serbest kürsü - sayı 1

14
2010 Eylül-I / SayÕ:1 øçindekiler Baúlarken Ufuk Kocakaplan««««««««««««««««««««««............... 2 øktidar-Muhalefet øliúkisi Eyüp Aktu÷................................................... ..........3 Demokrasi Benden Özgürlük østiyor Eyüp Aktu÷................................ ...........3 EVET mi HAYIR mÕ Ufuk Kocakaplan............................................................... .4 Edipler Edepli OlmalÕ Eyüp Aktu÷ ...................................................................5 Referandum sürecinde medyanÕn rolü Eyüp Aktu÷......................................... .5 Sözüm Bölücülere Ufuk Kocakaplan.....................................................................6 Hangi Kadeh Kimin ùeferefine Ufuk Kocakaplan................................................7 Nereye kadar internet sansürü Eyüp Aktu÷......................................................8 Özgürlük ama sÕnÕrlar dâhilinde Eyüp Aktu÷....................................................8 Suçlusun Erdo÷an Ufuk Kocakaplan....................................................................9 Cebimizde kaybettik güneú dolu bir tarihi Eyüp Aktu÷...................................10 øslam Üzerine Ufuk Kocakaplan..........................................................................11 Bulunmaz bir nimet: Kadir Gecesi Eyüp Aktu÷............................................... 12 N. FazÕl KÕsakürek¶in düúündüren hazÕr cevaplarÕ Eyüp Aktu÷.......................13 Bu dergi içerisindeki yazÕlarÕn telif hakkÕ MyFreeCopyright servisi ile korunmaktadÕr. Dergimizi hayatvekalem.blogspot.com ve www.e-aktug.com adreslerinden temin edebilirsiniz.

Upload: eyup-aktug

Post on 16-Mar-2016

232 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Serbest Kürsü - Sayı 1

TRANSCRIPT

Page 1: Serbest Kürsü - Sayı 1

2010 Eylül-I / Sayı:1

İçindekiler Başlarken Ufuk Kocakaplan…………………………………………………………...............2 İktidar-Muhalefet İlişkisi Eyüp Aktuğ................................................... ..........3 Demokrasi Benden Özgürlük İstiyor Eyüp Aktuğ................................ ...........3 EVET mi HAYIR mı Ufuk Kocakaplan............................................................... .4 Edipler Edepli Olmalı Eyüp Aktuğ ...................................................................5 Referandum sürecinde medyanın rolü Eyüp Aktuğ..........................................5 Sözüm Bölücülere Ufuk Kocakaplan.....................................................................6 Hangi Kadeh Kimin Şeferefine Ufuk Kocakaplan................................................7 Nereye kadar internet sansürü Eyüp Aktuğ......................................................8 Özgürlük ama sınırlar dâhilinde Eyüp Aktuğ....................................................8 Suçlusun Erdoğan Ufuk Kocakaplan....................................................................9 Cebimizde kaybettik güneş dolu bir tarihi Eyüp Aktuğ...................................10 İslam Üzerine Ufuk Kocakaplan..........................................................................11 Bulunmaz bir nimet: Kadir Gecesi Eyüp Aktuğ...............................................12 N. Fazıl Kısakürek’in düşündüren hazır cevapları Eyüp Aktuğ.......................13

Bu dergi içerisindeki yazıların telif hakkı MyFreeCopyright servisi ile korunmaktadır. Dergimizi hayatvekalem.blogspot.com ve www.e-aktug.com adreslerinden temin edebilirsiniz.

Page 2: Serbest Kürsü - Sayı 1

2

Başlarken;

