cdn.islamansiklopedisi.org.tr · ulaştırılmasından genellikle onlar sorum luydu. vekiller...

2
MU'TASI M- BiLLAH imar faaliyetleri önemli olup burada yap- el-Cevsaku'l-Hakanl Ca- hiz, Feza'ilü'l-etrak eserini Mu 'ta- Billah ancak çe- sebepler yüzünden ona takdim ede- ishak Ferganl ve Ya'- küb b. ishak et-Kindi gibi alimleri himaye eden kütüphanesinde 10.000 kitap nakledilir. Halife- nin Ahmed'in olan ilk islam fi- lozofu Ya'küb b. ishak et-Kindi Kitab fi'l- felsefeti'l-ul a eserini ona takdim et- Me' mün devrinde Mu'tezile'nin resmi mezhep olarak kabul edilmesi ve mahlük (halku'l-Kur'an) benimsemeyen alimierin ceza- (mihne) dö- neminde de devam Nitekim Me'- mün devrinde hapsedilen Ahmed b. Han- bel ibn EbO tahrikiyle tabi tu- ancak bir süre sonra serbest : Hallfe b. Hayyat, Ekrem Ziya el- ömerl ), Riyad 1985, s. 470, 475-478; Cahiz. Hila- fet Ordusunun ve Türkler'in Fazi- letleri (tre. Ra mazan Ankara 1967, s. 61 , 76 ; Kuteybe, s. 392; Be- lazürl, Fütah [Fayda), s. 191 -192, 246, 276, 302, 426, 487-488, 544, 628; Dlneveri. el-Ai) barü 't- s. 401-406; Ya'kübl. ll, 464, 469, 471-478; a.mlf .. Kitabü 'l-Büldti.n, s. 255 vd.; Ta- beri, [Ebü'l-Fazl) , Vlll, 541, 545, 558, 620, 624-625, 646-650, 667; I X, 7-123; Mes'tidi. /11ü- rücü ';:,-;:,eheb (Abdülhamid). lV, 46-64; Hatlb. Ta- Bagdti.d, lll, 342-347; el-inba' fi Lei- den 1973, s. 104-11 O; el-/11unta;;:am (Ata). 25-118; el-Kamil, 314, 341, 409, 419, 421, 428, 432, 439-529; s. 229-239; Safedl. el-Vti.fi, V, 139-141; D. Sourdel, Le vizirat 'Abbaside de 749 a 936, Damas 1959, l, 245-269; Dursun Devrinde Abbas1 imparatorlu- 833-842 (dokt ora tezi , 1965), Ed. Fak. ; a.mlf .. Halif e Türklerin Rolü", isma il Ankara 1976, s. 19-29; a.mlf .. isitirniyet ve Türk- l er, 1980, s. 70-1 04; Tahir Muzaffer e\- Arnld, el-'imaretü'l-'Abbasiyye fi Samerra' fi'ah- ve'l-fl1üteve kkil , 1976, s. 42-114; M. A. Shaban, lslamic History, Cam- bridge 1976, ll, 61-69; Abde\ -Rahman Salem. War and Peace in Caliphate and Empire: Political Relations between the 'Abbasids and Byzanti- um, 749-847 (doktora tezi , University of Birmingham, s. 188-2 17; Ramazan islam Göre rk ler ve Türk Ülkeleri, Ankara 1985, s. 7, 9, 10, 144, 185,219,232, 236; H. Kennedy, Th e Prophet and the Age of the Ca- liphates, London-New York 1986, s. 158-168; Ab- dülazlz ed-Dtirl, Beyrut 1988, s. 175-202; Osman Sayyid Ahmad al-Bill, Prelude to the Generals: A Study 382 of same Aspects of the Reign of (21 8-227/833-842), Katar 1989; a.mlf., "Mu'ta- and the Turks", BSOAS, XXIX/1 s. 12-24; Abdülazlz Muhammed Lümeylim, Nüfü- zü'l-Etrti.k ve fi med1neti Samerra', Beyrut 1411/1991 , I-ll; D. Ayalon , "The Military Reforms of Caliph al-Mu'tasim: Their Background and Consequen- ces", Islam and Abode of War [ed. D. Aya lon), Yariorum 1994, s. 1-39; M. Seyyid ';:,-;:,eh eb1 li 'd-dev /e ti' l-'Abbasiyy