Üniversite gençliğinin güncel sorunlara bak›ş›: h.Ü. sosyoloji

32
1 Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 2003 / Cilt: 20 / Say›: 1 / ss. 1-32 Özet Araşt›rma, Hacettepe Üniversitesi, 2001-2002 öğretim y›l›, sosyoloji bölümü lisans öğrenci- lerinin cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey ve tamamlad›klar› eğitim y›l› aç›s›ndan siyasi kimlik ta- n›mlamalar›n›, güncel sorunlara bak›ş aç›lar›n›, gelecek kayg›lar›n› ve gençliği, yani kendilerini nas›l tan›mlad›klar›yla ilgili değerlendirmelerini ilişki arama ve karş›laşt›rma yoluyla ortaya koy- may› amaçlamaktad›r. Bu anlamda çal›şma, hem öğrencilerin genel niteliklerinin tespitine yöne- lik olduğundan betimleyici, hem de yukar›da belirtilen değişkenler aras›nda ilişki kurma çabas› taş›d›ğ›ndan aç›klay›c›l›k niteliği taş›maktad›r. Betimleyici boyutuyla bir anlamda öğrencilerin genel bir profilinin ç›kart›ld›ğ› çal›şmada, öğrenciler hakk›ndaki bilgilere anket tekniği kullan›la- rak ulaş›lm›şt›r. Belirtilen hususlar dahilinde ele ald›ğ›m›z “üniversite gençliği”ni tan›mak ve on- lar›n güncel sorunlara bak›ş›n› ortaya ç›karmak, bizim gibi gelişmekte olan ve gelişmesini ta- mamlamak için bu kitleye güvenmek zorunda olan bir ülke aç›s›ndan daha da önem kazanmakta- d›r. Bu nedenle çal›şman›n amaçlar›ndan birinin de gençlik konusunda yap›lan çal›şmalara katk› sağlamak olduğu söylenebilir. Anahtar Kavramlar: Gençlik, üniversite gençliği, gençlik alt-kültürü, sosyalleşme, kimlik, kişilik, sosyo-ekonomik düzey, yaşam şans›. Abstract The aim of the research is to analyze and compare the political identity, the perspectives on the actual problems and the future anxiety of the undergraduate students in the Sociology Depart- ment of Hacettepe University in terms of their gender, socio-economical level and educational background. The study was conducted during the 2001-2002 semester. This study is descriptive in that it attempts to identify the general characteristics of the students. It is also an explatory study since it tries to develop a relationship among the variables stated. The information about the sample is obtained by means of questionnaire. To become familiar with the university youth and to understand their perspectives on the actual problems is more important for us since our co- Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği Tuğça POYRAZ*, Abdülkadir ZORLU*, Birsen ŞAHİN*, Gülay ARIKAN**. *Araşt›rma Görevlisi , Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü ** Prof. Dr. , Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü

Upload: ngominh

Post on 01-Feb-2017

231 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

1

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi

2003 / Cilt: 20 / Say›: 1 / ss. 1-32

Özet

Araşt›rma, Hacettepe Üniversitesi, 2001-2002 öğretim y›l›, sosyoloji bölümü lisans öğrenci-

lerinin cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey ve tamamlad›klar› eğitim y›l› aç›s›ndan siyasi kimlik ta-

n›mlamalar›n›, güncel sorunlara bak›ş aç›lar›n›, gelecek kayg›lar›n› ve gençliği, yani kendilerini

nas›l tan›mlad›klar›yla ilgili değerlendirmelerini ilişki arama ve karş›laşt›rma yoluyla ortaya koy-

may› amaçlamaktad›r. Bu anlamda çal›şma, hem öğrencilerin genel niteliklerinin tespitine yöne-

lik olduğundan betimleyici, hem de yukar›da belirtilen değişkenler aras›nda ilişki kurma çabas›

taş›d›ğ›ndan aç›klay›c›l›k niteliği taş›maktad›r. Betimleyici boyutuyla bir anlamda öğrencilerin

genel bir profilinin ç›kart›ld›ğ› çal›şmada, öğrenciler hakk›ndaki bilgilere anket tekniği kullan›la-

rak ulaş›lm›şt›r. Belirtilen hususlar dahilinde ele ald›ğ›m›z “üniversite gençliği”ni tan›mak ve on-

lar›n güncel sorunlara bak›ş›n› ortaya ç›karmak, bizim gibi gelişmekte olan ve gelişmesini ta-

mamlamak için bu kitleye güvenmek zorunda olan bir ülke aç›s›ndan daha da önem kazanmakta-

d›r. Bu nedenle çal›şman›n amaçlar›ndan birinin de gençlik konusunda yap›lan çal›şmalara katk›

sağlamak olduğu söylenebilir.

Anahtar Kavramlar: Gençlik, üniversite gençliği, gençlik alt-kültürü, sosyalleşme, kimlik,

kişilik, sosyo-ekonomik düzey, yaşam şans›.

Abstract

The aim of the research is to analyze and compare the political identity, the perspectives on

the actual problems and the future anxiety of the undergraduate students in the Sociology Depart-

ment of Hacettepe University in terms of their gender, socio-economical level and educational

background. The study was conducted during the 2001-2002 semester. This study is descriptive

in that it attempts to identify the general characteristics of the students. It is also an explatory

study since it tries to develop a relationship among the variables stated. The information about

the sample is obtained by means of questionnaire. To become familiar with the university youth

and to understand their perspectives on the actual problems is more important for us since our co-

Üniversite Gençliğinin GüncelSorunlara Bak›ş›: H.Ü. SosyolojiBölümü Öğrencileri Örneği

Tuğça POYRAZ*, Abdülkadir ZORLU*, Birsen ŞAHİN*, Gülay ARIKAN**.

*Araşt›rma Görevlisi , Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü** Prof. Dr. , Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü

2

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

untry is a developing country and needs to trust them. Therefore, one of the aims of the study can

be stated as the contribution to the related studies on youth.

Keywords: Youth, university youth, subculture of the youth, socialization, identity, persona-

lity, socio-economical level, life chance.

1. Giriş

Sanayileşme ile h›z kazanan toplumsal değişmeler, bilim ve bilimsel bilginin top-

lumda en üstün değer olarak benimsenmesini sağlam›şt›r. Bilimsel bilgiye ve bu bilgiyi

temin eden eğitim kurumlar›na böyle bir ilginin başlang›c›, sanayileşmeyle birlikte do-

ğan kalifiye işgücü ihtiyac› ile aç›klanabilir. Eğitim sürecinin önem kazanmas›, gençle-

rin yetişkinler aras›na ya da iş yaşam›na kat›lma sürelerini uzatm›ş; kad›nlar›n da çal›ş-

ma yaşam›na yoğun kat›l›m›yla birlikte gençler, ev d›ş›nda daha fazla vakit geçirmeye

başlam›şlard›r. Bu gelişmeler o zamana kadar gencin sosyalleşmesinde birincil sosyali-

zasyon arac› olma özelliği taş›yan ailenin önemini azaltm›ş ve eğitim kurumlar› ile ar-

kadaş gruplar›n› gencin topluma haz›rlanmas›nda temel referans noktalar› haline getir-

miştir.

Bugün ise, ulaş›lan bilgi seviyesi sayesinde teknolojik gelişmelerin en üst aşamalara

vard›ğ› bir toplumsal değişmeler çağ›nda yaşamaktay›z. Bu değişmelerin yönünü, baş-

ka bir deyişle toplumun geleceğini belirleyecek olan ise toplumun en dinamik, değiş-

melere en aç›k kesimi olan gençlik olacakt›r. Gençleri ulusal varl›ğ›m›z ve geleceğimi-

zin teminat› olarak gören Mustafa Kemal Atatürk de bu görüşünü “Gençler, Cumhuri-

yeti biz kurduk, sizler yaşatacaks›n›z” şeklinde ifade etmiştir.

Toplumumuzun geleceği aç›s›ndan gençliğe verilmesi gereken bu öneme rağmen,

özel olarak eğitim sisteminin yetersizliğinden genel olarak da toplumsal yap›daki aksak-

l›klardan kaynaklanan başta işsizlik, enflasyon gibi sorunlar genç nüfusun kendi gele-

cekleriyle ilgili olarak kayg›lar taş›mas›na neden olmaktad›r. Gelecekle ilgili bireysel

kayg›lar›n›n peşine düşmüş bir kitlenin toplumun genel menfaatlerini düşünerek eylem-

de bulunmas›n› beklemek fazlaca iyimser bir tutum olacakt›r.

Bu türden s›k›nt›lara bir de son zamanlarda dünyada yaşanan gelişmelere paralel ola-

rak toplumsal yap›m›zda meydana gelen teknolojik ve kültürel değişmelerden etkilenen

gençlerin geleneksel ve çağdaş değerler aras›nda yaşad›ğ› bocalamalar ve karars›zl›klar

da eklenince, onlar›n gelecekle ilgili olarak kendilerine düşen görevi tam olarak yerine

getiremeyecekleri beklenebilir. Güler (1997: 14) bu bunal›m›, otoriter aile yap›lar›n›n çö-

zülmeye başlamas›yla daha özgür davran›şlar sergileme eğilimine giren gençlerin, uyum-

suz ve kendi gruplar›na bile yabanc›laşan bir kültür yaratt›klar›n› belirterek aç›klar.

Yukar›da değindiğimiz hususlar, gençlikle ilgili olarak yap›lan çal›şmalar›n en

önemli sosyalizasyon araçlar›ndan olan aile ve eğitim kurumu üzerinde önemle durul-

3

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

mas› gerektiği ihtiyac›n› ortaya ç›karmaktad›r. Gençlere ailede ve okulda verilecek sağ-

l›kl› ve iyi bir eğitim, onlar›n üzerlerine düşen görevleri başar›yla yerine getirmelerine

ve içine düştükleri bunal›mlar› aşmalar›na yard›mc› olacakt›r. Bireylerin ergenlik döne-

minden yetişkinlik dönemine geçtikleri bir süreçte devam ettikleri üniversite, bir eğitim

ve sosyalizasyon kurumu olarak özel bir öneme sahiptir. Çünkü kimlik ve kişilik oluşu-

mu, aileden bağ›ms›zlaşma çabalar› ve geleceğe dair umutlar yoğun olarak üniversite

döneminde gerçekleşir.

Gençlik araşt›rmalar›, özellikle Türkiye gibi oldukça büyük bir genç nüfus oran›na

sahip, gelişmekte olan bir ülke aç›s›ndan daha da önem kazanmaktad›r. Konuya bu şe-

kilde yaklaş›ld›ğ›nda, gençliği araşt›ran ve gençlik sorunlar› üzerinde duran bilimsel

araşt›rmalar›n ülkemiz için önemi daha iyi anlaş›lacakt›r. Gençlik kavram›, gençlikle il-

gili tan›mlar ve teoriler üzerinde duran ve gençlik kültürünün bir alt-kültürü olarak ka-

bul edilen “üniversite gençliği”nin güncel sorunlara bak›ş›n› ele alan çal›şmam›z›n öne-

mi bu noktada ortaya ç›kmaktad›r.

Bir pilot araşt›rma niteliğinde olan bu çal›şmada, esas olarak üniversite gençliğinin

cinsiyet, tamamlanan eğitim y›l› ve sosyo-ekonomik düzey farkl›l›klar› dikkate al›narak

güncel sorunlara bak›ş aç›lar›n›n ortaya ç›kar›lmas› amaçlanm›şt›r. Bu doğrultuda Ha-

cettepe Üniversitesi, 2001-2002 öğretim y›l› sosyoloji bölümü öğrencilerinin s›n›rl› bir

profilini ç›karmak hedeflenmiştir. Bu profilde; gençlerin demografik özellikleri, mezun

olduklar› okulun türü, sosyo-ekonomik düzeyleri, gençlik kavram› ve siyasal kimlikle-

rini tan›mlamalar› aras›ndaki farkl›l›klar, güncel sorunlara bak›şlar›, Türkiye’nin dünya-

daki konumuna ilişkin düşünceleri ve bununla bağlant›l› olarak Türkiye’nin Avrupa Bir-

liği’ne kat›lmas› ve globalleşme konusundaki görüşlerinin ortaya konulmas› amaçlan-

m›şt›r.

Çal›şmada böyle bir amac›n benimsenmesi, toplumun önemli bir kesimini temsil

eden üniversite gençliği hakk›nda bilgi sahibi olunmas›n› sağlayacak ve bunun yan› s›-

ra çal›şma, hem ileride daha geniş kapsaml› olarak yapmay› düşündüğümüz üniversite

gençliğiyle ilgili araşt›rmaya ›ş›k tutacak, hem de gençlik konusuyla ilgili olarak sosyo-

lojik literatüre katk› sağlayacakt›r.

2. Kavramsal ve Kuramsal Çerçeve

2.1. Gençlik

En genel anlam›yla bir “geçiş dönemi” (Malinowski 1979: 55) olarak tan›mlanan

gençlik kavram›, günümüzde biyolojik, psikolojik, toplumsal, kültürel ve ekonomik

yönden geniş boyutlarda değerlendirilmektedir. Ancak konuyla ilgili literatüre bak›ld›-

ğ›nda, gençliğin en genel kabul gören tan›m›n›n biyolojik yaklaş›m içerisinde, yaş un-

4

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

suru dikkate al›narak yap›ld›ğ› görülmektedir. Buna uygun olan UNESCO’nun tan›m›-

na göre genç, 15-25 yaş aras›ndaki kişilerdir (Ece 1985: 7).

Gençlik kavram›n›n tan›mlanmas›nda karş›m›za ç›kan en büyük güçlük “kültürel iza-

fiyet” kavram›yla ilişkilidir. Farkl› kültürlerin ve farkl› toplumsal yap›lar›n gençlik kav-

ram›n› tan›mlamalar›ndaki çeşitlilik, biyolojik yaklaş›m içinde geliştirilen yaklaş›mlar-

da dahi gözlenebilmektedir. Bu bağlamda Türkiye’deki gençler için geçerli olan yaş

grubu 12-24 yaş aras›n› kapsamaktad›r (DPT Raporu 1983). Bu durum, kavram›n bi-

yolojik olduğu kadar sosyal bir fenomen olmas›yla da aç›klanabilir. Özbay ve Öztürk

(1995: 12) buradan hareketle gençlik döneminin başlang›c›n› biyolojik değişikliklerle,

sonlan›ş›n› ise ekonomik bağ›ms›zl›ğ›n kazan›lmas› gibi sosyal faktörlerle aç›klamakta-

d›rlar. Onlara göre gençlik dönemi, bireyin biyolojik ve duygusal süreçlerindeki deği-

şikliklerle başlayan, cinsel ve psiko-sosyal olgunluğa doğru gelişmesiyle sürerek, bire-

yin bağ›ms›zl›ğ›n› ve sosyal üretkenliğini kazand›ğ› belirlenmemiş bir zamanda sona

eren, kronolojik bir dönemdir.

