sosyalist İşçi 340

12
Obama deðiþimin adresi mi? Obama’ya oy verenler Bush’un ardýndan savaþ politikalarý Muhafazakar Amerika yok olmadý ABD’nin ýrkçý yüzü sayfa: 6 - 7 Türk solunun milliyetçiliði Roni Margulies sayfa: 9 AKP halký deðil TÜSÝAD’ý dinliyor sayfa: 3 sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 340 14 Kasým 2008 1 YTL Doðalgaz elektirik: ZAMLAR GERi ALINSIN Elektriðe 10 ayda yüzde 52 zam yaptýlar. Doðalgazý bir gecede yüzde 22,5 zamlandýrdýlar. Enflasyon yüzde 10'u aþarken kamu çalýþanýna, asgari ücretliye, emekliye sadece yüzde 4 ücret zam yaptýlar. Þimdi mecliste 2009 yýlý bütçesi- ni görüþecekler. Bütçede çalýþan- lara ve sosyal harcamalara ayrýlan payý kýstýlar. IMF'ye ve borç aldýklarý kapitalistlere ödedikleri faizler için vergilerim- izi kullanýyorlar. Ama biz çalýþanlara hiç ama hiçbir þey vermiyor. Her fýrsatta ekonomik büyümeyle, Türkiye'de kiþi baþý- na düþen gelirin artmasýyla övü- nen baþbakan çalýþanlara karþý acýmasýz. AKP kendisine oy veren yüzde 47'yi hiçe sayýyor. Hükümet sadece TÜSÝAD'ý yani parasý olanlarý dinliyor. Bize insanca yaþayacak bir ücreti çok görenler ard arda yaptýklarý zam- larla bizi açlýða itiyor. Elektrik ve doðalgaza yapýlan zamlar hepimizi çileden çýkardý. Kredi kartý ya da tüketici kredisi borçlarýný geriye ödemeyenlerin sayýsý artýyor. Toplam verginin sadece yüzde 3’ünü ödeyen zenginlere yeni vergi indirimleri kapýda. TÜSÝAD baþbakanýn koluna girmiþ. IMF’yle anlaþýn diyor. IMF ile anlaþma onlara prestij ve güvenilirlik getirecek. Yani kredileri artacak. Nasýl olsa iç borç faizlerin verginin yüzde 80’ini ödeyen çalýþanlar verecek deðil mi? Hayýr! Çalýþanlar ve yoksullar zamlara öfkeli. Kamu emekçileri sendikalarý 29 Kasým’da Ankara’ya yürüyor. Talep zam- larýn geri alýnmasý. KESK krizin faturasýný çalýþanlarýn deðil patronlarýn ödemesini istiyor. KESK’i destekleyelim. Hep bir- likte tepkimizi gösterelim ve hükümetin zamlarý geri çekmesi- ni isteyelim. Birleþirsek kazana- biliriz Bu topraklarda Ermenilerin, Rumlarýn, Türk olmayanlarýn baþýna kötü þeyler geldi. Bunu artýk herkes söylüyor. Ama bir bakan, bir savun- ma bakaný çýkýp milli kimlik uðruna kan dökülmesini, insanlarýn öldürülüp, yaþadýðý yerlerden kovulmasýný savunuyor: “Bugün eðer Ege’de Rumlar devam etseydi ve Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba ayný milli devlet olabilir miydi? Bu mübadelenin ne kadar önemli olduðunu size hangi kelimelerle anlat- sam bilmiyorum ama eski dengelere bakarsanýz, bunun önemi çok açýk ortaya çýka- caktýr. Bugün dahi Güneydoðu’da verilen mücadelede bu nation building’de kendilerini maðdur sayanlarýn katkýsýný, özellikle tehcir sebebiyle maðdur sayanlarýn katkýsýný red- dedemeyiz. O halde Türkiye’nin gerçekten çaðdaþ, medeni ve aydýnlanmýþ insanlarýn ülkesi olabilmesinde Cumhuriyet’in baþlangýcýndaki prensipler çok önemliydi.” Gönül, 85. yýlýnda yurttaþlarýnýn mutsuz ve yoksul olduðu cumhuriyet için þimdi sýranýn Kürtler de olduðunu söylüyor. Gönül istifa etmeli, hiç beklemeden. Bunu yapmýyorsa baþbakan onu görevden almalý. AKP eðer Kürt- Türk ayrýmý yapmýyorsa Gönül gibi- leri saflarýndan kovmalý. Vecdi Gönül istifa!

Upload: sosyalist-isci

Post on 10-Mar-2016

242 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 340

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 340

Obamadeðiþiminadresi mi?

Obama’ya oy verenler

Bush’un ardýndan savaþ

politikalarý

Muhafazakar Amerika

yok olmadý

ABD’nin ýrkçý yüzü

sayfa: 6-77

TTüürrkk ssoolluunnuunnmmiilllliiyyeettççiilliiððiiRoni Margulies

sayfa: 9

AAKKPP hhaallkkýýddeeððiill TTÜÜSSÝÝAADD’’ýýddiinnlliiyyoorr

sayfa: 3

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 334400 1144 KKaassýýmm 22000088 11 YYTTLL

Doðalgaz elektirik:

ZAMLARGERi ALINSINElektriðe 10 ayda yüzde 52 zam

yaptýlar.Doðalgazý bir gecede yüzde

22,5 zamlandýrdýlar.Enflasyon yüzde 10'u aþarken

kamu çalýþanýna, asgari ücretliye,emekliye sadece yüzde 4 ücretzam yaptýlar.

Þimdi mecliste 2009 yýlý bütçesi-ni görüþecekler. Bütçede çalýþan-lara ve sosyal harcamalaraayrýlan payý kýstýlar. IMF'ye veborç aldýklarý kapitalistlereödedikleri faizler için vergilerim-izi kullanýyorlar. Ama bizçalýþanlara hiç ama hiçbir þeyvermiyor.

Her fýrsatta ekonomikbüyümeyle, Türkiye'de kiþi baþý-na düþen gelirin artmasýyla övü-nen baþbakan çalýþanlara karþýacýmasýz. AKP kendisine oyveren yüzde 47'yi hiçe sayýyor.Hükümet sadece TÜSÝAD'ý yaniparasý olanlarý dinliyor. Bizeinsanca yaþayacak bir ücreti çokgörenler ard arda yaptýklarý zam-larla bizi açlýða itiyor.

Elektrik ve doðalgaza yapýlanzamlar hepimizi çileden çýkardý.Kredi kartý ya da tüketici kredisiborçlarýný geriye ödemeyenlerinsayýsý artýyor. Toplam vergininsadece yüzde 3’ünü ödeyenzenginlere yeni vergi indirimlerikapýda.

TÜSÝAD baþbakanýn kolunagirmiþ. IMF’yle anlaþýn diyor.IMF ile anlaþma onlara prestij vegüvenilirlik getirecek. Yanikredileri artacak. Nasýl olsa içborç faizlerin verginin yüzde80’ini ödeyen çalýþanlar verecekdeðil mi?

Hayýr! Çalýþanlar ve yoksullarzamlara öfkeli. Kamu emekçilerisendikalarý 29 Kasým’daAnkara’ya yürüyor. Talep zam-larýn geri alýnmasý. KESK krizinfaturasýný çalýþanlarýn deðilpatronlarýn ödemesini istiyor.KESK’i destekleyelim. Hep bir-likte tepkimizi gösterelim vehükümetin zamlarý geri çekmesi-ni isteyelim. Birleþirsek kazana-biliriz

Bu topraklarda Ermenilerin,Rumlarýn, Türk olmayanlarýn baþýnakötü þeyler geldi. Bunu artýk herkessöylüyor. Ama bir bakan, bir savun-ma bakaný çýkýp milli kimlik uðrunakan dökülmesini, insanlarýnöldürülüp, yaþadýðý yerlerdenkovulmasýný savunuyor:

“Bugün eðer Ege’de Rumlar devam etseydive Türkiye’nin pek çok yerinde Ermenilerdevam etseydi, bugün acaba ayný milli devletolabilir miydi? Bu mübadelenin ne kadarönemli olduðunu size hangi kelimelerle anlat-sam bilmiyorum ama eski dengelerebakarsanýz, bunun önemi çok açýk ortaya çýka-caktýr. Bugün dahi Güneydoðu’da verilen

mücadelede bu nation building’de kendilerinimaðdur sayanlarýn katkýsýný, özellikle tehcirsebebiyle maðdur sayanlarýn katkýsýný red-dedemeyiz. O halde Türkiye’nin gerçektençaðdaþ, medeni ve aydýnlanmýþ insanlarýnülkesi olabilmesinde Cumhuriyet’inbaþlangýcýndaki prensipler çok önemliydi.”

Gönül, 85. yýlýnda yurttaþlarýnýnmutsuz ve yoksul olduðucumhuriyet için þimdi sýranýnKürtler de olduðunu söylüyor.Gönül istifa etmeli, hiç beklemeden.Bunu yapmýyorsa baþbakan onugörevden almalý. AKP eðer Kürt-Türk ayrýmý yapmýyorsa Gönül gibi-leri saflarýndan kovmalý.

Vecdi Gönül istifa!

Page 2: Sosyalist İşçi 340

2 sosyalist iþçi sayý: 340

Krize ve zamlara karþýeylemler baþladýKamu Emekçileri Sendikalarý

Konfederasyonu (KESK) krizekarþý eylemlere baþladý. Ankara,Ýzmir ve Bursa’da basýn açýkla-malarý yapýldý. ÝstanbulKadýköy’de bir yürüyüþ gerçek-leþti. Kamu emekçileri tümçalýþanlarý krize ve zamlara karþýsesini yükseltilmeye ve birleþikmücadeleye çaðýrdý.

KESK’in çaðrýsý hemen sesgetirdi. TTB, Çiftçi-Sen, DÝSKgibi sendika ve meslek örgütleriKESK’in çaðrýsýna uydu.

Kamu emekçileri gibi Türk-Ýþ’li

iþçiler de harekete geçti. 15Kasým’da tüm illerde gerçek-leþtirilecek oturma eylemleri vebasýn açýklamalarý hükümetuyarýlacak.

DSÝP, Küresel BAK ve KüreselEylem Grubu 29 Kasýmyürüyüþüne çaðrý yapan sokakkampanlarýna baþladý.Sosyalistler, antikapitalistler vesavaþ karþýtlarý 29 Kasým Ankaramitinginde Küresel BAK korte-jinde hep beraber yürüyor.

Tüm dünyada olduðu gibiTürkiye’de de iþçiler krizin fatu-

rasýný ödemeyi reddediyor.Yýlladýr darbelerin ve yeni-liberalekonomik politikalarýn saldýrýsý-na uðrayan iþçilerin yeni birhareketi baþlatmasýnýn koþullarýhýzla oluþuyor.

KKEESSKK nnee iissttiiyyoorr??KESK ve onu destekleyen bir

çok örgüt hükümeti IMF veTÜSÝAD’ý deðil çalýþanlarý dinle-meye çaðýrýyor.

AKP’nin bir an önce “Krizdençýkýþ için emek ve demokrasiprogramý”ný hayata geçmesitalep ediliyor.

KESK’e göre dünyayý sarsankriz kâr hýrsýnýn bir sonucu.Çalýþanlar deðil kapitalistlerfedakarlýk yapmalý.

KESK’in eylemlerinde þu tale-pler öne çýktý:

Doðal gaz ve elektrik zammýgeri alýnsýn.

2009 bütçesinden çalýþanlarave sosyal harcamalara daha fazlapay ayrýlsýn.

Askeri ve güvenlik harca-malarýna ayrýlan kaynaklarýn,eðitim ve saðlýk bütçelerindenfazla olmasý kabul edilemez.

IMF ile yeni bir anlaþmayapýlmasýn.

•• 1111 KKaassýýmm:: ““KKrriizzddeenn ççýýkkýýþþ iiççiinn eemmeekk vvee ddeemmookkrraassii pprrooggrraammýý”” aaççýýkkllaannýýyyoorr

•• 1155 KKaassýýmm’’ddaa TTüürrkkiiyyee’’nniinn hheerr yyeerriinnddee oottuurrmmaa eeyylleemmlleerrii vvee bbaassýýnn aaççýýkkllaammaallaarrýý vvaarr

•• 2299 KKaassýýmm’’ddaa TTüürrkkiiyyee’’nniinn ddöörrtt bbiirr yyaannýýnnddaann ççaallýýþþaannllaarr AAnnkkaarraa’’ddaa bbuulluuþþuuyyoorr

Türk-Ýþ Ýstanbul ÞubelerPlatformu Krize ve doðal gazzammýna karþý bir eylem düzen-liyor. 12 Kasým'da 12.30'daVatan Caddesi Metro Duraðýönünde toplanacak iþçilerburadan ÝGDAÞ BölgeMüdürlüðü'ne yürüyecek.Burada bir basýn açýklamasýyapýlacak.

Türk-Ýþ Ýstanbul Þubelerininçaðrýsý "Ekonomik krizin faturasýher alanda iþçi ve emekçilereçýkarýlmak isteniyor" tespiti ilebaþlýyor. Hükümetin doðalzammý ile "iþçi ve emekçilerinyaþamlarýný deðil sermayenin

çýkarlarýný düþündüðünü"söyleyen Türk-Ýþ "Bir yandaniþten çýkarmalar, diðer yandandoðalgaza yapýlan zamlar ile iþçive emekçiler girmekte olduðu-muz kýþ mevsiminde zatenödeyemeyeceði kabarýk fatu-ralarla ve açlýkla yüz yüzebýrakýlmak isteniyor" dedi.

Doðalgaza yapýlan zamlarýngeri çekilmesi ve kriz bahane-siyle yapýlan kitlesel iþten çýkar-malarýn derhal durdurulmasýtalepleriyle yürüyecek olanTürk-Ýþ tüm çalýþanlarý mücade-leye çaðýrdý.

Türk-Ýþ 12 Kasým'da ÝGDAÞ'a yürüyor

Bursa Eðitim-SSen:

Ýþ güvencesi vekadro istiyoruz!

Eðitim-Sen Bursa Þubesi, 5Kasým'da yapýlacak 13 binsözleþmeli öðretmen atamasýnakarþý tüm öðretmenlere iþgüvencesi ve kadro talebiyleeylem yaptý. Heykel OrhangaziParký'nda bir araya gelenEðitim-Sen üyeleri adýna basýnaçýklamasý Eðitim-Sen ÞubeSekreteri Betül Öztürk tarafýn-dan yapýldý. Son yýllarda benim-senen sözleþmeli istihdamýnyavaþ yavaþ Milli EðitimBakanlýðý'nýn temel politikasý veþov malzemesi haline geldiðinisöyleyen Þahin, "Bugün kamuhizmetleri alanýný bir bütünolarak tasfiye etmek, ticar-ileþtirmek için büyük bir uðraþiçinde olan AKP hükümeti,eðitime yeterli bütçe ayýrmayýpkatký payý, kayýt parasý adýaltýnda toplanan yasadýþý par-alarla eðitimi piyasalaþtýrýphalkýn eðitim hakkýný gaspederken, eðitim emekçileriniücretli, sözleþmeli, iþ güvencesizçalýþtýrarak IMF politikalarýnýhayata geçiriyor" dedi. "Eþit iþeeþit ücret", "Ücretli sözleþmeliköle olmayacaðýz" gelecek slo-ganlarý atýldý.

Ýzmir Tepecik Eðitim veAraþtýrma Hastanesi:Doðal gaz zammýna hayýr!

6 Kasým'da SES ÝþyeriTemsilciliði'nin çaðrýsý ile öðlearasýnda hastane bahçesindetoplanan saðlýk çalýþanlarýhükümetin zam politikasý ,sosyo-ekonomik programý veIMF ile anlaþma giriþiminiprotesto etti.

300 dolayýnda saðlýk çalýþanýnkatýldýðý eyleme, SES Ýzmir,DÝSK, Ýzmir Tabip Odasý veEmekli-Senliler de destek verdikatýlarak destek verdi.Hükümeti protesto etmek içinbalonlar patlatýldý.

SES Ýþyeri Temsilcisi Dr. ÝsmailKarademirci zamlara ve day-atýlan sefalet ücretine dikkatçekerek, eylemlerin artaraksüreceðini açýkladý.

SES Ýþyeri temsilciliði adýnabasýn açýklamasýný yapanMevlüt ÜLGEN ise "zam poli-tikasý , sosyo-ekonomik pro-gramý ve IMF ile anlaþmaçabasýna karþý emekçilerin,ezilenlerin, halkýn kendimücadelesini örgütlemesigerekiyor" dedi ve ardýndanKESK'in eylem programýný açýk-ladý.

Saðlýk çalýþanlarý eylemlereaktif olarak katýlacaklarýna vehükümet bu uyarýlarý dikkatealmazsa üretimden gelengücünü kullanmaya söz verdi.

KESK Ankara Þubeleri:

Hýrsýz Gökçek!

6 Kasým’da KESK AnkaraÞubeler platformu tarafýndan"doðalgaz zamlarý geri çek-ilsin" , "Hýrsýz Gökçek" slo-ganýyla Eðitim-Sen 1 NoluÞube’den BüyükþehirBelediyesi'nin önüne kadaryürüþ düzenlenip, basýn açýk-lamasý okundu. Polisinolaðanüstü ablukasý gösteriyiizleyenlerin de yürektenkatýldýklarý talepler doðrul-tusunda harekete geçmesininengellendiðinin göstergesiydi.300 KESK’li insanlardanbüyük alkýþ aldý.

Eðitim-SSen ÝzmirÞubeleri:

Savaþa deðileðitime bütçe

Eðitim-Sen Ýzmir Þubeleri 8Kasým'da Ýzmir'de, eskiSümerbank önünde sözleþmeliçalýþtýrmayý protesto etti.Eðitim-Senlilere soruþturma vesürgünlerin durdurulmasýtalep edildi..

"Ücretli, sözleþmeli çalýþtýr-maya son! Sürgünlere hayýr"pankartýnýn açýldýðý eylemde"Çelik istifa", "Savaþa deðileðitime bütçe", "ücretli köleolmayacaðýz" dövizleri taþýndý.Eðitim-Sen Ýzmir Þubeleriadýna basýn açýklamasýnýEðitim Sen 4 No'lu ÞubeBaþkaný Cevat Düzci okudu.

