yunanÏstan kötü muamele, ateş açmalar ve …...yunanistan: kötü muamele, ateş açmalar ve...
TRANSCRIPT
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
[24 Eylül 2002’e kadar BLOKE edilmiştir] Aleni
Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Insan Haklari Federasyonu
YUNANÏSTAN
Kötü muamele, ateş açmalar
ve cezasizlik Eylül 2002 özet AI Dizin: EUR 25/020/2002(TURKISH)
DISTR: SC/CO/GR
Yunan makamlari çogunlukla, Yunanistan’in insan haklari konularina kari özel bir
duyarlilik gösterdiğini iddia ederler. Yunanistan, uluslararasi insan haklari anlaşmalarini
onaylamiştir ve — insan haklarini koruma amaçli- kayda değer anayasal ve yasal hükümler
mevcuttur. Ne var ki, pratikte Yunanistan bu önlemlerin tutarli olarak uygulanmasini garanti
altina almamiştir ve bu konudaki yetersizlik ciddi insan haklari ihiallerine yol açmaktadir.
Gece saatlerinde Mesolonghi sokaklannda yakalanan iki genç Roman erkek bir
copla dövülür ve iddiaya göre tecavüzle tehdit edilir. Üç buçuk yil sonra bir polis memuru
mahkemeye çikarilir: Bu polis memuru beraat eder. Kirk yaşindaki bir erkek Rodos’ta
önemsiz bir trafik suçu nedeniyle durdurulur. Iddiaya göre kolu kinlana kadar tekmelenir ve
bir silahla tehdit edilir. Akrabalarina haber vermesine, bir avukata ya da bir doktora
ulaşmasina izin verilmez. Geçerli belgeleri olmayan 16 yaşindaki bir Amavut genç polis
tarafindan dövülür ve tekmelenir; dalaği yirtilir. Bunlar ve çoğunlukla tibbi bulgularla
belgelenen başka benzer iddialar, Yunan polis memurlarmin uyguladiği, bazen işkenceye
varacak kadar ağir kötü muamele tarzini işaret eder.
Güvenlik güçleri mensuplarinrn ihialleri bir tek dayakla kalmamaktadir. Bir genç
Roman erkek, bir polis devriyesinin uyarisina rağmen otomobilini durdurmayinca bainin
arkasindan vurularak öldürüldü. Onu öldüren polis memuru, dikkatsizlik ve tedbirsizlikle
ölüme sebebiyet vermekle suçlandi. Ancak, beş gün gözaltinda kaldiktan sonra kefaletle
serbest birakilmasi ve görevine iade edilmesi Roman toplulugunda isyanlara yol açti. Yaşli bir Arnavut tarim içisinin sinir muhafizlari tarafindan dövüldükten sonra arkadan vuruldugu
iddia edildi. Yaşli tarim içisi böbregini aldirmak zorunda kaldi. Güvenlik güçleri
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
mensuplannin diğer ateş açmalari, aşiri zor kullanimi ya da ateşli silahiarin kullanimindaki
cezai yetersizligi göstermektedir.
Romanlar ile çogunlukla Arnavutluk’tan gelen, geçerli belgeleri olmayan göçmenler
ve Ortadoğu, Asya ve Afrika’dan gelen göçmen ve ilticacilardan oluşan yabanci uyruklular,
ihialler açisindan özel bir risk altindadirlar. Bununla birlikte çogunluk Yunanli nüfusun
mensuplannin durumu da bundan ayn degildir. Onlar da, polis memurlari tarafindan işkence
ya da diğer kötti muameleye maruz kaldiklarim, çogunlukla bunu destekleyen güçlü tibbi
kanitlarla birlikte ileri sürmektedirler.
İşkence, kötü muamele ve yasa dii ateş açma gibi ihialler hem Yunan yasalarini
hem de uluslararasi insan haklari hukukunu ihial etmektedir. Uluslararasi insan haklari
hukukuna göre, işkence ya da kötü muamele ve yasadii adam öldürme iddialari süratle,
eksiksiz ve tarafsiz bir şekilde soruşturulmalidir. Magdurlara ya da ailelerine tazminat
verilmelidir. Bu raporda belgelenen birçok vaka konusunda hukuki ya da idari polis
soruşturmalari balatilmitir. Ne var kl, güvenlik güçleri mensuplari genellikle fluli
cezasizliktan yararlanmaktadirlar. Yargilandiklari ve mahkum edildikleri az sayidaki vakada
aldiklari cezalar, tecil ediImi bir hapis cezasi da dahil hemen her zaman önemsiz düzeyde
kalmiştir. Fiili cezasizligin nedenleri arasinda şunlar sayilabilir: soruşturmalarin süratle,
eksiksiz ve tarafsiz yürümesini saglayamama; bu suçlari işleyenlerin kimliklerinin tespitini
engelleyen polis “dayanima”si; şikayetçiler için adli yardimin olmayii; ve makkemelerin,
mağdurun güçlü kari delilleri olduğunda bile polis memurlarimn verdigi ifadeye inanma
eğilimi.
Bu rapor, işkence ve kötü muameleye son vermek, güvenlik güçleri mensuplarinin
ateşli silahiari yasadii ya da aşiri şekilde kullanmalarini önlemek ve magdurlann zararlarini
telafi edebilmeleri ile tazminat alabilmelerini saglamak için gereken önlemlere ilişkin
önerilerle sona ermektedir.
Bu, ilişikteki - 19 sayfalik YUNANISTAN: Kötü Muamele, Ateş Açmalar ve Cezasizlik
(AI Dizin: EUR 25/020/2002) adli belgenin bir özetidir. Bu rapor, YUNANISTAN:
Cezasizhğin Gölgesinde — Kötü Muamele ve Ateşli Silahiarin Kötü Kullanimi (Al Dizin:
EUR 25/022/2002) adli daha ayrmtili bir raporun kisaltilmi bir versiyonudur —her iki rapor
da Eylül 2002’de Uluslararasi Af Örgütü (Amnesty International-AT) ve Uluslararasi
Helsinki Insan Haklari Federasyonu (IHF) tarafindan yayinlanmiştir.
Daha fazla ayrintiya ulamak ya da bu konuda harekete geçmek isteyenler ilişikteki
belgeye ya da bir çok bireysel vakayi belgeleyen, bu vakalarin uyandirdigi kaygilari analiz
eden ve uluslararasi insan haklari hukuku ile Yunan yasalarinin ilgili maddelerini inceleyen
tam metne bavurmaIidir. Bu ve öteki konularda geni bir yelpazede yer alan AI çalişmalari,
http://www.amnesty.org adresinde mevcuttur. IHF ve üye komitelerinin yayinladiği
materyaller, http://www. ihf-hr.org adresinden bulunabilir.
AMNESTY INTERNATIONAL, INTERNATIONAL SECRETARIAT, I EASTON STREET, LONDON WCIX ODW, UK
INTERNATIONAL HELSINKI FEDERATION FOR HUMAN RIGHTS, WICKENBURGG. 14/7, A-1O8O VIENNA, AUSTRIA
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
1
YUNANISTAN
Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
Giriş
Gece saatlerinde Mesolonghi sokaklarindayakalanan iki genç Roman erkek bir copla
dövülür ve iddiaya göre tecavüzle tehdit edilir. Uç buçuk yil sonra bir polis memuru
mahkemeye çikarilir: Bu polis memuru beraat eder. Kirk yaşindaki bir erkek Rodos’ta
önemsiz bir trafik suçu nedeniyle durdurulur. Iddiaya göre kolu kirilana kadar tekmelenir ve
bir silahla tehdit edilir. Akrabalarina haber vermesine, bir avukata ya da bir doktora
ulaşmasina izin verilmez. Geçerli belgeleri olmayan 16 yaşindaki bir Arnavut genç, polis
tarafindan dövülür ve tekmelenir, dalaği yirtilir. Bunlar ve çogunlukla tibbi bulgularla
belgelenen baka benzer iddialar, Yunan polis memurlarinin uyguladigi, bazen işkenceye
varacak kadar agir kötü muamele tarzini iaret eder.
Güvenlik güçleri mensuplarinin ihialleri dayakla kalmamaktadir. Bir genç Roman
erkek, bir polis devriyesinin uyarisina rağmen otomobilini durdurmayinca bainin arkasrndan
vurularak öldUrüldü. Onu öldüren polis memuru, kasdi aan adam öldürmeyle suçlandi.
Ancak, beş gün gözaltinda kaldiktan sonra kefaletle serbest birakilmasi ve görevine lade
edilmesi Roman toplulugunda isyanlara yol açti. Yaşli bir Arnavut tarim içisinin sinir
muhafizlari tarafindan dövüldükten sonra arkadan vuruldugu iddia edildi. Yaşli tarim içisi
böbregini aldirmak zorunda kaldi. Güvenlik güçleri mensuplarinin diğer ateş açmalari, aşiri
zor kullanimi ya da ateşli silahiarin kullanimindaki cezai yetersizligi göstermektedir.
İşkence, kötü muamele ya da yasa dii ateş açma gibi ihialler hem Yunan yasalarini
hem de uluslararasi insan haklari hukuku ve standartiarini ihial etmektedir. İşkence ve öteki
zalimane, insanlik dii ya da onur kirici muamele ya da cezalandirmalar, hükümetlerin,
güvenlik güçleri mensuplannin ateşli silahiari ancak yakin ölüm ya da ciddi yaralanma
tehdidi içeren durumlarda ve sadece daha az aşiri önlemler yetersiz kaldigi takdirde
kullanmalanni saglamalarini da öngören uluslararasi insan haklari hukuku tarafindan
kesinlikle yasaklanmiştir.
Yunan makamlari, bu tür ihiallerin tekrarlanmamasi için gereken önlemleri almakta
imdiye dek başarisiz kalmişlardir. Bu türden ciddi insan haklari ihlalleriyle suçlanan polis
memurlari ile öteki güvenlik güçleri mensuplarinin yargi önüne çikarilmalari enderdir ve
hüktim giyseler bile, verilen ceza hemen hiç bfr zaman suçla orantili olmamaktadir.