Frith (1984: 2) gençliğin sosyal faktörlerle ilişkisini; “Gençlik, insanlar›n sosyal po-

zisyonlar›n›n görünümleridir ve bu pozisyonlara insanlar›n biyolojik yaşlar› etki etse de

tamamen belirleyici olamaz” aç›klamas›yla ifade eder. Bu aç›klama, onun gençliği “bir

yaş grubunun sosyal organizasyonu” şeklinde tan›mlamas›nda da görülebilir. Frith’in

gençlik tan›m›, gencin bağ›ml› olma ile bağ›ms›zl›ğ›n› kazanma süreçlerini temel al›r.

Buna göre gençlik, bağ›ml›l›k ve bağ›ms›zl›k aras›nda bir geçiş dönemine işaret eder.

Gençlik konusu 1800’lü y›llarda daha çok t›pç›lar taraf›ndan ele al›nm›ş ve gençle-

rin özellikle anatomik ve fizyolojik özellikleri üzerinde durulmuştur. Konuyla ilgili bi-

limsel metodu ilk defa kullanarak araşt›rma yapan G. Stanley Hall, gelişmeyi daha çok

psikolojik faktörlerle aç›klamas›na rağmen sosyolojik faktörler üzerinde de durmuştur

(Burcu 1998: 108). Hall, daha çok geçiş döneminde gençlerin karş›laşabilecekleri duy-

gusal problemlerle ilgilenmiş ve bu dönemi “duygusal stres ve f›rt›na dönemi” olarak

tan›mlam›şt›r (Özbay ve Öztürk 1995: 14-15).

Ancak konunun tamamen sosyolojik yaklaş›mla ele al›nmas› ilk kez sosyolog Par-

sons taraf›ndan II. Dünya Savaş› y›llar›nda yap›lm›şt›r. Konuya yap›sal-fonksiyonalist

kuram içinde yaklaşan Parsons, toplumdaki yaş gruplar›n›n rollerini tart›şm›şt›r. Genç-

lik konusu daha sonra Eisenstadt’›n “From Generation To Generation” (1956) adl› kita-

b›nda sistematize edilmiştir.

O’Donnel (1985: 37-38), yap›sal fonksiyonalist yaklaş›m içinde geliştirilen gençlik

teorilerinin en önemli iki ismi Parsons ve Eisenstadt’›n görüşlerini üç noktada özetle-

mektedir. O’Donnel, ilk olarak her iki teorisyenin de modern gençliği “aile rollerinden,

yetişkinlik rollerine geçiş dönemi olarak” gördüklerini belirtir. Onlara göre, bu geçişe

okul ve gençlik organizasyonlar› gibi ikincil formal sosyal organizasyon araçlar› ile ak-

5

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

ran gruplar› gibi informal sosyalizasyon araçlar› katk›da bulunur. O’Donnel’›n belirtti-

ği ikinci nokta, gençlerin bu dönemde eğitim ve haz›rl›k aşamas›nda bulunmalar›ndan

dolay›, yetişkinlerden daha düşük statüye sahip olmalar›d›r. Bunun yan›nda fonksiyona-

listlerin paylaşt›ğ› diğer bir görüş, bu dönemde yetişkinler taraf›ndan gençlere uygula-

nan yapt›r›mlar nedeniyle kuşaklar-aras› çat›şmalar›n görülebileceğidir. Ancak onlar,

gençliği fonksiyonel olarak ele almay›, disfonksiyonel olarak ele almaya tercih etmek-

tedirler. O’Donnel’›n Parsons ve Eisenstadt ile ilgili olarak vurgulad›ğ› üçüncü nokta

ise, onlar›n bu dönemde oluşan rol tecrübeleri ile gence kimlik ve statü sağlamas› aç›-

s›ndan akran gruplar›n›n fonksiyonlar› üzerinde durmalar›d›r.

Fonksiyonalistlerin akran gruplar›na tan›d›klar› bu işlevsellik, gençlik kültürü kavra-

m›n› “problem çözücü” yaklaş›mla ele almalar› ile aç›klanabilir. Onlara göre bir genç-

lik kültürüne üye olmak, gençlere statü ve başar› kazand›rmakta; gençlik kültürünün ku-

rallar›na uymak ise onlar›n kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamaktad›r. Bunun ya-

n›nda akran gruplar›, gençlerin ailelerinden bağ›ms›zl›k kazanmalar› sürecinde birbirle-

rine duygusal destek sağlama yönünde işlev görürler (Frith 1984: 20-22).

Yap›sal fonksiyonalist teorisyenlere getirilen en büyük eleştiri, çocukluktan yetişkin-

liğe geçiş döneminde gençlerin yüz yüze geldikleri problemlerin çözümünü temel alma-

lar› nedeniyle, gençler aras›ndaki sosyal farkl›l›klar› göz ard› etmeleridir. Ancak genç-

lik sosyolojisi, türdeş bir grup olarak gençliğin sorunlar›yla ilgilenerek, bunlara çözüm

önerileri sunabileceği gibi, gençler aras›ndaki temel sosyal farkl›l›klar ve bunlar›n ne-

denleriyle de ilgilenmelidir. Aşağ›da detayl› olarak ele ald›ğ›m›z alt-kültür teorileri,

gençler aras›nda görülen temel sosyal farkl›l›klar üzerinde durmaktad›r.

2.2. Kültür / Alt-Kültür / Gençlik Kültürü

Çal›şmam›z›n konusunu oluşturan üniversite gençliğinin bir alt-kültür grubu olmas›,

alt-kültür kavram›n›n tan›mlanmas›n› gerektirmektedir. Ancak gençlik alt-kültürünü an-

lamak ve aç›klamak için öncelikle kültür kavram› üzerinde durulmas› uygun görülmek-

tedir. Çünkü kültür kavram›, bir sosyal grubun kültürel görünümlerini aç›klamak için

farkl› seviyelerde analiz edilebilir.

Gençlik sosyolojisi, kültür kavram›n›n “bir yaşam tarz›” şeklindeki en genel tan›m›y-

la ilgilenir. Bu doğrultuda verilebilecek, oldukça genelleştirilmiş kültür tan›m› Tylor ta-

raf›ndan yap›lm›şt›r. Ona göre kültür; “toplumun bir üyesi olarak insan›n elde ettiği bil-

gi, inanç, sanat, moral, hukuk, al›şk› ve diğer yetenek ve al›şkanl›klar› kapsayan karma-

ş›k bir bütündür” (Fichter 1990: 122).

Tylor taraf›ndan yap›lan bu tan›m›n kullan›m›n›, Kroeber ve Parsons yapt›klar› kül-

tür tan›m› ile s›n›rland›rm›şlard›r. Onlara göre kültür, “insan davran›şlar›n› ve onlar›n

6

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

ortaya koyduklar› eserleri şekillendiren; değer kal›plar›, fikirler ve diğer sembolik-an-

lam sistemlerinin yarat›lmas› ve aktar›lmas›d›r” (Smith 1976: 349).

Bir toplumda yaşayan tüm bireylerin, o toplumda varolan hakim kültür değerlerini

ayn› şekilde benimsemeleri söz konusu olmad›ğ›ndan, her kültürde çat›şan ve uyum

içinde olan alt-kültür gruplar› mevcuttur. Gordon’a göre alt-kültür, s›n›fsal konum, din-

sel ve etnik temel, bölgesel, kentsel ya da k›rsal yerleşim gibi sosyal durumlarda hakim

kültürden bir alt bölünmeyi ifade eder. Burada say›lan sosyal faktörler, grup üyelerinin

bütünleşmesini sağlama işlevi görmektedir. Walfang ve Ferracuti ise bir alt-kültürün sa-

hip olduğu değer yarg›lar› veya değer sistemi ile daha geniş değer sisteminden ya da

merkezi değer sisteminden farkl›laşmay› ifade ettiğini belirtirler (Smith 1976: 349).

Her toplum için vazgeçilmez yap› unsurlar›ndan olan alt-kültür grubunu Doğan

(1994: 5-6) kendine özgü yaşama biçimini kendi grubunda içselleştirmiş ve ona benim-

setmiş bir topluluk olarak tan›mlar ve alt kültür gruplar›n› gönüllü ve gönülsüz alt-kül-

türler şeklinde s›n›fland›r›r. Gönüllü bir alt-kültür grubu olarak tan›mlayabileceğimiz

üniversite gençliği alt-kültür grubu, kendilerine özgü bir gençlik kültürünü yans›tmak-

tad›rlar.

Gençlere özgü ayr› bir kültürden ilk kez 1942’de Linton söz etmiştir. Gençlik kültü-

rü kavram›n› yaş ve cinsiyet rolleriyle birleştirerek ortaya koyan ise Parsons’t›r. Par-

sons, gençlik kültürünü sorumluluk ve sorumsuzluk kavramlar›n› kullanarak tan›mla-

m›şt›r. Buna göre gençlik kültürü, yetişkin dünyas›n›n üretici çal›şmas›na, rutin işlerine

ve sorumluluklar›na karş›, ters orant›l› değerler geliştirir. Gençlik, tüketim, zevk verici

boş zaman faaliyetleri ve sorumsuzlukla ilgili kendi değerlerini geliştirir (Akan 1994:

874). Bu çerçevede ele ald›ğ›m›z gençlik kültürü, bir genç grup taraf›ndan paylaş›lan

inançlar, değerler, semboller ve eylemler kal›b› olarak tan›mlanabilir (Frith 1984: 8).

Gençlik alt-kültürü ile ilgili olarak yap›lan çal›şmalar, gençler aras›nda varolan temel

sosyal farkl›l›klara dikkat çekmektedirler. Frith (1984: 6) gençler aras›nda görülen bu

sosyal farkl›l›klar› üç kategoriye ay›rmaktad›r:

● Gençler aras›ndaki en büyük farkl›l›k, cinsiyet ayr›m›d›r; bir erkek ya da kad›n

olarak büyümek, farkl› eylemleri, k›s›tlamalar› ve farkl› sosyalizasyon kal›plar›n›

içerir. Bu bağlamda, kad›n ve erkeklerin farkl› cinsiyet gruplar› olarak toplumsal-

laşma bak›m›ndan bir farkl›l›k yaşay›p yaşamad›klar›n› sorgulayan Schmidt, ka-

d›nlar›n toplumsal sisteme entegrasyonunun erkeklerden daha değişik bir biçimde

gerçekleştiğini ç›k›ş noktas› olarak al›r (Ar›kan 1996: 13).

● Gençler aras›nda görülen ikinci belirgin farkl›l›k ise sosyal s›n›ft›r. Sosyal s›n›f

farkl›l›ğ› çat›şmac› teorilerin temel konusunu oluşturmaktad›r. Onlar bu konuyu

işçi s›n›f› ve orta s›n›f gençleri aç›s›ndan incelemişlerdir. Endüstrileşme ve şehir-

leşme ile birlikte gençlik kültürü içerisinde bir alt-kültür olarak ortaya ç›kan işçi

7

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

gençler, hakim kültür içerisinde önemli bir yer kazanm›şt›r. Böyle bir alt-kültür

grubunun önem kazanmas›, gençlerin okul hayatlar›, iş olanaklar›, dolay›s›yla ge-

lecek beklentilerini etkilemektedir. Bu durum işçi s›n›f› gençlerinin iş aramak için

okul hayatlar›na son vermelerine, orta s›n›f gençlerinin ise daha nitelikli ve uz-

manl›k gerektiren işlerde çal›şabilmek için üniversitede okumay› tercih etmeleri-

ne yol açm›şt›r. Böylece, gençlik kültürü içinde farkl› norm ve değerlere sahip

gençlik alt-kültürleri ortaya ç›km›şt›r. Smith (1981: 242) ortaya ç›kan işçi gençlik

alt-kültür grubunun, kendi ailelerinden okul, iş ve boş zaman kurumlar› bak›m›n-

dan farkl›laşt›klar›n› belirtir.

● Gençler aras›nda görülen diğer önemli farkl›l›klar ise; ›rksal, etnik ve dinsel fark-

l›l›klar olarak s›ralanabilir. Ayr›ca şehirde, kasabada ya da köyde yetişmenin

gençler üzerinde farkl› etkileri olduğu da düşünülebilir. Bu durum Özönder’in

(1984: 132-133) kültür olgusunu teşkil eden faktörlerden birinin de coğrafi çevre

olduğu; çevre ve kültürün fonksiyonel bir birlik gösterdikleri aç›klamas›yla da

desteklenebilir. Bu durum daha önce de belirttiğimiz gibi “kültürel izafiyet” kav-

ram›yla anlam kazanmakta ve bu nedenle gençlik tan›mlar› kültürden kültüre fark-

l›l›klar göstermektedir.

Yukar›da belirtilen bu sosyal farkl›l›klar tek/evrensel bir gençlik kültüründen bahse-

dilmesini imkans›zlaşt›rmakta; birçok gençlik alt-kültürünün var olduğunu kabul etme-

mizi sağlamaktad›r. Bu nedenle gençlik konusu tek bir sosyoloji teorisiyle anlaş›lama-

yacak kadar geniş bir alan› oluşturmaktad›r.

Gençliğin sosyal farkl›l›klar› dikkate al›narak yap›lan gençlik s›n›fland›rmalar›, bir-

çok gençlik alt-kültürünün var olduğunu gözler önüne sermektedir. Örneğin Devlet

Planlama Teşkilat› (1983: 16)’n›n yapt›ğ› s›n›fland›rmada gençlik beş ayr› grup alt›nda

toplanm›şt›r.

a) Öğrenci Gençlik : Orta öğrenim gençliği, yükseköğrenim gençliği

b) Okul-d›ş› Gençlik: Çal›şan gençlik, k›rsal alan gençliği, işsiz gençlik, asker genç-

lik, gecekondu gençliği

c) Özel Durumlu Gençlik: Bedensel ve zihinsel özürlü gençlik, hükümlü ve tutuklu

gençlik

d) Yurtd›ş›ndaki Türk Gençliği

e) Yerleşim Birimine Göre Gençlik: Köy gençliği, kentli gençlik, k›r-kent gençliği

Gençler aras›nda varolan bu tür alt-kültür gruplar›, gençlik sosyolojisinde alt-kültür

teorilerinin gelişmesine neden olmuştur. Gençlikle ilgili alt-kültür teorileri ilk defa

1920-1930’lu y›llarda Chicago Okulu kriminologlar› taraf›ndan ele al›nm›şt›r (Frith

1984: 39).