e, Beyrut 1418/ 1998, s. 422-489; M. S. Gordon, The Breaking of a Thousand .Swords: A History of the Turkish /11ilitary ofSti.marra (A.H. 200- 275/ 815-889 C. E.) , New York 2001, s. 47-140; Casim islam-Bizans s. 100- 1 Ol , 257 -258; Mehmet Azimli. Abbasiler Döne- mi Babek Ankara 2004, s. 94-122; Gül- gün Uyar, Ehl-i Beyt: islam Tarihinde ma 2004, s. 298-300; J. B. Bury, "Mu'tasim's March through Cappadocia in A. D. 838", Th e Journal of Hellenic Studies, XXIX, London 1909, s. 120-129; K. V. Zettersteen. "Mü- iA, Vlll, 748-749; C. E. Bosworth, "al- EJ2 (ing.), VII , 776; A. Nort- hedge, "Samarra'", a.e. , VIII , 1039-1041. L L L li] Avcr MU'T es-SA (bk. b . MUHAMMED). el-MUTAWEL Sekkaki' nin belagatla ilgili bölümü için Hatib ei-Kazvini'nin kaleme üzerine Teftazani (ö. 792/ 1390) (bk. ( ) Hac rehberi, delil. -, -, -, · Sözlükte "tavaf eden" gelen ve hadis da bu anlamda kulla- mutavvif kelimesi (Buhar!, 1 5) daha sonra "tavaf ettiren" ve kalacak yerleri, ye- me içme, vb . meseleleriyle ilgilenen, rükünlerini yerine getirmelerine olan için bir görev haline Bu anlamda delil, muallim ve tabirleri de kul- Eski mutawifler daha çok seyahatnamelerden bilgi edinil- mektedir. Hac Mekke'ye gelenlerin ücret için cazip hale özellikle aileler bunu bir geçim olarak böy- lece bir meslek grubu Mutav- çocuk XIX. ait bir seyahatnarnede ettikleri biçimde (Ali Bey, II, 61 ). Mutawif belli bir süre tecrübe ka- sonra Ahilik'teki us- bir merasimle bü- tün mutawiflerin huzurunda gi- rer ve yeni üye davetlilere ve- rilen "muallimiye" ziyafetin merasim Kur' an sona erer- di. Mutawifler hatta birbirine kapa- "taife" denilen alt gruplara Her taifenin tayinle bir bütün ba- da bu kendi seçtikleri bir bulunurdu. Mutawifler görevini kötüye kul- lanan ve kaba davrananlar lirdi: bunlar cezalan- ve kendilerine meslekten el çektiri- Iirdi Rifat II, 71-72) . Suudller devrinde zaman zaman lan üzerine yeni düzenlemelere 196S'te bir genelgesinde hac görevlilerinin uygun fi- zikte ve yeterli bilgiye sahip, lara iyi davranan kimseler se- çilmesi Bu dönemde ve umre yapanlara hizmet eden ve mu- tavvifler, vekiller (vükela). deliller (edilla). zemzemller (zemazime) denilen dört grup söz konusudur. Mutavvifler, rehberlik et- tikleri dikkatini üzerlerinde top- layabiirnek için renkte bü- yük bir sararlar, bellerine veya bir kemer süslü ceketler giyer ve ellerinde bir sapa- ucuna renkli bez alemler ta- seslerini duyurabilmek için zamanda gür sesliler seçilen mutawifler Kabe'yi tavaf eden ha- önünde yer ve her oku- nan onlara Mina'- ya ve Arafat'a de onlara refa- kat ederlerdi. Mutavvifler ölümü halinde definlerinden ve mu- da sorumluydular. Eskiden her mezhebin mutavvifleri Vekiller mutavviflerin Cidde'deki temsil- cileri Bunlar !imanda gümrük ve di- hususlarda kendilerine eder- lerdi. Mekke'ye nakledil- mesinden ve hac tekrar limana

