temel düzeyde (a1) almanca dilbilgisi

229
1. ALMAN ALFABESİ VE BAZI OKUNUŞ KAİDELERİ Almanca yazı dilinde kelime yapısını teşkil eden harfler şunlardır: a, ä, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, q, r, s, t, u, ü, v, w, x, y, z, ß Bu saydığımız harfler okunuş yönünden Türk Alfabesine benzemekle beraber bazı telaffuz ayrılıkları vardır. Türk alfabesine benzemeyen bu istisnalardan en önemlileri şunlardır: ä - İnceltme işareti Umlaut konan bu (ä) harfi (e) gibi okunur. Käse, zählen, Männer, wählen h - Kelimenin basında bulunduğunda (h) olarak. Bir kelimenin ortasında ya da sonunda sessiz harfin başında bulunursa hiç okunmaz. Bu durumda telaffuz bakımından (h) den önce gelen harf uzatılır. Kelime ortasında sesli bir harfin başında bulunursa hafif okunur. Hahn, Bahn, Bohne, Sahne j - Türkçe’mizdeki (y) harfi gibi okunur. ja, jawohl s - Sesli harfin başında (z) okunur. Bir kelimenin sonunda veya sessiz bir harfin başında ise (s) okunur. Sahne, sehen, Sone, Bus v - f gibi telaffuz edilir. Vogel, Vater w - Türkçe’mizdeki (v) harfi gibi okunur. Wasser, wo, woher, weshalb, wohin, weshalb x - Almanca’daki günlük konuşmada geçen kelimelerde çok az rastlanır (ks) olarak okunur. Axt, boxen y - Tek başına bir harf olarak söylendiğinde (üpsilon) adını taşır. Almanca’da çok nadir geçer. z - (ts) gibi okunur denilse de Türkçe’mizdeki (s) sesine yakın bir telaffuzu vardır. Zira bu (ts) halindeki okunuş kaidesi birçok öğrenciyi şaşırtmaktadır. Zahlen, zählen, bezahlen 1

Upload: xyz6004

Post on 31-Oct-2015

2.782 views

Category:

Documents


109 download

DESCRIPTION

1.ALMAN ALFABESİ VE BAZI OKUNUŞ KAİDELERİ Almanca yazı dilinde kelime yapısını teşkil eden harfler şunlardır: a, ä, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, q, r, s, t, u, ü, v, w, x, y, z, ßBu saydığımız harfler okunuş yönünden Türk Alfabesine benzemekle beraber bazı telaffuz ayrılıkları vardır. Türk alfabesine benzemeyen bu istisnalardan en önemlileri şunlardır: ä - İnceltme işareti Umlaut konan bu (ä) harfi (e) gibi okunur. Käse, zählen, Männer, wählen h - Kelimenin basında bulundu

TRANSCRIPT

Page 1: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1. ALMAN ALFABESİ VE BAZI OKUNUŞ KAİDELERİ

Almanca yazı dilinde kelime yapısını teşkil eden harfler şunlardır:

a, ä, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, q, r, s, t, u, ü, v, w, x, y, z, ß

Bu saydığımız harfler okunuş yönünden Türk Alfabesine benzemekle beraber bazı telaffuz ayrılıkları vardır. Türk alfabesine benzemeyen bu istisnalardan en önemlileri şunlardır:

ä - İnceltme işareti Umlaut konan bu (ä) harfi (e) gibi okunur.Käse, zählen, Männer, wählen

h - Kelimenin basında bulunduğunda (h) olarak. Bir kelimenin ortasında ya da sonunda sessiz harfin başında bulunursa hiç okunmaz. Bu durumda telaffuz bakımından (h) den önce gelen harf uzatılır. Kelime ortasında sesli bir harfin başında bulunursa hafif okunur. Hahn, Bahn, Bohne, Sahne

j - Türkçe’mizdeki (y) harfi gibi okunur.ja, jawohl

s - Sesli harfin başında (z) okunur. Bir kelimenin sonunda veya sessiz bir harfin başında ise (s) okunur.

Sahne, sehen, Sone, Busv - f gibi telaffuz edilir.

Vogel, Vaterw - Türkçe’mizdeki (v) harfi gibi okunur.

Wasser, wo, woher, weshalb, wohin, weshalbx - Almanca’daki günlük konuşmada geçen kelimelerde çok az rastlanır (ks) olarak

okunur. Axt, boxeny - Tek başına bir harf olarak söylendiğinde (üpsilon) adını taşır. Almanca’da çok

nadir geçer.z - (ts) gibi okunur denilse de Türkçe’mizdeki (s) sesine yakın bir telaffuzu vardır.

Zira bu (ts) halindeki okunuş kaidesi birçok öğrenciyi şaşırtmaktadır. Zahlen, zählen, bezahlen

İki veya daha fazla harflerin bir araya gelmesiyle kelimeye giren harfler de Türkçe’mize göre değişik bir telaffuza sahiptirler.

Bunlar ise:ie - (e) harfi okunmaz (i) harfini uzatır.

Biene, sieben, Siemens, nieei - (ay) olarak okunur.

Bein, beide, Zeitung, Seite, Seife, Blei, nein, Eieu - (oy) olarak okunur.

Heute, Leute, neu, neun, Beuteäu - (oy) okunur.

Bäume, Häuser, Mäuse, Läusech - Bir kelimenin ortasında ve sonunda (h) harfinin keskin okunmasını

hatırlatır. ich, mich, dich, Buch, doch fakat “a,o,u,l,r” önünde k gibi okunur.

Chor, Chlor, Chaos, Christian

1

Page 2: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ck - çift (k) yerine geçerbacken, Backe, Kanacke, bücken, Brücke

st-sp - Bir kelimenin basında (s) den sonra (t) ve (p)geldiğinde (s) harfi Türkçe’mizdeki (s) gibi okunur.

Stadt, Staat, stimmtph - (f) gibi okunur.

Alphabet, Philipp, Photo, Physik, Phänomen, Phonetiksch - Türkçe’mizdeki (ş) harfi gibi okunur.

Schule, Schuhmacher, schade, schön, Schüler, Schuppentsch - (ç) harfi gibi okunur.

Quatsch, klatschen, Tschüss

Okunuş ve telaffuzla ilgili bazı tamamlayıcı bilgiler:- ei iki kelimeden bir araya gelen birçok kelimelerde ay şeklinde okunmayıp,

Türkçe’mizdeki gibi okunur.beinhalten - baynhalten - yanlış - beinhalten - doğru

- eu ei’de olduğu gibi çift kelimelerden meydana gelen kelime aralarında Türkçe’mizdeki gibi okunur.

beurteilen - boyrtaylen - yanlış - beurtaylen - doğru

- st Burada da müstesnalar vardır.flüstern - flüştern - yanlış - flüstern - doğru

- ph yukarıda yaptığımız açıklamadaki gibi olup her zaman - f olarak okunmaz.Knappheit - knapfayt - yanlış - knaphayt - doğru

- tsch iki kelimeden bir araya gelen kelimelerde (-ç) olarak okunmaz.Geleitschein - gelayçayn - yanlış - gelaytşayn - doğru

2

Page 3: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

2. TANIM HARFİ (DER ARTİKEL)

Artikel, kökü Latince’den gelen (articukıs) küçük cümle parçası demektir. Küçük bir cümle parçası olarak adlandırmamıza rağmen Almanca gramerindeki almış olduğu görev yönü ile çok önemli bir tanım harfidir. Almanca’da bulunan bütün isimlerin önünde bulunup isimlerin dilbilgisi yönünden hangi cinse dahil olduğunu. Tanıttığı yani belirttiği gibi, bazı hallerde de isme vekalet eder. İsmin yerini alır. Tanım harfi olmayan diğer dillerle Artikel’i olan lisanları karşılaştırırsak, Artikel'li isimlerin bulunduğu Almanca’da da isim tamlaması ve isim hallerinin teşkilinin daha kolay olduğunu anlarız. Bizim Türkçe’mizde Artikel yoktur. Almanca’yı öğrenmeye karar verdiğimiz zaman; “Artikel’ler olmasa Almanca pek zor değil, ne lüzum var şu Artikel'lere” diye de düşündüğümüz olur. Fakat biraz gayret gösterip Almanca dilbilgisini anlamaya başladığımız an Artikel’lerin çok lüzumlu olduğunu ve hatta Almanca’yı öğrenim yönünden kolaylaştırdığını anlarız.

Artikel'ler Almanca diline gramatik bir düzen veren, ön ek tanım harfleridir. Bir ismin yalın hali (hiç değişmeden ki hali) hariç diğer 3 halini yapmamızda isme hiç dokunmadan (bazı haller hariç) Artikel’leri değiştirmekle arzu etmiş olduğumuz gayeye varırız. O halde Artikel'ler yalnız ismin gramatik yönden cinsiyetini gösteren bir ön kelimecik değil, ayrıca ismin çoğul yapılmasına ve yine ismin 4 halini teşkilde yardımcı olan birer kelimeciktirler. Almanca’da iki çeşit tanım harfi bulunmakladır.

1 - der bestimmte Artikel : belirli tanım harfi.2 - der unbestimmte Artikel : belirsiz tanım harfi

Belirli tanım harfleri :der - maskulinumdie - femininumdas - neutrumBu yazmış olduğumuz üç Artikel'in Türkçe bir karşılığı yoktur. Yani Türkçe’ye

mana olarak tercüme edilmez.

Belirsiz tanım harfleri :ein -maskulinum / neutrumeine -femininumein: (der) yani gramer yönden erkek cinsi veya nötr olan isimler için kullanılır.eine: (die) dişi cinsli isimler için kullanılır.Örneğin:ein Mann - bir adameine Frau - bir kadınein Kind - bir çocuk(ein)’in Türkçe karşılığı (bir) dir; yalnız (die) Artikel’inin bulunduğu isimler ile

kullanılınca (eine) olur, yani sonuna (e) takısını alır.Örneğin:eine Blume - bir çiçek die Blume - çiçekeine Reise - bir seyahat die Reise - seyahateine Rose - bir gül die Rose - güleine Dame - bir bayan die Dame - bayan

3

Page 4: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Not: Bir belirsiz tanım harfi bir ismin önünde kullanılırsa Artikel ismin önünden kalkar. (Eine die Rose) denmez falsch, doğrusu - eine Rose richtig.

Belirsiz tanım harflerinin olumsuz haliBelirsiz tanım harflerinin olumsuz hali kein’dır. Kein yok veya değil anlamına gelir, ein’da olduğu gibi der ve das Artikel’lerinde değişmez, die’de sonuna -e takısını alır.

Örneğin:der Stahl - çelik kein Stahl - çelik değildie Lampe - lamba keine Lampe - lamba değildas Haus - ev kein Haus - ev değil

İşte bu belirtmiş olduğumuz belirli ve belirsiz tanım harflerinden bilhassa belirli tanım harfi Almanca dilbilgisinde almış olduğu görev yönünden çok önemlidir. Her şeyden evvel ağızdan çıkar çıkmaz arkadan bir ismin geleceğini bildirir.

Artikel eski yüksek Almanca’da kullanılmışsa da, yerini Alman gramerinde tam olarak bulup gelişemedi. Artikel'in ilk gelişimi orta yüksek Almanca ile başlar Mittelhoch-Deutsch. Vermiş olduğumuz bu bilgilerin yanı sıra haklı olarak hangi ismin önünde der hangi ismin önünde die ve hangi ismin önünde das Artikel'i kullanılır diyeceksiniz?

Derse girişimizde erkek ve dişi isimlerden bahsettik. Birçokları bu konuyu yanlış anlamaktadırlar. Aslında, bahis edilen bu dişilik ve erkeklik gramatik (dil yapısı) yönden akla gelmesi gereken dişilik ya da erkekliktir. İsimler gramatik yönü ile üç cinse ayrılırlar:

das Maskulinum - erkek cinsidas Femininum - dişi cinsidas Neutrum - nötr cinsi.

Peki, şimdi de hangi isim maskulinum yani erkek guruba, hangisi femininum yani dişi guruba girer diye soracaksınız. Tekrar izah etmemiz gerekirse, Artikeller bir ismin erkek cinsinden mi dişi cinsinden mi yoksa nötr mü olduğunu kesinlikle bildirmezler.

Buradaki cinsiyet yalnız Alman dilbilgisindeki, ismin dahil bulunduğu gramatik cinsiyettir.

Neden eğenin adı die Feile çekicin adı ise der Hammer dır?Niçin yolun adı der Weg caddenin adı die Strasse dir?Almanca’da ipliğin adı der Faden kınnabın adı ise die Schnur dur?

Bu vermiş olduğumuz son örneğe göre, ipliğin erkek kınnabınsa dişi mi olması gerekir? Buna göre Almanca’da hangi ismin önüne der hangi ismin önüne die ve hangi ismin önüne das gelir diye, genellikle kesin bir kural yoktur. Elimizde bu konuya ışık tutan bazı ip uçları vardır.

A) Bazı isimler dahil oldukları guruplara göre belirli Artikel alırlar (bazı istisnalar olabilir).

B) İsimler son hece veya sonlarına aldıkları eklere göre belirli Artikellerle adlandırılırlar.

Şimdi ikiye ayırdığımız bu ip uçları hakkında gerekli bilgiyi verelim.

4

Page 5: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

2.1. Bir İsmin Dahil Olduğu Guruba Göre İsmin Aldığı ArtikellerCoğrafi isimlerAlmanca’da coğrafi isimlerin belirli bir Artikeli yoktur. Genellikle, ekseri coğrafi

isimler Artikel almazlar. Artikele sahip olan bazı coğrafi isimler ise,der Sudan -Sudander Irak -Irak

Bir memleketin veya coğrafi ismin sonu (ei), (ie). (e), (a) ile bilerse bu isimler die ismi tarifini alırlar.

die Türkei - Türkiyedie Niederlande - Hollandadie Normandie - Fransa'da bir bölge die Schweiz - İsviçre

Birleşik devlet isimleri de (die) alır.die USA - Amerika Birleşik Devletleridie Sowjetunion - Sovyetler Birliğidie Arabischen Emirate - Birleşik Arap Emirlikleri

Hayvan isimleriHayvanlar arasında ki dişilik ve erkeklik farkları belirli ise o-zaman erkek cinsli

hayvanlar der dişi cinsli hayvanlar ise die Artikel'ini alır.der Ochse - öküzdie Kuh - inekder Löwe - arslandie Löwin - dişi arslander Hahn - horozdie Henne - tavuk

Mevsimler, aylar, günler Mevsimler, aylar, günler der Arlikel' ini alırder Frühling - ilkbaharder Sommer - yazder Herbst - sonbaharder Winter - kışder Januar - Ocakder Februar - Şubatder März - Martder April - Nisander Mai - Mayısder Juni - Hazirander Juli - Temmuzder August - Ağustosder September - Eylülder Oktober - Ekimder November - Kasım

5

Page 6: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

der Dezember – Aralıkistisnalar:das Jahr - senedie Woche - haftadie Minute - dakikadie Sekunde - saniye

istikamet ve yön bildiren kelimeler de der Artikel'ini alırder Norden - Kuzeyder Süden - Güneyder Westen - Batıder Osten - Doğu

Taş ve toprak çeşitleri Taş ve toprak çeşitleri ekseriyetle der Artikel'ini alırder Sand - kumder Lehm - balçıkder Kies - çakılder Stein - taş

Para isimleriPara isimlerinin ekserisi der dirder Rubel - Rubel (Rus parası)der Gulden - Gulden (Hollanda parası)der Dollar - Dolar (Amerikan parası)der Schilling - Şiling (Avusturya parası)der Pfennig - Fenik (Eski Alman parası)der Cent - Sent (Avrupa Birliği kuruşu)der Euro – Euro (Avrupa Birliği parası)istisnalar:die Mark – eski Alman para birimi

Ağaç ve çiçek çeşitlerininAğaç ve çiçek çeşitlerinin çoğu die Artikel'ini alırlardie Ulme - karaağaçdie Eiche - meşedie Tanne - çam ağacı, köknardie Linde - ıhlamurdie Kiefer - çene, çam ağacıdie Buche - kayın ağacıdie Palme - palmiye

Kimyasal elementlerin Kimyasal elementlerin ekserisi das Arlikel'ini alırdas Platin - platindas Gold - altındas Blei - kurşun

6

Page 7: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

das Aluminium - alüminyumdas Silber - gümüşdas Kupfer - bakır

Dağ isimleri Dağ isimleri çoğu zaman der alırder Vesuz - Vesüz dağıder Montblanc - Montblank (Dünyanın en yüksek tepesi)der Himalaja - Himalayader Uludag - Uludağ

Bu görmüş olduğumuz genel guruplaşma kaidelerinin dışında, bazı kelimelerin son heceleri de bize o ismin hangi Artikel'i alacağını bildirir demiştik. O halde:

2.2. İSMİN SONUNA ALDIĞI EK VE HECELERE GÖREBir isim sonu, (- ig, - ich, - ling) ile biterse o isim der Artikel'ini alır- ig: der König - kral

der Honig - balder Essig - sirke

- ich: der Teppich - halı

- ling: der Zwilling - ikizder Frühling - ilkbaharder Jüngling - gençder Mischling - melez

Son heceleri (-ant, -eur, -eni, -ier, -iker) ile bilen kelimeler der Artikel’ini alır- ant: der Leutnant - teğmen

der Fabrikant - fabrikatörder Musikant - müzisyender Lieferant - satıcıder Praktikant - stajyer

- eur: der Friseur - berberder Ingenieur - mühendisder Masseur - masörder Kontrolleur - kontrolör

- ent: der Student - öğrencider Referent - konferans veren kişider Präsident - başkan

- ier: der Spanier - İspanyolder Offizier - subay

7

Page 8: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

- iker: der Mechaniker - makinistder Chemiker - kimyacı, kimyager

Sonunda: -ei, -in. -heit, -keil. -schaft, -ung, hecelerinin bulunduğu isimler die Artikel' ini alırlar

-ei: die Schreinerei - marangozhanedie Schiosserei - tamir atölyesidie Metzgerei - kasap dükkanıdie Presserei – pres atölyesidie Giesserei - dökümhanedie Dreherei - torna atölyesi die Schneiderei - terzi atölyesi

-in: die Schneiderin - bayan terzidie Schauspielerin - bayan artistdie Lehrerin - bayan öğretmendie Kassiererin - bayan veznedardie Arbeiterin - bayan işçidie Schülerin - kız talebedie Leiterin - bayan idareci, bayan şefdie Freundin - kız arkadaş

-heit: die Dummheit - aptallıkdie Krankheit - hastalıkdie Kindheit - çocuklukdie Schönheit - güzellikdie Ewigkeit - sonsuzluk, ebediyetdie Sturheit - inatçılık, dik kafalılıkdie Einheit - birlik die Gesundheit - sağlık, sıhhat

-keit: die Kleinigkeit - ufak meseledie Müdigkeit - yorgunlukdie Richtigkeit - doğrulukdie Gerechtigkeit - adaletdie Fruchtbarkeit - bereket, verimlilikdie Gutmütigkeit - iyimserlikdie Sauberkeit - temizlikdie Hinterlistigkeit - kalleşlik

-schaft: die Leidenschaft - hırs ihtiras tutkudie Landschaft - manzaradie Gewerkschaft - sendikadie Feindschaft - düşmanlıkdie Freundschaft - dostlukdie Wissenschaft - ilim

8

Page 9: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

die Berufsgenossenschaft - meslek birliğidie Wirtschaft - ekonomidie Verwandtschaft -akrabalık

-ung: die Nahrung - gıda maddesidie Zeitung - gazetedie Leitung - idaredie Kleidung - giyim eşyasıdie Mitteilung - bildiri, haberdie Zahlung - ödemedie Bildung - teşekkül, bünye talim, terbiye. irfandie Werbung - reklamdie Hoffnung - ümitdie Vertretung - vekâlet

Heceleri -a, -ade, -age, -anz, -ette, -ik, -ille, -ion, -ität, -ose, -ur, olan yabancı asıllı isimler de die Artikel'ini alırlar

-a: die Lira - liradie Kamera - resim makinesi

-ade: die Marmelade - reçeldie Limonade -limonatadie Schokolade -çikolata

-age: die Etage - katdie Bagage - bagajdie Montage - montajdie Garage - garaj

-anz: die Bilanz - bilançodie Arroganz - gurur, kibir

-ette: die Etikette - etiketdie Toilette - tuvalet

-ik: die Musik - müzikdie Politik - politikadie Mathematik - matematik

-illo: die Kamille - papatyadie Promille - binden, bin üzerinden

-ion: die Redaktion - redaksiyon, yazı işleridie Explosion - patlamadie Kollektion - koleksiyondie Spedition - nakliyedie Nation - milletdie Reaktion - tepki, reaksiyon

9

Page 10: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

die Station - istasyondie Information - danışma, bilgidie Kommunikation - iletişim

-ität: die Qualität - kalitedie Kapazität - kapasite, kabiliyet, yetenedie Realität - hakikat, gerçekdie Solidarität - destekleme, arka olma, dayanışma, birleşme

-ose: die Neurose - sinirlilikdie Rose - güldie Tuberkulose - tüberküloz, akciğer hastalığı

- ur: die Natur - tabiatdie Kultur - kültürdie Literatur edebiyatdie Temperatur - sıcaklık, hararetdie Garnitür - takımdie Muskulatur - adale sistemi

Son heceleri: -chen, -lein, -tel, -tum, alan isimler das Artikel’ ini alırlar-chen: das Mädchen - kız

das Hähnchen - piliçdas Körbchen - sepetçikdas Blümchen - çiçekçikdas Häuschen - evcikdas Töpfchen - küçük tencere

-lein: das Fräulein - evlenmemiş bekar kız

-tel: das Viertel - çeyrekdas Fünftel - beşle birdas Achtel - sekizde bir

10

Page 11: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3. İSİM (DAS SUBSTANTIV)3.1. Türkçe’de İsim

Yer yüzünde bulunan, canlı ve cansız varlıkları ad olarak anlatmaya yarayan kelimelere isim denir. Mesela: insan, hayvan, dağ, şehir, masa, adam, kitap, duvarAyrıca tasarlanabilen, hissedilen ve aklımızla var olduğunu kabul ettiğimiz kelimeler de iisim adı altında toplanır.

Türkçe’mizde iki çeşit isim vardır:1. Ayni cinsten olan varlıkların tümünü anlatmaya yarayan kelimeler, cins isim:Nehir, dere, dağ, defter, kalem vs2. Yer yüzünde tek olan varlık isimleri, özel isim gurubuna girer.

Atatürk, Osman, gibi insan adları özel isimdir.Türkçe’mizde “özel isimler” imlâ kaidelerine göre büyük harfle yazılır (ilk harfi). Ayrıca şehir, coğrafi ve hayvan adları gibi isimler de bu gurupta incelenir: Erciyes, Kızılırmak. Hatay, Samsun, Marmara bölgesi, Tekir gibi. Özel ve cins ismin dışında, madde halinde bulunan, elimizle tutabildiğimiz gözümüzle görebildiğimiz varlıkları anlatmayı yarayan kelimelere de madde isim denir: Taş, toprak, ağaç, masa, cam, vs.

Akıl ve mantığımızla tasarlayıp varlığım kabul ettiğimiz isimlere de mana isim denir: sevinç, keder, namus, ruh, vs.

3.2. Almanca’da İsimAlman dilinde isim denince Türkçe’mizde olduğu gibi bir varlığın adını bildiren

kelime akla gelir. Substantiv diye adlandırdığımız bu guruba giren kelimeler her şeyden evvel elle tutulan, gözle görünen ve insanlar tarafından varlığı kabul edilen kelimelerdir. Bu adı geçen kelimeler canlı veya cansız olabilirler: insan, taş, sıra, masa, defter, adam, tabak, vs. Yine Türkçe’mizde isim konusunda değindiğimiz gibi, bir kelime elle tutulmadığı gözle görülmediği halde isim kelimesi altında Alman dilbilgisinde de incelenir. O halde, elle tutulmadıkları halde yalnız tasarlanabilen, tabiatta tesirleri ile kendilerini gösteren, hissedilen kelimelerde birer Substaniıv dir.

Bu çatı altında incelenen isimlere Almanca’da Abstrak soyut isimler denirdas Leben - hayatdie Freude - sevinçdie Seele - ruhder Hass - kindie Liebe - sevgi, aşk

Not: Almancada bütün şahıs, çisim, şehir ve ülke isimleri büyük harfle yazılır.

11

Page 12: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3.3. Tekil (Der Sıngular) / Çoğul (Der Plural) Ayni cins varlıklardan yalnız bir tanesini ifade eden isme tekil isim denir. Mesela;

çocuk tekil halde bulunan bir isimdir. Çocuklar deseydik, o zaman birden fazla olan bir çocuk gurubu akla gelecekti. Çocuk oynuyor, dersek bir çocuğun oynadığı, çocuklar oynuyor, denildiği zaman en az iki, üç veya daha fazla çocuğun oynadıkları akla gelir.

çocuk - tekilçocuklar - çoğul

Türkçe’mizde bir ismi çoğul yapmak için ses uyumuna göre tekil halde bulunan ismin arkasına -ler, -lar ekleri getirilir.

3.3.1. Almanca’da ÇoğulAlmanca’da ise isimlerin çoğul yapılmasında kesin bir kural yoktur. Aynen

Artikel’lerde olduğu gibi konuya ışık tutan bazı ip uçları bulunur. Hali ile bu kaidelerin bilinmesi tekil-çoğul konusunun öğrenilmesinde sizlere yardımcı olacaktır. Kesin olan tek kural, çoğul yapılmak istenen ismin Artikel' i ne olursa olsun die haline getirilmesidir.

Almanca’da bazı isimler, belirttikleri mana yönüyle çoğul halde kullanılmazlar. Bu guruba giren isimlerin bir çoğu kollektif bir manaya sahiptirler. Almanca’da et veya meyve isminin çoğul hali yapılmaz.

das Fleisch - et dediğimiz zaman, etler demek istersekdie Fleischen - (yanlış - falsch)

şeklinde çoğul yapamayız. Bu gibi isimler bir toplumu veya çoğulu tekil haliyle de ifade ettiklerinden çoğulu olmaz. O halde, önce isimlerde çoğula geçmeden evvel çoğul yapılamayan bazı isimlerden bahsedelim.

Çoğul yapılamayan ve tekil olarak kullanılan isimler:Özel isimler: EigennamenRhein - Ren NehriGott - TanrıStuttgart - Almanya'da bir şehirEifel - Almanya'da bir dağlık bölgeHans - Alman erkek ismi

Bazı madde isimleri:Mehl - unKäse - peynirMilch - sütButter - tereyağıFleisch - etLeder - deriGold - altınSilber - gümüşBlei - kurşunSand - kumWasser - su

12

Page 13: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Bazı istisnalar: die Ausnamendas Holz - ağaçdie Hölzer - ağaçlardas Salz - tuzdie Salze - tuzlardas Glas - camdie Gläser - camlar

Bazı mana isimleriAşağıda gösterilen mana isimleri tekil olarak kullanılırlar, yerine göre bu halleriyle

çoğulu da kastederler.das Glück - şans, talihdie Wärme - sıcaklıkdie Kälte - soğuklukdas Pech - şanssızlıkdie Hitze - bunaltıcı sıcakdie Sehnsucht - hasretdas Heimweh - vatan hasretider Verstand - mantıkBu Abstrak mana isimlerinin bazıları Türkçe’mizde de tekil olarak kullanılsa da bir

çokları konuşma ve yazı lisanında çoğul olarak değişime uğrarlar.Bol şanslar derken şans mana ismi -lar takısını alarak çoğul hale getirilir.

Almanca’da ise bu isme hiç bir takı ilave edilmez. Çoğul anlamı yalın hali ile yani hiç değiştirilmeden verilir.

viel Glück - bol şansviel Glück - bol şanslar

Yine aynı şekilde:Die Hitze macht mich krank. - Bunaltıcı sıcaklar beni hasta ediyor.die Hitze - bunaltıcı sıcakdie Hitze - bunaltıcı sıcaklar

Ölçü ve para birimlerider Meter - metreder Zentimeter - santimetredas Kilo - kilodas Grad - derecedas Dutzend - düzinedas Paar - çiftdas Pfund - yarım kilo

Topluluk isimleri (Sammelnamen)Kendileri gramatik yönü ile tekil oldukları halde, anlamlarında çokluk bulunan

isimlere topluluk ismi denir: halk, ordu, sürü, gibi.Sürü denince akla sürüde bulunan ve sayılan oldukça çok olan keçi, koyun veya

duruma göre büyük baş hayvanlar gelir. Almanca’da bu gibi topluluk isimleri cümleye tekil halde girdikleri halde çoğul anlamı da verirler. Türkçe’mizde ordu tekil ordular da çoğul olarak ifade edilir ve konuşulur.

13

Page 14: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Almanca’da ise:die Leute - ahali halk die Menge - miktardas Obst - meyve, meyvelerdas Gebirge - dağ, dağ dizisidie Gebirge - dağlar, dağ dizileriHali ile bu guruba giren bazı isimler de kaideye aykırı olarak çoğul yapılabilirler.das Volk - die Völkerhalk - halklar

der Wald - die Wälderorman - ormanlar

3.4. Çoğul Olan İsimler (Plural)Şu ana kadar vermiş olduğumuz kaidelerin dışında kalan isimlerin ekserisi tekil

halden çoğul hale çevrilebilir. Adam (tekil) adamlar (çoğul) yine dersimizin başında da izah ettiğimiz gibi bir ismin çoğul halini kullandığımız zaman o isme ait birden fazla isim akla gelir. “Çocuk geliyor”, dersek bir çocuğun geldiği, “çocuklar geliyor” dediğimizde birden fazla çocukların belirtilen istikamete doğru geldikleri düşünülür.

das Kind kommt - çocuk geliyordie Kinder kommen - çocuklar geliyor

Bu cümlelerde geçen çocuk ismi “die Kinder” olarak çoğul hale çevrilmiştir. Çoğul halde bulunan isimlerle cümle kurarken aşağıdaki kaidelerin bilinmesi faydalı olur.

1. Bazı zamanlar hariç, ekseri zamanlarda isimlerin çoğul hali ile yapılan cümlelerdeki yüklemler (fiil) hiç değişmeden yani çekime uğramadan cümleye girerler. (wir- şahıs zamirinde olduğu gibi)

das Kind spielt - çocuk oynuyor(isim tekil) - (fiil çekildi)

die Kinder spielen - çocuklar oynuyorlar(isim çoğul) - (fiil çekilmedi)

2. İsimlerin çoğul hali ile kurulan şimdiki zaman cümlelerinde sıfat varsa cümleye ist yerine sind girer.

das Kind ist schön - çocuk güzeldirdie Kinder sind schön - çocuklar güzeldir.Almanca’da bir ismin çoğul yapılmasında kesin bir kaide olmakla beraber sizlere

vereceğimiz bazı ip uçlarının bilinmesi faydalı olur.

3.4.1. Çoğulda Ek Almayan İsimlerDer ve das ismi tarifi alan bir ismin sonu -er, -el, ve -en ekiyle biterse bu isimler

sonlarına çoğul eki almazlar.der Lehrer - öğretmendie Lehrer - öğretmenler

14

Page 15: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

der Bruder - erkek kardeşdie Brüder - erkek kardeşler

der Faden - ipdie Fäden - ipler

der Apfel - elmadie Äpfel - elmalar

das Mädchen - kız çocukdie Mädchen - kız çocuklar

3.4.2. Bir isme (a. o, u, au) gibi sesli harfler hakimseİsme (a. o, u, au) gibi sesli harfler hakimse, bu isim çoğul hale çevrilirken sesli

harfler inceltilir (Umlaut)der Baum - ağaçdie Bäume ağaçlar

der Ofen - soba, ocakdie Öfen - sobalar, ocaklar

das Blatt - yaprakdie Blätter - yapraklar

das Huhn - tavukdie Hühner - tavuklar

die Kuh - inekdie Kühe - inekler

der Knopf - düğmedie Knöpfe - düğmeler

das Kalb - danadie Kälber - danalar

das Wort - kelimedie Wörter - kelimeler

das Haus - evdie Häuser - evler

3.4.3. Sonu (-e) takısı alan isimlerBunlar ekseriyetle tek heceli isimlerdir.das Haar - saçdie Haare - saçlar

15

Page 16: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

der Helm - emniyet şapkasıdie Helme - emniyet şapkaları

der Stein - taşdie Steine - taşlar

die Hand - eldie Hände - eller

das Bein - bacakdie Beine - bacaklar

3.4.4. Sonu (-er) alan tek heceli isimlerdas Kind - çocukdie Kinder - çocuklar

das Geld - paradie Gelder - paralar

der Hund - köpekdie Hunde - köpekler

der Mann - adamdie Männer - adamlar

das Land - memleket - ülkedie Länder - memleketler – ülkeler

3.4.5. Sonu (-en) ve (-n) alan isimlerDie ismi tarifine sahip ve sonu (-e) ile biten isimler çoğul yapılırken sonuna (-en)

ekini alırlar.die Hose - pantolondie Hosen - pantolonlar

die Rose - güldie Rosen - güller

die Bremse - frendie Bremsen - frenler

die Sorge - dertdie Sorgen - dertler

die Katze - kedidie Katzen - kediler

16

Page 17: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

4. FİİL (DAS VERB) 4.1. Türkçe’de Fiil

BAHARİşte günler uzadı, sabahleyin uyandım mı, bakıyorum, ortalık,ışımış, bu yıl da çiçekleri gördüm, kuşları işittim.

Yazarın bahar sabahı neler yaptığını söyleyebilir misiniz? Parçayı tekrar okursak, alacağımız cevaplar sırasıyla:Yazar uyandı, dışarıya baktı, çiçekleri gördü ve kuşları işitti. Burada geçen uyandı, baktı, gördü ve işitti kelimeleri birer fiildir. Adı geçen bu kelimeler bir oluş ve hareket bildirirler. Fiiller, sözlükte bu parçada yazıldığı gibi bulunmazlar. Örneğin uyandı kelimesini sözlüğe bakarsanız uyanmak biçiminde bulursunuz. Türkçe’mizde bütün fiillerin sonunda -mek ve -mak takıları vardır, uyanmak, bakmak, görmek gibi. Fiilin değişikliğe uğramayan bu haline fiilin mastar hali denir. Bir mastarın, sonundaki -mek veya -mak çıkarılınca geride kalan kısmına fiilin kökü veya gövdesi denir. Varlıkların yaptıkları eylemleri iş, hareket içinde bulundukları oluşları, şahıs ve zamanla ilgili olarak bildiren kelimelere fiil denir. Fiiller diğer başka kelimelerle birlikte cümle kurmayı sağlarlar, bir iş veya hareketin bir şahıs tarafından, bir zamanda yerine getirilip getirilmediğini ya haber verir ya da diler.

Eylemin (iş hareket) zamanla ilgisiHer iş veya hareket belirli bir zaman içinde geçer. Dilimizde üç ana zaman

bulunmaktadır:1. geçmiş zaman (önce)2. şimdiki zaman (şimdi)3. gelecek zaman (sonra)

Fiilde şahıs (kişi)Herhangi bir fiilin bildirdiği iş, hareket canlı ya da cansız bir varlık tarafından yapılır.Kara taştan su damla damla akar. Akma eylemi bir cansız varlık tarafından yapılıyor.Kurt dumanlı havayı sever. AtasözüSevme eylemi bir hayvan tarafından yapılıyor.Semra harman yerinde oynuyor.Oynama eylemi bir insan tarafından yapılıyor. Fiilin bildirdiği eylemi (iş, olayı) yapan ya da bir oluşun içinde bulunan varlığa fiilin şahsı denir.

Fiilde üç şahıs bulunur. Bu şahıslar tekil ve çoğul olarak kullanılır.Bu şahıslar şöyle adlandırılır:1. Birinci şahıs (söz söyleyeni veya söyleyenleri).2. ikinci şahıs (kendisine veya kendilerine söz söyleyeni).3. Üçüncü şahıs (kendisinden söz edileni ya da edilenleri) bildirir.

Fiil ÇekimiFiilin zaman ve şahıs anlamı taşıyan eklerle uğramış olduğu değişime fiil çekimi

denir.Öğrendim, öğrendin, öğrendi.öğrendik, öğrendiniz, öğrendiler.

17

Page 18: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Dikkat ederseniz öğrenmek fiili bağlı bulunduğu zaman ve şahsa göre değişime uğramıştır. Bu durum bütün dillerde aynıdır. Bir lisanı konuşabilmemiz veya cümle kurabilmemiz için fiillerin çekimim bilmemiz gerekir.

4.2. Almancada Fiil (Das Verb)Almanca’da da fiilin tarif ve anlamı Türkçe’deki gibidir. Almanca dilbilgisinde fiile

kökü Latince’den gelen verb adı verilir. Verb aslında verbum (kelime) manasının karşılığıdır. Bu fiillerde bir kök ve bir de ek bulunur. Mastar halinde bulunan fiillerin kökü -en ekiyle biter.

gehen geh en yürümek, gitmekkök ek

kommen komm en gelmekkök ek

machen mach en yapmakkök ek

Not: Almanca imla kaidelerine göre fiillerdeki bu ayırmalar,ge- henkom- menma- chen şeklinde yapılır.

Not: Almanca’da bazı fiillerin son ekleri -eln veya -ern halinde de olabilir.

rumpeln rumpel n patırdamak, gümbürdemekkök ek

meckern mecker n mızmızlanmak, mırın kırın etmekkök ek

Sein almak fiili ise bu kuralların dışında kalır.Bir fiil bazı haller hariç sözlükten alındığı gibi cümle içersinde kullanılmaz. Bilhassa şimdiki zaman cümlelerini teşkil ederken gereken şahsa göre fiilin çekimim bilmemiz gerekir, ben gidiyorum, demek istersek gitmek fiilinin ben şahıs zamiri ile çekime uğradığım yani bu şahsa göre gitmek mastar halini kaybederek değişliğini görürüz.

gitmek -ben gidiyorum

Fiillerdeki çekime geçmeden evvel Almanca dilbilgisindeki önemli fiil çeşitlerini görelim. Almanca’da fiiller çeşit ve cümledeki almış oldukları görev yönüyle üç ana grupta toplanırlar:

a) Anlam bakımından tam olan fiiller:Vollverben - Tam fiillerHilfsverben - Yardımcı fiiller

18

Page 19: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Modalverben - Tarz fiilleri

4.2.1. Tam Manalı Fiiller (Vollverben)Anlam bakımından kuvvetli ve tam manalı olan fiiller bu guruba giren sayıları

çoktur.gehen - gitmekkommen - gelmeksagen - söylemekweinen - ağlamaklieben - sevmekarbeiten - çalışmaklaufen - yürümeklernen - öğrenmekkaufen - satınalmaklesen - okumakschlafen - uyumakschlagen - vurmak, döğmekessen - yemektrinken - içmekaussagen - ifade vermekreisen - seyahat etmekmachen - yapmakarbeiten - çalışmak

4.2.2. Yardımcı Fiilleri (Hılfsverben) Almanca’da tam fiillerle istediğimiz her türlü zamanı kurmamıza imkan yoktur.

İsminden de anlaşıldığı gibi bu fiiller tam fiillerle beraber bazı zaman ve tarz şekillerinin kurulmasına yardımcı olurlar. Yardımcı fiiller Almanca’da zaman teşkilinde almış oldukları görev yönüyle fiillerin anası sayılabilecek kadar büyük bir öneme sahiptirler.

Bu fiiller sırasıyla:

habenseinwerden

Not: Bu fiillerin Türkçe manalarım önümüzdeki derslerimizde göreceğiz.