8

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Bu konuda ilk geniş çapl› çal›şma ise 1959 y›l›nda “The Teenage Consumer” adl›

araşt›rmayla Abrahams taraf›ndan kaleme al›nm›şt›r. Abrahams’›n suçlu, anti-sosyal ve

sorunlu gençlerle ilgili olarak daha sonra yap›lan çal›şmalara öncülük eden bu eserinde,

gençliğin tüketici kimliğine dikkat çekilmiştir. Bunun nedeni, II. Dünya Savaş› sonra-

s›ndaki dönemde üretilen çok çeşitli tüketim mallar› için hedef kitle olarak özellikle

gençlerin seçilmiş olmas›d›r. Gençlere yönelik olarak üretilen bu mallar, gençliğin tüke-

tim tercihlerini, boş zaman uğraşlar›n› ve bunlarla ilgili olarak kulland›klar› ürünleri ye-

tişkinlerinkinden farkl›laşt›rm›şt›r. “Aspinin Kültür” ad› verilen bu kültür özellikle be-

yaz, erkek ve işçi s›n›f› gençlerinde yayg›nl›k kazanm›şt›r. Fakat 1950’lerin sonlar›nda

beyaz işçi s›n›f› gençliğinin toplumun geri kalan›ndan ayr›ld›ğ› görülür. Beyaz işçi s›n›-

f› art›k bir parçalanma, kutuplaşma sürecine girmiş ve bütün yaşam alanlar› (aile, okul,

iş, boş zaman) bir kültürel değişim geçirmiştir. Bu süreç en belirgin olarak gençlik kül-

türünde gözlemlenmiştir. Savaş sonras›ndaki h›zl› değişmelere tepki olarak ifade edilen

bu değişmeye, özellikle İngiltere gençliği ilk örneği teşkil etmiştir. Rock müzik ile baş-

layan değişim süreci, giyim tarzlar› ile devam etmiş ve Teddy Boys, Rockers, Punks gi-

bi çeşitli alt-kültür gençlik gruplar› ortaya ç›km›ş (Roche and Tucker 1997: 145-146) ve

bu alt-kültür gruplar› farkl› ülkelerde, farkl› şekillerde ele al›nm›şt›r.

İngiltere’de alt-kültür teorilerine dayan›larak yap›lan akademik çal›şmalarda özellik-

le müzik, moda, savaş sonras› dönemdeki ya da iş yaşam›ndaki gençlik konular› incele-

nirken (Brocker 1998: 235-236); Amerika’da yap›lan çal›şmalarda özellikle sapma ve

suç konular›n›n incelendiği görülür. K. Cohen “Delinquent Boys” (1955) adl› çal›şma-

s›nda suçlu alt-kültürlerinin ergenlik statüsü problemine bağl› olarak ortaya ç›kt›ğ›n› ile-

ri sürmüştür. Walter Miller ise 1958’de yapt›ğ› “Lower-Class Culture As A Generating

Milieu of Gang Delinqueney” çal›şmas›nda suçlu alt-kültürlerinin kökenlerinin işçi s›-

n›f› kültürünün öğelerinde yatt›ğ›n›; bunun orta s›n›f kültürüne basit bir tepki olmaktan

ziyade, anne ve baba kültürünün “temel kayg›lar›”n› aç›kça vurgulayan bir içerik taş›d›-

ğ›n› savunmaktad›r (Marshall 1998: 649).

Alt-kültür kuram› çeşitli aç›lardan eleştirilebilir. Örneğin, toplumsal s›n›flar› ya da

yaş faktörüne göre belirlenen gruplar aras›ndaki farkl›l›klar› abartabilir. Bu kuramda en

s›k rastlanan eksiklik, kad›nlar›n ve beyaz olmayan gruplar›n ihmal edilmesidir (Mars-

hall 1998: 650).

Aries’in bir yaş grubunun sosyal inşas›n› tarihsel aç›dan ele ald›ğ› “Centuries of

Childhood” adl› kitab›, gençlik kültürünün evrensel bir tan›m›n›n yap›lamayacağ›n›, ayn›

zamanda tüm zamanlar için geçerli olan bir gençlik tan›m› yapman›n da mümkün olma-

d›ğ›n› gösterir. Aries, tarihsel süreç içerisinde ailenin, çocuğun sosyalleşmesinde hala

önemli bir rolü olduğunu kabul etse de, gençlerin sosyalleşmesinde formal eğitimin rolü-

nün giderek artt›ğ›n› ve gençler aras›nda yayg›nlaşt›ğ›n› belirtir. Tarihsel yaklaş›m için-

9

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

de geliştirilen gençlik teorileri eğitimin modern toplumlarda, gencin sosyalizasyon süre-

cinde en uzun süreli ve en temel fonksiyonu yerine getiren kurum olduğu görüşünü ileri

sürerler. Böylece tarihsel perspektif içinde gençlik kültürünün evrensel bir tan›m› yap›la-

masa da, modern toplumdaki gençleri etkileyen iki önemli faktör üzerinde durulur. Bu

faktörlerin ilki, zorunlu eğitim, diğeri ise tüketim mal› endüstrisidir (O’Donnel 1985: 27).

2.3. Sosyalleşme

Gençlik sosyolojisinin ilgilendiği konulardan biri de, genci toplumsal yaşama haz›r-

lama aşamalar› olarak nitelendirebileceğimiz sosyalleşme süreçleridir. Bu süreçler,

gençlerin sergiledikleri farkl›l›klar ve neden tek bir gençlik kültüründen söz edilemeye-

ceği gibi konularda yol gösterici olduğu kadar, gençliğin evrensel bir kavram olarak ta-

n›mlanamayacağ›n› da aç›klar.

Sosyalleşme, bireylerin toplum ve gruplara az çok etkin bir şekilde kat›l›m›n› müm-

kün k›lan; bilgi, yetenek, hüner ve yönelimleri elde etme-öğrenme süreci olarak tan›m-

lanabilir (Ulusoy 1994: 11). Bireylerin toplum yaşam›na kat›lmas›n› sağlayan temel sos-

yalizasyon unsurlar›; aile, arkadaş, okul, meslek grubu ve kitle iletişim araçlar› olarak

say›labilir. Çal›şmam›zda gencin sosyalleşmesi aç›s›ndan en etkili sosyalizasyon ku-

rumlar›ndan aile ve eğitim üzerinde durulacakt›r.

Sanayileşme ve kentleşme sürecinden önce, gencin sosyalleşmesinde birincil rol oy-

nayan aile kurumu, teknolojik gelişmelerle paralel olarak değişen toplumsal yap›, top-

lumsal kurum ve ilişkilerle yerini ikincil kurumlara b›rakm›şt›r. Değişen toplumsal ku-

rumlardan eğitim ve bununla birlikte ele alabileceğimiz arkadaş (akran) grubu, gencin

daha geniş toplumsal sisteme ve toplumsal ilişkilere haz›rlanma sürecinde en önemli ro-

lü üstlenmeye başlam›şt›r. Gencin sosyalleşmesinde sanayileşmeden sonra uzmanlaş-

maya başlayan kurumlar›n önemine değinen Frith (1984: 20-22), toplumlar›n karmaş›k-

laşmas›yla birlikte bu kurumlar›n toplumsal yap›n›n korunmas› ve gencin aile d›ş›ndaki

sosyalleşmesi üzerindeki önemini vurgular. Aile bu toplumlar için ekonomik işlevden

çok, çocuğun duygusal ve seksüel aç›dan gelişmesinde işlevler yüklenmektedir. Akran

gruplar› ise, gencin aile hayat›n›n d›ş›na ç›kmas›n›n ilk basamağ›nda destekleyici rol oy-

narken, akran grubu faaliyetleri de gençlerin sosyal yaşam›n›n merkezi olup, gençlerin

davran›şlar›nda temel referans noktas› haline gelir.

Bu gelişmeler ayn› toplumda ve farkl› toplumlarda ailelerin çocuklara tutumlar› aç›-

s›ndan birbirinden farkl› s›n›fland›r›lmas›na neden olmuştur. Buna göre günümüzde ai-

leler çocuklar›na; bask›c›, aş›r› izin verici, ihmalci-tutars›z ve yönlendirici davran›ş tarz-

lar›ndan birini veya birkaç›n› uygulamaktad›r (Özbay ve Öztürk 1995: 78-81).

Özellikle 1990’lardan sonra bireyin sosyalleşmesinde önemli rol oynayan bir diğer

faktör, yine teknolojik gelişmeyle aç›klanabilecek olan kitle iletişim araçlar›d›r. Özellik-

10

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

le gelişen bilgisayar teknolojisi ve internet ağ›, gençlerin diğer kültürleri yak›ndan tan›-

malar›n› sağlamakta ve bu durum onlar›n hem değerler sisteminde hem de tutum ve dav-

ran›şlar›nda etkisini göstermektedir.

Gençlik olgusuyla ilgili olarak geliştirilen bir başka teorik perspektif olan sembolik

etkileşimci teori, gençlerin sosyalleşme süreçlerini temel al›r ve gençliği sosyal etkile-

şimi temele koyarak aç›klar. Bu teorilerde genel olarak, belirli bir dili öğrenme kapasi-

tesine sahip olan insan›n, sosyal olarak yap›sallaşm›ş gruplar içinde yer ald›ğ›, o grup

içinde büyüyüp, ondan bir şeyler öğrendiği, grup içinde çeşitli rolleri oynayarak grupla

ve toplumla bütünleştiği, etkileşim içinde kültürel inançlar›, değerleri ve normlar› öğ-

rendiği bir model geliştirildiği söylenebilir (Burcu 1998: 123).

Sembolik etkileşimci teori, gençlerin temel sosyal değerleri, kendisini ve çevresini

alg›lay›ş›, dinlediği müzik türü, sohbet konular›, vb. hususlar›n biçimlenmesini etkile-

yen temel faktörlerden biri olan gençler aras›ndaki etkileşim ve bu etkileşimde akran

grubunun oynad›ğ› role değindiği için, çal›şmam›z aç›s›ndan önemlidir.

2.4. Kimlik ve Kişilik

Genellikle geçiş dönemi olarak tan›mlanan gençlik kavram›yla ilgili değinilmesi ge-

reken bir diğer konu da, bireylerin sosyalleşmesinde ayn› anda etkili olabilen ve birbi-

rine eklemlenebilen kimlik ve kişilik kavramlar›d›r. Çünkü gençlik dönemi, ayn› zaman-

da bireyin kimlik ve kişilik aray›şlar›n›n ve bunlar› inşa etme çabas›n›n en yoğun yaşan-

d›ğ› dönemdir. Bu iki kavram› birbirinden ay›ran temel özellik, kimlik oluşumunun ko-

lektif; kişilik oluşumunun ise bireysel düzlemde gerçekleşmesidir.

Erikson, kimliğin, belirli bir sosyal grup eğilimi içinde kültürel geçmişin ve kişisel

geçmişin bir araya gelmesi ile oluştuğunu, kimliğin oluşmas›yla ve kimlikte başar› sağ-

lanmas›yla kişinin toplumda kendini bulduğunu ifade eder (Burcu 1998: 115). Erikson,

psikososyal bir bak›ş aç›s› içeren bu tan›m›nda ergenliği, “ben kimim” sorusuna yan›t

arama ve sağlam bir kişisel kimlik duygusuna ulaşma çabas›n›n yoğun olarak görüldü-

ğü bir dönem olarak niteler ve ergenliğin “normatif bir kriz” dönemi olduğunu belirtir.

Ona göre, bu kriz dönemini geçerek kişiliğinde belli bir bütünlüğe ulaşan kişi, kimliği-

ni kazanm›şt›r.

Kişilik oluşumunda bireyin toplumsal yaşam içinde edindiği kişisel niteliklerin ve

cinsel, ailevi, mesleki, etik, toplumsal vb. benimsediği rollerin özgül bir bileşimi söz ko-

nusudur. Bu süreçte bireyin kendini tan›mlamak için seçtiği terimler, yerleşik toplumsal

normlarla uyumu vurgulayabileceği gibi, o normlar karş›s›nda belirli bir mesafeyi koru-

mak anlam›na da gelebilir (Kondrad Adenaur Vakf› 1998: 77-78).

11

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

2.5. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Yaşam Şans›

Burada sosyo-ekonomik düzey ve yaşam şans› kavramlar› birbirleriyle bağlant›l› şe-

kilde ele al›nacakt›r. Ancak daha önce bu iki kavram›n anlaş›lmas› aç›s›ndan önemli

olan sosyal s›n›f üzerinde durmak gerekmektedir. Reid (1998: 10), sosyal s›n›f› “bir grup

insan›n yapt›ğ› iş temelinde ayn› kategoride yer almas›” olarak tan›mlar. Daha kapsam-

l› düzeyde ise sosyal s›n›f›n alt birimleri gelir, meslek, eğitim ve kültürel öğeler gibi bir

düzlemde ele al›n›r (Mowen 1999: 66).

Sosyo-ekonomik düzeyin belirlenmesinde meslek ve gelirin yan› s›ra, mülkiyet sa-

hipliği, yaşam tarz› gibi ölçütler de kullan›l›r. Sosyal s›n›f kavram› ile gelir, mülkiyet,

eğitim gibi maddi boyutlar vurgulan›rken; yaşam tarz› kavram› ile maddi olmayan dü-

şünceler, değerler gibi kültürel öğelere vurgu yap›l›r (Dikeçliğil 1980: 95-105). Bu bağ-

lamda Max Weber (1974: 302-307), tabakalaşma teorisinde sosyal s›n›f›n kaynaklar›n›

mülkiyet, iktidar, meslek (burjuvazi, işçi s›n›f› ve diğer meslek çal›şanlar›) ve statü ola-

rak dört boyutta tespit etmiştir.

Pierre Bourdieu ise, sosyal s›n›flar› ekonomik sermaye ve kültürel sermaye olarak iki

kriter temelinde tasnif etmiştir. Bourdieu (1996: 114-122), ayn› zamanda s›n›f konumu

içinde kazan›lan ve miras al›nan ekonomik ve kültürel sermayeden de bahseder. Onda

sosyal s›n›flar şu şekilde tasnif edilmiştir: yüksek düzeyde kültürel ve ekonomik serma-

yeye sahip olan profesyonel s›n›f (doktorlar, avukatlar, vb.), yüksek düzeyde kültürel

sermayeye sahip olup, düşük düzeyde ekonomik sermayeye sahip olan yüksek öğretim

ve orta öğretimde çal›şan s›n›f (öğretim üyeleri ve öğretmenler), yüksek düzeyde eko-

nomik sermayeye sahip olup, düşük düzeyde kültürel sermayeye sahip olan iş veren s›-

n›f› (sanayi ve ticaret erbab›), hem kültürel hem de ekonomik sermaye sahipliği düşük

olan toplumsal s›n›f (vas›fs›z ve vas›fl› işçiler).