Bu belge, Uluslararasi Af Örgütü (Amnesty International-AT) ve Uluslararasi
Helsinki Insan Haklari Federasyonu (IHF) tarafindan Eylül 2002’de ortaklaa yayinlanan
YUNANISTAN: Cezaszzlzzn Gölgesinde -- Kötü Mua.’nele, Atesli Silahiarm Kötü Kullanimi
(AI Dizin: EUR 25/022/2002) balikli ayrintih bir raporun özetidir. Tam rapor bir çok
bireysel vakayi belgelemekte, bunlarin neden olduklari kaygilari analiz etmekte ve
uluslararasi insan haklari yasalari ile Yunan hukukunun ilgili hükümlerini incelemektedir.
Bu raporun hazirlanmasmda IHF üyeler komitesinin ve Yunanistan Helsinki Gözlem (GI-
IM)’in raporlan, aratirma ve
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
2
uzmanliklari çok büyük rol oynadi ve Azinlik Haklari Grubu-Yunanistan (MRG-G)’in
çalişmalarindan da büyük ölçüde yararlanildi.
Yunan makamlari çogunlukla, Yunanistan’in insan haklari konularina kari özel bir
duyarlihk gösterdigini iddia ederler. Yunanistan, uluslararasi insan haklari anlaşmalarini
onaylamitir ve —insan haklarini koruma amaçli- kayda deger anayasa! ve yasal hükümler
mevcuttur. Ne var ki, pratikte Yunanistan bu önlemlerin tutarli olarak uygulanmasini garanti
altina almamiştir.
Polisin itirafa zorlamak, bilgi almak ya da gözdagi vermek ve cezalandirmak için
gözaltindakiiere fiziksel ve psikolojik olarak kötü muameiede bulunmasini da içeren
oldukça yaygin bir ihial örgüsü vardir. Bazi durumlarda kötU muamele, işkence boyutlarina
varmaktadir. Gözaltindakilere gözdagi vermeye ve aşağilamaya yönelik, bazen irkçi ya da
cinsel tehditler içeren sözlü taciz yaygindir. Magdurlar arasinda çocuklar da vardir.
Polisin ve sinir muhafizlarinin ateş açmalari, bazen uluslararasi insan haklari
standartiarina ters dümektedir. Polis memurlan çogunlukla silahiarinin kazayla ateş aldigini
ileri sürmüşerdir. Bu dogru olsa bile, yetersizligin acil dikkat gerektiren bir düzeyde
olduğuna işaret etrnektedir. Arnavutluk sinirinda, Yunanistan’a girmeye çalişan silahsiz
insanlara güvenlik güçleri mensuplarmin, uluslararasi insan haklari standartiarini ihial eder
bir şekilde ateş açtiği iddia edilmektedir.
Etnik azinlik mensuplan ile göçmenler, güvenlik güçieri mensuplarinin yolaçtigi
insan haklari ihiallerinde özellikle risk altindadirlar. Romanlar ile çoğuniukla
Arnavutluk’tan gelen, geçerli belgeleri olmayan göçmenler ve Ortadoğu, Asya ve
Afrika’dan gelen göçmen ve ilticacilardan oluşan yabanci uyruklularinin maruz kaldigi kötü
muamelede, yabanci düşmanliği ve irkçi önyargilar rol oynamaktadir. Bu gruplara mensup
bir çok insanin marjinalletirilmiş ve endieli konumda bulunmalarinrn yani sira mali
zorluklar ve dii problemleri, resmi suç duyurusunda bulunanlarin sayisinin az olmasina
neden olmaktadir.
Çoğunluk Yunanh nüfusun mensuplarinin durumu da bundan ayri değildir. Onlar da,
polis memuriari tarafindan işkence ya da kötü muameieye maruz kaldiklarirn, çogunlukla
bunu destekleyen güçlü tibbi kanitlarla birlikte ileri sürmektedirler. Bununla birlikte, bir çok
vakada suç duyurusunda bulunma ve zararlarini tazmin etmek üzere hukuk yoiiarina
bavurmada, biraz daha iyi bir konumdadirlar.
Yunanistan, işkence ya da zalimane, insanlik dii veya onur kirici muamelenin her
koşulda kesin olarak yasaklanmasim hukuki olarak taahhüt etmiştir. Kötü muamele
gördükleri iddia edilen kişilerden bazilarinin adli suç zanlisi olmalan ya da adli bir suç
işlemiş olabilecekleri, polisin kötü muamelede bulunmasini ya da aşiri zor kullanmasini hiç
bir şekilde hakli çikarmamaktadir.
Uluslararasi insan haklari hukukuna göre, işkence ya da kötü muamele ve yasaya
aykiri adam öldürme iddialari süratle, eksiksiz ve tarafsiz bir şekilde soruşturulmalidir.
Magdurlara ya da ailelerine tazminat verilmelidir. Belgelenen bir çok vaka konusunda
hukuki ya da idari polis soruşturmalari başlatilmiştir. Ne var ki, güvenlik güçleri mensuplari
nadiren adalet önüne çikarilmiştir. Yargilandiklari ve mahkum edildik!eri az sayidaki
vakada aldiklari cezalar, tecil edilmiş bir hapis cezasi da dahil olmak üzere hemen her
zaman önemsiz düzeyde kalmiştir.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
3
İşkence ve kötü muamele iddialariyla ilgili resmi istatistikler, bu tür vakalarda polis
memurlari için neredeyse tam bir cezasizliga iaret etmektedir. Bunun nedenleri arasinda
şunlar sayilabilir:
soruşturmalarin süratle, eksiksiz ve tarafsiz olmasmi saglayamama; bu suçlari ileyenlerin
kimliklerinin tespitini engelleyen polis “dayanima”si; ikayetçiler için adli yardimrn oImayii;
aşiri uzun yargl süreci ile mahkemelerin, magdurun güçlü kari delilleri olduğunda bile polis
memurlarinin verdigi ifadeye inanma eğilimi. Bu tür bir cezasizlik, insan haklari ihiallerinin
sürüp gitmesini tevik etmekte ve bakanlarin tüm sözlü uyari ya da kinamalarimn etkisinden
çok daha önemli olmaktadir.
Bununla birlikte bazi cesaret verici gelimeler de bulunmaktadir. Özellikle son beş
yilda bir Ombudsman Dairesi ile Ulusal Insan Haklari Komisyonu kurulmutur. Bu organlar
belirli konularda çahma yetkisine sahiptirler ve sorunlarin dikkatle aratirildigi analizler
sunmuşlardir. Keza, bu problemleri gidermek için yasamaya ve uygulamaya ilikin öneriler
de sunmulardir. Henüz bunlarin birçogu uygulamaya konulmami olsa da, belirtildigine göre
polisin silah kullanma yetkisi ve polis egitimiyle ilgili yeni yasalar çikmak üzeredir ve
irkçilik kariti yasalar taslak halindedir. Adli yardim ile yargilama sUrecini hizlandirmaya
yönelik önlemlere ilişkin yasa taslaklarinin da hazirlik aamasinda olduğu bildirilmektedir.
Bu rapor, işkence ve kötü muameleye son vermek, güvenlik güçleri mensuplarinrn
ateşli silahiari yasa dii ya da aşiri ekilde kullanmalarini önlemek ve magdurlarin zararlarini
telafi edebilmeleri ile tazminat alabilmelerini saglamak için gereken önlemlere ilişkin
tavsiyeleri içermektedir. Yasama ve hükümet talimatlari, ancak uygulandiklan takdirde
insan haklarini koruyabilirler.
Bu rapordaki bilgiler degiik kaynaklardan, asil olarak magdurlardan, mahkeme
kararlarindan ve adli tip raporlari ile basindan gelmektedir. Oteki kaynaklar, hükümetler
arasi örgütler (HAO), göçmenler ve siginmacilarla çalian sivil toplum örgütleri (STÖ’ler),
Yunanistan Ombudsman Dairesi, Ulusal Insan Haklari Komisyonu ve Yunan
makamlarrndan saglanan bilgileri içermektedir.
İşkence ve kötü muamele
Güvenlik güçleri mensuplarinin, genellikle de polis memurlarinin, gözaltrndaki kiilere
yönelik fiziksel ve psikolojik kötü muamelede bulunmasi Yunanistan’da oldukça yaygindir.
En yaygin iddialar, gözaltrndakilerin tokatlanmasi, yumruklanmasi ve tekmelenmesidir.
Baka olaylarda cop, tabanca ya da tüfek kabzalarinin kullanildigi iddia edilmektedir.
Gözaltina alinanlarin bazilari, nezarethanede saatler boyunca kendilerine su verilmediginden
ikayet etmişlerdir. Sözlü yapilan, bazen irkçi taciz ve cinsel tehditler de içeren psikolojik
kötü muamele de iddialar arasindadir. Bazi vakalarda amaç, itirafa zorlamak ya da
gözaltindakiLerden baka bilgiler elde etmek gibi görUnse de, diğerlerinde polis
memurlarinin, sirf otoritelerini göstermek ya da cezalandirmak ve gözdagi vermek için
haksiz bir zorbaliga kendilerini kaptirdiklari gözükmektedir.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
4
Uluslararasi hukuk
Uluslararasi hukuka göre her işkence hareketi bir suçtur. İşkence ve diğer zalimane, insanhk
dişi ya da onur kirici muamele ya da cezalandirmalardan uzak olma hakki, Yunanistan’in da
imzaladiği uluslararasi antlaşmalarda kutsal bir hak olarak kabul edilmiştir. Birlemiş
Milletler Uluslararasi Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, Insan Haklarini ve Temel
Ôzgürlüklen Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi ile İşkence ve Diğer Zalimane, tnsanhk Dii
ya da Onur Kirici Muamele ya da Cezalandirmalara Kari Sözleşme de bunlara dahildir.
