e bültenAksaray Üniversitesi

Aylık Elektronik Bülten NİSAN 2015 Sayı:22

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) yaptığı değerlendirme ve oylama listesinde birinci sırada Cumhurbaşkanlığına sunuldu.

YÖK, içerisinde ASÜ'nün de bulunduğu 13 üniversitede yapılan rektör adayı seçimlerinde belirlenen altı aday arasından, Cumhurbaşkanına sunacağı üçer adayı netleştirdi. YÖK'ün ASÜ ile ilgili değerlendirmesinde, Rektör Prof. Dr. Mustafa Acar'ın ismi ilk sırada yer aldı. Rektör Acar, üniversitede yapılan seçimde de en yüksek oyu alarak birinci olmuştu. YÖK'ün Cumhurbaşkanlığına sunduğu liste şöyle: Birinci sıra Prof. Dr. Mustafa Acar, ikinci sıra Prof. Dr. Yusuf Şahin, üçüncü sıra Prof. Dr. Hacı Murat Yılmaz.

Rektör atamaları üç aşamada gerçekleşiyor. Adaylar ilk olarak üniversitelerde yapılan seçimlere katılıyor. YÖK, bu seçimlerde belirlenen altı aday arasından üç kişiyi Cumhurbaşkanına öneriyor. Cumhurbaşkanı da bu üç aday arasından seçtiği kişiyi rektör olarak atıyor.

REKTÖR ACAR, YÖK LİSTESİNDE DE BİRİNCİ

e-bülten

Aksaray

Ün�vers�tes�

SAYFA

02

Bir süredir Türkiye'nin en çok konuşulan konularının başında gelen Başkanlık Sistemi'ne ilişkin, Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Star Gazetesi'nin hafta sonu eki “Açık Görüş”te, “Başkanlık Sistemi Öcü Değildir” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Siyasal sistemleri tanımlayan, Türkiye için Başkanlık sisteminin olabilirliğini anlatan Prof. Acar, sadece sisteme bakarak gelişmiş-gelişmemiş ülkeler genellemesi yapmanın mümkün olmadığını söyledi ve yapılması gerekeni anlattı. S�steme Bakarak Gel�şm�ş-Gel�şmem�ş Ayrımı Yapılamaz

Yazısına siyasal sistemleri tanımlayarak başlayan ASÜ Rektörü, “Siyasal sistemleri kabaca ikiye ayırmak mümkündür: 1) Kuvvetler birliğine dayalı sistemler, 2) Kuvvetler ayrılığına dayalı sistemler. Birinci kategoriye giren sistemler bütün yetkilerin tek kişide toplandığı mutlak monarşiler ve diktatörlüklerdir. İkinci kategoridekileri, yani kuvvetler ayrılığına dayalı sistemleri ise iktidarı paylaştırma biçimlerine göre üçe ayırmak mümkündür: 1) Parlamenter Sistem, 2) Yarı Başkanlık Sistemi, 3) Başkanlık Sistemi. Dünyada demokrasi ile yönetilen ülkelerde bugün uygulanan siyasal sistemler, yer yer aralarında bazı farklılıklar olsa da, işte bu sistemlerdir. Her üç kategoride de hem gelişmiş ülkeler, hem de gelişmekte olan veya azgelişmiş ülkelere rastlamak mümkündür. Dolayısıyla sadece sisteme bakarak gelişmiş-gelişmemiş ayrımı yapmak veya bu sistemlerden biri bir ülkeyi geliştirir, öbürü geri bırakır gibi bir genelleme yapmak mümkün değildir. Örneğin, Japonya, Kanada, İsveç, İngiltere, Almanya, İtalya, Bangladeş ve Hindistan parlamenter sistemle idare edilen ülkeler olup, aralarında gelişmiş ülkeler de, gelişmekte olan ülkeler de, azgelişmiş ülkeler de vardır. Benzer şekilde, yarı başkanlık sistemiyle idare edilen ülkeler arasında Fransa, Avusturya, Finlandiya, Portekiz, İzlanda, İrlanda, ayrıca geniş bir ölçüde -1992 yılından beri- Rusya gibi, aynı gelişmişlik düzeyinde olmayan ülkeler vardır. Yine benzer şekilde, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler arasında ABD

ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkeler olduğu gibi, Venezuela, Kosta-Rika, Kolombiya, Şili gibi gelişmekte olan ülkeler de bu lunmak tad ı r. Tü rk i ye doğrudan ha l koyu i l e Cumhurbaşkanı seçmeye başladığı günden itibaren, adı parlamenter sistem olduğu halde fiilen yarı başkanlık sistemini uygulayan, bu anlamda dünyada başka örneği olmayan bir ülke durumundadır” dedi.

Başkanlık S�stem� Türk�ye'n�n Önünü Açacaktır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerinin ardından kamuoyunda iki zıt görüşün öne çıktığını belirten Prof. Acar, “Kimileri başkanlık sisteminin bütün dertlerin devası olacağını savunmakta, kimileri de, tam tersine Erdoğan nefreti üzerinden sistemin diktatörlüğe yol açacağını ve başımıza felaketler açacağını savunmaktadır. Belirtmek gerekir ki, yeryüzünde mükemmel bir sistem yoktur; bütün dertlere çare olacak, bir dünya cenneti yaratacak sistem arayışı ütopik sosyalistlerden romantiklere kadar pek çok felsefi-siyasi akımın hayalini süslese de, beyhude bir çabadır; zira dünyada bir cennet hiç olmayacaktır. Sınırlı, sonlu ve zaaf yüklü bir yaratık olan insanoğlunun icat ettiği bütün sistemler şu veya bu ölçüde kusurlu olmaya mahkûmdur. O halde yapılması gereken, bu tartışmayı belirli bir siyasi figüre endeksli olmaktan çıkarmak, kişi nefreti üzerinden sisteme sövmek yerine, avantajları ve dezavantajlarını ortaya koyarak, bizim bünyemize bu sistemlerden hangisinin daha uygun olacağını tartışmaktır. Meseleye böyle bakınca, bizim kanaatimiz, denge ve fren mekanizması iyi kurulmuş, yerel yönetimleri güçlendiren, bütçe ve yasama yetkilerini Meclise, icraatı seçilmiş Başkana bırakan, net kuvvetler ayrılığına dayalı bir Başkanlık Sistemi'nin Türkiye'nin önünü açacağıdır” dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ ÖCÜ DEĞİLDİR

e-bülten

Aksaray

Ün�vers�tes�

SAYFA

03CHARLİE HEBDO SONRASI İSLAMOFOBİ ARTTIAksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Anadolu Ajansı'na (AA) İslamofobi konusunda önemli açıklamalar yaptı. Rektör Acar'ın AA'ya yaptığı açıklamalar, yerel ve yaygın medyada geniş yer buldu. Charlie Hebdo olayından sonra İslamofobi'nin arttığını belirten ASÜ Rektörü, “Müslümanları terör eylemleriyle ve terörizmle iç içe gösterme çabaları yoğunlaştı. İslam dünyasındaki entelektüellerin ve karar birimlerinin bununla mücadele etmesi gerekiyor” dedi.

İslamofob� Hortlatılan B�r Mesele

İslamofobi'nin “İslam ve Müslümanlara yönelik temelsiz korku ve bundan kaynaklanan düşmanlık” anlamına geldiğini dile getiren Acar, “İslamofobi, bazı ülkeler tarafından İslam'ın ve Müslümanların imajını bozmak üzere adeta hortlatılan bir meseledir. Çeşitli yerlerde meydana gelen terör olayları hemen İslam'la ve Müslümanlarla ilişkilendirilerek, İslam'ın bir terör dini olduğu algısı oluşturulmaya çalışılıyor” diye konuştu. Acar, dünyada yeni güç dengelerinin oluşturulmaya çalışıldığına işaret ederek, “Dünyada yeni dengeler oluşturmaya çalışan bazı güçler, karşılarına çıkan en önemli engel olarak gördükleri İslam ve Müslümanların imajının zedelenmesi için çalışmalar yapıyor” ifadelerini kullandı.

