sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. gezi parkı direnişi...

16
Gaziantep’te 17 Nisan 2012 tarihinde, ameliyat ettiği hastasının bir yakını tarafından vahşice katledilen Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesine ilişkin davanın karar duruşması 14 Ocak’ta Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, sanığın 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. “örgütlü emek, sağlıklı toplum” www.ttb.org.tr Sayı: 202 Ocak 2014 Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın yazısı sayfa 3’te g ün dem... 2014 Yılına Girerken Türkiye Sağlık Ortamı Kamu Hastane Birliği Ortalama Edirne Kamu Hastaneleri Birliği 18,125 Ağrı Kamu Hastaneleri Birliği 25 Erzurum Kamu Hastaneleri Birliği 26,25 İstanbul Anadolu Güney K. Hast. Birliği 25,625 Kırıkkale Kamu Hastaneleri Birliği 22,5 Yalova Kamu Hastaneleri Birliği 21,875 Sağlık çalışanları Kamu Hastane Birlikleri ve CEO’ların bir yıllık çalışmalarını değerlendirdiler, kendi notlarını verdiler. Değerlendirmede Kamu Hastane Birlikleri geçer not alamadı. Sağlık çalışanları Kamu Hastane Birlikleri ile CEO’lara 100 üzerinden 25,66 karne notu verdi. Sayfa 4 ’de. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, TBMM’de kabul edilen Sağlık Torba Yasası’yla ilgili olarak 9 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşerek yasaya ilişkin itirazlarını dile getirdi. Hekimlik ve sağlık ortamına, hekimlerin özlük haklarına, temel değerlerine, halkın sağlık hakkına zarar verecek olan Sağlık Torba Yasası 3 Ocak 2014 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Tasarı birkaç maddede yapılan küçük değişiklik dışında aynen kabul edilirken, TTB tarafından yapılan açıklamada, “Sağlık Torba Yasası hekimlerin ve toplumun vicdanında meşru değildir” denildi. “Bu ‘Yasa’ hekimlerin ve toplumun vicdanında meşru değildir!” Sağlık Torba Yasası TBMM’de kabul edildi TTB Merkez Konseyi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü 6 7 Yerel seçimler yaklaşıyor. 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak seçimlerle yerel yönetimler belirlenecek. Bursa Tabip Odası Başkanı, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala “Yerel Yönetimler ve Sağlık” konusu üzerine sorularımızı yanıtladı. 14 Dr. Ersin Arslan cinayeti davasında karar: 24 yıl hapis! 3 Hatırlanacağı gibi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinde çalışan asistan hekimler yaşadıkları yoğun iş yükü, eğitim haklarını kullanamamaları, emeklerinin karşılığını alamamaları, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve olumsuz çalışma koşulları nedeniyle Aralık 2013’de süresiz G(ö)REV’e gitmiş ve eylemleri kazanımla sonuçlanmıştı. Aydın Tabip Odası Asistan Hekim Kolu Başkanı Dr. Güneri Kuruöz asistan hekimlerin eylem sürecine ilişkin sorularımızı yanıtladı. “Meslek onurumuza gölge düşürmeden mücadeleye devam!” 10, 11 “Yerel yönetimler sağlıkta yaşanan eşitsizlikleri azaltmalıdır” Sağlık Bakanlığı üst düzey bürokrat ve siyasi erkin yakınlarına yönelik yolsuzluk iddiaları gözleri bu kez sağlık sisteminde yaşanan yolsuzluklara çevirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın Nisan 2013 tarihli raporuna göre 2012’de en çok yolsuzluk yapılan alan sıralamasında sağlık alanı ikinci sırada yer alıyor. Ayrıca Türkiye’nin, 2013 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 177 ülke arasından 50 puanla 53'üncü sırada bulunması dikkat çekiyor. Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB-UDEK) 34. Olağan Genel Kurulu 21 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da yapıldı ve yapılan seçimlerle yeni Yürütme Kurulu üyeleri belirlendi. TTB- UDEK’de bir önceki dönem Genel Sekreterlik görevini yürüten Prof. Dr. Dilek Aslan’la TTB- UDEK faaliyetleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. 5 Ağır hasta tutuklu ve hükümlüler tahliye edilmeli 15 2 Türkiye Büyük Hekim Meclisi Sağlık Torba Yasası’nı oybirliğiyle reddetti 8-9 2013’de sağlık alanında neler oldu? Kamu Hastane Birlikleri ve CEO'lar Sınıfta Kaldı! Bu yol, yol değil! “TTB-UDEK okulundan mezun olunmuyor! Zaten, mezun olmak da istemiyorsunuz!” 12 Koruyucu sağlık hizmetlerinden katılım payı ve ilave ücret alınır mı? 13 İşte birkaç örnek: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada! Buzdağının görünmeyen kısmında neler oluyor?

Upload: others

Post on 07-Oct-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Gaziantep’te 17 Nisan 2012 tarihinde,ameliyat ettiği hastasının bir yakınıtarafından vahşice katledilenDr. Ersin Arslan’ın öldürülmesine ilişkindavanın karar duruşması 14 Ocak’taGaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndegörüldü. Mahkeme heyeti, sanığın24 yıl hapis cezası ilecezalandırılmasına karar verdi.

“örgütlü emek, sağlıklı toplum”www.ttb.org.tr Sayı: 202 Ocak 2014

Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın

yazısı sayfa 3’te

gündem...

2014 Yılına GirerkenTürkiye Sağlık Ortamı

Kamu Hastane Birliği OrtalamaEdirne Kamu Hastaneleri Birliği 18,125Ağrı Kamu Hastaneleri Birliği 25

Erzurum Kamu Hastaneleri Birliği 26,25İstanbul Anadolu Güney K. Hast. Birliği 25,625Kırıkkale Kamu Hastaneleri Birliği 22,5Yalova Kamu Hastaneleri Birliği 21,875

Sağlık çalışanları KamuHastane Birlikleri ve

CEO’ların bir yıllıkçalışmalarını

değerlendirdiler,kendi notlarını

verdiler.Değerlendirmede

Kamu HastaneBirlikleri geçer not

alamadı. Sağlıkçalışanları Kamu

Hastane Birlikleri ileCEO’lara 100 üzerinden

25,66 karne notuverdi. Sayfa 4 ’de.

Türk Tabipleri BirliğiMerkez Konseyi, TBMM’dekabul edilen Sağlık TorbaYasası’yla ilgili olarak9 Ocak’ta CumhurbaşkanıAbdullah Gül ile görüşerekyasaya ilişkinitirazlarını dilegetirdi.

Hekimlik ve sağlık ortamına, hekimlerin özlük haklarına, temel değerlerine,halkın sağlık hakkına zarar verecek olan Sağlık Torba Yasası 3 Ocak 2014tarihinde TBMM’de kabul edildi. Tasarı birkaç maddede yapılan küçükdeğişiklik dışında aynen kabul edilirken, TTB tarafından yapılanaçıklamada, “Sağlık Torba Yasası hekimlerin ve toplumun vicdanındameşru değildir” denildi.

“Bu ‘Yasa’ hekimlerin ve toplumunvicdanında meşru değildir!”

Sağlık Torba Yasası TBMM’de kabul edildiTTB Merkez Konseyi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü

67

Yerel seçimler yaklaşıyor. 30 Mart 2014tarihinde yapılacak seçimlerle yerelyönetimler belirlenecek. Bursa Tabip OdasıBaşkanı, Uludağ Üniversitesi Tıp FakültesiHalk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim ÜyesiProf. Dr. Kayıhan Pala “Yerel Yönetimlerve Sağlık” konusu üzerinesorularımızı yanıtladı. 14

Dr. Ersin Arslancinayeti davasındakarar: 24 yıl hapis!

3

Hatırlanacağı gibi, Aydın Adnan MenderesÜniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerindeçalışan asistan hekimler yaşadıkları yoğuniş yükü, eğitim haklarını kullanamamaları,emeklerinin karşılığını alamamaları, sağlıkçalışanlarına yönelik şiddet ve olumsuzçalışma koşulları nedeniyle Aralık 2013’desüresiz G(ö)REV’e gitmiş ve eylemlerikazanımla sonuçlanmıştı. Aydın TabipOdası Asistan Hekim Kolu Başkanı Dr.Güneri Kuruöz asistan hekimlerin eylemsürecine ilişkinsorularımızı yanıtladı.

“Meslek onurumuzagölge düşürmedenmücadeleye devam!”

10, 11“Yerel yönetimlersağlıkta yaşananeşitsizlikleri azaltmalıdır”

Sağlık Bakanlığı üst düzey bürokrat ve siyasi erkin yakınlarına yönelik yolsuzluk iddialarıgözleri bu kez sağlık sisteminde yaşanan yolsuzluklara çevirdi. Emniyet Genel MüdürlüğüKaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın Nisan 2013 tarihli raporunagöre 2012’de en çok yolsuzluk yapılan alan sıralamasında sağlık alanı ikinci sırada yeralıyor. Ayrıca Türkiye’nin, 2013 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 177 ülke arasından 50 puanla53'üncü sırada bulunması dikkat çekiyor.

Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri EşgüdümKurulu (TTB-UDEK) 34. Olağan Genel Kurulu 21 Aralık2013 tarihinde Ankara’da yapıldı ve yapılan seçimlerleyeni Yürütme Kurulu üyeleri belirlendi. TTB-UDEK’de bir önceki dönem Genel Sekreterlikgörevini yürüten Prof. Dr. Dilek Aslan’la TTB-UDEK faaliyetleri üzerine birsöyleşi gerçekleştirdik.

5Ağır hasta tutuklu vehükümlüler tahliye edilmeli

15

2Türkiye Büyük Hekim MeclisiSağlık Torba Yasası’nıoybirliğiyle reddetti

8-92013’desağlık alanında neler oldu?

Kamu Hastane Birliklerive CEO'lar Sınıfta Kaldı!

Bu yol, yol değil!

“TTB-UDEK okulundan mezun olunmuyor!Zaten, mezun olmak da istemiyorsunuz!”

12Koruyucu sağlık

hizmetlerinden katılım payı ve ilave ücret alınır mı?

13

İşte

birkaç

örnek:

Sağlık, kaçakçılıkve organize işlerdeikinci sırada!

Buzdağınıngörünmeyenkısmındaneleroluyor?

Page 2: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

30 yaşında genç bir uzman olan Dr. ErsinArslan, 17 Nisan 2012 tarihinde Gaziantep’teçalıştığı hastanede bıçaklanarak öldürüldü.Doktoru görevi başında öldüren kişi, teda-visini yaptığı yaşlı bir hastanın 17 yaşındakitorunuydu. Ersin Arslan’ı öldüren M.G. hak-kında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı18 Temmuz 2012 tarihinde dava açtı. Gazi-antep 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülendavada 14 Ocak 2014 tarihinde karar çıktı.Mahkeme, M.G.’nin Dr. Ersin Arslan’ı ta-sarlayarak görevinden dolayı öldürme suçunuişlediği sonucuna vararak önce ağırlaştırılmışmüebbet hapis cezası verdi. Sanığın ve ve-kilinin dedesinin ölümüne üzülmesi sonucuşuurunu kaybederek sanığı öldürdüğü vepişman olduğu yönündeki savunmalarını dadosyadaki kanıtlar aksini gösterdiği için dik-kate almadı.

Mahkeme, M.G.’nin suçu işlediği tarihte17 yaşında olması nedeniyle hakkında TürkCeza Kanunu’nun 31. maddesinin üçüncüfıkrası uyarınca yapılması zorunlu indirimiyaptı. Ancak öldürme suçunda ihlal ettiğibent sayısını ve suçun işlenme biçimini dik-kate alarak yapılması zorunlu indirimi enaz miktardan yapan mahkeme, sanığın TürkCeza Kanunu uyarınca verilebilecek en üstceza miktarı olan 24 yıl hapis cezası ile ce-zalandırılmasına karar verdi.

Mahkeme ayrıca, M.G.’nin Dr. Ersin Ars-lan’ı öldürdükten sonra “ben öldürdüm” di-yerek maktülün üzerine bıçağı atmış olmasınıda dikkate alarak herhangi bir takdiri indirimnedeni bulunmadığına kanaat getirerek cezadaindirim yapmadı ve Dr. Ersin Arslan’ı öldü-rürken kullandığı bıçak nedeniyle 1.800 TLadli para cezası ile cezalandırılmasına veM.G.’nin tutukluluk halinin devamına kararverdi.

“Asıl sorumlularazmettiricilerdir”

Son duruşmaya Dr. Ersin Arslan’ın ya-kınları ile yakınlarının avukatları dışındayargılamayı başından itibaren takip edenTürk Tabipleri Birliği başta olmak üzereuzmanlık dernekleri, tabip odaları, sağlıkçalışanları sendikaları temsilcileri ve vekillerikatıldı.

Davanın karara bağlanmasından sonra Ga-ziantep Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliğitemsilcileri tarafından yapılan basın açıkla-malarında bu kararın tek başına adalet duy-gusunu tatmin etmeye yeterli olmadığı,M.G.’nin bu ölümü gerçekleştiren bir araçolduğu, aslında bu kişiye böyle bir suçu iş-leyebileceğini düşündüren azmettiricilerininasıl sorumlular olduğu vurgulandı. Açıkla-malarda, bu kişilerin ise ülkemizde şiddetidoğuran sağlık politikalarını belirleyen veuygulayan Hükümet ve Sağlık Bakanlığı

yetkilileri olduğu, çözümün ve sağlık orta-mında barışın bu politikaların düzeltilmesiile olabileceği ve hala etkili bir adımlarınatılmadığı belirtildi.

Başlangıç olarak sağlık çalışanlarına yö-nelik artan şiddet olaylarının araştırılarakalınması gereken önlemlerin belirlenmesiamacıyla kurulan Meclis Araştırma Komis-yonu Raporu’nda yer alan önerilerin acilenhayata geçirilmesinin istendiği açıklamalarda,Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarınınsağlığını, canını koruma görevini acilenyerine getirmesi talep edildi.

2Ocak 2014

Hesap Numarası: Türkiye Vakıflar Bankası Maltepe Şubesi Hesap No: 00158007281178784

Baskı Öncesi Hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Cad. 47/6 Tandoğan Ank. [email protected]

Basım yeri ve tarihi:İhlas Gazetecilik AŞ. Turgut Özal Bulvarı Demirciler Sitesi1. Cadde No: 68 Siteler Ankara 353 29 61 / 15 Ocak 2014

Tıp Dünyası Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:

Türk Tabipleri Birliği adına

Prof. Dr. Özdemir Aktan

Editör: Jülide Kaya

Katkıda bulunanlar: Dr. Eriş Bilaloğlu,

Dr. Arzu Erbilici, Dr. Bayazıt İlhan,

Dr. Tufan Kaan, Dr. Osman Öztürk,

Dr. Feride Aksu Tanık, Dr. Cavit Işık

Yavuz

Yayımlayan: Türk Tabipleri BirliğiYayın İdare Merkezi: GMK Bulvarı,Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79(pbx) Faks: (0312) 231 19 52 - 53 Yayının Türü: Yerel, süreli

Yıl: 21 Sayı: 202 [email protected]://www.ttb.org.tr Tıp Dünyası Dergisi, Türk TabipleriBirliği tarafından ayda bir yayımlanır.Ücretsizdir. 8.800 adet basılmıştır.

Türkiye Büyük Hekim Meclisi,Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB)çağrısıyla 22 Aralık 2013 tarihindeAnkara’da toplandı. TMMOB İn-şaat Mühendisleri Odası toplantısalonunda tek gündem maddesiyletoplanan Türkiye Büyük HekimMeclisi, Sağlık Torbası’nı görüştü.

Yüz otuz bin hekimi temsilen,Türkiye’nin dört bir yanından geleniki yüz ellinin üzerinde hekiminkatıldığı Türkiye Büyük HekimMeclisi’nde, TBMM’de görüşül-mekte olan Sağlık Torbası oy birliğiile reddedildi.

“Hırsızlara değilsağlığa bütçe”

Hekimler daha sonra fener alayıoluşturdu ve “Hırsız var!”, “Hır-sızlara değil, sağlığa bütçe” slo-ganlarıyla Sağlık Bakanlığı’na yü-rüdü. “Mesele ‘Tam Gün’ MeselesiDeğil, Mesele Hekim Emeği VeHasta Sömürüsü Meselesi – KırkMadde Yeter Üstü Kalsın” yazılıdev bir pankart taşıyan hekimler,

pankartı Sağlık Bakanlığı’nındemir parmaklıklarına astı. He-kimler, yolsuzluk operasyonundaBakan çocuklarının ayakkabıkutularından milyon dolarlarınçıkmasını protesto etmek ama-

cıyla da SağlıkBakanlığı önü-ne boş ayakka-bı kutuları bı-raktı.

Türkiye Büyük Hekim Mecli-si’nin açılışında TTB Merkez Kon-seyi Başkanı Prof. Dr. ÖzdemirAktan “Gezi Direnişi ve İnsan Hak-ları” konulu bir sunum yaptı. TTBGenel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhanise “Mesele Tam Gün MeselesiDeğil, Mesele Hekim Emeği Sö-mürüsü Meselesi” başlıklı sunu-munda Sağlık Torba Yasa Tasarı-sı’ndaki düzenlemelere dikkat çekti

ve eleştirile-rini dile getir-di. TürkiyeBüyük HekimMecl i s i ’nekatılan he-kimler isekürsüden yap-tıkları konuş-malarda tasa-rıya ilişkindeğerlendir-melerde bu-lundular veeylem ve mü-cadele prog-ramına ilişkinöner i l e r in ipaylaştılar.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Türkiye Büyük Hekim MeclisiSağlık Torba Yasası’nı oybirliğiyle reddetti

Dr. Ersin Arslan cinayetidavasında karar: 24 yıl hapis!