İşkenceye Kari Sözleşme
Yunanistan, i 988’de İşkenceye Kari Sözleşme’yi imzalarken aagidaki hususlari açikça
taahhüt etmişştir:
• alinacak etkin yasal, idari, adli ya da öteki önlemlerle, her hangi bir şekilde
meydana gelen işkenceyi önlemek;
• güvenlik güçleri mensuplanni işkence yasagi konusunda egitmek ve yetitirmek;
• işkence eyleminin yapildigina inanmak için makul nedenlerin olduğu vakalarin
süratle ve tarafsizca soruşturulmasirn ve işkence yaptigi iddia edilen kişilerin
yargilanmalarini saglamak;
• işkence magdurlarinin ya da geçiminden sorumlu olduklari kişilerin adil ve uygun
tazminat hakkina sahip olmalarini saglamak;
• işkence sonucu hazirlandigi anlaşilan her türlü ifadenin, işkenceci olduğu iddia
edilen birine kari kanit olmasi diinda, herhangi bir yargilamada kanit olarak
kullanilmamasini saglamak;
• işkenceyi önlemek amaciyla, sorgulama kurallari, yönergeler, yöntemler ve
uygulamalarla birlikte gözaltina ilişkin düzenlemeler ve gözaltina alinanlarin tedavilerini
sistemli olarak gözden geçirmek.
İşkenceye Kari Sözleşme’nin 1. maddesi işkenceyi; “bir kimseye, kendisinden ya da üçüncü
bir kiiden bir bilgi ya da bir itiraf saglamak, kendisinin ya da üçüncü bir kiinin işledigi ya da
işlediginden kuku duyulan bir eylemden ötürü onu cezalandirmak, kendisine ya da üçüncü
bir kiiye gözdagi vermek ya da onlari zorlamak amaciyla ya da her türlü ayrimciliga dayali
her hangi bir nedenle bir resmi görevli ya da resmi sifatla davranan bir bakasi tarafindan ya
da onun kikirtmasi ya da oluru ya da izniyle bilerek maddi ya da manevi olarak agir aci
vermek veya eziyette bulunmak” şeklinde tammiamaktadir.
Yunan hukuku
Yunan Anayasasi işkence ve kötü muameleyi yasaklamaktadir. İşkence ve kötü muamele
1984’ten beri Yunan Ceza Yasasi’nda da açikça yasakIanmitir. 137A’dan 137D’ye kadar
olan maddeler, “işkence ve insan onuruna yönelik öteki suçlar”la ilgilidir.
Polisin işkence ve kötü muamele yapmasini yasaklayan temel hüküm olan 137A
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
5
maddesine göre; “Bir resini görevli ya da subay görevlerini fa esnasinda kendi yetkisi
altindaki bir kişiye a) bu kiiden ya da üçüncü bir ki,çiden itiraf taniklik, bilgi ya da fade
almak veya siyasal ya da baka bir ideolojinin kabulünü ya da reddini sa,larnak; b)
cezalandirnzak; c) bu kişiye ya da üçüncü kişilere gözda,i vermek amaczyla işkence
yaparsa... cezalandir,lir.”
Ceza, üç yil ile ömür boyu hapis arasinda deimektedir.
137A maddesi nadir olarak kullanilmakta ve dar bir şekilde yorumlanmaktadir.
İşkence ve kötü muameleyle ilgili olarak haklarinda dava açilan polis memurlannin,
“görevin kötüye kullanilmasi”, “yaralama”, “tehdit” ya da “hakaret” gibi daha hafif suçlarla
itham edilmeleri oldukça büyük bir ihtimaldir.
Gözaltindakileri korumaya ilişkin uygulamalarin yetersizliği
İşkence ve kötü muamele en yaygin olarak yakalama esnasinda ya da yakalanan kişinin
sorgu için bir karakola götürUlmesinden sonra gerçekIemektedir. Bu nedenle, bu süreçlerle
ilgili yasal korumalar ile bunlara titizlikle uyulmasi, ihiallerin önlemesi bakimindan çok
önemlidir.
Uluslararasi insan haklari standartiari, poliste gözaltinda bulunan bir kimseye
aşağidaki haklarin verilmesini gerektirir: yakalama ve gözalti nedeni hakkinda bilgilenme
hakki; gözaltina alindigrni bir yakinina ya da üçüncü bir kiiye haber verme hakki; bir
avukatla ilişki kurma ve bir doktora görünme hakki; ve haklari konusunda bilgilendirilme
hakki. Bu haklar Yunan yasalarinda da güvence altina alinmiştir.
Uygulamada, haklari konusunda bilgilendirilme, ailesi ve avukatiyla ilişki kurma ile
bir doktora görünme hakki da dahil olmak üzere, gözaltina alinan kimselerin haklariyla ilgili
hükümler ya siklikla gözardi edilir ya da bunlarin yerine getirilmesi makul olmayan bir
şekilde geciktirilir.
Lazaros Bekos ve Eleftherios Koutropoulos, gözaltinda dövfllen Roman gençler
İki genç Roman, 17 yaşindaki Lazaros Bekos ve 18 yaşindaki Eleftherios Koutropoulos, 8
Mayis 1998’de Mesolonghi’de yakalandiktan sonra polis tarafindan dövüldüler.
Lazaros Bekos bir büfeye zorla girmeye çalişirken, arkadaşi Eleftherios
Koutropoulos da gözcülük yapmaktaydi. Lazaros Bekos; “...sivil polis memurlari olay
yerine geldi ve bir silahla baimin arkasina vurdu. Bir tanesi beni yere itip üstüme basti”
demektedir. İki genç Mesolonghi karakoluna götürüldüler ve ayri ayn sorguya çekildiler.
Her ikisi de, baka suçlari da itiraf ettirmek ya da uyuturucu ticaretiyle ilgili bilgi
elde etmek için dövüldükLerini ve cinsel tacizle tehdit edildiklerini ileri sürmektedirler. Bir
kaç polis memurunun bacaklarina, omuzlarina ve ensesine coplarla vurdugunu söyleyen
Lazaros Bekos, devamla; “bir polis memuru, masasinin altindan (büfeye girmek için
kullanmiş olduğum) demir bir çubuk aldi ve dogruyu söylemezsem beni bogacagini
söyleyerek çubugu bogazima dayayadi” dedi. Lazaros Bekos ayrica, “bir polis memuru,
‘seni düzmem için pantolonunu aagiya indirmezsen burada ölürsün’, dedi Pantolonun
dügmesini çekip açti. Ben tekrar
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
6
ilikledim, o zaman da [onlar] beni dövdüler...” iddiasinda bulundu.
Eleftherios Koutropoulos da; “Bana vurduklari zaman bağirip agladim. Bekos’un da
bağirip agladigini duydum.” şeklinde benzer iddialarda bulundu. Eleftherios Koutropoulos
ayrica, bir polis memurunun kendisini copla tecavüz etmekle tehdit ettigini de ileri sürdü.
İki genç, karakola vardiklarinda anne-babalarini aramalarina izin verilmedigini ve
bir avukatla iliki kurma hakki taninmadigini söylemektedirler. Polis memurlan tarafindan
yapilan sorgulamalari sirasinda hiç bir avukat hazir bulundurulmamişti.
İki genç 9 Mayis’ta yerel cumhuriyet savcisinin karisina çikartildilar. Savci,
Lazaros Bekos hakkinda hirsizliga teebbüsten, Elefthrerios Koutropoulos hakkinda da suça
itirakten dava açarak duruma için gUn belirledi ve serbest birakilmalarini kararlatirdi.
(Kasim 1999’da Lazaros Bekos ve Eleftherios Koutropoulos sirasiyla 30 ve 20 gün hapis
cezasi aldilar ve cezalari üç yil boyunca ertelendi.) İki genç, gördUkleri kötU muamele
hakkinda savciya ikayette bulunmadilar. Lazaros Bekos’a göre, “bir ey söylememeleri, aksi
halde Ioannina’daki cezaevine gönderilecekleri” hususunda polis tarafindan uyarilmişlardi.
GHM ve MRG-G temsilcileri iki genci muayene için Patras’taki bir hastane ile bir adli tip
uzmanina götürdüler. Bu uzman tarafindan hazirlanan rapor “agir bir cisim”in yol açtigi
yaralara deginmekteydi. Lazaros Bekos vakasinda bu yaralar, “cildinde sol omzunda... sag
omuz bölgesine doğru genişleyen, koyu kirmizi (neredeyse siyah) renkte, iki adet 10
santimlik paralel ‘ikili yirtik” şeklinde tarif edilmekteydi. Eleftherios Koutropoulos’un
yaralari ise; “cildinde, sol omzunda, koyu kirmizi (neredeyse siyah) renkte bir çok 12
santimlik ‘ikili yirtik” içermekteydi.
İşkence ya da kötü muamele yapmakla suçlanan polis memurlari, Yeminli Idari
Soru,vturma olarak bilinen bir iç soruşturmanzn yanlszra, adli bir kovuturmaya da
tabi olabilirler. Bu iki ilem birbirinden ba,zmsiz olsa da, bir mahkeme tarafindan
karntlanmi olgular disiplin ileminde dikkate alinzrlar. Benzer sekilde, idari
soruşturmada bir suçun ilendigi tesbit edilirse, savciligin haberder edilmesi
zorunludur ve elde edilen bulgular ile idari soruyturmanin sonuçlari ceza yargzlamasi
sirasinda dikkate alinir.
11 Mayis 1998’de GHM/MRG-G tarafindan olay kamuoyuna duyuruldu. Bir iç polis
soruşturmasi (Yeminli tdari Soruşturma) açildi ve bir yil sonra, 18 Mayis 1999’da
tamamlandi. Soruşturmada iki polis memuru, Komiser Apostolos Tsikrikas ve Komiser
Yardimcisi B’nin “olaganüstü bir vahşetle davranmi” olduklari ve görevden geçici olarak
alrnmalari gerektigi sonucuna varildi.
Görünüe göre açik olan bu sonuç, Yunan Emniyet Müdürü tarafindan kabul edilmedi.
14 Temmuz 1999’da yayinlanan resmi bir yazi Apostolos Tsikrikas’in, “emri altindakilerin
gözaltindaki iki kiiye kari kabul edilemez ve vahi davranişlarini önlemedigi”nin saptandigi
belirtiyordu. Apostolos Tsikrikas 20.000 Drahmi (o dönemde yaklaik olarak 60 ABD Dolari)
para cezasina çarptirildi ve rütbesi düürüldü. tkinci polis memuruna kari hiç bir disiplin
önleminin alinmadigi, iki genci dövmekten sorumlu olduğu iddia edilen astlarm kimliginin
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
7
belirlenmedigi görtilmektedir.
