“uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

42

Upload: others

Post on 03-Nov-2021

31 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org
Page 2: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org
Page 3: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

“Uzun soluklu yürüyüşümüzü siz, Darüşşafaka dostlarından aldığımız güçle sürdürüyoruz”

Değerli okuyucular,

148 yılını tamamlayan Darüşşafaka Ailesi’nden yetişenler, toplumun değişik kesimlerinde her zaman başarılarıyla tanınmışlardır. Bu sayımızda Türk belediyeciliğinin en önemli ismi Osman Nuri Ergin’in de aralarında bulunduğu kendi alanlarında başarılara imza atmış temsilcilerimizin öykülerini sizlerle paylaşmayı sürdürüyoruz.

Başarının ardındaki en büyük etken şüphesiz ki, Darüşşafaka’daki eğitimin, çağın gerekleri doğrultusunda sürekli geliştirilmesidir. Yaşadığımız çağda da yaratıcılık, sorgulama, araştırma geliştirme, her kesim ve meslek grubu için önem arz ediyor. Darüşşafaka’da öğrencilere verilen kaliteli eğitimin yanı sıra kulüp çalışmalarıyla da onların yaratıcılıkları destekleniyor.

Global Finals yarışması kapsamında, 4. sınıf öğrencilerimiz, okulumuzdaki ilk yıllarını bile tamamlamadan, Mayıs 2010’da ABD ’de gerçekleştirilen ve 65 ülkenin katıldığı Instant Challenges “anlık çözüm” yarışmasında “Dünya yedinciliği” unvanını kazandı. Yine bu sayımızda da okuyacağınız üzere, Robot Kulübü’ndeki öğrencilerimiz, 30 okulun yarıştığı mart ayındaki FLL İstanbul Turnuvası sonucunda, Hollanda’da düzenlenecek Açık Avrupa Turnuvası’na katılmaya hak kazandı. Öte yandan fotoğraf kulübümüz, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün "Değerler Eğitimi" kapsamında düzenlediği "Sorumluluk" konulu fotoğraf yarışması sonucunda Sarıyer ilçe elemelerinden birincilik ve ikincilik ödülleriyle döndü. Öğrencilerimiz fotoğrafçılık konusundaki bu becerilerini, P&G ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz “Hayalden Gerçeğe” projesi kapsamında, Mardin, Safranbolu, Hasankeyf ve Amasra’da yaşayan çocuklarımıza aktardı. Darüşşafakalı öğrencilerimiz ve bölge çocukları tarihi, kültürel ve doğal hazineleri fotoğraf karelerinde harmanladı ve çektikleri fotoğrafları 11 Mart’ta Sofa Otel’de sergiledi.

Çocuklarımızın yaratıcılıklarının Darüşşafaka’ya gelir sağlamak amacıyla ticari ürünlere dönüştürülmeye değer bulunması da yine bizler için ayrı bir övünç kaynağıdır. Tasarladıkları kahve fincanları Kahve Dünyası iş birliğiyle satışa sunulurken, hayal güçlerini ortaya koyarak hazırladıkları ambalaj kâğıtları, Teknosa ürünleri alıcılarına ulaştı. Bununla birlikte 40 yıl boyunca yolu Darüşşafaka’dan geçmiş kızlarımız 5 Mart’ta toplanarak, daha fazla kız öğrenciyi bünyemize katmak için neler yapılabileceği konusunda fikirler geliştirdi ve projelerine başladı.

Bu sayımızda; Darüşşafaka’nın başarıya odaklı misyonuna katkıda bulunan Yakacık Rezidans bağışçımız Nuran ve Agah Bursalı çiftini, 1960-67 yılları arasında Darüşşafaka’da eğitim gören Cemal Olgun kardeşimizi (DŞ ’67), eğitim kurumumuzda öğretim yılı başında nöbeti devralan Lise Müdürümüz ve Kampüs Koordinatörümüz Adnan Ersan’ı ve İlköğretim Müdürümüz Çiğdem Kaya’yı konuk ettik.

Darüşşafaka hem misyonunun temeli olan “eğitimde fırsat eşitliği”ni yurdun her köşesine yaygınlaştırıyor hem de uyguladığı yetenek sınavıyla yaratıcılığa yatkın çocukların gelişimine yardımcı oluyor. Bu yıl yine, 29 Mayıs’ta yapılacak sınavla aramıza ülkenin dört köşesinden 120 yeni yavrumuzu katmak üzere yoğun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki babaları hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz, üçüncü sınıftaki çocuklara ulaşarak, onları Darüşşafaka sınavına girmeye davet ediyoruz. Bunun dışında öğretmenlerimiz, çalışanlarımız ve mezunlarımızla gideceğimiz 20 ilde, çocuklarımızla, aileleriyle ve öğretmenleriyle bire bir görüşme fırsatı bulacağız.

Uzun soluklu yürüyüşümüzü siz, Darüşşafaka dostlarından aldığımız güçle sürdürüyoruz. Desteğinizin artarak süreceğine ve her zaman yanımızda olacağınıza inanıyoruz.

Sevgi ve saygılarımla,

Zekeriya Yıldırım Yönetim Kurulu BaşkanıDarüşşafaka Cemiyeti

Page 4: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

4 HABERLER

12 SÖYLEŞİ Darüşşafaka Eğitim

Kurumları’nın gelecek

stratejisini Adnan Ersan ile

konuştuk

16 KAPAK Daçkalı kızlar,

40. yılda toplandı

26 HABER-SÖYLEŞİ Darüşşafaka Giriş Sınavı için

geri sayım başladı

Çiğdem Kaya:

“Doğuştan Darüşşafakalıları,

sınavımıza katılmaya davet

ediyorum”

28 BAĞIŞÇILARIMIZ Agah-Nuran Bursalı:

“Yavrulara yardım

edebiliyorsak

ne mutlu bize…”

30 DARÜŞŞAFAKALI Cemal Olgun:

“Darüşşafaka’nın kalbimizde,

hayatımızda çok özel bir yeri var”

34 İZ BIRAKANLAR Cumhuriyetin ilk şehir

tarihçisi: Osman Nuri Ergin

36 DARÜŞŞAFAKALI Ali Cabbar:

“Daçkalıların dostluğu

kardeşlikten ileri”

38 AKTÜEL Darüşşafaka’nın tarihi

misyonuna destek yağıyor

4

28

30

27

12

İçindekiler Mart 2011

İmtiyaz sahibiDarüşşafaka Cemiyeti adına

Yönetim Kurulu BaşkanıZekeriya Yıldırım

Darüşşafaka Cemiyeti, Darüşşafaka Cad. No:14 34457 Maslak-İstanbul

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü M.Talha Çamaş

Darüşşafaka Cemiyeti Darüşşafaka Cad. No:14 34457

Maslak-Sarıyer/İstanbul

Yayın KuruluM.Talha Çamaş

Arzu Yağmur, Yasemin Daşar,Gökşen Gökçer, Mine Yiş

Yönetim YeriDarüşşafaka Cemiyeti

Darüşşafaka Cad. No:14 34457Maslak-Sarıyer/İstanbul

Tel: 0212 276 50 20Faks: 0212 275 51 02

www.darussafaka.org

Yayın Türü: 4 aylık süreli yayınBaskı Tarihi: Mart 2011

Darüşşafaka Cemiyeti’ninücretsiz yayınıdır.

Yayına HazırlıkGenel Yönetmen: Metin GülbayGörsel Yönetmen: Murat Kara

Editör: Demet EyiGrafik Tasarım: Ertuğrul Mürtezaoğlu

Düzeltmen Editör: Ersel ErgüzFotoğraf Editörü: Murat Güney

Fotoğraf: Damla Salor,Gülhan Kırdı

Tel: 0216 681 18 22

Baskı: Dünya Yayıncılık A.Ş.Globus Dünya Basınevi100. Yıl Mahallesi 34440

Bağcılar/İstanbulTel: 0212 629 08 08

Page 5: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Darüşşafaka’ya bağış yapmanın birçok yolu var!Darüşşafaka’ ya yapılan her bağış Türkiye’nin aydınlık yarınlarına yapılan bir yatırım. 24 saatini Darüşşafaka’ da geçiren öğrencilerin eğitim masraflarının yanı sıra; giyim, barınma, beslenme ve sağlık gereksinimlerinin de karşılandığı düşünüldüğünde verilen her destek özel bir anlam taşıyor.

Velimiz olabilirsiniz “Darüşşafaka Velilerini Arıyor” projesi kapsamında, “Velimiz” olabilirsiniz. Bir öğrencinin bir yıllık eğitim gideri olan 10 bin TL’yi, bir defada ya da taksitlendirerek bağışladığınızda bir öğrencimizin bir yıllık eğitim giderlerine destek sağlayarak “Veli”si olabilirsiniz.

Her ay düzenli bağış yapabilirsinizKredi kartı formumuzu doldurarak düzenli bağışçımız olabilir, küçük bağışlarla öğrencilerimizin çeşitli giderlerine destek olabilirsiniz. Size bilgi vermek amacıyla bir tablo hazırladık. Örneğin; ayda 15 TL ile Kültür Gezileri Destekçisi, 300 TL ile Beslenme Destekçisi olabilirsiniz.

Hemen bağış yapın, siz de onlara bir gelecek bağışlayın!

Öğrenci Başına Yıllık Akademik Ay Akademik Ay Başına

Yemek Gideri 3.000 TL 10 300 TLKıyafet 300 TL 10 30 TLKitap - Defter-Kırtasiye 400 TL 10 40 TLKültür Gezileri 150 TL 10 15 TLSosyal Faaliyetler 150 TL 10 15 TLÖğrenci Harçlığı 150 TL 10 15 TLToplam 4.150 TL 415 TL

Page 6: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

4 HABERLER

Darüşşafaka yararına 22 Aralık 2010tarihinde Kadıköy Belediyesi Sü-reyya Operası’nda sahneye çıkan

ünlü piyanist Gülsin Onay müzikseverlereunutulmaz bir gece yaşattı. 2010 sezonu-nun İstanbul’daki ilk resitalinde hiçbir üc-ret almadan Darüşşafaka için piyano başınageçen Onay, müzikseverlere zengin reper-tuvarının vazgeçilmezlerini sundu. Konseröncesi sahneye çıkarak konuşma yapan Da-rüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başka-nı Zekeriya Yıldırım, “Dünyaca ünlü virtüözGülsin Onay’a, yoğun programları arasın-da zaman ayırarak Darüşşafaka’nın eğitim-de fırsat eşitliği misyonunun tanıtımınaverdiği destekten dolayı sonsuz teşekkürediyoruz. Fatih Çarşamba’daki binamızda70’li yıllarda düzenlediğimiz klasik müzik

konserlerimizi bugün, Darüşşafaka’ya ba-ğışlanan Süreyya Operası’nda yeniden can-landırmamıza vesile olan değerli bağışçımızFeruze Tunalıgil’e de şükranlarımızı sunu-yorum” dedi. Beethoven’ın “Ayışığı” sona-tıyla başladığı resitalini, “Beni her çalışımdayıllar öncesinin, artık masal olmuş hatırala-rına götürüyor” dediği Liszt’in “Dante” so-natıyla noktalayan Onay, ayrıca hocasıAhmet Adnan Saygun'un “Sonatina” veBartok’un “Eskizler” adlı eserlerini de yo-rumladı. Kerki Prodüksiyon’un gönüllü or-

ganizasyonuyla düzenlenen ve tüm gelirinDarüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlandığı ge-cede Darüşşafakalı öğrenciler, ünlü piya-niste nota figürlerinden oluşan bir tabloarmağan etti.

Gülsin Onay, Darüşşafaka’da…Yoğun programı arasında 13 Aralık

2010’da Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nıziyaret eden Gülsin Onay, Sanat Bölü-mü’ndeki derslikleri ve öğrencilerin çalış-malarını inceledi. Klarnet dersine katılanOnay, Darüşşafakalı öğrencilere piyanoylaeşlik etti.

Gülsin Onay,Darüşşafaka için sahnedeydiCumhurbaşkanlığı�Senfoni�Orkestrası�Solisti�ve�Bilkent�Üniversitesi'nin�sürekli�sanatçısı

dünyaca�ünlü�piyanist�Gülsin�Onay,�22�Aralık�2010’da�Süreyya�Operası’nda�Darüşşafakayararına�unutulmaz�bir�konser�verdi.�

Page 7: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

5HABERLER

Darüşşafaka Eğitim Kurumları, “Me-zun Konuşmacı Programı” kapsa-mında mezunları ile öğrencilerini

buluşturuyor. Öğrencilerin, Darüşşafa-ka’dan yetişip bugün farklı sektörlerde ça-lışan mezunların tecrübelerinden yarar-lanmasına ve Daçkalıların arasındaki ba-ğın güçlenmesine katkı sunan programçerçevesinde Darüşşafaka Lisesi 1971 me-zunu Prof. Dr. Selçuk Mercan, 1989 me-zunu Ataol Ay, 1999 mezunu Naim KenanHacıevliyagil ve 1951 mezunu Emekli De-niz Albay Neş’et İkiz, Darüşşafakalı öğren-cilerle bir araya geldi.

1971 mezunu Prof. Dr. Selçuk Mercanİstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi

Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sel-çuk Mercan (DŞ’71), Darüşşafaka EğitimKurumları “Mezun Konuşmacı Programı”çerçevesinde 12 Kasım 2010 tarihinde Da-rüşşafakalı öğrencilerle bir araya geldi.2007 yılında mide tümörünü ağızdan çıka-rarak bir ilke imza atan Prof. Dr. Mercan,hem Darüşşafaka yıllarına ait anılarını hemde mesleki kariyerinin kilometre taşlarınıpaylaştı. Panelin sonunda Prof. Dr. SelçukMercan, öğrencilerin tıp alanında kendisi-ne yönelttiği soruları yanıtladı. Programınsonunda Darüşşafaka Lisesi Müdürü Ad-nan Ersan tarafından Prof. Dr. Mercan’a,Darüşşafaka Eğitim Kurumları’ndaki yenigelişmeler hakkında bilgi verildi.

1989 mezunu Ataol Ay “Mezun Konuşmacı Programı”nın bir

diğer konuğu ise 1989 yılında DarüşşafakaLisesi’nden mezun olan Ataol Ay’dı. Sim-ternet Bilişim Sistemleri’nin kurucusu ve Da-rüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi

Ataol Ay (DŞ’89), 24 Aralık 2010 tarihindeDarüşşafaka Lisesi öğrencileriyle buluştu. İs-tanbul Teknik Üniversitesi Fizik Mühendis-liği Fakültesi’ni bitirdikten sonra bilişimsektöründe çalışmaya başlayan ve sektörün-de birçok ilke imza atan Ay, Darüşşafakalıöğrencilere bilişim sektöründeki avantajlar,dezavantajlar ve kariyer koşulları hakkındabilgi verdi. Kendisine yöneltilen mesleki so-ruları yanıtlayan Ay, bilişim dünyasında bir-çok farklı alandan mezun olanlarınçalıştığını fakat işini sevenlerin, sürekli ken-dini geliştirebilenlerin ve yeniliklere açıkolanların ayakta kalabildiğine değindi.

Programın ardından Darüşşafaka Lise-si öğrencileri, Ay’a kendi yaptıkları resmiarmağan etti.

1999 mezunuNaim Kenan Hacıevliyagil

Hollanda’nın Rotterdam şehrinde In-noppia firmasında proje müdürü olarak ça-lışan Naim Kenan Hacıevliyagil (DŞ’99),mesleki tecrübelerini Daçkalılarla paylaş-mak, sorularını cevaplandırmak üzere 14Ocak 2011 tarihinde Darüşşafaka EğitimKurumları’nı ziyaret etti.

Öğrencilere bilişim sektörü hakkındabilgi veren ve Darüşşafaka yıllarına ilişkin

anılarını anlatan Hacıevliyagil, ardından daDaçkalıların sorularını yanıtladı. 1999 yılın-da Darüşşafaka Lisesi’nden mezun olan Na-im Kenan Hacıevliyagil, 2000-2002 yıllarıarasında İTÜ Mimarlık Fakültesi EndüstriÜrünleri Tasarımı Bölümü’nde eğitim gör-dü. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Mü-hendislik Bölümü’ne, 2003 yılında MarmaraÜniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölü-mü’ne geçiş yapan Hacıevliyagil, 2005 yılın-da buradan mezun oldu. 2005-2007 yıllarıarasında Delft Teknoloji Üniversitesi’nde(Hollanda) teknoloji yönetimi alanında yük-sek lisans yapan Hacıevliyagil, yurt içinde veyurt dışında birçok seminere katıldı ve fark-lı yayınlarda mesleki yazıları yayımlandı.

1951 mezunu Neş'et İkizDarüşşafaka Lisesi 1951 mezunu, Emek-

li Deniz Albay Neş’et İkiz, 27 Ocak 2011 ta-rihinde Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nıziyaret etti. 10. ve 11. sınıf öğrencilerinin so-rularını yanıtlayan İkiz, deneyimlerini an-latarak Darüşşafakalı öğrencilerle sohbetetti. İkiz, konuşmasının ardından okulu-muza armağan ettiği 1951 yılı DarüşşafakaFutbol Takımı fotoğrafıyla öğrencileri se-vindirdi. 1932 yılında Bandırma’da doğanNeş’et İkiz, Darüşşafaka Lisesi’ni bitirdik-ten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fa-kültesi’nde eğitim gördü. Oradan DenizHarp Okulu’na geçerek 1954’te mezun ol-du. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na AmfibiAlay Komutanı olarak ilk dalgada katıldı ve“Madalyalı Gazi” unvanı aldı. Emekli ol-duktan sonra yirmi yıl boyunca yaptığı uzakyol kaptanlığıyla Türk deniz filosuna katkı-da bulundu. Neş’et İkiz’in “Kıbrıs Barış Ha-rekatı”nı anlattığı “Bir Ada Bir Dava BirSavaş” adlı bir kitabı da bulunuyor.

Mezun Konuşmacı Programı,Daçkalıları buluşturuyor

Farklı�sektörlerde�çalışan�Darüşşafaka�mezunları,�“Mezun�Konuşmacı�Programı”kapsamında�yuvalarına�dönerek,�anılarını,�kariyer�basamaklarında�nasıl�ilerlediklerini�ve

hayat�tecrübelerini�Daçkalılarla�paylaşarak,�onların�ufuklarını�genişletiyor.

Page 8: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Ku-rulu Başkanı Zekeriya Yıldırım,Başkan Vekili Davut Ökütçü ve be-

raberindeki heyet, 26 Kasım 2010 tarihin-de Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nı veDarüşşafaka Rezidanslarını tanıtım ama-cıyla Adana’da çeşitli ziyaretlerde bulun-du. Adana Valisi İlhan Atış, BüyükşehirBelediye Meclisi 1. Başkan Vekili MustafaTuncel, İl Milli Eğitim Müdürü Abdulga-fur Büyükfırat ve Adana Sanayi Odası Baş-kan Yardımcısı Sadi Sürenkök’ü ziyareteden Darüşşafaka heyeti, Türkiye’nin dör-düncü büyük kenti Adana’nın Darüşşafa-ka camiasında daha yüksek sayıda temsiledilmesinin önemini vurguladı. 1863 yı-lından bugüne “eğitimde fırsat eşitliği” il-kesini bağışlarla sürdüren Darüşşafaka’nınbu misyonuyla ülkemizin ilk ve tek halkokulu olma özeliğini taşıdığını ifade edenZekeriya Yıldırım, Adanalı öğrencilereerişmek kadar, bu amacı destekleyebilecekAdana’nın hamiyetperver insanlarına eriş-menin önemini de dile getirdi. Adana Va-lisi İlhan Atış çağdaş eğitim anlayışınınDarüşşafaka ile yaygınlaşacağını ifadeederken, Adana Sanayi Odası Başkan Yar-dımcısı Sadi Sürenkök ve Adana Büyükşe-hir Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili

Mustafa Tuncel de görüşmelerde eğitim-de fırsat eşitliği olanağı sunan Darüşşafa-ka’nın yaptığı hizmeti takdirle karşıladık-larını kaydetti. Heyet, ziyaretlerinin ardın-dan Darüşşafaka üyesi ve Rezidans bağış-çısı Ferda Saatçi’nin Adana HiltonOteli’nde organize ettiği Darüşşafaka Ta-nıtma Toplantısı’nda Adanalı hayırsever-lerle bir araya geldi.

6 YAŞAYAN DARÜŞŞAFAKALI İHSAN DEVRİMHABERLER

Darüşşafaka, Adana’da tanıtıldı

Daçkalılardan fotoğraf sergisi

Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda okuyan öğrencilertarafından farklı zaman ve mekânlarda çekilen fotoğraflar,24 Şubat 2011 tarihinde Yakacık Rezidans’ta açılan

sergiyle rezidans sakinleriyle buluştu. Sergisinin açılış törenineDarüşşafaka Lisesi Müdürü Adnan Ersan, Darüşşafaka EğitimKurumları Sanat Bölümü Başkanı Fuat Gönüç, Daçkalı öğrencilerile Yakacık Rezidans bağışçıları katıldı. Adnan Ersan’ınkonuşmasıyla başlayan tören, Darüşşafakalı öğrencilerin müzikdinletisiyle devam etti. Darüşşafakalı öğrencilerin objektifindenyansıyan kareler, 1 Mart’ta Maltepe Rezidans, 7 Mart’ta iseŞenesenevler Rezidans sakinleriyle buluştu.

Darüşşafaka yöneticileri,milli eğitim camiası ile buluştu

Milli EğitimBakanı NimetÇubukçu, 10

Ocak 2011 tarihindeDarüşşafaka heyetinimakamında kabul etti.Darüşşafaka CemiyetiYönetim KuruluBaşkanı ZekeriyaYıldırım, DarüşşafakaLisesi Müdürü AdnanErsan ve İlköğretimOkulu Müdürü ÇiğdemKaya’dan oluşan heyet, Bakan Çubukçu’yaDarüşşafaka Eğitim Kurumları’nın çalışmalarıhakkında bilgi verdi. Darüşşafakalı yöneticiler, 9Aralık 2010 tarihinde ise Milli Eğitim Bakanlığı TeftişKurulu Başkanı Muzaffer Doğan'ı, Milli EğitimBakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik'i, MilliEğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü EminGürkan’ı ve İstanbul İl Milli Eğitim MüdürüMuammer Yıldız'ı makamlarında ziyaret ederek, 2010-2011 ders yılında Darüşşafaka’nın uyguladığı eğitimsistemi ve öngörülen yenilikler hakkında fikiralışverişinde bulundu.