Dr. Ersin Arslan

Page 3: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

2013yılına damgasınıvuran olay bir ay-

dan daha uzun süren Gezi Parkısüreci (direnişi) oldu şüphesiz.Çevre duyarlılığı ile başlayan ey-lem daha sonra bir özgürlük vedemokrasi mücadelesine dönüştü.Bu sürece damga vuran olaylarınbaşında da emniyet güçlerininkullandığı kontrolsüz biber gazıve aşırı güç oldu. TOMA’larınsıktığı tazyikli suya bile sıvı bibergazı eklenerek daha yakıcı ve canacıtıcı olması sağlandı. Eylemlersırasında biri polis olmak üzere 6kişi hayatını kaybetti. İnsanlarınüzerine ateşlenen biber gazı kap-sülleri 11 kişinin gözlerini kay-betmesine, onlarca kişinin de beyinhasarı ile yoğun bakım ünitelerindeaylarca tedavi edilmelerine yolaçtı. Türkiye’nin birçok ilinde yeralan protestolarda binlerce yaralımeydanlarda gönüllü hizmet verenhekim ve sağlık çalışanları tara-fından ilk yardımları yapılarak te-davi edildi.

Sağlık açısından bakıldığındabirçok önemli problemin arasındanaşırı biber gazı kullanımı ve sağlıkçalışanlarına yapılan saldırılar önplana çıktı. Biber gazı bir kimyasalsilahtır ve öldürücü olduğu bilin-mektedir. Hopa’da Metin Lokum-cu’da ve diğer birçok örnekte ol-duğu gibi kalp, akciğer ve alerjikhastalıkların eşlik ettiği durumlardabiber gazı öldürmektedir. 1969Cenevre Kongresi’nde göz yaşar-

tıcı gazların da kimyasal silaholarak kabul edilmesi önerilse detüm ülkeler tarafından kabul gör-memiştir. Buna karşılık Avrupa

Konseyi İşkenceyi Önleme Ko-mitesi göz yaşartıcı gazları tehlikeliolarak tanımlamakta ve aşırı kul-lanımını ve kapalı yerlerde kulla-nımının yasaklanmasını önermek-tedir. Gezi Parkı direnişi sırasındaise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hattayaşlı, hasta ve çocukların bulun-duğu ortamlara ve evlere bibergazı kullanılmasından kaçınılma-mıştır. Meydanlardaki kalabalık-lara hiç uyarı yapılmadan gaz kul-lanımı ise bir şans eseri olarakpanik nedeni ile kaçan insanlardaezilmeler ve ölümlere neden ol-mamıştır. Biber gazı ve tüm gözyaşartıcı gazların kimyasal silaholarak kabul edilmesi ve yasak-lanması için TTB çalışmalarınısürdürmektedir. Dünya TabiplerBirliği de bu çağrıya bir destekvermekte ve bu amaçla bir çalışmagrubu kurulması aşamasına ge-linmiş bulunmaktadır.

Olayların oluştuğu alanlarda he-kimler ve sağlık çalışanları yar-dıma ihtiyacı olanlara sağlık hiz-meti vermekte hiç tereddüt etme-miş ve ettikleri yemini yerine ge-tirmek üzere gönüllü olmuşlardır.Binlerce gazdan etkilenmiş, ateş-lenen gaz kapsülleri ile yaralanmış,nefes alamayan insan meydanlar-daki sağlık çalışanları tarafındanilk yardımları yapılarak hayatadöndürüldü. Bu hizmet Sağlık Ba-kanlığı’nın asli görevi olmasınarağmen, sağlık müdürlükleri alan-lara gönderdiği birkaç ambulansile göstermelik bir hizmet verdi.Sağlık Bakanlığı’nın bu açığını

yüzlerce sağlık çalışanı biber gazıbulutları arasında ve polis şiddetigölgesinde başarılı bir şekilde ka-pattı. Bu hizmet verilirken tıp öğ-rencilerine ayrı bir parantez açmakgerekiyor. Tıp öğrencileri de ver-dikleri özverili hizmet ile hekim-liğin geleceğinin de emin ellerdeolduğunu gösterdi. Olaylar sıra-sında hekimlerin yöneticilerin sık-lıkla ve çekinmeden söylediklerigibi sadece kendi çıkarları peşindeolmadıkları ve hastalarına her ko-şulda karşılık beklemeden yardımetmeye hazır olduğu gerçeği deortaya çıkmış oldu.

Ancak verilen bu hizmet AKPhükümetinin hoşuna gitmemiş ol-malı ki hekimlere ve tabip odala-rına hukuki saldırı hemen başla-tıldı. Ankara Emniyet MüdürlüğüGezi Olayları nedeniyle Türk Ta-bipleri Birliği (TTB) ve AnkaraTabip Odası’nın (ATO) da içindebulunduğu emek ve meslek ör-gütlerini suçlayan bir fezlekeyeimza attı. Hazırlanan Emniyet

Fezleke’sinde TTB ve ATO “hü-kümet muhalifi sivil toplum ör-gütleri” olarak ilan ediliyor ve“eylemci gruplara kamuoyu des-teği sağlamakla, yargı ve AnkaraEmniyet Teşkilatı üzerinde psi-kolojik baskı oluşturmakla” suç-lanıyorlar. Daha da ilginci eylem-cileri “Polis tarafından yapıldığıiddia edilen orantısız güç kullanımıile ilgili, savcılığa bireysel olaraksuç duyurusu yapılması yönündeteşvik etmişlerdir” deniyor. Bukonularda incelemeler devam et-mektedir. Olaylar sırasında yara-lananların fişlenme korkusu ilehastanelere gitmek istememesi vemeydanlardaki gönüllü doktorlar

tarafından çadırlarda tedavi edil-mek istemesi de ayrıca değerlen-dirilmesi gereken bir konudur.

Böyle bir sağlık hizmetinin tek-rar verilmesini önlemek amacı ilehükümet bir yasa maddesini dehemen hazırlamış ve torba yasayakoymuş bulunmaktadır. Eklenenmadde ile “Olağanüstü durumlardamesleğini icraya yetkili kişilerceacil sağlık hizmeti ulaşana kadarverilecek olan sağlık hizmeti hariç,ruhsatsız olarak sağlık hizmetisunan veya yetkisiz kişilerce sağlıkhizmeti verdirenler, bir yıldan üçyıla kadar hapis ve yirmi bin günekadar adlî para cezası ile ceza-landırılır. Özel izne tâbi hizmetbirimlerini Sağlık Bakanlığı’ndanizin almaksızın açan veya bura-larda verilecek hizmetleri sunansağlık kurum ve kuruluşları, birönceki aya ait brüt hizmet gelirininyarısına kadar idarî para cezasıile cezalandırılır “ denmektedir.Baş tarafa eklenen “Olağanüstüdurumlarda mesleğini icraya yetkilikişilerce acil sağlık hizmeti ulaşanakadar verilecek olan sağlık hizmetihariç” cümlesi de tepkiler üzerinekomisyonda eklenmiş bulunmak-tadır. Genel kurulda eklenen “sağ-lık hizmetinin devamlılığı sağla-nana kadar “ ibaresi de sorunuçözmeye yardımcı olmamaktadır.Bu yasanın evrensel tıp kurallarınaters düştüğü aralarında Dünya Ta-bipler Birliği, Avrupa Parlamen-tosu Hekimler Birliği (CPME),İnsan Hakları için Hekimler Birliği(PHR), Birleşmiş Milletler SağlıkKomisyonu, Alman Tabipler Bir-liği ve İngiliz Tabipler Birliği deolan birçok uluslararası tıp kuru-luşu tarafından bildirildi ve Baş-bakan, Sağlık Bakanı ve MeclisBaşkanı’na yazılan yazılar ile ya-sanın durdurulması istendi. Yasanınbu şekilde çıkması hekimlerinhastalarına yardım etmesini elbetteengellemeyecektir. Evrensel tıpkuralları ve etik değerler her türlüyasanın üzerindedir.

Sağlıkta özelleştirmenin hız ka-zandığı ortamda hastaların sağlığa

harcadığı para arttı, aldıkları hiz-metin kalitesi ise tartışılır halegeldi. Artan tıp fakültesi sayısıve öğrenci kontenjanları hekim-liğin geleceğini tehdit eder halegeldi.

2013 yılında daha önceki yıl-larda olduğu gibi insanlar öldü,suçlular bulunmadı. Ülkede veOrta Doğu’da barış daha özlenirbir durum aldı.

2013 yılı yolsuzluk ve rüşvethaberleri ile sonlandı. Emek vekitle örgütleri, başta KESK, DİSK,TMMOB ve TTB olmak üzere11 Ocak 2014’de Ankara’da mey-danlarda yolsuzluk ve rüşvete olantepkilerini haykırdı, emeğin sö-mürülmesini protesto etti ve dahafazla özgürlük, demokrasi ve barışisteklerini yüksek sesle, kalabalıkbir şekilde dile getirdi.

Her yıl yeni bir umuttur. 2014yılında daha iyi, şiddetten arınmışbir sağlık ortamı hepimizin arzu-sudur. Herkesin ulaşılabilir ve ni-telikli bir sağlık hizmetine kavuş-masını bir insan hakkı olarak gö-rüyoruz. TTB daha özgür, demo-kratik ve sürdürülebilir barış ortamıiçin çabalarını da sürdürmeye de-vam edecektir.

Yeni yılın herkese sağlık vemutluluk getirmesini diliyorum.

Ocak 2014

gündem...

3

Prof. Dr. Özdemir AktanTTB Başkanı

2014 Yılına Girerken Türkiye Sağlık Ortamı

‘“Sağlık açısındanbakıldığında birçok önemliproblemin arasından aşırıbiber gazı kullanımı vesağlık çalışanlarınayapılan saldırılar ön planaçıktı. Biber gazı ve tüm gözyaşartıcı gazların kimyasalsilah olarak kabul edilmesive yasaklanması için TTBçalışmalarınısürdürmektedir. DünyaTabipler Birliği de buçağrıya bir destek vermekteve bu amaçla bir çalışmagrubu kurulmasıaşamasına gelinmişbulunmaktadır.”

‘“Ankara EmniyetMüdürlüğü Gezi Olaylarınedeniyle Türk TabipleriBirliği (TTB) ve AnkaraTabip Odası’nın (ATO) daiçinde bulunduğu emek vemeslek örgütlerinisuçlayan bir fezlekeye imzaattı. Hazırlanan EmniyetFezleke’sinde TTB ve ATO“hükümet muhalifi siviltoplum örgütleri” olarakilan ediliyor ve “eylemcigruplara kamuoyu desteğisağlamakla, yargı veAnkara Emniyet Teşkilatıüzerinde psikolojik baskıoluşturmakla”suçlanıyorlar.” ‘

"2013 yılı yolsuzluk verüşvet haberleri ilesonlandı. Emek ve kitleörgütleri, başta KESK,DİSK, TMMOB ve TTBolmak üzere 11 Ocak2014’de Ankara’dameydanlarda yolsuzluk verüşvete olan tepkilerinihaykırdı, emeğinsömürülmesini protesto ettive daha fazla özgürlük,demokrasi ve barışisteklerini yüksek sesle,kalabalık bir şekilde dilegetirdi."

‘“Sağlıkta özelleştirmeninhız kazandığı ortamdahastaların sağlığaharcadığı para arttı,aldıkları hizmetin kalitesiise tartışılır hale geldi.Artan tıp fakültesi sayısı veöğrenci kontenjanlarıhekimliğin geleceğinitehdit eder hale geldi.”

‘“2013 yılına damgasınıvuran olay bir aydan dahauzun süren Gezi Parkısüreci (direnişi) olduşüphesiz. Çevre duyarlılığıile başlayan eylem dahasonra bir özgürlük vedemokrasi mücadelesinedönüştü. Bu sürece damgavuran olayların başında daemniyet güçlerininkullandığı kontrolsüz bibergazı ve aşırı güç oldu.Eylemler sırasında biripolis olmak üzere 6 kişihayatını kaybetti.İnsanların üzerineateşlenen biber gazıkapsülleri 11 kişiningözlerini kaybetmesine,onlarca kişinin de beyinhasarı ile yoğun bakımünitelerinde aylarca tedaviedilmelerine yol açtı.”

Page 4: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

4Ocak 2014

Kamu Hastane Birlikleri’nin 2 Kasım 2012’de ku-rulması ve kamu hastanelerinde CEO düzenine geçil-mesinin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçti. CEO’larbelli performans kriterleriyle çalışıyorlar ve Sağlık Ba-kanlığı onlara yıllık notlar veriyor.

Sağlık çalışanları da Kamu Hastane Birlikleri veCEO’ların bir yıllık çalışmalarını değerlendirdiler,kendi notlarını verdiler. Başta TTB olmak üzere sağlıkalanındaki emek ve meslek örgütleri, 30 Aralık 2013tarihinde TTB’de düzenledikleri basın toplantısıyla,sağlık çalışanları tarafından Kamu Hastane Birlikleriile CEO’lara verilen notları açıkladılar.

Geçer not alamadılarSağlık çalışanları tarafından yapılan değerlendirmede

Kamu Hastane Birlikleri geçer not alamadı. Sağlık ça-lışanları Kamu Hastane Birlikleri ile CEO’lara 100

üzerinden 25,66 karne notu verdi.Kasım ayı içinde yapılan değerlendirmeler internet

ortamında alındı. Toplam 3876 sağlık çalışanı değer-lendirmeye katıldı.

Verilen notlar 0 ile 100 arasında değişmekte olupnot ortalamasının 25,66 olduğu görüldü. Sağlık çalı-şanlarının verdikleri ortalama notlar ise birbirine çokyakın. Hekimlerin verdiği ortalama not 25,86 iken,hemşirelerin 24,59, biyolog-laborantların 26,96, ebelerin23,18, diş hekimlerinin 27,62. En az notu ortalama16,19 ile diş teknisyenleri verdi.

Değerlendirme sonuçlarına göre; sağlık çalışanlarındanen düşük ortalama notu alan Kamu Hastane Birliği100 üzerinden 18,125 puan ile Edirne Kamu HastaneleriBirliği iken en yüksek notu 100 üzerinden 55,625 ileNevşehir Kamu Hastaneleri Birliği aldı.

Yine 75 Kamu Hastane Birliği’nden sadece 7 tanesi(Denizli, Ordu, Rize, Adıyaman, Zonguldak, Kırklarelive Nevşehir) 50 ve üzerinde not aldı, 68’i ise tam anla-mıyla sınıfta kaldı.

Tablo 1: Kamu Hastane Birliklerideğerlendirme formu.(“Çok azaldı, Biraz azaldı, Değişmedi, Birazarttı , Çok arttı” seçenekleri ile sunuldu.)- Verdiğim sağlık hizmetinin niteliği - Çalışmaortamımda sağlık çalışanlarına yönelik şiddet

- Çalışanlar arasındaki iş barışı ve dayanışma

- Geçici veya kalıcı istem dışı başka yerlerdegörevlendirmeler

- Görev tanımı dışında çalıştırma

- İş yüküm

- Çalışma saatlerim

- Kendime vakit ayırmam

- Aileme vakit ayırmam

- Ücretim/gelirim

- Gelirimin azalmadan süreceğine olaninancım

- Gelecek endişem

- Üzerimde hissettiğim yönetici baskısı

- İş yerinde fikirlerimin dikkate alınması

- Genel olarak işimden memnuniyetim

- Kendimi sağlıklı ve iyi hissetmem

- İş yerinde beni rahatsız eden konular

- İş kazasına uğrama tehlikesi

- Çalışma ortamının hizmete uygunluğu

- Örgütlenme özgürlüğü (Sendika, meslekörgütü, dernek üyeliği gibi)

Basın toplantısında sağlık alanındaki emek vemeslek örgütleri adına verileri paylaşan TTB

Merkez Konseyi Genel Sekreteri Bayazıt İlhan,Kamu Hastane Birlikleri’nin geçer not

alamamasının Türkiye'de sağlığın CEOdüzeniyle iyiye gitmediğinin göstergesi

olduğunu ifade ederek, sağlık hizmetleri ilehastanelerdeki çalışma ortamlarının

niteliğinde ve çalışanların özlük haklarındageriye gidildiğini bildirdi. İlhan, bu durumun

yurttaşların sağlığını olumsuz etkileyeceğinisöyledi.

Tıp Dünyası HABER MERKEZİ

Kamu Hastane Birlikleri veCEO'lar sınıfta kaldı!