Martin ve Szelenyi (2000: 284), Bourdieu’nun toplumsal s›n›f tasnifini ve sahip ol-

duklar› sermaye türlerini aşağ›daki şekilde tablolaşt›rm›şlard›r.

Tablo: 1

Martin ve Szelneyi’ye Göre Bourdieu’da Toplumsal S›n›flar

Sermaye Türleri Üst S›n›f Orta S›n›f Alt S›n›f

Ekonomik Burjuvazi Kültürel Burjuvazi

Ekonomik Sermaye ++ + - -

Kültürel Sermaye + ++ ++ -

Yukar›daki bilgiler ›ş›ğ›nda sosyo-ekonomik düzeyin benzer yaşam tarz› ve hayat

şans›na sahip bireyler kategorisine işaret ettiğini söylemek mümkündür. Bu çerçevede

yaşam şans› ise, kişilerin ait olduklar› sosyal s›n›f içindeki maddi avantajlar ya da de-

12

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

zavantajlar›na gönderme yapan bir kavramd›r (Jary ve diğerleri 1991: 276). Yaşam şan-

s›n›n temel parametreleri gelir, mülkiyet, kişinin yapt›ğ› iş ve eğitimidir (Johnson 1995:

159).

Yaşam şans› kavram› sosyolojiye Weber taraf›ndan kazand›r›lm›ş ve sosyal s›n›f

farkl›l›klar›n›n muhtemel sonuçlar›n› anlatmak için kullan›lm›şt›r. Weber’e göre (1974:

181), bir grup insan›n yaşam şanslar› belli bir nedensel unsurda birleşiyorsa, bu unsur

mülkiyet sahibi olmak, gelir sağlamak gibi tamamen ekonomik ç›karlarla belirleniyorsa

“s›n›f”tan bahsedilebilir.

Bir toplulukta mülkiyetin, tasarruf ve harcama dağ›l›m›n›n biçimi belirli bir yaşam

şans›n›n sonuçlar›n› oluşturur. Çünkü mülkiyet sahipliği ve mülksüzlük, bütün s›n›f ko-

numlar›n›n ve yaşam şanslar›n›n temel belirleyicisidir. Weber’e göre (1974: 182) en ge-

niş anlam›yla her zaman için s›n›f, “piyasadaki şanslar›n tümü, kişinin kaderini belirle-

yen en temel unsurdur”. S›n›f konumu ile ortaya ç›kan yaşam şans›, bireyin olas› eylem-

lerinin s›n›rlay›c›s› ya da kolaylaşt›r›c›s›d›r. S›n›f konumu, her anlam›yla kişilerin yaşam

şans› ve bireysel yaşant›lar› için sahip olduklar› olanaklard›r. Yaşam şans›, iktidardan

al›nan paya, sahip olunan mülkiyete ve gelire göre belirlenir. Weber yaşam şans› ola-

naklar›ndaki çelişkileri, değişmez olgular olarak ele almay›p, bu çelişkileri o andaki ge-

lir bölüşümü ya da ekonomik düzenin sonucu olarak görmektedir. Ancak statü grubun-

da yaşam şans›, üretime ve mülkiyet ilişkilerine göre değil, özel yaşam tarz›n› temsil

eden tüketim biçimleri ile oluşur. Yüksek düzeyde yaşam şans›na sahip olan gruplar,

mülkiyet sahipleri ve işverenlerdir. Düşük düzeyde yaşam şans›na sahip olan gruplar

ise, ücretli s›n›f ile özellikle çağdaş s›n›f konumu içindeki işçi s›n›f›d›r.

Bourdieu’ya göre kültürel ve ekonomik sermayenin elde edilmesinin iki ayr› şekli

vard›r. Birincisi, kazan›lan sermaye, ikincisi ise miras al›nan sermayedir. Kazan›lan ser-

mayeye en iyi örnek, eğitim ve para kazanmad›r. Miras al›nan sermaye ise ana-baban›n

eğitim ve refah düzeyidir. Bireyin sosyal kökeni onun elde edebileceği kültürel ve eko-

nomik sermayeyi belirler. Bu çerçevede eğitim düzeyi yüksek aileden gelen bireyin kül-

türel sermayeyi elde etme şans› daha yüksektir. Üst gelir grubu aileden gelen bireyin ise,

ekonomik sermaye elde etme şans› daha fazlad›r. Ayn› zamanda baba mesleğine benzer

meslek türünde çal›şma olas›l›ğ› yüksektir (Bourdieu 1996: 81, 82, 117, 121).

Sonuç olarak bireyin miras ald›ğ› ekonomik ve kültürel sermaye, onun yaşam şans›-

n› tayin eder. Anne-baban›n üst eğitim düzeyinde olmas›, ailenin üst gelir grubunda yer

almas› bireye avantajlar sağlar ve yaşam şans›n› artt›r›r. Bunun aksine alt s›n›flarda bu-

lunan bireylerin ise yaşam şans› düşük ve ekonomik kaynaklar ile eğitim olanaklar›n› el-

de etme şanslar› üst s›n›flara göre daha azd›r.

Bu çal›şmada yaşam şans› kavram› operasyonel hale getirilmiştir. Öğrencilerin anne-

babalar›n›n eğitim düzeyi, ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, sahip olduğu mülkiyet ana-

13

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

litik tan›m unsurlar› olarak ele al›nm›şt›r. Ailelerin gelir düzeyleri, üst, orta ve alt kate-

goriler şeklinde s›n›fland›r›lm›şt›r. Mülkiyet sahipliğinde ise oturulan ev, yazl›k ev ve

otomobil sahipliği gibi unsurlar sosyo-ekonomik düzeyin belirleyicileri olarak değerlen-

dirilmiştir.

Anne ve baban›n meslek tasnifi ise tüketim araşt›rmalar›nda (Bocock 1997: 37-38)

ve toplumsal s›n›f tasnifinde (Reid 1998: 250-252) kullan›lan meslek kategorileri baz

al›narak s›n›fland›r›lm›şt›r.

3. Metod

3. 1. Örneklem

Hacettepe Üniversitesi örneğini teşkil eden bu araşt›rmaya, 2001-2002 öğretim y›l›,

bahar döneminde sosyoloji bölümünde fiilen öğrenim gören 174 lisans öğrencisi dahil

edilmiş ve bu say›n›n tamam›na ulaş›lm›şt›r. Araşt›rmaya dahil edilen 174 öğrencinin

53’ü birinci s›n›f, 50’si ikinci s›n›f, 44’ü üçüncü s›n›f ve 27’si dördüncü s›n›fta okumak-

tad›r. Araşt›rman›n örneklemini oluşturan grubun s›n›flara ve cinsiyete göre dağ›l›m›

aşağ›da verilmiştir.

Tablo 2:

Sosyoloji Bölümü Öğrencilerinin S›n›flara ve Cinsiyete Göre Dağ›l›m›

Sosyoloji Bölümü Öğrencilerinin Halen Okuduğu S›n›f

Cinsiyet 1.S›n›f 2.S›n›f 3.S›n›f 4.S›n›f Toplam

Kad›n f 47 43 29 12 131

% 27 24,7 16,7 6,9 75,3

Erkek f 6 7 15 15 43

% 3,4 4 8,6 8,6 24,7

Toplam f 53 50 44 27 174

% 30,5 28,7 25,3 15,5 100

3. 2.Veri Toplama

Sosyal bilimler alan›nda yap›lan çal›şmalar›n bir literatür y›ğ›n›ndan öteye geçeme-

mesi eğilimi, gençlikle ilgili çal›şmalarda da göze çarpmaktad›r. Bu eğilim son y›llarda

yap›lan araşt›rmalarla k›r›lmaya başlasa da, bu konuda halen uygulamaya dönük, durum

saptay›c› ve saptanan duruma ilişkin olarak çözüm önerileri geliştirilmesini sağlayan

araşt›rmalara ihtiyaç duyulmaktad›r.

Hacettepe Üniversitesi, 2001-2002 öğretim y›l›, sosyoloji lisans öğrencilerinin gün-

cel sorunlara bak›ş aç›lar›n› ortaya ç›karmay› amaçlayan çal›şmam›zda; kavramsal ve te-

14

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

orik çerçevenin oluşturulmas›nda varolan yaz›l› literatüre başvurulmuş, uygulama aşa-

mas›nda ise anket tekniği kullan›lm›şt›r.

Araşt›rman›n anket uygulamas›nda, bütün öğrencilere ayn› anda ulaşma imkan›n›n

sağlanmas› için genel s›nav dönemi tercih edilmiştir. Uygulanan anket, gençlerin de-

mografik özellikleri, sosyo-ekonomik seviyeleri, birbirleriyle ve daha geniş çevreyle

kurduklar› sosyal ilişkileri, yaşad›klar› sorunlar›, geleceğe dair beklentileri, siyasal tu-

tum ve davran›şlar›n› belirlemeye yönelik sorulardan oluşmuştur. Öğrencilere uygula-

nan ankette oluşturulan sorular aşağ›daki hipotezlerin test edilmesi doğrultusunda haz›r-

lanm›şt›r:

1. Cinsiyet ile siyasi kimlik ve gençlik kavram›n›n tan›mlanmas› aras›nda anlaml›

bir ilişki vard›r.

2. Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi ve tamamlanan eğitim y›l› ile gelecek kayg›s›

aras›nda anlaml› bir ilişki vard›r.

3. Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi ve siyasi kimlik tan›mlamas› ile güncel sorunla-

r› değerlendirmede fakl›l›k vard›r.

3. 3. Veri Analiz Teknikleri

Bu çal›şma, hem varolan›n tespit edilmesini amaçlayan “durum saptay›c›” , hem de

değişkenler aras› ilişki arayan “aç›klay›c›” bir araşt›rma niteliği göstermektedir. Çal›ş-

mada sosyoloji bölümü öğrencilerinin sosyo-ekonomik düzeyleri, mezun olduklar› okul

türü gibi genel niteliklerinin tespit edilmesi, çal›şman›n betimleyici ya da başka bir de-

yişle durum saptay›c› niteliğini ortaya koymaktad›r. Çal›şmada kullan›lan “frekans” (f),

yüzde (%) değerlerini içeren analiz sonuçlar› betimlemeye yöneliktir. Cinsiyet, tamam-

lanan eğitim y›l› ve sosyo-ekonomik durum değişkenleriyle ilgili bulgular ise nedensel

ilişkileri içermekte ve çal›şman›n aç›klay›c›l›k boyutunu gözler önüne sermektedir. Ne-

densel ilişkileri ortaya koymak için ise “t testi” ve “tek yönlü varyans (tek yönlü anova)

analizi”ne baş vurulmuştur.

Bu araşt›rma cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey ve tamamlanan eğitim y›l› değişkenle-

ri aç›s›ndan siyasi kimlik, gençlik, gelecek kayg›s› ve güncel konularla ilgili olarak öğ-

rencilerin değerlendirmelerini karş›laşt›rmak üzere yap›lan, ilişki arama ve karş›laşt›r-

ma türünden bir araşt›rmad›r.

Veri analizinde kullan›lan “t testi”, iki değişken aras›ndaki varyans ortalamalar›n›;

“anova” ise, ikiden çok değişkenlerin varyans ortalamalar›n› karş›laşt›rmak için kullan›-

lan tekniklerdir (Darren, Mallary 2001: 122, 132). Bir anlamda “anova” “ t testi”nin ge-

lişmiş versiyonudur.

15

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

Her hangi bir araşt›rma iki farkl› hipotez üzerine kurulur. Bunlar geçersiz hipotez

(the null hypotesis) ve alternatif hipotezdir. Ho geçersiz hipotezi (the null hypothesis),

değişkenler aras›nda farkl›l›k ya da ilişki olmad›ğ›n› ifade ederken, H1 hipotezi ise, Ho

hipotezinin karş›t›d›r. H1 hipotezi değişkenler aras›nda farkl›l›ğ›n ve ilişkinin var oldu-

ğunu gösterir (Christensen ve Stoup 1991: 227).

Cinsiyet değişkenine uygulanan iki bağ›ms›z t testi ile Ho= µ1 = µ2 ve H1= µ1 ≠

µ2 karş›t hipotezi test etmek için kullan›lm›şt›r. Tek yönlü anova analizi ile (Ho= µ1

= µ2=…. = µk). (H1= µ1 = µ2=…. = µk) gibi farkl› hipotez test edilir. Daha genel an-

lam›yla, Ho= bütün ortalamalar eşittir (Ho= µs), bütün ortalamalar eşit değildir (H1π

µs), en az›ndan bir ortalaman›n değeri diğerlerinden farkl›d›r (McGrant 1999: 277).

Anova analizi sonucunda F test istatistiğine göre, hangi grup ortalamas›n›n diğerinden

farkl› olduğunu ve farkl›l›ğ›n hangi gruplardan kaynakland›ğ›n› ortaya koymak için

çoklu karş›laşt›rma testlerinden scheffe kullan›lm›şt›r. “Scheffe testi” tablolar›nda de-

ğişkenlerin ald›ğ› puanlar verilmemiş, bunun yerine tabloda farkl›l›k ve farkl›l›-

ğ›n hangi gruplardan kaynakland›ğ› direkt olarak ifade edilmiştir. Araşt›rma analizin-

de P< 0,05 düzeyinde iki yönlü anlaml›l›k aranm›şt›r.

Grup ortalamalar› aras›nda farkl›l›k var ise, (H1=µ1 ≠ µ2 =…. = µk) araşt›rman›n hi-

potezi kabul edilmiş, bu durum tablo alt›nda grup ortalamalar› aras›nda anlaml› bir fark-

l›l›k vard›r şeklinde ifade edilmiştir. Eğer, grup ortalamalar› aras›nda farkl›l›k yoksa

(Ho= µ1 = µ2=…. = µk), hipotez reddedilmiş ve grup ortalamalar› aras›nda anlaml› bir

farkl›l›k olmad›ğ› şeklinde belirtilmiştir.

4. Bulgular

Burada araşt›rman›n amaçlar› doğrultusunda toplanan verilerden elde edilen bulgu-

lara yer verilmiştir. Bu bulgular örneklemin genel nitelikleri ve cinsiyet değişkenine gö-

re siyasi kimlik ve gençlik tan›mlamas›; sosyo-ekonomik düzey ve tamamlanan eğitim

y›l› değişkenine göre gelecek kayg›s›; sosyo-ekonomik durum ve siyasi kimlik değiş-

kenine göre ise güncel konularla ilgili olarak üç alt bölümde ele al›nm›şt›r.

