bİrİncİ bÖlÜmantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · web viewÖzetlenen...

266
ÖNSÖZ Çağımızın karmaşık kentleşme sorunlarına katılımcı mekanizmalarla çözüm arama, 21. Yüzyılın gündemini kentlilerle birlikte belirleme, sürdürülebilir gelişme kavramını yayma amacını güden Gündem 21, dünya gündemine getirdiği katılımcı yönetim yaklaşımı ile, aynı zamanda yerel demokratikleşme projesi konumu kazanmış bulunmaktadır. Kenti kentlilerle birlikte yönetme, kentine sahip çıkmaya, kentin geleceğini planlama ve sorunların çözümünde aktif rol alma, kentlilik bilinci ve sorumluluğunu geliştirme gibi, çağımızın demokratik yönetim anlayışını yansıtan ilkelerin hayata geçirilmesi projesi olan Yerel Gündem 21’in Antalya uygulaması, yerel demokrasi adına sevindirici bir başarı grafiği ortaya koymuş bulunmaktadır. Antalya Kent Konseyi’nin bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar, ürettiği projelerin kent için önemli kazanımlar olması yanında, Konseyin Kentin demokratik platformu olarak ortaya koyduğu dinamizmle kamuoyunda kazandığı saygınlık ülkemizde yerel yönetimlerde demokratikleşme yanlısı siyaset, bilim çevreleri ve hepimiz için umut verici bir gelişme olarak görülmektedir. Antalya Kent Konseyi Eylem Planı hazırlıkları çevresinde hazırlanan ön raporları kamuoyu tartışmasına sunarken, Kent Konseyi’ni kentin etkili demokratik platformu haline getiren,

Upload: others

Post on 24-Sep-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ÖNSÖZ

Çağımızın karmaşık kentleşme sorunlarına katılımcı mekanizmalarla çözüm arama, 21. Yüzyılın gündemini kentlilerle birlikte belirleme, sürdürülebilir gelişme kavramını yayma amacını güden Gündem 21, dünya gündemine getirdiği katılımcı yönetim yaklaşımı ile, aynı zamanda yerel demokratikleşme projesi konumu kazanmış bulunmaktadır.

Kenti kentlilerle birlikte yönetme, kentine sahip çıkmaya, kentin geleceğini planlama ve sorunların çözümünde aktif rol alma, kentlilik bilinci ve sorumluluğunu geliştirme gibi, çağımızın demokratik yönetim anlayışını yansıtan ilkelerin hayata geçirilmesi projesi olan Yerel Gündem 21’in Antalya uygulaması, yerel demokrasi adına sevindirici bir başarı grafiği ortaya koymuş bulunmaktadır.

Antalya Kent Konseyi’nin bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar, ürettiği projelerin kent için önemli kazanımlar olması yanında, Konseyin Kentin demokratik platformu olarak ortaya koyduğu dinamizmle kamuoyunda kazandığı saygınlık ülkemizde yerel yönetimlerde demokratikleşme yanlısı siyaset, bilim çevreleri ve hepimiz için umut verici bir gelişme olarak görülmektedir.

Antalya Kent Konseyi Eylem Planı hazırlıkları çevresinde hazırlanan ön raporları kamuoyu tartışmasına sunarken, Kent Konseyi’ni kentin etkili demokratik platformu haline getiren, başta sivil toplum örgütlerimiz olmak üzere tüm katılımcılarına teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Av. Hasan SUBAŞIAntalya Büyükşehir Belediye

BaşkanıAntalya Kent Konseyi Başkanı

Page 2: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

SUNUŞ

21.yüzyıla girerken, sürdürülebir kalkınma ilkeleri dikkate alınmaksızın oluşturulan sanayileşme politikaları ve kentlere olan göçün neden olduğu çevre tahribatı ekosistemleri tehdit eder boyutlara ulaşırken, bölgeler arası gelişmişlik farkları ve gelir dağılımının ortaya çıkardığı sosyal sorunlar; kentleri ciddi çevre ve yapılaşma sorunları yanında ekonomik ve sosyal sorunların da odağı durumuna getirmiş bulunmaktadır.

Çağımızda yaşanan kalkınma ve çevre sorunlarına çözüm arayışları kapsamında, Bileşmiş Miletler öncülüğünde yapılan dünya konferansları ekonomik kalkınma ile çevrenin korunması çabalarının birlikte yürütülmesini ‘sürdürülebilir kalkınma’ formülü ile ifade ederken, 21 yüzyıl gündeminin katılımcı bir anlayışla belirlenmesini; merkezi yönetim, yerel yönetim ve sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek ortaklaşa yönetim oluşturmasını çözüm olarak duyurmaktadır.

Özetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları, 1972 Stocholm İnsan Çevresi ve 1992 Rio Kalkınma ve Çevre Konferansı ile dünya gündemine gelirken; Rio Deklarasyonu, ulusların kalkınma ve çevre koruma alanlarında politik yüklenimlerini ve yeni yaklaşımın ilkelerini vurgulayan evrensel belge olarak, tüm hükümetleri Yerel Gündem 21’i uygulamaya davet etmekteydi.

Rio Deklarayonu ile ifadesini bulan küresel eylem planının yerel uygulaması olarak başlatılan Yerel Gündem 21 programı çerçevesinde kurulan Antalya

Page 3: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Kent Konseyi, kentin geleceğinin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde planlanması için çalışmalarını sürdürmekte, tüm kent aktörlerini bir araya getiren demokratik platform olma özelliği ile, ülkemiz yerel demokratikleşme çabaları için de örnek bir model oluşturma gibi önemli bir işlev yerine getirmektedir.

Eylül 1997’de Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı desteğiyle başlatılan “Türkiye’de Yerel Gündem 21’lerin Teşviki ve Gelişirilmesi Projesi”, IULA-EMME, Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği Doğu Akdeniz ve Orta Doğu Bölge Örgütü’nün koordinatörlüğünde yürülmekte; Kent milletvekilleri, il düzeyindeki merkez yönetim kuruluşları, Belediyeler, Akdeniz Üniversitesi, mahalle muhtarları, siyasi partiler, meslek odaları, sendikalar, dernek ve vakıflar Ken Konseyi ‘ni oluşturmaktadır.

Kent Konseyi çerçevesinde , çalışma gurupları ve meclislerin katkıları, yapılan tartışmalar sonucu ortaya çıkan görüşlerin yer aldığı ön rapor, çok ortaklı işbirliği ortamının ürünü olarak, ‘sürdürülebilir kalkınma’ anlayışını Antalya’da benimsetme, Antalya’yı 21.yüzyıla hazırlayacak politikaları ve kentin öncelikli gündemlerini tartışma amacıyla yürütülen çalışmaların ilk aşamasını oluşturmaktadır.

Antalya Kent Konseyi’nin Yerel Gündem 21 Eylem Planı’nın hazırlık dokümanı olan ön raporlarda yer alan öncelikli gündem önerileri; Konsey çalışma gurupları, Kadın Meclisi, Emekliler Meclisi, Gençlik Meclisi ve mahalle toplantılarında Yerel Gündem 21 ilkeleri çerçevesinde sürekli tartışma ve katkılara açık olup, ortaya çıkan görüşlerle geliştirilecek, uygulanabilir somut projeler olarak hazırlanacak nihai Eylem Planı’nda yer alacaktır.

Yerel Gündem 21 Antalya Projesinin yürütülmesine çok önemli katkılarda bulunan UNDP, ICLEI, IULA-EMME, Dünya Yerel Yönetimler Birliği Doğu Akdeniz ve Orta Doğu Teşkilatı’na, rapora katıkıda bulunan

Page 4: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

çalışma gurupları ve meclislerimize, bilgi sağlamada destek olan DİE Antalya Bölge Müdürlüğü’ne, Sekretarya arkadaşlarımıza, raporu hazırlayan Genel Sek.Yrd. Av.Nazım TURAL ve Uzman Sadık DOĞRU’ya Kent Konseyi adına teşekkür ederim.

Kent Konseyi Genel Sekreteri

SOSYAL YAPILANMA

A. NÜFUS HAREKETLERİ VE GÖÇ

1. Nüfus Artışı

Antalya’nın nüfusu, Türkiye’de genel nüfusu sayımının ilk kez yapıldığı 1927 yılında 206.270 iken, 1997’de yapılan son sayımda 1.477.347 kişiye ulaşmıştır. Türkiye’nin nüfusu ise 1927 yılında 13.648.270 iken, 1997 yılında 62.865.574 kişiye ulaşmıştır. Buna göre, 1927-1997 arasındaki 70 yıllık dönemde Türkiye’nin nüfusu yaklaşık 4,6 kat artmasına karşılık, Antalya’nın nüfusu yaklaşık 7,2 kat artmıştır. Antalya nüfusunun Türkiye nüfusu içindeki payı 1927 yılında yüzde1,51 olmasına karşılık, 1997 yılında yüzde 2,35’e yükselmiştir. 1985-1997 arasında sayım yıllarına göre Antalya ve Türkiye’nin nüfusu ve sayım yılları arasındaki artış hızı Çizelge A-1’de gösterilmiştir. Nüfus artış hızı; 1985-1990 arasında Türkiye ortalaması binde 21,71 olmasına karşılık, Antalya’da binde 47,88 olmuş, 1990-1997 arasında ise Türkiye ortalaması

Page 5: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

binde 15,08’e, Antalya’da binde 40,46’ya düştüğü görülmektedir. Nüfus artış hızında hem Türkiye’de hem Antalya’da göreli olarak düşüşe rağmen, Antalya’nın Türkiye nüfusu içindeki payı; 1985 yılında yüzde 1,76 iken, 1990 yılında yüzde 2,00’ye, 1997 yılında ise yüzde 2,35 çıkmıştır.

1985-1997 SAYIM YILLARINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA NÜFUS SAYILARI VE ARTIŞ HIZI

Çizelge A-1Türkiye Nüfusu Antalya Nüfusu

SayımYılları Sayısı

Artış Hızı(Binde) Sayısı

Payı(Yüzde)

Artış Hızı(Binde)

1985 50.664.458 891.149 1,761990 56.473.035 21,71 1.132.21

12,00 47,88

1997 62.865.574 15,08 1.477.347

2,35 40,46

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Antalya’nın Türkiye nüfusu içindeki payı 1927 yılında yüzde 1,51 iken 58 yıl sonra 1985 yılında yılında yüzde 1,76 olmasına karşılık,

12 yıl sonra 1997 yılında yüzde 2,35 yükselmesi, doğal nüfus artışının ötesinde, özellikle 1985 yılından itibaren, Antalya’ya yönelik göçün giderek hızlandığını göstermektedir.

2. Göç Hareketi

1985-1990 arasında içe göç, dışa göç ve net göç dağılımı Çizelge A-2’de gösterilmiştir. 1990 sayım yılına göre Türkiye’de göç edenlerin payı binde 80 iken, Antalya’da il nüfusu içinde; içe göç edenlerin payı binde 120 olmasına karşılık, dışa göç edenlerin payı binde 40 düzeyine düşmekte, içe göçün dışa göçten fazla olmasından kaynaklanan net göç payı ise binde 80 olmaktadır. Öte yandan, Türkiye’de göç edenlerin toplamı içinde Antalya’da içe göç edenlerin payı binde 30 olmasına

Page 6: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

karşılık, dışa göç edenlerin payı binde 10’a düşmekte, net göç payı ise binde 20 olmaktadır.

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAİÇE GÖÇ, DIŞA GÖÇ VE NET GÖÇ DAĞILIMI

Çizelge A-2

Türkiye Antalya1990 Nüfusu 50.518.291 1.031.937İç Göç 4.065.173 123.737

Toplam göç içindeki payı (binde)

1.000 3

1990 nüfusu içindeki payı (binde)

80 120

Dış Göç 4.065.173 41.000Toplam göç içindeki payı (binde)

1.000 10

1990 nüfusu içindeki payı (binde)

80 40

Net Göç - 82.737Toplam göç içindeki payı (binde)

- 20

1990 nüfusu içindeki payı (binde)

- 80

Kaynak :DİE İstatistiklerinden derlenmiştir. Not:1990 nüfusundan 0-4 yaş grubu çıkarılmıştır

Turizm sektöründeki canlanma ve ekonominin diğer kesimlerini de etkilemesi sonucu, Antalya’nın özellikle 1985 yılından itibaren giderek iç göç açısından bir çekim merkezi haline geldiği gözlenmektedir.

Rapor’un Ekonomik Yapılanma bölümünde ele alınan, çalışan nüfusun sektörel dağılımı da bu değerlendirmeyi doğrular niteliktedir. Örneğin, 1990 yılında toptan ve perakende ticaret, lokanta ve otellerde çalışanların oranı Türkiye’de yüzde 7,93 iken Antalya’da yüzde 11,77, inşaat sektöründe de çalışanların oranı Türkiye’de yüzde 5,06 iken, Antalya’da 7,04’e eriştiği saptanmıştır.

3. Kentsel ve Kırsal Nüfus

Tarım sektöründe çalışanların oranı Türkiye’de yüzde 53,66 iken, Antalya’da yüzde 56,97 olduğu hesaplanmıştır. Tarım sektöründe çalışan nüfusun, kırsal nüfusun en büyük kesimini oluşturduğu söylenebilir. Bu

Page 7: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

durum, kırsal ve kentsel nüfus dağılımını gösteren Çizelge A-3 verileri ile doğrulanır niteliktedir. Toplam nüfus içindeki (köy ve bucak) nüfusu oranı, Türkiye’de yüzde 40,99 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 46,81 olduğu görülmektedir.

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAKENTSEL VE KIRSAL NÜFUS DAĞILIMI

Çizelge A-3Türkiye Nüfusu Antalya NüfusuSayısı Yüzdesi Sayısı Yüzde

siToplam nüfus 56.473.03

5100,00 1.132.211 100,0

0İl ve İlçe merk. Nüfusu

33.326.351

59,01 602.194 53,19

Köy ve bucak nüfusu

23.146.684

40,99 530.017 46,81

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Antalya’da kırsal nüfus oranı, Türkiye’ye göre daha fazla olmasına rağmen, Türkiye genelinde olduğu gibi kent ( il ve ilçe merkezleri) nüfusu, Antalya’da da göreli olarak daha fazla artmaktadır. Bu durum, 1985-1997 arası sayım yıllarına göre Antalya kentsel ( il ve ilçe merkezleri) ile kırsal (köy ve bucak) nüfus dağılımını gösteren Çizelge A-4’de görülmektedir. Kentsel nüfus oranının, 1985 yılında yüzde 44,6 ile kırsal nüfustan daha az olmasına rağmen, 1990 yılında yüzde 53,2’ye, 1997 yılında ise yüzde 57,7’ye ulaştığı görülmektedir.

1985-1997 SAYIM YILLARINA GÖRE ANTALYA’DAKENTSEL VE KIRSAL NÜFUS DAĞILIMI

Çizelge A-4Kent Nüfusu Köy ve Bucak Nüfusu

Sayım Yılları

ToplamNüfus Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi

1985 891.149 397.712 44,6 493.437 55,41990 1.132.211 602.194 53,2 530.017 46,81997 1.477.347 851.823 57,7 625.524 42,3

Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.

1990 Sayım yılı itibariyle, Antalya’da ilçelere göre kentsel ve kırsal nüfus dağılımı Çizelge A-5’de gösterilmiştir.

Page 8: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Kentsel nüfus oranının, merkez ilçe (yüzde 84,3) dışında sadece Kale’de (yüzde 66,8) daha fazla olmasına karşılık, diğer ilçelerde kırsal nüfusun göreli olarak daha fazla olduğu saptanmıştır.

1990 SAYIM YILI İTİBARİYLE ANTALYA’DA İLÇELEREGÖRE KENTSEL VE KIRSAL NÜFUS DAĞILIMI

Çizelge A-5İl Toplam Nüfusu Kentsel Nüfus Köy ve Bucak

Nüf.İlçeler Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdes

iToplam 1.132.21

1(100,0) 602.194 53,2 530.01

746,8

00 Merkez İlçe

448.773 (39,64) 378.208 84,3 70.565 15,7

01 Akseki 30.229 (2,67) 11.023 36,5 19.206 63,502 Alanya 129.106 (11,40) 52.460 40,6 76.646 59,403 Elmalı 35.324 (3,12) 12.384 35,1 22.940 64,904 Finike 34.576 (3,05) 6.700 19,4 27.876 80,605 Gazipaşa 40.840 (3,61) 13.697 33,5 27.143 66,506 Gündoğmuş

20.409 (1,80) 4.554 22,3 15.855 77,7

07 İbradı 17.126 (1,51) 4.215 24,6 12.911 75,408 Kale 20.656 (1,82) 13.793 66,8 6.863 33,209 Kaş 40.469 (3,57) 4.560 11,3 35.909 88,710 Kemer 23.268 (2,06) 8.449 36,3 14.819 63,711 Korkuteli 46.115 (4,07) 13.381 29,0 32.734 71,012 Kumluca 44.834 (3,96) 17.166 38,3 27.668 61,713 Manavgat 115.731 (10,22) 38.498 33,3 77.233 66,714 Serik 84.755 (7,49) 23.106 27,3 61.649 72,7Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Merkez ilçe, toplam il nüfusunun yüzde 39,64’nü barındırmaktadır. İlçeler arasında en fazla nüfusa sahip Alanya’yı (yüzde 11,40) sırasıyla; 2. Manavgat (yüzde 10,22), 3. Serik (yüzde 7,49), 4. Korkuteli (yüzde 4,07), 5.Kumluca (yüzde 3,96), 6. Gazipaşa (yüzde 3,61), 7. Kaş (yüzde 3,57), 8. Elmalı (yüzde 3,12), 9. Finike (yüzde 3,05), 10. Akseki (yüzde 2,67), 11. Kemer (yüzde 2,06), 12. Kale (yüzde 1,82), 13. Gündoğmuş (yüzde 1,80) ve son olarak İbradı (yüzde 1,51) izlemektedir. İlçeler sahip oldukları kentsel nüfusa göre sıralanırsa, merkez ilçe dışında en fazla kentsel nüfusa sahip Alanya’yı (52.460), 2. Manavgat (38.498), 3. Serik (23.106), 4. Kumluca (17.166), 5. Kale (13.793), 6. Gazipaşa (13.697), 7.

Page 9: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Korkuteli (13.381), 8. Elmalı (12.384), 9. Akseki (11.023), 10. Kemer (8.449), 11. Finike (6.700), 12. Kaş (4.560), 13. Gündoğmuş (4.554) ve son olarak İbradı (4.215) izlemektedir.

1997 sayım yılı itibariyle Antalya’da ilçelere göre kentsel ve kırsal nüfus dağılımı çizelge A-6’da verilmiştir. Kentsel nüfus oranının; merkez ilçe (yüzde 84,6) dışında İbradı (yüzde 61,4) ve Kale’de (yüzde 60,8) daha fazla olduğu, Alanya’da yüzde 50’ye yaklaştığı, diğer ilçelerde ise kırsal nüfusun göreli olarak daha fazla olduğu saptanmıştır.

1997 SAYIM YILI İTİBARİYLE ANTALYA’DA İLÇELERE GÖREKENTSEL VE KIRSAL NÜFUS DAĞILIMI

Çizelge A-6

İl Toplam Nüfusu Kentsel NüfusKöy ve Bucak

Nüfusuİlçeler Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdes

iSayısı Yüzde

siToplam 1.477.34

7(100,00

)851.82

357,7 625.52

442,3

00 Merkez İlçe

601.674 (40,73) 508.840

84,6 92.834 15,4

01 Akseki 42.912 (2,90) 10.318 24,0 32.594 76,002 Alanya 222.028 (15,03) 110.10

149,6 111.92

750,4

03 Elmalı 36.560 (2,47) 13.544 37,0 23.016 63,004 Finike 40.738 (2,76) 10.694 26,3 30.044 73,705 Gazipaşa 43.746 (2,96) 15.516 35,5 28.230 64,506 Gündoğmuş

26.509 (1,79) 4.824 18,2 21.685 81,8

07 İbradı 7.273 (0,49) 4.463 61,4 2.810 38,608 Kale 22.367 (1,51) 13.599 60,8 8.768 39,209 Kaş 46.625 (3,16) 7.942 17,0 38.683 83,010 Kemer 28.936 (1,96) 11.338 39,2 17.598 60,811 Korkuteli 50.065 (3,39) 14.777 29,5 35.288 70,512 Kumluca 55.826 (3,78) 22.064 39,5 33.762 60,513 Manavgat 167.468 (11,34) 76.313 45,6 91.155 54,414 Serik 84.620 (5,73) 27.490 32,5 57.130 67,5Kaynak : DİE İstatistiklerden derlenmiştir. Not : İkametgaha göre nüfus esas alınmıştır.

1997 Sayım yılana göre Merkez ilçe, toplam il nüfusunun yüzde 40,73’ünü barındırmaktadır. İlçeler arasında en fazla nüfusa sahip olan Alanya’yı (yüzde 15,03) sırasıyla;

Page 10: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

2. Manavgat (yüzde 11,34), 3. Serik (yüzde 5,73), 4. Kumluca (yüzde 3,78), 5. Korkuteli (yüzde 3,39), 6. Kaş (yüzde 3,16), 7. Gazipaşa (yüzde 2,96), 8. Akseki

(yüzde 2,90), 9. Finike (yüzde 2,76), 10. Elmalı (yüzde 2,47), 11. Kemer (yüzde 1,96), 12. Gündoğmuş (yüzde 1,79), 13. Kale (yüzde 1,51) ve son olarak İbradı (yüzde 0,49) izlemektedir. İlçeler sahip oldukları kentsel nüfusa göre sıralanırsa, merkez ilçe (508,840) dışında en fazla kentsel nüfusa sahip olan Alanya’yı (110,101), 2. Manavgat (76,313), 3. Serik (27,490), 4. Kumluca (22,064), 5. Gazipaşa (15,516), 6. Korkuteli (14,777), 7. Kale (13,599), 8. Elmalı (13,544), 9. Kemer (11,338), 10. Finike (10,694), 11.Akseki (10,318), 12. Kaş (7,942), 13. Gündoğmuş (4,824) ve son olarak İbradı (4,463) izlemektedir.

Diğer taraftan, 1990 ve 1997 sayım yılları verilerine göre, ilçelerin toplam il nüfusu içindeki paylarındaki değişiklikler karşılaştırıldığında; merkez ilçenin nüfus payı 1990’da yüzde 39,64 iken 1997 ‘de yüzde 40,73’e yükseldiği, Akseki’nin nüfus payı 1990’da yüzde 2,67 iken 1997’de yüzde 2,90’a yükseldiği, Alanya’nın nüfus payı 1990’da yüzde 11,40 iken 1997’de yüzde 15,03’e yükseldiği, Elmalı’nın nüfus payı 1990’da yüzde 3,12 iken 1997’de yüzde 2,47’ye düştüğü, Finike’nin nüfus payı 1990’da yüzde 3,05 iken 1997’de yüzde 2,76’ya düştüğü, Gazipaşa’nın nüfus payı 1990’da yüzde 3,61 iken 1997’de yüzde 2,96’ya düştüğü, Gündoğmuş’un nüfus payı 1990’da yüzde 1,80 iken 1997’de yüzde 1,79’a düştüğü, İbradı’nın nüfus payı 1990’da yüzde 1,51 iken 1997’de yüzde 0,49’a düştüğü, Kale’nin nüfus payı 1990’da yüzde 1,82 iken 1997’de yüzde 1,51’e düştüğü, Kaş’ın nüfus payı 1990’da yüzde 3,57 iken 1997’de 3,16’ya düştüğü, Kemer’in nüfus payı 1990’da yüzde 2,06 iken 1997’de yüzde 1,96’ya düştüğü, Korkuteli’nin nüfus payı 1990’da yüzde 4,07 iken 1997’de yüzde 3,39’a düştüğü, Kumluca’nın nüfus payı 1990’da yüzde 3,96 iken 1997’de yüzde 3,78’e düştüğü, Manavgat’ın nüfus payı 1990’da yüzde 10,22 iken 1997’de yüzde 11,34’e yükseldiği,

Page 11: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

serik’in nüfus payı 1990’da yüzde 7,49 iken 1997’de yüzde 5,73’e düştüğü saptanmıştır.

Ayrıca, özellikle il merkezi ve kıyı şeridindeki ilçelerde, yerleşik nüfusun yanı sıra, turistik tesis kapasitesi ve doluluk durumuna göre turistlerden oluşan, yerleşik olmayan ilave nüfusun varlığı ve avantajları bir yana getirdiği sorunların da dikkate alınması gerekmektedir.

Nüfus artışı, özellikle turizmdeki gelişmenin ekonominin diğer kesimlerini etkilemesi ile oluşan iç göç ve dolayısıyla kentsel nüfusun kırsal nüfustan daha fazla artışı ve buna ilaveten turistlerden oluşan yerleşik olmayan ilave nüfustan kaynaklanan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin öncelikli gündem önerileri ilgili bölümlerde ayrı ayrı sunulmaktadır.

Nüfus Hareketleri ve Göçe İlişkinÖncelikli Gündem Önerileri Yoğun göç alan diğer kentlerde olduğu gibi Antalya’nın kent yapısı da göçten kaynaklanan sosyo-ekonomik ve fiziksel etkilerle dengesiz ve hızlı bir değişim süreci yaşamaktadır. Bu durum, dengeli ve sağlıklı kentsel gelişme için alınacak tedbirlerin, sadece kent ile sınırlı tutulmamasını, aynı zamanda insanları göçe zorlayan bölgesel gelişme dengesizliklerinin en aza indirilmesi yönündeki uzun vadeli çalışmaların önemini ortaya koymaktadır.

Diğer yandan, ülke düzeyinde ve daha dar kapsamda her bölgenin kendi içindeki yöreler ve iller düzeyinde bölgesel gelişme dengesizliklerinin azaltılmasına yönelik atılacak her adımın, kentsel gelişme önünde kaygan bir zemin oluşturan göç hareketlerinin ivmesini de azaltacağı dikkate alınmalıdır.

Bu bağlamda, GAP gibi ülke genelinde göç hareketlerini azaltacak bölgesel gelişme projelerinin yanısıra, bölge düzeyinde Antalya-Burdur-Isparta ekseninde Batı Akdeniz Bölgesel Gelişme Projesi’nin hazırlanıp yaşama geçirilmesinin, Burdur ve Isparta başta olmak üzere diğer

Page 12: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

illerden Antalya’ya yönelik göç hareketlerinin ivmesinin giderek azlmasına, aynı zamanda Antalya-Burdur-Isparta ekseninde yaratılacak istihdam olanaklarına parelel olarak göç edenlerin daha dengeli dağılmasına yol açabilecektir..

Göç etkisiyle yaşanan büyüme, kentin gelişim hızı ile orantılı olmadığı gibi kentin doğal çevresini zorlamakta; ulaşım,elektrik,su, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yanında okul, hastahane gibi sosyal kurumların yatırımlarının zorlanmasına neden olmaktadır.Ülkemizin,sosyo ekenomik koşulları, anayasa tarafından tanınan yeleşim özgürlüğü karşısında göçün polisiye önlemlerle kontrol altına alınması mümkün olmamakla birlikte; kent sınırlarının sağlıklı yaşam koşulları sunabilecek boyutlar içinde tutulabilmesi, çağımız insanlarına belli bir yaşam kalitesi sunabilme yönünden büyük önem taşımaktadır.

Bu çerçevede alınabilecek önlemler olarak, kentlerin sağlıklı büyüme sınırlarının belirlenebilmesi, süren göçün üretilecek konutlarla uydu kentlere yönlendirilmesi,kent rantlarının kontrol altına alınması, iş kurabilme, meslek sahibi olma ve çalışma koşullarının denetimi, sertifikasyon sisteminin tüm meslekler için uygulanması göçün denetiminde kontrol araçları olarak değerlendirilebilir.

Diğer yandan,hazine ve Vakıf arazilerinin belediyelere devredilmesi, belediye sınırları dışında kalanların il özel idarelerine devredilerek konut için arsa üretimine öncelik verilmesi gerekmektedir.

B- NÜFUSUN AİLE, YAŞ GRUBU VE CİNSİYET ÖZELLİKLERİ

1.Nüfusun Aile Yapısı Özellikleri

1990 Sayım yılına göre Türkiye ve Antalya nüfusu, hanehalkı sayısı ve ortalama hanehalkı büyüklüğü Çizelge B-1’de görülmektedir. 1990 yılı itibariyle Antalya; ülke toplam nüfusunun yüzde 2,00’sine sahip olmasına karşılık, toplam hanehalkı nüfusunun yüzde 1,78’ini, toplam hanehalkı sayısının ise yüzde 2,01’ni oluşturmaktadır. Toplam nüfus içinde hanehalkı nüfusunun oranı, Türkiye

Page 13: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 98,49 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 87,32 ile daha az olduğu saptanmıştır. Öte yandan, ortalama hanehalkı büyüklüğü; toplam nüfusa göre Türkiye’de olduğu gibi Antalya’da da yaklaşık 5 kişi olmasına karşılık, toplam hanehalkı nüfusuna göre ise Türkiye genelinde yaklaşık yine 5 kişi iken, Antalya’da yaklaşık 4 kişi olmaktadır.

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYANÜFUSU, HANE HALKI SAYISI VE ORTALAMA HANE HALKI BÜYÜKLÜĞÜ

Çizelge B-1Türkiye AntalyaSayısı Sayısı Yüzdesi

Toplam nüfus 56.473.035 1.132.211

2,00

Toplam hanehalkı nüfusu 55.622.032 988.614 1,78Toplam hanehalkı sayısı 11.188.636 225.016 2,01Ortalama hanehalkı büyüklüğü Toplam nüfusa göre 5 5 Toplam hanehalkı nüfusuna göre

5 4

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

1990 Sayım yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da nüfusun medeni durum ve cinsiyete göre dağılımı Çizelge B-2’de gösterilmektedir. 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus içinde hiç evlenmeyenlerin yüzde 2,17’si, evlenenlerin yüzde 2,09’u, eşi ölenlerin yüzde 1,76’sı, boşananların yüzde 2,39’u Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Antalya’da boşananların ve hiç evlenmeyenlerin göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Medeni durum cinsiyete göre incelendiğinde, hiç evlenmeyen kadınların yüzde 2,10’u erkeklerin yüzde 2,23’ü, evlenen kadınların yüzde 2,02’si erkeklerin yüzde 2,16’sı,eşi ölen kadınların yüzde 1,77’si erkeklerin yüzde 1,74’ü, boşanan kadınların yüzde 2,23’ü erkeklerin yüzde 2,60’ı Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Antalya’da hiç evlenmeyen, evlenen ve boşanan erkekler ile eşi ölen kadınların göreceli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Dikkat çeken diğer bir husus, Türkiye genelinde medeni durumu bilinmeyenlerin yüzde 68,05’nin Antalya’da olmasıdır.

Page 14: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1990 SAYIM YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA NÜFUSUN MEDENİ DURUM VE CİNSİYETE GÖRE DAĞILIMI

Çizelge B-2Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi Sayısı YüzdesiToplam 40.783.431 100,00 868.458 100,00 Erkek 20.548.725 100,00 453.733 100,00 Kadın 20.234.706 100,00 414.725 100,00

Hiç evlenmeyen 14.077.258 34,52 305.861 35,22 Erkek 8.009.088 38,98 178.655 39,37 Kadın 6.068.170 29,99 127.206 30,67

Evlenen 24.652.751 60,45 514.634 59,26 Erkek 12.140.662 59,08 262.095 57,76 Kadın 12.512.089 61,83 252.539 60,89

Eşi ölen 1.757.862 4,31 30.984 3,57 Erkek 271.828 1,32 4.721 1,04 Kadın 1.486.034 7,34 26.263 6,33

Boşanan 280.452 0,69 6.695 0,77 Erkek 118.960 0,58 3.096 0,68 Kadın 161.492 0,80 3.599 0,87

Bilinmeyen 15.108 0,04 10.281 1,18Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : 12 ve daha yukarı yaştaki nüfusu kapsamaktadır.

12 ve daha yukarı yaştaki nüfus medeni duruma göre sıralandığında, Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya’da da en büyük kesimi evlenenler oluşturduğu ve bunu sırasıyla; hiç evlenmeyenler, eşi ölenler ve boşananların izlediği görülmektedir. Ancak, evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 60,45 iken Antalya’da yüzde 59,26 ile daha az, hiç evlenmeyenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 34,52 iken Antalya’da yüzde 35,22 ile daha fazla, eşi ölenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 4,31 iken Antalya’da yüzde 3,57 ile daha az, boşananların oranı ise Türkiye genelinde yüzde 0,69 iken Antalya’da yüzde 0,77 ile daha az olmaktadır. Bu durum Antalya’da göreli olarak hiç evlenmeyenlerin daha fazla olmasına karşılık; evlenenlerin, eşi ölenlerin ve boşananların daha az olduğunu göstermektedir.

Page 15: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Medeni duruma ilişkin bu oranlar cinsiyete göre incelendiğinde, hem erkekler hemde kadınlar arasında, en büyük kesimi evlenenlerin oluşturduğu bunu sırasıyla; hiç evlenmeyenlerin, eşi ölenlerin ve boşananların izlediği görülmektedir. Ancak, erkekler arasında evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 59,08 iken Antalya’da yüzde 57,76 ile daha az, hiç evlenmeyenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 38,98 iken Antalya’da yüzde 39,37 ile daha fazla, eşi ölenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 1,32 iken Antalya’da yüzde 1,04 ile daha az, boşananların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,58 iken Antalya’da yüzde 0,68 ile daha fazla olmasına karşılık, kadınlar arasında evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 61,83 iken Antalya’da yüzde 60,89 ile daha az, hiç evlenmeyenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 29,99 iken Antalya’da yüzde 30,67 ile daha fazla, eşi ölenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 7,34 iken Antalya’da yüzde 6,33 ile daha az, boşananların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,80 iken Antalya’da yüzde 0,87 ile daha fazla olmaktadır. Bu durum; Türkiye’de olduğu gibi Antalya’da da göreli olarak hiç evlenmeyenler arasında erkeklerin daha fazla olmasına karşılık; evlenenler, eşi ölenler ve boşananlar arasında ise kadınların daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, Türkiye geneline göre Antalya’da hem erkekler hem de kadınlar arasında hiç evlenmeyenler ile boşananların göreli olarak daha fazla oldukları görülmektedir.

Çizelge B-3’de 1996 yılında Türkiye ve Antalya’da yerleşim yerlerine göre evlenenlerin dağılımı gösterilmektedir. Türkiye genelinde evlenmeyenlerin yüzde 2,37’sinin, belediyesi olan yerlerde evlenenlerin yüzde 2,47’sinin, il merkezi belediyelerinde evlenenlerin yüzde 2,21’inin, ilçe merkezlerindeki belediyelerde evlenenlerin yüzde 2,83’ünün, bucak veya köy belediyelerinde evlenenlerin yüzde 2,70’inin, belediyesi olmayan bucak veya köylerde evlenenlerin ise yüzde 2,10’unun Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Türkiye geneline göre Antalya’da ilçe merkezlerindeki belediyelerde evlenenlerin göreli olarak daha fazla oluğunu, bunu sırasıyla; bucak ve köy belediyelerinde, il merkezi belediyesinde ve son olarak belediyesi olmayan

Page 16: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

bucak ve köylerde evlenenlerin izlediğini ortaya koymaktadır. Öte yandan, kaba evlenme oranı Türkiye genelinde binde 7,62 olmasına karşılık, Antalya’da binde 7,76 ile daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Evlenenlerin toplamına göre, belediyesi olan yerlerde evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 72,66 iken Antalya’da yüzde 75,82 ile daha fazla olmasına karşılık, il merkezi belediyesinde evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 39,73 iken Antalya’da yüzde 37,00 ile daha az, ilçe merkezindeki belediyelerde evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 23,75 iken Antalya’da yüzde 28,38 ile daha fazla, bucak veya köy belediyelerinde evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,18 iken Antalya’da yüzde 10,44 ile daha fazla, belediyesi olmayan bucak veya köylerde evlenenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 27,34 iken Antalya’da yüzde 24,18 ile daha az olduğu görülmektedir. Bu durum, Türkiye geneline göre Antalya’da ilçe merkezlerindeki belediyeler ile bucak veya köy belediyelerinde evlenenlerin göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

1996 YILINDA TÜRKİYE VE ANTALYA’DAYERLEŞİM YERLERİNE GÖRE EVLENENLERİN DAĞILIMI

Çizelge B-3Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi

Sayısı Yüzdesi

Evlenenlerin toplamı 486.734 100,00

11.542

100,00

Belediyesi olan yerlerde 353.655 72,66 8.751 75,82 İl merkezinde 193.360 39,73 4.270 37,00 İlçe merkezinde 115.621 23,75 3.276 28,38 Bucak veya köyde 44.674 9,18 1.205 10,44 Belediyesi olmayan bucak ve köyde

133.079 27,34 2.791 24,18

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da nedenlerine göre boşanmaların dağılımı dağılımı Çizelge B-4’de gösterilmektedir. Türkiye genelindeki boşanmaların yüzde 2,98’i, zina nedeniyle yüzde 2,92’si, cana kast ve kötü muamele nedeniyle yüzde 3,17’si, cürüm ve haysiyetsizlik nedeneyle yüzde1,18’i, terk nedeniyle yüzde 1,54’ü, akıl

Page 17: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

hastalığı nedeniyle yüzde 1,83’ü, geçimsizlik nedeniyle yüzde 3,06’sı, diğer nedenlerle boşanmaların ise yüzde 1,67’si Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Türkiye geneline göre, Antalya’da cana kast ve kötü muamele nedeniyle boşanmanın göreli olarak daha fazla olduğunu, bunu sırasıyla; geçimsizlik, zina, akıl hastalığı, terk nedenleriyle boşanmaların izlediğini göstermektedir. Öte yandan, kaba boşanma oranının Türkiye genelinde binde 0,46 iken Antalya’da binde 0,59 ile daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Boşanmaların toplamına göre, geçimsizlik nedeniyle boşanmaların oranı Türkiye genelinde yüzde 93,95 iken Antalya’da yüzde 96,37 ile daha fazla, terk nedeniyle boşanmaların oranı Türkiye genelinde yüzde 1,97 iken Antalya’da yüzde 1,02 ile daha az, zina nedeniyle boşanmaların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,58 iken Antalya’da yüzde 0,57 ile daha az, akıl hastalığı nedeniyle boşanmaların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,37 iken Antalya’da yüzde 0,23 ile daha az, cürüm ve haysiyetsizlik nedeniyle boşanmaların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,29 iken Antalya’da yüzde 0,11 ile daha az, cana kast ve kötü muamele nedeniyle boşanmaların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,21 iken Antalya’da yüzde 0,23 ile daha fazla olduğu görülmektedir.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA NEDENLERİNE GÖRE BOŞANMALARIN DAĞILIMI

Çizelge B-4Türkiye Antalya

Sayısı

Yüzdesi

Sayısı

Yüzdesi

Boşanmaların toplamı 29.552 100,00 881 100,00 Geçimsizlik 27.764 93,95 849 96,37 Terk 583 1,97 9 1,02 Zina 171 0,58 5 0,57 Akıl hastalığı 109 0,37 2 0,23 Cürüm ve haysiyetsizlik

85 0,29 1 0,11

Cana kast ve kötü muamele

63 0,21 2 0,23

Diğer 777 2,63 13 1,48Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Page 18: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Ülkemizde aile yapısının her boyutu ile tartışıldığı III. Aile Şurası, 1998 yılında yapılmış, Şura çalışmalarına konu ile ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri ile akademisyenler katılmışlardır. Şura kararlarının daha geniş boyutta tartışılarak, bunlara uygun politika ve tedbirlerin geliştirilmesi önem taşımaktadır. Ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerinin etkinliğinin ve niteliğinin artırılması, ailelere yönelik olarak koruyucu-önleyici ve eğitici-geliştirici işlevleri olan Toplum Merkezlerinin özellikle gecekondu semtleri ve kırsal kesimde yaygınlaştırılması önem taşımaktadır.

2.Nüfusun Yaş Grubu Özellikleri

1990 sayım yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da nüfusun yaş grubu ve cinsiyete göre dağılımı Çizelge B-5’de gösterilmektedir. Toplam nüfusun yüzde 2,00’si Antalya’da olmasına karşın; 00-09 yaş grubunun yüzde 1,67’si, 10-19 yaş grubunun yüzde 1,92’si, 20-29 yaş grubunun yüzde 2,25’i, 30-39 yaş grubunun yüzde 2,24’ü, 40-49 yaş grubunun yüzde 2,19’u, 50-59 yaş grubunun yüzde 2,09’u, 60-69 yaş grubunun yüzde 1,86’sı, 70 ve daha yukarı yaş grubunun yüzde 2,03’ü Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Türkiye geneline göre Antalya’da 20-29 yaş grubunun göreli olarak daha fazla olduğu, bunu sırasıyla; 30-39 yaş grubu, 40-49 yaş grubu, 50-59 yaş grubu ve 70 ve daha yukarı yaş grubu izlemektedir. Türkiye genelinde yaş grubu bilinmeyenlerin yüzde 6,67’sinin Antalya’da olması dikkat çekmektedir.

1990 yılı itibariyle toplam nüfusun yüzde 2,00’si Antalya’da olmasına karşılık erkeklerin yüzde 2,06’sı, kadınların ise yüzde 1.95’i Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Yaş grupları cinsiyete göre inceendiğinde; 00-09 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 1,67’si, kadınların yüzde 1,68’i, 10-19 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 1,98’i kadınların yüzde 1,87 ‘si, 20-29 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 2,32’si kadınların yüzde 2,18’i, 30-39 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 2,33’ü kadınların 2,13’ü, 40-49 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 2,28’i kadınların yüzde 2,10’u, 50-59 yaş grubundaki erkeklerin yüzde

Page 19: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

2,18’i kadınların yüzde 2,00’si,60-69 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 1,91’i kadınların yüzde 1,82’si, 70 ve daha yukarı yaş grubundaki erkeklerin yüzde 2,05’i kadınların yüzde 2,01’i Antalya’da yaşadığı anlaşılmaktadır.

Bu durum ,Türkiye geneline göre Antalya’da erkeklerin 30-39 yaş grubunda göreli olarak en fazla olduğu,bunu sırasıyla; 20-29, 40-49 ve 50-59 yaş gruplarının izlediği, kadınlarda ise 20-29 yaş grubunun göreli olarak en fazla olduğu ve bunu sırasıyla; 30-39,40-49,70 ve daha yukarı 50-59 yaş gruplarının izlediğini ortaya koymaktadır.

1990 SAYIM YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA NÜFUSUN YAŞ GRUBU VE CİNSİYETE GÖRE DAĞILIMI

Çizelge B-5Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi Sayısı YüzdesiToplam 56.473.035 100,00 1.132.211 100,00 Erkek 28.607.047 50,66 588.656 51,99 Kadın 27.865.988 49,34 543.555 48,01Yaş grubu 00-09 12.852.953 22,76 214.792 18,97 Erkek 6.573.664 23,05 109.865 18,66 Kadın 6.260.289 22,47 104.927 19,30

10-19 13.107.868 23,21 252.260 22,28 Erkek 6.725.961 23,51 132.880 22,57 Kadın 6.381.907 22,90 119.380 21,96

20-29 9.908.631 17,55 223.102 19,70 Erkek 5.016.918 17,54 116.425 19,78 Kadın 4.891.713 17,55 106.677 19,63

30-39 7.576.373 13,42 169.416 14,96 Erkek 3.881.021 13,57 90.522 15,38 Kadın 3.695.353 13,26 78.894 14,51

40-49 4.989.583 8,84 109.307 9,65 Erkek 2.529.897 8,84 57.711 9,80 Kadın 2.459.686 8,83 51.596 9,49

50-59 3.959.489 7,01 82.899 7,32 Erkek 1.973.517 6,90 43.101 7,32 Kadın 1.985.972 7,13 39.798 7,32

60-69 2.608.380 4,62 48.586 4,29 Erkek 1.240.026 4,33 23.704 4,03

Page 20: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Kadın 1.368.354 4,91 24.882 4,58

70+ 1.424.276 2,52 28.884 2,55 Erkek 619.663 2,17 12.698 2,16 Kadın 804.613 2,89 16.186 2,98

Bilinmeyen 44.482 0,08 2.965 0,26 Erkek 26.381 0,09 1.750 0,30 Kadın 18.101 0,06 1.215 0,22Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Toplam nüfusa göre, 00-09 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 22,76 iken Antalya’da yüzde 18,97 ile daha az, 10-19 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 23,21 iken Antalya’da yüzde 22,88 ile daha az, 20-29 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 17,55 iken Antalya’da yüzde 19,70 ile daha fazla, 30-39 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 13,42 iken Antalya’da yüzde 14,96 ile daha fazla, 40-49 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 8,84 iken Antalya’da yüzde 9,65 ile daha fazla, 50-59 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 7,01 iken Antalya’da yüzde 7,32 ile daha fazla, 60-69 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 4,62 iken Antalya’da yüzde 4,29 ile daha az, 70 ve daha yukarı yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 2,52 iken Antalya’da yüzde 2,55 ile daha fazla olduğu görülmektedir. Bu durum, Türkiye geneline göre Antalya’da; 20-29, 30-39, 40-49, 50-59, 70 ve daha yukarı yaş gruplarında olanların göreli olarak daha fazla olduğunu göstermektedir.

Cinsiyete göre yaş gruplarının oranları incelendiğinde; erkekler arasında 00-09 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 23,05 iken Antalya’da yüzde 18,66 ile daha az, 10-19 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 23,51 iken Antalya’da yüzde 22,57 ile daha az, 20-29 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 17,54 iken Antalya’da yüzde 19,78 ile daha fazla, 30-39 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 13,57 iken Antalya’da yüzde 15,38 ile daha fazla, 40-49 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 8,84 iken Antalya’da yüzde 9,80 ile daha fazla, 50-59 yaş grubunda olanların oranı Türkiye

Page 21: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 6,90 iken Antalya’da yüzde 7,32 ile daha fazla, 60-69 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 4,33 iken Antalya’da yüzde 4,03 ile daha az, 70 ve daha yukarı yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 2,17 iken Antalya’da yüzde 2,16 ile daha az olduğu saptanmıştır. Bu durum, erkekler arasında Türkiye geneline göre Antalya’da; 20-29, 30-39, 40-49, 50-59 yaş gruplarında olanların göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

Kadınlar arasında 00-09 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 22,47 iken Antalya’da yüzde 19,30 ile daha az, 10-19 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 22,90 iken Antalya’da yüzde 21,96 ile daha az, 20-29 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 17,55 iken Antalya’da yüzde 19,63 ile daha fazla, 30-39 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 13,26 iken Antalya’da yüzde 14,51 ile daha fazla, 40-49 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 8,83 iken Antalya’da yüzde 9,49 ile daha fazla, 50-59 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 7,13 iken Antalya’da yüzde 7,32 ile daha fazla, 60-69 yaş grubunda olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 4,91 iken Antalya’da yüzde 4,58 ile daha az, 70 ve daha yukarı yaşta olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 2,89 iken Antalya’da yüzde 2,98 ile daha fazla olduğu görülmektedir. Bu durum, kadınlar arasında Türkiye geneline göre Antalya’da; 20-29, 30-39, 40-49, 50-59, 70 ve daha yukarı yaş gruplarında olanların göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

3. Özel İlgi Gereken Gruplar

Temel eğitim çağındaki, özellikle kırsal kesimde yaşayan kız çocuklarının aile bütçesine katkı amaçlı çalıştırılması sebebiyle temel eğitime devam edememesi, temel eğitimden ayrılmak zorunda kalmış çocukların tekrar eğitim sürecine döndürülememesi ve bu çocuklara bir meslek kazandırılamaması, temel eğitim çağındaki çocukların önemli sorunları arasında yer almaktadır.

Page 22: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Özellikle büyük kentlerde hızlı nüfus artışına paralel olarak yardıma ve bakıma muhtaç çocukların sayısı da giderek artmaktadır. 1997 yılı itibariyle Antalya’da Zübeyde Hanım Çocuk Sitesi’nde 331, Erkek Yetiştirme Yurdu’nda 153, bunun yanısıra Umuevi’nde (Eylül 1998 tarihi itibariyle) 136 çocuğa fiziki altyapı ve personel kapasitesinin üzerinde hizmet verilmektedir. Bu arada, evlat edinme ve koruyucu aile hizmeti yeterince artırılamamıştır. Genel olarak evlat edinilen çocukların sayısında azalma olmasına karşın, ağırlıklı olarak 0-1 yaş erkek çocuklar daha fazla tercih edilmektedir.

Genellikle kent merkezlerinde suça itilen çocuk sayısı giderek artmakta, hırsızlık ve yaralama önde gelen suç türleri arasında yer almaktadır. 1997 yılı itibariyle Antalya’da cezaevine giren çocuk sayısı 454 olmuştur. Sokak Çocukları Derneği tarafından yapılan araştırmalar sonucunda 1997 yılı itibariyle Antalya’da 600’e yakın sokak çocuğu ve 120’ye yakın madde bağımlısı çocuk ve genç olduğu belirlenmiştir.

Çalışan çocuklara ilişkin istihdama kabulde asgari yaşla ilgili 138 sayılı ILO sözleşmesinin uygulanması, çalışma koşullarının izlenmesi ve denetimi önem taşımaktadır. Buna karşılık, 1999 Yılı Proğramı’nda belirtildiği gibi, genç nüfusun istihdamında sürekli bir gerileme görülmekte ve bu gerileme daha çok kadınlarda olduğu gözlenmektedir.

Serbest zamanların, boşa harcanması yerine, meslek edindirme, bilgiye ulaşma ve kullanma, kişilik gelişimi için üretken biçimde değerlendirilmesinde kitlelerin özellikle çocukların ve gençlerin eğitilmesi ihtiyacı sürmektedir. Bu bağlamda, Yerel Gündem 21 çalışmaları kapsamında oluşturulan Gençlik Meclisi, gençlik sorunlarının çözümü için kent yönetim sürecine gençlerin aktif katılımını özendiren bir kurumlaşma sağlamaktadır. Serbest zamanları değerlendirme faaliyetlerine özellikle yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin katkıları giderek önem kazanmaktadır.

Page 23: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Öte yandan özellikle sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde bulunan yaşlılara yönelik sosyal hizmetler ve yardımlar alanında faaliyet gösteren kamu, özel kurum ve kuruluşlar arasında gerekli işbirliği sağlanamamıştır. Yaşlıların sosyal ve ekonomik sorunları, emekli maaşlarının iyileştirilmesi bir yana, maaşlarının alınması sırasında yaşanan sıkıntılar bile giderilememiştir. Ayrıca, huzurevlerindeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve kapasitelerinin artırılması giderek önem kazanmaktadır. Antalya’da huzurevi olanaklarından faydalanan yaşlıların sayısında yeterince artış sağlanamamış olup, 1997 yılı itibariyle Antalya Huzurevi’nde 160 kişiye hizmet verilmektedir.Çocuklar, Gençler ve Yaşlılara özgü sorunları kadınlar daha ağır boyutlarda yaşamakta olup, genel olarak kadın erkek fırsat eşitsizliğinin yaşamın her alanında ortadan kaldırılmasına yönelik çabaların artırılması özel önem taşımaktadır. Kadınların kalkınma sürecine tam katılabilmeleri ve eşit statüde bireyler olarak, politika dahil toplumsal yaşamın her alanına aktif olarak katılmaları amaçları doğrultusunda; eğitim, sağlık, istihdam ve çalışma hayatı göstergelerinin iyileştirilmesi için gereken kurumsal ve yasal çalışmalara duyulan ihtiyaç önemini korumaktadır. Toplumsal yaşamın her alanını etkileyen seçilme hakkının, kadın ve erkek seçmen sayısı birbirine yakın olduğu halde, Antalya il merkezinde bile sadece 6 kadın muhtar ve 2 kadın belediye meclisi üyesi ile sınırlı kalması, kadınlara özgü sorunların önemli bir göstergesidir. Bu bağlamda Antalya’da Yerel Gündem 21 çalışmaları kapsamında oluşturulan Kadın Meclisi kadınların ortak sorunları ve çözüm önerilerini tartışmalarına ve kent yönetim sürecine aktif olarak katılmalarına ortam oluşturmaktadır.

Toplumsal yaşama aktif olarak katılmaları için özel ilgi gösterilmesi gereken diğer bir kesim olarak engellilerin; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre nüfusun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturduğu tahmin edilmektedir. Bu bağlamda; evlilik aşamasında hizmet verecek genetik danışma merkezleri, ana-çocuk sağlığı hizmetleri, trafik kazaları başta olmak üzere kazaları önleme eğitimi ve bilgilendirme çalışmaları önemini korumaktadır.

Page 24: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Engellilerin durumunu dikkate alan tasarım anlayışı ile yaşamlarını kolaylaştıran uygulamalar yeterince yaygınlaştırılamamıştır. Engellilere yönelik sağlık, bakım ve rehabilitasyon, özel eğitim, meslek eğitimi, istihdam ve çalışma hayatı, danışmanlık ve destek hizmetlerinin yetersizliği bir yana, engellilerin toplumsal yaşama aktif katılımı yönünde yeterince çaba göstermeyen tabir caizse engelli aile fertlerini eve hapseden anlayışı tam olarak kırılamamıştır. Antalya’da engellilere yönelik hizmet veren kuruluşlar kapsamında (1997 yılı itibariyle); Zihinsel Özürlü Çocukları Yetiştirme Koruma Vakfı Rehabilitasyon Merkezi’nden 40 çocuk, Antalya Yeni Ufuklar Zihinsel Özürlüler Rehabilitasyon ve Özel Eğitim Merkezi’nden 36 çocuk, Antalya Spastik Özürlüler Rehabilitasyon Merkezi’nde de 45 çocuk faydalanmaktadır.

Aile ve Özel İlgi Gerektiren Gruplara İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri İç göçten kaynaklanan hızlı nüfus artışı sonucunda yaşanan hızlı değişim ve gelişim süreci içinde, ailelerin karşılaştıkları sorunların ve ihtiyaçların belirlenmesi, izlenmesi ve bunlara dayalı olarak politika ve tedbirlerin geliştirilmesi giderek önem kazanmaktadır.

Antalya’ya yönelik göç, sadece kırsal kesimden gelenlerle sınırlı kalmamakta, çevre iller başta olmak üzere diğer il merkezleri ve bunun dışında diğer ülkelerden gelenleri de kapsamaktadır. Bu durum, hem kenar semtlerde hem de kent merkezinde yoğun bir baskı (ve rant) oluşturmakta; fiziksel planlama, altyapı, arsa ve konut üretimi, istihdam, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlerin çeşitli kesimleri ve ailelerin farklılıklarını gözeten dengeli bir şekilde dağılımını gerektirmektedir. Örneğin, son zamanlarda, ailelerin iş olanakları ve gelir dağılımındaki farklılıklar azaltılamadığı ve düzenli ve ucuz arsa üretimi sağlanamadığı için bir taraftan konut sorunu yaşanırken, diğer taraftan satış güçlüğü çekilen konut fazlalığı çelişkisi ortaya çıkmıştır. Ailelerin karşılaştıkları sorunların farklılıkları gözetilerek ihtiyaçların dengeli bir şekilde karşılanmasının yanısıra, aile planlaması ve ana-çocuk sağlığı hizmetlerine olan talebin artırılması, hizmetlerden yararlanamayan gruplara

Page 25: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ve bölgelere öncelik verilmesi, hizmette sürekliliğin sağlanması ve kalitenin artırılması gerekmektedir. Ailelere yönelik olarak, koruyucu-önleyici ve eğitici-geliştirici işlevleri olan Toplum Merkezleri öncelikle gecekondu semtleri ve kırsal kesimde yaygınlaştırılmalıdır.

Yardıma ve bakıma muhtaç çocukları, sokak çocukları ve madde bağımlılarını korumaya yönelik fiziki ortam ve personel kapasitesinin artırılması için, ilgili kamu kuruluşları, yerel yönetimler, ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği artırılmalıdır. Bu bağlamda, “Umut Köyü Projesi”ne gereken desteğin sağlanması için, kamu oyundaki duyarlılığı artırıcı etkinlikler düzenlenmelidir. Çalışan çocuklara ilişkin istihdama kabulde asgari yaş uygulaması ve çalışma koşulları, ilgili kamu kuruluşları ve meslek örgütlerinin işbirliği ile etkin bir şekilde denetlenmelidir.