F�z�ksel ve Sözlü Tac�z Arttı

Özellikle Şubat ayında yaşanan Charlie Hebdo olayının ardından bütün dünyada Müslümanlara yönelik fiziksel ve sözlü tacizlerin arttığını ifade eden Rektör Acar, şunları anlattı: “Charlie Hebdo olayından sonra İslamofobi arttı. “Bakın gördünüz mü, işte Müslümanlar, işte İslam” diyerek, Müslümanları terör eylemleriyle ve terörizmle iç içe

gösterme çabaları yoğunlaştı. İslam dünyasındaki entelektüellerin ve karar birimlerinin bununla mücadele e tmes i ge rek iyor. İ s l am ' ın doğru a lg ı l anmas ı , Müslümanların imajının karalanmaması ve yaralanmaması için elden gelen gayretin gösterilmesi gerekiyor. Bir akademisyen olarak, Türkiye'nin ve dünyanın geleceği için üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. Bu konuda çeşitli ülkelerde konferanslara katılarak, bu sorunu kimlerin kaşıdığı ve bunlara karşı biz Müslümanların neler yapması gerektiği konusunda düşüncelerimi paylaşıyorum.”

İslam Barış ve Esenl�k D�n�d�r

ASÜ Rektörü Acar, “zor,” “baskı” ve “şiddet” sözcüklerinin, “barış” ve “esenlik” dini olan İslam'da yerinin olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “İslam'ın gerek yaşadığımız çevrede gerekse dünyada doğru algılanması için önce kendimizin iyi birer Müslüman olmamız, yani dinimizi iyi temsil etmemiz gerekir. Peygamber Efendimiz der ki; “Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir.” Bu anlamda biz doğru Müslüman olabilirsek, barış ve esenliği temsil eden insanlar olabilirsek o zaman zaten bu konuda çabalar boşa çıkacaktır. Müslüman'ın esasen, imar etmek için dünyada olduğunu, barışın ve selametin insanı olduğunu herkes görecektir.”

Kanada'da, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin işbirliğinde Edmonton, Toronto, Montreal ve Ottawa'da gerçekleştirilen “İslamofobi: 21'inci Yüzyılda İslam'la Yüzleşmek” konulu konferansların yoğun ilgi gördüğünü anlatan ASÜ Rektörü Prof. Acar, bu ziyaretleri sırasında Kanada'daki Müslümanların yaşantılarını yakından görme fırsatı da bulduğunu ifade etti.

e-bülten

Aksaray

Ün�vers�tes�

SAYFA

04ASÜ'DE NECİP FAZIL'I ANMA ETKİNLİĞİ

Vefatının 32'nci Yılında Necip Fazıl Kısakürek'i Anma Etkinliklerinin açılış töreni, Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Aksaray Valiliği, Aksaray Belediyesi ve Aksaray Üniversitesi'nin işbirliği ile düzenlenen etkinlikler kapsamında, Necip Fazıl'ın hayatı, eserleri ve ideolojisi hakkında bilgiler verildi. Düzenlenen açılış törenine Tarım Eski Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü ve Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem de iştirak etti.