4.1. Örneklem Grubunun Genel Nitelikleri İle İlgili Bulgular

Araşt›rmaya dahil edilen sosyoloji bölümü öğrencilerinin genel niteliklerini betimle-

yen veriler yüzdeler şeklinde verilmiştir. Bu veriler s›ras›yla ailenin ayl›k gelir duru-

mu, anne-baban›n eğitim düzeyi ve mesleği, öğrencilerin mezun olduklar› okul türleri,

öğrenim gördükleri sosyoloji bölümünü isteyerek mi tercih ettikleri, üniversite tercihi

s›ras›nda üniversite ve bölüm hakk›nda ne kadar bilgiye sahip olduklar›d›r.

16

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Örneklemin % 75.3’ü kad›n ve % 24.7’si erkektir. Öğrenci ailelerinin % 13.2’si üst

gelir grubu, % 75.9’u orta gelir grubu, % 10.9’u ise alt gelir grubunda yer almaktad›r.

Oranlardan da anlaş›ld›ğ› üzere öğrenci ailelerinin gelir düzeyi, orta gelir kategorisinde

y›ğ›lma göstermektedir.

Öğrencilerin babalar›n›n % 6.3’ü yüksek lisans ve doktora mezunu, % 54’ü yüksek

okul ve üniversite mezunu, % 23’ü lise mezunu, % 6.3’ü orta okul mezunu, %5.2’si il-

kokul mezunu, % 4’ü okur yazar ve % 1.1’i ise okur yazar değildir. Öğrencilerin anne-

lerinin ise % 1.7’si yüksek lisans ve doktora mezunu, % 27.6’s› yüksek okul ve üniver-

site mezunu, % 35.6’s› lise mezunu, %13.4’ü ortaokul mezunu, % 13.8’i ilkokul mezu-

nu, % 4’ü okur yazar ve yine % 4’ü okur yazar değildir. Yüzde oranlar›ndan da anlaş›l-

d›ğ› üzere babalar›n eğitim düzeyi, annelerden daha yüksektir.

Öğrencilerin babalar›n›n % 34.5’i orta düzey yönetici, orta düzey iş adam›, avukat,

doktor, mühendis, % 24.7’si dan›şman, uzman, öğretmen, küçük esnaf, % 19’u emekli

ve işsiz, % 8’i nitelikli işçi, % 3.4’ü üst düzey yönetici, iş adam› ve yine % 3.4’ü nite-

liksiz işçidir. Öğrencilerin annelerinin % 8’i orta düzey yönetici, orta düzey iş adam›,

avukat, doktor, mühendis, % 15.5’i dan›şman, uzman, öğretmen, küçük esnaf, % 61.5’i

emekli, ev kad›n› ve işsiz, % 5.7’si nitelikli işçi, % 1.1’i ise niteliksiz işçidir. Öğrenci-

lerin annelerinin meslek dağ›l›m›na bak›ld›ğ›nda, emekli, ev kad›n› ve işsiz kategorisin-

de y›ğ›lma görülmektedir. Bu oran içinde en fazla ev kad›nlar› yer almaktad›r (% 52).

Ayn› zamanda baba meslek düzeyinin anne meslek düzeyinden daha yüksek olduğu be-

lirlenmiştir. Öğrencilerin %7’si babalar›n›n, %8’i ise annelerinin mesleğini belirtme-

miştir.

Grafik 1:

Öğrencilerin mezun oldukları okul türü

Genel lise% 47,1

Kolej ve özel lise% 21,3

Ün. ve yüksek okulmezunu %1,1

Anadolu, fen vesüper lise

% 23,6

Meslek lisesi% 5,7

17

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

Grafik 1’de görüldüğü gibi öğrencilerin % 47.1’i genel lise, % 23.6’s› anadolu, fen

ve süper lise, % 21.3’ü kolej ve özel lise, % 5.7’si meslek lisesi ve % 1.1’i ise yüksek

okul ve üniversite ç›k›şl›d›rlar. Sosyoloji bölümü öğrencilerini mezun olduklar› okul tü-

rü aç›s›ndan değerlendirdiğimizde, en fazla oran›n genel lise mezunlar›na ait olduğu gö-

rülmektedir.

Üniversite giriş s›nav› öncesi öğrencilerin % 52.3’ü üniversite hakk›nda az bilgi sa-

hibi olduğunu, % 29.3’ü üniversite hakk›nda tam bilgi sahibi olduğunu, % 18.4’ü ise

üniversite hakk›nda hiçbir bilgiye sahip olmad›ğ›n› beyan etmiştir. Öğrencilerin %

59.2’si üniversite s›nav› öncesi sosyoloji bölümü hakk›nda az bilgiye sahip olduğunu, %

21.3’ü sosyoloji bölümü hakk›nda tam bilgiye sahip olduğunu, % 18.4’ ü ise, sosyolo-

ji bölümü hakk›nda hiçbir bilgiye sahip olmad›ğ›n› ifade etmiştir. Ayr›ca, öğrencilerin

% 81.6’s› sosyoloji bölümünü isteyerek, % 17.8’i ise istemeyerek tercih ettiğini belirt-

miştir.

4.2. Cinsiyet Değişkenine Göre Kimlik ve Gençlik Tan›mlamas› İle İlgili Bulgu-lar ve Analiz Sonuçlar›

Tablo 3:

Cinsiyet ile Siyasi Kimlik ve Gençlik Tan›mlanmas› İçin İki Bağ›ms›z t Testi Sonuçlar›

Siyasi Kimlik ve Gençlik Tan›mlanmas› İki Bağ›ms›z t Testi

Varyans F t Sd P

Kendini tan›mlama kavram› Eşit varyans ,016 -1,799 120 ,899

Gençlik kavram›n›n aç›klanmas› Eşit varyans 8,915 -,869 133 ,003

Önemli görülen kimlik Eşit varyans 6,052 -,797 145 ,015

Kendini yak›n bulduğu siyasi kimlik Eşit varyans 3,547 -1,711 110 ,042

Gençliğini yaşayamaman›n nedeni Eşit varyans ,028 1,069 43 ,864

İki bağ›ms›z t testi sonucunda sosyoloji öğrencilerinin cinsiyete göre önemli gördü-

ğü kimlik (p< ,05), kendini yak›n bulduğu siyasi kimlik (p< ,05), gençlik kavram›n›n

aç›klanmas› (p< ,05) alt boyutlar›nda anlaml› bir farkl›l›k bulunmuştur. Kendini tan›m-

lama kavram› ile gençliği yaşayamama alt boyutlar› ise cinsiyete göre anlaml› bir şekil-

de farkl›laşmamaktad›r. Yani, araşt›rman›n cinsiyet ile ilgili hipotezi (H:1), siyasi kim-

lik ve gençlik kavram›n› tan›mlama boyutunda gerçekleşmiş ama, kendini tan›mlama

ve gençliği yaşayamama alt boyutlar›nda gerçekleşmemiştir.

18

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Grafik 2:

Grafik 2’de görüldüğü üzere öğrencilere gençlik kavram›ndan ne anlad›klar› sorul-

duğunda, k›z öğrencilerin % 75’i ve erkek öğrencilerin % 25’i gençliği aktif, dinamik ve

heyecanl›; k›z öğrencilerin % 65’i ve erkek öğrencilerin % 35’i olgunlaşma evresinde

olan kişiler; yine k›z öğrencilerin % 93.3’ü ve erkek öğrencilerin % 6.7’si özgür kişiler;

k›z öğrencilerin % 90.9’u ve erkeklerin % 9.1’i ülkenin geleceği olan kişiler; k›z öğren-

cilerin % 75’i ve erkek öğrencilerin % 25’i sorunlarla uğraşan kişiler; yine k›z öğrenci-

lerin % 50’si gençliği sorumsuz kişiler olarak tan›mlarken, ayn› şekilde erkek öğrenci-

lerin de % 50’si gençliği sorumsuz kişiler olarak tan›mlam›şlard›r.

K›z öğrencilerin % 27.2’si Türkiye kimliğini, % 19.7’si etnik kimliği, % 13.6’s› bi-

reysel kimliği, % 8.8’i evrensel kimliği, % 2.7’si dini kimliği ve yine % 2.7’si siyasi

kimliği en önemli gördükleri kimlik olarak ifade etmişlerdir.

Erkek öğrencilerin % 6.1’i Türkiye kimliğini, % 5.2’si etnik kimliği, % 4.8’i evren-

sel kimliği, % 3.4’ü bireysel kimliği, % 2.7’si dini kimliği ve yine % 2.7’si siyasi kim-

liği en önemli gördüğü kimlik olarak beyan etmiştir.

K›z öğrencilerin % 29.5’i Atatürkçü, % 17’si sosyal demokrat, % 10.7’si sosyalist,

% 3.6’s› liberal, % 2.7’si muhafazakar, % 1.8’i milliyetçi ve yine % 1.8’i komünist ola-

rak siyasi kimliğini tan›mlarken k›z öğrencilerin % 8’i kimlik belirtmemiştir.

Erkek öğrencilerin % 6.3’ü sosyal demokrat, % 4.5’i sosyalist ve yine % 4.5’i mil-

liyetçi, % 3.6’s› Atatürkçü ve % 3.6’s› komünist olarak siyasi kimliğini tan›mlarken, %

3.6’s› ise siyasi kimlik belirtmemiştir.

��rencilerin gen�lik kavram�ndan ne anlad�klar�n�n y�zde oranl

% 75

% 65% 93,3

% 90,9

% 75

% 50

% 25

% 35

% 6,7

% 9,1

% 25

% 50

0% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100%

Sorumsuz kişiler

Sorunlarla uğraşan kişiler

Ülkenin geleceği olan kişiler

Özgür kişiler

Olgunlaşma evresinde olan kişiler

Aktif, dinamik ve heyecanlı kişiler

Erkek

Kadın

19

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

4.3. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Tamamlanan Eğitim Y›l› Değişkenine Göre Ge-lecek Kayg›s› İle İlgili Bulgular ve Analiz Sonuçlar›

Tablo 4:

Sosyo-Ekonomik Düzey ve Tamamlanan Eğitim Y›l› Değişkenine Göre Gelecek Kayg›s›İle İlgili Tek Yönlü Varyans (Anova) Testi Sonuçlar›

Aile Gelir Düzeyi Değişkeni İçin Kareler Kareler

Gelecek Kayg›s› Toplam› Sd Ortalamas› F P

Hangi nedenlerin onlarda Gruplar aras› 4,492 2 2,246 1,615 ,206

s›k›nt›/ problem yaratt›ğ› Grup içi 100,095 72 1,390

Toplam 104,587 74

Mezuniyet sonras›nda mesleği Gruplar aras› 20,164 2 10,082 6,062 ,003statü ve gelir düzeyi bak›m›ndan Grup içi 271,113 163 1,663

nas›l değerlendirdikleri Toplam 291,277 165

Öğrenim gördükleri branş›n Gruplar aras› 4,254 2 2,127 2,556 ,081

onlara sağlayacağ› gelecek Grup içi 141,445 170 ,832

hakk›nda ne düşündükleri Toplam 145,699 172

Al›nan eğitimle ilgili olarak Gruplar aras› 2,648 2 1,324 ,851 ,429

gelecek aç›s›ndan kendilerini Grup içi 259,875 167 1,556

endişelendiren konunun Toplam 262,524 169

ne olduğu

Gelecekte iyi bir hayat Gruplar aras› ,234 2 ,117 ,132 ,877

standard›na sahip olacaklar›na Grup içi 151,766 171 ,888

inan›p inanmad›klar› Toplam 152,000 173

Tamamlanan Eğitim Y›l› Kareler Kareler

Değişkeni İçin Gelecek Kayg›s› Toplam› Sd Ortalamas› F P

Hangi nedenlerin onlarda Gruplar aras› 1,952 3 ,651 ,450 ,718

s›k›nt›/ problem yaratt›ğ› Grup içi 102,635 71 1,446

Toplam 104,587 74

Mezuniyet sonras›nda mesleği Gruplar aras› 8,098 3 2,699 1,544 ,205

statü ve gelir düzeyi bak›m›ndan Grup içi 283,179 162 1,748

nas›l değerlendirdikleri Toplam 291,277 165

Öğrenim gördükleri branş›n Gruplar aras› 2,032 3 ,677 ,797 ,497

onlara sağlayacağ› gelecek Grup içi 143,668 169 ,850

hakk›nda ne düşündükleri Toplam 145,699 172

Al›nan eğitimle ilgili olarak ge- Gruplar aras› 8,053 3 2,684 1,751 ,159

lecek aç›s›ndan kendilerini endi- Grup içi 254,470 166 1,533

şelendiren konunun ne olduğu Toplam 262,524 169

Gelecekte iyi bir hayat Gruplar aras› 11,989 3 3,996 4,852 ,003standard›na sahip olacaklar›na Grup içi 140,011 170 ,824

inan›p inanmad›klar› Toplam 152,000 173

20

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Yap›lan tek yönlü varyans analizi ; öğrenci ailelerinin ayl›k geliri ile mezuniyet son-

ras› mesleği, statü ve gelir düzeyi bak›m›ndan değerlendirme (p< ,05) ve tamamlanan

eğitim y›l› ile gelecekte iyi bir hayat standard›na sahip olacağ›na inanman›n (p< ,05),

gelecek kayg›s› alt boyutlar›nda anlaml› bir şekilde fakl›laşt›ğ› bulunmuştur. Gelecek

kayg›s›n›n diğer alt boyutlar›nda sosyo-ekonomik duruma (anne-baban›n eğitim ve mes-

leği, ailenin gelir seviyesi, oturulan evin sahipliği, yazl›k ev sahipliği) göre anlaml› bir

şekilde farkl›laşmad›ğ› belirlenmiştir. Bir başka ifadeyle araşt›rman›n gelecek kayg›s›

ile ilgili hipotezi (H:2) öğrenci ailelerinin gelir seviyesi ve tamamlanan eğitim y›l› dü-

zeylerinde gerçekleşmiştir. Ancak, araşt›rman›n gelecek kayg›s› ile ilgili hipotezi sos-

yo –ekonomik duruma göre gerçekleşmemiştir.

Scheffe Testi Sonuçlar› 1

Farkl›l›k Konusu Farkl›l›k Kaynağ›

Aile geliri ile mezuniyet sonras› mesleği statü ve gelir düzeyi Alt gelir grubu ile

bak›m›ndan değerlendirme üst ve orta gelir grubu

Tamamlanan eğitim y›l› ile gelecekte iyi bir hayat standard›na İkinci s›n›f ile üçüncü s›n›f

sahip olacağ›na inanma

Gruplar aras›nda anlaml› bir farkl›laşma tespit edilen gelecek kayg›s›n›n alt boyut-

lar› ile ilgili yüzde oranlar› şöyledir: Üst gelir grubuna dahil olan öğrencilerin % 7.2’si

sosyologluk mesleğinin statüsü ve gelirini düşük, % 1.8’i statüsü yüksek fakat geliri dü-

şük, %2.4’ü statüsü ve geliri yüksek, %1.2’si ise statüsü ve gelirinin orta düzeyde oldu-

ğunu belirtmiştir.