Yunan yasalarina göre, ihialin ma,duru olanlar ya da aileleri cumhuriyet savcisrna ikayette
bulunabilirler. Cumhuriyet savczlari, ihialle ilgili bilgi sahibi olduklarinda, suç
duyurusunda bulunulmami olsa bite, (suç duyurusunu da kapsayan) cezai ilem batatmakla
yükümtüdür. Savcilar, itk olarak bir suç itenip i,vtenmedigini belirlemek üzere (polis
tarafindan) bir ön inceteme balatitmasini emredebilirter. Soruşturma tamamlandz,inda
savci dosyayi, sanik hakkinda dava açitzp açztmamaszna karar veren ve duruma öncesi
yargzçlar heyeti olan bir Adti Konsey ‘e havale eder.
13 Mayis 1998’de Patras’daki savcilik yetkilileri, Lazaros Bekos ve Eleftherios
Koutropoulos tarafindan dile getirilen kötti muamele iddialari hakkinda ön inceleme
açilmasi talimati verdi. İki genç, yaşadiklari bölgede hâlâ aktif görevde olan polis
memurlanna kari bir suç duyurunda bulunma konusunda başlangiçta endişeliydiler, fakat
Temmuz 1998’de suç duyurusunda bulundular. 9 Eylül 1998’de Apostolos Tsikrikas ve
baka iki polis memurunu kendilerine saldiranlar olarak tehis ettiler. Ne var ki, Komiser
Yardimcisi B. o dönemde baka bir birimde görevliydi. 31 Agustos 2000’de, olayin
üzerinden iki yildan fazla bir süre geçtikten sonra savci, üç polis memurunun (Apostolos
Tsikrikas ve iki meslektainin) yargilanmasi talebiyle dosyayi bir Adli Konsey’e gönderdi.
Adli Konsey, Eylül 2000’de sadece Apostolos Tsikrikas’in yargilanmasina karar verdi.
Apostolos Tsikrikas, 8 Ekim 2001 ‘de Palras’daki bir mahkemede, Ceza Yasasi’nin
insan onuruna kari suçlarda üç yildan beş yila kadar hapis cezasi öngören 137A (3)
maddesinden açilan davada yargilandi. Durumada Lazaros Bekos ve Eleftherios
Koutropoulos’un avukati, müvekkillerinin sanigi, kendilerini döven polis memurlarmdan
biri olarak tehis etmede tutarlilik gösterdiklerini ve tibbi bulgular ile fotografiarin
müvekkillerinin yaralarini teyid ettigini ileri sürdü. Beş polis memuru Apostolos
Tsikrikas’in iki gence kötü muamelede bulunmadigi yönünde taniklik etti ve savci,
Apostolos Tsikrikas’in beraatini istedi. Mahkeme, sanigin iki gence zarar verdiginin
kanitlanamadigina karar verdi ve 9 Ekim 2001 ‘de Tsikrikas beraat etti.
Dosya imdi Avrupa tnsan Haklari Mahkemesi önündedir.
Ilias Hatzidiakos, kolu kirilana kadar tekmelendi
40 yaşinda bir (Yunan) erkek olan Ilias Hatzidiakos, 6 Temmuz 2001 günü Rodos adasinda
iki polis memuru tarafindan küçük bir trafik suçu nedeniyle durduruldu ve ceza kesildi.
Memurlardan biri araç belgelerini görmek istedi. Hatzidiakos belgeleri yeterince hizli
çikaramayinca, polis memuru bundan dolayi da ceza yazmaya baladi. Ilias Hatzidiakos elini
memurun defterinin üzerine koyarak, durmasini istedi.
Ilias Hatzidiakos’a göre, memur onu etkisiz hale getirdikten sonra kelepçe takti.
“Kelepçe takar takrnaz bana vurarak yere yiktilar ve bairn asfalt yola çarptz.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
8
Yaralanmi,vtzm ve kaniyordum, buna ramen bazma vurdular,ancak, şakrnlzk
ve aci içinde oldu,umdan bana yumruk mu yoksa tekme mi atiyorlardi ayirt
edecek durumda degildim.”
Polis memurlari onu Afantos karakoluna götürdüler. Karakolda yakinlarina telefon
etme talebi gibi, su verilmesi talebinin de reddedildigini belirten Hatzidiakos bir hücreye
konuldu ve iddiaya göre polis memurlarindan biri onu bir silahla tehdit edip tekmeledi.
“Daha önce ikili bir kiriktan dolayi ameliyatli olan koluma dikkat etmesi için
yalvardim, ancak polis memuru midemi ve ardindan da sol kolumu tekmeleyerek yeniden
kirilmasina neden oldu. [Ne olduğunu] anlayinca ona, ‘kolumu kirdin., lütfen bir doktor
çagir,’ dedim. Ben aciyla kivranirken polis memuru cinsel organlarima vurmaya çaliti ve
darbeden kaçinmak için egilince, tekme sag kaburgama geldi. O zaman sonumun geldigini
düşündüm...”
Ilias Hatzidiakos’un kiz kardei onu karakolda aradi, ancak ne ona, ne de avukatina
Hatzidiakos’la konuma izni verilmedi. Belirtildigine göre, onlarin taleplerine rağmen polis,
üç saat boyunca, o gece geç saatte kadar Hatzidiakos’un hastaneye gitmesine izin vermedi.
Hastane tarafindan hazirlanan tibbi rapor, alninda bereler, sol kolda kirik ve gögsünde ve
karrnnda siyriklar tesbit etmektedir.
Polis yetkilileri idari soruşturma açilmasi talimati verdiler ve belirtildigine göre
ilgili iki polis memuru geçici olarak baka yere tayin edildi. Bu arada Rodos savciligi bir ön
soruşturma balatti. 18 Temmuz 2001’de Ilias Hatzidiakos, görevi ihlal, tehdit, hakaret ve
tehlikeli şekilde yaralama suçlamasiyla, iki polis memuru hakkinda ikayet bavurusunda
bulundu. Haziran 2002’nin sonuna gelindiginde adli soruşturma hala tamamlanmamişti.
Ağustos 2001 ‘de idari soruşturmada, iki polis memurunun Ilias Hatzidiakos’la
fiziki mücadeleye Giriştikleri ve “uygunsuz davrani”lari nedeniyle kendileri ve daha genel
olarak Yunan Polis Tekilati hakkinda “olumsuz kanaat” uyandirdiklan sonucuna varildi.
Soruşturma raporunda, polis memurlannin para cezasiyla cezalandirilmalari önerildi, ancak,
daha sonra müessir flulden hüküm giyerlerse görevden ihraçla cezalandirilabilmeleri
ihtimalini açik birakti. Bu disiplin soruşturmalannrn nihai sonucu AI/THF tarafindan
bilinmemektedir.
Refat Tafili, iç organlarinda ciddi hasarlar olan bir Arnavut genç
16 yaşinda, geçerli belgeleri olmayan bir Arnavut göçmen olan Refat Tafihi Aralik 2000’de
Yunanistan’a geldi ve bir yakrninin yardimiyla i buldu. Kendi anlatimina göre, 8 Şubat 2001
akşami saat 21.30’da üç sivil giyimli polis, Tafili’nin baka Arnavutlarla birlikte kaldiği
Atina’nin Aghios Stefanos semtindeki bir eve baskin düzenledi.
Polisler geldiginde ben ... yatmaya hazirlaniyordum. Kapiyi açip içeriye
girdiler Beni tutup yakalayarak diariya çikarttzlar Yere itip, karnimi ve
bacaklarimi teklemeye bavlad,lar Elektriklifeneri gözüme tuttular ve benimle
Yunanca konutular, ancak ben bir ey anlamadim.”
Refat Tafili ile diğer bir Arnavut, Aghios Stefanos’daki polis karakoluna götürülüp bir
hücreye konuldular. Refat Tafihi kendini iyi hissetmiyordu, ancak polis, tibbi yardim
çagirmak
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
9
yerine onu sokağa birakti. Gözaltina alinişi ile serbest birakilişini ya da gözalti
memurlarinin adlarini kaydetmemişlerdi.
Ertesi sabahin erkeninde akrabalari Refat Tafihi’yi hastaneye götürdUler; orada,
dalağinda ikili bir yirtik olduğu ortaya çikti ve dalağinin alinmasi için acil ameliyata alindi.
Tafihi bir haftadan fazla hastanede kaldi. 17 Temmuz 2001 günü sabah saat 8.30’da,
akrabalarinin onu hastaneden çikarmak için bekledigi bir sirada silahli polis memurlari
Refat Tafihi’yi hastanede yakaladilar ve sinirdii edilene kadar gözaltinda tutmak üzere
Atina’daki Papagos Polis Karakolu’na götürdüler. Durumu protesto eden bir akraba da polis
karakoluna götürüldü ve orada Refat Tafihi’nin 8 Şubat’ta ugradigi dövülme olayini rapor
etti.
Refat Tafihi ve akrabasi daha sonra Atina Emniyet Müdürlügü’ne götürüldüler ve
orada, Refat’i döven üç polis memuru hakkinda suç duyurunda bulundular. Akraba serbest
birakildi, Refat Tafili ise Aghia Paraskevi Polis Karakolu’na nakledildi. Orada, kendisini
dövmü olan üç polis memurundan birini tehis etti. Bu memur ile kimligi bilinmeyen diğer
polis memurlari hakkinda cezai işlem başlatildi. Bir idari soruşturma da açildi.
Refat Tafihi hâlâ güçsüz ve aci çekiyordu; hastane kayitlarinda, ameliyattan sonra
enfeksiyon kapmamasi için özel bakim gerektigi tavsiye edilmişti. Ne var ki, hijyenik
olmadiği iddia edilen, küçücUk bir hücrede beş yetikin göçmenle birlikte tutuldu. tki gün
boyunca yemek verilmedigi, bir akrabasinin ziyaretine izin verilmedigi ve hücresinden,
günde sadece iki kere tuvalete gitmek için çikarildigi ileri sürUldü. Reçetesinde yazili ilaçlar
ancak iki gün sonra kendisine verilmeye balandi, ancak reçetede belirtilen saatlerde
verilmiyordu.