4.2.3. Tarz Fiilleri (Modalverben) Tam fiillerin ifade ettiği bir eylemi (oluşu) değişik şekillerde bildiren fiillere tarz

fiilleri denir. Bu değişik şekiller istemek, mecbur olmak v. s. şeklinde olabilir.Ben gitmek istiyorum veya ben uyumak zorundayım demek istersek, bu

cümlelerimizde geçen gitmek ve uyumak fiilleri için ne gibi bir tarzın uygulanacağı ikinci bir fiille belirtilmektedir. Bu guruba giren fiillerin sayısı çok azdır. Bunlardan en önemlileri sırasıyla:

wollen - istemek (niyet veya hedef belirtmek)mögen - arzu ederek, severek istemek

19

Page 20: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

müssen - mecbur olmaksollen - zorunda olmak (başkaları tarafından yapılması istenilenenler ve

tavsiyeler: örf, adet, gelenek, din, ahlak kuralları ve sağlık)dürfen - izinli olmak (yapılmasında herhangi bir kısıtlama yoktur,

olumsuzlaştırılırsa yasak anlamına gelir)können - e bilmek (güç, kabiliyet, yetenek veya imkan varsa)

4.3. Almanca’da Anlam Bakımından FiillerAlmanca’da bulunan bütün fiiller anlam yönüyle de üç ana guruba ayrılırlar.

a) Zustandsverben - durum bildiren fiiller.b) Vorgangsverben - bir oluş ifade eden fiiller.c) Tätigkeitsverben - bir iş ifade eden fiiller.

4.3.1. Durum Bildiren Fiiller (Zustandsverben)İsminden de anlaşıldığı gibi bir hali veya durumu bildiren fiillerdir.schlafen - uyumakhalten - durmakbleiben - kalmak

4.3.2. Bir Oluş İfade Eden Fiiller (Vorgangsverben)Bu guruba giren fiiller; olan bir hadiseyi, eylemin (olayın) değişmiş bir haliyle ifade

elememize ya da bildirmemize yararlar.fallen - düşmekverblühen - açan bir çiçeğin solmasıwachsen - büyümeksterben - ölmek

4.3.3. Bir İş İfade Eden Fiiller (Tätigkeitsverben) Bu fiiller cümleye girdiklerinde bağlı oldukları kişiden bir aktiflik veya hareket

beklerler.schlagen - vurmak dövmekkämpfen - çarpışmak, mücadele etmekBuraya kadar kısaca değindiğimiz fiiller hakkındaki genel bilgiyi verdikten sonra

dersimizin basında belirttiğimiz fiil çekimine geçelim.

4.4. Fiillerin Çekimi (Die Konjugation Der Verben) Fiiller çekim yönünden üç guruba ayrılır:a) die schwache Konjugation - kurallı çekimb) die starke Konjugation - kuralsız çekimc) die gemischte Konjugation - karışık çekim

20

Page 21: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

4.4.1. Kurallı Çekim (Dıe Schwache Konjugatıon)Kurallı kaideye göre fiil çekimi yapılırken fiilin kökünde hiçbir değişiklik olmaz.

Çekim hangi zamana göre yapılıyorsa kökün ardına o zaman ekleri ilave edilir. Şimdiki zamana göre bu çekimi çeşitli şahıs zamirlerine göre yapalım.

Das Präsens - şimdiki zamanTürkçe’de bu zamanı teşkil ederken fiillerin köklerinin ardına (-yor) eki eklenir.ben geliyorumsen geliyorsuno geliyorAlmanca’da ise fiil köklerinin ardına bağlı oldukları şahıs zamirlerine göre

aşağıdaki ekler gelir.ben - ich fiil kökü + esen - du fiil kökü + sto - er, sie, es fiil kökü + t

biz - wir fiil kökü + ensiz (çoğul) - ihr fiil kökü + tonlar - sie fiil kökü + ensiz (nezaket) - Sie fiil kökü + en

Fiil çekimim daha iyi anlayabilmemiz için kurallı çekim gurubuna giren bazı fiilleri ele alarak bu fiilleri sırasıyla şahıs zamirlerine bağlı olarak çekelim.

lernen - öğrenmek ich lerne - ben öğreniyorumkommen - gelmek ich komme - ben geliyorumschreiben - yazmak ich schreibe - ben yazıyorum

Yukarıda çekmiş olduğumuz fiillere dikkat ödersek, çekilen fiilin köküne hiç dokunmadık ve ekten de yalnız n harfini kaldırdık. O halde: Birinci şahıs ile yapılan çekimlerde kök olduğu gibi kalır ve ekten ise n harfi kaldırılır.

du / sen ile yapılan fiil çekimdu - sen du lernst - du lern- st öğreniyorsun

du kommst - du komm- st geliyorsundu schreibst - du schreib- st yazıyorsun

Not: du / sen ikinci şahıs ile yapılan fiil çekimide, o fille ait olan eki tamamen kaldırır ve onun yerine st harflerini ilave ederiz.Kısacası fiile ait son iki harfi kaldırır ve bu kaldırdığımız harflerin yerine iki harf olan -st yi ekleriz.

er, sie, es / o şahıs zamiri ile yapılan çekimAlmanca’da üç tane O şahıs zamiri bulunur:er - erkekler ve daha ziyade der ismi tarifleri içinsie - dişiler ve daha ziyade die ismi tarifleri içines - eşyalar ve daha ziyade das ismi tarifleri için

21

Page 22: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

fühlen - hissetmekersie fühlt - o hissediyoreser, sie, es ile yapılan çekimlerde en eki kalkar ve onun yerine t ilave edilir. Kök

olduğu gibi kalır.

wir / biz ile yapılan çekimwir - bizwir erleben - biz yaşıyoruzwir sagen - biz söylüyoruzwir glauben - biz inanıyoruzwir arbeiten - biz çalışıyoruz

Yukarıda biz yani wir şahıs zamiri ile çektiğimiz bütün fiiller hiçbir değişikliğe uğramadılar. Bir fiilin çeşidi ne olarsa olsun wir ile çekildiği zaman hiçbir değişikliğe uğramaz.

ihr / siz ile yapılan çekimihr - sizihr trinkt - siz içiyorsunuzihr geht - siz gidiyorsunuzihr glaubt - siz inanıyorsunuzihr erlebt - siz yaşıyorsunuz

ihr / siz ikinci çoğul şahıs ile yapılan fiil çekimide, o fille ait olan eki tamamen kaldırır ve onun yerine -t harflerini ilave ederiz.Kısacası fiile ait son iki harfi kaldırır ve bu kaldırdığımız harflerin yerine tek harf olan t yi ekleriz.

Sie / siz ile yapılan çekimSie - siz (nezaket)Sie überlegen - siz düşünüyorsunuz, tasarlıyorsunuzSie kommen - siz geliyorsunuzSie rechnen - siz hesap ediyorsunuzSie warten - siz bekliyorsunuzSie rufen - siz çağırıyorsunuz

Sie / siz zamiri ile çekilen fiiller wir de olduğu gibi hiç bir değişikliğe uğramazlar. Bu fiiller siz ile konuşulur veya yazılırken sözlükten alındığı gibi hemen siz zamirinin arkasına ilave edilirler. Dikkat edersek, wir ve Sie ile yapılan çekimler Türkçe’mize göre çok daha kolaydır.

Sie / onlar ile yapılan çekimsie - onlarsie kommen - onlar geliyorlar

22

Page 23: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

sie kleben - onlar yapışılıyorlarsie arbeiten - onlar çalışıyorlarsie messen - onlar ölçüyorlarsie trinken - onlar içiyorlarsie gehen - onlar gidiyorlar

Çoğulda küçük sie ile çekilen fiiller, büyük Sie ile yapılan çekimin aynisidir. Bu halde de çekilen hiç değişmeden mastar halinde küçük sie’nin arkasına ilave edilir. Buraya kadar görmüş olduğumuz fiil çekimini toparlayarak, bütün şahıs zamirleri ile birkaç fiil çekelim:

lernen - öğrenmekich lerne - ben öğreniyorumdu lernst - sen öğreniyorsunersie lernt - o öğreniyoreswir lernen - biz öğreniyoruzihr lernt - siz öğreniyorsunuzsie lernen - onlar öğreniyorlarSie lernen - Siz öğreniyorsunuz

schreiben yazmakich schreibe - ben yazıyorumdu schreibst - sen yazıyorsunersie schreibt - o yazıyoreswir schreiben - biz yazıyoruzihr schreibt - siz yazıyorsunuzsie schreiben - onlar yazıyorlarSie schreiben - Siz yazıyorsunuz

fühlen - hissetmekich fühle - ben hissediyorumdu fühlst - sen hissediyorsunersie fühlt - o hissediyoreswir fühlen - biz hissediyoruzihr fühlt - siz hissediyorsunuzsie fühlen - onlar hissediyorlarSie fühlen - Siz hissediyorsunuz

gehen - gitmekich gehe - ben gidiyorumdu - gehst - sen gidiyorsun

23

Page 24: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ersie geht - o gidiyoreswir gehen - biz gidiyoruzihr geht - siz gidiyorsunuzsie gehen - onlar gidiyorlarSie gehen - siz gidiyorsunuz

lieben - sevmekich liebe - ben seviyorumdu liebst - sen seviyorsunes liebter liebt - o seviyorsie liebtwir lieben - biz seviyoruzihr liebt - siz seviyorsunuzsie lieben - onlar seviyorlarSie lieben - siz seviyorsunuz

Lieben sevmek olarak ekseriyetle kadın-erkek veya erkek-kadın arasında kullanılır. Türkçe’de olduğu gibi, hoşlandığımız bir erkek arkadaş için, erkek olarak lieben kelimesini kullanamayız. Türkçe’mizde erkek erkeğe veya kadın kadına senden hoşlanıyorum, seni seviyorum diyebilir. Almanca’da ise bu fiil bu gibi hallerde kullanılmaz.

Ich liebe Dich yerine, ich kann Dich gut leiden veya ich mag Dich deriz. Demek ki lieben’in kullanıldığı yerlerde aşk anlamındaki sevgi akla gelir. Fakat bunun yanı sıra herhangi bir şeye olan bağlılığımız çok büyük ve o şeye karşı olan sevgimiz içten gelmekte ise lieben’ i sevmek anlamında kullanabiliriz.

Ben müziği seviyorum - lch liebe die MusikBen dağları seviyorum - lch liebe die Wälder

4.4.2. Kuralsız Çekim (Die Starke Konjugation)Bu guruba giren fiiller çekilirken fiil köklerinin ardına almış oldukları ekler kurallı

çekimdeki eklerin aynısıdır. Kurallı çekime göre değişen tek şey bazı fiillerin sen ve o şahıs zamirleri ile çekilmeleri esnasında fiil kökünde olan değişimdir. Bir fiilin kökü içersinde sesli harflerde e, a, ou veya o bulunursa bu harfler adı geçen şahıs zamirleriyle çekilirken değişikliğe uğrarlar.

Buna göre:e - i a - äau - äuo - ö olur.

O ve sen şahıs zamirlerinin dışında diğer şahıs zamirleriyle yapılan çekimde hiç bir değişiklik yapılmaz.

24

Page 25: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

fahren - gitmek (vasıta ile)

ich fahredu f ä hr st (a) - (ä) olarak değiştier, sie, es f ä hr t (a) - (ä) olarak değiştiwir fahrenihr fahrtsie fahrenSie fahren

nehmen - almakich nehmedu n i mm st (e); (i) olarak değiştier, sie, es n i mm t (e); (i) olarak değiştiwir nehmen ihr nehmtsie nehmenSie nehmen

4.4.3. Şimdiki Zamanla İlgili Karışık Çekim (Die Gemischte Konjugation - Das Präsens)Şimdiki zamana göre yapılan karışık fiil çekimi kurallı çekimin aynidir. Yalnız bu

guruba giren fiiller diğer zamanlarda çekime uğradığında köklerinde değişim olur.

senden - bir şeyi bir yere göndermekBu fiili şimdiki zamana göre çekersek çekim kurallı çekimdekinin aynısıdır.

ich sende - ben gönderiyorumdu sendest - sen gönderiyorsuner, sie, es sendet - o gönderiyorwir senden - biz gönderiyoruzihr sendet - siz gönderiyorsunuzsie senden - onlar gönderiyorlarSie senden - siz gönderiyorsunuz

Karışık çekim gurubuna giren “senden” göndermek fiilim diğer zamanlarım teşkil ettiğimizde fiil kökünün değişdiğini görürüz. Diğer zamanlara önümüzdeki derslerde değineceğiz. Buna rağmen kısaca izah etmek istersek;

ben gönderiyorum - ich sende yerine ben gönderiyordum - ich sandte, dememiz gerekirdi

Dikkat edersek (send) kökü (sand) olarak bu zamanla ilgili olarak değişime uğradı.

25

Page 26: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

4.4.4. Zaman Yardımcı Fillerinin Çekimi - Şimdiki Zaman (Dıe Konjugatıon Der Hılfsverben - Das Präsens)

haben - malik olmak, …..varich habe - benim ... vardu hast - senin ... varer, sie, es hat - onun ... varwir haben - bizim .. . varihr habt - sizin . . . varsie haben - onların .. . varSie haben - sizin ... var

sein - olmakich bin - ben ... imdu bist - sen ... siner, sie, es ist - o ... dürwir sind - biz ... izihr seid - siz ... sinizsie sind - onlar. .. dırlarSie sind - siz ... siniz

Not: Zaman ve örnek yardımcı fiiller hakkında gerekli tamamlayıcı bilgi önümüzdeki derslerde verilecektir. werden ayrı bir ders konusu olarak ele alınmıştır.

4.4.5. Şimdiki Zamanla İlgili Cümle Kurmak

Eyleme veya oluşa başlanmışsa, onun gerektirdiği zamanın içinde bulunuyoruz demektir. Burada adi geçen eylem konuşulduğu zaman veya biraz evvel başlanmış ve şu anda devam etmekledir.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;Altın saçtan dalgalanıyor rüzgarda;Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.

Burada geçen düşünme, dalgalanma, görme eylemleri konuşulduğu an yapılıp durmakla ve olmaktadır. Türkçe’mizde bu şiirde geçen bütün fiiller şimdiki zamana göre çekime uğramıştır. Almanca’da da durum dilbilgisi yönünden aynıdır.

Yalnız sıfatların bulunduğu basit cümle teşkilinde durum Türkçe’mize göre biraz değişiktir. Türkçe’de sıfatların bulunduğu cümleler fiilsiz yazılır ve konuşulur.

Hava güzel; veya Fethi bugün çok hasta. Örnek olarak verdiğimiz bu cümlelere dikkat ederseniz, her iki cümlede de fiil bulunmamaktadır. Önce Almanca’da bir cümleyi kurmadan evvel, o cümle içersinde bir fiilin olup olmadığına dikkat etmemiz gerekir. Eğer cümlede fiil varsa, fiil bundan evvel gördüğümüz çekim kurallarına göre, bağlı olduğu şahıs zamirine göre çekilerek cümleye başlanır.

26

Page 27: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Ben Almanca öğreniyorum. - Ich lerne Deutsch.Ali Cola içiyor. - Ali trinkt Cola.

Kurmak istediğimiz cümlede hiç fiil yoksa o zaman sein yardımcı zaman fiilinden istifade ederiz.

Hava bugün çok güzel. - Das Wetter ist heute sehr schön.Fethi çok hasta. - Fethi ist sehr krank.

Teşkil ettiğimiz bu cümleye dikkat edersek. Cümleye ist kelimesinin girdiğini görürüz, “ist- sein” zaman yardımcı fiilinin şimdiki zamanda üçüncü şahsa göre olan halidir. O halde; cümlemizde fiil olmadığı için “sein” yardımcı zaman fiilinin birinci halinin üçüncü şahsa göre olan çekimini kullandık. Zira “Hava bugün çok güzel” diyen şahıs birinci, bunu dinleyen ikinci, hava ise dilbilgisi kurallarına göre üçüncü şahıs olur. Bu cümlenin yerine, “Ben bugün çok neşeliyim” demek isteseydik, bu durumda “sein” zaman yardımcı fiilinin şimdiki zamanının birinci şahsa göre olan çekiminden istifade etmemiz gerekirdi.

Cümlemizi yapalım:lch bin heute sehr lustig. - Ben bugün çok neşeliyim.heute - bugünlustig - neşeli

Cümlede tam anlamlı fiil bulunursa (Vollverben)Demek ki Türkçe’de sıfatlı basit cümle Almanca’da “sein” fiilinin yardımı ile

yapılıyor. Eğer cümlede herhangi bir tam fiil bulunmakla ise o zaman bu fiil bağlı olduğu şahıs zamirine göre çekilerek cümleye girer.

lch arbeite heute hier. - Ben bugün burada çalışıyorum.ich - ben , şahıs zamiriarbeiten - çalışmak, fiilCümlede değişen, yani çekime uğrayan yalnız arbeiten fiili olur. Buna benzeyen

cümleleri yapmak için sayı kaidesinden de istifade edebiliriz. Sayı kaidesi şahıs zamiri veya özne ile fiilin birleştirilmesi temeline dayanır. Buna göre cümlenin başında bulunan özne veya şahıs zamirine l cümle sonundaki fiile ise 2 numarayı koyarız.

O halde: Almanca’da bu gibi cümlelerde özne ve fiil birbirinden ayrılmaz.Ben bugün burada çalışıyorum, cümlesini tekrar ele alarak cümlede geçen

kelimelere sıra ile numara koyalım. Almanca’ya çevirmek istediğimiz bu cümlede, önce ben, benden sonra çalışıyorum

dememiz gerekir. O halde, ben 1 numara, çalışıyorum ise 2 numaradır. Bu kelimelerin dışında kalan kelimelere, baştan itibaren sıra ile 3. 4. 5. 6. v. s. diye numara konur.

Cümlemizi tekrar yazalım:Ben bugün burada çalışıyorum 1 3 4 2

27

Page 28: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Türkçe cümlenin altına koyduğumuz bu numaraları sıra ile Almanca’ya çevirirsek cümlenin manasını Almanca olarak vermiş oluruz.

1 - ben - ich2 - çalışıyorum - arbeite3 - bugün - heute4 - burada - hiercümlemizi bu sayı kaidesine göre toparlarsak,“lch arbeite heute hier” olur.1 2 3 4

Konu ile ilgili misallerBiz şimdi Almanca öğreniyoruz. Wir lernen jetzt Deutsch.1 2 3 4 1 3 4 2

Ben arasıra paydos yapıyorum. lch mache ab und zu Pause.1 3 4 2 1 2 3 4 Manchmal ara sıra veya bazen manasına gelir.

Biz boruları ölçüyoruz. Wir messen die Röhre.1 3 2 1 2 3

O doğru Almanca yazıyor. Er schreibt richtig Deutsch.1 3 4 2 1 2 3 4

Biz bugün burada kalıyoruz. Wir bleiben heute hier.1 3 4 2 1 2 3 4

5. EMİR KİPİ (DER IMPERATIV)

Türkçe’de bir eylemin (oluşun) yerine getirilmesi için karşımızdaki kişiye; “yap!, git!, Söyle!” şeklinde emir verir ya da ikazda bulunuruz. Bu durumda fiillerin emir kipi haline geçirilmesinde -mek. -mak, ekleri kaldırılır.

gelmek – gel!yapmak – yap!söylemek – söyle!öğrenmek – öğren!

Almanca’da ise bir fiilin emir kipi teşkil edilirken. emir kipi yapılacak olan fiilin mastar halinin sonunda bulunan (-n) harfi kalkar.

kommen - gelmekkomme ! – gel !

machen - yapmakmache ! – yap !

28

Page 29: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

sagen - söylemeksage ! - söyle !

Bugünkü günlük konuşmalarda bu kaidenin dışında, fiillerin "en takısı kaldırılarak da emir kipi yapılmaktadır.

Komm ! - gel!Geh ! - git!

DikkatSen şahıs zamiri ile şimdiki zaman çekimi yapılırken (-i) halinde değişen fillerin

emir sıraları da bu değişen (i) inceltme hali ile yapılır.

nehmen - almakdu nimmst - sen alıyorsunnimm ! - al!

geben - vermekdu gibst - sen veriyorsungib! - ver!

sehen - görmekdu siehst - sen görüyorsunsieh! - gör!

6. OLUMSUZLUK / OLUMSUZ CÜMLE (NEGATION)Şu ana kadar izahını yapmış olduğumuz cümlelerin yalnız olumlu hallerim gördük.

ben gidiyorumben söylüyorumbiz Almanca öğreniyoruz

Dikkat edersek bu cümlelerde bir eylemi yapmakta olduğumuzu ifade ediyoruz. Bir olayı, hareketi, (eylemi) yapmadığımızı, ya da yapmak istemediğimizi söylersek cümlemiz olumsuz olur.

ben gitmiyorumben söylemiyorumbiz Almanca öğrenmiyoruz, cümlelerinde olduğu gibi.

Türkçe’mizde bir fiilin olumsuzluk hali, bağlı olduğu şahıs zamirine ve ses uyumuna göre değişir.

ben yap mıyorumben sev miyorumben uyu muyorumben gül müyorum

Almanca’da bir fiilin olumsuz halini teşkil etmek Türkçe’mizdekinden daha kolaydır. Zira: Almanca’da olumsuz cümle yaparken cümlede fiil olumsuz hale getirilecekse fiil çekiminde ve fiil eklerinde hiç bir değişiklik yapılmaz. Bu gibi cümleleri olumsuz yaparken cümledeki fiili olumlu yapıyormuş gibi çekime tabi tular ve cümleye

29

Page 30: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

nicht ya da kein olumsuzluk kelimelerinden birisini getiririz. Haklı olarak nerede nicht ve nerede kein kullanılır diye soracaksınız.Almanca dilbilgisi kurallarına göre, fiillerin veya sıfatların olumsuzluğa uğradığı cümlelerde nicht, isimlerin olumsuz yapılması gereken cümlelerde ise kein kullanılır.

ich denke - ben düşünüyorumich denke nicht - ben düşünmüyorum“düşünmek” - (denken) bir fiildir. Bu cümlemizi olumsuz yaparken, olumsuzluğa

uğrayan fiil olduğundan nicht cümlemize girer.Bugün hava güzel değil. - Das Wetter ist heute nicht schön.Güzel sıfat olduğundan cümlemizi yine nicht ile olumsuz yaparız.

Bu ağaç değil. - Das ist kein Baum.Bu cümlemizde olumsuz yapılmak islenen kelime ağaç bir isim olduğu için

cümlemize kein girer.Bu konu ile ilgili örneklere önümüzdeki derslerimizde temas edeceğiz.

7. SORU CÜMLESİ (FRAGESATZ)Cümle kuruluşu yönünden Almanca’da iki çeşit soru cümlesi vardır.

a) Soru kelimelerin bulunduğu soru cümleleri ... kim? ne . .. ? gibi.b) Fiilleri cümle başına getirerek teşkil ettiğimiz soru cümleleri.

a) Soru kelimelerinin bulunduğu soru cümlelerinde, soru kelimesi cümlenin basma getirilir.

Sen ne yapıyorsun? - Was machst du? (was - ne)Çocuklar ne yazıyorlar? - Was schreiben die Kinder?Siz nerede ikamet ediyorsunuz? - Wo wohnen sie? (wo - nerede)Çocuk neden ağlıyor? - Warum weint das Kind? (warum - niçin,

neden)Sen bugün neden böyle üzüntülüsün?- Warum bist du heute so traurig? (so - böyle,

traurig - üzüntülü)

b) Bir cümlede soru kelimesi yoksa o cümleyi soru cümlesi yapabilmemiz için cümlede bulunan fiil cümlenin başına getirilir. Fiili şahıs zamiri (özne) ya da isim takip eder ve diğer öğeler yer değiştirmezler.

Öğrenci Almanca öğreniyor. - Der Schüler lernt Deutsch.Öğrenci Almanca öğreniyor mu? - Lernt der Schüler Deutsch?Bugün hava güzel. - Heute ist das Wtlter schön.Bugün hava güzel mi? - Ist heute das Wttler schön?Elbise yeni. - Der Anzug ist neu.Elbise yeni mi? - Ist der Anzug neu?

30

Page 31: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

8. YARDIMCI FİİLLER (MODALVERBEN)

Bundan önceki derslerimizde saydığımız yardımcı fiiller Almanca’da dilbilgisi yönünden büyük bir önem taşırlar. Bu fiilleri cümlede kullanabilmemiz için yardımcı fiillerle ilgili bazı gramatik inceliklerin tam olarak bilinmesi gerekir. Şimdi bu fiilleri sıra ile inceleyelim.

8.1. Wollen Türkçe’mizdeki istemek kelimesinin manasını tam olarak karşılamakla beraber

“wollen”in istemek olarak nerelerde kullanılabileceğini bilmemiz gerekir. Bir ticarethanede, bir lokalde veya buna benzeyen yerlerde ben şunu veya bunu istiyorum derken “wollen” i kullanmanızı tavsiye etmeyiz. Zira “wollen” in istemek anlamında cümleye girdiği yerlerde kesinlikle istemek akla gelir. Buna göre “wollen” istemek manalarında nerelerde kullanılır?

a) isteğin tam bir kesinlik ifade ettiği yerlerde.Biz hakkımızı istiyoruz. - Wir wollen unser Recht. (das Rechl - hak)Halk adalet (eşitlik) istiyor. - Das Volk will die Gerechtigkeit.

b) istek veya istenilen şey diğer bir şahsı rahatsız etmeden, kendi arzularımızı ifade ederse.

Ben yarın seyahate çıkmak istiyorum. - lch will morgen verreisen. (morgen – yarın, verreisen - seyahate çıkmak)

Ben durumumu düzeltmek istiyorum. (gidişatımı, halimi)- lch will mich bessern. (sich bessern,

bir kişinin kendi durumunu gidişini, düzeltmesi, düzene sokması)

Wollen - istemek yardımcı fiilinin şimdiki zamana göre çekimiBazı örnek yardımcı fiiller çeşitli şahıs zamirleri ile çekilirken köklerim tamamen

kaybederler.lch will - ben . .. istiyorumdu willst - sen ... istiyorsuner, sie, es will - o ... istiyorwir wollen - biz ... istiyoruzihr wollt - siz ... istiyorsunuzsie wollen - onlar... istiyorlarSie wollen - Siz ... istiyorsunuz

örnek cümlelerYardımcı fiillerle cümle kurarken, yardımcı fiil bağlı olduğu isim veya şahıs

zamirine göre çekilir ve cümlede bulunan diğer fiil ise cümlenin sonuna hiç değişmeden mastar olarak gelir.

1. Biz Almanca öğrenmek istiyoruz. - Wir wollen Deutsch lernen. 1 3 4 2 1 3 4 2

Not: Yardımcı fiillerin bulunduğu olumlu düz cümleleri de sayı kaidesiyle kurmamız mümkündür.

31

Page 32: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

2. O yarın işten istifa etmek istiyor. - Er will morgen kündigen. 1 3 4 2 1 2 3 4

(kündigen - işten istifa etmek)

3. Siz beni sadece oyalamak istiyorsunuz. - Sie wollen mich nur aufhalten. 1 3 4 5 2 1 2 3 4 5

(nur – sadece, aufhalten - oyalamak)

4. O mutlaka zafere ulaşmak istiyor. - Er will unbedingt siegen. 1 3 4 2 1 2 3 4

(unbedingt – mutlaka, siegen - zafere ulaşmak yenmek)

5. O sadece para biriktirmek istiyor. - Er will nur sparen. 1 3 4 2 1 2 3 4

(sparen - para biriktirmek)

6. O inanmak istemiyor. - Er will nicht glauben.(glauben - inanmak)

7. O hakikatı söylemek istemiyor. - Er will die Wahrheit nicht sagen.

8.2. KönnenKönnen yardımcı fiili kabiliyet, istidat ya da kudretten gelen ve yapmaya muktedir

olduğumuz eylemler için kullanılır. Burada adı geçen ve yapmaya muktedir olduğumuz şeyler fikri veya fiziki olabilir. Können’in muktedir olmak anlamında kullanıldığı veya kast edildiği yerlerde bildiğimiz veya yapabildiğimiz şeyin öğrenilmiş, alıştırılmış ve bilhassa sportif faaliyetler için antremanı yapılmış olması gerekir. Diğer bir ifadeyle können’i “ben bunu yapabiliyorum, edebiliyorum” şeklinde kullanırken bildiğimiz şeyin emek verilerek öğrenilmiş olması gerekir. Bu öğrenimin yanı sıra fiziki bir kuvvetin muktedir olduğu yerlerde de können kullanılır.

Ben 80 kiloyu yukarı kaldırabilirim. - lch kann 80 kg hochheben.O halde können bu vermiş olduğumuz bilgiye göre:

a) Kabiliyet ve istidattan gelen, öğrenilen fakat yine de alıştırma sonucu bildiğimiz ya da muktedir olduğumuz şeyler için kullanılır.

Çocuk güzel keman çalabiliyor. - Das Kind kann gut Geige spielen.Çocuk 5 yaşında, fakat 1000’e kadar sayabiliyor. - Das Kind ist 5 Jahre alt, aber

es kann bis 1000 zählen.O üç lisanı ana dili gibi biliyor. - Er kann drei Sprachen, wie seine

eigene Muttersprache.

b) Mesleki, ya da teknolojik bilgiye dayanan, öğrenilmesi ve elle alıştırılmış olması gereken, bildiğimiz, muktedir olduğumuz branşlarla ilgili muktedir olma hallerinde ise

32

Page 33: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

mesleğin veya yapılması gereken şeyin teknolojik yönden bilinmesi kadar, o kişinin adı geçen iş veya meslekle alakalı el hünerine de sahip olması gerekir.

Ben arabayı tamir edebilirim. - lch kann das Auto reparieren.Ben makineyi ayarlayabilirim. - lch kann die Maschine einstellen.O bir masa imal edebilir. - Er kann einen Tisch herstellen.

Son yaptığımız cümlede o kişinin bir masayı yapabilmesi için mutlaka marangoz olması şart değildir. Fakat masayı yapan kişinin marangozlukla ilgili teknolojik bilgilere sahip olması ve ayrıca bu teknolojik bilgiyi tatbik edebilmesi için rendenin nasıl tutulması gerekliğim pratik yönden bilmesi şarttır.

c) iktidarı, imkanı, olma veya olmama hallerinde:Hasta yürüyemiyor. - Der Kranke kann nicht gehen.Ben size yardım edemem. - lch kann Ihnen nicht helfen.Ben hislerime sahip olabilirim. - lch kann mich beherrschen.

Cümle kuruluşu ile ilgili diğer örnekler ve können yardımcı fiilinin zaman yardımcı fiilleri ile cümlede kullanılışı:

Können veya diğer örnek yardımcı fiillerle cümle teşkil ederken cümlemizde işler tam anlamlı ve isterse yardımcı zaman fiillerinden birisi olsun, bu fiiller cümle sonunda hiç çekilmeden mastar halinde bulunurlar. Buna göre örnek yardımcı fiiller bağlı bulundukları şahıs zamirine veya isme göre çekildikten sonra, cümlede bulunan diğer fiil değişikliğe uğramadan cümle sonuna gider.

O çok güzel yemek yapar. - Er kann sehr gut kochen. (kochen, yemek yapmak)

Eva bunu güzel izah eder (edebilir). - Eva kann das gut erklären.

Not: Örnek yardımcı fiillerin bulunduğu cümleleri soru yapmak istersek; örnek yardımcı fiil cümlenin başına alınır. Yani fiille isim yer değiştirir.

Size yardım edebilir miyim? - Kann ich Ihnen helfen?Siz Almanca biliyor musunuz? - Können Sie Deutsch?Çocuk yüzmesini biliyor mu? - Kann das Kind schwimmen?Sen yarın çalışabilir misin? - Kannst du morgen arbeiten?Siz bana 100,- Euro ödünç verebilir misiniz? -Können Sie mir 100,- Euro

leihen?Sen bana bunu lütfen izah eder misin? -Kannst Du mir das bitte

erklären?Sen bunu ezbere okuyabilir misin? - Kannst Du das auswendig?Ben yarın okula gelemem. - lch kann morgen nicht in die Schule kommen.Ben bu soruya cevap veremem. - lch kann diese Frage nicht beantworten.

Können ile zaman yardımcı fiillerinin beraber bulunduğu cümleler:Können ile teşkil edilen haben ve sein fiilinin bulunduğu bazı cümlelerde bir kişinin

kendi kanısına dayanan bir mana ortaya çıkar. Bu durumda cümlede üçüncü bir fiil varsa bu üçüncü fiil geçmiş zaman hali ile cümleye girer. (Tam manalı fiil).

33

Page 34: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

O bunu söylemiş olabilir. - Er kann das gesagt haben. fiil 1 fiil 2 fiil 3

sagen, söylemek / gesagt, söyledi

Siz yanılmış olabilirsiniz. - Sie können sich geirrt haben.sich irren - yanılmak (dönüşlü fiil)

Mühim: Können, örnek yardımcı fiili dafür (bunun için) edadıyla kullanıldığında;“Benim bunda, onda suçum ne” anlamına da gelir.Benim bunda kabahatim ne. - Was kann ich dafür.Benim bunda kabahatim yok. - lch kann nichts dafür.Sizin bunda suçunuz yok. - Sie können nichts dafür.

Können örnek yardımcı fiilini wissen - bilmek fiili ile karıştırmayınız. Wissen daha ziyade zihni, akli, fikri ve beyinsel temele dayanan bilme eylemleri için kullanılır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnek verelim. Bir futbolcuyu çalıştıran antrenörün o futbolcuyu iyi bir başarıya götürebilmesi için futbol hakkındaki yeterli fikri bilgilere sahip olması gerekir. Bu durumda antrenörün futbolcu ile top oynayıp gol atmasına lüzum yoktur. Fakat bu antrenörün futbolun nasıl oynandığını, golün nasıl atılması gerektiğinı bilmesi şarttır, işte bu fikri bilgileri futbolcuya aktarır. Antrenörün bu bildikleri zihni bilgiler wissen ile ifade edilen bilmektir. Futbolcunun sahada gösterdiği başarı da können olur. Bunun dışında okuduğumuz, duyduğumuz, gördüğümüz bir haber veya eylemle ilgili bilmek anlamında da wissen kullanılır.

Ben bunu biliyorum. - lch weiss das.O bunu bilmiyor. - Er weiss das nicht.Onun çok geniş bilgisi var. - Er hat ein umfangreiches Wissen.Müller iyi gol atar. - Müller kann gut Tore schiessen.

8.3. MüssenŞimdiki zamana göre çekimi:ich muss ... - ben . .. mecburumdu musst... - sen ... mecbursuner, sie, es muss ... - o ... mecburwir müssen ... - biz ... mecburuzihr müsst... - siz ... mecbursunuzsie müssen ... - onlar.. . mecburdurlarSie müssen ... - Siz ... mecbursunuz

Almanca dilinde çok kullanılan bir fiil olup anlamının ve kullanıldığı yerlerin tam olarak bilinmesi gerekir. Müssen örnek yardımcı fiili kullanıldığında cümlede bir kesinlik bulunmaktadır. Bu zorunluluk veya mecburiyet iki ana gurupta toplanır.

a) Emirsel anlam taşıyan mecburiyet (Zwang-Befehl).b) Mantıki yönden yapılması gereken mecburiyet (logischer Zwang).

34

Page 35: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Askeri birliklerde ve disiplinin gerektiği yerlerde verilen bir emrin harfiyen yerine getirilmesi gerekir.

Siz saat 8 de kalkmaya mecbursunuz. - Sie müssen um 8 Uhr aufstehen.

Bu vermiş olduğumuz örneğin dışında bir eylemin kesinlikle yapılması gerekiyorsa, ya da karşımızdaki kişi bizden her hangi bir işin mecburen yapılmasını istemekle ise bu da emirsel anlam taşıyan ve yerine getirilmesi gereken bir mecburiyet olabilir. Buna benzeyen mecburiyetler, bazı hallerde konuşulan kişi için yerine getirilmesi halinde kendi yararına olur. Bir anne oynamak gayesiyle dışarıya çıkan çocuğuna;

-“Senin saat 18°°de evde olman şart” diyebilir. Burada adı geçen anne, çocuğuna ihtarda bulunurken çocuğun mutlaka saat 18°° de evde olmasını isterse cümleyi müssen örnek yardımcı fiili ile kurar.

Buna göre:Senin saat 18°° de evde olman gerek. - Du musst um 18.00 Uhr zu Hause

sein.Çocuğun istenen bu saatte evde olması, çocuğun emniyeti ve eğitimi yönünden

önemlidir. Zira ortalık kararıp çocuğun başına bir kaza gelebilir.

1. Sizin özür dilemeniz şart (mecburi) - Sie müssen sich entschuldigen.sich entschuldigen - özür dilmek

2. O şimdi gitmeye mecbur. - Er muss jetzt gehen.

3. Ben yarın Konsolosluğa gitmeye mecburum. - lch muss morgen zum Konsulat gehen.

4. Sizin nüfus dairesinde kaydınızı yaptırmanız şart. - Sie müssen sich beim Einwohnermeldeamt anmelden.

Einwohnermeldeamt - nüfus dairesisich anmelden - kaydını yaptırmak

5. Sizin orta okul mezunu olmanız gerek. - Sie müssen die mittlere Reife haben.

6. Bizim 100.- Euro ceza ödemiz şart. - Wir müssen 100,- Euro Strafe zahlen.Strafe – ceza, zahlen - ödemek

b) Mantıki yönden yapılması gereken mecburiyet / Logischer ZwangBazı hallerde bir eylemin (işin, olayın) yerine getirilebilmesi için elimizde bir kaç

çeşit imkan olabilir.Otomobil ile İstanbul’dan Bursa'ya gitmek için yola çıkan bir kişi, İstanbul

içersinde size, “Ben nasıl Bursa'ya gidebilirim?” diye sorarsa, mantıki yönden vereceğiniz cevap, - “Sizin Bursa'ya Kartal üzerinden araba vapuru ile gitmeniz mecburidir”, diyebilirsiniz. Bu cümlede kullandığınız müssen karşı taraf için bir emir değil mantıki yönden yapılması gereken bir mecburiyettir. O kişi isterse kara yolundan bütün Marmara sahilini dolaşarak İzmit üzerinden de Bursa'ya gidebilir.

35

Page 36: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1. Sizin Kartal üzerinden Bursa'ya gitmeniz gerek.- Sie müssen über Kartal nach Bursa fahren.

2. Çocuğun uyuması şart. - Das Kind muss schlafen.

3. Hasta ilaçlarını muntazam (programlı olarak) almaya mecburdur.- Der Kranke muss die Medikamente regelmässig einnehmen.

Medikamente – ilaç, einnehmen - ağızdan ilaç almak

4. Sizin yarın tekrar doktora gitmeniz şart. - Sie müssen morgen wieder zum Arzt gehen.

Müssen'in diğer manaları:Müssen örnek yardımcı fiili bu hakiki manalarının dışında, tahmin ettiğimiz fakat

kesinlikle bilmediğimiz hallerde de “olmalıdır, olması gerek” anlamlarına gelir.

Onun çok iyi olması gerek. - Er muss sehr gut sein.

Türkçe’mizde, bir işin önemine inandığımız zaman gerek kendimiz ve gerekse diğer şahıslar için; “Benim bunu yapmam lazım” ya da “onun bunu yapması lazım” deriz. Bu gibi cümleler eylemin durumuna göre, emirsel veya tavsiye durumunda olabilir. Bu halde de cümlede müssen kullanabilirsiniz.

Benim bunu yapmam lazım. - lch muss das machen.Senin bunu bana söylemen lazım. - Du musst mir das sagen.

