afetler tarihi ders kitab .docx) - egitim.club · ders notları afet yönetimi kavramı Çağdaş...

129
AFETLER TARİHİ ACİL YARDIM VE AFET YÖNETİMİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI YRD. DOÇ.DR. YILDIRIM GÜNGÖR İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

Upload: others

Post on 31-Oct-2019

78 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

AFETLER TARİHİ

ACİL YARDIM VE AFET YÖNETİMİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI

YRD. DOÇ.DR. YILDIRIM GÜNGÖR

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

Page 2: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

ACİL YARDIM VE AFET YÖNETİMİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI

AFETLER TARİHİ

Yrd.Doç. Dr. Yıldırım GÜNGÖR

Page 3: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

1

ÖNSÖZ

Dünya, oluşumundan itibaren, bugün "afet" olarak tanımladığımız birçok olay yaşamıştır.

İnsan nüfusunun az olduğu dönemlerde bu olaylar çok fazla zara vermemiştir. Ancak insan

nüfusunun artmaya başlamasıyla birlikte diğer canlılar dışında insanlar da afetlerden zarar

görmeye başlamıştır. Bunun ana nedeni insanların, yanlış yerleşim politikalar sonucunda

afet riski olan yerlere yerleşmeye başlamasıdır. Bu olayların hem insan yaşamından önce

hem de insan yaşamından sonra dünya üzerinde çok büyük izler bırakmıştır. Bu izlerin bir

kısmının izlerini günümüzde görebiliyoruz. Günümüzde yerbilimciler, söz konusu izleri

değerlendirerek bunları "toplu yok oluş" dönemleri olarak değerlendirmektedir. Bu olaylar

dünyanın başına gelen ilk büyük afetlerdir. Dünya tarihinin ilk dönemlerinde meydana,

meteor yağmurları ve büyük çarpışmalar, küresel buzul dönemleri ve atmosferdeki ani

karbon artışları bu afetlerin bazılarıdır. Bu olayların bazıları dünya tarihindeki en büyük

afetlerden olan toplu yok oluşlara yol açmıştır.

İnsanın şehirler kurarak, uygarlıklar oluşturup toplu yaşamaya başlamasıyla birlikte doğaya

müdahale dönemi de başlamıştır. Tarla açmak için ormanların yok edilmesi, akarsu

yataklarına müdahale, yanlış yerlere yapılan yerleşim yerleri kısa süre içinde insanı da

afetlerden etkilenen canlılar arasında sokmuştur. Bu açıdan bakıldığında, aslında doğal olan

bu tür jeolojik olaylarının "afet"e dönüşmesinin altında, çoğunlukla insanoğlunun yanlış

yerleşim politikaları ve yanlış uygulamaları yatmaktadır.

Dünya üzerinde yaşanan afetlerin sayısının son yüzyılda önemli oranda artmasının anan

nedeni de insan nüfusunun artışıdır. Çünkü nüfus arttıkça güvenli yerlere yerler azalmakta ve

insanlar riskli yerlere yerleşme İnsan nüfusu arttıkça, mühendislik açıdan riskli alanlara

yerleşim de giderek yayılmaktadır. Bu da kaçınılmaz olarak afetlerin sayısının artmasına

neden olmaktadır. İnsanoğlu son yüzyılda ne yazık ki afete dönüşen her tür jeolojik olaydan

gerekli dersi çıkaramamıştır. Japonya, Şili ve Peru gibi bazı ülkeler istisna sayılabilir. Oysa

afete dönüşen olayların çoğu, özünde birbirinin tekrarıdır. İnsanoğlunun kendi geleceği için

geçmişte yaşanan olaylardan ders alması, geleceğe umutla bakabilmesi için ön koşuldur.

Elinizdeki bu ders notları, dünya tarihinde meydana gelmiş önemli afetlerden yola çıkarak,

son birkaç yüzyılda gerçekleşen doğa olaylarının neden afete dönüştüğünü incelemek ve bu

afetlerden hangi dersleri çıkardığımız ve/veya çıkarmamız gerektiğini anlatmak üzere

hazırlanmıştır. Ayrıca, son yüzyılda ortaya çıkan savaşlarda ve bölgesel çatışmalarda

kullanılan biyolojik, kimyasal ve radyoaktif içerikli silahların nasıl birer afete dönüşebileceği

de kısaca anlatılmıştır. Okuyucu, verilen örnekler dışında örnek çeşitlendirmesi yaparak bu

konuda çok daha geniş bir bilgi altyapısı oluşturabilir.

Yrd.Doç.Dr. Yıldırım Güngör

Page 4: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

2

YAZAR NOTU

Elinizdeki bu ders notları Dünya tarih boyunca meydana gelen ve canlı yaşamını

olumsuz etkileyen afete dönüşmüş olayları hakkında bilgi vermektedir. Bu afetlerin neden ve

sonuçlarının iyi incelenmesi, günümüzde meydana gelecek olayların afete dönüşmesini

engellemek için yol göstericidir. AUZEF Acil Yardım ve Afet Yönetimi Lisans Tamamlama

Programı öğrencileri için yararlı olmasını diliyorum

Page 5: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

3

1 . GENEL KAVRAMLAR

Page 6: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

4

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

• Afet Kavramı

• Acil Durum Kavramı

• Afet Yönetimi kavramı

• Kris Yönetimi kavramı

• Risk Yönetimi Kavramı

Page 7: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

5

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Afetleri sınıflarken hangi kriterleri göz önüne alırız ?

2) Afet ile acil durum arasındaki fark nedir.

3) Afet Yönetimi nedir ?

4) Afet yönetiminin aşamaları nelerdir ?

5) Afete öncesi ve sonra çalışmalar nelerdir ?

6) Afetlerin toplum üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir ?

Page 8: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

6

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Acil Durum Kavramı Acil durum hakkında bilgi

sahibi olmak

Acl durumlar hakkında

araştırma, ders notları

Afet Kavramı Afetler oluşruran aan

nedenler hakkında bilgi

sahibi olmak

Afetler hakkında araştırma,

Ders notları

Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin

nasıl olması gerekdiğini

öğrenmek

Afet yönetimi hakkında

araştırma ve ders notları

Page 9: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

7

Anahtar Kavramlar

• Acil durum

• Afet

• Afet Yönetimi

• Risk Yönetimi

• Kriz Yönetimi

Page 10: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

8

Yeryuvarı’nın başına gelen en büyük doğal afetlerden biri oluşumunun henüz

başlangıç aşamasında meydana geldi. Yaşı 4.6 milyar yıl olan Yeryuvarı’na 4.5 milyar yıl

önce Mars büyüklüğünde bir cisim çarptı ve dünyadan kopardığı parçalar çekim kuvvetinin

etkisiyle tekrar birleşerek bir başka küresel cismi oluşturdular. Bu çarpışmanın etkisiyle

Yeryuvarı hem bir uyduya kavuştu. Bu çarpışmayla dünya hem bir uyduya, hem de sıcak bir

çekirdeğe kavuştu. Bu olaydan sonra dünya katostrofik anlamda bir çok büyük doğal afetle

karşılaştı. Bu afetlerin bazıları öyle büyüktü ki yeryüzündeki canlıların büyük bir

çoğunluğunun yaşamının sona ermesine neden oldu. Bu olaylar toplu yok oluş olayları olarak

anılmaktadır.

İnsanın yeryuvarına egemen olmasından sonra doğal olaylar yavaş yavaş afete

dönüşmeye başladı. Özellikle son yüz yılda insan nüfusunun giderek artması afet riski olan

yerlerde yerleşimi yerlerinin kurulmasına neden oldu. Böylece bir zamanlar meydana geldiği

zaman hiç bir zara vermeyen doğa olayları birden afet olarak anılmaya başlandı. Bunun

sonucunda da insan ırkı kendi neden olduğu afetlere yönelik tedbir almak için büyük

ekonomik yatırımlar yapmaya başladı.

Tüm dünyada afetler ülke ekonomilerine ciddi darbeler vurmaya başladı. Her yıl

yüzlerce milyar dolar zararın ortaya çıkması sonucunda, afetlerin hedefi olan ülkelerde

afetlerin zararlarını en az indirmek için Afete Hazırlık Çalışmaları yapılmaya başlandı. Kısa

bir süre içinde de çağdaş ülkeler afetlere yönelik her türlü çalışmalarını bitirerek önceden para

harcayıp ekonomik zararları en ana indirmeyi başardılar.

Doğal afet riski özellikle de deprem açısından dünyanın önemli ülkelerinden biri olan

ülkemizde ise bu çalışmalar ne yazık ki 17 ağustos 1999 Gölcük depreminden sonra başlamış

ve bürokratik anlamda yer yer ciddi ilerlemeler de sağlanmıştır. Anadolu yarımadası Kuzey

Anadolu Fayı (KAF) ve Doğu Anadolu Fayı (DAF) gibi dünyanın önemli deprem

kuşaklarından birine sahip olmasına ve yüz binlerce kişinin ölmesine neden olan büyük

depremler üretmesine rağmen bu tarihe kadar tek adım atılmamıştır. Oysa ülkemizin

neredeyse tümünün deprem riski altında olduğu, yanlış yerleşim politikaları yüzünden her

ilkbahar ve sonbahar mevsiminde sel ve heyelanlar yüzünden büyük can ve mal kaybının

meydana geldiği unutulmamalıdır.

Page 11: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

9

Milat olarak kabul edilen 17 ağustos depreminden sonra bile insanlar meydana gelecek

depremin afete dönüşmesini önlemek için çalışmalar yapmak yerine daha çok kendilerini

afetlerin olmayacağına inandırmaya çalışmışlardır. Ülkemizin neredeyse en önemli problemi

haline gelen deprem sorunu bile göz ardı edilmiştir. Hal böyle olunca da her uygar ülkede

olması gereken halkın bilinçlendirilmesi çalışmaları ne yazık ki ülkemizde çok geri kalmıştır.

Bunun iki nedeni bulunmaktadır. Birinci neden doğal afetlere kaderci bir anlayışla

yaklaşılmasıdır. Bu durumda tedbir almak için fazla bir nedene gerek kalmamaktadır. Diğer

neden ise Sivil Toplum Örgütlerinin afet çalışmalarında sınıfta kalmalarıdır. Son 10 yılda

sivil toplum örgütlerinin buldukları çok ciddi kaynakları olmasına rağmen bu kaynakları

sağlıklı harcayacak kadroların olmaması yüzünden kaynaklar gereksizce harcanmıştır.

Son yıllarda başlatılan Kentsel Dönüşüöm çalışmaları bazı konularda eleştirilse bile

ülkemizin depremden zarar görmesini engellemek açısından önemli bir adımdır. Bu şekilde

devam ederse çok kısa bir süre içinde Türkiye için deprem bir sorun olmaktan çıkacaktır.

1.1. Afetin Tanımı

Bir çok kelimenin tanımı gibi ülkemizde Afet tanımı da yanlış bilinmekteydi. Can ve

mal kaybına yol açan her hangi bir doğa olayı hemen afet olarak algılanmaktadır. Oysa bir

doğa olayının veya başka bir olayın afet olarak kabul edilmesi için önemli bir gerekçe

lazımdır. Bu gerekçeyi örnekler üzerinde açıklamakta fayda var. Kar ve yağmur gibi deprem

de bir doğa olayıdır. Yani deprem bir doğal afet değil bir doğa olayıdır. Her yağmur

yağdığında sel olsa, can ve mal kaybı meydana gelse bile bu bir afet değildir. Bir deprem

sonrasında can ve mal kaybının meydana gelmesi de afet değildir. Bir trafik sıkışması

sonucunda ulaşımın bir gün yapılamaması, kaynakların yetersiz kalması ve kentte yaşamın

sekteye uğraması ise afet tanımının içine girebilir.

Kavramı açıklamak için başka bir örnek daha verdikten sonra, afetin tanımı

yapıldığında daha iyi anlaşılacaktır. Kış aylarında Erzurum’da kar kalınlığı bir metreyi

geçmektedir. Bu kadar kar yağmasına rağmen yaşam devam etmekte ve Erzurum’un yerel

kaynakları bu doğa olayı ile başa çıkabilmektedirler. Tersi bir durum olarak bazen İstanbul’da

yağan 10 -15 cm lik kar tüm kentte bir haftaya yakın bir süre yaşamı felç etmektedir. Yani

kentin yerel kaynakları bu olayla başa çıkmakta yetersiz kalmaktadır. Bu ise bir afettir.

Page 12: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

10

1.2.Afet ve Acil Durum Arasındaki Fark

Şili’de 210 yılında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki depremde 800 civarında insan

hayatını kaybetmiştir. 2015 yılında meydana gelen 8.3 büyüklüğündeki depremde ise sadece

10 kişi hayatını kaybetmiştir.

Her iki depremde de yerel kaynaklar yetersiz kalmamış, hayat kısa zamanda normale

dönmüştür. Gölcük merkezli 17 ağustos 1999 depremi ise bu depremden kat kat küçük

olmasına rağmen binlerce kişi hayatını kaybetmiş sadece yerel değil ulusal kaynaklar bile

yetersiz kalmıştır. Depremin etkisi dolayı olarak da olsa bugün hala devam etmektedir.

Gölcük depremi afet tanımımı bire bir karşılamaktadır.

Çoğu zaman can kaybı yaralanma, yapısal ve yapısal olmayan hasarlar gibi

beklenmedik acil durum olaylar afetle karıştırılmaktadır. Her türlü doğal veya doğal olmayan

koşullarla mücadele için ayrılmış kaynakların yetersiz kaldığı veya mücadele etme

kapasitelerinin aşıldığı durumlar AFET adını alır. Yani acil durumlar için kaynakların

mücadele için yetersiz kaldığı koşullarda olay artık afete dönüşür.

Afet sadece doğal olayla için değil her türlü insan ve teknolojik kaynaklı olaylar için

de kullanılabilir. Afet tanımı için olayın kapladığı alan değil etkisi ve mevcut kaynakların

yeterli olup olmama durumu önemlidir. Yani afet küçük bir alanda da olabilir bir kıtayı hatta

dünyanın tümünü de kapsayabilir.

1.3.Afetler ile Milli Gelir ve Eğitim Düzeyi Arasındaki İlişki

Dünya ölçeğine afetlerin yoğun olarak etkilediği yerlere baktığımızda birkaç istisna

hariç, Acil Durum sayılabilecek birçok olayın afete dönüştüğü ülkelerin çoğunun yoksul

ülkeler olduğu görülmektedir. Yoksul kesimlerin yerleşim için ilk tercihleri güvenli bir

yerleşim bölgesi olmamaktadır. Amaç ilk aşamada başını sokacak bir yerdir. Eğitim düzeyi

düşüklüğü de eklenince yoksul kesimlerin kurduğu yerleşimlerin bir çok afet türüne açık

olduğu ortaya çıkmaktadır. Oysa ekonomik durumu ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde bir çok

olay afete dönüşmeden Acil Durum düzeyinde kalmaktadır.

Page 13: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

11

1.4. Afetlere Yol Açan Olaylar

Afetler litaratürde basit olarak Doğal, Teknolojik ve İnsan Kaynaklı olarak üçe ayrılır.

Ancak afetlere yol açan her üç afet türü de incelendiğinde oryaya çok somut bir gerçek

çıkmaktadır. Bu sınıflama mantıklı gibi gelse de amacından sapan bir sınıflamadır. Çünkü

afetlerin meydana gelmesine yol açan tek etken insan uygulamalarıdır. Yanlış yerleşim

politikaları, politik nedenlerle riskli alanların yerleşime açılması, insanların önlem almak

yerine daha çok olayın ne zaman olacağına odaklanması bu olayların afete dönüşmesinin en

büyük nedenidir. Bu nedenler afetlere yol açan olayları farklı şekilde sınıflayabiliriz belki ama

bir olayın afete dönüşmesinin tek nedenini İnsan olduğunu unutmamak gerekir.

1.4.1. Doğa Kaynaklı Olaylar

• Deprem

• Tsunami

• Sel

• Heyalan

• Çığ

• Kaya Düşmesi

• Kuraklık

• Orman Yangınları

• Hava Kirliliği

• Fırtına (Kasırga, tornada, Tayfun vb.)

• Hortum

• Volkanik aktiviteler

1.4.2. İnsan Kaynaklı Olaylar

• Her türden terör hareketleri

• Savaşlar

• Patlamalar

• Ayaklanmalar

• Yangınlar

Page 14: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

12

1.4.3. Teknoloji Kaynaklı Olaylar

• Tehlikeli madde kazaları

• Raadyoaktif sızıntılar

• Büyük sanayi yangınları (Petrol rafinerisi yangınları vb.)

• Büyük petrol sızıntıları

• Baraj Patlamaları

1.5. Gelecekte Olabilecek Afet Türleri

• Antibiyotiğe karşı dayanıklılık

• Ormansızlaşma

• Çölleşme

• Kuraklık

• Ekonomik çöküntü

• Küresel Isınma

• Kıtlık

• Gulf Stream (sıcak su) Akıntısının Durması

• Buzul Çağı

• Meteorit Çarpması

• Kütlesel yok oluş

• Nükleer savaş

• Aşırı Tüketim

• Aşırı Avlanma

• Aşırı Nüfus Artışı

• Petrolün Tükenmesi

• Su krizi

1.6. Afetlerde ortaya çıkabilecek sonuçlar

• Olay aniden meydan gelir ve eğer toplum hazır değilse ciddi zararlar meydana gelir. • İnsan yaşamı tehdit altındadır. • İletişimde ciddi sorunlar yaşanır. • Başta elektrik olmak üzere enerji verilmesinde ciddi problemler çıkar • Ulaşım sekteye uğrar. Uzun süre sağlıklı ulaşım yapılamayabilir.

Page 15: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

13

• Su sıkıntısı baş gösterir. Bu durum hem beslenme, hem hijyen, hem de yangın söndürme problemlerinin yaşanmasına neden olur.

• Her türlü hizmet için benzin, mazot, doğal gaz temininde ciddi aksamalar olur. • Bölgede yaşayan Afet çalışanları bir anda afetzede durumuna düşebilir. • Alt yapıda ciddi hasarlar meydana getirirler • Büyük ekonomik kayıplar meydana gelebilir ve yatırımlar gecikir veya iptal edilir. • Büyük can kayıplarına, yaralanmalara ve sakatlıklara yol açarlar • Büyük şoklara neden olurlar • Eğitim ve Öğretimin aksamasına neden olurlar • Bulaşıcı ve salgın hastalıkların artar • Güvenlik probleminin ortaya çıkar • İşsizlik ve barınma sorunu ortaya çıkar • Etkisi belki de gelecek kuşaklara aktarılacak psikolojik travmalar ortaya çıkar.

1.7. Afetlerde Ekonomik Kayıplar

• 1975 ile 1990 arası afetlerin yarattığı ekonomik kayıplar yılda ortalama 40 milyar

ABD dolar

• 1990 ile 1995 yılları arasında yaklaşık yüzde 50 artışla 60 milyar ABD dolara

yükselmiştir

• 1995 ile 2008 yılları arasında ise bazı yıllar düşmekle birlikte genel olarak hızlı artış

eğilimine girmiştir

• 2005 yılında artan afet sayıları ve büyüklüklerine bağlı olarak kayıplar en yüksek

noktasında 225 milyar ABD dolarını bulmuştur

• 2050 yılında doğa afetlerinin yıllık faturasının 300 milyar ABD dolarına çıkması

beklenmektedir

• 2008 yılında Çin’deki Sichuan depremi ve Myanmar’daki Nergis kasırgasının etkisiyle

bu kayıp yaklaşık 180 milyar ABD dolarını bulmuştur

1.8. Afet Çalışanları Kimler Olmalıdır

Afet çalışanlarını resmi kurumlar ve Gönüllüler diye ikiye ayırmak mümkün. Resmi

kuruluşlar kamuda afetler konusunda çalışan ekiplerin elemanlarıdır. Bunlar afetlerde

çalışmaya zorunludurlar. Gönüllüler ise Sivil Toplum Kuruluşlarına üye olan bireylerdir ve

çalıma zorunlulukları yoktur. Sadece gönüllü olarak çalışırlar. Bir afat sırasında genellikle

Afet çalışanları Arama-Kurtarma ekipleri, itfaiye, sağlık ekipleri, güvenlik kuvvetleri olarak

bilinmesine karşın afetin ilk aşamasında en önemli afet çalışanları afete uğrayanların kendileri

Page 16: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

14

olmaktadır. Hiçbir planlama olmaksızın içgüdüsel olarak aile bireyleri önce kendi içlerinde

bir yardımlaşma yapmakta daha sonra da komşularına yardım etmektedirler. Özellikle

depremde kurtarma ekipleri gelinceye kadar kurtarma çalışmalarının büyük bir çoğunluğunu

afete uğrayan ama fiziksel sarar gören insanlar yapar.

1.9. Afetlere Yönelik çalışmaların aşamaları

Afete yönelik çalışmaların tümü Afet Yönetimi kavramı içinde yar almaktadır. Afet öncesi ve

sonrası olarak iki ana dilime ayrılır. Afet öncesi çalışmalar önlem ve hazırlık, afet sonrası

çalışmalar ise Müdahale ve iyileştirme olarak sınıflandırılır. Üçüncü bölümde detaylı olarak

anlatılacak afete yönetimi çalışmalarının esasını Afet öncesi çalışmalar oluşturmaktadır.

Çünkü bu çalışmalar aynı zamanda bir olayın afete dönüşmesini engelleyen çalışmalardır.

Özet olarak önlem ve hazırlık aşamaları ne kadar iyi olursa müdahale ve iyileştirme aşamaları

da o kadar kolay ve kısa olur.

1.10. Afetler ve Sigorta sistemi.

Geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerde zarar genellikle devlet tarafından

karşılanır. Oysa gelişmiş ülkelerde inşalar evlerini afetlere karşı sigortalarlar. Türkiye’de de

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) sadece doğal afetlerle ilgili sigortalama işlemi

yapmaktadır. Son yılarda meydana gelen olaylarda evlerine DASK sigortası yaptıranlardan

evleri zarar görenler DASK’tan zararlarını karşılayabilmişlerdir. Ancak Türkiye’de Kat

Mülkiyeti- Kat irtifakı sorunu tam olarak çözülmediği sürece DASK’ın istenen seviyeye

gelmesi ne yazık ki mümkün görülmemektedir. Bu nedenle sağlıklı bir Doğal Afet Sigortası

için Sağlıklı bir yerleşim planlamasının olması gerekmektedir. Bu durum Aynı zamanda afet

öncesi zarar azaltma çalışmalarının ne kadar önemli olduğunun da kanıtıdır. Zarar azaltma

çalışmalarının sağlıklı yapılması sağlıklı bir Doğal Afet Sigortasının da temelini

oluşturacaktır.

1.11 Afet Yönetimi Türkiye jeolojik ve jeomorfolojik yapısı nedeniyle doğa kaynaklı afetlerin, jeopolitik

konumu nedeniyle insan kaynaklı hedeflerin merkezinde olan bir ülkedir. Depremsellik

açısından oldukça riskli bir bölgede bulunan ülkemizde diğer doğa, insan ve teknoloji

kaynaklı afetler de en az deprem kadar büyük bir önem taşımaktadırlar.

Page 17: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

15

Doğa kaynaklı afetlerin başında Deprem geldiği için Afet yönetimi denince akla ilk

olarak “Depremde Afet Yönetimi” gelmektedir. Oysa afet yönetimi kavramı içinde özel bir

afet türü yoktur. Çalışmalar ve senaryolar farklı afetlere göre yapılsa da Afet Yönetimi aslında

bir değerler bütünüdür ve tüm afetler için aynı şekilde uygulanır. Türkiye bir efet ülkesi

olmasına rağmen ne yazık ki Afet Yönetimi kavramı ile ilk kez 17 Ağustos 1999 tarihinde

tanışmıştır.

Yerel ve ulusal kaynakların çok çok yetersiz kaldığı bu deprem, ülkemizde afet

yönetimi kavramının hiç bilinmediğinin en büyük kanıtıdır. Bu depremleri ilgili birkaç gerçek

olay ders sonundaki tartışma kısmnda ele alınacaktır. Afetle tanışan ülkemiz bu kez de afet

yönetimi ile Kriz yönetimi kavramlarını birbirine karıştırmıştır. Afet yönetiminin afet

olduktan sonra devreye gireceğine ülkemizde hala bir çok kişi inanmaktadır. Oysa uygar

ülkelerde bir afet ülkesinde afet yönetimi çalışmaları afet gerçekleşmeden çok önce başlar ve

afet sırasında devam eder ve afetin etkileri azalmaya başladıktan onra iyileştirme

çalışmalarının sonuna kadar devam eder.

Tüm bu süreç içinde afet yönetiminin iskeletini oluşturan kavramlar bir zinciri gibidir.

Hazırlık, risk azaltnma, Müdahale (Arama – Kurtarma ve ilk yardım), iyileştirme ve yeniden

inşa aşamalarından birinin bile zayıf kalmaması lazımdır. Eğer her aşama güçlü olmazsa

hedef afet için yapılacak çalışmalar genellikle eksik kalır. Zincir ne kadar sağlam olursa

olsun, zincirin gerçek gücü en zayıf halkanın gücü kadardır.

Kapsamlı bir afet yönetimi için olmazsa olmaz kurallardan biri hazırlık aşamasıdır.

Hazırlık aşaması ne kadar iyi olursa afetlerden etkilenen insan sayısı o kadar azalır. Özet

olarak afetlere sadece afet sırasında değil Afet öncesinde ve afet sonrasında da özel ilgi

gösterilmelidir. Tüm bu yaklaşımlardan yola çıkarak Afet Yönetimini çok basit olarak şu

şekilde tanımlamak mümkündür: Afet yönetimi herhangi bir afetin önlenebilmesi için afet

öncesinde, sırasında ve sonrasında gerekli planlamaların yapılarak afetlerin etkisini en aza

indirmek için yapılan çalışmalardır.

Page 18: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

16

1.11.1 Afet Yönetimi ile Kriz Yönetimi Arasındaki Fark

Ülkemizde Afet yönetimi ile Krizi yönetimi de birkaç yıl öncesine kadar sık sık

karıştırılmakta ve Kriz Yönetimi ile Afet Yönetimi’nin ile aynı olduğu sanılmaktaydı. Ancak

17 Ağustos Depreminden sonra yapılan çalışmalarla bu iki kavramın gerçek yerine oturmuş

durumdadır. Kriz yönetimi afet başladıktan sonra başlar Afetin en şiddetli olduğu dönemde

devam eder ve afetin etkisi azaldıktan sonra sona erer.

Kriz yönetimi aslında Afet yönetiminin bir parçası olmasına rağmen özellikle afetin

ilk anlarında Afet yönetimini de kapsayacak genişliğe dönüşebilir. Bu aşamayı yani Krizi

yönetimi aşamasını iki farklı açıdan ele almak mümkündür.