Sağlık çalışanları notlarını verdi

Page 5: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

5Ocak 2014

Tablo 2: Kamu hastane birliklerine katılımcıların verdiğien düşük, en yüksek ve ortalama notlar.Kamu Hastane Birliği En Düşük En Yüksek OrtalamaAdana Kamu Hastaneleri Birliği 0 63,75 31,875Adıyaman Kamu Hastaneleri Birliği 2,5 100 51,25Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği 3,75 66,25 35Ağrı Kamu Hastaneleri Birliği 0 50 25Aksaray Kamu Hastaneleri Birliği 3,75 50 26,875Amasya Kamu Hastaneleri Birliği 8,75 87,5 48,125Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği 0 88,75 44,375Ankara 2. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği 0 75 37,5Antalya Kamu Hastaneleri Birliği 0 71,25 35,625Artvin Kamu Hastaneleri Birliği 0 88,75 44,375Aydın Kamu Hastaneleri Birliği 0 66,25 33,125Balıkesir Kamu Hastaneleri Birliği 6,25 83,75 45Bartın Kamu Hastaneleri Birliği 10 66,25 38,125Batman Kamu Hastaneleri Birliği 2,5 56,25 29,375Bingöl Kamu Hastaneleri Birliği 11,25 52,5 31,875Bitlis Kamu Hastaneleri Birliği 10 48,75 29,375Bolu Kamu Hastaneleri Birliği 3,75 78,75 41,25Burdur Kamu Hastaneleri Birliği 5 72,5 38,75Bursa Kamu Hastaneleri Birliği 0 82,5 41,25Çanakkale Kamu Hastaneleri Birliği 0 81,25 40,625Çorum Kamu Hastaneleri Birliği 0 91,25 45,625Denizli Kamu Hastaneleri Birliği 0 100 50Diyarbakır Kamu Hastaneleri Birliği 0 92,5 46,25Düzce Kamu Hastaneleri Birliği 8,75 60 34,375Edirne Kamu Hastaneleri Birliği 0 36,25 18,125Elazığ Kamu Hastaneleri Birliği 0 73,75 36,875Erzurum Kamu Hastaneleri Birliği 3,75 48,75 26,25Eskişehir Kamu Hastaneleri Birliği 0 85 42,5Gaziantep Kamu Hastaneleri Birliği 0 70 35Giresun Kamu Hastaneleri Birliği 2,5 72,5 37,5Hatay Kamu Hastaneleri Birliği 0 82,5 41,25Isparta Kamu Hastaneleri Birliği 0 62,5 31,25İstanbul Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği 0 51,25 25,625İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği 0 86,25 43,125İstanbul Bakırköy Kamu Hastaneleri Birliği 0 67,5 33,75İstanbul Beyoğlu Kamu Hastaneleri Birliği 0 95 47,5İstanbul Fatih Kamu Hastaneleri Birliği 0 66,25 33,125İzmir Güney Kamu Hastaneleri Birliği 0 73,75 36,875İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği 0 85 42,5Kahramanmaraş Kamu Hastaneleri Birliği 0 85 42,5Karabük Kamu Hastaneleri Birliği 16,25 71,25 43,75Karaman Kamu Hastaneleri Birliği 0 71,25 35,625Kastamonu Kamu Hastaneleri Birliği 3,75 76,25 40Kayseri Kamu Hastaneleri Birliği 0 75 37,5Kırıkkale Kamu Hastaneleri Birliği 0 45 22,5Kırklareli Kamu Hastaneleri Birliği 10 93,75 51,875Kırşehir Kamu Hastaneleri Birliği 0 87,5 43,75Kocaeli Kamu Hastaneleri Birliği 0 67,5 33,75Konya Kamu Hastaneleri Birliği 0 93,75 46,875Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği 0 72,5 36,25Malatya Kamu Hastaneleri Birliği 0 60 30Manisa Kamu Hastaneleri Birliği 1,25 90 45,625Mardin Kamu Hastaneleri Birliği 0 70 35Mersin Kamu Hastaneleri Birliği 1,25 90 45,625Muğla Kamu Hastaneleri Birliği 0 93,75 46,875Muş Kamu Hastaneleri Birliği 6,25 48,75 27,5Nevşehir Kamu Hastaneleri Birliği 11,25 100 55,625Niğde Kamu Hastaneleri Birliği 10 56,25 33,125Ordu Kamu Hastaneleri Birliği 0 100 50Osmaniye Kamu Hastaneleri Birliği 0 91,25 45,625Rize Kamu Hastaneleri Birliği 6,25 93,75 50Sakarya Kamu Hastaneleri Birliği 2,5 91,25 46,875Samsun Kamu Hastaneleri Birliği 1,25 67,5 34,375Sinop Kamu Hastaneleri Birliği 7,5 80 43,75Sivas Kamu Hastaneleri Birliği 0 85 42,5Şanlıurfa Kamu Hastaneleri Birliği 0 95 47,5Şırnak Kamu Hastaneleri Birliği 5 61,25 33,125Tekirdağ Kamu Hastaneleri Birliği 0 85 42,5Tokat Kamu Hastaneleri Birliği 5 72,5 38,75Trabzon Kamu Hastaneleri Birliği 0 81,25 40,625Uşak Kamu Hastaneleri Birliği 5 83,75 44,375Van Kamu Hastaneleri Birliği 0 78,75 39,375Yalova Kamu Hastaneleri Birliği 0 43,75 21,875Yozgat Kamu Hastaneleri Birliği 3,75 71,25 37,5Zonguldak Kamu Hastaneleri Birliği 8,75 93,75 51,25

Türkiye cezaevlerinde ağır hastalığıolan tutuklu ve hükümlüler siyasal bir ıs-rarla serbest bırakılmıyor; adeta ölüm ce-zasına mahkum ediliyorlar. Cezaevlerin-deki ağır hasta tutuklu ve hükümlülerekarşı işlenen suçlara ilişkin; İnsan HaklarıDerneği (İHD), Sağlık Ve Sosyal HizmetEmekçileri Sendikası (SES), Türkiye İnsanHakları Vakfı (TİHV) ile Türk TabipleriBirliği (TTB) tarafından 8 Ocak 2014 ta-rihinde basın toplantısı düzenlendi.

TTB binasında düzenlenen basın top-lantısına, TTB Merkez Konseyi ÜyesiArzu Erbilici, TİHV Genel Sekreteri MetinBakkalcı, SES Yönetim Kurulu ÜyesiAslıhan Han Özden ve İHD Yönetim Ku-rulu Üyesi Selma Güngör katıldı.

TTB Merkez Konseyi Üyesi Arzu Er-bilici tarafından yapılan basın açıklama-sında, İnsan Hakları Derneği ile Türkiye

İnsan Hakları Vakfı 2013 yılı verilerinegöre cezaevlerinde 163’ü ağır olmak üzere544 hasta tutuklu ve hükümlü bulunduğubelirtildi ve bu kişilerin sağlık hakkınaerişimde yaşadığı adaletsizliklere ve uygunnitelikte sağlık hizmeti sağlamaya elverişliolmayan fiziki koşullara dikkat çekildi.

Açıklamada, hastalıklarının tedavisi ce-zaevinde mümkün olmayan yahut hasta-lığının son evresine gelmiş, kendi kendinebakamayan, acil olarak serbest bırakılmasıgereken hastaların cezaevinde tutulmayadevam edilmesine tepki gösterilerek, “Tür-kiye cezaevlerinde hiçbir insani, vicdanive hukuki değerle bağdaşmayan ağır birinsan hakkı ihlali söz konusudur. Buihlali ortadan kaldıracak ve çözümün önü-nü açacak adımlar acilen atılmalı ve ağırhasta tutuklu ve hükümlülere karşı işlen-mekte olan işkence suçuna son verilip,hastalar derhal serbest bırakılmalıdır.”denildi. Basın açıklamasına www.ttb.org.tradresinden ulaşabilirsiniz.

Ağır hasta tutuklu vehükümlüler tahliye edilmeli

Tıp DünyasıANKARA

6 Aralık 2013 tarihinde Hakkari Yüksekova’da Mehmet Reşit İşbilir veVeysel İşbilir isimli vatandaşların hayatını kaybettiği olaylarsonrasında Yüksekova Devlet Hastanesi, Özel Harekatçı olduklarıbildirilen, yüzleri kapalı, elleri ve belleri silahlı kişilerce basılmıştı.TTB heyeti, bu olayın ardındanYüksekova Devlet Hastanesi’ndeincelemelerde bulundu. Heyette, TTBMerkez Konseyi üyesi Dr. OsmanÖztürk, Dr. İsmail Bulca ve Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Çetin Kotan yer aldı. Heyet;hekimler, sağlık çalışanları, hayatınıkaybedenlerin aileleri ve yerelyöneticilerle görüşmelerininardından bir rapor hazırlayacak.

TTB heyeti Yüksekova’daincelemelerde bulundu

Page 6: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

6Ocak 2014

Hekimlik ve sağlık ortamına, he-kimlerin özlük haklarına, temel de-ğerlerine, halkın sağlık hakkınazarar verecek olan Sağlık TorbaYasası 3 Ocak 2014 tarihindeTBMM’de kabul edildi.

Tasarı birkaç maddede yapılanküçük değişiklik dışında aynen ka-bul edilirken, TTB tarafından ya-pılan açıklamada, “Sağlık TorbaYasası hekimlerin ve toplumun vic-danında meşru değildir, uygun bu-lunmamıştır. Cumhurbaşkanı’nında uygun bulmamasını bekliyoruz.”denildi.

İnsan sağlığını ticariunsur halinedönüştürmek suç değil!

Fatih Şahin ve bazı AKP millet-vekillerinin verdiği önerge ile ta-sarının 46. Maddesinde bulunan“İnsan sağlığının, ticari unsur halinedönüştürülmesinin engellenmesive kamu yararının korunması ama-cıyla reklam yasağına aykırı hareketeden sağlık kuruluşları ve yayın-cılara” idari para cezası verilmesineilişkin madde bütünüyle tasarıdançıkarıldı. Yani, TBMM Genel Ku-rulu’nda kabul edilen Sağlık Tor-bası’na göre; Hekimlik yapmaksuç, insan sağlığını ticari unsur ha-line dönüştürmek suç değil.

Sağlık kuruluşlarında yoksul acilhastaya bakmayan, acil hastalardanpara alan, yeterli personel çalıştır-mayan, tıbbi cihaz ve donanım,bina ve hizmet birimleri, malzemeile ilaç standartlarına uymadığı biryıl içinde üç kez saptanan sağlıkkuruluşlarına üç aya kadar faaliyetdurdurma cezası çok bulundu veon güne düşürüldü.

Ruhsata aykırı ilaç imal ediphalk sağlığını tehdit edilmesineyalnızca para cezası verilmesi uy-gun görüldü.

Hekimlere yönelik “ruhsatsızsağlık hizmeti verme” adı altındabir suç kabul edildi. Genel Kurul’damaddeye küçük bir ek yapıldı.Madde; “Olağanüstü durumlardamesleğini icraya yetkili kişilerceacil sağlık hizmeti ulaşana ve sağlıkhizmeti devamlılık arz edene kadarverilecek olan sağlık hizmeti haric,

ruhsatsız olarak sağlık hizmeti su-nan veya yetkisiz kişilerce sağlıkhizmeti verdirenler, bir yıldan üçyıla kadar hapis ve yirmi bin günekadar adli para cezası ile cezalan-dırılır.” şeklinde kabul edildi.

Hastaların mahrembilgilerini bildirmeyen de“suçlu”!

Yasaya göre, hastaların hekimlereverdikleri mahrem bilgileri SağlıkBakanlığı’na bildirmeyenler iki kezuyarılacak, üçüncüsünde ise aylıkgelirinin yüzde biri oranında paracezası verilecek. Bakanlığın hastabilgilerinin bildirimi için kuracağısistemin parası hekimlere ve sağlıkkuruluşlarına ödetilecek.

Sağlık Bakanlığı’nın denetimisırasında hastalara ait kişisel bilgilerde dahil olmak üzere her türlübilgi, belge ve kaydın gösterilmesizorunlu. Yani, hastanın bilgilerininmahremiyetine, özel hayatın gizli-liğine, hekimlerin hastalarının sır-larını ölümlerinden sonra bile sak-lamalarına ilişkin hekimlik, hukukilkeleri yok sayılıyor.

Hekimlerin bağımsızçalışması yasak,‘kiralanması’ serbest!

Yasaya göre, memur olan he-kimler, mesai dışına muayene aça-mayacaklar, serbest meslek icraedemeyecekler. Yükseköğretim ku-rumlarında çalışan doçent ve pro-fesörler, mesai bitiminde serbestçalışamayacaklar, bunlardan ancakizin verilecek kişiler özel hastaneve vakıf hastanelerinde çalışabile-cekler. Bu şekilde çalışacaklarınalacakları paranın yarısına ise üni-versiteleri el koyacak. Üniversite-lerde dışarıdan sözleşmeli öğretimüyesi çalıştırılacak. Sağlık Bakanlığıeğitim ve araştırma hastanelerindekidoçent ve profesörler ile eğitimsorumluları, Bakanlar Kurulu kararıile üniversitelerdeki gibi kiralamasistemi ile mesai saatleri bitimindeözel hastaneler ve vakıf hastanele-rinde çalışabilecekler.

Hali hazırda mesai saatleri dışındamesleğini serbest olarak icra edenöğretim üyeleri bu çalışmalarınaüç ay içinde son vermez ise öğretimüyeliği ile ilişkileri kesilecek.

Öte yandan yasa ile sağlık per-sonelinin mesai saatleri dışında ku-ruma çağrılması adı altında, ikametzorunluluğu gibi kölelik uygula-malarına da kapı aralanıyor.

Yine Yasa’ya göre aile hekimleri,kurum hekimleri ve kamu sağlıkkuruluşlarında çalışan diğer he-kimler, mesai bitiminde aylık 30saati geçmemek üzere işyeri he-kimliği yapabilecek, işyeri hekimliğisertifikası olmayan hekimler de10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeliişyerlerinde çalışabilecek. Aile he-kimleri ve aile sağlığı elemanlarıayda en az 8 saat zorunlu nöbettutacak. Yasayla hekimlerin kendiadına bağımsız olarak ya da hekimmeslektaşının açtığı işyerinde ça-lışması yasaklanırken işverenlerinişçisi olması, hatta köle gibi çalış-tırılmasında mahsur görülmüyor!

Hekimin hastayaruhsatsız müdahalesi suç,polisin, özel hareketçininmüdahalesi uygun!

Yasaya göre, Türk Silahlı Kuv-vetleri ile Emniyet Genel Müdür-lüğü Özel Harekat Dairesi başkan-lığında görevli personel, görevyaptıkları esnada sağlık personeliyokluğunda veya sağlık personeliulaşıncaya kadar acil tıbbi müda-

Sağlık Torba Yasası TBMM’de kabul edildi

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Sağlık Torba Yasası çiğnendi!Ankara’da hekimler, TTB ve Ankara Tabip Odası’nın çağrısıyla,

2 Ocak Perşembe günü, TBMM Dikmen Kapısı önünde bir arayageldi, Sağlık Torba Yasası’nın görüşüldüğü saatlerde basın açıklamasıyaptı. Basın açıklaması öncesi hekimler, Sağlık Torba Yasası içindeyer alan ve insanlık yararına hekimlik yapmayı suç haline getirenmaddeye ise tepkilerini basın açıklamasına destek veren CHP’limilletvekillerin tansiyonlarını ölçerek gösterdiler.

TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Bayazıt İlhan ile AnkaraTabip Odası Başkanı Özden Şener yaptıkları konuşmalarda butorba yasanın pek çok maddesinin Anayasa'ya, kişi hak ve hürri-yetlerine aykırı olduğuna dikkat çektiler.

Askere, polise izin var, hekime yok!TBMM’de kabul edilen Torba Yasa Adana’da hekim ve sağlık çalışanları tarafından protesto edildi.

ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Poliklinikler önünde bir araya gelen Adana Tabip Odası yönetimi veüyeleri ile SES Adana Şube yönetici ve üyeleri basın açıklaması yaparak yasayı protesto etti. AdanaTabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten açıklamasında şunları söyledi: “Yolda, durakta veya hastaneönünde birisinin başı dönse veya kaza geçirirse, bu yasayla artık hekim onun nabzını tutamayacak veyatansiyonuna bakamayacaktır. Deniyor ki; acil hizmet olay yerine gelene kadar hastaya bakma ‘hakkımız’

varmış. Teşekkür ederiz! Kimo acil hizmeti verecek olanpeki? Yine yasayla düzenle-niyor: Acil durumlara müda-hale eğitimi almış asker vepolis! Yani gözünden, başın-dan yaralı, bacağı kırık biryurttaşa hekim yardım ede-meyecek ama tıp eğitimi al-mamış bir asker ya da polisbu hizmeti verecek. Bir heki-min birine yardım etmesi nasılsuç olabilir? Bu nasıl hapiscezalık bir suç olabilir?”

Bu ‘Yasa’ hekimlerin ve toplumunvicdanında meşru değildir!

Page 7: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Türk Tabipleri Birliği MerkezKonseyi, TBMM’de 3 Ocak2014 tarihinde kabul edilen Sağ-lık Torba Yasası’yla ilgili olarak9 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Ab-dullah Gül ile görüştü.

Görüşme heyetinde; TTB Mer-kez Konseyi Başkanı Prof. Dr.Özdemir Aktan, TTB 2. BaşkanıProf. Dr. Gülriz Erişgen, TTBGenel Sekreteri Dr. Bayazıt İl-han, TTB Merkez Konsey Üye-leri Dr. Filiz Ünal İncekara, Dr.Osman Öztürk, Dr. Fatih Sü-renkök, Dr. Arzu Erbilici, Dr.Pelin Yargıç ve TTB Hukuk Bü-rosu’ndan Avukat Ziynet Özçelikyer aldı.

Görüşmeye, Cumhurbaşkan-lığı Sağlık Merkezi’nde görevlihekimler de katıldı. Saat 15.15’debaşlayan görüşme yaklaşık 1saat sürdü. Görüşmede, TTB he-yeti Torba Yasa’da yer alan dü-zenlemelerle ilgili itirazlarını vehekimlerin tepkilerini dile getirdive konuyla ilgili olarak hazırla-dıkları dosyayı sundu. Görüş-

mede Abdullah Gül’den SağlıkTorba Yasası’nı TBMM’ye geriiade etmesi istendi.

Görüşmede, özellikle hekimlikmesleğini yerine getirmeyi “Ruh-satsız sağlık hizmeti sunma” adıaltında bir suça dönüştüren yasamaddesi, üniversite ve eğitimhastanelerindeki akademisyen-lerin özel hastanelere kiralan-masını öngören ve hekimlereçalışma yasakları getiren “TamGün”, sağlıkta şiddet, aile he-kimlerine getirilen nöbet zorun-luluğu, kişisel sağlık verilerininmahremiyet gözetilmeksizin pay-laşılması, koruyucu hekimlik veacil servislerde yaşanan sorunlargündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gülise anlatılanların kendisine man-tıklı geldiğini ancak Cumhur-başkanlığı’nı da bağlayan dü-zenlemeler olduğunu, konuyuhukukçuları ile birlikte ayrıntılıolarak inceleyerek kararını ve-receğini ifade etti.

Ocak 20147

haleleri yapabilecek. TTB ise bumaddenin insan haklarına aykırımüdahalelere ve delil karartılmasınayol açacak nitelikte olduğuna dikkatçekiyor.

“Hoca” farkını, özelhastanelerden sonradevlet üniversiteleri dealacak

Yasayla, 2547 sayılı YÖK Yasa-sı’nın döner sermayeye ilişkin hü-kümleri içinde bulunan öğretimüyeleri için vatandaştan ilave ücretalınmayacağına ilişkin hüküm kal-dırıldı. Yalnızca Sağlık Bakanlığıhastaneleri ile işbirliği yapan tıpfakültelerinin öğretim üyeleri içinöğretim üyesi farkı alınmayacak.Öğretim üyelerinin mesai saatleridışında üniversitede sunduklarısağlık hizmetlerinden 5510 sayılıSosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Kanunu’nun 73. Maddesiuyarınca ilave ücret alınacak vebu ücretin en az 50’si kuruma, ge-riye kalanı hizmeti sunan öğretimüyesine, toplam performansı aş-mamak kaydıyla ödenecek.