Page 9: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

7HABERLER

Türkiye’de 148 yıldır eğitimde fırsateşitliğinin öncülüğünü yapan Da-rüşşafaka’nın topluma sunduğu

eğitim hizmetlerinin çağın gereklerine uy-gun şekilde daha da iyileştirilmesini, kay-nak geliştirme yapısının güçlendirilme-sini, iletişim faaliyetlerinin artırılmasını,uzun vadede gelişme stratejisinin oluştu-rulmasını hedefleyen Darüşşafaka YüksekDanışma Kurulu’nun üçüncü toplantısı,23 Ekim 2010 tarihinde TİM Show Cen-ter’da gerçekleştirildi. Toplantıya, YüksekDanışma Kurulu üyelerinin yanı sıra Da-rüşşafaka Cemiyeti ve Eğitim Kurumlarıyöneticileri, eski bakanlar, kamu ve özelsektör üst düzey yöneticileri, medya men-supları ile akademisyenler katıldı. Darüş-şafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu BaşkanıZekeriya Yıldırım’ın konuşmasıyla başla-yan 3. Darüşşafaka Yüksek Danışma Ku-rul Toplantısı’nda Eğitim, Bağış,Medya-İletişim, Vizyon komisyonlarınınçalışmaları paylaşıldı. Kurulun, Darüşşa-faka Cemiyeti’nin tüzüğündeki amaçlarıngeliştirilmesine yönelik çalışmalar yap-ması kararlarıyla sona eren toplantıdaDarüşşafaka’nın geleceğine yönelik yeni

görüş ve öneriler paylaşıldı. BaşkanlığınıTarhan Erdem’in üstlendiği Yüksek Da-nışma Kurulu’nun toplantısının ardın-

dan, Darüşşafaka’nın misyonuna gönülverenler, Fikret Yüksel’in (DŞ’41) kızı Su-san Burchard ve ailesinin de katıldığıkokteylde bir araya geldi. Yüksek Danış-ma Kurulu’nun dördüncü toplantısı ise19 Şubat 2011 tarihinde Darüşşafaka Li-fe GYM Spor Tesisleri’nde Darüşşafaka’yıdaha güçlü bir şekilde geleceğe taşımakisteyenlerin katılımıyla yapıldı ve toplan-tıda tam bir beyin fırtınası yaşandı. Beyinfırtınasında Darüşşafaka Tüzüğü’nünamaç maddesiyle ilgili değişik alternatif-ler önerildi ve eğitimde fırsat eşitliği mis-yonunun Türkiye sathına yayılmasıkonusunda Yönetim Kurulu’nca yürütü-len çalışmalar değerlendirildi.

Darüşşafaka Yüksek DanışmaKurulu toplandı

Darüşşafaka’nın�toplumasunduğu�eğitim�hizmetlerininçağın�gereklerine�uygunşekilde�daha�da�iyileştirilmesiamacıyla�oluşturulanDarüşşafaka�Yüksek�DanışmaKurulu�toplantıları�yapıldı.

Page 10: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

8 YAŞAYAN DARÜŞŞAFAKALI İHSAN DEVRİMHABERLER

Dünya ilaç endüstrisinin önde ge-len kuruluşlarından Sanofi-aven-tis tarafından Darüşşafaka Eğitim

Kurumları’nda yaptırılan Sanofi-aventisFen ve Teknoloji Laboratuvarı, 22 Kasım2010 tarihinde törenle açıldı. Aynı andahem derslik hem de laboratuvar olarakkullanılabilen laboratuvarda akıllı tahtasayesinde interaktif olarak ders de işlene-biliyor.

Böylelikle öğrenciler, edindikleri teo-rik bilgileri, aynı derslikte deneysel çalış-maya dönüştürebilme imkânı buluyor.Darüşşafakalı öğrencilere daha verimli vegüvenli çalışma ortamı sunan laboratuvar,Sanofi-aventis Türkiye Kurumsal İşler veİletişim Direktörü Aysun Hatipoğlu, İç İle-tişim Koordinatörü Tuğba Cantürk, Da-rüşşafaka Cemiyeti Yönetim KuruluSayman Üyesi Adnan Dovan, Genel Se-kreter Yardımcısı Gamze Artun, Lise Mü-dürü Adnan Ersan, İlköğretim Müdürü

Çiğdem Kaya ile Darüşşafakalı öğrencile-rin katıldığı törenle açıldı. Törende ko-nuşan Sanofi-aventis Türkiye Kurumsalİşler ve İletişim Direktörü Aysun Hati-poğlu, “Burada yetişen öğrencilerin fenkonusunda çok önemli başarılar yakala-yacağını inanıyorum. Bir gün Sanofi-aven-tis laboratuvarlarında sizlerin çalıştığınıgörmekten büyük mutluluk duyacağız”

dedi. Sanofi-aventis’in yaptırdığı laboratu-varın Darüşşafaka için büyük önem arz et-tiğini belirten Darüşşafaka CemiyetiYönetim Kurulu Sayman Üyesi Adnan Do-van’ın Aysun Hatipoğlu’na teşekkür pla-keti takdim ettiği törenin ardındanSanofi-aventis heyeti, Adnan Dovan eşli-ğinde Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nıgezerek, bilgi aldı.

Sanofi-aventis, Darüşşafaka’yalaboratuvar armağan etti

Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticileri, Daçka’daydı

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıl-dırım, Yüksek Divan Kurulu Başka-nı Yüksel Günay, Yönetim Kurulu

Üyesi Abdullah Kiğılı, Mali İşler MüdürüTamer Yelkovan, Sicil Kurulu Üyesi Ke-nan Olcay ile Balotaj Kurulu Üyesi HasanPınar, 14 Ekim 2010 tarihinde Darüşşa-faka Eğitim Kurumları’nı ziyaret etti. Da-rüşşafaka Cemiyeti Yönetim KuruluBaşkanı Zekeriya Yıldırım, Başkan VekiliDavut Ökütçü, Yönetim Kurulu ÜyesiTalha Çamaş, Darüşşafaka Lisesi Müdü-rü ve Kampüs Koordinatörü Adnan Er-san ve Genel Sekreter Ahmet Buldamtarafından karşılanan Fenerbahçe SporKulübü yöneticileri, Darüşşafaka EğitimKurumları’nı gezerek, yetkililerden bilgialdı. Türkiye’nin köklü iki kurumununyöneticilerini bir araya getiren ziyarettekonuşan Adnan Ersan, Darüşşafaka Eği-tim Kurumları’nı ilk kez ziyaret eden Fe-nerbahçe Kulübü Başkanı Yıldırım ileyöneticilere teşekkür ederken, “Babasıhayatta olmayan, maddi durumu yetersiz,başarılı çocuklara ‘eğitimde fırsat eşitliği’sağlama misyonunu bir buçuk asırdır sür-düren Darüşşafaka’nın Türkiye ve dün-yada tek olduğunu bilmek, böyle birkurumda görev almak beni onurlandırı-

yor” dedi. Türkiye’nin geçmişi bir asrıaşan iki kurumunun temsilcilerinin biraraya gelmesinden duyduğu memnuni-yeti ifade eden Darüşşafaka Yönetim Ku-rulu Başkanı Zekeriya Yıldırım da şugörüşleri dile getirdi: “Darüşşafaka veFenerbahçe Kulübü tarihte birçok ortaknoktada buluştu. Darüşşafaka’dan yeti-şen Melih Ilgaz, Mahir, Ziya, Arap Selim,Turhan Gülsav, Murat Akyüz ağabeyle-rimiz Fenerbahçe Kulübü’nde futbol,Mehmet Baturalp ağabeyimiz ise bas-

ketbol oynadı.” Zekeriya Yıldırım ve Ad-nan Ersan tarafından Aziz Yıldırım’a Da-rüşşafakalı öğrencilerin yaptığı birtablonun armağan edildiği ziyarette, Da-rüşşafaka’yı tanıtan bir sunum da yapıl-dı. Ziyaretin sonunda Abdullah Kiğılı,Darüşşafaka anı defterine, “147 yıllıkeğitim ve şefkat yuvası Darüşşafaka’daçok güzel hizmetler olduğunu gördümve çok mutlu oldum. Tüm yöneticilerikutluyor başarılarının devamını diliyo-rum“ cümlelerini yazdı.

Page 11: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

9HABERLER

Darüşşafaka Eğitim Kurumları’ndagörev yapan Türk ve yabancı öğ-retmenler, 24 Kasım Öğretmenler

Günü vesilesiyle Darüşşafaka Cemiyeti’ninorganize ettiği akşam yemeğinde bir arayageldi. Darüşşafaka Life GYM’de düzenle-nen yemeğe, Darüşşafaka Cemiyeti Yöne-tim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım,Başkan Vekili Beşir Özmen, Yönetim Ku-rulu üyeleri Talha Çamaş, B. Fırat Tekin,Tunçer Gömeçli, Müge Özacar, Ataol Ayile tüm akademik kadro katıldı. Darüşşa-faka İlköğretim Müdürü Çiğdem Ka-ya’nın tüm öğretmenlerin bu özelgününü kutladığı konuşmasının ardın-dan söz alan Darüşşafaka Lisesi MüdürüAdnan Ersan, “1 Kasım 1928’de Arap al-fabesinden Latin harflerine geçildi. Bü-yük Atatürk, 24 Kasım’da halkın bir anönce Latin harfleri öğrenmesi için ‘MilletMektep’lerini kurdu ve kendisine ‘Başöğ-retmen’ unvanı verildi. Bu anlamlı günü,1981 yılından itibaren, ulu önderimizinışığında, biz çağdaş ve aydınlık öğretmen-ler, Öğretmenler Günü olarak kutluyo-ruz. İnanıyorum ki sizler gibi aydınlıkdüşünceli öğretmenlerle Türkiye çok da-ha iyi yerlere gidecek ve çok daha iyi öğ-renciler yetişecek” dedi. DarüşşafakaCemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeri-

ya Yıldırım da “bitmeyen hikâyemizin de-ğişmez mimarları” diye hitap ettiği öğret-menlerin bu özel gününü şöyle kutladı:“Darüşşafaka Ailesi olarak kurucularımızınve Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda yete-nekli ama imkânları kısıtlı gençlerimizinhayatlarını eğitimle değiştirme çabamızı

yaklaşık bir buçuk asırdır sürdürüyoruz. Si-vil toplum hareketimizin ve eğitim dünya-mızın öncü kuruluşu olmamızı, bu kutsalyuvada özveriyle çalışan öğretmenlerimizeborçluyuz. Çocuklarımızı yetiştirmek içinbu kurumda seve seve görev yapan YahyaKemallerin, Namık Kemallerin, Salih Zeki-lerin, Tahir Nejat Gencanların, Niyazi Ak-şitlerin, Nazıma Antellerin yerinde bugünsizler varsınız. Darüşşafaka’nın geleceğiCumhuriyetin ve Darüşşafaka’nın değerle-rine bağlı, çağa ayak uyduran, küreselleşendünyada rekabet gücü kazanmış gençler ye-tiştirmemize bağlı. Yeşil demir kapıdan içe-ri adım atan tüm paydaşlarımızın, bu ortakirade etrafında bütünleşmiş olması gelece-ğe güvenle bakmamızı sağlıyor.”

Daçkalı öğretmenler, 24 Kasım’da buluştu

Cumhuriyetin 87. yıldönümü, Da-rüşşafaka TİM Show Center’dadüzenlenen törenle kutlandı.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği(ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. AyselÇelikel’in onur konuğu olduğu törene,Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim KuruluBaşkanı Zekeriya Yıldırım ile yönetimkurulu üyeleri, bağışçılar, veliler, öğren-ciler, öğretmenler ve Darüşşafaka dost-ları katıldı. Darüşşafaka EğitimKurumları öğretmenlerinin hazırladığı“Mustafa Kemal Atatürk ve Güneşin As-kerleri” barkovizyon gösterisinin ardın-dan kürsüye çıkan ÇYDD Başkanı Prof.Dr. Aysel Çelikel, öğrencilere şöyle ses-lendi: “Cumhuriyetimizin 87. yılı nede-niyle düzenlediğiniz törene katılmaktanmutluluk duydum. Dünya devletleri içincumhuriyet bir yönetim biçimidir ancakTürk ulusu için cumhuriyet sadece biryönetim biçimi değildir. Bizim içincumhuriyet bir kurtuluş, kuruluş biçimi-dir. Bir İtalyan gazetesi on yıl önce ya-yımladığı makalede ‘Atatürk, son

yüzyılın yenilmez lideridir’ diyor. Çün-kü Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet hâ-lâ yaşıyor. ‘Neden’ derseniz, cumhuriyetçağdaşlaşmayı, demokrasiyi, özgürlüğüsağlıyor. Bugün gelinen noktada gençle-rin cumhuriyete sahip çıkma konusun-da çok ilgili olmadıklarını üzülerekgörüyorum. Bu noktada en büyük iş,eğitim kurumlarına düşüyor. Maalesefülkemizdeki bazı eğitim kurumları bugörevi hakkıyla yerine getiremiyor. Da-

rüşşafaka Lisesi’ni yetiştirdiği öğrenci-lerden dolayı kutluyorum.” Çelikel’inkonuşmasının ardından Ord. Prof. Dr.Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun gözü vediliyle anlatılan “Yüreği 1923’te Kaldı”çalışması, Darüşşafaka Lisesi onuncu sı-nıf öğrencileri tarafından canlandırdı.Onuncu Yıl Marşı’yla son bulan kutla-ma cumhuriyet çocuklarının göğsündegurur, Ata’ya minnet, zafere saygı duy-gularıyla ayrı bir tat bıraktı.

Cumhuriyetin 87. yılı coşkuyla kutlandı

Page 12: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Darüşşafaka Eğitim KurumlarıFotoğraf-Sinema Kulübüöğrencileri, şubat ayında

öğretmenleri Selvihan Özcan Özel ilekatıldıkları fotoğraf yarışmasından üç

ödülle geridöndü. İstanbul Milli EğitimMüdürlüğü'nün "Değerler Eğitimi"kapsamında düzenlediği "Sorumluluk"konulu fotoğraf yarışması sonucunda

Sarıyer ilçe elemelerinde Darüşşafaka 8.sınıf öğrencisi Ebru Peközer ve 11. sınıföğrencisi Cemre Karaoğlan birincilik,yine 11. sınıf öğrencisi Zeynep Kutlu iseikincilik ödülüne layık görüldü.

10 YAŞAYAN DARÜŞŞAFAKALI İHSAN DEVRİMHABERLER

Fotoğraf ve Sinema Kulübü’ne üç ödül

Uluslararası Gençlik Ödülleri sahiplerini buldu

Darüşşafaka Lisesi’nin evsahipliğini yaptığı“Uluslararası Gençlik

Ödülleri Programı”nın ödültöreni, 7 Aralık 2010 tarihindeTİM Show Center FettahAytaç Salonu’ndagerçekleştirildi. Ödül törenineİstanbul’dan ve şehir dışındanokullar katıldı. İlk olarak1956’da Birleşik Krallık’ta“Edinburgh DüküÖdülü”olarak, on dört yaşınüzerindeki gençlerin,gönüllülük esasına dayanan, dengeli birkişisel gelişim programına katılmalarınıteşvik etmek amacıyla başlatılanUluslararası Gençlik Ödülü, son otuzyılda, 60’tan fazla ülkede gençlerinhayatını etkiledi. Modern dünyanın

değişen şartlarına ve gençlerinihtiyaçlarına göre devamlıolarak güncellenen program,tüm dünyada gençlere ilgilikurumlar tarafındanuygulanıyor. DarüşşafakaEğitim Kurumları’nda 2007-2008 eğitim-öğretim yılındanbu yana uygulanan programdaBronz Kategori’de 10, GümüşKategori’de 10, AltınKategori’de 14 öğrencimizbulunuyor. 2010-2011 eğitim

yılında, Darüşşafaka Lisesi'ndengençlik ödülleri programına katılan 18öğrencimiz, 8 Aralık 2010 tarihindedüzenlenen ödüllerini aldı. Törende,Gençlik Ödülü Derneği tarafındanDarüşşafaka Lisesi Müdürü AdnanErsan’a teşekkür plaketi sunuldu.

Darüşşafaka, İngilizce Dublaj Yarışması’nda birincievre Koleji’nde 8 Ocak 2011tarihinde düzenlenen “İngilizceDublaj Yarışması”na (Dubbing

Contest), on iki okul katıldı. Katılanokulların 6. sınıf öğrencilerinden oluşangruplar arasında Darüşşafaka’yı temsileden Gül Açıkalın, Ayça Öztürk,Barbaros Ün ve Yakuphan Emre Kengirbirinci oldu.

Darüşşafaka Cemiyeti’ninvasiyet bağışçısı KadriyeBedriye Kınık, Darüşşafaka

Eğitim Kurumları’nı desteklemeyedevam ediyor. Yaptığı bağışlaDarüşşafaka Kütüphanesi’nin dahamodern bir şekilde düzenlenmesinisağlayan ve bu nedenle adıDarüşşafaka Kütüphanesi’ndeyaşatılan K. Bedriye Kınık’ın kızı ItırKınık da annesinin yolundayürüyerek kütüphaneye multimedyaodası yaptırdı. Darüşşafaka CemiyetiYönetim Kurulu Başkanı ZekeriyaYıldırım, Darüşşafaka Lisesi MüdürüAdnan Ersan, İlköğretim MüdürüÇiğdem Kaya ile Darüşşafakabağışçısı K. Bedriye Kınık’ın katıldığıtörenle açılışı yapılan Itır KınıkMultimedya Odası, Daçkalıöğrencilere modern teknolojiylearaştırma yapma olanağı sunuyor.

Kınık Ailesi, DarüşşafakaKütüphanesi’ni yeniledi

Ç

Page 13: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

11HABERLER

Darüşşafaka Eğitim Kurumları, UluÖnder Atatürk’ü vefatının 72. yı-lında manevi kızı Ülkü Adate-

pe’nin konuk olduğu bir panelle andı.Darüşşafaka Eğitim Kurumları tarafındanTİM Show Center’da 11 Kasım 2010 tari-hinde düzenlenen panele; Darüşşafakalıöğrenci ve öğretmenler katıldı. SözlerineDarüşşafakalı öğrencilerle birlikte olmak-tan duyduğu mutluluğu belirterek başlayanAdatepe, “Son yirmi yıldır okullara gidiyo-rum ve Atatürk’ün insan yönünü, çocukla-rı, milletini ne kadar çok sevdiğini veonunla dolu dolu geçen altı sene içinde ya-şadıklarımı anlatıyorum. Atatürk’ün kızı ol-maktan daima gurur duydum, iftihar ettimama bu kadar yüce bir insanın sevgisini çokufak yaşta kazanıp, yine ufak yaşta kaybet-mek beni çok derinden yaraladı” dedi.

Atatürk’ün manevi kızı olma öyküsü-nü Darüşşafakalılarla paylaşan Adatepe,şöyle konuştu: “Benim babam ile annemiAtatürk kendi elleriyle evlendirmiş. Bendoğmadan da ismimi koymuş. Ancak çokistemesine rağmen doğduktan sonra benibir türlü görememiş. Beni ilk kez Gazi Or-man Çiftliği’ne ziyarete geldiğinde göre-bilmiş. Annem, Atatürk’ü karşılamak içinyaklaşırken ben, annemin kucağındanAtatürk’ün kucağına atlamış, onu öpmeyebaşlamışım ve beni Atatürk’ten zorla ayır-

mışlar. Atatürk bundan çok etkileniyor.Çankaya Köşkü’ne gidiyor. Gece yattığın-da gözüne bir türlü uyku girmiyor. Yata-ğından fırlıyor ve annemle benigetirmelerini istiyor. O gece iki saat be-nimle oynamış. Ardından da beni manevikızı olarak almaya karar vermiş. Bu suret-le dokuz aylıktan altı buçuk yaşıma kadarbir an olsun Atatürk, beni yanından ayır-madı. Benim her şeyim Atatürk’tü veonunla olmaktan son derece mutluluk du-yardım.” Atatürk’ün milletini çok sevdiği-ni vurgulayan Adatepe, “Hiçbir devletadamı Atatürk kadar milletini sevmemiş-tir. O sadece milleti için yaşadı. Hiçbir za-

man kendini düşünmedi. Sadece milleti-ni, çağdaş bir Türkiye’de yaşatmak için uğ-raştı ve Türk milletine güven verdi,sevgisini verdi” diye konuştu. Atatürk’ünkadınlara büyük değer verdiğinin altını çi-zen Adatepe, “Bir erkeğin yaptığı her şeyikadınların ve kız çocuklarının da yapaca-ğını savunurdu. Kadınlara son derece gü-venir ve daima yükselmelerini isterdi. Bunedenle kadınlara pek çok hak tanıdı.Manevi çocuklarını da hep kızlardan aldı”dedi. Öğrencilerin Atatürk’ün ilke ve dev-rimlerine sahip çıkmasını isteyen Adatepe,konuşmasını şöyle noktaladı: “Atatürk’üokurken hiçbir zaman ders olarak okuma-yın ve onu tabulaştırmayın. O da bir in-sandı. Atatürk’ü ruhunuzla, kalbinizle,canınızla okuyun. Çünkü o sizi öyle sevdive her şeyini size bıraktı. Atatürk’ün ilke-lerine, Cumhuriyetine sahip çıkarsanız,Atatürk hep yaşayacaktır.”

Ülkü Adatepe’den Atatürk dersi…Atatürk’ün�manevi�kızı�Ülkü�Adatepe,�Ulu�Önder’in�vefatının�72.�yılı�vesilesiyle�Darüşşafakalı

öğrencilerle�bir�araya�geldi�ve�onlara�tanıdığı�Atatürk’ü�anlattı.

Page 14: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

12 SÖYLEŞİ ADNAN ERSAN

Darüşşafaka,150. yılına hazırlanıyorDarüşşafaka�Lisesi�Müdürü�ve�Kampüs�Koordinatörü�Adnan�Ersan,

“En�temel�hedefimiz,�çocuklarımızı�iyi�insan,�iyi�yurttaş,�çağdaş,�laik,�Atatürk�ilkelerinebağlı,�Darüşşafaka�kültürüne�sahip�bireyler�olarak�okulumuzdan�mezun�etmek.

Bir�diğer�temel�hedefimiz�ise�Türkiye’deki�iyi�üniversitelere�girecek�15�bin�öğrencininiçine�Darüşşafakalıları�sokmak”�diyor.

Page 15: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

13

Darüşşafaka Eğitim Kurumları,2010-2011 eğitim-öğretim yılınıakademik kadrosuna pek çok yeni

isim katarak açtı. Bu isimlerden biri de İs-tanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nden1977’de mezun olduktan sonra Kazım İş-men Lisesi Müdür Yardımcılığı, KadıköyAnadolu Lisesi, Fenerbahçe Lisesi MüdürBaşyardımcılığı ve Müdürlüğü, HabireYahşi Lisesi Kurucu Müdürlüğü ve İstanbulErkek Lisesi Müdürlüğü görevlerinde bu-lunan otuz üç yıllık eğitimci Adnan Ersanidi. 2010 Eylül ayı itibarıyla Darüşşafaka Li-sesi Müdürlüğü ve Kampüs Koordinatör-lüğü görevine başlayan Adnan Ersan ilegöreve başladıktan sonra yaptığı çalışmala-rı ve Darüşşafaka’nın geleceğine yönelikprojelerini konuştuk.

Öncelikle göreve başladığınız süreboyunca Darüşşafaka EğitimKurumları’nda yaptığınız çalışmalarhakkında bilgi verir misiniz?

Ben, 2010-2011 eğitim-öğretim yılınınbaşında Darüşşafaka’da yönetici olarakgöreve başladım. İyi bir takım, başarıyı ge-tirir felsefesinden yola çıkarak, kısa süreiçinde öğretmen kadromuzla birlikte butakım ruhunu oluşturmak için çeşitli faa-liyetlerde bulunduk. Eksiklerimizi tespitettik. Öğretmen arkadaşlarımızın dahafazla bir arada olabilmeleri için öğret-menler odası yaptık.

Darüşşafaka Eğitim Kurumları olarakhedefleriniz nedir?

En temel hedefimiz, çocuklarımızı iyiinsan, iyi yurttaş, çağdaş, laik, Atatürk ilke-lerine bağlı, Darüşşafaka kültürüne sahipbireyler olarak okulumuzdan mezun et-mek. Bunun yanı sıra Türkiye’de ortaöğ-retim kurumlarının birinci hedefi, bir üstkuruma, yani üniversiteye öğrenci hazırla-mak. Rakamlara baktığımızda bu sene 1milyon 600 bin kişi ÖSYS’ye girecek vebunların 350 bini herhangi bir üniversite-ye yerleştirilecek. Fakat iyi üniversitelere gi-recek öğrenci sayısı yalnızca 15 bin. Biz deöğrencilerimizi bu 15 binin içine sokmakistiyoruz. Bununla ilgili olarak öğrencileri-mizle hedefler belirledik. Çünkü hedef ol-madan başarı olmaz. Ardından bu hedefeulaşmak için yapmamız gerekenleri masa-ya yatırdık.

