ebelik lisans tamamlama programı bÜyÜme ve...

10
Benlik Kavramı Ünite 16 1 BÜYÜME VE GELİŞME Ebelik Lisans Tamamlama Programı Yrd. Doç. Dr. Yaşar BARUT

Upload: others

Post on 06-Nov-2019

35 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Benlik Kavramı Ünite 16

1

BÜYÜME VE GELİŞMEEbelik Lisans Tamamlama Programı

Yrd. Doç. Dr. Yaşar BARUT

Page 2: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Benlik Kavramı Ünite 16

3

Ünite 16

İçİndekİler16.1. BENLİK KAVRAMININ TANIMI ............................................................................................... 316.2. BENLİK KAVRAMININ UNSURLARI ....................................................................................... 5

16.2.1. Beden Algısı ........................................................................................................................................................ 516.2.2. Benlik Saygısı ....................................................................................................................................................... 5

16.3. BENLİK KAVRAMININ GELİŞİMİ ............................................................................................ 516.3.1. Benlik Kavramının Gelişiminde Anne-Babanın Etkileri ....................................................................... 716.3.2. Anne-Baba Yoksunluğunun Benlik Kavramına Etkisi ........................................................................... 8

16.4. DİSİPLİN KAVRAMI ...............................................................................................................1016.4.1. Disiplin Kuramları .............................................................................................................................................1016.4.2. Disiplin Yaklaşımları ........................................................................................................................................1116.4.3. Koşulsuz Sevgi ...................................................................................................................................................13

16.5. KAYNAKLAR ...........................................................................................................................1416.6. ÇALIŞMA SORULARI .............................................................................................................16

BENLİK KAVRAMI

Yrd. Doç. Dr. Yaşar BARUT

16.1. BENLİK KAVRAMININ TANIMIBenlik, kendine özgü ve kişisel bir özellik göstermektedir. Onun nesnelleşmesi ve gelişmesi sosyal ortamda oluşmaktadır. Benlik kavramı bireyin kendisini algılamasına ve değerlen-dirmesine ilişkin geliştirdiği yapı olarak tanımlanabilir. Yapı olarak benlik kavramı bireyin kendisine ilişkin olarak kabul edebileceği, farkında olduğu duygularının tümüdür (Özyürek 1983).Sarason ve arkadaşları (1960;akt: Kanay,2006) çocuk eğer kendisi hakkında olumsuz duygu-lara sahipse, onun bu tutumunun anksiyete (kaygı) oluşumuna kaynak oluşturabileceğini, benlik kavramı ile saldırgan dav¬ranışlar arasında önemli bir ilişkinin olduğunu ifade etmiş-lerdir.Çocuğun kendisi hakkında geliştirmiş olduğu kavramlar, çevre¬sindeki kişilerin onu de-ğerlendirme şekline göre belirlenmektedir. Ço¬cuk öncelikle kendi çevresinde anne, baba ve kardeşlerini gözleyerek, onların davranışlarını oyun içinde taklit etmekte, kendisi için önemli olan bu kişilerin davranışlarını özümseyerek bir başkasının rolünü oy¬namaktadır. Bu açıdan benlik tasarımı çocuk için önemli olan yetişkin¬lerin tutum ve davranışlarının bir yansıması olduğundan, anne-babadan gelen reddedici tutumlar çocuğun kendisini değer-siz bulması ile sonuçlanmakta ve bu tür bir ortamda yetişen çocuğun kendisi için olum¬lu düşünceler geliştirmesi mümkün olmamaktadır (Gençtan 1984). Aynı şekilde çocuğun okul ortamına girmesiyle birlikte sosyal çevresi ge¬nişlemekte ve yeni bazı faktörler kişi-liğinin gelişiminde etkili ol¬maktadır. Okul çevresinde de kendisi için önemli olan kişilerin düşün¬celeri, tepkileri benliğinin yapısını etkilemektedir. Bu tepkilerin olumlu olması da çocuğun kendisi hakkında olumlu düşüncelere sahip ol¬masıyla sonuçlanmaktadır.Davranış psikolojisi ile ilgili araştırmalar benlik kavramı¬nın model alınan davranışlar vası-tasıyla geliştiği fikrini destekle¬mektedir. Bandura çalışmaları sonucunda benlik kavramının gelişmesinde çocuğun güçlü ve kendisiyle aynı cinsiyette olan ebeveynini model ola¬rak almayı tercih ettiğini bulmuştur (Thomas v.d.’den 1974:akt. Kanay,2006).

Benlik-kavramı ergenlikte ve ilk yetişkinlikte son derece önemli olan dinamik ve yaşam boyu süren bir süreç içinde gelişir. Diğer insanlarla etkileşimden ya da kendi duygularımızla ve düşüncelerimizle iç diyalogumuzdan çıkar. Disiplin ve sevgi aracılığıyla ana-babadan, uygun davranışı gösterme başkısıyla yaşıtlardan, başarı ya da başarısızlıkla okul yaşantıla-rından ve bir yığın başka olaylardan etkilenir. Buna karşılık, ruh ve beden sağlığımızı, baş-kalarıyla ilişkileri, akademik başarıları ve meslek seçimini etkileyebilir. Eğer her şey yolunda giderse çoğunluk için böyledir, çeşitli parçalar birbiriyle harmanlanır ve kapsayıcı bir benlik kavramı oluşur. Aksi takdirde, sonuç uyumsuzluk ve benlik kavramını uyuşturucu ya da te-rapiyle değiştirme girişimleri olabilir (Gander ve Gardiner, 1998; akt. Aktuğ, T. 2006).Hurlock’a (1978;akt. Aktuğ, 2006) göre benlik kavramı bireyin kendisi hakkın¬daki fiziksel ve psikolojik düşüncelerini içerir. Fiziksel imajlar ilk olarak meydana gelir ve çocuğun fizik-sel görünümüne göre şekille¬nir. Psikolojik imajlar ise düşüncelere ve duygulara dayanır, hayata uyumu etkileyen yeteneklerden ve cesaret, dürüstlük, bağımsızlık, ken¬dine güven gibi niteliklerden ibarettir. Çocuk büyüdükçe fiziksel ve psikolojik benlik kavramları zaman-la kaynaşır ve çocuklar bunu idrak ederler.

Page 3: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

4 5

düzeyine göre baktığında genel benlik saygısı yaşlara göre farklılık göstermemiştir.

16.2. BENLİK KAVRAMININ UNSURLARIBenlik kavramı kimlik, beden algısı, benlik saygısı kavramlarının bileşimidir.KimlikBenlik kavramını oluşturan bölümlerden biridir. Kimlik kendimiz hakkındaki algılardan olu-şur. Kişi kendini algılayacak kadar büyüyene dek önemli sayılan kişiler onun kimliğini oluş-tururlar.Kimlik gelişim süreci adolesan dönemin en zorlu yaşantısıdır. Adolesan dönemi, yaşam için-de kesitsel bir bölüm olarak görülmeyip, gelişim sürecinin bir başamağı olarak ele alındı-ğında benlik gelişiminin kimlik gelişimine etkisi daha açık ortaya çıkmaktadır. Kimlik; birey-selliğin, bütünlüğün hissedilmesidir. Kimlik değişmezliği ve sürekliliği kapsar, diğerlerinden ayrı ve farklı olmayı gösterir.