- O, Baskılara Rağmen Yılmayan Cesur Bir Kalemdi -

Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Necip Fazıl Kısakürek anısına okunan Hatm-i Şerif Duası'nın ardından, etkinliğin açılış konuşmasını yapan ASÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Necip Fazıl'ın hayatının önemli bir kısmının, fikir mücadelesinin bedelini ödeyerek geçtiğini belirtti. Necip Fazıl'ın türlü baskılara maruz kalmasına rağmen asla yı lmayan cesur bir kalem; eserler i , f ik ir ler i ve mücadelesiyle bir neslin ilham kaynağı olduğunu belirten Acar, “Bu etkinliği düzenlemek suretiyle ona olan vefa borcumuzu bir nebze de olsa ödemek arzusundayız. Kendisinin sadece bir nesle değil, bir ülkeye, bir millete, belki bir ümmete ne tür hizmetler sağladığını gençlere anlatmak durumundayız. “Bir ülkenin kaderinde, bir neslin yetişmesinde kalıcı izler bırakmış beş isim say” denilse, herhalde onlardan birisi Necip Fazıl Kısakürek'tir” dedi. P r o f . A c a r, s ö z l e r i n i n s o n u n d a , e t k i n l i k l e r i n düzenlenmesinde ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.

- Büyük İnsanlar Öldükten Sonra da Milleti Etkiler -

Tarım Eski Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü ise konuşmasına, bir hatırasını anlatarak başladı. Necip Fazıl Kısakürek'e yaptıkları bir ziyaretten bahseden Bakan Güçlü, “1968 yılında, tam da gençlikte mayalanmasını tutturduğu,

etrafında bir kümelenmenin meydana geldiği bir zaman dilimiydi. Henüz üniversite birinci sınıftayken kalabalık bir grupla evine misafirliğe gittik. Her birimizin elindeki kitapları imzaladı. İçimizde Necip Fazıl düşüncesiyle ilgili çok az bilgi olmasına rağmen bizlere iltifatlar etti” dedi. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem de, Necip Fazıl'ın çileli hayatından çıkarılacak çok önemli dersler olduğunu vurgulayarak, “Necip Fazıl yaşadığı dönemde dik durabiliyor, konuşuyor ve zulme karşı gelebiliyor. Onun hayatından alacağımız çok ders var” dedi. Törende konuşan Vali Şeref Ataklı ise, 1960-70 ve 80'li yıllarda üniversite eğitimi gören gençliğin ve özellikle Anadolu gençliğinin, Necip Fazıl'ın fikri ve edebi atmosferi içerisinde büyüdüklerini söyledi. AK Parti Aksaray Milletvekili Ruhi Açıkgöz ise sempozyumun takdim konuşmasını gerçekleştirdi. Necip Fazıl'ı ilk olarak “Çile” isimli eseriyle tanıdığını, daha sonra “Çöle İnen Nur” eseriyle tanışıklığının sürdüğünü kaydeden Açıkgöz, “Necip Fazıl bugün bu topluluğa baktığında gülümsüyordur diye düşünüyorum. Dört inanmış insanın cenazesini kaldırmasını istemişti milyonlar kaldırdı. “Ayağa kalk Sakarya” dedi, bugün Sakarya salonlardan taşıyor. Kendisini hürmet ve saygıyla anıyorum. Bu etkiliklere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnşallah bu gibi etkinlikler sürekli olur” dedi.

Etkinliği protokolün yanı sıra Aksaray, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Çorum ve Nevşehir'den lise ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğu Okuma Grupları ve Türk Halk Müziği Sanatçısı Bayram Bilge Tokel de takip etti.

e-bülten

Aksaray

Ün�vers�tes�

SAYFA

05ÜSTADI ANMA ETKİNLİKLERİ IŞILAK KONSERİYLE SONA ERDİ

Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 32'nci yılı münasebetiyle düzenlenen anma etkinlikleri, Uğur Işılak konseriyle sona erdi. Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Konferans Salonu'ndaki konser yoğun ilgi görürken, Uğur Işılak, üstadın şiirlerinden bestelediği birbirinden güzel eserlerini seslendirdi.