Öncelikli hedefinizin öğrencilerinizinTürkiye’nin en iyi üniversitelerinikazanması olduğunuzu söylediniz.Bunun için nasıl bir stratejiizliyorsunuz?

Hazırlık sınıfı konulduğu için bizim buyıl son sınıfımız yok. Bu, bizim için biravantaj. Ancak Türkiye’de iyi bir üniversi-teye girmek için lise birinci sınıftan itiba-ren bu yarışın içinde olmak lazım. Bizimöğrencilerimiz de dokuzuncu sınıftan iti-baren bu yarışa hazırlanıyor. ÖSYS’ye yö-nelik test uygulamalarına lise birincisınıftan itibaren başlıyorlar. Bir öğretme-nimizi sadece ÖSYS konusunda öğrenci-lerimize rehberlik etmekle görevlendirdik.Çocuklarımızın bildiklerini test olarakdoğru bir şekilde çözümleyebilmeleri içintest sistemini iyi öğrenmeleri gerekiyor. Buyüzden önümüzdeki yıl, 11. ve 12. sınıf öğ-rencilerimizi topluca dershaneye gönde-receğiz. Tabii, öğrencilerimizi sadecedershaneye göndermekle yetinmeyeceğiz.Dershane müdürlerini burada ağırladık.Onlarla ortak bir program belirleyeceğiz.Devamlı fikir alışverişi içinde olacak ve kar-

şılıklı eksikleri tespit edeceğiz. Çünkü öğ-rencinin dershaneye gidip geldiği bir sis-tem, bize fayda getirmez. Neticede bu işinokulumuza ciddi bir maliyeti olacak. Hembunun boşa gitmemesini hem de çocukla-rımızın bu şanslarını iyi değerlendirmesi-ni istiyoruz.

Darüşşafaka’nın 6. sınıftan itibarenöğrenci kabul etmesine ilişkingörüşler dile getiriliyor. Bu konuda birçalışma yürütüyor musunuz?

Evet… Çağın değişen şartlarına uyumsağlamak için biz de bazı köklü değişiklik-ler yapma ihtiyacı hissediyoruz. Yönetimkurulumuzla da bununla ilgili çalışmalaryapıyoruz. Bilindiği gibi Türkiye’de2009’da Yatılı İlköğretim Bölge Okulla-rı’nda (YİBO) beşinci sınıfa kadar olan bö-lümler kaldırıldı. Bunun yanı sırapansiyonlu ilköğretim okullarında da yatı-lılık kalktı. Birkaç hafta önce Cemiyet Baş-kanımız Sayın Zekeriya Yıldırım veİlköğretim Müdürümüz Sayın Çiğdem Ka-ya ile birlikte Milli Eğitim Bakanımız SayınNimet Çubukçu’yu ziyaret ettik. Bakanı-mız da bu fikri bizimle paylaştı. Zaten psi-kolojik ve pedagojik açıdan da bu kadarküçük yaştaki çocukların yatılı eğitim al-ması çok doğru değil. Ki bizim çocukları-mız zaten travma geçirmiş, küçük yaştababasını yitirmiş çocuklar… Onları anne-lerinden ayırmak ikinci bir travma olabi-lir. Bununla ilgili önümüzdeki günlerdeçok geniş bir çalışma başlatacağız. Bildiği-niz gibi iki yıl sonra Darüşşafaka, 150. yılı-nı kutlayacak. Bu nedenle 150. yıldaDarüşşafaka’da nasıl bir eğitimin olması,nasıl bir eğitim politikasının yürütülmesigibi konu başlıklarında çeşitli çalışmalarbaşlattık. Bunun neticesini kısa süredealıp, yönetim kurulumuza sunacağız. Fa-kat eğitimciler olarak bizim görüşümüz şu-dur: Darüşşafaka, eğitimde fırsat eşitliğiiçin çabalayan bir eğitim kurumu olduğu-na göre bunu her yıl alınan 120 öğrenciy-le kısıtlamamak gerekiyor. İlkokulda yatılı

SÖYLEŞİ

Page 16: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

SÖYLEŞİ ADNAN ERSAN14

öğrenci okutmanın getirdiği zorluklar dadikkate alarak Darüşşafaka misyonu nasılbir eğitim modeliyle Türkiye sathına yayı-labilir, bunun araştırması içindeyiz.

Bu konuda yaptığınız çalışmalarıözetler misiniz?

İlk etapta İlköğretim MüdürümüzÇiğdem Kaya ile birlikte müdür yardım-cılarımızla ön görüşme yaptık. Bunun ya-nı sıra okulumuzda görüşlerine saygıduyduğumuz bölüm başkanları ve kı-demli öğretmen arkadaşlarımız var. On-ları da işin içine katacağız. Bu önçalışmadan sonra dışarıdan da destek ala-bileceğimiz çok değerli hocalarımız var.Onların da katılımıyla bir hafta sonu top-lantısı yapıp, raporu yönetim kurulunasunmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıraÇiğdem Hanım, yurt dışındaki okullarıaraştırmaya başladı. Hepsini pekiştirip,bir model oluşturacağız.

Darüşşafaka’da 7 gün 24 saat devameden bir yaşam var. Yatılı okul olmanınavantaj ve dezavantajları neler?

Bunu ilköğretim ve lise ayağında de-ğerlendirmek lazım. İlköğretim ayağındayatılı olmanın çok artısı yok. Fakat diğertaraftan hem Türkiye’de hem de yurt dı-şında en iyi okulların yatılı olduğunu gö-rüyoruz. Örneğin, Galatasaray Lisesi,İstanbul Erkek Lisesi, Robert Kolej, Kaba-taş Lisesi, bizim gençliğimizin HaydarpaşaLisesi... Bir de İstanbul çok büyük bir met-ropol. Daha önce görev yaptığım okuldanörnek verirsem, bizim okulun öğrencilerigünde üç saatlerini yolda geçiriyordu. Bunoktada da yatılı okullar öğrencilerineders çalışabilmeleri için fazla zaman sağ-lıyor. Ayrıca yatılılık birlikte yaşayabilme,hareket edebilme, sosyal gelişim ve özgü-ven açısından da çok faydalı... Bu yüzdenözellikle Darüşşafaka gibi köklü geçmişiolan kurumsallaşmış okullarda, lisede ya-tılılığın olması gerektiğine inanıyorum.Baktığınız zaman bu köklü okullardanmezun olanlara nereden mezun oldukla-rı sorulduğunda üniversiteyi değil de me-zun oldukları liseyi söylerler. Bununkökeninde de yine yatılılık vardır.

Darüşşafaka’nın akademik kadrosuhakkında bilgi verir misiniz?

Akademik kadroyu ben de yeni yeni ta-nıyorum. Şu an on ikisi yabancı uyruklu113 öğretmen ve 30’a yakın belletmenimizgörev yapıyor. Ben, büyük bir değişimdenyana değilim. Önemli olan mevcut kadro-yu iyileştirmek ve verim almak. Akademikkadromuzda yer alan tüm eğitimciler, dörtyıllık üniversite mezunu, öğretmen for-

masyonu olan kişiler. Yöneticiler olarakbilgi ve tecrübelerimizi öğretmen arka-daşlarımıza aktararak, üst düzeyde verimalacağımıza inanıyorum. Tabii ki bu karşı-lıklı güven duygusu içinde olacak. Akade-mik kadro yönetime güvenecek ve talepedecek. Öğretmenlerimizin bilgi ve geli-şimlerini artırmaya yönelik çeşitli semi-nerler düzenliyoruz. Fakat önemli olanbizim bu eğitimleri düzenlememiz değil,öğretmenlerimizin bizden bu tür eğitim-leri talep etmesi. O zaman bu eğitimler da-ha verimli olacaktır.

Yeni eğitim-öğretim dönemindeDarüşşafakalıların katıldığı yarışmalarhakkında bilgi verir misiniz?

Öğrencilerimizin yer aldığı yarışmala-rı iki grupta toplayabiliriz. Bizim organizeettiğimiz ve katılımcı olduğumuz yarış-malar. Öğrencilerimizin fen, teknoloji veedebiyatla ilgili tüm yarışmalara katılma-larını sağlıyoruz. Çünkü öğrencilerimizinhem dış dünyaya açılmasını hem de gü-ven duygularının gelişmesini istiyoruz. Buyıl da öğrencilerimiz pek çok yarışmadayer aldı. Bunların sonuçları henüz açık-lanmadı fakat sonuçlar, beni çok ilgilen-dirmiyor. Benim için önemli olançocuklarımızın bunlara hazırlanması vekatılması. Örneğin, Amerika’da düzenle-nen bir robot yarışmasına okulumuz dör-düncü kez katılıyor. Bu yarışmaya katılanöğrencilerimiz için sömestir tatilinde deokulumuzun imkânlarını açtık. Buradakalarak, ekip çalışması yaptılar ve sekiz öğ-rencimiz, 11 Mart’ta Amerika’ya gitti.Ufuklarının açılması, önlerini görmeleri,zihinsel beceri ve gelişimlerini sağlamala-rı açısından çok faydalı bir çalışma oldu.Bunların yanı sıra okulumuzda edebiyat,kısa film ve matematik alanlarında orga-nize edilen yarışmalar var. Ayrıca spor faa-liyetlerimiz mevcut. Yatılı bir okulolduğumuz için çocuklarımızın sosyal ge-lişimlerinden de birinci derecede biz so-rumluyuz. Bu konuda okulumuzunimkânları da oldukça fazla. Öğrencileri-mizin güzel sanatlar, spor ve müzikle ilgi-

lenmelerini istiyoruz, ki her öğrencimizbecerisi ve ilgisine göre mutlaka bir sosyalaktivenin içinde yer alıyor.

Darüşşafakalı öğrencilerin kariyerplanlamasında nasıl bir yöntemizliyorsunuz? Okul yönetimi olarak bukonudaki rolünüz nedir?

Bu konuda rolümüzün çok önemliolduğuna inanıyorum. En nihayetindeonlara yön verecek olan bizleriz. Bu ne-denle öğrencilerimizle çok sık toplantı-lar yapıyoruz. Bizim gözümüzde çokdeğerli olduklarını, onlara hissettirmeyeçalışıyoruz. Çünkü bizim varoluşumuzunbirinci nedeni onlar. Hepsinden kariyer-leri için önce hedef koymalarını istedik.Bunda da başarılı olduğumuza inanıyo-rum. Artık öğrencilerimizin bir hedefivar. Bundan sonra da bu hedefe ulaşa-bilmek için izlemeleri gereken yol hari-tası oluşturuyoruz. Bu nedenle kariyergünleri düzenliyoruz, üniversite tanıtım-ları organize ediyoruz. Örneğin birkaçhafta önce tüm öğrencilerimizi İTÜ’yegötürdük. Çünkü yaşayarak öğrenmeyeçok önem veriyoruz.

Darüşşafaka’da görev yapmak siziniçin ne ifade ediyor ve Darüşşafaka’dagörev yapmadan önce bir eğitimciolarak Darüşşafaka’yı nasılgörüyordunuz?

Darüşşafaka’yı bilmek ile içinde yaşa-mak farklı bir şey. Otuz üç yıl eğitimcilikyaptıktan sonra Darüşşafaka’ya geldiğimdebirtakım endişelerim vardı. Özellikle nasılbir profille karşılaşacağıma dair tedirgin-liklerim vardı. Fakat geldiğim ilk gün öğ-rencilerle tanıştığım andan itibaren butedirginliğin yersiz olduğunu anladım.Gerçekten son derece saygılı, düzenli veher şeyden önce sevgi dolu çocuklar var.Hele de onlara sevgiyle yaklaştığınız ve on-ların güvenini kazandığınız zaman her şe-yin çok daha kolay olduğunu gördüm. Buüç aylık sürede çocuklarımla, karşılıklı ola-rak bu duyguyu yakaladığıma inanıyorum.Çünkü öğrencilerim çok rahat kapımı ça-lıp, her türlü sorununu benimle konuşu-yor ve bu asla saygı ve sevgi çerçevesinindışına çıkmıyor. Ben, her zaman saygıyadayalı bir disiplinden yana oldum ve disip-linin olmadığı yerde başarının yakalana-mayacağına inandım. Ancak disiplin illakatı olmak demek değil, önemli olan ço-cuğa değer verdiğinizi hissettirmektir. Onadeğer verdiğinizi hissettirdiğinizde birta-kım şeyler beraberinde geliyor. Darüşşafa-ka’da olmaktan çok mutluyum ve meslekhayatımın son durağını burada noktala-mak benim için ayrı bir onur olacak.

Page 17: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org
Page 18: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

16 KAPAK DAÇKA’DA KIZLARIN 40. YILI

Daçkalı kızlar,Darüşşafaka’da�bu�yıl,farklı�bir�heyecan,kız�çocuklarının�okulakabulünün�40.�yılıheyecanı�yaşanıyor.Yaklaşık�bir�asırlıkgecikmenin�ardından1971’de�kapılarını�kızlaraaçan�Darüşşafaka,o�tarihten�itibaren�sayısızkız�öğrencinin�hayatınadokundu�ve�eğitimledeğişen�hayatlara�kızlarıda�ekledi.�İşte�o�kızlar,40.�yıl�vesilesiyle�ikinciyuvalarına�geri�döndü�veDarüşşafaka’nın�kendihayatlarında�yarattığıdeğişimi�başka�kızçocuklarınınhayatına�taşımakiçin�kolları�sıvadı.Hedefleri�10kızın�10�yıllıkeğitimmasrafınıkarşılamak.

Page 19: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

17

40. yılda toplandı

KAPAK

Page 20: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

KAPAK DAÇKA’DA KIZLARIN 40. YILI18

Darüşşafaka’ya kızların kabulünün 40.yılı nedeniyle hazırlanan ve yolu Da-rüşşafaka’dan geçmiş kızları bir araya

getirerek, Darüşşafaka’nın onların hayatla-rında yarattığı değişimi, başka kız çocukları-nın hayatına taşımayı amaçlayan “DaçkalıKızlar Toplandık Projesi”nin startı verildi. Yılboyunca farklı etkinliklerle sürecek projeninilk adımı, geçtiğimiz ocak ayında Darüşşafakamezunu kızların, her hafta okullarında top-lanmasıyla atıldı. Ardından mezun kızların ka-tılımıyla “Daçkalı Kızlar Toplandık Komitesi”oluşturuldu. Çalışmaları aralıksız sürdürenkomite, ilk büyük etkinliğini 5 Mart’ta Darüş-şafaka’nın hayatına dokunduğu tüm paydaş-ları, Darüşşafaka Life GYM’de buluşturarakgerçekleştirdi. Kimler yoktu ki o günkü ko-nuşmacıların arasında… Kızların kabul edil-diği dönem Darüşşafaka’da öğretmenlikyapan Hayrettin Cete, Zerrin Kürkçüoğlu,Taşkut Adanır, Eileen Yalçın, Yusuf Çotuksö-ken, Betül Çotuksöken, Mahir Ünlü ve bel-letmen Huriye Altay; Darüşşafaka’ya ilk kabuledilen 77 kızdan biri olan Serpil Tuncer; Ser-pil Tuncer’in annesi Şükran Tuncer ve üç ço-cuğu da Darüşşafaka mezunu olan Ali İhsanKaraaslan; kızlarla aynı yıl Darüşşafaka’ya baş-layan Levent Tumlu ile Uğur Tepe; kızlarınkabul edildiğinde son sınıf öğrencisi olan AliAltıparmak ile kızlardan bir yıl önce başlayanHilmi Alişanoğlu; 10. sınıf öğrencisi Fulya Ya-vaşoğlu ve bugün Darüşşafaka Cemiyeti Ba-kan Vekili olan Beşir Özmen (DŞ’74)…Hepsi, 1971’de kızların kabul edilmesiyle birasır boyunca yatılı erkek okulu olan Darüşşa-faka’nın çehresinin nasıl değiştiğini, neler ya-şandığını tarihe not düştü. “Daçkalı KızlarToplandık” etkinliğinin koordinatörlüğününüstlenen Darüşşafaka Cemiyeti Kaynak Geliş-tirme ve İletişimden Sorumlu Genel SekreterYardımcısı Gamze Artun, “Darüşşafaka'da kız-lar hareketini başlatarak, Darüşşafaka'nın ön-derliğinde kızların eğitimi için nelerinyapıldığını, eğitimde fırsat eşitliği felsefesi al-tında nelerin yeşerdiğini, canlı örneklerle gös-tererek, toplumda bir farkındalık yaratmayıamaçlıyoruz” diye günün anlamını özetledi.

Zekeriya Yıldırım:“Haydi Kızlar Sahaya!”Toplantıda konuşan Darüşşafaka CemiyetiYönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım ise,Darüşşafaka’nın temel misyonunun eğitimdefırsat eşitliği olduğunu belirterek “Darüşşafa-ka, 148 yıllık tarihi boyunca çağın gerekleri-

ne kendisini uydurabilmiş, bir taraftan eği-timde fırsat eşitliğine derinlik kazandırırkenbir taraftan da eğitimde öncülük rolü üstlen-miştir. 1971 yılından itibaren kız öğrencilerinDarüşşafaka'ya alınması da eğitimde fırsat eşit-liğine derinlik kazandırmanın, Türk eğitimöğretim hayatında öncü rolünü oynamanınönemli bir kilometre taşıdır” dedi. Kızların,Darüşşafaka’ya daha fazla sahip çıkmalarınınönemi üzerinde duran Yıldırım, sözlerini şöy-le sürdürdü: “Kızların, Darüşşafaka'ya katıl-malarının üzerinden kırk yıl geçti. Bu az birsüre değil ama yine de Darüşşafaka hâlâ er-keklerin egemen olduğu bir aile olarak gözü-küyor. Sanırım öncelikle yapmanız gerekenbu erkeksi görüntüyü bir şekilde yumuşatmakve Darüşşafaka'yı çağın toplumu olarak vitrinetaşımamıza yardımcı olmak. Bunu yapmanındeğişik yolları var. Sizlerden yönetime dahafazla katkıda bulunmanızı, yönetime iştirak et-menizi bekliyoruz. Darüşşafaka'nın geleceği-nin tartışıldığı genel kurullarda sesiniziyükseltmenizi, beklentilerinizi dile getirmeni-zi istiyoruz. Daha da ötesi sahada da bizlerleomuz omuza çalışmanızı bekliyoruz. 1971 yı-lında Darüşşafaka'ya kızların alınmasındansonra ‘Haydi Kızlar Okula’ gibi projeleri degördük. Ben de şimdi ‘Haydi Kızlar Sahaya!’diye sesleniyorum.”

Adnan Ersan: “Böyle köklü kurumlarıyaşatacak olan mezunlarıdır”

Toplantıda söz alan Darüşşafaka LisesiMüdürü Adnan Ersan ise şu görüşleri dile ge-tirdi: “Kurumumuz 148 yıldır gerçekten çokbüyük bir değer. Bu değeri daha ileriye gö-türmenin, yaşatmanın, mezunlarımızın asligörevi olduğunu düşünüyorum. Biz eğitimci-ler gelip geçiciyiz. Böyle köklü kurumları ya-şatacak, sahip çıkacak, düşüncelerinden,fikirlerinden ödün vermeden yarına taşıyacakolan mezunlarıdır. O yüzden mezunlarımızınyanımızda olduğunu hissetmek, bize her za-man güç verecektir.”

Serpil Tuncer: “Darüşşafaka, benim hayatımaaydınlık getirdi”

Darüşşafaka ilköğretim korosunun ses-lendirdiği “Darüşşafaka Marşı”nın ardındansöz alan, 1971’de Darüşşafaka’ya kabul edilenilk kızlardan, öğretim görevlisi Serpil Tuncer,“Annemin eğitimim konusundaki ısrarı so-

nucu, Tokat Zile’den İstanbul’a geldik. Er-kekler tarafından katı bir namus anlayışınınolduğu bir dönemdi. Annemin o dönem işbulup çalışması bile toplum ve ailem tarafın-dan tepki çekmişti. Darüşşafaka, benim haya-tıma aydınlık getirdi. Okula ilk geldiğimizde,ağabeylerimiz, kardeşleri gibi sahip çıktı biz-lere. Darüşşafaka muhafazakarlığı, baskılarıyenmeyi ve yazgımızı değiştirebileceğimizi öğ-retti. Bana kendimle ilgili bir farkındalık ka-zandırdı. Ben, Darüşşafaka'da kendimitanıdım. Harika bir eğitimin yanında, manevigüç ve özgüven geliştirmemizi sağladı” dedi.

Zerrin Kürkçüoğlu: “Kızların ilk formasını NazımaHanım’ın (Antel) üzerindedenedik”

“Daçkalı Kızlar Toplandık” etkinliği kap-samında düzenlenen “40 Yıl Önce 40 Yıl Son-ra… Yaşadığımız Daçka” adlı oturum, Darüş-şafaka’ya kabul edilen ilk kızlardan SertaçÖkten’in moderatörlüğünde yapıldı. Oturu-mun ilk konuşmacısı 1967-77 yılları arasındaDarüşşafaka’da tarih öğretmenliği yapan Zer-rin Kürkçüoğlu oldu. Kırk iki yıllık meslek ya-şamının unutulmaz on senesini Darüş-şafaka’da geçirdiğini belirten Kürkçüoğlu,şöyle konuştu: “Darüşşafakalı olmak yalnızgündüzleri derslere girmekten çok öte bir şeybenim için. Darüşşafaka’da öğretmen olarakbaşladım, kızların alınmasıyla birlikte müdüryardımcısı oldum. Böylece okul lojmanına ta-şındım. Artık kendimi tam bir Daçkalı gibihissediyordum. İlk gelen kızların formaları-nı, yatak ve yemek takımlarının hazırlanma-sını, ranzalarının düzenlenmesini NazımaHanım’ın (Antel) başkanlığında iki kadın öğ-retmen arkadaşımla birlikte yaptık. Hatta kız-ların ilk formasını, Nazıma Hanım çok ufaktefek olduğu için onun üstünde denedik.Okula ilk geldiğinizde minicik kızlardınız.

Page 21: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

KAPAK 19

Birçoğunuz evinden ilk defa ayrılıyordu. Ür-kek ama çok sevimliydiniz. Gece nöbetlerin-de sizi yatırırken içimden ninni söylemekgelirdi. O sevimli, ürkek tavırlarınız okula dahoş bir hava getirmişti. Darüşşafaka'ya geldi-ğimde öğretmenliğimin yedinci yılıydı veotuzlu yaşlardaydım. Ben de sizlerle büyü-düm ve sizlerden çok şey öğrendim.”

Ali Altıparmak:“Bu girişim, kadın-erkekeşitliği açısından da büyükönem taşıyor”

Kız öğrenciler okula kabul edildiğindeson sınıf öğrencisi olan Ali Altıparmak(DŞ’72), Eylül 1971 tarihinin Darüşşafakaiçin bir milat olduğunu ifade ederek, “Bir asır-dır sadece erkek okulu olan Darüşşafaka, kızöğrencilere de kucağını açıyor ve eğitimde fır-sat eşitliğini kız çocuklarına da tanıyarak çağ-daş bir dönem başlatıyordu. Bu girişimkadın-erkek eşitliği açısından da büyük önemtaşıyordu. Bunu kırk sene öncesinin Türkiye-si’nde görmek bizi çok heyecanlandırmıştı.Kız öğrencilerin gelmesi okulumuza ayrı havakatmış, ortam ısınmıştı. Darüşşafaka'nın buçağdaş girişimi gerekli değişikliklerle daha daileriye götürmesini, sadece babasız çocuklarıdeğil, annesiz hatta anne ve babası hayattaolanları da almasını bir Darüşşafakalı olarakarzu ediyorum” dedi.