Toplumsal yaşama aktif katılımları için özel ilgi gereken diğer bir kesim olarak özürlüler konusunda; ailelerin çocuklarındaki özürü erken tanımalarına imkan verecek, aileleri özürün nedenleri konusunda aydınlatacak, özürü kabullenmelerine yardımcı olup, özürlü çocukların bakımı ve eğitiminde ailelere yol gösterecek eğitim, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetleri geliştirilmeli ve bu alanlarla ilgili gönüllü girişimler desteklenmelidir. Doğuştan olanların yanısıra, başta trafik kazaları olmak üzere özürlülüğe yol açan her konuda halkın yaygın eğitim ve basın-yayın kuruluşları kanalıyla bilgilendirilmesi önem taşımaktadır. Özürlülerin yaşamını kolaylaştıracak tasarım anlayışı yaygınlaştırılarak yaşamın her alanında uygulanmalı; mesleki eğitim, istihdam , sosyal güvenlik, serbest zamanları değerlendirme ortamları geliştirilmeli, sportif ve kültürel etkinliklere katılmaları desteklenmelidir. Karar mekanizmalarında özürlülerin temsil edilmelerini sağlayan düzenlemeler yapılmalıdır.

C. NÜFUSUN İSTİHDAM DURUMU VE İŞSİZLİK

1.İktisaden Faal Olan Nüfus

Page 26: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1990 Sayım yılına göre Türkiye ve Antalya’da son hafta içinde iktisaden faal olma durumuna göre nüfus dağılımı Çizelge C-1’de gösterilmektedir. Türkiye genelinde 12 ve daha yukarı yaştaki nüfusun yüzde 2,13’ü Antalya’da olmasına karşılık; son hafta içinde iktisaden faal olan nüfusun yüzde 2,34’ü, iktisaden faal olmayan nüfusun ise yüzde 1,77’sinin Antalya’da olduğu saptanmıştır. Bu durum, Antalya’da iktisaden faal olan nüfusun göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DASON HAFTA İÇİNDE İKTİSADEN FAAL OLMA DURUMUNA GÖRE NÜFUS DAĞILIMI

Çizelge C-1Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi

Sayısı Yüzdesi

Toplam 40.783.431

100,00 868.458 100,00

Erkek 20.548.725

50,38 453.733 52,25

Kadın 20.234.706

49,62 414.725 47,75

İktisaden faal olan nüfus 24.726.601

60,63 578.319 66,59

Erkek 16.073.560

78,22 371.546 81,89

Kadın 8.653.041 42,76 206,773 49,86

İktisaden faal olmayan nüfus

16.030.516

39,31 283.177 32,61

Erkek 4.459.698 21,70 78.467 17,29 Kadın 11.570.81

857,18 204.710 49,36

Bilinmeyen 26.314 0,06 6.962 0,80 Erkek 15.467 0,08 3.720 0,82 Kadın 10.847 0,05 3.242 0,78Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : 12 ve daha yukarı yaştaki nüfusu kapsamaktadır.

İktisaden faal olan nüfusun oranı Türkiye genelinde yüzde 60,63 iken Antalya’da yüzde 66,59 olmasına karşılık, iktisaden faal olmayan nüfusun oranı Türkiye genelinde yüzde 39,31 iken Antalya’da yüzde 32,61 olduğu görülmektedir. Cinsiyete göre karşılaştırıldığında, iktisaden faal olan erkek nüfus oranı Türkiye genelinde

Page 27: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yüzde 78,22 iken Antalya’da yüzde 81,89 olmasına karşılık, iktisaden faal olan kadın nüfus oranının Türkiye genelinde yüzde 42,76 iken Antalya’da yüzde 49,86 olduğu görülmektedir. Bu

durum, iktisaden faal nüfus içinde Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya’da da kadınların oranı erkeklerden daha az olmakla birlikte, iktisaden faal olan hem erkek nüfusun hem de kadın nüfusun Antalya’da göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

Çizelge’de dikkat çeken önemli bir husus, iktisaden faal olup olmadığı bilinmeyen nüfusun Türkiye geneline göre yüzde 26,46’sının Antalya’da olmasıdır.

2.İsihdam Edilen Nüfusun Mesleklere Göre Dağılımı ve İşsizlik

1990 Sayım yılına göre Türkiye ve Antalya’da iktisaden faal nüfusun mesleklere göre dağılımı ve işsizlik durumu Çizelge C-2’de gösterilmektedir. İktisaden faal nüfustan oluşan sivil iş gücünün yüzde 2,34’ü Antalya’da olmasına karşılık, sivil istihdamın yüzde 2,38’i, işsiz olanların ise yüzde 1,67’sinin Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Antalya’da göreli olarak istihdamın daha fazla, dolayısıyla işsiz olanların daha az olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, yukarıda vurgulandığı üzere (Çizelge C-1’de görüldüğü gibi) Türkiye genelinde iktisaden faal olup olmadığı bilinmeyen kesimin dörtte birini aşkın kısmı Antalya’da olduğu dikkate alınırsa, Antalya’da işsizlerin göreli payının düşük çıkmasının yeterince açıklayıcı olmadığı söylenebilir. Bu durum dikkate alınmaz ise, Çizelge C-2’ye göre, işsiz olup iş arayanların oranının Türkiye genelinde yüzde 5,44 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 3,88 olmaktadır.

Page 28: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA İKTİSADEN FAAL NÜFUSUN SON HAFTADA TUTTUĞU İŞE GÖRE DAĞILIMI VE İŞSİZLİK DURUMU

Çizelge C-2Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi

Toplam sivil iş gücü 24.726.601

100,00 578.319 100,00

İşsiz olup iş arayanlar 1.344.708 5,44 22.460 3,88

Toplam sivil istihdam 23.381.893

94,56 555.859 96,12

İlmi ve teknik el., serbest meslek vb. diğer meslek sahipleri 1.281.899 5,18 28.939 5,00 Müteşebbisler ve üst kademe yöneticiler

235.641 0,95 4.312 0,75 İdari personel vb. çalışanlar 958.629 3,88 21.913 3,79 Ticaret ve satış personeli 1.310.089 5,30 30.023 5,19 Hizmet işlerinde çalışanlar 1.430.191 5,78 47.675 8,24 Tarımda çalışanlar 12.528.08

050,67 315.732 54,59

Tarım dışı çal.ve ulaştırma mak.kul.

5.631.671 22,78 107.185 18,53 Bilinmeyen 5.693 0,02 80 0,01 Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : 12 ve daha yukarı yaştaki iktisaden faal nüfusu kapsamaktadır.

Toplam sivil işgücünü oluşturan iktisaden faal nüfusun son haftada tuttuğu işe göre en büyük grup olan tarımda çalışanların oranının Türkiye genelinde yüzde 50,67 iken Antalya’da 54,59 ile daha fazla olduğu, bunu sırasıyla izleyen; tarım dışı faaliyetlerde çalışanlar ve ulaştırma makinası kullananların oranının Türkiye genelinde yüzde 22,78 iken Antalya’da yüzde 18,53 ile daha az, hizmet işlerinde çalışanların oranının Türkiye genelinde yüzde 5,78 iken Antalya’da yüzde 8,24 ile daha fazla, ticaret ve satış personeli oranının Türkiye genelinde 5,30 iken Antalya’da yüzde 5,19 ile daha az, ilmi ve teknik elemanlar, serbest meslek ve bunlarla ilgili diğer meslek sahipleri oranının Türkiye genelinde yüzde 5,18 iken

Page 29: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da yüzde 5,00 ile daha az, idari ve benzeri çalışanlar oranının Türkiye genelinde yüzde 3,88 iken Antalya’da yüzde 3,79 ile daha az, son olarak müteşebbisler, direktörler ve üst kademe yöneticilerinin oranının ise Türkiye genelinde yüzde 0,95 iken Antalya’da yüzde 0,75 ile daha az olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Antalya’da tarımda ve hizmet işlerinde çalışanların göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

3.İstihdam Edilen Nüfusun İşteki Durumu

1990 sayım yılına göre Türkiye ve Antalya’da istihdam edilen nüfusun son haftada işteki durumu Çizelge C-3’de gösterilmektedir. Ücretlilerin yüzde 2,33’ünün, işverenlerin yüzde 2,09’unun, kendi hesabına çalışanların yüzde 2,50’sinin, ücretsiz aile işçilerinin ise yüzde 2,36’sının Antalya olduğu görülmektedir. İstihdam edilen nüfusun yüzde 2,38’inin Antalya’da olduğu dikkate alınırsa, Antalya’da sadece kendi hesabına çalışanların göreli olarak daha fazla olduğu söylenebilir.

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAİSTİHDAM EDİLEN NÜFUSUN SON HAFTADA İŞTEKİ DURUMU

Çizelge C-3Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi Sayısı YüzdesiToplam sivil istihdam 23.381.893 100,00 555.859 100,00 Ücretli 8.990.727 38,45 209.651 37,72 İşveren 313.175 1,34 6.551 1.18 Kendi hesabına 5.204.162 22,26 130.000 23,39 Ücretsiz aile işçisi

8.871.277 37,94 209.591 37,71

Bilinmeyen 2.552 0,01 66 0,01Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

İstihdam edilen nüfusun son haftada işteki durumuna göre en büyük grup olan ücretlilerin oranının Türkiye genelinde yüzde 38,45 iken Antaya’da yüzde 37,72 ile daha az olduğu, bunu sırasıyla izleyen, ücretsiz aile işçilerinin oranının Türkiye genelinde yüzde 37,94 iken Antalya’da yüzde 37,71 ile daha az, kendi hesabına çalışanların oranının Türkiye genelinde yüzde 22,26 iken Antalya’da yüzde 23,39 ile daha fazla, son olarak işverenlerin

Page 30: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

oranlarının Türkiye genelinde yüzde 1,34 iken Antalya’da yüzde 1,18 ile daha az olduğu görülmektedir. Bu durum, Antalya’da sadece kendi hesabına çalışanların göreli olarak daha fazla olduğunu göstermektedir.

4.İİBK‘ na Yapılan İş Başvuruları

1996 yılında Türkiye ve Antalya’da İş ve İşçi Bulma Kurumu’na yapılan başvurular ve işe yetiştirilenlerin dağılımı Çizelge C-4’de gösterilmektedir.

İş ve İşçi Bulma Kurumu’na yapılan başvuruların binde 8,7’sinin, açık işlerin binde 9,7’sinin, işverene yapılan bildirimlerin binde 4,8’inin, işe yerleştirmelerin binde 8,1’inin, 1997’ye devreden işgücünün binde 8,8’inin, devreden işgücünden işsizlerin binde 11,1’inin Antalya’da olduğu belirlenmiştir.

1996 YILINDA TÜRKİYE VE ANTALYA’DA İŞ VE İŞÇİ BULMA KURUMU’NAYAPILAN BAŞVURULAR VE İŞE YERLEŞTİRİLENLERİN DAĞLIMI

Çizelge C-4Türkiye AntalyaSayısı Sayısı Binde

siYıl içinde yapılan başvuru 411.170 3.560 8,7Yıl içinde alınan açık iş 267.060 2.586 9,7Yıl içinde işverene yapılan takdim 322.469 1.553 4,8Yıl içinde işe yerleştirme 243.280 1.969 8,11997’ye devreden işgücü 590.767 5.211 8,8Devreden işgücünde işsizler 416.795 4.607 11,1Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Çizelge’de görüldüğü gibi, Antalya’da yıl içinde alınan açık işe göre işe yerleştirmenin daha az olduğu, dolayısıyla 1997 yılına devreden işgücündeki işsizlerin göreli olarak daha fazla olduğu görülmektedir.

İstihdam ve İşsizliğe ilişkin Öncelikli Gündem Önerileri

Toplam istihdam içinde tarımsal istihdam ağırlığını korumaktadır. Ancak, gelişmiş ülkelerde tarımın istihdam içindeki payının yüzde 5 civarında olduğu dikkate alınmalıdır. Ülkemizde verimliliği çok düşük olan tarım

Page 31: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sektöründe geniş bir işgücü barındırılmasına karşın, son zamanlarda sağlanan gelişmeler ve hızlı değişimle tarımda istihdamın giderek azalmasının yarattığı sorunlara gecikmeden önlem alınmalıdır.

İşgücünün büyük bir kesimini ilkokuldan mezun olanlar veya herhangi bir okuldan mezun olmayanlar ile okuma yazma bilmeyenler oluşturmaktadır. İşsizlik riski ile karşılaşabilecek beceri düzeyi düşük bu kişiler ile özel olarak da gençler, kadınlar, özürlüler arasında işsizliği önleyici ve niteliklerini artırmayı hedefleyen çalışmalara özel önem verilmelidir.

İşgücünün niteliğinin artırılması amacıyla örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitime, eğitim ve işgücü piyasası ilişkilerinin geliştirilmesine, eğitim ve istihdam kuruluşlarının yeniden yapılandırılmasına, uygulamalı mesleki teknik eğitimde sosyal tarafların daha fazla katılımlarının sağlanmasına ve sorumluluk almalarına olan ihtiyaç devam etmektedir.

İşgücü Uyum Projesi çerçevesinde İİBK, KOSGEB, TOBB ve TESK’in yanısıra yerel yönetimler tarafından istihdam ve danışmanlık hizmetleri, beceri kazandırma kursları, toplum yararına çalışma kursları, kendi işini kuracaklara danışmanlık ve yerel inisiyatifler etkin ve yaygın hale getirilmelidir.

İstihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması bakımından küçük ve orta boy işletmelerin kapasitelerinden azami ölçüde yararlanılmalıdır. Daha fazla üretim ve istihdam oluşturulması için yerel ekonomik potansiyeller harekete geçirilmelidir. Bu amaçla, KOBİ’lere ve bireysel girişimlere yönelik proje, finansman, organizasyon, üretim ve teknoloji ile tanıtım ve pazarlama alanındaki destekler artırılmalıdır. KOSGEB, Halk Bankası, TOBB ve TESK’in bu alandaki işlevlerinin yaygınlaştırılabilmesi için, yerel yönetimlerle işbirliği sağlanarak danışmanlık ve destek hizmetleri, yerel düzeyde oluşturulacak ortak kuruluşlarla bürokrasiden arındırılmış bir şekilde verilmelidir.

Page 32: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

İstihdam artışının teşvik edilmesi ve kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınabilmesi amacıyla istihdam vergisi niteliğine dönüşen ücretliler üzerindeki fon kesintileri kaldırılmalı ve vergi indirimi sağlanmalıdır. Ücretliler arasındaki gelir dengesizliklerini giderecek düzenlemeler, istihdamı geliştirme ve yeni çalışma biçimlerini dikkate alan; iş, liyakat, verim, kıdem ve kariyer belirleme çalışmaları ile iş analiz ve değerlendirme sistemleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

İİBK çağdaş istihdam hizmetlerini yerine getirecek şekilde yeniden yapılandırılması, işe yerleştirme hizmetlerinde özel istihdam bürolarının faaliyette bulunmasına olanak sağlıyacak düzenleme çalışmalarına hız verilmelidir.

İşgücü arzı ve talebinin belli bir noktada buluşmasında önemli bir yeri olan meslek standartları, sınav ve belgelendirmenin bir sistem haline getirilmesi ve bu sisteme süreklilik kazandıran çalışmalar hızlandırılmalıdır.

Standart dışı çalışma biçimleri ve koşullarına ilişkin mevzuat çalışması sonuçlandırılmalıdır. Öte yandan, Antalya’da özellikle turizm sektörü açısından da önem taşıyan yabancı uyrukluların istihdamı ile ilgili mevzuat günün koşullarına uygun hale getirilmelidir.

Mevsimlik geçici işçiler ve tarım kesiminde çalışanlara yönelik yasal düzenlemeler sonuçlandırılmalıdır.

D. SOSYAL GÜVENLİK VE EMEKLİLERİN DURUMU

1999 Yılı Programı’nda da belirtildiği gibi, SSK ve Bağ-Kur’da pasif sigortalı sayısındaki hızlı artışa karşılık aktif sigortalı sayısının yeterince artırılmaması, bağımlı sayısının fazla olması, emeklilikte yaş sınırının kaldırılmış olması ve yaşlılık riskiyle karşılaşmadan sigortalılara emekli aylığının bağlanması, prim karşılığı olmayan ödemeler yapılması, prime esas kazancın tavanının düşük tutulması ve prim tahsilatının yetersiz olmasından dolayı aktuaryel dengeler kurulamamış, kurumların finansman yapısı olumsuz yönde etkilenmiş ve kamuya getirdiği mali

Page 33: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yük nedeniyle mevcut sosyal güvenlik sistemi sürdürülemez duruma gelmiştir.

Sosyal güvenlik kurumları arasında, sigorta programları, üyelerin aylığa hak kazanma şartları, emekli aylıklarının alt ve üst sınırları, prim oranları, sağlanan haklar ve yükümlülükler açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır.

1997 yılına göre Türkiye ve Antalya’da sosyal güvenlik kapsamındaki aktif sigortalılar ve aylık alanların dağılımı Çizelge D-1’de gösterilmektedir. Türkiye genelinde sosyal güvenlik kapsamındaki aktif sigortalılar ve aylık alanların yüzde 2,69’u, aktif sigortalıların yüzde 2,98’i, aylık alanların ise yüzde 2,02’sinin Antalya’da olduğu görülmektedir. Öte yandan, aktif sigortalı/pasif sigortalı oranı Türkiye’de 2,29 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 3,39 olmaktadır.

1997 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA SOSYAL GÜVENLİK KAPSAMINDAKİAKTİF SİGORTALILAR VE AYLIK ALANLARIN DAĞILIMI

Çizelge D-1Türkiye AntalyaSayısı Sayısı Yüzde

siGenel toplam 16.054.000 431.717 2,69 Aktif sigortalılar toplamı

11.176.000 333.270 2,98

Aylık alanlar toplamı 4.878.000 98.447 2,02 Aktif sig./Pasif sig. Oranı

2,29 3,39

Emekli Sandığı toplamı 3.109.000 84.238 2,71 Aktif sigortalılar 1.995.000 42.699 2,14 Aylık alanlar 1.114.000 41.539 3,73 Aktif sig./Pasif sig. Oranı

1,79 1,03

SSK toplamı 9.109.000 186.517 2,05 Aktif sigortalılar 6.377.000 148.346 2,33 Aylık alanlar 2.732.000 38.171 1,40 Aktif sig./Pasif sig. 2,33 3,89

Page 34: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Oranı

Bağ-Kur toplamı 3.836.000 160.962 4,20 Aktif sigortalılar 2.804.000 142.225 5,07 Aylık alanlar 1.032.000 18.737 1,82 Aktif sig./Pasif sig. Oranı

2,72 7,59

Kaynak : Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur, DPT ve Antalya İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre düzenlenmiştir.

Türkiye’de genel olarak sosyal güvenlik kapsamında olanların yüzde 2,69’u Antalya’da olmasına karşılık; Emekli Sandığı kapsamında olanların yüzde 2,71’i, SSK kapsamında olanların yüzde 2,05’i, Bağ-Kur kapsamında olanların yüzde 4,20’sinin Antalya’da olduğu görülmektedir. Bu durum, Antalya’da Emekli Sandığı ve ağırlıklı olarak Bağ- Kur kapsamında olanların göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye genelindeki aktif sigortaların yüzde 2,98’i Antalya’da olmasına karşılık; Emekli Sandığı kapsamındaki aktif sigortalıların yüzde 2,14’ü, SSK kapsamındaki aktif sigortalıların yüzde 2,33’ü, Bağ-Kur kapsamındaki aktif sigortalıların yüzde 5,07’sinin Antalya’da olduğu görülmektedir. Bu durum, Antalya’da Bağ-Kur kapsamındaki aktif sigortalıların göreli olarak daha fazla olduğunu göstermektedir.

Türkiye genelinde sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların yüzde 2,02’si Antalya’da olmasına karşılık; Emekli Sandığı’ndan aylık alanların yüzde 3,73’ü, SSK’dan aylık alanların yüzde 1,40’ı, Bağ-Kur’dan aylık alanların 1,82’sinin Antalya’da olduğu görülmektedir. Bu durum, Antalya’da Emekli Sandığı’ndan aylık alanların, yani devlet memuru emeklilerinin göreli olarak daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya’da da sosyal güvenlik kapsamında olanlar içinde en büyük kesimi SSK kapsamında olanlar oluşturmakta ve bunu sırasıyla; Bağ-Kur ve son olarak Emekli Sandığı kapsamında olanlar izlemektedir. Ancak; SSK kapsamında olanların oranının Türkiye genelinde yüzde 56,74 iken Antalya’da 43,20 ile daha az, Bağ-kur kapsamında olanların oranının Türkiye

Page 35: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 23,89 iken Antalya’da yüzde 37,28 ile daha fazla, Emekli Sandığı kapsamında olanların oranının ise Türkiye genelinde yüzde 19,37 iken Antalya’da yüzde 19,51 ile daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Türkiye genelinde olduğu gibi, Antalya’da da sosyal güvenlik kapsamındaki aktif sigortalılar içinde en büyük kesimi SSK kapsamındaki aktif sigortalılar oluşturmakta, bunu sırasıyla; Bağ-Kur ve son olarak Emekli Sandığı kapsamındaki aktif sigortalılar izlemektedir. Ancak, SSK kapsamındaki aktif sigortalıların oranının Türkiye genelinde yüzde 57,06 iken Antalya’da yüzde 44,51 ile daha az, Bağ-Kur kapsamındaki aktif sigortalıların oranının Türkiye genelinde yüzde 25,09 iken Antalya’da yüzde 42,68 ile daha fazla, Emekli Sandığı kapsamındaki aktif sigortalıların oranının Türkiye genelinde yüzde 17,85 iken Antaya’da yüzde 12,81 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanlar içinde, Türkiye genelinde en büyük kesimi SSK’dan aylık alanların oluşturması ve bunu sırasıyla Emekli Sandığı ve son olarak Bağ-Kur’dan aylık alanların takip etmesine karşılık, Antalya’da en büyük kesimi Emekli Sandığı’ndan aylık alanlar oluşturmakta ve bunu sırasıyla SSK ve Bağ-Kur’dan aylık alanlar takip etmektedir. Emekli Sandığı’ndan aylık alanların oranının Türkiye genelinde yüzde 22,84 iken Antalya’da yüzde 42,19 ile daha fazla, SSK’dan aylık alanların oranının Türkiye genelinde yüzde 56,01 iken Antalya’da yüzde 38,77 ile daha az, Bağ-Kur’dan aylık alanların ise Türkiye genelinde yüzde 21,16 iken Antalya’da yüzde 19,03 ile daha az olduğu belirlenmiştir.

Sosyal güvenlik kurumlarındaki aktif sigortalı/pasif sigortalı oranı Türkiye genelinde 2,29 iken Antalya’da 3,39 ile daha fazla olmasına karşılık; Emekli Sandığı aktif sigortalı/pasif sigortalı oranının Türkiye genelinde 1,79 iken Antalya’da 1,03 ile daha az, SSK aktif sigortalı/pasif sigorta oranı Türkiye genelinde 2,33 iken Antalya’da 3,89 ile daha fazla, Bağ-Kur aktif sigortalı oranı ise Türkiye genelinde 2,72 iken Antalya’da 7,59 ile daha fazla olduğu görülmektedir.

Page 36: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Öte yandan, özel sigortacılık alanında, Hayat Sigortaları Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesiyle, tahsil edilen primlerin günlük olarak yatırıma yönlendirilmesi, gerçek yaş uygulaması, kar payı ile TEFE arasında ilişki kurulması, poliçe iptal oranlarının sınırlandırılması ve denetimi gibi konularda yenilikler getirilmiş ve bu durum hayat sigortası branşındaki gelişmeleri olumlu yönde etkilemiştir. Ancak, özel hayat sigortacılığında elemanların yeterli mesleki bilgiye sahip olmaması, acentelerin müşteriyi yeterince bilgilendirmemesi, kamu oyununun iyi aydınlatılmaması, tazminatların zamanında ödenmemesi ve güven artırıcı etkili denetimin yapılmaması bu alanındaki gelişmeyi olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir.

Sosyal Güvenlik ve Emeklilere İlişkinÖncelikli Gündem Önerileri

Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için, kurumların kendi kaynaklarıyla yükümlüklerini yerine getirmelerine olanak verecek aktif/pasif sigortalı oranlarının yükseltilmesi, kurumlar ve sigorta kolları itibariyle norm ve standart birliği sağlanması ve kurumların mali ve idari özerkliğe kavuşturulması yönündeki yasal düzenlemeler sürüncemede bırakılmamalıdır. Ayrıca; işsizlik sigortası, tasarruf teşvik, ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin öngörülen düzenleme çalışmalarına hız verilmelidir. Özel sigortacılık sisteminin geliştirilmesi için, bilgilendirme ve güven artırıcı denetime gereken önem verilmelidir.

Emeklilerin, kenara çekilme ve yalnızlık yerine, çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümlenmesine yönelik olarak, uzun yıllar süren meslek yaşamlarının kazandırdığı zengin birikimleri değerlendirmelerini özendiren ortamlar oluşturulmalıdır. Bu bağlamda, Antalya Yerel Gündem 21 çalışmaları kapsamında oluşturulan Emekliler Meclisi’ne yaygın katılım sağlanarak, emeklilerin toplumsal yaşama

Page 37: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ve kent yönetimine aktif katılımlarının sağlanması, örnek bir girişim olarak desteklenmelidir.

E. SAĞLIK

1. Sağlık Kurumları ve Tedavi Edilenlerin Durumu

Birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetleri arasında organik bağ kurulamadığından hasta sevk zinciri etkili çalışmamaktadır. Bu durum, il merkezindeki hastanelerin yükünün artmasına sebep olmaktadır. Sağlık ocaklarının dar bölgede çok yönlü hizmet vermesi anlayışıyla yeniden yapılandırılmasına, kentsel yerleşim birimlerinde entegre hizmet sunmak amacıyla temel sağlık hizmet modelinin gerçekleştirilmesine yönelik genel ihtiyaç devam etmektedir. Ayrıca, üniversite hastanelerinde genel sağlık hizmeti verilmesi yerine, araştırma, eğitim ve referans niteliğinde hizmetlerin verilmesi için öngörülen düzenlemeler henüz yapılamadığından, diğer üniversite hastanelerinde olduğu gibi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi de bu işlevi yeterince kazanamamıştır.

Hizmetlerin daha verimli ve etkili verilmesi amacıyla hastanelerin modern ve profesyonel yönetim anlayışıyla yönetilmelerine, hizmetlerde kalitenin arttırılmasına, döner sermaye işletme mevzuatının günün şartlarına göre yeniden düzenlenmesine olan ihtiyaç önemini korumaktadır.

Koruyucu sağlık hizmetleri alanında sağlanan olumlu gelişmelere rağmen, bu hizmetlerin temel sağlık hizmet birimlerine entegre edilerek yaygın, sürekli ve etkili verilebilmesi amacıyla gerekli düzenlemenin yapılmasına olan genel ihtiyaç önemini korumaktadır.

1996 yılına ait DİE verilerine göre, Türkiye’de askeri hastaneler hariç tüm kamu, özel ve SSK’ya bağlı hastanelerin yüzde 2,22’si, yatakların ise yüzde 1,47’sinin

Page 38: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da olduğu hesaplanmıştır. Oysa, 1997 nüfus sayımına göre Antalya’nın Türkiye nüfusu içindeki payının yüzde 2,35’e ulaştığı, ayrıca turistlerden oluşan yerleşik olmayan nüfus dikkate alınırsa, Antalya’daki hastane ve özellikle yatak kapasitesinin oldukça yetersiz olduğu söylenebilir. Çizelge E-1’de 1996 yılına göre Türkiye’de ve Antalya’da sağlık kurumları ve yatak sayıları ile tedavi edilenlere ilişkin veriler yer almaktadır.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DASAĞLIK KURUMLARI VE YATAK SAYILARI İLE TEDAVİ EDİLENLER

Çizelge E-1Türkiye Antalya

Sayısı

Yüzdesi

Sayısı

Yüzdesi

Hastane Sayısı 1.034 100,00 23 100,00 Kamu 735 71,08 16 69,57 Özel 184 17,79 6 26,09 SSK 115 11,12 1 4,35

Yatak Sayısı 139.919

100,00 2.059 100,00

Kamu 104.518

74,70 1.509 73,29

Özel 10.042 7,18 270 13,11 SSK 25.359 18,12 280 13,60

Sağlık Ocağı 151 2Eczane 16.677 487Tedavi Edilenler 1.119.2

4750.64

2Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : Kamu hastane ve yatak sayısına sağlık merkezleri de dahil edilmiştir. Askeri hastaneleri kapsamaz. Eczane sayısı ecza depolarını, hastane ve müessese eczanelerini kapsamaz.

Hastanelerin kurumlara göre dağılımına bakıldığında, kamu kurumlarına ait olanlar Türkiye’de yüzde 71,08 iken, Antalya’da yüzde 69,57 ile daha az, özel kurumlara ait olanlar Türkiye’de yüzde 17,79 iken Antalya’da yüzde 26,09 ile daha fazla, SSK’ya ait olanlar ise Türkiye’de yüzde 11,12 iken Antalya’da 4,35 ile en az paya sahip olduğu görülmektedir. Bu durum, Antalya’da özel kurumlara ait sağlık kurumlarının göreli olarak daha fazla geliştiğini ortaya koymaktadır. Sağlık kurumlarının yatak kapasiteleri oranlarına bakıldığında, kamu kurumlarına ait olanlar Türkiye’de yüzde 74,70 iken, Antalya’da yüzde 69,57 ile daha az, özel kurumlara ait olanlar Türkiye’de

Page 39: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yüzde 7,18 iken, Antalya’da yüzde 13,11 ile daha fazla, SSK’ya ait olanlar ise Türkiye’de 18,12 iken, Antalya’da yüzde 13,60 ile daha az paya sahip olduğu görülmektedir.

Öte yandan bir sağlık kurumuna düşen ortalama yatak sayıları hesaplandığında; genel olarak Türkiye’de 135 yatak iken Antalya’da 90 yatak ile daha az, kamu kurumlarına ait olanlar Türkiye’de 142 yatak iken Antalya’da 94 yatak ile daha az, özel kurumlara ait olanlar Türkiye’de 55 yatak iken, Antalya’da 45 yatak ile daha az, SSK’ya ait olanlar Türkiye’de 221 iken, Antalya’da 280 yatak ile daha fazla olduğu görülmektedir. Antalya’da SSK’ya ait yatak kapasitesi Türkiye’ye göre daha az olduğu halde, bir sağlık kurumuna düşen ortalama yatak sayısının daha fazla olması, Antalya’da SSK’ya ait sadece büyük bir hastane haricinde yataklı başka sağlık tesisinin bulunmamasıdır.

Özel kurumlara ait hastane ve yatak kapasitesi oranın, Türkiye’ye göre Antalya’da daha yüksek olmakla birlikte, özel sağlık kurumuna düşen ortalama yatak sayısının Antalya’da Türkiye ortalamasının altında olduğu görülmektedir. Özel kurumlar daha çok poliklinik, laboratuar ve tanı merkezi ağırlıklı hizmet vermektedir.

Hastane başına tedavi edilenlerin sayısı hesaplandığında, Türkiye genelinde bir hastanede yılda ortalama 1082 kişi tedavi edilmesine karşılık, Antalya’da bunun yaklaşık iki katı (2202 kişi) olduğu görülmektedir. Öte yandan, bir yılda tedavi edilenlerin yatak başına ortalama sayısı ise; Türkiye’de 8 kişi olmasına karşılık, Antalya’da bunun üç katı (24 kişi) olduğu görülmektedir. Bu durum, Antalya’da nüfus payına göre hastane ve özellikle yatak kapasitesi daha az olmasına rağmen, hastane ve yatak başına Türkiye ortalamasının çok üstünde tedavi hizmeti verildiğini göstermektedir.

2. Sağlık Personelinin Sayısal Durumu

1996 yılına göre Türkiye ve Antalya’da sağlık personelinin sayısal durumu Çizelge E-2’de gösterilmektedir. Türkiye’deki sağlık personeli toplamı içinde Antalya’nın

Page 40: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sahip olduğu yüzde 2,36’lık pay, Antalya’nın nüfus payına (yüzde 2,35) göre yeterli görünmektedir. Ancak bir yılda tedavi edilenlerin sağlık personeli başına ortalama sayısının, Türkiye’de yaklaşık 5 kişi olmasına karşılık, Antalya’da bunun iki katı (yaklaşık 10 kişi) olmaktadır. İç göçten kaynaklanan hızlı nüfus artışının yanı sıra, turistlerin de Antalya’da sağlık personelinin iş yükünü daha fazla artırdığı dikkate alınırsa, Antalya’da sağlık personeli sayısının Türkiye ortalamasına göre yetersiz olduğu söylenebilir.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA SAĞLIK PERSONELİNİN SAYISAL DURUMU

Çizelge E-2 Türki

ye Antal

yaSağlık Personeli 219.202 5.182 Müteassıs hekim 29.846 699 Pratisyen hekim 39.503 853 Diş hekimi 11.717 466 Hemşire 64.243 1.412 Sağlık memuru 34.342 657 Ebe 39.551 1.095

Sağlık personeli başına kişi sayısı Müteassıs hekim 2.141 2.127 Pratisyen hekim 1.618 1.743 Diş hekimi 5.463 3.191 Hemşire 995 1.053 Sağlık memuru 1.861 2.263 Ebe 1.616 1.358

Eczacı Sayısı 19.090 523Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : Sağlık personel sayısı devlet hesabına ve serbest çalışan tüm sağlık personelini kapsar. Milli Savunma Bakanlığı’ndaki görevli sağlık personeli yalnız toplamda kapsanmıştır. Eczacı sayısı Milli Savunma Bakanlığı’nda görevli eczacıları da kapsar ve 1995 yılına ait verilerdir.

Bir sağlık personeli başına düşen kişi sayısı karşılaştırıldığında, Türkiye geneline göre Antalya’da; müteassıs hekime birbirine yakın, pratisyen hekime daha fazla, diş hekimine daha az, hemşireye daha fazla, sağlık memuruna daha fazla, ebeye daha az, eczacıya daha az kişi düştüğü görülmektedir. Bu duruma göre; Antalya’da

Page 41: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

pratisyen hekim, hemşire ve sağlık memuru ihtiyacının daha fazla olduğu söylenebilir.

Sağlığa İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri Hastanelere olan aşırı talebin birinci basamak sağlık hizmetleri kademesinde önlenebilmesi amacıyla sağlık sevk zinciri sağlık ocağı basamağından itibaren organize edilmelidir.

Birinci basamak sağlık hizmetleri ile koruyucu sağlık hizmetleri sunumunda etkinliği, yaygınlığı ve sürekliliği sağlayacak bir model geliştirilmeli ve bu çerçevede ihtiyaç duyulan kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır.

İkinci ve üçüncü basamak tedavi hizmeti sunumunda kaliteyi, verimliliği, idari etkinliği ve tedavi edilenlerin tatminini sağlamak için, hastanelerin idari ve mali özerkliği olan sağlık işletmelerine dönüştürülmesine ilişkin hukuki düzenleme çalışmaları tamamlanmalıdır. Ayrıca, üniversite hastanelerinin genel hastanecilik anlayışıyla hizmet vermelerini önlemek ve asli görevleri olan araştırma, eğitim ve referans hizmetlerine ağırlık vermelerini sağlamak amacıyla gerekli hukuki ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.

Kişisel sağlık sigortası uygulaması başlatılmalıdır. Sağlık hizmetleri açısından sosyal güvencesi olmayan kesimin sigortalanmasını, uzun vadede sağlık sigortası uyugulamalarında norm ve standart birliğinin sağlanmasını ve pirim ödeme gücü olmayanlar için kamusal sübvansiyonu öngören yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Özel sektöre ait sağlık yatırımlarının teşviki çerçevesinde, başta Antalya olmak üzere turizm yörelerinde sağlık turizmi projelerine öncelik verilmelidir. Ayrıca, özel hastanelerle ilgili yasal ve idari boşluklar giderilmelidir. Ancak, devletin halkın sağlığının korunmasına ilişkin sorumluluğu özelleştirilmemelidir. Bu bağlamda, genel bütçeden sağlığa aktarılan pay arttırılmalıdır. Yoğun iç

Page 42: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

göçten kaynaklanan hızlı nüfus artışı ve turistlerin Antalya’da özellikle turistik tesislerin yoğun olduğu il merkezi ve kıyı şeridindeki ilçe merkezlerinde artan sağlık sorunları karşısında, sağlık kurumlarının yetersizliği ve personel iş yükü dikkate alınarak, Antalya’ya genel bütçeden ayırılan pay arttırılmalıdır. Temel sağlık politikasının belirlenmesi ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi sürecine, özellikle yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri kanalıyla halkın demokratik aktif katılımını sağlayan düzenlemeler yapılmalıdır.

Halk sağlığı ve çevrenin korunması amacıyla, Antalya kanalizasyon projesinde tam arıtma uygulanmalıdır. Bulaşıcı hastalıklara ortam hazırlayan sivrisinek ve haşerata karşı mücadele, çevre ve insan sağlığına zararlı atıkların ve özel olarak tıbbi atıkların toplanması, depolanması ve imha sistemleri geliştirilmelidir.

Sağlık eğitiminin yanısıra, trafik kazalarını önleme ve ilk yardım, uyuşturucu ve AIDS gibi konularda halka yönelik eğitimin geliştirilmesi için yerel yönetimler ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de desteği sağlanmalıdır. Antalya’da talesemi hastalığının göreli olarak daha fazla olması dikkate alınarak, Devlet Hastanesi’ndeki talesemi merkezi başta olmak üzere talesemi teşhis ve tedavi olanakları arttırılmalıdır.

Uzmanlaşmış travma ve onkoloji hastaneleri yapılmalıdır. Özellikle yaz aylarında turizm nedeniyle artan kazalar da dikkate alınarak, acil müdahale sistemleri geliştirilmeli ve ambülans donanımlı helikopter olanağı sağlanmalıdır.

Sağlıkla ilgili tutarlı ve güncel istatistiksel veri tabanı oluşturulması için bilgisayarlı kayıt sistemi geliştirilmelidir.

Antalya’nın kuzeyi ve doğusunda sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle ikinci kademe için Kepez ve Kızıltoprak mevkiinde Devlet Hastanesi olarak sağlık kompleksleri kurulması, özellikle Kepez’den taşınan Tıp Fakültesi Hastanesi yerine (bölgedeki tüberküloz hastalarına yönelik yataklı tedavi birimi ihtiyacı ve trafik

Page 43: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

kazalarındaki artış dikkate alınarak) göğüs hastalıkları ve trafik ünitelerini kapsayan devlet hastanesi açılmalırdır.

F. EĞİTİM

1. Nüfusun Eğitim Durumu

1990 Sayım yılına göre Türkiye ve Antalya’da nüfusun eğitim durumu ve cinsiyete göre oranları Çizelge F-1’de verilmektedir. 6 ve daha yukarı yaştaki nüfus esas alındığında, okuma yazma bilmeyenlerin oranı, Türkiye genelinde yüzde 19,50 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 14,93 seviyesine kadar düştüğü saptanmıştır. Öte yandan, okuma yazma bilenler içinde bir öğrenim kurumundan mezun olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 80,19 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 83,65 olması; nüfusun okullaşma durumunun, Türkiye geneline göre Antalya’da daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DANÜFUSUN EĞİTİM DURUMU

Çizelge F-1Türkiye Yüzdeleri Antalya Yüzdeleri

Toplam

Erkek Kadın Toplam

Erkek Kadın

Okuma yazma bilmeyen 19,50 11,18 28,01 14,93 8,32 22,12Okuma yazma bilen 80,46 88,78 71,95 84,23 90,86 77,02 Bir öğrenim kurumundan mezun olan

80,19 81,61 78,40 83,65 85,16 81,71

İlkokul mezunu 71,50 67,71 76,48 72,54 69,39 76,75 Ortakokul mezunu 11,66 13,22 9,61 9,79 10,98 8,19 Ortaokul dengi meslek okulu mezunu

0,06 0,06 0,04 0,05 0,05 0,06

Lise mezunu 8,85 9,39 8,13 8,85 9,30 8,25 Lise dengi meslek okulu mezunu 3,19 3,77 2,44 3,03 3,23 2,77 Yüksekokul ve fakülte mezunu

4,72 5,82 3,28 5,43 6,73 3,68

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : Eğitim durumu bilinmeyenler, hesaplamalara dahil edilmiş, ancak

Çizelge’de gösterilmemiştir.

Page 44: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Bir öğrenim kurumundan mezun olanlar arasında okullaşma oranları karşılaştırıldığında, Türkiye geneline göre Antalya’da ilkokul ile yüksekokul ve fakülte mezunlarının daha fazla, ortaokul ve dengi meslek okulu ile lise dengi meslek okulu mezunlarının daha az, lise mezunlarının ise aynı paya sahip oldukları görülmektedir.

Nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre karşılaştırıldığında, hem Türkiye genelinde, hem de Antalya’da erkeklere göre kadınlar arasında; okuma yazma bilmeyenlerin ve ilkokul mezunlarının daha fazla, diğer öğrenim kurumlarından mezun olanların ise daha az paya sahip olduğu görülmektedir. İstisna olarak, ortaokul dengi meslek okulu mezunu erkeklere göre kadınların oranı Türkiye genelinde daha az iken Antalya’da daha fazla olduğu saptanmıştır. Türkiye genelindeki kadınlara göre Antalya’daki kadınların eğitim durumu karşılaştırıldığında, okuma yazma bilmeyenler ile ortaokul mezunlarının daha az, diğer öğrenim kurumlarından mezun olanların ise daha fazla paya sahip olduğu görülmektedir.

2. Okul Çağındaki Nüfusun Okullaşma Durumu

1995-1996 döneminde Türkiye ve Antalya’da okul çağındaki nüfusun okullaşma durumu ve cinsiyete göre dağılımı Çizelge F-2’de verilmektedir. İlkokul çağındaki nüfus içinde okula gidenlerin oranı, Türkiye genelinde yüzde 89,03 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 98,74 düzeyine ulaştığı saptanmıştır. Diğer öğrenim kurumlarındaki okullaşma oranı ise; ortaokulda Türkiye genelinde yüzde 53,14 iken Antalya’da yüzde 59,66 ile daha fazla, liselerde Türkiye genelinde yüzde 38,72 iken Antalya’da yüzde 38,94 ile birbirine yakın olduğu, yüksek öğrenim kurumlarında ise Türkiye genelinde yüzde 22, 87’ye ulaştığı halde Antalya’da yüzde 6,27 düzeyinde kaldığı belirlenmiştir.

1995-1996 DÖNEMİNDE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA OKUL ÇAĞINDAKİ NÜFUSUN OKULLAŞMA DURUMU

Çizelge F-2Türkiye Yüzdeleri Antalya Yüzdeleri

Toplam

Erkek

Kız Toplam

Erkek

Kız

Page 45: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

İlkokul 89,03 91,06 86,89 98,74 98,93 98,54Ortaokul 53,14 61,53 44,33 59,66 64,86 54,08Lise 38,72 44,01 33,19 38,94 41,04 36,59Yüksek Öğrenim

22,87 27,22 18,33 6,27 7,59 4,75

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Okul çağındaki nüfusun okullaşma durumu cinsiyete göre karşılaştırıldığında, Türkiye genelinde olduğu gibi, Antalya’da da tüm öğrenim kurumlarında erkeklere göre kızların okullaşma oranlarının daha düşük olduğu görülmektedir. Türkiye genelindeki okul çağındaki kızlara göre Antalya’daki kızların okullaşma durumu karşılaştırıldığında ilkokul, ortaokul ve lisede daha fazla, yüksek öğretimde ise daha az paya sahip oldukları saptanmıştır.

3. Eğitim Kurumları, Öğretim Kadro ve Öğrenci Sayısal Durumu

Çizelge F-3’de 1995-1996 döneminde Türkiye ve Antalya’daki eğitim kurumları, öğretim kadrosu ve öğrencilerin sayısal durumu gösterilmektedir. Antalya’daki ilkokul, ortaokul ve lise sayılarının Türkiye içindeki payları incelendiğinde; ilkokulların yüzde 2,09 ile en fazla, ortaokulların yüzde 1,97 ile daha az, liselerin ise yüzde 1,78 ile en az paya sahip olduğu saptanmıştır.

Antalya’daki ilkokul, ortaokul ve liselerde kadrolu öğretmen sayılarının Türkiye içindeki payları incelendiğinde, ortaokul öğretmenlerinin yüzde 3,32 ile en fazla, ilkokul öğretmenlerinin yüzde 2,47 ile daha az, lise öğretmenlerinin ise yüzde 2,21 ile en az paya sahip oldukları saptanmıştır.

1995-1996 DÖNEMİNDE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAKİ EĞİTİM KURUMLARI, ÖĞRETİM KADROSU VE ÖĞRENCİLERİN SAYISAL DURUMU

Çizelge F-3

Türkiye AntalyaAntalya’nın

Türkiye İçindeki Yüzdesi

İlkokul 49.240 1.028 2,09 Öğretmen 231.900 5.726 2,47 Öğrenci 6.403.300 122.685 1,92

Page 46: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Ortatokul 12.417 244 1,97 Öğretmen 68.441 2.270 3,32 Öğrenci 2.645.440 51.418 1,94

Lise 5.010 89 1,78 Öğretmen 140.091 3.101 2,21 Öğrenci 2.162.865 41.298 1,91

Yüksek Öğretim Öğretim Elemanı

50.259 766 1,52

Profesör 6.719 71 1,06 Doçent 3.674 79 2,15 Y. Doçent 6.355 77 1,21 Diğer 33.511 539 1,61 Öğrenci 1.160.688 7.366 0,63Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : Yüksek öğretim kısmı, kendi biriminde görevli olan öğretim elemanları ile ön lisans ve lisans öğrenci sayılarını kapsamaktadır.

Antalya’daki ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan öğrenci sayılarının Türkiye içindeki payları incelendiğinde; ortaokul öğrencilerinin yüzde 1,94 ile en fazla, ilkokul öğrencilerinin yüzde 1,92 ile daha az, lise öğrencilerinin ise yüzde 1,91 ile en az paya sahip olduğu saptanmıştır.

Öte yandan, bir öğretmene düşen öğrenci sayıları hesaplanırsa; bir ilkokul öğretmenine düşen öğrenci sayısı Türkiye genelinde 27,61 iken Antalya’da 21,43 olduğu, bir ortaokul öğretmenine düşen öğrenci sayısı Türkiye genelinde 38,65 iken Antalya’da 22,65 olduğu, bir lise öğretmenine düşen öğrenci sayısının ise Türkiye genelinde 15,44 iken Antalya’da 13,32 olduğu saptanmıştır. Bu durum, Antalya’daki ilkokul, ortaokul ve liselerdeki öğrencilerin ortalama olarak Türkiye geneline göre daha fazla eğitim olanağına sahip olduklarını göstermektedir.

Öte yandan, ilkokul, ortaokul, lise ve yüksek öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin toplamı içinde öğrenci payları hesaplandığında; ilkokul öğrencilerinin payı Türkiye genelinde yüzde 51,76 iken Antalya’da yüzde 55,07 ile daha fazla, ortaokul öğrencilerinin oranı Türkiye

Page 47: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 21,38 iken Antalya’da 23,08 ile daha fazla, lise öğrencilerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 17,48 iken Antalya’da yüzde 18,54 ile daha fazla olmasına karşılık, yüksek öğretim kurumlarında okuyan önlisans ve lisans öğrencilerinin oranı ise Türkiye genelinde yüzde 9.38 iken Antalya’da (Akdeniz Üniversitesi kapsamında) yüzde 3,31 ile daha az olduğu görülmektedir.

1995-1996 döneminde Türkiye’deki ön lisans ve lisans öğrencilerinin toplamı içinde Antalya’da Akdeniz Üniversitesi öğrencileri yüzde 0,63 ile çok düşük bir orana sahip olmasına karşılık, Türkiye’deki üniversitelerde kendi biriminde görevli öğretim elemanları toplamı içinde Akdeniz Üniversitesi’nde olanların oranı yüzde 1,52 olduğu görülmektedir. Türkiye’de profesörlerin yüzde 1,06’sı, doçentlerin yüzde 2,15’i, yardımcı doçentlerin yüzde 1,21’i, diğer öğretim elemanlarının 1,61’i Akdeniz Üniversitesi’nde görevli olmasına karşılık, önlisans ve lisans öğrencilerinin yüzde 0,63’nün Akdeniz Üniversitesi’nde okuduğu dikkate alınırsa , Antalya’daki üniversite öğrencilerinin Türkiye geneline göre daha fazla eğitim olanağına sahip olduğu söylenebilir.

Eğitime İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri 1996 Yılı Programı’nda da belirtildiği gibi, eğitim sistemi öğrencileri ilgi, istidat ve yetenekleri ölçüsünde mesleğe, hayata ve bir üst kuruma yönlendiren, yatay ve dikey geçişleri esas alan esnek bir yapıya kavuşturmalıdır. Eğitim programları, öğretim yöntem ve teknikleri, eğitim araç ve gereçleri dünyadaki teknolojik gelişmeler dikkate alınarak, kalkınma amaçları ve geleceğin bilgi toplumu oluşumuna katkı sağlayacak biçimde düzenlenmelidir. Eğitim ve öğretim programlarında, yeniliklere açık, kolay anlaşılan, pratik, ezbere dayanmayan, öğrenciyi araştırma ve buluşlara sevk eden bir yapılanma sağlanmalıdır. Sekiz yıla çıkarılan zorunlu temel eğitim için gerekli altyapı çalışmalarının yanısıra, ilköğretimden başlamak üzere eğitimin her kademesinde bilgisayarlı eğitime geçilmesi, her okula internet erişiminin sağlanması ve müfredat programlarının yazılım programı olarak üretilmesi

Page 48: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

amacıyla başlatılan Eğitim Teknolojisini Yükseltme Projesi’nin kısa sürede yaşama geçirilmesi için, halkın ve özel sektörün gönüllü katılımı ile desteği seferber edilmelidir.

Zorunlu eğitim çağındaki özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara yönelik eğitim olanakları artırılmalıdır.

İstihdama yönelik meslek kazandırıcı ve mesleki gelişmeyi sağlayıcı çıraklık ve mesleki teknik eğitime öncelik ve ağırlık vererek, yüksek öğretime geçişteki yığılmalar önlenmelidir. Okul-işyeri işbirliğinin en yüksek seviyede gerçekleşmesi amacıyla, okul yönetimlerinin ve özel kesimin bu eğitimin her aşamasında söz sahibi olabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Yaygın eğitim kapsamında halk eğitim merkezlerinin kentlerin yoksul mahalleleri ve kırsal kesim insanları ile özellikle kadınların meslek edinmeleri ve el becerilerini geliştirerek üretime yönlendirilmesinde işlevselliğini artıran düzenlemeler yapılmalıdır.

Yüksek öğretimin merkeziyetçi ve bürokratik yapıdan kurtarılması, üniversite ve fakülte kurullarının yetkilerinin artırılması, kaynak yaratma ve harcama serbestliği getirilmesi, eğitim fakültelerinin eğitim seferberliği ve bilgi toplumu oluşumu ihtiyaçları doğrultusunda güçlendirilmesi ve üniversite sanayi ilişkilerinin en üst düzeye çıkarılması sağlanmalıdır.

Üniversitelerin bulundukları yörenin sosyal ve ekonomik gelişimine sağladıkları katkılar dikkate alınarak, özel üniversitelerin kurulmasını özendiren düzenlemeler yapılmalıdır. Antalya’nın coğrafi konumu, iklimi, altyapı olanakları dikkate alınarak; özellikle turizm potansiyelini değerlendiren uluslararası düzeyde eğitim olanağı sağlayan özel üniversitelerin kurulması teşvik edilmelidir.

Özellikle eğitim olanakları göreceli olarak daha yetersiz olan yerleşim alanları başta olmak üzere, okulların fiziksel ortamının ve eğitim koşullarının iyileştirilmesi, yaygın eğitim olanaklarının artırılması, vatandaşlık hakları ve

Page 49: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sorumlulukları, kentlileşme, çevre, sağlık, spor, trafik, kültür, sanat alanlarında kişisel ve toplumsal gelişime katkıda bulunan eğitsel etkinliklerin yaygınlaştırılmasında yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin katkılarını artırmaya yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.

AKTAM adı altında esas itibariyle geniş katılımlı bir eğitim projesi olan, Antalya Kent Toplum Atılım Merkezleri Projesi desteklenerek kapsamlı eğitim programları uygulamaları başlatılmalıdır.

Antalya’ya yönelik iç göçle oluşan nüfus artışı sorunlarının daha yoğun yaşandığı kentin kuzey kesimi ve doğusunda eğitim olanaklarının artırılarak, okul servis araçlarıyla sağlanan ve merkezdeki okulların olanaklarını zorlayan mevcut eğitim ortamının daha dengeli hale getirilmesi gerekmektedir.

G. KÜLTÜR VE SANAT

1. Kültür Varlıkları

1995 yılı sonu itibariyle, Türkiye ve Antalya’da taşınmaz kültür varlıklarının dağılımı Çizelge G-1’de gösterilmektedir. Türkiye genelinde taşınmaz kültür varlıkları içinde tek yapı olarak bulunanların yüzde 1,63’ünün, sit alanlarının ise yüzde 3,59’nun Antalya’da yer aldığı belirlenmiştir.

1995 YILI SONU İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ DAĞILIMI

Çizelge G-1Türkiye Antalya

Sayısı

Yüzdesi

Sayısı

Yüzdesi

Tek Yapılar Toplamı 27.868 100,00 454 100,00 Askeri 559 2,01 30 6,61 Kültürel ve Dinsel 7.037 25,25 189 41,63 İdari 530 1,90 15 3,30 Sivil Mimari Örnekleri

17.908 64,26 198 43,61

Endüstriyel 132 0,47 3 0,66 Doğal Anıtlar 1.702 6,11 19 4,19

Sit Alanları toplamı 3.673 100,00 132 100,00

Page 50: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Arkeolojik 3.017 82,14 105 79,55 Kentsel 184 5,01 4 3,03 Tarihi 102 2,78 - - Doğal 370 10,07 23 17,42Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Taşınmaz kültür varlığı olarak belirlenen tek yapılar arasında; askeri yapılar oranının Türkiye genelinde yüzde 2,01 iken Antalya’da yüzde 6,61 ile daha fazla, kültürel ve dinsel yapılar oranının Türkiye genelinde yüzde 25,25 iken Antalya’da yüzde 41,63 ile daha fazla, idari yapılar oranının Türkiye genelinde yüzde 1,90 iken Antalya’da yüzde 3,30 ile daha fazla, sivil mimari örnekleri oranının Türkiye genelinde yüzde 64,26 iken Antalya’da yüzde 43,61 ile daha az, endüstriyel yapılar oranının Türkiye genelinde yüzde 0,47 iken Antalya’da yüzde 0,66 ile daha fazla, doğal anıtlar oranının ise Türkiye genelinde yüzde 6,11 iken Antalya’da yüzde 4,19 ile daha az olduğu belirlenmiştir.

Antalya’daki taşınmaz kültür varlıkları kapsamında tek yapıların dağılımı incelendiğinde; en fazla sivil mimari örneklerinin bulunduğu, buna sırasıyla; kültürel ve dinsel yapılar, askeri yapılar, doğal anıtlar, idari yapılar ve son olarak endüstriyel yapıların izlediği ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan, sit alanları arasında; arkeolojik sit alanları oranının Türkiye genelinde yüzde 82,14 iken Antalya’da yüzde 79,55 ile daha az, kentsel sit alanları oranının Türkiye genelinde yüzde 5,01 iken Antalya’da yüzde 3,03 ile daha az, tarihi sit alanları oranının Türkiye genelinde yüzde 2,78 iken Antalya’da yer almadığı, doğal sit alanları oranının ise Türkiye genelinde yüzde 10,07 iken Antalya’da yüzde 17,42 ile daha fazla olduğu saptanmıştır. Antalya’daki sit alanları dağılımı incelendiğinde; en fazla arkeolojik sit alanlarının bulunduğu, bunu sırasıyla; doğal sit alanları ve kentsel sit alanlarının izlediği görülmektedir.