Upload: dinhlien

Post on 04-May-2019

221 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: cdn.islamansiklopedisi.org.tr · ulaştırılmasından genellikle onlar sorum luydu. Vekiller birden fazla mutawifle ça lışabilirdi. Deliller hacılara Medine'de refa kat ederdi

MU'TASIM- BiLLAH

imar faaliyetleri önemli olup burada yap­tırdığı el-Cevsaku'l-Hakanl meşhurdur. Ca­hiz, Feza'ilü'l-etrak adlı eserini Mu'ta­sım- Billah zamanında yazmış, ancak çe­şitli sebepler yüzünden ona takdim ede­memiştir. ishak el-Mevsıll, Ferganl ve Ya'­küb b. ishak et-Kindi gibi alimleri himaye eden Mu'tasım-Billah 'ın kütüphanesinde 10.000 kitap bulunduğu nakledilir. Halife­nin oğlu Ahmed'in hacası olan ilk islam fi­lozofu Ya'küb b. ishak et-Kindi Kitab fi'l­felsefeti'l-ula adlı eserini ona takdim et­miştir.

Me'mün devrinde Mu'tezile'nin resmi mezhep olarak kabul edilmesi ve Kur'an'ın mahlük olduğu görüşünü (halku 'l-Kur'an) benimsemeyen alimierin sorgulanıp ceza­landırılması (mihne) Mu'tasım-Billah dö­neminde de devam etmiştir. Nitekim Me'­mün devrinde hapsedilen Ahmed b. Han­bel Mu'tasım zamanında Kadılkudat ibn EbO Duad'ın tahrikiyle işkenceye tabi tu­tulmuş , ancak bir süre sonra serbest bı­

rakılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Hallfe b. Hayyat, et-Tarfl:ı [nş r. Ekrem Ziya el­ömerl ), Riyad 1985, s. 470, 475-478; Cahiz. Hila­fet Ordusunun /11enkıbeleri ve Türkler'in Fazi­letleri (tre. Ramazan Şeşen), Ankara 1967, s. 61 , 76; İbn Kuteybe, e1-/11a'arif[Ukkaşe), s. 392; Be­lazürl, Fütah [Fayda), s. 191 -192, 246, 276, 302, 426, 487-488, 544, 628; Dlneveri. el-Ai)barü 't­ıwal, s. 401-406; Ya'kübl. Tari/:ı, ll , 464, 469, 471-478; a.mlf .. Kitabü 'l-Büldti.n, s. 255 vd.; Ta­beri, Tarrtı [Ebü'l-Fazl) , Vlll , 541, 545, 558, 620, 624-625, 646-650, 667; IX, 7-123; Mes'tidi. /11ü­rücü ';:,-;:,eheb (Abdülhamid). lV, 46-64; Hatlb. Ta­r1tıu Bagdti.d, lll, 342-347; İbnü 'l-İmranl, el-inba' fi ttirf/:ıi'l-f:ıulefa' [ nş r. ı<as ıın es-Saınerral), Lei­den 1973, s. 104-11 O; İbnü 'l-Cevzl, el-/11unta;;:am (Ata). xı, 25-118; İbnü'l-Eslr, el-Kamil, vı , 314, 341, 409, 419, 421, 428, 432, 439-529; İbnü't­Tıktaka. el-Faf:ır1, s. 229-239; Safedl. el-Vti.fi, V, 139-141; D. Sourdel, Le vizirat 'Abbaside de 749 a 936, Damas 1959, l, 245-269; Hakkı Dursun Yıldız. /11u'tasım Devrinde Abbas1 imparatorlu­ğu: 833-842 (doktora tezi , 1965), İÜ Ed. Fak. ; a.mlf .. "Mu'tasım'ın Halife Olmasında Türklerin Rolü", ismail Hakkı Uzunçarşılı 'ya Armağan, Ankara 1976, s. 19-29; a.mlf .. isitirniyet ve Türk­ler, İstanbu l 1980, s. 70-1 04; Tahir Muzaffer e\­Arnld, el-'imaretü'l-'Abbasiyye fi Samerra' fi'ah­deyi 'l-fl1u'taşım ve'l-fl1ütevekkil, Bağdad 1976, s. 42-114; M. A. Shaban, lslamic History, Cam­bridge 1976, ll, 61-69; Abde\-Rahman Salem. War and Peace in Caliphate and Empire: Political Relations between the 'Abbasids and Byzanti­um, 749-847 (doktora tezi , ı 983), University of Birmingham, s. 188-217; Ramazan Şeşen . islam Coğrafyacı/anna Göre Türk ler ve Türk Ülkeleri, Ankara 1985, s. 7, 9, 10, 144, 185,219,232, 236; H. Kennedy, The Prophet and the Age of the Ca­liphates, London-New York 1986, s. 158-168; Ab­dülazlz ed-Dtirl, el-'Aşrü'l-'Abbasiyyü'/-evvel,