Orta gelir grubuna dahil olan öğrencilerin %31’i sosyologluk mesleğinin statüsü ve

gelirini düşük, %27.1’i statüsü yüksek fakat geliri düşük, %5.4’ü statüsü düşük fakat ge-

liri yüksek, %7.8’i statüsü ve geliri yüksek, %3’ü ise statüsü ve gelirinin orta düzeyde

olduğunu düşünmektedir.

Alt gelir grubuna dahil olan öğrencilerin ise %2.4’ü sosyologluğu statü ve gelir aç›-

s›ndan düşük, %1.2’si statüsü yüksek fakat geliri düşük, %0.6’s› statüsü düşük fakat ge-

liri yüksek, %5.4’ü statüsü ve gelirini yüksek olarak değerlendirmektedir.

Öğrencilerin %43.7’si (birinci s›n›f %13.2, ikinci s›n›f %8.6, üçüncü s›n›f %14.6,

dördüncü s›n›f %6.9) gelecekte iyi bir hayat standard›na sahip olacağ›na inanmakta,

%12.6’s› (birinci s›n›f %2.3, ikinci s›n›f %1.7, üçüncü s›n›f %4, dördüncü s›n›f %4.6)

gelecekte iyi bir hayat standard›na sahip olacağ›na inanmamakta, %43.7’si (birinci s›n›f

%14.2, ikinci s›n›f %18.4, üçüncü s›n›f %6.3, dördüncü s›n›f %4) ise gelecekte iyi bir

hayat standard›na sahip olup olamayacağ›ndan emin olmad›ğ›n› ifade etmiştir.

21

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

4. 4. Sosyo-Ekonomik Durum ve Siyasi Kimlik Değişkenine Göre Güncel Konu-lar› Değerlendirme Analiz Sonuçlar›

Tablo 5:

Sosyo-Ekonomik Durum, Tamamlanan Eğitim Y›l› ve Siyasi Kimlik Değişkenine GöreGüncel Konularla İlgili Tek Yönlü Varyans (Anova) Testi Sonuçlar›

Anne Eğitim Değişkeni İçin Kareler KarelerGüncel Konular Toplam› Sd Ortalamas› F P

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 8,699 6 1,450 2,62 ,027unsur nedir? Toprak Gruplar içi 28,690 52 ,552

Toplam 37,390 58

Avrupa Birliğine girmemiz size Gruplar aras› 19,833 6 3,305 2,71 ,016göre hangi sonuçlar› Gruplar içi 184,935 152 1,217

beraberinde getirir? Toplam 204,767 158

Anne Meslek Değişkeni İçin Güncel Konular

Avrupa Birliğine girmemiz size Gruplar içi 14,921 4 3,730 3,063 ,019göre hangi sonuçlar› beraberinde Gruplar aras› 172,929 142 1,218

getirir? Toplam 187,850 146

Baba Eğitim Değişkeni İçin Güncel Konular

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 13,373 6 2,229 3,17 ,008nedir? Eğitim, sağl›k gibi top- Gruplar içi 53,326 76 ,702

lumsal kurumlardaki aksakl›klar Toplam 66,699 82

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 8,000 6 1,333 2,54 ,030unsur nedir? Dil Gruplar içi 30,400 58 ,52

Toplam 38,400 64

Bat› uygarl›ğ› kavram›ndan Gruplar aras› 14,468 6 2,411 2,93 ,010ne anl›yorsunuz? Gruplar içi 131,484 160 ,822

Toplam 145,952 166

Baba meslek Değişkeni İçin Güncel Konular

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 5,079 5 1,016 2,457 ,047nedir? Yolsuzluk ve rüşvet Gruplar içi 18,607 45 ,413

Toplam 23,686 50

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 6,798 5 1,360 2,476 ,041nedir? İşsizlik Gruplar içi 35,145 64 ,549

Toplam 41,943 69

Globalleşme sözcüğünden Gruplar aras› 28,046 5 5,609 3,647 ,004ne anl›yorsunuz? Gruplar içi 226,072 147 1,538

Toplam 254,118 152

Siyasi Kimlik Değişkeni İçin Güncel Konular

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 1,935 7 ,276 ,643 ,719

nedir? Enflasyon Gruplar içi 26,651 62 ,430

Toplam 28,586 69

22

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 5,364 7 ,766 1,93 ,095

nedir? Yolsuzluk ve rüşvet Gruplar içi 13,075 33 ,396

Toplam 18,439 40

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 1,692 7 ,242 ,302 ,925

nedir? Güneydoğu sorunu Gruplar içi 4,000 5 ,800

Toplam 5,692 12

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 2,317 7 ,331 ,581 ,767

nedir? İşsizlik Gruplar içi 23,356 41 ,570

Toplam 25,673 48

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 3,242 7 ,463 ,379 ,869

nedir ? Bölgeler aras› dengesizlik Gruplar içi 3,667 3 1,222

Toplam 6,909 10

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 4,776 7 ,682 ,796 ,595

nedir? Eğitim, sağl›k gibi top- Gruplar içi 41,152 48 ,857

lumsal kurumlardaki aksakl›klar Toplam 45,929 55

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 9,238 7 1,320 2,43 ,045nedir ? Adalet mekanizmas›ndaki Gruplar içi 14,647 27 ,542

aksakl›klar Toplam 23,886 34

Türkiye’nin en önemli sorunu Gruplar aras› 4,887 7 ,698 1,27 ,313

nedir ? İnsan haklar› ihlalleri Gruplar içi 10,970 20 ,549

Toplam 15,857 27

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 7,402 7 1,057 1,47 ,227

unsur nedir? Ekonomik ç›karlar Gruplar içi 16,533 23 ,719

Toplam 23,935 30

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 7,043 7 1,006 2,00 ,084

unsur nedir? Dil Gruplar içi 17,076 34 ,502

Toplam 24,119 41

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 4,975 7 ,711 1,35 ,258

unsur nedir? Tarih birliği Gruplar içi 16,800 32 ,525

Toplam 21,775 39

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 4,243 7 ,606 1,06 ,414

unsur nedir? Dini Değerler Gruplar içi 13,632 24 ,568

Toplam 17,875 31

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 9,700 7 1,386 2,91 ,020unsur nedir? Toprak Gruplar içi 13,300 28 ,475

Toplam 23,000 35

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 5,436 7 ,777 1,24 ,309

unsur nedir? Vatandaşl›k bağ› Gruplar içi 19,333 31 ,624

Toplam 24,769 38

Türk toplumunu bir arada tutan Gruplar aras› 5,522 7 ,789 1,13 ,362

unsur nedir? Milliyet duygusu Gruplar içi 27,117 39 ,695

Toplam 32,638 46

23

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

Size göre Türkiye hangi kültürel Gruplar aras› 19,723 7 2,818 1,82 ,091

coğrafyaya dahildir? Gruplar içi 153,174 99 1,547

Toplam 172,897 106

Bat›l›laşma deyince ne Gruplar aras› 15,424 7 2,203 1,71 ,114

anl›yorsunuz? Gruplar içi 131,267 102 1,287

Toplam 146,691 109

Bat› uygarl›ğ› kavram›ndan Gruplar aras› 6,847 7 ,978 1,02 ,416

ne anl›yorsunuz? Gruplar içi 97,008 102 ,951

Toplam 103,855 109

Globalleşme sözcüğünden Gruplar aras› 4,127 7 ,590 ,360 ,923

ne anl›yorsunuz? Gruplar içi 163,753 100 1,638

Toplam 167,880 107

Avrupa birliğine girmemiz size Gruplar aras› 22.819 7 3.260

göre hangi sonuçlar› beraberinde Gruplar içi 116.719 96 1.216 2.68 ,014getirir? Toplam 139.538 103

Tablo 4’den de anlaş›ld›ğ› üzere yap›lan tek yönlü varyans analizi sonucunda öğren-

cilerin annelerinin eğitimi ile Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak Toprak (p<

,05) ve Avrupa Birliği’nin sonuçlar›n› değerlendirme (p< ,05), annenin mesleği ile Av-

rupa Birliğine girmenin sonuçlar›n› değerlendirme (p< ,05); baban›n eğitimi ile Türki-

ye’nin en önemli sorunu olarak eğitim, sağl›k gibi toplumsal kurumlardaki aksakl›klar›

görme (p<0.5), Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak dil (p< ,05), Bat› uygar-

l›ğ› kavram›ndan ne anlaş›ld›ğ› (p< ,05); baban›n mesleği ile Türkiye’nin en önemli so-

runu olarak yolsuzluk ve rüşveti görme (p< ,05), Türkiye’nin en önemli sorunu olarak

işsizlik (p< ,05), globalleşme sözcüğünden ne anlaş›ld›ğ› (p< ,05), siyasi kimlik ile Av-

rupa Birliğine girmenin sonuçlar›na ilişkin düşünceler (p< ,05) gibi güncel konular› de-

ğerlendirmenin alt boyutlar›nda anlaml› bir farkl›laşma tespit edilmiştir.

Araşt›rman›n güncel konular ile ilgili hipotezi (H:3) annenin eğitimi ile Türk toplu-

munu bir arada tutan unsur olarak toprak ve Avrupa Birliği’nin sonuçlar›n› değerlen-

dirme, annenin mesleği ile Avrupa Birliğine girmenin sonuçlar› değerlendirme; baban›n

eğitimi ile Türkiye’nin önemli sorunu olarak eğitim, sağl›k gibi toplumsal kurumlarda-

ki aksakl›klar› görme, Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak dil, Bat› uygarl›ğ›

kavram›ndan ne anlaş›ld›ğ›; baban›n mesleği ile Türkiye’nin en önemli sorunu olarak

yolsuzluk ve rüşveti görme, Türkiye’nin en önemli sorunu olarak işsizlik, globalleşme

sözcüğünden ne anlaş›ld›ğ›, siyasi kimlik ile Avrupa Birliği’ne girmenin sonuçlar›n› de-

ğerlendirme boyutlar›nda gerçekleşmiştir.

Türkiye’nin en önemli sorunu olarak enflasyon, nüfus art›ş›, güney doğu sorunu,

eğitim, sağl›k gibi toplumsal aksakl›klar, bölgeler aras› dengesizlik, adalet mekanizma-

24

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

s›ndaki aksakl›klar, insan haklar› ihlalleri; Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak

ekonomik ç›karlar, tarih birliği, vatandaşl›k bağ›, milliyet bağ›; Türkiye’nin dahil edil-

diği kültürel coğrafya; Bat›laşma kavram›ndan ne anlad›klar› ile sosyo-ekonomik durum

ve siyasi kimlik değişkenine göre anlaml› bir şekilde farkl›laşmamaktad›r. Yukar›da ifa-

de edilen alt boyutlarda ise araşt›rman›n güncel konularla ilgili hipotezi (H:3) gerçekleş-

memiştir.

Sheffe Testi Sonuçlar› 2

Farkl›l›k Konusu Farkl›l›k Kaynağ›

(Annenin eğitimi ile) Türk toplumunu bir arada Okur yazar olmayanlar ile Üniversite mezunu

tutan unsur nedir? Toprak

(Annenin eğitimi ile) Avrupa Birliğine girmemiz Okur yazar, ilkokul mezunu ile üniversite mezunu

size göre hangi sonuçlar› beraberinde getirir?

(Annenin mesleği ile) Avrupa Birliğine girmemiz Orta düzey yöneticiler ve profesyoneller ile emekli,

size göre hangi sonuçlar› beraberinde getirir? ev kad›n› ve işsizler

(Baban›n eğitimi ile) Türkiye’nin en önemli Orta okul mezunu ile üniversite mezunu

sorunu nedir? İşsizlik

(Baban›n eğitimi ile) Türk toplumunu bir arada tutan Lise mezunu ile yüksek okul ve üniversite mezunu

unsur nedir? Dil

(Baban›n eğitimi ile) Bat› uygarl›ğ› kavram›ndan Lise mezunu ile yüksek okul ve üniversite mezunu

ne anl›yorsunuz?

(Baban›n mesleği ile) Türkiye’nin en önemli Orta düzey yöneticiler ve profesyoneller ile

sorunu nedir? Yolsuzluk ve rüşvet emekli ve işsizler

(Baban›n mesleği ile) Türkiye’nin en önemli Orta düzey yöneticiler ve profesyoneller ile

sorunu nedir? İşsizlik niteliksiz işçiler

(Baban›n mesleği ile) Globalleşme sözcüğünden Üst düzey yöneticiler ile niteliksiz işçiler

ne anl›yorsunuz?

(Siyasi kimlik ile) Türkiye’nin en önemli sorunu Kimlik belirtmeyenler ile Muhafazakarlar

nedir? Adalet mekanizmas›ndaki aksakl›klar

(Siyasi kimlik ile) Avrupa Birliğine girmemiz size Milliyetçi, komünist ve sosyalist ile Atatürkçü,

göre hangi sonuçlar› beraberinde getirir? muhafazakar ve liberal

Anlaml› bir farkl›laşma tespit edilen güncel konular›n yüzde oranlar› şöyledir: Öğ-

rencilerin annelerinin eğitim düzeyine göre; anneleri okur-yazar olmayan öğrencilerin

%5.1’i, okur-yazar olanlar›n %5.1’i, ilkokul mezunu olanlar›n %11.9’u, ortaokul mezu-

nu olanlar›n %11.9’u, lise mezunu olanlar›n %30.5’i, üniversite mezunu olanlar›n ise

%35.6’s› “toprak” faktörünü Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak görmektedir.

1) Tablo 4’deki anne, baba meslek ve eğitim düzeyleri değişkenlerinde anlaml› ilişki bulunamayan değerlere yer

verilmemiştir.