Fırsatçılık, haksızlık,hukuksuzluk “yasa”adını alınca meşru muoluyor?

Yasaya göre, üniversitede çalış-madan “Jet Profesör” olan Bakanlıkbürokratlarının Sağlık Bakanlı-ğı’nda çalıştıkları süreler üniver-sitede çalışmış gibi sayılacak vebu kişiler üniversiteye gitmedenüniversitenin akademik unvanlarınıkullanacaklar. Yurt dışında çalışanveya yurt dışında eğitimlerini ta-mamlayanlar, önümüzdeki altı ayiçinde Türkiye’ye dönerlerse devlethizmeti yükümlüğünden muaf ola-caklar. Ama yurt içinde okuyan veçalışan hekimler eşlerinden, ço-cuklarından yıllarca ayrı kalarakmecburi hizmete gitmeye devamedecek. Aile hekimleri ise aile he-kimliği uzmanlık eğitimine çalış-tıkları yerde uzaktan eğitim yoluylayapacaklar ve mecburi hizmettenmuaf tutulacaklar!

İstanbul Sağlıkçılar Meclisi:Torba Yasa iptal edilenekadar mücadeleye devam!

İstanbul’da hekimler ve sağlık çalışanları Sağlık TorbaYasası’na karşı İstanbul Tıp Fakültesi bahçesinde çadır kurdu.Hastane içinde ‘Hırsızlara değil, sağlığa bütçe” sloganlarıylayürüyüş yapan sağlık çalışanları bu yasadan en çok hastalarınzarar göreceğini de söyledi. Yürüyüşün ardından İstanbul TabipOdası Başkanı Dr. Taner Gören ve TTB Merkez Konsey ÜyesiDr. Osman Öztürk birer konuşma yaptı. Etkinlik Dr. Ali Çerke-zoğlu’nun İstanbul Sağlıkçılar Meclisi adına hazırlanan ortak açıklamayı okumasıyla son buldu.

Dünya Tabipler Birliği(WMA), İnsan Hakları İçin He-kimler Örgütü (PHR), AvrupaHekimler Daimi Komitesi(CPME), İngiliz Tabipler Birliği(BMA) ve Alman Tabipler Birliği(GMA) Cumhurbaşkanı Abdul-lah Gül’e ortak bir mektup ya-zarak TBMM’de kabul edilerekonay için kendisine gönderilenSağlık Torba Yasası’nı onayla-mamasını talep ettiler.

Uluslararası hekim ve insanhakları örgütlerinin mektubuTürk Tabipleri Birliği heyeti ta-rafından ziyaretleri sırasındaCumhurbaşkanı’na iletildi.

Mektupta yasadaki ruhsatsızhekimlik faaliyeti adında bir“suç” tanımlanarak hiçbir çıkargözetmeden insanlık yararınayapılacak hekimlik faaliyetlerininsuç sayılmasına ilişkin çekinceleranlatıldı. Mektupta; “Yasa, yet-kili personel tarafından sağla-nacak acil durum hizmetlerineancak ‘örgün sağlık hizmetleri

ulaşıncaya ve sağlık hizmetle-rinde süreklilik sağlanıncaya ka-dar’ izin verilebileceğini belirt-mektedir. Kimin, ne zaman tıbbihizmet verebileceğine ilişkin butür muğlâk ve gereksiz koşullar,acil durumlarda tıbbi yardımsağlayanların keyfi biçimde tu-tuklanmaları ve cezalandırılma-ları sonucuna yol açacaktır. Ulus-lararası insan hakları standartlarıve tıp etiği, doktorların, hemşi-relerin, sağlık teknisyenlerininve diğer sağlıkçıların, herhangibir müdahale ya da tehdide ma-ruz kalmaksızın ihtiyacı olanlaraacil tıbbi yardımda bulunarakmesleki sorumluluklarını yerinegetirebilecek durumda olmalarınıaçıkça öngörmektedir.” ifadeleriyer aldı. Hekim ve insan haklarıörgütleri çekincelerini ifade et-tikten sonra Cumhurbaşka-nı’ndan yasayı imzalamayaraktekrar TBMM’ye iade etmesinitalep ettiler.

Sağlık Torba Yasası’na yönelikkaygı ve tepkilerini ifade etmeküzere, TTB ve İstanbul TabipOdası’nda görev yapmış Haysi-yet Divanı (Onur Kurulu) üyeleri17 Aralık 2013 tarihinde basınaçıklaması gerçekleştirdiler.

İstanbul Tıp Fakültesi (ÇAPA)Postanesi önünde bir araya gelenOnur Kurulu Üyeleri ve İstanbulTabip Odası Yönetim KuruluÜyeleri aynı zamanda İstanbulTabip Odası üyesi olan SağlıkBakanı Dr. Mehmet Müezzinoğ-lu’na “Tarihi Yanlıştan Dönün,Torba Yasayı Geri Çekin” çağ-rısında bulundular.

Basın açıklamasında konuşanİstanbul Tabip Odası BaşkanıProf. Dr. Taner Gören, hekimliğinözgürce uygulanmasını sınırla-yan, mesleğinin gereklerini ye-rine getirdiği için hekimleri hapisve para cezasına çarptıracak dü-zenlemelerin, hekimlik etiği veevrensel değerleri açısından ka-bul edilemez olduğunu söyledi.

TTB Yüksek Onur KuruluÜyesi Dr. Şükrü Güner ise; “Bi-zim hekimlik değerlerimiz açı-

sından, herhangi bir acil durumdatedavi talep eden hastaya mutlakacevap vermemiz şarttır. Bunuyapmayan hekimler yıllardanberidir tabip odaları haysiyet di-vanlarında değerlendirilmiştir.Oysa şimdi, Torba Yasa’yla he-kimlerin meslek uygulamalarısırasında, acil durumda veyaherhangi bir nedenle kendisindenyardım isteyen hastayı tedavietmesi konusunda yasak getiril-mekte daha da ötesi bunu yapanhekime hapis ve para cezası ge-tirilmektedir. Bu durum hekimlikmeslek ilkelerine ve uluslararasıanlaşmalara aykırıdır.” diye ko-nuştu.

Dr. Şükrü Güner gerçekleşti-rilen açıklamanın TTB tarihindebir ilk olduğunu da dikkat çekti.Güner, kuruluşundan bugüneilk defa TTB Yüksek HaysiyetDivanı üyelerinin bir yasaya durdemek için basın açıklaması ger-çekleştirdiğini, Sağlık Bakanı’natopluca mektup gönderdiğini be-lirtti. Açıklamanın ardından uyarımektupları Sağlık Bakanı’nagönderildi.

Tabipler Birliği tarihinde bir ilk:Haysiyet Divanı üyeleriSağlık Bakanı’nı uyardı

Uluslararası Hekim ve İnsan HaklarıÖrgütlerinden Cumhurbaşkanı Gül’e Çağrı:

“Torba Yasa’yı onaylamayın”

TTB Merkez Konseyi, Sağlık Torba Yasası İle İlgiliCumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü

Page 8: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Recep Akdağ gitti,MehmetMüezzinoğlu geldi

2013 yılına yeni bir Bakan'lagirdik. Başbakan’ın yaptığı kabinedeğişikliği ile Sağlık Bakanlığı’naMehmet Müezzinoğlu getirildi. He-kimler ve tüm sağlık çalışanları,bıkkın, yorgun, mutsuz, tükenmiş,kırgın, örselenmiş durumdaydı. Re-cep Akdağ giderken arkasında birsağlık çalışanı enkazı bırakmıştı.Hekimler ve sağlık çalışanları yeniBakan’dan tüm hekim ve sağlıkçalışanlarını kapsayan iyileştiricidüzenlemeler bekledi ama olmadı!TTB diğer sağlık çalışanları ilebirlikte 14 Mart Tıp Haftası’ndaSağlık Bakanı Mehmet Müezzi-noğlu’na ‘14 ACİL TALEP’leriniiletti. Hekimler ve sağlık çalışanları14 Mart Tıp Haftası’nda yeni SağlıkB a k a n ıM e h m e tM ü e z z i -noğlu’ndan‘ m ü j d e ’beklerken,Müezzinoğ-lu, eski gele-neği bozma-dı; herkeseeşit, ücretsiz,ulaşılabilir, ni-telikli sağlıkhizmetleri ver-me ve meslek-lerini geçinmeve gelecek kay-gısı yaşamadanhuzurlu bir or-tamda icra et-meleri üzerinebeklentileri olanhekim ve sağlıkçalışanlarının ta-leplerini duymaz-dan geldi.

SGKBaşkanıdeğişti

2013 yılının ilkaylarında SosyalGüvenlik Kurumu(SGK) BaşkanıFatih Acar Çalış-ma ve Sosyal Gü-venlik BakanlığıMüsteşarı oldu.Fatih Acar’danboşalan görevede yardımcısıYadigar Gökalpİlhan atandı.Türkiye HalkSağlığı Kuru-mu BaşkanıDr. Mustafa

Aksoy Nisan ayında görevindenalındı yerine Sağlık Bakanlığı Müs-teşar Yardımcısı Doç. Dr. TuranBuzgan atandı. Buzgan’ın Kasımayında görevinden alınmasıyla daTürkiye Halk Sağlığı Kurumu Baş-kanı Prof. Dr. Seçil Özkan oldu.

Dr. Ersin Arslan’ınölüm yıldönümündeG(ö)REV!

Başta TTB olmak üzere sağlıkmeslek örgütlerinin çağrısıyla he-kimler ve sağlık çalışanları Türki-ye’nin her yerinde, her hastane vesağlık biriminde artan şiddeti pro-testo etmek üzere seslerini yük-selterek “Eşit, ücretsiz, niteliklisağlık hizmeti, iş, can ve gelir gü-vencesi” talepleri ile 17 Nisan’daiş bıraktı.

İhale usulüdoktor alımı!

Eskişehir merkezli Türkiye Lo-komotif ve Motor Sanayi A.Ş (TÜ-LOMSAŞ) firması kurumda tamzamanlı çalışacak iki işyeri heki-minin alımı için ihale ilanı yayım-ladı. Türkiye Kömür İşletmeleriGarp Linyit İşletmesi MüessesesiBursa Linyitleri İşletmesi Müdür-lüğü de “ihtiyacı olan işyeri hekimive iş güvenliği uzmanlığı hizmetleriiçin Ortak Sağlık ve Güvenlik Bi-rimlerinden satın almak üzere ”ihale ilanı verdi. İhale usulü doktoralımları, sağlığın nasıl devlet eliyleticarileştirildiğinin, hekimlerin denasıl ticari bir araca dönüştürül-düğünün göstergesi oldu.

Bu da oldu, ‘yeni eködemeyönetmeliğininhazırlanmaması’gerekçe gösterilerekperformansödemeleridurduruldu

Sağlık Bakanlığı Türkiye KamuHastaneleri Kurumu tarafından 31Ocak günü 87 Kamu Hastane Bir-liği’ne gönderilen yazıda, yeni eködeme yönetmeliği hazırlanıp yü-rürlülüğe girinceye kadar ikinci veüçüncü basamak sağlık kurumla-rındaki çalışanlara performansa da-yalı ek ödemenin yapılmayacağıduyuruldu.

SGK’danperformans itirafı

Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) Başkanı Fatih Acar, “per-

formans sistemi ne kadartetkik, tahlil, ameliyat sayısıartarsa o kadar fazla dönersermayeden para alabile-ceğiniz bir sisteme dönüştü”dedi.

Hekimler, 663Sayılı KHK’niniptali içinAnayasaMahkemesiönündeydi

663 Sayılı KHK’nin AnayasaMahkemesi’nde görüşülmesine14 Şubat 2013 Perşembe günübaşlandı. Hekimler ve sağlıkçalışanları iptal davasının gö-rüldüğü gün Anayasa Mahkemesiönünde toplanarak, 663 SayılıKHK’nin bütün hükümleriyle ip-tal edilmesini istediler.

Ata Soyer’ikaybettik

Türkiye toplumcu hekim ha-reketinin öncülerinden, Türk Ta-bipleri Birliği Eski Merkez Kon-seyi Üyesi Ata Soyer yaşamınıyitirdi. Türk Tabipleri BirliğiMerkez Konseyi tarafından, 19Mart 2013 tarihinde aramızdanayrılan Ata Soyer için İzmirve Ankara’da törenler düzen-lendi.

21. yüzyıldaülkemizde‘Kızamık Ağıdı’devam ediyor

2013’de kızamık vakalarıkaygı verici boyuta ulaştı.Sağlık Bakanlığı ise kızamıksalgınını gizlemeyi tercih etti. 2013yılında kızamık vaka sayısı 7 biniaştı. Sadece 1 Ocak-12 Şubat ara-sında ise 650’nin üzerinde kızamıkolgusu tespit edildi. Kızamık sal-gınından sağlık çalışanları da et-kilendi. Şubat ortası itibarıyla 13sağlık çalışanı kızamığa yakalan-dı.

Kanser hastasıDilek Özçelik’tenibretlik ders!

Dilek Özçelik, lenf kanseri birüniversite öğrencisiydi. O’nu her-kes, Çevre ve Şehircilik BakanıErdoğan Bayraktar'a verdiği insan-lık dersiyle tanıdı. Çevre ve Şehir-cilik Bakanı Erdoğan Bayraktar,iki günlük Trakya gezisi kapsa-mında Edirne’ye gitmişti. DilekÖzçelik, yurt dışından ilaçlarınıgetirtemediğini belirtip Bakan Bay-raktar’dan yardım istedi. Bununüzerine Bakan Bayraktar cebindençıkardığı parayı yardım isteyengenç kızın hırkasının cebine ko-yarak, "Al işte bu parayı. Başkane yapacağım? Onları sen kendinal. Parayı al, cebinden düşürme"dedikten sonra yoluna devam etti.Bakan Bayraktar daha sonra Seli-miye Camii’ne giderek öğle na-mazını kıldı. Bakan’ın camidençıkmasını bekleyen Dilek Özçelik," Sadece yanlış anlaşıldım. Bendilenci değilim. İnsanlık konusundabir kez daha hayal kırıklığına uğ-radım. Görüyorum ki çaresizliğihiç tatmamışsınız hayatınızda" di-yerek parayı iade etti.

Trakya Üniversitesi İngilizceÖğretmenliği Bölümü 3. sınıf öğ-rencisi 23 yaşındaki Dilek Öz-çelik’in bu onurlu tavrı, medyadageniş yer buldu. Bakan Bayrak-tar’a kanser hastası Dilek Özçe-lik’e yaptığı "dilenci muamelesi"

bü-yük tepkilere neden olmuş,Dilek Özçelik’in durumu, Tür-kiye'de bazı kanser ilaçlarınınhala eczanelerde bulunmadığıgerçeğini ortaya çıkarmıştı.

Gezi Direnişi’ndecanla başla!

2013 yılına, Taksim GeziParkı’nda başlayan ve tüm ül-keye yayılan Gezi protestolarıdamgasını vurdu. İstanbul Tak-sim'de Gezi Parkı'na AVM ya-pılmaması ve parktaki ağaçlarınsökülmemesi için tamamen ba-rışçıl olarak başlayan ve tümyurt geneline yayılan eylemlerepolis gaz bombaları, tazyikli suve plastik mermilerle müdahaleetti. Tüm yurtta hekimler, tıp öğ-

renci ler i

BİR YIL BÖYLE GEÇTİ... BİR YIL BÖYLE GEÇTİ...BİR YIL BÖYLE GEÇTİ...

8Ocak 2014

Page 9: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

ve hemşi-resindene b e s i n etüm sağlıkçalışanlarıyaralılarasağlık hiz-meti verme-ye çalıştı. 31Mayıs günüi t i b a r i y l eTürkiye’ninher yerindeTaksim GeziParkı’nı sa-vunmaya çalı-şan vatandaşla-ra yönelik po-lisin sınır tanı-maz saldırısı de-vam ederken,Türk Ta-

bipleri Birliği, yaşa-nan antidemokratik uygula-maları, biber gazının fütursuzcakullanımını, polis şiddetini pro-testo ederek, tüm meslektaş-larını işlerini güçlerini bırakıpsokaklarda vahşice şiddete ma-ruz kalan vatandaşların yardı-mına koşmaya çağırdı. Herkesingözü önünde gerçekleşen yoğunbiber gazı kullanımı, insanlarınbedenleri, evleri hedef alınarakgaz fişekleri fırlatılması, ölenler,gözünü kaybedenler, kafatası kı-rılanlar, beyin kanaması geçi-renler varken, hekimler ve tıpöğrencileri sağlık hizmeti sıra-sında gözaltına alınırken, sağlıkhizmeti verilen yerlere gazlı sal-dırılar yapılırken ve yurttaşlarınsağlığını ilgilendiren bu kadarihlaller yaşanırken susan SağlıkBakanı Mehmet Müezzinoğlu iseen sonunda konuştu ve Gezi Parkıeylemlerinde tüm yaralıların yar-dımına koşan hekimler hakkında

suç duyurusunda bulunacağını söy-ledi. Bu açıklamaların ardındanSağlık Bakanlığı Denetçiliği GeziParkı’nda ilk yardım hizmeti sun-duğu için TTB ve tabip odalarıhakkında soruşturma açtı.

Gezi direnişindehekimlereuluslararası destek

Gezi Parkı ile ilgili olaylar süre-cinde acil yardıma ihtiyaç duyanyurttaşlara yapılan acil tıbbi yardımnedeniyle Türkiye’de hekimlere,TTB’ne tabip odalarına yönelikbaskı ve başlatılan inceleme/so-ruşturma uygulamaları tüm dünyadatepkiye neden oldu. TTB’nin hekimbağımsızlığı için yürüttüğü müca-deleye uluslararası destek geldi ve

aralarında DünyaTabipleri Birliği,İngiliz ve AlmanTabipler Birliği,Avrupa Hekim-leri Daimi Ko-mitesi (CPME),Avrupa GenelPratisyenler Bir-liği (UEMO),İsviçre Hemşi-reler Derneği,Avrupa Tıp Uz-manları Birliği(UEMS), Bel-çikalı Hekim-ler, KıbrısTürk SerbestÇalışan He-kimler Birliğiile PanhalenikTabipler Bir-liği’nin de ol-duğu birçok

ülkeden sağlık meslek ör-gütü temsilcisi Türk Tabipleri Birliğiile dayanışma içinde olduklarınıbelirten dayanışma mesajları ya-yımladı.