16.2.1. Beden Algısı Beden algısı bireyin bedeni ve bedene ait tüm duyumların zihindeki tablosudur. Benlik kav-ramının bir parçası olan beden algısı bir yandan bireyin bedeni ile ilgili bilinçli veya bilinç dışı duygu ve düşüncelerini, diğer yandan da duygu ve hareketliliğinin algılanmasını içer-mektedir.

16.2.2. Benlik SaygısıBenlik kavramı ve beden algısının beğenilip benimsenmesi sonucu oluşur. Benlik saygısı, ki-şinin kendisini değerlendirmesi sonucu benlik kavramının onaylanmasından doğan beğeni durumudur. Bireyin ileriki yaşamında düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını belirleyen öznel yaşamının, yani kimliğinin çekirdeğini oluşturur.Benlik saygısı “ben” ve “diğerleri” olmak üzere iki temel kaynaktan oluşmaktadır. Burada ilk amaç, diğerlerinin saygısını kazanmak ve kişiliğin sevilmesidir. Bireye karşı diğer bireyle-rin sevgisinin azalması ve çevresi tarafından başarısız görülmesi durumunda benlik saygısı düşmekte; sevgi yeniden kazanıldığında ve kişi diğerleri tarafından beğenildiğinde ve övül-düğünde benlik saygısı yeniden yükselmektedir.Benlik saygısının seviyesi, kişinin is ve okuldaki beceri ve başarısını, stres ile başa çıkma etkinliğini, arkadaşlık ve dostluk ilişkilerinin gelişmesini, canlılık ve eğlenebilirlik derecesini etkilemektedir. Benlik seviyesini yüksek seviyede ve tutarlı sürdüren normal, sağlıklı kişiler, canlılık ve enerjilikle özdeşleşirler. Zayıf yapılanmış benlik saygısına sahip kişiler ise canlılık ve enerjilerini kaybetmiş, kendilerine güvenmeyen, hatta kendini utanç verici bulan, değer-siz ve çaresiz hisseden, başarı ve becerileri azalmış kişilerdir.

16.3. BENLİK KAVRAMININ GELİŞİMİKişiliğe biçim veren kalıtsal ve çevresel etmenlerin ortak ürünü olan benliğin oluşumunda

Benlik kavramı bir kimsenin çeşitli kişilik özelliklerinin kendinde bulunuş derecesi hakkında-ki değerlendirmelerinin bütünü ya da kısaca kişinin kendini algılaması şeklinde de tanım-lanabilir. Ki¬şinin yetenekleri, gereksinmeleri, ilgileri, tutumları ve diğer kişi¬lik özellikleri hakkındaki algı ve değerlendirmelerinin kişiye özgü örüntüsüdür (Kuzgun-Meyvacıoğlu 1983).“Ben neyim? Ne yapabilirim? Benim için neler değerlidir? Hayattan ne istiyorum?” sorula-rının cevabını içeren benlik kavramına bir katkı da psikanalizden gelmiştir. Psikanalitik ku-ramda benlik id, ego, süperegoyu içeren bir yapıdır. Freud’a göre id ilkel benliği, süperego sosyal benliği temsil eder. Yine ego bilinçli görünümleri çizmesine rağmen benlik hem bi-linçli, hem de bilinçsiz görünüşleri içermektedir. Bu da id, ego ve süperegonun koordine-li bir şekilde çalışmasına yol açarak sosyal benliğin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Eğer, bu sistem ahenkli çalışıyorsa birey sağlıklı ve uyumlu davranış gösterir. Sistemler arasında çatışma, uyuşmazlık ve kopma varsa, bireyin davranışları bozulur, bunalımlar ortaya çıkar (Ersanlı, 1996, s. 6).Hurlock’a (1986) göre çocukta sağlığın bozuk oluşu, fiziksel kusurlar, yaşıtlarına göre fark-lı bir vücut yapısına sahip olma çocu¬ğun akranlarına uyum sağlayamamasına, aşağılık duygusu ve olumsuz ben¬lik kavramının oluşmasına neden olmaktadır. Çocuğun akranları tarafın¬dan kabul ya da red edilmesi benlik kavramını, dolayısıyla kişiliğini etkilemektedir. Ayrıca okuldaki başarısızlık da çocukta yetersizlik duygusu yaratmakta ve olumsuz benlik kavramının gelişimine neden ol¬maktadır. Normalin önemli derecede altında ve üstünde zekâ düzeyine sahip olan çocuklar da düşük benlik kavramı geliştirebilmektedirler.Çelik, arkadaş ilişkileri iyi ve çok iyi olan çocukların, arkadaş ilişkileri kötü olan çocuklara göre daha üst düzeyde benlik kavramı sahibi oldukları soncuna varmıştır. Çekirdek ve ge-leneksel aile tiplerine göre bireylerin benlik kavramları arasında anlamlı bir fark olmadığını saptamıştır.Ersanlı (1988), bireyin kendi kişiliğine ilişkin kanaatleri toplamı, kendi kendini tanıma ve değerlendirme biçimini “benlik” olarak tanımlamıştır. Bireyin kendini kavraması, kim ve ne olduğu, bir insan olarak nitelikleri, yetenekleri, sorumlulukları, amaçları, inançlar ve bilinçli olarak elde ettiği değerleri benliği oluşturmaktadır. Benliğin, ben’in özelliklerini ve ben’in diğer insanlarla etkileşimini olumlu ve olumsuz çeşitli yönlerinin algılanması sonucu olu-şan, örgütlenmiş ve tutarlı bir kavram olduğunu ifade etmiştir.Orbay (1996), psikiyatri kliniğine başvuran çocuk ve ergenlerle normal örneklem grubu-nu karşılaştırdığı araştırmasında, normal örneklem grubundaki çocuk ve ergenlerin benlik kavramı puanlarının daha yüksek olduğunu bulmuştur, cinsiyete ve yaşa göre ise benlik kavramları arasında anlamlı bir farklılaşma tespit etmemiştir.Kişinin benlik bilinci iyi, kötü ya da orta olabilir. Benlik bilinci her zaman gerçeği yansıt-mayabilir. Yetenekli olduğu halde bir birey kendisini yeteneksiz ya da yeteneksiz bir birey kendisini yetenekli görebilir (Cüceloğlu, 2000).Uzun (2003), 9-14 yaş grubu çocuklarda benlik kavramı ve saldırganlığı pekiştirici faktörleri incelediğinde 9-11 yaş grubundaki çocukların benlik kavramlarının 12-14 yaş grubuna göre daha yüksek olduğu sonucunu bulmuştur. Akan (2001), yaptığı araştırmada ise 7-12 yaş çocuklarında görülen uyum ve davranış bozuklukları ve benlik saygısı arasındaki ilişkiye yaş