Uzun dönemdir çeşitli sitelerde ve şahsıma ait olan sitelerde yazdım yazmaya da devam ediyorum.Yaşım henüz 21. Aslen Diyarbakırlıyım.Etnik kimliğimi saklamam ama ÜST kimliğimle de gurur duyarım.Türkiye Vatandaşı olmaktan değil TÜRK VATANDAŞI olmaktan bahsediyorum.Yani Türk olmaktan gurur duyuyorum. Bölgesel milliyetçiliğe,etnik milliyetçiliğe ve dinsel milliyetçiliğine karşıyım,karşı olmaya da devam edeceğim. Kemalist değilimdir.Ama Atatürkçüyümdür.Çünkü Kemalizm bence Atatürkün adı kullanılarak,Atatürk üzerinden geçinmeye çalışılmak istenilen bir harekettir. Bu ülkede temiz bir siyaset yoktur .Bu ülke de ahlak siyaseti yoktur.Bu ülkede siyaset yalan üzerine,oyun üzerine kurulmuştur.Milleti avuçlayarak iktidara gelenler milleti avutarak yollarına devam etmektedirler. Ve benim davam; Henüz 21 yaşında bir gencin davası.Kimin için? Bunca yıldır bu davayı sürdüren ve haksızlığa boyun eğmeyen veya eğmemek için direnen ben; ülkem adına,kendi geleceğim adına,ileri ki nesiller de çocuklarımızın selameti açısından bu davaya başvurdum. Haksızlığa boyun eğmemek için direndim.Dışlandım.Hor görüldüm.Ama yılmadım yılmayacağımda.Bu güne kadar doğruları yazdım bundan sonrada yazacağım.Allah’tan başkasına verecek hesabım yoktur.Secde hariç başımı hiçbir kula ve hiçbir güce eğmedim,eğmem de. Bundan dolayıdır ki; Bu dava da olmaktan gurur ve şeref duyuyorum.İnşallah bundan sonra Eyup Aktuğ Kardeşimle birlikte ayda iki tane olmak üzere iki hafta da bir bu dergide yazacağım. Dergiyi hazırladığım değerli kardeşim Eyup Aktuğ’a bir kez daha sonsuz teşekkür eder;Allah yolumuzu,bahtımızı açık etsin.Allah yar ve yardımcımız olsun. UFUK KOCAKAPLAN “Serbest Kürsü” hayatvekalem.blogspot.com

Page 3: Serbest Kürsü - Sayı 1

3

İktidar-Muhalefet ilişkisi Yiğidi öldür ama hakkını yeme diye bir atasözümüz vardır. Çok partili sisteme geçtiğimiz günden bu yana muhalefet ve iktidar olgusu da siyasetimize girdi. Halk oy verdi A partisi iktidar oldu. B partisi de meclise girdi fakat muhalif cephe yani iktidarı denetleyici görevi üstlenen bir kurum vazifesi üstlendi. Aslında başlığın cevabı öyle sayfalar dolusu uzun uzun analizli ince manalar taşıyan bir şey değil. Türkiye’de iktidarlar sandıkta ezilmişliğin verdiği, A partisini yıkıp gerekirse darbe ile devirip yerine muhalif B partisini geçirmek. İktidarlara pek çok alandan toplu ve asimetrik saldırı gerçekleşmiş geçmişe baktığımızda. Özellikle muhalif B partisi yandaşı yazı ve görsel basın yayın organları tarafında büyük bir karalama kapmaları düzenlenmiş, iktidar bir özgürlük hamlesi yaptığında(bunun son örneğini başörtüsü düzenlemesinde görmüştük.) hemen sen şeriatçısın diye damgalanıp iktidar olan A partisini cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılâplarına karşı çıkmakla mevcut rejimi yıkıp yerine teokratik bir din devleti kurmaya teşebbüs ile suçlanmıştır. Kimi kurumlar da adeta bir muhalif parti havasına girmiş.

Demokrasi benden özgürlük istiyor Görünen köy kılavuz istemez, görüldüğü ve yazıldığı üzere her şey ortada. Artık zaman değişiyor, o eski kafalı kaosu seven huzur ve refahtan nefret eden darbeci zihniyet ve bu zihniyete gönül verenler inşallah yargılanabilecektir. Bunun yolu da anayasa değişikliğinden geçiyor. Darbeciler yıllarca anayasadaki koruyucu bir maddeden güç alarak darbe yapmışlar veya darbe teşebbüsünde bulunmuşlar. Kapalı kapılar ardında ülkedeki huzur ve güven ortamını nasıl bozarız hesapları yaparken bu esnada vatansever insanları da şehit etmekten çekinmemişlerdir. Eee vaziyet böyle iken insan sormadan edemiyor. Darbeci zihniyetten ve darbe yapanlardan bütün bunların hesabını sormanın zamanı gelmedi mi? Artık yargının birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkarmanın ve yargı gibi yüce bir kurumu milletin ön bahçesi yapmanın zamanı gelmedi mi? Her alanda eşit olmanın ve üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü tescil ettirmenin zamanı gelmedi mi? Faili meçhul sanılan ama aslında faillerinin belli olduğu darbe mağduru binlerce insanın hakkını arama fırsatı vermenin zamanı gelmedi mi? Zamanı geldi de geçiyor bile. Eyüp AKTUĞ “Serbest Kürsü” www.e-aktug.com

