uluslararasi mevlana halid-i bagdadi sempozvumu...
TRANSCRIPT
ULUSLARARASI MEVLANA HALiD-i BAGDADI SEMPOZVUMU BiLDIRILERi
INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON MAVLANA KHALID AL-BAGHDADI PEAPERS
EDiTÖRLER
Doç. Dr. Erdal BAYKAN
Yrd. Doç. Dr. Mehmet KESKiN
Ankara 2012
YÜZÜNCÜ YIL ÜNIVERSITESIIlAHIYAT FAKÜLTESI & VAN IL MÜFT0LÜG0
YUZUNCU YIL UNIVERSITY FACULTY OF DIVINITY & MUFTI OF VAN PROVINCE
ULUSlARARASI MEVlANA HALiD-i BAGDADi SEMPOZVUMU
INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON MAVIANA KHALID AL-BAGHDADI
ı!~l~l .ıJ~ U)f,_o J~ ~g.ı.JI ,>oi9JI
ll -13/06/2010
VAN/TÜRKiYE
AÇillŞ 1 OPENING 1 ~Lö.ö.i]ll
ll Haziran 2010 1 ll June 2010 / ll .:ııJo'~ 2010
17.30-18.30
YER / PLACE / .;,Wl
KÜLTÜR SARAYI
OTURUMlAR / SESSiONS/.:.~1
12 Haziran 2010 1 12 June 2010 1 12 uiJo'~ 2010
YER/ PLACE / .:ıı...s:.ıı
M.E.B. HIZMET iÇi EGiTiM MERKEZi
GEZi /TOUR/ 4..1H-I
13 Haziran 2010 /13 June 2010 / 13 .:ıtJo'~ 2010
iletişim Adresi/ Contact/ J~...,Q.jltf
İdil-Ural Bölgesinde Halidilik
Elfine SIBGATUUJNA1
Şimal Türkleri, Ural-Altay Türkleri diye de adlandınlan Kazan Tatarlan, Müslüman dünyasının en kUzeyinde İ!lil-Ural boylannda oturınaktadırlar. Tatar-Bulgarlar arasında islam dini VIII-IX yy. da yayılmaya ~aşlayıp, 922.senesinde İdil Boyu Bulgar devletinin devlet dini olarak resmi şekilde ilan edilmiştir. Sünniliğin Hanefi mezhebine bağlı ameli, İmam Maturidi itikadına dayalı müslümanlığa göre iman eyleyen Tatarlar asırlar boyu gayrimUslim balklar çerçevesinde yaşadılar ve tarihin en ağır şartlarında bile islama sadık kaldılar. Belki bu yüzden de eliğer balklar tarafından Sakin Müslümanlar isııii ile de adlandınldılar. T?Ş~vyuf c~reyanı Tatarlarda islamla beraber yayılmaya başlamış diyebiliriz. XII yy. · un ünlü. Orta Asyalı sufi şairleri Hoca Ahmed Yesevi ve Süleyman Bakırgani'lerin eserleri kendileri bayattayken İdil-Ural bölgesinde şühret kazanmıştır. Bu bölgede mevcut olan tasavvuf hareketinin en büyük özellği resmi din ile tasavvufun birbirinden ayılmazlığı, birbirine destek olmasıdır. Idil-Ural boylarında tekkelere pek rastlanmazdı, çünki burdaki medreseler ve mescidler tekkelerin yerini de doldurabildi. Tatar halkı genelde köylerde oturduğu için, köy imamı ve mollalan halka tarikat ilmine de öğrettiler. Tasavvufun resmi islamla iç içe olduğunun en güzel misalini Kazan Hanlığının büyük rubanisi, Han camiinin baş imamı ve aynı zamanda tasavvuf şairi olan Kul Şerif (1552. yılmda Yavuz ivan'ın Kazan'a hücümünün ilk gününde şehit giden) zat-ı şerifinde görüyoruz.
Türk-Tatarlar arasmda Nakşibencliye tarikatı ve genelde onun Orta Asya'dan gelen Türkıneniye, Mücedclicliye kollan yaygın olmuştur. Bu tarikatın özellikleri, aynca da hafi (gizli sessiz- hareketsiz) zikri Rusya İmparatorluğu içinde kalan ve zorla hmstıyanlaştırma siyasetine d uçar edileri Tatarlar için en uyğun tarikat olmuştur. Asırlar boyu Orta Asya şeyhlerinin Tatar işanlarmı yetiştirmekte büyük bir payı vardır. Kazan Tatar sufileri için araya bir şey sokmadan; dünyevi bir mükafat, hatta bir insan tarafından methedilmeyi beklemeden sırf Allah'a ibadet etmek asıldı.