Page 4: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

6 7

ve gelişiminde en önemli etken nedir? Olumlu bir benlik kavramını oluşturan nedir?Psikososyal gelişim daima sosyal bir ortamda gerçekleşebilir. Benliğin gelişmesinde ve bi-çimlenmesinde ilk yaşantılar oldukça önemlidir. Bireyin kendine ait, bir takım duygu, değer ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik, bireyin kendisi, fiziki ve sosyal çevresi ile etkileşiminin bir ürünüdür (Ersanlı, 1996, s. 23). Çocuk doğduğunda toplumsal açıdan boş bir tabloyu andırır. Bebeğin düşünme yeteneği henüz olgunlaşmamıştır ve dayanabileceği hiçbir yaşantısı, deneyi yoktur (Cüceloğlu, 1992, s. 99). Doğuşta kendi bedeni ile çevreyi ayırt edemeyen çocuk, büyüyüp geliştikçe yaşantıları arasında ayırım yapmaya başlayarak kendi varlığına ait olan yaşantıları benimser. Diğerlerini çevredeki insanlara ve nesnelere mal eder. Kendi varlığının bilincine vardıkça, yaşadığı çevre içindeki varlığından ve işlevle-rinden oluşan bir benlik geliştirmeye başlar (Ersanlı, 1996, s.35; Güngörmüş, 1986, s.17). Ço-cuk büyüdükçe, çevreden daha çok mesaj almaya başlar. Davranışları büyükler tarafından değerlendirilmeye başlanır. Çocuk da bu değerlendirmelere dayanarak kendi hakkında yar-gılara ulaşır (Cüceloğlu, 1992, s. 99). Kendisiyle ilgili sorular sorar ve “Ben neyim?” sorusuna cevap arar. Benliğin gelişiminde rol alan etkenlere göre ya olumlu (güzelim, becerikliyim, akıllıyım…) ya da olumsuz (çirkinim, beceriksizim, akıllı değilim...) olabilir.Olumlu bir benlik geliştirebilmemiz için koşulsuz sevgi içinde yetişmemiz gerekir. Koşulsuz sevgi, birey ne yaparsa yapsın onun sevgi ve saygıya layık olduğunu kabul eden anlayışın ürünüdür. Koşulsuz sevgi içinde büyüyen kişilerin benlik anlayışları güçlü ve olumludur (Cü-celoğlu, 1991, s. 428).Erickson “İnsanın sekiz evresini” benlik gelişiminin aşamaları olarak tanımlamıştır. Her dev-rede benlik belli bir takım gelişmeleri tamamlamakta, sorunları çözmekte ve evreye özgü bir psikososyal bunalımı atlatmaktadır. Evrelerin adı, benliğin o evrede geçirdiği özgül psi-kososyal bunalıma verilen addır. Erickson, her evrede benliğin karşılaştığı bir olumlu benlik öğesi, bir de bunun karşıtını belirtmiştir. Temel güvenin karşıtı temel güvensizliktir. Bu ev-rede, anne-çocuk ilişkisindeki bu süreklilik, tutarlılık, aynılık çocuklukta “temel güven duy-gusunun” özünü oluşturur. Bu evredeki çocuk, sanki kendi varlığını kendisine verilenlerle eş tutmaktadır : “Ben bana verilenin” (I am what I am given) (Öztürk, 1995, s. 91). Özerklik evre-sinde “kendi benliğine saygısını yitirmeksizin, kendi kendini denetleyebilme duygusundan özerk benlik, iyi niyet ve onur duygusu doğar.” Özerkliğin karşıtı utanç, kuşku duygularıdır.Girişim evresinde, çocuk cinsel ayrılıkları tanımıştır. 3 - 6 yaşlarında gelişen olumlu benlik öğesi girişim duygusudur. Bu evrenin tehlikesi aşırı suçluluk duygusunun gelişmesidir.Çalışma ve yapıcılık evresinde, 6 - 7 yaşlarındaki çocuk artık gerçek yaşama girmeye hazır gibidir. Okul çocuğunun benlik şuurları içine araç-gereçler girer. Bu dönemde çocuğun kar-şılaşacağı tehlike yetersizlik ve aşağılık duygusudur. Erickson’a göre, besinci kritik dönem olan kimlik evresi, adolesan gencin “benlik kimliğinin” kesin olarak sekil aldığı dönemdir (Eksi, 1990, s. 67). Gencin ana görevi pekişmiş bir benlik duygusunu oluşturabilmektir. Bu-nun başarılamamasını Erickson “rol dağılımı” diye tanımlıyor.Yakınlaşma evresi genç yetişkinin “yakın ilişkiler” kurduğu evredir. Birey kendi kimliğini bir başkasının ya da başkalarının kimliği ile birleştirmeye hazırdır. Bu evrenin tehlikesi yalnız-lık duygusudur. Orta yaşı kapsayan üretkenlik evresinde, benliğin en önemli işlevi üretme, yaratma ve bunlara sevgi ile bağlanmadır. Bu evrede tehlike kısırlık, verimsizlik, durağanlık,

benliğin yoksullaşmasıdır (Öztürk, 1995, s. 98).Benlik bütünlüğü evresi, yaşlılığı kapsar. Benlik bütünlüğü duygusundan yoksun oluşun be-lirtisi geçmiş günleri iyi yaşanmamış duygusu, yeni baştan yaşama özlemi ve ölüm korkusu-dur (Eksi, 1990, s. 68). Erickson, Freud’un psikanalitik kavramını çekirdek ailenin ve çocukluk yaşantı sınırlarını dı-şına çıkarmıştır. Erickson’a göre birey çevresiyle etkileşim içinde gelişimini sürdürür (Ersanlı, 1996, s. 42).Jersild, çocuğun benlik kavramını büyük ölçüde etkileyen önemli kişilerin anne-baba öğ-retmen, arkadaş ve kardeşler gibi çocuğun yaşamında etkili ödül ve ceza verebilen kişiler olduğunu belirtir (Güngörmüş, 1986, s. 18).Mead, benliğin toplumsal yaşam dışında düşünülemeyeceğini vurgular. İletişimin bulun-madığı yerde, benlik bilincinin oluşacağı düşünülemez. Benlik oluştuktan sonra kişi kendisi ile diğerleri ile iletişim kurabildiği gibi iletişim kurar (Cüceloğlu, 1991, s. 99).Cox, ailenin gelişiminin ve sosyal yapısının, anne-babanın çocuk yetiştirme tutumunun ço-cuğun karakteristiklerinin arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında, benlik kavramının ço-cuğun her ebeveyninin sevgi dolu olarak algılamasıyla ilişkili olduğunu bulmuştur (Güngör-müş, 1986, s. 18).Sullivan, çocuğun kendini değerlendirirken, “önemli kişilerin özellikle anne babasının “ de-rin etkisinde kaldığını öne sürer, küçük çocuktaki “benlik sisteminin” bir çeşit “yansıyan de-ğer vermeler” süreci ile oluştuğunu vurgular, “önemli başkaları” tarafından değerli bulunan çocuk zamanla kendisine değer vermeye başlar. Hayatında önemli olan kişilerin özellikle annenin onaylaması, öz onaylamanın başlangıcıdır. Sullivan, bir insanın temel kişilik örün-tülerinin yedi yaşına kadar belirlendiği görüsüne katılamaz. Birçok önemli davranışın bu yaştan sonra olduğu görüsünü savunur. Özellikle ergenlik dönemi öncesi dönemin “tedavi edici etkisi” üzerinde duran Sullivan, önceki dönemlerde normal dışı nitelik gösteren bazı davranış örüntülerini bu dönemde yapıcı davranışlara dönüşebildiğine inanır (Öner, 1987, s,77).Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı gibi, benliğin gelişiminin en belirgin ve en yoğun olduğu dönem ergenlik dönemi; en etkili ortam ise aile ortamıdır.