Bunlardan ilki Krizi önleme aşamasıdır. Afet sonrasında çıkacak krizin önlenmesi için

afet sırasında bölgede bulunacak yöneticilerin inisiyatif kullanma becerilerinin olması çok

önemlidir. Bu durunlarda istenmeyen durumların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Öngörülü bir

kriz yöneticisi durumu saptamayı başarırsa ikinci aşama olan krizi çözme aşamasını çok kolay

atlatır.

Örneğin 2003 yılında maydana gelen Bingöl depremi sonrasında bölgeye gönderilen

çadırlar zamanında dağıtılmadığı için “ çadırlar tanıdığı olanlara veriliyor” dedikodusu çıkmış

ve kent merkezinde çatışma boyutuna kadar gidebilecek sorunlar çıkmıştır. Afeti yönetenlerin

çok kısa süre içinde şoktan çıkmaları ve krizi çözmek için sorunları saptayarak verileri

değerlendirip krizi büyümeden önlemleleri gerekir.

Olayın boyutları afete dönüşecek izlenimi veriyorsa hemen bir kriz masası kurularak

kriz yönetimi için çalışmalar başlatılmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta

Kriz Masası’nı yönetenlerin işin ehli olmalarıdır. Kriz Masası kriz bir üreten yer değil,

çözüm üreten bir yer olarak görev yapmalıdır.

Kriz yönetimi konusunda çeşitli yönetmelik ve Yönergeler yayınlanmış ve bu konuda

önemli adımlar atılmıştır. Afet bölgelerinde oluşturalacak kriz merkezleri bu yönetmelik ve

yönergelere göre kurulmaktadır. Sistemin başında ise Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi

bulunmaktadır.

Page 19: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

17

Özetle Kriz Yönetimi Afet Yönetimi’nin aşamalarından biridir ama kriz anında

boyutları afet yönetimini de içine alacak şekilde genişleyebilir.

1.11.2. Afet Yönetiminin aşamaları

Modern dünyada, yüzlerce yıl afetlere maruz kalan kalan ülkeler zamanla ortak bir

dil birliği oluşturarak, Afet Yönetimini; afet oluşmadan önce, afet sırasında ve Afet

sonrasında yapılacaklar şeklinde üç ana unsur altına ela almışlardır. Zamanla afet öncesinde

yapılan zarar azaltma çalışmalarının, en az afet sırasında yapılacak müdahaleler kadar

önemli olduğu görülmüştür.

Afet öncesi yapılan çalışmalar afet sırasındaki çalışmaları doğrudan etkilemektedir.

Afet yönetimi modeli birbirine kenetlenmiş bir zincirin halkası gibidir. Zincirin halkaları

sağlamsa yöntem çok başarılı, zinirin halkaları sağlam değilse yöntem çok başarısız olabilir.

Başarı kriteri, tamamen iyi bir planlama ve bu planların çok iyi uygulanmasından

geçmektedir.

1.11.2.1. Önlem (Zarar Azaltma)

Bu aşamanın ana amacı tehlikeyi tün açıklığıyla ve kapsayacağı alanın boyutuyla

birlikte ortaya koyarak afet sırasında büyük bir can ve mal kaybının olmaması için yapılacak

her türden çalışmayı ve önlemleri kapsar. Bu aşamanın sağlıklı olup olmaması Afet

aşamasında işlerin çok iyi gidip gitmemesini doğrudan etkiler. Yeni yönetmelik ve

genelgelerin çıkarılması, afet risk haritalarının çıkarılması, afetle ilgili her türlü teknik

çalışmaların hazırlanıp raporlanması, afet gözlem istasyonlarının kurulması, malzeme

ihtiyaçlarının belirlenerek bunların hızla sağlanması, sağlık hizmetlerinin nasıl verileceği,

afetten etkilenecek insanların konaklayacağı çadır alanlarının belirlenmesi, bilimsel

araştırmalar için desetk sağlanması, mühendislik çalışmalarını sağlıklı yürümesi, afet riski

olan bölgelerde veya binalarda afet riskinin en aza indirilmesi ve yapılan çalışmaların her

aşamasının kamuoyu ile paylaşılması aşamalarını kapsar. Türkiye bu konuda çok önemli

aşamalar aktetmesine rağmen bu başarı bölge düzeylerine kalmakta bazı bölgeler çok iyi

hazırlanmasına rağmen, bazı bölgelerin çalışmaları ne yazık ki kağıt üzerinde kalmnaktadır.

Page 20: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

18

1.11.2.2. Hazırlık aşaması

Önlem çalışmalarını sağlıklı sonuçlanmasından sonra ikinci aşama olan toplumu afete

hazırlama aşamasına geçilir. Bu aşamada afetin oluşması durumunda yapılacak toplumun

nasıl tepki vereceğini planlar. Amaç ortaya çıkacak olumsuz etkilerin yol açacağı zararları

çok hızlı ve sağlıklı bir müdahaleyle minimum düzeyde tutmaktır. Bu aşamanın en önemli

çalışması eğitim çalışmalarıdır.

Bu eğitim çalışmalarının Afet Yönetiminde çalışacak veya Afet Yönetimi planlarını

hazırlayacak personelin eğitiminden, kamu ve sivil toplum örgütlerinin afet sırasında

çalışacak personelinin ve halkın eğitimine kadar büyük bir kapsama alanı olmalıdır. Hazırlık

aşamasının iyi geçmesi müdahale aşamasında çıkacak bir çok sorunun en hızlı şekilde

çözülmesine neden olacak ve afet hafif atlatılabliecektir.

1.11.2.3. Müdahale (Arama – Kurtarma, ilk yardım ve yardım aşaması)

Afetin en kritik ve en önemli aşamasıdır. Artık afet gerçekleşmiş ve tepki dönemi

başlamıştır. İlk iki aşamayı sağlıklı planlayan toplumlar bu aşamayı çok kolay atlatabilirler.

Eğer ilk aşamalar başarısız ise bu aşamada afet büyük bir krize dönüşebilir. Böyle bir

durumda kriz masası çalışanlarına çok büyük görevler düşmektedir. İlke olarak kriz masası

çalışanlarının afate uğramamış olması tercih edilir. Çünü afete maruz kalmış bir birey sağlıklı

düşünemez ve kriz masası kısa sürede çzöüm üreten değil kriz yaratan bir sisteme dönüşür.

Doğrusu Kriz Masasının dışarında gelecek insanlarca yönetilmesidir. Ancak afetin ilk

aşamalarında bu olamayabilir.

İlk ekipler bölgeye vardıkları anda Kriz Masası’nın yönetimini, bölge idarecilerinin de

onayınmı alarak üstlenmeleri gerekir.Çünkü burada amaç, çok kısa bir zaman dilimi içinde

çok faza can kurtarmak ve hayatın akışını normale en yakın bir duruma getirmektir. Bu

nedenle kriz masası çok iyi yönetilmelidir. Bu aşamaya ilk müdahale, zor durumda

kalanların kurtarılması, yaralıların tedavisi, ağır yaralıların nakli, afetzedelerin beslenme,

barınma ve sağlık sorunlarının çözülmesi konuları girer. Eğer hazırlık aşamasında halk iyi bir

ilk yardım ve basit arama kurtarma eğiyim almışsa bu aşama daha kolay atlatılabilir. Çünkü

özellikle depremde kurtarılanların sadece % 3 gibi küçük bir kısmını Arama – Kurtarma

Page 21: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

19

ekipleri kurtarmıştır. Geri kalanların tümü enkazdan komşulşarı tarafından çıkarılmıştır. İlk

72 saatin çok çok önemli olduğu depremde insanların eğitiminin tepkinin olumlu olmasına

neden olduğu açıkça ortadadır.

Müdahale aşaması kısaca; İlk haber alımı ve bölgeye ulaşım, güvenliğin sağlanması,

varsa yangınların söndürülmesi, gereksiminlerin belirlenmesi, sağlık ekiplerinin devreye

girmesi, Arama – kurtarma ekiplerini çalışması, haberleşmenin sağlanması, tahliye, geçici

barınma alanlarının korunması, Yiyecek, içecek, giyecek ve yakacak sağlanması, çevre

sağlığını düzenlenmesi, hasar tespiti ve tehlikeli yıkıntıların hızla kaldırılması aşamalarını

kapsar.

1.11.2.4. İyileştirme

Bu aşama’da artık afetin kaotik etkileri azalmış am kriz yönetimi devam etmektedir.

Artık hem kriz yöneticileri hem de afetzedeler daha sağlıklı kararlar verebilnektedirler. Bu

aşamanı ana hedefi; afet bölgesinin haberleşme, ulaşım, su, elektrik, uzun süreli barınma,

eğitim, yaşamın normale dönmesi için sosyalleşme çalışmaları gibi bir çok ama konuyu

kapsamaktadır. Arama kurtarma çalışmaları yerini isanları sosyal yaşama hazırlama

çalışmalarına bırakır.

• Yeniden İnşa

Bu aşama afet yönetiminin en son ama en karmaşık aşamasıdır. İnşa kelimesi sadece

bina yapımı için değil her türlü psikolojik ve sosyolojik destek için de geçerlidir. Afetzedeler

artık normal yaşama dönmüşler ve önceliklerini belirlemeye başlamışlardır. Burada yapılacak

çalışmalarla afetzedelerin yaşam satandartların en azından efet olmadan ömceki durumlarına

getirmek amaçlanmalıdır.

Page 22: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

20

2. TARİH ÖNCESİ AFETLER : TOPLU YOK OLUŞLAR

Page 23: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

21

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

• Tarih Öncesi Doğa Kaynaklı Afetler • Toplu yok oluşlar

Page 24: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

22

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Doğa olaylarını afate dönüştüren ana neden nedir ?

2) Tarih öncesi afetlerin nedenleri nelerdir ?

Page 25: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

23

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Doğa Kaynaklı Afetler Doğa kaynaklı afetlerin

gerçek nedenleri

Ders notları, İnternet,sunumlar

ve videolar.

Toplu Yok oluşlar Doğada gerçekleşen bir

takım olayların canlılara

olmsuz etkileri

Ders Notları İnternet,sunumlar

ve videolar.

Toplu yok oluşlara yol

açan olaylar

Bu olayların dünya

tarihindeki önemi

Ders Notları İnternet,sunumlar

ve videolar.

Page 26: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

24

Anahtar Kavramlar

• Tplu Yok oluş

• Doğa Kaynaklı Afetler

Page 27: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

25

Dünya tarihi boyunca meydana gelen olaylarda canlı türlerinin bazen büyük bir kısmı

bazen de daha küçük bir kısmının türleri tükenmiştir. Bu olaylar dünya tarihi boyunca

yaşanmış en büyük afetlerdir. Bu olaylarına sayısı ve büyüklüğü hakkında farklı tartışmalar

olmakla birlikte bilim insanları büyük toplu yok oluşların sayısının beş olduğu konusunda

hemfikirdirler. Bu toplu yok oluşların tek bir nedeni bulunmamaktadır. Ayrıca bu yok

oluşları başlatan olaylar aniden başlayan ve biten olaylar değildir. Başladıktan sonra birkaç

yüz bin yıldan birkaç milyon yıla kadar süren ve etkisi daha da uzun sürelere uzanan

olaylardır. Toplu yok oluşlar tek bir olayla da bağlantılı değildir. Dünya üzerindeki canlılar

tek bir olaya bağlı olarak değil ama bir ana olayın etrafında gelişen ikincil olayların da

etkisiyle yok olma aşamasına gelmişlerdir. Yani birçok olayın birbiriyle bağlantılı olduğu bir

süreç başlamış, bunlardan biri baskın olay olarak öne çıkmıştır. Bu nedenle toplu yok

oluşların tek bir olaya bağlanması doğru değildir. Genel olarak baskın olan görüş tüm toplu

yok oluşlarda uzun süreli volkanik etkinliklerin başrol oynadığı yönündedir. Bu görüş toplu

yok oluşlarda levhaların hareketinin ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir. Aslında

ana neden Levha tektoniği de olabilir. Çünkü volkanizma doğrunda levhaların haraketliyle

ilintili bir olaydır. Permiyen döneminde başlayan ve yaklaşık 2 milyon yıl süren volkanizma

sırasında ve sonrasında meydana gelen kitlesel yok oluşlar bu görüşü destekler niteliktedir.

Bilim insanları toplu yok oluşları jeolojik zaman dilim içinde eskiden günümüze doğru

sıralamaktadır.

2.1. Ordovisiyen-Silüriyen Yokoluşu (450-440 Milyon Yıl Önce )

Dünyanın yaşadığı en eski toplu yok oluş sürecidir. Ordovisyen-Silüryen döneminde

gerçekleşen bu büyük ve uzun süren toplu yok oluşun ana nedeninin büyük bir buzul dönemi

olduğu düşünülmektedir. Bu buzul döneminin neden başladığına dair bir kayıt

bulunmamaktadır. Ancak bu olay dünyanın buzullarla kaplanmansın neden olmuştur. Aşırı

buzullaşma deniz seviyesinin düşmesine yola açmış bu durum da denizlerde yaşayan

canlıların yaşamını olumsuz etkilemiştir. Canlılar yaradılışları gereği her türden olaya adapte

olacak özelliklerle donatılmıştır. Ancak olumsuz süreçler uzun sürdüğü zaman canlıların

dayanma gücü de azalmaktadır. Jeolojik kayıtlar Bu olayın Ordovisiyen döneminin sona erip

Silüryen dönemine geçiş sıralarında günümüzden 450 – 440 milyon yıl öncesine rastlayan bir

zamanda meydana geldiğini göstermektedir. Bu dönem aralarında yüz binlerce yıl olan iki

büyük aşama şeklinde gerçekleşmiştir. Ordovisiyen döneminde canlılarrın çok büyük bir

kısmı okyanuslarda yaşamaktaydı. Bu nedenle denizlerde yaşayan bir çok canlı bu dönemde

Page 28: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

26

dünya sahnesinden çekilmişlerdir. Jeologlar bu dönemde % 60-70 arasında bir canlı yok

oluşu saptamışlardır.

2.2. Geç Devoniyen Toplu Yok Oluşu (375-355 Milyon Yıl Önce)

Çok uzun süren bir toplu yok oluştur. Bu olay tam 20 milyon yıl sürmüştür.

Günümüzden 375 – 355 milyon yıl önce meydana gelen bu olayın etkisi çok uzun sürmüştür.

u toplu yok oluşun ana nedeni sıcaklığın düşmesidir. Bilim insanları sıcaklığın düşmesin iki

ana nedene bağlamaktadırlar. Büyük bir meteorun dünyaya çarpması veya uzun süren

volkanik etkinlikler atmosferin küllerle kaplanmasına neden olmuş olabilir. Güneş

ışınlarından mahrum kalan yer yüzeyi hızla soğumaya başlamıştır. Sıcak bir ortamda yaşayan

canlılar bu aniden soğumaya adapta olamamış ve ölümler başlamıştır. Bu olay sonucunda

Dünya üzerinde yaşayan canlıların %70’inin öldüğü düşünülmektedir.

2.3. Permiyen-Trias Yokoluşu (252 Milyon Yıl Önce)

Permiyen - Triyas geçişi sırasında meydana gelen bu toplu yok oluş Dünya tarihindeki

en büyük toplu yok oluştur. Yer bilimciler 252 milyon yıl önce gerçekleşen bu olayın ana

nedeninin çok uzun süren volkanik etkinlikler olduğu konusunda hemfikir olmaya

başlamışlardır. Bu dönemde Dünya Pangaea denen süper bir kıtaya sahipti. Yani dünyadaki

karaların büyük bir çoğunluğu tek bir kıta halindeydi. İşe bu süper kıtanın kuzey ucunda yer

alan Sibirya’da 2 milyon yıl süren yoğun volkanizmanın bu en büyük toplu yok oluşa neden

olduğu düşünülmektedir. Bu toplu yok oluş denizlerde ve karalarda yaşayan canlıların % 96'

sının yok olmasına neden olmuştur. Bu kadar büyük bir oranda canlının yok olmasına neden

olan bu volkanik etkinlikler; kükürt dioksit gazı çıkışının artmasına, bu artış sonrasında asit

yağmurlarının meydan gelmesine, bu asit yağmurlarının da besin kaynaklarına çok büyük

zararlar vermesine yol açmıştır. Besin zinciri çöktüğü için canlılar hızla yok olmuşlardır.

Lavların kömür tabakalarına sızarak bu tabakalardan zehirli gazların çıkmasına nede nolması

da bu olayın tetikleyicilerinden biridir. Bu konuda araştırmalar devam etmektedir. Son

teorilerden biri de karbonla beslenen ve metan salan mikropların da bu toplu yok oluşta büyük

bir katkıları olduğu ile ilgilidir.

Günümüzden 250 milyon yıl kadar önce tüm kıtaların birleşik durumda olduğu

Pangaea süper kıtasının kuzey ucunda yer alan, günümüzdeyse Rusya’nın kuzeydoğusunu

Page 29: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

27

oluşturan Sibirya bölgesinde bulunan ve “Sibirya Trapları” diye adlandırılan basamak

görünümünde üst üste yığılmış bazalt tabakalarıyla kaplı bölge bu tplu yok oluşyun ana neden

gibi gözükmektedir. Buradaki bazalt tabakaları 2 Milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle

Batı Avrupa kadar ya da Türkiye’nin üç katı büyüklüğünde bir alanı kaplamaktadır.

Dünya tarihindeki en büyük volkanizma etkinliklerinden biri olan süreçte yerkürenin

derinliklerinden gelen magmanın sebep olduğu volkanizma, tüm bu bölgeyi bazaltla

kaplayacak kasar uzun sürmüştür. Filipinler’deki Luzon Adası’nda 1991 yılında patlayan ve

yakın tarihin en büyük volkanizma olaylarından biri sayılan Pinatubo Yanardağının sadece

12 kilometreküp lav püskürttüğü düşünüldüğünde bu olayın büyüklüğü daha da iyi

anlaşılacaktır.

Zirkon kristalleri içinde yapılan radyometrik yaş tayinleri Sibirya'daki bu volkanik

etkinliğin tam 2 milyon yıl sürdüğünü oraya koymuştur. İlk zamanlar bu kadar uzun süren bir

volkanik etkinliğin dünya üzerindeki yaşamın neredeyse tümüyle silinmesine yol açacak

olaylara neden olduğu bilinemiyordu.

Günümüzde Sibirya’daki bazalt örneklerinden ve Güney Çin’deki fosil içeren tortul

katmanlarından alınan aynı kristaller üzerinde çok daha duyarlı tekniklerle yapılan ölçümler,

toplu yok oluşun neden için yeterince kanıt sunmaktadır.

Araştırmacılar, okyanuslardaki karbon miktarındaki ani ve çok büyük artışın da

mikrobiyel kaynaklı olduğunu, başka bir mikroptan aldığı genle metan üretimi için çok büyük

miktarlarda karbonu işleme becerisi kazanarak okyanuslarda patlama ölçeklerinde çoğalan

Methanosarcina adlı metan (CH4) üreten bir canlının işi olduğunu öne sürüyorlar. Bu artış

toplu yok oluşun nedenlerinden biri olarak görülmeye başlanmıştır.

Ancak bu olayın gerçekleşmesi için mikrobiyolojik canlıların zengin bir gıdaya

(nikele) gereksinimleri vardır. Bu nikel gereksinimi de bu dönemde tam iki milyon yıl süren

volkanik aktiviteler sonucunda ortaya çıkmıştır. Nikel, mikroplarca metan üretimine büyük

bir katı sağlamıştır. Yani ikincil nedenler ne olursa olsun ana neden volkanik etkinliklerdir.

Diğer toplu yok oluşların aksine bu toplu yok oluşun daha kısa sürdüğüne dair kanıtlar

bulunmaktadır. Bu kısalık ani ölümler için volkanik etkinlikleri, daha mantıklı kılıyor. Uzun

Page 30: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

28

süren volkanik etkinlikler sonucunda atmosfere en az 1.5 milyar ton Kükürt Dioksit

yayılmıştır. Atmosferdeki pH ın 2 ye kadar düşmesi yağmurların asit olarak yağmasına,

bunun da kısa sürede toplu bir yok oluşa neden olabileceğini göstermektedir.

Son yıllarda giderek yaygın kabul görmeye başlayan bir açıklama da, manto

tabakasından yüzeye çıkan magmanın, yüzeye yakın kömür tabakalarına sızıp atmosfere

yoğun miktarlarda toksik gaz çıkmasına neden olan yeraltı yangınlarını başlatmasıdır

2.4. Trias-Jura Yokoluşu (Yaklaşık 200 milyon yıl önce )

Yaklaşık 200 milyon yıl önce meydana gelen bu toplu yok oluşa neden olan iki olay üzerinde

durulmaktadır. Birincisi Levha tektoniğidir. Süper kıta Pangea’nın parçalanmasıdır. Atlantik

okyanusunun açılması sürecinde magmadan gelerek okyanuslarda 11 milyon kilometrekarelik

bazalt lavlarının böyle bir toplu yok oluşa neden olacağı düşünülmektedir.

2.5 Kretase – Tersiyer Yokoluşu (65 Mİlyon Yıl önce )

Dünya tarihine belki en daramatik değil ama en çok bilinen bir afettir. Bunun nedeni

dinozorların öyküsünün günümüzde çok ilgi çekmesidir. Günümüzden 65 - 66 milyon yıl

önce meydana gelmiş olan bu toplu yok oluş, dünya üzerinde yaşayan türlerin yarısı ile

kuşlar dışındaki dinozorların neredeyse tümünün türlerinin yok olmasına neden olmuştur.

Bu olay için ik neden öne sürülmektedir. Birincisi çapı yaklaşık 20 kilometre olan bir

meteorun dünyaya çarpmasıdır. Bazı görüşler ise yine volkanizma üzerinde durmaktadırlar.

Ancak yapılan çalışmalar bu dönemde böyle bir meteorun dünyaya çarptığını kanıtlamıştır.

Volkanizma ise çarpışma sonrasında etkili olarak sürece yardımcı olan ikinci nedendir.

2.6. Altıncı Büyük Yok Oluş mu?

Yukarıda bahsedilen beş toplu yok oluş da birer gerçek doğa kaynaklı afettir ve bu

dönemlerde yaşayan canlıların bu olaya katkısı olmamıştır. Ancak son yüzyılda özellikle

sanayi devriminden sonra Dünya, insanın etkisiyle zarar görmeye başlamıştır Hızlı nüfus

artışı, aşırı bir fosil yakıt kullanımı, kentleşme gibi müdahaleler iklim değişikliklerine ve

sonrasında küresel ısınmaya yol açmıştır. Bu süreç ne yazık ki geri dönülmez bir hal almıştır.

Böyle giderse altıncı toplu yok oluşu insan ırkının yaşaması kaçınılmaz olacaktır.

Page 31: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

29

2.7. Toplu Yok Oluşlara Yol Açan Olaylar

Toplu yok oluşlar tek bir olayın sonucunda meydana gelmez. Ana bir neden vardır. Bu

ana nedenin etrafında ise bunu destekleyen bir veya birkaç ikincil nedenin olması lazımdır.

aşağıda birbirilerini tetikleyen bu nedenlere yer verilmiştir.

2.7.1.Volkanik Etkinlikler: Tüm toplu yok oluşların büyük bir çoğunluğunu

temelinde yer alan volkanik etkinlikler ya ana ya da ikincil nedendir. Uzun süreli yanardağ

etkinlikleri sırasında çıkan ve soğuyarak bazalt kayalarını oluşturan lavlar, yüzbinlerce, hatta

milyonlarca kilometrekarelik alanlara yayılabilmketidirler. Ayrıca yanardağlardan püsküren

toz ve küller atmosfere çıkıp Güneş ışınlarını perdeleyerek bitkilerin fotosentez yapmasını

önleyerek, yaşamın dayandığı gıda zincirinin çökmesine yol açmaktadır. Yine yanardağlardan

püsküren kükürt oksitleri asit yağmurlarına neden olarak aynı etkiye katkıda bulunurken,

yoğun karbondioksit çıkışları da küresel ısınmaya yol açmaktadır. Volkanların bu olumsuz

etkiler insan yaşamı boyunca da birçok olayın yaşanmasına neden olmuştur.

2.7.2. Deniz seviyelerinde düşüşler : Deniz seviyelerindeki çok küçük

düşmeler bile denizler yaşayan canlıların yaşamlarının olumsuz etkilenmesine yol

açabilmektedir. Bu olay denizel yaşamın çok büyük bölümünü barındıran ve okyanus

tabanlarının en üretken bölümleri olan kıta sahanlıklarını küçülterek deniz canlılarının topluca

yok olmasına neden olduğu gibi, küresel hava sistemlerinde de büyük değişimleri tetikleyerek

karasal yaşamda da toplu yok oluşlara yol açmaktadır. .

2.7.3. Meteor Çarpmaları : Meteoritler aslında halk arasında kuyruklu yıldız olarak

bilinen cisimlerdir. Bir çok romana konu olmuş romantik görüntüler sunarlar ama bu romantik

olanları, atmosfere girerken sürtünme sonucunda yanarak yok olanlardır. Bunların sadece izleri

görülmektedir. Asıl sorun yaratan meteoritler atmosferden tamamen yok olmadan kurtulanlardır ki

bunları çaplarına göre düştükleri bölgelerde ciddi sorunlara yol açmışlardır. Gelecekte de açmaya

devam edeceklerdir. Günümüzde çapı 1.5 kilometre olan bir meteoridin dünyaya çarpması insan ve

canlı çeşitliliğinin dolayısıyla da insan nüfusunun ciddi bir şekilde azalmasına yol açacaktır. Aşağıda,

geçmişte yeryüzüne ulaşan meteoritlerden bazı örnekler verilmiştir.

Özellikle okyanuslara düşen meteoritler çok daha büyük zararlar verebilmektedirler.

Karbondioksit okyanus sularında erir ve ancak 50⁰C’nin altındaki sıcaklıklarda kararlı olan

Page 32: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

30

bikarbonat radikal (─HCO3) biçiminde depolanır. Okyanusa düşen bir meteoridin yol açacağı

termal şokun,ü okyanus yüzey sularını bu kritik eşiğin üzerine ısıtmasıyla çok büyük

miktarlarda karbondioksit okyanuslardan fışkırarak dünyaya yayılabilir. Bu durum sığ

bölgelerde hava soluyan canlıların yok olmasına yol açabilir.

2.7.4 Uzun Süreli Küresel Soğumalar: Daha önce de söylediğimiz gibi

canlılar her türlü koşula uyum sağlayacak şekilde yaratılmıştır. Ancak bu koşullar uzun

sürdüğünde canlıların büyük bir kısmı buna direnemez ve ölür. Örneğin ılıman bir bölgede

yaşayan canlılar ani iklim değişikliğine hemen adapte olamazlar. Büyük bir kısmı ölür küçük

bir kısmı işse göç ederek yaşama tutunabilir..Değişen iklim koşulları jeolojik süreçler

boyunca birçok kez Dünya’daki suyun büyük kısmını buzullar ve kar halinde hapsederek

yeryüzünü daha kurak ve soğuk bir hale getirir. Küresel soğumalar Ordovisyen sonu,

Permiyen-Trias geçişi ve Geç Devoniyen yok oluşlarında önemli rol oynamıştır.