KESK Ýstanbul AnadoluYakasý Þubeleri:

Zamlar geri alýnsýn!

"Doðal gaz zammýna hayýr!","Zamlar geri alýnsýn!", "Savaþadeðil emekçiye bütçe" slogan-larýyla Ýskele Meydaný'nayürümek isteyen eylemcilerpolis tarafýndan engellendi.Polis engellemesine, ana yolunkapatýlmasýný gerekçe gösterdi.KESK'lilerin ýsrarý sonundaBahariye Caddesi, SeraskerCaddesi ve Çarþý üzerindenÝskele'ye yürüyüþün önüaçýldý. Kamu emekçileriböylece öðlen saatlerinde týk-lým týklým olan KadýköyÇarþýsý'nýn içinde yürüme fýr-satý buldu. Kortej orada bulu-nan bir çok kiþi tarafýndanalkýþlarla desteklendi. Doðalgaz zammý geri alýnsýn sloganýbir çok kiþi tarafýndan sözlüolarak onaylandý. Yürüyüþsýrasýnda KESK aktivistlerimegafonla yaptýklarý konuþ-malarda çalýþanlarý zamlarakarþý birlikte mücadele etmeyeçaðýrdý.

Susma sustukça yeni zamlargelecek" sloganlarýyla ÝskeleMeydaný'na varýldý. BuradaKESK Ýstanbul Þubeleri adýnayapýlan basýn açýklamasýnýEðitim- Sen 2 No'lu ÞubeBaþkaný Mustafa Kovanlýkokudu.

Page 3: Sosyalist İşçi 340

sayý: 340 sosyalist iþçi 3

Kâr deðil insan29 Kasým'da Ankara'da!

ÇÇaaððllaa OOffllaass

Henüz ne kadar þiddetli olacaðý bilinmeyen bir krizinbaþlangýcýndayýz. Bu krizin 1929 yýlýnda yaþanan büyükbunalým ya da 1973 yýlýnda yaþanan petrol krizi kadar aðýrsonuçlara yol açýp açmayacaðý henüz bilinmiyor. Ancakkesin olan þu ki, bu krizle birlikte piyasanýn her türlüsorunu çözmeye kadir güç olduðunu, "býrakýnýzyapsýnlar,býrakýnýz geçsinler" politikalarýn tek alternatifolduðunu anlatan yeni liberalizmin sonuna gelindi.

Kesin olan bir baþka þey ise; patronlar bu krizden çýkmakiçin çalýþanlara saldýracak. Daha þimdiden dünyanýn pekçok yerinde iþten çýkarmalar baþladý. Bankalarý kurtarmakiçin milyarlarca dolarý harcamaktan çekinmeyenhükümetler dünyada açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþayan bir mil-yar insaný, ya da Sahra Altý Afrika'da AÝDS'ten ölen insan-larý kurtarmak için kýllarýný kýpýrdatmazken, bankalarý kur-tarmak için bir milyar dolarý harcamaktan hiç çekinmediler.

FFaattuurraayyýý bbiizz ööddeemmeeyyeecceeððiizzKüresel sermaye þimdiden krizin sorumlusu olmayan mil-

yarlarca insana krizin faturasýný ödetmek için hareketegeçti. Türkiye'de egemen sýnýf panik içinde hükümetinkrize karþý önlemeler almasýný bekliyor. Kamu harca-malarýnýn daha da kýsýtlanmasýný, IMF'yle Stand By anlaþ-masýnýn bir an önce imzalanmasýný, iþsizlik fonlarýnýn ser-mayeye aktarýlmasýný istiyor. Hükümet ise emekçileresaldýrý programýný 2009 yýlý bütçesiyle açýkladý. Meclis gün-demine gelen 2009 yýlý bütçesinde faiz ödemeleri ve savun-ma harcamalarýna ayrýlan miktar artarken, sosyal harca-malar kýsýtlanýyor. Kamu çalýþanlarý için öngörülen ücretartýþlarý ise açlýk sýnýrýnýn altýnda. Bu yetmezmiþ gibi doðal-gaz ve elektriðe yapýlan zamlarla milyonlarca insan açlýktehlikesiyle karþý karþýya býrakýlýyor.

HHaarreekkeettiinn bbiirrlliiððii ssaaððllaannmmaallýýKESK 2009 yýlý bütçesine karþý eylem hazýrlýðý içinde.

Eylemi bir çok sendika ve meslek örgütü de destekliyor. 29Kasým 2008 tarihinde Ankara'da 2009 bütçesine karþýyapýlacak. KESK eylemi þimdiden diðer sendikalarý vemeslek örgütlerini harekete geçirdi. Ancak mücadeleyeKESK ve DÝSK'in yanýnda TÜRK-ÝÞ ve HAK-ÝÞ'in de katýl-masý önemli. Bunun için iþyerlerinde yaygýn bir kampa-nyayla iþçi hareketinin birliliði saðlamalýyýz. Tüm çalýþanlarortak talepler etrafýnda birleþtiðinde, milyonlarca insansokaða çýktýðýnda hükümetin iþi zorlaþacaktýr. Bunun içinde 29 Kasým sadece bir baþlangýç olmalý, 29 Kasým'dansonra da iþyerlerinde, okullarda ve sokaklarda kampa-nyalarla daha büyük kitlesel gösteriler örgütlemeye devametmeliyiz.

Bugün egemen sýnýfýn hareketi bölen söylemlerine karþýçok daha fazla insan sokaða çýkýyor. Binlerce insan darbeyekarþý, Kürt sorunu, ermeni sorunu, baþ örtüsü takma yasaðýgibi pek çok sorunda özgürlüklerden ve ezilenlerden yanataraf oluyor. Bütün bu olup bitenler hareketin birliliðiaçýsýndan da çok önemli. Demokrasi ve özgürlük mücade-lesindeki her türlü kazaným ezilenlerin birleþmesini saðlay-acaktýr.

EEmmeekkççiilleerriinn kkrriizzee yyaannýýttýý vvaarr Geçtiðimiz 30 yýl boyunca anti kapitalist hareket yeni lib-

eral politikalara karþý mücadele etti ve önemli kazanýmlarelde etti. Bugün artýk yeni liberal politikalara karþýmücadele etmek çok daha kolay. Bugün hem Türkiye'dehem de dünyada milyonlarca sayýda insan hükümetlerinsosyal harcamalara daha fazla bütçe ayýrabileceðini, saðlýkve eðitim hizmetlerinin ücretsiz verilebileceðini,hükümetler bankalarý deðil, insanlarý kurtarmak içinharekete geçse açlýk sorunun ortadan kalkabileceðini biliy-or.

Ýtalya'da þimdiden 1 milyon kiþi Berlusconi Hükümeti'nineðitim hizmetlerini kýsmasýna karþý sokaða çýktý.Hareketimiz artýk çok daha büyük. Kazanmak için çok dahabüyük olanaklara sahibiz. Küresel kapitalizm milyonlarcainsan önünde teþhir olmuþ durumda. Milyonlarca insansömürüye karþý ve saygý görmek istiyor ve milyonlarcainsan ortak talepler etrafýnda hareket edebiliyor.

100 bin metal iþçisini ilgilendirentoplu sözleþmeler uyuþmazlýklasonuçlanmýþtý. Birleþik Metal-Ýþsendikasý iþçilerin taleplerinin kabuledilmesi için Cuma eylemlerinedevam ediyor. 7 Kasým'dadördüncüsü gerçekleþen serviseylemine yaklaþýk 10 bin metaliþçisinin katýldý.

Ýþçiler "Alýnterime Saygý Ýstiyo-rum", "Sefalet Zamlarýna Hayýr","Fazla Mesai ÜcretimeDokundurtmam" "KazanýlmýþHaklarýma Dokundurtmam", "Krizin

Faturasýný Sorumlularý Ödesin","Ýkramiyelerimiz Asla Vermeyiz","Kar Rekorlarýndan Payýmý Ýstiyo-rum", "Ürettik KazandýrdýkHakkýmýzý Ýstiyoruz", sloganlarýnýnyazýlý olduðu rozetler takýyor.

Cuma sabahlarý fabrikaya 1-2 kilo-metre mesafede servisten inen metaliþçileri iþyerlerine doðru sloganlareþliðinde yürüyor."MESS (metal iþ-verenleri sendikasý) dayatmalarýnahayýr! Hak yoksa barýþ da yok, alýn-terimizin hakkýný istiyoruz!" pankart-larý taþýnýyor. Gebze Sarkuysan,

Areva, Akkardan, Makine Takým,Çayýrova Boru, Yücel Boru, PolyMetal, Bosal Mimaysan ve KromanÇelik fabrikalarýna yürürüyüþleryapýldý. Kocaeli'de Bekaert veStandart Fabrikasý iþçileri, EgeSerbest Bölgesi'nde Delphi Dizel veLisi-FTB fabrikalarý iþçileri, Ýstanbul'-da ABB Kartal/Dudulu, Aksan vePaksan iþçileri de yürüdü. Bursa'daGramer, Prysmian ve SCM fab-rikalarýnda, Çimsataþ'ta iþçiler eylemyaptý. Eylem konuþmalarýn da krizinfaturasýný ödemeyeceðiz dendi.

Metal iþçileri her Cuma servisten erken iniyor, fabrikaya yürüyor

Hükümet ard arda çalýþanlarý yok-sullaþtýracak kararlara imza attý.Elektriðe 10 ayda yüzde 58 zam,doðalgaza yüzde 22,5 fahiþ zamhalkýn çoðunluðunun tepkisinitopladý. 2009 bütçesinde sosyal har-camalarý kýsmayý planlayan hükümetTÜSÝAD'ýn baskýsýyla IMF'ylemasaya oturtuluyor.

IMF ile anlaþma yapan ülkelerinkredisi artýyor. Ancak son 30 yýldýrbütçelerden çalýþanlara ve sosyal har-camalara ayrýlan pay kýsýlýrkenIMF'ye ve kapitalistlere ödenen borçfaizleri pastanýn en büyük diliminigötürüyor. AKP, kendisini 2 kerehükümete getiren ve kapatýlmasýnýengelleyen yüzde 47'ye sýrtýný dönüy-or. Türkiye'de tüm zenginliðe elkoyan yüzde 1'lik azýnlýðý dinliyor.

KKüürrtt ssoorruunnuunnddaaççöözzüümmssüüzzllüükk

AKP'nin sadece ekonomik deðildemokratikleþme yönündeki iddi-alarý da yerle bir oldu. Aktütünbaskýný hakkýndaki gerçekleri açýk-layan Taraf Gazetesi, GenelkurmayBaþkaný Ýlker Baþbuð tarafýndantehdit edilmiþti. Baþbakan Baþbuð'usavunurken Taraf'ý ayný þekilde"terör cephesinde" durmakla ithametmiþti. Bu tutumu DTP'ye yönelikhükümet ablukasýnýn artýrýlmasý,Diyarbakýr Belediyesi'ni almak içinbölgede gerilimi artýran politikalarizledi. Türkiye'de yaþayanlarýn çoðubunun tehlikeli bir gidiþ olduðunugördü. Þahin politikalar "demokrat"baþbakana bir anda "ya sev ya terket" dedirtti.

Yeni Þafak gazetesi yazarý FehmiKoru bu durumu "Obama geldi Busholdu" þeklinde deðerlendirinceErdoðan'ýn hýþmýna uðradý."Sevsinler seni" þeklindeki sterilküfür Koru gibi AKP çizgisinde olan

bir çok isim tarafýndan eleþtirildi.Tüm bunlar bir yalpalama deðil,

köklü bir dönüþüme iþaret ediyor.

ZZoorr zzaammaannllaarrýýnn aaddaammýýCHP'li Kýlýçdaroðlu tarafýndan yol-

suzluk ve uyuþturucu baronluðuylasuçlanan AKP'nin baþýndaki isimDengir Mir Mehmet Fýrat görevdenalýndý.

Yerine ise tüm zamanlarýn adamýAbdülkadir Aksu geldi. 2003-2004'tegerçekleþen 3 baþarýsýz darbe giriþi-mi, 2006'da Danýþtay baskýný, 2007'deHrant Dink suikasti ve Malatyasýrasýnda içiþleri bakanlýðý koltuðun-da oturan Aksu AKP'nin devletliyüzü.

Aksu da 301. madde savunucusuCemil Çiçek ve Melih Gökçek gibimerkez saðdan geliyor. 12 Eylül yýl-larýnda vali olan Aksu, bugün hýrsýzdiye anýlmaktan dolayý adýnýdeðiþtirmeyi tartýþan ANAP'ta poli-tikaya atýldý. Ýçiþleri Bakanlýðý onun

içindi. 1991'de Zonguldak'tanAnkara'ya yürüten maden iþçilerininlideri sendikacý Þemsi Denizer'e biz-zat tokat attýðý yazýlmýþtý.

Aksu, savaþýn ve çatýþmalarýn enfazla þiddetlendiði 1995-1999 yýllarýarasýnda Kürt politikalarýnda birinciderecede rol oynadý. 22 Temmuz2007 seçimleri öncesinde AKP'de enfazla eleþtirilen, kimi yazarlarcaAKP'nin içindeki devletin eli olarakgörülen Aksu bir süredir geridedururken baþbakan tarafýndan par-tinin baþýna getirildi.

AKP hem Kürtlerle uðraþýyor, hemde çalýþanlarla. Kendisini darbeyledevirmek isteyenlerin de kolunagiriyor. Neden? Çünkü TÜSÝADuzun zamandýr bu durumu istiyor.2007’de AKP ile onu devirmekisteyen ordu arasýndaki gerilimboyunca TÜSÝAD AB yolundansapýlmamasý ancak çatýþmanýn olma-masýný istemiþti. 27 Nisan e-muhtýrasýna ve AKP hakkýnda açýlankapatma davasýna karþý açýk birtutum sergilmeyen TÜSÝADüyelerinin yurtdýþýndaki bir çoktoplantýda AKP’nin kapatýlacaðý vekapatýlmasý yönünde sözler sarfettiði basýna sýzmýþtý. Patronlar geril-imin arttýðý ve AnayasaMahkemesi’nin egemenliði paylaþtýðýanlarda hep krizden, kârlarýnýndüþmemsinden bahsettiler. Onlarýnderdi demokrasi deðildi. Türkhalkýnýn çoðunluðu demokrasi verefah için AB’yi desteklerken onlarsadece kendi ayrýcalýklarýnýdüþündüler. AKP’nin güçlenmesiniistemeyen büyük sermaye onu birmerkez partisine çevirmek istedi.2001 yýlýnda sandýktan süpürülenANAP ve DYP gibi devletçi saðcýklasik bir düzen partisine. AncakAKP’ye oy veren ya da vermeyençalýþanlar için TÜSÝAD’ýn isteklerikabul edilemez.

AKP halký deðilTÜSÝAD’ý dinliyor

Galatasaray'ýn yenistadýnda grev!

Geçtiðimiz hafta Galatasaray SporKulübü'nün Ýstanbul Seyrantepe'deyapýmý sürmekte olan stadýndaçalýþan yaklaþýk 700 iþçi maaþlarýnýalamadýklarý ve çalýþma þartlarýnýngüçlüðü gerekçesiyle iþ býrakmaeylemi yaptý.

Ýþçiler, sigorta primleri yatýrýl-madýðý için hastaneye dahigidemediklerini, yemekhane ve

yatakhanelerinin kullanýlamazolduklarýný dile getirirken, TOKÝ veinþaat yetkilileri basýn mensuplarýnýnsorularýný yanýtlamaktan kaçýndý.

Taþeron firma Tera Ýnþaat'ýn yöneti-cisi Osman Gündoðdu yaptýðý açýkla-mada þunlarý söyledi:

''Ýnþaatýmýzda mühendisler ve oper-atörler dýþýnda sahada 600 iþçimizçalýþýyor. Ödemelerimizi 10-12 günkadar geciktirdik.

Cuma günü ödeyeceðimizisöylemiþtik ama onu da yapamadýk.Ýþçilerden böyle sert bir tavýr bek-lemiyorduk. Bazý iþçilerimiz bu

konuda tepkiliydi, ortak bir kararlabu sabah çalýþmaya çýkmadýlar.Derhal geldik ve kendileriyle tekrargörüþtük. Çalýþmak isteyenleriþlerinin baþlarýna döndü. Onlardançalýþmak istemeyenlerin listesini iste-dim. Bunu bekliyorum. Çalýþmakistemeyenlerin ödemelerini yapýpiþlerine son vereceðiz ve yeni iþçilergetireceðiz. Bu yalnýzca bir günlükbir duraksamadan ibarettir.Kompleks inþaatýmýz devam ediyor.''

Galatasaray'ýn Aslantepe Stadý iþçi-lerin çalýnan emekleri üzerinde yük-seliyor.

Page 4: Sosyalist İşçi 340

4 sosyalist iþçi sayý: 340

Direnecek miyiz?"Avrupa'da bir hayalet dolaþýyor, komünizm

hayaleti". KKoommüünniisstt MMaanniiffeessttoo'nun ilk cümlesiönümüzdeki dönemde çok alýntýlanacak, çoksöylenecek tahminimce. "Komünizm" denmeyecekde, "iþçi sýnýfý mücadelesi" denecek belki, ama hay-aletin gündeme gireceði kesin.

Daha þimdiden, ekonomik krizin yadsýnamayacakþekilde patlak vermesinin üzerinden sadece birkaçhafta geçmiþken, Avrupa'nýn çoktandýr unutmuþolduðu mücadele biçimleri, genel grevler, devasaiþçi yürüyüþleri gerçekleþmeye baþladý.

Baþlamasýnýn nedeni bir baþka hayaletin de ortayaçýkmýþ olmasý. Krizin maliyetini çalýþanlarýn sýrtýnayüklemeye çalýþan patronlarýn ve hükümetlerinhayaleti!