Tibbi kayitlarinda en az iki ay tibbi gözetim altinda kalmasi tavsiye edildigi halde,
22 Şubat 2001’de Kamu Düzeni Bakanligi tarafindan Refat Tafihi’ye 15 gün içinde ülkeyi
terk etmesi emredildi. Ancak, tahliyesinden kisa bir süre önce Tafihi’nin saglik durumu
kötüleşti. Yüksek ateş ve iç kanamali bir halde kelepçe takilarak Polis karakolundan, 5
Mart’a kadar kaldigi Sismanoglio Hastanesi’ne götürüldü. Avukati, sinirdii kararina itiraz
etti ve Ombudsman’in devreye girmesinden sonra Refat Tafihi’ye, istisnai nedenler
dolayisiyla alti ay daha ülkede kalma izni verildi. Ondan beri bu izin uzatilmaktadir.
Bu vakadaki ilemler, söz konusu polis memurlarimn tehisindeki güçlükler nedeniyle
gecikti. Refat Tafihi korkmaktaydi ve Aghios Stefanos Polis Karakolu’nda bir tehise
katilma hususunda isteksizdi. Belirtildigine göre, yai küçük olduğu, Yunanistan’da
ebeveynlerinden kimse bulunmadigi, Yunanca bilmedigi ve travma geçirmi olduğu halde,
soruşturmayi yürüten polis memurunun, avukati ile bir tercümanin kendisine elik etmesine
izin vermeyi reddetmesinden dolayi böyle bir korku ve isteksizlik içindeydi.
Bununla birlikte, belirtildigine göre 2001 yilinin sonunda idari soruşturma
sonuçlanmiş ve iki polis memurunun ciddi disiplin suçlari işlemiş olduğu sonucuna
varilarak, birinin meslekten kesin ihraci, diğerinin ise görevden uzaklatirilmasi tavsiyesiyle
sözkonusu polisler Disiplin Kurulu’na sevkediImiti. Yine de, 2002 Haziran’inda basinda yer
alan bir haber, bu polis memurlarindan birinin ya da ikisinin birden belki beraat
edebilecekleri belirtiliyordu.
Adli süreç daha az bir ilerleme kaydetti. Belirtildigine göre, iki polis memuru ağir
yaralamayla suçlandi. Üçüncü polis memurunu tehis etme çabalari ise devam etmektedir.
Refat Tafihi’nin ailesi, zararlarrnin tazmini için kendisinin adina bir hukuk davasi açti.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
10
Girit Adasi’nda kötfl muameleye maruz kalan göçmenler ve ilticacilar
30 Mayis 200 l’de bir TUrk balikçi teknesi, Sahil Kurtarma Servisi tarafindan Girit
Adasi’ndaki bir limana çekildi. Teknede, çogunlugu Türkiye, Irak ve tran’dan gelen Kürtler
olmak üzere, içinlerinde Türk, Afgan, Pakistanh, Eritreli ve Etopyalilarin da bulundugu
toplam 164 yabanci uyruklu vardi. Teknedekiler kiyiya çikarildiktan sonra dört Türk, insan
kaçakçihgi suçlamasiyla tutuklandi
Geçerli belgeleri olmayan ve aralarinda 20 kadin ile 25 çocugun da bulundugu
göçmen ve ilticacilar grubu bir kaç gün Hania’da, Souda’daki eski Deniz Ticaret
Akadamesi’nde tutuldu. Iddiaya göre, orada, sahil koruma muhafizlari erkeklerin birçoguna
saldirdi ve dövdü. Daha sonra bir soruşturma yargicina beyanda bulunan grup
mensuplarindan biri, bir sahil koruma muhafizinin kendisine copla tecavüz ettigini belirtti. 6
Haziran’da yerel doktorlar, dövüldüklerini iddia eden grup mensuplarini muayene etti.
Doktorlar, bunlardan en az 16’sinda ezikler, şişlikler ve yirtik bir kulak zari da da dahil
olmak Uzere çeşitli yaralanmalar gözlemlediler. Beş tanesi, ileri tetkikler ve tedavi için
hastaneye sevkedildi.
7 Haziran’da Médecins du Monde (Dünya Doktorlari / MDM) Yunanistan
seksiyonu, sözkonusu ilticaci ve göçmenlerin genel saglik durumlari ve tedavileri
hususundaki endişelerini kamuoyuna açikladi. Ertesi gün Liman Idaresi Müdürü, idari bir
soruşturma açilmasi talimati verdi.
Kisa bir süre sonra grup, eski Hania havaalanina götürüldü. 10 Haziran’da iki MDM
doktoru tarafindan orada ziyaret edildiler; doktorlar yarali erkekleri muayene ederek,
yaralarrnin fotografiarini çektiler. MDM, 164 kişilik grubun 100 ile 150 metrekare arasinda,
sadece üç tuvaletin olduğu ve açik alana çikma imkanrnrn bulunmadigi bir odada,
parmakhklar ardinda tutulmakta olduğunu rapor etti. Kadrn ve çocuklar, erkeklerle ayni
yerde tutuluyordu. Yüksek yaz sicakliklan nedeniyle koşullar daha da kötüleşti. MDM,
kadin ve çocuklara kalacak yer saglama önerisinde bulundu. Bildirildigine göre, gruptaki
herkes Haziran ayi ortalarinda Atina’ya nakledildi.
Yapilan idari soruşturmada, bir memurun “[tehlikeyi] önleyici olmayan bir tarzda”
iddet kullanmiş ve olayi gizlemiş olduğu, beş sahil koruma muhafizinrn ise fiziksel ya da
manevi taciz, eşcinsellik iftirasi ve “askeri tarzda bir ceza” hareketi yapmaya zorlamaktan
(gözaltindakilerden birini tavan gibi ziplamaya zorlama) suçlu olduğu sonucuna varildi.
Bildirildigine göre, Kasim 2001 ‘de bu memur ile bir sahil koruma muhafizi 20 gün kişla
hapsi, diğer sahil koruma muhafizlari ise 30 ile 50 gün arasinda degişen hapis cezasiyla
cezalandirilmişlardir.
Ekim 2001’de Hania Donanma Mahkemesi Savcisi, beş sahil koruma muhafizi
hakkinda insan onuruna kari işlenen suçlardan cezai işlem başlatilmasi talimati verdi. Ancak,
bir soruşturma yargicinin kötü muamele gördüklerini iddia eden üç erkegi Mayis 2002’de
tanik olarak ifade vermeye çağirişina kadar, soruşturmaya yönelik hiç bir faaliyete
girişilmedi. Temmuz 2002’de Pire Donanma Mahkemesi’nin bir soruşturma yargicina tanik
ifadesi verdiler.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
11
Güvenlik güçleri mensuplarinin ateş açmalari
2001 yilrnin sonlarina doru biri Roman, biri de Amavut göçmen iki genç erkek, (ayri ayri
olaylarda) polis memurlari tarafindan vurularak öldürüldüler. Polis memurlan, silahiarinin
kazayla ateş aldigini söylediler. Bunlar, hiç bir şekilde Yunan polisinin bu türden bir
açiklamayi kullandigi uk vakalar degildi. Baka olaylarda sinir muhafizlari ve sinirda görevli
askerlerin, ülkeye yasa dii yollarla girmeye çalişan silahsiz Arnavutlara ateş açtigi ve en az
bir olayda ölümcül derecede olmak üzere yaraladigi iddia edilmektedir. Bunlara ek olarak,
sahil koruma muhafizlarinin, belgesiz göçmenleri Yunanistan’a taiyan teknelere ateş açtigi
belirtilmektedir.
Güvenlik güçleri mensuplari, karmaik ve tehlikeli durumlarda anhk kararlar
vermede bazen zorlanmaktadirlar. Bununla birlikte, Yunan polisi ve diğer güvenlik güçleri
mensuplarinin bir kaç vakada ateşli silahiari uluslararasi standartiara aykiri bir şekilde
kullandiklari görünmektedir. Birleşmiş Milletler’in (BM) Güvenlik Güçleri Mensuplarinin
Zor ve Ateşli Silahiar Kullanmalarina İlişkin Temel İlkeleri’ne göre, ateşli silahiar, son çare
olarak sinirlanmiş bir şekilde ve ancak yakin ölüm ya da ciddi yaralanma tehdidi içeren
durumlarda, daha az aşiri önlemler yetersiz kaliyorsa kullanilmalidir. Ateşli silahiar öldürme
niyetiyle, ancak yaami korumak için kesinlikle kaçirnlmaz olduğunda kullamlabilir.
Bu ilkelere aykiri bir şekilde öldürücü olmayan zor kullanimi, işkence veya
zalimane ya da onur kirici muamele veya cezalandirma anlamina gelebilirken, ölümcül zor
kullanimi, keyfi olarak yaamdan yoksun birakmak anlamindadir. Yaam hakki, işkence ve
kötü muamele görmeme hakki ile kii güvenligi hakki, Yunanistan’in da imzaladigi ve
hukuken baglayici bir sözleşme olan Uluslararasi Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nde
kutsal bir bak olarak kabul edilmiştir.
Yunan Hukukunda ateşli silahiarin kullanimi
Yunanistan’da güvenlik güçleri mensuplarinin ateşli silahiari kullanmalari, Yunanistan’in
Alman işgali altinda olduğu 1943 tarihine kadar giden bir yasada düzenlenmektedir.
29/1943 sayili Yasa’nin 1. maddesi, bir polis memurunun “...sonuçlarindan her hangi bir
sorumluluk [taimadan]... yasalari, yetkili makamlarin emir ve kararlarini uygulamak ya da
halk toplantilarini dagitmak ya da ayaklanmalari bastirmak” gibi hallerde ateşli silahiari
kullanabuleceği hususu da dahil, geni bir dizi durum siralar.