2.7.5. Uzun Süreli Küresel Soğumalar: Dünya, günümüzde olduğu gibi

geçmişte de sık sık küresel ısınma problemiyle karşılaşmıştır. Bu küresel ısınmalar bazen

yarar da olmuştur. Örneğin günümüzde yaklaşık 750 milyon yıl önce bir buz evine dönen

dünya volkanlardan çıkan gazların oluşturduğu küresel ısınmayla tekrar eski haline

dönmüştür. Küresel ısınma soğumanın tam tersi bir etkiyle tropikal türlere yeni yaşam alanları

açarken ılıman bölgelerdeki türlerin ölümüne ya da kutuplara göç etmelerine, kutup türlerinin

ortadan kalkmasına yol açmıştır. Isınma dünya ikliminin daha nemli olmasına ve yağış

rejimlerinin değişmesine yol açar. Ayrıca deniz sularının oksijensizleşmesine de neden

olabilir.

2.7.6. Klatrat Bombası : Bir bileşiğin kafes halinde başka bir bileşiği sardığı

yapılara klatrat deniyor. Metanın (CH4) donmuş su kristallerine hapsolduğu metan klatratlar,

kıta sahanlığında yoğun miktarlarda bulunuyor. Hava sıcaklığındaki ani artışlar ya da

depremler nedeniyle üzerlerindeki basınçta ani düşmeler bu yapıların kararsızlaşmasıyla

metanın atmosfere çıkmasına yol açabilir. Metan, karbondioksitten çok daha etkili bir sera

gazı olduğundan, böyle bir çözülme hızlı bir küresel ısınmaya yol açabilir ya da zaten küresel

ısınma nedeniyle meydana gelmişse ısınmanın etkilerini büyük ölçüde artırabilir. Bilim

insanları özellikle Permiyen sonunda gerçekleşen ve dünyanın yaşadığı en büyük toplu yok

oluşta bu olayın çok büyük bir payı olduğunu düşünmektedir.

Page 33: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

31

2.7.7.Okyanuslarda oksijen krizi: Okyanus sularının orta derinlikte hatta

yüzeye yakın katmanlarında oksijenin büyük ölçüde azalması ya da tümüyle kaybolması da

deniz canlılarının topluca yok olmalarına yol açan bir etken olarak kabul ediliyor.

Ordovisyen-silüryen, Geç Devoniyen, Permiyen-Trias ve Trias-Jura yok oluşlarında rolü

olduğu sanılıyor.

2.7.8. Denizlerden Hidrojen Sülfit Çıkışı: Permiyen-Trias yok oluşunda

küresel ısınmanın okyanuslarda fotosentez yapan planktonlarla derin sularda sülfatları

indirgeyen bakteriler arasındaki dengeyi bozduğu ve ortaya çıkan hidrojen sülfitin (H2S)

deniz ve karalarda yaşayan canlıları zehirlediği, ayrıca ozon tabakasına büyük zarar vererek

hayatta kalabilen canlıları da Güneş’ten gelen zararlı morötesi ışınların etkilerine maruz

bıraktığı yolunda tezler var.

2.7.9. Okyanus Çalkalanmaları: Okyanuslarda “termo-halin dolaşımı denen”

bir süreç, görece sıcak yüzey sularını büyük akıntılarla dünya yüzeyinde dolaştırarak iklim

rejimleri üzerinde etki yapar. Çeşitli nedenlerle bu döngünün bozulmasıyla, buharlaşma

nedeniyle daha tuzlu (ve ağır) olan yüzey suları derine dalıp derinlerdeki oksijensiz suları

yüzeye çıkarıp yüzeyde ve orta derinliklerde oksijen soluyan canlıların ölümüne yol açar. Bu

çalkalanma buzul çağlarının başında ve sonunda ortaya çıkar. Buzul çağının başında ortaya

çıkması daha tehlikelidir; çünkü önceki sıcak dönem okyanuslardaki oksijensiz suların

hacmini yükseltmiş olur. Okyanus çalkalanmasının geç Devonyen ve Permiyen-Trias yok

oluşlarında rol oynadığı düşünülüyor.

2.7.10. Yakınlarda Gama Işın Patlamaları ve Süpernovalar: Gama ışın

patlamaları, evrende meydana gelen en şiddetli olaylar. Güneşten çok daha büyük kütleli bir

yıldızın kısa ömrü sonunda çökerek bir karadeliğe dönüşmesi sonucu ortaya çıkıyorlar. Çöken

yıldızın iki kutbundan fışkıran, ışık hızına yakın parçacık fıskiyelerinden biri Dünya yönünde

konumlanmışsa bu patlamalar gözlem uydularımızca algılanabiliyor. Bir gama ışın

patlamasının Dünya’nın 6000 ışık yılı yakınında meydana gelmesi, Dünyamızı çevreleyen

ozon tabakasını yok ederek yeryüzündeki canlıları Güneş’in morötesi ışınlarının tahribatına

maruz bırakır. Süpernova Patlamaları da Güneş’ten yaklaşık sekiz kat daha kütleli yıldızların

merkezlerinin çökmesi ve bir nötron yıldızına ya da karadeliğe dönüşmesiyle meydana

geliyor. Oluşan şok dalgası, yıldızın dış katmanlarını uzaya savuruyor. Dünya’ya 30 ışık

Page 34: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

32

yılından daha yakında meydana gelecek bir süpernovadan kaynaklanan gama ışınları, ozon

tabakasının yarısını yok etmeye yeter.

2.7.11. Levha Tektoniği: Yer yuvarında depremlerin yoğun olarak yaşandığı

bölgelere bakıldığında, bazı bölgelerde deprem sayısı oldukça fazla iken, bazı bölgelerde ise

hiç deprem olmadığı görülmektedir. Depremler, okyanusal bölgelerde oldukça dar, kıtasal

bölgelerde ise geniş zonlar içinde oluşmaktadır. Okyanus ortalarında sığ, okyanusal çukurlar

civarında çok derin, kıtalarda ise değişik derinliklerde olan depremlerin bu özellikleri

rastlantısal olmayıp levha tektoniği ile açıklanan jeolojik olaylarla ilişkilidir.

Levha tektoniği kavramı 20. yüzyılın ikinci yarısında elde edilen jeofiziksel veriler

(depremler, manyetizma ve ısı akısı değerleri vb.) ışığında ortaya çıkmaya başlamış ve çok

kısa bir süre içinde de yer bilimcileri en çok meşgul eden konu hâline gelmiştir. Levha

tektoniği kuramına göre litosfer olarak adlandırılan yer yuvarının dış kısmı levhalara

bölünmüştür.

Yer içindeki ısı kaynağı nedeniyle manto içinde oluşan termal konveksiyon

akımları, yüzeyde bulunan levhaların hareketinin temel nedenidir. Isınarak yükselen üst

manto malzemesi yükseldikçe soğur ve doğal olarak tekrar iç kısımlara doğru yönelir. Bu

konveksiyon hareketi, birçok konveksiyon hücresi içinde gelişir. Ancak, levhaların hareketini

sağlayan bu olay daha karmaşıktır ve litosferi etkileyen çesitli kuvvetlerin kontrolünde

meydana gelir. Levha tektoniğinin temeli, Alman jeofizikçi Alfred Wegener (Alfred Vegener)

tarafından ortaya atılan kıt’aların kayması teorisidir

Yer bilimciler, 18. yüzyıldan günümüze kadar geçen sürede bazı kıtaların kıyılarının

birbirlerine çok benzediğini ve bunun bir rastlantı olamayacağını belirtmişlerdir. En büyük

benzerlik Kuzey Amerika ile Avrupa ve Güney Amerika ile Afrika kıyıları arasında

görülmekteydi. Bu benzerliklerden yola çıkılarak bu kıtaların bir zamanlar birleşik oldukları

ve daha sonra ayrıldıkları öne sürülmüştür.

Page 35: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

33

Levhaların hareketi kıtaların konumlarını çeşitli yollardan toplu yok oluşlara yol

açabilen biçimlere getirebilmektedir. Örneğin buzul çağlarını başlatıp ya da sona erdirebilir

veya okyanus akıntılarını ve rüzgâr rejimlerini değiştirerek iklim değişimlerine yol açabilir.

Kıtalar bir süper kıta halinde bir araya geldiklerinde, yaşamca zengin kıta sahanlığının toplam

alanı daralıyor. İç bölgeler de kuraklaşıyor ve büyük mevsimsel değişimlerin etkisine giriyor.

Toplu yok oluşların ardından yaşamın yeniden filizlenip çeşitlenmesi beş on milyon yıl,

büyük yok oluşların ardındansa 30 milyon yıl alabilmektedir.

Şekil 2.1. levha Tektoniğine yol açan konveksiyon akımları ve Okyanus tabanının açılması

Page 36: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

34

3. DEPREMLER

Page 37: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

35

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu Bölümde depremleri oluşturan ana mekanizma olan levha tektoniği

kuramından yola çıkarak Dünyada oluşan depremlerin hangi bölgelerde meydana

gelebileceğini öğreneceğiz.

Page 38: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

36

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

• Fay nedir

• Deprem Nedir

• Deprem Kuşağı nedir

• Depremin Büyüklüğü Ne Anlama Gelir

• Depremin şiddeti ne anlama gelir ?

• Depremlerle levha tektoniği arasında nasıl bir ilişki vardır.

Page 39: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

37

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Depremin tanımı ve oluşum

mekanizması

Depremin oluşum

mekanizması hakkında bilgi

sahibi olmak

Depremler hakkında

internetten ve kaynaklardan

araştırma, ders notları ,

Sunum ve videolar

Levha Tektoniği Kıtaların haraketine yol açan

lavha taktoniği kuramı

hakkında bilgi sahib iolmak

Depremler hakkında

araştırma, ders notlarıi

Sununlar, videolar

Levha tektoniği ile

depremler arasındaki ilişki

Depremler ve Levha

takoniği arasındaki ilişkiyi

öğrenmek

Levha tektoniği hakkında

araştırma, ders notları,

sununlar ve videolar.

Page 40: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

38

Anahtar Kavramlar

• Deprem

• Fay

• Magnitüd

• Şiddet

• Levha tektoniği

Page 41: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

39

3.1. Depremin Oluşum Mekanizması, Büyüklüğü ve Şiddeti

3.1.1.Depremin Oluşumu : Depremler önce hafif bir sarsıntı ile başlar ve yer

içinden gelen çok şiddetli gürültülerle birlikte sarsıntı şiddetlenir. 10 - 45 saniye gibi kısa bir

süre içinde sarsıntılar en üst düzeye çıkar, sonra da yavaşlayarak durur. Bu sarsıntı sırasında

arazinin şekli değişebilir, evler yıkılabilir ve insanlar hayatlarını kaybedebilirler.

Depremler oluştukları zaman katı olan litosfer parçasını belli aralıklarla kırarak enerji

boşalmalarına neden olurlar. Bu enerji boşalımları yüzeye deprem dalgası olarak ulaşmakta ve

şiddetine karşı koyamayacak karakterde olan tüm yapıları yerle bir edebilmektedir. Yer

yuvarında depremlerin büyük bir çoğunluğu tektonik ve volkanik nedenlerle meydana

gelmektedir. Bu tür depremlere tektonik depremler ve volkanik depremler adı

verilmektedir.

Depremlerin, küçük bir kısmının oluşumu da yer kabuğunda meydana gelen büyük

çaplı çökmelere bağlanmaktadır. Bu tür depremler çöküntü depremleri olarak anılmaktadır.

Yer yuvarındaki deprem bölgeleri incelendiğinde, bunların belli bölgelerde yer aldığı görülür .

İşte bu yerler, aktif levha tektoniği hareketlerinin olduğu yerlerdir. Belli bölgelerde biriken

elâstik deformasyon (şekil değiştirme) enerjisinin, yer kabuğunu meydana getiren

kayaçların kırılma dayanımlarını yenmesi sonucunda ortaya çıkan anî kırılma veya yırtılma

hareketi ile depremler meydana gelmektedir.

Yani faylanma meydana gelmeden önce kayaç kütlesi içinde elâstik deformasyon

enerjisi adı altında bir enerji birikmektedir. Kırılma hattının çevresinde toplanan elâstik

deformasyon enerjisi, kayacın direncini yendiği takdirde kırılma meydana gelmekte ve biriken

enerji deprem dalgası olarak açığa çıkmaktadır. Yer yuvarı üzerinde neden deprem oluyor ?

Bu enerjinin birikmesine neden olan ve depreme yol açan mekanizma nedir ? Bu soruların

yanıtını bulmaya çalışalım:

Yer yuvarında harekete neden olan olay, magmanın okyanusal kabuk içinde

bulabildiği bir çatlaktan yükselerek okyanus tabanına yayılması ile başlar. Yükselmenin

nedeni magma içinde meydana gelen konveksiyon akımlarıdır. Okyanus tabanına çıkan bazalt

Page 42: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

40

bileşimli malzeme, yukarıya doğru yükselmeyi sağlayan yarığın her iki yanına eşit olarak

yayılır. Deniz suyu ile temas ettiği için hızla soğuyarak kristalleşmeye başlar. Bu arada

magmadan yukarı doğru yeni malzeme gelişi devam etmektedir.

Yeni gelen malzeme, okyanus tabanına yayılmak için burada yerleşmiş olan eski

malzemeyi iterek onun yerini almaya çalışacaktır. Bu itme sonucunda da yukarı çıktığı yarığı

genişletecektir. Bu olaya deniz tabanı yayılması adı verilmektedir. Yayılma hızı yıllık

ortalama 6 cm civarındadır. Bu hareket milyonlarca yıl sürekli olarak tekrar edeceği için

başlangıçta küçük olan yarık yüzlerce kilometre genişliğinde bir açılma havzasına

dönüşecektir.

Açılma hareketi yer yuvarının katı kısımıolan litosferin hareket etmesine neden

olmaktadır. Bu hareketler de yer yuvarı yüzeyinde kırılmalar şeklinde kendini gösterecektir.

İşte çok basit olarak bu kırılmalar yer yuvarında meydana gelen depremlerin büyük bir

çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu bölgelerde, yani açılma zonlarında görülen depremler

büyük depremler değildir.

Yakınsak levha sınırlarında, jeolojik olarak yer kabuğunun şekillenmesi ve deprem

oluşumu açısından önemli olaylar meydana gelmektedir. Bu bölgelerde meydana gelen

depremlere tektonik depremler denir. Buralarda ya bir okyanusal kabuk bir kıt’asal kabuğun

altına, ya da bir okyanusal kabuk bir okyanusal kabuğun altına dalar. Bir kıt’asal kabuk başka

bir kıt’asal kabukla çarpışarak sıradağları oluşturabilir. Tektonik depremler bu bölgelerde

oldukça geniş yayılım gösterir.

Tektonik depremleri oluşturan kırıklara diri veya aktif fay adı verilir. Aynı bölgelerde

bulunan aktivitesini kaybetmiş faylara ölü fay denir. Bu faylar doğrudan depreme yol

açmazlar ama çok şiddetli bir deprem sonrasında da harekete geçerek yeni depremlere neden

olabilirler.

Page 43: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

41

Şekil 3.1. Dünya deprem kuşakları haritası (Kırmızı noktalar depremlerin oluştuğu yerleri

göstermektedir)

Odak derinliği 0 - 60 km arasında değişen depremlere sığ odaklı depremler, odak

derinliği 60-300 km arasında değişen depremlere orta odaklı depremler ve odak derinliği

300 - 700 km arasında olan depremlere de derin odaklı depremler adı verilir. Odak derinliği

ne kadar sığ ise depremin vereceği zarar da o kadar fazladır.

Yitim zonlarında daha çok sığ odaklı depremler meydana gelmektedir. Bu zonlarda

depremler, karşılaşan iki levhanın birbirleri üzerinde yapmış oldukları baskı sonucunda

oluşur. Bu nedenle dünya deprem kuşakları haritasına bakıldığında yoğun deprem

kuşaklarının dalma-batma zonlarının etrafında odaklanmış olduğu görülecektir (Şekil 3.1).

Volkanizmanın egemen olduğu bazı bölgelerde volkanik hareketlere bağlı olarak

oluşan depremlere volkanik depremler adı verilir. Volkanizmanın yol açtığı sarsıntıların

mekanizması çok karışıktır. Ama ortaya çıkan patlamalar düşük magnitüdlü depremlere yol

açarlar ve bunların büyük bir çoğunluğunun yıkıcı etkisi yoktur.

Yer altında bulunan tuz, jips, anhidrit gibi suda kolay çözünen minerallerin eriyerek

meydana getirdiği boşlukların çökmesiyle meydana gelen depremlere çöküntü depremleri

Page 44: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

42

denir. Bunlar yeterli enerji birikimi olmadığı için çok hasar vermezler. Bu depremler yer

yuvarı üzerinde çok yaygın olarak oluşmazlar. Etkileri de volkanik depremler gibi sadece belli

bir alan içinde kalır.

Ana depremlerden sonra meydana gelen irili ufaklı depremlere artçı deprem veya

artçı şok adı verilir. Her büyük depremin artçı şoku vardır. Ama büyük depremlerin öncü

şoku yoktur. Depremi önceden bilmek, günümüz teknolojisiyle mümkün değildir. Aletsel

olarak depremi önceden belirleyecek bir alet yapılamamıştır. Çünkü depremlerin

mekanizmaları çok karmaşıktır ve bu mekanizmayı çözmek çok zordur.

Bu nedenle herhangi bir yerde meydana gelen bir depremi daha büyük bir depremin

öncü şoku diye tanımlamak yanlıştır. Her depremin artçı şoku vardır. Ama bir bölgede arka

arkaya meydana gelen depremler daha büyük bir depremin öncüsü olamaz. Çünkü öncü

deprem kavramı doğru bir kavram değildir.

3.1.2.Deprem Dalgaları: Depremin, yapılara ve yeryüzüne zarar vermesinin

nedeni deprem sonrasında boşalan enerjinin dalgalar şeklinde yayılmasıdır. Bu dalgalara

deprem dalgaları adı verilir (Şekil 3.2). Deprem dalgaları cisim dalgaları ve yüzey dalgaları

diye ikiye ayrılır. Cisim dalgaları P ve S dalgaları, yüzey dalgaları da Rayleigh (Rayleg) ve

Love (Lov) dalgaları olmak üzere iki türdür:

P Dalgaları : Bunlar, boyuna yayılan dalgalardır. Deprem dalgaları içinde en hızlı

olanı P dalgaları olduğu için kayıt istasyonlarına ilk ulaşan dalgalar bu dalgalardır. Hızları

saniyede 7-8 km arasında değişir. P dalgalarına primer yani birincil dalgalar da denir. Bu

dalgaların tahrip edici gücü fazla değildir. Sadece bir deprem olduğunu haber verir.

S Dalgaları : Bunlara sekonder yani ikincil dalgalar da denir. Hızları P dalgalarına

göre daha yavaştır. Yer kabuğu içindeki yayılma hızları saniyede 3,5-4 km arasında değişir.

Bunlar enine dalgalar olduğu için P dalgalarından farklı olarak yıkıcı özelliklere sahiptir.

Rayleigh Dalgaları :Yüzey dalgaları olup hızları S dalgalarına göre daha azdır.

Sismograf üzerinde en şiddetli hareketleri bu dalgalar gösterir. Diğer dalgalar arasında en

tahrip edici özelliğe sahip dalgalardır.

Page 45: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

43

Love Dalgaları : Bu dalgalar da yüzey dalgalarıdır. Love dalgalarının etkileri

derinlere inildikçe azalmaktadır. Bu nedenle derin odaklı depremlerde, sismograflar bu

dalgaları kaydetmezler.

Şekil 3.2. Deprem Dalgaları

Çizelge 3.1. Mercalli şiddet ölçeği

Şiddet Verdiği zarar I Sadece sismograflar kaydeder. Çok küçük sarsıntılardır. İvme < 10mm/sn2 II Biraz daha güçlüdür. Ancak hissedilemez. İvme > 10 mm/sn2 III Üst katlarda oturanlar tarafından hissedilir. Asılı eşyalar sallanır. İvme > 25mm/sn2 IV Evlerde çatırdamalar olur. Sarsıntı şiddetli bir şekilde hissedilir. İvme> 50 mm/sn2 V Sarsıntının şiddeti artar. Kapı pencereler kendiliğinden açılır kapanır. Zayıf

binalarda hasar görülür. Sularda dalgalanmalar olabilir. İvme > 100 mm /sn 2 VI Sarsıntı artık iyice şiddetlenir. Zayıf binalarda yıkılmalar görülebilir. Heyelânlar

başlar. Yer altı su seviyesinde değişmeler olur. İvme > 250 mm/sn2 VII İnsanlar ayakta durmakta ve hareket etmekte zorlanırlar. Bazı su kaynakları kurur

veya yeni su kaynakları oluşur. İvme >500mm/sn2 VIII Artık, depremin etkisi yıkıcı hâle gelmeye başlamıştır. Yeryüzünde küçük çatlaklar

meydana gelir. Topografyada değişiklikler olur. Dik yamaçlarda heyelânlar görülür. İvme> 1000mm/sn2

IX Barajlarda hasarlar oluşur, demir yolları bükülür, heyelânlar görülür. Asfalt kabarır. İvme > 2500mm/sn2

X Baraj, köprü, viyadük gibi yapılarda büyük tahribatlar olur. İvme > 5000mm/sn2 XI Kara ve demir yollarında büyük tahribatlar oluşur. Yeryüzünde derin çatlaklar

meydana gelir Yanal ve düşey atımlar görülür. Heyelânlar, kum püskürmeleri oldukça yaygın olarak gözlenir. İvme > 7500 mm/sn2

XII Binalar çok büyük hasar görür. Topoğrafyada çok büyük değişiklikler meydana gelir. Teorik olarak deprem dalgalarının insanlar tarafından görüldüğü kabul edilir. İvme >9800mm/sn2

Page 46: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

44

Çizelge 3.2. Dünyada yıllık ortalama deprem sayısı

Magnitüd Büyüklük) Verdiği zarar Yılllık ortalama deprem sayısı

>2.5 Hissedilmez 900.000

2.5.-5.4 Çok küçük hasar 30.000

5.5-6.0 Hafif hasar 500

6.1 –6.9 Büyük hasar 100

7.0-7.9 Çok büyük hasar 20

<8.0 Yerleşim yerleri yok

olur

10 yılda bir kez

3.1.3. Depremin Şiddeti : Depremlerde yırtılmanın başladığı yere deprem odağı

adı verilir. Yani deprem dalgaları yırtılmanın başladığı yerden itibaren yayılmaya başlar.

Depremin en şiddetli olarak hissedildiği yer burasıdır. Bir depremin şiddeti, yapılarda

oluşturduğu hasar ve yeryüzünde meydana getirdiği değişiklikle doğru orantılıdır. Deprem

odağından uzaklaştıkça depremin şiddeti azalır. Yani deprem, odak noktasında çok şiddetli

hissedilir. Bir depremin şiddeti canlılar, doğal çevre ve yapılar üzerinde yapmış olduğu

etkidir. Bu etkiler bölgenin tektonik yapısına, zemin özelliklerine, açığa çıkan enerjinin

büyüklüğüne, depremin odak derinliğine, deprem odağına olan uzaklığa ve yapıların

dayanımına bağlıdır. Deprem şiddetini belirlemek için Mercalli (Merkalli) deprem şiddet

çizelgesi kullanılmaktadır (Çizelge 3.1).

3.1.4. Depremin Aletsel Büyüklüğü (Magnitüd): Depremin büyüklüğü

Richter (Rihter) ölçeğine göre aletsel olarak hesaplanmış büyüklüktür. Büyüklük 1- 9

arasında değişir. Depremin büyüklüğü deprem odağında açığa çıkan enerjinin aletsel bir

ölçüsü olarak tanımlanabilir

Page 47: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

45

Tabakaların ilk konumları olan yatay durumlarından farklı bir yapı kazanmaları

olayına tektonik deformasyon adı verilir (Şekil 3.3). Tektonik deformasyon kısaca yapı ve

şekil değişikliği anlamına gelir. Tektonik kuvvetlerin büyük çaplı olanları dağların oluşumuna

neden olur.

Şekil 3.3. Sıkışma ve gerilme sonucunda tabakalarda meydana gelen deformasyonlara.

Sıkışma sonucu ortaya çıkan kıvrımlanma, b. Gerilme sonucu ortaya çıkan kırılma

Yer kabuğu sürekli hareket hâlindedir. Yer kabuğunun değişik parçaları yatay ve dikey

olarak yer değiştirebilirler. İşte bu yer değiştirme sırasında zıt yönlerde basınçların meydana

getirdiği kuvvete gerilme denir. Yer kabuğu içinde meydana gelen değişik yönlü basınçlar ve

gerilmeler, tektonik deformasyonların oluşmasına yol açar. Enerji birikimi sonucunda ortaya

çıkan gerilmelerin nedeni yer yuvarının hareketli oluşu ve yer yuvarını oluşturan kayaçların

basınca karşı koymalarıdır.

Bu enerji birikimleri ve gerilmeler yüzünden yer kabuğu kırılıp parçalanarak

depremlere yol açar ve yanardağlar püskürerek binlerce insanın canına ve malına zarar verir.

Yıllardır yapılan gözlemler ve incelemeler yer kabuğunun her kesiminin sürekli bir hareket

içinde olduğunu kanıtlamaktadır. Sürekli gelişen tektonik deformasyonlar yer yuvarının

bugünkü şeklini almasına neden olmuştur. Hâlen etkinliğini sürdüren bu deformasyonlar

gelecekte de devam edecektir. Örneğin 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım 1999 Düzce

depremleri, büyük tektonik deformasyonlara neden olmuştur.

Page 48: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

46

Kayalar üzerinde gelişen tüm bu deformasyonlar aslında yeryuvarının durağan değil hareketli

olduğunun en büyük göstergesi. Bu nedenle depremin oluşum mekanizmasını iyi

anlayabilmek için öncelikle Levha tektoniği Kuramının iyi bilinmesi gerekiyor.

Şekil 3.4. Deprem dalgalarının odaktan itibaren yayılmaları

Page 49: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

47

3.2. Levha Tektoniği Kuramı

3.2.1. Levhaların Yapısı ve Bileşimi : Yer yuvarının katı olan dış kısmını

oluşturan ve kalınlığı 5–100 km arasında değişen litosfer (taş küre), levha (plâka) adı verilen

büyük ve küçük birçok parçadan meydana gelmiştir. Bu levhalar, üst mantonun daha akıcı ve

yumuşak katmanı olan astenosfer üzerinde hareket hâlindedir (Şekil 3.1). Yer yuvarı üzerinde

toplam 12 adet büyük ve küçük levha bulunmaktadır. Bunlar: Kuzey Amerika, Avrasya,

Karayipler, Afrika, Arabistan, Filipinler, Pasifik, Kokos, Güney Amerika, Avustralya-

Hindistan, Nazka ve Antarktika levhalarıdır.