Page 4: Serbest Kürsü - Sayı 1

4

EVET mi HAYIR mı? Günlerdir tartışılıyor yeni anayasa paketi. Muhalefet ayrı cephede,iktidar ayrı cephede.Yahu Allah aşkına ne zaman görecek bu ülke muhalefet ile iktidarın anlaşarak bir yola başvurduğunu? Ben söyleyeyim sizlere hiçbir zaman.Çünkü Türkiye’de kalıplaşmış muhalefet değişemezse hiçbir zaman iktidar ile muhalefet ortak bir nokta da buluşamaz. Bakıyoruz bizim muhalefete.Ülke yararına hiçbir şey üretmiyorlar habire meydanlar da show yapmaya başlıyorlar.Gandi Kemal’i öyle Bahçeli’si öyle. Zaten CHP ve MHP nin bu ülke de iktidar olabilmesi için ilk önce samimi olmaları gerekmektedir.Laf üretkenliğini bırakıp ‘bu ülke için ne yapmalıyız’ kavgasını vermelidirler. Bakıyoruz yeni anayasa paketine ‘bu pakette darbeye geçit verilmeyecek’ yazıyor.Bizim muhalefet ‘bu paket fındığa yarar sağlamıyor,yoksulluğa çare değil onun için HAYIR’gibi konu dışı cümleler sarfediyor.Yahu Allahtan korkmazlar.Bu pakette ne deniliyor siz ne diyorsunuz?Bu millet mi akılsız yoksa siz çok mu akıllısınız? Siz Hayır diyerek milletten kaçtığınızın farkında mısınız?Eğer niyetiniz farklı ise bunu milletle paylaşın görelim.Mesela CHP asker taraflı mı?Yoksa darbeyi meşru hale getirmek tarafında mı ?Açıklayın bizde anlayalım.Bu iş show yapmaya benzemez.Siz zaten bu ülke sorunlarını hep bir show olarak gördüğünüz için muhalefet kalmaya devam ediyorsunuz. Siz böyle yaptıkça millet ise doğru olanı yapacaktır ve bu anayasa paketine haklı olarak EVET diyecektir. Değerli okurlar bende Evet diyorum. Çünkü bu ülke, artık darbelerle mücadele etmesin. Çünkü bu ülke de darbeciler yargılansın. Çünkü bu ülke de milletin oylarıyla başa gelen başbakanlar asılmasın. Çünkü bu ülke de asker siyasete karışmasın,yönetime karışmasın.Son kararı asker değilde artık millet versin. Onun için anayasa paketine canı gönülden EVET diyorum.Eksikliker var mı evet var.Ama başlangıç olduğu için bu yeni anayasa paketini sonuna kadar destekliyorum. Uzun lafın kısası; Muhalefet ne zaman bu ülke de huzursuzlanıyor ise demek ki işler yolunda gidiyor demektir.Çünkü muhalefetin siyaset anlayışı ortada.Samimiyetleri ortada.Bunları bilip de onlarınizinde gitmeyeceğiz.Biz doğru olan kararları vereceğiz.Çünkü biz milletiz.Çünkü millet,bir ülkenin en büyük yöneticisidir. UFUK KOCAKAPLAN “Serbest Kürsü” hayatvekalem.blogspot.com

Page 5: Serbest Kürsü - Sayı 1

5

Edipler edepli olmalı Eline kalemi alan yazıp çiziyor. Felaket tellallığı yapıyor. Siyasilerin üslubundan rahatsız olduklarını dile getiriyor. Doğru siyasiler üslubunu düzeltmeli temiz ve seviyeli bir siyaset gerekmektedir. Ancak bunu yazıp çizenlerde üslubunu düzeltmelidir. Edipler yani bu ülkede ki aydınlar yazarlar sanatçılar da temiz bir üslup kullanmalıdır. Siyasileri siz eleştiriyorsunuz peki ya siz ne kadar edeplisiniz diye sormaktayım? Türkiye şu günler büyük bir değişimin, büyük bir reformun ertesinde. Bu kadar hassas bir dönem geçirirken yazılı ve görsel basında yangına körükle gitmekte var olan ateşi daha büyük göstererek Türkiye’de kriz havası yaratmaktadır. Aslında herkes doğru olanı yapsa bence Türkiye daha iyi yerlere gelecektir. Ancak kimileri kimilerinin kalem kölesi olduğundan basında kimi gazetelerde yalan haber ilke edinilmiştir. O gazetelerin ve televizyon kanallarının haberlerinden tarafsızlığı görmek imkânsızdır. Bu noktada gazete ve televizyon kanalı vermek doğru olmayacak ancak sizler hangi basın ve medya kuruluşlarından bahsettiğimi anlamışsınızdır. Onlar basın özgürlüğü diye feryad ederken acaba düşündüler mi, Türkiye’de basın özgürlüğü olmasaydı onlar o feryadı gerçekleştirme fırsatı bulabilecekler miydi? Yazımı sonlandırırken bu edepsiz ediplere tepkimizi ortaya koyalım. Onların ne gazetelerini alalım nede televizyon kanallarını izleyip ekmeklerine yağ ve bal sürelim.