Nakşibendiye tarikatmin Halidilik kolu ise XIX.yy. ikinci yansında bu bölgede yayılmaya başlar. Bunun genel nedeni de Rusya Müslümanlannın tam bu dönemde yığın
1 Prof. Dr., Moskova, Rusya Federasyonu
134 Uluslar Arası Mevlana Halid-i Bağdadi Sempozyumu
bir şekilde hac yolçuluğu yapmaya başlamaları ile ilgilidir. I 826 yılında haca gittiğinde Mevlana Halid-i Bagdadi hazretleri tarikatının Müslüman dünyada yayılması için Mekke'nin ne denli önemli olduğunu anlamış ve Şeyh Abdullah'ı Mekke'deki baş halifesi olarak atamıştı. Halidiliğin Osmanlı topraklannın ötesinde yayılması konusunda Şeyh Abdullah el-Mekki'nin katkıları gayet büyük olduğu şübhesizdi.r2. İkinci bir Halidilik merkezi İstanbul'da olup oraya gelen Rusya hacıları genelde Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi ~ergahina uğramışlar. Bunun delillerini Tatarca yazılmış hacnamelerden bulmak mümkündür.
İlk olarak idil-Ural taraflarına Halidiliğin Fathullah bine Sefargali e/-Menevezi elKazak/ari (ö. 1852/53) adlı kişi tarafından getirildiği söylenir. Ufa eyaletinin Menevez köyünden olan Fathullah bine Sefargali hac seferi esnasında Osmanlı şeyhi Abdullah b. Erzincani hazretleri ile görüşmüş ve ona intisap etmiştir. Şeyh Abdullah b. Erzincani ise Abdullah Mekki'nin halifesidir. Abdullah Mekki'nin diğer halifesi şeyh Yunus'tan icazet alan Mahmud b. Muhammed ed-Dagıslani eş-Şirvani (ö. 1877) Rusya hükümeti tarafından Ural bölgesindeki Perm elayetine sürgüne gönderilmesi nedeniyle o taraflardaki ve K.azan, Astrahan (Hacitarhan) elayetlerindeki Türk Müslümaniarta irtibat kurmuş ve müridier toplamış. Müridieri arasmda Muhammed Zakir el-Çistavi, Abdulvahhab el-Hacilarhani gibi şeyhler yetişmiş. Muhammed Zakir işan Kamalov (el-Çistavi) elli senedir Kazan eyaletinde Çistay kasabasındaki camide imam hatiplik yapmış ve 1847. de Karnaliye medresesini kurmuştur. Bu medreseden mezun olan birçok aydın Rusya'nın çeşitli yerlerinde taglim terbiye işi ile uğraşmıştır. Muhammed Zakir işanın en ünlü müridlerinden marifetci yazarve düşünürler Rizaeddin Fahretdin (1959-1936), Fatih Kerimi (1870-1937), Galiasker Gafıırov Çığtay (1867-1942), Feyzi Çistapuli (1871-1933) gibi zatları gösterebiliriz. Türkiye tarihinde de yer alan edip Ayaz İshaki-İdilli'nin (1878-1954), gazeteci yazar Fuad Tuktar'm (1880-1938) da Karnaliye medresesinden mezun oldukları bellidir.
Rusya'nın merkez tarafında Muhammed şeyh Zakir Kamalov Halidiye önderi olursa, güney-doğu tarafında diğer bir ünlü şeyh Zeynullah b. Habibullah Rasuli h~etlerinin (1833-1917) büyük otoritesi olmuş. Eskiden Müceddidiye koluna mensup olan Zeynullah Rasuli 1869'da İstanbul'a gelmiş ve burada meşhur Halidi şeyhlerinden Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (1813-1893)'ye bağlanmıştır. Onun dergahmda 40 gün ciJiehanede kalmış, şeyhi ile sohbetlerde bulunduktan sonra İskenderiye ve Tanta üzerinden Medine'ye ulaşmıştır. Bu seyahatinde gezdiği bölgelerin meşhur alimleriyle görüşmüştür. Onlar arasında; Abdürreşid, Muhammed Mazhar, Şeyh Abdülgani, hadis alimi Şeyh Abdülhamit, Şeyh A'zeb, Şeyh Yusuf İzzi, Şeyh Dürrac el-Maliki gibi alimler vardır. Rasuli, Çerkes şeyhi Muhammed Said Efendi'den de kısa sure ders almıştır. Hac dönüşünde tekrar İstanbul'a uğramış ve Ziyaeddin Gümüşhanevi'nin halifesi olmuştur. Böylece Rasuli'ye İdil-Ural bölgesinde irşad, terbiye, Kur'an ve Hadis ilimleri, çeşitli zikirler ve dualar öwetme konusunda icazet verilmiştir. 1870 senesinin eylülüiıde Troytsk'a dönen Rasuli, Nakşibendiliğin Halidiye kolunu etrafında yaymaya başlamıştır. Ufa, Ural dağları, .Kazakistan ve Sibirya sınır kesimlerinden, Dağıstan taraflarından gelen müridiere
2 B. Ebu Mannelı. Halidilig-in Yükselişine ve Gelişmesine Yeni Bir Bakış. 11 Osmanlı Torplumunda Tasavvuf ve Sufiler. haz. Ahmet Yaşar Ocak. Ankara 2005.- 5.295.