Bazı levhalar kıtalarla aynı adı taşımaktadır. Oysa kıt’aların sınırlarıyla levhaların

sınırları çakışmamaktadır. Çünkü kıtalar, kendilerinden daha büyük olan levhaların üzerinde

bulunur. Bulunuş durumları aysberglerinkine benzemektedir. Aysberglerin suyun üzerinde

kalan küçük kısımları kıtalara, su altında kalan daha büyük kısımları da levhalara

benzetilebilir. Levhaların birbirine göre farklı yönlerde ve mesafelerde hareket etmesi, yer

yuvarında meydana gelen depremlerin en önemli nedenlerinden biridir. Çünkü aktif kenar

dediğimiz bu sınırlarda, levhalar birbirleriyle çarpışmakta veya biri diğerinin altına

dalmaktadır. Bu nedenle, levha sınırlarına yakın olan bölgelerde yıkıcı depremler meydana

gelmekte, levhaların iç kesimlerinde yani daha pasif bölgelerde ise önemli depremler

olmamaktadır.

Levhalar, yer yuvarının üst kısmını oluşturan yer kabuğu parçalarıdır. Yer kabuğunun

üst kesiminde ise kıtasal ve okyanusal kabuklar yer alır. Kıtasal kabuk içinde granit,

okyanusal kabukta ise bazalt türü kayaçlar yaygındır. Okyanusal kabuğun yoğunluğu,

kıt’asal kabuğa oranla daha fazladır. Bunun nedeni okyanusal kabuğun demir (Fe) ve

magnezyum (Mg) gibi elementlerce zengin olmasıdır. Granit bileşimli kıt’asal kabukta ise

silisyum (Si), potasyum (K), sodyum (Na) ve alüminyum (Al) gibi elementler egemendir.

Levha Tektoniği Kavramı: Yer yuvarında depremlerin yoğun olarak yaşandığı

bölgelere bakıldığında, bazı bölgelerde deprem sayısı oldukça fazla iken, bazı bölgelerde ise

hiç deprem olmadığı görülmektedir. Depremler, okyanusal bölgelerde oldukça dar, kıtasal

bölgelerde ise geniş zonlar içinde oluşmaktadır. Okyanus ortalarında sığ, okyanusal çukurlar

civarında çok derin, kıtalarda ise değişik derinliklerde olan depremlerin bu özellikleri

rastlantısal olmayıp levha tektoniği ile açıklanan jeolojik olaylarla ilişkilidir.

Page 50: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

48

Levha tektoniği kavramı 20. yüzyılın ikinci yarısında elde edilen jeofiziksel veriler

(depremler, manyetizma ve ısı akısı değerleri vb.) ışığında ortaya çıkmaya başlamış ve çok

kısa bir süre içinde de yer bilimcileri en çok meşgul eden konu hâline gelmiştir. Levha

tektoniği kuramına göre litosfer olarak adlandırılan yer yuvarının dış kısmı levhalara

bölünmüştür. Yer içindeki ısı kaynağı nedeniyle manto içinde oluşan termal konveksiyon

akımları, yüzeyde bulunan levhaların hareketinin temel nedenidir. Isınarak yükselen üst

manto malzemesi yükseldikçe soğur ve doğal olarak tekrar iç kısımlara doğru yönelir. Bu

konveksiyon hareketi, birçok konveksiyon hücresi içinde gelişir (Şekil 3.2). Ancak, levhaların

hareketini sağlayan bu olay daha karmaşıktır ve litosferi etkileyen çesitli kuvvetlerin

kontrolünde meydana gelir. Levha tektoniğinin temeli, Alman jeofizikçi Alfred Wegener

(Alfred Vegener) tarafından ortaya atılan kıt’aların kayması teorisidir

Kıt’aların Kayması Teorisi: Yer bilimciler, 18. yüzyıldan günümüze kadar geçen

sürede bazı kıt’aların kıyılarının birbirlerine çok benzediğini ve bunun bir rastlantı

olamayacağını belirtmişlerdir. En büyük benzerlik Kuzey Amerika ile Avrupa ve Güney

Amerika ile Afrika kıyıları arasında görülmekteydi. Bu benzerliklerden yola çıkılarak bu

kıt’aların bir zamanlar birleşik oldukları ve daha sonra ayrıldıkları öne sürülmüştür.

Page 51: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

49

Şekil 3. 5 Yer yuvarının iç yapısını gösteren enine kesit

Kıtaların kayması ile ilgili ilk gerçek bilimsel yaklaşımlar, Wegener tarafından ortaya

atılmıştır. Wegener, kıtaları ayıran olayın bir açılma olduğunu, bu açılmanın 100-200 milyon

yıl önce başladığını ve günümüzde de devam ettiğini belirtmiştir. Daha sonra, 1915 yılında

yayımladığı Kıtaların ve Okyanusların Kökeni adlı kitabında, iklimlerin jeolojik zaman

içinde değişim gösterdiğini ve bu olayların da kıtaların kayması ile açıklanabileceğini ileri

sürmüştür. Araştırmacıya göre günümüzde tropikal iklimin hâkim olduğu bölgeler 300 milyon

yıl önce buzullarla kaplıydı. Diğer taraftan buzullar altında bulunan Grönland’da ise o

dönemde tipik bir tropikal iklim egemendi.

Page 52: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

50

Sonuç olarak o dönemlerde, kıt’aların tek bir parça hâlinde olması gerektiğini öne süren

Wegener, bu süper kıtaya tüm yer anlamına gelen Pangea (Panjea) adını vermiştir. Daha

sonraki yıllarda yapılan çalışmalarla, Pangea’nın jeolojik zaman içinde biri kuzeyde, diğeri

ise güneyde olmak üzere iki kıtaya ayrıldığı ve bu iki kıta arasında da Tetis okyanusu olarak

adlandırılan kıtalar arası bir okyanusun geliştiği belirlenmiştir. Kuzey kıt’ası Grönland,

Avrupa ve Asya'yı içine alan Laurasia (Lavrasya), güney kıtası ise Güney Amerika,

Antarktika, Afrika, Madagaskar, Hindistan ve Avustralya'yı içine alan Gondwana

(Gonduvana)’dır. O dönemdeki kıtalar ile aralarındaki Tetis okyanusu ise tüm okyanuslar

anlamına gelen ve Panthalassa (Pantelasa) olarak adlandırılan dev bir okyanus tarafından

çevrilmiş durumdaydı.

Şekil 3.6 Konveksiyon akımları ve neden olduğu okyanus tabanı açılması

Günümüzde yapılan çalışmalar, aslında kıt’aların kaymadığını, kıt’aların altında

bulunan ve adına levha denilen büyük blokların kaydığını ortaya koymuştur.Levhaların

hareketi, doğal olarak üzerinde bulunan kıt’aların da hareket etmesine neden olacaktır.

Kıt’aların hareket etmesine neden olan güç ise yer yuvarının iç kesimlerinde bulunan

enerjidir.

Page 53: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

51

3.3. Levha Sınırları

Levha sınırları boyunca üç türlü hareket meydana gelir: Levhalar ya birbirinden

uzaklaşırlar (ıraksak veya diverjan levha sınırı), ya birbirlerine yaklaşırlar (yakınsak veya

konverjan levha sınırı) veya levha hareketi yönünde kayarlar (transform faylı sınır) (Şekil

3.6).

3.3.1. Iraksak Levha Sınırları : 1940 ve daha sonraki yıllarda yapılan

çalışmalar, okyanus tabanlarında üç tür topoğrafik yapı olduğunu ortaya koymuştur. Bunlar;

ortalama 3 km yüksekliğe sahip okyanus ortası sırtlar, bu sırtları birbirine göre ötelemiş

olan transform faylar ve ada yayları ile bazı kıt’a kıyılarına paralel olan hendeklerdir.

Sırtlar üzerinde sığ odaklı depremler oluşmakta ve aktif volkanizma görülmektedir. Isı akısı,

sırtın her iki yanında önce hızlı sonra da yavaş azalma göstermektedir. Hendeklerde, sırtların

aksine kalın tortullar ve çok düşük ısı akısı görülmektedir. Bu kesimlerde, deprem odak

derinlikleri 700 km’ye kadar inmektedir.

Iraksak levhalar, okyanus ortası sırtlarda görülen ve yeni okyanusal kabuğun sürekli

oluştuğu levha sınırlarıdır. Buralarda kabuk kalınlığı oldukça incedir. Yüksek ısı akısı

değerlerinin görülmesine neden olan alttan gelen sıcak ve akışkan manto malzemesi, yüzeye

çıkarak sırtın her iki tarafına simetrik olarak yayılır.

Sırt parçalarının genişliği en fazla 20 km kadardır ve yayılım hızı 1-9 cm/yıl

arasındadır. Sırtın iki tarafında sırttan eşit uzaklıktaki iki noktanın yaşları, dolayısıyla

manyetik kutuplanmaları aynıdır. Birbirinden ayrı iki sırt arasında ötelenme denilen bir tür

itme hareketi görülmektedir. Bu ötelenme, yanal atımlı faylanma (transform fay) aracılığı ile

ortaya çıkar. Orta Atlantik sırtı ve Pasifik sırtı uzaklaşan levha sınırlarıdır. İşte okyanus

ortasında meydana gelen bu yayılma, levha tektoniğinin başlamasına neden olmaktadır.

Page 54: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

52

Şekil 3.7 Levha sınırlarının şematik sunumu

Litosferin astenosfer üzerine yapmış olduğu basınç nedeniyle, bulabildiği çatlaklardan

yeryüzüne ulaşmaya çalışan magma, yer yüzeyine okyanusal kabuktan çıkmaktadır.

Magmanın, kalınlığı 25-70 km olan kıt’asal kabuğu delip yüzeye çıkması oldukça zordur.

Oysa kalınlığı 5-10 km arasında olan okyanusal kabuk magmanın yükselmesi için daha

uygundur. İşte magma, okyanusal kabuk içindeki kırık ve çatlaklardan yükselerek yukarı

çıkmakta ve okyanus tabanına yayılmaktadır. Deniz suyu ile temasa geçerek soğuyan magma

katılaşır. Böylece okyanusal kabuğa yeni eklenmeler olur. Eklenme oldukça yavaş bir hızda

olduğu için yeni çıkan magma, yayılma merkezi ve yakın çevresinde bir yayılma ve birikme

meydana getirir. Bu birikme zamanla sırtlar şeklinde ortaya çıkar. Bu sırtlara okyanus ortası

sırtlar adı verilmektedir.

Malzeme çıkışı devam ettiği için magmadan yukarı çıkan malzemenin de okyanus

tabanında yerleşeceği bir alan bulması gerekecektir. Oysa daha önce okyanus tabanına yayılan

malzeme tüm alanları doldurmuştur. Yukarı çıkmaya çalışan magmatik malzeme, yerleşeceği

yeni alanlar bulmak için içinden çıktığı çatlağı her iki tarafa doğru eşit olarak itmeye başlar.

Milyonlarca yıl devam eden bu jeolojik süreç sonunda magma çıkışının olduğu bu bölgede

açılma başlar. Bu açılan bölgeye rift adı verilmektedir. Bu açılma zonuna ise aşağıdan gelen

magmanın oluşturduğu genç bir kabuk yerleşir (Şekil 3.7).

Oluşan bu kabuk jeolojik olarak en genç kabuktur. En uzaktaki kabuk ise en yaşlıdır.

Bu durum, yapılan jeokimyasal ve jeokronolojik çalışmalarla saptanmıştır. Okyanus ortası

sırtlar üzerinde tespit edilen ve manyetik anomali denilen farklılıklar birbirine paralel

şeritler hâlinde dizilirler ve yayılma merkezine az çok simetrik olarak sıralanırlar. Bu

manyetik şeritleri oluşturan lâv kütleleri merkezden kenara doğru daha yaşlıdır. Bu durum

deniz tabanı yayılmasını gösteren en belirgin delildir.

Page 55: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

53

İki levhanın birbirlerine yaklaşarak çarpıştıkları levha sınırlarıdır. Deniz tabanı yayılması

sonucunda itilen levhalar başka levhalarla çarpışmaktadır.

Şekil 3.8 Iraksak levha sınırı oluşumu

a. Magmanın yükselmesi ve kabuğun parçalanması

b. Rift zonu oluşumu

c. Yayılımın genişlemesi

ç. Geniş bir okyanuslaşma ve okyanus ortası sırtının ortaya çıkışı

Böylece yer yuvarının herhangi bir yerinde başlayan açılma, jeolojik sürecin son

aşamasında çarpışmayla karşılanmaktadır. Yer kabuğundaki en büyük deformasyonlar bu tip

çarpışmaların sınırlarında görülür. Kıtasal ve okyanusal levhaların birbirleriyle çarpışması üç

tür yakınsak levha sınırı oluşturur (Şekil 3.8).

Page 56: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

54

3.3.2. Yakınsak Levha Sınırları

Okyanusal Kabuk–Kıt’asal Kabuk Çarpışması: Bu olay kıt’asal ve okyanusal

kabukların karşı karşıya gelmesi sonucunda gerçekleşir. Okyanusal kabuğa oranla astenosfer

üzerinde çok daha iyi yüzebilen kıt’asal kabuk, çarpışma sırasında üstte kalır. Bunun nedeni

okyanusal kabuğun yoğunluğunun kıt’asal kabuğa oranla daha fazla olmasıdır. Karşılaşan iki

kabuktan okyanusal kabuk yavaş yavaş kıt’asal kabuğun altına dalmaya başlar (Şekil 3.8 a ).

Alta dalan okyanusal kabuk maksimum 700 km derinliğe inebilir. Dalan okyanusal kabuk bu

derinliklerde aşırı ısı nedeni ile ergiyerek tekrar magmaya karışır. Bu olaya yitim adı verilir.

Deniz tabanı yayılması sonucunda oluşan yeni kabukla yitim sonucunda ergiyerek magmaya

karışan malzeme birbirini dengelemekte, böylece yeryüzünün alanı değişmeyerek hep aynı

kalmaktadır. Dalan okyanusal kabuk, 600 km derinliğe kadar çevresindeki mantoya oranla

daha soğuktur. Derinlere indikçe dalan kabuğun iç kısımları ısınmaya başlar. Derinlik 700

km’ye ulaşınca magma tarafından özümlenerek mantonun bir parçası hâline gelir.

Okyanusal kabuk yitim zonu içine girdiğinde önce aşağı doğru bükülür, sonra da dik bir açı

yaparak astenosfere dalmaya başlar. İşte dalan levhanın bükülme bölgesi ile üzerinde bulunan

levhanın arasında kalan boşlukta çok derin çukurlar oluşur. Bu çukurlara okyanus çukurları

adı verilir. Örneğin Batı Pasifik’te bulunan ve derinliği yaklaşık 11.000 metre olan Mariana

(Mariyana) çukuru tipik bir okyanus çukurudur.

Yitim zonlarında, kıt’asal kabukta meydana gelen yay volkanizmasi ile volkanik dağlar

oluşur. Dalan levhanın üst kısmında meydana gelen sürtünme, derin odaklı büyük depremlerin

oluşmasına neden olur. Güney Amerika’daki And dağları ve ülkemizdeki Kaçkar dağları

okyanusal kabuğun kıt’asal kabuk altına dalması ve çarpışması ile oluşmuştur.

Okyanusal Kabuk–Okyanusal Kabuk Çarpışması: Deniz tabanı yayılması

sonucunda her iki tarafa eşit olarak yayılan magmatik malzeme geniş alanlarda birikir. Bu

malzeme deniz suyunun etkisi ile soğuyarak büzülmeye ve hacimce daralmaya başlar.

Milyonlarca yıl süren bu olay sonucunda üstündeki ağırlığı kaldıramayan ince okyanusal

kabuk, bir noktadan kırılır ve magmaya doğru dalma eğilimi gösterir. Böylece iki okyanusal

kabuk parçası birbiriyle karşılaşmış olur. Bu karşılaşma sonucunda açılma merkezine bağlı

Page 57: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

55

olarak ilerleyen aktif okyanusal kabuk, pasif okyanusal kabuğun altına dalar (Şekil 3.8b).

Okyanusal kabuk-kıt’asal kabuk tipi çarpışmalarda olduğu gibi burada da derin depremler ve

magmatizmaya bağlı volkanizma oluşur. Deniz içinde oluşan bu volkanizma, volkanik ada

yaylarını meydana getirir. Kuzey Pasifik'teki Aleutian (Alösiyan) Takım Adaları, Mariana

Adaları gibi volkanik yaylar, bu tip çarpışmalarla oluşmuştur.

Kıta-Kıta Çarpışması: Okyanusal kabuğun her iki tarafında kıt’asal kabuklar yer

almaktadır. Yitimin ikinci aşamasında, bir okyanusal kabuğun başka bir okyanusal kabuğun

altına dalmaya başlaması ile birlikte kıt’asal kabuklar önceki hareketin tersine birbirlerine

yaklaşmaya başlarlar. Jeolojik süreçte okyanusal kabuğun dalarak tamamen yok olması ile iki

kıt’asal kabuk birbirleriyle çarpışır (Şekil 3.8c). Sıkışma rejimi, düşük yoğunluk nedeniyle

batamayan kıt’asal kabuğu kalınlaştırır. Kalınlaşan kabuk orojenik dağ sıralarını oluşturur.

Himalâyalar ve Toros dağları sıkışma bölgelerinin en tipik örnekleridir. Bu tip

çarpışmalardaki tektonik olaylar diğerlerine göre daha karışıktır.

3.3. 3. Geçişli Levha Sınırı

Geçişli (transform faylı) levha sınırlarında iki levha, bir kırık boyunca yanal

hareketlerle birbirlerinin yanında kayar (Şekil 3.9). Uzunlukları küresel ölçekte çok büyük

olup doğrultu atımlı faylara benzer. Ancak hareket mekanizmaları biraz farklıdır. Levhalar

birbirlerine teğettir ve aralarında bir yitim zonu yoktur. Transform sözcüğü, Türkçede

dönüşüm anlamına gelmektedir.

Page 58: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

56

Şekil 3.9. Yakınlaşan levha sınırları

a. Okyanusal – kıtasal, b. Okyanusal –okyanusal, c. KıtASsal – kıtasal çarpışma

Page 59: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

57

Transform faylarda, kayma hareketi fayın her iki ucunda bindirme ve yayılma gibi

başka hareketlere dönüşür. Transform fayların yalnız iki sırt parçası arasında kalan kısmı

aktiftir. Sırt parçalarının uçları dışında kalan kısımlar ise pasiftir.

Şekil 5.10

Transform fay oluşumu

Arabistan levhasının sıkıştırmasıyla, Anadolu’nun batıya doğru hareket etmesine

neden olan Kuzey Anadolu Fayı ile Pasifik ve Kuzey Amerika levhalarının yanal hareketleri

sonucunda oluşan San Andreas fayı, bu yanal hareketlere dünyadan iki önemli örnektir.

3.4.Deprem Kuşakları

Dünyada en sık deprem olan yerler sismik bölgeler olarak adlandırılır. Depremler tüm

dünyada iki belirgin kuşak boyunca dağılırlar. Bunlardan birincisi Alp - Himalâya deprem

kuşağıdır. Bu kuşakta depremler en fazla Akdeniz çevresinde gözlenmektedir. İkincisi ise

Pasifik çevresi deprem kuşağıdır. Dünyada meydana gelen depremlerin sayıca yaklaşık

olarak % 80’i Pasifik çevresinde, %15’ i Alp – Himalâya kuşağında odaklanmaktadır. Geri

kalan % 5’te dünyanın farklı bölgelerine dağılmış durumdadır. Bu depremler levha

sınırlarında meydana gelmektedir.

Akdeniz çevresi deprem kuşağı İspanya, Yunanistan, Cezayir, Türkiye, İran,

Kafkasya, Hazar denizi, Himalâyalar ve Pamir dağlarını kapsamaktadır. Bu kuşak Alp-

Himalâya deprem kuşağı olarak da bilinmektedir. Bu hat içinde depremlerin en çok görüldüğü

yerler Türkiye ve Yunanistan’dır. Yunanistan’da depremler Ege denizinde yaygındır.

Page 60: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

58

Türkiye’de ise Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı boyunca ve Ege Bölgesi’nde

görülmektedir.

Pasifik çevresi deprem kuşağı çok yıkıcı depremlerin meydana geldiği bir kuşaktır. Bu

kuşak içinde depremlerin en yaygın görüldüğü yerler Şili, Peru, Amerika Birleşik Devletleri,

Kamçatka, Çin, Japonya, Malezya ve Yeni Zelanda’dır. Bu bölgeler aktif kıt’aların

sınırlarında yer almaktadır. Buradaki depremler dalma - batma kaynaklı ve sığ odaklı

depremlerdir. Özellikle San Fransisko (ABD) yakınlarından geçen San Andreas Fayı, Kuzey

Anadolu Fayı ile büyük benzerlikler göstermektedir. Dalma - batmaya bağlı olarak ortaya

çıkan volkanik faaliyetler sonucunda Japon adaları dünyanın en aktif sismik bölgelerinden

birinin içinde bulunmaktadır.

Page 61: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

59

4. DÜNYADA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ DEPREMLER

Page 62: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

60

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu Bölümde dünya üzerinde meydan gelmiş ve toplumları ekonomik ve insan

kaynağı yönünden olumsuz etkilemiş bazı önemli depremleri öğreneceğiz

Page 63: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

61

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

• En büyük depremler dünyada hangi bölgelerde görülmektedir ?

• En büyük depremlerin belli bölgelerde toplanmasının nedeni nedir

• Japonya neden çok büyük depremnlerin yaşandığı bir ülkedir

• Peru ve Şili’de çok büyük depremler olmaısna rağmen ölen isan sayısı azdır.

Bunun nedeni nedir ?

Page 64: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

62

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Dünyadaki Önemli

Depremler

Dünyadaki önemli

depremleri öğrenip dersler

çıkarmak

Dünya üzerindeki önemli

internetten ve kaynaklardan

araştırma, ders notları ,

Sunum ve videolar

Dünyadaki çok Büyük

Depremler

Dünyadaki çok büyük

depremleri öğrenip dersler

çıkarmak

Dünya üzerindeki çok büyük

depremler hakkında

araştırma, ders notları

Sunumlar, videolar

Çok büyük depremlerin

görüldüğü bölgeler

Dünyadaki çok büyük

depremlerin meydana

geldiği bölgeleri öğrenmek

Dünya üzerinde çok büyük

depremler hakkında bilgi,

araştırma notları, ders notları,

sununlar, videolar

Page 65: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

63

Anahtar Kavramlar

• Büyük Deprem

• Çok büyük deprem,

• Levha tektoniği

Page 66: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

64

4.1. Çin 1556 Kuzey Şanksi Depremi

Çin'in Kuzey Şanksi eyaletinde 23 Ocak 1556 tarihinde meydana gelen deprem

resmi rakamlara 830 bin kişinin ölümüne neden oldu. İnsanlık tarihinin en ölümcül depremi

ve en ölümcül beşinci doğa kaynaklı afeti kabul edilmektedir. Depremin büyüklüğünün etkili

olduğu alan göz önüne alındığında 8-8.3 büyüklüğünde olabileceği tahmin edilmektedir.

Ancak binaların çok kötü olması bu yaklaşımı çok sağlıklı kılmamaktadır. Binaların

yıkılmadsından çok etki ettiği alan daha sağlıklı bir yorum yapılmasını sağlar. Deprem

yaklaşık olarak 850 kilometre çapında genişliğinde bir alanı etkilemiştir. Deprem Şensi,

Şansi, Henan, Gansu, Hebei, Shandong, Hunan, Jiangus ve Anhui illerinde çok etkili

olmuştur. Bazı yeleşim yelerinde nüfusun büyük bir çoğunluğu enkaz altında kalmıştır. Bu

olay Çin kayıtlarında şu şekilde anlatılır :

“1556 kışında, bir deprem felaketi Şanksi ilinde gerçekleşti. Hua ilçemizde

talihsizlikler meydana geldi. Dağlar ve nehirler yer değiştirdi ve yollar harap oldu. Bazı

yerlerde semin yükseldi ve yeni tepeler meydana geldi. Bazı yerler ise aniden göçtü ve yen,

vadiler oluştu. Diğer bazı yerlerde ise aniden bir dere ortaya çıktı veya yar yarıldı ve su

yolları açıldı. Aniden tüm evler, resmi daireler , tapınaklar ve şehir duvarları yıkıldı.”

Deprem’den sağ kurtulan Çinli bilge Quin Keda gördüklerinden sonra bir depremden

korunma önerisi yazmıştır. Bu öneri tarihte bilinen ilk deprem önerisi şöyledir : “ Depremin

ilk başında içerideki insanlar hemen dışarı çıkmamalıdır. Çömelmeli ve şanslarını

beklemelidir. Yuva çökse bile, içindeki bazı yumurtalar sağlam kalabilirler.”Çinli bilge dışarı

çıkanların kaçmaya çalışırken enkaz altında kaldığını, oysa içride kalanların bir kısmını

kurtulabildiğini gözlemlemiştir. Günümüzden neredeyse 500 yıl önce günümüze benzer bir

yorumun yapılması ise depremin bir başka ilginç yönüdür.

4.2. 1737 Hindistan Kalküta Depremi

Yaklaşık olarak 300 bin kişini öldüğü tahmin edilmektedir. Ancak ölümlerin bu kadar

çok olmasının nedeninin deprem değil, o tarihe denk gelen bir siklon olduğunu iddia edenler

Page 67: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

65

de bulunmaktadır. Bu ölümlerin nedenini yıllarca depreme bağlandı ancak son yıllarda o

dönemdeki açıklamalardan da yola çıkılarak ölümlerin nedeninin siklon olduğu ağırlık

kazanmaya başladı. Ortaya çıkan an görüş ise siklon ve depremi aynı anda meydana geldiği

yönündedir.

4.3. 1920 Çin Gansu Depremi

Çin’in Gansu 16 Aralık’ta Meydana gelen depremin büyüklüğü 7.8 olarak tahmin

edilmektedir. Deprem yedi eyalette çok etkili olmuş ve yaklaşık 200 bin kişi yaşamını

kaybetmiştir. Deprem sonrasında meydana gelen büyük heyelanlar da büyük can ve mal

kayıplarına yol açmıştır.

4.4. Japonya 1923 Büyük Kanto Depremi (7.9)

Çok eski bir deprem olduğu için ölçümü yapılamamış olan bu depremin yaklaşık

büyüklüğü 7.9 olarak tahmin edilmektedir. Japonya’nın en büyük adası olan Honşu’daki

Kanto yerleşim bölgesinde tüm binalar yerle bir olmuş ve 100.000 den fazla insan hayatını

kaybetmiştir. Deprem tokyoyu da etkilemiş ve Japonya en büyük göç dalgalarında birini

yaşamıştır.