Ýtalya'da Berlusconi hükümeti 87 bin öðretmeni ve44 bin eðitim yöneticisini iþten çýkarmayý planlýyor.Bu ve benzer planlara karþý Roma'da 2 milyon kiþi-lik bir iþçi yürüyüþü oldu.

Ýrlanda'da saðlýk bakýmýnda yapýlmasý düþünülenkesintilere karþý 15 bin iþçi emeklisi yürüdü. Ayrýca,eðitimin paralý hale getirmesine karþý da 15 binüniversiteli.

Yunanistan'da fabrikalarýn kapatýlmasýna vedemiryollarýnýn birkaç parçaya bölünerek özelleþtir-ilmesine karþý genel grev yapýldý.

Tüm Batý dünyasýnda, çalýþanlar arasýnda müthiþbir öfke birikiyor. Amerikan seçimlerinde örneðin,McCain ile Obama baþa baþ giderken Ekim ayýndakrizle birlikte Obama yakalanamaz þekilde önegeçti. Bush önce iki dev konut kredisi þirketiyle birdev sigorta þirketini kurtardý (bir yorumcu bunlarý"dünya tarihinin en pahalý devletleþtirme operasy-onlarý" olarak tanýmladý), sonra bankalara 700 mil-yar dolarlýk bir kurtarma paketi sundu. TemsilcilerMeclisi'ndeki ilk oylamada bu paket reddedildi.Tüm temsilciler, seçmen tabanlarýnýn pakete þidde-tle tepki gösterdiðini ("Bankalarý niye kurtarýyor-sunuz? Bizi kurtarýn!"), bu nedenle mecburen karþýoy kullandýklarýný belirtti. Kriz koþullarýndaDemokratlarýn Cumhuriyetçilere kýyasla biraz dahaaz acýmasýz davranacaðýný düþünen Amerikan halkýObama'ya oy verdi. Cumhurbaþkanlýðý için bir siya-ha oy vermesi en zor olan kesimin, yani beyazerkeklerin bile %45'i Obama'yý tercih etti. Tümkamuoyu yoklamalarý seçmenlerin tercihininekonomik nedenlere dayandýðýný gösteriyor.

Ýngiltere'de hükümetin dokuz ay öncedevletleþtirdiði Northern Rock konut kredisi þirketi,kredi borçlarýný ödeyemeyenlerin evlerine el koy-makta tüm diðer þirketlerden daha hýzlý davranýy-or. Bunun yarattýðý öfke öyle böyle deðil. "Bizimödediðimiz vergilerle batmaktan kurtarýlan bir þir-ket, þimdi bizim evlerimize el koyuyor!"

Türkiye'de ne olacak, henüz bilemiyoruz. Krizinetkilerini göstermeye baþladýðý ve giderek daha dakeskinleþeceði çok açýk. Ýþyerleri kapanacak, iþsizlikçýð gibi büyüyecek, patronlar gemi azýya alacak,hükümet patronlarýn sorunlarýný hafifletmek içinçalýþanlarýn tüm haklarýna saldýracak.

Direnecek miyiz?Kamu Emekçileri Sendikasý KESK 29 Kasým günü

eyleme çýkýyor. KESK 1990'larda iþçi sýnýfý mücade-lesinin baþýný çekerken, bugün en küçük ve belki deen zayýf konfederasyon. Önemli deðil ama. Ýþçisýnýfýnýn küçük bir kesiminin bile kararlý birmücadelesi sýnýfýn tüm diðer kesimlerini seferbereder, morallendirir, direnmenin ve kazanmanýnmümkün olduðunu gösterir.

KESK tek baþýna kazanamaz. Gelen saldýrýnýnboyutlarý karþýsýnda Türk-Ýþ'in katýlmadýðý birmücadeleyi kazanmak zordur. Ama KESK'inmücadeleye atýlmasý, krizden en çok etkilenecekolan Türk-Ýþ tabanýný etkileyecektir, bu tabanýnTürk-Ýþ yönetiminin üzerinde basýnç oluþturmasýnayol açacaktýr. Bugün çok önemli görünmeyebilir.Ama 29 Kasým, kriz karþýsýnda Türkiye iþçi sýnýfýnýnne yapacaðý sorusuna ilk cevap olacak belki de.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

AAhhmmeett YYýýllddýýrrýýmm

9 Kasým'da Ankara'da alevi örgüt-lerinin gerçekleþtirdiði "Ayrýmcýlýðakarþý eþit yurttaþlýk hakký" mitingihem öncesinde hem de sonrasýndaepeyce ses getirdi. On binlercekiþinin katýldýðý mitingde (kimigazetelere göre 100 bin)cem evlerineibadethane statüsü verilsin, zorunludin dersi uygulamasýna son verilsin,Madýmak Oteli müze yapýlsýn, Aleviköylerine cami yapýlmasýn, diyanetiþleri baþkanlýðý laðvedilsin, inançayrýmcýlýðýna son verilsin gibi tale-pler sýk sýk dile getirildi.

Bu talepler hem inanç özgürlüðünütemsil ettiði için, hem de diðerinançlarla eþitlik istediði için koþul-suz desteklenecek talepler.Türkiye'de resmi ideoloji her türdenfarklýlýðý yok saydýðý ve sindirmeyeçalýþtýðý için toplumun farklý kesim-lerinin temel haklarý için mücadeleyeatýlmalarý olsa olsa demokrasiningeliþimine katkýda bulunur.

RReessmmii ddiillddee ssaallddýýrrýýllaarrMiting öncesi bazý gazeteler ve

resmi ideoloji ile yakýn baðlara sahipkimi alevi vakýflarý mitingi karalamayoluna gittiler. Örneðin gerçekteAlevileri temsil ettiðini söyleyenCem Vakfý Baþkaný Ýzzettin Doðanmitingi düzenleyenleri Marksist,ateist, kýþkýrtýcý olarak niteledi.Aleviler, inançlarýný siyasi pazarlýkkonusu yapan her dönemin adamýolan Ýzzettin Doðan'ý iplemediler kimitinge kitlesel katýlým saðladýlar.Zaman gazetesi ise mitingidüzenleyenleri Sivas'ý hatýrlatarakprovokasyonla suçladý. Ergenekon vedarbe sürecinde iyi bir rota izleyenZaman gazetesi bu tutumu ile hementökezledi. Zaten ideolojileri gereðiZaman gazetesinden özgürlük vedemokrasi konusunda tutarlýlýk bek-lemek gerçekçi deðil. Hükümetkanadýndan ise Diyanet ÝþleriBaþkanlýðý'ndan sorumlu devletbakaný Said Yazýcýoðlu, Alevilerintaleplerine "bu tür uç fikirlere itibaretmiyoruz" diyerek karþýlýk verdi. Buda devlet katýnda alevi inancýna nasýlayrýmcý bir gözle bakýldýðýnýnkanýtýydý.

KKeemmaalliissttlleerr llaaiikk ddeeððiillKemalistler baþta olmak üzere laik-

liði din ve devlet iþlerinin bir-birinden ayrý olmasý olarak taným-layýp, sonra da diyanet iþlerini resmiideolojinin göz bebeði yapan ayrýmcýbir anlayýþla karþý karþýyayýz. Aleviyurttaþlardan alýnan vergiler desonuç olarak on binlerce diyanetçalýþanýna ve cami yapýmýna gidiyor.Aynen gayrimüslimlerden alýndýðýgibi. Aynen bu ülkede yaþayan mily-onlarca insandan sorgusuz sualsiz

vergi aldýklarý gibi. Mitinge katýlan-lardan alevi toplumunun önde gelenisimlerinden Veliyyiddin Ulusoy'unsöylediði gibi bu ülkede inançlararasýndaki eþitsizliði çözecek mesele"herkes kendi inancýný kendi finanseetsin." Laiklik ancak böylekavrandýðýnda sorunlarýn çözümüiçin ciddi bir adým atýlacaktýr.

Mitingin düþündürdükleriMitinge iliþkin bütün bu ayrýmcýlýk

kokan eleþtirileri bir kenara býraka-cak olursak, mitingin kimi politikyönlerini de eleþtirmek gerekir. Songünlerde alýþýla geldiði üzere, talep-leri dile getirmek ya da protestoetmek üzere olsun her hükümetkarþýtý eylem ulusalcý bir çizgide þeri-ata karþý eylem yapmak isteyenlerinçekiþmesine sahne oluyor. Yýllardýrezilenlerin ortak mücadelesineinanýlmaz zararlar veren laik- þeriatçýsahte ikilemine sýkýþan sol bu çek-iþmede baþý çekiyor. Tabi ki Kemalistideolojinin has partisi CHP'de gücüve olanaklarýyla bu çekiþmeden galipçýkýp gösterilerde karanlýk gibiçöküyor. Alevi mitinginde DTP mil-letvekillerinin kürsüden indirilip,CHP'lilere yer açýlmasý bunun kanýtý.

BBüüttüünn eezziilleennlleerriinn ssoorruunnllaarrýýddaa ççöözzüümmlleerrii ddee oorrttaakk

Doðru taleplerle yola çýkan bir gös-teride ulusalcýlarýn sahne almasý,doðru olarak CHP'nin seçim yatýrýmý

yaptýðý gibi eleþtirilere konu oluyor.Pir Sultan Abdal Kültür Derneði(PSAKD) Genel Baþkaný FevziGümüþ'ün kürsüden yaptýðý konuþ-mada bazý söyledikleri de bu kanýyýgüçlendiriyor. Konuþmasýnýn biryerinde þöyle diyor Gümüþ; "Buiþbirlikçi karanlýk zihniyet yýkýlacak(AKP'yi kastediyor) yerel seçimlerbunun için baþlangýç olacak." FevziGümüþ bu konuþmayý yaparkenyanýnda CHP milletvekilleri ayaktaonu alkýþlýyor. Hani seçimlere iliþkinAlevilerin haklý taleplerini dilegetirmeyen ve programýna almayanpartilere oy yok çaðrýsý yapsaanlaþýlabilir bir þey. Ama sorgusuzsualsiz meseleyi þeriata baðlýyor.Aleviler cumhuriyetin kuruluþundanberi ayrýmcýlýða tabi tutulupkatledilip, eziliyorlar. Bu nedenlehesaplaþýlmasý gereken gerçek mese-le Kemalist resmi ideolojidir. Amamitingde bir alevinin el yazýsýylayazýp taþýdýðý döviz alttan gelendeðiþimi de göstermesi açýsýndanoldukça iyi. Dövizde þöyle yazýyor;"aleviler postal peþinde koþamazlar."Bütün ezilenler birbirlerini hakirgörmeden mücadelelerini bir-leþtirdiklerinde gerçek kazanýmlar dapeþi sýra gelecektir. Aleviler, Kürtler,azýnlýklar, eþcinseller, iþçiler, yok-sullar ila, sorunlarýnýn iç içe-biribirinden ayrýlmaz olduðunugörmeye baþladýlar.

Devlet in ve CHP’nin kýskacýnda

Alevi mitingi bir açýlým mý?

90 yaþýndaki eski darbeci vegünümüzün sahte ressamý KenanEvren, Obama'nýn zaferini yorum-larken Türkiye'deki sýradanýrkçýlýðý da itiraf etti:

"Bugüne kadar Kürtlerle aramýz-da bir ayrýlýk gayrýlýk olmadý. Bizde Amerika'daki beyazlarlasiyahlar arasýndaki gibi þeylerolmadý. 90 yaþýný geçtim, bilirim

hiçbir zaman Türk-Kürt ayrýmýyoktur. Askeri okullarda okurken,Kürt arkadaþlarýmýz vardýþakalaþýrdýk 'Gel Kürt buraya'derdik. Hiç kýzmazlardý."

Ýnsan arkadaþlarýna isimleriylehitap eder. Askerlerin çocuksulakaplardan hoþlandýðýný biliyoruz,böyle bir þeyde diyebilirdi. Amabir Kürt subay, komutan, bakan

olsa da bir ismi olamýyor. Ona‘Kürt’ diye sesleniliyor.'Gel Kürt buraya' diye seslenen darbeci

Page 5: Sosyalist İşçi 340

sayý: 340 sosyalist iþçi 5

FF.. LLeevveenntt ÞÞeennsseevveerr

Almanya'da 9 Kasým 1938'depatlak veren Nazi saldýrýlarý,tarihe "Kristallnacht" olarakgeçti. Almanca "kristal gece"anlamýna gelen Kristallnacht, 9Kasým 1938 gecesi Almanya'daNazilerin Yahudi iþyerlerine vesinagoglarýna karþý baþlatýlanorganize kanlý saldýrýlarýnadýdýr. Geceye "kristal" adý,saldýrýdan sonra sokaklarýkaplayan cam kýrýklarýnýnýþýltýlarýndan esinlenilmesinedeniyle verildi.

Nazi Almanya'sýnda soykýrýmbaþlamadan önce yaklaþýk500.000 Yahudi (nüfusun yüzde0,76'sý) yaþýyordu. Nazi propa-ganda mekanizmasý, Yahudileri,Almanya'nýn 1918'deki yenil-gisinin ve bunun sonucu ortayaçýkan yoksulluðun sorumlusuolarak "iç düþman" ilan ederek,organize etnik saldýrýlarabaþladý.

Hitler daha iktidarýnýn ilkyýlýnda, 1933'te Yahudi dükkân-larýna karþý boykot çaðrýsý yaptý.Naziler o yýl içinde AlmanYahudilerinin toplumsalyaþamýný sýnýrlayan toplam 42yasa çýkardý. Bu yasalarýn enaðýrý, Yahudilerin kamu alan-larýnda çalýþmalarýný yasaklýyor-du. 1934 yýlýnda 19 ve 1935yýlýnda 29 ayrýmcý yasa dahaçýkarýldý. Yahudilerin 1936 yýlýn-da seçimlere katýlmalarý yasak-landý ve ülkenin hemen heryerinde "Yahudiler giremez"levhalarý yayýlmaya baþladý.1938 yýlýnýn ilk yarýsýndaYahudilerin ekonomik faaliyet-leri ve çalýþmalarýný kýsýtlayanyeni yasalar çýkarýldý. 1938yýlýnýn temmuz ayýnda kabuledilen bir yasa, 1 Ocak 1939'danitibaren tüm Yahudilerintanýtým kartý taþýnmasýný zorun-lu kýldý.

""NNiihhaaii ççöözzüümm"" aaddýýmmýý8 Kasým 1938 günü Yahudilere

karþý kolektif cezai yaptýrýmlaruygulanmaya baþlandý. Bunagöre, tüm Yahudi gazeteleri vedergileri derhal yayýna son ver-mek zorundaydý. Bu yasak,Yahudi toplumu ile liderleriarasýndaki baðý koparmayýhedefliyordu. Böylece,Yahudilerin ülkeden ayrýlmasýyönündeki liderlerin yönlendiri-

ci rolü kýsýtlanmýþtý. O sýralarAlman Yahudilerinin üç gazete-si, dört kültürel dergi, birkaçspor dergisi ve birkaç düzine decemaat bülteni ulusal düzeydeyayýnlanýyordu. Yine 8 Kasýmgünü ilan edilen yaptýrýmlararasýnda, Yahudi çocuklarýnýn"Aryan" okullara katýlmasýnýnve tüm kültürel faaliyetlerininyasaklanmasý da vardý.

"Alman kaný ve onurunukorumak" üzere kabul edilen"Nürnberg Yasalarý", bizzatHitler tarafýndan imzalanmýþtý.Bu yasalar Yahudilerin, Sinti veRomanlarýn, siyahlarýn veya bugruplarýn çocuklarýnýnAlmanya'da vatandaþlýk hak-larýndan yararlanmalarýný sýnýr-lamakla kalmýyor, "Alman kanýtaþýyanlarla" evlenmelerini deyasaklýyordu.

9 Kasým 1938 gecesi baþlayanpogrom, bazý tarihçiler tarafýn-dan Holokost'un baþlangýcýolarak kabul edilmektedir. Bu

ayný zamanda, Hitler'inYahudileri bütünüyle yok etm-eye yönelik "nihai çözüm" içinatýlan somut adýmlarýn ilkiydi.

9 Kasým'da gerçekleþen pogro-mu unutmamak sadece birinsanlýk görevi olmakla sýnýrlýdeðil.

Nitekim son yýllardaAvrupa'daki neo-Nazi partilerinyükseliþi, sorunun ne kadargüncel olduðunu gösteriyor.Batýda giderek yayýlan veMüslüman olsun, olmasýn tümfarklý etnik gruplar ve ten rengifarklý insanlara karþý bir silaholarak kullanýlan Ýslamofobigiderek yayýlýyor. Antisemitizmise yükselemeye devam ediyor.Öte yandan gerek Nazisoykýrýmý, gerekse Ermeni olay-larýna karþý inkârcýlýk ise artaraksürüyor.

Tüm bu olgular karþýsýndaýrkçýlýða, faþizme ve her türlüayrýmcýlýða karþý mücadeledaha bir anlam kazanýyor.

Kristallnacht Nazilerin o tarihten sonraatacaðý adýmlar için bir dönüm noktasýolmuþ ve Hitler ve danýþmanlarýnadurum deðerlendirmesi için yeni verilerve deneyim saðlamýþtý. Saldýrý Nazileraçýsýndan þu sonuçlarý ortaya çýkarmýþtý:

1. O andan itibaren Hitler ve üst düzeydanýþmanlarý için Yahudilerin zorla göçettirilmelerinin uygulanabilir bir seçenekolmadýðý anlaþýldý.

2. Hitler artýk Polonya'nýn iþgalini gün-demine almýþtý.

3. Çok sayýda toplama kampý ve çalýþmakampý iþletilmeye baþlanmýþtý bile.

4. "Alman kaný taþýmayanlar" için

düzenlenen ayrýmcý Nürnberg yasalarýkabul edilmiþti.

4. Hitler'in ideolojisine þekil veren"lebensraum" (yaþam alaný) doktriniþekillenmiþti.

6. Alman halkýnýn geliþmeler karþýsýnda-ki tepkisizliði, Nazilerin çok az birmuhalefetle karþýlaþacaðýný netleþtirmiþti.Olaylar karþýsýnda Alman kiliseleri biletepkisiz kalmýþtý.