25

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

Anneleri okur-yazar olmayan öğrencilerin %2.5’i Türkiye’nin AB’ye giremeyeceği-

ni, %6’s› AB’ye girerse Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n›, %3.1’i ise AB’ye gir-

me durumunda insanlar›n refah düzeyinin yükseleceğini ve demokratik yap›ya ulaş›la-

cağ›n› düşünmektedir. Anneleri ilkokul mezunu olan öğrencilerin %4.4’ü Türkiye’nin

AB’ye giremeyeceğini, %6.3’ü AB’ye girmesi halinde Türkiye’nin bir sömürge ülkesi

olacağ›n›, %1.3’ü AB’ye girmenin refah düzeyini yükselteceğini fakat milli ve dini de-

ğerlerin önemini azaltacağ›n›, %1.9’u ise insanlar›n refah düzeyinin yükseleceği ve bu-

nun yan›nda demokratik yap›ya ulaş›lacağ›n› ifade etmektedir. Anneleri ortaokul mezu-

nu olan öğrencilerin %6.3’ü Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %1.9’u AB’ye girilir-

se Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n›, %3’ü refah düzeyinin yükseleceğini fakat

milli ve dini değerlerin öneminin azalacağ›n›, %1.3’ü ise insanlar›n refah düzeyinin yük-

seleceği ve demokratik yap›ya ulaş›lacağ› beklentisindedir. Anneleri lise mezunu olan

öğrencilerin %13.2’si Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %6.3’ü eğer girilirse Türki-

ye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n›, %5.7’si refah düzeyinin yükseleceği fakat milli ve

dini değerlerin öneminin azalacağ›n›, %10.1’i ise insanlar›n refah düzeyinin yükseleceği

ve demokratik yap›ya ulaş›lacağ›n› belirtmiştir. Anneleri üniversite mezunu olan öğren-

cilerin %15.1’i Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %11.4’ü Türkiye’nin AB’ye girme-

sinin onu bir sömürge ülkesi durumuna düşüreceğini, %0.6’s› refah düzeyinin yükselece-

ği fakat milli ve dini değerlerin öneminin azalacağ›n›, %2.5’i ise insanlar›n refah düzeyi-

nin yükseleceği ve demokratik yap›ya ulaş›lacağ› fikrini paylaşmaktad›r.

Anneleri orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek sahibi olan öğ-

rencilerin %4.8’i Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %3.4’ü Türkiye’nin AB’ye gir-

mesinin onu bir sömürge ülkesi yapacağ›n›, %0.7’si ise AB’ye girilmesi sonucunda in-

sanlar›n refah düzeyinin yükseleceği ve demokratik yap›n›n kurulmas›n›n tamamlanaca-

ğ›na inanmaktad›r.

Anneleri dan›şman, uzman ve öğretmen olan öğrencilerin %9.5’i Türkiye’nin AB’ye

giremeyeceğini, %5.4’ü eğer AB’ye girilirse Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n›,

%0.7’si AB’ye girilirse insanlar›n refah düzeyinin artacağ›n›, fakat milli ve dini değer-

lerin öneminin azalacağ›n›, % 0.7’si ise insanlar›n refah düzeyinin artacağ›n› ve demok-

ratik yap›ya ulaşman›n mümkün olacağ›n› düşünmektedir. Annelerinin mesleği nitelik-

li işçi olan öğrencilerin %2’si Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %2’si eğer girilirse

Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n›, %1.4’ü refah düzeyinin yükseleceği fakat mil-

li ve dini değerlerin öneminin azalacağ›n› belirtmiştir. Annelerinin mesleği niteliksiz iş-

çi olan öğrencilerin %0.7’si Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %0.7’si eğer girilirse

Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n› düşünürken; annelerinin mesleki statüsü ev ka-

d›n›, emekli ve işsiz olan öğrencilerin %23.8’i Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini,

%17.8’i eğer girilirse Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n›, %9.7’si AB’ye girme-

26

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

nin refah düzeyini yükselteceğini fakat milli ve dini değerlerin önemini azaltacağ›n›,

%17’si ise insanlar›n refah düzeyinin yükselteceğini ve bunun yan›nda demokratik ya-

p›ya ulaş›lmas›n› sağlayacağ›n› düşünmektedir.

Öğrencilerin babalar›n›n eğitim düzeyine göre; babalar› okur-yazar olan öğrencilerin

%7.7’si, ilkokul mezunlar›n›n %6.7’si, ortaokul mezunlar›n›n %5.3’ü, lise mezunlar›n›n

%33.3’ü, üniversite mezunu olanlar›n %60’› Türk toplumunun en önemli sorununun “iş-

sizlik” olduğunu belirtmiştir.

Babalar›n›n mesleği üst düzey yönetici, idareci ve iş adam› olan öğrencilerin %3.9’u,

babalar›n›n mesleği orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek sahibi

olan öğrencilerin %39.2’si, babalar›n›n mesleği dan›şman, uzman ve öğretmen olan öğ-

rencilerin %27.5’i, babalar›n›n mesleği nitelikli işçi olan öğrencilerin %3.9’u, babalar›-

n›n mesleği niteliksiz işçi olan öğrencilerin %2’si, babalar›n›n mesleki statüsü emekli ve

işsiz olan öğrencilerin %23.5’i “yolsuzluk ve rüşvet”i Türk toplumunun en önemli so-

rununu olarak görmektedir.

Öğrencilerin babalar›n›n eğitim düzeyine göre; babalar› okur-yazar olan öğrencilerin

%7.7’si, ilkokul mezunlar›n›n %7.3’ü, lise mezunu olanlar›n %53.9’u, Türk toplumunu

bir arada tutan unsur olarak “dil” faktörünü belirtmiştir.

Öğrencilerin babalar›n›n eğitim durumuna göre Bat› uygarl›ğ›ndan ne anlad›klar›n›

aç›klama oranlar›; % 28.1’i (ortaokul %2.4, lise %6.6, üniversite %19.2) sanayi, tekno-

loji ve kültür aç›s›ndan dünyan›n ulaşt›ğ› en son aşama, %37.1’i (okur-yazar %0.6, ilko-

kul %3.6, ortaokul %3, lise %9, üniversite %21) Bat›l› zengin ülkelerin ulaşt›ğ› tekno-

lojik ve iktisadi seviye, %25.7’si (okur-yazar %1.8, ilkokul %1.8, ortaokul %1.2, lise

%6, üniversite %15) dünyan›n diğer halk ve devletlerini sömürerek varl›ğ›n› sürdüren

güç, %9’u (okur-yazar %2.4, lise %1.2, üniversite %5.4) bireyin egemenliği, ak›lc›l›k,

teknolojik ve iktisadi seviye bak›m›ndan gururumuzu temsil eden egemen uygarl›k şek-

lindedir.

Babalar›n›n mesleği üst-düzey yönetici, idareci ve iş adam› olan öğrencilerin %2’si,

orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek olan öğrencilerin %5.9’u, da-

n›şman, uzman ve öğretmen olan öğrencilerin %2’si, nitelikli işçi olan öğrencilerin

%0.7’si, niteliksiz işçi olan öğrencilerin %2’si, babalar›n›n mesleki statüsü emekli ve iş-

siz olan öğrencilerin %6’s› globalleşme kavram›ndan ulusal devletin yok oluşunu anla-

d›klar›n› aç›klam›şlard›r.

Babalar›n›n mesleği üst-düzey yönetici, idareci ve iş adamlar› olan öğrencilerin

%0.7’si, orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek olan öğrencilerin

%2’si, nitelikli işçi olan öğrencilerin %0.7’si, babalar›n›n mesleki statüsü emekli ve iş-

siz olan öğrencilerin %2’si globalleşme kavram›n› ekonomik anlamda rahatl›ğ› anla-

maktad›r.

27

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

Babalar›n›n mesleği üst-düzey yönetici, idareci ve iş adam› olan öğrencilerin %7’si,

orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek olan öğrencilerin %11.1’i,

dan›şman, uzman ve öğretmen olan öğrencilerin %12.4’ü, nitelikli işçi olan öğrencile-

rin %2’si, niteliksiz işçi olan öğrencilerin %1.3’ü, babalar›n›n mesleki statüsü emekli ve

işsiz olan öğrencilerin %5.9’u globalleşme kavram›n› emperyalizmin çağ›m›zdaki yeni

ad› olarak anlamaktad›r.

Babalar›n›n mesleği üst-düzey yönetici, idareci ve iş adam› olan öğrencilerin %7’si,

orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek olan öğrencilerin %11.1’i,

dan›şman, uzman ve öğretmen olan öğrencilerin %8.5’i, nitelikli işçi olan öğrencilerin

%2.6’s›, niteliksiz işçi olan öğrencilerin %0.7’si, babalar›n›n mesleki statüsü emekli ve

işsiz olan öğrencilerin %5.9’u globalleşme kavram›ndan, s›n›rlar›n kald›r›larak kültürle-

rin sömürülmesini anlamaktad›r.

Babalar›n›n mesleği orta düzey yönetici, serbest meslek ve profosyonel meslek olan

öğrencilerin %7.2’si, dan›şman, uzman ve öğretmen olan öğrencilerin %3.9’u, nitelikli

işçi olan öğrencilerin %0.7’si, niteliksiz işçi olan öğrencilerin %0.7’si, babalar›n›n mes-

leki statüsü emekli ve işsiz olan öğrencilerin ise %0.7’si globalleşme kavram›ndan ile-

tişim teknolojisindeki gelişmeleri anlamaktad›r.

Siyasi kimliğini yeni fikirlere aç›k, farkl› düşüncelere sayg›l› ve uzlaşmaya aç›k ola-

rak aç›klayan öğrencilerin %21.7’si, Atatürk ilke ve ink›laplar›na sahip ç›kmak olarak

aç›klayanlar›n %26.1’i, eşitlikten ve adaletten yana olarak aç›klayanlar›n %30.4’ü, s›n›f-

s›z toplum isteyen olarak aç›klayanlar›n %8.7’si, özgürlükten yana olarak aç›klayanla-

r›n %13’ü, Türk toplumunun en önemli sorununun adalet mekanizmas›ndaki aksakl›k-

lar olduğunu ifade etmiştir.

Siyasi kimliğini yeni fikirlere aç›k, farkl› düşüncelere sayg›l› ve uzlaşmaya aç›k ola-

rak aç›klayan öğrencilerin %8.9’u Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %7.1’i eğer

AB’ye girilirse Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›n› belirtmiştir.

Siyasi kimliğini Atatürk ilke ve ink›laplar›na sahip ç›kmak olarak aç›klayan öğren-

cilerin %10.7’si Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %14.3’ü eğer girerse Türkiye’nin

bir sömürge ülkesi olacağ›n›, %3.6’s› AB’ye girmenin ülkenin refah düzeyini yükselte-

ceğini fakat milli ve dini değerlerin önemini azaltacağ›n›, %7.1’i ise insanlar›n refah dü-

zeyinin yükseleceği ve demokratik yap›ya ulaş›lacağ› düşüncesindedir.

Siyasi kimliğini eşitlikten ve adaletten yana olarak aç›klayan öğrencilerin %5.4’ü

Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini, %5.4’ü eğer girerse Türkiye’nin bir sömürge ülke-

si olacağ›n›, %3.6’s› AB’ye girilmesi halinde refah düzeyinin yükseleceğini fakat dini

değerlerin öneminin azalacağ›n›, %6’s› ise insanlar›n refah düzeyinin yükseleceğine ve

bunun yan›nda demokratik yap›ya ulaş›lacağ›na inanmaktad›r.

28

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Siyasi kimliğini s›n›fs›z toplum isteyen olarak aç›klayan öğrencilerin %1.8’i Türki-

ye’nin AB’ye giremeyeceğini, %1.8’i ise insanlar›n refah düzeyinin yükseleceğini fa-

kat dini değerlerin öneminin azalacağ›n› belirtmektedir.

Siyasi kimliğini vatansever olarak aç›klayan öğrencilerin %5.4’ü Türkiye’nin AB’ye

giremeyeceği, %3.6’s› eğer girilirse Türkiye’nin bir sömürge ülkesi olacağ›, %3.6’s› ise

insanlar›n refah düzeyinin yükseleceği ve demokratik yap›ya ulaş›lacağ› fikrine sahiptir.

5. Sonuç

Araşt›rman›n hipotezleri:

– Cinsiyet ile gençlerin kendilerini yak›n bulduklar› siyasi kimlik, önemli gördük-

leri kimlik ve gençlik kavram›n› tan›mlamalar› (Hipotez: 1);

– Ailenin gelir düzeyi ile mezuniyet sonras› mesleği statü ve gelir düzeyi bak›m›n-

dan değerlendirme ve tamamlanan eğitim y›l› ile gelecekte iyi hayat standard›na

sahip olunacağ›na inanma (Hipotez :2);

– Annenin eğitimi ve meslek düzeyi ile Avrupa birliğine girmenin sonuçlar›n› de-

ğerlendirme, annenin eğitimi ile Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak dil;baban›n eğitimi ile Türkiye’nin temel sorunu olarak eğitim, sağl›k gibi toplumsalkurumlarda aksakl›klar olduğunu düşünme, Türk toplumunu bir arada tutan un-

sur olarak dil ve Bat› uygarl›ğ›n› değerlendirme, baban›n mesleği ile Türkiye’nin

en önemli sorunlar›n›n yolsuzluk, rüşvet ve işsizlik olduğunu düşünme ve glo-

balleşme kavram›ndan ne anlad›klar›, siyasi kimlik ile Türk toplumunun en

önemli sorunu olarak adalet mekanizmas›nda aksakl›klar olduğunu düşünme,

Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak toprak ve Avrupa Birliğine girme-

nin sonuçlar›n› değerlendirme (Hipotez :3) boyutlar›nda gerçekleşmiştir.

Buna bağl› olarak araşt›rmada şu sonuçlara ulaş›lm›şt›r:

– Cinsiyet, siyasi kimliği aç›klamada ve gençlik kavram›n› tan›mlamada belirleyi-

cidir.

– Sosyo-ekonomik düzey, mesleğin statüsünü değerlendirmede; tamamlanan eği-

tim y›l› ise, gelecek kayg›s› üzerinde belirleyicidir.

– Sosyo-ekonomik düzey, Türk toplumunu bir arada tutan unsurlar olarak dil ve

toprak, Türk toplumunun temel sorunlar› olarak eğitim, sağl›k gibi toplumsal ku-rumlardaki aksakl›klar, yolsuzluk, rüşvet ve işsizlik, Avrupa Birliğine girmenin

sonuçlar›n› değerlendirme, Bat› uygarl›ğ› ve globalleşme kavram›n› tan›mlama

üzerinde belirleyicidir.

29

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

– Siyasi kimlik; gençlerin Türkiye’nin en önemli sorunu olarak adalet mekanizma-

s›ndaki aksakl›klar› görmeleri, Türk toplumunu bir arada tutan unsur olarak top-

rak faktörünü seçmeleri ve Avrupa Birliğine girmenin sonuçlar›n› değerlendir-

meleri üzerinde belirleyicidir.