4.5. 1952 Kamçatka Depremi (9.0 )

Rusya’nın doğusunda 4 kasım 1952 tarihinde meydan gelen 9 büyüklüğündeki

depremde 2300 hayatını kaybetmiştir. Bu tür büyük depremlerde yaşanan kayıpların azlığı

bölgede yaşayan insan nüfusunu az olması ile ilgilidir.

4.6. Mart 1957 Alaska Depremi (9.1)

Alaska - Andreanof Adası'nda 5 mart 1957 yılında meydana gelen depremin

büyüklüğü Richter ölçeğine göre 9.1 civarında idi. Bölgede deprem sonrasında meydaba

gelen tsunami dalgalarının boyu 15 metreye kadar ulaşmıştır.

Page 68: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

66

4.7. 1960 Şili Depremi (9.5)

22 Mayıs 1960’da meydana gelen Şili Depremi yeryuvarında kayıt altına alınmış en

büyük deprem olarak tarihe geçti. Saat 19.10: 11 de meydana gelen depremin büyüklüğü

Richter ölçeğine göre 9,5 civarında idi. Merkez üssü Şili’nin başkenti Santiago de Hile ‘Nil

yaklaşık 700 km güneyinde yer alan Valdivia Kenti olan depremden sonra Pasifik

Okyanusunda meydana tsunami dalgaları merkeze binlerce kilometre uzaklıktaki kıyıları

vurur. Bu dalgalar Havai ve Güney Afrika sahillerinde büyük maddi hasarlara yol açar. Bu

depremde yaklaşık 5000 kişi yaşamını kaybetmiştir. Evsiz kalan insan sayısı ise 2 milyon

kişiyi geçmiştir. Günümüzden tam 50 yıl önce meydana gelen dünyanın en büyük depreminde

sadece 5000 kişinin yaşamını kaybetmesi hem yerleşimin fazla olmamasına hem de Şili’nin

depreme dayanıklı yapılar konusunda daha o zamanlar bile büyük adımlar attığını gösteriyor.

Bu depremden tam 39 yıl sona meydana gelen ve büyüklüğü bu depremden tam 700 kat daha

küçük olan 17 Ağustos Gölcük depremin ise yaklaşık 18. kişi yaşamını kaybetmesi Şili’nin

depreme yönelik çalışmalarını çok ciddiye aldığının en önemli göstergesidir. Şili’de 28 Şubat

2010 tarihinde meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki depremde ise yaklaşık 800 kişinin

yaşamını kaybetmesi deprem konusunda çok ileri çalışmalar yaptıklarının göstergesi

4.8. 1964 Alaska Depremi (9.2)

Büyüklüğü 9.2 olan ve 28 Mart 1964 yılında meydana gelen Alaska depremi, Alaska

ile Batısında bulunan Yukon bölgesinde etkili olmuştur. Yerleşimin az olması nedeniyle

böylesine büyük bir deprem için oldukça az sayılacak bir yaşam kaybı olmuştur. Üç dakika

süren depremde sadece 125 kişi yaşamını kaybetmiş ve maddi hasar da 311 milyon dolar

olarak saptanmıştır. Ölenlerden sadece 13 ü enkaz altında kalmıştır. Diğer 113 kişinin ölüm

nedeni ise tsunamidir. Bu deprem sırasında jeoloji tarihinin en büyük tektonik yükselmesi de

tarihe geçmiştir. Deprem sonrasında Prince William Boğazında bulunan Montague adasının

Cleare burnunda yaklaşık 10 metrelik bir deniz tabanı yükselmesi meydana gelmiştir. Bu

depremde meydana gelen Tsunami dalgaları kıyıdaki balıkçı teknelerini kıyında 100 metre

kadar içeriye sürüklemiştir.

Page 69: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

67

4.9. 1995 Japonya- Kobe Depremi

Japonya’nın Kobe kentinde 17 Ocak 1995 yılında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki

depremde 6427 kişş yaşamını yitirdi onbinlerce kişi yaralandı milyarlarca dolar zarar oldu.

Ölümlerin büyük çoğunluğu depremden sonra meydana gelen yangınlar yüzünden oldu.

Japonya buı depremden büyük dersler çıkardı. Hem binaların dizaynı yeniden yapıldı hem de

afatlere müdahale konusunda büyük adımlar aatıldı. Yapılan çalışmalar sonunda 2 yıl içinde

Kobe ‘de yaşam eski haline döndğü ama Japonya bu olayı hiç unutturadı her yıl depremin

yıldönümünde bu olaylar yeniden hatırlatılıyor. Kobe depreminden çıkardığı derslerle

Japonua daha sonra maydana gelen 7 büyüklğündeki depemi çok az bir can kaybuı vererek

atlatmayı başardı.

4.10. 1976 Çin Tangshan Depremi depremi

Büyüklüğü 8.2 olan bu deprem belki en büyük deprem olarak değil ama tarihe yüzyılın

en çok can kaybına yola açan depremi olarak geçti. Merkez üssü Tangshan olan deprem

Çinim doğu kıyılarında büyük can ve mal kaybına yola açtı Ölü sayısının 500 bin ile 850 bin

arasında verilmesi Çin’in bu konuda tam bir açıklama yapmamasından kaynaklanmaktadır.

Çin tarafından açıklanan resmi rakam ise 655 bin kişidir.

4.11.2003 İran'ın Bem Depremi

İran’ın Bem kentinde 23 Aralık 2003 tarihinde meydana gelen deprem orta büyüklükte

bir depremdir. Büyüklüğü 6.6 olmasına rağmen ölü sayısı 40. Bin civarındadır. Bunu nedeni

ise bölgede yerleşim yerlerinin tamamen kerpiç evlerden ibaret olmasıdır. Bu nedenle afetler

tarihine ders alınması gereken bir deprem olarak geçmiştir.

4.12 26 Aralık 2004 Endonezya Depremi (9.1)

Deprem 26 aralık 2004 yılıda maydana geldi. Büyüklüğü 9.1 ve derinliği 37 km olan

deprem yaklaşık 160 saniye sürmüş vederpem sonrasında meydana gelen 10 metre

yüksekliğindeki büyük Tsunami dalgaları bölgedeki tüm ülkelerin sahil şeridini vurmuş ve

USGS verilerine göre 283.100 kişi yaşamını kaybetmiş 14.000 kişi kaybolmuş ve yaklaşık

1.260.900 kişi yer değiştirmiştir. Bu büyü kdepremin etkisi bölge ülkelerinde halen devam

Page 70: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

68

etmektedir. Bu depremden alınacak en büyük ders büyük bir deprem bölgesi içinde yer

almasına rağmen bu konuda hiçbir çalışmanın yapılmamış olmasıdır. Ölümlerin çok büyük bir

bölümü derpemden değil tsunaminde öldüler. Bölgede bir tsunami erken uyarı sistemi

bulunmadığı için 20-30 bin kişinin öleceği depremde ölü sayısı kayıplarla birlikte 300 bini

aştı.

4.13 2005. Pakistan Depremi

Merkez üssü İslamabad’a 95 kilometre uzaklıktaki Keşmir bölgesinde 8 ekimde

meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremde resmi rakamlara göre yaklaşık olarak 75. 000

kişinin yaşamını kaybettiği bildirilmiştir. Bu kadar fazla can kaybının olması depremin 79

saniye sürmesi ve yapı stokunun çok kötü olmasına bağlanmıştır

4.14. 2011 Thoku - Joponya Depremi ( 9.0)

Japonya’nın Tohoku bölgesinde meydana gelen 9.0 magnitüde sahip olan Deprem son

yıllarda karşılaşılan en büyük deprem olma özelliğini taşıyor. Bu depremin Japonya’nın

yaşadığı en büyük depremdir. Dünyada kaydedilen en büyük depremler sırasında ise 5. sırada

yer almaktadır. Japonya levha tektoniği kuramına göre oldukça hareketli bir bölgede yer

almaktadır. Pasifik, Filipin ce Avrasya levhaları arasında bulunan Japonya bu bölgedeki

yitim zonu nedeniyle çok büyük depremlerin olduğu bir ülke konumundadır.

Deprem çok büyük olmasına rağmen neredeyse hiçbir yıkılmanın görülmemesi de

Japonya’nın bu depreme karşı çok güvenli binalar yaptığının da kanıtıdır. Ancak Doğa

olayları afete dönüştüren bazı etkenler burada da devreye girmiştir. Okyanuslarda dalma

batma zonlarında büyük ve tahrip edici tsunamiler meydana gelmektedir. Bu depremden sonra

da büyük bir tsunami meydana gelmiş ve dalgalar tsunami duvarların da aşarak kayıplarla

birlikte yaklaşık 20.000 kişini yaşamını yitirmesine yol açmış, ciddi bir maddi kayıp meydana

gelmiştir. Bu can ve mal kaybına karşılık Japonya depremi, afet tanımı içinde

değerlendirildiğinde afat tanımını tam olarak karşılamamaktadır.

Kara ve demir yollarını ağır hasar görmesine, yaklaşık 5.5 milyon kişini elektriksiz,

1.5 milyon hanenin de susuz kalmasına ve gıda sıkıntısı çekilmesine rağmen yerel kaynaklar

Page 71: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

69

kısa bir süre içinde bu durumla baş etmeyi başarabilmişlerdir. . Ancak depremden birkaç gün

sonra Fukuşima 1 nükleer santralinde sızıntının olduğunu anlaşılması üzerine artık afet

olgusu ortaya çıkmıştır. Bu sızıntı sadece Japonya’yı değil tüm komşu ülkeleri de etkilemiştir.

Yaklaşık 100 den fazla gönüllü Japon, yaşamlarını hiçe sayarak santrale girmiş ve sızıntıyı

önlemek için çalışmalar yapmışlardır. Santralin olumsuz etkileri günümüzde de devam

etmektedir.

Page 72: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

70

5.TÜRKİYE’DE MEYDANA GELEN ÖNEMLİ DEPREMLER

Page 73: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

71

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu bölümde ülkemizde meydan gelmiş ve ekonomik ve insan kaynağı yönünden

ülkemiz olumsuz etkilemiş bazı önemli depremleri öğreneceğiz. Bu depremleri

inceleyerek yaptıkları olumsuz etkilerin ana nedenlerini ortaya koymak kuşkusuz ki

depreme bakış açımız değiştirecek ve sağlıklı bir depren stratejisi geliştirmemize yol

açacaktır.

Page 74: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

72

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

• Türkiye’de neden yıkıcı depremler olmaktadır.

• Yıkcı depremleri önlemenin yolu var mıdır ?

• Türkiye’de depremden görülen zararların ana nedenleri nelerd,r

Page 75: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

73

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Türkiye’deki depremlerin

nedenleri

Türkiye’deki önemli

depremleri öğrenip dersler

çıkarmak

Türkiye’deki tektoniği

hakkında internetten ve

kaynaklardan araştırma, ders

notları , sunum ve videolar

Türkiye’deki büyük

depremler

Türkiye’deki büyük

depremleri öğrenip dersler

çıkarmak

Türkiye’deki büyük

depremler hakkında

araştırma, ders notları

Sunumlar, videolar

Depremlerin Türkiye’de

yarattığı hasarlar

Türkiye’deki depremlerin

neden çok zarar verdiğini

öğrenmek

Depremlerin ülkemizde

verdiği hasarlar hakkında

araştırmalar yapmak, ders

notları, sunumlar, videolar

Page 76: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

74

Anahtar Kavramlar

• Kuzey Anadolu Fayı (KAF )

• Doğu Anadolu Fayı (DAF

• Deprem hasarları

Page 77: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

75

5.1.Giriş

Türkiye, dünyanın önemli deprem kuşakları üzerinde yer almaktadır. Yaklaşık % 42’

si birinci derece deprem bölgesi üzerinde yer alan ülkemiz, geçmişten günümüze kadar çok

büyük depremlerin neden olduğu maddî ve manevî yıkımlar yaşamıştır. Nüfusun yaklaşık %

75’i yıkıcı depremlerin olabileceği alanda yaşamaktadır. Ülkemizin % 96 sı deprem riski ile

karşı karşıyadır. Sanayi tesisleri ve ülkemizin enerji gereksinimini karşılayan büyük barajlar

her an olabilecek bir depremin yıkıcı etkisinin tehdidi altındadır.

17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinde 100. 000

civarında bina ağır hasar, bir o kadarı da orta hasar görmüştür. Yaklaşık 40. 000 bina ise

yerle bir olmuş, enkaz hâline gelmiştir. Hayatını kaybedenlerin sayısı da yaklaşık 18.000

civarındadır. Bu depremlerde hasar gören Bolu, Adapazarı, Sapanca, İzmit, Derince, Körfez,

Gölcük, Değirmendere, Halıdere, Karamürsel, Yalova ve Çınarcık gibi yerleşim

merkezlerinin tümü aktif fay zonu üzerinde yer almasına rağmen, buralarda ne yazık ki başta

Tüpraş olmak üzere Türkiye’nin kamu ve özel sektörüne ait yüzlerce büyük sanayi tesisi

bulunmaktadır.

Bu yörelerin büyük çoğunluğunun ortak noktası, aktif fay zonu üzerinde

bulunmalarının yanı sıra zeminlerinin inşaata uygun olmamasıdır. Bolu, Düzce, Adapazarı,

Yalova ve Çınarcık inşaat için uygun olmayan zeminlere sahiptir. Diğer yörelerde hasarın çok

olmasının nedeni, inşaatların denizden yer kazanmak için doldurulmuş dolgu zeminler

üzerinde yapılmış olmasıdır.

Bu iki büyük depremden sonra Türkiye’de, çok büyük olmasa bile can ve mal kaybına

yol açan depremler olmaya devam etmektedir. Çerkeş, Aşkale, Tunceli, Bingöl ve ve Elazığ

depremlerinin büyüklüğü fazla olmamasına rağmen onlarca kişi yaşamını kaybetmiştir.

Ne yazık ki aktif fay zonunun üzerine ev yapılmasının yanı sıra kalitesiz ve eksik

malzeme ile inşaat yaparak aslında insanlar kendilerine zarar vermişlerdir. Amerika, Japonya,

Tayvan, Meksika gibi ülkelere baktığımızda depremden az zarar görmek için yapılan

çalışmalarda jeoloji biliminden yararlanıldığı görülmektedir. Bu ülkelerde deprem riski

yüksek olan bölgelerin jeolojik haritaları çıkarılarak zeminlerin özellikleri belirlenmiştir.

Page 78: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

76

Böylece hangi zemine, ne tür yapıların yapılacağı ortaya çıkarılmış ve inşaatlar bu bilgilerin

ışığında yapılmıştır. Yine jeolojik çalışmalarla aktif fay zonları haritalanmış ve bu bölgelere

büyük sanayi tesislerinin yapılması engellenmiştir. Bu çalışmaların tümü depremin vereceği

zararları en aza indirmek için yapılmıştır.

Tüm dünyada yıllardır yapılan çalışmalar, aktif fay zonları üzerine yerleşim alanı ve

sanayi tesisi kurulmayacağını göstermiştir. Bunun yanı sıra killi, kumlu gevşek zeminlere,

eski akarsu yataklarına ve dolgu zeminler üzerine inşaat yapılmaması gerektiği ortaya

çıkmıştır. Bu zeminlere sahip yerlerde yapılacak binalar depremden uzakta olsalar bile yıkıma

uğrayabilir. Örneğin 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde büyük yıkımların yaşandığı

İstanbul’un Avcılar ilçesi depreme en uzak bölgelerden biriydi. Buna rağmen inşaata uygun

olmayan zemin ve kalitesiz inşaat yüzünden burada yüze yakın bina yıkılmış, yüzlerce kişi de

hayatını kaybetmiştir.

Depremden göreceğimiz zararın en aza inmesi için öncelikle deprem riski olan yerler

iyi belirlenmeli ve buralarda bulunan yerleşim alanlarındaki binalar, zemin koşullarına uygun

olarak yapılmalıdır. Bunlar yapıldığı zaman depremden göreceğimiz zarar en aza inecek ve

belki bir daha depremlerde büyük yıkımlar yaşanmayacaktır.

5.2.Türkiye’nin Depremselliği

Alp-Himalaya deprem kuşağında yer alan ülkemizde olan depremler, Atlantik

Okyanus ortası sırtının iki tarafa doğru yayılmasına bağlı olarak Afrika-Arabistan levhalarının

kuzey-kuzeydoğuya doğru hareket etmeleriyle ilişkilidir. Ayrıca, Kızıldeniz’in uzun ekseni

boyunca bugün de devam eden deniz tabanı yayılması nedeni ile Arabistan levhası kuzeye

doğru itilmekte ve Avrasya levhasının altına doğru dalmaya zorlanmaktadır. Bu zorlanma ile

Arabistan levhası ile Avrasya kıtası arasında kalan Doğu Anadolu bölgesinde yoğun sıkışma

etkisi oluşmaktadır. Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı gibi belli başlı büyük

kırıkları harekete geçiren bu sıkışma milyonlarca yıldır devam etmekte günümüzde de

yaşadığımız depremlerin ana nedeni oluşturmaktadır.

Kuzey Anadolu Fayı 1400-1500 km uzunluğunda bir faydır. Kuzey Anadolu Fayı ile

Doğu Anadolu Fayı arasında kalan Anadolu levhası yılda 13-27 mm hızla, iki parmak

Page 79: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

77

arasındaki zeytinin pırtlaması gibi batıya doğru hareket etmekte ve en batıda ise sola doğru

kıvrılarak Girit dalma-batma bölgesine doğru ilerlemektedir.

Arabistan levhasının kuzeye doğru ilerlemesi ile, Atlas Okyanusu ve Akdeniz’i Hint

okyanusuna bağlayan eski bir okyanus yok olmaya başlamış ve böylece Arabistan kıtası ile

Avrasya kıtası birbirleri ile çarpışma sürecine girmiştir. Anadolu bu çarpışma zonu üzerinde

bulunmaktadır. Çarpışma sırasında Anadolu'nun doğusunda kıta kabuğu kalınlaşmış olup bu

kalınlaşma halen de devam etmektedir.

Bu sayede Doğu Anadolu birkaç milyon yıldır yaklaşık 2000 m yükselmiştir.

Günümüzden yaklaşık 5 milyon yıl önce Kuzey Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu Fayı

Karlıova'da birleşmiş olup, Anadolu levhası da 100 yılda 2 metre kuzeye doğru ilerleyen

Arabistan levhasının sıkıştırması sonucunda, o tarihten beri batıya doğru kaymaktadır.

Anadolu levhasının batıya hareketi, Yunanistan-Ege coğrafyasındaki yer kabuğu tarafından

engellenmeye çalışılmaktadır. (Şekil 5.2 ve 5.4) Bu engelleme Batı Anadolu'da "bir

süpürgenin ucunun duvara sıkıştırılmasıyla tel aralarının açılarak oluşturduğu yelpaze gibi",

genişlemelere yol açmakta, ve bu bölgede graben ve horst adı verilen çöküntü ve yükselim

alanları oluşmaktadır.

Afrika levhasının kuzeyindeki, Akdeniz’in tabanındaki kalıntı okyanusal kabuk

yaklaşık 15 milyon yıl önce Girit Adası'nın güneyinde, Avrasya levhasının altına dalmaya

başlamış ve dalan bölüm Manto içinde ergiyerek magmaya dönüşmüş ve bu magma tekrar

yükselerek Ege Denizi'ndeki volkanik ada yayı kuşağını oluşturmuş olup bu sürecin halen de

devam ettiği bilinmektedir.

Afrika levhasının kuzeye doğru Anadolu levhası ile Avrupa kıtasının altına dalmayı

Sürdürmesiyle yaklaşık 100 milyon yıl sonra, Afrika kıtası ile Avrupa kıtası ve Anadolu

levhası birleşecektir. Anadolu levhasındaki yaşanan bu süreç beraberinde de bir çok fayın

gelişmesine ve buna bağlı olarak da depremlerin oluşmasına neden olmaktadır.

Page 80: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

78

Şekil 5. 1. Türkiye Deprem Bölkgeleir Haritası

Şekil 5.2. Türkiye Diri Fay Haritası

Page 81: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

79

Şekil 5. 3. Avrupa Sismik risk haritası

Şekil 5.4. Türkiye’nin Neotektoniği

Page 82: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

80

5. 3. Türkiye’de Meydana Gelmiş Önemli Depremler

5.3.1. 1509 Büyük İstanbul Depremi (yaklaşık 7 )

Küçük kıyamet olarak da bilinen deprem tarih boyunca İstanbul’un yaşadığı en

büyük depremdir. Deprem 10 Eylül 1509 tarihinde adalar açıklarında meydana gelmiş

ve Marmara denizi ve civarı bata olmak üzere oldukça büyük yıkımlar yaşanmasına

neden olmuştur. çok büyük yıkımlar yaşanmıştır. Surlar ve Topkapı sarayı ağır hasar

görmüştür. Kız kulesi, camiler, hanlar, Şehrin bazı giriş kapıları, Anadolu hisarı,

Yaros kalesi, Silivri, Rumeli hisarı, Haliç, Galata ve Beyoğlu ağır hasar görmüştür.

Depremin odak noktasına yakın olan Burgazada ve Heybeliada'da yıkımlar

yaşanmıştır. kervansaraylar başta olmak üzere kentin büyük bir bölümü yıkılmıştır.

Deprem Osmanlı imparatorluğunun hakim olduğu tüm topraklarda

hissedilmiştir. Depremin Mısır’da da hissedilmesi büyüklüğü hakkında yaklaşık bir

bilgi vermektedir. Depremde ölü sayısı 13 bin civarındadır. Osmanlı hanedanından

birçok kişi de bu depremde yaşamını kaybetmiştir.

İstanbul’da zarar görmemiş tek bir ev kalmamış; surlar, kuleler, sütunlar ve

evler yıkılmış, pek çok yapı ve tarihi eser zarar görmüştür. Yıkılan evlerin sayısı 1070

kadardır. Kemal Paşazade; ‘‘Bütün yıkılan evler ve mescitler 3000’den fazlaydı.’’

demektedir. Bu tarihlerde şehirdeki bina sayısının 80.000’e yakın olduğu düşünülürse

hasarın boyutu ortaya çıkacaktır. Etkisi oldukça büyük olan bu depremi tarihçiler

‘‘Küçük Kıyamet’’ olarak yazmıştır. Deprem sonrasında durumdan rahatsız olan

padişah bir süre sonra Edirne’ye kalmıştır.

Bazı eserlerde kıyıları suların bastığı ve suların İstanbul kıyısındaki dar

geçitlere kadar girdiği yazılsa da, Osmanlı kaynaklarında bu tür bir bilgiye yer

verilmemiş olması bilginin doğruluğu konusunda şüphe oluşturmaktadır.

Halk iki ay kadar evlerine girememiş sokaklarda, açık alanlarda yaşamışlardır.

Saraya giremeyen saray halkı için barakalar inşa edilmiştir. Deprem sonrası yeniden

inşa, bakım ve onarım faaliyetlerine mart ayının bitmesiyle başlanmış; her yirmi evden

bir kişi işçi olarak alınmış ve ev başına 22 akçe geçici vergi konmuştur. Anadolu’dan

37.000, Rumeli’den 29.000 işçi, usta getirtilmiştir. 29.03.1510’da başlanan inşaat ve

Page 83: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

81

bakım onarım işleri 01.06.1510’ da tamamlanmıştır. Yıkılan ve hasar gören yapılar iki

ay gibi kısa bir süre de yeniden yapılmış veya iyileştirilmiştir.

Osmanlı devletinde bu tarihe kadar deprem görülmediği için İstanbul’un

depremselliği konusunda yeterince deneyimin olmadığı açıktır. İstanbul’un fethinden

sonra Bizans kaynaklarını araştıran tarihçilerin dışında, şehrin deprem riski hakkında

bilgisi olan kişi sayısı yok denecek kadar azdır.

Deprem bilincine sahip olmayan devlet ve halk, deprem sonrasını planlama

adına herhangi bir faaliyet yapmamıştır; fakat depremden sonra oluşturulan plan

çerçevesinde yeteri kadar işçi, usta, malzeme vb. iki ay gibi çok kısa bir sürede

toplanarak yeniden yapım aşaması tamamlanmıştır. Afet sonrası aşamaların kısa

sürede tamamlanması, hem deprem dolayısıyla mağdur olmuş halk için, hem de devlet

için oldukça olumlu bir durumdur. Restorasyon, yeniden yapım ve bakım-onarım

konusunda kültürel ve tarihi yapıların da göz ardı edilmemesi eserleri yok olmaktan

kurtarmıştır (Özata ve Limoncu 2014).

5.3.2 1719 İzmit Depremi (Yaklaşık 7)

Bu depremi önemli yapan depremden önce Marmara Denizinin doğusunda

küçük deprem fırtınalarının meydana gelmiş olmasıdır. Bu depremlerin öncü olduğu

ancak depremden sonran anlaşılır. Çünkü bu denli büyük deprem fırtınalarından sonra

büyük bir deprem olmama olasılığı daha fazladır. İstanbul'da büyük hasarlar olmuş

çok sayıda kilise, cam, ve konut yıkılmış veya hasar görmüştür.

Çok fazla kayıt olmamakla birlikte depremden sonra depremi yaşayanların

anlattıklarına göre depremi verdiği hasar çok büyüktür. Bu bilgilere göre neredeyse

zarar görmemiş tek bir ev kalmamış, kubbeler çatlamış, surlar ve kulelerin büyük bir

kısmı yıkılmıştır. Depremin odağı İstanbul’dur ancak en büyük etkisi İzmit’te

görülmüştür. Şehrin büyük çoğunluğu yıkılmış; ölü sayısı 4000’e ulaşmıştır. Deprem

Yalova'da da büyük hasar vermiş ve kentin yarısı yıkılmıştır.

Şehre su getiren kemerlerin bir kısmı da ciddi şekilde tahrip olmuştur.

Depremin artçı sarsıntıları bir ay kadar sürmüş ve bu sarsıntılar Osmanlı Devleti’nde

depremlerin oluş nedenleri hakkında ilk kez bir araştırma yapılmasını sağlamıştır.

Page 84: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

82

sağlamıştır. Ancak bu araştırmada hasarlara çok az yer verilmiş, depremin nasıl

olduğuna dair bir takım tahminler yapılmıştır.

Depremden sonra bütün barınma aşamalarının tamamlanması 1724 yılına kadar

sürmüştür.Devletin ekonomik gücünün ve refah düzeyinin düşmeye başlamasıyla, afet

sonrası yeniden yapılanma süresi beş yıla kadar uzamıştır. Bu durum, ekonomideki

düşüşün barınma uygulamalarını olumsuz yönde etkilendiğini göstermektedir.

Günümüzde de ekonomi ve afetler arasındaki ilişki aynen devam etmektedir (Özata ve

Limoncu 2014).