16.3.1. Benlik Kavramının Gelişiminde Anne-Babanın EtkileriGergen, benlik kavramının gelişiminde etken olan başlıca dört süreç üzerinde durmuştur. Bunlar; bireyin çocukluk yıllarından bu yana geliştirmiş olduğu yerleşik davranış kalıpları, bireyin çevresinde bulunan kişilerin bireyi değerlendiriş tarzları, diğer kişilerle olan ilişki-lerinde bireyin kendini ele alış biçimi ve son olarak da bireyin çocukluktan beri geliştirmiş olduğu kendine özgü amaçlarıdır (Can, 1990, s. 16).Benlik, yaşam boyu gittikçe artan bir açıklıkla ortaya çıkar. Bireyin kim ve ne olduğunu an-laması sürekli ve bitmeyen bir uğraştır. Bu soruların cevaplarını birey ancak anne-baba ile olan etkileşimleri sonucunda bulmaya başlar (Öner, 1987, s. 82). Aile içindeki bireylerin bir-birleri ile etkileşimi sonucu oluşan aile sistemi, bir ilişkiler ağıdır. Bu ilişkiler ağı içinde her birey kendi benlik bilincini ve kişiliğini yapılaştırır (Cüceloğlu, 1992, s. 50).Benlik saygısının yüksek olması, çocuğun içinde bulunduğu ailenin, güvenli, aralarında ve çocukla iyi iletişim kuran, çocuklarına karşı güven verici, hoş görülü ve örnek bir yaklaşım

Page 5: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

8 9

içinde olan bireylerden oluşmasına bağlıdır. Aile üyelerinin, çocuktaki iç denetim mekaniz-masını geliştirilememeleri, aşırı baskılı ve otoriter yaklaşım içinde olmaları, benlik saygısını, hatta yok eden olumsuz yakın çevre faktörleridir. Çünkü benlik saygısı, çocuğun fikirlerine değer verilen, sözleri dinlenen, anne-babasından destek gören, başka bir deyişle, insan ola-rak kendisine değer verilen bir ortamda ancak filizlenir ve gelişir (Yavuzer, 1989, s. 272).Çocuğun sağlıklı bir kişilik geliştirmesinde ve çevreye uyum sağlamasında anne baba-çocuk ilişkilerinin önemi günümüzde daha iyi anlaşılmıştır. Davranış bozukluğu gösteren çocuk ve yetişkinlerin özgeçmişleri üzerinde yapılan çalışmalar, anne-baba-çocuk ilişkisinin, yetersiz olmasından kaynaklandığını yansıtmaktadır (Ersanlı, 1996, s. 57).Çocukların benlik kavramının olumluluğu ile anne-baba davranışını algılamaları arasındaki etkileşimi inceleyen bir araştırmada, anne-babanın çocuklarına psikolojik açıdan özerklik tanımaları ve çocuğu reddetmeyip kabul etmelerinin, olumlu benlik algısı ile ilişkili olduğu-nu göstermiştir. Bir başka araştırma sonucu ise, babanın çocukla konuşma ve ilgisinin, aile-nin birlikte faaliyetlerde bulunmasının, çocuğun benlik kavramını olumlu yönde etkilediği yönündedir. Üniversite öğrencilerinin sosyal beceri ve arkadaşlık ilişkilerinin de anne-baba ve kardeşlerle olan duygusal yakınlıkla olumlu bir ilişki içinde bulunduğu görülmüştür. Okul başarısının da, anne-baba davranışından etkilendiği, belli kuralları tutarlı bir biçimde uygu-layan, çocukların bağımsızlığım, kişiliğini ve sorumluluk duygusunu teşvik eden anne-ba-baların çocukları, okulda diğer çocuklara kıyasla daha başarılı olduğu görülmüştür.Ergenlikte anne-baba-çocuk ilişkisine bakılacak olursa, önemli olan konunun kontrol oldu-ğu görülür, çocuk, bir yandan özerkliği kazanma, başka bir deyişle benliğini bulup, anne-ba-ba kontrolünden çıkmasında iken, anne-babada çocuğun üzerindeki kontrollerini yitirme-nin kaygısını yaşamaktadır. Araştırmalara göre gencin, benlik ve özerklik gelişmesi sırasında aileden duygusal açıdan kopması gerekmemekte, hatta aileye duygusal bağlılığın sürmesi, gencin benliğinin gelişmesine ve kendisi ile ilgili olumlu duygular kazanmasına yardımcı olmaktadır (Hortaçsu, 1991, s. 93).

16.3.2. Anne-Baba Yoksunluğunun Benlik Kavramına EtkisiÇocuğun anne ya da babadan yoksun kalması sevgi ve güven kaynaklarını yitirmesi demek-tir. Bu ise çocuğun kendini tanıma ve deneme olanaklarını sınırlayabilir (Ersanlı, 1996, s. 54).Güngörmüş (1986), İstanbul ilinde 12 ortaokulun birinci sınıfından yarısı kız, yarısı erkek ol-mak üzere 60 babasız 60 babası olan öğrenciye soru cetveli, Piers Harris Benlik Kavramı Öl-çeği ve problem tarama listesi uygulamış ve araştırma sonunda baba yoksunluğunun hem kız hem erkek öğrencilerin benlik kavramını olumsuz açıdan etkilediğini bulmuştur. Yetiş-tirme yurtlarının büyük bir bölümünü oluşturan annesiz-babasız çocuklar, eğer anne-baba-larından biri ölmüş ise bu duruma çok zor alışırlar. Ve bu durum; daha önceki bölümlerde açıklandığı üzere, geriye dönüş davranışlarını (parmak emme, altını ıslatma gibi) getirebilir. Çocuk, yaşayan yakım ve çevresi tarafından bu davranışlardan dolayı ayıplanırsa suçluluk duygusuna kapılmaktan kurtulmadığından küskün, hırçın olmakta ve saldırgan bir kişilik geliştirmektedir (Ersanlı, 1996, s. 56).Ergenlik dönemindeki erkeklerin mesleki açıdan olgunluk düzeyleri ve benlik kavramları ile anne-babanın özellikleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırma da ise; parçalanmamış aileden gelen öğrencilerin, boşanmış aileden gelen öğrencilere oranla daha yüksek düzey-

de mesleki olgunluk ve benlik kavramına sahip oldukları; en olumsuz benlik kavramına ve en düşük mesleki olgunluk düzeyine sahip olanların ise annesi-babası boşanmış öğrenciler olduğu görülmüştür. En yüksek düzeyde mesleki olgunluğa sahip olan grup, babası ölmüş olan öğrencilerin oluşturduğu grup olmakla birlikte bu örgencilerin benlik - saygılarının düşük olduğu saptanmıştır (Güngörmüş, 1986, s.21).Buraya kadar anlatılanlardan, anne-baba yoksunluğu veya ayrılığının çocuklar üzerindeki etkilerinin farklı olduğu görülmüştür. Yapılan araştırmalarda yoksunluğun ve ayrılığın ço-cuklar üzerinde olumsuz etkilerinin varlığı kabul edilirken, yoksunluk ve ayrılıktan sonra-ki koşulların da önemi vurgulanmaktadır. Su bir gerçek ki; çocuğun özgüvenin ve olumlu benlik yapısının biçimlenmesi, çocukluktan itibaren yavaş gelişen çok önemli bir niteliktir. Çocukluk çağında ailesinde olumsuz yaşantılar geçirmiş bir çocuğun iç dünyasında böyle bir durum hiç iz bırakmadan geçmez. Elbette yetişkinlik yaşlarında bile etkisini sürdürür.