6. Tart›şma

Üniversite gençliği üzerinde yapt›ğ›m›z araşt›rma sonucunda elde edilen bulgular›n

büyük bir k›sm›, teorik beklentilerimizi destekler niteliktedir. Teorik çerçevede de be-

lirttiğimiz gibi, gençlerin gençlik kavram›n› tan›mlamalar›ndaki çeşitlilik, gençlik kav-

ram›n›n “sosyal bir fenomen” olmas›yla aç›klanabilir. Bu nedenle gençler aras›nda gö-

rülen sosyal farkl›l›klar, gençlik araşt›rmalar›nda önem verilmesi gereken bir konudur.

Bu sosyal farkl›l›klardan ilki, cinsiyet farkl›l›ğ›d›r. Çal›şmam›z›n ilk hipotezi olan,

“cinsiyetin, siyasi kimliği aç›klamada ve gençlik kavram›n› tan›mlamada belirleyici ol-

mas›”n›n doğrulanmas›, cinsiyetin gençler aras›nda bir farkl›l›k kaynağ› olduğunu des-

teklemektedir. Erikson’un, kimliğin, belli bir sosyal grup eğilimi içinde kültürel geçmi-

şin ve kişisel geçmişin bir araya gelmesiyle oluştuğunu belirtmesi de bu farkl›l›ğa işaret

etmektedir. Ayr›ca gençlerin, gençlik kavram›n› tan›mlama biçimlerinin teorik çerçeve-

de sunulan çok say›da gençlik tan›m›yla paralellik göstermesi dikkat çekicidir. Örneğin

Friht’in gençliği, bağ›ml›l›k ile bağ›ms›zl›k aras›nda bir geçiş dönemi olarak tan›mlama-

s›na uygun olarak, öğrencilerin %10.7’si gençleri “özgür” kişiler olarak görmektedirler.

Parsons ve Eisenstant’›n gençliği aile rollerinden yetişkinlik rollerine geçişin etkili ol-

duğu süreç tan›mlamas›na uygun olarak da, öğrencilerin %15’i gençliği, olgunlaşma ev-

resinde olan kişiler, %14.8’i sorunlarla uğraşan kişiler, %16.3’ü ise ülkenin geleceği

olan kişiler olarak tan›mlamaktad›rlar.

Bunun yan›nda çal›şman›n baz› sonuçlar›, son y›llarda Türkiye’de k›z ve erkek ço-

cuklar aras›nda eğitim düzeyi aç›s›ndan cinsiyete yönelik farkl›l›klar›n azald›ğ›na işaret

etmektedir. Örneğin, öğrencilerin annelerinin eğitim düzeyine bakt›ğ›m›zda %27.6’s›-

n›n yüksek okul ve üniversite mezunu olduğu görülürken, örneklemimizi oluşturan gru-

bun %75.3’ü k›zlardan oluşmaktad›r. Sadece sosyoloji bölümünü göz önüne alarak, k›z-

lar›n eğitim seviyesinin yükseldiğini söylemenin baz› sak›ncalar› olsa da (çünkü bir mü-

hendislik bölümünde bu oranlarda farkl›l›klar gözlenebilir), çal›şman›n diğer baz› so-

nuçlar› da Türkiye’de cinsiyet farkl›l›ğ›n›n azald›ğ›n› destekler niteliktedir. Bunlardan

birisi, k›z ve erkek öğrenciler aras›nda “gençliği yaşayamama” alt boyutunda farkl›l›k

gerçekleşmemesidir. Bu durum, her iki grubun da gençlik dönemlerinde, benzer k›s›tla-

malara ve özgürlüklere sahip olmalar›yla aç›klanabilir.

Ancak teorik k›s›mda da belirttiğimiz gibi, k›z ve erkek öğrenciler aras›nda sosyal-

leşme süreçleri aç›s›ndan baz› farkl›l›klar kendini göstermektedir. Bunlardan birisi,

30

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

gençlik kavram›n› tan›mlama aç›s›ndan cinsiyete göre beliren farkl›laşmad›r. Erkek öğ-

rencilerin %9.6’s› gençliği, “olgunlaşma evresinde olan kişiler” olarak tan›mlarken, bu

oran k›z öğrencilerde %5.2’ye düşmektedir. Bu oranlar›n cinsiyete göre farkl›l›k göster-

mesi, erkek ve k›z olmalar›n›n onlara yüklediği baz› sorumluluklar, yani sosyalleşme

süreçlerinin farkl›l›ğ› ile aç›klanabilir.

Gençler aras›ndaki diğer bir sosyal farkl›l›k ise, sosyo-ekonomik düzey farkl›l›ğ›d›r.

Çal›şman›n sonuçlar› aç›s›ndan önemli olan diğer husus, “ailenin sosyo-ekonomik dü-

zeyi ile gelecek kayg›s› aras›nda anlaml› bir ilişki olduğu” şeklindeki ikinci hipotezimiz-

le ilgilidir. Araşt›rmada gelecekte daha iyi bir yaşama sahip olma düşüncesi ile öğrenci-

lerin dahil olduğu sosyo-ekonomik düzey aras›nda bir ilişki bulunamam›şt›r. Teorik

beklentimiz üst sosyo-ekonomik düzeye dahil olan öğrencilerin “yaşam şans›” avantaj-

lar›na daha fazla sahip olduklar› için gelecekte daha iyi bir hayat yaşayacaklar›na dair

inançlar›n›n daha fazla olacağ› yönündeydi. Oysa araşt›rma sonucundaki bulgular, te-

orik beklentimizin gerçekleşmediğini göstermiştir. Kan›m›zca, gelecek kayg›s›n›n, üst,

orta ve alt sosyo-ekonomik düzeyler aç›s›ndan farkl›l›k göstermemesinin temel nedeni,

hem sosyologlar›n çal›şma koşullar›n›n, hem de ülkenin içinde bulunduğu ekonomik

krizin öğrencilerin gelecek kayg›lar›n› eşit düzeyde etkilemesidir. Öğrencilerin %43.7’si

gibi büyük bir oran›n›n gelecekte iyi bir hayat standard›na sahip olup olmayacaklar›n-

dan emin olmamalar› ise, ülkenin ekonomik, siyasi ve toplumsal yap›s›ndaki belirsizlik-

lerin, onlar› güvesizliğe düşürmesiyle aç›klanabilir.

Burada önem kazanan soru, bu belirsizlik ve kriz halinin gençlik üzerinde ne gibi et-

kilerde bulunabileceğidir. Bu durum, hem kendisinin, hem de ülkenin geleceğinden kay-

g› duyan öğrencilerin ders başar›lar› ve derse kat›l›mlar›n› azaltabilir ve mezun olduk-

tan sonra iş bulamayacağ›n› ya da “iyi” bir iş bulamayacağ›n› düşünen öğrencilerin me-

zun olma sürelerini uzatabilir. Ayn› zamanda öğrencilerin geleceğe umutla bakmamala-

r›, onlar›n radikal gruplara kaymalar›na ve sapm›ş davran›şlara yönelmelerine neden

olabilir. Bize göre bu konuyla ilgili olarak;

● Sosyoloji mezunlar›n›n “sosyolog” olarak meslek statüsüne al›nmas›,

● Sosyoloji bölümlerinin pratik alanlara yönelerek uygulamal› alanlara daha fazla

ağ›rl›k vermesi,

● Sosyoloji mezunlar›na yeni iş alanlar› yarat›lmas› gibi çözüm önerileri, gençlerin

gelecekle ilgili kayg›lar›n›n azalmas›na ve geleceğe umutla bakmalar›na yard›m-

c› olacakt›r.

“Öğrenci ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyi ve siyasi kimlik tan›mlamas› ile güncel

sorunlar› değerlendirmede farkl›l›k vard›r” şeklindeki son hipotezimiz incelendiğinde,

öğrencilerin dahil olduğu sosyo-ekonomik düzeyin ve siyasi kimlik tan›mlamalar›n›n,

güncel sorunlar› değerlendirmelerinde farkl›l›k yaratt›ğ› gözlenmiştir.

31

Tuğça POYRAZ - Abdülkadir ZORLU - Birsen ŞAHİN - Gülay ARIKAN

Sosyo-ekonomik düzeye göre Türk toplumunu bir arada tutan unsurlar “dil” ve “top-

rak”t›r. Ayn› zamanda sosyo-ekonomik düzeye göre Türk toplumunun en önemli soru-

nu “işsizlik”, “yolsuzluk” ve “rüşvet”ken, siyasi kimliğe göre adalet mekanizmas›ndaki

aksakl›klard›r.

Güncel konular›n değerlendirilmesinin boyutlar›ndan olan Avrupa Birliği’ne girme-

nin sonuçlar›, globalleşme ve Bat› uygarl›ğ› kavram›n› değerlendirme, sosyo-ekonomik

düzeye göre önemli bir farkl›laşma göstermektedir. Ayr›ca, Avrupa Birliği’ne girmenin

sonuçlar›n› değerlendirme siyasi kimliğe göre önemli ölçüde farkl›laşmaktad›r.

Kaynakça

Akan, Vildan. (1992 ). “Üniversite Gençliğinin Genel Uyumu ve İşgücü”, DÜNYADA VE TÜR-

KİYE’DE GÜNCEL SOSYOLOJİK GELİŞMELER içinde (873-879), Ankara: Sos-

yoloji Derneği Yay›nlar›.

Ar›kan, Gülay. (1996), Kad›nlar›n Sosyal Tabakalaşmadaki Yeri ve Sosyal Hareketliliği ÜzerineDüşünceler, Ankara: Bizim Büro Bas›mevi.

Bocock, Robert. (1997), Tüketim (Çeviren İrem Kutluk), Ankara: Dost Kitabevi yay›nlar›.

Bourdieu, Pierre. (1996), A Social Critique of The Judgement of Taste, Trst: Richard Mice, Paris:

Routledge Press.

Brooker, Peter.(1998), Cultural Theory A Glossary, London :ARNOLD Publications.

Burcu, Esra.(1998). “Gençlik Teorilerinin S›n›fland›r›lmas›na İlişkin Bir Çal›şma.”, Ankara,

SOSYOLOJİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ(1-2): 105-136.

Christensen, Larry B. ve Stoup, Charles M. (1991), Introduction to Statistic For The Social andBehavioralSciences, Second Edition, California: Books/Cole Publishery Company

Darren, George ve Malbury, Paul. (2001), SPSS For Windows Ed., Allyn Bacon, Boston, London

Dikeçligil, Beylü.(1980). “Yaşam Tarz› ve Gelir Seviyesi Aras›ndaki İlişki”, İ.Ü. İKTİSAT FA-

KÜLTESİ SOSYOLOJİ KONFERANSLARI içinde (93-114), İstanbul: İktisat Fakül-

tesi Yay›nlar›.

Dikeçligil, Beylü. (1987). “Bir Sosyal S›n›f Belirleyicisi Olarak Meslek Faktörü” İSTANBUL

ÜN. İKTİSAT FAKÜLTESİ MECMUASI C.43: , Prof.Dr. S.F.Ülgener’e Armağan,

Dogan, İsmail. (1983), Bir Alt-kültür Olarak Ankara Yüksel Caddesi Gençliği (Alan Araşt›rma-s›), Ankara: T.C. Kültür Bakanl›ğ› Yay›nlar›, No:1652,

DPT Raporu. (1983), Ankara.

Ece, Orhon.(1985), Ankara Üniversitesi Öğrencilerinin Sosyal ve Psikolojik Sorunlar›, Ankara:

DPT, Sosyal Planlama Başkanl›ğ› Araşt›rma Dairesi.

Fichter, Joseph. (1990), Sosyoloji nedir? (Çeviren Nilgün Çelebi), Konya: Selçuk Üniversitesi

Yay›nlar›, No: 75.

Frith, Simon. (1984), The Sociology of Youth, Lancashire: Causeway Books.

Güler, Müzeyyen. (1997), Kentleşme Sürecinde Gençlik, Ankara:Ümit Yay›nc›l›k.

32

Üniversite Gençliğinin Güncel Sorunlara Bak›ş›: H.Ü. Sosyoloji Bölümü Öğrencileri Örneği

Jary, David ve Jary, Julia. (1991), The Harper Collins Sociology Dictionary), New York: A Di-

vision of Harper Collins Publishers.

Johnson G. Allan, (1995), The Blackwell Dictionary of Sociology, Oxford: Blackwell Publishers.

Konrad Adenour Vakf›. (1998), Türk Gençliği 98, Suskun Kitle Büyüteç Alt›nda, Ankara.

Malinowski, Bronislaw.(1979), The Ethnography of Malinowski The Trobriand Islans, Bos-

ton:Routledge and Kegan Paul.

Marshall, Gordon. (1998), Oxford Dictionary of Sociology (The World’s Most Trusted Referen-ced Books), New York:Oxford Un. Press.

Mart›n, Bill ve Szelenyi, Ivan. (2000), Beyond Cultural Capital: Toward a Theory of Symbol›c,Domination in Pierre Bourd›eu (Ed. Derek Robbins) , London: Sega Publications.

McGrant, Robert E. (1999), Undurstanding Statistics a Approach Perspective, New York:Long-

man Inc.

Mowen, John C. (1990), Consumer Behavior. (2. ed.), New York, Macmillian Publishing

Company.

O’Donnell, M. (1985), Age And Generation. New York,:Tavistock Pub.

Özbay, Haluk ve Öztürk, Emine. (1995), Gençlik, İstanbul: İletişim.

Özönder, Cihat. (1984). “Kültür Bütünleşmesi ve Alt Kültür Gruplar› Hakk›nda Düşünceler”,

TÜRK KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMALARI, XXII (1-2) : 132-152.

Reid, Ivan. (1998), Class in Britain, Cambridge: Polity Press.

Roche, Jeremy and Tucker. (1997), Stanley. Youth in Society, London: SAGE Publications, 1997

Smith, M. David. (1976). “The Concept of Youth Culture A Revaluation”

http://web.4.epnet.com/externalframe.asp, 1976, YOUTH&SOCIETY, vol.7, No:4,

June : 347-366.

Smith, M. David. (1981). “New Moments in the Sociology of Youth: a Critique”,

http://web.4.epnet.com/externalframe.asp, BRITISH JOURNAL OF SOCIOLOGY,

vol. 32, No.2 June, 251-293

Ulusoy, Demet. (1994), Sosyalizasyon. Ankara: Bizim Büro Bas›mevi.

Weber, Max. (1974). “Class, Status, Porty”, FROM MAX WEBER: ESSAY IN SOCI-

OLOGY(içinde), Ed.Gerth, H. H. Mill ve C. Wright, London and Boston: Routled-

ge&Kegan Paul Ltd.

Yaz›c›, Erdinç.(2001), Üniversite Gençliği 2001 (Üniversite Gençliğinin Sosyo-kültürel ProfiliÜzerine Bir Alan Araşt›rmas›: Gazi Üniversitesi Örneği), Ankara: Gazi Üniversitesi

İletişim Fakültesi Bas›mevi.