Konser öncesinde sahneye Şair ve Televizyon Programcısı Uğur Aslan çıktı. İlk kez Aksaray'da şiir okuduğunu belirten Aslan, “Necip Fazıl, vefatından sonra Türkiye'de şiir yazanlara her zaman örnek oldu. Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Akif Ersoy, örnek aldığım en önemli isimlerden olmuştur. Üstadı okuyarak büyüdük ve onu örnek alarak şiir yazmaya çalıştık” dedi. Uğur Aslan kısa konuşmasının ardından Necip Fazıl'ın şiirlerini okudu. ASÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, şiir dinletisinin sonunda Uğur Aslan'a plaket ve çiçek takdim etti. Düzenlenen anma etkinliklerinin son derece verimli geçtiğini söyleyen Rektör Acar, “Bu etkinlikleri düzenleyerek Valilik, Belediye ve Üniversite arasındaki en güzel işbirliği örneklerinden birisini göstermiş olduk. Bunun yanı sıra Türkiye'nin yarınlarına yatırım y a p m ı ş o l d u k . B u e t k i n l i k l e r ç e r ç e v e s i n d e Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, bugün Türkiye'yi yöneten kuşağın yetişmesinde çok önemli rolü olan Necip Fazıl Kısakürek'in

eserlerini, genç kuşaklarla buluşturmuş olduk” dedi. Türkiye'nin, sahibini arayan madalya misali, adeta bölgesinde ve dünyada yeni rolünü arayan bir ülke durumunda olduğuna vurgu yapan Prof. Acar, “Yeni Türkiye, başkanlık sistemi ile bu arayışını taçlandırabilirse önü daha açık olacak; yarınlarda biz bölgemizin ve dünyanın kurucu oyuncularından birisi olacağız” dedi.

Yapılan konuşmanın ardından sahneye Uğur Işılak çıktı. Necip Fazıl'ın tasvirini, tasavvurunu ve tahayyülünü şiirlerde konuşturduğunu belirten Işılak, “Üstat olmak, üstat olabilmek üstün bir paye ancak, üstatlık kadar üstün olan bir diğer paye de, hakiki bir üstada çırak olabilmektir” dedi. Konser büyük bir coşkuyla takip edilirken, katılımcılar, etkinliklerin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ettiler. Necip Fazıl Kısakürek'i anma etkinlikleri Aksaray Valiliği, Aksaray Belediyesi ve Aksaray Üniversitesi işbirliği ile düzenlendi.

e-bülten

Aksaray

Ün�vers�tes�

SAYFA

06MEDENİYETİMİZİN ŞAFAĞINDA

YUNUS EMRE

Aksaray Valiliği, Aksaray Belediyesi ve Aksaray Üniversitesi (ASÜ) işbirliği ile düzenlenen “Medeniyetimizin Şafağında Yunus Emre” konulu sempozyumda Yunus'un şiirleri, yaşadığı dönem, tasavvuf anlayışı gibi konular ele alındı. Farklı üniversitelerden bilim insanlarının katıldığı sempozyum ilgi gördü.

Etk�nl�k Protokol Konuşmalarıyla Başladı

Sempozyum açılışında konuşan ASÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, böylesi önemli bir etkinliği düzenlemekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Geçen yıl Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Orhan Kemal Tavukçu Hocamız üniversitemize gelmiş ve Yunus Emre ile alakalı bir konferans vermişti. Bugün tertiplenen bu sempozyumun temeli aslında o gün atılmıştı” dedi. Yunus Emre'nin söz sanatının, şiirin, tasavvufun ve edebiyatın üstad-ı sultanı olduğunu belirten Dekan Yılmaz, “Bu etkinliğin düzenlenmesinde katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. Kısa bir selamlama konuşması da Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı yaptı. “Yunus'u anlamak ve anladığımız noktaları kendi hayatımıza aksettirmek açısından bu etkinliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyen Yazgı, bu çalışmaların Valilik, Belediye ve Üniversite işbirliğinin giderek güçlenmesine de vesile olduğunu belirtti. Vali Şeref Ataklı ise şunları söyledi: “Anadolu'da Türk-İslam medeniyetinin tesisinde rol oynamış, gönül dünyamızın manevi iklimine can veren, fikirleriyle Anadolu'yu mayalayan çok sayıda mutasavvıf var. Yüksek tasavvuf kültürü ile