16.3.2.1. Benlik SaygısıRogers (1951)’a göre benlik saygısının gelişimi bireyin ebeveynleri ve kendisi için önemli olan diğer kişilerle olan etkileşimine bağlıdır. Koşulsuz sevgi içerisinde büyüyen bireyler olumlu bir benlik bilinci geliştirebilirler. Birey ne yaparsa yapsın sevgi ve saygı görürse sağ-lıklı bir benlik saygısı geliştirecektir. Koşullu sevgi ise olumsuz bir benlik bilinci ve dolayısıy-la düşük benlik saygısı gelişimine sebep olacaktır (Akt: Yalım, 2001).

16.3.2.2. Demokratik TutumTutum, bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir toplumsal konu, obje ya da olaya karşı deneyim, isteklendirme ve bilgilerine dayanarak örgütlediği bilişsel, duygusal ve dav-ranışsal bir tepki ön eğilimidir (İnceoğlu, 1993: 15). Belirli kişilere, eşyaya ya da durumlara olumlu ya da olumsuz tepkide bulunma eğilimi, olarak da tutumları tanımlayabiliriz (Göm-leksiz, 1993; akt: Şahin,2008).Kontrolün ve kabul-ilginin birlikte ve dengeli bir şekilde görüldüğü çocuk yetiştirme tutu-mudur. Çocukla sözel iletişim kurulur. Çocuğun anne babayı dinlediği gibi, anne baba da çocuğu dinler. Çocuğun görüşlerine değer verilir. Bağımsızlığı desteklenir. Çocuğun kişiliği-ne saygı gösterilir. Anne baba kendi haklarını ve çocuğun haklarını korur. Çocuğun da aynı şekilde davranmasını bekler. Anne baba iyi birer model olarak istenilen davranışları öğret-meye çalışır. Demokratik tutumda işbirliği ve paylaşım vardır (Aydoğmuş, Batlaş, Batlaş ve ark.,1990; Haktandır, 2007; Yavuzer, 2003; Yörükoğlu, 2004).İnsan ilişkileri içinde sürekli yeniden tanımlanan bir varlıktır; diğer insanlarla hiç ilişkisi ol-mayan bir insan düşünülemez. Başka bir deyişle, demokratik toplum yaratabilmek için, önce bireylerin kendi günlük yaşamlarında, diğer kişilerin görüşlerine saygılı ve hoşgörülü olmayı öğrenmeleri gerekir. Bu amaçla geliştirilmiş yeni iletişim becerileri, hem bireyin, hem de toplumun yaşamına zenginlik ve saygınlık getirir (Cüceloğlu, 1999, s.13).Demokratik Tutumun Çocuk Üzerine EtkileriÇocuğun benlik saygısı yüksektir. Sorumluluk duygusu gelişmiştir. Ahlaki değerleri kazan-mıştır. İç kontrolü yüksektir. Çocuk zorlukları kendi gücü ile yenmeyi deneyimler. Denemek-ten ve başarısız olmaktan korkmaz. Kendine güvenir. Başarı düzeyi yüksektir. Hayal gücü yüksek, sabırlı ve meraklıdır. Çocuk dünyaya ve insanlara olumlu gözle bakar. Kişilerarası

Page 6: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

10 11

ilişkileri gelişmiştir. Duygu ve düşüncelerini ifade edebilir. İşbirliğine açıktır. Grup içinde lider konumunda, atılgan ve aktiftir. Sosyal olarak uyumludur. Duygusal açıdan dengeli ve mutlu bir birey olur (Eldeleklioğlu, 1994; Haktandır, 2007; Türkbay, Akın, Söhmen ve ark., 2007; Yörükoğlu, 2004).Argun’un (1995) çalışmasında ev işlerinden ve çocukla birlikte olmaktan memnun olan, ço-cuğun bağımsızlığını ve davranışlarını destekleyen annelerin çocuklarının daha çok içsel denetimli oldukları bulunmuştur.Arı ve Seçer (2004) demokratik anne baba tutumunun çocukların psikososyal temelli prob-lem çözme becerisini artırdığını bulmuşlardır.Küçük (1990) anne demokratik tutumda olduğunda gencin sürekli kaygı düzeyinin düşük olduğunu belirlemiştir. Babanın demokratik tutumunun gencin olumlu aile ve sosyal ilişki-lerini belirlediği ortaya koyulmuştur.Musaoğlu ve Güre’nin (2005) araştırma sonuçları, ilk ergenlik dönemindeki kızlar hariç diğer bütün yaş gruplarındaki kız ve erkeklerin davranışsal özerkliğini anneden algılanan kabul-ilginin anlamlı olarak etkilediğini göstermiştir. Anne babasını demokratik olarak algılayan ergenlerin, hem otoriter hem de izin verici-ihmalkâr olarak algılayan ergenlere göre daha fazla davranışsal özerklik gösterdikleri bulunmuştur.

16.4. DİSİPLİN KAVRAMIDisiplin, eğitimde kullanılan en karmaşık terimlerden birisidir. Çünkü disiplinin birçok an-lamı vardır. “Eğitim Sözlüğü”nde disiplin için altı tanım gösterilmiştir. Eğitimde bunların hepsi zaman zaman kullanılmaktadır. Bunlar şunlardır: 1. İstek, içtepi ve ilgilerin bir ideal ya da etkili ve güvenilir bir etkinlik sağlamak için belli

bir yöne doğru götürülmesi ya da denetim altına alınması süreci; 2. Düzensizlik, karışıklık ya da güçlükler karşısında; o etkinliğin, ısrarlı ve etkin biçimde

izlenmesi; 3. Öğrenci davranışlarının, ceza ve ödül aracılığıyla yetkisel (oteriter) bir biçimde

doğrudan denetimi; 4. Olumsuz anlamıyla: Etkilerin, çoğu kez, hoş olmayan ve acı veren bir biçimde

engellenmesi; 5. Bir bilgi dalı; 6. Zihinsel ya da fiziksel yeteneklerin, tutumların geliştirilmesi amacı ile tasarlanan bir

derstir. Disiplinin yukarıdakilerden başka anlamları da vardır.