Referandum sürecinde medyanın rolü nedir? Türkiye bir referandum sürecinden geçmektedir. Şüphesiz her alanda olduğu gibi medyanın bu sürece etkisi inkâr edilemez. Hal böyleyken bu hassas referandum sürecinde medya anayasa oylamasını parti oylaması gibi göstermesin. Bu projenin bir Ak Parti yada Recep Tayip Erdoğan projesi gibi saptırmasın. Bu yıla kadar anayasa üzerinde onlarca değişiklik yapılmış bir anayasamız var. Daha demokratik ve daha özgürlükçü, kişisel haklarımızı aramamıza müsaade eden bir anayasa neden olmasın. Bu anayasa geçer oyu aldığı taktirde sadece Ak Partili insanlara mı hizmet edecek. O yüzden medyamız bu referandum sınavını en güzel şekilde vermelidir. Medyamızda sadece taraflı ve yalan haber yapan medya kuruluşlarını görüp, hakkı ile haber yapanları fark etmemekte yanlış olacaktır. O yüzden resmin bütününe bakmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim. Eyüp AKTUĞ “Serbest Kürsü” www.e-aktug.com

Sözüm Bölücülere!!

Page 6: Serbest Kürsü - Sayı 1

6

Ulu Önder Atatürk:” "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir milletin evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır."demiştir.Ve bu ülkedeki farkıl renklerdeki insanları böyle tanımlamıştır.Biz bununla gurur duyuyor Atamızın yolunda durmaksızın ilerliyoruz. Benim kavgam kendini doğunun vekilleri olarak gösteren zat-ı muhteremlerle.Bunlar Allah’tan korkmaz,kuldan da utanmazlar. Şimdi soruyorum onlara: 1)Doğudaki insanımızla,Batıdaki insanımız arasında bir fark varmı? Elbette yok.Çünkü doğuda da aynı ekmeği yiyoruz,batıda da; Doğuda da aynı otobüse biniyoruz,batıda da; Doğuda da aynı hastaneye gidiyoruz,batıda da. E? Sorun nedir peki? Sorunun tek nedeni şudur;ülkeyi karıştırmak isteyen bölücüler ve yandaşları.Malesef bu bölücüler Doğumuzu bu hainliğe bir araç olarak kullanıyor.Doğu insanı bu bölücüler gibi değil.Doğu insanı paylaşmayı bilen,vatanını,bayrağını bilen,barıştan,sevgiden yana ,gönlü bol,misafirperver kişilerdir.Siz onlara bakmayın.Onların gözünü bölücülük sarmış.Ama devlet maaşıda gelince nedense sesleri çıkmaz onların. "Yok Kürtlere soykırım yapıldı,yok Doğulunun hakkı yeniliyor,yok özerklik istiyoruz".Bana bakın akıllı olun,efendi olun.Ben bir doğulu olarak bir Diyarbakırlı olarak ne bir soykırım gördüm,ne hakkım yenildi, ne de bir ayrı devlet istedim.Siz kalkıp 'Doğu insanı bunların gerçekleşmesini istiyor,düşüncesi budur' diyorsunuz.Bu düşünce ve gerçekleşme isteği Doğudaki İnsanımızın değil,İmralıdaki hainin düşüncesidir. Artık yeter;Bir Doğulu olarak.Bizim asıl düşmanlarımız dağda(ve içerde),ve de dışarıda.Şu zamanda 'Birbirimize Düşmek Mi; Yoksa Birbirimizle Düşünmek Mi' daha faydalı olur bize? Soruyorum;Tehditle,kandırmayla nereye kadar gideceksiniz.Biz kurtuluş savaşını hep birlikte kazanmadık mı? Şunu da söyleyeyim;Doğudaki insanımız bu sözde vekillerin sözlerine sakın ha sakın kanmasın.Bunların yolu kanlı yoldur,çıkmaz yoldur,karanlık yoldur.Sakın bunlara,bunların yaptıkları hal ve hareketlere tahrik olmasınlar.Çünkü bu ülkede kardeş kanın dökülmesini istemiyoruz.Hepimiz biriz,beraberiz,kardeşiz.Çünkü bu olaylar yaşanırsa biz gençlere çok zarar gelecek,çocuklarımız,kardeşlerimiz ve analarımız hep ağlayacak. UFUK KOCAKAPLAN “Serbest Kürsü” hayatvekalem.blogspot.com

Hangi Kadeh Kimin Şerefine?