Artýk Almanya'nýn"Aryanlaþtýrýlmasýnýn" önünde herhangibir engel kalmamýþtý.

Bu durum bir çok baþka rejime esin kay-naðý oldu ve tarihi deðiþtirdi.

Kristallnacht'ýn ardýndan geçen iki üçay süre içinde, Naziler Yahudilere karþýþu yaptýrýmlarý yürürlüðe koydu:

1. Yahudilerin tüm deðerli madenler-den eþyalarýný hükümete vermesiemredildi.

2. Yahudiler için emeklilik güvencesiiptal edildi ve kamu görevleri kýsýtlandý.

3. Artýk Yahudilerin sahip olduðusenetler, hisse senetleri, mücevherler vesanat eserleri sadece Alman devletinedevredilebilecekti.

4. Yahudiler fiziki olarak tecrit edilm-eye baþlandý.

5. Yahudilerin posta güvercinlerine

sahip olmalarý yasaklandý. 6. Yahudilerin ehliyetleri iptal edildi.7. Yahudilerin sahip olduðu radyolara

el kondu. Gazeteleri yasaklandý.8. Yahudilerin akþam 21.00 ile sabah

05.00 (kýþýn 20.00 - 06.00) saatleri arasýn-da sokaða çýkmalarý yasaklandý.

9. Kiracýlarý koruyan yasalar, Yahudikiracýlar için geçersiz kýlýndý.

10. Ýçiþleri Bakanlýðý, Yahudilerin sahipolduðu silahlara yönelik bir yönetmelikyayýnladý. Bu yönetmelik, Yahudilerinateþli silahlar ve bunlara ait cephanelerialmalarý, sahip olmalarý ve taþýmalarýnýyasakladý.

KristallnachtKristallnacht, beþ yýldan fazla

süren ýrkçý ayrýmcýlýk ve zulmünzirveye çýktýðý, Holokost'un baþla-masýný temsil eden pogromunyaþandýðý geceye verilen ad.Kristallnacht, o güne kadar sürenzulmün ekonomik, siyasi vetoplumsal yapýsýný, fizikisaldýrýlar, tutuklamalar vecinayetler þeklinde deðiþtirdi.Tarihçi Max Rein'in sözleriyle,"Kristallnacht" geldikten sonra…her þey deðiþti."

Naziler, bu pogrom için Paris'tedüzenlenen bir suikastý bahaneetti. Söz konusu suikastýnarkasýnda ise bir baþka Yahudidramý yatýyordu. 18 Ekim 1938günü Naziler, Hitlerin emri üzer-ine Almanya'da yaþayan yaklaþýk12 bin (sayý çeþitli kaynaklaragöre 17.000'e kadar çýkýyor)Polonyalý Yahudi'yi sýnýr dýþý etti.Sýnýr dýþý emri tek bir gecedeuygulanmýþ ve sýnýr dýþý edilen-lerin yanlarýnda birden fazla valizalmalarýna izin verilmemiþti.Geride kalan tüm mallarýna iseNaziler el koydu.

Bu sýnýr dýþý edilenlerin4.000'inin Polonya'ya girmesineizin verildi, ancak yaklaþýk 8.000kadarýna izin verilmedi.Polonya'ya sokulmayanYahudiler, çaresizlik içinde ikisýnýr arasýnda sýkýþýp kaldý ve bunedenle çocuklar ve yaþlýlarbaþta olmak üzere, çok sayýdaYahudi hastalýk ve açlýknedeniyle yaþamlarýný yitirdi. Butrajediyi yaþayanlarýn arasýndakendi ailesinin de bulunduðunuöðrenen, Paris'te yaþamakta olan17 yaþýndaki Herschel Grynszpan,Paris'teki Alman büyükelçiliðinibasarak, karþýsýna çýkan ilk kiþiolan Konsolos Yardýmcýsý Ernstvon Rath'ý vurdu. Bu tekil saldýrý,Hitler ve sað kolu olanGoebbels'e, Yahudilere karþý kin-lerini kusmalarý için bir fýrsatyarattý. Goebbels, bu saldýrýnýnplanlanarak düzenlenmiþ olan birYahudi komplosu olduðunu ilerisürerek, Alman ýrkýnýn bununöcünü almasý gerektiðine dairpropaganda yürüttü.

Yahudilere karþý yürütülençeþitli saldýrýlarý öven Naziler,parti olarak Yahudilere karþýsaldýrý gerçekleþmesi halindemüdahale etmeyeceklerini açýk-ladý. Nazi ajanlarýnýn da halkýkýþkýrtmasý sonucu, 1938 yýlýnýn 9

Kasým gecesi Almanya'da organ-ize kanlý saldýrýlar baþladý ve 10Kasým günü ülkenin her yerineyayýldý. Polis ve itfaiye olaylaramüdahale etmedi. Saldýrýlar yeryer 13 Kasým'a kadar sürdü.Olaylar sýrasýnda Alman polisiseyirci kalýrken, saldýrý vecinayetlere Nazi paramiliter genç-lik gruplarý ve SS'ler de katýldý.

Kristallnacht ile birlikte Nazilertasarladýklarý tüm hedeflereulaþmýþ oldu: Savaþa hazýrlýkolarak gerekli askeri hazýrlýklariçin ihtiyaç duyulan paranýn eldeedilmesi için Yahudilerin mallarý-na el konulmasý; Yahudilerin birbirinden ayrýlarak, izole edilmesi;o güne kadar sürdürülen ayrýmcýantisemit propaganda veyasalarýn, fiziki saldýrýlaradönüþtürülerek sürdürülmesi.

9 Kasým gecesi baþlayanpogrom sýrasýnda, SS lideriReinhard Heydrich'in raporunagöre, 91 Yahudi öldürüldü, bin-lercesi aðýr yaralandý, yaklaþýk25.000'i tutuklanarak toplamakamplarýna sürüldü. Yahudilereait 7.500 civarýnda iþ yeri yaðma-landý ve saldýrýya uðradý, 267 sin-agog yakýldý (bazý kaynaklarsaldýrýya uðrayan sinagog sayýsýný2.000 olarak veriyor), 177'sibütünüyle yýkýldý ve çok sayýdaYahudi mezarý da tahrip edildi.Saldýrýlar Almanya'nýn yaný sýraAvusturya ve Nazilerin denetimialtýndaki diðer bölgelerde degerçekleþti.

Kristallnacht, ülkedeki varlýklarýRoma Ýmparatorluðuna kadardayanan Yahudilere karþýyürütülen sistematik birsoykýrýmýn ilk adýmlarý oldu.

66 mmiillyyoonn iinnssaann......Naziler, 1945 yýlýna kadar

Avrupa'nýn tümünde 6 milyoninsaný sistematik bir þekildeiþkence edip öldürdü. Öldürülen-lerin büyük bir kýsmý Yahudi'ydi(yaklaþýk 2,7 milyon), ancakNaziler sadece Yahudileriöldürmedi. Aralarýnda Sinti veRomanlarýn da bulunduðu 500bin insaný da sistematik bir þek-ilde yok etti.

Bunlara daha sonra muhalifsiyasetçiler, eþcinseller, sakatlarve komünistler de eklendi.Almanya, bu tarihi unutulmamasýve geçmiþin gençlere aktarýlmasýamacýyla, 1996 yýlýndan baþla-yarak, 27 Ocak gününü "YahudiSoykýrýmýný Anma Günü", yani"Holokost" günü ilan etti.

9 Kasým 1938

70. yýlýnda Holokost'u anmak

YYaahhuuddiilleerree kkaarrþþýý yyaappttýýrrýýmmllaarr NNaazziilleerriinn ççýýkkaarrddýýððýý ddeerrsslleerr

Page 6: Sosyalist İşçi 340

6 sosyalist iþçi sayý: 340

Obama'nýn ABD baþkanlýk seçi-mini kazanarak, tarihte ilk siyahbaþkan olacak olmasý kuþkusuztarihi bir öneme sahip. Obamasadece ABD tarihinin ilk Afro-Amerikan siyah baþkaný olmaklakalmadý, ayný zamanda kampa-nyasý boyunca en büyük kala-balýklarý meydanlara çekerek,küskün Amerikan seçmenleri vegençleri de peþinden sürükley-erek, toplumsal deðiþimkonusunda yeni umutlar ve bek-lentiler yarattý.

Bush'un politikalarýndan utançduyan, finans sermayeninkrizinin faturasýný ödemekzorunda kalan, savaþlara hayýrdiyen, gelir eþitsizliði ve yoksul-luða isyan eden milyonlarObama'yý destekledi. Ancak, budestek sadece Bush karþýtlýðýetrafýnda þekillenmedi. Milyonlarayný þekilde Demokrat Parti'nineski tarz siyaset anlayýþýna karþýda Obama'nýn yanýnda yer aldý.Obama seçim kampanyasýsýrasýnda toplumsal hareketlerintüm araçlarýný kullanýrken, kendikampanyasýný da böyle birtoplumsal hareket olarak taným-ladý. Þimdi ise artýk retoriðinyerini gerçekler almak zorunda.

Nasýl bir dünyadabaþkanlýk edecek?

Obama, 1932 yýlýnda BaþkanFranklin Roosevelt'ten bu yana(Büyük Bunalým'ýn ve ulus-lararasý finans sistemininçöküþünün gerçekleþtiði yýllar)gerek Amerikan finans dünyasý,gerekse Amerikan iþçi sýnýfýaçýsýndan, ABD tarihinin en kötükoþullarýnda baþkanlýðý devrala-cak.

Sandýk baþýndaki seçmenlerleyapýlan sayýsýz kamuoyu yokla-masýnda görüldüðü gibi,ekonomik sorunlar seçmenleraçýsýndan bir numaralý konuydu.

ABD'de geçtiðimiz yýl yazaylarýnda konut kredilerindesorunlarla baþlayarak, giderekWall Street'te finans krizine veoradan da küresel bir krizedönüþen geliþmeler, daha þimdi-den onlarca bankanýn batmasýna,bazý ülkelerin ulusal ekonomi-lerinin sarsýlmasýna ve milyonlar-ca kiþinin iþsiz kalarak, yoksul-laþmasýna yol açtý. Krizin kýsasürede çözümü ise olanaklýgörünmüyor.

Öte yandan, Bush yönetiminin"teröre karþý savaþ" doktriniyleABD'nin dünyadaki zayýflayanekonomik nüfuzunun, militaristaraçlarla pekiþtirilmesi politikasý,ABD'yi iki savaþ bataklýðýna itti.Irak ve Afganistan savaþlarý,(petrol ve silah þirketleri baþtaolmak üzere) ABD egemensýnýflarýnýn elit bir kesimine yararsaðlarken, bu savaþlarýn ortayaçýkardýðý maliyetler, gerek sözkonusu ülkelerin halklarý,gerekse ABD'deki vergi mükellefiyoksullara ödetiliyor.

Tüm bu sorunlarýn yaný sýrabaþta küresel ýsýnma olmaküzere, bir dizi diðer acil sorun dayine Bush yönetiminin tek taraflý,sermayeden yana tutumunedeniyle çözümsüz kaldý. Obama çözüm getirebilir mi?

Obama'nýn seçim kapmayasýsýrasýndaki konuþmalarý ve vaat-lerine yakýndan bakýldýðýnda,umutlar ve seçmenlerin beklenti-

leriyle, ayaðý yere basan, ýlýmlýpolitikasý arasýnda büyük birmesafe olduðu görülüyor.

Obama, her ne kadar gençleriaktivist bir ruhla sokaða dökmeyibaþarabildiyse de, sonuç olarakmerkezde yer alan bir siyasetçi.Kampanyasý sýrasýnda muazzammiktarlarda, yaklaþýk 650 milyondolar civarýnda para harcandý.Sendikalarýn yaptýðý baðýþlarýnyüzde 93'ü Demokrat Parti'ye(DP) gidiyor. Ancak bu destek,DP'nin kampanya gelirlerininancak yüzde 14'ünü saðlýyor.Gelirin yüzde 67'si ise sermayeþirketlerinin baðýþlarýndan geliy-or. Dolayýsýyla DP politikalarýüzerinde bu kesimlerin etkisibüyük.

Nitekim büyük sermaye þirket-lerinden baðýþlar geldikçe,Obama'nýn retoriði ve vaat ettiðipolitikalarda da deðiþim gözlen-di. Obama, kampanyasý sýrasýnda"radikal" tutumuna karþý serteleþtiriler aldý. Hatta kendisinin"sosyalist" olduðu bile söylendi.Oysa Wall Street Journalgazetesinin de ifade ettiði gibi,ortaya konan siyasi çerçeveAmerikan standartlarýnda"radikal" bir merkez-sol poli-tikaydý.

Obama, ülkedeki refahýn yok-sullarý da kapsayacak þekildeyeniden paylaþýlmasýna yönelikradikal çözümler önermiyor.Bush yönetiminin mali sektöreaktarmak istediði 700 milyardolarlýk destek paketi, Amerikantarihinin tek kalemde en büyükrefah aktarýmý olacak. Bunun

bedelini ise (sosyal güvenlik veeðitim gibi kamu harcamalarýn-daki kesintilerle) yoksul vergimükellefleri ödeyecek

Öte yandan bugün ABD'de ortasýnýflar üzerindeki en büyüktehdit, konut kredilerini ödeye-memekten dolayý karþý karþýyakaldýklarý icralar. Þayet bu dur-durulamazsa, milyonlarca ortasýnýf Amerikalý daha yoksullaþa-cak. Obama'nýn büyük þirketlerindesteklenmesi yerine, istihdamýgüvence altýna alan, uzun vadeliteþvik programlarýný uygulayýp,uygulanmayacaðý önemli. OysaObama'nýn ekonomi ekibi, Ocakayýndan bu yana 2,5 milyonAmerikalý iþini yitirmesine rað-men, bu tür destek ve program-lar yönünde pozitif iþaretler ver-mediði gibi, yeni yönetimin elin-deki olanaklar da son derecesýnýrlý.

Ayný "reel" politik yaklaþýmlar,Obama'nýn dýþ politikasýnda dagözlemleniyor. Kampanyalarsýrasýnda "deneyimsiz" olmasýnedeniyle eleþtirilen Obama,etrafýný kendilerini ABD'ninemperyalist çýkarlarýna adamýþolan bir dizi eski bakan, CIA þefi,general ve akademisyenle kuþat-tý. ABD'nin dýþ politikasýndakitemel faktörlerin deðiþmesinibeklemek fazla hayalperestlikolur.

Ýklim sorununa iliþkin yak-laþýmda Obama, kampanyaboyunca McCain'den çok dahaparlak bir figür çizmedi. Örneðinher iki aday da yakýt olarak"temiz" kömürden bahsediyordu.

ABD'de 600 kadar yakýt olarakkömür kullanan enerji santralýolduðu ve ABD'nin enerji ihtiy-acýnýn yüzde 50'sinden fazlasýnýkarþýladýðý düþünülürse, bu yak-laþýmýn ciddiyeti ortaya çýkar.Obama aktivistlerin beklediðioranda radikal adýmlar atmaya-cak olsa da, seçim kampanyasýsýrasýnda Kyoto Sözleþmesi'niimzalama vaadinde bulunarak,bu konuda Bush'tan görece dahaileri bir tutuma sahip olduðununiþaretini verdi.

Sola kayýþ ve olanaklarObama, 1964 yýlýndan bu yana

en yüksek oyla seçilen baþkanoldu. Buna raðmen vaatlerin yer-ine getirilmesi ve kitlelerin bek-lentilerinin karþýlanmasý,Obama'nýn iyi niyetine baðlýdeðil. Bugünkü düzeni sermayealeyhine zorlayan her türlü adýmObama'nýn etrafýný sarmýþ olan

lobiler ve muhafazakâr kadrolartarafýndan engellenmeye çalýþýla-caktýr. Bu durumdan tek çýkýþyolu, Obama'ya destek verenAmerikan halký ve iþçi sýnýfýnýntaleplerinin arkasýnda durmasýolacaktýr.

ABD solu açýsýndan merkezisoru, Amerikalýlar arasýndaortaya çýkan muazzam beklen-tiyle organik bir iliþki kurup,kuramayacaklarýdýr. Sol,Obama'nýn vaatlerini yerinegetirmesi için gerekli olan tabanadayalý kitle hareketinin birparçasý olmanýn yaný sýra, aynýzamanda küresel sermaye yanlýsýpolitikalara karþý da muhalefetinodaðý olmak durumunda.Obama'nýn seçimi, sol, iþçi sýnýfý,savaþ karþýtý hareket ve siyahlariçin kendi gündemlerini ortayakoyabilecekleri oldukça elveriþlibir zemin yarattý. Yeni olanaklartarihsel bir önem taþýyor.

Obama deðiþimin adresi mi?

“Vaatlerin yerine getirilmesi ve kitlelerin beklentilerinin karþýlanmasý, Obama'nýn iyiniyetine baðlý deðil. Bugünkü düzeni sermaye aleyhine zorlayan her türlü adýmObama'nýn etrafýný sarmýþ olan lobiler ve muhafazakâr kadrolar tarafýndan engellen-meye çalýþýlacaktýr. Bu durumdan tek çýkýþ yolu, Obama'ya destek veren Amerikanhalký ve iþçi sýnýfýnýn taleplerinin arkasýnda durmasýdýr.”

Page 7: Sosyalist İşçi 340

sayý: 340 sosyalist iþçi 7

Obama'yaoy verenler

Seçmenlerin yaklaþýkyüzde 50'si, McCainseçildiðinde Bush'unpolitikalarýný sürdüre-ceðine inandýðýný belir-tirken, bu þekilde düþü-nen seçmenlerin yüzde90'ý Obama'ya oy verdi.Dolayýsýyla Obama'nýnseçilmesinde, Bush'unmilitarist ve tek taraflýdýþ politikasý,ekonomik felaketgetiren politikalarýbüyük rol oynadýdenilebilir.

GGeennççlleerriinn ooyyllaarrýýObama'nýn en çarpýcý

yaný, DemokratParti'nin gelenekselseçim tabanýnýnötesinde bir potansiyelyaratmýþ olmasý. Özel-likle de gençler arasýn-daki popülaritesi çokçarpýcý.

