan,sanat-bilim insanlar›n› getirerek,cumhuriyete yeni eserler ve kurumlarkazand›rm›flt›r.

Türkiye’de ilk implant

uygulamalar›:

Yurda dönünce konuyu araflt›rmac›

BD fiUBAT 2016

(Krom-Cobalt-Molibden alafl›m› = Vitallium Hacettepe DiflHekimli¤i Fakültesi 1971’li Y›llar)

Türkiye’nin ilküretilen implantlar›

Ayn› implantlar› çeflitli çene ve konumlar içinüretilmifl di¤er örnekleri

ve e¤itimci kiflili¤i olan hoca-m›z Cengiz Tokman’a açt›m.’Deney hayvanlar›nda deneme-den olmaz’ dedi. Projeyi haz›r-lad›k, araflt›rma bölüm baflkan›Prof. Naci Bor’a sunduk.Köpeklerin diflsiz çenelerineCr-Co (Vitallium) metal imp-lantlar› yerlefltirdik. Histopatolojiksonuçlar olumlu olunca da, insanlarada uygulayabilmemiz için izni ç›kt›.

‹zin ç›kt› ç›kmas›na da, ortamflimdi gibi de¤il. Elde fabrikasyonimplant yok, olsa da zaten ithaledilebilme imkân› bulunmuyor. Bir‘araflt›rma gurubu’ kurduk, kendiimplantlar›m›z› kendimiz üretmeyekarar verdik.

izim dönemlerde hepsi Hacette-pe’de yetiflmifl, sonra akademis-

yen olan Prof. Taner Okflan (cerrah),Prof. Ergun Ayd›nl›k (protez), Prof.

Bülent Dayangaç, ben ve gurup flefihocam›z Prof. Cengiz Tokman

rehberli¤inde ifle bafllad›k. Ben, kendi olanaklar›m›zla yapt›-

¤›m›z ilk implantlara “home-made”yani “ev yap›m›” implantlar ad›n›verdim… Önce 26 hastada 40’a yak›nimplant uygulad›k, ki ben bunlar› dahasonra “doktora” tezimde yay›nlad›m.Pek ço¤u uzun y›llar bu hastalar›na¤›zlar›nda hizmet gördü.

Daha sonra bu vakalar› 1. ‹stanbulDifl Hekimli¤i Kongresi’nde sunduk.Büyük arbede ve itirazlar oldu. ‘Böylefley olmaz, bu genç arkadafllar›m›zbiraz ileri gidiyorlar, henüz bu konudayeter araflt›rma yok’ itirazlar›na,k›demli bir hoca daha da ileri giderek,

bana hitaben ’Difl hekimli¤i çalg›çalmaya benzemez, ciddi bir meslek-tir, insanlar› denek olarak kullanamaz-s›n›z’ gibi serzenifllerde bulundu.Yenilik ve ilk’lere daima önce itirazlaredilir…

Tabii, deney hayvanlar› ve histo-patolojik sonuçlar› ortaya koyuncasalonda derin bir sessizlik egemenoldu, Hacettepe Türkiye’de bir ilkedaha imza atm›fl oldu.

Y›llar içinde bu konuda materyal,teknik, metod ve uygulama anlay›fl›de¤iflti. Bunun her aflamas›nda bizlervard›k. Baflar› % si 65’lerden % 98-99’lara yükseldi. Bu konuda doktora(1974) ve doçentlik (1978) tezleriyazarak bir ilke daha imza atm›flolduk. Kazand›¤›m›z deneyim vebilgilerin ülke genelinde tan›nmas›için kurslar, e¤itim seminerleri açt›k,konferanslar, tebli¤ler verdik.

Baflar›, Tak›m Çal›flmalar›nda

Yatar:

2016’ya girdi¤imiz bu y›lda, ilkuygulamalar›n üzerinden 45 y›l geçti-¤ini görmekteyiz. Ben bir protezuzman›y›m, uzun y›llar›m da bununlageçti. T›bb›n di¤er branfllar›nda daoldu¤u gibi implant konusu da tak›mçal›flmas› gerektirir. Yaflam›mda,müzik ve difl hekimli¤i u¤rafl›mda hep

BD fiUBAT 2016

B

69

Bir ‘araflt›rmagurubu’ kurduk,kendi implantlar›m›z›kendimiz üretmeyekarar verdik.

“tak›m çal›flmalar›” içinde bulunmu-flumdur. Bu tür çal›flmalar ancak,kiflilerin birbirine itimad›, deste¤i vedayan›flma ruhu içinde yürüyebiliyor.

‹mplantolojide de ilk planlanma-dan, son aflamas›na kadar, uygun birortamda, bilgi, beraber çal›flma, disip-lin ve deneyime gereksinim vard›r.Tak›m›, a¤›z cerrah›, periodontolog(difl eti), protez uzman› ve uzman diflteknikerleri oluflturur. Bu yap›lan-man›n her aflamas›nda da, yine ancaktitizlikle kurallara uyulmas› ilkesiyleyakalanabiliyor baflar›. Özetle 45 y›l sonra ulaflt›¤›m›zbugünkü baflar›m›z›n temelinde veruhunda, bu y›llar› paylaflt›¤›m›z iyive yetenekli cerrah, tekniker, asistanve yard›mc›lar›m›z›n birlikte çal›flmaazmi, disiplini ve her fleyden önce,

tek tek hepimizin, birbirimizeolan sayg›s› yer almaktad›r.

acettepe’den bafllay›p flim-dilerde Baflkent Üniversi-

tesi ‹stanbul Hastanesi’ndedevam eden bu serüvende, ken-dilerini hep sevgi ve flükranlaand›¤›m Taner Okflan, Tezcan

Demiröz, Selçuk Basa, Ercan

Kocagil, Haluk fiarman,

Kerem Dedeo¤lu, Kaya

Energin, adlar›n› bir andasayabilece¤im beraber çal›flt›¤›mönemli cerrahlard›r. Difl tekni-kerlerim Yakim Yakimoviç,

Bekir, Kubilay ve Recep’i debu listeye dahil etmeliyim.. ‹lk günden itibaren tüm vakala-

r›m› kayda al›r, arflivlerim. Teker tekersaymad›m ama tahminen (ayda orta-lama 25 implant bu +/- 10-15 de¤iflir)45 y›l sonunda 13.000’in üzerindeimplant’ta ben ve arkadafllar›m›n imzas›vard›r. Bunun yaln›zca Türkiye ölçe¤indede¤il, uluslararas› aç›dan da önemli birrakam ve deneyim oldu¤unu, hoflgörü-nüze s›¤›narak söyleyebilirim.

fle bafllad›¤›m›z y›llarda Türkiye’deki say›s› 3 olan difl hekimli¤i

fakültelerimizin say›s›n›n günümüz-de 90’lara ulaflm›fl oldu¤u ve kendiimplantlar›m›z› üreterek yola ç›kt›-¤›m›z Türkiye’de flimdilerde 350’ninüzerinde implant firmas›n›n varl›¤›n›söylersem, konunun halk sa¤l›¤› vedifl hekimli¤i aç›s›ndan ne düzeyeulaflt›¤›n› belirtmifl ve önemini dikkati-nize sunmufl oldu¤uma inanmakisterim.

BD fiUBAT 2016

70

H

Uluslararas› 1. Difl Hekimli¤i Kongresi /1972 (Tan›t›m broflürü kapa¤›)

Özetle, bir müzik konseri sonra-s›nda yabanc› bir ülkede bir meslektaflmuayenehanesine yapt›¤›m›z ziyareti-mizin, ülkemizde implantlar›n baflla-mas›na neden oluflturmas› “ilginç birrastlant› ve sonucu” olarak yorumla-nabilir ama... Tüm bunlar›n arkas›n-daki bir “Hacettepe” olgusunun varl›¤›ve bize sa¤lad›¤› bilimsel destek, bu“ilginç rastlant›”y›, ülkemizin t›palan›ndaki övünç duyulacak bir bafla-

BD fiUBAT 2016

r›s›na ve bu baflar›dan yararlanan Türkhalk›n›n “talihi”ne dönüfltürmüfltür.

rkam›zda bir “Hacettepe olgusu”ve bilimsel deste¤i olmasayd›

bu “ilginç rastlant›”, hiç kuflkumuzyok, kiflisel belle¤imizin s›n›rlar›aras›nda s›k›fl›p kalm›fl ve zamanzaman an›msayaca¤›m›z gençlik an›-lar›m›z›n kapsama alan›n›n bir ad›mötesine bile geçememifl olacakt›. •

A

Yaban kazlar› “V” fleklinde uçarlar. Bilimadamlar› kazlar›n neden bu flekilde uçtuklar›-n› araflt›rd›klar›nda flu verilere ulaflt›lar:

1- "V" fleklinde uçuldu¤unda, her kuflarkas›ndaki kufl için onu kald›ran bir havaak›m› sa¤l›yor. Böylece "kanat hareketlerisonucunda ortaya ç›kan hava ak›m›n›kullanarak uçufl menzillerini yüzde yetmifloran›nda uzat›yorlar.

K›ssadan Hisse: Belli bir hedefe ulaflmakiçin bir araya gelenler hedeflerine daha kolayve çabuk eriflirler.

2- Bir kaz, "V" grubundan ayr›ld›¤› andauçmakta güçlük çekiyor. Çünkü birlikteoluflturduklar› hava ak›m›n›n d›fl›nda kal›yor.Sonuçta, genellikle geri dönerek yolunagrupla devam ediyor.

K›ssadan Hisse: Bizimle ayn› yönegidenlerle bilgi al›flverifli ve iflbirli¤iyarar›m›zad›r.

3- "V" grubunun bafl›nda giden kaz hiç birhava ak›m›ndan yararlanam›yor. Bu yüzdendi¤erlerine oranla daha çabuk yoruluyor.Bu durumda yorulunca en arkaya geçiyorve bu defa hemen arkas›ndaki kaz liderkonumuna geçiyor.

Bu de¤iflim sürekli yap›l›yor; böyleceher kaz grubun her noktas›nda yer alm›flve ayn› oranda yorulmufl oluyor.

K›ssadan Hisse: Yapt›¤›m›z her ifli, yeri vezaman› geldi¤inde baflkas›na b›rakmakgerekiyor.

4- Uçufl h›z› yavafllad›¤›nda gerideki kufllar,daha h›zl› gitmek üzere öndekileri ba¤›rarakuyar›yorlar.

K›ssadan Hisse: ‹lerlemek için bazenbaflkalar›n›n uyar›lar›na gereksinim duyar›z.Bundan al›nmamal› tam aksine, sevinç vetakdirle karfl›lamal›y›z.

5- Gruptaki bir kufl hastalan›rsa veya biravc› taraf›ndan vurulup uçamayacak durumagelirse; düflen kufla yard›m etmek üzeregruptan iki kaz ayr›l›yor ve korumak üzerehasta/yaral› kaz›n yan›na gidiyor. Tekraruçabilene (veya e¤er ölürse, ölümüne kadar)yaral› kuflu asla terk etmiyorlar.

Daha sonra kendilerine baflka bir kazgrubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu,kendilerine bu flekilde kat›lmak isteyen kazlar›reddetmiyor.

K›ssadan Hisse: Vefa ve yard›mlaflmaduygusu sadece insanlara özgü de¤il

Yaban KazlarınınGizemi

71

Rusya’n›n St. Petersburg kentindekidünyan›n en büyük ve en eski müzelerindenErmitaj’da, 3 milyondan fazla paha biçile-mez sanat eseri kediler taraf›ndan korunuyor.

200 y›l önce say›lar› artan farelere önlemolarak Çariçe II. Katerina’n›n verdi¤i emirlekoruma görevine ”atanan” uzman kedileringörevi günümüzde de devam ediyor! Halen70’ten fazla ”kadrolu” kedi Ermitaj’dakitablolar› kemirgenlerden uzak tutuyor.

Kediler için kurulan bir dernek, bu sevimlibekçileri “makul bir say›da tutma” göreviniüstlenirken, müze bünyesindeki özel veteriner-ler de kedilerin sa¤l›k sorunlar›yla ilgileniyor.Müze çal›flanlar› ise kedilere olan minnetleriniher y›l düzenledikleri özel bir ”HermitageKedi Günü” etkinli¤iyle gösteriyor.•

72

BD fiUBAT 2016

Kar›n Toklu¤una Çal›flan

Kadrolu MüzeBekçileri!Yazan: GÜLB‹N GÜZEY

spanya, 1500’lü y›llar›n özellikleikinci yar›s›nda Avrupa’n›n engüçlü H›ristiyan krall›¤› olarak

öne ç›km›flt›r. Avrupa’n›n yar›s›nayak›n bir bölümünde etkili olan‹spanya Krall›¤›, Katolik dünyas›n›nda lideri durumundayd›.

Ayn› dönemlerde bir cihan‹mparatorlu¤u olan Osmanl› Devletiise ‹spanya’n›n en önemli rakibiydi.Osmanl›lar, Katoliklere karfl› Protes-tanlar› destekleyen bir politika izli-yordu. Böylelikle Katolik ‹spanyol-lar›n düflman› olan Protestanlar› dakullanarak, bu önemli rakiplerini

zay›flatacaklar›n› biliyorlard›.Ayn› y›llarda Protestan ‹ngiltere

de, ‹spanya’n›n düflmanlar› aras›nday-d›. ‹spanyol donanmas›n›n bir bölümüAmerika k›tas› k›y›lar›nda ‹ngilizgemilerinin önündeki en büyük engelolarak dururken, di¤er bir bölümü de,‹ngiltere k›y›lar›n›n karfl›s›ndaki Hol-landa’da bulunuyordu. Bu durumnedeniyle ‹ngilizler, ‹spanyollar›n‹ngiltere’yi iflgal etmesinden korku-yordu.

‹ngilizler, 1580-1590 döneminde,‹spanyollardan kurtulman›n yolununOsmanl›lar ile iflbirli¤i yapmaktan

73

Osmanl›‹ngiltere’yi

‹spanyol‹flgalindenKurtarm›flt›

Evrensel Bak›fl Aç›s›Gürbüz Evren

74

geçti¤inin bilincindeydi. Çünküönlerinde Fransa örne¤i vard›. KanuniSultan Süleyman döneminde, FransaKral› 1. François’n›n daveti ileBarbaros Hayrettin Pafla komutas›n-daki Osmanl› savafl gemileri, Toulonbaflta olmak üzere Akdeniz’dekiFrans›z limanlar›na demir atm›flt›.Buradan ‹spanya k›y›lar›na sald›r›lardüzenleyen Osmanl› kad›rgalar›,‹spanyollar› fazlas›yla meflgul etmifl,çok da zarar vermiflti. Bu örne¤i bilen‹ngilizler, Osmanl› padiflah›ndanyard›m istemeye karar verdi.

öz konusu karar›, 1587 y›l›ndakimektup trafi¤inden ö¤reniyoruz.Bu mektuplar›n varl›¤› da, John

Ezard imzas›yla, 1 Haziran 2004tarihinde, The Guardian gazetesindeyay›nlanan, “Türklere hangi

nedenden ötürü teflekkür etmeliyiz”

bafll›kl› bir haber ile ortaya ç›kt›.Haberde, Kraliyet Koleji ö¤retimüyesi Jerry Broton’un, “1588y›l›nda, Hollanda’ya getirdi¤igemilerle ‹ngiltere’yi iflgalehaz›rlanan ‹spanya, Osmanl›donanmas›n›n Akdeniz’e yay›l-mas› ve manevralar yapmayabafllamas› üzerine, elindeki denizgücünü ikiye ay›rmak zorundakald›. Bu durumdan faydalanan‹ngilizler de ‹spanyollar› yendi”fleklindeki de¤erlendirmesineyer vermektedir.

Jerry Broton, bu bilgilerini,‹ngiliz Kraliyet arflivlerindebuldu¤u baz› belgelere dayand›r-maktad›r. Söz konusu belgeler-den biri, Kraliçe’nin askeri

dan›flman› Sir Francis Walsingham’›n,‹stanbul’daki ‹ngiliz elçisi WilliamHarborne’a gönderdi¤i, 9 Mart 1587tarihli bilgilendirme mektubuna yan›tverdi¤i 24 Haziran 1587 tarihlimektuptur. Bu mektupta, Sir FrancisWalsingham, “‹spanyollar›n güçlühatta yenilmez armadas› diyebilece¤i-

BD fiUBAT 2016

Fransa Kral›1. François

SJerry Broton

miz donanmas›n›, ancak Osmanl›‹mparatorlu¤u durdurabilir”demektir.

yr›ca verilen görevlerilay›k›yla yerine getirdi¤inibelirtti¤i ‹ngiliz elçiye,

‹stanbul’daki baflar›l› çal›flmalar›ndanötürü teflekkür ederek, Padiflah 3.Murat’›n ‹spanya Kral› Philip ileanlaflma yapmamas›na Kraliçe’ninçok memnun oldu¤unu, bunu da TürkSultan›na özellikle söylemesiniistemektedir. Bunun d›fl›nda Osmanl›-lar›, Akdeniz’de, ‹spanya, ‹talya veKuzey Afrika k›y›lar›nda sald›r›lardüzenleyerek, ‹spanyollar› zay›fdüflürmeye ikna etmesi için Padiflahve vezirlerle görüflmeler yapmas›n›,‹ngilizlerin çok iyi insanlar oldu¤unuanlatmas›n› da istemektedir.

‹ngiltere elçisi William Harborne,hemen harekete geçerek, Padiflah 3.Murat’a bir mektup sunacakt›r.Mektupta en çok dikkat çeken unsur,elçinin konuyu dini inançlar üzerindenanlatarak Padiflah› etkilemeye çal›flmadüflüncesidir. Elçi Harborne, ‹spanyaKral› için, “Papa ve sad›k müttefikiputperest-kâfir Katolik kral” ifadesinikullanmaktad›r. Elçi, devam›nda,“Yüce Tanr›’n›n size verdi¤i kuvvetile ortak düflman›m›z tüm putperestkâfirleri yok edece¤inizi umuyorum.Zavall› bir kulunuz olarak size yalvar›-yorum, putperest kâfir ‹spanya üzerinebüyük bir donanma sevk etmezsenizbile hiç olmazsa 60 ya da 80 kad›rgagönderin” demektedir.

Mektubun devam› ise daha dailginç bir hale gelmektedir. Elçi

75

Harborne, Padiflah 3. Murat’a, “Krali-çe Elizabeth, bir kad›n oldu¤u haldeTanr›’n›n, putperest kâfirlerle savafl-ma emrini yerine getirmek içinçabal›yor. Size her zaman sad›k kalanKraliçe’yi bu en zay›f zaman›ndayaln›z b›rak›rsan›z, size inanan,güvenen tüm dünya flafl›racakt›r. vetaraftarlar›na hak ettikleri cezay›vermifl olacaks›n›z. Tanr› sizin arac›-l›¤›n›z ile putperest kâfirleri cezalan-d›racakt›r” sözleriyle adeta yalvar-maktad›r.

Bu mektuplar›n ayr›nt›lar›n›nkamuoyu taraf›ndan bilinmesi, ‹ngil-tere’de tart›flmalar› art›rd›. Baz› ‹ngiliztarihçiler, konuya iliflkin Türkiye’yemüracaat edilmesini, Osmanl› arfliv-lerinde, ad› geçen döneme ve Padiflah3. Murat’a ait belgelerin de incelen-mesini önerdiler. Söz konusu önerininTürkiye’deki resmi makamlar taraf›n-dan kabul edilmesinin ard›ndanOsmanl› arflivlerinde yap›lan araflt›r-

BD fiUBAT 2016

A

Sultan III. Murat

malarda, 3. Murat’›n, KraliçeElizabeth’e gönderdi¤i bir mektupbulunacakt›r.

Padiflah mektubunda özetle,“Sizden önce Osmanl› Sultanlar› iledostluk kuranlar nas›l sayg› görüp,taraf›m›zca korunma alt›na al›nd›larsa‹ngiltere Kraliçesi Elizabeth de ayn›muameleyi görecektir. Elçiniz arac›l›-¤› ile bizden istedi¤iniz donanmayard›m›n› dikkate alaca¤›z. Önümüz-deki ilkbahar aylar›nda büyük birdonanmay› gönderece¤iz. Ülkenizindostlu¤u ayn› flekilde devam ederse,Osmanl› Devleti de sizi süreklikoruyacakt›r” demektedir.

adiflah 3. Murat’›n KraliçeElizabeth’e gönderdi¤i mektuportaya ç›k›nca, konu baflka bir

boyut kazand›. ‹ngiltere Eflitlik ve‹nsan Haklar› Komisyonu Baflkan›Trevor Philips’in, söz konusu mektup-lardan hareketle, “‹ngiltere KraliçesiElizabeth, Türklerin yard›m› sayesinde‹ngilizlerin elinden kurtulmufltur. Bubilgi ülkenin resmi tarihine eklenme-lidir” yönündeki aç›klamas›, ülkekamuoyunu ikiye böldü. Tarih bilimi-nin gere¤i söz konusu bilginin e¤itim-ö¤retim program›nda yer almas›n›isteyenlere karfl› ç›kanlar, ‹ngilizlerin,400 y›l önce bir ara Türklere muhtaçduruma düflmesini yeni kuflaklar›nbilmesinin iyi bir etki yaratmayaca¤›n›savunmaktad›r. Tüm tart›flmalarara¤men, bu bilgi resmi tarihe eklen-memifltir.

Söz konusu durum bize Fransa’n›n tutumunu hat›rlatmaktad›r.

Bilindi¤i üzere Fransa Kral› 1.

François, 1525 y›l›ndaki Pavie Sava-fl›’nda, ordusu yenilince, ‹spanyaKral›, Habsburg Hollandas› Lordu veBurgonya Kontu s›fatlar›n› da tafl›yanRoma Germen (Alman) ‹mparatorufiarlken’e (5. Karl ya da Charlesquint)esir düflmüfltü. Çok kötü esaret koflul-lar› içinde olan Frans›z Kral›, annesiLouise de Savoie arac›l›¤› ile KanuniSultan Süleyman’a bir mektup gönde-rerek, yard›m istemifltir. Mektubu‹stanbul’a getiren Frans›z elçi KontJean Frangipani, Kuzey ‹talya’dakisavaflta esir düflen 1. François’›n‹spanya götürülüp, orada hapsedil-di¤ini bildirerek, Kral’›n annesinino¤lunun kurtar›lmas› için yalvard›¤›n›dile getirmifltir.

Frans›z Kral›’n›n annesi ilk tema-s›n ard›ndan baflka mektuplar dagöndermifltir. Kanuni Sultan Süley-man ise mektuplara verdi¤i yan›tta,Kral François’y› kurtaraca¤›n› bildir-mifl, fiarlken’i de hemen uyarm›flt›r.Nitekim bu geliflmelerin ard›ndanOsmanl› ile fiarlken’in ordusu aras›n-daki Mohaç Meydan Savafl› (1526)Türklerin zaferi ile bitince, FransaKral› 1. François da serbest b›rak›l-m›flt›r. ‹flte bu olay da, Fransa resmitarihine eklenmemifltir.

Gerek ‹ngiltere gerekse Fransa,büyük sömürgeci devletler olarak,resmi tarihlerinde zor durumlara düfl-tükleri olaylar›n bilinmesini istemez-ler. Bir çeflit büyüklük kompleksi olanbu anlay›fl, tarihteki gerçekleri yoksayma üzerine kurulmufltur. Buduruma iliflkin yeni örnekleri paylafl-maya devam edece¤im. •

[email protected]

BD fiUBAT 2016

P

76

ocukluk ve ilk gençlik y›llar›n-daki konuflmas›n› tam bir“Adanal›” olarak tan›mlayan,

çok dalga geçilen, kaba konuflmas›nedeniyle hoflland›¤› k›zasinemaya gitme önerisireddedilen ve benzeronlarca an›n›n sahibi olanisim gün gelecek Türki-ye’nin en iyi haber spi-kerlerinden biri olacakt›.Baz›lar› için inan›lmas›zor olsa da o, inand› vebaflard› ve Mesut Mert-

can oldu. Adana’ya özgü pek çok fleykendisinin yazd›¤› ve ‘fiimdi fiiirler’albümünde seslendirdi¤i “PamukTarlalar›” adl› fliirde kalm›flt›.

Mesut Mertcan gençlikdöneminde ayr›ld›¤› Ada-na’da art›k. Annesi ilebabas› do¤umuna say›l›günler kala ayr›l›r. “Ama benden sonraimalat iyi. On kardeflin enbüyü¤ü benim.” Farkl› bir çocuktur.“Nedenini bilmiyorum

77

Yaflamdan KesitlerSema Erdo¤an

MesutMertcan

Bereketin Sesi

Ç

MesutMertcan

gençliky›llar›nda

78

ama yal›nayak gezerdim. Babamoldukça varl›kl›yd›, bana da çok iyibakard› ama sabah erkenden f›r›nagider simit al›r satard›m. F›r›ndakalmam›flsa satanlardan al›r yinesatard›m. Hofluma gidiyordu. Çok dasavurgand›m. Elime geçen paraylaflamf›st›¤› ve akide flekeri al›rd›m.Hâlâ çok seviyorum ama flimdi flekerbakkalda yok bende var.”

Tarihi bir dokuya sahip Tepeba¤Mahallesi’ nde geçer çocuklu¤u.Tepeba¤ ‹lkokulu’nda okur. Babas›n›nekonomik durumuna göre dalgal› birö¤retim süreci yaflar.

“Adana’da koleje bafllad›m‹stanbul’da devam ettim. LisedeAdana’ya döndüm. Bir disiplin içindeyetiflti¤im için ayak uyduramad›m.Sürekli kaç›yordum. Tiyatroya daheves sarm›flt›m. Devams›zl›ktan belgeald›m.”

er iki kolejde de futbol oynar,kalecidir. Çok yaramazd›r.K›zlar›n saç›n› çekmekten çokhofllan›r.

“Yaramazl›k yapan ö¤rencileri cezaolsun diye kömürlü¤e atarlard›.Orada çok arkadafl edindim.”

Babas›, sonradan “Teselli Meflru-batlar›” olarak fabrikaya dönüflenAdana’da çok bilinen “Vatan Gazoz-lar›”n›n imalatç›s›d›r.

‹lk anons deneyimi

“Ç›kmaz sokaktaki evimizin d›fla-r›ya bakan, delikli balkon gibi bir yerivard›. Elime hortumu al›r ’VatanGazozlar› için, iyidir!’ diye anonsyapard›m. Ama babam harçl›k

vermedi¤i zaman da ’Vatan Gazozlar›kötüdür, içmeyin. Midenizi bozar,hasta yapar’ diye anons yapard›m.”

Tiyatroya ilgi, çeflitli yerlerde vecambazhanelerde sunuculuk derkenspiker olmaya karar verir. Lise mezu-nu zorunlulu¤u vard›r. Çok zorlansada 3 y›l›n derslerini verip diplomas›n›al›r. Çocuklu¤unuzda ya da ergenlikdöneminizde nas›l konuflurdunuz?

“Adanal› gibi gonufluduk bac›mne gonuflak ki baflga.”

Bir an karfl›n›zda baflka birisi varsan›yorsunuz.

“16 yafl›nday›m. Hoflland›¤›m birk›z var. Sinemaya götürece¤im. ‹kigün aynan›n karfl›s›nda prova yapt›m.’Benle sinemaya giden mi?’ diyorumarkadafllar ‘Benimle sinemaya gidermisin?’ diye düzeltiyorlar. Provaprova derken k›z›n yan›na gittim,’Cuma günü sinemaya gidek mi?dedim. K›z bana … dedi.”

Okulda çok alay edildi¤i içinsürekli a¤layan bir delikanl›d›r. ‹stan-bul fiehir Tiyatrosu’ ndan Reflit Baran“O¤lum çal›flarak baflar›lmayacak birfley yoktur. Bol bol kitap oku.” öneri-siyle iki perdelik bir oyun kitab› verir.