Şükran Tuncer: “Çocuklarımıza en güzelgeleceği, Darüşşafaka’nınvereceğine inanmıştık”

Darüşşafaka’nın kapısından giren ilk kız-lar arasında yer alan Serpil Tuncer’in annesiŞükran Tuncer bir veli olarak şu duyguları di-le getirdi: “İlk kızların hepsi benim kızımdı.Hepsi çok güzeldi. Onların ilk yıl, annelerininardından inci gibi gözyaşı döken, yatılı okul

hayatına alışık olmayan o halleri, tatlılıklarıhâlâ gözümün önünde… Bizler, çarşambagünleri ziyarete gittiğimizde bazı çocuklarınanneleri gelmemiş olabiliyordu. Hemen yan-larına gider, onlarla ilgilenir, çocuklarımıziçin getirdiğimiz ne varsa, onlara da verir, se-verdik. Sadece ben değil, bütün veliler böyledavranırdı. Büyük yeşil kapının yanında birtaş vardı. O taşın üzerinde oturmuş, ailesi gel-mediği için mahzun mahzun etrafını izleyençocuklarla hepimiz ilgilenirdik. Türkiye’de eşibenzeri olmayan bir okulun büyük ailesine bizveliler de dahil olmuştuk. Çocuklarımızı gü-ven içinde teslim etmiştik. Çocuklarımıza la-yık olan en güzel geleceği, Darüşşafaka’nınvereceğine inanmıştık. Bana Darüşşafakaadında parasız bir yatılı okulun varlığındansöz eden komşularımı hâlâ minnetle anıyo-rum. Şimdi inci gözyaşlarını döken kızlarımız,çocuklarımız meslek sahibi, adalet duygusuolan kişilikli insanlar oldu. Hepsiyle gurur du-yuyorum.”

Levent Tumlu:“Kızların okula gelmesiyle oyunlar bile değişti”

İlk kızlarla birlikte Darüşşafaka’ya başlayanLevent Tumlu (DŞ’79), kızlarla birlikte yaşa-nan değişimi şu cümlelerle özetledi: “Darüş-şafaka’ya kızların alınmasının 40. yılınedeniyle buradayız. Bu, Darüşşafaka tarihin-de büyük bir değişimdir. Yüz yıl boyunca er-kek öğrencileri alıp bağrına basmış bir okul,kızları da almaya başlamış. Bu karar, Fettah Ay-taç’ın başkanlığında yönetim kurulu tarafın-dan alınmış, uygulaması ise büyük eğitimciNazıma Antel tarafından yapılmıştır. Yüz yıllıkerkek egemen bir okula kızların gelmesi çokşeyi değiştirdi. Kızların okula gelmesiyle bir-likte oyunlar bile değişti. Uzun eşek oyunununyerini seksek aldı. Her zaman bize kızlarla bir-likte okuduğumuz için çok şanslı olduğumuzsöylendi. Fakat o kadar şanslı olduğumuzu dü-şünmüyorum. Çünkü tüm öncelikler kızlaratanınıyordu. Örneğin, ben folklor kulübünegirebilmek için iki sene bekledim, çünkü kız-lar kulübü doldurmuştu. Keza izcilik kulü-bünde de durum öyleydi. Kızlar, bulunmazHint kumaşıydı. Folklorde, izcilikte, tiyatrodahep onlar… Ben, ilk sene meteoroloji kulü-büne girebildim, çünkü kızların ilgi duyduğubir konu değildi. Ama bizler gerçekten çokşanslıydık. Şanslı olduğumuzu askere gitti-ğimde daha iyi anladım. Çünkü kadınsız or-tam çok kaba saba oluyor. Kızların Darüş-

şafaka’ya estetik ve yumuşaklık getirdiğine ina-nıyorum. Okul, bence doğal ortamına döndü.İyi ki Darüşşafaka kızları almış, iyi ki o dö-nemde okumuşum.”

Huriye Altay: “O büyük kapıdan girdiğim an,buranın insana güven telkinettiğini anladım”

1973’te Darüşşafaka’da belletmen olarakgörev yapan Huriye Altay ise o yılları şöyle an-lattı: “İstanbul Kız Lisesi’ni bitirdiğim seneorada belletmen olarak görev yapmaya başla-dım. Ardından Darüşşafaka’da iki kardeşiokuyan bir arkadaşım, bana Darüşşafaka’dabelletmenlik yapmayı önerdi. İlkin kabul et-mek istemedim ama bir cümle söyledi. Beş da-kika sonra kabul ettim. Benim için anahtarcümle ise “24 saat sıcak su” idi. Çünkü yatılıbir okulda okumuştum ve bu konuda çok sı-kıntı çekmiştim. Hakikaten o büyük kapıdangirdiğim an, buranın insana güven telkin et-tiğini anladım. Çünkü herkes birbiriyle ilgile-niyordu. Oradaki öğretmenlere çok özendimve görev yapmaktan büyük mutluluk duydum.Örneğin, sizlerin “Mister Cete” diye hitap et-tiğiniz öğretmenin, benim öğretmenim ol-madığı için üzülürdüm. Darüşşafaka’da ikenhukuk fakültesini kazandım. Sınava gireceğimgün ise beni uyandıran ve annemmiş gibi dua-larıyla sınava uğurlayan Darüşşafaka’da hiz-metli olarak çalışan Şerife Teyze idi.”

Ali İhsan Karaaslan: “Çocuklarımın üçü deDarüşşafaka mezunu”

Darüşşafaka’dan mezun Selma, Ülkü veMehmet Ali Karaaslan’ın babası Ali İhsan Ka-raaslan ise Darüşşafaka Ailesi’ne nasıl katıl-dıklarının hikâyesini paylaştı: “Ben ikisi kızbiri erkek olmak üzere üç çocuk sahibiyim ve

Page 22: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

çocuklarımın üçü de Darüşşafaka mezunu. İlkolarak oğlumu Darüşşafaka’ya yazdırdım. Ar-dından kızların alınmasıyla iki kızımı da Da-rüşşafaka sınavına soktum. Onlar da kazandı.Üç kardeş aynı anda Darüşşafaka’da okudu.Bu şerefe nail oldum. Darüşşafaka'ya çok şeyborçluyum. Minnettarım. Çocuklarımı en iyişekilde eğittiler ve yetiştirdiler.”

Taşkut Adanır: “Büyük bir coşku ve özveriylekadın müdür yardımcıları kızlariçin hazırlık yaptı”

Hem kızlardan önce hem de sonra Da-rüşşafaka’da coğrafya öğretmenliği ve müdüryardımcılığı görevlerinde bulunan TaşkutAdanır, kızlar için yapılan hazırlıklarla ilgilibir anısını şöyle anlattı: “Büyük bir coşku veözveriyle kadın müdür yardımcısı arkadaşla-rım kızlar için hazırlıklar yapıyordu. Kızlarınformaları hazırlanıyordu. Bir gün bütün ha-nım öğretmenler ortadan kayboldu. Oradagörevli bir arkadaşa sordum. Bir hanım arka-daşın odasında toplandıklarını öğrendim. An-cak kapısı kilitliydi. Dışarı çıkıp, penceredeniçeriye baktım. Ne göreyim, ortada rahmetliNazıma Hanım, okul formasının içinde…”

Fulya Yavaşoğlu:“Bu okula vefa borcumu nasılödeyeceğimi bilmiyorum”

Kız öğrencilerin kabulünün 40. yılı etkin-liğinin konuklarından biri de şu an 10. sınıftaokuyan Fulya Yavaşoğlu idi. Darüşşafaka ile ta-nışma öyküsünü anlatarak söze başlayan Ya-vaşoğlu şöyle konuştu: “Biz üç kız kardeşiz.İzmir’de oturuyorduk. Öğretmenim üçüncüsınıftayken Darüşşafaka'nın sınavına girmemiönerdi. Annem istemiyordu ancak ben yinede girdim. Sınavı kazandığımda, annem artıkrazı olmuştu. İstanbul’a geldik. Ancak o anakadar farkında olmadığım bir şey oldu ve an-nem beni okula bırakıp İzmir’e geri döndü.

Arkasından çok ağladım. Ama Darüşşafaka,beni öyle çabuk içine aldı ki, tatillerde bile evedönmeyi istemez oldum. Her şeyi buradakiağabeylerden ve ablalardan öğrendim. Buokula vefa borcumu nasıl ödeyeceğimi bilmi-yorum.”

Daçkalı Kızlar Toplandık etkinliği kapsa-mında organize edilen ikinci oturum ise “De-neyimlerin Işığında Dünden BugünDarüşşafaka” idi. Bu oturumun ilk konuşma-cısı ise Darüşşafaka’nın efsanevi öğretmenle-rinden Hayrettin Cete oldu.

Hayrettin Cete:“Kızları Darüşşafaka’ya almaprojesi, büyük bir maceraolarak telâkki ediliyordu”

Öğrencilerin “Mister Cete” diye hitap et-tiği Hayrettin Cete, günün anlamına dikkatçekerek, “Darüşşafaka, Haziran 1863’te erkekçocukları için kapılarını Fatih’te açmıştı. Yüzyıl sonra yepyeni bir eğitim anlayışıyla yatılı,karma eğitim vererek, kız öğrencilerine kucakaçmıştır. Okula kızların yatılı olarak kabulüvizyon sahibi iki kişinin tükenmez çabaları sa-yesinde gerçekleşmiştir. Bunlar okul müdürüNazıma Antel ve Cemiyet Başkanı Fettah Ay-taç’tır. Aksi takdirde bugünkü bu kutlama tö-reni belki bir yüz yıl daha bekleyecekti. Ogünleri yaşayanları bilir, ayaklanan statükocu-lara karşı mücadele çok çetin geçmiştir. Pro-je, büyük bir macera olarak telakki ediliyordu.Bugün bile kadını bir kast sistemi içinde tut-mak isteyen zihniyet, ona ilk eğitimi bile çokgörüyordu. Direnme daha önce de Darüşşa-faka yabancı dille eğitime geçtiğinde olmuş-tur. O yıllarda yabancı dille eğitim varlıklı sınıfiçin birkaç kolejin tekelindeydi. Darüşşafakagibi bir halk okulunun, halk çocuklarına anadil seviyesinde bir yabancı dil kazandırmasıçok hayalci bulunmuştu. Buna rağmen Da-rüşşafaka yabancı dille eğitimin önemini kav-ramış ve tepkilere rağmen yabancı dilletedrisata geçmiştir. Sevgili Darüşşafakalılar yıl-lar önce okulunuzun sıralarında başlayan buyolculuk, bugüne kadar devam etmiştir veşüphesiz devam edecektir. Sizlerin bir ömürboyu mistik derecesine varan bu bağlılığını-zın bir esası olmalı. Bunun cevabı ise okulmarşınızda yazılıdır. “Şefkat yuvamız, hep sa-na bağlıyız biz...” İşte Darüşşafaka’nın temeltaşı… İçinde sağlıklı büyüyecek, disiplin için-de, iyi yetişecek ve koruncak şefkatli bir yu-va… Tabiatın insanoğluna bağışladığı engüçlü müessesedir yuva. Her yuvanın anası vebabası olur. Acı bir kaderden ötürü babası ve

bazen annesini kaybetmiş çocuklar ideal ba-ba ve anne figürünü burada buldu. Bundanötürü Darüşşafaka’da benzeri olmayan öğret-men-öğrenci ilişkisi vardır.”

Beşir Özmen:“Kızlara, bir asır borçluyuz”

1966’da Darüşşafaka’ya giren ve bugünDarüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu BaşkanVekilliği görevini yürüten Beşir Özmen, 1871tarihli Darüşşafaka nizamnamesinde okula er-kek ve kız çocuklarının alınacağının yazdığınıbelirterek, “Kızların okula kabulü ise 100 yılgecikmeyle gerçekleşiyor. Bu noktada kızlara,bir asır borçluyuz. 1966’da Darüşşafaka’ya gir-dim ve Darüşşafaka tarihindeki üç önemli ola-yı yaşadım. 1955’te Darüşşafaka İngilizceeğitime başladı, 1964’te ilk babalı öğrencileralındı ve 1971’de kız öğrenciler başladı. Bu üçönemli adımda da Fettah Aytaç ile NazımaHanım’ın çok büyük emeği var. Fettah Bey,1969’da diyor ki: ‘Memleketimizin kalkınma-sı ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmesi an-nenin aydın ve kültürlü olmasını gerek-tirmektedir. Kadını aydın ve kültürlü olmayanmilletler, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamaz-lar. Bu nedenle de Darüşşafaka Kız Lisesi’ninkurulmasına gerek ve zorunluluk vardır.’ Budoğrultuda 1971’de kız öğrenciler kabul edi-liyor. Darüşşafaka’ya ne yazık ki çok az kadıneli değmiş durumda. Dilerim bugün büyükbir kırılmanın ilk günü olur” dedi.

Yusuf Çotuksöken:“Ben hâlâ Darüşşafaka’dayım”

1971-77 yılları arasında Darüşşafaka’daTürk dili ve edebiyatı öğretmenliği yapan Yu-suf Çotuksöken, meslek hayatının ilk durağı-nın Darüşşafaka olduğunu belirterek, şöylekonuştu: “Nerede bir toplantıya gitsem Da-rüşşafaka’nın adını anmadan geçemiyorum.Diyorlar ki sen hâlâ Darüşşafaka’dasın. Evet,ben hâlâ Darüşşafaka’dayım. Çiçeği burnun-da bir öğretmen olarak burada bulundum.Çok güzel günler yaşadım. Bundan sonra Da-

20 KAPAK DAÇKA’DA KIZLARIN 40. YILI

Page 23: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

rüşşafaka için ne yapmamız gerektiğini dahaçok düşünmek durumundayız. Ben, Darüşşa-faka için her zaman varım.”

Uğur Tepe: “Kimliğimin en önemli parçasıDarüşşafakalı olmaktır”

1971’de kızlarla birlikte Darüşşafaka’yabaşlayan Uğur Tepe, “Bizler, Darüşşafaka içinbir milatta eğitim aldık. Kızların hepsi hemokul hem çocukluk arkadaşımız oldu. Okul-dan sonra da pek çoğunun desteğini gördüm.Çok güzel dayanışmalarımız oldu. Bundansonra da olacak. Benim kimliğimin en önem-li parçası Darüşşafakalı olmaktır. Yirmi yıl ilaçsektöründe çalıştım, yeni emekli oldum. Bun-dan sonra Darüşşafaka için yeni projelerdedaha fazla görev almayı istiyorum. HepimizinDarüşşafaka için yapacağı çok şey var” diye ko-nuştu.

Betül Çotuksöken:“Darüşşafaka’da gönüllüyanımı keşfettim”

Darüşşafaka’da 1972 yılında felsefeöğretmeni, ardından müdür yardımcısıolarak görev yapan ve bu esnada tanıştığımeslektaşı Yusuf Çotuksöken ile hayatınıbirleştiren Prof. Dr. Betül Çotuksöken iseşöyle konuştu: “Hepimizin hakikatenDarüşşafakakimliği var. 1972senesindeİstanbulÜniversitesiFelsefeBölümü’ndenmezun oldum veaynı yılDarüşşafaka’daöğretmenliğebaşladım. Bir yılsonra da müdüryardımcısıoldum. Ben, Darüşşafaka’da gönüllü yanımıkeşfettim. İnsanın bir noktadan sonra hiçbirkarşılık beklemeden hizmet etmesiniDarüşşafaka’da öğrendim. Darüşşafakabenim ikinci üniversitem.”

Hilmi Alişanoğlu:“Ağabeylerimiz ilahlıktan tenzilolurken, yüzlerce kızkardeşimiz oldu”

1970’te Darüşşafaka’ya başlayan Hilmi Ali-

şanoğlu, kızların gelmesiyle birlikte Darüşşa-faka’nın çehresinin nasıl değiştiğini şu cüm-lelerle anlattı: “Kızlar alınmadan önceDarüşşafaka siyah bir şemsiye gibiydi, kızlarlabirlikte renkli bir şemsiyeye dönüştü. Darüş-şafaka’da çok ciddi bir ağabeylik durumu var-dı. Ağabeylerimiz bizim idollerimizdi. İdo-lümüz olan, her şeyden daha çok korktuğu-muz ağabeylerimiz, kız çocuklarıyla, bahçede“yağ satarım, bal satarım” oynamaya başladı.Tabii, karizma çizildi ama iyi ki o karizma çi-zildi. Ağabeylerimiz ilahlıktan tenzil olurken,yüzlerce kız kardeşimiz oldu.”

Mahir Ünlü:“Öğretmenliğin ne demekolduğunu Daçka’da öğrendim”

Darüşşafaka’da 1971’de Türkçe öğret-menliği yapan Mahir Ünlü, askeri öğretmen-likten emekli olduktansonra Darüşşafaka’daçalıştığını belirterek“Öğretmenlik hayatı-mın yedi yılı Daçka’dageçti ve öğretmenliğinne demek olduğunuburada öğrendim. İlkdersimi anlatırken bilealışık olmadığım bir şe-kilde bütün parmaklarhavadaydı. Öğrencilerin ne kadar sorgulayıcıve öğrenmeye istekli olduğunu gördüm” dedi.

Toplantı, 1971 girişli ilk kızlardan NazlıArdak’ın kız öğrencilerle birlikte Darüşşafa-ka’da yaşanan değişimi gözler önüne serensunumunun ardından sanatçı Nil Karaibra-himgil’in müzik dinletisiyle sona edi.

21KAPAK

Darüşşafaka’ya kızlarınalınmasının 40. yılıvesilesiyle hazırlanan“Daçkalı Kızlar ToplandıkProjesi”ninkoordinatörlüğünüyürüten Kaynak Geliştirmeve İletişimden SorumluGenel Sekreter YardımcısıGamze Artun, YönetimiKurulu Başkan Vekili BeşirÖzmen’in önerisidoğrultusunda 40. yıletkinliklerinin startınıverdiklerini belirterek, projeninhedeflerini şöyle açıkladı: “1971’deDarüşşafaka’ya kızların kabul edilmesiiçsel bir durum gibi gözükse de aslındagünümüzdeki ‘Kardelen’ projelerininbaşlangıcıdır. Bu noktada hem kadınıneğitiminin önemine hem deDarüşşafaka’nın bu konudakiönderliğine kamuoyunun dikkatiniçekmek istedik. Bunun yanı sıra şu anöğrencilerimizin yüzde 40’ını kızlaroluşturuyor. Sınav sisteminindeğişmesine bağlı olarak da son üçyıldır Anadolu’dan gelen öğrencisayımızda büyük oranda artış var. FakatMardin’in bir köyünden İstanbul’dakiyatılı bir okula kızını göndermek ileBursa’dan ya da İstanbul’dangöndermek aynı şey değil. Anadolu’dansınavımızı kazandığı halde ailesitarafından gönderilmeyen kız

çocuklarının sayısı oldukçafazla. Bu noktada sınavkampanyasında mezunkızlarımızın daha etkin rolalmasının, annelerin içinidaha fazlarahatlatabileceğinidüşündük. Bu düşüncelerdoğrultusundaDarüşşafaka mezunukızlarla irtibata geçtik. İlkolarak beş altı kişitoplandık. Ardından on

altı kişiye ulaştık. Hattatoplantılarımıza katılmak içinİngiltere’den gelen oldu. Temelamacımız onların Darüşşafaka’nınmisyonuna daha fazla katkısunabilecekleri bir platform yaratmak.”Proje kapsamında yıl içinde pek çoketkinlik gerçekleştireceklerini anlatanArtun, “İlk büyük etkinliğimizi 5Mart’ta yaptık. Ardından 5 Mart’ınöncesini ve sonrasını bir belgesel halinegetirmeyi, 4-14 Nisan tarihleri arasındayirmi ilde yapılacak sınav tanıtımtoplantılarına kızların aktif katılımınısağlamayı planlıyoruz. Projenin ilkanlamlı sonucu da aldık. Hedef: 2011-2012 öğretim yılında okula başlayacak10 kızın 10 yıllık eğitim masrafı olan 1milyon liranın toplanması amacıyla,yolu Daçka’dan geçmiş tüm kızlar,harekete geçip kampanyaya başladık”diyor.

Hedef: “Daçkalı kızların, 10 kızın10 yıllık eğitim masrafını karşılaması”

Page 24: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Eğitimle değişen yaşamlar…

KAPAK DAÇKA’DA KIZLARIN 40. YILI22

Daçkalı Kızlar Toplandık Komitesi’ndeyer alan Sertaç Ökten (DŞ’79), Peri-han Yılmaz (DŞ’80), Hayriye Koçoğ-

lu (DŞ’81), Zübeyde Özbay Bulgu (DŞ’81),Hanife Güldağ (DŞ’81) ve Kadriye Bilgi(DŞ’82), Darüşşafaka’nın hayatlarında ya-rattığı değişimi ve neden “Daçkalı KızlarToplandık Projesi”nde yer aldıklarını an-lattı.

Sertaç Ökten:“Darüşşafaka sayesinde hayatçizgimi bambaşka bir ufkataşıyabildim”

Darüşşafaka’ya ilk kabul edilen kızlar ara-sında yer alan Sertaç Ökten, 1971-1979 yılla-rı arasında Darüşşafaka’da okudu. ArdındanBoğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler FakültesiSosyoloji Bölümü’nü bitiren Sertaç Ökten,Darüşşafaka’nın hayatında yarattığı değişimişöyle açıklıyor: “Her şeyden önce hayat çiz-gimi değiştirdi. Darüşşafaka sınavını kazan-masaydım yine okurdum. Fakat normal birdevlet lisesini bitirir, sıradan bir üniversiteyegirer ve daha vasat bir hayat sürerdim. Hal-buki Darüşşafaka’yı bitirdikten sonra Boğa-ziçi Üniversitesi’ne gitmeye karar verdim.Çok rahat bir şekilde de Boğaziçi’ne girdim.Yüksek lisansımı da orada yaptım, arkasın-dan doktora için Amerika’ya gittim. Kısacası;Darüşşafaka’da aldığım eğitim sayesinde ha-

yat çizgimi bambaşka bir ufka taşıyabildim.”Uzun yıllar satış yönetimi ardından da pa-zarlama yönetimi alanında çalıştıktan sonraemekli olan Ökten, Darüşşafaka yıllarına aitunutamadığı bir anısını da bizimle paylaşı-yor: “Ben, 1971 girişlilerinin en çok ağlaya-nıydım. İlk birkaç ay okulun bahçesindedolaşır, eve kaçabileceğim bir geçit arardım.Bir gün okul duvarında bir delik buldum veoradan kaçmaya karar verdim. Anneme te-lefon ederek, okul duvarında bir delik bul-duğumu ve oradan eve kaçacağımı söyledim.Annem, ‘Kaçamazsın, kaçarsan da bu eve ge-lemezsin, bundan sonra sen orada okuya-caksın” diyerek, telefonu yüzüme kapattı.Tabii, kaçamadım, hayatım da böylece de-ğişti. Bir de Darüşşafaka’daki ilk banyo yap-tığım günü hiç unutmam. Çünkü o zamanevlerimizde musluktan sıcak suyun akmasınedir bilmezdik, kazanda su ısıtılır, öyle yı-kanırdık. Darüşşafaka’da musluktan sıcak suakıyor, yıkan yıkan su bitmiyor. Nasıl bir ke-yifti, anlatamam.”