Tam Gün’ü bukez sırtından‘bıçak’ladılar!

"Sağlık hizmetini parasızhale getireceğiz", "Vatan-daşlar istedikleri hocayamuayene olabilecekler",“Bıçak parası kalkacak”ifadeleri ile Sağlıkta Dö-nüşüm Programı'nın pro-pagandasını yapan hattaileri gide-rek he-k i m l e r i“paragöz”olmakla it-ham edenSağlık Ba-k a n l ı ğ ı ,Sağlık Uy-g u l a m aTebliği'ndeyaptığı deği-şiklikle 'bı-çak parası'nıyasalaştırdı.

İhaleyleorgannakli!

Sağlık Ba-kanlığı SağlıkHizmetleri Ge-nel Müdürlüğü19 Temmuz’daResmi Gazete’de, Ankara, İstanbulve İzmir için Böbrek ve KaraciğerNakli Merkezi Lisansı için açıkartırma yapılacağını duyurdu. Ar-dından 30 Temmuz’da “İlan hak-kında Bakanlığımıza itirazlar ya-pılmış olup, itirazların değerlendi-rilmesi neticesinde” gerekçesiyleihalenin iptal edildiği açıklandı.

Sağlık,konsorsiyumlarakurban edildi!

Sağlık Bakanlığı, 12 Eylül’ünyıldönümünde Başbakan RecepTayyip Erdoğan’ın da katılımıylaİstanbul'da yapılan törenle 14 ildeinşa edilecek 15 “Şehir Hastanesi”ile Türkiye Halk Sağlığı KurumuBinası inşaatı için, 25 yıllığına hemşirketlerin kiracısı olması hem detüm hizmetleri taşerona devretme-sinin altına imza attı.

Nitelik mi o da ne?Tıp fakültelerinin birbiri ardına

açıldığı, özel tıp merkezlerinin ta-belalarının değiştirilerek “tıp fa-kültesine” dönüştürüldüğü bir or-tamda, nitelikli tıp eğitimindenbahsetmek neredeyse imkansız halegeldi. Son olarak ÖSYM tercih kı-lavuzunda değişikliğe gitti ve tıpfakültelerine 2 bin 491 ek kontenjangetirildi.

“Hop Hipokrat,nerde ruhsat?”

Haziran ayında TBMM Başkan-lığı’na kanunlaştırılmak üzere sağlıkalanıyla ilgili çok ciddi sorunları

da beraberinde ge-tiren bir “Torba Ta-sarı” sunuldu. Ta-sarıda, hekimlerin,vatandaşlara verdik-leri insani yardımamaçlı her türlü üc-retsiz hizmetler dedahil olmak üzeremesleki faaliyetleri,eğer Sağlık Bakanlı-ğı’ndan bunun içinruhsat alınmamış isesuç sayılıyordu. Geziolaylarında yaşadığı-mız gibi olağan dışıdurumlar dahil olmak

üzere mesleğini insanlığın yararınayapmaya çalışan hekimlere gözdağıvermeye dönük düzenlemeleri deiçeren tasarı 2013 yılının son ayın-da TBMM gündemine geldi vetasarı hekimlerin ve sağlık çalı-şanlarının tüm itirazlarına rağmen2014’ün ilk günlerinde yasalaş-tı.

Kamu HastaneBirlikleri’ninbirinci yılıusulsüzlüklerletamamlandı

Sayıştay raporuna göre KamuHastane Birlikleri ve bunlarındöner sermaye işletmeleri bi-

rinci yılı usulsüzlüklerle tamamladıve bu kamu kurumları Sayıştay'ailetmek durumunda oldukları belgeve dosyaları iletmediler, Sayıştaydenetiminden kaçtılar.

Asistan hekimlerG(ö)REVdeydi

İzmir, İstanbul, Ankara ve Aydınbaşta olmak üzere birçok yerdeasistan hekimler; iş, gelir, gelecekgüvencesi talepleriyle G(ö)REV-deydi. Asistan hekimler, yaşadıklarıyoğun iş yükü, eğitim haklarınıkullanamamaları, emeklerinin kar-şılığını alamamaları, sağlık çalı-şanlarına yönelik şiddet, olumsuzçalışma koşulları v.b. sorunlarakarşı yıl boyunca çeşitli eylemlerve basın açıklamaları yaptı.

G(ö)REV bu kezaile hekimlerinden!

Binlerce aile hekimi, Torba Yasaile ASM çalışanlarının hastane acil-lerinde nöbet tutmaya zorlanmasıve hazırlanan yeni yönetmeliklerleçalışanların ücretlerinin düşürül-mesine karşı 4 Aralık günüG(ö)REVdeydi. Aile hekimleri bir-çok kez sorunlarına dikkat çekmeküzere basın açıklamaları yaptı.

BİR YIL BÖYLE GEÇTİ... BİR YIL BÖYLE GEÇTİ...BİR YIL BÖYLE GEÇTİ...

9Ocak 2014

Page 10: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Ocak 201410

-Aydın Adnan Menderes ÜniversitesiTıp Fakültesi hastanelerinde çalışan asis-tan hekimler olarak süre gelen sorunla-rınıza ve taleplerinize duyarsız kalınmasınakarşı Aralık ayında G(ö)REV etkinliğigerçekleştirdiniz. Önce bize Aydın’dakiasistan hekimlerin sorunlarından bahsedermisiniz?

Beş ana sorunumuz mevcut. Can güvenliği,niteliksiz eğitim ortamı, düşük ve düzensizücretler, ağır çalışma koşulları ile izinlerinverilmemesi ve mobing. Bizim sorunlarımızbelki yarım asırlık sorunlar. Ancak zamanlaiyileşmeye doğru devinim sağlayabilecekatılacak adımlarla ciddi değişiklerin yapıla-bileceği sorunlar. Böyle gelmiş ama böylegitmeyecek. Birilerinin buna dur demesi ge-rekiyor. Asistan hekimlik hekimin bilimselolarak spesifikleştiği ve uzmanlaştığı sancılıbir süreçtir. Bizim sorunlarımızdan en önem-lisi can güvenliğimizin olmaması, şiddetekarşı savunmasız oluşumuz. Yönetim ileyaptığımız görüşmelerde bize “Hekimlerinböyle bir sorunu yok. Zaten şiddet uygula-yacak kişi bunu kafaya taktıysa yapacak birşey yok” deniyor. Tamamiyle AKP ağzıylakonuşuyorlar. Bir sürü caydırıcı yöntem var.

Neden onca insan savcıya, hakime saldıra-mıyor. Onlara da saldıracak bir sürü psikopatvar. Ama saldırganların çoğunluğu sokaktahuni ile gezen tipler değil. Hepsinin bir ön-görüsü var. Onlarda işi biliyor. Baktı ki işinsonu çok kötü olacak savcıya saldıramıyor.Caydırıcı nedeni var. Ama hekim güvercingibi ortada. Hekimler ve diğer sağlık çalı-şanları, kavgayı, şiddeti yaşamlarının birparçası olarak görmemişler. İşlerini sakinlikleyapmaya alışmışlar. Bir de devlet caydırıcıönlemleri de almak istemiyor. Sonuç ortada.Sistem sosyal patlamayı kısmi olarak en-gellemek için sağlık çalışanlarına yöneliköfke patlamalarını toplumun deşarjı olarak

görüyor. Bilinçaltında anksiyetesi olan toplum“Zaten bunları devlet bile korumak istemiyor,önümde engel yok” diyor. “Hekimlerin teksorunu ücretlerinin düşüklüğü” deniyor. Hal-buki iş ücretlere geldiğinde bizlere tatminedici olmaktan çok uzak şeyler söyleniyor.Kendilerine alternatiflerimizi sunduğumuzhalde bunu diyen bir hekim gerek entellektüelgerekse idareci olarak talihsiz bir konumdadır.Biz asistan hekimler çocuk değiliz. Birço-ğumuz yöneticilik yapmış, idari kadrolardayer almış, neyin nasıl olabileceğini öngören,alternatifler sunabilen insanlarız. Genç ol-duğumuz için düşünsel olarak da üretkeniz.

Başlıca sorunlarımızdan birisi de eğitimdir.Ağır iş yükünden dolayı ne yapacağımızışaşırmış durumdayız. Özellikle son zamlardansonra yeni alkolümüz yorgunluk. Arkadaş-larımı saat 21.00’den sonra aradığımda ula-şamıyorum. Herkes çoktan yorgunluktansızmış oluyor. Okumak için ne vakitleri ka-lıyor, ne güçleri. Psikolojik yıpranmadanbahsetmiyorum bile. Hocalarımız özverili,çalışkan, öğrenmeye ve öğretmeye hevesli,dinamik ve bizleri seven insanlar. Nadirenbu özellikleri taşımayanlar da mevcut. Normalşartlarda asistan hekimler eğitimlerindendolayı bu kutsal kurumlarda bulunuyorlar.Ama bu iş yükünün altında onlar da, bizlerde mağdur konumdayız. Eğitim kırıntısıtoplar durumdayız. Köylerde tavukların ot-

Jülide KayaTıp Dünyası

‘“Beş ana sorunumuz mevcut.Can güvenliği, niteliksiz eğitimortamı, düşük ve düzensizücretler, ağır çalışma koşullarıile izinlerin verilmemesi vemobing. Bizim sorunlarımızbelki yarım asırlık sorunlar.Ancak zamanla iyileşmeye doğrudevinim sağlayabilecek atılacakadımlarla ciddi değişiklerinyapılabileceği sorunlar. Böylegelmiş ama böyle gitmeyecek.”

Hatırlanacağı gibi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinde çalışan asistanhekimler yaşadıkları yoğun iş yükü, eğitim haklarını kullanamamaları, emeklerinin karşılığınıalamamaları, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve olumsuz çalışma koşulları nedeniyle Aralık 2013’desüresiz G(ö)REV’e gitmiş ve eylemleri kazanımla sonuçlanmıştı. Aydın Tabip Odası Asistan Hekim KoluBaşkanı Dr. Güneri Kuruöz asistan hekimlerin eylem sürecine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

‘“Ağır iş yükünden dolayı neyapacağımızı şaşırmışdurumdayız. Özellikle sonzamlardan sonra yeni alkolümüzyorgunluk. Arkadaşlarımı saat21.00’den sonra aradığımdaulaşamıyorum. Herkes çoktanyorgunluktan sızmış oluyor.Okumak için ne vakitleri kalıyor,ne güçleri. Psikolojikyıpranmadan bahsetmiyorumbile.”

Saygınlığımıza, kimliğimize, meslekionurumuza gölge düşürmedenmücadeleye devam!

Page 11: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Ocak 201411

ların arasındaki kaybolmuş bulgur deneleriniaramaları gibi. Bunu üzülerek söylüyorum.Öğle araları normalde 12:00-13:30. Bu ara-larda dinlenmek ütopya haline gelmiştir.Çünkü dayak yerim, hocadan fırça yerim,şikayet edilirim korkusuyla asistan hekimlerinçoğu 12:45-13:15 arası jet hızında yemek,lavabo, şanslıysa çay ihtiyaçlarını karşılıyor.Geri kalan zaman ise hasta bakma ve bitmekbilmeyen servis işleri. Bir de eğitim saatlerinien doğal hak olan bu dinlenme aralarına so-kunca yemek bile yalan oluyor. Kaldı kieğitim, kaldı ki bilim! Bilimin cenaze na-mazına bile gidemedik! Ama bu sorun daçözüldü. Konsultan imamımız var. Sadecedaha çok hasta bak, daha çok performanssistemine tapın. İnsanlık dışı çalışma şartlarıve doğal olarak niteliksiz eğitim mevcut.

Önemli sorunlarımızdan üçüncüsü ücret-lerimiz. İnsanlar hala nasıl bizim burjuvasınıfında olduğumuzu ima eder anlamıyorum.Benim elime Ekim ayında 3400 TL parageçti. (Elbette diğer meslek grubundaki ça-lışanların, bunca yoksul insanın varlığındabu para bizi geçindirebilir(!) Başbakanınsimit hesabı baz alınırsa zaten hiç sözümyok. Ama maximum mesai saati 240 saatve bizim minimum çalışma sürelerimiz bilebu saatin çok çok ötesinde ise alınterimizinkarşılığı ne olacak?) “Tamam, bundan dahakötüsünü göremeyiz vergi dilimine girmişiz”dedik. O da ne! 11 Kasım’da rektör beylegörüştüğümüzde ücretlerimizin artacağınısöylemesine rağmen eline toplam geçenpara 3100 lira olan arkadaşlarımız oldu.Hasta sayımız çok artmış, hastanenin geliri7milyon TL’ ye ulaşmış. 2 yıl öncesinden“5 milyon geliri aşın size 2000 TL dönersermaye vereceğiz” diyen aynı yönetim kad-rosu, asistan hekimlerin ve diğer tüm sağlıkçalışanlarının nezdinde güvenilirliklerinikaybetmişlerdi. İş yükümüz artıyor, emeği-mizin karşılığı sıvı sabun gibi eriyor. Hayatpahalılığının karşısında idarenin bu tutumubizlere hakaretten beter gelmişti.

Ağır çalışma koşulları ve yıllık izinlerimizinverilmeyişi adeta kaderimizmiş gibi. Aylıkmesaisine 420 saat çalışma temposuyla baş-layan arkadaşlar var. Bu aklın durduğu andır.36 saat çalışmak rutin hale gelebildiği gibi

nöbet listeleri-miz kısır dön-güye girince buçalışma 48 saa-te kadar çıka-biliyor. Bu tambir kepazeliktam bir rezalet.İnsan haklarınamı, etiğe mi,bilime mi ne-reye sığdırır-sın? Nereyesığdırırsınız150 hastaya ba-

kılan bir poliklinikteki sağlık hizmetinin ka-litesini! Ne olursa olsun sınırsızca hasta ba-kılması için randevu birimine emir verenidare, medikal kaliteyle zerre kadar ilgilen-miyor. Bu yükün altında nasıl ezildiğimizive halkımıza yeterli, nitelikli hizmet vere-mediğimizi anlamak istemiyor. Hababamsınıfının müdürü gibi; “Bu dükkan kaça dö-nüyor haberin var mı Mahmut bey!” diyor.Bütün bunlar devletin çok büyük bir ayıbı.Mutlaka sevk zinciri olmalı. Şu anda gör-düğümüz tek zincir “Dokuz altı yollarında/birzincir boğazımda...”

Üniversiteler kar amacı gütmemeli, bilimüretmeli. Devlet, üniversite hastanesinindevlet hastanesi gibi işletilmeye çalışmasısöz konusu olunca bu kurumun batacağınıbilmiyor mu? Bal gibi biliyor. Üniversitehastanelerinde hasta bakım hizmetleri devlethastaneleri tarafından çözülememiş hastalıklarüzerinden olmalı. Üniversite hastaneleribilim üretmeli, bu ülkenin ufkunu açmalı.Tomografiyi dışardan satın al, bozuluncaparçasını dışardan al. USG’yi bile üretme.Bizim ülkede bu cihazları üretecek niteliktemühendis, doktor, malzeme, program tasa-rımcıları yok mu? Fazlası var. Ama adetabu yoğunlukta bilimsel üretkenlik blokeedilmiş, sürekli dışardan her şeyi tüketensömürge ülkesi haline getirilmiş. Amaç as-lında bilime saldırmak ve bu ülkeyi dahazayıf hale getirmek. Devlet bunu görüyorve bilinçli olarak sesini çıkartmıyor. Biz busessizlik emrinin Ankara’daki ABD, İsrail,Kanada, İngiltere gibi dünyanın kanını emengüçlerin büyükelçiliklerinden geldiğini an-lamayacak kadar aptal değiliz. Bu sömürüyüve talanı en iyi sağlık sistemimiz üzerindengörebiliriz. Sağma makinesini takmışlar, ili-ğimize kadar sömürüyorlar. Çünkü teknolojiyihep bu ülkelerdeki çok uluslu firmalardanalıyoruz. Süt iznini isteyen bir cerrahi bilimasistanına “yoksa istifa et”, babalık izniniisteyene “veremem”, yıllık izin hakkını is-teyene “yarısını al fazla konuşma” diyenbazı öğretim görevlilerinin ufku bunu görebilirmi? Hümanizmayı, temel hak ve özgürlükleribilip saygı duyabilir mi? Herkes doktor ola-bilir ama herkes hekim olamaz. Herkes pro-fesör olabilir ama herkes bilim adamı olamaz.

Son olarak en büyük sorunumuz mobing.İdareci meslektaşlarımız filanca partininkadın kolları başkanı hastanemize muayeneolmaya geldiği zaman, en güzel gülücükle-riyle onlara refakat edebiliyor, başlarındanöbet tutabiliyor, bir şeye ihtiyacının olupolmadığını soruyor. Gelin görün ki bize busoruları sormak şöyle dursun, aylarca randevubile vermediler. Yetmedi, hak arayışına giren

asistan hekim temsilcilerine aynı gülücüğünyüzseksen derece tersini gösterdiler. “Yataygeçiş yap, istifa edersen kabul ederiz, dosyanayanlış yere taburcu ettiğin hastanın bilgisinikoydum bunu unutma, hastanede en sevil-meyen asistanlardan birisin, bütün asistanlarsenden şikayetçi, arada sırada da asistanlıkyapsan.” Son cümle doğru ama biz asistan-lığın dışında her işi yaparız. Çünkü böyleasistanlık olmaz!

-G(ö)REV etkinliğine doğru giden yoldanasıl bir örgütlenme faaliyeti yürüttünüz?Bu örgütlenme sürecinde asistan hekim-lerin tutumu nasıldı?