Elfine SIBGATULLINA 135
seyir-ü sülük öğretıniş. Aynı zamanda Troytsk şehrinde Rasuliye medresisini kurup yeni eğitim usulü olan cedidçilige de önem vererek talebeler yetiştirmekle meşgul olmuş.
Zeynullah Rasuli, İdil-Uml bölgesinde oldukça tanınmış bir şahıstır. Birçok meşhur Tatar ve Başkurt alimi ona bağlanmıştır. Mesela: Kazandaki ünlü Muhammediye medresesini kuran Alimcan Barndi (ö. 192 ı), Tatar-Başkurt şairi Mecit Gafuri (ö. ı 934), gazeteci Abdullah Battal (Taymas) (ö. ı969), Kazak edebiyatının temelini atan meşhur edebiyatçı Sultanmahmut Tomygırov ve Karakalpak şairi Hacıniyaz Kösibay. Aynca meşhur tarihçi Zeki vetidi Togan'ın babası Rasuli'nin halifelerinden oldu~ bilinmektedir. Halifeleri amsında; Molla Muhammed Rahim, Molla Şerefiiddin ve Molla Muhammedcan gibi alimler vardw.
Zeynullah işan sayesinde Halidilik Rusya müslümalanlan amsında Müceddidilkle pamllel bir şekilde yayılır. Bu iki kol amsında büyük fark olmazsa da yerli Haliditerin Osmanlıdan aldığı ve bu bölgeye has olmayan bazı yenilikler (mesela sesli (cebri) zikir, mks etmek, cezbeli sema, meclis ve sohbetlerde kadınların da katılabilmesi, mevlid bayramı kutlamalan v.s.)' getirmesi Müceddidilerin pek hoşuna gitmediği anlaşılır. Ama Halidilerin o zamanda Rusya müslümanlarının gündeminde olan kad.imci-cedidçi tartışmalarında daha çok yenilik ve temkkiyat tamfdarlan oldu~ da göze çarpıyor. Sufiliği eğitimle birleştiren Halidilik, şeriat kurallanna uyulması, inancın sağlamlaştınlması ve sünnet yolundan gidilmesi gerektiğini vurgulamış. Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi örneğinde halk için açık kütüpbanelei:, islami bankalar kurmak ta Zeynullah Rasuli'nin önem verdiği konulardandır. Müridieri arasında, ümmetin başı ve halifesi olan Osmanlı sultanının rolünü Vu.rgulaqıası ve süıini milslümanlan onun arkasında durmaya ve onun zaferleri için dua etmeye davet etmesi gibi konularda suçlanarak şeyh Zeynullah başka bir Halidi Ataullah Hacı Abdülmelikov ile birlikte 1873 yılında Vologda bölgesine, hiç Müslümanın yaşamadığı Nikolski'ye polis kontrolünde yaşamak üzere sürgün edilmiştir. Kaderine şikayetçi olmayan şeyh Zeynullah ilmi ve aklı ile sürgünde karşılaştığı Hınstyanların da hürmetini kazanmıştır. 1881 y. kasunında sürgünden dönen Rasuli hemen hac seferine çıkmış (1882). Hicaz yolculuğıınu İstanbul üzerinden yapması, oraya gelişinde ve hacdan dönüşünde Gümüşhanevi hazretleri ile görüşmesi, bir müddet İstanbul'da kalması Rasuli'nin vatanına döndüğünde orada Halidilik ilmini daha aktif şekilde yaymasına des"tek olmuş. Onun faaliyetleri 1917 yılında vefat etmesi ve Rusya'da Ekim ihtilalının patlaması sebebiyle durrnuşttır. Bolşevik devriminden sonra İdil-Uml bölgesindeki tasavvuf genelde yok edilirken, Nakşibendiye tarikatı Sovyet döneminde Rasuli'nin Dagıstan'daki halifelerinin gayreti ve gizli çaba!an sayesinde ayakta kalmış ve bugüne kadar silsilesi kesilmeden devam etmektedir.