Anadolu'yu şekillendiren büyük şahsiyetlerin yoğunlaştığı bölgelerden birisi de Orta Anadolu'dur.” Yunus Emre'n�n Asıl Kabr� Kalpler�m�zd�r

Açılış konuşmalarının ardından kürsüye Araştırmacı-Yazar Beşir Ayvazoğlu geldi. Yunus'un çeşitli şehirler tarafından sahiplenilmesinin son derece güzel ve sevindirici olduğunu kaydeden Ayvazoğlu, “Bütün bir ülkenin ve hatta bütün bir Türk-İslam coğrafyasının Yunus'a sahip çıkıyor olması, başlı başına gurur vericidir. Bence meseleye bu açıdan bakılmalıdır. Fani vücudunun kemikleri nerede gömülü olursa olsun, Yunus'un asıl kabri hiç şüphesiz kalplerimizdir” dedi. Yunus Emre'nin aslında çok enteresan bir hadise olduğuna değinen Yazar, “Yunus Emre, şiirlerini söylemeye başladığı tarihten itibaren çok büyük bir hızla yayıldı. Özellikle tekkeler vasıtasıyla bütün İslam coğrafyasına yayılan bir şairdir. Asırlar boyunca tekkelerin kendi dünya görüşünü ve aşk anlayışını insanlara anlatmak için kullandığı birinci vasıta Yunus'tur” dedi.

Etkinlikte ASÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Kerim Öner, Araştırma Görevlisi Hasan Mustan ve Kanun Sanatçısı Yaşar Musaoğlu, Yunus Emre'nin şiirlerinden bestelenen Tasavvuf Musikisi konseri verdi. Katılımcılar aynı zamanda Aksaray Özel Eğitim Merkezi'nce ve Mehmet Tahir Yetkin tarafından hazırlanan ebru eserleri ve el işlerinden oluşan sergiyi gezdi.

e-bülten

Aksaray

Ün�vers�tes�

SAYFA

07ASÜ VE BELEDİYE UYUM İÇİNDE ÇALIŞMAYI SÜRDÜRÜYORAksaray Üniversitesi (ASÜ) ile Aksaray Belediyesi, şehir için uyum ve ahenk içinde çalışmayı sürdürüyor. Sadece 1 yıl gibi kısa bir süre içinde 2'nci kez “İşbirliği Protokolü” imzalayan ASÜ ve Belediye, Aksaray'ın çeşitli meselelerine ortak akılla çözüm üretiyor; şehir-üniversite işbirliğinin en güzel örneklerinden birisini temsil ediyor.

Ün�vers�te-Şeh�r B�rl�ktel�ğ�n�n Güzel B�r Örneğ�

ASÜ Senato Salonu'nda düzenlenen törende bir araya gelen Rektör Prof. Dr. Mustafa Acar ve Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, “Halk Otobüsü Şoförlerine Yönelik Farkındalık ve İletişim Eğitimi İşbirliği Protokolü”nü imzaladı. Törende konuşan Rektör Acar, Aksaray Belediyesi ile hali hazırda var olan işbirliklerinin, yeni bir protokolle daha devam ettiğini belirtti. Aksaray Belediyesi ile üniversite işbirliğinin, üniversite-şehir birlikteliğinin en güzel örneği olduğundan söz eden Acar, “Şehrin sorunlarıyla her anlamda ilgileniyoruz; üniversite imkânlarını, şehrin sorunlarının çözümüne katkıda bulunması amacıyla seferber ediyoruz. Sayın Belediye Başkanımız ve ekibi de, üniversitemize her türlü desteği veriyorlar. Kendilerine, bugüne kadar verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. İmzalanan yeni protokolün, şehir içi ulaşımın daha kaliteli şekilde vatandaşlara sunulması ve hizmet kalitesinin yükseltilmesi konusunda bir dizi eğitim ve iyileştirmeyi içerdiğini kaydeden Prof. Acar, “İnşallah tüm Aksaraylılar, imzalanan bu protokolle çok daha nitelikli bir toplu ulaşıma kavuşmuş olacak” dedi.