Kız çocuklarının Darüşşafaka’ya kabulü-nün 40. yılına yönelik gerçekleştirilen etkin-liklerde aktif görev alan Ökten, “Ben,Darüşşafaka’ya çok şey borçlu olanlardanımve bu borcumu ödeme isteğini hep taşıdım.Emekli olduktan sonra da bunu gerçekleşti-recek zaman ve olanaklara ulaştım. Bugünhâlâ kızların okuması önünde pek çok engelbulunurken, Darüşşafaka’nın kırk yıl öncekızlara kapısını açmasını çok önemsiyorum.Kırkıncı yıl vesilesiyle de bunu daha çok an-latmak, daha çok kızın hayatında bizim yaşa-dığımız değişime benzer değişimler yarat-mak istiyoruz” diyor.

Perihan Yılmaz:“Benim hayatımda çok özel birsekiz yıl var”

Perihan Yılmaz, 1972-1980 yılları arasın-da Darüşşafaka’da okudu. Ardından İstanbulÜniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. An-nesi tarafından Darüşşafaka sınavına sokul-duğu belirten Yılmaz, hikâyesini şöyle anla-tıyor: “Bunun için anneme hep müteşekki-rim. Darüşşafaka sınavı için kaydımı annemyaptırdı. Ancak sınava girdiğimde annem ve-fat etmişti. Yani annem, Darüşşafaka’yı banaarmağan ederek, bu dünyadan ayrıldı. Da-rüşşafaka’da çok güzel bir sekiz yıl geçirdimve hayatıma farklı bir damga vurdu, ki onunsayesinde hayatımı bambaşka bir noktaya ta-şıdım.”

Yılmaz, Darüşşafaka’nın hayatında yarat-tığı değişimi ise şu cümlelerle ifade ediyor:“Yine okurdum ama Darüşşafaka gibi bir

okulda değil. Darüşşafaka ile ne olduğumugördüm, ayaklarım yere sağlam bastı, hayat-ta mücadeleyi öğrendim. Bizler, ailelerimiz-deki maddi olanaksızlıklar nedeniylegenelde hayata bir sıfır yenik başladık. Da-rüşşafaka verdiği eğitimle, annemin deyi-miyle kolumuza altın bir bilezik taktı. Bununyanı sıra Daçka bize öyle bir arkadaşlık, öylebir dostluk verdi ki hayatımız boyunca bu ay-rıcalığı hissettik. Hep Daçkalıyız dedik. Daç-ka’nın bizi kattığı bakış açısı, vizyon bizlerehep ayrıcalık kazandırdı. İş hayatında da busayede başarılı olduğumu düşünüyorum. Da-rüşşafaka’dan mezun olmanın ayrıcalığınıher zaman hissettim. Benim hayatımda çoközel bir sekiz yıl var. Daçka yıllarımı hep çokgüzel hatırlıyorum.” Daçkalı Kızlar Toplan-dık Projesi’nin gönüllü destekçilerinden Yıl-maz, proje kapsamında yapacakları akti-viteleri şöyle özetliyor: “Anadolu’da Darüş-şafaka’yı tanıtmak, Darüşşafaka sınavını ka-zanan öğrencilerin anneleriyle, mezunlarolarak gidip görüşmek gibi aktivitelerde bu-lunacağız. Ayrıca yeni Daçkalıların okulaadapte olmaları için çalışmalar yapacağız.”

Hayriye Koçoğlu:“Darüşşafaka’da eğitimgörmeseydim, hayatım çokfarklı yönlenebilirdi”

Hayriye Koçoğlu, 1973-1981 yılları ara-sında Darüşşafaka’da okudu. Ardından da

Page 25: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

KAPAK 23

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bi-tirdi. Şu an uluslararası taşımacılık sektö-ründe faaliyet gösteren bir firmada üstdüzey yönetici olarak çalışan Koçoğlu, Da-rüşşafaka ile tanışma öyküsünü şöyle anlatı-yor: “Darüşşafaka’nın sınavını ilkokulmüdürümüz babama haber vermiş. O dö-nem babası olanlar da alınıyordu. Ben, oku-lun parlak öğrencilerindendim. Fakatekonomik durumumuz iyi değildi. Cemiyet-ten ve okuldan yöneticiler, tek tek sınavı ka-zanan öğrencilerin evlerini habersizceziyaret ediyor, verilen bilgilerin doğru olupolmadığını kontrol ediyordu. Sınavı kazan-dıktan sonra babam da yaşadığı için çok cid-di ekonomik incelemeye tabi tutuldum.Babamın hazır giyim sattığı bir dükkânı var-dı. Cemiyet yetkilileri, ilkin oraya habersiz-ce gitmiş, ardından da eve gelmişti. Gelenheyette okul müdür yardımcısı Ayhan Kur-toğlu da vardı. O zaman amcam ile babaan-nem de bizimle yaşıyordu. Babaannem,benim Darüşşafaka’ya gitmemi o kadar çokistiyordu ki Ayhan Bey’e, ‘Evladım, oğlumbize de bakıyor’ demişti. Balıkesir’de yaşı-yordum. Darüşşafaka’ya kabul edilince ba-bam hiç tereddüt etmeden beni gönderdi.Ki kız ve erkek yatakhanelerinin aynı binadaolduğunu biliyordu. Bu kararından ötürübabam her zaman kendiyle gurur duydu.Hele de Darüşşafaka’yı bitirdiğimde çok iyiderecede İngilizce konuşuyor olmam, onuinanılmaz mutlu etti.” Darüşşafaka’da geçir-diği sekiz yılı nasıl hatırladığı sorusuna Ko-çoğlu, “Darüşşafaka’da ağabeylik, ablalıkgeleneği o zaman çok gelişmişti. Bir sınıf üs-tümüz kendisine ağabey ya da abla dedirti-yor ve bizleri de gerçekten bir ağabey ve ablagibi sahipleniyordu. Bize karşı hep koruma-cı davranıyorlardı. Darüşşafaka yıllarıma da-ir anılarım hep pozitiftir. Hocalarımızın her

biri tek başına bir değerdi. Pek çok edebieserle onların sayesinde tanıştık. Ben, sporaçok yatkındım ve Darüşşafaka’da hemen he-men her sporu yaptım. Bu anlamda da ho-calarımdan çok büyük destek gördüm.Uzun yıllar masa tenisi takımında oynadım”diye yanıtlıyor. “Darüşşafaka’da eğitim gör-meseydim, hayatım çok farklı yönlenebilir-di” diyen Koçoğlu sözlerini şöyle noktalıyor:“Kız öğrencilerin, Darüşşafaka’ya kabulü-nün 40. yılı nedeniyle okulumda olmayı, sonyıllarda ülkemizde kızların okutulması içingösterilen çabalarla da örtüştüğü için ayrıbir önem veriyorum.”

Zübeyde Özbay Bulgu:“Tek kurtuluşumDarüşşafaka’ydı”

Darüşşafaka’da 1973-1981 yılları arasın-da eğitim gören Zübeyde Özbay Bulgu, Bo-ğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’ndenmezun olduktan sonra iş hayatına bankacı-lık sektöründe başlamış. Ardından özel sek-töre geçen Bulgu, on beş sene Nestle’deçalıştıktan sonra oradan emekli olmuş. Şim-di de Bulgu’nun Darüşşafaka’yla tanışma öy-küsüne kulak veriyoruz: “Ben, babası hayattaolup da Darüşşafaka’da okuma şansı yakala-yanlardanım. Babam kapıcıydı. Çalıştığıapartmandaki öğretmen bir hanım, babamabeni Darüşşafaka’ya göndermesini önermiş.Böylece Darüşşafaka sınavına girdim ve ka-zandım. Darüşşafaka’da okumayı o kadarçok istiyordum ki babası olmayanlara önceliktanınacağını düşündüğüm için çok bencilceama ‘Keşke, babam olmasaydı’ diye düşün-düğümü hatırlıyorum. Çünkü tek kurtulu-şumun Darüşşafaka olduğunu o zamandananlamıştım. Çok mutlu olarak Darüşşafa-ka’ya başladım. Babam da benimle hep gu-

rurlandı.” Darüşşafaka yıllarına dair unuta-madığı bir anısını bizimle paylaşmasını iste-diğimiz Bulgu, “Benim için Darüşşafaka’yailk giren kızlar ulaşılmazdı. Onlardan biriylekonuştuğumda çok heyecanlanırdım. Birgün lavabolardan çıkmış, yatakhaneye doğ-ru gidiyorum. O sırada ilk giren kızlardanHülya ile karşılaştım, bana ‘merhaba’ dedi.O kadar mutlu olmuştum ki, o an bir resimgibi hâlâ aklımda kaldı” diyor. “Hâlâ en iyiarkadaşlarım Darüşşafakalı” diyen Bulgu,Daçkalı Kızlar Toplandık Projesi’ne ilişkinise şu görüşleri dile getiriyor: “Darüşşafakacamiasının biraz daha harekete, birbirini ta-nımaya, danışmaya ihtiyacı olduğunu ve bu-nun da bir vesile teşkil ettiğini düşünü-yorum.”

Hanife Güldağ:“1980’li yılların Türkiyesi’ndeçok iyi İngilizceyleDarüşşafaka’dan mezunoldum”

Darüşşafaka’da 1973-1981 yılları arasın-da eğitim gören Hanife Güldağ, bankacılıksektöründe çalışıyor. Darüşşafaka’dan me-zun olduktan sonra iktisat fakültesine girenHanife Güldağ, hayatını kendisi gibi Daçka-lı olan gazeteci Hakan Güldağ ile birleştirin-ce üniversiteyi bırakıp çalışma hayatınaatılıyor. “Darüşşafaka benim için çok büyükve önyargısız bir aileyi ifade ediyor” diyenGüldağ, Darüşşafaka ile tanışma öyküsünüise şöyle anlatıyor: “Darüşşafaka sınavındanilkokul öğretmenim Mukadder Sarmangilsayesinde haberdar olduk. Üç kardeşin enküçüğüydüm. Annem, bana hamileyken ba-bamı kaybetmişiz. Ardından annem çalış-maya başlamış, ablam ve ağabeyim okulu

Page 26: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

KAPAK DAÇKA’DA KIZLARIN 40. YILI24

bırakmış. Her şeye rağmen ben, çok büyüksevgi ve şefkat içinde büyüdüm. Bu nedenlesınavı kazandığımda ailemden ayrılmak zoroldu. Fakat Darüşşafaka’nın bizlere tanıdığıolanaklardan olsa gerek çok çabuk alıştım.Sadece ilk sene çarşamba günlerini iple çe-kiyordum, çünkü çarşambaları veli görüş-mesi olurdu. İkinci sene o da bitti. Darüş-şafaka ciddi imkânsızlıklardan gelen ailele-rin çocuklarının eğitim gördüğü bir kurum.Pek çok şeyi ilk kez orada gördük. Örneğin,Darüşşafaka’da 24 saat musluktan sıcak suakıyordu. Oysa evlerimizde kazanda su kay-natarak banyo yapılırdı. Harika bir spor sa-lonu vardı. Her türlü sportif ve sanatsalaktiviteyi yapabiliyorduk.”

Darüşşafaka’ya çok şey borçlu olduğunuifade eden Güldağ, “1980’li yılların Türkiye-si’nde çok iyi İngilizceyle buradan mezun ol-dum. Ardından iktisat fakültesine girdim,fakat evlenince okulu bıraktım, çünkü çalış-mam gerekiyordu. İngilizce bilmem çok bü-yük bir avantajdı. Bu sayede çok rahat işbuldum, hayatımı kazandım. Üniversiteyedevam etseydim ne değişirdi bilemiyorumama Darüşşafaka’da aldığım eğitim sayesin-de keyifle çalıştığım bir mesleğim oldu” di-yor. Kadını ve kadının eğitimini önemsediğiiçin Daçkalı Kızlar Toplandık Projesi’nde ak-tif görev aldığını kaydeden Güldağ, “Darüş-şafaka, 1971 yılının Türkiyesi’nde yatılı birerkek okulu olarak, kapılarını kızlara da aç-tı. Bunun ilerici bir adım olduğunu düşünü-yorum. Bugün bizler de kırk yıl önce atılan

bu adımı daha ileri taşımak için toplandık.Şöyle ki bizim zamanımızda Darüşşafaka’dadaimi öğrenci sayısı çok düşüktü, genelde İs-tanbul ve yakın illerden çocuklar okurdu. Şuan 460 daimi öğrenci var. Bu, Anadolu de-mek ve ben bu rakamın içinde kızların dahafazla olması gerektiğine inanıyorum. FakatAnadolu’daki bir anne dördüncü sınıftaki kı-zını İstanbul’daki yatılı bir okula kolay kolaygöndermek istemez. Bu noktada da iş bizimgibi Darüşşafaka’nın hayatını değiştirdiği kız-lara düşüyor. Yaşadığımız deneyimi anneler-le paylaşırsak, daha fazla kız çocuğunuailemize katabiliriz” diyerek görüşlerini dilegetiriyor.

Kadriye Bilgi:“Darüşşafaka’dan sadeceeğitim değil, özgüvenimizi vedaha pek çok şeyi aldık”

1974-1982 arasında Darüşşafaka’da oku-yan, ardından Boğaziçi Üniversitesi’ni biti-ren Kadriye Bilgi, 1999-2007 yılları arasındaDarüşşafaka’da İngilizce öğretmenliği yap-mış bir isim. Darüşşafaka’nın hayatına nekattığını sorduğumuzda Bilgi, “Hepimiz ge-lişim yıllarını Darüşşafaka’da geçirdi. Çocukolarak girdik ve yetişkin bireyler olarak ay-rıldık. Dolayısıyla hayatımızın şekillendiğiyıllarda Darüşşafaka’daydık. Hemen her şe-yi Darüşşafaka’dan aldık. Sadece eğitim de-ğil, özgüvenimizi, hâlâ aynı sıcaklıkta yürüt-tüğümüz ilişkilerimizi ve daha pek çok şe-yi… Ki benim eşim de Darüşşafakalıdır” ya-nıtını veriyor. Öğretmenlik mesleğini seç-mesinde Darüşşafaka’daki öğretmenlerininrolü olduğunu belirten Bilgi, “Çok değerliöğretmenlerimiz vardı. Benim öğretmen ol-mamda bunun etkisi çoktur. Pek çoğunu öğ-retmenlik yıllarımda örnek aldım. Bun-lardan biri Hayrettin Cete’dir. Benim içinbir öğretmen, belki bir baba figürüydü” di-yor.

Afitap Altıparmak:“Darüşşafaka bana bütünhayatımı kazandırdı”

Darüşşafaka’nın hayatına dokunduğu kızöğrencilerden biri olan Afitap Altıparmak,1972-80 yılları arasında Darüşşafaka’da oku-du. Ardından İstanbul Üniversitesi Ameri-kan Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne giren AfitapAltıparmak, hikâyesinin devamını şöyle an-latıyor: “Dört yaşındayken babamı kaybettim.İki kardeştik. Tek gelirimiz babamdan kalanemekli maaşıydı. Benim iki kuzenim, şu andünya çapında tanınan bir profesör olanMehmet Ali Yükler ile Marmara Üniversite-si’nde hocalık yapan Prof. Dr. İrfan Yükler,Darüşşafaka mezunuydu. İlkokulu bitirdik-ten sonra onların teşvikiyle Darüşşafaka sı-navına girdim ve yedekten kazandım.Annem hasta olduğu için ilk iki sene daimiyatılı okudum. Yatılı eğitimin bize kattığı çokönemli kazanımlar oldu. Darüşşafaka’ya da-

ir hep güzel anılarım var. Örneğin, anneminhasta olduğu dönemde Darüşşafaka’da çıkanyemeklerden eve götürdüğüm günler ol-muştu. 1980’de Darüşşafaka Edebiyat Bölü-mü’nü ikincilikle bitirdim. Bütün arkadaş-larım gibi ben de üniversiteyi kazandım. İs-tanbul Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebi-yatı’na girdim. Fakat hem üniversitelerdekisiyasi olaylar hem de çalışmak zorunda ol-duğum için devam edemedim. İş hayatınaatıldım. Sekreter olarak başladığım bankadaDarüşşafaka’nın kazandırdığı beceriler sa-yesinde bölüm başkanlığına kadar yüksel-dim. Daçka, bizlere o kadar iyi eğitim verdi kimezun olduktan sonra hiç zorlanmadan, bo-calamadan hayatımıza devam ettik. Bankadaon yedi sene çalıştım ama hep öğretmen ol-mak istiyordum ve üniversiteyi okuyamamakiçimde ukteydi. Bu nedenle üniversiteye ge-ri döndüm. Hatta Daçka’dan arkadaşım Ser-pil Tuncer, hocam oldu. 2004’te üniversiteyibirincilikle bitirdim. Stajımı da Darüşşafa-ka’da yaptım. 2004-2006 arasında da okulu-ma katkı sağlamak için gönüllü öğretmenlikyaptım.”

Darüşşafaka mezunu Ali Temel Altıpar-mak’la evli olan Afitap Altıparmak, sözlerinişöyle noktalıyor: “Darüşşafaka bana bütünhayatımı kazandırdı. Eğer bugün Afitap ola-rak ayaktaysam, bir yere geldiysem, hayatım-da bir şeylere sahip olabildiysem Daçkasayesindedir. Benim ablam okuyamadı, Da-rüşşafaka olmasaydı belki ben de okuyama-yacaktım.”

Page 27: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Türkiye’nin aydınlık yarınlarınayatırımın yolları…Darüşşafaka, ülkemizin önde gelen kurumları ile Türk halkının değerli katkılarıyla sağladığı gelirin tümünü eğitimamacıyla kullanıyor. Bu nedenle, her bağış Türkiye'nin aydınlık yarınlarına yapılan bir önemli bir yatırımdır.24 saatini Darüşşafaka'da geçiren bir öğrencinin gereksinimleri düşünüldüğünde Darüşşafaka Cemiyeti’ne yapılanher bağış, kuruluşundan bugüne yedi bine yakın öğrencinin geleceği oldu ve olmaya devam edecek.

Bağış yöntemleri:Tümü eğitime destek sağlamak amacıyla yapılan bu geliraktarımlarının hukuki ve maddi olarak farklı yöntemleribulunmaktadır.

1. Bağış: Bağış yapmak isteyen kişi yaşarken, sahip olduğu taşınmazmallarını (bina, daire, dükkan, arsa gibi gayrimenkuller)veya taşınır mallarını (nakit para, banka mevzuatı, hissesenedi, yatırım fonu gibi menkul kıymetler ile tablo, antikaeşya, ziynet, mücevher gibi kıymetli mallarını) veyaekonomik değeri olan bir hakkı (kira, telif hakkı gibi gelirgetiren haklar) Cemiyet’e bağışlayabilir. Bağış belirlişartların ve yükümlülüklerin Cemiyet tarafından yerinegetirilmesi koşulu ile de yapılabilir. Şartlı bağışa bir örnek,Sait Faik’in Burgazada’daki evini müze olarak kullanılmaküzere bağışlamasıdır. Bağışlama sözleşmesi, hayatta olan kimseler arasındayapılan ve bir kimsenin malının tamamını veya bir kısmınıkarşılıksız olarak diğer bir gerçek veya tüzel kişiye temlikettiği bir tasarruf şeklidir. Medeni hakları kullanmaehliyetine sahip ve sağ olan herkes bağışlamatasarrufunda bulunabilir. Bağışlayan, gayrimenkulünmülkiyet hakkı Cemiyetimize intikal ederken,intifa(kullanım) hakkını saklı tutabilir veya bir başkasına

bağışlayabilir. Bağışçı, intifa hakkını saklı tutması halindevefatına kadar gayrimenkulde oturabilir veya onu kirayaverebilir. Bağışçının vefatı halinde, intifa hakkıkendiliğinden sona erer.

2. Vasiyet Bağışı:Vasiyet bağışı kişinin vefatı durumunda geçerlilikkazanacak olan bir bağış türüdür. Vasiyetçi yaşadığı sürecemallarını dilediği şekilde değerlendirebilir, satabilir veyavasiyetinden vazgeçebilir. Vasiyet bağışı yapabilmek içinkişinin ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuşolması gerekir. Vasiyetname noter huzurunda resmi olarakveya miras bırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarakyapılabilir. Bağışçı, vasiyetnamesine Cemiyet tarafındanuygulanacak özel talepler de ekleyebilir. Örneğin,cenazesinin Cemiyet tarafından kaldırılmasını, mezarınınbakımını veya her yıl dua okutulmasını vasiyetnamesineşartlar olarak ekleyebilir. Darüşşafaka Cemiyeti tarafındanbağışçılara hukuki danışmanlık hizmeti de sunulmaktadır.

Sorularınız için:Darüşşafaka Cemiyeti Bağışçı İlişkileri SorumlusuNuray Apaydın 0212 276 50 [email protected]

Page 28: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

26 HABER

Darüşşafaka Giriş Sınavı içingeri sayım başladı

Eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla 148yıldır yetenekli ancak babası hayat-ta olmayan, ailesinin maddi olanak-

ları nedeniyle iyi eğitim fırsatı bulamayanöğrencilere, ilköğretim 4. sınıftan lise sonsınıfa kadar yatılı ve tam burslu, kolej sevi-yesinde eğitim veren Darüşşafaka, 29 Ma-yıs’ta yapacağı sınavla 120 çocuğu dahaDaçka Ailesi’ne katmaya hazırlanıyor. Şuan 65 ilden 800’ü aşkın öğrenciye modernkoşullarda eğitim veren Darüşşafaka, aile-sine 81 ilden öğrenci katmak için yoğunbir kampanya yürütüyor. Milli Eğitim Ba-kanlığı’ndan alınan veriler ışığında Türki-ye genelinde koşullarına uyan 11 bin 500çocuğun hepsine ulaşmak ve hepsinin sı-nava girmesini sağlamak için yürütülen ça-lışmalarla, 2011-2012 eğitim-öğretimdöneminde Türkiye’nin 81 ilinin Darüşşa-faka’da temsil edilmesi amaçlanıyor.

Tüm adaylara sınav daveti gönderiliyorPotansiyel adaylarının hepsine tek tek

mektup göndererek sınava davet eden

Darüşşafaka Eğitim Kurumları, 4-14 Nisantarihleri arasında Adana, Erzurum, İzmir,Konya, Kütahya, Malatya, Samsun, Sakar-ya, Şanlıurfa, Van, Ağrı, Afyon, Bitlis, De-nizli, Kahramanmaraş, Bursa, Ankara,Balıkesir, Diyarbakır ile İstanbul’da tanı-tım toplantıları düzenleyecek. Sınav ön-cesi daha fazla çocuğa ulaşmak veDarüşşafaka’yı Türkiye genelinde tanıt-mak amacıyla yapılan bu toplantılara 3. sı-nıfta okuyan ve babası hayatta olmayanöğrenciler ile velileri, onların okuduklarıokulların müdürleri, sınıf öğretmenleri,rehber öğretmenler ve Darüşşafaka me-zunları katılacak.

29 Mayıs’ta 20 ilde sınav varBaşvuruları 3 Ocak’ta başlayan ve 25

Mayıs’ta sona erecek olan Darüşşafaka GirişSınavı, 29 Mayıs’ta Adana, Ağrı, Ankara,Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzu-rum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri,Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Sivas,Şanlıurfa, Trabzon ve Van’da yapılacak. Ta-

lep edilmesi halinde sınava girecek öğren-cinin ve velisinin en yakın sınav merkezineulaşımları, Darüşşafaka Cemiyeti tarafın-dan sağlanacak.