16.4.1. Disiplin KuramlarıLiteratürde, disiplinle ilgili olarak geliştirilen pek çok kurama rastlanmaktadır. Ergün (2007), İlgar (2000) yaptıkları çalışmalarda bu kuramları tarihsel seyirleri paralelinde intikamcı, ce-zalandırıcı, korkutarak engelleme, iyileştirici, önleyici disiplin kuramları seklinde sınıflandır-mışlardır. Aşağıda bu kuramların açıklaması kısaca yer almaktadır.İntikamcı Disiplin Kuramı: Bu disiplin kuramına göre yönetici, disiplini kişiselleştirerek bir tür intikam aracı olarak kullanmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla disiplin, yönetici tarafından

bir kişisel sorun olarak algılanmakta, bu doğrultuda yönetici, çeşitli nedenlerle kızdığı ki-şinin yanlış yapmasını beklemekte; yanlış yaptığı an uyguladığı disiplin cezaları ile ondan intikam almaktadır. Bu tür tutumu olan bir yönetici, kişiliği gereği çalışanlarıyla iyi ilişki-ler kuramamaktadır. Çalışanların en ufak olumsuz davranışı sonucu disiplin soruşturması-na başvurarak, çalışanlarını üzmeyi hedeflemekte; amacına ulaştığında ise rahatlamaktadır (Ergün 2007, Aslan 1990, İlgar 2000). Fakat çalışan açısından bakıldığında öc alıcı bir disiplin tutumu, çalışanın kısa sürede iş yapma isteğini düşürmektedir. Böyle bir disiplin yaklaşımına sahip olan yöneticilerin olduğu örgütlerde çalışanların iş verimleri, motivasyonları oldukça düşük olup, kendileri istedikleri için değil yöneticiden çekindikleri için çalışmaktadırlar.Cezalandırıcı Disiplin Kuramı: Bu kuram, intikamcı kuramın bir derece esnetilmiş, geliştiril-miş biçimidir. Yönetimde ya da örgütte disiplin, cezalandırma üzerine kurulmuştur. Yasaklar ve bunlara uyulmaması durumunda karşılaşılacak cezalar önceden belirlenmiştir. Bu tutu-ma sahip yöneticiler cezalandırmayı bir tür gözdağı, korkutma, zarara uğratma, istenmeyen kişiden kurtulma aracı olarak görmektedirler. Kişilikleri icabı çalışanı ile iyi ilişkiler kurama-yan yöneticiler cezalandırıcı bir disiplin tutumu ile kendilerini üste çıkarmaya çalışarak ra-hatlamaktadırlar (Ergün 2007, Aslan 1990, Ilgar 2000). Bu durumda çalışanın yöneticisine saygı duyması, güvenmesi mümkün görünmemektedir.Örgütsel ortam açısından bakıldığında ise bu tutuma sahip yöneticilerin bulunduğu ortam-da bulunan çalışanlar kendilerini güvende hissetmeyecekler, ceza almaktan korktukları için hata yapma olasılıkları artacak, dolayısıyla verimli çalışamayacaklardır.Korkutarak Engelleme Disiplin Kuramı: Kuram, kötümser (pesimist) insan anlayışına, yani insan doğuştan kötüdür görüsüne dayanmaktadır. Kurama göre insan, asi, tembel ve sal-dırgandır. Niccola Machiavelli insanın, her türlü etik kuralı bir kenara bırakılarak, ne paha-sına ve hangi yöntemle olursa olsun acımasızca ve tam anlamıyla kontrol edilmesi gerek-tiğini savunmuştur. Disiplin sürecinde bazı engel ve yasaklar yoluyla bireyin dıştan kontrol edilmesi amaçlanmaktadır. Bu tutuma sahip olan yöneticiler çalışanı istenmeyen örgütsel davranışları yapmaktan korumak için sık sık disiplin kurallarını onlar öğretmeye çalışmak-tadırlar. Hatta bazı durumlarda disiplin kuralları ile çalışanı korkutabilirler. Yönetici zorda kalmadıkça disiplin uygulamasına geçmez (Ergün 2007, Aslan 1990, İlgar 2000). Ortamda uygulanan cezadan, yalnız suç kabul edilen davranışı sergileyen kişiye yönelik bir yaptı-rım olarak değil, aynı zamanda diğer kişileri istenmeyen benzer davranışlardan caydırma-ya yönelik bir önleyici araç olarak yararlanılmaktadır. Böyle bir örgütsel ortam, çalışanların korkuya dayalı performans sergiledikleri bir ortamdır. Çalışanın örgüte bağlanması ve iyi performans sergilemesi oldukça zordur.İyileştirici Disiplin Kuramı: Ceza, her zaman ve her durumda uygun olmayabilir. Cezanın cay-dırıcı etkisi azaldığında veya tümüyle ortadan kalktığında yönetmek ve kontrol etmek daha da güçleşebilir. Bu bakımdan iyileştirici disiplin kuramı, istenmeyen davranışın yol açabile-ceği sonuçları kişiye anlatarak, bilgilendirerek, ondan caydırmayı amaçlar. İyileştirici disiplin kuramı bireyde, kabul gören mevcut düzen ve kurallara direnme yerine onlara uymayı em-reden bir düşüncenin yerleştirilmesi temeline dayanmaktadır.

16.4.2. Disiplin YaklaşımlarıDisiplinle ilgili kuramların yanında yapılan çalışmalarla bir takım yaklaşımlar da ortaya ko-

Page 7: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

12 13

nulmuştur. Aşağıda bu yaklaşımlarla ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Disiplin yaklaşımı; genelde düzeni sağlama, özelde sistem unsurlarının uyumlu çalışmasını gerektirecek şartları oluş-turma olarak tanımlanabilir. Disiplin yaklaşımları ile ilgili olarak, bir bölgenin sosyal, eko-nomik ve kültürel değişkenlere bağlı durumları göz önüne alındığında, uygulanabilecek davranışlar çeşitlenmektedir (Uzunoglu, 2006).Disipline genel olarak bakıldığında iki yaklaşım vardır. Birincisi cezayı kullanan geleneksel yaklaşım olan olumsuz (negatif ) disiplin, ikicisi de gelecekte olabilecek olumsuz davranışla-rı engellemeyi amaçlayan modern yaklaşım, yani olumlu (pozitif ) disiplindir.Olumsuz Disiplin: Disiplinin yalnızca cezai yaptırımlarla sağlanabileceğini savunan bu yak-laşım su şekilde sınıflandırılmaktadır.

A) Sıcak Soba Yaklaşımı: Bu yaklaşım ilk defa Mc Gregor tarafından ortaya atılmıştır. Mc Gregor, sıcak bir sobaya dokunmak ile disiplinin işleyişi arasında bir bağ kurmuş-tur. Soba, insanların ısınmak için kullandıkları bir araçtır. Soba kullanan bir kişi, yanan bir sobaya çıplak elle dokunulamayacağını bilir. Sobaya istemeyerek dokunulursa soba dokunan kişinin elini yakar. Bu gerçek her zaman böyledir ve hiç bir koşulda değişmez. Çünkü soba tutarlı istikrarlı bir öğretmendir ve dokunur dokunmaz kişi, dersini alır. Kişi elini yaktığında bazen kendisine bazen de sobaya kızar fakat bu du-rum uzun sürmez. Çünkü kişi dersini çabuk öğrenir (Sayles ve Strauss 1981, Singer 1990, Ivancevich 1992).