29/1943 sayili yasa, Yargitay Cumhuriyet Basavcisi, kidemli Yunan polis
memurlari, Yunan polis çalişanlarini temsil eden sendikalar ve Ulusal Insan Haklari
Komisyonu’ndan, kusurlu olduğuna dair hakli eleştirilere ugramitir. Şubat 2002’de Kamu
Düzeni Bakani, yakinda “hem dikkatsiz silah kullammina kari vatandaşlari koruyacak, hem
de ne zaman silah kullanabulecegini daha iyi bilecek polis memurlanni koruyacak” yeni bir
yasanin çikartilacağini duyurdu. Nisan 2002’de, bir uzmanlar komitesi tarafindan --polisin
ateşli silahiari kullanimi ile polis eğitimine dair-- iki yasa taslaginin hazirlandigi öğrenuldi,
ancak Haziran sonuna gelindiğinde bu yasalar henüz yayinlanmamiş ya da kabul
edilmemişti.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
12
Marinos Christopoulos, otomobilinde vurularak öldürülen bir Roman
Bir polis memuru, 24 Ekim 2001 günü Attica bölgesindeki Zefyri’de 21 yaşindaki Roman
Marinos Christopoulos’a ateş açti ve bainin arkasindan tek kurunla öldürdü. Bir polis
devriyesi kullandigi araci kenara çekmesini iaret ettiginde arabayi durdurmamiti. Sözkonusu
polis memuru tutuklanarak, dikkatsizlik ve tedbirsizlikle ölüme sebebiyet verme ve yasaya
aykiri silah kullanmakla suçlandi. Beş gün sonra kefaletle serbest birakildi ve baka bir
bölüme tayin edilmesine rağmen görevine iade edildi. Polis memurunun serbest birakilmasi,
Zef’ri’nin Roman mahallesinde protestolara ve kargaalara yol açti.
Polis memuru soruşturma yarglclna, Marinos Christopoulos’un onu ezmeye teebbüs
ettigini ve kendisinin otomobilden kaçmaya çaliirken dengesini kaybedip tökezledikten
sonra kazayla tetigi çektiğini söyledi.
Bununla birlikte, Mart 2002’de tamamlanan bir idari soruşturmada, polis
memurunun “içgüdüsel davranişla, sa elini belinde taşidiği tabancasznzn üstüne koyduğu,
belinden çikardiği, uzaklaşmakta olan otomobile nian aldigi ve ilerleyiini durdurmak için o
yöne doğru bir kez ateş ettiği” sonucuna varildi. Soruşturmada, söz konusu polis memuru
Disiplin Kurulu’na sevkedildi. Raporda, polis memurunun, bu hareketinin dikkatsizlik ve
tedbirsizlikten ölüme sebebiyet verme suçunu ilemek suretiyle sürücüyü öldürebilecegi
olasiliginrn farkinda olmasina rağmenve bunu kabul ederek, otomobili durdurmak için ateş
etmiş olduğu gerekçeleriyle meslekten ihraci önerildi. Ocak 2002’nin sonunda adli
soruşturma tamamlanmişti. Ancak Haziran 2002’nin sonuna gelindiginde dosya, polis
memurunun yargilanmasi gerekip gerekmediği hakkinda karar verecek bir Adli Konsey’e
gönderilmemişti.
Ferhat Çeka, sinir yakininda vurulan yaşli bir Arnavut
67 yaşindaki Ferhat Çeka, 199 l’den bu yana her yil bir kaç ay Yunanistan’daki çiftliklerde
çaliarak kit emekli maaina katki saghyor ve Arnavutluk’un bakenti Tiran’daki ailesini
geçindiriyordu. Mart 2002’de bir kez daha yola çikti. Kendi anlatimina göre, 8 Mart gecesi
tek başina ve silahsiz olarak gizlice Yunanistan’a girdi ve Aghia Ioanna Askeri Ileri
Karakolu yakrnlarinda askerler tarafindan yakalandi. Belirttigine göre, önce dövüldü,
ardindan da yakin bir mesafeden vuruldu.
“Akam saat 18.30 civarinda ... dag yamacina tirmanmaya başladim ... Tepeye
vardiğimda ormandan geçen bir patikayi aldim. 300 metre gitmemitim ki bir köpek
havlamasi işittim. Köpek üstüme atladi ve ceketimin kolundan beni yakaladi. Sonra
askerlerin ‘dur!’ diye bağirdiklarmi duydum. ‘Tamam’ diye cevapladim. Kaçmaya
çalimadim ve askerlere kaçmak istediğimi düündürtecek hiç bir ey yapmadim. Tam tersine
verdikleri emirlere uydum.
“Askerler belli bir mesafeden bana seslendiler ve ben de yalniz
olduğum karihginr verdim. Geli üstümü aradilar, köpe,i geri ça,irdilar
ve üzerimdeki her sveyi aldilar ... [Ondan sonra] yere yüzüstü yatmami
söylediler Yattiğim anda beni tekinelemeye ve tüfeklerinin kabzalarzyla
yanlarima, sirtima ve omuzlarima vurmaya başladilar. ‘Lütfen, ben
yaşli bir adamim, lütfen bana vurmayin ‘dedim.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
13
Askerler ‘biz sana soru sorrnadzkça tek bir söz söyleme ‘diye
bagirdilar
“Beni adam akilli dövdükten sonra ild asker (12-15 inetre kadar bir
inesafede duran ve yakla,vrnayan üçüncü bir asker daha vardi) bana
kalkrnarni söyledi. Zorlukla aya,a kalktinz. Beni dövrnü olan iki asker
beş metre kadar geri çekildi ve kendi aralarinda alçak sesle bir eyler
konuvtular Ne konuvinakta olduklarini ne anladirn ne de duydurn.
Ancak, bu konuvmadan sonra onlardan biri elinde bir tabancayla
arkanidan yaklazp, ‘ileriye do,ru yürü’ dedi. Tam lik adum atmak için
sa, aya,irnz kaldirrniken tabancayia bana ateş,v etti ve bir kez daha
yürürneye devam etmemi söyledi. Ania ben ona, baima ateş edip isimi
bitirmesini söylediin Yerde yarali yatarken bana, ‘i,ndi Arnavutluk ‘a
kaç ‘dediler.”
Ferhat Çeka Kastoria’daki hastaneye kaldirildi, ve yapilan bir ameliyatla sağ böbreği ve
karacigerinin bir kismi alindi.
“Hastanedeki dokuzuncu günüinde bir görevli tarafindan
sorgulandim ... Yaziniş olduklari yaziyi okurnadan ya da çevirmeden
irnzaia,nam için bana verdiler. Imzaiadirn, çünkü oniarin elindeydim
ve çok korkuyordurn. Biraz Yunanca biiiyorum arna yalnizca konuuian
Yunancayi. Yunanca okumarn yazmatn yoktur.”
Ferhat Çeka 21 Mart 2002’de taburcu edildi ve Arnavutluk’a döndü. Tibbi tedavisi orada da
sürdü. Tiran’da verilen bir tibbi rapor yaralarini teyid etti ve “bu olaylari ayrlntislna kadar
hatirliyor ... kabuslar görUyor ve uykusunda bağiriyor” denilerek, Çeka’nin korku ve
depresyon geçirmekte olduğu kaydedildi.
Mart 2002’de Yunan askeri makamlari bu vakayla ilgili idari bir soruşturma
balattilar Mayis ayi başlarinda tamamlanmi olan bu soruşturmanin sonuçlari kamuoyuna
açiklanmadi, fakat üst askeri makamlara iletildi. Dosya daha sonra Selanik Askeri
Savciligi’na gönderildi. Ancak Temmuz ayi ortalarina gelindiğinde, bu son makam hen üz
cezai ilem başlatip başlatmama hususunda bir karar vermemişti.
Cezasizlik: bir sistem bozukluğu
İnsan haklari ihiallerinin sürüp gitmesinin arkasinda duran temel etmenlerden biri cezasizlik,
yani yetkililerin sorumlulari adalet önUne çikannadaki yetersizlikleridir. Yunanistan’da,
işkence ve kötü muamele ile ilgili kovuturmalar enderdir, zaman geçiricidir ve hemen
hemen değişmez bir şekilde ya baarisiz kalir ya da gülünç cezalarla sonuçlanir.
Mayis 2001’de yayinlanan resmi rakamlara göre, 1996’dan 2000 yilina kadar olan
dönem içinde tek bir polis memuru bile işkence ya da kötü muameleden hüküm giymemiştir.
Bu dönem içinde, kötü muamele ikayetlerine karişilik olarak 163 idari soruşturma açilmiştir.
Bu soruşturmalarin sonucunda 121 ikayet reddediImi, 24 polis memuru (belirtilmemiş)
disiplin cezalari almiş ve 18 dosyada da bir karara varilmamiştir. Ceza kovuturmasi
başlatilmiş 52 dosyadan 18’i, ya sorumlu memurun beraatiyle ya da davanin reddiyle
sonuçlanmi, kalan 34 dosyada ise karara varilmamiştir.
2001 yih içinde, polis memurlarinin işkence ve kötti muamele yapmak ya da
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
14
yaralamakla (görev başinda işlenmiş suçlar) suçlanip yargilandigi iki dava bulunmaktaydi.
İlkinde bir mahkeme, Lazaros Bekos ve Eleftherios Koutropoulos’a kötü muamelede
bulunmayla ilgili olarak bir polis memuru hakkinda beraat karari verdi (yukariya bakiniz).
İkincisinde bir istinaf mahkemesi, Melpo Koronaiou’nun tehlikeli şekilde yaralanmasina yol
açmakla suçlanan bir polis memurunun mahkumiyet kararini onadi (aagiya bakiniz), ancak
30 aylik hapis cezasini tecil edilmiş 15 ay hapis cezasina indirdi.
Ateşli silahiarin yasaya aykiri kullanimindan kaynaklanan ölümler ya da
yaralanmalarla ilgili olarak güvenlik güçleri mensuplari hakkinda açilmiş kovuşturmalara
dair hiç bir resmi istatistigin bulunmadigi görülmektedir. 2000 yili balarindan Haziran
2002’in uk yarisinin sonuna kadar olan dönem içinde, polis memurlarinin Adli Konseyler’e
ya da mahkemeye sevkedildigi beş kadar dosyada üç polisi memuru, kasdi aan adam
öldürmekten suçlu bulunmuştur. Bunlardan ikisi tecil edilmiş hapis cezalari alirken,
üçüncüsü dört buçuk yillik hapis cezasini temyiz etmiştir. Diğer iki dosya ise duruma
aşamasina bile gelmemiştir. Ayni dönem içinde, sinirdaki ateş açmalarlà baglantih olarak
suçlanmiş her hangi bir sinir muhafizi ya da asker bilinmemektedir.