8.4. Sollenlch solldu sollster, sie, es sollwir sollenihr solltsie sollenSie sollen

Sollen örnek yardımcı fiilim anlam ve kullanıldığı yer yönünden müssen mecbur olmak örnek fiili ile biri birine karıştırmayınız. Sollen lügat anlamıyla mecbur olmak manasına gelmekle beraber burada adı geçen mecburiyet daha ziyade zayıf olup bizden veya karşımızdakinden bir eylemin yapılmasını ister. O halde sollen in kullanıldığı yerlerde kesin bir mecburiyet yoktur. Bilhassa dini, insani, toplum, görgü veya ahlak kuralları yönünden bir emrin yerine getirilmesi istenir ya da hatırlatılırsa., bu gibi cümlelere sollen girer.

Hırsızlık yapma (günahtır, yasaktır). - Du sollst nicht stehlen.Yalan söyleme (yalan söylememelisin). - Du sollst nicht lügen.Senin terbiyeli olman lazım. - Du sollst anständig sein.

36

Page 37: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Müssen ve sollen fiilleri arasındaki farkı daha iyi anlayabilmemiz için bir başka örnek verelim. Hepimizin bildiği trafikte bir şoförün harfiyen riayet etmesi gereken bazı trafik işaretleri bulunur. Bunlardan bazıları:

Stop- dur, Halteverbot - durma yasağıBu guruba giren işaretlere Verbotsschilder yasak işaretleri denir. Yasak işaretlerinin bulunduğu yerlerdeki emir tamamen kesindir. Bu işaretlerin olduğu yerlerde karşı tarafa bir ikaz yapılırken müssen kullanılır.

Senin yol hakkına dikkat etmen gerekir (mecbur). - Du musst die Vorfahrt achten.Sizin kırmızıda durmanız mecburidir. - Sie müssen bei Rot anhalten.

Ayrıca bu kesin yasak işaretlerinin yanı sıra trafik ikaz işaretleri de vardır. Bu işaretlere riayet etmek o şoförün insancıl yönden uyması gereken bir mecburiyettir. Hastahane okul ve çocuk yurtlarının önünden geçen yollarda bu gibi trafik işaretlerine rastlanır. Bu trafik işaretleri şoförden; hastahane önünden geçerken arabasını biraz yavaş sürüp gürültü yapmamasını, çocuk yuvasının önünden geçerken, arabasını hızlı sürüp bir çocuğun trafik kazasına kurban gitmemesi için arabasını yavaş sürmesini ister. Buradaki mecburiyet daha ziyade vicdani olup karşı tarafın ve bunun yanında doğacak bir tehlikeden şoförü kurtarmak için yapılan bir ikaz veya insani bir hatırlatmadır. Almanca’da bu gaye için kullanılan trafik işaretlerine Gebotsschilder denir. İşte bu işaretlerin bulunduğu yerlerde karışımızdakini ikaz etmek istersek sollen yardımcı fiilini kullanırız.

Siz burada arabanızı yavaş sürmelisiniz. - Sie sollon hier langsam fahren

Konu ile ilgili diğer örnekler:1. Sizin bana yarın haber vermeniz lazım. -Sie sollen mir morgen Bescheid sagen.

Bescheid sagen - haber vermek

2. Bizim Emniyet tüzüğüne riayet etmemiz lazım. -Wir sollen die Sicherheitsvorschriften beachten.

3. Sen biraz sabır etmelisin. - Du sollst etwas Geduld haben.4. Ne diyeyim? - Was soll ich sagen?5. Ne yapayım? - Was soll ich machen?6. Ben size nasıl yardım edeyim? - Wie soll ich lhnen helfen?7. O yarın bana gelsin. - Er soll morgen zu mir kommen.8. Sen bunu iyice düşün taşın. - Du sollst dir das genau überlegen.9. O ne yapacağını bilmiyor. - Er weiss nicht, was er machen soll.10. Evet diyeyim mi? - Soll ich ja sagen?11. Satın alayım mı? - Soll ich kaufen?12. içeyim mi? - Soll ich trinken?13. Sana inanayım mı? - Soll ich dir glauben?

37

Page 38: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

8.5. DürfenŞimdiki zaman göre çekimi:lch darfdu darfster, sie, es darfwir dürfenihr dürftsie dürfenSie dürfen

Dürfen örnek yardımcı fiili ile bir kişiye müsaade veya yetki verilir. Verilen bu müsaade kanun, tüzük ya da birisi tarafından olabilir.

Ben burada park yapabilirim, - lch darf hier parken.Biz burada sigara içebiliriz. - Wir dürfen hier rauchen.

Bu verilen yetki veya müsaade, cümleyi olumsuz yapmamız halinde geriye alınmış olur. Daha evvelki derslerimizden de hatırlayacağınız gibi bu olumsuzluk cümleleri nicht ya da kein ile teşkil edilir. Demek ki dürfen’in bulunduğu cümlelerde nicht ve kein verilen müsaadeyi geri aldığı gibi bir şeyin yasak olduğunu da ifade eder.

Sen burada park yapamazsın (yasaktır). - Du darfst hier nicht parken.Siz burada sigara içemezsiniz (müsaadeli değilsiniz yasak).- Sie dürfen hier nicht

rauchen.

Nezaketin veya karşı tarafın müsaadesi gereken bütün eylemler için yine dürfen kullanılır. Karşınızdaki bir kişiden bir şey isterken, bir şey ikram ederken o adı geçen kişinin müsaade etmesi gerekmekte ise, cümlemize dürfen ile başlarız. Bu durumda cümlemiz hali ile soru cümlesi olur.

Size bir sigara ikram edebilir miyim?Darf ich Ihnen eine Zigarette anbielen? anbieten - ikram etmek

Seni bu akşam ziyaret edebilir miyim?Darf ich Dich heule Abend besuchen? besuchen - ziyaret etmek

Sizi dansa davet edebilir miyim?Darf ich Sie zum Tanz bitten?

Sizi rahatsız edebilir miyim?Darf ich Sie stören?

Size bir bardak bira ikram edebilir miyim?Darf ich Ihnen ein Glas Bier anbieten?

Oturabilir miyim?Darf ich Platz nehmen? Platz nehmen - bir yere oturmak, sandalyeye, sofraya

38

Page 39: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Bir müsaade veya yasak herkes için geçerli ise dürfen, örnek yardımcı fiili man belgesiz zamiri ile kullanılır. Dürfen fiili ise üçüncü tekil şahsa göre çekilerek cümleye girer.

Burada yüzülmez (burada yüzmek yasaktır).Hier darf man nicht schwimmen.

Burada sigara içmek yasaktır.Hier darf man nicht rauchen.

Camide sesli konuşulmaz (yasaktır).Man darf in der Moschee nicht laut reden. Die Moschee – cami, reden – konuşmak

Sıhhat veya başka yönlerden kendimiz için zararlı olan eylemlerin yasaklandığı yerlerde de cümle dürfen ile teşkil edilir. Doktor yaptığı muayeneden sonra hastası için yemesi, içmesi gereken şeylerin yanı sıra sıhhat yönünden hastasına zararı olabilecek şeyleri sayarken dürfen’i kullanır.

Siz dana eti yiyebilirsiniz. (sıhhatiniz için zararız)Sie dürfen KalbfIeisch essen.

Sizin domuz eti yemeniz yasaktır. (sıhhi yönden veya dini yönden)Sie dürfen kein Schweinefleisch essen.

Senin sigara içmen yasaktır. (sıhhi yönden)Du darfst nicht rauchen.

Ne yemem gerekir ? (neleri yemeye müsaadeliyim)Was darf ich essen?

8.6. Mögenİstemek - arzu etmek, sevmek, beğenmek

ich magdu magster, sie, es magwir mögenihr mögtsie mögenSie mögen

İstemek anlamında Almanca’da çok seyrek kullanılır.Ben dondurma yemek istiyorum.lch mag Eis essen.

Pratikde mögen yerine daha çok möchten kullanılır. Bundan önceki derslerimizde wollen istemek örnek fiiline değinmiştik. Wollen’in bir şeyi kesinlikle istemek manasına geldiğini

39

Page 40: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

de bu dersimizde hatırlatmıştık. Möchten ise kibar anlamda istemek fiilini tam olarak ifade eder. O halde bir ticarethanede, lokalde veya nezaketin gerekliği yerlerde bir şeyi isterken möchten istemek fiilini kullanmamız gerekir. Demek ki verdiğimiz bu bilgiye göre mögen istemek anlamında pek seyrek kullanılmaktadır. O halde mögen nerelerde kullanılır? Bilhassa yemek ve içmek konusunda, bir şeyi severek, arzu ederek yer veya yemez anlamlarında “istemek” olarak cümlelerimizi mögen ile kurabiliriz.

Ben çorbayı severek yerim.lch mag gerne Suppe essen.

Şimdi yemek istemiyorum (canım istemiyor).lch mag jetzt nicht essen.

Ben yoğurttan hoşlanmam.lch mag kein Joghurt.

Mögen’in yan manaları (Nebenbedeutungen)Mögen hakiki anlamının dışında ihtimal dahilinde, mümkün manalarına da gelir. Bu

gibi hallerde cümlede kesin bir ifade yoktur.

Bu olabilir. - Das mag sein.O haklı olabilir. - Er mag Recht haben.Onun 17 yaşında olması ihtimal dahilinde - Sie mag 17 Jahre alt sein.Ben bunu söylemiş olabilirim. - lch mag das gesagt haben.Dersimizin basında da değindiğimiz gibi karşı taraftan bir şey isterken daha çok

möchten kullanılır.Ben bir bardak çay istiyorum.lch möchte ein Glas Tee.

Siz personel şefi ile konuşmak istiyor musunuz?Möchten Sie mit dem Personalleiler reden?

Siz ne istiyorsunuz?Was möchten Sie?

Ben Stuttgart’a bir bilet istiyorum.lch möchte eine Fahrkarte nach Stuttgart.Fahrkarte – bilet, einfach - bir gidiş, hin und zurück - gidiş geliş

O iki litre süt istiyor.Er möchte zwei Liter Milch

Delikanlı telefon etmek istiyor.Der Junge möchte telefonnieren.tefefonieren - telefon etmek, anrufen - telefon etmek

Not: Möchten fiilinin ikinci ve üçüncü hali yoktur (istiyor idim) gibi Bu hal ancak wollen örnek yardımcı fiili ile teşkil edilir.

40

Page 41: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

9. ZAMAN YARDIMCI FİİLLERİ (DIE TEMPORELEN HILFSVERBEN)Zaman yardımcı fiilleri yalnız 3 fiilden ibarettir. Bunlar ise sırasıyla:haben – malik olmak,sahip olmak sein – olmak werden – olmak ….cek….cak

Almanca’da bundan evvelki derslerimizde değindiğimiz tam fiiller vasıtasıyla arzu ettiğimiz her türlü zamanı teşkil edebilmemiz mümkün değildir. Şimdiki zaman ve şimdiki zamanın hikayesi hariç diğer zamanlar bu 3 yardımcı fiilin yardımı ile teşkil edilir. Bu üç fiile, üzerine almış oldukları bu önemli görevden ötürü, zaman yardımcı fiilleri denir.haben ve sein yardımıyla geçmiş zaman ve geçmiş zamanın hikayesi , werden ile ise gelecek zaman teşkil edilir. Şimdi bu fiilleri sırasıyla görelim:

9.1. Var, Sahip Olmak (Haben)ich habe …… - benim var du hast ……... - senin var er,sie,es hat… - onun varwir haben… - bizim var ihr habt.. - sizin varsie haben… - onların varSie haben.. - sizin var Haben yardımcı fiili üzerine almış olduğu görev mana yönünden iki türlü cümleye girer.

A- Elle tutulan, gözle görülen veya hissedilen şeyler için benim var , senin var anlamına gelir. Haben bu anlamı ile cümleye girdiğinde bağlı bulunduğu şahıs zamirine göre çekilir ve sahip olduğumuz şey cümlenin sonuna ilave edilir.

Benim bir çocuğum var - Ich habe ein Kind. Onun bir evi var - Er hat ein Haus.

B- Haben bu hakiki manasının dışında dersimizin başında değindiğimiz gibi diğer tam anlamlı fiillerle beraber bazı zamanların teşkiline yardımcı olur. (gerekli bilgi için fiillerde diğer zamanları teşkili konusuna bak)

Elle tutulan gözle görülen bütün mana isimleri için mülkiyet bildirir. Olumsuz hali nicht veya kein olumsuzluk öğeleriyle teşkil edilir. Bu durumda, benim yok, yada ben sahip değilim anlamlarına gelir.

Benim param var. - Ich habe Geld

Benim param yok - Ich habe kein Geld.

Onun Konya’da evi var. - Er hat in Konya ein Haus.

41

Page 42: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Onun Konya’da evi yok. - Er hat in Konya kein Haus.

1.2. Elle tutulmayan gözle görülmeyen mana isimleri için var yada yok anlamına gelir.

Onda his yok. (O hissi duyguya sahip değil.) - Er hat kein Gefühl. Ben korkmuyorum - Ich habe keine Angst.

Bizim bugün çok şansımız var. - Wir haben heute viel Glück.

1.3. Hastalık isimleri için var anlamında ekseriyetle “haben “ kullanılır .

Benim başım ağrıyor, derken - Mein Kopf schmerzt, denmez

Hissedilen bu ağrı için haben yardımcı fiili kullanılır. Türkçe’mizde de söylendiği gibi.

Benim baş ağrım var. / Benim başım ağrıyor - Ich habe Kopfschmerzen.

Benim biraz karnım ağrıyor. - Ich habe etwas Bauchschmerzen.

Başka örnekler1: Benim biraz ateşim var. - Ich habe etwas Fieber.

2: Onun tansiyonu çok düşük . - Er hat zu niedrigen Blutdruck.

3: Benim annemde romatizma var. - Meine Mutter hat Rheuma.

4: Onda sarılık var. - Er hat die Gelbsucht.

5: Onun boğazı ağrıyor. - Er hat Halsschmerzen.

6: Sizin bir şeyiniz yok. - Sie haben nichts.

7: İştahınız var mı ? - Haben Sie Appetit ?

NOT: Haben zaman yardımcı fiili ile yaptığımız cümlelere dikkat edersiniz, Türkçe cümlelerde benim, senin v.s gibi mülki zamirlere rastlanmaktadır.Türkçe’mizde benim ile ifade ettiğimiz şahıs zamirine Almanca’ya tercüme ederken ben ich olarak tercüme ettik. Benim mülki zamirine Almanca karşılığı mein dır. Bu gibi cümle kuruluşlarında mein bir fiili çekme imkanına sahip olmadığından asla kullanılmaz.(mein gehen ,mein haben) olmaz.

Benim param var.Mein haben Geld. (yanlış / falsch)Ich habe Geld. (doğru / richtig) O halde mülki zamirler benim, senin anlamında ancak isimler ile beraber kullanılırlar.

42

Page 43: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Mein Kind –yavrum ,çocuğum Dein Haus -senin evin Fakat; Mein Kind geht spazieren. - Benim çocuğum gezmeye gidiyor, diyebilirsiniz.

9.2. Olmak (Sein)Bundan evvelki derslerimizde sein zaman yardımcı fiiline biraz değinmiştik. sein

Türkçe’mizde fiil bulunmayan cümlelere girerek cümle teşkiline yardımcı oluyordu .(Sıfatların bulunduğu basit cümlelerde ) Ben hastayım Ich bin krankSein fiilinin şimdiki zamana göre çeşitli şahıs zamirleri ile olan çekimini tekrar yapalım. ich bin… ben…im du bist.. sen…sin er,sie,es ist.. o…dır wir sind … biz..iz ihr seid… siz…siniz sie sind… onlar…dırlar Sie sind … siz…siniz

Türkçe’mizde sıfat ile, bir fiile ihtiyacımız olmadan cümle kurmamız mümkündür. Ayşe çok uslu.

Yapmış olduğumuz bu cümleye dikkat edersek cümlede fiilin olmadığını anlarız. Almanca’da bu gibi cümleleri teşkil edebilmemiz için mutlaka bir fiile ihtiyaç vardır. İşte bu yönlü sıfat veya isimlerin bulunduğu cümleler sein yardımcı fiili sayesinde yapılır. Sein fiilini çekerken Türkçe anlamını bağlı bulunduğu şahıs zamirlerine göre,

ben…im sen …sin v.s. dedik

Türkçe’mizde bu gibi cümlelere göz atarsak, cümledeki sıfat veya isimlerin ardına gelen eklerin her zaman “im “ “sin” v.s. olmadığını tespit ederiz. ben fakirim (im )- -ich bin arm.(bin) ben yalnızım(ım)- -ich bin allein.(bin) ben yorgunum (um)- -ich bin müde .(bin) ben üzgünüm (üm- -ich bin traurig.(bin) ben hastayım (yım)- -ich bin krank.(bin) ben iyiyim (yim)- -ich bin gut.(bin) ben sporcuyum (yum)- -ich bin Sportler.(bin) ben yüzücüyüm (yüm)- -ich bin Schwimmer.(bin)

43

Page 44: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Ben şahıs zamiri ile yapmış olduğumuz bu çeşitli örneklerden de anlaşıldığı gibi Türkçe’de ismin yada sıfatların sonlarına aldıkları ekler ses uyumuna göre değişmektedir. Almanca’da ise bütün bu eklerin anlamını sein yardımcı fiilinin şimdiki zamana göre olan çekim eki bin karşılamaktadır.

Örnek cümleler 1: Ben bugün biraz hastayım Ich bin heute etwas krank

2: Sen çok romantiksin. Du bist sehr romantisch.

3: Siz bugün buradamısınız ? Sind Sie heute hier ?

4: O yabancı mı ? Ist er Ausländer ?

5: O öğretmendir. Er ist Lehrer.

6: Sen bir meleksin. Du bist ein Engel.

7: Sen benim her şeyimsin. Du bist mein alles.

9.3. Gelecek Zaman (Werden)Werden : olmak (gelecekte) …cek,..cak,...ceğim,..cağım

Werden zaman yardımcı fiili ile gelecek zaman teşkil edilir. Bu yardımcı fiilin cümleye girdiği yerlerde eyleme henüz başlanmamıştır. Werden ile cümle teşkil edilirken werden, bağlı olduğu isim veya şahıs zamirine göre çekilir ve eylemle ilgili fiil hiç çekilmeden mastar halinde cümlenin sonuna getirilir.

Ben gideceğim. Ich werde gehen.Bu örnek olarak verdiğimiz cümlede yapmayı düşündüğümüz eylem veya yapacağımız iş gitmektir. Eylemle ilgili gitmek fiili cümle sonuna hiç değiştirilmeden getirilmiştir.

Werden zaman yardımcı fiilinin şahıs zamirlerine göre çekimi: ich werde du wirst er,sie,es wird

wir werden ihr werdet

44

Page 45: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

sie werden Sie werden

Werden ile teşkil edilen cümlelerde, cümle konuşulduğu an henüz eyleme başlanmamıştır.İsterse konuşan kişi cümleye bir zaman bildiren kelime koyarak eylemin ne zaman yapılacağını bildirebilir. Ben yarın Erzincan’a gideceğim Ich werde morgen nach Erzincan fahren.Bu gösterdiğimiz bilgilerin yanı sıra werden in Almanca dilbilgisindeki ifade etmiş olduğu anlamı yönünden aşağıda saydığımız inceliklerinin de bilinmesi yönünden faydalıdır.

1: Versicherung-teyit-tasdikBilhassa birinci şahıs zamiri ile yapmış olduğumuz cümlelerle karşı tarafa bu eylemi yapacağımızı teyit ve tasdik etmiş oluruz. Ben bugün seni ziyaret edeceğim Ich werde dich heute besuchen . Bu örnek cümlede bir tasdik bulunmaktadır. Karşımızdakine böyle bir cümle ile hitap ettiğimiz zaman, bu cümlemizi dinleyen kişi belirtilen günde bizim ziyaretimizi beklemek-tedir. Bu durumda cümlemizde bir kesinlik vardır.

2: Aufforderung –emirsel anlamda ihtar Eylemin oluş şekline göre daha ziyade ikinci şahıs zamiri ile kullanılır. Wirst du ruhig sein ? Sesini kesecek misin ?

Wirst du kommen ?Gelecekmisin ?

3: Vermutung-tahminBu durumda olması beklenen eylemin nasıl olacağı hakkında kesin bir kararımız olmadığından, cümleye kesinlik ifade etmeyen bir tahmin hakim olur. Bu yönlü cümlelerde werden daha ziyade üçüncü şahıs zamiri ile beraber veya dilbilgisi yönünden üçüncü şahsın yerini tutan bir isimle beraber kullanılır.

Hava yarın soğuk olacak. Das Wetter wird morgen kalt sein.

O yarın saat 18.00 de Konya’da olacak.Er wird morgen um 18.00 Uhr in Konya sein.

Ben bu fikri savunacağım. Ich werde diese Meinung vertreten.

45

Page 46: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Öğretmen yarın gelmeyecek Der Lehrer wird morgen nicht kommen.

10. FİİLLLERDE DİĞER ZAMANLARIN TEŞKİLİ 10.1. Şimdiki Zamanın Hikayesi (Das Imperfekt)

Şimdiki zamanın hikayesine fiillerin ikinci halide denir, her dilde fiillerin üç hali bulunmaktadır. Imperfekt’in teşkili ise fiillerin ikinci halleri ile yapılır. Bu zamanın Türkçe’mizdeki zaman eki: “yordu “dur .o gidiyordu ,o konuşuyordu, gibi.O gidiyordu veya ben gidiyordum cümlesini ele alırsak hadisenin olup bittiğini yani olayın olmuş bitmiş ve hikaye olarak anlatıldığı ortaya çıkar. Bu zamanın sorusu ise : O ne yapıyordu ? O ne ediyordu ? gibi cümle içinde . O neredeydi ?

Geçen fiiller ile yapılır. Fiillerin ikinci zamanı ,çekim yönünden

Schwach -zayıf kurallıStark -kuvvetli kuralsız Gemischt -karışık

Olarak üç ana guruba ayrılır. Bir fiilin ikinci halinde kökte bir değişim olmazsa o fiil kurallı olarak çekilir. Bu fiillerin şimdiki zamanın hikayesi de kurallı zaman ekleri ile teşkil edilir. Şimdiki zamanın hikayesinin kurallı çekimdeki zaman ekleri şöyledir: ich………… -te du…………. -test er,sie.es…… -te wir………... -ten ihr………… -tet sie…...…… -ten Sie ………. -ten

Bu belirttiğimiz zaman ekleri fiil mastarını kökünün ardına ilave edilir. Demek ki nokta nokta koyduğumuz yerlere fiilin mastar halindeki olan köklere yerleştirilir. Bu hali birkaç fiile uygulayalım.

sagen-söylemekFiil zayıf fiil grubuna girdiğinden ikinci hali : sagte , olur. Sagen fiilin kökü SAG olduğuna göre bu kökü alarak biraz evvel izah ettiğimiz çekim tablosuna yerleştirerek, çeşitli şahıs zamirlerine göre çekelim:

46

Page 47: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ich sagte –ben söylüyordum du sagtest –sen söylüyordun er,sie ,es sagte -o söylüyordu wir sagten –biz söylüyorduk. ihr sagtet -siz söylüyordunuz sie sagten –onlar söylüyorlardı Sie sagten -siz söylüyordunuz

lachen -gülmek ich lachte –ben gülüyordumdu lachtest –sen gülüyordun er ,sie ,es lachte -o gülüyorduwir lachten –biz gülüyordukihr lachtet -siz gülüyordunuzsie lachten -onlar gülüyorlardıSie lachten -siz gülüyordunuz Konu ile ilgili birkaç misal:1:O durmadan gülüyordu. Er lachte immer.2:O hakikatı söylemiyordu Er sagte nicht die Wahrheit.3:Biz kapıyı açıyorduk Wir machten die Tür auf. Not:Bazı hallerde bu guruba giren bir fiilin kökünün son harfi (d) veya (t)harfi ile son buluyorsa o fiilin ikinci hali teşkil edilirken, araya e kaynaşma harfi ilave edilir.

warten –beklemek ich wartete -ben bekliyordum

Kuralsız çekime giren fiillerin şimdiki zaman hikayesiBu guruba giren fiiller kuvvetli olan fiillerdir. ikinci hali teşkil edilirken zaman

kökü tamamen değişikliğe uğrar. Bunun için kurallı çekimde olduğu gibi kesin bir kaide yoktur. Bu kuralsız çekim altında incelenen fiillerin ikinci hallerinin ezberlenmesi gerekmektedir.Yalnız ikinci hali bilinen bir fiilin şahıs zamirlerine göre çekimi zor değildir. İkinci hali bilinen bu fiil birinci ve üçüncü tekil şahısla çekilirken hiçbir değişime uğramadığı gibi ardına ek de almaz. İkinci tekil şahısta şimdiki zaman çekiminde olduğu gibi kökün sonuna (-st) eki getirilir çoğul olan biz, siz ve onlarda ise (-en) takıları ilave edilir. Kommen -gelmek kam -geliyordu ich kam - ben geliyordum du kamst - sen geliyordun er sie es kam - o geliyordu wir kamen - biz geliyorduk ihr kamt - siz geliyordunuz

47

Page 48: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

sie kamen - onlar geliyorlardı Sie kamen - siz geliyordunuz

tragen -taşımak trug -taşıyordu ich trug - ben taşıyordum du trugst - sen taşıyordu er ,sie es trug - o taşıyordu

wir trugen - biz taşıyordukihr trugt - siz taşıyordunuzsie trugen - onlar taşıyorlardı Sie trugen - siz taşıyordunuz

aufstehen -ayağa kalkmak stand auf -ayağa kalkıyorduich stand auf - ben ayağa kalkıyordumdu standst auf - sen ayağa kalkıyorduner,sie ,es stand auf - o ayağa kalkıyorduwir standen auf - biz ayağa kalkıyordukihr standet auf - siz ayağa kalkıyordunuzsie standen auf - onlar ayağa kalkıyorlardı.Sie standen auf - siz ayağa kalkıyordunuz Karışık çekim gurubuna giren fiiilerin Imperfekt’i

Bu guruba giren fiillerin de ikinci halde kökleri değişime uğrar. Fakat bu fiiller şahıs zamirleri ile çekilirken kurallı çekime ait zaman eklerini alırlar.

bringen -getirmek brachte -getiriyordu ich brachte - ben geliyordum du brachtest - sen getiriyordun er,sie,es brachte - o getiriyordu

wir brachten - biz getiriyorduk ihr brachtet - siz getiriyordunuz sie brachten - onlar getiriyorlardı Sie brachten - siz getiriyordunuz

Dikkat ederseniz bringen fiili ikinci halinde kök olarak tamamen değişmesine rağmen şahıs zamirleri ile çekime uğradığında ardına kurallı çekimdeki zaman eklerini aldı. Bu guruba giren fiillerin ikinci hallerinin sonu ‘e’ ile bitmektedir.

kennen - tanımak kannte - tanıyordum wissen - bilmek wusste - biliyordum denken - düşünmek dachte - düşünüyordum

48

Page 49: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Örnekler

1.O beni nasıl olsa tanımıyordu. Er kannte mich sowieso nicht.

2.Babam bana eşyalarımı getiriyordu. Mein Vater brachte mir meine Sachen.

3.Ben bunu hakikaten bilmiyordum. Ich wusste das wirklich nicht.

10.1.1. Zaman yardımcı fiillerin ikinci hali ---Imperfekt’i Yardımcı zaman fiili olan sein, haben ve werden fiillerinin Imperfekt’i yani şimdiki

zamanın hikayesi genel bir çekim kuralına sahip değildir. Werden yardımcı zaman fiilinin ikinci halini sonra izah edeceğiz. Bu fiillerde ikinci hali teşkil edilirken bilhassa sein tamamen değişime uğrar. sein - olmak war -olmuş idi

Sein fiilinin ikinci hali WAR şahıs zamirleri ile çekilirken , ardına kuralsız çekime tabi olan fiillerin ekini alır. Almanca da sein fiillinin ikinci hali yani WAR çok kullanılan ve bilinmesi gereken önemli konudur. Birkaç dakika evvel , birkaç saat evvel , birkaç gün evvel olan bir deyimi (olaylı) dile getirirken mutlak olarak sein fiilinin ikinci haline ihtiyacımız vardır.

ich war - ..ben …idim du warst - .…sen …idin er,sie ,es war - ..o…idi wir waren - …biz….idik ihr wart - …siz…..idiniz sie waren - …onlar….idiler Sie waren - ….siz…idiniz

Cümle içerisinde sein fiilinin ikinci hal daha ziyade : a) Sıfatlarla Ben dün hasta idim Ich war gestern krank.

b)Bazı zarflarla ve isimlerle Bu kimdi ? Wer war das ? Usta başı neredeydi ? Wo war der Meister ?

49

Page 50: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Normal fiillerin üçüncü haliBen gelmiş idim .Ich war gekommen.

Not:Bu konuya ayrıca ders konusu olarak değinilecektir (fiillerin üçüncü hali)

Konuyla ilgili örnekler: 1)Ben dün Köln’e gittim. Ich war gestern in Köln.

2)O suçlu değildi .Er war nicht schuldig.

3)Hava Türkiye’de çok güzeldi.Das Wetter in der Türkei war sehr schön.

4)Ben tamirhanede idim. Ich war in der Werkstatt.

haben –sahıp olmakİkinci hali hatte dir. Sonuna karışık çekimdeki ekler gelir.

ich hatte -….benim …var idi (vardı) du hattest -…senin …var idi (vardı) er, sie ,es hatte -…onun …var idi (vardı) wir hatten -…bizim ..var…idi(vardı) ihr hattet -…sizin …var..idi.(vardı) sie hatten -…onların …var…idi(vardı) Sie hatten -….sizin..var…idi(vardı)Geçmişe sahip olduğumuz bir şey hakkında vardı veya yoktu derken haben zaman yardımcı fiilinin ikinci hali kullanılır. Haben’in bu ikinci halinin dışında. ich habe gehabt - benim vardı du hast gehabt - sein vardı er ,sie ,es hat gehabt - onun vardı wir haben gehabt - bizim vardı ihr habt gehabt - sizin vardı sie haben gehabt - onların vardı Sie haben gehabt - sizin vardıHalleri de Almanca diline tamamen yerleşmiştir. Şimdi haben fiilinin bulunduğu şimdiki zaman hikayesi ile ilgili birkaç cümle yapalım.

1: Benim dün başım ağrıyordu. Ich hatte gestern Kopfschmerzen 2: O haklı idi. Er hatte Recht.

50

Page 51: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3: Benim Türkiye’de çok malım vardı. Ich hatte in der Türkei viel Eigentum. 4: Dün bizim neşemiz yoktu. Wir hatten gestern keine Lust.

10.1.2. Örnek yardımcı fiillerin ikinci hali (Imperfekt) müssen-zorunda olmakmusste –zorunda idi ich musste - ben mecburdum, mecbur idim du musstest - sen mecburdun ,mecbur idin er,sie es musste - o mecburdu,mecbur idi wir mussten - biz mecburduk, mecbur idik ihr musstet - siz mecburdunuz,mecbur idiniz sie mussten - onlar mecburlardı,mecbur idiler Sie mussten - siz mecburdunuz, mecbur idiniz

1: Onun 6’da burada olması mecburi idi. Er musste um 6:00 Uhr hier sein. 2:Benim önce makineyi ayarlamam gerekiyordu Ich musste zuerst die Maschiene einstellen. können- muktedir olmak, güç veya kabiliyet –e bilmek konnte- muktedirdi, muktedir idi ich konnte - ben muktedirdim du konntest - sen muktedirdin er,sie es konnte - o muktedirdi wir konnten - biz muktedirdik ihr konntet - siz muktedirdiniz sie konnten - onlar muktedirdi Sie konnten - siz muktedirdiniz

Örnekler: 1: O evvelce çok iyi güreşirdi. Er konnte damals sehr gut ringen.

2: Ben biraz İngilizce biliyordum. Ich konnte etwas Englisch.

3: Meier ‘in topu tutmasına imkan yoktu. Meier konnte den Ball nicht halten.

Not: Bazı cümlelerde konnte ayrıca imkanı vardı yoktu anlamlarını da üzerine alır.

51

Page 52: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

dürfen- izinli olmak, yetkili olmak durfte- edebilirdi, muktedirdiich durfte - ben izinliyim –edebilirdim du durftest - sen izinliydin –edebilirdin er,sie,es durfte - o izinliydi wir durften - biz izinliydik ihr durftet - siz izinliydinizsie durften - onlar izinliydiler Sie durften - siz izinliydiniz

1: Benim onunla konuşmam yasaktı.Ich durfte nicht mit ihm reden.

2: Siz bunu yapmamalıdiniz. Sie durften das nicht machen.

3: Hastanede sigara içmemiz yasaktı.Wir durften im Krankenhaus nicht rauchen.

sollen-gerek, lazım, zaruretinde olmak ,v.s. sollte- gerekliydi, lazımdı, zaruretinde idiBaşkaları tarafından (toplum, ahlak, sağlık, din ve bunlara benzer) yapılması istenilen…ich sollte - ben ..malıydım , zaruretinde idim ben ..maliydim du solltest - sen ..malıydın ,zaruretinde idiner,sie,es sollte - o ..malıydıwir sollten - biz ..malıydıkihr solltet - siz ..malıydınızsie sollten - onlar ..malıydılarSie sollten - siz ..malıydınız

1: Sen doktora gitmeliydin. Du solltest zum Arzt gehen.

2: Senin Almanca öğrenmen gerekirdi.Du solltest Deutsch lernen.

3: Onun bugün gelmesi gerekirdi.Er sollte heute kommen.

4: Onun bugün Personel Büroya gitmesi gerekirdi.Er sollte heute zum Personalbüro gehen.

52

Page 53: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

wollen- istemekwollte- istiyordu, planlı ve gayret gerektiren istekler…ich wollte - ben istiyordum du wolltest - sen istiyorduner,sie ,es wollte - o istiyorduwir wollten - biz istiyorduk ihr woltet - siz istiyordunuzsie wollten - onlar istiyorlardıSie wollten - siz istiyordunuz

1: Onlar ısıyı ölçmek istiyorlardı. Sie wollten die Temperatur messen. 2: O tesisi otomatiğe ayarlamak istiyordu.Er wollte die Anlage auf Automatik einschalten.

3: Ben can kurtaran şalterine basmak istiyordum.Ich wollte den Not-Ausschalter drücken.

4: Biz şimdi izine gitmek istemiyorduk.Wir wollten jetzt nicht zum Urlaub gehen.

10.2. Dili Geçmiş Zaman (Das Perfekt) Dili geçmiş zaman bir eylemin (olayın) bitmesinden sonra kullanılır. Bunun

dışında eylemin (olayın) tam ve kesin olarak son bulduğunu da ifade eder. Türkçe’mizde dili geçmiş zaman, fiillerin köklerine ilave edilen ekler yardımıyla yapılır.”yapmak “ fiilini ele alırsak, fiilin kökü “yap” tır. Bu elde ettiğimiz kökün arkasına (tım) ekini eklersek fiilin dili geçmiş zamanın teşkil etmiş oluruz. YAP’tım -yaptım SÖYLE’dim -söyledim KONUŞ’tum -konuştum GÖR’düm -gördüm EK’tim -tim BUL’dum -buldum OKŞA’dım -okşadım YE’dim -yedim Örnek olarak verdiğimiz bu Türkçe fiillerin dili geçmiş zamanlarına dikkat ederseniz fiil kökleri , DIM ,DİM ,DUM ,DÜM ,TIM,TİM gibi ekler aldı.Bu fiilin kökünün sonlarına gelen ekler ses uyumuna göre değişmektedir Almanca da ise dili geçmiş zamanı teşkil etmek için bazı kurallar bulunmaktadır. Her şeyden önce bir fiilin dili geçmiş zamanını teşkil etmek için o fiilin üçüncü zamanının bilinmesi gerekmektedir. Fiillerin bu haline ‘partizip perfekt’ de denir.

53

Page 54: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Bir fiilin üçüncü hali nasıl teşkil edilir ?Bundan evvelki dersimizde fiillerin ikinci haline değinmiştik. İkinci halin teşkilinde olduğu gibi, bir fiilin üçüncü hali de: a) Kurallı çekim b) Kuralsız çekim c) Karışık çekim olmak üzere üç ana gurupta incelenir. Zayıf olan yani ikinci halin teşkilinde kök değiştirmeyen fiiller kurallı olarak değişmeye uğramak suretiyle PARTIZIP yapılırlar.Şimdi sırası ile bu gruplardaki meydana gelen değişmeleri inceleyelim .

a) Kurallı çekimİkinci halde kökleri değişmeyen fiiller bu kaideye göre Partizip yapılırlar. Bu guruba giren fiillerin mastar halinde bulunan kökü hiçbir değişikliğe uğramaz .Buna göre bir fiilin dili geçmiş zamanı şöyle teşkil edilir:

a) Önce fiilin kökü alınır.lieben fiilin kökü en takısını kaldırırsak , geride lieb kökü kalır.

b) Bu fiilin köküne (ge) ön takısı ilave edilir. ge-lieb

c) Bu hale getirilen fiilin sonuna (t) takısı getirilir. ge-lieb –t

Bu durumda lieben fiilin Partizip’i yani dili geçmiş zaman geliebt olur. Bu guruba giren bazı fiillerin yapalım: merken-gemerkt farkına varmak-farkına vardı machen-gemacht yapmak-yaptı

malen-gemalt boyamak-boyadı

bellen-gebellt havlanmak-havladı

lernen-gelernt öğrenmek-öğrendi

hören-gehört duymak-duydu

suchen-gesucht aramak-aradı

tanzen-getanzt dans etmek, dans etti drehen-gedreht çevirmek, çevirdi (Bir parçayı tornalamak, tornaladı)

blühen-geblüht çiçek açmak, çiçek açtı

rauchen-geraucht sigara içmek, sigara içti

54

Page 55: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

lachen-gelacht gülmek, güldü

planen-geplant planlamak, planladı

rollen-gerollt yuvarlamak, yuvarlandı tanken-getankt depoya akaryakıt koymak, akaryakıt koydu

Bu grupta incelenen fiillerin üçüncü hali teşkil edilirken, bir fiilin kökü (d) ve (t) harfleri ile son buluyorsa sona getirilen (t) harfinden evvel araya (e) kaynaştırma harfi ilave edilir.

ernten-kökü ernt hasat etmek, hasat kaldırmakFiile dikkat ederseniz kökü (t) harfi ile bitmektedir. Bu durumda fiilin üçüncü hali (geerntet) olur.

richten-gerichtet doğrultmak, doğrulttu

arbeiten-gearbeitet çalışmak, çalıştı Bir fiilin kurallı kaideye göre nasıl değiştiğini izah ettik. Fakat bu hale getirilen fiillerle di’li geçmiş zamanı teşkil etmek mümkün değildir. Fiil hangi kurala uyarak değişime uğrarsa uğrasın o fiile ait di’ li geçmiş zamanı teşkil edebilmek için yardımcı zaman fiillerine ihtiyaç vardır. Yardımcı zaman fiillerini kullanmadan di’li geçmiş zamanı teşkil etmek mümkün değildir. Bu zaman yardımcı fiilleri ise:a) seinb) haben dırMisal olarak “ben yaptım” diyelim. Bu cümleyi yapabilmemiz için önce machen yapmak fiilinin üçüncü halini yani “partizip’ini” teşkil etmemiz gerekir. MACHEN-üçünü hali GEMACHT Ich gemacht-olmaz (FALSCH)

Yukarıda bu zamanın teşkil edilebilmesi için yardımcı zaman fiilleri olan sein ve haben’dan istifade etmemiz gerekir demiştik burada haklı olarak kafanıza bir soru takılabilir haben mı? Yoksa sein mı? Kullanacağız. Ben yaptım, cümlesinde haben zaman yardımcı fiili kullanılır. Di’li geçmiş zamanlı bu fiiller bağlı bulundukları şahıs zamirine göre çekime uğrarlar. Zaman çekimi şimdiki zamana göredir.Ben yaptım. Ich habe gemacht.