BD fiUBAT 2016

Mesut Mertcanspikerlik y›llar›nda

H

Etüdlerde buldu¤u bofl odalardareplikleri çal›fl›r. O y›l okulun tiyatrokolundad›r. Ve oyunun sunuculu¤unuyapar.

“Güzel konuflmaya bafllay›ncabu kez de ‘muhallebi çocu¤u’ diyedalga geçmeye bafllad›lar.”

‹lk önemli sunufl

“Lisede bir oyunda oynuyorum.Oyun bitmifl. Perde aral›¤›ndanannem ve babam›n gelip gelmedi¤inebak›yorum. Üzerimde de kruvaze birtak›m var. Sorumlu ö¤retmenimizErdo¤an Bozdo¤anbeni sunucu ile kar›flt›-m›fl. Ne bak›yorsunburadan deyip sahne-ye itti. Bir kalabal›¤›nkarfl›s›nday›m. Bütüncesaretimi toplad›m.Bildi¤im bir f›kra var-d› onu anlatt›m. Büyükalk›fl ald›.”

Okul müdürü deçok be¤enince 15 günsonraki bir okul etkinli¤ini sunar veböylece sunuculuk bafllam›fl olur.Askerli¤ini de Orduevi’nde orkestrasunumlar›n› yaparak tamamlar. Ada-na’da o dönemin ünlü Emirgân ÇayBahçesi’nde çal›fl›r. fiükran Ay’› veBeyaz Kelebekler’i sunar. Kolayde¤ildir ama Maksim Gazinosu’nunyazl›¤› Tafll›k’ta sunuculuk yapar. ‹lksunucusudur ayn› zamanda.

“‹fl aramak için ‹stanbul’dayd›m.Tesadüfen Beyaz Kelebekler’le karfl›-laflt›k. Tafll›k’taki programlar›n› sun-mam için beni davet ettiler. HasanBora, Fahrettin Aslan ile konuflmufl.

79

O da benimle görüfltü. ‘Biliyor musunsen gazinomda ilk ve tek sunucusun.’dedi. Sanatç›lar› kimse takdim etmezdio tarihlerde. Üç ay kadar güzel tak-dimler yapt›m.”

TRT Günleri

Liseyi bitime s›navlar›nda tekdersi kald›¤› için TRT s›nav›na kabuledilmez.

“Arada bir ayl›k zaman fark› var.Eylül ayn›nda diplomam› al›r almaz’Türkiye’nin neresinde olursa olsunspikerlik yapmak istiyorum’ diyerek

Çukurova Radyosu’nabaflvurdum. Adana ‹lRadyosu reklam ajan-s›nda çal›flt›¤›m içinkabul ettiler. AnkaraRadyosunu kazand›mama ihtiyaç oldu¤u içinErzurum’a gönderdi-ler.” 12 Mart 1974’teDevaml›l›k Spikeriolarak bafllar göreve.

‹lk olarak bir flark› anos eder.“Nas›l bir heyecan, anlat›lmaz

yaflan›r.”3 ayl›k radyo spikeri iken Ankara

Radyosu’na ça¤›r›l›r, s›nava girer vepaket televizyon programlar›na bafllar.Kimlerle çal›flmaz ki.

“TRT de hocam hatay› hiç affet-meyen Jülide Gülizar’d›. Bir di¤eriZafer Cilasun..”

Haber spikerli¤ine geçifl

“Tek idealimdi. Ben bir güntelevizyonda haber okuyaca¤›m vebaflar›l› olaca¤›m demifltim. Ekrana

BD fiUBAT 2016

TRT’de hocamhatay› hiç

affetmeyen JülideGülizar’d›.Bir di¤eri

Zafer Cilasun.

1976 da ilk kez Güne Bak›fl ile ç›kt›m.Zafer Cilasun rahmetli olunca beniburaya kayd›rd›lar.”

Yaklafl›k bir y›l sonra Günayd›ngazetesinden y›l›n en iyi erkek haberspikeri ödülünü al›r. Bir süre sonra daana haberdedir.

“Ödülümü ald›m karfl›ma koydumve sabaha kadar a¤lad›m. Bu ödülüsana halk verdi ve sen önce halkdiyeceksin, fl›marmayacaks›n dedim.”

Alt›n Kelebek ve Y›l›n Unutul-mayan Spikeri ödüllerinin de sahibiolur. Redaktör spiker kadrosu ileçal›fl›r.

‹lk tv haberleri

“‹lk televizyon haberlerine ç›ka-ca¤›m. Can Baba (Akbel) heyecanl›m›s›n? diye sordu. Yoo radyoda haberokuyorum dedim. O da heyecanlanheyecanlan, heyecan iyidir dedi.Jenerik bafllad› kalbim nas›l çarp›yor.fiartlanm›fl›m. Ama hata yapmad›m.”

TRT’nin gelmifl geçmifl enönemli isimleri, Erkan Oyal, TunaHufl, Zafer Cilasun, Adnan Advan,Can Akbel, Aytaç Kardüz, SevimCanbaz, fiengül K›l›ç Karaca, ÜlküGiray, Ülkü Kuranel ile çal›fl›r. 1974-1987 y›llar› aras› çal›flt›¤› TRT’densonradan ‘bana göre de¤ilmifl’ diyece-¤i siyasete girer, milletvekilli¤i aday-l›¤› için ayr›l›r. Ard›ndan Star, Kanal6, Ulusal Kanal…Ve küçük kanallar.

“Onlar da çekirdek olsun, iflolsun diye gittim ama arad›¤›m›bulamad›m.”

‹yi bir haber spikeri nas›l olmal›

“Metinsiz okumaya al›flt›rmal›

kendini. Haber yazmay› bilmeli kiokuyabilsin. Çok güzel kad›nlar, yak›-fl›kl› erkekler var. Cüneyt Ark›n daçok yak›fl›kl›yd› ama sinemaday›llarca Abdurrahman Palay konufltu.Ayhan Ifl›k’› da Hayri Esen. Habernedir bilmeliler. Genç arkadafllaryar›m saat haber okuyor ve hemengelip ‘nas›ld›m hocam’ diye soruyor?Güzeldi, peki okudu¤un ikinci haberneydi diye soruyorum, hat›rlam›yor.”

Çok fazla televizyon izlemese deen çok bir s›¤›nma nidas› olarak“eeee” ve “››››” y› çok kullananlarak›z›yor. Bir de ters vurgulara.

“Rahats›zl›¤›m geçer geçmezAdana’da bir e¤itim okulu açmak yenispiker ve sunucular yetifltirmekistiyorum.”

Türkçeyi çok iyi kullanan biriolarak siyasilere de not veriyor.

“Cumhurbaflkan›, çok Arapçakullan›yor ama iyi bir hatip. K›l›çdar-o¤lu, çok aç›ld›, iyiye gidiyor. Bahçe-li, tam bir Adanal›.

Mesut Mertcan gençli¤in Tükçe-sini be¤enmiyor.

“Tembeliz biz. ‹nternet Türkçesiile konufluyoruz. K›saltmalara gidiyo-ruz. Merhabaya mrb, ne habere naberdiyoruz. Bir de Bat› özentimiz var.”

fiimdi fliirler, Zeki Müren ileKaranl›klar Günefli, Selda Ba¤can’ laÖzgün Müzik fiöleni fliir albüm-leri…Üç filmde rol ald›, belgesellerseslendirdi. Yazd›¤› 160 fliiri var.Kesin olmamakla birlikte ad› “Y›ld›zGözlüm” olacak bir fliir kitab› ç›kar-mak için büyük bir heyecanla günsay›yor. •

[email protected]

BD fiUBAT 2016

80

yüz y›l, Selçukluegemenli¤inin Ana-

dolu sayfas›... Türklerin Anadolu'yu mesken edinmeye bafllad›¤›dönem.

O dönemki, Anadolu,Bizans ‹mparatorlu¤u’nunörttü¤ü bir co¤rafyayd›...O dönemki, Anadolu'da yaflamzor, çok zordu. Bir tarafta bubölgede tutunabilen ilkyerleflimcilerden Selçuklular"imans›z düflmanlar›n" aras›nda‹slam› yaymak için kutsal birsavafl verme¤e haz›rlan›yordu,

81

BD fiUBAT 2016

Yazan: Dr. fiAH‹N MUSAO⁄LUAzerbaycan Yazarlar Birli¤i Üyesi

NizamiGenceviGencevi

fiairlerin“yol göstericisi”

‹rfanhazinesi

XII.

82

öteki tarafta ise ‹ngiliz Kral› "uzunbacakl›" Edvard ve Mo¤ollar Selçukmüslümanlar›n› önlerine katm›fl,koval›yorlard›. Eski dünyan›n do¤ufluayaklan›yor, k›sacas› göz gözü görmü-yordu.

Ba¤dat merkezli Abbasi ‹mpara-torlu¤u da¤›lma iflaretleri gösteriyor,M›s›r Memluklar› baflarabildikleriyerlerde otoriteye baflkald›r›yorlard›.Ortam, karmafla ve boflluktan oluflu-yordu. Ama ortamdaki bu karmaflan›nve güç bofllu¤unun dolmas› uzunsürmeyecekti.

Y›l 1136...Selçuk hükümdar› Alp Arslan,

Selçuklu egemenli¤inin da¤›lma tehli-kesi olan Güney Azerbeycan bölgesi-ne flah fiemseddin Eldegez'i kendisininvekili olarak atad›.

Parçalanm›fl Selçuk ‹mparatorlu-¤u’nun bu bölümünde, fiemseddin veo¤ullar› Cahan Pehlivan ile K›z›lArslan'›n çal›flmalar› sayesinde Azer-baycan Atabeyler devleti kuruldu ve1225 y›l›na kadar Azerbaycan'›nGüneyi, Arran, Nahç›van, ‹ran'›n bat›Vilayetleri ‹sfahan ve Rey, bu devletintopraklar›na kat›ld›.

Arran, Azerbaycan’›n BaflkentiGence'ye göçürüldü. Gence dönemingüçlü y›llar›n› yaflayan, Arran adl›Azerbaycan devleti'nin Baflkenti oldu,görkem ve ünüyle, dillerden düflme-

yen bir memlekete dönüfltü. Ve Büyük‹pek yolu üzerindeki bu ilim, bilim,kültür, güzel sanatlar merkezine dönü-flen Gence'nin ad› giderek, döneminBa¤dat'›yla eflde¤erde an›lmayabafllad›.

Y›l, XII yüzy›l.Azerbeycan kendi geliflme

tarihinin basamaklar›nda, ad›m ad›mbir “rönesans” yafl›yordu. Yak›n veOrta Do¤u'nun önde gelen bilima-damlar›, yazar ve mimarlar› Gence'yeak›n ediyorlard›. Bu “ayd›nlar ordu-su”, de¤iflik zamanlarda ve de¤iflikmekanlarda gerçeklefltirdikleri bafla-r›lar›yla bir yandan insanl›¤›n evriminekatk›da bulunuyor, evrenin keflfindesa¤lad›klar› önemli katk›lar›yla yal-n›zca Do¤u'nun de¤il, Bat› rönesans›-n›n da temelini oluflturuyordu.

önesans ad› verilen bu dönem,insanl›¤›n geliflim sürecine Biruni

ad›n›, ‹bni Sina, Firdovsi, Hayyamad›n› müjdeliyordu.

Ve o günlerden bir gün... Hicritarihle 535, miladi tarihle 1141 y›l›nda,iflte o Gence'de, bir y›ld›z do¤du.

Bu do¤ufl, sonradan ölümsüzlü¤üanlafl›lan bir dehan›n ve onun ayd›nla-t›c› ›fl›¤›n›n do¤ufluydu. Bu ›fl›k Do¤u’dan yükseliyor ve varl›¤›yla olufltur-du¤u ayd›nl›¤›n› Bat›’ya uzat›p, Bat›insan›na da kendini ve çevresini görüp

BD fiUBAT 2016

Türk halk›n›n dünya edebiyat›na arma¤an› Azerbaycan y›ld›z› ve fliirin yücesiNizami Gencevi (1141-1209) her y›ld›z›n bafll› bafl›na birer varl›k oldu¤unuBat›’dan dört yüzy›l önce söylemiflti...

"‹flittim ben ki, her y›ld›z cihand›rKi, her biri birer yer, asimand›r"

N. Gencevi’nin "Hosrovve fiirin" mesnevisinden.(asiman = asuman,gökyüzü)

R

tan›mas›n› sa¤l›yordu. “Ayd›nlanman›n Do¤u’dan geldi-

¤i”nin Latin kültüründe “Lux exOrient” (Ifl›k Do¤u’dan gelir) özdeyi-fliyle özetlendi¤i bu “ayd›nlanmadönemi”nin kayna¤›, birçok dillereçevrilen yap›tlar›yla tüm dünyayaAzerbeycan, Türk Kültürü ve düflün-cesini ulaflt›ran ve s›raüstü kiflili¤iyan›s›ra, ölmez sanat örnekleriyle deyüzy›llar›n süzgecinden geçerek ad›-n›n canl›l›¤›n› günümüzde de sürdü-ren, ülkesinin insanlar›nca “fiiirinTanr›s›” tan›mlamas›yla an›lan NizamiGencevi idi.

evresini ayd›nlatan söz ustad›,Selçuklu döneminin en önde

gelen flairi Nizami ki, 874 y›ldanbuyana, insanl›k aleminin yüceliksimgesi olarak tan›nm›flt›r. O Nizamiki, flairlerin “yol göstericisi”, irfanhazinesi, Türk, Arab, Fars dilleriyleDo¤u Müslüman Kültürü’ne enönemli katk›da bulunan bir kiflidir.

Gerçek ismi ‹lyas, baba ismiYusuf, anne ismi Reise olan Nizami’nin ailesi, Gence eflraf›ndand›r veilime, kültüre yapt›klar› hiz-metleriyle tan›nm›fl, day›s›Hac› Hasan, Gence'de Atabey-ler Saray›’nda vezir olarakçal›flm›flt›r. ‹lyas Arab ve Farsdillerini mükemmel denilendüzeyde ö¤renmifl, Kur'an-›Kerim’i derin anlam›yla kavra-yabilmifl, baflta PeygamberHazretleri’nin olmak üzere,tün din büyüklerinin yaflam-lar›n› ayr›nt›lar›yla incelemifl-tir. Din konusundaki engin

bilgisi, ona "fieyh" denilerekbaflvurulmas›n›n bafll›ca nedenidir.

‹lyas çocuk denilecek yafllar›ndaönce babas›n›, sonra annesini yitirmifl,yetiflmesini üstlenen day›s› Hac› Hasa-n’›n k›sa bir süre sonra vefat etmesiüzerine ilim, bilim, e¤itimden vazgeç-meyerek bu alanlarda kendi kendiniyetirmeye çal›flm›flt›r. Kendini kimya,co¤rafya, astronomi, t›p, felsefe, fizikve tarih alanlar›nda yetifltirmeye ada-yan Nizami’ye göre yaflam›n anlam›ve neflesi, gece-gündüz okumak,aramak ve düflünmektedir:

"Aflk›nla atefle dön, nefretinlebuza dön, ilim yolunda güne dön, ayadön, y›ld›za dön!" m›sralar›n›n sahibiNizami’den kalan edebi miras 48 binbeyitten oluflan “toplu fliirler”dir.

Bunlardan 19 bini gazel, kaside,rubai, geri kalan 29 bini flairin "Penc-Genc-Hamse-Befl Hazine" olarakisim verdiyi manzumeler toplusudur.

1177 y›l›nda, 36 yafl›nda tamam-lad›¤› ve sanat›n›n zirvesine ulaflt›¤›"Hamse"-Befllik” yap›t›n› Erzincanhakimi Behram fiah’a adam›flt›r.Örnek dolu hikayeler, hayata dair

BD fiUBAT 2016

Kendini kimya, co¤rafya,astronomi, t›p, felsefe, fizik vetarih alanlar›nda yetifltirmeyeadayan Nizami’ye göreyaflam›n anlam› veneflesi, gece-gündüzokumak, aramak vedüflünmektedir...

Ç

83

öyküler nasihat ve rivayetler de dahil"Megalet" adl› 20 bölümden oluflanbu insanl›k miras›, bir “ahlâk dersli¤i”niteli¤indedir. 1180 - 81 y›llarda tamamlad›¤›"Hosrov ve fiirin" mesnevisindeNizami insan ve onun olgunlu¤unu,insan ve onun kayg›lar›n›, insansalisteklerini, toplumsal yap›s›n›nözelliklerini dile getirmektedir.

1188 y›l›nda Nizami Genceviyeni yap›t› "Leyla ile Mecnun"un sonm›sralar›n› yazarken, fiirvanhükümdar› II Ahsitan’dan gelen birhaberle üzüldü. fiirvan hükümdar›flaire, yazmakta oldu¤u "Leyla ileMecnun" destan› konusunda bir koflulileri sürdü:

"Ey söz dünyas›na hakim Nizami,/

Kullu¤a melhemsen tut iltizam›./Sabah uykusunun perdesini at,/Yine söz oynat›p bir sehr yarat./O yeni geline çekende zahmet/Fars, Arab diliyle vur ona zinyet./Türk dili yaraflmaz flah neslimize/Eksiklik getirir Türk dili bize."

Nizami, hükümdar›n bukoflulu üzerine fliiri yazmaktanvazgeçti. "Kumru halkas›nadüfltü kula¤›m, Kan vurdu beyni-me esti doda¤›m.."

Fakat o¤lu Mehmet’in haya-t›n› hedef alan bir tehdit üzerineve o¤lunun rica ve ›srarlar›ndansonra, “Leyla ile Mecnun”ubitirmeye flöyle karar verdi:

"Ne cüretim kald› elindenkaçam, / Ne de gözüm vard›hazine açam. /Ömrüm viran oldu,solub sarald›m /Bu emrin önindecavabs›z kald›m." Asl›nda Leyla ile Mecnun bir

Arap öyküsü olsa da edebi biçimaç›s›ndan bu destan Nizami taraf›ndankendini tamamen idealine alm›fl ikiAzeri Türkü’nün büyük bir aflk›naarma¤and›r.

zerbeycan’›n ünlü bestecisiÜzeyir Hac›beyli, Nizami’nin

4613 beyitlik bu eflsiz mesnevisinibesteleyerek opera sahnesine ç›karm›fl,k›sa bir süre sonra yap›t, tüm dillereçevrilmifltir.

fiairin “Yedi güzel” (Heft peyker)adl› manzum fliiri ise 4968 beyittenoluflmaktad›r. 1197 y›l›nda Revvadilerneslinden yerli A¤sunquriler sülalesi-ne mensub Elaettin Körpe Arslan’›nsiparifli üzerine yaz›lan bu yap›t,

BD fiUBAT 2016

Nizami Gencevi

A

84

masals› bir niteli¤e sahiptir. Nizami’nin son yap›t›, görkemli ve an›tsal“‹skendername”dir.

“‹kbalname” ve “flerefname”bafll›kl› iki konunun bütünleflti¤i buyap›t, 10 bin 540 beyitten oluflan birmesnevidir. Yap›tta ‹skender yaln›zcabir imparator de¤il, ayn› zamandaEflatun, Sokrat, Erestu gibi filozoflarlasohbetler eden ilim ve bilim afl›¤› birdüflünürdür de. "S›rlar hazinesi"inde盤›r açt›¤› adaletli memleket, hür,özgür, olgun insan düflüncesini NizamiGencevi, ‹skendername’de sanatsalve felsefi bir anlat›mla öne ç›karmak-tad›r.

u arada Orta Ça¤’›nkaynaklar›ndan süzü-

lüp gelen bir öyküyü depaylaflmak isterim sizle.

Evet XII yüzy›lda...Gence’de sessizli¤ines›¤›nd›¤› kendi tenha hüc-resinde kalbinin sesinekulak verip düflüncelerini,duygu ve isteklerini birbir sözcüklere dizerekiçinde yaflad›¤› "Söz sal-tanat›”n› kururken Nizamiyaln›zca, kendi sözcüklerülkesinin sultan› olmakistiyordu... Bu büyükinsan asl›nda, sözün tamanlam›yla, olgun ve sad›kbir Allah kulu idi. "‹lahine kadar dünyada sa¤am,senin hat›r›na yaflayaca-¤am" demesine karfl›n,

mert ve ma¤rur bir kifli idi de. "Merdetemiz bir ad Candan daha önemli,Lekeli kalmakdan Ölüm güzeldi"diyerek, namertli¤e, hainli¤e meydanokurdu. Nizami, Vatansever veyurtsever idi:

"Hizmet etmek say›lar kiflilikdenniflane halk›na hizmet etmek birflereftir insane!" ‹nsan›n en büyüközelli¤inin, adil ve adaletli olmas›ndagörürdü:

"Dünyaya fatih olmaz zulumkar-l›k, rezalet yer üzünün fatihi, adalettiradalet!" diye hayk›rm›flt› her zaman.Nizami, tüm yap›tlar›nda eme¤in

BD fiUBAT 2016

Bir Leyla ile Mecnunbetimlemesi

B

85

yüceli¤inden ve emek severli¤ininsana fleref getirmesi olgusundan sözetmifltir. "Becerirsin, herkesin yükünüsen çek. ‹nsana en büyük flereftiremek!"

***izami, 1209 y›l›nda Mart ay›n›n12'nci günü 68 yafl›nda dünyas›n›

de¤ifltirdi, o gün böylece tarihe gömül-dü. Öyle dahiler vard›r ki, tüm halklarsahiplenmek ister onlar›. Söz ustad›Nizami’yi ise her bir halk›n kendievlad› ve kendi flairi gibi görmekistemesi do¤ald›r... Nizami’nin dünya-n›n her bir ülkesinde araflt›r›c›lar›vard›r. Dünya edebiyat›nda Nizamiiçin yaz›lan kadar hiç bir sanatkar›nyap›t› konusunda yaz› yaz›lmam›flt›r.Yaln›zca Do¤u’da 300’den çok flairve yazar Nizami’nin yap›tlar›n› konuedinmifl, yap›tlar› çeflitli dillereçevrilmifltir.

Onun edebi miras› Japonya'dan,ABD'ne de¤in tüm dünyada araflt›rmakonusu yap›lmaktad›r. Azerbeycan'daNizami Gencevi'nin yarat›c›l›¤›n› 100'den çok bilim adam› araflt›rm›fl,flerefine abideler, heykeller dikilmifl,ismi ölümsüzlefltirilmifltir.

Azerbeycan Milli ‹limler Akade-misi'nde Nizami Üniversitesi, Gence'de Nizami fiiir Tiyatrosu’nda, dünya-n›n bir çok ülke-sinde abidelerininyükseldi¤i sokak ve meydanlarda veelyazmalar›n›n korundu¤u Fransa'da"Kral" kütüphanesinde NizamiGencevi, yaflam›n› bugün de tümcanl›l›¤›yla sürdürmektedir.

Azerbeycan'›n ünlü bestecisiÜzeyir Hac›beyli flairin "Sevgili Ca-nan" ve "Sensiz" gazellerine

besteledi¤i romanslar dillerde ezberiolmufltur. Dünyaca meflhur Azeribesteçiler, Kara Karayev onun "YediGüzeli" ne bale, "Leyla ile Mecnun"una senfonik fliir ve flairin hayat veyarat›c›l›¤›n›n anlat›ld›¤› "Nizami"operas›, Fikret Emirov’un flairhakk›ndaki "Nizami" senfonisi,Maestro Niyazi ise onun "Hosrov ilefiirin" dizelerini operada seslendir-mektedirler. Tüm dünya onunkahramanlar›n› aflk, sevgi adalet vecüret sembolu gibi kabul ediyor.

Onun eserleri dünya halklar› içinfliir, sanat simgeleri olarak kabuledilmektedir. Bugünümüz, bizi onunyaflad›¤› dönemden ne az, ne çok, tam874 y›l ay›rmaktad›r.

unca geçen y›llara karfl›n bubüyük ustad›n ça¤dafl söz sanat›-

n›n incileri kalbimizde yaflama, hedef-lerimize ifl›k tutma ve birlikte yolaç›karak bize yol gösterme ifllevlerinisürdürmektedirler.

Nizami bugün de yaflayor vebugün de seviliyor. Nizami yar›n dayaflayacakt›r ve yar›n da sevilecektir...O, dünya fliirinin bir “efendi”sidir.Onun fliirleri dünya gülüstan›n›nsolmayan çiçekleridir...

Nizami bir “ölmez”dir. "Yüz y›lsonra bile sorsan o hardad›r?”(Nerededir?) diye... Her beyti oldu¤uyerden ses verir:

“Burda, Burdad›r!" diye...‹nsanl›¤a seslenen düflünceleri ilegönüllerde taht kuran, “Lux ex Orient”ile önümüzü, yar›n›m›z› ayd›nlatan“Yol Gösterici”miz Nizami’ye, Selamolsun! •

BD fiUBAT 2016

N

B

86

rgo Denizcileri öyküsünündönüfl bölümünün sonunda‹ason Alt›n Post’u evine geri

getirmifl ve Argo’yu Korinth Bo¤a-z›’nda dinlenmeye b›rakm›fl, belki deemekliye ay›rm›flt›. Alt›n Post’un aitoldu¤u yere geri getirilmesiyle Argo’nun seferi amac›na ulaflm›fl olmas›nakarfl›n ozanlar ve yazarlar ‹ason ileMedea’n›n peflini b›rakmam›fl, onlar›nyaflamlar›n› çeflitli mitolojik kurgularlaifllemeyi sürdürmüfller. Öykünün

devam›nda bunlar aras›ndan seçimyapmak gerekiyor.

Argo’nun ‹olkus’un Pagasae lima-n›ndan yola ç›kt›¤›n› ve ayn› limanadöndü¤ünü biliyoruz. ‹ason’un Argo’yu götürüp Poseidon’a adad›¤› yer iseKorinth Bo¤az›, yani olas› deniztrafi¤ine göre bugünkü Kanal’›n do¤uucu. Korinthos kentine çok yak›n.‹ason’un Argo’yu buraya getirmesi veçiftin Korinth’de yerleflmesi bu yerseçiminin önceden planlanm›fl

87

XXX

Mitolojiden Yans›yanlarHaluk Erdemol

8

Alt›n PostArgo Denizcileri

veAlt›n Post

Argo Denizcileri

A

88

oldu¤unu güçlendiriyor. ‹olkus ileKorinth aras›ndaki uzakl›k ise akla“Neden Korinth?” sorusunu getiriyor.Antik dönemin bir yazar›na göre Me-dea’n›n babas› Aetes aslen Korinthliy-di ve miras yoluyla Korinth taht›ndahak sahibiydi. Colchis’e giderken deilerde do¤acak bir o¤lunun tahtageçme hakk›n› sakl› tutarak ayr›lm›flt›Korinth’den. Medea bu ba¤lant›danötürü kendine yak›n buldu¤u içinseçmiflti bu kenti. Nitekim zaman›nkral› Kreon da Korinth taht›n›ngeçmiflini biliyordu. Medea ile ‹ason’ufleref konuklar› olarak a¤›rlad›. Hattabaz›lar›na göre Kreon haktan›r biryaklafl›mla Medea’ya Korinth’i bir-likte yönetmek önerisinde bile bulun-mufltu.

‹ason ile Medea ony›l boyunca Korinth’degüzel bir yaflam sürdü-ler. ‹ki o¤ullar› oldu.‹olkus’un kral› olmay›beklerken oradan kovu-lurcas›na ayr›lmak

zorunda kald›¤›n› unutmayan ‹asonbir sürgün gibi geldi¤i Korinth’dekiilk günlerinden beri gözlerini yüksek-lere dikmifl, bencil düflüncelerle tekçocu¤u k›z olan yafll› kral Kreon’laçok iyi bir iliflki kurmufltu. Glaukeisimli prenses yetiflkinli¤e eriflti¤inde‹ason ona yaklaflmakta gecikmedi.Gizli sakl› bir yan› yoktu bu iliflkinin.Kreon kutsal bir seferden baflar› iledönmüfl olan ‹ason’u bafltan beri elüstünde tutmufl ve bir damat aday›olarak görmüfltü onu. K›z›yla evlenmeiste¤ine sevinçle onay verdi.