5.3.3. 1766 İstanbul Depremi (Yaklaşık7.0)

Deprem 22 Mayıs 1766 tarihinde Marmara Denizinin doğusunda gerçekleşen

depremin yeri ile 1719 depreminin yeri hemen hemen aynıdır. Bu durum Marmara'da

çok büyük enerji birikimlerin olduğunu ve bu birikimlerin bezen iki büyük depremle

ancak boşalabileceğini de göstermektedir. Bu deprem de oldukça yıkıcı bir depremdir.

Hasara yol açan artçı sarsıntılar bir yıl kadar devam etmiştir.Deprem sonucu

yaklaşık 4000 kişinin öldüğü, depremin bayram gününde meydana gelmesinin ölü

sayısının fazla olmamasında etkili olduğu bildirilmiştir.Deprem, çarşı ve iş yerlerinde

büyük hasara neden olmuş, Topkapı Sarayı hasar görmüş, hemen hemen bütün hanlar

yıkılmış, cephanelik ve barut depolarının yıkıntı altında alev alması da askeri yapılara

oldukça zarar vermiştir.Şehirdeki depo ve hanların yıkılması yiyecek sıkıntısı

doğurmuştur.

Fırınlar ve değirmenlerin çalışmaz hale gelmesi halkın ekmek teminini

zorlaştırmış, bu nedenle fırınların bakım-onarım ve inşasına öncelik verilmiş; sahipleri

onarımı yaptıramayacak durumda ise fırının başkalarına satılması emredilmiştir. Şehre

su sağlayan Ayvad bendi de hasar görmüştür. Yeraltı su dağıtım şebekesinin bir

bölümü çökmüş, bu çöküntüden dolayı bazı bölgeler deprem ile birlikte susuz kalmış,

bazı bölgelerde ise su yolları ve çeşmeler kullanılamaz hale gelmiştir.İnsanlar kendi

sorunları yanında sağ kalan hayvanlarının sorunları ile de karşı karşıya kalmışlardır.

Deprem sonrası insanlar barınma, su ve beslenme sorunu yaşamıştır.Depremin en

önemli etkisi barınma konusunda olmuş, evlerin bir kısmı yıkılırken bir kısmı da hasar

görmüştür. Sarsıntıların devam etmesi evleri sağlam olanların bile evlerine girmelerini

engellemiştir. Halk ve padişah uzun süre çadırda ve açıkta kalmıştır.

Page 85: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

83

Mevsimin yaz olması dışarıda kalmayı kolaylaştırsa da, insanların uzun süre

sokaklarda barınmak zorunda kalması ciddi bir düzensizlik ve kontrolsüzlüğe neden

olmuştur. Bu depremde rehabilitasyon aşamasına dair herhangi bir veri olmamasından

dolayı acil yardım aşamasından sonra doğrudan yeniden yapım aşamasına geçildiği

tahmin edilmektedir. Yeniden yapım aşamasında keşifler ve hassa mimarları

görevlendirilerek yıkılan ve hasar gören yerlerin hasar tespiti yapılmış ve belirlenen

ihtiyaca göre çeşitli bölgelerden işçi ve yapı malzemesi toplatılmıştır. Hasarın

çoğunun kargir binalarda bir kısmının da ahşap binalarda özellikle Galata ve Üsküdar

çevresinde fazla olduğu tespit edilmiştir.

Depremden sonra yapılan binaların yangın açısından dayanıklı olması için

kargir yapılması emri verilse de; halk, depremde yıkılma oranı az olduğu için o zaman

koşullarında yangın tehlikesi yüksek olsa da ahşabı tercih etmiştir. Hasar gören

kültürel ve tarihi yapıların onarımı önemsenmiştir. Deprem sonrasında yapılan

onarımlara ait belgelerin oldukça zengin ve kapsamlı olması bunun bir kanıtıdır.

Devlet, halkın gereksinimlerini giderebilmek adına maddi yardımlar da yapmıştır.

Deprem sonucunda temel insan gereksinimlerinden biri olan yiyecek ve su sorunu bu

depremde de açığa çıkmış ve pek çok sorunlara neden olmuştur. Barınma planında

öncelikle yiyecek ve su gereksinimlerinin giderilmesinin, bunların oluşturacağı

kargaşa ortamını engellemek adına önemli olduğu düşünülmektedir.

Depremden hemen sonra hasar tespiti için yetkililerin harekete geçmesi ve

oluşturulan tespit sonuçlarına göre işçi ve malzeme sağlanmasında, yaşanılmış

depremlerde edinilen kazanımların etkili olduğu tahmin edilmektedir. Kültürel ve

tarihi mirasın korunmasına önem verilmesi ve yapılan bakım-onarımın belgeler ile

somutlaştırılması o mirasın sürdürülebilirliği için önemli bir adımdır.

Daha önceki depremlerde bakım-onarım ve yeniden yapım olmuştur, fakat

bunlar veri halinde arşivlenmemiştir. Bu arşivlemenin meydana gelecek depremlerde

geçmiş verileri kullanmanın gerekli olacağı düşüncesiyle yapıldığı tahmin

edilmektedir. İncelenen depremlerde yeniden yapım aşamasında oluşturulan kalıcı

konut birimleri topluca yapılan, bir birine benzer aynı tip ve planda oluşturulmuş

konutlar olarak değil de, yıkılan binaların mevcut alanına yenisinin yapılması şeklinde

oluşturulmaktadır. Bu da kalıcı konut için farklı bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir

(Özata ve Limoncu 2014).

Page 86: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

84

.

5.3.4. 1894 İzmit - İstanbul Depremi (7.0)

10 Temmuz 1894 Depremi, İstanbul’da öğle vaktinde gerçekleşmiş ve önemli

artçı sarsıntılarla devam etmiştir. Marmara Denizi sahilinde deniz 200 m. geri çekilip

karaya vurmuştur. Bu durum depremde bir Tsunami gerçekleştiğinin en büyük

delilidir. Tsunami Sahil boyunca Büyükçekmece’den Kartal’a kadar etkili olmuştur.

Dalga boyları yer yer 6 metreye kadar çıkmıştır. Deprem sontasına birçok yüzey kırığı

gözlenmiştir.

Kapalıçarşı’nın pek çok yeri tamamen yıkılmış ve can kaybının yaklaşık dörtte

biri burada gerçekleşmiştir.Kapalıçarşı’da meydana gelen yıkımın asıl nedeninin

esnafın dükkanları genişletmek için sütun ve duvarları küçültmesinden kaynaklandığı

düşünülmektedir. Bu durum ne yazık ki günümüzde de davam etmektedir. Orijinal

durumu bozulan evlerin statik yapısı da bozulmakta ve deprem sırasında kolayca

yıkılabilmektedirler.

Eğitim ve Öğretim kurumları büyük zarar görmüş veren kurumların yarıdan

fazlası hasar görmüş, bazıları da yıkılmıştır. Adalar depremden en çok etkilenen yer

olarak belirlenmiştir. Anadolu yakasında meydana gelen hasarın Avrupa Yakası’ndan

daha az olduğu gözlemlenmiştir.

Depremde su yolları önemli ölçüde zarar gören yerler arasındadır. İstanbul’da

kayıtlara göre 474 kişi ölmüş, 482 kişi yaralanmış, 1087 ev ve 299 iş yeri önemli

ölçüde hasara uğramıştır. Hasar gören bina sayısı 10.000 üzerindedir.Ölü ve yaralı

sayısında çelişkili miktarların yazılması nedeniyle gazetelere sansür uygulanmış ve

karmaşa oluşması engellenmeye çalışılmıştır.

Bu deprem hakkında detaylı bilgi ve resim bulunmakta, arşivler deprem

hakkında geniş bilgi sunmaktadır.Depremin ilk saatlerinden itibaren saraya düzenli

raporlar aktarılmıştır. Atina’dan rasathane müdürü Eginitis getirtilmiş ve deprem

hakkında araştırma yapması istenmiştir. O da dönemin rasathane müdürü ile beraber

çalışarak depremin etki alanını beş ayrı bölge olarak tanımlamış ve deprem şiddetini

gösteren bir harita hazırlamıştır. Eginitis, zemini çamur olan bazı yerlerde derin ve

uzun yarıklar oluştuğunu bildirmiştir. Yapılan tespitlerde ahşap binanın depremden en

Page 87: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

85

az hasar gördüğü tuğla binaların ise ahşap binalardan daha çok hasara uğradığı tespit

edilmiştir. En çok hasar gören binalar kargir binalar olmuştur.

İstanbul’da binaların çoğunun ahşap olması hasar ve can kaybının az olmasının

başlıca nedeni olmuştur. Her depremde olduğu gibi barınma sorunu ortaya çıkmış;

sarsıntıların devam etmesi halkın evlere girmesini engellemiş halk bahçe ve arsalarda

kalmış, bahçesi olmayanlar açık alanlarda çadır ve tente altında barınmışlardır Su

ihtiyacının karşılanması için, onarıma öncelikle su yollarından başlanmıştır. Onarım

sürecinde Terkos suyundan mahallelere su verilmesi kararlaştırılmıştır.

Memur ve zaptiyeler depremde beraber çalışmış halka yiyecek dağıtımı

yapmışlar; sokakta yatan halkın temizlik ve her türlü gereksinimlerinin giderilmesi,

hasta ve yaralılara müdahale edilmesi konularında halka yardımcı olmuşlardır.

Deprem de hayvanlara da yiyecek ve su temin edilmiştir. Devlet, temizlik ve açıkta

satılan yiyecek, içeceklerin denetlenmesi konusunda gerekli önlemleri alarak salgın

hastalık oluşmasını engellemeye çalışmıştır.

Depremden sonra yeniden yapım ve hasar tespiti çalışmaları esnasında halk,

çok bilinçli davranmış ve teknik memurlardan onay almaksızın evlerine

girmemişlerdir. Yapıların onarımı ve yeniden yapımı 10 yıl kadar sürmüştür.

Depremden bir hafta sonra bir yardım komisyonu kurulmuş, yetkili kurum ve

kuruluşlar olanaklar ölçüsünde halka gereken yardımı yapmaya çalışmışlardır.

Kurulan yardım komisyonu halktan da para toplamış, fakat halkın para yardımı

yaparken gönüllü olmasına dikkat edilmiştir. 1719 depreminden sonra deprem

verilerini kaydetmenin önemi anlaşıldığı için, 1894 depreminde araştırma ile çoğalan

veriler rapor halinde arşivlenmiştir. Bu tür gelişmeler geçmişte elde edilen verilerin

daha sonraki afette yeniden kullanılması ve depremlerden belirli çıkarımlar yapılıp

incelenmesi için çok önemlidir.

Deprem incelenirken; önceki depremlerde olduğu gibi ahşap binaların daha az

hasara uğradığı tespit edilmesine rağmen bunun nedeni araştırılmamıştır. Bu durum

deprem verilerinden yararlanırken eldeki kaynakların iyi kullanılamadığını

göstermektedir. Acil yardım ve rehabilitasyon aşamasında çadır, tente ve barakalardan

yararlanıldığı resimlerden ve kaynaklardan anlaşılsa da; barınma birimlerinin gerek

malzeme gerekse teknik olarak oldukça zayıf olduğu açıkça gözlenmektedir. 1894

Page 88: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

86

depreminin öncesindeki 1509, 1716, 1766 depremlerinde de benzer durumun söz

konusu olduğu düşünülürse, bu dört depremde de rehabilitasyon aşamasında nitelikli

bir geçici konutun olmadığı söylenebilir.

Afet sonrası arama ve kurtarma çalışmaları konusunda halkın bilinçsiz olması

ve bu konuda hiçbir şey yapamaması ciddi kurtarma potansiyeli kaybı olarak

görülmüştür. Halkın hasar tespiti konusunda onay almaksızın evlerine geçmeyecek

kadar bilinçli oluşu ise pek çok depremde görülmeyen bir durumdur. İnsanlar canları

pahasına hasarlı yapılarına girmekte ve yeni tehlikelerin doğmasına neden

olmaktadırlar. Devlet tarafından zamanında temin edilmeyen barınma birimleri halkı

çaresiz bırakmakta ve bu tür durumlara neden olabilmektedir (Özata ve Limoncu

2014).

5.3.5. 1903 Malazgirt Depremi (6.7)

Muş'un Malazgirt ilçesinde meydana gelen deprem çok büyük bir deprem

olmamasına rağmen hasar çok büyük olmuştur. Bölge'nin zemini çok sağlam olmasına

rağmen hasarın fazla olmasının ana nedeni o yıllarda tüm evlerin taş ve kerpiçten

yapılmış olmasıdır. Aradan 113 yıl geçmiş olması buradaki enerji birikiminin arttığına

işarettir. Çok yakın bir zamanda burada bir deprem olması sürpriz olmamalıdır.

5.3.6. 1912 Mürefte Depremi (7.2 )

Trakya'nın güneybatısında Tekirdağ'ın Mürefte ilçesinde meydana gelen 7.2

büyüklüğündeki deprem 1894 İstanbul depreminden sonra depremin batıya doğru

kaydığının en bariz örneğidir. Depremde Trakya tarafında binaların % 73 ü Anadolu

kesiminde ise % 42 si yıkılmıştır. Deprem sonrası çıkan yangınlar da hasarın

büyümesine yol açmıştır. Depremde Çanakkale ve Bursa illeri de hasar görmüştür. Ölü

sayısı farklı kaynaklara göre değişmektedir. Bu sayı 200 ile 2000 arasındadır .Ancak

Bölgenin yapı stoku ve depremin büyüklüğü göz önüne alındığında ölü sayısının 2000

civarında olması kaçınılmazdır.

Page 89: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

87

5.3.7.1930 Hakkari Depremi (7.2)

Hakkari'de 7 Mayıs 1930 tarihinde İran sınırında meydana gelen deprem

Hakkari civarında büyük can ve mal kaybına yol açmıştır. Yaklaşık 3000 binanın

yıkıldığı depremde 2514 kişi yaşamını kaybetti.

5.3.8. 1939 Ercincan Depremi (7.9)

Erzincan'da Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 26 Aralık gecesi meydana gelen

7.9 büyüklüğündeki 52 saniye süren deprem Türkiye tarihinin en büyük depremidir.

Depremde 32 962 yaşamını yitirmiş, yüz binden fazla kişi de yaralanmıştır. Deprem

çok geniş bir coğrafyada büyük tahribatlar meydana getirmiştir. Depremin büyüklüğü

yüzey kırığından da anlaşılmaktadır. Depremde 360 kilometre uzunluğunda bir yüzey

kırığı belirlenmiştir.

Deprem sadece Erzincanı değil yüzey kırığı boyunca uzanan birçok yerleşim

yerini de vurmuştur. Kelkit ırmağı Kuzey Anadolu Fayına paralel aktığı ırmak

boyundaki yerleşim yerleri büyük hasar görmüştür. En çok hasar ise Tokat'ın Reşadiye

ilçesinde olmuş 2000 den fazla insan yaşamını kaybetmiştir.

Erzincan’ı tümüyle haritadan silen deprem, Amasya, Tokat, Sivas, Kırşehir,

Ankara, Çankırı, Kayseri, Samsun, Ordu illerinde ve çevresinde de etkili olmuştur.

Depremde yıkılan bina sayısı 116 bin 720 dir.

Deprem sırasında, kentin demiryolu köprüsü de yıkılmış, telgraf hatları

kopmuş, Erzincan’ın çevreyle bütün ilişkisi tamamen kesilmişti. Bu yüzden deprem

haberi saatler sonra öğrenilebilmiştir. Yardım ekipleri, yıkılan köprülerin

onarılmasından sonra, ancak 28 Aralık günü kente girebildi.

5.3.9. 1942 Niksar –Erbaa Depremi ( 7.0)

Niksar ve Erbaa Kuzey Anadolu Fay zonu üzerinde bulunmaktadır. Özellikle

1940 Niksar depremi diye bilinen deprem aslında Erzincan depremidir. Niksar-

Erbaa'da 20 Aralık da 1942 de meydana gelen 7.0 büyüklüğündeki depremde 300 kişi

yaşamın kaybetmiştir.

Page 90: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

88

5.3.10. 1943 Tosya Ladik Depremi (7.2)

Tosya'da 26 Aralık 1943 yılında meydana gelen depremde yaklaşık 3000 kişi

yaşamını yitirmiştir.

5.3.11. 1944 Bolu- Gerede Depremi (7.3)

Bolu ve civarında 1 şubat 1942 yılında meydana gelen depremde 2 bin 950 kişi

yaşamın kaybetmiş, 1812 kişi yaralanmıştır. Depremde 9 bin 422 bina yıkılmıştır.

Depremde Bolu’da en ağır yıkıma uğrayan yer, kentin ova bölgesinin güney kesimidir.

Deprem sırasında, kentin dört kilometre güneyinde, Ilıca yolu üzerinde yolu kesen bir

yüzey kırığı gözlenmiştir. .

5.3.12. 1957 Fethiye Depremi (7.2)

24 Nisan 1957 tarihinde Muğla'nın Fethiye ilçesinde meydana gelen deprem

büyük bir deprem olmasına rağmen çok az kişi yaşamını kaybetmiştir. Bunu nedeni

üst üste iki deprem olmasıdır. Büyüklüğü yedi civarında olan ilk depremden sonra

sonra Fethiye Kaymakamı Nezih Okuş insanların evlerinden çıkmalarını

istemiştir. insanlar dışarı çıktıktan bir kaç saat sona daha büyük 7.2 lik deprem

meydana gelmiştir. Fethiye'de ve köylerde çok büyük yıkımlar olmasına rağmen

sadece 19 kişi yaşamını kaybetmiştir.

5.3.13. 1966 Varto Depremi (6.9)

Muş'un Varto ilçesinde 19 Ağustos 1966 yılında meydana gelen 6.9

büyüklüğündeki depremde 2334 kişi yaşamını yitirmiştir. Doğu Anadolu'da bu denli,

büyük ölümlerin sebebi yapı stokunun çok kötü olmasıdır. Varto'da da Kerpiç ve taş

evlerin çokluğu hasarın ve ölü sayısının artmasına neden olmuştur.

5.3.14 1970 Gediz Depremi (7.2)

Gediz depremi Ege bölgesinde görülen en büyük depremdir. Deprem 28 Mart

1970 tarihinde saat 23:00 da meydana geldi. Tüm Batı Anadolu'nun hissettiği 7.2

büyüklüğündeki depremde 3500 ev tamamen yıkılmış 7000 ev ağır 10000 den fazla ev

de hafif hasar görmüştür. Depremde farkı sayılar verilmekle birlikte 1000 de n fazla

insan yaşamını kaybetmiştir.

Page 91: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

89

5.3.15. 1975 Lice Depremi (6.9)

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde6 eylül 1975 yılında meydana gelen 6.9

büyüklündeki deprem Lice ve çevresinde büyük tahribatlara yol açmıştır. Depremi 23

saniye gibi kısa bir sürede gerçekleşmesine rağmen ölü sayısının 2385 olması yapı

stokunun kötü olduğunun en büyü k kanıtıdır. Deprem sadece Lice'yi değil; Hani,

Hazro, Kulp, Silvan, Ergani ve Diyarbakır civarını da etkilemiştir. Deprem Elazığ,

Şanlıurfa, Mardin, Muş ve Siirt'te de hasar meydana getirmiştir.

5.3.16. 1976 Çaldıran Depremi (7.2)

Van'ın Çaldıran ilçesinde 24 Kasım 1976 tarihinde meydana gelen depremde

3840 kişi yaşamını kaybetmiştir. Çaldıran depremi 1939 Erzincan depreminden sonra

bölgede görülen en büyük depremdir. Depremin en trajik yönü 19763 yılında havaların

çok soğuk olması yüzünden yardım be kurtarma .alışmalarının gecikmesidir. Deprem

tüm Van gölü civarı ile Diyadin ve Taşlıçay'da da etkili olmuştur.

5.3.17. 1983 Erzurum- Kars Depremi (6.8)

Horasan - Narman depremi olarak da bilinen 6.8 büyüklüğündeki deprem 30

Ekim 1983 tarihinde meydana geldi. Tüm doğu Anadolu depremlerinde olduğu gibi bu

deprem de orta büyüklükte bir depremdir ancak ölü sayısı yine de bini aşmıştır.

5.3.18.1992 Erzincan depremi (6.8)

Erzincan, tarihinin en büyük altıncı depremini 13 Mart 1992 tarihinde

yaşamıştır. Büyüklüğü 6.8 olan depremde 653 kişi yaşamın kaybetmiştir. Bu rakam

çok büyük depremler yaşamasına rağmen Erzincan ve civarında oturtanların bundan

hiç ders almadıklarının acı bir göstergesidir.

5.3.17. 1999 Gölcük depremi (7.4)

Büyüklüğü 7.4 olan Gölcük depremi, Türkiye’de maddi ve manevi büyük izler

bırakmıştır. Merkez üssü Gölcük Donanma olan deprem sadece Marmara bölgesini

değil, İç Anadolu ve Batı Karadeniz Bölgesinde yaşayanları da etkilemiştir. Resmi

makamların açıklamalarına göre depremde 17.781 kişi yaşamını yitirmiş, 23.781

yaralanmış, 505 kişi de sakat kalmıştır.

Page 92: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

90

Tüm bu özellikleriyle Gölcük depremi dünyanın en büyük depremlerinden biri

değildir. Ancak gerek çok büyük bir alanı etkilemesi gerekse büyük maddi kayıpların olması

nedeniyle, dünyada “etkisi en büyük” depremlerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu

depremden sonra durumun ciddiyetini gören yerel yönetimler ciddi çalışmalar yapmaya

başlamış ve kısmen de olsa yol alınmıştır.

Gölcük Depremi Türkiye için milat olmuştur. Arama kurtarma, afetlerde sağlık

hizmetleri, Afet yönetimi kavramlarıyla Türk toplumu ilk kez gölcük depreminde tanışmıştır.

Gölcük depreminden sonra yapılan çalışmalarla sağlıklı bina yapılarak Depremden

korunmanın mümkün olduğu görülmüştür.

Çınarcık’tan başlayıp Yalova, Gölcük, Karamürsel, Değirmendere, Derince ve

Avcılar’a kadar batı yönünde; Adapazarı ve Düzce’yi de içine alacak şekilde, doğu yönünde

çok geniş çaplı yıkım ve tahribatlar meydana gelmiştir. Depremden sonra Bayındırlık

Bakanlığı hasar tespitleri yapmış, bunun için mimar ve mühendisler görevlendirilmiştir.

Çalışma kapsamında binaların orta, ağır ve az hasarlı olduklarını gösteren raporlar

düzenlenmiştir.

Ağır ve orta hasarlı ev sahiplerine geçici barınaklarda barınma hakkı verilmiştir veya

ev sahipleri kira yardımı ile sorunu kendi çözme hakkına sahip olmuşlardır.Depremin

ardından 43.000 çadır dağıtılmış, dağıtılan çadırlarda 120.000 kişi barınmıştır. Çadırlara

gerekli ihtiyaçları daha kolay ulaştırabilmek için, farklı yerlerde 53 çadır kent oluşturulmuş,

bu çadır kentlerde de 41.448 kişi barınmıştır. Sakarya’ da Bayındırlık ve İskan Bakanlığı

tarafından 5.857, farklı gönüllü kuruluşlarca da 4.518; toplam 10.375 adet prefabrik geçici

konut yapılmıştır.

Konutların ihtiyaca göre büyüme olanağına sahip olmaması, kalabalık aileler

için sorunlar oluşturmuştur. Konutların iş yerlerine uzaklığı ve alt yapı yetersizliği,

kullanımda sorunlar meydana gelmesine neden olmuştur. Altyapı ve konum faktörleri

kullanıcılar tarafından sorun olarak belirtilse de esas memnuniyetsizlik konutların kendinde

yaşanmıştır.

Deprem sonrasında barınma birimleri için yer seçimi; bölgesel planlama

gözetilmeksizin alınan kararlar, tarım alanlarının yerleşime açılmış olması ve yerel yö-

netimle irtibatsız olarak eski imar paftalarından belirlemelerin yapılması pek çok sorun

Page 93: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

91

meydana getirmiştir. Bu depremde, öncesinde incelenen dört depremden farklı olarak veriler

görsel, işitsel ve yazılı olarak oldukça fazladır.

Deprem sonrası üç aşamanın, eldeki verilere göre yaklaşık 63 ay, yani 5 yıl 3 ay gibi

bir sürede tamamlandığı söylenebilir. Nisan 2002 tarihinde İzmit’te 16.000 civarında

prefabrik geçici konutun hala kullanılıyor olması aşamaların tamamlanmasının uzun sürdüğü-

nün başka bir kanıtıdır.Bu süre geride bıraktığımız yüzyıl yaşam şartları için oldukça uzun bir

süredir. Deprem sonrası aşamaların tamamlanmasının uzun sürmesi önceki depremlerle

benzer sorunlar meydana getirmiştir.

Kalıcı konutlara geçildikten sonra geçici konutlar ve bunlar için yapılmış her türlü

altyapının kullanılamaz durumda olduğu görülmüştür.Oluşturulan kalıcı konutlarda gerek

tasarım gerekse kullanım aşamalarında sorunlarla karşılaşılmış ve konutların pek çok eksik

yönünün olduğu yapılan çalışmalarla belirlenmiştir. Deprem sonrası aşamalar önceden

planlanmadığı için karışıklık meydana gelmiş ve sonuçta gerek maddi gerek manevi pek çok

kayıp yaşanmıştır. Deprem sonrasını planlamanın önemi daha önceki depremlerde olduğu gibi

bu depremle de açıkça görülmüştür (Özata ve Limoncu 2014).

5.3.18. 1999 Düzce Depremi (7.2)

Düzce , 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin izleri daha sürerken 12 kasımda 7.2 lik

bir depremle sarsıldı. Kuzey Aandolu Fay zonu üzerinde meydana gelen deprem 30 saniye

sürdü. Can kayıplarının büyük bir bölümü Kaynaşlı'da meydana geldi. Depremde toplam 845

kişi yaşamını kaybetti.

5.3.19. Erciş Depremi (7.2)

Doğu Anadolu'da meydana gelen büyük depremlerde nbiri de 2011 yılında meydana

gelen Erciş Depremidir. Deprem 23 ekim 2011 tarihinde meydana geldi. Toplam 604 kişini

yaşamını kaybettiği depremde 222 kişi de enkazlardan canlı olarak çıkarıldı. Deprem,

Erzurum, Ağrı, Mardin, Diyarbakır, Muş, Bitlis, Iğdır, Kars, Batman, Siirt illeri ve ilçelerinde

geniş bir alanda hissedildi.

Page 94: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

92

5.3.20. Gökçeada Depremi (6.9)

Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde meydana gelen 6.9'luk deprem sonrasında

Türkiye'de bir ilk gerçekleşti ve Depremden bina yıkılmadığı gibi hiç kimse de yaşamını

kaybetmedi. Bu deprem Türkiye'de özellikle de Batı'da deprem uyarılarının dikkate alındığını

ve yapılan binaların depreme dayanıklı olarak yapıldığını göstermektedir ki bu deprem

zararları açısından oldukça umut verici bir gelişmedir.

