sokakta yaŞayan ve/veya ÇaliŞtirilan … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal...

216
SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ RAPORU ANKARA Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı

Upload: nguyentruc

Post on 11-Jun-2018

272 views

Category:

Documents


5 download

TRANSCRIPT

Page 1: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA

YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ RAPORU

ANKARA

Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı

Page 2: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ RAPORU

Hazırlayan:Doç. Dr. Hakan ACAR(Kocaeli Üniversitesi, Sağlık Y.O. Sosyal Hizmet Bölümü)

İletişim:

SHÇEK Genel Müdürlüğü,Çocuk Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Anafartalar Caddesi No: 68 06240Ulus - ANKARA - TÜRKİYEwww.shcek.gov.tr

UNICEF Türkiye2. Cadde No:11 Birlik Mahallesi 06610Çankaya - ANKARA - TÜRKİYEwww.unicef.org.tr

Birinci Baskı ANKARA, 2010

RAPORUN HAZIRLANMASINA KATKI SAĞLAYANLAR

Dr. Özcan KARS SHÇEK Genel Müdürlüğü Genel Müdür Y.

Osman BİLGİN SHÇEK Genel Müdürlüğü Daire Başkanı

Emin ERASLAN SHÇEK Genel Müdürlüğü Şube Müdür V.

Serpil DANIŞMAN SHÇEK Genel Müdürlüğü Çocuk Gelişimcisi

Pınar Aytaç ERBAY SHÇEK Genel Müdürlüğü Sosyal Çalışmacı

Gülden GÜNEŞLİGÜN SHÇEK Genel Müdürlüğü Psikolog

UNICEF Türkiye Ülke Ofisi

Bu rapor SHÇEK Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde, UNICEF teknik desteği ile

hazırlanmıştır. Görüşler yazarlarına attir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

Page 3: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|I|

SUNUŞÜlkemizde muhtaç duruma düşen çocuk, genç, yaşlı, özürlü tüm ihtiyaç

sahiplerinin sosyal sorunlarının önlenmesi ya da en aza indirilmesi devletin görevlerinin arasındadır. Bu görev, 1983 yılında kabul edilen 2828 sayılı Kanun’la Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmiştir. Bu kapsamda sosyal devletin gereklerini yerine getiren Genel Müdürlüğümüz, korunmaya muhtaç kesimleri sahiplenerek, ürettiği hizmetlerin niteliği ve niceliği itibariyle, kamu yönetimimizin vazgeçilmez kurumlarından birisi olmuştur.

Kurumumuz sosyal hizmetleri sunarken insan haklarını esas alan, halkın gönüllü katkı ve katılımını sağlayan ve teşvik eden, yerinden yönetim ilkesi çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun hedef kitlelerinden birisi sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklardır. 1990’lı yılların başından itibaren ülkemizde sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun boyutları ve niteliği konusunda ciddi ilgi ve duyarlılık oluşmuş ve bu konudaki mücadelede önemli çabalar sarf edilmeye başlanmıştır.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin olarak bugüne kadar çocuk ve gençlik merkezleri aracılığıyla hizmet götürülmüş olup, sokakta yaşayan, sokakta çalıştırılan, madde kullanan çocuklar gibi özel ihtiyaç gruplarına yönelik çok sektörlü bir hizmet ağına ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.

Bu gerçeklikten hareketle bu çocukların örgün eğitim veya mesleki eğitime dahil edilmeleri ve ailelerinin yanına veya kurum bakımına yönlendirilerek eğitimini tamamlamış ya da iş sahibi gençler olarak rehabilitasyonlarını tamamlamaları amacıyla, 2004 yılında Başbakanlığın talimatıyla, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanının koordinasyonunda, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Adalet Bakanından oluşan bir komite kurulmuştur. Bakanlardan oluşan komitenin talimatları ile SHÇEK Genel Müdürlüğünce Türkiye genelinde uygulanmak üzere basamaklandırılmış “Yeni Hizmet Modeli” geliştirilmiştir.

Bahse konu Yeni Hizmet Modelinde, her merkez, ihtiyaç gruplarından birisine hizmet verecek şekilde yapılandırılmıştır. Bu hizmet modeli, koruyucu ve önleyici hizmetler kapsamında yürütülen çalışmalarımıza da katkı sağlamıştır.

Var olan hizmet modellerinin gelişen ve değişen toplumsal yapıya ayak uydurabilmesi, ulusumuzun en değerli varlıkları olan çocuklarımızın hak ettikleri sosyal ve ekonomik ortamlarda yaşayabilmeleri ve geleceğe güvenle bakabilmeleri için büyük önem taşımaktadır. Bu açıdan, “Yeni Hizmet Modeli” ve diğer hizmet alanlarındaki açılımlarımız, değişen ve gelişen toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilmeyi amaçlamaktadır. Çocuklarımızın ve diğer ihtiyaç gruplarımızın en etkin ve verimli şekilde korunması, insan hakları temelli bilimsel bir yaklaşımı, kurumlar arası işbirliğinin sağlanmasını, özverili çalışmayı ve en önemlisi de profesyonel bilgiye eşlik eden amatör bir ruhu gerektirmektedir. Bu zor görevi yerine getirmeye çalışan nitelikli yönetici ve personelimize ve konuyla ilgili destek veren tüm sektörlere teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Dr. İsmail BARIŞGenel Müdür

Page 4: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Page 5: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|III|

Sunuş / Dr. İsmail BARIŞ, SHÇEK Genel Müdürü ..................................I

Tablolar Listesi ......................................................................VI

Şekiller Listesi ...................................................................... VII

Kısaltmalar ......................................................................... VIII

• BÖLÜM IARAŞTIRMANIN AMACI................................................................1

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ............................................................2

• BÖLÜM IISOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLAR OLGUSU ...............5

• BÖLÜM IIISOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK YENİ HİZMET MODELİ ..................................................................... 14

• BÖLÜM IVSEKİZ PİLOT İLDE SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK YENİ HİZMET MODELİ ve İL EYLEM PLANI UYGULAMALARI ......... 18

AdanaSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Adana ......................... 19

Adana’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu .......... 22

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Adana’daki Kurumsal Yapılanma ........ 24

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi .................................................................. 26

AnkaraSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Ankara ........................ 34

Ankara’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ......... 36

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Ankara’daki Kurumsal Yapılanma ....... 38

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi .................................................................. 39

AntalyaSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Antalya ....................... 43

İÇİNDEKİLER

Page 6: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|IV|

Antalya’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ......... 47

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Antalya’daki Kurumsal Yapılanma ...... 49

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi .................................................................. 50

BursaSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Bursa ......................... 56

Bursa’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ........... 58

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Bursa’daki Kurumsal Yapılanma......... 59

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi .................................................................. 59

DiyarbakırSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Diyarbakır .................... 66

Diyarbakır’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ..... 68

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Diyarbakır’daki Kurumsal Yapılanma ... 72

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi .................................................................. 74

İstanbulSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle İstanbul ....................... 81

İstanbul’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ........ 84

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde İstanbul’daki Kurumsal Yapılanma ..... 87

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi ..................... 88

İzmir Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle İzmir .......................... 97

İzmir’de Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ............ 99

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde İzmir’deki Kurumsal Yapılanma ........ 101

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi ................................................................. 102

MersinSosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Mersin ....................... 110

Mersin’de Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunu ......... 112

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Mersin’deki Kurumsal Yapılanma ...... 114

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi ................................................................. 115

Page 7: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|V|

• BÖLÜM V: SONUÇ VE ÖNERİLERSEKİZ PİLOT İLDE SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK YENİ HİZMET MODELİ ve İL EYLEM PLANI UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ve MODELİN VE UYGULAMALARIN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ÖNERİLER ..................................................................... 121

Sekiz Pilot İlde Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi ........... 121

Yeni Hizmet Modeli’nin Geliştirilmesi İçin Öneriler.......................... 129

Sekiz Pilot İlde Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi ........................... 130

İl Eylem Planı Uygulamalarının Geliştirilmesi için Öneriler ................ 143

Çocuk ve Gençlik Merkezlerinin Fiziksel Özellikleri ve Merkezlerin Geliştirilmesi İçin Öneriler ...................................................... 144

YARARLANILAN KAYNAKLAR .................................................... 147

EKLEREK 1 Çocuk ve Gençlik Merkezi Gözlem Formu .......................... 155

EK 2 İl Eylem Planı Tarama Listesi ......................................... 158

EK 3 Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formları .............................. 170

EK 4 Kurumsal Yapılanma Tarama Listesi ................................. 179

EK 5 Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli .......................................................... 181

EK 6 Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ile İlgili Genelgeler .................................. 202

EK 7 Pilot İllerde Bulunan ÇOGEM’in Fiziksel Özellikleri ............... 204

Page 8: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|VI|

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1 Adana Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi Müdürlüğü Verilerine Göre Sokakta Çalıştırılan Çocuklar .................... 22

Tablo 2 Adana’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri ........................................... 25

Tablo 3 Adana İl Eylem Planı’nda Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler ... 28

Tablo 4 2008-2009 Rakamlarına Göre Ankara’ya Göç Veren İller ....... 35

Tablo 5 Ankara’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri ........................................... 38

Tablo 6 Ankara İl Eylem Planı’nda Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler ....40

Tablo 7 2008-2009 Rakamlarına Göre Antalya’ya Göç Veren İller ...... 44

Tablo 8 Antalya’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri ........................................... 49

Tablo 9 Bursa’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri ........................................... 59

Tablo 10 Diyarbakır’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması GerekenHizmet Birimleri ............................................ 72

Tablo 11 2008-2009 Rakamlarına Göre İstanbul’a Göç Veren İller ....... 82

Tablo 12 İstanbul’da 2006–2009 Yılları Arasında Hizmet Verilen Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuk Sayısı .... 85

Tablo 13 İstanbul’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri ........................................... 87

Tablo 14 İstanbul’da Bulunan Çocuk ve Gençlik Merkezleri ile bağlı Barınak ve Gözlemevleri ............................................ 87

Tablo 15 2008-2009 Rakamlarına Göre İzmir’e Göç Veren İller .......... 97

Tablo 16 İzmir’de Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri .......................................... 101

Tablo 17 İzmir İl Eylem Planı’nda Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler ... 104

Tablo 18 Mersin’de Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri .......................................... 114

Tablo 19 Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ........................................ 121

Tablo 20 Yeni Hizmet Modelinde Öngörülen Hizmet Birimleri ve İllere Göre Oluşturulma Durumları ................ 126

Tablo 21 2005 yılı Yeni Hizmet Modeli Eşgüdüm Toplantısında Belirtilen Önceliklerin Gerçekleştirilme Durumu ............... 131

Tablo 22 Çalışmanın Gerçekleştirildiği Sekiz Pilot İldeki Çocuk ve Gençlik Merkezlerinin Fiziksel Özellikleri ................... 204

Page 9: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|VII|

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 Bir Sistem Olarak Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar ...........................................9

Şekil 2 2008-2009 Rakamlarına Göre Adana’ya Göç Veren İller ........... 20

Şekil 3 2001 Yılı Verilerine Göre Adana’da İktisadi Faaliyet Kollarının GSYİH’ye Oranı .............................................. 21

Şekil 4 2008 Yılı Antalya İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Verilerine Göre Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocukların Ailelerinin Bölgelere Göre Dağılımı ............................................... 47

Şekil 5 2008-2009 Yılları Rakamlarına Göre Bursa’ya Göç Veren İller .......................................................... 56

Şekil 6 İstanbul’da 1927-2009 Yılları Arasında Nüfus Artışı ................ 81

Şekil 7 Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ........................................... 183

Şekil 8 Koruyucu ve Önleyici Hizmet Modeli ................................ 189

Page 10: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

ÇALIŞMADA KULLANILAN KISALTMALAR

AÇEV Anne Çocuk Eğitim Vakfı

AMATEM Alkol-Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi

BSRM Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi

ÇATOM Çok Amaçlı Toplum Merkezi

ÇOGEM Çocuk ve Gençlik Merkezi

GSYİH Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla

ÇEMATEM Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Eğitim ve Destek Merkezi

ÇYDD Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

DİMAB-MER Diyarbakır Madde Bağımlıları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi

DPT Devlet Planlama Teşkilatı

EGEBAM Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi

GSMH Gayri Safi Milli Hâsıla

İEP İl Eylem Planı

İGEP İç Göç Entegrasyon Projesi

İŞKUR Türkiye İş Kurumu

KAMER Kadın Merkezi Vakfı

KBRM Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi

MEB Milli Eğitim Bakanlığı

OHAL Olağanüstü Hal

SYDV Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı

STK Sivil Toplum Kuruluşu

SHÇEK Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu

SODES Sosyal Destek Programı

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TEGEV Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı

TESEV Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı

TTB Türk Tabipleri Birliği

TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

UMATEM Uçucu Madde Araştırma ve Tedavi Merkezi

UNICEF Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu

Page 11: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|1|

BÖLÜM 1

ARAŞTIRMANIN AMACI

Bu çalışma Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından, Türkiye Cumhuriyeti ve UNICEF işbirliği ile geliştirilen ve 2008 – 2010 yılları arasında Avrupa Birliğinin mali ve UNICEF’in teknik desteği ile uygulanan “Önce Çocuklar: Çocuk Koruma Mekanizmalarının İl Düzeyinde Modellenmesi” Projesi (TR 06.01.09) kapsamında gerçekleştirilmiştir.

“Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların örgün veya mesleki eğitime dâhil edilmeleri ve ailelerinin yanına veya kurum bakımına yönlendirilerek eğitimini tamamlamış ya da iş sahibi gençler olarak rehabilitasyonlarının tamamlanması amacıyla, 2004 yılında Başbakanlık talimatıyla Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanının koordinasyonunda, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Adalet Bakanından oluşan bir komite kurulmuştur.

Bakanlardan oluşan Komitenin talimatları ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğünce, Türkiye genelinde uygulanmak üzere basamaklandırılmış Yeni Hizmet Modeli hazırlanmış ve Başbakanlığın 2005/5 no.lu Genelgesi’yle 25 Mart 2005 tarih ve 25766 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni Hizmet Modeli doğrultusunda geliştirilen İl Eylem Planları öncelikle sorunun yoğun olarak görüldüğü, İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Adana, Mersin ve Bursa illerinde uygulanmaya başlamıştır” (SHÇEK, 2007).

Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve 2006 yılında pilot illerde hazırlanan Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik İl Eylem Planları uygulamalarının değerlendirilmesi, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planları uygulamalarının değerlendirilmesi üç boyutta ele alınmıştır. Bu kapsamda, sekiz pilot ilde;

- Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik uygula-maların Yeni Hizmet Modeli çerçevesinde değerlendirilmesi,

- İl Eylem Planlarının kentteki sokakta yaşayan ve/veya çalıştırı-lan çocuklar sorununun temel karakteristiklerine yanıt verebilir-liği ve uygunluğunun değerlendirilmesi,

- İl Eylem Planlarının uygulanma sürecinin değerlendirilmesi, güç-lü ve zayıf noktaların belirlenmesi hedeflenmiştir.

Sekiz pilot ilde yürütülen çalışmaların değerlendirilmesi sonucunda;

- Eylem planlarında iyi işleyen unsurların belirlenerek ülke çapında yaygınlaştırılmasını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi,

- Yeni Hizmet Modeli uygulamalarında aksayan unsurların tespit edilerek Modelin geliştirilmesi,

Page 12: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|2|

- Çocuk ve Gençlik Merkezleri’nin, sokakta yaşayan ve/veya çalış-tırılan çocukların farklı boyutlardaki sorunlarına çözüm sağlaya-cak nitelikte yönetim modelinin güçlendirilmesi için öneriler ge-liştirilmesi planlanmıştır.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ1

“Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modelinin ve İl Eylem Planlarının Değerlendirilmesi ve Yönetim Modelinin Güçlendirilmesi” çalışması, Başbakanlığın 2005/5 no.lu Genelgesi’yle 25 Mart 2005 tarih ve 25766 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu doğrultuda, Yeni Hizmet Modeli; sorunun yoğunluğu göz önüne alınarak pilot il olarak seçilen İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Adana, Mersin ve Bursa illerinde gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışma, sekiz pilot ildeki “Yeni Hizmet Modeli” ve “İl Eylem Planı” çalışmalarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır.

14 Ekim 2009 tarihinde SHÇEK Genel Müdürlüğünde, “Sokakta Yaşayan/Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı” çalışmalarının değerlendirilmesi amacıyla Bakanlıklar düzeyinde oluşturulan “İzleme ve Değerlendirme Kurulu” üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, illerde yapılacak çalıştaylara Bakanlık temsilcilerinin ve Bakanlıkların taşra birimlerinin katılımının sağlanacağı yönünde görüş bildirilmiş, ayrıca yöntem ve süre belirlenmiştir.

Çalışmada belirlenmiş amaçlara ulaşabilmek için gözlem, yazışma ve görüşme teknikleri bir arada kullanılmıştır. Çalışma temel olarak iki aşamada tamamlanmıştır. Birinci aşamada;

• “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli” ve “İl Eylem Planları” ile bu planlara ilişkin ya-zılan değerlendirme raporları,

• İl Eylem Planları’nın uygulanmasına yönelik olarak SHÇEK’e ile-tilen izleme ve değerlendirme raporları,

• Modelin uygulanmasına ilişkin diğer rapor, bilgi ve dokümanlar,

• Proje illerine ilişkin mevcut ulusal ve yerel sosyo-ekonomik gös-tergeler incelenmiştir.

Yanı sıra, sekiz pilot ildeki kurumsal yapılanmayı Yeni Hizmet Modeli çerçevesinde değerlendirebilmek ve İl Eylem Planı uygulamaları hakkında detaylı bilgi edinebilmek amacıyla hazırlanan “İl Eylem Planı Tarama Listesi” ve “Kurumsal Yapılanma Tarama Listesi”nin sekiz pilot ildeki İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinin ilgili birimi tarafından doldurulması sağlanmıştır.

1 Veri toplama süreci Ankara, İzmir ve Bursa illerinde başlamıştır. Bu illerde gerçekleştirilen veri toplama süre-cinde yaşanan aksaklıklar, mevcut veri toplama araçları ile araştırmada beklenen bulgulara ulaşılmasının güç olacağının fark edilmesi ve bu süreçte gerçekleşen danışman değişikliği nedeniyle, araştırma tasarımı değişti-rilmeksizin, kullanılan veri toplama araçlarının revize edilmesi ve yeni veri toplama araçlarının oluşturulması yolu tercih edilmiştir. Bu çerçevede; Ankara, İzmir ve Bursa’da düzenlenen çalıştaylarda kullanılan veri topla-ma araçları, UNICEF ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün bilgi ve onayı ile re-vize edilmiştir. Revize edilen ve yeni geliştirilen veri toplama araçları nedeniyle Ankara, Bursa ve İzmir’de veri toplama süreci kısmen tekrarlanmıştır.

Page 13: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|3|

Çalışmanın ikinci aşamasında, söz konusu pilot illere 2–4 gün süren çalışma ziyaretleri gerçekleştirilmiştir.

Pilot illere gerçekleştirilen çalışma ziyaretleri kapsamında iki çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştaylardan biri, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara hizmet sunan İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı meslek elemanlarının, diğeri ise İl Eylem Planları ve Yeni Hizmet Modelinde yer alan, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü dışındaki kurumsal yapıların temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Çalıştaylarda veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalıştaylar sırasında kullanılan bir diğer veri toplama aracı ise değerlendirme kartlarıdır. Değerlendirme kartları aracılığıyla, tüm katılımcıların Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı hakkında görüşlerinin alınması hedeflenmiştir.

Çalıştayların yanı sıra, il bünyesinde Yeni Hizmet Modeli kapsamında hizmet veren İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri’ne bağlı olarak hizmet veren Çocuk ve Gençlik Merkezleri, mobil ekipler, sokak ofisleri, ilk adım istasyonları, koruma bakım ve rehabilitasyon merkezleri, bakım ve sosyal rehabilitasyon merkezleri, toplum merkezleri, aile danışma merkezlerine, İl Sağlık Müdürlükleri ve Üniversitelere bağlı ÇEMATEM, UMATEM’e ve STK’ların hizmet birimlerine ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Ziyaretler sırasında, veri toplamak amacıyla, Çocuk ve Gençlik Merkezi Gözlem Formu kullanılmıştır.

Yukarıda da ifade edildiği gibi, “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modelinin ve İl Eylem Planlarının Değerlendirilmesi ve Yönetim Modelinin Güçlendirilmesi” çalışmasında belirlenen amaçlara ulaşabilmek için farklı veri toplama teknikleri bir arada kullanılmıştır. Bu çerçevede, yerel düzeyde paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerinin görüşlerinin temel alınmasına özen gösterilmiştir. Araştırma, paydaş kişi ve kuruluşların katılımını maksimize edecek şekilde tasarlanmıştır. Bu açıdan raporda yer alan değerlendirmeler, çalıştay katılımcılarının görüşlerinin tematik analizi sonucu elde edilmiştir. Çalıştaylar sırasında bir moderatör ve raportör görev yapmış ve raportör, katılımcıların ifadelerini aynen bilgisayar ortamına aktarmıştır. Raporun ilerleyen bölümlerinde de görüleceği gibi, katılımcıların görüşleri “içerik ve biçimsel açıdan değiştirilmeden, aynen” kullanılmıştır.

Çalışmada yaşanılan temel sınırlılık, çalıştay katılımcılarının seçimi ile ilgilidir. Çalıştay katılımcılarının belirlenmesi için sekiz pilot ildeki İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri’nin etkin desteği alınmıştır. İlgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin belirlenmesinde iki önemli kriter göz önünde tutulmuştur. Bunlardan ilki, kuruluş temsilcilerinin bulundukları kentteki İl Eylem Planı koordinasyon toplantılarına katılıyor olması ve çalıştığı kuruluşta sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin çalışmaları yürütüyor veya çalışmalardan sorumlu olmasıdır. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara hizmet veren kuruluşlarda İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine bağlı olarak görev yapan meslek

Page 14: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|4|

elemanlarından hangilerinin çalıştaylara katılacağı konusunda ise, ilgili meslek elemanlarının en az bir yıldır sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar alanında çalışıyor olmaları kriteri aranmıştır. İllerin tamamında bu kriterlere uygun kişilerin çalıştaylara katıldığını söylemek olanaklı değildir. Açıktır ki paydaş kurum ve kuruluşları temsil etmek üzere çalıştaylara katılacak personelin belirlenmesi konusunda söz konusu kurumlar yetki sahibidir. Bu nedenle, ilgili kriterlere uygun kişilerin katılımı konusu vurgulanmış ancak tamamıyla uygulanamamıştır. Çalıştaylarda yaşanan ikinci sınırlılık ise özellikle üniversitelerin ve sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar alanında çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin katılımının yeterince sağlanamamasıdır.

Bu çalışma, “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli” ve pilot illerde 2006 yılında hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik İl Eylem Planları” uygulamalarının değerlendirilmesinden oluşmaktadır.

Bu çerçevede, sekiz pilot ildeki sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik Yeni Hizmet Modeli ve uygulamaların bütününü fotoğraflamak ve değerlendirmek çalışmanın kapsamı içinde yer almaktadır. Çalışmanın amacı, bir başka ifadeyle, Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planlarında yer alan paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerinin gözüyle ildeki görünümü yansıtmaktır. Sekiz pilot ilde, bu çalışmada adı geçen kurum, kuruluş ve/veya örgütler dışında, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik çalışmalar yürüten kamu kuruluşları, eğitim kurumları veya sivil toplum kuruluşları olabilir. Okuyucuların, çalışmanın kapsamını bu açıdan göz önüne almaları önem taşımaktadır.

Veri Toplama Araçları2

Çocuk ve Gençlik Merkezi Gözlem Formu: Söz konusu pilot illere gerçekleştirilen çalışma ziyaretleri kapsamında, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine bağlı olarak hizmet sunan Çocuk ve Gençlik Merkezleri ziyaret edilmiş ve hazırlanan yapılandırılmış gözlem formu aracılığıyla veri toplanmıştır.

İl Eylem Planı Tarama Listesi: İl Eylem Planlarında yer alan faaliyetlerin gerçekleşme durumunu incelemek amacıyla hazırlanan tarama listesi çalışma ziyaretleri gerçekleştirilmeden önce ilgili İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne iletilerek yanıtlanması sağlanmıştır.

Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formları: Çalışma ziyaretleri kapsa-mında sekiz pilot ilde iki ayrı çalıştay aracılığıyla veri toplanmıştır. Ger-çekleştirilen çalıştay toplantılarının ilki, Yeni Hizmet Modelinde ve İl Eylem Planında yer alan kuruluşların yerel temsilcileri ile gerçekleştiril-miştir. İkinci çalıştay ise sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukla-ra hizmet sunan İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı birimlerde görev

2 Veri toplama araçları raporun sonunda, ekler bölümünde yer almaktadır.

Page 15: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|5|

yapan meslek elemanları ile gerçekleştirilmiştir. Çalıştay katılımcıları-nın belirlenmesi için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü aracılığıyla İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri ve İl Eylem Pla-nında yer alan diğer kurum ve kuruluşlarla yazışmalar yapılmış ve çalış-taylara ilgili kişilerin katılması sağlanmıştır.

Kurumsal Yapılanma Tarama Listesi: Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik kurumsal hizmetlerin Yeni Hizmet Modeline uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Tarama listesinde ayrıca sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara hizmet sunan kuruluşların personel yapısına, hizmet biriminin fiziksel koşullarına ve hizmet sunulan çocuk sayısına ilişkin sorular da yer almıştır. Çalışma ziyareti gerçekleştirilmeden önce ilgili İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne iletilen Tarama Listesinin yanıtlanması sağlanmıştır.

Değerlendirme Kartları: Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendirilmesi çalıştaylarında, katılımcıların, model ve İl Eylem Planlarının güçlü ve zayıf yönlerini belirtmeleri için kullanılan kartlardır.

BÖLÜM 2

SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLAR OLGUSU

Biyo-psiko-sosyal bir olgu olarak çocukluk günümüzde önemli bir ge-lişim dönemine işaret etmektedir. Üretken bir erişkin yaşamına ulaşmak için çocukluk yıllarının önemi büyüktür. Bu da çocukların birçok açıdan özel ihtiyaçlarını gündeme getirmektedir.Bu ihtiyaçların karşılanması, gerek bireysel gerekse toplumsal anlamda, geleceğin yeniden yapılan-dırılması açısından yaşamsaldır. Buna karşın, dünya üzerindeki çocukla-rın önemli bir bölümü yeterli bir yaşam standardına kavuşamamışlardır. Özellikle ekonomik kalkınma sürecini tamamlayamamış veya gelir dağı-lımı sorunları yaşayan ülkelerde çocukların destek hizmetlerinden ya-rarlanamadığı bilinen bir durumdur.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar kendilerini çevrele-yen yoksunluklar ve bozukluklar sonucunda erken yaşlarda çalışmak zo-runda kalmakta veya ailelerinden kopmaktadır. Sokakta çalıştırılma ve/veya yaşama olgusu psiko-sosyal ve ekonomik yapıların ürünüdür. So-kakta çalıştırılmak ve yaşamak çocuğu öylesine derinden etkilemekte-dir ki Henry Mayhew’in de belirttiği gibi, çocuklar tüm çocuksu yönleri-ni, yani çocukluklarını kaybetmektedir (Cunningham, 1995: 146).

Sokakların çocuklar için bir çalışma/yaşam alanı olması son birkaç yılda ortaya çıkan bir durum değildir. Tarih boyunca çocuklar çoğu za-man ekonomik bir araç olarak görülmüştür3. Sorunun devam etmesin-3 19. yüzyılın ortalarında Londra sokaklarında 30.000’den fazla sokak çocuğu olduğu kaydedilmiştir. 1849’da dö-

nemin New York Polis şefi, sokak çocuklarının sayısının giderek arttığını ifade etmiştir (Cunningham, 1995: 145).

Page 16: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|6|

deki en önemli neden ise yoksulluğun ve gelir dağılımı bozukluklarının engellenememesidir. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ol-gusunun kamuoyu gündeminde yerini alması 1980’li yıllarda olmuştur. Bu yıllarda, özellikle Brezilya’da ve daha genelde Latin Amerika ülke-lerinde, sorunun boyutları dikkat çekici noktaya gelmiştir. On binlerce çocuğun sokaklarda çalışmaya ve yaşamaya başladığı bu yıllarda özel-likle Brezilya’da kamuoyunun ve hizmet sunanların tepkisi yetersiz kal-mış ve hatta çocukları ceza infaz kurumlarına yerleştirmek gibi çağdı-şı önlemler alınmaya kalkışılmıştır. Dahası, Brezilya’da bilinmeyen sayı-da sokakta yaşayan çocuğun öldürüldüğü, kaldıkları evlerin, mekânların kundaklandığı bilinmektedir.

Bugün dünyada sokaklarda yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların sayısını tam olarak tahmin etmek son derece zordur. Birincisi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların çalıştıkları yerler belli olsa da, tam olarak sayılarını belirlemek neredeyse imkânsızdır. İkincisi, çocukların sayısı iklime, gece ve gündüze, mevsimlere göre değişebilmektedir. Bununla beraber, çeşitli toplumsal olaylara (savaş, ekonomik kriz vb.) bağlı olarak çocukların sayısı artabilir ya da azalabilir. Ancak dünyada sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların büyük bölümünün bazı Afrika, Latin Amerika ve Asya ülkelerinde bulunduğu bilinmektedir.4 Özellikle Brezilya ve Hindistan’da sorunun boyutlarının ciddi düzeylerde olduğu ortadadır.

Türkiye’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgu-sunun özellikle 1980’lerle beraber yaygınlaştığı bilinse de, çocukla-rın sokakları bir çalışma ve yaşam alanı olarak kullanmaları Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan bir süreci yansıtmaktadır. Örneğin, kül-hanbeyleri bugünkü anlamda sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan ço-cukların geçmişteki yansımalarıdır demek yanlış olmayacaktır. “Külhan-beyleri, anne ve babası ya da kendine bakacak ve yiyecek ve içeceğini sağlayacak kimsesi olmayan, babası ölünce üvey annesi elinde kalan ve onun tarafından bakılmayıp evden kovulan, anne babası olduğu halde bir türlü zapt ve idare edilemeyen nasihat, azarlama ve dayak ile uslan-mayıp idaresinden aciz kalınan ve artık adam olması mümkün görülme-yip anne ve babası tarafından reddedilen ve evden kovulan çocuklardır. Bu çocuklar kimsesiz oldukları ya da sokakta kaldıkları için iyiliksever hamam sahipleri tarafından hamamların külhan bölümlerine kabul edil-mişlerdir. Bu yüzden kendilerine külhanbeyi adı verilmiştir” (Bey, 1995, akt: Erkan, 2001: 132). Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşanan toplumsal karmaşa doğal olarak çocukları da etkilemiş ve uzun yıllar süren savaşlar, bozulan ekonomik dengeler ve parçalanan aileler, sayıları on binleri bulan çocuğun sokaklarda yaşamasına yol açmıştır. Bu durum, Osmanlı yönetimini tedbir almaya yönlendirmiştir.

Erişçi’ye göre, 1900’lü yıllarda İstanbul’da, sadece Şark Halı Şirketinde 15.000 kadın ve çocuk işçi çalışıyordu. (Erişçi, 1951, akt: Makal, 1997).

4 UNICEF 1990’lı yıllarda dünyada yaklaşık 100 milyon sokak çocuğu olduğunu ifade etmiştir (Irving, 1996: 6; Wright, Wittig, Kaminsky, 1993: 83-84).

Page 17: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|7||7|

“Osmanlı’nın son döneminde, 1894 ve 1909’da çıkarılan ‘Men-i Tese’ül Nizamnamesi’ ile ‘Serseri ve Mazanna-ı Sui Eşhas Hakkında Kanun’un daha çok İstanbul sokaklarında çalışarak para kazanan hamal, satıcı ve dilenci gibi sayıları gittikçe artan yoksul ve başıboş çocukla-rı bir ölçüde de korumayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Dilenciliği mene-den nizamnamenin çıkarılmasının ardından, 1896 yılında açılan Darü-laceze kimsesiz, yoksul ve terk edilen çocukların korunduğu belli başlı kurumlardan biri olmuş, bu görevini Cumhuriyet kurulduktan sonra da uzun yıllar sürdürmüştür. ‘Serseri ve Kötülük Yapacağından Kuşku Du-yulan Kişiler Hakkındaki Kanun”un 16. maddesi çocuklara ilişkindir ve bakabilecek durumda oldukları halde çocukların ‘şurada burada serse-riyane dolaşmalarına müsaade ve müsamaha ederlerse’ ailelerinin ce-zalandırılacağını hükme bağlamaktadır” (Sapmazlı, 1943, akt: Uluğte-kin, 2001: 9).

Elimizdeki sınırlı veriler sokaktaki çocuk olgusunun Cumhuriyetin ilk yıllarında da görünür olduğunu göstermektedir. Sosyal Hizmetler ve Ço-cuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) arşivinde bulunan bu araştırma kapsa-mında İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan 2848 çocuk sap-tanmıştır. Çocukların daha çok Kasımpaşa, Galata, Eminönü, Fatih ve Kadıköy’de bulunduğu görülmektedir. Çocuklar küfecilik, dilencilik, ga-zete satıcılığı, çıraklık gibi işler yapmaktadır. Çocukların bir kısmı ise hiçbir iş yapmadan sokaklarda vakit geçirmektedir (Uluğtekin, 1997: 108).

Türkiye’de kamuoyunun sokaktaki çocuklar olgusu ile gerçek an-lamda tanışması ve çocukların sokak yaşamının gündelik yaşamın bir parçası olması son otuz yıllık zaman dilimi içinde olmuştur. 1990’ların ilk yıllarıyla birlikte Türkiye’nin birçok metropol kentinde çocuklar so-kakların vazgeçilmiş aktörleri haline gelmişlerdir. 1990’lar, başta İstan-bul olmak üzere Adana, Mersin, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Antalya’da ve diğer birçok kentte sokaktaki çocuk olgusunun patlama yaptığı yıllar olarak ifade edilebilir.

Bilindiği gibi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgu-su kentsel yoksulluğun sonuçlarından biridir. Bu nedenle, olguyu orta-ya çıkaran sosyal koşullar Türkiye’de kentsel gelişmenin dinamikleri ile doğrudan ilişkilidir. Türkiye’de kentleşmenin ve kente göçün hızlandığı 1950’li yıllar, bugün kamuoyunu meşgul eden kentsel sorunların başlan-gıç noktasıdır. Kırdan kente hızlı bir göç sürecinin yaşandığı 1950–1990 dönemecinde Türkiye’de kentsel nüfus oranı % 51.32’ye ulaşmış, kent-sel nüfus artış hızı ise binde 43,9 olarak tespit edilmiştir. 1990’larda ise yaşanan terör olayları sonucunda zorunlu olarak yer değiştirmek du-rumunda kalan yüz binlerce insanın anakentlere göç etmesi de kent-sel nüfus yoğunluğunu hızla artırmıştır. Dahası, kente 1990 sonrası göç edenler kente tutunma stratejilerini geliştirememiş ve kırla bağlantıla-rı büyük oranda kesintiye uğradığı için aileler çözülme aşamasına gel-miştir.

Page 18: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|8|

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu üzerine yapı-lan çalışmalar, sorunun düzensiz kentleşme, kırdan kente yönelen göç ve yetersiz sosyal hizmetler ile ilgili olduğunu ortaya koymaktadır. (Bkz. Şekil 1)

Bilinmektedir ki sokaktaki çocuklar sorunu birçok toplumsal faktö-rün bir araya gelmesiyle oluşur ve temelde toplumsal gerilimi ve stre-si göstermesi açısından anlamlıdır. Bu açıdan, sokaktaki çocuklar olgu-sunu salt ekonomik ve/veya kültürel değişkenlerle açıklayabilmek ola-naksızdır. Olgu birey, aile, grup ve topluluk/toplum düzeyindeki faktör-lerin bir bileşenidir ve bu nedenle çözüm stratejisi kapsamlı ve çok bo-yutlu olmalıdır.

Sokakta Çalıştırılan ve/veya Yaşayan Çocuklara Yönelik Uygulamalar ve Yaklaşımlar Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa yönelik uy-

gulama ve hizmet modellerinin yıllar içerisinde olgunlaştığını ve zaman-la sorunun doğasına yanıt verebilecek modellerin ortaya çıktığını söyle-mek olanaklıdır. 1980’li yıllarda yaşanan büyük toplumsal dönüşümler sonucunda yüz yüze kalınan sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-lar olgusuna, profesyonellerin ve daha genelde toplumun hazırlıksız ya-kalandığı anlaşılmaktadır. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-lar sorunu karmaşık toplumsal süreçlerin sonucudur ve açıktır ki sokak ve çocuk ilişkisi, “bir bakıma ülkelerdeki sosyal destek ve koruma prog-ramlarının başarısızlığını ve yetersizliğini ortaya koymakta olup bu so-runu, sosyal faktörler ve aile koşulları ile mücadele eden, geniş kap-samlı bir sosyal politika stratejisi olmaksızın çözmek mümkün görülme-mektedir” (Hekimoğlu, 2009).

Öte yandan, bu bölümde kısaca ele alınacak olan hizmet model-lerinin henüz sorunun karmaşıklığına tamamen yanıt veremediği gö-rülmektedir (Rizzini ve Lusk, 1995: 396). Sokaktaki çocuklarının fark-lı karakteristiklere sahip olmaları, sokakta bulunmalarına neden olan psiko-sosyal ve ekonomik süreçlerin karmaşıklığı ve, belki de en önemli-si hizmetin planlanmasını güçleştirecek kadar farklı ihtiyaçlarla tanım-lanmaları, hizmet modellerini yetersiz kılmaktadır.

Bugün dünyada sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yö-nelik olarak geliştirilen dört temel yaklaşım vardır. Bunlar ıslah edici yaklaşım (correctional approach), rehabilite edici yaklaşım (rehabili-tative approach), sokak çalışması yaklaşımı (outreach strategies app-roach) ve önleyici (prevention) yaklaşımdır (Lusk 1989, akt: Rizzini ve Lusk, 1995: 396).

“Islah edici yaklaşım” sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-lar sorununa yönelik olarak ortaya çıkan ilk yaklaşımdır. Bu yaklaşım sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukları kamusal bir rahatsızlık ve kamu güvenliği için risk olarak görür. Islah edici yaklaşımda çocuk-ların çocuk ıslahı örgütlerinin hizmetleri ile tanışmaları gereği esastır. Bu ıslah edici vizyon, kamu otoritelerinin ve kriminal adalet yetkilileri-

Page 19: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|9|

Şekil 1: Bir Sistem Olarak Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar (Acar, 2006)

• Ekonomi ve gelir dağılımı politikalarında görülen eksiklikler ve etkileri. • Eğitim politikasında görülen aksaklıklar: Bir sosyal sorun olarak eğitimden dışlanma süreci.• Aile ve çocuk temelli sosyal hizmet politikalarının, sosyal hizmet uygulamalarının ve koruyucu önleyici hizmetlerin yetersiz kalışı.• İstihdam politikasının olumsuz etkileri.

Toplumsal Politikalar

• Türkiye’nin temel yapısal özellikleri ve sorunları. (Yoksulluk, gelir dağılımı bozuklukları, işsizlik, yetersiz sosyal hizmetler ve kırdan kente göç, ekonomik göç)• Yaşanılan çevrenin temel nitelikleri(gecekondulaşma, yetersiz kentsel hizmetler, düşük yaşam kalitesi, düzensiz kentleşme, kentle bütünleşememe, olumsuz çevresel koşullar)• Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların aileleri: Ailenin itici özellikleri (Aile planlaması konusunda bilgi eksikliği: Çok çocuklu aileler, düşük eğitim düzeyi, çocuğa bakış, işsizlik, göç hikayesi, kentsel yaşama uyum sağlayamama, aile içi şiddet, ana-baba çocuk ilişkileri, çocuğu olumsuz etkileyen kültürel değerler).

Yaşanılan ÇevreSokakta Yaşayan ve/veya

Çalıştırılan Çocuklar ve Sokak Kültürü Kısır Döngüsü

• Eğitimde başarısızlık, okula uyum sağlayamama.• Olumsuz yaşam koşulları.• Aile içi şiddet.• Düşük gelecek beklentisi ve yaşam umudu.• Aileye destek olmak amacıyla çalışma zorunluluğu.• Sokakta yaşama/çalışma deneyimi, sokakla tanışma, bağımsız yaşam isteği.• Sokak kültürü, sokağın çekiciliği, çekici arkadaş ortamı.• Madde kullanımı ve bağımlılığı.• Aile ortamından bütünüyle uzaklaşma, sokakla bütünleşme.

Page 20: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|10|

nin görüşleriyle baskın hale gelmiştir (Incardi ve Surat, 1997: 18). İkin-ci yaklaşım olan “rehabilite edici yaklaşım”, çocukları, ortamlarından, içinde bulundukları durumdan çıkarıp onları rehabilite edici programla-ra katmayı vurgular. Bu yaklaşım da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırı-lan çocukların yaşadıkları koşullardan zarar gördüğünü belirtmektedir. Yaklaşımla birlikte madde (drug) detoksifikasyonunu, eğitimi ve güvenli bir aile-çevre ortamının yaratılmasını vurgulayan insani programlar su-nulmaya başlanmıştır. Rehabilite edici yaklaşım Latin Amerika’da geli-şip hız kazanmıştır, Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukları suçlu olarak görmez; buna göre sokaktaki çocuklar; yoksulluğun, çocuk istis-marı ve ihmalinin ve yaşam koşullarının kurbanlarıdır. Bu yaklaşım so-nucunda sokak çocuklarına yönelik barınma, madde bağımlılığı, eğitim/iş programları gelişmiştir. Fakat bu programlar sınırlı sayıda çocuğa ula-şabilmektedir (Incardi ve Surat, 1997: 18). “Sokak çalışması” yaklaşım, yenilikçi bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Bu yaklaşımı Freire’nin eğitim modelinde, öğrencilerin kendi yararlarını vurgulayan ve onla-ra pratik ve politik becerileri kazandıran bir yaklaşımdır (Freire, 1973, akt: Rizzini ve Lusk, 1995: 397). Diğer yaklaşımların daha çok, sınırlı sa-yıda sokaktaki çocuğa hizmet sunan kurumsal yapıları kullanması nede-niyle, sokak çalışması yaklaşımı geliştirilmiştir. “Sokak çalışması yakla-şımı”, temelde çocuklara bulundukları ortamda müdahale etmeyi plan-lar ve daha çok sayıda çocuğa ulaşma iddiasına sahiptir. Kurumsal yak-laşımların ötesinde olan sokak çalışmasında meslek elemanları için ça-lışma yeri, çocukların yaşam alanı olan sokaklardır. “Koruyucu-Önleyici yaklaşım” ise sokak çocukları fenomeninin kaynağını ekonomik sorun-larda ve insan hakları sorununda görür ve basit politik çözümler öne-rir. 1980’lerle birlikte artan yoksulluk oranları ve çocukların yaşam ko-şullarının giderek kötüleşmesi sonucunda (Lowenthal, 1993, akt: Rizzi-ni ve Lusk, 1995: 397-398) önleyici yaklaşımlar, UNICEF tarafından orta-ya çıkarılmıştır, bu yaklaşımda sokaktaki çocuklar sorununun anlaşılma-sı için geniş sosyal ve ekonomik değişkenler incelenmelidir (Rizzini ve Lusk, 1995, s. 397-398).

Koruyucu-önleyici yaklaşım, çocuk yoksulluğu sorununa yönelik kök-tenci düzenlemeleri işaret eder. Bu yaklaşımı savunan ve geliştiren Uni-cef iki tür çalışmaya odaklanmıştır.

- Yüksek risk altında olan çocuklara yönelik eğitim, meslek kazan-dırma gibi gündüz bakım programları,

- Ailelerin dağılmasını önlemek için yapılan programlar (işbirlik-çi gündüz bakım merkezleri, aile planlaması klinikleri, küçük iş hizmetleri, ortak mutfaklar vb.) (Incardi ve Surat, 1997: 18).

UNICEF tarafından ortaya atılan koruyucu-önleyici yaklaşımda gö-rüldüğü gibi, çalışmalar aile ve çocuk odağında yürütülmektedir. Aile yapısını güçlendirmek ve çeşitli destekleyici faaliyetler aracılığıyla ai-leyi bir arada tutmak yoluyla, çocukların sokağa itildiği koşulların orta-dan kalkması planlanmaktadır. Dolayısıyla bu yaklaşım, bir yandan ço-

Page 21: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|11|

cuklara hizmet sunarken bir yandan da çevresel faktörleri düzenleme-ye odaklanmıştır.

Tarihsel gelişim incelendiğinde, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırı-lan çocuklara yönelik yaklaşımların ıslah ve güvenlik odağında şekillen-meye başladığını ve zaman içerisinde olgunun toplumsal koşullar ile iliş-kisinin kurulduğunu söylemek gerekir. Günümüzde, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik uygulamalarda yukarıda sözü edilen üç yaklaşımın da bir arada kullanıldığı görülmektedir. Sorunun karma-şıklığı, rehabilitasyon, sokak çalışması ve önleyici yaklaşımın bir arada kullanılması gerekliliğini yaratmaktadır.

Özetle, bir yandan olguyu ortaya çıkaran toplumsal koşulların orta-dan kaldırılmasına odaklanan bir hizmet sunumu devam ederken, öte yandan çocuk ve madde bağımlılığı arasındaki ilişki üzerine çok disip-linli kurumsal yapıların oluşturulması beklenmektedir.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmetler di-ğer ülke örnekleri çerçevesinde incelendiğinde, olgunun görüldüğü ül-kelerde yer alan hizmetlerin; sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim-ler ve merkezi hükümet olmak üzere üç düzeyde sunulduğu, buna kar-şın yerel yönetim ve sivil toplum örgütleri tarafından yürütülen hizmet-lerin ağırlıklı olduğu anlaşılmaktadır. Sosyal hizmetler sisteminin temel bir karakteristiği olarak, hizmetler içinde bulunulan ülkenin sosyal re-fah geleneklerinden etkilenerek sunulmaktadır. Örneğin, sokaktaki ço-cuk gruplarına Latin Amerika ülkelerinde çoğunlukla kilise ve ilişkili si-vil toplum örgütleri hizmet sunarken, Avrupa Birliği’nin yeni üyelerin-de hizmetlerin genellikle yerel yönetimler tarafından sunulduğu görül-mektedir.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik başarılı bir hizmet sunumu sağlamak ve “iyi uygulama” örnekleri yaratabilmek için ne yapılmalı sorusunun yanıtı ise aşağıdaki satırlarda verilmeye çalışıl-maktadır.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusuna yönelik ça-lışmaların eşzamanlı olarak kurumsal ve kurumsal olmayan hizmetleri (sokak çalışması yaklaşımı ve rehabilite edici yaklaşım bir arada) içer-mesi, sunulan hizmetlerde disiplinler ve sektörler arası bütünlüğün sağlanması (sağlık, eğitim, sosyal hizmetler vb.) ve bir yandan da yeni çocukların da döngüye katılmasını önlemek için risk önleyici düzenle-melerin yapılması elzemdir. Bunu başarabilmek için de çocuk yoksullu-ğunu önleyici sosyal politikaların geliştirilmesi gerekir. “Çocuk yoksullu-ğu ile ilgili kamu politikaları birçok geniş amaca sahiptir. Bunlardan biri-si çocukların yiyecek, barınak, sağlık hizmeti ve diğer ihtiyaçlarının sağ-lanması için kaynakları temin etmektir. İkinci bir amaç, ailelerin eko-nomik bağımsızlığa kavuşmaları için çalışmaktır. Üçüncü önemli amaç ise, yoksulluğun fiziksel, ruhsal, duygusal gelişime etkilerinden çocuk-ları korumaktır” (Plotnick, 1989: 527).

Page 22: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|12|

Öte yandan, hizmet ve/veya programların başarılı olabilmesi için aşağıdaki noktaların5 üzerinde durulması gerektiği açıktır.

Eğitimli PersonelÇocuklar üzerinde olumlu ve uzun süreli bir etki yaratmak için yal-

nızca iyi niyet yeterli olmayıp uzman desteğine gereksinim vardır. Her bir çocuğun durumunun değerlendirilmesi ve bireye özgü eğitim ve ya-şam becerileri planının geliştirilmesinde disiplinler arası bir uzman ekipten yararlanılması çok başarılı sonuçlar vermektedir. Personel ve gönüllüler için sürekli bir eğitim programı uygulanması önemlidir.

Gelişime OdaklanmaBaşarılı bir program için, çocuklara yalnızca sokakta temel hizmet-

ler sağlamakla yetinilmemelidir. Aile, okul ve işgücü piyasası ile bütün-leşerek, kalkınmaya yönelik faaliyetler programın ana bileşeni olmalı-dır.

Okulla BütünleşmeÇocuğun okula dönmesine ya da okulda kalmasına yardımcı olmak

çok çaba gerektirmektedir. Okulda çocuğun konsantrasyonunu engelle-yen sağlık, psikolojik ve davranış sorunları; olabilir ya da sokakta yaşa-ması nedeniyle akranlarından farklı yaşam deneyimi ve farklı becerile-ri vardır ve bunlar normal okul müfredatında dikkate alınmamaktadır; öğretmen ve öğrenciler onları kabule hazır olmayabilirler. Bu nedenler-le, eğitim programları geleneksel pedagojik yaklaşımdan ziyade öğren-me, kritik yetenekler ve genel yaşam becerilerini vurgulamalıdır. Ço-cuğun eğitim sistemine ve gelecekte işgücü piyasasına katılımını sağla-mak için aynı zamanda standart müfredat da öğretilmelidir. Okul perso-nelini basmakalıp düşüncelerden arındırmak ve sokakta yaşayan/çalış-tırılan çocukları benimsemelerini ve bu çocukların belirli beceri ve ih-tiyaçlarına duyarlı olmalarını sağlamak için, onları eğitmek ve duyarlı hale getirmek gerekmektedir.

İşgücü Piyasasına KatılımBaşarılı bir program için çocuk ve gençlerin uzun vadeli istihdam ge-

reksinimleri ve çocukların eğilimleri dikkate alınmalı ve iş ahlakı ve ya-şam becerilerini geliştirmelerine yardımcı olunmalıdır. Bu nedenle, ola-sı istihdam yaratan sektörlerle yakın işbirliği içinde çalışmalıdır.

Çocuklara Kendi Mekânlarında UlaşılmasıÇocuklar sokağı terk etmeye zorlanmamalıdırlar ve onların istedik-

leri yerde kalma haklarına saygı gösterilmesi gerekmektedir. Eğiticiler için, en doğru yaklaşım, zaman içinde çocuk ve gençlerin diğer seçe-neklerin farkında olmalarını sağlamak ve yaşam düzenlerini değiştir-

5 Bu bölüm Sayın Ayla Hekimoğlu’nun, “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modelinin ve İl Eylem Planlarının Değerlendirilmesi ve Yönetim Modelinin Güçlendirilmesi Projesi“ kapsamında hazırladı-ğı, 6.10.2009 tarihli “Diğer Ülke Uygulamaları” başlıklı rapora dayanarak hazırlanmıştır.

Page 23: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|13|

meye hazır olmalarını beklemektir. Birçok sokak çocuğunun yetişkinler-le geçmişte travmatik deneyimleri olduğu ve yetişkinlere güvenmedik-leri için güven uyandırmak temel koşuldur. Eğiticiler onları yargılama-dan, etkileşim tarzlarını çocuğun programına ve günlük yaşam ritmine uydurmalıdırlar.

Bireysel İlgi ve Kişiye Özel Hizmetler Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan her bir çocuğun kişisel gereksi-

nimleri, sağlık ve aile geçmişi, beceri ve gayeleri farklıdır. Çocuğu so-kağa iten nedenlerin karmaşık bileşimi ve ailesine döndüğünde karşıla-şacağı durum da tektir. Başarı potansiyeli olan programlar her bir ço-cuğun durumunu göz önüne alarak bireysel yaşam planı yapan, sunu-lan hizmetleri değerlendirmek üzere disiplinler arası uzmanlıktan ya-rarlanan programlardır. Bireysel programlar, çocukların özgüvenlerini ve aynı zamanda bağımsız yaşam şanslarını artırmak için onların kişisel becerileri ve kültürel geçmişleri göz önüne alınarak oluşturulmalıdır.

Çocukların KatılımıBaşarılı programlar çocukları kendi gelişimlerinin özneleri olarak

kabul etmekte, faaliyetleri onların amaç ve yaşam planları üzerine inşa etmektedir. Bazıları da onları akran danışmanları ve kolaylaştırıcı ola-rak programlara dâhil etmektedir.

SağlıkProgramlar çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığına özel önem verme-

li, onlara kendi uzmanları aracılığıyla ya da sağlık hizmetlerine yönlen-direrek hizmet sunmalıdır. Çoğu kez fiziksel durumları nedeniyle çocuk-ların acilen tedavi edilmeleri gerekmektedir. Birçoğunun kaza ya da is-tismardan dolayı yaralanma, yetersiz beslenme, solunum yolu veya sin-dirim sistemi enfeksiyonları, cilt hastalıkları, cinsel yolla bulaşan has-talıklar, HIV/AIDS ve uyuşturucu kullanımı vb. sorunları bulunmaktadır. Çocuklar genellikle ailede ya da sokakta travmatik deneyimler yaşamış-lardır. Sağlıklarına kavuşmaları için geçmişleri ile yüzleşmeleri gerek-mekte, bireysel ya da grup terapi ve danışmanlığına gereksinim duy-maktadırlar.

Aile ve Toplumun KatılımıSokaktaki çocukların içinde bulundukları koşullar, onların dezavan-

tajlı sosyal ortamlarının bir yansımasıdır. Sokak, onlara aile ve toplu-mun veremediği yeni bir aidiyet duygusu ile duygusal ve fiziki olanak-lar sağlamaktadır. Bu nedenle, birçok çocuk sığınakta veya bakıcı aile yanında kalmakta iken, ya da kendi ailesiyle bir araya geldikten sonra sokağa geri dönmektedir. Bu nedenle gençleri sahiplenme ve onları ko-ruma konusunda aile ve okul da dâhil olmak üzere toplumun kapasite-

Page 24: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|14|

sini güçlendirmek önemlidir. Aile ile yeniden birleşme okula uyumu da kolaylaştırmaktadır. Özellikle ailenin eğitimin önemini anlaması ve eği-tim faaliyetlerine aktif bir biçimde dâhil edilmesi başarılı sonuçlar ver-mektedir. Birçok aile eğitim masraflarının karşılanmasına da gereksi-nim duymaktadır.

Lobi ve Savunu FaaliyetleriSokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili sorunların kö-

kenleri ile hangi faaliyetlerin nasıl uygulanması gerektiği konularında önemli bilgiler mevcut olmakla birlikte, değişimi sağlama gücü sınırlıdır ve teknik açıdan ne kadar anlamlı olurlarsa olsun, uygulanan program-lar sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa ancak kısmi çözüm getirebilmektedir. Lobi ve savunu faaliyetlerine STK’ların katılı-mı, çocukları etkileyen ortamlarda değişiklik yaratabilmekte ve çocuk-lara özgü hizmetlerin etkilerini arttırmaktadır.

Hizmetlerin BirleştirilmesiSokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik programların

büyük çoğunluğu birden fazla sektörü ilgilendirmektedir. Sağlık, eğitim, yaşamı idame ve duygusal gereksinimlerin birbirinden bağımsız olarak yanıtlanabilmesi mümkün değildir. Madde bağımlısı, yetersiz beslenmiş bir çocuğun eğitim faaliyetlerinden yararlanması beklenemez. Çocuk-ların aileleri ile bütünleşebilmeleri için psiko-sosyal desteğe ihtiyaçları vardır; mesleki eğitim, sağlık ve yaşam becerileri danışmanlığı ile bir-likte sağlandığında daha iyi sonuç elde edilmektedir. Eğlence, spor ve kültür faaliyetleri çocukların güvenini kazanmanın ve onları diğer prog-ram faaliyetlerine katılımlarını sağlamanın ön koşullarıdır.

Ağ Oluşturma ve Kurumsal İşbirliği Sokaktaki dezavantajlı çocukların uygun bir biçimde gelişimlerini

sağlamak için STK ve kamu kuruluşları arasındaki rollerin paylaşılması-na ve işbirliği modellerinin daha iyi bir biçimde uygulanmasına gereksi-nim vardır. Bazı programlardan elde edilen deneyimler, yerel düzeyde kamu kurumları ile STK’lar arasında ağ oluşturulduğunda STK’ların izole olmaktan kurtulduğunu ve etkilerinin arttığını göstermiştir.

BÖLÜM 3

SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK GELİŞTİRİLEN YENİ HİZMET MODELİ6

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların, örgün veya mesle-ki eğitime dâhil edilmeleri ve ailelerinin yanına veya kurum bakımına yönlendirilerek, eğitimini tamamlamış ya da iş sahibi gençler olarak re-

6 “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modelinin tam metni çalışmanın sonunda Ek 5’te yer almaktadır.

Page 25: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|15|

habilitasyonlarının tamamlanması amacıyla, 2004 yılında Başbakanlığın talimatıyla Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanının koordinasyonun-da, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Adalet Bakanın-dan oluşan bir komite kurulmuştur.

Bakanlardan oluşan Komitenin talimatları ile SHÇEK Genel Müdürlüğü’nce, Türkiye genelinde uygulanmak üzere basamaklandırıl-mış Yeni Hizmet Modeli hazırlanmış ve model Başbakanlığın 2005/5 nolu Genelgesi, 25 Mart 2005 tarihli ve 25766 sayılı Resmi Gazete’de yayın-lanarak uygulamaya konulmuştur.

Yeni Hizmet Modeli, öncelikle sokakta çalıştırılan, sokakta 24 saati-ni geçirip her türlü istismara açık olan, madde kullanan çocukların, so-kaktan çekilerek örgün ve mesleki eğitime yönlendirilmelerini, madde bağımlılığı tedavilerinin yapılmasını, barınma, beslenme, giyim, sağlık, eğitim vb. tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını ve toplumla yeniden bütün-leştirilmesini içeren çok sektörlü yaklaşımı içermektedir. Ayrıca önleyici tedbirleri de kapsamaktadır. Yeni Hizmet Modeli öncelikle sorunun yo-ğun görüldüğü, İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Adana, Mer-sin ve Bursa illerinde uygulanmaktadır.

Hizmet Modeli’nin belirlenen illerde uygulamaya geçirilmesi için 16–17 Haziran 2005 tarihinde İstanbul ilinde geniş katılımlı bir eşgüdüm toplantısı düzenlenmiştir.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmet mo-deli eşgüdüm toplantısına, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı, İçişleri Bakanı, Bakanlıkların üst düzey bürokratları, belirlenen illerin en üst yöneticileri ve üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve medyadan temsilciler katılmıştır. Bu toplantıda, ortak bir anlayış ve strateji geliştirilmiş ve her il için öncelikler belirlenerek uygulamaya konulmuştur.

21.12.2005 tarihinde Başbakanlıkta Bakanlardan oluşan komite top-lanarak yapılan çalışmalar değerlendirilmiş ve ihtiyaçlar belirlenmiştir.

2006 yılında modelin uygulandığı illerde, UNICEF Türkiye Temsilcili-ğinin teknik desteği ile SHÇEK Genel Müdürlüğünce Yeni Hizmet Modeli İl Değerlendirme Toplantıları düzenlenmiş ve illerin ilgili sektör temsil-cileri ile İl Eylem Planları oluşturulmuştur.

2007 yılı Mayıs ayında ise Ankara’da Yeni Hizmet Modeli İzleme ve Değerlendirme Kurulu üyelerine ile Yeni Hizmet Modeli kapsamında ya-pılan çalışmalar değerlendirilmiş ve Bakanlar Komitesinin toplantı gün-deminde hangi konuların ele alınmasının faydalı olacağı görüşülmüştür. İl Eylem Planları doğrultusunda yapılan çalışmaların değerlendirildiği rapor hazırlanmış, Bakanlıkların konu ile ilgili oluşturulan İzleme ve De-ğerlendirme Kurulu Üyelerine sunulmuştur. Çalışmaların başarılı yanları ve aksayan yönleri İzleme ve Değerlendirme Kurulu toplantısında tartı-şılmış ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde kararlar alınmıştır.

Page 26: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|16|

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının takibi için Bakanlıklarda oluş-turulan İzleme ve Değerlendirme Kurulu üyeleri ile 14.10.2009 tarihin-de SHÇEK Genel Müdürlüğünde bir toplantı yapılmış ve Yeni Hizmet Mo-deli İl Eylem Planlarının değerlendirilmesi çalışması kapsamında yapıla-cak çalışmalar tartışılmış ve illerde yapılacak değerlendirme çalışmala-rına Bakanlık temsilcilerinin de katılmasının uygun olacağı kararlaştırıl-mıştır. Her ilin ziyaret edilmesi, illerde ilgili tüm sektör temsilcilerinin katılımının sağlanarak çalıştay yapılması, çalıştayda İl Eylem Planında belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı konularının tartışılması, ayrı-ca illerdeki uygulamaların yerinde görülmesi kapsamında kuruluş ziya-retlerinin gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.

Başbakanlık Genelgesi ile uygulamaya konulan Yeni Hizmet Modeli’nin ve İl Eylem Planlarının Değerlendirilmesi amacıyla Sokakta Yaşayan/Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Yeni Hizmet Modeli’nin İl Eylem Planlarının Değerlendirilmesi çalıştayları UNICEF Türkiye Temsilciliği işbirliği ile SHÇEK Genel Müdürlüğünce yapılmıştır. 02 Kasım 2009’da İzmir’de, 09 Kasım 2009’da Bursa’da, 29 Aralık 2009’da Ankara’da, 22-23 Şubat 2010’da Mersin’de, 24-25 Şubat 2010’da Adana’da, 17-18 Mart 2010’da Antalya’da, 25-26 Mart 2010’da Diyarbakır’da ve 19-22 Nisan 2010’da İstanbul’da gerçekleştirilen çalıştaylara kamu kurum ve kuruluşlarından, (İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Valilikler vs.) üniversitelerden, belediyelerden ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler davet edilmiş ve katılımları sağlanmıştır.

Hizmet modeli, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunu toplumsal dinamiklere bütüncül ve sistematik bir bakış açısı getirerek açıklamaya çalışmaktadır. Sorunu, Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşullar ve değişim dinamikleri ile ilişkilendirmekte ve çözüm için temel yapısal dönüşümleri hedeflemektedir.

“Sokakta yaşayan çocuklar problematiğini, sadece ülke merkezli göç, işsizlik vb. nedenlerle açıklamaya çalışmak yeterli değildir. Belki de, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar meselesinde ülkemizin göremediği ve sanki sürpriz bir durumla karşı karşıya kalmışçasına panik havasına kapıldığı şey, döngüsüne kapıldığı sosyal devinimi gerektiği gibi hissedemeyişi ve zamanlı bir karşı duruş alamayışıdır. Oysa toplumsal nitelikli diğer problemler gibi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar problemi de Türkiye için sürpriz bir olgu olarak algılanmamalıdır. Pek tabii olarak bilinmektedir ki, her olgunun görünmeyen bir yüzü vardır. Tüm bunlar, yerel değerleri, değişkenleri ve kültür coğrafyasının parametrelerini inkar anlamına gelmemektedir.”

Model, olgunun arka planındaki toplumsal dinamikleri işaret etmektedir. Ayrıca, olguyu ortaya çıkaran arka planın, çeşitli değişkenlerin bir araya gelmesi ile oluştuğunu söylemektedir. Modelin öngördüğü çözüm stratejisi ise olguyu ortaya çıkartan toplumsal dinamiklerin bütününe müdahale edecek çok sektörlü bir yapıdır.

Page 27: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|17|

“Sokakta yaşayan çocuklar sorununa tekrar dönecek olursak, önemle söylememiz gereken, söz konusu sorunun çözümüne ilişkin, tüm mekanizmaları sektörler arası işbirliği çerçevesinde harekete geçirmek zorunda olduğumuzdur. Çünkü ulusal ölçekli eylem planları, ulusal bilincin oluşmasıyla işlerlik kazanır, gerçekleşir ve başarıya ulaşabilir.”

Öngörülen çok sektörlü yapı nedeniyle, 2005 yılına kadar sadece Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun sorumluluk alanında olarak görülen sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunun çözümlenebilmesi için birçok farklı Bakanlık ve bağlı kuruluşun bir arada çalışmasının zorunluluk olduğu belirtilmektedir. Böylece, modelin işaret ettiği karmaşık toplumsal dinamiklere yönelik kapsamlı bir çalışma yapılabileceği ve olguyu ortaya çıkaran etmenlerin ortadan kaldırılabileceği varsayımı baskın hale gelmektedir. Bu yapı çerçevesinde Model’in sorumluluk yüklediği kurumsal yapılar şunlardır:

• Aile ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı,

• Adalet Bakanlığı,

• İçişleri Bakanlığı,

• Milli Eğitim Bakanlığı,

• Sağlık Bakanlığı,

• Mahalli idareler (il özel idareleri ve belediyeler) ve Valilikler.7

Model, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik ola-rak tasarlanan hizmet sunumunda yer alması gereken hizmet birimleri-ni de tanımlamıştır. Buna göre, sorunun yaşandığı il ve bölgelerde oluş-turulacak, “Koordinasyon Merkezi, Mobil Ekip, Sokak Ofisi, Barınak, İlk Adım İstasyonu, ÇEMATEM/AMATEM/UMATEM, Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM)” aracılığıyla çocuk-lara hizmet sunulması planlanmıştır.

Modelin öngördüğü hizmet sunumu ve işleyişi ise şu şekildedir:

“Durumları, meslek elemanları aracılığı ile tespit edilen sokakta ya-şayan ve/veya çalıştırılan çocuklar, aşağıda belirtilen hizmet modelinin içerisine dahil edilmek amacıyla, öncelikle hizmetten yararlanma di-rencini arttırmak ve kapalı mekanlara alışmasına yönelik ilk uyumlan-dırmayı gerçekleştirmek üzere İlk Adım İstasyonuna yönlendirilecektir. Hizmeti reddederek, madde kullanımından vazgeçmek istemeyen ço-cuklar ise korunmaları ve bu esnada da ikna edilmelerine yönelik ça-lışmaların gerçekleştirilmesi amacıyla Barınağa yönlendirilecektir. İlk Adım İstasyonunda, meslek elemanları tarafından uyum süreci tamam-landığı kanaati oluşan madde bağımlısı çocuklar, Sağlık Bakanlığı bün-yesinde bulunan Tıbbi Tedavi Merkezine, tıbbi tedavisi tamamlandık-tan sonra yine Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan Tıbbi Rehabilitasyon Merkezine sevk edilecektir. Tıbbi rehabilitasyonu gerçekleşen çocuklar Sosyal Rehabilitasyon Merkezine teslim edilecektir. İlk Adım İstasyo-

7 Paydaş kurum ve kuruluşların sorumlulukları Modelin tam metninde (bakınız Ek 5) yer almaktadır.

Page 28: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|18|

nunda uyum sürecini tamamlayan, sokakta yaşayan fakat madde kullan-mayan çocuklar ise doğrudan Sosyal Rehabilitasyon Merkezlerine hava-le edilecektir. Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde, çocuklar, sorumluluk alma alışkanlığını kazanacak etkinlikler aracılığı ile, örgün veya mesle-ki eğitime dahil edilecektir. Bu süreçleri tamamlayan çocukların önce-likle aile yanına, bunun mümkün olmaması halinde, SHÇEK kurumları-na veya Milli Eğitim Bakanlığına bağlı YİBO’lara yönlendirilmesi amaç-lanmaktadır. Bu süreçlerden sonra meslek edinerek işe yerleştirilen ve aile yanına dönmesi mümkün olmayan ya da kurum bakımı hizmetle-rinden yararlanmak üzere yaşı uygun olmayan çocuklar ise Gençlik Ev-lerinden yararlandırılacaklardır. Bu süreçte her çocuk için sorumlu bir meslek elemanı (Sosyal Çalışmacı, Psikolog ve Çocuk Gelişimci) görev-lendirilecek olup, çocukla ilgili sürecin başlangıcından itibaren, belir-lenmiş nihai hedefe ulaşana kadar çocukla ilgili tüm havale, takip, de-ğerledirme, destek ve danışmanlık işlemlerinde, süreçte yer alacaktır.”

BÖLÜM 4

SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK YENİ HİZMET MODELİ ve İL EYLEM PLANI UYGULAMALARI

2005/05 no.lu Başbakanlık Genelgesi ile uygulanmaya başlayan “So-kakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli” ve İl Eylem Planları çerçevesinde sekiz pilot ilde yürütülen çalışmalara ilişkin bulguların yer alacağı bu bölümde Adana, Ankara, Antalya, Bur-sa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Mersin illerine ilişkin değerlendirme-ler sunulacaktır. Ayrıca bölümde, her bir kentteki sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik yürütülen çalışmaların ve kentte so-runa yönelik kurumsal yapılanmanın yanı sıra, kentin sosyo-demografik ve ekonomik özellikleri, kentteki sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun boyutları ve temel karakteristiklerine ilişkin bilgi-lere de yer verilecektir.

Page 29: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|19|

1Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Adana2009 yılı “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” verilerine göre,

Adana’nın toplam nüfusu 2.062.226’dır. Adana’da 0–19 yaş grubundaki nüfusun 749.231 kişiden oluştuğu görülmektedir. Nüfusun 1.805.145’i Adana kent merkezinde yaşamaktadır. Devlet Planlama Teşkilatı İl Ba-zında Gelişmişlik Göstergeleri (2003)’ne göre Adana, 81 il merkezi için-de sosyo-ekonomik gelişmişlik bakımından sekizincidir.

Adana’da son yirmi yıllık zaman diliminde nüfusun önemli ölçüde arttığı ve artışın büyük oranda iç göç hareketleriyle ilişkili olduğu bilin-mektedir. Adana ili “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yö-nelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları” (SHÇEK, 2010) raporuna göre Adana’ya göç 1950’li yıllarda başlamış ve 1970’den iti-baren hız kazanmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Adana’ya yö-nelen göç hareketinin oranı % 38,6’dır.

Adana’ya yönelen göç hareketinin en temel özelliği mesleki bece-rilere sahip olmayan nüfusun artmasıyla ilişkilidir. Adana, en çok ni-telikli göç veren, buna karşılık ise niteliksiz göç alan kentlerin başın-da gelmektedir2. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün “Türkiye’de Göç ve Yerinden Olmuş Nüfus Araştırması”nda 14 il “göç veren iller” kapsamında belirlenmiştir. Bu 14 ilden göç alan ilk 10 il arasında Adana da yer almaktadır (Özdener, 2010: 37).

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–20093 verilerine göre Adana’ya bu yıllar içinde 53.685 kişi göç etmiştir. Veriler dikkatle in-celendiğinde ortaya çıkan durum oldukça ilgili çekicidir. Verilere göre, Adana Türkiye’nin hemen her kentinden göç almakla birlikte özellik-le çevre illerden ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göç almaktadır.

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Adana’daki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uy-gulamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 24–25 Şubat 2010 tarihlerinde elde edilmiş-tir.

2 Göçün Adana’ya etkileri sadece nüfus artışı değil, aynı zamanda ekonomik ve kültüreldir. Veriler, Adana’ya göçenlerin Adana’dan ayrılanlara göre eğitim düzeylerinin daha düşük olduğunu göstermektedir. Adana 1995–2000 yılları arasında 92.684 kişi göç almış, 133. 181 kişi göç vermiştir. Net göç hızı -23,97’dir (Özdener, 2010: 37).

3 Detaylı bilgi için: Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (Adnks) Veri Tabanı, http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul?kod=4. Erişim: 1.5.2010.

ADANA1

Page 30: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|20|

Şekil 2: 2008–2009 Rakamlarına Göre Adana’ya Göç Veren İller(1000 kişi ve üzeri)

1950’den bu yana Adana kent nüfusunun sekiz kat arttığı ifade edilmektedir. 1980–2000 yılları arasında Adana’nın nüfus artış hızı, Türkiye ortalamasının üstüne çıkmış ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesin’den yoğun göç hareketi yaşanmıştır. Adana’nın Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) içindeki payı azaldığından, nüfus artışının da etkisiy-le hem işsizlik oranı artmış hem de kişi başına düşen GSYİH azalmış, Adanalı fakirleşmeye başlamıştır (Tanır, 2007, akt: Özdener, 2010: 37).

İşsizlik rakamları bu durumun en güzel örneğidir. Türkiye İstatistik Kurumu 2009 Yılı Hane Halkı İşgücü Anketi Dönemsel Sonuçlarına4 göre 2009 yılında Adana ve Mersin’de işsizlik oranı %22’ye ulaşmıştır. Bu ra-kam Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir.

Adana’ya yönelen göç hareketinde dikkati çeken bir diğer nokta ise mevsimlik göç olgusudur.

“Yeterli gelir düzeyine sahip olmayan aileler, tarımsal işlerin yoğun olduğu ekim ve hasat zamanlarında çalışabilmek için, tarımsal işgücü-ne ihtiyaç duyulan yörelere göç ederek iş aramaktadır (Gürgen, 1982, Tuncer, 1990, akt: Özbekmezci ve Sahil, 2004: 262). Bu göçlerin büyük bir bölümü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri gibi ücretli tarım iş-çiliğinin sürekli ve yaygın olmadığı bölgelerden, Çukurova ve Ege Böl-geleri gibi tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelere doğru olmak-tadır. Özellikle endüstri bitkileri tarımının yoğun olarak yapıldığı Çuku-rova ve Ege Bölgesi’ne, bu bitkilerin çapa, sulama ve hasat dönemle-rinde, Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu Bölgelerinden göçler olmakta-dır (Yurdakul, 1982, Anon, 1985, akt: Özbekmezci ve Sahil, 2004: 262).

4 TÜİK verilerine göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 17,5 ile Akdeniz (TR6) Bölgesi iken, en dü-şük olduğu bölge yüzde 6 ile Doğu Karadeniz (TR9) Bölgesi’dir. 2009 yılında erkeklerin işsizlik oranının en yük-sek olduğu bölge % 18,4 ile Güneydoğu Anadolu (TRC) Bölgesi iken, kadınlar için yüzde 19,9 ile İstanbul (TR1) Bölgesi olarak gerçekleşmiştir.

2,483

Page 31: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|21|

Adana’nın sahip olduğu verimli tarım toprakları, ailelerin her yıl yaz aylarında mevsimlik işçi olarak çalışmak üzere bölgeye gelmesine ne-den olmaktadır. Mevsimlik işçilerin ve ailelerinin zor yaşam koşulları al-tında çalıştıkları ve barınma, ısınma, elektrik gibi temel yaşamsal ihti-yaçlarını karşılamakta zorlandıkları bilinmektedir. Bu durumun özellik-le çocuklar açısından temel bir tehdit oluşturduğu da açıktır. Mevsimsel göç hareketleri özellikle Adana’nın tarım sektörünün geliştiği ilçelerin-de her yıl tekrarlanmaktadır.

Adana’nın son yirmi yıllık zaman diliminde hızla artan nüfusunun yanı sıra göze çarpan diğer bir özelliği de sanayisi ve ekonomik üreti-miyle Türkiye’nin en gelişmiş illerinden biri olmasıdır.

“Adana gelişmiş bir ildir. Mevcut uluslararası havalimanı, otoyol pro-jeleri, Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi, küçük sanayi site-leri, üniversitesi, yeni açılan konut alanları, sağlık ve eğitim kurumla-rı v.b. yeni atılımlarla gelişimini sürdürmektedir” (Özdener, 2010: 37).

Adana’nın ekonomik yapısı incelendiğinde sanayi ve tarım sektör-lerinin ön plana çıktığı görülmektedir. Buna karşın yıllar içerisinde ta-rımın yerel ekonomideki payının azaldığı ve yerini büyük oranda sana-yi ve ticarete dayalı bir ekonomik yapılanmaya bıraktığı görülmektedir.

“1980’li yıllara kadar süren bu gelişme, Adana’da tarım dışı meslek-lerde de önemli artışlara neden olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise hü-kümetlerin farklı politikaları nedeniyle, tarım sektörü ekonomideki be-lirleyici rolünü kaybetmeye başlamıştır” (Özdener, 2010: 37).