Toplumda radikaldeðiþimden yana olangençler baþta olmaküzere, siyahlarýnneredeyse tümü, azýn-lýklar ve yoksul kesim-ler Obama'yý destekle-di.

Obama, siyahlarýnyüzde 95'inin oylarýnýalmayý baþardý. 18-29yaþ gruplarý arasýndakiseçmenlerin yüzde 66'sýve ilk kez oy verenlerinyüzde 68'i Obama'yýdestekledi. Latinler dedaha önce gelenekselolarakCumhuriyetçileridesteklerken, bu kezyüzde 66 ile Obama'yaoy verdi.

CCEEOO’’llaarr ddaaOObbaammaa ddeeddii

Þirket yöneticilerininObama'ya oy ver-mediði ise aþikâr.Seçimlerden önce,Ekim ayýnda ABD'de751 CEO arasýndayapýlan bir kamuoyuaraþtýrmasý, þirketyöneticilerinin yüzde74'ünün Obama'nýnpolitikalarýnýnsonuçlarýndan kork-tuðunu, McCain'eiliþkin endiþelenenlerinoranýnýn ise sadeceyüzde 19 olduðunugösteriyor.

Obama'nýn dýþ politikasý, savaþve iþgal üzerine kurulu, milita-rizme dayanan bir politika olacak.Nitekim Obama seçim kampa-nyasý sýrasýnda Afganistan'dakiasker sayýsýnýn artýrýlmasý gerek-tiðinden bahsetti.

Sýký bir Ýsrail yanlýsý olan yardým-cýsý Biden'in yaný sýra, kadrosunailk atadýðý kiþi olan RahmEmanuel de ABD'de Siyonistlobinin önde gelen isimlerinden.

Obama kuþkusuz Bush'tan farklýolarak çok taraflý dýþ politikaya,ittifaklara ve uluslararasý anlaþ-malara daha yakýn duracak. Ancakbu yaklaþýmýn, ABD'nin çýkarlarý-na ters düþtüðü varsayýlan Ýran veVenezuela gibi ülkeler için geçerliolmasý zor. Dolayýsýyla ABD dýþpolitikasýnda önemli deðiþiklikler-den ziyade, nicel deðiþiklikler sözkonusu olacak.

Nitekim Obama, geri çekilmegerçekleþtikten sonra bile,Amerikan yanlýsý bir Irak hüküme-tinin varlýðýný sürdürmesi için onbinlerce ABD askerini Irak'tabýrakmak istiyor. Bununkarþýlýðýnda, Irak'tan çekilen asker-ler ve mühimmatý ise, ABD'ninAfganistan'daki varlýðýnýgüçlendirmek üzere sevk etmeyiplanlýyor. Yani Irak'tan kýsmi geriçekiliþ, ABD'nin savaþlarýnýnmaliyetini azaltmak yerine, belkide artýracak bile. Obama,Afganistan'ý "teröre karþý savaþ"için "gerçek cephe" olarak görüyor.

Obama dýþ politikadaVenezuela'ya karþý þahin bir tutumalýrken, Siyonist Ýsrail devletinindesteklenmesinde Bush'un da

saðýnda yer alan bir tutuma sahip. Avrupalýlarýn Obama'ya yönelik

büyük beklentileri söz konusu,ancak bu konuda büyük düþ kýrýk-lýðý yaþayabilirler.

Zira içinde olduðumuz küreselkriz, devlet müdahaleleri veekonomik korumacýlýk gibi neolib-

eralizmin anti-tezlerini yenidengüncelleþtirdi. Bu durumdan"serbest piyasa" ideolojisi büyükyara aldý. Dolayýsýyla önümüzdekidönemde küresel düzeydeekonomik rekabetin çok daha sertgeçmesi olasý ve bu da ABD ileAvrupa'nýn arasýnda ciddi gergin-

liklere yol açma potansiyelinitaþýyor.

Avrupa'nýn ABD'yeAfganistan'da yeteri kadar askeridestek vermemesi de diðer birgerginlik konusu olarak ortadaduruyor.

LLeevveenntt ÞÞEENNSSEEVVEERR

Barack Hüseyin Obama,Afrikalý siyah bir adamýn vebeyaz bir kadýnýn çocuðu, yarýsýEndonezyalý bir kýz kardeþesahip, Çin kökenli kayýnbiraderive yeðeni bulunan bir baþkan.

Daha henüz 50 yýl önce ABD'desiyahlarýn seçimlere katýlmasý veoy vermeleri yasak olduðu vesiyahlarýn apartheid tarzýyasalara tabi olduðu olgusu gözönüne alýndýðýnda, ailesindeböylesine farklý etnik özellikleritaþýyan Obama'nýn seçilmesininne kadar anlamlý olduðunu gös-teriyor.

Son seçim kampanyasý, ABD'deson yýllarda yürütülen en ýrkçý vepis seçim kampanyalarýndan birioldu. Obama sýk sýk ýrkçýsaldýrýlarla karþýlaþtý. KendisiHýristiyan olmasýna raðmen,kasýtlý olarak Müslüman olarakgösterilmeye çalýþýldý. Obama'nýngizli bir Müslüman olduðu ileri

sürüldü. Seçim boyunca "Obama"ve "Müslüman" kelimelerininayný cümle içinde geçmediði tekbir gün bile olmadý.

Seçimden bir ay kadar önce,McCain'in önde gelen destekçi-lerinden biri, "Müslümanlar…bizi öldürecekler," diye açýklamayaptý. McCain'in kendisi deABD'yi "Hýristiyan bir devlet"olarak ve ABD'ye karþý yönelenterörü "Ýslamofaþizm" olaraktanýmladý.

Müslümanlar arasýnda yapýlanbir kamuoyu araþtýrmasý,Müslüman seçmenlerin yüzde89'unun Obama'ya oy verdiðiniortaya çýkardý.

ABD'de yaklaþýk 8 milyonMüslüman bulunuyor ve bu kes-imler daha önceki seçimlerde

geleneksel olarak muhafazakâr-larý desteklemekteydi. Müslümanseçmenler arasýnda budeðiþimde, 2004 yýlýndan itibarenIrak'taki savaþ, Müslüman tutsaklara iþkenceler ve Guantanamogibi olgular etkili oldu.

VVaahhiimm ttaabblloo::Afro-Amerikalýlarýn yüzde

42'si iþ yerlerinde ýrkçý ayrým-cýlýða uðruyor,

Ülkede yüksek okullardaokuyan siyahlardan çok, hapisteyatan siyah nüfusa sahip,

Siyah Amerikalýlarýn yaklaþýkdörtte biri yoksulluk sýnýrýnýnaltýnda yaþýyor,

Ülkede 900'den fazla "nefretedayalý" faaliyet gösteren aktifgrup bulunuyor.

ABD'nin ýrkçý yüzü

OObbaammaa hheerr nnee kkaaddaarr ttoopplluummssaall ddeeððiiþþiimmyyöönnüünnddee yyeennii uummuuttllaarr yyaarraattttýýyyssaa ddaa,,AAmmeerriikkaann mmuuhhaaffaazzaakkâârrllýýððýý ggüüççllüü oollaarraakk yyooll-uunnaa ddeevvaamm eeddiiyyoorr.. BBuusshh''uunn yyüürrüüttttüüððüü iikkiissaavvaaþþýýnn oorrttaayyaa ççýýkkaarrddýýððýý yyýýkkýýmm vvee 11993300''llaarrddaannbbuu yyaannaa AABBDD ttaarriihhiinniinn eenn ddeerriinn kkrriizziinnee rraaðð-mmeenn,, sseeççmmeennlleerriinn yyüüzzddee 4466''ssýýnnýýnn bbuu dduurruumm-ddaann ddooððrruuddaann ssoorruummlluu CCuummhhuurriiyyeettççiilleerree ooyyvveerrmmiiþþ oollmmaassýý,, üüllkkeeddeekkii mmuuhhaaffaazzaakkâârrddaammaarrýýnn nnee kkaaddaarr ggüüççllüü oolldduuððuunnuu ggöösstteerriiyy-oorr..

BBuunnuunn eenn iiyyii ggöösstteerrggeessii,, ffeeddeerraall sseeççiimmlleerrddeenn

zziiyyaaddee,, eeyyaalleettlleerr ddüüzzeeyyiinnddee yyüürrüüttüülleenn ççeeþþiittlliiyyaassaall ddüüzzeennlleemmeelleerr.. NNiitteekkiimm KKaalliiffoorrnniiyyaa''ddaaeeþþcciinnsseell eevvlliilliikklleerriinniinn yyaassaa ddýýþþýý kkaabbuull eeddiillmmee-ssiinnee ddaaiirr ooyyllaammaa,, eeþþcciinnsseell hhaarreekkeettiinn bbüüyyüükkkkiittlleesseell mmüüccaaddeelleessiinnee rraaððmmeenn,, mmuuhhaaffaazzaakkâârr-llaarrýýnn zzaaffeerriiyyllee ssoonnuuççllaannddýý.. OOyyllaammaaddaa yyüüzzddee4488''ee kkaarrþþýý yyüüzzddee 5522''yyllee eeþþcciinnsseell eevvlliilliikklleerr yyaassaaddýýþþýý kkaabbuull eeddiillddii.. BBeennzzeerrii ggeerrii aaddýýmmllaarrAArriizzoonnaa vvee FFlloorriiddaa''ddaa ggeerrççeekklleeþþttii.. YYaallnnýýzzKKaalliiffoorrnniiyyaa''ddaa yyaakkllaaþþýýkk 2222..000000 eeþþcciinnsseell eevvlliilliikkssöözz kkoonnuussuu vvee yyeennii yyaassaall ddüüzzeennlleemmeeyyllee bbiirr-lliikkttee bbuu eevvlliilliikklleerriinn ssttaattüüssüü bbeelliirrssiizz.. GGüünneeyyDDaakkoottaa''ddaa kküürrttaajjýý nneerreeddeeyyssee bbüüttüünnüüyylleeyyaassaakkllaammaayyýý hheeddeefflleeyyeenn sseeççiimmddee iissee,,mmuuhhaaffaazzaakkâârrllaarr yyeenniillggiiyyee uuððrraaddýý..

TTüümm bbuu oollgguullaarr,, OObbaammaa''nnýýnn vvee ddeeððiiþþiimmddeennyyaannaa oollaann ttoopplluummssaall ggüüççlleerriinn iiþþiinniinn nnee kkaaddaarrzzoorr oolldduuððuunnuu ggöösstteerriiyyoorr..

MMuuhhaaffaazzaakkâârrAAmmeerriikkaa yyookk oollmmaaddýý

BBuusshh’’uunn aarrddýýnnddaann ssaavvaaþþ ppoolliittiikkaallaarrýý

Page 8: Sosyalist İşçi 340

8 sosyalist iþçi sayý: 340

sosyalist isci

DSiP’eüye ol!

Darbeye karþýysan,Kürt sorununda

demokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek istiy-orsaan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan

ssoossyyaalliisstt iisscciiSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii hheerr hhaaffttaa ssaavvaaþþaa,, ddaarrbbeelleerree,, ýýrrkkççýýllýýððaa vvee mmiilllliiyyeettççiilliiððee,,yyeennii lliibbeerraalliizzmmee,, cciinnssiiyyeettççiilliiððee vvee hhoommooffoobbiiyyee kkaarrþþýý ddeevvrriimmccii,,aannttiikkaappiittaalliisstt bbiirr yyaayyýýnn yyaappýýyyoorr.. OOnnaa oommuuzz vveerreebbiilliirrssiinniizz..AAbboonnee oolluunn,, ddaaððýýttýýmmccýýllaarrýýmmýýzz ssiizzee hheerr hhaaffttaa ggaazzeetteenniizzii iilleettssiinnlleerr yyaa ddaappoossttaa iillee yyoollllaayyaallýýmm.. 55 ssaayyýý 55 YYTTLL..

i n t e r n e t barisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orgmahalledenmeclise.orghranticinadaleticin.comtuzladaolumlereson.blogspot.com70milyonadim.orgdtpkapatilamaz.blogspot.com

DDooððaann TTAARRKKAANN

KESK ve DÝSK, 29 Kasým’da Anka-ra’da eylem yapacak. Daha þimdidenbüyük olacaðý belli olan bu eylemeDSÝP, Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu, BAK pankartý ile katýlacak.Küresel Eylem Grubu (KEG) veIrkçýlýða ve Milliyetçiliðe DurDe kam-panlarý da ayný kararý.

Sendikalar bu mitingi yeni bütçe içinyapýyorlar. Sosya harcamalara aðýrlýkveren bir bütçe isteniyor. Çok haklý birtalep. Ancak, 29 Kasým ayný zamandayaklaþan krize karþý da güçlü birbaþlangýç olacak.

Krizin Türkiye’yi vurmayacaðý iddiasýbütünüyle uydurma. Sermaye vehükümeti bu söylemle paniðin þimdi-den baþlamasýný engellemeye çalýþýyor.Oysa krizin ilk belirtileri ortaya çýk-maya baþladý bile. Fabrikalar kapanýyor(Bursa’da Sönmez kapandý), bir çokfabrika iþçilerine zorunlu izin veriyor,birçok fabrika üretimi azaltýyor vedolayýsýyla iþçi çýkarýyor.

Dünyada ise mali kriz sürüyor. Son ikihaftada borsalarý sarsacak ölçüdebüyük banka batýþlarý olmadý, ama birçok küçük banka hükümetler tarafýn-dan kamulaþtýrýlarak kurtarýldý.Hükümetler artýk ABD yönetimininLehman Brothers bankasýnýn batýþýnaizin veren “sorunlarý piyasa çözer”ankayýþýný bütünüyle terk etti. Þimdisermayenin bütün savunucularý devletmüdahalesinin önemini ve gerekliliðinianlatýyorlar.

Bu arada bir baþka süreç hýzla iþliyor.Amerika Birleþik Devletleri ve Ýngilte-re’nin yaný sýra bir dizi geliþmiþ kapital-ist ülkede ekonomi yavaþlýyor. Buekonomik yavaþlamanýn hýzla daha dayayýlmasý ve derinleþmesi an meselesi.

Bu arada Batý Avrupa ve KuzeyAmerika’da þirketlerin kârlarýnýn 2009yýlýnda yüzde 40’a yakýn düþmesi bek-lenmekte. Ayný þekilde IMF ve DünyaBankasý 2009 yýlýnda küresel geliþmeninyüzde 30-40 arasýnda düþeceðini iddiaediyorlar. IMF ve Dünya Bankasý böyledüþünüyorsa bu düþüþün daha da fazlaolmasý daha büyük bir olasýlýk.

Kýsacasý küresel kriz bütün þiddetiylegeliyor. Kapitalistler belki krizi çokkýsabir süre daha durdurabilirler, yeni birbalon daha oluþturabilirler ama enindesonunda o balon da patlayacak vedünya derin bir krize girecek.

Kriz kapýya dayandýðýnda iþçiler veemekçiler arasýnda artan enflasyona,iþçi haklarýna dönük saldýrýlara karþý biröfke olacak. Eðer bu öfke þimdidensokaða çýkmaya baþlar ve mücadelebayraðýný yükseltirse, krizin sertvuruþlarý karþýsýnda daha sert bir karþýkoyuþ örgütlenebilir. Aksi takdirde,

eðer kriz kapýya dayanmadan eylemlerbaþlamazsa, krizin derinleþmesi ile bir-likte emekçiler kollektif mücadeleyetenekllerini kaybederek bireyselolarak kendilerini kurtarmaya çalýþa-caklar ve sermaye sýnýfý karþýsýnda tektek yenileceklerdir.

Ýþte bu nedenle 29 Kasým eylemi çokönemli. Krizin tam anlamý ile kapýdaolduðu bugünlerde emekçilerinharekete geçmesi, kollektif mücadeleninortaya çýkmasý ve emekçilerin uzun biraradan sonra yeniden güçlü bir biçimdesokaða çýkmasý ilerisi için umut vericiolacak.

29 Kasým’da baþlayan süreç 29Kasým’dan sonra da sürmeli. KESKAralýk ayýnýn son günlerinde emekçilerieyleme çaðýrýyor. Bu, eylemlerin Ocakayýnda ve sonrasýnda da devam ede-ceðini gösteriyor. Yaklaþan yerel seçim-ler ise herþeyi daha da politize etmekte.

Zaten ekonomik durgunluk, iþçihareketini daima politize eder.Ekonomik durgunluða karþý ücretmücadelesi deðil haklarýn korunmasýiçin mücadele baþlar ve bu giderekmücadelenin düzeyine baðlý olarakdaha da politikleþir.

Ancak Türkiye solunda iki önemliyanlýþ eðilim günümüzü etkilemekte.

Bunlardan birincisi krizin otomatikolarak mücadeleyi beraberinde getire-

ceði ve bu mücadelenin devrimci ola-caðý inancý. Bu tamamen yanlýiYukarýda da deðinildiði gibi krize karþýmücadelenin olup olmayacaðý krizöncesindeki mücadele ve örgütlenmedüzeyine baðlý.

Örgütlenme sadece devrimci, sosyalistyapýlarýn olup olmamasý deðil aynýzamanda emekçilerin temel örgütlen-mesi olan sendikal hareketin duru-mudur. Eðer sendikal hareket geriduruyorsa, kriz öncesinde hareketegeçmemiþse emekçilerin krize karþýkollektif bir mücadele dalgasý oluþtur-masý kolay deðil ve hatta mümkündeðildir.

Nitekim 29 Kasým eylemine DÝSK yarýgönüllü girmektedir, Türk-Ýþ katýlma-maktadýr. Bu bir eksiklik ama ileridedurumun deðiþebileceðini, DÝSK’indaha yoðun bir biçimde krize karþýmücadeleye katýlabileceðini, Türk-Ýnsokaða çýkabileceðini, çýkmak zorundakalacaðýný düþünmek gerekir.

Bu noktada önemli olan sol sektertutumlarýn önlenmesidir. Dün olduðugibi bugün de Emek Platformu’nunoluþmasý büyük önem taþýmaktadýr.Ancak gene dün olduðu gibi bugün deEmek Platformu’nu daðýtacak eðilimlersol içeridinde var. Bunlara fýrsat ver-memek gerekiyor.