Page 7: Serbest Kürsü - Sayı 1

7

Vay anam vay. Yeni muhalefet genel başkanı çıkmış meydanlara adeta ‘meydan’ okuyor. “Recep Bey hesap ver.Recep Bey sen kalpazansın.Türbanı biz çözeceğiz,İşsizliği biz çözeceğiz,yolsuzluğu biz önleyeceğiz,fındık üreticilerine destek sağlayacağız falan filan …”gibi cümleler sarf ediyor. Yahu Kılıçdaroğlu,senin elinde büyük bir projen varsa sana sorulan soruları niçin düz hesapla geçiştiryorsun?Sana ‘türbanı nasıl çözeceksiniz’ sorusu yöneltiliyor siz de ‘iktidar olunca göreceksiniz’diye hazır cevap veriyorsunuz.Bu ülke hazır cevapları kabul etmez sayın Kılıçdaroğlu.Hazır cevabı iki yaşındaki çocukta veriyor.Kaldı ki siz kendinizi ülkeyi yönetmeye bir aday olarak gösteriyorsunuz. Sizce böyle verilen cevaplara halk oy verir mi?Daha doğrusu halk başa getirir mi?Anlamak mümkün değil. Bişeyler yapmaya çalışıyorsunuz ama sizde ne yaptığınızın farkında değilsiniz?Hele partin.Ona bir şey söyleyemiyorum.Çünkü senin partin yoldan çıkmış,Atatürk üzerinden hala geçinen,halktan uzak bir parti haline gelmiştir.Sen çıkıpta hala bu partiye oy avcılığı yapıyorsun üstelik bu partide de genel başkansın. Şimdi bunları bu millet görüyor.Sizin yaptıklarınızı bu millet seyrediyor.Siz ve partiniz ellerinizle havaya bir kadah kaldırıyorsunuz ama bu kadehin kimin için kalktığını dahil bilmiyorsunuz.Ve bunu siz hep yapıyorsunuz.O kadeh millet için mi kalkıyor yoksa o kadehi siz kendiniz çıkarlarınız için mi kaldırıyorsunuz?Açıklayın da görelim. Tutarsız oluşunuzla,vicdan dan uzak bir yapınızla,Haktan ve halktan uzak karekterinizle,neyi niçin yaptığınızın farkında olmayışından dolayı tekrar tekrar söylüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP: -Hangi kadeh kimin şerefine kalkıyor söyleyin de bilelim. UFUK KOCAKAPLAN “Serbest Kürsü” hayatvekalem.blogspot.com

Nereye kadar internet sansürü?

Page 8: Serbest Kürsü - Sayı 1

8

Basın özgürlüğünün olduğundan bahsettim. Ama madalyonun öteki yüzünü biran için fark edemedim. Ne yazık ki hala ülkemizde gelişmemiş ülkelerde ki internet politikası uygulanmaktadır. Türkiye’de hala ne yazık ki internet sansürü uygulanmaktadır. Biraz konuyu derinleştirecek olursam YouTube ile başlamak istiyorum. Uzun süredir Türkiye için sansürlü olan bir medya servisi Atatürk’e hakaret içerici videoların denetimini yapmadığı gerekçesiyle sansürlenmiş hala sansürü devam etmektedir. Peki soruyorum kurtuluş mücadelemizin kahramanı Atatürk’e hakaret içerici içerik barındıran sadece YouTube mu? Aktif siyaset yapan ve sözde Kürt kardeşlerimi temsil ettiği sanan bir partinin yöneticileri de Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret etmekte ve nasıl oluyorsa hala dokunulmazlık zırhını tutabilmektedir. İşte bu kısımda işin anlam veremediğim bir başka tarafı.

Özgürlük ama sınırlar dâhilinde… Esasen özgürlüğü iki şekilde açıklayabiliriz.

1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî. 2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.

Sansüre hayır diyoruz ama bazı sansür uygulamalarınınsa yerinde olduğu taraftarıyım. Genel ahlaka aykırı internet sitelerininse sansürlenmesinin yanındayım ve destekliyorum. Çevremizdeki kişilere ve yaşadığımız topluma zarar vermeyecek derecede yani biz özgürlük haklarımızı kullanırken başka insanların bundan dolayı zarar görmemesi çerçevesinde özgürüz. Eyüp AKTUĞ “Serbest Kürsü” www.e-aktug.com Suçlusun Erdoğan !