‹ason’un ihaneti karfl›s›ndaMedea’n›n içine düfltü¤ü ruh hali, öç

Medea, Anselm Feuerbach (1829-1880)

Glauke’ye ölümcül hedi-yeler, Vazo resmi. MÖ.400

a¤›rl›kl› tepkisi, ‹ason ve Kreon’lakonuflmalar›, Yunan tragedyas›n›ntipik ço¤ul karakteri olan Koro iledertleflmesi Euripides’in ilk kez MÖ.431’de sergilenen Medea isimli oyu-nunda çok canl› ve özlü diyaloglarlabetimlenirken Medea tragedyan›nkad›n kahramanlar› aras›nda en çarp›c›bir tip olarak öne ç›k›yor. Medea’n›nbabas›na karfl› ç›karak aile oca¤›n›terk etmesi, yapt›¤› onca yard›m veözveri karfl›l›¤›nda ‹ason’un etti¤iba¤l›l›k yeminini hiçe saymas› veihaneti sonras›nda Medea’n›n içinedüfltü¤ü d›fllanma ve itilmifllik duygu-su onun tanr›sal kökenli, do¤ulu vetekinsiz kiflili¤inde bir öç patlamas›naneden oluyor.

yundaki olay örgüsünün de-vam›nda kocas›n›n ihanetineu¤rayan Medea’ya bir darbe

de Kreon’dan gelir. Medea’n›n geç-miflte yapt›klar›ndan dolay› onungücünden ve k›z›na bir zarar verme-

89

sinden çekinen Kral Medea’y› çocuk-lar›yla birlikte Korinth’den kovar.Medea “‹zin ver, gidiflimiz için haz›r-l›k yapay›m; bir gün daha kalay›m,”deyince “Peki, bir gün daha kalabilir-sin; yapmandan çekindi¤im fleylerinas›l olsa bir günde yapamazs›n,” diyeyan›tlar Kreon. Fakat yan›lmaktad›r.Medea gibi insanlar›n yazg›lar›ylaoynama gücüne sahip biri içingünlerden de¤il, anlardan söz edilebilirancak.

Medea yeni gelin Glauke’ye ikihediye gönderir. Alt›n ifllemeli bir taçve bir duvak. Zehirli otlar›n özlerinitafl›yan bu hediyeleri al›c›s›na iletmekiçin de iki o¤lunu görevlendirir. Gençk›zlara özgü merakla hemen hediye-lerini kuflanan Glauke’nin bedeninialevler sarar. Onu kurtarmak için

O Medea çocuklar›n› öldürüyor, EugèneDelacroix (1798-1863)

Medea vazo resmi, MÖ. 400

yan›na koflan Kreon da k›z›yla birlikteölür. Medea’n›n öç duygusu öylesinegüçlüdür ki çocuklar›n› da kendi eliyleölüme gönderir. Kendisini evlat katiliolmakla suçlayan ‹ason’a “Onlar›senden çok sevmifltim, ama seninkalbini k›rmak için öldürdüm onlar›,”der. ‹ason’un ac›s›n› daha da koyulafl-t›rmak için çocuklar›n ölü bedenlerinivermez ona. Hera’n›n tap›na¤›ndatopra¤a verece¤ini söyleyerek yan›na

al›r onlar›. Sonra da dedesi Helios’ungönderdi¤i, kanatl› iki ejderhan›nçekti¤i arabaya binip giderken ‹asoniçin biçilen yazg›y› da hayk›r›ryüzüne: “Sen de yapt›klar›na lay›kbir ölüme kavuflacaks›n. Argo’dan birkalas düflecek kafana; evlili¤imizi hiçesayman›n bedelini ödeyeceksinböylece.”

Euripides’in oyununun olayörgüsü Medea’n›n, kendisini korumas›alt›na alma sözünü veren Atina kral›Aegeus’un saray›na gitmek üzerearabas›yla Korinth’den ayr›lmas›ylason bulur.

Medea’n›n Ege Denizi’ne isminiveren Aegeus’dan olan Medeusad›ndaki o¤luyla Colchis’e döndü¤üve Medeus’un Med soyunun atas›oldu¤u söylenir.

Euripides’in oyununda Medea’n›n Yunan tragedyas›nda görülen enbask›n karakteri canland›rm›fl olmas›modern dönem sanatç›lar›n› da etkile-mifltir. Bunlar›n aras›nda ‹talyan bes-teci Cherubini’nin Medea operas›(1797) ve ‹talyan sinemac› Pasolini’nin yönetti¤i, ünlü soprano MariaCallas’›n baflrol oynad›¤› ayn› adl›film (1969) say›labilir.

Alt›n Post ve Argo Denizcileri’nin öyküsünü Euripides’in oyunundaKoro’nun söyledi¤i kapan›fl dizele-riyle bitirelim:

Zeus Olympos’da birçok fleyinhakimidir, Bunlar›n ço¤u tanr›lar›nusa karfl›n oldurdu¤u fleylerdir. Bekle-nen gerçekleflmezken, tanr›n›n biribeklenmeyen için bir ç›kar yol bulur.Bu öykü de böyle bitti. •

[email protected]

Medea arabas›na binip gidiyor, Carlevan Loo (1705-1765)

Maria Callas Pasolini’nin filmindeMedea rolünde

90

91

Orhan Velidedeo¤luTürk Dili

Daniska

aniska sözcü¤ünün özellikle bas›nda,‘insanlar›n olumsuz yönlerinin, davra-n›fllar›n›n üst derecesini’ vurgulamak

için kullan›lmas›n› yad›rg›yorum.Bir meydan konuflmas›nda halka, “Ben,

siyasetin daniskas›n› bilirim, daniskas›n›!..”diye seslenen Süleyman Demirel’e özenipmeydanlarda “Biz gerekti¤inde hakaretin deküfrün de daniskas›n› biliriz, daniskas›n›!..”

D

Geçen aral›k ay›nda oynananbasketbol karfl›laflmas› sonras›Federasyon, kazanan tak›m›‘hükmen yenik’ ilan etti. Birgazeteci, tepki gösterdi¤i bukarar› gazetesinin sporsayfas›nda, renkli fon üzerindeiri kal›n harflerle “SAÇMALI⁄INDAN‹SKASI” olarak nitelendirdi.

92

diyen baz› politikac›lar›n sözlerinikulak ard› ederek ‘bas›ndan birkaçörne¤e’ göz atal›m:

“Sürgünün, ac›n›n ve soyk›r›m›ndaniskas›n› 93 Harbi’nde yaflad›k.”(?)

“Alçakl›¤›n daniskas›na bak›nsiz... Ne kald› geriye? fierefsizlik,edepsizlik, hainlik... ” (!)

(“Aptall›¤›n daniskas›”, “cehale-tin daniskas›”, “iflas›n daniskas›”,“körlü¤ün daniskas›”, “merhametsiz-li¤in daniskas›”, “rüflvetin daniskas›”,“yalan›n/yalanc›l›¤›n daniskas›”,“yüzsüzlü¤ün daniskas›” vb. )

Hele de “Aflifteli¤in (aflüfteli¤in/iffetsizli¤in) daniskas›” nas›l ola ki?

Yoksa, çok mu cilveli ?..Mehmet Türker, SÖZCÜ

gazetesinde flöyle yaz›yordu: DAN‹SKA ne demek?.. Sözlükler-

de en iyi, en ala, katmerli, olarakgeçiyor. Ama dilimizde daha kötüsü,daha berbat olan› anlam›nda kullan›l-d›¤›n› görüyorum.

Misal: “Terbiyenin daniskas›”,“Sayg›n›n daniskas›” gibi de¤il deflöyle kullan›l›yor:

“Terbiyesizli¤in daniskas›”,“Sayg›s›zl›¤›n daniskas›”, “H›yarl›¤›ndaniskas›...” ( 24 A¤ustos 2008)

***ir yaz›s›nda, sözünü etti¤i kifliiçin “Zarafet numunesi vehaz›rcevapl›¤›n daniskas›d›r ”

diyen hekim, flair ve yazar Fahri CelalGöktulga (1895-1975),

Haldun Taner için, “Türkçenindaniskas›n› bildi¤ini belli etmemeyeönem verirdi” diye yazan Salâh Birsel(1919-1999) gibi, sözcü¤ü do¤ru kul-lanan yazarlar›m›z vard› e s k i d e n.

Dilimizde, insanlar›n olumsuzbir davran›fl›n›n, bir durumunun enafl›r› biçimini, son kertesini vurgula-d›¤› san›lan daniska sözcü¤ü yerine,hiç de¤ilse “dik âlâs›” deyiminikullansalar...

Dik âlâs›, insanlar›n hofl karfl›la-namayacak, yak›fl›ks›z bir durumununya da davran›fl›n›n “eksiksiz ayn›s›”,“t›pk›s›” ya da “afl›r› bir örne¤i”anlam›ndad›r.

Genelde yermeli, alçalt›c›, küçükdüflürücü; dahas›, hakaret içeren[pejoratif] bir deyimdir dik âlâs›:

“Sen onu bana sor, namussuzla-

r›n dik âlâs›d›r.” (Çetin Altan)“[Yafll› bir adam›n]... yirmi

yafl›ndaki çocukla evlenmek istemesikepazeli¤in dik âlâs›d›r.” (ReflatNuri Güntekin)

***Daniska’ya gelince:1940’lar›n sonlar›na do¤ru (yafl

16-17) üç katl› apartman›m›z›nbodrumunda, dairelerin her türlübak›m ve onar›m›nda kullanabilece-¤im el aletlerinden oluflan bir ‘hobiatölyesi’ oluflturmufltum.

Yaflam›mda önemli yeri olan veilerleyen y›llarda gelifltirdi¤im bu hobiatölyesinde Daniska sözcü¤ü, gerçekanlam›yla, varl›¤›n› sürdürmüfl vean›lar›mda canl›l›¤›n› korumufltur.Çünkü, kulland›¤›m aletlerimin pekço¤u Daniska idi.

O y›llarda Ankara - Ulus Meyda-n›’na yak›n, PTT Merkez Binas›’n›nyan›ndan Ulus Hali’ne uzanan PostaCaddesi (Bugünkü ad›yla fiehit Te¤-men Kalmaz Caddesi) Ankara’n›n eneski ticaret merkeziydi.

BD fiUBAT 2016

B

Küçük atölyemde gereksinimduydu¤um, özellikle marangozluk, suve elektrik tesisat›yla ilgili ifllerdekullanabilece¤im her türlü el aletiniya da malzemeyi bu caddedeki dük-kânlardan sat›n al›rd›m. Devaml› al›fl-verifl yapt›¤›m dükkânlardan istedi¤imalet/edevat›n daniska markal› olmas›-na özen gösterirdim. Bu aletlerinAlman üretimi oldu¤u söylenirdi.

Bir keresinde param yetmemifl,yaflam›m›n ilk borçlanmas›n› yapm›fl-t›m, o daniska u¤runa.

Ünlü sözdür: “Kem âlât ile

kemâlât olmaz!..” (Kötü aletlerle iyiifl yap›lamaz): “Alet ifller, el övünür”.Aletin kalitesi ifle yans›r.

Daniska -yaln›z ve yaln›z- Balt›kDenizi’ndeki Danzig (Gdansk) Lima-n›’ndan yap›lan baz› d›flsat›m (ihraç)mallar›n›n kalitesini kan›tlayan birbelirtke, bir damga idi.

‹nsanlar›n; insan hallerinin yada rezilliklerinin de¤il, malzemedekalitenin alameti farikas› idi.

günlerden bu yana 65’i aflk›ny›l geçti: O pense, kerpeten,kargaburnu, yan keski, boru

anahtar›, matkap ve uçlar›, de¤iflikamaçl› testereler, rende a¤›zlar› vb.bugün de elimin alt›nda; gerekti¤inde,bir k›sm›n› bugün de kullanabiliyo-rum. Y›llar belimizi bükse de onlarDaniska. Gençlik günlerime götürü-yorlar beni...

***Daniska sözcü¤ünün sözlükleri-

mizdeki tan›mlar› hemen hemen ayn›-d›r. Örne¤in, Türkçe Sözlük:

“Daniska öna. Alm. (Danzig

93

kentinin ad›ndan) tkz. En iyi: Dikifllenak›fl›n her türlüsü, örgü ifllerinindaniskas›...

Türk Dili ve Edebiyat› Uzman›Kemal Bek ise, bu sözcü¤e flöyleilginç bir aç›klama getiriyor: (*)

Daniska (dan.) En iyi, en nitelikli.Bu sözcü¤ün kökeni konusunda

M. N. Özön, Türkçe Yabanc› Kelime-ler Sözlü¤ü’nde Almanca oldu¤u veAlmanya’n›n Danzig kentinin ad›ndankaynakland›¤› bilgisini veriyor...

Hakk› Devrim’in Radikal gazete-sindeki (29.8.2008, s.7) ‘Cihannüma’köflesine mektup gönderen KopenhagBüyükelçisi M. Arif Ciliv’se, sözcü¤üneskiden Danimarka’dan gelen niteliklibir ipli¤in ambalaj›nda yaz›l› ‘Madein Danska‘ [Danimarka Mal›]yaz›s›ndan kaynakland›¤›n› belirtiyor.

Olas›l›kla, o dönemde, sözcükteki‘n’ ve ‘s’ sesleri aras›na bir ‘i’ sesigetirilerek bu ipli¤e halk aras›nda,en iyi iplik anlam›nda ‘daniska ipli¤i’denilmifl, daha sonra ‘ipli¤i’ sözüdüflmüfl; daniska, ad ve s›fat olaraken iyi anlam›n› kazanm›flt›r.

Baflka söze gerek var m›[email protected](*) Kemal BEK, Ansiklopedik Yabanc› Kal›psözler Sözlü¤ü. Özgür Yay›nlar›, ‹stanbul, 2010 .

BD fiUBAT 2016

Daniska -yaln›z ve yaln›z-Balt›k Denizi’ndekiDanzig (Gdansk) Lima-n›’ndan yap›lan baz› d›flsa-t›m (ihraç) mallar›n›nkalitesini kan›tlayan birbelirtke, bir damga idi.

O

Kültür ve Sanat Dünyas›ndanTekin Özertem

Ünlü oyuncu DannyKaye’in oynad›¤›, Kral›nSoytar›s›[1] adl› müzikal

filmi bilmem izleyeniniz,hat›rlayan›n›z var m›?Benim yafl›mdaki sinema

severler muhakkak hat›rlayacak-lard›r. Gençlerin böyle bir filmin

varl›¤›ndan haberdar olupolmad›klar› ise flüpheli. Filmin

televizyonda ilk gösteriminin üzeridenbile y›llar geçti. Bu filmi, ‹zmir’in engözde sinemalar›ndan biri olan

Elhamra Sinemas›’nda izledi¤imdeya ilkokul son ya da ortaokul birinci

s›n›ftayd›m. Yabanc› filmlerin ülke-mizde ancak birkaç y›l sonra gösteri-me girdi¤i y›llard›. Çok gülmüfl, ilkkez izledi¤im Danny Kaye’e hayranolmufltum. Barbara Bel Geddes,

Louis Armstrong, Susan Gorden

ile beraber oynad›¤› Befl

Kurufl Versene[2]

Kral›nSoytar›s›Soytar›lar›nKral›

95

da bir çok kifli gibi benim için desoytar› ile palyaço sözcü¤ünün anlam›birdi. Shakespeare ile tan›flt›¤›mdaö¤rendim palyaçolar ile soytar›lar›nfarkl› kiflilikler oldu¤unu...

enry Miller’in Merdive-

nin Dibindeki Gülümseyifl

[4], Heinrich Böll’ün Pal-

yaço [5] adl› eserleriniokuduktan, Ruggero Leoncavallo'nun Palyaçolar [6] operas›n› izleyipdinledikten sonra da oldukça etkilen-dim; daha iyi kavrad›m aradaki fark›.Tiyatro e¤itimim s›ras›nda da ciddiciddi yurt d›fl›ndaki bir palyaçookuluna gidip palyaço olmay› biledüflündüm...

‹lk bak›flta soytar› ile palyaçoaras›ndaki en belirgin fark: palyaço-lar›n suskun; soytar›lar›n ise “delidirne söylese, ne yapsa yeridir” misalisivri dilli, deli dolu kiflilikler olmalar›.Ortak yanlar› ise resim, edebiyat vesahne sanatlar›n›n çeflitli dallar›ndakigeçmifllerinin çok eski oluflu. Palyaço-lar›n 3500 y›l öncesine, M›s›r'da yap›-lan ritüelik törenlere; soytar›lar›nki

adl› filmi seyretti¤imde de bu büyükustaya yaflam›m boyunca sürecekhayranl›¤›m daha da artm›flt›.

Filmin benim için bir baflka öne-mi: soytar› karakteri ile ilk kez bufilmde karfl›laflm›fl olmam. Daha önce-bir fuar zaman›- ‹zmir’e ilk geldi¤iy›l Medrano Sirki’nde palyaçolar›ngösterilerini; iki direkli büyük çad›r›n›evimizin yak›n›nda, Fevzi Pafla kona-¤›n›n hemen yan›ndaki büyük arsada

kuran Boncuk’un cam-bazhanesinde de

bizim ‹bifl’i[3]

birkaç kezizlemifl-tim…Amasoytar›

karakteri ile hiç karfl›laflmam›flt›m. Benim ilk soytar›m, filmde kendisinitan›tan repli¤i ile “Kral›n soytar›s›,

soytar›lar›n kral›!” Danny Kaye

oldu.Çocukluk ve ilk gençlik y›llar›m-

Danny Kaye Kral›n Soytar›s›(The Court Jester) filminde

H

ise ortaça¤a kadar uzan-makta. Ortaça¤dan bafl-layarak ayr›flm›fl bafllan-g›çta birbirinin içine geçmiflolan palyaçolar ile soytar›-lar›n kiflilikleri.

Ortaça¤da, kendileriniyerseler de kimselerin sözsöyleyip elefltiremedi¤itiranlar›n, krallar›n hofllan-d›¤› bir kimlik olarak orta-ya ç›km›fl sivri dilli, sözünüsak›nmayan soytar›lar. Kra-liçe I. Elizabeth dönemininve bütün zamanlar›n eflsizve vazgeçilmez yazar› Shakespearede eserlerinde soytar›lar›n a¤z›ndandile getirmifl en güçlü koplumsal/yönetsel elefltiri ile düflünceleri.Palyaçoluk ise giderek gerçek birsanata dönüflmüfl. Abart›l›, birbirindenfarkl› anlamlar içeren makyajlar› verenkli tuhaf giysileri ile günlükhayat›n, 18. yüzy›ldan bafllayarak

‹ngiltere’de sirklerinortaya ç›kmas›yla da sirkgösterilerinin ayr›lmazbir parças› olmufllar.

izim geçmi-flimizde desoytar›lar,dalkavuklar

var. Sarayda padiflahlar›,konaklarda devlet büyük-lerini, zenginleri nüktelihofl sözlerle güldürüpe¤lendiren. Tarihçi Reflat

Ekrem Koçu’ya göre Tanzimat önce-sinde locas› ve kâhyas› ile bir ifl koludalkavukluk. Buna kan›t olarak daTopkap› Saray› Müzesi’ndeki 1. Mah-mut dönemine (1696-1754) ait kimeyaz›ld›¤› belli olmayan ve ekindedalkavuklara ödenecek ücretlerin yerald›¤› bir dilekçeyi kan›t olarak göste-riyor. Bu belgeye göre:

• Dalkavu¤un burnuna fiskevurma (fiske bafl›na): 20 para

• Bafl›na kabak vurma, bir sefe-rine: 20 para

• Yüzüne tokat atma, tokat bafl›-na: 30 para

• Oturdu¤u minderden ve settenafla¤› yuvarlama, latife bafl›na: 30 para

• Yüzüne mürekkep veya kömürsürme: 37 para

• Ellerini ve ayaklar›n› domuzto-pu ba¤lama: 40 para…

Bu kadar da de¤il! Dilekçeninalt›na, sunulan makam taraf›ndandalkavuklar›n bir yere ça¤›r›ld›kla-r›nda nas›l davranacaklar›na, neredeve nas›l oturacaklar›na dair bir de not

BD fiUBAT 2016

Ortaça¤’dapalyaço

B

Dalkavuk

düflülmüfl. Davet sahibinin huzurunavard›klar›nda etek öpmeleri, ev sahi-binin söylediklerini içtenlikle tasdiketmeleri, edepli olmalar›, küfürsüzkonuflmalar› gerekti¤i gibi hususlarada ayr›ca yer verilmifl. Türkçe sözlüktedalkavu¤un karfl›l›¤› da üç afla¤› beflyukar› böyle özetlenmifl:

Kendisine ç›kar ve yarar sa¤la-yacak olanlara, afl›r› bir sayg› vehayranl›k göstererek yaranmak isteyenkimse, flaklaban…

Bugün olas› de¤il; ama o zaman-lar bir dalkavu¤u ilk bak›flta tan›mak,toplum içinde di¤er kiflilerden ay›rtetmek mümkün. Çünkü Osmanl›’daister yetiflkin ister çocuk olsun erkek-lerin de bafl› aç›k gezmeleri yasak. Yakavuk giyilecek, ya külah! Kavuklarada meslekleri, mevkilerini simgeleyenbeyaz ya da renkli türban sar›lacak.Dalkavuklar hariç. Dalkavuklarkavuklar›na tülbent sarm›yorlar. Dalsözcü¤ü “ç›plak” anlam›na geldi¤in-den bu zenaat erbab›na bu nedenle“ç›plak kavuk” anlam›na gelen dalka-vuk denmifl.

Günümüzde soytar› ve dalkavuksözcükleri hofla giden ve sayg›nanlamlar içermiyorlar. Saray veköflklerde soytar›lara da dalkavuklarada görünüfle göre yer yok.

Shakespeare devrinin özü sözüdo¤ru soytar›lar›na günümüz erk sahip-lerinin tahammül etmeleri mümkünde¤il. Fakat birçok kiflinin k›l›k k›yafetkanununa uyup bu eski mesle¤i(!)sürdürdükleri; “evet efendimcilik”yaparak, “ya¤ çekerek” efendilerinidevletin çeflitli kademelerindekiamirlerini pohpohlayarak; karfl›lar›nda

boyun büküp, gerdan k›r›p, flaklaban-l›k yaparakgizli gizli ç›kar sa¤lad›klar›kesin. Bafllar›nda dal kavuk olmad›¤›için bunlar› ilk bak›flta tan›mak müm-kün de¤il. Ancak üçer befler atlayarakt›rmand›klar› basamaklar›, sa¤lad›klar›haks›z ç›karlar› gözleyerek anlaya-biliriz kimlerin dalkavuk olduklar›n›.

Üflenmeyip birkaç dilde sözlü¤ebakt›m. Birden fazla karfl›l›¤› var amabu tiplere ‹ngilizler, “creep, yes man”;Frans›zlar, “slcophant, flagorneur”;‹talyanlar, “adulatore, reccapiedi”‹spanyollar, “adulador, sicofante”;Ruslar, podxalim/podkhalim”Japonlar, “Goma suri” diyorlar...

San›r›m dalkavuk sözcü¤ününolmad›¤› geliflmifl bir dil yok yeryü-zünde. ‹steyenler araflt›rabilirler.

Palyaçolara gelince: Palyaçolarfarkl›... ‹flin içine sanat girdi¤i için

onlar ça¤›m›z›n gizli dalkavuk vesoytar›lar›n›n gözlerini boyad›¤› efen-dilerin, giderek yozlaflt›rd›klar› top-lumlar›n hüznünü, bireylerini temsilediyorlar tek gözlerinin alt›ndaki kimisiyah, kimi kan k›rm›z› birer gözyafl›ile... •

[email protected] Court Jester,1955 2-The Five Pennies, 1959 3-Ortaoyununun komik kiflisi 4-The Smile At The Food, 19595-Ansichten Eines Clowns, 1963 8- Pagliacci, Gala: TeatroDal Verme, Milano 21 May›s 1892

BD fiUBAT 2016

97

apon araflt›rmac› Dr. Masaru Emo-to’nun, ABD’de Tamamlay›c›

(Alternatif) T›p e¤itimi al›rken, suyunbelle¤i oldu¤u bilgisininkendisini çok etkiledi¤inive ülkesine döndükten son-ra su kristalleri ile yapt›¤›çal›flmalarda çekti¤i say›s›zfoto¤raflardan elde etti¤isonuçlar›, dergimizin geçti-¤imiz dört say›s›nda sizlerlepaylaflm›flt›k.

Araflt›rmalar›nda Dr.

Emoto, suyun de¤iflik ifadelerini yaka-lad›¤›n› ayr›msad› ve flu kan›ya vard›:

“Çekilen onbinlerce foto¤raf› saltsuyun kristalize olmufl ro-mantik görüntüleri olarakdüflünmemek gerekir. Bun-lar, düflünce ve duygular›nfizik realiteyi etkiledi¤ininbirer somut kan›t›d›r.” Çal›flmalar ilerledikçe,yaflam ve insan iliflkilerikonusunda yarg›lar› kesin-leflti.

98

Do¤an›n GizemiYücel Aksoy

Hado Nedir?Dr. Masaru Emoto

J

99

Örne¤in,”Tümevren titreflim halin-dedir ve varolan herfleyin bir titreflimi,dolay›s›yla da birenerjisi vard›r. Yer-yüzündeki de¤iflikfrekanslara afl›r›derecede duyarl›olan, tüm frekanslar›en yüksek düzeydeduyumsayabilensadece sudur. Bunedenle de su, kendi-sine yönlendirilen yaz›ya, sözcüklere,düflüncelere, duygulara, farkl› kristal-ler oluflturarak yan›t verir.”

moto, suyun niteli¤ini ve sukristallerinin oluflma biçimini

etkileyen bu enerjiye Hado ad›n›verdi. Hado, Japonca’da “dalga” ve“hareket” anlam›na gelen iki hecedenoluflur. Dr. Emoto’ya göre Hado, tümmaddede atomik düzeyde görülentitreflim desenine verilen add›r vebunun temeli de insan bilincidir.

Yaz›lan ve söylenenler de¤iflikHado, yani titreflimler oluflturmakta,suyun önceki ifadesini de kolaycade¤ifltirebilmektedir. Önceki say›lar›-m›zda, olumlu ve olumsuz düflünceve duygu yöneltilmifl sulardan eldeedilen kristallerin görüntülerini paylafl-m›flt›k. Dr. Emoto bu çal›flmalar›yla,suyun sadece belle¤inin ve bilgitafl›y›c› özelli¤inin olmad›¤›n›, ayn›zamanda gerçek “Sevgi” titrefliminide yans›tt›¤›n› kan›tlad›. Suyun yap›s›,kendisine verilen bilgiye ba¤l› olarakiyileflti¤ine ya da kötüleflti¤ine göre,

bedeni %70 sudanoluflan biz insanlarçok dikkatli olmal›-y›z. “Düflündüklerini-zin ve konufltuklar›-n›z›n kalitesindeyaflars›n›z.” diyor Dr.Emoto. “Su, hücreleraras› bilgi al›fl-verifli-ni sa¤lar. Bu flekildevarolabiliyoruz. Sizingün içinde düflündü-¤ünüz ve söyledi¤iniz

her fley tüm hücrelerinizi etkiler;çünkü bedeninizdeki su bunlar›n ener-jisini kopyalay›p hücrelere da¤›t›r.Sa¤l›kl› olmak ya da hastalanmakbizim elimizde. Sevgi dolu olunca,pozitif düflünüp pozitif davrand›kça,negatif güçleri s›f›rlay›p bedenimizedinçlik ve sa¤l›k kazand›r›r›z.”…

Bir baflka konuflmas›nda da“Hepimiz, sahip oldu¤umuz bu müthiflenerjinin ay›rd›nda olmal›y›z. Çünküherhangi birfleyi bak›fl›m›zla, düflün-celerimizle etkileyebiliriz. A¤z›m›zdanç›kacak her sözcü¤ü kontrol ederekkullanmal›y›z.” diyor.