Hangi durumlarda haben cümleye girer?a) Bütün örnek yardımcı fiillerin bulunduğu di’li geçmiş zamanlarda Çocuk istemedi. Das Kind hat nicht gewollt.

b) Dönüşlü fiilin hakim olduğu cümlelerde O yıkanmadı.

55

Page 56: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Er hat sich nicht gewaschen.

c) Neyi ve Kimi sorularına cevap aldığımız cümlelerde (-i haline uyan –i halini sınırlayan cümlelerde) O arabayı sürdü. sorumuz:o neyi sürdü? Cevap aldığımıza göre cümleye haben girer. O arabayı sürdü. Er hat den Wagen gefahren.

d) Şahsı belli olmayan fiillerin çoğu da haben ile teşkil edilir Dün çok yağmur yağdı. Es hat gestern viel geregnet.

10.2.1. SEIN Zaman Yardımcı Fiilinin Kullanıldığı Yerler Türkçe’mizdeki -i haline uyan veya bu hali sınırlayan, yani bu hale yakın olan

cümlelerin haben ile teşkil edildiğini söyledik yalnız bunu söylerken ismin bu halinin soruları olan “neyi?” ve “kimi?” sorularına cevap alırsak haben gelir demiştik. Buna göre haben in kullanılmadığı yerlerde sein zaman yardımcı fiili kullanılır. Sein zaman yardımcı fiilinin kullanıldığı cümlelerde “neyi, kimi” sorularına cevap alamadığımız gibi olay ismin –i halinden uzaktır.

Ben arkadaşımı arabayla tren istasyonuna götürdüm. (araba ile)Ben istasyona gittim.(vesaitle)Örnek olarak verdiğimiz bu cümlelerin her ikisinde de eylem (olay) geçmiş zamanda olmuştur. Cümlelerde geçmesi gereken fiilde fahren di. Buna rağmen bu cümlelerin dili geçmişleri teşkil edilirken birinci cümleye haben ikinci cümleye de sein zaman yardımcı fiili girer.Neden ?Birinci cümlemiz ismin (-i) haline tamamen uymaktadır. Kimi istasyona götürdüm? aldığım cevap: Arkadaşımıİkinci cümlemizde ise ismin -i haline yani Akkusativ hale uyan bir durum yoktur. Bundan dolayı ikinci cümlemizde sein zaman yardımcı fiili kullanılır.Cümlelerimizi tekrar yazarsak :

1: Ben arkadaşımı araba ile tren istasyonuna götürdüm.Ich habe meinen Freund zum Bahnhof gefahren.

2: Ben istasyona gittim.Ich bin zum Bahnhof.

Bu ikinci cümlede ismin 4. haline yakın bir durumun olup olmadığını da ‘neyi’ ve ‘kimi’ soruları ile sorabiliriz.

Kimi gittim? Cevap yok Neyi gittim? Yine cevap yok

56

Page 57: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Demek ki bu ikinci cümlemizin ismin (i) hali ile hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Bundan dolayı cümleye di’li geçmiş zamanda sein zaman yardımcı fiili hakim olur. Şimdi de kurallı olarak üçüncü hali yapılan di’li geçmiş zamanla ilgili biraz örnek cümle verelim.

1. O bunun farkına varmadı. Er hat das nicht bemerkt. 2. Biz bunu böyle yaptık. Wir haben das so gemacht.

3. Siz bunu yanlış yaptınız. Sie haben das falsch gemacht.

4. Ben Türkiye’de Almanca öğrenmedim. Ich habe in der Türkei nicht Deutsch gelernt.

5. Siz okulda mı Almanca öğrendiniz ? Haben Sie in der Schule Deutsch gelernt ?

6. Atatürk maalesef kısa müddet yaşadı.Atatürk hat leider zu kurz gelebt.

10.2.2. Kuralsız Çekime Tabi Olan Fiillerin Di’li GeçmişiBu gruba giren fiillerin partizipi yani di’li geçmiş zamanı yapılırken fiillerin

ekserisinin kökü tamamen değişikliğe uğrar. Fiilin kökünde vukuu bulunan bir değişime rağmen di’li geçmiş zamanda kullanılan ön takı (ge) fiilin önüne getirilir. Kuralsız çekim grubuna giren fiillerdeki son ek takısı ise (en) dir.

a) Fiilin mastar halinin kökü değiştirilmeden başına (ge) ve sonuna (en) takılır kommen -gelmek gekommen -geldi

fahren -gitmek gefahren -gitti

geben -vermek gegeben -verdi

Bu guruba giren fiillerin ikinci hali teşkil edilirken kök tamamen değişime uğrar. kommen -kam -geliyordu

fahren -fuhr -geliyordu

geben -gab -veriyordu

57

Page 58: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

b) Fiil ikinci ve üçüncü halde kök değişimine uğradığı gibi bilhassa di’li geçmiş hale getirilirken fiile değişen sesli harfler hakim olur. helfen -half yardım etmek-yardım ediyordu

helfen geholfen yardım etti

bitten -gebeten rica etmek-rica etti

c) Fiilin ikinci hali teşkil edildikten sonra bu hali hiç değiştirilmeden önüne (ge) ve ardına (en) eki takılır. Böylece adı geçen fiilin partizinin (di’li geçmiş zamanı) yapmış oluruz. lügen -log (2. hali) yalan söylemek-yalan söylüyordu

gelogen-yalan söyledi (3.hali) reiten -ritt (2. hali) ata binmek-ata biniyordu

geritten-ata bindi (3.hali)

10.2.3. Karışık Çekim Kurallarına Göre Partizip PerfektMastar halinde bulunan fiilin kökü bu halde yani karışık çekim kurallarına göre

partizip yapılırken değişikliğe uğrayan bu kökün önüne (ge) ardına ise (t) eki ilave edilir. wissen-wusste-gewusst bilmek-biliyordu-bildi

danken-dachte-gedacht düşünmek-düşünüyordu-düşündü

Fiillerin di’li geçmiş zamanı yapılırken fiilin mastar halinin başında be-, er-,ver-, zer-, ge-, ent- ve emp- gibi ön heceler bulunursa bu fiillerin önüne (ge) ön eki konmaz.

BE- bekommen –bekommen almak-aldı

bestehen—bestanden başarmak –başardı bestechen—bestochen haraç vermek—haraç verdi beneiden—beneidet özenmek, imrenmek—özendi, imrendi

58

Page 59: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

betätigen—betätigt bir şeyi harekete geçirmek –harekete geçirdi ER- erledigen—erledigt bir görevi yerine getirmek—yerine getirdi erzählen-erzählt anlatmak –anlattı erklären-erklärt izah etmek -izah etti

erkälten—erkältet üşütmek,soğuk akmak—soğuk aldı erfahren—erfuhr bilgi edinmek-bilgi edindi VER- verlieren—verloren kaybetmek--kaybetti verstehen—verstanden anlamak –anladı verschleissen—verschlissen aşınmak—aşındı verputzen –verputz sıvanmak –sıvandı verladen—verladen yüklemek-yüklendi

ZER- zerlegen—zerlegt sökmek, ayırmak-ayrıldı, söküldü (kimya) zerreiben—zerrissen koparmak –kopardı hallaç etmek zerstören—zerstört tahrip etmek-tahrip edildi ENT- entlassen-entlassen işten çıkarmak-işden çıkarıldı

59

Page 60: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

entscheiden—entschieden karara varmak—karara varıldı entzünden-entzündet tutuşturmak-tutuşturdu ateşlemek-ateşledi

entfernen-entfernt gidermek-giderildi uzaklaştırmak-uzaklaştırıldı entschuldigen (sich)-entschuldigt (sich) mazur görmek-mazur gördü af etmek –af etti

Konu ile ilgili örnekler:1) O dün evden mektup aldı.

Er hat gestern von zu Hause einen Brief bekommen.

2) Öğrenci imtihanı kazandı.Der Schüler hat die Prüfung bestanden.

3) Biz giriş imtihanını kazandık. Wir haben die Aufnahmeprüfung bestanden.

10.2.4. Zaman Yardımcı Fiilerinde Dili Geçmiş ZamanGehabt, haben zaman yardımcı fiilin dili geçmiş zamanıdır. Sahip olduğumuz

herhangi bir madde ve mana isimleri için haben ‘var’ veya ‘yok’ anlamında mülkiyet ifade eden bir fiildir. İşte bu sahip olduğumuz madde ve mana isimlerine sahip olduğunuz müddetçe haben, fakat konuştuğumuz anda mülkiyetini kaybettiğimiz madde ve mana isimleri için de haben’in “Partizipi” olan gehabt kullanılır.

Benim Ankara’da bir arsam var. Ich habe in Ankara ein Grundstück.

Bu adı geçen arsamı satmış veya herhangi bir sebepten ötürü mülkiyetimi kaybetmiş isem, o zaman haben fiilinin 3.halı kullanılır.

Benim Ankara’da bir arsam vardı. Ich hatte in Ankara ein Grundstück.

Benim dün başım ağrıyordu. Ich habe gestern Kopfschmerzen gehabt. Gehabt ile cümle kurabilmemiz için haben kullanmak istediğimiz sahıs zamirlerine göre çekilir ve gehabt ise hiç bir değişikliğe uğramadan cümlenin ardına atılır .

60

Page 61: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ich habe…gehabt -benım…vardı du hast…gehabt -senin…vardı er,sie,es hat…gehabt -onun…vardı wir haben …gehabt -bizim..vardı ihr habt..gehabt -sızın…vardı sie haben…gehabt -onların…vardı Sie haben…gehabt-sızın…vardı 1: Çocuğun harareti vardı. Das Kind hat Durst gehabt. 2: Sizin dün ateşiniz var mıydı ? Haben Sie gestern Fieber gehabt ?

3: Onun nesi vardı ? Was hat er gehabt ?

sein –war -gewesenBu fiilin üçüncü hali de zaman yönünden olup biten eylemler için kullanılır.

Ben Türkiye’de hasta oldum cümlesini ele alırsak . Bu cümle ile olan eylemi ifade ettiğimiz an hastalıktan kurtulmuş ve sıhhatimize tekrar kavuşmuş oluruz. İşte bu hallerde gewesen cümleye girer. Bunu benzeyen diğer bir örnek daha verelim. Bir zamanlar zengin olan bir kişi şu an fakirse; O evvelce zengindi. Er ist damals reich gewesen.

Ben onaltı sene Almanya’da bulundum. Ich bin sechzehn Jahre in Deutschland gewesen.

gewesen in dili geçmiş zamanı sein fiilinin birinci halinin gerekli şahıs zamirlerine göre çekimiyle teşkil edilir ve gewesen cümlenin sonuna gider. ich bin ….gewesen - ben …dim du bist….gewesen - sen..dın er,sie,es … gewesen - o…dı wir sind ….gewesen - biz…dik ihr seid …. gewesen - siz…diniz sie sind … gewesen - onlar..dılar Sie sind … gewesen - siz…diniz

werden-wurde-gewordenTürkçe’mizde oldum anlamlarına gelir. Ekseriyetle sein fiilinin 1.halı ile cümlede kullanıldığından eylem olmuş ve henüz devam etmektedir.

61

Page 62: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Ben dün hasta oldum. Ich bin gestern krank geworden.

Ben bu cümleyi kurduğum andaki sıhhi durumun kesinlikle karsı tarafa söylenmemekle beraber (geworden) in kullanıldığı cümlelerde ekseriyetle konuşulduğu anda eylem devam etmektedir.

Kız kardeşim dün birden bire hasta oldu. Meine Schwester ist gestern plötzlich krank geworden. Çok güzel oldu. Es ist sehr schön geworden.

Geworden ‘ile dili geçmiş zaman cümleleri teşkil edilirken ‘sein ‘zaman yardımcı fiilin şimdiki zamanı bağlı olduğu şahıs zamirine göre çekilir ve geworden cümlenin sonuna gelir.

ich bin ….geworden …ben ..oldum. du bist…..geworden …sen..oldun. er,sie,es ist …..geworden ..o…oldu. wir sind …..geworden …biz….olduk. ihr seid …….geworden ..siz ….oldunuz. sie sind ……geworden …onlar ……….oldular. Sie sind ………geworden …siz ………….oldunuz.

10.3. Mişli Geçmiş Zaman (Das Plusquamperfekt)Bir eylemin zaman ve oluş yönüyle olup bittiğini dile getirir . Dili geçmiş zamanda

olduğu gibi ‘sein ‘ve ‘haben’ zaman yardımcı fiillerini yardımıyla teşkil edilir. Mişli geçmiş zamanı teşkil etmek için ‘sein ‘ve ‘haben ‘zaman yardımcı fiillerini “imperfekt” zamanı alınır. (2.halleri) Ben yapmıştım -ich hatte gemacht. Ben gitmiştim -ich-war gegangen. Ben görmüştüm -ich hatte gesehen.

Bu zamanın Türkçe’mizdeki zaman eki “mıştı, müşti, muşdu, müşdü” dür. Sagen-söylemek ich hatte gesagt -ben söylemiştim du hattest gesagt -sen söylemiştin er,sie,es hatte gesagt -o söylemişti wir hatten gesagt -biz söylemiştik ihr hattet gesagt -siz söylemiştiniz sie hatten gesagt -onlar söylemişti Sie hatten gesagt -siz söylemiştiniz gehen-gitmek ich war gegangen -ben gitmiştim

62

Page 63: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

du warst gegangen- sen gitmiştin er,sie,es war gegangen-o gitmişti wir waren gegangen -biz gitmiştik ihr wart gegangen -siz gitmiştiniz sie waren gegangen -olnar gitmiştiler Sie waren gegangen -siz gitmiştiniz

bekommen-almak ich hatte bekommen -ben almıştım du hattest bekommen -sen almıştın er,sie,es hatte bekommen-o almıştı wir hatten bekommen-biz almıştık ihr hattet bekommen -siz almıştınız sie hatten bekommen -onlar almışlardı Sie hatten bekommen -siz almıştınız

1. Biz biraz evvel yemek yemiştik. Wir hatten eben etwas gegessen.

2. Ben seni görmüştüm. Ich hatte dich gesehen.

3. O Adana’ya gitmişti. Er war nach Adana gefahren.

11. İSMİN HALLERİ11.1. Türkçe’de İsmin Halleri

İsimler cümle içerisinde her zaman lügatten alındığı gibi kullanılmazlar. Konuyu daha iyi anlatabilmek için aşağıdaki parçayı okuyalım.Ayşe önce menekşeleri kokladı, kalem gibi ince parmaklarının titrediğini belli etmemek istiyordu. Gözlerinin olduğunu göstermemek için başını önüne eğdi. Tren hareket edinceye kadar ne konuştu, ne de benden tarafa dönüp baktı..Bu okuduğumuz parçada “menekşe” ismi geçmektedir. Dikkat ederseniz menekşe cümleye menekşeler olarak girmiştir. Hediye edilen bir tutam yani birden fazla olduğu için önce “menekşeler” olarak çoğul hale çevrilmiş ve ondan sonra, menekşeleri haline sokulmuştur. Bütün dillerde olduğu gibi, “o menekşe kokladı” diyemeyiz. Bunun yerine “o menekşeyi kokladı” dememiz gerekir. Bu geçen parçada; Ayşe neyi kokladı ?, dersek alacağımız cevap menekşeyi ya da menekşeleri olur.İşte isimler cümlede gereken anlamı verebilmeleri için fiillerle (yüklemle) olan ilgilerine göre, yalın hiç değişmeden veya (-i), (-e),(-de), takılarından birisini alarak cümleye girerler.İsmin uğradığı bu değişime ismin halleri denir.Türkçe’mizde ismin 5 hali vardır.

1.İsmin yalın haliBu durumda ismin sonuna hiçbir ek almaz.Ağaç, yol, menekşe, makine

63

Page 64: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

2.İsmin –e haliİsmin sonuna cümle içerisinde almış olduğu göreve göre (-e) ekini alır. Yine Türkçe’mizde, ses uyumu kurallarına göre son hecesinde ince sesli harf olan isimlerin sonuna (e) takısı eklenir. Fakat bir ismin son hecesinde kalın sesli harf varsa o zaman (a) eki ismin sonuna ilave edilir. oduna-(a)eklendi adama-(a)eklendiBu durum sonu sesli harfle biten isimlerde de (-ye ,-ya) ekleri ile yapılır. avluya (ya) aynaya (ya) çeşmeye (ye) kuyuya (ya)Bir ismin bu halini bulmak için nereye sorusunu sorarız. Çocuk kör kuyuya düştü. Çocuk nereye düştü ? Kör kuyuya 3.İsmin –i haliİsmin sonuna i eki ilave edilir. Bu ek bazı isimlerde büyük sesli uyum kurallarına göre (-i, -ı, -ü, -u) da olur. cetveli (i) kitabı (ı) telefonu (u)Bir ismin sonu ses uyumuna göre sesli harfle biterse o zaman ismin sonuna (yı, yi, yu, yü) ekleri getirilir. masayı dereyi suyuTürkçe’mizde bu hali bulmak için neyi ve kimi soruları sorulur.

4. İsmin –de haliİsmin sonuna (de) eki eklenir. Bu (de) ekinin dışında uyum kurallarına göre (da) eki ilave edilir. Okulda, odada isimlerinde olduğu gibi. Sessiz harflerle biten kelimelerde bu ek (te) veya (ta) dır. 5. İsmin –den haliİsmin cümledeki anlamının gereğine göre sonuna den eki ilave edilmiş halidir. Bu ek büyük sesli uyumu kurallarına göre den dan biçiminde cümleye girer. Sert sessiz harflerle biten kelimelere eklenirken (-ten, -tan) olarak yazılır. Karşıdan, evden, sağ taraftan.Buraya kadar sizlere ismin halleri konusu ile ilgili kısa bazı bilgiler verdik Almanca’yı kolay öğrenip güzel konuşabilmek için her şeyden evvel kendi ana dilimiz olan güzel Türkçe’mizin gramer yönü ile bazı inceliklerini bilmemiz gerekir. Bu temel ne kadar kuvvetli olursa Almanca öğreniminde elde edilecek başarıda o derece büyük olur. Bilhassa sizlere özet olarak verdiğimiz bu önemli kaideleri bilirseniz öğrenmeyi arzu etmiş olduğunuz ve günden güne kıymet kazanmakta olan Almanca’yı bilinçli, şüphesiz ve sağlam olarak öğrenmiş olursunuz. Böylece Almanca öğreniminde attığınız her adımı

64

Page 65: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

bilerek atar ve arzu etmiş olduğunuz gayeye hem daha çabuk hem de daha sağlam olarak varırsınız.

11.2. Almancada İsmin HalleriTürkçe’mize göre değişen pek mühim bir değişiklik yoktur. Yalnız Alman

gramerinde ismin halleri yapılırken Türkçe’mizde olduğu gibi bütün ağırlık ses uyumu kurallarına dayanmaz. İkinci bir farkta Almanca’da ismin 5 hali yerine ismin 4 hali bulunur. Türkçe’mizde son olarak gördüğümüz -den hali Almanca’da bu konu içerisinde incelenmez. Den hali von ve aus edatları ile yapıldığı gibi bu edatlar isimlerin önünde bulunur. Bu edatların isimlerin önünde kullanılmasının ayrı bir kaidesi vardır ki bunu ayrı bir ders konusu olarak göreceğiz. Biraz evvel Almanca’da ismin halleri ismin sonlarına getirilecek eklerle ve ses uyumu kurallarına göre yapılmaz dedik. Bazı hallerde isim sonuna ( e ), ( es ) . . . gibi takılar alsada bu takılar İSMİN 4 halinde büyük bir ağırlık teşkil etmezler. O halde, Almanca’da ismin dört halini yapmakta ağırlığı ne teşkil eder ?

ARTIKELLER – tanım harfleriBir çokları Almanca’da ismin hallerinin çok zor olduğunu iddia ederler. Aslında bu konu Artikellerin sayesinde çok daha kolaylaşır . . .Bunun için yapılacak ilk iş der, dıe, das Artikeli alan isimlerin önce Artikel olarak ismin dört halindeki uğramış oldukları değişimi bilmek gerekir.Almanca’da ismin dört hali bulunduğunu söylemiştik:

1. Nominativ – birinci hal – yalın hali2. Genetiv – ikinci hal – in hali3. Dativ – üçüncü hal – e hali4. Akkusativ – dördüncü hal – i hali

İsmin tekil halinde ARTIKELLER nasıl bir değişikliğe uğrar ?Önce belirli tanım harfini ele alalım. Öğrenmemizin daha kolay olabilmesi ve ileride konuyu daha iyi anlayabilmemiz için bunları sıra ile ezberleyelim.

DER DER – Nomativ – yalın hali

DES – Genetiv – in hali DEM – Dativ – e hali DEN – Akkusativ – i hali

DIE DIE – Nominativ – yalın hali DER – Genetiv – in hali DER – Dativ – e hali DIE – Akkusativ – i hali

DASDAS – Nominativ – yalın hali

DES – Genetiv – in hali DEM – Dativ – e hali DAS – Akkusativ – i hali

65

Page 66: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

O halde konuya tekrar değinirsek, Almanca’da ismin dört hali yapılırken, iki türlü değişim olur :

1. Artikelde yapılan değişim ( bazı hallerde değişmez )2. İsmin kendisinde yapılan değişim. Bu adı geçen değişim ismin bazı hallerde sonuna

almış olduğu (ek)lerdir.

Türkçe’mizde ismin dört halinde ismin sonuna ses uyumuna dayanarak çok çeşitli ekler gelmektedir.Örnek olarak ismin ( i ) halini ele alırsak : öğretmeni ( i ) öğretmen ismi sonuna ( i ) aldı. adamı ( ı ) adam ismi sona ( ı ) aldı. günü ( ü ) gün ismi sonuna ( ü ) aldı. çocuğu ( u ) çocuk ses uyumuna göre ( k ) ( g ) olarak değişti( u ) aldı. lambayı (yı) lamba ismi sonuna ( yı ) takısını aldı. iğneyi ( yi ) iğne ismi sonuna ( yi ) takısını aldı. radyoyu (yu ) radyo ismi sonuna ( yu ) takısını aldı ütüyü (yü) ütü ismi sonuna ( yü ) takısını aldı. bayrağı (ğı) bayrak ismi sonuna ( ğı ) takısını aldı.

İsmin ( i ) hali ile ilgili olarak vermiş olduğumuz bu örneklere dikkat ederseniz çeşitli isimler ses uyumuna göre : -i, -ı, -ü, -u, -yi, -yı, -yu, -yü, -ğıGibi sonlarına takılar aldı. Almanca’da ise Artikeller sayesinde ismin dört halini teşkil etmek daha da kolaydır. İsmin dört halini daha kolay öğrenebilmemiz için sırası ile bütün halleri ayrı birer ders konusu olarak görelim. Zira toplu olarak tablo halinde yapılan öğretim, bazı öğrenenler için biraz sıkıcı olsa da, vermekte fayda vardır.

NOMİNATİV der / ein das / ein die / eineAKKUSATİV den / einen das / ein die / eineDATİV dem / einem dem / einem der / einerGENETİV des / eines des / eines der / einer

11.2.1. Nominativ ( İsmin Yalın Hali )Bu hal ismin hiç değişmeyen halidir. Türkçe’mizde bu hale ismin yalın hali denir. İsim cümle içine lügatten alındığı gibi girer. Yalın halde bulunan isimlerin çoğul halleri hakkında gereken bilgiyi bundan evvelki derslerimizde vermiştik. das Bild – resim das Buch – kitap der Mensch – insan die Anlage – tesis die Fabrik – fabrika das Messer – bıçak

66

Page 67: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

11.2.2. GENETİV ( ismin in hali tekil halde )Almanca’da ismin (in) halini yapabilmek için önce ismin Artikeli tespit edilir. Bir ismin Artikeli “der” veya “das” ise bu Artikeller önce “des” haline çevrilir. der Mann – adam das Kind – çocukÖrnek olarak ele aldığımız bu iki ismin Artikelinin adamda “der” ve çocukta ise “das” olduğunu gördük. Kaidemize göre ismin tekil halinin önünde bulunan “der” ve “das” Artikelleri “des” haline getiriyordu.

der Mann – des Mannes das Kind – des Kindes Bu isimleri ( in ) haline çevirmek yani Genetiv yapmak istediğimiz zaman, ismin Artikeli “der” veya “das” ise isimlerin sonlarına ayrıca bir de (ek) gelmektedir.Artikeli “der” ya da “das” olup da kuvvetli çekim gurubuna giren isimler sonlarına (-es) veya (-s) ekini alırlar.Artikeli des haline getirmek yapılması gereken birinci iş idi. İkinci işimiz ise ismin sonuna gelecek olan eki tespit etmektir. O halde ; yapılması gerekenleri sırası ile özetlersek.

1. Önce “der” veya “das” ismi tarifleri “des” haline getirilir.2. duruma göre isim sonuna (-es) ya da (-s) ekini alır.

Biz örnek olarak ele aldığımız adam ve çocuk isimlerinde Artikeli “des” haline sokmuştuk. des Mannes des Kindesİşte yaptığımız bu ilk iş, yani Artikeli “des” haline getirmekle ismin Genetiv hali bitmiş değildir. İkinci yapılması gereken şey ismin sonuna gelecek olan uzuvlu eki bulmaktır. Bu durumda her iki isim sonlarına (-es) ekini alırlar.

des Mannes – adamın des Kindes – çocuğunBu iki iş sırasının yerine getirilmesinden sonra ismin (in) halini tam olarak teşkil edebildik.Şimdi ise haklı olarak ikinci iş sırası ile olarak , hangi isim sonuna (es) ve hangi isimler sonlarına (s) takısı almaktadır ? diye soracaksınız. Bunun için elimizde birkaç ip ucu bulunmaktadır:

Genetiv halde hangi isimler sonlarına (-es) ekini alırlar ? a ) Artikelleri “der” ve “das” olup sonu ( s, ss, sch, x, tz, tsch, zt, z ) ile biten isimler. b ) Bazı isim tamlamalarında : Örneğin : Allahın iktidarı (gücü). Die Macht des Gottes.

Çocuğun terbiyesi (eğitimi). Die Erziehung des Kindes.

Günün haberleri. Die Nachrichten des Tages.

Bu adamın görüşü (fikri) dir. Das ist die Meinung des Mannes.

67

Page 68: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Bu kaideler yalnız der ve das ismi tarifi alan isimler için geçerlidir. Fakat ikinci saydığımız bu kaidede müstesna haller bulunduğundan bir kesinlik yoktur. Ayın raporu. Der Berich des Monats. Bazı eserlerde stil ve üsluba uyması yönünden (-es) in gelmesi gerekirken ismin sonuna yalnız (-s) ekinin konduğu da vakidir.

des Tages – des Tags darauf, olduğu gibi. Şiir ve edebi bazı eserlerde bu hale rastlanmaktadır.

Hangi isimlerin sonuna ( -s ) gelir ?a ) Son harfleri –r, -l, -m, -n ile biten isimler Genetiv hale sokulurken sonlarına yalnız (-s) ekini alırlar. zanaatkar – der Handwerker zanaatkarın – des Handwerkers

öğretmen – der Lehrer öğretmenin – des Lehrers melek – der Engel meleğin – des Engels

halka – der Haken halkanın – des Hakens

araba – der Wagen arabanın – des Wagens

Sonu (ee) ile biten isimler kar – der Schnee yonca – der Klee göl – der See

Bu gibi sonu (ee) ile biten isimler Genetiv yapılırken üçüncü bir (e) nin isme girmemesi için Genetiv hale (s) ekini alarak girerler.

karın --des Schneesyoncanın – des Kleesgölün – des Sees

İmla kaidelerinde de buna dikkat edilir. Schnellaufer – hızlı çekme bandı veya hızlı koşucu, ayrı yazarsak ; schnell – hızlı der Läufer – koşucu durfakat beraber yazmak istersek üçüncü (l) harfi isme sokulmayarak iki (l) ile yazılır:

68

Page 69: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

der Schnnelläufer

b ) Özel isimlerde Orhan'ın - Orhans Müller'in - Müllers Almanya'nın - Deutschlands İngiltere'nin - EnglandsTürkçe’mizde cins isim altında incelenen anne, baba, hala da Genetiv hale sokulurken (s) ekini alır. babanın - Vaters annenin - Mutters amcanın - Onkels halanın - Tantes

c ) Yabancı dillerden gelen ve Almanca’ya yerleşen isimlerde sonuna (s) alır. doktor - der Doktor doktorun - des Doktors resim makinası - Kamera resim makinasının - Kameras balkon - Balkon balkonun - Balkons

otel - Hotel otelin - Hotels Şu ana kadar gördüğümüz genel kaidelerin dışında zayıf çekim gurubuna giren bazı isimler ismin (in) halini teşkil ederken sonlarına (es) ve (s) ekleri yerine (en) ya da (n) takılarını alırlar. Bu guruba giren isimlerin Artikelleri "der" olup sayıları çok azdır. Mesela, der Mensch kuvvetsiz çekim kaidesine göre çekilerek Genetiv halde sonuna (en), ekini alır. des Menschen – insanın, insan vücudu - der Körper des Menschen

DIE Artikeli isimlerin GENETIV 'iDie ismi tarifi alan bütün isimlerin Genetiv yapılırken yalnız Artikel değişime uğrar. Bunun yanında Artikeli takip eden isim sonuna ( ek ) almaz. Die Artikeli Genetiv halde DER olarak değişir. Bunun DER ve DAS Artikeli alan isimlerde olduğu gibi konu ile ilgili özel kaideler yoktur. Konuyu daha iyi anlamamız için die Artikeline sahip olan birkaç isimle ( ismin ) in halini teşkil edelim.

kadın - die Frau kadının - der Frau bayan - die Dame bayanın - der Dame

kapı - die Tür kapının - der Tür

69

Page 70: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Şu ana kadar Genetiv hakkında gerekli izahatı verdik. İsmin 4 halinde ismin sonuna almış olduğu ( ek ) yönü ile en çok değişime uğrayan "Genetiv" yani ismin ( in ) halidir. Cümle kuruluşlarında Türkçe’mizde ki isim tamlamalarında olduğu gibi değil, ters olarak cümleye girer.

Mesela : günün haberleri , demek istersek,

Almanca’da önce belirtilen şey cümlenin önünde bulunur. Buna göre bu yönlü cümleler Haberleri günün, die Nachrichten des Tages, olarak teşkil edilir.

Adamın evi demek istersek, Almanca’da "evi adamın" deriz. Tekil halde bulunan "ev" cümleye hiç değişmeden girer. Şimdi bu yönlü bir kaç misal verelim.

1. Günün haberleri. Die Nachrichten des Tages. ( der Tag - gün ) 2. Adamın evi. Das Haus des Mannes. ( der Mann - adam ) 3. Dilencinin kızı. Die Tochter des Bettlers. ( der Bettler - dilenci ) 4. Paranın iktidarı. Die Macht des Geldes. ( das Geld - para ) 5. Çocuğun hatası. Der Fehler des Kindes. ( das Kind - çocuk ) 6. Köyün çeşmesi. Der Brunnen des Dorfes. ( das Dorf - köy ) 7. Ağacın kökleri. Die Wurzel des Baumes. ( der Baum - ağaç ) 8. Okulun öğretmenleri. Die Lehrer der Schule. ( die Schule - okul )

Artikel "die" olduğu için "der" haline çevirdik. 9. Okulun anahtarı. Die Schlüssel der Schule. 10. Türkiye'nin adetleri. Die Sitten der Türkei. ( die Türkei - Türkiye ) 11. Memleketin problemleri.

70

Page 71: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Die Probleme des Landes. ( das Land - memleket ) 12. Cemiyetin ahlakı. Die Moral der Gesellschaft. ( die Gesellschaft - cemiyet ) ( die Moral - ahlak ) 13. Doktorun teşhisi. Die Diagnose des Arztes. ( der Arzt - doktor ) ( die Diagnose - teşhis ) 14. Şehrin caddeleri. Die Strassen der Stadt. ( die Stadt - şehir ) 15. Makinanın parçaları. Die Teile der Maschine. ( die Maschine - makina ) 16. Fabrikanın işçileri. Die Arbeiter der Fabrik. ( die Fabrik - fabrika ) 17. Firmanın geliri. Das Einkommen der Firma. ( die Firma - firma ) 18. Fabrikanın personel şefi. Der Personelleiter der Firma. 19. Sendikanın toplantısı. Die Versammlung der Gewerkschaft. ( die Gewrkschaft - sendika ) 20. İşçi Temsilcisinin oturumu. Die Sitzung des Betriebsrat. ( der Betriebsrat - işçi Temsilciliği ) ( die Sitzung - oturum ) 21. Gazetenin baş makalesi. Die Leitartikel der Zeitung. ( die Zeitung - gazete ) ( die Leitartikel - baş makale ) 22. Usta başının görüşü. Die Meinung des Meisters. ( der Meister - ustabaşı ) ( die Meinung - görüş fikir ) 23. Denizin bilinmeyen gizlilikleri. Die Geheimnisse des Meeres. ( das Meer -deniz ) ( das Geheimnis - muama, sır ) 24. O takımın maskotu. Er ist der Talisman der Mannschaft. ( der Talisman - maskot ) 25. O takımın kaptanı. Er ist der Kapitän der Mannschaft.

71

Page 72: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

( der Kapitan - kaptan ) ( die Mannschaft - takım ) 26. Benim amcam köyün muhtarı. Mein Onkel ist Gemeindevorsteher des Dorfes. 27. Türkiye'nin sahilleri çok güzel. Die Küsten der Türkei sind sehr schön. 28. Türkiye'nin insanları çok misafirperverdir. Die Menschen der Türkei sind sehr gastftreundlich. (misafirperverdir - gastfreundlich ) 29. Makinanın randumanı çok düşük. Die Leistung der Maschine ist sehr gering. ( die Leistung - randuman ) 30. Firmanın geliri çok düşük. Das Einkommen der Firma ist sehr gering. ( das Einkommen - gelir ) 31. Bu çocuğun hatası idi. Das war der Fehler des Kindes. ( der Fehler - hata ) 32. Ankara Türkiye'nin baş şehridir. Ankara ist die Hauptstadt der Türkei. ( die Hauptstadt - başşehir ) 33. Bay Müller okulun Müdürü. Herr Müller ist der Direktor der Schule.

Belirsiz tanım harfleri ile GENETIVArtikeller konusunda ele aldığımız belirsiz tanım harflerini de Genetiv hale getirebiliriz. (EIN) der ve das Artikelli isimler için belirsiz bir tanım harfi idi. Eğer "bir çocuğun" veya "bir evin" şeklinde Genetiv yapmak istersek o zaman çocuğun ve evin Artikelleri kalkar.

O halde : bir çocuğun - eines Kindes bir evin - eines Hauses bir adamın - eines Mannes

Dikkat ederseniz buradaki isimlere ait olan Artikellerin alması gerektiği (des) in (es) ekini belirsiz ismi tarifler aldı.Die Artikellerinde ise "ein" einer olur.

Örnek : bir kadın - einer FrauBelirsiz ismi tarifin olumsuz halleri ise :

der için - keines die için - keiner das için - keines dir.

72

Page 73: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Çoğul haldeki isimlerle GENETIVGenetiv yapacağımız isim çoğul halde cümleye girmekte ise o zaman ismin (in) halindeki değişim ismin tekil halindeki gibi değildir.Buna ait bir kaç ismi çoğul haline getirerek ismin (in) halini yapalım.

DER der Mann - adam (tekil) des Mannes - adamın (tekil haldeki Genetiv) die Männer - adamlar (çoğul) der Männer - adamların (çoğul haldeki Genetiv)

DIE die Frau - kadın (tekil) der Frau - kadının (tekil haldeki Genetiv) die Fraunen - kadınlar (çoğul) der Fraunen - kadınların (çoğul haldeki Genetiv) DAS das Kind - çocuk (tekil) des Kindes - çocuğun (tekil haldeki Genetiv) die Kinder - çocuklar (çoğul) der Kinder - çocukların (çoğul haldeki Genetiv)

10.2.3. Akkusatıv - İsmin ( İ ) Hali Türkçe’de ismin sonuna cümledeki anlamına göre ( i ) eki almış halidir. Adı geçen bu ek isme büyük sesli uyum kurallarına göre -i, -ı, -u, -ü olarak eklenir. defteri (-i) ekini aldı anahtarı (-ı) ekini aldı okulu (-u) ekini aldı

Bu ekler sesli harfle biten bir isme uygulanırken, ismin sonuna -yi, -yı, -yu, -yü eklerini alırlar.

bahçeyi (-yi) ekini aldı sobayı (-yı) ekini aldı

İşte bu vermiş olduğumuz örneklerde gösteriyor ki ismin (i) hali yalnız (i) takısı teşkil edilmektedir. Bir ismi ses uyumuna göre ismin (i) haline çevirebilmek için Türkçe’mizde, -i, -ı, -u, -ü, -yı, -yi, -yu, -yü . . . gibi takılar kullanılır.

O hem gazeteyi okuyor, hem de masada konuşulanları dinliyordu.

Dikkat ederseniz bu cümlede "gazete " ismin (i) hali ile cümleye girmiştir. Bu halin Türkçe ve Almanca’da cümle içinde tespiti için NEYİ ve KİMİ soruları sorulur. Adam neyi okuyordu ?Alacağımız cevap ise, gazeteyi. İşte "gazeteyi " gazete isminin (i) halidir.

73

Page 74: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Almanca’da ismin i hali Türkçe’mizdeki gibi pek zor değildir. İsmi i haline çevirmek için yalnız der Artikelinde değişim yapılır. Diğer die ve das Artikelleri hiç değişmeden ismin önünde bulunurlar. Bu halde ismin kendisinde hiç değişim olmaz.

DER der Mann - adam den Mann - adamı

DIE die Frau - kadın die Frau - kadını

DAS das Kind - çocuk das Kind - çocuğu

Vermiş olduğumuz bu üç örneğe dikkat edersek, yalnız DER Artikelinde bir değişim yapıldı. Bu arada belki aklınıza şöyle bir soru gelebilir. Peki die Frau hem kadın ve hem de kadını anlamlarına gelmekte, biz bu aradaki farkı cümle içerisinde nasıl ayırt edelim ?Gayet basit, cümle içerisinde geçen ismin kadın mı ya da kadını mı olduğunu Almanca’da cümlenin gelişinden ve cümle içerisine giren fiilin durumundan anlarız.

Ich frage – ben soruyorum Ben kadını soruyorum diye bir cümle yapmak istersek o zaman: Ich frage die Frau; deriz.

Das ismi tarifinde de durum aynıdır. Şimdi biraz değişime uğrayan DER Artikeli isimlerin AKKUSATIV hallerine geçmeden çok kolay olan ve değişime uğramayan DIE ve DAS Artikelleri isimlerin bulunduğu birkaç cümle yapalım.

1. Ben çocuğu seviyorum.Ich liebe das Kind.

2. O şişeyi açıyor.Er macht die Flasche auf.

3. Biz makinayı temizliyoruz. Wir machen die Maschine sauber. 4. Çocuklar okulu arıyorlar. Die Kinder suchen die Schule. 5. O gazeteyi okuyor. Er liest die Zeitung. 6. Ben bazan dünyayı anlayamıyorum. Manchmal verstehe ich die Welt nicht mehr. 7. O caddeyi temizliyor. Er macht die Strasse sauber.