Page 9: Serbest Kürsü - Sayı 1

9

Sayın Başbakan; Bu yazıyı kaleme alırken sizin gibi güçlü bir siyasi oluşumu Türkiyede görmüyorum.Görmediğim için de aşağıdaki yazıyı kaleme aldığım da içim cız etti. • Suçlusun Tayyip Erdoğan; ders kitaplarını bedava verdin . .Suçlusun Tayyip Erdoğan;milleti arkana aldığın halde paralara resmini basmadın. • Suçlusun Tayyip Erdoğan; Marmaray projesini temellerini bitirdin . • SUÇLUSUN TAYYİP ERDOĞAN BU ÜLKENİN MİLLİ GELİRİNİ 800 MİLYAR DOLARA ÇIKARTTIN... • Suçlusun Tayyip Erdoğan; Karadeniz sahil yolunu bitirdin • SUÇLUSUN ERDOĞAN TÜRKİYEYİ DÜNYAYA DUYURDUN... • Suçlusun Tayyip Erdoğan; 13000 hastaneyi 31500 yaptın • Suçlusun Tayyip Erdoğan çiftçiye mazot desteği verdin • SUÇLUSUN TAYYİP ERDOAĞN; BANKALARI BATIRMADIN,RANTÇILARI DOYURMADIN, KEPENKLERİ KAPATTIRMADIN, ENFLASYONU PATLATMADIN... • SUÇLUSUN TAYYİP ERDOĞAN KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRİ 1300 DOLARDAN 10000 DOLARA ÇIKARDIN. • Suçlusun Tayyip Erdoğan Türkiye’de eflasyonU tek haneli rakamlara indirdin • SUÇLUSUN TAYYİP ERDOĞAN;İMF DEN ALIP KODAMANLARA PEŞ KEŞ ÇEKMEDİN • Suçlusun Tayyip Erdoğan;piyade tüfeği yapamayan ülkeye uçak fabrikası kurdun • Suçlusun Tayyip Erdoğan çünkü kan emici vampirlerin tekerlerine çomak soktun • SUÇLUSUN TAYYİP ERDOĞAN KARDEŞLİK PROJESİ BAŞLATTIN.. • Suçlusun Tayyip Erdoğan Türkiye ilk defa IMF’siz ekonomisinin olmasını sağladın • SUÇLUSUN TAYYİP ERDOĞAN ÇETELERİ ÇÖKERTTİN. • Suçlusun Tayyip Erdoğan; Çünkü sen, Cumhuriyetten 2002 yılına kadar yapılan gerek alt yapı gerek üst yapı her türlü şeyin 8 yılda 3 katını yaptın . BAZI GÖZLER VARDIR görmezler; BAZI KULAKLAR VARDIR duymazlar, BAZI DİLLER VARDIR dile gelmezler. VE SAYIN BAŞBAKAN; SİZİN YAPTIKLARINIZI BU MİLLET HALA GÖRMÜYORSA,DUYMUYORSA,KONUŞMUYORSA İŞTE BU MİLLETE O ZAMAN HERŞEY MÜSTAHAKTIR. UFUK KOCAKAPLAN “Serbest Kürsü” hayatvekalem.blogspot.com

Cebimizde kaybettik güneş dolu bir tarihi!

Page 10: Serbest Kürsü - Sayı 1

10

Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde şöyle diyor;

Elâlem fethetmeye çalışırken merihi Sen cebinde kaybettin güneş dolu bir tarihi.

Aslında bu mısralar üzerine söyleyecek bir yüzüm olmasa da yinede bir şeyler yazmaya çalışacağım. Bizler ki bir dönem batılılaşma sevdası içerisinde ceddimizden utanıp biz Osmanlı değiliz diyebilen insanlara aydın diyebiliyoruz. Yüzyıllarca üç kıtada İslam’ın bayraktarlığını yapan bir milletin torunları olarak atalarımızdan gurur duymak gerekirken, tarihimizi başta bizlere barbarsınız diyen Avrupa’ya ve sonra dünyaya haykırmak gerekirken, Türkan Saylan gibi insan(!)larda Türk düşmanları ile adeta ağız birliği yapar gibi Türkler barbardır diyebilen bir insanı aydın olarak görebilen bir şuura sahip insanlarla yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Avrupa ilim ve fen alanında bizlerle yarışamayacak vaziyette iken şimdi Avrupa’nın maddiyat alanında esiri olmak biz Osmanlı’nın torunları için temizlenmesi gereken bir lekedir. Binlerce yıllık bir tarihe sahip Anadolu toprakları üzerindeki tarihi eserlerimize sahip çıkamamış olmamızda bizler için diğer bir utanç vesilesidir. Avrupalı adam topraklarımızdan tarihimizi kültürümüzü ve daha niceleri çalıp götürürken bizleri televizyon başında uyutmalarını ben kabul edemiyorum. Ve devletimizin çalınana tarihimiz hakkında biran önce Avrupa’ya bir ders vermesini talep ediyorum. İşte size çalınan tarihi mirasımız ile ilgili birkaç bilgi:

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi web sitesi "www.kultur.gov.tr" adresinde "Çalınan Eserler" başlıklı bölümde açıklanan verilere göre Türkiye'nin 17 vilayetinden 118 adet tarihi eser ve çok sayıda doküman çalındı.