Beyrut 1988, s. 175-202; Osman Sayyid Ahmad \sm~i'l\ al-Bill, Prelude to the Generals: A Study

382

of same Aspects of the Reign of a l-/11u 'tasım

(21 8-227/833-842), Katar 1989; a.mlf. , "Mu'ta­sım and the Turks", BSOAS, XXIX/1 ( ı 966 ) , s. 12-24; Abdülazlz Muhammed Lümeylim, Nüfü­zü 'l-Etrti.k {i'l-f:ıila{eti'l-'Abbasiyye ve eşeruhu fi k:ıyami med1neti Samerra', Beyrut 1411/1991 , I-ll; D. Ayalon, "The Military Reforms of Caliph al-Mu'tasim: Their Background and Consequen­ces", Islam and Abode of War [ed. D. Aya lon), Yariorum 1994, s. 1-39; M. Seyyid eı-vekil. el-'Aş­

rü ';:,-;:,eheb1 li 'd-dev /eti'l-'Abbasiyye, Dımaşk­

Beyrut 1418/ 1998, s. 422-489; M. S. Gordon, The Breaking of a Thousand .Swords: A History of the Turkish /11ilitary ofSti.marra (A.H. 200-275/ 815-889 C. E.) , New York 2001, s. 47-140; Casim Avcı. islam-Bizans ilişkileri, İstanbu\2003, s. 100-1 Ol , 257 -258; Mehmet Azimli. Abbasiler Döne­mi Babek lsyanı, Ankara 2004, s. 94-122; Gül­gün Uyar, Ehl-i Beyt: islam Tarihinde Ali-Fatı­ma Ev/adı, İstanbul 2004, s. 298-300; J. B. Bury, "Mu'tasim's March through Cappadocia in A. D. 838 ", The Journal of Hellenic Studies, XXIX, London 1909, s. 120-129; K. V. Zettersteen. "Mü­tasım" , iA, Vlll, 748-749; C. E. Bosworth, "al­Mu'taşim-Bi ' llah" , EJ2 (ing.), VII , 776; A. Nort­hedge, "Samarra'", a.e., VIII , 1039-1041.

ı

L

ı

L

ı

L

li] CASİM Avcr

MU'T ASIM-BİLIAH es-SA 'Dİ

(bk. ABDÜLMELİK b . MUHAMMED).

el-MUTAWEL (J;.ı.wıı

Sekkaki' nin Miftal;ıu'l-culiim'unun

belagatla ilgili bölümü için Hatib ei-Kazvini'nin kaleme aldığı

Tell}işü'l-Miftal;ı üzerine Teftazani (ö. 792/ 1390) tarafından

yazılan şerh

(bk. MİFTAıiU'I-ULÜM).