HEDEF KALİTEDE DERİNLEŞEN BİR ÜNİVERSİTEAksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, öğrencilere ve akademisyenlere daha fazla imkânlar sunan, çift ana dal ve yan dal imkânları ile uzaktan eğitim çalışmalarını hayata geçiren, tüm fakülteleri aktif bir üniversite oluşturmak için 4 yıl boyunca çalıştıklarını; aynı gayret ve şevkle çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

3-4 Yıl İç�nde Öğrenc� Sayısı 25-30 B�nlere Yüksel�r

Kanal 68 Televizyonu'nda yayınlanan “Manşet” programına konuk olan ASÜ Rektörü Acar, hedeflerinden söz etti. Şehrin çehresinin daha iyiye doğru değişmesi, gençlerin daha nitelikli ve donanımlı şekilde mezun olup Türkiye'ye hizmet etmesi, şehir-üniversite ve sanayi-üniversite işbirliklerinin daha ileri noktalara taşınması ve eğitim-öğretim kalitesinin en üst noktaya ulaşması konusundaki çalışma ve gayretleri arttıracaklarını belirtti. ASÜ'nün öğrenci sayısı bakımından henüz “en” noktasına ulaşmadığını ve 3-4 yıl içinde öğrenci sayısının 25-30 bin bandına rahatlıkla çıkabileceğini anlatan Prof. Acar, “Yeni kurulan ve henüz aktif olmayan fakültelerimiz olduğu gibi, mevcut fakültelerimiz içerisinde yeni açılacak bölümler var. Bunların yanı sıra yeni açılan ve henüz sadece birinci sınıfların olduğu bölümler de var. Yani 3-4 yıl içinde şehirdeki öğrenci sayısını rahatlıkla 25-30 binlere çıkarmamız mümkün görünüyor” dedi.

Türk�ye'n�n En Dışa Açık Ün�vers�tes� ASÜ Olacak

Öğrenci sayısındaki artışla birlikte akademisyen sayısının da artacağını kaydeden Rektör Acar, önemsedikleri bir diğer konunun uluslararasılaşma olduğunu vurguladı. “ASÜ, Türkiye'nin en dışa açık üniversitelerinden birisi haline gelecek” diyen Prof. Acar, bu konunun Türkiye'nin

dışa açılım çalışmalarına da ciddi bir destek anlamına geldiğini belirtti. Acar, şöyle devam etti: “Öğrencilerimizin Erasmus kapsamında Avrupa ülkelerine, Mevlana kapsamında Asya ve Müslüman ülkelere, Farabi kapsamında ise Türkiye'nin öteki üniversitelerine bir süreliğine gidip tecrübe kazanmalarına ve yabancı dillerini geliştirmelerine olanak tanıyan programları daha etkin ş e k i l d e k u l l a n a c a ğ ı z . B a z ı d e r s l e r i m i z i n v e programlarımızın internet üzerinden, “uzaktan eğitim” yöntemiyle verilebilmesi çalışmaları ivme kazanacak. Çift ana dal ve yan dal imkânını geliştirme planlarımız var. Bunlara ilave olarak kalitede derinleşen, daha fazla proje üreten bir üniversite olmak için gayretlerimizi arttıracağız. Bugüne kadar tüm bu noktalarda önemli çalışmaları hayata geçirdik. İnşallah daha fazlasını yapacağız” dedi.