Adana’da iktisadi faaliyet kollarına göre GSYİH incelendiğinde aşa-ğıdaki rakamlara ulaşılmaktadır (TÜİK, 2001):

Şekil 3: 2001 Yılı Verilerine Göre Adana’da İktisadi Faaliyet Kolları-nın GSYİH’ye Oranı

% 27.4

% 16.8

% 17.7% 18.7

% 23.9

% 10.5% 11 Sanayi

Ticaret

Çiftçilik ve hayvancılık

Tarım

İmalat sanayi

Ulaştırma ve haberleşme

Toptan ve perakende ticaret

Temel sosyo-ekonomik göstergeler açısından Adana’nın, Türkiye’nin en gelişmiş illeri arasında yer aldığı, ancak iç göç hareketleri sonucun-da artan nüfusun ihtiyaçlarına yanıt verilememesi nedeniyle toplumsal yapıda çeşitli sorunlar ortaya çıktığı görülmektedir. Buna karşın, önemli ölçüde sanayi ve tarıma dayalı gelişmiş ekonomisi ve sahip olduğu orga-nize sanayi bölgesi ile Adana’nın çekim merkezi olma özelliğini devam ettirdiği söylenebilir. Adana’da, ekonomik büyüme oranı yüksek olma-sına rağmen işsizlik oranındaki artış dikkat çekicidir. Bu noktada, yerel düzeyde gelir dağılımının nasıl yapılandığı da incelenmelidir. Dansuk’a (1997: 74) göre İstanbul, Adana, Bursa ve Mersin illerinin GSYİH sıra-

Page 32: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|22|

lamasındaki yerlerinin ilerlemesine rağmen, kişi başına GSYİH sırala-masındaki yerlerinin gerilemesi, bu illerin gelir dağılımının diğer ille-re göre daha bozuk olduğunu göstermektedir. Böylece, Adana özelin-de kentsel yapıdaki temel sorunların mevcut ekonomik üretimin nüfus gruplarına adaletli bir biçimde paylaştırılamamasından ve özellikle ken-te göç edenlerin daha dezavantajlı bir konuma sürüklenmesinden kay-naklandığı söylenebilir.

Adana’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar SorunuAdana’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili

araştırmalar, kentteki soruna ilişkin farklı sayısal veriler sunmaları se-bebiyle sokakta çalıştırılan ve çalıştırılma riski altında bulunan çocuk sayısını tam olarak yansıtmamaktadır. Ayrıca yapılan araştırmaların sa-yısal verileri incelendiğinde Adana’da düzenli olarak sokakta yaşayan çocuk olmadığı yönünde bulgulara rastlanmaktadır. Yanı sıra Adana’da sokakta çalıştırılan çocuk sayısının geçtiğimiz yıllara göre azalma eğili-minde olduğu görülmektedir.

Sokakta çalıştırılan çocuk sayısını tam olarak yansıtmamakla bera-ber, son 5 yılda Adana Çocuk Şube Müdürlüğünce tespit edilen sokakta çalıştırılan çocukların sayıları aşağıda gösterilmiştir (Adana İl Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğü Verileri, 2009, akt: Özdener, 2010: 40).

Tablo 1: Adana Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi Müdürlüğü Verileri-ne Göre Sokakta Çalıştırılan Çocuklar

YAPILAN İŞ TİPLERİYIL

2004 2005 2006 2007 2008

Kâğıt toplayan 141 228 189 310 147

Boyacı 141 309 308 252 120

Satıcı 260 439 658 697 417

Tartıcı 35 32 20 14 18

Oto camı silen 16 26 7 3 15

Dilenci 15 48 32 23 22

Toplam 608 1082 1214 1299 739

Adana Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü verileri temel alın-dığında, net bir gösterge olmasa da sokakta çalıştırılan çocuklar olgusu-nun 2005-2007 yılları arasında görece yoğunluk kazandığı, 2008 yılı ile birlikte çocuk sayısında önemli bir azalma olduğu görülmektedir. Diğer bir nokta ise atık madde toplama sektöründe çalıştırılan çocuk sayısının ulaşılan toplam çalıştırılan çocuk sayısının yaklaşık 1/5’ine karşılık gel-mesidir. Bu durum Adana’da enformel katı atık toplama sektörünün ço-cuk işçiliği açısından önemli bir risk faktörü olduğuna işaret etmektedir.

“Adana Sokak Çocukları Derneği” (Uçan Balon Çocuk ve Gençlik Der-neği) çocuk işçiliğiyle ilgili çalışmalarda bulunan sivil toplum kuruluşla-rından birisi olup 1996 yılında hizmet vermeye başlamıştır. Sokakta ya-şayan ve/veya çalıştırılan 150 çocuk, söz konusu dernekten hizmet al-maktadır. Dernekten gün içinde hizmet alan çocuk sayısı ise ortalama

Page 33: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|23|

30’dur. Derneğin verilerine göre, sokağa çıktığınızda o gün için Adana sokaklarında rastlayabileceğiniz çocuk sayısı 150 olarak bildirilmekte-dir (Adana Sokak Çocukları Derneği Kayıtları. Adana, 2009, akt: Özde-ner, 2010: 39).

Adana İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları (SHÇEK, 2010) raporu-na göre ise ilgili birimlerde SHÇEK tarafından hizmet verilen çocuk sa-yısının 701 olduğu, Adana’da sokakta yaşayan çocuk bulunmadığı, top-lam sokakta çalıştırılan çocuk sayısının ise yine 701 olduğu ifade edil-mektedir.

Adana’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili araştırmalar incelendiğinde ortaya çıkan tablonun ortak noktaları şu şekilde özetlenebilir:

Adana’da sokakta çalıştırılan çocuklar sorununun, yaşanan iç göç hareketi ve düzensiz kentleşme ile yakından ilişkili olduğu anlaşılmak-tadır. Bu durum, Adana’nın sahip olduğu ekonomik büyüklük ve istih-dam olanaklarına karşın, kentle bütünleşememiş bir grubun varlığına işaret etmektedir.

Örneğin Kesmen’in (2007) araştırmasına göre, araştırmaya katı-lan sokakta çalıştırılan çocukların %46,88’inin Güneydoğu Anadolu, %42,50’sinin ise Doğu Anadolu Bölgesi’nden Adana’ya göç ettiği görül-mektedir. Buna göre Adana’da sokakta çalıştırılan çocukların tamamı-na (%92,50) yakınının göç geçmişi olduğu söylenebilir. Çapur Okuşluk (2006, akt: Kesmen, 2007: 31–32) da araştırmasında Adana’da sokakta çalıştırılan çocukların %72,40’ının göç deneyimi yaşadığını belirtmekte-dir. Türkmen (1998, akt: Kesmen, 2007: 39–40), Adana’da sokakta ça-lıştırılan çocukların sosyo-demografik özelliklerini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada, çocukların %81’inin Güneydoğu Anadolu, %8’inin ise Doğu Anadolu Bölgesi’nin çeşitli illerinden Adana’ya göç eden ailelerin çocukları olduğunu bildirmektedir. Gönültaş (2009: 67)’ın araştırmasına katılan çocukların da %53,8’inin Adana’ya göçle geldikleri görülmüştür.

Adana’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili ve-rilerde ön plana çıkan ikinci nokta ise çocukların erken yaşlarda ai-lelerine destek olmak amacıyla çalıştırılmaya yönlendirilmesi, anne-babaların düşük eğitim düzeyine sahip olması ve çocukların büyük bir bölümünün erkek çocuklardan oluşmasıdır.

Kesmen (2007)’in Adana 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne kayıtlı 9–17 yaşları arasında, sokakta çalıştırılan 160 erkek çocuk üzerinde yü-rüttüğü çalışmada ortaya çıkan bulgular şu şekilde özetlenebilir: Sokak-ta çalıştırılan çocukların yaş ortalaması 14,73±0,15’dir. Sokakta çalıştı-rılan çocukların %95’inin ailesi ile birlikte yaşadığı, %46,50’sinin okula devam ettiği, %7,50’sinin ise hiç okula gitmediği bulunmuştur. Sokakta çalıştırılan çocukların % 38,12’sinin sokakta çalışmaya 7–9 yaşları ara-sında başladığı ve sokakta en fazla yaptıkları işlerin sırasıyla simit sa-tıcılığı (%34,18), kâğıt ve çöp toplayıcılığı (%32,50), mendil-çiçek-sakız vb. satıcılığı (%12,50), ayakkabı boyacılığı (%10,62) ve pazarda taşıyıcı-lık (%10,00) olduğu saptanmıştır. Sokakta çalıştırılan çocukların çalışma nedenleri incelendiğinde, aile gelirine katkıda bulunma (%58,75), para

Page 34: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|24|

biriktirme (%13,75), ailenin çocuğu çalışmaya zorlaması (%11,25), ken-di ihtiyacını karşılama (% 7,50), ailenin borcunu ödeme (%5,00) ve iş ve meslek öğrenme (%3,75) olarak tespit edilmiştir.

Çapur Okuşluk (2006, akt: Kesmen, 2007: 31–32), Adana’da okula devam eden ve bir işte çalışan öğrenciler ile yaptığı çalışmada, çalışan öğrencilerin %95,60’ının erkek olduğunu, %47,50’sinin 13-14 yaşlarında olduğunu, %24,30’unun sınıf tekrarı yaptığını, babalarının %22,10’unun, annelerinin ise %65,50’sinin okuryazar olmadığını, %30,40’ının 12-13 yaşlarında çalışmaya başladığını, %13’ünün simit satıcılığı, %8’inin ayakkabı boyacılığı yaptığını bildirmektedir.

Dikkati çeken bir diğer nokta ise, net bir rakam olmasa da, Adana’da çocukların önemli bir bölümünün atık madde toplama işinde çalışma-larıdır. Öte yandan, Adana’da mevsimlik göç5 olgusunun çocuklar için önemli bir risk faktörü olduğu belirtilmektedir.

Gönültaş (2009: 83) Adana örneğinde suça sürüklenen çocuklar ile yaptığı çalışmada şu tespitlere yer vermektedir: “Adana’da uyuşturu-cu ve uçucu madde kullanan çocuklar ile suç işlemiş çocukların ıslah ve rehabilitasyonuna yönelik çalışmaların olmadığı ve ilgili kurumların yetersiz kaldıkları görülmektedir. Göçle kurulan yerlerdeki plansız şe-hirleşme ve dışa açılımda eksiklik çocukları olumsuz olarak etkilemek-tedir. Bundan dolayı şehirleşme ve bu kitlenin şehir hayatına adaptas-yonuna yönelik faaliyetlerin artırılması gerekmektedir. Bu bölgelerde yapılacak fiziki rehabilitasyon, kentsel dönüşüm, çocuk suçluluğunun azaltılmasında etkili olacaktır. Çocukların yaşadıkları ortamlar ve ma-hallelere bakıldığında, sosyal açıdan mahrum olan yerler olduğu görül-müştür. Bu bölgelerde spor ve sosyal tesislerin yetersiz olduğu, çocuk-ların kendilerine faydalı olabilecek şekilde vakitlerini geçirebilecekle-ri tesislerin olmadığı görülmüştür. Çocukların enerjilerini kanalize ede-bileceği ve spor yaparak hem zihinsel hem de fiziksel gelişimlerini artı-rabilecekleri ortamların bulunması çocuk suçluluğunun azaltılması açı-sından önemlidir.”

İncelenen araştırmaların ışığında Adana’da sokaktaki çocuk olgusu-nun büyük oranda artan nüfus yapısına yanıt veremeyen kentsel hiz-met bütünü, koruyucu-önleyici hizmetlerin yetersiz kalması ve gelir dağılımı-istihdam sorunları ile çevrelendiği söylenebilir.

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Adana’daki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hiz-

met Modeli, temelde kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği ta-şırken aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olma-sı gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda Yeni Hizmet Modeli’nde yer alması beklenen hizmet birimlerinin Adana’da oluşturul-ma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

5 Ocak 2005-Haziran 2007 tarihleri arasında yapılan “Adana-Karataş’ta Mevsimlik Tarım İşlerinde En Kötü Biçim-lerdeki Çocuk İşçiliğinin Eğitim Yoluyla Sona Erdirilmesi Projesi” kapsamında mevsimlik tarım için gelen ailele-rin çocukları çalışma ortamından çekilip okula gönderilerek 3780 (1721’i tarım işlerinde çalışan, 2059’u çalış-ma riski taşıyan) çocuk eğitime kazandırılmıştır (Can, 2007, akt: Özdener, 2010: 39).

Page 35: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|25|

Tablo 2: Adana’da Yeni Hizmet Modeli’ne göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi xMobil Ekip xSokak Ofisi xBarınak xİlk Adım İstasyonu xÇEMATEM /AMATEM / UMATEM xTıbbi Rehabilitasyon Merkezi xSosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Yeni Hizmet Modeli’nde oluşturulması beklenen hizmet birimlerin-den sadece üçünün Adana’da mevcut olduğu görülmektedir. Bu birim-ler, koordinasyon merkezi, çocuk ve gençlik merkezi ve mobil ekiptir.

Koordinasyon merkezinin 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi bünye-sinde oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Kurumsal yapılanma tarama liste-sinden elde edilen verilere göre Adana’da hizmet veren iki mobil ekip bulunmaktadır. İki (2) ayrı araç ile sürdürülen çalışmalarda bir sosyal çalışmacının görevli olduğu ifade edilmektedir. Araçlar, hizmet veril-mek üzere il özel idaresi tarafından tahsis edilmiştir. Mobil ekiplerin 08.00–24.00 saatleri arasında çalıştığı ve 2010 yılı Mart ayı itibariyle hizmet sunulan çocuk sayısının 701 olduğu öğrenilmiştir.

Adana 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi, 2000 yılında hizmet verme-ye başlamıştır. 2010 yılı Mart ayı itibariyle 615 çocuk, hizmetten yarar-lanmıştır. Merkezde psiko-sosyal destek, ayni yardım, bireysel ve grup çalışmaları, eğitim, sağlık hizmetleri, beslenme hizmetleri, danışman-lık ve bilgilendirme çalışmalarının yürütüldüğü görülmektedir (SHÇEK, 2010).

Adana’da kız ve/veya erkek çocuklara yönelik bir İlk Adım İstasyo-nunun bulunmadığı, buna karşın kentte bulunan “Koruma Bakım ve Re-habilitasyon Merkezi”nin İlk Adım İstasyonu olarak kullanıldığı anlaşıl-mıştır. Kentte, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun niceliksel büyüklüğü düşünüldüğünde İlk Adım istasyonunun kurulmamış olması önemli bir eksikliktir. İlk Adım İstasyonunun kurulması yönünde çalışmalar devam etmektedir. (SHÇEK, 2010). Suça sürüklenen çocuk-ların rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması amacıyla oluşturulan “Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi”nin İlk Adım İstasyonu işle-vini de yürütüyor olmasının uygun olmadığı düşünülmektedir. Kurumla-rın farklı nitelikteki müracaatçı gruplarına hizmet vermesi hizmetin ni-teliğinin farklı şekillenmesine yol açacaktır. Bu kapsamda “Koruma Ba-kım ve Rehabilitasyon Merkezi”nin çalışmalarının da olumsuz etkilene-ceği/etkilendiği açıktır.

Page 36: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|26|

Adana’da madde bağımlılığı ve tedavisi hizmetleri için özel olarak oluşturulmuş bir hizmet biriminin bulunmaması dikkati çekmektedir (çalıştaylardan elde edilen bulgulara göre UMATEM’in kuruluş çalışma-ları devam etmektedir). Buna karşın, Adana’daki kurumsal kapasitenin madde bağımlılığı tedavisi açısından bütünüyle yetersiz olduğunu söy-lemek doğru olmayacaktır. Mevcut durumda, Adana’da madde kullanımı ve bağımlılığı önleme ve tedavi hizmetleri, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi tarafından yü-rütülmektedir. Kentteki kurumsal yapılanma Yeni Hizmet Modeli açısın-dan değerlendirildiğinde iki temel sorun ile karşılaşılmaktadır. Bunlar-dan ilki, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmet birimlerinin ve personel sayısının yetersizliğidir. Çalıştaylarda elde edi-len bulgular, Adana İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü özelinde kuruluş sayı-sının yeterli olduğunu ve türlerinin arttığını, ancak meslek elemanı sa-yısının neredeyse aynı kaldığını göstermektedir. İkinci temel sorun ise madde bağımlılığı ve tedavisinde yaşanan kurumsal yapılanma eksikliği-dir. Adana’da gerçekleştirilen değerlendirme çalışmasında, madde ba-ğımlılığının Adana’da oldukça ciddi bir sorun olduğu tespiti, ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri tarafından sıklıkla dile getirilmiştir. Buna karşın, kentte madde kullanımı ve bağımlılığı tedavisi sunan kurumların kapa-sitesinin son derece yetersiz olduğu ifade edilmiştir. Bu açılardan Yeni Hizmet Modeli’nin ideal biçimde uygulanabilmesi için gerekli altyapının henüz oluşturulmamış olduğu söylenebilir.

Diğer yandan, Adana’da son beş yıl içerisinde hizmete giren sosyal hizmet kuruluşlarının, özellikle bakım ve sosyal rehabilitasyon merkezi (BSRM) ile koruma bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin (KBRM) Yeni Hizmet Modelindeki kurumsal yapılanmayı güçlendirdiği söylenebilir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından Nisan 2007 tarihinde hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgü-düm Toplantısında Adana ili için önceliklerin belirlendiği, planlandığı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çerçeve-de Adana ili’nin sahip olduğu önceliklerden birisi de “modelin işleyişine ilişkin fiziksel mekân ve alanların hazırlanması” olarak ifade edilmiştir. KBRM ve BSRM’lerin hizmete girmesi dışında Yeni Hizmet Modeli’nin ge-rektirdiği kurumsal yapılanmanın geliştirilmesi konusunda somut adım-ların henüz atılmadığı söylenmelidir. Ancak, UMATEM’in ve İlk Adım İs-tasyonunun hizmete girmesi için çalışmaların devam ettiği ve bunun ku-rumsal kapasiteyi önemli ölçüde artıracağı unutulmamalıdır.

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Page 37: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|27|

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının DeğerlendirilmesiBilindiği gibi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yöne-

lik Yeni Hizmet Modeli’nin nihai hedefi çocukların eğitime veya mesle-ki eğitime yönlendirilmelerini, aileye geri dönmelerini, aileye dönüşün olanaklı olmadığı durumlarda ise kurum bakımına yönlendirilmelerini sağlamaktır. Bu noktada çocukların eğitime ve/veya istihdam amacıyla mesleki beceri kurslarına yönlendirilmeleri, madde bağımlılığı ve/veya diğer ruh sağlığı sorunlarına ilişkin olarak rehabilitasyon programlarına katılmaları öngörülmektedir.

24-25/02/2010 tarihlerinde Adana’da sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuklara yönelik geliştirilen Yeni Hizmet Modeli’nin ve İl Ey-lem Planlarının değerlendirilmesi amacıyla çalıştay düzenlenmiştir. Söz konusu çalıştaya; kamu kurum ve kuruluşlarından, yerel yönetimlerden, sivil toplum kuruluşlarından ve üniversitelerden temsilciler katılmıştır. Bu temsilcilerin çalıştayda, uygulamalara ilişkin iki nokta üzerinde dur-dukları görülmüştür.

Çalıştayda sıklıkla vurgulanan ilk nokta Adana’da ciddi bir madde kullanımı sorunu olması ve Adana’da madde bağımlılığına ilişkin bir hiz-met biriminin bulunmamasıdır.

“Madde kullanımı çok yoğun. 1300 kişinin takibi yapılıyor şu an (Dene-timli Serbestlik Şubesi tarafından). 1.000 tanesi madde kullanıyor. 116 ta-nesi madde bağımlısı çocuk.”

“Çocukların maddeye ulaşması engellenmeli. Adana’da maddeye ulaş-mak çok kolay. Madde bağımlılığının giriş kapısı olan sigaraya çocukların erişimi mutlaka engellenmeli.” “Açıkta satılan sigaralar için tüm yetki-li kurumlara 4 sene önce bir dilekçe ile başvuru yaptık. Sonrasında beledi-ye konu ile ilgili bir baskın yaptı ama hala sarma sigara – açık sigara satı-şı devam ediyor.”

Bu noktada, Çukurova Üniversitesi’ne bağlı bir birimin var olduğu, ancak kapasite açısından son derece yetersiz olduğu, bununla beraber 80 yatak kapasiteli bir merkezin açılması için çalışmaların başlatıldığı ifade edilmiştir. Sağlık Bakanlığına bağlı olarak hizmet veren Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin bu eksikliği bir ölçüde ka-pattığı söylenebilir.

“Madde bağımlılığı ile ilgili üniversite bünyesinde küçük bir merkez var. 18 yaş altı çocukları kapsayan 80 yatak kapasiteli yeni merkezin çalış-maları temel atma aşamasına geldi.”

“Madde bağımlıları için bölgede tedavi merkezi yok. Bu çok ciddi bir eksiklik.”

Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanmasında vurgulanan ikinci nokta ise Adana’da meslek edindirme kursları ve işe yerleştirilme konusunda ya-şanan sorunlardır. Katılımcılar tarafından Adana’da meslek edindirme faaliyetlerinin hızla geliştiği, bu konuda kurumların birbiriyle işbirliği içinde çalıştığı, kapasitenin önemli ölçüde artırıldığı ifade edilmekte-dir. Buna karşın bazı katılımcılar, mevcut kurumsal kapasitenin yetersiz olduğunu, özellikle kurs sonrasında işe yerleştirilme konusunda istenen noktaya gelinmediğini belirtmektedir.

Page 38: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|28|

“Meslek edindirme kurslarında faaliyetler yetersiz kalıyor. İşe yerleş-tirmede de başarısızız. Meslek edindirme kurslarının daha istihdama yöne-lik olması gerekir. İŞKUR’a danışarak, iş garantili kursların açılmasını teş-vik etmek gerek. İşçi ve memur istihdamında öncelikli kontenjan ayrılabi-lir mi? Tıpkı eski hükümlülerde olduğu gibi istihdamda belli oranlarda kota konmalı.”

Bu noktada geçmiş yıllara göre Adana’da mesleki eğitim konusun-da önemli bir mesafenin kaydedildiği de ifade edilmiştir. Katılımcılar, kamu kurum ve kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin bir arada or-tak faaliyetler düzenlediğini belirtmişlerdir.

“Ayrıca mesleki kurslar ile ilgili, İŞKUR ciddi mesafe kaydetti. Adana öl-çeğinde geçen yıl 7 trilyon lira harcandı. İl İstihdam Kurulunda hep vurgu-lanan konu, kişisel özelliklere göre istihdama dayalı kursların açılması ko-nusudur. 2010 yılı meslek edindirme yılı olacak.”

“Adana’nın örnek olacağı bir çalışma, “Çocuklar Okula Aileler Eğitime Projesi.” Toplum merkezlerinde aileleri eğitime alıyoruz, çocuk yetiştir-me, okuma yazma ve hatta kuaförlük biçki dikişle meslek edindirmeye yö-nelik eğitimlere katılmaları sağlanıyor. İŞKUR destekli projeler geliştirili-yor, ilköğretimde okuyan çocukların abla ve ağabeylerinin meslek edindir-me kurslarına katılması sağlanıyor.”

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi

Adana İl Eylem Planı, risk altındaki çocuklara ulaşma/sosyal mobi-lizasyon, eğitim, finansal destek, araştırma, izleme ve değerlendirme, savunuculuk, katılım, işbirliği başlıkları altında otuz (30) planlanmış fa-aliyetten oluşmaktadır. Adana İl Eylem Planı tarama listesinden elde edilen bulgulara göre, eylem planında yer alan faaliyetlerden beşinin tamamen veya kısmen gerçekleştirilemediği anlaşılmaktadır.

Tablo 3: Adana İl Eylem Planında Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler

Planlanan Faaliyetler Gerçekleştirilme Durumu

İsmailiye Köyü Uçan Balon Eğitim Merkezinin Sosyal Rehabilitasyon Merkezi’ne dönüştürülmesi.

Konuyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Özellikle SHÇEK çalışanları olmak üzere sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklarla çalışan tüm kamu çalışanlarının motivasyonlarının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılması.

Konuyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Risk altındaki mahallelerde çocukların boş vakitlerini geçirebilecekleri mahalle, çocuk ve gençlik kulüpleri oluşturulması (en az 4 tane).

Konuyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

İl Gençlik Komisyonu Alt Komisyonu tarafından düzenli olarak yerinde inceleme yapılması.

Çalışmaların devam ettiği belirtilmektedir.

İl Eylem Planı kapsamında yapılan çalışmaların 3’er aylık dönemler halinde İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından raporlandırılarak İl Gençlik Komisyonuna sunulması

İlgili kurumlardan raporlar düzenli gelmediği için uygulamada güçlükler bulunmaktadır.

Page 39: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|29|

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından 2007 yılı Ni-san ayında hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgü-düm Toplantısı’nda Adana ili için önceliklerin belirlendiği, planlandığı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çerçe-vede 2005 yılında yapılan eşgüdüm toplantısında Adana ilinin sahip ol-duğu öncelikler Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı açısından şu şekil-de ifade edilmiştir:

1. “Hizmet Modeli”nin uygulanmasına katılacak kamu personelinin tahsisi ve nitelikli hale getirilmesi (üniversite işbirliği ile en az 6 ay sü-recek bir oryantasyon eğitimi sonucunda personele sertifika verilmeli-dir).

2. Modelin finansal kaynaklarının açıkça belirlenmesi ve mahallinde bütçelendirilerek uygulanması.

3. Sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllü kişilerin sisteme entegre edilmesi ve gönüllülüğün özendirilmesi.

2005’de belirlenen önceliklerin, aradan geçen beş yıl içerisinde bü-yük oranda gerçekleştirilemediği ifade edilmelidir. Bu durum, İl Eylem Planı’nın uygulanabilmesi için gerekli olan işbirliğinin ve koordinasyo-nun etkin bir biçimde yaratılamadığını düşündürmektedir.

Öte yandan, Adana İl Eylem Planında, sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuklar ile risk altındaki çocuklara tek elden sağlık, tedavi ve psiko-sosyal destek hizmetin verileceği bir merkezin (İlk Adım İstas-yonu) İl Gençlik Komisyonu bünyesinde kurulması planlanmış olup ihti-yaç duyulmaması nedeniyle bu çalışmanın yürütülmediği görülmekte-dir. Oysa raporun önceki bölümlerinde de belirtildiği gibi Adana’daki kurumsal yapılanmanın Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanabilmesi için ye-tersiz olduğu, gerektirdiği hizmet birimlerinin birçoğunun henüz oluş-turulmadığı ve İlk Adım İstasyonunun da bu kapsamda ihtiyaç duyulan bir birim olduğu açıktır.

Çalıştay katılımcılarının İl Eylem Planı hakkındaki bilgi düzeylerinin oldukça yetersiz olduğu, bu noktada İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tem-silcilerinin Plana ilişkin daha detaylı bilgiye sahip oldukları anlaşılmak-tadır. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü dışındaki kurum/kuruluş temsilci-lerinin İl Eylem Planından haberdar oldukları, ancak içeriğini bilmedik-leri görülmüştür. Çalışma gruplarına katılan kurum/kuruluş temsilcile-rinin hiçbirinin Planın hazırlık sürecinde yer almadığı ifade edilmiştir.

“Çalışmayı biliyorum ancak basamak basamak iş akışının olduğunu bil-miyordum. 2 ayda bir yapılan İl Koordinasyon Kurulunda konular tartışılı-yor. Toplantı öncesinde böyle net bir belge olacağını tahmin etmemiştim.”

Öte yandan, çalışmaların İl Eylem Planı dâhilinde yürütülmediği ka-tılımcılar tarafından dile getirilmiştir.

“1,5 senedir Adana’dayım. Benim de İl Eylem Planları’ndan haberim yoktu. İçeride eylem planında var olan pek çok şeyi dağınık ve birbirinden bağımsız zaten yapmışız ama bir plan çerçevesinde değil.”

Page 40: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|30|

Çalışmaların İl Eylem Planı dâhilinde yürütülmediği yorumu İl Sos-yal Hizmetler Müdürlüğü çalışanları ile gerçekleştirilen çalıştaylarda da tekrarlanmıştır.

“Mevcut uygulamalar yapılıyordu, ama plan dâhilinde değil.”

İl Eylem Planı uygulamalarına ilişkin bilgi yetersizliğinin ve uygula-malarda ortaya çıkan temel sorunun personel değişimi olduğu yorumu yapılmaktadır.

“İl eylem planları konusunda, kurumlar kalıcı ama personel geçici oldu-ğu için işlerin sürdürülebilirliğinde sorun yaşanıyor. Bu konuda, en azından eylem planının, planlanmasından uygulanmasına ve hatta izleme ve değer-lendirmenin de yer aldığı en az 1 yıl sonrasını kapsayacak bir görevlendir-me, işin kalitesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından çok önemli. İşler aynı, ancak kişiler değiştikçe yaklaşımlar da değişiyor.”

İl Eylem Planı’nın kapsamı ve Adana’nın yerel ihtiyaçlarına yanıt ve-rebilirliği konusunda farklı görüşlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Ör-neğin bazı katılımcılar, Planın ihtiyaçlara uygun olarak tasarlandığını ifade ederken finansal kaynak sıkıntısını ön plana çıkarmaktadır.

“Maddeler uygun ancak bütçe uygun değil.”

Çalışma gruplarında katılımcıların, İl Eylem Planı uygulamalarının sağlıklı yürütülmesi için bütçe olanaklarının artırılması ve Plan’da yer alan faaliyetlere ilişkin bütçe kalemlerinin belirlenmesi gerektiğini be-lirttikleri görülmektedir. Katılımcılar, Eylem Planlarında belirlenen fa-aliyete ilişkin yöntem ve değerlendirme bölümlerinin olması gerektiği-ni düşünmektedir.

“Muhtarlara eğitim vermek istediğim zaman finansal kaynak aktarımı olması gerekir. Kent bünyesinde çocuk meclisi var. Eylem planında yöntem ve değerlendirme kriteri de yer almalı.”

Öte yandan, Plan’da yer alan faaliyetlerle hedeflerin örtüşmediğini ifade eden katılımcılar da bulunmaktadır.

“Hedeflerle eylem planı örtüşmüyor. Ütopik olarak hazırlanmış.”

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanları ile gerçekleştirilen çalış-tayda ise İl Eylem Plan’ında yer alan faaliyetlerin mevcut durumu ta-mamen yansıtmadığı, çok daha fazla sayıda ve farklı nitelikte çalışma-ların sürdürüldüğü ifade edilmiştir.

“Eylem planı bizim yaptığımızdan daha yalın. Yaptıklarımız bunun üze-rinde.”

Koordinasyon Mekanizması ve Katılım

Adana’da İl Eylem Planı’nın uygulanmasıyla ilgili gerçekleştirilen değerlendirmeler kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon konusunda da önemli bulguları ortaya çıkarmaktadır. İl Eylem Planı çalışmalarında, kurumlar arası işbirliğinde sorun yaşandığı, işbirliğinin istenen düzeyde olmadığı ifade edilmektedir. İşbirliğinde yaşanan sorunun ilk boyutunu, yerel yönetimlerin İl Eylem Planı uygulamalarında etkin biçimde yer al-masının sağlanamaması oluşturmaktadır.

Page 41: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|31|

“Belediyeler topladıkları dilenen, sakız satan çocukların bilgilerini ilet-se bile bize yeter. Toplantıya belediyelerden yetkili kimse gelmiyor.”

“Belediyeden en ufak bir destek alamıyoruz. Personel sıkıntımız var. Alanda çalışacak kişiler lazım. 1-2 kişi oluyor, o da diğer taraflara kaydı-rılıyor.”

“Yapılan çalışmalarla ilgili muhatap kişi bulamıyoruz. Her kurumdan bununla ilgili işi yapan kişileri bulamıyoruz. Belediyeler çalışmalarda yer almıyor.”

Bu noktada yerel yönetimlere bağlı birimlerin sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda görevlerini yerine getirmediği de belirtilmektedir.

“SHÇEK olarak çalışmaları yürütüyoruz; sokakta satıcı olan çocuğa zabı-ta gidip müdahale etmiyor, pazarda satıcılık yapıyor, zabıta yine müdaha-le etmiyor; En azından çocuk şubesine ihbarda bulunsa. Çocuk şubenin 24 saat dolaşan 1 tane aracı var. Hangi birine yetişsin. Hizmeti hızlandırmak için diğer kurumlar da eş zamanlı destek olsa.”

İşbirliği konusunda ifade edilen ikinci sorunun ise kurumların hiz-metlerinin yeterince koordine olmamasından kaynakladığı anlaşılmak-tadır.

“…ancak kurumlar koordine olamamış.”

Koordinasyon eksikliğinin hizmetlerin etkiliğini önemli ölçüde azalt-tığı görülmektedir. Adana özelinde sıklıkla dile getirilen konu, sosyal yardım hizmetlerinin koordine olmaması, izleme ve değerlendirme ça-lışmalarının yapılamaması nedeniyle etkililiğin istenen noktaya ulaşa-mamasıdır.

“Ne giysi yardımı, ne nakit para yardımı işe yarıyor. Parayı verirken ta-kipte olmalıyız. Giysi veriyorsunuz, çocuklar bunları satıp nakde çeviriyor. Biz dernek olarak verilen ayakkabıyı ertesi gün çocuğun ayağında görmü-yorsak, bir daha o çocuğa yardım yapmıyoruz.”

“Verilen sosyal yardımlar konusunda bütünlük yok. Bilgi bütünlüğü açı-sından il düzeyinde tek elden yürütülmeli.”

Adana İl Eylem Planı uygulamalarında daha çok kamu kurum ve kuru-luşlarının etkinliklerinden bahsedildiği, sivil toplum örgütlerinin ve Çu-kurova Üniversitesi’nin uygulamalara katkısının belirsiz olduğu, Plan’ın bu yönde revize edilmesi gerektiği aktarılmıştır.

“Şu ana kadar hep kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluklarından bahsedildi, bu bağlamda STK ve üniversitelerin de sorumluluklarının ve bu kurumlardan beklenenlerin çerçevesi çizilmeli.”

Çalıştayda üniversite temsilcilerinin, üniversitenin olası desteğine ve rolüne ilişkin şu ifadeleri dile getirdiği görülmüştür.

“4 yıldır bu işin içindeyim ama son 4 toplantıdır kurumlarla çalışma-ya başladım. Sadece halk sağlığı değil, sosyal bilimlerin hepsiyle çalışılma-lı ve hatta belki üniversite kendi bünyesinde bir alt komisyon oluşturma-

Page 42: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|32|

lı… Üniversite desteği konusunda: Gönüllü çalışıyoruz. Doğru yerden, doğ-ru kanaldan ulaşıldığında, Çukurova Üniversitesi’nin talebi geri çevirme-si mümkün değildir. Konunun bilimsel olarak ele alınması her zaman ya-rar sağlayacaktır.”

Kurumlar arası işbirliğinde yaşanan diğer sorunun, kuruluş düzeyin-de bazı yöneticilerin ilgisiz tutumları sonucunda ortaya çıktığı görül-mektedir. Bu noktada özellikle İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışan-larının bazı okul müdürleri ile iletişim kurmakta güçlük çektikleri anla-şılmaktadır.

“… ve … semtindeki okul müdürleri ile görüştüğümüzde, başımıza iş çı-karma diyen kişilerle de karşılaşıyoruz.”

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Güçlü ve Zayıf Yönleri

Katılımcılar, Adana’da gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda; sokak-ta çalıştırılan çocukların sayısının son bir yıl içinde azaldığını, medya kuruluşları aracılığıyla halkın bilinçlendirilmesi ve halk desteğinin alın-ması konusunda önemli ilerleme sağlandığını, kurumlar arası işbirliği ve eşgüdüm konusunda iyileşme olduğunu, konuyla ilgili kurulların düzen-li olarak toplanmasının sağlandığını, kurumların kendi içerisinde uygu-ladığı etkinlik, faaliyet veya destek programlarının çeşitlendirilmiş ol-duğunu, muhtarlıkların sürece kısmen dâhil edilebildiğini, okullarda öğ-rencilere ve ailelere yönelik bilgilendirme çalışmalarının arttığını, ço-cuklara yönelik meslek edindirme kurslarının sayıca ve nitelik olarak geliştirildiğini, mobil ekip çalışmalarının geliştirildiğini, sokakta yaşa-yan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik veri toplama ve kayıt altı-na alma konusunun çalışmalar ile birlikte önem kazandığını ve İl Özel İdaresi’nin ekonomik desteğinin sağlandığını belirtmişlerdir.

Katılımcılara göre çalışmaların zayıf yönleri şunlardır: Katılımcı-lar, Adana İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nden yeterli desteğin alı-namadığını düşünmektedir. Yerel yönetimlerin katkılarının yetersiz ol-duğu konusunda ortak kanaat bulunmaktadır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile İl Özel İdaresi kaynaklarından İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı kuruluşların yeterince yararlanamadığı, Çukurova Üniversitesi’nin destek ve katılımının artırılması gerektiği ifade edil-mektedir. Adana’da koruyucu-önleyici çalışmaların istenen düzeyde ol-madığı eleştirisi sıkça dile getirilmektedir. Bağlantılı bir biçimde, aile danışma merkezi ile toplum merkezi sayısının yetersiz olduğu eleşti-risi yöneltilmektedir. Katılımcılara göre, Adana’da meslek edindirme kurslarına yeterince ağırlık verilmemekte ve çocukların ailelerine yö-nelik istihdam olanakları yetersiz kalmaktadır. Ayrıca ailelere yönelik sürdürülen eğitim çalışmalarında babalara ulaşma konusunda da sorun-lar yaşanmaktadır. Okul sosyal hizmeti uygulamalarının başlatılamama-sı önemli bir eksiklik olarak ifade edilmiştir. Katılımcılara göre uygula-maların önemli bir eksikliği altyapı sorunlarından kaynaklanmaktadır. Adana’da Yeni Hizmet Modeli’nin öngördüğü kurumsal yapılanmanın ha-

Page 43: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|33|

zır olmaması (Sokak Ofisi, Barınak ve İlk Adım İstasyonları’nın henüz oluşturulamamış olması) nedeniyle sorunlar yaşandığı ve meslek elema-nı sayısının yetersiz olduğu ifade edilmektedir. Adana’da göze çarpan bir diğer konu ise kentin sunduğu potansiyele karşın sivil toplum ala-nının yeterince kullanılamaması ve sivil çabaların çalışmalara enteg-re edilememesidir.

Adana’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı’nın değerlendirilmesi çalışmasında, Plan’ın ve uygulamaların geliştirilmesi amacıyla dile geti-rilen öneriler ise şu şekildedir:

- Toplumsal bilinç yaratılması için medya kuruluşlarının etkin des-teği sağlanmalıdır.

- Göç veren ve göç alan iller, önleyici çalışmalar konusunda ortak hareket etmelidir.

- Adana’da düzenlenen Altın Koza Film Festivali aracılığı ile sanat-çıların konuya destek vermeleri sağlanmalıdır.

- Çocukla ilgili, kurumlar arası ortak veri akışı ve bilgi ekranı gibi sistemler kurulmalıdır.

- İl içerisinde izleme komiteleri ve izleme cetvelleri hazırlanmalı-dır.

- İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, meslek elemanı sayısı ve ekipman açısından geliştirilmelidir.

- Yaz aylarında okullar açık olmalı, yetişkin eğitimi yaygınlaştırıl-malıdır.

- Çocuklara yönelik rekreasyon alanlarının sayısı ve niteliği artırıl-malıdır.

Elde edilen bulgular ışığında, Adana’da sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuklar sorununa yönelik çalışmaların genel görünümü şu şe-kilde özetlenebilir:

Valilik, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün konuya hassasiyetle yaklaştıkları, bu yaklaşımın uygulamalara olum-lu yansıdığı görülmektedir. Mesleki beceri kurslarının yaygınlaştırılma-sı konusunda kuruluşların kapasitelerini önemli ölçüde artırdıkları, an-cak çocuklara ve ailelerine istihdam yaratılması konusunda eksikliklerin yaşandığı dile getirilmektedir. Madde bağımlılığının tedavisine yönelik hizmet birimlerinin yetersiz olduğu, ancak bu konuda yaşanan eksikliğin giderilmesi yönünde çalışmaların devam ettiği ifade edilmektedir. Ku-rumlar arası işbirliğinin, İl Eylem Planı ile birlikte bir ölçüde iyileştiril-diği, ancak istenen düzeyde olmadığı anlaşılmaktadır. Hizmetlerin koor-dinasyonunda önemli sorunlar yaşandığı ve sık personel değişiminin uy-gulamaları aksattığı ortaya çıkmaktadır. Yerel yönetimlerin ve sivil top-lum kuruluşlarının İl Eylem Planı uygulamalarına etkin katılımının sağ-lanamadığı, rollerinin belirsiz olduğu ve planın uygulanabilmesi için ge-rekli finansal kaynakların belirgin olmadığı görülmektedir.

Page 44: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|34|

ANKARA1

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Ankara1

2009 yılı “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” verilerine göre, Ankara’nın toplam nüfusu 4.650.802’dir. Ankara’da 0–19 yaş grubundaki nüfusun 1.366.561 kişiden oluştuğu görülmektedir. Nüfusun 4.513.921’i Ankara’da il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır.

Başkent Ankara’nın nüfusu, ekonomik ve politik olayların gelişimi-ne bağlı olarak değişkenlik göstermiştir. Nüfusun yıllara göre değişimi-ne bakıldığında; 1522’de 12 bin–16 bin, 1600’de 23 bin 29 bin, 1700’de 45 bin,1830’da 22 bin 500, 1900’de 32 bin, 1920’de 28 bin iken, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak kabul edilişinden itibaren nüfusta hızlı bir artış yaşandığı görülmektedir. Ankara’nın, son yirmi yıllık süreçte ya-şanan yoğun iç göç hareketinden etkilendiği ve kentin 1990’da 3.236.378 olan nüfusunun 2000’de 4.007.860’a yükseldiği görülmektedir.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–2009 verilerine göre Ankara’ya bu yıllar içinde 168.193 kişi göç ederken, 131.114 kişi Ankara’dan göç etmiştir. Rakamlara göre Ankara, Türkiye’nin hemen her bölgesinden, ancak özellikle çevre illerden göç almaktadır. (Bkz. Tablo 4)

Ankara’nın sosyo-ekonomik gelişme çizgisinin Cumhuriyetin ilanı ile başladığı ve başkent olmasıyla birlikte kentin hızlı bir gelişim gösterdi-ği bilinmektedir. “Cumhuriyet’ten önceki Ankara’nın, Kaletepe ve çev-resinde geliştiği, toplam nüfusun otuz bin (30.000) olduğu görülmekte-dir. Kentin o dönemde başlıca geçim kaynağının tarım ve hayvancılık ol-duğu ve kısıtlı bir ticari yaşamın varlığı göze çarpmaktadır. Cumhuriye-tin ilk yıllarıyla beraber Ankara’da bir yoğunlaşma dönemi yaşanmış-tır. Başkent olmanın gerektirdiği hizmetleri verebilecek bir şehrin ku-rulması amacı ile başlatılan alt ve üstyapı inşaatları önce ticari hayatı canlandırmıştır. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Sümerbank ve Eti-bank gibi kamu sanayi kuruluşlarının ve bu kuruluşlara bağlı fabrikaların Ankara’da yapılmış olması, bu fabrikalara yan sanayi olarak çalışan kü-çük boyutlu özel işletmelerin kurulmasını teşvik etmiştir. Bu gelişmeler, diğer yerleşim yerlerinden Ankara’ya nüfus göçünü başlatmıştır. Böyle-

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Ankara’daki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uy-gulamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 29.12.2009 tarihinde elde edilmiştir.

Page 45: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|35|

likle Ankara’da sanayileşme ve artan nüfus, birbirinin hem sebebi hem sonucu olmuştur” (Ankara Sanayi Odası, http://www.aso.org.tr/kurum-sal/index.php?sayfa_no=40, erişim: 1.5.2010).

Tablo 4: 2008–2009 Yılı Rakamlarına Göre Ankara’ya Göç Veren İller2

(1500 kişi ve üzeri)

Sayı Sayı Sayı

Adana 2.958 Hatay 2.053 Niğde 1.655

Ağrı 1.623 Mersin 3.395 Ordu 2.189

Amasya 1.561 İstanbul 15.438 Şanlıurfa 2.180

Antalya 4.562 İzmir 6.087 Samsun 3.834

Balıkesir 2.170 Kars 1.987 Sivas 2.819

Bolu 2.195 Kayseri 3.376 Tokat 2.962

Bursa 3.523 Kırşehir 4.439 Trabzon 1.833

Çankırı 5.356 Kocaeli 2.281 Şanlıurfa 2.180

Çorum 10.028 Konya 5.786 Van 1.874

Diyarbakır 3.003 Malatya 2.282 Yozgat 8.832

Erzurum 2.710 K.Maraş 1.611 Zonguldak 1.666

Eskişehir 3.326 Mardin 1.460 Aksaray 2.110

Gaziantep 1.571 Muğla 1.778 Kırıkkale 7.716

Ankara’nın ekonomik ve ticari kapasitesinden çok bürokratik yapı-lanmasına bağlı bir gelişim gösterdiği bilinmektedir. Merkezi yönetim kuruluşlarının Ankara’da bulunması, kentin çekiciliğini arttıran faktör-lerden biridir. Buna karşın, Ankara’nın son yıllardaki sanayi hamlesi ile memur, ticaret ve tarım kenti kimliğinden sıyrılıp bir sanayi kenti kimli-ğine büründüğü ifade edilmektedir (Ankara Sanayi Odası, http://www.aso.org.tr/kurumsal/index.php?sayfa_no=41, erişim: 1.5.2010).

Ekonomik göstergelere bakıldığında ise Ankara’nın görünümü şu şe-kildedir: TÜİK (2010) Ocak-Nisan 2010 dış ticaret istatistiklerine göre, Ankara’nın toplam ihracatı 1.682.810.000 Amerikan Doları’dır. Aynı dö-nem içerisinde Türkiye’nin toplam ihracatı 35.663.087.000, İstanbul’un 18.768.500.000, İzmir’in 2.072.155.000 ve Bursa’nın ise 1.533.922.000 Amerikan dolarıdır. Bu açıdan Ankara’nın ihracat rakamlarının diğer metropollere göre düşük olduğu görülse de, Türkiye’nin önemli eko-nomik merkezlerinden biri olduğu açıktır. Ankara’da kişi başına düşen GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)’nin 2001 rakamlarına göre 2.752 ABD Doları olduğu hesaplanmıştır. Bu rakamın 2006 yılı itibariyle yaklaşık 9.600 Amerikan doları olduğu belirtilmektedir (Radikal Gazetesi, 8 Ara-lık 2006).

2 Detaylı bilgi için: Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (Adnks) Veri Tabanı, http://tui-kapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul?kod=4. Erişim: 1.5.2010.

Page 46: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|36|

Ankara’nın mevcut ekonomik kapasitesinin artan nüfusa yanıt ve-remediği ve Türkiye’nin temel yapısal sorunlarının Ankara’da da gö-rünür olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin, net bir yoksulluk göstergesi ol-masa da Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaklaşık 400.000 aileye çeşit-li nitelikte sosyal yardım sunduğu bilinmektedir (http://www.tumgaze-teler.com/?a=4157874, erişim: 1.5.2010). Türkiye’de temel yoksulluk göstergelerinden bir diğeri ise yeşil kartlı kişi sayısıdır. Yeşil Kart Bil-gi Sistemi (http://sbu.saglik.gov.tr/yesil/) verilerine göre (2010–06–03 tarihi itibariyle) Ankara’da 167.236 kişi yeşil kart sahibidir. TÜİK işgü-cü istatistikleri veri tabanı verilerine (2008) göre de Ankara’da işsizliğin önemli bir toplumsal sorun olduğu anlaşılmaktadır. Yaş gruplarına göre incelendiğinde, Ankara’da işsizlik oranının 15–19 yaş aralığı için %25,9, 20–24 yaş aralığı için %24,2, 25–34 yaş aralığı için %11,5, 35–54 yaş ara-lığı için ise %7,7 olduğu görülmektedir.

Ankara’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar SorunuAnkara; İstanbul, Diyarbakır, Mersin gibi metropollerle karşılaştırıl-

dığında sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunun göre-ce daha az görüldüğü bir kent olarak tanımlanabilir. Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı olarak hizmet veren çocuk merkezlerinin de ku-rulduğu tarihten bugüne kadar Ankara’da toplam 652 çocuğa ulaştığı, hizmet sunulduğu görülmektedir. Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi Mü-dürlüğü, Behice Eren Çocuk ve Gençlik Merkezi ile Ankara Valiliği Ço-cuk Eğitim ve Tedavi Merkezinin 2003 yılı verilerine göre, Ankara sokak-larında 234 çocuk yaşamaktadır. Bu çocukların 218’i uçucu madde kul-landığını ifade etmiştir. Behice Eren Çocuk ve Gençlik Merkezince 2003 yılında toplam 125 çocuğa hizmet verildiği görülmektedir. Ulus Çocuk ve Gençlik Merkezinde (merkez kapatılmıştır) de 2003 yılı itibariyle ka-yıtlı 697 çocuk vardır. Ankara’da 1997 yılından 2003 yılına kadar ulaşı-lan toplam çocuk sayısı 1245’dir (TBMM Raporu 2, 2004: 58, akt: Bay-raktar, 2007: 44-45).

Ankara’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu ile gerçekleştirilen çeşitli araştırmaların sonuçları aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır. Araştırmalar, görüşülen çocukların göç deneyimi ile düşük eğitim düzeyine sahip olduğunu göstermektedir. Örneğin, Acar (2000: 80)’ın Ankara’da sokakta çalıştırılan çocuklarla yaptığı araştırmada, ço-cukların 1/5’inin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan iller-de doğdukları ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre, çocukların ailelerinin önemli bir bölümünün de Ankara’nın ilçelerinden ve/veya çevre iller-den Ankara’ya göç ettikleri görülmektedir.

İlik ve diğerleri (1994)’nin çocukların çalışma yaşamlarını incele-mek amacıyla Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezi’ne kayıt-lı 250 çocukla yaptığı betimleyici çalışmada da çocukların büyük çoğun-luğunun ilkokula ve ortaokula gittiği, annelerin ise tamamına yakınının okuryazar ve ilkokul mezunu olduğu görülmektedir. Babaların ise yarı-dan fazlasının ilkokul mezunu olduğu belirlenmiştir.

Page 47: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|37|

Zeytinoğlu (1991:108) tarafından Ankara’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa ilişkin olarak yapılan araştırmada çocukların bireysel özellikleri, çalışma yaşamları ve aile özellikleri in-celenmiştir. Araştırmada çocukların çoğunun okula gittiği ve okul dışı saatlerde düzenli olarak sakız, su, balon, simit sattıkları, ayakkabı bo-yayıp hamallık yaptıkları görülmüştür. Çocukların sık sık iş değiştirdikle-ri, o dönem hangi iş para getiriyorsa onu yaptıkları saptanmıştır.

Çevik (1997)’in Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezine kayıtlı sokakta çalıştırılan çocukların özelliklerini incelemek amacıyla yaptığı araştırmada da çocukların tamamının erkek çocuklardan oluş-tuğu, yarıya yakınının 12 yaşında olduğu, %27,72‘sinin 10 yaşından beri çalıştığı, ailelerin yarısında baba ve kardeşlerin çalıştığı, çocukların ayakkabı boyacılığı ile su, poşet, kağıt mendil satıcılığı gibi işler yaptık-ları görülmüştür. Çocukların tamamına yakınının, kazandığı parayı aile-sine verdiği saptanmıştır.

Acar (2000: 145) tarafından Ankara’da sokakta çalıştırılan çocuklar-la yapılan araştırmada da, çocukların %20‘sinin sigara, %4,3‘ünün alkol, %4,3‘ünün uyuşturucu, %2,9‘unun bali ve uhu kullandığı görülmüştür.

Beritan (2006) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise Ankara İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı çocuk ve gençlik merkezlerinde ve Ulus, Kızılay ve Bakanlıklar’da -sokakta çalıştırılan çocukların yoğun olarak bulundukları bölgeler- bulunan çocuklarla görüşülmüştür. Araş-tırmada sokakta çalıştırılan 45 çocuk ve 20 aileden veri toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, çocukların önemli bir kısmının köyde doğ-duğu ve bu çocukların yaş aralığının 13–15 arasında olduğu, ailelerin as-gari 13 yıl önce Ankara’ya göç ettikleri öğrenilmiştir. Çocukların ailele-ri çoğunlukla Ankara’ya İç Anadolu Bölgesi’nden göç etmiştir. Bölge sı-ralamasında ikinciliği Doğu Anadolu Bölgesi almaktadır. Ankara sokak-larında çalıştırılan çocukların %66’sının eğitimle ilişkisi bulunmamakta-dır. Eğitim düzeyinin bu kadar düşük olmasında en önemli neden olarak, çocukların aile içi ekonomiye katkıda bulunabilmek için sokakta çalış-mak zorunda kalmaları gösterilebilir. Çocukların büyük bir kısmının oku-lu terk etmesinin nedeni ise okula uyum sağlayamamalarıdır.

Bayraktar (2007) tarafından Ankara’da sokakta çalıştırılan elli (50) çocuk ile yapılan araştırmada ise görüşülen çocukların büyük bölümü-nün erkek çocuklardan oluştuğu, çocukların genellikle aile bütçesine katkıda bulunmak için çalıştırıldıkları, çoğunluğunun 12–14 yas grubun-daki çocuklardan oluştuğu, anne-babalarının eğitim düzeyinin çok dü-şük olduğu, ailelerin önemli bir kısmının kente kısa bir süre önce göç et-tiği görülmüştür. Araştırmada görüşülen çocukların çoğunun temel eği-timini tamamlamadığı, okuldan kaçma davranışının ise çocuklar arasın-da yaygın olduğu ortaya çıkmıştır.

Page 48: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|38|

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Ankara’daki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet

Modeli, temelde bir kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği taşır-ken aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olması gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda, Yeni Hizmet Modeli’nde yer alması beklenen hizmet birimlerinin Ankara’da oluştu-rulma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 5: Ankara’da Yeni Hizmet Modeli’ne göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Elde edilen bulgulara göre, Ankara’da sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuklara yönelik tek bir kuruluş bulunmakta ve hizmetler bü-tünüyle bu kuruluş tarafından sunulmaktadır. Bu yapılanma Yeni Hiz-met Modeli çerçevesinde incelendiğinde, Ankara’da Model’in uygulana-bilmesi için ihtiyaç duyulan kurumsal altyapının olmadığı anlaşılmakta-dır. Yatılı hizmet alacak ve sosyal rehabilitasyonu sağlanacak çocukların Ankara Büyükşehir Belediyesinin Macunköy’de İGEP kapsamında oluş-turduğu tesisten yararlanmaları yönünde gerçekleştirilen protokol ile mevcut hizmet birimi eksikliğinin bir ölçüde azaldığı/azalacağı anlaşıl-maktadır.

Ankara’da bulunan Behice Eren Çocuk ve Gençlik Merkezinin mobil ekip hizmetini yürüttüğü, Barınak ve İlk Adım İstasyonu olarak da işlev gördüğü ortaya çıkmaktadır. Behice Eren Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde hizmetler dokuz (9) sosyal çalışmacı ve bir (1) psikologdan oluşan mes-lek elemanları tarafından yürütülmektedir.

Hizmetlerin detayları incelendiğinde, Ankara’da üç (3) mobil ekip bulunduğu, mobil ekip hizmetinde kullanılan bir (1) adet aracın bulun-duğu ve hizmetin haftanın yedi (7) günü 10.00-22.00 saatleri arasında sürdürüldüğü öğrenilmiştir.

Ankara’daki kurumsal yapılanmanın bu denli güçsüz olması aynı za-manda mevcut merkezin sokakta bulunan farklı ihtiyaç ve özellikteki çocuk gruplarına da hizmet vermesi gerekliliğini doğurmaktadır.

Page 49: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|39|

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının DeğerlendirilmesiAnkara’da gerçekleştirilen çalıştayda, Yeni Hizmet Modeli uygula-

malarının sürdürülmesinde öne çıkan iki temel konu olduğu anlaşılmak-tadır. Bu konulardan ilki, koruyucu-önleyici çalışmalar ile bağlantılı ola-rak aile temelli uygulamaların model kapsamında hayata geçirileme-mesidir. Katılımcılar bu çerçevede birbiriyle bağlantılı iki öneride bu-lunmaktadır. Bunlardan ilki koruyucu hizmetlerin dezavantajlı bölgeler-de yaygınlaştırılması, ikincisi ise aileye yönelik stratejilerin geliştiril-mesi gerekliliğidir. Mevcut uygulamalar model çerçevesinde değerlen-dirildiğinde, sorunu ortaya çıkaran sosyo-ekonomik faktörlerin elimine edilmesi için ailelere yönelik istihdam stratejilerinin var olması gerek-tiği vurgulanmaktadır.

“Ailelerin sorumluluk alabileceği iş alanları oluşturulması önemlidir.”

Ankara’da elde edilen bulgular, mevcut kurumsal yapılanmanın mo-delin uygulanması için gerekli altyapıyı sağlamadığını göstermektedir. Katılımcılar, mevcut merkez/kurumların sayılarının yeniden gözden ge-çirilmesini ve kapasitenin arttırılmasını önermektedir. Dile getirilen di-ğer bir konu ise çocukların mesleki eğitime yönlendirilmeleri sonrasın-da ortaya çıkan istihdam arayışıyla ilgilidir. Katılımcılara göre çocukla-rın mesleki eğitimlerinin ardından istihdam edilmeleri, tekrar aynı nok-taya dönmelerini engelleyerek hayatlarını devam ettirmeleri açısından yaşamsal öneme sahiptir.

Katılımcıların ifadeleri, Yeni Hizmet Modeli ile farklı kurum ve kuru-luşlara, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin sorumlu-luklar yüklendiğini ancak sorumluluklar kadar yetki tanımlaması yapıl-masının da modelin işlerliği için önemli olduğunu göstermektedir.

“Sorumluluk verildiğinde yetkinin de tanımlanması gerekmektedir.”

Öne çıkan diğer konu ise sokakta yaşayan çocuklar ile çalıştırılan ço-cuklar için farklı hizmet modellerinin geliştirilmesidir. İki grubun birbi-rinden farklı karakteristiklere sahip olduğu ve olguyu ortaya çıkaran di-namiklerin önemli ölçüde farklılaştığı ifade edilmekte ve bu açıdan mo-delin geliştirilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi DüzeyiAnkara İl Eylem Planı, risk altındaki çocuklara ulaşma, yeniden bü-

tünleştirme, eğitim, finansal destek, araştırma, izleme, değerlendir-me, savunuculuk, katılım ve işbirliği başlıkları altında toplam kırk üç (43) planlanmış faaliyetten oluşmaktadır. İl Eylem Planı tarama liste-sinden elde edilen verilere göre planda yer alan faaliyetlerden beşi (5) gerçekleştirilememiştir. Gerçekleştirilemeyen faaliyetler aşağıdaki tab-loda ifade edilmiştir.

Page 50: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|40|

Tablo 6: Ankara İl Eylem Planı’nda Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler

Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler Açıklama

Barınak kurulması Bu hizmet halen Behice Eren ÇOGEM tarafından sağlanmaktadır.

İlk Adım İstasyonu kurulması Bu hizmet halen Behice Eren ÇOGEM tarafından sağlanmaktadır.

Bu konuda çalışan 3 uzman personelin GAP eğitimlerine katılması

İEP çerçevesinde yapılması planlanan etkinlik

gerçekleştirilememiştir.

Ankara’da kamu kurum ve kuruluşlarına ait bulunan atıl durumdaki binaların SHÇEK’e tahsisi için girişimde bulunulması

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarından SHÇEK’ e

Ankara’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların

ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik hizmet sunabilecek

herhangi bir bina tahsis edilmemiştir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçe belediyeleri ile işbirliğine gidilerek projeye kaynak temini

Herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Katılımcıların çalıştaylarda dile getirdiği ifadeler, İl Eylem Planına ilişkin bilgi düzeyinin oldukça sınırlı olduğunu göstermektedir. Ankara İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanlarının eylem planına ilişkin sahip ol-dukları bilgilerin, diğer paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerine göre iyi düzeyde olduğu açıktır. Bağlantılı olarak, Ankara İl Eylem Planı’nın uy-gulanması konusunda aksayan unsurlar olduğu, çalışmaların sürdürüldü-ğü ancak İl Eylem Planına bağlı kalınmadığı dile getirilmiştir.

“2006 yılında geliştirilen eylem planının tamamen uygulandığı söyle-nemez.”

Katılımcılar İl Eylem Planlarının sürekli olarak revize edilmesi ge-rektiği yönünde görüş belirtmişlerdir.

“Eylem planlarının sürekli gözden geçirilmesi gerekir.”

Eylem planının güncellenmemesi nedeniyle öngörülen bazı çalışma-ların zaman içerisinde gereksiz hale gelebildiği veya gerçekleşmesinin olanaklı olmadığı ifade edilmektedir. Örneğin, sokakta yaşayan çocuk-ların profilinde değişiklikler olduğu, eylem planının da değişen koşulla-ra göre uyumunun sağlanması gerektiği dile getirilmektedir. Öte yan-dan eylem planında öngörülen bazı çalışmaların, süreç içerisinde uygu-lamada yaşanan değişiklikler nedeniyle gerçekleştirilemediği ve eylem planı ile güncel ihtiyaç/durum arasında uyumsuzluk ortaya çıktığı anla-şılmaktadır. Katılımcılar bu duruma örnek olarak İl Eylem Planında sağ-lık ocaklarına önemli roller verildiğini, ancak sağlık ocaklarının sayısı-nın azaltıldığını belirtmişlerdir.

Page 51: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|41|

Koordinasyon Mekanizması ve Katılım

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamaları çerçevesinde ku-rumlar arası koordinasyonda gözle görünür gelişmeler yaşandığı anlaşıl-maktadır. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik uygu-lamalarda sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının ve kaymakam-lıkların finansal kaynaklarından yararlanıldığı, Ankara İl Emniyet Müdür-lüğü ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü arasındaki işbirliğinin devam etti-ği ve bu işbirliği çerçevesinde imzalanan protokol ile bir sosyal çalışma-cının ilgili kolluk biriminde görevlendirildiği anlaşılmaktadır.

Koordinasyon ve işbirliği konusunda öne çıkan sorun ise kurumsalla-şamayan ilişkilerdir. Katılımcılar, kurumlar arası işbirliği ve hizmet ko-ordinasyonunun çoğunlukla kişisel ilişkilerle sağlandığını, kurumsallaş-mış bir yapının bulunmadığını dile getirmektedir. Bağlantılı olarak, ku-rum/kuruluşların birbirlerinin çalışmalarından haberdar olmadıkları be-lirtilmektedir. Dahası, işbirliği ve koordinasyon eksikliğinin sadece ku-rumlar arasında olmadığı aynı konu üzerinde çalışan benzer birimlerin dahi ortak çalışma kültürü yaratamadıkları anlaşılmaktadır.

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Güçlü ve Zayıf Yönleri

Katılımcılara göre, Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulama-larının güçlü yönlerini;

• Kurumlar arası işbirliğini ve koordinasyonu artıracak bir yapının ortaya konması

• Sorunun ilgili paydaşlarının bir araya gelmesi,

• Mobil ekip ve saha çalışmalarının yaygınlaştırılması,

• Çocukların örgün ve/veya mesleki eğitime yönlendirilmesi sıra-sında İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri ile İl Milli Eğitim Müdür-lüklerinin bir arada çalışıyor olması,

• Mesleki eğitim programlarına sunulan finansal desteğin artırıl-ması

• Yerel yönetimler tarafından, çocuklara yönelik serbest zaman etkinliklerinin düzenlenmesi

oluşturmaktadır.

Katılımcılara göre, uygulamaların zayıf yönlerini;

• Koruyucu-önleyici hizmetlerle bağlantılı olarak toplum merkezi sayısı ve kapasitesinin,

• Aile temelli çalışmalara ilişkin kurumsal yapılanmanın,

• Kurumlar arası işbirliğinin

yetersizliği oluşturmaktadır.

Ayrıca, madde bağımlılığı tedavi hizmetlerinde yaşanan aksamalar ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun hizmet sunumunda

Page 52: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|42|

yalnız kalması ve yeterli desteği alamaması da uygulamanın güçsüz yön-leri olarak ifade edilmektedir.

Ankara’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı’nın geliştirilmesine ilişkin dile getirilen öneriler ise şu şekildedir:

- Koordinasyon için yetkilerin belirtildiği bir kitapçık oluşturulma-lıdır.

- Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmet sunan birimlerin ortak yıllık plan hazırlaması ve ölçülebilir he-defler belirlemesi sağlanmalıdır.

- Mevcut hizmet birimlerinin sayılarının, Eylem Planının hedefleri-ne uygun olarak yeniden gözden geçirilmesi ve kapasitenin arttı-rılması gerekmektedir.

- Merkezlerin sadece amacına uygun olarak kullanılması gerek-mektedir. Örneğin, yatılı hizmet veren bir merkez aynı zamanda gündüzlü hizmet vermemelidir.

- İş garantili mesleki eğitim programlarının sayısı arttırılmalıdır.

- Madde bağımlılığı ile ilgili çalışmalar arttırılmalıdır.

- Ortak veri tabanı oluşturulmalıdır.

- İl Eylem Planı’nın uygulanabilir, ölçülebilir bir sistematiğinin ku-rulması gerekmektedir.

Elde edilen bulgular ışığında, Ankara’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa yönelik çalışmaların genel görünümü şu şekilde özetlenebilir:

Ankara’daki kurumsal yapılanmanın Yeni Hizmet Modeli’nin öngör-düğü yapıdan çok uzak olduğu anlaşılmaktadır. Tek bir birimin, üçten fazla işlevi aynı binada ve aynı personelle gerçekleştirmeye çalışıyor ol-masının temel eksiklik olduğu katılımcılar tarafından ifade edilmekte-dir. Öte yandan, meslek elemanı sayısındaki yetersizliklerin ve model-de aile temelli bir sistematiğin oluşturulmamış olmasının çalışmaların sürdürülebilmesini önemli ölçüde azalttığı görülmektedir. İl Eylem Planı uygulamaları kapsamında kurumlar arası işbirliğinde bir gelişme yaşan-dığı ifade edilse de, mevcut durumun amaçlanan noktadan çok uzakta olduğu belirtilmektedir. Koruyucu-önleyici hizmetlerde ve bu hizmetle-ri sunacak kurumsal yapılarda var olan kısıtlılıklar nedeniyle sorunun di-namiklerini ortadan kaldırmak olanaklı olmamaktadır. Bu açıdan insan gücü planlamasının gözden geçirilerek kurumsal yapılanmadaki eksik-liklerin tamamlanması tamamlanarak İl Eylem Planının yeniden revize edilmesi, katılımcılar tarafından dile getirilen görüşlerdir.

Page 53: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|43|

ANTALYA1

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Antalya1

31.12.2009 tarihli “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” verilerine göre, Antalya’nın toplam nüfusu 1.919.729’dur. Antalya’da 0–19 yaş grubundaki nüfusun 579.059 kişiden oluştuğu görülmektedir. Bu ra-kama göre, Antalya’da toplam nüfusun yaklaşık % 30’unu çocuklar ve gençler oluşturmaktadır. Nüfusun 1.331.743’ü il ve ilçe merkezlerinde, 587.986’sı ise belde ve köylerde yaşamaktadır.

1927–2000 yılları arasında Türkiye nüfusu yaklaşık beş kat artış gös-termiştir. Antalya nüfusunun aynı tarihler arasında yaklaşık olarak 8,3 kat artış gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu oran Türkiye ortalamasının üstündedir (Burkay, 2008: 73). Antalya’ya göç hareketinde dikkati çeken nokta, nü-fusun 1990 ve 2000 yılları arasındaki hızlı artışıdır. 1990–2000 döneminde Antalya’nın yıllık nüfus artış hızı binde 41,8’dir. 1990 ve 2000 yıllarına ait nüfus sayımı sonuçları çarpıcı rakamlar ortaya koymaktadır.

İstanbullulara müjde! Göç rotası Antalya’ya çevrildi

Antalya kent merkezine her yıl 50-55 bin kişi göç ediyor. Şehrin nüfusu bir yılda Burdur kadar büyüyor. Göçün durdurulması gerektiği konusunda birle-şen yetkililer, Antalya için ayrı bir statü belirlenmesi gerektiğini ifade ediyor.

Türkiye’deki nüfus artışı ve kentlerdeki insan hareketi ile ilgili açıklanan son rakamlar, dikkatleri Antalya’ya çevirdi. Açıklanan istatistiklere göre en yoğun göç alan il, Antalya. Uzmanlara ve yerel yöneticilere göre televizyon yayınları Antalya’ya göçü körüklüyor. Magazin ve haber programlarında göste-rilen renkli Antalya görüntüleri, insanların ilgisini çekiyor. ‘İş bulurum’ umu-duna kapılanlar, yatağını yorganını sırtına atıp turistik kentin yolunu tutuyor. Geçmiş yıllarda ‘taşı toprağı altın’ diye İstanbul’a giden Anadolu insanı, ro-tasını Antalya’ya çevirdi. Bugün Antalya’nın üç alt kademe belediyesinden en büyüğü olan Kepez’in 1980’li yıllardan sonra ortaya çıkmış olması, bu duru-mun en güzel göstergesi. 25 yıl önce bir tek insanın bile bulunmadığı bölgede bugün gayri resmi verilere göre 400 binin üzerinde insan yaşıyor (http://www.arkitera.com/h3503-istanbullulara-mujde-goc-rotasi-antalyaya-cevrildi.html. Erişim: 14.4.2010).

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Antalya’daki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uy-gulamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 17-18 Mart 2010 tarihlerinde elde edilmiştir.

Detaylı bilgi için: Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (Adnks) Veri Tabanı, http://tui-kapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul?kod=4. Erişim: 1.5.2010.

Page 54: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|44|

Buna göre, 1990 yılında Antalya’nın nüfusu 1.132.211 iken 2000 yı-lında 1.719.751’e yükselmiştir. Güçlü (2002: 43)’ye göre bu artış, turiz-min bölge ekonomisine canlılık kazandırmasıyla ilişkilendirilebilir.

Göç hareketinin nüfus yapısına etkisi rakamlarda göze çarpmakta-dır. “Antalya’da yaşayan nüfusun %41,4’ü Antalya doğumlu değildir. İl dışı doğumlularda en yüksek pay Konya doğumlulardır (%2,4). Daha son-ra Burdur, Ankara, İstanbul doğumlular gelmektedir (Öter, 2005: 75). Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–2009 verilerine2 göre Antalya’ya bu yıllar içinde 75.696 kişi göç etmiştir. Buna göre Antalya’nın nüfusun-da her yıl küçük bir ilin nüfusu kadar artış görüldüğü ifade edilmekte-dir. Veriler dikkatle incelendiğinde ortaya çıkan durum oldukça ilgili çe-kicidir. Verilere göre Antalya, Türkiye’nin hemen her kentinden göç al-maktadır.

Tablo 7: 2008-2009 Yılları Rakamlarına Göre Antalya’ya Göç Veren İller (Tablo 1000 kişi ve üzeri göç hareketleri ile sınırlandırılmıştır)

Göç Hareketinin Başladığı Kent

Antalya’ya Göç Eden Kişi Sayısı

Göç Hareketinin Başladığı Kent

Antalya’ya Göç Eden Kişi Sayısı

Adana 2.286 Isparta 3.492

Afyonkarahisar 1.870 Mersin 2.507

Ankara 5.137 İstanbul 8.744

Aydın 1.008 İzmir 3.145

Burdur 2.808 Kayseri 1.242

Bursa 1.393 Konya 5.535

Denizli 1.339 Manisa 1.158

Diyarbakır 1.663 Kahramanmaraş 1.410

Eskişehir 1.190 Muğla 1.797

Gaziantep 1.682 Şanlıurfa 1.672

Hatay 2.086 Van 1.056

Antalya’ya yönelen göç hareketinde iki önemli unsurun paylaşılma-sı gereklidir. Bunlardan ilki, Antalya’nın Türkiye’nin her bölgesinden, ancak özellikle komşu illerden ve metropollerden göç almasıdır. Bu du-rumda, diğer illerle karşılaştırıldığında, iklim koşulları ve yaşam kalitesi açısından Antalya’nın ayrıcalıklı bir yere sahip olduğu söylenebilir. An-talya özellikle emeklilik döneminde tercih edilen bir il durumundadır. Diğer önemli unsur ise mevsimlik göçtür. Yaz aylarında çok sayıda kişinin turizm işletmelerinde çalışmak üzere Antalya’ya geldiği bilinmektedir.

2 Detaylı bilgi için: Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (Adnks) Veri Tabanı, http://tui-kapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul?kod=4. Erişim: 12.4.2010.

Page 55: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|45|

Antalya’ya göç, yerinde turizm ile önlenebilir.

Turist rehberleri, Antalya’yı tek başına değil Afyon, Burdur ve Isparta’yı içine alacak bir paket halinde tanıtılıp pazarlanmasını istedi. Bu yolla sektö-rün, Ankara’dan bir şeyler beklemek yerine sorunlarına kendi çözüm üretebi-leceğini savunan Antalya Rehberler Odası (ARO) Başkanı Osman Özbuldu, böl-gesel turizm birlikleri kurulmasını istedi. Bu yolla ekonomik kalkınmanın ve turizm amaçlı göçün önlenebileceğini dile getiren Özbuldu, “Mardin’i, Urfa’yı bir destinasyon yaparsanız o bölgeden iş için Antalya’ya yönelen göçün önü-ne geçersiniz” dedi (www.haberaktuel.com, Erişim: 12.4.2010. http://www.haberaktuel.com/antalyaya-goc-yerinde-turizm-ile-onlenebilir-haberi-59897.html)

Antalya aynı zamanda yurtdışından göç alan başlıca kentlerden biri-si durumundadır. Başta Almanya olmak üzere özellikle Avrupa Birliği ül-kelerinden çok sayıda kişinin Antalya ve ilçelerinde yaşamaya başladığı bilinmektedir. Antalya Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü-nün 2007 yılı verilerine göre, çeşitli süreler çerçevesinde alınan ikamet tezkeresiyle Antalya’da yaşayan yabancı uyruklu kişi sayısı 13.225’e ulaşmıştır. Özellikle yaz aylarındaki geçici ikametle bu sayının arttığı bilinmektedir. Tatil veya kısa dönemli çalışma amaçlı olarak Antalya’ya gelen yabancı uyruklu kişi sayısının oldukça fazla olduğu da bilinmekte-dir (http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/417328.asp.15.09.2007).

Antalya’ya yönelen ulusal ve uluslararası göç hareketi ile kentte kozmopolit ve çok kültürlü bir toplumsal yapının oluştuğu açıktır.

Antalya’nın ekonomik göstergeleri incelendiğinde ise karşılaşılan tablo şu şekilde özetlenebilir: Antalya ekonomisi üç “T”ye dayanmak-tadır. Bunlar; tarım, ticaret ve turizm olarak sıralanır. Son yıllarda ger-çekleşen iç göçün bir yansıması olarak inşaat sektörü de gelişmektedir. Tarım, turizm ve ticaret sektörünün kent ekonomisi içindeki payı Türki-ye ortalamasının üstündedir. Kentteki sanayi üretiminin payı ise Türki-ye ortalamasından düşüktür. Son yirmi yıl içinde kentin hızlı gelişmesiy-le tarım sektörünün yapısında önemli değişimler görülmüştür. Tarımsal ürün talebindeki artış, tarımsal üretim süreçlerini doğrudan etkilemiş-tir (Adak, 2002: 212–213, akt: Burkay, 2008: 79).

Türkiye’nin turizm başkenti unvanına sahip olan Antalya, Türkiye’nin turizm gelirinde büyük bir paya sahiptir. Bu durum, Türkiye’ye giriş-çıkış yapan yabancı uyruklu ve yurtdışında yaşayan kişi sayısında da göze çarpmaktadır. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün verile-rine göre, 2009 yılında Antalya’ya giriş yapan yabancı ziyaretçi sayı-sı 8.260.399 kişidir.3 Kültür ve Turizm Bakanlığı 2008 yılı verilerine4 göre ise Türkiye’ye 2008 yılı içinde giriş yapan yabancı ziyaretçi sayı-sı 26.336.677’dir. Anlaşıldığı üzere, Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi-lerin yaklaşık 1/3’ü Antalya’yı tercih etmektedir. Bu durum Antalya tu-rizm sektörünün sahip olduğu yatak kapasitesi ile de yakından ilişkilidir. 3 Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Yabancı Ziyaretçi Sayısı, http://www.antalyakulturturizm.gov.tr/Genel/

BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFEF77E518A96D3332A200AF1613A76E21. Erişim: 14.4.2010.

4 http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF2B81939FD5B60AFAFFDE13C621852F44. Erişim: 14.4.2010.

Page 56: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|46|

Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün verilerine göre kent, 294.870 kişilik yatak kapasitesine sahiptir.

Türkiye Turizm İstatistikleri’ne5 göre (TÜİK, 2010) Türkiye’de tu-rizm ekonomisinin 2009 yılındaki büyüklüğü (turistlerin kişisel harcama-larından ve paket turlardan Türkiye’ye kalan pay dâhil) 21.249.334.083 Amerikan dolarıdır. Genel olarak bakıldığında, turizm gelirinin yaklaşık 1/3’ünün Antalya’dan elde edildiği anlaşılmaktadır.