74

Page 75: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Dikkat : Şu ana kadar vermiş olduğumuz misaller, tekil halde idiler. Çoğul halde bulunan isimlerin (i) hali yapılırken, isimler bundan evvel gördüğümüz kurallarına göre çoğul yapılırlar ve bu şekilleri ile hiç bir değişime uğratılmadan cümleye girerler.Diğer bir ifade ile çoğul halde ki isimlerin -i halini yaparken Artikel ne olursa olsun o isme ait olan Artikeli "DIE" haline getirilir.

Mesela : der Tag - gün den Tag - günü

Bu adı geçen gün isminin Artikeli "der" olduğundan, tekil halde ismin (i) halini yapabilmek için der ismi tarifini "den" haline getirdik. den Tag - günü

Fakat biz ismin (i) halini tekil halde değil çoğul halde yapmak istiyorduk. Biraz evvelki izah ettiğimiz gibi önce gün isminin çoğulunu yaparız.

der Tage - gün die Tage - günler

Ben günleri sayıyorum. Ich zähle die Tage

Bu cümleden de anlaşıldığı gibi die Tage, der Tag' ın çoğulu cümleye hiç değişmeden girdi. Diğer Artikeli isimlerde de durum aynıdır.

DER Artikeli isimlerin AKKUSATIV HALİ ( -i hali )Bir ismin Artikeli der ise, dersimizin başında da izah ettiğimiz gibi ismin (i) Haline çevirebilmemiz için Der ismi tarifi DEN haline getirilir. Şimdi der Artikeli bazı isimleri (i) halini görelim : der Weg - yol den Weg - yolu

der Garten - bahçe den Garten - bahçeyi

der Meister - ustabaşı den Meister - ustabaşını

der Lehrer - öğretmen den Lehrer - ustabaşını

der Wagen - araba

75

Page 76: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

den Wagen - arabayı

der Tisch - masa den Tisch - masayı

der Bleistift - kurşunkalem den Bleistift - kurşunkalemi

der Wald - orman den Wald - ormanı

der Löffel - kaşık den Löffel - kaşığı

der Stuhl - sandelye den Stulh - sandelyeyi

der Arzt - doktor den Arzt - doktoru

10.2.4. Dativ İsmin ( E ) Hali Almanca’da ismin (e) hali şu ana kadar görmüş olduğumuz diğer hallerden biraz farklıdır. Bunun sebebi ise bilhassa bazı isimlerin (e) hallerini yaparken mutlak suretle bir (EDAT)’a ihtiyacımız olmasıdır. İşte, bunun için DATIV konusunu ismin hallerinde ders konusu olarak en sona aldık. O halde, Almanca’da bir ismin (e) halini yapabilmemiz için : a ) Artikeller b ) Edatlar dan istifade ederiz.

nach Süden - güneye in dem Wald - ormanda

a ) Artikellerde olan değişim :

Bir ismin Artikeli DER veya DAS ise bu her iki ismi tarif de "DEM" haline getirilir. Buna göre : der - Dativ yapılırken DEM olur das - Dativ yapılırken DEM olur die - ise Dativ halde DER olarak değişime uğrar. der Mann – adan dem Mann – adama

der Garten – bahçe

76

Page 77: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

dem Garten – bahçeye

das Kind – çocuk dem Kind – çocuğa

der Tisch – masa dem Tisch – masaya

der Lehrer – öğretmen dem Lehrer – öğretmene

der Schneider – terzi dem Schneider – terziye

das Radio – radyo dem Radio – radyoya

das Fenster – pencere dem Fenster – pencereye

die Frau – kadın der Frau – kadına

die Dame – bayan der Dame – bayana

NOT : İsmin (e) hali teşkil edilirken, ismi tariflerde yapılan bu değişimin yanında isimler kendi bünyelerinde hiçbir değişikliğe uğramazlar. Yalnız bazı der ve das Artikeli alan isimler, sonlarına (e) ekini alırlar. Dativ halde ismin sonuna gelen bu ek Almanca gramerinde günden güne kıymetini kaybetmektedir.

Mesela : das Kind – çocuk dem Kind – çocuğa dem Kinde – çocuğa da olduğu gibi.

Almanca’da dilbilgisi kurallarına göre çok heceli isimlerle, kuvvetli guruba giren, der ve das Artikeli alan isimler sonlarına (e) takısı almazlar. Genellikle bugünkü Almanca dilinde (e) eki gün güne kıymetini kaybetmektedir. Demek ki, vermiş olduğumuz bazı misallerden de anlaşıldığı gibi bir ismin Dativ hali yapılırken ismin Artikeli ne olursa olsun, o isme ait olan Artikel değişikliğe uğramaktadır. Bu değişim ise dersimizin başında da belirttiğimiz gibi ;

derlerde DEM daslarda DEM dielerde DER dir

77

Page 78: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Konu ile ilgili misaller: 1. Ben bileti biletçiye gösteriyorum. Ich zeige dem Schäffner die Fahrkarte. der Schäffner – biletçi die Fahrkarte – bilet 2. O ehliyeti polise gösteriyor. Er zeigt dem Polizist den Führerschein. der Führerschein – ehliyet 3. Öğretmen öğrencilerine gelecek için iyi günler diliyor. Der Lehrer wünscht dem Schüler alles Gute. 4. Dede, çocuğa masal anlatıyor. Der Grossvater erzählt dem Kind ein Märchen. erzählen – anlatmak Märchen – masal

5. Ben adama hak veriyorum. Ich gebe dem Mann Recht.

6. Anne çocuğa ninni söylüyor. Die Mutter sing dem Kind Schlaflieder. singen – şarkı söylemek Schlaflieder – ninni

7. O köpeğe ıslık çalıyor. Er pfeift zum Hund. pfeifen – ıslık çalmak

8. İlaç hastaya iyi gelmedi. Das Medikament ist dem Mann nicht gut bekommen. das Medikament – ilaç

9. O kadına inanmıyor. Er glaubt der Frau nicht. glauben - inanmak 10. O kadına güzel şeyler satın alıyor. Er kauft der Frau schöne Sachen. kaufen – satın almak

78

Page 79: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

11.3. Çoğul Halde İsmin Halleri

Bir ismin çoğul halinin 4 hali yapılırken, ekseriyetle Nomativ – Plural Genetiv – Plural Akkusativ – Plural

birbirlerine benzemektedirler. Yalnız Genetivin çoğul halinde, isimler hangi Artikele sahip olursa olsun “DER” HALİNE GETİRİLİRLER.

Mesela : DER Genetiv ( çoğul )

der Lehrer – öğretmen die Lehrer – öğretmenler der Lehrer – öğretmenlerin

Hatırlatma : Tekil halde bulunan isimlerde (der) ismi tarifi (des) olarak değişime uğramaktaydı

der Lehrer – öğretmen des Lehrers – öğretmenin

Buna göre, bu öğretmenin hatası, demek istersek.Das ist der Fehler des Lehrers, olur.

Aynı cümleyi çoğul kaideye göre yaptığımızda,

Das ist der Fehler der Lehrer, yani Bu öğretmenlerin hatası, olur

( DIE ) Genetiv Çoğul Das Artikeli alan isimlerin genetiv çoğulu der Artikeli ile yapılır.

das Kind – çocuk die Kinder – çocuklar der Kinder – çocukların

Hatırlatma :Das Artikeli alan ismin ( in ) halinin tekil durumdaki değişimi “des” halinde idi.

das Kind – çocuk des Kindes – çocuğun

Demek ki, çoğul halde bulunan bir ismin, Genetivini yapmak istersek DIE Artikelini önce DER haline çevirir ve ismi çoğul kaidesine göre almış olduğu ekle cümleye sokarız.

79

Page 80: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Mesela : Bu çocukların hatası. Das ist der Fehler der Kinder. Bu çocukların görüşü. ( görüşü ) Das ist die Einstellung der Kinder.

Evlerin tavanları. Die Dächer der Häuser.

Evlerin tavanları yerine, evin tavanı yani tekil Genetiv yapmak isteseydik o zaman cümlemiz, “das Dach des Hauses” şeklinde olacaktır.

İsmin ( i ) Hali Çoğul – Akkusativ PluralBir ismin önünde ister der, ister die ve das ismi tarifi bulunsun, bütün bu ismi tarifler, çoğul isimlerin ( i ) halinde adı geçen o çoğul ismin önünde ( die ) olarak bulunurlar.

DER der Lehrer – öğretmen die Lehrer – öğretmenler die Lehrer – öğretmeni DİE die Frau – kadın die Frauen – kadınlar die Frauen – kadınları DAS das Kind – çocuk die Kinder – çocuklar die Kinder – çocukları

Bu vermiş olduğumuz misallere göre, çoğul halde bulunan isimlerin ( i ) hali yapılırken Artikeller aşağıdaki gibi değişikliğe uğramaktadırlar. der – die die – die das – die

Konu ile ilgili birkaç misal verelim:1. Okul Müdürü öğretmenleri kontrol ediyor.

Der Schuldirektor kontrolliert die Lehrer.

2. Doktor hastaları muayene ediyor.Der Arzt untersucht die Kranken. untersuchen – muayene etmek

3. Türk Konsolosu Türkleri ziyaret ediyor.Der Türkische Konsul besucht die Türken.

80

Page 81: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

besuchen – ziyaret etmek

4. Çiftçi tarlaları sürüyor.Der Bauer pflügt die Felder. pflügen – çift sürmek

5. Kuşlar kirazları yiyor.Die Vögel fressen die Kirschen.

( fressen: hayvanlar için yemek anlamına gelir ) ( essen : insanlar için yemektir )

6. Ustabaşı vardiye raporlarını kontrol ediyor. Der Meister kontrolliert die Schichtscheine.

8. Kısım Şefi imalat bandlarını kontrol ediyor. Der Abteilungsleiter kontrolliert die Fliessbänder.

9. Kadın tavukları yemliyor ( yem veriyor ) Die Frau füttert die Hühner. füttern – yem vermek

10. O makinaları temizliyor.Er macht die Maschinen sauber. saubermachen – temizlemek

Çoğul isimlerin ( de) hali – DATIV plural Bütün Artikeller DEN olarak değişime uğrarlar. Buna göre ismin çoğul hali teşkil edilmeden evvel der, die ve das Artikelleri den olarak ismin önüne getirilir.

O halde : der – den die – den das – den

İsmin çoğul hale getirildikten sonra, sonuna (n) ya da (en) takısı ilave edilir. Sonuna çoğul halde (s) alan isimlerde bu takıya rastlanmaz.

Şimdi der ismi tarifinden başlayarak, bazı isimlerin çoğul (e) halini teşkil edelim.

DER der Mann – adam die Männer – adamlar den Männern – adamlara

der Lehrer – öğretmen die Lehrer – öğretmenler den Lehrern – öğretmenlere

81

Page 82: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

der Vogel – kuş die Vögel – kuşlar den Vögeln – kuşlara der Stein – taş die Steine – taşlar den Steinen – taşlara der Wald – orman die Wälder – ormanlar den Wäldern – ormanlara der Mensch – insan die Menschen – insanlar den Menschen – insanları

der Stern – yıldız die Sterne – yıldızlar den Sternen – yıldızları der Bär – ayı die Bären – ayılar den Bären – ayılara

DİE die Frau – kadındie Frauen – kadınlarden Frauen – kadınlara

die Blume - çiçekdie Blumen - çiçeklerden Blumen - çiçeklere

die Stadt – şehir die Städte – şehirler den Städten – şehirlere

die Schule – okul die Schulen – okullar

den Schulen – okullara

die Maschine – makine die Maschinen – makinalar

den Maschinen – makinalara

82

Page 83: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

die Lampe – lamba die Lampen – lambalar

den Lampen – lambalara

DAS das Kind – çocuk die Kinder – çocuklar den Kindern - çocuklara das Haus – ev die Häuser – evler den Häusern – evlere

das Auto – araba ( otomobil ) die Autos – arabalar den Autos – arabalara

das Bild – resim die Bilder – resimler den Bildern – resimlere

das Buch – kitap die Bücher – kitaplar den Büchern – kitaplara das Pferd – at die Pferde – atlar den Pferden – atlara

das Mädchen – kız die Mädchen – kızlar den Mädchen – kızlara

12. SIFAT (DAS ADJEKTIV)Genellikle Almanca ve Türkçe’de sıfat denilince akla aynı şey gelir. Dünya yüzünde

bulunan canlı ve cansız varlıkların hepsinin birer isimleri vardır. Bu canlı ve cansız varlıklar ayrı ayrı yapılara, ayrı ayrı biçim ve niteliklere sahiptirler. İnsanlar dahi aynı vücut uzuvlarına sahip oldukları halde tam olarak birbirlerine benzemezler, kimi esmer, kimi sarışın, kimi küçük, kimi daha iri olmaları sebebiyle pek çok birbirlerine benzemeyen nitelik ve dış görünüşe sahipler. İşte bu aradaki gözle görülen veya hissedilen farları belirtmek için her dilde bazı kelimelerin bulunması gerekmektedir. Hepimiz bir kişinin ismini bilmek kadar o kişinin vasıflarını, dış görünüşünü de bilmek isteriz. O kişi hakkında karşımızdakine bilgi vermek isterken ; “sarışın, iri yarı, yakışıklı, esmer, ince, uzun, güzel” gibi kelimeler kullandığımız hepimizce malumdur.Bu durum yalnız insanlar için değil dünya yüzeyindeki canlı ve cansız bütün varlıklar için aynıdır.

83

Page 84: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

sıcak çorba kara keçi sarı inek kara taş gevrek simit, gibi.

Dikkat edersek bu geçen isimlerde bu isimlerin nasıl olduğunu da izah ettik. Çorba için sıcak, inek için sarı, taş için kara ve simit için ise gevrek dedik. İşte varlıkların nasıl olduğunu dile getiren bu kelimeler birer sıfat dır. Şimdi sıfatın ne olduğunu tarif edelim. Varlıkların durumunu, rengini, biçimini bunun yanında adı geçen varlığın nasıl ve ne biçim olduğunu, olan bir hadisenin şeklini ifade kelimelere “sıfat” denir .

Tavsiye :Sıfatları ezberlerken zıt manaları ile ezberlemeye çalışın. Bu metotla sıfatlar daha çabuk ezberlendiği gibi akılda tutması daha da kolay olur.

güzel – schön çirkin – hässlichdar – eng geniş – breitbeyaz – weiss siyah – schwarzkuvvetli – stark zayıf – schwachküçük – klein büyük – grossdoğru – richtig yanlış – falschsıcak – warm soğuk – kaltzor – schwer kolay – leichtçalışkan – fleissig tembel – faulhasta – krank sıhhatli – gesunddoğru – gerade yamuk – krummzengin – reich fakir – armdikkatli – aufmerksam dikkatsiz – unaufmerksamgevşek – locker sıkı – festgenç – jung ihtiyar – altkalın,şişman – dick ince – dünnıslak – nass kuru – trockenyumuşak – weich sert – hartcesaretli – mutig korkak – ängstlichakıllı – klug aptal - dummcömert – grobzügig pinti – geizigyüksek – hoch alçak – tiefsessiz – leise sesli – lautiyi – gut kötü – schlechtaçık, berrak – klar, hell karanlık, koyu – dunkelbulanık – trüpenfes – primakeskin – scharf kör ( keskin olmayan ) – stumpfuslu – brav yaramaz – frechince boylu – schlank şişman – dick

84

Page 85: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

memnun – froh üzüntülü – traurigyuvarlak – rund köşeli - eckigpahalı – teuer ucuz – billiguzak – weit yakın – nahdolu --voll boş – leertatlı – süssacı – bitter ( scharf )acımsı – sauerkısa – kurz uzun – langyavaş – langsam hızlı – schnell

85

Page 86: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

12.1. Sıfatların Cümlede Kullanılışı Sıfat gerek konuşurken ve gerekse cümle içerinde, her zaman lügatten alındığı gibi

kullanılmaz.

Das kleine Kind mit einem roten Ball. Çocuk kırmızı bir top ile oynuyor.

Bu yapmış olduğumuz cümleye dikkat ederseniz topun nasıl olduğunu belirten kırmızı sıfatı rot olarak değil cümlemize roten olarak girmiştir. İsmin yani çocuğun nasıl olduğu da küçük klein sıfatı ile belirtilmektedir.

Nasıl bir çocuk kırmızı top ile oynuyor ? Aldığımız cevap : “küçük bir çocuk” olur.

Burada almış olduğumuz cevapta çocuğun nasıl olduğunu bize bildiren kelime küçük dür. İşte bu küçük kelimesi bir sıfat dır. Fakat Türkçe’mizdekinin aksine küçük anlamına gelen klein sıfatı kleine olarak değişime uğramaktadır. Sıfatların bu yönlü uğramış oldukları değişime Almanca Dilbilgisinde Attribut veya Beifügungen denir. (Bir tamlayıcısı olarak) Yine konumuzun başında örnek olarak verdiğimiz cümleye dikkat edersek, top oynayan çocuğun ve çocuğun oynadığı topun nasıl olduğu tam olarak belirtilmiştir.

Biz aynı cümleyi isteseydik, “Çocuk topla oynuyor” diyebilirdik.

Bu durumda cümlemizde yeteri kadar isimler hakkında malumat bulunmamaktadır. Bu halde akla iki soru gelebilir.

1. Top oynayan çocuk nasıl ? küçük mü ? büyük mü ? 2. Çocuğun oynadığı top nasıl ? büyük mü ? küçük mü ? beyaz mı ? kırmızı mı ?

İşte ait oldukları isimlere ait tamamlayıcı veya lüzumlu ilave bilgileri veren bu sıfat çeşitine cümleye giriş yönü ile Attribute denir, demiştik. Bu durumda, biraz evvelki cümlemizde geçen.

rot sıfatı, roten klein sıfatı, kleine olarak değişime uğradı.Demek ki sıfatlar da bir değişime uğramaktadırlar.

Şayet herhangi bir sıfat ana kelimelerin yani isimlerin önünde bulunursa çekime yani değişime uğrar. Örnek olarak verdiğimiz cümlemizde olduğu gibi.

kleine Kind – roten Ball

Fakat sıfat bir fiil veya zaman kelimelerin araya girmesi ile isimden uzaklaşmış ise o zaman değişime uğramadan cümlede yer alır.

Türkiye güzel. Die Türkei ist schön.

86

Page 87: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Makina hızlı çalışıyor. Die Maschiene läuft schnell.

Bu vermiş olduğumuz iki örnekte de isim ile sıfat arasına fiil girdiğinden sıfat aynen lügatten alındığı gibi hiçbir değişime uğramadan cümleye girdi.

Sıfattaki değişim – çekimDie Beugung des Eigenschaftswortes

Tekil halde bulunan isimlerle beraber kullanılan sıfatlardaki değişim o ismin Artikeline bağlıdır.

İsmin Artikeli der – ise sıfat sonuna ( - ER ) Artikel die ise sıfat sonuna ( -E ) Artikel das ise sıfat sonuna ( -ES ) eklerini alır.

Mesela : güzel bir adam – ein schöner Mann güzel bir kadın – eine schöne Frau güzel bir kız – ein schönes Mädchen

Demek ki bu durumda sıfatlar der ismi tarifine sahip olan bir isimle kullanılırken (-er) die ile (-e) das ile ise (-es) eklerini sonlarına aldı.

1. Sen güzel bir kızsın. Du bist ein schönes Mädchen 2. O çok efendi bir adam. Er ist ein vornehmer Mann. 3. Türkiye hakikaten güzel bir memleket. Die Türkei ist wirklich ein schönes Land.

4. O kendi benliğini kazanmış bir insandır. Er ist ein selbstbewusster Mensch.

selbstbewusst – bir kişinin kendi kişiliğini veya benliğini kazanma hali, kendinden emin olmak.

unterbewusst – şuuraltı

5. O çok meşhur bir doktor. Er ist ein berühmter Arzt.

6. O aptal bir herif. Er ist ein dummer Kerl. 7. Sen iyimser bir insansın.

87

Page 88: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Du bist ein gutmütiger Mensch. gutmütig – iyimser 8. Siz doğru bir adamsınız. Sie sind ein ehrlicher Mensch.

9. Siz doğru bir insan değilsiniz. Sie sind kein ehrlicher Mensch. 10. O şahane bir kadın. Sie ist eine wunderbare Frau.

11. Biz tokgözlü insanlarız. Wir sind genügsame Menschen. 12. Bayan Güngör iyi bir ev kadınıdır. Frau Güngör ist eine gute Hausfrau. 13. İzmir büyük bir şehirdir. İzmir ist eine grosse Stadt. 14. Bursa romantik bir şehirdir. Bursa ist eine romantische Stadt. 15. Düsseldorf modern bir şehirdir. Düsseldorf ist eine moderne Stadt. 16. O sevimli bir çocuk. Es ist ein liebes Kind.

17. Inge iyi bir anne. Inge ist eine gute Mutter.

18. Anka akıllı bir kız. Anka ist ein kluges Mädchen.

12.2. Sıfatların ismin dört haline göre çekimi İsimleri dört haline göre, belirli sıfat çekimi aşşağıda belirttiğimiz ekler ile yapılır. Yani sıfatlar bu belirtilen ekleri sonlarına alırlar.

A ) İsmin tekil halinde ( Singular ) der die das Nominativ . . . e . . . e . . . eGenetiv . . . en . . . en . . . enDativ . . . en . . . en . . . en

88

Page 89: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Akkusativ . . . en . . . e . . . e

B ) İsimlerin çoğul olması halinde / ( plural )

der die dasNominativ . . . en . . . en . . . enGenetiv . . . en . . . en . . . enDativ . . . en . . . en . . . enAkkusativ . . . en . . . en . . . en

Demek ki isimlerin çoğul halde olmaları halinde dört halde de ismin ismi tarifi ne olursa olsun sonlarına . . . en takısı almaktadırlar.Der ismi tarifi için dört hal :

der için iyi adamlar – die guten Männer ( Nom ) iyi adamların – der guten Männer ( Gen ) iyi adamlara – den guten Männern ( Dat )

iyi adamlar – die guten Männer ( Nom )

die için iyi kadınlar – die guten Frauen iyi kadınların – der guten Frauen iyi kadınlara – den guten Frauen iyi kadınları – die guten Frauen

das için iyi çocuklar – die guten Kinder iyi çocukların – der guten Kinder iyi çocuklara – den guten Kindern iyi çocukları – die guten Kinder

12.3. Sıfatların derecelendirilmesi Aynı cinsten olan veya olmayan varlıkların aralarındaki farkı izah ederken ; o bundan daha güzel / bu ondan daha büyükgibi cümle kuruluşları ile bu farkları dile getirmeye çalışırız. Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için büyük gross sıfatını ele alarak aşağıda saydığımız üç isme göre bir kıyaslama yapalım.

der Bach – dere der Fluss – nehir das Meer – deniz

89

Page 90: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Büyük sıfatı ile bu üç ismi kıyaslama yapmaya kalkarsak , Burada en küçük olan dere Dereden büyük olan nehir En büyük olan ise denizdir.

Bu durumda pekiştirme yapılırken , Nehir dereden daha büyük

Deniz için ise, deniz en büyük denir.

Dikkat ederseniz Türkçe’mizde sıfatlar arasındaki pekiştirmeyi (kıyaslamayı) yaparken (daha) ve (en) kelimelerini kullandık. Fakat bu arada sıfatların kendi bünyelerinde hiçbir değişim olmadı. daha güzel en güzel, gibi.

Almanca’da böyle bir kıyaslamaya uğrayan sıfatlar sonlarına birer takı almaktadırlar. daha güzel – noch schöner en güzel – am schönsten

Burada daha güzel derken, schön sıfatı (-er) en güzel derken de sonuna (-sten) takılarını aldı.Buna göre birkaç sıfat hariç genel kaidemiz şöyledir, daha büyük veya daha güzel diyebilmemiz için :

Sıfatın önüne noch sıfatın sonuna er ekini ekleriz.En büyük ya da en güzel büyütme sıfatını yapabilmek için de : Sıfatın önüne am sonuna ise sten ilave edilir.Daha halinin bulunduğu pekiştirmeye Türkçe’mizde kıyaslama, en in bulunduğu hale de büyültme denir. Yapmış olduğumuz bu açıklamayı toplarsak, sıfatların pekişiminin üç ana gruba ayrıldığını görürüz.

1. der Positiv – sıfatın değişmeyen hali 2. der Komparativ – kıyaslama sıfatı 3. der Superlatıv – büyütme sıfatı

1. Positiv – sıfatın değişmeyen hali : Bu konunun üzerinde fazla durmamıza ve açıklamamıza lüzum yoktur. Sıfatın hiç değişmeden cümledeki kullanıldığı halidir.

Mesela : Bugün hava güzel. Heute ist das Wetter schön.

Ahmet çok küçük. Ahmet ist sehr klein.

NOT : Hiç değişime uğramayan bu sıfatları cümlede kullanırken arada bir benzeme varsa veya bir şeyi ya da bir olayı kıyaslarken aradaki benzerliği belirtmek istersek, wie ve so öğelerinden istifade ederiz. Wie kelimesi nasıl anlamın dışında bir ismin önünde kullanıldığında, gibi anlamına da gelmektedir.

90

Page 91: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Mesela : 1. O senin gibi güzel. Sie ist so schön wie du.

2. O benim kadar büyük. Er ist so gross wie ich.

3. O bir melek kadar ( gibi ) güzel. Sie ist so schön wie ein Engel.

4. Cehennem gibi sıcak. Heiss wie die Hölle.

5. Kar gibi beyaz. Weiss wie Schnee.

12.3.1. Sıfatların positiv halinin kuvvetlendirilmesi Almanca’da sıfatların positiv hali yani hiç değişmeyen hali bazı kelimelerle kuvvetlendirilir. Bu kelimelerden en başta gelenler.

sehr – çok zu – çok (fazla) sehr klein – çok küçük sehr nett – çok zarif sehr schwer – çok zor zu warm – çok sıcak zu schwer – çok zor zu primitiv – çok adi

Örnekler : 1. Sen çok yeteneklisin. Du bist so begabt.

2. Sen çok kurnazsın. Du bist zu schlau.

3. Siz çok kurnazsınız. Sie sind zu raffiniert. raffiniert – açıkgöz kurnaz

4. Siz çok kalleşsiniz. Sie sind sehr hinterlistig.

Bunun dışında bir sıfatı positiv yani hiç değişmeyen hali ile daha da fazla kuvvetlendirmek istersek, wie kelimesinden de istifade edebiliriz. Ayrıca cümlenin başına ach nidasının da konulması gerekir. 1. Ah ne kadar güzel. Ach wie schön.

2. Ah ne kadar yazık. Ach wie schade.

3. Ah ne kadar karanlık. Ach wie dunkel.

4. Ah ne kadar harika. Ach wie wunderschön.

91

Page 92: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

5. Ah siz ne kadar iyisiniz. Ach wie gut sind Sie.

6. Ah dışarısı ne kadar karanlık. Ach wie dunkel ist es draussen.

7. Ah sen ne kadar sevimlisin. Ach wie lieb bist du.

12.3.2. Kıyaslama sıfatıİki veya daha çok olan madde ve mana isimleri arasında yapılan kıyaslamadır. Bir

sıfatın daha hali ile yapılan pekiştirmesinde iki isim arasında kıyaslama yapılmakta ise pekişen sıfattan sonra cümleye als öğesi girer. Bu kullanılan als ın manası den, dan dır.

Mesela : 1. Sen benden daha akıllısın. Du bist klüger als ich.

2. Bir öpücük bir tokattan iyidir. Ein Kuss ist besser als eine Ohrfeige.

3. Düsseldorf, Solingen ‘den büyüktür. Düsseldorf ist grösser als Solingen.

4. Bugün hava dünden daha soğuk. Das Wetter ist heute kälter als gestern.

5. Kızılırmak Menderes’den daha uzundur. Kızılırmak ist länger als Menderes.

6. Yaz kışdan daha iyidir. Der Sommer ist besser als der Winter.

7. Siz benden daha fazla kazanıyorsunuz. Sie verdienen mehr als ich.

8. Uludağ Erciyes’ten daha büyüktür. Uludağ ist grösser als Erciyes.

Dikkat :Almanca’da bu söylemiş olduğumuz genel kaidelerin dışında sayıları az da olsa, pekiştirme kurallarına uymayan bazı sıfatlarda vardır. Bu sıfatlardan bazıları ise;

gut – besser – am besten iyi – daha iyi – en iyisi viel – mehr – am meisten çok – daha çok – en çok bald – eher – am ehesten çabuk – daha çabuk – en çabuk

gern – lieber – am liebsten severek – daha severek – en çok severek

92

Page 93: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Herhangi bir sıfatın ikinci veya üçüncü harfi -a, -o, -u gibi sesli harflerden teşekkül ederse, pekiştirme yapılırken bu sesli harfler üzerlerine iki nokta konur / inceltilir.

gross – grösser – am grössten büyük – daha büyük – en büyük

hoch – höher – am höchsten yüksek – daha yüksek – en yüksek

nah – näher – am nächsten yakın – daha yakın – en yakın

kalt – kälter – am kältesten soğuk – daha soğuk – en soğuk

12.3.3. Büyütme SıfatıTürkçe’mizde bir sıfatın büyütmesini yani (en) halini yaparken en güzel, en yüksek

deriz. Bu durumda sıfatın kendi bünyesinde hiçbir değişiklik olmaz. Almanca’da ise dersimizin başında da söylediğimiz gibi sıfatın büyütme hali yapılırken büyütülen sıfatın başına (AM) ve sonuna ise (sten) eki ilave edilir. Bu durumda bu adı geçen ön ve arka eklerin arasında bulunan sıfatın kendisinde hiçbir değişiklik yapılmaz.

Mesela : am schnellsten - en hızlı

am schönsten – en güzel am schwersten – en zor am kleinsten – en küçük am grössten – en büyük

Örnek: 1. Ben en iyisi şimdi eve gidiyorum. Ich gehe jetzt am liebsten nach Hause.

2. Sen yarın en iyisi evde kal. Du bleibst morgen am besten zu Hause.

3. Benim en iyi Düsseldorf hoşuma gidiyor. Mir gefällt es am besten in Düsseldorf. 4. Biz en en iyisi yarın çalışmak istiyoruz. Wir möchten am liebsten morgen arbeiten.

93

Page 94: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

13. TÜRKÇEDE – EDAT

ayağını yorganına göre uzat / ana gibi yar, Erzurum gibi diyar olmaz

Atasözlerinde geçen göre ve gibi kelimeler birer edattır. Kendi başlarına anlamları olmadığı halde iki kelime arasında mana kazanan kelimelere edat denilir.Türkçe’mizde edatlar kendilerinden önce gelen kelime ile sonra gelen fiil, sıfat, isim arasında sebep, benzerlik, aitlik, yön, araç ilgisini sağlayan kelimelerdir. Yine dersimizin başında örnek olarak değindiğimiz iki atasözündeki yazdığımız GÖRE ve GİBİ kelimelerini ele alalım. Konuşurken, isterseniz on defa arka arkaya GÖRE, GÖRE deseniz sizin konuştuklarınızdan hiçbir mana ortaya çıkmadığı gibi sizi dinleyenler de bu duruma gülerler. Demek ki bir edat ancak iki kelime arasında veya cümle içinde mana kazanan bir kelimedir. Bunun yanında, madem ki edatlar kendi başlarına bir mana ifade etmiyorlar, bu konunun üzerinde bu kadar durmaya ne lüzum var diye düşünen çıkabilir. Edatlar kendi başlarına bir manaya sahip olmamakla beraber, cümledeki almış oldukları görev yönünden cümlenin çok kıymetli bir öğesidirler / elemanıdırlar. Bunun böyle olup olmadığını anlamak için birinci ve ikinci atasözlerinde belirttiğimiz edatları cümleden çıkartalım.

Ayağını yorganına GÖRE uzat GÖRE edatını çıkartırsak Ayağını yorgana . . . uzat

Ana GİBİ yar, Erzurum GİBİ diyar olmaz GİBİ edatını çıkartalım Ana . . . yar, Erzurum . . . diyar olmaz

İşte cümlemizden edat denilen öğeleri çıkartırsak, cümlede ifade etmek istediğimiz mana tamamen kaybolur.

13.1. Türkçe’mizdeki belli başlı önemli edatlar gibi, için, çin, çun ile (le, la), kadar, karşı, yüzünden önce, doğru, göre dolayı, beri,

sebebiyle, bunun yüzünden, diye, karşılık, sonra, dair, gayri, suretle, suretiyle, dir.

13.2. Almanca’da edat (die PRÄPOSITION) Türkçe’mizde edat konusuna değinerek edatın mana ve anlamını açık bir dille

anlatmaya çalıştık. Almanca dilinin doğru ve düzgün olarak konuşulabilmesi için edatın çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Zira Almanca dil bilgisi kurallarına göre, bir edatın cümleye girmesi özel bazı kaidelerin bilinmesi ile mümkündür. Demek ki edatlar şunlardır deyip onları ezberlemek ve lüzumu halinde cümleye sokmak mümkün değildir. Almanca’da edatlar ekseriyetle Artikellerin yani ismi tarif eden kelimelerin önünde bulunurlar. Bu durum Türkçe’de tamamen değişiktir.

Türkçe’de edat konusunda gördüğümüz GİBİ kelimesini ele alalım. Türkçe’mizde biz bu benzetim edatını kullanırken GİBİ edatını isimlerin ardında kullanırız.

öküz gibi / bir eşek gibi / o bir melaike gibi

94

Page 95: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Almanca’da bu durum Türkçe’mizdekinin tamamen aksidir.

Almanlar : öküz gibi değil gibi bir öküz, wie ein Bär bir eşek gibi, yerine

gibi bir eşek, wie ein Esel, derler

Demek ki Almanca’da edatın cümle veya bir kelime ile kullanılması denince önce aklımıza gelmesi gereken şeyleri şöyle sıralayabiliriz. 1. Almanca’da edatlar ismin daha doğrusu isme ait olan belirli veya belirsiz ismi tariflerin önünde bulunurlar. 2. Birçok hallerde edatlar girmiş oldukları guruplara göre ismin Artikelini değişime uğratırlar. Mesela mit yani ile edatı; ismin Artikeli ne olursa olsun beraberinde kullanıldığı ismin Artikelini her zaman dativ (-e, -a) halinde değişikliğe uğratır.

Mesela : Adam ile der Mann – adam Adamın ismi tarifi ( der ) mit ile mit dem Mann

İşte bu görmüş olduğumuz ismi tariflerdeki değişim üç ana guruba ayrılır. a ) İsmi Dativ halinde değişime uğratan edatlar. b ) İsmi Akkusativ halde değişime uğratan edatlar. c ) İsmi Genetiv yapan edatlar.

Şimdi dilbilgisi yönünden edatların isimlere tesirini ayırmış olduğumuz bu değişim guruplarına göre tek tek gözden geçirelim.

13.2.1. Dativ hale getiren edatlar : aus : -den, -dan bei : de, da, yanında, civarında von : den, dan nach : e, a, ye, ya, doğru, -den,-dan sonra ausser : hariç, -den, -dan başka seit : -den, -dan beri entgegen : karşı, mukabil gegenüber : karşısında zu : e, a, ye, ya

İsmi Dativ halini alan bu edatların gerekli açıklamasını yaparak bu edatlarla olan cümle kuruluşlarını görelim :

AUS – den, dan, VON – den, dan

95

Page 96: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1. Aus herhangi bir yerin içinden dış istikamete doğru gitme hallerinde den, dan anlamlarına gelir. Von edatına ise hareket belirli bir noktadandır.

Ben Münih’den geliyorum. Ich komme aus München.

1. Bir cinsmin veya malın hangi cinsten olduğunu söylerken aus kullanılır.

Tesis saf yüksek kaliteli çelikten. Die Anlage ist aus Edelstahl.

Kumaş iplikten. Der Stoff ist aus Seide.

Plakalar suni maddeden. Die Platten sind aus Kunststoff.

Der Tisch ist aus Holz. Masa ahşaptan.

Der Ring ist aus Gold. Yüzük altından.

3. Okuduğumuz bir şeyin nereden geldiğini anlatırken :

aus dem Koran – Kur’anı Kerimden aus der Bibel – İncilden aus der Zeitung – gazeteden aus dem Buch – kitaptan aus der Zeitschrift – mecmuadan

4. Memleketler için den, dan anlamında AUS edatı kullanılır.

O Türkiye’den geliyor. Er kommt aus der Türkei.

O Almanya’dan geliyor. Er kommt aus Deutschland.

Not : Aus edatı şehir ve memleket isimlerinin önünde aşağıdaki gibi kullanılırsa Türkçe’mizdeki (nın, nin) manalarını tamamlar.

Türkiye’nin gülleri. Die Rosen aus der Türkei.

Almanya’nın insanları. Die Menschen aus Deutschland.

Hollanda domatesi. Tomaten aus Holland.

96

Page 97: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

5. İstikamet belirten kelimelerde, sağdan soldan, güneyden, batıdan, aşağıdan, yukarıdan derken VON edatı kullanılır.

Rüzgar güneyden geliyor / esiyor. Der Wind kommt von Süden.

Hiçbir usta gök yüzünden kendiliğinden inmez. ( inmedi ). Es ist noch kein Meister vom Himmel gefallen.(Atasözü)

aşağıdan – von unten yukarıdan – von oben yandan – von der Seite

NACH – e, a, ye, ya doğru

İstikamet bildiren bir edattır. Bir ismin önüne konulduğu zaman o isme doğru bir hareketin gerektiği akla gelir.

nach Giresun - Giresun’anach Bursa – Bursa’ya

nach Samsun – Samsun’a nach Edirne – Edirne’ye nach Nevşehir – Nevşehir’e nach Ulm – Ulm’a

nach Göttingen - Göttingen’e

Örnekler : 1. Biz İstabul’a gitmek istiyoruz. Wir möchten nach İstanbul fahren. 2. O yarın Ankara’ya gidiyor. Er fährt morgen nach Ankara. 3. Siz bugün Düsseldorf’a gidiyorsunuz. Sie fahren heute nach Düsseldorf. 4. O Yukarıya tırmanıyor. Er klettert nach oben. Not : yukarıya, aşağıya, sağa sola derken nach edatı kullanılır.

nach oben – yukarıya nach unten – aşağıya nach rechts – sağa

nach Süden - güneyenach Norden - kuzeye

Nach edatının diğer manaları:Nach edatı ayrıca cümle içerisinde hal ve sebep bakımından da bağıntı kurar. Nach, hal bağıntısı olarak ; göre ve gereğince anlamlarına gelmektedir. Zamanla ilgili bağıntı olarak

97

Page 98: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

cümleye girdiğinde ise ; den sonra, dan sonra manaları ortaya çıkmaktadır. Şimdi nach edatının manalarını özet olarak toplarsak :

nach a ) e, a, ye, ya b ) göre, gereğince c ) den sonra, dan sonra

b ) nach : göre – gereğince 1. O kanuna göre haklı. Er hat nach dem Gesetz recht. 2. Bu benim fikrime göre doğru. Das ist meiner Meinung nach richtig

3. Onun konuşmasına göre. Nach seiner Rede.

4. Bu anlaşmaya göre. Nach diesem Abkommen.

c ) nach – den sonra, dan sonra 1. Öğleden sonra. Nachmittag. 2. O işten sonra yüzmeye gidecek. Er wird nach der Arbeit schwimmen gehen.

3. Köln’den sonra Bonn gelir. Nach Köln kommt Bonn.

4.Nach Ali bist du an der Reihe. Ali’den sonra sıra sende.