MUTAWİF ( ...e;.ı.wı )

Hac rehberi, delil.

-,

-,

-, ·

Sözlükte "tavaf eden" anlamına gelen ve hadis kaynaklarında da bu anlamda kulla­nılan mutavvif kelimesi (Buhar!, "ŞünW', 15) daha sonra "tavaf ettiren" manasını kazanmış ve hacıların kalacak yerleri, ye­me içme, sağlık vb. meseleleriyle ilgilenen, haccın rükünlerini yerine getirmelerine yardımcı olan kişiler için bir görev unvanı haline gelmiştir. Bu anlamda ayrıca delil, muallim ve şeyhü'l-hac tabirleri de kul­lanılmaktadır. Eski mutawifler hakkında daha çok seyahatnamelerden bilgi edinil ­mektedir.

Hac maksadıyla Mekke'ye gelenlerin ödediği ücret şehir halkı için mutawifliği cazip hale getirmiş, özellikle bazı aileler bunu bir geçim vasıtası olarak seçmiş, böy­lece bir meslek grubu oluşmuştur. Mutav­vifliğe çocuk yaşta çıraklıkla başlanırdı. XIX. yüzyılın başlarına ait bir seyahatnarnede çocukların hacılara nasıl yardım ettikleri ayrıntılı biçimde anlatılır (Ali Bey, II , 61 ). Mutawif adayı, belli bir süre tecrübe ka­zandıktan sonra Ahilik'teki çıraklıktan us­talığa geçişi hatırlatan bir merasimle bü­tün mutawiflerin huzurunda mesleğe gi­rer ve yeni üye tarafından davetlilere ve­rilen "muallimiye" adlı ziyafetin ardından merasim Kur'an okunmasıyla sona erer­di. Mutawifler dışa, hatta birbirine kapa­lı "taife" denilen alt gruplara ayrılmışlar­dı. Her taifenin başında tayinle gelmiş bir şeyhü 'l-mutawifin, bütün teşkilatın ba­şında da bu şeyhterin kendi aralarından seçtikleri bir şeyhü 'l-meşayih bulunurdu. Mutawifler arasından görevini kötüye kul­lanan ve hacılara kaba davrananlar çıkabi­

lirdi: bunlar şeyhleri tarafından cezalan­dırılır ve kendilerine meslekten el çektiri­Iirdi (İbrahim Rifat Paşa , II, 71-72) .

Suudller devrinde zaman zaman yapı­lan şikayetler üzerine yeni düzenlemelere gidilmiştir. 196S'te yayımlanan bir krallık genelgesinde hac görevlilerinin uygun fi­zikte ve yaşta, yeterli bilgiye sahip, hacı­lara iyi davranan kimseler arasından se­çilmesi istenmiştir. Bu dönemde hacılara ve umre yapanlara hizmet eden ve mu­tavvifler, vekiller (vükela). deliller (edilla). zemzemller (zemazime) denilen dört grup söz konusudur. Mutavvifler, rehberlik et­tikleri hacıların dikkatini üzerlerinde top­layabiirnek için başlarına sarı renkte bü­yük bir sarık sararlar, bellerine sarı, yeşil veya kırmızı geniş bir kemer kuşanırlar,

süslü ceketler giyer ve ellerinde bir sapa­nın ucuna takılmış renkli bez alemler ta­şırlardı. Kalabalıkta seslerini duyurabilmek için aynı zamanda gür sesliler arasından seçilen mutawifler Kabe'yi tavaf eden ha­cıların önünde yer alır ve her şavtta oku­nan duaları onlara tekrarlatırlardı. Mina'­ya ve Arafat'a gidişlerinde de onlara refa­kat ederlerdi. Mutavvifler hacıların ölümü halinde definlerinden ve eşyalarının mu­hafazasından da sorumluydular. Eskiden her mezhebin ayrı mutavvifleri vardı.