1987 yılında faaliyete geçen Antalya Serbest Bölgesi, kentin di-ğer önemli ekonomik üretim merkezlerinden birisidir. Bölgenin 2009 yılı toplam ticaret hacmi 605,9 milyon dolardır. Diğer taraftan, Ser-best Bölge’deki faaliyetler dolayısıyla, bu güne kadar hazinenin elde etmiş olduğu gelirler toplamı ise 30 milyon doları aşmış bulunmaktadır (http://www.ant-free-zone.org.tr/, erişim: 15.5.2010).

DPT İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (1996)’na göre merkez ilçe sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi sıralama-sında Antalya, Türkiye’nin en gelişmiş üçüncü ilçesidir. Aynı araştırma-ya göre Antalya ili, ikinci derece gelişmiş iller arasında yer almaktadır.6 Dansuk (1997: 76) da Türkiye’de toplam üretimin 2/3’ünü, nüfusun yak-laşık yarısının ürettiğini ve üretimin temelini 17 ilin oluşturduğunu ifa-de etmektedir. Antalya bu on yedi ilden birisidir.

Antalya’nın sahip olduğu sosyo-ekonomik büyüklüğün, kentin sos-yal dokusunda kendini tam anlamıyla gösterdiğini söylemek zordur. Bir-çok kaynakta Antalya’nın istenen kalkınma hızını yakalayamadığı ifade edilmektedir. Buna karşın, bölgedeki diğer illerle karşılaştırıldığında, Antalya’nın temel sosyo-ekonomik göstergelerinin olumlu olduğunu ifa-de etmek gerekir. Örneğin, Türkiye İstatistik Kurumu Hanehalkı İşgücü Anketi Bölgesel Sonuçlarına göre Antalya’da işsizlik oranı %9,7 iken Ada-na ve Mersin’de bu oran %20’nin üzerine çıkmaktadır.

Antalya’da yaşanan sorunların nedenlerini şu şekilde özetlemek ola-naklıdır: Antalya Kent Konseyi Raporu’na (1999) göre turizmden elde edilen gelirin önemli bir bölümü bölge dışına aktarılmaktadır. Kentte tarım ve turizm merkezli olmak üzere, yaşanan ekonomik canlılık kıyı kesimde yaşandığı için iç bölgelere ekonomik canlanma getirmemiş-tir. Bu durum bölge içerisinde gelişmişlik farkları doğurmuştur. Böyle-ce ülke genelinde görülen gelir dağılımı dengesizliği bölgede de kendi-ni göstermektedir (Adak, 2002: 212–213, akt: Burkay, 2008: 79). Mev-cut durum itibariyle, Antalya’da turizm sektörü kıyı şeridine sıkışarak iç kısımlardan izole olmuştur. Turistik ürünler pazarında da il merkezinde hizmet veren esnafın yeterince pay alamadığı görülmektedir (Antalya Kent Konseyi, 1999). Antalya’da turizm sektöründen en büyük payı alan işletmelerin çoğunun şirket merkezi Antalya dışında yer almaktadır. Bu durum belediyelerin turizmin getirdiği yüke karşılık vergilerden yete-rince pay alamamasını sağlamaktadır. Ayrıca bu, işletmelerden sağla-nan sermaye birikiminin öncelikle ihmal edilen iç kısımlara yatırım ola-rak geri dönmesini engellemekte ve dengeli bölgesel gelişimin önünü kapatmaktadır. (Antalya Kent Konseyi, 1999).

5 Detaylı bilgi için: http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=51&ust_id=14.

6 Birinci derece gelişmiş iller: İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa.

Page 57: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|47|

Çok uluslu ve kültürlü bir ortak yaşam alanı olması, temel sosyo-ekonomik göstergeler açısından olumlu özellikler göstermesi, mevcut üretim ve gelir potansiyelinin il geneline yayılamaması Antalya’nın top-lumsal yapısında göze çarpan unsurlardır.

Antalya’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar SorunuAntalya’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa

ilişkin yeterli ve detaylı verinin olmadığı öncelikli olarak ifade edilme-lidir. Mevcut bilgi ve yorumlar, özellikle yaz aylarında sorunun yoğun-luğunun arttığını göstermektedir. Çocuk Vakfı Güncel Dünya ve Türki-ye Çocuk Bilgileri Raporu7 (2009)’nda da Antalya’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun yaz aylarında artış gösterdi-ği ifade edilmektedir. İstanbul’da sokakta yaşayan çocukların sayısı-nın yaz aylarında Antalya gibi turistik illere göç dolayısı ile azaldığı da belirtmektedir.8 Antalya İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuk-lara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları (SHÇEK, 2010) Raporu’na (2008 yılı verileri) göre Antalya sokaklarında çalıştı-rılan çocukların mendil, çiçek, midye, kalem, kitap satıcılığı, dilenci-lik, tartıcılık, ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, çalgıcılık, cam sili-ciliği yaptığı anlaşılmaktadır. Rapordaki bilgiler ışığında ulaşılan çocuk-ların büyük bölümünün erkeklerden oluştuğu (2009 yılı verilerine göre, 61 kız çocuğuna karşılık 288 erkek çocuğa hizmet verilmiştir) görülmek-tedir. 2008 yılında hizmet sunulan çocukların ailelerinin bölgelere göre dağılımı ise şu şekildedir:

Şekil 4: 2008 Yılı Antalya İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Verilerine Göre Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocukların Ailelerinin Bölge-lere Göre Dağılımı

Yurtdışı

Karadeniz Bölgesi

Ege Bölgesi

Marmara Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi

Akdeniz Bölgesi

İç Anadolu Bölgesi

Güney Doğu Anadolu Bölgesi

Toplam: 325

Sayı

2

3

6

16

18

35

73

172

Görüldüğü gibi, ailelerin bölgesel dağılımında Güneydoğu Anadolu Bölgesi9 öne çıkmakla birlikte, Antalya’daki sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk profilinin homojen bir görünüm sergilediğini söylemek

7 Detaylı bilgi için: www.cocukvakfi.org.tr/2009bilgi.doc

8 Yücel Can. Sokağın Gerçekleri. http://www.sicakyuva.com/basinindex.htm

9 Sadece Antalya kent merkezine değil, aynı zamanda Antalya’nın ilçelerine de göç hareketinin yaşandığı anla-şılmaktadır. Alanya Sosyal Hizmetleri Destekleme ve Geliştirme Derneği adına Oğuz Polat ve Tanzer Gezer’in 2008’de gerçekleştirdiği çalışmada Alanya’ya göçün Mardin ve bağlı köylerinden gerçekleştiği ve sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların önemli bir bölümünün göç ile Alanya’ya yerleşen ailelerin çocukları olduğu an-laşılmaktadır. Detaylı bilgi için: http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:zgKlsq808JgJ:www.alanya.bel.tr/documents/sokaktacalisancocuk_kitap.doc+%22antalya+valili%C4%9Fi%22+sokak+%C3%A7ocuklar%C4%B1&cd=10&hl=tr&ct=clnk&gl=tr&client=firefox-a.

Page 58: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|48|

güçtür. Raporda yer alan 2009 yılı verilerine göre hizmet sunulan çocuk-ların büyük bölümünün (235/349) 10-15 yaş aralığında olduğu anlaşıl-maktadır. 2009 yılında hizmet verilen/ulaşılan 349 çocuğun yarısından fazlasının (184) ilköğretime, 39’unun liseye devam ettiği, 35’inin ilköğ-retimi tamamlamayarak terk ettiği, 33’ünün ilköğretim mezunu olduğu ve 56’sının hiç okula gitmediği görülmektedir.

Antalya il merkezinde Welch (1995: 7) tarafından çocukların çalış-ma yaşamları ve sosyal ilişkileri üzerine yapılan bir çalışmada, görüşü-len bütün çocukların, ailelerinin Antalya’ya göç etmesi sonucu geldiği ve tamamının gecekonduda oturduğu belirtilmektedir.

Karataş, Ulutaş ve diğerlerinin (1994) Antalya’da sokakta çalıştırılan çocuklar üzerine yaptığı araştırmada, çocukların babalarının %24’ünün çalışmadığı, %67’sinin ise inşaat işçisi olarak çalıştığı görülmektedir. Ço-cukların %42,2’sinin ilkokula devam ettiği, %25’inin ilkokul mezunu ol-duğu, ilkokulu terk edenlerin oranının ise %14,1 olduğu belirtilmekte-dir. Hiç okula gitmeyenlerin oranı ise %6,2’dir.

Antalya’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorunu-na yönelik ilk tespitin, mevsimsel olarak sorunun büyüklüğünün fark-lılık gösterdiği şeklinde yapılması yanlış olmayacaktır. Bununla birlik-te, mevcut veriler, ailelerin göç yoluyla Antalya’ya yerleşmesinin te-mel risk faktörlerinden biri olduğunu göstermektedir. Yine de, Antal-ya özelinde, sorunun sadece göçmen aileler ile ilişkili olmadığı veri-lere dayanarak söylenebilir. Öte yandan, sayısal verilere bakıldığında, Türkiye’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi erkek çocukların ağırlıklı ol-duğu anlaşılmaktadır. Buna karşın Antalya İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Ça-lışmaları (SHÇEK, 2010) Raporu’ndan da anlaşılacağı gibi sokakta yaşa-yan ve/veya çalıştırılan kız çocuklarının sayısı dikkat çekicidir. Hizmet sunumunda bu faktörlere dikkat edilmesi önem taşımaktadır.

Antalya’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa ilişkin ikinci tespit ise, kentte madde bağımlılığı sorununun önemli bo-yutlarda olmasıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü 2009 Yılı Türkiye Uyuştu-rucu Raporu (2009: XVII)’na göre madde bağımlılığıyla ilişkili ölüm olay-larının en fazla meydana geldiği iller arasında Antalya da yer almakta-dır (İstanbul: 93, Gaziantep: 10, Van: 10, Elazığ: 8, Antalya: 6). Aynı ra-pora göre, tedavi merkezlerinde yatarak tedavi edilen kişilerin %71,6’sı İstanbul, Antalya, Adana, Gaziantep, İzmir, Ankara, Hatay, Diyarbakır, İçel ve Van’da ikamet etmektedir. İllere göre ölüm sıklığında İstanbul’u (%8,5) Gaziantep (%6,3), Van (%6,3), Adana (%5), Elazığ (%5) ve Antal-ya (%3,8) izlemektedir.

Diğer yandan, Antalya İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Ço-cuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları (SHÇEK, 2010) Raporuna göre, hizmet verilen sokakta yaşayan ve/veya çalıştı-rılan madde bağımlısı çocukların sayısında (164–3) yıllar içinde yaşanan düşüş olumludur. Buna karşın, kentteki bağımlılık riskinin yüksek olma-sı, hizmetin bu yönde sürdürülmesi gerektiğini göstermektedir.

Page 59: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|49|

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Antalya’daki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hiz-

met Modeli, temelde kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği ta-şırken aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olma-sı gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda, Yeni Hizmet Modeli’nde yer alması beklenen hizmet birimlerinin Antalya’da oluştu-rulma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 8: Antalya’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Antalya’da, modelde öngörülen birimlerden ikisinin henüz oluştu-rulmadığı, diğer hizmet birimlerinin ise mevcut olduğu görülmektedir. Birimlerle ilgili detaylar incelendiğinde ulaşılan bilgiler şu şekildedir:

Koordinasyon merkezi faaliyetleri, Antalya Çocuk ve Gençlik Merke-zi içerisinde yürütülmektedir. Mobil ekip hizmeti yine Antalya ÇOGEM personelince, kış aylarında saat 23.00’a, yaz aylarında ise 24.00’e ka-dar olmak üzere yürütülmektedir. Kentte, iki adet mobil ekibin bulun-duğu, mobil ekiplerde bir sosyolog, iki öğretmen, üç polis, iki zabıta, bir memur ve dört şoförün görev yaptığı anlaşılmıştır. Ekiplerin yaz ve kış döneminde iki ayrı çalışma takvimi uyarınca çalıştıkları ve kış ayla-rında saat 23.00’e kadar, yaz aylarında ise 24.00’e kadar hizmet verdik-leri görülmüştür. Mobil ekiplerin 2005–2009 yılları arasında toplam 1403 çocuğa hizmet verdiği bildirilmiştir.

Kurumsal Yapılanma Tarama Listesi ile Antalya İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları (SHÇEK, 2010) Raporu’na göre Sokak Ofisi, Antalya şe-hirlerarası otobüs terminalinde hizmet vermektedir. Birim 2006 yılın-da hizmete açılmış olup, çalışmalar Emniyet Müdürlüğü ile ortak yürü-tülmektedir. Sokak ofisinde bir sosyolog ve iki polis memuru görev yap-maktadır.

Antalya’da ÇOGEM’e bağlı olarak gözlemevi adı altında hizmet ve-ren bir İlk Adım İstasyonu bulunmaktadır. 2003 yılında oluşturulan İlk Adım İstasyonu, 16 yatak kapasitesine sahip olup, bir müdür yardım-cısı, bir sosyal çalışmacı, bir sosyolog, bir öğretmen, bir hizmetli, sekiz gece görevlisi ve bir güvenlik görevlisi ile hizmetlerini yürütmektedir.

Page 60: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|50|

Söz konusu birimde, 2005–2009 yılları arasında toplam 1711 çocuğa hiz-met verilmiştir. Öte yandan, Antalya’da kız çocuklarına yönelik oluştu-rulmuş bir hizmet biriminin olmaması önemli bir göstergedir. Daha önce de ifade edildiği gibi, Antalya’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların dikkat çekici bir bölümü kız çocuklardan oluşmaktadır. An-talya Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hiz-met Modeli ve İl Eylem Planı’nın Değerlendirilmesi (SHÇEK, 2010) Ra-porunda 2006 yılında kız çocuklarına yönelik bir İlk Adım İstasyonunun açıldığı, ancak 2009 yılında bu istasyonun bakım ve sosyal rehabilitas-yon merkezine dönüştürüldüğü belirtilmektedir. Raporda bakım ve sos-yal rehabilitasyon merkezinin Çocuk Koruma Kanunu kapsamında kuru-luşa yönlendirilen kız çocuklara hizmet verdiği ifade edilmektedir. Bu açıdan, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan kız çocuklarına yönelik bir İlk Adım İstasyonunun var olmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

Antalya’da henüz oluşturulmadığı anlaşılan hizmet birimi sayısı iki-dir. Bu birimler: Barınak ve Tıbbi Rehabilitasyon Merkezidir. İl Eylem Planı’nda açılması hedeflenen ÇEMATEM’in işlevini ise Akdeniz Üniversi-tesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi yürütmekte-dir. Merkezin 2003 yılından itibaren hizmet verdiği görülmektedir.

Antalya’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yöne-lik kurumsal yapılanmanın önemli ölçüde var olduğu söylenebilir. Mad-de bağımlılığı konusunda hizmet vermesi planlanan ve modelde yer alan, kuruluşların henüz oluşturulmamış olmasına karşın, Akdeniz Üniversitesi’nde ilgili birimin varlığı önemli bir eksikliği kapatmaktadır. Buna karşın, Akdeniz Üniversitesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ömer Geçici’nin çeşitli gazetelerde10 yer alan açıklamalarından da anlaşılacağı gibi ilgili merkezin kapasite-nin yetersiz olduğu, zaman zaman hasta kabul edilemediği anlaşılmak-tadır. Bu açıdan Antalya’da madde bağımlılığının önlenmesi konusunda-ki kurumsal kapasitenin desteklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.11 An-cak kurum SHÇEK tarafından da desteklenmektedir. Bu çerçevede var olan eksikliğin kısa vadede personel desteği ile çözülebileceği düşünü-lürse, Yeni Hizmet Modelinin uygulanması açısından Antalya’da kurum-sal kapasitenin yeterli olduğu yorumu rahatlıkla yapılabilir.

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü; “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilme-si”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Meka-nizması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygula-malarının Güçlü ve Zayıf Yönleri” şeklinde olmak üzere dört alt başlık-ta ele alınmıştır.

10 http://bilgiedinme.antalya.pol.tr/2009/amatem-allaha-emanet.html

11 Akdeniz Üniversitesi bünyesinde kurulan AMATEM merkezi ile hala ortaklaşa bir çalışmamız yok. Biz hala kişinin madde bağımlılığının olup olmadığını anlamak için bile Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’yle çalışıyo-ruz. Bu konuda AMATEM’i aktif hale getirmek ve ortaklaşa bir çalışma yapabilmek için uzun zamandır çalışma-larımız devam ediyor (Hasan Ünal, Antalya Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürü ile yapılan rö-portaj, http://www.antalyabugun.com/?page=roportaj&NID=7358).

Page 61: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|51|

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının DeğerlendirilmesiAntalya’da yürütülen uygulama ve hizmetler, Yeni Hizmet Modeli

çerçevesinde değerlendirildiğinde ortaya çıkan görünüm şu şekildedir: Antalya’da modelin uygulanabilmesi için gerekli olan ve modelde

öngörülen kurumsal yapılanmanın diğer illerle karşılaştırıldığında göre-ce oluşturulduğu görülmektedir. Kurumsal yapılanma bütünüyle tamam-lanmamış olsa da, var olan eksikliklerin kısa sürede giderilebilecek ni-telikte olduğu söylenebilir.

İstenen düzeyde olmasa da kurumlar arası işbirliğinde belirli mesa-fenin katedildiği ve Sokak Ofisi uygulamasında olduğu gibi bir arada ça-lışma kültürünün yerleşmeye başladığı görülmektedir. Yerel yönetimle-rin konuyla ilgili çalışmalardaki aktif rolü ve desteğinin de modelin uy-gulanması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Yukarıdaki olum-lu örneklere karşın işbirliği ve koordinasyon konusuna odaklanılması ge-rektiği açıktır.

Yeni Hizmet Modeli’nde yer alan amaçlar açısından, Antalya’daki uygulamalarda iki temel noktada sorun yaşandığı anlaşılmaktadır. Bun-lardan ilki, çocuklara ve ailelerine yönelik meslek eğitimi ve istihdam programlarının ihtiyaca yanıt verecek şekilde geliştirilememiş olması-dır. İkincisi ise madde bağımlılığı tedavisinde yaşanan sorunlar nedeniy-le öngörülen işleyişin aksamasıdır.

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi DüzeyiAntalya İl Eylem Planı, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-

lar sorununa yönelik planlanan 45 ayrı faaliyeti içermektedir. Eylem Planı’nda yer alan 45 faaliyetten 39’unun uygulanması konusunda ça-lışmalar devam etmektedir veya tamamlanmıştır. İl Eylem Planı Tarama Listesi sonuçlarına göre planlanan altı faaliyet ile ilgili herhangi bir ça-lışma yapılamamıştır. Gerçekleştirilemeyen faaliyetler aşağıda yer al-maktadır:

- Okullarda ders dışı sosyal aktivitelerin arttırılması ve sponsor bulunması için özel sektör ile işbirliği yapılması,

- Teknoloji kütüphanesi kurulması,- SHÇEK, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Akde-

niz Üniversitesi işbirliği ile ihtiyaç belirleme amacıyla bir anket yapılması,

- Yerel finans kaynaklarının tespiti amacıyla Valilik koordinasyo-nunda ilgili kurumlar ile iletişimin güçlendirilmesi,

- Tüm kaynaklardan aktarılan bilgilerin toplanacağı ortak bir veri bankasının kurulması, standart bir bilgi formu hazırlanması ve gerekli personel ve ekipmanla desteklenmesi,

- Spor kulüpleri ile toplantı yapılması ve destek alınması. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından 2007 yılı Ni-

san ayında hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, , 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eş-güdüm Toplantısı’nda Antalya ili için önceliklerin belirlendiği, planlan-dığı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çerçevede, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli

Page 62: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|52|

Eşgüdüm Toplantısı’nda Antalya ilinin sahip olduğu öncelikler Yeni Hiz-met Modeli ve İl Eylem Planı açısından şu şekilde ifade edilmiştir:

1. Madde Bağımlılığı Tedavi Ünitesi: Halen Akdeniz Üniversitesin-de 10 yataklı bir odada bu konuda hizmet verilmektedir. Üniversite için-de 35 yataklı bir ünitenin ise temeli atılmıştır.

2. Mobil Ekipler: Sokakta çalışan mobil ekiplerin en az iki araç ve personel desteği (Valilik veya belediyelerden) ile güçlendirilmesi ge-rekmektedir.

3. Mesleki Kurslar: Okul ile ilişiği olmayan çocukların mesleki kurs-lara yönlendirilmesi amacıyla Gençlik Merkezlerinin araç ve gereç yö-nünden takviye edilmesi ve mesleki eğitim ünitelerinin oluşturulması gerekmektedir.

16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgüdüm Toplantısında belirlenen önceliklere ilişkin gerçekleştirilen faaliyetler incelendiğinde, mobil ekiplerin güçlendirilmesi çalışmalarının sonuç-landığı, mesleki eğitim olanaklarının kentte önemli ölçüde geliştirildi-ği, ancak madde bağımlılığı konusunda yaşanan sorunların geçen zaman içerisinde çözülemediği, görülmektedir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından 2007 yılı Ni-san ayında hazırlanan raporda belirtilen diğer konular ise sokak ofisleri-nin henüz oluşturulmamış olması ve hizmet modelinin hayata geçirilme-sinde belediyelerden gerekli desteğin alınamamasıdır. Barınak ise halen oluşturulmamıştır; ancak gözlemevi Barınak ile aynı işlevi görmektedir. Çalıştaylarda elde edilen bulgular, yerel yönetimlerin katılımı ve işbir-liği konusunda gelinen noktanın 2005 yılına göre daha olumlu olduğu-nu, ancak yerel yönetimler ile sürdürülen ilişkilerin kurumsallaşamadı-ğını göstermektedir.

Çalıştaylarda elde edilen veriler ışığında, Antalya’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planında yer alan kurum ve kuruluş temsilcilerinin modele ve eylem planına ilişkin detaylı bilgiye sahip olmadıkları söyle-nebilir. Eylem Planının uygulanması için Planda yer alan kurum ve ku-ruluşlar ile Valilik koordinasyonunda aylık toplantılar yapılmasına kar-şın bilgi düzeyinin istenen düzeyde olmamasının temel nedenleri per-sonel değişimi ve sorumlulukların henüz tam olarak algılanmaması ola-rak özetlenebilir.

“2005’ten beri tüm temsilcilerle her ay bu planla ilgili koordinasyon toplantısı yapıyoruz. Kurumlar üstlerine düşen sorumlulukları henüz tam olarak anlayamadılar. Plana göre diğer kurumlar destekçi değil uygulayıcı konumdadır ancak bunun farkında değiller.”

“Diğer kurumlardan faaliyet raporunu sunmak üzere veri istiyoruz an-cak bilmiyorlar. Personel değişikliği oluyor bilgi aktarımı olmuyor.”

Öte yandan, kurumların bir araya geldiği, buna karşın sunulan hiz-metler konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları anlaşılmaktadır. Do-layısıyla, İl Eylem Planı toplantılarının kurumları bir araya getirme ko-nusunda başarılı olduğu, ancak yine de işbirliğinin istenen düzeye gel-mediği anlaşılmaktadır.

“Bizim ülkemizde de kurumlar bir araya geliyor ancak gelişmelerden haberdar değiller.”

Page 63: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|53|

Bununla birlikte çocuk ve gençlik merkezinin fiziksel olanaklarının istenen düzeyde olmadığı ifade edilmektedir.

“ÇOGEM’i akşama kadar çocukların vaktini geçirebileceği yeterlilikte görmüyorum. Binalarımız çocuk dostu değil Antalya olarak.”

Öne çıkan diğer bir husus ise İl Sosyal Hizmetlerde yaşanan maaş farklılıkları ve personel sayısının yetersizliğini ortaya koymaktadır.

“Maaşlarda standart yok farklı görevlerde. Personel yetersizliğimiz var. Benim kurumumda yalnız ben çalışıyorum. Kurumu bırakıp gidemiyoruz. Halk eğitim desteği ile çalışıyoruz.”

Bir diğer katılımcı ise çocuk ve gençlik merkezinde çocukların inter-nete ulaşabilecekleri bir ortam yaratılmasını önermektedir. Böylece ço-cuklar için ÇOGEM’in çekiciliğinin artacağı düşünülmektedir.

“Bize ait internet kafemiz olsa çocuklara o arada bile bir şeyler öğrete-biliriz. En azından dışarıdakiler gibi kötü alışkanlıklar edinmezler.”

İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendirilmesi sırasında orta-ya çıkan bir diğer tema ise planın kapsamı ile ilgilidir. Katılımcılar, Antalya’da sorunun sadece sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-lar ile sınırlandırılmaması gerektiğini ifade etmişler ve tarım sektörün-de çalıştırılan çocukların çalışmalara dahil edilmesini önermişlerdir. Bu açıdan, Eylem Planı çalışmalarının kent merkezi ile sınırlı kalmasına yö-nelik eleştiriler gelmiştir.

“Eylem Planı ilçeleri de kapsıyor mu? Sokakta çalıştırılan çocuk olarak sınırlıyoruz, ancak seralarda çalışan çocuklar da okula gönderilmiyor. Bu da büyük bir sorun. Çocuklar okula gönderilmekten alıkonuyor.”

Buna karşılık, bir başka katılımcı da belirtilen konuyla ilgili çalışma-ları aktararak gerekli önlemlerin alındığını ifade etmiştir.

“Tarımda çalıştırılan çocuklarla ilgili olarak Valilik tarafından bir çalış-ma yapıldı. Bilgiler alındı ve mahalle muhtarları, Jandarma, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okula devamlarının sağlanması çalışması yapıldı.”

Bu iki ifade, Antalya’da paydaş kuruluşların birbirlerinin konuyla il-gili çalışmalarına ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadıklarının temel kanıt-larından birisi olarak değerlendirilebilir.

Koordinasyon Mekanizması ve KatılımAntalya İl Eylem Planı ile kurumlar arasında belirli düzeyde bir işbir-

liği sağlandığı, ancak paydaş kuruluş temsilcilerinin gelinen noktayı iş-birliği açısından yeterli bulmadıkları da görülmektedir. Örneğin bir katı-lımcı, işbirliğinin sağlanması için kent düzeyinde bir veri bankasının ol-ması gerektiğini ve kurumlar arası işbirliğinin o zaman sağlanabileceğini ifade etmektedir. Bir başka katılımcı ise hedeflere ulaşabilmek için ye-rel düzeyde ikili protokollerin hayata geçirilmesini önermektedir.

“Bana göre bu hedeflere ulaşmamız için yerel düzeyde protokollerin ol-ması lazım.”

Katılımcılar, Antalya’da kurumlar arası işbirliğinin istenilen düzey-de olmadığını ifade etse de, İl Eylem Planı çalışmalarının kurumlar ara-sı ilişkileri belirli ölçüde geliştirdiği anlaşılmaktadır. Bu etkinin yaratıl-

Page 64: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|54|

masında Antalya Valiliğinin ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün önemli katkısının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Yaşanan sorunlar olmasına karşın, katılımcılar özellikle bazı kurum-larla kurulan olumlu ilişki ve işbirliğinde örnekler vermektedir.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının İl Sosyal Hizmetler Mü-dürlüğünün çalışmalarına sağladığı finansal destek, kurumlar arası işbir-liğine verilebilecek güzel örneklerden birisidir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren Sevgi Köyü’ne destek sağlamaktadır.

“SYDV olarak Sevgi Köyü’ne destek sağlıyoruz. 10 personelimiz çalışı-yor orada.”

Yanı sıra yerel yönetimlerin ve İl Emniyet Müdürlüğünün kamuoyu bilinçlendirme çalışmalarına verdikleri desteğin de oldukça olumlu ol-duğu katılımcılar tarafından ifade edilmektedir.

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanlarınca yapılan değerlendirme-lerde ise iki nokta dikkati çekmektedir. Bunlardan ilki, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda diğer kurum ve kuruluşların so-rumluluk almaktan çekinmesi ve çocukla ilgili tüm sorunların İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne yüklenmek istenmesidir.

“Okulların çocuklardan haberi yok. Okuldan bize yazı geliyor, siz bu çocukla ilgilenmezseniz sokak çocuğu olma yolunda diye. Ancak Milli Eğitim’de de rehber öğretmenler var. Öncelikle bu kişilerin ilgilenmesi ge-rekir. Problemlerin doğrudan SHÇEK’e atılmaması gerekiyor. Sorumluluk SHÇEK’e atılıyor ve risk almak istemiyorlar.”

Diğer kurum ve kuruluşlarla kurulan işbirliğinin niteliğinin de farklı-lık gösterdiği anlaşılmaktadır. Bazı kurumlardan daha fazla destek alı-nırken bazıları ile sorun yaşandığı anlaşılmaktadır.

“…. Müdürlüğü iyi çalışıyor ancak …. Müdürlüğü iyi çalışmıyor.”

Diğer nokta ise sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yöne-lik hizmet sunan, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı kuruluşların fi-ziksel özellikleri, personel yapısı ve finansal olanakları ile ilişkilidir. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün katılımcıları, Antalya’ya gelen çocukla-rın sokak yaşamıyla bütünleşmeden ailelerine geri döndürülmeleri ko-nusunda ihtiyaç duydukları finansal desteği kişisel ilişkiler ile sağladık-larını ifade etmektedir. Katılımcılar bu açıdan finansal kaynak ihtiyacı-nı dile getirmektedir.

“Gelen çocuğu diğer çocuklarla irtibatlandırmadan geri göndermeliyiz. Belediyede kişisel ilişkilerle para bulup geri gönderiyoruz.”

İl Eylem Planı’na ilişkin bir diğer öneri ise Plana dâhil olan kuruluş sayısının artırılmasıyla ilişkilidir. Bir katılımcı, sivil toplumun desteğinin yeterince alınamadığını belirtmektedir:

“STK’ların desteği çok fazla alınamadı.”

Bir diğer katılımcı ise “Aile ve çocuk mahkemeleri çalışmaya dâhil edilmelidir. Ceza infaz ku-

rumuyla iyi bir işbirliği yapılabilir.”

demektedir.

Page 65: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|55|

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Güçlü ve Zayıf YönleriKatılımcılara göre, il genelinde kurumlar arası işbirliğinin yakalan-

mış olması, Antalya İl Emniyet Müdürlüğünün çocuklara yönelik yürüt-tüğü çalışmalar, öğretmen, çocuk ve ailelere yönelik seminer ve eğitim-lerin düzenlenmesi, yerel yönetimlerin ve toplum merkezlerinin çalış-maları, otogarda sokak ofisinin oluşturulmuş olması, mobil ekip uygu-laması ve “Güvenli Okullar Projesi” uygulamaların güçlü yönlerini oluş-turmaktadır.

Katılımcıların değerlendirmelerine göre uygulamaların zayıf yönle-ri ise; İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü dışındaki paydaş kurum/kuruluş-ların çalışmalara istenen düzeyde etkin katılmaması, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik meslek eğitimi ve istihdam prog-ramlarının ihtiyaca yanıt verecek şekilde geliştirilememiş olması, mad-de bağımlılığı tedavisinde sorunlar yaşanması, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara hizmet sunan kurum ve kuruluşların fiziksel ola-naklarının ve personel sayısının yetersiz olmasıdır.

Antalya’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı’nın geliştirilmesine ilişkin dile getirilen öneriler ise şu şekildedir:

- Antalya İl Eylem Planında yer alan faaliyetlerin tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından tam olarak desteklenmesi için, kurum ve kuruluşlara düşen sorumlulukların maddeler halinde belirlen-mesi gerekmektedir.

- Okullarda konu ile ilgili verilen seminerlerin yanı sıra eğitim-öğretim müfredatlarında konunun ele alınması gerekmektedir.

- İl Eylem Planı hazırlanması aşamasında sahada çalışanları görüş-leri alınmalıdır.

- Barınak ifadesi yerine daha uygun bir isimlendirme yapılmalıdır. Elde edilen bulgular ışığında Antalya’da Yeni Hizmet Modeline iliş-

kin çalışmaların genel görünümü şu şekilde özetlenebilir:Kurumsal yapılanmada geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında ilerleme-

ler görülse de, Yeni Hizmet Modelinde öngörülen hizmet birimlerinin tam anlamıyla oluşturulamadığı,

İl Eylem Planı’nın uygulanmaya başlamasıyla işbirliği ve koordinas-yon sağlanmasında önemli adımlar atıldığı ancak istenilen düzeyde ol-madığı;

Paydaş kurum ve kuruluşlar ile ilişkilerde bazı kuruluşlarla işbirli-ğinin ve ortak çalışma kültürünün kurulduğu, ancak bu gelişmenin tüm paydaş kuruluşlarla sağlanamadığı;

İl Eylem Planı’nın paydaş kurum ve kuruluşlar tarafından yeterin-ce bilinmediği;

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin kent düzeyin-de ortak bir veri bankası olmaması nedeniyle çalışmaların aksadığı;

Kurumların çocuklarla ilgili işlemlerde sorumluluk almak istememesi nedeniyle Antalya İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün iş yükünün önemli ölçüde arttığı, il Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı kuruluşlarda per-sonel sayısının yetersiz olduğu ve çocuk ve gençlik merkezinin fiziksel olanaklarının geliştirilmesi gerekliliği vurgulanmıştır.

Page 66: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|56|

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Bursa1

“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” 2009 yılı verilerine göre, Bursa’nın toplam nüfusu 2.550.645’dir. Bursa’da 0–19 yaş grubunda-ki nüfusun 762.005 kişiden oluştuğu görülmektedir. Bu rakama göre, Bursa’da toplam nüfusun yaklaşık % 30’u çocuk ve gençlerden oluşmak-tadır. Bursa’da 2.249.974 kişi il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Belde ve köylerde yaşayan kişi sayısı ise 300.671’dir.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–2009 yılları verilerine göre, Bursa’ya bu yıllar içinde 66.615 kişi göç etmiştir. Verilere göre, Bursa özellikle Ankara, İzmir ve İstanbul gibi metropol kentlerden göç almak-tadır. Yanı sıra çevre illerden de kente yönelen bir göç hareketi olduğu görülmektedir. Açıktır ki Bursa, Türkiye’nin hemen her kentinden göç alan bir metropole dönüşmüştür.

Şekil 5: 2008-2009 Yılları Rakamlarına Göre Bursa’ya Göç Veren İller

9.0603.206

2.994

1.419

3.048

2.533

1.745

2.424

1.640

2.944

1.344

1.338

1.201

1.003

DPT İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2004)’na göre Bursa (merkez) birinci derecede gelişmiş ilçeler arasın-da yer almaktadır. Araştırmaya göre Ankara, İstanbul ve İzmir dışarıda bırakıldığında, Bursa Büyükşehir 872 ilçe arasında gelişmişlik gösterge-leri açısından ilk sırada yer almaktadır. 1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Bursa’daki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygu-

lamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 08.11.2009 tarihlerinde elde edilmiştir.

BURSA1

Page 67: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|57|

Bursa’nın, İstanbul’a, gerek coğrafi olarak gerekse tarihsel bir sü-reçte ekonomik ve kültürel bağlar aracılığıyla yakın olması, Bursa ken-tine önemli olanaklar sunmaktadır. Bursa’nın önemli ekonomik, sos-yal ve kültürel kararların alındığı İstanbul ile kurduğu bağlantılar, küre-selleşme sürecinin yoğunlaştığı bugünkü koşullarda daha çok önem ka-zanmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda Bursa’nın küreselleş-me sürecinin olumlu ekonomik, sosyal ve kültürel etkilerinden yararla-nabilmesi için, İstanbul ile ilişkilerini geliştirmesi gerekmektedir. Poli-tik başkent olmasa bile Bursa, Osmanlı’nın özellikle uluslararası ticaret ve üretim boyutlarında ipek başkenti ve Anadolu’nun da kültür başken-tidir (Tosun, 2007: 103). 1892 yılında yapılan sayıma göre 76.704 olan Bursa nüfusu, savaş ve çeşitli göçler nedeniyle 1906 yılında %1,3 oranın-da gerileyerek 66.151’e, Cumhuriyet’ten sonra 1927 yılında yapılan ilk sayımda ise %7,10’luk bir gerilemeyle 61.451’e düşmüş bulunmaktaydı (Akkılıç 2002:373, akt: Tosun, 2007: 118).

Bursa, Marmara Denizinin güneydoğusunda bulunan verimli bir ova ve geniş bir tarımsal art alanda, merkezi bir yerde bulunmaktadır.1950’ lerden bu yana büyük iç ve dış göçlere sahne olan Bursa, Türkiye’de en büyük nüfus artış hızına sahip olan kentlerden biri haline gelmiştir. Bur-sanın İstanbul gibi bir dünya kentinin çok yakınında bulunması ve ulus-lararası ticaret yollarının bu konuma göre biçimlenişi, kentin tarih için-deki gelişim sürecinde görülen önemli etkenlerden biridir. Bursa, oto-motiv ve tekstil başta olmak üzere, sanayi sektöründe ve dolayısıyla uluslararası ticarette önemli bir merkezdir (Tekeli,1999, akt: Çahanti-mur, 2007: 76).

Bursa, güçlü sanayisine bağlı olarak yaratmış olduğu katma değer ve istihdam açısından ülke ekonomisi için tartışılamayacak bir öneme sa-hiptir. Bu yönüyle yaratılan katma değer dikkate alındığında, Bursa’nın İstanbul, Kocaeli ve İzmir’den sonra dördüncü sırada yer alması sürp-riz değildir. Bursa’nın GSYİH’ya olan katkısının, TÜİK tarafından en son açıklanan 2001 yılında (kriz yılı) %3,6 iken, günümüzde %4’ü aştığı bi-linmektedir. 2008 yılı Türkiye cari fiyatlarıyla GSYİH 731.358 milyar do-lar olup, bu rakamın ortalama % 4’ünün Bursa tarafından gerçekleş-tirildiği tahminiyle, 29.254 milyar dolarının Bursa’da yaratılan katma değerden kaynaklandığı sonucuna varılmaktadır. TÜİK tarafından en son açıklanan rakamlar ışığında, 2008 yılında kişi başına düşen geli-rin, Bursa’da yaklaşık 11.665 dolar seviyesinde olduğu tahmin edilmek-tedir. DPT tarafından en son 2003 yılında açıklanan İllerin ve Bölgele-rin Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması sonuçlarına göre sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi itibariyle Bursa; İstanbul, Ankara, İz-mir ve Kocaeli’nden sonra 5. sırada yer almaktadır (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası http://www.btso.org.tr/?page=bursaeconomy/bursaeco-nomy.asp, erişim: 10.5.2010).

14/10/2003 tarihli TÜİK Genel Sanayi ve İş Yerleri Sayımı verileri-ne göre Bursa’da 78.278 iş yeri bulunmaktadır. Bu sayı Türkiye geneli-nin % 4’üne tekabül etmektedir. Bursa’nın imalat sanayini, Türkiye’de GSMH’nin yaratılmasında etken olan sektörlerin büyük bir kısmı oluştur-maktadır. Özellikle tekstil, otomotiv ana ve yan sanayisi, makine, me-

Page 68: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|58|

tal eşya sanayileri ve gıda sanayi Bursa’nın imalat sanayinin temel be-lirleyicisi olmaktadır (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, http://www.btso.org.tr/?p01age=bursaeconomy/bursaeconomy.asp, erişim: 10.5.2010).

Bursa’nın ve ilçelerinin sahip olduğu istihdam olanakları kente doğ-ru önemli bir göç hareketinin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu hare-ketlilik, kente eklemlenemeyen bir nüfus grubunun da oluşmasına ne-den olmakta ve istihdam piyasasında yaşanan dengesizliklerin rakamla-ra yansıdığı görülmektedir. TÜİK (2008) İşgücü İstatistikleri Veri Taba-nına göre, Bursa’da yaş gruplarına ilişkin işsizlik oranları şu şekildedir:

• 15-19 yaş grubu %18,9 • 20-24 yaş grubu %20,3 • 25-34 yaş grubu %9,8 • 35-54 yaş grubu %7,6 Yeşil Kart Bilgi Sistemi (http://sbu.saglik.gov.tr/yesil/) verilerine

göre (2010–06–03 tarihi itibariyle) Bursa’da 104.685 kişi yeşil kart sa-hibidir.

Bursa’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar SorunuÖnemli derecede göç hareketinin yaşandığı bir kent olan Bursa’nın,

sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu çerçevesinde önemli riskleri barındırdığı açıktır. Konuyla ilgili çalışmaların yetersizli-ği ve sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa ilişkin ye-terli sayısal verinin olmaması, kentin sokakta yaşayan ve/veya çalıştı-rılan çocuklar açısından görünümünü belirsiz bırakmaktadır. Buna kar-şın, elde edilen veriler, Bursa’nın hem sokakta yaşayan hem de sokak-ta çalıştırılan çocuklar sorunuyla karşı karşıya olduğunu göstermektedir.

Bursa İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları (SHÇEK, 2010) raporuna göre, ulaşılan (kuruluştan hizmet alan) sokakta yaşayan çocuk sayısı 68’dir. Çocukların %73,5’i 15–17 yaş, %20,6’sı ise 12–14 yaş aralığındadır. %42,6’sının anne ve babası boşanmış, %35,3’ünün ise birlikte olduğu gö-rülmektedir. Yine bu çocukların %67,7’sinin ara sıra veya sürekli madde kullandığı tespit edilmiştir. Aynı rapora göre, Bursa’da sokakta çalıştırı-lan 310 çocuk tespit edilmiştir. Ulaşılan sokakta çalıştırılan çocukların 243’ünün 10-15 yaş aralığında olduğu, %30,32’sinin Bursa’da, önemli bir bölümünün (%61,3) ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde doğdu-ğu anlaşılmaktadır.

Bursa’da konuyla ilgili gerçekleştirilen çalışmalar, çocuklar ve aile-lerinin düşük sosyo-ekonomik profilini işaret etmektedir. Vatandaş’ın (2007) İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Diyarbakır, Adana ve Mersin’de toplam 396 çocuk üzerinde gerçekleştirdiği araştırmada, ba-banın yaptığı iş, sırasıyla, %53,3 amelelik/hamallık, işportacılık, %33.5, işportacılık ve %3.3 fabrika işçiliğidir. Feymi (2007)’nin Bursa’da 451 çocukla yaptığı araştırma, bilhassa çalışan çocuk annelerinin eğitim se-viyesinin düşüklüğünün alarm verici boyutta olduğunu göstermektedir. Söz konusu araştırmada çocukların annelerinin %59,8’inin okuryazar ol-madığı, babaların %52,8’inin ise ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır (Yıldız, 2007: 62).

Page 69: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|59|

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Bursa’daki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hiz-

met Modeli temelde bir kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği ta-şırken, aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl ol-ması gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıdaki tabloda, Yeni Hizmet Modeli’nde yer alması beklenen hizmet birimlerinin Bursa’da oluşturul-ma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 9: Bursa’da Yeni Hizmet Modeli’ne göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Bursa’daki kurumsal yapılanma Yeni Hizmet Modeli çerçevesinde in-celendiğinde, öngörülen hizmet birimlerinin dördünün (4) oluşturuldu-ğu, buna karşın dört (4) hizmet biriminin henüz var olmadığı görülmek-tedir. Kurumsal yapılanmanın detayları incelendiğinde, Bursa’da bir (1) mobil ekip bulunduğu, ekipte dört (4) personelin (bir çocuk gelişimcisi, üç öğretmen) görevli olduğu, mobil ekibin 16.00–19.00 saatleri arasında hizmet sunduğu anlaşılmaktadır. Mobil ekip hizmetinden 2010 yılı Mayıs ayına kadar toplam 334 çocuğun yararlandığı görülmektedir.

Bursa’da çocuk ve gençlik merkezine bağlı olarak hizmet veren bir gözlemevinin bulunduğu, gözlemevinde sadece bir personelin (öğret-men) görev yaptığı ve 2010 yılı Mayıs ayı itibarıyla altı (6) çocuğa hiz-met sunulduğu ifade edilmiştir.

Bursa’da madde kullanımı ve tedavisine yönelik bir ÇEMATEM (Ço-cuk ve Ergen Madde Tedavi Merkezi) kurulmuş, ancak henüz hizmet ver-meye başlamamıştır.

Bursa’daki kurumsal yapılanmanın Model’in işlerliği açısından yeter-li olmadığı, kurumsal yapılanma eksikliği kadar nitelikli personel sayı-sında da önemli yetersizlikler olduğu görülmektedir.

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Page 70: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|60|

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının DeğerlendirilmesiKatılımcılar, Yeni Hizmet Modeli’nin, sokakta yaşayan ve/veya çalış-

tırılan çocukların sorunlarına çözüm getirebilme açısından genel olarak yararlı bir proje olduğunu, sokakta çalıştırılan tüm çocuklara ulaşabil-me imkânı sağladığını ve ulaşıldıktan sonra sunulacak hizmet modelle-rinin belirlenmiş olduğunu belirtmişlerdir.

Hizmet modelinde belirlenen birimlerin koordinasyon çerçevesinde hizmete açılamadığı, taraflarla yeteri kadar işbirliği yapılarak gerek-li desteğin alınamadığı ifade edilmiştir. Birçok kuruluşta hizmet mode-linin uygulanabilmesi için ihtiyaç duyulan personelin bulunmadığı, ala-nın çok zor ve karışık olduğu, mevcut personelin eğitim ihtiyacının bu-lunduğu belirtilmiştir.

“Yerel yönetimlerde personel azalması, yatırıma yönlenme sosyal pro-jeleri aksattı. Kanunlar sosyal belediyeciliği ön plana çıkarıyor. Nitelikli personel gerekiyor. Uzmanlık gerektiren bir iş…”

“Emniyet çocuk şubede psikolog kadrosu var ancak istihdam sağlanma-mış. Taşrada pedagog ihtiyacı var. Diğer ilçelerde sosyal çalışmacı yok…”

“Sistem işlemiyor. Hizmet içi eğitim gerek, teknik sorunları aşamıyoruz.”

“Kurumlarda kişiler sürekli değil.”

“Zabıtanın eğitim alması gerek. Sadece çocuğun sattığı bir şey varsa müsadere ediyor, o mekândan uzaklaştırıyor.” “Okullarda sağlık personeli yok. Sağlık Müdürlüğünün bu konuda yeterli personeli yok.”

Bursa’da Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanmasında yaşanan bir diğer sorunun ise arsa, bina ve ekipman temininde modele göre yardımcı olması gereken yerel yönetimler ayağının çalışmamasıdır. Yeni Hizmet Modeli uygulamalarında mekânsal boyutun göz ardı edildiği, aile eğitimi ile meslek edindirme kurslarında, anne–babaları meslek sahibi yapma çalışmalarında ve iş takibi konularında yetersiz kalındığı belirtilmektedir.

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi DüzeyiBursa İl Eylem Planı sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar

sorununa yönelik planlanan yirmi sekiz (28) ayrı faaliyeti içermektedir. Eylem Planı’nda yer alan 28 faaliyetten on dokuzunun (19) uygulanma-sı konusunda çalışmalar devam etmektedir veya tamamlanmıştır. İl Ey-lem Planı Tarama Listesi sonuçlarına göre, dokuz (9) adet faaliyet ko-nusunda herhangi bir çalışma yapılamamıştır veya çalışmalar devam et-mektedir.

Bursa’da eylem planının uygulanması ve çözümü için öneriler aşağı-da belirtilmiştir:

• Kaynakların verimli bir biçimde kullanılabilmesi ile ilgili olarak genel bir bütçenin ayrılması

• Görev tanımlarının net olması• Personelin özlük haklarının iyileştirilmesi• Muhatap kitle olan çocukların ihtiyaçları için kaynak oluşturul-

ması• STK‘lardan verimli bir biçimde yararlanılması

Page 71: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|61|

• Belediye kaynaklarından yararlanılması ve bu alanda çalışan per-sonelin devamlılık arz etmesi için kalıcı–kadrolu personelin dö-nüşümlü çalıştırılması

Eylem planının uygulanmasına ve sokakta yaşayan ve/veya çalıştırı-lan çocuklara ilişkin sorunların çözümüne ilişkin yetersizlikler ise şun-lardır:

• Çocukların tam olarak bilinçlenmemeleri• Medyanın (basın-yayın) bilinçlenmede yeterli ölçüde kullanıla-

maması,• STK ve meslek okullarının bu plana aktif katılamaması, • Kurumların sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konu-

sunda çalışmaması, • Maddi yönden desteklenmenin yeterli olmaması,Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda etki yara-

tılabilmesi için;• Çocuğun danışma yerlerinin artırılması,• Çocuklardan hizmet alanlara da Kabahatler Kanunu’na göre iş-

lem yapılması,• Halka açık yerlerde sokak satışları konusunda bilinçlendirme ya-

pılması,• Okul ve halk eğitimleri ile aile eğitimlerinin artırılması,• Anlayış değişikliğinin sağlanması• Din adamları muhtarlar ve ilköğretim okullarının aktif katılımı-

nın sağlanması,• Koordinasyon mekanizmasının kurulması, • Koordinasyon ve bilgilendirme toplantılarının daha sık yapılması,• Üniversitenin bu işe aktif katılımı ve akademik destek sağlanma-

sı,• MEB ile iletişimin (SHÇEK) daha sağlıklı olması,• Umut Işığı vb. projelerin eylem planlarına dahil edilmesi önerilmiştir.

Koordinasyon Mekanizması ve Katılım2

Bursa İl Eylem Planı uygulamalarında paydaşlar arasındaki işbirli-ği ve koordinasyon konusunda eksiklikler bulunduğu görüşü sıklıkla dile getirilmiştir. Özellikle belediyeler ve Bursa İl Özel İdaresi’nin Eylem Planı uygulamalarına katkılarının sınırlı olduğu görülmektedir. Yanı sıra, Çocuk Koruma Kurulu toplantılarına kurumların yetkili personelinin ka-tılmadığı, toplantıların rutin bir zamanlamayla yapılamadığı, alınan ka-rarların takibi ve uygunluğunun sağlanamadığı belirtilmektedir.

İşbirliği ve koordinasyon konusunda yaşanan sorunların nedenlerin-den birisinin sık yaşanan personel değişimi olduğu belirtilmektedir. Pay-daş kurum/kuruluşlarda çok sık personel değişikliği yaşandığı için ilgili-

2 Yukarıda yer alan veriler Bursa’da 8.11.2009 tarihinde elde edilmiştir. Bu tarihte kuruluşlar arası koordinasyon sağlanmasında önemli güçlükler olduğu yönünde bulgulara ulaşılmıştır. Kentteki koordinasyon sorununun 2010 yılı içinde yürütülen çeşitli projelerle önemli ölçüde ortadan kalktığı bilinmektedir.

Page 72: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|62|

lerin konu hakkında yeterli bilgisinin olmadığı ifade edilmiştir. Öte yan-dan, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda periyodik eğitimlerin sağlanamadığı ve bu durumun eylem planının sürdürülebilir-liğini olumsuz etkilediği ortaya çıkmaktadır.

Eylem Planı uygulamaları ile paydaş kurum ve kuruluşların bazıla-rı arasında olumlu bir işbirliği ortamı sağlandığı, ancak bazı kurum/ku-ruluşlar ile ilişkilerde süreklilik konusunda sorunlar olduğu ifade edil-miştir. Örneğin, İl Özel İdaresi’nin Eylem Planı ile ilgili yükümlülükle-rini yerine getirmediği belirtilirken, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının uygulamalara büyük bir katkı sağladığı dile getirilmektedir. SYDV aracılığıyla çocukların ailelerine her türlü (nakdi yardımlar, eği-tim desteği, gıda ve yakacak gibi) yardımlarda bulunulduğu, çocuk baş-ka bir kentten gelmişse dönüşünün sağlandığı, ÇOGEM’in beş (5) per-sonelinin ücretlerinin iki (2) senedir vakıf tarafından ödendiği, vakfa ait üç (3) aracın mobil ekiplerin hizmetine verildiği anlaşılmıştır. Ben-zer bir biçimde, Bursa Büyükşehir Belediyesinin sosyal yardımlar ve hiz-metler bütçesinden kaynak sağladığı, çocuklar ve ailelerinin de katıldı-ğı etkinlikler, şenlikler, geziler düzenlendiği söylenmektedir. Ancak Be-lediye ile sağlıklı bir işbirliği içinde olunmadığı da katılımcılar tarafın-dan belirtilmektedir.

Emniyet Çocuk Şubesi ile işbirliğinin (şiddet, madde bağımlılığı ve güvenli ortam konularında) çok iyi olduğu ifade edilmiştir. Katılımcılara göre, İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuklar konusunda oldukça aktif bir biçimde görev yapmak-tadır. Çocuk Şubesinin, on (10) mobil ekip, 8 yaya devriye ekibi ve bazı yerlerde de asayiş trafik vb. ekipler (toplam 38 ekip) ile hizmet verdi-ği ifade edilmektedir. İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesinin, çocuklara yönelik hizmetlerin yanı sıra halkın bilinçlendirilmesi için afiş, reklam film, seminerler, ilan tahtalarının düzenlenmesi vb. faaliyetlerde de bu-lunduğu anlaşılmaktadır.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Çocuk Merkezinin açılmış olmasının sür-dürülebilirlik açısından olumlu bir gelişme olduğu vurgulanmıştır. Söz konusu merkez, İç Göç Entegrasyon Projesi (İGEP) kapsamında sokak-ta yaşayan, çalıştırılan ve risk altındaki çocuklara hizmet vermek ama-cıyla açılmıştır.

Jandarma Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından, Jandarma karakolla-rındaki çocukları koruma işlem astsubaylarının görevleri konusunda dü-zenli eğitimler alması sağlanmaktadır.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Valilik görevlendirmesiyle risk altındaki yaklaşık 25 bölge okulunda bir rehber öğretmen ve okul öncesi öğret-meninin çalışmaya başladığını, çocuklara sosyal, kültürel, sportif çeşit-li aktiviteler yaptırıldığını, eğitim ve danışmanlık tedbirlerinin uygulan-dığını ve adliyeye 3 ayda bir çocuklarla ilgili bilgi verildiğini ifade et-miştir.

İl Sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şubesi tarafın-dan çocuklara (sağlık ocağı veya hastaneye yönlendirildiklerinde) des-

Page 73: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|63|

tek sağlandığı belirtilmektedir. Ayrıca, geliştirmiş oldukları çocuk psiko-sosyal gelişimi ile ilgili 0–6 yaş programı çerçevesinde ebe, hemşire ve doktorlara bu yaş grubuna yönelik hizmet içi eğitimler uygulanmakta-dır.

Ayrıca “Çocukların Mutlu Geleceği İçin Umut Yıldızı Projesi” kapsa-mında kurumlar arası işbirliği ile ilgili bir protokol İçişleri Bakanlığı, Em-niyet Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı – İŞKUR ve TOBB arasında imzalanmıştır. Protokol gereği Çocuk Koruma Kurulun-ca alınan karar çerçevesinde, Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğünce tespit edilen 16–17 yaşlarında suça karışmış çocuklardan 300’ünün aileleri ile görüşme yapılarak, 30’u Bursa İŞKUR Müdürlüğüne yönlendirilmiştir. Bu projenin önemli bir etki yaratarak örnek oluşturması ve ülke genelinde yaygınlaştırılması beklenmektedir.

Bursa’da İl Eylem Planı uygulamalarına bakıldığında, işbirliği yapıl-masında sorunlar yaşanan paydaşların başında sivil toplum örgütleri-nin geldiği anlaşılmaktadır. Bursa’da konuyla ilgili faaliyet gösteren üç (3) dernek bulunduğu belirtilmiştir. Katılımcılar, sivil toplum örgütleri ile kurumsal işbirliği yapılamadığını, bakış açısı farklılıklarının olduğu-nu belirtmişlerdir.

“Kanunda çok prosedür var. Onlar daha esnek. STK bizi para makine-si olarak görüyorsunuz diyor. Kuruluş amacı ile onların bakış açıları uyuş-muyor. Alınganlık oluyor. Ben de söz sahibi olacağım mantığı var. Dolayısıy-la yapamıyoruz.”

Çalıştayda sivil toplum örgütleri ile ilişkili olarak dile getirilen gö-rüşler aynı zamanda sivil toplum örgütlerinin işbirliğine açık olduğunu, ancak ilgili birimlerde bu konuda önyargılar bulunduğunu göstermek-tedir. Sivil toplum örgütlerini;, birlikte çalışılacak, işbirliği yapılacak paydaş kuruluşlar olarak değil, planlanmasına katılmadıkları faaliyet-lere kaynak sağlayacak kuruluşlar olarak görme eğiliminin olduğu orta-ya çıkmaktadır.

Sürdürülebilirliği sağlamak için;

• Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) verilerinden daha çok yararlanılması,

• Mobil ekip hizmetine ağırlık verilmesi,

• Belediye ve Yerel Gündem 21’in çalışmalara etkin bir biçimde dâhil edilmesi,

• Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda pilot il-lerde veri tabanlarının oluşturulması (Belediye, valilik, kayma-kamlık, SHÇEK ortak veri tabanı),

• Bursa Büyükşehir Belediye’sinin kaynak sağlayıcı olarak değil paydaş olarak yer alması ve

• İGEP çıktılarından yararlanılması

önerilmiştir.

Page 74: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|64|

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Güçlü ve Zayıf Yönleri

Katılımcılara göre, Bursa İl Eylem Planı’nın güçlü yönlerini;• Sokakta çalıştırılan çocukların sayısında azalma olması, • Risk altındaki çocukların ailelerine eğitim çalışmalarının başla-

ması• Hizmet Modeli/İl Eylem Planı’nın uygulanmasıyla beraber Emni-

yet Çocuk Şube ile koordine bir biçimde çalışılması,• İlgili kurumların hizmet modelinde yer almasının modelin başa-

rısını artırmış olması, • İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi-Odalar Birliği’nin “Umut Işığı

Projesi”nin 16–18 yaş grubu sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların meslek edinmesi için İŞKUR’la koordinasyon çerçeve-sinde başlaması,

• ÇOGEM çalışma saatlerinde sokakta çalıştırılan çocuk sayısının azalması,

• Seminer ve bilgilendirmelerin yapılması,• Mobil Ekibin kurulmasıyla çocukların yalnız olmadıklarını, ailele-

rin ise çocuklarına sahip çıkıldığını öğrenmesi ve • Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda top-

lumsal farkındalık yaratılması oluşturmaktadır.İl Eylem Planı’nın zayıf yönleri ise şu şekilde ifade edilmiştir:• Eylem planları hazırlanırken mevcut durum analizinin eksik ya-

pılması, • Kurumlar arası görev tanımının eksik olması, • Koordinasyonun yeterince sağlanamaması, • Ortak veri bankasının oluşturulamaması. Katılımcıların dile getirdiği son madde (ortak veri bankasının oluş-

turulamaması) Bursa İl Eylem Planı çalışmalarının önemli bir eksikliğini ortaya koymaktadır. Bursa’da, il bazında sokakta yaşayan ve/veya çalış-tırılan çocuklara ilişkin bir veri tabanı olmadığı ve İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün ulaştığı çocuk verilerine göre sa-yısal tahminlerin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu bilgiler ise farklı kurumlardaki kişilerin konu ile ilgili deneyimlerine ve konu ile ilgili kişi-sel düşüncelerine dayanmakta ve birbiri ile çelişebilmektedir. Örneğin, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün çalıştay öncesi yaptığı sunumda “şe-hir merkezinde hafta içi yaklaşık 20–30 çocuğun, hafta sonu ise 40–50 çocuğun sokaklarda çalıştırıldığı sanılmaktadır” bilgisi yer almasına kar-şın, İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi işlemleri daha fazla çocuğun ça-lışmakta olduğuna işaret etmektedir (2009 yılında 167 çocuk -42 çocuk 2 ve daha fazla olmak üzere- 241 kez sokakta çalıştırılmakta iken gö-rülmüş ve ailelerine yasal işlemlerde bulunulmuştur). Bu durum hizmet planlaması açısından önemli bir altyapı eksikliğine işaret etmektedir.

Page 75: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|65|

Bursa’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı’nın geliştirilmesine ilişkin dile getirilen öneriler ise şu şekildedir:

• İl Eylem Planı ve Yeni Hizmet Modelinde yer alan paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerinin sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili eğitim almaları ve eğitim faaliyetlerinin düzen-li aralıklarla tekrar edilmesi.

• ÇEMATEM’in hizmet vermeye başlaması konusunda Uludağ Üniversitesi’nden yardım alınabileceği,

• İlgili Vali Yardımcısı başkanlığında beş (5) ana kurumun üst düzey yetkilileri ile yılda en az 3 kere toplantı yapılarak sokakta yaşa-yan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu hakkında uygulama pla-nının hazırlanması ve onaylanması.

• Sokakta çalıştırılan çocuklardan alışveriş yapılmaması hakkında toplum bilincinin artırılması, eğitici çalışmaların (afiş, ilan vb.) çoğaltılması, ailelere ve okullarda öğrencilere yönelik bilgilen-dirme çalışmalarının yapılması.

• Ailelere yönelik meslek edindirme kurslarına ağırlık verilmesi.

• İl Eylem Planı toplantılarında üst düzey yöneticilerden karar ve-ren, uygulayan katılımcıların olması, toplantı tutanağının mut-laka ilgililere gönderilmesi, toplantı sonrasında her katılımcının kurumuna bilgi aktarması.

• Aile temelli çalışmalara ağırlık verilmesi, özellikle babaların mü-dahale sistemi içinde yer alması.

• Planlamaya yön vermek için en üst konumda bir karar mekaniz-ması oluşturulması ve böylece ildeki paydaşların en üst düzey yöneticileri arasında (vali, belediye bşk. vb.) yılda en az bir kez görüş alışverişi olması.

• Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubelerinde sosyal çalışmacı istihdam edilmesi ve mevcut meslek elemanı sayısının artırılması.

• Kurumlar arası işbirliğini sağlayabilmek için her bir paydaş ku-rum ve kuruluşta bir odak kişi tespit edilmesi.

Bursa’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının ge-nel görünümü incelendiğinde, İl Eylem Planının uygulanması ile birlikte kurumlar arası işbirliğinde gelişmeler yaşandığı, ancak bu gelişmelerin tüm paydaş kurum/kuruluşlarla eşit düzeyde sağlanamadığı anlaşılmak-tadır. Kurumlar arası işbirliğinde yaşanan sorunların daha çok yerel yö-netimler ile olduğu ifade edilmektedir. Benzer şekilde, sivil toplum ör-gütlerinin de sürece dahil olması ve karar alma mekanizmalarında ortak hareket edilmesi konularında sorunlar yaşandığı açıktır. Bursa’da Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanmasının önündeki en önemli engelin kurum-sal yapılanmada var olan yetersizlikler ve personel eksikliği olduğu gö-rülmektedir. Yanı sıra, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan personelin konuyla ilgili eğitim ihtiyacı içinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, aile temelli uygulamaların yetersiz olduğu, çocuklara ve ailelere mes-lek edindirme faaliyetlerinin aksadığı belirtilmektedir.

Page 76: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|66|

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Diyarbakır1 “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” 2009 verilerine göre,

Diyarbakır’ın toplam nüfusu 1.515.011’dir. Nüfusun 1.079.160’ı kent merkezi ve ilçelerde yaşamaktadır. Diyarbakır, Türkiye’nin diğer met-ropolleri gibi, son yirmi yıllık zaman diliminde önemli göç alan kentler-den birisidir. Diyarbakır’da 1990’dan 2009’a nüfusun yaklaşık 600.000 kişi arttığı görülmektedir.

Bu artışın kentin sosyal dokusunu önemli ölçüde değiştirdiği ve çe-şitli toplumsal sorunlara yol açtığı açıkça görülmektedir. Bu noktada bölgede yaklaşık otuz yıldır süregelen çatışma ortamı nedeniyle orta-ya çıkan iç göç olgusunun üzerinde dikkatle durulması gerekmektedir.

1996’da oluşturulan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Boşaltılan Yer-leşim Birimleri Nedeniyle Göç Eden Yurttaşlarımızın Sorunlarının Araştı-rılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla Oluşturu-lan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu (1996)’na çalışmalarına göre Di-yarbakır, Hakkâri, Siirt, Şırnak, Tunceli, Van illeri ile mücavir alanı oluş-turan Batman, Bingöl, Bitlis, Mardin, Muş illerinde 905 köy ve 2523 mez-ranın boşaldığı/boşaltıldığı, göç edenlerin sayısının 378.335’e ulaştığı ifade edilmektedir. OHAL Bölge Valiliğinin yayınladığı bir raporda 905’i köy ve 923’ü mezra olmak üzere toplam 3 bin 428 yerleşim alanından yaşayan 401 bin kişinin göçe maruz kaldığı belirtilmektedir. Göçe maruz kalanların sayısal verileri hakkında farklılık gösteren rakamlar bulunsa da, göçe maruz kalan insan sayısının 2 milyonu aştığı telaffuz edilmek-tedir (Sevim, 2000: 92, akt: Sami, 2009: 257).

Bölgenin çekim merkezi olarak Diyarbakır, çatışma ortamından kay-naklanan göç sürecinden en çok etkilenen kentlerin başında gelmekte-dir. Bu süreçte toplumsal koşulların daha da kötüleştiği ve mevcut alt-yapının kentin genişleme sürecinde yetersiz kaldığı açıktır.

“1980’li yıllardan itibaren yüz binlerin yerinden edilmesine neden olan göç ve terör sarmalı, GAP Bölge kentlerinin ontolojisini yaratan kentsel ve toplumsal yaşam kodlarını derin bir şekilde etkilemiştir. Te-rör olgusuyla birlikte bölgede yaşana gelen iç göç, Diyarbakır kentini bir

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Diyarbakır’daki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 25–26 Mart 2010 tarihlerinde elde edilmiş-tir.

DİYARBAKIR1

Page 77: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|67|

barınma talebinin ötesinde etkileyerek ülkenin sorunsalı haline getir-miştir. Kent yerleşim alanları ile kenti sarmalayan çöküntü bölgelerin-de ekonomik koşulların yetersizliğinde dolayı, ilkel koşullarda barınmak zorunda kalan insan kümeleri, kentin birikmiş sorunlarını çözümsüz bir eğilimin içine sokmuştur” (Sami, 2009: 250).

Türkiye’de Ülke İçinde Yerinden Edilme Sorunu: Tespitler ve Çözüm Önerileri (TESEV, 2005) Raporu’na göre, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, toplum sağlığı ölçütleri açısından Türkiye’nin en kötü değerlerine sahip bölgesi konumundadır. Yerinden edilme süreci öncesinde de kötü olan sağlık şartları, bölgedeki il merkezlerine yapılan ani göç sonrasında, Di-yarbakır, Batman, Hakkâri ve Van gibi şehirlerdeki sağlık hizmetleri ve kentsel altyapının zayıf olması nedeniyle iyice ağırlaşmış durumdadır. Batman ve Diyarbakır’da görüşülen sağlık sektörü temsilcileri, tifo, ko-lera ve bağırsak enfeksiyonları gibi salgın hastalık vakalarının 1990’la-rın ortalarında ciddi boyutlara ulaştığını, ayrıca bölge genelinde yeni-doğan ölüm oranının da yükseldiğini belirtmektedir. Aynı rapora göre, göç mağdurlarının en temel ve ortak sorunu işsizlik ve yoksulluktur. Bu sorunun çok daha ağır yaşandığı Diyarbakır, Hakkâri ve Batman’da ye-tişkin erkek nüfusun büyük bölümü işsizdir. Çalışanların çoğunun da dü-zenli bir gelir kaynağı yoktur.

Göç sonucunda oluşan yeni yerleşim alanlarındaki sosyo-ekonomik göstergeler kötümser bir tablo çizmektedir. Diyarbakır Bağlar Belediye-si 2010–2014 Stratejik Planına göre, “ilçe nüfusunun büyük çoğunluğu göç sonucunda son yirmi (20) yıl içinde ilçeye yerleşmiştir. Hem yerel yöneticilerin hem de göç ettirilenlerin bu beklenmedik hızlı ve yoğun göçe karşı hiçbir fiziki, ekonomik, sosyal ve kültürel hazırlığı olmamış-tır. Bunun sonucunda birçok yeni sorun odağı ortaya çıkmıştır. Bağlar’da hanelerin %26,9’unda 8 ve üzerinde kişi yaşamaktadır.2 İlçede ortalama hane büyüklüğü 6,2 kişidir; Türkiye ortalaması ise 4,2 kişidir. Bağlar’da nüfusun %8,2’sinin hiçbir gelirinin olmadığı, %10,6’sının aylık hane hal-kı gelirinin 250 TL’nin altında, %15,8’inin ise 250–400 YTL olduğu tes-pit edilmiştir.

Bağlar Belediyesi Stratejik Planı’nda da belirtildiği gibi, göç süre-cinin beklenmedik bir biçimde ve büyüklükte olması, Diyarbakır öze-linde yaşanan sorunların temelini oluşturmaktadır. Artan nüfus ve göç eden/ettirilen kişilerin sosyo-ekonomik profili, Diyarbakır’ın bütünüyle bir sosyal sorun yumağına dönmesine yol açmıştır. Bu durum gelişmişlik göstergelerinde de kendini ortaya koymaktadır.

DPT’nin 1996–2003 yılları arasında Türkiye’deki kentlerin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerini belirleyen çalışmasında, Diyarbakır’ın 1996 yılında 57’nci sırada olan konumu, 2003 yılında 63’nci sıraya düş-müştür… (Kurmuş, 2006: 12, akt: Sami, 2009: 255).

Türkiye İstatistik Kurumu Ulusal Hesaplar Veri Tabanı 2001 yılı ve-rilerine göre Diyarbakır’ın cari fiyatlarla GSYİH’ye katkısı %1,2’dir. Diyarbakır’da kişi başına düşen GSYİH ise 1313 Amerikan Doları’dır. Aynı

2 Diyarbakır’da geleneksel aile yapısı varlığını korumaktadır. İldeki hanehalkı büyüklüğü 7.13 kişidir. (TOBB,1997:14).Doğurganlığın yanı sıra, bir dayanışma biçimi olarak ailelerin bir arada oturması hane halkı bü-yüklüğünü etkilemektedir (akt: Özalpuk, 2006: 69).

Page 78: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|68|

rakamın Kocaeli’de 2001 yılı itibariyle 6500 Amerikan doları olduğunu unutmamak gerekir.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili İhsan Özbek de böl-gede ticaretin yok denecek kadar azaldığını, göç ve işsizliğin en temel sorunlar olduğunu, kahvelerin dolu olduğunu, sokakta yaşayan/çalıştı-rılan ve bali kullanan çocukların sayısında artış olduğunu ifade etmek-tedir (TBMM, 2003). TÜİK, (2009) verileri de bu sözleri doğrular nitelik-tedir. Rakamlara göre Diyarbakır, işgücüne katılım oranının en düşük ol-duğu iller arasındadır (Diyarbakır: %26,9, Siirt: %27,2 ve Şırnak: %29,8).

Kentteki ekonomik yapı incelendiğinde ortaya çıkan görünüm şu şe-kilde özetlenebilir: 1990 yılı nüfus verilerine göre, Diyarbakır’da kent ekonomisinde % 47,3 oranında hizmetler sektörü, % 17,2 oranında tica-ret, % 10,8 oranında inşaat, % 9,0 oranında ise sanayi etkili olmakta-dır (Ersoy, Şengül, 2002: 133, akt: Özalpuk, 2006: 70). Anlaşıldığı üze-re, kent ekonomisinde sanayi üretiminin payı % 10’un altındadır. Kent merkezinin en önemli gelir kaynağını hizmet sektörü ve ticaret oluştur-maktadır. İl geneline bakıldığında ise tarımın başat sektör olduğu anla-şılmaktadır.

Tarım sektörü yakından incelendiğinde ise feodal toplumsal yapı-nın izlerini görmek olanaklıdır. Diyarbakır’daki kırsal nüfusun %42’si-nin arazisi bulunmamaktadır ve arazisi bulunan işletmelerin %25’inin arazi varlıklarının 10 dekardan küçük olduğu görülmektedir. Bunun so-nucu olarak, mülkiyet yapısındaki düzensizlik üretim ilişkilerine yan-sımakta, verimliliği olumsuz etkilemektedir (Dağ,1997: 96, akt: Özal-puk, 2006: 67).

Bu veriler ışığında, Diyarbakır’ın temel sosyo-ekonomik göstergeler açısından oldukça olumsuz bir tabloya sahip olduğunu vurgulamak ge-reklidir. Mevcut rakamların üzerine hızla artan kentsel nüfusu ve bera-berinde artan kentsel sorunları ve kentin içinde bulunduğu politik ko-şulları düşündüğümüzde, Diyarbakır’ı, Türkiye’nin herhangi bir kenti ile aynı biçimde ele almak haksızlık olacaktır. Sadece iki ayrı veriyi bir ara-da sunmak bile fotoğrafın ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu3 2008 Yılı Aralık Ayı verilerine göre Diyarbakır’da yeşil kartlı kişi sayısı 524.593’tür. Buna göre, Diyarbakır’da yaklaşık her üç kişiden birinin yeşil kartlı olduğunu söylemek gerekir. DPT (2008) veri-lerine göre ise kentte yoksulluk oranı %39,7’dir. Mevcut veriler ışığında, Diyarbakır’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun niceliksel büyüklüğünü tahmin etmek güç olmayacaktır.

Diyarbakır’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar SorunuDiyarbakır, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorunu

açısından detaylıca analiz edilmesi gereken bir kenttir. Diyarbakır’da, sokağı çalışma ve yaşam alanı olarak kullanan çocuklar sorununun ciddi boyutlarda olduğu araştırmalarda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Diyarbakır’dan Türkiye’nin diğer kentlerine yönelen göç hareketi sonu-cunda sorunun transfer edildiği anlaşılmaktadır. 3 (http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/!ut/p/c1/04_SB8K8xLLM9MSSzPy8xBz9CP0os_gAS-PAAE8TIwMDMzNjA093V

78QT3cnIwtvQ6B8JJK8hZuHuYGRsWGokauLsaGBuxFJut3dPV2Bur1CnQydgg2dgw0I6PbzyM9N1S_IDY0od1RUBAB-sUP3c/dl2/d1/L2dJQSEvUUt3QS9ZQnB3LzZfUDkzUVBJNDIwOE8yRjAySjFQOVEzQjEwMDA!/)

Page 79: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|69|

“Ülkemizin diğer illerinde yapılan bazı araştırmalarda, sokakta ça-lıştırılan ve diğer risk altındaki çocukların genellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nin kentlerinden göç eden ailelere mensup ol-dukları dikkat çekmektedir. Bu araştırmalarda çocukların azımsanmaya-cak kısmının da Diyarbakır’dan göç eden ailelere mensup oldukları gö-rülmüştür” (bkz. Karatay, 2000, Altuntaş, 2003, akt: Bilgin, 2009: 235).

Uzun yıllar süren sosyal, siyasal, ekonomik olumsuzlukların odağın-da şekillenen kent, kırsal kesimden, özellikle boşaltılan kırsal yerleşim birimlerinden gelen yoksul ve çaresiz ailelerle kimliğini ve bütünlüğünü büyük ölçüde kaybetmiş, göçle hızla artan nüfus ve buna bağlı olağa-nüstü hızlı ve çarpık kentleşme sonucu aileler ve özellikle çocuklar için yaşanabilir bir kent olmaktan çıkmıştır. Olgunun ortaya koyduğu bir baş-ka gerçek, gerek yüksek doğurganlık kriteri, gerek yoksulluk ve göç kri-terleri dikkate alındığında kentte çocuk nüfusun önemli oranlarda so-kağa itilme riski altında olmasıdır. Bu yaklaşım sorunun büyüme potan-siyelini göstermesi bakımından hayli dikkat çekicidir. Kabaca her üç ço-cuktan birinin bu riski taşıdığı söylenebilir (Güneş ve Kalaycı, 2004: 15).