ZU – e, a, ye, ya Genellikle belirli bir yere giderken kullanıldığı gibi, daha ziyade canlı varlıklar, yani insan ve hayvanlar için istikamet bildiren bir edattır. Dayıya, halaya, Hasan’a, kediye derken nach veya in edatı kullanılmaz. Bu gittiğimiz adı geçen varlıklar birer canlı olması sebebiyle e, a, ye, ya istikamet ekleri ancak zu edatı ile teşkil edilebilir.

Mesela : Ben Hasan’a veya Günter’e gidiyorum demek istersek zu edatından istifade ederiz. Ich gehe zu Hasan oder zu Günther.

Örnekler: 1. Ben Günter’e gidiyorum. Ich gehe zu Günter.

2. Çocuk halaya gidiyor. Das Kind geht zu der Tante.

3. O kapıcıya gidiyor. Er geht zu dem Pförtner. 4. Sizin bugün maliyeye gitmeniz gerekir.

Sie müssen heute zu dem Finanzamt gehen.

98

Page 99: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

5. Biz ustabaşına gidiyoruz. Wir gehen zu dem Meister.

6. O bugün doktora gitmek istiyor. Er möchte heute zum Arzt gehen.

Not : zu dem ( zum ) olarak da söylenebilir.

ZU edatının diğer manaları:a ) Parça veya tane başına sabit bir fiyata sahip olan şeyler için 3 tane 30 kuruşluk şunu veya bunu ver derken zu edatı para biriminin önünde kullanılır. ( pratikte )

Mesela : Ben 3 tane 70 Centlik posta pulu istiyorum. Ich möchte 3 Briefmarken zu 70 Cent.

b ) Zu sıfatların önlerinde kullanılırsa (fazla) çok manasına gelir.

zu schön – çok güzel zu tief – çok derin zu hoch – çok yüksek zu klein – çok küçük zu nervös – çok sinirli

BEI – de, da, yanında, civarında

Yer bildiren bir edattır. Herhangi bir yerin veya kişinin yanında veya nezdinde bulunma hallerinde bei kullanılır.

Benim yanımda param yok, derken Ich habe kein Geld bei mir, deriz

Malum bei edatı da Dativ alan bir edattır. Bu durumda benim – bana olarak değişime uğrar zira ben şahıs zamirinin dativ hali mir dir. Bei ayrıca esnasında manalarını da karşılayan bir edattır.

Örnek : İş esnasında dikkatli olmalı. Bei der Arbeit soll mann vorsichtig sein.

Bunun yanında halk diline bei bu şekli ile yerleşmişse de während ikinci cümlemiz de daha doğru olarak esnasında kelimesinin karşılığını verir.

Örnekler: 1. Babamın yanında oturuyorum. Ich wohne bei meinem Vater.

99

Page 100: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

2. O halasının yanında ikamet ediyor. Er wohnt bei seiner Tante. 3. Benim yanımda bozuk para yok. Ich habe kein Kleingeld bei mir. 4. Siz hangi doktorda tedavi görüyorsunuz.

Bei welchem Arzt sind Sie in Behandlung ?

5. Siz hangi firmada çalışıyorsunuz. Bei welcher Firma arbeiten Sie ?

6. O imtihan esnasında çok heyecanlıydı.Er war während der Prüfung sehr aufgeregt.

SEIT – den, dan beri

Bir işin veya olayın ne zamandan beri yapıldığını, bir durumun süresini zaman yönüyle belirten bir edattır.

Örnekler : 1. O dünden beri hasta. Er ist seit gestern krank.

2. Siz ne zamandan beri buradasınız ? Seit wann sind Sie hier ?

3. Ben sizi aylardan beri görmedim.Ich habe Sie seit Monaten nicht gesehen.

4. Onun dünden bu yana dişi ağrıyor. Er hat seit gestern Zahnschmerzen.

5. Bizim komşular dünden beri izinde.Unsere Nachbarn sind seit gestern in Urlaub.

6. O üç günden beri çalışmıyor. Er arbeitet seit drei Tagen nicht.

AUSSER - hariç, den başka

1. Bu adamdan başka kimse gelmedi. Ausser diesem Mann ist niemand gekommen.

2. Burada benden başka kimse çalışmak istemiyordu. Ausser mir wolltle hier keiner arbeiten.

3. Ben balıktan başka her şeyi yerim. Ich esse ausser Fisch alles.

100

Page 101: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Entgegen - karşı mukabil

1. O benden tarafa geliyor. Er kommt mir entgegen.

2. Ben kıza karşı (karşılamak için) gidiyorum. Ich gehe dem Mädchen entgegen.

Gegenüber - karşısında

1. Şehrin karşısında. Gegenüber der Stadt.

2. Kadının karşısında. Gegenüber der Frau.

13.2.2. Akkusatıv Alan EdatlarPrapositionen mit dem Akkusativ.ismin - i hali ile kullanılan yani kullanılmış olduğu ismin ismi tarifini ismin - i haline çeviren ön edatlar şunlardır.

bis : e kadar, a kadar durch : arasından, den, dan sayesinde vasıtasıyla. entlang : boyunca für : için gegen : karşı ohne : sızın, sizin, sız, siz um : etrafında, saatlerde de, . . . da

Şimdi de adı geçen bu edatlar hakkında biraz bilgi verelim.

BIS - e kadar, . . . a kadarYapılan veya yapılması gereken bir işin zaman yönünden ne zaman biteceğini veya bittiğini bildiren bir edattır.

Örnekler : 1. Biz dün gece saat 12 ye kadar çalıştık. Wir haben gestern bis 12 Uhr gearbeitet.

2. O bugün sabaha kadar burada idi. Er war bis heute morgen hier.

3. Postahane ne zamana kadar açık ? Bis wann hat das Postamt geöffnet ? 4. Dükkanlar yalnız bugün öğleye kadar açık.

101

Page 102: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Heute sind die Laden nur bis mittag auf.

5. Biz bugün Avusturya'ya kadar gideceğiz. Wir werden heute bis nach Österreich fahren.

Ayrıca : Ben gelinceye kadar bekleyiniz. Warten Sie bis ich komme.

DURCH - arasından, ortasından Durch herhangi bir yerin, iki veya daha fazla bir şeyin arasından geçilmesi halinde arasından ve ortasından anlamına gelir. Bir bahçenin içinden geçmekte olan birisi için , O bahçenin arasından gidiyor, denir Er geht durch den Garten.

Tramvayda, trende veya bir toplumda gitmek istediğiniz istikamete doğru yolunuzu kapayan insan gurubuna veya o kişiye, geçebilirmiyim ? Müsade edermisiniz ? anlamında, darf ich durch ? denir. Durch bu anlamın dışında, yüzünden, sebebinden sayesinde manalarına da gelir.

Örnekler : 1. Bu senin yüzünden oldu. Das ist durch dich passiert:

passieren- olmak – vukuu bulmak

2. Bu benim hatam yüzünden oldu. Das ist durch meinen Fehler passiert.

3. O babasının sayesinde zengin oldu. Er ist durch seinen Vater reich geworden.

4. O torpil yüzünden böyle yükseldi. Er ist durch Beziehungen so hoch gekommen. 5. Biz bunu tesadüfen (tesadüf vasıtasıyla) öğrendik. Wir haben das durch Zufall erfahren. erfahren : bir şeyi biri vasıtasıyla duyup öğrenmek

6. Aşkın yolu mideden geçer (midenin ortasından) . Die Liebe geht durch den Magen. (atasözü)

Entlang - boyunca 1. O nehir boyunca gezmeye gidiyor. Er geht den Fluss entlang spazieren.

102

Page 103: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

2. Çocuklar orman boyunca gidiyorlar. Die Kinder gehen den Wald entlang.

3. Gehen Sie geradeaus den Flur entlang !Koridor boyunca düz gidiniz !

Not : Bu yapmış olduğumuz cümlelerde entlang edatı isminden sonra kullanılmaktadır.

Not : Hayat boyunca, ömür boyunca, bütün yolculuk boyunca gibi zaman ile ilgili cümlelerde ENTLANG kullanılmaz bunun yerine LANG cümleye girer.

1. O hayatı boyunca hastaydı. Er war sein Leben lang krank.

2. Ben hayatım boyunca burada kalmak istiyorum. Ich möchte mein Leben lang nicht hier bleiben. Für – için Almanca’da aslında iki tane için anlamına gelen kelime bulunmaktadır. Bunlardan birisi für ve diğeri ise um zu dur. Bütün isimlerin, zaman terimlerinin, şahıs zamirlerinin önünde, için anlamında für edatı bulunur. um zu ise fiillerin önünde kullanılır.

Örneğin : für Hasan – Hasan için für Hüsnü – Hüsnü için für İnge – İnge için für Paul – Paul için

zaman terimleri ile kullanılırken:

für heute – bugün için für morgen – yarın için für nächstes Jahr – gelecek sene için für einen Moment – şu an için

Moment: Almanca’da bilhassa pratik lisanda sık sık geçen bir terimdir. Türkçe’mizde bir dakika gibi bir anlam taşır. Konuşurken karşımızdakine einen Moment dersek bir dakika, biraz dur gibi anlam ortaya çıkar. Eylemin oluş şekline göre biraz bekle anlamına da gelir.

Örnekler: 1. Ben bunu senin için aldım. Ich habe das für dich gekauft.

2. O bir gün için 50, - Euro ödüyor. Er zahlt für einen Tag 50, - Euro 3. Bu öğretmen için iyi değildi.

103

Page 104: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Das war für den Lehrer nicht gut.

4. Bizim kış için kömür sipariş etmemiz gerek. Wir müssen für den Winter Kohle bestelen.

5. Ben akrabam için bir ev arıyorum. Ich suche für meinen Verwandten eine Wohnung.

GEGEN – karşıTürkçe’mizdeki karşı anlamının tam karşılığı olduğundan fazla bir açıklamaya lüzum yoktur. Konu ile ilgili birkaç cümle yapalım. 1. O her zaman bana karşı. Er ist immer gegen mich.

2. Düşmana karşı. Gegen den Feind.

3. İnsan düşmana karşı uyanık olmalı. Man muss gegenüber dem Feind wachsam sein.

4. Benim size karşı bir şeyim yok. Ich habe nichts gegen Sie.

5. Yarın Galatasaray Fenerbahçe’ye karşı oynuyor. Morgen spielt Galatasaray gegen Fenerbahçe.

6. F.C Bayern hangi takıma karşı oynuyor ? Gegen welche Mannschaft spielt F.C Bayern ?

7. Fortuna Düsseldorf Milan’a karşı kazandı. Fortuna Düsseldorf hat gegen Mailand gewonnen. gewinnen – kazanmak gewonnen - kazandı

OHNE – sız, siz 1. Ben sensiz yaşayamam. Ich kann ohne dich nicht leben.

2. Biz malzemesiz çalışamayız. Wir können ohne Werkzeug nicht arbeiten.

3. Dikensiz gül olmaz. Es gibt keine Rose ohne Dornen.

4. İnsan susuz yaşayamaz. Man kann ohne Wasser nicht leben.

104

Page 105: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

5. Emek vermeden mükafat alınmaz. Ohne Fleiss kein Preis.

6. Dertsiz insan olmaz. Es gibt keinen Menschen ohne Sorgen.

7. Şekersiz kahve lütfen. Kaffe ohne Zucker, bitte !

UM – etrafında, . . . de, . . . da 1. O iki saatten beri evin etrafında dolaşıyor. Er läuft seit zwei Stunden um das Haus.

2. Pan Amerikan her gün dünyanın etrafında bir uçuş yapıyor. Pan Amerikan macht jeden Tag einen Flug um die Welt.

UM edatı bu anlamların dışında ayrıca aşağıdaki manalara da gelmektedir :

Burada mevzuu bahis olan adalet. Hier geht es um die Gerechtigkeit.

Burada mühim olan benim avantajım. Hier geht es um meine Vorteile.

Burada mevzu bahis olan benim hayatım. Hier geht es um mein Leben.

13.2.3. Genetiv Halini Alan EdatlarGenetiv Türkçe’mizdeki alamıyla ismin (- in, ın) halleridir. Hasan’ın, İsmet’in,

Adem’in kelimelerinde olduğu gibi. Der ve das ismi tariflerinin Genetiv hali des, die ismi tarifinin ise der dir. Bu şekilde ismi daha doğrusu ismin Artikellerini ve zamirlerini değişime uğratan edatlar şunlardır :

anfangs – başlangıçta anstalt – yerine statt – yerine anstelle – yerine aufgrund – sebebiyle ausserhalb – haricinde, dışında innerhalb – dahilinde, zarfında trotz – rağmen um . . . willen - . . . aşkına wegen - dolayı während – esnasında, zarfında

105

Page 106: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

infolge – neticesi olarak

Bu saymış olduğumuz Genetiv alan edatların karşılarına yazdığımız manaların dışında ek bir anlamları bulunduğundan karışık olarak birkaç misal verelim :

1. O sigara içece yerine çiklet çiğniyor. Anstatt zu rauchen, kaut er Kaugummi.

2. O devamsızlığı sebebiyle işten çıkarıldı. Aufgrund seiner Fehlzeiten ist er entlassen worden.

3.Sizin bir hafta zarfında Vizite kağıdınızı vermeniz gerekiyor. Sie müssen innerhalb einer Woche ihren Krankenschein abgeben.

4. Havanın fena olmasına rağmen o gezmeye gidiyor. Trotz des schlechten Wetters geht er spazieren.

5. Allah aşkına. Um Gottes willen.

6. O birkaç Euro için gürültü yapıyor. Er macht wegen ein paar Euro Krach.

7. O tatil esnasında çalışmak istiyor. Er möchte während der Ferien arbeiten.

8. O hastalığının neticesi öldü. Infolge der Krankheit ist er gestorben.

9. Sizin iş esnasında sigara içmeniz yasaktır. Sie dürfen während der Arbeit nicht rauchen.

10. Çeşme köyün dışında. Der Brunnen ist auberhalb des Dorfes.

13.2.4. Hem Dativ ve hem de Akkusativ alan edatlar auf : üstüne, üstünde in : içine, e, a, ye, ya içinde de, da an : e, a, ye, ya bitişiğinde de,da, temas halinde über : üzerinde, üzerine, hakkında unter : altında, altına neben : yanına, yanında zwischen : arasına, arasında

vor : önüne, önünde

106

Page 107: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Saydığımız bu edatların ne zaman ismin Dativ ne zaman Akkusativ hali ile kullanıldığı hakkında elimizde genel bir kaide vardır. Nerede yani wo soru zamirine cevap aldığımız yerlerde bu edatlar ismin Dativ hali ile, nereye wohin sorusuna cevap alırsak o zaman ismin Akkusativ hali ile kullanılır. Eylem varsa –i hali, eylem yoksa –e hali. Örnekle açıklayalım: Biz okulda Almanca öğreniyoruz. Edatının girmesi gereken bu cümleye nerede sorusunu soralım.Biz nerede Almanca öğreniyoruz ? Okulda . . .

die Schule – okul die Dativde der olur in der Schule – okulda deriz

Cümlemizi tekrar yazalım Biz okulda Almanca öğreniyoruz. Wir lernen in der Schule Deutsch.

Şimdi de ; Biz okula gidiyoruz, diyelim.Bu cümlemizde nerede sorusuna cevap alamayız. Bunun yerine nereye sorusunu sorarsak o zaman cevap alabiliriz.

Biz nereye gidiyoruz ? Okulaİşte bu cümlenin in edatı ismin Akkusativ hali ile cümleye girer.

die Schule – okul die Akkusativde die kalır in die Schule - okula deriz

Akkusativ hali die ismi tariflerinde die olarak kullanıldığından.

Biz okula gidiyoruz. Wir gehen in die Schule ; olur

Diğer örnekler : 1. Ben fabrikada çalışıyorum. Ich arbeite in der Fabrik.

2. Ben fabrikaya gidiyorum. Ich gehe in die Fabrik.

3. Biz iznimizi Türkiye’de geçirmek istiyoruz. Wir wollen unseren Urlaub in der Türkei verbringen.

4. Biz Türkiye’ye gidiyoruz. Wir fahren in die Türkei.

5. Resim duvarda asılıdır. Das Bild hängt an der Wand.

6. O resmi duvara asıyor. Er hängt das Bild an die Wand.

107

Page 108: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

7. Çocuk caddede oynuyor. Das Kind spielt auf der Strasse.

8. Ev lokantanın yanındadır. Das Haus ist neben der Gaststätte.

9. Senin arkadaş lokantada. Dein Freund ist in der Gaststätte.

14. ZAMİR (DAS PRONOMEN)

Türkçe’mizde ismin yerini tutan kelimelere zamir denir. Almancada da aynıdır. Şahıs zamirleri bir ismin yerini tam olarak tutabilirler.Ben, dedigimiz zaman akla gelen şey konuşan kişidir. Sen, dersek kiminle konuşmakta isek onu kastetmiş oluruz. Karşıdan giden bir kişi için o deriz. Üçüncü kişinin ismini söylemekle o demek arasında hiçbir fark yoktur. Şimdi sırası ile zamirleri görelim.Şahıs zamirleri tekil ve çogul olmak üzere iki gruba ayrılır.

Tekil şahıs zamirleri:ich – bendu - sener –o der artikelli isimler içinsie –o die artikelli isimler içines –o das artikelli isimler için

Çoğul şahıs zamirleri:wir -bizihr -siz (bir gruba hitap ederken siz anlamına gelir.)sie -onlar

Bu zamir şahıs zamirlerinin dışında büyük harfle yazılan Sie vardır. Karşımızdaki tekil için kibar bir hitap şekli olarak siz anlamına gelir.

Bu konunun bütün dillerde tam olarak bilinmesi gerekmektedir. Cümle kurmak ve arzu ettiğimiz yabancı dili konuşabilmemiz için şahıs zamirlerinin hangisinin ikinci ve hangisinin üçüncü şahıs olduğunun bilinmesi şarttır. Bunu bir örnekle açıklayalım:

Yasin evlenmek istiyor.Bu ifade cümlesini kendimizin söylediğini düşünelim. Bu durumda dilbilgisi yönünden kendim yani ben birinci şahıs. Bunu dinleyen kişi sen ikinci şahıs, adı geçen yani evlenmek isteyen kişi ise üçüncü tekil şahıs olur. İşte bu durumda fiili üçüncü tekil şahıs olan er’e göre çekeriz. Buna göre cümlemiz .

Yasin will heiraten, olur.

Almanca’da zamirler aşağıda saydığımız guruplar halinde incelenirler:

1.das Personalpronomen - şahıs zamirleri2.das Possessivpronomen - mülki zamirler

108

Page 109: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3.das Demonstrativpronomen - işaret zamirleri4.das İnterrogativpronomen - soru zamirleri5.das İndefinitivpronomen - belgisiz zamirler6. das Reflexivpronomen - dönüşlü zamirler

Şimdi bu guruplara ayırmış olduğumuz zamirleri tek tek gözden geçirelim:

14.1. Şahıs zamirleri (Das Personelpronomen)Dersimizin girişinde konuya biraz değinmiştik.Bu konu ile ilgili bilinmesi gereken

en mühim şey şahıs zamirlerinin çekimidir. Aynen isimlerde olduğu gibi, şahıs zamirlerinin de dört hali bulunur.Şahıs zamirlerinin NOMINATIV hali (yalın hali)Şahıs zamirlerinin hiç değişmeyen yani ben, sen, o halidir. Bunlar da sırası ile:

Ich -bendu -sener, sie, es -o

wir -bizihr -sizsie -onlarSie -siz

DU: Sen anlamına gelir. Samimi olduğumuz kişiler akrabalar arasında kullanılır. Büyükler henüz okul çağında olan küçük çocuklara du ile hitap ederler. Ayrıca cenaze merasimlerinde ölen kişi için yapılan konuşmalarda da ölene du şahıs zamiri ile seslenilir.Türkçe’mizde de olduğu gibi tanımadığımız samimi olmadığımız bir kişiye du ile hitap etmek kabalık olur. Bunun yanında bir çok iş yerlerinde iş arkadaşları arasında du kullanılır. Bazı okullarda, sınıf arkadaşları arasında da durum aynıdır.

ER: O manasına gelmekte olup gramatik cinsiyet yönünden erkek olan isimler için kullanılır.SIE: küçük sie yine o anlamına gelmekte ve die harfi tarifi alan dişiler içn kullanılmaktadır.Sie ist sehr hübsch. O çok zarif (kadınlar için)ES:Gramatik cinsiyet anlamına göre nötr olan yani dişi veya erkek olmayan isimler için o anlamına gelir.

Şahıs zamirlerinin (-e) Dativ halimir –banadir –sanaihm,ihr,ihm -ona

uns - bizeeuch - sizeihnnen - onlara

109

Page 110: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Ihnen - sizlere

Şahıs zamirlerinin Akkusativ halimich – benidich - seniihn, sie,es – onuuns – bizieuch – onlarıSie - sizleri

Şahıs zamirlerinin Genetiv (-in) Halimeiner - benimdeiner - seninseiner - onun (er) ihrer - onun (sie) seiner - onun (es) unser - bizimeuer - sizinihrer - onlarınIhrer - sizin

14.2. Mülki zamirler (Das Possessivpronomen) İsmindende anlaşıldığı gibi sahip olduğumuz bir mülk, bir şey veya, durum için

benim, senin v.s. anlamında kullanırız. Aynı zamanda hitap eden veya hakkında konuşulan kişiyi de temsil eder. Bu adı geçen zamirler sırası ile şunlardır:

mein - benimdein - seninsein - onunihr - onunsein - onununser - bizimeuer - sizinihr - onlarınIhr - sizin

Bu mülki zamirler DIE ismi ile tarifi ile, daha doğrusu die ismi tarifinin bulunduğu isimlerle kullanılırken sonlarına (e) ekini alırlar.

Mesela :die Schwester – kız kardeşdie Mutter - anne

Benim annem demek istersek benim mülkiyet zamiri olan mein alır. Die Artikelini ismin önünden kaldırır ve Mutter isminin önüne koyarız. Bu arada anne isminin ismi tarifi die olduğu için mein mülki zamiri (meine) olur.

110

Page 111: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

O halde :Benim annemMeine Mutter

Die ismi tarifi alan ismlerinin önünde bulunan diğr mülki zamirler içinde durum aynıdır.

Benim dünyam - meine WeltSenin annen - deine MutterOnun görevi - seine AufgabeBizim seyahatimiz - unsere ReiseSizin vatanınız - eure HeimatOnların mesuliyeti - ihre VerantwortungSizin cevabınız - Ihre Antwort

Bu benim fikrim.Dast ist meine Meinung. (die Meinung - fikir)

Bu onun tahmini.Das ist seine Schätzung.(die Schätzung - tahmin)

Bu bizim iddiamız.Das ist unsere Behauptung.(die Behauptung - iddia)

Bu benim edindiğim tecrübe.Das ist meine Erfahrung. (die Erfahrung - tecrübe)

Mülki zamirler çoğul halde bulunan isimlerle beraber kullanıldığında kendi sonlarına (e) ekini alırlar.

das Kind - çocukmein Kind - benim çocuğumdie Kinder - çocuklarmeine Kinder - benim çocuklarımder Versuch - denemedein Versuch - senin denemendie Versuche - denemelerdeine Versuche - senin denemelerin

Benim bütün gayretlerim boşuna çıktı.Meine ganze Mühe war umsonst.

(die Mühe - ğayret)umsonst:Alman dilinde çok kullanılan bir kelimedir. Bedava anlamına geldiği gibi, bir deneme veya göstermiş olduğunuz emeğin karşılığını alamazsanız o işle ilgili olarak boşa gitti, boşa çıktı manalarını da üzerine alır.

Siz bunu bedavaya alabilirsiniz.

111

Page 112: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Sie können das umsonst bekommen,veya;Sie können das kostenlos (gratis) bekommen.(kostenlos) kelimesi de (bedava, parasız) anlamına gelir.

Die Deklination das PossessivpronomenMülkiyet zamirlerinin çekimi

DER DİE DASNOMİNATİV MEİN MEİNE MEİNAKKUSATİV MEİNEN MEİNE MEİNDATİV MEİNEM MEİNER MEİNEMGENETİV MEİNES MEİNER MEİNES

Nominativ : yalın halDer ve das ismi tarifinde hiçbir ek almaz.mein Mann – benim kocammein Kind - benim çocuğum

die ismi tariflerinde (e) ekini alır.meine Frau - benim karım

Genetiv : (-in) Hali (tekil)der: mülki zamir sonuna (es) ekini alır.die: mülki zamir sonuna (er) ekini alır.das: mülki zamir sonuna (es) ekini alır.

Benim adamın - meines MannesSenin hanımının – deiner FrauOnun çocuğunun - seines Kindes

Bu benim babamın çantası.Das ist die Tasche meines Vaters.

Dativ (e) Hali (Tekil)der: mülki zamir sonuna (-em) ekini alır.die: mülki zamir sonuna (-er) ekini alır.das: mülki zamir sonuna (-em) ekini alır.

Mühim:Edatlara bundan önceki dersimizde Dativ veya ismin diğer hallerini alan edatlardan bahsetmiştik. Şimdide yeri gelmişken bazı edatların şahıs zamirleri ile nasıl kullanıldığını kısaca izah edelim.zu - Almanca’da bilhassa şahıslar için e, a, ye, ya manalarına gelir demiştik.Mesela :Ben babaya gidiyorum veya doktora gidiyorum derken bu isimlerin önüne zu edatınıkoymamız gerekir. İşte zu Dativ alan bir edattır. Bu ne demek ? Bir edatın Dativ alması demek, önüne geldiği şahıs zamirini, ismi tarifi Dativ hale getirmesi demektir. Diğer bir

112

Page 113: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ifade ile zu edatının beraberinde bulunan bütün zamir, ve ismi tarifler ismin (e) hali ile cümleye girerler.

Ben babaya gidiyorumzu- ya, der Vater - baba, (zu) cümleye girdiği için der Dativ olur.(der) ismi tarifinin Dativ hali dem idi.Buna göre :Ich gehe zu dem VaterZu dem (zum) olarak kısaltılır.Ich gehe zum Vater, olur.

Bu yapmış olduğumuz cümlede bir mülki zamir olsaydı, o zaman cümlemiz ;Ben babama gidiyorum. Ben benim babama gidiyorum.Benim babam - mein Vater

Cümle içerisinde yine (a) zu edatı olduğu için, ismi Dativ haline çevirmemiz lazım. Bu defa ise ismin önünde ismi tarif yerine benim mülki zamiri yer almaktadır. O halde benim mülki zamirini dativ hale getirmemiz gerekir. İşte yukarıda göstermiş olduğumuz mülki zamirlerin dativ hali tablosuna bakarak gerekli eki buluruz. Babanın artikeli der olduğuna göre bu ismin önünde mülki zamirin alması gereken ek (em) dir. Şimdi cümlemizi yapalım.Ben babama gidiyorum.Ich gehe zu meinem Vater.

Ben kız kardeşime gidiyorum deseydik, o zaman kız kardeşin ismi tarifi die olduğundan yine tabelamıza bakar ve bu defa ismin alması gereken ekin (er) olduğunu görürüz.Ben kız kardeşime gidiyorum.Ich gehe zu meiner Schwester.

Akkusativ (i) Hali (tekil)der: mülki zamir sonuna (en) ekini alır.die: mülki zamir sonuna (e) ekini alır.das: mülki zamir sonuna hiçbir ek almaz.

İsmin çoğul halinde iseNominativ - bütün mülki zamirler (e) ekini alırGenetiv - bütün mülki zamirler (er) ekini alırDativ - bütün mülki zamirler (en) ekini alırAkkusativ - bütün mülki zamirler (e) ekini alır

113

Page 114: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

14.3. İşaret Zamirleri (Die Demonstrativpronomen) İsminden de anlaşıldığı gibi işaret parmağıyla gösterebildiğimiz varlıklar için kullanılır. Canlı ve cansız varlıklar için o anlamına gelir. Demek ki işaret zamirleri üçüncü tekil şahıs zamirlerinin görevini üzerine almaktadır.Üçüncü şahıs zamiri ile işaret zamirleri arasındaki tek fark (er,sie,es) yerine başka kelimelerin kullanılmasıdır. Önce bu işaret zamirlerini sırası ile sayalım.

İşaret zamirlerider,die,das - bu,şu,odieser - bu - der ismi tarifleri içindiese - bu - die ismi tarifleri içindieses - bu - das ismi tarifleri için

jener – diğeri, öbürü, o der içinjene - diğeri, öbürü, o die içinjenes - diğeri, öbürü, o das için

derselbe - aynıdieselbe - aynıdasselbe - aynı

derjenige – o veya bu kidiejenige – o veya bu kidasjenige – o veya bu ki

solcher - böyle, öyle, bunun gibi, bu gibisolche - böyle, öyle, bunun gibi, bu gibisolches - böyle, öyle, bunun gibi, bu gibi

Bu gördüğümüz işaret zamirlerinden Almanca da çok kullanılan bazı işaret zamirlerini ele alarak inceleyelim.

1)dieser, diese, dieses - bu, şu, oAlman gramerinde yukarıda yazdığımız gibi geçmekle beraber, bu işaret zamiri (dies) kökünden türemekte olup, cümleye; bağlı olduğu ismi tarife uyarak girmektedir.

Buna göre:Der artikelli isimle için, dieserDie artikelli isimler için, dieseDas artikelli isimler için, dieses eklinde kullanılır.

Örneğin :Bu adam çok efendi.vornehm – efendi, kibarder Mann - adam

114

Page 115: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Cümledeki işaret zamiri (bu) adama aittir. Adamın ismi tarifi der olduğuna göre dieser işaret zamirini kullanmamız gerekir, cümlemizi tekrar yazalım.

Bu adam çok efendi.Dieser Mann ist sehr vornehm.

Bu kız çok sevimlidas Mädchen - kız, ismin Artikeli das olduğuna göre cümleye dieses girer.Bu kız çok sevimli.Dieses Mädchen ist sehr lieb.

Bu kadın çok akıllı.(die - kadın), ismi tarifimiz die dir. Diese yi kullanırız.Bu kadın çok akıllı.Diese Frau ist sehr klug.

Konu ile ilgili birkaç misal:1.Bu fabrika çok modernDiese Fabrik ist sehr modern.

2.Bu tarla benim mülkümdür.Dieses Feld ist mein Eigentum.

das Feld - tarladas Eigentum - mülk

3.Bu makine bozuk (arızalı)Diese Maschiene ist defekt.

defekt - bozuk, arızalı

4.Bu adam bizim akrabamız.Dieser Mann ist unser Verwandter.

5.Bu Bey Sendikadan geliyor.Dieser Herr kommt von der Gewerkschaft

Die Gewerkschaft – Sendika

6.Bu çiçekler senin için.Diese Blumen sind für dich.

dieser - diese - dieses işaret zamirlerinin tekil dört hali

Nominativ (yalın) halider – ismi tarifinde dieser - budie - ismi tarifinde diese - budas - ismi tarifinde dieses - bu

Genetiv (-in) halider - olan ismi tariflerde dieses - bunun

115

Page 116: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

die - olan ismi tariflerde dieser - bunundas - olan ismi tariflerde dieses - bunun

Dativ (-e) halider -olan ismi tariflerde diesem - bunadie -olan ismi tariflerde dieser - bunadas -olan ismi tariflerde diesem - buna

Akkusativ (-i) halider -olan ismi tariflerde diesen - bunudie-olan ismi tariflerde diese - bunudas-olan ismi tariflerde dieses - bunu

Çoğul halde bulunan isimlerde ise:Nominativ -her üç ismi tarif için diese bunlarGenetiv -her üç ismi tarif için dieser bunlarınDativ -her üç ismi tarif için diesen bunlaraAkkusativ -her üç ismi tarif için diese bunları

2)der, die, das - bu, şu, oder, die, das işaret zamirlerinin dört hali :

derNom: der - oGen : desen - onunDat : dem - onaAkk : den - onu

die Nom: die - oGen : deren - onunDat : der - onaAkk : die - onu

das Nom: das -oGen : desen -onunDat : dem -onaAkk : das -onu

Çoğul hali bütün ismi tarifler için:Nom : die -onlarGen : deren -onlarınDat : denen -onlaraAkk : die -onları

116

Page 117: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Konu ile ilgili birkaç örnek:1.Ben ona bir Cent vermem. (erkek için)Dem gebe ich keinen Cent.

2.Evet ben onu çok iyi tanırım.(bir bayan için)Ja, die kenne ich sehr gut.

3.Evet ben onu çok iyi tanırım.Ja, den kenne ich sehr gut.

4.Ben onun dolandırıcılığını tanırım.Dessen Schwindel kenne ich.

5.Ben ona gösterecegim.Dem werde ich es zeigen.

3)derselbe, diselbe,dasselbeİki varlık arasında olan benzerliği ifade etmek için kullanılır.Türkçe’mizdeki anlamı (aynı) dır. Hep aynı hikaye, demek istersek önce hikaye, demek istersek önce hikaye kelimesinin ismi tarifini tespit eder ve bu ismi tarifle (selbe) kelimesini bir araya getirerek cümlemizi kurarız. Hikayenin ismi tarifi (die) olduğuna göre işaret zamiri olarak (dieselbe) yi kullanırız.

die Geschichte - hikayeHep aynı hikaye - immer dieselbe GeschichteHep aynı adam - immer derselbe MannHep aynı çocuk - immer dasselbe Kind

derselbe, dieselbe, dasselbe -işaret zamirlerinin dört hali (tekil)

Nominativ : der Artikelli isimler için derselbe: die Artikelli isimler için dieselbe: das Artikelli isimler için dasselbe

Genetiv: : der Artikelli isimler için desselben: die Artikelli isimler için derselben: das Artikelli isimler için desselben

Dativ : der ismi tarifi için demselben: die ismi tarifi için derselben: das ismi tarifi için demselben

Akkusativ : der ismi tarifi için denselben: die ismi tarifi için dieselbe

117

Page 118: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

: das ismi tarifi için dasselbe

Her üç ismi tarif için çoğul hal:Nominativ : dieselbenGenetiv : der selbenDativ : denselbenAkkusativ : dieselben

4.solcher, solche, solchesBu işaret zamiri kullanılış şekli ve duruma göre adı geçen varlığa ehemmiyet vermeme hallerinde de cümleye girer.Türkçe’mizdeki anlamı, böyle bir, bunun gibi bir dir:Ben böyle insanlarla ilişki kurmak istemiyorum.Ich möchte mit solchen Leuten nichts zu tun haben.Yine bu işaret zamirleri, derinine inmeden aslını etraflıca bildirmeden bir şahsın veya varlığın vasıf derecesine işaret ederler.

Böyle bir gün - solcher Tag.Cümlemize dikkat edersek adı geçen gün hakkında tamamlayıcı bir bilgi bulunmamaktadır. Bu gününü, iyi mi kötü mü olduğu cümlemizde belli değildir. Şimdi bu işaret zamirlerinin isimlerle beraber çekimini görelim.

Nominativ :der- solcherdie- solchedas- solche

Genetiv: der- solchesdie- solcherdas- solches

Dativ: der- solchemdie- solcherdas- solchem

Akkusativ:der- solchendie- solchedas- solches

Çoğul halde:Nom : solcheGen : solcherDat : solchenAkk : solche

118

Page 119: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Konu ile ilgili birkaç misal:1.Ben böyle şarkıları severek dinliyorum.Ich höre solche Lieder gerne.

hören -dinlemekgerne - severek

2.Ben böyle şeylerle gösteriş yapmasını sevmem.Ich gebe nicht gerne mit solchen Dingen an.

(angeben - gösteriş yapmak)

3.Ben öyle korkuyorum kiIch habe solche Angst…

4.Siz böyle kitapları her yerde bulabilirsiniz.Sie können solche Bücher überal finden.

5.Böyle insanların hep şansı yardım eder.(şansı vardır)Solche Leute haben immer Glück.

Not: Cümlemize solche işaret zamiri ile başlarsak cümle devrik olur.

6.Böyle fıkralar benim hoşuma gitmiyor.Solche Witze gefallen mir nicht.

7.Böyle çiçek bizde Türkiye’de de vardır.Solche Blumen gibt es auch bei uns in der Türkei.

8.Biz çoktan beri böyle sevinemedik.Wir haben solche Freude lange nicht mehr gehabt.

9.Ben böyle inat bir adam görmedim.Ich habe einen solchen Dickkopf noch nicht gesehen.

10.Böyle aşk unutulmaz.Solche Liebe ist unvergesslich.

5) selbst - selber - şahsen kendiselbst ve selber tamamlayıcı bir zamirdir.Umumiyetle ismin ve zamirin hemen arkasında bulunur:1.Ich habe es nicht selbst gesehenBen bunu şahsen görmedim

2.Er will nicht selbst kommen.O kendisi gelmek istemiyor.

119

Page 120: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3.Der Meister hat das selbst kontrolliert.Usta başı bunu kendisi kontrol etti.

4.Du hast diesen Fehler selbst gemacht.Sen bu hatayı kendin yaptın.

5.Er ist selbst schuld.O kendisi suçlu.(kabahat O’nun kendisinde)

6.Sie haben das selbst gesag, veyaSie selbst haben das gesagt.Siz bunu kendiniz söylediniz.

Selber kullanılmış olduğu yere göre aynı manasınıda üzerine alır.Das ist derselbe Fehlerbu aynı hata(der Fehler - hata)Mühim :İsmin önünde kullanılırken, o isme ait Artikelde cümleye girer ekseriyetle bu adı geçen Artikel selber den önce gelir.1.Bu aynı saat.Das ist dieselbe Uhr.

2.Bu aynı araba.Das ist derselbe Wagen.

3.Bu aynı çocuk.Das ist dasselbe Kind.

Demek ki, der ismi tarifi ile selber, die ve das ismi tarif ile kullanılırken cümleye selbe olarak girmektedir.

das Haus - evbu aynı ev Das ist dasselbe Haus

die Blume – çiçekBu aynı çiçekDas ist dieselbe Blume

120

Page 121: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

14.4. Soru zamirleri (Das Interrogativpronomen) Soru zamirleri isminden anlaşıldığı gibi bir kişiyi bir şeyi veya bir eylemi soran

zamirlerdir.Tek başlarına cümleye girdikleri gibi, cümle içerisine isimle beraber tamamlayıcı olarak giren soru zamirleri de vardır. Soru zamirler sırası ile:wer – kimwas – newelcher, welche,welches - hangi, nasıl bir, ne gibi bir, bazı hallerde, ne biçim

Bu soru zamirleri cümle içinde veya başında kullanıldığı gibi tek başına da sık sık kullanılır. Wer – kim tekil veya çoğul halinde bulunan canlı bir varlığın kim olduğunu? Was – ne ise tekil veya çogul halde bulunan bir şeyin bir varlığınne olduğunu sormamıza yarayan soru zamiridir. Wer olan bir hadisede bu hadiseyi yapanın da kim olduğunu sormamıza yarar.wer kommt? – kim geliyor?wer sucht mich? – kim beni arıyor veya beni kim arıyor?Wer macht Krach? Kim gürültü yapıyor?Wer sagt das? Bunu kim söylüyor?

Tanımadığımız bir kişinin kim olduğunu öğrenmek istersek yine wer kullanırız.wer ist das? – Bu kimwer war das? Bu kimdi?wer war dieser Mann? – Bu adam kimdi?wer war diese Frau? – Bu kadın kimdi?wer ist dieses Kind? – Bu çocuk kimdi?

Was ise dersimizin başında da izah ettiğimiz gibi bir şeyin veya cansız bir varlığın ne yapıp ne ettiğini sormamıza yarar.