Bu temellerden yola çıkarak sıcak soba yaklaşımına göre, bazı ilkeler geliştirilmiştir. Bu ilke-ler şunlardır:• Ceza anında uygulanır. Soba insanı anında yakar. Soba, yakmak için birkaç kez dokunul-

masını beklemez. Ona dokunan kişi sebep- sonuç ilişkisini bilir. Acının kaynağının soba olduğunun farkındadır.

• Ceza, kişiye değil, yaptığı harekete verilir. Soba cezayı kişiye değil yaptığı eyleme verir. Amacı kişiyi horlamak, etrafa küçük düşürmek değildir. Alınan ceza, kişinin yaptığı eylem-le ilgilidir.

• Ceza, zaman ve insana karşı tutarlıdır. Yanan soba, yandığı sürece kendisine kim doku-nursa dokunsun yakar. Hiç kimseyi kayırmaz. İster evin en yaşlısı isterse evdeki bebek olsun eğer dokunursa yakar. Dokunan kişinin cinsiyeti, sosyal statüsü, fiziksel görünümü, yaşı dahil hiç bir şeyin önemi yoktur. Yanan soba zamana karşı da tutarlıdır. Yandığı za-man bugün az yakayım yarın çok yakayı demez; her zaman aynı derecede yakar. Bu bakış açısına sahip cezalandırıcı bir tutuma sahip örgütlerde çalışanlar, her an ceza ile karşılaş-ma durumunda oldukları için, islerine her ne kadar yüksek performans göstermiş olsalar bile hata yapmama korkusu içinde olduklarından örgütte is veriminin sağlanabileceği düşünülmemektedir.

B) Geliştirici disiplin: Birçok örgüt, geliştirici disiplin denilen ve kademeli olarak artan cezalarla kişileri disipline eden bu yaklaşımı kullanmaktadır. Bu yaklaşım, kural dışı davranışları ve bunlara verilecek kademeli cezaları içermektedir. Geliştirici disiplinde kural dışı davranış, anında cezalandırılmaktadır. Ceza, yapılan davranışın önem de-recesine uygun olarak verilir. Geliştirici disiplinde kural dışı davranışa karşı 4 asama takip edilir. Bunlar;

1. Birinci kural dışı davranışta, sözlü uyarı verilir; kural dışı davranışın düzeltilmesi için

informal yaklaşımı temsil eder.2. İkinci kural dışı davranışta, yazılı uyarı verilir. Geliştirici disiplinin ilk formal başamağıdır.3. Üçüncü kural dışı davranışta kişi, isten uzaklaştırılır. Yazılı uyarıdan sonra gelen başamaktır.4. Dördüncü kural dışı davranışta verilen ceza ise isten çıkarmadır. İşten çıkarma en son

verilen ve çok yaygın olmayan bir cezadır.Geliştirici disiplinde kural dışı davranışların ve onların aşamalı cezalandırmasının yazılı bir şekilde çalışanlara verilmesi gerekmektedir. Hatta kural dışı davranış ve buna karşılık gelen cezalar tek yazılmalıdır. Bu tür örgütlerde çalışanların hizmet içi eğitimine önem verilmesi, hangi davranışında ne tür ceza alacağı kişiye önceden bildirilmesi gerekmektedir.

16.4.3. Koşulsuz SevgiÇocuğa sevgi karşılıksız verilir. Çocuğun eşsizliği kabul edilir. Anne baba çocuğun ilgi ve gereksinimlerine duyarlıdır. Çocuğun ilgilerini göz önünde tutarak onun yeteneklerini ge-liştirecek ortam hazırlar. Vereceği sorumluluğun çocuğun yetenek ve kapasitesini aşmama-sına özen gösterir. Çocuğa deneme ve yanılma payı bırakılır (Cüceloğlu, 2000; Eldeleklioğlu, 1994; Türkbay, Akın, Söhmen ve ark., 2007).Çocuk, anne-baba tarafından herhangi bir koşula bağlı olmaksızın sevilmek ister. Bir baş-ka çocukla karşılaştırıldığı ve o başka çocuk gibi çalıştığı takdirde anne babasının kendi-sini seveceğine inanmak, doğrudan doğruya kendisini değersiz ve sevgiye layık olmayan biri gibi algılamasına neden olur. Başka insanlarla karşılaştırılmakta anne-babanın değer ölçüleri vardır. Koşulsuz sevgi verilen çocuğun kendisini aşabilmesi, duygu açlığı çeken bir çocuğa göre daha kolaydır ve sevgisine bağımlı olan çocuk için, onay ve sevgiyi koşullu olarak alabilmek bir güvensizlik yaratır. Çünkü mevcut koşullarla değerli ve sevgiye layık bir kişi olmadığını düşünür. Anne babası onu, olduğu gibi değil, beğendikleri kişinin özel-liklerine ulaşabildiğinde sevecektir. Yani değerli ve sevgiye layık olabilmek, kendi içindeki yeteneklere değil, dışarıdaki bir kişiye bağlıdır. Diğer insanlarla karşılaştırılarak derecelen-dirilmek ve sevgiye layık bulunup bulunmamak, çocuğu kendisine göre bazı düşüncelere iter: “Ben ablam kadar başarılı değilim. Sevgiyi hak etmiyorum. Ben arkadaşım kadar derli toplu değilim. Dağınığım. Herhalde sevilmeyi hak etmiyorum. Benim matematik notlarım arkadaşlarım kadar iyi değil. Herhalde ben pek zeki değilim. Anne babamın bana değer ver-mesini hak etmiyorum. Ablam ders çalışırken, benim canım dışarıda gezmek istiyor. Anne babamın sevgisini hak etmiyorum. Annem babam bana sert ve kötü davranıyor. Ablan gibi çalışkan olursan seni de severiz diyor. Ben onun kadar çalışkan olamıyorum. Herhalde beni sevmemekte haklılar”. Bu tür karşılaştırılmalarda ve ancak koşullar yerine getirilirse “seve-riz” mesajlarında, anne babanın unuttuğu ya da fark edemedigi şey, her bireyin yetenek ve kapasitesinin aynı olamadığıdır. Egitim sürecini verimli kılabilmek bu farkların anlaşılmasına bağlıdır. İnsanlar da, oldukları gibi kabul edilmek ve sevilmek isterler. Koşulsuz sevgi verilen çocuğun kendisini asabilmesi, duygu açlığı çeken bir çocuğa göre daha kolaydır.

Page 8: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

14 15

16.5. KAYNAKLAR

• Aydoğmuş K, Batlaş A, Batlaş Z. ve ark. (1990). Ana Baba Okulu, 10. Başım, İstanbul, Remzi Kitabevi,; 107-121.

• 2. Aktuğ, T. (2006). Ergenlerde Akran Başkısı ve Benlik Saygısının İncelenmesi. Yüksek Li-sans Tezi. Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin.

• Argun Y. Anne-babaların Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Orta okul Öğrencilerinin Denetim Odağı Üzerine Etkileri, İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 1995

• Arı R, Seçer Z. Farklı Ana Baba Tutumlarının Çocukların Psikososyal Temelli Problem Çözme Becerilerine Etkisinin İncelenmesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2004;10: 451- 463.