Diyarbakır’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ya-pılan araştırmaların sonuçları kabaca dört noktanın altını çizmekte-dir. Birincisi, Diyarbakır, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun en yoğun yaşandığı kentlerin başında gelmektedir. İkincisi, Diyarbakır’da sorunun temeli göç hareketlerinde yatmaktadır. Göç ede-rek Diyarbakır’a yerleşen/yerleşmek durumunda kalan ailelerin çocuk-larının4 öncelikli risk grubu olduğu ve çocukların kalabalık hanelerde yaşadıkları göze çarpmaktadır. Güneş ve Kalaycı (2004: 14-15) Diyar-bakır sokaklarındaki çocukların önemli bir kısmının göçle çevre iller-den (Muş, Bingöl, Siirt, Batman vs.) gelen yoksul ve işsiz/evsiz ailele-re mensup olduklarını belirtmektedir. Çocukların yoğun olarak kalabalık ailelere mensup olduğu görülmektedir. Özellikle göçle gelen kır köken-li ailelerde, ikinci ve üçüncü evliliklerle birlikte ortalama çocuk sayısı-nın 10-15 civarında olduğu belirtilmektedir. Oto ve arkadaşları (1998: 23)’nın Diyarbakır’da sokakta çalıştırılan çocuklar sorununu incelemek amacıyla yaptığı araştırma sonuçlarına göre de çocukların büyük bölü-mü kırsal kökenlidir. Dicle Üniversitesi Psikoloji-Sosyoloji bölümlerinin birlikte gerçekleştirdiği “Sosyal Çevrenin Sokak Çocukluğuna ve Çocuk Suçluluğuna Etkisi” isimli bir başka çalışmanın (Rüstem ve Bağlı, 2001: 7-21, akt: Özalpuk, 2006: 42-43) sonuçları da ailelerin büyük bir çoğun-luğunun kırsal alanlardan göç etmiş çok çocuklu aileler olduğunu gös-termektedir. Çalışmaya göre, ailelerin %98,2 ’sinin Diyarbakır’a sonra-dan göç ettiği, bu ailelerden %46,5’inin iş bulmak için, %27,7’sinin köy-leri boşaltıldığı için, %25,7’sinin güvenlik sebebiyle göç ettikleri ortaya çıkmıştır. Bilgin (2009) tarafından gerçekleştirilen çalışmada da çalıştı-rılan çocukların çoğunun ailelerinin yakın bir dönemde kente göç etti-ği ortaya çıkmaktadır (%81,8). Sokakta çalıştırılan çocuklardan, aileleri-nin göç etme nedenini doğrudan “terör ve güvenlik olayları” olarak be-

4 Göç deneyiminin çocuklar üzerindeki etkileri oldukça çarpıcıdır. Gün ve Bayraktar (2008: 167)’ın İzmir’de göç deneyimi olan ergenlerle yaptığı çalışmada “İzmir’e göç eden ergenlerin yaşam doyumu ve benlik saygısı orta-lamalarının diğer gruplarınkinden daha düşük olduğu, İzmir’de yaşayan grubun sosyal destek ağlarındaki arka-daş sayısının diğer gruplarda olduğundan daha fazla olduğu, göç etmiş ergenlerde yaşam doyumu, benlik saygı-sı, sosyal destek ağları ve kültürlenme düzeyi puanlarının, yaş ve cinsiyete göre farklılaştığı anlaşılmıştır.

Page 80: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|70|

lirtenlerin oranı da %42,8’dir. Bu sonuçlar, sokakta çalıştırılan çocuklar sorunu ile göç arasındaki ilişkiyi belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır.

Üçüncü dikkat çekici nokta ise, ailelerin ve sokaktaki insanların, ço-cukların sokakta bulunmalarını doğal karşıladıklarını gösteren araştır-ma bulgularıdır. Güneş ve Kalaycı (2004: 14-15) Diyarbakır’da çocuk-ların önemlice bir kısmının kent merkezindeki sokaklarda bulunduğu-nu (çalışmak, oyalanmak, başıboş bir şekilde dolaşmak) ve ailelerin ço-cukların sokakta bulunmalarını olağan karşıladığını ifade etmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, sokaktaki yetişkinlerin bakışında da bu an-layış egemendir. Sosyal Çevrenin Sokak Çocukluğuna ve Çocuk Suçlu-luğuna Etkisi (Rüstem, Erkan-Mahsar, Bağlı, 2000: 7-21, akt: Özalpuk, 2006: 42-43) isimli bir başka çalışmanın sonuçlarında da söz konusu ai-leler için çocuğun kırsal alanda üretime katkısının son derece olağan ol-duğu, ailelerin bu tutumlarının kente geldikten sonra da devam ettiği görülmektedir.

Dördüncü nokta ise kentteki madde kullanımı ve bağımlılığıdır. Di-yarbakır İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Madde Bağımlılığı ile Mücadele ve Rehabilitasyon Merkezi’nde 2009 yılından itibaren toplam 136 çocu-ğun hizmet aldığını göstermektedir (SHÇEK, 2010). Türkiye Uyuşturucu Raporu (İçişleri Bakanlığı, 2009: 57)’na göre tedavi merkezlerinde ya-tarak tedavi edilen kişilerin %71,6’sı 10 ilde ikamet etmektedir. İlk on kent içerisinde sekizinci sırayı Diyarbakır5 almaktadır. Ögel ve diğerle-ri (2001) tarafından gerçekleştirilen çalışmaya göre de yaşam boyu es-rar kullanımının en sık görüldüğü iller İzmir, İstanbul ve Diyarbakır’dır.

Her 3 çocuktan birinin uyuşturucu pençesinde olduğu Diyarbakır uyuşturu-cu kullanımında Türkiye’de ilk sırada bulunuyor.

Uyuşturucu kullanan 231 çocuk Diyarbakır’da açılan Uçucu Madde Ba-ğımlıları Tedavi ve Rehabilitilasyon Merkezi (UMATEM)’nde tedavi görüyor. Diyarbakır’da 2007 yılında kurulan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açılı-şını yaptığı Uçucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, (UMA-TEM) uyuşturucu kullanan gençlerin uyuşturucuyu bırakması için adeta savaş açtı.

UMATEM’de merkezinde görevli Psikiyatri Uzmanı Dr. Hüner Aydın, şu ana kadar hasta sayısında ciddi bir artış olduğunu ifade ederek, “Yaklaşık 2 katı kadar artış var diyebiliriz. Çünkü madde bağımlılığı Diyarbakır’da önemli bir sorun. Diyarbakır uyuşturucu kullanımında birinci sırada yer almaktadır. Has-taların nereye başvuracağı konusunda bir bilgisi yok. Böylesi bir tedavi mer-kezinden haberleri olmadığı için gereken başvuruları alamıyoruz. Ancak bu-nun zamanla artacağını düşünüyoruz. Hastalar buranın var olduğunu gördükçe buraya başvuruların artacağını düşünüyoruz. Diyarbakır’da Madde bağımlılı-ğı Diyarbakır’da sosyal bir sorundur. Sadece tıbbi bir sorun değildir. Giderekte artığını düşünüyorum (http://www.takilanlar.com/c-p-k-t-s/diyarbakir%27da-tuyler-urperten-manzara,6 Kasım 2008. Erişim: 15.04.2010).

5 Türkiye’deki yasal ekimin illegale kayıp kaymadığı ile ilgili herhangi bir veriye ulaşılamamakla birlikte, 2008 yılı Polis bölgesi yakalama verilerine göre, en yüksek esrar yakalamalarının, yasal kenevir ekim bölgeleri dışın-da olan Diyarbakır (4869 kg), İstanbul (3832 kg), Hatay (1364 kg), Van (1281 kg) ve Adana (1181 kg) illerinde gerçekleşmiş olması, (EGM-KOM Raporu 2008: 20) esrar maddesinin yasal olmayan kenevir ekiminden üretildiği veya çevre ülkelerden Türkiye’ye getirildiği şeklinde değerlendirilmektedir. Zira Türkiye’de Afganistan, Pakis-tan, Suriye ve Lübnan kaynaklı esrar maddesi yakalamaları görülmüştür (İçişleri Bakanlığı, 2009: 111).

Page 81: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|71|

Diyarbakır’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ve aile-leri üzerine gerçekleştirilen çalışmalarda ortaya çıkan diğer bazı bulgu-lar aşağıda özetlenmiştir:

Diyarbakır İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yöne-lik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları Raporu (SHÇEK, 2010)’na göre, Diyarbakır’da sokakta çalıştırılan çocuk sayısı 2006 yı-lında 3302 iken, bu rakamın 2008 yılı Kasım ayında gerçekleştirilen alan taramasında 2470’e düştüğü görülmüştür. 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde de 2010 yılı Mart ayına kadar toplam 1210 çocuğa hizmet verildiği anlaşılmaktadır. 2008 yılında gerçekleştirilen alan taramasın-da ulaşılan 2470 çocuğun 2137’sinin eğitimine devam ettiği, 333 çocu-ğun ise eğitim kurumlarıyla ilişkisinin olmadığı ortaya çıkarılmıştır. Ula-şılan 2470 çocuğun yarısının 13-15, %43’ünün ise 7-12 yaş aralığında ol-duğu anlaşılmaktadır. Raporda Diyarbakır’da sokakta yaşayan çocuk ol-madığı tespitine yer verilmektedir.

Bilgin (2009) tarafından Diyarbakır’da görüşülen dört yüz (400) çocuk ile gerçekleştirilen çalışmada, sokakta çalıştırılan çocukların %86,8’inin erkek, %13,3’nün ise kız çocuklardan oluştuğu görülmüştür. Çocukların yaş aralığına bakıldığında ise; 11–14 yaş grubunun en yük-sek değeri aldığı (%70,5) ve bu grubu oransal olarak 15–18 yaş aralığı-nın (%24,8) izlediği görülmektedir. 7–10 yaş grubunun evren içerisinde-ki oranı ise %4,5 olarak gerçekleşmiştir. Tüm bu oransal veriler, bu ço-cukların çoğunun ilköğretimin birinci kademesinin ikinci, üçüncü, dör-düncü sınıflarında okuduğu/okuması gereken bir dönemde sokakta ça-lışmaya başladıklarını göstermektedir. Araştırma bulgularında, sokak-ta çalıştırılan çocukların %78,8’inin annelerinin okuryazar olmadıkları, %14’ünün okur-yazar olduğu ancak herhangi bir okul mezunu olmadıkla-rı ve %7.3’ünün ilköğretim mezunu oldukları görülmektedir. İlköğretim mezunu olanların önemli bir oranının (%6.8) da, ilkokul mezunu olduğu dikkat çekmektedir. Aynı şekilde, çocukların babalarının %43’ü ilköğre-tim düzeyinde (%39,5’i ilkokul mezunu ve %3,5’i ortaokul mezunu) bir diplomaya sahiptir. Babaların %19,8’i okur-yazar bile değildir. Lise dü-zeyinde bir öğretim kurumundan mezun olanların oranı ise %4’tür. Ge-riye kalanların ise, (%29.3) okur-yazar olduğu ama herhangi bir eğitim kurumundan mezun olmadığı görülmektedir.

Rüstem, Erkan-Mahsar ve Bağlı (2000: 7-21, akt: Özalpuk, 2006: 42-43) tarafından gerçekleştirilen çalışmada bazı önemli bulgular yer al-maktadır:

- Babaların %64,4’ü işsizdir. (Son yaşanan ekonomik krizde bu ora-nın daha da yükseldiği tarafımızca tahmin edilmektedir). Anne-lerin sadece %1,0’ı çalışmakta, dolayısıyla aileler çocukların sağ-layacağı gelire muhtaç hale gelmektedirler.

- Çocukların büyük çoğunluğu, okul yaşında olmalarına rağmen okula gitmemektedirler.

- Sokaktaki çocukların %66,3’ünü erkekler, %33,7’sini kızlar oluş-turmaktadır. Diğer illerin aksine, sokaktaki her üç çocuktan biri-

Page 82: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|72|

nin kız olması oldukça dikkat çekicidir. Ailelerin gelir düzeyleri-nin düşüklüğü bu durumun temel nedenidir. Yanı sıra, kız çocuk-larının ve küçük yaştaki çocukların toplumsal merhamet duygu-larını daha iyi kullandıkları ortaya çıkmıştır.

- Kızların yoğun olarak 9-11 yaşlarında iken sokakta çalıştıkları, 11 yaşından sonra çalıştırılmadıkları saptanmıştır. Çünkü bu yaş grubundan sonra kızlar ergen kabul edilmekte ve sokağa çıkma-ları uygun görülmemektedir.

- Çocukların %27,7’sinin ayakkabı boyacısı, %34,7’sinin mendil, sa-kız, su vb. satıcısı, %5,9’unun seyyar satıcı, %2,0’ının sanayide işçi, %2,0’nın ise esnaf yanında çırak olarak çalıştırıldıkları belir-lenmiştir.

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Diyarbakır’daki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet

Modeli temelde bir kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği taşır-ken, aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olma-sı gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda Yeni Hizmet Modeli’nde yer alması beklenen hizmet birimlerinin Diyarbakır’da oluş-turulma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 10: Diyarbakır’da Yeni Hizmet Modeline göre Bulunması Gere-ken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Diyarbakır’da Yeni Hizmet Modeline göre oluşturulması beklenen hizmet birimlerinden sokak ofisinin oluşturulmadığı görülmektedir. Var olan hizmet birimleri detaylıca incelendiğinde ortaya çıkan görünüm şu şekildedir:

Diyarbakır’da sosyal rehabilitasyon merkezi işlevini 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezinin yürüttüğü görülmektedir. Mobil ekip hizmetinin de ÇOGEM personeli tarafından planlandığı ve yürütüldüğü anlaşılmakta-dır. Kurumsal yapılanma tarama listesinden elde edilen verilere göre, Diyarbakır’da üç adet mobil ekip bulunmaktadır. Mobil ekiplerde on üç personelin (3 sosyal çalışmacı, 6 sosyolog, 1 psikolog, 3 şoför) görev al-dığı, mobil ekipler aracılığıyla toplam 369 çocuğa ulaşıldığı anlaşılmak-

Page 83: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|73|

tadır. Ekiplerin 09.00 ve 22.00 saatleri arasında görev yaptıkları gö-rülmektedir. DPT tarafından yürütülen SODES (Sosyal Destek Programı) aracılığı ile “Mobil Ekiplerin Desteklenmesi Projesi”nin gerçekleştirildi-ği ve böylece 2009 yılı içerisinde ekiplerde kullanılmak üzere araç alı-mının yanı sıra üç meslek elemanının istihdam edildiği anlaşılmaktadır.

Barınak hizmetinin ise 2007 Aralık ayından itibaren sunulmaya baş-landığı, kentte Barınak hizmetinin Şehitlik Çocuk ve Gençlik Hizmeti ta-rafından sunulduğu anlaşılmaktadır (SHÇEK, 2010). Kurumsal yapılanma tarama listesinden elde edilen verilere göre Barınakta on beş (15) per-sonelin (1 kuruluş müdürü, 3 öğretmen, 4 güvenlik elemanı, 1 temiz-lik elemanı, 6 memur) görev yaptığı, hizmet sunulan toplam çocuk sa-yısının 167 (2009 yılında hizmet sunulan çocuk sayısı 63’tür) olduğu gö-rülmektedir.

Madde kullanan çocukların tıbbi tedavilerinin ve rehabilitasyonları-nın gerçekleştirilmesi için Yeni Hizmet Modeli iki ayrı kurumsal yapılan-ma önermektedir. Bunlardan ilki ÇEMATEM (Çocuk Ergen Madde Bağım-lılığı Tedavi Eğitim ve Destek Merkezi) ve diğeri de tıbbi rehabilitasyon merkezleridir. Diyarbakır’da ÇEMATEM hizmeti, Diyarbakır İl Sağlık Mü-dürlüğüne bağlı olarak hizmet veren UMATEM (Uçucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi) tarafından sunulmaktadır. UMATEM’in 2007 yılı içerisinde açıldığı, 2008 yılından itibaren de yataklı servis hiz-metine başladığı anlaşılmaktadır. Merkez, 18 yaş altındaki çocuklara ya-taklı, üzerindeki yaş gruplarına da ayaktan tedavi hizmeti vermektedir. Merkezin kapasitesi on (10) kişidir.

Tıbbi rehabilitasyon merkezi hizmetinin, SODES (Sosyal Destek Prog-ramı) çerçevesinde hizmete açılan DİMAB-MER (Diyarbakır Sosyal Hiz-metler İl Müdürlüğü Madde Bağımlılığı ile Mücadele ve Rehabilitasyon Merkezi) tarafından sunulduğu öğrenilmiştir. 3 Mart 2009 tarihi itiba-riyle hizmete başlayan merkezin toplam 136 müracaatçıya hizmet sun-duğu anlaşılmaktadır. “DİMAB-MER, uçucu ve uyuşturucu madde kulla-nan ve tıbbi tedavisi tamamlanan çocukların rehabilitasyonlarının ger-çekleştirilebilmesi ve bağımlılığın önlenmesi amacıyla hizmet vermek-tedir” (SHÇEK, 2010).

İlk Adım İstasyonunun 2002 yılında çocukların yoğun olarak bulun-duğu Ofis semtinde açıldığı ancak yardımcı personel ve meslek elemanı yetersizliği nedeniyle 2007 yılında kapatıldığı anlaşılmaktadır (SHÇEK, 2010). Şu anda, bu hizmet Şehit Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde verilmektedir.

Diyarbakır’da henüz oluşturulmadığı ifade edilen birim ise Sokak Ofisi’dir. Sokak Ofisi’nin 2010 yılı içerisinde açılmasının planlandığı be-lirtilmektedir.

Diyarbakır’daki kurumsal yapılanmanın Yeni Hizmet Modelinin uy-gulanabilmesi için büyük ölçüde yeterli olduğu ifade edilmelidir. Özel-likle madde bağımlılığı tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda iki ayrı hizmet biriminin açılmış olması kurumsal kapasite açısından son dere-ce önemlidir.

Page 84: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|74|

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Yeni Hizmet Modeli Uygunlamalarının Değerlendirilmesi İki ayrı çalıştayda elde edilen veriler ışığında, Yeni Hizmet Mode-

li açısından Diyarbakır’daki uygulamaların genel görünümü şu şekilde özetlenebilir:

Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanmasındaki en temel sorunun, mode-lin alt yapısının tam olarak oluşturulmadan harekete geçirilmesi olduğu ifade edilmektedir. Model’in öngördüğü müdahale sisteminde aile te-melli çalışmaların daha görünür olması, aile temelli çalışmalar çerçeve-sinde sokakta çalıştırılma olgusunun maddi gerekçelerinin ortadan kal-dırılması, modelin özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının aktif katkı-sını alacak şekilde yeniden tasarlanması gerektiği ifade edilmiştir.

Modelin değerlendirmesi sırasında katılımcıların ön plana çıkardı-ğı iki konu bulunmaktadır. Bunlardan ilki, çocukların okul dışındaki ser-best zamanlarının yapılandırılmasıdır. Bir yandan çocukların okul dışın-da zamanlarını geçirebilecekleri ortam ve olanakların yetersiz olduğu, öte yandan çocukların serbest zamanlarını çoğunlukla internet kafeler-de geçirdikleri ve bulundukları ortamlarda sıklıkla yanlış veya kötü yön-lendirildikleri dile getirilmiştir.

“Sosyal alan çok az burada. Çocuk enerjisini olumlu yönde karşılayamı-yor. İnternet kafelere gidiyor. Bunun için paraya ihtiyaç duyuyor ve sokak-ta çalışmaya başlıyor ve kafelere gidiyor.”

“Eskiden mahalle maçları yapardık. Şimdi mahalle diye bir şey kalma-dı. Yeni oluşan semtler çok iyi ancak sosyal faaliyetler yok. Basketbol saha-sı var ancak kilitli. Anne evde dizi izlemek için çocuğunu kafeye gönderiyor ve saati çok ucuz bu kafelerin. Eğitim sistemi çocukları internete girmeye mecbur bırakıyor. Çocuk ödev için gidiyor ancak sonrasında olumlu sonuç-lar ortaya çıkmıyor.”

Bu noktada çalışma gruplarında ortaya çıkan diğer bir bulgu ise kentte çocuklara yönelik mevcut olanakların yeterince tanıtılamama-sı veya bu mekânların ve çalışan personelin çocuk için uygun ve çekici hale getirilememesidir.

“Kurumlarımız sosyal tesislerini iyi tanıtamıyorlar. Ancak kafeler de bilgisayarın hızları, fiyatı ve reklamları konusunda tanıtıcılar. Bu da çocu-ğa cazip geliyor.”

“Belediyenin çok yeterli olmasa da alt yapısı var internet konusunda. Kütüphaneye gittim, bir tane çocuk yok. Bilgisayarlar da var hâlbuki. Bura-da çalışan kişilerinde çocuklara uygun kişilerin olması gerekiyor. Çocuklar-la iletişim kurabilen kişiler olmalı.”

Page 85: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|75|

Diyarbakır’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile mevcut kurumsal kay-nakların daha iyi kullanılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Çalıştayda da dile getirilen bu durum, çocukların okul dışı zamanları etkili kullana-bilmeleri için önemlidir.

“Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, sportif etkinliklerin az olduğunu söy-lemişti…Buna biraz daha ağırlık vermeliyiz…Çocukları spora teşvik etme-liyiz.”

Diyarbakır’da çocukların serbest zaman etkinliklerini organize etme ve eğitim yaşamlarına destek olma konusunda örnek uygulamalardan birisini TEGEV’in gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu tip örneklerin yay-gınlaştırılması sorunun çözümünde ciddi bir etki yaratacaktır.

“Çocukların okul dışında vakit geçireceği mekânlar yapmaya ve uygu-lamaya çalışıyoruz. Halı saha kurduk. Velisinin imza atarak izin verdiği her çocukla bilgisayardan müziğe kadar her alanda destek vermeye çalışıyoruz. Göçün geldiği noktalarda da faaliyetlerimiz devam ediyor. Önleme çalışma-ları ile TEGEV rolünü etkin bir şekilde oynamaya devam edebilir.”

Okul dışı serbest zaman etkinliklerinde yaşanan yetersizliğin yanı sıra okul ortamının barındırdığı kapasite sorunları ve risk altındaki ço-cuklara yönelik okul ortamında müdahale geliştirecek personel eksikli-ği de ortaya konan bulgulardan birisidir.

“Okulumuzdaki öğrenci sayısı 4.476 idi. Bu sebeple bodrum katlarda sı-nıf açmak zorunda kaldık. Sınıflardaki öğrenci sayısında biraz düşüş oldu 67–68’e indik. Fakat benim için esas sıkıntı: Öğrenciyi okulda sadece 4,5 saat tutabiliyoruz. Okulda öğretmenlerinin yanında bir sorun yok fakat bu çocuklar esas kazandığı olumsuz şeyleri kalan 19,5 saatte elde ediyorlar.”

“Okulda sosyal hizmet biriminin hizmete girmesi için okullara sosyal çalışmacı kadrosu verilmesi gerekiyor. Önleme noktasında sadece sosyal ça-lışmacılar var, diğer meslek elemanları da olmalı.”

“Okulların sosyal hizmet mantığını yerleştirmeliyiz. Rehberlik servisle-rini ciddi bir şekilde çalıştırmalıyız.”

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi DüzeyiDiyarbakır İl Eylem Planı’nın yirmi beş (25) faaliyetten oluştuğu gö-

rülmektedir. İl Eylem Planı’nda yer alan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için sorumluluk yüklenen kurum ve kuruluşlar arasında İl Sosyal Hizmet-ler Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Diyarbakır Valiliği, İl Nüfus Müdürlüğü, SYDV, STK’lar (AÇEV, KAMER, ÇYDD), Diyarbakır Barosu, TTB, Dicle Üniversitesi, İl Jandarma Komutanlığı, UNICEF, Yerel Yönetimler, Diyanet-Müftülük, Muhtarlıklar ve ÇATOM’ların bulunduğu görülmektedir.

İl Eylem Planı tarama listesine göre Diyarbakır İl Eylem Planı’nda yer alan faaliyetlerden üçünün (3) gerçekleştirilemediği anlaşılmakta-dır. Gerçekleştirilemediği belirlenen faaliyetlerin;

- “okul sosyal hizmetinin hayata geçirilmesi için okullara sosyal çalışmacı kadrosu verilmesi6,

6 İl Eylem Planı tarama listesinden elde edilen verilere göre rehberlik servislerinin güçlendirilerek rehber öğret-menlerin nitelik ve nicelik olarak geliştirilmelerinin sağlandığı anlaşılmaktadır.

Page 86: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|76|

- belediyelere profesyonel eleman alınabilmesi için kadro veril-mesi7,

- çalışan birimlerin ortak bir format oluşturmaları ve bu çalışma-ların web sayfasında ortak kullanılarak çocukla ilgili yapılan ça-lışmaların izlenmesi”

olduğu görülmektedir. Yukarıda yazılı bulunan faaliyetlerden ilk ikisinin gerçekleştirileme-

mesinin temel nedeni, yerel düzeyde gerçekleştirilmesi olanaksız deği-şiklikleri içermesidir. Okul sosyal hizmetinin hayata geçirilmesi, kadro sağlanması gibi amaçlar ancak ulusal düzeyde ele alınabilecek eylem-leri gerektirmektedir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından 2007 yılı Ni-san ayında hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eş-güdüm Toplantısı’nda Diyarbakır ili için önceliklerin belirlendiği, plan-landığı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çerçevede 2005 yılında yapılan eşgüdüm toplantısında Diyarbakır ilinin sahip olduğu öncelikler Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı açısından şu şekilde ifade edilmiştir:

1. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve STK’lar işbirliği ile ailelere yönelik eğitim çalışmaları ya-pılması gerekmektedir.

2. Risk altındaki çocukların eğitimi için muhtar, rehber öğretmen ve okul idarecilerine yönelik eğitim çalışmaları yapılması gerekmektedir.

3. Okul öncesi eğitimin öncelikle göç alan bölgelerde yaygınlaştırıl-masına ihtiyaç duyulmaktadır.

4. Valilik, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve belediyelerin işbirliği ile ai-lelere yönelik meslek edindirme atölyelerinin ve kurslarının açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

5. Valilik, belediyeler ve STK’ların işbirliği ile madde bağımlısı ço-cukların tedavisi için UMATEM açılması gerekmektedir.

6. Çocuk koordinasyon merkezi kurulması planlanmaktadır.2005 yılında belirlenen bu önceliklere bakıldığında, somut ilerleme

sağlanan maddeler arasında, çocuk koordinasyon merkezi kurulması ve UMATEM açılması gelmektedir. Sivil toplum kuruluşlarının aktif desteği-nin sağlanması konusunda belirgin bir ilerleme sağlanamadığı çalıştay sonuçlarından anlaşılmaktadır. Öte yandan, aile temelli çalışmalar sür-dürülmekle birlikte, Diyarbakır’da bu yönde yaşanan ihtiyacın karşıla-nabildiğini söylemek güçtür.

Diyarbakır İl Eylem Planı kapsam ve ihtiyaçlara yanıt verebilirlik açı-sından değerlendirildiğinde, göç hareketlerinin ve Diyarbakır’da göç ile oluşan yeni toplumsal yapıya müdahale stratejilerinin Plan’da yer al-madığı anlaşılmaktadır. Önceki bölümlerde de ifade edildiği gibi Diyar-7 İl Eylem Planı tarama listesinden elde edilen verilere göre, yerel yönetimlerin kendi imkânları ve hizmet alımı

yolu ile meslek elemanı alımını gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır.

Page 87: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|77|

bakır, özellikle kentin bazı bölgelerinde çocukların sokakları bir yaşam ve serbest zaman geçirme mekânı olarak kullandıkları bir kenttir. Bu açıdan, sorunun sadece sokakta yaşamak ve çalışmak çerçevesinde ele alınmaması, sorunun bütününü kapsaması açısından önemlidir. Bu çer-çevede, İl Eylem Planı’nda atık madde toplayarak satan ve sokak göste-rilerine katılan çocukların yer almadığını görmek Planın kapsamı açısın-dan düşündürücüdür. Diğer yandan, Diyarbakır’ın madde kullanımı açı-sından taşıdığı risk göz önüne alındığında, madde kullanımı ve bağım-lılığı konusunda İl Eylem Planında spesifik bir faaliyetin yer almaması dikkat çekicidir.

Çalıştay katılımcılarının Diyarbakır İl Eylem Planı hakkında genel bir fikre sahip oldukları, ancak detayları ve Plan’ın işleyişi konusundaki bil-gilerinin yetersiz olduğu ve katılımcıların sadece üçünün Plan’ın hazır-lık aşamasına katıldığı görülmektedir.

Diyarbakır İl Eylem Planı’nın kapsamı ve uygunluğu üzerine katılım-cıların farklı görüşler ortaya koyduğu görülmektedir. Bazı, katılımcılar Plan için “kâğıt üzerinde ideal bir plan” ifadesini kullanırken bazılarının ise Plan’ın çeşitli maddelerine ilişkin kurumsal çerçevenin ve uygulama-ların yetersiz olduğuna ilişkin görüşlerini dile getirdikleri görülmekte-dir. Bir başka katılımcı ise “…süre, uygulayıcılar ve kaynak açısından ey-lem planının işler durumda olmadığını” belirtmektedir.

“Birincisi eğitim almamış kişilerin yönlendirmesi ile ilgili bir bölüm var. Baktığımızda İş-Kur hiçbir şekilde geçmemiş. İkincisi ise birinci maddenin uygulandığını hiç görmedim, dışarı çıkıp atari salonlarına baktığınızda sa-lonlar hep çocuklarla dolu ve yasa dışı sitelerde.”

Koordinasyon Mekanizması ve KatılımKatılımcıların Diyarbakır İl Eylem Planı çalışmalarının yarattığı etki

üzerine görüşleri ise ortak noktalar içermektedir. Katılımcılara göre İl Eylem Planı ile birlikte sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik kurumsal sorumlulukların farkına varılmıştır. Bir katılımcı, İl Ey-lem Planı çalışmalarına dâhil olmadan önce soruna yönelik sorumlulu-ğun tümüyle Milli Eğitim Bakanlığına ait olduğunu düşündüğünü ancak şimdi bütün kurumların çeşitli düzeylerde sorumlulukları olduğunu bil-diğini ifade etmektedir.

“…ben bu işte çalışmaya başlamadan önce bütün işi MEB yapıyor zanne-diyordum. Oysa tüm kurumların sorumlulukları varmış.”

Bir SHÇEK çalışanı ise değişimi şu sözlerle ifade etmiştir: “2005’teki toplantıdan önce sokak çocukları sorunu sadece SHÇEK’in üzerindeydi. Eylem planından sonra bunlar değişti.”

İl Eylem Planı’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte çocukların mevcut hizmetlerden daha kolay ve hızlı bir biçimde yararlandığı da ifade edil-mektedir.

“Bir çocuk tespit ettik; bu sorunu çözebilmek için eskiden araya birile-rini sokmamız gerekiyordu; ama bu eylem planından sonra bu işlerimiz ku-rumun kendisiymiş gibi yürümeye başladı… Diğer alanlarda da tabi sağlık olsun vs… en bariz örnekler bunlar.”

Page 88: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|78|

Bu açıdan ele alındığında, Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı ça-lışmalarının Diyarbakır özelinde önemli bir işleve sahip olduğunu ifade etmek gereklidir. Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı gibi, çalışma-lar önemli bir değişimi ortaya çıkarmıştır. Farklı kurum ve kuruluşlar ko-nuyla ilgili sorumluluklarının bilincine varmaktadır ki bu durumun orta ve uzun vadede olumlu sonuçlar yaratacağı açıktır.

Diyarbakır’da İl Eylem Planı çalışmalarında ortaya çıkan önemli bir konu ise kurumlar arası işbirliğinin ve ortak çalışma kültürünün istenen noktada olmamasıdır.

Göze çarpan diğer bir nokta ise Dicle Üniversitesi ile kentte konuy-la ilgili çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının olası katkısının büyük oranda belirsiz olduğu ve özellikle kurumsal kapasite göz önü-ne alındığında Dicle Üniversitesi’nin yetersiz kaldığıdır. Diyarbakır, sivil toplum kuruluşlarının sayısı ve kapasiteleri açısından önemli bir kayna-ğı barındırmaktadır. Bu açıdan, İl Eylem Planı’nda sivil toplum kuruluş-larının rol ve işlevlerinin daha detaylı ve kapsamlı bir şekilde ele alın-ması gerekliliği ifade edilmelidir. İl Eylem Planı’nın sadece bir mad-desinde (aile içi sorunların giderilebilmesi için ailelere yönelik etkili anne-babalık eğitimleri verilmesi) AÇEV, KAMER gibi spesifik sivil top-lum örgütlerinin katkılarının beklendiği görülmektedir. Diğer planlanan faaliyetlerde katkısı beklenen, çalışmaya dahil edilen sivil toplum ör-gütlerinin isimleri belirtilmemekte, genel olarak STK katkısından bah-sedilmektedir.

Çalıştay katılımcıları, Diyarbakır’da kurumlar arası çalışma kültürü-nün yeterince gelişmediğini ve kurumların birbirinden habersiz olarak hizmetlerini sunduğunu belirtmektedir.l

“Tüm kurumlar birbirinden habersiz çalışmalar yapıyor. Bunun koordi-ne halinde yapılması daha önemli.”

“Kurumlar arası işbirliğinin zayıf olduğunu düşünüyorum. Çoğu birimin, diğer birimin yaptığı işten haberi yok.”

“Kuruluşlar arasındaki koordinasyon konusunda geriyiz.”

Diyarbakır İl Eylem Planı çalışmalarında dikkati çeken bir diğer un-sur ise özellikle bazı kamu kurum ve kuruluşları arasındaki işbirliğinin görece daha olumlu bir noktaya geldiği, ancak yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalara dâhil edilmesi konusunda sorun ya-şandığıdır.

“STK’ların süreçlere katılımı sorunlu oluyor.”

“Sekretaryasını sadece kurumlardan beklememek lazım. STK’ları da bunun içine almak gerekir. Toplantı veya etkinlikleri karşı taraftan bekle-memek lazım.”

Özellikle Diyarbakır Valiliği ve bağlı kurum-kuruluşları ile yerel yö-netimler arasında ortak çalışma kültürünün gelişmemesi katılımcılar ta-rafından dile getirilmektedir. Ulusal düzeyde yaşanan politik çekişme ve ayrışmaların yerel düzeyde kendisini ortak amaca yönelik hareket

Page 89: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|79|

edememe şeklinde göstereceği tahmin edilebilir. Bir katılımcı yerel yö-netimlerin çalışmalara dâhil olmasıyla katılımın artacağını ve hizmet-lerin daha etkin bir biçimde yürütülebileceğini şu sözlerle ifade etmek-tedir:

“Eğitim için 80 aileyi aradım ancak sadece beş aile geldi. Aile eğitimleri konusunda yerel yönetimlerin işin içine dâhil edilmesi gerekiyor.”

Çalıştaylarda elde edilen bulgular, Diyarbakır İl Eylem Planı uygu-lamalarında çocuklara yönelik hizmet sunumunda bazı kurumlar ile so-run yaşandığını, kurumların risk altındaki çocuklara yönelik müdahale-de yavaş veya etkisiz davrandıklarını veya işlemlerin uzun sürdüğünü göstermektedir.

“Nüfus cüzdanı çıkarmak gerçekten ciddi problem. Bu konuda nüfus müdürlükleri ile görüşmeliyiz. Elimizde sıkıntı yaşadığımız vakalar var. Ço-cuğun en temel haklarından biri. Çocuk okula gitmek istiyor gidemiyor, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Çok zor durumlarla karşılaşıyoruz.”

İşbirliği ve koordinasyon konusunda Diyarbakır İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanlarının ve diğer paydaş kurum/kuruluş temsilcilerinin farklı noktaları ön plana çıkardıkları ifade edilmelidir. İl Sosyal Hizmet-ler Müdürlüğü çalışanlarının işbirliği konusunda diğer kuruluş temsilci-lerine göre daha iyimser yorumlar yaptıkları ve İl Eylem Planı çalışma-ları kapsamında işbirliğinin geliştiğini vurguladıkları görülmektedir. Bu açıdan, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde hizmet alan çocuk-larla ilgili işlemlerin hız kazandığı, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalı-şanlarının diğer kurum/kuruluşlarla olan ilişkilerinde sorun yaşamadık-ları, ihtiyaçlarının karşılanması konusunda etkin bir iletişime sahip ol-dukları görülmektedir.

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının Güçlü ve Zayıf Yönleri

Katılımcılara göre Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamala-rının güçlü yönlerini;

• kurumlar arası koordinasyonun gelişmesi,

• sorunun çözümü konusunda ilgili kuruluşlarda farkındalık geliş-mesi,

• mobil ekiplerin güçlendirilmesi,

• madde bağımlılığı tedavisine yönelik hizmetlerin hayata geçiril-miş olması

oluşturmaktadır.

Diyarbakır’da mevcut uygulamaların zayıf yönleri ise şu şekilde dile getirilmiştir:

• Valilik ve yerel yönetimlerin birbirinden bağımsız çalışmalar yü-rütmesi,

• Kurumlar arası koordinasyonda iyileşme olmasına karşın bu iyi-leşmenin istenen düzeyde olmaması,

Page 90: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|80|

• İl Eylem Planlarının tam anlamıyla uygulanamaması,

• İl Eylem Planı’nın hazırlanması ve uygulanması aşamasında böl-gesel şartların göz önünde bulundurulmamış olması,

• Sivil toplum kuruluşlarının katılım ve desteğinin yetersiz olması,

• Aileye yönelik olarak çalışmaların yetersiz olması,

• Koruyucu ve önleyici hizmetlere yeterli önemin verilememiş ol-ması,

• Risk altındaki çocuk ve ailelerin tespiti için kapsamlı bir çalışma yapılamamış olması,

• Kitle iletişim araçlarından yeterince yararlanılamaması,

• Meslek elemanı sayısının yetersiz olması,

• Hizmet içi eğitimlerin yetersiz olması.

Diyarbakır’da Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı’nın değerlendi-rilmesi çalışmasında, Plan’ın ve uygulamaların geliştirilmesi amacıyla dile getirilen öneriler ise şu şekildedir:

• Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik uygula-malardaki iyi örnekler yaygınlaştırılmalı.

• Üniversitenin etkin desteği sağlanmalı.

• Rehabilitasyon sürecini tamamlamış, özellikle 18 yaşını doldu-ran gençlerin rehabilitasyonuna devam etmesi amacı ile istih-dam alanları oluşturulmalı.

• Aile danışma merkezlerinin sayısı artırılmalı.

• Dezavantajlı bölgelerde toplum merkezlerinin sayısı artırılmalı.

• İl Sosyal Hizmet Müdürlüğüne bağlı kuruluşlarda meslek elemanı sayısı artırılmalı.

• İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren UMATEM’in ka-pasitesi artırılmalı.

Sonuç olarak, çalıştaylarda elde edilen bulgulara göre, Diyarbakır İl Eylem Planı uygulamalarının kurumlar arası işbirliği belirli düzeyde art-masına ve gelişmesine rağmen beklenen düzeyde olmamıştır. Bulgular çocukların rehabilitasyonu konusundaki hizmetlerde ve kurumsal kapa-sitede önemli yol alındığını, ancak önleyici hizmet modelinde yetersiz kalındığını göstermektedir. Bu noktada, katılımcılar aile ve okula yö-nelik çalışmaların artırılması gerektiğini, sağlıklı konut, sağlıklı okul ve yeterli sosyal-kültürel olanaklar biçiminde konunun bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Diyarbakır’da güçlü bir sivil top-lum pratiğinin bulunduğu, bu potansiyelin yeterli düzeyde kullanılama-dığı dile getirilmektedir. Soruna yönelik kökten çözüm stratejilerinin is-tihdam üzerine odaklanması gerektiği, ancak ailelere ve gençlere istih-dam yaratma konusunda olumlu bir adım atılamadığı aktarılmaktadır.

Page 91: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|81|

İSTANBUL1

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle İstanbul1

İstanbul; sosyal, kültürel ve ekonomik olanaklarıyla günümüzde bü-yük öneme sahiptir. Türkiye’nin sanayi ve ticaret başkenti olan İstan-bul, gerek nüfusu gerekse ekonomik büyüklüğü ile neredeyse bir ülke görünümüne kavuşmuştur. “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” 2009 yılı verilerine göre, İstanbul’un toplam nüfusu 12.915.158’dir. İstanbul’da 0–19 yaş grubundaki nüfusun 3.094.732 kişiden oluştuğu görülmekte-dir. Bu rakama göre, İstanbul’da toplam nüfusun yaklaşık ¼’ünü ço-cuk ve gençler oluşturmaktadır. Türkiye’de toplam nüfusun % 17,8’i İstanbul’da ikamet etmektedir. İstanbul, kilometre karede 2486 kişi ile nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu ildir.

İstanbul her dönem Cumhuriyet Türkiye’sinin en kalabalık yerleşim yeri unvanına sahip olmuştur. İstanbul Valiliği verilerine göre (http://www.istanbul.gov.tr/Modules/SayilarlaIst2/tabloizleme2.aspx?id=376, erişim: 1.5.2010) İstanbul’daki nüfus artışı yıllar içinde şu şekilde şu şe-kilde oluşmuştur:

Şekil 6: İstanbul’da 1927-2009 Yılları Arasında Nüfus Artışı

İstanbul’da nüfus artışının 1960–2000 yılları arasında yoğunlaştığı görülmektedir ki bu süreçte Türkiye’de yoğun bir biçimde nüfus hare-ketliliğinin yaşandığı bilinmektedir. Türkiye’de kır-kent nüfus dengesin-de ortaya çıkan değişme, 2. Dünya Savaşı sonrasında köklü bir politika

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde İstanbul’daki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uy-gulamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 19-22 Nisan 2010 tarihlerinde elde edilmiştir.

Page 92: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|82|

değişikliği ile bir arada gerçekleşmiştir. 1945 yılında %18,3 olan kent-li nüfusu, 1950 yılında %18,5, 1955 yılında %22,1, 1960 yılında %25,1’e yükselmiştir. 1950 yılında elli bin olan gecekondu sayısı 1960 yılında 240 bin yükselerek Türkiye’de “kentsel sorun” un belirgin bir nitelik kazan-masına neden olmuştur” (Günlü, 2002: 278). Yaklaşık 30 yıl devam eden ilk göç dalgasına ek olarak 1990’lı yıllardan sonra büyük kentler ikinci bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu durumu ortaya çıkaran temel etmen ise çatışma ortamından kaynaklanan göç olgusudur. Bu sü-reçte köylerini boşaltmak durumunda kalan aileler ya yakındaki kentle-re ya da doğrudan Batı Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır (Acar, 2006: 25).

İstanbul’un bugünkü görünümüne kavuşmasında bahsedilen iki bü-yük göç dalgasının belirleyici olduğu açıktır. Türkiye’de Demokrat Parti iktidarı ile başlayan politika değişikliği ile tek parti döneminde uygula-nan kontrollü, devletçi ekonomik politikalar yerini serbest piyasa kural-larına bırakmıştır. Bunun sonucu olarak da özel sektör yatırımları, “karı maksimize etmek” amacıyla büyük kentlerde yoğunlaşmıştır. Bilindiği gibi kapitalizmin en temel karakteristik özelliği “eşitsiz gelişme”dir. Bu eşitsiz gelişme Türkiye’nin belirli bölgelerini çekim merkezi haline ge-tirmiş ve insanlar iş bulma umuduyla bazı bölgelere akın etmiştir. İstan-bul ve yakın çevresi, İzmir, Mersin ve Adana gibi kentler bu yapılanma-nın baş aktörüdür (Acar, 2006). Kentsel gelişme veya büyüme süreci so-nunda neredeyse bir ülke görünümlü dev metropoller oluşmuştur. Nüfu-sun büyük bölümü birkaç kentte toplanmıştır. Bu kentlerin başında İs-tanbul gelmektedir.

Günümüzde de ticaret ve sanayi yatırımlarının çok büyük bir bölü-münün İstanbul ve çevresinde yer alması nedeniyle göç hareketi azala-rak da olsa devam etmektedir. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–2009 verilerine göre İstanbul’a bu yıllar içinde 388.467 kişi göç etmiştir.

Tablo 11: 2008-2009 Yılları Rakamlarına Göre İstanbul’a Göç Veren İller

(5000 kişinin üzerinde göç veren iller ile sınırlandırılmıştır) Sayı Sayı Sayı

Adana 6.306 İzmir 12.438 Samsun 11.728

Ağrı 6.237 Kastamonu 6.583 Sivas 8.524

Ankara 15.670 Kocaeli 13.301 Tekirdağ 10.236

Antalya 7.855 Konya 6.331 Tokat 17.185

Balıkesir 5.587 Malatya 7.490 Trabzon 8.194

Bursa 9.459 Mardin 11.200 Van 7.927

Diyarbakır 8.675 Muş 6.080 Zonguldak 6.281

Erzurum 8.586 Ordu 14.566 Batman 5.766

Giresun 9.385 Rize 5.828

Mersin 5.230 Sakarya 6.401

Page 93: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|83|

Rakamların detaylarına bakıldığında İstanbul’un, diğer metropol kentler dahil, Türkiye’nin her kentinden göç aldığı görülmektedir. An-cak bu noktada belirtilmesi gereken diğer bir unsur ise İstanbul’un aynı zamanda göç veren bir kent olmasıdır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Siste-mi 2008–2009 yılları verilerine göre İstanbul’dan 2008-2009 yılları ara-sında 348.986 kişi göç etmiştir. İstanbul’da ağırlaşan yaşam koşullarının metropol yaşantısının getirdiği zorluklar ile bir araya gelmesi ile belirli grupların İstanbul’da yaşamaktan vazgeçmesi gündeme gelmektedir. Bu açıdan, içinde bulunduğumuz yıllarda İstanbul’da nüfus yapısının belir-li bir çerçeveye oturduğu söylenmelidir.

İstanbul’un, Türkiye’nin diğer tüm kentleri için bir çekim mer-kezi olması, sahip olduğu istihdam kapasitesi ile yakından ilişkilidir. İstanbul’un temel ekonomik göstergeleri incelendiğinde tablo daha be-lirgin hale gelmektedir. TÜİK (2010) rakamlarına göre bölgesel gayrisafi katma değer hesaplarında 2006 yılı için en yüksek payı %27,5 ile İstan-bul almaktadır. Yine 2010 yılı rakamlarına göre Türkiye’nin ilk üç aylık toplam ihracatı 26.199.991.000 Amerikan dolarıdır. Aynı dönemde top-lam ihracatın yarısından fazlası (13.764.405.000) İstanbul’da gerçek-leştirilmiştir.

İstanbul, ekonomik büyüklüğü kadar, hızla büyüyen nüfusuyla birlikte çeşitlenen sosyal sorunlar ile de dikkati çekmektedir. Kent, Türkiye’de yaşanan temel yapısal sorunların tipik bir yansıması görünümündedir. Kentin sosyal ve ekonomik göstergeleri önemli çelişkilere işaret etmek-tedir. Örneğin, sahip olduğu ekonomik kapasiteye karşın İstanbul’da iş-sizlik oranı TÜİK 2009 yılı verilerine göre %16,8’dir. İstanbul’da işgücü-ne katılma oranı ise %46,7’dir. Kentte yaşanan sosyal sorunların bir yan-sıması olarak suçluluk oranı da yüksektir. TÜİK (2008) rakamlarına göre Türkiye’de 2008 yılında toplam 76.607 suç işlenmiştir. İllere göre hü-kümlü sayıları incelendiğinde 11.423 hükümlü ile İstanbul’un ilk sırada yer aldığı görülmektedir.

Türkiye’de 1980 yılı sonrası uygulanan ekonomik politikaların da et-kisiyle gelir dağılımı dengeleri, özellikle metropol kentlerde bozulmuş ve gelir grupları arasında uçurumlar oluşmuştur. Kente 1990 sonrası göç edenler kente tutunma stratejilerini geliştiremediği ve kırla bağlantıla-rı büyük oranda kesintiye uğradığı için, aileler çözülme aşamasına gel-miştir. Bu durumun iki temel nedeni vardır. Birincisi, tam olarak işle-tilemeyen sosyal devlet anlayışının yerini bütünüyle liberal devlete bı-rakmasıyla tam istihdam hedefinden vazgeçilmesi ve teknolojik geliş-melerle beraber vasıfsız işçi ihtiyacının azalmasıdır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde sanayi alanındaki gelişmenin hizmet ve finans sek-törüne kayması ile istihdam alanları da özellikle vasıfsız, eğitimsiz ki-şiler için daralmıştır. Diğer neden ise 1990’lardan itibaren kentlere göç edenlerin arsa ve kentsel rant paylaşımından faydalanamamış olması-dır. Bu nedenle göçmenlerin birçoğu gecekondularda kiracı olarak ya-şamlarını sürdürmeye ve bulabildikleri marjinal işlerde çalışmaya de-vam etmişlerdir.

Page 94: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|84|

Böylece İstanbul başta olmak üzere tüm metropol kentlerde ortak kent kimliği kaybolmuş ve temelde gelir düzeyi ile belirlenen farklı ya-şam yapıları ortaya çıkmaya başlamıştır. İstanbul bu gelişim çizgisinin en güzel örneğidir. Kentler bu süreçte gelir gruplarına göre ayrışmaya başlamıştır. Örneğin Ankara, İstanbul, Diyarbakır gibi birçok kentte üst gelir grupları şehir dışında konforlu ve korunaklı yerleşim merkezlerine taşınmaya başlamış, yeni gelen göçmenler ise kent merkezlerinde yok-sul mahalleler oluşturmuştur. İstanbul’da Tarlabaşı, Ankara’da Altındağ bu yapılanmanın örnekleridir. Enlil ve Dinçer (2003: 429) İstanbul’da Tarlabaşı’nı şu sözlerle betimlemektedir: “Bu karanlık yüzün en keskin olduğu küreselleşme sürecinde, zenginle fakir arasında giderek derinle-şen uçurumun en görünür kılındığı yerlerden biri de eski kent merkez-leridir. İstanbul’da bunun en çarpıcı örneğini ise Tarlabaşı semti teşkil ediyor. Burada çocuklar çöp ve tıpkı bir savaş alanını andıran enkaz yı-ğıntıları arasında geziniyor, oynar gibi yapıyorlar.”

Türkiye’de kentler çocuk nüfusu için yeterli destek mekanizmaları-na sahip değildir. Ayrıca kırdan kente göç sürecinde ailelere yeterli sos-yal hizmet sunulamamaktadır. Bunun sonucunda aileler ve dolayısıyla çocuklar kent yaşamında bir anlamda tek başlarına kalmaktadır. Nere-deyse bir ülke büyüklüğünde olan çocuk nüfusuna karşın, Türkiye’de ço-cuk ve gençlere yeterli hizmet verilememesinin en önemli kanıtı sayısal verilerde de kendini göstermektedir.

İstanbul’da Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunuİstanbul, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun

yoğun biçimde yaşandığı kentlerden birisidir. Türkiye’nin tipik bir ayna-sı olan İstanbul, son yirmi yılda yaşanan hızlı nüfus artışı, yoksulluk ve kente adaptasyon nedenleriyle çocuklarla ilgili sorunların daha görünür olduğu bir yapıya bürünmüştür. Bu nedenle var olan istatistiklerdeki so-kakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili rakamların yüksek-liği, sorunun kapsamını göstermesi bakımından önemlidir.

İstanbul İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yöne-lik Yeni Hizmet Modeli Çalışmaları Raporu (SHÇEK, 2010)’na göre, so-kakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların aileleri genellikle Avrupa Yakası’nda Büyükçekmece, Bağcılar, Sultançiftliği gibi yoğun göç alan ve yeni kurulan ilçelerde veya Anadolu Yakası’nda Sultanbeyli, Pendik, Kadıköy ve Ataşehir gibi olumsuz sosyo-ekonomik göstergelere sahip bölgelerde yaşamaktadır. Sorunun, kente göç eden ailelerin istihdam edilememesinin bir sonucu olduğu ifade edilmektedir. Ailelerin göç sü-reçleri incelendiğinde, göç edilen bölgelerin başında Güneydoğu Anado-lu (%28,4), Doğu Anadolu (%27) ve Karadeniz (%17,2) Bölgelerinin gel-diği görülmektedir. Verilere göre çocukların %40,3’ü 13–15 yaş, %28,5’i 10–12 yaş ve %20,1’i 16–18 yaş aralığında sokakla tanışmaktadır. Rapor-da, çocukların sokak yaşamıyla tanışmalarının nedenleri arasında ilk sı-rayı aile içi şiddet (%20,6) almaktadır. Şiddeti, %20,7 ile aile içi uyum-suzluk takip etmektedir. Diğer nedenler ise şu şekilde sıralanmaktadır: Aile parçalanması (%13,7), zorla çalıştırma (%17,1), yurt-yuva uyumsuz-luğu (%4,5), kendi isteği ile çalışan (%8,7) ve diğer nedenler (%7).

Page 95: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|85|

İstanbul İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli Çalışmaları Raporu (SHÇEK, 2010)’na göre İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nce 2007 yılı içerisinde 820, 2008 yılı içerisinde 787 ve 2009 yılı içerisinde 716 madde bağımlısı çocuğa ula-şılmıştır. Çocuk Şubesinin 2007–2010 yılları arasında sokakta çalıştırılan veya dilendirilen toplam 3793 çocukla ilgili işlem yürüttüğü görülmek-tedir. Sokakta yaşayan çocuklara ilişkin rakamlar ise şu şekildedir: Ço-cuk Şubesi 2007 yılında 63, 2008 yılında 286 ve 2009 yılında ise 723 so-kakta yaşayan çocuğa ulaşmıştır. 2006–2009 yılları arasında İstanbul’da İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne ve İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren kuruluşlarca hizmet verilen sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuk sayısı aşağıdaki tabloda görülmektedir.

Tablo 12: İstanbul’da 2006–2009 Yılları Arasında Hizmet Verilen So-kakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuk Sayısı

Kurum 2006 2007 2008 2009

Ağaçlı Çocuk ve Gençlik Merkezi 208 238 231 298

Ayvansaray Çocuk ve Gençlik Merkezi 2.221 2.488 1.741 2.077

Beyoğlu 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi 4.866 6.077 4.530 2.794

Florya Çocuk ve Gençlik Merkezi 14 32 16 58

İstanbul Gençlik Rehabilitasyon ve Meslek Edinme Merkezi

129 207 139 101

Kartal Gözlem Evi- - 868 937

Küçükbakkalköy İlk Adım İstasyonu 1.708 1.569 1.112 1.206

UMATEM 95 45 31 14

Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezi 197 335 270 135

Vakıfbank Umut Çocukları Yatılı Özel Eğitim İlköğretim Okulu

33 19 23 16

İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya sokakta çalıştırılan çocuk-lar sorununun yoğun yaşanmasına karşın kentin oldukça organize sa-yılabilecek bir hizmetler bütününe sahip olduğu da vurgulanmalıdır. 1990’lı yıllardan itibaren hızla büyüyen sorunun çözümüne yönelik ça-lışmaların yıllar içinde daha sistematik bir yapıya kavuştuğu söylene-

Page 96: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|86|

bilir. “İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya sokakta çalıştırılan çocuk-lar sorunun çözümüne ilişkin çalışmalarda son yıllarda bir ilerleme gö-rülmektedir. Bu durumun temel nedeni sokakta yaşayan ve/veya çalış-tırılan çocuklar konusundaki mevzuat eksikliğinin kısmen giderilmesi-dir. İstanbul Valiliğince konuya ilişkin kapsayıcı bir Güvenlik Kararı’nın 19.08.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanması ve sonrasında hazırla-nan ‘Uygulama Talimatı’ ile yeni açılan Çocuk ve Gençlik Merkezleri’nde daha sistemli çalışmalar başlatılmıştır” (SHÇEK, 2003).

İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu ile ilişkili bir diğer sorunun da madde kullanımı ve bağımlılığı olduğu an-laşılmaktadır. İçişleri Bakanlığı (2009) verilerine göre İstanbul, madde kullanımı nedeniyle yaşanan ölümlerde ilk sırayı almaktadır (İstanbul 93 kişi, Gaziantep 10 kişi, Van 10 kişi). Öte yandan aynı rapora göre mad-de bağımlılığı tedavi merkezlerinde yatarak tedavi edilen her üç kişiden birinin İstanbul’da ikamet ettiği görülmektedir.

İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklarla ilgi-li gerçekleştirilmiş çalışmalar incelendiğinde göç, yoksulluk ve kente uyum konularının ön plana çıktığı anlaşılmaktadır. Örneğin, Beritan ta-rafından İstanbul’da SHÇEK’e bağlı çocuk ve gençlik merkezlerinde ya-pılan araştırmada 86 çocuk ve 10 aile ile görüşülmüştür. Araştırma so-nuçlarına göre, ailelerin %34’ü Doğu Anadolu’dan, %22’si ise Karade-niz bölgesinden İstanbul’a göç etmiştir (Beritan, 2003: 283). Beyoğlu/Tarlabaşı bölgesinde oturan ve çocuklarını sokakta çalıştıran 60 aile ile yapılan çalışmada da ailelerin %49,3’ünün Mardin’den, %35,6’sının ise Siirt’ten göç ettiği görülmüştür (Karatay ve diğerleri 2003: 266). Acar (2006) tarafından gerçekleştirilen çalışmada da görüşülen çocukların yaklaşık 1/3‘ünün İstanbul doğumlu olduğu görülmektedir. Diğer çocuk-ların doğum yerine bakıldığında ise hemen her coğrafi bölgeden ço-cukla karşılaşmanın olanaklı olduğu, ancak Doğu ve Güneydoğu Anado-lu Bölgesi’nde doğan çocukların diğer bölgelerden gelen çocuklara göre sayıca daha fazla olduğu görülmektedir.

Karatay ve arkadaşlarının (1999: 22) İstanbul/Beyoğlu’nda sokakta çalışan/çalıştırılan çocukların sosyo-demografik özellikleri, çalışma ya-şamları ve aile yapıları üzerine yaptığı çalışmada, görüşülen çocukların büyük bir bölümü erkek olup tamamına yakını çalıştıkları yerlere yakın semtlerde oturmaktadır. Çocukların ailelerinin büyük bölümünün 6–10 kişilik ailelerden oluştuğu ve bir arada yaşadığı görülmüştür. Ailelerin çoğu iki oda ve salondan oluşan eski taş yapılarda ikamet etmektedir. Çocukların babalarının büyük bölümü çalışmaktadır. Ancak babalar ge-nellikle mevsimlik, günlük ve düzensiz işlerde çalışmaktadır. Çocukların yaklaşık yarısının okula gitmediği ya da ilkokul düzeyinde eğitime sahip olduğu ve okulu terk ettiği görülmektedir.

Acar (2006) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, ailelerin genellikle yoksul veya orta sınıf (az sayıda) ailelerden oluştuğu, annelerin tamamına yakınının ev hanımı olduğu, babaların ise geçici ve beceri gerektirmeyen işler (işportacılık, dükkân işletmeciliği, kahvecilik) yaptıkları anlaşılmıştır.

Page 97: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|87|

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde İstanbul’daki Kurumsal Yapılanma2

Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli temelde bir kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği taşır-ken, aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olma-sı gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda Yeni Hizmet Modelinde yer alması beklenen hizmet birimlerinin İstanbul’da oluştu-rulma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 13: İstanbul’da Yeni Hizmet Modeli’ne göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Tablo incelendiğinde, İstanbul’da Yeni Hizmet Modeli’nin öngördü-ğü yedi hizmet biriminin bulunduğu, bir birimin ise henüz oluşturulma-dığı görülmektedir. İstanbul, Türkiye’de en fazla çocuk ve gençlik mer-kezine sahip kent konumundadır. İstanbul’da İl Sosyal Hizmetler Müdür-lüğüne bağlı olarak hizmet veren beş (5) çocuk ve gençlik merkezi bu-lunmaktadır.

Tablo 14: İstanbul’da Bulunan Çocuk ve Gençlik Merkezleri ile bağ-lı Barınak ve Gözlemevleri

Kuruluşun Adı Merkezin Niteliği

Barınma Kapasitesi

Ayvansaray Çocuk ve Gençlik Merkezi Yatılı 22

Ağaçlı Çocuk ve Gençlik Merkezi Yatılı 80

Kadıköy Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezi

Yatılı 60

Florya Çocuk ve Gençlik Merkezi Yatılı 30

Beyoğlu 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi Gündüzlü+Yatılı 40

Yel değirmeni Kartal Gözlemevi Yatılı 14

Küçükbakkalköy Gözlemevi Yatılı 18

Ayvansaray Bakırköy Umut Çocukları Barınağı Yatılı 21

Ayvansaray Gül Çocuklar Gözlemevi Yatılı 15

2 İstanbul ili için geliştirilmiş, hazırlanmış bir İl Eylem Planı olmadığı için, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik uygulamalar “Yeni Hizmet Modeli” çerçevesinde değerlendirilmiştir.

Page 98: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|88|

İstanbul’da yukarıda isimleri yazılı olan çocuk ve gençlik merkezle-rine bağlı olarak Kartal ve Küçükbakkalköy’de hizmet veren iki adet İlk Adım İstasyonu bulunmaktadır. Ayvansaray Çocuk ve Gençlik Merkezi-nin de aynı zamanda İlk Adım İstasyonu ve İl Koordinasyon Merkezi ola-rak işlev gördüğü belirtilmektedir.

Kurumsal yapılanma tarama listesinden elde edilen verilere göre, İstanbul’da üç adet mobil ekip bulunmaktadır. Haftanın yedi günü 24 saat esasına göre hizmet sunduğu ifade edilen mobil ekiplerde 10 (on) sosyolog, 1 (bir) sosyal çalışmacı, 2 (iki) akran genç ve 1 (bir) psiko-log olmak üzere toplam 14 (on dört) personel görev yapmaktadır. Mobil ekiplerin üç ayrı araçla, 2010 yılı Mayıs ayına kadar toplam 8527 çocu-ğa ulaştıkları ifade edilmiştir.

İstanbul’da Barınak hizmeti, İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlü-ğü ile gerçekleştirilen protokol sonucunda Umut Çocukları Derneği ta-rafından yürütülmektedir. Bakırköy Gençlik Evi Projesi adını taşıyan ba-rınağın İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile koordinasyonunu Ay-vansaray Çocuk ve Gençlik Merkezi sağlamaktadır. Barınak, diğer ku-ruluşlarda verilen hizmetleri reddeden/katılmak istemeyen çocukla-ra hizmet sunmaktadır. Barınakta kalan gençlerin madde kullanmadığı, öğlen yemeğinin belediye tarafından karşılandığı, hizmet almaya baş-layan çocukların yaklaşık %30’unun ailelerinin yanına geri dönmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir. Gençlerin, İstanbul Mesleki Eğitim Merkezi (İSMEM)’nde mesleki kurslara katılmaları sağlanmaktadır.

İstanbul’da Küçükbakkalköy ve Kartal semtlerinde bulunan ilk adım istasyonlarında toplam yirmi yedi (27) personel bulunmaktadır. Detay-lar incelendiğinde, Kartal (Gözlemevi) İlk Adım İstasyonu’nda bir mü-dür yardımcısı, üç öğretmen, bir memur, bir sosyolog, bir çocuk geli-şimcisi, bir bakıcı anne ve beş yardımcı hizmetli, Küçükbakkalköy İlk Adım İstasyonu’nda ise bir müdür yardımcısı, bir öğretmen, dört sos-yolog, üç şoför ve beş yardımcı hizmetli görev yapmaktadır. Küçükbak-kalköy ve Kartal semtlerindeki hizmet birimlerinde 2010 yılı Mayıs ayı itibariyle toplam 7.400 (5.595 Küçükbakkalköy ve 1.805 Kartal) çocuğa hizmet sunulduğu görülmektedir. Her iki istasyon da bağımsız binalarda hizmet sunmaktadır. İstanbul’da kız çocuklarına özel olarak hizmet su-nan bir İlk Adım İstasyonu bulunmamaktadır.

İstanbul’da madde kullanımı önleme ve tedavi hizmetlerinin (ÇEMATEM-AMATEM) sayısı beştir. İstanbul’da bulunan üniversiteler, ka-muya bağlı ve özel yataklı tedavi merkezleri düşünüldüğünde, kentin önemli bir kurumsal kapasiteye sahip olduğu açıktır.

İstanbul’da henüz oluşturulmadığı belirtilen hizmet birimi, Yeni Hiz-met Modeli’ne göre Sağlık Bakanlığı tarafından işletilmesi planlanan tıbbi rehabilitasyon merkezidir.

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”,

Page 99: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|89|

“Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesiİstanbul’da Yeni Hizmet Modeli çerçevesinde İstanbul Valiliği koor-

dinasyonunda her ay düzenli toplantılar yapılmaktadır. Gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk sayısı-nın azaldığı, ancak sorunun giderek daha karmaşıklaştığı ifade edilmek-tedir. Elde edilen bulgulara göre, İstanbul’un kendine özgü yaşam ko-şulları, uygulamaları önemli ölçüde aksatmaktadır. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün personel sayısının giderek azaldığı, boşalan kadroların doldurulamadığı ve İstanbul’da yaşam çok pahalı olduğu için persone-lin tayin olmak istemediği anlaşılmaktadır. İl Özel İdaresi ile Sosyal Yar-dımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla istihdam edilen geçici per-sonelin işi sahiplenmediği ifade edilmiştir.

Katılımcılar, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu-nun İstanbul’da büyük bir sorun olduğunu ifade ederken, sorunun göç olgusu ve sosyal göstergelerden bağımsız olarak ele alınamayacağı be-lirtilmiştir.

“İstanbul’da sorunu tamamen çözemeyiz. Koordinasyonu da sağlasak, AMATEM sayısını da arttırsak bu konuyu çözemeyiz. Daha makro düzeyde bakmalıyız… Bu durumda eğitimin ve göçün alt kademelerine inerek çalışmalıyız.”

Bu noktada İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-lar sorununa yönelik koruyucu-önleyici çalışmaların yetersiz olduğu ve bu nedenle bir kısır döngü yaşandığı ifadeleri dile getirilmiştir.

“Biz, çocuk sokakta yaşamaya ve/veya çalıştırılmaya başladıktan son-ra müdahale ediyoruz. Bunun sebeplerine inmiyoruz. İlçe bazında, kayma-kamlıkta, muhtarlıkta detaylı çalışmalar yapılmıyor. Biz Vali nezdinde top-lanıyoruz ve makro ölçekli bakıyoruz. Çocuklar merkezde kaldığı sürede belki rehabilite ediliyor ama sonra? Aileye inmemiz lazım, çocuğu birebir yaşadığı ortamda takip etmeliyiz.”

Yukarıdaki ifade ailelere yönelik çalışmaların da yeterli olmadı-ğını anlatmaktadır. Bu çerçevede, yeni Hizmet Modelinin öngördü-ğü koruyucu ve önleyici hizmetlerin sunulmasında yaşanan sorunların İstanbul’daki temel eksikliklerden birisi olduğu ortaya çıkmaktadır. Top-lum merkezi sayısının ve merkezlerin kapasitesinin İstanbul’da yetersiz olduğu, bu açıdan koruyucu hizmetlere gereken önemin verilmediği de dile getirilen konular arasındadır.

“İstanbul’da sadece 6 tane toplum merkezi var. Ailelerin desteklenmesi çok çok önemli.”

“Kurumda meslek elemanı olarak tek kişi çalışıyorum. Hemen hemen tüm toplum merkezleri böyle. Her mahallede bir toplum merkezi mantığıy-la hareket edildi ama bu gerçekleşmedi. Hem genel müdürlükten talep gör-medi, hem personel için çekici hale getirilmedi. Bana yönlenecek çocuklara da yapılacak çok birşey yok. Tek kişi çalışıyorum, çok yapacak bir şey yok.”

Page 100: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|90|

Öte yandan, İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar profilinin oldukça farklı özellikleri içinde barındırmasının, hizmet planla-ma sürecini olumsuz etkilediği ve farklı özellikler taşıyan çocuklara ve ai-lelerine yönelik özel programlar geliştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

“Belediyemizde Roman vatandaşlar var. Anne- baba- çocuklar hepsi so-kaktalar. Bu bizim, toplumun farklı kesimindekilere tailor-made çözümler içeren uygulamalar geliştirmemiz gerektiğini anlatıyor.”

İstanbul’daki profilin birbirinden oldukça farklı çocuk gruplarını içermesi nedeniyle hizmet birimlerinin ve bu birimlerde çalışan perso-nelin uzmanlaşma ihtiyacı da dile getirilen eksikliklerden birisidir.

“Biz uzmanlaşmak zorundayız. Bir lokmayı tüm olarak yutamayız...So-kakta çalıştırılan çocukları da gruplamalıyız.”

1. İhtiyaçtan çalıştırılan çocuklar,

2. Aile baskısıyla çalıştırılan çocuklar. (Bu çocuklar için aileyle çalış-mak gerek)

3. Çeteleşme: Doğudan getirilen ve çalıştırılan çocuklar. (Bu konuyu İl Emniyet Müdürlüğü ile çalışmamız lazım. Ciddi bir çeteleşme var… )

4. Ailesiyle birlikte sokakta yaşayan çocuklar,

5. Sokakta yaşayan çocuklar... (Çok küçük yaşlarda her türlü şiddete, tacize uğramış, madde bağımlılığına, suça bulaşmış çocuk var karşınızda. Kendisinde sokak bağımlılığı oluşmuş. Suça itilmiş çocuk için modeller var, madde bağımlıları ile ilgili tedavi vs. modeller var ama hepsinin bir çocuk-ta olduğunu düşündüğünüzde karşınıza bambaşka bir vaka çıkıyor. Bu konu-da yeterli bilgi birikimi yok, uzmanlaşma yok.”)

Yeni Hizmet Modeli uygulamalarında yaşanan diğer bir sorun ise mo-delin izleme ve değerlendirme araçlarına sahip olmaması şeklinde açık-lanabilir. Katılımcılar, çocukların hizmet sunum sürecinden çıktıktan sonra izlenmeleri gerektiğini, modelin bu açıdan eksikleri olduğunu ifa-de etmektedir.

“Çocuklar merkezde kaldığı sürede belki rehabilite ediliyor ama son-ra?”

Katılımcılar, model çerçevesinde yürütülen uygulamaların değerlen-dirme ölçütlerinin olmadığını, bu açıdan hizmetin sonuçları hakkında net bir yorum yapmanın olanaklı olmadığını belirtmektedir.

“İlk Adım İstasyonuna gelen on binlerce çocuk var ama bunların rehabilitesine yönelik bir çıktı yok. Sonuç elde edemiyoruz. Sokaktan kurtardınız, topluma entegre oldu mu? Ölçemiyoruz, izleyemiyoruz. Yurt dışında çok güzel örnekler var. Çocuğun ne zaman sisteme girdiği, şu anda nerede olduğu izlenebiliyor.”

Yeni Hizmet Modeli uygulamalarında aksayan bir diğer unsurun, madde bağımlılığı tedavisi sürecinde yaşandığı katılımcılar tarafından söylenmiştir.

“…Çocukların yatılı tedavi edilmesi gerektiği anlatılıyor. Ama biz ço-cukları UMATEM- ÇEMATEM’e yolladığımızda ayakta tedavi edilir raporu ve-riyorlar. Burada bir sıkıntı var.”

Page 101: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|91|

“Aksaklık olan kısım SHÇEK dışında sağlık sektöründeydi. AMATEM – ÇEMATEM’de sıkıntımız devam ediyor. Tedavi ihtiyacı bitmiş çocuğu sıkın-tı çıkarmayan bir çocuksa akran abi gibi kullanmak amacıyla 6- 7 ay kurum-larında tutuyorlar ama gerçekten ihtiyacı olan çocukları ayakta tedaviye yönlendiriyorlar.”

AMATEM/UMATEM yetkilileri ise tedavi sonrası destek hizmeti olmamasının süreci olumsuz etkilediğini dile getirmektedir. Böylece çocukların kısa sürede tedavi öncesinde bulundukları noktaya geri dönebildikleri ifade edilmektedir.

“Tedavi 3 ay sürmekte. Ancak tedavi sonrası desteklerin mevcut olmaması nedeniyle çocuklar tekrar geri getiriliyorlar. Çünkü uyuşturucu kullanımına yol açan etkenlere herhangi bir müdahalede bulunulamıyor. Bu konuda bir proje geliştirilmesine ve hayata geçirilmesine ihtiyaç var.”

Yeni Hizmet Modelinde öngörülen kurumsal işleyişin İstanbul’da tam olarak hayata geçirilemediği, katılımcılar tarafından dile getirilmiştir. Katılımcıların paylaştığı ortak nokta, hizmetlerin kalıcı sonuçlar yara-tamadığı, çocuklar ve ailelerine yönelik geçici çözümler sunduğu yö-nündedir.

“Çalıştırılan çocuklarla ilgili çok yol alamadık diye düşünüyorum. Denetimli serbestlik şubeleri kuruldu, sonra gençlik merkezleri kuruldu. Pansuman tedavisine döndü yaptıklarımız. Daha ileri gidemedi, gidemiyor. Yurt dışında kurumlar gezdik. Her kurumda en fazla 3 çocuk vardı. Şaşırdık, bizde olsa kurumu kapatırız 3 çocuk var diye.”

Uygulama sürecinde görülen diğer önemli iki eksikliğin mobil ekip hizmeti ve sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik yapılanmada yaşan-dığı ifade edilmektedir. Bazı katılımcılar bu bağlamda Yeni Hizmet Modeli’nin sadece sokakta yaşayan çocukları kapsadığını, sokakta ça-lıştırılan çocuklar için bir yenilik getirmediğini de ifade etmektedir. Ka-tılımcılar, sokak çalışması yapılmadan çocukların sokaklardan alınarak merkeze getirildiğini ifade etmektedir.

“Mobil ekipler her gün dolaşarak sokaktaki tüm çocukları merkeze aldı-ğı için sokaktaki çocuk sayısı az, ancak çocukların alınma biçimi pek sağlıklı değil. Sokak çalışması yapılmıyor…Çocukların alınış biçimi yanlış.

“Sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik merkez az. Sadece bir tane ve bu model sadece sokakta yaşayan çocuklara yönelik.”

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi DüzeyiSosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından Nisan 2007

tarihinde hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modelinin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgü-düm Toplantısında İstanbul ili için önceliklerin belirlendiği, planlandı-ğı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çer-çevede Nisan 2007 tarihli raporda İstanbul ilinin sahip olduğu öncelikler şu şekilde ifade edilmiştir:

• Alanda özel eğitim almış uzman personelin artırılması.• Kurumsal düzeyde İstanbul’da yeni modelin dönüşümü büyük

oranda sağlanmıştır. Bundan sonra Kartal ve Küçükçekmece Bele-

Page 102: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|92|

diyelerinin Barınak ve İlk Adım İstasyonları ile diğer belediyelerin Sokak Ofislerini tamamlamaları hedeflenmektedir.

• Belediyelerin daha aktif olmaları ve yeni yasada verilen sosyal hizmet yükümlülüklerini yerine getirmeleri için çalışmalarının desteklenmesi gerekmektedir. Sokakta çalıştırılan çocuk sorunu-nun en yoğun yaşandığı ilçelerin başında gelen Kadıköy, Üsküdar, Büyükçekmece, Fatih, Bağcılar ve Esenler İlçe Belediyeleri’nde birer ‘Toplum Merkezi’ kurulması planlanmaktadır. Kurulması planlanan toplum merkezlerinde, bu çocuklar ve ailelerinin sos-yal yardım yoluyla desteklenmesi ve verilecek eğitimlerle bilinç-lendirilmesiyle, sokaktan uzaklaştırılması çalışmalarına katılma-sı hedeflenmektedir. Ayrıca belediyelerin ‘Aile Danışma Merkez-leri’ ve ‘Semt Konağı’ gibi çeşitli isimlerle görev yapan sosyal hizmet kuruluşları ile bu projenin hedefi doğrultusunda işbirliği-ne gidilecektir.

• Basın, proje hakkında daha fazla bilgilendirilecek ve desteği is-tenecektir.

• Konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliğini arttırmak amacıyla, Koordinasyon Merkezi’nde geniş katılımlı bir toplan-tı düzenlenecektir.

• İstanbul Valiliği Bilgi İşlem Merkezince yürütülen “Çocuk Bilgi Bankası’ geliştirilecektir.

2005 yılında belirlenen bu önceliklerin gerçekleştirilme durumu in-celendiğinde ortaya çıkan tablo şu şekildedir: İstanbul’da meslek ele-manı sıkıntısının devam ettiği görülmektedir. Yerel yönetimlerce sokak ofisleri ve toplum merkezleri açılması planlanmış, ancak bu konuda bir adım atılamamıştır. Çalıştaylarda elde edilen bulgular, medyanın etkin kullanımının sağlanamadığını göstermektedir. Sivil toplum örgütlerinin katılımı konusunda yaşanan sorunlar konusunda bir iyileşme yaşanma-mıştır. Gerçekleştirilen tek somut adımın Çocuk Bilgi Bankası kurulma-sı olduğu görülmektedir. Çocuk Bilgi Bankası, ulaşılan sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların kimlik bilgileri, çocuğun kuruluşa geliş biçimi, madde kullanımı ve bağımlılığına ilişkin veriler ile eğitim düze-yi, göç geçmişi, çocuğun ailesine ilişkin sosyo-demografik bilgileri içer-mektedir. Çocuk Bilgi Bankasının temelde bir sosyal inceleme raporun-da yer alması gereken bilgileri içerdiği söylenebilir.

İstanbul’da gerçekleştirilen çalıştaylarda katılımcıların Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli konusunda detaylı bilgiye sahip olmadığı, ancak katılımcıların çalışmalardan haberdar olduğu öğrenilmiştir.