Was ist das? – Bu nedir?Das ist eine Tür – Bu bir kapıdır.

Was sucht er? – O ne arıyor?Er sucht das Schweissgerät –O kaynak makinesini arıyor.

Was sagt er? –O ne söylüyor?

Was möchten Sie kaufen?Siz ne satın almak istiyorsunuz?

Was kann ich für Sie tun?Sizin için ne yapabilirim?

Welcher, welche,welches – hangi?welcher:der ismi tarifinin bulunduğu ismlerle beraber kullanılır.der Mann - adamwelcher Mann – hangi adam?

121

Page 122: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

welche :Die ismi tarifinin bulunduğu isimlerinin önünde hangi anlamını tamamlar.die Frau – kadınwelche Frau? - hangi kadın

welches :Das Artikelinin hakim olduğu isimlerin önünde bulunur ve yine hangi soru zamiri anlamına gelir.das Kind – çocukwelches Kind? – hangi çocuk?

was für ein, was für eine, was für einnasıl bir, ne biçim, ne gibiDer ve das ismi tariflerinin hakim olduğu isimlerle was für ein, die ismi tarifinin bulunduğu isimlerde ise was für eine kullanılır.Ekseriyetle gramer yönü ile cümleye tamlama olarak girer. Bazı hallerde zamir olarak da kullanılır. Was für ein soru zamiri tanıdığımız veya tanımadığımız bir kişinin veya bir şeyin sıfatını, niteliğini ve hususiyetini sorar. Bundan dolayı cevap verirken tamlayan sıfat ve isimlerle de beraber cümleye girer.

Mesela:1.Nasıl güzel bir hava veya ne kadar güzel bir hava.Was für ein schönes Wetter.

2.Ne kadar güzel bir manzara, veyanasıl güzel bir manzara.Was für eine schöne Landschaft.

3.Ne kadar (nasıl) heyecanlı bir film.Was für ein spannender Film.

4.Nasıl güzel bir kız.Was für ein schönes Mädchen

5.Ne kadar güzel bir adam.Was für ein schöner Mann

Şimdi ise tariflere göre kullanılış şeklini yazalım:der Mann - adamwelcher Mann? – nasıl bir adam?

das Kleid - bayan elbisesiwas für ein Kleid? – nasıl bir bayan elbisesi?Ne biçim bir bayan elbisesi?

die Blume -çiçekwelche Blume – ne biçim bir çiçek?

122

Page 123: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Was für ein Kleid möchtest du haben?Sen ne biçim bir kadın elbisesi istiyorsun?

wer soru zamirinin dört hali(çekimi)Nominativ - wer -kimGenetiv - wessen – kiminDativ - wem – kimeAkkusativ - wen –kimi

Konu ile ilgili birkaç misal:1.Bu kimin bıçağı?Wessen Messer ist das?

2.Bu kimin suçu?Wessen Schuld ist das?

3.Bu kimin pasaportu?Wessen Pass ist das?

4.Bu kimin dolabı?Wessen Schrank ist das?

5.Sen bunu kime vermek istiyorsun?Wem möchtest du das geben?

6.Bu kime ait?Wem gehört das?gehören – bir şeyin, bir kimseye ait olması

7.Şeref kime ait?Wem gehört die Ehre?

8.Mikrometre kime ait?Wem gehört das Mikrometer?

9.Ölçü cihazı kime ait?Wem gehört das Messgerät?

10.Bu takım çantası kime ait?Wem gehört diese Werkzeugtasche?

11.Bu tornavida kime ait?Wem gehört dieser Schraubenzieher?

12.Bu arsa kime ait?Wem gehört dieses Grundstück?

123

Page 124: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

13.O kimi kast ediyor?Wen meint er?

14.Sen kimi arıyorsun?Wen suchst du?

welcher – welche - welches – soru zamirlerinin çekimiBu adı geçen soru zamirlerinin dört hale göre çekimi, belirli tanım harflerinin çekiminin aynıdır.Der ismi tarifi alan isimlerde :

DERNominativ –welcher -hangiGenetiv -welches - hangisininDativ -welchem -hangisineAkkusativ -welchen -hangisini

DASNominativ- welches – hangiGenetiv -welches -hangisininDativ -welchem – hangisineAkkusativ – welches -hangisini

DİENominativ- welche – hangiGenetiv -welcher -hangisininDativ -welcher – hangisineAkkusativ – welche -hangisini

ÇOĞULNominativ - welcheGenetiv - welcherDativ - welchenAkkusativ - welche

Şimdi de izah ettiğimiz çekim tablosuna uyarak birkaç örnek verelim. Bu zamirler yine dersimizde değindigimiz gibi ekseriyetle tamlama olarak kullanılırlar.

Buna göre : A)Tamlama olarak kullanıldıklarında

1.Siz hangi memleketi seviyorsununz?Welches Land haben Sie gerne ?

2.En çok hangi takım elbise hoşunuza gidiyor.Welchen Anzug haben Sie gerne?

124

Page 125: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3.Bu tarlalar hangi zengin çifçiye ait?Welchen reichen Bauern gehören diese Felder?

B)Zamir olarak kulanılırsa:1.Hangi çocuk okula gidiyor.Welches Kind geht in die Schule?

2.Hangi bayan bunu söyledi.Welche Dame hat das gesagt?

was für ein, was für eine – zamirlerin çekimiBu soru zamirleri belli olmayan bir şeyi yahut şahsı yada belli olan bir şeyin veya kişinin yapısını, şeklini sıfatını sormamıza yarar. Yalnız bu soru zamirleri, zamir olarak kullanılması gerekirse ein belirsiz ismi tarifi ile de beraber bulunurlar.

Buna göre:DERNominativ - was für einer – nasıl biriGenetiv - was für eines – nasıl birininDativ - was für einem – nasıl birineAkkusativ - was für einen – nasıl birini

DİENominativ - was für eine – nasıl biriGenetiv - was für einer – nasıl birininDativ - was für einer – nasıl birineAkkusativ - was für eine – nasıl birini

DASNominativ - was für eins – nasıl biriGenetiv - was für eines – nasıl birininDativ - was für einem – nasıl birineAkkusativ - was für eins – nasıl birini

Çoğul halindeki çekim ise her üç ismi tarifi için aşağıdaki gibidir:Nominativ - was für welcheGenetiv -………………….Dativ - was für welchenAkkusativ - was für welche

125

Page 126: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

14.5. BELGİSİZ ZAMİR (Das Indefinitpronom)

Bütün dillerde olduğu gibi Almanca’da da bazı varlıkları veya her hangi bir kişiyi tam olarak belirtmek mümkün değildir. Bunun içindir ki belgisiz zamirler bir şahıs veya varlık hakkında umumi anlamda bilgi verirler. Misal olarak, oturmuş olduğumuz lojmanda veya çalıştığımız bir yerde bir kaç ay evvel bir şeyin söylendiğini düşünelim bir ay sonra sırası geldiğinde söylenen şeyin kimim tarafından söylendiği hatırınıza gelmeyebilir. Bu durumda; Bunu birisi söyledi, dersiniz. Acaba örnek olarak verdiğimiz bu cümlemizde ismin yani o sözü anlatan arkadaşın yerini hangi kelime tutmaktadır? Bunun cevabını dil bilgisi kurallarına göre doğru olarak vermek istersek kendi kendimize sorarız. Bunu kim söyledi? almış olduğumuz cevap ,,birisi’’ olur. İşte bu birisi kelimesi bir belgisiz zamir dir. Yine dersimizin başında açıkladığımız gibi, birisi belgisiz zamiri o sözü söyleyen hakkında bir bilgi vermemektedir. Bunun içindir ki bu yönlü zamirlere belgisiz zamir denir. Sevdiğiniz ele vermek istemediğiniz bir arkadaşınızın küçük bir hata yaptığını düşünün. Başımızdaki usta başı veya bir okulda iseniz öğretmeniniz, sizin yanınıza gelerek bu işi kimin yaptığını soruyor. Siz de: Bilmiyorum herhangi birisi yapmış" diyorsunuz. Bu vermiş olduğunu cevap cümlesinde de kabahati kimin işlediğini söylemek istemediğiniz için HERHANGi BİRİSİ dediniz. Yine kabahati işleyen hakkında ne isim ve ne de bir malûmat verdiniz. Demek ki, kabahati kim işledi “herhangi birisi" yine belgisiz bir zamir olur. Şimdi Almanca dilinde sık sık kullanılan belgisiz zamirleri sırası ile sayarak karşılarına Türkçe anlamlarını yazalım:

ein – birirgendeiner - herhangi birisieinige - birkaç, bazıetliche - bir hayli, birçoketwas - biraz, birşeyall - bütün, hepsijed (kök) - herkesjemand - birisi, birisämtliche - bir çokman - mânası açıklanacakmanche - bazılarıniemand - hiç kimse

Bu saymış olduğumuz belgisiz zamirlerle ilgili gerekli bilgiyi verirken, tek tek bu zamirleri ele alarak konu ile ilgili cümleler yapalım.

EIN: Türkçe’mizdeki mânası bildiğiniz gibi bir dir. Almanca’da da, Türkçe’mizde olduğu gibi o birisi ile konuşuyor veya o birisine yolu tarif ediyor” derken de bir sayısından istifade ederiz: Konu İle ilgili misallerimize geçmeden evvel ein belgisiz zamirini ismi tariflere göre çekelim.

EIN: belgisiz zamirinin çekiliş tarzı (tekil)

DER

Nominativ - einerGenetiv -……….Dativ - einem

126

Page 127: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Akkusativ - einen

DİE

Nominativ - eineGenetiv - ……..Dativ - einerAkkusaliv – eine

DAS Nominativ - ein (e) sGenetiv - ……..Dativ - einemAkkusaliv - ein (e) s

Meselâ:

1. O birisiyle konuşuyor.Er redet mit einem.

(reden - konuşmak, birisine hitap etmek)

2. O bir kızla gezmeye gidiyor.Er geht mit einem Mädchen spazieren.

3. Ben bunu birisi ile konuştum.lch habe das mit einem besprochen.

4. O bir tane ile yetinmiyor.Er ist mit einem nicht zufrieden.

5. Marmara denizi Türkiye'nin en güzel sahillerinden birine sahiptir.Das Marmarameer hat eine der schönsten Küsten der Türkei.

irgendeiner: herhangi biri

Yine bu belgisiz zamir Türkçe’mizde olduğu gibi Almanca’da da çok kullanılır. Irgendwer de bu guruba girer. Anlamı herhangi birisidir. Dativ hali irgendwem Akkusativ hali ise irgendwen dir. Çoğul hali ise yalın halde irgendwelche, Dativ halde irgendwelchen, Akkusativ de ise igendwelche olur. Genetiv hali kullanılmaz. Almanca dilbilgisinde ,irgend" kökünden türeyen fakat çekimleri yapılamayandan başka kelimeler de bulunmaktadır. Bunların başlıcaları şunlardır.

irgendwie - herhangi bir şekildeirgendwann - herhangi bir zaman ne vakit olursairgendwo - herhangi bir yerdeirgendetwas - herhangi bir şey

Şimdi konumuzla ilgili birkaç misal verelim (Umgangsprache):

127

Page 128: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1. Ben bunu herhangi bir şekilde izah edeceğim,lch werde das irgendwie erklären.

2. O bunu herhangi bir şekilde halledecek.Er wird das irgendwie lösen.

lösen - (bir meseleyi veya bir problemi çözmek)

3. Herhangi bir zaman, herhangi bir yerde buluşmak var kaderde .Irgendwann, irgendwo gibt es ein Wiedersehen.

4. Biz bir şeyler yemek istiyoruz.Wir möchten irgendetwas essen.

5. Ben onu herhangi bir yerde gördüm, lch habe ihn irgendwo gesehen.

einige - birkaç, bazı, bir hayli

Kullanıldığı yerlere göre, bir hayli anlamına da gelmekte dir etliche kelimesi de Türkçe’mizdeki “bir hayli” nin karşılığıdır.

Örnekler;1. Ben hayatta bazı (bir hayli) tecrübeler kazandım, (edindim)

lch habe im Leben einige Erfahrungen gesammelt.(Erfahrungen - tecrübeler)(Erfahrungen sammeln - tecrübe sahibi olmak)( Sammeln)- toplamak, biriktirmek)

2.Bizimde bazı dertlerimiz var.Wir hahen auch einige Sorgen.

3.Onun bu konuda bazı fikirleri var. Er hat auch darüber einige Ideen.

4.Bazıları bu fikri savunuyorlar.

Einige vertreten diese Meinung.

etwas - biraz, bir şey

Bazı hallerde was olarak kısaltılarak konuşulur. Etwas belgisiz zamirinin so ile kullanıldığı da sık sık görülmektedir. Genellikle so etwas’ ın Türkçe’mizde ki mânası, öyle bir şey, böyle bir şey, böyle şeydir. Dilbilgisi yönünden açıklanması gereken mühim bir incelik olmadığından örneklerimize geçelim.

128

Page 129: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1.Ben biraz yemek istiyorum,lch möchte etwas essen.

2.Ben böyle bir şey görmedim. lch habe so etwas nicht gesehen / lch habe sowas nicht gesehen.

3.Bana yeni bir şey anlatınız.Erzählen Sie mir etwas Neues.

4.Size bir şey söyleyebilirmiyim ?Darf ich Ihnen etwas sagen ?

5.Başka bir şarkı söyleyemez misin?Kannst du nicht etwas anderes singen?

6.Biraz sabırlı olmanız lazım. Etwas Geduld müssen Sie haben / Sie müssen etwas Geduld haben.

alle - bütün, hepsi

Belgisiz zamir olarak cümlede kullanılabilmesi için şahıs ve olayların çoğul halinde bulunması gerekir.

1.Bütün çocuklar okula gidiyorlar.Alle Kinder gehen in die Schule.

2.Biz hepsini izah ettik.Wir haben alles erklärt.

3.Çocuk hepsini yedi.Das Kind hat alles gegessen.

Alles tekil olarak cümle içersinde kullanılırsa ekseriyetle bir olayla alâkalıdır. Bunun yanında Alle ise daha ziyade şahısları tarif eder. All belirsiz tamlama olarak isimlerin önünde bulunur ve çekim yönü ile belirli Artikeller gibidir.

1. Bütün başlangıçlar zordur.Aller Anfang ist schwer.

(der Anfang - başlangıç)

2. Bütün ağaçlar ilk baharda açarlar.Alle Bäume blühen im Frühling.

129

Page 130: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3. Size her şeyin yolunda gitmesini dilerim.Ich wünsche Ihnen alles Gute.

(temenni ederim)

All belgisiz zamiri var ve mit edatları ile de sık sık kullanılırlar.

1. O her şeyden evvel zengin.

Er ist vor allem reich.

2. Siz herşeyden evvel bir meslek öğrenmelisiniz. Sie müssen vor allem einen Beruf erlernen.

3. Senin her şeyi hesaba katman lazım.

Du musst mit allem rechnen.rechnen: hesap etmek hesaplamak hesaba katmak.vor allem – her şeyden evvelmit allem - her şeyi ...

4. Bütün kuvvetiyle.Mit aller Kraft. (dativ)

die Kraft : güç kuvvet

5. Bütün dünyadan haberler.Die Nachrichten aus aller Welt,

die Nachrichten: haberler

All, bir edat ile kullanılırsa uğramış olduğu değişim belirli tanım harflerindeki gibidir.

jed - herkes

Türkçe’mizde ki anlamı herkes dir. Tekil şahısların önünde kullanılır. Cümleye girişinde belirli tanım harflerinin eklerini alır. Tek başına bir ismin önüne gelirse yine ardına belirli tanım harflerinin ekini alır.

der Mann - adam

jeder Mann - her adam

die Frau - kadın

jede Frau - her kadın

das Kind - çocuk

jedes Kind - her çocuk

Demek ki izah ettiğimiz bu kaideye göre:

der - (er) ekinidie - (e) ekini

130

Page 131: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

das - ise (es) ekini alır.

Şimdi birkaç örnek verelim.

1. Biz her sene izine gidiyoruz. Wir fahren jedes Jahr in Urlaub.

2. Her insan (herkes) hayatta ilerlemek isler. Jeder Mensch will im Leben vorwärts kommen.

3. Her çocuğun ana şefkatine ihtiyacı vardır.Jedes Kind braucht Mutterliebe.

4. Her kadın eşit haklara sahiplir. Jede Frau ist gleichberechtigt.

5. Bunu herkes biliyor. Das weiss jeder.

Jed'le başlayan cümleler devrik olur. Jed belgisiz zamiri herhangi bir edatla kullanılırken o edatın aldığı zamana göre değişime uğrar.

Öenekler:

mit ismin dativ hali ile kullanılır.

Siz herkesle konuşuyorsunuz.

Sie reden mit jedem.

mit dativ aldığından jed -em takısını aldı.

O mutlak surette gelecek.Er wird auf jeden Fall kommen.

(auf - akkusativ ekini aldı)

der ismi tarifine sahip olan gün için

der Tag her gün derken.{jeden Tag - deriz)

Kemal her gün alışverişe gidiyor.Kemal geht jeden Tag einkaufen.

(jede Woche - her hafta)(die Woche - hafta)

131

Page 132: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

jemand - biri, birisi

Bunu bana birisi söyledi.

Das hat mir jemand erzählt.

Bunu herhangi birisi yaptı.Das hat irgend jemand gemacht.

Beni birisi sordu mu?Hat jemand nach mir gefragt?

man

Man belgisiz zamiri Almanca’da sık sık kullanılan bir zamirdir. Man belgisiz zamiri umumi bir mana taşıdığı gibi ekseriyetle bahsi geçen konu herkes için geçerlidir. Herhangi bir şeyin yasak edildiği yerlerde bu yasak herkes için muteberse man kullanılır. Bir askeri birliğin bulunduğu yeri düşününüz. Tel örgülerin başladığı yerde, burada resim çekilmez (yasaktır) diye bir yazı görürseniz, bu yasağın herkes için geçerli olduğu akla gelir. Bu gibi yasakların bulunduğu yerlerde ancak özel müsaadeye ihtiyaç vardır. Man bu gibi yasakların, müsaadelerin ifade edildiği cümlelerde yardımcı fiillerle beraber kullanılır. Man belgisiz zamiri ile kullanılan fiiller daima üçüncü şahısa göre çekime uğrarlar. Demek ki man belgisiz zamirini Türkçe’mizde beraberinde bulunan fiile göre; yapılır, edilir, anlamına gelir bir fiille kullanmadan evvel normal fiilin üçüncü tekil şahsa göre çekimini iyice bilmemiz gerekir. Man belgisiz zamirinin normal fillerle kullanılması normal fiil üçüncü tekil şahsa göre çekilir ve bu hali ile man belgisiz zamirinin arkasına getirilir.

meselâ:

gitmek - gehengehen in üçüncü tekil şahsa göre çekimier geht - o gidiyor

Şimdi er şahıs zamirini kaldırır ve er’ in yerine man belgisiz zamirini koyarız.

man geht – gidilir, bu yönlü diğer misallerimize geçelim:

man macht - yapılır,

man sagt - söylenir

man trinkt - içilir

man lacht - gülünür

man denkt - düşünülür

man isst - yenilir

man glaubt - inanılır

132

Page 133: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Man belgisiz zamirinin yardımcı fiillerle çekimi

man kann (können)

man darf (dürfen)

man muss (müssen)

man soll (sollen)

man will (wollen)

Örnek cümleler:

1. Bu böyle söylenebilir.Man kann das so sagen.

1. Bu böyle yapılabilir.Man kann das so machen.

3. Bu böyle yapılabilir mi?Kann man das so machen?

4. Bu böyle yenilebilir.Das kann man so essen.

5. İnsan isterse her şeyi yapabilir.

Man kann alles, wenn man will.

6. Burada sigara içilmez.Man darf hier nicht rauchen.

7. Burada resim çekilemez, (yasaktır)Man darf hier nicht fotografieren.

8. Burada balık tutmak yasaktır.Man darf hier nicht angeln,

9. Önce anketlerin doldurulması gerek.Man muss vorher die Formulare ausfüllen.

10. İnsan fazla içmemeli.Man soll nicht viel trinken.

11. İnsan her gün kendini yıkamalı, (yıkanmalı)Man soll sich täglich waschen.

12. Terbiyeli olmalı.Man soll anständig sein.

13. İnsan herkese inanmamalı.Man soll nicht jedem glauben. -

14. İnsan hayatla iktisatlı (tutumlu) olmalı.Man soll im Leben sparsam sein.

15. İnsan ne zaman haklı olduğunu bilmeli.Man muss wissen, wann man Recht hat.

16. Çorba sıcak yenmeli.

133

Page 134: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Die Suppe soll man heiss essen.

17. İnsan doğru olmalı.Man soll ehrlich sein.

18. İnsan her şeyi ciddiye almamalı.Man soll nicht alles ernst nehmen.

19. Man darf in der Bibliothek nicht rauchen.

Kütüphanede sigara içilmez.

manch - bazı - bazı kimse

Türkçe’deki anlamı bazı ve bazı kimsedir. Sonuna erkek ve dişi cinse ait belirli tanım harflerinin takılarını almaktadır.

bazı kadınlar - manche Frauen

bazı kadın - manche Frau

bazı adam - mancher Mann

Bir ismin çoğul hali ile kullanılırken ismi tarif ne olursa olsun manche olarak ismin önünde bulunur.

meselâ:

bazı adamlar - manche Männer

bazı çocuklar - manche Kinder

bazı bayanlar - manche Damen

cümle halinde örnekler:

1. Bazı Türkler iyi Almanca konuşuyorlar. Manche Türken sprechen gut Deutsch.

2. Bazı işçiler az saat ücreti alıyorlar.Manche Arbeiter bekommen wenig Stundenlohn.

3. Bazıları yalnızlığı arıyorlar.Manche Leute suchen die Einsamkeit.

4. Bazı bitkiler denizde yetişir.Manche Pflanzen wachsen im Meer.

wachsen – büyümek – yetişmek

5.Bazı öğrenciler çok gayretli, (çalışkan)Manche Schüler sind sehr strebsam.

6.Bazıları gayelerine ulaşamıyor.Mancher kommt nicht zum Ziel.

134

Page 135: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

7. Bazı öğrenciler hızlı öğrenirler.

Manche Studenten / Studentinnen lernen schnell Deutsch.

niemand, hiç biri - hiç bir kimse

Niemand, jemand belgisiz zamirinin tamamen aksi bir anlama sahiptir. Çoğul hali yoktur. Sonuna takılan ekler belirsiz tanım harflerin ekleri gibidir.

Nominativ - niemand - hiç bir kimse

Genetiv - niemand - hiç bir kimsenin

Dativ - niemand(em) - hiç bir kimseye

Akkusativ - niemand(en) - hiç bir kimseyi

Parantez içersinde belirttiğimiz eklerin kullanılması şart değildir.

konu ile ilgili örnekler:

1. Caddede hiç kimse görünmüyor.Auf der Strasse ist niemand zu sehen.

2.Beni kimse ziyaret edemez (yasaktır).Niemand darf mich besuchen.

3. Ben kimseyi tanımıyorum,lch kenne niemanden.

2.Benim hakkımı kimse alamaz.Mein Recht kann mir niemand nehmen.

5. Beni bugün kimse rahatsız edemez.Heute darf mich niemand stören.

(stören - rahatsız etmek)

6.Bundan {bu konuda) beni kimse ikna edemez, Davon kann mich niemand überzeugen.

(überzeugen-ikna etmek)

7.Ona hiç bir kimse yardım etmiyor.Niemand hilft ihm.

8.Ona kimse yolu göstermiyor.Niemand zeigt Ihm den Weg.

135

Page 136: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

9.Ben burada kimseyi görmedim,lch habe hier niemand gesehen.

10.Burada kimse yoktu. Hier war niemand.

11.Onu kimse ikna edemez.Ihn kann niemand überzeugen.

12. Bunu kimse ispat edemez. Niemand kann das beweisen / Das kann niemand beweisen.

(beweisen - ispal etmek)

15. DÖNÜŞLÜ ZAMİRLER / DÖNÜŞLÜ FİİLLER (DAS REFLEXİVPRONOMEN / DAS REFLEXİVVERB)

Almanca’da bir fiilin mastar halinin önünde sich bulunursa, bu fiillere dönüşlü fiil denir. Sich’ in tam olarak Türkçe’ye tercümesi mümkün değilse de; sich: kendini – kendilerini olarak mânalandırılabilir. Dönüşlü fiillerde, teşkil etmiş olduğumuz cümle içersinde ki geçen olayın öznesi veya kişisine ekseri cümle sonunda bulunan şahıs zamirlerinin (sich - kendisi - mich – beni - mir - bana) halleri dönüş yapar. Bunun içindir ki burada geçen sich de dönüşlü zamir olarak adlandırılır. Demek ki sich dönüşlü bir zamir; sich ile kullanılan fiiller de dönüşlü fiildir. Burada biraz evvel kullanmış olduğumuz cümledeki özne şahıs zamirlerinin mich-sich hallerine dönüş yapar ifadesini biraz daha yakından inceleyelim. Almanca’da, tıraş olmak yani kendi kendimizi sakal tıraşı etmek, sich rasieren dir.Ben tıraş oluyorum, demek istersekich rasiere mich , deriz.

Bu ich rasiere mich cümlesinde, tıraş olan kişi yani özne ich - ben.

Kimi sorusuna cevap aldığımız dönüşlü zamir ise, mich beni olur.

Ben kimi tıraş ediyorum, (beni)Kim tıraş oluyor, yada tıraş olan kim? (ben)İşte dönüşme ben ile beni arasında olmaktadır.

Dikkat: Hakikî dönüşlü fiillerle kurulan cümlelerde tekil veya çoğul şahıslar ancak kendi aralarında birbirine dönüşürler.

ich - ben . , mich - beni

du - sen . . . dich - seni

sie, es, er - o . . . sich - onu

Sie - siz . . . sich - sizi

wir - biz . . . uns -bizi

136

Page 137: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ihr - siz . . . euch -sizi

sie - onlar . . . sich -onları

Sie - siz . . . sich -sizi

Demek ki, dönüşlü fiillerin şahıs zamirleri ile çekimi yapılırken, çekilen fiilin sonuna her zaman sich gelmiyor. sich ancak üçüncü tekil ve çoğul şahıs zamirleri ve bir de kibar anlamda kullanılan büyük Sie ile çekime uğrayan dönüşlü fiillerin ardında bulunur. Yani:

1. Er rasiert sich.

O tıraş oluyor.

2. Sie rasieren sich.

Onlar tıraş oluyorlar.

3. Sie rasieren sich.

Siz tıraş oluyorsunuz.

Şimdi sich rasieren dönüşlü fiilini bütün şahıs zamirleri ile çekelim.

ich rasiere mich - ben tıraş oluyorumdu rasierst dich - sen tıraş oluyorsuner rasiert sich - o tıraş oluyorwir rasieren uns - biz tıraş oluyoruzihr rasiert euch - onlar tıraş oluyorlarsie rasieren sich - siz tıraş oluyorsunuzSie rasieren sich - Siz tıraş oluyorsunuz

Konuyu tam olarak anlayabilmemiz için dönüşlü fiil hakkında biraz daha bilgi verelim. Şunu da söylemek yerinde olur ki Türkçe’mizde böyle bir fiil çeşidi yoktur. Biz Türkçe’mizde bu tip fiillerle cümle yaparken doğrudan doğruya diğer fiillerdeki gibi, ben tıraş oluyorum deriz. Almanca’daki gibi, ben beni tıraş ediyorum, demeyiz. Almanca’da iki çeşit dönüşlü fiil vardır.

a) Hakiki dönüşlü fiillerEchte reflexive Verben

b) Hakiki olmayan dönüşlü fiillerUnechte reflexive Verben,

Hakiki dönüşlü fiillerde dönüşen zamir sich dir. Hakiki olmayan dönüşlü fiillerde ise sich’in yerini başka bir zamir veya isim alabildiği gibi bu guruba giren fiilleri ve - und ile de cümle içersinde bağlamak mümkündür.

Meselâ:sich anziehen - giyinmek - giydirmek.ich ziehe mich an - ben giyiniyorum,er zieht sich an - o giyiniyor.

137

Page 138: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Fakat:Die Grossmutter zieht das Kind an.Nine çocuğu giydiriyor.veya:Die Grossmutter zieht das Kind und sich an.Nine kendisi giyiniyor ve çocuğu giydiriyor.

İşte bu görmüş olduğumuz ve çeşitli cümlelerde kullandığımız fiil hakiki olmayan dönüşlü fiildir. Hakiki dönüşlü fiiller und - ve ile bağlanamaz yani cümlede ikinci bir kişi veya özne için o yapılan iş geçerli olamaz. Biraz evvelki yaptığımız cümlede kullandığımız giyinmek fiilinde, fiil hem çocuk için ve hem de nine için giyinmek anlamında kullanıldı. Hakiki dönüşlü fillerde bu mümkün değildir. Hakiki dönüşlü fiillerde sich ve sich’e ait diğer dönüşlü zamirler cümlede dönüşüme uğrarken hiç değiştirilemezler.

15.1. Hakiki dönüşlü fiiller ( echte reflexive Verben)

Bu guruba giren fiiller daima hakiki dönüşlü bir zamire sahiptirler. Bu fiillerden bazılarını sayalım:

sich schämen - utanmaksich erkälten - üşütmeksich wundern - hayret etmeksich erholen - dinlenmeksich Sorgen machen - merak etmeksich vornehmen - bir şeye karar vermeksich sehnen - hasretini çekmeksich gedulden - sabır etmeksich kümmern - ilgilenmek, karışmaksich erkundigen - sormak, bilgi edinmeksich beeilen - acele etmeksich aneignen - benimsemeksich aufregen - heyecanlanmaksich freuen - sevinmeksich unterhalten - eğlenmek

15.2. Hakiki dönüşlü olmayan fiiller (Unechte reflexive Verben)

sich irren - şaşırmaksich waschen - yıkanmaksich schützen - korumaksich verstellen - sahte tavır takınmaksich vertragen - geçinmek, barışmaksich verlaufen - yolunu şaşırmak, kaybolmak

Misal olarak bu gurupta saydığımız bu fiiller hadisenin oluş şekline göre, şahıs zamirlerinin diğer halleri ile de cümleye girebilirler. Misal olarak sich schützen korumak fiilini ele alalım.

ich schütze mich - ben kendimi koruyorumich schütze den Mann - ben adamı koruyorum

138

Page 139: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

ich schütze ihn - ben onu koruyorumich schütze mein Kind - ben çocuğumu koruyorum

Konu ile ilgili cümleler:

1. Ben bugün çocuk gibi seviniyorum.

Ich freue mich heute wie ein Kind.

2. Biz hepimiz seviniyoruz. Wir freuen uns alle.

3. Sen kendini üşüteceksin. Du wirst dich erkälten.

4. O yarın iş ve işçi Bulma Kurumundan malumat alacak. Er wird sich morgen beim Arbeitsamt erkundigen.

5. O tatilde iyice dinlenecek.Er wird sich im Urlaub richtig erholen.

richtig – doğru (tam) anlamına gelmekle beraber bu gibi yerlerde iyice mânasına da gelir.

Mesela:

lch bin richtig müde.

Ben iyice yorgunum.

6.Ben ailemin hasretini çekiyorum.

lch sehne mich nach meiner Familie.

7. Siz çok seviniyorsunuz. Sie freuen sich sehr.

8. Siz çok seviniyor musunuz? Freuen Sie sich sehr?

9. Sizin biraz sabır etmeniz lazım. Sie müssen sich etwas gedulden.

10. Benim Personel Bürodan tam olarak sorup, öğrenmem lâzım.lch muss mich bei der Personalabteilung genau erkundigen.

11. O her zaman utanıyor.

Er schämt sich immer.

139

Page 140: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

12. Ben bunu size söylemeye utanıyorum.

lch schäme mich, Ihnen das zu sagen.

13. Ben acele ediyorum.

ich beeile mich.

14. Sizin biraz acele etmeniz lazım.

Sie müssen sich elwas beeilen.

15. O kendi kendine hayret ediyor.Er wundert sich selbst.

Dikkat: Bazı cümlelerde dönüşlü zamiri daha da kuvvetlendirmek istersek selbst veya selber (kendi) kelimelerini kullanabiliriz.

Mesela:

1.Ben kendi kendime utanıyorum,Ich schäme mich selber.

2.O kendi kendini taktim ediyor.Er stellt sich selbst vor.

3.Kendi kendine yardım et, sonra sana Allah yardım eder atasözü.

Hilf dir selbst, dann hilft dir Golt.

4. Sen kendi kendini beğeniyorsun.Du gefällst dir selbst.

5.

6. Sen kendi kendine evhama düşüyorsun.Du regst dich selber auf.

sich aufregen - evhama düşmek, heyecanlanmak

Konu ile ilgili başka örnekler:

1. Ben şaşırdım, (yanıldım)

lch habe mich geirrt.

2. Biz tekrar geçinmek (barışmak) istiyoruz.

Wir wollen uns wieder vertragen.

140

Page 141: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3. İki kardeş tekrar geçinmek istiyorlar.

Zwei Brüder wollen sich wieder vertragen.

4. O şakaya dayanamıyor.Er kann keinen Spass vertragen.

(vertragen - bir şeye dayanmak, tahammül etmeksich vertragen - geçinmek, barışmak)

5. Ben her zaman şaka kaldıramam.

lch kann nicht immer Spass vertragen.

6. O numara yapıyor, (halk dili) O başka bir tavırla kendini olduğundan başka türlü gösteriyor.Er verstellt sich.

7. O hasta değil, numara yapıyor.

Er ist nicht krank, er verstellt sich.

8. Ben numara yapmıyorum,

lch verstelle mich nicht.

9.Ben bunu buraya koyuyorum.

lch stelle das hierhin.

10.Ben size bir soru sormak istiyorum.

lch möchte Ihnen eine Frage stellen.

Dikkat: Alman dilinde stellen girmiş olduğu cümle ve kullanılmış olduğu yere göre ayrı ayrı anlama sahiptir. Bunun için bir kaç misalle Almanca’da ki değişik manaları görelim.

1. stellen: (an) kelimeciği şahıs zamirlerinin dativ hali ile beraber stellen’in önünde bulundukları zaman, benim yerime, senin yerine manaları ortaya çıkar.

2. stellen: bir şeyi bir yere koymak.

Ben valizimi buraya koyuyorum.

lch stelle meinen Koffer hierhin.

3. Frage stellen: soru sormak.(şahıs zamirlerinin Dativ hali ile kullanılır)

141

Page 142: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Ben sana bir soru sormak istiyorum.lch möchte dir eine Frage stellen.

Size bir soru sorabilir miyim?

Darf ich Ihnen eine Frage stellen?

Not: Bu tip cümleleri cadde veya başka bir şey ararken karşınızdakine karşı kullanmayınız. Bu şekildeki cümleler tanıdıklar arasında daha çok kullanılır. Tanımadığınız kişilere karşı ise.

Size bir şey sorabilir miyim?Darf ich Sie etwas fragen? dersiniz

4. sich stellen: teslim olmak.

O gönüllü olarak polise teslim oldu.

Er hat sich freiwillig der Polizei gestellt.

Not: sich vorstellen de kendini taktim etmekten başka tahmin etmek, zannetmek anlamlarına da gelir. Alman dilinde çok kullanılan bir fiildir.

1. Spiker kendini taktim ediyor.

Der Ansager stellte sich vor.

2. Ben sizi babama taktim etmek istiyorum,

lch möchte Sie meinem Vater vorstellen.

3. Siz Türkiye'nin ne kadar güzel olduğunu tahmin edemezsiniz.

Sie können sich nicht vorstellen, wie schön die Türkei ist.

4. Bunu sanmam, tahmin etmem.

Das kann ich mir nicht vorstellen.

Not: Son iki cümlede kullandığımız vorstellen ben, sen, de Dativ halli değişime uğrarlar, yani:

Du kannst dir nicht vorstellen.-Sen tahmin edemezsin.

142

Page 143: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

15.3. Şahsı Belli Olmayan Zamir (Das Unpersönliche Pronom)

Almanca’da bazı fiillerin faaliyetlerinin kimin veya neyin tarafından yapıldığı belli değildir. Bu guruba giren fiillerin önünde es öznesi bulunur ve es ile beraber kullanılan bütün fiiller üçüncü tekil şahsın çekimine uygun olarak cümleye girerler. Bu fiil gurubunun başında yer yüzünde vukuu bulan tabiat olaylarını belirten fiiller gelir.

Meselâ yağmurun yağması, şimşeğin çakması gibi. Bunlar da sırasıyla:

es regnet - yağmur yağıyores schneit - kar yağıyores hagelt - dolu yağıyores wird dunkel - ortalık kararıyores donnert - gök gürlüyores blitzt - şimşek çakıyores friert - donuyor

1. Bugün güneş açacak.Es wird heute die Sonne scheinen.

2. Gök gürüldemeye başlıyor.Es fängt an, zu donnern.

3. Yağmur yağmaya başlıyor.Es fängt an, zu regnen.

Yine bazı hallerde bir şeyin tesiri veya sesi işitildiği halde fiildeki hareketin kimin tarafında yapıldığı kesinlikle belli değildir. Meselâ oturmuş olduğumuz evimizde kapımızın vurulması veya tavandan bir sesin gelmesi kapımızın vurulması halinde önce kulağımıza bir ses gelmekle fakat kapıyı kimin vurduğu henüz kesinlikle bilinme-mektedir, işte bu gibi fiiller duyulan ve işitilen. Şahsı belli olmayan guruba girerler.

Bunlardan bazıları:

es klopft - kapı vuruluyor

es duftet - kokuyor (iyi)

es stinkt - kokuyor (pis)

es heult - uğulduyor, ağlıyor

es pfeift - ıslık çalıyor - vızıldıyor

es knallt - patlıyor

es schalt - seda halinde ses geliyor ses yankısı vuruyor

es kracht - gürültü yapıyor

143

Page 144: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1. Birisi kapıyı vuruyor.Es klopft jemand an die Tür.

2.Burası pis kokuyor.Es stinkt hier.

3.İnsan ormana nasıl seslenirse, cevabını da öyle geriye alır.

Wie man in den Wald ruft, so schallt es heraus.

Bu iki ana gurubun dışında, Alman diline es bazı fiillerle yerleşmiştir. Bunlar es ile beraber sabit olarak kullanılan fiillerdir.

Meselâ:

es gibt - var, vardıres gibt nicht - yok, yoktures geht - olures geht nicht - olmazes genügt - kafi, yeleres eilt - acele, aceledir

1. Pek o kadar acele değildir.Es eilt nicht so.

2. Burada civarda bir gıda maddeleri satan dükkan varmı?Gibt es hier in der Nâhe ein Lebensmittelgeschäft?

3. Yeni haber varmı?Gibt es neues?

4. Hayır yeni bir haber yok.Nein, es gibi nichts neues.

5. Siz nasılsınız?Wie geht es Ihnen?

6. Teşekkür ederim ben iyiyim.

Danke, es geht mir gut.

7. Sen nasılsın?

Wie geht es dir?

144

Page 145: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

16. ZARF (DAS ADVERB)

Almanca’da zarflar ekseriyetle cümlenin bir elamanı olmakla beraber kendi başlarına kullanıldıklarında da başlı başına bir mana ifade ederler. Zarflar yine cümle içersinde, o cümlede belirtilen olayın, veya kast edilen kişinin hal ve mahiyetini bildirirler. Zarflar görmüş oldukları bu görev yönü ile dört ana guruba ayrılırlar:

a) das Adverb des Ortes - yer zarflarıb) das Adverb der Zeit - zaman zarflarıc) das Adverb der Art - hal zarflarıd) das Adverb des Grundes - sebep zarfları

16.1. Yer Zarfları (Das Adverb Des Ortes)

Cümle içersinde bir yer zarfını bulabilmek için

wo – nerede

wohin - nereye

woher - nereden

soruları sorulur. Bu sorulara almış olduğumuz cevaplar birer yer zarfıdırlar.