1995 yılına göre Türkiye ve Antalya’da müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin dağılımı Çizelge G-2’de verilmektedir. Türkiye genelinde müze ve ören yerlerini ziyaret eden her 100 kişiden 13’ünün Antalya’yı seçtiği saptanmıştır. Ziyaretçiler arasında yerli ziyaretçiler

Page 51: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

oranının, Türkiye genelinde yüzde 46,79 iken Antalya’da yüzde 33,44 ile daha az olmasına karşılık, yabancı ziyaretçiler oranının Türkiye genelinde yüzde 53,04 iken Antalya’da yüzde 66,56 ile daha fazla olduğu görülmektedir.

1995 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA MÜZE VE ÖREN YERLERİNİ ZİYARET EDENLERİN DAĞILIMI

Çizelge G-2Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi

Sayısı Yüzdesi

Ziyaretçiler Toplamı 14.846.993

100,00

1.965.852

100,00

Yerli 6.971.964 46,96 657.357 33,44 Yabancı 7.875.029 53,04 1.308.49

566,56

Müze Ziyaretçileri Toplamı 7.971.952 100,00

235.828 100,00

Yerli 4.649.080 58,32 93.805 39,78 Yabancı 3.322.872 41,68 142.023 60,22

Ören Yeri Ziyaretçileri Toplamı

6.875.041 100,00

1.730.024

100,00

Yerli 2.322.884 33,79 563.552 32,57 Yabancı 4.552.157 66,21 1.166.47

267,43

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Genel olarak ziyaretçiler arasında; müze ziyaretçileri oranının Türkiye genelinde yüzde 53,69 iken Antalya’da yüzde 12,00 ile daha az olmasına karşılık, ören yeri ziyaretçileri oranının Türkiye genelinde yüzde 46,31 iken Antalya’da yüzde 88,00 ile daha fazla olduğu saptanmıştır.

Müzeleri ziyaret edenler arasında; yerli ziyaretçiler oranı Türkiye genelinde yüzde 58,32 iken Antalya’da yüzde 39,78 ile daha az olmasına karşılık, yabancı ziyaretçiler oranı Türkiye genelinde yüzde 41,68 iken Antalya’da yüzde 60,22 ile daha fazla olduğu görülmektedir.

Page 52: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Ören yerlerini ziyaret edenler arasında; yerli ziyaretçiler oranının Türkiye genelinde yüzde 33,79 iken Antalya’da yüzde 32,57 ile daha az olmasına karşılık, yabancı ziyaretçiler oranının Türkiye genelinde yüzde 66,21 iken Antalya’da yüzde 67,43 ile daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Müze ve ören yerlerini ziyaret edenler arasında, Türkiye’ye göre Antalya’yı seçenlerin oranının yüksek olmasının yanısıra, yabancı ziyaretçiler oranının da hem müzeler hem de ören yerlerini ziyaret edenler arasında Antalya’da göreli olarak daha fazla olmasının, Antalya’nın gelişen turizm potansiyelinin bir göstergesi olduğu söylenebilir.

Öte yandan, aynı dönemde müze personeli sayıları incelendiğinde; Türkiye genelindeki 2279 kişiden 115’nin Antalya Müzesi’nde görevli olup, yüzde 5,05’lik bir paya sahip olduğu belirlenmiştir.

2. Kütüphaneler

Antalya’da en fazla kitap ve okuyucu sayısına sahip olan kütüphaneler arasında Tekelioğlu İl Halk Kütüphanesi başta olmak üzere, Erenköy, Zerdalilik, A. Sönmez Halk Kütüphanelerinin yanısıra, Belediye Kütüphanesi, ayrıca Akdeniz Üniversitesi Kütüphanesi bulunmaktadır. İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Dairesi Başkanlığı ve Akdeniz Üniversitesi verilerine göre, 1997 yılı itibariyle bu kütüphanelerdeki toplam kitap sayısı 102.691, toplam okuyucu sayısı ise 168.083 olarak saptanmıştır.

Çizelge F-3’de görüldüğü gibi, 1995-1996 döneminde Antalya’daki toplam öğrenci, öğretmen ve öğretim elemanı sayısının 234.630 olduğu dikkate alınırsa, kütüphanelerdeki okuyucu sayısının, halkın diğer kesimleri bir yana eğitimle ilgili olanların sayısından bile daha az olduğu görülmektedir.

3. Kültür-Sanat Kurumları ve Etkinlikleri

Page 53: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’daki kültür-sanat ortamının gelişmesi yönünde çalışmalar yapan resmi ve özel kurum kuruluşlaarın sayısı 40’ı aşmış bulunmaktadır. Antalya’da gerçekleştirilen; özel gün ve hafta kutlamaları, Altın Portakal Film Festivali, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Geleneksel Abdal Musa Anma Törenleri gibi yöreye özgü etkinliklerin yanısıra; kültür ve sanatla ilgili kurs, gösteri, sergi, söyleşi, konferans, panel gibi etkinliklerde il düzeyinde ilgili merkezi kuruluşlar (başta İl Kültür Müdürlüğü), yerel yönetimler (başta Büyükşehir Belediyesi) ve sivil toplum örgütleri arasındaki işbirliği giderek gelişmektedir.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, Antalya’da 1996-1997 sezonunda opera, bale ve senfoni olarak 15 eser sergilenmiş ve seyirci sayısı 95.000 seviyesinde olduğu belirlenmiştir.

Antalya Devlet Tiyatrosu ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanlığı verilerine göre, 1997 yılında Devlet Tiyatrosu’nda 4 ve Belediye Tiyatrosu’nda 5 olmak üzere toplam 9 eser sergilenmiş ve toplam 583 seansta seyirci sayısının 56.740 olduğu belirlenmiştir. Aynı dönemde Devlet tiyatrosu’nda 27, Belediye Tiyatrosu’nda 5 olmak üzere toplam 32 sanatçı çalışmıştır. 1997’de düzenlenen tiyatro kurslarına Devlet Tiyatrosu’nda 60, Belediye Tiyatrosu’nda 356 olmak üzere 416 kişinin katılımı sağlanmıştır. 1997 yılı sonu itibariyle, Devlet Tiyatrosu’nda 339, Belediye Tiyatrosu’nda 800 olmak üzere tiyatro salonları koltuk kapasitesi 1139’a ulaşmıştır.

1995 yılına göre Türkiye ve Antalya’da tiyatro hakkındaki verilerin dağılımı Çizelge G-3’de gösterilmektedir. Türkiye’deki tiyatro salonların yüzde 3,33’ü, tiyatro salonu koltuklarının yüzde 3,34’ü, oynanan tiyatro eserlerinin yüzde 6,68’i, tiyatro seanslarının yüzde 3,12’si, ve tiyatro seyircilerinin yüzde 2,97’si, tiyatro sanatçılarının yüzde 3,28’si ve diğer tiyatro personelinin yüzde 3,35’inin Antalya’da yer aldığı görülmektedir. Göreceli olarak, oynanan eser oranının daha fazla olmasına karşılık, seyirci oranının daha az olması dikkat çekmektedir.

1995 YILINDA TÜRKİYE VE ANTALYA’DA TİYATRO HAKKINDAKİ VERİLERİN DAĞILIMI

Page 54: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Çizelge G-3Türkiye Antalya

Sayısı

Sayısı

Yüzdesi

Tiyatro Salonu 60 2 3,33Koltuk 20.356 680 3,34Oynanan eser 389 26 6,68Seans 8.889 277 3,12Seyirci 2.425.170 71.915 2,97Sanatçı 1.098 36 3,28Diğer personel 1.583 53 3,35Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.Not : Çizelge devlet tiyatrolarının yanısıra, diğer resmi kurum tiyatrolarını ve özel tiyatroları kapsamaktadır.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılında Antalya’da toplam 15 sinemaya ruhsat verilmesine karşılık, 7 sinemanın faaliyet gösterdiği belirlenmiştir. Bu dönemde, Antalya’daki sinemalarda 152’si yerli film ve 272’si yabancı film olmak üzere toplam 424 eser sergilendiği ve seyirci sayısının 1.296.000 seviyesinde olduğu belirlenmiştir. Her yılın Eylül ayında düzenlenen Altın Portakal Film Festivali, sinema sanatına katkısından dolayı Antalya’ya özel bir konum kazandırmaktadır.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılı itibariyle Antalya’da 2 tanesi özel kuruluşlara ait olmak üzere toplam 8 sergi salonu faaliyet göstermiştir. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü verilerine göre 1995-1997 yılları arasında 2912 eser ile 53 tane resim sergisi, 215 eser ile 3 tane fotoğraf sergisi, 4 tane el sanatları sergisi, 59 eser ile bir tane Türk süsleme sanatları sergisi, 651 eser ile 2 baskı ve portreler sergisi, 20 eser ile bir tane tezhip çini sergisi ve 136 eser ile bir tane de grafik sergisi olmak üzere toplam 65 sergi düzenlenmiş olup, 154.014 yerli ve 12.549’u yabancı toplam 166.563 kişinin izlediği saptanmıştır.

Ortalama bir resim sergisini 2709 kişi, bir fotoğraf sergisini 1989 kişi, bir el sanatları sergisini 1158 kişi, bir Türk süsleme sanatları sergisini 964 kişi, bir baskı ve portreler sergisini 3889 kişi, bir tezhip çini sergisini 2295 kişi ve bir grafik sergisini 1349 kişinin izlediği saptanmıştır. Bir sergi

Page 55: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

başına düşen izleyici sayısı karşılaştırıldığında, en fazla baskı ve portreler sergisinin ilgi çektiği, bunu sırasıyla; resim sergisi, tezhip çini sergisi, fotoğraf sergisi, grafik sergisi, el sanatları sergisi ve son olarak Türk süsleme sanatlarının takip ettiği belirlenmiştir.

Antalya Kültür Merkezi ile Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi, Antalya’nın kültür-sanat ortamının gelişmesinde önemli işlevler yüklenmektedir. Antalya Kültür Merkezi toplam 9000 m2 alana sahip 1160 kişi kapasiteli 2 salon ile; tiyatro, konser, müzikal, opera, bale, gösteri (sinema, gölge oyunu, slayt), söyleşi (edebiyat etkinlikleri), özel günler ve haftalara yönelik etkinlikler kapsamında çok amaçlı hizmet vermektedir. Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi ise toplam 3624 m2 alana sahip 3180 kişi kapasiteli 3 salon ile 2650 m2 yarı açık sergi alanı ve 12350 m2 açık sergi alanından oluşmakta olup, fuar ve kongre etkinliklerinin yanısıra; festival, kutlama, toplantı, müzik, tiyatro, halk oyunları etkinlikleri kapsamında da hizmet vermektedir.

Antalya Kültür Merkezi ile Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi’nin yanısıra, Valilik, Büyükşehir Belediyesi, İl Özel İdare (Tiyatro Salonu), Akdeniz Üniversitesi, Müze, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve kent merkezindeki otellerle birlikte toplantı salonları kapasitesi 12.000 kişiye yaklaşmış bulunmaktadır.

Antalya Sanatçılar Derneği’ne 1997 yılı itibariyle; 70’i edebiyat, 40’ı resim, 40’ı müzik, 5’i heykel, 40’ı el sanatları ve 30’u da diğer sanat dallarından toplam 225 sanatçı kayıtlı olduğu belirlenmiştir.

Antalya Güzel Sanatlar Derneği’ne ise 1997 yılı itibariyle; 27’si resim, 2’si heykel, 2’si fotoğraf, 2’si grafik ve biri vitray ve biri de karikatür dalından toplam 35 sanatçı kayıtlı olduğu belirlenmişir. Dernek her yıl resim kursu düzenlemektedir.

Antalya Büyükşehir Belediyesi kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında tiyatronun yanısıra; karikatür, resim, halk

Page 56: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

oyunları, el sanatları alanlarında kurslar düzenlemektedir. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi Kültür Çadırında; masa tenisi, biçki dikiş ve satrancın yanısıra; tiyatro, el sanatları ve halk oyunları kursları da düzenlenmiştir. Öte yandan, İsmail Baha Sürelsan Musikievi’nin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı konservatuara dönüştürülmesi, Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği eğitiminin kurumlaşması yönünde önemli bir gelişme olmaktadır.

Bu bağlamda etkinlik gösteren diğer kurumlar arasında Antalya Musıki Derneği ve Andolu Folklor Vakfı da her yıl düzenli olarak kurs düzenlemektedir.

Okullar düzeyinde 1995-1996 döneminde eğitime başlayan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin yanısıra, Akdeniz Üniversitesi’nde de Güzel Sanatlar Fakültesi açılmıştır.

Kültür ve Sanata İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri İl düzeyinde kültür ve sanat ortamının zenginleştirilmesi için; İl Kültür Müdürlüğü, müze, il kütüphanesi, devlet tiyatrosu gibi kültür ve sanatla ilgili kamu kuruluşları, yerel yönetimlerin kültür ve sanatla ilgili birimleri ile kültür ve sanatla ilgili sivil toplum örgütleri ve yerel basın-yayın kuruluşları arasında daha yakın işbirliği geliştirilmelidir.

Bu bağlamda tarihi ve kültürel varlıklarımızın tespiti, korunması ve tanıtılması için, Antalya’nın turizm potansiyali de dikkate alınarak, bu kapsamdaki yapılar, sit alanları, müze ve ören yerleri için özel koruma ve geliştirme projeleri hazırlanmalıdır.

Öte yandan, okuma zevk ve alışkanlığının sağlanmasında büyük rolü olan kütüphanelerin yaygınlaştırılması, hizmet niteliğinin yükseltilmesi, gerekli donanım malzemelerinin temini, kütüphaneler arası bilgi ağının kurulması ve kütüphane olanağından yeterince faydalanamayan özellikle gecekondu ve kırsal yerleşim alanlarına yönelik gezici kütüphanelerin sayısının artırılması gerekmektedir.

Page 57: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

İnsanların sanatsal yeteneklerini geliştirmeye yönelik, kişilik gelişimi ve sosyal kültürel yaşamın estetik değerlerle zenginleştirilmesi amacıyla; edebiyat, müzik, resim, el sanatları, folklor ve benzeri sanatsal etkinliklerin öğretileceği ve usta sanatçıların çalışacağı atölyelerin yer alacağı bir kültür merkezinin kent merkezinde kurulması için, yeterli arazi tahsis edilerek hazırlıklara başlanmalıdır.Benzer kültür merkezleri kent merkezinden uzakta kalan ulaşım zorluğu olan yöreler için, daha küçük boyutlarda örneğin, Kepez, Konyaaltı beldeleri için planlanmalıdır.

Diğer yandan Türk el sanatlarının yaşamasını, öğretimini, yaygınlaşmasını amaçlayan ve aynı zamanda kentin turizm potansiyeli çerçevesinde ekonomik örgütlenmeler içinde değerlendirecek projeler desteklenmelidir.

Kentin kenar semlerinde sanat ve kültür ağırlıklı hizmet veren Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu “Kültür Çadırı” sayıları artırılmalı, yöre halkına sanatı sevdirmeye yönelik düzenli özel eğitici programlar uygulamaya konulmalıdır.

Öte yandan, Hacı Bektaş-ı Veli Antalya Kültür Vakfı Kültür Evi’nin yanısıra, Antalya Yetim ve Muhtaç Çocukları Koruma Vakfı Çocuk Cenneti tesisi desteklenmelidir.

Hem kültür-sanat etkinliklerinin halka yayılması hem de kültür-sanat ürünlerinin turizm ve ticaret açısından değerlendirilmesi için kültür-sanat atelyelerine işlerlik kazandırılmalıdır.

Antalya’da yaşayan sanatçıların kültür merkezleri, sergi salonları ve galerilerden öncelikle faydalanmaları sağlanmalıdır.

Altın Portakal Film Festivali’nin Antalya’nın kültür-sanat kimliği açısından taşıdığı önem dikkate alınarak, Altın Portakal Mahallesi oluşturularak sokaklarına en çok Altın Portakal ödülü alan sanatçıların adları verilmeli, Altın Portakal Sinema Müzesi Projesi geliştirilmeli, Festival kutlamalarında halkın ve sanatçıların kaynaşmasını

Page 58: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sağlayacak etkinliklere ağırlık verilerek, Festival programları zenginleştirilmelidir.

Çocukluktan itibaren estetik bakış açısının geliştirilmesi ve düzeyli bir sanat eğitimi için ilköğretim okullarında birinci sınıftan itibaren resim ve müzik derselerinin branş öğretmenleri tarafından verilmesi sağlanmalıdır.

Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin geçici çözümler yerine, verilen eğitimin gereklerine uygun donanımlı müstakil bir binaya kavuşması sağlanmalı, bu arada ders proğramına fotoğraf da dahil edilmeli ve gerekli fiziki donanımı Fotoğrafçılar Odası üstlenmelidir.

Akdeniz Üniversitesi’nde açılan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde nitelikli eğitim verilebilmesi için gerekli öğretim elemanları temin edilmeli ve fiziki donanımın geliştirilmesi desteklenmeli, ayrıca Konservatuar açılmasına yönelik çalışmalara hız kazandırılmalıdır.

H. GENÇLİK VE SPOR

1. Spor Kurumları ve Tesisleri Bedenen ve ruhen sağlıklı bir toplum yetiştirilmesi için, spor tesislerinin dengeli dağılımının sağlanması, tesis sayılarının artırılması, spor alanlarındaki eğitim, sağlık, bilim ve teknolojik yeniliklerin takibi ve uygulanmasına devam edilmesi büyük önem taşımaktadır.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, Antalya’da 1998 yılı itibariyle 101 spor klübü bulunmasına karşılık, 93 spor tesisi bulunduğu saptanmıştır. Spor tesisleri içinde en fazla semt futbol sahaları bulunmakta, merkezde 18 olmak üzere kazalarla birlikte sayıları 54’e ulaşmakkadır.Bunu sırasıyla spor salonu (14), voleybol sahası (9), ve basketbol sahası (12), yüzme havuzu (2) izlemekte, ayrıca bir tane kayıkhane, kayıkevi, atış poligonu, tenis alanı ve okçuluk alanı yer almakta, Üniversite haricinde 1 tane atletizm pisti bulunmaktadır. Tesisler ağırlıklı olarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne ait olup, okullar ve Akdeniz Üniversitesi’nin

Page 59: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yanısıra, belediye, çeşitli kamu kuruluşları ve özel sektör mülkiyetinde tesisler de mevcuttur.

1997 yılı sonu itibariyle ilköğretim okulları ve liselerin 18 tanesinde spor salonu mevcuttur. Akdeniz Üniversitesi’nde Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu ve 16 üniteden oluşan spor tesisleri bulunmaktadır.

2. Sporcu Sayıları

Lisanslı sporcu sayısı ise 6.046’sı erkek, 685’i kadın olmak üzere toplam 6.731’e erişmiştir. Ancak, lisanslı kadın sporcu oranının yüzde 10 seviyesinde olduğu görülmektedir. Lisanslı sporcuların branşlarına göre dağılımı incilendiğinde, yüzde 63,02 ile futbolun en büyük paya sahip olduğu, bunu sırasıyla yüzde 9,02 ile basketbol (2), yüzde 6,02 ile taekwando (3), yüzde 3,11 ile voleybol (4), yüzde 2,20 ile izcilik (5), yüzde 2,09 ile hentbol (6), yüzde 1,98 ile judo (7), yüzde 1,55 ile satranç (8), yüzde 1,53 ile atletizm (9), yüzde 1,32 ile karate (10), yüzde 1,25 ile güreş (11) izlemekte, diğer branşların payları ise yüzde 1,00’in altında kalmaktadır. Lisanslı kadın sporcuların branşlara göre dağılımı incelendiğinde en büyük paya sahip ilk beş branş sırasıyla; basketbol (yüzde 30,80), atletizm (yüzde11,97), voleybol (yüzde 11,53), hentbol (yüzde 9,20), ve taekwando (yüzde 7,88) olmaktadır. Buna karşılık, lisanslı erkek sporcuların branşlara göre dağılımı incelendiğinde, en büyük paya sahip ilk beş branş sırasıyla; futbol (yüzde 70,16), basketbol (yüzde 6,55), taekwando (yüzde 5,81), izcilik (yüzde 2,45) ve voleybol (yüzde 2,15) olmaktadır.

Milli sporcu sayısı 1997-1998 döneminde sırasıyla eskrimde 9, okçulukta 4, atletizmde 2 ve atıcılıkta 1 olmak üzere olmak üzere toplam 16 kişi ile sınırlı kalmıştır.

Yaz okullarına 1997 yılı itibariyle toplam katılımcı sayısı 1685 olup, en fazla katılımın olduğu ilk beş branş sırasıyla; yüzme (571), basketbol (469), futbol (392), voleybol (64) ve güreş (41) olduğu saptanmıştır.

Page 60: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Gençlik ve Spora İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri Spor alanlarındaki yeniliklerin takibi ve uygulanmasının yanısıra, spor akademileri aracılığı ile eksikliği çekilen spor dallarında spor elemanları eğitilmeli ve teknik eleman sağlanmalıdır.

Ayrıca, 3289 Sayılı Kanun’da belirtildiği üzere, spor alanları ve tesisi yapımı konusunda yerel yönetimler ile “spor alanı ve tesisi yapma” zorunluluğu bulunan kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmalıdır.

Uluslararası spor standartlarına uygun, ekonomik ve kullanım kapasitesi yüksek, çok amaçlı spor tesislerinin yapımı konusunda tip projeler geliştirilmesine yönelik çalışmalar desteklenmelidir.

Antalya’nın turizm potansiyeli de dikkate alınarak, Antalya Olimpiyat Köyü Projesi’ne işlerlik kazandırılması için yerel kuruluşlar konunun takipçisi olmalı ve gereken katkıyı sağlamalıdır.

İmar Planında semt spor sahaları ve tesisleri olarak belirlenmiş yerler yerel yönetimlerce öncelikle spora kazandırılmalıdır. Ayrıca atıl olan semt spor alanlarının aktif hale getirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Semt spor alanları ile ilgili çalışmalarda muhtarlıkla işbirliğine gidilerek, aktif rol üstlenmelerinin sağlanması, spor alanlarının yaygınlaştırılması ve aktif olarak kullanılması yönünden önem taşımaktadır.

Spor olanaklarından daha geniş kitlenin faydalanması için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile yerel yönetimler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün hizmet binası ortamı ve çalışma alanlarını geliştirerek daha işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir.

Antalya’da etkinlik gösterilen spor branşlarının geliştirilmesinin yanısıra çeşitlendirilerek yaygınlaştırılması için, altyapı çalışmalarına hız

Page 61: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

kazandırılmalı, spor alanları ve tesislerinin yanısıra, gerekli malzeme ve donanımın tedariki, branşlarına göre yeterli sayıda eğitici ve antrenör ile hakem, masör ve spor hekimliği gibi spora yönelik insan kaynaklarına gereken önem verilmeli, ayrıca bu çalışmalar sırasında özürlülerin durumu dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, yaz dönemi spor aktiviteleri teşvik edilmelidir.

Ayrıca semt spor sahalarının amaç dışı kullanımı önlenmeli, özürlülerin spor yapma isteklerini karşılamak üzere alanlar sağlanmalı, gençlerin antreman ihtiyacını önemli ölçüde karşılayabilecek Yüzüncü Yıl 2 nolu toprak sahanın ışıklandırılması kısa zamanda tamalanmalıdır.

Gençlik sorunlarının tespitine yönelik araştırma çalışmaları desteklenmelidir. Gençlerin eğitim, sağlık, çalışma hayatı, sosyal güvenlik ve serbest zaman değerlendirme konularındaki sorunlarının çözüme kavuşturulması yönünde gerekli önlemler alınmalıdır.

Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütleri ve özel sektör ile işbirliği içinde, gençlere yönelik; kültür, sanat, spor, folklor, okuma ve araştırma alışkanlığı kazandırıcı faaliyetler düzenlemesi, teşvik edici programlar hazırlaması ve bu amaçla Gençlik Merkezlerinin yaygınlaştırılması ve uzman personel istihdamı sağlanmalıdır.

Gençlerin zararlı alışkanlıklardan (uyuşturucu, alkol ve sigara kullanımından) koruyucu ve caydırıcı tedbirlerin alınması ile suça itilme ortamları yaratan unsurları yok edici çalışmalar için kuruluşlar arası işbirliği geliştirilmeli, özellikle madde bağımlılığı, AIDS ve benzeri hastalıklar başta olmak üzere gençleri ve çevrelerini bilgilendirme çalışmaları düzenli bir şekilde sürdürülmelidir.

I. SİVİL TOPLUM

1. Sivil Toplum Örgütleri

Çağdaş insan, birey olarak gelişmesinin yanısıra, giderek örgütlü insan niteliği de kazanmaktadır. Dernekler,

Page 62: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

vakıflar, meslek odaları ve sendikalar gibi sivil toplum örgütleri; üyelerinin sorunlarının çözümlenmesi ve örgütsel amaçların gerçekleştirilmesi doğrultusunda başta kent yönetimi olmak üzere katılımcılığı özendiren demokrasileşme sürecinin aktif aktörleri haline gelmektedirler.

Bu bağlamda, Yerel Gündem 21 çalışmaları kapsamında Antalya’da yerel yönetimler başta olmak üzere kent yönetimine olabildiğince aktif katılım sağlamayı hedefleyen Kent Konseyi, sivil toplum örgütlerinin de işlevselliğini artıran demokratik katılım sürecine başarılı bir örnek oluşturmaktadır.

İl Emniyet Müdürlüğü verilerine göre, Antalya’da 1997 yılı itibariyle toplam 1549 dernek olduğu belirlenmiştir. Kuruluş amaçlarına göre derneklerin dağılımı incelendiğinde; en fazla sosyal amaçlı derneklerin (508 tane-yüzde 32,80) olduğu, bunu sırasıyla; kültürel amaçlı dernekler (395 tane-yüzde25,50), sportif amaçlı dernekler (294 tane-yüzde 18,98), dini amaçlı dernekler (247 tane-yüzde 15,95) ve diğer dernekler (105 tane-yüzde 6,78) izlediği saptanmıştır.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, Antalya’da 1997 yılı itibariyle 73 vakıf olduğu belirlenmiştir. Kuruluş amaçlarına göre vakıfların dağılımı incelendiğinde; fakir ve muhtaçlara yardım, çocukları, yaşlıları ve özürlüleri koruma ve sosyal yardımlaşma amaçlı vakıfların (39 tane-yüzde 53,42) en büyük kesimi oluşturduğu bunu sırasıyla; eğitime destek, eğitim ve öğretim hizmeti ve bilimsel araştırma amaçlı vakıflar (9 tane-yüzde 12,33), yöresel tanıtım amaçlı vakıflar (5 tane-yüzde 6,85), kültür ve sanat amaçlı vakıflar (4 tane-yüzde 5,48) ile aynı sayıda dini amaçlı vakıflar (4 tane-yüzde 5,48), çevre ve doğanın korunması amaçlı vakıflar (2 tane-yüzde 2,74) ve diğer vakıfların (10 tane-yüzde 13,70 ) izlediği belirlenmiştir.

Antalya genelindeki Esnaf ve Sanatkarlar Odaları ve Birliği, Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsası, İhracatçı Birlikleri, Mimarlık ve Mühendislik Odaları Şubeleri, Baro,

Page 63: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Tabibler, Diş Hekimleri ve Eczacılar Odaları Şubeleri, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, Ziraat Odası v.b. ile işçi ve işveren sendikaları şubeleri kapsamında meslek kuruluşlarının sayısı 90’ı aşmış bulunmaktadır. Meslek kuruluşları içinde en büyük kesimi esnaf ve sanatkar odaları oluşturmaktadır.

2.Yerel Medya

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, Antalya’da, 7 tane günlük, 1 tane haftalık, 4 tane 15 günde bir, 7 tane ayda bir, ve 1 tane de üç ayda bir yayınlanan toplam 20 gazete; 1 tane haftada bir, 1 tane 15 günde bir, 8 tane ayda bir, 2 tane iki ayda bir, 4 tane 3 ayda bir ve 1 tane de yılda bir yayınlanan toplam 17 dergi; 6 tane ayda bir, 2 tane iki ayda bir, 1 tane 3 ayda bir ve 1 tane de 4 ayda bir yayınlanan toplam 10 bülten ile birlikte toplam 47 tane yazılı basın organı bulunmaktadır.

Yaklaşık 10 tane dergi ve bülten kültür-sanat konularına ağırlık vermesine karşılık, gazetelerin büyük çoğunluğunda düzenli olarak kültür- sanat sayfası yer almamakta, çok sınırlı olarak zaman zaman kültür-sanat konularına yer verilmektedir. Yazılı basın organlarınca bildirilen tirajların toplamı 55.300 olmaktadır. En küçük tiraj 300, en yüksek tiraj 5.000 olarak bildirilmiştir.

İl merkezinde bir tanesi Antalya dışına da yayın yapan 4 tane yerel televizyon istasyonu ve 11 tane yerel radyo istasyonu düzenli yayın yapmaktadır. Kültür-sanat konulu programlara yer veren başta TRT Antalya Radyosu olmak üzere bir kaç istasyon dışında, özellikle din konularına yer veren istasyonlarda bulunmakla birlikte istasyonların büyük çoğunluğunun bir müzik kanalı gibi faaliyet gösterdikleri söylenebilir.

3. Tüketici Davranışları

1997 Yılı itibariyle Antalya’daki tüketici başvurularının 1293 tanesi Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’ne yapılmış olup 1261 tanesi tüketici lehine 32 tanesi de tüketici aleyhine sonuçlanmasına karşılık, 26 tanesi Türk

Page 64: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Standartları Enstitüsü Bölge Müdürlüğü’ne yapılmış ve hepsi de tüketici lehine sonuçlanırken, 6268 tanesi ise Tüketiciyi Koruma Derneği Antalya Şubesi’ne yapılmış olup, 5006 tanesi tüketici lehine, 1262 tanesi ise tüketici aleyhine sonuçlanmıştır. Tüketiciyi Koruma Derneği’ne yapılan başvurulardan 9 tanesi yabancı tüketiciler tarafından yapılmış ve hepsi de lehlerine sonuçlanmıştır.

Öte yandan, tüketici aleyhine sonuçlanan başvurular özellikle ASAT ve TEDAŞ gibi kurumlarla ilgili olması dikkat çekmektedir. Bu verilere göre, tüketici başvurularının; yüzde 82,61’i Tüketiciyi Koruma Derneği’ne, yüzde 17,04’ü Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’ne, yüzde 0,34’ü ise Türk Standartları Enstitüsü Bölge Müdürlüğü’ne yapılmıştır. Bu başvuruların yüzde 17,06’sı tüketici aleyhine sonuçlanırken, yüzde 82,94’ü tüketici lehine sonuçlanmıştır.

Aynı dönemde, Tüketici Şikayetleri Hakem Heyeti’ne yapılan başvuruların; yüzde 82,68’nin gazete promosyonu şikayeti, yüzde 5,88’nin kapıdan satış, yüzde 5,34’nün devre mülk şikayeti, yüzde 6,11’nin diğer şikayetlerle ilgili olduğu belirlenmiştir.

1997 Yılı itibariyle, Tüketiciyi Koruma Derneği Antalya Şubesi’ne yapılan başvuruların en büyük kesimi yüzde 60,63’nü promosyon şikayeti oluşturmakta, bunu sırasıyla, yüzde 11,55 ile ASAT, yüzde 8,58 ile TEDAŞ, yüzde 7,66 ile kapıdan pazarlama, yüzde 2,74 ile devre tatil, yüzde 1,77 ile giysi, yüzde 1,44 ile buzdolabı, yüzde 1,32 ile ayakkabı, yüzde 1,05 ile televizyon, yüzde 1,04 ile Türk Telekom ile ilgili şikayetler ve diğerleri izlemektedir.

Tüketicinin eğitimi ve bilgilendirilmesi kapsamında; özellikle Tükeciyi Koruma Derneği tarafından okul, mahalle ve büyük işyerlerine yönelik yapılan toplantıların yanısıra, Türk Standartları Enstitüsü de okullara yönelik ve halka açık konferans ve seminerlerle, gazete, dergi, radyo ve televizyon yoluyla bilgilendirme çalışmaları yapmaktadır.

Page 65: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Öte yandan, yerel yönetimler; zabıta kontrolü, faturasız hal dışı satışla mücadele, seyyar satıcılarla mücadele, kaçak kömür satanlarla mücadele, bozuk etlerin imhası, sağlığa aykırı süt satanlarla mücadele, işyerlerinin kontrolü gibi tüketicileri korumaya yönelik çalışmalar yapmaktadır.

Tüketicilerin temel sorunları arasında yer alan yanıltıcı reklam ve promosyonlar konusunda Reklam Kurulu çalışmalarının yetersiz kaldığı söylenebilir.

Gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerinin sağlıklı şartlarda imalatı ve satışı, kalite ve standardizasyonu, son kullanma tarihi gibi konularda sorunlar devam etmektedir. Semt pazarları, bakkallar, marketler, alışveriş merkezleri, kasaplar, lokantalar, pastaneler gibi işyerlerinde bozuk gıda, hijyenik koşullar, etiket kullanımı başta olmak üzere denetimlerin düzenli yapılması önemini korumaktadır.

Tüketimden sonra geri kazanılmayıp atılan ambalajlar hem çevre sorunu hem de üretimde maliyet artışına neden olmaktadır.

Dolmuş ve otobüslerde aşırı yolcu bindirme, aşırı hızlı veya kasıtlı yavaş gitme sorunları ile karşılaşılmaktadır.

Fiyat etiketinin TL olarak düzenlemesi yasal zorunluluk olmasına rağmen, turizm yörelerinde dövizle fiyat uygulanmaktadır.

Turistik geziler, bankacılık, taşımacılık, taksitli-kampanyalı satışlar, kapıdan satışlar, elektrik-su hizmetleri gibi alanlarda uygulanması zorunlu standart sözleşmelere ilişkin düzenleme çalışmaları sonuçlandırılmamıştır. Bu bağlamda, özellikle elektrik, su ve telefon hizmetlerinde; fatura, gecikme zammı, depozito, abonelik, kesinti ve arızalar, fiyat ayarlamaları, halkla ilişkiler ve bunun yanısıra tüketicilerin sorumlulukları ile ilgili sorunlar önem taşımaktadır.

Sivil Topluma İlişkinÖncelikli Gündem Önerileri

Page 66: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Demokratikleşme sürecini hızlandırmak için örgütlü toplumun gelişmesini engelleyen ilgili mevzuatlardaki gerekli değişiklikler yapılmalı; dernekler, vakıflar, meslek odaları ve sendikalar gibi sivil toplum kuruluşlarının, üyelerinin sorunlarının çözümlenmesi ve örgütsel amaçlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda, kent yönetimi başta olmak üzere toplumsal yaşama aktif katılımlarını sağlayan düzenlemelerin yapılmasına gereken önem verilmelidir.

Sivil toplum kuruluşlarının yerel yönetimler başta olmak üzere ilgili kamu kuruluşları ile işbirliği olanakları artırılmalıdır. Sivil toplum kuruluşları, baskı grubu ve demokratik kitle örgütleri olarak kamu oyu oluşturma ve yol göstericilik kapsamında daha işlevsel hale getirilmelidir.

Tüm demokratik kitle örgütlerinin, kendi amaçları ve faaliyet konuları kapsamında; milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyelerini etkin bir şekilde izlemeleri ve peryodik olarak izleme raporları hazırlamaları ve tüm raporların derlenerek ortak rapor halinde Milletvekili İzleme Komitesi ve Kent Konseyi işbirliği ile peryodik olarak yayınlanması sağlanmalıdır.

Ayrıca, 1999 Yılı Programı’nda kurulması öngörülen Kamu Denetçisi (Ombudsman) sisteminin yapısı, statüsü ve çalışma esaslarının belirlenmesine ilişkin olarak hazırlanmış bulunan Yurttaş Sözcüsü Kanun Tasarısı Taslağı hakkında demokratik kitle örgütlerinin görüş ve önerileri alınmalı ve kamuoyunda tartışmaya açılmalıdır. Bu Taslak’la birlikte, idare ve birey arasındaki ilişkilerde uygulanmak ve bireyin bilgi edinme özgürlüğünü sağlamak üzere hazırlanan Genel İdari Usul Kanunu ve yolsuzluklarla en etkili biçimde mücadele etmek amacıyla gerekli yasal düzenlemeler öncelikle sonuçlandırılmalıdır.

Yürürlükteki basın-yayın mevzuatının yerel medyayı geliştirecek biçimde düzenlenmesi, ciddi yatırımcıların özendirilmesi ve uygun teşviklerle desteklenmesi, yerel

Page 67: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

medya kuruluşları arasındaki işbirliğine dayalı ortak matbaa yatırımları teşvik edilmelidir.

Yerel medya mensupları için mesleki eğitim ve gelişim olanakları yaratılarak genç muhabirler için düzenli eğitim programları düzenlenmelidir.

Sivil toplum örgütleri yerel medyaya bilgi, haber temini yoluyla destek olmaları yanında, kenti içinde çok düşük olan yerel medyayı izleyen okur sayısının artırılması yönünde işbirliği ve çalışmalar yapmalıdır.

Ekonomik yaşamın düzenli ve sağlıklı işleyebilmesi amacı ile rekabet koşullarının yanısıra, tüketici haklarının da korunması için mevzuattaki boşluklar giderilmeli ve kurumlaşma geliştirilmeli, Tüketici şikayetleri hakem heyetleri yetkileri artırılarak daha işlevsel hale getirilmelidir.

Bankacılık, taşımacılık, taksitli-kampanyalı satışlar, kapıdan satışlar, turistik geziler, elektrik-su hizmetleri gibi alanlarda standart sözleşmelerin oluşturulmasını sağlayacak olan Genel İşlem Şartları konusunda mevzuat düzenleme çalışmaları sonuçlandırılmalıdır. Bu bağlamda, özellikle elektrik, su ve telefon hizmetlerinde; fatura, gecikme zammı, depozito, abonelik, kesinti ve arızalar, fiyat ayarlamaları gibi konularda tüketicilerin mağduriyetini gidericek yasal ve kurumsal düzenlemeler gecikmeden yapılmalıdır.

Tüketicilerin temel sorunları arasında yer alan yanıltıcı reklam ve promosyonlar konusunda Reklam Kurulu’nun il düzeyinde işlerlik kazandırılmalı, yerel basın-yayın kuruluşlarının reklamlarının yeterince denetimi sağlanmalıdır..

Gıda ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin imalat ve satış yerleri, özellikle semt pazarları, bakkallar, alışveriş merkezleri, kasaplar, lokantalar ve pastanelerde hijyenik koşullar, bozuk ürün, kalite ve standardizasyon, son kullanma tarihi, etiket kullanımı gibi tüketiciyi doğrudan

Page 68: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

etkileyen hususlara yönelik denetimler Belediye ve Tüketiciyi Koruma Derneği işbirliği ile gerçekleştirilmelidir.

J. YEREL YÖNETİMLER

1. Yerel Yönetimlerde Reform ve Demokratikleşme Zorunluluğu

Hükümet tarafından yerel yönetimlerde reform iddasıyla parlamentoya sunulan yasa tasarısı beklenen değişimleri gerçekleştiremediği gibi yerel yönetimlerde demokratikleşme alanında reform sayılabilecek yeniliklerden uzaktır.

Tasarı, Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartını imzalamış bulunan Türkiye’nin bu anlaşmaya taraf olmakla yerel yönetimler alanında gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği hususları gerçekleştirmediği gibi sivil toplum örgütlerinin yerel yönetimlere katılımını düzenleyen maddeleriyle yerel demokratikleşmede beklenen açılımı getirmeden uzak kalmıştır.

Hükümet tarafından Mart 1998 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa tasarısı, “Merkezi İdare İle Mahalli İdareler Arasında Görev Bölüşümü ve Hizmet İlişkilerinin Esaslarının Düzenlenmesi ve Çeşitli Kanunlarda Mahalli İdareler İle İlgili Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” adını taşımaktadır. Görüleceği üzere tasarı kamuoyunda duyulan biçimiyle sadece Mahalli İdareleri düzenlememekte, merkezi ve yerel yönetimler arasındaki ilişkiler beraberinde tüm devlet örgütlenmesinin yeniden düzenlenmesini amaçlamaktadır.

Hükümet tarafından sunulan tasarı genel gerekçesinde;

Ülke nüfusu 62.6 milyona ulaşmış, belediyelerde yaşayan nüfus toplam nüfusun yüzde 70’ini oluşturur hale

Page 69: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

gelmiştir. Buna karşılık merkezi yönetim, kaynakların yüzde 80-85’ini kullanarak yerel hizmetleri merkezden görür haldedir. Yönetsel sistem “dinamizmden yoksun, hızlı karar alamayan, verimli kaynak kullanamayan, kolay ulaşılabilir hizmet üretemeyen ve demokratik katılımı sağlayamayan bir yapıya dönüşmüştür. Bu tablo aşırı merkeziyetçi bir idari yapıyı ortaya koymaktadır ve ülke ihtiyaçlarına uygun değildir.”

Diğer yandan,“Bu tablo dünya gerçeklerine de uymamaktadır. Gelişmiş ülkelerde mahalli idareler hem yerel hizmet birimleri hem de demokrasi okulları olarak gösterilmektedir. Bu ülkelerde mahalli idareler kamu gelirlerinin yüzde 40-60’ını kullanmaktadır” denilmektedir.

Genel gerekçede ayrıca mahalli idareler gelirlerinin düşüklüğüne değinilerek “Mahalli idareler gelirlerinin genel bütçe gelirlerine oranı çeşitli dalgalanmalar göstermekle birlikte sürekli gerilemiş, 1970’lerde yüzde 10’un altına düşmüş, 1985’ten sonra yüzde 15’in üstüne çıkmıştır. Halen bu oran yüzde 15-18 düzeyindedir.”

“Mahalli idareler alanındaki bu duruma karşılık merkezi idare gerek görev, gerekse teşkilat ve mali kaynak kullanımı bakımından aşırı büyümüş ve hemen her tür yerel hizmeti görür hale gelmiştir. Halen merkezi idarenin kaynak kullanım payı yüzde 80-85 civarındadır” denilmektedir.

Merkezi yapılanmanın görev, yetki ve kaynak kullanımı yönünden taşıdığı ağırlığını, günümüzde hızla yaşanan kentleşme olgusu ve yerel demokratikleşme talepleri ile bağdaşmayan sistemi eleştiren genel gerekçe, ayrıca; “Ülke ve dünya gerçeklerine uymayan, etkin ucuz ve kolay ulaşılabilir hizmet üretemeyen verimli kaynak kullanamayan ve demokratik katılıma imkan vermeyen bu yapının değişmesi zorunluluktur.” İfadesi ile köklü bir değişimi gereğini vurgulamaktadır.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, merkezin önemli yetki ve kaynak devri olarak sunulan tasarıda merkezi yönetimin yerel birimleri olan il özel idarelerinin

Page 70: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

güçlendirilmesinin amaçlandığı görülmektedir. Buna göre merkezi hükümet planlama, koordinasyon, denetleme, rehberlik etme işlevlerini yerine getirecek, yerel yönetimler; sanayi ve ticaret, tarım, turizm, bayındırlık ve iskan, ulaştırma çevre orman ve ağaçlandırma, eğitim, sağlık, sosyal yardım, gençlik ve spor, kültür gibi alanlarda hizmet yürütebilecektir.

Tasarı ile merkezin taşra örgütü olarak bölge ve il düzeyinde etkinlik gösteren müdürlüklerin büyük bir kısmının il özel idaresi bürokrasisine dönüşmesi amaçlanmaktadır.

Bu değişimin merkezi yönetimin yapısında önemli bir değişim olduğu, merkez kaynaklarının taşraya daha fazla ayrılmasının hizmetlerin mahallinden yürütülmesine olanak sağlayacağı kabul edilmekle birlikte, belediyeler üzerinde merkezin denetiminin artacağı bu yönüyle yerel yönetimlerin demokratikleşmesiyle bağdaşmadığı gözlenmektedir.

Bu bağlamda, gerekçede katılımcılık unsuruna yer verilmesine karşın, tasarıda il meclislerine katılım için öngörülen fahri üyelik sistemi sınırlı sayıda meslek kuruluşunun meclise katılımını düzenlemekte, gönüllü kuruluşlara katılım şansı verilmemekte, ayrıca yeralan gönüllü kuruluşlar meclisinin ise zorunlu değil, isteğe bağlı kurulması öngörülmektedir.

Tasarıda yeralan yerel yönetimlerde şeffaflık, bilgi alma yönünde önemli adım olan; gerçek ve tüzel kişilerin belediye ve il özel idaresi karar organlarının karar ve toplantı tutanaklarını isteyebilmeleri, istemenin yalnızca kendilerini ilgilendiren kısımlarla sınırlı tutulması ve bir bedel karşılığı olması,bu hakkkın kullanılmasını önemli ölçüde sınırlamaktadır.

Özetlenen tasarı gerekçesi; ülkemizin yere yönetimler alanında yaşanan tüm sıkıntıları açıklıkla vurgulamasına karşın; tasarıda, gerekçede öne çıkarılan sıkıntıları giderecek bir düzenleme yapılamadığı görülmektedir.

Page 71: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Tasarı, asıl yerel yönetim birimleri olan belediyelerin daha fazla yetki, kaynak kullanma ve özerkiliğini sağlayacak, yerel demokratileşmede katılmcılık unsurunun genişletilerek sivil toplum kuruluşlarına yerel kararların oluşumuna olanak verecek düzenlemeler yapılarak yasalaştırılmalıdır.

2. 27.03.1994 Belediye Başkanlığı Seçimleri

27.03.1994 Belediye Başkanlığı Seçimi Türkiye ve Antalya sonuçları Çizelge J-1’de gösterilmektedir. Türkiye genelinde seçmen listelerinde yazılı olan seçmen sayısı, oy kullanan seçmen sayısı ve geçerli oy sayısı içinde Antalya’nın payı birbirine yakın olup, yüzde 2,09 civarında olduğu belirlenmiştir.

Seçime katılan partiler, Türkiye genelinde aldıkları oyların içinde Antalya’da aldıkları oyların paylarına göre sıralanırsa; yüzde 7,44 ile DP birinci, yüzde 5,81 ile CHP ikinci, yüzde 4,50 ile SBP üçüncü, yüzde 3,39 ile DYP dördüncü, yüzde 3,23 ile MHP beşinci, yüzde 2,88 ile İP altıncı, yüzde 2,65 ile MP yedinci, yüzde 2,09 ile ANAP sekizinci, yüzde 1,60 ile YDP dokuzuncu, yüzde 1,40 ile DSP onuncu, yüzde 1,21 ile bağımsızlar onbirinci, yüzde 0,88 ile SHP onikinci, yüzde 0,85 ile RP onüçüncü, yüzde 0,84 ile BBP ondördüncü sırada yer almaktadır.

Seçime katılan partilerin Türkiye genelinde ve Antalya’da aldıkları oy oranları karşılaştırıldığında;ANAP Türkiye genelinde yüzde 22,76 ile birinci parti iken Antalya’da yüzde 22,67 ile ikinci parti olmaktadır.DYP Türkiye genelinde yüzde 18,97 ile ikinci parti iken Antalya’da yüzde 30,70 ile birinci parti olmuştur. RP Türkiye genelinde yüzde 18,95 ile üçüncü parti iken Antalya’da 7,69 ile beşinci parti olmuştur. SHP Türkiye genelinde yüzde 16,83 ile dördüncü parti iken Antalya’da yüzde 7,11 ile altıncı olmuştur. DSP Türkiye genelinde yüzde 7,95 ile beşinci iken Antalya’da yüzde 5,32 ile yedinci olmuştur.

Page 72: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

MHP Türkiye genelinde yüzde 7,54 ile altıncı iken Antalya’da yüzde 11,65 ile dördüncü olmuştur.CHP Türkiye genelinde yüzde 4,37 ile yedinci iken Antalya’da yüzde 12,14 ile üçüncü olmuştur. BBP Türkiye genelinde yüzde 0,95 ile sekizinci iken Antalya’da yüzde 0,38 ile onuncu olmuştur. Bağımsızlar Türkiye genelinde yüzde 0,78 ile dokuzuncu iken Antalya’da yüzde 0,45 ile yine dokuzuncu olmuştur. DP Türkiye genelinde yüzde 0,32 ile onuncu iken Antalya’da yüzde 13 ile sekizinci olmuştur. MP Türkiye genelinde yüzde 0,17 ile onbirinci iken Antalya’da yüzde 0,22 ile onikinci olmuştur. YDP Türkiye genelinde yüzde 0,17 ile onikinci iken Antalya’da yüzde 0,13 ile ondördüncü olmuştur. İP Türkiye genelinde yüzde 0,16 ile onüçüncü iken Antalya’da yüzde 0,22 ile onbirinci olmuştur. SBP Türkiye genelinde yüzde 0,09 ile ondördüncü iken Antalya’da yüzde 0,20 ile onüçüncü olmuştur.

Page 73: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

27.03.1994 BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİTÜRKİYE VE ANTALYA SONUÇLARI

Çizelge J-1 Türkiye Antalya

Oy Belediye Başkanlığı Oy Belediye BaşkanlığıSayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi

Kayıtlı seçmen sayısı 23.366.089

100,00 - - 487.905 100,00 - -

Oy kullanan seçmen Sayısı 21.142.499

90,48 - - 441.641 90,52 - -

Geçerli oy sayısı 19.897.335

85,15 - - 416.518 85,37 - -

Seçime Katılan Partiler Toplamı

19.897.335

100,00 2.695 100,00 416.518 100,00 69 100,00

1. ANAP 4.527.710 22,76 790 29,31 94.426 22,67 19 27,54 2. DYP 3.774.378 18,97 883 32,76 127.857 30,70 28 40,58 3. RP 3.769.721 18,95 323 11,99 32.011 7,69 3 4,35 4. SHP 3.348.869 16,83 434 16,10 29.626 7,11 5 7,25 5. DSP 1.581.599 7,95 23 0,85 22.151 5,32 - - 6. MHP 1.500.523 7,54 118 4,38 48.520 11,61 3 4,35 7. CHP 869.921 4,37 63 2,34 50.566 12,14 8 11,59 8. BBP 188.284 0,95 11 0,41 1.580 0,38 - - 9. Bağımsızlar 154.379 0,78 44 1,63 1.864 0,45 2 2,90 10. DP 63.376 0,32 6 0,22 4.715 1,13 1 1,45 11. MP 34.208 0,17 - - 907 0,22 - - 12. YDP 33.875 0,17 - - 543 0,13 - - 13. İP 32.089 0,16 - - 924 0,22 - - 14. SBP 18.403 0,09 - - 828 0,20 - -Kaynak : DİE

Page 74: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,
Page 75: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Partilerin Türkiye genelinde ve Antalya’da kazandıkları belediye başkanları sayısı (ve oranları) karşılaştırılırsa;

DYP Türkiye genelinde 883 belediye başkanı (yüzde 32,76) ile birinci olurken Antalya’da 28 belediye başkanı (yüzde 40,58) ile yine birinci olmuştur.ANAP Türkiye genelinde 790 belediye başkanı (yüzde 29,31) ile ikinci olurken Antalya’da 19 belediye başkanı (yüzde 27,54) ile yine ikinci olmuştur.SHP Türkiye genelinde 434 belediye başkanı (yüzde 16,10) ile üçüncü olurken Antalya’da 5 belediye başkanı (yüzde 7,25) ile dördüncü olmuştur.RP Türkiye genelinde 323 belediye başkanı (yüzde 11,19) ile dördüncü olurken Antalya’da 3 belediye başkanı (yüzde 4,35) ile beşinci olmuştur.MHP Türkiye genelinde 118 belediye başkanı (yüzde 4,38) ile beşinci olurken Antalya’da 3 belediye başkanı (yüzde 4,35) ile yine beşinci olmuştur.CHP Türkiye genelinde 63 belediye başkanı (yüzde 2,34) ile altıncı olurken Antalya’da 8 belediye başkanı (yüzde 11,59) ile üçüncü olmuştur.Bağımsızlar Türkiye genelinde 44 belediye başkanı (yüzde 1,63) ile yedinci olurken Antalya’da 2 belediye başkanı (yüzde 2,90) ile altıncı olmuştur.DSP Türkiye genelinde 23 belediye başkanı (yüzde 0,85) ile sekizinci olurken Antalya’da belediye başkanlığı kazanamamıştır. BBP Türkiye genelinde 11 belediye başkanı (yüzde 0,41) ile dokuzuncu olurken Antalya’da belediye başkanlığı kazanamamıştır. DP Türkiye genelinde 6 belediye başkanı (yüzde 0,22) ile onuncu olurken Antalya’da 1 Belediye başkanlığı kazanmıştır.MP, YDP, İP ve SBP belediye başkanlığı kazanamamıştır.

3. 24.12.1995 Milletvekili Seçimleri

24.12.1995 Milletvekili genel seçimi Türkiye ve Antalya sonuçları Çizelge J-2’de gösterilmektedir. Türkiye

Page 76: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde kayıtlı seçmenlerin yüzde 2,18’i oy kullanan seçmenlerin yüzde 2,20’si, geçerli oyların yüzde 2,23’ü Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Seçime katılan partiler, Türkiye genelinde aldıkları oyların içinde Antalya’da aldıkları oyların paylarına göre sıralanırsa; yüzde 4,82 ile CHP birinci, yüzde 3,33 ile MHP ikinci, yüzde 3,08 ile DYP üçüncü, yüzde 2,45 ile İP dördüncü, yüzde 2,24 ile MP beşinci, yüzde 1,95 ile YP altıncı, yüzde 1,77 ile YDP yedinci, yüzde 1,76 ile YDH sekizinci, yüzde 1,66 ile ANAP dokuzuncu, yüzde 1,39 ile RP onuncu, yüzde 1,04 ile DSP onbirinci, yüzde 1,00 ile HADEP onikinci, yüzde 0,09 ile Bağımsızlar onüçüncü sırada yer almaktadır.

Seçime katılan partilerin Türkiye genelinde ve Antalya’da aldıkları oy oranları karşılaştırıldığında;RP Türkiye genelinde yüzde 21,38 ile birinci parti iken Antalya’da yüzde 13,30 ile dördüncü olmuştur.ANAP Türkiye genelinde yüzde 19,65 ile ikinci iken Antalya’da 14,65 ile üçüncü olmuştur.DYP Türkiye genelinde yüzde 19,18 ile üçüncü iken Antalya’da yüzde 26,53 ile birinci olmuştur.DSP Türkiye genelinde yüzde 14,64 ile dördüncü iken Antalya’da yüzde 6,81 ile altıncı olmuştur.CHP Türkiye genelinde yüzde 10,71 ile beşinci iken Antalya’da yüzde 23,16 ile ikinci olmuştur.MHP Türkiye genelinde yüzde 8,18 ile altıncı iken Antalya’da yüzde 12,21 ile beşinci olmuştur.HADEP Türkiye genelinde yüzde 4,17 ile yedinci iken Antalya’da yüzde 1,87 ile yine yedinci olmuştur.Bağımsızlar Türkiye genelinde yüzde 0,48 ile sekizinci iken Antalya’da yüzde 0,02 ile onüçüncü olmuştur.YDH Türkiye genelinde yüzde 0,48 ile dokuzuncu iken Antalya’da yüzde 0,38 ile yine dokuzuncu olmuştur.MP Türkiye genelinde yüzde 0,45 ile onuncu iken Antalya’da yüzde 0,46 ile sekizinci olmuştur.YDP Türkiye genelinde yüzde 0,34 ile onbirinci iken Antalya’da yüzde 0,27 ile onuncu olmuştur.

Page 77: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

İP Türkiye genelinde yüzde 0,22 ile onikinci iken Antalya’da yüzde 0,24 ile onbirinci olmuştur.Son olarak YP Türkiye genelinde yüzde 0,13 ile onüçüncü iken Antalya’da yüzde 0,11 ile onikinci olmuştur.

Page 78: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

24.12.1995 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİTÜRKİYE VE ANTALYA SONUÇLARI

Çizelge J-2Türkiye Antalya

Oy Milletvekili Oy MilletvekiliSayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi Sayısı Yüzdesi

Kayıtlı seçmen sayısı 34.155.981

100,00 - - 744.876 100,00 - -

Oy kullanan seçmen Sayısı 29.101.469

85,20 - - 641.419 86,11 - -

Geçerli oy sayısı 28.040.392

82,10 - - 625.059 83,91 - -

Gümrük kapı. Seç. çev. düş. oy say.