“Model yeni deniliyor ama 2005’ten beri uygulanıyor, fakat tam anla-mıyla modeli tanımıyoruz.”

Koordinasyon Mekanizması ve KatılımÇalıştay katılımcıları, Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanmaya konma-

sıyla birlikte özellikle ilk iki yılda işlerlik kazanma konusunda sorunlar yaşandığını, ancak zaman içerisinde kurumların sorumluluk alma konu-sunda etkin davrandığını ifade etmişlerdir.

Page 103: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|93|

“Kurumlar arası işbirliği ilk bir iki yılda anlaşılamadı. Sonrasında, Be-lediye, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü arasında görev tanımı anlaşılınca, herkesin rol ve sorumlulukla-rı netleşti ve sistem oturdu.”

“Herkes kendi hizmet projelerini anlatıyordu komisyonda, sonra işine dönüp günlük çalışmasını yapıyordu. Sistem şimdi oturdu, kimse daha önce birbirinin sorumluluk alanına girmezken, artık taşın altına elini koyuyor herkes.” “Eskiden, Jandarma olarak biz çocuğu kime teslim edeceğimizi bi-lemiyorduk. Şimdi SHÇEK kuruluşlarıyla daha yakın çalışıyoruz.”

İstanbul’da modelde yer alan kamu kurum/kuruluşları arasındaki koordinasyonu arttırmak için gerçekleştirilen önemli bir çalışma ise İs-tanbul Çocuk Koordinasyon Projesidir. Proje ile ortak bir veri bankası oluşturulmuş ve farklı kurumlarda çalışan personelin girişi sağlanmıştır.

“Koordinasyon için İstanbul Çocuk Koordinasyon Projesine başladık. 10 kurum katıldı. Çocuk ile ilgili 400 konu başlığında veri topluyoruz. Her konu ele alınıyor. Ancak STK’lara açık değil sistem. Kamu çalışanları, kendi alanlarına göre şifre sistemi ile giriş sağlayıp ihtiyaç duydukları veriye ulaşabilecekler. Çocuk Koordinasyon Kurulları kuruluyor.”

Yeni Hizmet Modeli uygulamalarının, kurumlar arası işbirliğini geliş-tirme konusunda önemli bir ivme yarattığı katılımcıların ifadelerinden anlaşılmaktadır. İstanbul’da Yeni Hizmet Modeli uygulamalarının güçlü yanlarından birisi, kamu kurum ve kuruluşlarının büyük bölümünün ko-nuya ilişkin çalışmalara etkin katılım sağlaması ve hizmet birimi sayı-sının önemli ölçüde artmış olmasıdır. Özellikle yerel yönetimlerin he-def gruba ilişkin hizmet birimlerine sahip olması, ulaşılan çocuk sayısını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu çerçevede, İstanbul Büyükşehir Beledi-yesi ile Sultanbeyli ve Üsküdar Belediye (açılış sürecinde)’lerinin aktif desteğinin varlığı vurgulanmalıdır.

Öte yandan, yerel yönetimlere bağlı kolluk kuvvetlerinin konuyla il-gili farkındalık düzeylerinin iyi olduğu görülmektedir.

“Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan veya dilendirilen çocuklar konu-sunda belediyelerde zabıta aktif olarak çalışmaktadır. Ancak kanunun ver-diği yetki sınırıyla sadece dilendirilen çocuklara müdahale edebiliyoruz.”

İl Sağlık Müdürlüğünün yürütmeye başladığı, “0–6 Yaş Çocuğun Psiko-Sosyal Gelişimini Destekleme Programı”nın kısa vadede sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların sayısının azaltılmasında önemli bir etken olacağı ifade edilmiştir.

“…Şiddete uğrayan çocuk, anne babasında anksiyete olan çocuklar için de olmak üzere özel programlar uygulanıyor. İstanbul’da eğitim-ler 8 ilçede tamamlandı ve 81 ilde eğiticiler yetiştirildi. Programda,

gebelikten itibaren anne ve baba görüşmeleri var vs. Bu program, so-kakta çalıştırılan çocuk sayısını büyük ölçüde azaltabilecek.”

İstanbul’da kurumlar arası işbirliğinde göze çarpan bir diğer örnek ise sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ile İl Sosyal Hizmetler Müdürlü-ğü arasında yaşanmaktadır. Vakfın, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan ço-cuklara yönelik çalışmalara personel ve araç desteği sağladığı anlaşılmak-tadır.

Page 104: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|94|

“17 araç çalıştırıyoruz. Personel istihdamı ile destekliyoruz. Bu model 1998’de başladı aslında, 2005’de değil. Baktığımda çok yol alındığını düşü-nüyorum. Zamanında maddi destek alan çocuklar gelip üniversite eğitimi-ne devam ettiklerini söylüyorlar.”

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nin de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik sokak uygulamalarına hız verdiği ve bu kapsamda personel ve mobil ekip sayısının artırıldığı görülmektedir.

“900 çocuk polisi var, Yeni İl Emniyet Müdürünün göreve gelmesiyle be-raber 47 olan ekip sayısı 123’e çıktı.”

İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların eğitime yönlendirilmeleri konusunda gerçekleştirilen çalışmalarda, İl Milli Eği-tim Müdürlüğü ile örnek sayılabilecek bir uygulama başlatıldığı söylene-bilir. Uygulama ile sokak deneyimi olan ve eğitime yönlendirilen çocuk-lar hakkında altı ayda bir öğretmenlerin bir rapor yazarak ilgili sosyal hizmet kuruluşunu bilgilendirmeleri istenmektedir.

“Okula başladıklarında bir yazı yazılarak altı ayda bir çocukların duru-mu hakkında bir raporla bilgi verilmesi isteniyor. Çok iyi işliyor. Bunun dı-şında öğretmenler düzenli olarak çocukların durumunu izliyor, toplantıla-ra katılıyor. Okullarla iyi bir diyalog var. Aralarından iki çocuk “Yaşam Be-cerileri” eğitimine katıldı.”

İstanbul Müftülüğüne bağlı olarak hizmet sunan Aile İrşad ve Rehber-lik Bürolarının da konuyla ilgili çalışmalar yürüttüğü göze çarpmaktadır.

“…Şu anda İstanbul’daki 6 çocuk ve gençlik merkezinde her Salı belirli bir program dahilinde moral ve motivasyon eğitimleri veriliyor. İstanbul’da 32 ilçede aile irşad ve rehberlik bürolarımız var.”

Çalıştaylarda katılımcılar, İstanbul’da hemen her kurumun konuya ilişkin çalışma yürüttüğünü, ancak İstanbul’daki sorunun büyüklüğü ve karmaşıklığı nedeniyle istenilen sonuca ulaşılamadığını ifade etmek-tedir.

“Her kurum kendi çapında bir hizmet sunuyor. Doğru teşhis konulduktan sonra ortak hareket etmeliyiz. Sistemler entegre olmalı, birleşmeli.”

Katılımcılara göre kurumlar arası işbirliğinde yaşanan sorunların ne-denleri arasında kurumların konuya ilişkin farklı bakış açıları ve yakla-şımlarına sahip olması, konunun bütünüyle SHÇEK’in sorumluluğu ola-rak görülmesi ve konu hakkındaki bilgi eksikliği yer almaktadır. Bu açı-dan modelde yer alan kurum/kuruluşların soruna aynı pencereden bak-maları için çalışma yürütülmesi ihtiyacı ön plana çıkmaktadır.

“İlk adım istasyonunda görev yapıyorum. Polis çocukları kuruluşa ge-tiriyor ancak yetersiz kalıyor. İş birliği kuramıyoruz. Farklı pencerelerden bakıyoruz olaya. Tedbir kararları veriyoruz, uygulamaya çalışıyoruz. Eği-tim ve sağlık tedbirlerinde sıkıntı var. Tedbirin var olduğunu bile bilme-yenler var. Önce onları bilgilendiriyoruz, sonra uygulanmasına çabalıyo-ruz. Tüm çocuklar SHÇEK çocuğu gibi algılandığından, diğer kurumlar pa-sif davranıyor.”

Katılımcıların dile getirdiği bir diğer unsur ise modelin uygulanma-sındaki temel sorunun, Türkiye’deki baskın çalışma kültürü ile ilgili ol-masıdır.

Page 105: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|95|

“Modelin temel probleminin, Türkiye’nin temel problemi olan birbiri-ne güven, ortak çalışma ve uzlaşma kültürü problemi olduğunu düşünüyo-rum. Biz birbirimize muhtacız. Birbirimizle yardımlaşmak ve ortak çalış-mak zorundayız.”

Öte yandan Yeni Hizmet Modelinde ve modele ilişkin yürütülen uy-gulamalarda, sivil toplum kuruluşlarının katılımı ve rolü konusunda so-runlar yaşandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca çalıştaya katılan sivil toplum örgütlerinin sayısının sınırlı kalması, bu konuda yaşanan sorunun temel göstergelerinden birisidir.

“Hazırlanan kitapçıkta STK’ların rolü netleşmeli. STK’lar için bir uhu-ya ihtiyaç var. 2005 yılından beri toplantılar olmuş ama biz çağırılmamışız ki, gelmemişiz. Bu arada, sorun sadece biz ve SHÇEK arasında değil. Zaten biz kendi aramızda da bir araya gelemiyoruz.”

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Güçlü ve Zayıf YönleriKatılımcılara göre Yeni Hizmet Modeli uygulamaların güçlü yönleri-

ni;• ilgili bakanlıkların soruna müdahil olması,• sadece SHÇEK’in değil birçok ilgili kuruluşun koordineli olarak

hizmet vermeye başlaması, • mevcut uygulamaların modelin hayata geçirilmesi ile birlikte sis-

tematize olması,• farklı ihtiyaç gruplarına hizmet sunan kuruluşların tasarlanması, • İlk Adım İstasyonu ile çocuk ve gençlik merkezi çalışmalarının

düzenli olarak yürütülmesioluşturmaktadır. İstanbul’da uygulamaların zayıf yönleri ise katılımcılar tarafından şu

şekilde dile getirilmiştir:• Çocuk ve gençlik merkezleri ile meslek edindirme programları-

nın özellikle İŞKUR ve yerel yönetimler ile ilişkisinin kurulama-ması,

• Modelin öngördüğü işbirliği ve koordinasyonun sağlanamaması nedeniyle bütün yükün SHÇEK’in üzerinde olması,

• Kuruluşlarda yeterli meslek elemanı olmaması, • Yeni Hizmet Modelinin paydaş kurum ve kuruluşlar tarafından

yeterince bilinmiyor olması, • Koruyucu-önleyici çalışmaların istenen düzeyde olmaması,• Medyanın konuya duyarsız kalması, • Barınak bulunmaması, • Madde bağımlılığı tedavisinde sorunlar yaşanması, • Mobil ekip sayısının yetersiz olması, • Sürdürülen çalışmaların etkililiğinin ölçülememesi, • Özellikle on sekiz (18) yaşını dolduran sokakta yaşayan çocukla-

ra yönelik olarak gençlik evlerinin bulunmaması.

Page 106: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|96|

İstanbul’da Yeni Hizmet Modeli’nin değerlendirilmesi çalışmasında, uygulamaların geliştirilmesi amacıyla dile getirilen öneriler ise şu şe-kildedir:

• Kentlerin sosyo-ekonomik dinamikleri farklı olduğundan modelin her kente uyarlaması yapılmalı.

• Aile temelli çalışmalar yaparak, çocuğa bulunduğu ortamda mü-dahale edecek stratejiler geliştirilmeli.

• Toplum merkezlerinin sayısının artırılması ve kapasitelerinin ge-liştirilmesi sağlanmalı.

• Sokakta yaşayan ve /veya çalıştırılan çocuk profilinin giderek karmaşıklaşması nedeniyle meslek elemanlarının uzmanlaşma-sı sağlanmalı.

• Modelin izleme-değerlendirme stratejisinin geliştirilmeli.• Sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik olarak ayrı bir model geliş-

tirilmeli.• Sivil toplum kuruluşlarının etkin katılımının sağlanması ve des-

teklerinin alınması için roller netleştirilmeli.Elde edilen bulgular ışığında İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya

çalıştırılan çocuklar sorununa yönelik çalışmaların genel görünümü şu şekilde özetlenebilir: İstanbul’un Türkiye’nin tipik bir aynası olduğu ve göç, yoksulluk, istihdam sorunu gibi yapısal sorunlara ulusal düzeyde çözüm stratejileri geliştirilmeden İstanbul’da sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunu ortadan kaldırmanın olanaklı olmadığı ifa-de edilmiştir. İstanbul’da sorunun giderek karmaşıklaştığı, sokakta ya-şayan ve/veya çalıştırılan çocuk gruplarının ihtiyaç ve özelliklerinin ay-rıştığı bu nedenle meslek elemanlarının uzmanlaşmaya ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Modelde izleme ve değerlendirme strateji ve araçları-nın olmaması nedeniyle hizmetlerin sonuçları konusunda belirsizlik ol-duğu dile getirilmiştir. Yeni Hizmet Modeli uygulamasında aksayan yön-lerin başında madde bağımlılığı tedavi sürecinin bulunduğu anlaşılmak-tadır. İstanbul’da modelin uygulanmasında yaşanan sorunların giderek azaldığı, farklı kurum ve kuruluşlar ile işbirliğinin geliştiği, süreç için-de SHÇEK dışındaki kuruluşların da katkı ve desteklerinin daha görünür olduğu belirtilmiştir. İstanbul’da sürece aktif katılımı sağlanamayan te-mel unsurun ise sivil toplum örgütleri olduğu görülmektedir. Yerel yö-netimlerin konuya ilişkin farkındalık düzeyinin arttığı ve hizmet üretme konusunda yerel yönetimlerinin işlevlerini temel düzeyde de olsa yeri-ne getirdikleri anlaşılmaktadır.

Page 107: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|97|

İZMİR1

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle İzmir1

2009 tarihli “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” verilerine göre, İzmir’in toplam nüfusu 3.868.308’dir. İzmir’de 0–19 yaş grubunda-ki nüfusun 1.056.218 kişiden oluştuğu görülmektedir. Bu rakama göre, İzmir’de toplam nüfusun yaklaşık 1/3’ü çocuk ve gençlerden oluşmak-tadır. İzmir’de 3.525.202 kişi il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Bel-de ve köylerde yaşayan kişi sayısı ise 343.106’dır. 2000 yılı Genel Nü-fus Sayımı sonuçlarına göre İzmir nüfusunun %52’si İzmir’de doğmuştur.

İzmir’de 2000–2007 yılları arasında yıllık nüfus artış hızı binde 15 olarak hesaplanmıştır. Ege Bölgesi ve Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı (binde 6) ile karşılaştırıldığında bu oranın oldukça yüksek olduğu görül-mektedir..Nüfus artışının, doğum hızının yüksek olmasından çok göç-lerden kaynaklandığı söylenebilir (İzmir Kalkınma Ajansı, 2008: 70–71).

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–2009 verilerine göre, bu yıl-lar içinde 116.390 kişi İzmir’e göç etmiştir. Buna göre, İzmir’in nüfusu-na her yıl orta büyüklükte bir il nüfusunun eklendiğini ifade etmek ge-rekir. Veriler dikkatle incelendiğinde ortaya çıkan durum oldukça dikkat çekicidir. Verilere göre İzmir, Türkiye’nin hemen her bölgesinden, özel-likle İstanbul ve Manisa’dan göç almaktadır.

Tablo 15: 2008-2009 Yılı Rakamlarına Göre İzmir’e Göç Veren İller

(1500 kişi üzeri) Sayı Sayı Sayı

Adana 1.665 Denizli 2.374 Manisa 10.414

Afyonkarahisar 2.670 Diyarbakır 3.194 Mardin 4.238

Ağrı 2.072 Erzurum 2.682 Muğla 3.388

Ankara 6.901 Mersin 1.629 Muş 1.534

Antalya 2.787 İstanbul 10.574 Sivas 2.313

Aydın 6.070 Kocaeli 1.667 Şanlıurfa 1.673

Balıkesir 4.038 Konya 4.649 Uşak 1.703

Bursa 2.562 Kütahya 3.092

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde İzmir’deki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygu-lamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 02.11.2009 tarihinde elde edilmiştir.

Page 108: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|98|

İzmir’in ekonomik göstergeleri incelendiğinde ise karşılaşılan tablo şu şekilde özetlenebilir:

Coğrafi konumu başta olmak üzere tarihsel süreçte nüfus yapısı ile ekonomik ve kültürel özelliklerinin değişen yapısı içinde kentin gelişi-mini üç döneme ayırmak mümkündür:

• Antik Çağ’da Ege’de Efes, Bergama, Halikarnas ve Pirene ile bir-likte ortaya çıkan ve büyük ölçüde Roma ve Bizans kültürü etki-sinde kalan ilk İzmir.

• Selçuklu Türkleri ile başlayan ve XIX. yüzyıla kadar doğu ile batı arasında önemli bir liman kenti olan ikinci İzmir.

• XX. yüzyıl başlarında bir yangınla bozulan fakat Cumhuriyetle beraber yeniden kurulan, günümüze düzensiz bir kentsel yapıyla gelen üçüncü İzmir (Altay, 2009: 95).

Yakın tarihe bakıldığında İzmir’in Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ikin-ci büyük kent olduğu ve ticaret hacmi ile ön plana çıktığı görülmekte-dir. Bu dönemde önemli bir liman kenti olan İzmir’in, birçok farklı et-nik gruba ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı ile Kur-tuluş savası sonrası İzmir, nüfusunun yarıdan fazlasını kaybetmiş, ya-nıp yıkılmış, ekonomik yapısı büyük değişikliklere uğramış bir kent gö-rünümündedir (Beyru, 1982: 134, akt: Altay, 2009: 119). Cumhuriyetin ilk yıllarında İzmir’in yeniden inşası ve planlaması devam etmiş ve şehir bu dönemde de ekonomik olarak gelişimini sürdürmüştür. 1923 yılında 60 olan fabrika sayısı 1933 yılında 129 olmuştur. Aynı dönemin verileri-ne göre, ülke genelinde kurulmuş iş yerlerinin %5,4’ünün bu işyerlerin-de çalışan toplam işgücünün de %10,8’ inin İzmir’de bulunduğu ortaya çıkmaktadır (Altıncelik, 1987: 34, akt: Altay, 2009: 120).

1927 yılı verilerine göre İzmir kent nüfusu 153.845’tir. 1927–1950 yıl-ları arasında İzmir kent nüfusu düzenli olarak artış göstermektedir. Ni-tekim 1927’ de 153.845 olan kent nüfusu 1935’te 17.114 kişilik bir artış göstermiştir. Yine 1935–1940 yılları arasında İzmir kent nüfusu 12.803, 1940–1945 yılları arasında 14.634, 1945–1950 yıllarında da 29.182 kişi-lik bir artış göstermiş ve kent nüfusu 1950’de 227.587’e çıkmıştır. 1950’ den sonra iç göçlerin bir sonucu olarak İzmir nüfusu artmaya başlamış-tır. Nitekim kent nüfusu 1960 yılında 335.217’ye, 1970 yılında 554.105 ve 1980 yılında 818.930’a ulaşmıştır. Temel göç etme nedeni iş bulmak olan nüfus, kırdaki tarımsal üretim faaliyetleri ile sınırlı mesleki bece-rilere ve düşük eğitim seviyesine sahip olmaları bakımından, İzmir’i bü-yük kapital birikimine sahip illerden biri yapan sisteme ucuz işgücü ola-rak girmiştir. Bu bakımdan kente göçen bu nüfus, ekonomik olanakların yarattığı düşük yaşam standartları nedeniyle, giderek kentsel yaşamdan dışlanmaya başlamışlardır (Altay, 2009: 121-125).

Geçmişte bir liman kenti olma özelliğinin avantajını kullanarak bü-yüyen İzmir, 1980’li yılların başına gelindiğinde ekonomik ilişkilerde İstanbul’un ön plana çıkması ile gerilemiştir.

İzmir ili; kişi başına düşen gelir düzeyi, sanayileşme derecesi, ihra-cat ve ithalata katkısı, sanayi istihdamının yüksekliği, ekonomik faali-yetin çeşitliliği ve zenginliği açısından Türkiye’nin en gelişmiş illeri ara-sında olup, DPT’nin 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında 81 il arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Bununla birlikte, son yıllar-

Page 109: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|99|

da İzmir ilinde GSYİH’nın artış hızı Türkiye ortalamasının altında seyret-mektedir (Erkan, 2008: 427).

İzmir’in ekonomisi ağırlıklı olarak sanayi, ticaret, ulaştırma-haberleşme ve tarımsal faaliyetlerden oluşmaktadır. Kentin ekonomi-sinde %30,5 ile sanayi, %22,9 ile ticaret, %13,5 ile ulaştırma-haberleşme ve %7,8 ile tarımsal faaliyet yer almaktadır. İzmir, 2008 yılında 17,7 mil-yar TL vergi ödeyerek, ülke vergi gelirinin %10,5’ini karşılamıştır. 2008 yılı rakamlarına göre ülke ihracatının %6’sını, ithalatının %4’ünü gerçek-leştirmiştir (http://www.izto.org.tr/IZTO/TC/IZTO+Bilgi/izmir/ekono-mi/, erişim: 10.5.2010). Son 10 yıla bakıldığında İzmir’in Türkiye’deki kamu yatırımlarından aldığı payda azalma görülmektedir. 1999 yılında İzmir’in payı %4,82 iken, 2000 yılında bu oran yarıya düşerek %2,44 ol-muş, 2007’de ise %1,99’a kadar gerilemiştir. Türkiye’de sanayinin yo-ğunlaştığı ikinci bölge olan İzmir, ihracatın ithalatı karşılama oranında da ikinci sıradadır. Ancak, İzmir’in Türkiye ihracatındaki payı azalma eğilimindedir. 2002 yılında bu oran %7,70 iken 2008 yılında %5,96’ya ge-rilemiştir (İzmir Kalkınma Ajansı, http://www.izka.org.tr/izmir/, eri-şim: 9.5.2010).

2008 yılı TÜİK İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre İzmir’de işsizlik sorununun özellikle genç ve genç yetişkin nüfusu etki-lediği görülmektedir. Rakamlara göre İzmir’de 15–19 yaş grubu için iş-sizlik oranı %20, 20–24 yaş grubu için %23,4, 25–34 yaş grubu için ise %11,8’dir. İzmir’de 1000 kişi başına düşen kayıtlı suçlu oranı 4,18’dir. Bu açıdan İzmir, Adana’dan sonra en güvenli kent olarak karşımıza çıkmak-tadır (Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Verileri 2004).

İzmir’de Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar Sorunuİzmir’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusuna iliş-

kin yeterli verinin bulunmadığı, sokaktaki çocuk profilinin detaylarıyla bilinmediği söylenebilir. Bu açıdan, konuyla ilgili çalışmaların İzmir öze-linde gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır.

İzmir İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli Çalışmaları Raporu (SHÇEK, 2010)’nda, “Devlet Bakan-lığımızın 10.11.2006 tarihli ve 2155 sayılı yazısı doğrultusunda sokakta yaşayan, çalıştırılan, madde kullanan ve ailesi tarafından dilendirilen çocuklara yönelik Başbakanlığın 2005/5 no.lu Genelgesi gereği ülke ge-nelinde söz konusu çocuklara ait net sayısal verilere ihtiyaç olduğu ve bu konuda veri tabanı oluşturulması için ilimizde Vali Yardımcımız Haluk TUNÇSU başkanlığında bir komisyon oluşturulmuştur. Komisyona İl Em-niyet Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Büyük-şehir belediyesi, İlçe belediyeleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcile-rinin katılımıyla 04.12.2006 tarihinde yapılan toplantıda belirtilen özel-likleri taşıyan çocukların sayısal verilerine ulaşmak için, İl Emniyet Mü-dürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlükleri, 29 ilçe kayma-kamlığı, 29 ilçe belediyesinin çalışma yapması ve elde edilen bilgilerin İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde toplanmasına karar verilmiş-tir” denmektedir. Söz konusu çalışmanın gerçekleştirilmesi sonucunda İzmir’de sokakta yaşayan çocuk sayısının 41, sokakta çalıştırılan çocuk sayısının 1040, madde bağımlısı çocuk sayısının 192 olduğu belirlenmiş-

Page 110: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|100|

tir. Rapor’da sokakta yaşayan çocuk sayısının 41 olarak belirlenmiş ol-masına rağmen fiili olarak sokakta yaşayan çocuk sayısının 20 civarın-da olduğu, yaklaşık 20 çocuğun da zaman zaman sokakta yaşama alış-kanlığına sahip olduğu ifade edilmektedir. Sokakta çalıştırılan çocuk sa-yısının ise 1040 olarak belirlenmiş olmasına rağmen bu sayıya özellikle yaz tatilleri ve hafta sonlarında ulaşıldığı, diğer zamanlarda bu sayının azaldığı belirtilmektedir. Rapora göre, madde bağımlısı olarak belirle-nen 192 çocuğun birçoğunun aileleriyle birlikte yaşayan çocuklar oldu-ğu anlaşılmaktadır.

İzmir İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren Alsancak Çocuk ve Gençlik Merkezi (ÇOGEM)’nce yürütülen hizmetler dâhilinde 2006–2009 yılları arasında 604 çocuğa mobil ekiplerce ula-şıldığı, 199 çocuğun ailesine teslim edildiği, 73 çocuğun kuruluşa yön-lendirildiği, 31 çocuk hakkında ise korunma kararı alındığı ve 22 çocu-ğun da madde bağımlılığı tedavisine yönlendirildiği anlaşılmaktadır. Al-sancak ÇOGEM’in 31.12.2009 tarihine kadar toplam 941 çocuğa hizmet verdiği görülmektedir. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında da 2010 yılı içerisinde (Ocak-Mart 2010) toplam 410 çocuğa ulaşılmıştır (SHÇEK, 2010).

İzmir’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin ger-çekleştirilmiş araştırmalar incelendiğinde ortaya çıkan görünüm aşa-ğıda özetlenmeye çalışılmıştır. İzmir’de gerçekleştirilen çalışmalarda, sokaktaki çocukların düşük eğitim düzeyine sahip oldukları ve anne-babaların istihdam sorununun baskın olduğu görülmektedir.

Tatlıdil, Hotar Başargan, Yıldız ve Kümbül (2001, akt: Yıldız 2007: 63) tarafından yapılan araştırmada İzmir’de çalıştırılan çocukların %40,7’sinin ilkokula ya hiç gitmemiş ya da ilkokulu terk etmiş olduğu, okur yazar olmayan çocukların toplam çocuklar içindeki oranının %10,7 olduğu bulunmuştur. Aynı araştırma sonuçlarına göre, görüşülen çocuk-ların babalarının %20’si işsiz, %10’u işçi, %12’si seyyar satıcı, %13’ü ise inşaat sektöründe çalışmaktadır.

Vatandaş’ın (2007, akt. Yıldız, 2007: 62) İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Diyarbakır, Adana ve Mersin’de toplam 396 çocuk üzerin-de gerçekleştirdiği araştırmada da babaların yaptığı iş, sırasıyla, %53,3 ile amelelik/hamallık, %33,5 ile işportacılık, %3,3 ile fabrika işçiliğidir.

Başbakkal, Şen ve Conk (2005: 91) tarafından 2002’de İzmir Mesle-ki Eğitim Merkezi’nde yapılan araştırmada ise merkezde eğitim gören 14-18 yaş grubundaki 349 çocuk işçi ile görüşülmüştür. Araştırma kap-samına alınan çocukların; %83,0’ü erkek, %16,6’ sı kızdır. Çocukların, %68,8’inin aile şeklinin çekirdek aile yapısında, annelerinin %59,6’sının ilkokul mezunu olduğu, %73,4’nün ev hanımı; babalarının % 61,3’ünün ilkokul mezunu, %67,3’ünün çalıştığı, %43,6’sının işçi olarak çalıştığı, %65,9’nun sosyal güvencesi olduğu saptanmıştır. Çalışmaya katılan ço-cukların, %67,1’inin en son ortaokul bitirdiği ve sadece % 3,7’sinin eği-time devam edebildiği bulunmuştur. Çocukların %46,1’inin okula ilgi duymama, %37,5’inin okul masraflarının yüksek olması, %8,3’ünün uy-gun okul bulunmaması ve %4,3’ünün ailesinin izin vermemesi nedeniy-le okulu bıraktıkları saptanmıştır. Araştırma sonucunda, çocuk işçilerin %93,1’inin haftada 45 saatten fazla, %52,5’inin günde 12 saatten faz-

Page 111: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|101|

la ve %47,9’unun sigortasız çalıştığı, çocukların çalışma nedenleri ara-sında babanın işsiz ve ailenin kalabalık olmasının etkili bir faktör oldu-ğu, bir kısmının işe bağlı sağlık sorunları olduğu, en sıklıkla ağrıdan ya-kındıkları, bir kısmının sigara gibi kötü alışkanlıklarının olduğu ve iş or-tamlarında işveren tarafından rahatsız edildikleri, zorunlu ücretsiz faz-la mesai yaptıkları bulunmuştur.

Yüncü ve diğerleri (2007)’nin Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol, Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEBAM)’ne Eylül 2003 ile Kasım 2005 tarihleri arasında başvuran tüm hastaların dosyala-rı üzerinde yaptıkları çalışmada, dosya taraması sonucunda 328 (%11,4 (n=35) kız,%88,6 (n=273) erkek) olguya ulaşılmıştır. Bu olguların 20’sinin sigara dışında herhangi bir bağımlılık yapıcı madde kullanmadıkları be-lirlenmiştir. Geriye kalan 308 olgunun %39,6’sının (n=122) sokak yaşan-tısı olduğu, %60,4’ünün (n=186) sokak yaşantısı olmadığı belirlenmiştir. Araştırmada EGEBAM’dan hizmet alan kızlarda sokak yaşantısının erkek çocuklara oranla daha sık görüldüğü saptanmıştır. Sokak yaşantısı olup olmamasına göre madde kullanmaya başlama , ilk tedaviye başvurma ve sigaraya başlama yaşı açısından değerlendirildiğinde, iki grup arasında-ki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sokak yaşantısı olan ve olmayan gruplar ebeveynlerin medeni durumu açısından değerlendiril-diğinde, ana babası evli ve ayrı (boşanma, dul, ayrı yaşama, başkası ile evli) olanlar arasındaki fark istatistiksel anlamlılık düzeyinde çıkmıştır (p=0.001). Sokak yaşantısı olan ve olmayan gruplar ebeveynlerin eğitim düzeyleri açısından değerlendirildiğinde, 0–5 yıl arasında eğitim alan (okuryazar olmayan, okur- yazar olan, ilkokul mezunu) ile 6 yıl ve daha çok eğitim alanlar arasındaki farklılık hem anne hem de baba için ista-tistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde İzmir’deki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet

Modeli temelde bir kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği taşır-ken, aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olma-sı gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda Yeni Hizmet Modelinde yer alması beklenen hizmet birimlerinin İzmir’de oluşturul-ma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 16: İzmir’de Yeni Hizmet Modeli’ne göre Bulunması Gereken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Page 112: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|102|

Yeni Hizmet Modeli’nin öngördüğü kurumsal yapılanmanın İzmir’deki görünümü incelendiğinde, kentte öngörülen hizmet birimlerinin beşinin (5) mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Kentte; koordinasyon merkezi, mo-bil ekip, İlk Adım İstasyonu, ÇEMATEM ve sosyal rehabilitasyon merke-zinin bulunduğu, buna karşın Sokak Ofisi, Barınak ve tıbbi rehabilitas-yon merkezinin henüz oluşturulmadığı görülmektedir.

Kurumsal yapılanma tarama listesinden elde edilen verilere göre, kentte bir adet mobil ekip bulunmaktadır. Mobil ekip hizmeti dört kişi-den oluşan (sosyal çalışmacı, öğretmen, polis, şoför) bir personel grubu tarafından sunulmaktadır. Mobil ekip hizmeti 21.00-03.00 saatleri ara-sında düzenli olarak sunulmakta ve gündüz yapılan her türlü ihbar de-ğerlendirilmektedir.

Kentte bir adet İlk Adım İstasyonu bulunduğu ve istasyonun sade-ce kız çocuklarına hizmet verdiği anlaşılmaktadır. İlk adım istasyonunun kadın ilk kabul birimi ile aynı binada ancak ayrı bir katta hizmet ver-diği, istasyonda iki psikolog, dört öğretmen, bir hemşire, dört güvenlik görevlisi, dört temizlik elemanı, bir memur ve bir şoförün görev yap-tığı ifade edilmiştir. İstasyon on beş (15) kişilik bir kapasiteye sahiptir. Yeni Hizmet Modeli’nin uygulandığı sekiz pilot ilin aksine İzmir’de kız çocuklarına hizmet veren bir merkezin bulunması önemlidir. Buna kar-şın erkek çocuklara yönelik bir birimin olmaması göz önünde tutulmalı-dır. İzmir’de bu hizmet Alsancak Çocuk ve Gençlik Merkezi tarafından yürütülmektedir.

İzmir’de Modelde öngörülen madde bağımlılığı tedavisine yönelik ÇEMATEM/UMATEM-AMATEM hizmetini, EGEBAM (Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol, Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi), Ye-şilyurt Atatürk Araştırma Hastanesi Bağımlılık Merkezi ve Manisa Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi vermektedir.

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ve “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesiİzmir’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik sür-

dürülen uygulamalar Yeni Hizmet Modeli açısından değerlendirildiğinde ortaya çıkan sonuçlar şu şekilde özetlenebilir: Elde edilen bulgular, ço-cukların rehabilitasyonu ve toplumla bütünleşmelerini amaçlayan uygu-lamaların iki temel sorunla karşılaştığını göstermektedir. Bunlardan ilki koruyucu-önleyici faaliyetlerin yetersizliğidir. Özellikle ailelere ulaşıl-ması konusunda sorunlar yaşandığı görülmektedir.

“Önleyici ve sonrası destek hizmetler konusunda eksiklikler var…Sokak-ta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk konusunda net bir rakam yok. Risk al-

Page 113: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|103|

tında çok çocuk var. O çocukları hedef alan projelerin üretilmesi gerek. Uy-gun bağlanma nesneleri oluşturmak gerek. Risk altındaki çocukların ailele-rine ulaşmak gerek.”

İkinci temel sorunun ise çocukların rehabilitasyon süreçlerinde ya-şandığı anlaşılmaktadır. Katılımcılar özellikle meslek edindirme ve is-tihdam sağlama faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini ifade etmek-tedir. Kurumlar arası koordinasyonun bu çerçevede önemli olduğu gö-rüşü vurgulanmıştır. Öte yandan, madde bağımlılığı tedavisinin istenen sonuçlara ulaşamadığı ve izleme-değerlendirme sistemi kurulamadı-ğı için çocukların tekrar madde kullanmaya yönelmelerinin engellene-mediği söylenmektedir. İzleme-değerlendirme sisteminin sadece madde kullanan çocuklar için değil, haklarında tedbir kararı verilen tüm çocuk-lar için uygulanması gerektiği, bu tür bir sistemin olmaması nedeniyle hizmetin ortaya çıkardığı etkinin bilinemediği ifade edilmiştir.

Katılımcılar, hizmetin, çocuklar açısından önemli sonuçlar oluştur-duğunu, ancak hizmet birimlerinin sayısının arttırılması gerektiğini de dile getirmişlerdir. Örneğin, ÇOGEM’lerde ve Çocuklar Geleceğimizdir Derneği tarafından hizmet sunulan Bizim Ev’de standartlaşmış uygula-maların olduğu, bu faaliyetlere katılan çocukların okul başarısının art-tığı, ancak risk altındaki bölgelerde bu merkezlere çok ihtiyaç olduğu ifade edilmiştir. Aynı şekilde, Bizim Ev’e devam eden risk altındaki ço-cukların daha olumlu davrandıkları, birçok çocuğun yatılı bölge okulu-na gönderildiği, çocukların aileleriyle de ilgilenildiği için çok başarılı so-nuçlar elde edildiği belirtilmiştir.

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi

İzmir İl Eylem Planı, risk altındaki çocuklara ulaşma/sosyal mobili-zasyon, eğitim, finansal destek, araştırma, izleme ve değerlendirme, savunuculuk, katılım, işbirliği olmak üzere yedi (7) başlık altındaki yir-mi dokuz (29) planlanmış faaliyetten oluşmaktadır. İl Eylem Planı Tara-ma Listesi’nden alınan bilgilere göre İzmir İl Eylem Planında yer alan faaliyetlerden on biri konusunda herhangi bir çalışma yapılamamış veya çalışmalar henüz tamamlanmamıştır. Tablo 17, gerçekleştirilemeyen ve çalışmaların sürdüğü belirtilen faaliyetlere ilişkin detayları içermekte-dir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından Nisan 2007 tarihinde hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eş-güdüm Toplantısı’nda İzmir ili için önceliklerin belirlendiği, planlandı-ğı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çer-çevede İzmir ilinin sahip olduğu öncelikler şu şekilde ifade edilmiştir:

• Alanda çalışacak meslek elemanlarının sayısının arttırılması

• Uygun fiziki koşullara sahip olan bir tedavi ve sosyal rehabilitas-yon merkezi kurulması ve mobil ekip sayısının arttırılması

Page 114: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|104|

Tablo 17: İzmir İl Eylem Planı’nda Gerçekleştirilemeyen Faaliyetler

İzmir İl Eylem Planı’nda Yer Alan Ancak Henüz Gerçekleştirilememiş Faaliyetler

Açıklama

Risk altındaki çocuklar ve aileler için bir veri bankasının oluşturulması

Veri bankası oluşturulmamıştır. Kurumlar kendilerine ait veri bankası oluşturmuş, or-tak kullanıma açılmamıştır.

4 mobil ekip kurulması (1 gece, 3 gündüz)

1 Mobil ekip bulunmaktadır. STK, Alsancak ÇOGEM’de kalan çocuklara sosyal destek vermektedir. Yerel yönetimler merkezin ye-mek ihtiyacını karşılamaktadır.

Sokak Ofisi, Barınak, İlk Adım İstasyo-nu ve sosyal rehabilitasyon merkezleri-nin açılması

Sokak Ofisi ve Barınak bulunmamaktadır. İlk Adım İstasyonu 2010 yılı Mayıs ayından itibaren kız çocuklara hizmet vermeye baş-lamıştır. Alsancak ÇOGEM ise erkeklere hiz-met vermektedir.

Belirlenen risk grubundaki çocukların ve ailelerin bireysel özelliklerine göre eğitim ihtiyaçlarının tespiti ve bu tespite göre eğitim planlamasının yapılması (aile plan-laması, madde kullanımı, şiddet, aile içi iletişim becerileri, öfke kontrolü, çatışma / sorun çözme becerileri, sosyal beceriler, vb. konularda)

Aktivitede belirtilen eğitim planlaması ya-pılmamıştır. Ancak risk grubundaki çocuk-ların yoğun olduğu bölgelerde Aile Danışma Merkezlerimizce koruyucu önleyici tedbir olarak seminer, konferans türü çalışmalar yapılmaktadır. Bireysel ihtiyaçlarda da ço-cuk ve aile ile ilgili vaka takipleri merkez-lerimizce yürütülmektedir.

Öğrenme yetersizliği olan risk altında-ki çocuklar için iş eğitimi merkezleri açıl-ması

Yapılmamıştır.

Üniversiteler ve RAM’lar aracılığı ile ana-baba okullarının açılması ve personel eği-timi yapılması

Düzensiz ve önceden planlanmamış şekilde çeşitli kurumlar tarafından zaman zaman yapılmaktadır.

Mobil ekip sayısının 4 adet arttırılması için finansal destek sağlanması

Sağlanmadı. Özel İdarenin sağladığı bütçe ile İl Müdürlüğümüzde çalıştırılan meslek elemanlarından bir psikolog, Çocuk Şube Müdürlüğünde görevlendirilmiştir.

Çocuklara verilecek hizmetlerde bölge-sel olarak ailelerin ve çocukların katılı-mı sağlanarak ihtiyaç belirleme çalışma-sı yapılması

Yapılmıyor.

Medya için sokakta çalışan ve yaşayan ço-cuklara yönelik toplumsal sorumlulukları hatırlatacak yayın zorunluluğu getirilmesi

Genel Müdürlük tarafından yapılacağı dü-şünülüyor.

Yazılı ve görsel basından destek alınması ve toplumsal bilinçlendirme çalışmaları yapılması (sinemalarda film öncesinde, TV’de reklam, gazetelerde ilan, vb.)

Gerçekleştirilmemiştir.

Sokakta çalıştırılan çocukların sattığı veya vermek istediği hizmeti kabul etmemek konusunda yerel basında bir kampanya başlatılması

Gerçekleştirilmemiştir. Ancak Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü, Çocuk Hakları Günü ve Dünya Çocuk Günü gibi etkinlikler kapsamında basınla işbirliğine gidilerek çeşitli bilgilendirmeler yapılmaktadır.

Page 115: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|105|

• İstismara uğramış kız çocuklarına hizmet verecek bir merkez açılması.

Belirtilen önceliklerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği incelen-diğinde, kız çocuklarına yönelik bir merkezin (bakım ve sosyal rehabi-litasyon merkezi) kurulduğu anlaşılmaktadır. Meslek elemanı sayısının arttırılması konusunda bir yorum yapmak güçtür. Ancak çalıştaylarda dile getirilen ortak ifadeler meslek elemanı sayısının arttırılması ge-rekliliğine işaret etmektedir. Ayrıca İzmir’de mobil ekip sayısının artı-rılamadığı, söz konusu merkezin ise oluşturulamadığı anlaşılmaktadır.

Çalıştay katılımcıları İzmir İl Eylem Planında daha çok İl Sosyal Hiz-metler Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğünün görüşlerine yer verildiğini, ancak diğer paydaş kurum/kuruluşların des-tek ve görüşlerinin yer almadığını düşünmektedir. Katılımcılar, kurum-lar arası işbirliğinde gelişmeler yaşanmakla beraber eksikliklerin de-vam ettiğini ifade etmişlerdir. İl Eylem Planı uygulamaları ile kurumlar arası işbirliğinin istenen düzeyde olmasa da geliştiği de dile getirilmiş-tir. Katılımcılar İl Eylem Planı uygulamalarının izleme ve değerlendir-me mekanizmasına sahip olmamasını eleştirmektedir.

Çalıştay katılımcıları, İzmir İl Eylem Planı ile kurumlar arası işbirli-ğinin geliştiğini ve sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk sayısında azalma olduğunu ifade etmiştir. Bununla birlikte katılımcıların sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar ile ilgili mevcut bilgi ve istatistik-lerin yetersiz olduğunu da ifade ettikleri unutulmamalıdır.

“Sokakta yaşayan çocuk olmadığı, çalıştırılanların da eskiye göre azal-dığı ve bu konuda mobil ekiplerin çok faydası olduğu ifade edilmiştir. An-cak veri olmadığı için yaratılan etki hakkında net bir bilgi bulunmamak-tadır.

“Herkes sokakta çalışan çocukların azaldığını söylüyor ancak veri yok.”

Koordinasyon Mekanizması ve Katılımİşbirliği ve koordinasyon konusundaki sorunun tüm kente genelle-

nemeyeceği, bazı kurumlar ile ortak çalışma ve işbirliği kültürünün bü-yük oranda sağlandığı, bazıları ile halen sorunlar yaşandığı anlaşılmak-tadır. Örneğin, katılımcılar İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Emniyet Mü-dürlüğü ile olumlu bir işbirliğinin sürdürüldüğünü belirtmektedir. Bu çerçevede İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün rehabilitasyon merkezleri ve ÇOGEM’lere psikolojik danışman, rehber öğretmen, öğretmen des-teği sağlaması, işbirliğinin önemli kanıtlarından birisidir.

“Hizmet içi eğitim mevzuat değişikliklerinde oluyor. Sıcak konular, güncel bilgiler veriliyor. Bu konuda UNICEF proje eğitimi içselleştirildi.”

Emniyet Çocuk Şube işbirliğinden memnuniyet dile getirilmektedir.

“Emniyet çocuk şube ile çok iç içeyiz. Polisin yapısı değişti. Gelen ço-cuklar hemen teslim alınıp evlerine gönderiliyor.”

İl Emniyet Müdürlüğüne ilişkin olarak yapılan olumlu değerlendir-melere karşın, İzmir İl Sağlık Müdürlüğünün ve genelde Sağlık Bakan-

Page 116: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|106|

lığının yükümlülüklerini yerine getirmediği, aile ve çocukla ilgili da-nışmanlık kararlarının uygulanamadığı (koruyucu–destekleyici tedbirler açısından), sistemin düzgün çalışmadığı ifade edilmiştir.

Koordinasyon konusunda sorun yaşanan bir diğer kurumun ise yerel yönetimler olduğu ortaya çıkmaktadır. Katılımcılar, belediyelerde de personel sorunu yaşandığını ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin diğer ku-ruluşlarla koordinasyon konusunda sıkıntıları olduğunu, yerel yönetim-lerin uygulamalara çok katkı verebileceğini, ancak belediyeye karşı ön-yargıların olduğunu ifade etmişlerdir. Bazı paydaşların da “yerel yöne-timlerden zaman zaman talebimiz oluyor, çok destek alıyoruz” söylemi-ne karşın bazı önerilere yanıt alınamadığı, yerel yönetimlerin imkânları olduğu ancak kullanılamadığı da ifade edilmiştir.

İzmir İl Eylem Planı uygulamaları kapsamında sunulan hizmetlerin genel görünümü ise şu şekildedir:

Benim Ailem Eğitim Programı kapsamında Buca, Karşıyaka, Çiğli, Bornova ve Konak ilçelerinin özellikle risk bölgelerinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün ortak çalışmaları uygu-lanmaya devam edilmektedir.

Eğitim kurumlarına ilişkin olarak okullarda rehberlik birimlerinin ye-tersiz olduğu ifade edilmektedir. Çocukların eğitime yönlendirilmeleri konusunda yaşanan sorunlar ise şu şekilde dile getirilmiştir: Çocukların eğitime adaptasyonu; okul, aile, sosyal yardım sistemleri, yasalar, yap-tırımlar açısından eksiklikler bulunması nedeniyle yetersiz kalmakta-dır. İlköğrenim yaşını aşmış çocuklar için telafi eğitiminin bulunmadığı ve Açık Öğretim Sisteminin verimli olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca sokak-ta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların önemli bir bölümünün okula hiç gitmemiş ya da okul yaşantısına ara vermiş olan çocuklardan oluştu-ğu, çocuklara yönelik telafi eğitimi ve danışmanlık süreçlerinde sorun-lar yaşandığı anlatılmıştır.

“Kayıtlı çocukların %49’a yakını hiç okula gitmemiş ya da okulu terk eden çocuklar. Temel eğitim verilemiyor, telafi eğitimi belli yaş gruplarına var ve bu konu sıkıntılı. Okullarda bu konuda bir danışman var, ancak aran-dığında görüşülemiyor; kurumsal bir yapı yok.”

Yerel yönetimlerin, sistematik olmasa da koruyucu-önleyici çalışma-larını sürdürdükleri ifade edilmiştir.

“Belediye Tepecik bölgesinde 3000 çocuğa kırtasiye malzemesi gönder-di, giysi yardımı yapıldı. Anadolu Ateşi hocası Tepecik Ateşi diye bir grup kuruyor; tiyatro, spor takımları kurduk.”

Ayrıca belediyenin her gün 35-40 kişilik, ihtiyaç sahibi çocuğa ku-manya gönderdiği öğrenilmiştir.

İzmir İl Sağlık Müdürlüğünün sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik bir (1) araç ve kuruluşlara personel desteği (hemşi-re) sağladığı, İl ve İlçe Sağlık Müdürlüklerine bağlı “Toplum Sağlık Mer-kezleri” aracılığıyla sağlık hizmeti sunduğu, ancak Sağlık Bakanlığının

Page 117: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|107|

madde bağımlılığı ve psikolojik sorunlar ile ilgili tedavilerini üstlenme-diği, ihtiyaç duyan çocukların Manisa Ruh Sağlığı Merkezine, Dokuz Ey-lül ve Ege Üniversitelerine gönderildiği, ancak bunun kalıcı bir iyileşme olmadığı ifade edilmiştir. Çocukların madde kullanımı gibi çeşitli risk-lerle karşı karşıya kaldığı, bu çerçevede çocukların ve ailelerinin eğiti-minin önemli olduğu ifade edilmiştir. Katılımcılar, risk altındaki aileler belirlendikten sonra hizmetin sunum sürecinde hekimlere ihtiyaç duyul-duğunu ancak hekimlerinde konuyla ilgili eğitilmeleri gerektiğini söyle-mektedirler.

İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nin sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusunda oldukça aktif çalıştığı, Çocuk Şubesi’nin seksen (80) tane okul timi ile okullara düzenli ziyarette bu-lunduğu, okula devam konusunda yapılan anlaşmaya sadık kalan çocuk-ların ve ailelerin ödüllendirildiği, çocuklara yönelik eğlendirici faaliyet-lerin düzenlendiği, belirli mahallelerde İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü-ne bağlı mobil ekiplere polis desteği talebinin karşılandığı öğrenilmiş-tir. “Polis Amca Projesi”nin –polis 160 risk altındaki çocuğun velisi ol-muştur- çocukların okula devamı ve başarısı açısından çok yararlı oldu-ğu belirtilmiştir. Tebligatın çok etkili olduğu ve üç yüz (300) çocuğun bu şekilde okula devamının sağlandığı belirtilmiştir.

Jandarma Çocuk Şube personelinin eğitim verilerek görevlendiril-diği, düzenli bir biçimde hizmet içi eğitim sağlandığı ve personele so-rumluluklar verilmekte olduğu belirtilmiştir. Jandarma’ya ait yirmi dört (24) mobil ekibin vardiya halinde 24 saat hizmet verdiği ve İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi ile koordinasyonun sağlandığı, çocukların as-kere yaklaşımının olumlu olduğu, gerektiğinde aile ile görüşmelerin ya-pıldığı ve bu süreçte İzmir Barosu’ndan hukuki yardım sağlandığı görül-mektedir.

İzmir’de bulunan üniversitelerden özellikle Ege Üniversitesi ile or-tak etkinliklerin düzenlendiği, ancak bu etkinliklerin sürekliliğinin sağ-lanması gerektiği ifade edilmektedir.

“Ege Üniversitesiyle bir farkındalık çalışması yapıldı, zaman zaman sempozyum ve konferansların yapılmakta, ancak devamının sağlanması önemlidir.”

İzmir’de EGEBAM (Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol, Madde Ba-ğımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi)’ın madde bağımlılığı tedavi-sinde önemli bir işleve sahip olduğu anlaşılmaktadır. Katılımcılar ta-rafından EGEBAM’da tedavi hizmetleri, iş-uğraş terapisi yapıldığı, psiko-sosyal terapi hizmetlerinin sunulduğu, tedavi sürecinin yapılandı-rılmış şekilde devam ettiği, ancak asıl sorunun tedavi sonrasında yaşan-dığı vurgulanmıştır. Buna karşın, EGEBAM’ın hizmet sunumu sırasında önemli yapısal sorunlarla karşı karşıya kaldığı anlaşılmaktadır.

“EGEBAM sürekli darboğazda, kişisel çabalarla yürüyor. İyi niyetli ancak yalnız kaldık. Sistem yürümedi. Diğer merkezler (ÇOGEM) farklı amaçlarla hizmet veriyorlar. Burası da Vali tarafından üniversiteye teklif edilmiş, biz

Page 118: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|108|

de destek verelim denmiş, hocalar da işleyişi üstlenmiş... Zaman içinde ku-rumlar ellerini çekmeye başladı, Belediye, Sosyal Hizmetler... Önce Sosyal Hizmetler burada yatan çocukların hastaneye ulaşımı için tahsis edilen ara-cı çekti. Bu sistemin durması demek; Üniversite araç gönderdi. SYDV kırta-siye ve temizlik malzemesini çekti. Daha çok Üniversiteye kaldı... Güven-lik, temizlik hizmetleri protokolle belediyeye verilmiş. Belediye sosyal hiz-metlere kaynak aktarıyor. Ancak yasal temeli yok. Hizmet aksayacak diye endişe ediyoruz. 7 hekim var. Süreç içinde ayrılıyorlar (1 hekim aile he-kimliğine gitti, yerine personel konmadı. Başlangıçta sosyal çalışmacı var-dı, emekli oldu, yeri dolmadı.”

İzmir’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hiz-met sunum sürecinde sivil toplum kuruluşları ile de çalışmalar yapıldı-ğı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TE-GEV) aracılığı ile gönüllülerle çalışıldığı, üniversitelerden katılım sağ-landığı, tiyatro çalışmaları için gönüllülerin destek olduğu, tiyatro, re-sim eğitimi alan çocukların kendilerini daha iyi ifade ettikleri belirtil-miştir. Ortak faaliyetler düzenlenen sivil toplum kuruluşları arasında Ege Üniversitesi Vakfı, İzmir Amerikan Koleji ve Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV)’nın da bulunduğu ifade edilmiştir.

Çalıştaylarda katılımcılar tarafından ifade edilen bir başka sorun ise İzmir İl Eylem Planı uygulamalarına Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün ka-tılmamasıdır. Çocuklara serbest zaman etkinlikleri sağlayacak olanaklar konusunda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün etkin olması gerektiği görü-şü ön plana çıkmaktadır.

İzmir’de Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı’nın değerlendirilmesi çalışmasında, planın ve uygulamaların geliştirilmesi amacıyla dile geti-rilen öneriler ise şu şekildedir:

• İl Koordinasyon Kurulu Vali başkanlığında toplanmalı.

• Tıbbi rehabilitasyon hizmetleri Sağlık Bakanlığı tarafından daha gerçekçi bir şekilde üstlenilmeli.

• Ortak bir veri bankası kurulmalı.

• Aile danışma merkezlerinin sayısı arttırılmalı ve bu merkezler-de çocuk yetiştirmeye yönelik eğitim hizmeti sunulmalı.

• Öğrenim çağında olan ancak eğitimden uzak kalmış çocukların telafi eğitimi konusuna önem verilmeli.

• Sözleşmeli personelin ücretleri gözden geçirilmeli.

• Saha çalışmalarında kullanılmak üzere meslek elemanlarına te-lefon sağlanmalı.

• Sokak ofisleri açılmalı ve ÇOGEM sayısı arttırılmalı.

• Kadrolu çalışan meslek elemanı sayısı arttırılmalı.

• Hizmet içi eğitimler sıklaştırılmalı.

• Meslek elemanlarının tükenmişlik hissine karşın çalışmalar ya-pılmalıdır.

Page 119: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|109|

Elde edilen bulgular ışığında İzmir’de sokakta yaşayan ve/veya ça-lıştırılan çocuklar sorununa yönelik çalışmaların genel görünümü şu şe-kilde özetlenebilir.

İzmir’de Yeni Hizmet Modeli uygulamalarının koruyucu-önleyici ve rehabilite edici hizmetler boyutunda aksayan yönlere sahip olduğu an-laşılmaktadır. Koruyucu-önleyici hizmetlerin yetersiz olduğu ve meslek edindirme-işe yerleştirme çalışmalarında başarılı olunamadığı görül-mektedir. İl Eylem Planı’nın hazırlanması sırasında ilgili tarafların gö-rüşlerinin plana yeterince aktarılmadığı ifade edilmiştir. İl Eylem Pla-nı uygulama sürecinde, kurumlar arası işbirliğinin olumlu şekilde geliş-tiği ancak bazı kurum/kuruluşlarla ilişkilerde halen sorunlar yaşandığı dile getirilmektedir. İzmir’de yapılan çalışmalar sonucunda sokakta ya-şayan ve/veya çalıştırılan çocukların sayısının azaldığı konusunda or-tak bir kanaat vardır. Ancak temel sorun İzmir’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk sayısına ilişkin sağlıklı verilerin bulunmamasıdır. EGEBAM’ın hizmet bütününün güçlü yönlerinden birisi olduğu, ancak son yıllarda işleyişte önemli yapısal sorunlarla karşılaşıldığı görülmek-tedir. İzmir’de konuyla ilgili çalışmalar yürüten aktif bir sivil toplum ha-reketinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Page 120: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|110|

MERSİN1

Sosyo-Demografik ve Ekonomik Özellikleriyle Mersin1

Mersin, 31.12.2009 tarihli “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” veri-lerine göre 1.640.888 kişilik nüfusa sahiptir. Kentteki 0–19 yaş arası top-lam nüfus 559.154’tür.

Türkiye’nin toplumsal ajandasında Mersin’in önemi, yaşadığı hızlı nüfus artışıyla ilişkilidir. “Mersin’de 1927–2000 döneminde il nüfusu ke-sintisiz bir şekilde artmıştır. Mersin nüfusuyla ilgili verilere bakıldığın-da nüfus artış hızının 1980–1985 ve 1985–1990 yılları arasında sırasıyla %40,64 ve %40,63 yıllık nüfus artışı ile en yüksek değerlere ulaştığı gö-rülmektedir. Mersin nüfus artış hızı, 1945–2000 arasında Türkiye’nin nü-fus artış hızının üzerinde olmuştur” (Aydoğan, 2008, akt: Erjem, 2009: 34). Verilerden anlaşıldığı gibi, Mersin’in temel özelliklerinden birisi 1990–2000 yılları arasında yaşadığı büyük nüfus artışı ve bu nüfus artı-şını ortaya çıkaran iç göçtür. 1990 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Mersin’in nüfusu 1.266.995 kişi iken, bu rakam 2000 nüfus sayımında 1.651.400’e ulaşmıştır.

2000–2007 döneminde ise Mersin’in yıllık nüfus artış hızının düştü-ğü anlaşılmaktadır. Buna karşın, Mersin’in halen önemli bir göç ken-ti olma özelliğini sürdürdüğü açıktır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008–2009 yılları verilerine göre Mersin’e 48.377 kişi göç etmiştir. Veri-ler dikkatle incelendiğinde ortaya çıkan durum oldukça ilgili çekicidir. Verilere göre2, Mersin Türkiye’nin hemen her kentinden göç almaktadır. Bu illere Ankara ve İstanbul da dâhildir.

Mersin Türkiye’nin tüm bölge ve kentlerinden göç alsa da kente yö-nelen göç hareketinin temel karakteristiğinin 1990–2000 yılları arasında yaşanan ve doğudan batıya yönelen “teröre dayanan göç” ile ilişkili ol-duğu açıktır. 1990’lardan sonra Mersin gibi kentler Türkiye’nin 1950’ler-den beri yaşadığı ikinci büyük göç dalgasıyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu süreçte köylerini yaşanan terör olayları nedeniyle boşaltmak zorun-da kalan aileler ya yakındaki kentlere ya da doğrudan Batı Anadolu’ya

1 Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Mersin’deki Kurumsal Yapılanma ve Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uy-gulamalarının Değerlendirilmesi başlıkları altında sunulan veriler 22-23 Şubat 2010 tarihlerinde elde edilmiştir.

2 Detaylı bilgi için: Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (Adnks) Veri Tabanı, http://re-port.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnksdb2=&report=adnks_goc_ilara.RDF&p_kod=2&p_il1=33&p_goc=1&p_yil=2009&p_dil=1&desformat=html&ENVID=adnksdb2Env. Erişim: 6.4.2010

Page 121: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|111|

göç etmek zorunda kalmıştır. 1996’de oluşturulan “TBMM Doğu ve Gü-neydoğu Anadolu’da Boşaltılan Yerleşim Birimleri Nedeniyle Göç Eden Yurttaşlarımızın Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla Oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu Rapo-ru (1996)’na göre Diyarbakır, Hakkâri, Siirt, Şırnak, Tunceli, Van illeri ile mücavir alanı oluşturan Batman, Bingöl, Bitlis, Mardin, Muş illerin-de- 905 köy ve 2523 mezranın boşaldığı/boşaltıldığı, göç edenlerin sa-yısının 378.335’e ulaştığı ifade edilmektedir. Mersin’in bu göç dalgasın-dan önemli ölçüde etkilendiği açıktır. Mersin’in kentsel nüfusu özellik-le 1987–1997 döneminde yaklaşık %40 oranında artmıştır (Erjem, 2009: 37).

Mersin’in bir diğer temel karakteristiği ise ekonomik yapısıyla iliş-kilidir. Mersin’in ekonomik yapısı incelendiğinde beş önemli sektörün öne çıktığı görülmektedir. Bu sektörler; tarım, sanayi, ticaret, ulaştır-ma ve turizmdir (Erjem, 2009: 38). Mersin, GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)’de sahip olduğu pay açısından ilk 10 kent içinde yer almakta-dır. Türkiye İstatistik Kurumu Ulusal Hesaplar Veri Tabanı 2001 rakam-larına göre Mersin’in GSYİH’ye katkısı %2,8’dir. 2009 yılı illere göre ih-racat rakamlarına bakıldığında da Türkiye’nin toplam 102.128.702.000 dolarlık, Mersin’in ise 1.047.815.000 dolarlık ihracat yaptığı görülmek-tedir. Mersin (kent merkezi), Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2004: 116)’na göre on üçüncü sırada bulunmaktadır.

Mersin’in yaşadığı önemli dönüşümün 1980’li yıllarda başladığı bi-linmektedir. 1988 yılında “Mersin Serbest Ticaret Bölgesi”nin kurulma-sı, kent için bir dönüm noktası olmuştur. Serbest ticaret bölgesinin ku-rulması ile birlikte hızlı bir kalkınma hamlesi yaşayan kentin önemli bir çekim merkezi haline geldiği de açıktır. Böylece yaklaşık 10 yıl sürecek hızlı bir nüfus artışı ortaya çıkmıştır. Hızla artan nüfusun beraberinde artan ihtiyaçları da getirdiği düşünülürse, Mersin’de var olan toplumsal sorunların nedeni daha rahat anlaşılacaktır.

Erjem (2009: 42–43) kentin sosyal dokusunu şu şekilde özetlemek-tedir: “Mersin ekonomisi, daha çok tarım, ulaştırma ve ticarete dayalı bir kent özelliğine sahiptir. Kentte sanayinin yeterince gelişmediği3 gö-rülmektedir. Önemli bir turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen, bu potansiyel değerlendirilemediği için, turizm de yeterince gelişme-miştir. Bütün bunların sonucunda Mersin’de önemli oranda işsizlik gö-rülmektedir. Yoğun göç, ekonomik yapının yetersizliği, işsizlik ve gelir dağılımının bozukluğu, Mersin’de ekonomik problemleri ön plana çıkar-mıştır.” Doğan (1999: 180–181) Mersin’e yönelen göç dalgasıyla oluşan hızlı nüfus artışı ve durgun bir ekonomik yaşamın doğal sonuçları ola-rak işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk ve gecekondulaşma-dan bahsetmektedir.

1980’lerin ortalarında başlayan hızlı ekonomik kalkınmanın sürdü-rülememesi sonucunda, artan ve çeşitlenen ihtiyaçlara yanıt verileme-miş ve kentte sorunlar artmıştır. Mersin’de göçün 1990’lardan itibaren sürekli gündemde olmasının nedenlerini Doğan (1999: 178) şu şekilde

3 Erjem’in bu değerlendirmesine karşılık, Mersin’in Türkiye’nin diğer kent ve bölgeleriyle karşılaştırıldığında önemli bir ekonomik üretime sahip olduğu açıktır.

Page 122: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|112|

açıklamaktadır: “İlki kentin bu hızlı ve yoğun göçü kaldıracak ekonomik canlılığa ve istihdam olanaklarına sahip olmaması, ikincisi ise sözü edi-len göçmen kitlesinin göç etme nedenlerinden ve göç biçimlerinin ni-teliğinden dolayı kentte nasıl bir yaşam tarzı geliştireceklerine duyulan toplumsal ve kamusal meraktır.

Mersin özellikle Türkiye’nin Doğu ve yoğun olarak Güneydoğu Ana-dolu Bölgesi’nden aldığı göç sonucunda toplumsal eşitsizliklerin arttı-ğı, kente eklemlenememiş nüfus gruplarının oranının yükseldiği bir gö-rünüm sergilemektedir. Gerçekten de toplumsal yapının yansımaları is-tatistiklerde kendisini göstermektedir. Örneğin, işsizlik özellikle Mer-sin il merkezinde yaygındır. Türkiye İstatistik Kurumu 2009 Yılı Hane-halkı İşgücü Anketi Dönemsel Sonuçlarına4 göre, 2009 yılında Adana ve Mersin’de işsizlik oranı % 22’ye ulaşmıştır. Bu rakam Türkiye ortalama-sının oldukça üzerindedir.

Doğan (1999: 181) bu yapının sonucu olarak ortak bir kent kültürü yaratmanın güçlüğünden bahsetmektedir: “Gecekondulaşmanın daha da artması, hatta gecekondu bile denemeyecek sera naylonlarından ya-pılmış yoksulluk sembolü sayılabilecek konutların ve/veya barınakların ortaya çıkması,...kentin kuzeye doğru genişlemesi, batıya doğru yapı-laşmanın sürmesiyle, …göçmenlerin kendi yerleşme kültürlerini kente taşımasıyla ortaya çıkan, geleneksel ilişki ağları… ortak kent kültürü-nün yaratılmasının zorlaştırmaktadır.”

Mersin’de Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklar SorunuMersin’de toplumsal yapının temel özellik ve sorunlarının sokakta

yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunu belirlediği açıktır. Bir önceki bölümde de ifade edildiği gibi, Mersin aldığı hızlı göç sonrasında bütüncül bir kent kimliği oluşturamamış ve göç ile kente yerleşenlerin kente uyum süreçleri istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir.

Mersin’de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusu ile ilgili gerçekleştirilen araştırmaların işaret ettiği noktalar hemen hemen aynıdır. Detaylandırmak gerekirse, araştırmaların ortak sonuçları, so-kakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların ailelerinin Mersin’e göç ettiklerini göstermektedir.

Örneğin Güngör (2009: 73)’ün Mersin’de sokakta çalıştırılan 510 ço-cukla yaptığı çalışmada, çocukların %53,8’inin Doğu Anadolu ve Güney-doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerde doğduğu, %39,8’inin ise Mer-sin doğumlu olduğu, ancak ailelerinin göç yoluyla Mersin’e yerleştiği an-laşılmaktadır. Çalışmada, yaş dağılımının 6 ile 18 yaşları arasında, yaş ortalamasının ise 13,3 olduğu görülmektedir. En çok tekrar eden ya-şın ise 13–14 yaşları olduğu görülmektedir. Güngör’ün araştırmasında, Mersin’de oturulan yıl ortalamasının 11,8 yıl olduğu görülmektedir. Bu da yoğun göçün yaşandığı 1990 sonrası yıllarla tutarlılık göstermektedir.

Mersin İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları Raporu (2010: 37)’na 4 TÜİK verilerine göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 17,5 ile Akdeniz (TR6) Bölgesi iken, en dü-

şük olduğu bölge yüzde 6 ile Doğu Karadeniz (TR9) Bölgesi’dir. 2009 yılında erkeklerin işsizlik oranının en yük-sek olduğu bölge %18,4 ile Güneydoğu Anadolu (TRC) Bölgesi iken, kadınlar için yüzde 19,9 ile İstanbul (TR1) bölgesi olarak gerçekleşmiştir.

Page 123: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|113|

göre de Mersin’de sokakta çalıştığı tespit edilen çocukların ailelerinin % 89,1’i Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göç ede-rek Mersin’e yerleşmişlerdir. Rapora göre, çocuklar ayakkabı boyacılığı, çöğ-kâğıt toplama, araba camı silme, tartıcılık işleri yapmakta, mendil, sakız, simit satmakta ve sokaklarda dilenmektedir.

Araştırmalarda ortaya konan diğer bir sonuç ise, Mersin’de sorunun büyük oranda sokakta çalıştırılan çocuklar ile ilgili olduğudur.

Güngör (2009: 31-32), net rakam bilinmemekle birlikte Mersin’de yaklaşık 3000 sokakta çalıştırılan çocuk bulunduğunun, ilgili STK’larca iddia edildiğini ifade etmektedir. Güngör’e göre, sokakta yaşayan çocuk sayısı çok azdır, ancak sokakta çalıştırılan çocukların yaklaşık %5–10 ara-sında bir kısmının (en az 1 gün) sokakta yaşadığı bilinmektedir. Yine so-kakta çalıştırılan çocukların çok az bir kısmının, sokakta yaşayan çocuk-ların ise büyük kısmının uçucu madde kullandığı tespit edilmiştir (ÇO-GEM verileri–2005). Kentte, madde kullanımı-bağımlılığı sorun olarak tanımlanabilecek boyutlardadır.

Uğurhan ve arkadaşları (2004: 68-74), Mersin İl Sosyal Hizmetler Mü-dürlüğü ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri çalışmada, Nisan ve Eylül 2002 tarihleri arasında Mersin’de sokakta çalıştırılan ve/ veya yaşayan 959 çocukla bağlantı kurmuşlardır. Bu çocuklardan 916’sı çalışmayı kabul etmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, Mersin’de sokaktaki çocukların neredeyse tamamının (818 çocuk) sokakta çalıştırılan çocuklar olduğu, buna karşın sayıları az da olsa sokakta yaşayan çocuklar bulunduğu (ça-lışmada tamamıyla sokakta yaşayan sadece yedi çocuk ile karşılaşılmış-tır) görülmüştür. Ayrıca çocukların ailelerinin göç deneyimi olduğu ve sokaktaki çocukların %99’unun başka bölge ve kentlerden Mersin’e göç ettiği, çocukların ayakkabı boyacılığı, çöp (katı atık) toplayıcılığı, di-lencilik, simitçilik, tartıcılık, hırsızlık yaparak sokakta zaman geçirdik-leri görülmüştür.

Araştırmalar, Türkiye’nin çeşitli kentlerinde gerçekleştirilen araştır-malarla benzer bir biçimde, marjinal ve geçici işlerde çalışan babaların varlığına işaret etmektedir.

Vatandaş’ın (2007, akt: Yıldız, 2007: 61) İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Diyarbakır, Adana ve Mersin’de toplam 396 çocuk üzerin-de gerçekleştirdiği araştırmasında babaların yaptığı iş, sırasıyla, %53,3 amelelik/hamallık, %33,5 işportacılık ve %3,3 fabrika işçiliğidir.

Mersin’de Çıraklık Eğitim Merkezi’nde yapılan bir çalışmada, çocuk-ların sigara ve alkol kullanma girişimi risk faktörleri; çocuğun alkol ve sigara ile karşılaşması, erkek çocuk olması, aile içinde şiddet olma-sı, intihar girişimi öyküsüne sahip olması, 18 yaş üzerinde olması, an-nenin sigara ve babanın alkol kullanması olarak bildirilmiştir. Yasadışı madde kullanma girişimi için ise intihar girişimi, depresyon belirtileri-nin bulunması risk faktörleri olarak bildirilmiştir. Sanayi bölgesinde ça-lışan çocukların arasında %45,7’sinin en az bir kez sigara, %39,1’inin en az bir kez alkol ve %4,2’sinin en az bir kez yasadışı ve uçucu madde de-neme öyküsü olduğu bildirilmiştir (Öner ve ark 2005, akt: Yüncü ve ark, 2007: 41–42).

Page 124: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|114|

Yeni Hizmet Modeli Çerçevesinde Mersin’deki Kurumsal YapılanmaSokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet

Modeli temelde bir kurumlar arası işbirliği modeli olma özelliği taşır-ken, aynı zamanda soruna yönelik kurumsal yapılanmanın nasıl olma-sı gerektiğini de belirlemektedir. Aşağıda yer alan tabloda Yeni Hizmet Modelinde yer alması beklenen hizmet birimlerinin Mersin’de oluşturul-ma durumuna ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Tablo 18: Mersin’de Yeni Hizmet Modeli’ne göre Bulunması Gere-ken Hizmet Birimleri

Hizmet Birimi Mevcut Mevcut Değil

Koordinasyon Merkezi x

Mobil Ekip x

Sokak Ofisi x

Barınak x

İlk Adım İstasyonu x

ÇEMATEM /AMATEM / UMATEM x

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi x

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM) x

Tablo incelendiğinde üç hizmet biriminin bulunduğu, beş birimin ise henüz oluşturulmadığı görülmektedir. Ancak, mevcut olmadığı ifade edilen Sokak Ofisi ve İlk Adım İstasyonu, Mersin Çocuk ve Gençlik Mer-kezi bünyesindedir. Dolayısıyla ayrı bir hizmet binasına ve personeline sahip değildir. Bu nedenle, Yeni Hizmet Modeli’nde yer alan/yer alma-sı beklenen hizmet birimlerinin sadece üçü fiilen hizmet sunmaktadır. Bunlardan birinin de koordinasyon merkezi olduğu düşünülürse, birim sayısı ikiye düşmektedir5.

Bu tabloya göre, Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanabilmesi için gerek-li olan hizmet birimi altyapısının Mersin’de henüz oluşturulmamış oldu-ğu açıktır. Ayrıca Mersin Çocuk ve Gençlik Merkezinin sadece gündüzlü hizmet vermesi, hizmetin önemli eksikliklerinden birisidir. Öte yandan Mersin Erkek Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin ve Mersin Ba-kım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezinin bulunmasının geçici bir süreli-ğine bu eksikliği giderdiği söylenebilir.

Tabloda göze çarpan bir diğer konu ise, modelde yer almasına karşın sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların madde bağımlılığı teda-visi alabileceği ayrı bir birimin bulunmamasıdır. Bu eksikliğin şimdilik Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Mersin Devlet Hastanesi tarafından giderildiği ifade edilmektedir.

5 Yapılan görüşmelerde kız çocuklarına yönelik hizmet verecek ayrı bir ilk adım istasyonunun açılmasının planlan-dığı, ancak henüz çalışmaların başlamadığı öğrenilmiştir.

Page 125: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|115|

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamalarının DeğerlendirilmesiYeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendiril-

mesi bölümü “Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi”, “Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi Düzeyi”, “Koordinasyon Mekaniz-ması ve Katılım” ile “Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Uygulamaları-nın Güçlü ve Zayıf Yönleri” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır.

Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının DeğerlendirilmesiÇalıştaylarda dile getirilen sorunların bir bölümü ise kurumsal yapı-

lanmada yaşanan eksiklikler ile ilişkilidir. Bu kurumsal eksikliklerin ba-şında Mersin’de bağımlılık konusunda bir merkez olmaması gelmekte-dir.

“Bağımlılık konusunda Mersin’de yer yok. Madde bağımlılığının tedavi-si için uzman yok. Maddi destek de yetersiz. Her gün bağımlılık için başvu-ru geliyor ama biz çaresiz kalıyoruz. 6 yataklı yeni bir merkez yapılıyor, ya-kında tamamlanacak ama yeterli değil.”

Yanı sıra Mersin’de bağımlılığın önemli bir sorun olduğu ön plana çıkmaktadır.

“Mersin açısından madde bağımlılığı büyük bir sorun.”

Uygunluk, Uygulanabilirlik ve Bilgi DüzeyiMersin İl Eylem Planı, risk altındaki çocuklara ulaşma/sosyal mobi-

lizasyon, eğitim, finansal destek, araştırma, izleme ve değerlendirme, savunuculuk, katılım, işbirliği olmak üzere yedi başlık altındaki otuz beş faaliyetten oluşmaktadır. İl Eylem Planı Tarama Listesi’nden alınan bil-gilere göre, planlanmış faaliyetlerin önemli bir bölümünün (35 faaliyet-ten 34’ü üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir veya sonuçlandırılmıştır) ele alındığı ve ilgili etkinliklerin yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durum Mersin İl Eylem Planı’nın yaşama geçirildiği göstermesi açısından önem-lidir. Mersin İl Eylem Planı’nda yer almakta olup herhangi bir girişimde bulunulmayan tek konu ise “sokakta çalıştırılan çocuk önderler ile top-lantı yapılarak aktivitelerde karar alma uygulama aşamasına katılımla-rının sağlanması” olmuştur.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından Nisan 2007 tarihinde hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modelinin Değerlendirme Raporu”na bakıl-dığında, 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgü-düm Toplantısında Mersin ili için önceliklerin belirlendiği, planlandığı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Bu çer-çevede Mersin ilinin sahip olduğu öncelikler şu şekilde ifade edilmiştir:

1. Sokak Ofisi ve Barınak açabilmek için bu kurumlarda çalışacak psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimci branşlarında acil personel desteğinin sağlanması.

2. Üçüncü ayın sonuna kadar İlk Adım İstasyonları, Barınak ve sokak Ofislerinin oluşturulması ve bu birimlerdeki donanımın sağlanarak per-sonel ihtiyacı giderilmesi.

Page 126: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|116|

3. Beşinci ay içinde, Sosyal Rehabilitasyon Merkezi açılması için ye-niden bir toplantı düzenlenmesi ve önceki kararların uygulanması sıra-sında çıkan problemlerin giderilmeye çalışılması.