Vekiller mutavviflerin Cidde'deki temsil­cileri durumundaydı. Bunlar !imanda hacı adaylarını karşılar, gümrük işlerinde ve di­ğer hususlarda kendilerine yardım eder­lerdi. Hacı adaylarının Mekke'ye nakledil­mesinden ve hac sonrası tekrar limana

Page 2: cdn.islamansiklopedisi.org.tr · ulaştırılmasından genellikle onlar sorum luydu. Vekiller birden fazla mutawifle ça lışabilirdi. Deliller hacılara Medine'de refa kat ederdi

ulaştırılmasından genellikle onlar sorum­luydu. Vekiller birden fazla mutawifle ça­lışabilirdi. Deliller hacılara Medine'de refa­kat ederdi. Bunlardan özellikle ziyaret yer­lerini gezdirenlere "müzewir" denilirdi. Zemzemller ise Mekke. Mina ve Arafat'­ta hacılara zemzem dağıtınakla görevliy­diler.

Mutawifler hizmetlerinin karşılığında iyi bir ücret alır ve bir hac mevsiminde ailele­rinin yıllık nafakasını sağlayabilirlerdi. An­cak kazandıkları paranın bir kısmını şeyh­lerine vermek zorundaydılar. Yakın zaman­lara kadar Cidde'ye gelen hacılardan top­rakbastı parası yanında bir de delil para­sı alınırdı . Mutawiflerin ücretleri son yıl­larda hükümet tarafından tesbit edilmiş­tir. Günümüzde hacı kafilelerine daha çok kendi ülkelerinden gönderilen din görev­lileri yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte geleneksel mutawiflik müessesesi varlı­ğını sürdürmektedir.

BİBLİYOGRAFYA :

Buhari, "ŞürCıÇ" , 15; MübarekfCıri, Tul).fetü '1-af:ıve;;i (nş r. M. Abdülmuhsin el-Ketebl). Kahire 1964, lll, 606; Ali Bey. Trauels of Ali Bey in Mo­rocca, Tripoli, Cyprus, Egypt, Arabia, Syria and Turkey, London 1816, ll, 61; Hicaz Vilayet! Sa l­namesi, Mekke 1306, s. 214; J. L. Burckhardt, Trauels in Arabia, London 1829, s. 94; Gaudefroy­Demombynes, le Pelerinage a la Mekke, Paris 1923, s. 201 vd.; ibrahim Rifat Paşa. Mir'atü 'l­lfaremeyn, Kahire 1344/1925, ll, 71-72; ismail Hakkı Uzunçarşılı. Mekke-i Mükerreme Emirleri, Ankara 1972, s. 29; D. E. Long. The Hajj Taday: A Survey of the Contemporary Makkah Pilgri­mage, New York 1979, s. 17, 27 vd., 34, 35, 38, 39, 40, 41 , 43, 44, 45, 55, 60, 93; F. E. Peters, The Hajj: The Muslim Pilgrimage to Mecca and the Holy Places, Princeton 1996, s. 112, 242-248, 275-279, 305, 350-352, 359; P. Paret. "Mu­ı;awwif', Ef2 (İng.). VII , 782.1,i;l

~ıııııl NEBi BozKURT

ı -, MUTAYYEN (~)

Ebu Ca' fer Muhammed b. Abdillah b. Süleyman el-Hadrami

(ö. 297/ 909- 10)

L Muhaddis ve tarihçi.

_j

Kaynaklarda doğum tarihi zikredilme­mekle beraber 297'de (909- 1 O) doksan beş yaşında öldüğüne göre (Zehebl, A'lamü 'n­nübela', XIV. 42) Kufe'de 202 (817-18) yı­lında doğmuş olmalıdır. "Mutayyen" (ça­mura bulanmış) ve "Mutayyen el-keblr" Ia­kaplarıyla anılmaktadır. Çocukluk günle­rinde havuzda yüzerken arkadaşlarının onu çamura buladıklarını gören muhaddis Ebu Nuaym Fazi b. Dükeyn'in, "Ey Mutayyen!