• Barut Y, Ayyıldız A. İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Öz Kavramı Düzeylerinin Çeşitli Değişken-lere Göre Karşılaştırılması, 2005.

• URL:http://yadem.comu.edu.tr/1stELTKonf/TR_Yaşar_Oz_Kavrami. htm. Erişim Tarihi: 06.01.2011

• Can, G. (1990).Lise Öğrencilerinin Benlik Tasarımlarını Etkileyen Etmenler, Anadolu Üniversi-tesi, Eskişehir

• Cüceloğlu, D. İçimizdeki Çocuk, 2.Başım, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1992a.• Cüceloğlu, D., Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999.• Cüceloğlu D. (2000), İnsan ve Davranışı, 10. Başım, İstanbul, Remzi Kitabevi; 355 - 364.• Çelik A. “SSK Ankara Hastanesi Çocuk Psikiyatri Servisine Başvuran 9-14 Yaş Arasındaki Ço-

cukların Benlik Kavramlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi”. Kriz Dergisi 2(1): 240-246

• Ekşi, A. Çocuk, Genç, Ana-Babalar, İstanbul: 1.Başım, Bilgi Yayınevi, 1990.• Eldeleklioğlu J.(2004), Çocuklarda Özgüven Gelişimi. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24

(2): 111-121.• Ersanlı, K. (1988). Lise Öğrencilerinin Benlik Tasarımı Düzeylerini Etkileyen Faktörler, Yayın-

lanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Konya.• Ersanlı, K. (1996).Benliğin Gelişimi ve Görevlen, 2.Başkı, Eser Ofset, Samsun • Haktandır G. (2007). Sağlıklı Ana-Baba Tutumları. URL: http://ankukolej.k12.tr/yaz1.php Eri-

şim Tarihi: 08 .01.2011.• Hortaçsu, N. İnsan İlişkileri, 1.Başım, İstanbul: İmge Kitabevi, 1991.• Kanay, A. (2006). “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan 9-13 Yaş Grubu İlköğretim

Öğrencilerinin Uyumsal Davranışları, Benlik Kavramı ve Akademik Başarıları Arasındaki İliş-kiler”. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

• Küçük Ş. PARI Ölçeğinin Türkçe Formunun 2., 3. ve 4. Alt Ölçeklerinin Geçerlik Çal ışma-sı. V.Ulusal Psikoloji Kongresi, Psikoloji Seminer Dergisi Özel Sayısı, Sayı 8, İzmir, Ege Üni-versitesi Başımevi, 1990; 451-459.

• Musaoğlu C, Güre A. Ergenlerde Davranışsal Özerklik ile Algılanan Ana-Baba Tutumları Arasındaki İlişkiler. Türk Psikoloji Dergisi, 2005; 20(55): 79-94.

• Öner U. Benlik Gelişimine İlişkin Kuramlar, Ergenlik Psikolojisi. Derleyen: Bekir Onur, 2.Baskı, Ankara : Hacettepe Tas Kitapçılık, 1987.

• Özcan, A.: Beden Algısı ve Hemsirelik, I. Ulusal Hemsirelik Kongresi Bildirileri, İzmir, 1985. 37.• Özkan, İ.: Benlik Saygısını Etkileyen Etkenler, Dusunen Adam, 7(3): 4-9, 1994.• Öztürk, O. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, ö.Başım, Ankara : Hekimler Yayın Birliği, 1995.• Şahin, G. (2008). İlköğretim Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Demokratik Tutumları

ile Dogmatik Düşünce Biçimler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

• Türkbay T, Akın R, Söhmen G, ve ark.(2007) Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Ü z e r i n e Etkileri,. URL: http://hayatdolu.triped.com/id4.html. Erişim Tarihi: 09.01.2011.

• Uzun, M. (2003). 9-14 Yaş Grubu Çocukların Benlik Kavramı ve Saldırganlığı Pekiştirici Faktör-lerin Belirlenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

• Yalım, F. Esra.(2001). “Yüksekokul Öğrencilerinde Benlik Saygısının Akademik Başarı V e Ana-Baba İle İletişime Etkisi” Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi.

• Yavuzer H. (2003) Çocuk Psikolojisi, İstanbul, Altın Kitaplar Yayınevi,; 145-160.• Yörükoğlu A. (2004) Çocuk Ruh Sağlığı, 27. Başım, İstanbul, Özgür Yayınları,.

Page 9: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme Benlik Kavramı Ünite 16

16 17

16.6. ÇALIŞMA SORULARI

1) Aşağıdakilerden hangisi demokratik tutumun çocuk üzerindeki etkileri arasında yer al-maz?a) Çocuğun benlik saygısı yüksektir. b) Çocuk zorlukları kendisi yenmeyi deneyimler. c) Kendine çok güvenir, ısrarcı ve inatçıdır.d) Duygu ve düşüncelerini ifade edebilir.e) Grup içinde lider konumunda, atılgan ve aktiftir. 2) Disiplin kavramı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?a) Düzensizlik, karışıklık ya da güçlükler karşısında; o etkinliğin, ısrarlı ve etkin biçimde izlenmesidir.b) Öğrenci davranışlarının, ceza ve ödül aracılığıyla yetkisel (otoriter) bir biçimde doğ-rudan denetimidir.c) Olumsuz anlamıyla: Etkilerin, çoğu kez, hoş olmayan ve acı veren bir biçimde engel-lenmesidir.d) Bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir toplumsal konu, obje ya da olaya karşı deneyim, isteklendirme ve bilgilerine dayanarak örgütlediği bilişsel, duygusal ve dav-ranışsal bir tepki ön eğilimidir.e) Zihinsel ya da fiziksel yeteneklerin, tutumların geliştirilmesi amacı ile tasarlanan bir derstir. 3) Aşağıdakilerden hangisi bir disiplin kuramı değildir?a) İntikamcı Disiplin Kuramıb) Aktif disiplin kuramıc) Cezalandırıcı Disiplin Kuramıd) Korkutarak Engelleme Disiplin Kuramıa) İyileştirici Disiplin Kuramı

4) Disiplin yaklaşımlarından sıcak soba yaklaşımına göre hangisi yanlıştır?a) Ceza hemen uygulanmaz.b) Ceza, kişiye değil, yaptığı harekete verilir.c) Ceza, zaman ve insana karşı tutarlıdır. d) Hiç kimseyi kayırmaz.e) Kişi sebep- sonuç ilişkisini bilir. 5) Geliştirici disiplinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Geliştirici disiplin örgütlerde pek kullanılmaz.b) Bu yaklaşım, kural dışı davranışları ve bunlara verilecek kademeli cezaları içermekte-dir.c) Geliştirici disiplinde kural dışı davranış, anında cezalandırılmaz.

d) Ceza, yapılan davranışın önem derecesine uygun olarak verilmez. e) Geliştirici disiplinde kural dışı davranışa karşı 2 asama takip edilir. Yanıtlar

1. C 2. D 3. B 4. A 5. A

Page 10: Ebelik Lisans Tamamlama Programı BÜYÜME VE GELİŞMEportal.uzem.omu.edu.tr/dersler/2011/syu405/unite_16/kim/syu405_unite16.pdf · ve kavramlar sistemi olarak ifade edilen benlik,

Büyüme ve Gelişme

18