İnsan haklarirn ihial ettiğinden şüphelenilen güvenlik güçleri mensuplarini yargi
önüne çikarmadaki yetersizligin arkasinda bir çok etmen yatmaktadir. Resmi olarak gerekli
çabuklukla işleme konduklari zaman bile, soruşturmalar ender olarak sen bir şekilde
tamamlanmaktadir. Bazilari tam ve dikkatli olmaktan uzaktir. Esaslilik ve tarafsizhk,
kovutunnaIarda magdur ya da taniklara gerektiginde profesyonel tercüman saglamada
yetersiz kalindigi zamanlarda da baltalanir.
İşkenceye Kari Sözleşme altinda Yunanistan, “yargi yetkisi altinda bulunan her hangi bir
bölgede, bir işkence suçunun işlenmiş olduğuna inanmak için makul nedenlerin bulunduğu
her yerde, yetkili makamlarinin sen ve yansiz bir soruşturma yapmasi”ni saglamak ve “...
her bireyin... şikayette bulunma ve davasinin ilgili yetkili makamlar tarafindan süratle ve
yansiz bir şekilde incelenmesini isteme hakki”ni güvenceye almakla yükiimlüdür.
Benzer gereklilikler, “bir kamu görevlisinin aşiri ya da yasaya aykiri zor
kullanimi”ndan (Prensip 1) kaynaklanan ölüm durumlani için de geçerli olan BM Hukuk Dii,
Keyfi ve Kisa Yoldan tnfazlarin Etkin Biçimde Önlenmesi ve Soruşturulmasina İlişkin
Prensipler’de de belirtilmiştir. Bu prensipler de, “... sen, esash ve tarafsiz bir soruşturma...”
(Prensip 9) gerektirmektedir.
Yunanistan’da, ciddi insan haklari ihlalleriyle suçlanan polis memurlan, Yeminli
İdari Soruşturma olarak bilinen bir iç soruşturmanin yanisira, adli bir kovuturmaya da tabi
olabilirler. Bu iki işlem birbirinden bagimsiz olsa da, sonuçlari birbirini etkileyebilmektedir.
Yeminli İdari Soruşturma tek bir polis memuru tarafindan yürütülür ve işlemleri
gizlidir. Bu soruşturmanin kararlani daha yüksek polis makamlarinin yeniden incelemesine
açik olduğu halde, magdur olduğunu iddia eden kii bu kararlara itiraz edememektedir. Bu
usül tarafsizlik, bağimsizlik ve esasliligi güvence altina almamaktadir. Üstelik, böyle bir
soruşturmada, bir polis memuruna karşi yapilan suçlamalarm varligrnrn tesbit edildigi ve bu
polis memurunun meslekten atilmasi gerektiği sonucuna varilsa bile, bu öneri, üst
makamlarin yeniden incelemesinde bir kenara birakilabilmektedir. Uygulamada, polis
memurlarina nihayet verilmiş
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
15
cezalar da, ender olarak bir para cezasindan, geçici olarak görevden almadan ya da rütbe
indirmeden daha ağir olmaktadir. Bunlara ek olarak yetkililer, süren bir soruşturma sirasinda
polis memurlanni açia almada çogunlukla yetersiz kalmaktadirlar.
Savcilarin, görevleri kapsamindaki “cezalandirilabilir bir eylem”le ilgili bilgi
edinmeleri durumunda işlem başlatmalari yasa geregi olduğu halde, işkence ya da kötü
muamele magdurlari, savcilarin her zaman böyle hareket etmemelerinden ya da soruşturma
talimati vermekte veya adli tip muayenesi istemekte yava davranmalarindan
yakinmaktadirlar. Yunan hukukunda, bir işkence ya da kötü muamele magdurunun, adli
birimler tarafindan yürütülen soruşturmalara doğrudan katilabilme olanaginin
bulunmamasindan dolayi, bu tür gecikmeler kilit delillerin kaybolmasiyla
sonuçlanabilmektedir.
Örneğin, geçerli belgeleri olmayan bir Arnavut göçmen olan ve 15 Nisan 2002’de
bir polis takibi sonrasinda yakalanan Arnesto Nesto, yakalanmasi esnasinda ve daha sonra
Megara Polis Karakolu’nda sorgulanirken polisin kendisine vurdugunu, tekmeledigini ve
dövdügünü iddia etti.
Nesto, 18 Nisan 2002’de Atina’da çikarildigi bir savclya, belirttigine göre yaralarini
gösterdi ve ugrami olduğu kötü muameleden ikayetçi oldu. Savci bu iddialarla ilgili bir
soruşturma talimati veya adli tip muayenesi için bir mahkeme emri çikartilmasi talebinde
bulunmadi.
Arnesto Nesto ayni gün bir soruşturma yargicinin karisina da çikarildi. Avukatina
göre, Arnesto Nesto’nun yaralari açik ve net bir şekilde görülebiliyordu: yüzünde, ellerinde
ve ayaklarinda bereler vardi, giysileri kan lekeleri içindeydi. Nesto yargica şunlari söyledi:
“Megara Polis Karakolu ‘nda beni dövdüler, dövdüler, dövdüler, ve ben agzzmz açmadzm.
İfade vermeden önce de, verdigim sirada da dövdüler. Agzimi açmadim derken, polis
memurlarinin beni yapmadzgim eyleri söylemeye zorladiklarzni anlatmak istiyorum.”
Nesto, yetkili bir adli tip uzmani tarafindan muayene edilmek için yazili bir talepte
bulundu. Belirtildigine göre soruşturma yargici bu talebi yanitlamadi. Arnesto Nesto,
cinayete teebbüs, soygun ve yasaya aykiri silah bulundurma ile kullanmayi da kapsayan
suçlamalarla ilgili yürütülen soruşturma için nezarete geri gönderildi.
Ertelenen adalet
Yunan hukuk sistemi, kronik bir personel eksikligiyle ve kötü koşullarla muzdariptir.
Mahkemeler aşiri bir yük altindadir ve bir dosyayi duruma aamasina getirmek bir kaç yil
veya daha fazla bir zaman alabilmekte, hatta kesinleşmiş bir mahkeme kararina uIamak
daha da uzun sürmektedir. Polis memurlarinin ihlallerden dolayi hüküm giydigi çok az
sayidaki olayda bile, aşiri derecede uzatilmiş adli işlemler (ve genellikle önemsiz
düşüklükte cezalarin verilmiş olmasi), yargilamalann ve mahkumiyetlerin örnek oIuturma
ya da caydiricilik etkisini epeyce kirmaktadir.
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
16
Melpo Koronaiou vakasi
İşkence ve kötü muamele çogunlukla tecritte meydana gelmektedir ve mağdurlar,
şikayetlerini inandirici delillerle desteklemeyi zor ya da olanaksiz görebilmektedirler.
Bununla birlikte, tibbi bulgularin olayin fotograflariyla ve olanlari gören iki avukatin
tanikligiyla desteklendiği aşagidaki gibi ender görülen bir vakada bile sistem, esasli ve
tarafsiz adalet dagitmakta yetersiz kalabilmektedir.
14 Nisan 1995’te Atina’daki sol gruplar, bir kaç gün önce aşiri sagci olduğu iddia
edilen biri tarafindan yapilan biçakli bir saldiriya kari bir protesto gösterisi düzenlediler.
Olayda, biri neredeyse ölümcül olmak üzere iki genç erkek yaralanmiti. Protesto gösterisi,
göstericilerle çevik kuvvet polisi arasinda çatişmalarla sonaerdi ve en az sekiz gösterici daha
sonra hastanede tedavi edildi. Belirtildigine göre bir kaç polis memuru da yaralanmişti.
Gösterinin arka taraflarrnda olan içi ve sendikaci Melpo Koronaiou’nun etrafi,
Patissiaon Caddesi’nde bir kaç üniformali çevik kuvvet polisi ile bir sivil polis memuru
tarafindan çevrildi.
Bayan Koronaiou o ani şöyle ifade etti.
"Gerçekte yalniz ve silahsiz olmama, sirtimin onlara dönük olmasina
ra,men, polis memurlari... hiç bir neden olmaksizin ,viddetle bana
saldirdilar. Etrafimi sardilar ve kaldirima düene kadar beni tekmelemeye
ve coplariyla vücudumun her tarafina vurmaya başladilar Düştüğüm
zaman bile durmadilar, tam tersine, tamamen savunmasiz ve etkisiz hale
getirilmi olmama karvin, [bu sivil poiis memuru], hatta daha da büyük bir
şiddetle bavima ve yüzüme vurmaya devam etti."
Melpo Koronaiou, ancak kaninin kaldirima damladigini görünce kendisini birakan
bu meslektalarini durdurmak için diğer polis memurlannrn hiç bir ey yapmadiklarini iddia
etti. Koronaiou, bir ambulans gelene kadar yaklaik 40 dakika kaldirimda baygin ve
kanayarak kaldi.
Alişilmadik bir ekilde, bu olay bir fotografçi tarafindan kaydedildi ve iki avukat
bürolarinin balkonundan olayi gözledi. Fotografiar, 18 ve 19 Nisan 1995 tarihlerinde
Eleftherolypia gazetesinde yayinlandi. İki avukatin tanikligiyla birlikte bu fotografiar, sivil
polis memuru Vasilis Athanasopoulos’a kari ceza kovuturmasinrn balatilmasrni sağladi.
Melpo Koronaiou’yu muayene eden doktorlar, yüzünde ve vücudunun çeşitli
yerlerinde bereler ile alt ve yan çene kemiklerinde kiriklar olduğunu kaydetti. Bu yaralar
nedeniyle Melpo Koronaiou iki hafta boyunca konuamadi ve neredeyse bir yil boyunca
yemek yemek ve konumakta güçlük çekti.