Geçen say›m›zda üç kavanozpirinç deneyini paylaflm›flt›k.

Özetleyecek olursak, üç ayr› ka-vanoza ayn› sudan ayn› ölçekte sual›nd›, ayn› miktarda pirinç konuldu.Bir ay süre ile birinci kavanoza“teflekkür ederim”, ikincisine “seni

aptal” denildi. Üçüncü kavanoz ise“görmezden gelindi”.

Bir ay sonunda birinci kavanoz,güzel kokan, hafif sararm›fl yap›dayd›.‹kinci kavanozdaki pirinçler kararm›flt›

BD fiUBAT 2016

“Düflündüklerinizinve konufltuklar›n›z›n

kalitesindeyaflars›n›z.”

diyor Dr. Emoto.

E

ve kötü kokmaya bafllam›flt›. Üçüncükavanozdakiler ise çürümüfltü.

Bu deneyin verdi¤i mesaj, bizinsanlar için çok çok sars›c›yd›. Sevgiher zaman pozitif bir ortam yarat›r,pozitif enerji oluflturur. Aksine sevgi-sizlik, fliddet, kin gibi olumsuz duyguve davran›fllar negatif enerji yayar.Ama ilgisizli¤in do¤urdu¤u sonuçlarise daha kötü, daha düflündürücü;çünkü kinden, nefretten, fliddettendaha y›k›c› oluyor.

ç kavanoz pirinç deneyi, sadeceJaponya’da de¤il dünyan›n bir-

çok yerinde yinelendi. Sonuç hepsindeayn›yd›. ‹lgisizli¤in ne denli y›k›c›sonuçlar do¤urabilece¤i gerçe¤i, tümçevrelerde yo¤un yorumlara, bilgipaylafl›mlar›na yol açt›. Ama bir ger-çek var ki “Gerek ailemizle ve gerekseçevremizle iliflkilerimizi sa¤l›kl› veolumlu sürdürmemiz ve de yetiflme

100

ça¤›nda olan çocuklar›m›za daha daçok ilgi göstermemiz, yaflam›m›z›nolmazsa olmaz›”…

Dr. Emoto, “‹lgisizlik ve de¤ervermemek yaln›z baflkalar› için geçerlide¤il, kendimize de dikkat etmekzorunday›z. E¤er pozitif bir yaflamsürdürmek istiyorsak, bedenimizdekisuyu sürekli pozitif titreflimlerledesteklemeliyiz. Tek bir sözcü¤ün bileüzerimizdeki olas› etkileri, san›ld›¤›n-dan çok daha büyük olabilir” diyor.

“Bunun için ilk yapaca¤›m›z fley,sabah uyan›r uyanmaz kendimizi övensözcükleri söylemeliyiz. Bu gibi söz-cükleri ve ifadeleri sürekli kullanmayabafllad›¤›m›zda, bedenimizdeki suyuntitreflimlerini yükseltiriz ve ay›rd›ndaolmasak bile çevremize pozitif enerjisaçan biri haline geliriz. Sonuçta hemkendimiz hem de baflkalar› için yararl›oluruz. Sevginin gücünü önce kendi-mizde uygulamal›y›z. Bu gerçekten

BD fiUBAT 2016

Dr. Emoto çok satanlar listesindekikitab› “Suyun gizli mesajlar›” adl›kitab›n›n tan›t›m›nda

Ü

yola ç›karak her sabah uyand›¤›m›zdakendimize güzel sözler söylemek,olumlu titreflimler yüklenmemizisa¤layacakt›r. Baflkalar›n› sevmek,önce kendini sevmekle bafllar. ‹nsan›nkendini sevmesi (abart›l› olmamakkofluluyla) bencillik de¤ildir. Kendinisevmek kifliye baflka birini, ailesini,komflusunu, ülkesini, k›saca her fleyisevmesi için gerek duyulan enerjiyisa¤layan bir kaynakt›r. Sevgi, baflka-lar›na verdi¤inizdebitece¤inden endifleduymayaca¤›n›z‹lahi bir güçtür.”

Dr. Emoto’nunçal›flmalar›, bu sözle-rini defalarca kan›t-lad›. Örne¤in, ailesevgisi, arkadafl sev-gisi, komflu sevgisi,insanl›k sevgisi,vatan sevgisi, Yara-tan sevgisi gibi sev-ginin her türü, ola¤a-nüstü güzellikte kris-tal görüntüleri veri-

yor. “Mutluluk”, “hoflnutluk”,

“enerji” , “umut”, “sen güzelsin”

gibi olumlu sözcükler düzgün alt›genflekilli harika kristaller olufltururken,“mutsuzluk”, “hoflnutsuzluk”,”tükenmifllik”, “çaresizlik”, “sen

çirkinsin” gibi olumsuz sözcüklersanki geliflimini tamamlayamam›fl gibiflekilsiz kalmakta direniyor. Ayn›flekilde, ” sen güzelsin”, “güzel bir

ifl ç›kard›n”, “seni çok seviyorum”

gibi sözcükler harikasu kristalleri olufltu-rurken, “sen çirkin-

sin”, “hiç de iyi ol-mam›fl”, “beni hasta

ediyorsun”, “sen-

den nefret ediyo-

rum” gibi sözcükler,kristal oluflumundabaflar›s›z kal›yorlar.

Olumsuz sözcüklernegatif titreflimlereneden olur. Kendi-mizi bu olumsuzduygu ve düflünceler-den kurtaramad›¤›-

Dr. Emoto’nun ünlü deneylerinden bir örnek: Soldaki kavanoz üzerine ”Seniseviyorum.” sa¤dakinde ise ”Senden nefret ediyorum” yaz›l›

”Sevgi, baflkalar›naverdi¤inizdebitece¤inden

endifleduymayaca¤›n›z‹lahi bir güçtür.”

101

m›z takdirde, bedenimizde bir diziolumsuz reaksiyonlar olacakt›r.Sabahlar› uykudan uyan›p gözlerimiziaçt›¤›m›z andan bafllayarak hepolumlu duygu ve düflünceler içindeolal›m.

”Bu ya¤murlu havada ifle

gitmek de neymifl?” ya da “Bugün

kendimi çok kötü duyumsuyorum”

yerine, “Ya¤mur da ya¤sa ben

günümü renklendirmesini bilirim”

ya da “Kendimi çok iyi duyumsu-

yorum” diyerek güne bafllayabiliriz.

Kendimiz pozitif titreflime sahipde¤ilsek, baflkalar›na pozitif titreflimgönderemeyiz. Baflka bir tan›mlamay-la, kendini sevmeyen, baflkas›n›sevemez.

Dr. Emoto, son çal›flmalar›ndanbirinde suya film izlettirilmifl. Korku,fliddet içeren filmler suyun kristallefl-mesini olumsuz yönde etkilemifl,baz›lar›nda kristal bile oluflmam›fl.Emoto, bu tarz filmleri izleyerek bede-nimize negatif titreflimler yüklememe-yi, ya da en az›ndan uykudan önceizlememeyi öneriyor.

Yap›lan araflt›rmalar ve elde edi-len sonuçlar, üzerinde yaflad›¤›m›z

dünyay› ve kendi sa¤l›¤›m›z› pozitif(ya da negatif) bilgilendirmeyle etkile-yebilece¤imizi kan›tlam›fl, devrimniteli¤inde fluursal bir fark›ndal›kyaratm›flt›r. Birçok araflt›rmac›n›n daonaylad›¤› gibi “su kendi ifadesinide¤ifltirmifl ve yeni bir maddeyedönüflmüfltür.”

Günlük yaflant›m›z›n kaç›n›lmazbir parças› olan ”stres”in, suyunyap›s›n› ne denli olumsuz etkiledi¤inikan›tlayan foto¤raflar› an›msayarak,bedenimizde yapabilece¤i y›k›m›

akl›m›zdan hiç ç›karmay›p, gerekliönlemleri almal›y›z.

Düflündüklerimiz, duyumsad›kla-r›m›z, hem kendimiz hem de karfl›m›z-dakini olumsuz etkileyebilir. Olumludüflünce ve davran›fllar, huzur verenbir müzik ve en önemlisi yürektenyap›lan dualar, bizi olumsuzluktançok k›sa sürede kurtaracakt›r.Kendimize bu yönden dikkat edersadece olumlu duygu ve düflüncelerüretebilirsek, önce kendimiz, sonraçevremizdekiler, daha sonra do¤a vek›saca her fley h›zla iyileflecektir.

Bu denli basit asl›nda...•[email protected]

BD fiUBAT 2016

“Ya¤mur da ya¤sa ben günümü renklendirmesini bilirim” diyerek güne bafllayabiliriz.

102

icesiasin o¤luna dönerek, “Bu son iflimiz olsun Diyojen,”dedi. “Bir süre daha bu ifle devam edersek, korkar›myakalanaca¤›z.” Diyojen bir önündeki bozuk bak›r

paralara bir de babas›na bakarak, “Yani art›k para basmayacakm›y›z? Neden? Çok iyi gidiyordu ifllerimiz.” Hicesiasin bafl›n› kafl›yarak o¤luna döndü. “Bak o¤lum,yapt›¤›m›z ifl yasal de¤il ve dedi¤im gibi, biraz daha devamedersek yakalanaca¤›z. Piyasada sahte para döndü¤ünü farkettiler. Bizi mutlaka bulurlar. Bu da sonumuz olur.”

Diyojen hâlâ tehlikenin fark›nda de¤ildi. Yapt›klar› iflinnormal oldu¤unu, herkesin cebindeki paray› evinde basarak

103

Tarihten DamlalarMümtaz ‹dil

GÖLGE ETME BAfiKA ‹HSAN ‹STEMEM

H

104

soka¤a ç›kt›¤›n› san›yordu.Çaresiz, “Nas›l istersen baba,”

dedi. “Ama e¤er yapt›¤›m›z ifl yasalde¤ilse, bizi nas›lsa bulacaklard›r.”

Nitekim çok k›sa süre sonrapolisler Sinop’taki bu küçük parabas›lan mekân› bast›lar ve baba-o¤ulugözalt›na ald›lar. Hicesiasin yapt›¤›tüm ifllerde o¤lunun bir suçu olmad›-¤›n›, her fleyi kedisinin yapt›¤›n›söyleyerek o¤lunu kurtarmaya çal›flt›.Diyojen’in yetiflkin say›lmas›nara¤men yafl› küçük oldu¤undan onub›rakt›lar, Hicesiasin’i hapse att›lar.

Hicesiasin bir daha oradanç›kamad›.

Diyojen ise, babas›n›n tavsiyesineuyarak Sinop’tan kaçt›.

zun bir yolculuktan sonraAtina’ya ulaflmay› baflard›.Ancak Atina’da tutunabilece¤i

bir dal, yapabilece¤i bir ifl yoktu. Os›ralarda Atina’ya yaklafl›k 15kilometre uzakl›kta bulunan limankenti Pire’de Antistenes ad›nda birfilozofun yaflad›¤›n› ö¤rendi. HerkesAntistenes’ten söz ediyordu. Sokra-tes’in bu parlak ö¤rencisi, hocas›n›nölümünden sonra Akedemi’yi sürdür-meyi üstlenmiflti ve birçok da taraftarbulmufltu. Sokrates’in ad›n› da biliyor-du genç Diyojen ve ona da büyükhayanl›k duyuyordu.

Diyojen Antistenes ile tan›flmay›akl›na koymufltu. Kulaktan duydu¤ukadar›yla Antistenes tam da özledi¤iyaflam biçimini ona ö¤retecek biriydi.Antistenes’e göre ak›ll›ca yaflamakisteyen bir insan için çok fleye ihtiyaçyoktu. Yafll› filozof kendinden örnek-

ler veriyordu: Evi yoktu, dilenci gibidolafl›yordu, giysileri y›rt›k p›rt›kt›,omuzunda bir çantas›, elinde debastonu vard›. Ama tüm Pire halk›,hatta Atina’n›n ço¤u insan› ona baflvuruyor ve yaflam ile ilgili do¤ru yoluö¤renmeye çal›fl›yordu.

O s›ralarda Antistenes’in ayaktatutmaya çal›flt›¤› Akademi’nin ö¤ren-cileri oldukça azalm›flt›. Buna birazda Antistenes neden olmufltu. Çoksevdi¤i hocas› Sokrates’in üzüntüsünüüzerinden atamayan filozof, onunö¤retilerini daha da ileri götürmektezorlan›yordu. En çok da Sokrates’inöldürülüfl biçimine öfke duyuyordu.

Diyojen Anistenes’i Pire’dekiAkademi’de ziyarete gitti. Diyojen’iilk kez karfl›s›nda gören Antistenes,“Bak›n hele,” diye hayk›rd›. “Yapa-cak baflka ifli olmayan biri daha ipini

BD fiUBAT 2016

UAntistenes

kopart›p buralara kadar gelmifl, benimgibi yafll› bir adam› dinlemek istiyor.Ben böylelerine hiç dayanamam vehemen kovar›m!”

Diyojen yerinden k›p›rdamadanöylece bekledi.

“Neden bana geldin?” diyeh›fl›mla ç›k›flt› Antistenes. “Kimgönderdi seni? Kendi c›l›z bacaklar›n-la, o küçücük beyninle kendin kararverip gelmedin herhalde?”

“Hocam,” diye inledi Diyojen.“Derslerini dinlemeye geldim. Endo¤ru flekilde yaflamay› ö¤enmek içinburada, karfl›n›zday›m.”

“Defol git buradan!” diyeyeniden hayk›rd› Antistenes. “Benimart›k kimseye anlatacak fleyim yok,

105

ihtiyac›m da yok. Hele senin gibilerehiç güvenmem. Beni yaln›z b›rak!”

iyojen yalvar›r bir sesle, “Benyan›n›zdan ayr›lmak istemiyo-rum hocam,” diyebildi.

“Defol!” diye bir daha ba¤›rd›Antistenes. Çok sinirlenmiflti. Elindekibastonu tehdit edercesine Diyojen’esall›yordu. “Hemen git buradan, defoldiyorum sana!”

“Vur bana, vur!” diye bu kezDiyojen hayk›rd›. “Ama flunu bil ki,beni buradan kovacak kadar güçlübir sopa henüz yap›lmad›!”

‹flte o anda Antistenes’in yüzüyumuflad›, bastonunu b›rakt› veyüzünü müthifl bir ayd›nl›k kaplad›.

Bir fley, sihirli birfley sanki Antiste-nes’e dokunuver-miflti. “Sevgili dos-tum,” diyerekDiyojen’e do¤rubir ad›m att›. “Ba¤›flla beni.Ba¤›flla ve kucak-la! Görebildi¤imkadar›yla bafl›n-dan çok fley geç-mifl senin ve çokh›rpalanm›fls›n.Sen yaln›zca güçlüve genç bir vücuda

BD fiUBAT 2016

“Hocam, derslerini dinlemeye geldim.En do¤ru flekilde yaflamay› ö¤enmek

için burada, karfl›n›zday›m.”

Diyojen ve Antistenes’i betimleyen bir gravür detay›-Giulio Bonasone

D

de¤il, ayn› zamanda sa¤lam bir ruhasahipsin. Bu andan itibaren sak›nyan›mdan ayr›lma. Bana yard›m ede-ceksin ve birlikte insanlara do¤rular›ö¤retelim, onlarla paylaflal›m. Senitan›yorum. Anlatt›lar seni bana. Senflu cebindeki tüm paray› Atina’dayoksullara da-¤›tan gençde¤il misin?Evet, anlatt›larseni. Manesad›nda ihtiyaç-lar›n› karfl›la-d›¤›n birdostun oldu¤unu, ama senin yaflamabiçimine al›flamad›¤› için sendenayr›ld›¤›n› da anlatt›lar.”

“Öyle oldu efendim,” dedi Diyo-jen utangaç bir sesle. “Peki Manes’e ihtiyaç duymuyormusun. Bir anlamda o senin kölen,istedi¤in zaman ça¤›rabilirsin. Dön-mesini neden istemiyorsun?”

“Neden?” diye flaflk›nl›kla sorduDiyojen. ”E¤er Manes bensiz yapabi-liyorsa, ben neden Manes’siz yapama-yay›m. B›rakal›m o da özgürlü¤ünüyaflas›n.”

“‹flte bu yüzden seni girincehemen tan›d›m sevgili dostum Diyo-jen,”diyerek gülümsedi Antistenes.

“E¤er biz iyi olursak, Çevremizdekitüm insanlar bizden de iyi olurlar.”

Diyojen, yafll› hocas› Antiste-nes’ten çok fley ö¤rendi ve bunlar›Atina ya döndükten sonra uygulamayabafllad›. Atina’ya döndü¤ü gün insan-lar meydanlarda kutsal bir günü kutlu-

yor ve e¤le-niyordu.Diyojenpelerininesar›larak birköfleye çe-kilde vevurdum-

duymaz gözlerle e¤lenenlere bakt›.Art›k neresi olursa olsun orada uyu-maya ve gecelemeye karar vermiflti.

K›fl›n tap›naklar›n giriflinde ken-dine s›¤›nacak yer buluyor, yaz›n iseneresini bulursa orada uzan›p geceli-yordu. Hiçbir evin çat›s› bu kadargörkemli ve ayd›nl›k olamaz,”diyordu.

‹flte Büyük ‹skender’in görüp debir iste¤i olup olmad›¤›n› sordu¤uDiyojen buydu. Diyojen de ona kendi-ni meflhur eden sözü söylemiflti:“Gölge etme baflka ihsan istemem!”•

[email protected]

BD fiUBAT 2016

”E¤er biz iyi olursak,Çevremizdeki tüminsanlar bizden de

iyi olurlar.”

Büyük ‹skender Diyojen’i, birbiri üstüne y›¤›lm›flinsan kemikleri içinden bir fleyler araflt›r›rken görürve ne yapt›¤›n› sorar.

Diyojen ”Baban›z›n kemiklerini ar›yorum, amahangisinin kölelere, hangisinin baban›za ait oldu¤unukestiremiyorum” der

Büyük ‹skender ve Diyojen

106

elki flafl›rt›c› gelecektir okurlara,ama Diyojen’in yoksun ve yoksul

bir hayat› seçmesindeki bafl etkenler-den biri Sokrates’in Akademi’sidir.Gerçi Diyojen Atina’ya geldi¤indeSokrates çoktan bald›ran zehiri içipölmüfltü, ama onun yerine geçenmüritleri Akademi’yi uzun süre ayaktatutabildiler. Bunlar›n bafl›nda daSokrates’in ö¤rencilerinden Antistenesgelir. fiafl›rt›c›d›r, çünkü Sokrates’in

ö¤retileri her ne kadar müritlerinemütevaz› bir yaflam› önerse de, onlar›nbütün dünya nimetlerinden elini ete¤iniçekmesi tavsiyeleri yoktur.

Bunu bir yaflam biçimi olarakçevresine aktaran Antistenes’tir.Diyojen de onun ö¤rencisi olmufl,mütevaz›l›k bir yana, tamamen yoksulbir yaflam› seçmeyi de kendi istemifltir.Bu düflüncesi ve yaflam biçimiyle detarihe geçmifltir.

107

BD fiUBAT 2016

ÜNLÜLER‹NB‹YOGRAF‹LER‹

Yoksulluk Erdemdir

iyojenB

DYazan: MÜMTAZ ‹D‹L

108

Sinop’ta do¤an Diyojen, babas›bir kalpazanl›k ifline bulaflt›¤› için builden kaçmak ve Atina’ya s›¤›nmakzorunda kalm›flt›r. Atina’ya vard›ktansonrad›r ki ancak, yoksul ve vurdumduymaz bir yaflam›n insanl›k için çokdaha yararl› olaca¤› düflüncesinibenimsemifl bunu ad›m ad›m da olsauygulamaya koymufltur.

Bir anlamda Diyojen, medeniyetdenilen olguyu tamamen reddeder.Kendi dönemindeki tüm hayat› kolay-laflt›ran yaflam tarz›n› reddederek,üzerinde bir pelerin ile Atina’n›n hersoka¤›nda, her kuytusunda, k›y›s›ndakendine yatacak yer bulmufl, aslayumuflak bir yata¤› veya bir ev haya-t›n› seçmemifltir.

iyojen ile ilgili flöyle bir hikayeanlat›l›r:Atina’ya uzak olmayan Aegine

diye bir ada orada da Onesikritusad›nda zengin biri varm›fl. Diyojen’inyaflam›yla ilgili bir çok fley duymuflve onun nas›l bir insan oldu¤unuö¤renmesi için küçük o¤lunu Atina’yagöndermifl.

Çocuk Atina’ya gitmifl, babas›da uzun süre o¤lunun dönmesinibeklemifl. Bir süre sonra Atina’danbaz› tüccarlar Aegine adas›na gelince,Onesikritus tüccarlara o¤lunu görüpgömediklerini sormufl. Tüccarlardanbiri, “O¤lun Diyojen’in etkisi alt›ndakalm›fl,” demifl. “Bizim Aeginaadas›na gelece¤imizi ö¤renince,adaya, senin yan›na dönmeyece¤inisana iletmemizi söyledi. Çünküö¤retmenini b›rakmak istemiyormufl.”

Bunlar› duyunca Onesikritus, bu

kez büyük o¤lunu Atina’ya gönder-mifl, ama o da dönmemifl. Sonundaçaresiz ve Atina’ya kendi gitmifl.Diyojen’i görüp dersini dinleyince, oda Diyojen’in ö¤rencisi olarak o¤ulla-r›yla birlikte Atina’da kalm›fl.

Diyojen s›kl›kla, “insanlar isedi-¤ini elde edemedi¤i zaman her fleyden

BD fiUBAT 2016

Diyojen s›kl›kla,“insanlar isedi¤inielde edemedi¤i zamanher fleyden çok ac›çeker,” diyordu. “Yaniac› çekmemek, mutluolmak için daha azistemek gerekir.”

Diyojen heykeliSinop-Türkiye

D

çok ac› çeker,” diyordu. “Yani ac›çekmemek, mutlu olmak için daha azistemek gerekir. ‹stekler ise insan›nkendisine ba¤l›d›r. ‹nsan, isteklerindenar›nd›¤› zaman mutlu olmaya bafllar.Kendisiyle daha az ilgilendi¤inde;isteklerini karfl›lamak ad›na kendineçal›flarak iflkence etmez ve böyleliklebaflalar›na yard›m etmek için dahafazla vakti olur.”

Diyojen yoksullu¤u ve yoksullar›çok önemsiyordu ve onlar›n da yok-sullar› sevmesi, zenginli¤i aramama-lar› konusunda e¤itiyordu. “Fakirlik,”diyordu, “kendi kendini terbiyeetmektir. Bilgeli¤in yard›mc›s›d›r.”

“‹nsan›n yaflam› sürdürebilmesiiçin bedeninin ve ruhunun güç topla-mas› gerekir,” diye ekliyordu. “Beden,al›n teri dökecek a¤›r ifllerle, ruh iseiyi ifller yaparak kendine güç toplar.”

Ve yine diyordu ki, “Kendiniruhun ve bedenin d›fl›nda baflka fleyolarak görme. Bedenini de kendin içinde¤il, iyin insanlar için kullanmayaözen göster.”

“Bir ifl düflündü¤ünde,” diyedevam ediyordu, “ak›ll›ca m›, de¤ilmi, böyle bir eylem için vicdan›n›n

109

seni hoflgörüp görmeyece¤ini gözönüne alman gerek. Baflka insanlar›nne diyece¤ini düflünmemen laz›m,çünkü bu dünyaya ait söylentiler denizdalgas› gibidir, de¤iflebilir. E¤erkafana takt›¤›n bir fleyi düflünüp durur,ona göre de¤iflirsen, kimseye yarana-mazs›n, ne kendine ne de baflkalar›nafaydal› olamazs›n.”

Diyojen, kendisini dinlemeyegelenlere böyle söylüyordu ve kendisözlerinin do¤rulu¤unu kan›tlamakiçin de kendi yaflam›ndan örneklerveriyordu. Bir çok Yunan, Diyojen’inzekas›na hayrand› ve kendi aralar›nda,“Bütün bunlar› nas›l biliyor? Bu,Sinop’ta kalpazanl›ktan hapse at›lanHicesiasin’in o¤lu de¤il mi?”

“Evet,” diyordu aralar›ndan biri.“O da kalpazanl›k yap›yordu babas›gibi, ama Sinop’tan kaçmay› baflard›.fiimdi de ö¤retmen olmufl...”

az›lar› bu düflüncelerini yüzünekarfl› da söylediler: “Do¤u de¤il

mi Diyojen? Sen bundan önce sahtepara basan babanla birlikte çal›fl›yor-dun.”

Bu sözler üzerine Diyojen, “Evet,do¤ru,” diyordu. “Daha önceleri kötübir hayat›m vard›, ama de¤ifltim. Buarada siz kendinie bir bak›n. Siz önce-den nas›l insanlard›n›z, onu bir sorgu-lay›n ve o zamandan bu zamanade¤ifltiniz mi?”

Diyojen bir gün Aegina’ya gider-ken korsanlar taraf›ndan kaç›r›l›pXeniades ad›nda birine sat›ld› veKorint’e getirildi. Yaflam›n›n gerikalan k›sm›n› burada geçirdi ve buradada öldü. (M.Ö. 323) •

BD fiUBAT 2016

Diyojen-Jules Bastien-Lepage (1837)

B

110

BD fiUBAT 2016

u yaz bana gönderilen kitaplar›nhepsi de¤erli ama bunlar›niçinde en önemlisi ve de¤erlisi

Prof. Dr. Cengiz Aly›lmaz taraf›ndanyaz›lan ‹pek Yolu Kavfla¤›n›n

Ölümsüzlük Eserleri kitab›. Kitap,Atatürk Üniversitesi ile Pekin Üniver-sitesi aras›nda yap›lan bir proje kapsa-m›ndaki çal›flmalar› içermektedir.

Eser, Çin HalkCumhuriyetis›n›rlar› içinde-ki özerk bölge-lerdeki GökTürk Ka¤anl›-¤› ve Ötüken

Yazan: MUAZZEZ ‹LM‹YE ÇI⁄*

‹pek Yolu Kavfla¤›n›nÖlümsüzlük Eserlerinden

Sümerlere

B

Uygur Ka¤anl›¤›dönemlerinde Çin-Türk iliflkilerini ve‹pek Yolu kavfla¤›nda bulunan çeflitliyap›lar, mezarlar, mezarl›klar, yaz›l›resimli dikili tafllar, resimli kayalar,heykeller, günlük kullan›lan eflyalar,süs eflyalar› ve yaz›l› eserleri kapsa-Muazzez ‹lmiye Ç›¤

Muazzez ‹lmiye Ç›¤,Prof. Dr.

Cengiz Aly›lmaz’›nson kitab› hakk›nda

yazd›

111

maktad›r. Bunlar›n hepsi Türkuygarl›¤›n› yans›tmas› bak›m›ndançok önemli. Biz yaz›l› belge olarakyaln›z Orhun kitabelerini biliyorduk.Bu kitapta, Çin s›n›rlar› içinde 30kadar dikili mezar tafl›ndan söz edili-yor. Ayr›ca bugünkü Uygur ÖzerkBölgesi s›n›rlar› içinde yer alanco¤rafyada Türklerin hem kendidillerini, hem kendi yaz›lar›n›, hemde iliflkileri olan Çinliler, Hintliler,‹ranl›lar, So¤dlar, Tibetliler gibimilletlerin dillerini ve alfabelerinikullanarak birçok yaz›l› belge ve kitapmeydana getirdi¤ini ö¤reniyoruz.Bunlar›n bir k›sm› orijinal yerlerinde,bir k›sm› da müzelerde imifl.

ütün bunlar gösteriyor ki,Türkler içinde herkes yaz›yazmas›n› ve okumas›n›

biliyordu. Bu yaz›tlar genellikle yolkenarlar›na, akarsu kenarlar›naherkesin görebilece¤i yerlere

konulmufl. Ayr›ca tap›naklarda vema¤aralarda da var bu yaz›lar. Buma¤aralar›n ço¤u Uygur dönemindenkalma.