86.601 0,25 - - 1.931 0,26 - -

Toplam geçerli oy sayısı 28.126.993

82,35 - - 626.990 84,17 - -

Partilerin al. oy ve milletvekili sayısı

28.126.993

100,00 550 100,00 626.990 100,00 10 100,00

1. RP 6.012.450

21,38 158 28,73 83.363 13,30 1 10,00

2. ANAP 5.527.288

19,65 132 24,00 91.881 14,65 2 20,00

3. DYP 5.396.009

19,18 135 24,55 166.368 26,53 3 30,00

4. DSP 4.118.025

14,64 76 13,82 42.702 6,81 1 10,00

5. CHP 3.011.076

10,71 49 8,91 145.189 23,16 3 30,00

6. MHP 2.301.343

8,18 - - 76.545 12,21 - -

7. HADEP 1.171.62 4,17 - - 11.701 1,87 - -

Page 79: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

3 8. Bağımsızlar 133.895 0,48 - - 120 0,02 - - 9. YDH 133.889 0,48 - - 2.352 0,38 - - 10. MP 127.630 0,45 - - 2.858 0,46 - - 11. YDP 95.484 0,34 - - 1.687 0,27 - - 12. İP 61.428 0,22 - - 1.507 0,24 - - 13. YP 36.853 0,13 - - 717 0,11 - -Kaynak : DİE

Page 80: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Seçime katılan partilerin Türkiye genelinde ve Antalya’da kazandıkları milletvekilleri (ve oranları) karşılaştırıldığında;RP Türkiye genelinde 158 milletvekili (yüzde 28,73) ile birinci iken Antalya’da 1 milletvekili (yüzde 10,00) ile üçüncü olmuşur.DYP Türkiye genelinde 135 milletvekili (yüzde 24,55) ile ikinci iken Antalya’da 3 milletvekili (yüzde 30,00) ile birinci olmuştur.ANAP Türkiye genelinde 132 milletvekili (yüzde 24,00) ile üçüncü iken Antalya’da 2 milletvekili (yüzde 20,00) ile ikinci olmuştur.DSP Türkiye genelinde 76 milletvekili (yüzde 13,82) ile dördüncü iken Antalya’da 1 milletvekili (yüzde 10,00) ile üçüncü olmuştur. CHP Türkiye genelinde 49 milletvekili (yüzde 8,91) ile beşinci iken Antalya’da 3 milletvekili (yüzde 30,00) ile birinci olmuştur.MHP, HADEP, Bağımsızlar, YDH, MP, YDP, İP ve YP milletvekilliği kazanamamıştır.

Page 81: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

BİRİNCİ BÖLÜM

I. EKONOMİK YAPILANMA

A. GENEL DURUM

Antalya, ağırlıklı sektöler olarak tarım, turizmin ve ticaretin hakim olduğu, son yıllarda turizm sektörü ve iç göçün uyardığı inşaat sektörünün geliştiği bir ekonomik yapılanma göstermektedir. Tarım, turizm ve ticaret sektörünün kent ekonomisi içindeki payı Türkiye ortalaması üstünde olurken, sanayinin payı düşük kalmaktadır.

Kent ekonomisinin üstüne kurulduğu tarım ve turizm sektörleri, son yıllarda gözlenen göreceli gelişmeye karşın sektörler; coğrafi konum, altyapı-ulaşım, pazarlama gibi faktörler nedeniyle gelişim potansiyelini tam olarak kullanamamakta, yörede beklenen gelişme sağlanamamış bulunmaktadır.

Turizm ve tarım sektöründe yurtiçi ve yurtdışı pazarlara ulaşma, öncelikli sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Antalya, hammadde kaynaklarına, müşteriye, sermayeye ve nitelikli işgücüne uzakta bulunmaktadır. Tarım ve turizmde yurtiçi pazarımız Marmara’da, yurtdışı pazar da daha Kuzeyde, Batıda ve Avrupa’da bulunmaktadır.

Ülkemizde ticaret emtia-sermaye-insan trafiği Marmara’dan Ege’ye, Aydın-Denizli-Afyon hattından İç Anadolu’ya doğru seyretmekte, Güneye inmemektedir.

Antalya’dan son 15 yılda gelişen temel sektörler olan Tarım ve Turizm ile bölgenin tamamında istenen kalkınma gerçekleşememiştir. Ayrıca turizmden elde edilen gelirlerin önemli bir bölümünün bölge dışına aktarıldığı anlaşılmaktadır.

Page 82: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Turizm ve tarımın kıyı bandında meydana getirdiği ekonomik canlanma iç bölgelere yayılamamış, yöre ekonomisinin günümüzde kazandığı yapılanma; bölge içinde gözlenen gelişmişlik farklarını gideremediği gibi ülke genelinde görülen ulusal gelirin dağılımındaki dengesizlik, yöremizde de kendini göstermektedir.

Bölgede, kıyı bandından 25 km içeride, gelişmemiş kapalı ekonomik yapı gözlenmektidir. Bu kesimlerde sanayinin geliştirlememesi, ayrıca suların azalması sebebiyle tarım gelirlerinin düşmesi, bunların ticaret yollarının üzerinde olmamasından dolayı; Elmalı-Korkuteli-Gündoğmuş ekseni ile, Gölhisar-Burdur-Isparta-Şarkikaraağaç ekseninde kalan ekonomi giderek küçülmekte ve kıyıya göç vermektedir.

Yörede dengeli bir kalkınmanın gerçekleşebilmesi, diğer bölgelerle rekabet edebilir düzeye ulaşılabilmesi, tatil turizmine bağlı olmanın getirdiği risklerin enaz düzeye indirilmesine ve çok sektörlü bir yapılanmaya gidilmesini zorunlu kılmaktadır.

Antalya ekonomisinin gelişim alternatiflerinin ortaya konabilmesi, yer aldığı bölge içinde en yakın iller olan Burdur ve Isparta ile birlikte, bölgesel kalkınma yaklaşımı içinde ele alınmayı zorunlu kılmaktadır.

B. SEKTÖREL YAPILANMA

Antalya ekonomisinde sektörel yapılanmanın ortaya konulabilmesi amacıyla, öncelikle mevcut durum itiberiyle sektörlerin Antalya ekonomisi içindeki yeri, Türkiye verileri ile karşılaştırılmalı olarak ele alınmakta, bölgesel gelişme perspektifi dikkate alınarak, sektörlerin gelişme trendleri, sektörler arası karşılıklı etkileşim ve lokomotif sektörler itibariyle ileriye yönelik sektörel yapılanmaya ilişkin ipuçları aranmaktadır.

Bu bağlamda, Antalya Kent Konseyi çalışma grupları raporları ile Antalya-Burdur-Isparta ekseninde önerilen

Page 83: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Batı Akdeniz Bölgesel Gelişme Projesi hazırlık notları kapsamında ön görülen ileriye yönelik sektörel yapılanma yaklaşımları öncelikli gündem önerileri olarak sunulmuştur.

Mevcut durum itibariyle sektörel yapılanmayı değerlendirebilmek için bulunabilen en kapsamlı kriter, 1990 sayım yılına göre çalışan nüfusun sektörel dağılımına ilişkin verilerle sınırlı kalmaktadır. Çünkü 1997 sayım yılında, çalışan nüfusun sektörel dağılımına ilişkin veriler elde edilememiştir. Öte yandan, işyeri sayıları veya katma değere ilişkin Antalya ve Türkiye genelinde tüm sektörleri kapsayan verilerin elde edilememesi, bu kriterlere göre sektörel yapılanmanın ortaya konulmasını olanaksız hale getirmekte, yapılan değerlendirmelerin verileri olan sektörlerle sınırlandırılmasına neden olmaktadır. Bu durumda, ilgili çevrelerce yapılan sektörel yapılanmaya ilişkin değerlendirmeler, ya 1990 sayım yılına ait çalışan nüfus kriteri ile sınırlı kalmakta ya da somut bir kritere dayanmayan ileriye yönelik sektörel yapılanma yaklaşımlarını da içeren genel değerlendirme düzeyinde kalmaktadır.

Çalışan nüfus kriterine göre sektörel yapılanmayı ortaya koymak için, Çizelge B-1’de 1990 sayım yılına göre Türkiye ve Antalya’da çalışan nüfusun iktisadi faaliyet kollarına göre dağılımı gösterilmiştir. Türkiye genelinde çalışan nüfusun yüzde 2,38’i Antalya’da olmasına karşılık, tarımda çalışanların yüzde 2,52’si, madencilikte çalışanların yüzde 0,44’ü, imalat sanayinde çalışanların yüzde 1,19’u, elektrik, su ve gaz işlerinde çalışanların yüzde 1,94’ü, inşaat işlerinde çalışanların yüzde 3,30’u, toptan ve perakende ticaret, lokanta ve otellerinde çalışanların yüzde 3,53’ü, ulaştırma, haberleşme ve depolama işlerinde çalışanların yüzde 2,35’i, mali kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ait işler ve yardımcı iş hizmetlerinde çalışanların yüzde 2,28’i, toplumsal ve kişisel hizmetlerde çalışanların yüzde 1,94’ü Antalya’da olduğu belirlenmiştir. Bu durum, Türkiye geneline göre Antalya’da çalışan nüfusun payı dikkkate alındığında; tarım, ticaret ve turizm ile inşaat sektörlerinde çalışanların göreli olarak daha fazla olduğunu göstermektedir.

Page 84: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1990 SAYIM YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA NÜFUSUN İKTİSADİ FAALİYET KOLLARINA GÖRE DAĞILIMI

çizelge B-1Türkiye Antalya

Sayısı Yüzdesi Sayısı YüzdesiToplam çalışan Nüfus

23.381.893

100,00 555.859 100,00

Tarım 12.547.796

53,66 316.658 56,97

Madencilik 130.823 0,56 572 0,10 İmalat Sanayi 2.781.717 11,90 33.099 5,95 Elektrik, Su ve Gaz

80.324 0,34 1.558 0,28 İnşaat 1.184.242 5,06 39.122 7,04 Top. ve Per.Tic.Lok. ve Oteller 1.854.306 7,93 65.405 11,77 Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama

775.427 3,32 18.217 3,28 Mali Kur.Sig.Taş.Mal. Ait işl.Yrd. iş Hizmetler

541.742 2,32 12.377 2,23

Toplumsal ve Kişisel Hizmetler

3.344.033 14,30 64.811 11,66 İyi Tanımlanmamış Faaliyetler 141.483 0,61 4.040 0,73Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Toplam çalışan nüfus içinde tarımda çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 53,66 iken, Antalya’da yüzde 56,97 ile daha fazladır. Madencilikte çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,56 iken Antalya’da yüzde 0,10 ile daha azdır. İmalat sanayinde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 11,90 iken Antalya’da yüzde 5,95 ile daha azdır. Elektrik, su ve gaz işlerinde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 0,34 iken Antalya’da yüzde 0.28 ile daha azdır. İnşaat işlerinde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 5,06 iken Antalya’da yüzde 7,04 ile daha fazladır. Toptan ve perakende ticaret, lokanta ve otellerde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 7,93 iken Antalya’da yüzde 11,77 ile daha fazladır. Ulaştırma, haberleşme ve depolama işlerinde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 3,32 iken Antalya’da yüzde 3,28 ile daha azdır. Toplumsal ve kişisel hizmetlerde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde14,30 iken Antalya’da yüzde 11,66 ile daha azdır. Bu durum,

Page 85: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da tarım, ticaret ve turizm ile inşaat sektörlerinde çalışanların göreli olarak daha fazla olduğunu doğrulamaktadır. Türkiye geneline göre Antalya’da göreli olarak daha fazla istihdam sağlayan tarım, ticaret ve turizm ile inşaat sektörlerinde çalışanların oranı Türkiye genelinde yüzde 66,65 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 75,78 ile daha fazla paya sahip olduğu görülmektedir.

Sektörlerin gelişme trendleri itibariyle, tarımın ileriye yönelik sektörel yapılanma içindeki payı diğer sektörlerin aksine giderek azalmaktadır. Gelişmiş ülkelerde tarımın toplam istihdam içindeki payının yüzde 5 civarında olması, gelişmekte olan ülkelerde tarımda geleneksel üretim yerini teknolojiye dayalı üretime bıraktıkça tarımın istihdamdaki payının giderek azalacağını göstermektedir. Bu genel eğilime karşın, Türkiye geneline göre Antalya’da örtülü tarım, süs bitkileri, tohumculuk alanında sağlanan gelişmeler, büyük kapasiteli yeni toptancı halinin faaliyete geçmesi, yaş meyve ve sebze paketleme tesisleri ve soğuk hava depolarında artış ile iç ve dış pazarın genişlemesi, Antalya’da tarımın bu bağlamda göreli olarak önemini koruduğunu göstermektedir. Ancak, Çukurovanın yanısıra, özellikle GAP projesinin yaşama geçirilmesi ile birlikte özellikle pamuk gibi endüstriyel bitkiler başta olmak üzere ürün çeşitliliği açısından Antalya rekabet üstünlüğünü giderek kaybetme durumundadır.

Sektörler arası karşılıklı etkileşim açısından Antalya’da tarıma dayalı sanayinin gelişmesi; gözde sektörler olan turizm ve ticaretin işlenmiş tarım ürünleri talebiyle tarımsal üretime olan talebi de artıracağı dikkate alınırsa; bir lokomotif sektör olarak tarıma dayalı sanayinin ileriye yönelik sektörel yapılanmada payının giderek artacağı söylenebilir.

Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre 1997 yılı sonu itibariyle Antalya’da tarıma dayalı sanayi kuruluşları kapsamında; 4 tane un (202 tane ekmek), 13 tane yağ, 77 tane süt ve süt ürünleri, 4 tane yem, 17 çırçır, 2 iplik ve 54 tane diğer gıda maddeleri (şekerli mamüller, meyve suyu, meyve özlü toz içecekler, konserve, turşu, sirke, tarhana, ekmek katkı meddesi, salata sosu, harnup öğütme) olmak üzere

Page 86: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

toplam 373 fabrika olduğu tespit edilmiştir. Yaş meyve sebze kapsamında toplam 71.915 ton/yıl kapasiteli 51 tane soğuk hava deposu ve 43 tane paketleme tesisi bulunmaktadır. Süs bitkileri kapsamında toplam 318.600.000 dal/yıl kapasiteli 40 soğuk hava deposu ve paketleme tesisi bulunmaktadır.

Turizm sektörünün gelişme trendi itibariyle, sabit yatırım olarak yeni turistik tesislerin yapılması açısından özellikle kıyı şeridinin doygunluğa ulaşmasına karşılık, iç kısımlarda öncelikle doğa ve yayla turizmi başta olmak üzere kıyı şeridindeki turistik tesislerle bağlantılı günü birlik tesis yatırımları bile ihmal edilmektedir.

Mevcut durum itibariyle Antalya’da turizm sektörünün kıyı şeridine sıkışarak iç kısımlardan izole olduğu, hatta turistik ürünler pazarında bile büyük mağazaların başta il merkezi olmak üzere kent esnafının yeterince pay almasını engellediği görülmektedir. Asıl önemlisi Antalya’da turizm sektöründen en büyük payı alan işletmelerin çoğunun şirket merkezlerinin Antalya dışında olması; hem belediyelerin turizmin külfetine katlanmalarına karşılık vergilerden yeterince pay alamamasını, hem de bu işletmelerden sağlanan sermaye birikiminin Antalya’ya öncelikle ihmal edilen iç kısımlara dengeli bölgesel gelişmenin gereği olarak farklı sektörlere yatırım olarak geri dönmesini engelleyici bir unsur oluşturmuştur.

Bu bağlamda geçmiş dönem itibariyle, turistik tesislerin hem yatırım dönemi ihtiyaçları hem de işletme dönemi ihtiyaçları kapsamında (tarım ürünleri ve ticarette dağıtım firmalarının gelişimine kısmen katkıda bulunmuş olmakla birlikte) turizmle ilgili sektörler arası karşılıklı etkileşim yerel düzeyde yeterince sağlanamamıştır.

Diğer taraftan, genel olarak pazarlamanın önemi giderek artması bir yana, özellikle turizmin iç ve dış olaylardan çok çabuk etkilenen hassas bir sektör olması, pazarlama ve tanıtım etkinliklerinin turizm sektörü açısından önemini daha fazla arttırmaktadır. Bu durum, etkin ve yaygın bir tanıtım için turizm sektörünü diğer sektörlerle işbirliği yapmaya zorlamaktadır. Böylelikle, meslek örgütlerinin

Page 87: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

öncülüğünde oluşturulan tanıtım amaçlı şirket ve vakıflar aracılığı ile sağlanan işbirliğine dayalı girişimciliğin, bölgesel düzeyde sektörler arası karşılıklı etkileşim yapacağı katkılarla, tanıtım hizmetleri ve fuar turizminin, ileriye yönelik sektörel yapılanmada önemli sektör haline gelebileceği söylenebilir.

Tanıtım hizmetleri ve fuar turizminin, turim sektörü ile sınırlı kalmayıp, sektörler arası karşılıklı etkileşim sonucu diğer sektörlerin gelişmesine katkıda bulunması, en fazla ticaret sektörünün pazar payını artıracağı söylenebilir.

Türkiye geneline ilişkin gözlemler; Antalya’da tarımın daha fazla, imalat sanayinin daha az gelişmesi, aynı zamanda Antalya’da ticaret sektörünün tarım ürünlerini kendi yöresinden temin etme oranının daha yüksek, sanayi ürünlerini kendi yöresinden temin etme oranı ise daha düşük olduğunu göstermektedir.

Türkiye geneline göre Antalya’da ticaret sektörünün göreli olarak daha fazla gelişmesinde, iç göçten kaynaklanan hızlı nüfus artışı ile oluşan talep artışının yanısıra, turistik tesislerin oluşturduğu ek talebin de kısmen etkili olduğu söylenebilir.

Gelişen ticaret hacmi, tarım ürünlerinde Toptancı Hali’nden yöreye yapılan satışları artırırken, gıda, temizlik ve diğer ihtiyaç maddeleri başta olmak üzere sanayi ürünleri toptan ticaretinin gelişmesi Toptan Ticaret Sitesi’nin kurulmasına gerekli potansiyali sağlamıştır. Toptan ticaret yapan şirketlerin büyük çoğunluğunun merkezi Antalya’da olmasına karşılık, perakende satış yapan büyük mağazaların şirket merkezleri Antalya dışında olanlar göreli olarak daha fazladır.

Son yıllarda perakende satış yapan büyük mağazaların giderek çoğalması; bakkallar ve turistlere yönelik satış yapan esnaf başta olmak üzere küçük işletmelerin rekabet güçleri ve Pazar paylarının giderek azalmasına yol açmaktadır.

Page 88: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye genelinde gerçekleştirilen ihracatın yüzde 0,54’ünün, ithalatın ise yüzde 0,23’ünün Antalya gümrüklerinden yapıldığı dikkate alınırsa, toplam dış ticaret hacmi içinde Antalya’nın payının diğer ekonomik verilerle karşılaştırıldığında çok düşük olduğu söylenebilir.

Öte yandan, meyve, sebze ve diğer bitkiler ihracatı oranı Türkiye genelinde yüzde 7,04 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 39,28 ile daha fazladır. Antalya hinderlandında sanayinin gelişmemesi ve Konya başta olmak üzere İç Anadolu bağlantılarının yeterince sağlanamaması gibi Antalya Limanı’nın düşük kapasite çalışmasına neden olan faktörler, dış ticaretin ve Serbest Bölge’nin gelişmesini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Turizmdeki gelişmeye paralel olarak artan iç göçle birlikte düzensiz olarak büyüyen inşaat sektöründe, turizmdeki yanlış yapılanma sonucu turizm gelirlerinin iç kesimlere ve diğer sektörlere yeterince yansımaması, gelir dağılımındaki bozukluğun giderek artması, düzenli ve ucuz arsa üretiminin sağlanamayışı gibi nedenlerle son yıllarda konut satışında durgunluk ile karşı karşıya gelinmiştir. Alt gelir guruplarında konut sorunu devam etmesine rağmen, konut satışında durgunluğun ortaya çıkması, uzun dönemli yapısal çözümler gerektirdiği için, ileriye yönelik sektörel yapılanmada inşaat sektörünün gelişme trendinde yavaşlama olacağı söylenebilir.

Çalışan nüfus kriteri, sektörlerin (insanların geçim kaynakları olarak) ekonomi içindeki yerlerini gösteren sınırlı bir araç olmakla birlikte; Antalya’da kıyı şeridinde turizmin gelişmesine paralel olarak bölgesel gelişmeye yönelik dengeli bir sektörel yapılanmanın önemli bir unsuru olarak imalat sanayinin iç kısımlarda ihmal edildiğini göstermektedir.

1989 yılında Alman Kalkınma Enstitüsü tarfından yapılan bir araştırma; 4-5 yıldızlı turistik tesisler başta olmak üzere turizmin yatırım dönemi ihtiyaçlarının yanı sıra yenileme ve bakım onarım aşamasında da küçük işletmeler başta olmak üzere yöre imalatçıların çok sınırlı

Page 89: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

bir pay aldığını ortaya koymaktadır. Yöredeki küçük sanayi sitelerinde oto tamir-bakım ve yedek parça satışı yapan işyerlerinin en büyük kesimi oluşturması, bunu sırası ile marangoz, soğuk demirci, mobilyacıların izlemesi, Organize Sanayi Bölgesi’nin ise 1986 yılında Bölge Müdürlüğü faaliyete geçmesine rağmen 1999 yılına kadar I. Kısım parsellerinin bile yüzde 89’u tahsis edilebilmiş olup, tahsis yapılan 78 firmadan 50’sinin işletmeye geçmiş olması, Antalya’da imalat sanayinin, gelişme trendinin çok sınırlı kaldığını ortaya koymaktadır.

Mevcut durum itibariyle yöredeki sektörler arası karşılıklı etkileşimde imalat sanayinin payının artırılması, tarıma dayalı sanayi ve turizmin talep ettiği ürünlere yönelik çeşitliliğinin sağlanması, iç ticaret ve ihracatta işlenmiş tarım ürünleri ve diğer sanayi ürünlerinin payının artırılması, Pazar bağlantılarının geliştirilmesi için limanın çalışma kapasitesinin artırılması başta olamak üzere ulaştırma sisteminin geliştirilmesi gibi işlevleri dikkate alındığında ileriye yönelik sektörel yapılanmada tarıma dayalı sanayi ve turizmin talep ettiği ürünlere yönelik sanayi başta olmak üzere sanayinin, bölgesel gelişme için Antalya’nın ihmal edilen iç kısımları ve Burdur-Isparta ekseninde lokomotif bir sektör olabileceği söylenebilir.Ulaştırma ve haberleşme işlerinde çalışanların oranı, Türkiye geneline göre Antalya’da daha az olması, ulaştırma sektörünün Antalya’da göreli olarak daha fazla ihmal edildiğinin bir göstergesi sayılabilir. Ancak, asıl önemlisi Antalya’da iç ve dış ulaştırma sistemlerinin göreli olarak daha az gelişmiş olması, yöredeki sektörlerin iç ve dış Pazar bağlantılarının ve dolayısıyla sektörler arası karşılıklı etkileşimin artırılmasını engelleyen en önemli faktör haline getirdiği söylenebilir. Antalya il merkezinde işyerlerinin Kalekapısı çevresinde tek merkezli olarak yoğunlaşması, Kemer-Kepez-Organize Sanayi-Isparta yolu çevre bağlantılarının sağlanamaması, Antalya-Alanya sahil yolunun tamamlanamaması, Antalya-İstanbul karayolunun yetersiz olması, deniz yolu ile yöresel, yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarının geliştirilememesi, Antalya demiryolu bağlantısının olmayışı, Gazipaşa ve Kaş havaalanlarının hizmete açılamaması; trafik sorunları biryana, bölgesel

Page 90: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

potansiyellerin daha iyi değerlendirilmesini ve çok sektörlü dengeli bir ekonomik yapılanmanın sağlanmasını güçleştirmektedir.

Antalya’da sektörler itibariyle yapılanma, Türkiye ekonomisindeki yeri karşılaştırmalı olarak aşağıda kısaca sunulmuştur.

C. TARIM

1. Sektörünün Temel Sorunları

Tarım sektörü, izlenen ekonomik politikalara bağlı olarak sıkıntılar yaşamakta, girdi fiyatlarında gözlenen artışlar sektörü her geçen yıl sıkıntıya itmektedir.

Yöre tarımı yurtiçinde GAP’ın, yurtdışında ise İspanya ve Magrip ülkelerinin rekabeti ile karşı karşıya bulunmaktadır.

Tarım sektörünün Yurtiçi müşterisi ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi ve Ankara’da; Yurtdışı müşterisi Rusya ile Orta ve Batı Avrupa’da bulunmaktadır.

Tarım sektörünün gelişimi için de, teknolojiye dayalı tarımın ve kontrolün geliştirilmesi, pazarlara ulaşımın kolaylaştırılması gerekmektedir.

Antalya ili içinde tarım topraklarının hızla azaldığı gözlenmektedir. Güzeloba ve Kırcami bir zamanlar Antalya’nın önemli tarımsal üretim merkezleri olarak bilinirken, bu mahallelerdeki bahçeler ve seralar yerlerini çok katlı beton yığınlarına terk etmektedir. Kesme çiçekçiliğin ve sebzeciliğin yoğun olduğu Koyunlar Köyü ve çevresi halkın çoğunluğunun istememesine karşın, yapılaşma baskısı altındadır.

Antalya’da Muratpaşa Vakfı olarak bilinen binlerce hektarlık alandan günümüze sadece 3800 hektarlık Vakıf Çiftliği kalmıştır. Yeni yerleşime açılması planlanan beş yeni yerin: Çakırlar, Çalkaya, Varsak, Yeşilbayır ve Aksu

Page 91: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

adlarının söz konusu amaç için gündeme gelmesi dahi üzücüdür. Sayılan beş yer içerisinde sadece Yeşilbayır yeni yerleşime kısmen uygundur. Diğer dört yerleşim alanının ciddi bir biçimde yeniden gözden geçirilmesi gerekir.

Diğer yandan, Antalya sahil kesimindeki tarım toprakları verimlilik açısından örneği dünyada çok azdır. Antalya çevresinde hemen hemen her yerden sondajla taze su çıkarmak mümkündür. Su sorunu söz konusu değildir. İklim de tarıma son derece müsaittir. O halde, tarım topraklarının kaybolması radikal tedbirlerle önlemesi gerekmektedir. Yaklaşık 400.000 hektar tarım toprağı bulunan Antalya ilinin tarım toprağı varlığının önemli bir kısmı Elmalı (174.000 Ha.) ve Korkuteli (101.000 Ha.)’nde bulunmaktadır. Antalya ve Alanya gibi yerleşim merkezlerinin yakın çevrelerindeki tarım topraklarının da elden çıktığı düşünülürse geriye kalan birinci sınıf tarım topraklarının miktarı önemli derecede azalmış ve korunmaya muhtaçtır.

2. Tarım Arazisinin Kullanım Alanı ve Bitkisel Üretim

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılı itibariyle Antalya’da yüzde 86,21 ekili-dikili alan ve yüzde 13,79’u nadas alanı olmak üzere toplam 4.247.220 Dekar Tarım arazisi yeralmaktadır. Toplam tarım arazisi içinde yüzde 50,02 ile hububat ürünleri alanları en büyük paya sahip olup, ikinci sırayı yüzde 11,56 ile meyvelik, üçüncü sırayı yüzde 7,98 ile endüstri bitkileri, dördüncü sırayı yüzde 7,79 ile sebze, beşinci sırayı yüzde 6,19 ile baklagil, altıncı sırayı yüzde 1,10 ile yem bitkileri, yedinci sırayı yüzde 1,01 ile yumru bitkiler, sekizinci sırayı yüzde 0,50 ile bağ ve dokuzuncu sırayı yüzde 0,06 ile süs bitkileri alanları oluşturmaktadır.

Diğer taraftan, 1996-1997 dönemi itibariyle örtüaltı alanlar; yüzde 50,57’si plastik sera, yüzde 29,51’i cam sera, yüzde 19,92’si alçak plastik tünel olmak üzere 107.224 dekara erişmiştir. Örtülü alanların yüzde 27’lik bölümünde, yılda iki defa ekim yapılmaktadır.

Page 92: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

DİE verilerine göre, 1996 yılında Türkiye’de Antalya’da bitkisel üretimin miktar ve pazarlananın değerine göre dağılımı Çizelge C-1’de gösterilmiştir. Bitkisel üretimde Antalya’nın Türkiye içinde payı miktar olarak yüzde 3,57 olmasına karşılık, pazarlananın değeri olarak yüzde 4,51 olmuştur.

Tarla ürünlerinde Antalya’nın payı miktar olarak yüzde 1,28 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 1,67 olmuştur. Sebze üretiminde Antalya’nın payı miktar olarak yüzde 8,66 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 9,46 olmuştur. Meyve üretiminde Antalya’nın payı miktar olarak yüzde 5,50 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 4,80 olmuştur. Bu durum Antalya’da nüfus payından daha fazla bitkisel üretim gerçekleştirildiğini, Türkiye geneline göre Antalya’da tarla ürünleri ve sebzelerin pazarda daha fazla, meyvelerin ise daha az değerlendirildiğini göstermektedir.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA BİTKİSEL ÜRETİMİN MİKTAR VE PAZARLANANIN DEĞERİNE GÖRE DAĞILIMI

Çizelge C-1

Türkiye AntalyaAntalya’nın

Türkiye içinde payıMiktar

%Pazarlanan

ın Değer %

Miktar%

Pazarlananın

Değer %

Miktar%

Pazarlananın

Değer %Toplam 100,00 100,00 100,0

0100,00 3,57 4,51

Tarla Ürünleri 62,66 45,69 22,41 16,94 1,27 1,67 Tahıllar 32,78 19,28 13,47 6,21 1,47 1,45 Baklagiller 2,05 3,59 0,58 0,93 1,00 1,17 Endüstriel Bitki.

17,50 15,39 3,74 7,37 0,76 2,16

Yağlı Tohumlar

2,43 2,34 1,88 0,86 2,77 1,65

Yumru Bitkiler

7,90 5,10 2,74 1,57 1,24 1,39

Sebzeler 22,67 24,44 54,99 51,27 8,66 9,46 Yapr.Yen.Seb.

1,69 1,43 0,43 0,38 0,91 1,20

Baklagil Seb. 0,68 1,17 1,20 1,78 6,31 6,86 Meyv.Yen.Seb.

19,43 20,95 53,20 48,94 9,77 10,53

Soğ.Yum.Kök S.

0,78 0,76 0,14 0,13 0,63 0,78

Diğer Sebzeler

0,09 0,13 0,02 0,03 0,91 1,01

Page 93: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Meyveler 14,66 29,86 22,60 31,79 5,50 4,80 Yumuşak Çekir.

3,05 3,72 8,70 9,68 10,19 11,74

Taş Çekirdekli.

3,28 9,19 1,66 3,55 1,80 1,74

Turunçgiller 2,04 3,32 10,23 12,39 17,89 16,79 Üzümsü Meyv.

4,80 7,49 1,82 5,48 1,35 3,30

Diğer Meyveler

1,49 6,14 0,19 0,70 0,46 0,51

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Tarla ürünlerinin yıllık üretim miktarına göre Antalya’nın Türkiye içindeki payları karşılaştırıldığında; birinci sırada yüzde 2,77 ile yağlı tohumların, ikinci sırada yüzde 1,47 ile tahılların, üçüncü sırada yüzde 1,24 ile yumru bitkilerin, dördüncü sırada yüzde 1,00 ile baklagillerin, beşinci sırada yüzde 0,76 ile endüstriyel bitkilerin yer aldığı saptanmıştır. Oysa, bu karşılaştırma pazarlananın değerlerine göre yapıldığında, birinci sırada yüzde 2,16 ile endüstriyel bitkiler, ikinci sırada yüzde 1,65 ile yağlı tohumlar, üçüncü sırada yüzde 1,45 ile tahıllar, dördüncü sırada yüzde 1,39 ile yumru bitkiler, beşinci sırada yüzde 1,17 ile baklagillerin yer aldığı belirlenmiştir.

Bu durum; Antalya’da nüfus payına göre daha fazla üretim payına sahip tarla ürünlerinin sadece yağlı tohumlar ile sınırlı kaldığını, öte yandan miktar payına göre pazarlananın değer payı daha fazla olan tarla ürünlerinin ise baklagiller, endüstriyel bitkiler ve yumru bitkiler olduğunu göstermektedir.

Sebzelerin yıllık üretim miktarına göre Antalya’nın Türkiye içinde payları karşılaştırıldığında; birinci sırayı yüzde 9,77 ile meyvesi yenen sebzelerin, ikinci sırada yüzde 6,31 ile baklagil sebzelerin, üçüncü sırada yüzde 0,91 ile yaprağı yenen sebzeler, dördüncü sırada yüzde 0,63 ile soğansı, yumru ve kök sebzelerin yer aldığı saptanmıştır. Bu karşılaştırma pazarlananın değerlerine göre yapıldığında oranların değiştiği ancak sıralamanın değişmediği; birinci sırada yüzde 10,53 ile meyvesi yenen sebzelerin, ikinci sırada yüzde 6,86 ile baklagil sebzelerin, üçüncü sırada yüzde 1,20 ile baklagil sebzelerin, dördüncü sırada yüzde sırada da yüzde 0,78 ile soğansı ve yumru ve kök sebzelerin yer aldığı belirlenmiştir.

Page 94: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Bu durum; Antalya’da nüfus payından daha fazla üretim payına sahip sebzelerin; meyvesi yenen sebzeler ve baklagil sebzelerle sınırlı kaldığını, öte yandan miktar payına göre tüm sebze çeşitlerinde pazarlananın değerinin daha fazla paya sahip olduğunu göstermektedir.

Meyvelerin yıllık üretim miktarına göre Antalya’nın Türkiye içinde payları karşılaştırıldığında; birinci sırada yüzde 17,89 ile turunçgillerin, ikinci sırada yüzde 10,19 ile yumuşak çekirdeklilerin, üçüncü sırada yüzde 1,80 ile taş çekirdeklilerin, dördüncü sırada yüzde 1,35 ile üzümsü meyvelerin yer aldığı saptanmıştır. Bu karşılaştırma pazarlananın değerlerine göre yapıldığında; birinci sırada yüzde 16,79 ile turunçgillerin, ikinci sırada yüzde 11,74 ile yumuşak çekirdeklilerin, üçüncü sırada yüzde 3,30 ile üzümsü meyveler ve dördüncü sırada yüzde 1,74 ile taş çekirdeklilerin yer aldığı belirlenmiştir.

Bu durum; Antalya’da nüfus payından daha fazla üretim payına sahip meyvelerin; turunçgiller ve yumuşak çekirdekliler ile sınırlı kaldığını, öte yandan miktar payına göre pazarlananın değeri daha fazla paya sahip olan meyvelerin ise yumuşak çekirdekliler ve üzümsü meyveler olduğunu göstermektedir.

Bitkisel üretim kapsamında tarla ürünlerinin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 62,66 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 45,69 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 22,41 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 16,94 olmuştur. Sebzelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak 22,67 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 24,44 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 54,99 pazarlananın değeri olarak yüzde 51,27 olmuştur. Meyvelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 14,66 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 29,86 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 22,60 iken pazarlananın değeri olarak yüzde 31,79 olmuştur.

Bu durum; bitkisel üretim kapsamında tarla ürünlerinin Türkiye genelinde hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak birinci sırada olmasına karşılık, Antalya’da

Page 95: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olduğunu, sebzelerin Türkiye genelinde miktar olarak ikinci sırada iken pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olmasına karşılık, Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olduğunu göstermektedir.

Diğer taraftan, miktar payına göre pazarlananın değer payının; tarla ürünlerinde hem Türkiye genelinde daha yüksek iken Antalya’da daha düşük olduğu, meyvelerde ise hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha yüksek olduğu görülmektedir.

Tarla ürünleri kapsamında bitkisel üretim içinde tahılların oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 32,78 iken pazarlananın değeri yüzde 19,28 olmasına karşılık Antalya’da miktar olarak yüzde 13,47 iken pazarlananın değeri yüzde 6,21 olmuştur. Baklagillerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 2,05 iken pazarlananın değeri yüzde 3,59 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 0,58 iken pazarlananın değeri yüzde 0,93 olmuştur. Endüstriyel bitkiler oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 17,50 iken pazarlananın değeri yüzde 15,39 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 3,74 iken pazarlananın değeri yüzde 7,37 olmuştur. Yağlı tohumlar oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 2,43 iken pazarlananın değeri yüzde 2,34 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 1,88 iken pazarlananın değeri yüzde 0,86 olmuştur. Yumru bitkilerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 7,90 iken pazaralananın değeri 5,10 olmasına karışılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 2,74 iken pazarlananın değeri yüzde 1,57 olmuştur.

Bu durum; tarla ürünleri kapsamında tahılların Türkiye genelinde hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak birinci sırada olmasına karşılık Antalya’da miktar olarak birinci sırada iken pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olduğunu, endüstriyel bitkilerin Türkiye genelinde hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olmasına karşılık Antalya’da miktar olarak ikinci sırada iken pazarlananın değeri olarak birinci sırada olduğunu,

Page 96: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yumru bitkilerin Türkiye genelinde ve Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olduğunu, yağlı tohumların Türkiye genelinde ve Antalya’da miktar olarak dördüncü iken pazarlananın değeri olarak beşinci sırada olduğunu, baklagillerin ise Türkiye genelinde ve Antalya’da miktar olarak beşinci sırada iken pazarlananın değeri olarak dördüncü sırada olduğunu göstermektedir.

Diğer taraftan, miktar payına göre pazarlananın değer payının; tahıllar, yağlı tohumlar ve yumru bitkilerde hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha düşük olduğu, endüstriyel bitkilerde Türkiye genelinde daha düşük iken Antalya’da daha yüksek olduğu, baklagillerde ise hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha fazla olduğu görülmektedir.

Sebzeler kapsamında bitkisel üretim içinde meyvesi yenen sebzelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 19,43 iken pazarlananın değeri yüzde 20,95 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 53,20 iken pazarlananın değeri yüzde 48,94 olmuştur. Yaprağı yenen sebzelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 1,69 iken pazarlananın değeri yüzde 1,43 olmasına karışılık Antalya’da miktar olarak yüzde 0,43 iken pazarlananın değeri yüzde 0,38 olmuştur. Soğansı, yumru ve kök sebzelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 0,78 iken pazarlananın değeri yüzde 0,76 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 0,14 iken pazarlananın değeri 0,13 olmuştur. Baklagil sebzelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 0,68 iken pazarlananın değeri yüzde 1,17 olmasına karışılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 1,20 iken pazarlananın değeri yüzde 1.78 olmuştur.

Bu durum; sebzeler kapsamında meyvesi yenen sebzelerin Türkiye genelinde ve Antalya’da hem miktar olarak hem de pazarlananın değeri olarak birinci sırada olduğunu, yaprağı yenen sebzelerin Türkiye genelinde hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olmasına karşılık Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olduğunu,

Page 97: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

soğansı, yumru ve kök sebzelerin Türkiye genelinde miktar olarak üçüncü iken pazarlananın değeri olarak dördüncü sırada olmasına karşılık, Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak dördüncü sırada olduğunu, baklagil sebzelerin ise Türkiye genelinde miktar olarak dördüncü iken pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olmasına karşılık, Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olduğunu göstermektedir.

Diğer taraftan, miktar payına göre pazarlananın değer payının; yaprağı yenen sebzeler ve soğansı, yumru ve kök sebzelerde hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha düşük olduğu, baklagil sebzelerde hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha yüksek olduğu, meyvesi yenen sebzelerde Türkiye genelinde daha yüksek iken Antalya’da daha düşük olduğu görülmektedir.

Meyveler kapsamında bitkisel üretim içinde üzümsü meyvelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 4,80 iken pazarlananın değeri yüzde 7,49 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 1,82 iken pazarlananın değeri yüzde 5,48 olmuştur. Taş çekirdeklilerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 3,28 iken pazarlananın değeri yüzde 9,19 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 1,66 iken pazarlananın değeri yüzde 3,55 olmuştur. Yumuşak çekirdeklilerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 3,05 iken pazarlananın değeri yüzde 3,72 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 10,23 iken pazarlananın değeri yüzde 12,39 olmuştur.

Bu durum, meyveler kapsamında üzümsü meyvelerin Türkiye genelinde miktar olarak birinci iken pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olmasına karşılık Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olduğunu, taş çekirdeklilerin Türkiye genelinde miktar olarak ikinci iken pazarlananın değeri olarak birinci sırada olmasına karşılık Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olduğunu göstermektedir.

Page 98: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Diğer taraftan, miktar payına göre pazarlananın değer payının; yaprağı yenen sebzeler ve soğansı, yumru ve kök sebzelerde hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha düşük olduğu, baklagil sebzelerde hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da daha yüksek olduğu, meyvesi yenen sebzelerde Türkiye genelinde daha yüksek iken Antalya’da daha düşük olduğu görülmektedir.

Meyveler kapsamında bitkisel üretim içinde üzümsü meyvelerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 4,80 iken pazarlananın değeri yüzde 7,49 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 1,82 iken pazarlananın değeri yüzde 5,48 olmuştur. Taş çekirdeklilerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 3,28 iken pazarlananın değeri yüzde 9,19 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 1,66 iken pazarlananın değeri yüzde 3,55 olmuştur. Yumuşak çekirdeklilerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 3,05 iken pazarlananın değeri yüzde 3,72 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 8,70 iken pazarlananın değeri yüzde 9,68 olmuştur. Turunçgillerin oranı Türkiye genelinde miktar olarak yüzde 2,04 iken pazarlananın değeri yüzde 3,32 olmasına karşılık, Antalya’da miktar olarak yüzde 10,23 iken pazarlananın değeri yüzde 12,39 olmuştur.

Bu durum, meyveler kapsamında üzümsü meyvelerin Türkiye genelinde miktar olarak birinci iken pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olmasına karşılık Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olduğunu, taş çekirdeklilerin Türkiye genelinde miktar olarak ikinci iken pazarlananın değeri olarak birinci sırada olmasına karşılık Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak dördüncü sırada olduğunu, yumuşak çekirdeklilerin Türkiye genelinde hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak üçüncü sırada olmasına karşılık, Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak ikinci sırada olduğunu, turunçgiller ise Türkiye genelinde hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak dördüncü sırada olmasına karşılık, Antalya’da hem miktar hem de pazarlananın değeri olarak birinci sırada olduğunu göstermektedir.

Page 99: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Miktar payına göre pazarlananın değer payının tüm meyvelerde hem Türkiye hem de Antalya’da daha yüksek olduğu görülmektedir.

Öte yandan, ihracata yönelik süs bitkileri üretiminde Antalya’da önemli gelişme sağlanmış olup; 1997 yılı itibariyle örtüaltı süs bitkileri üretimi 2131 dekarı kesme çiçek, 70 dekarı iç-dış mekan bitkileri olmak üzere 2201 dekara, açık tarla olarak ise 17 dekarı kesme çiçek, 232 dekarı iç-dış mekan bitkileri, 49 dekarı da çiçek soğanı olmak üzere toplam 298 dekara ulaşmıştır.

3. Canlı Hayvansal ve Hayvansal Ürünler

DİE verilerine göre 1996 yılında Türkiye ve Antalya’da canlı hayvan sayıları ve pazarlananın değerine göre dağılımı Çizelge C-2’de gösterilmiştir. Türkiye’de canlı hayvanlar içinde pazarlananın değeri itibariyle Antalya’nın payı yüzde 2,00 olmuştur. Canlı hayvanların sayılarına göre Antalya’nın Türkiye içindeki payları karşılaştırıldığında; birinci sırada yüzde 8,28 ile keçilerin, ikinci sırada yüzde 1,63 ile sığırların, üçüncü sırada yüzde 1,38 ile danaların, dördüncü sırada yüzde 0,92 ile koyun ve kuzuların, beşinci sırada ise yüzde 0,34 ile tavukların yer aldığı saptanmıştır. Bu karşılaştırma pazarlananın değerine göre yapıldığında oranların değiştiği ancak sıralamanın değişmediği; birinci sırada yüzde 10,01 ile keçilerin, ikinci sırada yüzde 1,90 ile sığırların, üçüncü sırada yüzde 1,80 ile danaların, dördüncü sırada yüzde 0,78 ile koyun ve kuzuların, beşinci sırada da yüzde 0,38 ile tavukların yer aldığı belirlenmiştir.

Bu durum; Antalya’da nüfus payına göre canlı hayvanlar arasında sadece keçilerin daha fazla olduğunu, öte yandan canlı hayvanlar sayısı payına göre pazarlananın değer payı daha fazla olanların, koyun ve kuzular hariç; keçi, sığır, dana ve tavuklardan oluştuğunu göstermektedir.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA CANLI HAYVANLARIN SAYILARI VE PAZARLANANIN

DEĞERİNE GÖRE DAĞILIMIÇizelge C-2

Page 100: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Türkiye Antalya Antalya’nın Türkiye İçinde Payı

Pazarlananın Değer Yüzdesi

Pazarlananın Değer Yüzdesi

Hayvan Sayısı

Yüzdesi

Pazarlananın Değer

YüzdesiToplam 100,00 100,00 - 2,00 Keçi 6,87 34,37 8,28 10,01 Sığır 37,76 35,95 1,63 1,90 Dana 19,04 17,15 1,38 1,80 Koyun ve Kuzu

28,10 10,97 0,92 0,78

Tavuk 8,22 1,56 0,34 0,38Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Canlı hayvanlar içinde pazarlananın değerine göre sığırların oranı Türkiye genelinde yüzde 37,76 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 35,95 ile daha az, koyun ve kuzuların oranı Türkiye genelinde yüzde 28,10 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 10,97 ile daha az, danaların oranı Türkiye genelinde yüzde 19,04 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 17,15 ile daha az, tavukların oranı Türkiye genelinde yüzde 8,22 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 1,56 ile daha az, keçilerin oranı Türkiye genelinde yüzde 6,87 olmasına karşılık, Antalya’da yüzde 34,37 ile daha fazla olduğu görülmektedir.

Bu durum, canlı hayvanlar içinde pazarlananın değerine göre sığırların hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da birinci sırada, koyun ve kuzuların Türkiye genelinde ikinci iken Antalya’da dördüncü sırada, danaların hem Türkiye hem de Antalya’da üçüncü sırada, tavukların Türkiye genelinde dördüncü iken Antalya’da beşinci sırada, keçilerin Türkiye genelinde beşinci iken Antalya’da ikinci sırada olduğunu göstermektedir.

Diğer taraftan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılı itibariyle su ürünleri üretimi yüzde 77,73’ü avlanma ve yüzde 22.27’si de kültür almak üzere 4,771 ton olup bunun yüzde 61,54’ü deniz balıkları, yüzde 24,00’ü tatlı su ürünleri ve yüzde 14,46’sı da yumuşakça ve kabuklulardan oluşmaktadır.

DİE verilerine göre, 1996 yılında Türkiye ve Antalya’da hayvansal ürünlerin sayıları ve pazarlananın değerine göre dağılımı Çizelge C-3’de gösterilmiştir. Türkiye’de

Page 101: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

hayvansal ürünler içinde pazarlananın değeri itibariyle Antalya’nın payı yüzde 1,72 olmuştur.

Hayvansal ürünlerin miktarı ve pazarlananın değeri itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payları karşılaştırıldığında yüzdeleri değişmesine karşın sıralama değişmemekte olup; birinci sırada miktar olarak yüzde 15,35 pazarlananın değeri olarak yüzde 11,93 ile ipek kozası, ikinci sırada miktar olarak yüzde 4,42 pazarlananın değeri olarak yüzde 4,09 ile balmumu, üçüncü sırada miktar olarak yüzde 3,10 pazarlananın değeri olarak yüzde 2,65 ile deri, dördüncü sırada miktar olarak yüzde 2,63 pazarlananın değeri olarak yüzde 2,48 ile bal, beşinci sırada miktar olarak yüzde 2,27 pazarlananın değeri olarak yüzde 2,36 ile süt, altıncı sırada miktar olarak yüzde 2,14 pazarlananın değeri olarak yüzde 2,21 ile et, yedinci sırada miktar olarak yüzde 1,15 pazarlananın değeri olarak yüzde 1,52 ile yapağı, sekizinci sırada miktar olarak yüzde 0,64 pazarlananın değeri olarak yüzde 0,68 ile yumurta, dokuzuncu sırada ise miktar olarak yüzde 0,08 pazarlananın değeri olarak yüzde 0,10 ile tavuk eti yer almıştır.

Bu durum Antalya’da nüfus payına göre hayvansal ürünler arasında ipek kozası, balmumu, deri ve bal üretiminin göreli olarak daha fazla olduğunu, öte yandan süt, et, yapağı-kıl, yumurta ve tavuk etinin miktar payına göre pazarlananın değer payının daha fazla olduğunu göstermektedir.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAHAYVANSAL ÜRÜNLERİN MİKTAR VE PAZARLANANIN DEĞERİNE GÖRE DAĞILIMI

Çizelge C-3

Türkiye AntalyaAntalya’nın Türkiye

İçindeki PayıPazarlananı

nDeğer %

Pazarlananın

Değer %

Miktar%

Pazarlananın

Değer %Toplam 100,00 100,00 - 1,72 Süt 18,20 24,99 2,27 2,36 Et 47,10 60,55 2,14 2,21 Deri 2,57 3,93 3,10 2,65 Yapağı-Kıl-Tiftik

0,52 0,46 1,15 1,52

Page 102: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Tavuk Eti 20,27 1,22 0,08 0,10 Yumurta 7,44 2,94 0,64 0,68 Bal 3,71 5,36 2,63 2,48 Balmumu 0,19 0,46 4,42 4,09 İpek Kozası 0,01 0,10 15,35 11,93Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Hayvansal ürünler içinde pazarlananın değerine göre etin oranı Türkiye genelinde yüzde 47,10 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 60,55 ile daha fazla, tavuk etinin oranı Türkiye genelinde yüzde 20,27 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 1,22 ile daha az, sütün oranı Türkiye genelinde yüzde 18,20 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 24,99 ile daha fazla, yumurtanın oranı Türkiye genelinde yüzde 7,44 olmasına karşılık Antalya yüzde 2,94 ile daha az, balın oranı Türkiye genelinde yüzde 3,71 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 5,36 ile daha fazla, derinin oranı Türkiye genelinde 2,57 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 3,93 ile daha fazla, Yapağı-kıl-tiftik oranı Türkiye genelinde yüzde 0,52 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 0,46 ile daha az, balmumu oranı Türkiye genelinde yüzde 0,19 olmasına karşılık Antalya’da 0,46 ile daha fazla, ipek kozası Türkiye genelinda yüzde 0,01 olmasına karşılık Antalya’da yüzde 0,10 ile daha fazla olduğu görülmektedir.

Bu durum; hayvansal ürünler içinde pazarlananın değerine göre etin hem Türkiye hem de Antalya’da birinci sırada, tavuk etinin Türkiye genelinde ikinci iken Antalya’da altıncı sırada, sütün Türkiye genelinde üçüncü iken Antalya’da ikinci, yumurtanın Türkiye genelinde dördüncü iken Antalya’da beşinci, balın Türkiye genelinde beşinci iken Antalya’da üçüncü sırada, derinin Türkiye genelinde altıncı iken Antalya’da dördüncü sırada, yapağı-kıl-tiftiğin hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da yedinci sırada, balmumunun hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da sekizinci sırada, ipek kozasının ise hem Türkiye genelinde hem de Antalya’da dokuzuncu sırada yeraldığını göstermektedir.

4. Arazi Büyüklüğü Bakımından Tarım İşletmelerinin Durumu

Page 103: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1991 Genel Tarım Sayımına göre Türkiye ve Antalya’daki arazi büyüklüğü itibariyle tarım işletmelerinin dağılımı Çizelge C-4’te gösterilmiştir. Türkiye’deki tarımsal işletmelerin yüzde 2,62’si, işletmelerin tasarrufunda bulunan arazilerin ise yüzde 1,60’ı Antalya’da yer aldığı saptanmıştır.

İşletme büyüklüğüne göre işletme sayısı ve arazisi itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payları karşılaştırıldığında; birinci sırada işletme sayısı olarak yüzde 5,38 arazi olarak yüzde 5,47 ile 5 dekardan daha az arazisi olan işletmeler, ikinci sırada işletme sayısı olarak yüzde 3,83 arazi olarak yüzde 4,14 ile 5-9 dekar arası arazisi olan işletmeler, üçüncü sırada işletme sayısı olarak yüzde 2,63 arazi olarak yüzde 2,70 ile 20-49 dekar arazisi olan işletmeler, dördüncü sırada işletme sayısı olarak yüzde 2,56 arazi olarak yüzde 2,64 ile 10-19 dekar arazisi olan işletmeler, beşinci sırada işletme sayısı olarak yüzde 2,34 arazi olarak yüzde 2,44 ile 50-99 dekar arazisi olan işletmeler, altıncı sırada işletme sayısı olarak yüzde 1,81 arazi olarak yüzde 1,83 ile 100-199 dekar arazisi olan işletmeler, yedinci sırada işletme sayısı olarak yüzde 0,90 ile arazisi olmayan işletmeler, sekizinci sırada ise işletme sayısı olarak yüzde 0,54 arazi olarak yüzde 0,31 ile 200 ve daha fazla dekar arazisi olan işletmelerin yer aldığı saptanmıştır.

Ülkemizde arazi kullanım planları doğrultusunda hareket edilmemekte, tarım arazilerinin tarım dışı kullanımının artışı ve erozyon gibi nedenlerle tarım alanları azalmakta, arazi mülkiyetindeki dağılımın bozukluğu sonucunda küçük işletmeler giderek artmaktadır.

1991 GENEL TARIM SAYIMINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAARAZİ BÜYÜKLÜĞÜ İTİBARİYLE TARIM İŞLETMELERİNİN DAĞILIMI

Çizelge C-4

Türkiye AntalyaAntalya’nın

Türkiye İçindeki Payı

Arazi Büyüklüğü

İtibariyle İşl. (Dekar)

İşletme Sayısı

YüzdesiArazi

Yüzdesi

İşletme Sayısı

YüzdesiArazi

Yüzdesi

İşletme Sayısı

YüzdesiArazi

Yüzdesi

Toplam 100,00 100,00 100,00 100,00 2,62 1,60

Page 104: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Arazisi olmayan

2,50 - 0,85 - 0,90 -

5’den az 6,19 0,28 12,69 0,97 5,38 5,47 5-9 9,37 1,07 13,71 2,77 3,83 4,14 10-19 18,49 4,28 18,03 7,07 2,56 2,64 20-49 31,33 16,49 31,50 27,75 2,63 2,70 50-99 17,53 19,94 15,64 30,34 2,34 2,44 100-199 9,42 20,99 6,51 23,95 1,81 1,83 200+ 5,18 36,95 1,06 7,15 0,54 0,31Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Arazi büyüklüğü itibariyle tarım işletmeleri dağılımı incelendiğinde; işletme sayılarına göre; arazisi olamayan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 2,50 iken Antalya’da yüzde 0,85 ile daha az, 5 dekardan daha az arazisi olan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüz 6,19 iken Antalya’da yüzde 12,69 ile daha fazla, 5-9 dekar arası arazisi olan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,37 iken Antalya’da yüzde 13,71 ile daha fazla, 10-19 dekar arası arazisi olan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 18,49 iken Antalya’da yüzde 18,03 ile daha az, 20-49 dekar arası arazisi olan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 31,33 iken Antalya’da yüzde 31,50 ile daha fazla, 50-99 dekar arası arazisi olan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 17,53 iken Antalya’da yüzde 15,64 ile daha az, 100-199 dekar arası arazisi olan işletmelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,42 iken Antalya’da yüzde 6,51 ile daha az, 200 dekar ve daha fazla arazisi olan işletmelerin oranı ise Türkiye genelinde yüzde 5,18 iken Antalya’da yüzde 1,06 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Toplam arazinin işletme büyüklüğüne göre dağılımı incelendiğini; 5 dekardan daha az arazisi oranı Türkiye genelinde yüzde 0,28 iken Antalya’da 0,97 ile daha fazla, 5-9 dekar arası arazisi olan işletmelerin arazi oranı Türkiye genelinde 1,07 iken Antalya’da yüzde 2,77 ile daha fazla, 10-19 dekar arası arazisi olan işletmelerin arazi oranı Türkiye genelinde yüzde 4,28 iken Antalya’da yüzde 7,07 ile daha fazla, 20-49 dekar arası arazisi olan işletmelerin arazi oranı Türkiye genelinde yüzde 16,49 iken Antalya’da yüzde 27,75 ile daha fazla, 50-99 dekar arası arazisi olan işletmelerin arazi oranı Türkiye genelinde yüzde 19,94 iken Antalya’da yüzde 30,34 ile daha fazla, 100-199 dekar arası arazisi olan işletmelerin arazi oranı Türkiye

Page 105: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 20,99 iken Antalya’da yüzde 23,95 ile daha fazla, 200 dekar ve daha fazla arazisi olan işletmelerin arazi oranı Türkiye genelinde yüzde 36,95 iken Antalya’da yüzde 7,15 ile daha az olduğu belirlenmiştir.