Niçin ilim meclisine gelmiyorsun?" deme­si üzerine bu lakapla şöhret bulduğu riva­yet edilir. Hadis öğrenmeye karar verdiği zaman Ebu Nuaym'ın ölmüş olduğunu söy­leyen Mutayyen. o döneme göre oldukça ileri bir yaşta (on yedi yaşında) tahsile baş­lamasına rağmen Ahmed b. Yunus, Yah­ya b. Bişr el-Harirl. Said b. Amr el-Eş 'asi,

Yahya b. Abdülhamid el-Himmanl. Ebu Bekir ve Osman b. Ebu Şeybe ile Ali b. Ha­kim gibi çok sayıda hocadan hadis yazdı­ğım belirtir. Hadis konusunda otoritesini kabul ettirmiş ve hafız unvanını almıştır.

Hadis hafızı Ebu Bekir İbn Ebu Darim on­dan çok sayıda hadis yazdığım kaydetmek­tedir. Kendisinden İbn Ukde, Yezid b. Mu­hammed el-Ezdi, Neccad İbnü'l-Kas , İbn Kani', Taberanl. Ebu Bekir el-İsmaili. Ali b . Abdurrahman ei-Bekkal. Ali b. Hassan el-Cedili gibi alimler hadis rivayet etmiş­tir. Mutayyen hakkında Darekutni "sika", Halili "sika-hafız" . Zehebi "mütkın" ifade­lerini kullanmak suretiyle onun güvenilir olduğunu belirtmişlerdir. Kendisiyle aynı yıl vefat eden Ebu Ca'fer İbn Ebu Şeybe'­nin onu eleştiren sözlerini Zehebi akran­lar arasında sıkça görülen kıskançlığa bağ­lamış ve bu cerhin kabul görmeyeceğini söylemiştir (a.g.e., ay) Mutayyen Rebiü­lahir 297'de (Ara lık 909- Ocak 91 O) vefat etti.

Eserleri. 1. ljadiş. Millet Kütüphane­si'nde bulunan (Feyzullah Efendi. nr 507/ 4. vr. 29' -32b) eser üzerinde Mehmet Akif Özkiraz el-Mutayyen ve Cüz 'ü adıyla yüksek lisans tezi yapmıştır ( I 988. Mü Sos­yal Bilimler Enstitüsü) 2. Al;].bô.r ve ]J.ikô.­yô.t. Bir nüshası The Chester Beatty Lib­rary'de bulunmaktadır (nr. 3849) . 3. Kitô.­bü 'ş-Şahô.be . Sahabe hakkındaki eseriere kaynaklık ettiği belirtilmektedir (İbn Ha­cer. ei-İşabe, ı . 2; Sezgin. ı . 319-320). Kay­naklarda adı geçen diğer eserleri de şun­lardır : Kitô.bü's-Sünen fi 'l-fı]fh, Kitô. ­bü't-Tefsir, Tefsirü'l-Kur'ô.n, Kitô.bü Tef­siri 'l-müsned, el-Müsned, et-Tô.ril;]. (Ta­rfi].u $ıf(fn), Kitô.bü'l-Edeb (Adab) ( İb­nü 'n-Nedlm, s. 283: Hediyyetü'l-'arif[n, ll , 23: Kehhale, ııı . 44 1)