Türklerin inan›fl›na göre ma¤ara-lar sonsuz huzura kavuflabilmek,Tanr›’ya ulaflabilmek için, Tanr›’n›ninsanlara lütfetti¤i en gizli yerlermifl.Peygamberlerin, kamlar›n düflünceyedald›klar› gibi ola¤anüstü güce sahipinsanlar da buralarda Tanr› ileiletiflime giriyorlarm›fl. Uygur ÖzerkBölgesi’ndeki ma¤aralarda hem Türkboylar›n›n, hem de oralarda yaflayanhalklar›n yaflay›fl ve inan›fllar›ndan

BD fiUBAT 2016

Cengiz Aly›lmazÇin Altaylar›’ndakitaflbabalarla

Bütün bunlargösteriyor ki, Türkler

içinde herkes yaz›yazmas›n› ve

okumas›n› biliyordu.

B

izler bulunuyormufl. Bu ma¤aralarçeflitli dinlerin ö¤retildi¤i yerler.Buralar, din adamlar›n›n ve ö¤renci-lerinin hem e¤itim ve ö¤retim gördük-leri, hem de çeflitli ça¤lara ait din veahlakla ilgili eserlerin yaz›l›p okun-du¤u, toplumu yönlendirecekinsanlar›n yetifltirildi¤i, müzik, resim,heykelt›rafll›k gibi sanat eserlerininmeydana getirildi¤i yerlermifl.Ma¤aralar›n içinde her ö¤renci içinbir oda varm›fl, duvarlar›na resimleryap›lm›fl, yaz›lar yaz›lm›fl.

Bu yerlerde birçok tap›nak hara-besi yan›nda yaflayan camileri, en eskiTürk sözlü¤ünü (Divanü Lügat’it-Türk’ü) yazan Kâflgarl› Mahmut’unve Kutadgu Bilig’in yazar› Has Haci-p’in türbelerini de görüyoruz kitapta.

ly›lmaz’›n kitapta verdi¤ibilgilere göre eski Türklerde

soylu kimselerin üç ayr› mezar›olurmufl. Birincisi ölenin cesedininve ona ait eflyan›n sakland›¤› mezarlar.

112

Bunlar yüksektepelerde, eriflil-mesi güç yerlerdeyap›l›yor. ‹kincisiölen kiflinin meza-r›n› aratmamak içinyap›lan sahtemezar. Üçüncüsüölen kiflinin ad›n›yaflatmak, onasayg› göstermek,as›l mezar› gizlitutmak için yap›lanmezar. Bumezarlar sunak

masas› fleklinde dikdörtgen tafllar(sanduka tafllar›). Bunlar ifllemeli,yaz›l› oluyor. Baz›lar›nda ölüye aiteflya da bulunuyor.

Benim için en ilginç olan bulun-tulardan biri de, Türklerin göçebeolmad›klar›n› kan›tlayan flehir kal›nt›-lar›. Bu kal›nt›lar içinde y›k›lm›flsaraylar, surlar, evler, sokaklar vekünklerden oluflan suyollar›, kullan›meflyas› bulunuyor. Bunlar Türklerinne kadar uygarca yaflad›klar›n› göster-mektedir. Kitapta Sümerlilerin kültürüile Türk kültürü aras›nda ba¤lant›larbuldum:

1. Sümer heykellerinde ellergö¤üste bir kap tutar hâlde gösterilmifl.Türk heykellerinde de eller bir kab›,su kab›n› gö¤üste tutar flekilde yap›l-m›fl. Türklerde buna Bengü su kab›deniyormufl. Bu egemenli¤i, gücü, kutve mutlulu¤u ifade ediyormufl. Biryerde de bunun antlaflman›n simgesiantlaflma kab› oldu¤unu okumufltum.Sümer’de bunun ne oldu¤unu bildirenbir yaz› yok. Demek ki, bu ayn› kökten

BD fiUBAT 2016

Cengiz Aly›lmaz Pekin’deki yaz›larla

A

süren bir gelenek.2. Astana

Mezarl›¤› ile Ur KralMezarlar› yan›ndakihalka ait mezarlar. Herikisi de 1000 kadar,çeflitli zamanlara aitmezarlar. Mezarlar ge-nellikle oda fleklinde,içinde ölülere ait çeflitlieflyalar bulunuyor.3. Türklerde umay kuflu göklerdeTanr› Da¤lar›’n›n bulundu¤u yerlerdeyaflar. Tanr›’n›n elçisidir. O bereket,flans tafl›yor, koruyuculu¤u var. Buhayali bir kufl. Özbekistan Devleti’ninarmas›nda umay kuflu bulunuyor.Sümer’in Anzu = Imdigud kuflu daayn›. Yükseklerde yafl›yor, Tanr›elçisi, insanlara yard›m ediyor, kader-leri belirliyor. Kanatlar›n› açt›¤› zamangökyüzünü kapl›yor.[1]

4. Da¤ keçisi teke Türklerdedayan›kl›l›¤›, cesareti ile önceleriyaln›z ka¤an› simgelerken dahasonraki dönemde ka¤ana ba¤l›l›¤› dasimgeliyormufl.

Sümer’de da¤ olmad›¤› hâldemühürlerde, çeflitli yerlerde da¤ keçi-sinin resmini yapmalar› geldikleriyerin kültürünü sürdürdüklerinigöstermez mi?

5. Türklerde günefl difli, ay erkek;Sümer’ de de günefl difli, ay erkekolarak tan›mlan›yor.

6. Türkler adak adayarak tafllar›bir yere y›¤›yorlar ve etraf›nda duaedip dönüyorlarm›fl. Bu tepeciklereoboo diyorlarm›fl. Bazen bu tepeninorta yerine bir a¤aç dal› dikiyorlar veonun üzerine adak olarak bez

ba¤l›yorlarm›fl. Bunu okuyuncahemen Sümerlilerin bir efsanesi geldiakl›ma:

Tanr› Enlil’in o¤lu savaflç› Tanr›Ninurta flarur ve flarguz adl› silahlar›ve 50 bafll› gürzü ile Kur denilen yeralt› ülkesindeki korkunç hastal›k ciniasakku ile savafla gidiyor. Bu savafltabirçok tafl cinsleri ona yard›m eder,savafl› kazan›r, ama yer alt› sular›f›flk›r›r yukar›. Tanr› savaflta onayard›m eden tafllar› toplayarak sular›nönüne bir da¤ gibi y›¤›yor, böylecesular tutuluyor. Taflan sular› da DicleNehri’ne yönlendiriyor ve onunlaülkeye bolluk ve bereket geliyor.Tanr›’n›n annesi Tanr›ça Ninmaho¤lunu özlemifl, hem de savafl›

Prof. Dr. Cengiz Aly›lmaz ve Prof. Dr.LouXin Bezeklik Ma¤alar›ndaki Köktürkharfliyaz›tlar üzerinde belgeleme yaparken

Türklerde günefl difli,ay erkek; Sümer’de degünefl difli, ay erkekolarak tan›mlan›yor.

113

kazand›¤› için onu kutlamak ister veuzun bir yolculuktan sonra o¤lununyan›na gider. O¤lu buna çok sevinirve kendisine yard›m eden tafllardanyapt›¤› da¤›, annesine arma¤an eder,annesine de da¤›n han›m› anlam›nagelen Ninhursag ad›n› verir. Bu da¤ada annesine yarayacak her ürünüvermesini söyler. “Da¤›n tepesiçiçekler yetifltirsin, sana bal ve flaraphaz›rlas›n, üstünde senin için sedir,servi, ç›nar, flimflir, ›lg›n yetifltirsin”der. Da¤ ayn› zamanda tanr›çayaalt›n, gümüfl, bak›r gibi madenleri,her türlü güzel kokulu bitki ve meyveyi,ayr›ca her cins hayvan› da [2] verir.‹flte o günden sonra da¤lar kutsal,tafllardan yap›lan tepeler kutsalolmufltur Sümer’de.

Bu efsanedeki tafllardan yap›landa¤ ile Türk “oboo”lar› ne kadaruyuyor. Bu olay Tanr›larla ilgilioldu¤undan kutsal say›lm›fl. Bu inan›-fl›n, birbirinden çok uzak ve aradabinlerce y›l zaman fark› olan ikimilletten biri di¤erini etkiledi dene-mez. Bunun ayn› kökten ç›kt›¤› vebinlerce y›ldan beri Türklerdesürdü¤ü, onlar›n ayn› kökten geldi¤inive Türklerin tarihinin ne kadar eskileredayand›¤›n› kan›tlamaz m›? Ayr›catafl tepenin ortas›na dikilen adak a¤ac›da hem Sümerlilerde hem de Türkler-de varl›¤›na inan›lan yerin dibindengö¤ün içine kadar uzanan hayata¤ac›n› da simgeliyor.

7. Türkler oboo olay›n›n çok eskiTengri dininden geldi¤ini söylüyorlar-m›fl. Tengiri, tangara, tengere, tenger.Tanr› kelimeleri Sümer’de Tanr› vegök anlam›na gelen dingir kelime-

sinden gelmektedir. Akl›mda kald›¤›-na göre yabanc› bir tarihçi “Türk dilineait bilinen en eski kelime MÖ üçüncüyüzy›la kadar süren tengri kelimesidir”diye yazm›fl. Hâlbuki flimdi onunbinlerce y›l önceye kadar uzand›¤›n›görüyoruz.

8. Bu kitapta mezar ziyaretinegitmemizin nedenini de ö¤reniyoruz.Türklerde atalar, ka¤anlar öldüklerin-de kut (= bir tür güç) ile gidermifl.Mezar›na gidip ondan bu kut istenir-mifl. Bir savafltan veya önemli bir ifltenönce ölen hakan›n mezar›na gidip kutistemek gelenekmifl.

‹slam’da mezara gidip Kuranokunur. Asl›nda Kuran’da ölü içinKuran okunacak diye hiçbir ayet yok.Demek mezar ziyaretinin asl› daTürklerden.

itap hakk›ndaki yaz›y› buradabitiriyorum. Tan›tmak içinyeterli bilgi verdim kan›s›nda-

y›m. Kitab›n yazar› Say›n Prof. Dr.Cengiz Aly›lmaz’a ne kadar teflekküretsek azd›r. Kitab› yazan ellerine veakl›na, eserler bulmak için gidenayaklar›na, onlar› gören gözlerinebinlerce sa¤l›k! Çok yafla! Bat›’n›ndedi¤i gibi Türk kültürünün dünkükültür olmad›¤›n›, kökünün binlercey›l önceye dayand›¤›n› görüyoruz.Bizi bize ö¤retecek yeni eserleribekleyerek…•

* Sümerolog; Araflt›rmac› yazar1-Bu kuflun Türk mitolojisi ile büyük ilgisi için bkz.muazzez ‹lmiye Ç›¤, Sümerliler Türklerin Bir Koludur,Sümer Türk Kültür Ba¤lar›. Kaynak Yay›nlar›2-Muazzez ‹lmiye Ç›¤, Sümerliler Türklerin BirKoludur, Sümer Türk Kültür Ba¤lar›. KaynakYay›nlar›, s. 78

BD fiUBAT 2016

K

114

ynen adafl› Muazzez ‹lmiye Ç›¤gibi, o da Cumhuriyet’ten öncedo¤mufl, Cumhuriyet’le büyü-

müfltü; o da yaln›zca bir “Cumhuriyetkad›n›” olmakla kalmam›fl, cesaretive ayd›nl›¤›yla, hatta bir kad›ndanbeklenmeyecek üstün baflar›s›yla, oda örnek al›nacak bir “Cumhuriyetkad›n›” olmufltu. Yaflad›klar› ayn›dönemin “uygar kad›n” örne¤inioluflturan bu adafl iki “Cumhuriyetkad›n›”ndan Muazzez ‹lmiye Ç›¤,tarihin befl bin y›l derinliklerine inip,Sümerlerin dünyas›na girerken, öteki“örnek kad›n” ‹lmiye gözleriniyukar›lara dikmifl, Erciyes Da¤›’n›n3900 metre yükseklikteki tepesinet›rman›yordu. 1936 y›l›nda ‹lmiyeBergman’›n, 22 yafl›n›n cesareti veçevikli¤iyle Erciyes Da¤›’n›n tepesineç›kt›¤› baflar›s›, önce ilk duyuldu¤uKayseri’de bir “hemflehri baflar›s›”olarak övünç yaratm›fl, daha sonra“Erciyes Da¤›’n›n zirvesine ç›kan ilkTürk kad›n›” kimli¤iyle tüm ülkeyeyay›lm›fl ve yurttafllar aras›nda hem

115

‹lmiye Bergman

Erciyes Da¤›’n›n zirvesine ç›kanilk Türk kad›n›

AYazan: NEV‹N DEDEO⁄LU

116

bir “Cumhuriyet kad›n›” örne¤i, hemde ulusal bir gurur oluflturmufltu.

lmiye Bergman, Kayserililertaraf›ndan özellikle sayg›n kiflili-¤iyle an›lan Alim Muhaddiso¤lu’

nun k›z›yd›. Kurtulufl Savafl›’ndacephedeki askerlere gönderilecekekmeklerin üretimini h›zland›rmakiçin Kayseri’deki ilk un fabrikas›n›kuran, Kayseri-Sivas demiryolununve Seyhan Baraj›’n›n yap›mc›l›¤›n›üstlenen Alim Muhaddiso¤lu, mem-lekete yapt›¤› hizmetlerden hiç sözetmez, fakat Erciyes Da¤›’n›n zirve-sine ç›kan kz›n›n bu baflar›s›n› hiçdilinden düflürmezdi. ‹lmiye Bergma-n’›n “da¤c›l›k baflar›s›”, uzun bir süreaile çevresi ve Kayserili hemflehrileriaras›nda, pek de uzun say›lamayacakbir süre ülke çap›nda gururla an›ld›k-tan sonra giderek unutuldu.

Oluflturdu¤u heyecan›n “canl›l›¤›-n›” yitirdi¤i o günlerden sonra ‹lmiyeBergman ve baflar›s›, ancak befl y›lönce Kayseri Da¤c›l›k ‹l Temsilci¤iyöneticileri taraf›ndan an›msanabildi.

Da¤c›l›k ‹l Temsilci¤i yönetici-leri, 2010 y›l›nda ‹lmiye Bergmanonuruna düzenledikleri bir törenlekendisine plaket verirlerken ‹lmiyeBergman, o günün Dünya Kad›nlarGünü oldu¤unu an›msad› ve töreninde Dünya Kad›nlar Günü nedeniyledüzenlenmifl oldu¤unu ö¤rendi.

‹lmiye Bergman o gün törende,da¤c›l›ktaki baflar›s›n› öne ç›kararak,“Erciyes Da¤›’n›n Zirvesine ç›kan ilkTürk kad›n” kimli¤iyle bir konuflmayapt› ve kendisini merakla dinleyen-lere, “1936 y›l›n›n zor koflullar› alt›ndaErciyes’e nas›l t›rmand›¤›n›” anlatt›,sonra da 1936 y›l›n›n Türkiye’si ile2010 y›l›n›n Türkiye’si aras›nda dersverici bir de¤erlendirme yapt›.

914 y›l›nda dünya gelen ve 22yafl›nda “Erciyes Da¤›’n›nzirvesine ç›kan ilk Türk kad›n›”

‹lmiye Bergman, büyük bir baflar›ylasüsledi¤i 101 y›ll›k yaflam›n› sessizyaflad› ve… Bir önceki y›l›n sonuncuay›nda, dünyam›zdan ayr›ld›. •

BD fiUBAT 2016

1

YAZIMIN BAfiLI⁄INI görünce“Acaba bir yaz›m hatas› m›?” diyedüflündü¤ünüzü tahmin edebiliyorum.Hay›r, bir yaz›m hatas› de¤il, Küresel›s›nma yerine yanl›fll›kla küreselso¤uma yazmad›m. Son y›llarda hepküresel ›s›nma sorunu ve çözümleriüzerine yaz›lar yaz›ld› oysa ben as›lsorunun küresel ›s›nma de¤il, küreselso¤uma oldu¤una ve en k›sa zamandaçözüm bulamazsak bu sorunun

insanl›¤›n sonuna neden olabilece¤ineinan›yorum. Küresel so¤uman›n neanlama geldi¤ini gelin hep birlikteirdeleyelim.

Haberleri izlerken, okurken sizinde yüre¤iniz s›k›fl›yor, ruhunuzdaral›yor ve al›p bafl›n›z› uzaklarakaçma iste¤i duyuyor musunuz?

Uzaklar m› dedik?

Yaflamdan Yans›malarNuray Bartoschek

Küresel

Dikkat!So¤umaya

118

Uzaklarda yaflananlar gerçekten çokmu farkl›? Açl›ktan ölenler, özgürlü¤ekaçmaya çal›fl›rken denize dökülencanlar, dünya liderlerinin kendilerinisadece ülkelerinin de¤il, neredeyseevrenin sahibi duyumsad›klar›n›düflündüren, insanl›¤› yok etmeyeyönelik egolar›, h›rslar›…

HEM O DENL‹ kolay m› öyle al›pbafl›n› gidebilmek bir baflka ülkeye?Bu gezegen hepimizin elbette amatapusu güçlü ülkelerin elinde ne yaz›kki! Seyahat özgürlü¤ü, vizelerin baflla-d›¤› yere kadard›r.

K›r›k flemsiyeleri, tencere saplar›-n› bile tamir ettirdi¤imiz günlerdenk›r›k kalpleri onarmaya bile hiç çabagöstermeden h›zla yeni iliflkilereyelken aç›lan günlere geldik. Ayn›okul önlü¤ü ve okul kitaplar›yla birkaççocu¤un -komplekssiz, afla¤›lanmadan,insanca- okudu¤u y›llardan, ellerindeson teknolojik oyuncaklar›, mutsuz,sürekli s›zlanan, sitem eden, sahipolduklar›ndan daha fazlas›n› isteyendoyumsuz çocuklar ve gençlik döne-mine tan›kl›k ediyoruz. Hiç tan›mad›-

¤›m›z, selam›m›za bile karfl›l›k verme-yen “komflu komflunun külüne muh-taçt›r’ ya da ”bir fincan kahvenin k›rky›l hat›r› vard›r” sözlerinin anlam›n›bilmeyen, ayn› apartmanda, ayn›mahallede yaflad›¤›m›z komflular›m›z,komfluluklar…

‹K‹ GÖZ ODALI, tek katl› evlerde ,soba bafl›nda yap›lan sohbetler, s›cac›kaile iliflkilerinden, en yo¤un yaln›zl›k-lar›n yafland›¤›, çok odal›, çok kala-bal›k, çok lüks, en geliflmifl ›s›nmaaraçlar›n›n bile ›s›tamad›¤›, so¤uk,

mesafeli, yapay iliflki-lerin yafland›¤› mekan-lara geçifl. En yak›narkadafllar›m›z›n etnikkökenini, inanc›n›, kim-li¤ini, cinsiyetini sorgu-lamay› akl›m›za bilegetirmeyip, insana in-sanca yaklaflt›¤›m›zy›llardan, neredeyse enyak›nlar›m›z› bile öteki-lefltirdi¤imiz, sevgi,sayg› ve hoflgörü söz-

BD fiUBAT 2016

K›r›k flemsiyeleri,tencere saplar›n› bile

tamir ettirdi¤imizgünlerden k›r›k kalplerionarmaya bile hiç çabagöstermeden h›zla yeniiliflkilere yelken aç›lan

günlere geldik.

Sabah bir koflubafll›yoruz güne veakflam yorgunseriliyoruz yata¤a.

cüklerinin yerini ego, sayg›s›zl›k vefliddetin ald›¤› günlere tan›k olmak.

Ya yaflam biçimimiz? Adetah›zland›r›lm›fl bir film izler gibiyafl›yoruz, hiçbir fleye zaman›m›z yokde¤il mi?

SABAH B‹R KOfiU bafll›yoruz güneve akflam yorgun seriliyoruz yata¤a.Kendimiz için yapmak istediklerimizisürekli ertelemek zorunday›z çünkütüketim toplumunda yaflaman›n bedelivar. Daha çok almak, daha çoktüketmek, daha çok yok etmek içindaha çok çal›flmal›y›z!

Her yeni güne bir önceki gündenborçlu girdi¤imiz için ”yap›lacaklar”listemiz giderek uzuyor. Büyükflehirlerde, yeflil alanlar›n h›zla betony›¤›nlar›na dönüfltü¤ü ara sokaklardadolafl›rken, bafl›n›z› yukar› kald›rd›¤›-n›zda bir avuç gökyüzüne bak›p sizde kendinizi modern bir cezaevindeduyumsuyor musunuz?

‹flte tüm bu nedenlerle, savafllar›n,

119

fliddetin, hoflgörüsüzlü¤ün, sevgisizli-¤in, bencilli¤in giderek bask›n oldu¤ugünümüzde ben küresel ›s›nmadande¤il, küresel so¤umadan söz edebili-rim ancak.

Evet, dünya so¤uyor giderek. Bizso¤uyoruz. Yürekler buz tutuyor,insanl›k ölüyor sevgisizlikten.

Seçim bizim: Ya televizyonlar›-m›z›n bafl›nda, ruhumuz, beynimiz,yüre¤imiz uyuflmufl bir biçimde aptal-ca programlar› izlemeye devamederek, hayat›m›z›n iplerini tüketimsistemine b›rakarak, sevgimizi pahal›arma¤anlarla göstererek, kendi yaln›z-l›¤›m›zda tutsak olacak, kendi elleri-mizle yok edece¤iz insanl›¤›; ya da,inad›na sevgi, inad›na bar›fl, inad›nahoflgörü diyerek insanca, içtenlikle,sevgiyle, fark›ndal›kla kucaklayaca¤›zbirbirimizi küresel so¤umaya karfl›.

Sevgi gününde yüreklere dokuna-bilmek ve insanl›¤›m›z› an›msamak,an›msatabilmek dile¤iyle...•

[email protected]

Seçim bizim: Yatelevizyonlar›m›z›n bafl›ndauyuflmufl biçimde

...savafllar›n, fliddetin, hoflgörüsüzlü¤ün, sevgisizli¤in, bencilli¤in giderek bask›n oldu¤u günümüzde ben küresel ›s›nmadan de¤il, küreselso¤umadan söz edebilirim ancak.

Fazla iktidar h›rs› yüzünden düflen melekler oldu, fazla bilgi arzusu dainsanlar› düflürdü; fakat sevecenli¤in fazlas› yüzünden tehlikeye girenne bir melek, ne de bir insan olmufltur. Francis Bacon

AR‹S’TEK‹ ‹KL‹M KONFERANSI’NDA hemülkelerin hem de dünya ölçe¤indeki flirket-

lerin gündeminde, fosil yak›tlardan tümüylekurtulurken ayn› zamanda tüm alanlardakikalk›nma ve geliflmenin de h›zla sürdürülebil-mesi vard›.

Konferansta, dünya liderleri küresel ›s›nmadâhil olarak son y›llardaki do¤al afetlerin temelnedenleri aras›ndaki karbon emisyonlar›n›azaltmak için yöntemler ararken, karbon at›kyaratmayan alternatif enerji kaynaklar›n›nkullan›m› ile yeni bir dünya ekonomisininkurulmas›n›n en mant›kl› seçenek olabilece¤iüzerinde durdular. Bu anlamda öne ç›kanalternatif kaynaklar ise, günefl ve rüzgâr enerjisioldu. Karbon emisyonlar›n›n yak›n zamandazirve yapt›ktan sonra tamamen yok olaca¤›

120

Yazan: ZEYNEP GÖKTEPE

Dünyam›zNefes Almaya

Çal›fl›yor

Dünyam›zNefes Almaya

Çal›fl›yor

PÖnümüzdeki

y›llarda dünyam›zkömür, petrol vedo¤al gaza vedaetmek zorunda

kalacak.

BarbaraHendricks

121

öngörülen tarihi konferansta AlmanyaÇevre Bakan› Barbara Hendricks“Önümüzdeki y›llarda dünyam›zkömür, petrol ve do¤al gaza vedaetmek zorunda kalacak.” görüflünüdile getirdi.

ARBON YAKIT KULANIMININyok olmas› ancak teknolojinin

devaml› geliflimiyle paralel biçimdemümkün olabilecek. Ancak, iklimde¤iflikli¤i tehlikesinin kritik seviyede-ki tehdidi ile yüzleflmeden önce buzararl› emisyonlardantam olarak kurtula-bilmemiz de düflük birihtimal olarak de¤er-lendiriliyor. ABDBaflkan› Barack Oba-ma’n›n, “Paris’teal›nan kararlar›n hepsigerçeklefltirilse bile,atmosferimizdekikarbonu azaltmak içinsadece yar› yola gelmifloluruz.” sözleri de, buöngörülerin ciddiyetiniortaya koyuyor. Çünküaraçlar›n neredeyse tamam› vedünyadaki enerjinin üçte ikisini üretentesisler hala fosil yak›tlar kullan›yor.

Obama, bu konferansta yap›lananlaflmalar›n iklim problemleriniçözmeyece¤ini fakat ilerde çözülmesiiçin gerekli temeli yaratt›¤›n› dasöyledi. ‹klim Konferans›’nda yap›lanbir anlaflman›n koflulu olarak, aralar›n-da global büyüklükteki flirketlerin deyer ald›¤› yüzlerce firma ve binlerceflehir karbon emisyonlar›n› azaltmayasöz verdiler. Baz› flehirler ise karbon

emisyonlar›n› azaltmakla kalmay›pfosil yak›t kullan›mlar›na tamamenson verme kararl›l›¤›nda olacaklar›n›da aç›klad›lar. Paris dâhil olmak üzere18 Frans›z belediyesi kömür, petrolve do¤al gaz kullanan flirketler ileba¤lar›n› kesmek üzere ad›mlar att›.Oslo, Melbourne ve San Franciscogibi 60 flehir de bu tarz flirketlerleiflbirliklerini azaltacaklar›na ve yatamamen iliflkilerini keseceklerinedair söz verdiler.

Teknoloji dünyas›n›n devleri de,

fosil yak›t kullan›m›ndan uzaklaflmakiçin çaba gösterecekler. Bu devrimsuresince dünyaya yard›m etmek içinBill Gates (Microsoft), Jeff Bezos

(Amazon.com) ve Mark Zuckerberg

(Facebook) gibi 28 yat›r›mc›n›n kat›l›-m›yla milyarderler kulübü oluflturuldu.Gates, bu kulüp sayesinde temiz enerjifikirlerinin art›k sadece fikir olarakkalmay›p hayata geçeceklerini söyledi.Önümüzdeki befl y›l içinde 20 ülkeile çal›flacaklar›n›, bu ülkelerde temizenerji araflt›rmas› için yaklafl›k 20

BD fiUBAT 2016

“Paris’te al›nankararlar›n hepsigerçeklefltirilsebile,atmosferimizdekikarbonu azaltmakiçin sadece yar›yola gelmifloluruz.”

K

milyar dolar temin edeceklerini söyle-diler.