Page 95: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

93

6.TSUNAMİ

Page 96: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

94

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu bölümde özellikle dalma batma zonlarında meydana gelen depremlerden sonra

depremişn etki alanının ç.ok dışındaki sahiller için bile kâbus olan Tsunami hakkında

bilgi edindikten sonra dünya tarihindeki önemli Tssunami olaylarını inceleyeceğiz.

Page 97: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

95

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

• Tsunami Nedir

• Tsunamilerin oluşum mekanizması nedir.

• Her depemden sonra Tstuami olur mu

• Büyük tstnamiler ne çok hangiş depremlerde nsonra oluşurlar.

• Tsunamiden korunmak mümkün mü ?

• Türkiye'de Tsunami riski var mı ?

Page 98: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

96

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Tsunami Tsunsmilerin nasıl

oluştuğunu öğrenilecek

Tsunamiler hakkında

internetten ve kaynaklardan

araştırma, ders notları , sunum

ve videolar

Tsunami neden çok

tehlikelidir ?

Tsunaminin hızı ve tahrip

gücü öğrenilecek

Tsunami riskleri hakkında

araştırma, ders notları

Sunumlar, videolar

Dünyadaki önemli

Tsunamiler

Tsınamkilerin nerelerde be

nasıl zarar verdiği

öğrenilecek

Dünyada meydana gelmiş

Tsunamiler hakkında

araştırmalar yapmak, ders

notları, sunumlar, videolar

Page 99: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

97

Anahtar Kavramlar

• Tsunamş

• Dalma batma zonu

• Deprem

Page 100: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

98

6.1.Giriş

Japonca'da "liman dalgası" anlamına gelen Tsunami sözcüğü; okyanus ya da

denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin

kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu

deniz dalgasını temsil eder.

Merkezi deniz dibinde olan derin depremlerden sonra zemin çökmesi ve taban

kaymasıyla oluşan dev dalgalardır. Şiddetli sarsıntılardan sonra kıyı bölgeleri için büyük

tehlike oluşturmaktadır.

Denizaltında oluşan heyelan, deprem ve yer kaymaları deniz tabanının ani olarak şekil

değiştirmesine yol açarlar. Deniz tabanının aşağı ya da yukarı yönde ani ve kalıcı olarak yer

değiştirmesi bunun üzerindeki tüm su kolonunu da yukarı ya da aşağı doğru hareket ettirir. Bu

hareket sonucunda suyun itilmesinden kaynaklanan potansiyel enerji Tsunami dalgalarının

yatay olarak ilerlemesine (kinetik enerji) neden olur.

Tsunami’den sonra oluşan dalganın diğer deniz dalgalarından farkı, su zerreciklerinin

sürüklenmesi sonucu hareket kazanmasıdır. Bu dalganın varlığı derin denizde hissedilmez,

ancak sığ sulara geldiğinde, dik yamaçlı kıyılarda ya da V tipi daralan körfez ve koylarda,

bazen 30 metreye kadar tırmanarak çok şiddetli akıntılar yaratabilir. İnsanlar için deprem,

tayfun, çığ, yangın gibi Tsunami de ilk oluştuğunda tek bir dalgadır, ancak kısa bir süre

içerisinde üç ya da beş dalgaya dönüşerek çevreye yayılmaya başlar.

Bu dalgaların birincisi ve sonuncusu çok zayıftır ancak diğer dalgalar etkilerini kıyılarda

şiddetli biçimde hissettirebilecek bir enerjiyle ilerlerler. Bu nedenle depremlerden kısa bir

süre sonra kıyılarda görülen yavaş ama anormal su düzeyi değişimi ilk dalganın geldiğini

gösterir.

Bu değişim, arkadan gelecek olan çok kuvvetli dalgaların ilk habercisi de olabilir.

Yangın ya da sel gibi bir doğal afet haline gelebilmektedir.

6.2. Tsunami Dalgalarının Diğer Dalgalardan Farkı

Okyanus yüzeyinden esen rüzgarlar nispeten küçük dalgaları kabartarak, denizin üst

tabakasıyla sınırlı bir akıntı oluştururlar. Ayrıca normal rüzgar dalgasının hızı yaklaşık 20

km/saat kadarken, Tsunami dalgasının hızı yaklaşık 750-800 km/saattir.

Page 101: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

99

Gel-gitler ise gün boyunca yeryüzünü iki defa süpürüp geçer -tıpkı Tsunamiler gibi- ve deniz

dibine ulaşacak akıntılar üretebilirler.

Tsunami dalgalarının nedeni, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem,

volkanik patlamalar ve bunlara bağlı taban çökmesi, su altındaki plakaların kaymaları gibi

tektonik olaylar veya meteor etkisi sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun

periyotlu deniz dalgasını temsil eder. Okyanus tabanı hızla yer değiştirdiğinde üstündeki

bütün su kütlesi bundan etkilenir. Tabanda olanlar üstteki su yüzeyine yansır ve 5000-6000 m.

derinliğe kadar olan su kütlesinin tamamı dalga hareketine katılır. Birbirini izleyen kabarma

ve çökme 10.000 km2 kadar alanı kaplayabilir. Tsunami’nin kaynağı, Ay’ın veya Güneş'in

çekim kuvveti değildir.

6.3. Açık Denizlerde Tsunami

Açık okyanusta, Tsunami büyük bir su duvarı değildir; yüksekliği çoğunlukla 1 m'den

azdır, dalga uzunluğu ise 1000 km'ye yakındır. Dalga yüzeyi hafif eğimlidir (km’de 1 cm

kadar). Bu dalgalar, derin ve açık okyanus bölgelerinde, saatte 500 ile 800 km arasında

değişen büyük bir hızla gitmesine rağmen, normal yüzey dalgalarınca maskelenir.

Tsunami tek bir dalgadan ziyade, merkezleri bir olan dalga serilerinden ibarettir.

Birbirini takip eden iki dalga arasındaki uzaklık 500-650 km uzunluğunda olabilir. Böylece

Tsunami birkaç saat içinde okyanusu geçebilir. Tsunami’nin büyük enerjisi ancak sahile

yaklaştığında ortaya çıkar. Kalın su kolonunda dağılan enerji, gittikçe kısalan kolonda

yoğunlaşmış olur ve yüzeydeki dalga yüksekliğinde hızlı bir artış görülür.

Okyanus açıklarında 60 cm'den az yükseklikteki dalgalar, daha sığ sulara yaklaştıkça

hızlarını kaybeder, dalgalar arası mesafe kısalır ve dalgalar üst üste binen dalgalar bir su

duvarı oluşturarak Tsunami’yi yaratır. Çoğu kez 15 m, nadir durumlarda ise 30 m'yi aşan bu

devasa dalgalar, hızla vurdukları kumsala karşı çok büyük bir güç kullanırlar, ciddi zarar

verirler ve çok fazla hayat kaybına neden olurlar.

Tsunami, kıyı şeridi boyunca her bir metre için, 100.000 tondan fazla su bırakır. 1993

yılının Temmuz ayında Japonya'da gerçekleşen ve tarihte en büyük bilinen Tsunami dalgaları,

deniz seviyesinden 30 m yüksekliğe çıkmıştı. Çoğunlukla Tsunami’nin yaklaştığının ilk

işareti büyük bir su duvarı değil, denizin ani olarak çekilmesidir.

Page 102: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

100

6.4 Tarihteki Büyük Tsunamiler

Tsunamiler depremden sonra oryaya çıkarlar ve tıpkı deprem dalgaları gibi ç.ok geniş

bir alana yayılırlar. Etkileri deprem dalgalarından daha fazladır çünkü genellikle beklenmedik

anda oryaya çıkarlar. Tsunami dalgaları deprem olduktan 24 saat sonra bile kıyıları vurabilir.

Bu nedenle bir yerde deprem olduktan sonra Tsunami riskini göz ardı etmemek gerekir.

6.4.1. Güneydoğu Asya Tsunamisi

Güneydoğu Asya'yı 6 ülkede vuran 9.1 büyüklüğündeki deprem ve Tsunami

nedeniyle, yaklaşık 300 bin insan yaşamını yitirdi. Asya'da on binlerce kişinin ölümüne ve

kaybolmasına yol açan deprem, Sumatra’daki adaları yerinden oynatarak Asya haritasında

değişikliğe neden oldu. 26 Aralık'ta meydana gelen Güneydoğu Asya depreminin

yerkabuğunun her bölgesini birden salladığı ortaya çıktı. 9.1 büyüklüğündeki son 40 yılın en

güçlü depremidir. Uzunluğu 1.250 km olan bir çatlak boyunca oluşan deprem, 10 dakika

sürmüştür. Bu şimdiye dek kaydedilen en uzun deprem süresidir.

Deprem, Avustralya plakasının Avrasya plakasının altına kaymasıyla oluştu.

Kaymanın şiddetiyle Avrasya Plakası'nın ucu havaya kalktı. Bu hareket, okyanus zeminin

oynamasına yol açtı ve Tsunami ortaya çıktı. Tsunami’nin Bengal Körfezi'nde yarattığı

dalga, tüm dünya denizlerinde su seviyesinin 0.1 mm. yükselmesine neden oldu. 26 Aralık

depreminin en önemli etkisi Tsunami oluşturmasıdır.

Tsunami oluşumunun temel nedeni okyanus veya deniz tabanlarının ani olarak

deforme olması ve bu nedenle su kütlesinin düşey olarak yer değiştirmesidir. Tsunami’lerde

dalga enerjisi yüzeyden suyun tabanına doğru yayılmakta/dağılmakta ve bu nedenle çok derin

sularda afet haline gelememektedir. Depremden ölümler 20 bin civarında iken Tsunami

dalgaları yaklaşık 280 bin kişinin ölümüne yol açmıştır.

Page 103: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

101

Şekil. 6.1. Endonzya Tsunamisinde tahrip olan kıyı yerleşimleri

6.4.2. Japonya Tsunamisi

13 mart 2011 tarihinde meydana gelen Thoku

depreminden sonra Japonya kıyılarını vuran

Tsunami dalgaları yaklaşık 20.000 insanın

yaşamına mal oldu. Saatte 800 kilometre

hızla yola çıkan Tsunami dalgaları 10 metre

yüksekliğe ulaşarak Tüm sahilleri vurdu.

Tsunami uyarı sistemi olduğu için Tsunami

alarmı verilmesine rağmen setleri aşan

dalgalar büyük bir can ve nal kaybına yol

açtı. Yaklaşık 500 bin kişi sığınaklara

yerleştirildi. Zararın 250 milyar dolar olduğu

tahmin ediliyor.

Şekil 6.2. Japonya Tsunamisi sonrası kıyılar

Page 104: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

102

6.4.3. Lizbon Tsunamisi - Portekiz

Portekiz'in başkenti Lizbon'da 1

kasım 1755 tarihinde meydana

gelen deprem sonrası ortaya çıkan

Tsunami dalgaları büyük can ve

Mal kaybına neden olmuştur.

Yüksekliği 6 metreye kadar olan

tsunami dalgaları portekiz,Fas

veispanya kıyışlarında 60 bin

kişinin ölümüne yol açmıştır

Şekil 6.3 Lizbon depremi ve Tsunamisi

6.4.4 Krakatou Tsunamisi- Endonezya

27Ağustos 1883 tarihinde Endonezya'daki

Krakataou volkanı patladı. Java ile Sumatra

kıyılarını süpüren Tsunami, 36 bin insanın

ölümüne sebep oldu. Bu olayda Tsunami

dalgalarının yüksekliği 37 metreye kadar

çıkmıştır.

Şekil 6.4 Karakato Tsunamisinin etki alanları

6.4.5. Enshunada Denizi Tsunamisi - Japonya

Enshunada denizinde 20 Eylül 1498 yılında meydana gelen ve büyüklüğü tahmini

olarak 8.3 olan depremden sonra Japonya kıyılarında Tsunami oluştu. Kii Mikawa, Surugu,

Izu ve Sagami kıyılarında etkili olan Tsunami dalgaları yaklaşık olarak 31 bin kişini ölümüne

yol açtı

Page 105: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

103

6.4.6. Nankaido Tsunamisi - Japonya

Yaklaşık büyüklüğü 8.4 olarak tahmin edilen bir deprem sonrasında meydana gelen

25 metrelik Tsunami dalgaları Kyushyu, Şikoku ve Honshin kıyılarında etkili oldu. 28 Ekim

1707 tarihinde meydana gelen Tsunamide Osaka şehri de kısmen zarar gördü. Bu olayda

yaklaşık 30.000 kişi hayatını kaybetti.

6.4.7. Sankriku Tsunamisi- Japonya

Sankrikuku'da 15 Haziran 1896 yılında meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki

depremden sonra kıyıları vuran 38 metrelik dev dalgalar kıyılara büyük zarar verdi. Tsunami

dalgaları dini bayram için toplanan insanları vurdu ve yaklaşık 26 bin insan yaşamını

kaybetti. Tsunami Çinin doğusundaki kıyılara kadar ulaştı ve burada da 4 bin kişi yaşamını

kaybetti.

6.4.8 Kuzey Şili Tsunamisi - Şili

Şili'de 13 Ağustos 1868 yılında ardarda meydana gelen iki depremden sonra meydana

bu Tsunami olayı Tüm Pasifik kıyılarını etkileyerek 25 bin kişinin ölümüne yol açtı.

Depremin yaklaşık büyüklüğü 8.5 olarak tahmin edilmektedir. Dalgaların 21 metre civarında

olduğu rapor edilmiştir.

6.4.9. Ryuku Adaları Tsunamisi - Japonya

24 Nisan 1771 yılında meydana gelen ve yaklaşık büyüklüğü 7.4 olarak tahmin edilen

Tsunami dalgalarını boyunun 15 metre civarında olduğu gözlenmiştir. Tsunami çoğu Ishigaki

adasına olmak üzere 12 bin kişinin ölümüne yol açmıştır.

6.4.10. Ise Körfezi Tsunamnisi - Japonya

Ise körfezinde 18 Ocak 1586 yılında meydana gelen ve büyüklüğü 8.2 olarak tahmin

edilen deprem sonrasında oluşan Tsunami dalgaları yaklaşık olarak 8 bin kişini ölümüne yola

açmıştır

Page 106: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

104

6.4.11.17 Temmuz 1998:

Papua-Yeni Gine'nin kuzeyinde oluşan yer sarsıntısı dalgası 2313 insanı öldürdü, 7

köy yok olurken, binlerce insan evsiz kaldı.

Page 107: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

105

5.SELLER

Page 108: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

106

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu bölümde dünyada ve ülkemizde meydana gelmiş önemli selleri inceleyeceğiz.

Ancak tarihteki bu önemli selleri incelemeden önce sellere yol açan uygulamaları da

öğreneceğiz.

Page 109: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

107

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

• Sel nedir

• Sele yol açan ana nedenler nelerdir

• Son yıllarda tüm dünyada sellerden görülen zararların ana endenleri nedir .

• Selleri önlemek mümkün müdür ?

Page 110: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

108

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği

Sellerin nedenleri Türkiye’deki önemli

depremleri öğrenip dersler

çıkarmak

Türkiye’deki tektoniği

hakkında internetten ve

kaynaklardan araştırma, ders

notları , sunum ve videolar

Türkiye tarihindeki önemli

seller

Türkiye’deki büyük

depremleri öğrenip dersler

çıkarmak

Türkiye’deki büyük

depremler hakkında

araştırma, ders notları

Sunumlar, videolar

Dünya tarihindeki Önemli

Seller

Türkiye’deki depremlerin

neden çok zarar verdiğini

öğrenmek

Depremlerin ülkemizde

verdiği hasarlar hakkında

araştırmalar yapmak, ders

notları, sunumlar, videolar

Page 111: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

109

Anahtar Kavramlar

• Sel

• Taşkın

Page 112: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

110

7.1. Giriş

Yer yüzeyine düşen yağmur, ya da eriyen kar örtüsünden kaynaklanan sular yüzey

akışına geçerek duraylı olabildikleri ortamlara (alıcı ortamlara) ulaşmaya çalışırlar. Bu suyun

bir kısmı, suyun miktarı ve akış hızı ile üzerinden aktığı jeolojik formasyonların yapısına

bağlı olarak yeraltına sızar, önemli bir kısmı ise, üzerinde aktığı jeolojik birimleri aşındırarak,

çözerek daha alt kotlara doğru taşır ve kinetik enerjisinin düştüğü terlerde bunları bırakarak

yoluna devam eder.

Bu normal süreç, mevsim normalleri içinde kaldığı sürece sorun değil, bilakis, toprağı

besleyen en önemli biyolojik aktivitedir. Ancak, iklim koşullarının değişmesi ve olağan

olmayan atmosferik koşullarda bazen çok şiddetli yağışlar görülür. Bu tür “sağanak” yağışlar

ile yer yüzeyine ulaşan suyun potansiyel enerjisi çok yüksektir ve hemen hızla akışa geçer,

sızmaya zaman bulamaz ve büyük ölçüde yamaç aşağıya doğru akmaya başlar, bu arada,

üzerinde aktığı jeolojik formasyonları ve toprak örtüsünü de kazıyarak, aşındırarak içine

katar, şiddetle denize ulaşmaya çalışır. Bu tür coşkun akış haline “sel” denir (Şekil 7.1).

Sellenen akarsular, yatağından yükselip taşarak çevre alanları basar. Bu da su baskını veya

sellenme olarak adlandırılır.

Şekil 7.1. Sel ve sellenme.

Page 113: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

111

Mısır uygarlığı bir tarım toplumu olup iktisadi faaliyetleri büyük ölçüde, yılın belirli

dönemlerinde yatağından taşan Nil Nehri’nin getirdiği verimli toprakların tarım alanlarına

yayılmasına bağlıydı. Bir başka deyişle Mısır uygarlığı, sel ve taşkını kontrol ederek onu

tarım amacıyla kullanılan toprakların verimli hale getirmeyi başarmıştır. Doğa olayı böylece

bir “afet”e değil, yararlı bir atmosfer olayı haline dönüşmüş olmaktadır.

Basit olarak bir daha tekrar etmek gerekirse ; Sel, herhangi bir akarsuyun, doğal

meteorolojik rejimin üzerinde bir yağış altında akışa geçen suyun yatağından taşması olayıdır.

Çok farklı şekillerde tanımlanmakla beraber sel, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan büyük su

kütlelerinin akarsu yataklarında, vadi yamaç ve tabanlarında, çukur alanlarda ve kıyılarda

kontrolsüz bir biçimde akması ve yayılması olayıdır .

Selin en sık rastlanan nedeni, kuvvetli ve uzun süreli yağıştır. Seller kar erimesi

sonucu oluşan kuvvetli akışlar veya drenaj kanallarının tıkanması sonucunda da meydana

gelebilir. Günümüzde rastlanılan en yaygın sebep ise; kuvvetli yağmur fırtınalarında drenaj

sistemlerindeki yetersizlik sonucu ana nehir kanallarının tamamen dolu olması ile meydana

gelen taşmalar sonucu oluşan sellerdir.

Dağlık bölgelerde ise seller kar erimesi veya yağışla birleşen kar suyundan meydana

gelir. Çok nadir olarak da barajların çökmesi ve taşmasından kaynaklanan sellere

rastlanılmaktadır . Dünyada kayıtlı ilk küresel taşkın, efsanelere konu olmuş ve ilk kayıtları

Sümer tabletlerinde bulunan “Nuh Tufanı”dır.

Şekil 7.2. Nuh Tufanı

Page 114: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

112

7.2. Sel ve Taşkınlar

Sel, Dünya’nın hemen her yerinde olduğu gibi ülkemizde de kolayca afete dönüşerek

büyük mal ve can kaybına neden olan bir “doğal tehlike”dir. Selin oluşumu, büyüklüğü ve

verdiği zararların boyutu, önemli ölçüde o yerin klimatolojik-meteorolojik, jeolojik-

jeomorfolojik,biyolojik özellikleri ve insanların çeşitli etkinlikleriyle doğrudan ilişkilidir.

Seller birkaç saat veya birkaç gün içinde oluşabilir. Kısa sürede oluşan, dolayısıyla

etki süreleri de kısa olan bu seller, ani seller olarak adlandırılır. Sellere oluştukları ve etkili

oldukları yerlere göre de, akarsu selleri (taşkın), baraj selleri, kıyı selleri, dağlık alan selleri,

şehir selleri gibi çeşitli isimler verilmiştir .

7.2.1. Sel ve Taşkınların Nedenleri

Bir nehir/dere yatağındaki mevcut su miktarının, havzaya normalden fazla yağmur

yağması veya havzada mevcut kar örtüsünün erimesinden dolayı hızla artması ve yatak

çevresinde yaşayan canlılara, arazilere, mal ve mülke zarar vermesi olayına taşkın

denmektedir. Uzun süreli aşırı ve şiddetli yağışlardan sonra, özellikle fazla eğimli ve

geçirimsiz topraklarda taşkın olayı meydana gelmektedir.

Ayrıca kar yağışının da yoğun olarak yağdığı havzalarda ısının birden bire artması

sonucu kar örtüsünün erimesi de taşkınlara yol açabilmekte ve taşkın debilerine etkimektedir.

Her iki etkenin beraber meydana gelmesi ve yan kollardaki suyun aynı anda yükselmesi en

tehlikeli taşkınları oluşturmaktadır. Taşkın oluşumuna etki eden bir diğer faktör de havzada

hakim olan yağış rejimleridir .

1967-1987 yılları arasında akarsularda görülen sel (taşkın) olay sayısının tüm

hidrometeorolojik afetler içindeki oranı % 33 iken; 1998-2008 yılları arasında bu oran % 14'e

gerilemiştir. Son yıllarda yapılan baraj sayılarındaki artışlar, dere ıslah çalışmaları ve

köylerden kentlere göçler, bu şekilde nehirlerden kaynaklanan sellerde (taşkınlarda) azalmaya

neden olmuştur. Sayı azalmış ancak büyük şehirlerdeki zararlar artmaya başlamıştır. Bunu

nedeni ise çarpık yapılaşma be tarım alanlarının yerleşime açılmasıdır.

Buna rağmen DSİ verilerine göre 1975-2011 yılları arasında 820 adet taşkın olayı

meydana gelmiş, bu taşkınlar sonucunda 660 can kaybı olmuş, 799.758 hektar tarım arazisi

Page 115: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

113

taşkına maruz kalmış, taşkınlar ülke ekonomisine yılda yaklaşık 150 milyon TL zarar

vermiştir. Bununla beraber son yıllarda ani seller ve bunun bir sonucu olarak da şehir

sellerinde önemli artışlar görülmektedir. Özetlemek gerekirse, sel ve taşkınların nedenleri;

• Yağışların kısa sürede ve çok miktarda (sağanak yağışlar) olması,

• Karların ani ve hızlı erimesi,

• Bitki örtüsünün cılız olması,

• Arazi eğiminin fazla olması,

• Zeminin geçirimsiz malzemeden oluşması,

• Toprağın neme fazlasıyla doymuş olması,

• Doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesi,

• Baraj kapaklarının açılması,

• Barajların çökmesi,

• Dere yatağına tekniğine ve kurallara aykırı olarak ve izinsiz menfez veya köprü

yapılması,

• Dere yatağına tekniğine ve kurallara aykırı olarak bent veya dolgu yapılması,

• Dere yatağına moloz, sanayi ve evsel atıkların atılması,

• Dere yatağının üstünün kapatılarak otopark, konut gibi yapılar yapılması,

• Dere yataklarından kaçak kum çıkarılması,

• Havzalarda ormanlık alanların tahribi, arazi kullanım koşullarının değiştirilmesi,

• Sürekli ve şiddetli rüzgârların etkisiyle deniz suyunun kabarıp karaya doğru ilerlemesi,

• Tsunami dalgalarının karaya ulaşması,

• Akarsuların doğal yataklarının değiştirilmesi olarak gösterilebilir (1).

7.2.2. Sel ve Su Baskınlarına Karşı Alınması Gereken Önlemler

• Başta ormanlar olmak üzere, doğal bitki örtüsü iyi korunmalı ve çıplak alanlar

ağaçlandırılmalıdır.

• Doğal çevre korunmalı ve doğal kaynaklar bilinçli bir biçimde kullanılmalıdır.

• Arazi kullanımı ilkelerine uyulmalı havzalarda yeteri kadar sıklıkta meteorolojik ve

hidrolojik gözlem istasyonları (erken uyarı istasyonları)kurulmalıdır.

• Akarsu yatağı içinde suların akış hızını kesici setler ve göletler yapılmalıdır.

• Ülkelerin meteoroloji ve hidroloji kuruluşları sel ve taşkın erken uyarı sistemi için

yeterli eleman ve teknoloji ile donatılmalıdır.

Page 116: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

114

• Akarsu yatakları ve sele duyarlı yerler, hiçbir şekilde yerleşime açılmamalıdır.

• Özellikle düşük seviyeli yerlerde ve yerleşim alanlarında, yatak kenarlarına taşkın

engelleyici setler yapılmalıdır.

• Yerleşim birimlerindeki kuru dere yatakları, asfaltlanarak yol haline getirilmemeli,

meteoroloji kuruluşlarınca şiddetli yağış ihbarı yapılması halinde; mülki idareler ve

yerel yönetimlerce gerekli önlemler alınmalı, özellikle akarsu kenarlarında, vadi

tabanlarında yaşayan insanlar uyarılmalıdır. (Dik yamaçlarda tarım yapılmamalı, az

eğimli yerlerde de toprak koruma ilkelerine uyulmalıdır)

• Sele neden olabilecek dereler, kontrol altına alınmalı ve ıslah edilmelidir.

• Yerel belediyelerce dere ve nehir yataklarına yerleşim konusunda titizlik göstermeli

buralarda yerleşimin önlenmesinin yanı sıra oluşacak engeller düzenli olarak

temizlenmelidir.

Dünya’da sel ve su taşkınlarının en fazla görüldüğü yerlere örnek olarak; Güney ve

Doğu Asya (Hindistan, Bangladeş, Çin, Birmanya, Tayland, Vietnam gibi), Batı Avrupa

(İngiltere, Hollanda, Fransa gibi), Orta Avrupa (Romanya, Macaristan, Polonya, Almanya

gibi) ve Amerika kıtasında (Meksika, Brezilya gibi) yerler verilebilir.

7.3. Dünyada Yaşanmış Büyük Seller

7.3.1. St. Felix Seli ve taşkını (Hollanda 1530 )

Holanda'nın karşılaştığı en büyük afetlerin başına bu olay gelmektedir. Zaten birçok

noktası deniz seviyesinin altında olan Hollanda'nın yaşamış olduğu en büyük sel

felaketlerinden biridir. Yağmurun aniden bastırması ve çok sert yağması ile büyük bir sel

oluşmuş ve yaklaşık 100 bin insan yaşamını yitirmiştir. Hollanda bu olay karşısında aylarca

çaresiz kalmıştır.