16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgüdüm Toplantısında belirlenen önceliklerin aradan geçen beş yıl içerisinde büyük oranda gerçekleştirilemediği ifade edilmelidir. Açılması planla-nan Sokak Ofisi ve İlk Adım İstasyonu halen mevcut Çocuk ve Gençlik Merkezi içerisinde yer almaktadır. Çalıştay katılımcıları, meslek elema-nı sayısının yetersiz olduğunu, bu nedenle özellikle ilçelere ulaşmak-ta zorluk yaşandığını dile getirmektedir. Sosyal Rehabilitasyon Merkezi-nin de henüz oluşturulmadığı, bu hizmetin de Çocuk ve Gençlik Merke-zi bünyesinde sürdürüldüğü, kurumsal yapılanma tarama listesi verile-rinden anlaşılmaktadır.

Koordinasyon Mekanizması ve KatılımRaporun önceki bölümlerinde de belirtildiği gibi, Mersin’de Yeni Hiz-

met Modelinin öngördüğü kurumlar arası işbirliğinin önemli ölçüde sağ-landığı anlaşılmaktadır. Mevcut işbirliğinin yarattığı olumlu iklim Yeni Hizmet Modelinde yer alan kurum/kuruluş temsilcileri ve İl Sosyal Hiz-metler Müdürlüğü çalışanları ile gerçekleştirilen çalıştaylarda da göze çarpmaktadır.

Her iki çalıştayda da katılımcıların yaratılan işbirliği ve ortak çalış-ma gerekliliği üzerinde hemfikir oldukları görülmektedir.

“Mersin’de tespitler doğru, işbirliği iyi.” “Kurumlar arası diyalog çok olumlu.”

Görüşmeler sırasında katılımcıların dile getirdiği ifadelerden biri de Mersin’de başarının bir diğer nedenini ortaya koymaktadır.

“Vali, sadece eylem planına bağlı kalmadı. Gereken her ihtiyaca yeter-li girişimde bulundu. Eylem planının şehre uymayan hususlar revize edildi. Plan esneklik taşıyor, başarının sırlarından birisi de bu.”

Bir başka katılımcı ise sokakta yaşayan ve /veya çalıştırılan çocuk sayısının disiplinli çalışma sonucunda azaldığını ifade etmektedir.

Bu noktada, katılımcılar Mersin Valiliği’nin konuya olan yaklaşımının önemli bir etkisi olduğunu ifade etmişlerdir.

“Her kurumun sorumlulukları Valilikçe kuruluşlara gönderildi. İki ayda bir toplantılar yapıldı. Eylem planını uygulanmasını sağlayan idari deste-ğin varlığı mevcut.”

Bu noktada daha önce ayrıntılarıyla ifade edilen Mersin Valiliği’nin ilgili kararının, soruna yönelik faaliyetlerin koordine edilmesi konusun-da önemli bir etkisi olduğu ortaya çıkmaktadır.

“Eylem Planı’nın Valilik kararnamesi olması avantaj.”

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü personelinin konu ile ilgili bilgi düzey-leri İl Eylem Planında yer alan diğer kuruluş temsilcilerine göre önem-li farklılıklar göstermektedir. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü personelinin bilgi düzeylerinin diğer kuruluş temsilcilerine göre önemli ölçüde iyi ol-duğu söylenmelidir. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü personeli dışındaki di-

Page 127: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|117|

ğer kuruluş temsilcilerinin İl Eylem Planını bildikleri, ancak içeriği konu-sunda fazla bilgi sahibi olmadıkları anlaşılmaktadır. Buna karşın, İl Eylem Planı ve Valilik çalışmalarının kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon ko-nusunda önemli bir hareketlilik yarattığı rahatlıkla söylenebilir. Böylece, yakın zaman öncesine kadar özelde İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün genelde ise SHÇEK (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu)’in so-rumluluğu olarak görülen toplumsal sorunların çözümü için bütünsel bir hizmet anlayışına ihtiyaç duyulduğu kabul edilmektedir.

Valiliğin konuya olan yaklaşımı ile ilk yıllarda İl Eylem Planı’nın uy-gulanmasında görülen sorunların da aşıldığı dile getirilmiştir.

“Bazı kurumların verilen görevleri yerine getirme konusunda sıkıntı yaşadı. Son 1 yılda bu aşıldı.”

İl Eylem Planının uygulanmasında yakalanan başarıyla Mersin’de so-kakta yaşayan ve /veya çalıştırılan çocuk sayısının azaldığı da dile ge-tirilmiştir. Bu noktada, kurumlar arası işbirliği kadar, çocuk ve gençlik merkezi ve çocuk polisi işbirliğiyle yürütülen mobil ekip uygulamasının önemi de ortaya çıkmaktadır.

“Mobil ekiple sokağa yönelen çocuğu daha birinci günden buluyoruz. Bu sebeple Mersin’de başarılıyız diyebilirim.”

Bunun yanı sıra, çocuklara sunulan hizmet çeşitliliğinin önemli bir etki yarattığı da dile getirilmiştir.

“Çocukları farklı alanlara kanalize ediyoruz. Model uçak kursu, sine-ma gösterimi, sportif faaliyetler, polifonik koro kuruldu, THM korosu oluş-turuluyor. Çocukları bu yöne yönlendirmemizin çocuklar için artı olduğu-nu düşünüyorum.”

Öte yandan kamuoyu bilinçlendirme çalışmalarının sorunun önlen-mesinde önemli bir etki yarattığı görülmektedir.

“Mersin halkı artık sokaktaki çocuğa para vermiyor. Başka illerin de bunu uygulayabilmesi lazım.”

Valiliğin çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde yürüttü-ğü mikro kredi çalışmalarının, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan ço-cuk sorunu ile yakın ilişkili olduğu da olumlu görüş olarak ifade edil-mektedir.

“Kadınlara verilen mikro kredi projesi bu eylem planı ile bağlantılı.”

Mersin İl Eylem Planı ve Yeni Hizmet Modeli çalışmalarının en güçlü yanının, kurumlar arasında kurulan sağlıklı işbirliği ve Valilik koordinas-yonunun olumlu etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Mersin’de yürütü-len çalışmaların (kamuoyu bilinçlendirme, eğitim, istihdam ve rehabili-tasyon hizmetleri) bütüncül bir anlayışla ve Yeni Hizmet Modelinin viz-yonuna uygun bir biçimde çok sektörlü olarak yürütüldüğü söylenebilir.

Çalışmalarda göze çarpan ve paydaş kuruluş temsilcileri tarafından dile getirilen zayıf yönler ise şu şekilde özetlenebilir:

Elde edilen bulgularda göze çarpan sorunlardan birisi paydaş kuru-luşların yürüttükleri faaliyetler konusunda yeterli bilgiye sahip olma-

Page 128: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|118|

malarıdır. Bu durum, İl Eylem Planı’nın sağlıklı işlemesi ve çocukların farklı ihtiyaçlarına yanıt verilmesi açısından olumsuz bir etken olarak değerlendirilebilir. İdari işleyiş ile ilgili ikinci bir konu ise sık yaşanan personel değişimidir. Kuruluşlarda konuyla ilgili personelin değişmesi, hizmetin hızlı ve etkin bir biçimde sunulmasını engelleyici unsurlardan biri olarak öne çıkmaktadır.

Eylem Planı uygulamalarında dikkat çeken bir diğer nokta da, bazı kurumlarla sürekli işbirliğinin yaratılamaması olmuştur. Örneğin, Türki-ye İş Kurumu ile yerel düzeyde sürekli ve etkili bir işbirliği yaratılama-dığı ifade edilmektedir. Öte yandan, İl Eylem Planı’nda yer almayan an-cak önemli işlevlere sahip olan bazı kuruluşlarla da ortak çalışılması ve bu kuruluşlardan yararlanılması önerilmektedir. Bunlardan biri, Mersin Ticaret ve Sanayi Odasıdır.

“Ticaret ve Sanayi Odası bu anlamda büyük bir kuruluş. İstihdam ola-nakları sağlanabilir.”

Çalıştaylarda katılımcıların dile getirdiği diğer konular ise çeşitli ku-ruluşların sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar alanında daha etkin yer alması gerektiği yönündedir.. Bazı katılımcılar çocuk polisi-nin, bazıları ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının sokakta ya-şayan ve/veya çalıştırılan çocuklar alanında daha etkin olması gerekti-ğini ifade etmektedir.

Kurumlar arası işbirliğinde yaşanan sorunlara diğer bir örnek ise ço-cukların eğitim yaşamına geri kazandırılmaları konusuyla yakından iliş-kilidir. Eğitim kurumlarında yaşanan ilk sorunun kayıt parası olduğu an-laşılmaktadır.

“Kayıt parasından dolayı çocuk okula kaydolmayabiliyor.”

Yaşanan diğer sorun ise Çocuk ve Gençlik Merkezi çalışanları ile okul müdürleri arasındaki iletişim eksikliğine işaret etmektedir.

“Protokole göre çocuklar okula kazandırılacak. Çocuk ve Gençlik Mer-kezi personeli ile okul müdürleri arasında çatışma oluyor.”

Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı UygulamalarınınGüçlü ve Zayıf Yönleri Mersin’de Yeni Hizmet Modeli uygulamalarına ilişkin paydaş kurum

ve kuruluş temsilcilerinin değerlendirmeleri şu şekildedir: • Kurumlar arası işbirliğine önem verilmeye başlanması, • Hizmetler arasındaki koordinasyonun sağlanmasında gelişmeler

yaşanması, • Sorunun çok boyutlu olarak ele alınmaya başlanması, • Çocuklara ve ailelerine mesleki beceri kazandırılmasına yönelik

etkinliklerin artırılması, • Mobil ekip uygulaması ile çocuklara erişimin hızlanması, • Hızlı müdahale şansının yakalanması, • Mersin ilinde sokakta çalıştırılan çocuk sayısında azalma olması,• Toplumsal duyarlılığın ve bilincin artırılmış olması,

Mersin’deki uygulamaların güçlü yönlerini oluşturmaktadır.

Page 129: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|119|

Katılımcılar, uygulamaların zayıf yönlerini ise şu şekilde dile getir-mişlerdir:

• Çalışmaların il bazında kamuoyuyla yaygın olarak paylaşılama-ması,

• Çalışmaların çok yönlü ancak dağınık olması, • SHÇEK dışındaki kurum ve kuruluşların çalışmaya tam olarak an-

gaje edilememesi, etkin rol almamaları, • Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının henüz ku-

rumsallaştırılamamış olması, • Sivil toplum kuruluşlarının katılımının yetersiz olması, • Ailelere yönelik çalışmaların yaygınlaştırılamamış olması, istih-

dam olanakları sunulamaması, • Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların meslek edinme-

ye yönlendirilmelerinde aksaklıklar yaşanması, • Personel eksikliği nedeniyle çalışmaların kent merkezi ile sınırlı

kalması, • Personel eksikliği ve mekansal yetersizlikler nedeniyle çocuk ve

gençlik merkezinin etkin bir şekilde çalışamaması, • Mobil ekip uygulamasının yaygınlaştırılamaması, • Çocuklara ilişkin mevcut istatistiklerin gerçekçi olmaması, • Çocuklara ve ailelerine psikolojik destek hizmetlerinin yetersizli-

ği. İl Eylem Planı ve Yeni Hizmet Modeli paydaş kuruluş temsilcilerinin,

işleyişe ve sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun çö-zümüne ilişkin önerileri ise şu şekildedir:

- İllerde paydaş kurum ve kuruluşların çalışmalarını izlemek ve öğ-renmek için bir haftalık eğitimler düzenlenebilir.

- Aile planlaması çalışmaları etkinleştirilebilir. - Ailelerle çalışırken sadece kadınlara değil erkeklere de ulaşılma-

lıdır. - İşverenler çocuğa nasıl davranacakları konusunda bilgilendirilmeli-

dir. - Yardımın en kısa sürede aileye ve çocuğa ulaşması için nakdi yar-

dımlar doğrudan ÇOGEM’lere gönderilebilir. - Çocuklarla ve ailelerle çalışmalarda ortaya çıkan “iyi örnekler”in

paylaşılması önemli bir motivasyon aracı olabilir. Elde edilen bulgular ışığında, Mersin’de sokakta yaşayan ve/veya

çalıştırılan çocuklar sorununa yönelik çalışmaların genel görünümü şu şekilde özetlenebilir:

Mersin’deki uygulamalar göz önüne alındığında, Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı çalışmaları ile hizmetler ve kuruluşlar arasındaki uyu-mun arttığı, böylece hizmetlerin önemli ölçüde etkililiğinin sağlandığı söylenebilir. Öte yandan, bazı hizmetlerin süreklilik kazanması, kurum-sallaşması yönünde çabalara ihtiyaç duyduğu görülmektedir.

Page 130: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|120|

Mersin’de göze çarpan olumlu göstergelere karşın, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklarına yönelik hizmet sunan kurumsal yapıla-rın yeterli olmadığı açık olarak anlaşılmaktadır. Özellikle madde bağım-lılığı konusundaki insan gücü eksikliği ve kurumsal eksikliklerin öne çık-tığı görülmektedir. Yanı sıra, Yeni Hizmet Modeli’nde yer alması bek-lenen hizmet birimlerinin büyük ölçüde henüz oluşturulamadığı orta-ya çıkmaktadır.

Mersin İl Eylem Planı özelinde dile getirilmesi gereken diğer bir konu ise eylem planında yer alan mevcut kuruluş listesinin güncellenmesi ge-rekliliğidir. Mersin’in sahip olduğu ekonomik büyüklük göz önüne alın-dığında, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Serbest Ticaret Bölge-si ve içinde yer alan özel girişimlerin sorunun çözümünde etkin olabil-mesinin önü açılmalıdır.

Mersin İl Eylem Planında göze çarpan diğer bir eksiklik ise sivil top-lum kuruluşlarının katılımlarının yeterli olmaması ve böylece çalışma-larda yaratabilecekleri etkiden yeterli oranda yararlanılamadığı konu-sudur. Mersin’de uzun yıllardır aktif olan iki sivil toplum örgütünün İl Eylem Planındaki rollerinin somut olarak tanımlanması ve işbölümünün netleştirilmesi gerekmektedir. Mevcut durumda sivil toplum kuruluş-larının desteği muğlaktır. Ayrıca Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı-nın Değerlendirilmesi Toplantısı’na Mersin’de konuyla ilgili çalışmala-rı bulunan sivil toplum kuruluşlarının hiçbirinin katılmamış olması dik-kat çekicidir.

Verilerin gösterdiği diğer bir nokta ise yerel yönetimlerin sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelen faaliyetlerde daha et-kin rol almalarının gerekliliğidir. Mevcut durumda yerel yönetimlerin olumlu katkıları var olsa da, bu katkıların kurumsallaşması ve süreklili-ğin sağlanması önemlidir.

Elde edilen bulgularda ortaya çıkan bir diğer nokta ise Mersin’de atık madde toplama sektöründe çalıştırılan çocuk sayısının oldukça faz-la olduğunun bilinmesine rağmen konuyla ilgili yeterli düzeyde çalışma bulunmamasıdır. İl Eylem Planındaki faaliyetlerin çöp ve kâğıt toplayan çocukları kapsaması ve özellikle yerel yönetimlerle işbirliği halinde ça-lışılması gerekmektedir. İl Eylem Planı’nın sanayi ve tarım sektöründe çalıştırılan çocukları da kapsayacak bir biçimde revize edilmesi gerek-liliği göze çarpmaktadır.

Çalışmalarda incelenmesi gereken bir diğer dezavantajlı grup ise te-rör eylemlerine katılan çocuklardır. Konu; Mersin, Diyarbakır, Van gibi yoğun göç alan kentlerde gündemdedir. Mevcut çalışmalarda bu grupta yer alan çocuklara ilişkin faaliyetlere rastlanmamıştır.

Page 131: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|121|

BÖLÜM V

SONUÇ VE ÖNERİLERSEKİZ PİLOT İLDE SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK YENİ HİZMET MODELİ ve İL EYLEM PLANI UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ, MODELİN ve UYGULAMALARIN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ÖNERİLERRaporun bu bölümünde, araştırmanın gerçekleştirildiği sekiz pilot

ilde elde edilen bulguların ortak sonuçlarına yer verilecektir. Bölümde, Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planlarının uygulanmasına ilişkin mev-cut durum özetlendikten sonra model ve İl Eylem Planı uygulamalarının geliştirilmesi için öneriler bulunmaktadır. Ele alınacak bir diğer konu ise Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren çocuk ve gençlik merkezlerinin fiziksel olanakla-rına ilişkin sekiz pilot il özelinde, durum tespiti yapılması, merkezler-de sunulan hizmetlerin ve merkezin geliştirilmesi için önerilerin orta-ya konmasıdır.

Yöntem bölümünde de belirtildiği gibi araştırmanın amacı, Yeni Hiz-met Modeli ve İl Eylem Planları’nda yer alan paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerinin gözüyle sekiz pilot ildeki görünümün yansıtılmasıdır. Bu çerçevede, aşağıda yer alan değerlendirmeler sekiz pilot ildeki paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerinin görüşlerini yansıtmaktadır.

Sekiz Pilot İlde Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocukla-ra Yönelik Yeni Hizmet Modeli Uygulamalarının Değerlendirilmesi

“Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hiz-met Modeli”, Başbakanlığın 2005/5 no.lu Genelgesi’nin 25 Mart 2005 tarih ve 25766 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesiy-le uygulanmaya başlanmıştır. Temelde kurumlar arası işbirliğini hedefle-yen model, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların sokak yaşa-mından çekilerek, temel ihtiyaçlarının karşılanmasını, ihtiyaç duyan ço-cuklara madde bağımlılığı tedavisi hizmetlerinin sunulmasını ve çocuk-ların örgün ve mesleki eğitime yönlendirilmesini amaçlamaktadır. Aşa-ğıdaki tablonun modelin temel amaçlarını yansıtması açısından yararlı olduğu düşünülmektedir.

Tablo 19: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli

Temel ihtiyaçların karşılanması

Örgün ve mesleki eğitime yönlendirilmesi

Madde bağımlılığı tedavisine yönlendirilmesi

Sokakta çalıştırılan çocukları

Sokakta 24 saatini geçirip her türlü istismara açık olan, madde

kullanan çocuklar

Soka

ktan

Çek

ilere

k

Topl

umla

tünl

eşti

rilm

e

ÇOK SEKTÖRLÜ YAKLAŞIM

Page 132: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|122|

Model, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununa kalı-cı çözüm stratejileri üretilmesi için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirge-me Kurumu’nun çalışmalarının tek başına yeterli olmayacağı, hedef kit-lenin sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan güçlendirilmesi için sektörler arası bir işbirliğinin kurulması gerektiği varsayımı üzerine kurulmuştur. Bu açıdan, modelin, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar soru-nunun çözümünde yerel ve ulusal düzeyde yaşanan toplumsal sorunla-rı işaret ettiği söylenebilir. Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuk-lara Yönelik Hizmet Modeli (SHÇEK, 2005)’nde: “Sokakta yaşayan ço-cuklar problematiğini, sadece ülke merkezli göç, işsizlik vb. nedenler-le açıklamaya çalışmak yeterli görülemez. Belki de sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar meselesinde ülkemizin görmediği, daha doğ-rusu göremediği ve sanki sürpriz bir durumla karşı karşıya kalmışçasına panik havasına kapıldığı şey, döngüsüne kapıldığı sosyal devinimi gerek-tiği gibi hissedemeyişi ve zamanlı bir karşı duruş alamayışıdır. Oysa top-lumsal nitelikli diğer problemler gibi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştı-rılan çocuklar problemi de Türkiye için sürpriz bir olgu olarak algılan-mamalıdır. Pek tabii olarak bilinmektedir ki her planın mutlaka bir arka planı vardır. Tüm bunlar, yerel değerleri, değişkenleri ve kültür coğraf-yasının parametrelerini inkâr anlamına gelmemektedir. Ancak, biraz da edebi bir dille söylemek gerekirse, dağlar, toprak ve toprağın bitirdikle-ri yereldir ama o dağlar ve toprak üzerine bulutu, yağmuru taşıyan güç-lü rüzgârları yerel olarak nitelemek zordur” ifadeleri yer almaktadır.

Modelin olguya ilişkin ortaya koyduğu bakış açısının, uygun çözüm stratejilerinin geliştirilmesi için önemli olduğu açıktır. Model, bu ba-kış açısıyla çağdaş/güncel sosyal hizmet anlayışı ile de uyumlu bir gö-rünüm çizmektedir. Modelin öngördüğü çok sektörlü ve aşamalı müda-hale sistemi, sosyal hizmet uygulamasında kullanılan güncel yaklaşım-lardan olan genelci uygulama ile de uygunluk göstermektedir. Şahin ve Küçükkaraca (2002: 172)’ya göre, genelci sosyal hizmet uygulamasında; “her düzeydeki tüm müracaatçı sistemleri ile doğrudan çalışılır, müra-caatçılar uygun kaynaklar ile ilişkilendirilir, kaynak sistemlerinin etkili yanıtlar verebilmesi için örgütlere müdahale edilir, kaynakların adalet-li dağılımını sağlayacak adil politikalar savunulur… genelci uygulama-da, değişime yönelmek için çok düzeyli değerlendirme ve çok yöntem-li müdahale gerçekleştirilir.” Genelci sosyal hizmet yaklaşımının üzeri-ne inşa olduğu ekosistem yaklaşımı da toplumsal olgulara bütüncül bir bakış açısını önermektedir. “Ekosistem yaklaşımı ile sistemlerin bir yan-dan sınırları ve alt sistemleri ile ilişkileri açıklanabilirken, diğer yandan sistemlerin diğer sistemlerle ve alt sistemleriyle ortaya çıkardıkları et-kileşimler analiz edilebilmektedir. Böylece olayları bütüncül bir bakış açısı ile incelemenin ve açıklamanın olanaklı olduğu kabul edilmekte-dir” (Baykara Acar ve Acar, 2002: 34). Bu açıdan modelin, sokakta yaşa-yan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunun arka planında yer alan top-lumsal dinamikleri işaret etmesi ve çözüm için birçok faktöre müdaha-le edilmesi gerektiğini vurgulaması, sistem/ekosistem yaklaşımı ve ge-nelci uygulama ile de uyuştuğunu, soruna bütüncül bir bakış açısı geliş-tirdiğini göstermektedir.

Bu kapsamda, son otuz yıllık zaman diliminde Türkiye’de kamuoyu-nun gündeminde yer alan sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuk-

Page 133: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|123|

lar olgusuna yönelik hazırlanan modelin, ilgili taraflarda farkındalık ya-ratması, konuyu bütüncül bir perspektifle ele alması (kurumlar, sektör-ler arası bir bakış açısı sağlaması), toplumsal sorunların çözümüne işa-ret etmesi ve mevcut kaynakların harekete geçirilmesi açısından kısa ve orta vadede somut sonuçlar yaratacağı söylenebilir.

Modelin değerlendirmesine geçmeden önce, eleştirileri saklı tuta-rak, başta Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlü-ğü olmak üzere, paydaş bürokratik kurumlar tarafından sokakta yaşa-yan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusuna yönelik ilk kez bu düzeyde bütüncül bir müdahale stratejisi oluşturulduğu unutulmamalıdır. Model, bu açıdan önemlidir, tartışılmalıdır ve geliştirilmelidir.

Sekiz pilot ilde gerçekleştirilen değerlendirme çalışmasında öne çı-kan temaların, Yeni Hizmet Modeli’nin geliştirilmesi için önemli kat-kı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmada elde edilen bulgular ışığın-da Yeni Hizmet Modelinin uygulanmasında öne çıkan, tartışılan konular şu şekilde özetlenebilir:

Sekiz pilot ilde gerçekleştirilen çalışmalarda, katılımcıların ifade ettiği önemli tartışma konularından birisi, modelin sokaktaki çocuk pro-filinin bütününe yanıt verecek bir hizmet sunumunu içerip içermediği-dir. Bu çerçevede bazı katılımcılar tarafından dile getirilen temel nok-ta, modelin sadece sokakta yaşayan çocuklar için uygun bir sistem öner-diğidir. Böylece, sokakta çalıştırılan çocuklar açısından modelin bir ye-nilik getirmediği ifade edilmektedir. Çalıştaylarda, sokakta çalıştırılan ve/veya yaşayan çocuklar için iki ayrı model geliştirilmesi konusunda öneriler dile getirilmiştir.

Bu eleştiri temelinde model incelenecek olursa; Barınak, İlk Adım İstasyonu, ÇEMATEM gibi modelde öngörülen hizmet birimlerinin sokak-ta yaşayan çocukların ihtiyaçlarına yanıt veren birimler olduğu görüle-cektir. Dahası, sokakta çalıştırılan çocuklarda madde kullanımının son derece nadir görüldüğü, çocukların genellikle aileleri ile birlikte yaşa-dıkları ve sorunun temelde yoksulluk ve yoksulluğu çevreleyen sosyo-kültürel faktörler ile ilişkili olduğu dikkate alınırsa, modelin üzerine inşa olduğu temel varsayımların bu grup için uygulanabilir olmadığı söy-lenebilir. Buna karşın, modelin bir alt bileşeni olarak Koruyucu-Önleyici Hizmet Modeli şeması incelendiğinde, şemada sokakta çalıştırılan ço-cuklara atıfta bulunulduğu ve koruyucu önleyici hizmetler kapsamında toplum merkezleri, okullar, ana-çocuk sağlığı merkezleri gibi ilk basa-mak kuruluşlara rol verildiği görülmektedir. Ancak modelin ve basamak-landırılmış hizmet bütününün spesifik olarak sokakta çalıştırılan çocuk-lara hizmet veren bir birime sahip olmadığı açıktır.

Sokakta çalıştırılan çocuklar söz konusu olduğunda, kurumsal hiz-metler kadar aile temelli çalışma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiği de bilinmektedir. Çünkü sokakta çalıştırılan çocuklar olgusunda temel ihtiyaç, çocuğu gündüzlü ve/veya yatılı merkezlere çekmekten çok, ai-leyi güçlendirerek içinde bulunulan sosyo-ekonomik koşulları değiştire-bilmek ve çocuğu bir üretim aracı olarak gören toplumsal değerlere mü-dahale edebilmektir.

Bağlantılı bir biçimde, veri toplama sürecinde en sık karşılaşılan ve tekrarlanan bir diğer eleştiri ise modelde aile temelli çalışma strateji

Page 134: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|124|

ve araçlarının bulunmamasıdır. Paydaş kurum/kuruluş temsilcileri, ço-cuğun içinde bulunduğu koşulları değiştirmenin aile boyutu olmaksızın olanaksız olduğunu, modelin öngördüğü sistemin uygulayıcılara aile te-melli çalışma strateji ve araçlarını vermediğini ifade etmektedir. Bu noktada modelin ayrıntılarına bakmakta yarar görülmektedir. Modelin, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunu analiz ederken aile boyutunu tamamen göz ardı ettiğini söylemek haksızlık olacaktır. Modelin nihai hedefi, çocukların ilgili hizmet sürecini tamamlayarak ai-leye, kurum bakımına veya gençlik evlerine döndürülmesi olarak belir-tilmektedir. Modelde yer alan hizmet birimlerinin işlevleri incelendi-ğinde de modelin öngördüğü hizmet birimlerinden mobil ekiplerin ve İlk Adım İstasyonlarının aileyle iletişim kurmakla ve aileye yönelik mü-dahale yapmakla yükümlü oldukları görülmektedir. Modele göre mobil ekipler, çocukların aileleri ile görüşme sağlayacak ve durumu ailesine dönmeye uygun olan çocukları ailelerine teslim edecektir. İlk Adım İs-tasyonları ise çocuğa psikiyatrik destek sağlayacak, çocukların ailele-ri var ise çocuklarla aileleri arasında iletişimi sağlama yönünde çalış-malar yapacaktır. Ancak modelde aileye yönelik yer alan çalışma stra-tejisinin yeterli olduğunu söylemek zordur. Model, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ulaşıldığı andan itibaren, çocukları sokak yaşamından çekmek ve toplumla bütünleşmelerini sağlamak amacına ulaşmak için yapılması gereken aile temelli çalışmaları tanımlamaktan uzaktır. İncelenen uygulamalar mevcut hizmetlerin büyük bölümünün doğrudan çocuklara yöneldiğini, ailelere yönelik hizmetlerin geliştiril-mesi gerektiğini göstermektedir. Bu açıdan, ailelerin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşulları değiştirmeden ve ailenin çocuk emeğinin kul-lanımına ilişkin sahip olduğu kültürel değerlere müdahale etmeden çö-züme ulaşmanın güç olduğu açıktır. Değerlendirmeler ışığında, çalış-malarda ailelere ulaşılması konusunda güçlükler yaşandığı, ayni-nakdi yardımla desteklenen ailelere ilişkin izleme çalışmasının yapılamadığı, modelin ailelere ulaşmak için ihtiyaç duyulan mekanizmaları içermedi-ği ifade edilmektedir. Dile getirilen bir diğer görüş ise aile eğitimi prog-ramlarının ve anne–babaların istihdamını hedefleyen hizmetlerin yeter-siz kaldığıdır.

Bu noktada modelin çizdiği çerçeve içerisinde toplum merkezleri-ne ayrı bir parantez açılması gereklidir. Modelde, toplum merkezleri-ne verilen roller şu şekilde ifade edilmiştir: “Mobil ekipler tarafından tespit edilen sokakta çalıştırılan çocuk, öncelikle koordinasyon merke-zi bilgilendirilerek, ikamet ettiği mahallede hizmet veren toplum mer-kezine yönlendirilir. Sokakta çalıştırılan çocuklar sorununun temel kay-nağının aileler ve çocuğun yaşadığı koşullar olduğundan hareketle, top-lum merkezinde görevli meslek elemanları tarafından çocuklarla, aile-lerle ve öğretmenler ile toplantılar veya grup çalışmaları yoluyla bilinç-lendirme ve içgörü kazandırma çalışmaları yürütülecektir. Çocuğun bu-lunduğu bölgeden uzaklaşarak kentin merkezinde hizmet veren Çocuk ve Gençlik Merkezlerinde faaliyetlere katılması yerine, çocuğun ken-di ailesi ve çevresi içerisindeki koşullarını iyileştirerek, aile bağlarının kopmasını engelleyici çalışmalar gerçekleştirilmelidir.” Sekiz pilot ilde izlenen uygulamalarda sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklarla çalışan hizmet birimlerinin toplum merkezleri ile bu çerçevede bir iş-birliği kuramadığı gözlemlenmiştir. Çalışmanın gerçekleştirildiği iller-

Page 135: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|125|

deki dezavantajlı nüfus gruplarının sayısal büyüklüğü nedeniyle top-lum merkezlerinin sayısının yetersiz kaldığı, yanı sıra toplum merkez-lerinin meslek elemanı ve idari personel açısından desteklenmesi ge-rektiği, elde edilen bulgular arasındadır. Bilindiği gibi, “Sokakta Yaşa-yan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli” iki ana ek-sen üzerinde yapılandırılmıştır. Bunlardan ilki, koruyucu-önleyici hiz-metler ile risk altındaki çocukların sokak yaşamına girişlerinin engel-lenmesi ve hâlihazırda sokak yaşamının içinde olan çocukların rehabi-litasyonlarının geçekleştirilerek toplumla bütünleşmelerinin sağlanma-sıdır. Elde edilen verilere göre, koruyucu-önleyici hizmetler ilgili ku-rum ve kuruluşlar tarafından sunulmaktadır; ancak sekiz pilot ilin hızlı bir nüfus hareketliliği olgusuyla karşı karşıya olması ve dezavantajlı nü-fus gruplarının toplam nüfusa oranının yüksek olması nedeniyle, sunu-lan koruyucu-önleyici hizmetlerin ihtiyacı karşılamadığı, yeterli olma-dığı izlenimi yaygındır. Bu kapsamda toplum merkezleri ve aile danışma merkezlerinin nicelik ve nitelik olarak yetersiz olduğu ve bu kuruluşla-rın güçlendirilerek koruyucu-önleyici çalışmalara hız verilmesi yönünde bir görüş birliği bulunmaktadır.

Sekiz pilot ildeki mevcut uygulamaların model çerçevesinde incelenmesi çalışmasında ele alınması gereken bir diğer konu ise Yeni Hizmet Modeli’nin öngördüğü kurumsal yapılanmanın oluşturulup oluşturulmadığıdır. Yeni Hizmet Modeli, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik olarak basamaklı bir hizmet sunumu öngörmektedir. Sokaktaki çocuk profilinin sahip olduğu farklı özellikler/ihtiyaçlar göz önüne alınarak oluşturulan hizmet sunumunda “Koordinasyon Merkezi, Mobil Ekip, Barınak, Sokak Ofisi, İlk Adım İstasyonu (kız-erkek), ÇEMATEM (Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Eğitim ve Destek Merkezi), Tıbbı Rehabilitasyon Merkezi ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM)” olarak adlandırılan sekiz (8) farklı hizmet birimi oluşturulması öngörülmektedir. Yeni Hizmet Modeline göre:

Sokaktaki çocuklar, mobil ekipler aracılığı veya sokak ofisleri ta-rafından tespit edilecektir. Durumları, meslek elemanları aracılığı ile tespit edilen bu çocuklar, aşağıda belirtilen hizmet modelinin içerisine dâhil edilmek amacıyla, öncelikle hizmetten yararlanma direncini art-tırmak ve kapalı mekânlara alışmasına yönelik ilk uyumlandırmayı ger-çekleştirmek üzere İlk Adım İstasyonu’na yönlendirilecektir. Hizmeti reddederek, madde kullanımından vazgeçmek istemeyen çocuklar ise korunmaları ve bu esnada da ikna edilmelerine yönelik çalışmaların ger-çekleştirilmesi amacıyla Barınağa yönlendirilecektir. İlk Adım İstasyo-nunda, meslek elemanları tarafından uyum süreci tamamlandığı kanaa-ti oluşan madde bağımlısı çocuklar, Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan Tıbbi Tedavi Merkezine, tıbbi tedavisi tamamlandıktan sonra yine Sağ-lık Bakanlığı bünyesinde bulunan Tıbbi Rehabilitasyon Merkezine sevk edilecektir. Tıbbi rehabilitasyonu gerçekleşen çocuklar Sosyal Rehabili-tasyon Merkezine teslim edileceklerdir. İlk Adım İstasyonunda uyum sü-recini tamamlayan, sokakta yaşayan fakat madde kullanmayan çocuk-lar, doğrudan Sosyal Rehabilitasyon Merkezlerine havale edileceklerdir. Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde, çocuklar, sorumluluk alma alışkanlı-ğını kazanacak etkinlikler aracılığı ile örgün eğitim veya mesleki eğiti-

Page 136: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|126|

me dahil edileceklerdir. Bu süreçleri tamamlayan çocukların öncelikle aile yanına, bunun mümkün olmaması halinde, SHÇEK kurumlarına veya Milli Eğitim Bakanlığına bağlı YİBO’lara yönlendirilmesi amaçlanmakta-dır. Bu süreçlerden sonra meslek edinerek işe yerleştirilen ve aile yanı-na dönmesi mümkün olmayan ya da kurum bakımı hizmetlerinden ya-rarlanmak üzere yaşı uygun olmayan çocuklar ise Gençlik Evlerinden yararlandırılacaklardır. Bu süreçte her çocuk için sorumlu bir meslek elemanı (sosyal çalışmacı, psikolog ve çocuk gelişimci) görevlendirile-cek olup, çocukla ilgili sürecin başlangıcından itibaren, belirlenmiş ni-hai hedefe ulaşana kadar çocukla ilgili tüm havale, takip, değerlendir-me, destek ve danışmanlık işlemlerinde, süreçte yer alacaktır (Sokak-ta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli, 2005).

Modelin işlerlik kazanması açısından, öngörülen hizmet birimleri-nin mevcut olması önemlidir. Açıkçası hizmet sunumu, öngörülen hiz-met birimlerinin işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmaları ilkesi et-rafında geliştirilmiştir. Gerçekleştirilen değerlendirme çalışması kapsa-mında elde edilen bulgular ışığında, sekiz pilot ilde hizmet modelinin öngördüğü kurumsal yapılanmanın oluşturulma durumu aşağıdaki tablo-da belirtilmektedir.

Tablo 20: Yeni Hizmet Modelinde Öngörülen Hizmet Birimleri ve İl-lere Göre Oluşturulma Durumları1

Hizmet Birimleri-İller ADANA ANKARA ANTALYA BURSA DİYARBAKIR İSTANBUL İZMİR MERSİN

Koordinasyon Merkezi E E E E E E E E

Mobil Ekip E E E E E E E E

Sokak Ofisi H H E H H E H H

Barınak H E H H E E H H

İlk Adım İstasyonu H E E E E E E H

ÇEMATEM H E E H E E E H

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi

H H H H E H H H

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi (ÇOGEM)

E E E E E E E E

Tablo incelendiğinde2 ortaya çıkan sonuçlar şu şekilde özetlenebilir: - Sekiz pilot ilin tamamında mobil ekipler oluşturulmuştur. - Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulması öngörülen tıbbi rehabi-

litasyon merkezi sekiz pilot ilden sadece Diyarbakır ilinde bulun-maktadır.

- Sokak ofisleri sadece Antalya ve Mersin’de bulunmaktadır. - Madde bağımlılığı tedavisi için öngörülen “Çocuk Ergen Madde

Bağımlılığı Tedavi Eğitim ve Destek Merkezleri” beş ilde mev-cuttur.

1 E: Evet, H: Hayır Ankara’da ÇOGEM, Barınak ve İlk Adım İstasyonu hizmeti aynı merkez tarafından (Behice Eren Çocuk ve Genç-

lik Merkezi) sunulmaktadır.

2 İllerdeki işleyişin detayları için il raporlarına bakınız.

Page 137: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|127|

- Modelin uygulanması için öngörülen kurumsal yapılanma açısın-dan en hazır il İstanbul’dur.

- Ankara’da madde bağımlılığı tedavisi dışındaki tüm hizmetler tek bir merkezde sunulmaktadır.

Kurumsal yapılanma açısından sekiz pilot il incelendiğinde, mev-cut hizmet birimleri ile modelin uygulanabilirliğinin oldukça güç oldu-ğu söylenmelidir. Yukarıda da belirtildiği gibi model, basamaklandırıl-mış bir hizmet sunumu önermektedir. Bu açıdan, modelin uygulanması için gerekli olan kurumsal altyapının henüz hazır olmadığı görülmekte-dir. Kurumsal yapılanmadaki eksiklikler sadece Sosyal Hizmetler ve Ço-cuk Esirgeme Kurumu ile ilgili değildir. Sokaktaki çocukların tıbbi reha-bilitasyonu ve madde bağımlılığı tedavisi için gerekli hizmetleri suna-cak hizmet birimlerinin, sorumlu kurum olan Sağlık Bakanlığı tarafından kısmen veya tamamen oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. İllerde öngörü-len bazı kuruluşların henüz açılmamış olması, uygulamayı kesintiye uğ-ratmaktadır. Bu noktada, mevcut kuruluşların birden fazla işleve sahip olmak veya planlanmış hedef kitlenin dışına çıkarak hizmeti sürdürmek gibi sorunlarla yüz yüze oldukları görülmektedir.

Öngörülen kurumsal yapılanmada iki birimin üzerinde durmakta ya-rar görülmektedir. Bunlardan ilki koordinasyon merkezidir. Modelin ön-gördüğü koordinasyon merkezi illerde ÇOGEM’ler özelinde somutlaş-maktadır. Koordinasyon merkezinin rol ve işlevleri ildeki ÇOGEM tara-fından üstlenilmektedir. Bu durum hizmetin sunulmasında pratik bir çö-züm olarak görünse de, koordinasyon merkezinin planlanan etkinliğine ulaşamamasına neden olmaktadır. Bu açıdan, koordinasyon merkezinin Valilikte ve doğrudan ilgili Vali Yardımcısına bağlı olarak oluşturulması, beklenen faydayı yaratacaktır.

Modelde yer alan ancak işlerlik kazanmadığı anlaşılan diğer birim ise “tıbbi rehabilitasyon merkezi”dir. Sağlık Bakanlığı tarafından sunulması beklenen hizmet, sekiz pilot ilden sadece Diyarbakır’da hayata geçiril-miştir. Öngörülen rehabilitasyon merkezinin rol ve işlevleri yeniden dü-şünülerek modelin revize edilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.

Kurumsal yapılanmada ortaya çıkan bir diğer sorun ise meslek ele-manı sayısındaki yetersizliktir. SHÇEK’in hizmet türlerinde son yıllar-da önemli bir artış yaşandığı, ancak meslek elemanı sayısının bu artışa paralel sürdürülemediği görülmektedir. Kurumsal yapılanmada var olan eksikliklerin yanı sıra çocuk ve gençlik merkezlerinin sahip olduğu alt-yapı ve üstyapı olanaklarının yetersiz olması da dikkat çekmektedir. Da-hası, sokaktaki çocuk profilinin yıllar içerisinde önemli ölçüde değişti-ği, sorunların yeni boyutlar (atık madde toplayıcılığı, kiralanan çocuk-lar olgusu, sokak çeteleri vb.) kazandığı, ihmal ve istismar deneyimi olan çocuk sayısının arttığı bilinmektedir. Çocuk ve gençlik merkezleri-nin farklı ihtiyaç ve özelliğe sahip çocuk gruplarına hizmet sunmak için yeterli donanıma sahip olmadıkları dile getirilmektedir.

Sekiz pilot ildeki mevcut uygulamalar modelde belirlenen amaçla-ra ulaşılıp ulaşılmadığı bakımından değerlendirildiğinde ise ortaya çıkan tablo şu şekilde özetlenebilir: Model uygulamalarının bütünüyle başa-rısız veya başarılı olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Modelin uygu-

Page 138: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|128|

lanmaya başlamasından itibaren geçen üç yıl içerisinde bazı boyutları-nın güçlü, bazı boyutlarının ise güçsüz olduğu anlaşılmaktadır.

Yeni Hizmet Modeli uygulamalarının güçlü yanları arasında, mode-lin sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusuna ilişkin bütün-cül bir bakış yakalaması, paydaş kurum/kuruluşların bir arada çalışması yönünde önemli ilerlemeler sağlanması ve hizmetler arasındaki koordi-nasyonda, istenen düzeyde olmasa da gelişme kaydedilmesi sayılabilir. Bu çerçevede, sekiz pilot ildeki ortak özellikler göz önüne alındığında:

- Sunulan hizmetlerin, ulaşılan çocukların temel ihtiyaçlarının (barınma, temel sağlık, giyecek, yiyecek vb.) karşılanması bakı-mından yeterli olduğu,

- Uygun koşulları taşıyan çocukların örgün veya mesleki eğitime yönlendirilmesi yönündeki çalışmaların modelin güçlü boyutla-rından birisi olduğu ve

- Modelin hayata geçirilmesi ile birlikte, yerel-ulusal düzeydeki toplumsal kaynakların sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan ço-cuklara yönelik hizmetlerde kullanılması yönünde önemli bir ge-lişme yaşandığı söylenmelidir.

Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli (SHÇEK, 2005)’nde sokakta çalıştırılan çocukların sokak yaşamı-na ve madde kullanımına yönelmelerini engelleyecek en önemli çalış-manın “çocukların sokaktan ve olumsuz alışkanlıklardan uzak kalma-larına yönelik sunulacak, yaşlarına uygun sosyal kültürel etkinlikler” olduğu belirtilmektedir. Mevcut uygulamalar bu açıdan ele alındığın-da, elde edilen veriler, çocuklara yönelik serbest zaman etkinlikleri-nin ve sosyal yaşamı çocuklar açısından organize etmenin sahip olduğu önemine ilişkin paydaş kurum/kuruluşların farkındalık düzeyinin arttığı ve modelin uygulanmasıyla birlikte, mevcut kaynakların bu yönde daha fazla harekete geçirilebildiği görülmektedir. Bu noktada SHÇEK dışında-ki paydaş kurum ve kuruluşların konuya ilişkin duyarlılıklarının ve plan-ladıkları çalışmaların önemli ölçüde arttığı rahatlıkla görülebilmekte-dir. Doğal olarak, kurumlar arası koordinasyon sağlanması zaman ala-caktır. Ancak, illerde gerçekleştirilen çalıştaylarda elde edilen bulgular ışığında, modelin işlerlik kazanmasıyla birlikte “çocuk” odaklı kurumlar arası hizmet anlayışına doğru ilerleme sağlandığı söylenebilir.

Model’in yapılandırıldığı ikinci ana eksen olan rehabilitasyon çalış-malarının ise mevcut uygulamaların en zayıf boyutu olduğu ifade edil-melidir. Değerlendirme çalışmasının yürütüldüğü sekiz ilin tamamında, ortaya çıkan bulgular çocukların rehabilitasyon süreçlerinde aksamalar olduğunu göstermektedir. Bu noktada madde bağımlılığı tedavisi üze-rinde durmakta yarar görülmektedir. Çocukların madde bağımlılığı te-davisine yönlendirilmelerinde yaşanan sorunların iki ana eksende yo-ğunlaştığı görülmektedir. Bunlardan ilki, bazı illerde madde kullanımı ve tedavisine yönelik kurumların bulunmaması (il raporları bu konu-da detaylı bilgi içermektedir) ve mevcut hizmet birimlerinin insan gücü ve yatak kapasitesi açısından yetersiz olması, ikincisi ise tedavi sonra-sı izleme-değerlendirme araçlarının bulunmamasıdır. Bu açıdan, mode-le göre Sağlık Bakanlığı tarafından sunulması gereken madde bağımlı-lığı tedavi hizmetlerinde önemli sorunlar yaşandığı ifade edilmektedir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi, modelin temel öngörülerinden biri-si de uygun koşulda olduğu değerlendirmesi yapılan çocukların mesle-

Page 139: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|129|

ki eğitime yönlendirilmesidir. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan ço-cuklara yönelik mesleki eğitim olanaklarının yerel yönetimler, il özel idareleri, Türkiye İş Kurumu ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerince gerçek-leştirilen programlar aracılığıyla geliştirildiği, önemli sayıdaki çocu-ğun bu eğitimlerden yararlandığı anlaşılmaktadır. Mesleki eğitim prog-ramlarına ayrılan kaynakların son yıllarda önemli ölçüde arttığı görül-mektedir. Mesleki eğitimin geliştirilmesine yönelik ve çocukların yete-nek ve ilgilerine uygun meslek edinebilme olanağının arttırılmasına ih-tiyaç duyulmaktadır. Bu noktada yaşanan sorunun mesleki eğitim son-rası çocuğun istihdam edilmesi noktasında ortaya çıktığı görülmektedir. Türkiye’nin mevcut toplumsal yapısında önemli bir yer tutan işsizlik ve istihdam olanaklarının yetersizliği sorununun sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların istihdamını da etkilediği görülmektedir. İllerden elde edilen veriler, mesleki eğitime yönlendirilen çocukların istihdam edilmesinde sorunlar olduğunu, bu nedenle çocuğun bir süre sonra tek-rar sokak yaşamıyla bütünleşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gös-termektedir. Değerlendirmeler, işe yerleştirilen çocuklara ilişkin izleme çalışması yapılamamasının da önemli bir sorun olduğunu göstermekte-dir. İzleme çalışmalarının yapılamamasında ki temel etkenlerden birisi olarak da yeterli meslek elemanına sahip olunmaması gösterilmektedir.

Modele ilişkin ifade edilen bir diğer eksiklik ise Model’de izleme-değerlendirme stratejisine ve araçlarına yer verilmemesidir. Bu neden-le, hizmet sistemi içine giren çocuklara yönelik sürdürülen çalışmaların sonuçlarının değerlendirilemediği, hizmetler sonunda, çocuklara yöne-lik izleme çalışmasının yapılamadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, sekiz pilot ilde incelenen uygulamalar Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamaları çerçevesinde değerlendirildiğin-de, illerin uygulamalar açısından önemli benzerliklere ve farklılıklara sahip oldukları görülmektedir. Her bir il için öne çıkan konulara bakıl-dığında, bazı illerde “iyi uygulama” olarak nitelendirilebilecek örnek-lerin bulunduğu da gözlemlenmektedir. Bu açıdan, Mersin’in kentte ya-ratılan işbirliği ve koordinasyon ile öne çıktığı, Antalya’daki Sokak Ofi-si uygulamasının ve Diyarbakır’daki DİMAB-MER (Diyarbakır Sosyal Hiz-metler İl Müdürlüğü Madde Bağımlılığı ile Mücadele ve Rehabilitasyon Merkezi)’in iyi uygulama örneği olarak nitelendirilebileceği, her ne ka-dar güçlükler yaşandığı anlaşılsa da İzmir’deki EGEBAM modelinin diğer iller için örnek oluşturabileceği, Ankara’nın kurumsal yapılanma açısın-dan önemli eksiklikleri bulunduğu ve bu özelliğiyle modelin uygulanma-sına hazır olmadığı, İstanbul’daki kurumsal yapılanmanın diğer pilot il-lerin çok önünde olduğu ve alanda uzmanlaşmış meslek elemanı sayısıy-la öne çıktığı, Bursa’da ve Antalya’da yerel yönetimlerle gerçekleştiri-len işbirliğinin diğer iller için örnek oluşturabileceği söylenebilir.

Yeni Hizmet Modeli’nin Geliştirilmesi İçin Öneriler Sekiz pilot ilde gerçekleştirilen değerlendirme çalışmasında, elde

edilen bulgular ışığında Yeni Hizmet Modeli’nin geliştirilmesi için ifade edilen öneriler şu şekilde özetlenebilir:

- “Yeni Hizmet Modeli’nin uygulanmasında kurumlar arasında ya-şanan işbirliği ve koordinasyon eksikliğini aşmak için Çocuk ve

Page 140: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|130|

Gençlik Merkezleri Yönetmeliği’nin Yeni Hizmet Modelini de içe-recek şekilde revize edilmesi.

- Yeni Hizmet Modeli’nde yer alan basamaklandırılmış hizmetler-de, ailelerle çalışma boyutunun yeterince yer almaması nede-niyle modelin revize edilerek aileye yönelik çalışmaların ve mü-dahale stratejilerinin geliştirilmesi.

- Modelin işlerliğinin arttırılması için sosyal yardımlaşma ve daya-nışma vakıfları ile Adalet Bakanlığı ve bağlı birimlerin modelde-ki rollerinin belirgin hale getirilmesi.

- Yeni Hizmet Modeli’nin öngördüğü kurumsal yapılanma ile ilgili eksiliklerin giderilmesi.

- Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusuna kalıcı çö-zümler yaratabilmek için aile eğitimi ile ebeveynlere yönelik meslek edindirme kurslarının yaygınlaştırılması ve istihdam iliş-kisinin kurulması.

- İşe yerleştirilen çocukların takibinde yetersiz kalınması nedeniy-le istihdam edilen çocuklar için izleme-değerlendirme stratejisi ve araçlarının modelde yer alması.

- Yeni Hizmet Modeli uygulamaları kapsamında, toplum merkezle-ri ve aile danışma merkezlerinin yeniden yapılandırılarak ve güç-lendirilerek koruyucu-önleyici çalışmaların desteklenmesi.

- Yeni Hizmet Modeline yönelik izleme-değerlendirme stratejisi geliştirilmesi.

- Üniversite, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı-nının arttırılması.

Sekiz Pilot İlde Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Oluşturulan İl Eylem Planı Uygulamalarının Değerlendirilmesi

Sekiz pilot ilde planlanan ve yürütülen İl Eylem Planlarına ilişkin de-ğerlendirmelerin ortak sonuçları şu şekilde özetlenebilir: İl Eylem Plan-larının uygulanmasıyla birlikte hizmet sunumunun bazı açılardan geliş-tiği net bir biçimde görülmektedir. Bu gelişim, İl Eylem Planlarının uy-gulamaya kazandırdığı güçlü yanlar olarak ifade edilebilir. Elde edilen bulgular ışığında, İl Eylem Planı uygulamalarının yarattığı en önemli etki, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar konusundaki sorum-luluğun sadece SHÇEK’e ait olmadığı yönünde bir farkındalık yaratması-dır. Sorunun arka planında önemli toplumsal sorunların yer aldığının an-laşılması, paydaş kurum ve kuruluşların sorumluluk almasını sağlamış-tır. Bu doğrultuda, gelinen noktanın henüz istenen düzeyde olmadığı, ancak tüm olumsuzluklara karşın yerleşik kurum kültürlerinin birkaç yıl içinde değişmesinin de zor olduğu kabul edilmelidir. Bürokratik yapılan-ma gereği, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar gibi dezavan-tajlı gruplar söz konusu olduğunda tüm sorumluluğun doğrudan İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine bırakılması alışkanlığının giderek zayıfladığını görmek umut vericidir. Diğer yandan, eylem planı uygulamaları ile iste-nen düzeyde olmadığı ifade edilse de, birlikte çalışma kültürünün yer-leşmeye başladığı da söylenebilir.

Page 141: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|131|

Bu noktada en önemli kazancın çocukların ihtiyaç duydukları hiz-metlere ulaşmada sorun yaşamamaları olduğu açıktır. Sekiz pilot ilde gerçekleştirilen çalışmalarda, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanla-rı, ilgili kurumlarla ilişkilerinde eskiye göre çok daha az sorun yaşan-dığını ancak ilişkilerin henüz kurumsallaşamadığını belirtmektedir. Ka-tılımcıların, en basit ifadeyle, çocukların ihtiyaç duydukları hizmete daha hızlı ulaşmasının sağlandığını belirtmeleri küçümsenecek bir iler-leme değildir.

Yanı sıra, sekiz pilot ilde sürdürülen eylem planı uygulamalarının ge-liştirdiği kurumlar arası işbirliği ile İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinin konuyla ilgili çalışmalarına önemli finansal ve insan gücü desteği sağlan-dığı da görülmektedir. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının, il özel idarelerinin, bazı illerde yerel yönetimlerin sahip olduğu kaynak-ları eskiye göre daha fazla oranda sosyal hizmet kurum ve kuruluşları-na açtıkları anlaşılmaktadır.

İl Eylem Planları’nın uygulanmasında yaşanan sorunlar ile illerde gözlemlenen ve elde edilen ortak sorunlar şu şekilde özetlenebilir:

İl Eylem Planlarının başarılı bir biçimde uygulanabilmesinin büyük oranda İl Valisinin ve İl Sosyal Hizmetler Müdürü’nün konuya gösterdi-ği duyarlılıkla doğru orantılı olduğu anlaşılmaktadır. Vali’nin duyarlılık göstermesi, kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun sağlanmasındaki en önemli etken olarak görünmektedir. Dahası, Valiliğin planlanmış fa-aliyetlere ilişkin izleme çalışması yaptığı durumlarda planın etkinliğinin arttığı anlaşılmıştır. Valiliğin olumlu etkisinin görüldüğü bir başka alan ise yerel kaynakların harekete geçirilmesidir. Valiliklerin, modelde ön-görüldüğü şekliyle koordinasyon ve işbirliği rollerini yerine getirmesi-nin önemi bu araştırmada ortaya çıkan temel bulgulardan biridir. Kısa-cası, il valisinin, kişisel olarak konuya gösterdiği duyarlılık İl Eylem Pla-nı uygulamalarının başarısında belirleyici olmaktadır. Planların başarı-sının kişilerin konuya duyduğu ilgi ve isteklilikleri ile sınırlı kalmaması, merkezi iradenin bu konudaki karalılığının gösterilmesi açısından büt-çe ve personel tahsisi olan yapılanmaların, kişisel çabaların yerine geç-mesi gerektiği açıktır.

Modelde de ifade edildiği gibi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu çok düzeyli bir müdahaleyi gerektirmektedir. Sorunun doğası, birçok kurum ve kuruluşun hizmetleriyle örtüşmekte ve bu nok-tada hizmetlerin koordine edilmesi ve kurum/kuruluşların işbirliği için-de çalışması önem kazanmaktadır. Sekiz pilot ilde gerçekleştirilen de-ğerlendirme çalışmasında ortaya çıkan bulgular, işbirliği ve koordinas-yonun sağlanmasında hizmet modeli ve İl Eylem Planlarının önemli bir ivme sağladığını, ancak gelinen düzeyin yetersiz olduğunu göstermek-tedir. Koordinasyon (eşgüdüm), “farklı kurumların aynı hedefe yönelen hizmetleri arasında eş zamanlılık ve uyumlu hareket kabiliyeti bulun-masını ifade eder. Koordinasyon, çok disiplinli çalışma alanlarının zo-runlu ilkeleri arasında yer alır” (British Council ve SHÇEK, 2008). Hiz-metin koordine edilmesinin iki temel işlevi olduğu bilinmektedir. Bi-rincisi, özellikle kamunun elinde bulunan kaynakların (finansal, insan gücü vb.) bir arada ve amaca yönelik kullanımı sağlanacaktır. İkincisi ise hizmet tekrarlarını önleyerek, kaynakların ihtiyaç sahiplerine ulaşma-sı olanaklı olacaktır. Elde edilen bulgular bu çerçevede değerlendirildi-

Page 142: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|132|

ğinde, İl Eylem Planlarının ve geniş anlamda Yeni Hizmet Modelinin uy-gulanabilmesi için paydaş kurum ve kuruluşlar ile koordinasyon ve işbir-liği arttırılmalıdır. Bu amaçla ortak bir strateji geliştirilmesi ve İl Eylem Planlarının öncelikli amacının bu yönde revize edilmesi gerekmektedir. Yeni Hizmet Modeli değerlendirildiğinde, SHÇEK dışındaki paydaş kurum ve/kuruluşların soruna yönelik bilgi ve farkındalık düzeyinin yetersiz ol-duğu, birlikte çalışma kültürünün henüz oluşturulamadığı anlaşılmakta-dır. Bir katılımcının da belirttiği gibi, Türkiye’nin temel sorunu özellikle kamu sektöründe birlikte çalışma ve uzlaşma kültürünün oluşturulama-mış olmasıdır. İl eylem planları ve Yeni Hizmet Modeli temelde bir işbir-liği modelidir. Modelin uygulanmasında ve İl Eylem Planlarının uygulan-masında insan faktörünün göz ardı edilmemesi önemlidir. Verilerden de anlaşılacağı gibi, bazen bir okul müdürü veya öğretmen, bazen ise bir kolluk kuvveti çalışanı, sistemin işleyişine etki edebilmektedir.

İşbirliği ve koordinasyonun istenen düzeye gelmemesinde etken ol-duğu düşünülen sorunların başında İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri dı-şındaki paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerinin eylem planlarına iliş-kin yeterli bilgiye sahip olmamaları gelmektedir. İllerde düzenlenen ça-lıştaylarda, eylem planlarının öngördüğü düzenli koordinasyon toplan-tılarına katılan bazı katılımcıların dahi eylem planının içeriği konusun-da yeterli bilgiye sahip olmadığını ifade etmesi düşündürücüdür. İçeriği konusunda bilgi sahibi olmadan eylem planının uygulanmasında sorum-luluk alabilmek olanaklı değildir. Dahası, il düzeyinde sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmetlerin sunulması konusun-da sorumluluk ve rol alması beklenen birçok kişinin, eylem planı hazır-lık aşamasında yer almadıkları öğrenilmiştir. Bu durumun, eylem plan-larının uygulanabilirlik kapasitesini önemli ölçüde azalttığı açıktır. Öte yandan, sekiz pilot ilin tamamında yaşanan ortak sorun, paydaş kurum ve kuruluşlarda eylem planı kapsamında çalışmalarda yer alacak kurum temsilcilerinin tayin, işten ayrılma, görev değişikliği gibi nedenlerle sık-ça değişmesi olarak tanımlanmıştır.

Bu noktada, sekiz pilot ilde yürütülen çalışmaların/hizmetlerin, 2006 yılında geliştirilen İl Eylem Planları doğrultusunda yürütülüp yürü-tülmediği konusuna ayrı bir parantez açmakta yarar görülmektedir. İl-lerde gerçekleştirilen görüşmelerde, mevcut uygulamaların rutin şekil-de devam ettiğine, İl Eylem Planları hazırlandıktan sonra uygulamaların planlanmasında ve yürütülmesinde rehber olma özelliklerini kaybettiği-ne ilişkin güçlü bulgular elde edilmiştir. Daha açık bir ifadeyle, planlar hazırlanmış ancak zaman içerisinde unutulmuştur. Bu açıdan, İl Eylem Planlarının uygulanma durumunu değerlendirmede kullanabileceğimiz en önemli araç, 2007 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru-mu tarafından hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuk-lara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu”dur. Raporda 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Modeli Eşgü-düm Toplantısı’nda sekiz pilot il için önceliklerin belirlendiği, planlan-dığı ve uygulamaya geçilmesi için talimat verildiği görülmektedir. Aşa-ğıdaki tabloda 16-17 Haziran 2005 tarihinde yapılan Yeni Hizmet Mode-li Eşgüdüm Toplantısı’nda 8 pilot il için belirlenen önceliklerin gerçek-leştirilme durumu görülmektedir.

Page 143: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|133|

Tablo 21: 2005 yılı Yeni Hizmet Modeli Eşgüdüm Toplantısında Belir-tilen Önceliklerin Gerçekleştirilme Durumu3

3 Planlanan faaliyetlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin veriler, sekiz pilot ildeki “İl Sosyal Hizmet-ler Müdürlükleri” ile yapılan yazışmalar sonucunda elde edilmiştir. Yukarıdaki tablo, Sosyal Hizmetler ve Ço-cuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü aracılığıyla ilgili il müdürlüklerine gönderilmiş ve planlanan faaliyetle-rin gerçekleştirilme durumu hakkında bilgi istenmiştir.

PİLOT İLLER BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

ADAN

A

“Hizmet Modeli”nin uygulanmasına katılacak kamu personelinin tahsisi ve nitelikli hale getirilmesi

Hizmet modelinin uygulanmasına katılacak kamu personeli tahsis edilmiş ve nitelikli hale getirilmiştir.

Modelin işleyişine ilişkin fiziksel mekân ve alanların hazırlanması

Modelin işleyişine ilişkin fiziksel mekân ve alanlar hazırlanmıştır. Bu kapsamda İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı olarak Erkek Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi ve M.Şükrü Tülay Kız Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi birimleri oluşturulmuştur. Yeni Hizmet Modeli’nin etkin ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi için mevcut olan Oğuz Kağan KÖKSAL Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi,75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi, Toplum Merkezleri ile Adana Aile Danışma Merkezinin fiziksel koşulları iyileştirilmiştir.

Modelin finans kaynaklarının açıkça belirlenmesi ve mahallinde bütçelendirilerek uygulanması

Modelde ihtiyaç duyulan finans kaynakları; Adana Valiliği, İl Özel İdaresi, SYDV, SHÇEK bütçelerinden ayrılan ödenek ile sağlanmıştır.Yeni Hizmet Modeli çerçevesinde ekonomik sebeplerle sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklardan, koruma ve bakım altına alınan çocuk ve gençler ile aileleri ayni-nakdi yardımla desteklenerek çocukların sokağın risklerinden korunmaları, kuruluş bakımı altına alınan çocukların aile yanına döndürülmeleri sağlanmıştır.

Sivil toplum kuruluşları ve gönüllü kişilerin sisteme entegre edilmesi ve gönüllülüğün özendirilmesi

Sivil toplum kuruluşları ve gönüllü kişiler sisteme entegre edilmeye çalışılmış ve gönüllülüğün özendirilmesi ve gönüllü çalışmaların yaygınlaştırılması çalışmaları yapılmıştır. Uçan Balon Çocuk ve Gençlik Merkezi, TİSK, TÜRK-İŞ ve İl Özel İdaresi, risk altında bulunan çocuk ve ailelerine yönelik projeler ve katkılar sağlamıştır. Bu projeler STK’lar ve gönüllü kişilerce desteklenmiştir.

Page 144: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|134|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Seyhan ve Yüreğir ilçelerinde birer mobil ekip kurulması

Yeni Hizmet Modeli kapsamında Adana Yüreğir ilçesinde yer alan 75.Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezinde iki mobil ekip kurulmuştur. Kurulan mobil ekipler Yüreğir ilçesinde yer alan bir birime bağlı kurulsa da, Seyhan ve Yüreğir ilçesinde aktif alan çalışması yapmışlardır.

Çocuk bilgi bankası kurulması Yeni Hizmet Modelinde yer alan risk gurubundaki çocuklara yönelik bilgiler Adana Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğü, SYDV, TİSK-TÜRK-İŞ, İş-Kur, SHÇEK, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü,İl Milli EğitimMüdürlüğü, yerel yönetimler ve STK’lar vb. tarafından ilgili birimlerce kayıt altına alınmıştır. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan koordinasyon biriminde bilgiler bir araya getirilmiştir.

PİLOT İLLER

ADAN

A

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Üniversitelerin desteğinin sağlanabilmesi için özel bir toplantının yapılması

Valilik koordinasyonunda İl Eylem Planlarının uygulamasına yönelik STK’ların da yer aldığı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin de bulunduğu geniş katılımlı toplantılar düzenlenmiştir.

Halka yönelik, çocuk suçluluğunu önleyici bilgilendirme toplantılarının düzenlenmesi

Halka yönelik bilgilendirme toplantıları yapılamamıştır.

Belediyelere ait çocuk kulüpleri ve gençlik merkezlerinin sayılarının arttırılması

Ankara Büyükşehir Belediyesi çocuk ve gençlere yönelik merkezlerin sayısını artırarak hizmetlerden daha çok çocuğun yararlanmasını sağlamıştır.

PİLOT İLLER

ANKA

RA

Page 145: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|135|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Uygulama eğitimleri Madde bağımlılığı, şiddet, ihmal-istismar vb. konular ile özel eğitime gereksinim duyan çocukların eğitimlerine yönelik olarak okul yöneticilerine, öğretmenlere ve diğer personele yönelik bilgilendirme etkinlikleri düzenlenmiştir.Ankara’da bulunan 50 bin öğretmenin %51’ine İl Milli Eğitim Müdürlüğünce madde bağımlılığı, şiddet, ihmal-istismar vb. eğitimleri verilmiştir.Ankara ilinde görev yapan ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki rehber öğretmenlerine yönelik olarak 27.02.2009 tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ‘’ “Madde Bağımlılığı” başlığı altında 78 rehber öğretmene bir sunum yapılmıştır.SHÇEK ÇOGEM Müdürlüğü tarafından risk altındaki çocuklar konusunda 120 rehber öğretmene eğitim verilmiştir.Çocuk Hakları Komitesi üyesi olan çocukların “Ergenler için Yaşam Becerileri Eğitimi ve Akran Eğitimi” alması sağlanarak Gazi Yetiştirme Yurdu’nda bu eğitimleri vermeleri sağlanmıştır. “Çocuktan Çocuğa Akran Eğitimleri” yaygınlaştırılmıştır.Yerel yönetim, STK çalışanları ile diğer kurum görevlilerinin kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik eğitim çalışmaları yapılmıştır.

Koordinasyon Merkezi: Valilik koordinesinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve diğer ilgili birimlerin katılımları ile ayda bir kez toplanılması

İllerde vali, ilçelerde ise kaymakam başkanlığında iki ayda bir Çocuk Koruma Kanunu’nun 20 ve 21. maddesi gereğince ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının katılımı ile İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü koordinasyonunda toplantılar yapılarak, toplantı sonuçları Adalet Bakanlığına bildirilmektedir.

Gece Barınağı: Madde bağımlısı ve/veya tedavi kabul etmeyen çocukların gece kalabilecekleri mekân

Gece barınağı hizmete açılmamış olup bu görevi Behice Eren Çocuk ve Gençlik Merkezi yürütmektedir.

İlk Adım İstasyonu: İhmal ve istismara uğramış kız çocuklarının kalabilecekleri mekân

İlimizde ihmal ve istismara uğramış erkek çocuklar, Behice Eren İlk Adım İstasyonu’nda, kızlar ise Atatürk Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi’nde hizmet almaktadır.

PİLOT İLLER

ANKA

RA

Page 146: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|136|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Madde Bağımlılığı Tedavi Ünitesi: Halen Akdeniz Üniversitesi’nde 10 yataklı bir odada bu konuda hizmet vermektedir. Bir hayırsever tarafından üniversite içinde 35 yataklı bir ünitenin ise temeli atılmamıştır.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi bahçesinde bir hayırsever tarafından Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi yaptırılmış olup hizmete devam etmektedir.

Mobil Ekipler: Sokakta hizmet veren mobil ekiplerin en az iki araç ve personel desteği(Valilik veya belediyelerden) ile güçlendirilmeleri gerekmektedir.

Genel Müdürlüğümüz tarafından kiralanan bir araç ve 2009 yılında Büyükşehir Belediyesi’nden tahsis edilen bir araç ve personelle birlikte iki mobil ekip çalışmalarına devam etmektedir.

Mesleki Kurslar: Okul ile ilişiği olmayan çocukların mesleki kurslara yönlendirilmesi amacıyla Gençlik Merkezleri’ne araç ve gereç yönünden takviye yapılması ve mesleki eğitim ünitelerinin oluşturulması gerekmektedir.

Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların tespitinden sonra eğitim ve öğretimine devam etmeyen çocuklar ve ailelerine rehberlik yapılarak okula devamları sağlanmaktadır. Çocuk ve Gençlik Merkezinin fiziki şartlarının iyileştirilmesi, mesleki eğitim ünitelerinin oluşturulması amacıyla ÇOGEM projesi hazırlanmış, bütçelendirilmiş ve inşa çalışmaları başlatılmıştır.

Bursa’da sokakta yaşayan ve madde kullanan (uçucu madde) çocukların tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik olarak devlet hastanesi bünyesinde bir klinik açılmıştır, ancak uzman personel ve fiziki koşullar yetersizdir. Bu yüzden en kısa zamanda bir Uçucu Madde Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi kurulmalıdır.

İlimizde madde kullananlara yönelik Madde Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi açılmış olup 2010 yılı Mart ayında poliklinik hizmeti vermeye başlamıştır. 2010 yılı Temmuz ayı sonunda da yatılı hizmet vermesi planlanmaktadır.

PİLOT İLLER

ANTA

LYA

BURS

A

Page 147: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|137|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Sokakta yaşayan çocukların ailelerine yönelik meslek edindirme ve istihdam garantili kurslar devam ettirilmelidir. Ayrıca bu ailelerin yetişkinlerine okuma-yazma kursları verilmeli ve aile planlaması konusunda bilinçlendirme çalışmaları yürütülmelidir.

İl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı ile işbirliği yapılarak, sokakta çalıştırılan çocukların babalarına yönelik inşaat ustalığı kursu verilmiştir. Toplum Merkezi Müdürlüğü işbirliğinde, sokakta çalıştırılan çocukların annelerine yönelik okuma-yazma kursları açılmıştır. Sokakta çalıştırılan çocukların yoğun olarak öğrenim gördükleri okullarda bu çocukların ailelerine yönelik,çocukları sokakta bekleyen tehlikeler, çocuk ihmali ve istismarıkonularında eğitim verilmiştir.

Birçok eksikliklerin giderilmesini sağlayacak Sevgi Köyü Projesi’nin en kısa zamanda bitirilmesi gerekmektedir.

Sevgi Köyü Projesi tamamlanmış olup 20 Ekim 2006 tarihinde sokakta çalışan çocuklara yönelik Sevgi Köyü Çocuk ve Gençlik Merkezi olarak hizmete açılmıştır.

Ailelerin Güçlendirilmesi: Ailelerin ekonomi, eğitim, sağlık ve istihdam konularında desteklenerek güçlendirilmeleri gerekmektedir.

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, SYDV, yerel yönetimler, Halk Eğitim Merkezleri, STK’lar ve İşkur aracılığı ile çalışmalar yapılmakta ancak yeterli olmamaktadır. Yeni programlar yürütülmektedir.

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve STK’ların işbirliği ile ailelere yönelik eğitim çalışmaları yapılması gerekmektedir.

Sürekli olarak yapılmaktadır.

Risk altındaki çocukların eğitimi için muhtar, rehber öğretmen ve okul idarecilerine yönelik eğitim çalışmaları yapılması gerekmektedir

Özellikle 2006-2010 yıllarında İl Milli Eğitim Müdürlüğü TEDP kapsamında eğitim faaliyetleri yürütülmüştür.

Okul öncesi eğitimin öncelikle göç alan bölgelerde yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda ana sınıflarının açılmasına yönelik çalışmalar hızlandırılarak devam etmektedir.

PİLOT İLLER

BURS

AD

İYAR

BAKI

R

Page 148: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|138|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Çocuk koordinasyon merkezi kurulması planlanmaktadır.

İlimizde çocuk koordinasyon merkezi olarak 75.Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi bulunmakta ve faaliyet yürütmektedir.

Valilik, belediyeler ve STK’ların işbirliği ile madde bağımlısı çocukların tedavisi için UMATEM açılması gerekmektedir.

İlimizde 2008 yılından itibaren hizmet veren 10 yataklı UMATEM bulunmakta olup halen hizmetlere devam edilmektedir.

Valilik, belediyeler ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile ailelere yönelik meslek edindirme atölyelerinin ve kurslarının açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

2010 yılı içerisinde SODES projeleri kapsamında ailelere yönelik meslek edindirme kurslarına yönlendirmeler yapılmaktadır. Ayrıca İş-Kur aracılığıyla da ailelerin mesleki kurslara yönlendirilmesi çalışmaları yürütülmektedir.

İnsan Kaynakları: Hizmet modelinin uygulanması için meslek elemanı (sosyal çalışmacı, psikolog, öğretmen, çocuk eğiticisi, doktor, hemşire, fizyoterapist, nöbetçi memur vb.) desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.

İhtiyaç duyulan meslek elemanları SODES projeleri kapsamında temin edilmekte olup hizmet modelinin uygulanması konusunda çalışmalara destek sunmaktadır.

Okul öncesi eğitim yaygınlaştırılmalı ve risk altındaki bölgelere öncelik verilmelidir.Risk altındaki çocukların özel okullara yerleştirilmeleri gerekmektedir.

İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda okul öncesi eğitim için ana sınıfı oluşturulması çalışmaları hızlandırılarak devam etmekte olup risk altındaki çocuklar bölgede bulunan YİBO’lara yönlendirilmiş, ancak çocukların ve ailelerinin isteksiz olması sebebiyle istenen başarıya ulaşılamamıştır.

Yerel yönetimlerin (belediyelerin) yeni modelde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmesi (Kartal ve Küçükçekmece Belediyeleri’nin Barınak ve İlk Adım İstasyonları ile diğer belediyelerin sokak ofislerini tamamlamaları hedeflenmektedir).

İlimiz dâhilindeki ilçe Belediyelerinden Kartal Belediyesince 1 Gözlemevi ve 1 Sokak Ofisi, Gaziosmanpaşa Belediyesince 1 İlk Adım İstasyonu hizmete açılmıştır.

PİLOT İLLER

DİY

ARBA

KIR

İSTA

NBU

L

Page 149: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|139|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

Belediyelerin daha aktif olması ve yeni yasada verilen sosyal hizmet yükümlülüklerini yerine getirmeleri için çalışmalarının desteklenmesi gerekmektedir. Sokakta çalıştırılan çocuk sorununun yoğun olarak görüldüğü ilçelerin başında gelen Kadıköy, Üsküdar, Büyükçekmece, Fatih, Bağcılar ve Esenler İlçe Belediyeleri’nin birer ‘Toplum Merkezi’ kurmaları.

İlçe belediyelerince Toplum Merkezi açılamamıştır.

Alanda özel eğitim almış uzman personelin arttırılması.

Alanda özel eğitim almış uzman personel sayısı arttırılmıştır.

Konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliğini arttırmak amacıyla, Koordinasyon Merkezi’nde geniş katılımlı bir toplantı düzenlenecektir.

Sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle geniş katılımlı toplantılar gerçekleştirilmiştir.

Basın proje hakkında daha fazla bilgilendirilecek ve desteği aranacaktır.

Basın proje konusunda bilgilendirilmiştir. Yürütülen çalışmalar basında yer almıştır.

İstanbul Valiliği Bilgi İşlem Merkezi’nce yürütülen “Çocuk Bilgi Bankası” geliştirilecektir.

Çocuk Bilgi Bankası geliştirilmiş ve hala kullanılmaktadır.

Kanunla ihtilafa düşen çocuklar konusunda mevcut sistemin ve yeni modeldeki yaklaşımın geliştirilmesi.

Geliştirilmiştir. Kanunla ihtilafa düşmüş çocuklar için Kemerburgaz Ağaçlı köyünde bir merkez açılmıştır. Bu alana yönelik kuruluş sayısını arttırma çalışmaları devam etmektedir.