Karayalçýn ve CHP veyerel seçimler

Artýk her yerde seçim telaþý var. Büyük par-tiler kampanyaya baþladýlar bile. Sol da iseyoðun bir kulis, pazarlýk sürüyor. Ama ilkeli,geleceðe dönük bir çaba yok.

Bir önemli geliþme SHP Genel Baþkaný MuratKarayalçýn’ýn CHP’den aday olacaðýnýn ken-disi ve Deniz Baykal tarafýndan ilan edilme-sidir.

Karayalçýn Kürtlere karþý süren savaþta eli,nikana bulamýþ bir kiþilik ama yaný zamandadaha önce DEHAP ile birlikte seçimlerekatýlmýþ bir partiden geliyor. Bu ikili kim-liðinde þimdi birincisi, yani devletçi, milliyetçive hatta ýrkçý yaný öne çýkýyor.

CHP liderliði bugün Ergenekon davasýnýnavukatý olmanýn doðru olduðunu savunuyor.Baykal’ýn bu tutumuna partisinden bir itirazyok. En ufak bir itiraz bile yok. Yani CHP birbütün olarak bu konuda Baykal’ýn arkasýnda.

Ergenekon’u “sola karþý operasyon” olarakniteleyen ve dolayýsýyla Veli Küçük’ü veyaDoðu Perinçek’i solda kabul eden “solcular”de büyük olasýlýkla Karayalçýn’ý destekleye-ceklerdir.

Böyleleri için þimdi ki Ankara belediyebaþkaný bir gerekçe oluþturuyor. Gerçekten deAnkara Melih Gökçek’ten kurtulmalý. Þehrisoyan, içine otoyollar sokan, kirli nehirsuyunu musluklara veren biri Melih Gökçek.Ne var ki onun yerine Ergenekon savunan birpartinin adayýnýn gelmesi çözüm deðil.

DTP kapatýlmamalýAnayasa Mahkemesi’nin DTP’nin kapatýl-

masý davasýný görüþmesine az zaman kaldý.Devletin ve hükümetin tutumuna bakýlýrsaDTP kapatýlacak. Böylece Kürt illerinde bupartinin gücünün kýrýlmasý bekleniyor.

AKP bir süredir aslýnda kendisini Kürtillerinde zayýflatan bir politika izliyor. Ýzlenensavaþçý, kan dökülmesinden yana þahin politi-ka AKP’yi zayýflatýyor ama eðer DTP kapatýlýr-sa bu DTP’nin seçimlere ancak baðýmsýz aday-larla girmesine yol açacak. Belediye baþkanlýk-larý kazanýlabilse bile belediye meclislerindesorun oluþacak.

Ne var ki DTP’nin kapatýlmasý devletin desavaþ tercihi olacak. Barýþý reddeden, savaþtanyana bir tutum ise çözümsüzlüðü beraberindegetirecektir. Yani daha çokkan, daha çok tahri-bat olacaktýr.

Oysa Kürt sorununda bir çözüm var. Barýþýntercih edilmesi, Kürtlerin kimliklerinin koþul-suz tanýnmasý savaþý durdurabilecek biradýmdýr ve bu adýmý devlet ve onun adýnahükümet atmak zorundadýr. Toplum savaþtanbýktý. Bu duygu artýk asker cenazelerinde deortaya çýkýyor. Özellikle de Taraf gazetesininDaðlýca ve Aktütün operasyonlarýndan sonrayaptýðý yayýna TSK’dan doyurucu cevaplarýngelmemesi çocuklarý askerde olanlarýn tutum-larýnýn deðiþmesine yol açýyor. Artýk insanlar“oðlum feda olsun” demiyor fakat “niye” diyesoruyor.

DTP’nin kapatýlmasý ve savaþýn tercihedilmesi sadece kaçýnýlmaz sonun uzatýl-masýdýr. Kürtlerin kimliðinin koþulsuz tanýn-masý kaçýnýlmazdýr.

www.dsip.org www.sosyalistisci.org

29 Kasým Ankara eylemigüçlü bir baþlangýç olmalý

Page 9: Sosyalist İşçi 340

sayý: 340 sosyalist iþçi 9

Türk solunun geniþ kesimlerinde TürkSilahlý Kuvvetleri'ne duyulan gözyaþartýcý güven en özlü ifadesini ÝlhanSelçuk'ta bulur: "Nerede ordu sosyalistakýmýn yanýnda ise orada sosyalizmgerçekleþiyor, nerede karþýsýnda iseorada faþizm galip geliyor. Ordunun mil-liyetçi güçler safýnda yer alacaðýkonusunda tereddüde düþen sosyalistakým baþarýya ulaþamaz. Türkiye'demilli kurtuluþ savaþý geleneðinde birordu var." ("Devrim stratejisi üzerineaçýk oturum", Ant dergisi, sayý 56,23.01.1968).

Türkiye'de "ulusalcýlýk" diye birkavramýn icat edilmesine ihtiyaç duyul-muþ olmasý, zaten tüm diðer verilerdenbaðýmsýz olarak bir sorun olduðunungöstergesi: Solun bir kesimi has mil-liyetçilerden, has faþistlerden ve hasdarbecilerden kendini ayýrdedebilmekiçin Arapça kökenli bir kelime yerineeþanlamlý öztürkçe bir kelime uydurmakzorunda kaldý. Burada açýklanmasýgereken, gerçekte has milliyetçilerdenayýrdedilmesi imkansýz olan birhareketin varlýðý deðil, bu hareketinniye kendini has milliyetçilerdenayýrdetmek ihtiyacý hissettiði, niye ken-dini solcu zannettiði.

"Ordunun milliyetçi güçler safýnda yeralacaðý" makul bir düþüncedir. Ama"Ordunun milliyetçi güçler safýnda yeralacaðý konusunda tereddüde düþensosyalist akým baþarýya ulaþamaz"düþüncesini savunan bir kiþi, budüþüncesini niye "sosyalizm" baðlamýn-da savunabilmektedir, niye görüþlerinin"sosyalizm" çerçevesinde yer aldýðýnýdüþünebilmekte ve baþkalarýnca daonyýllarca "sosyalist" olarak algýlan-abilmektedir?

KKeemmaalliizzmm vvee SSttaalliinniizzmmKýsa cevabýn iki ayaðý var. Birincisi,

Kemalizm'in iþgalci güçlere karþý birKurtuluþ Savaþý vermek zorunda kaldýðýiçin zaman zaman anti-emperyalist birsöylem kullanmýþ olmasý ve solculuðuanti-kapitalizm olarak deðil anti-emperyalizmden ibaret olarak anlayan-larýn Kemalizm'i (ve dolayýsýyla kendi-lerini) solcu olarak deðerlendirebilmesi.

Ýkincisi, Sovyetler Birliði'nde Stalindöneminde Marksizm'in milliyetçiliðiiçeren bir þekilde yeniden tanýmlan-masýyla birlikte, dünyaya sýnýfsal deðilulusal gözlüklerle bakanlarýn, yanisosyalizmi anti-kapitalizmdenarýndýrarak sadece anti-emperyalizmeindirgeyenlerin de solcu olarak kabuledilebilir hale gelmesi.

Anti-emperyalizmi Mustafa Kemal'den,Marksizm'i de Stalin Rusya'sýndan öðre-nen bir solun, Kemalizm ile Marksizm'ine denli kolaylýkla bir araya getirdiðinigörmek zor deðil.

Örneðin, Mihri Belli Marksizm'e nasýlvardýðýný þöyle anlatýr: "MustafaKemal'in Kurtuluþ Savaþý'nýn baþýnageçmek üzere Samsun'a çýkýþýnýn tarihiolan 19 Mayýs'ýn Gençlik Bayramý olarakilk kutlanýþý 1935 yýlýnda oldu. Okullarve spor kulüpleri Ýstanbul'daFenerbahçe Stadyumu'nda toplandýlar.Geçit merasimi orada yapýlacaktý. Kolejjimnastik takýmý olarak biz de oraday-dýk. Kol baþýnda ben vardým ve kocamanbir Türk bayraðý taþýyordum... Geçit

resminde bizim yerimiz gerilerdeydi.Geldiler, 'Bayraðýn baþta geçmesi gerek,bayraðý ver' dediler. 'Bayraðý vermem...Bayraðý biz taþýrýz' dedim ve direndim...Sonunda... razý oldular. Evet o ilk genç-lik bayramýnda ayyýldýzlý al bayraðý kolbaþýnda taþýyan ben oldum... O döne-min ulusal gururunu körükleyen slogan-lar, bizim duygularýmýzý da ifade ediyor-du. Okul arkadaþlarým için ayný þeyisöyleyemem ama o ulusal gurur beniderin bir anti emperyalist görüþevardýrdý. Oradan da Marksizme zaten biradým...".

Yine Mihri Belli 1999'da yayýnlanananýlarýnda þöyle der: "1968'de SBF'deverdiðim 'Türkiye'de karþýdevrim' konu-lu konferansta Kurtuluþ Savaþý ruhunabaðlýlýk anlamýnda 'Kemalistlik ileMarksizm arasýnda aþýlmaz duvar yok-tur... diye söze baþlamýþ[tým]... Tekrarediyorum: tutarlý bir Türk yurtseveri,bugünkü dünyada ve Türkiye gibi birtoplumda yurtseverliðine gölgedüþürmeyecekse mutlaka, er geççaðýmýzýn devrimci düþüncesini, yaniMarksizmi benimsemek zorundadýr".

Günümüzde de, Marksizm hâlâ "yurt-severlik", "anti-emperyalizm" ve"baðýmsýzlýk" kavramlarýyla iç içe.Rastgele seçersek, iþte ÖDP GenelBaþkan Yardýmcýsý Barýþ Ýnce: "Gerçekanti-emperyalizm ve yurtseverlik isesolun tarihsel damarlarýnda mevcuttur...68 kuþaðýnýn önderleri iddia edildiðigibi milliyetçi deðil anti emperyalisttir.Ýçsel bir olgu olan emperyalizme karþýsavaþýmda oligarþi diye nitelendirilengüçlerle tüm Türkiye halklarýnýn ortakmücadelesini savunmuþlardýr... Halkýnkendi kaderini tayin edemediði, ülkeyönetiminde hiçbir þekilde söz sahibiolamadýðý, siyasetin emperyalist sistemiçerisinde dizayn edildiði bir ortamdahangi demokrasiden söz edilebilir ki?Öyleyse bugün demokrat olmanýnkoþullarýndan birisi de baðýmsýzlýkçýantiemperyalist bir perspektife sahipolmaktýr".

Ýþte, TKP: "Türkiye Cumhuriyeti, 85 yýlönce baðýmsýzlýk, egemenlik, laiklik vehalk iradesine dayanma iddiasýyla yolaçýktý. Arkalarýna baðýmsýzlýk mücade-lesinin meþruiyetini alan Kemalistkadrolar, Türkiye Cumhuriyeti'ni ilanederek tarihsel bir sýçramaya imzaatmýþlardýr. Bu sýçramanýn kendisi de,baðýmsýzlýk, egemenlik, laiklik ve halkiradesine dayanma fikri de komünistleriçin bugün tarihsel deðerini fazlasýylakorumaktadýr".

GGeeççiirrggeenn bbiirr ççiizzggiiYukarýda Yakup Kadri Karaosmanoðlu

ve Ýlhan Selçuk'tan alýntýlar yaptým."Sol" hareketten söz ederken, sosyaldemokrasiyi dýþarýda býrakýp onunhemen solundan en sola kadar geniþ biryelpaze ele alýndýðýnda bile, bu iki ismindahil olup olmayacaðý tartýþma konusuedilebilir. Yakup Kadri'nin gençliðinde"bir ihtilalin baþýna geçmek ve halkkitlelerini bir rüzgârýn bir ormaný dalga-landýrýþý gibi harekete getirmek" iste-diðini bilen pek az olsa gerek. Ne var ki,ikisi de Türk solundaki ilginç ve önemlibir olguya iþaret eden bir özelliðe sahip.

Yakup Kadri 1930'larýn Kadro der-gisinin, Ýlhan Selçuk ise 1960'larýn Yöndergisinin önemli isimlerinden. Türk sol-

unun en etkin ve nüfuzlu üç dörtyayýnýndan ikisi olan bu dergiler, kendi-lerini aslen Kemalist olarak tanýmlayan-larla aslen sosyalist olarak tanýmlayan-larýn ortak bir düþünce platformunda nekadar kolay buluþtuklarýnýn, birlikte nekadar uyumlu çalýþtýklarýnýn ve iki gruparasýnda hiçbir düþünsel çalkantý yaþa-madan ne kadar sorunsuz geçiþ yapýla-bildiðinin eþsiz göstergeleri.

Kadro ekibinin kurucu üyesi ve ruhuolan Þevket Süreyya Aydemir'inMoskova'da Doðu Emekçileri KomünistÜniversitesi'nde okuduktan ve TKPmerkez komitesi üyeliði yaptýktan sonraKemalizm'in daha da seçkinci,merkeziyetçi, tepeden inmeci birsürümünün teorisyenliðini yapmasý;Vedat Nedim Tör'ün TKP GenelSekreterliði'ne kadar yükseldiktensonra Kadro'nun kurucu nüvesine dahilolmasý ve ardýndan Kemalist devletinkültür politikalarýnýn önemli bir ismiolmasý garip de deðil, tutarsýz da.

Yön dergisi ise, Kadro'dan çok dahakapsamlý bir biçimde Türk solunun engeniþ yelpazesini hiçbir temel çatýþmayaþanmadan bir araya getirebilmiþtir.Derginin kurucusu, yayýn yönetmeni vebaþyazarý Doðan Avcýoðlu'nun "Türkordusu ne Batýdaki örnekler gibi kiralan-mýþ askerlerle ne de gene bazý Batýülkelerinde olduðu gibi kumandakademelerinde sadece ve sadece belliasalet sýnýflarýndan harp okuluna alýn-mýþ, yetiþtirilmiþ insanlardan teþekkületmiþtir. Kýsacasý Türk ordusu halkýnordusudur, halk ordusudur. Ýlericiliði,Atatürkçülüðü buradan gelir"("Sosyalist Gerçekçilik", Yön, Sayý 39,sf. 20) sözlerine belki derginin tümyazarlarý ve Yön Bildirgesi'nin tüm imza-cýlarý katýlmýyordu, ama "sosyalizm,hürriyet düzeni içinde hýzla kalkýnmakisteyen memleketimiz için tek çýkaryoldur" görüþüne hepsinin katýldýðý,sosyalizmi hepsinin bir kalkýnma modeliolarak düþündüðü tahmin edilebilir.

Kýsacasý, Þevket Süreyya'ya ve DoðanAvcýoðlu'na itiraz edilmeyecekse, YakupKadri ve Ýlhan Selçuk'a da edilmemesigerekir. Bunlar, Türk solunun geniþ kes-imlerinde Kemalizm ile sosyalizmarasýndaki çizginin ne kadar silik vegeçirgen olduðunu simgeleyen isim-lerdir. Günümüz solunun bir çokörgütünün öncülleridirler.

Roni Margulies

Türk solunun milliyetçiliði""YYuurrttsseevveerr"" vvee ""uulluussaallccýý""::

AKP devlet partisi mi oldu?Tayyip Erdoðan'ýn "Tek bayrak, tek devlet, tek millet"

çýkýþý ve Kürt sorununda çözümsüzlüðü derinleþtirenaçýklamalarý, AKP'nin devlet partisi olduðu kanýsýnýgüçlendirdi! AKP bugünlerde devlet partisinedönüþtüyse, dün hangi haldeydi? Devlet partisi nedemektir? AKP'den baþka hangi partiler devlet parti-sidir?

AKP, 2002 seçimlerinde oy patlamasý yaparakhükümet partisi olduðundan beri, hakkýndaki söylentil-erden geçilmiyor. Bazen demokrasi mücadelesininneferi bazen de þahin bir parti.

AKP ikisi de deðil. Bu yüzden þaþýrmaya gerek yok.

2002 seçimleri, 2001 Þubat krizinin yarattýðý politikkrizin ürünü oldu. AKP, yeni kurulan bir parti olarak,Þubat krizinin sorumlusu olarak görülen DSP-MHP-ANAP hükümetinin çöküþünün yarattýðý boþluðudoldurdu. Bu üç parti milyonlarca insaný radikal birbiçimde yoksullaþtýran kriz kadar, 1999'dan 2002'yekadar siyasal ve toplumsal alanda yaþanan istikrarsý-zlýðýn, huzursuzluðun da sorumlusu olarak görüldü.Kriz, toplumda deðiþim isteðini güçlendirirken, budeðiþim isteðine yanýt verecek bir sol muhalefetin þekil-lenmemiþ olmasý, geleneksel partilerden farklý, yok-sullarla doðrudan iliþki içinde olan ve krizin sorumlu-larý arasýnda görülmediði için yeni bir alternatif olaraköne çýkan AKP'nin seçim sandýðýnda patlama yapmasý-na neden oldu.

Tek baþýna iktidar olabilen bir partinin özlemiyleyanýp kavrulan egemen sýnýf açýsýndan AKP çok önemlibir fýrsat oldu. Bütün bir 1990'lý yýllarý bölünmüþ birbiçimde geçiren, istikrarsýzlýk içinde debelenen, herseçimde yeni bir siyasi kriz hükümetiyle yüz yüzegelen ve bu yüzden küresel sermayeyle eklemlenmeadýmýný atamayan egemen sýnýf açýsýndan AKP, AvrupaBirliði programýný net bir biçimde savunduðu için debulunmaz bir fýrsat oldu.

2001 Þubat krizi, sadece ekonomik bir kriz, sadecetoplumsal kutuplaþmada keskin bir derinleþme olarakyaþanmadý. Alt ve orta sýnýflarla egemen sýnýf arasýnda-ki tüm baðlantýlarýn sarsýlmasýna neden oldu.