Eyüp AKTUĞ “Serbest Kürsü” www.e-aktug.com

İslam Üzerine

Page 11: Serbest Kürsü - Sayı 1

11

“Temiz yaşadı.Yaşadığı sürece tüm insanlığa birer rehber birer örnek oldu.Ezmedi,ezdirmedi.Hak yemedi, hak yedirmedi.Allah’ın tüm insanlığa lütfuydu o. Adı Muhammed Mustafa(sav)’dı.Yani peygamber efendimizdi.” Bundan tam 1400 yıl evveldi. Bir Kadir Gecesiydi. İslamın müjlelendiği,Kur’anı Kerimin indirildiği ve son peygamberin müjdelendiği bir geceydi.Bu gece bin aydan daha hayırlı bir geceydi. Hz.Peygamber bu gece de tüm insanlığa hediye edildi. İslam bu gece de şereflendi. Kuranı Kerim bu gece de müjdelendi. Ve Allah bu geceyle tüm evrene yeni bir oluşumu sağladı. Yani İslam adına her şey işte bu gece de gerçekleşti. Peki biz ne yapıyoruz?Özel günler de mesela kandil gecelerinde biz ne yapıyoruz? Biz hep nefsimize yenik düşüyoruz.İslam adına belirlenen hayırlı günler de biz ya sokakta,ya diskoda,ya barda,ya internet başında,ya televizyon başında ya da sokaklarda geziyoruz.Yani nefsimize hizmet ediyoruz ama bizi yaratan Rabbimize hizmet etmiyoruz.Yani fani olan bu dünyaya yatırım yapıyoruz .Hiç Allah’ın evi olan ahrete yatırım yapmıyoruz. Ve yapmadığımız gibi de yanlış bildiğimiz şeyleri tekrarlıyoruz.Günahımıza bir günah daha ekliyoruz. Ama İslam öyle bir din ki;bizi yaratan Rabbim öyle büyük ki yaptığımız hataları bildiğimiz halde biz bazen ellerimizi açıyoruz Allah’a af diliyoruz.Ve yaradanımızda bizlere doğru yolu gösteriyor. İslamın tek felsesinden bir örnek vereceğim sizlere. Yüce Rabbim bizlere ‘ne hata yapıyorsanız yapın ama benden uzak olmayın,bana ellerinizi açıp tövbe edin’diye bizleri yüzümüz olmadığı halde kendisine bağlıyor. İşte bizim dinimiz bu.Bizim dinimiz affetmeyi,bizim dinimizi samimiyeti,bizim dinimiz sevgiyi emrediyor.Bizim dinimize laf söyleyenlere yüce Rabbimden merhamet diliyorum. Değerli Kardeşlerim; Allah bizleri kötülüklerin şerrinden,nefsimizin hakim olmasından,haramdan uzak durulmasından eylesin bizi.Allah yar ve yardımcımız olsun. UFUK KOCAKAPLAN “Serbest Kürsü” hayatvekalem.blogspot.com

Bulunmaz bir nimet: Kadir Gecesi

Page 12: Serbest Kürsü - Sayı 1

12

Değerli kardeşlerim, ramazan-ı şerif ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir. Bazı âlimlere göre Mevlid gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Kadir Gecesi, Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselamın ümmetine mahsus bir gecedir. Başka Peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Allahü Teâlâ, Kadir gecesini ümmetime hediye etti, ondan önce kimseye vermedi.” [Deylemi]

Peygamber Efendimiz, daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü Teâlâ, “Kadir gecesi senin ve ümmetinindir” buyurup Habibinin kalbini ferahlandırdı. Hem de Kadir gecesi, her Ramazan ayında gelir.