7.3.2. 1634 Burchardi Taşkını (Almanya- Hollanda 1634)

Büyük taşkına yağmurun çok fazla yağması neden olmamıştır. Ana neden gelgit

olayıdır. Gelgit dalgalarının çok yüksek gelmesi sonucunda hem Almanya hem de Hollanda

kıyıları adeta Tsunami benzeri bir su baskınına uğramış ve yaklaşık 8000 kişi yaşamını

yitirmiştir.

Page 117: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

115

Şekil 7.3. St.Felix Seli

Şekil 7.4. Burchardi Taşkını

Page 118: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

116

7.3.3 Noel Selleri (Holanda- Almanya 1917)

Tüm Avrupa noele hazırlanırken doğanın kendilerinenasıl bir oyun oynayacağınca

haberleri yoktu. Hollanda, Almanya ve İskandinav ülkelerini içine alan coğrafyada 1917

yılının ilk günü aniden başlayan yağışlar kısa sürede 14.000 insanın yaşamını yitirmesine

neden olmuştur. Konumu itibarıyla en büyük zarar Hollanda'da olmuştur.

7.3.4. Sarı Nehir Seli ve Taşkını (Çin 1887 )

Dünyanın en dramatik su baskınlarınan biridir. Etkisi yıllarca sürmüştür. Çin’in en

büyük nehirlerinden biri olan Sarı Nehir'in büyük ve uzun süreli yağmurlar sonucu hem sele

hem de daha sonra taşkına yol açması ile 1-2 milyon arasında insan yaşamını kaybetmiştir.

Tüm alçak ovalar aylara su altına kalmış ve ekonomi de olumsuz etkilenmiştir.

Şekil 7.5. Sarı Nehir Seli ve Taşkını

7.3.5. Missisipi Seli (ABD 1926 )

Her şey 1926 yılında Mississippi’deki şiddetli yağmurlarla başlamıştı. Yağmur

şiddetini yitirmedi ve 1927 yılında Mississippi nehri 145 yerden, 70.000 km²’lik bir alana

taşmıştır. Oluşan selin bilançosu; 7 eyalette 246 can kaybı, 400 milyon dolarlık da bir maddi

hasardır. Amerika tarihinin en yıkıcı nehir taşması felaketi olan Büyük Mississippi seli, birçok

Page 119: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

117

Afro-Amerikan’ı evinden etmiş hatta Mississippi nehrinin daha aşağı kısımlarındaki yaşayan

insanların kuzeye göç etmelerine sebep olmuştur.

Birçok insan kalıp evlerini yeniden inşa etmektense kuzeye sanayi bölgelerine

yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Bu durum büyük bir göç hareketinin başlamasına enden

olmuştur. Büyük Göç’ün ilk aşamasının büyük bir oranını Büyük Missisipi Seli'nden sonra

ve Büyük Buhran döneminde göç eden Afro-Amerikanlar oluşturmaktadır.

7.3.6. Çin Seli (1931)

Çin'in nüfusu nedeniyle bu tür olaylarda kayıp sayısı çok fazla olmaktadır.. Nüfus

dışında yerleşilmemesi gereken ovalara milyonlarca kişinin tarım alanlarında çalışmaları için

yerleştirilmeleri de yatmaktadır. Yani ana neden yine yanlış yerleşim politikalarıdır. Çin’in

büyük bir kısmında etkili olan yağışlar kısa sürede birçok büyük nehrin taşmasına neden

olmuştur. İnsanlık tarihinin en dramatik sellerinden biri olan bu olayda 3 ile 4 milyon arasında

insanı yaşamını kaybettiği tahmin edilmektedir.

Şekil 7.6. Çin seli

Page 120: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

118

7.3.7. Sarı Nehir Seli ve Taşkını

Akılda birçok soru işareti bırakan bu olayın doğal nedenlerle mi yoksa insan etksiyle

mi meydana geldiği tartışmalıdır. Doğal neden olarak aşırı, sürekli ve sert bir yağış Sarı

nehrin taşmasına ve alçakta kalan ovaların sular altında kalmasına neden olmuştur. Bu olayın

sonucunda yaklaşık olarak 800 bin kişinin yaşamını kaybettiği sanılmaktadır. Bu olayla ilgili

başka bir nedenin de Çin ordusunun müdahalesi olduğu söylenmektedir. Bazı kaynaklar selin

asıl nedeninin Japonlara karşı tedbir almak için Nehrin kaynaklarını bombalayan Çin ordusu

olduğunu iddia etmektedir. Bombalanan kaynaklar kontrollü doğal akıştan tahrip edici akışa

geçmiş ve yüz binlerce insan yaşamını kaybetmiştir.

Şekil 7.7. Sarı Nehir Taşkını

7.3.8. Doğu Guetamala Seli (1946)

Guetemala sık sık tropikal fırtınaların etkisinde kalmaktadır. Ülkede 1946 yılına

Tropikal fırtınalardan sonra gelen aşırı yağışlar dere kenarlarındaki yerleşimleri vurmuş ve 40

bin kişi yaşamını yitirmiştir.

Page 121: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

119

Şekil 7.8. Guetamala Seli ve Taşkını

7.3.9 .Vietnam Seli (1971)

Vietnam'da kırsal yerleşimler genellikle nehir kıyılarında ve derme çatma

kulübeler şeklindedir. Bu tür yerleşim yerleri özellikle su kaynaklı olaylardan olumsuz

etkilenmektedir. Aşırı yağışlar sonucunda nehir kenarlarındaki yerleşimlerin büyük bir

çoğunluğu sular altında kaldı. Sonuç 100 bin ölü. Ölenler arasında Vietnam’da bulunan

Amerikan askerleri de vardı.

7.3.10 .Bankiya Barajı Taşması (Çin 1975 )

Nina tayfunu sonrasında hasar gören barajda çatlamalar meydana gelmiş ve 231 bin

kişi yaşamını yitirmiştir.

7.3.11. Afganistan Seli ve Heyelanları

Badahşan eyaletinde meydana gelen sel ve selin tetiklediği heyelan sonucunda 2000

den fazla insan yaşamını yitirdi. Günlerce yağan ve hiç durmadan şiddetini, artıran yağmur

kısa zamanla derelerin taşmasına ve yerleşim yerlerini basansına neden oldu. Bu baskınlar en

az 400 kişinin yaşamına mal oldu.

Page 122: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

120

Şekil 7.9. Vietnam selinden sonraki taşkınlar

7.3.12. Vergas Seli

Venezülla’da aşırı yağışlar 2 tam gün sürünce, meydana gelen sel ve taşkınlar

10 binlerce insanın yaşamına mal olmuştur

7.3.13. Pakistan İndus Nehri Seli ve Taşkını

Pakistanda 2010 yılında İndus Nehri su toplama havzasında meydana gelen sel

ve taşkınlar o bölgede yaşayan yaklaşık 10 milyon kişiyi olumsuz etkilemiş yüz

binlerce kişi evsiz kalmıştır. İndus nehri su toplama havzasında tarım yapan yöre

halkı nehrin suları azaldı.ça sulardan kazandıkları yerleri tarım alanı olarak

Page 123: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

121

kullanmakla kalmamış bu alanlara yerleşim bölgeleri de kurmuşlardır. Ancak bir gün

bu nehrin sularının tekrar eski yayılma alanına geleceği hiç hesaba katmamıştır.

Korkulan olmuş ve 2010 yılında muson yağmurlarını g-fazla yağmasının yanı sıra

dağlardaki karların da hızla erimesi büyük bir felakete dönüşmüştür. Havzaya son 50

yılın ortalamasının tam 40 katı su gelmiş, tüm tarım ve yerleşim alanlar sular altında

kalmıştır. Binlerce kişi yaşamını kaybetmiş ve 100 bin civarında çocuk salgın hastalık

riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu olay insanoğlu için bir dersten de öteyedir. Doğanın

gücünü hesap etmeden yapılan her uyulama bir gün geri tepecektir.

Şekil 7. 10. İndus Seli ve Taşkını

7.4. Türkiye'de yaşanmış Önemli Seller

Başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere Türkiye'nin tüm bölgeleri ilkbahar ve sonbahar

aylarında yoğun bir sel riski yaşamaktadır. Rize, Trabzon, Sinop, Kastamonu, Artvin, İzmir,

Mersin, Adana ve İstanbul büyük sel olaylarıyla karşı karşıya kalmaktadır. u sellerin nedenleri

giriş kısmında detaylı olarak anlatılmıştır. Türkiye'nin sel riskini anlamak için en güzel

örneklerden biri İstanbul'dur. Bu nedenle örnek olarak İstanbul alınmıştır. Çünkü İstanbul'u

detaylı olarak incelemek Türkiye'nin sel riskinin nedenlerini de ortaya koyacaktır

Page 124: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

122

7.4.1 . İstanbul'da Sel riski

İstanbul coğrafyası dere açısından çok zengin olmamakla birlikte irili ufaklı bir çok

dereyi barındırmaktadır. Toplam uzunlukları 600 km civarında olan bu dereleri de üç şekilde

sınıflamak mümkündür. Boğaz ve civarına dökülen dereler (Beşiktaş deresi, Ortaköy deresi,

Sarıyer deresi, Baltalimanı deresi, Büyükdere, İstinye deresi, Kağıthane deresi, Alibey deresi,

Belgrad dere, Göksu çayı, Küçüksu dere Elmalı Dere, Kurbağalı dere vb. ) Karadenize’e

dökülen dereler (Riva çayı, Çanak Deresi, Yeşilçay (Ağva deresi), Uludere ) ve Göller

bölgesindeki dereler (Çırpıcı dere, Tavukçu dere, Ayamama Deresi, Sazlıdere, Nakkaş Dere,

Eskinoz dere Karasu deresi, Istranca deresi )

Yapılan araştırmalar İstanbul’un 200’ün üzerinde sokağının ve 100’ün üzerinde

caddenin dere üzerinde bulunduğunu gösteriyor. Bu oran her geçen gün artmaktadır.. Bu

durum sadece su açısından değil doğal afetler açısından da büyük riskler taşımaktadır.

Derelerin alüvyonlar üzerine yapılan binaların depreme ne kadar dayanacakları

bilinmemektedir. Dere üzerine yapılan yerleşimleri tehdit eden diğer bir doğal afet ise seldir.

Bu özelliği nedeniyle İstanbul özellikle ilgilenilmesi ve üzerinde durulması gereken bir kent

konumundadır. Çünkü İstanbul sellerinin iki ana endeni var. Birincisi aşırı betondan ve

altyapı yetersizliğinden doğan yüzeysel akış, ikincisi de üzeri betonlarla kaplanmış olduğu

meydana gelen yüzeysel akış.

İstanbul üç önemli havzaya akan irili ufaklı derelerle kaplıdır. Bunların kentin dışında

olanlarının önleri kesilerek durağan göllere dönüştürülmüş. Kent içinde kalanların ise üstleri

örtülerek yerleşime açılmış. Bir kısmının kenarında çok değil 40-50 yıl öncesine kadar

şenlikler düzenlenen, sandal sefaları yapılan bu derelerin sadece haritalarda adları kaldı.

Gerçekte ise, üstleri dere ıslahı adı altında örtülerek kanalizasyonların denize boşaltıldığı

yerler olarak kullanılmaktadırlar. Bu derelerin hızla yok edilmesi gelecekte İstanbul’da

yaşamın su açısından çok daha sıkıntılı geçeceğinin ve ani yağmurlarda sellenmelerin daha da

artacağının en büyük delili

7.4.1.1. Riva çayı : Karadeniz’e dökülen en büyük dere Riva çayıdır. Derelerin

kaynağı Kocaeli sınırlarından çıkar. Buradan çıkan sular 65 km yol aralar Riva’dan

Karadeniz’ e dökülür. Çok kısa zaman öncesine kadar fazla kirli olmayan Riva çayı son

Page 125: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

123

yıllardaki yoğun yapılaşmadan payını almıştır. Çay artık suyundan yararlanılamayacak kadar

kirli akmaktadır. Riva çayı dere ıslahı projelerinden nasibini almamış olmasına rağmen son

gelecek 10 -15 yılda bu çayın da üstünün örtülerek ıslah edilmesi kaçınılmaz görünmektedir.

7.4.1.2.Göksu Çayı : Alemdağ’dan çıkan ve birbirine paralel akan iki dere Büyük

ve Küçük Göksü dereleridir. Bu iki derenin Göksu’da oluşturdukları alüvyonları bu derelerin

bir zamanlar ne kadar güçlü aktığının göstergesidir. Göksu çayı 18 ve 19.yüzyılın en önemli

mesire yerlerinin başında gelirdi. İstanbul’un dereleri içinde hala kayıkla gezilebilen dere

olma özelliğini de koruyan Göksu çayı Kağıthane derede olduğu gibi 1950’li yıllardan

itibaren hızla tahrip olmaya başladı. Önce yalılar ve köşkler tahrip oldu, onların yerini beton

yığınları aldı.. Göksu çayı temizliğini 1960 lı yılların sonuna kadar sürdürmeyi başardıysa da

gün geçtikçe etrafında çoğalan yapıların etkisiyle kirlenmeye başladı. Günümüzde boğaza

dökülen en temiz derelerin başında geliyor.

7.4.1.3.Kurbağalıdere : Kayışdağından doğan dere yol boyunca küçük derelerin

yardımıyla da güçlenerek Hasanpaşa’dan geçip Kalamış koyunda Marmara Denizine dökülür.

Kollarıyla birlikte toplam uzunluğu 50 km civarında. Derenin özelliği her dönemde

gündemde olması. Bir zamanlar güzelliği, günümüzde ise kokusu nedeniyle İstanbul’un

gündeminde. Derenin üç adı var. Kuşdili çayırından aktığı için Kuşdili dere, denize

döküldüğü yerdeki yoğurtçu parkından dolayı yoğurtçu dere de denilmiş. Bu dere 18 ve 19

yüzyılda İstanbul halkının yoğun olarak ziyaret ettiği bir yerdi. Derenin kıyıları yemyeşil

çayırlarla ve bostanlarla kaplıydı. 1950 li, yıllarda İstanbul’un tüm derelerin etkileyen çarpık

kentleşme hamlesinden Kurbağalıdere de nasibini aldı. Önce Kadıköy gazhanesinin atıkları

sonra da evlerin lağım suları dereye verilmeye başlandı ve dere ağzı kısa sürede doldu. Hızla

kirlenen dere günümüzde artık Kayışdağı’ndan gelen derelerle değil evlerden gelen atık

sularla beslenerek Marmara Denizine akmaktadır. Günümüzde Kızıltoprak, Kalamış,

Yoğurtçu parkı ve Fenerbahçe stadı bu derelerin alüvyonları üzerine kurulmuştur.

7.4.1.4. Kağıthane Deresi : Terkos gölünün doğusundan doğan dere Haliç’a

dökülür. Bizanslılar tarafından Barbisos adıyla bilinen Kağıthane deresi 1730 yılındaki

patrona Halil ayaklanmasına kadar önemli bir sayfiye ve eğlence merkeziydi. Bir dönemlerin

en temize derelerinin başında gelen Kâğıthane deresine öldürücü darbe 1950 li yılların

başından itibaren vurulmuştur. Plansız programsız gelişen çarpık kentleşme derenin

Page 126: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

124

etrafındaki verimli toprakların kısa sürede beton yığınlarına dönüşmesine neden olmuştur.

Dere kenarına yapılan fabrikaların atıklarına evsel atıklar ve lağım suları da karışınca bir

zamanlarlın en göze mesire yeriş olan Kâğıthane deresi bir pislik yuvası haline gelmiştir.

Günümüzde ise dere ıslah çalışmaları hızla devam etmektedir. Çok yakın zamanda Kağıthane

deresi de betonların arasına sıkıştırılarak üstü kapatılacak bir dere daha yok edilmiş olacaktır.

7.4.1.5. Alibey Deresi : Kağıthane deresi ile aynı kaderi paylaşan dere yoğun bir

yapılaşma tehdidi altından. Son yılarda her yağmurdan sonra gündeme gelen derenin üstüne

kurulan evleri sürekli su basmaktadır. Bu su baskınları sayesinde bir çok kişi yaşamını

kaybetmiştir. İski tarafından yapılan çalışmalarla derenin en çok sel alan kesimine 15 metre

genişliğinde ve 3.5 metre derinliğinde bir dere yatağı inşa edilmektedir. Dere üzerinde yapılan

ıslah çalışmaları sona erdiği zaman İstanbul bir deresini daha kaybedecektir.

7.4.1.6. Ayamama Deresi: Uzunluğu 50 km civarında olan dere Küçükçekmece

ve bakırköyden geçerek Marmara denizine dökülür. 1960 lı yılarlına başında içinde yüzülecek

kadar temiz olan derenin günümüzde varlığı bile belli değil. Sadece uzun dönemli yağışlardan

sonra ortaya çıkan sellerle anımsanmaktadır. Yaklaşık 10 km lik kısmı islah edilerek üstü

örtülen derenin yakında tamamen ıslah edilerek yok olan dereler arasına girmesi

kaçınılmazdır.

Son yıllarda meydana gelen ve büyük can ve mal kayıplarına yuol açan sellerin büyük

bir çoğpunluğu Ayamam deresi üzerinde olmuştur.

7.5. İstanbul’un Yok Edilen Dereleri

İstanbul kenti içinde irili ufaklı bir çok dere bulunmaktadır. Bu dereler önce kirletilerek birer

pislik yuvası haline dönüştürülmüş sonra da ıslah çalışması adı altında üstleri örtülerek yok

edilmiştir. Sarıyer’de bu gün otobüs duraklarının bulunduğu yerde 5-6 metre yüksekten

dökülen şelale Sarıyer dere ile birlikte yol edilmiş durumda. Bir zamanlar yağmur yağdığı

zaman tüm Sarıyer’e korku salan dere, üzerinden yolgeçen bir kanalizasyon sistemine

dönüşmüş durumda. İstinye deresinin de hali de farklı değil. Baltalimanı dere de asfaltla

örtülmüş durumda. Oysa bir zamanlar şairlerin Menekşe Vadisi dedikleri vadiye hayat

veriyordu. Şimdi boğaza İstanbul’un pisliklerini taşıyan bir kanalizasyondan ibaret. Beşiktaş

derenin taşması büyük korkular yaratırmış. Oysa şimdi böyle bir derenin varlığından bile

Page 127: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

125

kimsenin haberi yok. Dereboyu caddesinden akan Ortaköy derenin üzerinde 1970 li yılların

başına kadar tahta köprüler kullanılırdı. Bu köprülerle apartmanlara gidilirdi. İstanbul’da

yaşayanların çok iyi bildiği Büyükdere caddesi de adını buradan akan bir dereden almıştır.

İstanbul’un en önemli özelliği bir su şehri olmasıydı. Denizleri, gölleri ve yüzlerce deresiyle

bir su cenneti olan kent binlerce yıl bu zenginliğin olanaklarından yararlanmıştır. İstanbul bu

özelliğiyle sadece imparatorlukların değil suyun da başkentiydi. Suyun yarattığı mucizeler

kentin hareket alanının ve kapasitesini inanılmaz boyutlara ulaştırmıştır. Bu gün suyun bu

denli hor kullanılmasına karşın bu özelliğini yine de sürdürmektedir.

İstanbul binlerce yıl su kaynaklarını, derelerini ve denizlerini korumayı bildi. Yapılaşmanın

büyümesine bağlı olarak eskiden de bir takım olumsuzluklar yaşanmasına karşılık asıl

problem 1950 li yılardan itibaren başlamış ve çarpık kentleşme uğruna doğa vahşice

katledilmiştir. Bu çarpık gelişmeden su kaynakları ve su havzaları çok etkilenmiştir.

Sanayileşme ve modernleşme çabaları en büyük darbeyi İstanbul’un su Kaynaklarına

vurmuştur. Adına ilerleme denilen süreç İstanbul’un suyunu kısa sürede kuruttu. Denizlerini

yaşanmaz hale getirdi. Denizlerini koruyamayan kent kısa sürede derelerini de yok etti.

Kimini kirletti kimin de betonların altına gömdü. İki önemli kaynağın yok edilmesinden sonra

sıra üçünü önemli kaynağa doğal ve yapay gölere geldi. Eğer önlem alınmazsa bu doğal ve

yapay göller de kısa sürede modernleşmeden (!) nasibini alacaklar. Bir zamanlar dereleri

kurutan zihniyet şimdi de su havzalarına dadanmış durumda. Yer altı suları da artık iyice

azalmış durumda. Özet olarak İstanbul böyle giderse hızlı bir nüfus azalmasına uğrayacaktır.

Doğayı ve doğanın bize sunduklarını yok etmek mümkün değildir. Gün gelir onlar eski

yerlerini tekrar alırlar. Uygar insanlar olarak yapmamız gereken tel şey doğanın kurallarına

uygun olarak ve onunla barışık yaşamaktır. Doğanın da yok oluyorum diye bir kaygısı

olmadığını jeolojik süreç boyunca canlılar çok görmüştür. Çünkü her zaman yok olan doğa

değil canlılar olmuş, doğa kendi halinde gelişimine davam etmiştir. Hem de daha önce

yaşayan canlıların özlemini hiç duymadan. Bize de düşen İstanbul’un su kaynaklarını

korumak için zaman kaybetmeden çalışmalara başlamak olmalıdır. Yoksa kısa sürede geri

dönülmez bir süreç başlayacaktır.

Page 128: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

126

7.6.Osmanlı Döneminde İstanbul Selleri

İstanbul Osmanlı döneminde de sellerle boğuşmuştu. Ancak 450 yılda meydana gelen

sel felaketi son 20 yılda İstanbul´un maruz kaldıklarından daha azdır

Osmanlı döneminde İstanbul´da meydana gelen ilk büyük sel felaketi Kanuni Sultan

Süleyman zamanında 24 Ağustos 1553´te meydana geldi Bir ramazan gecesi Kâğıthane´de

meydana gelen sel yüzünden yerleşim yerleri, bostanlar harap olmuştur. Harman zamanı

olduğundan zarar büyüktür. Sel o kadar şiddetliydi ki büyük ağaçları söküp Boğaz´a

sürüklemişti. Dönemin tarihçileri Galata önlerinin direkler, ağaçlar, ot arabalarıyla dolduğunu,

ihtiyacı olanın aldığını yazar. 1563´te meydana gelen sel Haliç kıyıları, Galata sırtları,

Boğaz´a yakın yerler, Halkalı Silivri, Küçükçekmece ve Büyükçekmece´yi adeta savaş

alanına çevirmişti.

Kağıthane´de seller çınar ağaçlarının tepelerine kadar yükselmiş, yüksek bir yerde

olmasına rağmen Eyüp Sultan Türbesi´nin içi de sel sularıyla dolmuştu. Kanuni Sultan

Süleyman bile bu selde boğulmaktan zor kurtulmuştur. Sel 1750 yılında İstanbul´a zarar

verdi. Ancak 1789´daki sel büyük bir felaketti.

Feridun Emecen tarafından yayınlanan Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi

Tarihinde bu sel teferruatlı olarak anlatılır. Üçüncü Selim tahtta çıktıktan yaklaşık altı ay

sonra, 23 Ekim 1789 Perşembe günü ve ertesi Cuma günü İstanbul´a çok yoğun yağmur

yağmıştır. Fatih, Eminönü, Kasımpaşa, Galata, Boğaziçi ve Üsküdar´daki sokaklar, pazarlar

su ile dolmuştur. Yokuşlarda sel yüzünden yarıklar oluştu, ev ve hamamlar yıkılmıştır.

Üsküdar´da Valide Camii´nin avlusu merdivenlerin en üst basamağına kadar sel suları

ile dolmuş, dükkânlar su içinde kaldığı için esnafın malları sel suları içinde yüzmüştür.

Hamamlarda birçok kişi mahsur kalmıştır. Duvarları delinip içeride kalanlar ancak bu şekilde

kurtarılabilmiştir. Sel suları mezarları tahrip ettiğinden, kemikler etrafa saçılmıştır.

Boğaziçi´nde 45 ev sular altında kalmış, . Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy ve

Beylerbeyi´ndeki dükkânlar ve evler yıkılıp denize sürüklenmiş ve 64 kişi hayatını

kaybetmiştir.

Page 129: Afetler Tarihi Ders Kitab .docx) - egitim.club · Ders notları Afet yönetimi Kavramı Çağdaş bir afat yönetiminin nasıl olması gerekdiğini öğrenmek Afet yönetimi hakkında

127

Birçok ev ve dükkân harap olmuştur. Tarihçiler yağmurun tadının normal yağmur

suyu gibi olmayıp deniz suyuna benzediğini söylerler. İkinci Mahmud döneminde, 19 Haziran

1811 günü sabah namazından sonra aniden bastıran yağmur, Beşiktaş, Kasımpaşa gibi

bölgelerde evleri ve dükkânları yıkmış, Kasımpaşa´da 5-6 kişi sel sularında boğulmuştur.

7.7. Osmanlı Talihinin En büyük Sel Felaketi

Tarihimizdeki en büyük sel felaketi 12 Haziran 1908´de Tokat´ta yaşanmıştır. Sekiz,

dokuz mahalle ve bazı bağlar selden perişan olmuş, . 6´sı cami, 6´sı han ve otel, 4´ü mektep,

2´si medrese, 2´si hamam olmak üzere 459 bina ya tamamen ya da kısmen harap hale

gelmiştir. İlk tespitlerde halktan 208, askerden de 15 kişi olma üzere 223 kişi boğulmuştur.

Ancak verilen zayiat bundan çok fazlaydı. Sel felaketi üzerine yazılan destanlarda insan kaybı

2 bin olarak gösterilmektedir.

Tokat´ta sonraki yıllarda da sel baskınları olmuştur. Ancak 1955´te Orman Bakanlığı

Erozyonla Mücadele ve Mera Islahı Tatbikatı Grup Müdürü olarak Tokat´ta görevlendirilen

Kemal Aşk, yağmuru düştüğü yerde tutmak gerekir diyerek Tokat´ın çevresindeki dağları

ağaçlandırmış ve yaptığı çalışmaların sonucunda Tokat´ta sel baskınları sona erdmiştir. Kemal

Aşk ´Tokat´ı selden kurtaran adam olarak tarihe geçmiştir.

7.8. Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Sel Felaketi

Cumhuriyet döneminde en fazla can kaybının verildiği sel felaketi 11 Eylül 1957´de

Ankara´da meydana geldi. Hatip Çayı Vadisi´nin yerleşime açılması yüzünden çayın taşkın

kapasitesi azalmış, havzanın doğal dengesi bozulmuştu. Meydana gelen selde 169 kişi

hayatını kaybetmişti. Dere yataklarının yerleşime açılmasının nelere mal olacağını bu olay

çok açık bir şekilde gösterse de hem Ankara´da hem de İstanbul´da dere yatakları yerleşime

açılmaya devam etmesi bu olaylardan ders almadığımızı göstermektedir.