Büyük sermaye sahipleri, Türkiye'deki adýylaTÜSÝAD, egemenliðini pekiþtirmek için, ara sýnýflarýnve emekçi sýnýflarýn fikirlerine ikna olmasýna muhtaçtýr.Þubat krizi, yarattýðý aþýrý yoksullaþmayla, sayýsýz iþy-erinin arka arkaya kapanmasýyla, egemen sýnýf açýsýn-dan 12 Eylül 1980'den sonra en derin istikrarszýlýðýyarattý. Toplumun her kesiminde huzursuzluk vedeðiþim isteði hakim hale geldi.

AKP egemen sýnýflarla alt sýnýflar arasýndaki baðlantýkayýþlarýný teker teker onardý. Yeni bir umut olarakisrikrar saðladý. Bu yönde yaptýðý bütün hamlelerle ege-men sýnýfýn gözüne girdi. TÜSÝAD'ýn, yeni liberalizminkatýksýz egemenliði için ihtiyaç duyduðu sermayevaridemokrasi, Avrupa Birliði uyum paketleri olarak birdizi demokratik açýlým saðladý. Kýbrýs sorunundan Kürtsorununa kadar, sermaye sýnýfýnýn daha fazla istikrar veküresel sermayeyle eklemlemlenmek için kurtulmasýgereken aðýrlýklar AKP'nin çözüm paketinin öne çýkanparçalarý oldu.

Burada, devreye, silahlý kuvvetlerin baþýný çektiðidevlet bürokrasisi girdi. Egemen sýnýfýn istikrar yönün-deki adýmlarý, YÖK atamalarý, bürokrasi atamalarý,Kýbrýs gibi derin devletin arka bahçesinde yaþanangeliþmeler, Kürt sorununda savaþ ekonomisinin devpazarý ve savaþ ayrýcalýklarýnýn ortadan kalkmasý ihti-mali darbe giriþimlerine kadar uzanan hareketi baþlattý.

AKP'yi istikrar ortamýný güçlendirdiði içindestekleyen egemen sýnýf, çok açýk bir biçimde frenebastý. Dolayýsýyla AKP de frene bastý.

Bugün "Tek millet" diyen Tayyip Erdoðan, yarýn yine,"Kürt sorunu vardýr" diyerek devlet adýna özür dileye-bilir. Çözüm yönünde, burjuva sýnýfýnýn ufku kadar"geniþ" olan bakýþ açýsýyla giriþimlere baþlayabilir.Önemli olan aþaðýdan, sürekli olarak, somutdemokratikleþme talepleriyle basýnç yapmayý baþar-maktýr.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

"Ruhum imamsýz kalan cemaat gibi periþandý. Ne vakit ki, Anadolu yay-lalarýnýn ötesinden, O'nun [Mustafa Kemal'in] sesini duydum, nur ile ateþ,vecd ile humma arasýndaki farký o vakit bildim. Ancak bu millet mürþi-dinin emri altýndadýr ki, kýsýr bir ateþle beyhude yere yanýp tutuþmaktanve yýpratýcý ihtilaçlar içinde beyhude yere kývranýp durmaktan kurtuldum.Ruhum, hemen ilahî diyebileceðim bir nizam içine girdi. Eyvah, böyle birnizamdan mahrum kalmýþ serseri ruhlara!"”

YYaakkuupp KKaaddrrii KKaarraaoossmmaannooððlluu

Page 10: Sosyalist İşçi 340

10 sosyalist iþçi sayý: 340

EEllii HHaalliigguuaa

Sokak sanatýnýn bir kolu olangraffiti'nin uzantýsý kabuledilebilecek stensil, bir duvarresmi yapma yöntemi olarak kul-lanýlan, ayný zamanda reklam-larýn içeriðini bilinçli olarakçarpýtan, onlarý bozan, harapeden (ne kadar vandal deðilmi?…) bir yöntem olarak dayaþadýðýmýz mekanlardagörülmekte.

Estetik deðer taþýyan stensil-lerin yaný sýra, politik mesajlarýiçeren stensiller de mevcut. Gerçisanatý galeriden çýkarýp sokaðataþýmak da politik bir tavýrolarak kendini göstermekte.Stensilin en önemli özelliði bencehýzlý bir þekilde sonuca ulaþtýr-masý. Yapmak istediðiniz yazýla-mayý ya da resmi çok çabuk birsürede gerçekleþtirmenizmümkün.

SStteennssiill nnaassýýll yyaappýýllýýrr??Stensil yaparken herhangi bir

resim, karikatür veya fotoðrafýnyaný sýra kendi çizimlerinizi dekullanabilirsiniz. Önemli olanresmin siyah-beyaz olmasý.Resmin kaðýt çýkýþýndan(iste-diðiniz boyut) ya da asetat, metalya da þeffaf cilt kabýndan þablonhazýrlanabilir. Kesici bir aletlekesilerek þablon hazýrlanýr. Basitbir stensil yapmanýn maliyetinin

düþük olmasý herkesin yapa-bilmesine olanak saðlýyor.Kesilen þablonun üstüne spreyboyayý sýkýnca þablon aynenduvarda kendini gösteriyor."stensilci" belediyelerin 'çöpatmayýnýz' vb. þablonlarý bileteknik olarak size yardýmcý ola-bilir.

BBaannkkssyy vvee dduuvvaarrllaarrýýStensil deyince akla gelen en

ünlü isim ise Banksy'dir.Banksy'nin internet sitesindekimanifesto bölümünde þöyleyazar:

Çocukken tanrýya hergün yenibir bisiklet için dua ederdim.

Sonra tanrýnýn o þekilde çalýþ-madýðýný fark ettim; bir bisikletçaldým ve baðýþlamasý içiin duaetmeye baþladým.

EEmmoo PPhhiilliippssBanksy "gerilla artist" olarak

tanýnan bir sanatçýdýr. Çalýþ-malarýnda Mayýs 68 ayaklan-malarýndaki gibi estetik protestoanlayýþýnda savaþ karþýtý, çevreci,hayvan haklarýný savunan, kapi-talist sistemi ve tüketim çýlgýnlýðýeleþtiren mesajlar yeralýr.Kendisi, Ýsrail'de Betlahem'e,Filistin Duvarý'na, Chiapas'daZapatistalar'ýn kontrolündekibölgelere ziyarette bulunmuþ,imzasýný atmýþtýr.

Çeþitli muhalif savaþ karþýtý ve

çevreci gruplara afiþler ve poster-ler de hazýrlayan Banksy'niniþlerinden biri BrookynMüzesi'ne astýðý, elinde spreyboya ile "savaþa hayýr" duvaryazýsý önünde duran bir askerportresiydi. Bir diðer sanatmüzesi olan Metropolitan SanatMüzesini ise gaz maskesi takmýþbir kadýnýn küçük altýn çerçeveliportresi süsledi. Doðal TarihMüzesi'ne duvar içerisinde jetuçaðý kanatlarý, füzeler ve uyduanteni ile donatýlmýþ bir böcekbulunan cam bir muhafaza astý.

Londra'da bir otobanýn altýnaRodin'in düþünen adam heyke-linin kafasýnda trafik konisi bulu-nan bir taklidini yerleþtirdi. Aynýþekilde Mona Lisa gibi "dokunul-maz" eser/ikonlarý da deformeederek "dokunur" kýldý.

Kamu binalarýna þablonlaçizdiklerinden birinde ise ikipolis öpüþmekte, bir duvarda isebir Ýngiliz askeri tüfeðini býrak-mýþ duvara iþemekteydi..

Londra'da bir hayvanatbahçesinde fillerin bulunduðu biduvarda yazan ise: "dýþarý çýk-mak istiyorum. Burasý çok soðuk.Bakýcý kokuyor. Sýkýcý, sýkýcý,sýkýcý."

YYaassaakk vvee mmeettaallaaþþttýýrrmmaayyaakkaarrþþýý ddiirreenniiþþ

Banksy'nin resimleri bir ay öncegelen haberlere göre Kent Meclisi

Baþkaný Robert Davis kararýylasilinme tehlikesiyle karþý karþýya.Ama bir tehlike daha var:Kapitalizm.

Karþý olduðu sistemin metasý vemarkasý olarak eserleri, ismi, t-shirtleri, bardaklarý süslüyor.Markalaþmýþ isminden insanlartüketim çýlgýnlýðýna davet ediliy-or. Ki dahasý var. Eserleri duvar-lardan sökülüp 100 binlerce ster-line satýlmak üzere açýk arttýr-malara meze oluyor. Banksyþimdi karþý olduðu sisteminmetasý olmamak için mücadeleetmekle karþý karþýya.

Ekim sonunda Banksy'dengelen habere göre bir resmin

Banksy'ye ait olduðunun yetkilibir organizasyon tarafýndanonaylanmasý gerekiyor. Banksyde kimliðini gizli tuttuðu için buiþi Pest Control adlý bir þirketedevretmiþ. Pest Control, yakýndamüzayedeye konulacak beþ esereorjinal belgesi vermeyecekleriniaçýkladý. Artýk Banksy, aitolduðu yerden sökülen hiçbirsokak çalýþmasýna orijinal onayývermeyecek. Müzayede þirketi,Pest Control 'orijinal raporu ver-mese de' beþ Banksy'i satmayakararlý.

Bu durumda bize Banksy'yekolaylýklar dileyip duvarlarý,reklamlamlarý süslemek düþüyor.

Stensil ve Banksy

Ýsmi Türkçe'mize her ne kadar'Ýsyan' diye çevrilme ihtiyacýduyulmuþsa da, "Battle inSeattle" 1999 yýlýnda DünyaTicaret Örgütü'nün Seattle'dakitoplantýsýný kitlesel olarakprotesto eden binlerce insanýnhikayesi.

Binlerce insan ayrý davalaruðruna yan yana geldikleri buözel bir kaç günde büyük birkeþif yapmýþlardý, tek bir ortakdüþmana karþý berabermücadele baþarý getirebiliyordu.30 Kasým günü toplantýlarýnyapýlacaðý mekanlarýn yollarýnýkapatan gruplar, üç gün boyun-ca eylemlerine devam ederekþehri felce uðratmýþ vegörüþmeleri engellemiþ oldular.Bunu izleyen süreçte, gözaltýnaalýnan protestocularýn serbestbýrakýlmasý için devam eden

mücadele sonunda hepsi özgür-lüðüne kavuþmuþtu.

Film bu olaylar sýrasýnda birkaç karakteri takip ederekmümkün olduðu kadar geniþbir anlayýþa sahip olmayý hede-fliyor. Malum ne gördüðümüznereden baktýðýmýzla ilgilidir vene kadar çok insaný dinleye-bilirsek yaþananlar o kadaranlam kazanýr. Dolayýsýylaaslýnda bu boyutta binlercekiþinin katýldýðý, onlarca ayrýdünya görüþünün olduðu bireylemin 99 dakikada kurmacabir kopyasýný seyretmekle pekde yetinilemeyebilir. Örneðin enkalabalýk gruplar olan iþçisendikalarýnýn ihmal edildiðinipekala söyleyebiliriz. Bir deiçeriði her ne kadar muhalif olsada, filmde saldýrýya uðrayançokuluslu markalarýn isim-

lerinin hiç aðýza alýnmamasývar. Halbuki onlarýn isimlerinide biliyoruz, neden saldýrýyauðradýklarýný da.

Belki de bir filmin sýnýrlarýnýbilmekte fayda vardýr. Bibergazýnýn kokusu bir filmdeduyulmaz. Ama baþka birduygu ortaya çýkýyorsa, ben deorada olsaydým dedirtebiliyorsafilm bir iþe yaramýþ olabilir, kimbilir...

Orhan Göztepe

Dünya Ticaret Örgütü hala yerinde duruyor mu?

Battle in SEATTLE

Page 11: Sosyalist İşçi 340

sayý: 340 sosyalist iþçi 11

Türkiye’deki azýnlýklarý tasfiye giriþi-minin Rumlara ve diðer gayrimüslimlerekarþý büyük bir “linç” ve “yaðma”hareketinin gerçekleþtiði günün, 6-7 Eylül1955’in yýldönümüydü...

Karakedi Kültür Merkezi’ndeki toplantý-dan çýkmýþtým. Galatasaray Lisesi önün-deki protesto gösterisine katýlmak üzereyürüdüðüm yolda, yýllar öncesi gerçek-leþtirilen bu ‘derin operasyonun’ adetaizlerini sürercesine düþüncelere dalmýþilerliyordum. Birden elime tutuþturulanbildiri ve yükselen haykýrýþlarla yolüstünde bir maðaza önüne toplanankýzgýn topluluða takýldý gözüm.

Ellerinde dalgalandýrdýklarý, üzerindekocaman sarý harflerle ‘DERÝ-ÝÞ’ yazýlý,kýzýl bayraklarý ile Ýstiklal Caddesiüzerindeki DESA maðazasýnýn önündetoplanmýþlardý. “DESA iþçilerinin haklýmücadelesine destek ver!” çaðrýsýndabulunuyorlardý etraflarýnda biriken kala-balýða.

Elime tutuþturulan bildiriye göz attým.“DESA’da ücretler ‘asgari ücret’düzeyinde. Çok sýk fazla mesai yapýlmak-ta. Öyle bildiðiniz gibi 3-4 saat deðil,sabahlara kadar iþçiler çalýþtýrýlmakta.Hiçbir sosyal hak yok, yemekler kötü...

Beðenerek satýn aldýðýnýz ‘deri’ çanta,cüzdan ve montlarý üretenlerin çalýþmakoþullarýný belki bugüne dek hiç meraketmediniz. Nasýl bir emek verilerek, hangikoþullarda, o çok beðenerek satýnaldýðýnýz ürünler ortaya çýkmaktadýr?DESA, artýk derisinin kalitesi, yüksek fiy-atlarý, giydirdiði ünlüleri, reklama har-cadýðý paralarýn yanýnda, çalýþanlarýnsendika üyesi olmak istemesine raðmen,sendikalaþmalarýný engellemek için yap-týklarýyla da çok konuþulacak...”

* * *Evet yirmi birinci yüzyýlda, iþverenlerin

hâlâ iþçilerin en doðal, temel haklarýndanolan örgütlenme ve sendikalaþma hak-larýna karþý yürüttükleri zalimce tutumaçýkça kýnanmayý da, ürünlerini ‘boykot’etmeyi de çoktan hak ediyor elbette.Büyük çoðunluðu emekçi olan seçmen-lerin oylarýyla iktidara gelen hükümet-lerin, altýna imza attýklarý çeþitli ulus-lararasý sözleþmeleri de (mesela ÝLO)çiðneyerek bu tür zalimce uygulamalaraseyirci kalmalarý ise her türlü tepkiyi hakediyor. Týpký YÖRSAN’da ve diðerlerindeolduðu gibi, iþçilerin sendikalaþma gir-iþimlerine engel olunmasý mutlaka hakettiði cevabý almalý...

* * *Ama, bu kez benim üzerinde durmak ve

dikkatinizi çekmek istediðim ise; olayýnbir baþka boyutu. DESA iþçilerininmücadelesinden hareketle; baský,sömürü ve zalimce davranýþa ‘bir baþkaaçýdan’ bakmaya çalýþmak... Çünkü,gerek “sendikacýlar” cephesinden,gerekse de ‘hak, özgürlük, eþitlik, cin-siyet ayrýmcýlýðý ve ýrkçýlýk karþýtý’mücadele yürüten “sol” kesimden bukonuya deðinen olmadý/olmuyor hiç. Buda, aslýnda olana ses çýkmamasýnýnyanýnda, içimin bir kat daha acýmasýnaneden oluyor. Çünkü yazýlarýmda sýkçadile getirmeye çalýþtýðým gibi; aslýnda“türcülük” de aynen “ýrkçýlýk” ve “cin-siyet ayrýmcýlýðý” gibi bir þey.

“DESA direniþi ile ne ilgisi var?”diyeniniz olacak belki de. Ama, birilerininönce DESA iþçilerine ve dünyada ayný iþiyapanlara þunu açýkça söylemesi gerekir:Ýmalatýnda çalýþtýðýnýz ürünlerin hammaddesini oluþturan “deri”, kenditürümüzün sürdürülebilirliðini de saðla-mak için, yaþamý eþit ve hakça paylaþ-mamýz gereken bir baþka canlýya, birbaþka türe aitti!..

Haklarýný elde etmek, zalim sömürü vebaskýya karþý direnmek için yolaçýkarken, farkýna varmadan da olsa, birbaþka türün yaþam hakkýnýn gaspedilmesine aracý olunmasýna nasýl olurda kimse ses çýkarmaz?..

Aslýnda, vicdani açýdan bu konuya hemsendikal hem de politik alanda bir karþýçýkanýn olmasý, yüksek sesle dilegetirmesi gerekmiyor mu? Haklý olarak,“yeni bir sol inþa etmenin tam zamaný”deðerlendirmelerini yaparken; inþa edile-

cek olanýn ýrkçýlýk, milliyetçilik, cinsiyetayrýmcýlýðý karþýtlýðýnýn yaný sýra mutlakve mutlak “türcülük karþýtý”, yaþamsavunucusu bir hareket de olmasý gerek-miyor mu?Sadece DESA’yý boykotla yetinmeyin

“Deri” de, “kürk” de, ne bir kumaþtýr,ne de bir giysi. Her ikisi de aslýndaöldürülmüþ bir hayvanýn, bir baþka canlýtürünün cesedidir. Unutmamalýyýz ki;ucuz iþgücü için insanlýk dýþý koþullardaçalýþtýrýlan insanlar kadar, hayvanlar da‘vahþi kapitalizmin’ kurbaný olmaktadýr.Her yaný iþlenip, parlatýlarak ayakkabý,çanta, ceket olarak satýþa sunulan aslýn-da öldürülmüþ bir hayvanýn parçasýdýr.“Deriler zaten etleri için kesilen hayvan-lardan elde edilmiyor mu?” diyenlerinizde olabilir. (En iyisi ‘vejetaryen’ olmaktabii...) Ama iyi bilinmelidir ki; bu, derihakkýndaki çok yaygýn bir yanlýþ kanýdýr.Hayvanlara Etik Muamele Ýçin MücadeleEdenler Birliði PETA’nýn derlediði verileregöre; deri, hayvan sanayisinden basit biryan ürün deðildir. Sektörel bilgiler gös-teriyor ki, hayvanlarýn derisi “et sek-törünün ekonomik açýdan en önemli yanürünü” konumunda. Örneðin, ineklerinsüt üretimi düþtüðünde, hem onlarýnhem de yavrularýnýn derileri kullanýlýr.Dolayýsýyla mezbahanýn (ve sýnai çiftliðin)ekonomik baþarýsý ile derilerin satýþýarasýnda doðrudan bað var. Deri ve ettalebinin düþmesi, sýnai çiftliklerde acýçeken ve öldürülen hayvanlarýn sayýsýnýnda azalmasýný saðlayacaktýr. BuradaDESA iþçileriyle dayanýþan ve “DESAürünlerini” boykot etmekle yetinenkadýnlara da bir hatýrlatma yapmak istiy-orum: Deriye karþýlýk o kadar çok alter-

natif varken neden gereksiz bir zulmüdestekleyelim? Ne dersiniz? DESA ürün-lerini boykot etmekle yetinmeseniz nasýlolur?