Türkçe ve İngilizceyi iyi kullanabilen,ikinci yabancı dilde iletişim kurabilen,çağdaş, özgüvene sahip, öğrenerek ken-dini geliştiren, değişime ve küreselleşme-ye uyum sağlayabilen, yaşamının heralanında fark yaratan gençler yetiştirme-yi hedefleyen Darüşşafaka Eğitim Kurum-ları’na giriş sınavı, iki aşamadan oluşuyor.Sınav, öğrencilerin zihinsel ve yaratıcı dü-şünme yeteneğini değerlendiriyor. Da-rüşşafaka Giriş Sınavı’nda öğrencininbilgi düzeyi yerine yeterliliklerinin ön pla-na çıkması hedefleniyor. Öğrenciler birbütün olarak değerlendirilerek, kendile-rine sunulan eğitimle eleştirel ve yaratıcıdüşünme becerilerinin, duygusal ve sos-yal becerilerinin geliştirilmesi ve böylecesadece okulda değil aynı zamanda yaşam-da da başarılı bireyler olarak yetiştirilme-leri amaçlanıyor.

İlköğretim�üçüncü�sınıfı�bitirmiş,�babası�hayatta�olmayan,�maddi�olanakları�yetersiz�veyetenekli�çocuklara,�tam�burslu�ve�yatılı�eğitim�olanağı�sunan�Darüşşafaka�Eğitim

Kurumları’na�giriş�sınavı,�29�Mayıs’ta�Türkiye�genelinde�20�ilde�yapılacak.3�Ocak’ta�başlayan�sınav�başvuruları�ise�25�Mayıs’ta�sona�erecek.

Page 29: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

27HABER SÖYLEŞİ

“Doğuştan Darüşşafakalıları,sınavımıza katılmaya davet ediyorum”

Darüşşafaka Eğitim Kurumları, 29 Ma-yıs 2011 tarihinde 20 il merkezindedüzenleyeceği Darüşşafaka Giriş Sı-

navı’nın tanıtım ve hazırlık çalışmalarını hız-la sürdürüyor. Şu an 800’ü aşkın öğrencinineğitim gördüğü Darüşşafaka, “Eğitimde fır-sat eşitliği” ilkesi doğrultusunda çok sayıdaöğrenciye ulaşmak için kapsamlı bir sınav ta-nıtım kampanyası hazırladı. Türkiye gene-linde sınava girme hakkına sahip 11 bin 500öğrenciye ulaşmayı hedefleyen Kurum, 4-14Nisan tarihlerinde 20 ilde sınav tanıtım top-lantısı yapacak.

Darüşşafaka sınavının duyurulması ko-nusunda herkesi göreve davet eden Darüş-şafaka Eğitim Kurumları İlköğretim MüdürüÇiğdem Kaya, Darüşşafaka Giriş Sınavı’nailişkin sorularımızı yanıtladı.

Darüşşafaka Giriş Sınavı’na yönelikbugüne kadar yaptığınız ve yapılacakçalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

İlk etapta Milli Eğitim Bakanlığı’ndanpotansiyel öğrenci listesini aldık. Bu seneyaklaşık 11 bin 500 öğrenci Darüşşafakasınavına girme koşullarını taşıyor. Ardın-dan 11 bin 500 potansiyel öğrenciye veonların velilerine hitaben tek tek mektupve sınavımıza davet kartları hazırladık.Bunları okulumuzun tanıtım dosyasıylabirlikte hem öğrencilere hem de eğitimgördükleri okulların müdürlerine postayoluyla gönderdik ve mart ayı içinde elle-rinde olmasını planlıyoruz.

Geçen sene 33 ilde sınav tanıtım top-lantısı yapmıştık, bu sene ise 20 ilde tanı-tım toplantısı gerçekleştireceğiz. Buillerinin sayısının azalmasının temel ne-deni, artık bazı illerde Darüşşafaka çok iyitanınıyor. O illerde tanıtım yapmasak bi-le potansiyel öğrencileri, sınava girmeleriiçin yönlendiren Darüşşafaka misyonunagönül vermiş isimler var. Geçen senedenfarklı olarak bu yıl, Kütahya ve Bitlis ol-mak üzere iki yeni ilde tanıtım toplantısıdüzenleyeceğiz. Çünkü bu iki ilde hempotansiyel öğrenci sayısı fazla hem de ci-vardaki illere ulaşım daha rahat. Tanıtımtoplantıları, 4-14 Nisan tarihleri arasındayapılıyor. Ayrıca Türkiye İş Bankası da“81 İlden 81 Öğrenci Projesi” kapsamındasınav kampanyamıza destek veriyor.

Sınava ilişkin yapmayı planladığınız yenibir uygulama var mı?

Geçen seneden çok farklı bir çalışma-mız olmayacak. Çünkü Darüşşafaka’nın150. yıl açılımı nedeniyle altıncı sınıftan sı-navla öğrenci alma düşüncesi var. Onuniçin yeniliklerimizi bu yeni açılım için plan-lıyoruz.

Sınav, bu yıl kaç ilde yapılacak?Sınavımızı her yıl, 20 ildeki sınav mer-

kezlerinde yapıyoruz. Bu yıl da öyle olacak.Yalnız bu yıl yeni bir sınav merkezimiz oldu.Eskiden Tekirdağ’da sınav yaparken, bu yılMalatya’yı sınav gerçekleştirilecek iller ara-sına koyduk. Çünkü öğrenci potansiyelimizorada daha ağırlıklı ve civar illerden de ka-

tılımın fazla olmasını bekliyoruz. Sınavımız,29 Mayıs’ta saat 10.00’da iki oturum olarakyapılacak ve yaklaşık iki saat sürecek. Sınav-la ilgili de tüm hazırlıkları tamamladık. Sı-nav sorularını hazırlayacak şirketleanlaşmamızı yaptık. Sınavın içeriği, soru sa-yısı ve ne tarz bir sınav olacağı belirledik.Geçen seneki sınava paralel olarak yine ge-nel zekâ testi, sayısal ve sözel zekâyı ölçenbir sınav olacak. Sınavımıza başvurular, 3Ocak’ta başladı ve 25 Mayıs’ta sona erecek.Bununla birlikte 25 Mayıs’a kadar başvur-mamış öğrenciler, sınav günü merkezleri-mize geldiklerinde koşullarımızı taşıyorlarsasınava alınacak. Sınav neticesinde bu senede 120 çocuğumuzu Darüşşafaka Ailesi’nekatacağız.

Peki, çocuklar Darüşşafaka sınavınanasıl hazırlanmalı?

Aslında öğrencilerin sınavımız için özelbir hazırlık yapmalarına gerek yok. ÇünküDarüşşafaka Sınavı, bilgi merkezli ya da bil-giyi ölçen bir sınav değil. Çocuğun genel ye-teneğini ve zekâsını ölçen bir sınav. Onedenle okuyan, entelektüel birikimi olanöğrenciler hiç hazırlanmadan şansını de-neyebilir ve inanıyorum ki başarılı olurlar.

Darüşşafaka camiasına sınavçalışmalarına ilişkin bir çağrınız var mı?

Öncelikle herkesten en önemli beklen-timiz Darüşşafaka Sınavı’nı duyurmamızayardımcı olmaları. Herkes çevresindekinihaberdar ederek, daha fazla çocuğa ulaş-mamıza katkı sunabilir. Geçen sene sınavı-mıza toplam 2 bin 79 öğrenci başvuru yaptıve bunların 1.974’ü sınava girdi. Oysa biz,şu an potansiyel oluşturan 11 bin 500 çocu-ğun hepsinin Darüşşafaka Sınavı’na girme-sini arzuluyoruz. Çünkü o zaman eğitimdefırsat eşitliğine daha fazla imkân tanımış ola-cağız. Şu anda 65 ilden öğrencimiz var. Biz81 ilden başvuru almak ve 81 ilin okulu-muzda temsil edilmesini istiyoruz. 2007’deDarüşşafaka Ailesi’ne katılmış bir eğitimciolarak Darüşşafakalıları ikiye ayırıyorum.Doğuştan Darüşşafakalılar, yani mezunları-mız ve sonradan Darüşşafakalı olanlar. Bendoğuştan olmasam da artık bir Darüşşafa-kalıyım ve ailemizin büyümesi için doğuş-tan Darüşşafakalıları, sınavımıza katılmayadavet ediyorum.

“�81�ilden�başvuru�almak�ve�81�ilin�okulumuzda�temsil�edilmesini�istiyoruz.�Ailemizinbüyümesi�için�doğuştan�Darüşşafakalıları,�sınavımıza�katılmaya�davet�ediyorum.”

Adaylarda aranan koşullar� Babasının hayatta olmaması� Ailesinin maddi durumunun iyibir eğitim için yeterli olmaması� Haziran 2001 ve sonrası doğmuşolması (Yaş düzeltmesigeçersizdir.)� 2010-2011 eğitim-öğretimyılında üçüncü sınıf öğrencisiolması� Sağlık yönünden ve diğeryönlerden yatılı okula kabulündesakınca bulunmaması� T.C. vatandaşı olması. Yukarıdakikoşulların tümüne uyan öğrencilersınav kaydı için başvurabilir.Detaylı bilgi içinwww.darussafaka.k12.tr

Page 30: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

28 BAĞIŞÇILARIMIZ AGAH ve NURAN BURSALI

“Yavrulara yardımedebiliyorsak ne mutlu bize…”

Mal�varlıklarını�Darüşşafaka’ya�bağışlayan�Mehmet�Agah-Nuran�Bursalı�çiftininçocuklara�karşı�beslediği�engin�sevgiyi,�Nuran�Hanım’ın�“Yavrulara�yardım�edebiliyorsak

ne�mutlu�bize…�Onlar�buraya�geldiği�vakit�burnumun�direği�sızlıyor”�cümlesinden�veAgah�Bey’in�“Odamdaki�ışık�yandığı�zaman�bile�sanki�çocukların�parasını�boşa

harcıyormuşum�gibi�geliyor”�demesinden�anlamak�mümkün….

Page 31: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

29BAĞIŞÇILARIMIZ

Y akacık Rezidans’ın ilk bağışçıla-rından Mehmet Agah-Nuran Bur-salı, çocukların ve gençlerin iyi bireğitim alabilmesi için çabalayan,

duyarlı, aydın ve sevgi dolu bir çift… Ulu-dağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülte-si’nin yanı sıra Bodrum ve Mudanya’dabirer çocuk yuvası yaptıran çift, babası ha-yatta olmayan yetenekli çocukların eğiti-mine destek olmak için de tüm malvarlıklarını Darüşşafaka’ya bağışladı. Bur-salı çifti, ayrıca Darüşşafaka’da eğitim gö-ren on öğrencinin onar yıllık eğitimgiderine karşılık gelen 1 milyon lirayı aşanbağışta bulunarak adlarını Darüşşafaka ta-rihçesine “kurucu bağışçı” diye yazdırdı.

Bursalı Ailesi’nin tarihi müze olacakBursa’nın köklü ailelerinden birine

mensup olan Agah Bey, 1925 doğumlu.Bursa'nın efsanevi yöneticilerinden TahirPaşa ile ilk Bursa milletvekili Şeyh Bahad-din, Bursalı Ailesi’nin 400 yıllık geçmişindeyer alan ve tarihe mal olmuş şahsiyetlerdensadece ikisi… Tahir Paşa’nın Osmanlı Dö-nemi’nde sürre emini yani padişahlarınher yıl Mekke ve Medine’ye gönderdiği pa-ra ve armağanları götürmekle görevli alay-dan sorumlu olduğunu, ardından daMeclis-i Mebusan’da milletvekilliği yaptığı-nı anlatan Agah Bey, Bursa’nın bir diğerköklü ailesi ve aynı zamanda akrabalarıolan Gökçen Ailesi’yle birlikte aile tarihle-rini sergilemek amacıyla bir müze açmayakarar verdiklerini belirtiyor.

“Okumayı hiç sevmedim”İlk ve ortaokulu Bursa’da tamamlayan,

ardından da İstanbul’da Özel Hayriye Li-sesi’ne devam eden Agah Bey, yüzündekocaman bir gülümseyle “Okumayı hiçsevmezdim. Bütün derdim liseyi bitirip ye-dek subay olmaktı” diyor ve ekliyor: “Öyleki o yıllarda özel lisede okuyanlar diplomaalabilmek için resmi bir lisede bitirme im-tihanına girmek zorundaydı. Bu imtihanıverememekten korktuğum için lise son sı-nıftayken yeni açılan bir devlet lisesine git-meye karar verdim. Afyon Lisesi o yıl ilkmezunlarını verecekti. Kaydımı oraya al-dırdım.” Agah Bey’in Afyon Lisesi’ndekisınıf arkadaşlarından biri de gelecekteTürk siyasi tarihine adını yazdıracak olanSüleyman Demirel’dir. Agah Bey, sınıf ar-kadaşını şöyle anlatıyor: “Sizler bilmezsi-niz, bu ülke neler çekti neler. Türkiyegenelinde yirmi yedi lise vardı. Bunlarınon beşi İstanbul’daydı. Isparta’da lise ol-madığı için Süleyman Demirel de Afyon’agelmiş, parasız yatılı olarak okuyordu. Çokakıllı ve zeki bir öğrenciydi. Öyle bir zekagörmedim.”

Birinci sömestirin sonunda Ayfon Lise-si’nden ayrılarak Haydarpaşa Lisesi’ne ge-çen Agah Bey, bunun nedenini ise şöyleaçıklıyor: “Baktım orada yapamayacağım.İstanbul’a alışmışım, o zamanın modasınagöre giyiniyorum. Tabii dikkat çekiyor. İna-nılmaz bir yoksulluk var. Düşünün hocalarbenden kravat istiyordu.” Önce İstanbul,ardından da Bodrum’da müteahhitlik ya-pan Agah Bey, 1950 yılında akrabası olanNuran Hanım ile hayatını birleştiriyor.1928 doğumlu olan Nuran Hanım, gerçekbir İstanbul hanımefendisi… Kadıköy’dedoğup büyüyen Nuran Hanım, her zamangüzel sanatlara ilgi duyduğunu belirtiyor.Bu sevgisini Yakacık Rezidans’ın hobi oda-sında yaptığı birbirinden güzel tablolar ve

seramik eşyalarla icra eden Nuran Hanım,“Resim ve seramik çalışmaları beni çok din-lendiriyor” diyor.

“Yaşlılığımızı rahat bir şekilde geçiri-yoruz”

Nuran Hanım, Yakacık Rezidans’ta ya-şamayı neden seçtikleri yolundaki soru-muza şu yanıtı veriyor: “1999’da eşimlebirlikte burayı gezdik ve hayran kaldık.Eşim deniz tutkunudur, yazları geneldeBodrum’da geçirir ama ben Rezidansta ya-şamayı tercih ediyorum. Çünkü buradaher şeyimiz temin ediliyor; doktorumuz,ilacımız, yememiz, içmemiz, temizliğimiz,eğlencemiz… Şaşkınbakkal’da da evimizvar. Fakat orada da kalmıyoruz, çünkü git-tiğimiz vakit yoruluyorum. Rezidansa ge-lince dinleniyorum. Burada yaşlılığımızırahat bir şekilde geçiriyoruz.”

“Darüşşafaka, memlekete hayırlı evlat-lar yetiştiyor”

Mal varlıklarını Darüşşafaka’ya bağışla-yan Bursalı çiftinin çocuklara beslediği en-gin sevgiyi, Nuran Hanım’ın, “Yavrularayardım edebiliyorsak ne mutlu bize… On-lar buraya geldiği vakit burnumun direğisızlıyor” cümlesinden ve Agah Bey’in“Odamdaki ışık yandığı zaman bile sankiçocukların parasını boşa harcıyormuşumgibi geliyor” demesinden anlamak müm-kün… Darüşşafaka gibi bir irfan yuvasınınyaşatılmasının önemi üzerinde duranAgah Bursalı, sözlerini şöyle noktalıyor:“Darüşşafaka bir irfan ve hayır müessesesi-dir. Çocukların hangi koşullarda eğitim al-dığını görüyoruz. Varlığı olan herkesin buköklü irfan yuvasını yaşatmaya katkı sun-ması gerekiyor. Eğer bizim de küçük birkatkımız varsa çok mesut oluruz.”

Page 32: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

30 DARÜŞŞAFAKALI CEMAL OLGUN

“Darüşşafaka’nın kalbimizde,hayatımızda çok özel bir yeri var”

Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda1960-67 yılları arasında okuyan Ce-mal Olgun, bugün Türkiye’nin en

önemli gübre üreticilerinden Ost Olgun DışTicaret AŞ’nin sahibi… Darüşşafaka Velileri-ni Arıyor Programı kapsamında bir öğrenci-nin on yıllık eğitim masrafı olan 100 bin lirabağış yapan Cemal Olgun ile hem bu bağışı-nın nedenlerini hem Darüşşafaka’da geçenyedi yılını hem de Daçkalı olmanın kendisiiçin ne ifade ettiğini konuştuk.

Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?1949 İzmit doğumluyum. Darüşşafa-

ka’ya 1960 yılında girdim. Kuleli Askeri Li-sesi’ne müracaat etmeye hazırlanırkentesadüfen Darüşşafaka’nın sınavından ha-berdar olduk. O yıllar Adapazarı’nda ika-met ediyorduk. İlkokuldayken en büyükhayalim subay olmaktı. Bu nedenle ilkokulöğretmenim askeri liseyi tavsiye etmişti. Ba-bam hayatta olmadığından annemle İstan-bul’a geldik. O esnada bir yakınımız

anneme Darüşşafaka’nın imtihanına gir-memi de tavsiye etmiş. Sınava girdim, bir-kaç hafta sonra sonuçlar açıklanacaktı.Annemle sonuçları öğrenmek için Fa-tih’teki okul binasına gittik ve kazanamadı-ğımı gördüm. Üzgün bir halde okuldanayrılırken, Darüşşafakalı bir ağabey ne ol-duğunu sordu. Sınavı kazanamadığımı söy-leyince “Bir de ben bakayım” dedi. O dalisteye baktı. Meğer on sekizincilikle girmi-şim. O an annemle yaşadığımız mutluluğu

1967�Darüşşafaka�mezunu,�iş�adamı�Cemal�Olgun,“Bizler,�1960’lı�yıllara�göre�oldukça�özgür�bir�ortamda�okuduk.

Örneğin,�öğretmenlerimizle�ciddi�tartışmalara�girerdik.�Kişilik�haklarımıza�kesinliklemüdahale�edilmezdi.�Bizde�hiçbir�zaman�dayak�yoktu.�Gerçekten�özgür�bir�ortamdave�yüksek�kalitede�eğitim�aldık.�Darüşşafaka’yı�bu�hale�getiren�ise�yine�Darüşşafakalı

bir�ağabeyimiz�Fettah�Aytaç’tır.�Onun�Darüşşafaka’yı�kolej�haline�getirmesiniTürkiye’ye�yapılmış�en�büyük�hizmetlerden�biri�olarak�görüyorum”�diyor.

Page 33: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

31

anlatamam. Böylece 1960’ta Darüşşafa-ka’ya başladım. Bir sene İngilizce hazırlık,üç sene ortaokul, üç sene de lise eğitimi-nin ardından 1967’de Darüşşafaka’danmezun oldum.

Ardından da Robert Kolej YüksekokuluMakine Mühendisliği Bölümü’negirdiniz…

Evet. O yıllarda bütün üniversitebranşları için ayrı imtihanlara girilirdi.Robert Kolej Yüksekokulu’ndan davet gel-mişti, imtihanına girdim ve kazandım. İs-tanbul Üniversite Tıp Fakültesi’nin deimtihanını kazandım. Fakat hayalimdeODTÜ veya İTÜ vardı. Onların da imti-hanına girmeyi düşünürken aniden buüniversitelerin imtihanlarına girmemeyekarar verdim ve Robert Kolej Yüksekoku-lu Makine Mühendisliği Bölümü’ne kay-dımı yaptırdım. 1971’de Robert Kolej’denmezun oldum ve hemen çalışmaya başla-dım. O günlerde çok önemli boyutta biryatırım olan ve Türkiye’de ilk defa alü-minyum türevleri üretecek Nasaş Alü-minyum AŞ’de kurucu mühendis olarakiki sene çalıştım. Arkasından türbin vepompa üreten Türbosan AŞ’de iki yıl ça-lıştım. Bu arada evlendim, ardından dahemen vatani görevimi yerine getirmeküzere askere gittim. 1974 Kıbrıs Harekatıdöneminde askerlik yaptım. Askerliğimiyaparken, kısa dönem askerlik çıktı ve bü-tün eski arkadaşlarım 30-40 gün askerlikyapıp işlerine dönerken bizler on sekiz ayaskerlik yaptık. Bu durum canımı çok sık-mıştı fakat o süreçte kendi başıma düşün-me fırsatı yakaladım ve şu an çalıştığımşirketi kurma kararını da o süreçte aldım.Oysa kısa dönem askerlik yapsaydım, da-ha önceki çalıştığım şirketteki pozisyo-num da maaşım da çok iyiydi, büyükihtimalle hayatıma orada devam ederdim.1976 yılında kendi şirketimi kurdum. Baş-langıçta Türkiye’deki şirketlere makine

ekipmanı sağlayan yabancı firmaların mü-messili oldum. Bunun yanı sıra henüz da-ha millileştirilmemiş olan boraksminerallerinden kolemanit ihracatı ve de-mir dışı metallerin ithalatına başladım.Yugoslavya ile metal ticareti yaparken, Yu-goslavya’daki gübre fabrikalarının Türki-ye’ye gübre satmak istemeleri üzerineonlarla beraber gübre işine girdik ve1980’lerin sonundan itibaren diğer işleritamamen bırakarak, sadece kimyasal güb-re alanında uzmanlaştık. Bugün Türki-ye’nin önde gelen kimyasal gübreşirketlerinden biriyiz. 2006 yılından itiba-ren de gübre üreticisi olduk. Şu an İsken-derun’da senede 300 bin ton kapasitelibir fabrikamız var. Bu arada üç çocuğumve dört torunum bulunuyor.

Geriye baktığınızda Darüşşafaka’dakiyedi yılı nasıl hatırlıyorsunuz?

Darüşşafaka’nın şu anki eğitim seviye-sini takip etmediğim için bilemiyorum amabenim dönemimde kendisiyle eş değer ku-rumlara göre çok daha iyi eğitim veren birkurumdu. İngilizce tedrisat yapılırdı. Biz-ler, 1960’lı yıllara göre oldukça özgür birortamda okuduk. Tabii kendimi, normalya da özel liselerde okuyan arkadaşlarımlakıyaslıyorum. Mesela Alman Lisesi’nde,Dame de Sion’da, Pertevniyal Lisesi’ndeokuyan arkadaşlarım vardı ve onlar dahabaskıcı bir ortamda eğitim görüyorlardı.Oysa biz, Darüşşafaka’da öğretmenleri-mizle ciddi tartışmalara girerdik. Kişilikhaklarımıza kesinlikle müdahale edilmez-di. Bizde hiçbir zaman dayak yoktu. Oysao zamanlar okullarda dayak yaygın bir uy-gulamaydı. Gerçekten özgür bir ortamdave yüksek kalitede eğitim aldık. Darüşşafa-ka’yı bu hale getiren ise yine Darüşşafaka-lı bir büyüğümüz, ağabeyimiz FettahAytaç’tır. Onun Darüşşafaka’yı kolej hali-ne getirmesini Türkiye’ye yapılmış en bü-yük hizmetlerden biri olarak görüyorum.