‹klim Konferans›’nda yap›lananlaflmalar, ço¤u ülkenin y›llard›r fosilyak›t kullan›m›ndan uzaklafl›p temizenerji kullan›m›na geçmeye yönelikhedeflerini gerçeklefltirebilmek içinyol gösterici oldu. Fosil yak›t kullan›-m›n› b›rak›p temiz enerji seçeneklerinegeçmenin temel nedeni çevreseletkiler olsa da, ekonomik nedenlerinde bu devrimde pay› var. Temiz enerjialternatifleri gittikçe fosil yak›tlardandaha hesapl› hale geliyor. 2008’denbu yana günefl ve rüzgâr enerjisimaliyetleri yar› yar›ya düfltü. Dolay›-s›yla, Amerika’da son 7 y›l içinderüzgâr enerjisi üretimi 3’e, güneflenerjisi üretimi ise 20’ye katland›.2013’te dünyada kullan›lan enerjininyüzde 22’si yenilenebilir kaynaklar-dan sa¤land›. Uluslararas› EnerjiAjans›’na göre bu rakam 2020 y›l›ndayaklafl›k yüzde 26’ya ç›kacak. Yenilenebilir enerji kullan›m›n›nyükselmesinin çevresel faydalar›

122

kadar elbette eko-nomik yararlar› daolacak. Rüzgar vegünefl enerjisi,elektrik ve hybridaraçlar gibi az kar-bon emisyonluteknoloji sistemlerigünümüzde dünyaekonomisine top-lam 600 miyardolar girdi sa¤l›-yor. Teknolojigelifltikçe güneflenerjisi daha da

ekonomik bir seçenek olacak, kömürkullan›m› ise gittikçe azalacak. Güneflenerjisini daha kullan›r hale getirmekiçin her gün yeni fikirler ve araçlaröne ç›k›yor. Günefl enerji panellerigiderek küçülüp tafl›nabilir flekillerdetasarlan›yor. Art›k bu paneller yollar-da, golf sahalar›nda ve evlerde bilekolayca kullan›labiliyor. Bill Gates,herhangi bir yüzeyi kaplay›nca güneflenerji paneline dönüflebilen bir boyaüzerinde çal›fl›ld›¤›n› bile aç›klad›.

EKNOLOJ‹ ‹LERLED‹KÇE ve fosilyak›tlar›n hem ekonomik, hem de

çevresel zararlar› gündeme getirildik-çe, araflt›rmac›lar ve mühendisleryenilenebilirtemiz enerji kaynaklar›n›kullan›labilir hale getiriyor.

Çok yak›nda günefl enerji panel-leri sadece büyük flirketler ve fabrika-lar›n üzerinde de¤il, mahallelerimiz-deki pek çok evin çat›lar›nda, yollardaya da kim bilebilir, belki d›fl cepheboyan›zda bile kullan›labilir halegelecek… •

T

BD fiUBAT 2016

Amerika’da son7 y›l içinde rüzgarenerjisi üretimi 3’e

günefl enerjisiüretimi ise 20’ye

katland›

123

Düfller ve DüflüncelerYahya Aksoy

T

“Mimarl›kta kubbe, Sümerlerinbulufludur.” Zahir Güvemli

arihi ‹pek Yolu üzerinde ticaretyapan kervanlar›n konaklayaca¤› vegüvenle baflka öncülere vekoruyuculara teslim edildi¤i belirliaral›klarla yap›lan 3000 y›ll›k menzilkaleleri yer alm›flt›r.

Saraylar!Kervans›z

SaruhanKervansaray›

124

nadolu’nun önemli ticaret yollar›üzerinde belirli aral›klarla “Ker-

vansaraylar” yap›lm›fl olup kervansa-raylar›n avlu ortas›nda bir cami,yap›n›n üç yan›nda konaklama odalar›,depolar, idari bölmeler ve hamam yeralm›flt›r. 2000 y›l› aflan bu an›tyap›larda, ifllenmifl sa¤lam yöreseltafllar kullan›lm›fl iç ve d›fl mekânlarzaman›n geleneksel motifleri ilesüslenmifltir.

‹nsanlar›n ve hayvanlar›n ihtiyaç-lar›n› giderece¤i alanlar kare vedikdörtgen flekilli bir plan üzerindekurulmufltur. Genifl bir avlu çevresin-de yer alan mekânlar bar›nmaya vegüvenli¤e elverifllidir. Sarn›ç sukuyular› da özel olarak yap›lm›flt›r.Her kervansaray›n, kalenin, han›n vehamam›n halk›n dilinde ve gönlündeyaflat›lan iz b›rakm›fl ac› ve tatl› biröyküsü, bir türküsü vard›r.

Kervansaray sözü, bizlere hemenatlar›n çekti¤i yayl› arabayla yolculukyapan F. Nafiz Çaml›bel’in tarihi,co¤rafyay›, insan› ve kültürümüzü

zaman içinde en iyi özetleyen “HanDuvarlar›” fliirini hat›rlat›r:

“...Ya¤›z atlar kiflnedi, meflink›rbaç flaklad› / Bir dakika arabayerinde duraklad›/ Neden sonra sar-s›ld› alt›mdaki demir yaylar / Gözleri-min önünden geçti kervansaraylar /...Gidiyordum, gurbeti gönlümde duyaduya / Uluk›flla yolundan OrtaAnadolu’ya /...A¤›r a¤›r önümdemgeçti deve kervan› / Bir kenardagöründü, beldenin vira han› /...Eygarip çizgilerle dolu han duvarlar› /Ey hanlar›n gönlümü s›zlatanduvarlar›.”

arihe tan›kl›k eden kadim birkültürün konuksever arma¤anlar›

kervansaraylar, yüzy›llara meydanokuyan mimari yap›lar› ve kimlikleri-nin yaz›l› bulundu¤u tafl ifllemeli vekemerli çatal kap›lar› ve tarihe tan›kl›keden yüksek kültürün görkemli abide-vi yap›lar› olarak dünya kültür miras›aras›nda seçkin yerlerini alm›fl bulun-makta ve insanl›¤› selamlamaktalar.

Bugün bilinenyüzden fazla kervan-saray›n dokuzuSelçuklu sultanlar›taraf›ndan di¤erleriSelçuklu vezirleri veemirleri taraf›ndanyapt›r›lm›flt›r. En eskiolan› Aksaray-Kayse-ri yolunda K›l›çaslanII taraf›ndan yapt›r›lanAlay Han geometriksüslemeleri ile öneç›kmaktad›r.

Anadolumuzun en

BD fiUBAT 2016

A

SaruhanKervansaray›

T

büyük kervansaray›,Aksaray-Konya ara-s›nda ana kervan yolla-r› üzerinde 1229y›l›nda Sultan AlaeddinKeykubat tarf›ndanklasik bir plan olarakinfla ettirilmifl Sultan-

han Kervansaray›’

d›r. Kapal› mekân veavlu bölümleri ile bir-likte 4 bin 990 metre-karelik bir alana yay›l-m›fl olan kervansaraySelçuklu tafl süslemesanat›n›n en güzelörneklerine tan›kl›keder.

Avanos Saruhan-Kayseri-Aksaraygüzergâh›nda Damsa Çay› Vadisi üzerinde1249 y›l›nda yöreselpembe ve aç›k tüfrenkli tafllarla 2 binmetre karelik bir alanainfla edilen Saruhan

Kervansaray›, 1991y›l›nda yap›lan resto-rasyonla eski haline döndürülmüfltür.

Aksaray-Nevflehir karayoluüzerinde 1239 y›l›nda tamamlanm›fl olan ve taçkap›n›n bulundu¤u giriflbölümünün hiç ›fl›k almamas›ndanad›n› alan A¤z› Karahan Kervansa-

ray›, kare planl› bir avlu ve dikdörtgenplanl› kapal› mekânlardan meydanagelmifltir. Taç kap›lardaki Selçuklumotifleri sanat tarihine ›fl›k tutmak-tad›r.

Kayseri Malatya karayolu üzerin-

125

de, Büyük Selçuklu Veziri CelaleddinKaratay taraf›ndan 1240-41 y›llar›ndayapt›r›lan kusursuz mimarisi ile öneç›kan Karatay Han bulunmaktad›r.Antalya- Burdur güzergâh› üzerindeSusuz Kervansaray›, ErzincanTercan’da bulunan Mama Hatun

Kervansaray› ve ülkemizin dört biryan›nda tarihi yollar üzerinde XII veXIII. yüzy›llardan itibaren kurulanyüzlerce kale, han ve kervansaray,sosyal, kültürel, ticari, ekononik ve

BD fiUBAT 2016

A

SaruhanKervansaray›

avlu görünüflü

ErzincanMamahatun

Kervansaray›

toplumsal tarihinizin kimlik an›tlar›d›r.Göz bebe¤imiz gibi onar›larak korun-mal› ve ifllevsel hale getirilmelidirler.

1993 y›l›nda organizatörlü¤ümdeyap›lan KTB. Uluslararas› Tarihi ‹pekYolu Kongresi’ne kat›lan iki yüzünüzerinde dünya bilim adamlar›, ozan-lar, manasç›lar, âfl›klar ve bas›n men-suplar› y›llar sonra ilk kez Anadolukervansaraylar›nda halk›m›zla birliktebir dizi kültürel etkinlik yapt›lar.

“Rüyada gibiyiz” diyerek,unutulmaz anlar yaflad›lar.Bu törenlere sahne olanSultan Han›, Saruhan, Ak

Han ve A¤z›kara Han ileilgi olarak ÇHC UrimçiDevlet Üniversitesi ö¤retimüyesi Abdülkerim RahmanAnadolu’nun Ulu Ker-

vansaraylar› bafll›kl› ma-kalesini yay›nlad›. Kültürve Turizm Bakanl›¤›, han-lar›n yerel el sanatlar› sat›flmerkezi olarak turizmhizmetine aç›lmas› için yeniprojeler üretti.

arafll› fieyho¤lu’nunsa¤ inip, ölü ç›kt›¤›,

gurbetten gurbete gidenyafll› yollar üstünde, dere-beyi gibi kurulmufl olan,fliflesi is ba¤lam›fl lambala-r›n ayd›nlatt›¤›, dertlerinedeva bulmak için gariplerintopland›¤›, duvarlar› dertyüklü, a¤›r a¤›r ilerleyenipek ve di¤er ticaret mallar›yüklü deve kervanlar›n› ve

tüccarlar› konuk eden kervansaraylar,flimdilerde kervans›z ama siyasal,sosyal, ticari ve kültürel tarihinmimarl›k simgeleri olarak ayaktalar... Bir ozan›m›z flöyle demekte:

“Kervansaraylar›n dili olsa dakonuflsa, keflke tüm insanla, dostluk,kardefllik u¤runa kültür ve sanatflenli¤inde buralarda buluflsa.” •

[email protected]

BD fiUBAT 2016

Alayhan

M

Susuz Kervansaray

A¤z›karahan Kervansaray›

126

127

Gezdikçe Gördükçe‹zlen fien Toker

Bursa’n›n Kalbindeki

Ulu CamiBafl›nday›m sanki bir mucizenin, Su sesi ve kanat flak›rt›s›ndan Billûr bir âvize Bursa'da zaman.

lu Cami’nin içindeki mermer flad›rvan›n yan›na oturmufl,f›skiyelerden havuza akan suyun sesini dinlerken Ahmet

Hamdi Tanp›nar’›n “Bursa’da Zaman” adl› fliirinin bu dizeleriakl›ma geliyor. Günefl ›fl›klar› havuzun üzerindeki camekanl›kubbeden, billur gibi parlayan suya süzülüp yans›yarak camiyiayd›nlat›yor.

U

Bu ›fl›k, bir hat sanat› müzesini and›rancaminin duvar ve sütunlar›ndaki hatlevhalar› ile duvar yaz›lar›n› dabelirginlefltiriyor. Evliya Çelebi’ninifadesi ile Bursa’n›n Ayasofya’s› olanbu önemli tarihi yap›n›n kuflatma,deprem, yang›n gibi felaketlerde zarargörmesine ra¤men onar›larak bugünegelebilmifl olmas› beni mutlu ediyor.

ivayete göre, Y›ld›r›m BayezidNi¤bolu zaferi sonras›nda

Bursa’da 20 cami yapt›rmak istese dedamad› Emir Sultan’›n önerisi ile 20cami yerine 20 kubbeli tek bir camiyapt›rmaya karar vermifl. Kapal›

namaz k›lma alan› bak›m›ndan ülke-mizdeki en büyük cami olan Ulu Cami1396-1399 y›llar› aras›nda Mimar AliNeccar’a yapt›r›lm›fl. ‹slam dinindekikutsal mekanlar içinde dönemin baz›alimleri taraf›ndan Mekke’deki Mes-cid-i Haram, Medine’deki Mescid-iNebevi, Kudüs’teki Mescid-i Aksa vefiam’daki Emeviye Camii’nden sonra5. en yüksek mertebedeki ibadethaneolarak kabul edilmifl.

Mevlit yazar› Süleyman Çelebi’nin ömrü boyunca imaml›k yapt›¤›caminin müezzin mahfili 1549 y›l›nda,

BD fiUBAT 2016

R

Girifl Kap›s›

onun karfl›s›na yerlefltirilmifl mermer-den oyulmufl tafl kürsüsü de 1815y›l›nda yapt›r›lm›fl. Sonraki yüzy›llar-da eklenen ve caminin iç mekan›n›süsleyen al›fl›lm›fl›n d›fl›ndaki büyükebatl› hat levhas› ile duvar yaz›lar›ilgi ve itibar› daha da art›rm›fl. YavuzSultan Selim taraf›ndan camiye hediyeedilen16. yüzy›ldan kalma bir sanateseri olan Kâbe kap› örtüsü de 2013y›l›ndaki restorasyonundan beri cami-deki iklimlendirmeli özel bir vitrindesergileniyor.

at sanat› örneklerine ek olarak20 kubbeli dikdörtgen plan›,

flad›rvan›, minberi ve kuzeydeki anakap›n›n yan›nda yer alan iki minaresiile özgün bir yap› olan Ulu Cami ileilgili Evliya Çelebi’nin Seyahatna-mesi’ne yazd›¤› baz› cümleler deflöyle:

“...Bu sütunlar üzerinde 19 kubbevard›r ki hep kurflunla örtülüdür. Herkubbenin alemleri günefl gibi parlar.Yirminci kubbe yeri caminin ortas›,aç›k olup sar› pirinç telden bal›k a¤›gibi bir kubbe örülmüfltür...Bu aç›k

129

kubbenin alt›nda daire fleklinde birhavuz vard›r ki içinde bal›klar yüzer.Bütün cemaat o havuzdan abdesttazeleyip ibadet eder...Dört taraf›

H

Yavuz Sultan Selimtaraf›ndan camiyehediye edilen16.yüzy›ldan kalma birsanat eseri olan Kâbekap› örtüsü camidekiiklimlendirmeli özel birvitrinde sergileniyor.

pencerelerle, pencereleri billurlarlabezenmifl ayd›nl›k bir camidir. Hergece yedi kandille ayd›nlan›r. Gecegündüz kalabal›k cemaati vard›r...Cevizden minberi yapan sanatkar, varkuvvetini sarf ederek tahtay› ola¤anüs-tü bir nak›flla bezemifltir ki buradakiBursal› fahri oymas› gibi; çiçek, turun-ca, efllemi, çargül, katmer gülleri veçeflitli kitabeleri dünya ressamlar› biraraya gelseler yapamazlar. Benzeribulunmaz...”

Gerçekten de Evliya Çelebi’ninyazd›¤› gibi benzeri bulunmayacakkadar güzel olan minberin yan›nagidip üzerindeki detaylar› inceliyo-rum. Kündekari tekni¤i ile geometrikflekillerde kesilmifl küçük ahflap parça-

lar›n›n tutkal ve çivi kullan›lmadanbirbirlerine geçirilmesiyle meydanagetirilmifl muhteflem bir sanat eseri...

n flafl›rt›c› yan› da 1399 y›l›ndayap›lm›fl olmas›na ra¤men

minberin mihraba bakan do¤u taraf›n-da günefl ve 9 gezegenden oluflangünefl sisteminin, bat› taraf›nda daSamanyolu’nu içeren galaksi sistemi-nin tasvir edilmifl olmas›... Üstelikminberin sa¤ yan›nda oyma sülüs yaz›ile ad› yaz›lm›fl olan sanatkar›n kom-pozisyona yerlefltirdi¤i gezegenlerinbüyüklükleri ve yörüngelerinin gerçekoranlarla örtüflüyor olmas› da insan›hayrete düflürüyor. Kainat› temsil edenminber ve Bursa’n›n kalbindeki bugörkemli yap› bana evreni, dünyay›,do¤ay› ve insanlar› düflündürüyor.

Ifl›¤›n ve suyun verdi¤i huzuru;iyili¤in, sevginin ve inanman›n gücü-nü düflünüyorum. Her birimiz farkl›insanlar olsak da hepimiz evrendef›skiyeden flad›rvan›n havuzuna düflenminicik su damlalar› gibiyiz. El eleverip dünyay› birlikte ayd›nlatabi-liriz... •

[email protected]

E

1399 y›l›nda yap›lan minber üzerine9 gezegenin ifllendi¤i günefl sistemi

130

imdiden binlerce Kamboçyal›n›n iyileflme-sini sa¤layan bu proje, dünyan›n dört biryan›ndaki milyonlarca düflük gelirli aile

için de düflük maliyetli bir tedavi umudu halinegeldi…

Kamu sa¤l›¤› ve beslenme dan›flmanl›¤›alan›nda çal›flan Kanadal› Doktor ChristopherCharles, alt› y›l önceki Kamboçya ziyaretinde,kans›zl›¤›n bu yoksul Asya ülkesinde çok ciddibir halk sa¤l›¤› sorunu oldu¤unu gördü.

131

HER TENCEREYE

Dünya DöndükçeSabriye Afl›r

B‹R BALIK!

Kamboçya gezisinde karfl› karfl›ya kald›¤› ve bir toplumsal sa¤l›ksorununa dönüflen kans›zl›k konusunda, uzun bir süre araflt›rmayapan Kanadal› doktor Christopher Charles, basit ve ulafl›labilirbir çözüm gelifltirdi: Demir bal›k.

fi

132

Kendal bölgesindeki köylerdeki gezi-lerinde, çocuklar›n kendilerindenbeklenen hareketli ve c›v›l c›v›l halle-rinin aksine, çelimsiz, hareketsiz vezihinsel geliflimlerinin yavafl oldu¤unatan›kl›k eden Dr. Charles’a, kad›nlarda bafl a¤r›s› ve yorgunluktan flikayetederek çal›flamayacak denli bitapdüfltüklerini anlat›yorlard›. Hamilekad›nlar da do¤um öncesinde ve son-ras›nda, kanama gibi çeflitli kompli-kasyonlar yafl›yorlard›. Tüm bunlar›ö¤renmesinin ard›ndan Dr. Charles,Kamboçya’da ciddi bir toplumsalsa¤l›k sorunu olan, demir eksikli¤ineba¤l› kans›zl›k konusuna kafa yorma-ya bafllad›.

BÜYÜK B‹R KÜRESEL SA⁄LIK

SORUNU

Befl y›l boyunca, Kamboçya’da kan-s›zl›k ve etkileri üzerine araflt›rmalaryapan Dr. Charles, kans›zl›¤›n ciddibir sa¤l›k sorunu oldu¤unu flu sözlerleanlat›yor:

“Anemi, özellikle çocuk do¤urma

ça¤›ndaki tüm kad›nlar›, gençleri veçocuklar› etkileyen, dünya genelindeen s›k görülen bir beslenme sorunu-dur. Anemi, hem insan sa¤l›¤› hem desosyal ve ekonomik geliflme konusun-da ciddi sonuçlara yol açan bir sorun.Bebek bekleyen bir kad›n, e¤er kans›z-l›k problemi yafl›yorsa, kanama yafla-ma riski art›yor. Bebekte de enfeksiyonkapma riski art›yor. Kamboçya gibigeliflmekte olan ülkelerde, demireksikli¤ine ba¤l› sa¤l›k sorunlar›nakad›nlar ve çocuklar›n yar›s›nda, yanioldukça yayg›n biçimde rastlan›yor.Genel bir çözüm olan demir desteklerive tabletler ise, demir emiliminiart›rma konusunda ifle yaram›yor.Çünkü insanlar genellikle yan etkile-rinden dolay› bu çözümlere baflvur-maktan yana olmuyorlar. Ayr›ca budestekler oldukça pahal›.

Kamboçya’da 6 milyon insan, -ki bu ülke nüfusunun yar›s› demek,demir eksikli¤ine ba¤l› kans›zl›k prob-lemi yafl›yor. Dünya genelinde ise buönlenebilir sa¤l›k sorununu yaflayankifli say›s› 2 milyar›n üzerinde…”

2011 y›l›nda Kanada’daki GuelphÜniversitesi’nde Biyomedikal Bilim

BD fiUBAT 2016

Dr. Christopher Charles

Anemi, özellikle çocukdo¤urma ça¤›ndakitüm kad›nlar›, gençlerive çocuklar› etkileyen,dünya genelinde en s›kgörülen bir beslenmesorunudur.

ve Epidemiyoloji alan›nda doktoras›n›tamamlayan Dr. Christopher Charles,14 bin kilometrelik yolculu¤unsonundaki o Asya ülkesine, Kamboç-ya’ya tafl›nmaya karar verdi. Veneredeyse köylülerin tamam›n›n pirinçyetifltirerek ve bal›kç›l›kla u¤raflarakgeçimlerini sa¤lad›klar› bir köyeyerleflti:

“Bu ciddi soruna bafl›m› çeviripyaflam›ma geri dönemez ya da bunukimsenin okumayaca¤› bir raporadönüfltürerek üzerime düfleniyapt›¤›m› düflünüp, öyleceyürüyüp gidemezdim. Çal›fl-maya devam etmem ve çözümüretmem gerekiyordu. Dolafl-t›¤›m yerlerde, insanlar›n herbulduklar› yerde dinlendikle-rini ve uyuduklar›n› görüyor-dum. Kimsenin çal›flacakgücü, çocuklar›n oyun oyna-yacak ya da bir fleyler ö¤rene-cek enerjisi, konsantrasyonu

133

yoktu. Biliyoruz ki, demir insan vücu-dunun ve beyinin geliflimi için zorunlu.Ayr›ca yaflad›¤›m köydeki çok say›dakad›n, kans›zl›¤›n direkt bir sonucuolarak önemli kanama sorunlar›ylakarfl›lafl›yorlard›.”

VE DEM‹R BALIK

TENCERELERE G‹R‹YOR

Dr. Charles, Kamboçya’da karfl›s›naç›kan bu toplumsal sa¤l›k sorununaçözüm aray›fl›ndayken basit,

BD fiUBAT 2016

Dr. Charles’›n tencerelerin içerisine konulmas›için düflündü¤ü demir parças›na “bal›k” biçiminibulmas› da sanc›l› bir süreçti. Önce bir dikdörtgenbar biçiminde tasarlanan demir parças›n›n, ka¤›ta¤›rl›¤›-kap› tutucu gibi de¤iflik alanlarda kullan›ld›¤›natan›k oldu. Sonra ise tepsi biçiminde bir demirparças› tasarlad›. Bundan da sonuç alamay›nca,Budist inan›fllarla kültürel bir ba¤› olan lotus çiçe¤i

flekline umut ba¤lad›. Ancak insanlar çiçek biçimindeki demir parças›n› datencerelerinin içerisine koymay› benimseyemediler. Son ve köylülerin kullanmaktauyum sa¤lad›klar› tasar›m ise “bal›k” biçimiydi. ‹nsanlar neredeyse her yemektebal›k tüketiyorlard› ve bal›k Kamboçya kültüründe “flans” anlam›na geliyordu. Bu“tasar›m” deneyimi Dr. Charles’a yeni bir fleyi daha ö¤retti: “Bilimsel çözümlerüretebilmenin temeli insanlar› anlamaktan geçiyor. Çünkü biz bilimadamlar›bazen ne yapt›¤›m›z›, neden yapt›¤›m›z› ve bunun insanlar› nas›l etkileyece¤iniunutabiliyoruz.”

sürdürülebilir, ucuz ve kolay ulafl›labi-lir bir çözüm fikrine ulaflt›. Dökmedemir tencerelerin, içerisinde piflirilenyiyeceklerin demir içeri¤ini art›rd›¤›nayönelik bilimsel araflt›rmalardan yola

ç›kan Dr. Charles, bundan esinlenerekyemek piflen tencerelerin içerisine birdemir parças› koymaya karar verdi.Ülkedeki çocuklar›n ve kad›nlar›nyeteri miktarda demir almas›n› sa¤la-yabilecek bu buluflunu ise, Kamboçya’da flans anlam›na gelen bal›k biçimin-deki bir demir parças› olarak tasarlad›.Dr. Charles, nas›l kullan›laca¤›n› datarif etti:

“Kaynayan suda ya da çorbadademir bal›k 10 dakika süreyle kaynat›-lacak. Daha sonra demir bal›¤› tence-reden ç›karabilirsiniz. Ve son olarakda, -demir emilimini art›rmak içinönemli, biraz limon s›k›n.”

anada’daki laboratuvar›nda,demir bal›k kullanarak haz›rla-

nan yiyeceklerden demir emilimininne ölçüde sa¤lanabildi¤i üzerindearaflt›rmalar›n› sürdüren Dr. Charles,demir bal›¤›n t›pk› anlatt›¤› gibi hergün kullan›lmas› halinde, bununyetiflkinlerdeki günlük önerilen demiral›m›n›n yüzde 75’ini, çocuklarda isedaha fazlas›n› karfl›layabilece¤i sonu-

BD fiUBAT 2016

Bu basit, ucuzve y›llarcakullan›labilecekdemir bal›k, eskiaraba parçalar›gibi baz› metallerineritilmesiylehaz›rland›.Bu “çevreselsürdürebilirlik”anlam›na dageliyordu.

Demir Bal›k Projesi, sonuçlar›yan› s›ra, ayn› zamanda bir sosyalkurulufl olarak da somutlaflt›.Proje için haz›rlananwww.luckyironfish.com sayfas›nda,aneminin halsizlik, biliflsel yetene¤inbozulmas›, çocuklarda fiziksel geliflimkonusundaki tehlikelere ve hastal›kriskinin artmas›na, hatta ölümlere yolaçabilece¤i belirtilirken, küçük birbal›kla tüm bunlar›n önlenebiliroldu¤una dikkat çekiliyor. Buradakibilgiye göre, küçük bir demir bal›kla,5 y›l boyunca tüm ailenin günlükihtiyac›n›n yüzde 90’› karfl›lanabiliyor.

K

134

cuna ulaflt›.Bu aflamaya geldikten sonra, Dr.

Charles demir bal›¤›n köylüler üzerin-deki etkilerini denedi. Her üç ayda birde kan örnekleri almaya devam etti.Ve bu s›k› çal›flma, sonuç verdi.Kamboçya’n›n belirlenen bölgesinde-ki, yiyeceklerini demir bal›k kullana-rak haz›rlayan 400 civar›ndaki köylü-nün yar›s›nda, bir y›l sonunda kans›z-l›¤a ba¤l› sa¤l›k sorunlar› art›ktamam›yla kaybolmufltu:

“‹nsanlar yan›ma gelip demirbal›¤›n kendilerine ve ailelerine nas›liyi geldi¤ini, daha enerjik hissettikle-rini anlatmaya bafllad›lar. Art›k bafla¤r›lar› yaflam›yor ve kendilerinisersem hissetmiyorlard›. Kad›nlar,çocuklar›n›n daha sa¤l›kl›, daha mutluve güçlü olduklar›n› söylediler.”

Demir bal›klar, geçti¤imiz y›lKamboçya’da 2 bin 500 aile taraf›n-dan kullan›ld›. Ülkedeki hastane vesivil toplum kurulufllar›na da 9 bindemir bal›k da¤›t›ld›. Dr. ChristopherCharles, bu yaz›y› haz›rlarken yarar-land›¤›m kaynaklardan biri olan 2014May›s›nda Dubai’de yapt›¤› birkonuflmada, “Toplum sa¤l›¤› içinbüyük bir bulufl yapm›fl olabilirsinizama insanlar› onu kullanmazlarsa,kabul etmezlerse ifle yaramaz. Ve basitbulufllar hayat kurtar›r. Biz demirbal›k ile hayat kurtar›yor, iyilefltiriyo-ruz.” diyor. Ve bugün Dr. Charles’›,demir bal›¤› gülümseyerek kabul edenKamboçyal›lar› görmek, buluflununinsanlar› iyilefltirdi¤ine yönelik sonuç-lara tan›k olmak mutlu ediyor.•

[email protected]

Adam, salonunu duvar ka¤›d›yla kaplatacakt›. Bu ifli daha önce yapt›rm›fl olankomflusuna, “Sen, salonun için kaç top ka¤›t ald›n?” diye sordu. Arkadafl›n›n “45 top…”yan›t›ndan sonra gidip 45 top duvar ka¤›d› ald› ve ifle bafllad›. ‹fli bitti¤inde elinde 23 topduvar ka¤›d› kalm›flt›. Hemen komflusuna gitti:“Ben de 45 top ka¤›t ald›m ama” dedi. “‹fl bittikten sonra elimde 23 top ka¤›t kald›?”