Bu durum; Türkiye geneline göre Antalya’da işletme sayıları itibariyle; 5’den az, 5-9 ve 20-49 dekar arazisi olan işletmelerin daha fazla paya sahip olduklarını ortaya koymaktadır.

Diğer taraftan, tarım işletmeleri içinde işletme sayıları itibariyle Türkiye genelinde en büyük kesimi 20-49 dekar arası arazisi olan işletmelerin oluşturması ve bunu sırasıyla; 10-19, 50-99, 100-199, 5-9, 5’den az, 200 dekar ve daha fazla arazisi olan işletmeler ve son olarak arazisi olamayan işletmeler izlemesine karşılık, Antalya’da en büyük kesimi yine 20-49 dekar arazisi olan işletmeler oluşturmakta, ancak bunu sırasıya; 10-19, 50-99, 5-9, 5’ten az, 100-199, 200 dekar ve daha fazla arazisi olan işletmeler ve arazisi olmayan işletmeler izlemektedir.

İşletmelerin toplam arazi içindeki payları itibariyle Türkiye genelinde en büyük kesimi 200 dekar ve daha yukarı arazisi olan işletmelerin oluşturması ve bunu sırası ile; 100-199, 50-99, 20-49, 10-19, 5-9 ve 5 dekardan daha az arazisi olan işletmeler izlemesine karşılık, Antalya’da en büyük kesimi 50-99 dekar arazisi olan işletmeler oluşturmakta ve bunu sırasıyla; 20-49, 100-199, 200 ve daha fazla, 10-19, 5-9 ve 5 dekardan daha az arazisi olan işletmeler izlemektedir.

5. Tarımsal Krediler

T.C. Ziraat Bankası’ndan alınan DİE verilerine göre, 1996 yılına göre Türkiye ve Antalya’da tarımsal kredilerin dağılımı Çizelge C-5’de gösterilmiştir. Türkiye’deki tarımsal krediler içinde Antalya’nın payı yüzde 1,65 düzeyinde olmasına karşılık; bitkisel üretim kredilerinin yüzde 13,22’si, hayvansal üretim kredilerinin yüzde 1,18’i, kimyevi gübre kredilerinin yüzde 0,18’i, tarımsal araç ve gereç kredilerinin yüzde 1,08’i, su ürünleri kredilerinin

Page 106: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yüzde 2,93’ü, Tarım kredi kooperatiflerine verilen kredilerin yüzde 2,30’u, tarım satış kooperatiflerine verilen kredilerin yüzde 6,18’i Antalya’da kullandırılmıştır.

Tarımsal krediler içinde bitkisel üretim kredilerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 6,12 iken Antalya’da yüzde 49,01 ile daha fazla, hayvansal üretim kredileri oranı Türkiye genelinde yüzde 11,37 iken Antalya’da yüzde 8,16 ile daha az, Kimyevi gübre kredilerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 1,48 iken Antalya’da yüzde 0,16 ile daha az, Tarımsal araç ve gereç kredilerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 2,44 iken Antalyada yüzde 1,59 ile daha az, su ürünleri kredileri oranı Türkiye genelinde yüzde 0,24 iken Antalya’da yüzde 0,43 ile daha fazla, tarım kredi kooperatiflerine verilen kredileri oranı Türkiye genelinde yüzde 13,32 iken Antalya’da yüzde 18,58 ile daha fazla, tarım satış kooperatiflerine verilen kredileri oranı Türkiye genelinde yüzde 5,89 iken Antalyaa’da yüzde 22,07 ile daha fazla olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, Türkiye genelinde tarımsal kredilerin yüzde 59,12’sini oluşturan kamu kurum ve kuruluşlarına verilen kredilerin yanı sıra, yaklaşık yüzde 0,01’ini oluşturan tarımsal sanayi kredilerinden Antalya’nın pay almadığı görülmektedir.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA TARIMSAL KREDİLERİN DAĞILIMI

Çizelge C-5TürkiyeYüzdesi

AntalyaYüzdesi

Antalya’nın Türkiye

İçindeki YüzdesiToplam 100,00 100,00 1,65 Bitkisel üretim kredileri 6,12 49,01 13,22 Hayvansal üretim kredileri 11,37 8,16 1,18 Kimyevi gübre kredileri 1,48 0,16 0,18 Tarımsal araç ve gereç kredileri

2,44 1,59 1,08

Su ürünleri kredileri 0,24 0,43 2,93 Tarımsal sanayii kredileri 0,01 - - Tarım kredi kooperatiflerine verilen krediler

13,32 18,58 2,30

Tarım satış kooperatiflerine verilen krediler

5,89 22,07 6,18

Kamu kurum ve kuruluşlarına

Page 107: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

verilen krediler 59,12 - -Kaynak : T.C. Ziraat Bankası’ndan alınan DİE verileri derlenerek yeniden düzenlenmiştir.

Tarımsal kredilerin dağılımı incelendiğinde; Türkiye genelinde en büyük kesimi kamu kurum ve kuruluşlarına verilen kredilerin oluşturmasına ve bunu ikinci sırada tarım kredi kooperatiflerine verilen krediler, üçüncü sırada hayvansal üretim kredileri, dördüncü sırada bitkisel üretim kredileri, beşinci sırada tarım satış kooperatiflerine verilen krediler, altıncı sırada tarımsal araç ve gereç kredileri, yedinci sırada kimyevi gübre kredileri, sekizinci sırada su ürünleri kredileri ve dokuzuncu sırada tarımsal sanayi kredileri izlemesine karşılık, Antalya’da tarımsal krediler içinde en büyük kesimi bitkisel üretim kredileri oluşturmakta ve bunu ikinci sırada tarım satış kooperatiflerine verilen krediler, üçüncü sırada tarım kredi kooperatiflerine verilen krediler, dördüncü sırada hayvansal üretim kredileri, beşinci sırada tarımsal araç ve gereç kredileri, altıncı sırada su ürünleri kredileri ve son olarak kimyevi gübre kredileri izlemektedir.

1999 Yılı Programında da belirtildiği üzere, ülkemizde tarımsal politikalar; zirai kredi faiz sübvansiyonlarının yanısıra, destekleme alımları (fiat müdahaleleri), girdi destekleri, doğal afet ödemeleri, süt teşvik primi ödemeleri, destekleme primleri ve ekim alanlarının sınırlandırılması olarak uygulanmakta ve araştırma, eğitim yayım ve denetim gibi kamu hizmetleri, tarımsal alt yapı yatırımları, yatırım teşvikleri, ihracat iadesi ödemeleri ve ithalat korumaları gibi araçlar ile sürdürülmektedir. Mevcut politikaların en önemlilerinden biri olan destekleme alımları, üretimin pazar sinyallerine uygun olarak gelişmesini engelleyici, üretici gelirlerinde istikrarsızlık yaratıcı, gelir dağılımını bozucu etkiler yaratmakta ve bazı ürünlerde iç ve dış pazarlarda değerlendirilmesi güçlük üzerinden stok birikimlerine yol açmaktadır.

Teknik bilgi yetersizliği, kontrol ve pazarlama imkanlarının istenilen şekilde iyileştirilmemesi, girdi fiyatlarıyla ürün fiyatları arasında arasında denge kurulamaması, bu bağlamda kooperatifler ve birliklerin yeterince yaygın ve

Page 108: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

etkin hale getirilememesi sektörün diğer temel sorunlarını oluşturmaktadır.

Öte yandan, 1999 Yılı Programına göre, ülkemizde iyi vasıflı ormanların kapladığı alan, yüzde 12 gibi çok düşük bir seviyede bulunmakta ve kişi başına 0,16 hektar gibi bir alan düşmektedir. Bu değer dünya genelinde 0,60 hektar düzeyindedir. 1997 yılı sonu itibariyle yüzde 71’inde kadostro işleri tamamlanan ormanların yüzde 17,5’i doğal, kültürel ve estetik değerleri koruma amacıyla muhafazaya alınmıştır. Bilim bakımından önemli, nadir ve tehlikeye maruz ekosistemler ile bitki türlerinin etkin korumasını amaçlayan biyolojik çeşitliliği koruma alanları ise, toplam ülke alanının yalnızca yüzde 0,9’unu oluşturmaktadır. Bu oran dünya genelinde yüzde 3.8 dolayındadır. Bu veriler dikkate alındığında, 1997 yılında yapılan “21. Yüzyıla Doğru Sürdürülebilir Kalkınma İçin Ormancılık” konulu 11. Dünya Ormancılık Kongresi’nin Antalya’da yapılmış olması önem taşımaktadır.

D. TURİZM

1- Sektörel Yapılanma Sorunları

Antalya, ülke turizminin gelişme döneminde uzun vadeli sağlıklı politikalar oluşturulmamasının sorunlarını yaşamaktadır.

Alt yapı ve arazinin tamamen devlet tarafından sağlanması, üst yapı için % 70-80’lere ulaşan teşvikler verilmesi sonucu yatak kapasitesinde büyük bir artış yaşanırken, bu artışa paralel pazarlama politikası yokluğu nedeniyle, Avrupalı güçlü tur operatörleri ile bağımlılık sonucu ülke yatak fiyatları süratle düşmüş yatırımlardan beklenen verim çok azalmış bulunmaktadır.

Diğer yandan son yıllarda gelişen toplu tur ve büyük mağazacılık sistemi içinde, getirilen kişi başına komisyon alınması nedeniyle, tur operatörleri çok düşük fiyatlarla turist getirmekte, yörenin imajı ve piyasası bozulmuş bulunmaktadır.

Page 109: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Ayrıca, ruhsatsız ve izinsiz çalışan acentalarla ve rehberlerle mücadelede başarılı olunamamaktadır.

Turizmin sahil kesimlerinde yoğunlaşması halen sürmekte, yayla turizmi, kış turizmi gibi alternatif türler geliştirilememiş bulunmaktadır.

Turizm işletmelerinin kuruluş aşamasında yöre küçük işletmelerine çok sınırlı katkısı olurken, kente özellikle yerel yönetime vergi vb. katkı sağlamamakta, turizmden yörede elde edilen gelir olması gerekenin çok altında olmaktadır.

Turizm sektörünün yöre gelişimine beklenen katkıyı yapmadığı, DİE hanehalkı gelir anketleri sonuçlarından görülen sosyal gruplar arasındaki gelir farklılığı, Antalya’da da görülmektedir.

Sektörde mesleki örgütlenme yokluğu önemli bir sorun olarak yansımaktadır. Konaklama sektörünün yasal örgütünün olmaması, Turizmin küçük işletmeleri sayılan iki ve üç yıldızlı oteller ve pansiyonların örgütlenmemiş olması mesleki disiplin ve birlikte hareket etmeyi önlediği gibi bu grupların ağırlıklı baskı grupları olarak ortaya çıkmalarını önlemektedir.

Kentte yaşanan alt yapı sorunları, özellikle sezonda artan nüfusa yetersiz kalan enerji, işletmelerde hizmetlerin aksamına neden olacak boyutlara ulaşan sorun haline gelmiş bulunmaktadır.

Turizm sektörünün gelişimi, kentin alt yapısı ve ulaşım sistemlerinin gelişimi ile yakın bağımlılık içindedir. Avrupalı üst gelir gruplarının yöreye çekimi öncelikle tarifeli seferlerin başlatılmasını gerektirirken, turistlere yönelik hizmetlerin geliştirilmesi, yörede yapımı süren havayolları ve altyapı çalışmalarının en kısa sürede tamamlanması, kentin Anadolu ve İstanbul ile hızlı tren bağlantısının kurulması, yat limanlarının geliştirilmesi ve yeni yat limanlarının planlanması, deniz yoluyla ulaşımın başlatılması öncelikli altyapı ve ulaşım konuları arasında yer almaktadır.

Page 110: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Tanınan teşvikler sonucu, hızla artan yatak kapasitesine parelel pazarlama politikasının yokluğu nedeniyle Avrupalı güçlü tur operatörlerine bağımlılık sonucu zaman içinde düşürülen fiyatlar nedeniyle ortaya çıkan ucuz turizm yöresi imajı ve son yıllarda gelişen toplu tur ve büyük mağazacılık sistemi yatak fiyatlarını çok daha aşağı çekerken, kent merkezlerinin turlara dahil edilmemesi, kent merkezlerinde ekonomik yaşamı turizme bağımlı işyerlerinin aldıkları payın giderek azalmasına neden olmakta, kent merkezlerinde ticari yaşamın canlandırılması ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Turizmdeki yapılanma sonucu, yöreye kalan gelir olması gerekenin çok altında olmakta, DİE hanehalkı gelir anket sonuçları sektörün yörenin refah düzenine beklenen katkıyı yapmadığını ortaya koyarken, yürürlükte olan mevzuat sonucu özellikle yerel yönetimlere vergi vb. yollarla yeterli katkıda sağlanamamaktadır.

Hizmet sektöründe, insana yatırım anlayışının henüz yerleşmemiş olması nedeni ile insan kaynaklarının verimlilikte öncelikli unsur olduğu göz ardı edilmekte, çağımız yönetim anlayışından çok uzak istihdam anlayışının yaygın olduğu gözlenmektedir. Hizmet sektöründe sertifikasyon sistemine geçilememiş olması, bir çok hizmet branşının bir meslek olarak kabul edilmemesi sonucunu yaratmakta, ücretlerin düşüklüğü, çoğu halde sosyal güvenceden yoksun durumda çalışma ve hizmet içi eğitim yokluğu hizmet sektöründe kalitenin düşmesinde çok önemli faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, belli hizmet dallarında işletmelerin kendi elemanlarına yetiştirme yerine, diğer işletmelerden yetişmemiş eleman transferi yoluna gitmesi, istihdamda dolayısıyla hizmetlerde istikrarsızlığa neden olmaktadır. Diğer yandan hizmet sektöründe, müşteri tatmini ve tüketicinin korunması faktörleri dikkate alınarak, işletmelerin çalışma düzenlerinin belirlenmesi ve personelin eğitim önemli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.

Page 111: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Turizm sektörünün diğer sektörlerle çok yakından ilişkili oluşu, sektörler arası zorunlu etkileşimi yaratırken sektörler arası yeterli dialog yokluğu, ekonomik gelişimin önünde ayrı bir engel oluşturmaktadır. Yörede dengeli bir kalkınmanın gerçekleşebilmesi ve yöre ekonomisinden en yüksek verimliliğin elde edilmesi, başta turizm olmak üzere birbiri ile etkileşim içinde olan sektörlerin karşılıklı dialog geliştirmelerini zorunlu hale getirmektedir.

2. Turizm Sektöründe Antalya’nın Yeri

1999 Yılı Programı’nda belirtildiği üzere, uluslararası turizm talebi son 10 yıllık dönemde yüzde 45 düzeyinde bir artış göstermiş ve uluslararası turizm geliri 1997 yılında 450 milyar dolara ulaşmıştır. 1998 yılında ise dünya gelinde turist sayısının 632 milyona, turizm gelirinin ise 480 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.

Son 10 yılda Türk turizminin uluslararası turizm geliri içindeki payı binde 3’ten yüzde 1,4’e; yabancı turist sayısı 2,8 milyondan, 1997 yılında 9,7 milyon kişiye, Turizm Bakanlığı’ndan belgeli yatak kapasitesi ise 106 binden 348 bin yatağa yükselmiştir. Belediye belgeli otellerdeki 362 bin yataklık kapasite; ikincil konutlar ve yatırım aşamasındaki 220 bin yatakla birlikte Türkiye genelinde 1 milyonun üzerinde yatak kapasitesine ulaşılacaktır. Diğer taraftan, sektörde 4300 dolayında seyahat acentası faaliyet göstermektedir. 1997 yılında ülkemize gelen 9,7 milyon turiste karşılık, turizm geliri 7 milyar dolayında gerçekleşmiş ve Avrupa’da en çok turist ağırlayan ülkeler sıralamasında 14’üncü sırada yer alan Türkiye turizm gelirleri açısından 8’nci sırada yer almıştır.

Türk turizminin başkenti, dünya kenti gibi sıfatlar yakıştırılan Antalya’da ise; T.C. Turizm Bakanlığı ve Turizm İl Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılı sonu itibariyle Turizm Bakanlığı’ndan belgeli yatak kapasitesi 129 bin, belediye belgeli yatak kapasitesi de 41 bin olmak üzere toplam yatak kapasitesi 170 bin olmasına karşılık; yabancı turist sayısı yaklaşık 2,9 milyon turizm geliri ise 2,5 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir.

Page 112: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Bu veriler, 1999 Yılı Programı’nda yer alan yukarıdaki 1997 yılına ait verilerle karşılaştırıldığında; Antalya’nın uluslararası turizm geliri içindeki payının yüzde 0,56 olmasına karşılık, Türkiye turizm geliri içindeki payının yüzde 35,71 düzeyinde olduğu görülmektedir.

Diğer taraftan, aynı dönemde Turizm Bakanlığı’ndan belgeli yatak kapasitesinin yüzde 37,07’si ve belediye belgeli otellerdeki yatak kapasitesinin yüzde 11,33 olmak üzere toplam konaklama tesisleri yatak kapasitesinin yüzde 23,94’ünün Antalya’da olduğu dikkate alınırsa, Antalya’nın turizm geliri içindeki payının, toplam yatak kapasitesi içindeki payına göre daha fazla olmasına karışın, Turizm Bakanlığı belgeli yatak kapasitesi içindeki payına göre daha düşük olduğu dikkat çekmektedir.

Bu durumun, özellikle Antalya yöresindeki Turizm Bakanlığı belgeli konaklama tesislerinde (Avrupalı ve Rus turistlere daha yakın olan İstanbul başta olmak üzere) turizm geliştiği diğer yörelere göre daha düşük fiyat uygulamasından kaynaklandığı söylenebilir.

3. Yabancı Ziyaretçilerin Giriş ve Çıkış Yollarına Göre Dağılımı

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da yurtdışı giriş ve çıkış yollarına göre gelen ve giden yabancı ziyaretçilerin dağılımı Çizelge D-1’de gösterilmiştir. Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçiler toplamı içinde Antalya’nın payı yüzde 29,77 olmuştur. Giriş yoluna göre Antalya’nın payı; deniz yolu ile gelen yabancılar içinde yüzde 5,82 iken, havayolu ile gelen yabancılar içinde yüzde 40,38 düzeyine eriştiği görülmektedir. Bu durum, Antalya Havaalanı dış hatlar yolcu kapasitesinin, Türkiye’ye havayolu ile giriş yapan her 100 yabancı ziyaretçiden 40’na hizmet vermek için zorlanırken, denizyolunun büyük ölçüde ihmal edildiğini ortaya koymaktadır.

Bu değerlendirmeyi giden yabancı ziyaretçilerle ilgili veriler de doğrulamaktadır. Türkiye’den yabancı

Page 113: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ziyaretçiler içinde Antalya’nın payı yüzde 30,55 olmasına karşılık, çıkış yoluna göre Antalya’nın payı denizyolu ile giden yabancılar içinde yüzde 41,82 düzeyine ulaşmıştır.

Ayrıca, Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerden geceleyenlerin yüzde 3,17’si günübirlikçilerin yüzde 6,81’inin Antalya’yı tercih etmesine karşılık, Türkiye’den giden yabancı ziyaretçilerden günübirlikçi olanlara Antalya’da rastlanmazken, geceleyenlerin yüzde 32,63’ünün Antalya’yı tercih ettiği saptanmıştır.

Gelen yabancı ziyaretçilerin toplamı içinde havayolu ile giriş yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 72,15 iken Antalya’da yüzde 97,89 ile daha fazla, denizyolu ile giriş yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 10,79 iken Antalya’da yüzde 2,11 ile daha az olup, karayolu ile giriş yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 15,98 iken Antalya’da tespit edilmemiş, demiryolu ile giriş yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 1,08 iken Antalya’da demiryolu bağlantısı mevcut değildir.

Diğer taraftan, giden yabancı ziyaretçilerin toplamı içinde havayolu ile çıkış yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 71,44 iken Antalya’da yüzde 97,80 ile daha fazla, denizyolu ile çıkış yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 11,71 iken Antalya’da yüzde 2,20 ile daha az olmuştur. Türkiye’den karayolu ile çıkış yapanların oranı Türkiye genelinde yüzde 15,78 iken demiryolu ile çıkış yapanların oranı ise yüzde 1,07 düzeyinde kalmıştır.

Ayrıca, gelen yabancı ziyaretçilerin toplamı içinde geceleyenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 92,40 iken Antalya’da yüzde 84,99 ile daha az, günübirlikçilerin oranı Türkiye genelinde yüzde 7,60 iken Antalya’da yüzde 15,01 ile daha az olmasına karşılık, giden yabancı ziyaretçilerin toplamı içinde geceleyenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 91,95 iken Antalya’da 100’ünün gecelediği, dolayısıyla günübirlikçilerin oranı Türkiye genelinde yüzde 8,05 iken Antalya’da günübirlikçi olanlara rastlanmamıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA GİRİŞ-ÇIKIŞ YOLLARINA GÖRE YABANCI ZİYARETÇİLERİN DAĞILIMI

Çizelge D-1

Page 114: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Türkiye %

Antalya %

Antalya’nın Türkiye İçindeki

%Giriş yoluna göre Gelen yabancı ziyaretçiler

100,00 100,00 29,77

Havayolu 72,15 97,89 40,38 Denizyolu 10,79 2,11 5,82 Karayolu 15,98 - - Demiryolu 1,08 - -Süresine Göre 100,00 100,00 3,45 Geceleyen 92,40 84,99 3,17 Günübirlikçi 7,60 15,01 6,81Çıkış yoluna göre Giden yabancı ziyaretçiler

100,00 100,00 30,55

Havayolu 71,44 97,80 41,82 Denizyolu 11,77 2,20 5,75 Karayolu 15,78 - - Demiryolu 1,07 - -Süresine Göre 100,00 100,00 30,00 Geceleyen 91,95 100,00 32,63 Günübirlikçi 8,05 - -Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

4. Yabancı Ziyaretçilerin Milliyetlerine Göre Dağılımı

İl Turizm Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılı itibariyle Antalya’ya havayolu ve denizyolu ile gelen yabancı ziyaretçilerin milliyetlerine göre dağılımı incelendiğinde; en büyük kesimi yüzde 53,75 ile Almanya’dan gelenlerin oluşturduğu; ikinci sırada yüzde 8,30 ile Rusya, üçüncü sırada yüzde 6,83 ile Avusturya, dördüncü sırada yüzde 4,37 ile İsveç, beşinci sırada yüzde 3,99 ile İsrail, altıncı sırada yüzde 3,63 ile İngiltere, yedinci sırada yüzde 2,61 ile Danimarka, sekizinci sırada yüzde 2,53 ile hollanda, dokuzuncu sırada yüzde 2,17 ile Finlandiya, onuncu sırada yüzde yüzde 1,65 ile Fransa, onbirinci sırada yüzde 1,41 ile İsviçre, onikinci sırada yüzde 1,25 ile Belçika, onüçüncü sırada yüzde 0,80 ile İtalya, ondördüncü sırada yüzde 0,50 ile Polonya, onbeşinci sırada yüzde 0,18 ile ABD’den gelenlerin izlediği, daha düşük orana sahip diğer devletlerden gelenlerle (yüzde 6,02) ile birlikte yabancı ziyaretçiler toplamının 2.863.719 kişi olduğu saptanmıştır.

Page 115: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

5. Yabancı Ziyaretçilerin Aylara Göre Dağılımı

Aynı dönemde yabancı ziyaretçilerin aylara göre dağılımı incelendiğinde; en çok geldikleri ayın yüzde 16,23 ile Ağustos olduğu, ikinci sırada yüzde 14,70 ile Temmuz, üçüncü sırada yüzde 12,75 ile Eylül, dördüncü sırada yüzde 11,72 ile Mayıs, beşinci sırada yüzde 11,65 ile Haziran, altıncı sırada yüzde 10,80 ile Ekim, yedinci sırada yüzde 6,46 ile Nisan, sekizinci sırada yüzde 5,79 ile Mart, dokuzuncu sırada yüzde 3,83 ile Kasım, onuncu sırada yüzde 2,34 ile Aralık, onbirinci sırada yüzde 2,16 ile Şubat, onikinci sırada yüzde 1,56 ile Ocak ayı olduğu belirlenmiştir.

Bu durum, aynı zamanda 1997 yılı itibariyle Antalya’ya gelen her 100 yabancı ziyaretçiden yaklaşık 78’nin Mayıs-Ekim arası 6 aylık dönemde geldiğini ortaya koymaktadır. Bu oran, Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçilerin yaklaşık 81’ini oluşturan en fazla yabancı ziyaretçi gönderen 6 ülkeye göre incilendiğinde; Almanya’dan gelen her 100 kişiden yaklaşık 71’inin, Rusya’dan gelen her 100 kişiden yaklaşık 96’ısının, Avusturya’dan gelen her 100 kişiden yaklaşık 82’isinin, İsveç’ten gelen her 100 kişiden yaklaşık 93’ünün, İsrail’den gelen her 100 kişiden yaklaşık 55’inin ve İngiltere’den gelen her 100 kişiden yaklaşık 94’ünün Mayıs-Ekim arası 6 aylık dönemde geldiği saptanmıştır.

6. Vatandaşların Yurtdışına Çıkış ve Giriş Yollarına Göre Dağılımı

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye’ye gelen 8.536.778 yabancı ziyaretçiden (yüzde 29,77’lik pay ile) 2.541.117’si Antalya’ya gelmesine karşılık, aynı dönemde Türkiye’ye gelen 4.145.568 vatandaştan (yüzde 3,10’luk pay ile) 128.319’u Antalya’ya geldiği saptanmıştır.

Diğer taraftan, Türkiye’den giden 8.057.598 yabancı ziyaretçiden (yüzde 30,55’lik pay ile) 2.461.400’ü Antalya’dan gitmesine karşılık, Türkiye’den giden

Page 116: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

4.309.606 vatandaştan (yüzde 2,90’lık pay ile) 124.766’sı Antalya’dan gittiği belirlenmiştir.

Çizelge D-2’de 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da yurtdışı giriş ve çıkış yollarına göre gelen ve giden vatandaşların dağılımı gösterilmiştir. Giriş yoluna göre yurtdışından gelen vatandaşlardan havayolunu tercih edenlerin yüzde 4,92’si, denizyolunu tercih edenlerin yüzde 0,88’i Antalya’ya geldiği saptanmıştır. Antalya’ya karayolu ile yurtdışından gelen vatandaşlar tespit edilmemiş olup, demiryolu bağlantısı ise halen sağlanamadığı için bu veriler dikkate alınmamıştır. Çıkış yoluna göre yurtdışına giden vatandaşlardan havayolunu tercih edenlerin yüzde 4,51’i, denizyolunu tercih edenlerin yüzde 1,00’inin Antalya’dan gittiği saptanmıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA YURTDIŞI GİRİŞ-ÇIKIŞ YOLLARINA GÖRE VATANDAŞLARIN DAĞILIMI

Çizelge D-2Türkiye

%Antalya

%Antalya’nın

Türkiye İçindeki %Giriş yoluna göreGelen vatandaşlar 100,00 100,00 3,10 Havayolu 61,22 97,30 4,92 Denizyolu 9,48 2,70 0,88 Karayolu 28,80 - - Demiryolu 0,50 - -Çıkış yoluna göreGiden vatandaşlar 100,00 100,00 2,90 Havayolu 62,17 96,78 4,51 Denizyolu 9,30 3,22 1,00 Karayolu 28,01 - - Demiryolu 0,52 - -Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Yurtdışından gelen vatandaşların toplamı içinde havayolunu tercih edenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 61,22 iken Antalya’da yüzde 97,30 ile daha fazla, denizyolunu tercih edenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,48 iken Antalya’da yüzde 2,70 ile daha az olduğu, diğer taraftan Türkiye genelinde karayolunu tercih edenlerin oranı yüzde 0,50 olduğu saptanmıştır. Yurtdışına giden vatandaşların toplamı içinde havayolunu tercih edenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 62,17 iken Antalya’da yüzde 96,78 ile daha fazla, denizyolunu tercih edenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,30 iken

Page 117: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da yüzde 3,22 ile daha az olduğunu, diğer taraftan Türkiye genelinde karayolunu tercih edenlerin oranı yüzde 28,01 iken demiryolunu tercih edenlerin oranı yüzde 0,52 olduğu belirlenmiştir.

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü, “Konaklama İstatistikleri Bülteni” verilerine göre; 1997 yılı itibariyle Antalya’da 1-5 arası yıldızlı, özel belgeli ve apart oteller kapsamında ortalama kalış süresi 4,95 gün olup, bu süre yabancı ziyaretçiler için 5,72 gün, yerli ziyaretçiler için 2,74 gün olmasına karşılık, ortalama doluluk oranı yüzde 66,99 olup; bunun yüzde 57,49 yabancı ziyaretçilerden, yüzde 9,50’si yerli ziyaretçilerden oluşmuştur. Diğer taraftan; motel, pansiyon, tatil köyü, oberj, kamp, kaplıca, eğitim uygulama tesisleri, golf tesisleri ve diğer konaklama tesisleri kapsamında ortalama kalış süresi 5,47 gün olup, bu süre yabancı ziyaretçiler için 6,25 gün, yerli ziyaretçiler için 3,27 gün olmasına karışlık, ortalama doluluk oranı yüzde 67,55 olup, bunun yüzde 56,94’ü yabancı ziyaretçilerden, yüzde 10,61’i yerli ziyaretçilerden oluşmuştur.

Son yıllarda turizmde kaydedilen olumlu gelişmelere ve hızlı yatak kapasitesi artışına karşın; özellikle tanıtım ve pazarlama, ulaşım, teknik altyapı, çevre kirliliği ve ATAK-Akdeniz Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi projesi dış kredi kullanımı ve yerel yönetimlerin organizasyonu, Turizm Bakanlığı’nın sektörün gerektirdiği esnek ve yönlendirici yapıya kavuşturulması ve Türkiye Otelciler Birliği Kanunu başta olmak üzere turizmde kurumsallaşmanın güçlendirilmesine yönelik yasal ve kurumsal düzenlemelerdeki gecikmelerden kaynaklanan sorunlar ve eksiklikler sürmektedir. Turizmin gelişmesini engelleyen faktörler, ulaştırma sektörü başta olmak üzere ilgili bölümlerde ele alınmıştır.

E. TİCARET

1. Tarım Ürünleri Ticareti

Ticaret, pazarlanan ana ürün grupları itibariyle tarım ve sanayi sektörlerinden soyutlanamayacağı için, sektörel

Page 118: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yapılanmada ticaretin yerini belirlemeye yönelik bir kısım değerlendirmeler, bu sektörler kapsamında ele alınmış olup, burada tarım ürünleri ve sanayi ürünleri ticareti bağlamında toptan ve perakende ticarete yer verilmiş, dış ticaret ise VII. Bölüm’de “Makroekonomik Durum” kapsamında ele alınmıştır.

Antalya’da tarım ürünleri toptan ticaretinde miktar ve ürün çeşidi itibariyle son yıllarda sağlanan gelişmeler, Yeni Toptancı Hali’nin faaliyete geçmesi ile hız kazanmıştır. Büyükşehir Belediyesi Hal Müdürlüğü verilerine göre, Toptancı Hali’nde gerçekleşen tıcarette 1995-1996 yılları arası miktar olarak yüzde 0,46 değer olarak yüzde 115,02 artış sağlanmasına karşılık, 1996-1997 yılları arası miktar olarak yüzde 22,56 değer olarak yüzde 146,80 düzeyinde artış sağlanmış olması, yukarıdaki değerlendirmeyi doğruladığı söylenebilir. 480 bin metrekare üzerine kurulu Yeni Toptancı Hali’nde; idare binasında 29 işyeri, PTT binası altında 7 işyeri, çeşitli işler bölümünde 51 işyeri ve 4 banka, cami altında 7 işyeri ve iki banka, 10 kafeterya ve lokanta, 144 komisyoncu bürosu, 50 m2’lik 98 zirai ilaç dükkanı, 110 m2’lik 75 ardiye, 150 m2’lik 64 ardiye, 160 m2’lik 108 ardiye, 240 m2’lik 72 ardiyenin yanısıra; benzin istasyonu, tır parkı yer almaktadır.

Tarım ürünleri perakende ticareti mekanları olarak sokak aralarında kurulan pazarlar yerine, sabit semt pazarları giderek yaygınlaştırılmaktadır. Semt pazarlarının sağlıklı çalıştırılması ve kayıt altına alınması için belediyelerin yanısıra, il merkezinde Semt Pazarcıları Odası hizmet vermektedir. Antalya İl Merkezinde semt pazarları dışında tarım ürünleri perakende ticareti yapan esnafları kapsayan Seyyar ve Sabit Sebze ve Meyveciler Odası hizmet vermektedir.

Diğer taraftan ağırlıklı olarak tarım ürünleri ve tarıma dayalı sanayi ürünlerinin işlem gördüğü Antalya Ticaret Borsası verilerine göre, 1997 yılı itibariyle toplam işlem değeri içinde ürün gruplarının payı incelendiğinde; çekirdekle pamuk, presli pamuk, iplik, pamuk linteri ve pamuk telefi kapsamında tekstil hammaddeleri yüzde 57,84’lük pay ile en çok işlem gören ürün grubu olduğu

Page 119: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

saptanmıştır. İkinci sırada; keçiboynuzu, kestane, götürü ağaçüstü narenciye bahçe satışı, limon, portakal, madalina, greyfurt ve elma kapsamında yüzde 16,85’lik pay ile kuru ve yaş meyveler yeralmıştır. Üçüncü sırada; buğday, arpa ve mısır kapsamında yüzde 12,91’lik pay ile hububat ürünleri yeralmıştır. Dördüncü sırda; adaçayı, kekik, defne yaprağı, keçiboynuzu çekirdeği, siyah zeytin ve karanfil kapsamında yüzde 3,38’lik pay ile çeşitli maddeler olarak yer almıştır. Beşinci sırada; pamukyağı ve zeytinyağı kapsamında yüzde 0,96’lık pay ile nebati yağlar yeralmıştır. Altıncı sırada; susam ve kabuklu yerfıstığı kapsamında yüzde 0,74’lük pay ile yağlı tohumlar yeralmıştır.Yedinci sırada; keçboynuzu küspesi, ve soya küspesi kapsamında yüzde 0,47’lik pay ile küspeler yer almıştır. Diğer ürünlerin payı ise yüzde 6,85 olmuştur.

2. Sanayi Ürünleri Ticareti

Tarım ürünlerinde olduğu gibi sanayi ürünlerinde de toptan ve perakende ticaret toplam değer içinde ürün gruplarının paylarını gösteren kapsamlı istatistiki verilerin bulunamayışı veya olanların da kriter ve gruplandırma açısından türdeş olmaması karşılaştırmalı analizi sınırlandırmaktadır.

Bu bağlamda; imalat sanayi bölümünde daha detaylı verilmiş olan DİE’nin 1994 yılı verileri incelendiğinde Antalya’daki imalat sanayi ürünleri içinde katmadeğer açısından en büyük payı tekstil, giyim ve deri sanayi ürünlerenin aldığı ve bunu ikinci sırada gıda sanayi ürünlerinin, üçüncü sırada metal ana sanayi ürünlerinin, dördüncü sırada kimsa sanayi ürünlerinin, beşinci sırada metal eşya, makine ve teçhizatlarının, altıncı sırada taş ve toprağa dayalı sanayi ürünlerinin, yedinci sırada kereste ve kereste ürünlerenin izlediği görülmektedir. Ancak, bu karşılaştırma sadece Antalya’da imal edilen ürünlerle sınırlı kalmaktadır.

Page 120: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da ticaretin yoğun iç göç ve turizm ile kazandığı ivme; Toptan Ticaret Sitesi kuruluşuna potansiyel oluşturmuş, Pazar payı büyük pek çok ürünün anabayi statüsündeki bölgesel dağıtım şirketlerinin yanısıra ağırlıklı olarak bakkallara, lokantalara, motel ve pansiyonlara satış yapan pazar payı küçük olan toptan ticaret firmalarının sayısında önemli artış kaydedilmiştir.

Diğer taraftan, Pazar payı büyük olan perakendeci büyük mağazaların, bakkallar, turistik eşya satan işyerleri başta olmak üzere perakendeci küçük işletmelerin(sayı olarak artmasına karşın) Pazar paylarının giderek azalmasına neden olamaktadır. Ürün grupları bazında kapsamlı ve birbiriyle tutarlı veriler yetersiz olmakla birlikte ilgili meslek kuruluşları verilerinin yukarıdaki değerlendirmeleri doğruladığı söylenebilir.

F. İNŞAAT

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da yapı kullanma izin belgeleri ve kullanma amacına göre tamamen veya kısmen biten yeni ve ilave yapıların dağılımı Çizelge F-1’de gösterilmiştir. Bu yapıların genel toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; yapı sayısına göre yüzde 4,63 olmasına karşılık, yapıların yüz ölçümü ve değerine göre yüzde 4,99 olmuştur.

Konutların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; konutların sayısına göre yüzde 4,65 olmasına karşılık, konutların yüzölçümüne göre yüzde 3,96, konutların değerine göre yüzde 3,95 olmuştur. Bu kapsamda evlerin toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; ev sayısına göre yüzde 2,17 iken evlerin yüzölçümüne göre yüzde 1,73, evlerin değerine göre yüzde 1,84 olmasına karşılık, apartmanların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; apartman sayısına göre yüzde 6,54 iken apartmanların yüzölçümüne göre yüzde 4,41, apartmanların değerine göre yüzde 4,37 olmuştur.

Ticari yapıların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; ticari yapıların sayısına göre yüzde 7,16

Page 121: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

olmasına karşılık yüzölçümüne göre yüzde 12,62 değerine göre yüzde 13,37 olmuştur. Bu kapsamda otel, motel ve pansiyonların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; otel, motel ve pansiyonların sayısına göre yüzde 24,59 olmasına karşılık, yüzölçümüne göre yüzde 47,07 değerine göre yüzde 46,98 olmuştur.

Sınai yapıların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; sınayi yapıların sayısına göre yüzde 0,31 olmasına karşılık, yüzölçümüne göre yüzde 0,36 değerine göre yüzde 0,28 olmuştur.

Sıhhı ve sosyal yapıların toplamı itibariye Antalya’nın Türkiye içindeki payı; sıhhı ve sosyal yapıların sayısına göre yüzde 3,46 olmasına karşılık, yüzölçümüne göre yüzde 2,88 değerine göre yüzde 2,87 olmuştur.

Kültürel yapıların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; kültürel yapıların sayısına göre yüzde 1,89 olmasına karşılık, yüzölçümüne göre yüzde 1,33 değerine göre 1,58 olmuştur.

İdari yapıların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; idari yapıların sayısına göre yüzde 6,19 olmasına karşılık, yüzölçümüne göre yüzde 2,48 değerine göre 2,63 olmuştur.

Diğer yapıların toplamı itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; diğer yapıların sayısına göre yüzde 1,56 olmasına karşılık, yüzölçümüne göre yüzde 1,16 değerine göre yüzde 1,25 olmuştur.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAYAPI KULLANMA İZİN BELGELERİ VE KULLANMA AMACINA GÖRE

TAMAMEN VEYA KISMEN BİTEN YENİ VE İLAVE YAPILARIN DAĞILIMIÇizelge F-1

Türkiye Antalya Antalya’nın PayıYapı sayıs

ı%

Yüzölç.%

Değer%

Yapı sayısı

%

Yüzölç.%

Değer%

Yapı sayıs

ı%

Yüzölç.%

Değer%

Genel Toplam 100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00 4,63 4,99 4,99

Konutlar Toplamı

94,73 75,56 76,04 95,12 60,06 60,14 4,65 3,96 3,95

Ev 40,93 12,61 12,66 19,20 4,39 4,67 2,17 1,73 1,84 Apartman 53,80 62,95 63,38 75,92 55,67 55,47 6,54 4,41 4,37

Page 122: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Ticari Yapılar Tp.

2,69 15,18 14,31 4,16 38,42 38,33 7,16 12,62 13,37

Otel,Motel,Pans

2,06 1,60 1,67 2,16 15,16 15,76 24,59 47,07 46,98

Diğer Tic. Yapı.

0,63 13,58 12,64 2,00 23,26 22,57 4,05 8,55 8,92

Sınai Yapı. Topl.

1,24 6,46 6,82 0,08 0,46 0,38 0,31 0,36 0,28

Sıhhı ve Sosyal Yapılar Toplamı

0,22 0,89 0,95 0,16 0,52 0,55 3,46 2,88 2,87

Kültürel Yap.Tp

0,10 0,56 0,58 0,04 0,15 0,18 1,89 1,33 1,58

İdari Yap.Topl. 0,09 0,32 0,32 0,12 0,16 0,17 6,19 2,48 2,63 Diğer Yap. Topl.

0,92 1,02 0,97 0,31 0,24 0,24 1,56 1,16 1,25

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

1996 yılında yapı kullanma izin belgesi alınmış tamamen veya kısmen biten yeni ve ilave yapıların toplam sayısı içinde; konutların payı Türkiye genelinde yüzde 94,73 iken Antalya’da yüzde 95,12 ile daha fazla, (evlerin payı Türkiye genelinde yüzde 40,93 iken Antalya’da yüzde 19,20 ile daha az, apartmanların payı Türkiye genelinde yüzde 53,80 iken Antalya’da yüzde 75,92 ile daha fazla) ticari yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 2,69 iken Antalya’da yüzde 4,16 ile daha fazla (otel, motel ve pansiyonların payı Türkiye genelinde yüzde 2,06 iken Antalya’da 2,16 ile daha fazla), sınai yapıların payı Türkiye genelinde 1,24 iken Antalya’da yüzde 0,80 ile daha az, sıhhi ve sosyal yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,22 iken Antalya’da yüzde 0,16 ile daha az, kültürel yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,10 iken Antalya’da yüzde 0,04 ile daha az, idari yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,09 iken Antalya’da yüzde 0,12 ile daha fazla, diğer yapıların payı ise Türkiye genelinde yüzde 0,92 iken Antalya’da yüzde 0,31 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu yapıların toplam yüzölçümü içinde; konutların payı Türkiye genelinde yüzde 75,56 iken Antalya’da yüzde 60,06 ile daha az (evlerin payı Türkiye genelinde yüzde 12,61 iken Antalya’da yüzde 4,39 ile daha az, apartmanların payı Türkiye genelinde yüzde 62,95 iken Antalya’da yüzde 55,67 ile daha az), ticari yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 15,18 iken Antalya’da yüzde 38,42 ile daha fazla (otel, motel ve pansiyonların payı Türkiye genelinde yüzde 1,62 iken Antalya’da yüzde 15,16 ile daha fazla), sınai yapıların payı Türkiye genelinde

Page 123: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yüzde 6,46 iken Antalya’da yüzde 0,46 ile daha az, sıhhi ve sosyal yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,89 iken Antalya’da yüzde 0,52 ile daha az, kültürel yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,56 iken Antalya’da yüzde 0,15 ile daha az, idari yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,32 iken Antalya’da yüzde 0,16 ile daha az, diğer yapıların payı ise Türkiye genelinde yüzde 1,02 iken Antalya’da yüzde 0,24 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, bu yapıların toplam değeri içinde; konutların payı Türkiye genelinde yüzde 76,04 iken Antalya’da yüzde 60,14 ile daha az (evlerin payı Türkiye genelinde yüzde 12,66 iken Antalya’da yüzde 4,67 ile daha az, apartmanların payı Türkiye genelinde yüzde 63,38 iken Antalya’da yüzde 55,47 ile daha az), ticari yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 14,31 iken Antalya’da yüzde 38,33 ile daha fazla (otel, motel ve pansiyonların payı Türkiye genelinde yüzde 1,67 iken Antalya’da yüzde 15,76 ile daha fazla), sınai yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 6,82 iken Antalya’da yüzde 0,38 ile daha az, sıhhi ve sosyal yapıların payı türkiye genelinde yüzde 0,95 iken Antalya’da yüzde 0,55 ile daha az, kültürel yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,58 iken Antalya’da yüzde 0,18 ile daha az, idari yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,32 iken Antalya’da yüzde 0,17 ile daha az, diğer yapıların payı Türkiye genelinde yüzde 0,97 iken Antalya’da yüzde 0,24 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu karşılaştırma; Türkiye geneline göre Antalya’nın yapıların toplam sayısı bakımından apartmanlar, ticari yapılar (özellikle otel, motel ve pansiyonlar) ve idari yapılar içinde daha fazla paya sahip olmasına karşılık, yapıların toplam yüzölçümü ve değeri bakımından sadece ticari yapılar (özellikle otel, motel ve pansiyonların) içinde daha fazla paya sahip olduğunu göstermektedir.

Page 124: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

G. İMALAT SANAYİİ

1. Sanayi Gruplarına Göre İşyeri, İstihdam ve Katma Değerin Dağılımı

DİE verilerine göre, 1994 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da imalat sanayiinde işyerleri, istihdam ve katma değerin sanayi gruplarına göre dağılımı Çizelge G-1’de gösterilmiştir. İmalat sanayii kapsamında Antalya’nın Türkiye içindeki payı; işyerleri sayısına göre yüzde 0,60 ve istihdama göre 0,62 iken katma değere göre yüzde 0,28 olduğu saptanmıştır.

1994 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA İMALAT SANAYİİNDE İŞYERLERİ, İSTİHDAM VE KATMA DEĞERİN SANAYİ GRUPLARINA GÖRE DAĞILIM

Çizelge G-1Türkiye Antalya Antalya’nın Payı

İşyeri sayıs

ı%

İstihdam%

Katma

Değer%

İşyeri sayıs

ı%

İstihdam%

Katma

Değer%

İşyeri

sayısı

%

İstihdam%

Katma

Değer%

İmalat sanayi tp. 100,00

100,00 100,00

100,00

100,00 100,00

0,60 0,62 0,28

Gıda,içki,tütün san.

18,37 17,99 14,78 32,79 13,29 15,56 1,08 0,46 0,29

Tekstil,giyim,deri sn

29,39 30,91 17,33 11,48 55,79 55,40 0,24 1,11 0,88

Kereste ve kers.ürü.

4,13 2,22 0,86 4,92 1,80 0,39 0,72 0,50 0,12

Kağıt ürün.bas.san.

3,51 3,61 3,90 3,28 1,13 0,32 0,56 0,19 0,02

Kimya sanayi 8,94 9,64 26,80 11,48 4,93 7,17 0,77 0,32 0,07 Taş topr.dayalı san.

8,22 6,94 7,63 21,31 6,35 2,69 1,56 0,57 0,10

Metal ana sanayi 3,41 6,78 9,27 1,64 10,31 15,13 0,29 0,94 0,45 Met..eşy.mak.teç.sa

22,95 21,33 19,17 13,11 6,40 3,35 0,34 0,19 0,05

Diğer imalat sanayi

1,11 0,60 0,26 - - - - - -

Kaynak : DİE istatislerinden derlenmiştir.

İmalat sanayi grupları itibariyle Antalya’nın Türkiye içindeki payı; gıda, içki ve tütün sanayiinde işyeri sayılarına göre yüzde 1,08 istihdama göre yüzde 0,46 katma değere göre yüzde 0,29 olduğu, tekstil, giyim ve deri sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 0,24 istihdama göre yüzde 1,11 katma değere göre yüzde 0,88 olduğu, kereste ve kereste ürünleri sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 0,72 istihdama göre yüzde 0,50 katma değere göre yüzde 0,12 olduğu, kağıt ve kağıt ürünleri ve basım sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 0,56 istihdama göre yüzde 0,19 katma değere göre

Page 125: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yüzde 0,02 olduğu, kimya sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 0,77 istihdama göre yüzde 0,32 katma değere göre yüzde 0,07 olduğu, taş ve toprağa dayalı sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 1,56 istihdama göre yüzde 0,57 katma değere göre yüzde 0,10 olduğu, metal ana sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 0,29 istihdama göre yüzde 0,94 katma değere göre yüzde 0,45 olduğu, metal eşya, makine

Page 126: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ve teçhizat sanayiinde işyeri sayısına göre yüzde 0,34 istihdama göre yüzde 0,19 katma değere göre yüzde 0,05 olduğu saptanmıştır.

Bu durum, Türkiye geneline göre Antalya’nın imalat sanayii gruplarında, işyeri sayılarına göre sırasıyla; taş ve toprağa dayalı sanayii, gıda ve içki sanayii, kimya sanayii, kereste ve kereste ürünleri sanayiinin, istihdama göre sırasıyla; tekstil, giyim ve deri sanayii ve metal ana sanayiinin, katma değere göre ise sırasıyla; tekstil, giyim ve deri sanayii, metal ana sanayii ve gıda, içki sanayiinin (imalat sanayii ortalama paylarına göre) daha fazla paya sahip olduğunu göstermektedir.

İmalat sanayiinin işyeri sayısı toplamı içinde; gıda, içki ve tütün sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 18,37 iken Antalya’da yüzde 32,79 ile daha fazla, tekstil, giyim ve deri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 29,39 iken Antalya’da yüzde 11,48 ile daha az, kereste ve kereste ürünleri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 4,13 iken Antalya’da yüzde 4,92 ile daha fazla, kağıt ve kağıt ürünleri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 3,51 iken Antalya’da yüzde 3,28 ile daha az, kimya sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 8,94 iken Antalya’da yüzde 11,48 ile daha fazla, taş ve toprağa dayalı sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 8,22 iken Antalya’da yüzde 21,31 ile daha fazla, metal ana sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 3,41 iken Antalya’da yüzde 1,64 ile daha az, metal eşya, makine ve teçhizat sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 22,95 iken Antalya’da yüzde 13,11 ile daha az olduğu, diğer imalat saniyiinin Antalya’da yer almadığı Türkiye genelindeki payının ise yüzde 1,11 olduğu saptanmıştır.

Bu durum, Antalya’da imalat sanayii işyerleri sayısı toplamı içinde en büyük paya gıda ve içki sanayiinin sahip olduğu, ikinci sırada taş ve toprağa dayalı sanayii, üçüncü sırada metal eşya, makine ve teçhizat sanayii, dördüncü sırada tekstil, giyim ve deri sanayii ile kimya sanayii, beşinci sırada kereste ve kereste ürünleri sanayii, altıncı sırada kağıt ve kağıt ürünleri ve basım sanayii ve son olarak sırada metal ana sanayii grubunun yer aldığını göstermektedir.

İmalat sanayii toplam istihdamı içinde; gıda, içki ve tütün sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 17,99 iken

Page 127: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da yüzde 13,29 ile daha az, tekstil, giyim ve deri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 30,91 iken Antalya’da yüzde 55,79 ile daha fazla, kereste ve kereste ürünleri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 2,22 iken Antalya’da yüzde 1,80 ile daha az, kağıt ve kağıt ürünleri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 3,61 iken Antalya’da yüzde 1,13 ile daha az, kimya sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 9,64 iken Antalya’da yüzde 4,93 ile daha az, taş ve toprağa dayalı sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 6,94 iken Antalya’da yüzde 6,35 ile daha az, metal ana sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 6,78 iken Antalya’da yüzde 10,31 ile daha fazla, metal eşya, makine ve teçhizat sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 21,33 iken Antalya’da yüzde 6,40 ile daha az olduğu, diğer imalat sanayiinin Antalya’da yer almadığı Türkiye genelindeki payının ise yüzde 0,60olduğu saptanmıştır.

Bu durum, Antalya’da imalat sanayii toplam istihdamı içinde; en büyük paya tekstil, giyim ve deri sanayiinin sahip olduğu, ikinci sırada gıda, içki ve tütün sanayii, üçüncü sırada metal ana sanayii, dördüncü sırada metal eşya, makine ve teçhizat sanayii, beşinci sırada taş ve toprağa dayalı sanayii, altıncı sırada kimya sanayii, yedinci sırada kereste ve kereste ürünleri sanayii ve son sırada kağıt, kağıt ürünleri ve basım sanayiinin yer aldığını göstermektedir.

İmalat sanayii toplam katma değeri içinde gıda, içki ve tütün sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 14,78 iken Antalya’da yüzde 15,56 ile daha fazla, tekstil, giyim ve deri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 17,33 iken Antalya’da yüzde 55,40 ile daha fazla, kereste ve kereste ürünleri sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 0,86 iken Antalya’da yüzde 0,39 ile daha az, kağıt, kağıt ürünleri ve basım sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 3,90 iken Antalya’da yüzde 0,32 ile daha az, kimya sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 26,80 iken Antalya’da yüzde 7,17 ile daha az, taş ve toprağa dayalı sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 7,63 iken Antalya’da yüzde 2,69 ile daha az, metal ana sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 9,27 iken Antalya’da yüzde 15,13 ile daha fazla, metal eşya, makine ve teçhizat sanayiinin payı Türkiye genelinde yüzde 19,17 iken Antalya’da yüzde 3,35 ile daha az olduğu, diğer imalat sanayiinin Antalya’da yer

Page 128: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

almadığı Türkiye genelindeki payının ise yüzde 0,26 olduğu saptanmıştır.

Bu durum, Antalya’da imalat sanayii toplam katma değeri içinde; en büyük paya tekstil, giyim ve deri sanayiinin sahip olduğu, ikinci sırada gıda, içki ve tütün sanayii, üçüncü sırada metal ana sanayii, dördüncü sırada kimya sanayii, beşinci sırada metal eşya, makine ve teçhizat sanayii, altıncı sırada taş ve toprağa dayalı sanayii, yedinci sırada kereste ve kereste ürünleri sanayii ve son sırada kağıt, kağıt ürünleri ve basım sanayiinin yer aldığı saptanmıştır.

İmalat sanayiinde 1985 ve 1994 yılı DİE verileri karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, Antalya’nın Türkiye geneline göre payı, işyeri sayısı bakımından 1985 yılında yüzde 1,6 iken 1994 yılında yüzde 0,6’ya, istihdam bakımından 1985 yılında yüzde 1,0 iken 1994 yılında 0,6’ya, katma değer bakımından 1985 yılında yüzde 0,5 iken 1994 yılında yüzde 0,3’e düşmesi, imalat sanayiinde Türkiye genelinde sağlanan gelişme trendine Antalya’nın ayak uyduramadığını göstermektedir. Bu durum, Antalya’da imalat sanayiinin toplu işyerleri olarak Organize Sanayi Bölgesi ve Küçük Sanayi Sitelerinin gelişimini de geciktirmiştir.

2. Organize Sanayi Bölgesi ve Küçük Sanayi Siteleri

Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü 1986 yılında faaliyete başlamasına rağmen, Bölge Müdürlüğü verilerine göre, 139 sanayi parselinden (toplam 1.259.160 m2’den) oluşan I. Kısım’da 1999 yılına kadar 78 tesis için 123 parsel tahsis edilmiş olup, tahsisi yapılan 78 tesisin 50’si (80 parsel üzerinde) işletmeye açılmasına (toplam 2230 kişiye istihdam sağlanmasına) karşılık, 23 tesis (29 parsıl üzerinde) inşaat ve 5 tesis ise (14 parsel üzerinde) proje aşamasındadır.

Diğer taraftan, I. Kısım’da altyapı çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmış olmakla birlikte, tamamlanamayan altyapı inşaatları ve Pis Su Arıtma Tesisi için Fon Kredisi tahsisine olan ihtiyaç devam ederken, Organize Sanayi Bölgesi’nin gelişme alanı olan 56 parselden (toplam 1.345.748 m2’den) oluşan II. Kısım’da altyapı çalışmalarına ancak 1998 yılı ikinci yarısında gecikmeli olarak başlanmıştır.