Kazan Tatarcasında Arap harfleri ile basılan kitaplar amsında Halidikle alakalı birkaş kaynak bulunur. İlk eser Muhammed Mumd Remzi'nin (1854-1934) Telfiku'I-Ahbôr ve Telkihu'l-Asar fivekôi'i Kazan ve Bulgar ve Millitki't-Tatar, 2 Cilt. (Orenburg 1908) adlı
3 Bknz. İbrahim Maraş. "İdil-Ural Bölgesinin Ceclidci Dini Lideri Zeynullah Raslili'nin Hayatı ve Görüşleri", Dini Araştırmalar (1/1), Ankara 1998, s. 76-92
4 Şeyh Zeynullah Hazret:ıili\ Tercüme-i Hali (haz. Rızaeddin b. Fahreddin)- Orenburg, Vakit, 1917.- B.10, 82.
136 Uluslar Arası Mevlana Halid-i Bağda di Sempozyumu
Arapça yazılmış çok kıymmetli eseridir. Tasavvuf çevrelerinde çokça okunan Farsça asıllı iki kitap İmam-ı Rabhani'nin Mektubat'ı ile Ali b. Hüseyin el-Herevi'nin Nakşibendi sadatıyla alakalı Re§ahat isimli eserlerini Arapçaya kazandırmak suretiyle bu kitapların daJıa gı:niş okuyucu kitlelerine ulaşmasını ve istifadesinin yaygınlaşmasını sa~layan ve aynı zamanda iyi bir tarihçi olan Kazanlı Muhammed Mtirad Remzi kendisi de Halidi şeyhlerindendir. Tataristan'ın Elmet köyünde dünyaya gelen Murad Remzi Medine'deki tahsiLhayatı esnasında orada bulunan yerli ve yabancı birçok alimden ders ve icazet almış, Nakşibendi tarikatı Şeyhi Muhammed Mazbar'a intisap etmiştir. Sonra Halidi Şeyh Abdulhamid Efendi ve Dağıstanlı Şeyh Muhammed Salih'le de sohbetlerde bulunan Murad Remzi Telflku'l-Ahbôr eserinde idil-Ural bölgesindeki Halidilik üzerine belki de en sağlam belgeleri vermiş. Ama maalesef bu faydalı çalışmalarına rağmen Rusya'da da Türkiye'de de hala pek tanınmamaktadır. Bu hakta İslam misyoneri olarak tanılan Sibirya Tatan Abdürreşid İbrahim (1857- ı 944) 'Alem-i İslam. adlı eserinde SÖZ etmiş. Hac amacı ile Mekke'ye geldiğinde Abdürreşid İbrahim Muhammed Murad Remzi'nin evinde kalmış ve 'büyük Naleşibendi şeyhlerinden ve asrımızm büyük alimlerinden olan' zatın mücavirlik yapmasına, Mekke'deki bir Tatar hacıhanesinde hizmetçilik etmesine, kadir ve kıymmetten mahrum olmasına, devamlı geçirn sıkıntısı çekmesine çok üzülmüŞS. Hac mevsimi geçince Murad Remzi şeyhliğine devam etmiş.
Başka bir eser de Ahmed Ziyaüddün Gümüşhanevi hazretlerinin 160 sayfalık münakıbnamesidir (Kitab el-Munalab. Kazan, 1900). Bu kitap Kazan Uruversitesinin tabıgbanesinde, Taşkentli Muhammed Şerif Ahmedcan oglu Bakirov'un harecetleri ile basma ulınmıştır. Kitapta Gümüşhanevi dergahının kurucusu Şeyh Ahmet Ziyaüddin Efendi hakkında yazılmış birkaş kasıde, şemail, mersiye yanında şiirle yazılmış Naksilgin altın silsilesi veriliyor. Onun 30. halkasında Mevlana Halidi Bagdadi, 32. halkasında Ahmed Ziyaüddin ve son olarak 33. halkada Hasan Hilmi hazretlerinin ismi verilmiş (9-10 sayfalar). Munakıbname kitabının 88-91 sayfalarında Ahmed Ziyaüddin hazretlerinin 1 1 O halifesi dile alınıyor.Onlar arasında Zeynullah el-Kazani, İsmail el-Kınmi v.s. Kazanlı, Kınmlı ve Da~stanlı halifeler de anılıyor.