Kamu Düzeni Bakani 20 Nisan’da bir idari soruşturma talimati verdi ve Vasilis
Athanasopoulos geçici olarak görevden alindi. Soruşturmanin akii içinde 40 kii ifade verdi,
ikisi diinda bunlarm hepsi polis memuruydu. Diğer iki kii ise, hala hastanede olan Melpo
Koronaiou’nun kendisi ile olayi görmü olan iki avukattan, defalarca açtigi telefonlarla en
sonunda soruşturmada görevli memuru ifadesini almasi hususunda ikna edebilmi olarnydi.
Belirtildigine göre ne meslektai, ne de olay yerinde bulunan diğer birçok tanik -göstericiler
ve
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
17
gazeteciler- görüldügü kadariyla ifade vermeye çağrilmadi.
İdari soruşturma 3 Mayis 1995’te tamamlandi. Melpo Koronaiou’nun avukatlari
dava dosyasina ve soruşturma bulgularina uIama talebinde bulundular. Ne sorgulananlarin
ifadeleri, ne de adli tip raporu Koronaiou’nun avukatlari tarafindan elde edilemedi.
Koronaiou’nun avukatlari, soruşturmayi yürüten memurun kararini ancak Şubat
1998’da Savcilik Bürosu araciligiyla alabildi. Bu belgede sadece taniklar ile ineelenen
belgeler siralanmiti ve u sonuca varilmiti: “Polis memuru yarali tarafi tekmeleme girişimi
sirasinda ya da girişmiken fotografianmaktadir, bununla birlikte onun böyle yaptigini
kanitlamamaktadir.” Soruşturma memuru, Vasi us Athanasopoulos ‘un eylemlerinin
“kendisine, bağli i olduğu bölüme ve genel olarak Polis Tekilati’na kari ters yorumlara yol
açmi olduğu” olgusunu dikkate alarak, üç ay süreyle görevden uzaklaştirilmasini tavsiye
ediyordu. (Bu tavsiyenin kabul edilip edilmedigi ya da Vasilis Athanasopoulos’a gerçekten
bir disiplin cezasi verilip verilmedigi açik degildir.)
Belirtildigine göre daha sonra durumada Vasilis Athanasopoulos; “soruşturmayi
yürüten kom iser yardimcisi, bana bir ceza vermek zorunda olduğunu, yoksa kamuoyunda
çok büyük bir tepkinin oluabilecegini söyledi” dedi. Vasilis Athanasopoulos’un daha sonra
terfi ettirildigi söylenmektedir.
Melpo Koronaiou, kendisinin tehlikeli şekilde yaralanmasina neden olmakla
suçladigi Vasilis Athanasopoulos ile kendisine saldiran ve adlari bilinmeyen diğer polislere
karişi 1 Haziran 1995’te bir ikayet dilekçesi sundu. Savcihk makami harekete geçmekte
yavaşti: hazirlik soruşturmasi ancak Ocak 1996’da açildi; o yilin Mayis ayinda tamamlandi.
Olaya dahil olan diğer polis memurlarindan hiç birinin kimligi belirlenemedi.
İlk ön duruşma 13 Mart 1997 tarihine kadar geciktirildi ve arkasindan sayisiz başka
gecikmeler ve ertelemeler geldi. Dava nihayet 25 Ekim 1999’da, Atina’daki bir
mahkemenin önünde duruma aamasina gelebildi. Vasilis Athanasopoulos kendisine
yöneltilen suçlamalari reddetti ve belirtildigine göre, söz konusu günde oradan tesadüfen
geçtigini ileri sürdü. Athanasopoulos, fotografin yanliş yorumlandigini, zira “onun önünden
geçmeye çahirken onun üstüne dütügü” için ayaginin kalkmiş olduğunu iddia etti. Yine de
mahkeme onu, (kimliği bilinmeyen) öteki kişilerle birlikte, Melpo Koronaiou’nun tehlikeli
ekilde yaralanmasina neden olmaktan suçlu buldu. tki buçuk yil hapis cezasina çarptirildi,
ancak temyize kadar serbest kaldi. Fotografiar ve olaya tanik olan iki avukatin ifadesi bu
mahkumiyetin çikmasinda çok büyUk rol oynadi.
İki yil sonra 10 Ekim 2001’de, Atina’daki bir istinaf mahkemesi Vasilis
Athanasopoulos’un temyiz talebini görUtü. Mahkeme mahkumiyet kararini, iyi halden
dolayi cezayi 15 ay hapis cezasina indirip üç yil süreyle de erteleyerek onadi. Melpo
Koronaiou’nun tazminat talebiyle açtigi hukuk davasi ise, bildirildigine göre Eylül 2002’de,
yani yaralanmasinin Uzerinden yedi yildan fazla bir zaman geçtikten sonra görülecek.
Tazminat talebinin önündeki engeller
Uluslararasi insan haklari standartlari, işkence ya da kötU muamele gibi ihlauuerin
mağdurlarinm
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
18
ya da --keyfi öldürme durumlarinda--ailelerinin, adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde
zararlarinin telafi edilmesi de dahil olmak üzere tazminat alabilmelerini saglayan
düzenlemeleri gerektirir.
Kuramsal olarak Yunan yasalari, uluslararasi güvencelere baglanmi tazminat hakkina
uygunluk gösterir. Yine de, uygulamadaki bazi engeller bu hakkz kisitlamaktadir.
Ma,durlar, tazminat davasi açmak için uygulamada (her zaman yasada yer almasa da) bir
avukatin yardimzna ihtiyaç duyarlar. Ancak, parasiz adli yardim hakkina sahip degillerdir.
Bu nedenle, ya bir avukat tutabilmeye güç yetirmek ya da az sayidaki sivil toplum
örgütlerinin veya gönüllü olarak parasiz avukatlik hizmeti sunan tek tek avukatlarin
yardimzna bavurmak zorundadirlar.
Avukat tutma maliyeti ile adli süreçlerdeki uzun gecikmeler, devletten kaynakli insan
haklari ihlalleri madurlarinin bir çogunun bilgisizligi ve kendine güvensizlik haliyle iç içe
geçmektedir. Bunlara, tazminat çabalarinin bir yarar saglayabilecegine anlaşilabilir bir
üpheyle yaklailmasi hali de eklendiginde, oldukça az sayida magdurun ikayetlerini
mahkemeye götürmesi hiç de airtici olmayacaktir.
Tavsiyeler
Uluslararasi Af Örgütü ve Uluslararasi Helsinki tnsan Haklari Federasyonu Yunan
makamlarini, polisler ve güvenlik güçleri mensuplari tarafindan yapilan işkence ve kötU
muameleyi önlemek, ateşli silah kullamminda defalarca yinelenen uluslararasi insan haklari
standartiari ihlallerine son vermek ve insan haklari ihlallerindeki cezasizlik döneminin
kararlilikla kirilmasini saglamak üzere aagidaki önlemleri almaya çağirir.
1. İnsan haklari ihiallerini önlemeye yönellk adimlar
• Güvenlik güçleri mensuplarinin zor kullanimiyla ilgili Yunan yasalari ile insan
haklari standartiari siki sikiya uygulanmalidir;
• Gözaltina ahnan herkes, haklari konusunda anlayabilecekleri bir dilde derhal
bilgilendirilmelidir. Gözaltina ahnan kimselerin hemen ve düzenli olarak
avukatlarla ve doktorlarla iliki kurma hakki güvence altina alinmali ve ailelerini
haberdar etme hakki verilmelidir. Gözaltina alinip da, avukat tutabilme olanagindan
yoksun bulunanlar, saniklar için parasiz adli yardim olanaginin bulundugu
hususunda bilgilendirilmelidirler. Şikayet yollan hakkinda kendilerine bilgi
verilmelidir;
• Polis memurlarina yönelik egitim programlan, günlük görevlerde ve acil
durumlarda ulusal hukuk ile uluslararasi insan haklan standartiarini nasil
uygulayacaklarina dair, yasalann uygulanmasinda iddet içermeyen
önlemlere)7apilacak özel vurgularla birlikte pratik egitim vermelidir. Egitim
programlari, polis memurlari arasindaki irkçi ya da
Yunanistan: Kötü muamele, ateş açmalar ve cezasizlik
AI Dizin: EUR 25/020/2002 Uluslararasi Af Örgütü/Uluslararasi Helsinki Federasyonu Eylül 2002
19
yabanci dümani tutumlarla mücadele edecek önlemleri pekiştirmelidir;
• Polis, sahil koruma muhafizlari ve sinir görevi yapan askerlerin ateşli silahiari
kullanmalan hususunda yapilacak yasalar ve yönetmelikler, BM Güvenlik Güçleri
Mensuplarinin Zor ve Ateşli Silahiar Kullanmalarma İlişkin Temel İlkeler de dahil
olmak tizere, uluslararasi standartiara uygun olmahdir,
• Yunan makamlari, uluslararasi ve bölgesel insan haklari antlaşma organlarinin
tavsiyelerinin yerine getiri imesini saglamalidir.
2. Cezasizhgi önlemeye yönelik adimlar
• Güvenlik güçleri mensuplarina atfedilen tüm işkence, kötü muamele ya da
yasalara aykiri ateşli silah kullanrna iddialari sen, esasli, bagimsiz ve tarafsiz bir
şekilde soruşturmaya tabi tutulmali, soruşturma altinda bulunan memurlar,
soruşturma sonuçlanincaya kadar görevlerinden uzaklaştirilmalidir.
• Insan haklari ihiallerinden sorumlu olduğuna dair makul üphe altinda bulunan her
kolluk elemani adalet önUne çikarilmali ve cezalar, suçun agirligiyla orantili
verilmelidir;
• İnsan haklari ihiali magdurlari, sahip olduklari haklar, uygun çareler ve bunlara
nasil ulaşabilecekleri konusunda, anlayabilecekleri bir dilde bilgilendirilmelidir.
Adli tip muayenesine ve parasiz adli yardim olanaklanina, gerektiginde doğrudan
erişebilmelidirler. Magdurlar ya da aileleri, adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde
zararlarinin telafi edilmesi ile mümkün olan en iyi rehabilitasyon için olanaklar da
dahil olmak Uzere tazminat alabilmelidirler.