Benim için Fettah Aytaç, bu ülkenin ta-nınmayan, bilinmeyen kahramanların-dandır. Darüşşafaka bize sadece iyi bireğitim değil, yön de verdi. Öğretmenleri-miz bize sadece eğitim vermez, sosyal ha-yata da hazırlarlardı. Bir de Darüşşafakayatılı bir okul... Babası hayatta olmayan, an-neye bağımlı çocuklar, yatılı okul hayatınabaşladıklarında birden bire şok yaşıyor vebu durum onları, çok ciddi bir kardeşlikbağına itiyor. Darüşşafaka’daki arkadaşlık-lar, arkadaşlıktan çok daha ötedir. Ciddibir ağabey-kardeş ilişkisi ve kalıcı dostlu-luklar yaşanır Darüşşafaka’da… Mezuniye-timin üzerinden otuz beş sene geçti amadönem arkadaşlarımın hiçbiriyle bağımkopmadı. En önemlisi ben, Daçkalılarla1960’lı yıllarda nasıl bir ilişkim varsa hâlâaynı ilişkiyi sürdürüyorum.

Darüşşafaka yıllarınıza dairunutamadığınız bir anınızı bizimlepaylaşır mısınız?

Darüşşafaka yıllarıma dair yaşadığımkötü bir olayın bile hep güzel yanını hatır-lıyorum. Örneğin 1964 ya da 65 yılıydı.Günlerden pazardı. Yatakhanede soyunur-ken, korkunç bir zelzele başladı. Müthiş birpanik ve korku yaşadık ama buna rağmencanımız kurtarmaya çalışırken, herkes bir-birine yol veriyordu. Düşünebiliyor musu-nuz, öyle bir korku içinde bile Daçkalılarkendi canlarından önce diğerlerini dü-şünmüş ve hiç kimse ezilmeden yatakhaneboşaltılmıştı. Belki de bu nedenle Darüş-şafaka’nın kalbimizde, hayatımızda çoközel bir yeri var.

Sizin için özel olan bir öğretmen varmıydı?

Benim için hepsi özel… Örneğin birkimya öğretmenimiz vardı: Edith Orhon,hâlâ hayatta. Kimya dersini bize sevdiren,bizimle öğretmenden ziyade arkadaş gibiiletişim kuran biriydi. Nitekim daha sonra

DARÜŞŞAFAKALI

Page 34: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

sınıf arkadaşım Barbaros Okan’ın kayın-validesi oldu. Bana mühendisliği ve mate-matiği sevdirense Turgut Paylı’dır. Müthişbir öğretmendi. Üç saat arka arkaya yapı-lan matematik ve geometri dersi geneldeöğrenciyi mutsuz eder ama Turgut Hoca,araya öyle güzel anekdotlar serpiştirir,bambaşka konulara geçip o yaştaki çocu-ğun hayal dünyası içinde bazı yollar gös-terir, dersi öyle bitirirdi ki, üç saatin nasılgeçtiğini anlamazdık. Keza resim hocamızda öyle. Genelde resim dersi okullarda bi-raz formalitedendir, yani müfredatta ol-duğu için yapılan ve önemsenmeyen birderstir. Oysa biz, gayet ciddi resim ve mü-zik dersi görürdük. Mesela ben, resim der-sinde yeşil rengi doğalına tam yakınkullanmadığım için ceza almıştım. Hoca-mız da Kemal Zeren idi. Müzik hocamızTahir Sevenay da müthiş bir müzisyendi.Klasik müzikten zevk almayı ondan öğ-rendim. Ne yazık ki böyle hocalar artıkkalmadı. Darüşşafaka’da şu anda da çokiyi bir eğitim olduğunu biliyorum ama sa-dece iyi eğitim de yeterli değil, o öğrenci-lerin topluma da iyi hazırlanmasıgerekiyor. Darüşşafaka’nın toplumun ka-bul edeceği, öne çıkaracağı bireyler yetiş-mesi lazım.

Üniversite yıllarınızda daDarüşşafaka’dan destek gördünüz mü?

Hayır. Robert Kolej’de de burslu oku-dum. Bu noktada bir tespitimi de paylaş-mak istiyorum. Çünkü ülkemizin iki köklükurumunda parasız okumuş biri olarakşöyle bir fark gözlemledim. Darüşşafaka’daDarüşşafaka’nın bir evladı, Robert Kolej’de

ise burslu öğrenci olarak okudum. RobertKolej Yüksekokulu kampüsünün içindeRobert Kolej Erkek Lisesi de vardı. Oradaburslu okuyan çocuk ile Darüşşafaka öğ-rencisi arasındaki farkı etüt etme şansınıyakaladım. Darüşşafaka’daki çocuk babasızve muhtaç olduğunu çeşitli vesilelerle his-sederdi. Çocuğun ergenlik döneminin geç-tiği ve insanın kişiliğinin şekillendiği birdönemde ne kadar iyi eğitim verirseniz ve-rin, eğer çocuk birtakım baskıları hissettiy-se bunu hayatı boyunca atamayabilir. Bunoktada çocuk Darüşşafaka’da okuyorsabaşarılı olduğu ve burslu olarak okuduğu-nu bilmesi yeterlidir. Başarılı olmayan za-ten okuldan atılıyor. Demek ki ölçekbaşarıdır. Bu sistem zaten var ama biraz da-ha geliştirilmesi gerekiyor. Darüşşafaka1863’te kurulmuş bir eğitim kurumu. Odönemin sosyal yapısı ile bugün arasındaçok fark var. Çağın koşullarına daha fazlaadapte olmak gerekiyor, ki olunuyor da...Şu anki yönetimin son derece doğru yoldaolduğunu görüyorum. Çok güzel çalışma-lar yapılıyor. Ben, bu konuda oldukça mut-luyum. Şu an Darüşşafaka, emin ellerde…

Darüşşafaka Velilerini Arıyor Programıkapsamında bağış yapmayı neden tercihettiniz?

Çünkü kendimi Darüşşafaka’ya borç-lu hissediyorum. Bu, maddi borçluluk-tan ziyade maneviyat içeren bir his…Darüşşafaka çok iyi bir müessese… Yap-tığım bağışın yanlış kullanılmayacağını,doğru ellerde olduğunu biliyorum. Bun-dan sonra da elimden geldiğince destekolmaya devam edeceğim. Çünkü Darüş-

şafaka’nın buna ihtiyacı var. Fakat Da-rüşşafaka münferit bağışlarla yoluna de-vam edebilir mi, bu ayrı bir tartışmakonusu… Bütün Darüşşafakalıların biraraya gelerek, bu konuda fikir üretmesilazım. Ben, Darüşşafakalıların ve Darüş-şafaka’ya gönül verenlerin desteğiyleoluşturulacak bir fonun hayali içinde-yim. Dünyadaki köklü eğitim kurumları-na baktığınızda, hepsinin bir fonuolduğunu, o fonun uzman kişilerce yö-netildiğini ve okulun tüm ihtiyaçlarınıno fondan karşılandığını görürsünüz.Hatta bazı fonlar o kadar zengindir ki,sürekli ilave paraları vardır. Darüşşafa-ka’nın da böyle bir mali yapılanmaya git-mesi gerektiğine inanıyorum. Aslındabütün Daçkalıların aklında bu tür bir ya-pılanma var. Sadece organize olup, böy-le bir fon oluşturmaya doğru adımatmak lazım. Ben, bu konuda kendimizorunlu ve borçlu hissediyorum ve yapa-bileceğim her şeyi yapmaya hazırım.

Daçkalılara yönelik bir mesajınız var mı?Herkesi Darüşşafaka’ya sahip çıkmaya

davet ediyorum. Bununla da sadece mad-di desteği kastetmiyorum, Darüşşafa-ka’nın geleceği için proje üretsin, yapıcıeleştirilerde bulunsun ve şu anki yönetimidesteklesinler. Bence şu anki yönetim Da-rüşşafaka’nın tarihi boyunca gördüğü eniyi yönetimlerden biri... Çok zor günler-den geçtiklerini biliyorum. Dolayısıyla Da-rüşşafakalıların, “Darüşşafaka’ya nasılsahip çıkabilirim?” diye düşünmesi lazım.Darüşşafaka’nın çok daha iyi olmasını is-tiyorum.

32 DARÜŞŞAFAKALI CEMAL OLGUN

“Kendimi�Darüşşafaka’yaborçlu�hissediyorum.�Bu,maddi�borçluluktanziyade�maneviyat�içerenbir�his…�Darüşşafaka�çokiyi�bir�müessese…Yaptığım�bağışın�yanlışkullanılmayacağını,doğru�ellerde�olduğunubiliyorum.”

Page 35: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Avrasya Maratonu'nun 32'ncisindeDarüşşafaka formasıyla koşan mi-mar Emre Erenler, gerek yurt içi ge-

rekse yurt dışında düzenlenen farklıkoşularda da Darüşşafaka flamasını taşı-mayı hedefliyor. 17 Ekim 2010 tarihindedüzenlenen 32. Kıtalararası Avrasya Mara-tonu’nun Boğaziçi Köprüsü gişelerindenbaşlayarak, Sultanahmet Meydanı’nda so-na eren 42 kilometrelik etabını Darüşşafa-ka adına gönüllü koşan Erenler, aynızaman bir Darüşşafaka velisi…. Darüşşafa-ka Eğitim Kurumları’nda eğitim gören Fey-za ve Kenan Soylu’nun dayısı olan Erenler,Avrasya Maratonu’nda Darüşşafaka adınakoşma fikrinin nasıl doğduğunu şöyle an-lattı: “İş arkadaşlarımla düzenli olarak ko-şuyoruz. 2009’da Avrasya Maratonu’nun15 kilometrelik kısmını koştum. Geçen se-ne ise 42 kilometrelik maratonu koşma he-defini kendime koydum ve ardından daİstanbul’da maraton koşmanın zevkini, birsosyal sorumluluk davranışıyla özel kılmayakarar verdim. Benim iki yeğenim Darüşşa-faka’da okuyor: Kenan ve Feyza… Bu iliş-kiden ötürü Darüşşafaka’nın babasıhayatta olmayan çocuklara yetenekleriniortaya koyabildikleri bir ortamda eğitimverme çabasını yakından gördüm. Avrupave Amerika’da bu tür koşularda çeşitli ha-yır kurumlarına destek olmak oldukça yay-gın bir gelenektir. İnsanlar, hobilerinikurumların faydalanacağı bir aktivite hali-ne dönüştürüyor. Bu noktada da Darüşşa-faka’nın çok önemli bir avantajı olduğunudüşünüyorum çünkü Darüşşafaka sadecebir yardım kurumu değil, aynı zamandaçok iyi bir eğitim kurumu. Amacım; Avras-ya Maratonu gibi önemli bir organizasyo-nun Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nayardımın bir parçası olabilmesi idi. BunuDarüşşafaka’daki arkadaşlarla paylaştım.Onlar da fikrimi destekleyince bu projeyihayata geçirdik.”

“Son etapta da elimdeDarüşşafaka flaması vardı”

Pendik’teki Pendorya Alışveriş Merke-

zi, Turkcell Ar-Ge Binası gibi birçok önem-li projeyi gerçekleştiren Erginoğlu & Ça-lışlar Mimarlık’ta çalışan Erenler, maratonsüresince yaşadıklarını ise şöyle özetledi:“Amacımız binlerce kişinin katıldığı birkoşuda Darüşşafaka’yı göstermekti. Bu ne-denle Darüşşafaka formasıyla koştum. Sonetapta da elimde Darüşşafaka flaması var-dı. Bitiş noktasında da çok hoş bir Darüş-şafakalı grup beni karşıladı. Yeğenlerim deparkurun çeşitli noktalarında bana muz veiçeçek takviyesi yaptı.” Bu gibi etkinliklerekatılımın sürekliliğinin önemi üzerindeduran Erenler, “Örneğin bu sene sport-men Darüşşafakalılardan oluşan birekiple koşabiliriz. Darüşşafakalı öğ-renciler geçen sene maratonun 8 ki-lometrelik bölümünü koştu. Busene de biraz hazırlıkla 15 kilomet-relik bölümü koşabilirler. Buradaönemli olan nokta çocukların, Bo-ğaz Köprüsü’nü ya da Barbaros Bul-varı’nı hiç araç yokken geçmeminkeyfini yaşaması… Bunun onlariçin çok güzel bir hatıra olacağınadüşünüyorum” dedi.

“Dünyanın dört bir yanınaDarüşşafaka bayrağını taşımayıarzuluyorum”

Darüşşafaka flamasını gerek ulusal ge-rekse uluslararası koşularda taşımayı iste-diğini belirten Erenler, “Nisan ayındaRotterdam Maratonu var. Orada da bitiş-te Darüşşafaka bayrağı olmasını istiyo-rum. Ben, ilk maratonumu Darüşşafaka

ile koştum, bundan sonrakilerde de Da-rüşşafaka bayrağıyla bitirmeyi ve dünya-nın dört bir yanına Darüşşafaka’yıtaşımayı arzuluyorum. Bunu yaparken dedaha iyi derecelerlerle maratonları ta-mamlamayı hedefliyorum. Avrasya Mara-tonu’nu 3 saat 53 dakika tamamladım. İlkmaraton için güzel bir derece ama dahaiyi olacağına inanıyorum. Bu ilermeyi Da-rüşşafaka’ya birlikte yapmak ise büyükzevk olur.”

33SÖYLEŞİ

Darüşşafaka içinmaraton koştu

Darüşşafaka’da�eğitim�gören�Feyza�ve�Kenan�Soylu’nun�dayısı�olan�mimar�Emre�Erenler,17�Ekim�2010�tarihinde�düzenlenen�32.�Kıtalararası�Avrasya�Maratonu’nu�Darüşşafakaformasıyla�koştu.�Son�etabı�Darüşşafaka�flamasıyla�tamamlayan�Erenler,�bundan�sonra

koşacağı�tüm�maratonları,�Darüşşafaka�flamasıyla�bitirmeyi�hedefliyor.

Page 36: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

34 İZ BIRAKANLAR OSMAN NURİ ERGİN

Cumhuriyetin ilk şehir tarihçisi:

Osman Nuri ErginDarüşşafaka,148�yıllık�yolculuğunda�her�zaman�yetiştirdiği�çocukların,�ülkelerine

hizmet�eden�ve�bu�hizmetleriyle�adlarını�tarihe�yazdıran�seçkin�şahsiyetler�olmasınınhaklı�gururunu�yaşadı.�Dergimizin�6.�sayısında�bu�isimlerden�birini,�Cumhuriyet�tarihininilk�şehir�tarihçisi�ve�Türk�belediyeciliğinin�en�önemli�ismi,�Darüşşafakalı�Osman�Nuri

Ergin’in�yaşam�öyküsünü�sizlerle�buluşturuyoruz.

Bir buçuk asırlık tarihi boyunca bin-lerce çocuğun hayatını eğitimle de-ğiştiren Darüşşafaka, yetiştirdiği

çocukların, ülkelerine hizmet eden ve buhizmetleriyle adlarını tarihe yazdıran seç-kin şahsiyetler olmasının haklı gururunuyaşadı ve 148 yıllık yolculuğundaki en

önemli güç kaynağı oldu. Dergimizin 6. sa-yısında da tarihe iz bırakan mezunlarımı-zın yaşam öykülerini sizlerle buluşturmayadevam ediyoruz. Bu sayıdaki konuğumuz,Cumhuriyet tarihinin ilk şehir tarihçisi veTürk belediyeciliğinin en önemli ismi Os-man Nuri Ergin…

Kahve köşelerinde ders çalışırkenDarüşşafaka’nın kapısı açıldı

Türk belediyecilik tarihinin vazgeçilmezismi olarak nitelendirilen Osman Nuri Er-gin, 1883’te Malatya’nın İmran köyündedoğdu. Babası Ali Efendi, tahsil görmesiniistediği için 1892’de İstanbul’a geldi. Sıra-sıyla; Zeyrek Mekteb-i Rüştiyesi, Numûne-iMekteb-i Osmânî ve Mahmudiye Rüştiye-si’ne devam etti. Kahve köşelerinde ders ça-lışmak zorunda kalan Osman Nuri Ergin’e,Darüşşafakalı ünlü matematik eğitimcisi vebaba dostu Mehmet İzzet Bey yardım eliniuzatarak, Darüşşafaka’ya girmesine vesile ol-du. 1893’te Darüşşafaka’ya giren Ergin,1901’de üstün başarıyla mezun oldu. Aynıyıl, eski adı Şehremaneti olan İstanbul Be-lediyesi’nde memur olarak çalışmaya başla-yan Ergin, 1904’te Darülfünun’a, bugünküadıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Bölü-mü’ne girdi ve 1907’de birincilikle mezunoldu. Bu dönem Fransızca ve Arapçayı öğ-renen Ergin, Darülfünun’un yakınındakiSahaflar Çarşısı’ndan çoğunluğu el yazma-sı pek çok kitabı toplayarak, eşsiz kütüpha-nesinin temelini atmaya başladı.

İstanbul’un 6 bin 214 sokağına ad verdiİstanbul Belediyesi’nde başkâtiplik,

mümeyyizlik ve şube müdürlükleri gibi gö-revlerde bulunan Ergin, II. Meşrutiyet’inilanından sonra belediye memurları ara-sında açılan sınavı kazanarak Müessesat-ıHayriye-i Sıhhiye İdaresi kâtipliğine tayinedildi. Bu görevi esnasında belediye hiz-metlerini yakından tanıma ve incelemeimkânı bulan Ergin, İstanbul Belediye-si’nin arşivinin kuruluşunu gerçekleştire-rek, birçok bilgi ve belgeyi gün yüzüneçıkardı. 1927'de ilk nüfus sayımına kararverildiğinde İstanbul sokaklarına isim ver-mekle görevlendirilen Ergin, beş ay için-de 6 bin 214 sokağın birçoğuna Türkbüyüklerinin adlarını vererek otuz sekizharitadan meydana gelen bir rehber ha-zırladı. Ergin, aynı zamanda numerotajmemuru olarak 1927’de Cadde-i Kebir ta-

Page 37: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

35İZ BIRAKANLAR

belasının yerine "İstiklal Caddesi" yazılı ye-ni tabelayı asan kişidir. 1928'de İstanbulŞehremaneti Mecmuası'nı çıkarmaya baş-layan Ergin, belediyeden ayrılıp vilayetegeçinceye kadar bu derginin yöneticiliği-ni yaptı. 1901 yılında girdiği belediyedeulaştığı en son nokta genel sekreterliktir.1924 yılında atandığı bu görevi, emekli ol-duğu 1946 yılına kadar sürdüren Ergin,resmi görevlerinin yanında Dârüşşafaka,Vefa Lisesi ve Amerikan Kız Koleji’ndeeğitmenlik yaptı. Belediye Zabıta Memur-ları Mektebi ile Polis Meslek Mektebi’ndebelediyecilik, kanun ve nizamnâmeler,halk için açılan gece mekteplerinde deTürkçe, edebiyat, felsefe, sosyoloji, tarihve belediye bilgileri dersleri verdi. Buokullarda alfabeyi pratik yoldan öğretmeküzere “Kolay Elifbâ” (İstanbul,1326) adlıeserini kaleme alan Ergin’in öğretmenlikhayatı 1956'ya, araştırma ve yazı hayatı isevefat ettiği 1961 yılına kadar devam etti.

Darüşşafaka’nın tarihini yazdıTürk ilim ve kültür hayatına eşsiz eser-

ler bırakan Ergin, aynı zamanda Darüşşa-faka tarihçesini ilk kez kaleme alanisimlerden biridir. Darüşşafaka’ya girme-sine vesile olan Darüşşafakalı Mehmet İz-zet Bey, Mehmet Esat ve Ali Kamil Bey’lebirlikte kaleme aldığı “Darüşşafaka: Türki-ye’de İlk Halk Mektebi (İstanbul, Evkaf-ı İs-lamiye Matbaası, 1927) adlı kitap, Darüş-şafaka tarihinde önemli yer tutuyor. Bu ki-tabın yeni harflerle basımı Doç. Dr. Meh-met Kanar tarafından 2000 yılındahazırlandı. Osman Nuri Ergin’in Darüşşa-faka tarihi açısından önem taşıyan ikincieseri ise yine kendisiyle birlikte üç kişininimzasını taşıyan “Darüşşafaka’nın Emlakve Akarları (İstanbul, 1951)adını taşıyankurumun gelir ve mülkleri hakkındakirapordur.

Atatürk Kitaplığı’nın kurucusuErgin’in İstanbul’a kazandırdığı en

önemli eserlerinden biri, 1939 yılında Bele-diye Müzesi ve Kütüphanesi olarak açılan,daha sonra Taksim’de Atatürk Kitaplığıadıyla hizmete devam eden kütüphanedir.Hayatı boyunca biriktirdiği 11 bin cilti kita-bı, kuruluşunda yer aldığı bu kütüphaneyebağışlayan Osman Nuri Ergin’in kütüpha-nesinde yer alan kitaplar ise şöyle: Yazmaadedi: 2.077 cilt içerisinde 4.933 eser/risa-le, Arapça kitaplar: 2.112 cilt, Farsça kitap-lar: 114 cilt, Osmanlıca ve Latin harfli(Türkçe ve yabancı dil kitaplar): 4. 356.

Eserleri hâlâ önemini koruyorTürkiye’de belediye örgütlerinin ve

hizmetlerinin tarihini yazan ilk kişi olanErgin’in şehir ve belediye tarihi alanındakaleme aldığı eserler, hâlâ önemini koru-

yor. İstanbul hakkında birçokyayını bulunan Ergin’in başlı-ca eserleri ise şunlar: Mecelle-i Umûr-ı Belediyye (4 cilt,1914 - 1919), İstanbul Şehre-minleri (1927), M. Cevdet'inHayatı, Eserleri ve Kütüpha-nesi (1928), Beledî Bilgiler(1932), Türkiye'de Şehircili-ğin Tarihî İnkişâfı (1936),Türkiye Maarif Tarihi (5 cilt,

1939-1943), Abdülaziz Mecdi To-lun'un Hayatı, Şahsiyeti (1942),İbn-i Sina Bibliyografyası (1956),Sadreddin Konevî ve Eserleri(1957). Osman Nuri Ergin’in hak-kında 1987’de İstanbul BüyükşehirBelediyesi ile Marmara ve Boğazla-rı Belediyeler Birliği tarafından ha-zırlanan “Osman Nuri Ergin: TürkBelediyecilik Tarihi Üstüne Seç-

meler” adlı kitap bulunuyor.

Page 38: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

36 DARÜŞŞAFAKALI ALİ CABBAR

“Daçkalıların dostluğukardeşlikten ileri”

Gerek yurt dışında gerekse Tür-kiye’de açtığı sergilerle adındansöz ettiren sanatçı Ali Cabbar’ınilkokul öğretmeninin teşvikiyle

Darüşşafaka’nın sınavına girdiğinde yıl1968’di. Ali Cabbar, Darüşşafaka’nın baba-sı hayatta olan fakat maddi olanağı yetersizyetenekli çocukları da kabul ettiği dönem-de Darüşşafaka’ya girmiş. Lise ikinci sınıf-tayken sanatçı olmaya karar veren Cabbar,Darüşşafaka’nın bütün duvar gazetelerini,eğitsel kol afişlerini hazırlamaya başlamış.1976’da Darüşşafaka’dan mezun olduktansonra Marmara Üniversitesi Güzel SanatlarFakültesi Grafik Bölümü’ne devam eden veMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite-si’nde yüksek lisans yapan Cabbar, yirmi üçyıldır yurt dışında yaşıyor.