Tek kelimeyle bütün asistanlarla tek tekkonuştuk. Defalarca. 20 aydır sürekli biriletişim halinde idik. Sorunlar somutlaştırıldı.Onlara çare soruldu. Tıp Dünyası’nı dasürekli dağıtıyorduk. Nöbet ertesi demedik, “yoruldum canımız çıktı” demedik. Ame-liyathane dahil olmak üzere her yere giripçıktık. Meslek odamızın ve sendikalarınfaydalarından bahsettik. Meslek odamızaelliye yakın üye kayıtları yaptık. Asistanhekimlerle defalarca toplantı yaptık. Yetkiliher makamla görüşüldü ve asistanlara geribildirimde bulunduk. Onlardan gelen heröneri kaydedildi. İçinde örgütlenme bilinciolanlar da gerek teorik gerek pratikteki des-teğini esirgemedi. Bir kaç tane muhbirin dı-şında herkes çalışmalarımızı destekledi.

- Son G(ö)REV deneyiminin olumlu veolumsuz yanları neler oldu?

G(ö)REV etkinliğinin olumlu yönleri:Hiçbir siyasi etiket dahilinde çıkmamış ol-ması. Siyasi partilerin ziyaretlerinin nazikçegeri çevrilmesi. Tamamiyle spontan gerşek-leşmesi. Asistan temsilcilerine ve asistanhekimlerin özlük haklarına baskıların iyicearttığı bir dönemde ortayaçıkması. Ülke genelinde dahabaskıcı bir dönemde ortayaçıkması. Torba Yasa öncesiçıkmış olması. Diğer illerdedomino etkisi oluşturması.Sonrasında Behçet UZG(ö)REVİ, Celal Bayar’danADÜ’ye destek ve basın açık-laması. Korku barikatlarınınyıkılmış olması. Örgüt bilincioluşması. Meslek odamıza vesendikaya daha olumlu yak-laşımlar. Şöyle söylemler oldumesela: “Hastaneden daha

farklı bir dünya varmış”, “İyi ama bunlarsiyasi değilmiş”, “Bundan sonra her eylemdebende varım”, “Öyle başa böyle tarak”, “İyiki varsınız Süpermen’e gerek yokmuş”,“Dört günde yasa manyağı oldum”, “Birdaha TUS’a Ankara Hukuku yazacağım”,“Tabip Odası Piyango bileti bile aldı dahaneyleyim”, “Sonucu bilmem ama bu süreçleyeni bir kız arkadaşım oldu”.

Olumsuz yönlerini ise şöyle sıralayabilirim:İlk etapta oda ve sendika desteğine dirençolması, organizasyon sıkıntısı, görev pay-laşımında sıkıntı, Muhbir anksiyetesi, AnaBilim Dalı başkanlarının tehdidi, süreceBaşhekimliğin, Dekanlığın, Rektörlüğünbaskı yöntemleri ile karşılık vermesi. (Diğerhastanelere asistan hekimlere rapor vermeyin,G(ö)REVE katılanlara tutanak tutun. Öğretimgörevlilerini polikliniklerde çalışmaya zor-lama. Asistan hekim temsilcisi haricindegörüşme kabul etme. Geniş ve ortak kararolmadan sürecin başlaması. Kısa vadede anikazanımların olmamasından doğan demoti-vasyon. Bölge asistan temsilcileri ile ortakkarar alınmasından önce sürecin başlaması.Olayın lokal gerekçelerle lokal nedenlereindirilmeye çalışılması, sadece para pazarlığıyapılması, büyük ve yandaş medyada Tür-kiye’nin en büyük asistan hekim eylemininyeterince yer almaması, eylemin sadece asis-tan hekimler boyutunda olması, öğretim gö-revlilerinin pasif destek vermesi, diğer sağlıkçalışanlarının bu sürece dahil olmaması.

- Talepleriniz büyük oranda karşılandıve G(ö)REV etkinliğine bu nedenle şimdiliksonlandırdınız. Sorunlarınıza ve taleple-rinize ilişkin nasıl bir mücadele hattı oluş-turdunuz? Bundan sonra neler yapacak-sınız?

Biz süreci sonlandırmadık, erteledik. Er-telerken bile basın açıklaması yaptık. 17 ki-şilik bir görev komitesi oluşturduk. Bundansonra gelişecek her süreç bu arkadaşlar üze-rinden ve yeni katılacaklar üzerinden yürü-yecek. Taleplerimiz elli yıllık sorunlar, onyıllık sorunlar bir de daha kısa süreli olansorunlar üzerindendi. Hal böyle olunca bizde kısa, orta ve uzun dönemli adımlar at-malıyız. Daha şimdiden eğitimle ilgili ta-leplerimiz ADÜSEM kapsamında onaylandı,meyve vermeye başladı. Biz diğer talepleri-mizi tekrar tekrar sorgulayıp idareci mes-lektaşlarımızla aldığımız yolu arşınlayacağız.Tekrar kısır döngüye girmek istemiyoruz.Onların da aynı şeyi düşündüğünü sanıyorum.Saygınlığımıza, kimliğimize, mesleki onu-rumuza gölge düşürmeden sürecimizin is-tediği taleplerin hayata geçişini takip edeceğiz. ‘

“Nereye sığdırırsınız 150hastaya bakılan bir polikliniktekisağlık hizmetinin kalitesini! Neolursa olsun sınırsızca hastabakılması için randevu birimineemir veren idare, medikalkaliteyle zerre kadarilgilenmiyor. Bu yükün altındanasıl ezildiğimizi ve halkımızayeterli, nitelikli hizmetveremediğimizi anlamakistemiyor.”

‘“Ağır çalışma koşulları ve yıllıkizinlerimizin verilmeyişi adetakaderimizmiş gibi. Aylıkmesaisine 420 saat çalışmatemposuyla başlayan arkadaşlarvar. Bu aklın durduğu andır.”

Page 12: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Ocak 2014

12

-Bu söyleşide, Türk TabipleriBirliği Uzmanlık Dernekleri Eş-güdüm Kurulu’nu (TTB-UDEK)bir "sivil oluşum" olarak ele alalım,biraz daha kişisel yorumlara yö-nelelim istedik. TTB-UDEK,TTB'nin ihtiyaç olarak tanımladığı,ihtiyaç üzerinden karar vererekkurduğu bir yapı. TTB-UDEK heranlamda sivil bir yapı. İçerisindeçok sayıda farklı disiplinlerdenfarklı kurumsal gelişmişlik düze-yinde uzmanlık derneklerini içerenbir oluşum. Yıllar içerisinde geliş-tirdiği bir mevzuatı, iç hukuku ol-duğunu biliyoruz. Sıklıkla verilenİngiltere örneği vardır, anayasasıyok diye. TTB-UDEK, bu kadarayrı uzmanlık derneğini bir aradatutan yazılı kurallar bütünü müyoksa tıp ortamına yönelik olumlukatkı yapma değerleri mi? Yaniişler nasıl yürüyor?

Aslında her ikisi de diyebiliriz.Yazılı kuralları da var elbette. Ancak,bu yazılı kuralların temel aldığı de-ğerler mevcut. Bu değerler de aslındaİyi Hekimlik değerleri. Dolayısıyla,günün, güncelin gereksinimlerinegöre yazılı kurallar da değişebil-mekte. Bu değişimler de TTB-UDEK’in en üst karar organı olanGenel Kurul toplantılarında olmak-tadır. Daha sonra da TTB BüyükKongreleri. Buralarda gereksinimduyulan değişimlerin karara bağ-lanması, onaylanması gerekli. Ben,6 yıllık çalışmalarımdan gözlediğimkadarıyla, alınan kararlar, oluşturulankurallar hiç değerlerin önüne geç-medi. Zaten, TTB geleneğinde he-kimlik değerlerinin gözetilmesinedair büyük bir özen ve birikim var.

-Hep denir; "Türkiye'de yasaönemlidir, devlet hiyerarşisi önem-lidir, sivil bir gelenek yoktur, SağlıkBakanlığı demezse olmaz". OysaTTB-UDEK, Türkiye tıp ve he-kimlik ortamının öznelerinin "ken-di kendine", başka bir otorite de-meden, alanlarına sahip çıkma,"otorite biziz deme" çabası. Bu nekadar mümkün?

TTB-UDEK Kuruluşu ve ÇalışmaUsulleri Hakkındaki Yönetmeliği1

gereği dernekler, TTB-UDEK çatı-sında Asil ve Gözlemci Üyelik gibiiki şekilde üyeliklerini sürdürebil-mektedirler. Asil ya da gözlemci

üyelik ölçütlerine ba-kıldığında, TTB-UDEK’in hekimle-rin, uzman hekim-

lerin öncelikle uzmanlık eğitimistandartları gibi çok temel bir amaçiçin değerli bir zemin olduğunusöylemek yerinde olur. Buna ekolarak, özlük hakları, ülkemizdesağlık ortamını bozan, bozma po-tansiyeli olan her konuda mücadeleedebilmek yine TTB-UDEK’in ça-lışma başlıkları arasında doğallıklayer almaktadır. TTB-UDEK, ger-çekten de sizin de çok güzel ifadeettiğiniz gibi derneklerin kendi kim-liklerini koruyarak, birikimlerini vedeğerlerini koşulsuz bir biçimde or-tak hekimlik “havuzuna” aktardıklarıbir zemin. Çalışmalarım sırasındabuna dair pek çok örneğin olduğunugördüm.

-TTB-UDEK 1990'lı yılların ba-şında kuruldu, neredeyse çeyrekasıra ulaşacak ömrü. Siz bu sürecinson dörtte birinin doğrudan için-desiniz. Kuşkusuz kurumsal ömür-ler insan yaşamıyla koşut değildirama yine de benzeterek soralım.Ne dersiniz UDEK emekleme, ço-cukluk, gençlik yıllarında mı yoksaartık olgunluk döneminde mi?

Evet, TTB-UDEK 1994 yılındakuruldu. Bu yıl, kuruluşunun 20.yılı. Nereden baktığımıza göre de-ğişen bir yelpazede, TTB-UDEK’inçok uzun ya da çok kısa bir geçmişiolduğunu söyleyebiliriz. TTB-UDEK’in farklı işlev ve sorumlu-luklarını düşündüğümüzde, bu so-runuza, TTB-UDEK kimi açılardanolgunluk, ama kimi açılardan daemekleme, çocukluk ya da gençlikdönemleri yaşıyor diyebiliriz. Yanıtınçeşitliliği aslında sağlık ortamının,uzmanlık eğitimi ile ilgili konularındinamik gereksinimlerinden kay-naklanmaktadır. Ancak, TTB-UDEK çalışmaları kapsamında ol-gunluk dönemini yaşayan pek çokbaşlık var. Örneğin, Yeterlilik Kuruluçalışmaları.. Bugün Yeterlik Kuruluçalışmaları ülkemiz, hatta Avrupaiçin öncü çalışmalar olmuştur/ol-maktadır.

-“Şunu yapsaydım/yapsaydık çokiyi olurdu bu dönemde” dediğinizama yapamadığınız ve ”şunu iyiki yaptık” dediğiniz birer örnekverebilir misiniz?

Altı yıllık çalışma dönemimdeüç farklı Yürütme Kurulu ile çalış-tım. Yürütme Kurulları’nda hepsibirbirinden değerli, birikimli Başkanve üyeler vardı. Ülkemiz sağlık or-tamı için çok önemli iki hekim kim-

liğinin başkanlığında görev yaptım:Prof. Dr. Raşit Tükel (2007-2009)ve Prof. Dr. İskender Sayek (2009-2013). Genel Sekreterlik görevim2009-2013 yılları arasında oldu. İs-kender hocam, zaten “hocaların ho-cası”. Öğrenciliğim, asistanlığımve öğretim üyeliğim sürecinde Ha-cettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nede dayanan gerçek bir öğretmen-öğrenci iletişimimiz var.

Bütün çalışma dönemlerinde, tıpkıTTB-UDEK geçmişiyle uyumluolarak, yapabildiklerimiz ortak eme-ğimizin ürünleri oldu. Yapabildik-lerimiz TTB-UDEK web sayfasında,Genel Kurul sunularında yer al-maktadır.2 Bu dokumanlar arşivkayıtlarımızda da var. Yapamadık-larımızın da benzer değerlere sahipsonraki Yürütme Kurulu dönemle-rine aktarıldığını da memnuniyetleifade edebilirim. Yapamadıklarımızadair, daha doğrusu geleceğe dairbeklentilerimi kısa başlıklar olarakpaylaşabilirim:

• Derneklerle kurulan iletişimingelecekte daha da güçlenmesi.

• Yeterlik Kurullarını kur(a)mamışolan uzmanlık derneklerinin bu sü-reci tamamlayabilmelerine yönelikTTB-UDEK’in daha aktif katkı su-nabilmesi.

• Başlatılmış olan, derneklerinyönetim kurulları ile ortak toplan-tıların sürdürülmesi.

• Her dernek ile işbirliği yapılacakkonuların daha somut olarak çalı-şılabilmesi.

• Derneklerin bilimsel çalışma-larını ve birikimlerini yansıtabile-cekleri uluslararası bilimsel bir dergiçalışmasının TTB-UDEK desteği

ile TTB çatısında başlatılabilmesi.• Çok farklı alanlarda kurulmuş

olan TTB-UDEK Çalışma Grupla-rının daha aktif olabilmeleri.

• TTB’nin gereksinim duyduğusağlık ortamına ilişkin bilimsel ra-porların daha sürekli ve sistematikbir şekilde derneklerin katkılarıylahazırlanabilmesi.

-Kesintisiz 6 yıl TTB-UDEK Yü-rütme Kurulu'nda yer aldınız,önemli bir kısmında da Genel Se-kreter olarak. Sorumluluğu kadariş yoğunluğu da çok olan bir po-zisyon. Sizle ilgili ortak kanaat-lerden birisi her işe yetiştiğiniz.Biliyoruz ki siz aynı zamanda aktifakademik yaşantısı da olan bir öğ-retim üyesisiniz. Samimiyetle so-ruyoruz "nasıl yetişeceğim, yeti-şemiyorum, yetişemeyeceğim" kay-gısı hiç duymadınız mı?

Aslında hep duyuyorum. Her günbir sonraki güne ilişkin iş listemigözden geçirdiğimde, “nasıl yapa-cağım” sorusu aklımda hep var. So-ruya yanıt ararken de genelliklegüne çok erken saatlerde başladığımıve günlük çalışma rutini içinde işlistemi gözden geçirerek güne dairbir öncelik sıralaması yaptığımıpaylaşayım. Bu dinamik içerisinde,sizin söylediğiniz gibi bütün işlere“yetişme” konusundaki başarımadair çok zaman kaygım oluyor.Ama yine de güzel ve benim içindeğerli görüşleriniz için çok teşek-kürler!

TTB-UDEK ve TTB çalışmalarıbenim gibi buralarda çalışan herkesiçin bir okul niteliğinde. Kendi uz-manlık derneğim olan Halk SağlığıUzmanları Derneği (HASUDER)

web ortamı için paylaştığım bir gö-rüşümü burada da paylaşmaktanmutluluk duyuyorum: TTB/TTB-UDEK okulundan mezun da olun-muyor! Zaten, mezun olmak da is-temiyorsunuz! Öğretilerle dolu yıllarbu sayede kolaylıkla ilerliyor/geçi-yor. Öğrenmelerin yanı sıra güçlüdostluklar, insan ilişkilerinde güvengibi insanca duyguları da buralardageliştiriyoruz. Öğrendiklerimizi, bi-riktirdiklerimizi KOLLEKTİF BİRÇABA/EMEK İLE KOLLEKTİF“ÜRÜNLERE” DÖNÜŞTÜRMEsüreci sanırım işleri yetiştirme nok-tasında oldukça kolaylaştırıcı vegüdüleyici…

-Klasik olacak ama "sizden sonragörevi alanlara" ne/neler önerir-siniz?

TTB-UDEK Yürütme Kuruluüyeliği özveri isteyen bir görev as-lında. İş yükü de çok fazla. Dolayı-sıyla, sistemli, sürekli ve eşgüdümiçinde sürdürülen bir çalışma öne-ririm. Yürütme Kurulu üyelerininen baştan netleştirdikleri görevleri,görev tanımları, süreçte TTB-UDEKortamına çok olumlu yansıyacaktır.TTB Merkez Konsey ilişkisinin veiletişiminin de çok güçlü olmasıişleri kolaylaştırıyor. Tabii, TTBHukuk Bürosu işbirliği ve eşgüdümüde unutulmaması gereken önemli,ama çok değer verilmesi gerekenbir ayrıntı.

Aslında bu dileklerimin gerçek-leşmesine dair en ufak bir şüphemde yok! Yeni (2013-2015 Dönemi)Yürütme Kurulu üyelerimiz son de-rece birikimli, deneyimli, özverilive başarılı meslektaşlarımız. Bu ve-sileyle, onlara da buradan, bu söyleşiaracılığı ile bir kez daha başarılardilemek istiyorum.

Son olarak, bu süreçte görev alanherkese ülkemiz sağlık ortamınaverdikleri katkılardan dolayı sonsuzteşekkürler.

Sizlere de bu söyleşi için teşekküretmek istiyorum. Profesyonelce vedüşünerek hazırlanmış olan soru-larınızla kurgulanmış bu söyleşi,çalışma dönemimi bir kez daha göz-den geçirmeme, eksikliklerimi vegeleceğe dair yapabileceklerimi dü-şünmemi sağladı.

Okuyucularımıza not: TTB-UDEK çalışmalarınıhttp://www.ttb.org.tr/udek/ adre-sinden takip edebilirsiniz.

Dip notlar:http://www.ttb.org.tr/udek/index.php?

option=com_content&view=article&id=427:yonetmelik&catid=72:ymelik&Ite-mid=175

http://www.ttb.org.tr/udek/index.php?option=com_content&view=category&id=32&Itemid=82

Tıp Dünyası HABER MERKEZİ

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan,TTB-UDEK'de yürüttüğü çalışmaları nedeniyle Prof. Dr.

Dilek Aslan'a teşekkür plaketi verirken.

Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB-UDEK) 34. Olağan Genel Kurulu 21 Aralık2013 tarihinde Ankara’da yapıldı ve yapılan seçimlerle yeni Yürütme Kurulu üyeleri belirlendi. TTB-

UDEK’de bir önceki dönem Genel Sekreterlik görevini yürüten Prof. Dr. Dilek Aslan’la TTB-UDEKfaaliyetleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

“TTB-UDEK okulundan mezun olunmuyor!Zaten, mezun olmak da istemiyorsunuz!”

Page 13: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

Ocak 201413

Sağlık alanı yolsuzlukta neredeyse başı çekiyor!

Türkiye 17 Aralık 2013tarihinde,İçişleri Bakanı Muammer Güler,Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayanve Çevre ve Şehircilik Bakanı Er-doğan Bayraktar'ın oğlu ile arala-rında iş adamları, bürokratlar, bankamüdürlerinin de olduğu çok sayıdakişinin "yolsuzluk ve rüşvet ope-rasyonu" kapsamında gözaltına alın-ması ve gözaltına alınanların evindeyapılan aramalarda para sayma ma-kineleri ile ayakkabı kutuları içeri-sinde milyonlarca dolar bulunma-sıyla sarsılırken bir skandal da Sağ-lık Bakanlığı’nda yaşandı.

4 bin tane 112 acil servis binasınınyapılmasıyla ilgili müteahhitlerindolandırılması sağlık gündeminebomba gibi düştü. Sağlık Bakanlı-ğı’nda 112 Acil Servis İstasyonla-rı’na ilişkin “rüşvet” skandalınınpatlamasının ardından, skandalaadı karışan Sağlık Bakanlığı Müs-teşar Yardımcısı Muhammed Mısıristifa etti. Rüşvet skandalına Baş-bakan Recep Tayyip Erdoğan'ınDanışmanı Yalçın Akdoğan'ın eniş-tesi Oktay Ferşat ve Spor BakanıSuat Kılıç'ın kayınpederi Ali Yük-sel'in de adı karıştı.

Konuya ilişkin Sözcü gazetesindeyer alan habere göre, Bakan Kılıç’ınkayınpederi ve bir dönem BaşbakanTayyip Erdoğan’ın da danışmanlı-ğını yapan Ali Yüksel ile halen Er-doğan’ın siyasi başdanışmanı AKPMilletvekili Yalçın Akdoğan’ın eniş-tesi Oktay Ferşat, Ferşat Group adıaltında bir yapılanma ile ülke ça-pında 4 bin adet 112 Acil Servisİstasyonu kuracaklarını ilan ettiler.Aynı iddiaya göre, Yüksel ile Ferşat,Sağlık Bakanlığı ile anlaşma ön-gören sahte bir protokol hazırlaya-rak, 150 kadar müteahhit ile söz-leşme imzaladılar. Müteahhitler dearacılara komisyon ödedi. YapılacakAcil Servis İstasyonları’nın her biriiçin de komisyon ödenmesi konu-sunda anlaşıldı. İşin her aşamasındada Yalçın Akdoğan ve Suat Kılıç’ınadlarının kullanıldığı ileri sürüldü.

Yalçın Akdoğan, eniştesi Oktay

Ferşat’ın kendi adını kullanarakmüteahhitlerden komisyon aldığınıöğrenince hemen harekete geçti.Akdoğan geçtiğimiz aylarda sav-cılığa dilekçe ile başvurarak eniştesiFerşat hakkında suç duyurusundabulunduğunu açıkladı.

Şehir hastaneleriihalelerinde soruişaretleri…

112 acil servis istasyonlarınınyapımı ile gündeme gelen SağlıkBakanlığı’nda rüşvet skandalınınortaya çıkması gözleri bir kez dahasağlık sisteminde yaşanan yolsuz-luklara çevirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü veri-lerine göre, 2012’de en çok yol-suzluk yapılan alan sıralamasındasağlık alanını ikinci sırada yer alı-yor.

Öte yandan, yolsuzluk ve rüşvetiddialarına ilişkin haberlerde sonolarak “2. Dalga” diye adlandırılanbir gözaltı listesi basına yansıdı.Bu listede yer alan isimlerden biride İbrahim Çeçen. Kendisi IC İçtaşİnşaat şirketinin sahibi. Başbakan’ın“10 yıllık hayalim” dediği şehirhastanesi ihalelerinden Bilkent iha-lesini alan iş ortaklığı da IC İçtaşİnşaat San.Tic. A.Ş. - Dia HoldingFzco İş Ortaklığı.

Yine Mersin Entegre Sağlık Kam-püsü Yapım İşleri ile Ürün ve Hiz-metlerin Temin Edilmesi İşi’ndede asıl teklifi bu şirket verdi, ancakdaha sonra ihalede teklif bile ver-meyen Dia Holding Fzco – TechintCompagnia Tecnica İnternazionaleS.P.A İş Ortaklığı ihaleyi kazandı.

Yanıt bekleyensorular

-İbrahim Çeçen’e ait şirketlereel konuldu mu? Konulduysa bu ikişehir hastanesi de bunlara dahilmi?

-Ankara-Etlik, Ankara-Bilkentihalelerine ilişkin yürütmeyi dur-durma kararı olmasına karşın temelatma töreni yapılmasının nedenineydi?

-Elazığ, Manisa ihalelerinde önyeterlik almayan Medical Park fir-ması ihalelere nasıl dahil edildi?

-Mersin ihalesinin hiçbir aşama-sında bulunmayan DİA FZCO şir-keti ihaleye hangi aşamada dahiloldu?

-Adana ve 8 ilde yapılacak FizikTedavi Rehabilitasyon-Psikiyatri-Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatrihastanesi ihalelerine ön yeterlik al-mayan Rönesans Holding A.Ş.- Rö-nesans Medikal Yatırımları A.Ş. -Şam Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd.

Şirketleri nasıl dahil oldu? -Gaziantep ihalesini alan iş or-

taklığı içinde yer alan Kayı İnş.San. ve Tic. A.Ş. - Salini S.P.A. -Simed International B.V. şirketleriön yeterlik almadan ihaleye hangiaşamada ve nasıl dahil oldu?

-İzmir ve Kocaeli ihalelerini alaniş ortaklıklarına ön yeterlik almayanGama İnşaat şirketi hangi aşamada,nasıl dahil oldu?

-Yozgat ihalesini alan şirketlereön yeterlik almayan Medical Parkşirketi nasıl dahi oldu ve nasıl ay-rıldı? İhaleye daha sonra katılanRönesans Holding-Rönesans Me-dikal-Şam Yapı şirketleri ön yeterlikalmadan nasıl dahil oldu ve ihaledenaltı ay sonra kurulan şirket hangimesleki ve teknik yeterliliğe sa-hip?

112 acil servis istasyonlarının yapımı ile gündeme gelen Sağlık Bakanlığı’nda rüşvet skandalının ortaya çıkması gözleri bir kez daha sağlıksisteminde yaşanan yolsuzluklara çevirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2012’de en çok yolsuzluk yapılan alan sıralamasındasağlık alanını ikinci sırada yer alıyor. Öte yandan, yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin haberlerde son olarak “2. Dalga” diye adlandırılanbir gözaltı listesi basına yansıdı. Bu listede yer alan isimlerden biri de Başbakan’ın “10 yıllık hayalim” dediği şehir hastanesi ihalelerindenBilkent ihalesini alan IC İçtaş İnşaat şirketinin sahibi İbrahim Çeçen.

Buzdağının görünmeyenkısmında neler oluyor?

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

112 Acil Servis skandalına adıkarışan Muhammed Mısır, önceaçıktan atamayla İstanbul Büyük-şehir Belediyesi’ne bağlı SağlıkA.Ş.’de genel müdür yapılmış,daha sonra da Sağlık Bakanlı-ğı’ndaki üst düzey bürokratlarındeğişimi sırasında Yatırım İşle-rinden Sorumlu Müsteşar Yardım-cısı olarak görevlendirilmişti.

Açıklanması gereken sorular:

-Muhammed Mısır, Yatırım Mo-delleri Daire Başkanlığı görevinehangi tarihte getirilmiştir? İstanbul

Büyükşehir Belediye Başkanlı-ğı’ndan Sağlık Bakanlığı bünye-sine hangi tarihte hangi gerekçeile geçmiş ve müsteşar yardımcısıolmuştur?

-Sağlık Yatırımları Genel Mü-dürü Serdar Taflan’ın istifasınınardından yerine kimin atandığıaçıklanmadı. Şu anda Genel Müdürkimdir?

-2007 yılında seçimler öncesison TBMM oturumunda kurul-masına ilişkin düzenleme yapılanKamu Özel Ortaklığı Daire Baş-kanlığı görevini kurulduğu tarihten

itibaren yürüten Abdulvahap Yıl-maz hangi tarihte görevini bırak-mıştır? Abdulvahap Yılmaz’ın ön-ceki görev yeri, eğitimi ve dene-yimi nedir?

Bu göreve İbrahim Kanber 11Temmuz 2013 ‘te atanmıştır. Ken-disi daha önce aynı yerde ihalekomisyonu yedek üyesidir. İbrahimKanber daha önce ihale komisyonuüyesi olduğu ihaleleri “uygun bu-lacak” merci olarak nasıl çalışa-caktır? 6428 Sayılı Yasa ve Kamuİhale Yasası ile 5018 Sayılı Yasabuna uygun mudur?

Şu anda Kamu Özel OrtaklığıDaire Başkan Vekili sıfatına sahipolan Züfer Arslan hangi tarihteSağlık Bakanlığı’na atandı? Bukişi daha önce Boren YönetimKurulu’nda Enerji ve Tabii Kay-naklar Bakanlığı temsilcisi sıfatıylabulunan kişi midir? Bu kişi bironkoloji hastanesinde fizik mü-hendisi (radyoloji teknisyeni) ola-rak çalışmış ve buradaki deneyiminedeniyle bor madenlerine ilişkinenstitüde görevlendirilmiş kişi mi-dir?

Kim, Kiminle, Nerede, Ne Yapıyor?

Mersin Milletvekili Aytuğ Atı-cı, yolsuzluk iddiaları hakkındaTBMM Başkanlığı’na AraştırmaÖnergesi verdi. Önergede, “Tür-kiye’nin, 2013 Yolsuzluk AlgıEndeksinde 177 ülke arasından50 puanla 53′üncü sırada bulun-ması yolsuzlukların ne kadar ge-nişlediğini ve nerelerden tespitedilebildiğini göstermektedir.Hem Emniyet Genel Müdürlüğüraporları hem de basında giderekartan sağlıkta yolsuzluk haberleri,konunun Türkiye Büyük MilletMeclisi’nce araştırılmasının ge-rekli olduğunu göstermektedir.

Bu gerekçelerle Anayasa’nın 98ve İçtüzüğün 104 ve 105’incimaddeleri gereğince Meclis Araş-tırması açılmasını teklif ederiz.”denildi. Önergede, “Sağlık Ba-kanlığı’nın kiraladığı binalar,hastaneler ve yapımına başlanan‘şehir hastanelerindeki’ şeffaf ol-mayan yöntemler konunun bo-yutunu giderek içinden çıkılamazbir hale getirmektedir.” denilerek,AKP hükümetleri dönemindesağlık sisteminde yolsuzluğunboyutlarının giderek artığına işa-ret edildi.

Yolsuzluklarla ilgili TBMM’yearaştırma önergesi verildi

Page 14: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

14Ocak 2014

-Toplum sağlığında yerel yönetimlerinrolü nedir, ne olmalıdır?

Sağlık bilindiği gibi, yalnızca hastalık vesakatlığın olmaması değil; aynı zamandabedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam biriyilik halidir. Bir toplumun sağlık durumunuetkileyen en önemli etmenler eğitim, istihdamve çalışılan iş, gelir, barınma, beslenme, ya-şam biçimi, toplumsal cinsiyet, çevre vesosyo-ekonomik durum gibi sağlığın sosyalbelirleyicileridir.

Yerel yönetimlerin, sağlığın sosyal belir-leyicileri açısından önemli rolleri olabilir.Bu bağlamda öne çıkan hizmetler eğitim vesağlık hizmetlerine erişebilirlik, kendi örgütselyapısı içerisinde adil istihdam, çalışan sağlığıve güvenliği, toplum beslenmesi, toplumsalcinsiyet açısından kadınlara yaşamın heralanında destek, ana-çocuk sağlığı, üremesağlığı, sağlık eğitimi, çevrenin olumsuz et-kilerinin önlenmesi (hava kirliliğinin ön-lenmesi, su kirliliğinin önlenmesi, toprakkirliliğinin önlenmesi, gürültü kirliliğininönlenmesi, elektromanyetik alan kirliliğininönlenmesi, gıda güvenliği vb.) ve eşitsiz-liklerin azaltılmasına yönelik, engelliler,yaşlılar vb. gruplara yönelik toplumsal da-yanışma programları olmalıdır. Yerel yöne-timler bu alanlarda hem sorunun ölçülmesi,değerlendirilmesi ve farkındalık yaratılması,hem de önlemler alınması ve çözüm üretil-mesi ile etkin bir kamusal denetim uygu-lanması gibi işlevler üslenebilirler.

-Siyasi partilerin sağlık konusundakipolitikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?Siyasi partiler ya da yerel yönetimler, hiz-metlerinde sağlığı önceliyor mu?

Çok sayıda siyasi parti olduğu için, busoruya bütün siyasi partileri kapsayacak bi-çimde genel bir yanıt vermek olanaklı değil.Ancak ana akım (İktidar ve ana muhalefet)

partiler açısından bakıldığında; her iki partininde sağlıkta yaşanan eşitsizlikleri azaltacakeşitlikçi bir sağlık politikasına sahip olma-dığını görmek olanaklı.

İktidar partisinin 2003 yılından bu yanauyguladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”ile sağlık alanını ticarileştirdiğini ve neredeysebütünüyle piyasa koşullarına terk ettiğini;devletin fiilen sağlık hizmeti sunumundanel çektirilmeye çalışıldığını ve bütün bunlarınolumsuz sonuçlarını hep birlikte gözlüyoruz.

Ana muhalefet partisinin ise iktidar olmasıhalinde sağlık alanında nasıl bir değişimgerçekleştirmeyi planladığı açık değildir.Parti programı bir yandan Sağlıkta DönüşümProgramı ile büyük benzerlik göstermekte,sözgelimi GSS ve tamamlayıcı sağlık sigortasıve özel sektörden hizmet alımı benimsen-mekte; diğer yandan da Sağlıkta DönüşümProgramı hiç yürürlüğe girmemiş gibi sağlıkocaklarının güçlendirilmesi gibi bugün artıksöz konusu olmayan yaklaşımlardan sözedilmektedir.

Ülkemizde hem ana akım siyasi partilerin,hem de yerel yönetimlerin genel olaraksağlığı önceleyen politikalara sahip olma-dıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sağlıktayaşanan eşitsizleri azaltmaya, yok etmeyeodaklanmış bir politik tutumun benimsen-diğini söylemek olanaklı değil.

Aslında bu durum ülkemize özgü bir yak-laşım da değil; pek çok ülkede sağlığı önce-leyen politikaların ne merkezi, ne de yereldüzeyde öncelik olarak benimsenmediğinigörüyoruz. Bu nedenle sağlık hakkı savu-nucuları “Bütün politikalarda sağlık” adıylabir hareket başlattılar ve ülkemizde de buhareket Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye

Sağlıklı Kentler Birliği aracılığıyla konu-şulmaya başlandı. Ancak eşitsizliklere yolaçan kök nedeni yok sayarak yürütülen tar-tışmaların ve hayata geçirilen eylemlerineşitsizlikleri yok etmesini beklemek ger-çekçi değil.

Bugünün kapitalistüretim ilişkileri için-de eşitsizlik sınıf-sal bir sorundurve sınıflar orta-dan kaldırılma-dıkça, şiddetiazaltılabilse de,eşitsizliklerinyok edilmesi söz konusu olamaz. İşte tambu noktada eşitsizlikle savaşım konusundasınıfsız/sömürüsüz bir toplum arayışının ay-rıntılı olarak ele alınması ve tartışılması ge-rekir.

-Yerel yönetimlerin toplum sağlığınayönelik hizmetlerinde yaşanan sıkıntılarnelerdir?

En önemli sıkıntı yerel yönetimler sözkonusu olduğunda “Toplum sağlığına yönelikhizmetler” biçiminde bir tanımlama yapıla-mamasıdır. 5393 Sayılı Belediye Kanunu’ndabelediyelerin görevleri arasında kapsamlıbir toplum sağlığı görevi tanımlanmamıştır.Yasaya göre su ve kanalizasyon, çevre veçevre sağlığı, temizlik ve katı atık, acilyardım, kurtarma ve ambulans ile defin vemezarlıklar belediyelerin görevleri arasındayer almakta; belediyelere sağlıkla ilgili hertürlü tesisi açma ve işletme yetkisi veril-mektedir.

Ancak ilk soruda değerlendirmeye çalış-tığımız sağlığın sosyal belirleyicileri ile ilgilidoğrudan ve kapsamlı bir görev ve sorum-luluk tanımının yapılmadığı açıkça görül-mektedir. Bu nedenle belediyelerin toplumsağlığı hizmetleri benzerlik göstermemekte,belediye başkanının mesleğinden, mensubuolduğu siyasi partiden, kendisinin deneyimive politik tutumundan ileri derecede etki-lenmektedir.

-Siyasi partilerden sağlık ve sosyal gü-venlik alanlarına ilişkin, aynı zamandabirer seçmen, hekim ve hekim örgütleriolarak beklentileriniz nelerdir?

Sorun hakça paylaşım sorunudur. Küreselkapitalizm zenginin daha zengin, yoksulunise daha yoksul olduğu bir sistemi bize da-yatıyor. Bölüşümün hakça olabilmesi bu-günkü ana akım siyasi partiler ile gerçek-leştirilemez. Bu nedenle asıl yapılması ge-reken iş, toplumun ana akım siyasi partileryerine bölüşümü hakça yapabilecek partileridesteklemesinin sağlanmasıdır. Bu nedenle

bir seçmen olarak kısa erimde gerek yerelde,gerekse merkezi olarak seçimlerde ana akımsiyasi partilerden bir beklentim yok.