Alanda çalışacak meslek elemanlarının sayısının arttırılması

İlimizde Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile sokakta çalışan, çalıştırılan, suça bulaşmış ve bulaşma riski altında bulunan çocuklarımız için koordineli çalışmalar gerçekleştirilmesi için işbirliği yapılmaktadır.Bu işbirliği çerçevesinde, İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan birim ile İlimizde bulunan okullarda,

PİLOT İLLER

İSTA

NBU

LİZ

MİR

Page 150: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|140|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

çocuklarımızın çevrede bulunan risklerden korunması amacıyla ekipler oluşturulmuştur. Söz konusu ekipler, mesleki çalışma yapılması gereken çocuklar ile ilgili bildirimleri Müdürlüğümüze yapmaktadırlar. Yapılan bildirimler Müdürlüğümüz meslek elemanları tarafından değerlendirilmekte ve çocuklar ve aileleri için uygun olan hizmet modelleri tespit edilmektedir.5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında İlimiz Milli Eğitim Müdürlüğünce suça karışmış, suç mağduru çocuklar ve aileleri hakkında Mahkemeler tarafından talep edilen sosyal inceleme raporlarının düzenlenmesi amacıyla İl Müdürlüğümüze rehberlik ve psikolojik danışman görevlendirilmeleri yapılmıştır.Jandarma Çocuk Birimleri tarafından risk altında bulunan çocuklar Müdürlüğümüz bünyesinde açılan İlk Müdahale Birimine teslim edilmektedirler. İlgili birimde çocuklar ve ailelerinin yararlandırılacakları hizmet modelleri tespit edilerek Müdürlüğümüz hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmaktadır.

Uygun fiziki koşullara sahip olan bir Tedavi ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi kurulması ve mobil ekip sayısının arttırılması

İlimizde İzmir Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi, Çiğli ilçemizde hizmet vermektedir. Daha uygun fiziki koşullara sahip rehabilitasyon merkezi için Bornova ilçemizde İl Özel İdaresine ait arsa Müdürlüğümüze tahsis edilmiş olup, söz konusu bina projelendirilmiştir.İlimiz Emniyet Müdürlüğü, İl Çocuk Jandarma ve İl Müdürlüğümüzün koordineli çalışması nedeniyle Müdürlüğümüz bünyesinde görev yapmakta olan mobil ekiplerin sayısı arttırılmamıştır.

PİLOT İLLER

İZM

İR

Page 151: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|141|

BELİRLENEN ÖNCELİKLER GERÇEKLEŞTİRİLME DURUMU

İstismara uğramış kız çocuklarına hizmet verecek bir merkez açılması

İstismara uğramış kız çocuklarımız için İzmir Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi hizmet vermekte olup, ayrıca söz konusu kız çocuklarımıza hizmet vermek amacıyla İlk Müdahale Birimi açılmıştır.İlk Müdahale Biriminde haklarında yapılan değerlendirme sonucunda çocuklarımızın yararlandırılacağı hizmet modeli tespit edilerek durumlarına uygun kuruluşlara ya da ailelerinin yanına yerleştirilmektedirler.Hamile olan kız çocuklarımız ilimiz Urla ilçesinde açılan Urla İsmet Vural Çok Amaçlı Sosyal Hizmet Kuruluşuna yerleştirilmektedirler.

Sokak Ofisi ve Barınak açabilmek için bu kurumlarda çalışacak psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimci branşlarında acil personel desteği sağlanması

Başbakanlığın 2005/5 No’lu Genelgesi sonrasında 19.12.2006 tarihinde Sokakta Çalıştırılan Çocukların Korunması ile ilgili Valilik Genelgesi yayımlanarak uygulamaya konmuştur. İl Eylem Planı kapsamında şehir merkezinde Sokak Ofisi ve Barınak oluşturulması yönünde çalışmalar planlanmış olup henüz hayata geçirilememiştir.Şu an çalışmalar mobil ekip yoluyla sokak çalışmaları gerçekleştirilmesi şeklinde sürdürülmektedir.Personel ihtiyacı; kadrolu olarak yapılan atamalar, ek ders karşılandığında görevlendirme ve projelerden istihdam şeklinde karşılanmıştır.

Yatırım için bütçe olanaklarından pay ayrılması (SHÇEK için)

İl Eylem Planı kapsamında yürütülen tüm çalışmalarda ödenek talebi en olumlu şekilde karşılanmış olup mobil ekip oluşturulması sürecinde Mersin Çocuk ve Gençlik Merkezi Müdürlüğümüzün personel ihtiyacı Genel Müdürlük Oluru ile ek ders karşılığı ücretlendirme yoluyla sağlanmıştır.

Donanım için pay ayrılması, bütçe olanaklarının zorlanması (özellikle nakdi yardım hizmetinin arttırılması)

Özellikle göç yoluyla gelen, sosyo-ekonomik yoksunluk içinde bulunan sokakta çalıştırılan çocuklar ve ailelerin ayni ve nakdi yardım hizmetlerinden yararlandırılması konusunda öncelik sağlanmıştır.

PİLOT İLLER

İZM

İRM

ERSİ

N

Page 152: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|142|

Uygulamalarda göze çarpan bir diğer nokta ise kentler arasındaki kurumsal yapılanma farklılıklarının uygulamaları olumsuz etkilemesi-dir. Bazı pilot illerde, Yeni Hizmet Modeli’nin öngördüğü kurumsal ya-pılanmanın büyük ölçüde tamamlandığı (İstanbul, Antalya ve Diyarbakır gibi) ve hizmetlerin “kısmen” bir bütün olarak sunulabildiği görülse de bu durum tüm iller için geçerli değildir. Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planlarının öngörüldüğü şekliyle uygulanabilmesi için gerekli altyapının henüz oluşturulamadığı, bu durumun uygulamanın önündeki önemli en-gellerden birisi olduğu görülmektedir.

Tüm iller için geçerli olan bir diğer konu ise, kent düzeyinde so-kakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin ortak veri tabanı-nın bulunmaması (İstanbul’da oluşturulan Çocuk Bilgi Bankası çalışma-sı bu açıdan öncü bir çalışma olarak nitelendirilebilir), çocukların sayı-sının net olarak bilinmemesi, konuyla ilgili bilimsel araştırma sayısının son on yıldaki önemli artışına karşın, özellikle bazı pilot illerde önem-li bir bilgi eksikliğinin yaşanmasıdır. Bu noktada, modelin öngördüğü kurumsal işbirliği ve koordinasyonun oluşturulamadığı söylenebilir. Se-kiz pilot ilin tamamında en az bir yüksek öğretim kurumu bulunmakta-dır. Model, üniversitelere özel bir işlev yüklememekle birlikte, İl Eylem Planları’nda üniversitelerin yer aldığı anlaşılmıştır. Buna karşın, üniver-sitelerin kurumsal kaynaklarının kentteki olgunun karakteristiğinin ve boyutlarının ortaya çıkarılmasında yeterince kullanılamadığı açıktır. İl Eylem Planları’nın karşılaşılan temel eksikliklerinden birisi üniversite-lerin çalışmalara dâhil edilememesidir.

İl Eylem Planı uygulamalarının aksamasına neden olan bir başka fak-törün ise İl Eylem Planları’nda yer alan faaliyetlerin uygulanabilmesi için finansal kaynak ayrılmaması, olası finansman kaynaklarının planlar-da belirtilmemesidir. Katılımcılara göre, İl Eylem Planları kentteki soru-na bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşsa ve doğru tespitler ile uygun mü-dahaleler geliştirse dahi, finansal yetersizlikler nedeniyle uygulamada sorunlar yaşanmaktadır. Bu açıdan, İl Eylem Planları’nda, faaliyetlere ilişkin bütçeleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Planlanan faaliyetlerin hangi kurum/kuruluşun bütçe olanakları ile yapılacağı veya kamu büt-çesinden yararlanılmayacaksa faaliyetin gerçekleşmesi için ihtiyaç du-yulan finansal girdinin nasıl sağlanacağının belirlenmemesi uygulama-yı aksatmaktadır.

Sekiz pilot ilde incelenen uygulamalar ışığında İl Eylem Planı uygu-lamalarına dahil edilemeyen, yeterli desteğin sağlanamadığı iki paydaş kurum bulunmaktadır. Bunlardan ilki yerel yönetimlerdir. Antalya gibi tersine örnekler olduğu anlaşılsa da, sekiz pilot ilin büyük bölümünde yerel yönetimlerin İl Eylem Planı uygulamalarına istenen desteği ver-mediği ifade edilmektedir. Bazı illerde yerel yönetimlerin koordinasyon toplantılarına katılmak üzere temsilci dahi göndermediği belirtilmiştir. Öte yandan yerel yönetimlere bağlı olarak hizmet veren kolluk kuvvet-lerinin sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin müdahale mekanizmasının bir parçası olmadıkları, personelin konuya ilişkin far-kındalık düzeyinin yetersiz olduğu da ifade edilen konular arasındadır.

Uygulamalara dâhil edilemeyen ikinci bileşen ise sivil toplum örgüt-leridir. Paydaş kurum ve kuruluş temsilcilerine göre sekiz pilot ilin hiç-

Page 153: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|143|

birinde sivil toplum kuruluşları İl Eylem Planı uygulamalarının aktif bi-rer parçası olamamışlardır. Bu durumun iki temel nedeni olduğu düşü-nülmektedir. Birincisi, sivil toplum kuruluşlarının Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planlarında rol ve işlevlerinin belirlenmemiş olması, ikincisi ise sivil toplum-kamu sektörü arasındaki ilişkinin, Türkiye’de kamu yöneti-mi sistemi ile de ilişkili olarak, görece yeni gelişiyor olmasıdır.

İl Eylem Planı uygulamalarının değerlendirilmesi çalışmasında or-taya çıkan diğer bir nokta ise kentteki ekonomik kapasitenin sokak-ta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik çalışmalara yeterince aktarılamamasıdır. Diyarbakır hariç olmak üzere sekiz pilot ilin tama-mında güçlü bir ekonomik kapasite bulunmaktadır. Pilot iller, Türkiye ekonomisinin temel aktörleri olarak tanımlanabilir. Buna karşın, İl Ey-lem Planları’nda illerde bulunan ticaret ve sanayi odaları, serbest tica-ret bölgeleri, büyük ölçekli ticari kuruluşların yer almadığı veya kentte mevcut kapasitenin uygulamalarda kullanılamadığı görülmektedir. Ör-neğin, Antalya’da var olan hizmet sektörü ile Adana ve Mersin’de bu-lunan tarım sektörü dezavantajlı çocuk ve aileler için önemli bir istih-dam alanı olarak tasarlanabilir. Ancak bu tür bir tasarım için ilgili kent-lerde, işveren örgütlerinin ve sendikaların konuya olan farkındalıkları-nın arttırılması ve İl Eylem Planları’nda aktif aktörler olarak yer alma-ları gerekmektedir.

İl Eylem Planı uygulamalarında görülen bir başka ihtiyaç ise merke-zi idarenin ve yerel yönetimlerin hizmetlerinin koordine edilmesidir. İl-lerde elde edilen bulgulara göre, merkezi idareye bağlı kurum ve ku-ruluşlar ve yerel yönetimler zaman zaman benzer amaçlara ulaşmak için çalışmalar yürütmektedir. Ailelere yönelik sosyal yardım uygulama-ları bunun güzel bir örneğidir. Ancak, koordinasyon eksikliği nedeniy-le kamu kaynaklarının etkin ve etkili kullanımının sağlanamadığı anla-şılmaktadır.

İl Eylem Planları’nın ölçülebilir hedefler şeklinde oluşturulmamış, başarı ve başarısızlık kriterlerinin belirlenmemiş ve genel olarak değer-lendirme boyutunun eksik olması nedeniyle sorunlar yaşandığı da anla-şılmaktadır.

Son olarak, pilot illerde sosyal hizmet kuruluşlarındaki meslek ele-manı sayısının yetersiz olması nedeniyle hizmetlerin aksadığı veya etkin hizmet sunumunun gerçekleşemediği görülmektedir. Örneğin, tek bir meslek elemanının çalıştığı toplum merkezlerinin bulunduğu ifade edil-miştir. Bu açıdan, insan gücü planlamasının İl Eylem Planı uygulamala-rında dikkat edilmesi gereken bir unsur olduğu açıktır. Ancak konu sade-ce meslek elemanı sayısının artırılması bağlamında ele alınmamalıdır. Sokaktaki çocuklar ile çalışmanın ayrı bilgi ve beceri gerektirdiği açık-tır. Bu nedenle, personel sayısının artırılması kadar mevcut personelin hizmet içi eğitimler ile desteklenmesi de önem taşımaktadır.

İl Eylem Planı Uygulamalarının Geliştirilmesi için ÖnerilerSekiz pilot ilde gerçekleştirilen değerlendirme çalışmasında, katı-

lımcıların görüşleri doğrultusunda İl Eylem Planlarının uygulanması için dile getirilen ortak öneriler şu şekilde özetlenebilir.

Page 154: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|144|

- Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarında yaşanan kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon sıkıntısını aşabilmek amacıyla ulusal düzeyde kullanılabilecek ortak bir terminoloji oluşturulması.

- Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planları’nda yer alan paydaş ku-rum/kuruluşların rol ve sorumluluklarının net olarak belirlenme-si.

- Kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon sorununu aşabilmek amacıyla ortak protokoller imzalanması.

- Kent düzeyinde sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklarla ilgili tüm verilerin İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinden toplan-ması ve paydaş kurum ve kuruluşların üç (3) ayda bir hazırlaya-cakları rapor aracılığıyla diğer kurum ve kuruşları bilgilendirme-si.

- İl Eylem Planı uygulamalarına üniversitelerin ve sivil toplum ku-ruluşlarının etkin katılımının sağlanması.

- Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusunun kentler-deki boyutunu tanımlayabilmek için her ilde yılda bir kez olmak üzere araştırma yapılması ve bu sürece üniversitelerin etkin ka-tılımının sağlanması.

- İllerde sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara ilişkin or-tak bir veri tabanı oluşturulması.

- Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı uygulamalarının geliştiril-mesi için koordinasyon mekanizmasını ve rol/sorumluluk dağılı-mını gösteren bir rehber kitapçığın hazırlanması.

- İl Eylem Planları’nın, amaçlarına ulaşabilmesi için bir izleme-değerlendirme stratejisinin oluşturulması.

Çocuk ve Gençlik Merkezlerinin Fiziksel Özellikleri ve Merkezlerin Geliştirilmesi İçin Öneriler Çalışmanın bu bölümünde, öncelikle sekiz pilot ilde hizmet sunan

çocuk ve gençlik merkezlerinin fiziksel özelliklerine ilişkin bulgular su-nulacaktır. Bulgular pilot illere düzenlenen çalışma ziyaretleri sırasın-da, hazırlanan çocuk ve gençlik merkezi gözlem formu aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen bulgular ile pilot illerdeki çocuk ve gençlik mer-kezlerinin fiziksel özelliklerinin betimlenmesi ve böylece merkezlerin güçlendirilmesi için önerilerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Sekiz pi-lot ile gerçekleştirilen çalışma ziyaretleri kapsamında toplam on dört (14) çocuk ve gençlik merkezi ziyaret edilerek veri toplanmıştır. Veriler Ek 7’de yer alan Tablo 27’de detaylarıyla incelenebilir.

Çocuk ve gençlik merkezleri gözlem formundan elde edilen veriler ışığında ortaya çıkan görünüm şu şekildedir: Sekiz pilot ilde hizmet su-nan ÇOGEM’lerin büyük oranda kent merkezlerine ve çocukların çalış-ma alanlarına yakın yerlerde oluşturulduğu, merkezlerin tamamına ya-kınının müstakil binalarda hizmet verdiği, büyük bölümünün bahçe, te-levizyon, yemek odası ve dinlenme odası gibi mekânlara (bazı merkez-

Page 155: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|145|

lerde televizyon, dinlenme odası ve yemek odası olarak aynı mekân kul-lanılabilmektedir) sahip olduğu ancak bu mekânların bir bölümünde fi-ziksel kapasitenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Daha açık bir ifadey-le, mevcut bahçe ve kapalı dinlenme mekânlarının nitelik olarak güç-lendirilmesi gerekliliği gözlenmektedir. Merkezlerin tamamında perso-nelin kullanımı için ofislerin bulunduğu ancak dört (4) merkezde mev-cut ofislerin yetersiz veya kısmen yeterli olduğu görülmektedir. 14 mer-kezin 11’inde çocuk ve ailelerle mesleki çalışma yapmak için kullanıla-bilecek ofislerin bulunduğu anlaşılsa da, bu ofislerin özel olarak mesle-ki çalışma yapmak için düzenlenmediği anlaşılmaktadır.

Merkezlerin sahip olduğu kapalı mekânlarda çocuklar için düzenlen-miş bir oyun alanı olup olmadığı ve mevcut oyun alanının çocukların kul-lanımına ne derece uygun olduğu konusu incelendiğinde ise sekiz mer-kezde oyun odası olarak tasarlanmış kapalı bir mekânın olduğu, ancak bu sekiz merkezdeki oyun mekânlarının sadece dördünün yeterli oldu-ğu gözlemlenmektedir. Yanı sıra merkezlerin kapalı mekânlarında bulu-nan oyun araç gereçlerinin mutlaka çeşitlendirilmesi ve farklı yaş grup-larındaki çocuklar için mekânın çekici hale getirilmesi gerekliliği anla-şılmaktadır.

Hizmet modelinde öngörülen sera, hobi bahçesi gibi düzenlemelerin sadece üç merkezde (sera sadece bir merkezde bulunmaktadır) var ol-duğu anlaşılmaktadır. Yine modelde öngörülen mesleki eğitim atölyele-rinin bulunduğu merkez sayısı altı (6)’dır.

Son olarak, fiziksel özellikleri açısından engelli çocukların hizmet alabileceği merkez sayısı sadece dörttür.

Sekiz pilot ilde gerçekleştirilen çalıştaylarda elde edilen bulgular ışığında, çocuk ve gençlik merkezlerinin güçlendirilmesine ve geliştiril-mesine yönelik öneriler aşağıdaki gibidir:

Katılımcıların değerlendirmeleri ışığında, çocuk ve gençlik merkez-lerindeki temel sorunlardan birisi meslek elemanı sayısındaki yetersiz-lik olarak ortaya çıkmaktadır. Sekiz pilot ilde elde edilen bulgular, Yeni Hizmet Modelinde öngörülen kurumsal yapılanmanın ve işleyişin oluş-turulması için meslek elemanı sayısının artırılmasının gerekli olduğunu göstermektedir. Bu noktada, katılımcılar, ihtiyacın sadece meslek ele-manlarının sayısının artırılması ile çözümlenemeyeceğini, sokaktaki ço-cuk profilinin değiştiğini, ihtiyaçların çeşitlendiğini, sorunların karma-şıklaştığını ve bu nedenle meslek elemanlarının uzmanlaşmasına ihtiyaç duyulduğunu düşünmektedir. İnsan gücü politikası ile ilgili bir diğer ko-nunun ise hizmet içi eğitimlerin artırılması olduğu görülmektedir. Katı-lımcılar, Genel Müdürlük tarafından zaman zaman hizmet içi eğitimle-rin düzenlendiğini ancak sık personel değişimi nedeniyle eğitimlerin yi-nelenmesini, düzenli aralıklarla tekrarlanmasını önermektedir. Katılım-cılar, hizmet alımı yoluyla istihdam edilen meslek elemanlarının kuru-luşlarda kısa süreli çalışmaları nedeniyle hizmetin yürütülmesinde so-runlar yaşandığını dile getirmektedir.

İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine bağlı diğer kuruluşlarda da mes-lek elemanı sayısının yetersiz olduğu, bu nedenle çocuk ve gençlik mer-

Page 156: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|146|

kezlerinde çalışan meslek elemanlarının kuruluşun işlevleri dışına çıka-rak farklı idari sorumluluklar üstlenmek durumunda kaldığı anlaşılmak-tadır. Katılımcılar, Türkiye’deki çocuk koruma sisteminin, değişen yasa-lar ve farklılaşan müracaatçı profili nedeniyle karmaşık bir hale geldiği-ni ve bu nedenle az sayıdaki personelle birçok farklı sorumluluğu yeri-ne getirmeye çalıştıklarını belirtmektedir. Katılımcılar meslek eleman-ları kadar idari personel sayısının da artırılması gerektiğini ifade et-mektedir.

Çocuk ve gençlik merkezlerinde yürütülen uygulamalarda yaşanan aksaklıkları önleyebilmek için dile getirilen bir başka öneri ise çocuk-lara yönelik sosyo-kültürel etkinliklerin düzenlenmesi için harcama ka-lemlerinin oluşturulmasıdır. Sosyo-kültürel etkinliklerin, çocuklar açı-sından merkezlerin çekici hale getirilmesinde önemli bir işlevi olduğu ancak sosyo-kültürel harcama kalemi olmaması sebebiyle tiyatro, sine-ma vb. etkinlikler için finansal kaynak temininde kaynak bulma arayışı-na girildiği, kişi ve kurumlardan elde edilen finansal desteğin ise çoğu zaman yeterli olmadığı belirtilmiştir.

Çocuk ve gençlik merkezi çalışanlarının bir başka önerisi ise iller-de, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik bir bilgi ban-kasının/veri tabanının oluşturulmasıdır. Bilgi bankası/veri tabanı oluş-turulmasıyla hizmet tekrarlarının önlenebileceği, çocuk ve aileye yö-nelik çalışmalarda izleme-değerlendirme sisteminin oluşturulabileceği ifade edilmektedir. Çocuk ve Gençlik Merkezleri Yönetmeliği’nde deği-şiklik yapılarak izleme-değerlendirme stratejisi ve araçlarının belirlen-mesi gerektiği üzerinde durulmaktadır.

Çocukların gelişimlerine yönelik paket programların geliştirilmesi-nin ve ÇOGEM’lerin fiziksel yapılarının çocukların sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerine olanak sağlayacak şekilde yapılandırılmasının su-nulan hizmetlerin etkinliğini arttıracağı düşünülmektedir.

Page 157: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|147|

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Acar, H. (2000). Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde Yer Alan Kimi Haklar Açı-sından Sokakta ve Hizmet Sektöründe Çalışan Çocuklar. (Yayınlanmamış Yük-sek Lisans Tezi), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sos-yal Hizmet Ana Bilim Dalı.

Acar, H. (2006) Sokak Çocuklarına Yönelik Hizmetlerin Değerlendirilmesi: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Örneği. Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.

Adak Ö. N.(2002) Sağlık Sosyolojisi Kadın ve Kentleşme, Birey Yayınları, İstanbul. Akt: Burkay, S. (2008) Suç Teorileri ve Suç Olgusu: Antalya Örneği. Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı, Yayın-lanmamış Yüksek Lisans Tezi., Antalya.

Adana İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü Verileri (2009) Akt: Özdener, O.E. (2010). Adana İli Toplumsal Destek Merkezi Kayıt Tabanlı 7-15 Yaş Grubu Çalışan Çocukların Sağlık ve Sosyal Durumlarının Değerlendirilme-si. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Yayınlan-mamış Uzmanlık Tezi. Adana.

Adana Sokak Çocukları Derneği Kayıtları (2009). Adana. Akt: Özdener, O.E. (2010). Adana İli Toplumsal Destek Merkezi Kayıt Tabanlı 7-15 Yaş Gru-bu Çalışan Çocukların Sağlık ve Sosyal Durumlarının Değerlendirilmesi. Çuku-rova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Yayınlanmamış Uz-manlık Tezi. Adana.

Akkılıç, Y. (2002) Bursa Ansiklopedisi, BURDEF Yayınları No:3, Bursa. Akt: Tosun, E.K. (2007) Küreselleşme Sürecinde Kentlerde Mekânsal, Sosyal ve Kültürel Değişim: Bursa Örneği. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Bursa.

Altay N. (2009). İzmir’de Hemşehri Dayanışmasının Kent Kültürü Üzerin-deki Etkileri. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğre-tim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı Coğrafya Öğretmenliği Yayınlanma-mış Doktora Tezi. İzmir.

Altıncekiç, F. (1987) “İzmir’de Planlama Kavramı, Kentsel Gelişme Dina-mikleri ve Sonuçları Üzerine Bir Araştırma, DEU Mimarlık Mühendislik Fakülte-si Yayını No: ISBN 9754410013, İzmir. Akt: Altay N. (2009). İzmir’de Hemşehri Dayanışmasının Kent Kültürü Üzerindeki Etkileri. Dokuz Eylül Üniversitesi Eği-tim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı Coğ-rafya Öğretmenliği Yayınlanmamış Doktora Tezi. İzmir.

Altuntaş, B. (2003), Mendile, Simite, Boyaya, Çöpe… Ankara Sokakların-da Çalışan Çocuklar, İletişim Yayınları, İstanbul. Akt: akt: BİLGİN, R. (2009) “Diyarbakır’da Sokakta Çalışan Çocuklar Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, KIŞ-2009 C.8 S.27 (232-244).

Ankara Sanayi Odası İnternet Sayfası, http://www.aso.org.tr/kurumsal/index.php?sayfa_no=40, Erişim: 1.5.2010.

Anon, (1985) “Gezici Tarım İşçilerinin Sorunları.” Türk–İş, Tarım–İş, AAFLI, Panel, Ankara. Akt: Özbekmezci, Ş. ve Sahil, S. (2004). “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal, Ekonomik ve Barınma Sorunlarının Analizi.” Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 19, No 3, 261-274.

Page 158: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|148|

Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2009) 2009 Yılı Turizm İstatistikleri, http://www.antalyakulturturizm.gov.tr/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF2B81939FD5B60AFA4009F04DAC735A1D. Erişim: 13.04.2010.

Antalya Kent Konseyi (1999). Sosyal Yapılanma Ön Raporu. http://www.antalyakentkonseyi.org.tr/index.php?goto=rapordet&cat=10&rap=69. Erişim: 15.4.2010.

Antalya Serbest Ticaret Bölgesi İnternet Sayfası. http://www.ant-free-zone.org.tr/. Erişim: 15.5.2010.

Arkitera Elektronik Bültenleri. http://www.arkitera.com/h3503-istanbullulara-mujde-goc-rotasi-antalyaya-cevrildi.html.Erişim: 14.4.2010.

Aydoğan, S. H. (2008), Mersin Nüfusunun Tarihi Dinamiği, Mersin Sem-pozyumuna Sunulan Bildiri, 19-22 Kasım Mersin, 2008, akt: Erjem, Y. (2009) Mersin’de Göç, Kentleşme ve Sosyal Problemler. Mersin Valiliği Yayınları Sos-yal Araştırmalar Dizisi, Yayın No: 1.

Başbakkal, Z., ŞEN, N. ve CONK, Z. (2005) “İzmir Mesleki Eğitim Merke-zinde Eğitim Gören Çocuk İşçilerin Sağlık, Sosyal ve Kültürel Durumlarının Be-lirlenmesi.” Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 21(1) : 91-101.

Baykara Acar, Y. ve H. Acar. “Sistem Yaklaşımı, Eko-Sistem Yaklaşımı ve Sosyal Hizmet,” Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi. Hacettepe Üniversitesi Sos-yal Hizmetler Yüksekokulu Yayını, Cilt: 13, Sayı: 1, 29–35, 2002.

Bayraktar, G. (2007) Sokak Çocuklarının Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Özel-likleri Açısından İncelenmesi: Ankara Sakarya Caddesi Örneği. Pamukkale Üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Sosyoloji Anabilim Dalı Genel Sosyoloji ve Metodoloji Bilim Dalı, Denizli.

Beritan S. C. (2003). Sokağın Yoksul Çocukları: İstanbul Örneği. İstanbul: Yoksulluk 3, Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yayını, s: 278-289.

Beritan, S.C. (2006) Sokağın Yoksun Çocukları Üzerine Sosyolojik Bir Ana-liz (Ankara Örneği). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Sosyoloji Bilim Dalı, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi.

Bey, A. (1995). Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri. (Ed.) K. Arısan ve D. Arısan Günay. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul. Akt: Er-kan, G. (2001). Külhanbeyleri. İnsani Gelişme ve Sosyal Hizmet, Prof. Dr. Nes-rin Koşar’a Armağan, Ankara: H.Ü. Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Yayın No: 009, Sayfa 132’den alıntı.

Beyru, R. (1982) “İzmir’de Belediyeden Önce Belediyecilik.” Türkiye’de I. Şehircilik Kongresi, ODTU, Ankara. Akt: Altay N. (2009). İzmir’de Hemşehri Dayanışmasının Kent Kültürü Üzerindeki Etkileri. Dokuz Eylül Üniversitesi Eği-tim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı Coğ-rafya Öğretmenliği Yayınlanmamış Doktora Tezi. İzmir.

Bilgin, R. (2009) “Diyarbakır’da Sokakta Çalışan Çocuklar Üzerine Sos-yolojik Bir Araştırma”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, KIŞ-2009 C.8 S.27 (232-244).

British Council ve SHÇEK (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) (2008) Çocuk Koruma Konusunda Koordinasyon, İşbirliği, Danışmanlık ve Ön-celiklendirme El Kitabı.

Burkay, S. (2008) Suç Teorileri ve Suç Olgusu: Antalya Örneği. Akdeniz Üni-versitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Antalya.

Page 159: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|149|

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası İnternet Sayfası, http://www.btso.org.tr/?page=bursaeconomy/bursaeconomy.asp. Erişim: 10.5.2010.

Can S. (2007) Adana Karataş’ ta Mevsimlik Tarım İşlerinde en Kötü Biçim-lerdeki Çocuk İşçiliğinin Eğitim Yoluyla Sona Erdirilmesi Proje Raporu, Adana. Akt: Özdener, O.E. (2010). Adana İli Toplumsal Destek Merkezi Kayıt Tabanlı 7-15 Yaş Grubu Çalışan Çocukların Sağlık ve Sosyal Durumlarının Değerlendi-rilmesi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Yayın-lanmamış Uzmanlık Tezi. Adana.

Can, Y. (tarihsiz). Sokağın Gerçekleri. http://www.sicakyuva.com/basi-nindex.htm

Cunningham, H. (1995). Children and Childhood in Western Society Sin-ce 1500. Longman.

Çapur Okuşluk, Ç. (2006) Çalışan İlköğretim Öğrencilerinin Eğitim Beklen-tileri. Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana-bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana. Akt: Kesmen, G. (2007) Adana İl Merkezinde Sokakta Çalışan Çocukların Beslenme Alışkanlıkları ve Beslenme Durumu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çocuk Gelişi-mi ve Ev Yönetimi Anabilim Dalı Beslenme Eğitimi Bilim Dalı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya.

Çevik D. (1997) Çalışmazsam Okuyamam. Ankara: Ankara Büyükşehir Bele-diyesi Eğitim Kültür Dairesi Başkanlığı, Ahsen Yayıncılık.

Çocuk Vakfı (2009) “Güncel Dünya ve Türkiye Çocuk Bilgileri Raporu” www.cocukvakfi.org.tr/2009bilgi.doc

Dağ, R. (1997) Sayılarla Diyarbakır. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Ya-yını, Ankara, akt: Özalpuk, B. (2006) Sokakta Çalışan Çocuklar (Diyarbakır Ör-neği) TC. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Dansuk, E. (1997) Türkiye’de Yoksulluğun Ölçülmesi ve Sosyo-Ekonomik Yapılarla Ölçülmesi. DPT Uzmanlık Tezi, Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Ge-nel Müdürlüğü Ücretler ve Gelirler Dairesi Başkanlığı, Ankara.

Diyarbakır Bağlar Belediyesi 2010-2014 Stratejik Planı. Doğan, A.E. (1999) Küreselleşme ve Kentlerin Dönüşümü: Mersin Örneği.

Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

DPT, (1996), İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, DPT Yayını, Ankara

DPT, (2003) İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, DPT Yayını, Ankara

Enlil, Z. M. Dinçer, İ. (2003) “Eski Kent Merkezinde Yeni Yoksullar: Tarla-başı, İstanbul”, Yoksulluk, Kent Yoksulluğu ve Planlama, 8 Kasım Dünya Şehir-cilik Günü, 26. Kollokyumu, 6-8 Kasım 2002, Ankara.

Erişçi L. (1951). Türkiye’de İşçi Sınıfının Tarihi (Özet Raporu). İstanbul: Kutulmuş Basımevi. akt: Makal, A. (1997). Osmanlı İmparatorluğunda Çalışma İlişkileri. 1850-1920, Türkiye Çalışma İlişkileri, Ankara: İmge Kitabevi.

Erjem, Y. (2009) Mersin’de Göç, Kentleşme ve Sosyal Problemler. Mersin Valiliği Yayınları Sosyal Araştırmalar Dizisi, Yayın No: 1.

Erkan, G. H. (2008) “Kentsel Yoksullukla Mücadelede Yerel Yönetimlerin Rolü ve Sosyal Politikaları Üzerine bir Değerlendirme: İzmir Örneği.” TMMOB İZMİR KENT SEMPOZYUMU. S: 421-432.

Page 160: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|150|

Erkan, R. Bağlı, M. (2001) “Sosyal Çevrenin Sokak Çocuğuna ve Çocuk Suç-luluğuna Etkisi”, Diyarbakır Örneği, Dicle Ünv. Sosyoloji Böl. Yayınlanmamış Bildiri, Diyarbakır. Akt: Özalpuk, B. (2006) Sokakta Çalışan Çocuklar (Diyarba-kır Örneği) TC. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Ersoy, M. ve Şengül, T. (2002) Kente Göç ve Yoksulluk, Diyarbakır Örneği. Ankara. Akt: Özalpuk, B. (2006) Sokakta Çalışan Çocuklar (Diyarbakır Örneği) TC. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı, Yayın-lanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Feymi, P. (2007). Sokakta Çalıştırılan Çocukların Genel Profili ve Bu Ço-cuklara Yönelik Hizmet Önerileri (Bursa Örneği), (Ed. Yrd. Doç. Dr. Özkan Yıl-dız), Gaziantep Üniversitesi Matbaası, ss.113-123. akt: Yıldız Ö. (2007) “So-kakta çalışan çocuklar: ‘sorun’ mu? ‘çözüm’ mü?.” Gaziantep Üniversitesi Sos-yal Bilimler Dergisi, 6(2): 57-66.

Freıre, P. (1973). Pedagogy of the Oppressed. New York: Seabury Press, Akt: Rizzini, I. ve Lusk, M.W. Children in the Streets: Latin America Lost Generations. Children and Youth Services Review, Vol: 17, No: 3, 391-400, 1995.s: 393 den alıntı.

Gönültaş B.M. (2009) Adana İlinde Mala ve Şahsa Karşı Suç İşleyen Çocuk-ların Sosyodemografik Özelliklerinin Ortaya Konulması. Çukurova Üniversite-si Sağlık Bilimleri Enstitüsü Adli Tıp Anabilim Dalı. Yayınlanmamış Yüksek Li-sans Tezi. Adana.

Güçlü S. (2002) Kentlileşme ve Göç Surecinde Antalya’da Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları/2865, Ankara. akt: Burkay, S. (2008) Suç Teorileri ve Suç Olgusu: Antalya Örneği. Akdeniz Üniversitesi, Sos-yal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Antalya.

Gün, Z. Bayraktar, F. (2008) “Türkiye’de İç Göçün Ergenlerin Uyumunda-ki Rolü.” Türk Psikiyatri Dergisi, 19(2), s: 167-176.

Güneş, S ve Kalaycı, R. (2004). Sokakta Yaşayan/ Çalişan Çocuklar Tespit-ler ve Çözüm Önerileri Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdür-lüğü, Ankara.

Güngör , M. (2009) Mersin’de Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar. Mersin Valiliği Yayınları Sosyal Araştırmalar Dizisi, Yayın No: 3.

Günlü, R. (2002). Türkiye’de Kentsel Değişimler ve Siyasal Bilinç. 7. Ulu-sal Sosyal Bilimler Kongresi. “Kentleşme, Göç ve Yoksulluk” Ankara: Türkiye Sosyal Bilimler Derneği.

Gürgen, Y. (1982) Tarımsal İşgücünün Sorunları ve Verimliliği Arttıracak Bazı Önlemler , M.P.M. Yayınları, Ankara. Akt: Özbekmezci, Ş. ve Sahil, S. (2004). “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal, Ekonomik ve Barınma Sorunlarının Analizi.” Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 19, No 3, 261-274.

Hekimoğlu, A. (2009). “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli’nin ve İl Eylem Planlarının Değerlendirilmesi ve Yöne-tim Modeli’nin Güçlendirilmesi” Projesi kapsamında hazırlanan “Diğer Ülke Uygulamaları” Başlıklı Yayınlanmamış Rapor.

http://www.takilanlar.com/c-p-k-t-s/diyarbakir%27da-tuyler-urperten-manzara,6 Kasım 2008. Erişim: 15.04.2010.

İlik, B., Türkmen, Z, Geter, R. (1994) Sokaktan Ustalığa. Ankara: Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezi.

Incardı, J.A. ve Surratt, H.L. (1997). Children in the Streets Of Brazil: Drug Use, Crime, Violence, and HIV Risks Substance Use and Misuse Yayınlan-mış Rapor, Dünya Bankası.

Page 161: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|151|

Irving, E. (1996). Educating Street Children: Some Cross-Cultural Perspec-tives. Comparative Education. Vol. 32, Issue 3.

İstanbul Valiliği İnternet Sayfası, http://www.istanbul.gov.tr/Modules/SayilarlaIst2/tabloizleme2.aspx?id=376, Erişim: 1.5.2010.

İzmir Kalkınma Ajansı (2008). İzmir (TR31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu. Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birimi. İzmir.

İzmir Kalkınma Ajansı İnternet Sayfası, http://www.izka.org.tr/izmir/. Erişim: 9.5.2010.

İzmir Ticaret Odası İnternet Sayfası. http://www.izto.org.tr/IZTO/TC/IZTO+Bilgi/izmir/ekonomi/. Erişim: 10.5.2010.

Karataş, A., Ulutaş, Y., Erdemir, A. ve Küçüksümbül, N. (1994). “Antalya Sokaklarında Çalışan Çocuklar Üzerine Bir Araştırma.” IV. Ulusal Sosyal Hizmet Konferansı, Bildiriler 3. Ankara.

Karatay A. (1999). İstanbul’un Sokakları ve Çalışan Çocuklar. Birinci İstan-bul Çocuk Kurultayı, İstanbul: İstanbul Çocukları Vakfı. 1999: 453-542. ????? ve arkadaşları??

Karatay A., Laçin A., Yiğit, T., Pala, H. (2003). Beyoğlu Bölgesinde Yaşayan Yoksul Aileler ve Sokakta Çalışan Çocuklar. Yoksulluk 3, İstanbul: Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yayını.

Karatay, A. (2000), “Beyoğlu Bölgesinde Çalışan Çocuklar ve Aileleri”, içinde: 1. İstanbul Çocuk Kurultayı Araştırmalar Kitabı, Ed: Sevgi Usta Sayı-ta Mustafa Ruhi Şirin İstanbul Çocukları Vakfı, İstanbul.akt: BİLGİN, R. (2009) “Diyarbakır’da Sokakta Çalışan Çocuklar Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, KIŞ-2009 C.8 S.27 (232-244).

Kesmen, G. (2007) Adana İl Merkezinde Sokakta Çalışan Çocukların Bes-lenme Alışkanlıkları ve Beslenme Durumu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Anabilim Dalı Beslenme Eğitimi Bilim Dalı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya.

Kurmuş, O. (2006). “Doğu ve Güneydoğu Anadolu İçin Öncelikli Sosyal ve Ekonomik Politika Önerileri”, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Sosyal ve Eko-nomik Öncelikler, TESEV Araştırması, İstanbul, s:12–27.akt: Sami, K. (2009) “Zorunlu Göçle Yüzleşirken; Kentsel Bağlamda Ortaya Çıkan Kültürel ve Top-lumsal Ayrışma: Diyarbakır Kent Örneği.” Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. Güz-2009 C.8 S.30 (250-265)

Kültür ve Turizm Bakanlığı (2008) Sınır Giriş-Çıkış İstatistikleri. http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF2B81939FD5B60AFAFFDE13C621852F44. Erişim: 11.04.2010.

Lusk, M.W. (1989). Street Children Programs in Latin America. Journal of Sociology and Social Welfare 16, s. 55¯73. Akt: Rizzini I., Lusk, M.W. (1995). Children in the streets: Latin America Lost Generations. Children and Youth Services Review, Vol: 17, No: 3, 391-400.

Ntvmsnbc Web Sayfası. http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/417328.asp.15.09.2007.

Oto, R., Ertem, M. Sır, A., Özkan, M., Geter, R. (1998). Bir Güneydoğu Kenti Sokaklarında Çalışan Çocukların Sosyo-Demografik Özellikleri. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi. 5:1,23-27.

Ögel, K. Tamar, D. Evren, C. Çakmak, D. (2001) “Lise Gençleri Arasın-da Sigara, Alkol ve Madde Kullanım Yaygınlığı.” Türk Psikiyatri Dergisi. 12(1): 47-52.

Öner S, Şaşmaz T,. Buğdaycı R, Kurt A. Ö (2005) Mersin Çıraklık Eğitim Merkezi’ne devam eden çıraklarda Sigara, alkol, madde kullanma prevelansı

Page 162: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|152|

ve etkileyen risk faktörleri. Yeni Symposium 43 (1): 33-37, akt: Yüncü, Z., Öz-baran, B. ve diğerleri (2007). “Sokak Yaşantısı Olan-Olmayan Madde Kullanım Bozukluğu Olan Ergenlerin Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri.” Psychiatry in Türkiye. Volume 9 - Number 1, s: 37-43.

Öter, A. (2005) Çocuk Suçluluğunun Toplumsal Nedenleri (Antalya Örne-ği). Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabi-lim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Isparta.

Özbekmezci, Ş. ve Sahil, S. (2004) “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal, Ekonomik ve Barınma Sorunlarının Analizi.” Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 19, No 3, 261-274.

Özdener, O.E. (2010) Adana İli Toplumsal Destek Merkezi Kayıt Tabanlı 7-15 Yaş Grubu Çalışan Çocukların Sağlık ve Sosyal Durumlarının Değerlendi-rilmesi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Yayın-lanmamış Uzmanlık Tezi. Adana.

Plotnick R.D. (1989). Directions for Reducing Child Poverty. Social Work, Vol: 34, Number: 6: 523-531, November.

Rizzini I., Lusk, M.W. (1995). Children in the streets: Latin America Lost Generations. Children and Youth Services Review, Vol: 17, No: 3, 391-400.

Sami, K. (2009) “Zorunlu Göçle Yüzleşirken; Kentsel Bağlamda Ortaya Çı-kan Kültürel ve Toplumsal Ayrışma: Diyarbakır Kent Örneği.” Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. Güz-2009 C.8 S.30 (250-265)

Sevim, Y. Ö. (2000). “Terör Nedeniyle Elazığ’a Göç Edenlerin Sorunları Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimleri Ensti-tüsü, Doktora Tezi, Elazığ. Akt: Sami, K. (2009) “Zorunlu Göçle Yüzleşirken; Kentsel Bağlamda Ortaya Çıkan Kültürel ve Toplumsal Ayrışma: Diyarbakır Kent Örneği.” Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. Güz-2009 C.8 S.30 (250-265).

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü (SHÇEK) (2007) Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Geliştirilen Hizmet Modeli’nin Değerlendirme Raporu. Ankara.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü (SHÇEK) (2010) Adana İli Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı Çalışmaları Raporu, Ankara.

Şahin, F. ve Küçükkaraca N. (2002). Genelci Sosyal Hizmetin Temel Özel-likleri. Sosyal Hizmet Eğitiminde Yeniden Yapılanma I. K. Karataş ve S. İL (Eds.) H.Ü. SHYO Yayını, Yayın No: 12.

İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü (2009) Türkiye Uyuşturucu Raporu 2009. Ankara

Tanır F. (2007) TİSK-Türk-İŞ Çocuk İşçiliğine Karşı Toplumsal İşbirliği Pro-jesi/Adana’da En Kötü Durumdaki Çocuk İşçiliği Çalışmaları”, İçinde: 6. So-kakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklar Sempozyumu, Diyarbakır. akt: Özdener, O.E. (2010). Adana İli Toplumsal Destek Merkezi Kayıt Tabanlı 7-15 Yaş Gru-bu Çalışan Çocukların Sağlık ve Sosyal Durumlarının Değerlendirilmesi. Çuku-rova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Yayınlanmamış Uz-manlık Tezi. Adana.

Tatlıdil E., Hotar Başargan N., Yıldız Ö. ve Kümbül B. (2001). İzmir’de Ça-lışan Çocuk ve Çalışan Çocuk Ailelerinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri, ILO-IPEC Projesi İzmir. akt: Yıldız Ö. (2007) “Sokakta çalışan çocuklar: ‘sorun’ mu? ‘çö-züm’ mü?.” Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6(2): 57-66.

TBMM (2003) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Diyarbakır Raporu.Tekeli, İ. (1999) “Bursa’nın Tarihinde Üç Ayrı Dönüşüm Dönemi.” 11. Ulus-

lararası Yapı Yaşam Kongresi, Osmanlı Devletinin Kuruluşunun 700. Yıldönü-münde Bursa ve Yöresi, Bursa, s: 7-28.Akt: Çahantimur, A. (2007) Sürdürülebi-

Page 163: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|153|

lir Kentsel Gelişmeye Sosyo-Kültürel Bir Yaklaşım: Bursa Örneği. İstanbul Tek-nik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi. İstanbul.

TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) (2005) Türkiye’de Ülke İçinde Yerinden Edilme Sorunu: Tespitler ve Çözüm Önerileri. İstanbul.

Tosun, E.K. (2007) Küreselleşme Sürecinde Kentlerde Mekânsal, Sosyal ve Kültürel Değişim: Bursa Örneği. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Bursa.

Tuncer, H.O. (1990) Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı, Türkiye Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Ankara. Akt: Özbekmezci, Ş. ve Sahil, S. (2004). “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal, Ekonomik ve Barınma Sorunlarının Analizi.” Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 19, No 3, 261-274.

TÜİK (2008) İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı. http://www.tuik.gov.tr/Veri-Bilgi.do?tb_id=25&ust_id=8.

TÜİK (2009) İllere Göre İhracat Oranları. TÜİK İnternet Sayfası, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=12&ust_id=4. Erişim: 20.5.2010.

TÜİK (2010) İllere Göre İhracat Oranları. TÜİK İnternet Sayfası, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=12&ust_id=4. Erişim: 20.5.2010.

TÜİK (2010) Türkiye Turizm İstatistikleri. TÜİK İnternet Sayfası, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=51&ust_id=14. Erişim: 15.5.2010.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) (2009) “İl Düzeyinde Temel İşgücü Gös-tergeleri.” 225 Sayılı ve 22 Aralık 2009 Tarihli TÜİK Haber Bülteni.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) (2010) “Bölgesel Gayri Safi Katma Değer: 2004-2006.” 3 Sayılı ve 7 Ocak 2010 Tarihli TÜİK Haber Bülteni.

Tüm Gazeteler İnternet Sayfası, http://www.tumgazeteler.com/?a=4157874, Erişim: 1.5.2010.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) (2010) Türkiye Turizm İstatistikleri. http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=51&ust_id=14. Erişim: 16.04.2010.

Türkiye İstatistik Kurumu 2009 Yılı Hane Halkı İşgücü Anketi Dönemsel So-nuçları.

Türkiye İstatistik Kurumu 2009 Yılı Hanehalkı İşgücü Anketi Dönemsel So-nuçları, www.tuik.gov.tr. Erişim: 10.4.2010.

Türkiye İstatistik Kurumu Ulusal Hesaplar Veri Tabanı 2001 Yılı Verileri. www.tuik.gov.tr, Erişim: 15.4.2010.

Türkmen, M.(1998) “Adana’da Sokakta Çalışan Çocukların Sosyo-Demografik Özellikleri.” Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, Cilt:41, Sayı:4, s:509-515. Akt: Kesmen, G. (2007). Adana İl Merkezinde Sokakta Çalışan Ço-cukların Beslenme Alışkanlıkları ve Beslenme Durumu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Anabilim Dalı Beslen-me Eğitimi Bilim Dalı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya.

Uğurhan, F., Buğdaycı, R. ve diğerleri (2004) “Socio-demographic charac-teristics and lives of children working or living in the streets of Mersin, Tur-key.” Turkish Journal of Public Health Vol. 2, No. 2. s: 68-74.

Uluğtekin, S. (Ed). (1997). Sokak Çocukları Eğiticilerin Eğitimi Programı, İstanbul 14-20 Nisan 1996, Ankara: Sokak Çocukları Proje Geliştirme ve Uygu-lama Merkezi Yayınları.

Uluğtekin, S. (2001). Yirminci Yüzyılda Türkiye’nin Çocukları Sorunlar ve Beklentiler. Prof. Dr. Nihal Turan’a Armağan, Ankara: H.Ü. Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Yayını.

Vatandaş, C. (2007). Sokakta Çalışan Çocukların Aileleri ve Sosyo-Ekonomik Özellikleri. 5.Sokakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklar Sempozyumu, (Ed. Yrd. Doç. Dr. Özkan Yıldız), Gaziantep Üniversitesi Matbaası, ss.67-90,

Page 164: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|154|

akt: Yıldız Ö. (2007) “Sokakta çalışan çocuklar: ‘sorun’ mu? ‘çözüm’ mü?.” Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6(2): 57-66.

Welch, R. (1995). An Etnography of Child Workers in Antalya’s City Cen-ter: A Social Workers Perspective. Sosyal Hizmet Sempozyumu 95’de Sunu-lan Bildiri.

Yurdakul, O. (1982) Adana İlinde Geçici Tarım İşçilerinin Sosyo-Ekonomik Sorunları, M.P.M. Yayınları, Ankara. Akt: Özbekmezci, Ş. ve Sahil, S. (2004). “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal, Ekonomik ve Barınma Sorunlarının Anali-zi.” Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der. Cilt 19, No 3, 261-274.

Yüncü, Z. ve Diğerleri (2007). “Sokak Yaşantısı Olan-Olmayan Madde Kul-lanım Bozukluğu Olan Ergenlerin Klinik ve Sosyo-Demografik Özellikleri.” Türkiye’de Psikiyatri/Cilt 9 - Sayı 1. S: 37-43.

Zeytinoğlu, S. (1991) “Sokakta Çalışan Çocuklar ve Sokak Çocukları.” Ço-cuk İhmali ve İstismarı. Esin Konanç, İpek Gürkaynak, Ayten Egemen (Der), Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Çocuk İhmali ve İstis-marını Önleme Derneği, Uluslararası Çalışma Örgütü,105-111.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü (SHÇEK) (2004) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Web Sayfası. Akt: Acar, H. (2006) Sokak Çocuklarına Yönelik Hizmetlerin Değerlendirilmesi: Sosyal Hiz-metler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Örneği. Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bi-limler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü (SHÇEK) (2003) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Web Sayfası. Akt: Acar, H. (2006) Sokak Çocuklarına Yönelik Hizmetlerin Değerlendirilmesi: Sosyal Hiz-metler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Örneği. Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bi-limler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.

TBMM (1996) Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Boşaltılan Yerleşim Birimle-ri Nedeniyle Göç Eden Yurttaşlarımızın Sorunlarının Araştırılarak Alınması Ge-reken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla Oluşturulan Meclis Araştırma Ko-misyonu Raporu.

TBMM Tutanak Dergisi (2004). “Nihai Raporu 2”, s.1-66. Akt: BAYRAKTAR, G. (2007) Sokak Çocuklarının Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Özellikleri Açısın-dan İncelenmesi: Ankara Sakarya Caddesi Örneği. Pamukkale Üniversitesi Sos-yal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Sosyoloji Anabilim Dalı Genel Sosyo-loji ve Metodoloji Bilim Dalı, Denizli.

8 Aralık 2006 tarihli Radikal Gazetesi. Sosyal Güvenlik Kurumu (2008) 2008 Aralık Ayı İtibarıy-

la Yeşil Kartlı Kişi Sayısı. http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/!ut/p/c 1 / 0 4 _ S B 8 K 8 x L L M 9 M S S z P y 8 x B z 9 C P 0 o s _ g A S A A E 8 T I w M D M -zNjA093V78QT3cnIwtvQ6B8JJK8hZuHuYGRsWGokauLsaGBuxFJut3dP-V2Bur1CnQydgg2dgw0I6PbzyM9N1S_IDY0od1RUBABsUP3c/dl2/d1/L2dJQSE-vUUt3QS9ZQnB3LzZfUDkzUVBJNDIwOE8yRjAySjFQOVEzQjEwMDA!/.

31.12.2009 tarihli Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçları. www.tuik.gov.tr, Erişim: 7.4.2010.

www.haberaktuel.com, Erişim: 12.4.2010. http://www.haberaktuel.com/antalyaya-goc-yerinde-turizm-ile-onlenebilir-haberi-59897.html.

Wright J.D., Wittig, M., Kaminsky, D.J. (1993). Street Children in North and Latin America: Preliminary Data from Proyecto Alternativos in Tegucigal-pa and Some Comparisons with the US Case. Studies in Comparative Interna-tional Development, Summer, Vol: 28, No: 2, 81-92.

Page 165: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|155|

EKLER

Ek 1: Çocuk ve Gençlik Merkezi Gözlem Formu

SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE YÖNETİM MODELİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ

ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ GÖZLEM FORMUKuruluşun Adı/İl: Gözlem Formunu Dolduran Kişi: Tarih: Gözlem Süresi:

Merkezin hizmet açısından niteliği

a. ( ) Yatılıb. ( ) Gündüzlü

Kuruluş kent merkezine ya-kındır.

( ) Evet ( ) Hayır

Merkez, çocukların çalıştıkları bölgelere yakındır.

( ) Evet ( ) Hayır

Merkez, çocukların yaşadıkları/ikamet ettikleri bölgelere yakındır.

( ) Evet ( ) Hayır

Merkezin binasını tanımlar mısınız?

( ) Apartman Dairesi( ) Müstakil Bina ( ) Diğer:

Merkez engelli çocuklar için de fiziksel açıdan uygundur (Tuvalet, asansör, merdiven vb. ile ilgili düzenlemelerin engelli çocuklar için de yapılmış olması)

( ) Evet ( ) HayırMerkezin engelli çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( ) Yeterli( ) Kısmen yeterli ( ) YetersizAçıklama:

Merkezin bahçesi var mıdır?

( ) Evet ( ) HayırBahçenin çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) YetersizAçıklama:

1 Biraz yeterli ve yetersiz yanıtları durumunda mutlaka açıklama kısmında nedeni ayrıntılı olarak yazılmalıdır.

Page 166: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|156|

Merkezde ço-cuklar için bir oyun ala-nı var mıdır?

( ) Evet ( ) Hayır Oyun alanının çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezde dinlenme sa-lonu var mı-dır?

( ) Evet ( ) HayırDinlenme salonunun çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezde te-levizyon sa-lonu var mı-dır?

() Evet () HayırTV salonunun çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezde ço-cuklar için yemek salo-nu var mıdır?

( ) Evet ( ) HayırYemek salonunun çocukların ihtiyacını karşılaması açı-sından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( ) Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezde ço-cukların ki-şisel temiz-lik ihtiyaçla-rı için kulla-nabilecekle-ri (banyo, tu-valet) bir yer var mıdır?

( ) Evet ( ) HayırKişisel temizlik mekânlarının çocukların ihtiyacını karşı-laması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( ) Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezde personel için yeterli ofis var mıdır?

( ) Evet ( ) HayırPersonel için ofisin ihtiyacı karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Page 167: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|157|

Merkezde personelin mes-leki çalışmalarda (çocuk-larla ve ailelerle mesleki çalışma ve görüşmeler için vb.) kullanabilecekleri ayrı bir ofis var mıdır?

( ) Evet ( ) HayırMesleki çalışmalar için kullanılabilecek ofisin ihtiyacı karşılaması açısından fizik-sel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezin kapalı mekânında çocukların oyun oynaya-bilmesi için gerekli araç-lar ve ortam bulunmakta mıdır?

( ) Evet ( ) Hayır Oyun için araçların ve ortamların çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

Merkezde çocukların yararlanabileceği “hobi bahçeleri, seralar, mesleki eğitim atölyeleri” bulunmakta mıdır?

Mesleki eğitim atölyesi

Hobi bahçeleri

Sera

Gözlemcinin Notları (Çocukların odaları (yatılı kurumlarda), çocuk-personel ilişkisi, kuruluşlarda genel ortamın çocuklar için çekiciliği, ortamın sıcaklığı konusunda yapılan gözlemler ayrıntılı olarak yazılmalıdır.)

( )Evet ( ) HayırÇocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

( )Evet ( ) HayırÇocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) Yetersiz Açıklama:

( )Evet ( ) HayırÇocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği;( )Yeterli( ) Kısmen yeterli( ) YetersizAçıklama:

Page 168: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|158|

Ek 2: İl Eylem Planı Tarama Listesi (Adana İl Eylem Planı örnek olarak kullanılmıştır)

SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ VE YÖNETİM MODELİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ

İL EYLEM PLANLARINDA YER ALAN/PLANLANMIŞ FAALİYETLERİN GERÇEKLEŞME DURUMLARININ İNCELENMESİ

TARAMA LİSTESİ

TARAMA LİSTESİNİ YANITLAYAN KİŞİ/İLETİŞİM BİLGİLERİ

…………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………

Önemli Not: Yanıtlar için ayrılan boşluklar yeterli gelmez ise formun arka sayfalarını da kullanınız.

Page 169: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|159|

SOKA

KTA

YAŞA

YAN

ve/

veya

ÇA

LIŞT

IRIL

AN

ÇO

CUKL

ARA

NEL

İK H

İZM

ET M

OD

ELİ A

DA

NA

İL E

YLEM

PLA

NI

ÇALI

ŞMA

ALAN

IM

ÜD

AHAL

EAK

TİVİ

TESÜ

REU

YGU

LAYI

CIİH

TİYA

ÇKA

YNAK

AKTİ

VİTE

NİN

GER

ÇEKL

EŞTİ

RİLM

E D

URU

MU

(Lüt

fen,

ger

çekl

eşti

rild

i,

gerç

ekle

ştir

ilmed

i vey

a sü

reç

deva

m e

diyo

r şe

klin

de

yanı

tlay

ınız

. Ak

tivi

te

gerç

ekle

ştir

ilem

edi i

se n

eden

ini

açık

layı

nız.

Pla

nlan

an a

ktiv

ite

uygu

lanı

yor

ve s

üreç

dev

am

ediy

orsa

, m

evcu

t du

rum

ha

kkın

da k

ısac

a bi

lgi v

erin

iz)

RİSK

ALT

IND

AKİ

ÇOCU

KLAR

A U

LAŞM

A /

SOSY

AL

MO

BİLİ

ZASY

ON

Önl

eme

ve

Yeni

den

Bütü

nleş

tir-

me

Mah

alle

-le

rdek

i ço-

cuk

önde

r-le

rin

belir

-le

nmes

i

2 ay

Soka

k Ço

cukl

arı

Der

neği

, SH

ÇEK,

İl

Mill

i Eği

tim

M

üdür

lüğü

(R

AM),

Em

niye

t Ço

cuk

Şube

Page 170: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|160|

Risk

alt

ında

ki

çocu

klar

a ul

aşılm

asın

ın

sağl

anm

ası a

mac

ıyla

be

lirle

nen

çocu

k ön

derl

er il

e bi

r eğ

itim

to

plan

tısı

yap

ılmas

ı ve

bilg

ilend

iric

i bro

şür

dağı

tılm

ası

6 ay

Soka

k Ço

cukl

arı

Der

neği

, SH

ÇEK

Broş

ür b

a-sı

So-

kak

Ço-

cukl

arı

Der

ne-

ği,

Bü-

yükş

e-hi

r AS

Muh

tarl

arla

ve

doğa

l m

ahal

le li

derl

eriy

le

işbi

rliğ

i yap

ılabi

lmes

i iç

in M

uhta

rlar

Der

ne-

ği il

e to

plan

tı y

apılm

a-sı

ve

bilg

ilend

iric

i bro

-şü

r da

ğıtı

lmas

ı

6 ay

SHÇE

K,

Kaym

akam

lıkla

r,

Valil

ik

Broş

ür b

a-sı

So-

kak

Ço-

cukl

arı

Der

ne-

ği,

Bü-

yükş

e-hi

r AS

Erge

n ço

cukl

arı o

lan

aile

lere

ve

erge

nler

e yö

nelik

eği

tim

ler

düze

nlen

mes

i ve

bu

eğit

imle

rin

tek

çatı

al

tınd

a ve

rilm

esin

in

sağl

anm

ası

2 yı

lSa

ğlık

Bak

anlığ

ı ve

Mill

i Eği

tim

Ba

kanl

ığı (

RAM

)

Bina

ve

tefr

işat

Bele

-di

yele

r ve

öze

l se

ktör

, SY

DV

Page 171: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|161|

EĞİT

İMÖ

nlem

e

Risk

alt

ında

ki

çocu

klar

a ya

klaş

ım

ve y

önle

ndir

me

konu

ları

nda

öğre

tmen

ler,

muh

tarl

ar,

din

göre

vlile

ri,

okul

ai

le b

irlik

leri

, sa

ğlık

pe

rson

eli v

e m

edya

ya

yöne

lik e

ğiti

m

çalış

mal

arı y

apılm

ası

2 yı

l

Valil

ik,

Mill

i Eği

tim

M

üdür

lüğü

, Ka

y-m

akam

lıkla

r, ü

ni-

vers

itel

er

Eğit

im t

op-

lant

ıları

İl Ö

zel

İdar

e-si

, be

-le

diye

-le

r, ö

zel

sekt

ör,

Tica

-re

t ve

Sa

nayi

O

dası

Risk

alt

ında

ki ç

ocuk

-la

ra ç

ocuk

hak

ları

ve

kend

i hak

ları

nı k

oru-

yabi

lmel

eri k

onus

unda

itim

ver

ilmes

i

1 yı

l

Akra

n eğ

itim

i (ç

ocuk

mec

lisi)

, Ad

ana

Baro

su

Çocu

k H

akla

Kom

isyo

nu

Risk

alt

ında

ki

çocu

klar

ın a

ilele

rine

ço

cuk

geliş

imi,

sok

ağın

ri

skle

ri,

mad

de

bağı

mlıl

ığı v

e ür

eme

sağl

ığı k

onul

arın

da

eğit

im m

ater

yali

hazı

rlan

mas

ı ve

eğit

im

veri

lmes

i

2 yı

l

İl Sa

ğlık

M

üdür

lüğü

, İl

Mill

i Eğ

itim

Müd

ürlü

ğü,

STK’

lar,

ün

iver

site

ler

Eğit

im m

a-te

ryal

i

İl Sa

ğlık

M

üdür

-lü

ğü,

İl M

illi

Eğit

im

Müd

ür-

lüğü

, ST

K’la

r,

bele

di-

yele

r

Page 172: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|162|

Yeni

-de

n Bü

tün-

leşt

ir-

me

Önl

e-m

e ve

Ye

ni-

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

FİN

AN-

SAL

DES

TEK

(ayn

i ve

nak

-di

)

Oku

l önc

esi e

ğiti

min

ya

ygın

laşt

ırılm

ası v

e m

ahal

le k

reşl

erin

in

açılm

ası

2 yı

lİl

Mill

i Eği

tim

Mü-

dürl

üğü,

bel

edi-

yele

r

Bina

, te

f-ri

şat,

per

-so

nel

İl Ö

zel

İdar

esi,

be

ledi

-ye

ler

Çocu

k m

ahke

mel

eri t

a-ra

fınd

an e

ğiti

m t

edbi

r ka

rarı

ile

gele

n ve

ris

k al

tınd

aki ç

ocuk

lara

yö-

nelik

ara

eği

tim

kur

um-

ları

nın

oluş

turu

lmas

ı

2 yı

lYa

sal d

ü-ze

nlem

eM

eclis

Çocu

klar

ın a

ilele

rine

is

tihd

am s

ağla

nmas

ı iç

in İŞ

-KU

R, ö

zel

sekt

ör,

tica

ret

odas

ı,

sana

yi o

dası

ve

bele

diye

lerl

e iş

birl

iği

sağl

anm

ası

2 yı

lİŞ

-KU

R,

özel

se

ktör

Page 173: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|163|

Önl

e-m

e ve

Ye

ni-

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

Önl

e-m

e ve

Ye

ni-

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

FİN

AN-

SAL

DES

TEK

(ayn

i ve

nakd

i)

ARAŞ

-TI

RMA

ve İZ

-LE

ME

&

DEĞ

ER-

LEN

-D

İRM

E

Çocu

klar

ın g

aran

tili

is-

tihd

am s

ağla

yan

mes

-le

k ed

indi

rme

kurs

ları

-na

yön

lend

irilm

esi

2 yı

l

İl M

illi E

ğiti

m

Müd

ürlü

ğü’n

e ba

ğ-lı

mes

leki

eği

tim

ok

ulla

İŞ-K

UR,

öz

el

sekt

ör

Mes

lek

odal

arın

ın

İl Ey

lem

Pla

nı’n

ın

uygu

lanm

asın

a de

stek

ve

rmel

erin

i sağ

lam

ak

amac

ıyla

oda

larl

a ile

tişi

me

geçi

lmes

i

2 yı

lİl

Gen

çlik

Ko

mis

yonu

Alt

Ko

mis

yonu

Örn

ek p

ro-

je

Mim

ar-

lar

Oda

-sı

, Eğ

i-ti

m G

ö-nü

llüle

ri

Vakf

ı

Soka

kta

yaşa

yan

ve/

veya

çal

ışan

ve

risk

al

tınd

aki ç

ocuk

lara

nelik

mer

kezi

zeyd

e bi

r bi

lgi a

ğı

kuru

lmas

ı

2 yı

lSH

ÇEK

Gen

el

Müd

ürlü

ğü v

e ilg

ili

baka

nlık

lar

Bilg

isay

ar,

yazı

lım

SHÇE

K G

enel

M

üdür

-lü

ğü,

UN

ICEF

Page 174: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|164|

ARAŞ

-TI

RMA

& İZ

LE-

ME

&

DEĞ

ER-

LEN

DİR

-M

E

Önl

eme

ve Y

e-ni

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

İl Ey

lem

Pla

kaps

amın

da y

apıla

n ça

lışm

alar

ın 3

’er

aylık

nem

ler

halin

de

İl So

syal

Hiz

met

ler

Müd

ürlü

ğü t

araf

ında

n ra

porl

andı

rıla

rak

İl G

ençl

ik K

omis

yonu

’na

sunu

lmas

ı

2 yı

lSH

ÇEK

İl G

ençl

ik K

omis

yonu

Alt

Ko

mis

yonu

tar

afın

dan

düze

nli o

lara

k ye

rind

e in

cele

me

yapı

lmas

ı

2 ay

SHÇE

K, İl

Gen

çlik

Ko

mis

yonu

Alt

Ko-

mis

yonu

İldek

i atı

l dur

umda

ol

an b

inal

arın

tes

piti

ve

değ

erle

ndir

ilmes

i am

acıy

la b

ir a

raşt

ırm

a ya

pılm

ası v

e M

illi E

mla

k ile

gör

üşül

mes

i

4 ay

İl G

ençl

ik K

omis

-yo

nu a

lt k

omis

-yo

nu

Broş

ür

bası

So-

kak

Ço-

cukl

a-rı

Der

-ne

ği

Page 175: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|165|

SAVU

-N

UCU

-LU

K

Önl

eme

ve Y

e-ni

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

Çocu

k ön

derl

er,

muh

tarl

ar v

e do

ğal

mah

alle

lide

rler

ine

yöne

lik b

ilgile

ndir

ici

broş

ür h

azır

lanm

ası

4 ay

İl G

ençl

ik K

omis

-yo

nu a

lt k

omis

-yo

nu

Broş

ür

bası

So-

kak

Ço-

cukl

a-rı

Der

-ne

ği

Bası

nla

işbi

rliğ

i sa

ğlan

mas

ı içi

n G

azet

ecile

r Ce

miy

eti

ile iş

birl

iği s

ağla

nmas

ı ve

bilg

ilend

irm

e ça

lışm

ası y

apılm

ası

6 ay

İl G

ençl

ik K

omis

-yo

nu a

lt k

omis

-yo

nu

Adan

a Ba

rosu

Çoc

uk

Hak

ları

Kom

isyo

nu

büny

esin

de b

ir

alt

çalış

ma

grub

u ol

uştu

rulm

ası v

e so

kakt

a ya

şaya

n ve

/ve

ya ç

alış

an ç

ocuk

lar

ile m

ağdu

r ço

cukl

ara

huku

ki y

ardı

m

sağl

anm

ası

1 ay

İl G

ençl

ik K

omis

-yo

nu a

lt k

omis

-yo

nu

Ada-

na B

aro-

su Ç

ocuk

H

akla

-rı

Kom

is-

yonu

Page 176: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|166|

Önl

e-m

e ve

Ye

ni-

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

Önl

e-m

e ve

Ye

ni-

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

KATI

-LI

M

İl G

ençl

ik K

omis

yonu

ta

rafı

ndan

bel

irle

nece

k ol

an k

onul

arın

Ken

t Ko

nsey

i gün

dem

i’ne

al

ınar

ak k

onu

ile il

gili

dest

ek a

lınm

asın

ın s

ağ-

lanm

ası

2 yı

lİl

Gen

çlik

Kom

is-

yonu

Çocu

k H

akla

Kom

isyo

n te

msi

lcile

ri

ve o

kul ö

ğren

ci m

eclis

i ilç

e te

msi

lcile

rini

n ka

tılım

ıyla

bir

çoc

uk

mec

lisi k

urul

mas

ı

6 ay

SHÇE

K,

bele

diye

ler

Risk

alt

ında

ki

mah

alle

lerd

e ço

cukl

arın

bo

ş va

kitl

erin

ge

çire

bile

cekl

eri

mah

alle

çoc

uk v

e ge

nçlik

kul

üple

ri

oluş

turu

lmas

ı (en

az

4 ta

ne)

2 yı

lBe

ledi

yele

r, İl

Öze

l İd

ares

i, S

TK’l

ar

Bina

, te

f-ri

şat,

per

-so

nel

Bele

di-

yele

r,

İl Ö

zel

İdar

e-si

, öz

el

sekt

ör,

mes

lek

odal

arı

Page 177: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|167|

İŞBİ

R-Lİ

Ğİ

Önl

eme

ve Y

e-ni

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

Öze

llikl

e SH

ÇEK

çalış

anla

rı o

lmak

üz

ere

soka

kta

yaşa

yan

ve/v

eya

çalış

an

çocu

klar

la ç

alış

an t

üm

kam

u ça

lışan

ları

nın

mot

ivas

yonl

arın

ın

artt

ırılm

asın

a yö

nelik

ça

lışm

alar

yap

ılmas

ı

2 yı

lİl

Gen

çlik

Kom

is-

yonu

İl G

ençl

ik K

omis

yonu

nyes

inde

sok

akta

ya

şaya

n ve

/vey

a ça

lışan

çoc

ukla

ra

yöne

lik b

ir a

lt k

omis

yon

oluş

turu

lmas

ı ve

bu

kom

isyo

na A

dana

Ba

rosu

Çoc

uk H

akla

Kom

isyo

nu,

çocu

k m

ahke

mel

eri,

den

etim

li se

rbes

tlik

şub

esi,

M

uhta

rlar

Der

neği

, m

esle

k ku

rulu

şlar

ı,

bası

n te

msi

lcile

ri v

e gö

nüllü

gen

çler

in d

e ek

lenm

esi

1 ay

Valil

ik

Page 178: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|168|

İSBİ

R-Lİ

Ğİ

Önl

eme

ve Y

e-ni

den

Bütü

n-le

ştir

-m

e

İl G

ençl

ik K

omis

yonu

da

tem

silin

sür

eklil

iğin

in

sağl

anm

ası a

mac

ıyla

ilg

ili h

er k

urum

da 2

-3

kişi

lik k

omis

yonl

ar

oluş

turu

lmas

ı

2 ay

İlgili

kur

umla

r

İl G

ençl

ik K

omis

yonu

nyes

inde

sok

akta

ya

şaya

n ve

vey

a ça

lışan

çoc

ukla

r ile

ris

k al

tınd

aki ç

ocuk

lara

tek

el

den

sağl

ık,

teda

vi

ve p

siko

sosy

al d

este

k hi

zmet

i ver

ebile

cek

bir

mer

kez

kuru

lmas

ı (ilk

Ad

ım İs

tasy

onu)

2 yı

lVa

lilik

, İl

Öze

l İda

-re

si G

enel

Sek

re-

terl

iği

Bina

, ta

-di

lat

ve

tefr

işat

Valil

ik,

SHÇE

K,

İl Ö

zel

İdar

esi

Page 179: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|169|

İsm

ailiy

e Kö

Uça

n Ba

lon

Eğit

im

Mer

kezi

’nin

Sos

yal

Reha

bilit

asyo

n M

erke

zine

nüşt

ürül

mes

i

2 yı

lVa

lilik

, SH

ÇEK,

ST

K’la

rİl

Öze

l İd

ares

i

Page 180: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|170|

Ek 3: Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formları

SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ VE YÖNETİM MODELİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ

ODAK GRUP GÖRÜŞMELERİ

İL EYLEM PLANI’NA DÂHİL OLAN KURULUŞ TEMSİLCİLERİ

(İl Milli Eğitim Müd., İl Sağlık Müdürlüğü ve bağlı kuruluşlar, İl Emniyet Müdürlüğü vb.)

Page 181: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|171|

ODAK GRUP GÖRÜŞMELERİ OTURMA DÜZENİ ve

KATILIMCI BİLGİ FORMU

Odak Grup Toplantısının Gerçekleştirildiği Kent:Odak Grup Toplantısının Gerçekleştirildiği Tarih:Odak Grup Toplantısının

Moderatörü:Odak Grup Toplantısının Gözlemcisi/Raportörü:

Toplantının Süresi: …… da-kika

KUTULARIN İÇİNE*Oturma sırasına göre ka-

tılımcıların isimleri ve temsil ettikleri kuruluşlar

*Kuruluşlarındaki ida-ri pozisyonları/çalıştıkla-

rı birimler *Meslekleri

*Yaşları * Cinsiyetleri

*İl Eylem Planları’nın ha-zırlık toplantılarına katıl-

ma durumları *İletişim bilgileri (Tele-

fon, mail)

Page 182: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|172|

Sıra No KONU Not

1. Amaç: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan çocuklara yö-nelik hizmet modeli ve İl Eylem Planları konusunda katılımcıla-rın bilgi ve farkındalık düzeyi-nin belirlenmesi. Sorular:- İl Eylem Planı’nın hazırlık çalışmalarına katıldınız mı?- İl Eylem Planı konusunda yeterli bilgiye sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?- İl Eylem Planı kapsamında planlanan aktiviteler ve bu aktivitelerin gerçekleştirilmesinden sorumlu olan kurum/kuruluşlar konusunda bilginiz var mı?- İl Eylem Planı’nın ve Hizmet Modeli’nin bulunduğunuz kentte sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorununun çözümünde bir işlevi olduğunu düşünüyor musunuz?- İl Eylem Planı ve Hizmet Modeli mevcut uygulamaları geliştirdi mi? - İl Eylem Planı ve Hizmet Modeli ile yeni bir bakış açısı sağlanabildi mi?

Katılımcılara hizmet modelini hatırlatacak şekilde kısa bir bilgi verilmeli (hizmet mode-li projeksiyon kullanılarak ka-tılımcıların görebileceği şekil-de yansıtılmalı)İl Eylem Planı’nda planlanan faaliyetler katılımcıların görebileceği şekilde yansıtılmalı.

GÖRÜŞME YÖNERGESİ

Page 183: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|173|

2. Amaç: İl Eylem Planı’nın etkilili-ğinin değerlendirilmesiSorular:- İl Eylem Planı’nın hazırlanma sürecini nasıl değerlendirirsiniz? - 2006 yılında hazırlanan İl Ey-lem Planı’nın etkili bir biçim-de uygulandığını düşünüyor mu-sunuz?- Uygulandığını düşünüyorsanız, İl Eylem Planı ile ne tür gelişme-ler sağlandığını ifade eder mi-siniz?- Uygulanamadığını düşünüyorsa-nız, nedenleri konusundaki dü-şüncelerinizi söyler misiniz? - Eylem Planının işleyen unsurla-rı, Eylem Planının getirdiği olum-lu yönleri ve yararları nelerdir?- Eylem Planının aksayan yönle-ri nelerdir? - Yaşanan aksamaları kurumsal düzeyde örneklerle açıklar mı-sınız?- Sokakta yaşayan ve/veya çalış-tırılan çocuklara ilişkin yürütülen hizmetlerde kurumsal düzeydeki yetki ve sorumlulukların yeterli düzeyde tanımlandığını düşünü-yor musunuz?

Planın hazırlık sürecinde ye-terli katılım sağlandı mı?Kurumlar gerekli işbirliğini gösterdiler mi?Detaylı bir planlama yapıl-ması için yeterli süre veril-di mi?Eğer katılımcılar genellikle Planın uygulanamadığını dü-şünüyorlarsa, uygulanama-masının nedenleri sorulma-lı. Bu noktada, konuyu de-rinleştirmek için kurumlar arası işbirliği kurulabiliyor mu? Altyapı (hizmet birimi-nin olmaması, mevcut hiz-met birimlerinin yetersizli-ği, insan kaynaklarına ilişkin sorunlar vb.) eksiklikleri var mı? Kurum/kuruluşların so-rumluluklarını yerine getir-meleri konusundaki sorunlar neler? Sorulmalı. Ancak bu sorular yönlendirici olma-mak için öncelikli olarak so-rulmamalı.