1956’da İstanbul’da doğdunuz. Sonraneler yaşadınız ve Darüşşafaka ile nasıltanıştınız?

Üsküdar’da doğdum, Kadıköy Yeldeğir-meni’de büyüdüm, ilkokulu orada bitirdim.Sınıfın başarılı öğrencilerinden biri oldu-ğumdan öğretmenim dördüncü sınıftan iti-baren beni Darüşşafaka’ya göndermektensöz etmeye başladı. Ne ben ne de annem vebabam Darüşşafaka’nın adını duymuştuk.O zamanlar kolej sınavları çok popüler de-ğildi. Kurslar, özel dersler yoktu ama nere-den bulduğumuzu hatırlamadığım bir“Özel Okul Sınavlarına Hazırlık” kitabı eli-me geçti, oradaki soruları çözerek Darüşşa-faka sınavına hazırlandım. Sınav günü,ilkokul mezuniyet törenimizle aynı tariherastlamıştı. Sabahın çok erken saatlerindeuyanıp, kıtalararası bir yolculuk sonunda Fa-tih Çarşamba’ya vardık. Darüşşafaka’nınmeşhur, yeşil boyalı demir kapısından içerigirdiğimizde büyük bir kalabalıkla karşılaş-tık. Sınav heyecanı içinde yüzlerce erkek ço-cuğu ve velileri umutla bekliyordu. O tarihteyalnızca erkek çocukları sınava girebiliyor-du. Dört sene sonra, 1971’de karma eğitimegeçildi. Sınav sonuçları birkaç hafta sonraMilliyet gazetesinde yayımlanınca tüm ma-halleli de benim kadar mutluydu. KadıköyMaarif Koleji’nin sınavına da girmiş ve onuda kazanmıştım. Fakat hangi okulu seçece-ğim tartışma konusu bile olmadı. Sirke-ci’deki bir spor mağazasından bana çokbüyük gelen yeşil-siyah spor kıyafetleri ve “çakma” bir Adidas çanta alışverişiyle

“Çocukluktan�gençliğe�geçiş�döneminin,ebeveynlerden�uzak,�sekiz�sene�boyunca�aynıduvarlar�arasında,�aynı�insanlar�arasındageçirilmesi�çok�‘özel’�bir�yaşam�tecrübesidir.Bu�nedenle�orada�oluşan�arkadaşlık�hiçbirönyargı�olmadan,�eşitler�arasında�kurulan,ömür�boyu�sürecek�bir�dostluğun�iyi�örneğidir.Hatta�kardeşlikten�daha�ileridir.”

Page 39: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

37

1976’ya kadar sürecek yatılı okul yaşamı-na başladım.

Darüşşafaka sizin içinne ifade ediyor?

Darüşşafaka, her Daçkalı içinçok şey ifade eder. Çocukluktangençliğe geçiş döneminin, ebe-veynlerden uzak, sekiz sene bo-yunca aynı duvarlar arasında, aynıinsanlar arasında geçirilmesi çok“özel” bir yaşam tecrübesidir. Başkayatılı okullarda okumuş insanlar dabenzer duyguları mutlaka yaşıyor-dur. Fakat Darüşşafaka’nın bencediğerlerinden önemli bir farkı var.O da öğrencilerinin aynı gelir gru-bundan gelmesinde, aralarında sınıfayrılığı olmamasında yatar. Bu ne-denle orada oluşan arkadaşlık hiçbirönyargı olmadan, eşitler arasında ku-rulan, ömür boyu sürecek bir dostlu-ğun iyi örneğidir. Hatta kardeşliktendaha ileridir.

Darüşşafakalılarla görüşmeyedevam ediyor musunuz?

Kendi dönemimden arkadaşla-rımla görüşüyorum. Yurt dışındayaşadığım için düzenli olarak yapı-lan “Daçka’76” sınıf yemeklerininhepsine katılamıyorum. En sonyirmi beş arkadaş bir araya geldik,bazıları çok uzun yıllar sonra bir-birini gördü, hasret giderdi. Ben-de “Daçka’76 fanatizmi” vardır.Efsane bir sınıf olduğumuzu dü-şünüyorum. Sınıf arkadaşlarımınbazıları, çekilmez ihtiyarlar hali-ne gelmiş olsa da onları çok sevi-yorum. Hepsiyle ayrı ayrıpaylaştığımız anılar var. Okulda-ki muzırlıklar, kamp anıları, otostop ge-zileri, okul duvarından atlayıp sinemayagidişlerimiz, disiplin kuruluna defalarcabüyük bir “keyifle” çıkışlarımız gibi…

Darüşşafaka yıllarına dairunutmadığınız anınızı bizimle paylaşırmısınız?

Çok fazla anı var ama sorunca hemenaklıma bir şey gelmiyor. Bir düşüneyim…Şimdi baktığımda en çok özlediğim şey-lerden birinin sınıf arkadaşlarımla dersdışında geçirdiğim zamanlar olduğunudüşünüyorum. Çarşamba – Fatih arasın-da turlama, Vefa Bozacısı’nda bozalama,Yavuz Selim’de Karadeniz pidesi yemeler,uzun tatillerde otostopla gezilere gitme-ler gibi… Herkesin cebindeki para ortak-tı. Bir sömestir tatilinde sınıf arkadaşımErdoğan Çınar ile birlikte, kara trenle,

üçüncü mevkide Anadolu turuna çıktık.Bir grup arkadaşımız bizi Haydarpaşa’dadavul-zurna ile uğurladı. Yolcular askeregidiyoruz sanmışlardı. İlk hedefErdoğan’ın memleketi Si-vas’tı. Şubat soğuğundaoralara gitmenin enayilikolduğunu yıllar sonra anla-yabildim. Trenin vagonlarıdonuyor, pencereler buztutuyor, tren sık sık durmakzorunda kalıyordu. Sibirya’dagibiydik. Sivas’a günler sonravarabildik. Duş alıp dışarı çıktı-ğımızda saçlarımızın don-duğunuhatırlıyorum. Da-ha sonra ara bir

istasyonda on iki saat rötarla gelen trenibekleyişimiz, Antep’e gidişimiz, kaçakçı-lar çarşısında kol saati alışımız –ki saatlerçarşıdan çıkmadan bozuluyordu, bu ne-

denle üç kez gidip saat değiştirmiş-tim- Adana’da son paramızla sonyemeği yiyişimiz –yemek dediğime

bakmayın zeytin-ekmekti- ve geri-ye dönüşümüz, tek kelimeyle ha-rikaydı. Bir de, yine bir kış günü,

Deniz Yolları’nın yıllar önce hur-daya çıkarması gereken Etrüsk gemi-sinin burnunda, açık havada,

gecenin ayazı ve yağmurundaBandırma’ya gidişimizin

hikâyesi vardır ki,onu da anlatmaya-yım.

DARÜŞŞAFAKALI

Page 40: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

38 AKTÜEL

Eğitimle değişen yaşam öyküleri ya-zan Darüşşafaka’nın 148 yıllık ta-rihi misyonu Türkiye’nin köklüfirmaları tarafından da destek gö-

rüyor. Bunlardan biri de Teknosa… 2009yılında Darüşşafaka ile iş birliği yapan Tek-nosa, sıra dışı bir sosyal sorumluluk proje-sine imza attı. Proje kapsamında; Daçkalıöğrenciler, ülkemizin önde gelen tasarım-cılarından Emre Senan’ın rehberliğindehayallerini kâğıda döktü. Ardından bu çi-zimler hediyelik ambalaj kâğıdına dönüşe-rek, Teknosa mağazalarında satışa sunuldu.Tüm geliri Daçkalı öğrencilerin eğitimineaktarılan projenin ortayı çıkışını ve gelişi-mini Teknosa Genel Müdürü Mehmet T.Nane ile konuştuk.

Teknosa olarak bir sosyal sorumlulukprojesinde Darüşşafaka ile iş birliğiyapmanızın nedenlerini bizimle paylaşırmısınız?

Çocuklar ve gençler bizim geleceğimiz.Biz nasıl ki teknolojiyi tüm ülkeye yaymayaçalışıyorsak, eğitimden de herkesin eşit de-recede faydalanmasını istiyoruz. Yeni ku-şaklar bize emanet ve biz de üzerimizedüşen görevleri yerine getirmeliyiz. Bu yüz-den de Teknosa olarak sosyal sorumlulukprojelerine çok önem veriyor, spordan eği-time çevreden sanata kadar pek çok proje-ye destek veriyoruz. 2009 yılında Darüş-şafaka ve Teknosa arasında bir anlaşma im-zalandı. Proje çerçevesinde Darüşşafakalıçocuklarımızın tasarladıkları hediye paket-leri küçük bir ücret karşılığında tüm Tür-kiye’deki Teknosa mağazalarında satışasunuldu. Projeden elde edilen gelirin ta-mamı Darüşşafakalı öğrencilerin eğitimmasrafları için kullanıldı. 148 yıldır Darüş-şafaka’nın tarihi misyonunu sürdürmesin-de bireysel desteklerin yanında bu türkurumsal desteklerin büyük payı var. Bizimde bu pastada bir payımız olsun istedik.

Darüşşafakalı öğrencilerin, Teknosamağazalarındaki hediyelik ambalajkâğıdı tasarlama projesi nasıl ortayaçıktı?

Darüşşafaka ve Teknosa arasında geçenyıl başlayan iş birliği neticesinde Darüşşafa-kalı 24 öğrenci, ünlü tasarımcı Emre Senanile bir araya geldi. Darüşşafaka’da Emre Se-nan’ın yönetiminde yapılan workshoplarakatılan öğrenciler, Senan’ın yönlendirme-siyle hayallerini kâğıda döktü ve farklı mal-zemelerle birbirinden ilginç desenler yarattı.Amacımız hem çocukların yaratıcılıklarınpekiştirmek hem de eğitimlerine katkı sağ-lamaktı. Yeni yılda sevdiklerine hediye almakisteyen Teknosa müşterileri bu ambalajlar-dan satın alarak Darüşşafaka’da öğrenim gö-ren çocuklarımızı sevindirme şansı bulmuşoldu. Bu projeyi takiben hediye kartlarının

tasarımı konusunda da iş birliği yaptık. Heriki proje de o kadar inandığımız işler olduki 2011’de de sürdürme kararı aldık.

Öğrencilerin ambalaj tasarımlarınayönelik müşterilerinizden nasıl geridönüşümler aldınız?

Teknosa müşterileri böyle bir projeniniçinde yer almaktan dolayı çok mutlu oldu.Kendilerine böyle bir fırsat sunduğumuziçin müşterilerimizden sayısız teşekkür mai-li aldık. Bazıları yılbaşında bazıları diğer özelgünlerde bu ambalaj kâğıtlarından alıp sev-diklerine hediye etti. Bu olumlu geri dönüş-ler, bu tür projelerin sayısını artırmamızgerektiğine işaret ediyor. Herkes çocuklariçin, eğitim için bir şeyler yapmak istiyor.Ama hangi platformu seçeceği konusundabir güven problemi yaşıyor. Teknosa müşte-risi, Teknosa üzerinden yapacağı yardımla-rın yerine ulaşacağından emin olduğundangönül rahatlığıyla bizim sunduğumuz sosyalsorumluluk projelerine destek oluyor.

Darüşşafaka’ya ilişkin görüşlerinizibizimle paylaşır mısınız?

Köklü bir geçmişe sahip olan Darüşşa-faka’nın Türkiye’de eğitim adına çokönemli bir yeri var. Bugün eğitimi destek-lemek için pek çok proje hayata geçirili-yor. Ancak ülkemizde eğitimi desteklemekiçin çalışmalara başlayan ilk kurum Da-rüşşafaka olmuştur. Osmanlı dönemindeYemen’den Balkanlar’a kadar her bölge-den çocukların eğitimine destek olan Da-rüşşafaka, bugün Türkiye’nin herbölgesinden gelen çocuklara kucak açıyorve onların geleceğini tesis ediyor. Eğitimedestek çok kutsal bir görevdir. Bu açıdanDarüşşafaka’yı tebrik ve teşekkür ediyo-rum. Burada pırlanta gibi çocuklar yetişi-yor. Ancak ülkemizde eğitime muhtaçbinlerce çocuk var. Teknosa olarak eğiti-me destek olmaya devam edeceğiz.

“Darüşşafaka’da pırlanta gibiçocuklar yetişiyor”

Sosyal�sorumluluk�anlayışı�çerçevesinde�Darüşşafaka�ile�iş�birliği�yapanTeknosa�Genel�Müdürü�Mehmet�T.�Nane,�“Çocuklar�ve�gençler�bizim�geleceğimiz.Biz�nasıl�ki�teknolojiyi�tüm�ülkeye�yaymaya�çalışıyorsak,�eğitimden�de�herkesin

eşit�derecede�faydalanmasını�istiyoruz”�dedi.

Teknosa�Genel�Müdürü�Mehmet�Nane:

Page 41: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

39AKTÜEL

Darüşşafaka’nın tarihi misyonunabir destek de ünlü kafe zinciriKahve Dünyası’ndan geldi. Sosyal

sorumluluk anlayışı doğrultusunda geliş-tirdiği bir projeyle Darüşşafaka ile iş birli-ğini seçen Kahve Dünyası, Darüşşafakalıöğrencilerin düşlerini fincanlarına taşıya-rak, “Darüşşafaka bardakları”nı yarattı.Kahve Dünyası’nda satışa sunulan ve üze-rinde tasarlayan öğrencinin adı yazan bar-dakların büyük ilgi gördüğünü belirtenKahve Dünyası Marka ve Kurumsal İleti-şim Yöneticisi Eda Terçin, Kahve Dünyasıolarak Darüşşafaka ile iş birliği yapma ge-rekçelerini şöyle açıkladı: “Darüşşafaka ilebundan önce de çeşitli çalışmalar yapmış-tık. Ama son projemiz en büyüğü oldu.Darüşşafaka, ülkemizin en değerli kurum-larından birisi. Çok özel bir misyonu var.Babalarını kaybetmiş ve olanakları yetersizçocuklara kolej seviyesinde eğitim fırsatısunuyor. Kahve Dünyası olarak çocuklaraşefkat ve imkân sunmaya çalışan böylesineönemli bir kurumun her zaman yanındaolmayı isteriz.” Darüşşafakalı öğrencilerin,Kahve Dünyası için fincan tasarlama fikri-

nin doğuşu hakkında da bilgi veren Ter-çin, “Darüşşafaka’dan yetkililerle nasıl birproje yapabileceğimize dair konuşurken

‘Darüşşafaka bar-dağı’ fikrini ya-rattık. Çocuklarıprofesyonel biri-nin yönlendirmesigerekiyordu. Darüşşa-faka Eğitim Kurumları’nıntasarım kulübü öğrencileri, endüstriyel ta-sarımcı Yeşim Bakırküre ile birlikte works-hop çalışmalarına katıldı. Bu workshopçalışmalarının sonucunda ‘Darüşşafakabardakları’nda kullanılmak üzere altı fark-lı desen seçildi. Bugünlerde ise yeni de-senleri müşterilerimizin ilgisine sunmayahazırlanıyoruz. Kahve Dünyası’nın müşte-rilerinin projeye sahip çıktığını belirtenTerçin, “Bardaklar büyük ilgi görüyor.Üretilen bu bardakların her biri koleksi-yon değerinde; çünkü tasarımların sahibiolan öğrencilerin isimleri hem bardakla-rın altında hem de kutuların üstünde ya-zıyor. Darüşşafaka bardaklarının fiyatı 15TL. Bu özel ürünler ne kadar çok kahvetutkunu tarafından alınırsa DarüşşafakaEğitim Kurumları’na o kadar çok desteksağlanmış olacak” dedi.

Ünlü erkek giyim mar-kası Kiğılı, 1–15 Ocak2011 tarihleri arasında

mağazalarında Kiğılı Kartı ilealışveriş yapan müşterilerine aitsatışlarda 500 lirada 10 lira,1000 lirada ise 20 lira Darüşşa-faka Cemiyeti’ne bağışladı. Sos-yal sorumluluk bilinciyle hare-ket eden Kiğılı, bu tutarlar ara-sı alışveriş yapan müşterilerine,kendi isimlerinin yazdığı bağışsertifikası da sundu. Eğitimdefırsat eşitliği misyonuna ve yar-dıma muhtaç çocukların gele-ceğine katkıda bulunabilmenin Kiğılımarkası için oldukça önemli bir değer ol-duğunu belirten Kiğılı Giyim Tic. AŞ Ge-nel Koordinatörü Hilal Suerdem, “Çocuk-lar, bir ülkenin en değerli hazinelerin-dendir” diyerek, Darüşşafaka ile yaptıkla-rı iş birliklerinin gerekçesini açıkladı.Kiğılı’nın sosyal sorumluluk anlayışı doğ-rultusunda bugüne kadar pek çok kurumve vakfa destek verdiğini kaydeden Suer-

dem, “Bu destek, ağırlıklı olarak çocukla-rımızın giydirilmesine yönelik faaliyetlerikapsadı. 2011 yılı projelerimizin arasında,özellikle çocukların eğitimine yönelik sos-yal sorumluluk projelerinde yer almayıhedeflemiştik. Darüşşafaka Cemiyeti’ninülkemizin en köklü sivil toplum örgütle-rinden biri olduğunu ve maddi olanakla-rı yetersiz, yetenekli çocuklarımızasunduğu, kaliteli eğitim desteğini hepimiz

biliyoruz. Bu anlamda ortak ça-lışılacak en doğru kurumu ter-cih ettiğimizi düşünüyoruz.İletişime geçtikten sonra, gerisiçorap söküğü gibi geldi” diyekonuştu. Darüşşafaka’nın “SizeEmanet” kampanyası çerçeve-sinde gerçekleştirilen projeninmüşterileri tarafından takdirlekarşılandığı ifade eden Suer-dem şöyle konuştu: “Şirket mer-kezimize pozitif geri dönüşlerve teşekkür mesajları aldık. Hat-ta öyle ki, müşterilerimiz kendi-lerine sunduğumuz bağış

sertifikalarını bir ömür boyu hatıra olaraksaklayacaklarını dile getirdi. Böylesine ul-vi bir değer taşıyan projeye destek verdi-ğimiz için, Kiğılı Ailesi olarak gururluyuz.”Darüşşafaka ile iş birliklerinin devam ede-ceğini ifade eden Suerdem, “Kiğılı mar-kası var olduğu sürece, çocuklarımıza,gençlerimize yani yarınlarımıza yatırımyapmaya, destek vermeye seve seve devamedecektir” dedi.

Kiğılı’dan Darüşşafaka’nın tarihi misyonuna destek geldi

Kahve Dünyası’ndanDarüşşafaka bardakları

Page 42: “Uzun soluklu yürüyü - cdn.darussafaka.org

Darüşşafaka Cemiyeti ve P&G Türki-ye iş birliğiyle geleceğin liderleriniyetiştirmeyi ve çocuklarımızın ha-

yallerini gerçeğe dönüştürmeyi hedefleyen“Hayalden Gerçeğe” projesi, Darüşşafakalıöğrencilerin önderliğinde Türkiye’ye yayı-lıyor. 2009’da startı verilen proje kapsa-mında Darüşşafakalı çocukların bir hayalide gerçek oldu. Türkiye’nin kültürel de-ğerlerini geleceğe aktarmak isteyen Daçka-lıların bu hayali; İstanbul, Mardin,Hasankeyf, Amasra ve Safranbolu’ya dü-zenlenen gezilerle gerçekleşti. Farklı böl-gelerden çocukların da katıldığı bugezilerle çocuklar, Türkiye’nin kültürel de-ğerlerini fotoğraf karelerine taşıdı ve ço-cukların objektifinden yansıyan Türkiyekareleri, 11 Mart’ta Nişantaşı The SofaOtel’de gerçekleşen Hayalden Gerçeğe -Geleceğe Miras Fotoğraf Sergisi ile kamuo-yuyla buluştu. 46 fotoğraftan oluşan sergi-nin açılışına Darüşşafaka CemiyetiYönetimi Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırımve P&G Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kar-pat’ın yanı sıra Darüşşafakalı öğrenciler veMardin, Hasankeyf, Amasra ve Safranbo-lu’dan 46 öğrenci katıldı. Kültür-sanat ve bi-lim dalında geleceğin liderlerini yetiştirmekve çocukların hayallerini gerçeğe dönüş-

türmek amacıyla tasarlanan “HayaldenGerçeğe” projesinin ilk adımı 2010 Nisanayında Darüşşafaka Eğitim Kurumları bün-yesinde “Hayalden Gerçeğe Fatin GökmenPlanetaryumu”nun hizmete açılmasıyla atıl-mıştı. Hayallerde yolculuk 2010-2011 eği-tim döneminde İstanbul, Mardin,Hasankeyf, Amasra ve Safranbolu’ya uzan-dı. Darüşşafakalı öğrenciler ve bölge ço-cukları tarihi, kültürel ve doğal hazinelerifotoğraf karelerinde harmanladı. Gezilerboyunca çocuklarımızın çektiği onlarca fo-toğraf, ilk olarak 11-18 Mart tarihleri ara-sında İstanbul The Sofa Otel’de sergilendi.Çocukların objektifinden yansıyan kareler,21 Mart-1 Nisan tarihleri arasında da Profi-lo Alışveriş Merkezi’nde sergilenecek. Fo-toğraflar daha sonra çekildikleri bölgelerdesergilenmeye devam edecek.

“Çocuklarımızın hayalleri daha iyi birgeleceğin temeli olacak”

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim KuruluBaşkanı Zekeriya Yıldırım, konuşmasındaçocuklarımızın gözüyle dünyayı görmekve hayalleriyle geleceği şekillendirmek adı-na “Hayalden Gerçeğe” projesinin çokönemli bir misyonu olduğunu vurguladı.Çocukların hayallerine destek veren

P&G’ye teşekkür eden Yıldırım “HayaldenGerçeğe - Geleceğe Miras Fotoğraf Sergisibizi çocukların hayal dünyasına götürüyor.Türkiye’nin dört bir yanından gelen Da-rüşşafakalı öğrencilerin projeyi Türki-ye’nin farklı bölgelerine taşımaları,oradaki arkadaşlarını da hayallerine ortaketmeleri bizi çok mutlu ediyor. Dahası öy-le fotoğraflar var ki yeni Ara Gülerler yol-da dedirtiyor. Tüm çocuklarımızı tebrikediyorum” dedi.

“Sorumlu ve aktif bir nesil geliyor”Sergi açılışına katılan P&G Yönetim

Kurulu Başkanı Saffet Karpat, 2009 yılın-da başlattıkları “Hayalden Gerçeğe” pro-jesiyle pek çok çocuğun hayallerinigerçekleştirdikleri için mutlu olduklarınısöyledi: “P&G olarak 174 yıldır tüketicile-rimizin hayatlarına dokunarak yaşamları-nı iyileştirecek kalitede ve değerde ürünlerüretmeye devam ediyoruz. Hedefimiz “Ya-şa, Öğren ve Başar” Global Yardım Plat-form ile her yıl milyonlarca çocuğaulaşmaktır. Türkiye’de kurumsal olarak vemarkalar bazında yaptığımız projelerleher yıl yaklaşık 3 milyon çocuğun yaşa-mında anlamlı değişimler yaratmaya çalı-şıyoruz” diye konuştu.

40 AKTÜEL

P&G Türkiye ile çocuklar“geleceğe miras” kareler bıraktı

Darüşşafaka�Cemiyeti�ve�P&G�Türkiye�iş�birliğiyle�2009’da�başlatılan“Hayalden�Gerçeğe”�projesi�kapsamında�çocuklarımız,�ilk�fotoğraf�sergisini�açtı.