Meselâ:

O burada oturuyor, diyelim.Şimdi, kendi kendimize sorarsak,,o nerede oturuyor"almış olduğumuz cevap, burada olur. İşte cümlemizde geçen burada kelimesi yani, hier bir yer zarfıdır. Şimdi vermiş olduğumuz bu misalden sonra Almanca’da bulunan önemli yer zarflarını sayalım:

Wo sorusuna cevap veren yer zarfları:

wo - neredehier - buradada - burada, orada, suradadort - orada

darin - onun, bunun içindeoben - yukarıdaunten - aşağıdavor - öndenirgends - hiçbir yerdehinten - arkadaüberall - her yerde rechts - sağ, sağdalinks - sol, soldainnen - içindeaussen - dışındanirgendwo - hiçbir yerde

Wohin (nereye) - sorusuna cevap alan zarflar

hin - orayahierhin - buraya - bu tarafa

145

Page 146: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

dahin - o tarafadorthin - orayavorwärts - ileriye ön tarafarückwärts - geriyehinauf - yukarıyaheimwärts - ana vatana doğruhinunter - aşağıyahinein - içerihinaus - dışarıyanach links - solanach rechts - sağanach vorn - ön tarafaaufwärts - yukarıya doğruüberallhin - her tarafain jede Richtung - her istikametenach Osten - doğuyanach Süden - güneyenach aussen - dışarıyanach innen - içeriye

Woher (nereden) - sorusuna cevap alan yer zarflar

her - buraya, bu yöne, bu tarafa

hierher - buraya

daher - oradandorther - oradanherauf - yukarıyaherunter - aşağıyavon inen - içdenvon aussen - dışdan, dışarıdanvon rechts - sağdanvon links - soldanvon seitwärts - yan taraftanirgendwoher - herhangi bir yerdenvon oben - yukarıdanvon unten - aşağıdanvon drüben - öbür taraftananderswoher - başka yerdenvon hier - buradanvon draussen - dışarıdanvon innen her - iç tarafındanvon aussen her - dış tarafından

146

Page 147: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Yer zarfları ile cümle kuruluşlarıa) wo - nerede

1.Benim çocuğum nerede?Wo ist mein Kind?

2.Senin çocuğun orada.Dein Kind ist dort.

3.Sen nerede doğdun?Wo bist du geboren?

4.Ben Bursa’da doğdum,lch bin in Bursa geboren.

5.Biz nerede çalışıyoruz?Wo arbeiten wir?

6. Biz heryerde çalışıyoruz.

Wir arbeiten überall.

7. Burada trafik dairesi nerededir?Wo ist hier das Strassenverkehrsamt?

8.Trafik Bürosu bu caddenin sağ tarafında.Das Strassenverkehrsamt ist hier in dieser Strasse auf der rechten Seite.

9. Çocuklar nerede oynuyorlar?Wo spielen die Kinder?

10. Çocuklar karşıda (karşı tarafta) oynuyorlar.

Die Kinder spielen drüben.

b) wohin - nereye

1. Seyahat (yolculuk) ne tarafa?Wohin geht die Reise?

2. Yolculuk (seyahat) güneye.Die Reise geht nach Süden.

147

Page 148: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

3. Sen bugün nereye alışverişe gidiyorsun?Wohin fährst du heute einkaufen?

4. Ben bugün şehre alışverişe gidiyorum. lch gehe heute in die Stadt einkaufen.

5. Çocuklar nereye gidiyorlar?Wohin gehen die Kinder?

6. Çocuklar okula gidiyorlar.Die Kinder gehen in die Schule.

c) woher - nereden

1.Siz bunu nereden biliyorsunuz?Woher wissen Sie das?

2.Dağcılar yukarıdan mı geliyorlar?Kommen die Bergsteiger von oben?

3.Evet dağcılar yukarıdan geliyorlar.Ja, die Bergsteiger kommen von oben.

4.Hat yukarıdan geliyor.Die Leitung kommt von oben.

5.Evin dısdan restore (tamir) edilmesi lazım.Das Haus muss von aussen renoviert werden.

6.Bunun aşağıdan doldurulması lazım.Das muss von unten ausgefüllt werden.

7.Siz vidayı yalnız yan taraftan sıkabilirsiniz.Sie können die Schraube nur seitwärts festmachen.

(festmachen - sıkmak)

8.Gürültü dışarıdan geliyor.Der Krach kommt von draussen.

148

Page 149: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

9.Uğultu iç taraftan geliyor.Das Geräusch kommt von innen her.

10.Bu kalpten geliyor.Das kommt von Herzon.

11.Siz sağdan geliyordunuz.Sie kamen von rechts.

12.Lütfen buraya geliniz.Kommen Sie bitte hierher.

13. Ben Türkiye'den geliyorum.

lch komme aus der Türkei.

Önemli:

Yer zarflarını sormamıza yarayan wohin ve woher bir çok hallerde wo kökünden ayrılarak cümlede kullanılırlar.

Mesela:

Bu nereden geliyor?Woher kommt das? veya

Wo kommt das her? diyebiliriz

Sen nereye gidiyorsun?Wohin gehst du? veyaWo gehst du hin ?

149

Page 150: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

16.2. ZAMAN ZARFI - das Adverb der Zeit

Zaman zarfları denince, bir olayın veya bir hareketin ne zaman yapıldığını veya yapılacağını bildiren kelimeler akla gelir. Zaman zarflarını cümle içersinde bulabilmek için aşağıdaki soru kelimeleri sorulur.

wann - ne zaman

seit wann - ne zamandan bu yana, ne zamandan beribis wann - ne zamana kadarwie lange - ne kadar (zaman)wie oft - kaç defa, kaç kere

Bu sorulara cevap veren zaman zarfları İse:jetzt - şimdispäter - sonranun - şimdiimmer - daimaab und zu - ara sıraendlich - nihayetheute - bugüngestern - dünvorgestern - evvelsi günmorgen – yarınübermorgen - yarından sonravormittags - öğleden evvelnachmittags - öğleden sonraheutzutage - bu zamanda, bu devirde, günümüzdegerade - şu andainzwischen - bu arada, bu esnadadanach - ondan sonradavor - ondan evvelbald - yakında, kısa bir zamandadamals - evvelce, eskidenvorher - evvelcederzeit - hali hazırdaein andermal - başka bir zamankürzlich - geçenlerdebisher - şimdiye kadareinigemal - birkaç keremehrmals - çok defaeinmal - bir defazweimal - iki defadreimal - üç defaviermal - dört defazur Zeit - hali hazırdazuerst - evvelazeitweise - arasıra, zaman, zamanzugleich - aynı zamandaniemals - aslasofort - derhal

150

Page 151: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

am Anfang - başlangıçlaAnfang - başlangıçtaverschiedentlich - farklı şekillerde, defalarlacavorhin - deminjederzeit - her zamanmanchmal - ara sıramittlerweile - bu arada, o aradamorgens - sabahlarıabends - akşamlarımittags - öğlenlerinachts - gecelerimorgen früh - yarın sabahfür immer - her zaman içintagelang - günlercejahrelang - senelercestundenlang - saatlerceewig - ebedîlebenslang - hayat boyuncaseither - o zamandan beribis morgen - yarına kadarbis nachher - hemen buluşmak üzere sonraya kadarbis dahin - o ana kadarbis mittag - öğleye kadar

bis vor kurzem - kısa bir zaman öncesine kadarseit Jahren - senelerden beriseit gestern - dünden beriseitdem - o zamandan beri

seit früher - evvelden beri

seit langer Zeit - uzun zamandan beri

seit heute Mittag - bugün öğlenden beri

Konu ile ilgili örnekler

1.Bizim uçak ne zaman uçuyor?

Wann fliegt unser Flugzeug?

2.Türk Hava yolları makinesi ne zaman geliyor?Wann kommt die Maschiene von der Türkischen Airlines?

3.Uçak Avrupa saatine göre saat 16.00 da uçacak.Das Flugzeug wird nach mitteleuropäischer Zeit um 16.00 Uhr fliegen.

4.Osmanlı imparatorluğu evvelce çok büyüktü.

Das Osmanische Reich war früher sehr gross.

151

Page 152: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

5. Ben seni geçenlerde şehirde gördüm.lch habe dich kürzlich in der Stadt gesehen.

6. O hali hazırda izinde.

Er ist zur Zeit in Urlaub.

7.Bu zamanda evlenmek pek kolay değil.

Es ist nicht einfach, heutzutage zu heiraten.

8.Ben birkaç kere Türkiye'de bulundum.

lch war einige Male in der Türkei.

9. Ben sana hayatım boyunca, sadık kalacağım,

lch werde dir ewig treu bleiben.

10.O dünden beri hasta.

Er ist seit gestern krank.

Dikkat:Zaman zarfları bazı ön edatların yardımı ile de teşkil edilmektedir. Bu ön edatlar zaman zarfları ile beraber olarak cümleye girer. En çok kullanılan bu ön edatlar ise:

vor -den,dan evvel, öncenach -den,dan sonraseit -den, dan beri

Adı geçen bu edatlar belirli ve belirsiz ismi tariflerle veya bir isimle kullanılırken ismin dativ hali ile cümleye girer.

Meselâ:

Öğle yemeğinden sonra.

Nach dem Mittagessen.

152

Page 153: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

16.3.

Halzarfları (Modaladverbien)

Nasıl, ne tarzda, ne biçim sorularına cevap veren yada olduğunu bildiren kelimelerdir.wie - nasıl, gibiauf welche Art - hangi tarzdaauf welche Weise - hangi biçimde

Bu tarz zarfları ise sırasıyla:anders - başka türlüallerdings - şüphesizauch - dahi, de daauswendig - ezberebesonderes - fevkalâde, bilhassa, helebeinahe – hemen hemen, neredeysederart - o şekildeeben - tam bilhassaebenfalls - bilmukabele, ayni şekildeetwas - takriben, birazfreilich - elbette (Güney Almanya'da çok kullanılır.)gar nicht - aslagern - seve, seve, memnuniyetlegenug - yetergegebenenfalls - aksi haldegleichfalls - aynı şekilde, birmukabelekeinesfalls - hiç bir surettemehr - çok, daha çokmindestens - hiç olmazsa, en aşağınicht - değilnur - yalnız, sırfsicherlich - şüphesizsehr – çoksogar - hattasch rif tlich - yazılı olarakso - böyle, böylecemündlich - sözlü olarakmassenweise - istediğin kadar, bolteilweise - kısmendummerweise - aptalca, aksineglücklicherweise - çok şükür, Allah’tan, iyi ki şanstan möglichervveise - muhtemelensicherlich - muhakkakübrigens - bunun dışında, ayrıca üstelikumsonst - bedava, boş yerevermutlich - galiba vergesslich - boş yere, unutkanvielleicht - acaba, belkiwenigstens - en azından, barija - evet

153

Page 154: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

zu - gereğinden fazla, çok

Dersimizin başında hal zarflarını anlatırken, olan bir olayın nasıl ve ne tarzda vukuu bulduğunu dile getiren kelimelere hal zarfları denir demiştik. Örnek olarak iki çocuğun okula gittiklerini düşünün. Bunlardan birincisi çok çalışkan ve severek okula gidiyor, ikincisi ise, her fırsatta okuldan kaçmanın çaresini arıyor. O halde yine kendi kendimize soralım: Birinci tanıdığımız çocuk nasıl okula gidiyor?

Alacağımız cevap:

severek, isteyerek, ikinci çocuk ise: sevmeyerek, istemeyerek okula gidiyor.

işte, bu cümlelerde geçen severek veya sevmeyerek kelimeleri o çocukların nasıl okula gittiklerini fiile bağlı olarak izah etmektedirler. Bu durumda bu adı geçen severek bir hal zarfıdır. Şimdi de hal zarflarının bulunduğu bir kaç cümle yapalım:

1. O muhakkak imtihanı başaracak.Er wird sicherlich die Prüfung bestehen.

2. Biz bunu size yazılı olarak bildirdik.Das haben wir Ihnen schriftlich mitgeteilt.

(mitteilen - bildirmek)

3. Sizin, daha en azından bir saat beklemeniz lazım.Sie müssen noch wenigstens eine Stunde warten.

4. O bana hatta bir yüzük hediye etti.

Er hat mir sogar einen Ring geschenkt.

5.Cilt Doktorunun konuşma saatleri yalnız öğleden evvel.Der Hautarzt hat nur vormittags Sprechstunde.

6.O makineyi başka türlü ayarlamak istiyor.Er will die Maschiene anders einstellen.

7.O Kuran’ı Kerimi ezbere bilir.Er kann den Koran auswendig.

8. Biz muhtemelen cumartesi günü çalışacağız.

Wir werden möglicherweise am Samstag arbeiten.

9. Ben bugün boşuna Düsseldorf'a gittim.

154

Page 155: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

lch bin heute umsonst nach Düsseldorf gefahren.

10. Çocuk severek okula gidiyor.Das Kind geht gerne in die Schule.

11. O o kadar öfkeliydi .....

Er war derart böse ….

16.4. SEBEP ZARFLARI (Kausaladverbien)

isminden de anlaşıldığı gibi bir sebep veya maksat bildiren zarflardır. Bu zarfların

soruları ise:warum - niçinweshalb – nedenweswegen - neden dolayıwozu - hangi maksatlazu welchem Zweck - hangi gaye ilewofür - niçinwomit - ne ilewodurch - ne suretleworüber - ne hakkında

Bu sorulara cevap veren sebep zarflarından bazıları şunlardır:

andernfalls - aksi halde, yoksadafür - bunun için .daher - bu sebepten dolayıdarüber - bunun üzerine, bu husustadarum - bunun içindemnach - buna göredeshalb - bundan dolayıdeswegen - bu sebepten ötürüdazu - bu husustadavon - bundan, ondangegebenenfalls - aksi takdirdehierdurch - bu suretlehierfür - bunun içinhiermit - bununlahierzu - bunun için, bunasonst - yoksa, başkameinetwegen - benim yüzümdendeinetwegen - senin yüzünden

Konu ile ilgili misaller:

1.Ben aksi halde polise gideceğim.

155

Page 156: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Andernfalls gehe ich zur Polizei.

2.Size bunun için soruyorum.Daher frage ich Sie.

3.O bunun üzerine çok sevindi.Er hat sich darüber sehr gefreut.

4. O bunun için evlenmek istemiyor.Darum will er nicht heiraten.

5.Bunun buna göre doğru olması lazım.Demnach muss das richtig sein.

17. SAYI KELİMESİ (DAS NUMERALE)

Almanca’da Zahl sayı demek olduğundan sayı kelimesi yerine Zahlwort’da diyebiliriz sayı kelimeleri çeşit bakımından aşağıdaki guruplara ayrılırlar.

1. Reine Zahlworter (Grundzahlen) - asıl sayılar2. die Ordinalzahlen (Ordnungszahlen) - sıra sayıları Dereceli sayılar3. die Buchzahlen - kesirli sayılar4. die Wiederholungszahlen - tekrarlama sayılan5. die Vervielfaltigungszahlen -çoğaltma sayıları6. die Gattungszahlen - eins, teşit, sayıları7. die Einteilungszahlen - üleştirme sayıları

17.1. Asıl sayılar (Die Grundzahlen)

Ana sayılar sıfırdan ona kadar olan sayılardır. On bir ve on iki sayı kaidesinin dışında kalarak, ondan on dokuza kadar olan sayma kurallarına uymaz. Sıfırdan - Ona kadar sayı rakamları:

null -sıfıreins -birzwei -ikidrei -üçvier -dörtfünf -beşsechs -altısieben - yediacht - sekiz

156

Page 157: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

neun - dokuzzehn - onelf -onbir - kaideye uymazzwölf - on iki - kaideye uymazdreizehn - on üçvierzehn - on dörtfünfzehn -on beşsechzehn - on altısiebzehn - on yediachtzehn - on sekizneunzehn - on dokuz

20’den 99’a kadar olan sayıların son hecesi genellikle -zig ile biter.

zwanzig - 20fünfundzwanzig - 25achtundzwanzig - 28dreissig - 30vierzig - 40zweiundvierzig - 42sechsundvierzig - 46fünfzig - 50sechzig - 60siebzig - 70achtzig - 80neunzig - 90

10 dan 19 a kadar olan sayma

elf -11 (biraz evvel kaideye uymadığını söylemiştik)

zwölf -12

dreizehn - 13

vierzehn -14

fünfzehn -15

sechzehn -16

siebzehn -17

achtzehn -18

neunzehn -19

13’den 19’a kadar olan sayma sisteminde dikkat ederseniz Türkçe’mizde kimin tam aksine olarak önce onlar basamağındaki sayı söylenmektedir. Misal olarak 13’ü ele alalım. Biz Türkçe’mizde 13 derken önce on sonra üç deriz. Almanca’da ise bu tamamen ters olup önce üç drei ve sonra 10 yani zehn deriz. Böylece söylemek istediğimiz sayı:

13 - dreizehn olur

157

Page 158: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

20’den 99'e kadar olan sayma sistemi yine yukarıda izah ettiğimiz gibi Türkçe’mizdekinin tam aksidir. Diğer bir ifade ile küçük sayı büyük sayı rakamından evvel kullanılır. 21 sayısına misal olarak değinirsek,

21 - einundzwanzigbir ve yirmi

Burada 21 derken önce bir dedik bir den 20’ye geçiş yaparken und bağlacı yani ve kullanılır.21’i tekrar yazalım, tam olarak Türkçe’ye tercüme edersek

ein und zwanzigbir ve yirmi

sechsundzwanzig -26siebenundzwanzig -27achtundzwanzig -28neunundzwanzig -29dreissig -30vierzig -40fünfzig -50sechzig -60siebzig -70achtzig -80neunzig -90einhundert -100

100’den sonsuza kadar olan bütün sayılarda büyük sayılar başta, küçük sayı ise sonda bulunur.

Mesela:hundert -100einhundertsechs -106Demek ki yüz altı demek için önce yüz ve sonra altı diyoruz. Bunun yanında 100-200-300 derken de önce küçük rakamı söyler arkasına yüz anlamına gelen hundert ilave ederiz.

einhundert -100zweihundert -200dreihundert -300vierhundert -400fünfhundert -500sechshundert -600siebenhundert -700achthundert -800neunhundert -9001000’in Almanca’daki söylenişi tausend veya eintausend dur. Bin ile ilgili diğer sayı kelimeleri yüzde olduğu gibi aynı kurallara sahiptir.

158

Page 159: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

tausendfünf -1005

tausendsieben -1007tausendeinhundert veyaeintausendeinhundert -1100tausendeinhunderteins -1101tausenddreihundertfünfzehn -1315zweitausend -2000achttausend -8000zehntausend -10000hunderttausend -100.000vierhunderttausend -400.000fünfhunderttausend veyaeine halbe Million -500.000 (yarım milyon)eine Million -1.000.000 (bir milyon)

Not: Bir milletin tarihinde geçmiş bir olayın senesi söylenirken ekseriyetle

1453 - eintausendvierhundertdreiundfünfzig yerine

1453 - vierzehnhundertdreiundfünfzig denir.

Önemli:Bir sayısı diğer sayıların ardında bulunuyorsa ein yerine eins olarak ifade edilir.

201 - zweihunderteins301 - dreihunderteins

1001 - tausendeins2001 - zweitausendeins3001 - dreitausendeins

Asıl sayıların çeşitli yer ve cümlelerde kullanılışı:

1.Wieviel Meter sind das?

Bu kaç metre?

2. Wie gross ist das?

Bunun boyu ne kadar?

159

Page 160: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Bir kişinin boyunu, kilosunu veya bir köyün şehrin uzaklığını bilmek isterseniz wie nasıl kelimesinden istifade ediniz.

1. Türkiye’nin büyüklüğü ne kadar?Wie gross ist die Türkei?

1. Türkiye 776722 kilometre kare büyüktür.Die Türkei ist 776722 Quadratkilometer gross.

3. Senin boyun ne kadar?Wie gross bist du?

4. Benim boyum 196.lch bin 1,96 m gross. / lch bin eins sechsundneunzig gross.

5. Frankfurt'a yol ne kadar?Wie weit ist der Weg nach Frankfurt?

6. En yakın tamir atölyesi kaç kilometre?Wie weit ist es bis zur nächsten Reparaturwerkstatt?

7. En yakın tamir atölyesi 2 kilometre.Die nächste Reparaturwerkstatt ist 2 km entfernt.

8. Sen kaç yaşındasın?

Wie alt bist du?

9. Ben 34 yaşımdayım.

lch bin 34 Jahre alt.

Sayı rakamlarının uzunluk ve alan ölçüsü olarak kullanılması Geometri ve Matematikte kullanılış tarzı:

Millimeter - milimetrezwei Millimeter - 2 milimetreZentimeter - santimetre (10 mm)zwölf Zentimeter - 12 santimetreDezimeter - desimetre (10 cm bir desimetredir)Meter - metre (100 cm)drei Meter - üç metre (3 m)Kilometer - kilometre (1000 metre)Grad - derece180 Grad - 180 derece 180"

160

Page 161: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

1 mm2 Quadratmillimeter - bir milimetre kare - 1 mm2

1 cm2- Quadratzentimeter - bir santimetre kare - 1 cm2

100 m2 Quadratmeter - yüz metre kare - 100 m2

2 + 2 = 4 -zwei plus zwei gleich 4iki artı iki eşittir 4

10-5 = 6 -zehn minus fünf gleich fünfon eksi beş eşittir beş

veya

4 + 2 = 6 -vier und zwei ist sechs

10 - 5 =5 -zehn weniger fünf ist fünf

18 : 6 = 3 -achtzehn geteilt durch 6 ist 318 : 6’ya bölünürse sonuç 3 dür.

18 m3 - 18 Kubikmeter 18 metre küp

a3 - a hoch drei

17.2. sıra sayılan (Die Ordnungszahlen)

Sıra sayıları isminden de anlaşıldığı gibi bir sırada bulunan kişiler ve birden fazla vukuu bulmuş olayların duruş ve oluş sıralarını bildirirler. Kendi başlarına kullanıldıkları gibi tamlama halinde de kullanılırlar. Sıra sayıları isimlerle beraber kullanılırken mutlak surette belirli tanım harfleri ile beraber kullanılması lâzımdır.

der sechste…..altıncıdie sechste…..altıncıdas sechste…..altıncı

der fünfte Mann - beşinci adamdie fünfte Frau - beşinci kadındas fünfte Kind - beşinci çocuk

der erste….birinci….die erste…birinci….das erste…birinci….der letzte…- sonuncudie letzte…- sonuncu…das letzte…- sonuncu…

Osman birinciydi.

Osman war der Erste. Erkek

Susanne birinciydi.

Susanne war die Erste. kadın

161

Page 162: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Atatürk Türkiye'nin ilk Cumhurtbaşkanı idi.

Atatürk war der erste Präsident der Türkei.

Sıra sayılarında sayıların sonuna gelen (ek)ler

2’den 19’a kadar olan sayılar sonlarına (-te) 20 den yukarı olan sayılar ise sonlarına (-ste) ekini alırlar.

der, die, das erste - birincider, die, das zweite - ikincider, die, das dritte - üçüncüder, die, das vierte - dördüncüder, die, das fünfte - beşincider, die, das sechste - altıncıder, die, das siebte - yedincider, die, das achte - sekisincider, die, das neunte - dokuzuncuder, die, das zehnte - onuncuder, die, das elfte - onbirincider, die, das neunzehnte - ondokuzuncu

Not: Bir ve üç sayı rakamlarında sayıların kendi bünyesinde de bir değişiklik olur diğer sayılar olduğu gibi kalıp sonlarına gereken ekler ilave edilir.

STE - ekini alan sayı kelimeleri:

Bu sayılar biraz evvel izah ettiğimiz gibi 19’dan büyük olan sayı kelimeleridir. Buna göre 19’dan küçük olan sayı rakamları -te büyük olanlar ise -ste ekini alırlar.

zwanzigste – 20’inci

einundzwanzigste - 21’inci

zweiundzwanzigste – 22’inci

achtundzwanzigste - 28’inci

einhundertelfte - 111’inci

einhundertzwölfte -112’inci

einhundertsechzehnte – 116’ıncı

önemli:111’inci 112’inci ve 116’ıncı derken te ekini kullandık bu büyük sayı kelimelerinde -cı, -ci, -cu, -cü eklerini alan yine 19’dan küçük olan sayı rakamlarıdır.

17.3. kesirli sayılar (Die Bruchzahlen)

Kesirli sayı denildiği zaman bütün olan bir sayı rakamının kendi arasında eşit parçalara ayrılması akla gelir. Bir elmayı ikiye bölersek o elmanın yarısı yani 1/2 si yine aynı

162

Page 163: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

elmayı dörde bölersek dört te biri kast edilmiş olur. 1/4 kesirli sayılarda da yarım ve üçte bir kuralsız olup müstasna teşgil eder.

yarım 1/2 - einhalb

üçte bir 1/3 - eindrittel

Diğer sayıların kesiri, bir den 1 9 ’ a kadar sayının sonuna -tel ekini ilave etmekle, 19’dan sonraki sayı kelimelerine ise -stel ekini eklemekle mümkündür.

einviertel - dörtte bir 1/4

einfünftel - beşte bir 1/5

einsechstel - altıda bir 1/6

zweisechstel - altıda iki 2/6

vierhundertstel - yüzde dört 4/100

achttausendstel - binde sekiz 8/1000

yüzde dört tolerans -vier hundertstel tolerantBu terim tornacılıkta çok kullanılır.

Bir kesirli sayının önünde tam sayı olursa

Mesela bir tam bir bölü dört deriz, bu olurumda bir bütün ve birde aynı cinsten olan çeyrek yani dörtte bir akla gelir. Bir tam ve bir bölü dört ekmek dersek aynı grama sahip bir bütün ekmek ve birde ikinci bir ekmeğin dörtte biri düşünülür.

1 1/4 şeklinde yazılır

eineinviertel

2 3/4 zweidreiviertel

2 1/4 zweieinviertel

Zaman birimi olan saat için vor ve nach edatı kullanılır vor kala, nach ise geçe anlamının karşılığıdır.

Es ist viertel vor zwölf -saat 12’ye çeyrek var.Es ist viertel nach zwölf -saat 12’yi çeyrek geçiyor.

Es ist 12 Minuten vor sechs. -saat 6’ ya 12’i dakika var.

Es ist zwölf Minuten nach sechs. -saat 6’yı 12 dakika geçiyor.

Es ist acht Uhr. -saat 8.

Es ist halb eins. -saat yarım.

Es ist halb zwei. -saat birbuçuk

Es ist 14.00 Uhr. -saat 14.00

Not: Almanca’da şu saatte bu saatte derken um kullanılır. Um daima rakam sayılarının önünde bulunur.Mesela:Tren saat 9’da hareket edecek. -Der Zug wird um 9 Uhr abfahren.

163

Page 164: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

Uçak saat 17’de İstanbul'da olacak. -Das Flugzeug wird um 17.00 Uhr in İstanbul sein.

17.4. Tekrarlama sayıları (Die Wiederholungszahlen) Bir hadisenin veya bir şeyin kaç defa tekrarlandığını, gösteren sayılara tekrarlama sayıları denir. Sayıların bünyesinde bir ve üç de dahil olmak üzere hiç bir değişim olmaz.'

Sorusu:

wie oft - kaç kere

wieviel mal - kaç defa

einmal - bir defa

zweimal - iki defa

viermal - dört defa

zehnmal - on defa

hundertmal - yüz defa

Birkaç cümle:

1. Ben sana on defa söyledim.lch habe dir das zehn mal gesagt.

2. Bunu sana kaç defa söylemem lazım?Wie oft soll ich dir das sagen?

3. Biz haftada bir defa sinemaya gidiyoruz.Wir gehen einmal in der Woche ins Kino.

2. Sen bir defa daha deneyebilirsin.Du kannst es noch einmal versuchen.

164

Page 165: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

17.5. Çoğaltma sayıları (Die Vervielfaltigungszahlen)

Türkçe’mizde çoğaltma sayılarını misli kelimesiyle teşkil ederiz Almanca’da da aynıdır. Esas sayıların arkasına -fach ekini ilave ederiz.

einfach - bir misli, basit

zweifach - iki misli

dreifach - üç misli

fünffach - beş misli

zehnfach - on misli

hundertfach - yüz misli

Not: zweifach pratikte doppel olarak daha çok kullanılır fach tek başına kullanılırsa das Fach - mesleki bölüm, branş anlamına gelir. Yukarıda yazdığımız ek olarak kullanılan bu -fach’ı diğer Fach ile karıştırmayınız.

17.6. Cins ve çeşit sayıları (Die Gattungszahlen)

Sayıların hiç değişmedeki halinin ardına -erlei eki ileve edilir. Almanca’da pek fazla kullanılmaz.

einerlei - bir çeşit, bir türlü

zweierlei - iki çeşit, iki türlü

zehnerlei - on çeşit, on türlü

O iki çeşit çorap giymişti. -Er hatte zweierlei Socken an.

17.7. Üleştirme sayıları (Die Einteilungszahlen)

Bu sayılar bir şeyin veya yapılması gereken bir eylemin gerektiği sırayı gösterir. Türkçe’mizde de her zaman ilk olarak şunu yapacağım ikinci olarak bunu yapacağım deriz. Almanca’da da bu tip ifadeler çok kullanılır. Bir ve üç hariç diğer sayılar hiç değişime uğramadan sonlarına -ens ekini alırlar.

erstens - ilk olarak, evvelâzweitens - ikinci olarakdrittens - üçüncü olarakfünftens - beşinci olarak

165

Page 166: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

zehntens - onuncu olarakelftens - onbirinci olarakzwölftens - onikinci olarak

Örnekler:1)Benim bugün önce yabancılar dairesine, ikinci olarak vergi dairesine gitmem lazım.Ich muss heute erstens zum Ausländeramt und zweitens zum Steueramt gehen.

2)Sen ilk iş olarak işe zamanında gelmiyorsun, ikinci olarak erken işi bırakıyorsun.Du kommst erstens nicht pünktlich zur Arbeit und zweitens machst du früher Feierabend.

Pünktlich-tam zamanındaFeierabend –işi bitirip eve gitmek, paydos etmek

166

Page 167: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

18. DÜZENSİZ FİİL ÇEKİM LİSTESİ (DİE UNREGELMAESSİGEN VERBEN)

INFINITIV (1) 3. PERSON PRASENS IMPERFEKT (2) P. PERFEKT(3) TÜRKİSCH backen backt backte gebacken pişirmekbefehlen befiehlt befahl befohlen emir vermekbeginnen beginnt begann begonnen başlamakbeissen beisst biss gebissen ısırmakbertsen birst barst ist geborsten patlamak / çatlamakbetrügen betrügt betrog betrogen kandırmakbewegen bewegt bewog bewogen sallamakbiegen biegt bog gebogen eymekbieten bietet bot geboten ikram etmekbinden bindet band gebunden bağlamakbitten bittet bat gebeten rica etmekblasen bläst blies geblasen üflemek / şişirmekbleiben bleibt blieb ist geblieben kalmakbraten bratet briet gebraten kızartmakbrechen bricht brach ist / hat gebrochen kırmakbrennen brennt brannte gebrant yanmakbringen bringt brachte gebracht getirmekdenken denkt dachte gedacht düşünmekdreschen drischt drosch gedroschen harman dövmekdürfen darf durfte gedurft izinli olmakempfehlen empfiehlt empfahl empfohlen tavsiye etmekerlöschen erlöscht erlosch erloschen ateşin sönmesierschrecken erschreckt erschrak erschrocken korkmakerwagen erwagt erwog erwogen göze almak / ölçümlemekessen isst ass gegessen yemek yemekfahren fährt fuhr ist / hat gefahren araçla gitmek / kullanmakfallen fällt fiel ist gefallen düşmekfangen fängt fing gefangen yakalamakfechten fechtet focht gefochten eskrim yapmak

167

Page 168: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

finden findet fand gefunden bulmakflechten flechtet flocht geflochten örgü yapmak/ el işifliegen fliegt flog ist / hat geflogen uçmakfliehen flieht floh ist geflohen kaçmakfliessen fliesst floss ist geflossen akmakfressen frisst frass gefressen hayvanın yemesifrieren friert fror gefroren üşümek / donmakgaren gärt gor ist gegoren olgunlaşmakgebaren gebärt gebar geboren dünyaya gelmekgeben gibt gab gegeben vermekgedeihen gedeiht gedieh ist gediehen ilerlemekgehen geht ging ist gegangen yürümek / gitmekgelingen gelingt gelang gelungen başarmakgelten gilt galt gegolten geçerli saymakgenesen genest genas ist genesen iyileşmekgeniessen geniesst genoss genossen tadını çıkarmakgeschehen geschieht geschah ist geschehen olayın olmasıgewinnen gewinnt gewann gewonnen kazanmakgiessen giesst goss gegossen sulamakgleichen gleicht glich geglichen benzemek / andırmakgleiten gleitet glitt ist geglitten kaydırmak / kaymakglimmen glimmt glomm geglommen kor halinde yanmakgraben gräbt grub gegraben kazımakgreifen greift griff gegriffen yakalamak / tutmakhaben hat hatte gehabt malik / sahip olmakhalten hält hielt gehalten tutmak / durmakhangen hängt hing gehangen asılı durmakhauen hauet hieb gehauen dövmek / vurmakheben hebt hob gehoben kaldırmakheissen heisst hiess geheissen adı olmakhelfen hilft half geholfen yardım etmekkennen kent kannte gekannt tanımak

168

Page 169: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

klimmen klimmt klomm ist geklommen tırmanmakklingen klingt klangte geklungen tınlamak / çınlamakkneifen kneift kniff gekniffen çimdiklemekkommen kommt kam ist gekommen gelmekkönnen kann konnte gekonnt e bilmekkriechen kriecht kroch ist gekrochen yerlerde sürünmekladen lädt lud geladen yükleme yapmaklassen lässt liess gelassen bırakmak / ettirmeklaufen läuft lief ist gelaufen koşmakleiden leidet litt gelitten acı çekmekleihen leiht lieh geliehen ödünç almaklesen liest las gelesen okumakliegen liegt lag gelegen yatık durmaklügen lügt log gelogen yalan söylemekmahlen mahlt mahlte gemahlen övütmekmeiden meidet mied gemieden sakınmak / çekinmekmelken melkt molk gemolken süt sağmakmessen misst mass gemessen ölçmekmögen mag mochte gemocht sevmek / hoşlanmakmüssen muss musste gemusst zorunlu olmaknehmen nimmt nahm genommen almakpfeifen pfeift pfiff gepfiffen ıslık çalmakpflegen pfegt pflog gepflogen başkasına bakmakpreisen preist pries gepriesen methetmek / övmekquellen quellt quoll gequollen fışkırmakraten rät riet geraten tavsiye etmekreiben reibt rieb gerieben sürtmekreissen reisst riss gerissen yırtmakreiten reitet ritt geritten ata binmekrennen rennt rannte ist gerannt koşmakriechen riecht roch gerochen koklamakringen ringt rang gerungen güreşmek

169

Page 170: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

rinnen rinnt rann ist geronnen akmak / sızmakrufen ruft rief gerufen seslenmeksalzen salzt sazlte gesalzen tuzlamaksaufen säuft soff gesoffen içmek / sızmaksaugen saugt sog gesogen emmekschaffen schafft schuf geschaffen başarmakscheiden scheidet schied geschieden ayırmak / bölmekscheinen scheint schien geschienen parlamakscheren schert schor geschoren kırpmak / kesmekschieben schiebt schob geschoben itmekschiessen schiesst schoss geschossen ateş etmekschlafen schläft schlief geschlafen uyumak / yatmakschlagen schlägt schlug geschlagen dövmek, vurmakschleichen schleicht schlich ist geschlichen sessizce yaklaşmakschleifen schleift schliff geschliffen sürtmekschleissen schleisst schliss geschlissen uzunluğa yarmakschliessen schliesst schloss geschlossen kilitlemekschlingen schlingt schlang geschlungen sarmak / dolamakschmeissen schmeisst schmiss geschmissen atmakschmelzen schmilzt schmolz geschmolzen erimekschnauben schnaubt schnob geschnoben hızlı nefes alıp vermekschneiden schneidet schnitt geschnitten kesmekschreiben schreibt schrieb geschrieben yazmakschreien schreit schrie geschrien bağırmakschreiten schreitet schritt geschritten adım atmakschweigen schweigt schwieg geschwogen ağzını sıkı tutmakschwellen schwellt schwoll geschwollen şişmek / kabarmakschwimmen schwimmt schwamm geschwommen yüzmekschwinden schwindet schwand geschwunden azalmak / eksilmekschwingen schwang geschwungen sallamak, savurmakschwören schwört schwor geschworen yemin etmeksehen sieht sah gesehen görmek

170

Page 171: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

sein ist war ist gewesen olmaksenden sendet sandte gesandt yollamaksieden siedet sott gesotten kaynamak / haşlamaksingen singt sang gesungen şarkı söylemeksinken sinkt sank ist gesunken batmaksinnen sinnt sann gesonnen düşüncelere dalmaksitzen sitzt sass gesessen oturmaksollen soll sollte gesollt gerekli olmakspalten spaltet spaltete gespalten yarılmakspeien speiet spie gespieen ağzından püskürtmekspinnen spinnt spann gesponnen örmek, bükmeksprechen spricht sprach gesprochen konuşmakspringen springt sprang ist gesprungen atlamakstechen stecht stach gestochen bıçaklamakstecken steckt stak gesteckt sokmakstehen steht stand gestanden ayakta durmakstehlen stiehlt stahl gestohlen çalmaksteigen steigt stieg ist gestiegen yukarı çıkmaksterben stirbt starb ist gestorben ölmekstinken stinkt stank gestunken kokmakstossen stösst stiess ist / hat gestossen çarpmakstreichen streicht strich ist / hat gestrichen boyamak / badanastreiten streitet stritt gestritten kavga etmektragen trägt trug getragen taşımaktreffen trifft traf getroffen vurmaktreiben treibt trieb ist / hat getrieben önüne katmak / sürmektreten tritt trat ist / hat getreten ayak basmak / tekmelemetrinken trinkt trank getrunken içmektrügen trügt trog getrogen yanıltmaktun tut tat getan yapmakverderben verdierbt verdard ist / hat verdorben bozmakverdriessen verdrisst verdross verdrossen bezdirmek / sıkmak

171

Page 172: temel düzeyde (A1) almanca dilbilgisi

vergessen vergisst vergass vergessen unutmakverlieren verliert verlor verloren kayıp etmekwachsen wächst wuchs ist gewachsen büyümekwägen wägt wog gewogen tartmakwaschen wäscht wusch gewaschen yıkamakweben webt wob gewoben dokumakweichen weicht wich ist gewichen geri çekilmekweisen weist wies gewiesen yer göstermekwenden wendet wandte gewandt döndürmek, çevirmekwerben wirbt warb geworben reklam yapmakwerden wird wurde ist geworben olmak (yardımcı fiil)werfen wirft warf geworfen atmakwiegen wiegt wog gewogen tartmakwinden windet wand gewunden burmak, dolamakwissen wiess wusste gewusst bilmekwollen will wollte gewollt istemekwringen wringt wrang gewrungen bura bura sıkmakverzeihen verzeiht verzieh verziehen af etmekziehen zieht zog gezogen çekmekzwingen zwingt zwang gezwungen zorlamak

172