Page 129: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Organize Sanayi Bölgesi’nde işletmeye açılan 50 tesisden 11’i kimya, 10’u gıda, 7’si tekstil-dokuma, 6’sı mermer, 5’i makine-metal, 4’ü ahşap-mobilya, 3’ü plastik, 3’ü yapı malzemeleri, 17i cam ile ilgili alanlarda faaliyet göstermesine karşılık, inşaat aşamasındaki 23 tesisten; 7’si gıda, 5%i tekstil-dokuma, 5%i ahşap-mobilya, 4’ü makine-metal, 1’i kimya, 1’i de cam tesisi olarak inşa edilmekte, proje aşamasındaki 5 tesisten 2’si gıda, 2’si tekstil-dokuma, 1’de makine-metal tesisi olarak proje çalışmaları sürdürülmektedir.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, 1997 yılı sonu itibariyle Antalya’da 10 küçük sanayi sitesi faal olup, 20 küçük sanayi sitesi de inşaat aşamasındadır. Antalya’da küçük sanayi siteleri kapsamında yaklaşık 43.000 kişiye istihdam olanağı sağlayan 5024 işyeri bulunmakta, bu işyerleri arasında oto tamir-bakımı ile ilgili işyerleri en büyük kesimi oluşturmakta bunu sırasıyla ağaç işleri ve metal işleri alanlarında faaliyet gösteren küçük imalatçılar izlemektedir.

H. ENERJİ

DİE verilerine göre, 1995 yılı sonu itibariyle Türkiye’de ve Antalya’da elektrik tüketiminin abonelere göre dağılımı Çizelge H-1’de gösterilmiştir. Antalya’nın Türkiye genelindeki elektrik abonesi toplamı içindeki payının yüzde 2,63 iken elektrik tükemi toplamı içindeki payı yüzde 2,24 olmasına karşılık, resmi daireler bakımından elektrik abone payı yüzde 2,56 iken elektrik tüketimi payı yüzde 2,67, sanayi işletmeleri bakımından elektrik abone payı yüzde 2,05 iken elektrik tüketim payı yüzde 0,46, ticarethaneler bakımından elektrik abone payı yüzde 2,67 iken elektrik tüketim payı yüzde 7,45, meskenler bakımından elektrik abone payı yüzde 2,47 iken elektrik tüketim payı yüzde 3,20, tarımsal sulama bakımından elektrik abone payı yüzde 13,23 iken elektrik tükemi payı yüzde 3,90, şantiyeler bakımından elektrik abone payı yüzde 8,11 iken elektrik tüketimi payı yüzde 2,34, diğer abonelerin payı yüzde 3,86 iken elektrik tüketim payı yüzde 3,93 olmuştur.

Page 130: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’nın Türkiye geneline göre elektrik abonesi payı dikkate alındığında Antalya’da; tarımsal sulama aboneleri en büyük kesimi oluşturduğu ve bunu sırasıyla şantiye, ticarethane ve diğer abonelerin izlediği söylenebilir.

Diğer taraftan, Antalya’nın Türkiye geneline göre elektrik tüketim payı dikkate alındığında, Antalya’da elektrik tüketimi bakımından en büyük ticarethanelerin oluşturduğu ve bunu sırasıyla; tarımsal sulama, diğerleri, meskenler, resmi daireler ve şantiyelerin izlediği söylenebilir. Antalya’nın Türkiye geneline göre sektörler itibariyle Antalya’nın elektrik tüketimi payları incelendiğinde; yüzde 7,45’lik pay ile ticarethaneler kapsamında ticaret ve turizm sektörlerinin en büyük kesimi oluşturması, bunu ikinci sırada yüzde 3,90’lık pay ile tarımsal sulama kapsamında tarım sektörünün izlemesi, diğer taraftan inşaat sektörünün payı yüzde 2,34 iken, sanayi sektörü payının yüzde 0,46 olmasına karşılık, bu durum elektrik abonesi sayısı bakımından incelendiğinde, yüzde 13,23’lük pay ile tarım sektörünü en büyük kesimi oluşturması, ikinci sırada yüzde 8,11 ile inşaat sektörünün izlemesi, diğer taraftan ticaret ve turizm sektörlerinin payı yüzde 2,67 iken sanayi sektörü payının yüzde 2,05 olması dikkat çekmektedir.

1995 YILI SONU İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAELEKTRİK TÜKETİMİNİN ABONELERE GÖRE DAĞILIMI

Çizelge H-1Türkiye Antalya Antalya’nın

Türkiye İçindeki Payı

Abone Sayısı

%

Miktar(kwh)

%

Abone Sayısı

%

Miktar(kwh)

%

Abone Sayısı

%

Miktar (kwh) %

Toplam 100,00

100,00 100,00

100,00 2,63 2,24

Resmi Daireler 0,72 7,91 0,70 9,42 2,56 2,67 Sanayi İşletmeleri

2,41 48,31 1,88 9,90 2,05 0,46

Ticarethaneler 11,69 7,67 11,90 25,55 2,67 7,45 Meskenler 81,76 23,12 76,75 33,09 2,47 3,20 Tarımsal Sulama

0,79 2,19 3,97 3,82 13,23 3,90

Şantiyeler 0,57 1,05 1,76 1,09 8,11 2,34 Diğerleri 2,07 9,75 3,04 17,14 3,86 3,93Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.Not : Sokak aydınlatması elektrik tüketimi, “Diğerleri” kapsamına dahil edilmiştir.

Elektrik abone sayısı toplamı içinde mesken aboneleri Türkiye genelinde yüzde 81,76’lık pay ile birinci sırada

Page 131: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

iken Antalya’da yüzde 76,75’lik pay ile birinci sırada olduğu, ticarethane aboneleri Türkiye genelinde yüzde 11,69’luk pay ile ikinci sırada iken Antalya’da yüzde 11,90’lık pay ile ikinci sırada olduğu, sanayi işletmesi aboneleri Türkiye genelinde yüzde 2,41’lik pay ile üçüncü sırada iken Antalya’da yüzde 1,88’lik pay ile beşinci sırada olduğu, tarımsal sulama abonelerinin Türkiye genelinde yüzde 0,79’luk pay ile dördüncü sırada iken Antalya’da yüzde 3,97’lik pay ile üçüncü sırada olduğu, resmi daire aboneleri Türkiye genelinde yüzde 0,72’lik pay ile beşinci sırada iken Antalya’da yüzde 0,70’lik pay ile altıncı sırada olduğu, şantiye aboneleri Türkiye genelinde yüzde 0,57’lik pay ile altıncı sırada iken Antalya’da yüzde 1,76’lık pay ile beşinci sırada olduğu, diğer abonelerin ise Türkiye genelindeki payı yüzde 2,07 iken Antalya’da yüzde 3,04 ile daha fazla paya sahip olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, elektrik tüketimi toplamı içinde; sanayi işletmelerinde elektrik tüketimi Türkiye genelinde yüzde 48,31’lik pay ile birinci sırada iken Antalya’da yüzde 9,90’lık pay ile üçüncü olduğu, meskenlerde elektrik tüketimi Türkiye genelinde yüzde 23,12’lik pay ile ikinci sırada iken Antalya’da yüzde 33,09’luk pay ile birinci sırada olduğu, resmi dairelerde elektrik tüketimi Türkiye genelinde yüzde 7,91’lik pay ile üçüncü sırada iken Antalya’da yüzde 9,42’lik pay ile dördüncü sırada olduğu, ticarethanelerde elektrik tüketimi Türkiye genelinde yüzde 7,67’lik pay ile dördüncü sırada iken Antalya’da yüzde 25,55’lik pay ile ikinci sırada olduğu, tarımsal sulamada elektrik tüketimi Türkiye genelinde yüzde 2,19’luk pay ile beşinci sırada iken Antalya’da yüzde 3,82’lik pay ile beşinci sırada olduğu, şantiyelerde elektrik tüketimi Türkiye genelinde yüzde 1,05’lik pay ile altıncı sırada iken Antalya’da yüzde 1,09’luk pay ile altıncı sırada olduğu, diğer alanlardaki elektrik tüketiminin Türkiye genelindeki payı yüzde 9,75’lik iken Antalya’da 17,14 ile daha fazla paya sahip olduğu belirlenmiştir.

I. GSYİH ‘YA GÖRE GELİR DAĞILIMI

1.İktisadi Faaliyet Kollarına Göre GSYİH Payları

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da iktisadi faaliyet kollarına göre cari fiyatlarla

Page 132: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

GSYİH (gayri safi yurt içi hasıla) payları Çizelge I-1’de gösterilmiştir. Türkiye genelinde iktisadi faaliyet kollarına göre toplam GSYİH içinde Antalya’nın payı; tarımda yüzde 3,45, sanayide yüzde 0,69 inşaat sektöründe yüzde 3,07, ticarette yüzde 4,06, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 3,40, mali kuruluşlarda yüzde 1,03, konut sahipliğinde yüzde 2,01, serbest meslek ve hizmetlerde yüzde 2,55, izafi banka hizmetlerinde yüzde 0,85, sektörler toplamında ise yüzde 2,69 iken devlet hizmetlerinde yüzde 2,25, kar amacı olmayan özel hizmet kuruluşlarında yüzde 0,24, ithalat vergisinde yüzde 0,62 olmuştur. Bu durum, Türkiye geneline göre sektörler itibariyle GSYİH’ya Antalya en büyük katkıyı (turizm sektörünü de kapsayan) ticaret sektörü ile yaptığı, bunu sırasıyla; tarım, ulaştırma ve haberleşme, inşaat, serbest meslekler ve hizmetler ve diğer iktisadi faaliyet kollarının izlediği, en son olarak ise sanayi sektörü ile en az katkıyı sağladığını göstermektedir.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAİKTİSADİ FAALİYET KOLLARINA GÖRE CARİ FİYATLARLA GSYİH PAYLARI

Çizelge I-1 Türkiy

e %

Antalya %

Antalya’nın Türkiye İçindeki

%1. Tarım 16,9 22,5 3,452. Sanayi 25,2 6,8 0,693. İnşaat 5,8 6,9 3,074. Ticaret 20,5 32,1 4,065. Ulaştırma ve Haberleşme 13,1 17,3 3,406. Mali Kuruluşlar 5,0 2,0 1,037. Konut Sahipliği 3,0 2,3 2,018. Serbest Meslek ve Hizmetler

3,8 3,7 2,55

9. (-) İzafi Banka Hizmetleri 4,8 1,6 0,8510. Sektörler Toplamı (1-9) 88,3 91,9 2,6911. Devlet Hizmetleri 8,4 7,3 2,2512. Kar Amacı Olmayan Özel Hizmet Kuruluşları 0,2 0,01 0,2013. Toplam (10-12) 96,9 99,3 2,6514. İthalat Vergisi 3,1 0,7 0,6215. Alıcı Fiyatlarıyla GSYİH (13-14)

100,1 100,0 2,59Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.

Alıcı fiyatlarıyla GSYİH içinde tarımın payı Türkiye genelinde yüzde 16,9 iken, Antalya’da yüzde 22,5 ile daha fazla, sanayinin payı Türkiye genelinde yüzde 25,2 iken Antalya’da yüzde 6,8 ile daha az, inşaat sektörünün payı Türkiye genelinde yüzde 5,8 iken Antalya’da yüzde 6,9 ile daha fazla, ticaretin payı Türkiye genelinde yüzde 20,5

Page 133: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

iken Antalya’da yüzde 32,1 ile daha fazla, ulaştırma ve haberleşmenin payı Türkiye genelinde yüzde 13,1 iken Antalya’da yüzde 17,3 ile daha fazla, mali kuruluşların payı Türkiye genelinde yüzde 5,0 iken Antalya’da yüzde 2,0 ile daha az, konut sahipleri payı Türkiye genelinde yüzde 3,0 iken Antalya’da yüzde 2,3 ile daha az, serbest meslek ve hizmetlerin payı Türkiye genelinde yüzde 3,8 iken, Antalya’da 3,7 ile daha az, izafi banka hizmetlerinin payı Türkiye genelinde yüzde 4,8 iken Antalya’da yüzde 1,6 ile daha az, sektörler toplamının payı Türkiye genelinde yüzde 88,3 iken Antalya’da yüzde 91,9 ile daha fazla, devlet hizmetlerinin payı Türkiye genelinde yüzde 8,4 iken Antalya’da yüzde 7,3 ile daha az, kar amacı olamayan özel hizmet kuruluşların payı Türkiye genelinde yüzde 0,2 iken Antalya’da yüzde 0,01 ile daha az, buraya kadar sayıların toplamının payı Türkiye genelinde yüzde 96,9 iken, Antalya’da yüzde 99,3 ile daha fazla, son olarak ithalat vergisinin payı Türkiye genelinde yüzde 3,1 iken Antalya’da yüzde 0,7 ile daha az olduğu saptınmıştır.

GSYİH içinde iktisadi faliyet kolları, paylarının büyüklüklerine göre sıralanırsa; (turizm dahil) ticaret sektörü Antalya’da en büyük paya sahipken Türkiye genelinde ikinci sırada olduğu, tarım sektörünün payı Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde üçüncü sırada yeraldığı, ulaştırma ve haberleşme sektörünün payı Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yeraldığı, devlet hizmetlerinin payı Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada yeraldığı, inşaat sektörünün payı Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada yeraldığı, sanayi sektörünün payı Antalya’da altıncı sırada iken Türkiye genelinde en büyük paya sahip olduğu, serbest meslek ve hizmetlerin payı Antalya’da yedinci sırada iken Türkye genelinde dokuzuncu sırada yeraldığı, konut sahipliğinin payı Antalya’da sekizinci sırada iken Türkiye genelinde onbirinci sırada yeraldığı, mali kuruluşların payı Antalya’da dokuzuncu sırada iken Türkiye genelinde yedinci sırada yeraldığı, izafi banka hizmetlerinin payı Antalya’da onuncu sırada iken Türkiye genelinde sekizinci sırada yeraldığı, ithalat vergisinin payı Antalya’da onbirinci sırada iken Türkiye genelinde onuncu sırada yeraldığı, kar amacı olmayan özel hizmet kuruluşlarının payının ise hem Antalya’da hem Türkiye genelinde son sırada yeraldığı belirlenmiştir.

Page 134: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

2.GSYİH İçinde İlçelerin Payı

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da GSYİH içinde ilçelerin payları Çizelge I-2’de gösterilmiştir. Türkiye GSYİH içinde Antalya’nın payı yüzde 2,59 olmasına karşılık, merkez ilçenin Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 1,10 iken il içindeki payı yüzde 42,65 olduğu saptanmıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAGSYİH İÇİNDE İLÇELERİN PAYLARI

Çizelge I-2Türkiye GSYİH

İçindeki YüzdeleriAntalya İli İçindeGSYİH Yüzdeleri

İl Toplamı 2,59 100,00Merkez İlçe 1,10 42,65 1. Alanya 0,34 13,06 2. Manavgat 0,31 11,84 3. Serik 0,16 6,15 4. Kemer 0,14 5,36 5. Korkuteli 0,12 4,52 6. Elmalı 0,10 3,77 7. Finike 0,10 3,69 8. Kumluca 0,09 3,37 9. Kaş 0,05 1,9210. Gazipaşa 0,04 1,6711. Akseki 0,02 0,7212. Kale 0,02 0,6113. Gündoğmuş 0,01 0,4414. İbradı 0,01 0,23Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.

İlçeler, Türkiye GSYİH içindeki yüzdeleri ve Antalya İli içindeki yüzdelerine göre sıralamaya tabi tutulursa; Alanya’nın Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,34 iken, Antalya içinde 13,06’lık pay ile birinci sırada olduğu, Manavgat’ın Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,31 iken Antalya içinde 11,84’lük pay ile ikinci sırada yeraldığı, Serik’in Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,16 iken Antalya içinde yüzde 6,15’lik pay ile üçüncü sırada yeraldığı, Kemer’in Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,14 iken Antalya içinde yüzde 5,36’lık pay ile dördüncü sırada yeraldığı, Korkuteli’nin Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,12 iken Antalya içinde yüzde 4,52’lik pay ile beşinci

Page 135: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sırada yeraldığı, Elmalı’nın Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,10 iken Antalya içinde yüzde 3,77’lik pay ile altıncı sırada yeraldığı, Finike’nin Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,10 iken Antalya içinde yüzde 3,69 ile yedinci sırada olduğu, Kumluca’nın Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,09 iken Antalya içinde yüzde 3,37’lik payı ile sekizinci sırada yeraldığı, Kaş’ın Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,05 iken Antalya içindeki yüzde 1,92’lik pay ile dokuzuncu sırada yeraldığı, Gazipaşa’nın Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,04 iken Antalya içinde yüzde 1,67’lik pay ile onuncu sırada yeraldığı, Akseki’nin Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,02 iken Antalya içinde yüzde 0,72’lik pay ile onbirinci sırada yeraldığı, Kale’nin Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,02 iken Antalya içinde yüzde 0,61’lik pay ile onikinci sırada yeraldığı, Gündoğmuş’un Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,01 iken Antalya içinde yüzde 0,44’lük pay ile onüçüncü sırada yeraldığı, İbradı’nın ise Türkiye GSYİH içindeki payı yüzde 0,01 iken Antalya içinde yüzde 0,23’lük pay ile en son sırada olduğu bealirlenmiştir.

J. YATIRIM TEŞVİKLERİ

Hazine Müsteşarlığı’ndan alınan DİE verilerine göre 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da özel sektöre verilen yatırım teşvik belgelerine ilişkin verilerin dağılımı Çizelge J-1’de gösterilmiştir. Türkiye genelinde özel sektöre verilen yatırım teşvik belgeleri toplamı içinde Antalya’nın payı; belge sayısı bakımından yüzde 2,77 iken öngörülen toplam yatırım tutarı bakımından yüzde 2,15, öngörülen istihdam bakımından yüzde 4,02 olmasına karşılık, tarım sektöründa Antalya’nın payı; belge sayısı bakımından yüzde 6,12 iken öngörülen yatırım tutarı bakımından yüzde 2,93, öngörülen istihdam bakımından yüzde 3,89 olduğu, madencilik sektöründe belge sayısı bakımından yüzde 1,60 iken öngörülen toplam yatırım tutarı bakımından yüzde 2,17 öngörülen istihdam bakımından yüzde 1,35 olduğu, imalat sanayi sektöründe belge sayısı bakımından yüzde 0,94 iken öngörülen toplam yatırım tutarı bakımından yüzde 0,46 öngörülen istihdam bakımından yüzde 0,63 olduğu, hizmetler sektöründe belge sayası bakımından yüzde 6,95 iken öngörülen toplam yatırım tutarı bakımından yüzde 9,37 öngörülen istihdam bakımından yüzde 12,98 olduğu, enerji sektöründe ise Antalya’dan yatırım teşvik belgesi alınmadığı saptanmıştır.

Page 136: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA ÖZEL SEKTÖRE VERİLENYATIRIM TEŞVİK BELGELERİNE İLİŞKİN VERİLERİN DAĞILIMI

Çizelge J-1

Türkiye AntalyaAntalya’nın

Türkiye İçindekiBelgeSayısı

%

ToplamYatırım

%İstih.

%

BelgeSayısı

%

ToplamYatırım

%İstih.

%

BelgeSayısı

%

Toplam

Yatırım%

İstih.%

Toplam 100.00

100.00 100.00

100.00 100.00 100.00

2,77 2,15 4,02

Tarım 1,97 1,80 2,13 4,35 2,46 2,06 6,12 2,93 3,89 Madencilik 2,51 1,11 1,71 1,45 1,12 0,57 1,60 2,17 1,35 İmalat 66,22 75,33 69,19 22,46 16,00 10,88 0,94 0,46 0,63 Enerji 0,68 3,31 0,17 - - - - - - Hizmetler 28,61 18,45 26,80 71,74 80,41 86,49 6,95 9,37 12,98Kaynak : Hazine Müsteşarlığı’ndan alınmış DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Antalya’nın Türkiye genelinde sektörler itibariyle yatırım teşvik belgeleri içindeki payları arasında sıralama yapıldığında; birinci sırada hizmetler, ikinci sırada tarım, üçüncü sırada madencilik, dördüncü sırada imalat sanayiinin yeraldığı görülmektedir.

Sektörler yatırım teşvik belgeleri toplam sayısı içindeki paylarının büyüklüğüne göre sıralamaya tabi tutulursa; imalat sanayii sektörü Türkiye genelinde yüzde 66,22’lik pay ile birinci sırada iken Antalaya’da yüzde 22.46’lık pay ile ikinci sırada yer almakta, hizmetler sektörü Türkiye genelinde yüzde 28.61’lik pay ile ikinci sırada iken Antalya’da yüzde 71.74’lük pay ile birinci sırada yer almakta, madencilik sektörü Türkiye genelinde yüzde 2,51’lik pay ile üçüncü sırada iken Antalya’da yüzde 1,45’lik pay ile dördüncü sırada yer almakta, tarım sektörü Türkiye genelinde yüzde 1,97’lik pay ile dördüncü sırada iken Antalya’da yüzde 4,35’lik pay ile üçüncü sırada yer almakta, enerji sektörü ise Türkiye genelinde yüzde 0,68’lik pay ile son sırada yer almaktadır.

Sektörler, yatırım teşvik belgeleri kapsamında öngörülen toplam yatırım tutarı içindeki paylarının büyüklüğüne göre sıralamaya tabi tutulursa; imalat sanayii sektörü Türkiye genelinde yüzde 75,33’lük pay ile birinci sırada iken Antalya’da yüzde 16,00’lık pay ile ikinci sırada yer almakta, hizmetler sektörü Türkiye genelinde yüzde 18,45’lik pay ile ikinci sırada iken Antalya’da yüzde 80,41’lik pay ile birinci sırada yer almakta, enerji sektörü Türkiye genelinde yüzde 3,31’lik pay ile üçüncü sırada yer almakta, tarım sektörü Türkiye genelinde yüzde 1,80’lik pay ile dördüncü sırada iken Antalya’da yüzde 2,46’lık pay

Page 137: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ile üçüncü sırada yer almakta, madencilik sektörü Türkiye genelinde 1,11’lik pay ile beşinci sırada iken Antalaya’da yüzde 1,12’lik pay ile dördüncü sırada yer almaktadır.

Sektörler, yatırım teşvik belgeleri kapsamında öngörülen toplam istihdam içindeki paylarının büyüklüğüne göre sıralamaya tabi tutulursa; imalat sanayii sektörü Türkiye genelinde yüzde 69,19’luk payi ile birinci sırada iken Antalya’da yüzde 10,88’lik pay ile ikinci sırada yer almakta, hizmetler sektörü Türkiye genelinde yüzde 26,80’lik pay ile ikinci sırada iken Antalya’da yüzde 86,49’luk pay ile birinci sırada yer almakta, tarım sektörü Türkiye genelinde yüzde 2,13’lük pay ile üçüncü sırada iken Antalya’da yüzde 2,06’lık pay ile üçüncü sırada yer almakta, madencilik sektörü Türkiye genelinde yüzde 1.71’lik pay ile dördüncü sırada iken Antalya’da yüzde 0,57’lik pay ile dördüncü sırada yer almakta, enerji sektörü ise Türkiye genelinde yüzde 0,17’lik pay ile son sırada yer almaktadır.

K.YABANCI SERMAYE

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü verilerine göre, Antalya’da yabancı sermayeli işletme sayısı 1996 yılına göre yüzde 15,03’lük artış sonucu 1997 yılı sonu itibariyle 199’a ulaşmasına karşılık, yabancı sermaye tutarında (TL bazında) 1996 yılına göre ancak yüzde 12,16’lık artış sağlanabilmiştir.

1997 yılında yabancı sermaye izni alan 26 firmanın getirmeyi taahhüt ettiği 254 936 milyon TL’lik toplam sermaye tutarının sektörlere göre dağılımı incelendiğinde; turizm sektörünün (14 restoran ve kafe, 2 otel ve pansiyon olmak üzere) firma sayısı bakımından yüzde 61,54’lük paya karşılık sermaye tutarı bakımından (restoran ve kafe olarak yüzde 61,08’i, otel ve pansiyon olarak ise yüzde 5,88’i olmak üzere) yüzde 66,96’lık pay ile birinci sırada olduğu; ticaret sektörünün firma sayısı bakımından (5 firma ile) yüzde 19,23’lük paya karşılık sermaye tutarı bakımından yüzde 19,61’lik pay ile ikinci sırada yer aldığı, inşaat-taahhüt sektörünün firma sayısı bakımından (2 firma ile) yüzde 7,69’luk paya karşılık sermaye tutarı bakımından yüzde 4,72’lik pay ile üçüncü sırada yer aldığı, diğer sektörlerin ise (1 tarım, 1 taşımacılık ve 1 de hizmet firması olmak üzere) firmma sayısı bakımından yüzde 11,54’lük paya karşılık sermaye

Page 138: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

tutarı bakımından yüzde 8,71’lik paya sahip olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, yabancı sermaye izinlerinin ülkelere göre dağılımı incelendiğinde; Almanya’nın firma sayısı bakımından (8 firma ile) birinci sırada iken sermaye tutarı bakımından (yüzde 25,01’lik pay ile) ikinci sırada yer aldığı, Rusya’nın firma sayısı bakımından (7 firma ile) ikinci sırada iken sermaye tutarı bakımından (yüzde 31,22’lik pay ile) birinci sırada olduğu, İngiltere’nin hem firma sayısı bakımından (3 firma ile) hem de sermaye tutarı bakımından (yüzde 15,37’lik pay ile) üçüncü sırada yer aldığı, Azerbaycan’ın firma sayısı bakımından (2 firma ile) dördüncü sırada iken sermaye tutarı bakımından (yüzde 6,66’lık pay ile beşinci sırada yer aldığı, birer firma ile yabancı sermaye izni olan ülkelerden sermaye tutarı bakımından Gürcistan’ın (yüzde 7,06 ile) dördüncü sırada, Avusturya’nın (yüzde 3,14 ile) altıncı sırada, Norveç’in (yüzde 2,94 ile) yedinci sırada, Hollanda’nın (yüzde 2,94 ile) sekizinci sırada, S.Arabistan’ın (yüzde 2,91 ile) dokuzuncu sırada, İrlanda’nın ise (yüzde 2,75 ile) son sırada yer aldığı saptanmıştır.

L. DIŞ TİCARET

1.Dış Ticaret Hacmi Yüksek Mallar

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Antalya’da dış ticaret hacmi yüksek malların Antalya ve Türkiye değerleri içindeki payları Çizelge L-1’de gösterilmiştir. 1996 yılı itibariyle Antalya gümrüklerinden yapılan (125 386 000 ABD doları) ihraacatın Türkiye genelinde yapılan ihracaat içindeki payı yüzde 0,54 olmasına karşılık, Antalya gümrüklerinden yapılan (98 992 000 ABD doları) ithalatın türkiye genelinde yapılan ithalat içindeki payı yüzde 0,23 düzeyinde olduğu saptanmıştır. Diğer taraftan, Türkiye genelinde dış ticaret açığı olmasına karşılık, Antalya’da (26 394 000 ABD doları) dış ticaret fazlası mevcut olup, ithalata göre ihracat yüzde 26,66 daha fazladır.

1996 YILI İTİBARİYLE ANTALYA’DA DIŞ TİCARET HACMİ YÜKSEK MALLARIN ANTALYA VE TÜRKİYE DEĞERLERİ İÇİNDEKİ PAYLARI

Çizelge L-1Antalya İl Toplamı

İçindeAntalya’nın Türkiye

İçindaFasılNo.

Antalya’da Dış Tic. Hacmi Payı Yüzde 1,00’dan yüksek olan

İhracatYüzdesi

İthalatYüzdesi

İhracatYüzdesi

İthalatYüzdesi

Page 139: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

MallarToplam 100,00 100,00 0,54 0,23

1 Canlı hayvanlar - 2,79 - 1,673 Balıklar 1,02 - 2,31 -6 Canlı ağaçlar ve diğer bitkiler 9,40 2,11 68,36 12,047 Sebzeler 22,10 - 5,81 -8 Meyveler 7,78 0,01 0,86 0,01

10 Hububat 0,08 5,71 0,33 0,7412 Yağlı tohum ve meyveler 1,70 4,72 4,07 1,6817 Şeker ve mamülleri 0,01 1,89 0,01 0,6423 Gıda san. Kalıntısı vs. kaba Yem. 0,33 10,41 3,00 6,8825 Tuz, kükürt, toprak, alçı, kireç ve

çim.7,62 0,001 2,46 0,001

27 Mineral yakıtlar ve yağlar 0,01 18,07 0,01 0,3028 İnorganik kimyasal maddeler 4,76 12,58 4,16 2,5931 Gübreler - 3,04 - 0,9138 Muhtelif kimyasal maddeler 0,003 1,21 0,01 0,2439 Plastikler ve mamüller 0,10 4,26 0,04 0,2644 Ağaç ve ahşap eşya 0,92 0,60 1,72 0,2449 Basılı kitaplar, gazeteler vb. 0,005 2,90 0,03 3,6652 Pamuk, pamuk ipliği ve

mensucat6,32 7,29 1,23 1,05

57 Halı ve diğer yer kaplamaları 19,34 0,39 7,90 0,9472 Demir ve çelik 9,59 - 0,69 -74 Bakır ve bakırdan eşya 2,67 0,22 1,73 0,0684 Kazanlar, makineler, mekanik

cih.0,63 12,11 0,10 0,14

85 Elektrikli makine ve cihazlar 1,30 1,60 0,12 0,0589 Gemiler ve suda yüzen taşıtlar 0,64 0,37 1,28 0,0890 Optik alet ve cihazlar 0,02 2,06 0,04 0,2194 Mobilyalar 0,05 1,63 0,05 0,89

Antalya’da dış tic.hacmi payı yüzde 1,00’dan düşük olan malların top.

3,62 4,03 0,03 0,03

Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.

Çizelge L-1’de verilen Antalya’da dış ticaret hacmi payı yüzde 1,00’den yüksek olan (toplam 97 fasıldan 26 tanesini oluşturan) malların ihracat değeri Antalya toplam ihracatı içindeki payı yüzde 96,38 iken ithalat değeri Antalya toplam ithalatı içinde yüzde 95,97’lik paya sahip olmasına karşılık; dış ticaret hacmi payı yüzde 1,00’den düşük olan (toplam 97 fasıldan 71 tanesini oluşturan) diğer malların ihracat değeri Antalya toplam ihracatı içindeki payı yüzde 3,62 iken ithalat değeri Antalya toplam ithalat değeri içinde yüzde 4,03’lük paya sahip olduğu saptanmıştır.

Türkiye genelinde fasıllara göre toplam ihracat değeri içinde Antalya’nını payı en yüksek olan 7 fasıl mal grubu sıralamaya tabi tutulursa; 6 numaralı fasıl kapsamında canlı ağaçlar ve diğer bitkilerin yüzde 68,36’lık pay ile birinci sırada yer aldığı; 57 numaralı fasıl kapsamında halı ve diğer yer kaplamalarının yüzde 7,90’lık pay ile ikinci sırada yer aldığı, 7 numaralı fasıl kapsamında sebzelerin yüzde 5,81’lik pay ile üçüncü sırada yer aldığı; 28

Page 140: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

numaralı fasıl kapsamında inorganik kimyasal maddelerin yüzde 4,16’lık pay ile dördüncü sırada yer aldığı; 12 numaralı fasıl kapsamında yağlı tohum ve meyvelerin yüzde 4,07’lik pay ile beşinci sırada yer aldığı; 23 numaralı fasıl kapsamında gıda sanayiinin kalıntısı vs kaba yemlerin yüzde 3,00’lük pay ile altıncı sırada yer aldığı; 25 numaralı fasıl kapsamında tuz, kükürt, toprak,alçı, kireç ve çimentonun yüzde 2,46’lık pay ile yedinci sırada yer aldığı saptanmıştır.

Türkiye genelinde fasıllara göre toplam ithalat değeri içinde Antalya’nın payı en yüksek olan 7 fasıl mal grubu sıralamaya tabi tutulursa; 6 numaralı fasıl kapsamında canlı ağaçlar ve diğer bitkilerin yüzde 12,04’lük pay ile birinci sırada yer aldığı; 23 numaralı fasıl kapsamında gıda sanayiinin kalıntısı vs kaba yemlerin yüzde 6,88’lik pay ile ikinci sırada yer aldığı; 49 numaralı fasıl kapsamında basılı kitaplar, gazeteler ve benzeri yayınların yüzde 3,66’lık pay ile üçüncü sırada yer aldığı; 28 numaralı fasıl kapsamında inorganik kimyasal maddelerin yüzde 2,59’luk pay ile dördüncü sırada yer aldığı; 12 numaralı fasıl kapsamında yağlı tohum ve meyvelerin yüzde 1,68’lik pay ile beşinci sırada yer aldığı; 1 numaralı fasıl kapsamında canlı hayvanların yüzde 1,67’lik pay ile altıncı sırada yer aldığı; 52 numaralı fasıl kapsamında pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucatın yüzde 1,05’lik pay ile yedinci sırada yer aldığı saptanmıştır.

Diğer taraftan, Antalya toplam ihracat değerinin yüzde 82,15’ini oluşturan en yüksek ithalat payına sahip olan yedi fasıl mal grubu sıralamaya tabi tutulursa; 7 numaralı fasıl kapsamında sebzelerin yüzde 22,10’luk pay ile birinci sırada yer aldığı; 57 numaralı fasıl kapsamında halı ve diğer yer kaplamalarının yüzde 19,34’lük pay ile ikinci sırada yer aldığı; 72 numaralı fasıl kapsamında demir ve çelik mamüllerinin yüzde 9,59’luk pay ile üçüncü sırada yer aldığı; 6 numaralı fasıl kapsamında canlı ağaç ve diğer bitkilerin yüzde 9,40’lık pay ile dördüncü sırada yer aldığı; 8 numaralı fasıl kapsamında meyvelerin yüzde 7,78’lik pay ile beşinci sırada yer aldığı; 25 numaralı fasıl kapsamında tuz, kükürt, toprak, alçı, kireç ve çimentonun yüzde 7,62’lik pay ile altıncı sırada yer aldığı; 52 numaralı fasıl kapsamında pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucatın yüzde 6,32’lik pay ile yedinci sırada yer aldığı saptanmıştır.

Page 141: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya toplam ithalat değerinin yüzde 70,89’unu en yüksek ithalat payına sahip 7 fasıl mal grubu sıralamaya tabi tutulursa; 27 numaralı fasıl kapsamında mineral yakıtlar ve yağların yüzde18,07’lik pay ile birinci sırada yer aldığı; 28 numaralı fasıl kapsamında inorganik kimyasal maddelerin yüzde 12,58’lik pay ile ikinci sırada yer aldığı ; 84 numaralı fasıl kapsamında kazanlar, makineler ve mekanik cihazların yüzde 12,11’lik pay ile üçüncü sırada yer aldığı; 23 numaralı gıda sanayiinin kalıntısı vs. kaba yemlerin yüzde 10,41’lik pay ile dördüncü sırada yer aldığı; 52 numaralı fasıl kapsamında pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucatın yüzde 7,29’luk pay ile beşinci sırada yer aldığı; 10 numaralı fasıl kapsamında hububatın yüzde 5,71’lik pay ile altıncı sırada yer aldığı; 12 numaralı fasıl kapsamında yağlı tohum ve meyvelerin ise yüzde 4,72’lik pay ile yedinci sırada yer aldığı saptanmıştır.

2.Dış Ticaretin Ülkelere Göre Dağılımı

Çizelge L-1’de verilen ihracat ve ithalat değerleri toplamı içinde, İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü’nün ülkeler itibariyle derlediği verilerin dağılımı incelendiğinde; Antalya toplam ihracat değerinin yüzde 51,60’ını oluşturan en fazla ihracat yapılan on ülke sıralamaya tabi tutlursa; Almanya’nın yüzde 14,41’lik pay ile birinci sırade yer aldığı, Hollanda’nın yüzde 7,84’lük pay ile ikinci sırada yer aldığı, İngiltere’nin yüzde 7,37’lik pay ile üçüncü sırada yer aldığı, Ukrayna’nın yüzde 6,41’lik pay ile dördüncü sırada yer aldığı, İtalya’nın yüzde 3,79’luk pay ile beşinci sırada yer aldığı, Rusya’nın yüzde 3,59’luk pay ile altıncı sırada yer aldığı, Romanya’nın yüzde 2,24’lük pay ile yedinci sırada yer aldığı, Belçika’nın yüzde 2,17’lik pay ile sekizinci sırada yer aldığı, Lübnan’ın yüzde 1,89’luk pay ile dokuzuncu sırada yer aldığı, İspanya’nın ise yüzde 1,89’luk pay ile onuncu sırada yer aldığı saptanmıştır.

Diğer taraftan, Antalya toplam ithalat değerinin yüzde 79,10’unu oluşturan en fazla ithalat yapılan 10 ülke sıralamaya tabi tutulursa, İrlanda’nın yüzde 35,38’lik pay ile birinci sırada yer aldığı, A.B.D.’nin yüzde 12,18’lik pay ile ikinci sırada yer aldığı, Almanya’nın yüzde 7,10’luk pay ile üçüncü sırada yer aldığı, Fransa’nın yüzde 5,23’lük pay ile dördüncü sırada yer aldığı, İtalya’nın yüzde 4,80’lik pay ile beşinci sırada yer aldığı, Hollanda’nın yüzde 4,18’lik pay ile altıncı sırada yer aldığı, İsrail ‘in yüzde 3,16’lık pay

Page 142: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ile yedinci sırada yer aldığı, Romanya’nın yüzde 2,41’lik pay ile sekizinci sırada yeraldığı, Peru’nun yüzde 2,40’lık pay ile dokuzuncu sırada yer aldığı, Brezilya’nın yüzde 2,26’lık pay ile onuncu sırada yer aldığı saptanmıştır.

M. SERBEST BÖLGE

1987 yılında faaliyete geçen Antalya Serbest Bölgesi’nde, 371 025m² den oluşan net parsel alanının 1998 yılı itibariyle yüzde 62,57’si kiraya verilmiştir. Aynı dönemde yüzde 84,82’si yerli sermaye ve yüzde 15,18’i yabancı sermaye olmak üzere Bölge’ye toplam 13 710 557 ABD doları sermaye getirilmiş olup; bu sermayenin yüzde 69,16’sı bina, yüzde 21,75’i makine-teçhizat ve yüzde 9,08’i de büro ve diğer harcamalara ayrılmıştır. Antalya Serbest Bölge Müdürlüğü verilerine göre; 1998 yılı Eylül ayı itibariyle 975’i T.C. vatandaşı ve 9’u yabancı ülkelerden olmak üzere toplam 984 kişi istihdam sağlamış olup, bunların yüzde 84,65’i işçi, yüzde 11,28’i büro personeli ve yüzde 4,07’si yönetici statüsünde olduğu belirlenmiştir.

Bölge’ de faaliyet gösteren 75’i yerli ve 15’i de yabancı olmak üzere toplam 90 firmanın faaliyet konuları itibariyle dağılımı incelendiğinde işletici şirket haricinde; 43 firma ile alım-satım en büyük kesimi oluşturmakta, 15 firma ile üretim ikinci sırada yer almakta,12 firma ile kiralama üçüncü sırada yer almakta, 7 firma ile banka-sigorta dördüncü sırada yer almakta, 3 firma ile depolama beşinci sırada yer almakta, 2’şer firma ile montaj-demontaj, makine parkı, müşavirlik ve diğer hizmetler altıncı sırada yer almakta ve 1 firma ile bakım-onarım son sırada yer almaktadır.

Antalya Serbest Bölge Müdürlüğü verilerine göre; 1988 yılından 1997 yılı sonuna kadar 738 554 304 ABD Doları düzeyinde gerçekleşen toplam ticaret hacmi içinde sektörler itibariyle en büyük kesimi yüzde 89,92’lik pay ile sanayi oluşturmakta, bunu yüzde 10,07’lik pay ile tarım ve yüzde 0,01’lik pay ile madencilik ve taş ocakçılığı izlemektedir. Ayrıca toplam ticaret hacminin yüzde

Page 143: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

89,80’ini oluşturan en fazla ticaret hacmi payına sahip 7 mal grubu sıralamaya tabi tutulduğunda; birinci sırada yüzde 45,66’lık pay ile tekstil ve konfeksiyon ürünleri, ikinci sırada 13,34’lük pay ile gıda sanayii ürünleri, üçüncü sırada 12,74’lük pay ile makine sanayii mamülleri, dördüncü sırada yüzde 6,42’lik pay ile mücevherat, beşinci sırada yüzde 4,47’lik pay ile pamuk, altıncı sırada yüzde 4,03’lükpay ile kimya sanayii mamülleri, yedinci sırada ise yüzde 3,14’lük pay ile yağlı tohum ve kaba yemler yer almaktadır.

Diğer taraftan, 1988 yılından 1997 yılı sonuna kadar gerçekleşen toplam ticaret hacminin; yüzde 33,49’unu Bölge’den yurtdışına, yüzde 23,95’ini yurtdışından Bölge’ye, yüzde 22,22’sini Türkiye’den Bölge’ye ve yüzde 20,35’ini Bölge’den Türkiye’ye ticaret oluşturmaktadır.

Bölge’de 1996 yılına göre yüzde 27,92’lik artış ile 180 592 092 ABD Doları’na ulaşan 1997 yılı toplam ticaret hacminin yüzde 93,02’sini oluşturan en fazla ticaret hacmi payına sahip 10 ülke arasında sıralama yapıldığında; yüzde 52,31 ile en yüksek paya sahip olan Türkiye’yi ikinci sırada yüzde 21,42’lik pay ile Almanya izlemekte, üçüncü sırada yüzde 4,28’lik pay ile Hollanda, dördüncü sırada yüzde 3,99’luk pay ile Japonya, beşinci sırada yüzde 2,83’lük pay ile Arjantin, altıncı sırada yüzde 2,37’lik pay ile Tayland, yedinci sırada yüzde 2,31’lik pay ile A.B.D., sekizinci sırada yüzde 1,46’lık pay ile İtalya, dokuzuncu sırada yüzde 1,17’lik pay ile Polonya, onunucu sırada yüzde 0,89’luk pay ile Özbekistan yer almaktadır.

N. BELEDİYE, İL ÖZEL İDARESİ VE KÖY BÜTÇELERİ

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da belediye, il özel idaresi ve köy bütçelerinin gelir ve gider türlerine göre dağılımı Çizelge N-1’de gösterilmiştir. Türkiye genelinde gelir ve gider türlerine göre belediye, il özel idaresi ve köylerin bütçelerinin genel toplamı içinde Antalya’nın payı yüzde 1,61düzeyinde (nüfus payına göre daha düşük) olması dikkat çekmektedir. Diğer taraftan, Türkiye geneline göre Antalya’nın belediye bütçeleri içindeki payının yüzde 1,57 iken il özel idaresi bütçeleri içindeki payının yüzde 2,72 ile

Page 144: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

daha fazla olduğu, köy bütçeleri içnde ise yüzde 0,69 ile en düşük paya sahip olduğu saptanmıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DABELEDİYE, İL ÖZEL İDARESİ VE KÖY BÜTÇELERİNİN

GELİR VE GİDER TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMIÇizelge M-1

TürkiyeYüzdeleri

AntalyaYüzdeleri

Antalya’nın Türkiye içindeki

YüzdeleriGENEL TOPLAM (100,00) (100,00) (1,61) BELEDİYE BÜTÇELERİ (94,07) (91,47) (1,57) Belediye gelirleri toplamı 100,00 100,00 1,57 Vergi gelirleri 52,42 46,00 1,38 Vergi dışı gelirler 41,99 41,25 1,54 Özel yardım ve fonlar 5,59 12,75 3,58 Belediye giderleri toplamı 100,00 100,00 1,57 Cari harcamalar 37,31 48,37 2,03 Yatırım harcamaları 27,96 19,63 1,10 Transfer harcamaları 34,73 32,00 1,45 İL ÖZEL İDARESİ BÜTÇELERİ (4,77) (8,04) (2,72) İl özel idaresi gelirleri toplamı 100,00 100,00 2,72 Vergi gelirleri 74,67 74,73 2,72 Vergi dışı gelirler 25,33 25,27 2,71 İl özel idaresi giderleri toplamı 100,00 100,00 2,72 Cari harmalar 32,45 19,67 1,65 Yatırım harcamaları 49,20 67,82 3,75 Sabit sermaye teşkili ve trans. Harc.

18,35 12,51 1,85

KÖY BÜTÇELERİ (1,16) (0,49) (0,69) Köy Bütçesi gelirleri toplamı 100,00 100,00 0,69 Salma 5,47 0,35 0,04 İmece 16,87 3,17 0,13 Resmi harc hasılatı 75,88 95,07 0,86 Muhtaç asker ailelerine yardım 0,36 0,37 0,70

Page 145: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Bakaya 1,42 1,04 0,50 Köy bütçesi giderleri toplamı 100,00 100,00 0,69 İdari işler 16,83 19,39 0,79 Ziraat ve ekonomi işleri 7,24 2,91 0,28 Kültür işleri 6,91 11,47 1,14 Sağlık ve sosyal yardım işleri 16,36 17,95 0,75 Bayındırlık işleri 31,93 23,38 0,50 Muhtaç asker ailelerine yardım 0,52 0,37 0,48 Diğer işler 20,21 24,54 0,83Kaynak : DİE istatistikleriden derlenmiştir.

Bu bağlamda, Antalya’nın Türkiye genelinde belediye bütçeleri kapsamında; vergi gelirleri içindeki payı yüzde 1,38 iken, vergi dışı gelirleri içindeki payı yüzde 1,54 ve özel yardım ve fonlar içindeki payının yüzde 3,58 olmasına karşılık; cari harcamalar içindeki payı yüzde 2,03 iken yatırım harcamaları içinde yüzde 1,10 ile oldukça düşük bir paya sahip olduğu, transfer harcamaları içindeki payının ise yüzde 1,45 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, Antalya’nın Türkiye genelinde il özel idaresi bütçeleri kapsamında; vergi gelirleri içindeki payı yüzde 2,72 iken vergi dışı gelirleri içindeki payı yüzde 2,71 olmasına karşılık; cari harcamalar içindeki payı yüzde 1,65 iken yatırım harcamaları içinde yüzde 3,75 ile göreli olarak daha yüksek bir paya sahip olduğu, sabit sermaye teşkili ve transfer harcamaları içindeki payının ise yüzde 1,85 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Ayrıca, Antalya’nın Türkiye genelinde köy bütçeleri kapsamında; salma gelirleri içindeki payının yüzde 0,04, imece gelirleri içindeki payının yüzde 0,13, resmi harç hasılatları içindeki payı yüzde 0,86, muhtaç asker ailelerine yardım gelirleri içindeki payının yüzde 0,70 ve bakaya gelirleri içindeki payının yüzde 0,50 olmasına karşılık; idari işlere ilişkin giderler içindeki payı yüzde 0,79, ziraat ve ekonomi işlerine ilişkin giderler içindeki payının yüzde 0,28, kültür işlerine ilişkin giderler içindeki payının yüzde 1,14, sağlık ve sosyal yardım işlerine ilişkin giderler içindeki payının yüzde 0,75, bayındırlık işlerine ilişkin giderler içindeki payının yüzde 0,50, muhtaç asker ailelerine yardıma ilişkin giderler içindeki payının yüzde 0,48 ve diğer işlere ilişkin giderler içindeki payının ise yüzde 0,83 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Gelir ve gider türlerine göre, belediye, il özel idaresi ve köy bütçeleri genel toplamı içinde belediye bütçelerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 94,07 iken Antalya’da yüzde 91,47 ile daha az, il özel idaresi bütçelerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 4,77 iken Antalya’da yüzde 8,04

Page 146: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

ile daha fazla, köy bütçelerinin oranı ise Türkiye genelinde yüzde 1,16 iken Antalya’da yüzde 0,49 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Belediye bütçeleri kapsamında belediye gelirleri toplamı içinde; vergi gelirlerinin payı Türkiye genelinde yüzde 52,42 iken Antalya’da yüzde 46,00 ile daha az, vergi dışı gelirlerinin payı Türkiye genelinde yüzde 41,99 iken Antalya’da yüzde 41,25 ile daha az, özel yatırım ve fonların payı ise Türkiye genelinde yüzde 5,59 iken Antalya’da yüzde 12,75 ile adaha fazla olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, belediye gelirleri toplamı içinde; cari harcamaların payı Türkiye genelinde yüzde 37,31 iken Antalya’da yüzde 48,37 ile daha fazla, yatırım harcamalarının payı Türkiye genelinde yüzde 27,96 iken Antalya’da yüzde 19,63 ile daha az, transfer harcamaları payı ise Türkiye genelinde yüzde 34,73 iken Antalya’da yüzde 32,00 ile daha az olduğu saptanmıştır.

İl özel idaresi bütçeleri kapsamında il özel idaresi gelirleri toplamı içinde; vergi gelirlerinin payı Türkiye genelinde yüzde 74,67 iken Antalya’da yüzde 74,73 ile daha fazla, vergi dışı gelirlerinin payı ise Türkiye genelinde yüzde 25,33 iken Antalya’da yüzde 25,27 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, il özel idaresi giderleri toplamı içinde; cari harcamaların payı Türkiye genelinde yüzde 32,45 iken Antalya’da yüzde 19,67 ile daha az, yatırım harcamaları payı Türkiye genelinde yüzde 49,20 iken Antalya’da yüzde 67,82 ile daha fazla, sabit sermaye teşkili ve transfer harcamalarının payı ise Türkiye genelinde yüzde 18,35 iken Antalya’da yüzde 12,51 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Köy bütçeleri gelirleri toplamı içinde; salmanın payı Türkiye genelinde yüzde 5,47 iken Antalya’da yüzde 0,35 ile daha az, imecenin payı Türkiye genelinde yüzde 16,87 iken Antalya’da yüzde 3,17 ile daha az, resmi harç hasılatının payı Türkiye genelinde yüzde 75,88 iken Antalya’da yüzde 95,07 ile daha fazla, muhtaç asker ailelerine yardıma ilişkin gelirlerin payı Türkiye genelinde yüzde 0,36 iken Antalya’da yüzde 0,37 ile daha fazla, bakayadan kaynaklanan gelirlerin payı ise Türkiye

Page 147: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 1,42 iken Antalaya’da yüzde 1,04 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, köy bütçeleri giderleri toplamı içinde; idari işlere ilişkin giderlerin payı Türkiye genelinde yüzde 16,83 iken Antalya’da yüzde 19,39 ile daha fazla, ziraat ve ekonomi işlerine ilişkin giderlerin payı Türkiye genelinde yüzde 7,24 iken Antalya’da yüzde 2,91 ile daha az, kültür işlerine ilişkin giderlerin payı Türkiye genelinde yüzde 6,91 iken Antalya’da yüzde 11,47 ile daha fazla, sağlık ve sosyal yardım işlerine ilişkin giderlerin payı Türkiye genelinde yüzde 16,36 iken Antalya’da yüzde 17,95 ile daha fazla, bayındırlık işlerine ilişkin giderlerin payı Türkiye genelinde yüzde 31,93 iken Antalya’da yüzde 23,38 ile daha az, muhtaç asker ailelerine yardıma ilişkin giderlerin payı Türkiye genelinde yüzde 0,52 iken Antalya’da yüzde 0,37 ile daha az, diğer işlere ilişkin giderlerin p0ayı ise Türkiye genelinde yüzde 20,21 iken Antalya’da yüzde 24,54 ile daha fazla olduğu saptanmıştır.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü tarafından derlenen verilere göre, 1997 yılı Antalya ili konsolide bütçe gelirleri toplamı içinde; vergi gelirlerinin payı yüzde 88,36 iken vergi dışı gelirlerinin payı yüzde 9,46, katma bütçe özel gelirlerinin payı yüzde 2,12 ve özel gelirler ve fonların payı yüzde 0,06 olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, konsolide bütçe giderlerinin toplamı içinde; personel giderlerinin payı yüzde 69,63, diğer cari giderlerinin payı yüzde 6,92, yatırım harcamalarının payı yüzde 18,41 ve transfer harcamalarının payı ise yüzde 5,04 olduğu saptanmıştır. Ayrıca, konsolide bütçe giderlerine göre gelirlerin yüzde 2,44 daha az olduğu saptanmıştır.

İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü tarafından derlenen verilere göre, 1997 yılı kesin hesapları itibariyle Antalya’da belediyelerin bütçe gelirlerinin yüzde 37,25’i vergi gelirlerinden, yüzde 62,75’i vergi dışı gelirlerinden oluşmasına karşılık; bütçe giderlerinin yüzde 36,07’sinin personel giderleri, yüzde 21,48’inin diğer cari giderler, yüzde 25,60’ının yatırım harcamaları, yüzde 13,39’unun da transfer harcamalarından oluştuğu, ayrıca belediyelerin bütçe giderlerine göre gelirlerinin yüzde 8,74 daha fazla olduğu saptanmıştır.

Page 148: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

1997 yılı itibariyle Antalya İl Özel İdaresi bütçe gelirlerinin yüzde 66,01’inin Devlet yardımlarından yüzde 33,99’unun diğer bütçe gelirlerinden oluşmasına karşılık; bütçe giderlerinin yüzde 81,23 yatırım harcamaları, yüzde 10,09’unun transfer harcamaları, yüzde 8,68’inin ise cari harcamalardan oluştuğu, ayrıca İl Özel İdaresi bütçe giderlerine göre gelirlerinin yüzde 6,41 daha fazla olduğu saptanmıştır.

1997 yılı Antalya İli genel ve katma bütçe giderlerinin yüzde 72,61’i cari harcamalar,yüzde 23,48’i yatırım harcamaları, yüzde 3,91’i de tarnsfer harcamalarından oluşmasına karşılık; cari harcamaların yüzde 91,85’i personel giderlerinden yüzde 8,15’i diğer cari harcamalardan oluştuğu, yatırım harcamalarının ise yüzde 91,40’ı onarım, yüzde 5,69’u makine-teçhizat, yüzde 0,36’sı yeni yapım ve yüzed 2,55’inin de diğer giderlerden oluştuğu saptanmıştır. Diğer taraftan 1997 yılı Antalya ili kamu gelirleri içinde; gelir vergisi gelirlerinin yüzde 51,00 ile en büyük paya sahip olduğu, bunu ikinci sırada yüzde 14,38 ile dahilde alınan katma değer vergisi, üçüncü sırada yüzde 6,28 ile kurumlar vergisi, dördüncü sırada yüzde 4,33 damga vergisi, beşinci sırada yüzde 4,12 ile taşıt alım vergisi, altıncı sırada yüzde 3,78 ile tapu harçları, yedinci sırada yüzde 2,48’ini banka ve sigorta muamelat vergisi gelirlerinin izlediği, yukarıda sayılan en fazla paya sahip yedi gelir türü toplamın kamu gelirlerinin yüzde 86,37’sini oluşturmasına karşılık diğer gelirlerin payının yüzde 13,63 olduğu saptınmıştır.

O. KAMU YATIRIMLARI

1. Bütçe Türlerine Göre Kamu Yatırımları

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da bütçe türlerine göre kamu yatırımlarının dağılımı Çizelge O-1’de gösterilmiştir. Türkiye genelindeki toplam kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 1,86 olmasına karşılık, projelerin toplam tutarı bakımından yüzde 1,11 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 0,85 olması dikkat çekmektedir.

Türkiye genelindeki döner sermaye bütçeleri itibariyle kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 0,70 olmasına karşılık, projelerin

Page 149: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

toplam tutarı bakımından yüzde 0,58 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 1.47 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Türkiye genelindeki katma ve değer bütçeler itibariyle kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 2,05 olmasına karşılık, projelerin toplam tutarı bakımından yüzde 1,54 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 1,47 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

İller Bankası tarafından Türkiye genelinde yapılan kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 0,80 olmasına karşılık, projelerin toplam tutarı bakımından 1,22 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 1,57 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Mahalli İdareler tarafından Türkiye genelinde yapılan kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 8,40 olmasına karşılık, projelerin toplam tutarları bakımından yüzde 2,71 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 1,60 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

KİT’ler tarafından Türkiye genelinde yapılan kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 0,239 olmasına karşılık, projelerin toplam tutarları bakımından yüzde 0,005 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 0,017 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, Türkiye genelindeki özelleştirme ve toplam dışı kamu yatırımları Antalya’da bu dönemde yer almamıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DABÜTÇE TÜRLERİNE GÖRE KAMU YATIRIMLARININ DAĞILIMI

Çizelge O-1Türkiye’de Antalya’da

Antalya’nınTürkiye İçindeki

ProjeSayısı

%

Proje Tutarı

%

Küm.Harc.