Komflusunun da kafas› kar›flt›: “Amma da rastlant›” dedi. “‹nan›r m›s›n, ifl bittiktensonra benim elimde de tam 23 top kalm›flt›...”

RASTLANTI!

135

ir düflünün… Hafta sonu birotelde kal›yorsunuz, oda temiz-

li¤i için gelen görevli kap›n›z› çal›yor.Açt›¤›n›zda karfl›n›zda duran temizlik-çi eski bir bakan. ‹sveç’in eski bakan›,25 y›l milletvekilli¤i yapm›fl, üsteliky›llarca ‹sveç’in en büyük partisi olanSosyal Demokrat ‹flçi Partisi baflkanl›-¤› görevini yürütmüfl olan Mona Sahlin

tam da bunu yap›yor flu s›ralar.K›z›n›n kurdu¤u bir temizlik

flirketinde hafta sonlar› otelodas› temizliyor. Hiç gocun-madan… Sahlin 25y›l› aflk›n siyasi hayat› boyuncaiki kez rüflvet ve yolsuzlukiddias›yla sorufl-turmageçiriyor. ‹lkin, sa¤c› bir gazeteSahlin’in devlet iflleri içintahsis edilen kredi kart›ndan kendi-sineçikolata ald›¤›n› öne sürdü¤ünde Sahlingörevinden istifa ediyor ve kendisinimahkemeye veriyor. Tarihe “toblerondavas›” olarak geçen bu soruflturmasonucunda akland›ktan sonra görevinegeri dönüyor.

Sahlin’i ikinci kez rüflvet iddias›ylayolsuzlukla mücadele komisyonu karfl›-s›na ç›karan suçlama ise, denetim

mekanizmalar›n›n demokrasilerde nas›lçal›flt›¤› konusunda ibret olacak cinsten.

Sahlin, bakanl›k yapt›¤› dönemde,ünlü tenisçi Roger Federer’in Dünyafiampiyonlu¤u final maç›na turnuvaorganizatörleri taraf›ndan onur konu¤uolarak davet ediliyor. Ancak yolsuzluklamücadele komisyonu, bu daveti kabuledip maç bileti ücreti ödemedi¤inden,siyasal makam›n› kullanarak kendisineç›kar sa¤lad›¤› gerekçesiyle Sahlin

hakk›ndasoruflturmabafllat›yor.Turnuvaorganizatör-leri, bu türorganizas-yonlarda

onur konu¤u davetiyelerinin paraylasat›lmad›¤›n› söyleseler de ayn› flekildedavet alan ‹sveç Genel Kurmay Baflkan›’n›n davetiyeyi reddedip kendi paras›ylabilet alm›fl olmas› Sahlin’i çok zordurumda b›rak›yor.

Sahlin partisinin bafl›nda girdi¤iseçimlerde % 0,5 oy kayb›nau¤rad›¤›nda ise görevinden istifaediyor. •

136

BD OCAK 2016

Gönderi: ÜSTÜN KÜSEFO⁄LU

B

Demokrasi,

TenisÇikolata ve

Roger Federer

MonaSahlin

Arjantin’de 92 yafl›ndaki MariaIsabel Mariani, 1976’da askeri yöne-tim s›ras›nda kaç›r›lan torununu hâlâar›yor. Geçen ay kendisi ile tan›flt›r›lanbir genç kad›n için “nihayet torunumakavufltum” dedi; ancak DNA testlerisonucunda, bu kiflinin arad›¤› torunuolmad›¤› ortaya ç›kt›.

Maria Isabel Mariani, 1976-1983y›llar› aras›ndaki askeri yönetimdekaybolan çocuklar›n›, torunlar›n›arayanlar, “Plaza de Mayo Anneanne-

leri” grubunun da eski baflkan›.

Almanya’dan ‹ngiltere'ninGloucestershire bölgesine gönderilenbir zarf›n üzerindeki adresin etiketidüflmüfl sadece “‹ngiltere” sözcü¤ükalm›flt›. Ancak kutlama kart› sahibineulaflt›. Paul Biggs, kart›n Pazartesi

137

Neler Olmuyor ki DünyadaSezin San Sungunay

1TorununuY›llard›r Ar›yor

2Adreste Yaln›zca‹ngiltere Vard›

138

günü Almanya'daki arkadafllar› tara-f›ndan gönderildi¤ini ve Çarflambasabah› eline ulaflt›¤›n› söyledi. ‹ngilizKraliyet Posta ‹daresi (Royal Mail),posta idaresindeki adres dedektifle-rinin ifllerini titizlikle yapt›klar›n›söyledi.

Avrupa’ya sekiz y›l önce birtekneyle kaçak giren Senegalli birgöçmen, piyangodan 400 bin Avroödül kazand›. 35 yafl›ndaki soyad›aç›klanmayan Ngagne adl› talihli2007'de Fas'tan ‹spanya'ya geçmifl,Roquetas de Mar kasabas›nda yaflama-ya bafllam›flt›. El Gordo adl› piyangodatek büyük ödül bulunmuyor, ikrami-yeler binlerce kifliye da¤›t›l›yor. Buy›lki ödül Roquetdas de Mar kasabas›-na isabet etti ve 1600 bilet sahibiikramiye kazand›.

Cenova Kentinde otobüs floför-lü¤ü yapan 37 yafl›ndaki Robertoisimli bir kiflinin rutin sa¤l›k tahlille-rinde kokain kulland›¤› belirlendi. Bu

kifli hayat›nda hiç uyuflturucu kullan-mad›¤›n›, yaln›zca iki bardak “Peruçay›” içti¤ini söyledi. Yap›lan testler-de, Güney Amerika'dan ithal edilen“delisse alla coca” çay›nda, kokaininetken maddesi “kokain hidroklorür”bulundu¤u tespit edildi. Bugünlerde‹talyan polisi çay›n ‹talya'n›n di¤erbölgelerinde sat›l›p sat›lmad›¤›n›araflt›r›yor.

Avustralya’da ‹ki yafl›ndakiSophia adl› k›z çocu¤u, evin köpe¤iile birlikte evden yürüyerek uzaklaflt›.Polis yedi saat süren araman›nard›ndan Poppy isimli, bir yafl›ndakiçoban köpe¤inin havlamas› sayesindeçocu¤u buldu. Kurtarma ekipleri,

BD fiUBAT 2016

3Göçmen Geldi,Zengin Oldu

4‹talya’da KokainliÇay Sat›lm›fl

5Köpek Havlad›Çocuk Kurtuldu

139

Sophia ve Poppy'yi bir baraja 200metre uzakl›kta buldu. Küçük k›zakavufltuklar› için çok mutlu olan aile,Poppy'e "mükemmel bir yemekhaz›rlayacaklar›n›" söyledi.

‹talya’n›n Antey-St-Andre kasaba-s›nda din e¤itimi veren peder DonZibigniew çocuklara, Noel Baba'n›ngerçek olmad›¤›n› söyleyerek, fleker-leme almalar› için ailelerinin verdi¤iparay› kiliseye ba¤›fllamalar›n› istedi.Çocuklar›n pederin bu sözleriniailelerine anlatmas› üzerine öfkelianne babalar bir protesto gösterisidüzenledi. Veliler, "Çocuklar›n hayal-lerini y›kmak ve ailelerin göreviniüstlenmek din adamlar›n›n haddide¤il" dedi.

Nüfusunun dörtte biri 65 yafl veüzerinde olan Hollanda, yafll›larlailgili ilginç bir projeyi bafllat›yor.Projenin fikir sahibi Türk kökenli bir

kasiyer Elif Özkan. Hollandal› yafll›-lar›n en fazla flikâyet etti¤i konular›nbafl›nda yaln›zl›k ve konuflacakbirilerinin olmamas› geliyor. Ço¤un-lukla, günlük s›k›nt›lar›n› ve sa¤l›ksorunlar›n› süpermarket kasiyerleriile paylafl›yorlar. Projede, kasiyerlere,yafll›lar›n durumunu anlayabilecekleribir e¤itim verilmesi planlan›yor.

‹ntihar oranlar›n›n en yüksek oldu¤uülkelerden biri Güney Kore. Bu ne-denle baz› flirketler çal›flanlar›n›n stressorununa ilginç bir tedavi yöntemi

uygulamaya bafllad›. Örnek bir uygu-lamada, Seul'deki bir flirketin çal›flan-lar›, kendileri için temsili cenaze töreniyap›yorlar. Önce sevdiklerine sonmektuplar›n› yaz›yor, kendileri için

BD fiUBAT 2016

6“Noel Baba yok”sözü isyan ettirdi

7KasiyerlerdenSa¤l›k Kontrolu

8Güney Kore’deTabut Terapisi

BD fiUBAT 2016

yerlefltirilmifl tabutlara girip yat›yorlar.Daha sonra tabutlar›n kapaklar› kapat›-l›yor ve bir müddet tabutta kal›yorlar

38 yafl›ndaki Meksikal› AndrésMoreno Sepúlveda, geçen ay yaflam›n›yitirdi. 450 kilo a¤›rl›¤›yla dünyan›nen fliflman adam› olarak gösterilenSeplúveda’n›n ölümüne kalp krizininyol açt›¤› belirtildi. Ekim ay›nda eskipolis memuru Sepúlveda'n›n midesi-nin dörtte biri al›nm›flt›. En son 300kg olan Sepúlveda, bir y›l içindea¤›rl›¤›n› 70-85 kg daha azaltacak biroperasyon geçirmeyi bekliyordu.Sepúlveda, ayn› zamanda diyabet veyüksek tansiyon hastas›yd›.

9En fiiflman AdamHayat›n›Kaybetti

Danimarka'da halk, peflin paraylaal›flverifl yapmak yerine bankakartlar›yla ödemeyi ye¤liyor. Bundan20 y›l önce Danimarkal›lar›n yüzde80'i nakit para kullan›yordu. Bugün

10Danimarka ParaKullanmayacak

nakit kullananlar›n oran› yüzde 25'igeçmiyor. Yak›nda, g›da maddelerid›fl›nda sat›fl yap›lan iflletmelerintamamen nakitsiz ödeme uygulamas›-na geçebilece¤i belirtiliyor. ‹sveç'tebaz› bölgelerde benzer bir uygulamadama¤azalar›n kap›lar›nda, "Nakitgeçmez" ibaresi yer al›yor.

11Dünya Nüfusu7.4 Milyar

Alman Dünya Nüfusu Vakf›‘n›n(DSW) verilerine göre, 2015 y›l›ndabir önceki y›la göre nüfus 83 milyonart›fl kaydetti. Nüfus art›fl› özelliklegeliflmekte olan ülkelerde gözlemleni-

yor. Buralarda her y›l 75 milyon kad›nistemeden hamile kal›yor.•

[email protected]

140

Daha ilk klimam›z› takt›rm›flt›kve sesinden dolay› asab›m›z bozuluyor,uyuyam›yorduk

‹flte, s›cak ve rutubetli bir yazgününde evimden ç›kt›m ve ÇocukNörolojisi bölümüne gittim. Her fleypek güzel ve dingindi. Caddeye f›rlad›-¤›m gibi gittim ve e¤reti binalarda(Numune Hastanesi) e¤itim gördü¤ü-müz Pediatrik Nöroloji bölümünegittim.

Çocuk pek küçüktü ve henüz 4yafl›ndayd›. Annesi ve babas› dönemlikçal›flan tar›m iflçileriydi ve pek fazlaparalar› olmad›¤› da gözlerinden anla-fl›lan iki gariband›. Zehra’y› getirmifl-lerdi muayeneye ama babas› da, annesi

141

BD SUBAT 2016

Gitme YavrumYazan: Prof. Dr. M. KEREM DOKSAT

araj Yolu 6.5 duraktaoturuyorduk ve hemTekwondo için antren-man yap›yor, hem de

Büyük Saat’teki muhtelifortamlara dal›p ç›k›yordum.Apartman›n en üst kat› sankitamamen bana aitti ve hemçevreyi seyreder, hem de uydu-ruk bir teleskopla Adana’y›gözlemlerdim. Pek çok arkada-fl›m da tak›l›rd› yan›ma. Evegiren ç›kan›n haddi hesab› yok-tu o zamanlar; gitarla ilahilerde, düzenlemeler de çalard›k.

B

142

de mutsuz ve umutsuz bak›fllarlabak›yorlard› bize. Henüz hekimolmam›flt›m ama yine de bir fleylerinyolunda gitmedi¤ini anlam›flt›m.Ambulans›n sireni çok aç›kt› amaiçindekilerin sesi solu¤u ç›km›yordu.Tevekkül ve çaresizlik içindebak›yorlard› bize.

40 yafllar›ndaki han›m Doçenti-miz atlad› önce ve sert bir ses tonuyla“hemen içeri al›n” talimat› verdi. Onu,Yard›mc› Doçent A¤abeyimizin“aman hemen yatakl› bölüme yat›r›nve kemik ili¤i biyopsisine haz›rlay›n”talimat› izledi. ‹kisi bir oldular veenjektörü tam le¤en kemi¤inin üzerin-den bat›rarak dald›lar ufac›k k›z›nkemi¤ine. Kanla kar›fl›k kemik ili¤ihemen f›flk›rm›flt›.

onunda, hepimizi donduran birsonuç gelmiflti. Hem Yard›mc›Doçent, hem Doçent Han›m,

lamla lamel aras›ndaki incecik dokuparças›na bakarak birbirlerini teyitederlercesine aç›klad›lar tan›lar›n›:

“Akut miyeloid lösemi.”Bunun, h›zla bafllay›p, genellikle

de öldürücü seyreden bir kan kanseri

türü oldu¤unu hepimiz biliyorduk amao ufac›k k›zca¤›z›n babas› ‹dris, neolup bitti¤inin henüz fark›nda de¤ildi.Çaresiz bak›fllar›n› önce yard›mc›doçent a¤abeyimize, sonra doçenthan›ma yöneltti, yar›m yamalakTürkçesiyle sordu:

“Doktor bey a¤abeyim, doktorhan›m ablam, k›z›m yaflayacak m›?”

Çaresiz baban›n sorusu karfl›s›ndahepimiz donmufl, kalm›flt›k. Hiçbiri-mizin a¤z›n› b›çak açm›yordu. Kötübir haberi hasta yak›n›na vermekgörevi, her zaman “en çömez”imizinomuzlar›na yüklenirdi. Yine öyle oldu,çevremizdeki bütün gözler banaçevrildi.

‹dris Bey’e yaklaflt›m ve titreme-sini engelleyemedi¤im bir sesle k›z›-n›n durumunu anlatmaya çal›flt›m:

“K›z›n›z›n çok önemli bir kanhastal›¤› var” diyebildim. “Belkikaybedebiliriz bile.”

Adamca¤›z sorgulayan gözlerleöyle bir bakt› ki yüzüme, bugün bilegözlerimin önünden gitmez, onun obak›fllar›.

“Siz daha uzman de¤ilsiniz gali-ba” dedi, sustu. Bütün s›navlar›mdan

S

baflar›yla geçmifl, T›p Fakültesi’ndenmezun olmufltum ama, flimdi yüre¤iac›lar içindeki bir baba karfl›s›ndabambaflka bir s›nav veriyordum:

“Evet, henüz uzman de¤ilim amayak›nda uzman da olaca¤›m, hattakesin kararl›y›m, ileride psikiyatriprofesörü bile olaca¤›m” dedim. “Hiçkuflkunuz olmas›n, t›bbiyeden iyianlar›m, bana ne sormak istiyorsan›z,sorabilirsiniz...”

Efli ‹dris’i yana itti, kendi önegeçti. O yöredeki a¤alar›n hizmetindeçal›flan garip kad›nlardan biri oldu¤u,flalvar›ndan ve Türkçeyi bozuk birlehçeyle konuflmas›ndan anlafl›l›yordu.Açabildi¤i kadar açt›¤› mavi mavi

gözlerini yüzüme dikti ve önce ogözleriyle, sonra bozuk Türkçesiyle,en yetkin profesörün bile yan›tlamaktazorlanaca¤› en zor “s›nav sorusu”nusordu:

“Yani k›z›m ne olacak, DoktorBey” dedi. “Onu söyle bana...”

Bu “anne sorusu” karfl›s›nda içimdarald›, ald›¤›m nefes yetmez oldu.Sanki o an mengene gücünde bir çiftel, bo¤az›m› kelepçe gibi kavram›fl,tüm gücüyle s›k›yor, s›k›yor, s›k›yor-du. D›flarda rüzgâr, havan›n s›cakl›-¤›yla ve nemiyle çarp›fl›yor, ortal›¤›toz dumana kat›yor, duvardakitermometre 36º C s›cakl›¤› gösteri-

143

yordu. Aln›mdan kayan ter damlalar›sanki içimden f›flk›rm›yor, havan›nneminden yüzüme bulafl›yordu.

“Doktor bey, doktor bey, köydekison mal›m›z› satt›k.”

Kastetti¤i öküzdü ve belli ki enson onu elden ç›karm›fllar, baflka birfleyleri kalmam›flt›.

“Allah’tan ümit kesilmez” dedimyutkunarak. “Bak›n hocalar›m daseferber oldular, en iyi ilaçlar› veripflifaya kavuflturacaklar yavrunuzu.”

‹kisi de hepimizi küçümsercesinebakt›lar yüzlerimize. “fiifa sadeceAllah’tan gelir, siz olsan›z olsan›z,ancak vesilesi olursunuz o flifan›n”dediler ve ellerinde kalan birkaç tane

alt›n› da bozdurdular, paraya çevirdi-ler, tedavi ücretini peflinen yat›rd›lar,yürüyerek uzaklaflt›lar.

Minik Zehra sadece üç gündayanabildi her taraf›ndan sokulantüplere, biyopsilere ve tahlillere. Hephafif hafif gülümsüyor, bazen dedoyarcas›na gülüyordu. Minnac›kbebeklerin de, çocuklar›n da, az›c›kiyileflince hemen tebessüm ettiklerinide böylece ö¤renmifltim. Tam dördün-cü gündü; eve gitmeye k›yamam›flt›mve hemen yan›ndaki sedyede uyukla-maktayd›m. Hava da bozmufl, ya¤murçiselemeye bafllam›flt›.

Nöbetçi hemflire “Bir bak›n

BD SUBAT 2016

ALLAH’TAN ÜM‹T KES‹LMEZ.BAKIN HOCALARIM DA SEFERBER OLDULAR,

EN ‹Y‹ ‹LAÇLARI VER‹P fi‹FAYA KAVUfiTURACAKLAR YAVRUNUZU

isterseniz, sizden daha k›demli yokda...” dedi. Sabaha karfl›yd›; 04:00sular› gibi.

‹çime daral düfltü ve hemenZehra’n›n yan›na kofltum. “DoktorAbi, ben çok yaflicem di mi?” dedi.

Gözlerim doldu ama ona göster-memem gerekiyordu.

“Tabii ki yavrum, ileride benköye gelip, senin mürüvvetini degörece¤im” dedim.

Pek inanmam›flt› ama hofluna dagitmiflti. Minnac›k avuçlar›n› uzatt›bana ve “Ümit var di mi?” diye sordu.

S›ms›k› sar›ld›m narin gövdesineve “Elbette” dedim. “Dur hele can›mbenim.” dedim.

irkaç saat sonra Doçent Abla-m›z ve Yard›mc› DoçentA¤abeyimiz göreve geldiler,

onlar da seferber oldular ama…Zehra’c›¤›n kalbi de, bedeni de dayan-ma gücünü yitirmiflti. Son bir keztebessümle bakt› hepimize, “Allah’a›smarlad›k” dedi ve... Gitti!

Zehra’c›k, kay-betti¤im ilk hastam-d› ve ölüm denileno “kaç›n›lmaz ger-çek”le ilk karfl›lafl-mamd›. Hastaba-k›c›lardan k›demlihekimlere kadarherkesin gözleridolmufltu. Ne ilkti,ne de sonuncusuy-du ama bu minna-c›k k›z öyle bir izb›rakm›flt› ki hepi-mizde, san›r›m

hiçbirimiz unutmam›fl›zd›r. ‹flin en can s›k›c› bölümüne

gelmiflti s›ra. Yard›mc› Doçent A¤a-beyimiz’den “beni ba¤›fllamas›n›” ricaettim. Buruk bir tebessümle ba¤›fllad›beni:

“Elbette Keremci¤im, hadi gitevine, dinlen... Çok yoruldun” dedi.

Evde bir bardak ›hlamur yapt›mkendime, döfle¤in kenar›na k›vr›ld›mve onu içerken uyuyakalm›fl›m.

rtesi sabah Zehra’n›n anne vebabas›n›n geldi¤ini, a¤›zlar›n›dahi açmadan yavrular›n›n

nafl›n› al›p köylerine götürdükleriniö¤rendim. Zehra gitti ama, onun ominnac›k elleri ve ümit dolu mavigözleri hiçbir gözlerimin önündengitmedi.

T›p Fakültesi’ndeki hocalar›mbana yaflam› ve yaflatmay› ö¤retmifl-lerdi; bu minnac›k Kürt k›z› ise, banayaflam›n da bir sonu oldu¤unu ilkö¤reten hocam oldu. Ifl›klar içindeuyusun. •

BD SUBAT 2016

B

E

144

YEN‹ B‹R YILA G‹RD‹K, 12 ay h›zla ak›p gitti.fiimdi kendimize bir dakika zaman ay›ral›m vegeçen y›lda bu yolculukta ne gibi dönüflümler

yaflad›¤›m›za, deneyimlerimizden nas›ltatmin edici dersler ç›kard›¤›m›za

ve kendimizi nas›l onurland›ra-ca¤›m›za bakal›m.

145

Gerçek Olsun!

Hayaller

Anne Babalarla BaflbaflaNilay Karatosun

Gözlerinizi kapat›n, bir an için2015 boyunca nefle ve coflkuiçinde oldu¤unuz anlar›,uyanma anlar›n›, gerçektenkalpten hissetti¤iniz duygu-lar›, çocuklar›n›z›n yeni birfleyler denediklerindekitan›kl›¤›n›, yeni düflüncekal›plar›na uyum sa¤lamala-r›n› ve tepkilerini gelifltirme-lerini yeniden hat›rlay›n.

eni bir seneye girerken genellik-le neleri de¤ifltirmek istedi¤imi-ze odaklan›r›z, oysa neleri

baflard›¤›m›za yönelik omuzumuzabir teflekkür s›vazlamas› yapmay›unuturuz.

Bir an için dursak ve geriyebaksak “Vaay, bu durumu daha öncehiç baflaramad›¤›m kadar iyi hallettim!Harika bir fley, bu olay art›k beni hiçrahats›z etmiyor.” dedi¤imiz anlar›yakalar›z. Ufak tefek zaferlerimizi

fark etmek, bize zor olaylar› güçlü birbiçimde yeniden ele alma f›rsat› verir.

Dönüflüm ve geliflim hayat›m›z›nsüregelen bir parças›d›r. Yol boyuncabüyük ya da küçük olmalar›na bak-maks›z›n baflar›lar›m›z› kutlamak,devam eden yolculukta bizim mutlu,tatmin ve harikulade hissetmemizeyard›mc› olur.

Yeni senenin ilk bir kaç haftas›n-da bugüne kadar baflarm›fl olduklar›n›ortaya ç›karmaya odaklan›n ve ayn›fleyi çocuklar›n›zla da yap›n. Onlar›ngeliflimlerini takdir edin, talep edilme-den yard›m ettikleri anlar› hat›rlat›nve teflekkür edin, kardefliyle ya daarkadafl›yla yaflad›¤› bir olayda tepki-sel davranmadan kendini kontrol etti¤ianlar› göstererek kutlay›n.

Bu kutlamalar, 2016 y›l›nda kendi-nizle ve sevdiklerinizle yeni bir iliflkive ba¤ kurmana, motivasyon ve cesa-ret enerjisi yaratman›za neden olacak-t›r. Kutlama ve flükran enerjisi ile2016’y› yaratmaya ne dersiniz?

YEN‹ YARATIMLARIN güçlü yolla-r›ndan biri “Vizyon Panosu” yap-

BD fiUBAT 2016

Y

makt›r. “Vizyon Pano-su” bir çeflit mucizeyarat›r. Ben her y›l birtane yapar›m ve yap-t›kça “Vizyon Panosu”nun gücüne daha fazlainan›yorum. VizyonPanosu benim için birkaç flekilde çal›fl›yor.

V‹ZYON PA-NOSU y›ll›k

hedef belirleme süreci-nin çok önemli bir ad›m›d›r. Hedef-lerimi, de¤erlerimi ve niyetimi ortayakoymam› ve önceliklerimi belirleme-mi sa¤lar.

V‹ZYON PANOSU yapmakçok e¤lenceli ve yarat›c› bir

fleydir.

V‹ZYON PANOSU haz›rlamasüreci hedeflerimi ve niyetimi

fidelenmesi için topra¤a ekmek gibi-dir. Hedeflerimi, dileklerimi, de¤er-lerimi ve niyetlerimi sözler ve resim-lerle görmek, benim nas›l olmakistedi¤imi, neye sahip olmak istedi¤i-mi ve ne yapmak istedi¤imi çokbelirgin hale getirir ve her an hat›rlat›c›bir etkisi vard›r. Bu flekilde bilinçalt›-ma isteklerim ve hedeflerimle ilgilimesaj veririm ve bilinçalt›n›n da yard›-m›yla kurgulad›¤›m yönde ilerlememmümkün olur.

AYRICA HEDEFLER‹M‹ veniyetimi dile getirdi¤imde ve

çevremdekilerle paylaflt›¤›mda bunla-r›n gerçekleflmesi için destekçiler ve

147

takipçiler yaratm›fl olurum.Yolumuzda bizi söylemlerimizdensorumlu tutacak takipçiler olmas›inan›lmaz bir güç ve destek yarat›r.

Vizyon panolar› gerçekten ifleyar›yor mu?

Kesinlikle evet. Benim için ifle ya-rad› ve baflkalar› için de yar›yor. Vizyonpanosuna koymufl oldu¤um bir hedefi-min gerçekleflti¤ini görmek muhteflembir duygu. Bazen ayn› sene içindegerçekleflmeyebiliyor ama her fleyin birolgunlaflma süreci yok mu zaten?

Eski yapt›¤›m panolara bakt›¤›m-da gerçekleflen ne kadar çok hayalimoldu¤unu görmek hem çok flafl›rt›c›,hem çok e¤lenceli, hem de bir o kadargerçek. “Vizyon Panosu” haz›rlamakçocuklar›n›zla yapaca¤›n›z müthifl

BD fiUBAT 2016

4

Vizyon Panosuhaz›rlama sürecihedeflerimi ve

niyetimi fidelenmesiiçin topra¤a ekmek

gibidir.

e¤lenceli bir aktivite. Birlikte ortakhedeflerini yarataca¤›n›z, paylafl›pe¤lenece¤iniz çok özel bir an bu.

Haydi hemen bir zaman planla-y›n; Çocu¤unuzla birlikte rahat, keyiflibir ortam yarat›n, ortak sevdi¤iniz birmüzik aç›n, en sevdi¤iniz içecekleri,en sevdi¤iniz bardaklara koyun vee¤lence bafllas›n. ‹htiyac›n›z olacakmalzemeler renkli karton, farkl› konu-larda bolca dergi, makas ve yap›flt›r›c›.Tüm niyetinizi aç›kça ortaya koyunve samimiyetle kendinize veçocu¤unuza ne istedi¤inizi sorun.

Nas›l biri olmak istiyorum?Ne yapmak istiyorum?Neyi baflarmak istiyorum?Neye sahip olmak istiyorum?