BİBLİYOGRAFYA :

ibnü'n-Nedim. el-Fihrist ( n ş r. İbra him Ramazan), Beyrut 1994, s. 283 , 323-324; Zehebi, A 'la­mü'n-nübela', XJV, 41-42; a.mlf. . Mizanü 'l-i' ti­dal, lll, 607; ibn Hacer. Lisanü 'l-Mizan, V, 233-234; a.mlf .. el-İşabe, ı, 2; SüyCıti, Taba~atü 'l-/:ıuf­fa? (Ömer). s . 288; DavCıdi, Taba~atü 'l-müfes­sirin (Lecne). ll , 164-165; Hediyyetü 'l-'arifln, ll , 23; Kehhale, Mu'cemü 'l-mü'ellifln , lll, 441 ; Sez­gin, GAS (Ar.). ı , 319-320; Kettani. er-Risaletü 'l­müstetrafe (Özbek). s. 93, 144, 259.

liJ MusTAFA ERTÜRK

MU'TAZID- BiLLAH

MU'T AZID-BiLlAH ( 44~1)

Ebü'l-Abbas ei-Mu'tazıd-Billah Ahmed b. el-Muvaffak-Billah Talha (Muhammed)

L

b. Ca'fer el-Abbas! (ö. 289/902)

Abbas! halifesi (892-902).

242 (856-57) veya 243 (857-58) yılında Samerra'da doğdu. Babası Abbasi hane­danının nüfuzlu simalarından Muvaffak­Billah, annesi Rum asıllı bir cariyedir. Hali­fe Mu'temid-Aiellah, Basra'da isyan eden Zenciler'e ve doğuda önemli bir güç hali­ne gelen Saffariler'e karşı başarılı olabil­mek için o sırada Mekke'de bulunan kar­deşi Muvaffak' ı Samerra'ya çağırıp ken­disini hilafet naibi tayin etti. Oğlu Mu'ta­zıd- Billah ile beraber Basra'ya giden Mu­vaffak uzun süren mücadeleler neticesin­de Zenciler'in isyanını bastırdı (267/880). Muvaffak. daha sonra Mu'tazıd kumanda­sındaki Irak ordusuyla bütün Suriye top­raklarına hakim oldu. Bunun üzerine Tolu­noğulları Hükümdan Humareveyh b. Ah­med b. Tolun, ordusuyla harekete geçerek Remle- Dımaşk arasındaki Tavahin mevki­inde Mu'tazıd'ın kumandasındaki Abbasi ordusuyla savaşa girdi. Savaşın başlarında galip durumda olan Mu'tazıd daha sonra çekilmek zorunda kaldı (27 1/885) Baba­sıyla birlikte Saffariler'den Amr b. Leys'e karşı düzenlenen bir sefere de katılan Mu'­tazıd , emirlerine karşı çıktığı ve Dımaşk'­

tan ayrılmayı reddettiği için babası tara­fından hapse atıldı (275/889) . Bunun üze­rine kendisine bağlı kumandanlardan bir kısmı Bağdat'ta karışıklıklar çıkardı. Mu­vaffak ise amacının oğlunu terbiye etmek olduğunu söyleyerek onları yatıştırmayı başardı ve ölümünden bir hafta öncesine kadar ( 2 78/89 I ) onu hapiste tutmaya de­vam etti.

Muvaffak'ın ölümünün ardından kuman­danlar Mu'temid'in oğlu Ca'fer ei-Mufav­vaz'a birinci veliaht. Mu'tazıd'a ikinci veli­aht olarak biat ettiler (23 Safer 27816 Ha­ziran 89 1) Halife Mu'temid, bir yıl kadar sonra oğlu Mufawaz'ı veliahtlıktan aziede­rek yeğeni Mu'tazıd- Billah 'ı veliaht tayin etti (22 Muharrem 279 1 24 Nisan 892). Mu'tazıd- Billah, Mu'temid'in bu olaydan altı ay sonra (ı 8 Re ce b 279 1 14 Ekim 892) beklenmedik şekilde ölümüyle halife oldu. Merkezi idarenin zayıfladığı ve devlet ha­zinesinin boşaldığı dönemde iktidara ge­len Mu'tazıd- Billah, ilk iş olarak babasının yardımcılığını yapmış olan Ubeydullah b.

383