3. Amaç: Eylem Planının Geliştiril-mesiSorular:- Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli’ni göz önüne alarak, Eylem Planı’nın gelişti-rilmesi için önerileriniz nelerdir?- Hizmet Modeli ve Eylem Planı’nda aksayan unsurlar nasıl giderilebilir?- Hizmet Modeli ve Eylem Planı’nın daha iyi işlemesi için kurumlar arası işbirliği nasıl ge-liştirilebilir? Önerileriniz neler-dir?- Genel olarak modelin geliştiril-mesi için önerileriniz nelerdir?

Hizmet Modeli ve İl Eylem Planı katılımcıların görebi-leceği şekilde yansıtılmalı.

Page 184: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|174|

SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN VE İL EYLEM PLANLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ VE YÖNETİM MODELİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ

ODAK GRUP GÖRÜŞMELERİ

SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLAR ALA-NINDA ÇALIŞAN MESLEK ELEMANLARI

(ÇOGEM-SOKAK OFİSİ, BARINAK, MOBİL EKİP, İLK ADIM İS-TASYONU ÇALIŞANLARI)

GÖRÜŞME YÖNERGESİ

Page 185: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|175|

ODAK GRUP GÖRÜŞMELERİ OTURMA DÜZENİ ve

KATILIMCI BİLGİ FORMU

Odak Grup Toplantısının Ger-çekleştirildiği Kent:

Odak Grup Toplantısının Ger-çekleştirildiği Tarih:

Odak Grup Toplantısının Mo-deratörü:

Odak Grup ToplantısınınModeratörü:

Toplantının Süresi: .......da-kika

KUTULARIN İÇİNE*Oturma sırasına göre ka-

tılımcıların isimleri ve temsil ettikleri kuruluşlar

*Kuruluşlarındaki ida-ri pozisyonları/çalıştıkla-

rı birimler*Meslekleri

*Yaşları*Cinsiyeti

*İl eylem planlarının ha-zırlık toplantılarına katıl-

ma durumları *İletişim bilgileri (Telefon, mail)

Page 186: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|176|

Sıra No KONU Not

1. Amaç: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan çocuklara yönelik Hizmet Modeli ve İl Eylem Planları konusunda katılımcıların bilgi ve far-kındalık düzeyinin belirlenmesi. Sorular:- İl Eylem Planının hazırlık çalışmalarına katıl-dınız mı?- İl Eylem Planı konusunda yeterli bilgiye sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?- İl Eylem Planı kapsamında planlanan aktivi-teler ve bu aktivitelerin gerçekleştirilmesin-den sorumlu olan kurum/kuruluşlar konusun-da bilginiz var mı? İl Eylem Planı’nın ve Hiz-met Modeli’nin bulunduğunuz kentte sokak-ta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar soru-nunun çözümünde bir işlevi olduğunu düşünü-yor musunuz? - İl Eylem Planı ve Hizmet Modeli mevcut uygu-lamaları geliştirdi mi? - İl Eylem Planı ve Hizmet Modeli ile yeni bir bakış açısı sağlanabildi mi?

Katılımcıla-ra hizmet mo-delini hatır-latacak şekil-de kısa bir bil-gi verilme-li (hizmet mo-deli projeksi-yon kullanıla-rak katılımcı-ların görebi-leceği şekilde yansıtılmalı)İl Eylem Pla-nında planla-nan faaliyet-ler katılımcıla-rın görebilece-ği şekilde yan-sıtılmalı.

2. Amaç: İl Eylem Planının etkililiğinin değerlen-dirilmesiSorular:- İl Eylem Planının hazırlanma sürecini nasıl değerlendirirsiniz? - 2006 yılında hazırlanan İl Eylem Planı’nın et-kili bir biçimde uygulandığını düşünüyor mu-sunuz?- Uygulandığını düşünüyorsanız, İl Eylem Pla-nı ile ne tür gelişmeler sağlandığını ifade eder misiniz?- Uygulanamadığını düşünüyorsanız, nedenleri konusundaki düşüncelerinizi söyler misiniz? - Eylem Planının işleyen unsurları, Eylem Planı-nın olumlu yönleri ve yararları nelerdir?- Eylem Planının aksayan yönleri nelerdir?

Page 187: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|177|

3. Amaç: Eylem Planı’nın GeliştirilmesiSorular:- Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Ço-cuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli’ni göz önüne alarak, Eylem Planı’nın geliştiril-mesi için önerileriniz nelerdir?- Hizmet Modeli ve Eylem Planı’nda aksa-yan unsurlar nasıl giderilebilir?- Hizmet Modeli ve Eylem Planı’nın daha iyi işlemesi için kurumlar arası işbirliği na-sıl geliştirilebilir? Önerileriniz nelerdir?- Modelin geliştirilmesi için önerileriniz nelerdir?

4. Amaç: Mevcut uygulamaların (hizmetle-rin) değerlendirilmesiSorular:- Sokakta çalışan veya yaşayan çocuğun ÇOGEM’in hizmetlerinden yararlanma-ya başlaması, çocuğun sokakta çalışma-ya/yaşamaya başlamasından ortalama ne kadar zaman sonra olanaklı oluyor? Süreç çocuk sokak yaşantısında fazlaca örselen-meden başlıyor mu? (Çocuktan çocuğa bu süre değişir tabi ki ama ortalama bir süre istiyoruz)- Çocuğun ÇOGEM’e (gündüzlü-yatılı) ka-yıt işlemi tamamlandıktan sonra süreç na-sıl işliyor?- Bir çocuk örneğinde ÇOGEM’deki günlük yaşantıyı anlatır mısınız? (gündüzlü-yatılı kurum için ayrı ayrı)- Bir çocuk gündüzlü ÇOGEM’de günde or-talama kaç saatini geçiriyor? - Bir çocuk yatılı hizmet veren ÇOGEM’de ortalama kaç gün kalıyor?- Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara sunulan hizmetlerin Hizmet Modeli’nde yazılı (aileye dönüş, kurum bakımı, PİO-YİBO ve Gençlik Evleri) olan “beklenen sonuçlara” ulaşıldığını düşünü-yor musunuz?

Hizmet Modeli ka-tılımcıların göre-ceği şekilde yansı-tılmalı. Kurumlararası iş-birliği konusunda sorunlara özel vur-gu yapılabilir.

Page 188: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|178|

(Düşünmüyorsanız, nedenlerini açıklar mı-sınız)?- SHÇEK tarafından sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara sunulan hiz-metleri “hizmetin güçlü ve güçsüz yanla-rını belirterek” değerlendirir misiniz?- Varsa, hizmet sunumunda yaşanan so-runları anlatır mısınız?

5. Amaç: SHÇEK tarafından sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara sunulan hiz-metlerin ve kurumsal altyapının güçlen-dirilmesiSorular:- Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan ço-cuklar sorununun çözümü için SHÇEK’in nasıl bir örgütlenme içine girmesi ve ne tür bir örgütlenme modeli oluşturması ge-rekir? - Mevcut örgütlenme modeli sizce yeter-li midir?- ÇOGEM’lerde sunulan hizmetleri geliş-tirmek ve SHÇEK’in sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara daha iyi hizmet sunabilmesi için neler yapılması (kurum-sal altyapı, fiziksel olanaklar, personel, ) gerektiğini düşünüyorsunuz?

Page 189: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|179|

Ek 4: Kurumsal Yapılanma Tarama Listesi

KURUMSAL YAPILANMA TARAMA LİSTESİ

Aşağıdaki tablolarda belirtilen kuruluşların/hizmet birimlerinin ilinizde bulunup bulunmadığını belirtiniz. Eğer kuruluş veya

kuruluşlar mevcut ise formdaki ilgili yerleri doldurunuz.

Teşekkürler

Koordinasyon Merkezi (a) Var (b) Yok

Mobil Ekip (a) Var (b) Yok

Mobil Ekip var ise

Kentteki mobil ekip sayısı: …………………………………………………………………

Sokak Ofisi (a) Var (b) Yok

Sokak Ofisi var ise

Görevli personel sayısı ..................................................

Görevli personelin meslek-lere göre dağılımı ..................................................

Hizmet verilen toplam ço-cuk sayısı ..................................................

Mobil ekip/ler tarafından kullanılan motorlu araç sa-yısı

..................................................

Mobil ekip/lerin çalışma saatleri ..................................................

Görevli personel sayısı .............................................

Görevli personelin meslek-lere göre dağılımı .............................................

Hizmet verilen toplam ço-cuk sayısı .............................................

Page 190: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|180|

Barınak (a) Var (b) Yok

Barınak var ise

Görevli personel sayısı .............................................

Görevli personelin mesleklere göre dağılımı .............................................

Hizmet verilen toplam ço-cuk sayısı .............................................

Barınak amaca uygun düzenlenmiş ayrı bir hizmet binasında mı yoksa mevcut bir ÇOGEM’in içinde mi konuşlandırılmış?

(a) Ayrı bir hizmet binasında yer almakta

(b) Mevcut bir ÇOGEM’in içinde konuşlandırılmış

İlk Adım İstasyonu (a) Var (b) Yok

İlk Adım İstasyonu var ise

Görevli personel sayısı .............................................

Görevli personelin mesleklere göre dağılımı .............................................

Hizmet verilen toplam ço-cuk sayısı .............................................

İlk Adım İstasyonu amaca uygun düzenlenmiş ayrı bir hizmet binasında mı yoksa mevcut bir ÇOGEM’in için-de mi konuşlandırılmış?

(a) Ayrı bir hizmet binasında yer almakta

(b) Mevcut bir ÇOGEM’in içinde konuşlandırılmış

Kız ve erkek çocuklar için ayrı ilk adım istasyonları mevcut mu?

(a) Evet

(b) Hayır

ÇEMATEM/AMATEM/UMATEM (a) Var (b) Yok

Tıbbi Rehabilitasyon Merkezi (a) Var (b) Yok

Page 191: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|181|

Ek 5: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli

GİRİŞ

Toplumsal ya da bireysel bir sorunun niteliğine ilişkin sorulması ge-reken tüm sorularda sağlanacak isabet yüzdesi, o sorunun çözümü ile alakalı elde edilecek ipuçlarının yakalanabilmesindeki isabet yüzdesiy-le paralellik arz eder. Bireysel bir sorunun ortaya çıkışına zemin hazır-layan nedenlerin neler olduğunun teşhisiyle, “neden” sorusunu bire-yin bizzat kendisine sorması arasındaki vazgeçilmez iç tutarlılık ilişki-si, toplum için de geçerlidir. Bu nedenle, sosyal karakterli bir mesele-nin çözüm odağını, süreci düşünsel bağlamda tersine işletmek suretiyle keşfetmek mümkündür. Aksi takdirde, sosyal bilincin gelişmesini sağla-yan bileşenleri saptama, günün dinamiklerini tahlil etme ve bu tahlille-ri bir senteze ulaştırma çabası, sosyal akış bilincini rastlantılara bırak-maktan öte bir anlam ifade etmeyecektir.

Ülke sorunlarını günümüz dünyasının sorunlarından soyutlamak ya da dünya ölçekli problemleri görmezden gelmek ise, sorunları aşma ça-balarının bir başka çarpık yanını ifade eder. Çünkü her gerçeğin evren-sel bir izdüşümü, her izdüşümün evrensel bir gerçeği vardır. Sözgelimi, sokakta yaşayan çocuklar sorununa dair derinlemesine bir bakış açısı geliştirme gayretlerini çevreleyebilmek için, dünya tarihinin en az bir yüz yılına projektör tutmak gerekir. Dünyayı etkileyen ekonomik kriz-lerden, müzik akımlarına değin tüm sosyal dalgalanmaları ve yönlenme-leri çok iyi süzmek durumundayız. Örneğin, sokağın sağladığı özgürlük-le, bir dönemin özgür ve asi karakterli müziği olarak betimlenen rock müziğinin örtüşen bir yanı var mıdır? Ya da 1929’da patlayan ve tüm dünyayı sarsan ekonomik bulanımın, ülkemizin bugününe uzanan sosyal eksenli etkileri nelerdir?

Sokakta yaşayan çocuklar problematiğini, sadece ülke merkezli göç, işsizlik vb. nedenlerle açıklamaya çalışmak yeterli değildir. Belki de, so-kakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar meselesinde ülkemizin gö-remediği ve sanki sürpriz bir durumla karşı karşıya kalmışçasına pa-nik havasına kapıldığı şey, döngüsüne kapıldığı sosyal devinimi gerekti-ği gibi hissedemeyişi ve zamanlı bir karşı duruş alamayışıdır. Oysa top-lumsal nitelikli diğer problemler gibi, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırı-lan çocuklar problemi de Türkiye için sürpriz bir olgu olarak algılanma-malıdır. Pek tabii olarak bilinmektedir ki, her olgunun görünmeyen bir yüzü vardır. Tüm bunlar, yerel değerleri, değişkenleri ve kültür coğraf-yasının parametrelerini inkâr anlamına gelmemektedir. Ancak, biraz da edebi bir dille söylemek gerekirse, dağlar, toprak ve toprağın bitirdikle-ri yereldir ama o dağlar ve toprak üzerine bulutu, yağmuru taşıyan güç-lü rüzgârları yerel olarak nitelemek zordur. Sokakta yaşayan çocukla-rın, bugün toplum üzerinde biraz da tedhiş duygusu yaratan bir fobi ha-line gelmesi, problemin çözümünü zorlaştırmaktadır. Burada konunun

Page 192: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|182|

sorumluluğunu üstlenmiş ve üstlenecek kurumlara düşen önemli bir gö-rev de, topluma serinkanlı olma çağrısında bulunmaktır. Fakat bu, çö-züme yönelik eylem planlarının inandırıcılığını kaybetmemesine göste-rilecek özeni gözardı etmeden yapılmalıdır. Bu da, toplum adına sorum-luluk alan kurum ve sektörlerin, problemin varlığına ilişkin çözüm ara-yışlarını son derece rasyonel ve çok boyutlu bir zeminde sürdürmeleri-ni gerektirmektedir.

Ancak, bu çalışmalar yapılırken, bir diğer taraftan yarınların fizibi-litesini de çok iyi yapmak ve mevcut problemlerin ardındaki problem-leri şimdiden görmek ve önlemini almak durumundayız. Bunun için de, uzak tahminlerde ve öngörülerde bulunacak ekipler oluşturmak ve bu ekiplerin çalışmalarını en az güncel eylem planları kadar önemsemek zorundayız.

Sokakta yaşayan çocuklar sorununa tekrar dönecek olursak, önem-le söylememiz gereken, söz konusu sorunun çözümüne ilişkin, tüm me-kanizmaları sektörler arası işbirliği çerçevesinde harekete geçirmek zo-runda olduğumuzdur. Çünkü ulusal ölçekli eylem planları, ulusal bilincin oluşmasıyla işlerlik kazanır, gerçekleşir ve başarıya ulaşabilir.

Page 193: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|183|

KOORDİNASYON MERKEZİ

MOBİL EKİP

BARINAK

SOKAK OFİSİ

İLKADIM İSTASYONUERKEK

İLKADIM İSTASYONUKIZ

ÇEMATEM

TIBBİ REHABİLİTASYON

MERKEZİ

SOSYAL REHABİLİTASYON MERKEZİ(ÇOGEM)

HAYVAN BARINAKLARI – SERALAR- MESLEKİ EĞİTİM ATÖLYELERİ- HOBİ ATÖLYELERİ-

HEDEF

AİLEYE DÖNÜŞ

KURUM BAKIMI YİBO

GENÇLİK EVLERİ

Şekil 7: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Yeni Hizmet Modeli

Page 194: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|184|

SOKAKTA YAŞAYAN ve/veya ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK YENİ HİZMET MODELİSokakta çalıştırılan çocukların, zaman içinde, sokakta yaşama ko-

nusunda eğilim gösterdiği bilinmektedir. Bunun en büyük sebeplerinden birisi, çocukların sokakta karşılaştığı, madde kullanan ve sokakta yaşa-yan akran gruplarıdır.

Sokakta çalıştırılan çocukların, sokak yaşamına ve madde kullanımı-na yönelmelerinden onları koruyacak en önemli çalışma;

1-Sokakta çalıştırılan çocukların, sokağa kolay adapte olmalarına neden olan ve sokağı sosyal bir problem haline getiren, sokakta ya-şayan ve madde kullanan çocukların rehabilitasyonlarının sağlanması.

2-Çocuklara, sokaktan ve olumsuz alışkanlıklardan uzak kalmalarına yönelik sunulacak, yaşlarına uygun sosyal kültürel etkinliklerdir.

Bugüne kadar, Çocuk ve Gençlik Merkezleri aracılığıyla hizmet götü-rülmesine rağmen, gün geçtikçe sayılarının arttığı tespit edilen sokak-ta yaşayan, sokakta çalıştırılan, madde kullanan, ticari cinsel sömürü-ye maruz kalan kız çocukları gibi ihtiyaç grupları için hizmet ağı oluş-turmak amacıyla yeni uygulamalara ihtiyaç olduğu açıktır. Bu çocukla-rın, örgün eğitim veya mesleki eğitime dâhil edilmeleri ve ailelerinin yanına veya kurum bakımına yönlendirilerek, eğitimini tamamlamış ya da iş sahibi gençler olarak rehabilitasyonlarının tamamlanması amacıy-la, SHÇEK Genel Müdürlüğü’nce, Yeni Hizmet Modeli üzerinde yoğun bir çalışma sürdürülmüştür.

Yukarıda bahsettiğimiz tüm ihtiyaç grupları, özel bir çalışma ve uz-manlaşmış kurumlar gerektirmektedir. Oysa bugüne kadar, personel ve bütçe yetersizliği ile sektörler arası aktif işbirliğinin sağlanamama-sından dolayı söz konusu ihtiyaç gruplarına ilişkin hizmetler, Çocuk ve Gençlik Merkezleri bünyesinde sunulmuş olup, bu durum, hizmetin işle-yiş ve niteliğini olumsuz etkilemiştir.

Bu nedenle, aşağıda yer alan hizmet modelinde, her merkez, ihtiyaç gruplarından birisine hizmet verecek şekilde, bir sonraki hizmet ayağı belirlenmek suretiyle yapılandırılmıştır.

Sokaktaki çocuklar, mobil ekipler aracılığı veya sokak ofisleri ta-rafından tespit edilecektir. Durumları, meslek elemanları aracılığı ile tespit edilen bu çocuklar, aşağıda belirtilen hizmet modelinin içerisine dâhil edilmek amacıyla, öncelikle hizmetten yararlanma direncini art-tırmak ve kapalı mekânlara alışmasına yönelik ilk uyumlandırmayı ger-çekleştirmek üzere İlk Adım İstasyonuna yönlendirilecektir.

Hizmeti reddederek, madde kullanımından vazgeçmek istemeyen çocuklar ise korunmaları ve bu esnada da ikna edilmelerine yönelik ça-lışmaların gerçekleştirilmesi amacıyla Barınağa yönlendirilecektir.

İlk Adım İstasyonunda, meslek elemanları tarafından uyum süreci tamamlandığı kanaati oluşan madde bağımlısı çocuklar, Sağlık Bakan-lığı bünyesinde bulunan Tıbbi Tedavi Merkezine, tıbbi tedavisi tamam-landıktan sonra yine Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan Tıbbi Rehabi-litasyon Merkezine sevk edilecektir. Tıbbi rehabilitasyonu gerçekleşen çocuklar Sosyal Rehabilitasyon Merkezine teslim edileceklerdir.

Page 195: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|185|

İlk Adım İstasyonunda uyum sürecini tamamlayan, sokakta yaşa-yan fakat madde kullanmayan çocuklar, doğrudan Sosyal Rehabilitasyon Merkezlerine havale edileceklerdir.

Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde, çocuklar, sorumluluk alma alış-kanlığını kazanacak etkinlikler aracılığı ile Örgün Eğitim veya Mesleki Eğitime dâhil edileceklerdir.

Bu süreçleri tamamlayan çocukların öncelikle aile yanına, bunun mümkün olmaması halinde, SHÇEK kurumlarına veya Milli Eğitim Bakan-lığına bağlı YİBO’lara yönlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu süreçlerden sonra meslek edinerek işe yerleştirilen ve aile yanına dönmesi mümkün olmayan ya da kurum bakımı hizmetlerinden yararlanmak üzere yaşı uygun olmayan çocuklar ise Gençlik Evlerinden yararlandırılacaklardır.

Bu süreçte her çocuk için sorumlu bir meslek elemanı (sosyal çalış-macı, psikolog ve çocuk gelişimci) görevlendirilecek olup, çocukla ilgili sürecin başlangıcından itibaren, belirlenmiş nihai hedefe ulaşana kadar çocukla ilgili tüm havale, takip, değerlendirme, destek ve danışmanlık işlemlerinde, süreçte yer alacaktır.

Bu sürecin gerçekleştirileceği hizmet birimlerinin işlevleri aşağıda özetlenmektedir.

KOORDİNASYON MERKEZİSokak Ofisi, Barınak ve Mobil Ekipleri uhdesinde bulunduran, bu bi-

rimler arasındaki işbirliği ve koordinasyonu, aile görüşmelerini ve çocu-ğun aileye teslimini sağlayan merkezdir.

İŞLEVLERİ:Mobil Ekipler, Sokak Ofisleri ve Barınaklardan, Koordinasyon Merke-

zine yönlendirilen çocuklarla ilgili: • Bireysel dosyalar oluşturacaktır,• İstatistiksel veri toplayacak ve bu verileri değerlendirecektir.• Aileleri ile görüşme sağlayacaktır.• Uygunluğu tespit edilen çocukları ailelerine teslim edecektir.• Toplum merkezleri ile koordineli çalışacaktır.• Gerek görülmesi halinde, aileleri, SHÇEK Genel Müdürlüğünün

ayni/nakdi Yardımları ve Valiliklerin Sosyal Yardımlaşma ve Da-yanışma Vakıflarından sağlanacak yardımlarla destekleyecektir.

• Bünyesindeki Mobil Ekipleri, Sokak Ofislerini ve Barınakları orga-nize edecektir.

• Gerekli hallerde, çocuğa acil sağlık hizmeti sunacaktır.• Koordinasyon Merkezi bünyesinde; sosyal çalışmacı, psikolog,

çocuk gelişimci, önder çocuk, doktor, hemşire ve kolluk kuvvet-leri görev yapacaktır.

• Görevli meslek elemanları 24 saat vardiya sistemi ile hizmet ve-recektir.

MOBİL EKİPMeslek elemanları, önder çocuk ve kolluk kuvvetlerinden oluşmak-

ta olup, Koordinasyon Merkezine bağlı olarak, sokaktaki çocukların tes-pit edilmesi ve uygun kuruluşa yerleştirilmesinden sorumlu ekiplerdir.

İŞLEVLERİ: • Koordinasyon Merkezine bağlı olarak çalışacaktır.

Page 196: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|186|

• Sokak çalışmaları ile “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan” ço-cukları tespit edecek ve sokakta yaşayan çocuğu, durumuna uy-gun bir merkeze teslim edecektir.

• Sokakta yaşayan ve bir merkeze gitmeyi reddeden çocuklar, is-teğine bakılmaksızın, yalnızca çocuğun korunması amacıyla, du-rumuna uygun bir merkeze teslim edilecektir.

• Sokakta tespit edilen tüm çocuklara ilişkin bilgileri Koordinasyon Merkezine iletecektir.

• Merkez hizmetlerini reddeden çocuğu Barınağa teslim edecektir. • Ekipte; sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimci, önder çocuk

ve kolluk kuvveti görev yapacaktır.• Ekipler, 3 vardiya halinde 24 saat, tam zamanlı olarak ve sürek-

li sokakta çalışacaklardır. SOKAK OFİSLERİŞehir merkezlerinde, kolayca ulaşılabilecek yerlerde bulunan, ço-

cukların durumları ile vatandaşlar tarafından yapılan ihbarları değer-lendiren ve mobil ekipleri yönlendiren birimlerdir.

İŞLEVLERİ:• Koordinasyon Merkezine bağlı olarak hizmet verecektir.• Sokakta çalıştırılan veya yaşayan çocukların yoğun olarak bulun-

dukları bölgelerde ve gar, terminal gibi yerlerde kurulacak pre-fabrik ya da konteynırlarda hizmet sunacaktır.

• Sokakta çalıştırılan ya da yaşayan tüm çocukların, güven ilişkisi kurularak, diğer hizmetlerden yaralanmaları amacıyla ikna çalış-malarını gerçekleştirecektir.

• Halk tarafından sokakta yaşayan ya da çalıştırılan çocukların bil-dirildiği bir birim olarak hizmet verecek ve bu ihbarları, gerekli müdahaleyi yapmaları amacıyla mobil ekiplere bildirecektir.

• Çocukla yapılan görüşmeler neticesinde, çocuğun hangi birime havale edileceğini (Barınak, İlk Adım İstasyonu) belirleyerek, il-gili birime teslimini sağlayacaktır.

• Sokak Ofislerinde sadece sosyal çalışmacılar görev yapacak ve 24 saat vardiyalı hizmet verecektir.

Barınak Madde bağımlısı olduğu halde bırakma eğilimi göstermeyen çocuk-

la, tedavi almak isteyen çocuk arasında bir filtre fonksiyonu üstlenecek-tir. Çocukları, Tıbbi Rehabilitasyon Merkezine veya İlk Adım İstasyonu-na yönlendirmek üzere ikna çalışmaları yapacaktır.

İŞLEVLERİ: • Barınak, Koordinasyon Merkezine bağlı olarak çalışacaktır.• Barınakta kalan çocuklara, reddettikleri tıbbi ve sosyal rehabi-

litasyon süreci hakkında bilgi verecek, çocukları bu hizmetlere yönlendirebilmek için ikna çalışmalarını gerçekleştirmek üzere, belirlenmiş bir süreyi barınakta geçirmelerini sağlayacaktır.

• Çocuklara ve gençlere, barınma, beslenme (akşam yemeği ve kahvaltı), gerekli hallerde acil sağlık hizmetleri (Koordinasyon Merkezinde bulunan doktor ve hemşire tarafından) sunacaktır.

Page 197: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|187|

• Kalıcı olarak merkezlerimizde bulunmak istemeyen fakat zaman zaman kapalı mekâna duydukları ihtiyaç nedeniyle merkezler-den yararlanma eğilimi gösteren çocukların özellikle kış ayların-da doğa koşullarından ve sokakta yaşayabileceği olası ihmal, is-tismar ve cinsel taciz olaylarından korunmasını sağlayacaktır.

• Barınakta; sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimci, önder ço-cuk ve kolluk kuvveti görev yapacaktır.

İLK ADIM İSTASYONUİlin büyüklüğü ve sosyal yapısına göre ihtiyaç duyulması halinde kız

çocukları için ayrı bir İlk Adım İstasyonu oluşturulacaktır. İlk Adım İstas-yonunda ortalama bir ay kalacağı öngörülen çocuğun kalacağı süre de-ğişkenlik gösterebilecektir.

İŞLEVLERİ• Mobil ekiplerce teslim edilen, kendiliğinden gelen, sokakta ya-

şayan, madde kullanan fakat bu alışkanlığından uzaklaşma kara-rı veren veya madde kullanmayan çocuk ve/veya gençlerin, ön-celikle hijyen-öz bakım, beslenme, sağlık, giyim ve benzeri te-mel ihtiyaçlarını karşılayacaktır.

• Sisteme uyumlandırma yönünde gerekli çalışmaları yapacaktır. • Çocuğa psikiyatrik destek sağlayacaktır; çocukların aileleri var

ise, çocuklarla aileleri arasında iletişimi sağlama yönünde çalış-malar yapacaktır.

• Madde bağımlısı olan çocuk ve genci, tedaviye hazır hale geldi-ğinde, tıbbi rehabilitasyon merkezine teslim edecektir.

• Uyumlanan çocuğu, Sosyal Rehabilitasyon Merkezine yönlendire-cektir.

• İlk Adım İstasyonunda; sosyal çalışmacı, psikolog, önder çocuk ve kolluk kuvveti görev yapacaktır.

ÇEMATEM (Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Eğitim ve Des-tek Merkezi)

Bu hizmet Sağlık Bakanlığı tarafından verilecektir. İŞLEVLERİİlk Adım İstasyonundan havale edilen, uçucu ve uyuşturucu madde

kullanan çocukların tıbbi tedavilerinin gerçekleştirilebilmesi amacıyla hizmet verecektir.

TIBBİ REHABİLİTASYON MERKEZİBu hizmet Sağlık Bakanlığı tarafından verilecektir.İŞLEVLERİTıbbi tedavisi tamamlanmış olan çocukların, tıbbi rehabilitasyon-

larının gerçekleştirilebilmesi amacıyla hizmet verecektir. Buradaki ço-cukların kalış süresi, çocukla çalışan hekim tarafından belirlenecektir.

SOSYAL REHABİLİTASYON MERKEZİ (ÇOGEM) Sosyal Rehabilitasyon Merkezi, İlk Adım İstasyonundan uyumlandırı-

larak doğrudan gönderilen ya da Tıbbi Rehabilitasyon Merkezlerinde te-davilerini tamamlamış çocukların yönlendirileceği bir Merkezdir.

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi, çocuğun, sağlıklı bir birey olarak sos-yal yaşamla uyumlandırılacağı süreçlerden geçeceği bir kampüs olacak-tır.

Page 198: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|188|

İŞLEVLERİÇocuklara:• Sosyal, kişisel sorumluluk bilinci kazandıracaktır. • Kurallara uyma alışkanlığı kazandıracaktır.• Bünyesinde yer alan birimler aracılığı ile, çocuğu meslek edin-

dirmeye yönelik mesleki eğitime veya örgün eğitime hazırlaya-caktır.

• Merkezde; sosyal çalışmacı, psikolog, psikiyatrist, klinik psiko-log, rehber öğretmen, çocuk gelişimci, önder çocuk ve kolluk kuvvetleri görev yapacaktır.

• Yapılan çalışmalar sonucunda, sosyal rehabilitasyon sürecini ta-mamlama aşamasına gelen çocukları ailelerine, SHÇEK kuruluş-larına, YİBO’lara, gençlik evlerine yönlendirecektir.

Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde yer alması gereken birimler şun-lardır: psikolojik destek birimi, eğitim birimi, hobi atölyeleri, kültürel ve sportif etkinlikler, hayvan barınakları, sera, mesleki eğitim atölye-leri.

BU MODEL SONUCUNDA MERKEZDEN AYRILMA SÜRECİNE GELEN ÇOCUKLARIN NİHAİ DURUMUNA İLİŞKİN BEKLENTİLER

AİLEYE DÖNÜŞ Mobil ekiplerin çocuğu tespit ettiği andan itibaren, aileyle çalışma-

lar başlatılacaktır. Çocuğun ailesinin yanına dönmesini sağlayacak eko-nomik ve sosyal destek çalışmalarının yanısıra, çocukla aile arasında uyumlandırma çalışmaları sürdürülecektir.

Örgün eğitim veya mesleki eğitime yönlendirilen çocuklar, aileleri-nin yanında eğitimlerini tamamlamalarını sağlayacak şekilde izlenerek, desteklenecektir. Bu destek, SHÇEK ve çocuğun devam ettiği eğitim ku-rumlarının koordinasyonu ile sürdürülecektir.

KURUM BAKIMIa) SHÇEK tarafından, tüm çalışmalara rağmen ailesi ile uyumu sağla-

namayan çocukların yaş gruplarına göre SHÇEK kuruluşlarında korunma altına alınarak örgün eğitime veya mesleki eğitime devam edebilmele-rine olanak sağlanacaktır.

b) MEB tarafından, aileleri ile kesinti halinde ilişkilerini sürdüren fa-kat uzun süreli ailesinin yanında kalması mümkün olmayan çocuklar Mil-li Eğitim Bakanlığına bağlı YİBO’lara yerleştirilecektir.

YİBO’ larda bu çocukları psiko-sosyal açıdan izlemek ve destekle-mek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından psikolojik danışman ve reh-berlik kadrosu güçlendirilecektir.

GENÇLİK EVLERİ Hizmetten yararlandıkları süreçte yaşları 18 üstüne çıkan ve ailele-

rine dönüş olanağı olmayan, meslek ve iş edinmiş gençlerimizin, en az 3 en fazla 5 kişi olacak şekilde belirli bir süre için kira bedeli SHÇEK ta-rafından ödenmek üzere ve kendi masraflarını karşılamak kaydıyla, ba-ğımsız yaşama geçişleri sağlanacaktır.

Page 199: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|189|

Şekil 8: Koruyucu ve Önleyici Hizmet Modeli

RİSK ALTINDAKİ ÇOCUK VE AİLESİ

SOKAKTA ÇALIŞTIRILAN

ÇOCUK

TOPLUM MERKEZLERİEmniyet, Okul, Sağlık

Ocakları, AÇSAP’lar, Din Görevlileri, Sivil Toplum Örgütleri, Üniversiteler

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI ACİL MÜDAHALE

VE REHABİLİTASYON MERKEZİ

SOKAKTA YAŞAYAN/ÇALIŞTIRILAN ÇOCUK HİZMET

MODELİ

SOKAKTA YAŞAYAN ÇOCUK

KOORDİNASYON

MERKEZİMobil Ekip Sokak Ofisi

Page 200: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|190|

KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ HİZMETLER

Ülkemizde, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar olgusu ti-ner, bally vb. uyuşturucu ve uçucu madde kullanan çevreyi tehdit eden çocuklar olarak algılanmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşları, yerel yö-netimler ve sivil toplum örgütleri sorun ortaya çıktıktan sonra yapılabi-leceklerle ilgilenmekte, sorunun kaynağını durdurmakla ilgili bir çözüm üretme yönünde yetersiz kalmaktadır.

Sorunun ortaya çıkmasına neden olan öncelikli faktörler; bölgeler arası gelişmişlik farklılığı ve gelir dağılımındaki dengesizlik, yoksulluk, işsizlik, göç ve buna bağlı uyum sorunları, eğitimsizlik, sosyal güvenlik ağının yetersizliği, çok çocukluluk ve aile planlaması çalışmalarının ye-tersiz kalması, gecekondulaşma, aile parçalanması, aile içi şiddet, ih-mal ve istismar olarak sıralanabilir. Ailelerin yoksulluk ve işsizlik nede-niyle çocuk işçiliğine bağımlı kılınan bir tavır ve tutum geliştirdiği göz-lemlenmektedir. Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklar sorunu-nun ortaya çıkmadan engellenmesine yönelik tedbirlerin alınması, ço-cukların mahallesinde sağlıklı koşullara erişebileceği olanakların sunul-ması öncelik arz etmektedir.

Bu nedenle; amaca ulaşmak için önleyici çalışmaların, öncelikle risk altında bulunan ailelerin tespit edilerek, mahallinde çözüm üretilece-ği çalışmaların ilgili tüm sektörlerin (Valilik, Belediye, Milli Eğitim, Sağ-lık, Kolluk Kuvvetleri, SHÇEK, Diyanet, Sivil Toplum Örgütleri, Üniversi-teler, Ticaret Odaları, Sendikalar) etkin işbirliği ile başlatılması gerek-mektedir.

Bu doğrultuda, sokakta çalıştırılan çocukların yoğunlukla ikamet et-tiği mahallelerde Toplum Merkezleri veya Aile Danışma Merkezleri, ilgi-li sektörler (öncelikle yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri) tara-fından hizmete açılarak, işbirliği içerisinde çocuklara ve ailelerine yö-nelik çalışmalar başlatılmalıdır.

Sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik şehir merkezlerinde oluşturu-lan Çocuk ve Gençlik Merkezlerinde sunulan hizmetlerin maliyetinden daha düşük bir maliyetle gerçekleştirilebileceği öngörülmektedir. Çalış-maların başarı oranının yüksek olabilmesi için, bu tür merkezlerin fizik-sel koşulları ile birlikte profesyonel meslek elemanlarının da yeterli ol-ması gerekmektedir.

Toplum Merkezleri veya Aile Danışma Merkezleri aracılığı ile sokakta çalıştırılan veya çalıştırılma riski taşıyan çocukların yoğun olarak bulun-dukları mahallelerde, çocukların sokakta çalıştırılmalarını önleyici ça-lışmalar yürütülerek sokakta çalışma olgusunun engellenebileceği dü-şünülmektedir.

Tüm merkezlerde, çocukların yaş durumuna bağlı olarak yönetime katılması ve kendileri ile ilgili her türlü programda karar veren ve de-ğerlendiren konumda bulunması amacıyla uygulanacak izleme ve değer-lendirme sürecinde yer alması esastır. “Çocukların Katılım Hakkı”ndan yararlanması temel ilke olarak kabul edilmelidir. Bu ilke ışığında, ço-cukların merkezlerde örgün eğitim, mesleki eğitim ya da 15 yaş üstü çocukların korunaklı bir işe yerleştirilmesine ilişkin kararlarda katılımı

Page 201: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|191|

sağlanmalı ve ulaşmak istediği nihai hedefini profesyonel meslek ele-manlarının yardımıyla kendisi belirlemelidir.

Hizmet Modelimizde yer alan tüm merkezlerin, her ihtiyaç grubu-nun farklı özellikler taşıması ve farklı rehabilitasyon programına ihti-yaç duyması gereğinden hareketle, eş zamanlı olarak uygulanması gere-ken bir de proje taslağı bulunmaktadır. Bu proje ile amaçlanan; merkez hizmetlerinin standartlarının belirlenmesi, her merkezin hizmet verdi-ği gruba yönelik uzmanlaşmış yapıya bürünmesi ve bir çocuğa sokakta ulaşıldığı andan itibaren, ne tür mesleki yöntemler ve ne tür sosyal fa-aliyetler uygulanacağına dair adım adım ve saatlendirilmiş program ya-pılması ve hizmet grubuna yönelik olarak geliştirilen bu programın uy-gulanmasıdır. Rehabilitasyon programının sokakta çalıştırılan, sokakta yaşayan, madde kullanan, ticari cinsel sömürüye maruz kalmış kız ço-cukları alanlarında çalışmalar yapan akademisyenler ile bu alanda biri-kimi olan saha elemanlarının oluşturacağı bir komisyon tarafından ha-zırlanması ve süpervizyon hizmeti ile desteklenmesi hedeflenmektedir.

KORUYUCU ÖNLEYİCİ HİZMETİ YÜRÜTECEK OLAN BİRİMLER

TOPLUM MERKEZİ

Mobil ekipler tarafından tespit edilen sokakta çalıştırılan çocuk, ön-celikle Koordinasyon Merkezi bilgilendirilerek, ikamet ettiği mahalle-de hizmet veren Toplum Merkezine yönlendirilir. Sokakta çalıştırılan ço-cuklar sorununun temel kaynağının aileler ve çocuğun yaşadığı koşul-lar olduğundan hareketle, Toplum Merkezinde görevli meslek eleman-ları tarafından çocuklarla, ailelerle ve öğretmenler ile toplantılar veya grup çalışmaları yoluyla bilinçlendirme ve içgörü kazandırma çalışmala-rı yürütülecektir. Çocuğun bulunduğu bölgeden uzaklaşarak kentin mer-kezinde hizmet veren Çocuk ve Gençlik Merkezlerinde faaliyetlere ka-tılması yerine, çocuğun kendi ailesi ve çevresi içerisindeki koşullarını iyileştirerek, aile bağlarının kopmasını engelleyici çalışmalar gerçek-leştirilmelidir.

İŞLEVLERİ:

• Ailelerle bağlantı kurarak, sosyal incelemelerini yapmak,• Aileleri, çocukların sokakta karşılaşabilecekleri tehlike ve riskler

hakkında bilgilendirmek, • Ailelere, çocukları ile iletişimlerini güçlendirmeleri yönünde

eğitim programları uygulanmasını sağlamak,• Ailenin ekonomik yoksunluk içerisinde bulunduğunun tespiti ha-

linde, sosyal yardım hizmetlerinden yararlandırmak, • Ailelerin, İŞKUR kapsamındaki meslek edindirme kurslarına dâhil

edilmelerini sağlamak,• Ailelerin sağlık (aile planlaması, aşı, çocuk sağlığı vb.) eğitim,

hukuki işlemler ve ihtiyaç duydukları diğer konularda danışman-lık ve yönlendirme hizmetlerini gerçekleştirmek.

• Çocukların sürekli devam ettikleri okulların idarecileri, öğret-menleri ve rehber öğretmenleri ile bağlantı kurularak, çocuk-

Page 202: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|192|

ların eğitim sistemi içerisinde tutulabilmeleri veya eğitim siste-mine dâhil edilebilmeleri amacıyla gerekli çalışmaların yürütül-mesi, (eğitim kitleri oluşturularak öğretmen ve psikolojik danış-manlara sokakta çalıştırılan çocukların özellikleri ve onlara karşı nasıl bir tutum geliştirilebileceği yönünde destek çalışmaları ya-pılması)

• Çocukların başarı düzeylerinin düşük olduğu dersler için, Milli Eğitim Müdürlüklerince takviye eğitim programları yapılması yö-nünde işbirliği gerçekleştirmek,

• Ailelerin okulla bağlantılarını güçlendirmek amacıyla veli-öğretmen görüşmelerine gerekli özenin gösterilmesi yönünde bi-linçlendirme çalışmalarını yürütmek,

• Zorunlu eğitim çağı dışındaki çocukların mesleki eğitime yönlen-dirilmesi yönünde çalışmalar yürütmek.

• Öğrenime devam edebilecek yaş grubu içerisinde bulunan fakat ailesinin ekonomik yoksunluk içerisinde bulunması nedeniyle öğ-renimine devam edemeyen çocukları YİBO’lara yönlendirme ça-lışmalarını sürdürmek.

İHMAL VE İSTİSMAR VAKALARINA YÖNELİK KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ HİZMETLER

Günümüzde çocuk ihmal ve istismarının giderek önem kazanma-sı, bu konuda verilmesi gereken tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin profesyonel ve işlevsel olarak planlanmasını gerektirmektedir. Özellik-le fiziksel ve cinsel istismar vakalarında ilk muayene ve tıbbi tedavi so-nucunda, çocuk ya bir Sosyal Hizmet Kuruluşu’na yerleştirilmekte ya da ailelerine teslim edilmektedir. Bu da çocukların ve ailelerin bir anlam-da kendi kaderlerine terk edilmeleri sonucunu doğurmaktadır. Yeterli destek ve rehabilitasyon hizmeti alamayan çocuk ve aile yalnız bırakıl-ma duygusu yaşamakta, bu da istismar sonrası örselenmenin devam et-mesine ve giderek kronikleşmesine yol açmaktadır. Yapılan çalışmalar, yaşamlarının herhangi bir döneminde istismara uğramış kişilerin ileride kendi çocuklarına ya da çevrelerindeki diğer çocuklara karşı istismarcı bir tutuma girebildiklerini göstermektedir. Bu da fiziksel ya da cinsel is-tismara uğramış çocuklara ve ailelere yönelik rehabilitasyon program-larının hazırlanmasını ve uygulanmasını gerektirmektedir. Ancak, ülke-miz genelinde, bu tür rehabilitasyon programlarının uygulanabileceği yaygınlaşmış bir sistem bulunmamaktadır. İstismara uğramış çocukla-ra ve ailelerine yönelik rehabilitasyon programlarının olmaması, korun-ma altına alınan ya da ailelerine teslim edilen çocukların mağduriyetini arttırmaktadır. Bu da çocukların ilerideki yaşamlarını direkt olarak et-kilemektedir.

Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz etkile-yen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeye-rek yapılan hareket ya da davranışlara “Çocuk İstismarı” denmektedir. Çocuğun sağlığı, fiziksel veya psikolojik gelişimi için gerekli ihtiyaçların karşılanmaması ise “Çocuk İhmali” olarak tanımlanmaktadır.

Page 203: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|193|

Çocuk ihmali genelde ailenin, ilgili kurumların ya da devletin çocu-ğa karşı en temel sorumluluklarını yerine getirmemesi şeklinde tanım-lanabilir. Bir bütün olarak toplum, kurumlar ve bireyler tarafından ge-liştirilen ihmal davranışı, çocukların eşit hak ve özgürlüklerinden yok-sun bırakılması sonucunda onların en üst düzeyde gelişimlerini engelle-yici davranışlar olarak ortaya çıkmaktadır. Çocuğun bakım ve beslenme gereksinimlerinin yeterince karşılanmaması, gerekli tıbbi müdahalele-rin yapılmaması, anne baba olarak çocuğa karşı danışmanlık görevinin yeterince yerine getirilmemesi ve çocuğun tek başına bırakılması ihmal davranışına örnek olarak verilebilir.

Aktif bir olgu olarak nitelendirilen istismar ise anne, baba ya da ba-kıcının çocuğa zarar vermesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Çocuk istisma-rı istem dâhilinde fiziksel zarar verme, çocuğun kötü beslenmesine yol açma, cinsel istismar, çıkar için kullanma, bundan da öte çocuğun nor-mal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı her türlü faaliyette bulun-mayı içermektedir.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocuk istismarı, ihmali ve önlenme-siyle ilgili olarak taraf devletlere önemli sorumluluklar ve görevler yük-lemektedir.

Sözleşmenin 19. maddesi çocuğun şiddetten korunma hakkı ile ilgili-dir ve “bu sözleşmeye taraf devletler, çocuğun ana – babasının ya da on-larda yalnızca birinin, yasal vasi ya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet ya da suiistimale, ihmal ya da ihmalkar muameleye, ırza geçme dâhil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı konulması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar” denmektedir.

Aynı şekilde, sözleşmenin 20. maddesi “geçici veya sürekli olarak aile çevresinden yoksun kalan ya da kendi yararına olarak bu ortamda bırakılması kabul edilmeyen her çocuk devletten özel koruma ve yar-dım görme hakkına sahip olacaktır” denmektedir. Böylelikle ihmal ve istismara uğradığı belirlenen ya da benzer koşullarda bulunan çocukla-rın yüksek çıkarlarının korunması, bunun için gerekirse çocuğun bulun-duğu ortamdan uzaklaştırılarak korunma ve bakım altına alınması hük-me bağlanmıştır.

“Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi” için gerekli olan koruyucu ve önleyici çalışmaların planlanması, organize edilmesi ve uygulanma-sı; özellikle cinsel, fiziksel veya ağır ihmal sonucu travmaya maruz ka-lan çocuklar ile bu çocukların ailelerine yönelik, 1. derecede çocuğun ve 2. derecede ailenin örselenmesini önleyecek tedbirlerin alınmasının sağlanması; çocuktaki ve ailedeki olası travma ve örselenmeyi tedavi ve rehabilite etmek amaçlı çalışmaların yürütülebileceği, yataklı ve ayak-ta rehabilitasyon hizmeti verebilecek, çocuk, aile ve topluma yönelik çalışmaların uygulamaya konacağı tam donanımlı ve gerektiğinde uzun süreli rehabilitasyon çalışmalarının yapılabileceği ve “ÇOCUK İHMAL ve İSTİSMARI ACİL MÜDAHALE ve REHABİLİTASYON MERKEZİ” olarak adlan-dırılan merkezlerin her ilde oluşturulması koruyucu ve önleyici tedbir-ler anlamında gerekli görülmektedir.

Page 204: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|194|

Bunun yanı sıra çocuk ihmal ve istismarının, genelde gizli tutulma-sı eğiliminin olduğu bilinen bir gerçektir. Ailelerin ihmal ya da istismar konularında konularda daha rahat yardım almalarını sağlamak amacı ile profesyonel meslek elemanlarına internet üzerinden erişim sağlanma-sı için bir “İnternet Sitesi”nin kurulması, bunun yanı sıra SHÇEK bünye-sinde hizmet veren “ALO 183 Çocuk, Kadın ve Sosyal Hizmet” hattının güçlendirilerek ihmal ve istismar vakalarına acil müdahalede bulunul-masını ve koruma hizmetlerinin halka ulaşmasını temin edecek şekilde yapılanması çalışmaları devam etmektedir.

ÇOCUK İHMAL ve İSTİSMARI ACİL MÜDAHALE ve REHABİLİTASYON MERKEZİ

İhmal ve İstismar Merkezlerinin 24 saat/7 gün esasıyla vardiyalı ola-rak veya ilin profiline göre icapçı meslek elemanları bulundurmak sure-tiyle hizmet sunması gerekmektedir.

İŞLEVLERİ:

• Cinsel ve fiziksel istismar ile ağır ihmal vakaları sonucunda ço-cuklar genellikle korunma ve bakım altına alınarak Sosyal Hiz-met Kuruluşlarına yerleştirilmektedir. Ancak özellikle aile içi cin-sel istismar olarak tanımlanan (ensest) vakalarda ağır bir travma yaşayan çocuk, Emniyet, Hastane, Adli Tıp, Adliye ve Sosyal Hiz-metler ağında gidip gelmekte, böylece yaşadığı travma ve örse-lenme kronikleşmektedir. Bunun yanı sıra böylesine ağır bir trav-ma yaşayan çocuğun yeterli tedavi ve rehabilitasyon programın-dan yararlanamadığı da bir gerçektir. Travmaya maruz kalmış ço-cukların belli bir süre “ÇOCUK İHMAL ve İSTİSMARI ACİL MÜDA-HALE ve REHABİLİTASYON MERKEZİ”nde verilecek tedavi rehabi-litasyon hizmetinden yararlanması, çocuğun daha az zarar gör-mesini ve ileride olabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olma-sını sağlayabilecektir.

• Aile dışında oluşan Cinsel İstismar vakalarında çocukla beraber ailenin de travmaya uğradığı bilinen bir gerçektir. Ancak böy-le durumlarda aileler genellikle içine kapanmakta, çocuklarına karşı nasıl davranacaklarını bilememekte, bazen yanlış davranış-lar gösterebilmektedir. “ÇOCUK İHMAL ve İSTİSMARI ACİL MÜDA-HALE ve REHABİLİTASYON MERKEZİ” çocukların yanı sıra ailelere yönelik tedavi ve rehabilitasyon programlarının da uygulanması-nı sağlayacaktır.

• Böyle bir travmaya maruz kalan çocukların okul ve arkadaş çev-resinde de örselendiği bir gerçektir. Kriz merkezi aynı zamanda okul ve arkadaş çevresine yönelik çalışmaları da planlayacak ve organize edecektir.

• AÇSP ve Sağlık Ocakları ile iş birliği yapılarak doğumdan itiba-ren ihmal ve istismar konusunda risk taşıyan ailelerin belirlene-rek çocuk gelişimi ve psikolojisi konularında hizmet götürülme-si, ihmal ve istismarın oluşmasının önlenmesi,

Page 205: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|195|

• İhmal ve istismar sonucu evinden kaçan, sokakta çalışmak ya da sokakta yaşamak zorunda kalan çocukların ailelerine geri dön-melerinin sağlanması,

• Yapılan araştırmalar suça yönelen çocukların büyük kısmının ih-mal ya da istismara uğradığını göstermektedir. İhmal ve istisma-rın azaltılması ile suça itilmiş çocuk olgusunun azaltılması,

• İhmal ve istismar sonucu oluşabilecek ergen intiharlarının önlen-mesi,

• Mahkeme aşamasında çocukların örselenmesinin önlenmesi ve bu amaçla gerekli yasal düzenlemelerin yapılabilmesi için kamu-oyu oluşturulması çalışmalarına destek verilmesi,

• İhmal ve istismar vakalarında çocukların basın ve görsel medya yoluyla örselenmelerinin ya da istismar edilmesinin önüne geçil-mesi için kurumsal önlemlerin alınması yönünde kamuoyu yara-tılması,

Yukarıda bahsedilen koruyucu ve önleyici tedbirlerin gerçekleştiril-mesine rağmen, ülke genelinde yaşanan yoksulluk, işsizlik ve göç ol-gularının durdurulmaması halinde soruna müdahalede, tüm sektörlerin aktif hizmet sunsa dahi, yetersiz kalınacağı bilinmektedir.

Tüm tedbirlere rağmen, sokakta yaşama alışkanlığını kazanmış ço-cukların “Sokakta Yaşayan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli”nde yer alan aşamalardan yararlandırılması planlanmaktadır.

PERSONEL, MEKÂN, ARAZİ VE EKİPMAN TEMİNİNİN YANI SIRA, HİZMET SUNUMUNDA İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUMLAR

Sokaktaki çocuk olgusu, pek çok sorunu içinde barındırdığından, çö-zümü de çok sektörlü bir çalışmayı gerektirmektedir.

Bugüne kadar, sokaktaki çocuk sorununun çözümüne ilişkin tüm bek-lentiler Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna yönelmişse de, bugün ülkemiz gündemindeki yerini koruyan sokaktaki çocuk sorununun çözümüne ilişkin çok sektörlü bir yaklaşımın geliştirilememesi nedeniy-le, başarı oranı beklenilenin çok altında kalmaktadır.

Bu sorunun çözümüne ilişkin, ilgili kurum olarak, sorumluluğumuzu bilmekle beraber, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakan-lığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve özellikle yerel yönetimler-le, sorunun çözümü için, aktif bir işbirliğine gidilmemesi halinde, çö-züm arayışları sonuçsuz kalmaya devam edecektir.

Personel:Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı), Milli Eğitim Bakanlığı, SHÇEK ve Belediyeler.

Mekan: Belediyeler, Valilik, SHÇEK

Arazi: Belediyeler

Mobil Araçlar: Belediyeler, Valilik

Ekipman: SHÇEK, Belediyeler, Valilik ve ilgili kurumlar

Page 206: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|196|

SOKAKTA YAŞAYAN / ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET MODELİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN BAKANLIKLAR ARASI

İŞBİRLİĞİ ESASLARI

Sokakta yaşayan/çalıştırılan çocuklar sorununa ilişkin, 1940’lı yıllarda İstanbul’da tespit edilen 2848 çocukla başlayan süreç, günümüze boyutları genişlemiş bir biçimde çözüm bekleyen öncelikli sosyal sorunlardan biri olarak intikal etmiştir.

Ülkemizin, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısındaki değişime dayalı bir biçimde gelişen ve dünya konjektürünün de etkisiyle ivme kazanan sokakta yaşayan çocuklar problemi, geliştirilecek Acİl Eylem Planlarının ivedilikle uygulamaya konmaması durumunda, bir süre sonra çözüme ulaşması zor bir hal alacaktır.

Toplum bu çocuklarımıza damgalayıcı yaklaşmakta ve toplumun bir kısmı bu çocuklarımızı bir “tehdit unsuru” olarak algılanmaktadır. Söz konusu çocukların rehabilite edilmek suretiyle sağlıklı birer birey olarak topluma katılmalarını sağlamak için, topluma dayalı modeller geliştirmek ve bu modelleri uygulamaya koymak kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir.

Sözü edilen sorunun çözümü, ancak kurumlar arası “etkili işbirliğiyle” mümkündür.

Bu gerçekten hareketle, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatıyla, Devlet Bakanı Sayın Güldal AKŞİT, İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir AKSU, Sağlık Bakanı Sayın Recep AKDAĞ ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK’ten oluşan bir komite kurulmuştur.

Komite bir dizi toplantı yapmak suretiyle; sokak çocukları, kapkaç olayları ve uyuşturucu madde kullanımının önlenmesi konularında çalışmalar yapmış, bu konuların birlikte ele alınması amacıyla, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu koordinatörlüğünde proje geliştirilmesi istenmiştir.

Bu çerçevede, SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından kapsamlı bir model geliştirilmiş, Sayın Bakanlara 09.11.2004 ile 20.12.2004 tarihlerinde takdim edilmiş ve uygulanabilir olduğu konusunda ortak bir fikir oluşmuştur.

Bakanlıklar ve kurumlar arası etkili işbirliğine dayalı olarak gerçekleştirilecek bu uygulama, sorunun yoğun olduğu illerden başlanarak hayata geçirilecektir. Projenin öncelik sıralaması içerisinde İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Adana, Mersin, Bursa, illerinde uygulanmasına ve ilk uygulamanın da İstanbul’da yapılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.

“Sokakta Yaşayan/Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli” olarak adlandırılan söz konusu çalışma, sorunun yaşandığı tüm illere uygulanabilecek ölçektedir.

SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Sokakta Yaşayan/Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli”nin” ilk uygulama merkezi

Page 207: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|197|

olarak seçilen İstanbul İli, Modelin pratik bir değer kazanması ve yaygın uygulamaya geçilmesi noktasında büyük önem taşımaktadır.

Bugüne kadar bu alanda gerçekleştirilememiş olan kurumlar arası işbirliğinin etkili biçimde uygulamaya konacak olması, SHÇEK’in koordinasyonunda diğer kurumların da bu hizmeti üstlenmede çok istekli davranmaları, “Sokakta Yaşayan Çocuklar” sorununun çözümü adına atılmış çok ciddi bir adımdır. Bu işbirliğiyle sağlanacak başarı, birçok sosyal sorunun çözümü için de model oluşturabilecektir.

PROJE KAPSAMINDA BAKANLIKLAR İLE DİĞER KURUM VE KURULUŞLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

DEVLET BAKANLIĞININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Bağlı Kurumu olan SHÇEK aracılığı ile hizmet verecektir.

• SHÇEK Genel Müdürlüğü, “Sokakta Yaşayan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli” adı altında yaptığı çalışmanın realize edilmesinde, hem uygulamaya hazırlık aşamasında, hem de uygulama sürecinde sekretarya görevini ve kurumlar arası işbirliğini etkili bir biçimde sağlayacak, Model’in uygulama aşamasında da fonksiyonel bir rol üstlenecektir.

• Kurumlar arası işbirliğinde koordinasyonu sağlayacaktır. Oluşturulacak koordinasyon kurulunun sekretarya hizmetlerini yerine getirecektir. İllerde bu görev İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerince yerine getirilecektir.

• 25.02.2005 tarihine kadarki zaman diliminde yapılacak ön çalışma ve toplantıları organize edecek ve gerekli yazışmaların yapılmasını temin edecektir.

• İstanbul’da, Model’in uygulanacağı birimlerin tespitinde ve birimlerle ilgili yeni düzenlemelerin yapılmasında öncülük edecek, kontrol ve denetim görevini işbirliği çerçevesinde yürütecektir.

• Kurum bünyesinde projenin takip ve kontrolünü sağlamaya yönelik bir çalışma grubu (grup üyelerinin kimlerden oluşacağı belirlenmelidir) oluşturacaktır.

• Bakanlıkların Sayın Bakanlar adına hareket etmek üzere görevlendirecekleri yetkilileri ile sürekli irtibat halinde bulunacak, karşılaşılacak problemlerin gecikmeksizin çözümü konusunda gereğini yapacaktır.

• Modelde yer alan birimler için gerekli olan eleman ve ekipmanın sağlanmasını diğer Kurumlarla birlikte temin edecektir.

• Uygulamaya başlama tarihi olan 25.02.2005 tarihinden itibaren gelişecek süreçte, tüm ilgililerle ortak hareket ederek, uygulamayla birlikte kontrol ve denetim mekanizmasını aktif bir biçimde işletecek ve raporlama yapacaktır.

Page 208: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|198|

ADALET BAKANLIĞININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

• Gerek Modelin hazırlık aşamasında, gerekse, uygulanması sıra-sında karşılaşılabilecek hukuki problemlerin çözümü konusunda yol gösterecektir.

• Mevcut yasal düzenlemeler içerisinde, değişiklik yapılmasının veya yeni yasal düzenleme yapılmasının gerektiği durumlarda yardımcı olacaktır.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

• Model çerçevesinde; illerde yürütülen çalışmaları izlemek ve de-ğerlendirmek üzere, İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir Müsteşar Yardımcısı başkanlığında Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü temsilci-lerinden müteşekkil bir komisyon oluşturulacaktır.

• Sokakta, Mobil Ekipler tarafından yapılacak çalışmalarda yeterli sayıda kolluk elemanı görevlendirilecektir.

• Modelin, ileri uygulama aşamalarında ortaya çıkacak yeni du-rumlara ilişkin, İçişleri Bakanlığı’nı ilgilendiren eleman, ekipman ve düzenlemelere aktif destek verecektir.

• Adli tıp vakaları ile ihmal ve istismar vakalarında görev alanına giren konularda ilgili merci ve kurumlarla bağlantı kuracak ve vaka’yı bizzat takip ederek sonuçlandıracaktır.

• Eylem Planının uygulanacağı illerde Valilik, Kaymakamlık, Bele-diyeler ve Kolluk Birimlerinin SHÇEK’le işbirliği desteklenecektir.

• İçişleri Bakanlığının 20.12.2004 tarih ve 285 (2004/157) sayılı ge-nelgesi ile illerde oluşturulması öngörülen Komisyonların etkin ve verimli çalışması sağlanacaktır.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

• Model çerçevesinde, Bakanlık bünyesinde iç organizasyona gide-rek bir komisyon oluşturacaktır.

• Proje koordinasyonu çerçevesinde Sayın Bakan adına yetkilendi-rilmiş üst düzey bir temsilciyi görevlendirecektir.

• Model içinde yer alan Sosyal Rehabilitasyon Merkezindeki eği-tim birimlerinde görev yapacak rehber öğretmenlerin Milli Eği-tim Bakanlığına bağlı olacak şekilde görevlendirilmelerini sağla-yacaktır.

• Sosyal Rehabilitasyon Merkezi Eğitim Birimlerinde görevlendi-rilecek öğretmenler ile psikolojik danışmanların görevlendirme öncesi ve görev süreçlerinde hizmet içi eğitimlerini gerçekleşti-recektir

• Sosyal Rehabilitasyon Merkezi’nde hizmet alacak çocukların, ör-gün, yaygın ve mesleki eğitimden yararlanmaları konusunda yaş

Page 209: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|199|

vb. durumlarına bakılmaksızın Milli Eğitim sistemiyle bütünleş-melerini sağlayacak şekilde eğitim programları ve uygulama sü-reçlerini belirleyecektir.

• Sokakta yaşayan/çalıştırılan çocukların eğitimlerine yönelik ya-sal engellerin kaldırılması ve yeni düzenlemenin yapılması yö-nünde gerekli mevzuat değişiklik çalışmalarını yürütecektir.

• Bağlı ilköğretim okullarının Müdürlükleri aracılığı, okula devam etmeyen çocuklar ve aileleri hakkında araştırma yaparak risk du-rumlarına karşı önlem alacak ve bunları tertip komitesine rapor edecektir.

• Bakanlık imkânları dâhilinde karşılanabilecek olan; arsa, bina, ekip ve ekipmanın teminiyle birlikte, uygulama aşamasında kar-şılaşılabilecek yeni durumlara ilişkin, Bakanlık görev alanına gi-ren konularda aktif destek verecektir.

• İstanbul başta olmak üzere Modelin uygulanacağı illerdeki bağ-lı Müdürlüklerini, SHÇEK’le işbirliği yapma ve aktif destek verme konusunda görevlendirecektir.

SAĞLIK BAKANLIĞININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

• Model çerçevesinde, Bakanlık bünyesinde iç organizasyona gide-rek bir komisyon oluşturacaktır.

• Proje koordinasyonu çerçevesinde Sayın Bakan adına yetkilendi-rilmiş üst düzey bir temsilciyi görevlendirecektir.

• Madde bağımlısı çocuklara hizmet vermek üzere müstakil ÇEMATEM’ler ve Tıbbi Rehabilitasyon Merkezleri kuracak, bunun mümkün olmaması durumunda mevcut AMATEM’lerin bir bölü-münü sadece çocuklara hizmet verecek şekilde düzenleyecektir.

• Model’de yer alan birimlerde görev alması öngörülen sağlık per-sonelinin (doktor, hemşire, psikolog, psikiyatrist vb.) Sağlık Ba-kanlığına bağlı olacak şekilde görevlendirilmelerini sağlayacak-tır.

• Yeter derecede eleman desteğinin yanı sıra; arsa, bina, ekip-man, araç-gereç ve ilaç desteğinde bulunacaktır.

• Koordinasyon Merkezi, İlk Adım İstasyonu ve Sosyal Rehabilitas-yon Merkezinde gerekli tıbbi tedavi ünitelerini kuracak ve ünite için gerekli araç-gereci temin edecektir.

• Uygulamanın ileri aşamalarında doğacak ihtiyaçlar ve yeni dü-zenlemelere ilişkin görev alanına giren her konuda destek vere-cektir.

• İstanbul ve daha sonra uygulamaya geçilecek illerde bulunan İl Müdürlükleri ve bağlı kuruluşlarını SHÇEK’le işbirliği yapmak üzere görevlendirecektir.

Page 210: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|200|

VALİLİKLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

• Yürütülecek Model çerçevesinde Vali veya görevlendireceği Vali Yardımcısı, sokakta yaşayan çocuklarla ilgili işbirliği içerisinde bulunan Kurum ve Kuruluşların uyumlu olarak çalışmalarını ko-ordine edecektir. Valilikte yürütülen bu çalışmalarda sekretarya görevi SHÇEK tarafından yerine getirilecektir.

• Uygulamada karşılaşılan güçlükleri ve aksaklıkları giderme noktasında, işbirliği çerçevesinde, çözümleyici ve kolaylaştırıcı girişimlerde bulunarak hizmete işlerlik kazandıracaktır.

• İl Özel İdarelerinin bütçelerinde bu konuya ilişkin ödenek ayrılması ve/veya mevcut ödeneklerden buraya transfer yapılmasını sağlayacaktır.

• Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından, yapılan yardımlarda sokak çocuklarının ve ailelerinin desteklenmesi konusuna öncelik verilecektir. Ayrıca, il dışından çeşitli nedenlerle gelen çocukların, ikamet ettikleri yerler ile koordine sağlanarak illerine dönüş giderlerini karşılayacaktır.

• Çocukların, kamuya bağlı sağlık kuruluşları (hastane, tıp merkezi vb.)’nın yanı sıra, acil durumlarda, özel sağlık kuruluşlarından yararlandırılmaları halinde gerekli ödemeleri karşılayacaktır.

• Çalışmalarla ilgili olarak, belli aralıklarla durum değerlendirmesi niteliğindeki raporları Devlet Bakanlığına gönderecektir.

MAHALLİ İDARELERİN (İl Özel İdareleri ve Belediyeler) YÜKÜMLÜLÜKLERİ

• Yerel Yönetimler, Model’in uygulanması esnasında ihtiyaç duyulan arsa, bina, ekipman ve eleman temininde yardımcı olacaktır.

• Belediyeler, gerek 5272, gerekse 5216 sayılı Belediye Kanunlarında yer alan, Belediyenin sosyal görevleri kapsamında, çocuk koruma evlerinin açılması, yoksul çocuklara dönük hizmet sunumunun etkin hale getirilmesi ve sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın teşvik edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır.

• İl Özel İdareleri bütçelerinden, bu model kapsamında, illerde yürütülecek faaliyetlere gerekli kaynağı ayıracak ve bunu illerinde etkin bir şekilde kullanacaklardır.

• Belediye Kanunu’nda esasları düzenlenen “Kent Konseyleri”, önemli gündem maddelerinden bir tanesini, sokaktaki çocuklar ile ilgili sorunların tespiti ve bu konuda yapılacaklar olarak belirleyecektir. Gerek Kent Konseyinde yer alan kişi ve kuruluşların, gerekse Belediye; Kanunu’nda düzenlenen gönüllü katılım müesseselerinin etkin çalışmaları sağlanarak sokaktaki

Page 211: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|201|

çocukların sayısının azaltılması ve sorunlarının çözümü için gerekli çabayı sarf edecektir.

• Çocukların sokağa düşme riskinin yüksek olduğu mahalle ve semtlerde kuracağı ofisler ve çalıştıracağı meslek elemanları vasıtasıyla, aile odaklı hizmet verecektir.

• Mahallelerde açacağı çocuk ve gençlik merkezlerinde, çocukların, boş zamanları değerlendirilerek, kent merkezine inişini önleyecektir.

• Sosyal rehabilitasyon sürecini tamamlamış çocukların istihdamını sağlayacaktır.

• Sokakta çalıştırılan ve çalışma riski altında bulunan çocukların ebeveynlerine yönelik meslek edindirme kursları açarak, istihdam olanaklarından yararlanmalarını sağlayacaktır.

• Ailelerin desteklenmesi amacıyla (ayni-nakdi yardım vb.) mevcut imkânlarını kullanacaktır.

Mahalli İdareler sorumluluk bölgelerinde “Sokakta Yaşayan Çocuklar” ile ilgili kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları yapacaktır.

Page 212: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|202|

Ek 6: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hiz-met Modeli İle İlgili Genelgeler

Genelge

Başbakanlıktan:

Konu: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hiz-met Modeli.

GENELGE

2005/5

Son yıllarda başta büyük şehirlerimiz olmak üzere, göç alan kentlerimiz-de, Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan çocukların durumu önemli bir sos-yal sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Sokakta yaşayan, her türlü madde bağımlılığına açık olan ve bir kısmının hırsızlık, gasp, kapkaç gibi olaylara da karıştırıldığı bilinen bu çocuklarımı-zın, tedavi, rehabilitasyon ve eğitimleri sağlanarak topluma kazandırılma-ları ancak etkin ve kalıcı önlemlerle mümkün görülmekte, sorunun temel-den çözümü için de; ulusal ve yerel düzeyde plânlı ve organize uygulamala-rın derhal başlatılması zorunlu bulunmaktadır.

Bu amaçla, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun bağlı oldu-ğu Bakanlığın koordinatörlüğünde, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Eği-tim Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın katılımıyla bir komite kurulmuş, kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin belirlenmesi çalışmalarına başlanmıştır.

Sorunun aciliyeti ve ulaştığı boyutlar nedeniyle ilk etapta, Sosyal Hiz-metler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından geliştirilen “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli”nin İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Adana, Mersin, Bursa, Antalya illerinden başlanarak, ihti-yaç duyulan tüm illerimizde hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır.

Koordinatör Bakanlık tarafından ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtımı sağlanacak olan söz konusu hizmet modelinin başarıyla uygulana-bilmesi için tüm kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliğinin sağlanması vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu nedenle, projede kendilerine görev verilen Bakanlıklar, valilikler ve başta büyükşehir belediye başkanlıkları olmak üze-re tüm belediye başkanlıkları, il özel idareleri, Sosyal Yardımlaşma ve Daya-nışma Genel Müdürlüğü ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, pro-jenin başarısı için gerekli tedbirleri eksiksiz olarak alacaklar, projenin yü-rütülmesinden sorumlu kuruluşlarca ihtiyaç duyulacak mobil ekip, donanım ve personel görevlendirilmesi konularında gereken yardım ve desteği gecik-meksizin sağlayacaklardır.

Ayrıca yürütülecek çalışmalarda bu modele, tüm sivil toplum kuruluşla-rı ve gönüllülerin sahip çıkması sağlanarak, projenin topluma mal edilmesi-ne önem verilecektir.

Konunun önemi ve aciliyeti göz önünde bulundurularak, uygulamada gö-rev alacak tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu personelinin gereken ciddiyet ve hassasiyeti göstermelerini, uygulamaların yöneticiler tarafından dikkatle takibini ve her hangi bir aksamaya meydan verilmemesini önem-le rica ederim.

Recep Tayyip ERDOĞANBaşbakan

Page 213: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|203|

SAYI: B.02.1.SÇE.0.10.00.03.230-1758

KONU: Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hiz-met Modeli’nin Uygulanmasına İlişkin Genelge

03.08.2005

GENELGE

2005/07

Ülkemizde sokakta yaşayan ve çalışan çocuklar sorununun çözüm-lenmesi amacıyla Genel Müdürlüğümüzün hazırladığı “Sokakta Yaşayan / Çalışan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli” konulu Başbakanlık Genel-gesi, 25 Mart 2005 tarih ve 25766 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Genel Müdürlüğümüz tarafından hazırlanan “Sokakta Yaşayan ve/veya Çalıştırılan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli”nin uygulanması ça-lışmaları, Devlet Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eği-tim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ve eşgüdümü ile İstanbul’da Mart 2005 tarihinden itibaren başlatılmış olup, çalışmalar devam et-mektedir. Modelin, sorunun yoğun olarak yaşandığı, Ankara, Antalya, Adana, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İzmir ve Mersin İllerin-den başlanarak uygulanması ve sorunun yaşandığı tüm illere yaygınlaş-tırılması kararlaştırılmıştır. Buna göre, yukarıda adı geçen İllerde model doğrultusunda çalışmaların başlatılması gerekmektedir.

Söz konusu modelin uygulanmasında;

Gerekli çalışmaların başlatılması ve yürütülmesine yönelik olarak il-gili sektörlerle işbirliği ve eşgüdümün sağlanması,

1. Modelin hayata geçirilmesine ilişkin merkez, ekip ve birimlerin oluşturulması,

2. Model doğrultusunda oluşturulacak tüm birimlerin eş zamanlı ola-rak hizmete girmesi,

3. Tüm birimlerde çocuğa verilen ve planlanan hizmetlerde, Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca çocukların görüşlerinin dikkate alınması,

4. İzleme ve değerlendirme çalışmalarına azami önem verilmesi,

5. Eylül 2005 tarihinden itibaren, İllerin yaptıkları çalışmaları her ayın ilk haftası Genel Müdürlüğümüze ulaştırmak üzere rapor etmele-ri gerekmektedir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. İsmail BARIŞGenel Müdür

T.C.

BAŞBAKANLIK

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu

Genel Müdürlüğü

Page 214: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|204|

Ek 7: Pilot İllerde Bulunan ÇOGEM’lerin Fiziksel Özellikleri

Tablo 22: Çalışmanın Gerçekleştirildiği Sekiz Pilot İldeki Çocuk ve Gençlik Merkezlerinin Fiziksel Özellikleri

MERKEZİN ÖZELLİKLERİ SAYI

Yatılı 6

Gündüzlü 6

Yatılı+ Gündüzlü 2

Evet 13

Hayır 1

Evet 11

Hayır 3

Apartman Dairesi 1

Müstakil Bina 13

Uygun 4

Uygun Değil 10

Var 12

Yok 2

Evet 8

Hayır 6

Merkezin hizmet açısından niteliği

Kuruluşun kent merkezine yakınlığı

Merkezin çocukların çalıştıkları bölgelere yakın olma durumu

Merkez binasının türü

Merkezin fiziksel özelliklerinin engelli çocuklar için uygunluğu

Merkezin bahçesinin bulunma durumu

Merkezin çocukların yaşadıkları/ikamet ettikleri bölgelere yakın olma durumu

Bahçenin çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Yeterli 5

Kısmen yeterli 4

Yetersiz 3

Merkezde çocuklar için ayrılmış bir dinlenme salonunun varlığı

Page 215: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|205|

Personel için ofisin ihtiyacı karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Var 11

Yok 3

Yeterli 7

Kısmen Yeterli 4

Yetersiz -

Yeterli 8

Kısmen Yeterli 6

Yetersiz -

Yeterli 13

Kısmen Yeterli 1

Yetersiz -

Var 13

Yok 1

Var 14

Yok -

Dinlenme salonunun çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

TV salonunun çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Merkezde çocuklar için bir yemek salonu bulunma durumu

Yemek salonunun çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Merkezde çocukların kullanımı için bir televizyon salonunun bulunma durumu

Merkezde personel için yeterli çalışma ofisinin bulunma durumu

Var 14

Yok -

Var 11

Yok 3

Yeterli 10

Kısmen Yeterli 2

Yetersiz 2

Merkezde personelin mesleki çalışmalarda (çocuklarla ve ailelerle mesleki çalışma ve görüşmeler için vb) kullanabilecekleri ayrı bir ofisin bulunma durumu

Page 216: SOKAKTA YAŞAYAN VE/VEYA ÇALIŞTIRILAN … · çerçevesinde planlı ve programlı bir sosyal hizmet politikası yürütmeyi hedeflemektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

|206|

Mesleki çalışmalar için kullanılabilecek ofisin ihtiyacı karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Yeterli 7

Kısmen Yeterli 4

Yetersiz -

Yeterli 4

Kısmen Yeterli 4

Yetersiz -

Var 6

Yok 8

Var 8

Yok 6

Merkezin kapalı mekânında çocukların oyun oynayabilmesi için gerekli araç-gereç ve ortamın bulunma durumu

Oyun için araçların ve ortamların çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Merkezde çocukların yararlanabileceği mesleki eğitim atölyelerinin bulunma durumu

Yeterli 4

Kısmen Yeterli 2

Yetersiz -

Yeterli 2

Kısmen Yeterli 1

Yetersiz -

Yeterli 1

Kısmen Yeterli -

Yetersiz -

Var 3

Yok 11

Var 1

Yok 1

Mesleki eğitim atölyesinin çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Hobi bahçelerinin çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Seraların çocukların ihtiyacını karşılaması açısından fiziksel ve niteliksel yeterliliği

Merkezde çocukların yararlanabileceği hobi bahçelerinin bulunma durumu

Merkezde çocukların yararlanabileceği seraların bulunma durumu