Resulullah Efendimize kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşününce, Allahü Teâlâ Ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti. (İ. Malik)

Resulullah Efendimiz, “Beni İsrail Peygamberlerinden 80 yıl Allahü Teâlâya ibadet eden oldu” buyurunca, Eshab-ı kiram hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip; “Ya Resulallah, senin ümmetin bu Peygamberlerin, 80 yıllık ibadetine şaşarlar. Allahü Teâlâ sana ondan iyisini gönderdi” diyerek, (Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır) mealindeki âyeti okudu. (Tefsir-i Mugni)

Kadir gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü Teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar, Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.” [Deylemi]“İnanarak ve sevabını Allahü Teâlâdan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.” [Buhari, Müslim]

“Kadir gecesinde, bir kere Kadir suresini okumak, başka zamanda Kur’an-ı kerimi hatim etmekten daha sevaptır. Kadir gecesinde bir tesbih (Sübhanallah), bir tahmid (Elhamdülillah), bir tehlil (Allahü ekber) söylemek yedi yüz bin tesbih, tahmid ve tehlilden kıymetlidir. Bu gece koyun sağımı müddeti kadar [az bir zaman] namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir.” [Tefsir-i Mugni]

“Kadir gecesi üç defa “La ilahe illallah” söyleyen müslümanın, birincisinde bütün günahları bağışlanır. İkincisinde Cehennemden kurtulur, üçüncüsünde Cennete girer.” [Tefsir-i Mugni]

Eyüp AKTUĞ

www.e-aktug.com

N. Fazıl Kısakürek’in düşündüren hazır cevapları

Page 13: Serbest Kürsü - Sayı 1

13

Üstad’a sorarlar:”Üstad özel arabanız yok mu?” keskin zekâ küpünün verdiği cevap hikmet doludur:”Ona en son bineceğiz.” *** Necip Fazıl vapurla Karaköy' e geçerken, yanına biri yaklaşıp: "Üstad", diye sormuş "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik." N. Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan: "Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş. *** Bir gün büyük şair Necip Fazıl Kısakürek' e sahilde rastlayan bir hayranı; ' ' Üstad, senin bütün mücadelelerin güzel, hizmetlerin eşsiz ama şu ....... tarafın olmasa diye tenkit eder.. Bunun üzerine Necip Fazıl tebessüm ederek: ' ' şu boğaz' dan geçen lüks ve güzel gemiyi görüyor musun? Bak ne kadar lüks ve konforlu değil mi? İşte böylesine lüks geminin tuvaleti de vardır.' ' der... *** Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış... Çıkıp herzamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş... Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Prefesör, Necip Fazıl' a ' Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz... Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir... bu ne demek oluyor? ' Necip Fazıl' ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur ' Benin geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar' *** Nur Harmanı' nın pırıltılı kalemi Necip Fazıl' ın da içinde bulunduğu uçak, Yeşilköy Havaalanından kalktıktan kısa bir zaman sonra arızalanır ve geri döner. Havaalanındakiler merakla, "Ne oldu, nasıl oldu?" diye sorarlar. mübareğin cevabı hem teslimiyetçi hem de hikmetli: "Ahirete kabul etmediler, geri döndük."

Page 14: Serbest Kürsü - Sayı 1

14

*** Mahkemede hakim, Necip Fazıl' a: - Bak, der. Seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim, öyle değil mi? Necip Fazıl sorar: - Hakim Bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz? *** Üstad’ı sendika yemeğine davet etmişler. Yemekten sonra : -Üstadım ,demişler, sendika hakkında bir konuşma yap da …. Millet sendika hakkında bilgi sahibi olsun! Onlar öyle söyleyince üstad aniden ayağa fırlamış öfkeyle. Sonra da almış mikrofonu eline, demiş ki: -Sanmayın ki yemeğinizi yedim diye gönlünüze göre konuşacağım! sendika ,patronun zulmüne karşı kurulmuş ikinci bir zulüm müessesesidir!... *** Üstadın Müdafalarım’ında geçiyor.Yıl1939… Çankaya’nın kalemşoru Falih Rıfkı Atay, Caddebostan’daki villasına Üstadı yemeğe davet eder. Bir ara sofrada şöyle der: “yahu, Necip, senin tarzında, senin çapında bir adam, nasıl Müslüman olur? “üstadın cevabı, anlayana zehir zemberek :”benim çapımı geç, insanın çapı yükseldikçe Müslümanlığa bağlanmak ve ondan başka hiçbir şeyi tanımama şansı artar. *** Üstad Yenilgi ve mağlubiyeti kabul etmezdi. Bir gün bir tren istasyonunda onun sinirli sinirli gezdiğini gören bir hayranı (bazı rivayetlere göre onu sevmeyen biri) sorar: - Ne oldu Üstad, treni mi kaçırdınız? Üstad böyle bir ithamı kabul eder mi? Treni kaçırmak bir eksiklik, bir yenilgidir. - Kovdum gitti, der. Derleyen: Eyüp AKTUĞ “Serbest Kürsü” www.e-aktug.com