Hekim olarak siyasi partilerden beklentim,şiddetin hüküm sürmediği bir çalışma ortamıiçin ivedi olarak önlemlerin alınmasıdır. Bu-nun için ilk yapılması gereken işler sağlıkçalışanlarının değersizleştirilmesi yaklaşım-larından vaz geçilmesi, toplumun sağlık hiz-metleri ile ilgili gerçeklerle örtüşmeyen bek-lentilere sürüklenmemesi ve sağlık kuru-luşlarının tıbbın evrensel ilkelerine göre ça-lışmasının sağlanmasıdır.

Hekim örgütü yöneticisi olarak temel bek-lentim, hekim olarak dile getirdiğim bek-lentilerimizin hayata geçirilmesi için yasaldüzenlemeler yapılması ve etkin bir kamusaldenetimin gerçekleştirilmesidir.

-Son olarak eklemek istedikleriniz ne-lerdir?

Yerel yönetimlerin sağlık alanındaki enönemli işlevi sağlıkta yaşanan eşitsizliklerinazaltılması olmalıdır. Eşitsizliklerle savaşımınilk adımlarından birisi eşitsizliklerin görünürkılınması ve toplumun geniş kesimlerinineşitsizliklerle ilgili farkındalıklarının artı-rılmasıdır. Bu nedenle toplumcu belediyelereçok gereksinimimiz var; umarım önümüzdekiyerel seçimlerde toplumcu başkan adaylarıseçilir ve eşitsizliklerle savaşım açısındanönemli kazanımlar elde edilebilir.

Jülide KayaTıp Dünyası

‘“Ülkemizde hem ana akım

siyasi partilerin, hem de yerelyönetimlerin genel olaraksağlığı önceleyen politikalarasahip olmadıklarını rahatlıklasöyleyebiliriz. Sağlıkta yaşananeşitsizleri azaltmaya, yok etmeyeodaklanmış bir politik tutumunbenimsendiğini söylemekolanaklı değil.”

‘“Hekim olarak siyasipartilerden beklentim, şiddetinhüküm sürmediği bir çalışmaortamı için ivedi olarakönlemlerin alınmasıdır. Bununiçin ilk yapılması gereken işlersağlık çalışanlarınındeğersizleştirilmesiyaklaşımlarından vaz geçilmesi,toplumun sağlık hizmetleri ileilgili gerçeklerle örtüşmeyenbeklentilere sürüklenmemesi vesağlık kuruluşlarının tıbbınevrensel ilkelerine göreçalışmasının sağlanmasıdır.” ‘

“Yerel yönetimlerin sağlıkalanındaki en önemli işlevisağlıkta yaşanan eşitsizliklerinazaltılması olmalıdır.Eşitsizliklerle savaşımın ilkadımlarından birisieşitsizliklerin görünür kılınmasıve toplumun geniş kesimlerinineşitsizliklerle ilgilifarkındalıklarınınartırılmasıdır.”

“Yerel yönetimler sağlıktayaşanan eşitsizlikleri azaltmalıdır”

Prof. Dr. Kayıhan Pala

Yerel seçimler yaklaşıyor. 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak seçimlerle yerel yönetimlerbelirlenecek. Bursa Tabip Odası Başkanı, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AnaBilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala “Yerel Yönetimler ve Sağlık” konusu üzerinesorularımızı yanıtladı.

Page 15: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

15Ocak 2014

Birinci basamaktan ve koruyucu sağlık hiz-metlerinden sorumlu Türkiye Halk Sağlığı Ku-rumu Başkan vekili Dr. Mehmet Ali TORU-NOĞLU imzası ile yayımlanan ‘’Analık’’ konuluyazıda özetle; analık hali/gebelik nedeniyle su-nulan sağlık hizmetlerinden katılım payı veilave ücret alınacağı bildirilmektedir.

Toplumun sağlıkta ayrıcalıklı, riskli ve önceliklibir kesimini oluşturan anne, gebe, loğusa, bebekve çocuklara yönelik ana-çocuk sağlığı hizmet-lerini sunmak ve bunu koruyucu sağlık hizmetleriilkelerine uygun şekilde gerçekleştirmek TürkiyeHalk Sağlığı Kurumunun görevidir.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu; analıkhalini yani ana-çocuk sağlığı hizmetleriniartık koruyucu sağlık hizmetlerinden say-mamakta mıdır?

5510 sayılı Kanun’a göre “Gebeliğin başladığıtarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekizhaftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalıksüre, analık hali olarak kabul edilmektedir”.Kanuna göre, birinci basamak sağlık hizmetisunucularında yapılan hekim muayenesindenve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerindenkatılım payı alınmamaktadır. Katılım payı veilave ücret alınması / alınmaması uygulamaları5510 sayılı Kanun ve Sağlık Uygulama Tebli-ği’nin ilgili maddelerinde belirtilmektedir.Katılım paylarının ödenme ve uygulanmasınailişkin usulü belirlemeye ise Türkiye HalkSağlığı Kurumu değil, Sosyal Güvenlik Kurumuyetkilidir. O halde Türkiye Halk Sağlığı Kurumukamuoyuna “Gebelerin tedavilerinde katılımpayı alınır mı?” başlığı ile “Analık halindekatılım payı ve ilave ücret alınabileceği” açık-lamasını neden yapmıştır?

Ana-çocuk sağlığı hizmetlerinden kat-kı payı ve ilave ücret alın-maya mı başlanı-yor!

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Bakan adınaKurum Başkan vekili Dr. Mehmet Ali TORU-NOĞLU imzalı yayımladığı ‘’Analık’’ konuluyazıda özetle şunlar ifade edilmektedir:

“5510 sayılı Kanunun 69 uncu maddesindeanalık hali/gebelik nedeniyle sunulan sağlıkhizmetlerinden katılım payı alınmayacağınailişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.Sosyal Güvenlik Kurumunca yayımlanan SağlıkUygulama Tebliğinde de (SUT) analık halleri/ge-belik nedeniyle sunulan sağlık hizmetlerindenkatılım payı alınmamasına yönelik herhangi birdüzenleme yoktur. Ayrıca SUT’ta belirtilen ilaveücret alınmayacak haller arasında da analık haliyer almamaktadır. Buna dayanarak analık halindeKanun gereği alınması gereken katılım paylarıalınmaktadır. Ayrıca kişilerin; analık hali nede-niyle sağlık hizmeti almak için Kanun gereğiilave ücret almasına izin verilen sağlık sunucu-larını tercih etmeleri halinde de kendilerindenilave ücret alınabileceği belirtilmektedir.”

Analık hali dönemindeki sağlık hizmetlerikişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti kap-samından çıkartılıyor mu?

Birinci basamaktan ve koruyucu sağlık hiz-metlerinden sorumlu Türkiye Halk Sağlığı Ku-rumu bu açıklama ile 5510 sayılı Kanun veSosyal Sigortalar Kurumu tarafından yayımlananSUT gereği kendine bağlı kurumlarda katılımpayı ve ilave ücret alınmayacağı hükmünerağmen analık hali durumunda katılım payı veilave ücret alınabileceğini açıklayarak, artıkanalık hali hizmetlerinin takibinin ya birincibasamak sağlık kuruluşlarında yapılmayacağınıya da açık yasa hükmüne rağmen ücretli yapı-lacağını mı bildirmektedir? Ayrıcaşimdiye kadar hastanelerdeuygulanmayan “ya-

tarak tedavide finansmanı sağlanan sağlık hiz-metleri bedelinin % 1’ine kadar katılım payıalınabilir” hükmü de hatırlatarak otelcilik hizmetiadı altında artık yatak ücretinin alınacağını daTürkiye Kamu Hastaneler Kurumu THSK Baş-kanına mı söyletmektedir!

Türkiye Halk Sağlığı Kurumunu ilgilen-diren konuya ilişkin 5510 sayılı kanun veSUT maddeleri aşağıda ifade edilenlerdir:

5510 Madde 69-Sağlık hizmetlerinden katılımpayı alınmayacak haller,

c) Aile hekimi muayeneleri ve kişiye yönelikkoruyucu sağlık hizmetleri,

5510 Madde 68- Katılım paylarının ödenmeusulünü belirlemeye Kurum (SGK) yetkilidir.

5510 Madde 73- Sağlık giderlerinin öden-mesi,

“Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları iseotelcilik hizmeti ile istisnai sağlık hizmetleridışında, sağladıkları sağlık hizmetleri için genelsağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğukişilerden ilave ücret talep edemez.( Yüksek-öğretim kurumlarına ait sağlık hizmeti sunucu-larında öğretim üyeleri tarafından mesai saatleridışında bizzat verilen sağlık hizmetleri hariç)”

SUT 1.8.1 - Ayakta tedavide hekim ve dişhekimi muayenesi katılım payı

Birinci basamak sağlık hizmeti sunucularındayapılan hekim ve diş hekimi muayenesindenkatılım payı alınmayacaktır.

1.9.1 - İlave ücret alınması uygula-masında;

a) Kurumla (SGK) sözleşmeli vakıf üniver-siteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşları;SUT ve eklerinde yer alan sağlık hizmetleriişlem bedellerinin tamamı üzerinden Kurumcabelirlenen oranı geçmemek kaydıyla Kurumafatura edilebilen tutarlar esas alınarak kişilerdenilave ücret alabilir.

Sonuç olarak; Hangi sağlık hizmetlerindenkatılım payı veya ilave ücret alınıp, alınmaya-cağını, ödenme ve uygulanmalara ilişkin usulübelirlemeye Türkiye Halk Sağlığı Kurumu değil,Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir.5510 sayılıkanuna göre, birinci basamak sağlık hizmetisunucularında yapılan hekim muayenesindenve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerindenkatılım payı alınmamaktadır. Analık hali süreci(Gebeliğin başladığı tarihten doğumdan sonrakiilk sekiz haftalık dönem) koruyucu sağlık hiz-metleri kapsamındadır. Birinci basamaktan vekoruyucu sağlık hizmetlerinden sorumlu TürkiyeHalk Sağlığı Kurumu Başkan vekili Dr. MehmetAli TORUNOĞLU imzalı kamuoyuna ‘’Gebe-lerin tedavilerinde katılım payı alınır mı?’’başlığı ile yansıyan yazı kafa karışıklığına nedenolmaktadır. THSK ko-nuya ilişkin açıklayıcı birbilgiyi kamuoyu ilepaylaşmalıdır.

Grev Gözcüsü

GSS Hikayeleri...

Sağlık alanının piyasalaştırılmasına yönelik düzenlemeler, yaşamageçirilmeye çalışıldıkları ülkelerde önemli protestolara neden oluyor. Tıp

Dünyası’nda dünya ülkelerinde yaşanan protestoları, hekim ve sağlık çalışanı eylemleriniduyurmaya devam ediyoruz. Türkiye’de de hekimler, başta şiddet olmak üzere Sağlıkta Dönüşüm

Programı kapsamında hekimleri ve sağlık çalışanlarını giderek daha olumsuz koşullarla karşı karşıya bırakandüzenlemelere karşı neler yapılabileceğini tartışıyorlar. Tartışmayı Tıp Dünyası sayfalarına taşıyoruz ve soruyoruz;

“Sizin greviniz nasıl olsun?” [email protected] adresine görüş ve önerilerinizi yazın, bu köşede yayımlayalım.

Komşu yine greve gittiYunanistan'da doktorlar Aralık

ayında 24 saatlik greve gitti. Yuna-nistan'da mali krizle mücadele içinalınan önlemler çerçevesinde iştençıkarmalara itiraz eden devlet has-tanelerinde görevli doktor ve idarimemurlar 24 saatlik grev yaptı.AA’nın haberine göre Doktor veidari memurlar, grev kararı nedeniyleSağlık Bakanlığı önünde gösteri dü-zenleyerek, "Hiçbir hastane kapa-tılmasın", "Sağlık sistemi herkes içinbedava olsun", "İşten çıkarmalarahayır" ve "Hastanelere yatırım ya-pılsın" şeklinde sloganlar attı. Chubutbölgesindeki Comodoro Rivadaviakentindeki bölge hastanesinde çalışansağlık emekçileri, personel atanmasıve yöneticilerin taleplerine cevapvermemesini protesto etmek için birgünlük grev yaptı. Emekli sağlıkemekçileri de greve destek verdi.Kaynak: http://birgun.net/

Koruyucu sağlık hizmetlerinden katılım payı ve ilave ücret alınır mı?

Mısır'da doktor-lar grev yaptı

Mısırlı doktorlar, yeni yılınilk günlerinde yaşam şartla-rının iyileştirilmesini talepetmek ve ekonomik durum-larını protesto için 1 günlükgrev yaptı. Doktorlar Sendi-kası Genel Sekreter Yardım-cısı Reşvan Şaban, AA mu-habirine yaptığı açıklamada,taleplerinin sadece maddi ol-madığını, iş saatleri gibi dok-torların hakları konusundada sorunlar yaşadıklarını ifa-de etti. Şaban, Eş-Şarkıyyeve Dimyat illerinde grevinyüzde yüz, Kalyubiye ken-tinde yüzde 30, İskenderi-ye'de yüzde 70, Beni Su-veyf'de yüzde 80 başarı sağ-ladığını kaydetti. Grevin,

Sağlık Bakanlığı'na bağlı514'ten fazla kuruluş ve has-tanede gerçekleştiği, üniver-site hastanelerini, acil birim-leri ve orduya bağlı hasta-neleri kapsamadığı belirtildi.Doktorlar Sendikası'nın gre-viyle eş zamanlı olarak Ec-zacılar Sendikası da üyelerinegrev çağrısı yaptı.

Sendika üyelerinden Ah-med Talat Ebu Dume, Saidbölgesindeki eczacıların tü-münün sabahtan bu yana grevyaptığını, eczacıların yüzde75'inin grev çağrısına olumlukarşılık verdiğini söyledi.Öte yandan, İsmailiyye veMinya kentlerinde doktorlarekonomik durumlarının iyi-leştirilmemesi ve sıkıntılarınaçözüm bulunmamasını pro-testo için gösteri düzenledi.

Sizin greviniz n

asıl olsun?

Tunus’ta doktorlarmecburi hizmete karşı sokakta

Arap isyanlarının başladığı Tunus’ta doktorlar, teknokrat hükümetinMeclise getirdiği üç yıl zorunlu hizmeti öngören yasa taslağına karşısokaktaydı. Başkent Tunus’ta Ulusal Kurucu Meclis binası önündeprotesto gösterisi düzenleyen Tunuslu doktorlar, iç bölgelerde vetaşrada üç yıl zorunlu hizmeti getirmesi planlanan yasa taslağının geriçekilmesini istediler. Doktorlar, Eczacılar ve Halk Sağlığı UzmanlarıBölgesel Sendikası’nın önderliğindeki gösteride Sağlık Bakanı Abdullatifel-Mekki aleyhine sloganlar atıldı.

Sendika Genel Sekreteri Muhammed el-Hadi Suveysi, söz konusuyasa taslağındaki hizmet süresinin çok uzun olmasının doktorların işve özel yaşamlarında büyük sıkıntılara yaratacağını belirtti. Muhammedel-Hadi Suveysi hükümetin öncelikli olarak Tunus’un batısı vegüneyindeki iç bölgelerde sağlık hizmetleri alanındaki yetersizliklerigidermesi gerektiğini söyledi. (Kaynak: Allafrica.com)

Şili'de kamu çalışanlarından grevŞili'de kamu çalışanları ve sağlık emekçileri, Aralık ayında ücret

artışı talebiyle greve gitti. Sendikalar, 2014’te geçerli olacak yüzde 7ile yüzde 9 arasında zam talep ediyorlar. Hükümetin önerdiği ücretatışı ise % 4,4. Şili'de 2014 yılı bütçesiyle ilgili tartışmalar devam edi-yor.

Dr. Ergün DEMİRDr. Güray KILIÇ

Page 16: Sağlık, kaçakçılık ve organize işlerde ikinci sırada!tedir. Gezi Parkı direnişi sırasında ise bu uyarıların hiç birine uyul-mamış ve kapalı yerlerde, hatta yaşlı,

● Kamudaçalışan hekimle-

rin muayenehane, tıpmerkezi veya poliklinikler-

de çalışmasını yasaklayan,

● Rektörlüklere eğitim ve araş-tırma hastanelerindeki akademisyenler

ve eğitim görevlilerinin % 50’sini özel has-tanelere kiralama, pazarlama hakkı tanıyan,● “Bıçak parasını ortadan kaldırıyoruz” baha-

nesiyle yaptığı düzenlemede akademisyenlere veeğitim görevlilerine özel hastanelerde de olsa tanıdığıikinci işte çalışma hakkını kamuda görevli diğer uzman

ve pratisyen hekimlere tanımayarak onları töhmetaltında bırakmaya devam eden,● Sülükçüye, hacamatçıya sertifika zorunluluğu

getirirken işçi sağlığı ile ilgili alanda işyeri hekimliğindesertifika zorunluluğunu delen,

● Aile hekimlerine nöbet zorunluluğu getirerek, ailehekimlerinin çalışma saatlerini arttıran,

● Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafındaniptal edildiği halde sağlık çalışanlarına ikamet

zorunluluğu getiren,

● Dünyada eşi benzeri görül-memiş ve bu nedenle

Birleşmiş Milletler İnsanHakları Yüksek Komiserliği’ndenDünya Tabipler Birliği’ne, İnsan Hak-ları İçin Hekimler Örgütü’nden AvrupaHekimler Daimi Komitesi’ne kadar dünyanındört bir yanından tepkiyle karşılanan bir dü-zenlemeyle, diplomamızın bize verdiği yetkiyikullanarak hekimlik mesleğimizi yerine ge-tirmeyi “Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma”adı altında bir suça dönüştürüp hapis ve paracezası öngören,

● İnsanların en mahrem sağlık bilgilerini pay-laşmayan hekimleri cezalandıran, paylaşma ileilgili masrafları hekimlere, sağlık kurumlarınayükleyen,

● Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemeyi sağ-lamayacak, kâğıt üzerine yazılı olmaktan öteye geçecekbir düzenleme içermeyen,

Sağlık TorbasıTBMM’deKabul Edildi!

FARKINDA MISINIZ?

SAĞLIK TORBA YASASI’NA OY VERDİNİZ,

HESABINI VEREBİLECEK MİSİNİZ?