ÇOCU⁄UNUZLA B‹RL‹KTEdergileri kar›flt›rmaya bafllay›n. Belkibir bafll›k, sorular›n›za cevap olacak,belki bir resim bir fley ça¤r›flt›racak.O an sadece orada olmay› seçin.

Bu süreç derinlere inmenize, biran için egonuzu bir kenara b›rakman›-za, vizyonunuzu aç›k ve net yaratma-n›za yard›mc› olacak, çocu¤unuzla

yepyeni bir ba¤ kurman›za katk›dabulunacakt›r. Saf ve temiz bir enerjiile etkilendi¤iniz, hoflland›¤›n›z hercümleyi ve resmi niçin diye sormadankesin ve panonuzun üzerine yap›flt›r›n.

Olur mu, olmaz m›, bu çok zordiye düflünmeyin sezgilerle haz›rlanan“Vizyon Panosu” müthifl bir rehberniteli¤indedir, çünkü egomuz neistedi¤ini bildi¤ini düflünür, oysa ço¤uzaman gerçek düfllerimiz, düflünce-lerimizle uyum içinde de¤ildir. Buflekilde daha derine iner, sizin ve

çocu¤unuzun tutku-sunu, gerçekten sizineyin heyecanland›r-d›¤›n› ortaya ç›kar›r.

2016’n›n tümsevdiklerinizlepaylafl›m içinde,yarat›m dolu vee¤lenceli geçmesidile¤i ile. •[email protected]

BD fiUBAT 2016

148

XXX

Aylin Abla’dan Ö¤ütlerAylin Yengin

'Aflk' insan olman›n engüzel ve vazgeçilmezözelliklerinden biri. Peki,ama biri size gelip de “Aflknedir?” diye soracak olsayd›,cevab›n›z ne olurdu?

¤itim Görevlisi ve Yazar Leo

Buscaglia liderli¤indeki biraraflt›rma grubu, çocuklar›n aflk

alg›s›n› keflfedebilmekamac›yla bu soruyu

cevaplamalar› için 4 ila8 yafl aras› bir grupçocu¤a sordu.Buaraflt›rmay› yaparkenesas amaçlar›,içlerinde en sevecençocu¤u bulmakt›.Ancak araflt›rmaboyunca, aflk›nçocuk alg›s› üzerindene kadar derin biranlama sahipoldu¤unu hayretlekeflfettiler.

‹flte çocuklar›n verdikleri flafl›rt›c›ama bir o kadar da flefkatliyan›tlardan baz›lar›:

Büyükannem romatizmaoldu¤unda, e¤ilip ayak t›rnaklar›n›boyamak ona çok zor geliyordu. Buyüzden dedem onun t›rnaklar›n›boyamaya bafllad›, hatta kendisi deromatizma olduktan sonra bunuyapmaya devam etti. Aflk budur iflte.Rebecca / 8 yafl›nda

Birisi seni sevdi¤inde, ismini bile

farkl› flekilde söyler. Bu flekildeisminin, onun a¤z›nda güvendeoldu¤unu bilirsin.Billy / 4 yafl›nda

Aflk seni, yorgunken bilegülümsetebilir.Terri / 4 yafl›nda

Aflk, biriye yeme¤egitti¤inizde ve karfl›n›zdakisizden hiçbir fley istemeden onabütün k›zarm›fl patateslerinizivermektir. Karfl›l›¤›nda hiç patatesk›zartmas› istemeden...Chrissy / 6 yafl›nda

Aflk, annem babama kahvepiflirdi¤inde ucundan bir yudumiçmesidir, sadece lezzetli oldu¤undanemin olmak için.Danny / 6 yafl›nda

Aflk sürekli öpüflmektir. Veöpüflmekten s›k›ld›¤›n›zda bile birlikteolmak ve onunla konuflmaya devametmek istersiniz. T›pk› annemle babamgibi. Öpüfltüklerinde çok çirkingörünüyorlar.Emily / 6 yafl›nda

150

Aflk bir çocu¤a gömle¤inin güzeloldu¤unu söyledi¤inde, onu her güngiymeye bafllamas›d›r.Noelle / 7 yafl›nda

Aflk, babam terli oldu¤unda ve kötükoktu¤unda bile annemin onu hâlâRobert Redford’dan yak›fl›kl›bulmas›d›r.Chris / 7 yafl›nda

Aflk, köpe¤inizin yüzünüzü sevgiyleyalamas›d›r, hatta onu bütün gün evdetek bafl›na b›rakt›ktan sonra bile.Mary Ann / 4 yafl›nda

Gerçekten öyle hissetmiyorsankimseye 'Seni seviyorum' dememengerekir. Ama e¤er öyle hissediyor-san sürekli tekrar etmelisin. Çünküinsan unutabilir.Jessica / 8 yafl›nda

[email protected]

BD fiUBAT 2016

BD fiUBAT 2016

151

“Bilginizi Denetleyin”

fiUBAT AYI ÇÖZÜMLER SAYFASI

1-(b) Denizat›

2-(c) Küba

3-(d) Endüljans

4-(c) Tevhid

5-(c) Su bir cisme, tafl›rd›¤›su kadar yukar› do¤ru bir güçuygular

6-(b) Kat›r

7-(c) Afrodit

8-(a) Vincent Van Gogh

9-(c) 1934

10-(d) Cenevizliler

11-(b) Kardelen

Kare Bulmaca

9-(d) K›flk›rtma

10-(c) Yörekent

11-(a) Mimarl›¤›n bir kolu

12-(c) Örgü gözene¤i

13-(d) Derme çatma yap›

14-(b) Osmanl› bafll›¤›

15-(d) Felsefede bir ö¤reti

1-(b) Hava bas›nç birimi

2-(a) Evrensel

3-(b) Yüksekokul

4-(b) Yar›fl at› binicisi

5-(a) Fiyat› düflürerek satmak

6-(a) Evcil hayvan bilimi

7-(b) Gerilim birimi

8-(c) A¤aç türü

Gönderi adresi:Sedef Cad. 2446 Ada, 1. Parsel, A Blok, Kat: 3,

Da: 16, Ataflehir, 34750 ‹stanbule-posta: [email protected]

(e-posta ile gönderece¤iniz fotograflar›n 150 KB’den fazlaolmamas›na lütfen özen gösteriniz.)

YARININ BÜYÜKLER‹BD fiUBAT 2016

152

Halil ve Melike Abdujalilov, Taflkent

Yasmel Mila Aydo¤du, ‹zmir

Ahmet Gerkufl, Bal›kesir

Bobur Abduganiev, Taflkent

Defne Akpınar, SivasAlya Topuz, Düzce

153

BD fiUBAT 2016

Berk ve Bora Gündüz, Ankara

Duru Zinciro¤lu, Ankara

Merve Erdo¤an, Diyarbakır Meryem Erdo¤an, Diyarbakır

Bera Bertu¤ Canöz, K›r›kkale

Öyküm Timurcanday,‹zmir

Mümin Utku Bulut, ‹stanbul

Nehir Geçgel, ‹stanbul Umay Karamahmut, Rize Eren Ersürmeli, ‹stanbul

Uras Gürsoy, ‹stanbul

BD fiUBAT 2016

154

Bulmacan›n çözümü 151. sayfadadır.

BulmacaFiliz Lelo¤lu Oskay

[email protected]

SOLDAN SA⁄A: 1-Türk HalkMüziğine büyük katkılarda bulunmuş olanve 2004 yılında yitirdiğimiz fotoğraftagörülen ses sanatçımız. 2-Birine geçiciolarak bırakılan ve teslim alınan kişicekorunması gereken eşya.- Bolu iline bağlıturistik bir göl.- Eski bir zamanı belirmekiçin kullanılan sözcük. 3-Öğrenimgörmemiş, okumamış.- ‘ …. Kızı ‘ ( OrhanKemal ’ in bir yapıt ı ) . - Bayındır.4-Emsallerine göre daha büyükçe olan.-Ünlü Hollandalı art izlenimci ressam.-Üye. 5-Titreyen, titrek.- ‘ Halide Edip…….’ (Edebiyatçımız). 6-Avrupa Birliği’nisimgeleyen harfler. - Çok yüksek elektrikve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığıolan madde.- Tanrıya göre insan. 7- İskam-bilde birli.- ‘Kral ….’ (Shakespeare’ninbir yapıtı)- Kabak yaprakları biçimindeetli ve tüylü yaprakları olan, kırlarda vesu kenarlarında yetişen bir bitki.8-İslamiyetin farzlarından biri.- Bağışlama.-Büyükbaş hayvan.- B ir bağ laç .9-Karakter.- Bir renk.- İstanbul’un birilçesi. 10-Metin olma, dayanma, sağlamlık.-Cariye, kadın köle. 11-Uğur sayılır.- Keten,kenevir, pamuk, gibi türlü dokuma madde-lerinden yapılan ince halat. 12- 1907-1991 yılları arasında yaşamış olup klasikbatı müziğinde yapıtlar vermiş Türk müzikeğitimcisi ve müzik bilimcisi.-Eğer, Şayet.13-Bir padişahın emrinde olan halk.-Özel yer, makam.- Bilim adamı. 14-Güzelsanat.- Küçük bir limon türü.-Ticareteilişkin. 15-Geleceği öğrenmek, şans vekısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı,kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlamçıkarma.- Güçlü, onurlu.- Eski dilde katı,şiddetli. 16-Bir nota.- İridyumun simgesi.-Erkek. 17-Akdeniz Bölgesinde yetişenbir ağaç cinsi.- Gümüş. 18-Utanma, utançduyma.- Bir cetvel türü.- Hava basıncı birimi.19-Asya’da bir ülke.- Tuzlu suda, sirkedebırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebzeveya meyve. 20- Güneydoğu Anadolu’dabir petrol bölgesi.- Eski dilde tat.

YUKARIDAN AfiA⁄IYA: 1- ‘ ….….. Akses’ (Çağdaş Türk müziğinin kurucuve öncü kuşağı olan ve “Türk Beşleri”olarak tanınan grubun üyesi olanmüzisyenimiz). -Trabzon’un bir ilçesi.-İran’ın plaka işareti. 2-Belirti, iz.- GenellikleOrta ve Doğu Karadeniz’e özgü, kırsalyörelerde görülen dört direk üzerineoturtulmuş mimari yapı.- Akdeniz’de birakarsu. 3-Gereğinde kullanılmak içinsaklanan tahıl.- Japon samurayları tarafın-dan kullanılan, geleneksel tek yönlü, kıvrıkkılıç çeşidi.- Bir ağırlık ölçüsü birimi.4-Kars ilindeki ünlü harabeler.- Kaçak veyasak şeylerin saklandığı gizli yer.- ‘Hamidiye …….’ (II. Abdülhamit’in DoğuAnadolu’da yaşayan Türkmenlerden veYörüklerden oluşturduğu Osmanlı birlik-leri.- Sodyumun simgesi. 5-Şeker, yağ, unveya irmikle yapılan tatlı.- Doymuşhidrokarbon sınıfından, gaz halinde, doğalgazda bol bulunan bileşik.- Ulaşmış,erişmiş.- Briçte sanzatunun kısa yazılışı.6-Bir binek hayvanı.- Yad etme.- Mercek.-Bir besin türü. 7-Genişlik.- Tarih, devir.-Altının simgesi.- Kulağımızda bulunan birkemik.- Telli bir çalgı. 8-Ankara’nın birsemti.- Bir nota.- Bir devlete vatandaşlıkbağıyla bağlı olma durumu -Aklama, temizeçıkarma. 9-Eski dilde su.- Bir ışık veya ısıkaynağından yayılan ışınların toplandığı yer.-Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarakkesilmesi.-Hoşlanarak bakma, seyretme.10- Muhakeme etme işi.- ‘…… Grass’(Teneke Trampet’ adlı eserinden tanıdığımızAlman yazar).- Müslüman ülkelerde oturanYunan asıllı kimse. 11- Radon elementininsimgesi.- Hekto-voltun kısa yazılışı.- Sıkormanla kaplı dağ.- İşaret. 12-Gelecek.-Bir pamuk cinsi.- Aktinyumun simgesi. 13-Yaprakları salata olarak yenen bir bitki.-Bir nota.- Mahkeme kararı. 14-Evre.-Yanar-dağ püskürtüsü.- Piknik yapmaya müsaityer. 15-Yönetmen Halil Özer’in bir filmi.-Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılançörek.- Buyruk, komut.

155

SatrançMustafa Y›ld›z

156

AYIN OYUNUTürk Her Dem Yeflil’i

M Suat Atal›k’›n efli 2006 Avrupa BayanlarSatranç fiampiyonu IM Ekaterina Atal›k’›n Prag

Aç›k turnuvas›n› kazanmas› hiç kuflkusuz geçen ay›nen önemli satranç olay› idi. 2661 performans ratingiile oynayan bayan Atal›k, 13. s›rada bafllad›¤›turnuvay› hiç yenilmeden 8/9 puanla1. s›rada bitirdi.Hele 7.turda Alman rakibine karfl› siyah tafllarlakazand›¤› oyun, unutulmaz oyunlar listesine girecekdenli güzeldi. ‹flte o oyun:

Schmidt-Schaeffer, Sebastian (2381) - Atal›k, Ekaterina (2378) [A03] Prag2016 Aç›k, (7), 13.01.20161.f4 d5 2.Af3 Fg4 3.e3 [3.Ae5 Fh5 4.g4 f6 5.gxh5fxe5 6.fxe5 e6 ard›ndan gelen 7...Vh4 ile siyahamüthifl imkânlar sunard›.] 3...Ad7 4.h3 Fxf3

5.Vxf3 e5! Siyah, beyaz›n rokunu bozmak içinbir merkez piyonunu feda ediyor. 6.Vxd5 Vh4+

7.fid1 0–0–0 8.fxe5 [8.Vf3!? dikkate de¤erdi.]8...Ve7! Bütün geliflim ilkelerine ayk›r› gibigörünen bu hamle ustalara özgü incelik tafl›yor.Atal›k’›n amac›, piyonu geri almak ve merkezdikeylerde a¤›r aletleriyle çok daha etkili bir sald›r›gerçeklefltirmek. 9.b3 [Piyon korunamaz: 9.d4 Axe5!] 9...Axe5 10.Va5 Ac6

11.Vf5+ fib8 12.d4 [Vxe3 tehdidinden kurtulmaya çal›flan beyaz, merkezdekikonumunun aç›ld›¤›n› tehlikeli bir biçimde göz ard› ediyor. Beyaz için di¤eryol: 12.Fa3 olabilirdi, ancak 12...Vxe3 13.Fxf8 Ah6! 14.Vc5 Vg3 15.Fe7Axe7 16.Vxe7 Khe8 sonras›nda savunma yetersizolurdu.] 12...g6 13.Vf3 Fh6 14.Fd3 f5 15.Ke1

Af6 16.Fa3 Vd7! [Bu güzel vezir hamlesi,17...Axd4 18. exd4 Vxd4 19. c3 Vxd3 tehdidinihaz›rl›yor.] 17.Ac3 Khe8 18.Fc5 b6 19.Fa3 (D1)

Axd4!! fiiddetli bir sars›nt›, gökten düflen y›ld›r›m!Beyaz›n merkezdeki piyon duvar› y›k›l›yor.20.exd4 Vxd4 fiimdi, açmazda kalan at› vemerkezde kalan flah› nedeniyle beyaz›n konumu

G

(D1) 19...Axd4!!

(D2) 22...Kxe2!!

BD fiUBAT 2016

157

tamamen ümitsizdir. 21.Vc6? [Beyaz vezir, siyahat› tehdit alt›nda tutarak kalelerin k›r›fl›lmas›ylarahatlamay› umuyor. Daha do¤al görünen 21.Fb2olas›l›¤›na karfl› siyah›n 21...Ae4 yan›t› bask›y›dayan›lmaz k›lard›.] 21...Vf2 Atal›k, at›n›n bofltakalmas›na ald›rmadan görkemli mat sald›r›s›n›sürdürüyor. 22.Ae2 (D2) Kxe2!! Siyah kale, göktafl›gibi düfltü beyaz flah›n yan›na. Atal›k, bu feda ilekaleyi celbederek sald›r›y› son s›raya tafl›makistiyor. 23.Kxe2 Vf1+ 24.Ke1 Kxd3+! ‹kincigöktafl› daha büyük gümbürtüyle düflüyor. 25.cxd3

Vxd3# (D3) 0-1 Art arda bir at ve iki kale fedas›yla zaferini taçland›ranEkaterina Atal›k, bu unutulmayacak oyunuyla Türk satranç tarihine alt›n birsayfa ekledi. Analiz: Sayman –Y›ld›z

Okuyucular›m›z›n yak›ndan tan›d›¤› gençsatranç ö¤retmeni, kurgumat ve etüd konuluuluslararas› bir çok yar›flmada ödüller kazananUmut Sayman Azerbaycan’da çifte ödül kazand›.‹lk ödül Azerbaycan Satranç Federasyonutaraf›ndan düzenlenen E.Yusupov 95. An›Yar›flmas›’ndan geldi. Sayman, bu yar›flmayagönderdi¤i yandaki kurgumat kompozisyonuyla1. fieref Ödülü kazand›.

Çözümü:�1. Kc3!� Le Grand temas›. Tehdit:2.Ac2# Siyah flah›n kaç›fl hamlesi olan�1...fid4’ekarfl› ise beyazlar�2.Af5 ile mat› gerçeklefltirirler.

Sayman, Azerbaycan Milli Olimpiyat Komitesininresmi yay›n organ› olan Olimpiya Dünyas› gazetesinin2015 y›l›nda yay›mlad›¤› kompozisyonlar aras›ndayapt›¤› yar›flmada Çok Hamleli Minyatürlerklasman›ndaki bir kompozisyonuyla (solda) ÖvgüÖdülü almay› baflard›.

Çözümü: 1.Ab5! 1...fid5 2.fic3 fic6 3.Aa7+fid5 4.Ke5# (‹deal Mat), 1...fixb5 2.Ke6 fia5 3.fic4 fia4 4.Ka6# (Model Mat)

(D3) Hantal beyazKaleler fiah’› kurtaram›yor

SAYMAN’A Ç‹FTE ÖDÜL

(2#)

(4#)

[email protected]

158

Bize Gönderilen Kitaplardan

Soluk almadan okunan Paran›nCinleri’nin büyüleyici serüvenisürüyor: “Yaz›’n›n kendisi, her zamangerçeklefltirmese de bir ödeflme vaateder. Yazarak çocuklu¤umuza dönmeiste¤inde, orada y›llar y›l› bizdensaklanm›fl bir hakikati bulma ümidivard›r., sanki o hakikati bulmakömrümüzün geri kalan›n› daha kolayyaflamam›z› sa¤layacak, bizim içinhayat› ve kendimizi anlamam›z›kolaylaflt›racakt›r. Ne yaz›k ki büyü-dükçe kaybetti¤imiz, uza¤›na düfltü-¤ümüz yeni bir hayat yaratma gücüve ümidi, gelece¤e iliflkin hayal veheves zenginli¤i çocuklukta sakl›d›r...Çocukluk bafll› bafl›na bir memlekettir,hatta s›las›d›r insan›n. Büyüdükçe s›laözlemimiz artar, hayat giderekgurbetleflir. Sanki ne kadar yaflarsakyaflayal›m hep gurbetteyizdir. Büyü-mek gurbete ç›kmakt›r. Bir çocu¤unyaflamla iliflkisini, do¤ayla olan

Napolyon’un Rusya yenilgisinin, Saneyoshi’n›n Rusya zaferininnedeni olarak gösterilen M:Ö 4.Yüzy›lda Sun Tzu’nun yazd›¤›“Savafl Sanat›” bugün askeri biryap›ttan öte yaflam rehberi ifllevinigörüyor. Çin siyasal düflüncesiKonfüçyüs, Çin savafl sanat› da SunTzu ad›yla özdefllefltirilir. Savafl›,stratejisiyle, takti¤iyle, muha-beresiyle, ikmaliyle, casusluk ve

iliflkisine benzetirler... Çocukkendo¤an›n bir parças›ym›fl gibi yaflar›z.Sonra parçalanma bafllar, kendi içineve her fleyle... belki de bunun içinherkes çocuklu¤unu anlatmak isterbirilerine... Anlatmak ikinci hayatt›r”sözleriyle bugün kan, gözyafl›, y›k›m,talanla gündemden düflmeyenMardin, Cizre, Suriye, Türkiye’yik›sacas› gurbetlefltirilmek istenendünyay›, insanlar›, yaflam› yüre¤inve akl›n derinliklerine inerek anla-t›yor.

Harita MetodDefteri

MurathanMungan

Metis Yay›nlar›

Savafl Sanat›

Sun Tzu

Say Yay›nlar›

159

BD fiUBAT 2016

tarihi dokular, kentler kaflla gözaras›nda yok ediliyor. Bunadirenenlerden Aytekin Kufl-K›z›ltanUlukavak Safranbolu afl›¤› bir çiftyürek. Nehir söylefli ile hem buonurlu u¤rafl›lar›n› belgeliyorlar hemde bu bayrak yar›fl›na kat›lacaklarabir rehber sunuyorlar. Bugün, yeme,içme, çekirdek, abuk sabukflark›c›lar›n sahne ald›¤› kurukalabal›klara dönüflerek anlam›n›yitiren festivallerin asl›nda neleribaflarabilece¤ini gösteriyor. Do¤anKuban, Tarihi Kentler Birli¤i’niöncüsü Metin Sözen, Çelik Gülersoy,kurtard›¤› kenti, arma¤an etti¤iArasna’y›, görmeye gelecekkenöldürülen Kültür Bakan› AhmetTaner K›fllal›... 800 y›l Türklerinyönetiminde, hiçbir istila görmedenbugüne varan, gelecek kuflaklardanemanet al›nan hayat› bir kafl›k sudabo¤ulmaktan kurtaranlar›n öyküsü.“Safranbolu etkinlikleri kentlereya¤malanacak toprak ve y›k›l›pyeniden yap›lmas› gereken köhneyap›lar olarak bakan bir anlay›fltan,bir toplumsal kültür miras› olarakgörmeye dönüflen bir anlay›fla yolaçan bir kültür at›l›m›yd›” diyen,Safranbolu Belediye Baflkan› olarakbafllatt›¤› savafl›m› Baflbakanl›kYüksek Denet leme Kuru luBaflkanl›¤›’ndan emekli olduktansonra da sürdüren K›z›ltan Ulukavakve Aytekin Kufl “çok geç olmadangeçmiflten kalanlar› y›kmay›n ayaktatutun” ça¤r›s› yap›yor.

istihbarat faaliyetleriyle, k›sacas› tümyönleriyle ele al›yor. Alt›n› çizdi¤iilkelerin hayata geçirilmesinin pekçok komutan› muzaffer k›ld›¤›,geçirilmemesinin ise pek ço¤unuma¤lubiyete sürükledi. Dünyan›ntüm kütüphanelerinde mutlakabulundurulan bu kitap liderliksanat›n› icra eden ve rakipleriylemücadele etmek zorunda olanherkesin mutlaka okumas› gerekenbir eser.

Ço¤unluk yaflam›n› kendine adar.Bir de ömrünü kentine adayanlar,flehirlerine sevdal› yürekler var.Müteahhitlerin dünyay› beton birmezarl›¤a dönüfltürdü¤ü ortamdab›rak›n kentlerin simgesi olan yap›lar›korumay›, arkeolojik, do¤al, kültürel,

SafranboluKorumada40.Y›l 40 Söylefli

Aytekin Kufl

K›z›ltanUlukavak

SafranboluKültür veTurizm Vakf›Yay›nlar›

160

Bir FotografBin Sözcü¤e BedeldirGönderi: ALEV DO⁄ANCA, ‹STANBUL

Bütün Dünya Abone Servisi:Tel: (0506) 888 26 44E-posta: [email protected]

Bütün Dünya

Bütün Dünya, tüm okullar›m›z için kaç›r›lmayacakbir f›rsat sunuyor:

Yeni y›lda1 y›ll›k en az 20 adetlik abonelik talebi olan her okulumuz Bütün Dünya

dergilerini %50 indirimli olarak al›yor.

Bu f›rsattan yararlanmak flimdi çok kolay. Bir telefonunuz veya e-postamesaj›n›zla okullar›m›za yönelik abonelik iflleminizi bafllatabilir;yeni y›lda Bütün Dünya’nın okulunuza gelmesini sa¤layabilirsiniz.

Okullar›n en az 20 adetliktoplu aboneli¤ine

BütünDünya’dan indirim%50

B Ü T Ü N K ‹ T A P Ç I L A R D A

Enerji, her fleydir!Enerji kaynaklar›n›, transfer olanaklar›n› elinde tutan, dünyay› elinde tutar.

Bugün Orta Do¤u'da yaflanmakta olan, milyonlarca insana ülkesini terk ettiren, yüzbinlercesinin ölümüne neden olan, kimilerince 3. Dünya Savafl› olarak adland›r›lan"savafl", enerji kaynaklar› için yap›lan savaflt›r. 21. yüzy›lda enerjinin kanl› tarihi

yaz›lmaya devam ediliyor.Bu kitapta, "Enerji nedir? Günlük yaflam›m›zdaki önemi nedir?

Ülkelerin geliflimlerinde, hatta var olmalar›ndaki rolü nedir? Enerji güvenli¤i nedemektir? ABD, AB, Rusya'n›n enerji politikalar›n›n temel unsurlar› nelerdir? Enerji

kaynaklar› bak›m›ndan zengin olan ülkelere yönelik iflgallerin, sivil katliamlar›n›nard›nda büyük güçlerin ne gibi ihtiraslar›, kirli planlar› var? Türkiye'nin bir enerji

politikas› var m›? Enerji alan›ndaki sorunlar›m›z çözümsüz mü? D›fla ba¤›ml›l›¤›m›zkader mi? Ne yapmal›?" sorular›n›n cevaplar›n› bulacaks›n›z.

fiUB

AT

2016

T Ü R K R E S S A M L A R

H A L E A S A F

Hale Asaf, ilk Türk kad›n ressamlardan Mihri Müflfik’in ye¤eni olmas› nedeniylekendini resim sanat›yla ilgili bir aile ortam›nda buldu, bu ortamda büyüdü. Resimö¤renimine 1919’da Almanya’da Berlin Akademisi, Arthur Komp atölyesinde

bafllad›. ‹stanbul’a döndü¤ünde Sanayii Nefise’de Ömer Mil ile Feyhaman Duran’›nö¤rencisi oldu. 1925’te Maarif Vekaleti (Milli E¤itim Bakanl›¤›) bursuyla

Almanya’ya,sonra da Paris’e gönderildi, resim çal›flmalar›n› sürdürdü. 1918 y›l›ndakurulan Müstakil Ressamlar ve Heykeltrafllar Birli¤i’nin kurucular› aras›nda yeralan tek kad›n sanatç›, toplulu¤un Ankara (l928) ve ‹stanbul (1929) sergilerinekat›ld›, bir süre Bursa K›z Ö¤retmen Okulu’nda resim ö¤retmenli¤i yapt›. Dahasonra Paris’e yerleflti, bir resim galerisi yönetti. Bu galeride 37 resimden oluflansergisinin aç›lmas›ndan 6 gün önce, 31 may›s 1938’de 33 yafl›nda yaflam›n› yitirdi.

192297 SAYI: 2016 /02 F‹YATI: 5 TL

BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI1 fiUBAT 2016

Siber Savunmam›z ‹çin:

UlusalYaz›l›m

S. 13

Can Dündar’dan"Bas›n"a:Bas›n ÖneE¤ilmesin

Cengiz Özak›nc›:Frans›z Devrimi’ndenGünümüzeFederalizm,Özerklik veHendek

Dr. Ö¤üt Yazman:Türkiyeve 2016Ekonomisi

Kaya Boztepe:Lozan Olmasayd›Sevr Olacakt›

Dr. fiahin Musao¤lu:Türklerin OrtakGururuNizamiGencevi

Prof. Dr. Kemal Ar›:Türkiye’ninKara Günü‹zmir’in15 May›s’›S. 81

S. 17

S. 29 S. 33

S. 43