%

ProjeSayısı

%

Proje Tutarı

%

Küm.Harc.

%

ProjeSayısı

%

Proje Tutarı

%

Küm.Harc.

%Toplam 100.0

0100.0

0100.00 100.00 100.0

0100.0

01,86 1,11 0,85

Döner Sermaye

2,74 0,64 0,66 1,03 0,34 1,14 0,70 0,58 1,47

Genel-katma 76,55 54,49 46,88 84,54 75,70 80,80 2,05 1,54 1,47 İller Bankası 7,16 3,68 3,38 3,09 4,03 6,24 0,80 1,22 1,57 Toplam dışı 0,10 0,04 0,01 - - - - - - Mahalli İdr. 2,28 8,12 6,16 10,31 19,85 11,55 8,40 2,71 1,60

Page 150: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

KİT’ler 8,35 16,88 14,21 1,03 0,08 0,28 0,229 0,005 0,017 Özelleştirme 2,82 16,15 28,69 - - - - - -Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Kamu yatırımları projeleri toplam sayısı içinde; döner sermaye kapsamındaki projelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 2,74 iken Antalya’da yüzde 1,03 ile daha az olduğu, genel ve katma bütçeler kapsamındaki projelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 76,55 iken Antalya’da yüzde 84,54 ile daha fazla olduğu, İller Bankası projelerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 7,16 iken Antalya’da yüzde 3,09 ile daha az olduğu, mahalli idarelere ait projelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 2,28 iken Antalya’da yüzde 10,31 ile daha fazla olduğu, KİT’lere ait projelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 8,35 iken Antalya7da yüzde 1,03 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu durum, bütçe türlerine göre kamu yatırımları içinde, proje sayısı bakımından genel ve katma bütçeler kapsamındaki projelerin hem Antalya’da hemde Türkiye genelinde en büyük paya sahip olduğunu, mahalli idarelere ait projelerin Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada yer aldığını, İller Bankası’na ait projelerin hem Antalya’da hemde Türkiye genelinde üçüncü sırada yeraldığını, döner sermaye kapsamındaki projelerin Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada yer aldığını, KİT’lere ait projelerin Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde ikinci sırada yer aldığını göstermektedir.

Kamu yatırımları projeleri toplam tutarı içinde; döner sermaye kapsamındaki proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 0,64 iken Antalya’da yüzde 0,34 ile daha az olduğu, genel ve katma bütçeler kapsamındaki proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 54,49 iken Antalya’da yüzoe 75,70 ile daha fazla olouğu, İller Bankası’na ait proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 3,68 iken Antalya’da yüzde 4,03 ile daha fazla olduğu, mahalli idarelere ait proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 8,12 iken Antalya’da yüzde 19,85 ile daha fazla olduğu, KİT’lere ait proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 16,88 iken Antalya’da yüzde 0,08 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu durum, bütçe türlerine göre kamu yatırımları içinde, proje tutarı bakımından genel ve katma bütçeler kapsamındaki proje tutarının hem Antalya’da hem de

Page 151: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Türkiye genelinde birinci sırada olduğunu, mahalli idarelere ait proje tutarının Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yer aldığını, İller Bankası’na ait proje tutarının Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada yer aldığını, döner sermaye kapsamındaki proje tutarının Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada yer aldığını, KİT’lere ait proje tutarının Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde yüzde ikinci sırada yer aldığını göstermektedir.

Kamu yatırımları projeleri kümülatif harcamaları içinde; döner sermaye kapsamındaki projelerin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 0,66 iken Antalya’da yüzde 1,14 ile daha fasla olduğu, genel ve katma bütçeler kapsamındaki projelerin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 46,88 iken Antalya‘da yüzde 80,80 ile daha fazla olduğu, İller Bankası’na ait projelerin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 3,38 iken Antalya’da yüzde 6,24 ile daha fazla olduğu, mahalli idarelere ait projelerin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 6,16 iken Antalya’da yüzde 11,55 ile daha fazla olduğu, KİT’lere ait projelerin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 14,21 iken Antalya’da yüzde 0,28 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu durum, bütçe türlerine göre kamu yatırımları içinde, kümülatif harcama oranının hem Antalya hem de Türtiye genelinde birinci sırada olduğunu, mahalli idarelere ait projelerin kümülatif harcama oranının Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yer aldığını, İller Bankası’na ait projelerin kümülatif harcama oranının Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada yer aldığını, döner sermaye kapsamındaki projelerin kümülatif harcama oranının Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada yer aldığını, KİT’lere ait projelerin kümülatif harcama oranının Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldığını göstermektedir.

2. Sektörlere Göre Kamu Yatırımları

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da sektörlere göre kamu yatırımlarının dağılımı Çizelge O-2’de ğösterilmiştir. Türkiye genelinde toplam

Page 152: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

kamu yatırımları içinde Antalya’nın payının; proje sayısı bakımından yüzde 1,86 olmasına karşılık, projelerin toplam tutarı bakımından yüzde 1,11 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 0,85 olduğu saptanmıştır.

Tarım sektörü kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından 2,17 olmasına karşılık, proje tutarı bakımından yüzde 1,42 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 0,70 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

İmalat sanayii sektörü kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından yüzde 0,88 olmasına karşılık, proje tutarı bakımından yüzde 0,50 iken 1996 yılı sonu itibariyle projeye ilişkin herhangi bir harcama yapılmamıştır.

Ulaştırma ve haberleşme sektörü kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından yüzde 1,85 olmasına karşılık, proje tutarı bakımından yüzde 0,57 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 0,74 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Turizm sektörü kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından yüzde 7,00 olmasına karşılık, proje tutarı bakımından yüzde 3,88 iken yapılan kümülatif harcama bakımandan yüzde 1,88 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Eğitim kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından yüzde 2,35 olmasına karşılık, proje tutarı bakımından yüzde 1,70 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 2,01 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Sağlık kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından yüzde 2,14 olmasına karşılık, proje tutarı bakımından yüzde 3,95 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 4,30 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

Diğer kamu hizmetleri kapsamında Türkiye genelindeki kamu yatırımları toplamı içinde Antalya’nın payı; proje sayısı bakımından yüzde 1,24 olmasına karşılık, proje

Page 153: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

tutarı bakımından yüzde 2,10 iken yapılan kümülatif harcama bakımından yüzde 1,90 düzeyinde olduğu saptanmıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DASEKTÖRLERE GÖRE KAMU YATIRIMLARININ DAĞILIMI

Çizelge O-2

Türkiye’de Antalya’daAntalya’nın

Türkiye İçindekiProjeSayısı

%

Proje Tutarı

%

Küm.Harc.

%

ProjeSayısı

%

Proje Tutarı

%

Küm.Harc.

%

ProjeSayısı

%

Proje Tutarı

%

Küm.Harc.

%Toplam 100,0

0100,0

0100,00 100,00 100,0

0100,0

01,86 1,11 0,85

Tarım 9,71 17,59 14,65 11,34 22,47 12,09 2,17 1,42 0,70 Madencilik 2,05 0,36 0,25 - - - - - - İmalat San. 5,79 3,08 3,63 1,03 0,03 0,08 0,33 0,01 0,02 Enerji 2,18 20,47 19,81 1,03 9,29 - 0,88 0,50 - Ulaş. ve Hab. 9,33 32,43 40,12 9,28 16,54 34,63 1,85 0,57 0,74 Turizm 1,92 0,61 0,57 7,22 2,15 1,26 7,00 3,88 1,88 Konut 0,94 0,48 0,55 - - - - - - Eğitim 33,49 3,44 2,92 42,27 5,27 6,88 2,35 1,70 2,01 Sağlık 9,87 2,08 2,13 11,34 7,40 10,77 2,14 3,95 4,30 Diğer kamu hiz

24,73 19,46 15,37 16,49 36,84 34,29 1,24 2,10 1,90

Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.

Kamu yatırımları projeleri toplam sayısı içinde; tarım sektörü projelerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,71 iken Antalya’da yüzde 11,34 ile daha fazla olduğu, imalat sanayii sektörü projeleri oranı Türkiye genelinde yüzde 5,79 iken Antalya’da yüzde 1,03 ile daha az olduğu, enerji sektörü projeleri oranı Türkiye genelinde yüzde 2,18 iken Antalya’da yüzde 1,03 ile daha az olduğu, ulaştırma ve haberleşme sektörü projelerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 9,33 iken Antalya’da yüzde 9,28 ile daha az olduğu, turizm sektörü projelerinin oranı Türkiye genelinde yüzde 1,92 iken Antalya’da yüzde 7,22 ile daha fazla olduğu, eğitim projelerinin oranı türkiye genelinde yüzde 33,49 iken Antalya’da yüzde 42,27 ile daha fazla olduğu, sağlık projelerinin oranı türkiye genelinde yüzde 9,87 iken Antalya’da yüzde 11,34 ile daha fazla olduğu, diğer kamu hizmetlerine ait projelerin oranı Türkiye genelinde yüzde 24,73 iken Antalya’da yüzde 16,49 ile daha az olduğu saptanmıştır. Türkiye genelinde madencilik sektörü projeleri yüzde 2,05 ve konut projeleri yüzde 0,94’lük paya sahip olmasına karşılık Antalya’da bu sektörlere ilişkin projeler yer almamaktadır.

Bu durum, sektörlere göre kamu yatırımları içinde; eğitim projelerinin hem Antalya’da hem de Türkiye genelinde en büyük paya sahip olduğunu, diğer kamu hizmetlerine ait projelerin hem Antalya’da hem de Türkiye genelinde ikinci sırada yer aldığını, sağlık projelerinin hem Antalya’da

Page 154: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

hem de Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldığını, ulaştırma ve haberleşme sektörü projelerinin Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada olduğunu, turizm sektörü projelerinin Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde dokuzuncu sırada olduğunu, imalat sanayii sektörü ve enerji sektörü projelerinin Antalya’da altıncı sırada iken Türkiye genelinde imalat sanayii sektörü projelerinin altıncı, enerji sektörü projelerinin ise yedinci sırada olduğunu göstermektedir.

Kamu yatırımları toplam proje tutarı içinde; tarım sektörünün proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 17,59 iken Antalya’da yüzde 22,47 ile daha fazla olduğu, imalat sanayii sektörünün proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 3,08 iken Antalya’da yüzde 0,03 ile daha az olduğu, enerji sektörünün proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 20,47 iken Antalya’da yüzde 9,29 ile daha az olduğu, ulaştırma ve haberleşme sektörünün proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 32,43 iken Antalya’da yüzde 16,54 ile daha az olduğu, turizm sektörünün proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 0,61 iken Antalya’da yüzde 2,15 ile daha fazla olduğu, eğitim kapsamında proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 3,44 iken Antalya’da yüzde 5,27 ile daha fazla olduğu, sağlık kapsamında proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 2,08 iken Antalya’da yüzde 7,40 ile daha fazla olduğu, diğer kamu hizmetleri kapsamında proje tutarı oranı Türkiye genelinde yüzde 19,46 iken Antalya’da yüzde 36,84 ile daha fazla olduğu saptanmıştır.

Bu durum; sektörlere göre kamu yatırımları içinde diğer kamu hizmetleri kapsamındaki projelerin tutarının Antalya’da en fazla paya sahip iken Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldığını, tarım sektörünün proje tutarının Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yer aldığını, ulaştırma ve haberleşme sektörü proje tutarının Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde en büyük paya sahip olduğunu, enerji sektörünün proje tutarının Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde ikinci sırada yer aldığını, sağlık kapsamındaki proje tutarının Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde yedinci sırada yer aldığını, eğitim kapsamındaki proje tutarının Antalya’da altıncı sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yer aldığını, turizm sektörünün proje tutarının Antalya’da yedinci sırada iken Türkiye genelinde sekizinci sırada yer aldığını, imalat

Page 155: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sanayii sektörünün proje tutarının Antalya’da sekizinci sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada yer aldığını göstermektedir.

Kamu yatırımları projeleri kümülatif harcamaları içinde; tarım sektörü projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 14,65 iken Antalya’da yüzde 12,09 ile daha az olduğu, imalat sanayii sektörü projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 3,63 iken Antalya’da yüzde 0,08 ile daha az olduğu, enerji sektörü projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 19,81 iken Antalya’da 1996 yılı sonu itibariyle projeye ilişkin herhangi bir harcama yapılmadığı, ulaştırma ve haberleşme sektörü projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 40,12 iken Antalya’da yüzde 34,63 ile daha az olduğu, turizm sektörü projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 0,57 iken Antalya’da yüzde 1,26 ile daha fazla olduğu, eğitim projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 2,92 iken Antalya’da yüzde 6,88 ile daha fazla olduğu, sağlık problemlerinin kümülatif harcama oranı türkiye genelinde yüzde 2,13 iken Antalya’da yüzde 10,77 ile daha fazla olduğu diğer kamu hizmetleri projelerinin kümülatif harcama oranı Türkiye genelinde yüzde 15,37 iken Antalya’da yüzde 34,29 ile daha fazla olduğu saptanmıştır.

Bu durum, bütçe türlerine göre kamu yatırımları içinde, kümülatif harcama bakımından ulaştırma ve haberleşme sektörünün hem Antalya’da hem de Türkiye genelinde en büyük kesimi oluşturduğunu, diğer kamu hizmetleri kapsamındaki projelerin kümülatif harcama tutarının Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde üçüncü sırada olduğunu, tarım sektörü projelerinin kümülatif harcama tutarının Antalya’da ikinci sırada iken Türkiye genelinde üçüncü sırada olduğunu, tarım sektörü projelerinin kümülatif harcama tutarının Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada olduğunu, sağlık projelerinin kümülatif harcama tutarının Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde yedinci sırada olduğunu, eğitim projelerinin kümülatif tutarının Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada olduğunu, turizm sektörü projelerinin kümülatif harcama tutarının altıncı sırada iken Türkiye genelinde sekizinci sırada olduğunu, imalat sanayii sektörü projelerinin kümülatif harcama tutarının Antalya’da

Page 156: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yedinci sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada yer aldığını göstermektedir.

P. BANKA MEVDUAT VE KREDİLERİ

1. Banka Mevduatlarının Hesap Türlerine Göre Dağılımı

Türkiye Bankalar Birliği’nden alınan DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da toplam banka mevduatının hesap türlerine göre dağılımı Çizelge P-1’de gösterilmiştir. Antalya Türkiye genelindeki toplam banka mevduatının yüzde 1,73’ünü oluşturmasına karşılık, hesap türlerine göre; tasarruf mevduatının yüzde 2,79’unu, mevduat sertifikasının yüzde 0,25’ini, resmi kuruluşlar mevduatının yüzde 1,01’ini, ticari kuruluşlar mevduatının yüzde 1,05’ini, bankalar mevduatının yüzde 0,002’sini, döviz tevdiatının yüzde 1,72’sini, diğer mevduatın ise yüzde 0,49’unu oluşturduğu saptanmıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DATOPLAM BANKA MEVDUATININ HESAP TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMI

Çizelge P-1Türkiye Yüzdesi Antalya

Yüzdesi

Antalya’nın Türkiye İçindeki

YüzdesiToplam 100,00 100,00 1,73 Tasarruf mevduatı 28,20 45,58 2,79 Mevduat sertifikası 0,18 0,03 0,25 Resmi kuruluşlar Mevduatı

2,70 1,58 1,01

Ticari kuruluşlar Mevduatı

7,72 4,71 1,05

Bankalar mevduatı 7,90 0,01 0,002 Döviz tevdiatı 46,39 46,15 1,72 Diğer mevduat 6,90 1,95 0,49Kaynak : Türkiye Bankalar Birliği’nden alınmış DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Toplam banka mevduatı içinde; tasarruf mevduatının payı Türkiye genelinde yüzde 28,20 iken Antalya ‘da yüzde 45,58 ile daha fazla olduğu, mevduat sertifikasının payı Türkiye genelinde yüzde 0,18 iken Antalya’da yüzde 0,03 ile daha az olduğu, resmi kuruluşlar mevduatının payı Türkiye genelinde yüzde 2,70 iken Antalya’da yüzde 1,58 ile daha az olduğu, ticari kuruluşlar mevduatı payı Türkiye genelinde yüzde 7,72 iken Antalya’da yüzde 4,71 ile daha az olduğu, bankalar mevduatının payı Türkiye genelinde

Page 157: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

yüzde 7,90 iken Antalya’da yüzde 0,01 ile daha az olduğu, döviz tevdiatının payı Türkiye genelinde yüzde 46,39 iken Antalya’da yüzde 46,15 ile daha az olduğu, diğer mevduatların payı Türkiye genelinde yüzde 6,90 iken Antalya’da yüzde 1,95 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu durum, toplam banka mevduatı içinde döviz tevdiatının hem Antalya hemde Türkiye genelinde en büyük paya sahip olduğunu, tasarruf mevduatı payının hem Antalya hem de Türkiye genelinda ikinci sırada yer aldığını, ticari kuruluşlar mevduatı payının Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yer aldığını, resmi kuruluşlar mevduatı payının Antalya’da dördüncü sırada iken Türkiye genelinde beşinci sırada yer aldığını, mevduat sertifikası payının Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde altıncı sırada yer aldığını, bankalan mevduatı payının Antalya’da altıncı sırada iken Türkiye genelinde üçüncü sırada yer aldığını göstermektedir.

2. Banka Kredilerinin Sektörel Dağılımı

Türkiye Bankalar Birliği’nden alınan DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da toplam banka kredilerinin sektörel dağılımı Çizelge P-2’de gösterilmiştir. Antalya’nın Türkiye genelindeki toplam banka mevduatları içindeki payı yüzde 1,73 olmasına karşılık, toplam banka kredileri içinde yüzde 1,47 ile daha az bir paya sahip olması dikkat çekmektedir.

Sektörler itibariyle Antalya’nın Türkiye genelindeki kredi payları incelendiğinde; tarım kredileri içindeki payının yüzde 1,59 olduğu, gayrimenkul kredileri içindeki payının yüzde 0,93 olduğu, ihtisas kredileri içindeki payının yüzde 2,51 olduğu, turizm kredileri içinde yüzde 64,95 ile en büyük paya sahip il olduğu, diğer krediler içindeki payının yüzde 1,71 iken ihtisas dışı krediler içindeki payının ise yüzde 1,16 olduğu saptanmıştır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DATOPLAM BANKA KREDİLERİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI

Çizelge P-2Türkiye

YüzdeleriAntalya

Yüzdeleri

Antalya’nın Türkiye İçindeki

YüzdeleriToplam 100,00 100,00 1,47 Tarım 17,33 18,78 1,59 Gayrimenkul 2,00 1,27 0,93 İhtisas kredileri 2,00 3,42 2,51 Turizm 0,30 13,52 64,95

Page 158: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Diğer 2,02 2,35 1,71 İhtisas dışı kredileri 76,35 60,65 1,16Kaynak : Türkiye Bankalar Birliği’nden alınmış DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Toplam banka kredileri içinde; tarım kredilerinin payı Türkiye genelinde yüsde 17,33 iken Antalya’da yüzde 18,78 ile daha fazla olduğu, gayrimenkul kredilerinin payı Türkiye genelinde yüzde 2,00 iken Antalya’da yüzde 1,27 ile daha az olduğu, ihtisas kredilerinin payı Türkiye genelinde yüzde 2,00 iken Antalya’da yüzde 3,42 ile daha fazla olduğu, turizm kredilerinin payı Türkiye genelinde yüzde 0,30 iken Antalya’da yüzde 0,30 iken Antalya’da yüzde 13,52 ile daha fazla olduğu, diğer kredilerin payı Türkiye genelinde yüzde 2,02 iken Antalya’da yüzde 2,35 ile daha fazla olduğu, ihtisas dışı kredilerin payı Türkiye genelinde yüzde 76,35 iken Antalya’da yüzde 60,65 ile daha az olduğu saptanmıştır.

Bu durum, toplam banka kredileri içinde, ihtisas dışı kredilerin hem Antalya, hem de Türkiye genelinde en büyük paya sahip olduğunu, Tarım kredilerinin hem Antalya hem de Türkiye genelinde ikinci sırada yeraldığını, turizm kredilerinin Antalya’da üçüncü sırada iken Türkiye genelinde en düşük paya sahip olduğunu, ihtisas kredilerinin hem Antalya’da hem de Türkiye genelinde dördüncü sırada yeraldığını, Diğer Kredilerin Antalya’da beşinci sırada iken Türkiye genelinde üçüncü sırada yeraldığını, gayrimenkul kredilerinin ise Antalya’da en düşük paya sahip iken Türkiye genelinde dördüncü sırada yeraldığını göstermektedir.

R. TÜKETİCİ FİYATLARI İNDEKSLERİ

DİE verilerinie göre, 1998 yılı Ocak ayı itibariyle Türkiye ve Antalya’da ana harcama guruplarına göre kentsel yerler tüketici fiyatları (1994=100 bazlı) indeks sayıları Çizelge R-1’de gösterilmiştir. Tüketici fiyatları indeksleri 1994 yılında 100 iken 1998 yılı Ocak ayında; genel indeks sayısı Türkiye genelinde 919,4’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 1011,0’e yükseldiği, ana harcama grupları itibariyle ise; gıda ve içki harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 153,1’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 1009,0’a yükseldiği, giyim ve ayakkabı harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 901,4’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 1096,1’e yükseldiği, konut harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 911,8’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 1118,0’e yükseldiği, ev eşyası harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 744,8’e yükselmesine

Page 159: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

karşılık, Antalya’da 774,0’e yükseldiği, sağlık harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 973,4’e yükselmesine karşılık, Antalya(da 1176,6’ya yükseldiği, ulaştırma harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 1002,8’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 987,8’e yükseldiği, eğlence ve kültür harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 902,2’yu yükselmesine karşılık, Antalya(da 882,3’e yükseldiği, eğitim harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 986,6’ya yükselmesine karşılık, Antalya’da 920,8’e yükseldiği, Lokanta-pastahane-otel harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 964,1’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 965,0’e yükseldiği, çeşitli mal ve hizmet harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 894,0’e yükselmesine karşılık, Antalya’da 903,0’e yükseldiği saptanmıştır.

1998 YILI OCAK AYI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DAANA HARCAMA GURUPLARINA GÖRE KENTSEL YERLER

TÜKETİCİ FİYATLARI (1994=100 BAZLI) İNDEKS SAYILARIÇizelge R-1

Türkiye’de Antalya’da1998 YılıOcak Ayıİndeksi

12 AylıkOrtalamaİndeksi

1998 YılıOcak Ayıİndeksi

12 AylıkOrtalam

aİndeksi

Genel İndeks 919,4 668,5 1011,0 734,41. Gıda ve içki 953,1 680,5 1009,0 716,42. Giyim ve ayakkabı 901,4 675,1 1096,1 787,43. Konut 911,8 667,4 1118,0 836,34. Ev eşyası 744,8 546,5 774,0 557,55. Sağlık 973,4 678,2 1176,6 758,46. Ulaştırma 1002,8 747,4 987,8 734,07. Eğlence ve kültür 902,2 641,7 882,3 632,58. Eğitim 986,6 693,0 920,8 644,19. Lokanta, pastane ve otel 964,1 696,3 965,0 728,410. Çeşitli mal ve hizmetler 894,0 663,6 903,0 689,0Kaynak : DİE İstatistiklerinden derlenmiştir.

1994-1998 yılları arasında Türkiye geneline göre Antalya’da tüketici fiyatları indeks sayısı daha yüksek olan ana harcama grupları içinde; indeks sayısı 206,2 daha yüksek olan konut harcamaları birinci sırada yer alırken, bunu ikinci sırada indeks sayısı 203,2 daha yüksek olan sağlık harcamaları, üçüncü sırada indeks sayısı 194,7

Page 160: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

daha yüksek olan giyim ve ayakkabı harcamaları, dördüncü sırada indeks sayısı 55,9 daha yüksek olan gıda ve içki harcamaları, beşinci sırada indeks sayısı 29,2 daha yüksek olan ev eşyası harcamaları, altıncı sırada indeks sayısı 9 daha yüksek olan çeşitli mal ve hizmet harcamaları ve son olarak indeks sayısı 0,9 daha yüksek olan lokanta-pastane-otel harcamaları izlemektedir.

Diğer taraftan, aynı dönemde Türkiye geneline göre Antalya’da tüketici fiyatları indeks sayıları daha düşük olan ana harcama grupları içinde; indeks sayısı 65,8 daha düşük olan eğitim harcamaları birinci sırada yer alırken, bunu ikinci sırada indeks sayısı 19,9 daha düşük olan eğlence ve kültür harcamaları ve son olarak indeks sayısı 15 daha düşük ulaştırma harcamaları izlemektedir.

Tüketici fiyatlarının 12 aylık ortalama indeksi dikkate alındığında; genel indeks Türkiye genelinde 668,5 iken Antalya’da 734,4 olduğu ana harcama grupları itibariyle ise; gıda ve içki harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 680,5 iken Antalya’da 716,4 olduğu, giyim ve ayakkabı harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 675,1 iken Antalya’da 787,4 olduğu, konut harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 667,4 iken Antalya’da 836,3 olduğu, ev eşyası harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 546,5 iken Antalya’da 557,5 olduğu, sağlık harcamaları indeks sayası Türkiye genelinde 678,2 iken Antalya’da 758,4 olduğu, ulaştırma harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 747,4 iken Antalya’da 734,0 olduğu, eğlence ve kültür harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 641,7 iken Antalya’da 632,5 olduğu, eğitim harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 693,0 iken Antalya’da 644,1 olduğu, lokanta-pastane-otel harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 696,3 iken Antalya’da 728,4 olduğu, çeşitli mal ve hizmet harcamaları indeks sayısı Türkiye genelinde 663,6 iken Antalya’da 689,0 olduğu saptanmıştır.

Tüketici fiyatlarının 12 aylık ortalama indeksi itibariyle Türkiye geneline göre Antalya’da indeks sayısı daha yüksek olan ana harcama grupları sıralamaya tabi tutulduğunda; birinci sırada indeks sayısı 168,9 daha yüksek olan konut harcamaları yer almakta, bunu ikinci sırada indeks sayısı 112,3 olan giyim ve ayakkabı harcamaları, üçüncü sırada indeks sayısı 80,2 daha yüksek olan sağlık harcamaları, dördüncü sırada indeks

Page 161: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sayısı 35,9 daha yüksek olan gıda ve içki harcamaları, beşinci sırada indeks sayısı 32,1 daha yüksek olan lokanta-pastane-otel harcamaları, altıncı sırada indeks sayısı 25,4 daha yüksek olan çeşitli mal ve hizmet harcamaları ve son olarak indeks sayısı 11 daha yüksek olan ev eşyası harcamaları izlemektedir.

Diğer taraftan, Türkiye geneline göre Antalya’da tüketici fiyatları 12 aylık ortalama indeksi daha düşük olan ana harcama grupları sıralamaya tabi tutulduğunda; birinci sırada indeks sayısı 48,9 daha düşük olan eğitim harcamaları, bunu ikinci sırada indeks sayısı 13,4 daha düşük olan ulaştırma harcamaları ve son olarak indeks sayası 9,2 daha düşük olan eğlence ve kültür harcamaları izlemektedir.

Antalya’da ana harcama grupları tüketici fiyatları 1994-1998 dönemi ve son 12 aylık ortalama indeks sayıları itibariyle karşılaştırmalı olarak sıralamaya tabi tutulursa; sağlık harcamaları 1994-1998 dönemine göre birinci sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından üçüncü sırada yer aldığı, konut harcamaları 1994-1998 dönemine göre ikinci sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından birinci sırada yer aldığı, giyim ve ayakkabı harcamaları 1994-1998 dönemine göre üçüncü sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından ikinci sırada yer aldığı, gıda ve içki harcamaları 1994-1998 dönemine göre dördüncü sırada olduğu halde12 aylık ortalama indeks bakımından altıncı sırada yer aldığı, ulaştırma harcamaları 1994-1998 dönemine göre beşinci sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından dördüncü sırada yer aldığı, lokanta-pastane-otel harcamaları 1994-1998 dönemine göre altıncı sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından beşinci sırada yer aldığı, eğitim harcamaları 1994-1998 dönemine göre yedinci sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından sekizinci sırada yer aldığı, çeşitli mal ve hizmet harcamaları 1994-1998 dönemine göre sekizinci sırada olduğu halde 12 aylık ortalama indeks bakımından yedinci sırada yer aldığı, eğlence ve kültür harcamalarının hem 1994-1998 dönemi hem de 12 aylık ortalama indeks bakımından dokuzuncu sırada yer aldığı, ev eşyası harcamalarının ise hem 1994-1998 dönemi hem de 12 aylık ortalama indeks bakımından son sırada en düşük indeks sayısına sahip olduğu saptanmıştır.

Page 162: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Ekonomik Yapılanmaya İlişkinÖncelikli Gündem Önerileri1. Sektörel Yapılanmaya İlişkin ÖnerilerAntalya’nın ağırlıklı olarak; tarım, turizm, ticaret ve inşaata dayalı mevcut sektörel yapısı kırılıp; bölgesel gelişmeye yönelik sektörlerarası karşılıklı etkileşimi artırmak üzere; tarım-turizm-inşaat-tekstil-kofeksiyon ve otomotiv ile ilişkili imalat sanayiinin Antalya’nın iç kısımları ile Burdur-Isparta ekseninde geliştirilmelidir.

Antalya’nın uluslararası düzeyde kültür kenti olması, özel üniversiteler ve kongre ve fuar turizminin geliştirilmesi, Doğu Akdeniz’de uluslararası ticaret ve finans merkezi olması için; söz konusu lokomotif sektörler teşvik edilip, ulaştırma altyapısındaki yetersizlik giderilerek ileriye yönelik sektörel yapılanma doğrultusunda, Antalya’nın 21. Yüzyılda çok sektörlü yeni bir kimlik kazanması hedeflenmektedir.

Bu bağlamda, Antalya-Burdur-Isparta ekseninde öngörülen Batı Akdeniz Ekonomik Gelişme Projesi hazırlık çalışmaları hızlandırılmalı, Antalya’nın Akdeniz’de uluslararası bölgesel kuruluşların merkezi olması sağlanmalı, Antalya’nın uluslararası düzeyde rekabete açılması ve geleceğe dönük gelişme gündemini her düzeyde takip edilmesi için Kent Konseyi bünyesinde yerel yöneticiler ile sektör temsilcileri katılımı ile oluşturulacak bir “şehir takımı” kurulmalıdır.

2. Tarım Sektörüne İlişkin Öneriler

1991 Yılı Programı’nda belirtildiği üzere, tarım sektöründe temel amaç; artan nüfusun dengeli ve yeterli beslenmenin sağlanması, ihracatta mukayeseli üstünlüğe sahip olduğumuz ürünlere ağırlık vererek verimliliğin ve üretimin artırılması, üretici gelirlerinde istikrar sağlanması ve tarıma yönelik kamu kaynaklarının daha rasyonel kullanılmasıdır.

Bu çerçevede, gıda güvenlik ve güvenilirliğinin sağlanması, tarımsal üretimde kalite ve verimliliğin artması, çok taraflı dünya ticaret sistemine uyum sağlanması ve doğal kaynakların korunmasını esas alan çevreyle uyumlu tarımsal altyapının oluşturulması ile

Page 163: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

sürdürülebilir bir tarımsal kalkınma süreci sağlanması başlatılmalıdır.

Antalya’da tarım topraklarının kullanımı konusunda öncelik taşıyan konular kapsamında; arazi ve toprak kullanımını gösteren kaynakların tespiti, bu kaynakların güncelleştirilmesi, buna bağlı olarak imara açılmış mevcut alanların; sera, bahçe, tarla, vakıf ve hazine alanlarının belirlenmesi, alternatif yerleşim alanlarının belirlenerek tarım topraklarının korunması, tarımda alternatif gelir kaynakları oluşturulması, ayrıca tarımsal arazinin kullanımına yönelik uzaktan algılama ve uydu verili sistemin Antalya’da da uygulanması için proje hazırlanmalıdır.

Ayrıca, Antalya’nın sembolü olan narenciye bahçelerinin korunması ve geliştirilmesine gereken önem verilmelidir. Tarımsal üretimde verimliliğin artırılması için; araştırma, eğitim, yayım ile yeni teknolojiler çiftçilere etkin ve yaygın bir şekilde götürülmelidir.

Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin ortaklarına daha iye hizmet verebilmesi ve kooperatifçilik hizmetlerini daha etkin bir şekilde yürütebilmesi için özerk bir yapıya kavuşturulması, kooperatifçilik ve işletmecilik faaliyetlerinin birbirinden ayrılması, diğer taraftan üreticilerin ilgi alanına giren ürünlerin üretimi ve pazarlanması konularında üreticilere hizmet verebilmesi ve yapısal uyum çerçevesinde önerilen gelişmelerin sağlanabilmesi için gerekli altyapıyı oluşturacak Üretici Birlikleri kurulması, ürün borsaları, tarım ürünleri sigorta sistemi ve stok yönetimi gibi risk yönetimi araçlarının etkin şekilde uygulanması, ayrıca Ziraat Odalarının görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi yönünde yapılan yasal ve kurumsal düzenleme çalışmalarına hız verilmelidir.

Hayvan ıslahı çalışmalarına gereken önem verilerek, hayvan ve bitki hastalık ve zararlılarıyla mücadele edilmesi için gerekli destekleme tedbirleri uygulanmalı, bu alanlara özel sektörün katılımı sağlanmalıdır. Damızlık hayvan üretimini geliştirmek için damızlık nüve işletmelerinin kurulması teşvik edilmelidir. Karma yem sanayinin üretiminde haksız rekabeti önlemek için “Yem Sanayicileri Birliği”nin kalite denetimi yapması sağlanmalıdır.

Page 164: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Büyük bir üretim potansiyeline sahip su ürünleri kaynaklarımızın gerçek durumları belirlenmeli, korunmalı, ekonomik ve etkin bir şekilde kullanılmalı, su ürünlerine zarar veren çevre faktörleri ile hastalık etkenleri araştırılmalı, su kirliliği önlenmeli, yeni avlanma yöntemleri ile üretim artırılmalıdır.

Artan nüfusun protein ihtiyacının karşılanması, yeni istihdam imkanlarının yaratılması ve ihracatın desteklenmesi açısından sağladığı katkılar dikkate alınarak: mevcut deniz alanları ve iç su kaynaklarının en rasyonel şekilde kullanılmasının yanısıra, kültür balıkçılığının geliştirilmesi, denizlerde kıyı ötesinde iyi donanımlı kafes işletmelerinin kurulması, bu işletmelerin ihtiyacı olan yem ve yavru giderlerinin desteklenmesi amacıyla hazırlanan “Balık Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Hakkındaki Bakanlar Kurulu Karar Taslağı”na işlerlik kazandırılması yönünde girişimler başlatılmalıdır.

1997 yılında Antalya’da yapılan “21. Yüzyıla Doğru Sürdürülebilir Kalkınma İçin Ormancılık” konulu 11. Dünya Ormancılık Kongresi kararları doğrultusunda: ormancılık çalışmalarına katılımcılık artırılmalı, eğitim ve yayım hizmetleri etkinleştirilmeli, muhafaza orman alanları ile biyolojik çeşitliliği koruma sahaları artırılmalı, rasyonel orman işletmeciliği ile sağlıklı ve yangınlara karşı iyi korunan yeni orman kurma çalışmaları geliştirilmeli ve çevre kirlenmesinin önlenmesi ile ekoturizmi geliştirici orman peyzajı kriterleri uygulanmalıdır.

Kadastro çalışmalarına, yangına hassas yöreler ile ağaçlandırma çalışmalarının yoğun olduğu alanlarda öncelik verilmeli, özel orman kurma ve yasalar gereği bazı alanların orman rejimi dışına çıkarılma işlemlerinde, ormanların ekosistem bütünlüğü ve kamu haklarının korunmasına özen gösterilmelidir.

3. Turizm Sektörüne İlişkin Öneriler

Turizm’in nitelik itibariyle bir çok bakanlık, kamu kuruluşu ve sektörün ilgi alanına giren konuları düzenlemesi gerektiğinden, bu güne kadar sürdürülen uygulamada Turizm Bakanlığı’nın gerekli koordinasyonu yapabilmede yetersiz kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle turizmin Başbakanlığa bağlı yürütülmesi, bakanlıkararası

Page 165: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

eşgüdümü kolaylaştıracak, sektörün değişik birimleri arasında işbirliği olanaklarını arttıracak dolayısıyle sektörün verimliliğini arttırabilecektir. Sürdürülebilir kent kavramı ile uyumlu, çevre faktörlerinin öncelikle dikkate alan, diğer sektörlerle dengeli gelişen bir turizm planlaması temel ilke olarak benimsenmelidir. Kentin tarım alanlarının her geçen gün turistik tesislere veya konutlara tahsisi tarım sektörü aleyhine işlerken, kentin yeşil alanlarının giderek azalması ve sahillerin büyük ölçüde turistik tesislere tahsisi nedeniyle kamuya açık alanlar çok daralmış bulunmaktadır.

Yöre turizminin kış turizimi, yayla turizimi, köy turiz imi gibi alternatif turizm türleri ile çeşitlendirilmesi turizimin 12 ay’a yayılmasını ve yörenin turizm potansiyelini geliştireceği gibi, sahil yöresi dışında kalan ve turizmden pay alamayan Antalya hinderlandının da pay almasını temin edecek, turizm gelirlerini bölgesel dağılımına önemli katkıda bulunacaktır.

Yörede turizmin sürekli kılınması ve üst gelir gruplarının Antalya’ya getirilmesi, kente yeni bir imaj kazandırılmasında çok önemli işlev yerine getirecek olan, Fuar ve Kongre turizmin geliştirilmesi ayrıca önem taşımaktadır. Kongre ve Fuar turizmi konusunda, Antalya sahip olduğu konumu ve avantajları bu güne kadar değerlendirememiş, bu alanda aldığı pay çok sınırlı kalmıştır. Antalya’ya Akdeniz’de kazandırılması amaçlanan bölgenin iç ve ticaret merkezi kimliğine paralel olarak Akdeniz’in önde gelen Fuar ve Kongre merkezi olarak geliştirilmesi hedef alınmalıdır. Sektörde mesleki örgütleme eksikliği önemli bir sorun olarak yansımaktadır. Konaklama sektörünün yasal örgütün olmaması, turizmin küçük işletmeleri sayılan pansiyonlar ve küçük otellerin örgütlenmemiş olması, sektörde öz denetim noksanlığı, mesleki dayanışma ve disiplinin gelişmesini önleme yanında, bu kesimin güçlü bir baskı grubu olarak ortaya çıkmasına mani olmaktadır. Bu alanda ilgili mevzuatın çıkarılmamış olması diğer bir sorun oluşturmaktadır.

Turizm sektörünün temel amaçları olarak; rekabet gücü yüksek ve verimli bir turizm ekonomisi geliştirilmeli, doğal ve kültürel değerler zenginleştirilerek sürekliliği sağlanmalı, yerel halkın ve turistlerin turizmden

Page 166: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

beklentileri karşılanmalı, mevcut üst yapılardan daha etkin yararlanılmalıdır.

Turizmin mevsimlik ve coğrafi dağılımını iyileştirmek ve dış pazarlarda değişen tüketici tercihleri dikkate alınarak potansiyal alanlar yaratmak amacıyla; golf, kış, dağ, yayla, termal, sağlık, yat, kongre, karavan, kruvaziyer, eğlence, spor, üçüncü yaş turizmi gibi farklı turizm alternatiflerinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine yönelik teşvik sistemi tedbirleri etkin bir şekilde uygulanmalıdır.

Turistik tesislerin yanısıra ikincil konutların pazarlanmasına yönelik organizasyonlar geliştirilmelidir.

Talep yapısındaki yeni eğilimlere bağlı olarak sektörde küçük ölçekli işletmelerin gelişmesine öncelik verilmeli ve bunların KOBİ statüsünde teşvik edilmesi için gerekli girişimler yapılmalıdır.

Turizm sektöründe tanıtım ve pazarlamaya daha fazla önem verilmeli ve bu alanda özel sektörün daha etkin katılımı teşvik edilmelidir.

Turizmin yaygınlaştığı yörelerde teknik altyapı yatırımlarının halkın yerel yönetimlerin ve diğer kullanıcıların katılımı ile gerçekleştirilmesi amacıyla Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi (ATAK) Projesi çerçevesinde gerçekleştirilen uygulamalar yaygınlaştırılmalı, Dünya Bankası başta olmak üzere ilgili uluslararası kuruluşların kredi katkısının yanısıra, öncelik taşıyan yöresel projelere Fon kaynaklı düşük faizli kredi tahsisi sağlanmalıdır.

Turizmde kurumsallaşmanın güçlendirilmesi, sektörün gerektirdiği esnek ve yönlendirici yapıya kuvaşturulmasını temin amacıyla, Türkiye Oteller Birliği, Deniz Turizmi Birliği, Türkiye Turist Rehberleri Birliği, Türkiye Pansiyon İşletmecileri Birliği ve yat turizmi ile ilgili yasal ve kurumsal düzenlemeler sonuçlandırılmalıdır.

Kitle turizmine dayalı seyahat ve satış organizasyonu ile turistlerin toplu olarak alışveriş için çoğunlukla şehir dışındaki büyük mağazalara yönlendirilmesi sonucu mağdur olmaktadır. Kent esnafının, el sanatları üretimi gösterilerinin de yer aldığı otantik özellikte çarşılar

Page 167: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

oluşturmaları ve seyahat acentalarının turistleri bu çarşılara yönlendirmesi sağlanmalıdır.

Yerel halkın turistlerle kültürel ilişkilerinin ve turizm gelirlerinden aldıkları payın artırılmasına yönelik projelerin hazırlanması ve desteklenmesi amacıyla; Kültür Bakanlığı DÖSİM mağazaları ile Turizm Bakanlığı kuruluşları başta olmak üzere ilgili kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve ilgili meslek kuruluşları arasında işbirliği sağlamak üzere gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır.

Bu yaklaşım; dağ, yayla ve otantik kültür turizmi ile turistik ürünler kapsamında köy el sanatlarının ve ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesi amacıyla kıyı şeridindeki turistik tesislerin, turizm gelirlerinden pay alamayan iç kısımlarda günübirlik tesisler kurmaları ve seyahat acentalarının bu tür toplu tur organizasyonları yapmaları teşvik edilmelidir.

Bu bağlamda; Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin “DOBAG Projesi” örnek alınarak; Akdeniz Üniversitesi’nde açılan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yöresel el sanatlarının geliştirilmesi ve turizm pazarında değerlendirilmesine yönelik el sanatları uzmanlarının yetiştirilmesi için El Sanatları Geliştirme Merkezi kurulmalıdır. Bu merkezde; el sanatları üretim sistemlerinin geliştirilmesi, ekspertiz ve kalite kontrol ve tescil işlemleri için “DOBAG” benzeri proje uygulamalarının başlatılması özel önem taşımaktadır. Ayrıca, üniversite öncesi el sanatları eğitimi için, Antalya Andolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde el sanatları branşına da yer verilmesi sağlanmalıdır.

4. Ticaret Sektörüne İlişkin Öneriler

Antalya’da hızlı nüfus artışının yanısıra, turizm sektörünün de sağladığı ek talep sonucu giderek önem kazanan ticaret sektöründe dengeli bir gelişme için; Toptan Ticaret Bölgesi hızla tamamlanmalı, Toptancı Hali ve Ticaret Borsasının işlerliği artırılmalı, soğuk hava depoları ve paketleme tesisleri projeleri ihracat potansiyali de dikkate alınarak etkin bir şekilde teşvik edilmelidir.

Bu bağlamda; iç ve dış Pazar bağlantılarının geliştirilmesi için öncelikli ulaştırma projeleri sonuçlandırılmalı, Antalya

Page 168: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Limanı’nın yüksek kapasite de çalışması ve havayolu kargo taşımacılığınıngeliştirilmesi için gerekli tedbirler alınmalı, başta kesme çiçek olmak üzere ihracata yönelik navlun sübvansiyonlarına süreklilik kazandırılmalıdır.

Diğer taraftan, perakende ticaretin dengeli bir şekilde gelişmesi için, sabit semt pazarları yaygınlaştırılmalı, büyük mağazalar karşısında küçük işletmelerin korunması için özellikle Fransa’daki uygulamalar da örnek alınarak gerekli düzenlemelerin yapılması için yerel yönetimler ve ilgili meslek kuruluşları ile işbirliği sağlanmalıdır.

Bölgesel gelişme açısından önem taşıyan büyük projelerin yaşama geçirilmesi için oluşturulan Antalya Güçbirliği Holding gibi çok ortaklı şirketlerin, yerel halkın geniş katılımını sağlacak şekilde halka açılması sağlanmalıdır. Bu şirketlere yörede özelleştirilecek kamu işletmelerinin satışında öncelik tanınmasına yönelik düzenlemeler yapılması için, meslek kuruluşlarının öncülüğünde Kent Konseyi bünyesinde oluşturulacak “Şehir Takımı”nın işlevleri arasında bu tür girişimlerin başlatılması ve sonuçlarının takip edilmesi de yer almalıdır.

5. İnşaat Sektörüne İlişkin Öneriler

Antalya’da inşaat sektöründe yaşanan konut satışı durgunluğunun aşılması ve dar gelirli yerel halkın konut sahibi yapılması amacıyla; Büyükşehir Belediyesi ve alt kademe belediyeler, Antalya Müteahhitler Derneği ve ilgili Mimarlık ve Mühendislik Odaları’nın Antalya Şubeleri başta olmak üzere ilgili kurum ve kişilerin iştiraki ile “Antalya Arsa ve Konut Ofisi” kurulmalıdır.

6. Bölgesel Gelişmeye İlişkin Öneriler

Batı Akdeniz Bölgesel Gelişme Projesi çerçevesinde, Antalya’nın ihmal edilen iç kısımları ve Burdur-Isparta ekseninde yöreye özgü bir sektörel yapılanma sağlanmalıdır. Bu bağlamda yöreye özgü tarıma dayalı sanayi, tekstil-konfeksiyon yatırımları, turizmin talep ettiği ürünlere yönelik sanayi yatırımları, inşaat malzemesi yatırımları, özellikle Bucak’da yapılabilirliği olan otomotiv yatırımı ile bölgeye yayılan otomotiv yan sanayi yatırımlarına öncelik verilmelidir.

Page 169: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Bölgesel gelişmeye yönelik girişimciliğin özendirilmesi amacıyla; yerel yönetimler, meslek kuruluşları, Antalya Güçbirliği Holding gibi kurum ve ilgili kişilerin iştiraki ile “Batı Akdeniz Girişimciliği Destekleme Bürosu” kurulması, bu büronun bünyesinde Antalya-Burdur-Isparta ekseninde hizmet verecek KOSGEB Batı Akdeniz İrtibat Müdürlüğü’nün açılması sağlanmalıdır.

Antalya-Burdur-Isparta ekseninde çok sektörlü bir yapılanma ile bölgesel potansiyellerin yaygın ve etkin bir şekilde kullanılarak gelir dağılımındaki dengesizlikler giderilmelidir.

Bölgesel Gelişme Projesi hazırlık çalışmaları sürecinde, bölgesel düzeyde alt sektörler itibariyle tüm ilgili çevrelerin Proje taslağı hakkında ilgili tüm çevrelerin görüş ve önerileri dikkate alınmalıdır.

Proje’ye destek sağlamak için; bir taraftan Avrupa Birliği başta olmak üzere ilgili uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimler başlatılırken, diğer taraftan Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın (ve ilgili yıllık programların) Proje’ye işlerlik kazandıracak düzenlemeleri de içermesi sağlanmalıdır.

Bu yaklaşımdan hareketle, Antalya-Burdur-Isparta eksenindeki yatırımlar ve döviz kazandırıcı faaliyetler kapsamında özel sektöre verilecek teşvik belgeleri ve yabancı sermaye izlerinin yanısıra, kamu yatırımlarının da Bölgesel Gelişme Projesi hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi, Proje’nin yaşama geçirilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

Bölgede sağlanan tasarrufların ve sermaye birikimlerinin, Bölgesel Gelişme Projesi’nde öngörülen yatırımlarda ve Antalya-Burdur-Isparta’da özelleştirilecek önemli kuruluşların satın alınması için değerlendirilmesi amacıyla; Antalya Güçbirliği Holding gibi çok ortaklı halka açık şirketler oluşturulması için yerel yönetimler ve meslek kuruluşları öncülük yapmalıdır.

Page 170: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Bu bağlamda, il düzeyinde kurulacak esnaf ve kefalet kooperatifleri birliklerinin yanısıra, Antalya-Burdur-Isparta ekseninde esnaf ve sanatkar kooperatifleri ve birlikleri ile esnaf ve sanatkar odaları ve birlikleri öncülüğünde bölgesel düzeyde çok ortaklı halka açık güç birliği şirketleri oluşturulmalıdır.

Bu güçbirliği şirketlerinden hisse almak isteyen küçük tasarruf sahiplerine güven ortamı oluşturulması için, bu şirketler mutlaka bağımsız denetime açık, Sermaye Piyasası kurulu izin ve denetime tabi olacak statüde olmalıdır. Şirketlerin ana sözleşmelerinde; hisse dağılımında büyük hissedar hakimiyetini önlemek için, küçük hissedarların toplam payları dikkate alınarak yönetim kurulunda temsil edilmeleri ve sermaye artırımında küçük hissedarların toplam payının korunmasına yönelik düzenlemeler mutlaka yer almalıdır.

II. FİZİKSEL YAPILANMA VE ÇEVRE

A. KENTSEL PLANLAMA VE ALTYAPI DURUMU

1. Kentsel Planlama ve Yapılaşma Durumu

1980”li yılların sonlarına doğru giderek bir çekim merkezi haline gelen Antalya’da, yoğun göçten kaynaklanan hızlı nüfus artışı kensel gelişmeyi olumsuz yönde etkilemeye

Page 171: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

devam etmekte; kente uyum, istihdam, sosyal hizmet sorunlarının yanısıra, kentsel planlama, altyapı ve çevre sorunlarının giderek ağırlaşmasına yol açmaktadır.

1999 Yılı Programı’nda da belirtildiği üzere, göç olan kentlerde hukuk dışı işlemlere konu olan kentsel alanlar ve kent rantlarının kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi önemini korumaktadır. Fiziki planların kademeli olarak bir bütünlük içinde hazırlanması için yasal düzenleme yapılması, yapılacak planların uygulama sürecinde etkin bir kontrol sisteminin kurulması ihtiyacı devam etmektedir.

“Antalya Büyükşehir Belediyesi Nazım İmar Planı 1/ 5.000 Araştırma- Açıklama Raporu” (Nisan 1996) verilerine göre; kentsel arazinin kullanım alanlarına göre dağılımı incelendiğinde; konut alanlarının yüzde 26,40 ile en büyük paya sahip olduğu, bunu ikinci sırada yüzde 20,90’lık pay ile ulaşım alanları, üçüncü sırada yüzde 15,90’lık pay ile tarım alanları, dördüncü sırada yüzde 8,10’luk pay ile açık ve yeşil alanlar, beşinci sırada yüzde 6,42’lik pay ile çalışma (ticaret ve sanayii) alanları, altıncı sırada yüzde 6,30’luk pay ile orman, maki ve çalılık alanlar, yedinci sırada yüzde 5,33’lük pay ile sosyal donatım (yönetim, kültür,sağlık vb.) alanları, sekizinci sırada (yüzde 2,90’ı ilköğretim okulları ve liseler ve yüzde 2,20’si üniversite olmak üzere) yüzde 5,10’luk pay ile eğitim alanları, onuncu sırada yüzde 1,06’lık pay ile altyapı alanlarının izlediği, diğer kullanım alanlarının ise yüzde 4,49’luk paya sahip olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan toplam 4 295 020 m² lik arazinin alt kademe belediyelere dağılımı incelendiğinde; yüzde 51,22’sinin Kepez Belediyesi, yüzde 25,89’unun Muratpaşa Belediyesi, yüzde 22,89’unun Konyaaltı Belediyesi sınırları içinde olduğu saptanmıştır.

Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki toplam yeşil alanın alt kademe belediyelere göre dağılımı incelendiğinde; yüzde 50,34’ünün Kepez Belediyesi, yüzde 25,06’sının Konyaaltı Belediyesi, yüzde 24,60’ının Muratpaşa Belediyesi sınırları içinde olduğu saptanmıştır.

Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde ruhsatlı yapıların alt kademe belediyelere göre dağılımı incelendiğinde; yüzde

Page 172: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

45,97’sinin Muratpaşa Belediyesi, yüzde 42,85’inin Kepez Belediyesi, yüzde11,18’inin Konyaaltı Belediyesi sınırları içinde olmasına karşılık, ruhsatlı işyerlerinin yüzde 73,27’sinin Muratpaşa Belediyesi, yüzde 21,19’unun Kepez Belediyesi, yüzde 5,54’ünün Konyaaltı Belediyesi sınırları içinde olduğu, ruhsatlı binaların yüzde 73,27’sinin Muratpaşa Belediyesi, yüzde 21,20’sinin Kepez Belediyesi, yüzde 5,53’ünün Konyaaltı Belediyesi sınırları içinde olduğu, ruhsatlı meskenlerin ise yüzde 61,10’unun Kepez Belediyesi, yüzde 22,95’inin Muratpaşa Belediyesi, yüzde 15,95’inin Konyaaltı Belediyesi sınırları içinde olduğu saptanmıştır.

Antalya ile sembolleşen ve adına her yıl film festivalleri düzenlenen portakal bahçeleri hızlı bir şekilde yok olmaktadır. Güzeloba ve Kırcami Antalya il merkezinde önemli tarımsal merkezler iken giderek bu mahallelerdeki bahçeler ve seralar yerlerini çok katlı beton yığınlarına terk etmektedir. Kesme çiçek ve sebze üretiminin yaygın olduğu Koyunlar köyü ve çevresi,halkının çoğunluğu istememesine karşın yapılaşma baskısı altındadır.

İmar Planlama Çalışma Grubu raporuna göre, Antalya il merkezi ve yakın çevresindeki kentsel gelişim o dereceye varmıştır ki, Antalya Büyükşehir Belediyesi (ve alt kademe belediyeler) ile yakın çevresindeki, Döşemealtı, Yeşilbayır, Varsak, Aksu ve Çalkaya Belediyelerinin kentsel gelişiminin bir bütün halinde ele alınması ve bölgenin altyapısının havza planlaması çerçevesinde birlikte planlanması, sağlıklı bir kentleşme için zorunlu hale gelmiştir (1/25.000’lik plan da bu doğrultuda hazırlanmıştır).

Ayrıca, Turizm Çalışma Grubu raporuna göre ise, 2015 yılına kadar; Antalya ana kenti ağırlık merkezi olmak kaydıyla batı ekseninde yaklaşık 45 km ve doğu ekseninde yaklaşık 80 km uzayan toplam 125 km uzunluğundaki kıyıya parelel doğrusal band üzerinde kalan Kemer-Antalya-Serik-Manavgat ile bunların Akdeniz’e uzantılarından Belek ve Side turizm alanlarının Antalya Kentsel Gelişim Bölgesini oluşturacağı

Page 173: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

öngörülmektedir. Buna göre, bu Gelişim Bölgesi için çevre düzeni planı hazırlanması ayrıca önem kazanmaktadır.

Antalya’nın ekonomisi giderek turizm sektörüne daha çok bağlanmakta, bu durum bilinçli bir seçim olmakla birlikte uzun vadeli ve sürdürülebilir bir gelişme modelinin gerekleri yerine getirilmemektedir.

Doğal kaynaklar, çevre ile kültürel değerler gerek kentliler gerekse turizm sektörü için yeterli düzeyde korunamamakta, aşırı yapılaşma taleplerinin karşılanması kent ve çevre karşısında en büyük tehdidi oluşturmakta, kentin tarihsel ve kültürel kimliği yeterli biçimde korunamamaktadır.

Su ve toprak kirliliğini azaltma yönünde kanalizasyon sisteminin başlamış olması sevindiricidir. Ancak iskan alanlarının altyapı gerekleri dikkate alınmadan genişletilmesi ve mevcut iskan bölgelerindeki yoğunluk artışları devam ettiği sürece bu sorunun kısa vadede çözümlenmesi olası görünmemektedir.