Gümüşhanevi dergahın sonraki şeyhleri Ömer Ziyaüddin ed-Dağıstani, Abdülaziz Bekleine Kazanlı, Mehmet Zahid Kotku gibi şahısiann Rusya göçmenleri olduğunu bur-da hatırlatmak gerekir. •
Kazan'da basılmış dikkate değer başka bir kitap üzerinde durmak istiyoruz, çünki o, bugüne kadar araştırmacıların gözünden kaçmaktadır. Hülasatii el-beyanfi vünidül işan el beldey-i Kazan (Kazan, Vyaçeslav tabıghanesi, 1888) adlı bu kitapta idil-Ural bölgesinde mevcut olan Nakşibendiye tarikatı silsitesinin şiiri şekli veriliyor. Bu silsilenameden bem Müceddidiye hem Halidiye kollarının Tatar-Türk halifelerinin isimlerini öğrenmek mümkündür. Silsile-İ Aliyye'nin Hoca Muhammed Masum hazret/erinden şübeyi sa/is beyanında Hoca Abdullah Dehlevi (r.a) den sonra Hoca Ziyaüddin EI-Bagdadi ismi geliyor ve onun kendi şübesinde olan Osmanlı ve İdil boyu halifelerinin isimleri veriliyor.
5 İbrahim Abdiirreşit. İslam Dünyası ve Japonya'da İslamiyet. Haz. Mehmed Paksu. 2 cilt. İstanbul. 1987. - 5.392. o
Elfine SIBGATULLINA
Orijinal metinden birkaç örenk veriyoruz.
Emre irşad sonra Id/de u/ zıya-i el-galeme
U/ şerif zat Ziyaüddin Halid EI-Bagdadidir.
Megmur itde bu tari/me, u ldı anzng hadime
Bu tari/me tagmir öçen anga nisbet birdel er,
Halidi dip galem eçre anı neşer ifteler
Bu fazile ike gali naib u/ıp kaldılar
Her ikese mürşidiyet rötbesene aldılar.
Bere Alımed bineSö/eyman Mevlana Trab/usi
... Bu şerifzat kamil ide, irşad itte cehed ile.
Mev/a Alımed Ziyaiiddin raşid rah zi nişan
Nisbetende Kömeşlıanevi dirler anga ey civan.
İstarnbu/da hala selim, şiiglii irşad her zaman
... Asarenden pek çok adem her tarafda be/eler,
Bufazild_en halifeder bezem yortdan ber fazil
Raşidiyete röhset ile möşereffder ul kamil
U/ Id Huca hazret işan Zeynu//alıdır bel anı,
Valede hem Habibullah Troyskzy meskanı,
... Gıylme zahir grylme batin derse ile şügiil ider
Troyskzy şerende hala selim go m er ider. ..
Ziyaüddin Halididen şügbeyi sani beyanı
Dimeş idek Bagdadige ike naib u/dı/ar
Halidile meşhur u/ıp ike raşid u/dı/ar.
Berene eytdem singa Id Ahmed Trablusi
Dehi keşene hazır tot kelterem ildnçese
U/ ldfazil şeyh kamil Huca Malımud el-F ega/
Recel Salih gayzn moslah şeyh Hamid e/-Hasal
Mürşidiyet şiigiilü ile gomre saifitdeler,
Maksudına nail u/ı b nasib naib kzydılar.
137
138 Uluslar Arası Mevlana Halid-i Bağda di Sempozyumu
... Mahmud işan nam ı ile afaka menşur ide,
Sonrasında tulug ilde motlagından ber gali
Neşir envar eyleyüben hale layldı galeme ...
... U/ Id fazil şeyh kamil raşid rah galişan
Mevlana Möhemmed Zakir meşhure Çistai işan
... Mal hayer eserenden layldı mesced gıymaret
Ademiler sayesende takılırlar gıybadete.
Medreseler bina layldı hem mosafirhane/er. .. v.s. (sayfa 23-25).
Kitabın son kısmında Nakşibendiye tarikatının 12 kelime ile anlatılan usulleri ve şartlan hatırlatılıyor, Cenab-i Hakk'a miinacat veriliyor. Uzun bir hatime kısmında mualif okuyucusuna dini ahlak üzerinde öğüt ve nasihatta bulunuyor.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz, İstanbul üzerinden Hicaz'a giden Rusya hacılan ve Osmanlı topraklannda tahsil gören Tatar şıı.kirdleri ile idil-Ural bölgesine yeni tasavvuf hareketi Halidiye gelmiş. Mekki, Erzincani, Gümüşhanevi hazretlerinin müridieri olan Tatar işanlan ve alimleri XIX yy. ın sonlarında Tatarlar arasında meydana gelen cedidçilik hareketini destekiemiş ler ve dini ve ictimai bayata yeni bir renk katmışlardır.