Ayrýca, deri üreticileri ürünlerini “çevredostu” gibi süslü ifadelerle de pazarla-maya çalýþýrlar. Ama deri üretimi çevreyezarar verir ve tabaklama iþlemi derininbiyolojik olarak çözünmesini engeller.Hayvanlarýn derileri mineral tuzlar,formaldehit, kömür katraný türevleri,çeþitli yaðlar, boyalar ve siyanür bazlýcilalar gibi zararlý birtakým maddeleraracýlýðýyla, kullandýðýmýz deriyedönüþtürülür. Bu zehirli maddelerin yanýsýra tabaklama iþleminden kalan atýklar-da protein, tüy, tuz, kireç tortusu, sülfürve asit gibi çok miktarda çevreye zararlýmadde bulunur. Bu da diðer boyutu tabii.

* * *Hak ve özgürlük mücadelelerinin,

kendimiz dýþýnda baþkalarýnýn, baþkacanlýlarýn, türlerin en temel hak ve özgür-lüklerini engelleyerek, çiðneyerek, yokederek kazanýlmasý hiç mümkün mü?

Hayvan Haklarý Evrensel Bildirgesi’ninilan ediliþinin (15 Ekim 1978) otuzuncuyýldönümünde, bir baþka açýdan DESAiþçilerinin direniþine, buradan hareketlede genel olarak hak mücadelelerine bak-maya çalýþtým. Ýnþa edilmeye çalýþýlan‘yeni bir sol hareketin’ demokratlýðýnýnda, demokratikliðinin de ölçütü biraz daburadan geçeceðe benziyor. Kendini “enakýllý”, “en zeki” sanan “kibirli” türün katýeleþtirisini yapabilmek de buna dahil!..Ne dersiniz, haksýz mýyým?..

Yalçýn ERGÜNDOÐ[email protected]

YAÞAM SAVUNUSU“Agaçlarý, otlarý, kedisi, köpeði faresi, hamamböcegi, balýðý, kuþu,aslaný, kaplaný, fili ile doða bir bütündür.”

DESA direniþinin düþündürdükleri...

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisiyeni kampanyasý 8 Kasým'daÝstanbul Kadýköy'de baþladý."Kâr deðil insan" kampa-nyasýnýn ilk adýmý tüm çalýþan-larý kapitalizmin krizine karþý29 Kasým'da Ankara'ya çaðýr-mak. 29 kasým'da KESK krize,zamlara ve 2009 bütçesinin ser-maye tarafýndan belirlenmesinekarþý Ankara'ya yürüyor. DSÝP,KESK'i desteliyor. Tüm iþçileri,antikapitalistleri, darbe karþýt-larýný savaþ karþýtlarýyla birlikteKüresel BAK kortejinde buluþ-maya çaðýrýyor.

8 Kasým'da kampanya açýlýþýKadýköy'deki zamlara karþýKESK yürüyüþünde yapýldý.DSÝP üyeleri KESK eyleminekatýldý. Burada "Kâr deðilinsan" bildirisi daðýtýldý.Bildiride 30 yýldýr çalýþanlarakarþý uygulanan yeni-liberalekonomik politikalarýn çöktüðüve kapitalistlerin bu krize bir

çözümü olmadýðý tespit ediliy-or. Hükümetlerin çalýþanlarýdeðil bankalarý kurtarmayýseçtiðine dikkat çeken DSÝP,dünyadaki yoksulluðun vesavaþlarýn sorumlusu olan kapi-talistlerin þimdi de krizin fat-urasýný çalýþanlara ödetmek iste-diðini söylüyor. 29 Kasým'daAnkara'da KESK'le birliktezamlara, iþten çýkarmalara,sefalet ücretlerine karþý ola-caðýný söyleyen DSÝP artýk budüzen deðiþmelidir diyor.

KESK eyleminin ardýndanDSÝP üyeleri Kadýköy Çarþýsý'n-daydý. Gün boyunca bildiridaðýtýldý. "Zengine vergiemekçiye zam" manþetliSosyalist Ýþçi Gazetesi satýldý. 9Kasým günü ise bu kez DSÝPüyesi liseliler ve üniversitelilersokaktaydý. Ýki günde yüzlercebildiri daðýtýldý. Marksizm 2008Antikapitalist tartýþmalarýnýntanýtýmý yapýldý. Kampanyanýn

ilk günlerinden birkaç anekdot:Orta yaþlý bir yoksulun

Sosyalist Ýþçi manþetine yoru-mu: "Rengi de güzel yazýsý dagüzel…"

Bir belediye emekçisinineleþtirisi: "Burada bir cümleeksi: Paralar nereye gidiyor?"

Babadan oðula demokrasidersi: 5-6 yaþlarýnda bir çocukbabasýna DSÝP üyelerinin neyaptýðýný soruyor, yanýt þöyle"Düþüncelerini savunmak içinonlarý yazýyor, kaðýda basýyorve daðýtýyorlar."

Kâr deðil insan kampanyasýÝstanbul'un iki yakasý, Ankara,Ýzmir, Bursa, Akhisar ve bir çoknoktada devam ediyor. Okulçýkýþlarýnda, dersane önlerinde,iþyeri çýkýþlarýnda, merkezi nok-talarda binlerce bildiri daðýtýla-cak. Stantlar açýlacak. 29 KasýmAnkara mitingine kitleselkatýlým kampanyanýn ilk hedefi.

Katýlým ve iletiþim için:

Ýstanbul: 0536 335 10 19Ankara: 0538 849 84 80 Ýzmir: 0535 263 27 87Kocaeli: 0554 524 73 03Bursa: 0 537 774 47 86

Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu, KESK'in 29 KasýmAnkara mitingini destekliyor.Türkiye'nin her yanýndan savaþkarþýtlarýný krize karþý sokaðaçýkmaya çaðýrýyor. Küresel BAKkapitalizmin krizinin dünyadasavaþlarý körükleyeceðini söylüy-or.

Savaþ karþýtlarý 2009 bütçesindeaskeri ve güvenlik harca-malarýnýn, eðitim ve saðlýðaayrýlan bütçelerden daha fazlaolmasýna itiraz ediyor.

1122 KKaassýýmm''ddaa ((ÇÇaarrþþaammbbaa))KKaaddýýkkööyy''ddee MMooddaa KKüüllttüürrMMeerrkkeezzii''nnddee KKüürreesseell BBAAKKttaarraaffýýnnddaann ddüüzzeennlleenneenn ffoorruummddaaKKEESSKK BBaaþþkkaannýý SSaammii EEvvrreenn,, TTTTBBBBaaþþkkaannýý GGeennccaayy GGüürrssooyy,, ssaannaattççýýÝÝllkkaayy AAkkkkaayyaa kkoonnuuþþaaccaakk..

7 Kasým'da KESK AnadoluÞubeleri tarafýndan düzenleneneyleme katýlan BAK aktivistlerihafta sonu boyunca toplantýçaðrýsýný Kadýköy sokaklarýndadaðýttý.http://kureselbarisveadalet.org

IMF’yle anlaþma, Kyoto’yu imzala

29 Kasým’da Küresel BAK kortejine!DDSSÝÝPP kkrriizzee kkaarrþþýý ssookkaakkttaa

SSaavvaaþþ kkaarrþþýýttllaarrýýnnýýnn bbüüttççeeyyee iittiirraazzýý vvaarr

BBaannkkaallaarrýý ddeeððiillggeezzeeggeennii kkuurrttaarrýýnn

ÇÇaallýýþþaannllaarr kkoonnuuþþuuyyoorr

ABD hükümeti bankalarý kur-tarmak için 850 milyar dolarayýrdý. Avrupa Birliði üyesiülkelerin hükümetleri 1 milyardolardan daha fazlasýný onlar içinharcadý. Dünya 1 milyardan fazlainsan açlýk sýnýrýnýn altýndayaþarken hükümetleryeryüzünde canlý yaþamýný tehditeden küresel ýsýnmaya karþýhiçbir þey yapmýyor. 2005'ten buyana küresel ýsýnmaya karþý kam-panya yürüten Küresel Eylem

Grubu krize ve ekolojik krizekarþý sokaða çýkma kararý aldý.KEG, KESK'i destekliyor."Bankalarý deðil gezegeni kur-tarýn" çaðrýsýný yapan KESKbugün IMF'yle anlaþma yapmayahazýrlanan hükümetin bu iþtenvazgeçip söz verdiði halde imzaatmadýðý Kyoto Protokolü'nebakmasýný istiyor. OkullardaKEG afiþleri asýlacak, sokak stant-larý açýlýp, bildiri daðýtýlacak.

w w w . k u r e s e l e y l e m . o r g

6 ARALIK KÜRESEL ISINMAYAKARÞI KÜRESEL EYLEM GÜNÜ

Page 12: Sosyalist İşçi 340

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/ÝstanbulBaský: Yön Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok 366 Topkapý, Ýstanbul -Tel:0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn, haftada bir

yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

Marksizm 2008 Antikapitalisttartýþmalar dizisinin ilk duraðýAnkara'ydý. 6-7-8 Kasým üç günboyunca 9 toplantýda kriz, savaþ,küresel ýsýnma, darbeler veErgenekon, yeni sol, Marksistgelenek ve transfobi gibi bir çokbaþlýk tartýþýldý. Farklý görüþ veörgütlerden gelen konuþmacýlar-la DSÝP üyeleri ortak vurgularyaptý. Ankara'nýn çaðrýsý 'krizekarþý direniþ ve yeni bir sol' oldu.Ýþte Ankara'daki antikapitalisttartýþmalarda söylenenler:

Marksizm 2008'in ilkgününde Kürt sorunu nasýlçözülecek sorusu tartýþýldý. BarýþMeclisi'nde Ayhan Bilgen ,"demokratik taleplerle Kürtlerintaleplerinin yan yana savunul-duðu yeni radikal bir dile ihtiyaçolduðunu" vurguladý. DSÝP'tenRoni Margulies ise , "sosyalist-lerin görevinin ezilen ulusunbütün taleplerini sahiplenmekolduðunu" belirtti. Margulies,çözüme yakýn olduðumuzuAktütün sonrasý yaþanangeliþmelerin, "vatana saðolsundemiyorum" diyen askerailelerinin, 22 Temmuz 2007seçimlerinde Baskýn Oran veUfuk Uras kampanyalarýnýnaþaðýdan gelene bir çözümüniþaretleri olduðunu söyledi.

Marksizm 2008'de tam da'Marks haklý çýktý' itiraflarýnýnertesinde, Marksist teori vegelenek de tartýþýldý. SosyalistÝþçi yazarý Can Irmak Özninar''Marksizmin güncelliði' toplan-týsýndaki konuþmasýnda iþçisýnýfýnýn kapitalist toplumdakituttuðu yere dikkat çekti vedeðiþimin asýl gücünün buradaolduðunu vurguladý. DSÝPüyeleri Damla Çimen ve ErsinTek 'Troçki: Stalinizmin devrimcieleþtirisi' toplantýsýnda yaptýklarýsunuþlarda aþaðýdan sosyalizmianlattý.

26 Temmuz'da darbelerinmerkez üssü Ankara'da darbekarþýtlarý yürümüþtü. Marksizm2008 en uzun tartýþmasý kaçýnýl-maz olarak yine darbe veErgenekon üzerine oldu.Baðýmsýz aday Prof. Dr. BaskýnOran, DTP yöneticisi ve TarafGazetesi yazarý Orhan Miroðlu,Star Gazetesi yazarý Berat Özipekve DSÝP üyesi Þenol Karakaþ'ýnkonuþmacý olduðu 'darbeye karþýdemokrasi' toplantýsý yineradikal sözlere sahip oldu, iþtebir kaçý:

Baskýn Oran: "Ergenekon iddi-anamesinin eksikleri vardýrancak bu eksiklikler davanýnönemini azaltmaz."

Orhan Miroðlu: "DTP'de sosyal-istler de Ergenekon'a karþý taraf-sýz kalamaz."

Berat Özipek: "Ne AKP neErgenekon" sloganýyla "NeRefahyol ne hazýr ol" sloganlarý,farklý tarihlerde söylenmiþolmasýna raðmen, ayný politikçizgidedir"

Þenol Karakaþ: "Ergenekondavasýnýn toplumda ve solda biryarýlmaya yol açtýðýný, herkesidarbeye karþý tutum alan vealmayan þeklinde ayrýþtýrdý.Sosyalistler darbelere karþýmücadeleye devam edecekler."

Küresel ýsýnma antikapitalisttartýþmalarda özel bir yer tuttu.DSÝP üyesi Ekin Gayretli ve KEGaktivisti Önder Algedik'inkonuþmacý olduðu 'küresel ýsýn-ma ve ekolojik kriz' toplantýsýndagelmekte olan felaketin boyutlarýanlatýldý. Gezegeni deðilbankalarý kurtaran kapitalizmekarþý direniþi insan ve canlýyaþamý için acil bir görev olduðuvurgulandý. Konuþmacýlar 6Aralýk'ta küresel eylem çaðrýsýyaptý.

Ankara'da Sincan'da,Eryaman'da ve þehrin bir çokyerinde transfobik saldýrýlaramaruz kalan travesti ve transek-süeller de Marksizm 2008'deydi.'Baþka bir dünyada homofobi vetransfobiye yer yok' baþlýklýtoplantýda konuþan DSÝP üyesiZeynep Munlafaoðlu sosyalist-lerin tüm ezilmelere karþýolduðunu ve LGBTT kurtuluþmücadelesine katýlmalarý gerek-tiðini söyledi. Pembe HayatLGBTT Derneði Baþkaný BuseKýlýçkaya ise 20 Kasým'da nefretecinayetlerine karþý gerçekleþtire-ceklerini anlattý ve DSÝP'inLGBTT bireylerle birliktemücadele ediyor oluþunun öne-mini vurguladý.

Krize karþý ilk eylemlerbaþlarken KESK Baþkaný SamiEvren ve DSÝP Genel BaþkanýDoðan Tarkan 'kriz ve devrimciolasýlýklarý' tartýþtý. DoðanTarkan, kriz dönemlerinde iþçisýnýfýnýn ya paniðe kapýlýp kendi-ni kurtarmaya çalýþacaðýný ya dakolektif mücadeleye gireceðinibelirtti. Bugün kriz karþýsýndasavaþ karþýtý hareketin kazaným-larýnýn ve neo-liberalizminçöküþünün emekçilerin avantajýolduðunu anlatan Tarkan, "Krizdöneminde örgütlenecekmücadelede iþçi sýnýfýnýn en öndeyer almasý devrimci sonuçlarýmümkün kýlar" dedi. 29Kasým'da Ankara'da gerçekleþe-cek olan mitingin uzun erimli bir

mücadelenin ilk adýmý olduðunuve DSÝP'in þimdiden KüreselBAK kortejine çaðrý yaparakeyleme hazýrlandýðýný belirtti.KESK Baþkaný Sami Evren krizekarþý mücadelenin örgütlüolmasý gerektiðini belirtti ve "bumücadelede Kemalizme bulaþ-mamýþ, Ergenekon davasýnda nettutum almýþ çevrelerin emekçil-erle birlikte mücadele edebile-

ceðini" vurguladý. Krize karþýörgütlenecek mücadelenin birkampanyaya dönüþmesi gerek-tiðini dile getiren Evren,Türkiye'de savaþ karþýtýhareketin 2002-2003 yýllarýndaIrak iþgaline karþý örgütlediðikampanyayý ve 1 Mart zaferiniörnek gösterdi. Sami Evren "29Kasým'da gerçekleþecek olanbütçe eylemine çaðrý yaptý ve

tabandan örgütlenen, emekçidenyana olan, basit ve sade bir pro-grama sahip yeni bir solunTürkiye'de elzem olduðunu"belirtti.

Marksizm 2008'in kapanýþtoplantýsýnda konuþan DSÝPGenel Sekreteri Damla Çimen'Kârý deðil insaný savunan yenibir solu inþa edelim' çaðrýsýyaptý.

Küresel ýsýnma

ve ekolojik kriz

15 Kasým

Cumartesi

Ýzmir Karakedi Kültür Merkezi Alsancak 2. Kordon 278/1 (Fon Kýrtasiye karþýsý)

12.30 - 13.45 16.00 - 17.15

Av. Hilal KüeyAyþin Altun

Antikapitalisthareket ve

sol alternatif

Recep AykýnEkrem Tükenmez

Cinsiyetçilikve kapitalizm

Nalan Damarsardý

Kriz veemekçisýnýflar

Giray Korkusuz

Stalinizminiflasý ve

aþaðýdansosyalizm

Erkan Kara

18.30 - 19.45

16 Kasým

Pazar

14.30 - 15.45

Kemalizm,politik Ýslam

ve sol

Kemalizm,politik Ýslam

ve sol

Doç Dr. Melek GörenliRoni Margulies

Doç Dr. Nilgün TokerVolkan Akyýldýrým

Antikapitalist tartýþmalar Ýzmir’de devam ediyor

MARKSIZM 2008

.

A N T Ý K A P Ý T A L Ý S T T A R T I Þ M A L A R