Şehir içme suyu şebekesinin ve kaynaklarının geliştirilmesi yönündeki çabalar olumlu olmakla birlikte yetersiz kalmakta kentin bazı bölgelerinde su arzı yetersiz olduğu gibi, sunulan suyun kalitesiz olduğu iddiaları sürmektedir.

Kent içi yollar ve yaya ulaşım alanları projelendirmeden yapıldığından, trafik ve yaya emniyetinin yetersizliği yanında drenaj sorunu büyümektedir. Kırmızı kotun olmaması, proje eksikliği, çözümü basit bu gibi sorunları ciddi boyutlara getirmiştir.

Kentin ortak kullanım alanlarının temizliği konusunda, özellikle Büyükşehir yapılanmasından sonra, belediyeler arası koordinasyon eksikliği nedeni ile önemli düşüş gözlenmektedir.

Çevre projesi içeresinde katı atık konusuna yer verilmiş olduğu halde projenin tamamlanamamış olması nedeniyle katı atıklar halen sorun olamaya devam etmektedir.

Hava kirliliği her yıl artarak devam etmektedir. Yanlış yapılaşma, kirletici yakıtlar, bakımsız ulaşım araçları bu sorunu büyütmekte, yoğun ve yüksek katlı yapılaşma

Page 174: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

doğal temizleme önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır.

Ulaşım sistemindeki dar boğazlar yol düzenlemeleri ile giderilmeye çalışılmış, ancak yapılan düzenlemeler yetersiz kalmış, kapsamlı bir ulaşım planı hazırlanamamış, iptal edilen nazım imar planındaki ulaşım planı belediyelerce yeterli görülmediğinden yeni bir ulaşım planı ihtiyacı ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Kent içi parkların dağılımı, nüfusa orantılı biçimde oluşturulamamış, yeterli yeşil alan ayrılamamış, kent parkları belli ölçüde geliştirilmiş olmakla birlikte bu parkların işletilmesi ve bakımı yeterli düzeye getirilememiştir. Semt parkları ise yine trafo , çay bahçesi gibi faaliyetlere ayrıldığından işlevinden uzaklaşmıştır. Diğer yandan yasa dışı (gecekondu, ruhsatsız ve ruhsata aykırı) yapılaşmayı engelleyici çabalar yeterli düzeyde değildir.Parsel ölçeğinde imar planı değişiklikleri fiilen plandan beklenen işlevi yok etme boyutlarına erişmiştir. Kentin imarındaki belirsizlik devamlı hale gelirken, altyapı açığı da büyütmektedir. Ayrıca, parselasyon planlarının planla uyumlu yapılmamasının da plan değişikliklerini artırıcı etkisi vardır.

18. Madde uygulaması ve halihazır harita alanlarının ön izin verilerek yaptırılması çeşitli sorunlara yol açmakta, elde edilen paftaların teknik ve yasal niteliği büyük ölçüde düşmektedir. Diğer yandan nazım imar planının revizyonu çalışması kent meslek odalarının dava açmaları nedeniyle iptal edilmiş bulunmaktadır.

Büyükşehir Belediyesi çevresindeki belde ve köylerin kent merkezi ile organik bağı olmasına karşın ortak bir plan disiplini altına alınması yönünde bir gelişme kaydedilmemesi, kent gelişimin de planlama yönünden önemli bir sakınca oluşturmaktadır.

Ayrıca, kent için beş yıllık imar programının hazırlanarak kamuoyuna sunulması kentin planlı gelişimi ve yapılaşmanın denetimi yönünden büyük önem taşımaktadır.

Page 175: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

2. Kentsel Altyapı ve Büyükşehir Belediyesi Projeleri

Hızlı kentleşme sonucu, kentsel altyapı hizmetlerine olan ihtiyaç sürekli artmakta, ilave kentiçi su dağıtım şebekeleri ile atıksu toplama sistemi ve bertaraf tesislerinin yapımı ve mevcut olanların bakım, onarım ve yenileme çalışmalarının hızlandırılması önem taşımaktadır. Kuruluşlar arasında proje yapım, inşaa, bakım- onarım ve işletme aşamalarında gerekli eşgüdüm ve bilgi akışını sağlayacak kurumsal yapıya işlerlik kazandırılmasına olan ihtiyaç devam etmektedir.

ANTSU verilerine göre, 1998 yılı itibariyle içmesuyu abone sayısı 222 920 olup, bunun yüzde 60,04’ü Muratpaşa Belediyesi, yüzde 35,21’i Kepez Belediyesi, yüzde 4,76’sı Konyaaltı Belediyesi sınırları içinde olduğu ve kişi başına düşen su tüketiminin 1997 yılı itibariyle 105,5 m3/yıl düzeyine ulaştığı saptanmıştır.

Kentiçi su dağıtım şebekelerinde bakım, onarım ve yenileme çalışmalarındaki gecikmeler su kayıplarının önemli boyutlara ulaşmasına yolaçmaktadır. Bu nedenle, su kayıplarının önlenmesine yönelik çalışmaların yanısıra, su kullanım planlamasının havza bazında ele alınması ile içmesuyu kaynaklarının korunması için acil ve etkin önlemler alınmalıdır.

ALDAŞ’dan alınan bilgilere göre, Antalya su ve atık projesi kapsamında yapılmakta olan işler şunlardır:

Toplam 48,5 km 150-1000 mm çaplı şebeke borusu döşenmesi, pompa istasyonu yapımı, Çağlayan ve Kütükçü su depolarında iyileştirme çalışmaları.

Toplam 165 km uzunluğunda 100-700 mm çapında şebeke borusunun döşenmesi.

Duraliler’de 18 adet yeni kuyu açılması ile ilgili toplama deposu yapımı, mekanik ve elektrik aksamı tesisi, Duraliler’de pompa istasyonu yapımı, 200-700 mm çaplı toplam 4,4 km uzunluğunda boru döşenmesi, 5,9 km uzunluğunda enerji nakil hattı ile trafo ve elektrik aksamı montajı, TM 4 pompa istasyonu inşaatı, mekanik ve elektrik aksamı montajı ile kuyu koruma alanının 3,2 km uzunluğunda çitle çevrilmesi. Boğaçay, Duraliler,

Page 176: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

YSE, Çağlayan ve Kütükçü pompa istasyonlarında iyileştirme çalışmaları.

Atıksu arıtma tesisi; atık suyun tesise giriş yapıları, atık su arıtma üniteleri, kullanılmış suyun transferi ile ilgili her türlü elektro-mekanik ekipmanlar ve inşaat işleri.

Deniz dejarjı tesisi; 1600 mm çapında 2470 m uzunluğunda karada ve 2600 m uzunluğunda denizde yüksek yoğunluklu polietilen deşarj borusu döşenmesi,değişken çaplı 314 m uzunluğunda deniz dibinde yayıcı montajı.

26 800 m 150-300 mm çaplı kanalizasyon borusu döşenmesi, TM 5 pompa istasyonunda iyileştirme çalışmaları ve 4 adet pompa temini ve montajı.

Toplam 144 333 m uzunluğunda 200-1200 mm çaplı kanalizasyon borusu döşenmesi, kanalizasyon bacası inşaası ve 5000 adet ev bağlantısının yapılması.

Toplam 138 019 m uzunluğunda 200-2000 mm çaplı kanalizasyon borusu döşenmesi, 3046 adet kanalizasyon bacası inşaası, 5000 adet ev bağlantısı yapılması ve her türlü mekanik ve elektrik aksamının temini ve montajı ile birlikte 2 adet terfi merkezi inşaatı.

435 adet 1/1000 ölçekli imar planları digitize edilerek bilgisayar ortamına aktarılması ve bu haritalar üzerine yaklaşık 1100 km uzunluğundaki şehir içme suyu şebekesi haritasının işlenmesi.

Antalya Su ve Atık Su Projesi’nin finansmanının yaklaşık yüzde 41’i Dünya Bankası kredisi, yüzde 17’i Avrupa Yatırım Bankası kredisi, yüzde 11’i İller Bankası ve DSİ, yüzde 31’i de ASAT tarafından karşılanmakta olup; yaklaşık yüzde 48’i su, yüzde 52’si atık ile ilgili işler kapsamındadır.

Diğer taraftan, Büyükşehir Belediyesi faaliyet raporlarına göre, gerçekleştirilen diğer projeler şunlardır:

Kalekapısı Projesi kapsamında Büyükşehir İş Merkezi. Kalekapısı Projesi kapsamında; Şarampol Yolu,

Ayakkabıcılar arası, Tekel-Vakıf Hastanesi arası ve

Page 177: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Üçkapılar-Öğretmenevi arasında; beton parke kaldırım, bisiklet yolu, aydınlatma ve peyzaj çalışmaları.

ANET Antalya Et Entegre Tesislerinin hizmete girmesi. Mevlana ve Fener minibüs duraklarına fosseptik inşaatı. Boğa Çayı konkasör tesislerine ek makineler yetiştirmek

için betonarme makine temelleri ve istinat duvarları. Antalya Şehirlerarası Otobüs Terminali. Fuar Alanı I. Kısım peyzaj çalışmaları. Fuar Alanı içinde Kültür Merkezi Binası. Kalekapısı Projesi kapsamında Cumhuriyet Alanı

Düzenlemesi (Akdeniz Gençlik Parkı) Atatürk Stadyumu ışıklandırma ve modernizasyon

çalışması. Yeni Toptancı Hali içinde ziraai ilaç bayii işyerleri. Antalya Kültür Merkezi. Kalekapısı Projesi kapsamında Dönerciler Çarşısı. Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi. Müze ile eski mezbaha arasında tramvayın hizmete

girmesi.

B. ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME

1. Ulaştırma-Kentsel Gelişim İlişkisi

Antalya ekonomisinin büyüyebilmesi, ekonominin ağırlıklı sektörleri olan turizm ve tarımda istenilen gelişmenin sağlanabilmesi ve hızla büyüyen kent içi yolcu taşıma-trafik alanında yaşanan sıkıntıların giderilebilmesi, ulaşım sorunlarının öncelikle çözümünü gerektirmektedir.

Turizm ve tarım sektörlerinde, yurt içi ve yurt dışı pazarlara ulaşma öncelikli sorun olarak ortaya çıkmakta; bu durum, Antalya’nın bu sektörlerin pazarlarını oluşturan yurt içi ve yurt dışı merkezlerle ulaşım sisteminin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Ayrıca, turizm ve tarım sektörlerinin kıyı bandında meydana getirdiği canlanma, iç bölgelere yayılmamış, sahilden 25 km içeride gelişmemiş, kapalı ekonomi özellikleri görülmekte, bölgeler arası önemli gelişme farkları ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Yörede de dengeli bir ekonomik canlanmanın sağlanabilmesi, bölgeler arası gelişmişlik farklarının en aza indirlebilmesi, “bölgesel kalkınma” anlayışının hayata

Page 178: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

geçirilebilmesi öncelikle ulaşım sorunlarının çözümünü gerektirmektedir.

Diğer taraftan, Antalya kentsel gelişme eğilimi ve Batı Akdeniz Bölgesel Gelişme yaklaşımı dikkate alındığında, mevcut ulaşım sisteminin ekonomik gelişmeyi engellediği gözlenmektedir. Ulaşım sistemleri kıyı şeridinde, iç kesimlere göre daha gelişmiş olmakla birlikte yöre turizm ve ticaretinin talebini karşılayamamaktadır. İç kesimlerde ise hem ekonomik hemde ulaşım sistemlerinin göreli olarak daha az geliştiği gözlenmektedir.

Yöremizin ulaşım altyapısı ve ekonomik gelişmesi ile, Ege ve Çukurova gibi komşu bölgelerin altyapılarının tamamlanması ve ekonomik gelişmeler arasında yakın bir ilişki gözlenmektedir. Antalya’nın ilk yurt içi bölgesel rakipleri Ege ve Çukurova bölgeleridir.

Antalya’yı, Ege ve İç Anadolu’ya bağlayan yolların, Çukurova ve Ege Bölgesi yollarıyla aynı düzeyde olduğu 1960’lı yıllarda Antalya tarım ve orman ürünlerinin yurt içi ve yurt dışı ticaretinde bu bölgelerle rekabet edebilmekteydi.

Türkiye’nin ekonomik merkezi Marmara Bölgesi’dir. 1960’lı yılların sonlarına doğru verilen siyasi öncelikler nedeniyle; Ege ve Çukurova Bölgelerini İç Anadolu ve Marmara’ya bağlayan yeni yollar Antalya’dan 10-15 yıl önce tamamlanmış oldu. Ayrıca bu bölgelerin limanlarıyla demiryolu bağlantısı olması nedeniyle, bölgemizin ticareti bu bölgelerle rekabet edemez duruma geldi. Antalya-Burdur-Afyon Çubuk Boğazı Çeltikçi geçişi 1980’li yılların başlarında ve Antalya-Denizli, Antalya-Manavgat-Konya geçişi 1990’lı yıllarda günün standardına getirildi.

1970’li yıllarda Ege ve Çukurova’da yaşanan altyapı ve teşviklerin canlandırdığı ekonomik gelişme ile rekabet edemeyen yöremiz tacirleri ticaretten çekilmek zorunda kalmışlar, tüm birikimleri, yurt dışı porföyleri de kaybolmuş bulunmaktadır. O yıllarda işlerini Antalya’dan İzmir ve İstanbul’a nakleden hemşehrilerimiz ancak ayakta kalmayı başarabilmişlerdir. Bu gelişmeler son 20 yılda Ege ve Çukurova’da dünya ölçeğinde firmaların doğmasını sağlarken Antalya firmaları gelişememiştir. İzmir-Denizli-Afyon-Konya-Adana’da pek çok holding

Page 179: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

olduğu halde Antalya firmalarının bu duruma gelememeleri bunun göstergesidir.

2. Motorlu Kara Taşıtlarının Dağılımı

Diğer taraftan, Antalya’da karayollarında artan trafik yoğunluğunun bir göstergesi olarak, Çizelge B-1’de, DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da motorlu kara taşıtlarının dağılımı gösterilmiştir. Türkiye genelindeki motorlu kara taşıtlarının toplamı içinde yüzde 4,22’si, otomobillerin yüzde 3,46’sı, minibüslerin yüzde 2,43’ü, otobüslerin yüzde 3,49’u, kamyonetlerin yüzde 4,85’i, kamyonların yüzde 3,13’ü, motosikletlerin yüzde 8,07’si, özel amaçlı taşıtların yüzde 1,52’si, yol ve iş makinalarının yüzde 1,95’i Antalya’da olduğu görülmektedir. Ayrıca turizm sezonunda özellikle otomobil sayısındaki geçici artış dikkate alınmalıdır.

1996 YILI İTİBARİYLE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA MOTORLU KARA TAŞITLARININ DAĞILIMI

Çizelge B-1Türkiye Yüzdesi

Antalya Yüzdesi

Antalya’nın Türkiye içindeki

%Toplam 100,00 100,00 4,22 Otomobil 61,57 50,53 3,46 Minibüs 3,44 1,97 2,43 Otobüs 1,79 1,48 3,49 Kamyonet 8,33 9,56 4,85 Kamyon 6,27 4,65 3,13 Motosiklet 16,06 30,71 8,07 Özel amaçlı taşıt

0,76 0,27 1,52

Yol ve iş makinesi

1,79 0,83 1,95

Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Motorlu kara taşıtların toplam sayısı içinde otomobillerin payı Türkiye genelinde yüzde 61,57 iken Antalya’da yüzde 50,53 ile daha az, minibüslerin payı ile Türkiye’de yüzde 3,44 iken Antalya’da yüzde 1,97 ile daha az, otobüslerin payı Türkiye genelinde yüzde 1,79 iken Antalya’da 1,48 ile daha az, kamyonetlerin payı Türkiye genelinde yüzde 8,33 iken Antalya’da yüzde 9,56 ile daha fazla, kamyonların payı Türkiye genelinde yüzde 6,27 iken Antalya’da yüzde 4,65 ile daha az, motosikletlerin payı Türkiye genelinde yüzde 16,06 iken Antalya’da yüzde 30,71 ile daha fazla, özel amaçlı taşıtların payı Türkiye genelinde yüzde 0,76 iken Antalya’da yüzde 0,27 ile daha az, yol ve iş

Page 180: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

makinelerin payı Türkiye genelinde yüzde 1,79 iken Antalya’da yüzde 0,83 olduğu saptanmıştır.

3. Trafik Kazaları

DİE verilerine göre, 1996 yılı itibariyle Türkiye ve Antalya’da trafik kaza ve sonuçlarının dağılımı Çizelge B-2’de gösterilmiştir. Türkiye’de olan kazaların yüzde 2,43’ü, bu kazalarda ölenlerin yüzde 3,06’sı, yaralananların yüzde 3,67’si, maddi hasarın ise yüzde 1,88’i Antalya’da olduğu saptanmıştır.

1996 YILINA GÖRE TÜRKİYE VE ANTALYA’DA TRAFİK KAZA VE SONUÇLARININ DAĞILIMI

Çizelge B-2Türkiye % Antalya % Antalya’nın

Türkiye içindeki %

Kaza Sayısı 100,00 100,00 2,43 Meskun Mahal 88,71 87,41 2,39 Meskun Mahal Dışı 11,29 12,59 2,71Ölü Sayısı 100,00 100,00 3,06 Meskun Mahal 46,32 45,78 3,02 Meskun Mahal dışı 53,68 54,22 3,09Yaralı Sayısı 100,00 100,00 3,67 Meskun Mahal 58,69 72,31 4,52 Meskun Mahal dışı 41,31 27,69 2,46Maddi Hasar 100,00 100,00 1,88 Meskun Mahal 78,45 88,87 2,13 Meskun Mahal Dışı 21,55 11,13 0,97Kaynak : DİE istatistiklerinden derlenmiştir.

Toplam kaza sayısı içinde meskun mahal içinde olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 88,71 iken Antalya’da yüzde 87,41 ile daha az olmasına karşılık, meskun mahal dışında olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 11,29 iken Antalya’da yüzde 12,59 ile daha fazladır.

Trafik kazalarında toplam ölü sayısı içinde meskun mahal içinde ölenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 46,32 iken Antalya’da yüzde 45,78 ile daha az olmasına karşılık, meskun mahal dışında ölenlerin oranı Türkiye genelinde yüzde 53,68 iken Antalya’da yüzde 54,22 ile daha fazladır.

Toplam yaralı sayısı içinde, meskun mahalde yaralananların oranı Türkiye genelinde yüzde 58,69 iken Antalya’da yüzde 72,31 ile daha fazla olmasına karşılık, meskun mahal dışında yaralananların oranı Türkiye

Page 181: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

genelinde yüzde 41,31 iken Antalya’da yüzde 27,69 ile daha azdır.

Toplam maddi hasar içinde meskun mahal içinde olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 78,45 iken Antalya’da yüzde 88,87 ile daha fazla olmasına karşılık, meskun mahal dışında olanların oranı Türkiye genelinde yüzde 21,55 iken Antalya’da yüzde 11,13 ile daha azdır.

4. Haberleşme

Türk Telekominikasyon A,Ş, Antalya Müdürlüğü verilerine göre; 1996 yılına göre 1997 yılı sonunda; santral kapasitesi yüzde 17,89’luk artışla 474008’e, cep telefonu sayısı yüzde 113,95’lik artışla 50791’e, araç telefonu yüzde 19,13’lük artışla 3625’e, çağrı cihazı sayısı yüzde 2,79’luk artışla 3023’e, ankesörlü telefon sayısı yüzde 13,53’lük artışla 2794’e, kablolu TV hat sayısı yüzde 2,87’lik artışla 21236’ya yükselmesine karşılık; telefon hattı bekleyenlerin sayısı yüzde 3,40’lık azalışla 27852’ye, teleks sayısı yüzde 9,60’lık azalışla 358’e, kablolu TV hattı bekleyenlerin sayısı yüzde 79,40’lık azalışla 296’ya düşmüştür.

Diğer taraftan, 1996 yılına göre 1997 yılı sonunda şehiriçi telefon görüşmelerinin sayısı yüzde 16,14’lük artışla 2.935.322.182’ye, şehirlerarası ve uluslararası telefon görüşmelerinin sayısı ise yüzde 0,02’lik artışla 164.952’ye yükseldiği saptanmıştır.

C. ÇEVRE YÖNETİMİ

1. Çevre Sorunları

Antalya gerek doğal ve gerekse kültürel değerler ve zenginlikler bakımından ülkemizin olduğu kadar Akdeniz çevresi ülkeleri arasında da önemli bir kenttir. Sınırları içinde barındırdığı 4 Milli Park, 3 özel koruma alan, 75 antik kent, çam, sedir, servi ve meşe ormanlarıyla kaplı kaplı Toros Dağları ve 140 km’si doğal plaj olan 650 km’lik kıyı bandı bu özelliğin kanıtıdır. Bu nedenle de doğal ve kültürel değerlerin korunması Antalya ölçeğinde özel bir öneme sahiptir. Antalya’da yaşayanlar ve Antalya’yı yönetenlerin çevre duyarlılığının yüksek olması zorunluluktur.

Page 182: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Tarihinin çok eskilere uzanıyor olmasına karşın bugünkü Antalya yeni bir kenttir. Sadece yirmi beş sene önce Antalya’nın nüfusu 50 bin civarında idi. Antalya son yılların en hızlı kentleşme oranının yaşandığı bir kent durumundadır. Antalya aynı zamanda turizmin de son on beş yılda en hızlı geliştiği bir mekanı oluşturmaktadır. Antalya’nın temel çevre sorunları bu paradokstan kaynaklanmaktadır.

Zengin ve hassas bir doğal ve kültürel yapı ile hızla artan insan sayısı doğal çevrenin hızla inşa edilmiş çevreye dönüşmesine yol açtığı gibi, doğal ve kültürel değerlerin taşıma kapasitelerinin üzerinde kullanıma açılmasına neden olmuştur. Antalya’nın çevre sorunları genellikle hızlı ve çarpık yapılaşmadan kaynaklanmaktadır. Tarım uygulamalarından kaynaklanan çevre sorunları ikinci sıraya koyulabilir. Sanayi kökenli sorunlar üçüncü sırada düşünülebilir.

Turistik tesisler de dahil, kent ölçeğinde yaşanan hava, gürültü, su kirliliği gibi çevresel sorunların hemen tümü hızlı ve çarpık kentleşmenin bir ürünüdür.

Sürdürülebilir yaşamdan çok daha ağırlıklı olarak rantı ön plana çıkaran bir yaklaşımla planlanan kent ekolojik anlamda bir çöl görünümü kazandığı söylenebilir. Yollar, binalar ve yeşil alanlar kentin iklim özellikleri ve kültürel kimliği dikkate alınmadan tasarlanmıştır. Kaynakların verimli kullanımına kentin stratejilerinin belirlenmesinde gerekli ağırlık verilmediğinden kent aşırı derecede tüketen ve kirleten bir kent olma sürecine girmiştir.

Turizmin getirdiği ek nüfusun da katkısı ile kent çevresi doğal ekosistemleri ağır yük altına girmiş ve nitelik kaybına uğramaya başlamıştır. Turizmin yoğun olarak yaşandığı kıyı bandında orman yangınlarının sayısındaki artış bu olumsuzluğun bir kanıtıdır.

2. Fiziksel Çevre Özellikleri

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğü 1997 yılı sonu verilerine göre, Antalya’nın 20.591.010 dekardan oluşan toplam yüzölçümü içinde; ormanlık ve fundalık alanlar yüzde 52,12 ile en büyük paya sahip olmasına karşılık, ikinci sırada yüzde 20,63 pay ile tarım alanları,

Page 183: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

üçüncü sırada yüzde 19,09’luk pay tarım dışı alanlar, dördüncü sırada yüzde 4,98’lik pay ile çayır ve mer’a alanları yer alırken, su yüzeyinin oranının ise yüzde 0,19 olduğu saptanmıştır.

Diğer taraftan, 1982 yılında yapılan Türkiye Toprak Potansiyeli Etüdü sonuçlarını esas alan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 1993 yılında yayımladığı “Antalya İli Arazi Varlığı” verilerine göre, türleri itibariyle büyük toprak gruplarının dağlımı incelendiğinde; kırmızı Akdeniz topraklarının yüzde 26,58 ile en büyük paya sahip olmasına karşılık, ikinci sırada yüzde 17,54’lük pay ile arazi tipi topraklar, üçüncü sırada yüzde 15,84’lük pay ile kahverengi orman toprakları, dördüncü sırada yüzde 14,29’luk pay ile kırmızı kahverengi Akdeniz toprakları, beşinci sırada yüzde 10,79’luk pay ile kireçsiz kahverengi orman toprakları, altıncı sırada yüzde 5,81’lik pay ile aluvyal topraklar, yedinci sırada yüzde 3,49’luk pay ile kestane topraklar, sekizinci sırada yüzde 2,50’lik pay ile rendzina topraklar, dokuzuncu sırada yüzde 2,49’luk pay kovulyal topraklar, onuncu sırada yüzde 0,34’lük pay ile regesol topraklar onbirinci sırada yüzde 0,15’lik pay ile organik topraklar, onikinci sırada yüzde 0,06’lık pay ile hidromorfik aluvyal topraklar, onüçüncü sırada yüzde 0,05’lik pay ile yüksek dağ çayır toprakları, ondördüncü sırada 0,04’lük pay ile tuzlu sodik topraklar ve son sırada ise yüzde 0,03’lük pay ile aluvyal sahil topraklarının yer aldığı saptanmıştır.

İl Planlama ve Kordinasyon Müdürlüğü’nün 1997 yılı sonu itibariyle derlediği erozyona ilişkin verilere göre, Antalya’da toplam arazinin erozyon durumuna göre dağılımı incelendiğinde; yüzde 38,86’sını çok şiddetli erozyona maruz alanlar, yüzde 26,80’ini şiddetli erozyona maruz alanlar, yüzde 6,37’sini orta şiddetli erozyona maruz alanlar, yüzde 10,43 ‘ünü zayıf erozyonlu alanlar oluşturmasına karşılık, erozyonsuz alanların oranı ise yüzde 17,54 olarak saptanmıştır.

İyi vasıflı ormanların kapladığı alanlar ve bunun yanısıra bilim bakımından önemli, nadir bulunan, tehlikeye maruz ekosistemler ile bitki türlerinin etkin korunmasını amaçlayan biyolojik çeşitliliği koruma alanları, sürdürülebilir ormancılık ve kalkınma ilkeleri doğrultusunda; ağaçlandırma, erozyon kontrolü, mer’a ıslahı, yeşil alanların artırılması, tarım ve orman alanlarına

Page 184: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

zarar veren yapılaşmanın önlenmesi, yaban hayatın korunması, tarım ilaçlarının yanlış ve aşırı kullanımının önlenmesi, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına ve ekosistemlerin karşılıklı etkileşimini dikkate alan bütüncül yaklaşım etkin bir biçimde yaygınlaştırılamamıştır.

3. Çevrenin Korunması ve Geliştirilmesi

1999 Yılı Programı’nda belirtildiği üzere, mevcut çevre yönetim sistemi; hukuksal çerçevedeki uyumsuzluklar, kurumsal yapıdaki yetersizlikler, veri ve bilgilerden tam olarak yararlanılamaması, ekonomik araçların harekete geçirilememesi, yaptırımların yeterince uygulanamaması gibi nedenlerle gereken etkinlik düzeyine ulaşamamıştır.

DPT Müsteşarlığı’nın koordinasyonunda, Çevre Bakanlığı’nın teknik desteği ile hazırlanan “Ulusal Çevre Strateji ve Eylem Planı”nın uygulanması ve izlenmesinde iki kuruluş arasındaki işbirliği esasları 1998 yılında yapılan bir protokolle belirlenmiştir.

Diğer taraftan, 1992 yılında gerçekleştirilen BM Çevre ve Kalkınma konferansı kapsamında Ulusal Gündem 21’in hazırlanmasına devam edilmekte olup, ayrıca BM Kalkınma Programı desteği ile sürdürülmekte olan Yerel Gündem 21 Projesi’nin kapsamı genişletilerek (Akdeniz Belediyeler Birliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin de içinde bulunduğu) belediye sayısı 9’dan 22’ye çıkarılmış ve bir il özel idaresi projeye dahil edilmiştir.

Çevre ve kalkınma politikalarının uyumlaştırılması ilkesi doğrultusunda, çevrenin korunması ve çevre sorunlarının çözümlenmesiyle doğrudan veya dolaylı ilgisi olan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli işbirliğini sağlama, etkili ve eşgüdüm içinde çalışan çevre denetim sisteminin kurulmasına yönelik ihtiyaç önemini korumaktadır.

Ekolojik zorunlulukla ilgili yaptırımların yetersizliği, ekonomik durumun yaşam koşulları üzerindeki olumsuz etkileri, kurumsal ve yapısal eksiklikler, yeterince etkin olmayan bürokratlar kadar uzak görüşlü olmayan karar alıcılar doğal kaynakların koruma-kullanma dengesinin bozulması sonucu çevre sorunları kaçınılmaz hale gelmektedir.

Page 185: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Son yıllarda, doğal kaynakların sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda kullanılmasına yönelik ilgili çevrelerde oluşan duyarlılığın yanısıra, çevre kirlenmesinden kaynaklanan sorunların somut bir şekilde yaşanması sonucu halkta çevre bilincin giderek yaygınlaşmakta, çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik sivil toplum kuruluşları seslerini giderek daha fazla duyurmaktadır. Dolayısıyla bilimsel kuruluşlar çevreyle ilgili araştırmalar yapmaya, kamu ve özel sektör ise öncelikli çevre kirlenmesini önleyici tedbirler almaya, arıtma sistemleri ve kanalizasyon şebekelerini yaygınlaştırmaya, katı atıkların çevre sağlığına uygun olarak toplanması, depolanması ve geri kazanımı, tehlikeli atıkların bertaraf edilmesi gibi planlama ve uygulama çalışmalarına önem vermeye başlamışlardır. Bu bağlamda, Büyükşehir Belediyesi’nin Su ve Atık Projesi, yeni katı atık toplama alanında kurulan arıtma tesisinin yanısıra, katı atıkların geri kazanımına yönelik girişimler giderek yaygınlaşmaktadır.

4. Afetler ve Kriz Yönetimi

Antalya’da kayda değer bir deprem sarsıntısının yaşanmamasının da etkisiyle depreme dayanıklı yapılaşma önlemleri ihmal edilmekte; depremin yanısıra, erozyon riskine de gereken önem verilmemektedir. Yaşanan orman yangınları, sel felaketleri, Manavgat Çayı’nın taşması sonucu oluşan kayıp ve hasar; afetlerin etkilerinin azaltılmasına yönelik çalışmalara gereken önemin verilmesi yönünde uyarıcı etkiler yapmaya başlamıştır.

Bu bağlamda, orman yangınlarını önlemeye yönelik tedbirler ve yangın söndürme sistemleri geliştirilmesi yönünde olumlu adımlar atılmasına karşılık, deniz kıyısında meydana gelebilecek olası gemi yangınlarına yönelik söndürme sistemleri ihmal edilmektedir. Diğer taraftan, taşkın riski daha az olan Düden Çayı bir yana, Boğaçay’da bile seddeleme başta olmak üzere taşkın önleme tedbirleri kapsamındaki eksiklikler devam etmektedir. Ayrıca, Antalya, Manavgat ve Alanya’da şiddetli yağmur zamanlarında özellikle drenaj kanallarının yetersiz olmasından kaynaklanan taşkınlar önlenememektedir.

Page 186: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya İli Sivil Savunma Projesi ile Afetler ve Kriz Yönetimi Kordinasyon Merkezi oluşturularak sivil savunma organizasyonunun yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. İl Sivil Savunma Müdürlüğü; karargah, kurtarma, koordinasyon ve klavuzluk, ilk yardım-ambülans, sosyal yardım, emniyet-trafik, itfaiye, hastane yardım, teknik onarım, ve acil kurtarma yardım ekibi branşlarında görevlendirme yapmakta ve eğitim vermekte, tatbikat ve siren durumu faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Ahatlı’da bulunan Merkez ile Sanayi İtfaiye Şubesi ve Kaleiçi (Hıdırlık) İtfaiye Şubesinin yanısıra; Konyaaltı Belediyesi sınırları kapsamında Serbest Bölge civarı ve Arapsuyu Mevkii, Muratpaşa Belediyesi sınırları kapsamında Lara-Ermenek Mahallesi ve Kırcami civarı, Kepez Belediyesi sınırları kapsamında Sanayi Sitesi ve Ünsal Mahallesi noktalarından hizmet vermektedir.

Diğer taraftan, Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksek Okulu’nda (fiziksel kaynakları Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daresi Başkanlığı tarafından karşılanan) İtfaiyecilik Programı 1997-1998 döneminde eğitime başlamış olup, öğretim süresi 2 yıldır.

Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı verilerine göre, 1997 yılı itibariyle çıkan yangınlarda yanan 354 yapının yanma nedenlerine göre dağılımı incelendiğinde; bilinmeyen nedenlerle çıkan yangınların oranı yüzde 29,1 olmasına karşılık, bunu sırasıyla; yüzde 27,1 ile elektrik kontağından çıkan yangınlar, yüzde 16,7 ile dikkatsizlik sonucu çıkan yangınlar, yüzde 8,2 ile tüpgazdan çıkan yangınlar, yüzde 7,6 ile ocak-soba-kalorifer kazanından çıkan yangınlar, yüzde 5,1 ile baca tutuşması sonucu çıkan yangınlar, yüzde 3,7’si sigaradan çıkan yangınlar, yüzde 1,7 ile sabotaj sonucu çıkan yangınlar ve yüzde 0,8 ile akaryakıt ve patlayıcı maddelerden çıkan yangınlar izlemektedir.

Diğer taraftan, İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü tarafından derlenen verilere göre, 1997 yılı itibariyle çıkan 101 orman yangınının nedenlerine göre dağılımı incelendiğinde; 39’unun tarla açmak, 18’nin ihmal, 14’ünün ateşlemek, 30’unun ise diğer nedenlerle çıktığı saptanmıştır.

Page 187: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Fiziksel Yapılanma ve Çevreye İlişkinÖncelikli Gündem Önerileri1. Kentsel Planlama ve Altyapıya İlişkin Öneriler

Kent düzeyinde alınabilecek tedbirler çerçevesinde; Antalya kentsel gelişme alanlarının; Kemer-Antalya-Manavgat doğrultusunda doğu-batı ekseninde sınırlı kalmaması, asıl önemlisi kuzey ekseninde tarım alanlarının göreli olarak daha az olduğu Kepez üstü ve çevresinin istihdam, yerleşim ve kentsel hizmetler açısından çekim merkezi haline getirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede; öncelikle Döşemealtı ve Yeşilbayır başta olmak üzere, Varsak, Aksu ve Çalkaya Belediyeleri ile Büyükşehir Belediyesi (ve alt kademe belediyeler) arasında işbirliği ortamı geliştirilerek, gelişme eğilimine uygun olarak fiziki planlama başta olmak üzere kentsel hizmetlerin kademeli olarak bir bütün halinde ele alınması gerekmektedir.

Antalya’da yeraltı yapısının sıvı atıkların fosseptik kanalıyla atılmasını kolaylaştırması sonucu uzun yıllar ihmal edilen kanalizasyon sisteminin kurulması ve su temini kayıpları ve kirliliğini önlemeye yönelik iyileştirme çalışmaları ile su dağıtım şebekesini geliştirmeye yönelik Antalaya Su ve Atık Projesi’nin zamanında sonuçlandırılması, ulaşım ve trafikte yaşanan tıkanıklıklar başta olmak üzere proje uygulamaları sırasında ortaya çıkan sorunların azaltılması için ilgili tüm çevreler gereken duyarlılığı göstermelidir.

Diğer taraftan, belediyelerin yeterli ve kaliteli hizmet sunabilmeleri ve kaynak kullanımında verimliliğin ve etkinliğin sağlanabilmesi için, öncelikle 1580 Sayılı Belediye Kanunu’nu günün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleme çalışmaları kısa zamanda sonuçlandırılarak, belediyelerin yetki ve sorumlulukları yerinden yönetim ilkesi çerçevesinde artırılmalıdır.

Ayrıca, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda; planlama ve uygulama sürecinde yaşanan yetki karmaşasını önlemek

Page 188: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

için, plan kademelerinin yeniden tanımının yapılması, merkezi ve yerel yönetimler arasında plan hazırlanması ve uygulanması hususunda yetki ve sorumluluk sınırlarının belirlenmesi, imar planlarının uygulanması ve denetiminde etkinliğin sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Arsa, altyapı ve finansman konusu, konut arz ve talebinin ana meselesi olduğu dikkate alınarak; bir yandan kent arazisi rantlarının, öte yandan gecekondulaşmanın artması şeklinde ortaya çıkan sistemdeki çarpıklığın giderilmesi için, kamu desteği ile belediyelerin altyapısı tamamlanmış düzenli ve ucuz arsa üretmelerine olanak verecek yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı-1999 Yılı Programı’nda belirtildiği üzere, konut arz ve talebine yeterli kaynak sağlamak amacıyla sermaye piyasası içinde faaliyet gösterecek ve yapılacak düzenlemelerle çıkarılacak kıymetli evrak karşılığı temin edilecek fonlardan uzun vadeli konut kredisi açabilecek kurumların oluşturulması için gerekli çalışmalar hızlandırılmalıdır.

İnşaat yapım ve malzeme kalite ve standardındaki aksaklıkların giderilmesi için gerekli düzenlemeler yapılarak etkin ve yaygın bir denetim sistemi kurulmalıdır.

Asıl önemlisi, kamu kurum ve kuruluşlarına ve gerçek kişilere ait arazilerin yasa dışı yollardan ele geçirilmesinin önlenmesi için, caydırıcı önlemlerin uygulamaya konulması ve belediyelere arsa sağlanmasının yeniden düzenlenmesi için 775 Sayılı Gecekondu Kanunu’nun gerekli değişiklikler yapılarak güncelleştirilmesi gerekmektedir.

Kent toprakları, her ne kadar özel mülkiyete konu ise de, kullanım şekli büyük ölçüde kamusal çıkarlar ve ortak yaşam koşulları çerçevesinde sınırlandırılabilir. Diğer bir anlatımla kent topraklarının herhangibir amaçla baskı aracı olarak kullanılması kamu çıkarları ve hukuk sistemimizle de bağdaşmamaktadır. Kentsel alanların kullanımına ilişkin karar verme sürecinde öncelikle kentsel yaşam standardı dikkate alınmalıdır. Bu yaklaşımın aksi halinde kent alanlarının amaç dışı rant kaynaklı dağılımı söz konusu olmaktadır.

Page 189: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Kültürel ve doğal kaynaklarımızı tüketmeden, toplumun kullanımına sunmak yönünde planlama ve uygulama yapılmalıdır. Geleceğini turizme bağlamış kentimizde, kent ekonomisinin gelişmesi için bu konunun önemi büyüktür. Kentin planlanmasında, yapı denetiminde altyapı hizmetlerinin mevcudiyeti ve niteliği vazgeçilmez bir faktör olarak değerlendirilmeli, altyapı maliyeti kullanıcıdan gerçekçi rakamlarla alınmalıdır.

Teknik altyapı ve toprak üstü yapılaşmada kırmızı kotun tespiti ile bir çok teknik aksaklık giderilecektir. Su baskınları, pis su taşkınları, subasmanı kotlarının uyumu, yaya ulaşım alanlarının emniyeti gibi bir çok gündelik sorunun kaynaklandığı kırmızı kot eksikliğiningiderilmesi gereklidir.

Hava kirliliği, görsel kirlilik ve altyapı planlamasındaki belirsizlikler, kentteki serbest kat ve emsal uygulamasının getirdiği kapasite belirsizliğinden kaynaklanmaktadır. 1986’dan beri kentte süre gelen bu uygulamanın gerek kat sayı ve gerekse alan olarak kısıtlanması gereklidir. İmara açılacak alanların uygulama planlarının denetimi için her türlü önlem alınmalıdır.

Nazım imar planı, yakın çevresi de dikkate alınarak spekülatif beklentilerden uzak bir şekilde revize edilmeli, imar planı değişikliklerine kısıtlama getirilmelidir. İmar planı değişiklikleri imar hukukundaki tanımıyla maddi hataların giderilmesi ve kamusal yarar kıstaslarının gerektiği hallerde baş vurulan bir araç olarak kullanılmalıdır.

Yasa dışı yapılaşmaların önlenmesi için her türlü araç kullanılmalıdır. Gerek gecekondular, gerekse ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapıların kentsel rantın yasa dışı bölüşümündeki en etkin araçları olduğu açıktır.

Antalya’da sürdürülen konut üretim modeli konut ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalmıştır. Konut sektöründeki talebin farklı gelir gruplarından oluştuğunu dikkate alarak kamu kaynaklarının alt gelir gruplarına yöneltilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

Page 190: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’da konut bilgi sistemi kurulmalı ve kamuoyunun kullanımına açılmalıdır.

2. Ulaşıma İlişkin Öneriler

Ulaşım sorunu kademeli olarak ele alınarak; Kalekapısı ve çevresinde tarfiğin yoğunlaşmasına neden olan tek merkezli kentsel yapı yerine, alt kademe belediyelerin oluşumu da dikkate alınarak, ilk aşamada Kepez başta olmak üzere Konyaaltı ve Lara’da yerleşim yoğunluklarına göre (toplu işyeri, banka, eğitim ve sağlık kuruluşları, büyük dinlenme parkları ve diğer kent hizmetleri yaygınlaştırılarak) çok merkezli bir yapılanmaya paralel olarak, ulaşım sistemleri çevre bağlantıları ile daha dengeli hale getirilmelidir. Diğer taraftan Antalya kentsel gelişme ve Batı Akdeniz Gelişimi yaklaşımı dikkate alınarak ulaşım sistemi kademeli olarak geliştirilmelidir.

Karayolu

Kent İçi Ulaşım

Kentin Lara ve Konyaaltı’nda birden büyümesi, Kalekapı çevresinde kalan ticaret finans merkezine ulaşmayı çok güçleştirdiği gibi Lara-Konyaaltı geçişlerinin yetersiz kalması kent içi ulaşımda büyük sıkıntılara yol açmıştır. Kent içinde tek merkezliliğin aşılamaması, konut alanlarındaki yoğunlaşmaya parelel merkezler; Kepez başta olmak üzere Konyaaltı ve Lara’da çekim merkezi olacak kentsel yapılaşmanın geliştirilememiş olması kent içi ulaşım ve trafiğin Kalekapısı ve çevresiyle kıyı şeridinde yoğunlaşmasına neden olmaktadır.

Antalya-Kemer yolu (Konyaaltı) geçişi tamamlanmalıdır. Bu Konyaaltı yöresine ekonomik canlılık getirecek ve merkezin yükünü azaltacaktır.

Kent içi köprülü kavşaklar (Demokrasi-Vatan-Otogar-Adliye) tamamlanmalıdır. Bu projeler Aksu-Konyaaltı ve Lara-Konyaaltı geçişlerini kolaylaştıracaktır. Ayrıca Kalekapısı-Doğu Garajı kavşaklarının alt üst geçitlerle rahatlatılması beklenilmektedir.

Page 191: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Kemer-Kepez çevreyolu geçişi yapılmalıdır. (İhalesi yapılan bu projenin hızla tamamlanması sağlanmalıdır.) Organize Sanayi’den Isparta Karayoluna geçişi sağlayacak çevre yolu yapılmalıdır. Böylece Organize Sanayi Bölgesi ve Toptancılar Sitesi’ne gelen veya Alanya geçişi yapan ağır tonajlı taşıtların ulaşımı kolaylaşacaktır.

Kent Dışı Ulaşım

Antalya-Alanya sahil yolu tamamlanmalıdır. Bu proje Havaalanı-Belek-Side turizm ulaşımını kolaylaştıracak ve Antalya-Alanya karayolundaki yükü ve trafik kazası riskini azaltacaktır.

Antalya-Hisarçandır-Elmalı-Fethiye bağlantısı yapılmalıdır. Bu karayoluyla, tarım ve turizm yöresi olan Fethiye ve Antalya doğrudan entegre olacak, geçiş üzerinde bulunan Elmalı gibi yerleşim birimlerinin turizm gelirlerinden pay alması mümkün olacaktır.

Antalya-İstanbul karayolu yüksek standartta duble yol olarak yapılmalıdır.

Antalya-Afyon karayolu ıslah edilmiş bulunuyor. Afyon-Sakarya arasının yüksek standarda kavuşturulması ve Antalya-İstanbul karayolu ışıklandırılmasıyla 24 saat kullanılabilir olacaktır. Böylece tüketicilerin Antalya’ya ulaşması kolaylaşacaktır.

Antalya’nın GAP ile bağlantısı dikkate alınarak, doğu ekseninde taşımacılık hizmetlerinin geliştirilmesi için, Antalya-Mersin karayolunda iyileştirme çalışmaları başlatılmalıdır.

Denizyolu

Lara-Antalya (Merkez)-Beldibi-Göynük-Kemer-Tekirova deniz ulaşımı için eksik rıhtımlar tamamlanmalıdır.

Deniz ulaşımı, özellikle yaz mevsiminde Antalya - Kemer karayolundaki trafiğin normale dönebilmesi için gereklidir. Kent merkezinde gemiye yolcu inişi sağlanmadığından körfezde deniz ulaşımı başlatılmamaktadır. Fener - Mobil - Talya - Sağlık Koleji önlerinden deniz aracına binişini sağlayacak asansörlü rıhtımlar körfezimizde deniz ulaşımını başlatacaktır.

Page 192: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Antalya’ya tarifeli yolcu gemisi ve yük gemisi seferleri konulmalıdır. Birindizi/ Venedik-Antalya, Antalya-Girne hatları çalıştırılmalı, ayrıca yaz aylarında İstanbul-İzmir arasında yapılan tarifeli yolcu gemisi seferleri Antalya’ya uzatılmalıdır. Tarifeli yük gemisi seferleri TDİ tarafından organize edilmelidir.

Havayolu

Gazipaşa ve Kaş Havaalanları hızla tamamlanmalıdır.

Isparta Havaalanı askeri amaçla da kullanılmalı, Antalya’da mevcut askeri havaalınının yurt içi uçuşlara verilmesinin uygun olup olmadığı incelenmelidir.

İstanbul’un Anadolu yakasına projelendirilen sivil havaalanı hızla tamamlanmalıdır.

Bu proje Antalya’nın Marmara’da bulunan yurt içi müşterilerine ulaşma imkanı arttıracaktır.

Demiryolu

Antalya-Alanya demiryolu 5 yıl içinde tamamlanmalıdır. Ulaştırma Bakanlığı’nın projesi ile ihaleye çıkarılan bu çalışma Antalya’lılar tarafından takdirle anılacaktır.

İstanbul-Ankara Hızlı Tren Projesine Antalya noktası eklemeli ve 2010’lu yıllarda tamamlanması için çaba gösterilmelidir.

Ülkemizde yüksek harcama yapan tüketici İstanbul-Ankara bölgesinde bulunuyor. Antalya’nın yurt içi müşteri tipi bu yörededir. 2010’lu yıllarda bu yörede 30 milyon kişi yaşayacak bunun %40’ı (GSYİH.’dan yüksek pay alan kesim) 12 milyon tüketicinin Antalya’ya hafta sonları gelip gidebilmesini ve tarım ürünlerinin güvenle o yöreye ulaşabilmesini sağlayacaktır.

3. Çevreye İlişkin Öneriler

Doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi ve ormanların tahribatının önlenmesine yönelik düzenlemelere gereken önem verilmelidir. İyi vasıflı ormanlar, özellikle bilim bakımından önemli, nadir

Page 193: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

bulunan, tehlikeye maruz eko sistemler ile bitki türlerinin ve yaban hayatının etkin korunmasını amaçlayan biyolojik çeşitliliğe sahip koruma alanları öncelikle dikkate alınmalıdır.

Sürdürülebilir ormancılık ve kalkınma ilkeleri doğrultusunda; ağaçlandırma ve erozyon önleme çalışmalarının yanısıra mer’a ıslahı ve yeşil kuşak oluşturma çalışmalarına süreklilik kazandırılmalıdır.

1997 yılında Antalya’da yapılan “21. Yüzyıla Doğru Sürdürülebilir Kalkınma için Ormancılık” konulu 11. Dünya Ormancılık Kongresi kararları doğrultusunda; ekosistemin çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları dikkate alınarak, “Sürdürülebilir Orman Yönetimi” ilke ve prensiplerine göre yönlendirilmesi temel amaç olmalıdır.

Bu çerçevede, çalışmalarda katılımcılığın artırılması, eğitim ve yayım hizmetlerinin etkinleştirilmesi; muhafaza orman alanları ve biyolojik çeşitliliği koruma sahalarının artırılması, rasyonel orman işletmeciliği ile sağlıklı ve yangınlara daha az hassas yeni ormanlar kurma çalışmalarının geliştirilmesi ve çevre kirlenmesinin önlenmesi ile ekoturizmi geliştirici orman peyzajı kriterlerinin uygulanması önem taşımaktadır.

Kadastro çalışmalarına, yangına hassas yöreler ile ağaçlandırma çalışmalarının yoğun olduğu alanlarda öncelik verilmesi; özel orman kurma ve yasalar gereği bazı alanların orman rejimi dışına çıkarılma işlemlerinde de, devlet ormanlarının ekosistem bütünlüğü ile kamu haklarının korunmasına gereken özen gösterilmelidir.

Orman yangınları ile mücadelenin daha etkin yürütülmesi için, idari ve teknik altyapının geliştirilmesi; orman bakım çalışmalarına, sosyal gerçekler dikkate alınarak, planlamadan uygulamaya kadar her türlü önceliğin verilmesi; 12-20 metre olarak uygulanmakta olan yangın emniyet şeritleri tesisinin, orman gerçekleri ve sosyal şartlara bağlı olarak 12-80 metre genişliğinde çıplak ve yeşil şerit olarak şekilde yeniden ele alınması sağlanmalıdır.

Diğer taraftan, kent imar planı da dahil, kent yönetimine ilişkin tüm kararların rant değil insanın huzur ve mutluluğu temel alınarak, kentlilerin aktif katılımıyla alınmalıdır.

Page 194: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Kararlar alınmadan ve uygulamaya konulmadan önce, kararlardan etkilenecek kitlelerin bilgilendirilmesi ve motivasyonuna özel bir önem verilmelidir. Kentlilik bilincinin yaratılması en temel amaç olmalıdır.

Kent ekolojik ilkeler doğrultusunda çok merkezli ve çok bileşenli bir kent olarak planlanmalıdır.

Antalya öncelikle bir Doğu Akdeniz daha sonra bir Akdeniz ve son olarak da bir dünya kenti olarak tanımlanmalıdır. Hiç bir biçimde Antalya’nın Akdeniz ve Akdenizlilik karakteri göz ardı edilmemelidir.

Antalya öncelikli olarak bir yaya ve yürüme kenti olarak geliştirilmeli, çağdaş ve etkin toplu taşıma sistemlerine kavuşturulmalıdır.

Antalya her türden kaynağın (hava, su, toprak, enerji) en verimli kullanıldığı ve her türden atığın en aza indirildiği bir güneş kenti olmalıdır.

Çevre sorunlarına yaklaşımda güzel ve temiz olanın korunmasına öncelik verilmeli, kirlilik ve bozulmuşlukların rehabilitasyonu ikinci planda tutulmalıdır. Sorunları oluşmadan önleyen aktif bir çevre politikası, sorunları çözmeye yönelik pasif bir çevre yaklaşımına tercih edilmelidir. Çevre sorunları, ilgililerin bilgilendirilme ve motivasyonunda sağlanacak başarıyla doğrudan ilgilidir.

Çevresel yaptırımları etkinleştirmek, çevresel kararlara halkın ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katılımını sağlamak, çevre yönetiminde merkezi idare, yerel yönetimler ve ilgili kuruluşlar arasındaki yetki ve sorumluluğun dağılımını netleştirmek, etkili ve eşgüdüm içinde çalışan bir çevre denetim sistemi geliştirmek üzere Çevre Kanunu’nu yeniden düzenleme çalışmaları ve Çevre Kanunu kapsamında çıkarılmış olan Hava Kalitesinin Korunması, Su Kirliliği Kontrol, Gürültü Kontrol ve Çevre Kirliliğini Önleme Fonu Yönetmeliklerinin revize edilmesine ilişkin çalışmalar sonuçlandırılmalıdır.

Çevresel verilerin toplanması, değerlendirilmesi, veri tabanlarının oluşturulması, bilgiye dönüştürülerek karar alıcılara ve diğer kullanıcılara sunulması ve bilgiye

Page 195: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

erişimin kolaylaştırılması için ihtiyaç duyulan yasal ve kurumsal düzenlemeler öncelikle ele alınmalıdır.

Yerel yönetimlerin çevre sorunlarını analiz etme ve çözme gücü artırılmalıdır.

ÇED raporlarının amacına uygun düzenlenmesi, hazırlık sürecinde halkın katılımının ve etkinliğinin artırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Turizm yatırımlarında olduğu gibi bazı yatırım projelerine imar izni ayrıcalıkları başta olmak üzere çevresel etkileri ikinci plana iten yasal düzenlemelerde gerekli değişiklikler yapılarak, ÇED raporu uygulamalarında etkinlik ve yaygınlık sağlanmalıdır. Devlet işletmelerini de kapsayacak şekilde ÇED raporu amaçlarına aykırı uygulamaların belirlenmesi için etkin bir denetim sistemi kurulmalı, ayrıca devlet işletmelerinin özelleştirilmesi sürecine çevresel sorumlulukların katılması sağlanmalıdır.

Yatırımlara ÇED raporu uygunluğu aranırken, öte yandan mevcut işletmelere yönelik çevre denetim sistemi de aynı titizlikle uygulanmalıdır. Bu Bağlamda, Antalya’da bulunan Ferro-Krom Tesisi ve kum ve çakıl ocakları gibi işletmelerin çevreye olan zararlı etkileri ihmal edilmemelidir.

Katı atık sorunu, öncelikle katı atık miktarı azaltılması hedeflenerek çözülmelidir. Bu bağlamda, yeniden kullanılabilen kapları üreten ve kullanan işletmeler, bunun yanısıra kağıt, metal, plastik, cam gibi geri kazanılması mümkün olan katı atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri kazanımı sağlayan işletmeler (ulusal ekonomiye katkıları ile birlikte katı atık miktarının azaltılmasının çevre ve belediye açısından önemi dikkate alınarak) fon kaynaklı düşük krediler ve vergi indirimleri ile teşvik edilmelidir. Katı atıkların kaynağında ayrıştırılması konusunda eğitim projeleri yaygınlaştırılmalıdır.

Diğer taraftan, afetleri önleyici tedbirler geliştirilerek, uygulama ve denetiminde etkinlik artırılmalı, afet sonrası rehabilitasyon çalışmalarında kamunun yükünün azaltılması için konu ile ilgili sigorta sistemi geliştirilmeli, acil afet yardımı konusunda mevcut kurumlar günün şartlarına uygun hale getirilmelidir. Bu çerçevede, İl düzeyinde hem sivil savunma organizasyonu yaygınlaştırılmalı hem de sivil savunma birliğine işlerlik kazandırılmalıdır.

Page 196: BİRİNCİ BÖLÜMantalyakentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2019/03/... · Web viewÖzetlenen sorunlara yeni bir yaklaşımla, katılmcı modellerle küresel çözüm arayışları,

Deprem riski en yüksek yörelerden başlanarak, belediyelerin plan ve projelerini deprem riskine göre tanzim etmesinin yanısıra, mevcut yapılar incelenerek, depremlere dayanıklılık dereceleri belirlenmeli ve buna göre gerekli tedbirler alınmalıdır.

Erozyona maruz yörelerde ağaçlandırma ve erozyon önleme tedbirlerine gereken önem verilerek, plan ve projelerde yörenin erozyon riski titizlikle ele alınmalıdır.

Sel felaketleri ve su taşkınları risklerini ve hasarı asgariye indirecek, seddeleme ve drenaj kanalları gibi tedbirler öncelikle ele alınmalıdır.

Orman yangınlarının yansıra deniz kıyısında olası gemi yangınları için de söndürme sistemleri geliştirilmelidir. Diğer taraftan, Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 1995 yılında kabul ettiği Yangından Koruma Yönetmeliği, alt belediyeler tarafından eksiksiz uygulanması sağlanmalı, örneğin yangın merdiveni mecburiyeti olan binalar başta olmak üzere konuya ilişkin denetimlere süreklilik kazandırılmalıdır.